26.06.2016 Aufrufe

EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA JUNI2016

www.europa-journal.net

www.europa-journal.net

MEHR ANZEIGEN
WENIGER ANZEIGEN

Erfolgreiche ePaper selbst erstellen

Machen Sie aus Ihren PDF Publikationen ein blätterbares Flipbook mit unserer einzigartigen Google optimierten e-Paper Software.

HAZİRAN 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 2<br />

Geçtiğimiz günlerde bir dizi konferanslar<br />

vermek üzere Almanya’nın<br />

değişik şehirlerindeydim. Ağırlıklı<br />

olarak Türkçenin ana dili olarak<br />

öğretilmesi ve bu dilin ikinci dil olarak<br />

öğrenilen Almanca üzerindeki<br />

olumlu etkileri üzerine konuştum.<br />

Toplantılara katılanlarla yaptığım ikili<br />

görüşmelerde de bazı sorulara cevap<br />

verme fırsatım oldu. Bazı veliler,<br />

öğrenciler Türkçenin neden bu kadar<br />

önemli olduğu, neden üzerinde<br />

ısrarla durulduğu konusunda bazı<br />

sorular yönelttiler. Ben de aklımın<br />

erdiği, dilimin döndüğü kadarı ile<br />

açıklamaya çalıştım.<br />

Dil sadece kelimelerden oluşmaz.<br />

Her bir kelime aynı zamanda bir<br />

tasavvuru oluşturur; bir hayal ile<br />

bağlantılıdır. Duyulan her bir sesin<br />

ardında ayrı bir dünya, farklı bir<br />

dünya görüşü vardır. Söz gelişi, Türkiye’nin<br />

kedileri “miyav”, köpekleri<br />

“hav hav” der. Denizli’nin horozu<br />

dendi mi aklımıza “ü ürü üüü” diye<br />

bir çığlık, tavuk denince de “gıt<br />

gıdak” sesi gelir. Anadolu’da arıların<br />

vızladığını, farelerin viklediğini,<br />

ördeklerin vakladığını söyleriz. Ama<br />

bu durum başka dillerde böyle değildir.<br />

Bir İspanyol horozların “kikiriki”<br />

dediğine dair yemin edebilir veya bir<br />

Danimarkalı ördeklerin “rap rap”<br />

diye öttüğünü öne sürebilir. Öte<br />

yandan bir İzlandalı köpeklerin<br />

“voff” diye bağırdığından çok emin<br />

olduğunu söylerken, bu dilleri bilmeyenlerin<br />

şaşırması çok doğaldır.<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

O halde konuşulan dil ile kültürün<br />

yakın bir ilişkisi vardır ve her dil<br />

kendi kültür dünyasının aynasıdır.<br />

Türkçe de Türkün kültürünü, tarihini<br />

yansıtır; ondan izler taşır. Türkçeyi<br />

öğrenenler de farkında olmaksızın<br />

geçmişten geleceğe köprü kurarlar.<br />

Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenenler<br />

ise kendi kültür dünyalarıyla Türk<br />

dünyası arasında köprü kurar, Türk<br />

dünyasını öğrenir; bu yolla kültürler<br />

arası iletişim kurarak, öteki denen<br />

dünyanın farkına varıp, onu daha iyi<br />

anlamaya çalışarak dünya barışına<br />

katkı sağlarlar.<br />

Yurt dışında tamamen yabancı bir<br />

kültürün etkisine açık şekilde<br />

yaşayan evlatlarımızın ana dili olarak<br />

Türkçeyi öğrenmeleri onların geçmişten<br />

geleceğe uzanan kültür<br />

dünyamızı öğrenmeleri için de bir<br />

vesile oluşturur. Bu şekilde, Türkçeye<br />

ve Türk kültür dünyasıyla ilişkili<br />

temel bilgilere hâkim olan çocuklarımız,<br />

yaşıtları arasında da bir adım<br />

öne çıkarak özgüvenleri yüksek<br />

bireyler olarak hayata atılır, yaşamlarını<br />

bu şekilde sürdürürler.<br />

Avusturya’da yaşayan Türkiye Cumhuriyeti<br />

vatandaşı veya Türkiye<br />

kökenli çocukların bu ülkede Türkçe<br />

dersi almaları mümkündür. Avusturya’daki<br />

değişik eğitim kurumlarında<br />

öğrenim gören ve birinci dili Almanca<br />

olmayan 182.757 öğrenci için<br />

855 okulda 25 değişik dilde, 414<br />

öğretmen tarafından seçmeli anadili<br />

dersi verilmektedir (Garnitschnig 2015,<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

s. 10 ve 50). Bununla birlikte derslere<br />

devam eden öğrencilerin oranı ülke<br />

genelinde yaklaşık % 18,5 düzeyinde<br />

kalıyor. Yani, öğrencilerin bu derse<br />

gösterdiği ilgi ne yazık ki arzu edilenin<br />

altında kalıyor. Aileler, çocuklarının<br />

ev ortamında konuşarak da<br />

ana dillerini öğrenebilecekleri gibi<br />

bir yanılgı içindedir. Oysa sistematik<br />

dil öğrenme, ancak formal eğitim<br />

kurumlarında gerçekleşir.<br />

Avusturya genelinde 2013-2014<br />

öğretim yılı sonu itibarı ile okula<br />

giden 15.338 Türkiye kökenli öğrenciye<br />

161 öğretmen tarafından<br />

Türkçe dersi veriliyor. Bu eğitim imkânının<br />

iyi kullanılması, Türkçe dersi<br />

veya Türkçe öğretmeni olmayan yerlerde<br />

yeterli öğrenci grupları oluşturularak<br />

öğretmen ve ders talebinde<br />

bulunulması gerekiyor.<br />

Bazı okullarda münferit olarak bu<br />

taleplerin karşılanmasının mümkün<br />

olamayacağı öne sürülse bile, bu<br />

talebin yasal altyapısı mevcuttur.<br />

Avrupa Topluluğu ülkeleri 06.06.1974<br />

tarihinde imzaladıkları sözleşme<br />

ile üye ülkelerde aktif iki dilliliği<br />

destekleme kararı almıştır. Ayrıca<br />

25.07.1977’de alınan bir tavsiye kararı<br />

ile üye ülkelerde çalışan göçmenlerin<br />

çocuklarının okul eğitimi ile ilgili<br />

bir protokol (77/486/EWG-Richtlinie des<br />

Rates) üzerinde anlaşılmış ve üye<br />

ülkelerdeki çocukların ana dillerini<br />

öğrenmeleri için kendi bünyelerinde<br />

kurumlar oluşturulması önerilmiştir.<br />

Aradan geçen süre zarfında yapılan<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />

Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />

mcakir@anadolu.edu.tr<br />

Türkçe geçmişten geleceğe köprüdür<br />

çalışmaların arzu edilen düzeye<br />

ulaşmaması nedeniyle Avrupa Parlamentosu’nun<br />

18.09.1981 tarihli kararına<br />

atıfta bulunularak, talimatnamenin<br />

yürürlüğe girdiği belirtilmiştir.<br />

Bu uyarı 1985’de tekrar<br />

edilmiş; 10.04.1987’de ise üye ülkelere<br />

ellerindeki bütün imkânları kullanarak,<br />

bahane üretmeden 1977’de<br />

alınan kararı uygulaması gerektiği<br />

bildirilmiştir (İleri 2000, s. 113). Avusturya’daki<br />

çocuklara ana dili<br />

olarak Türkçe dersi de bu karara<br />

dayandırılabilir.<br />

Farklı kültürlerden gelen çocukların<br />

okul başarısızlıklarının altında yatan<br />

temel neden, onların kültürel açıdan<br />

farklı olmaları veya yaşadıkları sosyal<br />

çevreye uyum sağlayıp sağlayamamaları<br />

değil; aksine onların okul içindeki<br />

dil yetersizlikleri ve buna bağlı<br />

sistematik ötekileştirmelerdir.<br />

Avusturya’daki okullarda öğrenim<br />

gören Türkiye kökenli çocukların<br />

küçük sorunlarının çözümü dahi<br />

başta Türk veliler olmak üzere,<br />

öğretmenlerin ilgisizliği nedeniyle<br />

bazen uzun zaman alabiliyor;<br />

okullarda verilen ana dili eğitimi<br />

de zaman zaman ulusal güvenlik<br />

konusu yapılmakta ve kaldırılması da<br />

talep edilebiliyor (Brizic 2007, s. 16).<br />

Bu tür olumsuzlukların yerine,<br />

olumlu uygulamaların öne çıkarılmasına,<br />

teşvik edilmesine ve nihayet<br />

öğrencilere sunulan imkânların<br />

sonuna kadar değerlendirilmesine<br />

çalışılmalıdır.<br />

Avusturya Türk Toplumunun zaman<br />

zaman Türk dünyasında “dilde birlik,<br />

fikirde birlik, dinde birlik ve işte birlik”<br />

felsefesi için bir ömür vakfeden<br />

İsmail Bey Gaspıralı (1851-1914) gibi<br />

nice Türk aydınının bıraktığı kültürel<br />

mirasa sahip çıkmak, bu anlayışın<br />

gelecek kuşaklara aktarılması için<br />

çalışmak yerine, anlamsız ayrışmalara,<br />

bölünmelere doğru gidebildiği<br />

de görülüyor ve bazen Atatürk’ün<br />

“Ne mutlu Türküm diyene” sözünün<br />

dil ve kimlik olarak arka planda<br />

kaldığı görülüyor. Bugünkü Avusturya<br />

Türk Toplumu ana dili ve kültürel<br />

mirası olarak Anadolu’dan getirdiği<br />

değerleri yozlaştırmadan gelecek kuşaklara<br />

aktarabilmek için, dini değerlerine<br />

olduğu kadar, cumhuriyetin<br />

temel değerlerine ve onun özünü<br />

oluşturan diline de gerekli özeni göstermek<br />

zorunda ve sorumluluğundadır.<br />

Bu mevcut kuşakların tarihe<br />

ve gelecek kuşaklara borcudur.<br />

KAYNAK: Brizic, K. (2007). Das geheime Leben der Sprachen:<br />

Gesprochene und verschwiegene Sprachen und ihr Einfluss auf<br />

den Spracherwerb in der Migration. Münster, NewYork,<br />

München, Berlin: Waxmann.<br />

Garnitschnig, I. (2015). Der muttersprachliche<br />

Unterricht in Österreich Statistische Auswertung für das<br />

Schuljahr 2013/14. 16. Aufl., Wien: BMBF-Bundesministerium<br />

für Bildung und Frauen, Informationsblätter des Referats für<br />

Migration und Schule Nr. 5/2014-15.<br />

İleri, E. (2000). Avrupa Topluluğu’nun Dil Politikası ve Almanya’da<br />

Okula Giden Türk Asıllı Öğrencilerin Dil ve Eğitim Sorunları.<br />

İçinde: Avrupa’da Yaşayan Türk Çocuklarının Ana Dili Sorunları<br />

Toplantısı. Ankara: Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek<br />

Kurumu – TDK Yayınları: 734, s. 7-66.<br />

6€<br />

Hızlı Havale*<br />

Havalenizi DenizBank ile yapın, Türkiye’nin 81 şehrinde 4.200 noktaya anında ulaşın!<br />

• DenizBank A.Ş.’nin 700’ü aşkın şubesine göndereceğiniz havaleleri<br />

bir saat içinde Türkiye’de hiçbir ek masraf kesilmeden<br />

memlekete gönderiyoruz.<br />

• Havalelerinizi ister Avusturya genelindeki 27 şubemizden,<br />

ister internet şubemiz üzerinden online yapın, paranızı hesaplı,<br />

güvenli ve hızlı bir şekilde memlekete ulaştıralım!<br />

Haftaiçi uzun çalışma<br />

saatlerimizle hizmetinizdeyiz.<br />

Ayrıca Viyana şubelerimiz<br />

Cumartesi günleri de açık!<br />

* Bireysel müşterilerin DenizBank A.Ş., İş Bankası ve Halk Bankası’na yaptıkları 200 Euro’ya kadar olan havaleleri için bir sonraki değişikliğe kadar geçerli ücret.<br />

Müşteri Hizmetleri 0800 88 66 00, www.denizbank.at<br />

DenizBank bir Sberbank grubu kuruluşudur.<br />

Entgeltliche Einschaltung

Hurra! Ihre Datei wurde hochgeladen und ist bereit für die Veröffentlichung.

Erfolgreich gespeichert!

Leider ist etwas schief gelaufen!