17.11.2018 Aufrufe

EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA NOVEMBER 2018

www.europa-journal.net

www.europa-journal.net

MEHR ANZEIGEN
WENIGER ANZEIGEN

Sie wollen auch ein ePaper? Erhöhen Sie die Reichweite Ihrer Titel.

YUMPU macht aus Druck-PDFs automatisch weboptimierte ePaper, die Google liebt.

Wir sagen JA<br />

Salzburg Başkonsolosu Berkan Pazarcı'dan<br />

Avusturya’ya Önemli Mesajlar:<br />

‘Türkler Avusturya’yı seviyor<br />

ve entegre olmak istiyorlar’<br />

SAYFA 14<br />

‘‘Die hier lebenden Türken lieben Österreich, sie<br />

legen Wert auf Bildung und wollen sich integrieren’’<br />

zu<br />

Fotoğraf: İrfan Ünsal<br />

ÖSTERREICH<br />

16<br />

Tage<br />

gegen Kadına Karşı Şiddete HAYIR<br />

Gewalt<br />

an Frauen 25.11.-10.12.<br />

UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>HABER</strong><br />

VRUP<br />

A A<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

SAYI: 79 KASIM <strong>2018</strong> - AUSGABE: 79 <strong>NOVEMBER</strong> <strong>2018</strong> Österreichische Post AG - MZ 11Z038817M - Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

E<br />

C H<br />

www.europa-journal.net<br />

I<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

PROF. DR. MUSTAFA ÇAKIR:<br />

Eğitimli<br />

insanın<br />

değeri<br />

SAYFA 2<br />

© HBF / Carina Karlovits<br />

Bunde spräsi dent Alexander Van de r Bellen<br />

hat Kriti k an der ÖVP-FPÖ -Re gi eru ng geübt...<br />

Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der<br />

Bellen Duyarlı Duruşuyla Takdir Topluyor...<br />

ÖVP-FPÖ<br />

Hükümetine<br />

Sert EleştirilerSAYFA 14<br />

BEGÜM GÖRDÜ<br />

ilk makalesi ile sizlerle...<br />

ELEŞTİRİ KÜLTÜRÜ<br />

Bu belki biraz hızlı bir giriş olacak ama her<br />

makalemde „bize iki çift sözüm olacak“.<br />

Hem özeleştiriye hem yaşadığımız ülkeyi<br />

ilgilendiren siyasi eleştirilere yer vereceğim<br />

ve yazılarımın ilkini sizlerin beğenisine<br />

sunuyorum. Hazırsanız sizi rahatsız etmeye<br />

Kolumne von<br />

Mag. Dr. TARIK METE<br />

Rassismus<br />

über den<br />

Tod hinaus<br />

geldim. Konumuz eleştiri kültürü...<br />

SAYFA 7 SEITE 3<br />

Neue Perspektiven.<br />

Jetzt gratis VR-Brille holen!<br />

An allen VHS Standorten, für alle KundInnen ab 16,<br />

solange der Vorrat reicht!<br />

Alle Infos: www.vhs.at/vrbrille


UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

www.europa-journal.net<br />

KASIM <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 2<br />

Ö<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

S<br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Kadim kültürümüz der ki;<br />

"kem âlât ile kemâlât olmaz."<br />

Günümüz Türkçesindeki karşılığı<br />

"sıradan aletlerle mükemmellik<br />

yakalanmaz." demektir. Bu yolla<br />

olsa olsa vasat, yani ortalama<br />

olan yüceltilir, vasat zorlandığında,<br />

yarım debriyaj ile<br />

rampa çıkmaya çalışan araç gibi<br />

patinaj yapılır. Patinaj ile<br />

çıkılmaya çalışılan rampadan<br />

bazen düzlüğe çıkılır; bazen de<br />

motor yanar; araç yola çıkılan<br />

noktadan daha geri gider. Zararın<br />

telafisi pahalıya mal olur. Onun<br />

için araç satın alanlar önce “Beygir<br />

gücü ne kadar?” diye sorar.<br />

Kimse aldığı arabanın arkadaş<br />

sohbetlerinde maytaba alınmasını<br />

istemez; aksine iftihar vesilesi<br />

olsun ister. Bu insan hayatı<br />

için de böyledir. Uluslararası milletler<br />

cemiyetinde rekabet edebilmek<br />

için hedefimiz; sıradan,<br />

vasat insanlar değil; üstün nitelikli<br />

insan gücü yetiştirmek<br />

olmalıdır. Bu da eğitime önem<br />

vermek, eğitimli insana değer<br />

vermekle mümkün olur.<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

Eğitimli insanın değeri<br />

Eğitimi ekonomiden ayrı düşünmek<br />

mümkün olmaz. Ekonomik<br />

açıdan bakıldığında, iki değerden<br />

söz edilir. İngiliz ekonomist Adam<br />

Smith kullanım ve değişim<br />

değeri olmak üzere iki ayrı<br />

ekonomik değerden söz eder.<br />

Smith, bu ayrımı yaptıktan sonra<br />

kullanım değeri üzerinde fazla<br />

durmaz, hatta bunun değişim<br />

değeri için bile gerekli olmadığını<br />

savunur. Smith, konunun anlaşılabilmesi<br />

bakımından elmas ve<br />

su örneğini verir. Elmasın fiyatı<br />

çok pahalıdır, değişim değeri<br />

(Smith buna gerçek fiyat der) çok<br />

yüksektir. Fakat buna rağmen<br />

elmasın günlük hayatta kullanım<br />

değeri yok denecek kadar<br />

sınırlıdır. Suda ise bu durum tam<br />

tersinedir. Su çok yüksek bir<br />

kullanım değerine sahiptir, çünkü<br />

susuz yaşamak mümkün değildir.<br />

Burada suyun kullanım değeri,<br />

elmasın değişim değerine göre<br />

çok düşüktür. Kullanım değerinin<br />

ölçüsü fayda, değişim değerinin<br />

ölçüsü ise emektir. Başka bir<br />

deyişle, o malın gerçek fiyatı yani<br />

Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />

mcakir@anadolu.edu.tr<br />

değişim değeri, o malı üretirken<br />

harcanan emekle ölçülür.<br />

Konu eğitim açısından incelendiğinde,<br />

eğitilmiş insanın<br />

yetiştirilmesi için geçen zamanda<br />

harcanan emek, yani değişim<br />

değeri çok yüksektir. Ancak<br />

günlük hayatta eğitilmiş insana<br />

verilen değer adeta yok denecek<br />

kadar sınırlıdır. Hâlbuki kullanım<br />

değeri de göz önünde bulundurulmalı<br />

ve eğitimin günlük hayatta<br />

ihtiyaç duyulan su gibi, bakkaldan<br />

alınan ekmek gibi önemli<br />

olduğu unutulmamalıdır.<br />

David Ricardo (1772‐1823) ise<br />

malları nitelikleri bakımından iki<br />

gruba ayırır. Birinci grup mallar,<br />

yeniden üretilmesi mümkün<br />

olmayan mallardır. Örneğin,<br />

kıymetli tablolar, heykeller, kitaplar,<br />

antika paralar ve pullar<br />

gibi. Bunların değeri kıt<br />

olmalarından ve bu malları satın<br />

alanların isteği ile gelirinden<br />

doğar. Bu tür malların dışında<br />

kalan mallar ise ikinci gruba<br />

girmektedir. Bu tür mallar yeniden<br />

üretilmesi emek harcanarak<br />

mümkün olan mallardır<br />

ve değişim değeri hem<br />

kıtlık derecesine ve hem<br />

de üretimleri için gerekli<br />

olan emek miktarına<br />

bağlıdır.<br />

Ricardo, tarihin hiçbir<br />

döneminde emeğin tek<br />

başına üretimde kullanılmadığını<br />

ve mutlaka bir<br />

araçla kullanıldığını öne<br />

sürer. Ona göre,“Herhangi bir<br />

silah olmadan ne kunduzu ve<br />

ne de geyiği avlamak mümkün<br />

olabilir; bu nedenle değişim<br />

değerleri de sadece onları yakalamak<br />

için harcanan zaman ve<br />

emekle değil, fakat aynı zamanda<br />

avcının kapitalinin, yani hayvanları<br />

yakalamak için kullandığı<br />

silahların üretimi için gerekli<br />

zaman ve emek ile birlikte<br />

belirlenir”. O halde eğitimli<br />

insanlar, toplumun değerlerini<br />

ileri taşımak, koyulan hedeflere<br />

ulaşmak, idealleri gerçekleştirmek<br />

için gereklidir. Onlara<br />

sahip çıkılmalıdır. Her bir insan<br />

özel bir değer olmakla birlikte,<br />

eğitimli insan yeniden üretilmesi<br />

kolay olmayan insandır ve kıymetli<br />

tablolar gibi ihtimam<br />

gösterilmeye değer.<br />

Türkiye sıra dışı marka olmak<br />

istiyorsa, sıra dışı beyinler de<br />

cazibe merkezi haline gelmelidir.<br />

Tıpkı en iyi beyinlerin göç<br />

ettiği ülkeler gibi biz de beyin<br />

ekonomisinden faydalanmalıyız.<br />

Avrupalı Türklerin aklını başkalarına<br />

emanet eden bir güruha<br />

değil, aklı ve ruhuyla hareket<br />

eden, kendi olabilen ve aynı<br />

zamanda milletine aidiyet bilinci<br />

yüksek eğitimli bireyler yetiştirmesi<br />

gelecek için yegâne amaç<br />

olmalıdır.<br />

7 €<br />

Hızlı Havale*<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

* Bireysel müşterilerin DenizBank AG şubelerinden, DenizBank A.Ş., İş Bankası ve Halk Bankası’na yaptıkları 200 Euro’ya kadar olan havaleleri için bir sonraki değişikliğe kadar geçerli ücret.<br />

Müşteri Hizmetleri 0800 88 66 00, www.denizbank.at<br />

Entgeltliche Einschaltung


UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

www.europa-journal.net<br />

3 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

KASIM <strong>2018</strong><br />

Ö<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

S<br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Kolumne von Mag. Dr. TARIK METE office@mete.or.at<br />

Rassismus über den Tod hinaus<br />

Hass kennt scheinbar keine<br />

Grenzen und auch keinen<br />

Respekt vor dem Leben oder<br />

dem Tod. Im deutschen Northeim<br />

wurde der muslimische<br />

Teil des Friedhofs geschändet.<br />

Auf die Grabsteine der verstorbenen<br />

Musliminnen und<br />

Muslime wurden mit Spraydosen<br />

Nazi‐Symbole geschmiert.<br />

Die Botschaft dahinter ist klar,<br />

ihr seid hier nicht Zuhause,<br />

weder im Diesseits noch im Jenseits.<br />

Man fragt sich natürlich,<br />

wie hasserfüllt man sein muss,<br />

wenn man die Menschen nicht<br />

einmal an ihrer letzten Ruhestätte<br />

in Frieden lassen kann.<br />

Ein anständiger Umgang und<br />

Wertschätzung gegenüber Verstorbenen<br />

sind nicht nur in<br />

den Konfessionen begründet,<br />

sondern sollten auch aus rein<br />

humanitärer sowie ethischer<br />

Sicht außer Frage stehen.<br />

Dass diese Tat kurz nach dem 9.<br />

November stattfand, dem Tag,<br />

an dem vor 80 Jahren in der sogenannten<br />

Reichspogromnacht<br />

jüdische Geschäfte und Synagogen<br />

brannten, soll scheinbar<br />

aus Sicht der Täter die Drohgebärde,<br />

die hinter diesem im<br />

Vergleich und dieser Tat steckt,<br />

noch verstärken. Dadurch werden<br />

nicht nur die muslimischen<br />

Familien und ihre Verstorbenen<br />

verhöhnt, sondern auch die<br />

Juden, die damals vom nationalsozialistischen<br />

Regime in den<br />

Novemberpogromen ermordet<br />

wurden. Umso mehr ist es unsere<br />

Aufgabe, sich von solchen<br />

Vorfällen nicht abschrecken zu<br />

lassen, an die Gräueltaten der<br />

Vergangenheit zu erinnern und<br />

lautstark gegen Rassismus, Diskriminierung<br />

sowie Ausgrenzung<br />

einzutreten.<br />

Muslimische Friedhöfe in Europa<br />

sind grundsätzlich ein<br />

Zeichen gelungener Integration.<br />

Wenn sich manche zugewanderte<br />

Menschen nämlich dazu<br />

entscheiden, sich in ihrer neuen<br />

Heimat beerdigen zu lassen,<br />

dann sind sie wohl zur Gänze<br />

hier angekommen.<br />

Dass gerade die Gräber<br />

dieser Menschen<br />

geschändet werden,<br />

zeigt die Willkür,<br />

Obszönität und Ziellosigkeit,<br />

die hinter<br />

dieser hassgeprägten<br />

Tat stecken. Viele<br />

Musliminnen und<br />

Polis halkı yine dolandırıcılık konusunda<br />

uyardı. İki yeni dolandırıcılık<br />

olayı gerçekleşti ve 30<br />

yeni ihbar kaydedildi. İki olayda<br />

söz konusu olan miktar 150 bin<br />

Euro. Olayın kurbanları Yukarı<br />

Avusturya eyaletinden iki yaşlı<br />

Linz'li kadın. İlk olayda 88 yaşında<br />

Linz'li kadın kendini polis<br />

olarak tanıtan bir erkek tarafından<br />

aranıyor kızının ağır bir kaza<br />

geçirdiğini, parmaklıklar arkasına<br />

gitmemesi için de 162 bin<br />

Euro ödenmesi gerektiğini söylüyor.<br />

Yaşlı kadının evindeki nakit<br />

42 bin Eurosu bir ulak tarafından<br />

alınıyor. İkinci olayda tutar<br />

daha yüksek. ‘Polis’ kimliğindeki<br />

şahıs 80 yaşındaki kurbanını arıyor<br />

ve gelininin kaza yaptığını,<br />

70 bin Euro para verilmemesi<br />

halinde gelininin tutuklanacağını<br />

söylüyor. Yaşlı kadın aceleyle<br />

bankaya gidiyor. 80 bin<br />

Euro parayla 60 bin euro üzeri<br />

değerinde altını alıyor, hepsi yabancı<br />

bir ulak tarafından alınıyor.<br />

Daha sonra oğluyla yaptığı<br />

Muslime, die in Österreich und<br />

Europa leben, möchten nämlich<br />

weiterhin nach ihrem Tod in<br />

ihrer alten Heimat begraben<br />

werden. Das hat wohl etwas<br />

mit Nostalgie, Sentimentalität<br />

und dem Bekenntnis zu den<br />

eigenen Wurzeln zu tun. Dies<br />

gilt insbesondere für die erste<br />

Generation der Gastarbeiter,<br />

unabhängig davon, ob sie aus<br />

der Türkei oder dem ehemaligen<br />

Jugoslawien stammen.<br />

Diese scheußliche und feige<br />

Tat in Northeim wird diese<br />

Menschen wohl in ihren Überlegungen<br />

bekräftigen, da man<br />

im heutigen Europa als Muslim<br />

scheinbar nicht einmal nach<br />

dem Tod vor Hetze, Gewalt und<br />

Rassismus gewahrt ist. In<br />

Zukunft wird es aber dennoch<br />

immer öfter vorkommen, dass<br />

die Nachkommen dieser Menschen<br />

in der zweiten und<br />

dritten Generation in ihrer<br />

neuen Heimat begraben werden<br />

möchten. Für all diese Menschen<br />

muss ein friedvolles und<br />

sicheres Umfeld geschaffen<br />

werden, sowohl im Leben als<br />

auch im Tod.<br />

Yeni Bir Dolandırıcılık<br />

Şebekesi Polis Kimliğinde<br />

telefon görüşmesinde gelininin<br />

kaza yapmadığını öğreniyor.<br />

Kurbanlar yalnız bu iki yaşlı<br />

Linz'li değil. Buna benzer 30 olay<br />

daha polise ihbar edilmiş durumda.<br />

Çoğunlukla bu tür olayların<br />

inandırıcı olması için çeşitli<br />

oyunlar oynanıyor. Yaşanan son<br />

dolandırıcılık olaylarında telefonda<br />

konuşurken arka planda<br />

kazalara gerçek süsü vermek<br />

için ağlama sesi bile dinletiyorlar.<br />

Polis halkı dikkatli olması konusunda<br />

uyarıyor.<br />

FPÖ Irkçılıkta Sınır Tanımıyor<br />

"Bundan sonra Ali, Mustafa'nın sağlık kartını kullanamayacak"<br />

Foto: Screenshot / FPÖTV<br />

Hükümet ortağı aşırı sağcı Avusturya<br />

Özgürlükler Partisi (FPÖ) hazırladığı<br />

bir video ile Türklere karşı<br />

yeni bir ırkçılık dalgası başlattı.<br />

Fotoğraflı olacak yeni sağlık kartlarını<br />

tanıtırken Türkleri sahtekâr<br />

yerine koyan bir video hazırlayan<br />

FPÖ, ‘Ali artık Mustafa’nın kartını<br />

kullanamayacak’ mesajı ile açıkça<br />

ırkçılık yaptı. Bu büyük hakarete<br />

ülke medyası, dernekler, siyasi<br />

partiler ve toplumun geneli sert<br />

tepki gösterdi. FPÖ videoyu internetten<br />

kaldırmak zorunda kaldı.<br />

Foto: Screenshot<br />

Justizminister Josef<br />

Moser will Gefängnisse<br />

entlasten. Mehr als<br />

jeder zweite Häftling<br />

ist kein Österreicher<br />

Yabancı Hükümlüler Cezalarını<br />

Kendi Ülkelerinde Çekecek<br />

Adalet Bakanı Moser hapishanelerin<br />

yükünü hafifletmek istiyor. Hükümlülerin<br />

yarıdan fazlası Avusturyalı değil<br />

ve bakanlık mahkûmların ülkelerine<br />

gönderilmelerinde kullanılmak üzere<br />

özel bir minibüs temin etti.<br />

Bu araçla ileride bakanlık, güvenlik görevlilerinin<br />

yabancı hükümlüleri doğrudan<br />

kendi ülkelerine götürmesini<br />

planlanıyor. Şu anda 100 görevli bu iş<br />

için eğitilmiş durumda. Bakan Moser<br />

birçok konuda yeni uygulamaları hayata<br />

geçiren bir bakan olarak biliniyor.<br />

Yeniliklerin arka planında bir amacı<br />

var: Avusturya hapishanelerinin yükünü<br />

hafifletmek, çünkü bunu istemesinin<br />

nedeni hükümlülerin yarıdan<br />

fazlasının yabancı (%54) olması. Bunu<br />

''hükümlü kendi ülkesinde cezasını tamamlasın''<br />

projesiyle hayata geçirme<br />

amacında. Projenin aynı zamanda cezasını<br />

tamamlayan kişinin ülkesinde<br />

AMS İş Tekliflerini<br />

Kabul Etmeyenlerin<br />

Maaşını Kesecek<br />

Aşağı Avusturya İş Piyasası Kurumu<br />

(AMS Niederösterreich) Kasım ayı<br />

başından itibaren Eylül’de başlattığı<br />

işsiz olarak kayıtlı bireylere yönelik<br />

takip çalışmasını arttırdı. AMS ekipleri,<br />

işsizlik maaşı alan ve kendilerine<br />

sunulan işleri kabul etmeyen<br />

her şüpheli durumun üstüne gidecek<br />

ve gerekli durumlarda bu bireylere<br />

yaptırımlar uygulanacak.<br />

İşsizlik Parası Kesilebilir!<br />

AMS’ye göre bildirilen şüpheli durumlar<br />

arttığı için yapılacak iş de<br />

çok ve Kasım’da takip ekibinin çalışan<br />

sayısında artışa gidildi. Şu anda<br />

ekibe katılan yeni çalışanlar bir eğitimden<br />

geçiyor. Ekipte çalışanların<br />

görevi: Verilen bilgileri araştıracak,<br />

tekrar sosyal uyumunu sağlayacağı<br />

öngörülüyor. Bu projeyle aynı zamanda<br />

25 milyon Euroluk tasarruf<br />

sağlanacak.<br />

Hükümlüler istemeseler de ülkelerinin<br />

dışında başka yerlere de gönderilebilecekler.<br />

Hükümlülerin onayının sorulması<br />

AB ülkeleri ve dünyada 66 ülke<br />

için geçerli değil. Avrupa Komisyonu<br />

anlaşmayı imzaladı, ilaveten Küba ve<br />

Tayland’la ikili anlaşma mevcut ve<br />

Fas'la da anlaşma imzalanması bekleniyor.<br />

Hükümlülerin ülkelerine gönderilmeleri<br />

henüz sınırlı sayıda: Geçen yıl ülkelerine<br />

gönderilen hükümlü sayısı<br />

177. Son 5 yılda ise toplam sayı 680<br />

ve bunlardan 50'ye yakını AB ülkelerine<br />

gönderildi. Hapishanelerdeki en<br />

büyük göçmen grubu 695 kişi ile Sırplar.<br />

Onları sırasıyla Romenler (658 kişi)<br />

ve Nijeryalılar (607) izliyor.<br />

hem işverenle hem de iş arayan<br />

kişiyle görüşmeler yapacak. İş arayan,<br />

uygun eğitim tekliflerini ve<br />

önerilen işi kabul etmemesi durumunda<br />

bazı yaptırımlarla karşılaşabilecek,<br />

örneğin işsizlik parası<br />

kesilebilecek.<br />

Kaçak Çalışma ve Sahte Adres<br />

AMS ekiplerinin diğer bir görevi de<br />

kaçak çalışma ve sahte adresleri<br />

araştırmak. İlk sonucun bu yılın sonunda<br />

ortaya çıkması bekleniyor.<br />

Gelecek yıl için ekibin incelemesi<br />

gereken birçok şüpheli durum bekleniyor.<br />

Eylül sonu itibarıyla bu yıl<br />

yaklaşık 5000 iş arayanın işsizlik parası<br />

kesildi, bu da geçen yıla göre<br />

%60 bir artışı gösteriyor.<br />

AMS verschär ft<br />

Kontrollen bei<br />

Jobabsagen<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS


UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

www.europa-journal.net<br />

KASIM <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 4<br />

Ö<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

S<br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Ne zaman oynayan bir çocuk görsem,<br />

Çocukluğum gelir aklıma…<br />

Kar, yağmur, çamur demeden sokakta oynar,<br />

Umutlarımı süsleyen yıldızlara bakar,<br />

Hayaller ülkesinde, bir ejderhanın kanadında,<br />

Rüyalara dalardım.<br />

Zaman nasıl geçerdi, bilmezdim,<br />

Ama ay ve güneş hep birbirini kovalardı,<br />

Her mevsim bir ayrı güzeldi.<br />

En değerli eşyam, masal kitaplarım,<br />

Ve ben en çok elma şekerini severdim…<br />

Yalan Makinesi İle<br />

Pasaport Kontrolü<br />

Avrupa Birliği, havalimanlarında<br />

yolcuları hızlı ve etkin şekilde denetlemek<br />

için yapay zeka destekli<br />

yalan makinesi dedektörleri kullanacak.<br />

Uygulama ilk olarak şu<br />

ülkelerde test edilecek: Almanya<br />

Macaristan, Polonya, Yunanistan,<br />

İspanya ve Güney Kıbrıs.<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />

Katrin VORHAUSER<br />

İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />

Mehmet İNAK<br />

Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />

Hasan KESKİN<br />

Türkiye Temsilcisi<br />

Mag. Ahmet ZUBİ<br />

15.11.<strong>2018</strong> - 10.12.<strong>2018</strong><br />

SAYI: 79 KASIM <strong>2018</strong> - <strong>NOVEMBER</strong> <strong>2018</strong> AUSGABE: 79<br />

ANSCHRIFT - ADRES<br />

<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />

Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />

Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />

gazetemiz sorumlu değildir.<br />

www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

YASEMİN KARAGÖZ<br />

yasemin-ka@hotmail.com<br />

HER ÇOCUK AYRI<br />

BİR DÜNYADIR<br />

„Bir zamanlar ben de çocuktum“<br />

diye başlayan cümleler, çocukluğa<br />

duyulan özlemdendir. Her çocuk ayrı<br />

bir dünya ve her oyun o dünyaya açılan<br />

bir kapıdır. Çocuk hayata oyunlarla<br />

tutunur adeta. Hayata ne kadar<br />

tutunursa, o kadar çabuk gelişir.<br />

Oyun bir öğrenim aracıdır<br />

Yaşı kaç olursa olsun, her çocuğun<br />

oyun oynamaya ihtiyacı vardır. Çocuklar<br />

daha küçük yaşlarda birçok<br />

güzel alışkanlığı da yanlışları da oyunlarla<br />

öğrenir. Bu yönüyle oyun bir<br />

öğrenim aracıdır.<br />

Oyunu çocuk eğitiminin bir parçası<br />

yapmak, çocuğun öğrenmekten zevk<br />

almasını sağlar. Aksi takdirde, çocuğu<br />

oyundan alıkoyarak, esnetilmemiş<br />

kurallarla bir şeyler öğretmeye çalışmak<br />

çocuğu öğrenmekten soğutur.<br />

Bu sebeple oyun boşa harcanan<br />

zaman olarak görülmemelidir.<br />

Ebeveyni ile arasındaki bağı<br />

güçlendirir, paylaşmayı öğretir<br />

Yüreğinin el değmemiş bir köşesinde,<br />

hep sakladığı bir oyunu vardır herkesin.<br />

Çocuk yaşlarda severek oynadığı,<br />

unutamadığı anılarının arasında parlayan<br />

bir yıldız gibi… Oyun, ebeveynin<br />

evladıyla olan bağını geliştirmek için<br />

çok iyi bir fırsattır. Ve ne acıdır ki,<br />

vakitsizlikten yakınan anne ve babalar,<br />

televizyon karşısında saatlerce<br />

dizi seyretmeye vakit bulurken, çocuğuyla<br />

oynamaya üşenir. Aslında doğal<br />

ev işlerini fırsata çevirmek mümkündür;<br />

birlikte yemek hazırlamak, sofra<br />

kurmak, ortalığı toplamak gibi…<br />

Çocuk bu durumda sorumluluk almayı<br />

öğrenir, bir işe yaradığını hisseder<br />

ve mutlu olur.<br />

Duygularını kontrol etmeyi sağlar<br />

Her çocuk içinde biriktirdiği, kaygıları,<br />

korkuları oyun oynarken dışa vurur.<br />

Bu da onun biraz olsun, rahatlamasını<br />

ve hatta zamanla duygularını kontrol<br />

etmesini sağlar.<br />

„Herşeyi varken mutsuz, gelecekten<br />

bi haber, hatta bazen umutsuz!<br />

Analı babalı öksüzler!<br />

Mideleri tok, zihinleri aç yavrucaklar!”<br />

Yetişmesin diye, seçilecek oyun ve<br />

oyuncaklar çok önemlidir. Oyuncakların<br />

çokluğu veya pahalı olması oyun<br />

kaabiliyetini geliştirmez. Saatlerce<br />

bilgisayar, cep telefonu veya televizyon<br />

ekranında, birtakım hareketleri<br />

takip ederek vakit geçiren çocuk<br />

oyun oynamış sayılmaz. Çocukların<br />

en hareketli oldukları bir dönemde<br />

böylesine hareketsiz kalmaları, enerjilerini<br />

atamadıkları için, hem saldırgan<br />

olmalarına hem de obeziteyle<br />

karşı karşıya kalmalarına sebep olur.<br />

Şiddet içeren oyunlar, çocukların<br />

duygu ve hislerini yok eder. Çünkü o<br />

oyunlarda acı hissedilmez. Gaye,<br />

daha çok vurmak ve kırmaktır. Bu da<br />

İnsanın kendi hayatı bir yana, ardımızdan<br />

konuşulanlar bir yana olmalı.<br />

„Başkaları şu yönden gidiyor bende<br />

o yönden gidiyim doğrudur“ demek<br />

yerine araştırıp soruşturuyor muyuz<br />

hiç?<br />

Psikolog Solomon Asch’ın yaptığı bir<br />

bilimsel deneyi sizlerle paylaşmak istiyorum.<br />

Bir gruba iki kart üzerinde<br />

farklı uzunluklarda çizgiler gösterilir.<br />

Bir kartın üzerinde tek çizgi vardır,<br />

ikinci kartın üzerinde ise üç ayrı<br />

uzunlukta çizgiler mevcuttur. Katılımcılara<br />

hangi çizginin uzunluğunun<br />

ilk karttakine benzediği sorulur. Bu<br />

arada katılımcılardan bir kişi dışında<br />

bir çoğu ile önceden aynı cevabı vermesi<br />

için anlaşılır. Anlaşan kişiler<br />

soru sorulduğunda aynı ve doğru<br />

cevabı verme kararı alırlar ki bir<br />

sonrakinin de aynı cevabı verip vermeyeceği<br />

anlaşılsın diye. Gruptan<br />

%50 ile %80 arası malesef ki çoğunluğun<br />

verdiği cevaba gözü kapalı<br />

uyar. Sadece %25’i farklı çizgileri<br />

onları acımasız ve sabırsız yapar. Karşılaştıkları<br />

en ufak bir olayda dahi<br />

şiddete sevkeder.<br />

Fiziksel ve zihinsel gelişimini<br />

destekler<br />

Evde oynanabilecek zeka geliştirici<br />

kartlar, oyunlar yanında, oyun parklarında<br />

birikmiş enerjilerini atabilecekleri,<br />

fiziksel aktiviteli oyunlar da<br />

oynanmalı. Birlikte yürümek, bisiklete<br />

binmek, elinden tutup onunla<br />

geçirilecek her an hafızasında kalacaktır.<br />

Açık havada hoplayıp zıplayan,<br />

oynayan çocuk, mutlu olur, sağlıklı<br />

olur, huzurlu olur ve arkadaş bulur.<br />

Spor faaliyetleri, takım ruhunu geliştirir,<br />

kuralları öğretir.<br />

Kendini ifade etme biçimidir<br />

Aslında çocuğun temel ihtiyaçlarından<br />

olan oyun oynama, soru sorma,<br />

birlikte vakit geçirme isteği karşısında<br />

kayıtsız kalan ebeveynin asli sorunu;<br />

kendi çocukluğundaki yaşanmamışlıklarla<br />

barışamamış olmasıdır. Bir<br />

zamanlar sevgi alamamış bir yürek,<br />

sevse dahi sevgisini gösteremez.<br />

Oysa çocuklar çiçek gibidir, sevgi<br />

ve ilgiden mahrum kalırsa solar. Bir<br />

çocuğu dünyaya getirmekle maalesef<br />

ana‐baba olunmaz. Anne‐baba olmak<br />

sorumluluk ister, fedakarlık ve emek<br />

ister. Ve ancak emek verenler karşılığını<br />

alır...<br />

Oyun oynayan çocuk, bir nevi oyunlarla<br />

kendini, neler algılayabileceğini<br />

ifade eder. İç dünyasının ipuçları<br />

gibidir oyunlar. Çocuğunu tanımak<br />

isteyen, neler becerebildiğini görmek<br />

isteyen ebeveyn çocuğunun oyunlarını<br />

gözleyerek anlayabilir.<br />

Viyana Tıp Fakültesi’nden<br />

Önemli Araştırma...<br />

gösterir. Burdan ne öğreniyoruz?<br />

Grup baskısı veya çoğunluğun aldığı<br />

kararın bizi rahatlatmasını ve fazla<br />

düşünme gereksiniminde olmadığımızı<br />

görüyoruz. Bizim kendi düşüncemiz<br />

farklı dahi olsa, malesef ki<br />

kendimizi aşıp başkalarından farklı<br />

olan düşüncelerimizi dile getiremiyoruz.<br />

Daha çok susmayı ve saklanmayı<br />

tercih ediyoruz. Yine başka bir<br />

bilimsel deneyi psikiyatrist Charles K.<br />

Hofling yapmıştır. Bu deneyde hastanede<br />

bulunan hemşireler tanımadıkları<br />

bir doktor tarafından aranırlar<br />

ve hastalara „Astroten“ ilâcından<br />

doktorun kendisi gelesiye kadar 20<br />

mg verilmesi gerektiği söylenir.<br />

Hemşirelerin aldığı eğitime göre bilirler<br />

ki bu ilâcın 10 mg’dan fazlası<br />

ölümcüldür.<br />

Yapılan bu deney 22 farklı hemşire<br />

üzerinde uygulanır. Sonuç olarak görüyoruz<br />

ki 22 hemşireden maalesef<br />

ki 20 hemşire doktorun bu talimatını<br />

uygulamak üzere kolları sıvamışlardır.<br />

Tanımadıkları bir doktor tarafından<br />

aranıp dozunu aşan ölümcül ilâcı<br />

vermelerine çok az kalmışken hastanede<br />

bu ilâcı vermeleri engellenip<br />

bunun sadece bir deney olduğunu<br />

açıklamışlardır. Peki neden müdahale<br />

edilmeseydi ilâç verilecekti?<br />

Çünkü onlara göre bir doktor hep<br />

doğruyu yapar ve o ne derse uygulanacaktır.<br />

Farkında olmak gerekir ki<br />

bir doktor da aynı şekilde hata yapabilir.<br />

İnsanoğlu işte hep itaatkâr<br />

olmak istiyor.<br />

Yanlış olsa bile gerçeği savunma ihtiyacı<br />

duymuyor. Başkaları tarafından<br />

alay konusu olmamak için kendi doğrularını<br />

beyan edemiyor ve susmayı<br />

tercih ediyor. İşte günümüzde en<br />

büyük sorun da tam olarak bu. Bizden<br />

üst kademedeki insanların, büyüklerimizin<br />

ve çoğunluğun<br />

gölgesinde kalıyoruz. Onların düşünceleri<br />

ile aslında rahat koltuktan<br />

kalkmak istemiyoruz. „Hayır“ demeyi<br />

beceremiyoruz. Herşeye evet deyip<br />

onaylayamayız bu hayatta, itiraz<br />

hakkı herkese vardır korkusuzca. Bir<br />

çukura beraber düşülebilir ama aynı<br />

şekilde tek bir kişi ile de çukurun kenarından<br />

dönülebilir. Aman ne olacak<br />

demek yerine „DUR“ deyip<br />

M e dU ni Wi e n e r for s ch t<br />

Entwi ck l ung de r ki ndl ic he n<br />

Sp r achf ähig ke i te n b e re i ts<br />

im M ut te r le ib<br />

Viyana (OTS) ‐ Beyin hasarı olan<br />

çocuklar konuşma ile ilgili bölümlerini,<br />

sağlıklı beyin kısımlarında<br />

tekrar organize ederek<br />

konuşma yeteneklerini koruyabilirler.<br />

Bu bir seviyeye kadar<br />

gerçekleşebilir, sağlıklı çocuklara<br />

kıyasla sonuçta konuşma<br />

yetenekleri biraz kötüdür. Beynin<br />

konuşma ile ilgili bölümlerinin<br />

gelişiminin embriyo döneminde<br />

başladığı tespit edilmiştir.<br />

Viyana Tıp Fakültesi’nden<br />

birimler, konuşmanın gelişimini,<br />

doğmamış bir bebekten<br />

gençlik dönemine kadar olan<br />

farklı bir dilimde araştırdı.<br />

Viyana Tıp Fakültesi Çocuk<br />

ve Genç Sağlığı Kliniği ile Radyoloji<br />

ve Nükleer Tıp Anabilim<br />

Bölümleri birlikte çalışarak beyinde<br />

konuşma bölgelerinin<br />

nasıl yerleştiğini ve bir lezyonun<br />

çocuk beyninde konuşma<br />

bölgesinin yerleşmesi ve konuşma<br />

yeteneğini nasıl etkilediğini<br />

araştırdı. Daha iyi dil<br />

becerilerine sahip sağlıklı çocukların,<br />

her iki yarıkürenin<br />

bölgelerini birbirine bağlayan<br />

iki taraflı bir ses ağını kullanma<br />

olasılıkları daha yüksektir.<br />

Araştırmacılar, Çocuk ve Genç<br />

Sağlığı Kliniğinden Lisa Bartha‐<br />

Doering başkanlığında, sağlıklı<br />

çocuklarda büyük bir kelime<br />

hazinesi varlığının, yüksek derecede<br />

sözel esnekliğin ve<br />

daha iyi bir sözel öğrenmenin<br />

ikili organize edilmiş bir konuşma<br />

lokalizasyonuyla bağlantılı<br />

olduğunu buldular.<br />

Beyinde konuşma bölümleri<br />

doğumdan önce tespit ediliyor<br />

Araştırmacılar felç geçirmiş çocuklarda<br />

da konuşma bölümleri<br />

lokalizasyonu ve konuşma<br />

yeteneği arasında bir ilişkiyi<br />

ispatladılar. Bartha‐Doering,<br />

erken çocuklukta, belki de doğumdan<br />

önce spesifik konuşma<br />

yatkınlığının tespit<br />

edildiğini ve beyinde yaralanmaların<br />

olması durumunda<br />

bile konuşma bölümlerinin<br />

kendisine yeni bir düzen verebileceğini<br />

söyledi.<br />

Araştırma ekibinin ilgi odağında<br />

gelecekte, ilgili beyin<br />

yapılarının çok erken işlevsel<br />

gelişimi de yer alıyor. Bir FWF‐<br />

KLIF projesinde araştırmacılar<br />

ileride de konuşma lokalizasyonu<br />

ve konuşma gelişiminin<br />

olabileceğini buldular. Bartha‐<br />

Doering: ‘‘Araştırmanın sonuçları<br />

tam öngörülere ve terapi<br />

stratejilerine imkân sağlayacak.<br />

Hedefimiz işlevsel görüntüleme<br />

aracılığıyla sağlıklı ve<br />

nörolojik hasta çocuklarda da<br />

bilişsel gelişimin nasıl olduğunu<br />

önceden söyleyebilmek.’’<br />

dedi.<br />

KEBİRAN DOĞANER<br />

kebiran.doganer@hotmail.com<br />

KONUŞMA SIRASI SENDE<br />

içimizdeki mücevherleri çıkarmalıyız.<br />

İnsan kendini asla küçük görmemeli,<br />

diğerlerinden kendini asla ama asla<br />

değersiz ve güçsüz hissetmemeli.<br />

Herkese aynı oranda değerler biçilmiştir<br />

ve farklı yetenekler verilmiştir<br />

Allah tarafından. Herkes birbirinin<br />

fikrini dinlemeye açık olursa ve saygı<br />

duyarsa hayatta büyük değişimler<br />

yapılabilir. Eğer herkes tek bir kişinin<br />

düşüncesine göre hareket edecekse<br />

neden diğer insanlar varlar ki o<br />

vakit? Toplum ancak bir çok çeşitliliğin<br />

içinde herkesin birbirine duyduğu<br />

saygı ve hoşgörü ile kalkınabilir. Aynı<br />

şekilde toplumun çeşitliliğe, farklı<br />

bakış açısına, yeteneklere ve bilgilere<br />

ihtiyacı vardır. Bizler malesef herşeyi<br />

doğru bilemeyiz bazen. Başka pencerelerden<br />

bakan, eğilimli yollardan<br />

geçmiş tecrübe ve ilham dolu hikâyelere<br />

yaşam boyunca ihtiyacımız<br />

vardır. Tam düşecekken, bir şeyin dibindeyken<br />

tutabilirler bizi. Bizim hiç<br />

o yönlü düşünemediğimizi düşünecek<br />

beyinler vardır belki...<br />

Sen de açık ol, anla, çabala ve<br />

susma!


UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

www.europa-journal.net<br />

5 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

KASIM <strong>2018</strong><br />

Beyin yön verendir...<br />

Sırlarla dolu bir<br />

keşif yolu!<br />

Beyin gelişimi daha doğmadan<br />

anne karnında başlar<br />

ve sizin gayretiniz oldukça<br />

bu gelişimini devam ettirir.<br />

Düşünün ki, döllenmeyi takip<br />

eden üçüncü haftadan itibaren<br />

beyin hücreleri diğer<br />

hücrelere kıyasla daha hızlı<br />

gelişmeye başlar. Sonrasında<br />

doğum ve hayata tutunma<br />

çabasıyla beraber<br />

gelişen bir hayatta kendimizi<br />

varoluşumuzla kanıtlamaya<br />

çalışacağımız bir bütüne,<br />

yani yaşama dahil oluruz. Bu<br />

süreçte kafatasımızın içinde<br />

bulunan nörokimyasalların<br />

bize verdiği yetkiye dayanarak<br />

birçok duyguyla yüzleşiriz.<br />

Kimi zaman üzücü, kimi<br />

zaman bizi mutluluktan havalara<br />

uçurabilecek kudrete<br />

sahip olan bu mekanizmayla<br />

yaşamaya başlarız. Bu yolda<br />

ilerleyen Nörobilimciler biyolojik<br />

bir canlı olduğumuzun<br />

altını çizerek bizi birçok<br />

gerçekle yüzleştirirler. Yolumuzu<br />

yürürken aktif halde<br />

olan algısal düzeneğin,<br />

kararlarımızı alırken mücadele<br />

ettiğimiz duygularımızın<br />

bütününün kaynağını yakından<br />

tanımak bence bize bir<br />

vazifedir.<br />

Beyin bize aslında çok önemli<br />

bir iş yaptığını, anatomik<br />

hiyerarşisinde en üst noktada<br />

yeralarak kanıtlamaya<br />

çalışmış olmalı, çünkü o<br />

doğuştan itibaren 100 milyardan<br />

fazla nöron sayısıyla<br />

hiç aralıksız şekilde çalışmaktadır.<br />

Hayatımızın ana kumandası<br />

özelliğini taşımasına<br />

rağmen, insan vücudunun<br />

sadece %2’sini oluşturmaktadır.<br />

Yeni doğan bebekte<br />

350‐400 gram olan beyinimiz,<br />

yetişkin insanda yaklaşık<br />

olarak 1,4 kilogram ağırlığındadır<br />

ve yuvarlak hatlara sahiptir.<br />

Büyüklüğü, yan yana<br />

duran iki yumruk şeklinde<br />

betimlenir. Şekil olarak en<br />

çok cevize benzemektedir.<br />

Beynin dışındakı buruşukluklar<br />

bizi akıllı yapan kıvrımlardır.<br />

Bu kıvrımlar, az bir<br />

alana daha fazla yüzeyin,<br />

dolayısıyla beyin hürelerinin<br />

sığabilmesini sağlamakla beraber<br />

ortaya çıkan bir<br />

yapının özelliğini oluşturur.<br />

Tüm bu yapının altında yatan<br />

mekanizman %75‐80 suyla<br />

kaplıdır. Geriye kalan %10’u<br />

yağdan oluşurken, %8’i ise<br />

proteinlerden oluşmaktadır.<br />

Bu nedenden dolayı, besinlerimiz<br />

beyin dokumuzdaki<br />

biyolojik altyapıyı tetikleyerek,<br />

ruh halimizi ve düşüncelerimizi<br />

doğrudan etkileyebilme<br />

gücüne sahiptir. Çok ilginçtir<br />

ki, tüm herşeyi algılayan<br />

bu beynimiz kendisine<br />

dokunulduğunda bunu algılayamamaktadır.<br />

Yani, beynimize<br />

dokunulduğunda canımız<br />

kesinlikle yanmaz. Bazı<br />

yapılan ameliyatlarda kişilerin<br />

kafatasları açık ve bilinçleri<br />

yerindeyken ‐durumun<br />

da gerekliliği dolayısıylahastaların<br />

beyinlerinin farklı<br />

bölgelerine düşük düzeyde<br />

elektrik yüklü bir cihazla<br />

dokunuşlar yapılarak neler<br />

olduğu konusunda gözlemler<br />

yapılmıştır. Kişilerin bazen<br />

üşüdükleri, bazen parlak bir<br />

ışık gördükleri, bazen şarkı<br />

söyledikleri görülmüştür.<br />

Bunlar gerçekleşirken ilginç<br />

olan acı çekilmemesidir. Şu<br />

anda „beynimiz“ bir star<br />

edasında güncel olan birçok<br />

konuya dahil olmasına<br />

rağmen, önceden bu durum<br />

hiç de böyle değildi. Eski<br />

Mısır krallarının mumyalarında<br />

tüm diğer organları<br />

korunurken, beyinleri önemsiz<br />

diye burun deliklerinden<br />

çıkarılıp atılıyordu! Kral öldükten<br />

sonra yeniden canlanınca<br />

kullanabilmesi için özel<br />

eşyaları hatta eşi öldürülüp<br />

yanına konulurken beyinlerine<br />

gerek dahi duyulmuyordu.<br />

Şimdi ise durum<br />

bambaşka! 5000 yıllık yazılı<br />

tarihimizin olmasına rağmen,<br />

tüm duygu ve düşüncelerimizin<br />

kaynağı olan beynimizin<br />

önemi son 500 yılda<br />

Ö<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

S<br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Melike İNCE<br />

Nörobiyolog ve Temel Psikoterapi Eğitimi Mezunu<br />

melike.ince@outlook.de<br />

Melike İnce Hakkında:<br />

kabul edilmeye başlanmıştır.<br />

Beyin hayata yön verendir.<br />

Birçok Amerikan ve İngiliz Tıp<br />

birlikleri, yayınladıkları bildirilerle<br />

hastalıkların yaklaşık<br />

%80 oranında zihinsel kökenli<br />

olduğunu açıkladılar.<br />

ABD Ulusal Akıl Sağlığı<br />

Enstitüsü’ne göre her iki<br />

Amerikalıdan biri, hayatlarının<br />

bir döneminde zihinsel<br />

temelli rahatsızlık yaşıyor. Bu<br />

beyin temelli sorunlar, beslenme<br />

bozukluğundan depresyona,<br />

uyuşturu kullanımından<br />

hiperaktifliğe, suça<br />

eğilimlilikten kronik strese<br />

kadar çeşitlilik gösteriyor.<br />

Beynimizi kullanabilmek dışında,<br />

beynimiz üzerinden<br />

bizi kullanmaya çalışan bir<br />

dış dünyanın yönetimine<br />

maruz kalma korkusuna<br />

sahip olmak gibi bir gerçekle<br />

sizi tanıştırmak isterim.<br />

Nörobilim alanı artık „zihin<br />

kontrolü“ için çalkantılı bir<br />

araştırma alanına doğru ilerlemiş<br />

durumdadır. Öyle ki,<br />

ABD‘ de „tehlikeli düşünceleri<br />

okumaya“ ve „beynin<br />

parmak izini çıkarmaya“ yarayan<br />

cihazların ön patentlerini<br />

almak için çabalayan<br />

birçok şirket bu alanda aktif<br />

şekilde çalışmalarını sürdürmektedir.<br />

Aynı zamanda iş dünyasında<br />

da beyin temelli pazarlamalar<br />

konusunda birçok araştırmalar<br />

yapılıyor. Dünyaca<br />

ünlü şirketler satın alma<br />

davranışının biyolojisini açıklayabilmek<br />

için kendilerini bu<br />

yolun neferi ilan etmiş gözüküyorlar!<br />

Örneğin Coca Cola<br />

gibi şirketler de bu yoldaki<br />

gözlemlerini derinleştirebilmek<br />

için kendi özel beyin<br />

laboratuvarlarını kurdular.<br />

Dünyanın en iyi beyin görüntüleme<br />

cihazlarını alarak „tüketicinin<br />

beynini okumaya“<br />

çalışan şirketler de bu yolda<br />

rekabet halindeler.<br />

Gelişmiş birçok ülkede artık<br />

„beyin uyumlu öğrenme“<br />

kuramına göre eğitim yeniden<br />

yapılandırılıyor. Böylelikle<br />

öğrenme beyinde gerçekleştiğine<br />

göre, öğretim de<br />

beynin doğasına göre yapılmalı<br />

anlayışı artık yaygınlaşmaya<br />

başlıyor!<br />

Beynimiz yorulmak bilmeden<br />

çalışıp biçim değiştirerek,<br />

sürekli sistemindeki devreleri<br />

yeniden kurmaktadır.<br />

Yaşayan her canlının beynindeki<br />

nöral ağlar benzersiz olmakla<br />

beraber, nöral acıdan<br />

kim olduğumuz bu ağların<br />

yoğunluğuna göre farklılık<br />

gösterebilmektedir. O halde,<br />

yaşamımız boyunca yeni deneyimlerimizle,<br />

öğrendiklerimizle<br />

yeni ağlar oluşturmaya<br />

devam etmeliyiz. Kimliğimizle<br />

var olmaya çalışırken,<br />

beynin içindeki sonsuzlukta<br />

bir varış noktası olmamasının<br />

bilinciyle hareket edip, gelişmeye<br />

açık olmayı kendimizi<br />

gerçekleştirme yolunda bir<br />

hedef olarak belirleyebiliriz.<br />

Salzburg Paris Lodron Üniversitesi’nde Psikoterapi Temel Bilimi ve<br />

Nörobiyoloji bölümlerini tamamlayan Melike İnce, Yüksek Lisans Eğitimine<br />

Krems Donau Üniversitesi’nde Psikoterapi Bilimi üzerine devam edecektir.<br />

Melike İnce ayrıca eş zamanlı olarak Salzburg Sinn Zentrum’da Logoterapi<br />

ve Psikolojik Rehberlik ve Danışmanlık eğitimini sürdürmektedir.<br />

Foto: SoWi-Holding<br />

Sen de birçok genç gibi şu kritik<br />

soruyla karşı karşıya mısın?<br />

Eğitim ve meslek hayatımı nasıl<br />

planlamalıyım? Birçok farklı seçenek<br />

ve şanslar arasında tek bir<br />

5-7 Aralık Tarihleri Arasında İnnsbruck’ta Tekrar Buluşalım! BeSt 3 -Innsbruck <strong>2018</strong><br />

SENİN GELECEĞİN İÇİN<br />

soru var. Acaba benim için en<br />

doğrusu hangisi?<br />

14 ile 18 yaş arasında gençlerin<br />

birçoğu hayatlarında belirleyici<br />

olacak şu sorularla karşı<br />

karşıyadırlar: Ne yapabilirim? İlgi<br />

alanım nelerdir ve gerçekten neyi<br />

isteyerek yapabilirim? Bunun için<br />

ne yapmalıyım? Çıraklık eğitimi<br />

mi, yüksek okul mu, doğrudan iş<br />

hayatı mı, lise bitirme sınavından<br />

sonra meslek eğitimi ya da üniversite<br />

mi? Evetse; hangisi, ve<br />

nerede?<br />

<strong>2018</strong>’de de ortağımız Sosyal<br />

İşler Bakanlığı Servisi, tüm<br />

öğrencilerin, ebeveynlerinin ve<br />

eğitmenlerin kapsamlı bir hizmetten<br />

yararlanması ve bu hizmete<br />

şeffaf bir erişimi sağlamak<br />

için Gençlik Koçluğu’na ağırlık<br />

veriyor. Gençler okuldan mesleğe<br />

geçişte sıklıkla birçok soru<br />

ve belirsizliklerle karşı karşıya<br />

kalır. Diğer eğitim ve meslek<br />

imkânları konusunda gençler ve<br />

velileri zor karar aşamasında<br />

genelde profesyonel danışma<br />

hizmetine ve yardıma ihtiyaç<br />

duyar. Avusturya işgücü<br />

piyasasını ve eğitim olanaklarını<br />

iyi tanımayan göçmen kökenli<br />

genç bireyler, Gençlik Koçluğu<br />

hizmeti ile potansiyellerini en iyi<br />

şekilde hedeflerine yerleştirmeyi<br />

öğrenir. Bireysel bir gelecek<br />

planlamasıyla yeni yeterlilik ölçüsüne<br />

yönelik planlama, bir okula<br />

devam, bir üretim okulu, bir<br />

meslek okulu ya da bir işe giriş<br />

için önemli bir mesafe katedilmesini<br />

sağlayabilir.<br />

Gençlik Koçluğu 9. sınıfta ve 19<br />

yaşına kadar olan bütün gençlere<br />

yöneliktir. Bir özrü olan ya da<br />

özel pedagojik desteğe ihtiyacı<br />

duyan gençler ise 24 yaşına kadar<br />

bu programdan faydalanabilir.<br />

Bir eğitim fuarında eğlencenin de<br />

ihmal edilmemesi için, fuar ziyaretini<br />

bir etkinlik programı<br />

tamamlıyor. Katılımcılar, sahne<br />

ve etkinlik programlarıyla ilgili<br />

son haberleri bulabileceğin internet<br />

sayfası:<br />

www.best‐innsbruck.at<br />

BeSt 3 <strong>2018</strong>, 5-7 Aralık tarihleri arasında saat sabah 9’dan<br />

akşam 17’ye kadar Messe İnnsbruck’ta. Giriş Ücretsiz!


UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

www.europa-journal.net<br />

KASIM <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 6<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Das Wirtschaftsforschungsinstitut hat ausgerechnet:<br />

durch die von ÖVP‐FPÖ‐Regierung<br />

geplante ABSCHAFFUNG DER NOTSTANDS‐<br />

HILFE wird in Zukunft ein DRITTEL der<br />

Arbeitslosen keine Unterstützung mehr<br />

bekommen!<br />

Rund 121.000 Arbeitslose könnten nach den<br />

Plänen der Regierung keine Leistungen mehr<br />

erhalten. 37.000 der Betroffenen sind<br />

Menschen mit einer Behinderung. 48 Prozent,<br />

also FAST DIE HÄLFTE, der Arbeitslosen<br />

mit einer Behinderung würden damit keine<br />

Leistung mehr erhalten, da sie – wegen ihrer<br />

Behinderung – lange für die Arbeitssuche<br />

brauchen. Das ist ein Anschlag auf die<br />

soziale Sicherheit von ausgerechnet<br />

jenen Menschen, die sowieso schon sozial<br />

und gesundheitlich benachteiligt sind. So<br />

eine Bösartigkeit muss man sich einmal<br />

vorstellen!<br />

Aus der Versicherungsleistung herausfallen<br />

Alev Korun<br />

Die Grünen<br />

alev.korun@gruene.at<br />

Bundesregierung will<br />

einem DRITTEL der<br />

arbeitslosen Menschen<br />

die Förderung streichen<br />

würden auch 6.000 Jugendliche und 61.000<br />

Menschen, die nur einen Pflichtschulabschluss<br />

haben.<br />

Spätestens jetzt sollte jedem im Land klar<br />

sein, dass diese Regierung arme und<br />

benachteiligte Menschen noch einmal ärmer<br />

machen will. Das ist kein neuer, sondern<br />

ein erbarmungsloser und beschämender<br />

Stil. Die Grünen kämpfen gegen diesen<br />

sozialen Kahlschlag in allen Bundesländern<br />

mit aller Kraft an. Wir verlangen von der<br />

Bundesregierung, dass sie ihre schädlichen<br />

und unverschämten Pläne zur Abschaffung<br />

der Notstandshilfe zurückzieht und rufen<br />

alle solidarischen Menschen auf, sich bei<br />

den beiden Regierungsparteien ÖVP und<br />

FPÖ per Mail, Telefon und Brief zu beschweren.<br />

Ein Anschlag auf die soziale Sicherheit<br />

gerade der Ärmsten im Land schadet<br />

unserer gesamten Gesellschaft. Das lassen<br />

wir nicht zu!<br />

Kadınlar erkeklerden<br />

59 gün fazla çalışarak<br />

aynı parayı kazanıyor<br />

Oxfam yardım kuruluşunun hazırladığı<br />

"Avrupa'da Kadın ve Emek Yoksulluğu"<br />

raporu Avrupa'daki iş piyasasında<br />

kadın ve erkek arasındaki<br />

eşitsizliği ortaya çıkardı. Bu rapora<br />

göre Avrupa'da bir kadının bir erkekle<br />

aynı parayı kazanabilmesi için 59 gün<br />

daha fazla çalışması gerekiyor.<br />

Kadınlar erkeklere göre daha az maaş<br />

alıyor ve Qxfam raporu bu durumun<br />

sebebini kadınların toplumdaki rolüyle<br />

bağlantılandırıyor. Kadınların çoğu<br />

yarı zamanlı işlerde çalışmak zorunda<br />

ve bu durum kadınların belli sektörlerde<br />

ve belli işlerde yoğunlaşmasına<br />

yol açıyor.<br />

Oxfam raporuna göre kadınlar genelikle<br />

hizmet sektöründe, restoranlarda<br />

ya da temizlik ve bakım gibi düşük<br />

ücretli işlerde çalışıyor. Kadınlar arasında<br />

en çok göçmenler, gençler ve<br />

Sivil Toplum Kuruluşları ve Gönüllülere Büyük İş Düşüyor...<br />

Araştırma: Avrupa’da Yüzbinlerce<br />

Mülteci Travma Yaşıyor<br />

Wir leisten Widerstand<br />

gegen diesen Kahlschlag!<br />

Yapılan bir araştırmaya göre,<br />

Suriye, Afganistan ve Irak’tan<br />

gelen her dört sığınmacından<br />

üçünün yaşamış oldukları şiddet<br />

nedeniyle ruhsal ve bedensel<br />

sorunlarla karşı karşıya<br />

oldukları ortaya kondu.<br />

Almanya AOK Bilimsel Enstitüsü'nün<br />

yaptığı araştırmaya<br />

göre, 2015 yılından beri iltica<br />

başvurusunda bulunan yaklaşık<br />

1 milyon 500 bin sığınmacının<br />

600 bini yaşadıkları ciddi<br />

sıkıntılar nedeniyle en az bir<br />

travma yaşadı. Bu sığınmacıların<br />

yüzde 58'i ise birden fazla<br />

travma ile başetmek zorunda.<br />

Sığınmacıların yüzde 74,7'si<br />

şiddet ile doğrudan karşılaşırken,<br />

bunların yüzde 60'ı savaşı,<br />

yüzde 40'ı ise askerler<br />

veya silahlı kişilerin saldırısını<br />

yaşadıkları travmaya neden<br />

olarak gösterdi.<br />

Ö<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

S<br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Sığınmacıların yüzde 6'sı<br />

cinsel istismar kurbanı<br />

Her üç sığınmacıdan biri, akrabasının<br />

veya yakınının, kaçırıldığını,<br />

kaybolduğunu veya<br />

şiddet sonucu yaşamını yitirdiğini<br />

ifade etti. Her beş sığınmacıdan<br />

biri de işkence<br />

gördüğünü dile getirdi. Araştırmaya<br />

göre, sığınmacıların<br />

yüzde 16'sı cinayet, dayak ve<br />

cinsel şiddetin tanığı olduğunu,<br />

yüzde 6'sı da tecavüze<br />

uğradığını aktardı.<br />

Araştırmayı yürüten uzmanlar,<br />

şiddet deneyiminin mağdurların<br />

sağlığını önemli ölçüde etkilediğine<br />

dikkat çekti. Şiddet<br />

ile karşılaşanların ruhsal ve<br />

bedensel şikayetlerinin, şiddet<br />

yaşamayanlara kıyasla iki kat<br />

daha fazla olduğu belirtildi.<br />

Araştırmaya katılan sığınmacıların<br />

beşte ikisinin depresyon<br />

belirtileri gösterdiği tespit<br />

edildi.<br />

Destek Şart<br />

Uzmanlar, şiddet mağduru sığınmacılar<br />

için yardım imkânlarının<br />

artırılmasını talep<br />

ederek, barınma, temel ihtiyaçların<br />

karşılanması veya<br />

mülteci çocukların okula gitmesi<br />

gibi insani bir sorumlulukların<br />

önemine vurgu<br />

yaptılar. Travma yaşayan her<br />

sığınmacının psikolojik terapi<br />

görmesine gerek olmadığını<br />

belirten uzmanlar, özellikle<br />

doktorlar veya gönüllüler tarafından<br />

yönetilecek grup terapilerinin<br />

de yararlı olabileceğini<br />

kaydettiler.<br />

Oxfam Raporu:<br />

‘‘Çalışan kadınlar<br />

toplumdaki rollerinden<br />

dolayı erkeklere göre<br />

daha az maaş alıyor’’<br />

tek ebeveynli aileler zorluk çekiyor.<br />

Rapor Avrupa’nın farklı ülkelerinde<br />

kadınlarla gerçekleştirilen mülakatların<br />

değerlendirmesini sunuyor. Buna<br />

göre görüş verenlerin büyük çoğunluğu<br />

emek yoksulluğunun fiziksel ve<br />

psikolojik baskıkı bereaberinde getirdiğini<br />

belirtiyor. Ev işleri ya da para kazandıkları<br />

işlerde sürekli stres ve<br />

endişenin ya da ay sonunu getirememenin<br />

fiziki, ruhsal ve duygusal yorgunluğunu<br />

taşıdıklarını vurguladılar.<br />

Raporda ayrıca yaptıkları işlerin tehlikeleri,<br />

kişisel zamanın azlığı ve daha<br />

çok çalışma karşılığında daha az maaş<br />

almanın getirdiği moral bozukluğunun<br />

kadınları sosyal yalnızlığa ittiği ifade<br />

ediliyor. Rapor bu sorunların özellikle<br />

göçmenler, gençler ve tek ebeveynli<br />

ailelerde ciddi şekilde yoğunlaştığını<br />

ortaya koyuyor.<br />

Re gieru ng ver schär ft<br />

S trafen für Schummeln<br />

bei Führe rsche inpr üfung<br />

Ehliyet<br />

Sınavında Kopya<br />

Çekenlere Ağır<br />

Cezalar Geliyor<br />

Aşırı sağcı Avusturya Özgürlükler Partisinden (FPÖ)<br />

Ulaştırma Bakanı Norbert Hofer, ehliyet sınavında<br />

kopya çekenlere yönelik ciddi yaptırımlar getireceklerini<br />

belirtti. Sınavın teori bölümünde özellikle<br />

teknolojik aletlerin yardımıyla kopya çeken kişilerin<br />

sayısının arttığını belirten Bakan Hofer, yakalananlara<br />

9 ay sınava girememe cezası vermeyi<br />

planladıklarını açıkladı.<br />

Yine Yabancılar Hedef Gösterildi<br />

Ulaştırma Bakanlığından bir yetkili, cep telefonu<br />

ve kulaklık gibi aletlerle kopya çekildiğini, bu metodları<br />

özellikle arap kökenli vatandaşların kullandığını<br />

belirterek yabancıları hedef gösterdi.<br />

Armin Wolf'tan Tepki<br />

Avusturya Devlet Televizyonu'ndan (ORF) Armin<br />

Wolf, ''Bakanlığın açıklamalarıyla yine bir algı operasyonu<br />

yapılıyor ve ''Kötü yabancılar algısı oluşturuluyor''<br />

dedi.


UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

www.europa-journal.net<br />

7 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

KASIM <strong>2018</strong><br />

Ö<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

S<br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

ELEŞTİRİ KÜLTÜRÜ<br />

Bir toplumun ilerlemesi ve güçlenmesi<br />

için gerekli olan şüphesiz en<br />

önemli unsurlardan birisidir eleştiri<br />

kültürü. Peki bu eleştiri kültürü<br />

dediğimiz şey aslında nedir?<br />

Herhangi bir konu üzerine tartışırken<br />

veya fikir beyan ederken kullanılan<br />

üslup ve karşı fikire gösterilen<br />

tahammül bir bireyin tartışma kültürü<br />

hakkında bize ipucu verebilir.<br />

Birçok bireyden oluşan toplum<br />

olarak birbirimizin düşüncelerine,<br />

siyasi görüşüne veya hayata bakış<br />

açısına ne derece saygılı davrandığımıza<br />

ise bir toplumda var olan<br />

farklılıkları su üstüne taşıyacak,<br />

gündeme getirecek hadiseler sayesinde<br />

tanık oluyoruz. Siyasi seçimler<br />

burada en büyük rolü<br />

oynamakta. Diaspora bakış açısından<br />

yola çıkmak gerekirse, burada<br />

göz önüne alınması gereken iki<br />

farklı faktör var. İlk olarak, duygusal<br />

bağımızın olduğu, akrabalarımızın<br />

yaşadığı, çoğu kişinin hala „evi“<br />

olarak gördüğü yer yani Türkiye’de<br />

BEGÜM GÖRDÜ<br />

begum@turktekin.at<br />

Bu belki biraz hızlı bir giriş olacak ama her makalemde „bize iki çift sözüm olacak“. Hem özeleştiriye<br />

hem yaşadığımız ülkeyi ilgilendiren siyasi eleştirilere yer vereceğim ve yazılarımın ilkini sizlerin<br />

beğenisine sunuyorum. Hazırsanız sizi rahatsız etmeye geldim. Konumuz eleştiri kültürü.<br />

gündemi belirleyen olayların burada<br />

yaşayan Türk kökenli insanları<br />

etkilemesi. İkincisi ise bulunduğumuz,<br />

yaşamımızı sürdürdüğümüz<br />

ve çocuklarımızın, bir sonraki nesilin<br />

de kuvvetle ihtimal yaşamlarını<br />

sürdüreceği ülke olan Avusturya’da<br />

yaşanan siyasi ve toplumsal gidişatlar.<br />

Bu iki faktör birbirini derinden<br />

etkilemekte zira Türkiye’de<br />

olanı Türkiye’de bırakamama gibi<br />

bir sorunla karşı karşıyayız. Bu<br />

sorun bize ne yazık ki sandığımızdan<br />

daha çok zarar veriyor ve<br />

biz farkında olmadan yıllardır bir<br />

organizmanın bağışıklık sistemine<br />

gizlenmiş virüs gibi çeşitili problemlere<br />

kapı aralamış. Türkiye’nin<br />

siyasi ve toplumsal hafızası hepimizin<br />

bildiği üzere bir çok derin<br />

yaralar, kutuplaşmalar ve ideolojik<br />

savaşlarla dolu, diğer tarafta ise<br />

milliyetçilik gibi sağ ve sol fark<br />

etmeksizin toplumu bir arada<br />

tutan çok güçlü ortak bir olgu mevcut.<br />

Yani aslında bu kutuplaşmanın,<br />

bu ak veya kara, evet veya<br />

hayır, "açık" veya "kapalı", dindar<br />

veya laik kısacası ne olursan ol ama<br />

bir tarafın olsun ve orada yanlış<br />

olan birşeyi görsen dahi onu sonuna<br />

kadar savun, ya topyekün sev<br />

ya da ölümüne ve fanatikçe karşı ol<br />

dogmasının sosyolojik açıklaması<br />

bizim tarihimizde gizli. Burada sağlıklı<br />

ve bizi ileriye taşıyacak bir eleştiri<br />

kültürüne çok yer kalmıyor<br />

aslında. „A partiye her ne kadar<br />

sempati duysam da, geçen yapılan<br />

açıklamayı çok doğru bulmadım<br />

onun yerine farklı bir yol izlenebilirdi“<br />

diyen birine nadir rastlarsınız.<br />

„B partiyi sevmem, bilirsin fakat bu<br />

projeleri gerçekten hoşuma gitti,<br />

topluma yararlı ve atılan güzel bir<br />

adımdı“ diyen birine denk gelmeniz<br />

de çok olası değil. Genelde ya<br />

överiz ya döveriz ve ortası yoktur.<br />

Bu tutum aslında bir hayat tarzı<br />

haline geliyor diyebiliriz, çünkü<br />

hayatımızın her alanında mevcut.<br />

Burada, Avusturya’da bu fanatik<br />

tutum yakamızı bırakmadı. Ülke<br />

değiştirmiş olsak da huyumuz değişmedi.<br />

Şu an sağ ve aşırı sağ<br />

iki partiden oluşan bir hükümet<br />

gittikçe daha otoriter olmakta ve<br />

burada azınlık haklarını adım adım<br />

azaltarak hayatımızı zorlaştırmaya<br />

başladı. Bunun ayak izlerini de duymuştuk<br />

fakat kendi aramızdaki anlaşmazlıklar<br />

ve Türkiye’den buraya<br />

ithal ettiğimiz siyasi ve toplumsal<br />

yükler yüzünden burada olan bitene<br />

birlik olarak demokratik yollar<br />

aracılığı ile karşı gelemedik.<br />

Hükümetin sürekli bahsettiği başörtü<br />

yasağından tutun, sözüm ona<br />

çifte vatandaşlı olan insanımızın<br />

mağduriyetine varana kadar başa<br />

çıkmamız gereken bir çok sorunla<br />

karşı karşıyayız. Bugüne kadar<br />

„Sen ocusun, ben bucu“ diyerek o<br />

kadar çok zaman kaybettik ki, şu an<br />

dedelerimizin, ninelerimizin, babalarımızın<br />

ve annelerimizin canlarını<br />

dişlerine takarak çok zor şartlar<br />

altında çalışıp, kurdukları her<br />

şeylerini kaybedebilecekleri bir<br />

noktaya geldik. Artık uyanmanın<br />

vakti geldi demeyeceğim çünkü o<br />

vakit gelmişti ve geçti. Artık aktif<br />

olmanın, çalışmanın ve en önemlisi<br />

birlikte çalışmanın vakti geldi. Artık<br />

eleştiri kültürünü öğrenmenin, bizi<br />

biz yapan farklılıklarımızı da kabullenmenin<br />

vakti geldi. Karşımızdakini<br />

eleştirirken aynı zamanda<br />

onun fikrine saygı duymanın, geçmişi<br />

geçmişte bırakıp, birbirimizi<br />

ötekileştirmeden kabul etmeyi<br />

öğrenmeliyiz.<br />

Viyana Anton Proksch Enstitüsü’den İnternet<br />

Bağımlıları İçin Yeni Terapi Hizmeti<br />

İnternet, oyun ve sosyal medya bağımlıları için özel grup terapi hizmeti<br />

İnternet dünyası ve sosyal ağlar<br />

bağımlılık yapıyor ve bundan özellikle<br />

gençler olumsuz etkileniyor.<br />

Viyana’da Anton Proksch Enstitüsü<br />

ilk kez böyle kişiler için özel ve yatılı<br />

bir tedavi hizmeti sunuyor. Bu<br />

yeni programın sloganı ise ''İnternet<br />

Bağımlılığı Oyun Değildir.''<br />

Enstitü psikiyatrisi Roland Mader<br />

yıllarını madde bağımlılığı hastalıklarını<br />

araştırmaya vermiş bir kişi<br />

olarak tüm halkın %2’sinin, gençlerin<br />

%4‐6’sının internet bağımlılığı<br />

mağduru olabileceğinden söz ediyor.<br />

Mader devamla: ''15 yıldan bu<br />

yana internet bağımlılarının ayakta<br />

bakımını, birkaç yıldan beri de yatırarak<br />

bakımlarını yapıyoruz. Şimdiye<br />

kadar bu hastalarla, oluşturulan<br />

terapi grupları içerisinde ilgilendik.<br />

Bu bize yetersiz geldi. Bir<br />

senedir tedavi programını yataklı<br />

bölümde uygulamaktayız. Geçen<br />

Eylül’de başladık. Program, alanında<br />

Avusturya’da bir ilk.''<br />

Gerçek hayatı ihmal<br />

Diğer bağımlılık hastalıklarında olduğu<br />

gibi internet bağımlılığı, oyun<br />

ve sosyal medya, mağdurun hayatında<br />

zamanla giderek daha büyük<br />

bir pay alıyor bu da gerçek hayatın<br />

ihmaline, yalnızlaşmaya eşlerle sorunlara,<br />

işte ve eğitimde problemlere<br />

yol açıyor. Burada bir takım<br />

özellikler mevcut. Enstitünün tıbbi<br />

idarecisi Michael Musalek internet<br />

bağımlısı hastaların çoğunlukla<br />

20’li yaşlarda, alkolik hastaların ise<br />

40‐60 yaş aralığında olduğunu söylüyor.<br />

Musalek: ''Mağdurlar sadece<br />

sosyal medya kullanımı, oyun<br />

ve diğer internet hizmetleri bağımlısı<br />

olmakla kalmıyor, bunun<br />

yanında korku, depresyon, uyarıcı,<br />

uykuyu engelleyici ilaçlara bağımlılık<br />

gibi sorunlarla da karşı karşıya<br />

kalıyorlar.'' Mader ise internette<br />

oyun bağımlısı olanların şöyle bir<br />

davranış biçimi geliştirdiğini söylüyor:<br />

''Bu kişiler sanal bir kişilik<br />

(Avatar) oluşturuyor. Cesaretli,<br />

güçlü sanal bir dünya burada tanınma<br />

kabul görme ve arkadaşlar<br />

var. Oysa bu kişiler gerçek hayatlarında<br />

güvensiz, çok az arkadaşa<br />

sahip ve sevgi kıtlığı çekiyor.''<br />

Her birey cep telefonunu teslim<br />

etmek zorunda<br />

API’de uygulanan terapi tam da<br />

kendi hasta grubuna uygun. Mağdurların<br />

en genci 17 yaşında ve 8<br />

haftalık bir süre için yatırıldı. Cep<br />

telefonları baştan teslim edilmek<br />

zorunda. Zaman içinde akıllı telefonun<br />

kullanımına günde 1 saatle<br />

sınırlı olmak üzere izin veriliyor.<br />

Program çerçevesinde API’nin<br />

grup ve bireysel terapi hizmetine<br />

ek olarak haftada 1 kez olmak<br />

üzere internet, oyun ve sosyal<br />

medya bağımlıları için özel grup terapi<br />

hizmeti de veriliyor.<br />

Mader günümüz toplumu için tam<br />

olarak internetten uzak kalmanın<br />

mümkün olmadığını, terapide<br />

‘Lamba Sistemi’ uyguladıklarını<br />

söylüyor. Bu sistemde örneğin internette<br />

oyun bağımlısı olan kişi<br />

oyun oynamak dışında internetin<br />

diğer alanlardaki kullanımlarından<br />

ve bazı şartlar altında yararlanabiliyor,<br />

burada bağımlılığı dışındaki<br />

alan ‘yeşil ışık lamba’ gibi oluyor.<br />

İlk hasta grubu hizmeti alıyor<br />

Şu andaki programda farklı birçok<br />

hasta mevcut. Bunların içinde sosyal<br />

medya bağımlısı gençlerin yanında,<br />

internet ve oyun bağımlıları<br />

da var. Oyun bağımlıları için hedef<br />

''Avatar olmazsa ben gerçek hayatta<br />

kim olmak istiyorum?'' sorusuna<br />

tatmin edici bir yanıt ve<br />

gerçek hayata geçişi bulmak.


UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

www.europa-journal.net<br />

KASIM <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 8<br />

Ö<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

S<br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

© Johannes Zinner<br />

Wer sich über Jahrzehnte ein bisschen<br />

etwas angespart hat, sich mit diesem<br />

Ersparten eventuell eine kleine Wohnung<br />

oder gar ein Haus gekauft hat und in die<br />

Situation kommt, länger keinen Job zu<br />

finden, hat jetzt extra Pech.<br />

Denn wenn es nach den Plänen von Kurz<br />

und Strache geht, schaut die Realität bald<br />

so aus: diese Menschen werden auf Sicht<br />

enteignet. Sie werden in Armut fallen<br />

gelassen und Armut führt am Ende zu<br />

Ausgrenzung. Die Regierung will nämlich<br />

die Notstandshilfe abschaffen. Was heißt<br />

das? Wer länger arbeitslos ist fällt nicht<br />

wie bisher in die Notstandshilfe, sondern<br />

sofort in die Mindestsicherung. Und um<br />

diese überhaupt beziehen zu können,<br />

darf man maximal pro Bedarfsgemeinschaft<br />

4.315,20 € besitzen. Alles darüber<br />

muss verkauft oder aufgelöst werden<br />

(Bausparer). Der Staat schreibt sich ins<br />

Grundbuch.<br />

Hinzu kommt, dass die Notstandshilfe<br />

eine Versicherungsleistung ist. Aber<br />

mit der Mindestsicherung fehlen dann<br />

die Versicherungszeiten für die Pension.<br />

Die Folge: Altersarmut!<br />

Nurten YILMAZ<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />

nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />

Schwarz-Blau<br />

produziert Notstand,<br />

keine Hilfe!<br />

Was die Regierung hier vorhat ist ein Ausgrenzungs‐,<br />

Verarmungs‐ und Disziplinierungsprogramm<br />

für die Mittelschicht.<br />

Jedes Jahr werden in Österreich eine<br />

Million Menschen arbeitslos, ca. 345.000<br />

fallen in die Notstandshilfe. Es wird vor<br />

allem Menschen über 50 treffen. Sie ‐ und<br />

ihre Kinder und Familien ‐ stehen nun im<br />

Visier von Strache und Kurz. Es ist Politik<br />

gegen die ArbeitnehmerInnen, gegen<br />

unseren Sozialstaat. Gekürzt wird bei<br />

den Schwächeren während Industriellenvereinigung<br />

und den Kurz‐Spendern die<br />

Milliarden zugeschoben werden.<br />

Auch hier zeigt sich die völlig unterschiedliche<br />

Herangehensweise: Schwarz‐Blau<br />

enteignet Arbeitslose, macht ihnen und<br />

ihren Familien das Leben schwer und<br />

bedroht sie mit Altersarmut. Es ist eine<br />

zynische Verachtung von oben. Es geht<br />

auch anders: Die SPÖ will Vollbeschäftigung<br />

und hilft all jenen, denen es einmal<br />

nicht so gut geht und die einfach Pech<br />

hatten, wieder auf die Beine zu kommen.<br />

Z.B. mit der Aktion 20.000. Diese zwei<br />

Weltansichten machen am Ende den<br />

Unterschied!<br />

1 Yılda 10 Bin Kişi Bireysel<br />

İflas Başvurusu Yaptı<br />

İflas kanununun yeniden düzenlenmesinden<br />

sonra ilk yılda (1 Ekim 2017 ‐ 31 Ekim <strong>2018</strong><br />

arası) Alpenländ Kredi Kurumu (AKV) kayıtlarına<br />

göre iflas başvurusu yapan birey sayısı<br />

%53 artış gösterdi. AKV’nin işletme müdürü<br />

Hans Musser bir yılda iflas mahkemelerine<br />

açılan davaların şimdiye kadar hiç olmadığı<br />

kadar arttığını ve mahkemelerde ciddi bir yığılma<br />

olduğunu ifade etti. Yeni iflas kanununa<br />

göre %10 asgari kota şartının kaldırılması,<br />

düşük gelirli borçluların yanında yüksek sorumlu<br />

işadamlarının da yeni kanundan yararlanma<br />

istekleri bu yığılmaya neden oldu.<br />

Ortalama 167 Bin Euro<br />

Eski girişimcilerin yüksek borçları genel borç<br />

toplamının ikiye katlanmasına yol açtı. Toplam<br />

yükümlülükleri 1.6 milyar Euro. Ocak<br />

<strong>2018</strong>‐Ekim <strong>2018</strong>’deki 10 aylık dönemde Avusturya<br />

genelinde bireysel iflas başvurusu<br />

tamamı 1.4 milyar Euro oldu. Uzmanların<br />

ifadelerine göre 1.1 milyarlık kısım erkek<br />

borçlulara ait. Kişi başına ortalama borç ise<br />

Yeni İcra ve İflas<br />

Kanunu ile bireysel<br />

ve şirket iflasları<br />

inanılmaz bir<br />

artış gösterdi.<br />

Mahkemelerin<br />

yükü katlandı...<br />

112 binden 167 bin Euro'ya yükseldi.<br />

AKV verilerine göre 10.114 davadan 5.814’ü<br />

sonuçlandı. Sonuçlanan davalardan 2/3’ünde<br />

ödeme planı kararı çıktı. Ödeme planında tüm<br />

gelirine haciz konamayacak borçlular için kota<br />

uygulanıyor. Yeni yasa çerçevesinde de<br />

ödeme planı borçtan kurtulmanın ana aracı<br />

olarak görülüyor. Bu kota en azından Yedieminin<br />

aylık ücretlendirmelerini karşılayacak<br />

miktarda.<br />

Alacaklının ödeme planını kabul etmemesi durumunda<br />

Yediemin borçludan haciz edilebilecek<br />

mallarını alıp 5 yıllık süreçte alacaklıya<br />

verebiliyor. Borçlu bu süre içinde yükümlülüklerini<br />

tam yerine getirirse kural olarak geri<br />

kalan borçlarından kurtulur.<br />

Geçen 12 ayda gerçekleşen tüm iflas başvurularının<br />

%30’undan fazlası Viyana’daydı. En<br />

yüksek artış ise %150 ile Burgenland’da oldu.<br />

Salzburg’da en düşük artış (%25). Alacaklı tahsildarları<br />

gelecek aylarda iflaslardaki artışın<br />

aynı seviyelerde kalmasını bekliyor.<br />

Hol‘ dir gratis eine VR-Brille für dein Smartphone!<br />

An allen VHS Standorten ab 8. Nov. <strong>2018</strong><br />

Für alle KundInnen ab 16 – solange der Vorrat reicht!<br />

Alle Infos: www.vhs.at/vrbrille<br />

www.vhs.at/vrbrille


UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

www.europa-journal.net<br />

<strong>NOVEMBER</strong> <strong>2018</strong> JUGEND / BILDUNG -<br />

<strong>HABER</strong><br />

VRUP<br />

9<br />

Beruf – Ausbildung – Lehre<br />

Du kannst alles schaffen!<br />

Für Jugendliche und deren Berufswahl<br />

gibt es viele Initiativen, Unterstützungen<br />

und Berufs‐ und<br />

Bildungsmessen. Wichtig ist dies,<br />

um Schul‐ und Ausbildungsabbrüche<br />

zu reduzieren, besser ausgebildete<br />

Fachkräfte zu erhalten,<br />

Jugendliche für Mangelberufe zu gewinnen,<br />

Mädchen Karrierechancen<br />

außerhalb der gängigen Rollenbilder<br />

zu vermitteln und die Arbeitslosenrate<br />

gering zu halten.<br />

Ali Mahlodji - Vom Flüchtling und Schulabbrecher zum<br />

mehrfach ausgezeichneten Start-Up-Gründer<br />

Von der Europäischen Kommission<br />

wurde 2016 die European Vocational<br />

Skills Week ins Leben gerufen – mit<br />

dem Ziel Talente zu fördern und jungen<br />

Menschen die zahlreichen Möglichkeiten<br />

der Berufs‐, Aus‐ und Weiterbildung<br />

näher zu bringen. Im Rahmen<br />

verschiedenster europaweiter<br />

Veranstaltungen werden positive<br />

Aspekte der Aus‐ und Weiterbildung<br />

aufgezeigt und Beispiele präsentiert.<br />

Unter dem Motto „Discover your<br />

Talent“ haben Tausende von jungen<br />

Menschen in ganz Europa die<br />

Möglichkeit sich über Karriereund<br />

Weiterbildungsmöglichkeiten<br />

bei mehr als 1.000 Veranstaltungen<br />

im Bereich Berufsbildung bis Dezember<br />

<strong>2018</strong> zu informieren<br />

Ali Mahlodji ‐ Botschafter<br />

für Österreich<br />

Ali Mahlodji, erfolgreicher Unternehmer<br />

und Gründer der<br />

Plattform WHATCHADO,<br />

wurde von der Europäischen<br />

Kommission als<br />

Botschafter für Österreich<br />

ausgewählt. Der selbsternannte<br />

Weltretter nimmt<br />

für die Europäische<br />

Woche der Berufsbildung<br />

eine besonders repräsentative<br />

Rolle ein: Ali Mahlodji<br />

ist Wiener mit<br />

iranischen Wurzeln. Während<br />

der Revolution im<br />

A<br />

A<br />

Iran flohen seine Eltern nach Österreich,<br />

seine Kindheit verbrachte er<br />

im Flüchtlingslager in Traiskirchen. Er<br />

hatte mehr als 40 Jobs, unter anderem<br />

als Bauarbeiter, Lehrer und IT‐<br />

Berater. Schon sehr früh hat er sich<br />

zum Ziel gesetzt, Menschen Orientierung<br />

zu geben und sie in der<br />

Verfolgung und Verwirklichung ihrer<br />

Ideale zu bestärken.<br />

Heute besucht er u.a. österreichische<br />

und europäische Schulen<br />

und arbeitet intensiv mit Jugendlichen<br />

und LehrerInnen zusammen,<br />

um das Potential von Jugendlichen<br />

zu entfalten. Er sagt selbst: „Du<br />

kannst alles schaffen!.<br />

Probiere auch Ungewöhnliches,<br />

abseits gängiger Rollenbilder, aus!<br />

Das Thema Nachwuchsförderung ist<br />

auch dem OVE (Österreichischer Verband<br />

für Elektrotechnik) seit Jahren<br />

ein wesentliches Anliegen, welches<br />

bei der Veranstaltung Girls! tech up<br />

verfolgt wird. Insbesondere sollen<br />

Mädchen die attraktiven beruflichen<br />

Möglichkeiten in der Elektrotechnik<br />

und Informationstechnik aufgezeigt<br />

und sie zu einer Ausbildung bzw. zu<br />

einem späteren Beruf in diesem<br />

Umfeld motivieren werden. Damit<br />

Ö<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

S<br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

lernen die Mädchen neue Berufsbilder<br />

kennen, gleichzeitig wird die<br />

Branche auf der Suche nach dem<br />

dringend benötigten Nachwuchs<br />

unterstützt.<br />

Berufsorientierung statt<br />

Bildungsabbruch<br />

Berufsorientierung ist mittlerweile<br />

ein eigenes Fach in der Neuen Mittelschule.<br />

Ein eigenes Fach fordert<br />

AK Präsidentin Renate Anderl auch<br />

für die Unterstufen der Gymnasien,<br />

in der neunten Schulstufe und vor<br />

der Matura.<br />

Die Zahl der jungen BildungsabbrecherInnen<br />

ist erschreckend hoch.<br />

Fast 300.000 unter 35‐Jährige haben<br />

ihren ersten weiteren Bildungsweg<br />

abgebrochen und nur 12.000 eine<br />

neue Ausbildung angefangen. Anderl:<br />

„Da brauchen die Jugendlichen<br />

mehr Hilfe.“<br />

Was es derzeit in den Schulen so gut<br />

wie gar nicht gibt, ist persönliche<br />

Bildungsberatung. Diese Lücke wird<br />

die AK Wien schließen und ab dem<br />

Sommersemester 2019 persönliche<br />

Bildungsberatung anbieten, zusätzlich<br />

zu Berufsorientierung.<br />

Lehrlings‐ und Fachkräfteoffensive<br />

In Niederösterreich gibt es die<br />

Lehrlings‐ und Fachkräfteoffensive.<br />

Mit flächendeckenden Karriere<br />

Clubbings will man aufzeigen,<br />

welche Berufssparten es gibt und<br />

welche Chancen damit verbunden<br />

sind. Die Karriere Coaches sollen<br />

Jugendliche unterstützen und beraten.<br />

Weiters gibt es das Sonderprogramm<br />

„NÖ Lehre PLUS“ als<br />

Bildungsförderung für Lehrlinge und<br />

Auszubildende. Als Zusatzkompetenz<br />

können etwa Sprachen, IKT‐Kurse<br />

oder Lenkerberechtigungen erworben<br />

werden. Gefördert werden 50<br />

Prozent der Kurskosten bis maximal<br />

2.500 Euro (innerhalb von drei<br />

Jahren).<br />

OTS<br />

a ,<br />

a , w k l ,


Sonderteil zum Thema:<br />

Auf der ganzen Welt nützen Fraueninitiativen den Zeitraum vom Internationalen Tag<br />

gegen Gewalt an Frauen (25. November) bis zum Internationalen Tag der Menschenrechte<br />

(10. Dezember), um auf das Recht auf ein gewaltfreies Leben aufmerksam zu machen.<br />

Österreich nimmt seit 1992 an der Kampagne teil.<br />

16<br />

Tage<br />

gegen Kadına Karşı Şiddete HAYIR<br />

Gewalt<br />

an Frauen 25.11.-10.12.<br />

Frauen, die körperliche und sexuelle Gewalt<br />

erfahren, sind leider keine Einzelfälle. Der<br />

Schutz und die Hilfe für von Gewalt betroffene<br />

Frauen stehen daher ganz oben auf<br />

der politischen Agenda. Bis zum Jahr 2022<br />

werden wir 100 neue Plätze für von Gewalt<br />

betroffene Frauen schaffen. Derzeit läuft eine<br />

bundesweite Erhebung, um einen Überblick<br />

über das Beratungs‐ und Unterstützungsangebot<br />

für gewaltbetroffene Frauen und<br />

ihre Kinder zu erhalten.<br />

Gewalt erfahren Frauen heute aber nicht nur<br />

in den eigenen vier Wänden oder auf der<br />

Foto: BKA/Hans Hofer<br />

Frauenministerin<br />

Dr. Bogner-Strauß<br />

Rechtliche<br />

Möglichkeit haben,<br />

sich zu wehren<br />

Straße. Immer häufiger sind Frauen auch<br />

im Internet von Hass und Hetze betroffen. In<br />

der Online‐Welt werden viele Grenzen<br />

überschritten, die in der realen Welt selbstverständlich<br />

sind. Die aktuellen Fälle von<br />

Hass‐Postings und Gewalt gegen Frauen im<br />

Netz zeigen, dass hier noch Handlungsbedarf<br />

besteht. Frauen sollen die rechtliche Möglichkeit<br />

haben, sich bei Hass im Netz rasch<br />

und unkompliziert zu wehren. Geeignete<br />

Maßnahmen werden daher sowohl in der<br />

Taskforce Gewalt‐ und Opferschutz als auch<br />

bei einem Anti‐Gewalt‐Gipfel diskutiert.<br />

Ziel muss es sein, Frauen Stabilität, Sicherheit<br />

und Vertrauen zu geben – sowohl in der<br />

digitalen als auch in der realen Welt.<br />

Geschäftsführerin Wiener Interventionsstelle<br />

16 Tage gegen Gewalt an Frauen! Unter diesem<br />

Motto finden zwischen dem Internationalen<br />

Tag gegen Gewalt an Frauen (25.11.)<br />

und dem Internationalen Tag für Menschenrechte<br />

(10.12.) weltweit Aktionen gegen jede<br />

Form der Gewalt gegen Frauen statt.<br />

1 von 5 Frauen in Österreich wird in ihrem<br />

Leben Opfer von körperlicher und/oder sexueller<br />

Gewalt. 1 von 3 Frauen wurde sexuell<br />

belästigt und genauso viele Frauen erfahren<br />

psychische Gewalt durch (Ex‐)Partner. Die<br />

Dunkelziffer ist höher, denn viele Opfer zeigen<br />

Übergriffe nicht an – aus Angst vor weiterer<br />

Foto: Wiener Interventionsstelle<br />

Rosa Logar<br />

Für das Recht<br />

auf ein Leben<br />

ohne Gewalt<br />

Gewalt und davor, dass ihnen nicht geglaubt<br />

wird!<br />

Die Wiener Interventionsstelle bietet allen<br />

Opfern häuslicher Gewalt – unabhängig von<br />

Alter, Geschlecht und Nationalität – kostenlose,<br />

vertrauliche Beratung an! Unter der<br />

Telefonnummer 01/585 32 88 sind wir für<br />

Beratung und Terminvereinbarungen erreichbar.<br />

Österreich hat viele wichtige Maßnahmen im<br />

Gewaltschutz gesetzt. Die Zahlen zeigen aber,<br />

dass das Ausmaß an Gewalt gegen Frauen<br />

noch immer groß ist. Deshalb braucht es die<br />

tägliche Arbeit von Opferschutzorganisationen<br />

und Initiativen wie die 16 Tage gegen Gewalt<br />

an Frauen! Setzen wir uns gemeinsam für das<br />

Recht ALLER Menschen auf ein Leben frei von<br />

Gewalt ein!<br />

Gemeinsam gegen Gewalt<br />

an Mädchen und Frauen<br />

Foto: Autonome Österreichische Frauenhäuser<br />

Gewalt an Frauen findet an 365 Tagen im Jahr<br />

statt – überall auf dieser Welt. Frauen werden<br />

misshandelt und gedemütigt. Sie werden von<br />

Bildung, finanziellen Ressourcen und Mitbestimmung<br />

ausgeschlossen. Oft riskieren sie<br />

darüber hinaus ihr Leben, wenn sie eigene<br />

Entscheidungen treffen wollen. In Österreich<br />

ist jede fünfte Frau – 20 Prozent der Frauen –<br />

ab ihrem 15. Lebensjahr körperlicher und/oder<br />

sexueller Gewalt ausgesetzt. [1] Jede 3. Frau<br />

musste eine Form von sexueller Belästigung<br />

erfahren und jede 7. Frau ist von Stalking<br />

betroffen. Allein im Jahr 2017 suchten 3.341<br />

Frauen und deren Kinder Schutz und Zuflucht<br />

in einem der österreichischen Frauenhäuser.<br />

Als Internationaler Tag gegen Gewalt an<br />

Frauen erinnert der 25. November an die<br />

brutale Ermordung der drei Schwestern Patria,<br />

Minerva und Maria Teresa Mirabal. Diese wurden<br />

an diesem Tag im Jahr 1960 nach monatelanger<br />

Verfolgung und Folter durch den<br />

dominikanischen Geheimdienst getötet. Auf<br />

der ganzen Welt nützen Fraueninitiativen seitdem<br />

den Zeitraum vom Internationalen Tag<br />

gegen Gewalt an Frauen – 25. November – bis<br />

zum Internationalen Tag der Menschenrechte<br />

am 10. Dezember, um auf das Recht auf ein<br />

gewaltfreies Leben aufmerksam zu machen.<br />

Österreich nimmt seit 1992 an der Kampagne<br />

teil.<br />

Veranstaltungskalender für die 16 Tage gegen<br />

Gewalt Für alle österreichischen Initiativen<br />

und Veranstaltungen in diesem Zeitraum<br />

bietet der Verein AÖF auch <strong>2018</strong> wieder den<br />

Online‐Veranstaltungskalender für die 16 Tage<br />

gegen Gewalt an, abrufbar unter www.aoef.at<br />

◊ Projekte ◊ 16 Tage gegen Gewalt ◊ Veranstaltungskalender.<br />

Planen Sie auch eine Veranstaltung im<br />

Rahmen der 16 Tage?<br />

Wenn Ihre Veranstaltung in den Online‐<br />

Kalender aufgenommen werden soll, schicken<br />

Sie Ihre Veranstaltungstermine an<br />

16Tage@aoef.at! Wir laden alle Vereine, Organisationen<br />

und Initiativen ein, die ein Zeichen<br />

gegen Gewalt an Frauen setzen möchten.<br />

Folgen, teilen, liken! „16 Tage“ auf Facebook<br />

#16TagegegenGewalt / #esistnichtallesrosarot<br />

[1] Quelle: Erhebung der Agentur der Europäischen Union für Grundrechte zu geschlechtsspezifischer Gewalt gegen Frauen, 2014: http://fra.europa.eu/de/publications-and-resources/data-and-maps/gewalt-gegen-frauen-eine-eu-weite-erhebung<br />

Die Wiener Inter ventionsstelle gegen Gewalt in der Familie<br />

Die Interventionsstelle bietet:<br />

• Information und Beratung bei Gewalt an<br />

Frauen, familiärer Gewalt und Stalking<br />

• Begleitung zu Polizei, Gericht und anderen<br />

Behörden<br />

• Hilfe bei der Durchsetzung Ihrer Rechte<br />

zum Schutz vor Gewalt<br />

• Psychosoziale und juristische Prozessbegleitung<br />

für Sie und Ihre Kinder<br />

• Unsere Hilfe ist kostenlos und vertraulich!<br />

Unser Angebot steht allen Opfern familiärer<br />

Gewalt, unabhängig von Herkunft und<br />

Nationalität, offen.<br />

Die Wiener Interventionsstelle gegen Gewalt<br />

in der Familie bietet muttersprachliche<br />

Beratung in Armenisch, Bosnisch| Kroatisch|<br />

Serbisch, Georgisch, Persisch, Russisch<br />

und Türkisch an. Es werden auch<br />

Beratungen in Englischer, Italienischer, Spanischer<br />

oder Slowenischer Sprache durchgeführt.<br />

Für Beratungen in weiteren<br />

Sprachen werden Dolmetscherinnen hinzugezogen.<br />

Wir stehen auf Ihrer Seite und Sie können<br />

mit uns vertraulich über Ihre Situation<br />

sprechen. Wir beraten, unterstützen und<br />

begleiten Sie bei Ihren nächsten Schritten.<br />

Wiener Interventionsstelle gegen<br />

Gewalt in der Familie<br />

Neubaugasse 3/1, 1070 Wien<br />

(Ecke Mariahilfer Straße)<br />

Telefon: 01 585 32 88<br />

E‐Mail: office@interventionsstelle‐wien.at<br />

Wenn Sie oder Ihr Kind im familiären<br />

Umfeld akut von Gewalt betroffen sind,<br />

sollten Sie sofort die Polizei rufen<br />

(Notruf 133 oder 112).


UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

www.europa-journal.net<br />

<strong>HABER</strong><br />

11 - GEGEN GEWALT AN FRAUEN <strong>NOVEMBER</strong> <strong>2018</strong><br />

AVUSTURYADA<br />

HER BEŞ KADINDAN<br />

BİRİ ŞİDDETE MARUZ<br />

KALMAKTADIR!<br />

Kadın Acil Yardım Hattı<br />

‐ 7 gün 24 saat hizmet verir<br />

‐ Danışma hizmeti anonim ve<br />

ücretsiz olarak verilmektedir<br />

‐ Şiddet mağduru kadın, çocuk ve<br />

gençlerin yanısıra, mağdur<br />

yakınlarına da danışma hizmeti<br />

verir.<br />

Bizi arayın.<br />

Bir çıkış yolu bulunacaktır.<br />

Türkçe Danışma Hizmeti:<br />

Cuma 8 ‐ 14 arası<br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

S<br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Die Frauenhelpline bietet<br />

‐ an 365 Tagen im Jahr, rund um<br />

die Uhr,<br />

‐ anonyme und kostenlose Erstund<br />

Krisenberatung<br />

‐ für Frauen, Kinder und Jugendliche,<br />

die von Gewalt betroffen<br />

sind, sowie für ihre Angehörigen.<br />

Rufen Sie uns an.<br />

Wir finden einen Weg.<br />

Türkische Beratung:<br />

Freitag 8 ‐ 14 Uhr<br />

FRAUENHELPLINE<br />

YARDIMCI OLUYOR<br />

BASIS uzman bir danışmanlık hizmeti sunuyor<br />

BASIS bietet ein kompetentes Beratungsteam<br />

- bei Fragestellungen im Bereich der Familie,<br />

Partnerschaft, Trennung und Scheidung<br />

- bei sozialen und rechtlichen Belangen<br />

- in persönlichen Orientierungsphasen<br />

- nach Veränderungen der Lebenssituation<br />

- bei der Berufs- und Lebensplanung<br />

- bei Fragen zur Erwerbsarbeit<br />

anonym<br />

vertraulich<br />

kostenlos<br />

- Aile, hayat arkadaşlığı, ayrılık ve boşanma konularında sorular<br />

- Sosyal ve Yasal konular<br />

Anonim<br />

- Kişisel yönlendirme dönemleri<br />

- Yaşam koşullarındaki değişiklikler Güvenilir<br />

- Kariyer ve yaşam planlaması<br />

Ücretsiz<br />

- İş ve istihdam konuları<br />

Planseestraße 6<br />

6600 Reutte<br />

Telefon: 05672 / 72604<br />

E-Mail: office@basis-beratung.net<br />

Internet: www.basis-beratung.net<br />

Öffnungszeiten / Çalışma Saatleri:<br />

Montag bis Donnerstag von 9.00 bis<br />

12.00 Uhr<br />

Pazartesi‘den Perşembe’ye kadar<br />

9.00 - 12.00 saatleri arası<br />

Beratungen außerhalb der Öffnungszeiten nur nach Terminvereinbarung<br />

Çalışma saatleri dışında danışmanlık hizmeti sadece randevu ile verilir<br />

ifs Gewaltschutzstelle<br />

Telefon 05-1755-535<br />

gewaltschutzstelle@ifs.at<br />

ifs FrauennotWohnung<br />

das frauenhaus in vorarlberg<br />

Telefon 05-1755-577, rund um die Uhr<br />

frauennotwohnung@ifs.at<br />

ifs Kinderschutz<br />

Telefon 05-1755-505<br />

kinderschutz@ifs.at<br />

ifs Prozessbegleitung<br />

Telefon 05-1755-505<br />

prozessbegleitung@ifs.at<br />

Der Frauennotruf Salzburg ist eine Beratungsstelle für Frauen und<br />

Mädchen, die sexuelle Gewalt (Vergewaltigung, sexuellen Missbrauch,<br />

sexuelle Nötigung oder Belästigung, Stalking) erlebt haben.<br />

ifs Opferschutz<br />

Institut für Sozialdienste<br />

Wissen Sie…<br />

wir helfen weiter<br />

www.ifs.at<br />

In unserer Welt ist das Internet zu einem entscheidenden<br />

Element des Alltags geworden –<br />

moderne Kommunikation kommt nicht mehr<br />

ohne E‐Mail, Messenger, Social Media und Internetforen<br />

aus. In diesem Zusammenhang hat<br />

der Menschenrechtsrat der Vereinten Nationen<br />

deklariert, dass die Menschenrechte auch<br />

online gelten. Jedoch stellt das Internet besonders<br />

für Frauen und Mädchen oft keine<br />

sichere Umgebung dar, dieses Recht auch ausüben<br />

zu können. Beleidigungen, Beschimpfungen,<br />

sexuell belästigende Bemerkungen und<br />

(Vergewalgungs‐)Drohungen gegenüber Mädchen<br />

und Frauen sind im Netz leider alltäglich.<br />

In einer repräsentativen Online‐Befragung<br />

des Weißen Rings [1] teilten 32% der befragten<br />

Frauen und Mädchen mit, innerhalb des<br />

vergangenen Jahres zumindest einmal von<br />

Gewalt im Netz betroffen gewesen zu sein.<br />

Offline sind die Zahlen ebenfalls erschreckend<br />

hoch. Eine EU‐Studie aus dem Jahr 2014 [2]<br />

ergab, dass in Österreich 20% – also eine von<br />

fünf – der befragten Frauen seit ihrem 15. Lebensjahr<br />

körperliche und/oder sexuelle Gewalt<br />

durch ihren Partner, Ex‐Partner oder Unbekannte<br />

erlebt haben. 38% der Frauen haben<br />

Wir bieten psychologische und juristische Beratung für Betroffene und deren<br />

Angehörige, Prozessbegleitung und kostenlose anwaltliche Vertretung im<br />

Strafverfahren und Vermittlung von psychotherapeutischer Hilfe.<br />

… dass die Zahlen zu Gewalt an Mädchen und Frauen im<br />

Internet als auch offline alarmierend hoch sind?<br />

psychische Gewalt durch ihren eigenen Partner<br />

oder frühere Partner erlebt. Besonders alarmierend<br />

ist die hohe Zahl der Morde an Frauen<br />

– monatlich werden mittlerweile 2 Frauen in<br />

Österreich durch ihre (Ex‐)Partner ermordet.<br />

Die Zahl der Frauenmorde hat sich seit 2014<br />

verdoppelt.<br />

[Statement anlässlich des Jubiläums 40 Jahre Frauenhausbewegung<br />

in Österreich, gekürzt.]<br />

[1] Quelle: Weißer Ring, Broschüre „esc – Gewalt im Netz gegen Mädchen und Frauen in<br />

Österreich“, 2017[2] Quelle: EU-Studie zu Gewalt gegen Frauen: http://fra.europa.eu/de/<br />

publication/2014/gewalt-gegen-frauen-eine-eu-weite-erhebung-ergebnisse-auf-einen-blick<br />

[2] Quelle: EU-Studie zu Gewalt gegen Frauen: http://fra.europa.eu/de/publication/2014/<br />

gewalt-gegen-frauen-eine-eu-weite-erhebung-ergebnisse-auf-einen-blick


UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

www.europa-journal.net<br />

<strong>NOVEMBER</strong> <strong>2018</strong> JUGEND / BILDUNG -<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

12<br />

Ö<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

S<br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Info-Party für Auslandsinteressierte und Reisebegeisterte<br />

„World Weit Weg“<br />

World<br />

WeitWeg<br />

23. Nove embe er <strong>2018</strong><br />

InfoParty<br />

Auslandsaufenthalte<br />

OÖ ‐ „WORLD WEIT WEG“ – Unter diesem<br />

Motto steht die diesjährige InfoParty des<br />

JugendService, die am Freitag, den 23.<br />

November <strong>2018</strong> von 15:00 bis 18:00 Uhr<br />

stattfindet. Im JugendService im Landes‐<br />

DienstleistungsZentrum (LDZ) gibt es neben<br />

zahlreichen Informationsständen von<br />

Vermittlungsorganisationen, umfassendes<br />

Infomaterial und Auslandserfahrungen von<br />

Jugendlichen aus erster Hand. Auch heuer<br />

besteht wieder die Möglichkeit, an einem<br />

Bewerbungstraining in englischer Sprache,<br />

das von Europass durchgeführt wird, teilzunehmen.<br />

Neues kennen zu lernen und den eigenen<br />

Horizont zu erweitern und nebenbei auch<br />

noch seine Sprachkenntnisse zu verbessern,<br />

Die Schallaburg als Paradies für Spieleliebhaber!<br />

NÖ Spielefest <strong>2018</strong><br />

diesen Wunsch hegen viele<br />

Jugendliche. Nach eingehender<br />

Planungsphase kann die<br />

Entscheidung für den passenden<br />

Auslandsaufenthalt getroffen<br />

werden und die<br />

entsprechenden Vorbereitungen<br />

können beginnen.<br />

Genau hier können sich<br />

interessierte Jugendliche und<br />

junge Erwachsene im Rahmen<br />

der InfoParty im Jugend‐<br />

Service über die vielfältigen<br />

Möglichkeiten von Auslandsaufenthalten<br />

informieren:<br />

Von Au‐Pair, Schüleraustausch<br />

oder ein Praktikum<br />

während der Lehrzeit im Ausland,<br />

über Sprachreisen bis<br />

hin zu Auslandszivildienst<br />

und Jobben im Ausland. Auch<br />

ein Austausch mit anderen<br />

Jugendlichen, die selbst bereits<br />

Erfahrungen im Ausland<br />

gesammelt haben, ist möglich.<br />

Außerdem besteht die Möglichkeit, mit<br />

Unterstützung eines professionellen Trainers<br />

(Native Speaker), Bewerbungsgespräche in<br />

englischer Sprache zu trainieren.<br />

Nähere Informationen zum Thema<br />

Auslandsaufenthalte, alles zur InfoParty<br />

und die Möglichkeit zur Anmeldung für den<br />

Bewerbungsworkshop gibt es auf<br />

www.jugendservice.at<br />

oder unter der JugendService‐Hotline<br />

(+43 732) 66 55 44<br />

Begleitend zur InfoParty gibt es die<br />

kostenlose Broschüre „Einfach weg –<br />

Auslandsaufenthalte für junge Leute", die<br />

in allen 14 JugendService‐Regionalstellen<br />

erhältlich ist.<br />

Rund 30.000 Besucher erwartet<br />

BIM Berufs Info Messe Salzburg<br />

Vom 22. bis 25. November findet im Messezentrum<br />

Salzburg bereits zum 28. Mal die<br />

Berufs‐Info‐Messe „BIM“ statt. Mit 186<br />

Ausstellern auf 7.000 Quadratmetern ist man<br />

seit kurzem restlos ausverkauft. Gemeinsam<br />

mit den parallel stattfindenden Staatsmeisterschaften<br />

wird eine Gesamtfläche von<br />

25.000 Quadratmetern belegt.<br />

Firmen, Fachgruppen der Wirtschaftskammer<br />

und Bildungseinrichtungen präsentieren ihr<br />

Angebot für alle Aus‐ und Weiterbildungsinteressierten.<br />

Es gibt Info‐Touren eine Karriereberatung<br />

und verschiedene Vorträge. Das<br />

Highlight der „BIM <strong>2018</strong>“ werden die Staatsmeisterschaften<br />

in 40 Berufen mit über 400<br />

Beteiligten sein.<br />

Jetzt anmelden!<br />

5 weg<br />

Staatsmeisterschaften in 40 Berufen<br />

Im Rahmen der Messe werden die größten Berufsstaatsmeisterschaften<br />

in der 60‐jährigen<br />

Geschichte von SkillsAustria ausgetragen.<br />

400 junge Fachkräfte ‐ so viele wie noch<br />

nie ‐ werden auf der „BIM“ um ein Ticket für<br />

die Berufswelt‐ und Europameisterschaften<br />

(„WorldSkills“ bzw.„EuroSkills“) kämpfen. „Die<br />

Wettkämpfe sind eine tolle Gelegenheit, den<br />

besten Nachwuchsfachkräften Österreichs<br />

über die Schulter zu schauen. In 40 Berufen<br />

werden die Besten der Besten gegeneinander<br />

antreten“, erläutert WKS‐Präsident Steindl.<br />

Vom Netzwerktechniker über den Tischler bis<br />

hin zum Grafiker kann man eine breite Palette<br />

an Berufen live erleben.<br />

oder<br />

Geld zurück! 1<br />

Individuelle Nachhilfe • Größte Flexibilität<br />

Qualifizierte Nachhilfelehrer • Bessere Noten<br />

© Neumayr<br />

Am 1. und 2. Dezember ist es wieder so weit:<br />

Von 9.00‐18.00 Uhr verwandelt sich die<br />

Schallaburg in eine riesige Spieleburg. Hunderte<br />

Spiele können nach Herzenslust getestet<br />

werden. Die Bandbreite reicht wie immer<br />

von Klassikern bis zu den neuesten Trends.<br />

Highlights des Rahmenprogramms:<br />

Kreativzone zum Basteln und Lebkuchen<br />

backen<br />

Weihnachtskarten gestalten und versenden<br />

Marionettentheater Märchen an Fäden mit<br />

„Drache Funki und das Teuferl im Backofen“<br />

um 11.00, 13.00 und 15.00 Uhr<br />

Am ersten Adventwochenende bietet die<br />

Veranstaltung den perfekten Anlass für einen<br />

Familienausflug. Altbekannte Spieleklassiker<br />

oder preisgekrönte Spielneuheiten warten<br />

darauf ausgiebig getestet zu werden.<br />

Das Große NÖ Spielefest auf der Schallaburg<br />

ist eine Kooperationsveranstaltung mit der<br />

NÖ Familienland GmbH und der IG Spiele.<br />

Wann: 1. und 2. Dezember <strong>2018</strong><br />

Ort: Schallaburg<br />

Beginn: 09.00 Uhr<br />

Eintri frei!<br />

Foto: Michaela Siebenhandl<br />

Schon ab<br />

9,50<br />

€ 2<br />

pro Unterrichtsstunde<br />

(45 Min.)<br />

Jetzt informieren:<br />

Zentralmatura-Training!<br />

1 Sondertarif: gültig nur in teilnehmenden Standorten; alle Tarifbedingungen unter www.schuelerhilfe.at/fuenfweg.<br />

2 Informationen über Tarifgestaltung bzw. -staffelung werden in der jeweiligen Zweigstelle bereitgestellt.<br />

Innsbruck • Salurner Str. 18 • Tel. 0512-570557<br />

Hall • Stadtgraben 1 • Tel. 05223-52737<br />

Schwaz • Münchner Str. 48 • Tel. 05242-61077<br />

Wörgl • Speckbacherstr. 8 • Tel. 05332-77951<br />

Telfs • Obermarktstr. 2 • Tel. 05262-63376<br />

www.schuelerhilfe.at<br />

Entgeltliche Einschaltung


5. 12. – 7.12. <strong>2018</strong><br />

Innsbruck<br />

Messehalle, 9–17Uhr<br />

www.best-innsbruck.at<br />

Eintritt<br />

Eintritt<br />

frei!<br />

frei!<br />

www.best-innsbruck.at<br />

Die große Bildungsmesse<br />

Bildungmesse<br />

Veranstalter & Organisation<br />

Partner & Sponsoren


UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

www.europa-journal.net<br />

KASIM <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 14<br />

© HBF / Carina Karlovits<br />

Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander<br />

Van der Bellen, basın özgürlüğü<br />

ve yeni çalışma yasası başta<br />

olmak üzere göç ve mülteci konularında<br />

Halk Partisi (ÖVP) ve Özgürlükler<br />

Partisi’nden (FPÖ) oluşan<br />

hükümetle farklı görüşlere sahip<br />

olduklarını söyledi.<br />

Cumhurbaşkanı Van der Bellen,<br />

Avusturya’da geçtiğimiz günlerde<br />

kutlanan Cumhuriyetin Kuruluşunun<br />

100. Yıldönümü başta olmak<br />

üzere gündemi meşgul eden birçok<br />

konuyu farklı basın‐yayın<br />

organlarına verdiği röportajlarla<br />

değerlendirdi.<br />

‘Geçmişten Ders Almalıyız’<br />

Van der Bellen, Avusturya'nın<br />

yakın tarihinin iyi bir şekilde incelenmesi<br />

gerektiğini belirterek,<br />

"Yalnız Nazi dönemi değil daha<br />

önce yaşanan iç çatışmalar, antisemitizmin<br />

kökeni, siyasi partilerin<br />

silahlı oluşumlara dönüşümü,<br />

hukuk devleti ve düşünce özgürlüklerinin<br />

ortadan kalkması gibi<br />

konuların yeniden gündeme gelmemesi<br />

için geçmişten dersler<br />

almalıyız."<br />

Hükümete Sert Eleştiriler<br />

Cumhurbaşkanı Van der Bellen,<br />

ÖVP‐FPÖ hükümetinin, Birleşmiş<br />

Milletler Küresel Göç Antlaşması'na<br />

katılmama kararını doğru<br />

bulmadığını söyledi ve "Burada<br />

şahsım ve hükümet arasında ciddi<br />

bir uyuşmazlık var. Çünkü Avusturya<br />

uluslararası alanda güvenilirliği<br />

olan ve diyaloğa önem veren<br />

bir ülkedir. 190'a yakın ülkenin<br />

Van der Bellen Duyarlı Duruşuyla Takdir Topluyor<br />

Cumhurbaşkanı’ndan<br />

ÖVP-FPÖ Hükümetine<br />

Sert Eleştiriler<br />

üzerinde uzlaşma sağladığı ve<br />

Avusturya'nın da görüşmelerine<br />

katıldığı bir anlaşmaya imza atmamak<br />

için geçerli nedenleriniz olması<br />

gerekiyor. Bu konuda hükümete<br />

katılmıyorum ve aramızda<br />

fikir ayrılıkları var. ÖVP‐FPÖ hükümetinin<br />

anlaşmaya ilişkin çekinceleri<br />

yersizdir ve bu kaygıların bir<br />

karşılığı yoktur."<br />

Yeni Çalışma Saatleri Yasası<br />

"Hükümete yeni iş yasasıyla getirdiği<br />

12 saat çalışma kararı üzerinde<br />

daha fazla gayret ve esneklik<br />

göstermesini tavsiye etmiştim. Bu<br />

konuya yeterince zaman ayrılmaması<br />

ve muhattaplarla sağlıklı bir<br />

diyaloğa girilmemesi birçok sıkıntıyı<br />

beraberinde getirmiştir."<br />

Hükümetin Okullarda Sadece<br />

Almanca Konuşulması Planı<br />

"Okullarda, tenefüslerde dahi sadece<br />

Almanca konuşulması planlarına<br />

karşıyım. Bunu kontrol etmek<br />

Ö<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

S<br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

için her öğrencinin peşinde bir<br />

öğretmen mi olacak? Öğrencilerin<br />

kendi iradesi ile ve geleceği için<br />

iyi Almanca öğrenmesi önemlidir.<br />

Lakin öğrencinin farklı bir anadili<br />

varsa bunu da korumak gerekir.<br />

Hükümet böyle bir yasayı hayata<br />

geçirmek isterse, bunun anayasal<br />

olarak incelenmesi gerekir."<br />

Genç Mültecilerin Durumu<br />

Van der Bellen, "Göçmen ve mültecileri<br />

ilgilendiren bazı konularda<br />

hükümetle farklı düşünüyorum.<br />

Özellikle iltica başvurusunda bulunmuş<br />

ve daha sonra çıraklık eğitimi<br />

alarak iş hayatına başlayan<br />

gençlerin, iltica başvurularının reddedilerek<br />

ülkeden gönderilmesine<br />

karşıyım ve burada daha insani bir<br />

çözüm bulunması şarttır. Bu konuda<br />

İçişleri Bakanı Herbert Kickl<br />

ile zıt görüşlere sahibiz."<br />

Eyaletler Söz Sahibi Olmalı<br />

Cumhurbaşkanı Van der Bellen,<br />

"Vorarlberg Valisi Markus Wallner'in,<br />

eyaletlerin genç mültecilere<br />

kalış hakkının verilmesinde söz sahibi<br />

olma talebini destekliyorum.<br />

Çünkü farklı eyaletlerdeki yerel<br />

yetkililer, mevcut durum hakkında<br />

İçişleri Bakanlığı'ndan daha sağlıklı<br />

ve iyi bilgiye sahiptirler. Bu sebeple<br />

iltica başvurusunda bulunmuş<br />

gençlerin ülkede kalıp kalmamasına<br />

ilişkin kararın İçişleri Bakanlığından<br />

ziyade konuya daha<br />

hakim eyalet yetkililerince verilmesi<br />

gerekir."<br />

Özgür Basın Korunmalı<br />

Van der Bellen, ülkede geçtiğimiz<br />

aylarda gündeme gelen ve özellikle<br />

İçişleri Bakanlığı’nın muhalif<br />

yayınlar yapan basına yönelik<br />

sansür girişimini eleştirdi, "Basın<br />

ve haber alma özgürlüğünü sınırlandıracak<br />

bütün gelişmeleri<br />

büyük bir dikkatle takip ederek,<br />

vakitlice karşı tutum sergilenmesi<br />

gerekiyor."<br />

Der türkische Generalkonsul in Salzburg, Berkan Pazarcı:<br />

‘‘Die hier lebenden Türken lieben Österreich, sie<br />

legen Wert auf Bildung und wollen sich integrieren’’<br />

Salzburg Başkonsolosu Berkan Pazarcı'dan Önemli Mesajlar:<br />

‘Türkler Avusturya’yı<br />

seviyor ve entegre<br />

olmak istiyorlar’<br />

Avusturya'nın saygın gazetelerinden<br />

Tiroler Tageszeitung'a açıklamalarda<br />

bulunan Salzburg<br />

Başkonsolosu Berkan Pazarcı, son<br />

zamanlarda Türkiye ile Avusturya<br />

arasında yaşanan gerginliğin burada<br />

yaşayan Türk toplumunu etkilediğini<br />

ve bunun kimse için<br />

yararlı olmadığını söyledi.<br />

Türkler Avusturya’yı Seviyor...<br />

Başkonsolos Pazarcı: ''Salzburg<br />

Başkonsolosluğu, Salzburg, Yukarı<br />

Avusturya, Tirol ve Karintiya (Kärnten)<br />

eyaletlerinden sorumludur.<br />

Bu dört eyalette 70.000 Türk<br />

kökenli yaşıyor, ülke çapında ise<br />

yaklaşık 300.000 Türk kökenli var.<br />

Burada yaşayan Türkler Avusturya’yı<br />

seviyor, eğitime önem veriyor<br />

ve entegre olmak istiyorlar,<br />

ancak çoğu yaşadıkları problemler<br />

yüzünden kendini kısmen geri<br />

çekiyor. Birçok Türk kökenli kendisinin<br />

ülkede istenmediğini düşünüyor,<br />

ayrımcılık ve İslam düşmanlığı<br />

konusunda, örneğin ne yazık<br />

ki okullarda, duyumlar alıyorum.<br />

Ülkücülere yönelik farklı siyasi<br />

görüşlerden, çifte vatandaşlık sorununa<br />

kadar Türklere karşı pek de<br />

dostça olmayan bazı eylemler<br />

mevcut.''<br />

Karşılıklı Hatalar Yapıldı...<br />

Pazarcı Avusturya‐Türkiye ilişkileri<br />

konusunda: ''Geçmişte karşılıklı<br />

hatalar yapıldı, şimdi ise herkes bu<br />

durumun düzelmesi için çaba göstermeli.<br />

Devlet Başkanları Recep<br />

Tayyip Erdoğan ve Alexander Van<br />

der Bellen’in New York’ta Birleşmiş<br />

Milletler Genel Kurulu'nda<br />

buluşması ve bakanlar seviyesinde<br />

gerçekleştirilen temaslar olumlu<br />

gelişmelerdir.''<br />

Türkiye AB üyeliği hedefinden<br />

vazgeçmedi...<br />

''Türkiye Avrupa Birliği ile diyaloğunu<br />

yoğunlaştırmak ve AB üyeliği<br />

hedefine de sadık kalmak istiyor''<br />

diyen Pazarcı: ''Türkiye’yi bu<br />

oyunun içinde tutmak akıllıca ve<br />

Avrupa’nın çıkarları için yararlı<br />

olacaktır. Gümrük Birliğinin revize<br />

edilmesi, vizesiz seyahat gibi<br />

pozitif gündeme geri dönülmeli.<br />

İradeli olunursa çok hızlı bir şekilde<br />

ilerlemeler mümkün olacaktır.<br />

Avusturya’da Türkiye’nin AB üyeliği<br />

konusunda referanduma gidilmesi,<br />

popülizme ve Brexit’de<br />

olduğu gibi sonuçları çok ağır<br />

olacak kararlara yol açabilir ve<br />

bu tür bir referandumu doğru<br />

bulmuyorum.''<br />

Eleştirilere Cevaplar...<br />

Türkiye’de insan hakları, tutuklamalar<br />

ve işten çıkarılan kişilerle<br />

ilgili eleştirilere de cevap veren<br />

Pazarcı: ''Bu konularda Türkiye’ye<br />

anlayış gösterilmeli. Çünkü Türkiye<br />

başarısız darbe girişiminden sonra<br />

FETÖ terörüyle mücadele konusunda<br />

kararlı tepki vermek zorundaydı,<br />

ancak mağduriyetleri önleyen<br />

mekanizmalar da işliyor ve Avrupa<br />

İnsan Hakları Mahkemesince<br />

bu başvurular tanınıyor.'' dedi.<br />

Fotoğraf: İrfan Ünsal


UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

www.europa-journal.net<br />

15 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

KASIM <strong>2018</strong><br />

Ö<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

S<br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Yeryüzünde her insanın bir<br />

hikâyesi vardır. Kimi hikâyeler<br />

kulağa hoş gelir, kimileri can<br />

yakışlarının sesleri etrafa yayılır.<br />

Fakat her ne şekilde olursa<br />

olsun, insanoğlu yaşamaya ve<br />

hayatını sonsuz sabırla sürdürmeye<br />

devam etmektedir.<br />

Buna mecburdur. Gün içerisinde<br />

belki onlarca insanla<br />

tanışıyoruz. Bazı günler gördüğümüz<br />

yüzlerden fazlasına<br />

erişemiyoruz. Bazense tamamıyla<br />

yabancılarla çevrilen<br />

etramızda tanıdık bir iki suret<br />

arıyoruz. Hikâyeler öylesine birikiyor<br />

ve zamanla öylesine<br />

çok içli dışlı oluyoruz ki kimi<br />

hayatların hikâyeleriyle. Canlı<br />

cansız her varlığın geçmek zorunda<br />

olduğu ve geçip de geride<br />

bırakğı belki dönemeçli,<br />

belki yokuşlu ve belki de<br />

tereyağından kıl çekercesine<br />

işin içinden çıkılmış hayatlara<br />

tanıklık ediyoruz ki, sorulsa<br />

kimse kimsenin hayatından bir<br />

nebze bir şey almak, kendininkine<br />

dahil etmek istemez. Bunlar<br />

tabii ki maddiyatla bağlantısı<br />

olmayan manevi konular<br />

için geçerli. Bazen en ufak<br />

mutluluğunu yaşadığımız bir<br />

olgu bir başkası için çok acı<br />

verici olabilirken, bir başkası<br />

içinse gayet sıradan olabiliyor.<br />

Kimi zaman bir tanıdığımızda,<br />

ki bu yabancı birisi de olabilir,<br />

yaptığımız üç‐beş dakikalık bir<br />

konuşmadan sonra, aslında<br />

farkında olmadan onun hayatında<br />

çok derin yaralar bırakabilirken,<br />

bazen de yine farkında<br />

olmadan karşı tarafın gönlünde<br />

taht kurmayı, sarf ettiğimiz<br />

sözlerle başarabiliyoruz.<br />

Yaşanılan hayat ve geçmişinde<br />

bırakılmış serüven her ne<br />

olursa olsun, hayatın karşımıza<br />

çıkardığı, istemsizce veya tesadüfmüş<br />

gibi gözüken ve hayatımıza<br />

uzun bir süre boyunca<br />

yön verecek olan insanların<br />

dahil olması kişinin hayatında<br />

saniyelerle ölçülebilir. Belki o<br />

andan birkaç gün öncesine<br />

kadar kalbine dokunduğunuz<br />

insanın varlığından bile haberdar<br />

değilken, o günden sonra<br />

gelecek upuzun bir yolculuktan<br />

da haberdar olamıyor ne<br />

yazık ki insan. Bu varlığın insan<br />

olmasına bile lüzum yok.<br />

Yaşayan bir canlı, bir hayvan<br />

veyahut bir nesne bile olabilir.<br />

Mükemmel bir şekilde alışmaya<br />

endekslenmiş ruhumuz ve<br />

kalbimiz, yeni gelen her varlığı<br />

Ömer Erkan<br />

omererkan92@hotmail.com<br />

İnsan<br />

kabul etmede üstün bir başarı<br />

sağlıyor ve bunu çok çabuk<br />

bir şekilde yapıyor. Başlarda<br />

istemsizmiş gibi gözükse de,<br />

dışarıdan gelen çoğu darbeye,<br />

zarara, iyiliğe, hüzne alışmayı<br />

büyük bir ustalıkla başarıyor.<br />

Bu bağlamda insan kalbi atmaya<br />

devam ettiği sürece,<br />

kapılarını acıya ve mutluluğa<br />

kapatmıyor. Her ikisini de<br />

büyük bir alıcılıkla kendi içine<br />

doldurmayı ve hiçbir şekilde<br />

yer sıkınsı çekmemeyi ihmal<br />

etmiyor. Açılan gönül iyiyi ve<br />

kötüyü ayırt edememesine<br />

rağmen bu özelliğinden vazgeçmiyor.<br />

Fakat gün geliyor<br />

zamanında ayırt edememiş<br />

gibi görünen birçok taş yerli<br />

yerine yerleşiyor ve bir utanç<br />

tablosu gibi insanın karşısına<br />

parlak bir tepside sunuluyor. O<br />

an geliyor ve kalp boş<br />

durmayıp yine araştırmacı<br />

kimliğine bürünerek, yaşanılan<br />

olguyu didiklemeye başlıyor.<br />

Binlerce soru, endişe ve<br />

karmaşa içerisinde zaman akmaya<br />

ve etrafımızda yeni<br />

insanlar belirmeye devam<br />

ediyor. Eskiler yenilerle karıştıkça,<br />

akıl almaz bir hale dönmesi<br />

gereken insan kalbi, bir<br />

düzenli çekmece edasında atmaya<br />

devam ediyor.<br />

Vorarlberg’de Önemli Seminer<br />

<strong>2018</strong>‐2019 Eğitim, Öğretim<br />

Yılı'nın açılmasıyla birlikte<br />

öğrenci ve velilerin karşılaştıkları<br />

sorunları, şikâyet ve<br />

önerileri dinlemek ve görüş<br />

alışverişi yaparak bunlara<br />

çözüm bulunmasına yardımcı<br />

olmak amacıyla öğrenci velilerinin,<br />

Türkçe öğretmenlerinin<br />

ve sivil toplum kuruluşu<br />

temsilcilerinin katılımıyla Bregenz<br />

Başkonsolosluğu'nda bir<br />

seminer düzenlenmiştir.<br />

Yaklaşık 25 öğrenci velisi, öğretmen<br />

ve sivil toplum kuruluşu<br />

temsilcisinin katıldığı ve<br />

üç saat süren seminerde katılımcılara,<br />

Türkçe derslerinin<br />

hakettiği noktaya getirilmesi<br />

ve "Almanca Teşvik Sınıfları"<br />

konusunda yaşanan sıkıntıların<br />

aşılabilmesi noktasında,<br />

Türkçe öğretmenleri, öğrenci<br />

Bregenz Başkonsolosu Nursel Berberoğlu:<br />

‘‘Bilinçli bir şekilde hakkınızı arayın’’<br />

velileri, sivil toplum kuruluşları<br />

ve devlet temsilcileri olarak<br />

taraflara düşen sorumluluklar<br />

olduğu vurgulanarak,<br />

öğrenci velilerinin okullarda<br />

okul müdürleri düzeyinde<br />

hak aramalarının yanısıra,<br />

Eyalet Eğitim Müdürlüğü<br />

(Landesschulrat) gibi yerel<br />

eğitim makamlarına veya<br />

ırkçılık ve ayrımcılıkla ilgili çalışmalar<br />

yapan ZARA (Zivilcourage<br />

und Anti‐Rassismus<br />

Arbeit) ve Dokustelle (Dokumentations<br />

und Beratungsstelle)<br />

gibi kuruluşlara yazılı<br />

olarak da başvuru ve şikâyetlerini<br />

bildirmelerinin yararlı<br />

olacağı bilgisi verilmiştir.<br />

Seminerin sonunda, T.C.<br />

Bregenz Başkonsolosu Nursel<br />

Berberoğlu, Vorarlberg Eyaleti<br />

çapında eğitim alanında<br />

yaşanan sorunlara muhtemel<br />

çözüm yolları üzerinde kapsamlı<br />

görüş alışverişinde bulunulan<br />

bu yararlı ve anlamlı<br />

etkinliğe katılım sağlayarak,<br />

fikir ve önerilerini paylaşan<br />

tüm vatandaşlara teşekkür<br />

ederek, seminerde ele alınan<br />

konuların Eyalet makamları<br />

nezdinde takibini teminen<br />

benzer toplantı ve seminerlerin<br />

düzenlenmesinin öngörüldüğünü<br />

belirtmiştir.<br />

Seminere katılan öğrenci<br />

velisi, öğretmen ve sivil toplum<br />

kuruluşu temsilcileri de,<br />

Bregenz Başkonsolosluğunca<br />

eğitim alanında düzenlenen<br />

bu tür bir etkinlikten dolayı<br />

duydukları memnuniyeti<br />

dile getirerek, seminerin yararlı<br />

olduğunu ifade etmişlerdir.<br />

16.11.18–11.2.19<br />

Kış<br />

BİSİKLET YA ARIŞMASI<br />

Entgeltliche Einsch altung des Landes Vorarlberg<br />

Kıs Boyunca Fit Kalın<br />

P edal Çevirin ve Kazanın: winter.fahrradwettbewerb.at<br />

iç<br />

„Dieses Projekt wird im Rahmen des klimaaktiv Förderungs-<br />

programms aus Mitteln des Klima- und Energiefonds als<br />

Beitrag zum Umwelt- und Klimaschutz im Verkehr gefördert“<br />

Bi isiklet Yarısması<br />

in ücretsiz App!

Hurra! Ihre Datei wurde hochgeladen und ist bereit für die Veröffentlichung.

Erfolgreich gespeichert!

Leider ist etwas schief gelaufen!