EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA NOVEMBER 2015
Sie wollen auch ein ePaper? Erhöhen Sie die Reichweite Ihrer Titel.
YUMPU macht aus Druck-PDFs automatisch weboptimierte ePaper, die Google liebt.
Foto: Grüne<br />
Wir sagenJA zur<br />
GLEICHBERECHTIGUNG<br />
<br />
Sürpriz Hediyeler ve Özel<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />
SAYI: 51 KASIM <strong>2015</strong> - AUSGABE: 51 <strong>NOVEMBER</strong> <strong>2015</strong> P.b.b. Verlagsort: 6020 Innbruck 11Z038817M<br />
Retour- und Postsendungen: Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
R<br />
E<br />
C H<br />
www.europa-journal.net<br />
SEITE 20<br />
Kadına Şiddete Birlikte HAYIR Diyelim<br />
16<br />
Tage<br />
gegen<br />
Gewalt<br />
an Frauen 25.11.-10.12.<br />
I<br />
© Peter Rigaud<br />
Abgeordneter zum Tiroler Landtag<br />
Yeşiller Partisi Milletvekili<br />
Ahmet Demir:<br />
Değişikliklere<br />
açık olalım<br />
Nationalratspräsidentin<br />
Doris Bures<br />
SAYFA 20<br />
Seien wir offen für<br />
Veränderungen<br />
Gesamtgesellschaftliches<br />
Problem<br />
SEITE 11<br />
© Aydan Özoguz<br />
Familienministerin<br />
Sophie Karmasin<br />
Müssen Gewalt aktiv<br />
entgegenwirken<br />
VİYANA ENTEGRASYON<br />
KONFERANSI YAPILDI...<br />
Almanya Göç ve Uyum Bakanı Aydan Özoğuz<br />
© ChristianJungwirth.com<br />
SEITE 12<br />
Gesundheitsministerin<br />
Sabine Oberhauser<br />
Recht auf körperliche<br />
Unversehrtheit<br />
Viyana Entegrasyon Konferansı’na<br />
farklı ülkelerden birçok yetkili katıldı.<br />
Ana gündem maddesi, Avrupa Birliği’ni<br />
belki dağılma sürecine götürecek<br />
mülteci konusu olan konferansta, ülke<br />
temsilcileri fikir alış-verişinde bulundu.<br />
<strong>AVRUPA</strong> BİRLİĞİ TEHLİKEDE<br />
Konferansa ev sahipliği yapan Avusturya<br />
Dışişleri ve Uyum Bakanı Sebastian<br />
Kurz konuşmasında, ‘‘Yıl sonuna kadar<br />
Avusturya’ya 85 bin iltica başvurusu<br />
olacağını tahmin ediyoruz. Farklı kültürlerden<br />
ülkemize gelen mültecilere;<br />
temel hak ve özgürlükler, hukuk<br />
devleti, demokrasi, insan hakları ve<br />
© BMG / Johannes Zinner<br />
SEITE 12<br />
<strong>AVRUPA</strong> DAĞILIYOR MU?<br />
kadın-erkek eşitliği gibi konuları<br />
aktarma çabasındayız. Mültecilerin<br />
ülke değerlerini öğrenmesi şarttır.<br />
Özellikle Almanca kursları ile mültecilerin<br />
topluma uyumunu kolaylaştırmaya<br />
çalışıyoruz. Buraya gelen<br />
herkes ailesini de getirmek istiyor. Suriye’de<br />
savaşın bir an önce sonlanması<br />
gerekir. Bizler artık kapasitemizin<br />
üstüne çıktık. Bu durum Avusturya toplumunda<br />
korku ve endişeye sebep<br />
oluyor. Sığınmacıların kontrollü şekilde<br />
sınırlandırılması uygun olacaktır.’’<br />
KONTROLÜ KAYBETTİK<br />
Almanya Göç ve Uyum Bakanı Aydan<br />
Innenministerin<br />
Johanna Mikl-Leitner<br />
Gemeinsam für die<br />
Sicherheit der Frauen<br />
SEITE 12<br />
Özoğuz, ‘‘Mültecilerin sayısının giderek<br />
artması ve hazırlıksız olunması sebebiyle<br />
kontrolü biraz kaybettik. İnsanlarda<br />
korku ve soru işaretleri başladı.<br />
Toplum artık, Almanya’ya kimler ve<br />
neden geliyorlar? Burada ne yapacaklar?<br />
İnsanlar istedikleri gibi gelip<br />
Avrupaya yayılacaklar mı? gibi sorular<br />
soruyorlar. Artık bu kontrolü sağlamamız<br />
lazım. Çünkü Avrupa bundan<br />
fazlasını kaldıramayacak. Avrupa<br />
halklarında sahip olunan yaşantı standartlarını<br />
nasıl muhafaza edebiliriz<br />
noktasında soru işaretleri başladı. Gerçekten<br />
çok zor bir süreç.’’ dedi.<br />
© BM.I<br />
Frauenministerin<br />
Gabriele Heinisch-Hosek<br />
Gewaltfreies Leben<br />
für alle Frauen<br />
© BKA / Astrid Knie<br />
SEITE 11<br />
Avusturya Dışişleri ve Uyum Bakanı Sebastian Kurz<br />
© Felicitas Matern / feelimage.at
KASIM <strong>2015</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 2<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Okullar açıldıktan sonra öğrenciler<br />
başta olmak üzere veliler ve okul yönetimlerinin<br />
en fazla üzerinde durduğu<br />
konulardan biri de öğrencilerin okula<br />
devamsızlık yapmasıdır. Araştırmalar<br />
erkek öğrencilerin kız öğrencilere göre<br />
daha fazla devamsızlık yaptığını göstermektedir.<br />
Bu konu gerekli tedbirlerin<br />
zamanında alınmaması veya alınamaması<br />
halinde kronik bir duruma<br />
dönüşür ve öğrencilerin öğrenim hayatının<br />
sonlanması ile neticelenebilir.<br />
Eğitimciler, öğrencilerin devamsızlıklarını<br />
aralıklı ve sürekli devamsızlık olmak<br />
üzere ikiye ayırırlar. Bunlardan ilki,<br />
öğrencinin okullarına bazen gelip bazen<br />
gelmeme durumudur. İkincisi ise öğrencinin<br />
hazır bulunuşluk düzeyi yeterli<br />
düzeyde olmasına rağmen, yani okula<br />
gidecek her türlü imkân sağlanmış olmasına<br />
rağmen onun fiziksel, psikolojik<br />
ve toplumsal nedenlerden kaynaklanan<br />
ve onların akademik başarısını olumsuz<br />
yönde etkileyeceği düşünülen arzu edilmeyen<br />
bir öğrenci davranışı olarak<br />
tanımlanmaktadır (Altınkurt 2008; Yılmaz 2011).<br />
Yapılan araştırmalarda, öğrencilerin<br />
devamsızlığının tek bir nedeni olmadığı<br />
ortaya koyulmuştur. Muhtemel nedenler<br />
arasında toplum desteğinden yoksun<br />
olma, destekleyici olmayan okul<br />
ortamı, aile yaşantısının düzgün olmaması,<br />
ulaşım ve sağlık sorunları ile<br />
kişisel yetersizlikler öne çıkmaktadır.<br />
Devamsızlık yapan öğrencilerin aile durumları<br />
incelendiğinde, genellikle babaların<br />
çalışması ve çocukların eğitimiyle<br />
annelerin daha yakından ilgilenmek durumunda<br />
kalması, babaların annelerden<br />
daha eğitimli olması, kardeşler arasında<br />
yoğun bir akademik rekabet bulunması<br />
© BKA/Andy Wenzel<br />
Ekonomi Bakanı Mitterlehner: ''Yeni ekonomik hareketlilik firmaların yükünü<br />
azaltacak, konjonktürü güçlendirecek ve yeni iş imkânları oluşturacak.''<br />
Hükümetten<br />
olumlu<br />
sinyaller...<br />
Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi<br />
Bakanı Reinhold Mitterlehner<br />
hükümetin sosyal<br />
ortaklarla yaptığı işgücü<br />
piyasası ve konjonktür zirvesinden<br />
çıkan sonuçlar<br />
hakkında şu açıklamalarda<br />
bulundu:<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />
Katrin VORHAUSER<br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />
Mehmet İNAK<br />
Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />
Hasan KESKİN<br />
Anzeigenverkauf & Vertrieb<br />
Mustafa DELİCE<br />
Tel. 0676 701 42 23<br />
E-Mail: delice.m@europa-journal.net<br />
Türkiye Temsilcisi<br />
Mag. Ahmet ZUBİ<br />
12.11.<strong>2015</strong> - 14.12.<strong>2015</strong><br />
SAYI: 51 KASIM <strong>2015</strong> -<strong>NOVEMBER</strong> <strong>2015</strong> AUSGABE: 51<br />
ANSCHRIFT - ADRES<br />
<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />
Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />
Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />
gazetemiz sorumlu değildir.<br />
www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />
AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />
R<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
dikkati çekmekte ve gerekli bilinçlendirmenin<br />
olmaması halinde, bu durumun<br />
devamsızlık sorununun çözümüne<br />
katkı sağlamadığı görülmektedir.<br />
Öte yandan, öğrencilerin kendilerini<br />
başarısız görmeleri, sınavlardan aldıkları<br />
notların düşük olması, okulu sevmemeleri,<br />
dersleri yapamayacaklarına ilişkin<br />
inançları gibi nedenler onların kendilerini<br />
başarısız hissetmelerine neden<br />
olmaktadır. Öğrencilerin derslerde<br />
başarısız olacakları yönündeki yargıları,<br />
onların devamsızlık yapma ihtimalini<br />
artıran bir etkendir (Kadı 2000). Devamsızlık<br />
yapan öğrenci, derste anlatılan konuları<br />
da kaçıracağından, kaçırdığı konuları telafi<br />
etmek için ilave destek hizmetlerine<br />
gereksinim duyacaktır. Bu ilave destek<br />
hizmetlerini alamayan öğrencilerin akademik<br />
başarıları da düşecek, akademik<br />
başarıları düştükçe de okul ile olan<br />
bağları zayıflayacak ve devamsızlık<br />
konusu zamanla bir kısır döngüye<br />
dönüşecektir. Bu süreçte gerekli destek<br />
hizmetleri ve okul-aile-öğrenci işbirliği<br />
eksik kalırsa, öğrencinin okuldan<br />
diploma alamadan ayrılması söz konusu<br />
olabilecektir. Diploması olmayan bir<br />
kişinin meslek eğitimi yapması da<br />
mümkün olamayacağından, bireylerin<br />
hayatın ilerleyen aşamalarında çalışma<br />
ve sosyal güvenlik konularında da bir<br />
dizi sorunlarla karşılaşması kaçınılmaz<br />
olacaktır.<br />
Öğrencilerin devamsızlık yapma nedenlerine<br />
gelince, yapılan araştırmalarda<br />
öğrencilerin kişisel nedenler, ailevi<br />
nedenler ve arkadaş çevresinden<br />
kaynaklanan nedenler olmak üzere üç<br />
ana konu üzerinde durduğu tespit<br />
edilmiştir (Hoşgörür ve Polat <strong>2015</strong>: 32).<br />
''Ücret dışı maliyetlerin düşürülmesi<br />
önemli idi, böylelikle<br />
firmaların yükü azalacak<br />
ve onlara yeni işçi almada hareket<br />
sahası bırakacaktı. Toplamda<br />
ücret dışı maliyetler<br />
2018'e kadar kademeli olarak<br />
1 milyar avro kadar azaltılacak,<br />
sadece bu düşüş<br />
14 bin iş sağlıyor. 1 Ocak<br />
2016'dan itibaren daha<br />
hesaplı konutlar için bir bir<br />
konjonktür paketi başlatacağız.<br />
Bu yolla gelecek<br />
yıllarda 68 bin kişi için<br />
kira ve mülkiyet konutları<br />
inşaa edilecek. Hükümetin<br />
bu paketi, yaklaşık 60<br />
bin işin oluşturulması ve<br />
güven altına alınmasına<br />
katkı sağlayacak tedbir ve<br />
hareketlendirme içeriyor.<br />
Diğer bir konjonktür hareketliliği<br />
de elektrik alt yapısının<br />
genişletilmesi. Bir<br />
diğeri de firmaların yatırımlarını<br />
desteklemek için<br />
kalkınma bankasının garanti<br />
hacmi 100 milyon<br />
avro arttırıldı ve edinimi<br />
firmalar için daha uygun<br />
ve kolay hale getirildi. Çalışma<br />
saatleri de esnekleştirildi.<br />
2016'dan itibaren iş<br />
Aile kaynaklı nedenler arasında ağırlıklı<br />
olarak, öğrencinin büro temizliği vb.<br />
görece olarak daha hafif olduğu bir işe<br />
gönderilerek aile bütçesine katkı sağlamasının<br />
beklenmesi veya ailenin küçük<br />
çocuğuna bakma, sığırtmaçlık yapma<br />
gibi aile içi dayanışma ile ailelerin<br />
mevsimlik işçi olarak farklı coğrafi<br />
bölgelere göç etmesi gibi nedenler<br />
sayılabilir.<br />
Öğrenci kaynaklı nedenler arasında<br />
öğrencilerin okulu ve dersleri sevmemesi,<br />
okulda çok zorlanması ve okulda<br />
canlarının çok sıkılması ve okulun hiç de<br />
eğlenceli bir yer olmaması gibi gerekçeler<br />
öne sürülmektedir. Bu durumda<br />
olan çocukların aileleri onların devamsızlıklarına<br />
karşı çıksa bile, onların<br />
devamsızlık yapmaya devam ettikleri,<br />
okula gitmemek için büyük bir direnç<br />
gösterdikleri görülmektedir. Öğrenci<br />
kaynaklı sürekli devamsızlık nedenleri<br />
arasında, öğrencinin sağlık sorunları<br />
yaşaması da görülmüştür ki bu durum<br />
çok yaygın değildir.<br />
Araştırmalar, öğrencilerin eğitim<br />
sistemi ve okul koşullarının olumsuzluğunun<br />
okulu terk etme nedenleri<br />
arasında önemli bir yere sahip<br />
olduğunu göstermektedir. Ayrıca<br />
okula aidiyet hissi, ders dışı faaliyetler,<br />
okulun fiziksel koşulları, öğretmen<br />
ve öğrenci ilişkileri çocukların okula<br />
devamlarının sağlanması konusunda<br />
etkili olmaktadır.<br />
Arkadaş çevresinden kaynaklanan nedenlere<br />
gelince,öğrencilerin devamsız<br />
yapmayı alışkanlık haline getiren arkadaşlarına<br />
uymaları ve okul dışındaki<br />
etkinliklerin daha eğlenceli olduğunu<br />
düşünmeleri dikkat çekmektedir.<br />
seyehatleri ve montajlara<br />
daha çok esneklik sağlayacağız.<br />
Bundan firma ve çalışanlar<br />
da fayda görecek.<br />
Yeni işler sağlanırken buna<br />
paralel adımlar da atılacak.<br />
Bilinç oluşturma çerçevesinde<br />
25’ten fazla çalışanı<br />
olan bütün firmalar yaşlı çalışanların<br />
durumu hakkında<br />
bilgilendirilecek. 2018'den<br />
itibaren çalıştırması gereken<br />
yaşlı işçiden daha fazlasını<br />
istihdam eden firmalar, ek<br />
maaş dışı maliyet giderleri<br />
indiriminden yararlanacak.<br />
Sektör ortalamasının altında<br />
kalan firma için çıkış parası<br />
verme yalnız iş sözleşmesinin<br />
bitirildiği anda olacak. Firmaların<br />
plan yapabilme kabiliyeti<br />
güven altına alındı.<br />
Hazırlanan bu paket tabii ki<br />
yarın her şey mükemmel olacak<br />
anlamına gelmiyor. Bu<br />
çalışma, hükümet ve sosyal<br />
ortaklar tarafından detaylı ve<br />
iyi müzarekeler sonucu oluşan<br />
bir paket. Anlaşma ve<br />
sözlerimizi tutacağız. Paketimizin<br />
büyüme, konjonktür ve<br />
işgücü piyasasının olumlu gelişmesine<br />
katkıda bulunacağından<br />
eminim.''<br />
Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />
Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />
mcakir@anadolu.edu.tr<br />
Öğrencilerin Okula Devamsızlıkları<br />
Ayrıca yapılan araştırmalar, öğrencilerin<br />
grup dinamiğinin etkisiyle bir grup<br />
içine girebilmek, gruba ayak uydurmak<br />
ya da grupta söz sahibi olmak için<br />
devamsızlık yapabildiklerini de göstermektedir<br />
(Arkonaç 2001; Güney 2000; Kağıtçıbaşı 1998).<br />
Okula devam etmeyen öğrencilere<br />
gösterilen tepkiler ve tepkinin türü de<br />
önemlidir. Öğrencilerin sürekli devamsızlıkları<br />
karşısında ailelerin gösterdiği<br />
tepki, ya tepkisizlik ya da psikolojik<br />
tepkidir (kızma davranışı). Bazı aileler<br />
çocuklarının okula devamsızlığını azaltmak<br />
için herhangi bir çaba göstermemektedir.<br />
Bazı aileler çocuklarını sözlü<br />
olarak uyarırken, fiziksel şiddet uygulamamaktadır.<br />
Çocuğun devamsızlık yapmasına tepki<br />
gösterilmemesi, yönlendirme yapılmaması,<br />
öğrencinin istenmeyen bu davranışı<br />
pekiştirmesine neden olabileceği<br />
gibi, çocuğa psikolojik tepki (kızma vd.)<br />
vermenin de davranışta geçici bir<br />
düzelme sağlamakla birlikte kalıcı bir<br />
düzelme sağlamayacağı söylenebilir.<br />
Okul yöneticilerinin gösterdiği tepki ise<br />
öğrenci ile karşılıklı konuşma (iletişim),<br />
tepkisizlik veya psikolojik tepki davranışı<br />
şeklinde olmaktadır. Öğretmenlerin<br />
tepkileri ise farklı olmaktadır. Kimi<br />
branş öğretmenlerinin devamsızlık<br />
yapan öğrenciler ile özel görüşmeler<br />
yapmasının dışında, öğretmenlerin<br />
ağırlıklı olarak devamsızlık yapan öğrenciye<br />
tepki göstermediği, kendileriyle<br />
ilgilenmediği, herhangi bir iletişime geçmediği<br />
ve devamsızlıklarının üzerinde<br />
durmadığı görülmektedir.<br />
Sürekli devamsızlıkların önüne geçilebilmesi<br />
için alan uzmanları tarafından<br />
bazı tedbirler önerilmektedir.<br />
Öğrencilerle yapılan görüşmelerde psikolojik<br />
nedenlerle okula gitmeyen<br />
öğrencilerin aile, okul ve alan uzmanı<br />
işbirliğiyle çocuğa destek olması ve<br />
sorunların ortadan kaldırılmasına<br />
çalışması, gerektiği hallerde profesyonel<br />
destek alınması gerekir. Profesyonel<br />
destek ile aile danışmanlığı kurumu,<br />
psikolojik danışmanlık ve rehberlik<br />
hizmetleri uzmanı ve çocuk ve ergen<br />
psikiyatra başvurulması gibi durumlar<br />
söz konusu olabilir. Ayrıca çalışan<br />
öğrencilerin okula gitmelerine izin<br />
verilmesi, sürekli devamsızlığın arkadaş<br />
ve okul çevrelerine bağlı olarak<br />
görülmesi halinde bu çevrelerin değiştirilmesi,<br />
varsa sağlık sorunlarının çözülmesi<br />
gibi öneriler sayılabilir. Öte yandan<br />
alan uzmanları aileyle ilgili olarak<br />
gözlenen sorunlar birinci derecede<br />
önemli olduğundan, öncelikle aile içindeki<br />
sorunların çözülmesi gerektiğine<br />
dikkat çekmektedir.<br />
Yukarıdaki nedenlerin ortadan<br />
kaldırılması ile okul devamsızlığının da<br />
ortadan kalkacağı düşünülmektedir.<br />
KAYNAKÇA:<br />
Altınkurt, Y. (2008). “Öğrenci Devamsızlıklarının Nedenleri ve Devamsızlığın Akademik<br />
Başarıya Olan Etkisi”. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. Sayı: Sayı 20. 129-142.<br />
Arkonaç, S. (2001). Sosyal Psikoloji. İstanbul: Alfa Yayıncılık.<br />
Güney, S. (2000). Davranış Bilimleri. Ankara: Nobel Yayıncılık.<br />
Hoşgörür, Vural; Polat, Mustafa (<strong>2015</strong>). Ortaokul Öğrencilerinin Okula Devamsızlık<br />
Nedenleri (Söke İlçesi Örneği). MSKU Eğitim Fakültesi Dergisi. Cilt 2, Sayı 1, 25-42.<br />
Kadı, Z. (2000). Adana ili merkezindeki ilköğretim okulu öğrencilerinin sürekli devamsızlık<br />
nedenleri. Yayımlanmamış YL-Tezi, İnönü Üniversitesi, Malatya.<br />
Kağıtçıbaşı, Ç. (1998). Yeni İnsan ve İnsanlar: Sosyal Psikolojiye Giriş. İstanbul: Evrim.<br />
Yılmaz, Ç. (2011). Öğrenci Devamsızlıklarının Nedenleri ve Bunu Giderme Yolları.<br />
Eğitişim Dergisi. Sayı: 29. Ocak 2011.<br />
URL: http://www.egitisim.gen.tr/site/arsiv/65-29/563-ogrenci-devamsizliginin-nedenleri.html<br />
Yıldız, M. (2011). İlköğretim okulu öğrencilerinin devamsızlık nedenlerinin araştırılması.<br />
Yayımlanmamış YL Tezi. Ahi Evran Üniversitesi, Kırşehir.
3 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
KASIM <strong>2015</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
© BMI<br />
Die Polizei bietet ein spannendes<br />
Arbeitsfeld, das vom<br />
Verkehrsdienst, dem Kriminaldienst,<br />
über die Mitwirkung<br />
bei der Vollziehung<br />
von Gesetzen und der<br />
Unterstützung für Gerichte<br />
bis hin zu sicherheitspolizeilichen<br />
Aufgaben reicht. Polizistinnen<br />
und Polizisten<br />
sorgen für die Aufrechterhaltung<br />
der öffentlichen<br />
Ordnung und Sicherheit<br />
zum Wohle der gesamten<br />
Bevölkerung. Sie sind rund<br />
um die Uhr für die Menschen<br />
da und bieten in<br />
Gefahrensituationen Schutz<br />
und Unterstützung für gefährdete<br />
Personen.<br />
Gleichberechtigt<br />
Frauen erhalten die gleiche<br />
Ausbildung wie Männer, bekommen<br />
das gleiche Gehalt<br />
und haben die gleichen<br />
Karrierechancen.<br />
Ausbildung<br />
Frauen und Männer mit<br />
österreichischer Staatsbürgerschaft,<br />
die mindestens<br />
18 Jahre alt sind, nicht vorbestraft<br />
sind und einen Führerschein<br />
der Klasse B<br />
besitzen, können sich für<br />
die Polizeiausbildung bewerben.<br />
Männer müssen<br />
den Präsenz- oder Zivildienst<br />
bereits abgeleistet<br />
haben.<br />
Die Grundausbildung dauert<br />
zwei Jahre, davon sind 19<br />
Monate theoretische Fachausbildung<br />
und fünf Monate<br />
praktische Einführung<br />
in den Dienstbetrieb auf<br />
einer Polizeiinspektion.<br />
Sicherheitsoffensive:<br />
Die Polizei bietet eine Chance<br />
auf einen abwechslungsreichen<br />
und spannenden Beruf<br />
Polizei<br />
Wien sucht<br />
Nachwuchs<br />
Sicherer Arbeitsplatz und Chance auf Karriere<br />
ein öffentlich rechtliches<br />
Dienstverhältnis. Es bestehen<br />
vielfältige Einsatzmöglichkeiten,<br />
sowohl in Zivil als<br />
auch in Uniform, in den<br />
unterschiedlichsten Dienststellen<br />
der Wiener Polizei.<br />
Durch weitere Ausbildungen<br />
haben Polizistinnen und<br />
Polizisten, z.B. nach mehrjährigem<br />
Dienst auf einer<br />
Polizeiinspektion, die Möglichkeit,<br />
bei der Polizei<br />
Karriere zu machen.<br />
INFORMATION<br />
Bewerben kann man sich auf<br />
www.wien-polizei.at.<br />
Weitere Auskünfte über das<br />
Aufnahmeverfahren, sowie sonstige<br />
Karriere<br />
Informationen erhalten sie unter<br />
Nach der zweijährigen<br />
der Telefonnummer<br />
bezahlten, theoretischen 01/313 10-76 225 oder bei<br />
und praktischen Ausbildung<br />
aufnahme-wien@polizei.gv.at<br />
erfolgt eine Übernahme in<br />
Uzm. Psikolog Sebiha Devrim: İlişkilerde çiftler arası doğru iletişim çok önemli<br />
ALDATMA SONRASI İLİŞKİNİN TAMİRİ MÜMKÜN MÜ?<br />
Uzm. Psikolog Sebiha Devrim:<br />
Aldatmak ve aldatılmak günümüzde sıkça<br />
ilişkilerde rastlanan ve ilişkilerde ayrılma nedeni<br />
olarak belirtilen en önemli sorunlardan<br />
bir tanesidir. Peki, eşler arasında aldatmanın<br />
nedenleri nedir ve kimler daha çok aldatmaya<br />
meyillidir?<br />
Kadınlarda en çok görülen aldatma nedeni<br />
ilgisizlik ve eşleri tarafından takdir edilmemektir.<br />
Erkekler için aldatma nedeni ise<br />
yine takdir edilmemek ve özgürlüklerinde<br />
kısıtlanma olduğu zamandır. Cinsellik ve yeterince<br />
tatmin olmama kısa süreli aldatma için<br />
bir neden olarak belirtilebilir, ancak bu neden<br />
her iki cins için ikinci planda kalan bir aldatma<br />
nedenidir.<br />
Mutlu bir ilişki için gerekli olan unsurlar:<br />
- ilgi<br />
- kişiyi olduğu gibi kabul etmek<br />
- saygı<br />
- kişiyi takdir etmek<br />
- özgürlük<br />
Yukarda belirtilen bu unsurlar bir ilişkide<br />
yeterince olmadığı zaman aldatma söz konusu<br />
olabilir çünkü mutsuz olan kişi bu duygularını<br />
başka bir kişiyle beraber olarak tatmin etmek<br />
ister.<br />
Kendi edindiğim tecrübeye dayanarak ve<br />
dünyada da görülen örneklerde de affetmek<br />
ve ilişkinin iyi bir şekilde devam edebilmesi<br />
için eşlerin ilişki terapisi için geldiğinde önemli<br />
ve efektif olması için gereken bir kaç unsur:<br />
- durumu kabullenmek<br />
- durumun bir daha yaşanmayacağından emin<br />
olmak<br />
- acıyı beraber yaşamak<br />
- açıkça aldatma nedenini belirtip bu konuya<br />
beraberce çözüm bulmak<br />
Belirtilen bu unsurlarla ilişki terapisine başvurulduğu<br />
zaman güzel sonuçlar alınıp ilişkinin<br />
yine sağlıklı devam etmesi mümkün. Komünikasyon<br />
iyi olduğu zaman çözüm bulmak daha<br />
kolay olacak. İlişkide güven zamanla yeniden<br />
kazanılacaktır.<br />
Uzm. Psikolog Sebiha Devrim, Otizm ve İlişki uzmanıdır. Daha önce<br />
kendi hikâyesi hakkında ''Anne, ben uzaylı mıyım?'' adlı kitabı,<br />
sonrasında ''Otizm'e pozitif bakış açısı'' ve ''Otizm'i anlamak'' adlı<br />
kitapları yazdı. Şu an Uzm. Psikolog olarak Türkiye ve Avrupa’da<br />
yaptığı çalışmaları, verdiği eğitim ve sunumları pozitif psikoloji<br />
yönünden sürdürüyor. Kendi yaptığı çalışmalar ve edindiği tecrübeler<br />
sonucunda pozitif psikolojinin otizmli kişilerde ne kadar güzel<br />
sonuçlar getirdiğini gördü ve bu yüzden uzmanlık alanını pozitif<br />
psikoloji ile geliştirdi. Yetenekleri vurgulamak ve bunlara yönelmenin<br />
otizmin zayıf yönlerinden daha da önemli olduğunu düşünüyor.<br />
Daha fazla bilgi ve iletişim için:<br />
www.sebihadevrim.com<br />
info@sebihadevrim.com<br />
WIR SORGEN FÜR<br />
IHRE SICHERHEIT IN WIEN<br />
GESAMTKRIMINALITÄT GESENKT<br />
AUSSENDIENSTPRÄSENZ DURCH POLIZEIREFORM ERHÖHT<br />
PERSONAL WIRD AUFGESTOCKT<br />
JETZT BEWERBEN! WWW.WIEN-POLIZEI.AT<br />
Weitere Auskünfte erhalten Sie unter:<br />
Tel. 01/313 10-76 225 oder bei aufnahme-wien@polizei.gv.at<br />
Entgeltliche Einschaltung
© NÖ Landespressedienst / Burchhart<br />
KASIM <strong>2015</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 4<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
YASEMİN KARAGÖZ<br />
yasemin-ka@hotmail.com<br />
AKNÖ-Präsident Wieser: Wir bieten Jugendlichen eine<br />
breite Palette an Perspektiven<br />
ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ<br />
Güneşimizi doğurana şükürler olsun,<br />
O güzel sevgili<br />
Ne verirse başa,<br />
Amenna!<br />
Diller sussun, dualar konuşsun,<br />
Uyan gençliğim,<br />
tut elinden çocukluğumun,<br />
Kaybolur bu şehrin sokaklarında,<br />
Yol bilmez, iz sürmez,<br />
düşer kalır ıssız sokaklarda,<br />
Bugün onu yalnız bırakma.<br />
Bir simit al ona,<br />
Martılar da nasiplensin lokmasından,<br />
Lime lime et mutsuzluğu,<br />
umutsuzluğu...<br />
Çocukluğum, gençliğim,<br />
emeklerimsin sen benim,<br />
Sen de dal çocukluğum,<br />
Bu bir rüya, zamanında<br />
gerçek olan bir hülya...<br />
(Esra Ö. Karakuş)<br />
Bazen bir bakışınız güven<br />
verir onlara, bazen de tuttuğunuz<br />
sıcacık bir el veya<br />
bazen de söylediğiniz güzel<br />
bir söz...<br />
İnsanın yapı taşında vardır<br />
böyle bir ihtiyaç. İnsanoğlu<br />
yalnız olmadığını bilmek, hissetmek<br />
ister.<br />
İnsan yetiştirmek demek sadece<br />
memur, sporcu, işci,<br />
yönetici yetiştirmek demek<br />
değildir. Bir insan yetiştirmek<br />
demek, inançlı, ahlaklı,<br />
olumlu, kaabiliyetli, dürüst,<br />
iradeli varlık yetiştirmek<br />
demektir. Ama bütün bu<br />
özelliklerin bir şahsiyette<br />
olabilmesi için, hayatta karşılaştığı<br />
engellere karşı kuvvetli<br />
olabilecek özgüvene<br />
sahip olması ilk kuraldır<br />
diyebiliriz. Özgüveni tam<br />
bir insan yetiştirmek, ona<br />
güvende olduğunu hissettirmekle<br />
başlar.<br />
Genellikle sağlıksız bir ailede<br />
yaşayan çocuklarda özgüven<br />
sorunu görülür. Çünkü ailede<br />
kimse kimseye güvenmez.<br />
Sevgi ve umut adeta anlamı<br />
olmayan iki kavram olur o<br />
evde. Temelde olan bu<br />
güvensizlik (ne kadar da<br />
hissettirilmemeye çalışılırsa<br />
çalışılsın) haliyle çocuğa<br />
da yansır. Aile içindeki<br />
iletişimsizlik, kırgınlık ve<br />
küskünlükler, aile fertlerinin<br />
birbirlerini anlamamasına,<br />
akabinde de sorunların çoğalmasına<br />
sebep olur. Çocuk<br />
ailesinden saygı ve sevgi<br />
görmezse, kimsenin ona yardım<br />
etmeyeceğine inanır. Zamanla<br />
bu inanç karakterine<br />
yansır. O da kendi hayatında<br />
kimseye güvenemez. Sorun<br />
ve duygularını dile getirmekte<br />
güçlük çeker. Bu<br />
durum ona hayatı zehir etmekle<br />
kalmaz, onun da diğer<br />
insanların hayatlarını olumsuz<br />
etkilemesine sebep olur.<br />
Bugün toplumumuzda özgüveni<br />
eksik insanların, yeni<br />
terimiyle „Narsist „ varlıkların<br />
olduğunu görürüz. Bu tip<br />
insanlar hep eleştirici, muhatabının<br />
ayıbını ve kusurunu<br />
arayan, fırsat buldukça onları<br />
rencide ederek „Kul hakkına„<br />
giren zavallılardır.<br />
Bu, ciddi bir hastalık durumu<br />
ve kişilik bozukluğudur.<br />
İnsanların hayatta mutlu ve<br />
başarılı olabilmeleri için<br />
özgüven şarttır.<br />
Öyleyse her birey kendine<br />
sormalıdır: Ben kimim? Kendime<br />
ne kadar faydalıyım?<br />
Aileme, çevreme ya da topluma<br />
ne kadar faydalıyım?<br />
Bu halimi aileme ve çocuklarıma<br />
nasıl yansıtıyorum?<br />
Çocuklar bazı davranışları<br />
yaşayarak, bazılarını görerek,<br />
bazılarını da hissederek geliştirir.<br />
Her çocuk aynı olmadığı<br />
gibi, her çocukta her<br />
olaydan aynı oranda etkilenmeyebilir.<br />
Başarılı ve doğru davranışlarında<br />
takdir etmek, yanlış<br />
ve hatalı davranışlarında<br />
onu ikaz etmek ve aynı<br />
zamanda telafi etmesine<br />
imkân tanımak lazımdır.<br />
Elbette hataları da olacaktır.<br />
Önemli olan, hayatta yapılan<br />
hatalardan çok, hataların düzeltilebileceğine<br />
inandırmak,<br />
hatalardan da birşeyler öğrenileceğini<br />
göstermektir. Ellerinden<br />
tutabilmek, ihtiyacı<br />
olduğunda yanında olduğunu<br />
hissettirmek ve iç dünyasını<br />
imar etmek gerekir. Bu<br />
görev, ana-babanın en başta<br />
gelen görevidir.<br />
Özgüven demek insanın kendini<br />
tanıması ve kendine güvenmesi<br />
demektir. Kendini<br />
tanıyan haddini bilir. Karşısındakinin<br />
hukukuna saygı<br />
duyar ve zulmetmez.<br />
Başına gelen olaylar karşısında<br />
sağlam durabilir. Yanlışını<br />
görebilir, kendini kontrol<br />
edebilir. Kendini bilen,<br />
Allah`ı bilir. Allah'ı bilen hayatını<br />
ona göre tesis eder.<br />
İşte tam da bu noktada,<br />
Allah`a güvenmeyi öğretmek<br />
lazım çocuğa, herzaman<br />
ve heryerde, herkesten ve<br />
herşeyden daha çok güvenebileceğini...<br />
(v.l.n.r ): Mag. Wolfgang Motz, Personalleiter der Austrian Power Grid, Bundesminister Rudolf Hundstorfer, AKNÖ-Präsident und<br />
ÖGB NÖ-Vorsitzender Markus Wieser, AKNÖ-Direktor Helmut Guth und Mag. Alice Reichfeld, APG Recruiting & Employer Branding<br />
Gençlik ve Eğitim<br />
Fuarı’na büyük ilgi<br />
Bad Vöslau’da yapılan, Gelecek-İş-Hayat (Bildungsmesse<br />
Zukunft | Arbeit | Leben) konulu Aşağı Avusturya İşçi<br />
Odası (AKNÖ) Gençlik ve Eğitim Fuarı’na binlerce insan<br />
büyük ilgi gösterdi.<br />
AKNÖ Başkanı Markus Wieser, ‘‘13-15 yaş arası gençler,<br />
geleceklerine yön verecek zamandadırlar ve onları doğru<br />
şekilde bilgilendirmek ve yönlendirmek büyük önem<br />
taşımaktadır. Doğru zamanda ileriye dönük perspektivlerin<br />
belirlenmesi, alınacak kararların doğru olmasına<br />
katkı sağlar. Biz de bu amaçla fuarı düzenleyerek, hem<br />
gençleri hem de ailelerini uzmanlarla biraraya getirmeyi<br />
hedefledik. Fuara katılan bütün ilgililer, çok çeşitli meslek<br />
imkânları, bunun yanında ileri eğitim seçenekleri hakkında<br />
doğrudan bilgi aldılar. Çok yüksek katılımın olması<br />
bizleri ayrıca memnun etti. Yaptığımız bu çalışmanın, gelecekte<br />
işyerlerine de büyük katkı sağlayacağını biliyoruz.<br />
Çünkü doğru bilgilendirilen ve motive olmuş bu gençler<br />
iş hayatına atıldıklarında işyerlerine, dolayısıyla Avusturya’ya<br />
büyük katkı sağlayacaklardır.’’<br />
AKNÖ Yöneticisi Helmut Guth ise, ‘‘Gençlerimiz fuarda,<br />
meslek ve eğitim konularında bilgilendirildiler. Ayrıca<br />
mesleki ilgi alanlarında olan, çeşitli makineler, araçgereç<br />
ve malzemeleri kendi elleriyle test etme imkânı da<br />
buldular.’’ diyerek fuarın sunduğu hizmetleri vurguladı.<br />
© Prinz<br />
LR Wilfing: „Europa muss junge Menschen hören, um Herausforderungen der Zukunft bewältigen zu können"<br />
Geleceğin garantisi<br />
gençliğe yatırım...<br />
Karl Wilfing: ‘’Avrupa, gelecekteki sorunlarının<br />
üstesinden ancak gençliğin yardımıyla gelebilir.’’<br />
NLK - Geçtiğimiz günlerde “eljub-<br />
Think Tank” konferansı, Avrupa<br />
edebiyat gençlik buluşmasının<br />
bir devamı ve genişletilmişi<br />
olarak Krems’de yapıldı. Bulgaristan,<br />
Almanya, Avusturya, Polonya,<br />
Romanya, Çek Cumhuriyeti ve<br />
Macaristan’dan gelen gençlerle,<br />
gençlik alanından sorumlu bölgesel,<br />
ulusal ve uluslararası karar<br />
mercileri ve uzmanlar konferansta<br />
buluştu. Fikir, soru ve öneriler<br />
tartışıldı ve sonunda gençlerle<br />
küçük gruplar halinde fikir, endişe<br />
ve isteklerin siyasi boyutu üzerinde<br />
çalışıldı.<br />
Konferans kapsamında ‘Avrupa ve<br />
kriz durumu’, ‘Gençler Avrupa’da<br />
hangi değerleri arzuluyor?’, ‘Avrupa’nın<br />
yedi farklı ülkesinden gelen<br />
bu gençler güncel mülteci krizini<br />
nasıl görüyor?’ ve ‘Dünyada daha<br />
çok fırsat. Eğitim, yetiştirme, iş...’<br />
konularına ilişkin sonuçlar,<br />
Krems’de düzenlenen başka bir<br />
platformda ele alındı. Buraya katılanlar,<br />
eyalet meclisi gençlik sorumlusu<br />
Mag. Karl Wilfing, Avrupa<br />
Parlamentosu milletvekili Mag.<br />
Othmar Karas, Avusturya Radyo ve<br />
Televizyon Kurumu(ORF) Aşağı<br />
Avusturya Müdürü Prof. Norbert<br />
Gollinger, Aşağı Avusturya Basın<br />
evi idarecisi ve Aşağı Avusturya<br />
Haber genel yayın yönetmeni Prof.<br />
Harald Knabl, Avrupa Komisyonu<br />
eğitim ve kültür genel müdürlüğü<br />
‘genç politikası ve gençlik programı’<br />
birim başkanı Mag. Harald<br />
Hartung, ilçe gençlik sorumlusu<br />
Bettina Winkler ve eljub katılımcıları<br />
Polonya’dan Julia Woch ve Çek<br />
Cumhuriyeti’nden Sarah Ouředníčková<br />
idi.<br />
Konferansla birlikte ‘Avrupalı yazarlar<br />
sizlerle’ başlığıyla yapılan bir<br />
program çerçevesinde uluslararası<br />
yazarlar; Melk, Krems, Haag ve<br />
Spitz Donau’daki okulları ziyaret<br />
etti, gençlere edebiyatı tanıttı ve<br />
sohbet ettiler. Bunun dışında<br />
Krems karikatur müzesinde yapılan<br />
program ile Avrupa edebiyat günleri<br />
yazarları, gençler için mizah,<br />
yazma ve yayın konularıyla ilgili<br />
çeşitli çalışmalar yaptı.<br />
‘eljub Think Tank’ düşünce paylaşımı<br />
programları sonunda gençler,<br />
‘Avrupa! Avrupa!’ başlıklı Krems<br />
Klangraum Minoriten Kilisesi’ndeki<br />
Avrupa Edebiyat Günleri programını<br />
ziyaret etti. Burada, katılan<br />
gençlere Barselona, Londra, Paris<br />
ve Viyana’dan dört ünlü yazarla<br />
‘göçmenler’ üzerine söyleşi imkânı<br />
sunuldu.<br />
Program sonunda Mag. Karl Wilfing’in<br />
sözleri şöyle oldu: “Aşağı<br />
Avusturya yoğun uluslararası gençlik<br />
edebiyat buluşmalarının olduğu<br />
bir eyalet olmuştur. Gelecekte karşılaşılacak<br />
sorunların üstesinden<br />
gelmek ve çözüm yolları bulabilmek<br />
için Avrupa, gençlere daha<br />
çok kulak vermelidir.”<br />
Jugend-Landesrat Mag. Karl Wilfing:<br />
"Voraussetzung für die Weiterentwicklung und Sicherung unserer<br />
Gesellschaft ist die Förderung individueller Kompetenzen. Es ist unerlässlich,<br />
dass junge Menschen dem politischen und weltanschaulichen<br />
Denken anderer aktiv entgegen treten sowie zu selbstständigem Urteil<br />
und sozialem Verständnis fähig sind. Die jungen Menschen von heute<br />
sind die Entscheidungsträger von morgen..."<br />
..."Niederösterreich hat sich zu einem Land intensiver internationaler<br />
Jugend-Literaturbegegnung entwickelt. Europa muss gerade junge<br />
Menschen hören, um die Herausforderungen der Zukunft bewältigen<br />
zu können."
5 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
KASIM <strong>2015</strong><br />
Avrupa’da Ekonomi ve<br />
Borç Krizinin Kurbanları:<br />
Çocuklar ve Gençler<br />
Alman Bertelsmann Vakfı<br />
her yıl 28 AB ülkesinde sosyal<br />
hakların nasıl bir gelişme<br />
gösterdiğini belirten bir sosyal<br />
adalet indeksi hazırlıyor.<br />
Geçtiğimiz günlerde vakfın<br />
en son raporu yayınlandı. Bu<br />
sonuçlara göre, Avrupa ekonomik<br />
ve borç krizinden en<br />
çok etkilenen grup çocuk ve<br />
gençler oldu. AB’de tüm 18<br />
yaş altı gençlerin %27.9’u<br />
yoksulluk ve sosyal dışlanmanın<br />
tehdidi altında. Eğitimde<br />
olmayan, işsiz 5.4<br />
milyon gencin gelecekten<br />
umudu az. Avrupa’da sosyal<br />
haklarda kuzey ve güney,<br />
genç ve yaşlı arasındaki uçurum<br />
da gittikçe derinleşiyor.<br />
5.4 milyon Avrupalı genç,<br />
eğitimin dışında ve işsiz<br />
İspanya, Yunanistan, İtalya<br />
ve Portekiz tehlike çemberindeki<br />
ülkeler. Bu ülkelerdeki<br />
yoksulluk ve sosyal<br />
dışlanmanın tehdit ettiği<br />
çocuk ve gençlerin sayısı<br />
2007’den bu yana 6.4 milyondan<br />
7.6 milyona yükseldi.<br />
AB’de 20-24 yaş arasındaki<br />
vatandaşların bir çoğunun<br />
durumu belirsiz. Bunlardan<br />
5.4 milyonu ne eğitime<br />
devam ediyor ne de çalışıyor.<br />
Sadece Almanya ve İsveç<br />
istisna ülkeler. En olumsuz<br />
gelişmeyi gösteren Güney<br />
Avrupa ülkeleri; İspanya’da<br />
tehdit altında olan 20-24 yaş<br />
grubu oranı %24.8, İtalya’da<br />
ise bu oran %32’ye ulaşmış<br />
durumda.<br />
Kuşaklar arası uçurum derinleşiyor<br />
Yoksulluk ve sosyal dışlanma<br />
tehdidi altındaki çocukların<br />
AB ortalaması, 2007’den bu<br />
yana %26.4’den %27.9’a yükselirken,<br />
65 yaş grubunun<br />
oranı aynı zaman içinde<br />
%24.4’den %17.8’e geriledi.<br />
Bunun ana nedeni, kriz<br />
döneminde emekli maaşları<br />
ve yaşlılık ödeneklerinin<br />
genç nüfusun gelirlerindeki<br />
düşüşü göstermemesiydi.<br />
Yaşlı ve genç arasındaki ters<br />
orantılı gelişme, Avrupa genelindeki<br />
şu 3 eğilim nedeniyle<br />
arttı: 1- Kamunun artan<br />
borcunun öncelikle genç kuşakları<br />
sıkıntıda bırakması, 2-<br />
Eğitim, araştırma ve gelişme<br />
alanlarında yatırımların dondurulması,<br />
3- Yaşlanan toplumun<br />
sosyal güvenlik<br />
sistemlerinin finansmanının<br />
üzerinde baskısını arttırması.<br />
Bertelsmann Vakfı Başkanı<br />
Aart De Geus, gençler<br />
için zaten mevcut olan<br />
AB’nin istihdam garantisini<br />
hatırlatıyor ve bunun birlik<br />
üyelerinde uygulamaya konulmasının<br />
ve gerekli olan<br />
finansal kaynakların da ayrılmasının<br />
zorunlu olduğunu<br />
ifade ediyor. Ona göre birçok<br />
Avrupa ülkesinde iyileşmeye<br />
doğru hafif kıpırdanmalar<br />
görülse de sosyal adalette<br />
kapsamlı bir dönüşümden<br />
söz edilemez.<br />
AVUSTURYA, AB ÜLKELERİNE<br />
GÖRE İYİ DURUMDA<br />
Avusturya, AB sosyal indeksinde<br />
6. sırada ve işgücü<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
piyasası övgüye değer. Avusturya,<br />
AB genelinde yapılan<br />
araştırmada ise sosyal haklarda<br />
yine 6. sırada yer aldı.<br />
Buna göre özellikle işgücü<br />
piyasası ve sağlık sistemi iyi<br />
işliyor. Sorunlu alanlar ise<br />
çocuk ve gençlerin yoksulluk<br />
tehdidi altında olması, yetersiz<br />
eğitim hakları, ayrıca genç<br />
ve yaşlılar arasındaki uçurumun<br />
büyümesi.<br />
Vakıf, sosyal adalet indeksi<br />
için işsizlikten çevre politikasına<br />
kadar 35 kriteri karşılaştırdı.<br />
Geçmiş yıllarda olduğu<br />
gibi ilk sıradakiler Hollanda<br />
ve Çek Cumhuriyeti‘nin<br />
önünde İskandinav ülkeleri<br />
İsveç, Danimarka ve Finlandiya<br />
oldu. Onların ardından<br />
Avusturya ise Almanya’nın<br />
önünde yer aldı. Son sırada<br />
ise yine Bulgaristan, Romanya<br />
ve Yunanistan gibi ülkeler<br />
olurken, diğer Avro kriz ülkeleri<br />
Kıbrıs, İspanya ve Portekiz<br />
son 1/3’lük dilim içinde<br />
yer aldılar.<br />
AVUSTURYA’YA İŞ VE SAĞLIK<br />
ALANLARINDA İYİ NOT<br />
Bertelsmann Vakfı’nın açıklamasına<br />
göre Avusturya’nın<br />
indeks sıralamasında 6. sırayı<br />
almasında işgücü piyasasına<br />
giriş fırsatlarının olması belirleyici<br />
olmuştur. Uzun süreli<br />
işsizlik ve genç işsizlik oranlarının<br />
düşük olması (%1.5 ve<br />
%10.3), sınırlı işlerin azlığı<br />
(%8) sebeplerinden ötürü işgücü<br />
piyasasına giriş fırsatları<br />
açısından Avusturya Danimaka’dan<br />
sonra 2. dir. Diğer bir<br />
sebep ise sosyal ortaklardaki<br />
ve çıraklık eğitimindeki nispeten<br />
iyi gelişmedir. Avusturya’nın<br />
övüldüğü diğer<br />
konular ise son sağlık reformu,<br />
ayrıca işsiz ve eğitim<br />
yeri olmayan gençlerin<br />
düşük oranda olmasıdır.<br />
Araştırmayı kaleme alanlar<br />
genç ve yaşlı arasında büyüyen<br />
uçurumu sorun olarak<br />
görüyor. Bundan başka sorunlar<br />
hem okul ve üniversitede<br />
(fakir ve göçmen<br />
kökenli çocuklar için yetersiz<br />
eğitim fırsatları dolayısıyla)<br />
hem de yoksullukla mücadelede<br />
mevcut. 2007’den beri<br />
yoksulluk ve dışlanmanın<br />
tehdidi altında olan çocuk ve<br />
gençlerin oranı %18.5’ten<br />
%23.3’e çıkarken, ihtiyarlıkta<br />
yoksulluk riski 2009’da<br />
%18.6 iken 2014’de %15.7’ye<br />
düşmüştür.<br />
Aart De Geus, Vorstandsvorsitzender der Bertelsmann Stiftung:<br />
"Wir können uns eine verlorene Generation in Europa weder sozial noch<br />
ökonomisch leisten. Die EU-Staaten müssen besondere Anstrengungen<br />
unternehmen, um die Chancen junger Menschen nachhaltig zu verbessern."<br />
Aart De Geus: ‘‘Avrupa, ne sosyal ne de ekonomik yönden kaybedilecek<br />
bir kuşağı kaldırabilecek durumda değil. AB ülkeleri, genç insanlara<br />
kalıcı fırsatlar sağlamak için özel bir çaba göstermelidir.‘‘<br />
© FotoHiero / pixelio.de<br />
<br />
»Çifte kumrular«<br />
birbirlerinin sesini<br />
duymayı seviyor<br />
İşitme çözümlerimizi<br />
14 gün boyunca<br />
ücretsiz olarak test<br />
edin ve hayatın tadına<br />
yeniden varın.<br />
Kulaklar<br />
Neuroth’u seviyor<br />
NEUROTH YETKILI ENSTITÜLERINIZ<br />
<br />
Entgeltliche Einschaltung
KASIM <strong>2015</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 6<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Alev Korun<br />
Abgeordnete zum<br />
Naonalrat (Die Grünen)<br />
alev.korun@gruene.at<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Im September wurden wir alle schockiert<br />
durch die Nachricht über 71 tote Flüchtlinge<br />
in einem LKW in Parndorf im Burgenland.<br />
Gleichzeitig sind sie leider nicht die ersten<br />
toten Flüchtlinge. Tote Schutzsuchende<br />
im Mittelmeer, tote Vertriebene in Kastenwagen<br />
und Transportern, Tote, die an einer<br />
verminten Grenze am Landweg umgekommen<br />
sind... Diese Todesfälle wiederholen<br />
sich Monat für Monat, Jahr für Jahr.<br />
Immer nur von „tragischen Einzelfällen“ zu<br />
sprechen ist eine Lüge, mit der die Europäische<br />
Union schon zu lange lebt - schon<br />
längst ist das Massensterben jener, die versuchen,<br />
sich in die EU zu retten, scheinbar<br />
miteinkalkuliert. Das ist unerträglich und<br />
muss geändert werden.<br />
Mit Assads Bomben und den Schlächtern,<br />
die sich "Islamischer Staat" nennen, im<br />
Rücken, wird keine Mauer zu hoch und kein<br />
Meer zu gefährlich sein für Menschen,<br />
die um ihr Leben rennen. Weder härtere<br />
Grenzkontrollen noch die Verschärfung<br />
von Schlepperstrafen wird sie von ihrem<br />
Überlebensversuch abhalten können. Die<br />
Abschottungspolitik hindert niemanden<br />
am Kommen, sie erhöht nur die Schlepperpreise,<br />
da Flüchtlinge gar nicht legal einreisen<br />
dürfen, und sie erhöht die Todeszahlen,<br />
da die Flucht immer riskanter und damit<br />
lebensgefährlicher wird.<br />
Deshalb braucht es erstens massive Unterstützung<br />
für die Flüchtlinge, wo sie sich<br />
derzeit befinden: 4 Millionen Syrer und<br />
Avusturya İş Piyasası Kurumu<br />
(AMS), yerli firmalarda 50 yaş<br />
üstü işçiler hakkındaki önyargılara<br />
karşı bir imaj kampanyası<br />
başlattı. Yeni düzenlemelerin bu<br />
grubun durumuna iyileştirmeler<br />
getireceği AMS Başkanı Johannes<br />
Kopf tarafından ifade edildi. İşletme<br />
Danışmanı Irene Kloimüller<br />
ise yaşlı işçilerin özel mesleki<br />
bir tecrübeye ve firma içi bilgilere<br />
haiz olduğunu, yüksek derecede<br />
müşteri odaklı ve sorun<br />
giderici olduklarını ve bu özelliklerin<br />
firma için artı değerleri<br />
beraberinde getirdiğini söyledi.<br />
AMS’nin başlattığı 600 bin avroluk<br />
‘50 artı’ kampanyasının tanıtımının<br />
yapıldığı bir basın<br />
toplantısında ise Kloimüller şunları<br />
söyledi: ‘‘Vücut yıpranmışlığı<br />
başlı başına bir kusur olarak algılanıyor,<br />
bunu çözebiliriz. Yaşlı işçilerin<br />
bir kısmı uzun süreli hasta<br />
izni kullansalar da bu değişen çalışma<br />
şartlarıyla kolaylkla engellenebilir.<br />
Maliyet argümamı ise<br />
Hunderttausende Menschen sind<br />
auf der Flucht<br />
Unsere Aufgabe als Menschen ist es,<br />
Schutzsuchenden zu helfen<br />
Syrerinnen leben derzeit in der Türkei, im<br />
Libanon, in Jordanien und teilweise in Ägypten.<br />
Mit der Unterstützung müssen ihnen<br />
dort Lebensperspektiven eröffnet und ihren<br />
Kindern Schulbesuch und eine Bildungslaufbahn<br />
ermöglicht werden. Zweitens braucht<br />
es legale Einreisemöglichkeiten und sichere<br />
Schutzkorridore für Flüchtlinge, um bezahlten<br />
Schleppern die Geschäftsgrundlage zu<br />
entziehen. Und drittens tut eine gerechte,<br />
solidarische Verteilung der Flüchtlinge<br />
auf ALLE 28 EU-Staaten not, also gelebte<br />
Solidarität unter den EU-Ländern.<br />
Für ihre Unterstützung und Solidarität<br />
möchte ich Bürgerinnen und Bürgern ganz<br />
herzlich danken, die Menschen in Not mit<br />
Sach- oder Zeitspenden unterstützen. Dank<br />
gebührt auch der Polizei, die in den letzten<br />
Wochen mit tausenden Überstunden ankommende<br />
Flüchtlinge empfangen und versorgt<br />
hat, ebenso dem Bundesheer, das an<br />
der Grenze im Einsatz war, um über 400.000<br />
ankommende Flüchtlinge ordnungsgemäß<br />
zu versorgen. Sie alle und die Hilfsorganisationen<br />
wie Rotes Kreuz, Caritas, Samariterbund<br />
oder Diakonie haben es ermöglicht,<br />
dass erschöpfte Familien, Kinder und Babies,<br />
Alte und Kranke möglichst gut empfangen<br />
und versorgt wurden. Danke für Ihre Professionalität<br />
und Ihre Menschlichkeit!<br />
Mit einer gemeinsamen, solidarischen<br />
EU-Asylpolitik wird es uns gelingen, diese<br />
durch Krieg und Vertreibung hervorgerufene<br />
Herausforderung gemeinsam zu meistern.<br />
bugün sadece birkaç sektör için<br />
doğrudur. Kişinin işini kaybetmesi<br />
de kişiyi ruhen çökertir ve<br />
yaşlandırır.’’ Erste Bank Avusturya<br />
Başkanı Thomas Uher de<br />
yaşlılara karşı duruşta meselenin<br />
düşünce tarzının değişikliği olduğunu,<br />
kendisinin de bugün iş<br />
aramak zorunda kalması halinde<br />
ne yapabileceğini bilmediğini,<br />
ayrıca bankasının müşterilerinin<br />
%40‘nın 50 yaş üstü olduğunu ve<br />
toplumun, bu kesimi dikkate alması<br />
gerektiğini ifade etti.<br />
İş Piyasası Zirvesi ve tedbirler<br />
AMS Başkanı Kopf, yapılan iş<br />
piyasası zirvesinin konjonktüre<br />
uygun tedbirler getirmesini arzuladığını<br />
söyledi. Kloimüller ise:<br />
‘‘Dört yıldır, yıllık ekonomik<br />
büyüme Avusturya’da %1’in<br />
altında. Yalnız iş piyasası politikasıyla<br />
işsizlik azaltılamaz. Konjonktür<br />
sıçrama yaparsa, yaşlı<br />
istihdamı da artar. Genç ve yaşlı<br />
işsizliği zaten birbirine paralel<br />
olarak artıyor.’’<br />
Avusturya’da işsizlik<br />
giderek artıyor<br />
Avusturya işgücü pazarı gittikçe kötüye gidiyor.<br />
Resmi rakamlara göre Eylül ayında 400<br />
bin olan işsizlerin sayısı, Ekim rakamlarına<br />
göre 410 bini geçti. Buna göre ülke genelinde<br />
işsizlik oranı %8.3’e yükseldi.<br />
AB ülkeleri ve Avusturya<br />
Avrupa sıralamasında ise Avusturya iyi<br />
durumda görünüyor. AB ülkeleri genel sıralamasında<br />
Avusturya, en az işsizliğin olduğu<br />
5. ülke konumunda.<br />
Yaşlı ve göçmenler arasında işsizlik artmaya<br />
devam ediyor...<br />
Eylül ayında olduğu gibi, Ekim’de de 50 yaş<br />
üzeri kişiler, göçmen kökenliler ve engelliler<br />
en çok işsizliğin yaşandığı gruplar olarak ön<br />
plana çıkmakta. Bu bireyler arasında işsizlik<br />
artmaya devam ederken alınan tedbirler de<br />
henüz bir sonuç vermedi.<br />
Çıraklık eğitim yeri bulmak zor<br />
Avusturya genelinde çıraklık eğitim yeri bulmaya<br />
çalışanların sayısı kısmen artarken,<br />
"Alt sind die Vorurteile": AMS startet Image-Kampagne<br />
AMS’den önyargılara karşı<br />
örnek kampanya<br />
‘‘İleri Yaşta Olmak, Çalışma Hayatında Ön Yargı Sebebi Olmamalı’’<br />
İşsizlik en çok göçmen kökenliler ve 50 yaş üstü<br />
bireyler arasında artış gösteriyor<br />
+50 yaş Bütünleşme Yardımı<br />
AMS Başkanı Kopf, işverenlerin<br />
yüksek ücret maliyetlerinden şikâyetçi<br />
olduklarını ve buna da<br />
çözüm bulmayı hedeflediklerini<br />
açıkladı. 50 yaş üzeri bütünleşme<br />
yardımının 2016’da şimdiki miktar<br />
olan 120 milyon avrodan<br />
fazla olması planlanıyor. Kopf bu<br />
paranın işletmelerin ücret maliyetlerinin<br />
yarısına kadar karşılanmasında<br />
kullanılmasının yanı<br />
sıra bazı şartlar altında henüz en<br />
az altı ay işsiz kalmamış kişiler<br />
içinde kullanılmasının uygun olacağını<br />
düşünüyor. Buna neden<br />
olarak, eğer gerekli önlemler<br />
alınmazsa, bireyin çok uzun süre<br />
işsiz kalabileceğine dair belirtilerin<br />
ortaya çıktığını söylüyor. Bu<br />
yardımdan şimdiye kadar yaklaşık<br />
21 bin kişi faydalandı.<br />
Avusturya İş Piyasası Kurumu (AMS) Başkanı Johannes Kopf’dan önemli mesajlar...<br />
Foto: AMS © Petra Spiola<br />
özellikle Viyanalı gençler iş yeri bulmada<br />
çok zorlanıyorlar. Başkentli gençlerin %25’i<br />
uygun çıraklık yeri bulabilmek için mücadele<br />
vermekteler.<br />
Bakanlık İyimser<br />
SPÖ’lü Sosyal İşler Bakanı Rudolf Hundstorfer,<br />
kısa bir süre önce kabul edilen ‘‘İş Piyasası<br />
İçin Tedbirler Paketi’nin’’ piyasalarda<br />
rahatlama meydana getirmeye başladığını<br />
ve 2016 yılı başından itibaren somut sonuçların<br />
da beraberinde geleceğini açıkladı.<br />
AK Başkanı Kaske’den öneriler<br />
İşçi Odası (AK) Başkanı Rudi Kaske, aktif<br />
işgücü piyasası politikalarının tek başına<br />
işgücü piyasasında bir iyileşme meydana<br />
getirmek için yeterli olmadığı savunarak,<br />
"En büyük sorun durgun ekonomik büyümedir.<br />
Tekrar güçlü bir çıkış yolu bulabilmek<br />
için, ekonomide daha fazla iç talebe yatırım<br />
yapmak ve satın alma gücünü arttırmak<br />
gerekiyor." dedi.<br />
Evsizlerin<br />
sayısı artıyor<br />
Sosyal İşler Bakanlığı resmi rakamlarına göre<br />
Avusturya’da 14.600 kişi yoksulluk sebebiyle<br />
evsiz olarak görünüyor. Yapılan araştırmalar<br />
bu rakamın çok daha yüksek olduğunu gösteriyor<br />
ve ortalama 35 bin bireyin barınacağı bir<br />
evinin olmadığı belirtiliyor.<br />
Birçok birey devletin sağladığı asgari yardım ile<br />
ancak geçinebilirken, kirâ bedellerinin çok yüksek<br />
olması bu kadar çok ‘evsiz’ bireyin olmasının<br />
en büyük sebebi olarak gösteriliyor.<br />
Mülteci akımının devam etmesi ve devletin<br />
gerekli önlemleri alamaması halinde, kirâların<br />
daha da artmasına kesin gözüyle bakılıyor.<br />
OECD rakamlarına göre alkol<br />
tüketimi korkunç boyutlarda<br />
Avusturya’da<br />
alkol alarmı<br />
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün<br />
(OECD), Avrupa Birliği üye ve komşu ülkelerindeki<br />
sağlık durumunu incelediği “Health at a<br />
Glance Europe - Avrupa Sağlık Raporu” açıklandı.<br />
Araştırma sonuçlarına göre, Avusturya, diğer<br />
ülkelere kıyasla özellikle alkol tüketimini oranlarında<br />
alarm veriyor. Kişi başına ortalama 12,2<br />
litre ile Avusturya, Litvanya’dan (14,3 litre)<br />
sonra alkolün en çok tüketildiği 2. ülke olarak<br />
tespit edildi. Avusturya’nın ardından 11,2 litre<br />
ile Rusya, 11,1 litre ile Fransa ve 10,9 ile<br />
Almanya geliyor. OECD ülkelerinin genel<br />
ortalaması ise 8,8 litre.<br />
© Beate Klinger / pixelio.de
7 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
KASIM <strong>2015</strong><br />
(OTS)- Viyana Technikum Meslek<br />
Yüksek Okulu, Viyana İşçi Odasıyla<br />
(AK Viyana) ortaklaşa bir çalışması<br />
ile, okullarındaki göçmen kökenli<br />
çalışan öğrencilerin durumu üzerine<br />
bir araştırma yaptı. Araştırmanın<br />
sonuçları da bir tartışma<br />
platformu çerçevesinde açıklandı.<br />
Bu sonuçlara göre okul öğrencilerinin<br />
%27.8’inin göçmen kökenli<br />
olduğu tespit edildi. Araştırma<br />
sayesinde çalışma ve öğrenim<br />
arasındaki ilişkiye de farklı bir<br />
bakış açısı ile yaklaşıldı.<br />
Technikum Rektör Yardımcısı<br />
Martin Lehner araştırma sonucunu,<br />
‘‘Göçmen kökenli öğrencilerin<br />
potansiyellerini daha iyi<br />
gösterebilmeleri adına, hedefe<br />
yönelik bir şekilde desteklenmek<br />
zorunda olundukları tekrar ortaya<br />
çıkmıştır.’’ şeklinde özetledi.<br />
Viyana AK’nın eğitim politikası bölümü<br />
yöneticisi Gabriele Schmid,<br />
800 binden fazla AK üyesinin,<br />
her beş bireyinden ikisinin göçmen<br />
kökenli olduğu, mesleki olarak<br />
yükselmek isteyen işçi sayısı<br />
günden güne arttığı için, çalışan<br />
öğrenciler için yapılan iyileştirmelerin<br />
AK’nın ana meselesi olduğunu,<br />
araştırma sonuçlarının da<br />
tüm eğitim sisteminde potansiyel<br />
ve fırsat eşitliğini teşvik eden daha<br />
fazla tedbirin gerekliliğini açıkça<br />
gösterdiğini ifade etti.<br />
Tartışma platfomunda, özellikle<br />
çalışma hayatında göçmenlerin<br />
çok çeşitli olan potensiyellerinin<br />
genelde kullanılmadığı; ama<br />
bunun bilinçlendirme, kabul etme<br />
ve iletişim ile olumlu bir ivme<br />
kazanabileceği vurgulandı. Ayrıca,<br />
‘Göçmen kökenli kişi çocukluğunda<br />
ayrımcılığı yaşamışsa, bu<br />
durum onun kökeninden sahip olduğu<br />
potansiyeli de kullanmasını<br />
engellediği’ üzerinde duruldu.<br />
AK Viyana için önemli diğer bir<br />
mesele de eğitimde fırsat eşitliği.<br />
Avusturya’da eğitim ve kariyer<br />
hala, ebeveyn evinin gelirine, eğitime<br />
ve göçmen kökenliğe bağlı.<br />
Eğitim ve iş hayatında ise ‘saygılı<br />
iletişim’ başlıca mesele.<br />
Uluslararası faaliyet gösteren şirketler<br />
için çeşitliliğin anlamı bir<br />
başka önem taşıyor. Şirketin göçmen<br />
kökenli çalışanları, şirket için<br />
bir zenginlik ve onlar sayesinde<br />
değişik kültürleri anlamak önemli<br />
bir başarı faktörü.<br />
Platformda, araştırma sonuçlarından<br />
biri olarak ele alınan başka bir<br />
konu da, göçmen kökenli yüksek<br />
okul öğrencilerine yetilerini uygulamaları<br />
için fırsat verilmesi ve iş<br />
piyasasına girişlerinin bürokrasiyle<br />
engellenmemesi gerektiği oldu.<br />
Teknik ve Göç<br />
Araştırması’nın Sonuçları<br />
Araştırmada, göçmenlerin birinci<br />
ve ikinci kuşağının yaşam dünyasına<br />
göz atıldı. Araştırmada,<br />
kültürlerinden kaynaklanan potansiyellerine,<br />
öğrenimlerinden ve<br />
iş hayatında karşılaşılan ayrımcılık<br />
biçimlerine ve diğer yaşam alanlarındaki<br />
sorunlara da değinildi.<br />
Ebeveynin her ikisi de yurt dışında<br />
doğan kişiler için göçmen kökenli<br />
tabiri kullanıldı.<br />
© F. Orner Media<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
Avusturya’da yabancı öğrenciler<br />
Avusturya’daki yabancı öğrencilerin<br />
sayısı 1990’lı yıllardan bu yana<br />
20 binden, 2013 kış sömestrinde<br />
90 bine yükseldi. 2013 yılında en<br />
çok yabancı öğrenci şu ülkelerden<br />
geldi; Almanya (29.033), İtalya<br />
(8.204), Türkiye (4.114), Bosna<br />
Hersek (3.324) ve Macaristan<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Studie an der FH Technikum Wien: Potenzial von Studierenden<br />
mit Migrationshintergrund bleibt oft ungenützt<br />
Göçmen öğrencilerin<br />
potansiyeli heba oluyor<br />
Fırsat eşitliği ile göçmen kökenli öğrenciler potansiyellerini ortaya<br />
çıkarabilir ve Avusturya’ya büyük katkı sağlayabilirler...<br />
(2.261). Son yıllarda ise özellikle<br />
Almanya ve Türkiye’den gelen<br />
öğrencilerin sayısı yükselişte.<br />
Avusturya’da göçmenler<br />
Avusturya İstatistik Kurumu’na<br />
göre 1 Ocak <strong>2015</strong> itibariyle Avusturya’da<br />
1.14 milyon yabancı uyruklu<br />
insan yaşıyor bu da toplam<br />
nüfusun %13’ünü oluşturuyor. Bu<br />
%13’ün %20’si göçmen kökenli,<br />
%27’si Avusturya doğumlu. Göçmen<br />
kökenlilerin %39’u bir Avrupa<br />
Birliği ya da Avrupa Ekonomik<br />
Bölgesi üyesi ülkeden veya İsviçre’den,<br />
%29’u Slovenya ve Hırvatistan<br />
dışındaki eski Yugoslavya<br />
devletlerinden ve %15’i Türkiye’den.<br />
(Kaynak: Statistik Austria, <strong>2015</strong>)<br />
Kinderbücherei der Weltsprachen<br />
Kinder- und Jugendbibliothek mit Medien in 40 Sprachen am Meiselmarkt<br />
Die Büchereien Wien haben in Kooperaon<br />
mit der Non-Profit-Organisaon „Who I Am“<br />
ihre Zweigstelle am Meiselmarkt in eine Kinderund<br />
Jugendbibliothek mit Medien in 40<br />
Sprachen transformiert. Rudolfsheim-Fünaus<br />
ist der sprachenreichste Bezirk in Wien und<br />
damit idealer Standort für das Projekt. Am<br />
Europäischen Tag der Sprachen (26.9.)<br />
wurde die Kinderbücherei der Weltsprachen<br />
eröffnet.<br />
Neue Maßstäbe im Bereich der<br />
interkulturellen Bibliotheksarbeit<br />
Um die Idee der „Sprachenbücherei“ umzusetzen,<br />
mussten erst einmal fremdsprachige<br />
Bücher gesammelt werden. Dies geschah dann<br />
im Rahmen der „Turn the Page Challenge“ der<br />
Non-Profit-Organisaon „Who I Am“. 5.000<br />
Bücher in deutscher Sprache und 4.000 Bücher<br />
in rund 40 Fremdsprachen stehen nun den Kindern,<br />
Eltern und PädagogInnen zur Verfügung.<br />
Stärkung der sprachlichen Identät<br />
Das Beherrschen der Muersprache wirkt<br />
sich nachweislich posiv auf Entwicklung, Lesekompetenz<br />
und Bildungsleistung von Kindern<br />
aus. Das zentrale Anliegen dieser einzigargen<br />
Kinderbücherei ist die Stärkung der sprachlichen<br />
Identät. Diese Spezialzweigstelle möchte<br />
daher junge Menschen mit nicht-deutscher<br />
Erstsprache dazu ermugen in ihrer Erstsprache<br />
zu lesen, während sie gleichzeig Deutsch<br />
lernen.<br />
Leidenscha wecken<br />
Das Angebot der Zweigstelle richtet sich an<br />
Kinder und Jugendliche sowie deren Eltern.<br />
Kinder lernen durch Nachahmen! Freude und<br />
Begeisterung sind ansteckend. Eltern sollen<br />
deshalb dazu angeregt werden, Kindern auch<br />
in ihrer Muersprache vorzulesen und so die<br />
Leidenscha für Bücher zu wecken. Eine<br />
weitere Zielgruppe sind Pädagoginnen und<br />
Pädagogen, die in der Bücherei wichge<br />
Impulse für ihre Arbeit erhalten.<br />
Vorbildwirkung<br />
Mit der neugestalteten Bibliothek wollen<br />
die Büchereien Wien neue Maßstäbe im<br />
Bereich der interkulturellen Bibliotheksarbeit<br />
setzen und somit auch Vorbildwirkung haben:<br />
die Kinderbücherei der Weltsprachen soll nicht<br />
Die Kinder- und Jugendbibliothek am Meiselmarkt soll ein Pilotprojekt für andere Institutionen sein. Sie<br />
spricht nicht nur Kinder und Jugendliche an, sondern richtet sich auch an Eltern und PädagogInnen. Die Freude<br />
am Lesen soll gefördert und die sprachliche Identität gestärkt werden. Hierfür stehen 5.000 Bücher in<br />
deutscher Sprache und 4.000 Bücher in rund 40 Fremdsprachen zur Verfügung.<br />
zuletzt ein Pilotprojekt für andere Instuonen<br />
sein.<br />
Kinderbücherei der Weltsprachen<br />
Who I Am Children‘s Library<br />
1150, Hüeldorfer Straße 81 a<br />
Tel. 01 4000-15165<br />
E-Mail: kinderbuechereimeiselmarkt@buechereien.wien.at<br />
Öffnungszeiten:<br />
Montag bis Freitag 13:00 – 18:00<br />
(Veranstaltungen und Projekte mit Kindergruppen<br />
und Klassen auch außerhalb<br />
der Öffnungszeiten)<br />
www.buechereien.wien.at<br />
Die Büchereien Wien sind Orte des Lernens,<br />
der Begegnung und der Kommunikaon.<br />
Sie bieten allen Interessierten leichten Zugang<br />
zu Informaon, Bildung und Kultur, aber auch<br />
viel Unterhaltung. Es stehen insgesamt über 1,5<br />
Millionen Medien zur Verfügung - gedruckt und<br />
digital, offline und online, Audio, Video und<br />
Mulmedia.<br />
Kinder können in den Büchereien nicht nur Medien<br />
ausborgen und Veranstaltungen besuchen,<br />
sondern auch vor Ort lesen, im Internet surfen<br />
oder FreundInnen treffen.<br />
Die Wiener Büchereien sind voller Leben und<br />
stellen auch im November ein buntes<br />
Programm bereit. Es finden zahlreiche Veranstaltungen<br />
sta, beispielsweise moderierte<br />
Konversaonsstunden für alle, die Deutsch<br />
sprechen und üben wollen, Bildungsberatungen,<br />
Lesungen und vieles mehr.<br />
Viele tolle Angebote und Veranstaltungen finden<br />
Sie auch im Internet unter:<br />
www.buechereien.wien.at/de/programm/<br />
veranstaltungskalender<br />
!VERANSTALTUNGSTIPP!<br />
Buchpräsentaon:<br />
Irena Vrkljan – Tochter zwischen<br />
Süd und West<br />
am: Miwoch, 25. November <strong>2015</strong><br />
von 19:00 bis 21:00 Uhr<br />
wo: Hauptbücherei am Gürtel, 1070<br />
Urban-Loritz-Platz 2a<br />
© MA 13/Büchereien<br />
Bezahlte Anzeige
© Oliver Weber / pixelio.de<br />
KASIM <strong>2015</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 8<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
UNICEF ve UNHCR, özellikle<br />
Suriye, Irak ve diğer savaş bölgelerinden<br />
kaçan çocukların<br />
güçlü bir şekilde korunması<br />
için Avrupa Birliği ülkelerine<br />
uyarıda bulundu. Çoğunluğu<br />
Suriye, Irak ve Afganistan’dan<br />
kaçan çocukların, Avrupa’ya<br />
ulaşan mültecilerin dörte<br />
birine yakınını oluşturduğunu<br />
vurgulayan UNICEF ve UNHCR,<br />
özellikle çocukların istismara<br />
uğrama riskinin yüksek olduğunun<br />
altını çizdiler.<br />
Çocuklara sahip çıkalım<br />
UNICEF’in Ortadoğu ve Kuzey<br />
Afrika Sorumlusu Peter Salama,<br />
Suriye’de beş senedir<br />
devam edene savaşın etkilerinin,<br />
mülteci akımıyla beraber<br />
artık çok güçlü bir şekilde<br />
Avrupa kıtasında da hissedildiğini<br />
belirterek, evlerini<br />
terketmek zorunda kalan<br />
bu insanların hangi sebeplerle<br />
kaçtığının unutulmaması gerektiğini<br />
söyledi.<br />
Özellikle Suriye’nin çocuklar<br />
için bir cehenneme dönüştüğünü<br />
ve milyonlarca insanın<br />
ülkelerini terkettiğini ve yine<br />
milyonlarca Suriyelinin de<br />
kuşatma altında yaşadığını<br />
vurgulayan Salama, bu insanların<br />
yaşama hakkına tüm<br />
dünyanın saygı göstermesi<br />
gerektiğini, özellikle kadın ve<br />
çocuklara sahip çıkılmasının<br />
önemini hatırlattı.<br />
İstismar ve Sömürü<br />
Salama: ‘‘Ülkenin birçok yerinde<br />
altyapı, sağlık ve eğitim<br />
sistemi tamamen çökmüş durumda.<br />
Kent merkezlerine<br />
kasten su verilmiyor, zaten az<br />
sayıda olan sağlık kurumları ve<br />
çalışanları da bilinçli bir şekilde<br />
hedef alınyor. Çocuklar<br />
hava saldırılarında ya ölüyor<br />
veya sakat kalıyor. Artık 8 yaşından<br />
itibaren erkek çocukların<br />
silah altına alındığı bilgisi<br />
geliyor. Kız çocukları ya seks<br />
kölesi olarak kullanılıyor ya da<br />
zorla evlendiriliyor. Böyle bir<br />
ülkeden kaçan insanlar, uzun<br />
ve çileli yolculuklarında da hayatta<br />
kalma mücadelesi vermek<br />
zorunda. İşte bu noktada<br />
çocukların yolculuğun başından,<br />
hedef ülkeye ulaşana dek<br />
istismar ve sömürüden korunması,<br />
Avrupa ülkelerine gelen<br />
mültecilere de hemen sağlık<br />
ve koruma hizmetleri sunulmasını<br />
bekliyoruz. Özellikle<br />
çocukları mağdur etmeyecek<br />
iltica politikalarının uygulanması,<br />
AB temel değerlerinin<br />
bir gereğidir.’’<br />
BM Mülteciler Yüksek<br />
Komiserliği (UNHCR) Uyarıyor<br />
Nurten YILMAZ<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />
nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />
Was kommt nach der<br />
Erstversorgung?<br />
Mit Anfang November haben bisher 440 000<br />
Menschen auf der Flucht die österreichische<br />
Grenze passiert. Täglich sind es tausende. Die<br />
allermeisten ziehen weiter, viele bleiben auch<br />
hier und beantragen Asyl in Österreich. Seit<br />
Jahresbeginn haben dies 66 000 Menschen<br />
gemacht, bis zum Jahresende werden es über<br />
80 000 sein. Und: Solange die Kriege nicht<br />
beendet, die Situation in den angrenzenden<br />
Lagern rund um Syrien nicht besser wird,<br />
werden sich weiterhin Menschen auf ihren<br />
Weg machen. Das ist eine große Herausforderung<br />
für uns alle: Europa, Österreich und<br />
jede einzelne Gemeinde, die Flüchtlinge aufnimmt.<br />
Aber wenn wir die Bilder sehen, auf<br />
denen unser Bundesheer, freiwillige HelferInnen,<br />
Polizei und Hilfsorganisationen<br />
gemeinsam die ankommenden Menschen<br />
betreuen, versorgen und auch unterbringen,<br />
kann ich nur die deutsche Kanzlerin Merkel<br />
zitieren: Wir schaffen das!<br />
Doch was passiert nach der Erstversorgung?<br />
Viele Flüchtlinge werden ja – nach positivem<br />
Bescheid – die nächsten Jahre hierbleiben.<br />
Darum ist es wichtig, vom ersten Tag an den<br />
Ankommenden Kurse und Lernmöglichkeiten<br />
anzubieten. Die österreichische Bundesregierung<br />
nimmt zusätzliche 75 Millionen für<br />
Deutschkurse, schulische Sprachstartkurse,<br />
Jugendcoachings und niederschwellige Lehrangebote<br />
in die Hand. Auch das Arbeitsmarktservice<br />
stockt seine Hilfen für die<br />
bessere, berufliche Integration von Asylberechtigten<br />
massiv auf.<br />
Mit 1.1.2016 wird auch ein freiwilliges<br />
Integrationsjahr eingeführt: Hier können<br />
Asylberechtigte und subsidiär Schutzberechtige<br />
in gemeinwohlorientierten Einrichtungen<br />
tätig sein. Das läuft ähnlich ab wie beim<br />
bereits existierenden "Freiwilligen Sozialen<br />
Jahr" und soll den Leuten den Einstieg in den<br />
Arbeitsmarkt erleichtern.<br />
Schulpflichtige gehen natürlich in die<br />
Schule. Für die 15- bis 21jährigen Flüchtlinge<br />
arbeitet die Stadt Wien gerade an einem<br />
eigenen College (1000 Leute, modular aufgebaut,<br />
6 Mill. Euro). Dort sollen Jugendliche –<br />
nach einem ersten "Clearing" – auf den<br />
Umstieg ins reguläre Schul- bzw. Ausbildungssystem<br />
mit Kursen vorbereitet werden.<br />
Zusätzlich wird es Beratungsangebote für die<br />
Berufs- bzw. Bildungsorientierung und<br />
Module z.B. zu Demokratie/Menschenrechte<br />
geben.<br />
© UNHCR/Achilleas Zavallis<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
<strong>AVRUPA</strong> KONSEYİ’NDEN SERT UYARILAR<br />
Avusturya’da ırkçılığın<br />
yükselişi endişe verici<br />
Avusturya’da son zamanlarda göçmenlere<br />
karşı antipati ve nefret söylemleri oldukça<br />
arttı. Başta politikacılar, basın ve diğer kuruluşlar<br />
da sistematik bir şekilde karşı çıkış<br />
yapmadıkları için, radikalleşme sürecinde<br />
olan yeni nesil aşırı sağ örgütler oluştu. İnternet<br />
forumlarında da nefret söylemlerinin<br />
olup olmadığı sistematik olarak denetlenmiyor.<br />
Bunlar Avrupa komisyonu uzmanlarının<br />
Avusturya’da tespit ettiği bazı<br />
olmsuzluklar.<br />
Uzmanları endişelendiren konular bunlarla<br />
sınırlı değil. Yeni karara bağlanan İslam<br />
Yasası’da din özgürlüğüyle ilgili tartışmalı<br />
kısıtlamalar içeriyor. Mülteciler konusunda<br />
da ‘En Baştan Entegrasyon‘ temel ilkesi<br />
uygulanmıyor, Avrupa Ekonomik Bölgesi<br />
dışındaki ülkelerden gelenler daha sık işsiz<br />
kalıyor ve yoksulluktan etkileniyor. Ceza<br />
yasalarında ise ırkçılık motifli eylemlerin<br />
tümü ceza kapsamına alınmamış.<br />
Komisyon uzmanları Avusturya’dan, ırkçılığın,<br />
antisemitizmin, yabancı düşmanlığının ve<br />
hoşgörüsüzlüğün üstüne daha sert gidilmesini<br />
talep ediyor. Ceza yasalarının sertleştirilmesi<br />
ve ayrımcılıkla mücadelede yasaların<br />
toplanması, ayrıca hükümet temsilcilerinin<br />
de ırkçılık motifli sözleri sistematik olarak ve<br />
açıkça reddetmesi bekleniyor.<br />
Komite, Avusturya’nın başarılarını da beyan<br />
etti. Göçmenlerin entegrasyonu ile ilgili<br />
2010’da kararlaştırılan program, ırkçılığa<br />
karşı mücadelede ceza veren makamların<br />
çabalarının artması Avusturya’nın başarılarından<br />
sayılabilir.<br />
Birleşmiş Milletler (BM) Mülteci<br />
Yüksek Komiserliği tarafından<br />
yapılan önemli<br />
açıklamada, çoğunluğu Suriye,<br />
Irak ve Afrika ülkelerinden;<br />
savaş, zulüm ve baskılardan<br />
kaçan yüzbinlerce mülteci<br />
kadın ve çocuğun anavatanlarını<br />
terkedip çok zor şartlar<br />
altına yollara düştükleri ve<br />
kurtuluş için kendilerine hedef<br />
olarak belirledikleri ülkelere<br />
ulaşana kadar birçoğunun cinsel<br />
istismar, şiddet ve tacize<br />
maruz kaldıkları bildirildi.<br />
Kadın ve çocukların yol boyunca<br />
maruz kaldıklarının korkutucu<br />
boyutlarda olduğunu<br />
belirten BM Mülteci Dairesi<br />
yetkilileri, binlerce mülteciye<br />
mezar olan Akdeniz üzerinden<br />
Avrupaya ulaşma ümidiyle<br />
yola çıkanların yüzde 34’üne<br />
yakınının kadın ve çocuklardan<br />
oluştuğunu, özellikle bu<br />
kitlenin büyük tehlike altında<br />
olduğunu vurguladılar.<br />
Çocuklara iğrenç eylemler<br />
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği<br />
Sözcüsü Melissa Fleming<br />
de, ‘‘Hedef ülkelere<br />
ulaşmak için yolda olan kadın<br />
ve çocuklar, mülteci kabul bölgelerinde,<br />
parklarda, otobüs<br />
ve tren istasyonlarında şiddet<br />
ve taciz riski altında bulunuyorlar.<br />
Özellikle yetişkin gözetiminden<br />
yoksun, yalnız yolculuk<br />
yapan çocuklar ve genç<br />
kızlar savunmasız durumdalar.<br />
Üzülerek belirtmeliyim ki, hırsızlar<br />
bu çocukların paralarını<br />
çalıyor ve paraları tükendiği,<br />
yolculuklarını sürdürebilmek<br />
ve hayatta kalabilmek için çocuklar,<br />
kaçakçılara boyun<br />
eğmek ve onlarla cinsel ilişkiye<br />
girmek zorunda kalıyorlar.<br />
Ayrıca diğer bazı yetişkin<br />
mültecilerin de bazı çocuk ve<br />
kadınlara karşı bu tür iğrenç<br />
eylemler yaptığı bilgisini alıyoruz.<br />
Biz Mülteciler Yüksek<br />
Komiserliği olarak bu çocuk<br />
ve kadınların genel mülteci<br />
kamplarına konulmasına karşıyız,<br />
çünkü erkek yetişkinlerle<br />
aynı yerlerde kalan bu kişiler<br />
Avusturya’nın övgü aldığı diğer konular ise<br />
kreşlerdeki okul öncesi yıl ve dil teşviği<br />
uygulamaları oldu. Aralık 2009’da kabul edilen<br />
rapordan bu yana bazı farklı gelişmeler<br />
de tespit edildi. Bunlar, bir kısım medyanın<br />
da desteği ile mücadelesinde önemli bir rol<br />
oynadığı nefret söylemleri konusunda soruşturmalar<br />
için ek kaynaklar konması olarak<br />
gösterildi.<br />
2010’da kararlaştırılan ilk milli entegrasyon<br />
eylem planı, ücretsiz zorunlu okul öncesi yıl<br />
ve kreşte dil teşviki de takdir edildi.<br />
Komisyonda yer alan uzmanların görevi,<br />
Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkenin durumlarını<br />
inceleyerek her 5 yılda bu ülkeler hakkında<br />
rapor hazırlamaktır. Avusturya ile ilgili son<br />
rapor, <strong>2015</strong> Mart ayına kadar olan durumu<br />
yansıtmaktadır. Bu rapor, son dönemlerde<br />
gündemi tamamen meşgul eden mülteci<br />
akımını kapsamıyor.<br />
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR):<br />
‘Mülteci çocuklar<br />
istismara uğruyor’<br />
okul ve meslek<br />
Çocugumun ğ gelecegi ğ<br />
nasıl olacak?<br />
Bildungs- und<br />
Berufsinfotage<br />
18.-21.11.<strong>2015</strong><br />
Freitag und Samstag<br />
Familientag!<br />
AK Wien Bildungszentrum<br />
4., Theresianumgasse 16-18<br />
şiddet, taciz ve istismar riski<br />
ile karşı karşıya kalabiliyorlar.<br />
En akılcı çözüm kadın ve<br />
çocuklara özel, güvenli<br />
kabul tesislerinin kurulmasıdır.<br />
Savaş ve şiddetten<br />
kaçarak büyük bir travma<br />
yaşayan çocuk ve kadınları<br />
korumak için Avrupa ülkeleri<br />
hükümetleri ellerini taşın<br />
altına koymalıdır.’’<br />
www.L14.at
9 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
KASIM <strong>2015</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Burak Haylaz über Erfahrungen und Eindrücke beim Grundwehrdienst<br />
Avusturya Ordusu’nda<br />
Kısaca kendinizi okurlarımıza<br />
tanıtır mısınız?<br />
Adım Burak Haylaz. Türkiye'den<br />
geliyorum ve Burdur'luyum.<br />
Burgenland'ta<br />
Hohenstein'de oturuyorum.<br />
20 yaşındayım ve bu yıl<br />
Eisenstadt ticaret akademisinden<br />
mezun oldum.<br />
Ne kadar zamandır askerdesiniz?<br />
Yaklaşık 2 aydan beri.<br />
Temel Askerlik Eğitimi’nde<br />
özellikle hoşunuza ne<br />
gidiyor?<br />
Aslında aldığımız görevlerin<br />
hepsi hoşuma gidiyor. Atış<br />
talimi yapmayı örnek olarak<br />
söyleyebilirim.<br />
Gençlerimiz de<br />
Görev Alıyor...<br />
Burak Haylaz ile Temel Askerlik Görevi dönemi üzerine söyleşi...<br />
Sizin açınızdan Temel<br />
Askerlik Eğitimi döneminde<br />
öğrendiğiniz en<br />
önemli 3 şey nedir?<br />
Burada edindiğim çok<br />
güzel dostluklar, disiplin<br />
ve dakiklik.<br />
Bize yaşadığınız çok özel<br />
bir olayı kısaca anlatır<br />
mısınız?<br />
Kısa bir süre önce<br />
Heldenplatz'da yapılan<br />
yemin töreninin beni çok<br />
etkilediğini söyleyebilirim.<br />
Birçok insan oraya geldi<br />
ve bizleri seyretti. Tabii ki<br />
hepimiz de çok heyecanlıydık.<br />
Orada ilk kez bir imamın<br />
konuşma yapması da<br />
çok ilginçti.<br />
Temel Askerlik Hizmeti’ni<br />
tamamladıktan sonra ne<br />
gibi planlarınız var?<br />
Eisenstadt Ticaret Akademisi’nden<br />
(HAK) mezun<br />
oldum ve ileride bu alanda<br />
uygun bir iş bularak<br />
çalışmak istiyorum.<br />
Temel askerlik döneminden<br />
sonra en çok neyi özleyeceksiniz?<br />
Temel askerlik görevimi<br />
tamamladıktan sonra özellikle<br />
buradaki arkadaşlarımla<br />
birlikte geçirdiğim<br />
zamanı çok özleyeceğim.<br />
Burada görevlerimizi tamamladıktan<br />
sonra birlikte<br />
çok uzun ve güzel zamanları<br />
beraber geçiriyoruz.<br />
Können Sie sich kurz<br />
vorstellen?<br />
Mein Name ist Burak<br />
Haylaz, ich komme aus der<br />
Türkei, aus Burdur, und<br />
wohne in Hohenstein im<br />
Burgenland. Ich bin 20<br />
Jahre alt und habe dieses<br />
Jahr an der Handelsakademie<br />
Eisenstadt maturiert.<br />
Wie lange sind Sie schon<br />
beim Grundwehrdienst?<br />
Ungefähr seit 2 Monaten<br />
Was macht Ihnen beim<br />
Grundwehrdienst besonders<br />
Spaß?<br />
Eigentlich alle Aufträge, die<br />
wir bekommen, beispielsweise<br />
das Schießen.<br />
Avusturya Ordusu’nda görevli Burak Haylaz ile Gazetemizden Mustafa Delice<br />
Was sind von Ihrer Seite<br />
aus die drei wichtigsten<br />
Dinge, die Sie beim GWD<br />
gelernt haben?<br />
Kameradschaft, Disziplin,<br />
Pünktlichkeit<br />
Können Sie uns kurz von<br />
einem besonderen Erlebnis<br />
erzählen?<br />
Die Angelobung auf dem<br />
Heldenplatz hat großen<br />
Eindruck auf mich gemacht.<br />
Es sind viele Menschen<br />
dorthin gekommen und<br />
haben uns zugesehen - wir<br />
waren natürlich alle auch<br />
sehr nervös. Es war auch<br />
sehr interessant, dass<br />
dort erstmals ein Imam<br />
gesprochen hat.<br />
Was haben Sie für Pläne<br />
nach dem Grundwehrdienst?<br />
Ich habe heuer die HAK-<br />
Ausbildung abgeschlossen<br />
und möchte daher gerne<br />
einen Beruf auf diesem<br />
Gebiet ausüben.<br />
Was werden Sie nach<br />
dem Grundwehrdienst<br />
vermissen?<br />
Nach dem Grundwehrdienst<br />
werde ich wohl<br />
besonders die Zeit mit<br />
meinen Kameraden vermissen.<br />
Nach Dienstschluss<br />
verbringen wir nämlich<br />
immer sehr viel Zeit miteinander.<br />
Das ist schon etwas<br />
Besonderes.<br />
www.forstinger.com<br />
Österreichs<br />
Autofachmarkt Nr.1<br />
Aktions-Preis<br />
11. 99<br />
statt 14,99<br />
AntiFrost &KlarSicht<br />
BlueEnergy<br />
• Inhalt: 5 Liter<br />
• gebrauchsfertig bis -20°C<br />
Spezial-Aktion<br />
Gültig von 12.11. - 16.12.<strong>2015</strong><br />
Aktuelle Angebote<br />
online unter:<br />
www.forstinger.com<br />
ALEDIN Schneebesen<br />
• Kunststoffgriff<br />
• Länge: 500mm<br />
Ausgenommen bereits rabattierte Ware, nicht kombinierbar mit anderen Gutscheinen und Aktionen. Abgabe nur in haushaltsüblichen Mengen, solange der Vorrat reicht.<br />
21115257<br />
1. 1 99<br />
Aktions-Preis<br />
statt 2,99<br />
FORSTINGER’DEN ÇOK ÖZEL İNDİRİMLER<br />
Ayrıntılar www.forstinger.com Adresinde...<br />
© uschi dreiucker / pixelio.de<br />
Emeklileri Bekleyen Tehlike<br />
Avusturya’da emekliliğin sürekli<br />
finanse edilmesi tehlikede mi?<br />
Danışmanlık şirketi Mercer’in yaptığı<br />
uluslararası bir çalışmanın sonucuna<br />
göre, Avusturya’nın emeklilik sisteminde<br />
sürdürülebilirlik problemi yaşanıyor ve<br />
Avusturya 25 ülke içinde sonuncu olan<br />
İtalya’nın hemen üstünde yer alıyor.<br />
Bütün kriterler ele alındığında ise Avusturya<br />
52.2 genel indeks değeri ile 25<br />
ülke arasında 18. sırada yer alıyor. Sürdürebilirlik<br />
alanındaki kötü derecesinin<br />
ana nedeni ise emeklilik sisteminin finansının<br />
gelecekte tehlikede görülmesi.<br />
Mercer sistemin, sürdürülebilirliğindeki<br />
eksikliğin sebebini, artan yaşam beklentisi<br />
gibi demografik gelişimlere otomatik<br />
olarak adapte edemediğinde görüyor.<br />
Mercer ayrıca sürdürülebilirliğin değerlendirilmesinde<br />
gelecekteki hizmetleri<br />
garantilemek ve gelecek kuşakların yükünü<br />
hafifletmek için hangi araçların<br />
kullanıldığı da göz önünde tuttu.<br />
Ülkeler arasındaki farklar ürkütücü<br />
Endonezya’da emekliliğin finansmanının<br />
sürdürülebilirliği için harcananan para<br />
gayri sarfi milli hasılanın %1.8’i iken<br />
Avusturya’da %6, Hollanda’da %160.8<br />
ve bu alanda lider olan Danimarka’da<br />
%168.9<br />
Danimarka lider<br />
‘Melbourne Mercer Küresel Emeklilik<br />
İndeksinde Danimarka yine lider. Avustralya<br />
ve Hollanda, Danimarka’yı izliyor.<br />
Endonezya, Güney Kore ve Japonya ise<br />
listenin sonunda yer alan ülkeler.<br />
Çalışma farklı ülkelerdeki emeklilikleri,<br />
yeterliliğine ve sürdürebilirliğine göre<br />
araştırarak değerlendirdi. Devlet emeklilik<br />
sistemleri ve mesleki emeklilik bireysel<br />
yatırım ve ihtiyadi tedbirler de<br />
göz önünde tutuldu. Avustuya sonuçları<br />
belirlenirken, liberal akli adamlar grubu<br />
‘Agenda Austria’ da katkısını sundu.
JOB<br />
CHANCE<br />
auch<br />
über<br />
30<br />
verschiedene Lehrberufe<br />
Infos unter:<br />
lehrlinge.bundesheer.at<br />
Einzigartige Perspektiven in<br />
vielfältigen Berufen<br />
<br />
<br />
<br />
Für Frauen und Männer<br />
Infos beim Heerespersonalamt:<br />
<br />
<br />
Foto: © Bundesheer/Filzwieser
Sonderteil zum Thema:<br />
Auf der ganzen Welt nützen Fraueninitiativen den Zeitraum vom Internationalen Tag<br />
gegen Gewalt an Frauen (25. November) bis zum Internationalen Tag der Menschenrechte<br />
(10. Dezember), um auf das Recht auf ein gewaltfreies Leben aufmerksam zu machen.<br />
Österreich nimmt seit 1992 an der Kampagne teil.<br />
Nationalratspräsidentin<br />
Doris Bures<br />
16<br />
Tage<br />
Frauenministerin<br />
Gabriele Heinisch-Hosek<br />
gegen Kadına Karşı Şiddete HAYIR<br />
Gewalt<br />
an Frauen 25.11.-10.12.<br />
Gesamtgesellschaftliches Problem<br />
Frei von Gewalt zu leben, ist ein Menschenrecht.<br />
Und dennoch ist jede fünfte Frau in<br />
Österreich zumindest einmal in ihrem Leben<br />
von Gewalt betroffen. 90 Prozent aller Gewalttaten<br />
an Frauen und Mädchen werden in<br />
der Familie und im näheren sozialen Umfeld<br />
verübt.<br />
Wir sprechen dabei von einem gesamtgesellschaftlichen<br />
Problem, das - unabhängig von<br />
Herkunft, sozialer Schicht, Kultur oder<br />
Bildungsstand - Frauen und Mädchen jeden<br />
Alters betreffen kann. Die Dunkelziffer ist vor<br />
allem bei familiärer Gewalt sehr hoch. Denn<br />
viele betroffene Frauen und Mädchen schweigen<br />
– aus Scham, aus Unsicherheit, aus Angst,<br />
weil sie die Täter schützen wollen oder auch,<br />
weil es noch immer hartnäckige Vorurteile gibt:<br />
Etwa dass die Opfer selbst schuld seien, Frauen<br />
Gewalt provozieren würden oder sexuelle<br />
Übergriffe Liebesbeweise seien. Deshalb ist es<br />
so wichtig, dieses Thema aus der Tabu-Zone zu<br />
holen, die Opfer zu stärken und Hilfsangebote<br />
bekannt zu machen. Sich mitzuteilen, kann der<br />
erste Schritt aus einer Gewaltbeziehung sein.<br />
Jede Frau, die Opfer von Gewalt geworden ist,<br />
muss wissen, dass die Gesellschaft und der<br />
Staat hinter ihr stehen. Gewaltopfer müssen<br />
auf professionelle Hilfe und eine einfühlsame<br />
Begleitung zählen können. Täter müssen zur<br />
Verantwortung gezogen werden.<br />
Die internationale Kampagne "16 Tage gegen<br />
Gewalt“, die jedes Jahr von 25. November<br />
bis 10. Dezember stattfindet, leistet einen<br />
sehr wichtigen Beitrag, um Bewusstsein<br />
zu schaffen. Daneben geht es aber auch<br />
darum, sich mit den Frauen zu solidarisieren,<br />
die entweder Opfer von Gewalt sind oder<br />
waren. In diesem Sinne wünsche ich den<br />
zahlreichen Aktionen, die im Rahmen dieser<br />
Kampagne an vielen Orten dieser Welt stattfinden,<br />
eine "laute Stimme", um gehört und<br />
verstanden zu werden!<br />
Gewaltfreies Leben<br />
für alle Frauen<br />
Eine von fünf Frauen wird in Österreich<br />
Opfer von Gewalt. Als Frauenministerin<br />
setze ich mich dafür ein,<br />
© Peter Rigaud © BKA / AstridKnie<br />
dass alle Frauen gewaltfrei leben<br />
können.<br />
Für Frauen und Mädchen sind<br />
Familie und soziales Umfeld nach<br />
wie vor gefährlichere Orte als<br />
verlassene Parks und Straßen. Auch<br />
schwere Gewalttaten durch nahe<br />
Angehörige - von der Vergewaltigung<br />
bis zum Mord - sind leider<br />
keine Ausnahme.<br />
Um gender-basierter Gewalt an<br />
Frauen und Mädchen wirksam<br />
entgegen zu wirken, müssen daher<br />
weiterhin Maßnahmen auf vielen<br />
Ebenen gesetzt werden.<br />
Österreich hat international vorbildliche<br />
Gewaltschutzgesetze und hohe<br />
Standards beim Opferschutz. Dennoch<br />
gibt es Verbesserungspotential<br />
und setze ich mich dafür ein, Maßnahmen<br />
bei Bedarf nach zu schärfen<br />
und Lücken zu schließen.<br />
Im Rahmen meiner Zuständigkeiten<br />
sind mir Opferschutz und Prävention<br />
zentrale Anliegen. Sowohl im<br />
Frauenministerium als auch im<br />
Bildungsbereich leistet mein Ressort<br />
dabei wichtige Arbeit.<br />
Wichtige Schritte in eine gewaltfreie<br />
Richtung sind unter anderem<br />
der Nationale Aktionsplan gegen<br />
Gewalt – mit zahlreichen konkreten<br />
Maßnahmen – sowie die von mir<br />
als Bildungsministerin gesetzten<br />
allgemeinen gewalt-präventiven<br />
Maßnahmen an Schulen.<br />
“Şiddete maruz kaldığımızda kendimizi suçlu hissederiz. Aslında<br />
gerçekte biz diğerlerinden daha güçlüyüz. Başımız ve omuzlarımız<br />
dik, tüm zorluklara rağmen yeni bir hayata başlamaya hazırız.“<br />
Karin Pfolz „ŞiddetSİZ yaşam“ dan çıkış yolları<br />
„Nach erlebter Gewalt sehen wir uns als Schuldige. Doch in<br />
Wahrheit sind wir muger als andere. Den Blick nach vorne, den<br />
Rücken gerade, sind wir bereit, den steinigen Weg in ein neues<br />
Leben zu gehen.“<br />
Karin Pfolz über GewaltFREI leben<br />
Yazar ve ressam olan Karin Pfolz halen avukat asistanlığı yapmaktadır.<br />
Hayanın bir bölümünü kaleme aldığı bir kitabı<br />
vardır. „Hayat bazen boğuyor“ adlı romanında, kocasından gördüğü<br />
şidde ve ayrılık sürecini anlar. Kitabında, korku, çaresizlik,<br />
cesaret ve özgürleşme konularını işlemişr.<br />
Karin Pfolz ist Autorin, Malerin und arbeitet als Rechtsanwaltsassistenn.<br />
In ihrem Roman „Manchmal erdrückt es mich, das<br />
Leben“ schrieb sie einen Teil ihres Lebens nieder – den Weg<br />
aus ihrer Ehe, in der sie ihr Ehemann misshandelt hat. Ihr Buch<br />
handelt von Angst, Ausweglosigkeit, Mut und Befreiung.<br />
Şiddete karşı kadın acil yardım hattı<br />
Die Frauenhelpline bietet<br />
- 7 gün 24 saat hizmet verir<br />
- Danışma hizmeti anonim ve ücretsiz olarak<br />
verilmektedir<br />
- Şiddet mağduru kadın, çocuk ve gençlerin<br />
yanısıra, mağdur yakınlarına da danışma<br />
hizmeti verir.<br />
Bizi arayın.<br />
Bir çıkış yolu bulunacaktır.<br />
- an 365 Tagen im Jahr, rund um die Uhr,<br />
- anonyme und kostenlose Erst- und Krisenberatung<br />
- für Frauen, Kinder und Jugendliche, die<br />
von Gewalt betroffen sind, sowie für ihre<br />
Angehörigen.<br />
Rufen Sie uns an.<br />
Wir finden einen Weg.<br />
Türkçe Danışma Hizmeti:<br />
Cuma 8 - 14 arası<br />
Türkische Beratung:<br />
Freitag 8 - 14 Uhr<br />
ŞiddetSİZ yaşam kampanyasıyla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Weitere Informationen zur Kampagne „GewaltFREI leben“ finden Sie auf<br />
www.gewaltfreileben.at www.facebook.com/gewaltfreileben twitter.com/gewaltfreileben<br />
Entgeltliche Einschaltung
16 TAGE GEGEN GEWALT AN FRAUEN Österreich / Tirol<br />
<strong>NOVEMBER</strong> <strong>2015</strong> / SEITE 12<br />
Innenministerin<br />
Johanna Mikl-Leitner<br />
Gemeinsam für die<br />
Sicherheit der Frauen<br />
Häusliche Gewalt findet meist<br />
hinter verschlossenen Türen<br />
statt, die Opfer leiden still und lange oft unbemerkt. Als<br />
Frau und Mutter gehen mir diese Fälle ganz besonders<br />
nahe. Betroffenheit alleine hilft den Opfern aber nicht und<br />
daher haben wir in Österreich Gesetze und Maßnahmen,<br />
die den Opfern Schutz bieten. Ich denke beispielsweise an<br />
das Betretungsverbot von Wohnungen, das Gefährdern<br />
sofort verhängt werden kann und das wir auf Schulen und<br />
Kindergärten ausgeweitet haben. Im Jahr 2014 wurden in<br />
Österreich nach familiärer Gewalt 7.587 Wegweisungen<br />
ausgesprochen.<br />
Wenn man an Polizeiarbeit denkt, dann denkt man meist<br />
an Täter, die dingfest gemacht oder an Verbrechen, die<br />
geklärt wurden. Dabei vergisst man oft, dass Polizeiarbeit<br />
auch Opferarbeit ist. Wir, seitens des Innenministeriums,<br />
legen daher großen Wert darauf, die Polizistinnen und<br />
Polizisten auf das Thema Gewalt gegen Frauen zu sensibilisieren.<br />
Um Gewalt an Frauen zu verhindern, spielt Prävention<br />
und die Vernetzung aller relevanten Akteure sowie die<br />
Bündelung aller Kräfte eine ganz zentrale Rolle. Daher<br />
arbeiten wir sehr eng mit Gerichten, Staatsanwaltschaften,<br />
Frauenhäusern, Krankenhäusern oder Ärzten zusammen.<br />
Gemeinsam arbeiten wir für die Sicherheit der Frauen in<br />
unserem Land.<br />
© BM.I<br />
Familienministerin<br />
Sophie Karmasin<br />
Müssen Gewalt aktiv<br />
entgegenwirken<br />
Gewalt gegen Frauen ist<br />
leider auch heutzutage noch<br />
weit verbreitet, auch in Österreich. Jede 5. Frau in<br />
unserem Land erlebt als Erwachsene körperliche<br />
und/oder sexuelle Gewalt – jede von uns, unabhängig<br />
von Alter, Bildungsstatus und Herkunft, kann Opfer<br />
von geschlechtsspezifischer Gewalt werden. Hier müssen<br />
wir aktiv entgegen wirken, denn derart hohe Zahlen sind<br />
einer modernen, aufgeschlossenen und partnerschaftlichen<br />
Gesellschaft unwürdig. In erster Linie geht es um<br />
Unterstützung und Schutz für Frauen die von Gewalt<br />
betroffen sind, die Frauenhäuser, die Familienberatungsstellen<br />
und unzählige NGO’s leisten hier einen bedeutenden<br />
Beitrag. Gleichzeitig müssen wir jedoch auch das<br />
Selbstbewusstsein von Frauen stärken, am besten bereits<br />
von klein auf. Ebenso müssen wir den Männern die eine<br />
Risikogruppe darstellen, einen wertschätzenden Umgang<br />
und Respekt gegenüber Frauen beibringen, denn leider<br />
geht der Großteil von Gewalt gegen Frauen immer<br />
noch von Männern aus. Eine Maßnahme des BMFJ ist<br />
die geschlechtersensible Elementarpädagogik, denn wenn<br />
bereits die Kleinsten eine respektvolle Grundhaltung<br />
gegenüber dem anderen Geschlecht entwickeln, können<br />
spätere Probleme abgefangen werden. Ziel muss es<br />
sein, dass Frauen gewalt- und angstfrei in Österreich leben<br />
können.<br />
© ChristianJungwirth.com<br />
Gesundheitsministerin<br />
Sabine Oberhauser<br />
Recht aufkörperliche<br />
Unversehrtheit<br />
Gewalt gegen Frauen ist ein<br />
gesamtgesellschaftliches<br />
Phänomen, das in vielen Ausprägungen physischer,<br />
sexueller, psychischer, ökonomischer oder sozialer<br />
Gewalt auftritt. Daher ist der Kampf gegen Gewalt ein<br />
Querschnittsthema aller Politikbereiche und beschränkt<br />
sich nicht nur auf das Gesundheitswesen, was wir auch<br />
unter dem Stichwort ‚health in all policies‘ in unseren<br />
Rahmengesundheitszielen verankert haben.<br />
Jeder Mensch hat das Recht auf körperliche<br />
Unversehrtheit. Wenn es uns gelingt, das im Bewusstsein<br />
unserer Mädchen und Burschen fest zu verankern, sind<br />
wir im Kampf gegen Gewalt ein gutes Stück weitergekommen.<br />
Daher ist ein zentrales Ziel unserer Kindergesundheitsstrategie<br />
die Stärkung der Lebenskompetenz<br />
von Kindern und Jugendlichen. Denn zur Stärkung der<br />
Lebenskompetenz zählt gerade auch die gewaltfreie<br />
Konfliktlösung.<br />
Der Gewalt gegen Mädchen und junge Frauen gilt es<br />
aber nicht nur in Österreich den Kampf anzusagen,<br />
sondern auch international. Die Praxis der weiblichen<br />
Genitalverstümmelung oder die Zwangsverheiratung<br />
minderjähriger Mädchen stehen leider in vielen Ländern<br />
der Welt immer noch auf der Tagesordnung. Wir müssen<br />
daher alle Anstrengungen verstärken, um jedweder<br />
Einschränkung der Freiheits- und sexuellen Rechte von<br />
Mädchen und Frauen endgültig ein Ende zu setzen.<br />
© BMG / Johannes Zinner<br />
BASIS uzman bir danışmanlık hizmeti sunuyor<br />
BASIS bietet ein kompetentes Beratungsteam<br />
- bei Fragestellungen im Bereich der Familie,<br />
Partnerschaft, Trennung und Scheidung<br />
- bei sozialen und rechtlichen Belangen<br />
- in persönlichen Orientierungsphasen<br />
- nach Veränderungen der Lebenssituation<br />
- bei der Berufs- und Lebensplanung<br />
- bei Fragen zur Erwerbsarbeit<br />
anonym<br />
vertraulich<br />
kostenlos<br />
- Aile, hayat arkadaşlığı, ayrılık ve boşanma konularında sorular<br />
- Sosyal ve Yasal konular<br />
Anonim<br />
- Kişisel yönlendirme dönemleri<br />
- Yaşam koşullarındaki değişiklikler Güvenilir<br />
- Kariyer ve yaşam planlaması<br />
Ücretsiz<br />
- İş ve istihdam konuları<br />
Planseestraße 6<br />
6600 Reutte<br />
Telefon: 05672 / 72604<br />
E-Mail: office@basis-beratung.net<br />
Internet: www.basis-beratung.net<br />
Öffnungszeiten / Çalışma Saatleri:<br />
Montag bis Donnerstag von 9.00 bis<br />
12.00 Uhr<br />
Pazartesi‘den Perşembe’ye kadar<br />
9.00 - 12.00 saatleri arası<br />
Beratungen außerhalb der Öffnungszeiten nur nach Terminvereinbarung<br />
Çalışma saatleri dışında danışmanlık hizmeti sadece randevu ile verilir<br />
Entgeltliche Einschaltung<br />
Entgeltliche Einschaltung
SEITE 13 / <strong>NOVEMBER</strong> <strong>2015</strong><br />
Salzburg / Österreich<br />
16 TAGE GEGEN GEWALT AN FRAUEN<br />
Das Schweigen brechen, auch<br />
wenn es viel Mut erfordert!<br />
Gewalt in der Familie oder in Beziehungen ist alltäglich und hat viele<br />
Gesichter. Sie passiert in allen sozialen Schichten. Das Gesetz schützt<br />
alle Gewaltopfer undstellt klar:<br />
Jede Form von Gewaltanwendung ist verboten!<br />
Opfer haben Recht und Anspruch auf Schutz und Hilfe.<br />
Büyük cesaret gerektirse de<br />
suskunluğunason ver!<br />
Ailelerde ve ilişkilerde şiddet her gün gerçekleşmektedir ve bir çok yüzü<br />
vardır. Tüm sosyal katmanlarda gerçekleşir. Yasa tüm şiddet kurbanlarını<br />
korur ve hükmeder:<br />
Her türden şiddet yasaktır!<br />
Kurbanlar koruma ve yardım alma hakkına sahiptir.<br />
Als spezielles Service bietet das Land Salzburg auf der Webseite<br />
www.gewaltfrei.salzburg.at<br />
alle Infos über Beratungs- undHilfseinrichtungen in Stadt undLandSalzburg,<br />
die Gewaltopfern zur Verfügung stehen. Weiters finden Sie Informationen<br />
über die Formen der Gewalt, sowie rechtliche Informationen.<br />
Auch wenn esschwerfällt dasSchweigen zu<br />
durchbrechen undviel Mut erfordert, sich an eine<br />
Beratungsstelle zu wenden:<br />
Hilfe ist möglich!<br />
Alle Beratungs- undHilfsangebote sindkostenlos.<br />
Die Beraterinnen sindzur absoluten Vertraulichkeit<br />
verpflichtet. Auf Wunsch können Sie auch<br />
anonym bleiben. Wir möchten allen von Gewalt<br />
Betroffenen Mut machen, sich an eine der<br />
Gewaltschutzstellen zu wenden.<br />
Je früher - desto besser!<br />
Salzburg Valiliği’nin özel hizmeti olan<br />
www.gewaltfrei.salzburg.at<br />
internet sayfasından, Salzburg şehri ve eyaletinin şiddet kurbanları için<br />
danışmanlık ve yardım kuruluşları hakkındaki gerekli tüm bilgileri bulacaksınız.<br />
Bunun ötesinde şiddetin biçimleri hakkında ve hukuki bilgiler de<br />
bulunmaktadır.<br />
Susmaya son vermek zor gelse de ve bir danışma<br />
ofisine başvurmak büyük cesaret istese de:<br />
Alle Infos auf deutsch und türkisch / Bütün bilgiler Almanca ve Türkçe dillerinde: www.gewaltfrei.salzburg.at<br />
Yardım mümkündür!<br />
Tüm danışmanlık ve yardım hizmetleri ücretsizdir.<br />
Danışmanlar gizliliği mutlak biçimde korumakla<br />
yükümlüdür. İstek üzerine anonim kalabilirsiniz.<br />
Şiddete maruz kalmış olan herkesi bir şiddetten<br />
koruma ofisine başvurmaları için cesaretlendirmek<br />
istiyoruz.<br />
Ne kadar erken, o kadar iyi!<br />
Entgeltliche Einschaltung<br />
Gewalt gegen ältere Menschen<br />
Situation von älteren Frauen oft schwierig<br />
Gewalt gegen ältere Menschen wirdin Österreich<br />
in Fachkreisen undauch in der Öffentlichkeit<br />
zunehmendthematisiert. Gewalt<br />
gegen ältere Menschen unterscheidet sich<br />
von Gewalt gegenüber jüngeren Menschen.<br />
Ältere Menschen sindvielen verschiedenen<br />
Formen von Gewalt ausgesetzt. Sie reicht<br />
von Benachteiligungen im öffentlichen<br />
Raum, sprachlicher Diskriminierung, Isolation,<br />
Vernachlässigung undfinanzieller<br />
Ausbeutung, psychischer Gewalt, z.B. durch<br />
entwürdigenden Umgang und respektlose<br />
Kommunikation, dem Vorenthalten von<br />
Grundbedürfnissen, wie z.B. Flüssigkeit und<br />
Medikamenten bei pflegebedürftigen älteren<br />
Menschen, bis hin zu körperlichen Attacken.<br />
Gewalt gegen ältere Menschen geschieht<br />
häufig unauffällig, bleibt vielfach unbemerkt<br />
oder wird nicht als Gewalt betrachtet. Nur<br />
wenige ältere Gewaltopfer suchen Hilfe. Insbesondere<br />
ältere Frauen sind oft emotional<br />
undökonomisch abhängig, haben immer<br />
noch geschlechtsspezifische Rollenbilder,<br />
glauben, dass „niemand etwas unternehmen<br />
kann" undschämen sich über ihre Opferrolle.<br />
Interventionen sindaufgrundder unterschiedlichen<br />
und komplexen Fallkonstellationen<br />
sehr schwierig. Oftmals können Täterin<br />
oder Täter und Opfer nicht eindeutig<br />
benannt werden, und eine Trennung der<br />
involvierten Personen ist aufgrundder<br />
großen gegenseitigen Abhängigkeiten oft<br />
nicht möglich.<br />
Neben der Grundlagenforschung kommt der<br />
Sensibilisierung von Familien, Mitarbeiterinnen<br />
undMitarbeitern in Institutionen,<br />
Ärztinnen undÄrzten, Pflegekräften, aber<br />
auch der Öffentlichkeit für alle Formen von<br />
Gewalt gegen ältere Menschen große Bedeutung<br />
zu. Eine weitere wichtige Maßnahme ist<br />
der Auf- und Ausbau eines speziellen Beratungsangebots<br />
innerhalb der bestehenden<br />
Strukturen in Österreich.<br />
Quelle: sozialministerium.at<br />
© redsheep / pixelio.de<br />
Der Frauennotruf Salzburg ist eine Beratungsstelle für Frauen und<br />
Mädchen, die sexuelle Gewalt (Vergewaltigung, sexuellen Missbrauch,<br />
sexuelle Nötigung oder Belästigung, Stalking) erlebt haben.<br />
Wir bieten psychologische und juristische Beratung für Betroffene und deren<br />
Angehörige, Prozessbegleitung und kostenlose anwaltlicheVertretung im<br />
Strafverfahren undVermittlung von psychotherapeutischer Hilfe.<br />
Unser Angebot ist:<br />
parteilich<br />
streng vertraulich<br />
auf Wunsch anonym<br />
nicht mit einer Anzeige verbunden<br />
kostenlos<br />
Entgeltliche Einschaltung
16 TAGE GEGEN GEWALT AN FRAUEN Österreich / Vorarlberg<br />
<strong>NOVEMBER</strong> <strong>2015</strong> / SEITE 14<br />
ifs Gewaltschutzstelle<br />
Telefon 05-1755-535<br />
gewaltschutzstelle@ifs.at<br />
ifs FrauennotWohnung<br />
das frauenhaus in vorarlberg<br />
Telefon 05-1755-577, rund um die Uhr<br />
frauennotwohnung@ifs.at<br />
ifs Kinderschutz<br />
Telefon 05-1755-505<br />
kinderschutz@ifs.at<br />
ifs Prozessbegleitung<br />
Telefon 05-1755-510<br />
ifs.bregenz@ifs.at<br />
ifs Opferschutz<br />
Institut für Sozialdienste<br />
wir helfen weiter<br />
www.ifs.at<br />
ifs Gewaltschutzstelle<br />
ist eine gesetzlich anerkannte Opferschutzeinrichtung, die Information,<br />
Beratung undBegleitung für Opfer von häuslicher Gewalt<br />
bietet.<br />
ifs FrauennotWohnung<br />
bietet Frauen und deren Kindern, die Opfer von Gewalt durch ihre Ehemänner,<br />
Lebensgefährten, Väter, Brüder und Bekannten geworden sind,<br />
Zuflucht Unterstützung undeine vorübergehende Wohnmöglichkeit.<br />
ifs Kinderschutz<br />
bietet Kindern, die Opfer von Gewalt oder sexuellem Missbrauch<br />
geworden sind, sowie deren Bezugspersonen kompetente, rasche<br />
undeinfühlsame Unterstützung undBeratung.<br />
ifs Prozessbegleitung<br />
ist ein kostenloses Angebot für Gewaltopfer undbietet Begleitung durch<br />
PsychologInnen, SozialarbeiterInnen undJuristInnen/ AnwältInnen.<br />
Entgeltliche Einschaltung<br />
16 Tage gegen Gewalt an Frauen<br />
Vielfältige Veranstaltungen in ganz Österreich<br />
16 Tage gegen Gewalt an Frauen ist eine<br />
internationale Kampagne, die jedes Jahr von<br />
25. November bis 10. Dezember stattfindet. Im<br />
Kampagnenzeitraum zwischen dem Internationalen<br />
Tag gegen Gewalt an Frauen unddem<br />
Internationalen Tag für Menschenrechte<br />
finden auf der ganzen Welt Aktionen statt.<br />
Fraueninitiativen machen auf das Recht auf<br />
ein gewaltfreies Leben aufmerksam.<br />
Der Verein AÖF unterstützt auch <strong>2015</strong> wieder<br />
aktiv die 16 Tage gegen Gewalt an Frauen mit<br />
Projekten undVeranstaltungen: Podiumsdiskussionen,<br />
Filmvorführungen, Ausstellungen,<br />
Straßenaktionen, Ringvorlesungen…<br />
• Ringvorlesung: Eine von fünf: GewaltFREI<br />
Die Wanderausstellung „Silent Witnesses –<br />
Stumme Zeuginnen“ zeigt Figuren, die stellvertretend<br />
für Frauen stehen, die in den vergangenen<br />
Jahren in Österreich von ihrem (Ex-)Partner<br />
ermordet worden sind. Sie ruft dazu auf, Gewalttaten<br />
an Frauen nicht zu tolerieren und ein klares<br />
Zeichen gegen Gewalt an Frauen zu setzen.<br />
Mit den „Silent Witnesses“ wird der ermordeten<br />
Frauen gedacht. Sie standen mitten<br />
im Leben: Sie hatten Familie, Freundinnen<br />
und Freunde und sie hatten Träume. Jetzt<br />
sind sie für immer stumm. Sie können<br />
uns nicht mehr erzählen, was passiert<br />
ist. Es liegt an uns, ihre Geschichte nicht zu<br />
vergessen und an sie zu erinnern.<br />
Die Wanderausstellung „Silent Witnesses“<br />
ist eine Initiative des Vereins Autonome<br />
Österreichische Frauenhäuser und der<br />
Wiener Interventionsstelle gegen Gewalt in<br />
der Familie. <strong>2015</strong> war sie unter anderem<br />
am FH Campus Wien zu sehen. Während<br />
LEBEN (25. November bis 14. Dezember <strong>2015</strong><br />
am Department für Gerichtsmedizin, MedUni<br />
Wien)<br />
• Auftaktveranstaltung "Eine von fünf:<br />
GewaltFREI LEBEN" im Rahmen der<br />
Abschlussveranstaltung "GewaltFREI LEBEN"<br />
(25. November <strong>2015</strong>)<br />
• Mitorganisation vom Trickfilmworkshop von<br />
KLAPPE AUF!<br />
• Wanderausstellung Silent Witnesses<br />
Veranstaltungen im Rahmen der 16 Tage<br />
finden Sie im Veranstaltungskalender :<br />
www.aoef.at/index.php/kalender/<br />
Silent Witnesses - Stumme Zeuginnen von Gewalt<br />
der internationalen Kampagne „16 Tage gegen<br />
Gewalt an Frauen und Mädchen“ (25.11. bis<br />
10.12.) werden die „Silent Witnesses“ im<br />
Frauenbüro der Stadt Salzburg sowie in<br />
der Schule für allgemeine Gesundheits- und<br />
Krankenpflege am Sozialmedizinischen Zentrum<br />
Ost in Wien gezeigt.<br />
© Verein Autonome Österreichische Frauenhäuser<br />
ifs Şiddetten Koruma Noktası<br />
Kanunen tanınmış, evdeki şiddetten mağdur olmuş kişiler için bilgi,<br />
danışmanlık ve refakat hizmeti sunan, bir kurbanları koruma kuruluşudur.<br />
ifs Kadınlar Sığınma Evi<br />
Kocalarının, hayat arkadaşlarının, babalarının, erkek kardeşlerinin<br />
ve tanıdıklarının şiddetine maruz kalan kadınlara ve onların çocuklarına<br />
sığınma desteği ve geçici barınma imkanı sunar.<br />
ifs Çocukları Koruma<br />
Şiddet ve cinsel istismara uğramış çocuklara ve ayrıca örnek aldıkları<br />
yetişkinlere uzman bir şekilde, çabuk, anlayışlı destek ve danışmanlık<br />
sunar.<br />
ifs Dava Sürecinde Refakat<br />
Şiddet mağdurları için ücretsiz tekliftir. Psikolog, sosyal çalışman,<br />
hukukçu ve avukat refakat hizmeti sunar.<br />
Lesungen gegen Gewalt<br />
und Infos zum Thema Gewaltschutz<br />
Die SPÖ-Frauen veranstalten in den Bundesländern<br />
Lesungen gegen Gewalt. Dabei werden<br />
auch jene Formen von Gewalt<br />
thematisiert, die Frauen auf der Flucht<br />
erleiden und deren Ziel es ist, die Betroffenen<br />
einzuschüchtern. Dazu gibt es Infos zum<br />
Thema Gewaltschutz.<br />
Aufmerksam gemacht wird auch auf die<br />
Neuerungen bei der Strafrechtsnovelle,<br />
die im Sommer beschlossen wurden:<br />
- Einführung des Erschwernisgrunds »Gewalt<br />
in der Familie“ (und bei „hate crimes“)<br />
- Stärkung der Opferrechte bei der Diversion:<br />
Opfer von Gewalt in Wohnungen und Opfer,<br />
die Anspruch auf Prozessbegleitung haben,<br />
bekommen nun immer das Recht zur<br />
Stellungnahme<br />
- „Verschlepptwerden“ ins Ausland zum<br />
Zweck der Zwangsverheiratung wird künftig<br />
bestraft<br />
- „Cybermobbing“ wird als Tatbestand eingeführt<br />
- Erhöhung der Strafen für qualifizierte Körperverletzungen<br />
(betrifft u.a. auch absichtliche<br />
schwere Körperverletzung wie FGM)<br />
Im Vorfeld wurde ein Sprüchewettbewerb<br />
zum Thema „Gewalt“ auf Facebook veranstaltet.<br />
Der Spruch, der die meisten Likes<br />
erhielt, wird auf Lesezeichen (im Bild)<br />
gedruckt, welche im Rahmen der 16 Tage<br />
gegen Gewalt verteilt werden.<br />
Infos zu aktuellen Aktionen der SPÖ-Frauen<br />
finden Sie auf der Homepage:<br />
www.frauen.spoe.at<br />
„Der starke<br />
Mann ist<br />
stärker<br />
ohne<br />
Gewalt.“<br />
Bertolt Brecht<br />
frauen.spoe.at<br />
© SPÖ Frauen
Foto: BKA/Andy Wenzel<br />
© Stadtbücherei<br />
15 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
KASIM <strong>2015</strong><br />
Tirol Valiliği’nden kadın ve kızlar için<br />
bilgi ve bilinçlendirme broşürü...<br />
CİNSEL TACİZE GEÇİT YOK<br />
Günlük hayatta kadınlar ve kızlar,<br />
işyerinde, evinde ve farklı<br />
yerlerde birçok sıkıntıyla karşılaşabilmektedirler.<br />
Bunlardan bazıları<br />
şiddet ve cinsel tacizdir.<br />
Tirol Valiliği JUFF-Gençlik, Kadın<br />
ve Eşitlik Bölümü, mağdurlara ve<br />
bu durumla karşılaşabilecek<br />
kadın ve kızlara yönelik 63 sayfalık<br />
yeni bir broşür hazırladı.<br />
Kadın ve Sosyal İşlerden Sorumlu<br />
Meclis Üyesi Christine<br />
Baur, “Malesef şiddet, cinsel saldırı<br />
ve tacizler günlük hayatta<br />
yaşanmaktadır. Kadın ve kızları<br />
hedef alan bu saldırıların önüne<br />
geçmek, bireyleri bilgilendirmek<br />
ve bilinçlendirmek adına hazırlanan<br />
broşür; evde, işyerinde,<br />
toplu taşıma araçlarında karşılaşılabilecek<br />
durumlarda ne yapılabileceği<br />
noktasında çok<br />
önemli bilgiler içermektedir.<br />
Özellikle göçmen kadın ve genç<br />
kızların, bunun yanında özürlü<br />
insanların da bilgilendirilmesi bu<br />
çalışmayla hedeflenmiştir.”<br />
Aile ve Gençlikten Sorumlu Meclis<br />
Üyesi Beate Palfrader de,<br />
“Güvende olma hissi, kadın ve<br />
kızların hayat kalitesinde belirleyici<br />
noktadır. Dünya genelinde<br />
en çok kadın ve çocukların şiddete<br />
maruz kaldığı bir gerçektir.<br />
Rakamlar ve Gerçekler:<br />
2014 yılında Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı<br />
tarafından yapılan bir araştırma gösteriyor ki;<br />
◾Her yedi kadından biri 16 yaşından itibaren bir kez tecavüce uğramıştır.<br />
◾Kadınların % 58’i cinsel tacizi yaşamak durumunda kalmıştır.<br />
◾Cinsel Şiddet durumu % 69 oranında kendi dört duvarı arasında yaşanmıştır.<br />
◾Cinsel saldırıya uğrayan kadınların üçte ikisi saldırganları tanımaktadır.<br />
◾Genç kızların üçte biri, arkadaşlık ilişkisi döneminde<br />
cinsel saldırı ve tacize uğradıklarını açıklamışlardır.<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
Biz de yapılan bu çalışma ile<br />
kadın ve özellikle genç kızlara<br />
yönelik şiddet ve cinsel saldırılara<br />
karşı sadece nasıl hareket<br />
edebileceklerini değil, aynı zamanda<br />
onların kişiliği ve özgüveni<br />
güçlendirmek istiyoruz.”<br />
Bilgilendirme broşürü Tirol Valiliği<br />
ve Tirol Emniyet Müdürlüğü’nün<br />
çok sıkı ortak çalışması<br />
ile ortaya çıkmıştır.<br />
Daha fazla bilgi için:<br />
www.gewaltfrei-tirol.at<br />
Tirol Valiliği JUFF-Gençlik,<br />
Kadın ve Eşitlik Bölümü<br />
Tel: 0512 508 3586<br />
E-Mail: juff.jugend@tirol.gv.at<br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
LRin Christine Baur (li.) und LRin Beate Palfrader wollen sexualisierter Gewalt an Frauen und Mädchen keine Chancen geben<br />
Broschüre des Landes Tirol gibt Frauen und<br />
Mädchen Sicherheitstipps<br />
Frauen- und Soziallandesrätin Christine Baur und<br />
Familien- und Jugendlandesrätin Beate Palfrader:<br />
„Ziel der Kampagne ist es, gewaltpräventive Maßnahmen zu fördern<br />
und die Vielzahl an Angeboten besser sichtbar zu machen. Die Broschüre<br />
ist ein Baustein dazu und soll auch zur Sensibilisierung beitragen“<br />
Zahlen und Fakten:<br />
Eine Erhebung der Agentur der Europäischen Union<br />
für Grundrechte zeigt, dass im Jahr 2014<br />
◾jede siebte Frau ab dem 16. Lebensjahr mindestens einmal in ihrem Leben vergewaltigt wurde.<br />
◾58 Prozent der Frauen sexuelle Belästigung erlebt haben.<br />
◾69 Prozent sexueller Gewalt in den eigenen vier Wänden stattfindet.<br />
◾zwei Drittel der betroffenen Frauen den Täter kennen.<br />
◾ein Drittel der weiblichen Jugendlichen schon einmal sexuelle Übergriffe<br />
in der Beziehung erlebt hat.<br />
© Land Tirol / Pidner<br />
Gratis App soll Kindern beim Deutsch-Lernen helfen<br />
Ücretsiz Almanca Uygulaması<br />
Ücretsiz Uygulama (Gratis App) ile çocuk ve gençlerin<br />
Almancada yaşadıkları sıkıntıların giderilmesi hedefleniyor<br />
Çocuk ve gençlerin Almanca dilinde yaşadığı<br />
sorunları gidermek üzere Avusturya<br />
Milli Eğitim Bakanlığı yeni bir<br />
çalışma başlattı. Şu an ülkede 30 bin<br />
çocuk ve gencin Almanca dilinde sıkıntılar<br />
yaşadığı ve bu bireyler için haftada 11<br />
saate kadar Dil-Teşvik Dersleri verildiğini<br />
hatırlatan Eğitim Bakanı Gabriele Heinisch-Hosek,<br />
‘‘İlk aşamada ‘Deutschlern-<br />
App’ Ekim ayı sonundan itibaren<br />
çocuklara yönelik akıllı cep telefonları ve<br />
tabletler için hayata geçirildi. Devamında<br />
ise Aralık ayında gençler, yetişkinler ve<br />
Almanca öğrenmek isteyen herkes için<br />
"hallo App Deutsch" Ücretsiz Uygulama<br />
(Gratis App) hizmetini başlatıyoruz.<br />
Bütün beklentimiz çocukların anne-babalarıyla<br />
birlikte evlerinde uygulamayı<br />
kullanmaları ve Almanca dilini iyi bir şekilde<br />
öğrenmelerine destek olmaktır.’’<br />
Özellikle mülteci akını sebebiyle birçok<br />
ailenin çocuklarıyla birlikte Avusturya’ya<br />
geldiğini ve yeni bir ülkeye gelen insanların<br />
en önemli ihtiyacının iletişim olduğunu<br />
hatırlatan ve bu uygulamanın<br />
hayata geçirilmesine katkı sunan uzmanlar,<br />
hem mültecilerin hem de Avusturya’da<br />
bulunan ve dil sıkıntısı çeken bütün<br />
çocuk, genç ve ailelerin ihtiyaçlarına<br />
cevap verecek bu çalışma ile öncelikle 13<br />
yaşına kadar olan çocukların, resimler ve<br />
seslendirme ile desteklenen uygulama<br />
ile günlük hayatta ihtiyaç duyulan 1000<br />
temel kelimenin öğrenilmesinin hedeflendiğini,<br />
Aralık ayından itibaren ise 13<br />
yaşından itibaren gençler ve yetişkinlere<br />
yönelik benzer bir hizmetin daha başlayacağını<br />
açıkladılar.<br />
Bu uygulamalar, Apple Store ve Google<br />
Store’dan ücretsiz olarak indirilebilecek.<br />
Willkommenskultur in der Stadtbücherei<br />
İnnsbruck İl Kütüphanesi’nde<br />
‘Hoşgeldin Kültürü’<br />
İl kütüphanesi, İnnsbruck'ta yaşayan mültecilere<br />
hitap ediyor. Kütüphanenin ideal modelinde<br />
'Herkes İçin Bir Şehir' ve 'Herkes İçin<br />
Bir İl Kütüphanesi' sloganları ön plana çıkıyor.<br />
Belediye Başkanı Christine Oppitz-Plörer'in<br />
ifadesiyle, ''Halk kütüphaneleri sosyal birleştirici<br />
işlevi sayesinde karşılama kültürünün<br />
yaşatıldığı alanlardır.'' İl meclis üyesi Gerhard<br />
Fritz'e göre mültecilerin normal günlük<br />
hayatlarını idame edebilecekleri yerlerin<br />
oluşturulması önem arzediyor.<br />
Göç hakkında kaynaklar<br />
İl Kütüphanesi Almanca'nın öğrenilmesi için<br />
'Yabancılar için Almanca'dan kaynaklar sunuyor.<br />
Hem çocuk ve gençler için hem de yetişkinler<br />
için İngilizce, Fransızca, İspanyolca,<br />
İtalyanca, Türkçe, Rusça ve Arapça dillerinde<br />
yabancı eserler mevcut. Göç ve iltica konularını<br />
işleyen literatür de kaynaklar arasında<br />
yer alıyor.<br />
Sunulan hizmetlerin genişletilmesi<br />
İl Kütüphanesi, Tirol Sosyal Hizmetler<br />
'Tirol'deki Mülteciler' kuruluşu ile birlikte<br />
yaptığı ortak çalışmayla mültecilere sunduğu<br />
hizmeti genişletti.<br />
• Mülteciler için İngilizce de yapılan<br />
grup rehberlik hizmeti sunuyor.<br />
• Mültecilerin kaynakları ücretsiz<br />
ödünç alabilmeleri ve internetten faydalanmaları<br />
için kimlikler dağıtıyor.<br />
• Dil kursları ve özellikle 'Yabacılar<br />
için Almanca' alanındaki hizmetleri genişletiyor.<br />
Artık çocuk ve genç kitapları bölümünde<br />
de 'Yabancılar için Almanca' dil kursu yer<br />
alacak.<br />
• Yabancı dildeki sunulan hizmete<br />
çocuk ve yetişkinler için Arapça da eklendi.<br />
Ekim'den bu yana da Boşnakça, Sırpça ve<br />
Hırvatça dillerinde literatür de kütüphanenin<br />
kaynaklarına eklendi.<br />
Die Stadtbücherei Innsbruck möchte als öffentliche Institution einen Beitrag zur Verbesserung der Situation der Flüchtlinge leisten
© LICHT FÜR DIE WELT<br />
© Corinna Dumat / pixelio<br />
KASIM <strong>2015</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 16<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Avrupa Birliği, internette nefret paylaşımlarına karşı sert tedbirler alıyor<br />
AB’den şiddet<br />
ve nefret<br />
paylaşımına<br />
ağır cezalar...<br />
Justizminister Wolfgang Brandstetter:<br />
Null Toleranz bei Hass und Hetze im Internet<br />
Alle 60 Sekunden erblindet ein Kind<br />
Her 60 saniyede bir çocuk<br />
görme yetisini kaybediyor<br />
(OTS)- Dünyada toplam 39 milyon insan<br />
görmüyor. Her 10 görme özürlünün 9’u<br />
gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor, yani<br />
görme engelli olmak sıklıkla imkânsızlıklar<br />
ve yoksulluğun sonucudur.<br />
Daha iyi hijyen ve tıbbi bakım şartları ile,<br />
görme yeteneği kaybetme durumlarının<br />
%80’i önlenebilir. 1.4 milyon çocuk A<br />
vitamini eksikliği, tedavi edilmeyen göz<br />
enfeksiyonları ya da düzeltilmeyen<br />
görme bozuklukları gibi önlenebilir<br />
sebeplerden dolayı, ya görmüyor ya da<br />
az görüyor.<br />
‘LICHT FÜR DIE WELT - DÜNYA İÇİN IŞIK’<br />
Dernek Müdürü Rupert Roniger’e göre,<br />
önlenebilir körlük vakâları aslında<br />
kolayca tedavi edilebilir.<br />
İlaçların zamanında verilmesi, rutin<br />
ameliyatlar, önlem ve aydınlatma yollarıyla<br />
körlük önlenebilir. Çoğu insan<br />
halen tedavi, ilaç ya da doktordan yararlanamıyor.<br />
Roniger bunun için yıllardır<br />
önlenebilir körlüğü azaltmaya<br />
çalıştıklarını ifade ediyor. Dernek, dünyanın<br />
yoksul bölgelerinde aydınlatma,<br />
ilaçların dağıtımı, göz doktorlarının yetiştirilmesi,<br />
hastanelerin inşası ve seyyar<br />
yardım ekipleri ile ilgileniyor. Çocuklardaki<br />
körlükle mücadele için görme<br />
kusurları erken tanısı ve tedavisi projelerini<br />
destekliyor. Kuruluş sadece<br />
2014’te 50 bin katarakt ameliyatı ve 1<br />
milyona yakın göz muayenesi yaptı ve<br />
görme zorluğu çekenlere 53 bin yardımcı<br />
görme aracı dağıttı.<br />
© BMJ / Christian Jungwirth<br />
Avrupa Birliği Adalet ve İçişleri<br />
Bakanları internette artan nefret<br />
gönderileri ve kışkırtıcı yorumlara<br />
karşı mücadele konusunu görüşmek<br />
üzere Lüksemburg’da toplandı.<br />
28 Adalet Bakanı internet<br />
servis sağlayıcıları ve Facebook gibi<br />
sosyal internet ağlarıyla diyalog<br />
içinde, Avrupa Birliği Komisyonu<br />
ve üye ülkelerin ortak yaklaşım<br />
şeklini istişare etti. Toplantıya<br />
katılan Avusturya Adalet Bakanı<br />
Wolfgang Brandstetter açıklamasında,<br />
“İnternet üzerinden, düşmanlık<br />
ve nefretin kontrolsüz bir<br />
şekilde yayılmasına müsaade edemeyiz.<br />
Avusturya’da kısa bir süre<br />
‘‘Vizyon 2020’’uluslararası projesine katılmakla<br />
da dernek, önlenebilir körlüğü<br />
2020’ye kadar büyük ölçüde ortadan kaldırmayı<br />
hedefliyor. Başkan Roniger son<br />
olarak şunları söyledi: ‘‘Önlenebilir körlüğe<br />
karşı mücadelenin kesin başarıya<br />
ulaşması için, bizlere destek olabilecek<br />
daha fazla insana ihtiyaç var. Bu yüzden<br />
DÜNYA İÇİN IŞIK Derneği’nin, dünyanın<br />
çeşitli bölgelerinde insanları körlükten<br />
koruyabilmesi için, şahsi olarak bu işle<br />
ilgilenmek isteyen gönüllülere ihtiyacı<br />
var.’’<br />
önce kışkırtma yasasını sertleştirdik<br />
ve Facebook temsilcileriyle de<br />
görüştük yaptık. İnternette nefret<br />
söylemleriyle mücadeleyi amaç<br />
edinen her türlü inisiyatifi destekliyorum.<br />
Uluslararası internet<br />
şirketlerini, ceza kanunlarını uygulamayı<br />
gerektiren içeriklere karşı<br />
ortak bir yaklaşıma yönlendirmek<br />
ve temel değerlerimizi korumak<br />
için Avrupa düzeyinde güçlü bir dayanışmaya<br />
ihtiyaç duymaktayız.”<br />
Avusturya’da 1 Ocak 2016’dan itibaren<br />
yeni yasa ile, yalnız 10 insan<br />
önünde şiddeti istemek değil, nefreti<br />
de tahrik ve buna internette<br />
30 kişinin erişimi, iki yıla kadar ve<br />
Alle zehn Minuten stirbt ein Mädchen infolge von Gewalt<br />
Dünyada her 10 dakikada bir<br />
genç kız, şiddet sonucu ölüyor<br />
Dünya Halkları Vakfı tarafından<br />
yapılan açıklamaya göre;<br />
tecavüz, cinsel istismar ya da<br />
kızlarda sünnet gibi nedenlerden<br />
dolayı, dünyanın herhangi<br />
bir yerinde istatiksel<br />
olarak her on dakikada bir kız<br />
çocuğu şiddet kurbanı olarak<br />
ölüyor.<br />
Vakfın İşletmecisi Renate<br />
Bähr yaptığı durum tespiti ile;<br />
‘‘Tahminen dünyada 120 milyon<br />
kız cinsel şiddeti ve istismarı<br />
yaşamıştır. Birçok kız<br />
yaşadıkları fiziksel ve ruhsal<br />
bu şiddetin sonuçlarına hayatları<br />
boyunca katlanmak zorunda<br />
kalıyor. Kızların hakları<br />
bu kışkırtma diğer bir şahsın suç<br />
işlemesine sebebiyet veriyorsa,<br />
‘kışkırtıcı’ 5 yıla kadar hapis cezası<br />
alabilecek. Yazılı veya görsel şiddet<br />
ya da nefret propagandasının<br />
yayınlanmasının da cezalandırılacağı<br />
yasada açıkça belirtildi.<br />
İnsan kaçakçılığıyla daha güçlü<br />
mücadele ve mağdurun korunmasında<br />
asgari standartlar toplantıda<br />
konuşulan diğer konulardı. Güncel<br />
mülteci krizi nedeniyle Avrupa<br />
düzeyinde insan kaçakçılığına karşı<br />
mücadele ve üye ülkelerin kaçakçıların<br />
takibinde daha güçlü şekilde<br />
birlikte çalışmaları bakanların gündemindeydi.<br />
Avusturya’da yabancılar<br />
polis yasasının kaçakçılar<br />
paragrafı da zaten sertleştirilmişti.<br />
1 Ekim’den beri de 3 kişiden fazla<br />
insan kaçakçılığı yapan kişiye diğer<br />
ağırlaştırıcı sebeplere (profesyonellik<br />
ve kaçırılana ıstırap verme)<br />
bakılmaksızın 5 yıla kadar hapis cezası<br />
verilebilecek. Böylelikle kaçakçılar<br />
daha kolay tutuklanabilecek.<br />
Ayrıca mağduru koruma kuralları<br />
da ele alındı. Ceza davasında<br />
mağdurun korunması için asgari<br />
standartlar belirlenerek, mahkeme<br />
kararlarının ve cezai konularda<br />
polis ve adli işbirliğin sınır ötesi<br />
boyutuyla karşılıklı tanınması da<br />
kolaylaştırılıyor.<br />
(OTS)<br />
‘Fiziksel ve ruhsal şiddetin etkileri hayat boyu devam ediyor’<br />
daha fazla ayaklar altına alınmamalı.’’<br />
diye konuştu.<br />
Güney Afrika’dan bir örnek...<br />
Son yayınlanan suç istatistiklerine<br />
göre, 12 ay içinde her<br />
gün 49 kişi cinayet ya da<br />
adam öldürmenin kurbanı<br />
oldu. Polis 2008’den bu yana<br />
olayların sayısının çok yüksek<br />
olması nedeniyle tecavüzleri<br />
de diğer cinsel suçlarla birlikte<br />
ele aldığı için, ortaya çıkan<br />
rakamlar yaşanan vakalara<br />
oranla çok düşük gözüküyor.<br />
Sunday Times Gazetesi’ne<br />
göre ise günlük yaşanan olay<br />
sayısı en az 118. Bilinmeyen<br />
sayı ise daha yüksek. Güvenlik<br />
araştırmaları enstitüsüne<br />
göre 13 tecavüz olayından<br />
sadece biri ihbar ediliyor. Az<br />
ihbarın sebeplerinden biri de,<br />
faillerin genelde mağdurun<br />
yakın çevresinden gelmesi.<br />
Dünya Halkları Vakfı, ülke<br />
yönetimlerinden faillere karşı<br />
daha katı olunmasını, daha<br />
yoğun şiddeti önleme çalışmaları<br />
yapılmasını, kızların<br />
sünneti ve çocuk evlilikleri<br />
gibi zararlı uygulamaların kaldırılmasını<br />
talep ediyor. İlaveten<br />
kızların iyi bir eğitime<br />
ihtiyacı var ve hakları konusunda<br />
daha iyi bir biçimde<br />
aydınlatılmak zorundalar.<br />
© Günther Gumhold / pixelio.de
© NÖ Landesakademie<br />
© BMEIA / Mahmoud Ashraf<br />
17 - INTEGRATION<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Regionaler Aktionsplan Arbeitsmarktintegration<br />
LH Haslauer mit Sozialpartnern, AMS, IV, Bildungsexperten von Uni sowie Experten des Landes im Gespräch<br />
(LK)-Salzburg: "Die Frage der Integration<br />
jener Menschen, die bei uns Asyl bekommen<br />
und die bleiben dürfen, ist eine Schlüsselfrage<br />
für die Zukunft. Nur Menschen die<br />
in Beschäftigung sind, können langfristig für<br />
sich selbst sorgen und einen Beitrag zur<br />
Allgemeinheit leisten. Investitionen in die<br />
nachhaltige Integration von Asylberechtigten<br />
in den Arbeitsmarkt sind daher die beste Vorsorge,<br />
wenn wir keine Ghettobildung und<br />
keine neuen sozialen Brennpunkte wollen.<br />
Ich bin überzeugt davon, dass wir gemeinsam<br />
die Talente und Fähigkeiten vieler Menschen,<br />
die bei uns bleiben werden, heben können.<br />
Zu diesem Zweck wird ein 'Regionaler<br />
Aktionsplan Arbeitsmarktintegration' ins<br />
Leben gerufen, der die unterschiedlichen<br />
Maßnahmen in diesem Bereich strukturieren<br />
und bündeln soll", sagte Landeshauptmann<br />
Dr. Wilfried Haslauer nach einem Gespräch<br />
mit Vertretern der Wirtschaftskammer, der<br />
Arbeiterkammer, des AMS, der Industriellenvereinigung,<br />
Experten von Universität sowie<br />
Vertretern des Landes.<br />
"In den vergangenen Monaten konnten<br />
wir bereits viele Integrationsprojekte in den<br />
Bereichen Deutschkurs, Ausbildung, Arbeit<br />
und Wohnberatung im gesamten Land<br />
Salzburg umsetzen. Bereits in der Grundversorgung<br />
werden mit dem Clearing durch<br />
die Caritas die wichtigsten beruflichen<br />
Fähigkeiten sowie die Ausbildung der Asylwerberinnen<br />
und Asylwerber erhoben.<br />
Deutschkurse bereiten zudem die Flüchtlinge<br />
auf ihr späteres Leben mit Aufenthaltsrecht<br />
vor. Diese und viele weitere Angebote<br />
müssen nun im neuen regionalen Aktionsplan<br />
Arbeitsmarktintegration weiter verbessert<br />
und abgestimmt werden. Integration<br />
kann nur gelingen, wenn diese Bereiche<br />
sorgfältig aufeinander abgestimmt werden.<br />
Zentral ist die Frage, wie wir Flüchtlinge<br />
langfristig in unsere Gesellschaft integrieren<br />
können", unterstrich Mag. Martina Berthold,<br />
zuständige Landesrätin für Asyl und<br />
Integration.<br />
Von Wirtschaftskammer, Arbeiterkammer<br />
und AMS wurde bereits eine Reihe von<br />
Maßnahmen und Pilotprojekten vorgestellt,<br />
die nun Eingang in diesen Aktionsplan finden<br />
sollen. Es gehe nun um die Abstimmung<br />
der verschiedenen Vorschläge aufeinander<br />
und um die entsprechenden Gespräche zur<br />
Bündelung und Finanzierung.<br />
© SPÖ Landtagsklub / pixelio.de<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
<strong>NOVEMBER</strong> <strong>2015</strong><br />
Vienna Future Talks<br />
Integrationskonferenz mit zehn europäischen IntegrationsministerInnen<br />
sowie ExpertInnen aus insgesamt 21 Ländern zu Gast in Wien<br />
BMEIA: Auf Initiative von Bundesminister<br />
Sebastian Kurz haben die Wiener Zukunftsgespräche<br />
stattgefunden. Teilgenommen<br />
haben 10 europäische MinisterInnen und<br />
ExpertInnen aus insgesamt 21 Ländern,<br />
darunter die schwedische Arbeitsministerin<br />
Ylva Johansson, die norwegische Ministerin<br />
für Kinder und Gleichstellung Solvei<br />
Horne, Deutschlands Staatsministerin Aydan<br />
Özoguz und Liechtensteins Regierungschef-<br />
Stellvertreter Thomas Zwiefelhofer. Mit den<br />
Vienna Future Talks hat erstmals eine<br />
internationale Konferenz zur langfristigen<br />
Perspektive der Integration stattgefunden.<br />
„Viele Staaten stehen derzeit vor ähnlichen<br />
Herausforderungen, was die Integration von<br />
Flüchtlingen betrifft, die dauerhaft im Land<br />
bleiben – aber auch, wenn es darum geht,<br />
Zuwanderung, Asyl und Integration sachlich zu<br />
thematisieren und offen darüber zu diskutieren“,<br />
so Bundesminister Sebastian Kurz.<br />
Zusammen:Österreich<br />
im Bernoulligymnasium<br />
Angefangen hat das Programm mit<br />
einem Schulbesuch von Zusammen:<br />
Österreich im Bernoulligymnasium. Die<br />
IntegrationsbotschafterInnen Aleksandra<br />
Izdebska, Michael Jayasekara und<br />
Kazim Yilmaz erzählten den MinisterInnen<br />
und SchülerInnen ihre ganz persönliche<br />
Integrationsgeschichte. Besonders<br />
vom Engagement der SchülerInnen<br />
zeigte sich die schwedische Arbeitsministerin<br />
Ylva Johansson beeindruckt:<br />
„Besonders die Partizipation der Schülerinnen<br />
und Schüler im Rahmen der Diskussion<br />
mit den Integrationsbotschaftern hat mir sehr<br />
gut gefallen. Es ist schön zu sehen, dass<br />
Österreich das Thema Integration auch aktiv<br />
in Schulen zum Thema macht. Wir haben<br />
damit auch in Schweden gute Erfahrungen<br />
gemacht.“<br />
Diversität - Chance und Herausforderung<br />
Im Melia Hotel eröffnete Bundesminister<br />
Sebastian Kurz anschließend die Vienna<br />
Future Talks, wo eine Paneldiskussion mit<br />
Demetrios Papdemetriou, Präsident des MPI<br />
Europe stattgefunden hat. Die Diskussion war<br />
gefolgt von Statements der einzelnen teilnehmenden<br />
Länder, dabei dominierend waren die<br />
Themen Sprache, Integration in den Arbeitsmarkt<br />
und Wertevermittlung. Auch die<br />
deutsche Staatsministerin Aydan Özoguz<br />
betonte in ihrem Statement: „Das Lernen der<br />
Deutschen Sprache ist für eine gelungene<br />
Integration essentiell, jedoch darf nicht außer<br />
Acht gelassen werden, dass Mehrsprachigkeit<br />
für jeden eine Bereicherung darstellen sollte.“<br />
Jahrestagung des Integrationsservice der NÖ LAK<br />
Von der Flucht zur Integration<br />
Unter dem sehr aktuellen Thema:<br />
„Von der Flucht zur Integration“ stand<br />
die Jahrestagung des Integrationsservice<br />
der NÖ Landesakademie.<br />
Im Zentrum der Tagung stand die Situation<br />
rund um den Flüchtlingsstrom nach Europa<br />
und die Herausforderungen in diesem<br />
Zusammenhang für Österreich und für<br />
Niederösterreich. Mit dabei waren auch<br />
Vertreter von Diakonie, Caritas und<br />
dem Österreichischen Roten Kreuz,<br />
sowie Gemeindevertreter und Vertreter von<br />
Vereinen, die mit Flüchtlingsarbeit zu<br />
tun haben.<br />
Der für die Koordination der Integrationsangelegenheiten<br />
zuständige Landesrat,<br />
Mag. Karl Wilfing, hob die zentrale Rolle und<br />
immense Bedeutung der Freiwilligenarbeit<br />
hervor. So gebe es tausende Menschen, die<br />
sich derzeit in der Flüchtlingsfrage und auch<br />
in der Integration engagieren und einbringen.<br />
Ohne sie könnte die öffentliche Hand die<br />
derzeitige Situation nur sehr schwer, wenn<br />
überhaupt, bewältigen.<br />
„In Niederösterreich gilt: Kriegsflüchtlingen<br />
ist in unserem Land ohne „Wenn und<br />
Aber“, Hilfe zu leisten“. Wir stehen hier<br />
vor sehr großen Herausforderungen und<br />
Kraftanstrengungen, denen wir uns stellen<br />
werden. Gemeinsam mit den NGOs, den<br />
Freiwilligen und den Gemeindevertretern.<br />
Hier gilt es aber auch die Zivilgesellschaft<br />
zu begleiten und zu unterstützen. Für uns gilt<br />
in der Integrationsarbeit das Prinzip von<br />
„fördern und fordern“, so Wilfing.<br />
Die wichtigsten Herausforderungen der<br />
nächsten Zeit seien der Arbeitsmarkt,<br />
der Wohnungsmarkt, die Vermittlung der<br />
deutschen Sprache, die Vermittlung von<br />
Werten, sowie die neuen Anforderungen an<br />
die Bildungseinrichtungen, wie Kindergarten<br />
und Schule.<br />
oder<br />
Geld zurück! 1<br />
Immer für Sie & Ihr Kind da - für alle Schulklassen und<br />
alle Fächer von der Volksschule bis zur Matura!<br />
Herzaman sizin ve çocuğunuz için burada - bütün<br />
sınıflar ve dersler için, İlkokul‘dan Matura‘ya kadar.<br />
Frühzeitig aktiv werden:<br />
Gezieltes & intensives Training<br />
für die Zentralmatura!<br />
Şimdi aktif bir şekilde, hedefe<br />
odaklı ve yoğun bir eğitim<br />
ile Yeni Sınav Sistemi‘ne<br />
(Zentralmatura) hazırlanın.<br />
Nur für Neukunden: Testen Sie 2 kostenlose Schnupperstunden!<br />
Sadece yeni öğrenciler için: 2 ücretsiz deneme saatine katılabilirsiniz.<br />
1 Sondertarif: Aktionsbedingungen unter www.schuelerhilfe.at/fuenfwegodergeldzurueck.<br />
(v.l.n.r.:) Dr. Christian Milota, DI.in Anette Schawerda, LR Mag. Karl Wilfing, Mag. Peter Anerinhof, Mag. Murat Düzel<br />
INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512 / 570557<br />
HALL, Stadtgraben 1, 05223 / 52737<br />
SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242 / 61077<br />
WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332 / 77951<br />
TELFS, Obermarktstr. 2, 05262 / 63376<br />
WWW.SCHUELERHILFE.AT<br />
Entgeltliche Einschaltung
© Nicole Celik / pixelio.de<br />
KASIM <strong>2015</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 18<br />
Özellikle fakir ailelerin çocukları daha sağlıksız ve tacize uğrama riskleri fazla<br />
Avusturya’da<br />
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan<br />
OECD raporuna göre sosyal eşitsizlik<br />
Avusturya gibi gelişmiş ülkelerde<br />
de çocukların hayata başlama fırsatlarını<br />
ve yaşam kalitesini sekteye<br />
uğratıyor. Fakir ailenin çocukları<br />
özellikle Avusturya’da daha sık<br />
tacize uğruyor, daha az sağlıklılar<br />
ve okumaları kötü.<br />
Avusturya’da çocukların durumu<br />
OECD ülkelerinin ortalamasından<br />
daha iyi, buna karşılık ‚yaşam nasıl‘<br />
raporunda en iyi ülkeler grubu ile<br />
karşılaştırıldığında Avusturya’nın<br />
tüm göstergeleri onlar kadar iyi<br />
değil. OECD’ye göre her 7 çocuktan<br />
biri fakirliğe yakın durumda yaşıyor,<br />
her 10 çocuktan biri ise kimsenin<br />
çalışmadığı aile ortamında büyüyor.<br />
yoksul<br />
çocukların<br />
büyük dramı<br />
Göçmen işletmeler<br />
fakirliği azaltabilir<br />
Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme<br />
Merkezi’nin (ICMPD), yaptığı bir araştırmaya<br />
göre göçmenlerin girişimci faaliyetleri<br />
küresel gelişmeye ve fakirliğin<br />
azaltılmasına katkıda bulunabilir. Ülkelerinin<br />
dil ve kültürünü tanımaları sayesinde<br />
teknoloji ve bilim transferini<br />
teşvik eder, iş yerleri oluşturur ve pazarlar<br />
açarlar. Öncüler olarak akabinde<br />
yatırımları cezbeder ve böylece bir bölgenin<br />
tüm ekonomisini güçlendirirler.<br />
Araştırmada görev alan uzmanlara<br />
göre, burada göçmenler bir firma kurmak<br />
için birçok engeli aşmak zorunda.<br />
Yüksek riskli ülkelerde firma kurmanın<br />
finanse edilmesine erişim oldukça zor.<br />
Avusturya’da küçük yatırımcı olarak<br />
faal olan göçmenler için kapsamlı hizmet<br />
sunumu varken, bu göçmenlerin<br />
ticari faaliyetleri için kendi ülkesinde ve<br />
gelişmekte olan ülkelerde destekleri<br />
neredeyse yok.<br />
Buna karşılık ICMPD’ye göre Almanya,<br />
Hollanda, İsviçre ve benzeri diğer ülkelerde<br />
destekleme programları mevcut.<br />
Hizmetler, kredi ve hibeler yoluyla<br />
finansal yardımdan, geliştirme eğitiminden,<br />
koçluk ve rehberliğe kadar<br />
uzanıyor. Avusturya’da şu anda böyle<br />
bir yöntemi inceliyor.<br />
Uluslararası göç politikaları geliştirme<br />
merkezi hükümet ve kurumlar için<br />
uzun süreli göç stratejileri geliştiriyor.<br />
Bu bağlamda ICMPD küresel gelişme<br />
için diaspora işletmecilerinin potansiyelini<br />
konu alan diaspora yatırımcılığı<br />
-fırsatlar ve sorunlar- fizibilite raporunu<br />
kısa süre önce tamamladı.<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
Bu bağlamda Avusturya orta sıralarda<br />
yer alıyor.<br />
OECD raporuna göre yoksullukta<br />
yaşayan çocukların oranı 2007’de<br />
%7.31 iken bu oran 2011’de %9.1’e<br />
yükselmiş. 0-17 yaş grubu Avusturyalıların<br />
%8.4’ü hiçbir yetişkinin çalışmadığı<br />
evlerde yaşıyor. Göçmen<br />
kökenlilerde oran %15.5’e çıkıyor.<br />
Yoksul çocukların<br />
imkânları çok kısıtlı<br />
Rapor, zengin ve eğitimli ailelerin<br />
çocuklarının daha sağlıklı ve kendilerini<br />
okulda daha iyi hissettiklerini,<br />
yoksul çocukların ise diğer grubu<br />
arkadaşça ve yardımsever bulmadıklarını,<br />
aksine onlar tarafından<br />
taciz edildiklerini belirtiyor.<br />
En çok taciz Avusturya ve Letonya‘da<br />
gündeme geliyor. Taciz<br />
kurbanları daha çok düşük gelirli<br />
ailelerden geliyor. Yoksul aile<br />
çocuklarının %21.8’i, zengin aile<br />
çocuklarının %14.3’ü taciz kurbanı.<br />
Avusturya’da oranlar böyle iken 26<br />
OECD ülkesinin ortalaması %10.1.<br />
Çocukların yaşadığı ev çevresi, yani<br />
ortam ve koşullar da kötü. Kendi<br />
ifadelerine göre gürültü, egsoz,<br />
koku ve temiz içme suyu yokluğu<br />
onları rahatsız ediyor. Tüm OECD<br />
bölgesinde çocukların %21.6’sı için<br />
çevre koşulları yetersiz.<br />
Sosyal farklılıklar kendisini yaşam<br />
memnuniyeti, okuma ve problem<br />
çözme kabiliyeti, ebeveynle iletişim<br />
ve yetişkinliklerinde seçim yapma<br />
niyetlerinde de gösteriyor. Bütün<br />
Q.pictures / pixelio.de<br />
Bregenz (VLK) – Entegrasyon Bakanı<br />
Sebastian Kurz, Vorarlberg<br />
Valisi Markus Wallner ve uyum<br />
elçileri Ava Schacherl-Lam,<br />
Mustafa Can ve Murat Üstün<br />
'Birlikte Avusturya - Zusammen:<br />
Österreich' inisiyatifi kapsamında<br />
Bregenz'de Sacre Coeur<br />
Riedenburg'u ziyaret ettiler, öğrencilerle<br />
entegrasyonda sorunlar<br />
ve fırsatları tartıştılar. Üç<br />
entegrasyon elçisi kendi hikâyeleri<br />
ile ülkedeki uyum süreçlerini<br />
öğrencilere aktardılar.<br />
Bakan Sebastian Kurz konuşmasında:<br />
''Zusammen:Österreich<br />
inisiyatifinin 350'den fazla elçisi,<br />
genç insanlarla göç, sığınma ve<br />
entegrasyon gibi soyut ve zor<br />
konular üzerinde tartışıyor ve<br />
böylelikle Avusturya'da birlikte<br />
yaşamaya katkı sağlıyor. Aynı<br />
anda olumlu örnekler sayesinde<br />
ön yargıları yıkıyor ve Avusturya'da<br />
yol için motivasyon oluşturuyoruz.<br />
Bu girişim ülkemize<br />
gelen ve kalacak olan mültecileri<br />
de hesaba katmıştır.''<br />
Vali Wallner ise: ''Entegrasyon<br />
elçilerinin kariyer ve hayat<br />
yolları, başarılı ve yaşanan<br />
entegrasyon sürecine yansıyor.<br />
Çoktan entegre olmuş ve toplumda<br />
kökleşmiş kişiler, kişisel<br />
tecrübe ve bilgisini ortaya koyarak,<br />
göçmenleri entegrasyonları<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
bu kategorilerde yoksul aileden<br />
gelen çocuklar dezavantajlı. Ebeveyn<br />
eşitsizliği büyüdükçe, çocukların<br />
imkânları da daralıyor.<br />
Avusturya’da gelişen çocukların<br />
%12.8’i sağlık durumunu zayıf görüyor;<br />
yoksul aileden gelen çocuklar<br />
çoğunlukta (%16.8), durumu iyi<br />
olan ailelerden gelen çocuklar ise<br />
%9.2. Fazla kiloluluk ve yoksulluk da<br />
birbirine bağlı. Yine OECD raporuna<br />
göre düşük sosyo-ekonomik çevreden<br />
gelen Avusturyalı gençlerin<br />
%18.5’i, zengin aileden gelenlerin<br />
%12.4’ü aşırı kilolu.<br />
Sigara konusunda Avusturya kötü<br />
şöhrete sahip. 15 yaşındaki gençlerin<br />
%27.3’ü haftada en az bir kere<br />
sigaraya el attıklarını ifade ediyor,<br />
için sorumluluklarını almaya<br />
motive ederse bu özellikle<br />
sevindirici olur. Bu düşünce<br />
Vorarlberg eyaletinin örnek<br />
entegrasyon resminde yer alır.<br />
Bunun için biz öncelikle kreş yıllarından<br />
başlayıp okul ve daha<br />
sonra ebeveyn ve erişkin eğitimine<br />
kadar verdiğimiz dil desteğine<br />
önem veriyoruz.''<br />
Olumlu örnekleri öne çıkarma,<br />
Ön yargılardan kurtulma<br />
Hongkong doğumlu avukat Ava<br />
Schacherl-Lam Avusturya'da hayatına<br />
başlarken eşi sayesinde<br />
zaten iletişim kurduğu kişiler<br />
olduğunu, buna rağmen Almancanın<br />
uyumun anahtarı olduğu<br />
için dili daha da geliştirmesi gerektiğini<br />
anlattı. ''Kişi konuşmasıyla<br />
arkadaşlıklar kurar ve<br />
26 OECD ülkesinin ortalamas ise<br />
sadece %16.4. Komalık derecede<br />
alkol içme konusunda ise, 13-15 yaş<br />
grubu Avusturyalı gençler diğer<br />
gelişmiş ülkelerdeki yaşıtlarından<br />
daha fazla sorun çıkarmıyor. Hayatlarında<br />
şu ana kadar en az 2 kez<br />
sarhoş olduklarını açıklayan Avusturyalı<br />
gençlerin oranı %20.5 iken<br />
bu oran OECD’nin 26 ülke ortalamasında<br />
%19.<br />
OECD raporunda okullarda baskı<br />
konusunda şu bilgiler yer alyor:<br />
Avusturya ve Almanya, okul baskısnın<br />
en düşük olduğu ülkeler. OECD<br />
ülkelerinden çocukların %10.8’i<br />
okullardaki baskılardan şikâyetçi<br />
iken, bu oran Almanya’da sadece<br />
%3.9 ve Avusturya’da %4 oranında.<br />
"Zusammen:Österreich":<br />
Positive Beispiele von Integration im Fokus<br />
GELECEĞİN ENTEGRASYON ELÇİLERİ İLE BULUŞMA<br />
böylece topluma katılır.''<br />
Murat Can ise çocukluğundan<br />
bu yana Avusturya'da yaşadığını,<br />
klasik işçi ailesi çocuğu olarak<br />
ortaokul ve ticaret lisesine<br />
gittiğini ama daha fazlasını istedeği<br />
için orta okul öğretmenliğini<br />
bitirdiğini anlattı. Bugün bir<br />
öğretmen olarak öğrencilerine<br />
örnek olduğunu, onlara açık<br />
olan kariyer yollarını gösterdiğini,<br />
mesajının 'insan isterse her<br />
şeye ulaşır' olduğunu ifade etti.<br />
Murat Üstün ise yolunun bir<br />
raslantı sonucu Vorarlberg'e<br />
düştüğünü, buranın ikinci vatanı<br />
olduğunu ve bağlantıyı çok<br />
çabuk gerçekleştirdiği için<br />
mutlu olduğunu ve çalışmasının<br />
geçen sene ödüllendirilmesine<br />
ayrıca çok sevindiğini söyledi.<br />
Bundesminister Kurz und Landeshauptmann Wallner sprachen mit Schülerinnen des Sacré Coeur Riedenburg über Integration<br />
Foto: VLK/A. Serra
19 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
KASIM <strong>2015</strong><br />
Ömer Erkan<br />
omererkan92@hotmail.com<br />
Aşk Cahil İşidir<br />
Hayallerimiz öylesine kendimize bağımlıdırlar<br />
ki, onlardan kopup gerçek hayata<br />
geri dönmek zorlayıcı bir süreçtir.<br />
Hayal kurmanın insanın hamuruna ait bir<br />
oluşum olduğunu bilmemize rağmen<br />
kimi zaman yadırgarız. Nefis bu! Kurulan<br />
hayalin, tahayyül edilen nesnenin veya<br />
olgunun cismen veya ismen bir ehemmiyeti<br />
mevcut değildir.<br />
Zira istenilen, arzu edilen her ne ise o<br />
muhteşem bir kurguyla beynimizde yer<br />
edinmiştir zaten. Aksi düşünülemez ve<br />
olabilirliği tartışılamaz. Ne zamanki dışarıdan<br />
bir ses sizi yadırgamaya başlar, tam<br />
tersini söyler, o an yelkenlerinizi suya indirirsiniz<br />
ve vazgeçiş sürecine geçersiniz.<br />
Veya güçlü bir karaktere sahipseniz zırhınızı<br />
kuşanır ve hayallerinizin peşinden gidersiniz.<br />
Varsayalım ikinci karaktersiniz. Kurduğunuz<br />
hayal, istek veya arzunuz için uzun<br />
bir süre çaba sarf ediyorsunuz. Artık<br />
gözünüz ondan başka bir şey görmez<br />
oluyor. Günler akıp giderken artık yavaş<br />
yavaş o istekten vazgeçtiğinizi fark ediyorsunuz.<br />
Ve tavsamaya başlayan isteğin<br />
artık gerçekten de sizin isteğiniz olmadığını,<br />
onsuz da mutlu olabildiğinizi, buruk<br />
da olsa hayatın devam ettiğini fark ediyorsunuz.<br />
Ve gün geliyor isteğiniz tam<br />
karşınıza, sanki ellerinize doğmuşcasına<br />
beliriveriyor. O anki sergilediğiniz tavır<br />
nevi şahsına münhasır. O denli istemsizlik.<br />
Sanki uzun yokuşlardan siz çıkmamışsınız,<br />
zorlu yollardan siz geçip de o anı<br />
bekleyen siz değilmişsiniz gibi. Kendinize<br />
bunca zaman yaşattığınız baskı ve öfkeli<br />
istekle dalga geçercesine elinizin tersiyle<br />
itmek istediğiniz o istek tam karşınızda<br />
gülümsüyor size. Fakat söz geçmeyen<br />
yürek tam aksine o da gülümseyip geçiyor.<br />
Sonrası kalabalık bir kentin işlek<br />
Salzburg İşçi Odası'nın (AK)<br />
inisiyatifiyle, kamu sektöründen,<br />
sivil toplum kuruluşlarından,<br />
derneklerden, eğitim<br />
ve bakım kuruluşlarından<br />
birçok temsilcinin katılımıyla<br />
‘2. Harici Göçmenler Komisyonu’<br />
toplandı. Katılımcılar;<br />
mülteciler, vatandaşlık ve<br />
göçmenlerde eğitim rotası<br />
kararları konuları hakkında<br />
sokağında yanyana yürüyen iki yabancı,<br />
birbirini tanımayan iki yabancı gibi geçişmekten<br />
ibaret.<br />
Sonuç itibariyle kurulan hayalin insana<br />
yüklemiş olduğu mecburi kavramlara<br />
zaman geçtikçe ihtiyaç duyulmamaktadır.<br />
Bir insanı sevmek de buna benzemektedir<br />
aslında. Sevginiz ilk başlarda<br />
sonsuz seviyede çoktur ve gün geçtikçe<br />
daha da artan sevgiye engel olamayacak<br />
duruma gelirsiniz. Varsayalım ki bir de<br />
kavuşamıyorsunuz. Platonik yani. Bu<br />
durumda karşı tarafa beslediğiniz aşk<br />
hiddetini giderek arttıran bir varlığa dönüşmektedir.<br />
Karşı konulmaz gerçeklerle<br />
yüzleşmek için epey bir süreye ihtiyaç<br />
duysanız da kalbiniz bu zamanı geciktirmek<br />
için elinden geleni yapacaktır. Çünkü<br />
artık körsünüzdür ve bazı gerçekleri<br />
göremeyecek kadar acizsinizdir. Attığınız<br />
adımların sayısını sayamayacak kadar da<br />
cahil. O yüzdendir şairin aşıklara dediği,<br />
"aşk cahil işidir." Ve aradan zaman geçer.<br />
Her ne kadar zor olsa da, şarkılarla avuttuğunuz<br />
anlar gelip gider ve gerçekleri<br />
görmeye başlarsınız. Ben ne yaptım, nasıl<br />
bu kadar kör olabildimlerin ardı arkası<br />
kesilmez. Gözlerinizdeki bağ çözüldükçe<br />
gördüğünüz gerçekler sizi acıtmaya ve<br />
yakmaya başlar. Geri dönüşü olmayan<br />
hatalarınızı gördükçe sonucu değiştirmek<br />
için yöntemler ararsınız. Fakat namümkün.<br />
Aşk da hayaller gibidir bu yüzden.<br />
Gecikmeli farkındalıklara gereksinim duymaz<br />
insan bedeni ve zihni. Oysa ne kadar<br />
da laf-ı güzaf etse zihin, yine bildiğini<br />
okuyandır gönül.<br />
Über 60 Teilnehmerinnen und Teilnehmer tauschten sich zu Migration aus<br />
Göçmenler Komisyonu Salzburg’da Toplandı<br />
beraberlerinde getirdikleri<br />
çok sayıda veriyi toplantıda<br />
tartışma fırsatı buldular.<br />
2014 yılından bu yana AK<br />
Salzburg, entegrasyon ve göç<br />
alanında çalışanları ve muhattapları<br />
biraraya getiriyor.<br />
Çok hassas ve el yakıcı konular<br />
tartışılıyor ve çözüm önerileri<br />
üzerinde çalışılıyor.<br />
Sosyal ağlardaki fikirler ve<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Botschafter einer offenen und toleranten Gesellschaft<br />
Salzburg<br />
Gençleri<br />
Destekliyor Landesrätin<br />
(LK)- Geçtiğimiz günlerde Salzburg<br />
AG’de yapılan ve açılışını<br />
Salzburg Eyaleti meclis üyesi<br />
Martina Berthold ve Salzburg AG<br />
müdürü Leonhard Schitter’in<br />
yaptığı bir törenle 9 öğrenciye<br />
START Burs programının resmi<br />
bir parçası olduklarını gösteren<br />
sertifikaları verildi. Öğrencilerin<br />
isimleri şöyle: Hevidar, Rana, Suhaila,<br />
Betül, Stefanie, Viktorija,<br />
Sheba, Kristina ve Paula. Geldikleri<br />
ülkeler ise Suriye, Afganistan,<br />
Türkiye, Vietnam, Sırbistan,<br />
Gana ve Hırvatistan.<br />
START bursu yetenekli, sosyal<br />
yönden aktif ve motivasyonu<br />
olan göçmen kökenli öğrencilere<br />
veriliyor. Hedef, bu öğrencilerin<br />
entegrasyonun elçileri, açık ve<br />
hoşgörülü bir toplumun da<br />
örnek kişileri olmaları. Burs bu<br />
öğrencilere aynı zamanda toplumda<br />
yeni ve önemli fırsatlar<br />
sağlıyor, onlara finansal destek,<br />
eğitimin devamı, kendini geliştirme,<br />
koçluk ve takım tecrübesinden<br />
oluşan garantili bir<br />
pakette sunuyor.<br />
Törende ev sahibi olan Salzburg<br />
AG müdürü Schitter de şöyle konuştu:<br />
‘Öncelikle birçok insanın<br />
kaçışta olduğu bu gibi zamanlarda<br />
göçmen kökenlilere bir<br />
çözümlerin siyasal olarak<br />
uygulanabilirliği de toplantılarda<br />
ön planda yer alıyor.<br />
Bu yıl göçmenler komisyonunun<br />
2. toplantısı sivil toplum<br />
kuruluşlarından, derneklerden,<br />
kamu örgütlerinden,<br />
bakım ve eğitim alanlarından<br />
gelen 60 temsilcinin katılımıyla<br />
gerçekleşti. Gündemin<br />
ağırlıklı konuları, entegrasyon<br />
sürecini engelleyici<br />
olarak görülen, kısıtlanmış<br />
vatandaşlık edinimi, eğitim<br />
politikasında alınan kararların<br />
anlamı ve güncel mülteci<br />
sorunları idi. AK Salzburg<br />
sosyal davranış biçimleri ve<br />
eğitim politikası dairesinden<br />
Stefan Bogner ve Franz<br />
Fuchs-Weikl bu konulara<br />
yönelik sunumlar yaptı.<br />
Mag. Martina Berthold bei der START-Stipendien Vergabe<br />
an engagierte Jugendliche mit Migrationsgeschichte in Salzburg<br />
START Bursu ile geleceğin açık ve hoşgörülü toplumunun temellerini atacak ‘Genç Elçiler’ yetişiyor<br />
Vatandaşlık ediniminde<br />
yaşanan zorluklar<br />
Avusturya, Avrupa genelinde<br />
vatandaşlık edinme kanunlarının<br />
en sert olduğu ülkelerin<br />
başında geliyor. Vatandaşlığa<br />
alınma imkânlarının kolaylık<br />
derecesi bakımından ise<br />
dünyada sondan dördüncü<br />
sırada olması durumun ciddiyetinin<br />
bir kanıtı.<br />
yurt vermek daha bir önemli,<br />
işte START programı da bu bursu<br />
alanlara bir yurt imkânı ve gelişimlerinin<br />
devamı için değişik<br />
fırsatlar sağlıyor. Bu nedenle<br />
Salzburg AG başarılı bir entegrasyon<br />
için birçok örnek insan<br />
yetiştiren bu örnek programı<br />
gönülden destekliyor.‘<br />
Törene canlı bağlantıyla katılan<br />
Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz:<br />
‘Böyle bir projenin olmasına seviniyorum<br />
çünkü tam da mülteci<br />
krizi anında -tabii ki gelenler alışılagelmiş<br />
göç yolları ile değilmülteci<br />
akınıyla çok yüksek sayıda<br />
insan Avusturya’ya geliyor<br />
ve bunların çoğu kalıcı. Bu<br />
insanların yalnız entegre olmasından<br />
değil, ülkeye katkı sunmalarından<br />
da başka yol yok.<br />
Bunu istemek hakkımız olabilmeli<br />
ve bunu da desteklemek<br />
zorundayız. START gibi örnek alınacak<br />
bir projenin olması beni<br />
sevindiriyor. Bütün START öğrencilerine<br />
angajmanları ve ülkemize<br />
bir şeyler vermeye hazır<br />
oldukları için yürekten teşekkür<br />
ediyorum. Bu birlikte yaşamanın<br />
nasıl olacağını gösteren özel bir<br />
işarettir.‘<br />
Şu anki START Salzburg programında<br />
10 ülkeden (Suriye, Hindistan,<br />
Vietnam, Kosova, Türkiye,<br />
Hırvatistan, Sırbistan, Afganistan,<br />
Gana ve Arjantin) 19<br />
genç yer alıyor. Onlar kapsamlı<br />
bir başvuru işleminden geçtikten<br />
sonra programı destekleyen kuruluşların<br />
temsilcilerinden oluşan<br />
5 kişilik bir jüri tarafından<br />
seçildiler. Jüri, seçiminde adayların<br />
kişisel girişimciliğini ve adayın<br />
ve ailesinin sosyal durumunu<br />
kriter olarak aldı.<br />
START bursları Avusturya Derneği<br />
Viyana, Vorarlberg, Salzburg<br />
ve Yukarı Avusturya gibi<br />
eyaletlerde faaliyet gösteriyor.<br />
START ilk kez 2006’da Crespo<br />
Vakfı tarafından Viyana’da<br />
hayata geçirildi. Bugün vakıf<br />
ortaklarıyla ve gönüllülerle<br />
birlikte Viyana’da 39 bursluyu<br />
destekliyor.<br />
START programını bitiren yaklaşık<br />
100 mezun, bitirme sınavını<br />
başarıyla sonlandırdılar ve devamında<br />
START öğrencileri derneğinde<br />
aktif olarak çalışıyorlar.<br />
Salzburg eyaleti, Katharina Turnauer<br />
Vakfı ve İçişleri Bakanlığı<br />
2010’da START programını Salzburg’da<br />
başlatmak için temel<br />
attılar. START Avusturya, Dışişleri<br />
ve Uyum Bakanı Sebastian<br />
Kurz’un himayesindedir.<br />
AK Salzburg Temsilcisi Stefan<br />
Bogner, entegrasyon için<br />
gösterilen yoğun ve samimi<br />
çabaların bile bazı durumlarda<br />
Avusturya vatandaşlığını<br />
alabilmek için çok<br />
yetersiz kaldığına ve bunun<br />
böyle olmaması gerektiğine<br />
vurgu yaparak, AK'nın bu konunun<br />
2016 yılında da takipçisi<br />
olacağını ifade etti.<br />
Statements aus der Diskussion im Rahmen des AK-Migrationsrats / AK-Göç Kurulu Toplantısı’ndan Bazı Başlıklar<br />
AK Salzburg<br />
foto: wildbild<br />
Vizerektorin Univ. Prof. in Dr. in Sylvia Hahn:<br />
„Eine Gesellschaft ist noch nie an Migrantinnen und Migranten zu Grunde<br />
gegangen. Ganz im Gegenteil: Gescheitert sind immer nur Gesellschaften<br />
und Staaten, die sich eingemauert und abgeschottet haben.“<br />
Salzburg Üniversitesi Rektör Yardımcısı Sylvia Hahn:<br />
„Bir toplum göç ve göçmenler yüzünden asla yok olup gitmez.<br />
Bunun tam aksine: Kendi kendine duvarlar çekmiş, korumacı<br />
toplumlar ve devletler başarısız olmuşlardır.“<br />
Jubric Olawunmi, Politologe und Bildungslotse bei Melete:<br />
„Es ist ganz wichtig, dass die AK den Migrationsrat einberuft. Wir haben<br />
nicht so oft die Möglichkeit, unsere Anliegen zu transportieren. Die Themen<br />
Bildung und Staatsbürgerschaft sind tatsächlich besonders wichtig!“<br />
Siyaset bilimci ve Melete'de eğitimci Jubric Olawunmi:<br />
„AK'nın göçmen komisyonunu toplaması çok önemli.<br />
Bizler, isteklerimizi gündeme taşımaya her zaman fırsat bulamıyoruz.<br />
Eğitim ve vatandaşlık özellikle önem arzeden konulardır.“<br />
AK-Vorstandsmitglied Djuja Becirevic:<br />
„Der Erwerb der österreichischen Staatsbürgerschaft muss erleichtert<br />
werden. Wer hier geboren ist, der soll sie einfach bekommen.“<br />
AK yönetim kurulu üyesi Djuja Becirevic:<br />
„Avusturya vatandaşlığına geçiş kolaylaştırılmalı. Burada doğan<br />
insanlar ülke vatandaşlığını da kolayca alabilmeli.“<br />
Ursula Liebing, Plattform für Menschenrechte Salzburg:<br />
„Es ist sehr wichtig, dass sich die AK beim Thema Migration<br />
engagiert. Ich wünsche mir auch dabei besonderes Augenmerk<br />
auf die Anliegen der Frauen und die Gleichstellung.“<br />
Salzburg insan hakları platformundan Ursula Liebing:<br />
„AK'nın göç konusunda çaba göstermesi ve bunun üzerine gitmesi<br />
çok önemlidir. Bunun yanında kadın meselesine ve kadınların eşit<br />
şartlara sahip olması konusunda da özel bir odaklanma arzu ediyorum.“<br />
Bilder: AK/Ursula Brandecker
Foto: Grüne<br />
KASIM <strong>2015</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 20<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Geçtiğimiz günlerde Kanadanın<br />
başkenti Ottawa’da<br />
Muhafazakârlardan Liberallere<br />
doğru bir güç değişimi<br />
oldu.<br />
Yeni Hükümet Başkanı Justin<br />
Trudeau. 15 tane erkek ve<br />
15 tane kadın Bakanın yemin<br />
töreni gerçekleşti.<br />
Bunun dahası da var. Kabinede<br />
‘sarıklı’ iki adam, eski<br />
mülteci olan bir bayan ve<br />
engelli olan iki kişi de bulunmakta.<br />
Kanada’daki insanların entegrasyonu<br />
ve kaynaşması<br />
burayla kıyasen neden daha<br />
çok mümkün?<br />
Acaba Kanadalıların bizde<br />
olmayan neyi var?<br />
Çok basit.<br />
Kanadaya ilk ayak basanlara<br />
„Newcomer“ deniliyor ve<br />
ülkenin de bundan faydalanacağı<br />
bilindiği için, geldiği<br />
ilk andan itibaren bu<br />
insanların toplumsal<br />
her alanda mümkün olduğu<br />
kadar yer almaları<br />
isteniyor.<br />
Avusturya’da ise ters<br />
bir yöne doğru gidiliyor.<br />
Burada düzenli bir şekilde<br />
vize başvurularında vize şartlarının<br />
yerine getirilip getirilmediği<br />
kontrol ediliyor.<br />
Almanca kurslarındaki seçenekleri<br />
kısaca şu şekilde<br />
ifade edebiliriz: Siz, sunulan<br />
seçeneklere uyacaksınız!<br />
Sizin iş ve hayat şartlarınız,<br />
sizin sorununuz!<br />
Bazı çocukların dışarıda<br />
tenefüste ana dilinde konuşmalarına<br />
izin verilmiyor.<br />
Biz tel örgüler dikmek istiyoruz.<br />
Biz duvarlar örmek<br />
istiyoruz. Biz tüm Müslüman<br />
derneklerine şüpheli gözle<br />
bakıyoruz.<br />
Neden bunların hepsi?<br />
Ben de bilmiyorum ama,<br />
İçişleri Bakanımıza ve<br />
Entegrasyondan Sorumlu<br />
Bakanımıza, Kanada’da<br />
çeşitliliğin yaşandığını görebilecekleri<br />
bir tatilin iyi<br />
geleceğini düşünüyorum.<br />
Uçağın içinde onlara, eşarp<br />
giymiş bir hostes, gümrük<br />
kartını doldurmada yardımcı<br />
olabilir ve Kanada’ya<br />
vardıklarında yüksek pozisyonda<br />
farklı ten renginde<br />
insanları onlara yardımcı<br />
olurken görebilirler.<br />
Benim söylemek istediğim<br />
çok basit.<br />
Bizim birlik ve beraberlik<br />
içinde yaşama kararını vermek<br />
ve buna izin verip vermemek<br />
kendi elimizde.<br />
Problemler ve bunların çözümünün<br />
ne etnik kökeni, ne<br />
dini ve ne de cinsiyeti vardır.<br />
Hepimiz Avusturyada yaşıyoruz<br />
ve hepimizin yaşamının<br />
ortak noktası burası.<br />
Hepimiz buranın bir parçasıyız<br />
ve bizleri artık<br />
dışlayamazlar!<br />
Sorun sosyal alanda dışlanmamız.<br />
Dışlanmak Fakirleştirir,<br />
Fakirlik Yabancılaştırır,<br />
Yabancılıkta Korkutur.<br />
Cesaret gösterip değişikliklere<br />
izin verelim!<br />
Biraz daha Kanadalı olalım!<br />
NEBA’dan güçlü işbirliği<br />
(OTS) Personal Austria Fuarı’nda düzenlenen<br />
bir platform tartışmasında Sosyal İşler Bakanlığı<br />
hizmet bölümü yöneticisi Günter<br />
Schuster NEBA hakkında şöyle konuştu:<br />
''Kapsamlı bilgi ağı NEBA'nın sayısız hizmetleri<br />
ve koçluğu, engelli insanlara çok faydalı<br />
olacaktır. Bu bireylerin iş hayatına başarılı bir<br />
giriş yapması için gösterilen ön çabalara<br />
örnek olarak, üretim okulu ve gençlik koçluğunu<br />
gösterebiliriz. NEBA, işletmelere<br />
öğretme zamanında ve eğitim sırasında bir<br />
dış destek sunuyor, uygun elemanın seçiminde<br />
ve yardıma ihtiyaç duyan insanlara iş<br />
yeri bulmada da yardımcı oluyor.<br />
İki işletme platform tartışmasında NEBA ile<br />
sağlanan işletmeler arası işbirliğinin işgücü<br />
piyasasında daha çok fırsatlar olacağını gösterdiler.<br />
Bunlardan biri Viyana'daki Marien<br />
Eczanesi işitme engellileri çalıştırarak daha<br />
çok ve yeni müşteriye hitap etme olanağı<br />
buldu. İkinci işletme olan SPAR, engelli<br />
gençleri odağına aldı. SPAR Akademisi’nin<br />
yeni yöneticisi Robert Renz, ilk baştan itibaren<br />
hiç kimseyi ayrı tutmadıklarını, bunun<br />
karşılığında özellikle motive olmuş çalışanlar<br />
kazandıklarını söyledi. NEBA'nın hizmetlerinden<br />
faydalanan ticari şirketler grubu başarıyı<br />
yakalayabiliyor. Marien Eczanesi işletme müdürü<br />
Karin Simonitsch, tercümanlık hizmeti<br />
Yeşiller Partisi Milletvekili Ahmet Demir:<br />
Değişikliklere<br />
açık olalım<br />
ve aynı zamanda personeli için eğitim<br />
modülleriyle desteklendi.<br />
Platform tartışması Siemens'in bir çalışanı tarafından<br />
tercüme edildi. Siemens yaklaşık 20<br />
yıldır dışlanma tehlikesi içinde olan gençleri<br />
ve engelli kişileri kalifiye bir elemana dönüştürmek<br />
için Sosyal İşler Bakanlığı hizmet<br />
birimiyle işbirliği yapıyor. Her yıl 10 kadar<br />
engelli genç Siemens'te çıraklık eğitimine<br />
başlıyor. Bunların çoğu eğitimlerini bitirdikten<br />
sonra Siemens'te sabit bir işe alınıyor.<br />
Sosyal İşler Bakanlığı'nın hizmet birimi yöneticisi<br />
Dr. Schuster: ''Bizler engelli insanların<br />
çalışması söz konusu olunca, işletmelerin<br />
şüphelerini biliyoruz. Bu nedenle 2016'da<br />
destekleme hizmetlerimiz hakkında işletmelerin<br />
dikkatlerini çekeceğiz. İşletmeler için<br />
NEBA hizmetlerinin yararlarını aktif olarak<br />
ileteceğiz ve NEBA ile işbirliği yapan her işletmenin<br />
işletme profillerini www.neba.at ana<br />
sayfasında tanıtacağız.<br />
NEBA Hakkında: Mesleki Entegrasyon Ağı (Netzwerk<br />
Berufliche Integration - NEBA), iş alanında yönlendirme<br />
asistanlığına ihtiyaç duyan 15 - 65 yaş arası bireyleri<br />
destekliyor. 2014 yılında Mesleki Entegrasyon Ağı’nda<br />
hizmet sunan 200’ün üzerindeki görevli, 57 binden fazla<br />
kişiye hizmet sunarak destek olmuştur. Bu çalışma için 80<br />
milyon avro ayrılmıştır. Ayrıntılı bilgi için: www.neba.at<br />
Abgeordneter zum Tiroler Landtag, Ahmet Demir:<br />
Seien wir offen für<br />
Veränderungen<br />
Vor kurzem gab es in<br />
der kanadischen Hauptstadt<br />
Ottawa einen Machwechsel<br />
von den Konservativen zu<br />
den Liberalen.<br />
Justin Trudeau ist der neue<br />
Regierungschef. Es wurden<br />
15 Frauen und 15 Männer als<br />
Ministerinnen und Minister<br />
vereidigt.<br />
Es geht noch weiter. Im Kabinett<br />
sind sowohl zwei Männer<br />
mit Turban, eine Frau<br />
mit Fluchtgeschichte und<br />
zwei Menschen mit einer<br />
sichtbaren Behinderung.<br />
Wieso funktioniert die<br />
Integration oder Inklusion<br />
von Menschen in Kanada<br />
besser als es hierzulande der<br />
Fall ist?<br />
Was haben die KanadierInnen,<br />
was wir nicht haben?<br />
Es ist ganz einfach.<br />
Menschen, die das erste mal<br />
kanadischen Boden betreten,<br />
werden als „Newcomer“<br />
bezeichnet und das Land ist<br />
ab der ersten Stunde daran<br />
interessiert, dass diese sich<br />
so gut wie möglich in allen<br />
gesellschaftlichen Bereichen<br />
einbringen können, weil sie<br />
wissen, dass auch sie einen<br />
Nutzen davon haben.<br />
Hierzulande geht man in eine<br />
entgegengesetzte Richtung.<br />
Hier werden regelmäßig die<br />
Voraussetzung bei Visaanträgen<br />
und Visaverlängerungen<br />
neu überprüft und das Angebot<br />
bei den Deutschkursen<br />
kann man vereinfacht so<br />
zusammenfassen: Ihr passt<br />
euch an das Angebot an!<br />
Eure Arbeits- und Lebenssituation<br />
ab der ersten<br />
Stunde ist eure Sache.<br />
Manche Kinder dürfen in<br />
den Pausenhöfen nicht in<br />
ihrer eigenen Muttersprache<br />
sprechen.<br />
Wir wollen Zäune bauen.<br />
Wir wollen Mauern bauen.<br />
Wir stellen alle islamischen<br />
Religionsgemeinschaften<br />
unter einen Generalverdacht.<br />
Warum das alles?<br />
Ich weiß es nicht, aber<br />
ich denke, dass es sowohl<br />
unserer Innenministerin als<br />
auch unserem Integrationsminister<br />
gut tun würde, mal<br />
Urlaub in Kanada zu machen,<br />
wo die Vielfalt auch gelebt<br />
wird.<br />
Im Flugzeug würde eine Flugbegleiterin<br />
mit Kopftuch<br />
ihnen beim Ausfüllen der<br />
Zollkarte behilflich sein und<br />
dort angekommen, würden<br />
sie farbige Menschen in<br />
hohen Positionen gut weiter<br />
beraten.<br />
Was ich damit sagen will ist<br />
ganz einfach.<br />
Wir haben die Macht<br />
darüber zu entscheiden,<br />
ob wir ein Zusammenleben<br />
wollen und dieses zulassen<br />
oder nicht.<br />
Probleme und deren Lösungen<br />
haben keine Herkunft,<br />
Religion oder Geschlecht.<br />
Wir alle leben in Österreich<br />
und unser Lebensmittelpunkt<br />
ist hier.<br />
Wir alle sind ein Teil von<br />
hier und man darf uns nicht<br />
weiterhin ignorieren!<br />
Die soziale Ausgrenzung ist<br />
das Problem.<br />
Ausschließung macht arm,<br />
Armut macht fremd, Fremdheit<br />
macht Angst.<br />
Seien wir mutig und lassen<br />
wir Veränderungen zu!<br />
Seien wir etwas mehr<br />
kanadisch!<br />
NEBA verstärkt Wirtschaftskooperation Das Sozialministeriumservice intensiviert seine Unternehmenskontakte<br />
© Sozialministeriumservice/CM Creative