Erfolgreiche ePaper selbst erstellen
Machen Sie aus Ihren PDF Publikationen ein blätterbares Flipbook mit unserer einzigartigen Google optimierten e-Paper Software.
© BMI / Gerd Pachauer<br />
Wir sagen JA<br />
Innenminister Sobotka:<br />
Maßnahmen gegen illegale<br />
Doppelstaatsbürger<br />
zu<br />
ÖSTERREICH<br />
Avusturyalı Türkler Tedirgin ve Hedef Gösteriliyor!<br />
ÇİFTE VATANDAŞ TÜRKLERİN<br />
LİSTESİ DEVLETİN ELİNDE Mİ?<br />
SAYFA 3<br />
UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />
SAYI: 65 NiSAN 2017 - AUSGABE: 65 APRIL 2017 Österreichische Post AG - MZ 11Z038817M - Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
R<br />
E<br />
C H<br />
www.europa-journal.net<br />
I<br />
Abgeordnete zum Nationalrat<br />
(Die Grünen)<br />
ALEV KORUN:<br />
"Kulturfremde"<br />
Menschen<br />
und unser<br />
Integrationsminister<br />
SEITE 6<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Avrupa Konseyi, yükselişte olan popülizm konusunda Avrupa devletlerini uyardı...<br />
<strong>AVRUPA</strong>’YA<br />
POPÜLİZM<br />
UYARISI...<br />
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri<br />
Thorbjorn Jagland, gittikçe<br />
şiddetini arttıran, en fazla<br />
Müslümanlara zarar veren ve<br />
diğer azınlıkları da tehdit etmeye<br />
başlayan sert popülizm<br />
rüzgarına karşı Avrupa devletlerini<br />
uyardı ve gerekli tedbirlerin<br />
bir an önce alınması<br />
gerektiğinin altını çizdi.<br />
Avrupa’da demokrasi, insan<br />
hakları ve hukuk devletinin<br />
durumu hakkında yıllık değerlendirme<br />
raporunu açıklayan<br />
Jagland, “Muhalif görüşleri<br />
dışlayarak toplumdaki genel<br />
hoşnutsuzluk üzerinde oynayan<br />
tüm siyasi güçler” şeklinde<br />
tanımladığı popülizmi, bugünün<br />
Avrupasında “Demokrasi<br />
"Wenn’s weh tut! 1450" - Startschuss für die neue<br />
telefonische Gesundheitsberatung<br />
Sağlık Sorunlarınızı<br />
1450’ye Danışın!<br />
SAYFA 5<br />
önündeki en önemli tehdit”<br />
olarak gösterdi.<br />
Jagland, popülizme karşı Avrupa’daki<br />
en etkin silahın Avrupa<br />
İnsan Hakları Sözleşmesi<br />
(AİHS) olduğunu savunarak,<br />
tüm Avrupalı siyasilerden bu<br />
sözleşmeye bağlılıklarını tekrar<br />
somut bir şekilde göstermelerini<br />
istedi. RAPORUN AYRINTILARI 4. SAYFADA<br />
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland<br />
© Council of Europe<br />
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) genç insanların kendi hayatları<br />
hakkında ne düşündüklerini ortaya koyan uluslararası bir çalışma hazırladı...<br />
Çocuk ve Gençlere en<br />
büyük tehdit: ZORBALIK<br />
Ebeveynlerin çocukları ile konuşması ya da birlikte<br />
yemek yenmesi çocuklara büyük katkı sağlıyor...<br />
SAYFA 15<br />
Birçok genç kendini dışlanmış, aşağılanmış, okula<br />
yabancılaşmış ve şiddete uğramış hissediyor...<br />
PROF. DR. MUSTAFA ÇAKIR:<br />
AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />
NURTEN YILMAZ:<br />
Foto: BMGF / Thomas Jantzen<br />
Hayat dünde<br />
durmaz<br />
SAYFA 2<br />
Das „Integrationsjahr“:<br />
ein integrationspolitischer<br />
Meilenstein<br />
SEITE 8<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS
NİSAN 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 2<br />
AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />
Avusturya’ya yaptığım iş gezilerinde<br />
vatandaşlarımızla beraber oluyor;<br />
onların dertleriyle dertleniyor; ufak<br />
mutlulukları ile mutlu olmaya<br />
çalışıyoruz. Bu arada Türkiye kökenli<br />
gençlerin kimi zaman, ezilmişliklerine<br />
kimi zaman da yürek burkan<br />
fukaralıkları ile gönüllerinin sınır<br />
tanımayan engin zenginliğine tanıklık<br />
ediyoruz. Onlarla yaşadığımız anın<br />
bize sunduğu duygudaşlığı paylaşıyoruz.<br />
Bu ufak ziyaretler benim için<br />
paha biçilmez gözlem ve deneyimlere<br />
vesile oluyor. Bu yazımda bunlardan<br />
bir kesit sunacağım.<br />
Yaşadıkları türlü sıkıntılara rağmen<br />
kimliklerini kaybetmemeye çalışan<br />
gençlerin adeta “Bütün savaşlar önce<br />
kültür cephesinde kazanılır; bu savaşı<br />
kaybeden her şeyini ve geleceğini<br />
kaybeder” sözünü doğrularcasına ettikleri<br />
cenge tanıklık ediyoruz. Öyle<br />
bir çetin yolda ilerliyorlar ki içlerinden<br />
çıkan ama bir türlü özüne dönemeyen<br />
ruhsuz, omurgasız, günübirlik<br />
menfaatlerin tutsağı olmuş mankurtların<br />
önlerine çıkardığı türlü engellere<br />
rağmen doğru bildikleri yoldan<br />
sapmıyorlar. Bu süreçte kendi kültür<br />
hamurları ile yoğrulmuş, Çin İmparatoru<br />
Qin Shi Huang'ın MÖ 210<br />
yılından bu yana ilk günkü canlılığını<br />
koruyan taş ordusu Terracotta askerleri<br />
gibi zamanın seyrine kafa tutacak,<br />
zaman geçse de güncelliğini<br />
kaybetmeyen adsız kahramanlarını,<br />
liderlerini arıyorlar. Bu kahramanlara<br />
öyle bir görev düşüyor ki adeta Ortaçağ<br />
Almanya’sının Hameln köyüne<br />
gelen kavalcı misali, bütün kötülükleri<br />
peşi sıra sürükleyip, Avrupa<br />
Türklerini refaha erdirecek masal<br />
kahramanı Rattenfänger von Hameln<br />
(Fareli köyün kavalcısı) olsun.<br />
Haksız da sayılmazlar. Hayatın en zor<br />
dönemlerinde ortaya çıkan bu kahramanlar<br />
toplum içinde rol model<br />
olarak benimsenir; bazen de Türkiye’den<br />
ithal edilir. Bunlara insan<br />
üstü güçler vehmedilir. Bu liderler,<br />
özellikle ihmal edilmiş; toplum içinde<br />
ötekileştirilmiş olanları fareli köyün<br />
kavalcısı gibi ardından sürükler.<br />
Ancak nereye gittiğini, hangi amaca<br />
hizmet ettiğini bilmeyen yığınlar, bu<br />
rol modellerin peşine takılıp giderken,<br />
kendinden sonraki kuşakların da<br />
felaketine neden olabilir. Bu gibi<br />
durumlarda duyguların esiri olmak<br />
yerine, aklın efendisi olmak gerekir.<br />
Akıl, ara sıra sürünün içinde kaale<br />
alınmayan kör, sağır ve topal olanlara<br />
da kulak verilmesini, yerele<br />
dayalı çözümler aramanın bazı<br />
durumlarda istendik sonuçları daha<br />
kolay üreteceğini söyler.<br />
Benzetmek yerinde olacaksa, bugünün<br />
Avrupalı Türkleri adeta Hıristiyan<br />
bir coğrafyanın içine girerek<br />
varlığını uzun süre devam ettirmeye<br />
çalışan Altın Orda Devletinin Hanı<br />
Toktamış Beygibi tarih sahnesinde<br />
var olmak ile yok olup gitmek gibi bir<br />
mücadele veriyorlar. Bir kulakları<br />
“yaşadığın topluma uyum sağla”,<br />
öbür kulakları “asimile olma” sesleri<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
ile uğulduyor; bölünmüş kimliklerle<br />
yaşamaya, var olmaya çalışıyorlar.<br />
60’lı yılların başında gelen ve türlü<br />
çeşit ağır işler yaparak rızkını kazanmaya<br />
çalışan elleri öpülesi ceddimiz<br />
Türkiye’ye dönünce bir yerlerde<br />
alacağı küçük bir arsanın veya bu<br />
arsanın üzerine kuracağı bir gecekondunun<br />
hesabını yaparken, bugünün<br />
gençleri daha farklı bir anlayışın<br />
temsilcisi. Yeni ufuklar peşinde<br />
koşuyor, her geçen gün hedeflerini<br />
büyütüyorlar; hemen her biri ayrı bir<br />
başarı öyküsü ile destanlaşıyor. Bununla<br />
birlikte içlerinden bir kısmı<br />
adeta Karagöz oyunundaki şımarık,<br />
kötü zengin tiplemesini canlandırıyor<br />
gibi bir haller içinde geziyor. Bazen<br />
ağzından kaçan bir sözle evin<br />
büyüğünü mahcup eden anlayış<br />
yerini etraftakileri de rahatsız eden,<br />
ulu orta yerde ağzı bozuk, küfürbaz,<br />
sorunlarını kaba kuvvetle çözmeyi<br />
marifet sayan, toplum dışına itilmiş<br />
eğitimsiz tiplere dönüşüyor. Bunlarda<br />
yobazlık, küfürbazlık meşru bir<br />
hale dönüyor. Dünün tasvip edilmeyen<br />
davranışları, pek çoğumuzu<br />
rahatsız etse de bugünün sıradan<br />
davranış modaları halinde, marifetmiş<br />
gibi sergileniyor.<br />
Kendi halinde yaşayan sade vatandaşlarımız<br />
bu durumdan mustarip;<br />
kendi isyanlarına, çözüm arayışlarına,<br />
kimi zaman ezilmişliklerine<br />
ve hatta fukaralıklarına yine kendi<br />
emekleri ile oluşturdukları sivil<br />
toplum kuruluşlarında camilerde,<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />
Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />
mcakir@anadolu.edu.tr<br />
Hayat dünde durmaz<br />
derneklerde ortak bularak, birbirlerine<br />
yoldaş olarak, hasbihal ederek<br />
rahatlıyor, hafifliyorlar; böylece<br />
hayatı anlamlandırma, daha yaşanılır<br />
kılma adına evlerine mutlu bir<br />
şekilde dönüyorlar.<br />
Avusturyalılara da haliyle bu “sıra<br />
dışı tiplerle” komşuluk yapmak ister<br />
misiniz diye sorunca, pek de istekli,<br />
heveskâr olmadıkları görülüyor. Yabancılar<br />
fabrikada çalışsın, yardımcı<br />
işlerimizi görsün, ama hayatımıza girmesin<br />
diyorlar. Onlara Karagöz-Hacivat<br />
misali bir perde oyunu, hayal<br />
olarak görünenler, aslında Avrupalı<br />
Türklerin yaşadığı gerçekler, hayatın<br />
ta kendisi. Yerli halk temaşa ettiklerinden,<br />
kimi zaman keyif alır, mesut<br />
mutlu yaşarken, zamanın değişimine<br />
ayak uyduramayan sistem içindeki<br />
“öteki” olarak görülen hayali figürlerin<br />
canlanmasıyla birlikte, çoğunluk<br />
olarak yaşayanlardan bir dizi taleplerde<br />
de bulunmaya başlıyorlar. Yani<br />
yaşananlar hayal olmaktan çıkıyor,<br />
gerçeğin kendisine dönüveriyor;<br />
demir gibi ağır bir yüke dönüşüyor.<br />
Görüp yaşananlara katlanmak Avusturyalılar<br />
için kızgın bir patates misali,<br />
yutsa midesini yakıyor, tükürse<br />
masadakilere ayıp oluyor. Çözümsüzlük<br />
adeta bir çözüm gibi duruyor.<br />
Oysa çözümün sırrı belli: Avrupalı<br />
Türkleri toplumsal bir gerçek olarak<br />
kabul etmek ve benimsemek. Çokça<br />
sözü edilen “uyumun anahtarı” da<br />
“Yahu bu Türklere n’oluyor?” sorusunun<br />
cevabı da burada gizli.<br />
Bitirirken Avrupalı Türklere şunu<br />
belirtmekte yarar var. Evlatlarınızın,<br />
ama önce kendinizin aydınlık geleceğine<br />
giden yol eğitimden geçiyor.<br />
İhmal etmeyin. Eğitim, bireyin hayatında<br />
ona yaşantıları yoluyla istenen,<br />
arzu edilen olumlu davranışları<br />
kazandırma etkinliğidir. Eğitim ailelerde<br />
verildiği gibi okullarda da etkili<br />
bir şekilde veriliyor. Okulda başarılı<br />
olmak için Almanca öğrenin. Geçmişle<br />
bağlarınızı korumak istiyorsanız,<br />
evlatlarınızı gönderdiğiniz<br />
okullarda verilen anadili Türkçe derslerini<br />
takip edin. Hayatı günün türlü<br />
gaileleriyle yorgun argın geçirseniz<br />
de, çocuklarınızın hangi sınıfa gittiğinden<br />
bihaber olmak yerine,<br />
onların geleceği için bir adım atın<br />
ve gelecek yıl açılacak Türkçe dersi<br />
için okula gidin ve çocuğunuzun<br />
öğretmeniyle irtibata geçip, kaydını<br />
yaptırın.<br />
Toplumsal değişim kuralları da doğa<br />
kuralları ile benzeşir; etrafa bakıp<br />
örnek alın. Biz istemesek de içinde<br />
yaşadığımız şartlar değişir. İnsanların<br />
varlıklarını sürdürebilmeleri<br />
için bu değişimi anlamaya, anlamlandırmaya<br />
çalışması ve kendilerini<br />
de yeni şartlara uydurmaya<br />
çalışması gerekir. Hayat ileriye<br />
yürür, dünde durmaz; değişime<br />
direnen canlılar yok olur.<br />
6€<br />
Hızlı Havale*<br />
Havalenizi DenizBank ile yapın, Türkiye’nin 81 şehrinde 4.200 noktaya anında ulaşın!<br />
• DenizBank A.Ş.’nin 700’ü aşkın şubesine göndereceğiniz havaleleri<br />
bir saat içinde Türkiye’de hiçbir ek masraf kesilmeden<br />
memlekete gönderiyoruz.<br />
• Havalelerinizi ister Avusturya genelindeki 27 şubemizden,<br />
ister internet şubemiz üzerinden online yapın, paranızı hesaplı,<br />
güvenli ve hızlı bir şekilde memlekete ulaştıralım!<br />
Haftaiçi uzun çalışma<br />
saatlerimizle hizmetinizdeyiz.<br />
Ayrıca Viyana şubelerimiz<br />
Cumartesi günleri de açık!<br />
* Bireysel müşterilerin DenizBank A.Ş., İş Bankası ve Halk Bankası’na yaptıkları 200 Euro’ya kadar olan havaleleri için bir sonraki değişikliğe kadar geçerli ücret.<br />
Müşteri Hizmetleri 0800 88 66 00, www.denizbank.at<br />
DenizBank bir Sberbank grubu kuruluşudur.<br />
Entgeltliche Einschaltung
3 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
NİSAN 2017<br />
© BMI / Michael Dietrich<br />
Innenminister Wolfgang Sobotka: Geldstrafen<br />
für illegale Doppelstaatsbürgerschaft<br />
İçişleri Bakanı Wolfgang Sobotka: ‘İllegal şekilde çifte vatandaşlığa geçişleri<br />
durdurmak için 5 bin euroya kadar idari para cezaları uygulanmalı...’<br />
Avusturya hükümet ortağı Halk Partisi (ÖVP) çifte vatandaş<br />
Türklere karşı önlemleri sertleştirmek istiyor.<br />
Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) ise bu duruma daha sakin<br />
yaklaşılması yönünde görüş belirtiyor.<br />
Özellikle Türkiye'de tamamlanan anayasa değişikliği<br />
referandumunun hemen ardından illegal şekilde çifte<br />
vatandaş olan Türkleri hedefe alan ÖVP’nin tavrı<br />
Avusturyalı Türkleri tedirgin ediyor.<br />
5 BİN EURO PARA CEZASI<br />
Avusturya İçişleri Bakanı Wolfgang Sobotka (ÖVP),<br />
Avusturya vatandaşlığını aldıktan sonra yasadışı yollarla<br />
yeniden Türk vatandaşı olanlara 5 bin euroya<br />
kadar para cezası verilmesini ve hemen Avusturya vatandaşlıklarının<br />
iptal edilmesini istiyor.<br />
Konu hakkında açıklama yapan Sobotka, yasadışı olarak<br />
yeniden Türk vatandaşlığını alanların Avusturya<br />
vatandaşlığının iptalinin yanı sıra, gelecekte 5 bin euro<br />
da para cezası vermelerini sağlayacak yasal bir düzenleme<br />
yapmak istediklerini söylerken, hükümetin<br />
diğer ortağı SPÖ ise öncelikle konunun tüm yönleriyle<br />
araştırılması gerektiğini ve ortaya çıkacak sonuca göre<br />
kaç çifte vatandaş Türkün olduğunun tespiti ile sağlıklı<br />
bir değerlendirme yapılabileceğini açıkladı.<br />
Çifte Vatandaş<br />
Türklere Karşı<br />
Sert Önlemler:<br />
5 BİN EURO CEZA<br />
ÖNCE UYARI<br />
İlk adım olarak İçişleri Bakanlığı Avusturya vatandaşlığına<br />
geçen Türklere mektup gönderecek ve ülke vatandaşlığını<br />
alanlara yeniden Türk vatandaşlığına<br />
geçmeleri durumunda bunu bildirmekle yükümlü oldukları<br />
konusunda uyarı yazısı gönderecek.<br />
TÜRK SEÇMEN LİSTELERİ ‘SIZDIRILIYOR’<br />
Geçtiğimiz günlerde devlet televizyonu ORF’nin Yukarı<br />
Avusturya birimi, Türkiye’de yapılan referandumda<br />
oy kullanan seçmen listesinin bir kısmını elde<br />
ederek ilgili makamlara ilettiklerini belirtmişti. Son<br />
olarak da aşırı sağcı Özgürlük Partisi (FPÖ) başkanı<br />
Heinz-Christian Strache ellerinde 46 bin kişilik bir liste<br />
olduğunu ve yetkili makamlara vereceklerini açıkladı.<br />
Yeni listelerin de belli odaklar tarafından ‘sızdırılmaya’<br />
devam edeceğine kesin gözüyle bakılıyor.<br />
TEK HEDEF TÜRKLER<br />
Avusturya’da çifte vatandaşlık yasak olsa da Türkler<br />
dahil, Bosnalılar, Sırplar ve farklı ülkelerden insanlar<br />
‘Gizli Çifte Vatandaşlar’ olarak biliniyor. Buna rağmen<br />
sadece Avusturyalı Türklerin üzerine gidilmesi ve<br />
ÖVP’nin sert tutumu tek hedefin Türkler olduğunun<br />
somut kanıtı olarak gözüküyor.<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
"Ehre npre is des<br />
Ö ste rre ichisc hen<br />
Buchhand els " an<br />
Elif Shafak<br />
Avusturya’dan<br />
Elif Şafak‘a ödül<br />
Avusturya Yayıncılar Birliği yaptığı<br />
açıklamada, bu yılki "Düşünce<br />
ve Eylemde Hoşgörü İçin Onur<br />
Ödülü“n Türk yazar Elif Şafak’a<br />
verilmesinin kararlaştırıldığını bildirdi.<br />
10 bin euro tutarındaki<br />
ödülün Londra’da yaşayan Elif<br />
Şafak’a yakın tarihte takdim edilmesi<br />
bekleniyor.<br />
Şafak’ın eserleri 40 dile çevrildi<br />
Türkiye’nin en çok okunan yazarları<br />
arasında bulunan Elif Şafak’ın<br />
eserleri kırk dile çevrildi ve romanları<br />
da dünyanın en önemli<br />
yayınevleri tarafından yayımlanıyor.<br />
Şafak’ın son olarak Aşk, İskender,<br />
Ustam ve Ben, Cennet<br />
Kokusu adlı kitapları okurlarıyla<br />
buluşmuştu.<br />
Türkçe ve İngilizce dillerinde kitaplar<br />
yazan Elif Şafak, ilk romanı<br />
Pinhan ile 1998 Mevlânâ Büyük<br />
Ödülü'nü 1999 yılında Şehrin Aynaları<br />
ve 2000 yılında Mahrem<br />
adlı romanıyla Türkiye Yazarlar<br />
Birliği Ödülü'nü almıştı.<br />
Çok sayıda ödülü bulunan Şafak<br />
ayrıca 2010 yılında Fransa'nın en<br />
prestijli ödüllerinden Sanat ve<br />
Edebiyat Şövalyesi nişanına layık<br />
görülmüştü.<br />
Elif Şafak’ın Almanca Diline<br />
Çevrilen Kitaplarından Bazıları:<br />
„Die vierzig Geheimnisse der<br />
Liebe“,<br />
„Der Architekt des Sultans“<br />
„Ehre“, ve „Der Geruch des<br />
Paradieses“<br />
foto: elifsafak.com.tr<br />
Jetzt bewerben:<br />
www.praktikaboerse.com<br />
1.500 bezahlte Praktikumsplätze<br />
in Naturwissenschaft und Technik.<br />
Für Schülerinnen und Schüler ab 15 Jahren.<br />
Design: message.at • Foto: Johannes Zinner Entgeltliche Einschaltung<br />
Bundesministerium für Verkehr, Innovation und Technologie
NİSAN 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 4<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Amin! diyebilmek için en içten Dua'lar<br />
ve en samimi duygularla,<br />
Dorukta heyecan, tertemiz bir niyet<br />
ve tam bir teslimiyetle,<br />
Heybesinde getirdiği, özlem ve aşk,<br />
bir yığın pişmanlık ve ümitle…<br />
Duygu seli, gözyaşına karışarak<br />
ilerleyen mahşeri kalabalık!<br />
Ömrünce aynı yöne secde etmiş<br />
binlerce insan, yollarda…<br />
Bir akşam vakti giriyoruz Mekke`ye;<br />
İlk hedefimiz Mescid-i Haram,<br />
Kabe-i Muazzama!!! İlk mabede, af<br />
mekânına, yüce dergaha doğru ilerliyoruz.<br />
Sığınılacak en güvenli limana<br />
demir atmışcasına, güvende<br />
hissediyoruz. Ruhumuzu alıp, çok<br />
uzaklara gelmiş gibiyiz. “Lebbeyk“<br />
nidaları karışıyor insan seline, melekler<br />
yanı başımızda tanıklık edercesine.<br />
„Sen davet ettin, biz icabet<br />
ettik, tüm benliğimizle geldik huzuruna,<br />
Yüce Rabbimiz!“ diyerek ilerliyor,<br />
kimseye söyleyemediklerimizi<br />
O`na söylüyor, itiraf üstüne itiraf<br />
ediyoruz. Günahlarla kirlenmiş onca<br />
beden ve ruhla, Rahman ve Rahim'in<br />
merhametine sığınıyoruz.<br />
Beklenen an gelmiş, zaman durmuş,<br />
mekân bambaşka bir güzellikte.<br />
Bir ses duyuluyor: „Kapan gözlerinizi!<br />
Hazır mısınız Kâbe'yi görmeye?<br />
Unutmayın! Kâbe'yi ilk görenlerin<br />
Dua'sı kabul olur“ diyor kafile<br />
başkanı…<br />
Bir heyecan kaplıyor kalpleri, sır<br />
A<br />
VRUP<br />
<strong>HABER</strong><br />
A<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />
Katrin VORHAUSER<br />
İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />
Mehmet İNAK<br />
Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />
Hasan KESKİN<br />
Türkiye Temsilcisi<br />
Mag. Ahmet ZUBİ<br />
27.04.2017 - 15.05.2017<br />
SAYI: 65 NiSAN 2017 - APRIL 2017 AUSGABE: 65<br />
ANSCHRIFT - ADRES<br />
<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />
Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />
Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />
gazetemiz sorumlu değildir.<br />
www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />
R<br />
I<br />
E<br />
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri<br />
Thorbjorn Jagland,<br />
popülist hareketlerin, iktidarda<br />
oldukları bazı ülkelerde<br />
“anayasal kurallara<br />
açıkça karşı çıktıklarını ve<br />
ülkenin uluslararası yükümlülüklerine<br />
aykırı davrandıklarını”<br />
belirterek, kimi<br />
ülkelerde ise “elitleri suçlayan<br />
vegöç konusuyla alakalı<br />
vatandaşların korkularını<br />
sömüren milliyetçi ve<br />
yabancı düşmanı partilerin<br />
sayısındaki artışa” dikkat<br />
çekti.<br />
Jagland, "zemin kaybetme<br />
korkusundaki geleneksel siyasi<br />
partiler de bu fenomeneiltica<br />
vekamusal<br />
düzenle ilgili konularda<br />
tutumlarını sertleştirerek<br />
yanıt vermekteler” ifadelerini<br />
kullandı.<br />
En çok Müslümanlar<br />
zarar görüyor<br />
Bu durumu, geniş kitlelerin<br />
desteğini kazan-<br />
C H<br />
perdeleri birer birer aralanıyor, nefesler<br />
tutulmuş, diller Dua'da, eller<br />
semada ve KÂBE, o muhteşem görünümüyle<br />
tam karşımızda… Bilmem<br />
ki, ne demeli... Tarifi mümkün<br />
olmayan haldeyiz… Onu bir kez<br />
gören göz, her zaman görmek istermiş<br />
ya, biz de öyleyiz… Karşısında<br />
durup saate bakmaksızın, öylece<br />
seyre dalmak ve sırlarına vakıf<br />
olmak istiyoruz.<br />
Ve işte ilk tavaf: Hacerül Esved’i<br />
selamlıyor, adım adım ilerliyor,<br />
korku ve ümitle Dua ediyor, af<br />
diliyor, sonra kalabalığa karışıyoruz.<br />
Mahşer provası yapılıyor sanki<br />
burada, kimsenin gözü bir başkasını<br />
görmüyor. Anlamını yitiriyor herşey<br />
bir anda ve herkes kendi günahına<br />
ağlıyor. Tüm yaşantımız bir perdelik<br />
tiyatro sahnesi gibi geçiyor aklımızdan.<br />
Doğrularımız ve yanlışlarımız,<br />
teker teker, sanki yeni yaşanmış<br />
gibi hatırımızda. Hesaba çekiliyor<br />
vicdanlar, sessizce ağlayanı mı,<br />
bildiği Dua'ları dillerine dolayanı mı,<br />
kimi ararsan orada. Dünyanın her<br />
yerinden gelmiş binlerce insan,<br />
kefene sarılmış gibi bembeyaz<br />
ihramla.<br />
Ardından Safa ve Merve’ye yöneliyor,<br />
Sa'y yapmaya niyetleniyoruz.<br />
Belki çölde su aramıyor ama tüm<br />
manevi dertlerimize çareler arıyor,<br />
oradan oraya koşuyoruz. Hacer validemiz<br />
geliyor aklımıza, tek başına,<br />
küçücük bebekle, kimbilir kaç gün<br />
<strong>AVRUPA</strong>’YA SERT UYARI<br />
Avrupa Konseyi’nden yükselişte olan popülizme karşı devletlere uyarı<br />
mak için “uçuruma<br />
doğru bir yarış” olarak<br />
tanımlayan Jagland, en<br />
fazla zarar gören topluluğun<br />
Müslümanlar olduğunu<br />
vurguladı.<br />
Jagland, popülistlerin<br />
bir diğer ortak yanının<br />
“milliyetçi duyguları<br />
okşamak amacıyla<br />
uluslararası kurumları<br />
eleştirme” olduğunu,<br />
bu kapsamda, “uluslararası<br />
kurum, yargı ve<br />
antlaşmaların ‘halkın<br />
egemenliğini çalmakla’<br />
suçlandığını” ifadeetti.<br />
Tüm bunların “demokrasi<br />
için bariz risk oluşturduğunu”<br />
söyleyen<br />
Avrupa Konseyi Genel<br />
Sekreteri Jagland, “Avrupa’da<br />
popülizmin hoşgörülür<br />
halegeldiği vebayağılaştığı<br />
bu gidişata karşı aktif<br />
biçimde direnmeliyiz” uyarısında<br />
bulundu.<br />
En etkin silah...<br />
Artan popülizmekarşı Avrupa’daki<br />
en etkin silahın<br />
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi<br />
(AİHS) olduğunu savunan<br />
Jagland, tüm Avrupalı<br />
siyasi yöneticilerden bu<br />
sözleşmeye bağımlılıklarını<br />
tekrar göstermelerini istedi.<br />
Popülist tezler yayılıyor<br />
Avrupa genelinde gerçekleştirilen<br />
araştırmalar, sağ<br />
vesol popülizmin kıta genelinde<br />
yayıldığını gösteriyor.<br />
IPSOS kurumu tarafından<br />
gerçekleştirilen bir<br />
araştırma, popülist tezlerin<br />
Avrupa’nın 5 büyük ülkesinde(Almanya,<br />
Fransa,<br />
İtalya, Birleşik Krallık ve İspanya)<br />
“çoğunluğu” etkilediğini<br />
gösteriyor. Araştırmaya<br />
göre, popülist partiler<br />
arasında farklar olsa da,<br />
bu hareketlerin yükselişleri<br />
“tükenme duygusu”, “geleneksel<br />
siyasi parti ve uluslararası<br />
kurumlara olan<br />
güvenin azalması” ve “güçlü<br />
lider talebi” gibi faktörlere<br />
dayanıyor.<br />
kaç gece çöllerde bir parça ekmek<br />
ve bir damla su aradı? Takadı tükendi<br />
ama ümidi hiç tükenmedi…<br />
İşte zemzem suyu, her köşede ziyaretçilerini<br />
bekler. Her Sa'y yapışımızda,<br />
her Tavaf sonrası kana kana<br />
içtiğimiz, şifa niyetiyle sevdiklerimize<br />
ikram ettiğimiz.<br />
Bak işte orada, Kâbe'nin tam karşısında<br />
iki katlı bir ev. Son Peygamberin<br />
dünyaya gözlerini açtığı, öksüzlüğü,<br />
yetimliği tattığı hane. Ah şu<br />
duvarların dili olsaydı da, anlatsaydı.<br />
Kim bilir nasıl dayandı, henüz daha<br />
altı yaşındayken annesinin yokluğuna?<br />
Burada öksüzlüğü tattı, belki şu<br />
köşede ağladı ve şu topraklara bastı.<br />
Mekke rüzgarları sert eser sabah ve<br />
akşamları buralarda. Bir seher vakti,<br />
soğuk Mekke rüzgarları eşliğinde kafilemiz<br />
yolda. Bu sefer istikâmet çok<br />
başka: „Vahyin kalbine„ Nur dağına,<br />
Hira mağarasına, salat ve selamlarla…<br />
Dünyanın kaderini değiştirmiş<br />
mağaraya doğru tırmanıyoruz,<br />
genci ve yaşlısıyla. O sarp yokuşlardan<br />
ağır ağır çıkarken, düşüncelere<br />
dalıyor, 14 asır öncesine yol alıyoruz.<br />
En sevgilinin en çok tefekküre<br />
daldığı yere adım adım yaklaşıyoruz.<br />
Yaklaştıkça heyecan kaplıyor içimizi.<br />
Bir gece karanlığında, Cebrail'in gelişi<br />
geliyor aklımıza: „Oku! Yaradan<br />
Rabbinin adıyla oku!“ deyişini duyar<br />
gibi oluyoruz. Sanki Tekbir nidaları<br />
yükseliyor göklerden. İşte tam<br />
zirvedeyiz, vahyin kalbinde, Hira<br />
Tükenme duygusu<br />
İtalya’da halkın % 73’ü ülkenin<br />
“tükenmekte olduğunu”<br />
düşünüyor. Bu oran<br />
İspanya’da % 69, Fransa’da<br />
% 67, İngiltere’de ise % 57.<br />
Bu duygunun Avrupa’da<br />
baskın olmadığı tek önemli<br />
ülke% 47 ileAlmanya.<br />
Hükümetlere güvensizlik<br />
Avrupa’da halklar hükümetlerine<br />
güvenmiyor. İspanyolların<br />
yüzde89’u,<br />
İtalyanların yüzde80’i,<br />
Fransızların yüzde77’si, Almanların<br />
yüzde70’i, İngilizlerin<br />
iseyüzde66’sı<br />
“hükümetime güvenmiyorum<br />
ya da az güveniyorum”<br />
diyor. AB gibi uluslararası<br />
kurumlara güvenmeyen İspanyolların<br />
oranı yüzde77.<br />
Bu oran Fransa’da yüzde<br />
65, İtalya’da iseyüzde64.<br />
Güçlü lider arayışı<br />
Araştırmaya görebu tükenmişlik<br />
vegüvensizlik duygusu<br />
Avrupa halklarını ciddi<br />
bir şekilde “güçlü lider” arayışına<br />
da sürüklemekte. Birleşik<br />
Krallık, Fransa, İtalya,<br />
İspanya, Almanya veAvusturya<br />
gibi ülkehalkları<br />
“oyunun kurallarını değiştirecek<br />
bir lider için oy<br />
vermeye hazır olduğunu”<br />
söylüyor.<br />
Foto: PID / Ismail Gökmen<br />
YASEMİN KARAGÖZ<br />
yasemin-ka@hotmail.com<br />
VAHYİN KALBİNE YOLCULUK<br />
(2. Bölüm)<br />
Mağarası’nın önündeyiz. Bir başka<br />
güzel görünüyor Mekke şehri buradan.<br />
Mağara ve insan: Kimi vakit<br />
bir tehlikeden kaçmak için sığınak;<br />
(Ashab-ı Kehf'in kıssasında olduğu gibi),<br />
kimi vakit karanlıkları aydınlatmaya<br />
vesile olacak kutlu bir mekân.<br />
„İşte ondört asır önce tam burada„<br />
diye başlar kıssalar, Hira'yı anlatırken.<br />
Peygamber efendimizin çoğu<br />
vakit yalnız kalıp, dünyanın karmaşasından<br />
uzak, Dua'lar ettiği, ilahi<br />
mesajın dünyaya ilk gönderildiği<br />
yerdeyiz. Birlikte safa durup sabah<br />
namazını eda etmenin hazzını yaşıyoruz.<br />
Söylenebilicek tüm sözcükleri<br />
biraraya getirip Dua'ya dönüştürüyor,<br />
geldiğimiz yoldan tekrar geri<br />
dönüyoruz.<br />
Bir başka gün, ve bir başka mağaranın,<br />
Sevr mağarasının önündeyiz.<br />
Hicret esnasında, Peygamberimizi<br />
ve en yakın arkadaşını misafir etmiş,<br />
korumuş mağara. Bugün orada ne<br />
güvercine, ne de örümcek ağına<br />
rastlarsınız. Saklanacak değerli birşey<br />
kalmamıştır dünyada da işte<br />
ondan.<br />
Çöl ve güneş. Bir sıcak yakar kavurur<br />
her yanı. Bizim de Hicret vaktimiz<br />
gelmiş, geriye dönüşün hüznü,<br />
ayaklarımızı değil de adeta yüreğimizi<br />
yakıyor. Hayatımızın kalan bölümüne,<br />
kendimizi sıfırlayıp devam<br />
etmeyi diliyor ve kim bilir belki bir<br />
daha nasip olur diye ümit ederek<br />
yola koyuluyoruz.<br />
(rk) Yeni Avusturyalılar Basın<br />
Servisi kayıtlarına göre Avusturya’da<br />
sığınmacı başvurularının<br />
%38’ini kadınlar oluşturuyor.<br />
Kadınların göç nedenleri erkeklere<br />
göre daha farklı. Göçleri<br />
esnasında özellikle şiddeti tanıyor,<br />
bu yüzden travmatik tecrübeler<br />
ediniyorlar. Viyana il<br />
meclisi entegrasyon sorumlusu<br />
Jürgen Czernohorszky göçmen<br />
kadınlara özgü bu tecrübelerin<br />
anlaşılması ve buna dikkat çekilmesi<br />
gerektiğini, bu sebeple<br />
de Viyana il yönetiminin konuya<br />
bilinçli olarak ağırlık verdiğini<br />
vurguluyor.<br />
Kadın, sığınmacı ve entegrasyon<br />
alanında çalışan dernek, kurum<br />
ve sosyal kuruluşların temsilcileri<br />
özellikle cinsel şiddet ve<br />
travmatizasyon nedeniyle göçmen<br />
kadınların kötü tecrübeler<br />
yaşamasıyla karşılaşıyorlar. Bu<br />
bağlamda Hemayat Derneği ile<br />
birlikte MA 17 konuyla ilgili ilk<br />
kez “Entegrasyon ve Farklılık”<br />
adlı bir sunum hazırladı.<br />
Avusturya<br />
vatandaşlığı<br />
artık tercih<br />
edilmiyor<br />
Avrupa Birliği İstatistik Ofisi<br />
(Eurostat) tarafından açıklanan<br />
2015 verilerine göre, sadece<br />
8144 kişi Avusturya vatandaşlığına<br />
geçti ve bu sayı her geçen<br />
sene giderek azalıyor.<br />
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri sıralamasında<br />
sondan 5. olan Avusturya’da<br />
her 1000 kişiden 7’si<br />
vatandaşlığa geçiyor.<br />
AB genelinde ise yaklaşık 840<br />
bin kişi, Avrupa Birliği üyesi ülke<br />
vatandaşlığına geçti. Bu rakam,<br />
2014`de 890 bin, 2013`de ise<br />
980 bin düzeyindeydi.<br />
2015`te, AB’de bir ülke vatandaşlığına<br />
sahip olan en büyük<br />
grup Fas vatandaşlarıydı (86 bin<br />
100 kişinin %88 İtalyan, İspanyol<br />
ya da Fransız vatandaşı oldu).<br />
Bunu, Arnavutlar (48 bin 400,<br />
%96 Yunan), Türkler (35 bin,<br />
%56`sı Alman), Hindistanlılar<br />
(yaklaşık 31 bin, %60 Britanya),<br />
Romenler (28 bin 400, %50 İtalyan)<br />
ve Cezayirliler (22 bin 500,<br />
%75 Fransız vatandaşı) izledi.<br />
Jürgen Czernohorszky:<br />
"Toplumumuz kadın<br />
göçmenlerin kendilerine<br />
özgü tecrübeleri hakkında<br />
bilinçlendirilmeli"<br />
Kadınlar ve Kaçış<br />
Frauen und Flucht<br />
Göç sırasında şiddet<br />
Psikoterapist Sonja Brauner<br />
kadın göç nedenlerinin çok<br />
çeşitli olduğunu söylüyor:<br />
“Kadın ve kızlar savaştan,<br />
takipten, işkenceden, dışlanmaktan,<br />
yapısal ayrımcılıktan ve<br />
sömürülmekten kaçıyor. Bunlardan<br />
birçoğu kaçtığı şeylerden<br />
birçoğunu kaçış sırasında tekrar<br />
yaşıyor. Bunun sonucu ise uzun<br />
süreli travma. Travmatik durum<br />
tamamen yok olmuyor, sadece<br />
iyileştirme sağlanabiliyor.”<br />
Brauner travmayı yenmenin<br />
imkânları üzerinde diğer ortaklarla<br />
birlikte çalışıyor, anlatımlarla<br />
‘Şiddet ve ölüm korkusuyla<br />
başa çıkmanın yollarını gösteren<br />
yetkin bir yardımcı nasıl<br />
olur’ ile ilgili tavsiyeler veriyor.<br />
Diğer Sunumlar<br />
Başka bir sunum ‘‘Göç tecrübesi<br />
olan Arap kadınlarının özgür iradesi’’<br />
çalışması 24 Mayıs’ta ve<br />
başvurular sunumdan 3 gün<br />
öncesine kadar internetten<br />
(west@ma17.wien.gv.at) yapılabilir.
5 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
NİSAN 2017<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Her 6 gençten biri<br />
okuma zorluğu çekiyor<br />
73 bin 8. sınıf öğrencisini<br />
kapsayan eğitim standardı<br />
testinin sonuçları<br />
geçtiğimiz günlerde açıklandı.<br />
Testte, eğitim düzeyleri<br />
düşük ebeveynli<br />
ve göçmen kökenli yeni<br />
tip ortaokul öğrencileri<br />
özellikle başarısız oldu.<br />
Test 2016 baharında 73<br />
bin yeni tip ortaokul, ortaokul<br />
ve lise alt basamak<br />
4. sınıf öğrencisine<br />
iki saat boyunca okuma,<br />
yazma, dil bilinci ve dinleme<br />
(örnekleme için<br />
2800 öğrenciyle) alanlarında<br />
yapıldı.<br />
İlk kez Almancada 8. sınıfta<br />
bu testte standart<br />
yükseldi. En önemli kategori<br />
olan okumada öğrenciler<br />
2009’daki 500<br />
puan değerinden 537’ye<br />
yükseldi. Genel toplamda<br />
2016’da, test öğrencilerinin<br />
yarısı okuma kategorisinde<br />
eğitim standardına<br />
ulaştı, %7 ise<br />
mükemmel sonuç elde<br />
etti.<br />
Federal Eğitim Araştırma<br />
Enstitüsü tarafından uygulanan<br />
bu testle, daha<br />
sonra öğretmen yetiştirme<br />
ve eğitme, ders<br />
programları ve kitaplarda<br />
yapılacak değişiklerle<br />
düzeltilebilecek eksiklerin<br />
tespit edilmesi<br />
hedeflendi.<br />
Öğrencilerinin büyük kısmının<br />
öğrenme hedeflerine<br />
ulaşamadığı okullar,<br />
sonbahar döneminden<br />
itibaren okul teftiş ve<br />
eğitim yüksekokulu uzmanları<br />
tarafından yeni<br />
bir programda desteklenecek.<br />
1450 Sağlık Danışma Hattı pilot<br />
uygulaması Viyana, Aşağı Avusturya ve<br />
Vorarlberg’de başladı.1450 ile sağlık<br />
problemleriyle ilgili destek alabilirsiniz...<br />
Sağlıkla İlgili<br />
Sorunlarınızı<br />
1450’ye Danışın!<br />
"Wenn’s weh tut! 1450" - Startschuss für die neue telefonische Gesundheitsberatung<br />
(BMFG)- Sağlık Bakanlığı’nın<br />
yeni hizmeti 1450 Sağlık Danışma<br />
Hattı pilot uygulaması<br />
geçtiğimiz günlerde Aşağı<br />
Avusturya, Vorarlberg ve Viyana<br />
eyaletlerinde başladı. Bu<br />
eyaletlerde 1450’yi arayanlar<br />
7 gün 24 saat sağlık problemleri<br />
ile ilgili bu hizmetten yararlanabilecek.<br />
Yeni Sağlık Bakanı Pamela<br />
Rendi-Wagner konuyla ilgili<br />
şöyle konuştu: ‘’Telefonla sağlık<br />
danışmanlığı hedefe yönelik<br />
danışmanlık ve bununla<br />
şüpheleri, tecrübe ve bilgi eksikliklerini<br />
tamamlayacağı için<br />
sağlık yetimize ve sağlıkta<br />
fırsat eşitliğine önemli katkı<br />
sağlayacak.’’<br />
1450 numaralı hat sağlıkla ilgili<br />
sorularda ve akut belirtilerde<br />
ilk danışılan yer olacak. Özel<br />
eğitilmiş diplomalı sağlık personeli<br />
uzmanlar tarafından geliştirilmiş<br />
tıbbi ve bilimsel,<br />
uluslararası korunan bir sorgulama<br />
sistemi ile arayanı belirleyecek,<br />
sorunun acilliğine<br />
dikkat edilecek daha sonra<br />
davranış önerileri verilecek.<br />
Bunlar yapılırken arayanın ikâmet<br />
adresi dikkate alınarak<br />
yakınında bulunan doktorların<br />
çalışma saatleri ile ilişkilendirilecek.<br />
Böylelikle hizmet akut<br />
belirtilerde hızlı yardım sunmakla<br />
kalmayacak, sağlık alanında<br />
yönlendirme de yapmış<br />
olacak.<br />
Pilot eyaletlerin seçimi<br />
Telefonla sağlık danışmanlığı<br />
Haziran 2015’de Federal Hedefleme<br />
Komisyonunun aldığı<br />
bir karara dayanıyor. Pilot uygulama<br />
faslı iki yıldan az bir<br />
süre içinde başladı ve 2018 sonuna<br />
kadar sürmesi planlandı.<br />
Hizmetin Avusturya’da nasıl<br />
karşılanacağı hakkında fikir sahibi<br />
olmak için farklı yapılardaki<br />
3 eyalet pilot alan olarak<br />
seçildi; Viyana güçlü alt yapısıyla<br />
yoğun bölge olarak, Aşağı<br />
Avusturya geniş alanlı ve çeşitliliği<br />
olan bir eyalet olması nedeniyle,<br />
Vorarlberg merkezi<br />
konumu ve coğrafi özelliği sebebiyle<br />
seçildiler. Her pilot<br />
eyalet için sağlık hizmetlerinin<br />
profesyonelce uygulanmasını<br />
yüklenecek bir ortak belirlendi;<br />
Viyana için Viyana Sosyal<br />
Fonu, Aşağı Avusturya için<br />
Aşağı Avusturya Acil Çağrı Limited<br />
ve Vorarlberg’de Kızıl<br />
Haç Eyalet Temsilciliği.<br />
Federal Devlet başkenti Viyana,<br />
sağlık sisteminde 1450<br />
hizmetiyle yeni bir destek kazandı<br />
ve bu hizmette var olanlarla<br />
en iyi şekilde birleştirildi.<br />
Viyana il meclisi sağlık işleri sorumlusu<br />
Sandra Frauenberger<br />
bu yeni hizmetin oluşturulmasından<br />
dolayı gurur duyduğunu<br />
ifade etti.<br />
Viyana Sağlık Sigortası Kurumu<br />
Başkanı Ingrid Reischl’e göre<br />
hastalar 1450 hizmetiyle sağlık<br />
sisteminde en iyi şekilde yönlendirilecek.<br />
Endişeleri ve sıkıntıları<br />
olan 1450 kullanıcıları<br />
yılın 365 günü 24 saat sorularının<br />
cevabını alabilecek, böylece<br />
gereksiz yapacakları tüm<br />
şeylerden kurtulacaklar.<br />
1450 telefonla sağlık danışma<br />
hattı kalite güvenliği ve protokolle<br />
korunmuş sorgulama sistemi<br />
ile destekleniyor. ‘Soru<br />
ağacı’ adı verilen sistemle aciliyete<br />
göre arayana lüzumsuz<br />
yolların ve beklemelerin<br />
önüne geçebilmesi için öneriler<br />
de veriliyor.<br />
Daha detaylı bilgi için:<br />
www.1450.at<br />
Foto: BMGF / Thomas Jantzen<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Entgeltliche Einschaltung
NİSAN 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 6<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Normalerweise erwartet man von einem<br />
Integrationsminister, dass er Menschen integrieren<br />
möchte und Maßnahmen dazu vorschlägt<br />
und umsetzt. Unser Integrationsminister<br />
Kurz hingegen beklagt sich immer wieder<br />
über "zu viel Migration nach Österreich"<br />
und verlangt "weniger Zuwanderung". Das ist<br />
ungefähr so, wie wenn der Gesundheitsminister<br />
sich beklagt, dass es "in Österreich zu viele<br />
Kranke gibt" statt für ein gutes Gesundheitssystem<br />
zu sorgen. Gewählt sind Regierungsmitglieder<br />
schließlich zum Arbeiten und<br />
nicht zum Jammern, warum sie bitte so viel<br />
zu arbeiten haben.<br />
Die neueste Forderung von Kurz ist allerdings:<br />
"keine Zuwanderung aus 'kulturfremden' Regionen".<br />
Und wer besmmt, wer "kulturfremd"<br />
sein soll? Misst man das mit Kilometern?<br />
Seit das Wort "Rasse" wegen des Nazi-Terrors<br />
zu recht sehr negativ ankommt, haben manche<br />
Politiker "die Kultur" als Ersatz gefunden.<br />
"Menschen, deren Kultur so anders ist als<br />
unsere" ist zum Beispiel der Klassiker in<br />
rechten Reden, um zu "erklären", warum<br />
man keine Migration wolle. Es wird so getan,<br />
als wäre es kein Rassismus, Menschen wegen<br />
Alev Korun<br />
Abgeordnete zum<br />
Naonalrat (Die Grünen)<br />
alev.korun@gruene.at<br />
"Kulturfremde"<br />
Menschen und unser<br />
Integrationsminister<br />
ihrer angeblichen oder phantasierten "Kultur"<br />
abzulehnen. Als wäre es nicht seltsam, jemanden<br />
zu etikettieren und ihm ein bestimmtes<br />
Verhalten zu unterstellen, nur weil er in einem<br />
bestimmten Gebiet geboren ist. Als wären<br />
Menschen nicht soziale Wesen, die ihr Verhalten<br />
lernen und es daher auch ändern können.<br />
Mit dem Sager "keine Menschen aus kulturfremden<br />
Regionen" einwandern zu lassen,<br />
macht Kurz eindeutig FPÖ-Politik. Er suggeriert,<br />
es gäbe Menschen, die mit uns gar nicht zusammenleben<br />
können, weil "das Verhalten sich<br />
nur über Generationen ändert". Dabei übersieht<br />
er, dass einheimische Rassisten und eingewanderte<br />
Rassisten die gleiche Ideologie<br />
teilen, obwohl sie in unterschiedlichen Ländern<br />
geboren sind: die Ideologie, dass es wertvolle<br />
und wertlose, minderwertige Menschen gäbe.<br />
Beide Gruppen sind fremd zu Demokratie,<br />
nicht zu unserer vermeintlichen "Kultur". Und<br />
die Antwort auf undemokratische Denkweisen<br />
und Rassismus kann nur sein: Bestehen auf<br />
Menschenwürde, Gleichheit und Gleichwertigkeit<br />
von Menschen und Respekt für JEDEN<br />
Menschen, egal wie geographisch nah oder<br />
fern er geboren wurde.<br />
2500 €’ya olumlu iltica başvurusu!<br />
Aşağı Avusturya Eyaleti’nde bir iltica dairesi memurunun<br />
birçok mülteciden sığınma başvurularına<br />
olumlu cevap vermek için 2500’er euro<br />
aldığı tespit edildi. Konuyla ilgili açıklama yapan<br />
İçişleri Bakanlığı yetkilileri olayı doğrularken,<br />
memurun hemen görevden atıldığını açıkladı.<br />
Ayrıca Viyana’da da benzer uygulama şüphesiyle<br />
bazı memurların incelendiği belirtildi.<br />
Günlük Hayattaki Sorunlar Avusturya’da Beyin Kazanımını Engelliyor<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Avusturya'da Gelecek Fonu (Zukunftsfonds)<br />
adlı kuruluşun SORA Enstitüsü’ne<br />
yaptırdığı araştırma çok ilginç sonuçları<br />
beraberinde getirdi. SORA'nın anketine<br />
göre Avusturyalıların yüzde % 43'ü güçlü<br />
bir liderin ülkeyi yönetmesini çok büyük<br />
bir gereklilik olarak görüyor. % 61’lik<br />
kesim de böyle bir liderin yönetiminin<br />
uygun olabileceğini belirtiyor. Uzmanlar<br />
zor zamanlarda insanların bu görüşe<br />
sahip olmasını normal karşılıyor<br />
TOTALİTER REJİME GEÇİLMELİ!<br />
Bununla beraber demokrasiye olan<br />
güvenin de oldukça sarsıldığı ve ankete<br />
katılanlardan % 23’ünün totaliter bir<br />
sisteme geçilmesi ve demokrasiden<br />
uzaklaşılmasını savunduğu ortaya çıktı.<br />
Ortaya çıkan bu rakamların çok yüksek<br />
ve korkutucu olduğunu belirten uzmanlar<br />
sonuçların dikkatle incelenmesi gerektiğini<br />
belirtiyorlar. (Bu oran 10 yıl<br />
önce % 14 idi.)<br />
Artan Problemler Beyin<br />
Göçünü Tetikliyor...<br />
Araştırma ve Teknoloji Geliştirme<br />
Konseyi (RFT) geçtiğimiz günlerde<br />
‘‘Göç, Entegrasyon ve Eğitim’’ konusunda<br />
yeni bir rapor yayımladı.<br />
Bu raporun sonuçları RFT Başkan<br />
vekili genetik uzmanı Markus<br />
Hengstschläger ve eğitim psikoloğu<br />
Christiane Spiel tarafından<br />
kamuoyuna sunuldu. 100’ün üstünde<br />
sayfadan oluşan rapor yalnız<br />
istatistiki bilgileri içermekle<br />
kalmıyor, araştırma ve eğitim<br />
alanından ilgili gruplarla -orta ve<br />
yüksek öğrenim öğrencileri, araştırmacılar-<br />
tecrübelerine dair yapılan<br />
röportajları da kapsıyor.<br />
Bürokrasi ve değer vermedeki<br />
eksiklik başlıca sorunlar<br />
Bu konuda Hengstschläger’in<br />
açıklamaları ise şöyle: ‘‘Avusturya’ya<br />
gelen bilim insanları burada<br />
yerleşmede sıkıntılarla karşılaşıyor.<br />
Muhataplar hala diplomalarının<br />
tanınmasında problemler<br />
yaşadıklarını, yeterince İngilizce<br />
bilgilendirme materyalleri bulamadıklarını,<br />
görevlilerin kendinlerine<br />
kaba davrandıklarını ve<br />
çocukları için yeterli kreş ve okul<br />
olmadığını söylüyor.’’<br />
Alltagsprobleme<br />
behindern Brain<br />
Gain in Österreich<br />
Jedes Jahr verlassen hochgebildete<br />
Migranten das Land, die<br />
der Forschungsstandort Österreich<br />
gut brauchen könnte...<br />
Avustur ya ‘Güçlü<br />
Bir Lider ’ İstiyor<br />
SORA Enstitüsü’nün yaptığı<br />
araştırma çok ilginç<br />
sonuçları ortaya çıkardı...<br />
Öste rreic her haben<br />
Sehnsuc ht nach<br />
„starkem Mann“<br />
Eğitimci Spiel ise AB dışı bir ülkeden<br />
gelen bir bilim insanının<br />
Avusturya’ya vize başvurusu sırasında<br />
kendisine bilgi verilmeden<br />
görevlilerin kendisi hakkında bir<br />
ön araştırma yaptıklarını hatta<br />
düğün resimlerinin bile kullanıldığını<br />
söylediğini ifade ediyor.<br />
Spiel’e göre genel anlamda tüm<br />
gruplardan farklı olarak ‘değer<br />
verilmede eksiklikten’ dolayı bir<br />
şikâyet mevcut.<br />
Hengstschläger: ‘‘Çalışma alanları<br />
ve şartlarının cazip olması başlı<br />
başına yeterli olmaz. Bu cazibenin<br />
diğer yüksek kalifiye elemanları<br />
arasında da yayılması gerekir ki,<br />
Avusturya ile başka bir yer arasında<br />
karar verecek bir bilim insanı<br />
Avusturya’da karar kılsın.’’<br />
Olumlu propaganda<br />
Rapora göre Avusturya, beyin<br />
göçü veren yerine beyin göçü<br />
alan bir ülke olmak istiyorsa, yüksek<br />
kalifiye elemanların Avusturya’ya<br />
gelmesini ve burada destek<br />
almalarını ve ülkeden ayrıldıklarında<br />
da diğer kalifiye elemanlara<br />
araştırma alanı olarak Avusturya’yı<br />
tavsiye etmelerini sağlayacak<br />
koşulları oluşturmalıdır.<br />
DEMOKRASİ İYİ AMA...<br />
Avusturyalıların yüzde % 78'e yakını sıkıntılara<br />
rağmen en iyi yönetim biçiminin<br />
demokrasi olduğu yönünde fikir<br />
belirtse de bu oranın son 10 yıl içinde<br />
ciddi bir azalma gösterdiği ortaya çıktı.<br />
(2007’de bu oran % 86 idi.) Demokrasiye<br />
güvenin azalmasındaki etkenin, halkın<br />
kendilerini yöneten siyasilere olan inancını<br />
kaybetmesi olarak açıklanıyor.<br />
GENÇLERDEN ŞOK BAKIŞ AÇISI<br />
Özellikle gençlerin önemli kısmının Avrupa’yı<br />
kana bulayan Nasyonal Sosyalizmin<br />
Avusturya'ya sadece kötü şeyleri<br />
getirmediğini belirtmesi anketin en düşündürücü<br />
taraflarından biri. Uzmanlar<br />
bunu genç neslin tarihi yeterince bilmemesine<br />
bağlasa da durumun bu kadar da<br />
basit şekilde açıklanamayacağı ortada.<br />
35 yaş üstündekiler ise Nasyonal Sosyalizmin<br />
sadece kötülüklere sebep olduğu<br />
yönünde görüş belirtti.<br />
Avusturya’da<br />
296 'Yabancı<br />
Savaşçı' Devlet<br />
Takibinde<br />
Aşırı Sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ)<br />
milletvekili Petra Steger’in ‘Avusturya’da<br />
kaç yabancı savaşçı devlet takibinde?’<br />
soru önergesine İçişleri Bakanı Wolfgang<br />
Sobotka (ÖVP) cevap verdi.<br />
Bakan Sobotka yaptığı açıklamada, özellikle<br />
Suriye ve Irak gibi savaş bölgelerine<br />
gidip geri döndüğü veya gitmek istediği<br />
tespit edilen toplam 296 yabancı savaşcı<br />
veya adayı olduğunu açıkladı. Ayrıca bu<br />
bireylerden 139’unun ise 25 yaş altında<br />
olduğunun altını çizdi.<br />
Bakan Sobotka özellikle IŞİD veya farklı radikal<br />
gruplara katılma potansiyeli olan bu<br />
bireylerin sayısının 2016 yılında 270 olduğunu,<br />
içinde bulunduğumuz 2017 yılında<br />
ise bu rakamın az da olsa artarak 300’e<br />
yaklaştığını belirtti.
7 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
NİSAN 2017<br />
„Perspektiven Integration“: Wie gut sind Menschen türkischer Herkunft in Österreich integrier t?<br />
Avusturya’da yaşayan Türk kökenli insanlar ne kadar iyi uyum sağladılar?<br />
‘Entegrasyon Perspektifleri’<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Avusturya Entegrasyon Fonu (ÖIF) röportajlar dizisi: Türk kökenli uzmanlar, Türkiye kökenli<br />
insanların Avusturya ile ne kadar özleştikleri ve Türk siyasetinin etkisi üzerine konuştu...<br />
Viyana (OTS) - Geçtiğimiz günlerde<br />
ÖIF’nin "Entegrasyon Perspektifleri"<br />
röportajlar serisinde; Türk kökenli<br />
insanların hayatı, Avusturya<br />
ile özdeşleşmeleri ve Türk kuruluşların<br />
Avusturya’daki birlikte yaşamaya<br />
etkisini konu alan 6 Türk<br />
kökenli uzmanın farklı bakış açılarıyla<br />
verdikleri röportajlar yayınlandı.<br />
Demeç veren Türk kökenli<br />
uzmanlar şunlardı: Entegrasyon<br />
uzmanı Kenan Güngör, Avusturya<br />
Parlamento milletvekili Berivan<br />
Aslan, gazete sahibi Birol Kılıç, eski<br />
federal konsey üyesi Efgani Dönmez,<br />
Viyana ve Krems üniversitesi<br />
öğretim üyesi Cengiz Günay ve önceki<br />
dönemde Ankara’da Entegrasyon<br />
sorumlusu olarak görev<br />
yapan Nalan Gündüz.<br />
ÖIF işletme müdürü Franz Wolf:<br />
"Türk kökenli 270 binin üstünde<br />
birey, Avusturya’da en büyük göçmen<br />
grubundan birini oluşturuyor.<br />
Bu kişilerin entegrasyonunda<br />
önemli sorunlar yaşanıyor. Yeni<br />
yayının hedefi Türk kökenli insanların<br />
entegrasyonu üzerinde yapılan<br />
güncel tartışmaların resmini<br />
çıkarmak ve konu hakkındaki farklı<br />
Avusturya’da ne kadar<br />
Müslüman yaşıyor?<br />
Avusturya'da nüfusun yüzde 8’i Müslüman<br />
Avusturya’da yaşayan Müslümanların<br />
sayısı artmaya devam<br />
ediyor. Avusturya Entegrasyon<br />
Fonu (ÖIF) tarafından yapılan<br />
güncel bir araştırmaya göre ülkede<br />
yaklaşık 700 bin Müslüman<br />
yaşıyor. Bu rakam genel<br />
nüfusun yüzde % 8'inin Müslümanlardan<br />
oluştuğu sonucunu<br />
çıkarıyor.<br />
MÜSLÜMAN NÜFUS 16 YILDA<br />
2 KAT ARTIŞ GÖSTERDİ<br />
İçişleri Bakanlığı rakamlarına<br />
göre geçtiğimiz yıllarda 600<br />
bin olarak açıklanan ve kısa zamanda<br />
700 bine yükselen rakamlardaki<br />
artışın sebebi, gerek<br />
Müslüman ailelerde ortalama<br />
çocuk sayısının yüksek olması ve<br />
gerekse savaşlar sebebiyle Arap<br />
bakış açılarına ışık tutmaktır. Yayınlarla<br />
ÖIF güncel tartışmalara<br />
objektif ve bilgilendirici katkı sağlama<br />
amacındadır."<br />
Uzmanlar Türk politikasının<br />
Avusturya’da Türkiye kökenli<br />
göçmenlerin entegrasyonunu<br />
tehlikeye düşürdüğü görüşünde<br />
Parlamento Milletvekili Berivan<br />
Aslan, Avusturya’da üzerinde sıkı<br />
bir şekilde çalışılan entegrasyonun<br />
Türk politikasının Avusturya toplumuna<br />
taşınması nedeniyle tehdit<br />
altında olmasına karşı uyarıyor.<br />
Birol Kılıç Avusturya’da yaşayan<br />
Türklerden Avusturya Devletine<br />
sadakat göstermesini istiyor. Efgani<br />
Dönmez Avusturya dernekler<br />
yasasının Türk gruplar tarafından<br />
suiistimaline karşı uyarıyor ve yurt<br />
dışından Avusturya’ya çatışma<br />
getirmek isteyenlerin oturum izinlerini<br />
sonlandıracak tedbirler talep<br />
ediyor. Cengiz Günay kültürün sert<br />
etkisinde olan bir entegrasyon<br />
kavramını eleştiriyor. Entegrasyon<br />
uzmanı Kenan Güngör ise Türk<br />
kökenli insanların entegrasyonu<br />
için ailede eğitimin önemine vurgu<br />
yapıyor. Nalan Gündüz Türkiyeli<br />
göçmenlerin kendilerine sunulan<br />
entegrasyonla ilgili hizmetlerden<br />
yararlanmalarını istiyor. Kişinin<br />
senelerce bu ülkede yaşamasına<br />
rağmen Almanca dilini konuşamaması<br />
ve Avusturya’nın onları<br />
ilgilendirmemesinin mümkün olamayacağını<br />
söylüyor.<br />
ÖIF’nin yeni röportajlar dizisi<br />
tanınmış uzmanların farklı konulardaki<br />
değerlendirmelerini entegrasyon<br />
alanında güncel konular<br />
hakkında bilgilendirici bir tartışmaya<br />
sevk için tanıtıyor. Bu seride<br />
şimdiye kadar yayınlananlar: "İslamda<br />
Örtünme" Ahmad Mansour,<br />
Orta Doğu uzmanı Karin Kneissl<br />
ve İslam cemaatı kadın sözcüsü<br />
Amina Baghajati. Diğer bir<br />
yayın "Avrupa Etkisinde İslam"<br />
üniversite profesörleri Mouhanad<br />
Khorchide, Ednan Aslan ve yazar<br />
Lamya Kaddor.<br />
"Entegrasyon Perspektifleri"<br />
yayın dizisini ücretsiz olarak:<br />
bestellungen@integrationsfonds.at<br />
adresinden ısmarlayabilir ya da;<br />
www.integrationsfonds.at/publikationen<br />
adresinden online okuyabilirsiniz.<br />
ve Afrika ülkelerinden gelen<br />
mültecilerin sayısındaki artış<br />
olarak gösteriliyor. Ayrıca 2001<br />
yılında resmi olarak 346 bin<br />
Müslüman Avusturya'da yaşarken<br />
bu rakamın 16 yılda 700<br />
bine yükselmesi de ÖIF’in araştırmasıyla<br />
ortaya çıkmış oldu.<br />
KATOLİKLER 1. SIRADA<br />
Nüfusu 8.8 milyona yaklaşan<br />
Avusturya'da yüzde % 59 ile Hıristiyan<br />
Katolik dinine mensup<br />
bireyler ilk sırada yer alıyor ve<br />
bunların sayısı 5,16 milyon olarak<br />
açıklandı.<br />
Ayrıca Ortodoksların sayısı 500<br />
bin, Protestanların sayısı ise<br />
300 binin biraz üzerinde.<br />
MUSEVİLERİN SAYISI AZALDI<br />
Avusturya’da yaşayan Musevilerin<br />
sayısında az da olsa bir gerileme<br />
olurken, bu dine mensup<br />
bireylerin sayısı 15 bin civarında.<br />
Avusturya’da geriye<br />
kalan 2 milyonun üzerindeki bireyin<br />
farklı din ve inanışlara tabi<br />
kişiler olduğu tahmin ediliyor.<br />
İGGİÖ: 500 BİN ÜYEMİZ VAR<br />
Avusturya İslam Cemaati<br />
(İGGİÖ) yetkilileri, genel Müslüman<br />
nüfusu ile alakalı tam bir<br />
rakam vermenin zor olduğunu<br />
belirtse de resmi kayıtlara<br />
göre yaklaşık 500 bin üyesinin<br />
olduğu açıklandı. Bu rakama<br />
Alevi kökenli vatandaşların<br />
dahil olmadığı bunun sebebinin<br />
ise Aleviliğin Avusturya'da ayrı<br />
bir inanç olarak kabul edilmesi<br />
gösterildi.<br />
Integrationsfonds:<br />
Zahl der Muslime in<br />
Österreich wächst<br />
Die Zahl der Muslime in Österreich<br />
nimmt weiter zu. Schätzungen<br />
des Integrationsfonds<br />
(ÖIF) gehen von 700.000 Personen<br />
in Österreich aus. Seit der<br />
letzten Volkszählung 2001, bei<br />
der die Religionszugehörigkeit<br />
erhoben wurde, hätte sich<br />
die Religionsgemeinscha demnach<br />
fast verdoppelt.<br />
Avusturya otoyollarında yeni dönem başlıyor<br />
Kasım’dan itibaren dijital<br />
otoban kartı uygulaması<br />
Dijital otoban kartı uygulaması<br />
için federal yol gişeler<br />
yasasında gerekli olan<br />
değişiklik geçtiğimiz günlerde<br />
Bakanlar Kurulunda<br />
karara bağlandı. Değişiklikle<br />
yeni dijital versiyon,<br />
yapıştırılanın yerini almıyor,<br />
sadece bir alternatif.<br />
Kasımdan itibaren otoban<br />
ve otoyol işletmesinde<br />
(ASFINAG), 2018 ortasından<br />
itibaren bayiler, benzin<br />
istasyonları ve şoförler<br />
kulubünde satılacak.<br />
Dijital otoban kartı aracın<br />
plakasına kaydedilecek.<br />
Değiştirilebilir plaka sahipleri<br />
diğer plakasına da<br />
kayıt yaptırmak zorunda.<br />
Aracın geçerli bir dijital<br />
karta sahip olup olmadığı<br />
halka açık kayıt üzerinden<br />
görülebilecek. Bu düzenleme<br />
bilgi gizliliği açısından<br />
eleştiri almasına rağmen<br />
yasa değişikliğinde korundu.<br />
Ulaştırma Bakanlığı’nın<br />
açıklamasına göre halka<br />
açık bu kayıt ASFINAG’ın<br />
kontrolüne hizmet edecek<br />
ve özel kişilerin de arabayı<br />
arkadaşından mı ödünç aldığını<br />
ya da araç paylaşımı<br />
üzerinden mi temin ettiğini<br />
gösterecek, kayıtta<br />
araç sahibi hakkında daha<br />
fazla bilgi yer almayacak.<br />
Dolandırıcılığa karşı<br />
önlemler<br />
Dijital otoban kartı internetten<br />
alınırsa, alındıktan<br />
18 gün sonra kullanılabilecek.<br />
Alıcılar AB tüketici<br />
hakları yönergesine göre<br />
internet alış verişlerinde<br />
14 gün içinde alımdan vazgeçebilir.<br />
Edinim günü bu<br />
iki hafta süreye dahil değil.<br />
Alımdan vazgeçme mektupla<br />
yazılı yapılmışsa artı<br />
3 gün posta teslimatı için<br />
eklenir. Bu 18 gün süresi<br />
sürücünün kartı internetten<br />
alıp, otoban ağlarını<br />
kullandıktan sonra alımdan<br />
vazgeçerek kart parasını<br />
geri almasını önlemek<br />
içindir.<br />
Alıcılar internetten alımlarında<br />
kartlarının kullanma<br />
tarihlerini belirleyebilecekler.<br />
10 günlük ve 2 aylık<br />
otoban kartları özellikle kişilerin<br />
seyahat planlarını<br />
kolaylaştırıyor.<br />
Dijital otoban kartlarının<br />
2018 yılının ortasından<br />
itibaren bayi, benzin istasyonu<br />
ya da şoför kulüblerinden<br />
alınması durumunda<br />
ise geçerlilik anında<br />
başlayacak.<br />
Digitale Autobahn-Vignette<br />
kommt im Dezember<br />
© integrationsfonds
NİSAN 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 8<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Unser sozialdemokrasches Selbstverständnis<br />
ist es, dass jede schutzsuchende<br />
Person nicht nur ein Recht auf ein faires<br />
und schnelles Asylverfahren hat, sondern<br />
schon während des Verfahrens sinnvollen<br />
Tägkeiten nachgehen kann. Wir treten<br />
dafür ein, dass insbesondere jene AsylwerberInnen,<br />
die mit hoher Wahrscheinlichkeit<br />
einen posiven Asylbescheid bekommen,<br />
vom 1. Tag an eine ganzheitliche Integra-<br />
onsbegleitung bekommen. Nichts ist<br />
kontraprodukver, als wenn junge Menschen<br />
zum Nichts-Tun gezwungen werden.<br />
Mit dem neuen „Integraonsjahr“ wird<br />
unser Zugang – Integraon von Anfang an<br />
– von Wien aus auf ganz Österreich ausgedehnt.<br />
In monatelangen Verhandlungen<br />
haben Sozialminister Stöger (SPÖ) und<br />
unsere Staatssekretärin Duzdar (SPÖ)<br />
dieses „Arbeitsmarkntegraonsgesetz“<br />
(www.parlament.gv.at/PAKT/VHG/XXV/I/I_01585/index.shtml)<br />
vorangetrieben. Worum geht‘s darin?<br />
Erstmals wird es ein einheitliches und<br />
strukturiertes Programm zur Integraon<br />
von Asylberechgten, subsidiär Schutzberechgten<br />
und AsylwerberInnen mit<br />
hoher Anerkennungswahrscheinlichkeit<br />
geben. Die Grundidee des verpflichtenden<br />
Integraonsjahres ist, Menschen, die schon<br />
im Land sind, schnellstmöglich dahin zu<br />
bringen, dass sie sich selbst erhalten können.<br />
Integraon funkoniert am besten<br />
Nurten YILMAZ<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />
nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />
Das „Integrationsjahr“:<br />
ein integrationspolitischer<br />
Meilenstein<br />
über Zugang zu Bildung und Arbeit. Gleichzeig<br />
bietet das Integraonsjahr einen<br />
strukturierten Tagesablauf. Alle TeilnehmerInnen<br />
werden schneller in den Arbeitsmarkt<br />
integriert und erhalten damit<br />
die Chance einen Beitrag in unserer<br />
Gesellscha zu leisten. Alle Personen, die<br />
in Österreich bleiben werden und nicht<br />
schon einen Job gefunden haben, sind<br />
Zielgruppe dieses bundesweiten Integra-<br />
onsprogrammes. Das Integraonsjahr<br />
dauert mindestens 12 Monate und<br />
endet mit einem Bewerbungstraining – wer<br />
einen nachhalgen Job findet, kann<br />
auch abbrechen. Das Jahr ist modular<br />
aufgebaut: Sprachkurse ab Niveau A2,<br />
Kompetenzclearing zur Feststellung von<br />
bestehenden Kenntnissen und Fähigkeiten,<br />
Arbeitstrainings im Sinne von gemeinnütziger<br />
Tägkeit bei Zivildiensrägern,<br />
sofern sie für die berufliche Integraon<br />
dienlich sind, Bewerbungstrainings und<br />
weitergehende Qualifizierungsmaßnahmen.<br />
Die Module werden individuell abgesmmt.<br />
Alle TeilnehmerInnen bekommen<br />
eine Kompetenzkarte, in der bestehende<br />
Qualifikaonen und die einzelnen<br />
Module festgehalten werden. Dieses Bundesgesetz<br />
soll betreffend Asylberechgte<br />
und subsidiär Schutzberechgte mit 1. September<br />
2017, betreffend AsylwerberInnen<br />
mit 1. Jänner 2018, in Kra treten.<br />
SPÖ ZİRVEYE YAKLAŞIRKEN YEŞİLLER PARTİSİ CİDDİ DÜŞÜŞTE<br />
SEÇİM ANKETİ: AVUSTURYA<br />
HALKI HANGİ PARTİYİ SEÇİYOR?<br />
Viyana (OTS) - Österreich Gazetesi’nin<br />
Research Affairs Enstitüsü’ne yaptırdığı<br />
güncel seçim anketine göre, aşırı sağcı<br />
Avusturya Özgürlükler Partisi (FPÖ) ilk sıradaki<br />
yerine korusa da Sosyal Demokrat<br />
Parti (SPÖ) giderek FPÖ’ye yaklaşıyor.<br />
“Bu pazar parlamento seçimleri olsa<br />
hangi partiye oy verirdiniz?” sorusuna<br />
ankete katılanların % 32’si FPÖ, % 30’u<br />
SPÖ, % 21’i ise Avusturya Halk Partisi<br />
(ÖVP) dedi.<br />
Anket sonuçlarına göre Yeşiller Partisi (Die<br />
Grünen) parti içinde ‘Genç Yeşiller’ ile yaşanan<br />
sıkıntıların da etkisiyle ciddi destek<br />
kaybetti ve oy oranı % 9’a gerileyerek uzun<br />
yıllar sonra ilk defa % 10’nun altına düştü.<br />
Neos Partisi ise % 5 ile oy oranını korumaya<br />
devam ediyor.<br />
“Sebastian Kurz ÖVP’nin başında olursa bu<br />
partiye oy veririm” diyenlerin oranı ise<br />
ciddi şekilde artmaya devam ediyor.<br />
Kurz’un partisinin başında aday olması durumunda<br />
ÖVP büyük bir sıçrama yaparak<br />
% 34’lük oy oranıyla bütün partileri geride<br />
bırakarak birinci sıraya yükseliyor.<br />
OY ORANLARI:<br />
FPÖ: % 32 SPÖ: % 30<br />
ÖVP: % 21 (Sebastian Kurz liderliğinde % 34)<br />
Grüne: % 9 Neos: %5<br />
Avusturya halkının ülke<br />
hukuk sistemine güven<br />
duygusu giderek artıyor.<br />
Avrupa Birliği içinde<br />
Avusturya ilk üçe yükseldi!<br />
Das Vertrauen in die<br />
österreichische Justiz steigt<br />
stetig - innerhalb von zwei<br />
Jahren rückt Österreich von<br />
Platz 11 auf Platz 3 vor!<br />
Avusturyalıların Adalet<br />
Sistemine Güveni Artıyor<br />
En son yayınlanan Avrupa Birliği Barometresine<br />
göre ülkenin yargı sistemine güvenmede<br />
Avusturyalılar, iki yıl içinde 11. sıradan<br />
3. sıraya yükselerek ortalardan zirveye<br />
doğru hamle yaptılar. Avusturya halkının<br />
%78’i yargı sisteminin bağımsızlığına güvenlerini<br />
tescillediler. Adalet Bakanı Wolfgang<br />
Brandstetter sonuçtan memnun ve şunları<br />
söyledi: ‘‘Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki<br />
karşılaştırmadaki bu yerimiz bakanlığımızın<br />
izlediği gerçeklere dayalı ve dengeli politikanın<br />
sonucudur ve reformlarımızın halkımızın<br />
algısında etkisini gösterdiğinin bir delilidir.<br />
Bazı subjektif algılara karşın mahkemelerimiz<br />
nispeten hızlı ve etkili sonuca ulaşabiliyor.<br />
Bununla ilgili aldığımız tedbirler daha da<br />
etkili olacak.’’<br />
Avrupa kıyaslamasında Avusturya 1. derece<br />
mahkemeleri medeni, ticaret, idare ve diğer<br />
hukuki prosedürleri sonuçlandırmak için iki<br />
İltica Başvuruları Azaldı, Ama...<br />
İçişleri Bakanlığı rakamlarına göre Avusturya’da<br />
31 Mart 2017’ye kadar toplam 6480 iltica<br />
başvurusu yapıldı. Bunların 4136’sı kabul<br />
edilirken, 2344 kişiye ise red cevabı verildi.<br />
En çok iltica başvurusu Suriye, Afganistan, Nijerya<br />
ve Rusya Federasyonu ülke vatandaşları<br />
tarafından yapıldı.<br />
Justizminister Wolfgang Brandstetter: „Die Bevölkerung vertraut auf die Unabhängigkeit<br />
der österreichischen Justiz und zeigt das mit einem Zuspruch von rund 78 % klar auf. “<br />
aydan az bir süreye ihtiyaç duyuyor ve bu da<br />
Avusturya’yı Avrupa genelinde 4. sıraya<br />
yerleştiriyor.<br />
Adalet sisteminde görev alan kadın sayısının<br />
yıldan yıla artması Adalet Bakanı Brandstetter’i<br />
sevindiren diğer bir nokta. Birinci derece<br />
mahkemelerde kadın mesleki<br />
hakimlerin oranı %50’yi geçmiş durumda.<br />
Avrupa Birliği ülke adalet sistemi değerlendirme<br />
göstergesi her yıl komisyon tarafından<br />
birlik üyesi ülkelerin adalet sistemlerinin verimliliğini,<br />
kalitesini ve bağımsızlığını değerlendirmek<br />
için hazırlanıyor. Değerlendirme<br />
sırasında mahkemenin etkinliği, vatandaş<br />
memnuniyeti, hakimlerin ileri eğitim alması,<br />
mahkemenin mali ve personel donanımı gibi<br />
buna benzer pek çok kriter göz önünde<br />
tutuluyor. Yargı bağımsızlığı hususunda ise<br />
her ülkenin kendi halkı arasında düzenlenen<br />
anketler göstergede yer alıyor.<br />
Avusturya Polisi Bodycams<br />
(Vücut Kamerası) Kullanacak<br />
© BMI<br />
Pilot proje başarılı oldu ve uygulama ülke genelinde başlıyor<br />
Avusturya İçişleri Bakanlığı 2017 sonu itibariyle<br />
ülke genelinde polislerde vücut kamerası<br />
uygulamasının hayata geçeceğini açıkladı.<br />
PİLOT PROJELER BAŞARILI OLDU<br />
Bakanlık yetkilisi Karl-Heinz Grundböck, şimdiye<br />
kadar farklı eyaletlerde 20 polis tarafından<br />
denenen vücut kameralarının başarılı<br />
sonuçları beraberinde getirdiğini belirtti. Yetkili<br />
özellikle agresif bireylerin kameraya çekildiğini<br />
bilmelerinin bu kişilerin gerginliğini<br />
azaltığının altını çizdi. Eyaletlerdeki tecrübelerin<br />
olumlu olarak değerlendirilmesi, saldırıya<br />
uğrayan polis sayısının azalması ile de<br />
açıklanıyor.<br />
ELEŞTİRİLER...<br />
Vücut kamerasına alınacak görüntülere yönelik<br />
eleştiriler de mevcut. Bu kameraları kullanan<br />
polislerin istediği zaman kamerayı açıp<br />
kapatabileceği ve olayın tamamını değil, bir<br />
kısmını gösterebileceğini belirten eleştirmenler,<br />
bunun da yaşanabilecek olaylarda polisin<br />
tam olarak ne yaptığının, yani haklı mı haksız<br />
mı olduğunun tespit edilmesini oldukça zorlaştıracağını<br />
vurguladılar.<br />
Mülteci Anlaşması Çökerse Ne Olabilir?<br />
2017’de ayrıca 1 Ocak - 31 Mart tarihleri arasında<br />
toplam 2833 mülteci Avusturya’yı terketti.<br />
Bunlardan 1052’si kendi isteği ile, 1781<br />
kişi ise zorla ülkeden sınırdışı edildi.<br />
Türkiye ile Avrupa Birliği arasında yapılan<br />
mülteci anlaşması neticesinde 2016 yılından<br />
itibaren iltica başvuruları çok büyük düşüş<br />
gösterdi. Türkiye’deki anayasa değişikliği referandumu<br />
sürecinin tamamlanması ile birlikte<br />
bu anlaşmanın çökme tehlikesi ve bunun<br />
neticesinde de AB ülkeleri ve Avusturya’ya<br />
tekrar ciddi bir mülteci akını olabileceği endişesi<br />
mevcut. Ayrıca Türkiye ile Avrupa Birliği<br />
üyeliği müzakerelerinin son bulma ihtimali de<br />
AB ülkelerinde yeni bir ‘mülteci kaosu’ dönemini<br />
başlatabilir.<br />
© BMJ / Christian Jungwirth
APRIL 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
INTEGRATION / SPRACHE - 9<br />
© Nurith_Wagner-Strauss<br />
Mehrsprachigkeit ist ein Mehrwert – und kein Grund für Scham<br />
Eltern müssen zu ihrer Zweisprachigkeit stehen, egal wie<br />
der öffentliche Diskurs gerade gepolt ist<br />
Mehr als die Hälfte der Weltbevölkerung<br />
ist mehrsprachig. Das heißt, im<br />
Alltag und im Berufsleben wird mehr<br />
als eine Sprache verwendet. Wie die<br />
jeweiligen Nationen mit ihrer Mehrsprachigkeit<br />
umgehen, ist jedoch<br />
sehr unterschiedlich.<br />
Ein mächtiges Instrument<br />
Sprache prägt Persönlichkeit und<br />
Entwicklung eines Kindes ab dem<br />
Moment, an dem es hören kann.<br />
Sprache hat auch eine tiefe kulturelle<br />
Dimension – sie vermittelt<br />
Werte, Traditionen und Wahrnehmungen<br />
für die Codes der Gesellschaft,<br />
in der man sozialisiert wird.<br />
Sprache formt die Identität. Sie kann<br />
in positiver wie auch in negativer<br />
Weise genutzt werden, um Interessen<br />
durchzusetzen. Seit der Französischen<br />
Revolution herrscht in<br />
Europa die Idee "Eine Nation – eine<br />
Sprache". Die Bevölkerung soll eine<br />
homogene, nationale Identität entwickeln.<br />
Dies hat allerdings nie<br />
der Realität entsprochen. Erst die<br />
Europäische Union versucht, einen<br />
Sinneswandel herbeizuführen.<br />
Ringen um Anerkennung<br />
Regionale Minderheitensprachen<br />
haben es generell schwer, neben<br />
einer großen, anerkannten Sprachgruppe<br />
gesellschaftliche Akzeptanz<br />
zu erlangen. Weltweit tragen nur<br />
wenige Länder ihrer autochthonen<br />
Mehrsprachigkeit Rechnung. Ein absolutes<br />
Vorzeigeland ist Bolivien, das<br />
seit 2009 neben Spanisch noch<br />
weitere 36 indigene Sprachen als<br />
Amtssprachen führt. Länder wie<br />
Österreich ringen sich bis zu einer regionalen<br />
Anerkennung der Minderheitensprachen<br />
durch. Wobei die<br />
Streitfrage, ob Slowenisch in der<br />
Kärntner Landesverfassung vorkommen<br />
soll oder nicht – die Kärntner<br />
ÖVP wollte jüngst die Erwähnung<br />
dieser autochthonen Gruppe verhindern<br />
–, zeigt, wie schwer es für<br />
kleine Sprachgruppen ist, ihr kulturelles<br />
und sprachliches Gut zu<br />
bewahren. Obwohl die Europäische<br />
Union auf die Anerkennung und Förderung<br />
der Mehrsprachigkeit pocht,<br />
haben sich Mitglieder wie Griechenland<br />
nicht dazu durchgerungen, die<br />
Kommende Termine für Eltern:<br />
Ich erziehe mein Kind mehrsprachig - wie es mir gelingt: Samstag, 27.05.2017, 10.00 - 14.00 Uhr<br />
Mehrsprachige Erziehung von Geburt an: Freitag, 23.06.2017, 10.00 - 14.00 Uhr<br />
Musiktheater-Produktion: LIEBE HOCH 16<br />
mit türkischen und österreichischen Künstlern<br />
Die türkische Rapperin Esra Özmen<br />
und mehrere andere türkische Künstler<br />
wirken gemeinsam mit österreichischen<br />
Künstlern bei der Musiktheater-Produktion<br />
LIEBE HOCH 16<br />
mit, die im Rahmen des WIR SIND<br />
WIEN.FESTIVALS 2017 am 7. Juni im<br />
Hof vom Museumsquartier Premiere<br />
haben wird.<br />
Eine Voraufführung findet am 2. Juni<br />
am Volkertmarkt statt, weitere Vorstellungen<br />
gibt es am Columbusplatz,<br />
Yppenplatz, Wallensteinplatz und am<br />
Floridsdorfer Markt.<br />
Die türkisch-österreichische Lovestory<br />
LIEBE HOCH 16 spielt am Brunnenmarkt<br />
in Ottakring. Die Lyrics kommen<br />
von Austropop-Legende Wilfried, die<br />
Story und Dialoge von Shooting Star<br />
Ibrahim Amir, die Raps von Esra<br />
Özmen. Und die Musik komponiert<br />
„5/8erl in Ehr´n“-Soundmagier Clemens<br />
Wenger, der auch in der Band<br />
mitspielt.<br />
Und das andere „5/8erl in Ehr´n“-Mitglied,<br />
Robert Slivovsky, steht als Kommissar<br />
Pospischil auf der Bühne und<br />
passt auf, dass die türkisch-österreichische<br />
Liaison zwischen den Liebenden<br />
aus zwei verfeindeten Fleischhauer-Familien<br />
nicht wie bei Shakespeare, sondern<br />
mit einem Happy End ausklingt.<br />
Esra Özmen und eine authentische Besetzung<br />
bei der türkischen wie auch<br />
bei der österreichischen Fleischhauer-<br />
Familie sollen auch eine ungewöhnliche<br />
Publikumsliaison befördern:<br />
Junge und alte Fans des Austropop,<br />
von Mag. Zwetelina Ortega<br />
Sprachen ihrer Minderheiten anzuerkennen.<br />
Und auch die Ablehnung<br />
des Slowenischen in Kärnten spricht<br />
nicht für einen europäischen, versöhnlichen<br />
Geist, der Vielfalt gutheißt,<br />
geschweige denn fördert.<br />
Zur Sprache stehen<br />
Vermittelt die Mehrheitsgesellschaft<br />
das Motto "Mehr Wert ist, was wir<br />
sprechen, und weniger, was ihr<br />
sprecht", wird eine Sprache systematisch<br />
und gesellschaftlich unterdrückt,<br />
lehnen die Mitglieder einer<br />
Volksgruppe nicht selten ihre eigene<br />
Sprache ab. Die Sprache wird als Hindernis<br />
im sozialen Aufstieg gesehen.<br />
Die damit verbundenen Assoziationen<br />
sind "regional, veraltet, unattraktiv,<br />
beschämend". Vor allem<br />
junge Menschen kehren den regionalen<br />
Sprachen den Rücken zu. In<br />
der burgenländisch-kroatischen Kindergruppe,<br />
die ich betreue, beobachte<br />
ich, wie widersprüchlich die<br />
Eltern mit ihrer Zweisprachigkeit umgehen.<br />
Sie sprechen oft nur Deutsch<br />
mit ihren Kindern und hoffen, dass<br />
diese Burgenländisch-Kroatisch in<br />
der bilingualen Kindergruppe<br />
lernen. Was Eltern damit jedoch<br />
signalisieren, ist, nicht zu<br />
100 Prozent zu dieser Sprache<br />
zu stehen.<br />
Muttersprachen und<br />
ihr Image<br />
Wie steht es um die Muttersprachen,<br />
die durch Migration<br />
nach Österreich gelangt sind?<br />
Wie ist ihr Image? Es gibt viele<br />
Aspekte, die Ressentiments<br />
schüren. Eine entscheidende<br />
Rolle spielt der Status der<br />
Sprecher. Um mit Robert Walser<br />
zu sprechen: "Money rules<br />
the world." Ist die Gruppe<br />
der Sprecher wirtschaftlich<br />
stark, hat ihre Sprache gesellschaftlich<br />
hohe Anerkennung.<br />
Übt die Sprechergruppe<br />
jedoch niederqualifizierte<br />
und schlecht<br />
bezahlte Jobs aus, ist sie<br />
wirtschaftlich schwach, so<br />
hat ihre Sprache ein<br />
schlechtes Image in der Gesellschaft.<br />
Diese Situation<br />
ist in allen Einwanderungsgesellschaften<br />
ähnlich, die<br />
Sprachen sind auswechselbar.<br />
Das muss aber nicht so<br />
sein. Auch hier wäre eine<br />
gezielte Migrations- und<br />
Sprachenpolitik gefragt, die<br />
dieser Entwicklung entgegensteuert.<br />
In Österreich<br />
hat sich in den vergangenen<br />
zwei Jahrzehnten einiges<br />
getan. Muttersprachenunterricht<br />
ist seit 1992 Teil des<br />
österreichischen Schulwesens.<br />
Es gibt Projekte, die<br />
sich um die gesellschaftliche<br />
Eingliederung der neu zugewanderten<br />
Menschen bemühen,<br />
zum Beispiel "Start<br />
Wien" seit 2008. Trotzdem<br />
haben sich festgefahrene<br />
Bilder und Sichtweisen nicht<br />
aufgelöst. In meinen Workshops erzählen<br />
Eltern oft, wie unwohl sie sich<br />
fühlen, in der Öffentlichkeit mit<br />
ihren Kindern in ihrer nichtdeutschen<br />
Muttersprache zu sprechen.<br />
Manchmal geht es sogar so weit,<br />
dass sie nur in den eigenen vier Wänden<br />
mit dem Kind in ihrer Muttersprache<br />
sprechen und "draußen"<br />
auf Deutsch. Aber was verdeutlichen<br />
Eltern damit ihrem Kind? Genau<br />
die gleiche Scham, die ihnen die<br />
Mehrheitsgesellschaft aufzwingt.<br />
Unzuverlässige Politik<br />
Ich rate Eltern, die Beziehung zur<br />
eigenen Sprache zu reflektieren.<br />
Woher kommt die Scham, und<br />
womit oder mit wem hat sie zu tun?<br />
des Wiener Blues, der türkischen Rapper-Szene,<br />
der Operette, des Musicals,<br />
türkischer Traditions- und Schlagermusik<br />
werden sich in ihrer Welt - eben<br />
auf einem Wiener Platz - wiederfinden<br />
und ihren HeldInnen auf der Bühne zujubeln.<br />
Mit einem Wort: Möge wirklich<br />
GANZ Wien im Publikum vertreten<br />
sein, egal ob mit, ohne Migrationsoder<br />
sonst irgendeinem Hintergrund!<br />
Termine Sommer 2017:<br />
• 02. Juni 2017, Volkertmarkt Voraufführung<br />
• 07. Juni 2017, Museumsquartier /<br />
Hof Premiere<br />
• 10. Juni 2017, Columbusplatz<br />
• 16. Juni 2017, Yppenplatz<br />
• 20. Juni 2017, Wallensteinplatz<br />
• 21. Juni 2017, Floridsdorfer Markt<br />
Zur Autorin:<br />
Mag. Zwetelina Ortega ist Sprachwissenschaftlerin, Autorin<br />
und Expertin für Mehrsprachigkeit. Sie ist Gründerin des<br />
Beratungszentrums Linguamulti - mehrsprachige Erziehung<br />
und kreative Sprachförderung (www.linguamulti.at).<br />
Dort bietet sie individuelle Beratung und Workshops für<br />
mehrsprachige Erziehung an und arbeitet mit Eltern,<br />
PädagogInnen und Kindern. Ortega ist mit Bulgarisch,<br />
Spanisch und Deutsch aufgewachsen. In diesen drei<br />
Sprachen verfasst sie auch ihre literarischen Texte. 2012<br />
erschien der Gedichtband "Aз und tú" (Edition Yara).<br />
Sie war Dozentin an der Universität Wien und leitet unter<br />
anderem Fortbildungen an der Pädagogischen Hochschule<br />
Wien, dem Landesinstitut für Schule in Bremen etc.<br />
Kontakt: z.ortega@linguamulti.at oder +436769669775<br />
So kann man sie am ehesten<br />
überwinden, denn wenn das Kind<br />
die Familiensprache erben soll,<br />
braucht es die Rückendeckung der<br />
Eltern, um den Gegenwind der<br />
Gesellschaft zu überstehen. Und<br />
den wird es leider früh genug<br />
spüren. Um den sprachlichen und<br />
kulturellen Reichtum, der ihm zusteht,<br />
zu erlangen, braucht es die<br />
elterliche Konsequenz, tagtäglich<br />
den Alltag in einer weiteren Sprache<br />
zu bewältigen, und vor allem, dass<br />
die Familie zu ihrer Zweisprachigkeit<br />
steht, egal wie der öffentliche<br />
Diskurs gerade gepolt ist, denn<br />
auf die Sprachenpolitik ist dabei<br />
wirklich kein Verlass.<br />
Ursprünglich erschienen am 21.02.2017, www.derstandard.at<br />
Beratungszentrum Linguamulti - mehrsprachige Erziehung und kreative Sprachförderung,<br />
Beratung und Workshops für mehrsprachige Erziehung<br />
Therapiezentrum Gersthof, Klostergasse 31-33, 1180 Wien<br />
Kontakt: z.ortega@linguamulti.at oder +436769669775, www.linguamulti.at<br />
© Magdalena Possert
APRIL 2017<br />
Auf die Bücher, fertig, los!<br />
StadtLesen 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Freude am Lesen<br />
mit diesen Tipps funktioniert’s<br />
LESEN - 10<br />
© innovationswerkstatt<br />
25 Städte - 3.000 Bücher - 4 Tage pro<br />
Stadt - 74.880 Min. Lesegenuss<br />
Nach acht Jahren Lesegenusserfolg erweitert<br />
sich der Kreis der StadtLeseStädte im Sommer<br />
2017 und bringt Buchlesegenuss zu noch mehr<br />
Menschen. Das „Lesewohnzimmer“ auf den<br />
schönsten Plätzen der StadtLeseStädte bringt<br />
einen Readers Corner, Lesemöbel, einen<br />
Genussturm, Kommunikationswürfel aber vor<br />
allem rund 3.000 Bücher in die Städte. Es wird<br />
zum öffentlichen Schmökern unter freiem<br />
Himmel bei freiem Eintritt eingeladen. Stars<br />
der Literaturszene „verkomplettieren“ den<br />
puren Lesegenuss durch eine moderierte<br />
ErzählLesung in vielen Städten! Auch die<br />
Lesungen sind ohne Eintritt frei zugänglich.<br />
StadtLesen ist so konzipiert, dass eigentlich<br />
NICHTS passiert. Das Lesewohnzimmer wird als<br />
Einladung verstanden, sich niederzulassen, ein<br />
Buch in die Hand zu nehmen und zu genießen.<br />
oder<br />
Lesegenuss wird möglich und<br />
erlebbar gemacht, Lesezeit<br />
geschenkt. StadtLesen versteht<br />
sich als Veranstaltungsreihe,<br />
die dem Thema Lesen breite<br />
Öffentlichkeit bringen will. Unaufdringlich<br />
aber durchdringend.<br />
StadtLesen entstand ursprünglich<br />
aus einer anderen Idee der<br />
Innovationswerkstatt. Mit dem<br />
Leitsatz „Lesend reisen, reisend<br />
lesen“ gründet Sebastian Mettler<br />
2007 eine innovative Hotelkooperation<br />
für Unterkünfte<br />
mit einem hohen Qualitätsstandard und mit<br />
speziellem Literaturangebot sowie einer<br />
besonderen (Lese-) Atmosphäre, die Bibliotels.<br />
Danach suchte er zusätzliche Möglichkeiten<br />
den Lesegenuss in die Welt zu tragen, dabei<br />
war ihm vor allem der freie Zugang zu Büchern<br />
ein großes Anliegen. Zwei Jahre später startete<br />
die erste StadtLesenTour in Österreich und der<br />
Rest ist erlesene Geschichte.<br />
Geld zurück! 1<br />
Immer für Sie & Ihr Kind da - für alle Schulklassen und<br />
alle Fächer von der Volksschule bis zur Matura!<br />
Herzaman sizin ve çocuğunuz için burada - bütün<br />
sınıflar ve dersler için, İlkokul‘dan Matura‘ya kadar.<br />
Rechtzeitig aktiv werden:<br />
Gezieltes & intensives Training<br />
für die Zentralmatura!<br />
Şimdi aktif bir şekilde, hedefe<br />
odaklı ve yoğun bir eğitim<br />
ile Yeni Sınav Sistemi‘ne<br />
(Zentralmatura) hazırlanın.<br />
Nur für Neukunden: Testen Sie 2 kostenlose Schnupperstunden!<br />
Sadece yeni öğrenciler için: 2 ücretsiz deneme saatine katılabilirsiniz.<br />
1 Sondertarif: Aktionsbedingungen unter www.schuelerhilfe.at/fuenfwegodergeldzurueck.<br />
INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512 / 570557<br />
HALL, Stadtgraben 1, 05223 / 52737<br />
SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242 / 61077<br />
WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332 / 77951<br />
TELFS, Obermarktstr. 2, 05262 / 63376<br />
WWW.SCHUELERHILFE.AT<br />
Entgeltliche Einschaltung<br />
Die Termine in Österreich:<br />
BREGENZ: Seepromenade, 03. - 06. August<br />
INNSBRUCK: Landestheater Vorplatz, 10. - 13.<br />
August<br />
SALZBURG: Mozartplatz, 17. - 20. August<br />
LINZ: Martin Luther Platz, 24. - 27. August<br />
KLAGENFURT: Neuer Markt, 31. August - 03.<br />
September<br />
GRAZ: Hauptplatz, 07. - 10. September<br />
WIEN: Wien Mitte, 14. - 17. September<br />
Leselust muss geweckt werden<br />
Zwang wäre das Gegenteil von Lust: Das Kind<br />
soll in dieser so wichtigen und grundlegenden<br />
Phase nicht Lesen »müssen«; Lesen soll<br />
Freude, Belohnung, Spannung und Entspannung<br />
sein. Und es kommt nicht immer ausschließlich<br />
auf das »pädagogisch wertvolle«<br />
Buch an: Wertvoll für Ihr Kind ist das Buch,<br />
das ihm gefällt.<br />
Lesen braucht Atmosphäre, Rituale,<br />
Raum und Zeit<br />
Atmosphäre<br />
Für die Vorlesenden und die Zuhörenden<br />
soll es kuschelig und bequem sein… Das Buch<br />
und das Lesen haben Vorrang – da sollten<br />
Fernsehapparat, Radio und andere Geräuschquellen<br />
zurücktreten.<br />
Rituale<br />
Die »Gutenachtgeschichte« spielt in der Erinnerung<br />
vieler Erwachsener noch eine Rolle:<br />
Sie hatte einen fixen Platz im Tagesablauf.<br />
Diese Ruhe und Entschleunigung empfinden<br />
Kinder vor allem auch heutzutage als angenehm.<br />
Auf die gewohnte Leseeinheit wird es<br />
sich den ganzen Tag freuen.<br />
Raum<br />
Lesevergnügen ist stark an einen Ort gebunden<br />
(im Sommer kann das durchaus auch der<br />
Platz unterm Baum sein!). Ihr Kind braucht<br />
einen Platz, an dem es seine »Schätze«; sammeln<br />
und betrachten kann (und dazu gehört<br />
auch das Sticker-Album).<br />
Zeit<br />
15 Minuten täglich genügen schon, um langfristig<br />
und nachhaltig »Lese«-Erfolge durch<br />
Vorlesen zu erzielen! In Ihrem Tagesablauf<br />
sollten diese 15 Minuten einen fixen – und<br />
möglichst immer gleichen – Platz haben.<br />
Diese Zeit gehört nur Ihnen und dem Kind.<br />
Lesen braucht Lebensweltbezug<br />
Bücher bilden Gegenstände aus dem Leben<br />
des Kindes ab (der Baukran, die Gummistiefel…),<br />
die das Kind erkennen<br />
und benennen kann<br />
(was seinen Wortschatz verbessert);<br />
sie vermitteln aber<br />
auch neues Wissen und<br />
helfen Vorstellungen bilden<br />
über vergangene Zeiten,<br />
ferne Länder, abstrakte Begriffe…<br />
Sie erschließen Ihrem<br />
Kind seine eigene und eine<br />
neue Welt!<br />
Lesen braucht den Zugang<br />
zur »Welt des Lesens«<br />
In einer Untersuchung wurde<br />
festgestellt, dass Kinder, die<br />
mit vielen Büchern aufwachsen,<br />
Vorteile auf ihrem Bildungsweg<br />
haben. Wer kann schon so viele<br />
Bücher besitzen? In Österreich gibt es ein<br />
gutes Buchhandels- und Bibliothekswesen.<br />
auch ergänzende Medien (CD, CD-ROM, Film,<br />
animiertes Onlinebuch …<br />
Bilderbücher als Einstiegshilfe<br />
Am Anfang ist das Bild. Und Ihre Interpretation<br />
des Bildes mit Ihren Worten und den<br />
Worten des Kindes. Später kommt der Text<br />
dazu, anfangs spärlich, dann immer länger.<br />
Lesende Kinder brauchen Lesevorbilder<br />
Vorbild sein ist nicht immer einfach… Bedenken<br />
Sie: Ihr Kind macht sich ein Bild durch Ihr<br />
Handeln.<br />
Lesen braucht den Dialog zwischen<br />
Vorleser/in und Zuhörer/in<br />
Dazwischen- Fragen ist typisch, das heißt<br />
altersgemäß, für ein Vorschulkind. Kinder<br />
sollen unterbrechen dürfen, sie sollen ihre<br />
Fragen wertgeschätzt wissen – und sie sollen<br />
durchaus zum Fragen aktiviert und damit ins<br />
Geschehen einbezogen werden.<br />
Lesen hat auch mit Erzählen, Erfinden<br />
und Gestalten zu tun<br />
Langsam und schleppend oder schnell und abgehackt,<br />
leise oder polternd, mit hohler oder<br />
heller Stimme, fröhlich oder fragend, Pausen<br />
einlegend um die Spannung zu steigern. Experimentieren<br />
Sie ein bisschen und versuchen<br />
Sie die Charaktere zu gestalten. Ihr Gesicht<br />
und Ihre Körpersprache sind weitere Gestaltungsmittel,<br />
mit denen Sie erstaunliche<br />
Effekte beim Kind erzeugen können.<br />
Selbsttätigkeit kann schon früh<br />
angebahnt werden<br />
Wenn die Leselust einmal geweckt ist und das<br />
Kind älter ist, wird es mehr und mehr selbst<br />
zielgerichtet auswählen. Jedes Buch hat seine<br />
Zeit: Sie werden bemerken, dass das Kind je<br />
nach Stimmung »sein« Buch auswählt – wenn<br />
Sie diesen Wunsch respektieren, steigern Sie<br />
die Leselust.<br />
Quelle: Maria Dippelreiter (2016): Zum Umgang mit dem Lesen und mit Büchern im Kleinkindalter.<br />
Hg.: Bundesministerium für Bildung.<br />
Online: https://www.bmb.gv.at/schulen/unterricht/ba/literacy_elternratgeber.pdf?5te8jy , 2017 04 24
11 - LEHRE / JOB UND KARRIERE<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
APRIL 2017<br />
Neue Angebote für Lehrlinge ab 1. Juli<br />
Wien - Wirtschaftsminister Reinhold<br />
Mitterlehner hat im Einvernehmen<br />
mit Sozialminister Alois<br />
Stöger die neue Richtlinie zur betrieblichen<br />
Lehrlingsförderung erlassen.<br />
Ab 1. Juli 2017 werden die vollen<br />
Kosten für alle Vorbereitungskurse<br />
auf die Lehrabschlussprüfung übernommen.<br />
Bisher war die Rückerstattung<br />
mit 250 Euro pro Kurs<br />
gedeckelt. Zusätzlich wird die Antragstellung<br />
für die Rückerstattung<br />
Du kannst was!<br />
Ihre Erfahrung sind etwas wert!<br />
Das Programm „Du kannst was!“ ist für Berufstätige gedacht, die mehr aus sich machen wollen.<br />
Es fehlt vielleicht nicht viel, damit ihr Können und ihre Erfahrung mit einem Lehrabschluss<br />
bestätigt werden. Dadurch verbessern sich die Chancen am Arbeitsmarkt und im Berufsleben<br />
erheblich.<br />
„Bildung ist ein Schlüssel zum persönlichen Erfolg“, meint Markus<br />
Wieser, Präsident der AK Niederösterreich, „Mit „Du kannst was“ ist es<br />
möglich den Lehrabschluss Schritt für Schritt zu erreichen“.<br />
erleichtert und erweitert. „Derzeit<br />
nützen diese Aktion pro Jahr 8.500<br />
Lehrlinge, künftig sollen es bis zu<br />
3.000 mehr sein“, erwartet Mitterlehner.<br />
Stöger verweist zudem auf<br />
die Qualifizierungsoffensive des<br />
Sozialministeriums, die 2017 gestartet<br />
ist: "Wir haben 30.000 neue<br />
Ausbildungsplätze in Österreich<br />
geschaffen und stellen insbesondere<br />
mit der Ausbildungspflicht bis<br />
18 sicher, dass unsere Jugend<br />
auf die Anforderungen des Berufslebens<br />
gut vorbereitet wird. Das<br />
Lehrlingspaket ist dafür die ideale<br />
Ergänzung."<br />
Zusätzlich werden Sprachkurse im<br />
Zusammenhang mit einem Auslandspraktikum<br />
für Lehrlinge in<br />
Zukunft kostenlos sein. Gefördert<br />
werden bis zu zwei Wochen Sprachaufenthalt.<br />
Umfasst sind die Kosten<br />
der Sprachschule, die Reiseund<br />
Aufenthaltskosten sowie eine<br />
Prämie von 210 Euro für zwei<br />
Wochen.<br />
(OTS/BMWFW)<br />
Alle Vorbereitungskurse zur Lehrabschlussprüfung werden kostenlos -<br />
Gratis-Sprachkurse für Lehrlinge im Auslandspraktikum<br />
Bir şeyler yapabilirsin!<br />
Sizin tecrübeleriniz kıymetlidir!<br />
'Du kannst was! - Bir şeyler yapabilirsin' kendini aşmak isteyen çalışanlar için düşünülmüş<br />
bir programdır. Bu program, yeteneklerinizi ve tecrübenizi bir çıraklık eğitimiyle onaylamayı<br />
sağlayacak niteliktedir. Böylelikle işgücü piyasasında ve iş hayatında şansınız hissedilir derecede<br />
daha da iyileşir.<br />
„Mir ist wichtig, dass die Arbeitnehmer in Niederösterreich gut für sich<br />
und ihre Familien sorgen können. Deshalb fördern wir die Ausbildung von<br />
Facharbeitern, damit die Menschen einen sicheren und gut bezahlten Job<br />
haben und es dem Wirtschasstandort gut geht“, so Landesrat Karl Wilfing.<br />
© vyhnalek.com<br />
Aşağı Avusturya İşçi Odası (AKNÖ) Başkanı Markus Wieser: "Eğitim bireysel<br />
başarının anahtarıdır. ‘Bir şeyler yapabilirsin’ programı ile adım<br />
adım çıraklık eğitimini tamamlama aşamasına gelinebilecek."<br />
„Du kannst was!“ ist für Menschen vorgesehen, die schon lange in einem<br />
Beruf arbeiten, aber keine Ausbildung gemacht oder die Ausbildung abgebrochen<br />
haben. Das Programm ist auch für Personen, die ihren Berufsabschluss<br />
im Ausland gemacht haben und nun eine Anerkennung in Österreich wollen.<br />
Voraussetzung ist, dass die TeilnehmerInnen über 22 Jahre alt sind und einen<br />
Wohnsitz in Niederösterreich haben. Und das sagt Philip Pögner, erfolgreicher<br />
Teilnehmer von „Du kannst was!“: „Ich habe mit ‚Du kannst was’ meinen Lehrabschluss<br />
als Metallbearbeiter gemacht. Anfangs war das Lernen ungewohnt.<br />
Dank der guten Betreuung habe ich es geschafft. Darauf bin ich stolz!“<br />
Derzeit wird das Programm für die Lehrberufe Metallbearbeitung und<br />
Betriebslogistik angeboten.<br />
Bei Interesse wenden Sie sich an die Bildungs-Erstberatung der<br />
AK Niederösterreich. Durch das Programm begleitet Sie anschließend<br />
der Verein Jugend und Arbeit. (Tel 02742/9005 DW 16467)<br />
Aşağı Avusturya eyalet meclis üyesi Karl Wilfing: "Aşağı Avusturya’da çalışanların<br />
kendilerine ve ailelerine iyi bakmaları benim için önemli. Bu nedenle,<br />
insanların güvenli ve yüksek ücretli bir işlerinin olması, ekonomik<br />
durumlarının iyi olması için kalifiye çalışanların eğitimini destekliyoruz."<br />
Foto: Jugend und Arbeit<br />
Bu program, uzun süredir bir işte çalışan ancak eğitim almamış ya da<br />
eğitimi yarıda bırakmış kişiler için öngörülüyor. Aynı zamanda meslek<br />
eğitimini yurt dışında tamamlamış ve Avusturya’da bunun tanınmasını<br />
isteyen kişiler için de düşünülüyor. Programa katılmanın şartları ise 22<br />
yaş üstünde ve Aşağı Avusturya’da ikâmet ediyor olmak.<br />
'Du kannst was! - Bir şeyler yapabilirsin' programının başarılı katılımcılarından<br />
Philip Pögner: "Programla çıraklık eğitimimi metal işçisi olarak<br />
tamamladım. Başta eğitim alışılmadıktı, iyi danışmanlık sayesinde<br />
başardım ve bundan gurur duyuyorum."<br />
Şu anda program metal işçiliği ve işletme lojistiği ile ilgili çıraklık eğitimi<br />
sunuyor.<br />
İlgileniyorsanız, AK Aşağı Avusturya’nın eğitim ilk danışmanlık bölümüyle<br />
irtibata geçin. Size devamında Gençlik ve Çalışma Derneği<br />
(Verein Jugend und Arbeit) eşlik edecek. (Tel 02742/9005 DW 16467)<br />
© Land NÖ/Monihart<br />
„Du kannst was!“ ist Teil des Programms „Stufenausbildung – Schritt für<br />
Schritt zum Lehrabschluss“ Es wird gemeinsam von der AK Niederösterreich,<br />
der Wirtschaftskammer NÖ, dem Land Niederösterreich und dem AMS NÖ<br />
durchgeführt.<br />
Philip Pögner, Absolvent von „Du kannst was!“<br />
'Du kannst was! - Bir şeyler yapabilirsin' ‘Kademeli eğitim- çıraklığa adım<br />
adım’ programının bir bölümü ve Aşağı Avusturya İşçi Odası, Aşağı Avusturya<br />
Ticaret Odası, Aşağı Avusturya Eyalet Yönetimi ve Eyalet İş Piyasası<br />
Kurumu tarafından birlikte yürütülüyor.<br />
ARBEITSLAND<br />
Ausbilden. Beschäftigen. Fördern.<br />
STUFEN AUSBILDUNG<br />
SCHRITT FÜR SCHRITT ZUM LEHRABSCHLUSS<br />
Entgeltliche Einschaltung
APRIL 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
LEHRE / JOB UND KARRIERE - 12<br />
Wiener Wochen für Beruf und Weiterbildung 2017<br />
Meine Chance<br />
(rk) Unter dem Motto „Meine Chance“ finden<br />
auch 2017 wieder die Wiener Wochen für<br />
Beruf und Weiterbildung statt. Insgesamt<br />
nehmen 11 Bezirke im Zeitraum März bis<br />
Oktober daran teil. Jeweils eine Woche lang<br />
stehen dann die jeweiligen Bezirke ganz im<br />
Zeichen von beruflicher Aus- und Weiterbildung.<br />
Dabei bieten 100 Veranstaltungen die<br />
Möglichkeit, sich rund um das Thema Weiterkommen<br />
im Beruf zu informieren und beraten<br />
zu lassen.<br />
Brauner: „Bringen Unterstützungsangebote<br />
rund ums Weiterkommen im Beruf dorthin,<br />
wo die Menschen wohnen und arbeiten“<br />
Dazu Initiatorin Wirtschaftsstadträtin Renate<br />
Brauner: “Aus- und Weiterbildung sind heute<br />
wichtiger denn je. Wer gut qualifiziert ist, ist<br />
weniger oft und weniger lange arbeitslos.<br />
Qualifikation ist auch die Grundlage für einen<br />
besseren Job mit einem besseren Einkommen.<br />
Mit den Wiener Wochen wollen wir es den<br />
Bürgerinnen und Bürgern noch einfacher<br />
machen, zu den Unterstützungen zu kommen,<br />
die sie für bessere berufliche Chancen brauchen.<br />
Ich freue mich, dass sich auch 2017 rund<br />
Wien (OTS) - Was an berufsbildenden Schulen<br />
wie HTL und HAK bereits lange möglich ist und<br />
zum hohen internationalen Standard dieser<br />
Schultypen beiträgt, soll nun auch auf die<br />
Neuen Mittelschulen übertragen werden: der<br />
nachhaltige Zugang für QuereinsteigerInnen.<br />
Etwa die Hälfte der Teach For Austria-Fellows,<br />
die als vollwertige Lehrkräfte mit Sondervertrag<br />
für zwei Jahre befristet an Neuen Mittelschulen<br />
und Polytechnischen Lehrkräfte<br />
tätig sind, verlängern ihre Einsatzzeit und wollen<br />
das Lehramtsstudium absolvieren, was bisher<br />
kaum möglich war. “Wir freuen uns daher<br />
sehr über das geplante Masterstudienangebot<br />
für Quereinsteiger in den Lehrberuf und hoffen,<br />
mit einer oder mehreren Hochschulen<br />
ein entsprechendes Curriculum für den<br />
anspruchsvollen Quereinstieg zu entwickeln”,<br />
reagiert Teach For Austria Gründer Walter<br />
70 Institutionen zusammengetan haben, um<br />
die vielen Unterstützungsangebote der Stadt<br />
dorthin zu bringen, wo die Wienerinnen und<br />
Wiener wohnen und arbeiten. Besonderes<br />
Augenmerk legen wir dabei auf das Nachholen<br />
von wichtigen Bildungsabschlüssen, wie<br />
dem Lehrabschluss. Einen Schwerpunkt gibt<br />
es auch für Jugendliche rund um das Thema<br />
‚Ausbildung und Berufswahl‘. Ich lade die<br />
Wienerinnen und Wiener ein, dieses tolle<br />
„Vor-Ort“-Angebot zu nutzen.“<br />
Highlight große Infomesse<br />
„Weiterkommen im Beruf“<br />
Die große Infomesse „Weiterkommen im<br />
Beruf“ ist auch ein besonderes Highlight<br />
der Wiener Wochen für Beruf und Weiterbildung.<br />
Alle, die sich beruflich weiterbilden<br />
oder verändern möchten, einen Bildungsabschluss<br />
nachholen wollen, oder z.B. Fragen<br />
zum Wiedereinstieg nach der Babypause<br />
haben, sind dort richtig. Es gibt außerdem<br />
Infos und Beratung über finanzielle Unterstützung<br />
bei Aus- und Weiterbildung, zu<br />
arbeitsrechtlichen Fragen, oder auch, wenn<br />
es um die Anerkennung von ausländischen<br />
Zeugnissen geht. Die<br />
ExpertInnen des waff,<br />
des AMS Wien, der<br />
AK Wien, des Sozialministerium<br />
Service,<br />
der Wiener Integrations-<br />
und Diversitätsabteilung<br />
(MA 17), des<br />
Beratungszentrums für<br />
MigratInnen sowie der<br />
Volkshochschule des jeweiligen<br />
Bezirks sind<br />
vor Ort.<br />
© Simlinger/waff<br />
www.meinechance.at<br />
Berufsbegleitendes Pädagogik-Masterstudium<br />
Durchlässigkeit für QuereinsteigerInnen<br />
Emberger auf aktuelle Medienberichte zu<br />
Plänen des Bildungsministeriums. Damit öffnet<br />
sich das System Pflichtschule für Praktiker von<br />
außen, und das Berufsbild Lehrerin/Lehrer<br />
wird durchlässiger.<br />
Teach For Austria spricht persönlich und fachlich<br />
herausragende HochschulabsolventInnen<br />
und Young Professionals verschiedenster Fachrichtungen<br />
an. Das Programm begeistert sie<br />
für herausfordernde pädagogische Aufgabenstellungen<br />
und bringt sie an Schulstandorte, an<br />
denen besondere Vielfalt besteht. Teach For<br />
Austria bereitet seine „Fellows“, die an diesen<br />
Zielschulen als vollwertige LehrerInnen eingesetzt<br />
werden, sogfältig vor und begleitet<br />
sie durch ergänzende Aus- und Weiterbildung,<br />
Supervision und gemeinsame Reflexion.<br />
Die Erfahrungen des Modells, das in über 40<br />
Ländern weltweit erfolgreich ist, zeigen: Jede/r<br />
zweite "Fellow" bleibt nach den<br />
zwei Jahren in den Schulen. Mit<br />
großem Erfolg. In London etwa<br />
hat die Schwesterorganisation<br />
"Teach First" daran mitgewirkt,<br />
dass die sozial belasteten Schulen<br />
in London jetzt bessere Resultate<br />
aufweisen als "normale" Schulen<br />
am Land - was London zum derzeitigen<br />
Mekka der Bildungsforscher<br />
macht, die bisher nach<br />
Finnland gereist waren.<br />
www.teachforaustria.at<br />
Hast du im Sommer schon was vor?<br />
Talente-Programm des bmvit<br />
Esther Uhl aus Salzburg absolvierte letzten<br />
Sommer ein Talente Prakkum an der Universität<br />
Salzburg und tauchte ein in die Welt der<br />
Molekularbiologie:<br />
“In meinem Prakkum an der naturwissenschalichen<br />
Fakultät, genauer gesagt im Fachbereich<br />
molekulare Biologie, habe ich gemeinsam mit<br />
meiner Arbeitsgruppe und einer weiteren Prak-<br />
kann an einem speziellen Impfstoff für<br />
Pfirsichallergie geforscht.<br />
Die gesamte Arbeitsgruppe bestand aus etwa<br />
15 Personen. Mir wurde ein eigener Platz im<br />
Labor zugeteilt, an dem ich mich „austoben“ und<br />
forschen konnte. Utensilien standen mir alle zur<br />
Verfügung, nachdem ich eine Einführung in die<br />
Verwendung der Materialien und den Betrieb der<br />
Maschinen bekommen hae.<br />
Wien (OTS) - Wie schwierig es für Österreichs<br />
Arbeitnehmer ist, einen Job mit individuell<br />
passenden Arbeitszeiten zu finden, zeigt die<br />
jüngste Studie der ING-DiBa Austria.<br />
Klar ist: Glücklich mit der Anzahl der<br />
Arbeitsstunden ist bloß jeder Zweite. 49%<br />
der Vollzeitbeschäftigten würden gerne<br />
ihr Pensum reduzieren, 47% der Teilzeitbeschäftigten<br />
dagegen ausweiten.<br />
Weniger arbeiten – wenn man<br />
es sich leisten könnte<br />
Betreffend die 49%, die lieber weniger arbeiten<br />
würden, sieht es im Detail so aus: Für 33%<br />
der Vollzeitbeschäftigten ist eine Stundenreduktion<br />
eine Frage des Geldes. Sie können<br />
es sich nicht leisten, weniger zu arbeiten.<br />
Besonders betrifft dies Frauen, die Gruppe<br />
der 35- bis 44-Jährigen sowie burgenländische<br />
Arbeitnehmer.<br />
Übrigens sind 38% mit ihrer Vollzeitbeschäftigung<br />
gänzlich zufrieden und ebenso weitere<br />
14%, die sich aber mehr Flexibilität bei der<br />
Arbeitszeitgestaltung wünschen.<br />
Lieber weniger als 40 Stunden arbeiten<br />
40 Wochenstunden und dann noch genug<br />
Zeit für Familie und Freizeit? Das gelingt nur<br />
21% der Befragten. Ideal wäre für den Großteil<br />
der Arbeitnehmer weniger Zeit im Job<br />
verbringen zu müssen.<br />
Teilzeit: Für jeden Zweiten nicht genug<br />
Generell scheint die Zufriedenheit mit der<br />
Arbeitszeit bei Teilzeitbeschäftigen höher.<br />
Fotos: Esther Uhl<br />
Auch wenn das Arbeitsklima<br />
recht locker und angenehm<br />
war, gab es doch einige Regeln<br />
zu beachten, da doch<br />
mit starken Säuren, Basen<br />
und Bakterien gearbeitet<br />
wurde. Dazu zählten unter<br />
anderem die Laborkiel- und<br />
Handschuhpflicht in allen<br />
Labors, sowie die Pflicht,<br />
eine Brille zu tragen, wenn<br />
zum Beispiel mit flüssigem<br />
Sckstoff gearbeitet wurde.<br />
Was mir in meinem Prakkum auch bewusst<br />
geworden ist, ist die viele Computerarbeit und<br />
Recherche, welche mit Forschung und Laborarbeit<br />
immer eng in Verbindung steht.<br />
Mir hat das Prakkum ausgezeichnet gefallen.<br />
Nicht nur das eigene Projekt hat mich sehr<br />
fasziniert, auch der Einblick in diese Arbeitswelt<br />
hat mir sehr gefallen und es lockt mich tatsächlich<br />
auch, einmal etwas in diese Richtung zu<br />
machen. Ich bin sehr dankbar über die vielen<br />
Erfahrungen, die ich dank diesem Prakkum<br />
sammeln dure und auch für die super Unterstützung,<br />
welche ich erhalten habe.”<br />
INFObox: Mit dem Talente-Programm fördert<br />
das Bundesministerium für Verkehr, Innova-<br />
on und Technologie (bmvit) Prakka in Forschung,<br />
Technologie und Naturwissenscha<br />
mit je 1.000 Euro pro Prakkumsplatz. Die<br />
Jungforscherinnen und -forscher bekommen<br />
einen einmaligen Einblick hinter die Kulissen<br />
von Forschung und Technik. Die Unternehmen<br />
und Forschungseinrichtungen lernen potenzielle<br />
künige Mitarbeiterinnen und Mitarbeiter<br />
kennen.<br />
Weitere Informaonen unter<br />
www.prakkaboerse.com<br />
Gehalt bestimmt Arbeitsausmaß<br />
Jeder 2. mit Arbeitspensum unzufrieden<br />
Immerhin sagen 53%, dass sie sich ganz<br />
bewusst dafür entschieden hätten.<br />
Jedoch sieht sich der große Rest einem<br />
Dilemma gegenüber. 26% sagen, sie würden<br />
gerne mehr arbeiten, weil sie das zusätzliche<br />
Einkommen brauchen. 21% halten bereits<br />
nach einem Job mit mehr Arbeitsstunden<br />
Ausschau.<br />
Über die Umfrage<br />
Die Umfrage der ING-DiBa Austria ist Teil<br />
einer Studienserie. Für die aktuelle Umfrage<br />
wurden vom Institut Ipsos online in 13<br />
Ländern Europas knapp 13.000 Personen ab<br />
18 Jahren befragt. In Österreich wurden<br />
1.000 Personen befragt.
13 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
NİSAN 2017<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Almanya’da Yaşayan Müslümanların yarıya yakını mültecilere yardımda aktif rol alıyor<br />
Müslüman Göçmenlerden<br />
Mültecilere Yardım Eli...<br />
2017 Din Monitörü çalışmasına<br />
göre Almanya’da yaşayan<br />
Müslümanlar gönüllü<br />
mülteci yardım faaliyetlerinde<br />
Hıristiyan ve mezhepsizlere<br />
göre daha yüksek<br />
oranda yer alıyor. Müslümanlar<br />
zaten kendileri iki<br />
kültürlü bir hayat sürdükleri<br />
için toplumda köprü inşa<br />
görevi yürütüyor. Ankete katılan<br />
Müslümanların %44’ü,<br />
Hıristiyanların %21’i ve bir<br />
dine mensup olmayanların<br />
%17’si mültecilerle ilgili belli<br />
faaliyetlerde bulunduklarını<br />
söylüyor.<br />
Araştırma Müslümanların<br />
dini etkiyi kötüye kullanarak<br />
mültecileri radikalleştirmek<br />
için sığınmacılara yardım ettikleri<br />
algısını da çürütüyor.<br />
Bu algı sadece yardımda bulunanların<br />
%1 ya da 2’lik bir<br />
kısmını ilgilendiriyor. Müslümanların<br />
büyük bir kısmı<br />
diğer dinlere karşı açık olduklarını<br />
belirtiyorlar. Entegrasyonu<br />
da kendileri bizzat<br />
tecrübe ettikleri için, onlar<br />
mültecilere yardımda örnek<br />
olmaktadırlar.<br />
Müslüman Örgütleri<br />
İnisiyatifi (IMÖ):<br />
İslam<br />
düşmanlığında<br />
geçen yıla<br />
göre % 62<br />
artış var...<br />
Avusturya'da faaliyet gösteren Müslüman<br />
Örgütleri İnisiyatifi (IMÖ), geçtiğimiz günlerde<br />
ikinci ırkçılık raporunu açıkladı.<br />
KADINLAR MAĞDUR<br />
Rapora göre geçen yıl 156 olan olay sayısı<br />
253 oldu. Olayın mağdurlarının %98’i<br />
2015’de olduğu gibi yine kadınlar oldu.<br />
OLAYLARIN ŞEKLİ<br />
Olayların %31’i sözlü saldırı, %30’u nefret<br />
söylemi kategorisinde, %12’si İslam karşıtlığı<br />
ile mücadele eden kuruluşlara yapılan saldırılar<br />
şeklinde gerçekleşti. Duvar yazıları %7,<br />
nefret suçları %5 ve %4 ayrımcılık geri kalan<br />
%11 oran ‘diğer’ olaylar olarak kaydedildi.<br />
Gerçekleşen bu olayların %62’lik gibi büyük<br />
bir kısmı toplum içinde ya yürürken ya da<br />
toplu taşıma araçlarında gerçekleşti. Kayıt<br />
merkezine göre olaya müdahale istekliliği<br />
bireysel olaylarda kaldı. Sözlü saldırılarda<br />
müdahale %30, fiziksel saldırılarda %50‘ye<br />
kadar sağlandı. Rapora göre müdahale oranı<br />
2015 ile aynı seviyede gerçekleşti.<br />
Bertelsmann Vakfı sosyal dayanışma<br />
uzmanı Stephan<br />
Vopel, Müslümanların mültecilere<br />
yardımdaki girişimleriyle<br />
Alman toplumunda<br />
önemli bir köprü kurma vazifesi<br />
ifa ettikleri görüşünde.<br />
Vopel ayrıca, Müslümanların<br />
sığınmacılara yönelik yardımları,<br />
üzerlerinde dini<br />
nüfuz kurma amacıyla kullandıkları<br />
yönündeki görüşlerin<br />
dayanaksız hale getirdiğini<br />
belirterek, Müslümanların<br />
büyük çoğunluğunun<br />
diğer dinlere açık bir tutumdan<br />
yana olduğunu ve yaptıkları<br />
yardım çalışmalarıyla<br />
çok önemli bir köprü oluşturduklarını<br />
kaydetti.<br />
Araştırmaya göre 2016’da<br />
Almanların 1/5’i mültecilere<br />
yardım faaliyetlerine katıldı.<br />
Araştırmada şunlar ortaya<br />
çıktı: Genç yetişkinler, düşük<br />
gelirliler ve göçmen kökenli<br />
gibi şimdiye kadar gönüllü<br />
çok az faaliyette bulunan<br />
gruplar da yardımda etkin<br />
rol oynadı. Doğu Almanlar<br />
daha yoğun olarak faaliyetlerde<br />
yer aldılar. Her 5 Doğu<br />
Irkçılık Karşıtı Dernek ''ZARA''nın Raporuna Göre Hedef Müslümanlar ve Mülteciler...<br />
Müslümanlar ve<br />
Mülteciler Hedefte<br />
Geçtiğimiz günlerde ZARA, ırkçılıkla<br />
ilgili yıllık raporunu açıkladı.<br />
Bu rapora göre 2015’de görülen<br />
ırkçılık olaylarının merkezinde<br />
olan Müslüman ve mülteciler<br />
üzerine eğilim 2016 yılında da<br />
devam etti. Raporda anlatılan<br />
olaylar şöyle: Aşağılayıcı mesajlar<br />
özellikle sosyal medya üzerinden<br />
daha sık yayılıyor. Örnek olarak<br />
Tuna nehrinde ölü bulunan<br />
Suriyeli bir genç ile ilgili habere<br />
Facebook’ta yapılan yorumlar:<br />
‘Ceset torbasında bir kişinin olması<br />
bize tasarruf ettirir.’ Ya da<br />
‘Kim böyle bir şeyi kaçırır.’<br />
Almandan biri mültecilere<br />
düzenli olarak haftada birkaç<br />
kez yardım faaliyetlerinde<br />
bulunurken, Batı Almanlarda<br />
aynı oranda yardımı her 10<br />
kişiden biri sağladı.<br />
Araştırmanın yıktığı diğer bir<br />
ön yargı da ''Mülteci barınaklarına<br />
komşu olmak sadece<br />
sorun getirir.'' algısıydı.<br />
Mülteci evlerine komşu<br />
oturanlar uzakta kalanlara<br />
nazaran daha çok yeni gelenlere<br />
yardım ediyorlardı.<br />
Batı Almanya’da mültecilere<br />
komşu olanların %28’i mültecilere<br />
yardım etti, %14 ise<br />
yardımda bulunmadı. Doğu<br />
Almanya’da ise komşuların<br />
%17’si, uzakta oturanların<br />
%12’si mültecilere yardımda<br />
bulundu.<br />
Sosyal konutlar ise yardımların<br />
sunulduğu önemli yerlerdi.<br />
Batı Almanların %8’i,<br />
Doğu Almanların %15’i<br />
mültecilerin mahallelerinde<br />
oturmalarından rahatsızlık<br />
hissettiler. Genellikle bir barınağın<br />
inşasından duyulan<br />
korkular mültecilerin bu barınakta<br />
yaşamaya başlamasından<br />
sonra çıkabilecek gerçek<br />
sorunlardan daha büyük<br />
oluyor.<br />
Mültecilerle bire bir doğrudan<br />
ilişki, onların durumunu<br />
daha iyi anlamaya yardımcı<br />
olur. Bireysel kaderlerle tanışan<br />
kişi daha çok zor durumda<br />
olanlara yardım<br />
etmek ister.<br />
Bertelsmann Vakfı’nın İslam<br />
uzmanı Yasemin El-Menouar:<br />
''Bu gönüllü faaliyet<br />
dine ve kökene bakılmaksızın<br />
toplumumuzun zor zamanlarda<br />
dayanışma içinde<br />
olduğunu gösteriyor.''<br />
ÇOK KAPSAMLI BİR<br />
ARAŞTIRMA PROJESİ<br />
2017 Din Monitörü projesinin<br />
ilk etabını oluşturan<br />
araştırma kapsamında Almanya'da<br />
üçte ikisi Hıristiyan<br />
ve üçte biri mezhepsiz<br />
Buna benzer, Suriyeli bir mültecinin<br />
intihar girişimini gösteren<br />
Youtube videosuna yapılan nefret<br />
dolu yorumlar: ‘Lütfen, şunun<br />
üstünden biri arabayla geçemez<br />
mi’, ‘hemen gebertin’ gibi inanılması<br />
güç yorumlar yer aldı.<br />
Siyasiler daha çok ateşliyor<br />
ZARA’nın raporuna göre<br />
siyasiler de sosyal medyayı<br />
mülteci ve Müslüman<br />
reddini daha çok alevlendirmek<br />
için kullanıyor.<br />
Örneğin FPÖ milletvekili<br />
Gerhard Deimek Twitter<br />
üzerinden aşırı sağcı bir<br />
sayfanın ırkçı ve nefret<br />
yorumlar içeren bir makalesini<br />
paylaşıyor. Deimek<br />
paylaşımı ‘50 yıldır hala<br />
Avusturyalı olmak isteyen<br />
herkes okumalı, Arapların<br />
öncüleri değil’ sözleriyle<br />
açıklıyor. Yeşiller bu tahrike<br />
karşı suç duyurusunda<br />
bulundu. Prosedür<br />
şüpheli bir şekilde durduruldu.<br />
olmak üzere bin 500 kişiye<br />
sorular yöneltildi. Özel olarak<br />
bin Müslümanın da görüşlerine<br />
başvuruldu. Din ve<br />
dini çeşitliliğin toplumsal birlikteliğe<br />
etkilerinin de araştırıldığı<br />
Din Monitörü projesi<br />
kapsamında Almanya, Avusturya,<br />
İsviçre, Fransa, İngiltere<br />
ve Türkiye'den toplam<br />
10 bin kişiyle anketler gerçekleştiriliyor.<br />
Saldırı hedefi Camiiler<br />
Bilgi ağındaki korkutmalar sonucunda<br />
mülteci barınakları ve<br />
Müslümanların ibadet yerlerine<br />
her geçen gün saldırılar arttı. Linz<br />
ve Graz’da camiler ırkçı ve barbar<br />
saldırılara uğradı. Aşırı sağcı failler<br />
kapılara yarım domuz kellesi<br />
atarken, Graz camisini domuz<br />
kanlarıyla boyadılar. İlaveten<br />
yazın Yukarı Avusturya’da yeni<br />
yapılan bir mülteci barınağı kundaklamayla<br />
tamamen hasar<br />
gördü.<br />
Ayrımcılık Bitmiyor<br />
Günlük yaşamda da mülteciler<br />
ve Müslümanlar daha sık giriş<br />
yasakları ve kısıtlamalarla karşılaşmaya<br />
başladı. Yukarı Avusturya<br />
eyaletinde 2 yüzme<br />
havuzunu mülteciler sadece gözetmenler<br />
eşliğinde kullanabiliyorlar.<br />
Tirol‘de bir ilçede vatandaşların<br />
evlerini yabancılara kiralamadan<br />
önce konut dairesiyle istişareleri<br />
isteniyor. Viyana’da bir<br />
turizm acentesi ise Romanyalı<br />
müşteri kabul etmiyor.
NİSAN 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 14<br />
Facebook will Menschen mit dem Gehirn tippen lassen<br />
'Facebook ile zihin<br />
okuma teknolojisi'<br />
Facebook'un kurucusu Mark<br />
Zuckerberg, insanların düşüncelerini<br />
internet üzerinden<br />
direkt gönderebilmesini<br />
sağlayan bir teknoloji üzerine<br />
çalıştıklarını doğruladı.<br />
Daha önce de zihin okuma<br />
teknolojisi ile ilgili açıklamalar<br />
yapan Zuckerberg, şirketinin<br />
'direkt beyin iletişimi'<br />
üzerine sıkı bir şekilde<br />
çalıştığını aktardı.<br />
Zuckerberg'in telepati teknolojisiyle<br />
ilgili açıklamalarının<br />
şirketin çalışmaları<br />
üzerine ipucu verip vermediği<br />
merak ediliyordu.<br />
Facebook'un F8 adındaki geliştirici<br />
konferansında konuşan<br />
genç iş adamı, dijital<br />
nesnelerin gerçek dünya ile<br />
bağlantı kurmasını sağlayan<br />
arttırılmış gerçeklik (AR) üzerine<br />
yaptıkları çalışmaları da<br />
anlattı.<br />
"Ancak AR'ın da ötesine geçerek<br />
bir gün sadece zihninizi<br />
kullanarak iletişim<br />
kurmanızı sağlayan beyin<br />
arayüzleri üzerine çalışıyoruz"<br />
dedi.<br />
'Beyin dalgalarını tespit edebilen,<br />
anlamını çözen ve<br />
diğerleriyle paylaşılmasını<br />
sağlayan telepatik teknolojinin'<br />
geleceğin iletişimi ve en<br />
üst düzey iletişim platformu<br />
olduğunu söyleyen Zuckerberg,<br />
daha gidilecek çok yolları<br />
olduğunu vurguladı.<br />
"Sessiz Konuşma" Projesi<br />
Facebook'un yeni projesi,<br />
"sessiz konuşma" yazılımıyla<br />
insanlara dakikada 100 kelime<br />
yazdırmaları şansı<br />
tanıyacak. Proje henüz ilk<br />
aşamalarında ve başarılı olabilmesi<br />
için, beyin dalgalarını<br />
ameliyat müdahalesi olmadan<br />
saptayabilecek bir yeni<br />
Avrupa’nın değişik yerlerinden<br />
Avrupa karşıtı ve milliyetçi sesler<br />
yükseliyor, Yunanistan’ın birlikten<br />
ayrılma tehdidi, İngiltere’nin birlikten<br />
ayrılması, mülteci sorunu ile<br />
Avrupa eleştiri yağmuru altında.<br />
Orta ve Doğu Avrupa gençlerinin<br />
büyük çoğunluğu ise AB’nin arkasında<br />
sağlam duruşlarını sürdürüyor<br />
ve AB’ye özellikle barışın<br />
garantörü olarak değer veriyorlar.<br />
Birlik bu yıl 60. yılını kutluyor. Şu<br />
anda 2004-2013 yılları arasında bir<br />
dizi Orta ve Doğu Avrupa ülkesinin<br />
güvenlik ve ekonomik avantajlar<br />
nedeniyle birliğe üye olmasıyla üye<br />
sayısı 28’e çıkan AB, bütün halde<br />
kalma konusunda bir sınav veriyor.<br />
Avrupa’nın bazı kısımlarında milliyetçi<br />
sesler yine yükselişte. Avusturya’da<br />
FPÖ (Avusturya Özgürlük<br />
Partisi) az daha cumhurbaşkanlığını<br />
alıyordu, Almanya’da AfD (Almanya<br />
için Alternatif) bazı eyalet<br />
meclislerine girmeyi başardı. Hollanda<br />
parlamento seçimlerinde<br />
milliyetçi Geert Wilders’in partisi<br />
PVV ikinci en güçlü parti olarak seçimden<br />
çıktı. Fransa’da milliyetçi<br />
cepheden Marine Le Pen 7 Mayıs’taki<br />
cumhurbaşkanlığı seçimlerinde<br />
son tura kalarak tahminleri<br />
doğru çıkardı. Macaristan’da Başbakan<br />
Viktor Orban’ın azınlık karşıtlığı,<br />
Polonya hükümetinden benzeri<br />
tutum, Prag ve Bratislava’dan<br />
Avrupa karşıtı sesler...<br />
Bütün bu olumsuzluklara rağmen<br />
son anketlerin gösterdiği Polonya,<br />
Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve<br />
Slovakya gençlerinin büyük çoğunluğunun,<br />
idarecileriyle aynı fikirde<br />
olmayıp ülkelerinin AB üyeliklerini<br />
olumlu buldukları yönünde. Anket<br />
katılımcıları 15-24 yaş arasındaki<br />
gençlerin büyük bir kısmı öncelikle<br />
AB’yi barışın garantörü olarak görüyor.<br />
Birliği değerli gördükleri<br />
diğer nedenler ise, serbest olarak<br />
diğer bir AB ülkesinde yaşayabilmeleri,<br />
çalışabilmeleri ve öğrenim<br />
görebilmeleri.<br />
Tüm 6 ülkedeki ankete katılan<br />
gençlerin %70’den fazlası ülkesinin<br />
AB üyeliğini olumlu buluyor. Aynı<br />
zamanda ülkeye göre %60 ile<br />
%77’lik bir oran birliğin ekonomik<br />
ve siyasal reformlarla gelişeceğini<br />
düşünüyor.<br />
Orta ve Doğu Avrupalı gençlerin<br />
%81‘e yakını için AB’nin Avrupa kıtasının<br />
barış garantörü olması hayati<br />
öneme sahip. %65’i için başka<br />
bir AB ülkesinde öğrenim görme<br />
imkânı şapka çıkarılacak bir değer.<br />
%72’ye yakını için yaşama ve çalışma<br />
fırsatı övülecek nitelikte.<br />
Schengen alanı çerçevesinde Avrupa<br />
içi sınır kontrollerinin kaldırılması<br />
%63 için bir öneme haiz.<br />
teknolojiye ihtiyacı var.<br />
Bu projeyi yöneten Facebook'un<br />
donanım araştırma<br />
laboratuarı 'Building 8'in yöneticisi<br />
Regina Dugan, şirketin<br />
bunu başarabilmek için<br />
hem donanım hem yazılım<br />
inşa ettiğini söyledi.<br />
Deri Teknolojisi de yolda<br />
Facebook ekibindeki geliştiriciler,<br />
aynı zamanda insanların<br />
derileri aracılığıyla<br />
duymalarını sağlamak için<br />
çalışmalar yürütüyor. Sistem<br />
derideki baskı noktalarını<br />
kullanarak bilgiyi iletiyor.<br />
Regina Dugan, "Bu çok uzak<br />
değil, bir gün Çince düşündüğünüzde<br />
onu anında İspanyolca<br />
olarak hissedebileceksiniz.<br />
Facebook bu teknolojilere<br />
ulaşmak için beyin<br />
aktivitelerini saniyede yüzlerce<br />
kez ölçecek yeni sensörler<br />
geliştirmeli."<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Ömer Erkan<br />
omererkan92@hotmail.com<br />
Bak Sevgili<br />
Kardeşim…<br />
Bertelsmann Vakfı yönetim kurulu<br />
başkanı Aart De Geus’un bu konudaki<br />
yorumu: ‘‘Avrupa gençliği, AB<br />
düşmanı söylemlerden etkilenmeyecek.<br />
Ankete katılanların büyük<br />
çoğunluğunun olumlu değerlendirmeleri<br />
AB’nin 60. yaşı için cesaret<br />
verici bir işaret.’’<br />
Ankete katılan Orta ve Doğu Avrupa<br />
gençliğinin %70’e yakını diğer<br />
AB üye ülkelerle birlikte iklim değişikliğiyle<br />
mücadelenin gerekliliğine<br />
inanıyor. %58’i ekonomisi zayıf üye<br />
Yutkun…Derin bir nefes al ve<br />
bekle. Sadece sakinleşmeyi<br />
dile senin var olmana sebebiyet<br />
verenden. Onlarca<br />
kabul edilemez var bu yerkürede,<br />
nice sorumsuzluklarla<br />
boğuşurken, hoşnut olmadıklarını<br />
yok edemezsin. Aldığın<br />
her nefeste farkındalığını<br />
nasıl gün yüzüne çıkarabilirim<br />
diye düşün! Kimseyi<br />
değiştirme imkânı lütfedilmedi<br />
sana, kendine gel! Kimsenin<br />
hayat sınırlarını çizmen<br />
için eline tutuşturulmuş bir<br />
kalem yok ortalıkta. İnsanların<br />
hürriyetlerinden sen<br />
mesul değilsin ki, onları kısıtlamaya<br />
çalışasın. Sen sorgu<br />
amiri, gözlemci, müdahaleci<br />
biri olmak zorunda değilsin…<br />
Kendine gel ve derin nefes almayı<br />
dene. Bunu yapabilirsin!<br />
Etrafındaki insanlar senin<br />
istek ve arzularına göre<br />
yaşamak zorunda değiller.<br />
Bunu istemekten vazgeç!<br />
Sen hür iradenle çıkacaksın o<br />
yüce mahkemeye. Arkanda,<br />
yanında veya herhangi bir<br />
koşulda seni savunan veya<br />
seni yargılayan olmayacak.<br />
Yaptıklarından, yapmış olduklarından<br />
ve yapmaya yeltendiklerinden<br />
sen sadece<br />
kendin sorumlu olacaksın.<br />
Şimdi kendine çekidüzen vermenin<br />
zamanı gelmedi mi?<br />
Bu dünyanın senin ekseninde<br />
dönmediğinin farkında değil<br />
misin hala? O ne demiş, şu<br />
ne yapmış, o kime ne söylemiş<br />
diye düşünmekten ve<br />
bunu yaymaktan sıkılmadın<br />
mı? Yaşamsal fonksiyonlarını<br />
bunlarla tüketmendeki amaç<br />
nedir? Sen var oluş sebebini<br />
bunlarla mı bağdaştırıyorsun?<br />
Etrafındakilere huzursuzluk<br />
vermekten sıkılmadın<br />
mı? Sırf senin istediğin gibi<br />
mi yaşamak zorunda herkes?<br />
Evet, sana diyorum. Sen,<br />
bunu okuyan! Tam da bahsettiğim<br />
kişisin… Artık yorulmadın<br />
mı müdahaleci tavrından?<br />
Yoksa böyle mi öğretildi<br />
sana?<br />
Yapman gereken fazla bir şey<br />
yok. Yapman gereken sadece<br />
derin bir nefes alıp varoluş<br />
nedenini sorgulamak… Bu<br />
kadar ucuz olamazsın. Farklı<br />
hayatlara zorluk çıkartmak<br />
ve onları huzursuz kılmak olmamalı<br />
yaşamdaki tek amacın.<br />
Kimse senin gibi olmak<br />
zorunda değil. Kimse senin<br />
baktığın pencereden bakmak<br />
zorunda da değil. Kimsenin<br />
senin gözlerin olamaz, kulakların<br />
ve dudakların da olamaz.<br />
Kendi beklentilerini, arzularını<br />
başka insanların<br />
ülkelerin birliğin parasıyla desteklenmesini<br />
önemli görüyor. Çek<br />
Cumhuriyeti (%37) ve Slovak (%39)<br />
gençleri son yıllarda kendi ülkelerinin<br />
birlikten önemli miktarda mali<br />
destek aldıkları halde destek konusunda<br />
en az istekliler.<br />
Ankete katılan gençler için AB’nin<br />
şu anki en büyük sorunları köktencilik<br />
ve terörizm. Bunlardan sonra<br />
göç ve mülteci sorunu geliyor.<br />
Çevre kirliliği, iklim değişikliği ve<br />
doğal afetler gibi konular 3. sırada<br />
üzerlerinde deneyemezsin,<br />
artık bundan vazgeç! Tükettiğin<br />
zamana ve harcadığın<br />
efora değiyor mu, bunun<br />
muhasebesini yapmak da<br />
çok geç kalmadın mı? Sen<br />
istedin diye kimse ‘sen’ olamaz<br />
sevgili kardeşim. Artık<br />
derin bir nefes al ve yaptığın<br />
yanlışların farkına var. Kötülükle<br />
yoğrulmuş olamaz hamurun.<br />
Bu denli negatiflik<br />
sana bahşedilmiş olamaz.<br />
Sen bu değilsin! Hayatın<br />
amaçsız ve isteksiz olmuş<br />
olamaz. Bir yerlerde mutlaka<br />
vardır yaptığın bir yanlış. Ve<br />
bu yanlış doğrultusunda<br />
şekillenmiştir hayatın. Ki bu<br />
şekillenmiş hali de değildir<br />
sana göre. Belki mutsuzsundur,<br />
belki umutsuz… Ama<br />
istediğin hayatı yaşayamadığın<br />
için de karartamazsın<br />
kimsenin umudunu.<br />
Evet, sana söylüyorum. Kim<br />
olduğuna sen karar ver; arkadaşım<br />
mısın, komşum mu,<br />
tanıdığım eşim-dostum mu,<br />
yoksa bir yabancı mı? Belki<br />
de tanışmıyoruz ama sen<br />
O’sun. Kendine çekidüzen<br />
veremeyen sen…<br />
Orta ve Doğu Avrupa Gençlerinin Büyük Çoğunluğundan Avrupa Birliği’ne Destek<br />
Gençler AB’nin Arkasında<br />
Mehrheit der jungen Mittel- und Osteuropäer<br />
steht fest hinter der EU<br />
yer alıyor. Orta ve Doğu Avrupa<br />
gençliğini meşgul eden diğer konular<br />
ise işsizlik, güvenli olmayan<br />
işler, zengin ve fakir arasındaki<br />
uçurum.<br />
Aart De Geus bu önemli anketi<br />
barış ve özgürlüğün AB’nin ayrılmaz<br />
bir parçası olduğuyla özetliyor<br />
ve AB’nin bir gelecek 60 yıl daha<br />
başarı hikâyesini yazabilmek için<br />
bu değerlerin bütün Avrupalılarla<br />
birlikte korunup desteklenmesi gerektiğini<br />
söylüyor.
15 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
NİSAN 2017<br />
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), genç insanların ‘kendi hayatları’<br />
hakkında ne düşündüklerini ortaya koyan uluslararası bir çalışma hazırladı...<br />
Çocuklara en büyük<br />
tehdit: ZORBALIK<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Bir öğrencinin mutluluğuna en<br />
büyük tehdit, maruz kaldığı ‘zorbalık’<br />
olarak açıklanıyor. Bu durumun<br />
hem mağdur hem zorba hem de<br />
çevredeki insanlar için ciddi sonuçları<br />
olabilir.<br />
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün<br />
(OECD) yaptığı çalışma,<br />
bunun kültürleri, sınırları pek çok<br />
farklı tarzdaki okulları aşan, oldukça<br />
yaygın bir durum olduğunu<br />
ortaya koyuyor.<br />
OECD ülkelerinin toplamında gençlerin<br />
yüzde 11'i sıklıkla dalga konusu<br />
olduklarını, yüzde 7'si<br />
dışarıda bırakıldıklarını, yüzde 8'i<br />
acı verici dedikodulara maruz kaldıklarını<br />
ve yüzde 4'ü de sınıfta<br />
dayak yediklerini ve şiddet yaşadıklarını<br />
söylüyor. Ciddi sayıda<br />
genç insan kendini dışlanmış, aşağılanmış,<br />
okula yabancılaşmış ve<br />
şiddete uğramış hissediyor.<br />
Bu çok önemli çünkü, çocuklar ve<br />
gençlerin olumlu ya da olumsuz<br />
okulda geçirdikleri zamanlar kendilerinde<br />
derin izler bırakıyor.<br />
Ayrıca uzun saatler boyunca çalışma<br />
ile öğrencilerin tatmin duyguları<br />
arasında da bir bağ yok.<br />
Sınavların sıklılığının okuldaki<br />
stresle de ilgili olmadığı görünüyor.<br />
Ancak mutluluğu; öğrenciler, öğretmenler<br />
ve ebeveynler arasındaki<br />
ilişkiler belirliyor.<br />
Anne ve babalar ise çocuklarının<br />
mutluluğu konusunda büyük farkı<br />
beraberinde getiriyor.<br />
AİLE ÇOK ÖNEMLİ<br />
OECD’in Eğitim Direktörü Andreas<br />
Schleicher ebeveynler ve çocukları<br />
arasında konuşmak ya da birlikte<br />
yemek yemek gibi basit iletişimlerin<br />
çocukların üzerinde büyük<br />
olumlu etki bıraktığını söylüyor.<br />
Schleicher, hayatından memnun<br />
öğrencilerin çoğunun anne ve babasının<br />
onlarla zaman geçirerek<br />
konuştuğu çocuklar olduğunu, masaya<br />
oturarak beraber yemek yiyen<br />
ailelerde çocukların okul hayatlarından<br />
konuşulmasının da olumlu<br />
etkiler getirdiğini vurguladı.<br />
Bir öğrencinin hayattan aldığı<br />
memnuniyet ile "sadece konuşarak<br />
zaman geçiren" aileler arasında<br />
güçlü bir bağ var. Bu ayrıca öğrencinin<br />
akademik performansını da<br />
olumlu etkiliyor.<br />
Anne ve babasının düzenli olarak<br />
konuştuğu öğrencilerin bilim dalında<br />
üçte iki oranında diğerlerinden<br />
daha ileride olduğu görüldü.<br />
Çocuklarıyla beraber yemek yiyen<br />
aileler için de bu geçerli. Bu ilişkinin<br />
etkisi okul kaynakları ve okul<br />
faktörlerinin etkisinin çok ötesinde.<br />
Bu ne kadar ebeveynlerin ilgisini<br />
gösterse de çocuklarla sadece konuşmak<br />
için zaman geçirmek oldukça<br />
ender bir durum.<br />
Bazı ebeveynler çocuklarının okul<br />
hayatına esnek olmayan iş saatleri,<br />
diğer çocukların bakımı ya da dil<br />
gibi nedenlerle katılmakta zorlanabiliyor<br />
ve bunu aşmak için alternatifler<br />
geliştirilmeli.<br />
Anne ve babalar ayrıca çocuklarını<br />
yeteneklerine güvenmeleri konusunda<br />
cesaretlendirerek sınav stresini<br />
aşmalarını da sağlayabilir.<br />
Yeteneklerine güvenmelerini öğütleyen<br />
anne ve babaların kız çocukları<br />
ev ödevleri ve sınavlar konusunda<br />
yüzde 21 daha az stres yaşıyor.<br />
Hayatlarından memnun olan<br />
öğrencilerin daha dirençli ve akademik<br />
zorluklar karşısında daha<br />
azimli oluyorlar.<br />
Öğretmenlerle ilişkiler eğitim<br />
hayatında belirleyici oluyor<br />
Öğretmenlerle olumsuz bir ilişki<br />
öğrencilerin kendini okula ait hissetmesinde<br />
büyük bir tehdit. Buna<br />
karşın "mutlu" okullarda çalışanlar<br />
ve öğrenciler arasında çok daha<br />
olumlu bir ilişki görülüyor. Ortalama<br />
olarak öğretmenlerinden<br />
adaletsiz muamele gördüklerini<br />
söyleyen öğrenciler diğerlerine<br />
kıyasla 1,7 kat daha yalnız hissediyor.<br />
Sınavlara iyi hazırlanmış öğrencilerde<br />
görülen endişe öğretmenlerle<br />
ilişkilere de bağlı olabilir.<br />
Eğer öğrenciler başarılarının adil<br />
biçimde ölçülmediğini düşünüyorsa<br />
öğrencilerin yüzde 62'si yüksek<br />
düzeyde sınav stresi yaşıyor.<br />
Kız öğrenciler daha stresli<br />
Bütün ülkelerde kız öğrencilerin erkeklere<br />
göre çok daha fazla ders<br />
stresi yaşadıkları ortaya kondu.<br />
Sınavlarda hata yapma korkusu en<br />
başarılı öğrencilerde bile sınavdan<br />
kalmaya neden olabiliyor. Genç insanların<br />
hayatlarında önemli başka<br />
bir faktör de internette harcanan<br />
zaman. OECD ülkelerinde öğrencilerin<br />
yüzde 26'sı haftasonları<br />
günde 6 saat internette zaman geçirirken,<br />
yüzde 16'sı bu süreyi hafta<br />
içinde harcıyor.<br />
Aşırı internet kullanımı öğrencilerin<br />
mutluluğu üzerinde olumsuz<br />
etki bırakıyor.<br />
Jeder fünfte Schüler<br />
fühlt sich schikaniert<br />
Fast jeder fünfte Jugendliche fühlt sich<br />
in der Schule gemobbt. 19 Prozent der<br />
15-Jährigen geben an, zumindest ein paar<br />
Mal pro Monat schikaniert zu werden<br />
AVUSTURYA’DA GENÇLERİN DURUMU NASIL?<br />
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün<br />
araştırmasının göre diğer<br />
ülkelere kıyasla Avusturya’da<br />
okulda taciz, rahatsız edici oranda<br />
olmamasına karşın yaklaşık her 5<br />
öğrenciden 1’i taciz edildiğini, 15<br />
yaşındaki öğrencilerin %19’u ayda<br />
en az birkaç kez baskı gördüğünü<br />
belirtiyor. Aynı zamanda Avusturyalı<br />
öğrenciler hayatlarından genellikle<br />
memnun ve büyük bir kesimi<br />
okulda kendilerini iyi hissediyor.<br />
Baskı kurma, okullarda uluslararası<br />
olarak yaygın ve Avusturya ile ilgili<br />
sonuçlar da OECD’deki eğilimde. 15<br />
yaş Avusturyalı öğrencilerin yaklaşık<br />
%12’si uluslararası performans<br />
karşılaştırma araştırmasına ilave<br />
ankette ayda en az birkaç kez kendileriyle<br />
alay edildiğini söylüyor.<br />
Dışlama, dedikodu,<br />
baskı kurma ve darp<br />
Gençlerin %8’den fazlası dedikodulara<br />
maruz kaldığını, %6’sı dışlandığını,<br />
%5’i eşyalarının alındığını ya da<br />
eşyalarına zarar verildiğini açıklıyor.<br />
%4’ü darp ediliyor, itilip kakılıyor.<br />
Bu konuda ülkeler arasında büyük<br />
fark var; oran %1 ile %10 arasında<br />
değişiyor. Genelde erkek öğrenciler<br />
(%8) baskı altına alınıyor, kız öğrenciler<br />
(%9) ise daha çok dedikodu<br />
mağduru oluyor.<br />
Avusturyalı öğrenciler memnun<br />
Uluslararası eğilime uygun olarak<br />
Avusturyalı öğrenciler hayatlarından<br />
genel olarak memnun görünüyor:<br />
Ortalama olarak 1-10 arası<br />
skalada Avusturyalı öğrencilerin<br />
notu 7.5 olarak açıklandı.<br />
Ayrıca yaklaşık %40’lık kesim çok<br />
memnun grubunda ve her iki değer<br />
de OECD ortalamasına uygunluk<br />
gösteriyor. Gençlerin büyük çoğunluğu<br />
(%76, OECD ortalaması: 73)<br />
okullarında kendilerini mutlu hissediyor,<br />
%86 kendini dışlanmış olarak<br />
düşünmüyor.
APRIL 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
WIRTSCHAFT / KARRIERE - 16<br />
Ülke genelinde yaklaşık 420 bin çalışan 1700 euronun altında<br />
brüt ücret alıyor ve bunların çoğunluğu geçinemiyor...<br />
Avusturya’da<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
geçinmek zorlaştı<br />
Avusturya’da bir ailenin geçimini<br />
sağlaması her geçen gün daha da<br />
zorlaşıyor. Özellikle tüm gün tekstil<br />
sektöründe, perakende satışta,<br />
turizmde ya da hizmet sektöründe<br />
çalışanlar ayda net 1300 euronun<br />
altında kazanıyorlar. Ağırlıklı olarak<br />
bu kesmi; kadın, genç ve<br />
düşük eğitimli kişiler oluştururken<br />
bu kişiler tam gün çalışanların yaklaşık<br />
%15’ine denk geliyor. 350 bin<br />
kişi (Tüm tam gün çalışanların<br />
%14’ü) ayda brüt 1500 euronun<br />
altında ücret alıyor.<br />
AVUSTURYA ALMANYA’DAN İYİ<br />
Yukarı Avusturya İşçi Odası Başkanı<br />
Johann Kalliauer’in açıklamasına<br />
göre düşük ücretli sektörlerde<br />
Avusturya’nın durumu<br />
Almanya’ya göre iyi; Avusturya’da<br />
brüt 1500 euronun altında ücret<br />
alanların oranı %14 iken Almanya’da<br />
bu grubun oranı %25. Düşük<br />
ücretle çalışanlar; garsonlar, avukatlık<br />
bürosu elemanları, mutfak<br />
yardımcıları, kuaför ve kozmetikçiler<br />
toplu iş sözleşmesinin en<br />
düşük ücretini ayda brüt 1500 euronun<br />
altında alıyor.<br />
Yaşa, cinsiyete, eğitim ve iş durumuna<br />
göre düşük ücretli grubuna<br />
düşme riski farklılık gösteriyor.<br />
Erkeklerin %9’u bu gruba düşerken,<br />
kadınlarda her 5 kadından<br />
biri bu grupta yer alıyor. Geçici işçiler<br />
de az kazananlar arasında.<br />
Yukarı Avusturya İşçi Odasının (AK<br />
OÖ) Viyana’daki basın toplantısında<br />
söz alan Sora enstitüsünden<br />
Daniel Schönherr’in ifadelerine<br />
göre geçici işçilerin %29’u ayda<br />
net 1300 euronun altında kazanıyor.<br />
Düşük ücretlilerin içinde<br />
dikkat çeken diğer bir grup<br />
ise gençler; 25 yaş altı gençlerin<br />
yaklaşık ¼’ü (%23) düşük gelir elde<br />
ediyor. Diğer tüm yaş gruplarında<br />
düşük gelirlilerin oranı %10-15.<br />
EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİ<br />
Yüksek eğitimlilerde düşük ücret<br />
mağdurlarının sayısının düştüğünü<br />
sayılar da kanıtlıyor. Düşük<br />
ücret grubunda çalışanların ¼’ten<br />
fazlası en fazla zorunlu eğitimi tamamlamış,<br />
çıraklık eğitimini tamamlayanların<br />
oranı %17, lise<br />
mezunu %6, üniversite mezunu<br />
ise sadece %3. AK OÖ Başkanı Kalliauer<br />
zamanla daha çok gencin<br />
düşük ücretli sektörlerde takılıp<br />
kaldığı uyarısını yapıyor. Kalliauer’e<br />
göre bu problem bütün<br />
grup için geçerli. Tüm düşük ücret<br />
alanların %60’ı 4 yıldan daha uzun<br />
süredir düşük ücretli sektörlerde<br />
çalışıyor. Son 12 aydır işsiz olup,<br />
şimdi tekrar çalışmaya başlayanların<br />
%22’si ayda net 1300 euronun<br />
altında ücrete çalışıyor.<br />
AİLELER GEÇİNEMİYOR<br />
Düşük ücretlilerin 2/3’ü kıt kanaat<br />
geçindiğini ifade ediyor. En çok<br />
düşük ücretli anne-babalar ve<br />
özellikle tek başına çocuk yetiştirenler<br />
yoksulluk tehdidi altında.<br />
Çocuklu net 1300 euro kazananların<br />
%18’i tek başına bu ücretle<br />
geçinemediklerini eşlerinin de çalışmak<br />
zorunda olduğunu söylüyor.<br />
Bu ücret grubundaki yalnız<br />
çocuk yetiştirenlerin -özellikle<br />
kadınlar- %24’ü artık geçinemediklerinden<br />
bahsediyor. Toplum<br />
araştırmacıları için düşük ücretlilerin<br />
sayısının artmasındaki etkenlerden<br />
biri de işgücü piyasasının<br />
esnekleştirilmesi.<br />
ASGARİ ÜCRET ARTMALI<br />
Kalliauer’e göre tüm bu veriler<br />
Avusturya geneli tam gün için asgari<br />
ücretin brüt 1700 euro olması<br />
gerektiğini gösteriyor. Şu anda<br />
420 bin çalışan ayda brüt 1700<br />
euronun altında kazanıyor. Kalliauer<br />
sosyal ortakların bu Haziran<br />
sonuna kadar brüt 1500 euro<br />
üstünde uzlaşma isteklerini iyimser<br />
görüyor. Buna karşın 1500<br />
euroya karşılık çalışma saatlerinin<br />
esnekleştirilmesini dengesiz bir<br />
denklem olarak görüyor.<br />
© GG-Berlin / pixelio