SavaÅı zenginler çıkarır Yoksullar ölür - BirleÅik Metal-İÅ
SavaÅı zenginler çıkarır Yoksullar ölür - BirleÅik Metal-İÅ
SavaÅı zenginler çıkarır Yoksullar ölür - BirleÅik Metal-İÅ
Transform your PDFs into Flipbooks and boost your revenue!
Leverage SEO-optimized Flipbooks, powerful backlinks, and multimedia content to professionally showcase your products and significantly increase your reach.
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşEkim 2013 3Mefro Whells (Tekersan)İşçileri Artık SendikalıBilecik Bayırköy’de kurulu eski ünvanı Tekersan olan MEFRO WHELLS TurkeyJant Sanayi fabrikasında sendikamız örgütlendi. 300 işçinin çalıştığı jant fabrikasındaönceki yıllarda Türk <strong>Metal</strong> yetkili idi.Örgütlenmenin ortaya çıkmasının hemen ardından toplam 15 üyemizin iştenatılmasına karşın MEFRO Whells işçileri mücadeleden vazgeçmedi. İşçilerin kararlıtutumları sonuç verdi 6 üyemiz işbaşı yaparken diğer 9 işçiye 12 aylık brütücret tutarında bir meblağ ödendi.Yetki belgemizin geldiği işyerinde üyelerimiz yapılan seçimlerle temsilcilerinibelirlediler. Ardından toplu iş sözleşmesi taslağı hazırlandı. İşverenin MESS’e üyeolması ile toplu iş sözleşmesi görüşmeleri MESS ile sendikamız arasında başladı.1 Ağustos’ta Sendikamız Genel Başkanı ve Genel Sekreteri, fabrikada işçilerle buluştular.Inductotherm işçileri sendikamızda örgütlendiGebze’de kurulu bulunan Inductothermİndüksiyon Sistemleri Sanayi A.Ş.işyerinde çalışan işçiler, çalışma koşullarıve ücretlerinin iyileştirilmesi için yasalarınkendilerine tanıdığı haklarını kullanaraksendikamıza üye oldular.Sendikamızın işyerinde çoğunluktespiti için Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanlığı’na başvuruda bulundu. Bakanlıktarafından işyerinde toplu iş sözleşme yetkimizin8 Temmuz 2013 tarihinde gelmesiüzerine Inductotherm işvereni sendikamızüyesi 7 işçiyi işten çıkardı.İşten çıkarılan üyelerimiz haklarına sahipçıkmak için işten çıkarıldıkları 9 Temmuzgününden 29 Ağustos’a kadar fabrikaönünde direniş gerçekleştirdiler.Çoğunluk tespitine işveren itizar etmesisonucu yetki mahkeme sürecine girmişdurumda. Üyelerimiz ise bu süre zarfındaörgütlülüklerini koruyarak mücadelelerinisürdürüyor.
4Birleşik<strong>Metal</strong>-İşEkim 2013KORKTUKLARI İÇİN SALDIRIYORLARTürkiye’de sendikacılığın 12 Eylül darbesi sonrasındasermayenin ihtiyaçları doğrultusunda yenidenyapılandırılması çok basit bir mantığın üzerinekuruludur: İşçileri ya sendikasız ya da sarı sendikalareliyle denetim altında tutarak sömürüyü daha daderinleştirmek.Buna öncelikle metal işkolundan başladılar.Türk <strong>Metal</strong>, bizzat sermaye eliyle ve devlet gözetimindeişçi sendikalarından şebeke oluşturma konusundaibretlik bir örnektir ve dünya üzerinde böylesipek nadirdir.Nasıl olmasın ki?Cunta yönetimi 1983 yılında yeni sendikal yasalarıçıkardığında sarı sendikanın, onlarca fabrikadatek bir üyelik bile yapmadan yetkili sendika olduğunupek çok kişi bilmez. Yeni yasanın meşhur “bir seferemahsus” ek-6 maddesi bunlar için çıkarılmıştır.Personel Müdürlükleri, işçilerin kimlik bilgilerini sarısendikaya servis etmiş, bu bilgileri içeren listeleriBakanlığa bildiren sarı sendika, işyerlerinde yetkilisendika haline gelmişti.Bu şebeke patronlar için çalışmaya otuz yıldırhiç ara vermedi. Bugün de onlar için çalışmaya devamediyorlar.İşçiler bu şebekeye 1980 sonrasında ilk kez1998 yılında patladı. İmdada yine patronlar yetişti.İşçilerin türlü baskı ve zorbalıkla sarı sendikaya geridönmesini işverenler sağladı.Sonraki patlama daha örgütlü oldu. Geçtiğimizyıl Bosch grubunda 6 bin işçi bu şebekeye “yeter”dedi. Önce Bosch, sonra Rexroth, ardından CengizMakine’de işçiler topluca sendikamıza geçti. Yinepatronlar imdada yetişmeye çalıştı. Baskı, iştençıkarma, tehdit… Bosch işçilerinin mücadelesi devamediyor.Bosch’ta yaşananlar, metal işkolunda kurdukları30 yıllık sendikal düzenin pamuk ipliğine bağlı olduğunuişçilere de, işverenlere de, sarı sendikayada gösterdi.İşte bu yüzden çok korkuyorlar.<strong>Metal</strong> işçilerinin bu düzeni yıkabileceğini gördükleriiçin çok korkuyorlar.Bu yüzden metal işçilerinin gerçek örgütüne,gerçek sendikasına, Birleşik <strong>Metal</strong>-İş’e saldırıyorlar.Bu sayfada ve ilerleyen sayfalarda, metal işçilerininsendikalaşmasının sarı sendika-işveren işbirliğiile engellenmeye çalışıldığı örnekleri paylaşıyoruz.Bu örnekler sarı sendikanın sadece son birkaçay içindeki işveren taşeronluğu örnekleridir.Bunlar ne ilk ne de son. İşverenler sarı sendikayıkullanmaya devam edecekler.Ancak çabaları nafiledir.Her ne yaparlarsa yapsınlar, gerek sendikasızçalışan, gerekse patronlar sayesinde yetkili olduklarıfabrikalarda yıllardır iliğine kadar sömürdüklerimetal işçilerinin gerçek sendikalarıyla buluşmasınıengelleyemeyecekler.Çerkezköy Babanızın Çiftliği mi?Dinex Egzoz ve Emisyon Teknolojileri San.veTic. AŞ. Çerkezköy’de, yaklaşık 250 işçinin çalıştığıDanimarka sermayeli bir kuruluş. Dinex işçileri ileuzun ve sabırlı bir örgütlenme çalışması sürdürdük.Geçmişte birkaç kez gerçekleştirilen sendikalaşmagirişimi işverenin işçi çıkarması sonucu sekteye uğramıştı.Dinex işçileri bu kez çoğunluğu sağlayıpsendikamıza üye oldu.Ama sarı sendika DİNEX’te de işbaşındaydı.Sendikamızın örgütlenmesini işçi çıkararak engelleyemeyeceğinianlayan DİNEX yönetimi, sarı sendikayıçağırdı. Sarı sendika, her zaman olduğu gibiçağrıldığı yere koşa koşa geldi.İşte DİNEX’te yaşananlar:13 Ağustos günü DİNEX işçileri sendikamızaüye olmak için Çerkezköy’de notere geldi. 16:00-24:00 vardiyası, burada üyeliklerini yapmaya başladı.Bu sırada fabrikanın Genel Müdür YardımcısıÖzgür Dursun, yanında Türk <strong>Metal</strong>’in yöneticileriile birlikte, işçilerin sendikamıza üyelik işlemlerinigerçekleştirdiği notere geldi. Burada işçilerin sendikamızaüyeliklerini engellemeye çalıştı.Sarı sendika gün boyu Çerkezköy’deki Noter’deişçileri taciz etmeyi sürdürdü. Vardiya çıkışında isesağdan soldan topladıkları adamlarla fabrika önünegelerek, sendikamıza üye olacak işçileri tehdit ederekonları korkutmaya çalıştı.Bu gelişmelerin üzerine DİNEX işçilerininÇerkezköy’de güvenli bir ortamda sendikamıza üyeolabilme koşulu kalmadığı için, vardiyadan çıkanişçiler tutulan araçlarla Çorlu’ya geldiler. Üyelikleriniburada tamamladılar. Ardından Şube binamızdacoşkulu bir toplantı gerçekleştirdiler. İşçilerin tamamınayakını sendikamıza üye oldu.Tüm engellemelererağmen Çerkezköy’deBasın Açıklaması19.09.2013 tarihindeÇerkezköy’de yaptığımız basınaçıklamasında, DİNEX’te toplu işsözleşmesi yetki belgesini sendikamızınaldığını açıkladık. GenelBaşkan Adnan Serdaroğlu, işçilerlebirlikte toplu sözleşme taslağı hazırlıklarınabaşlanacağını duyurdu.Diğer taraftan şirket yöneticilerinin işçiler üzerindekibaskısı arttı. Evler dolaşılarak, aileler aranarak işçilerişten çıkarılmakla tehdit edildi. Sonuç alınamayınca 15Ağustos günü 5 üyemiz işten çıkarıldı.Fabrika içinde üyelerimize yönelik baskı devam ederken,sarı sendika vardiya giriş ve çıkış saatlerinde dışarıdantopladıkları adamlarla fabrikanın önüne gelerek, işçileregözdağı vermeye çalıştı.Tüm engellemelerekarşın sendikamızişyerinde topluiş sözleşmesi yapmayetkisini yasal olarakelde etti.SARI SENDİKADİNEX’TEİŞBAŞINDAÇalışma ve SosyalGüvenlik Bakanlığı,işyerindeçalışan işçilerinçoğunluğunun sendikamızaüye olduğunutespit etti.16 Ağustos2013 tarihli çoğunluktespitininardından Bakanlıkişyeri için kesinleşentoplu sözleşme yetki belgesini 13 Eylül 2013tarihinde sendikamıza tebliğ etti.İşverenin sarı sendika ile birlikte üyelerimize saldırılarıdevam ediyor. Yetki belgesinin sendikamıza ulaşmasınınardından çıkarılan işçilerle birlikte işyerinde iştençıkarılan işçi sayısı 10’a yükseldi.Toplu sözleşme hazırlıkları başlıyorYetkinin kesinleşmesinin ardından sendikamız işyerindegerçekleştirilecek toplu iş sözleşmesi için hazırlıklarabaşladı. DİNEX işçileri ile birlikte hazırlanacak toplu işsözleşmesi taslağı kısa bir süre içinde işyerine iletilecek.Bu saltanat mutlaka sona erecek!İşverenler Çerkezköy’de kölelik düzeni kurmuşlar.Yanlarına bir de sendika almışlar. Kendilerine taşeronsendika ile işçileri sömürüp duruyorlar. DİNEX işçileribu düzene çomak sokunca belli ki çok rahatsız oldular.Ama ne Çerkezköy bunların babalarının çiftliği, ne deTrakya işçisi patronların tapulu köleleri değildir. Bu saltanatmutlaka sona erecektir.
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşEkim 2013 7İftar sofralarındabuluştuk...Gebze ŞubemizdenRamazan ayı boyunca, şubelerimiz iftar yemekleri düzenlediler..Genel Başkanımız ve merkez yöneticilerimizin de katılımıyla, şube yöneticilerive temsilcilerimiz birlikte iftar yaptılar.BOSAL13.09.2013 tarihinde Bosal işyeri Sendikamız Genel Başkanı, Genel Sekreterive şube yönetimi olarak ziyaret edilerek üyelerimizle toplantı yapıldıŞubemize bağlı Legrand işyerinde toplu iş sözleşme görüşmeleri devam ediyoren son 06.09.0213 tarihinde yapılan toplantıda işverenin ücretlerde ilk altı ay için%6 sosyal yardımlar için yıllık %6 önermesi üzere uyuşmazlık tutuldu. Arabulucutayin edilmesiyle süreç devam ediyor.Fontana işyerinde 01.08.2013 tarihinde yapılan toplu iş sözleşme toplantısındaişverenin enflasyon oranında zam teklifi nedeniyle uyuşmazlık tutuldu. Arabulucutayini yapıldı 13.09.2013 tarihinde arabulucuyla toplantı yapılacak.Bemka ve Federel Moğul işyerlerinde devam eden sözleşmeler anlaşmayla sonuçlanmıştır.Kocaeli ŞubemizdenŞubemize bağlı 11. Anadolu Döküm işyeri piknik ve deniz şenliği bu yılKandıra’nın Ömerağzı tesislerinde gerçektirildi. 6 otobüsle 29 Haziran tarihindegerçekleştirilen geziye işçiler aileleriyle birlikte 300 kişiyle katılım sağladı. İşyerifabrika müdürlerinin de katıldığı piknikte, işçiler aileleriyle birlikte gönlünceeğlendi.e-Devlet semineri28 Ağustos Çarşamba günü, Sapanca Eğitim Tesislerimizde e-Devlet konusundabir seminer düzenlendi. Sendikamız yönetici ve uzmanları, 6356 sayılı yasayla7 Kasım 2013 tarihinde başlayacak olan e-Devlet üzerinden üyelikler konusundaayrıntılı bir eğitim çalışmasına katıldılar.Eğitimin ardından Sendikamız Başkanlar Kurulu, gündemdeki konuları görüşmeküzere toplandı.
8Birleşik<strong>Metal</strong>-İşEkim 2013İşyeri ziyaretleriBALATACILARHMSEJOT TEZMAKERGUN HİDROLİKKONVEKTAHİDROMAKRETTIG METALGİMSANMERT AKIŞKANBALIKÇIOĞLUTOTOMAKZF LEMFÖRDER
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşEkim 2013 9Yetki - işkolu itirazı davalarındaSon gelişmelerArobusArobus Araç İmalat San. ve Tic. A.Ş. işyerinde yürütülençalışmalar sonucunda işyerinde çalışan işçilerin çoğunluğununSendikamıza üye olmaları üzerine 24.06.2013tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yetkibaşvurusunda bulunulmuştur. Türk <strong>Metal</strong> Sendikası iseaynı işyeri için 27.06.2013 tarihinde Bakanlığa başvurudabulunmuştur. Bakanlık Sendikamıza olumsuz yetki tespitiyazısı düzenleyip gönderirken Türk <strong>Metal</strong>’e ise olumluyetki tespiti yazısı göndermiştir. Her iki tespitin iptali talebiyleaçtığımız davalar İstanbul 16. İş Mahkemesi’nde13.09.2013 günü görülecektir.InductothermInductotherm İndüksiyon Sistemleri San. A.Ş. işyerindeçalışan işçilerin Sendikamızda örgütlenme talepleriüzerine yürütülen çalışmalar sonucunda Çalışma ve SosyalGüvenlik Bakanlığı’na yetki tespiti başvurusunda bulunulmuştur.Bakanlık işyerinde yasanın aradığı çoğunluğusağladığımıza ilişkin tarafımıza olumlu yetki tespiti yazısınıdüzenleyerek göndermiştir. İşverenin bu tespitin iptalitalebiyle açtığı davada duruşma günü beklenmektedir.BoschBosch San. ve Tic. A.Ş. işyerlerinde yürütülen örgütlenmefaaliyetleri sonucunda Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanlığı’na Sendikamız yetki tespiti talebiyle04.05.2012 tarihinde başvurmuştur. Bakanlık Sendikamızınbaşvuru tarihi itibarıyla çoğunluğu sağlayamadığınailişkin olumsuz yetki tespit yazısı düzenlemiştir. Tarafımızaverilen olumsuz yetki tespiti yazısının ve Türk <strong>Metal</strong>Sendikası’na verilen 10.09.2012 başvuru tarihi itibarıylaçoğunluğu sağladığına ilişkin olumlu yetki tespitininiptali istemiyle Bursa 3. İş Mahkemesi’nde açılan davareddedilmiştir. Kararı temyiz etmemiz üzerine Yargıtayyerel mahkeme kararını çoğunluğa ilişkin inceleme yapılmamasınedeniyle bozmuştur. Dosya tekrar yerel mahkemeyegönderilmiş olup yapılan yargılama neticesinderapor düzenlemesi için bilirkişiye verilmiştir. Duruşması23.10.2013 günüdür.Bosch RexrothBosch Rexroth Otomasyon San. ve Tic. A.Ş. işyeri ileilgili 04.05.2012 tarihinde yaptığımız başvuru sonucundada işyerlerinde gerekli çoğunluğu sağlayamadığımıziddiasıyla Bakanlıkça tarafımıza olumsuz yetki belgesigönderilmiştir. Bu tespitin de iptali talebiyle Bursa 4.İş Mahkemesi’nin 2012/431 E. sayılı dosyasında açılandava reddedilmiştir. Karar tarafımızdan temyiz edilmiştir.CehaKayseri’de kurulu Ceha Büro Mobilyaları Ltd. Şti.işyerinde çalışan işçilerin Sendikamıza üyeliklerinin ardından,Bakanlığa yetki tespiti başvurusu yapılmıştır. Bakanlıkadı geçen işyerinde çoğunluğu sağlayamadığımızailişkin olumsuz yetki belgesi yazısını tarafımıza göndermiştir.Anılan yetki belgesinin iptali talebiyle Kayseri 3. İşMahkemesi’nde açılan davada dosya bilirkişiye gönderilmiştir.Duruşması 08.10.2013 günü yapılacaktır.MKSMKS Transformatör Ekip. San. ve Tic. Ltd. Şti., işyerineilişkin Bakanlığın Sendikamıza gönderdiği yetki tespitiyazısına işveren itiraz etmiştir. Dava yerel mahkemetarafından reddedilmiş olup dosya Yargıtay’dadır.Crown BevcanKocaeli ve Osmaniye’de fabrikası bulunan CrownBevcan Türkiye Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. işvereni, yürüttüğümüzörgütlenme çalışmaları sonucunda Bakanlıkçatarafımıza verilen olumlu yetki tespiti yazısının iptalitalebiyle dava açmıştır. Yerel mahkeme davanın reddi ilelehimize hüküm kurumuştur. İşverenin temyizi üzerinedosya Yargıtay’a gönderilmiştir.ToprakToprak Demir Döküm San. ve Tic. A.Ş. işyerinde topluiş sözleşmesi bağıtlamak için Bakanlığa yaptığımızbaşvuru sonucunda tarafımıza olumlu yetki tespiti yazısıgönderilmiştir. Tespit yazısının iptali talebiyle işveren Eskişehirİş Mahkemesi’nde dava açmıştır. Davanın yetkisizmahkemede açılması nedeniyle yaptığımız yetki itirazımahkemece kabul edilmiş olup Yargıtay tarafından onanmıştır.Dosya Bilecik Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinegönderilmiş olup duruşması 08.10.2013 günü yapılacaktır.RemeksRemeks San. Ürünleri Üretim ve Dış Tic. Ltd. Şti.işyerinde çalışan işçilerin Sendikamıza üye olmalarınınardından yaptığımız başvuruya Bakanlıkça verilen olumluyetki tespiti yazısının iptali talebiyle işverenin açtığıdavanın duruşması 28.11.2013 tarihinde görülecektir.RSARSA Tesisat Mal. San. ve Tic. A.Ş. işyeri için Sendikamızaverilen olumlu yetki tespiti yazısının iptali içenMESS tarafından açılan davada mahkeme dosyanın bilirkişiyegönderilmesine karar vermiş olup bilirkişi raporulehimize gelmiştir. Duruşması 24.12.2013 günüdür.Çınar BoruÇınar Boru Profil San. ve Tic. A.Ş. işyeri için yaptığımızbaşvuru sonucunda Bakanlık yasanın aradığı çoğunluğusağladığımıza ilişkin olumlu yetki tespiti yazısıdüzenlemiştir. İşverenin Bakanlık tespitinin iptali talebiyleaçtığı dava aleyhimize bitmiş olup karar tarafımızdantemyiz edilmiştir. Karar Yargıtay’ca bozulmuş olup yargılamaduruşması 05.11.2013 günü yapılacaktır.Mas-DafMas Daf Makine San. A.Ş. işyeri için Bakanlığa yapılançoğunluk tespiti başvurusu sonucunda tarafımızaolumlu yetki tespiti yazısı düzenlenerek gönderilmiştir.İşverenin yetki tespitinin iptali talebiyle açtığı davada lehimizekarar verilmiştir. Ancak Yargıtay’ın bozma kararıüzerine yapılan yargılama sonucunda bu defa aleyhimizehüküm verilmiş olup karar Yargıtay tarafından da onanmıştır.SanelSanel San. Elek. İm. Ve Tic. Ltd. Şti.. işyeri için Bakanlığınbaşvurumuz üzerine tarafımıza verdiği olumluyetki tespit yazısının iptali talebiyle işveren tarafındanİstanbul 9. İş Mahkemesi’nde açılan davada mahkemedavanın kabulü ile olumlu yetki tespitinin iptaline kararvermiştir. Karar tarafımızdan temyiz edilmiş olup dosyaYargıtay’dadır.ProcastProcast <strong>Metal</strong> San. ve Tic. Ltd. Şti. işyerinde yürütülenörgütlenme faaliyeti sonucunda, Bakanlığa yaptığımızbaşvuru ile tarafımıza verilen olumlu yetki tespityazısının iptali için işveren tarafından, İstanbul 7. İşMahkemesi’nde açılan davada mahkeme lehimize kararvermiştir. Anılan karar işveren tarafından temyiz edilmişolup dosya Yargıtay’dadır.CivtaşCivtaş Cıvata İm. San. ve Tic. A.Ş. işyerinde yürüttüğümüzörgütlenme çalışmalarının ardından yaptığımızbaşvuru sonucunda Bakanlık sendikamıza olumlu yetkitespiti yazısının düzenlemiştir. İşveren yetki tespitinin iptaliistemiyle Kartal 2. İş Mahkemesi’nde dava açmıştır.Yaptığımız yetki itirazı sonucunda mahkeme dosyayı yetkiliİstanbul 17. İş Mahkemesi’ne göndermiştir. Duruşması14.11.2013 tarihindedir.DSCD.S.C. Otomotiv Koltuk Sistemleri San. ve Tic. A.Ş.talebimiz sonucunda Bakanlığın işyerinde yasanın aradığıçoğunluğu sağladığımıza ilişkin olumlu yetki tespiti yazısınaişveren itiraz etmiştir. Kocaeli 2. İş Mahkemesi’ndegörülen davada yerel mahkeme aleyhimize karar vermiştir.Karar Yargıtay tarafından da onanmıştır.MMZMMZ Onur boru Profil Üretim San. ve Tic. A.Ş. işyerindeiçin Bakanlığa yaptığımız başvuru ile tarafımızaverilen olumlu yetki tespit yazısının iptali için işveren İstanbul9. İş Mahkemesi’nde dava açmıştır. Davada aleyhimizekarar verilmiş olup tarafımızdan temyiz edilmiştir.Yargıtay’ın yerel mahkeme kararını bozması sonucundayargılamaya 06.11.2013 günü devam edilecektir.SamkaSamka <strong>Metal</strong> Ambalaj San. A.Ş. işyerinde yaptığımızbaşvuru sonucunda Bakanlık yasanın aradığı çoğunluğusağlayamadığımıza ilişkin tarafımıza olumsuz yetki tespitiyazısı göndermiştir. Bu tespit yazısının iptali talebiyleİstanbul 12. İş Mahkemesi’nde açtığımız davada mahkemealeyhimize karar vermiştir. Karar tarafımızdan temyizedilmiş olup dosya Yargıtay’dadır.NalcıNalcı Sınai Mamulleri İmalat Paz. Ltd. Şti. işyeri içinBakanlığa yapılan çoğunluk tespiti başvurusu sonucundatarafımıza olumlu yetki tespiti yazısı düzenlenerek gönderilmiştir.İşverenin yetki tespitinin iptali talebiyle İstanbul22. İş Mahkemesi’nde açtığı davada mahkemenin görevsizliğinekarar verilmiştir. Anılan karar işveren tarafındantemyiz edildiğinden dosya Yargıtay’a gönderilmiştir.Ar-<strong>Metal</strong>Ar-<strong>Metal</strong> Montaj Elektrik Ağaç Taahhüt San. Tic.Ltd. Şti. işyerinde örgütlenme çalışmaları sonucundaBakanlığa yaptığımız başvuru üzerine tarafımıza yetkitespiti yazısı düzenlenerek gönderilmiştir. İşveren Sakaryaİş Mahkemesinde yetki tespitinin iptali talebiyleyetkisizi mahkemede dava açmıştır. Yaptığımız yetkiitirazı sonucunda mahkeme dosyanın yetkili Kocaeli İşMahkemeleri’ne gönderilmesine karar vermiş olup duruşmatarihi henüz verilmemiştir. Ayrıca işverenin Ar-<strong>Metal</strong>Montaj Elektrik Ağaç Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti. ile aynıadreste ve aynı işkolunda olan 3 şirketin daha bulunduğunuve 4 firmanın işletme oluşturduğunu tespitine kararverilmesini talep ettiği davada yerel mahkeme lehimizekarar vermiş olup dosya Yargıtay’dadır.SnopSnop İzmit <strong>Metal</strong> San. ve Tic. A.Ş.’de yürüttüğümüzörgütlenme çalışma çalışmaları sonucunda Bakanlık işyerindeyasanın aradığı çoğunluğu sağladığımıza ilişkinyetki tespiti yazısını tarafımıza göndermiştir. Anılan tespityazısının iptali istemiyle işverenin açtığı dava aleyhimizebitmiş olup tarafımızdan temyiz edilmiştir. Karar henüzkesinleşmemiştir.GEAGEA Klima San. ve Tic. A.Ş. işyerinde yürütülen örgütlenmeçalışmaları sonucunda Bakanlığa yetki tespititalebi ile başvurulmuştur. Bakanlık işyerinde gerekli çoğunluğusağlayamadığımıza ilişkin olumsuz yetki tespitiyazısı düzenleyerek tarafımıza göndermiştir. Bu tespitiniptali talebiyle açtığımız davanın duruşması 17.09.2013tarihinde görülecektir.
Birleşik <strong>Metal</strong>-İş12 Ekim 2013İşyeri ve Şubelerimizin yanısıra, planlı eğitimlerimiz içinSapanca ve Gönen TesislerimizdeyizEğitim Dairesi bünyesinde bir yandan yıllık eğitim programı gereğiplanlanan programlı eğitimler gerek Sapanca Tesislerinde gerekse GönenKemal Türkler Eğitim tesislerinde yapılırken diğer yandan da gelen taleplerdoğrultusunda şube veya işyerlerinde üye eğitimleri de gerçekleştirilmiştir.2013 yılı programında yer alan tüm şubelerin temsilcilerine ve kurullarınayönelik iki günlük Hukuk, İSİG, Performans ve Örgütlenme eğitimleriiki ay içinde tamamlandı. Ayrıca programda yer alan “Kadın Eğitimi” ve“Ötekileştirme Eğitimi”de Gönen’de yapıldı.Bunların dışında gelen talepler doğrultusunda Kocaeli, Bursa, İzmir veGebze şubelerimize bağlı işyerlerinde üye eğitimleri ile ihtiyaçlar doğrultusundakomite ve grev eğitimleri de yapılmıştır.Seminer:Her Türlü Dışlanmayave Şovenizme KarşıHalkların KardeşliğiSendikamızın 22-27 Eylül 2013 tarihleri arasında Gönen tesislerimizdeyürüttüğü seminere 30 kişi katıldı. Tekstil sendikamızdan 5 kursiyerinde katıldığı seminerde “Her türlü dışlanmaya ve şovenizme karşı HalklarınKardeşliği” üzerine çalışma yapıldı.Seminere Almanya’dan konu hakkında uzman olan Ver.di sendikasıüyesi bir Alman arkadaş katılarak Alman Faşizmi (Nazizm) hakkında sunumlardabulundu. Alman faşizminin sermayenin büyük bölümü tarafındandesteklenerek büyütüldüğünü, milliyetçiliğin, ırkçılığın ve şovenizmin temellerini,bunların faşizm ile bağlantısını anlattı. Film ve resim desteği ileyapılan anlatımlarda uluslararası alanda faşizmin boyutları ve bugünü üzerinede tartışıldı.Seminerde coğrafyamızda yaşanan sorunların işyerlerine yansıması, milliyetçiliğinve ırkçılığın dışavurumu hakkında sunumlar yapıldı ve tartışıldı.Dışlanmanın, ayrımcılığın işçi hareketine zararları üzerine detaylı tartışmalaryürütüldü.İşçi sınıfının birliği ve güçlü bir şekilde sermayeye karşı mücadele etmeninyolunun kendi içimizdeki ayrımcılıkla hesaplaşmaktan geçtiğininbilinciyle, katılımcılar, ikincisini yaptığımız bu seminerlerin devam etmesigerektiğini düşündüklerini vurguladılar.İlk 6 ayda tamamlanan eğitimlerTARİH EĞİTİM KONUSU ŞUBESİ ÜYE13-18 Ocak Amatör Eğitimci Eğitimi 2220 Ocak Örgütlenme Komitesine Eğitimi Gebze Şb 6426 Ocak Çalışma ve Toplum Formu-127 Ocak Basın yayın komisyonu Eğitimi Gebze Şb 2527 Ocak Sosyal Etkinlikler Bürosu Eğitimi Gebze Şb 2402 Şubat ISUZU İşyeri Eğitimi 1 Nolu Şb 10503 Şubat İşyeri; İSİG, Disiplin, İzin Kurulu Üyelerine Gebze Şb 61Eğitim10-15 Şubat Amatör Örgütçü Eğitimi 2811 Şubat İşyeri İSİG Eğitimi, Erciyas Boru (üç gurupta) Kocaeli Şb 28017 Şubat Yeni İşyeri Büro Komisyon Üyelerine Eğitim Gebze Şb 3524 Şubat- Temsilci Eğitimi 121 Mart02 Mart Şube Eğitim Değerlendirmeİzmir Şb 32Genç işçi Büro Kom. Eğitimi03 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Etkinliği Gebze Şb03 Mart İşyeri Temel Sendikal Eğitim, Nalcı 1 Nolu Şb 1309 Mart Şube Eğitim DeğerlendirmeGebze Şb 45Genç işçi Büro Kom. Eğitimi10 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Etkinliği İzmir Şb16 Mart Şube Eğitim Değerlendirme1 Nolu Şb 31Genç işçi Büro Kom. Eğitimi24 Mart İşyeri Temel Sendikal Eğitim, Ar <strong>Metal</strong> Gebze Şb 1007 Nisan İşyeri Temel Sendikal Eğitim, Senkromeç İzmir Şb 6007 Nisan Şube Kadın Komisyonu Eğitimi İzmir Şb 1513 Nisan İşyeri Temel Sendikal Eğitim, ZF Lemförder İzmir Şb 4414 Nisan İşyeri Temel Sendikal Eğitim, Jantsa İzmir Şb 9516 Nisan İşyeri Temel Sendikal Eğitim (İki grup) Totomakİzmir Şb 12817 Nisan İşyeri Temel Sendikal Eğitim (İki grup) FTB İzmir Şb 8518 Nisan İşyeri Temel Sendikal Eğitim (Bir grup) FTB İzmir Şb 4520 Nisan Şube Eğitim Değerlendirme2 Nolu Şb 31Genç işçi Büro Kom. Eğitimi21 Nisan Şube Eğitim DeğerlendirmeTrakya Şb 30Genç işçi Büro Kom. Eğitimi03 Mayıs İşyeri Temel Sendikal Eğt. Disa Trakya Şb 8905 Mayıs Şube Eğitim DeğerlendirmeEskişehir Şb 29Genç işçi Büro Kom. Eğitimi11 Mayıs Şube Eğitim DeğerlendirmeAnadolu Şb 25Genç işçi Büro Kom. Eğitimi12 Mayıs Şube Eğitim DeğerlendirmeKocaeli Şb 29Genç işçi Büro Kom. Eğitimi26 Mayıs Şube Eğitim DeğerlendirmeBursa Şb 25Genç işçi Büro Kom. Eğitimi26 Mayıs İşyeri Grev Eğitimi, ZF Lemförder İzmir Şb 1121-2 Haziran Şube Temsilciler KuruluGebze Şb 22İSİG, HUK, ÖRGT. PERF. EĞT.16-21 Haziran İSİG Eğitimi 2122-23 Haziran Şube Temsilciler KuruluİSİG, HUK, ÖRGT. PERF. EĞT.Eskişehir Şb 1528-29 Haziran Şube Temsilciler KuruluİSİG, HUK, ÖRGT. PERF. EĞT.Trakya Şb,İst. 2 Nolu Şb29 Haziran İşyeri Temel Sendikal Eğitimi, Tabo 1 Nolu Şb 3030 Haziran İşyeri Grev Eğitimi, Delphi İzmir Şb 70Genel Toplam 180922
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşEkim 201313İZMİR ŞBBURSA ŞBANADOLU VE GEBZE ŞB.iST. 2 NOLU, GEBZE ve TRAKYA ŞB.İST. 1 NOLU ŞBPrysmian’da gençler eğitimde21-22 Ağustos tarihlerinde Prysmian'da eğitim almamış genç üyelerimizeyönelik 3 grup halinde eğitimler yapıldı. Eğitimlere toplam 84 üyemizişçi katıldı.TIE ve FNV Bondgenoten ortak İSİG semineriSendikamız ile TIE ve Hollanda'dan FNV Bondgenotensendikalarının ortaklaşa düzenlediği İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğisemineri 19-21 Temmuz tarihlerinde Hollanda'daki Tata Çelikfabrikasında sendika işyeri temsilcisi olan Bert Zonneveld veTIE'den Marten Van Der Berge'nin katılımıyla, Sapanca Eğitim tesislerindeyapıldı.
14Birleşik <strong>Metal</strong>-İşEkim 2013Uluslararası sözleşmelerde ve iç hukuktaÇalışan kadının yeriBÖLÜM 5Yazı dizimizde daha önce Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, Anayasa,4857 Sayılı İş Yasası’nı incelemiştik. Bu sayımızda, Gebe Veya Emziren KadınlarınÇalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları Ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelikteyapılan değişikliklere ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık SigortasıKanunu’nda yer alan düzenlemelere değineceğiz.GEBE VEYA EMZİREN KADINLARIN ÇA-LIŞTIRILMA ŞARTLARIYLA EMZİRME ODA-LARI VE ÇOCUK BAKIM YURTLARINA DAİRYÖNETMELİKGeçen sayıda yayınlanan 14.07.2004 “Gebe VeyaEmziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla EmzirmeOdaları Ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik”16.08.2013 tarihli Resmi Gazete’de aynı isimleyayınlanan yönetmelik ile yürürlükten kaldırılmıştır.Yeni yönetmelikte yeni doğum yapmış işçinin doğumuizleyen bir yıl boyunca gece çalıştırılmasının yasakolduğuna dair düzenleme yapılmıştır. Ayrıca işverentarafından kurulması zorunlu oda ve yurtların niteliği,çocukların muayenelerinin, beslenmelerinin, eğitimlerininve geliştirilmelerinin nasıl gerçekleştirileceği düzenleşmiştir.SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIKSİGORTASI KANUNUÇalışanların birçok hakkının ortadan kaldırıldığı,emeklilik yaşının 65’e yükseltilmesinin esas alındığı,5510 Sayılı Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık SigortasıYasası’nda kadınlar ile ilgili birkaç maddeye değinipyazı dizimizi noktalamak istiyorum.Analık sigortasından sağlanan haklarAnalık sigortasından sigortalıya analık hallerinebağlı olarak ortaya çıkan iş göremezlik süresince, günlükgeçici iş göremezlik ödeneği verilir. Analık hali hamileliğinbaşlangıcından doğumdan sonraki 8 veya 10haftalık ücretli izinin bittiği döneme kadar olan süredir.Yasada sigortalı kadına ya da sigortalı erkeğin eşine,doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısavadeli sigorta kolları primi bildirilmiş olması ve çocuğundoğumdan sonra yaşaması halinde emzirme ödeneğiverilmesi öngörülmüştür. Ancak bu ödenek çokkomik bir miktardır. Bir defa verilen bu ödenek 2013yılı için 94,00 TL. olarak belirlenmiştir.Emeklilik Yaşıİlk defa bu Kanuna göre sigortalı sayılanlara yani01.10.2008 tarihinden sonra ilk defa sigortalı olan kadınlar58 yaşını doldurmuş olmaları ve en az 9000 günmalûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmişolması şartıyla yaşlılık aylığı bağlanır. Ancak, hizmetakdi ile çalışanlar yani eski SSK’lılar için prim gün sayısışartı 7200 gün olarak uygulanır. Fakat belirttiğimiz58 yaşı kademeli olarak aşağıda ki şekilde artırılacaktır:1) 1/1/2036 ilâ 31/12/2037 tarihleri arasında kadıniçin 59, erkek için 61,2) 1/1/2038 ilâ 31/12/2039 tarihleri arasında kadıniçin 60, erkek için 62,3) 1/1/2040 ilâ 31/12/2041 tarihleri arasında kadıniçin 61, erkek için 63,4) 1/1/2042 ilâ 31/12/2043 tarihleri arasında kadıniçin 62, erkek için 64,5) 1/1/2044 ilâ 31/12/2045 tarihleri arasında kadıniçin 63, erkek için 65,6) 1/1/2046 ilâ 31/12/2047 tarihleri arasında kadıniçin 64, erkek için 65,7) 1/1/2048 tarihinden itibaren ise kadın ve erkekiçin 65,Evlenme ve cenaze ödeneğiYasaya göre evlenmeleri nedeniyle, gelir veya aylıklarınınkesilmesi gereken kız çocuklarına evlenmelerive talepte bulunmaları halinde almakta olduklarıaylık veya gelirlerinin iki yıllık tutarı bir defaya mahsusolmak üzere evlenme ödeneği olarak peşin ödenir.Kadınların Doğumdan Sonra ÇalışmadıklarıSüreyi BorçlanmalarıYasaya göre hizmet akdi ile çalışanlar yani eski tabiriile SSK’ya tabi çalışan kadınlar, iki defaya mahsusolmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyigeçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerindeçalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla, taleptebulundukları süreleri borçlanabilecekler. Askerlikborçlanması benzeri olan uygulamaya göre kadın işçidoğumdan sonra çalışmadığı süreyi en fazla iki yılakadar ve en fazla iki çocuğu açısından borçlanabilecektir.Ancak kanunda olmayan bir düzenleme tebliğdeyer bulmuş ve kadınlara tanınan bu hak kısıtlanmıştır.Tebliğe göre sigortalı kadın, ilk defa sigortalı olarak çalışmayabaşladığı tarihten sonraki süreleri borçlanabilecektir.Sigortalı olarak çalışmaya başlamadan öncekidoğum ve çocuk bakımına ilişkin süreleri borçlanamayacaktır.Ancak tebliğde yer alan bu düzenleme yasayaaçıkça aykırıdır ve iptali gerekmektedir.Sonuç:Kadın hakları açısından yasal düzenlemelerin aslındaçok geniş olduğu açıktır. Özellikle Türk MedeniKanunu, Ailenin Korunması Hakkında Kanun ve TürkCeza Kanunu’nun da bu yönde tartışılması gerekenbirçok madde vardır. Ancak yazının konusunu çalışankadınların hakları olarak sınırladığımızdan ve bu konudatemel düzenlemelere değinmeyi tercih ettiğimizdendiğer alanlara ilişkin değerlendirme yapmadık. Anılanbu yasalar ve diğerleri başka bir yazı dizisinin konusuolabilir.İşçiler Soruyor...Kıdem tazminatına hak kazanıyor muyum?Soru:Ben ilk defa sigortalı olarak 1995yılında işe başladım. Değişik işyerlerindeçalıştım. Şimdi 3900 günsigorta primim ödenmiş durumda.Ancak çalıştığım işyerinden ayrılmak istiyorum. Tazminatımıalarak ayrılabilir miyim ve tekrar başka bir işebaşlayabilir miyim?Cevap:Mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinegöre 08.09.1999 tarihinden önce çalışmaya başlayanlaren az 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3600 prim ödemegün sayısı koşullarını yerine getirdikleri takdirde kıdemtazminatına hak kazanarak iş sözleşmelerini feshedebilirler.Bu madde uyarınca yukarıda sayılan en az 15 yıllıksigortalılık süresi ve 3600 prim ödeme gün sayısı koşullarınısağladığınızdan kıdem tazminatına hak kazanarakişyerinizden ayrılabilirsiniz.Öncelikle bağlı olduğunuz Sosyal GüvenlikKurumu’na dilekçe ile müracaat ederek “Kıdem TazminatınaEsas Yazı” talep etmeniz gerekmektedir. Sizeverilen yazı ile birlikte işyerine başvurarak (yazılı başvurmanızıöneririz) işten ayrılmak istediğinizi belirtmelisiniz.Tekrar çalışmanız hususuna gelirsek Yargıtay 9.Hukuk Dairesi, işçi sırf başka bir işte çalışmak için enaz 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3600 prim ödeme günsayısını koşullarını tamamlayarak işyerinden ayrılmışise kıdem tazminatına hak kazanamaz, kendisine kıdemtazminatı ödenmiş ise işverence bu geri talep edilebiliryönünde karar vermekteydi.Ancak Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013 yılı içindeverdiği kararlarda, 15 yıl sigortalılık ve 3600 gün primgünü şartlarını sağlayarak işyerinden ayrılan işçinintekrar işe başlamasının mümkün olduğuna hükmetmiştir.22. Hukuk Dairesi’nin bu yeni tarihli kararları dikkatealındığında tekrar işe başlamanızın mümkün olduğunuifade edebiliriz.
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşEkim 201317Sendikal eylemler ve direnişler... Sendikal eylemler ve direnişler... Sendikal eylemler veTHY yönetimi ve hükümet grev kırıcılığı yapıyorİşçiler, greve devam ediyor...Hava-İş Sendikası’nın 15 Mayıs'ta THY A.O.’da başlattığıgrev, ilk günden itibaren tehdit, baskı ve grev kırıcılığı uygulamalarınarağmen hukuksal alanda da kazanılan başarılarla devamediyor…Hava-İş tarafından grev kırıcılığı ile ilgili açılan ve 8Temmuz’da görülen davada; THY A.O.’nun grev kırıcılığı yaptığınakarar verildi. Mahkeme, THY’nin grevdeki işçilerin yerineyasadışı bir şekilde işçi çalıştırdığını tespit etti; THY’nin grevdekiişçiler yerine başka işçileri çalıştırmasının ihtiyati tedbir yoluyladurdurulmasına karar verdi.THY yönetiminin Hava-İş grevinin “yasa dışı” olduğuna dairaçtığı ve yerel mahkemenin sendika lehine karar verdiği davada,Yargıtay 22. Hukuk Dairesi de mahkeme kararını onadı.Diğer hukuksal gelişme ise; Hava-İş, imzalanmış toplu işsözleşmesine rağmen THY'ye eski sözleşmede belirtilen 36 saatdinlenme hakkını tek taraflı hukuksuz bir şekilde değiştirdiği içindava açmıştı.Bilirkişi raporu, THY’nin 36 saatlik dinlenme süresini 24saate indirmesini hukuka aykırı bularak iptalini istedi. Raporda,dinlenme süresinin “Ortak Yönetmelik” hükümleri değiştirilerekdüzenlendiği ancak bu yönetmelik kapsamında sendikadan onayalınması gerektiği, sendikanın buna onay vermediği, THY’nin deprosedürü yerine getirdiğine dair bir ispat ibraz etmediği belirtilerektek taraflı bu değişikliğin hukuka aykırı olduğu ve iptaliistendi.Bakırköy 2. İş Mahkemesinde devam eden davanın bir sonrakiduruşması 1 Ekim’de görülecek.Basın-İş’in Darphane grevineyöneticilerimizden destekHazine'ye bağlı Darphane ve Damga Matbaası GenelMüdürlüğü’nde Basın-İş sendikasının 8 Temmuz tarihinde başlattığıgrevle dayanışmada bulunmak üzere, Genel BaşkanımızAdnan Serdaroğlu ve Genel Yönetim Kurulu üyelerimiz grevciişçilerle beraberdiler.Kazova işçisi kendisi için üretiyorKazova Trikotaj AŞ işçileri, 4 aylık maaşları, ikramiyelerive tazminatları gasp edilerek 31 Ocak’ta işten çıkarıldı.İşverenleri Ümit Somuncu ve oğlu Mustafa Umut Somuncufabrikayı bir gecede boşaltarak kayıplara karışmış,94 işçiye tazminatları ve maaşları verilmemişti.27 Şubat’tan beri direnişte olan işçiler, önce fabrikaönüne çadır açtılar, patronlarının villasına yürüyüş düzenlendiler…Taksim’de kamuoyunda seslerini duyurmayaçalıştılar…Sonra 28 Haziran’da, fabrikayı işgal ettiler.1 Eylül’de ilk kez fabrikada kalan malzemelerle kazakürettiler. Fabrika işgali ve patronsuz üretim Türkiye’ninemek tarihinde karşılaşılan bir olay değil ancak neden birbaşlangıç olmasın?Önümüzdeki kış içimizi ısıtacak kazaklarla, KazovaTrikotaj işçileriyle dayanışma zamanı…Bedaş’ta işten atıldılar.Özelleştirme yolula satışı yapılan BEDAŞ’ı alan Cengiz-Kolin-Limakşirketinin işten çıkardığı işçiler, mücadeleyisürdürüyorlar.DİSK Enerji-Sen, BEDAŞ Genel Müdürlüğü önündebir basın açıklaması yaparak direnişle ilgili gelişmeleri kamuoyuylapaylaştı. Tüm işçilerin tekrar işe alınana kadardirenişin devam edeceğini belirtti.Gebze FENİŞ İşçileri direnişte…Türkiye'de alüminyum sektörünün büyük firmalarındanbiri olan Gebze’de faaliyette bulunan FENİŞ alüminyumişyerinde hammadde tedarikçileriyle yaşadığı sıkıntıdandolayı üretimi durdurduğunu açıkladı.Şirket yönetimi; 9 Eylül 2013 tarihinde üretime ara vererek,önce 420, ardından da 100 işçinin iş akitlerini feshetti.Çelik-İş Sendikası’nın uzun yıllardır örgütlü olduğuişyerinde fesih sonrası kıdem ve ihbar tazminatının yanısıra içerde kalan üç aylık maaşlarını alamayan işçiler, fabrikayıterk etmeyerek mücadele başlattı.520 FENİŞ işçisi şimdi yaptıkları eylem, etkinlik veyürüyüşlerle alın terlerinin karşılığını alabilmek için hakmücadelesi yürütüyorlar.26 Eylül’de Konfederasyonumuz DİSK’e bağlı sendikalarve Sendikamız Gebze Şube yöneticilerimiz ve örgütlüolduğumuz işyerlerinden temsilcilerimiz, gece gündüzfabrikayı terk etmeyerek mücadele eden FENİŞ işçileriniziyaret ederek dayanışma bulundu.Yeni Türk-İşBir atasözü vardır: “Dervişin fikri neyse zikride odur” diye. İşte Türk-İş’teki değişimin ardındanneler olacağını, nelerin değişeceğini bu atasözüiyi anlatıyor.Türk-İş uzun zamandır işlevsizdi. İşçidenuzaklaştı, hükümete yaklaştı, hak kayıplarına sebepoldu demiyorum. Onlar da var, ama asıl olanbugün Türk-İş’in yaşadığı değişimi sağlamak içinuyutulmasıydı.Mustafa Kumlu, Tes-İş Sendikası’nın da, Türk-İş’in başına da “hiçbir şey yapmaması” için getirildi.O da bu görevini yaptı. Onun başkanlığı döneminde.Türk-İş uyanıyor mu dersiniz; bence evet.Ama bu uykudan uyanma Ergün Atalay’laolsa olsa hafıza kaybıyla olur. Türk-İş ne olduğunutamamen unutur. Kumlu’nun bile yapamadığıyandaşlaşmayı alasıyla yapar. Nasıl mı; istersenizTürk-İş’in yeni ama eski yönetimine bir bakalım.Eski Yeniler Kim?Ergün ATALAY: AKP’nin kurulması sürecindeetkin rol oynadı. Başkanı olduğu Demiryol-İşSendikası’nın kapılarını AKP’ye ardına kadaraçtı. Bunu Tayyip Erdoğan da itiraf etti. ZatenErdoğan’ın Türk-İş içerisindeki sağ eli, pardonkolu olarak bilinir. Türk-İş yönetiminde bulunduğusüre içerisinde sol sendikaların yönetimlerinin değişmesindeadı hep “perde arkasında olan” diyeanıldı. Bazı sendikaların ki; bu genellikle SendikalGüç Birliği Platformu (SGBP) içindekiler; direnişve grevlerinin anlaşmayla sonuçlanması için değil,çıkmaza sürüklenmesi için kulis faaliyeti yürüttüğükonuşuldu. Hatta o sendikaların başkanlarınındeğişmediği takdirde grev ve direnişlerin bitiremeyeceğiifadelerini de kullandığı anlatıldı. Türk-İş’inson genel kurulu öncesinde SGBP’deki genel başkanlarıçuvalın içine atacağını söylediğine de çokkişi şahit. Her ne kadar Mustafa Kumlu, Türk-İş’inBaşkanı gibi gözükmüş olsa da fiiliyatta Atalay’ınBaşkanlık yaptığı genel bir kanaattir. Türk-İş’inErdoğan’la yaptığı bütün görüşmeleri onun ayarladığıbilinir.Atalay’ın Fedaisi GibiPevrul KAVLAK: Türk-İş’in en büyük sendikasınınbaşkanı olmasına rağmen başkanlığı 15bin üyeli Demiryol-İş Sendikası’nın Genel BaşkanıAtalay’a altın tepsi içinde sundu. Bunun olmasıiçin de adeta göğsünü siper etti. Bu durum kendisinesorulduğunda ise “Benim sendikamda çokişim var” yanıtını verdi. Oysa çok iş dediği, metalişkolundaki grup TİS’lerinde son dönem birkaç görüşmeyleiş bitirildi. Ama gerçekten mücadele edilmesigereken BMC’de ise işçiyi ayaklandırıp yarıyolda bıraktı. Bir daha da BMC’nin adını ağzınabile almadı.Kavlak, Türk <strong>Metal</strong> Hanedanlığı’nın başınaMustafa Özbek’in kara kutusu olduğu için geldi.Özbek’in adını sendikadan silmeyi becerdi ve tekadamlığını ilan etti. “Sendikamda işlerim çok” derkenTürk-İş içerisinde genel başkandan bile fazlamesai gerektiren Genel Sekreterlik koltuğundanda vazgeçmedi.Kavlak, abisi olarak nitelediği Atalay’ın yolundangitmeyi tercih etti. AKP hükümetiyle özellikleErdoğan’la arasını bozmamak için yoğunçaba harcadı. 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’ndeErdoğan’ı onur konuğu olarak ağırladı ve kürsüdenazarlanmayı bile göze aldı. Atalay’dan öğrendikleribununla sınırlı değil. Genel Sekreter olaraksendikaların içişlerini düzenlemeyi de görevleriarasına kattı. <strong>Metal</strong> işverenleriyle kurduğu şirketlerleticarete de adım attı.Sürü Kurda mı Teslim Edildi?Ramazan AĞAR: Yolsuzluk dosyalarıylaKumlu’dan sonra adından en çok söz ettiren GenelBaşkan oldu. Şimdi Türk-İş’in kasası ona emanet.Ağar, Yol-İş Sendikası’nın üyesi taşeron işçilerinineyleminde protesto edildi. Bir daha da hiçbireyleme katılmadı. Türk-İş yönetimi içinde yaşanantartışmalarda kendisine yönelen tehdide göre sıksık taraf değiştirdi.İşte fikirleri ve zikirleri Kumlu istifa edinceyekadar böyle olan yöneticiler sizce bundan sonrane yapar?Esin Ergenç (Emek Dünyası, Aydınlık)
Birleşik <strong>Metal</strong>-İş18 Ekim 201312 Eylül Faşizminin formülü bugün de sürdürülmeye çalışılıyor“Tek Ses, Tek Renk, Tek Tip İnsan”12 Eylül faşizminin ve karanlığının üzerinden tam33 yıl geçti ancak toplumu tektipleştirmeyi, her türlüdemokratik tepkiyi baskı ve zorla sindirmeyi, işkenceyi,devlet terörünü kurumsallaştırmayı, emeği örgütsüzlüğesürüklemeyi hedefleyen 12 Eylül faşist zihniyetininbugün ortadan kalktığını söylemek mümküngörünmüyor.12 Eylül ile yapılmak istenen; Ortadoğu ABD emperyalizmininbölgesel çıkarları için yeniden şekillendirilirkenTürkiye’nin ileri bir karakol olarak varlığınısürdürmesiydi. Şimdi de AKP hükümeti emperyalistgüçlerle beraber bölgesel bir savaşa girmek için can attığınıen yetkili ağızlardan açıkça ifade ediyor.12 Eylül ile yapılmak istenen; toplumun hakları içinmücadele etmesinin önüne geçmekti. Şimdi de hükümeten ufak bir hak arayışının, demokratik bir tepkikarşısında, ordu da dahil olmak üzere devletin zor aygıtlarınıçıkarmaya, gencecik insanlarımızın ölümü pahasınavazgeçmiyor. Toplumu topyekun teslim almakiçin en temel hakları ayaklar altına alan 12 Eylül darbecilerinebağlı Sıkıyönetim Mahkemeleri, yine iktidaradoğrudan bağlı, adına Özel Yetkili Mahkemeler denilensiyasal operasyon aygıtlarıyla varlığını sürdürüyor.12 Eylül ile yapılmak istenen; tek tip, tek ses birtoplum yaratmaktı. Şimdi de siyasi iktidar basına yönelikkuşatmasını sürdürüyor. Muhalif gazetecilerdevletten ihale almanın peşindeki patronlarca iştenkovuluyor, gazeteler tek manşetle çıkıyor. 4+4+4 eğitimsistemiyle tek tip bir nesil yetiştirilmenin adımlarıatılıyor, 12 Eylül darbecilerinin kurdurduğu YÖK, üniversitelerdekitüm demokratik kanalların ve bilimseldüşüncenin önünü tıkıyor. AKP’nin ayrımcı, mezhepçi,ötekileştirici politikalarıyla farklı kimlikler, farklıinançlar “tekçi” bir zihniyetin baskısı altında ezilmekisteniyor.12 Eylül işçi sınıfına karşı bir sermaye saldırısıydı.12 Eylül ile “24 Ocak Kararları” olarak bilinen işçidüşmanı politikalar hayata geçirildi. 12 Eylül’den sonra“Bugüne kadar işçiler güldü, şimdi sıra bizde” diyerek12 Eylül’ü alkışlayan sermaye sözcülerini şimdi AKPiktidarı güldürüyor. İktidar, bir taraftan emeği ucuzlatmakiçin elinden geleni ardına koymuyor, bir taraftanda sermayeye yeni kar alanları yaratıyor. Kıdem tazminatımızagöz dikiyor, özel istihdam büroları ve taşeronsistemiyle çalışma yaşamında tam bir kölelik düzeninidayatıyor. Doğamız, kentlerimiz sermayeye yağmalatılıyor,eğitimden sağlığa tüm hizmetler sermaye için karalanı haline getiriliyor.12 Eylül darbecileri, işçilerin hak alma ve aramabilincinin önünü keserek sermayeye hizmet etmişti.12 Eylül ile beraber getirilen sendikalaşmayı zorlaştıranişkolu barajları, AKP hükümeti tarafından şekilseldeğişikliklerle korunuyor. Sendikaların baraj altındakalması için imza atılan uluslararası sözleşmeler vemahkeme kararları bile uygulanmıyor. Grev hakkınısınırlayan yasal düzenlemeler AKP iktidarınca aynenelde tutuluyor. Bu yasaları bile yok sayan fiili-hukukdışı grev engelleri bizzat iktidarca uygulanıyor. AKPTürkiye’si, sendikal haklar alanında dünyada en kötüsabıkaya sahip, en baskıcı, en müdahaleci ülkelerdenbiri durumunda.Bugün darbenin üzerinde 33 yıl geçti. Ve büyük birolasılıkla bugün, elinde binlerce insanın kanı olan faşistcuntacı Kenan Evren’i göstermelik bir biçimde yargılayıp,onun ve arkasındaki güçlerin yapmak istediklerinibüyük bir hevesle sürdürenlerin “darbe karşıtı”nutuklar atacağı bir gün olacaktır. Hem de gençlerimizsokaklarda öldürülürken, hapishaneler muhaliflerledolup taşarken, gazeteciler, sanatçılar, bilim insanlarıbüyük bir baskı altındayken… Ancak bu nutuklar inandırıcılığınıbüyük ölçüde kaybetmiştir. Çünkü halk, 12Eylül’den beri yürütülen bir projeyi sokaklarda yırtıpatmıştır. Zırhlı araçların ve ateşlenen silahların gürültüsü,sokaklardan yükselen eşitlik, özgürlük, kardeşlik,demokrasi taleplerini bastıramamaktadır. Artık 12Eylül ile girilen ve hiç bitmeyecekmiş gibi görünenkaranlık yolun sonuna gelinmiştir. Bu halk eskisi gibiyönetilmek istememektedir ve yönetilemeyecektir! İşte12 Eylül ile hesaplaşma budur ve tiyatro oyununu andıranmahkemelerde değil, her gün sokaklarda yaşanmaktadır.12 Eylül darbecilerinin ilk hedeflerinden biri olan,kapatılan, yöneticileri ve üyeleri öldürülen, işkencelerdengeçirilen mal varlıklarına el konan, darbenin bedellerinien ağır ödeyen örgütlerden biri olan DİSK olarakbugün hala etkileri süren ağır mağduriyetlerimizdendeğil büyüyen umudumuzdan bahsetmenin daha isabetliolduğuna inanıyoruz. Çünkü bugün, bir trajedininyıldönümü olarak değil, umutlu bir geleceğin ön günlerindenbiri olarak yaşanmaktadır.Dün Kenan Evren “asmayalım da besleyelimmi?” diye yaptıklarını savunuyordu, bugün TayyipErdoğan sokaklarda keyfi olarak insan öldüren polislerineövgüler yağdırıyor:-Destan yazdınız!1 Haziran 2013’ten itibaren Hükümet, demokratikyollarla kendini ifade etmek isteyenleri gözününyaşına bakmadan öldürülmesini “normal” birişlem olarak algılıyor:-Bana karşı gelen ölür!Bu anlayışla toplumsal gösterilerde polisinkatlettiği insan sayısı Ahmet Atakan ile 7’ye yükseldi.AKP aldığı yüzde 50 oya karşın kendini “güvende”hissetmiyor! Korkuyor! En küçük toplumsalgösterileri kendisini yıkacak bir “darbe” işaretisanıyor. 2013’ün 12 Eylül günü sormak gerekiyor,kendinizi “güvende” hissetmeniz için:-Daha kaç kişi öldüreceksiniz!Nazım Alpman (12.09.2013, Birgün)Sokaklarda insanlar yürüyor, parklarda insanlar buluşuptartışıyor. Başbakan ise yel değirmenleriyle savaşınadevam ediyor. Don Kişot sevimli ama trajik bir romankahramanıydı. Başbakan’ın mitinglerde söyledikleri isesadece trajik. Don Kişot yeni dünyayı kavrayamamıştı.Erdoğan da eski bir dünyanın siyasetçisi olduğunu ispatetmek için özel bir çaba gösteriyor..... Seri mitingler yaparak neyle mücadele ettiği belirsiz.Karşısında miting yapan yok, söylediklerine meydanlardalaf yetiştiren yok. Tek başına nutuk üzerine nutukatmakta. Söyleyecek yeni bir şeyi olmadığı için deher konuşması bir öncekinin kopyası.İlk günlerde acaba ne diyecek merakıyla kendisiniizleyenlerin çoğu konuşmalarıyla ilgilenmiyor. Herhaldeen son Kenan Evren böyle bir yurt gezisine çıkmış vetek başına benzer konulu nutuklar atmıştı. ‘Milli birlikve beraberliğimize kastedenler’, ‘dış mihraklar’, ‘kandırılanmasum gençler’ vs. vs.Bu histeri sınırında gezinen seri mitinglerle GeneralEvren’in konuşmaları arasında çok benzerlik var. ŞunlarKenan Evren’e ait mesela:• “Yalnız dış güçler değil, içimizde dolaşan ve bu dışgüçlere yardakçılık yapanlar da az değildir. Bunlarmüsait zaman kollarlar.”• “Milletimizin istikbali olan gençlerimizin ne kadarihmal edildiği, ne derece kendi haline bırakıldığı,bunlardan bir kısmının maalesef nasıl iç ve dışdüşmanlarımıza kaptırıldığı, şimdi artık hepimiziniçini yakan bir acı olarak açıkça itiraf edilmelidir.”• “Bu hudutsuz hürriyetler, daha çok, kötü niyetlilerinişine yarayacak ve masum vatandaşların hürriyetlerinezarar verecektir.”• “İslam dini, aile hayatını da tanzim eden kurallargetirmiştir.O halde aile fertleri bütün diğer bağlara ilaveten,dini emirler ve dini duygular sebebiyle de birbirlerinebağlılık gösterirler.”... Başbakan “bunlar şöyledir, bunlar böyledir” diyerekgeniş halk kitlelerini kendi tabanının gözünde şeytanlaştırmayaçalışmakta.... Bin defa yalanlanmış bayat hikâyelerle taraftarlarınıgazaba getirmekten memnun.Olmayan uluslararasıkomplolara karşı direnen bir başmağdur kıyafetine bürünmekderdinde.Küçük bir çevre protestosunu berbat bir yönetimledev bir krize dönüştürdü. Herhalde bununla yüzleşemediğiiçin suçlu arıyor. Hayali düşmanlara miting meydanlarındabağırıp çağırıyor. Krizi derinleştirerek birsiyasi çıkış arayışına girdiği belli.Bu yöntemleri kullanarak tarihe hayırla yâd edilerekgeçen kaç lider biliyorsunuz?....Özgür Mumcu (24.06.2013, Radikal)
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşEkim 201319Yedi CanlıYerde ararken gökte açıveren çiçekRenklerin döndürdü memleketin başınıKediler sana hayran, derin kuyularınsuları daYürüdüğünde peşinde kelebeklerBir çadır da bizim bahçeye kursanCihat Burak, Ruhi Su, gelip orda yatsalarÇok sıkıldık bu kara yüzlü dünyadanBir delik de bizim çatıya açsanÖpüşmek güzeldir her yerdeZindelik saçar ruha ve bedeneİyi ki hatırlattın başkaldırı diye bir şey varİsa’dan beri insanı güzelleştirenŞimdi daha güzel her şeyDaha insan herkes.Çal…Türkiye’yi çal, bir şey olmuyor…Ama tencere çal…Hapisliksin…... Suç yeri: Balkon…Suç aleti: Tencere…Polis el koydu…Suç ortağı kaşık…Ama limanı çal…Koruluğu çal…Parkı çal…Şehri çal…Bir şey olmuyor…Adaleti çal…Özgürlükleri çal…Yaşamları çal…Devleti çal…Ama tencere çalınca yakalanıyorsun….... Tencereler…Onun boş kalmaması için bir ömürdidindi, saçını ağarttı baba…Anne mutlu gününde başında türkümırıldandı, zor günlerinde gizligizli ağlarken yüzü o yanda…Bebekler onunla büyüdüler…O kaynadıkça vardı yuvalar… Düğünlerinzerdesi, bayramların aşuresi,baba ocağının en güzel kokusu…Bu kez tencereyi, güzel günler istemeksuçundan mahkemeye çıkardılar….... Korkma çal…Umuda açız bu sefer…Bekir Coşkun(22.08.2013, Cumhuriyet)Çocukları Öldürüyorsun,Gitmen Lazım...Birçok katil belirlendi: Merdiven,kaldırım, antre, saçak,çatı, balkon…Sen yoksun…Günde üç kez bütün dünyayademiyor musun “Esed çocuklarıöldürdü, bu noktada derhalgitmesi lazım” diye…Eee…... “Emri” sen verdiysen…Öldüreni kutladıysan…... Öldürülenlerden yana değil,öldürenlerden yanasın… Bunoktadan sonra orada oturmamangerekiyor… Oturamazsın.Bekir Coşkun(12.09.2013, Cumhuriyet)Devlete yardım yataklık"Örgüte yardım yataklık"ın cezasını biliyoruz.Ya devlet, yurttaşına karşı suç işleyenbir kirli örgüte dönüştürüldüyse?Ona yataklığın cezası var mı?.... Baksanıza Eskişehir'de Ali İsmail'indövülerek öldürülmesi soruşturmasında tutuklananEbubekir Harlar, (Radikal'deki ifadesinde)diyor ki:"Gezi Parkı eylemleri sırasında bir polis,'Geleni yakalayın' diye bağırdı. Devletinpolisine yardımcı olmak için gelen şahsınayağına çelme taktım."Devletin polisi ne yapmış sonra? Yerdeyatan savunmasız çocuğu tekmeleyereköldürmüş. Harlar, şimdi devlete yardım yataklıktanyargılanabilir. Muhtemelen savunmasında"Başbakan'ın çağrısına uydum"diyecektir.Malum, Erdoğan, "Her şeyi devlettenbeklemeyin" diye işareti çakmıştı. O "şey"iben, "şer" diye okumuştum.Nitekim davet üzerine, sopalısı, palalısı,çelmecisi, jurnalcisi, devletin iş yükünüazaltmak üzere işe koyuldu..... Eskiden, "Komşusu açken tok yatanbizden değildir" şiarıyla yaşayanlar, nicediryan duvarın ardından gelen karın gurultusunaaldırmadan horul horul uyuyor. Amakarın gurultusuna tıkalı kulaklar, tenceregürültüsüne dayanamıyor; hemen telefonakoşup "sırdaş polis"i arıyor:"Amirim, bizim üst kattaki var ya...".... Yeni şiarımız şu:"Komşusu tencereçalarken ihbar etmeyen bizden değildir."Turgay Fişekçi (Sözcükler, sayı:44)Gezi terörü bir gölgeleme mi?Geçmişten şikayetçi, gelecektenumudu kesmişken 2013 yılının Mayısayının son günü bir sihirli değnek gibi,beklemeyi kronik bir hastalığa çevirmişbir halk, birden bire alevlendi.Kim, ne varsa zulasında sakladığıdöküverdi Taksim Meydanı'nın ortayerine ve dalga dalga yayılıverdi hareket.Her sokak, her meydan, “her yerTaksim, her yer direniş” diye haykırıyordu.Tam tansiyon düşecekken, her defasındaBaşbakan akıllara durgunlukverecek kışkırtmalar ve hakaretlerlesokakları yeniden hareketlendiriyordu.Kendi ülkesindeki ölümleri görmezliktengeliyor, Suriye ve Mısır'a.... Eskimo dilinde “kar”a karşılık gelenonlarca sözcük varmış ya; bizim sözlük de“muhbir vatandaş”la ilgili isim kaynar:“Jurnalci, ihbarcı, ispiyoncu, gammaz,ispitçi, giziletimci, muhbir...”Bebeleri daha ilkokulda işe alıp yaramazlıkyapanların listesini tahtaya yazdırırlar.Bu ihbarcılık virüsü ileri yaşlarda, okuldakopyacıyı, askerde cuntacıyı, kamudasendikacıyı, televizyonda programcıyı ispitlemeyekadar varır; kritik davalarda gizlitanıklığa uzanır.Bir araştırsanız, her çelme takanın, çamuratanın, gammazın bir kuyruk acısı vardır.Geçen hafta öğrendik ki, polisle birliktedirenişçi avına çıkan milli eğitim müfettişleri,okul müdürlerini, öğretmenleri, öğrencileribirbirlerini ispiyonlamaya zorluyormuş.Korkusu çok büyüdüğünde II. Abdülhamidsardırmıştı bu jurnal işine... Saray'dakendine çalışan bir istihbarat bürosu kurdurmuş,muhaliflerini ihbar ve takip ettirmişti.O dönem Yıldız İstihbaratı'na ayda 3binden fazla jurnal gelirmiş.Abdülhamid devrildikten sonra, aynıdevlet, saray arşivinde biriken istihbarat fişlerinikazanlarda yaktırmıştı.Bizim muhbir arşivinden, harbi yangınçıkar herhalde... Elbet devletin o arşivi deyaktığını görürüz bir gün...Ama Başbakan haklı:“Her şeyi de devletten beklemeyelim.”Can Dündar (22.08.2013, Birgün)insan hakları dersleri veriyordu.Hepimiz şaşkındık,"bir Başbakanve hükümet neden halkının sokaklardaolması için, bu kadar inatlaşır" diye.Üstüne üstlük seyyar satıcıları biletutuklayan yargı, küfreder gibi eli sopalıve palalı saldırganları ödüllendiriyordu.Günler geçip de büyük resme bakınca,aslında hükümetin politikasınınduygusal bir tepki olmadığını düşünmeyebaşladım.Doğu ve Güneydoğu'da “barış”diye yola çıkılan, çözüm diye sunulanpolitikanın iflas ettiğini gözden kaçırmaçabasıymış,bu yangına körükle gidiş.....Tayfun Talipoğlu(18.08.2013, Yurt)İstanbul Valisi: Parka müdahale yok.İzmir Valisi: Sopalılar güvenlik timidir.Lice Kaymakamı: Birbirlerini vurdular.Eskişehir Valisi: Arkadaşları dövdü.Hatay Valisi: Çatıdan düştü.
Birleşik <strong>Metal</strong>-İş20 Ekim 2013Kardeşliğin Dünyası Emekle, Mücadeleyle Kurulacak!Yaşasın 1 Eylül Dünya Barış GünüHitler faşizminin Polonya'yı işgaliyle başlayan1 Eylül 1939 tarihinden sonra 6 yıl süren ve 2 Eylül1945'te sona eren II. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda54 milyon insan hayatını kaybetti. Yine milyonlarcainsan sakat, yaralı, aç ve sefil yaşamak zorunda kaldı.Hitler ordularının yenilmesinden sonra, insanlığabüyük acılar yaşatan savaşların bir daha yaşanmamasıdileğiyle savaşın başladığı tarih olan 1 Eylül, DünyaBarış Günü olarak ilan edildi.Bugün biz dünya halkları, emekçiler olarak barışgününü kutlarken dünyayı yöneten güçlerin savaştan,kan dökmekten vazgeçmediğini görüyoruz.Başta bölgemiz olmak üzere tüm dünyada silahlarkonuşuyor! Silahlar konuştukça kadınlar, gençler, çocuklarve yoksullar başta olmak üzere bütün insanlıkağır bir sarsıntı yaşıyor. İşsizlik, yoksulluk, açlık, acıve gözyaşı artıyor...Emperyalizmin hegemonya savaşının parçası olarakgelişen bu saldırılar Irak, Libya ve Afganistan'dansonra bugün Suriye üzerinden devam etmekte, etnik vedini farklılıklar körüklenerek halklar birbirine düşmanedilmektedir. Ülkelerin ve halkların tarihi, geleceklerive bir arada yaşama umutları yok edilmektedir. Bu dayetmemekte, emperyalistler kendi kışkırttıkları savaşıdurdurmak adına doğrudan müdahaleyi tartışmaya başlamışlardır.Maalesef AKP iktidarı da bu savaşlarda aktif birtaraf olmakta, bölgede mezhep eksenli çatışmaları kışkırtmaktadır.Akan gözyaşı ve kan iç siyasi hesaplarada tahvil edilmeye çalışılmaktadır.Kendi katliamcılarını “kahraman”, diğer tarafınkatliamcılarını “firavun” ilan eden Başbakan “Her firavununbir Musa’sı vardır” diye tehditkar bir dillekonuşmaktadır. Ancak aynı AKP’nin Suriye’ye yönelikemperyalist bir saldırı için lobi yapması iktidarınMusa’sının ABD ve diğer emperyalist güçler olduğunuaçıkça ortaya koymaktadır.Bizler AKP’nin “Musa” dediklerinin gerçek yüzünüyakından tanıyoruz.Ortadoğu’daki bu çatışma ve savaşlardan en çokABD kârlı çıktı. Amerika 2010 yılında 21.4 milyardolar olan silah satışını 2011'de üçe katlayarak 66.3milyar dolara çıkardı. AKP’nin desteklediği ve katılmakiçin tezkere hazırladığı Irak savaşında milyonlarcainsan ölürken emperyalist petrol tekelleri kârlarına kârkattı. “2013 Yatırım Programı”na göre 80 milyon dolara6 adet fen lisesi yapılabiliyor; yani, silaha harcanan66 milyar dolarla 5 bini aşkın fen lisesi yapılabilirdi.Ankara İstanbul arası 450 km.’lik hızlı tren hattınınmaliyetinin 8 milyar 200 milyon TL, 96 bin öğrencibarındıran bir yurdun 4 milyar 637 milyon TL, 2.300km.’lik duble yol maliyetinin 6 milyar 248 milyon TL,298 adet afete dayanıklı evin 11 milyon 430 bin TL maliyetiolduğu düşünülürse, Ortadoğu’da silaha ayrılanparayla kaç kilometrelik demiryolu ve otoban, kaç binöğrenciyi barındıracak kaç yurt, afete dayanıklı kaç bintane ev yapılabileceğini siz düşünün.AKP’nin aktif olarak desteklediği Afganistan’daNATO’nun askeri varlığı kalıcılaşırken halkın payınayoksulluk ve ölüm düşüyor.Libya’da önce “NATO’nun ne işi var” deyip sonrahevesle NATO saldırısına taşeronluk yapan yine iktidardeğil miydi?Şimdi aynı plan Suriye’de sahneye konuluyor. Suriyehalkının kaderi Suriye halklarının elinden alınmayaçalışılıyor. AKP ise, emperyalist müdahalenin taşeronluğunasoyunup, içerde kendi halkına kan kustururken,Suriye için demokrasi nutukları çekmeye devam ediyor.AKP’nin hevesle yaptığı taşeronluk sonucunda Türkiye,sokaklarında yabancı uyruklu eli silahlı grupların,ajanların, gizli servislerin, emperyalizmin özel kuvvetolarak kullandığı çapulcu sürülerinin cirit attığı bir ülkehaline geldi.Türkiye’den sınırı geçen “cihatçı” militanların, bölgedekikardeşlerimize yönelik katliamları defalarcagörüntülendi ancak iktidar çoğunluğu başka ülkelerdentoplanan bu katiller sürüsüne “Suriye’nin has evlatları”demekten vazgeçmedi. Aksine desteğini daha açık vermeyebaşladı.Bu taşeronluk sonucunda başta Reyhanlı olmaküzere bölgede yüzün üzerinde insanımız öldü. Ortadoğuiç savaşlarla, etnik ve dini boğazlaşmalarla kaosasürüklenirken, Türkiye de bu kaosun parçası büyük acılarlayüz yüze kaldı.Şimdi AKP hevesle daha büyük acılar yaratmaktançekinmeden bu kaosu büyütmek istiyor. EmperyalistleriSuriye’ye müdahaleye çağırıyor.1 yıl önce Tahrir’de konuşacağını, Gazze’ye gideceğini,Şam’da namaz kılacağını, Somali’de fatihlikrolü oynayacağını, Musul-Kerkük petrollerinden payalacağını iddia eden AKP, dış siyaseti bataklığa sağlanıncabir taraftan kendi durumunu “değerli yalnızlık”olarak açıklamaya çalışıyor; bir taraftan da savaş kışkırtıcılığındadaha gözü kara hale geliyor.Türkiye’de bir barış süreci yürüttüğünü iddia edenAKP, Türkiye’deki Kürtlerin akrabalarını çocuk-kadındemeden katleden El Kaidecileri, cihatçıları silahlandırmaktançekinmiyor. Rojava’daki, Lazkiye’deki katliamlarıkarşısında sesini çıkarmıyor.Kürt sorununun barışçı çözümü adına hiçbir demokratikadımı atmazken, 12 Eylül’den miras seçimbarajlarını savunurken, özel yetkili mahkemelerle halkınseçtiği insanları hapishanelerde tutarken, bu süreçtekendini eleştiren herkesi “savaş yanlısı” olarak damgalamaktanda geri durmuyor.Gezi isyanında, ele ele veren halkların Lice’de öldürülengence sahip çıkmasını bile “Kürt sorunununçözümüne yönelik sabotaj” olarak değerlendirebiliyor.Tüm bu yaşananlar bizler, emekçiler açısından dışımızdaolan ve biten, müdahale edemeyeceğimiz ve bizietkilemeyecek gelişmeler değildir.Biz emekçiler bu savaşları durdurmalıyız çünkü savaşlardaemekçiler ölür. Biz ölürüz; onlar Reyhanlı’daolduğu gibi bir uçağa doluşarak efendilerine hesapvermeye giderler. Biz ölürüz; onlar öldüğümüz çukurunüzerinde yeni savaş yeminleri eder. Bağdat’ta,Beyrut’ta, Hama’da, Lazkiye’de Rojava’da, Kahire’de,Roboski’de biz ölürüz; onlar kazanır.Emek savaşı durdurmalıdır çünkü savaş emeği etnikve mezhepsel olarak böler. Savaşlarda biz öldükçe,bizi yönetenler ölü bedenlerimizi düşmanlık yaratmakiçin kullanılır. Bilirler ki biz etnik olarak, mezhepselolarak bölünürsek, birbirimize düşersek bizi daha iyisömürürler, daha kolay kandırırlar. Biz ölürüz; onlarkazanır.Emek savaşı durdurmalıdır çünkü savaşlarda patronlar,tüccarlar kazanır. Onlar silah satar, onlar bombasatar, onlar can satar. Onların karları, onların rantlarıkatlanır. Emekçiler olarak hakkımızı istediğimizde,üzerimize panzerlerini sürmek, gaz bombalarını yağdırmak,demokratik hakları askıya almak için savaşıgerekçe gösterirler. Biz ölürüz; onlar kazanır.Emek savaşı durdurmalıdır çünkü savaşlarda pompalananmilliyetçiliğin ve mezhepçiliğin gölgesindeemeğe karşı bir savaş yürütülmektedir. Bugün Suriye’dekizulümden bahseden iktidar taşeron çalışmayıyaygınlaştırmak, ülkeyi taşeron cumhuriyetine çevirmekistemektedir. Kıdem tazminatımızı gasp etmek istemektedir.Özel istihdam bürolarıyla bizleri istediklerigibi kullanıp atmak istemektedir. Bunun adını doğrukoymak gerekmektedir: Bu işçi sınıfına, emeğe karşıbir savaştır.Bu nedenle ülkede, bölgede ve dünyada tüm savaşlarıdurduracak olan, durdurması gereken biziz. Bizemekçiler savaşın en büyük mağdurları olarak, iktidardanve sermayeden barış da, özgürlük de, eşitlik debeklenmeyeceğinin farkındayız.Biz barışı da; özgürlükleri de, haklarımızı da sökesöke alacağız.Barış çığlığını, dünya halklarının kardeşliği özleminitüm ülkeye yayacağız.ABD taşeronluğuna soyunanlardan hesap soracağız.Ülkemizi silahlı çetelerin üssü haline getirenlerinoyununu bozacağız.Acının ve vahşetin değil türkülerin, halayların, horonlarınbirleştirdiği bir ülkeyi inşa edeceğiz; barışınhüküm sürdüğü bir ülkeyi dişimizle, tırnağımızla, alınterimizle,yüreğimizle inşa edeceğiz.Kardeşliğin dünyasını birlikte kuracağız!
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşEkim 2013 25Bu insanlar ne istiyor?(Maslow’un ‘İhtiyaçlar Hiyerarşisi’)Güngör Uras (23.06.2013, Milliyet)Büyüme dersen fena değil. İnsanların çoğununişi var. Aç açıkta kalan yok gibi... Yollar, köprüler,tüneller yapılıyor. TOKİ dağa taşa bina dikiyor... Buinsanlar daha başka ne istiyor? Neden çıkıyor bu insanlarsokaklara?Bu sorunun cevabı Maslow‘un (1908-1970) 1946yılında yayınlanan “İhtiyaçlar Hiyerarşisi (dizini) Teorisi”isimli çalışmasında vardır.Maslov diyor ki, insanoğlu, hayatı boyunca ihtiyaçlarınıbelirli bir sıra içinde tatmin etmeye çalışır.İnsanoğlunun alt sıradaki ihtiyacı tatmin olunca birüst sıradaki ihtiyacı ortaya çıkar. Böylece insanoğlubasamak basamak ihtiyaçlarını tatmin etmeyi sürdürür.En alttaki ihtiyacını tam olarak tatmin edemeyeninsanoğlu, daha üstteki ihtiyaçlarının farkına varamaz.Her bir ihtiyaç tatmin oldukça bir üst sıradakiihtiyaç onun için önem kazanır. O ihtiyacı karşılamakiçin çaba göstermeye başlar. İhtiyaç karşılanmayıncada huzursuz olur.İhtiyaçlar peş peşe geliyorMaslow ihtiyaçları şöyle sıralıyor:1) Yaşamı sürdürme arayışı-Fizyolojik ihtiyaçlarİnsanın temel ihtiyacı, karnını doyurmaktır. Yemektir,içmektir. Nefes almaktır. Hayatta kalmaktır.Uyumaktır. Seks yapmaktır.2) Güvenlik ihtiyacıYaşamını sürdürmeyi başaran insan içine gireceğibir barınak arayışına girer. Barınak ile mülkiyet kavramıortaya çıkar. Can ve mal güvenliği ihtiyacı doğar.Sağlıklı olmak için kendine bakar. Aile kurmakister. İş kurarak veya iş bularak üretmeye, ürettiği iledaha iyi yaşam arayışına yönelir.3) Ait olma, sevgi ihtiyacıKarnı doyan, barınağı olan, can ve mal güvenliğiihtiyacı karşılanan, iş kuran veya bulan, üreterekdaha iyi yaşam imkanı elde eden insanda, “ait olma,sevgi ihtiyacı” ortaya çıkar.İnsanoğlu sevmek ve sevilmek ister. Sevmek vesevilmek tekilcilikten çoğulculuğa geçiştir. İşte bunoktada “ait olma” arayışı başlar. Bir futbol kulübü,bir din, bir dinin içindeki bölünmeler, tarikatlar, birsiyasi parti şemsiyesi altına girmek, bir sosyal veyasiyasi eylem grubunun parçası haline gelmek, gruplardanbirine ait olma duygusu yaşamak bu ihtiyacıntatminine imkan verir. İnsanları anlamak zorundayız4) Saygınlık, özgüven, başarı ihtiyacıDördüncü aşamada insanoğlu kendine, düşüncelerine,yaşam tarzına saygı gösterilmesini, sosyalstatüye sahip olmak ister. Yaptıklarının başkalarıtarafından görülmesini, değerlendirilmesini, takdiredilmesini bekler. O da başkalarının fikirlerine, değerlerinesaygı göstermeye başlar.5) Kendini gerçekleştirme, manevi tatmin ihtiyacıBeşinci aşama en üst ihtiyaç grubunu oluşturur.Burada maddi değil, manevi değerler öne çıkar. Yeteneklerigeliştirmek, araştırmak, bilmek, öğrenmek,sadece kişisel ihtiyaçların değil, toplumun ihtiyaçlarınınkarşılanmasının önünü açmak, idealleri gerçekleştirmekihtiyacı duyulur.Bilim, kültür, sanat ihtiyacı önem çıkar. İnsanoğluiçin müzik, resim, heykel, edebiyat, tiyatro, operabir ihtiyaç haline gelir.Sayın okuyucularıma Maslow’un “İhtiyaçlar HiyerarşisiTeorisi”ni hatırlatmak istedim. Maslow’unteorisi bazı insanların sokaklara neden çıktıklarını,“İhtiyaçlar Hiyerarşisi”nin daha alt kademelerindekilerinise olan bitenin neden dışında kaldıklarını, olanbiteni neden anlayamadıklarını açıklıyor.Mısır’da demokrat, Türkiye’de otokratErdoğan olmak zor!Mısır’da askeri darbe sonrasında yapılan ilk seçimleiş başına gelmiş Muhammet Mursi’nin bir başka askeridarbeyle devrilmesi…Ortada tek cümle ile içinden çıkılmayacak bir durumvar. Önce Mısır diktatörü Hüsnü Mübarek’e karşıgösteriler başladı. Gösterilerin ortasında MüslümanKardeşler yer alıyordu. Sonra askeri darbe yapıldı.Çünkü diktatör Mübarek, göstericilerin üzerine silahlıbirlikleri sürmüştü, çok sayıda insan ölmüştü. Askerleraraya girip, diktatör Mübarek’i indirip, “demokrasiyolu” açtılar!Dünyaya “Arap Baharı” diye takdim edilen bu yollaMuhammet Mursi iktidara geldi. (Tabii ki de seçimleryapıldı! )Mısır’ın demokrasi tarihinde hep askerler yer alıyorlar.1952’de Kral Faruk’u deviren demokrasi güçleri(!)“Hür Subaylar” adıyla anılıyorlardı. Hür Subayların lideriGeneral Necip idi. Bir süre sonra bir başka Hür Subayolan General Cemal Abdül Nasır, onu devirdi kendisibaşa geçti. 1970’te Nasır eceliyle ölünce, onun yerineHür Subaylar hareketinden General Enver Sedat geçti.Enver Sedat 1981’de Kahire’de yapılan bir askerigeçit töreni sırasında konvoy içindeki yüzbaşı Halitel İslambuli tarafından vurularak öldürüldü. Sedat’ıncansız bedeni üzerinde 72 mermi izi vardı. YüzbaşıHalit’in İslamcı olduğu ve Müslüman Kardeşler üyesipozisyonu ilan edildi. Sonra da asıldı. O tarihte yasadışı örgüt konumunda bulunan Müslüman Kardeşler deeylemi üstlendiler. Çünkü çok başarılıydı! Enver Sedatİsrial ile el sıkışarak İslam alemine ihanet etmiş kabulediliyordu.General Sedat’ın yerine bu sefer de bir başka askerHava Generali Hüsnü Mübarek geldi. Mübareksonrasıysa herkesin malumu… Şimdi Mısır’ın başındaCahildim dünyanın rengine kandımHayale aldandım boşuna yandımSeni ilelebet benimsin sandımÖlürüm sevdiğim zehirim sensinEvvelim sen oldun ahirim sensinSözüm yok şu benden kırıldığınaİdip başka dala sarıldığımaGönülüm inanmıyor ayrıldığınaGözyaşım sen oldun kahirim sensinEvvelim sen oldun ahirim sensinGaribim can yıkıp gönül kırmadımSenden ayrı ben bir mekan kurmadımDaha bir gönüle ikrar vermedimBatınım sen oldun zahirim sensinEvvelim sen oldun ahirim sensinNazım Alpman (8.19.2013, Birgün)General Abdülfettah el Sisi yer alıyor. O da meydanlaraçıkanları düzenli olarak öldürüyor. Bunu Mısır’ın“birliği ve bütünlüğü” için yaptığını söylüyor. GeneralSisi “dış güçler” diyor:-Ülkemizi karıştırmak istiyorlar!General’in kastettiklerinin başında da Türkiye BaşbakanıTayyip Erdoğan geliyor. Erdoğan “kardeşim”dediği Mursi için Mısırlı bir siyasetçi gibi canla başlaçalışıyor.Erdoğan diyor ki:-Ben diyorum ki, Mısır’da devlet terörü icra ediliyor!Camilerde yaralılar var, ölüler var.Eğer Taksim Gezi Parkı direnişi ve o barışçıl direnişekarşı Tayyip Erdoğan’ın inatçı hışmı, polis şiddetiyaşanmasaydı, işi kolaydı. İnsanların can havli ilekaçtıkları Dolmabahçe Camiinde kamera kayıtlarınakarşın akıl fikir sağlığını zorlayan yalanlar iftiralar üretip,“vurun kahpelere” naraları atmamış olsaydı, katilpolisleri koruyup “destan yazdınız” demeseydi yinedurumunu izah edebilirdi:-Ben demokrasi için mücadele ediyorum!Ama durum artık öyle değil. İngiltere’de yayınlananGuardian gazetesi Avrupa Editörü Ian Traynor,Avrupa’daki demokrasiyi tehdit eden gelişmeleri irdeleyenmakalesinde şöyle bir sıralama yapıyor:“Rusya’da Vladimir Putin, Türkiye’de Tayyip Erdoğan,Romanya’da Victor Ponta, Çek Cumhuriyeti’ndeMilos Zeman ve Macaristan’da Victor Orban gibiotokrat liderler yükselişte. Bu Avrupa için bir sınav niteliğitaşıyor!”İşte bu yüzden “içinde bulunduğumuz dönemde Erdoğanolmak zor” diyoruz:-Mısır’da demokrat, Türkiye’de otokrat!25 Eylül, geçen yıl kaybettiğimiz ozanın ölüm yıldönümü..“Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam, benim için en büyük mutlulukbu” diyerek, devlet sanatçılığı ünvanını geri çeviren... “Arkamdanbir çuval un bıraktımsa suçtur, ben mezara konmadan dağıdın” diyenNeşet Ertaş’a selam olsun...Alpaslan Işıklı'yıunutmayacağızTürkiye’de siyaset bilimive düşünce dünyasına yaptığıkatkılar kadar, sendikalalandaki çalışmalarından daher zaman yararlandığımızdeğerli hocamız Prof. Dr. AlpaslanIşıklı’nın kaybı hepimiziüzmüştür.Bir dönem yaptığı sendikamızın Bilim Kurulu üyeliğigörevinde değerli katkılarıyla emeği geçen, 12 Eylüldarbesinden sonraki tutarlı tavrıyla ülkemizin yetiştirdiğiörnek aydınlardan biri olan Alpaslan Işıklı’yı sadece birbirindendeğerli eserleriyle değil, örgütlü mücadeledekikararlılığıyla da anacak ve hiçbir zaman unutmayacağız.
Birleşik <strong>Metal</strong>-İş26 Ekim 2013Asgari Ücret İleYaşam Raporu• Asgari ücretli sefalet devam ediyor!• Öğün başına zam 3 kuruş• Asgari ücretli kötü koşullarda barınıyor, çocuğunaeğitim veremiyor, sağlıklı beslenemiyor• Asgari ücretli tek kişilik gıda ile 4 kişilik besleniyorTürkiye Devrimci İşçi SendikalarıKonfederasyonu Araştırma EnstitüsüDİSK-AR’ın, Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) ve Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanlığı İstatistikleri üzerinden yaptığıhesaplamaya göre, eşi çalışmayan ve ikiçocuklu bir asgari ücretli Temmuz 2013tarihinde elde edeceği geliri ile gıdayaancak 9 lira 44 kuruş ayırabilecek. Bunagöre asgari ücretlinin üç öğün için kişibaşına ayırabildiği tutar 2,36 TL olurken,öğün başına bu tutar sadece 79 kuruşdüzeyinde kalmakta. Bu miktar ocakayında 76 kuruştu. Dolayısıyla 2013 yılıtemmuz zammı öğün başına sadece 3 kuruşadenk gelmektedir.Raporda, en yoksul yüzde 20’lik kesiminyaşamını sürdürebilmek için gelirininancak yüzde 33,7’sini gıda harcamalarınaayırabildiğine dikkat çekilerek,Temmuz ayı zammıyla eşi çalışmayanve 2 çocuklu bir asgari ücretlinin, asgarigeçim indirimli aylık 840 TL’lik gelirindengıda için günlük ayırdığı 9,44 TL ilehem eşinin hem kendinin hem de çocuklarınınkarnını doyurmak zorunda olduğuifade edildi.DİSK-AR tarafından, Türkiye’yeÖzgü Beslenme Kalıbı ve TÜİK Maddefiyatları dikkate alınarak yapılan hesaplamayagöre 4 kişilik bir ailenin günlüksağlıklı beslenebilmesi için Mayıs 2013itibari ile kişi başına ortalama 8,99 TLgıda harcama yapması gerekiyor. Bunagöre asgari ücretli, 1 kişinin sağlıklı beslenmesiiçin gerekli olan gıda harcamasıile 4 kişiyi doyurmaya çalışıyor.Rapora göre Mayıs 2013 tarihi itibariile ortalama kira bedeli 558 TL’yi bulurken,asgari ücretlinin kira ve diğer konutharcamaları için ayırabildiği tutar sadece258 TL. Buna göre asgari ücretli en sağlıksızçevrede, kentsel donatı hizmetlerininen az olduğu, deprem riski altındakikonutlarda yaşamak zorunda bırakılıyor.Sefalet sadece sofrada değil, sağlıksızkonutlarda da asgari ücretliyi buluyor.Raporda asgari ücretlinin, çalıştığıişyerinin servis imkânı yoksa işyerineulaşımının bile büyük bir sorun olduğuvurgulanıyor. Tek bir belediye otobüsbiletinin Türkiye ortalamasında 1,61 TLolduğu koşullarda, asgari ücretlinin ulaşımiçin ayırabildiği günlük pay sadece2,13 TL, bu gelirle bulunduğu yerdenhareket etmesi bile imkansız. Kültür veeğlence için ayırabildiği pay toplamdaaylık 10 TL’yi bulurken, bu miktar ilene sinema, ne tiyatro ne de maça gidebilmekmümkün. Sinema bileti ortalama11 TL, tiyatro 22 TL. Isınma, bakım,onarım, temizlik ve hatta kadro eksikliğinedeni ile öğretmen ihtiyacı, kaynakyokluğu bahanesi ile velilerin ödediğikatkı paylarına teslim edilen eğitim koşularında,asgari ücretli çocuğuna defterkalem bile alamayacak durumda. Okultercihleri büyük oranda, yoksul ve kaynakyokluğundan eğitim veremez durumdakiokullar. Yani asgari ücretlininçocuğunu okutması, aylık çocuk başına3 TL’lik ayrılan pay ile yokluktan dolayıneredeyse mucize.Asgari ücretlinin ortalama fiyatlı birbuzdolabını alması için, ev eşyası içinayırabildiği 44 TL ile başka hiçbir eşyaalmaksızın 25 ay çalışması gerekiyor.Rapora göre özetle asgari ücretliden,öğün başına 79 kuruşla karnını doyurması,1buzdolabı için 25 ay çalışması,258 TL’ye barınması ve ısınması, çocukbaşına 3 TL’lik eğitim harcaması ile çocuklarınıyetiştirmesi bekleniyor.Harcama GrubuRaporun sonuç bölümünde, asgariücretin bu düzeyde belirlenmesinin, sefaletteısrar anlamına geldiği ifade edilerek,işçilerin talebinin asgari ücretin,bir işçinin ailesi ile birlikte asgari olaraktemel ihtiyaçlarını karşılayacak, işçiyikimseye muhtaç etmeyecek bir düzeydebelirlenmesi ve sefaletin son bulmasıolduğu ifade edildi. “Asgari ücretliyienflasyona ezdirmedik” söyleminin,aslında asgari ücretliyi daha da yoksullaştırmadıkanlamına geldiğine dikkatçekilen raporda, dünyanın hiçbir yerindehükümetlerin ücretlerde erimeye yolaçmadık diye övünmediği belirtildi. Rapordaşu görüşlere yer verildi:“Asgari ücretin ekonomik büyümeve verimlilik artışından pay almaması,üretilen kaynakların belirli ellerde toplanmasıanlamına gelmektedir. Gelirdağılımını düzenleyici bir rol oynamasıbeklenen asgari ücretin, açlık sınırınınbile altında belirlenmesi vicdanları zedelemektedir.Asgari ücretin, temel gereksinimlerikarşılayacak bir biçimdeele alınması gerekmektedir. Ne yazık ki,2013 yılı için belirlenen rakamlar rapordada görüldüğü gibi sefaletin sürdürülmesianlamına gelmektedir.”Asgari Ücretli Neye Ne Kadar Ayırabiliyor?HarcamaKalıbıHarcamamiktarı (TL)Günlük harcama(TL)Gıda ve alkolsüz içecekler 33,7 283 9,44Alkollü içecek, sigara ve tütün 5,2 44 1,45Giyim ve ayakkabı 4,5 38 1,25Konut ve kira 30,7 258 8,60Ev eşyası 5,2 44 1,46Sağlık 1,8 15 0,50Ulaştırma 7,6 64 2,13Haberleşme 3,7 31 1,03Kültür, eğlence 1,2 10 0,34Eğitim hizmetleri 0,7 6 0,20Otel, lokanta, pastane 2,7 23 0,77Çeşitli mal ve hizmetler 2,9 25 0,82Toplam 100 840Not: Hesaplamada 4 kişilik bir aile üzerinden yapıldığı için, eşi çalışmayan ve 2 çocuklubir asgari ücretlinin, asgari geçim indiriminden kaynaklı geliri de hesaba katılmıştır. Bekarbir asgar ücretli için söz konusu ücret 811 TL’dir.Kaynak: TÜİK 2008 yılı Hanehalkı Tüketim Harcaması Araştırması, Çalışma ve SosyalGüvenlik Bakanlığı İstatistikleri
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşEkim 201327İşsizlik VerileriniDeğerlendirme RaporuTürkiye Devrimci İşçi Sendikaları KonfederasyonuAraştırma Enstitüsü (DİSK-AR), TÜİK tarafından açıklananHanehalkı İşgücü Anketi Haziran 2013 dönem sonuçlarınınilk bulgularını değerlendirdi:1) Haziran 2012 dönemi ile Haziran 2013 dönemleriarasında işsizlik oranı %0,8 puan artış kaydederek, %8,8düzeyine ulaşmıştır. Ekonomik göstergelerin hızla bozulmasının,sıcak paranın yükselen piyasalardan çekilmeeğiliminin, işsizlik verilerine etkilerinin gelecek dönemlerdedaha da artacağı beklenmelidir.2) Haziran 2013 dönemi için umudu olmadığı için yada diğer nedenlerle (mevsimlik çalışanlar dahil) son 3 aydıriş arama kanallarını kullanmayan ve bu nedenle işsizsayılmayanlar dahil edildiğinde işsizlik oranı %8,8 değil,%14,85, işsiz sayısı da 2 milyon 525 bin değil, 4 milyon591 bin kişi olarak gerçekleşti. İşsiz sayısı bir önceki yılagöre 544 bin kişi arttı. Geniş Tanımlı İşsizlik Oranı geçtiğimizyıla göre %1,19 puan artış gösterdi.Kadınlar için geniş tanımlı işsizlik oranı %24, gençleriçin ise %27 oldu. Gizli işsiz olarak görülen eksik ve yetersizistihdam edilenler de ilave edildiğinde genel işsizlikoranı %18,2, işsiz sayısı 5 milyon 619 bin düzeyinde.3) Güvencesiz çalışma da artmaya devam etti. 2008yılı Haziran dönemi ile karşılaştırıldığında geçici çalışanlarınsayısı %40 artarak, 1 milyon 641 bin kişiden 2 milyon275 bine yükseldi. Krizden bu yana istihdama yenikatılan her beş kişiden biri geçici bir işte çalışma hayatınadahil oldu. Bu durum artık geçici çalışmanın temel istihdambiçimlerinden biri haline geldiğini gösteriyor. Geçiciçalışmanın yaygınlaştırılması hükümetin istihdam stratejisiaçısından bir amaç olarak değerlendiriliyor. Geçicibir işte çalışan işçiler için işsizlik oranı ise %28 olarakgerçekleşti.Türkiye’de uygulanan küresel rekabet ideolojisi eksenindeşekillenen ekonomi ve istihdam politikaları ileçalışma hayatı işçiler ve emekçiler için adeta bir cehennemedönüşmüş durumdadır. Çalışma sürelerinin son dereceuzun, ücretli izin hakkının son derece sınırlı olduğukoşullarda işsizlik verilerinin olduğundan daha düşük görünmesinintemel nedeni işgücüne katılım oranlarındakidüşük seviyedir.Bir yandan işgücüne katılım oranlarını yükseltirken,öte yandan işsizlik verileri ile mücadele etmenin yegâneyolu, gelir kaybına yol açmaksızın haftalık çalışma süreleriniazaltmaktan geçmektedir. Buna karşın sermayeçevreleri istihdam yapısının niteliğini bozarak, yani yoğunçalışma koşulları altında, daha kuralsız ve güvencesizçalışma biçimlerini yaygınlaştırarak bu süreci kendi lehlerineçevirmek istemektedir.Hükümet işveren çevrelerinin bu taleplerini Ulusal İstihdamStrateji Belgesi ile programlaştırmıştır.Ucuz işgücü için, taşeron çalışmayı yaygınlaştırmayı,kıdem tazminatını fona devrederek orta vadede ortadankaldırmayı, kölelik bürolarını hayata geçirmeyi hedefleyenbu belge, işsizlik verilerindeki artışla birlikte dahasık gündeme gelecektir. Kriz koşullarında işsizlikle mücadeleyi,çalışma koşullarını kötüleştirerek, ücretleri düşürerekçözmeye çalışan bu anlayışa karşı durulmalıdır.Bu strateji işsizliğin “ne iş olsa yaparım” başlığı altındagizlenmesi stratejisidir. İşsizlikle gerçek mücadele için;• Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.• Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.• Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır.• Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı,sendikal barajlar, noter şartı kaldırılmalı, herkesinsendika hakkını özgürce kullanabilmesi içingerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır• Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacakşekilde yeniden ele alınmalıdır• Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.• Taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdam engellenmelidirKadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılmasıiçin işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalarason verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gerekennitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlamasıile kadının üzerinden alınmalıdır.Kadın erkek ayrımı yapmaksızın 50 çalışanın üstündekiher iş yerinde kreş açılmalı, devlet kreşlerinin çocuklariçin yaş sınırı olmadan, ücretsiz ve 7/24 açık olmalı,yaşlı ve hastalar için, yine ücretsiz, 7/24 açık, çalışanlarınınyarısı erkek olan bakım evleri açılmalıdır.ÇALIŞMA YAŞAMINDANYoksulluk ve Açlık SınırıDört kişilik aileningıda harcamalarınınyanı sırakonut, ulaşım,giyim, sağlık,eğitim gibi ihtiyaçlarıdikkatealınarak hesaplananyoksulluk sınırı, 3.320 TL. olarak hesaplandı.Açlık sınırı olarak belirlenen, dört kişilik bir aileninyeterli beslenebilmesi için gerekli aylık gıda harcamasıtutarı ise, 1.020 TL oldu.Ağustos 2013 TÜFEBir önceki aya göre: % 0,10Bir önceki yılın Aralık ayına göre: % 4,21Bir önceki yılın aynı ayına göre: % 8,17Oniki aylık ortalamalara göre: % 7,42Ağustos 2013 ÜFEBir önceki aya göre: % 0,04Bir önceki yılın Aralık ayına göre: % 3,52Bir önceki yılın aynı ayına göre: % 6,38Oniki aylık ortalamalara göre: % 3,39Asgari Ücret1 Ocak 2013 - 30 Haziran 2013 tarihleri arasında16 yaş üstündeki çalışanlar için: 978,60 TL.16 yaşından küçük çalışanlar için: 839,10 TL.1 Temmuz 2013 - 31 Aralık 2013 tarihleri arasında16 yaş üstündeki çalışanlar için: 1.021,50 TL.16 yaşından küçük çalışanlar için: 877,50 TL.SGK Prim Alt ve üst Sınırı1 Ocak 2013 - 30 Haziran 2013 tarihleri arasındaAylık kazanç alt sınırı: 978,60 TL.Aylık kazanç üst sınırı: 6.360,90 TL.1 Temmuz 2013 - 31 Aralık 2013 tarihleri arasındaAylık kazanç alt sınırı: 1.021,50 TL.Aylık kazanç üst sınırı: 6.639,75 TL.Kıdem Tazminatı Tavanı1 Ocak 2013 tarihinden itibarenVergi Oranları3.129,25 TL.2013 yılında uygulanacak gelir vergisi dilimleri vevergi oranları:10.700 TL’ye kadar % 1526.000 TL’nin10.700 TL’si için 1.605, fazlası % 2094.000 TL’nin26.000 TL’si için 4.665, fazlası % 2794.000 TL’den fazlasının94.000 TL’si için 23.025, fazlası % 35
Birleşik <strong>Metal</strong>-İş28 Ekim 2013Çocuklar Kampta...Okulların açılmasına kısa bir süre kala doyasıya eğlenen çocuklar, resim, yüzmeve yaratıcı drama çalışmalarına da aktif şekilde katıldılar.Sendikamız Kemal Türkler Tesislerinde düzenlediğimiz eğitime katılan kadınüyelerimizin çocukları için de etkinlikler planlanmıştı. Tesislerde kamp yapançocuklar, doğanın tadını çıkardılar..Toprağın, ekmeğin, umudun şairiPablo Neruda 109 yaşındaBUĞDAYIN TÜRKÜSÜHalkım ben, parmakla sayılmayanSesimde pırıl pırıl bir güç varKaranlıkta boy atmayaSessizliği aşmaya yarayan....Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerle.“Kerpeten gibidir açlık,yengeç ısırıkları gibi,yanar, yanar, yanar ateşsiz:soğuk bir ateştir açlık.Hemen oturalım yemeğeyememiş olan herkesle,yayalım büyük masa örtülerinituz ekelim dünya göllerine,gezegen fırınları kuralımkarlı-çilekli masalarve ay gibi bir tabakiçinden hepimizin yiyeceği.”Neruda, Nazım Hikmet adına Barış Ödülü almışbir şairdir. Bir kongrede Nazım Hikmet ile ilgili‘Onun yanında biz şair bile olamayız’ diyerek NazımHikmet’i övmüştür“Neden öldün Nâzım? Senin türkülerinden yoksunne yapacağız şimdi? Senin bizi karşılarkenki gülümseyişingibi bir pınar bulabilecek miyiz bir daha?Senin gururundan, sert sevecenliğinden yoksun neyapacağız? .... Kardeşim benim, nice yeni duygular,düşünceler kazandırdın bana”Şili'de demiryolu işçisi bir baba ve öğretmen bir annenin çocuğuolarak dünyaya geldi.13 yaşındayken makaleler yazdı.1920'de"Selva Austral" isimli edebiyat dergisinde "Pablo Neruda" adıylayazmaya başladı. Şair, bu takma ismi Çek şair Jan Neruda'da anısınaseçmişti.İlk kitabı Crepusculario 1923 yılında yayınladı. Sonraki seneYirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı basıldı. Şili Üniversitesi'ndeFransızca ve pedagoji okudu. Hükümetin elçisi olarak Burma, Seylan,Java, Singapur, Buenos Aires, Barselona ve Madrid'te görevyaptı.İspanya İç Savaşı ve García Lorca'nın ölümü onu çok etkiledive önce İspanya sonra da Fransa'da Cumhuriyetçi harekete katılmasınaneden oldu. Bu sırada şiirlerini topladığı Kalbimdeki, iç savaşsırasında cephede basıldı. Ülkesine dönen Neruda'nın daha sonrakieserleri siyasi ve sosyal konular üzerinedir.1939'da Paris'te İspanyol göçmenler için konsolosluk görevinegetirildi. Meksika'daki konsolosluk görevi sırasında Canto Generalde Chile'yi yazdı. Bu eserde bütün Güney Amerika kıtasının doğası,insanları ve tarihi yazgısı epik şiir şeklinde anlatılmaktadır. Yaklaşık250 şiirin yer aldığı eser, on kadar dile çevrildi ve bu çevirileryüzünden Neruda elçilik yaptığı ülkelerde zorluklar yaşadı.1943'te Şili'ye dönen Neruda, 1945'te senatör seçildi ve Şili KomünistPartisi'ne katıldı. 1947'de Başkan González Videla'nın grevdekimadencilere yönelik baskıcı protestolarını protesto ettiği için,2 yıl boyunca kendi ülkesinde kaçak yaşadı. 1949'da yurt dışınaçıktı ve 1952'ye kadar çeşitli ülkelerde bulundu.Yaşamı boyunca güçlü siyasi duruşuyla tanınan Neruda, ülkesindekive İspanya'daki faşizme karşı durmuştur. 1970 yılında Şilibaşkanlığına aday gösterilmiş, ancak daha sonra başkan seçilen SalvadorAllende'yi desteklemiştir. Allende seçilince Neruda'yı Şili'ninFransa elçisi olarak görevlendirdi.1971 yılında edebiyat dalında Nobel Ödülü aldı. 1972 yılındasağlık sorunları nedeniyle elçilik görevini bırakarak Şili'ye döndü.24 Eylül 1973'de kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti.
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşEkim 2013 31İstanbul 1 Nolu Şube Başkanımız Kemal Coşkun’unbabası vefat etti. İstanbul 1 Nolu Şubemize bağlı AnadoluIsuzu’dan Bahattin Fındık’ın annesi, Sezgin Solin’in annesi,Recep Aydoğmuş’un babası, Tayfun Aydoğmuş’un babasıvefet etti. Anadolu Motor’dan Bastemsilcimiz HüseyinFırat’ın babası vefat etti. Akgün Radyatör’den Senol Güç’ünamcası vefat etti. ABB Elektrik (Tuzla)’dan Ferhat Demir’inannesi vefat etti.Eskişehir Şubemize bağlı yeni örgütlendiğimizTekersan’dan Seerkan Baykara’nın babası, CihanÖzakbaba’nın babası vefat etti. Hapalki’den Ali Ayhan’ınkayınbiraderi ve Tanju Yıldırım’ın amcası vefat etti. Rentaişyeri baştemsilcimiz İsa Akın’ın annesi vefat etti.Kocaeli Şubemize bağlı Anadolu Döküm’den DuranErgün, Doğan Salış, Enver Gökmen iş kazası geçirdi.Ali Akçam hasteneye kaldırıldı tedavi altına alındı. CemBialetti’den Kemal Koç'un babası, Sevcan Soykan'ın babası,Kadriye Koç'un babası vefat etti. Mehmet Öztürk'ün kardeşiiş kazası sonucu vefat etti. Baysan Trafo’dan Soner Umut veİsmail Günsur ameliyat oldu. Hakan Karadeniz'in kayınpederi,İbrahim Şimşek'in babası vefat etti. Standart Depo’danFikri Taner'in evi yandı. Baysan Kazan’dan işyeri temsilcimizBozkurt Kurt'un babası Şenol Aka'nın annesi vefat etti etti.Trakya Sanayi’nden Fevzi Alagöz iş kazası geçirdi. TermoMakina’dan Baştemsilcimiz Merter Demirel'in kayınpederivefat ettiAnadolu Şubemize bağlı Yücel Boru/Hatay’danOsman Kıymacı’nın annesi vefat etti. Abdurrahman Eraslaniş kazası geçirdi. Çemaş Döküm’tan Nihat Elsan iş kazasıgeçirdi. Başöz Enerji’den Hakan Çetiner ameliyat oldu.Schneider (Çiğli)’den Abdullah Kılçık’ın babası vefat etti.Delphı‘den İlker Yaman’ın annesi, Yakup Bardakçı’nın kayınpederivefat etti. LİSİ-FTB’den İlker Doğan’ın kayı pederi,Savaş Selek’in annesi, Hüseyin Çetin’in kayınpederi vefatetti. Eren Balata’dan Sami Aras beyin ameliyatı geçirdi.Totomak’tan Bülent Yılmaz’ın annesi vefat etti. Mahle’denİsmail Naz’ın kızkardeşi, Yahya Ayağ’ın çocuğu, MehmetUğur Yerlikaya’nın babası, Ahmet Özkiremitçi’nin ikizleri,Selçuk Çolak’ın babası vefat etti.Gebze Şubemizde bağlı Çayırova Boru’dan MehmetDoğan, Bemka’dan Kadir Karakaya, Bosal’dan MesutEken, Mustafa Sabancı hastalık ve ameliyat geçirdiler. YücelBoru’dan Mehmet Kaya, Arpek’ten Harun Aktaş iş kazasıgeçirdi. Yücel Boru’dan Davut Avcı’nın babası, MakinaTakım’dan Mustafa Parlakkılıç’ın annesi, Çayırova Boru’danNihat Karabıyık’ın babası, Muhammed Kalender’in amcası,Erdem Salkılıç’ın annesi, Hüseyin Çağtay’ın annesiBosal’dan Hüseyin Koç’un babası vefat etti.Kaybettiklerimize Tanrı’dan rahmet, yakınlarına başsağlığıdiliyoruz. Ameliyat ve iş kazası geçiren arkadaşlarımızageçmiş olsun der acil şifalar dileriz.İstanbul 1 Nolu Şubemize bağlı Anadolu Isuzu’danVedat Sevinç, Murat Polat, Zafer Taşçı, Fahri Temizoğlu,Mehmet Kabacaoğlu, İnan Çataltepe’nin çocuklarıdünyaya geldi. Tolga Kaynak, Serdar Özkanca, HayriÇelik, Murat Kaynarca, Sadık Eker, Ömer Bayır evlendi.Akgün Radyatör’den Hasan Armutlu’nun iki oğlusünnet oldu. Osman Kaya’nın oğlu sünnet oldu. ABBElektrik (Tuzla)’dan Hakan Sökütlü evlendi. ABB Elektrik(Dilovası)’ndan Onur Çakır, Şaban Arı, Fatih Taç,Ömer Doğan evlendi. Birol Güneş’in oğlu sünnet oldu.AKS Otomotiv’den Emrah Korer evlendi. Murat Aksoy’unçocuğu dünyaya geldi. Mert Akışkan Gücü’nden LeventMuhsir’in oğlu oldu. Yalçın Kara ve Aziz Bayram’ınçocukları sünnet oldu. Anadolu Motor’dan Ali OsmanKara’nın oğlu dünyaya geldi. Ünal Karademir evlendi.Penta’dan Yasin Serenlioğlu ile Gamze Karaca evlendi.Taner Atakişi’nin Aydın Nadir adında oğlu oldu. ZaferKöç’ün Seher Nida adında kızı oldu. Kıymet Eray, TanjuYılmaz nişanlandı.Anadolu Şubemize bağlı Çemaş Döküm’den OnurAkbudak ve Kudret Orhan evlendi. Başöz Enerji’den AydınAtak’ın kızı oldu. Uğur Gökçe’nin oğlu sünnet oldu.Serdar Ergen’in düğünü oldu.Gebze Şubemizde bağlı Makine Takım’dan MuhammetBitirgiç, Oktay Özkaynak, Fatih Aktaş, Nafiz ŞimşekBosal’dan Ömer Kodak evlendi. Çayırova Boru’danDursun Gün, Nihat Yılmaz, Orhan Çakır, Salih Aksoy,Serhan Özcan, Kenan Akbaş, Yücel Boru’dan MetinAteş, Arpek’ten Burak Yoltay, Ramazan Baş, Yücel Savun,Bosal’dan Mustafa Hısım, Haldun Kerba’nın çocuklarıdünyaya geldi. Bemka’dan Galip Altıntop, AdemŞimşek’in çocukları sünnet oldular.Eskişehir Şubemize bağlı yeni örgütlendiğimizTekersan’dan Mesut Demir, Mehmet Aydeniz, AlparslanTuran evlendiler. Selami Arslan ve Ali Arslantaş’ın çocuklarıdünyaya geldi. Hapalki’den Seçkin Akpınar ve İsaKara’nın oğulları sünnet oldu, Özcan Türkel’in oğlu dünyayageldi. Renta’dan Emrah Şener, Veli Fırat Ağır, SaimAksın evlendi, İlker Ay, Yasin Karakay’nın oğulları sünnetoldu. Mustafa Aydın’ın kız çocuğu dünyaya geldi, YasinGörgülü evlendi.İzmir Şubemizde örgütlü ZF Lemförder’den SezaiÖz, Emrah Yıldırım, Erdal Efetürk, Selvi Çevre, İhsanBuğa’nın çocukları dünyaya geldi. Barış Önüral, NazmiAnıl Tufan evlendi. Totomak’tan Halit Erdi Yakut dünyayageldi. Doğan Şengül, Ercan Köktaş, Serkan Fırat, SerkanGirgin evlendi. İmpo Motor’dan Mustafa Bahçıvan’nı oğluMurat, Can Ataş’ın kızı Ada dünyaya geldi. Alper Akkuzuve Yeliz Kıvra’nın çocukları sünnet oldu. Ahmet Özarslan,Mehmet Ali Şener evlendi. HMS Makine’dan SercanDoğan, Cihan Dombaycı evlendi. Yavuz Taşdan’nın çocuğudünyaya geldi. Schneider (Çiğli)’den Abdullah Satılmış,Murat Atay’ın çocukları dünyaya geldi. Delphı‘denEray Erdağı, Erhan Bölükbaşı, Serkan Sadak, Aytaç Girbaç,Hasan Yaşar, Şevket Şen, Sinan Demirkan, MustafaÇağlar, Ferdi Özdemir, İbrahim Yılmaz, Mehmet Tire,Erdi Karaboğa, Ebru Adıyaman, Serkan Apaydın evlendi.Zeki Ergün, Neşat Aygün, Sinan Biner, Gökhan Akbaba,Ali Sür, Erkan Çevik, Teoman Demirkılıç’ın çocuklarıdünyaya geldi. Mustafa Kuyucaklıoğlu, Mustafa Sünkü,Bayram Arık, Cüneyt Aşkın, Nuri Kuşlar, Sedat Algın’ınçocukları sünnet oldu. Ahmet Akgün kızını evlendirdi.Eren Balata’dan Orhan Yörük evlendi. Polkima’dan TamerAkbulut, Ramazan Deniz, Gültekin Öztürkler, DevrimSakarya’nın çocukları dünyaya geldi. Erdem Eren,Hurşit Gardaş evlendi. LİSİ-FTB’den Bilgin Karataş,Mehmet Kösetorunu, İlker Yeşildağı, Serkan Zeytinli,Caner Erdem, Eray Akay, Cenk Çilekoğlu, Kadir Karataş,Ediz Meriç, Mehmet Çetin, Yusuf Demirtaş, HakanGüneş evlendi. Vahittin Yapıcı’nın kızı kızı evlendi. Erkanve Hülya Menteş, Raif Zor, Fatih Ünlü, Bahri Köklü,Hüsamettin Öz, Mehmet Ateş’in çocukları dünyaya geldi.Mahle’den Ali Bakı, Murat Demirbaşçı, Ramazan Mert,Mücahit Başpınar, Şimşek Özenç, Halil İbrahim Susan,Ahmet kaymaz, Yaşar Mutlu, Ferhat Gürdal, Fatih Korcandünyaya geldi. Okan Buldan, Sami Çetin, İbrahimOral, Savaş Seymen, Özcan Kayacan, Bünyamin Aktulun,Mustafa Üner, Süleyman Akın, Üçler Ülger, HüseyinDidinin, Yalçın Gündoğdu, Özcan Çalışkan, RamazanTekin evlendi.Kocaeli Şubemize bağlı Tata Steel’den Erkan Erdemve Metin Kaplancı'nın oğulları sünnet oldu. CemBialetti’den Fatma Polat, Nazire Sarıkaya'nın kızı, AynurYaraşır'ın kızı nişanlandı. Erdal Taşkın, Bilal Bilgin, AhmetYıldız ve Kamil Sungur evlendiler. Mehmet Özdemir'inoğlu Kerem Esad, Ahmet ve Kadriye Koç çiftinin oğullarıÖmer'in sünnet oldu. Sertaç ve Sevcan Soykan çiftininHafsa adında kız çocuğu, Kerem Yıldız'ın Ensar ismindeoğlu dünyaya geldi. Baysan Trafo’dan Şahin Açık evlendi.Nema Winkelmann’dan Aykut Duran evlendi. MetinSavcı'nın oğlu dünyaya geldi. Standart Depo’dan HikmetKılıçdoğan'ın oğlu dünyaya geldi. Nevzat Aktaş'ın oğlusünnet oldu. Baysan Kazan’dan Yasin Mucur’un evlendi.Gökçen Yavuz oğlu sünnet oldu. Trakya Sanayi’ndenÖzcan Özşahin, Dursun Öztürk ve Erhan Akmeşe ninçocukları sünnet oldu. Termo Makina’dan eski temsilcilerimizdenErdoğan Aktaş'ın oğlu Ferhat Aktaş evlendi.Dünyaya yeni gelen minik kardeşlerimize hoş geldiniz diyor, sağlıklı bir yaşam temenni ediyoruz.Yeni evli çiftlere ömür boyu mutluluklar dileriz.SOLDAN SAĞA:1) Sivas olaylarında katledilen ünlü bir halk ozanımızın adı, soyadı. 2) Büyük, komut./Avuçiçi./İlgilendiren, ilişkin. 3) Yemeklere tat veren beyaz madde./Yabancı./Nazım Hikmet’insoyadı. 4) Çevik./Dilsiz./Derilerimizden çıkan tuzlu sıvı. 5) Eğitim bilimi. 6) Rey./Yolcu konaklamaevi./Bir gezi teknesi. 7) Çocuğun bakım, eğitim ve öğretimiyle görevli kimse./Birajans adı./İnsan vücudunun dış yüzü. 8) Duyurmak, duyuru yoluyla bildirmek./Uzaklık ifadeeder. 9) Utku./Bir işteki engelleri yenme kararı. 10) Makine Kimyanın kısa yazılışı./İlgi çekicideğişik kimse./İnce dantel. 11) Öğrencilerin okullarında durumlarını gösteren belge./Kemiklerinyuvarlak ucu. 12) Dünyada en çok nüfuslu ülke./Kalayın simgesi./Sıvacı aleti.YUKARIDAN AŞAĞIYA:1) Canlı organizmada veya canlı hücrelerde hareketi, enerjiyi sağlamak için oluşan biyolojikve kimyasal değişimlerin bütünü. 2) Ümit./Hayvanların su içtikleri taş veya odundan sukabı. 3) Klik./Söz, lakırdı./Nikelin simgesi. 4) Liranın kısa yazılışı./Bir olayın gerçekleşeceğiniönceden bilme. 5) Rusca da evet./Bir meyve adı. 6)Bolluk ve gösterişli yaşayış. 7) Kamer./Gümüşünsimgesi./Lakin, fakat./Radonun simgesi. 8) Kağıt hamuruyla yapılan ayrıca içinde birveya birkaç lif tabakası bulunun kalın ve sert kağıt./Namaz çağrı. 9) Türkiye kömür işletmelerininkısa yazılışı./İlaç, deva. 10) Bankada bulunan paranın faiziyle yaşayan kimse./ Molibdeninsimgesi. 11) Bir nota./Yemin./Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem. 12)Güneşe en yakın gezegen, Merkür./Mertebe.
Birleşmenin 20. yıldönümünde, sendikamızın bugünegelmesinde emeği olan eski yöneticilerimiz, SapancaTesislerimizde buluştular.Toplantıda, sendikamızın eski genel başkanları MehmetKaraca ve Ali Rıza İkisivri’ye, Onursal Genel BaşkanımızKemal Türkler’in kızı Nilgün Soydan’a sendikamız adınateşekkür plaketleri genel başkanımız tarafından verildi.“4-5 Eylül 1993 günü, Otomobil-İş ve T.Maden-İş, Olağanüstü Genel Kurullarını aynıanda topladılar. Kökler birleşti ve mücadeleninyeni adı Birleşik <strong>Metal</strong> İşçileri Sendikası oldu.”Bir araya gelen eski mücadele arkadaşları, geçmişi yadettiler, anıları paylaştılar.. .66 yıldırÇeliğe su veriyoruz