Metal işçileri yürüyor
Cuma YürüyüÅleri kapsamında, her cuma sabahı ... - BirleÅik Metal-İÅ
Cuma YürüyüÅleri kapsamında, her cuma sabahı ... - BirleÅik Metal-İÅ
Transform your PDFs into Flipbooks and boost your revenue!
Leverage SEO-optimized Flipbooks, powerful backlinks, and multimedia content to professionally showcase your products and significantly increase your reach.
SAYI 190 www.birlesikmetal.org Kasım 2008Cuma Yürüyüşleri kapsamında, her cuma sabahı, 10 bin metal işçisi eylemde<strong>Metal</strong> <strong>işçileri</strong> <strong>yürüyor</strong>Türkiye işçi sınıfına selam,Selam yaratanaTohumların tohumuna,serpilip gelişene selam!Bütün yemişler dallarınızdadır!Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir,Haklı günler, büyük günler,Gündüzlerinde sömürülmeyen,gecelerinde aç yatılmayanEkmek, gül ve hürriyet günleri.Türkiye işçi sınıfına selam!Meydanlarda hasretimizi haykıranlara,Toprağa, kitaba, işe hasretliğimizi,Hasretimizi, ayyıldızı esir bayrağımıza.Düşmanı yenecek işçi sınıfımıza selam!Paranın padişahlığını,Karanlığını yobazınVe yabancının roketini yenecek işçi sınıfınaselam!Türkiye işçi sınıfına selam!Selam yaratana.Nazım Hikmet Ran / 12 Ağustos 1962
4Birleşik4<strong>Metal</strong>-İşKasım 2008Bölge Toplantılarıİşyeri TİS Komiteleri ile bölge toplantıları yapıldı. Toplantılarda, işyerlerinin durumuele alındı, TİS süreci hakkında bilgi alışverişinde bulunuldu.Bölgelerde eylemler yapıldıMESS üyesi işyerlerinde basın açıklamaları ve yürüyüşler yapıldı.Bursa:Bursa Şubemizde örgütlü Asil Çelikte 24 Eylül Çarşamba günü ve Grammer’de 25 EylülPerşembe günü, üyelerimiz yaptıkları basın açıklaması ile taleplerini haykırdılar…Eskişehir:Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde örgütlü olduğumuz Süsler Beyaz Eşya Fabrikası<strong>işçileri</strong> ile birlikte diğer fabrikalardan üyelerimiz katılımı ile MESS grup toplu iş sözleşmesineyönelik 18 Eylül tarihinde bir yürüyüş ve basın açıklaması eylemi gerçekleştirildi.Eylem; Süsler <strong>işçileri</strong>nin işten çıkmasıyla başladı. Jandarmanın “yürümeyin, müdahaleederiz” uyarısına rağmen <strong>işçileri</strong>n kararlı tutumları sonucu yürüyüş; Organize Sanayi’ningiriş kapısına kadar sürdü. Burada basın açıklaması yapıldı.İstanbul 1 Nolu Şb.İstanbul 1 Nolu Şubemizde örgütlü Aksan <strong>Metal</strong>’de 22 Eylül’de MESS grup toplu işsözleşmesi görüşmelerinde gelinen aşama ve metal <strong>işçileri</strong>nin taleplerini içiren bir basıntoplantısı düzenlendi. Fabrika önünde vardiya giriş saatlerinde yapılan basın açıklamasınaüyelerimiz geniş katılım sağladı.Kocaeli:Belediye İşhanı önünde bir araya gelen üyelerimiz, İnsan Hakları Parkı’na kadarsloganlarla yürüdüler ve <strong>Metal</strong> işkolunda örgütlü-örgütsüz işçilere ortak mücadele çağrısıyapan broşürler dağıttılar. Eyleme Eğitim-Sen yöneticileri,EMEP ve SDP yöneticileri de destek verdi.Gebze:İki noktada toplanarak iki koldan CumhuriyetMeydanı’na yürüyen işçiler, grup toplu sözleşme sürecineilişkin sloganlarıyla halkın desteğini aldılar..Yaklaşık bin kişinin katılımıyla, CumhuriyetMeydanı’nda basın açıklaması yapıldı
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 2008 5İşyeri Bilgilendirme ToplantılarıGörüşmeler sürerken, Merkez ve Bölge Yöneticilerimiz Prysmian,Delphi, Çimsataş ve Bekaert gibi çeşitli işyerlerini ziyaret ederek,işyerlerinde TİS süreci hakkında bilgilendirme toplantıları yaptılar.BültenlerGazetemizin eki olarak bastırılan bültenler bu süreçte özellikle metal<strong>işçileri</strong>nin yoğun olduğu bölgelerde dağıtıldıİlk bültenimiz tüm metal <strong>işçileri</strong>ni ortak mücadeleye çağırıyordu..İkinci bültenimizde Esnekliğin ne olduğunu, neden karşı olduğumuzuanlattık..Üçüncü bültenimiz, süreçteki son gelişmeleri aktarırken, sarı sendikada ortaya atılan iddialara yerveriyor, ortak mücadelenin altını bir kez daha çiziyordu..AfişlemeSüreçle ilgili olarak 4 afiş hazırlandı. Bölgelerdeafişleme yapıldı. Kocaeli’de dev bilboardlara afişlerimizasıldı. Bursa sokakları bez pankartlarla donatıldı.Gazetelere ilanKamuoyunu süreçle ilgili olarak bilgilendirmekiçin ulusal ve yerel basına çeyreksayfa büyüklüğünde ilanlar verildi.
6Birleşik6<strong>Metal</strong>-İşKasım 2008... ve grup toplu iş sözleşmesindeUYUŞMAZLIKTUTULDU10 Ekim 2008 tarihinde yapılan toplantıda MESS’inteklifleriyle, süreç uyuşmazlıkla sonuçlandı.Sendikamız; bu tekliflerin metal <strong>işçileri</strong>nin çalışmave yaşam koşullarını dikkate almayan ve onlarınkoşullarını daha da ağırlaştırmayı hedefleyen tekliflerolduğunu açıkladı ve bu tekliflerin kabul edilemez olduğunuvurguladı.MESS’in teklifleri:1. Birinci altı ay için ücret zammı: yüzde 4,152. Bayram, İzin ve Yakacak ödemelerinde yüzde6 ile yüzde 9 arasında değişen yıllık artışlar.3. Hafta içi yapılan fazla çalışma ücretleri oranınınyüzde 100’den yüzde 75’e düşürülmesi.4. İhbar ve kıdem tazminat süreleri yasanın üzerindeuygulanan işyerlerinde yeni işe giren <strong>işçileri</strong>çin sürelerin yasa sınırına çekilmesi.5. Ar-Ge destek personeli olarak görevlendirilenleringörev sürelerince toplu sözleşmenin kapsamıdışında tutulmaları6. İkramiye ödemelerinin aynı ücretler gibi fiiliçalışma esasına göre yapılması, izin, istirahat vbdurumlarda ikramiyelerin kesilmesi, ikramiye günsayısının düşürülmesi.7. Haftalık çalışma sürelerinin günlere dağıtımınıneşit olmaktan çıkarılarak denkleştirme uygulanmasıve bunun süresinin 4 ay olması.8. Telafi çalışması yaptırılması.Bu tekliflerKabul edilemez!Sendikamız; bu tekliflerin metal <strong>işçileri</strong>nin çalışmave yaşam koşullarını dikkate almayan ve onlarınkoşullarını daha da ağırlaştırmayı hedefleyen tekliflerolduğunu açıklamış ve bu tekliflerin kabul edilemezolduğunu vurgulamıştır.Merkez TİS Komisyonumuz toplandıBasın Toplantısı ve<strong>Metal</strong> İşçisinin Gerçeği15 Ekim 2008 tarihinde, 2008-2010 Dönemi MESS Grup Toplu İşSözleşmesi görüşmelerinde “uyuşmazlık süreci” ile ilgili olarak düzenlediğimizbasın toplantısında; sermayenin “kriz, kaynak, enflasyon...”gibi alışıldık söylemleri karşısında “metal işçisinin gerçeği” net olarakortaya koyuldu.Basın toplantısında yapılan sunumun ardından, Genel Başkanımızsüreci ayrıntılı olarak anlattı.Uyuşmazlık tutulmasının ardından,Merkez TİS Komisyonumuzsendikamız genel merkezinde toplanarak,gelişmeleri değerlendirdi..13 Ekimde yapılan toplantıda,komisyon üyeleri söz alarak,işyerlerindeki izlenimleri, busüreçte beklentileri ve eylemönerilerini aktardılar..İşçilerin enflasyonunu hiçbir şekilde yansıtmayan6 aylık resmi enflasyon oranının yüzde 4,15 ve yıllıkenflasyon oranının yüzde 12 olduğu bir dönemde ücretve sosyal ödemelere verilen teklifler müzakere edilmeyebile değmez.2007 kârlarıyla <strong>işçileri</strong>n 6 yıllık ücretlerini ödeyebilecekkadar birikime sahip olanlar;Hazine’den işçi başına aldıkları 73,00 YTL ile ücretmaliyetleri düşenler;Yeni işe giren her bir işçiyi 125,00 YTL daha ucuzaçalıştıranlar;Kısaca, metal <strong>işçileri</strong>nin taleplerini karşılayacakkaynağa fazlasıyla sahip olanlar, kriz bahanesiylebildik oyunlarını oynamaya, metal <strong>işçileri</strong>ni sindirmepolitikalarını uygulamaya çalışıyorlar.Uyuşmazlık tutulmasınınnedenleri, metal<strong>işçileri</strong>nin talepleri, sözleşmesürecinde yaşananlar,bu süreçte gündemegelen bazı iddialarayrıntılı olarak kamuoyuile paylaşıldı.
m 17 Ekim Cuma gününden başlayarak ve toplu iş sözleşmesiimzalanıncaya kadar her Cuma günü sabah servislerdeninerek protesto yürüyüşleri yapılacaktır.m 27 Ekim Pazartesi gününden başlayarak, toplu işsözleşmesi sonuçlanıncaya kadar fazla mesailere kalınmayacaktır.m MESS’in <strong>işçileri</strong> tahrik eden teklifinin yaratmış olduğu öfke kaçınılmaz olarak üretimmiktarlarına yansıyacak, çalışma barışı zedelenecektir.m Tüm bölgelerde afişleme çalışmaları yapılacak ve metal <strong>işçileri</strong> ortak mücadeleye çağrılacaktır.m Sözleşme kapsamındaki işyerlerinin bulunduğu bölgelerde gazete ilanları ve basın toplantılarıylakamuoyu ve metal <strong>işçileri</strong> bilgilendirilecektir.m <strong>Metal</strong> <strong>işçileri</strong> tepkilerini işyerlerinde ve sokaklarda yakalarına taktıkları rozetlerle açığavuracaklardırm İşyerlerimizdeki üyelerimizle düzenli aralıklarla, işyeri toplantıları yapılacak, grev komitelerioluşturulacaktır.m <strong>Metal</strong> işçisinin gerçeği tüm bölgelerde anlatılacaktır.m Krizi fırsat bilerek kötü niyetli yaklaşımla yapılacak işçi çıkarmaları ve esnek çalışmayakarşı kararlı direnişler ortaya konacaktır.m Gebze, Bursa ve İstanbul bölgelerinde kapalı salon toplantıları yapılacaktır.m Sorunun duyurulması gereken en uygun alanlarda, kitlesel protesto gösterileri düzenlenecektir.m İletişim araçları kullanılarak, sermayedar sınıf ve örgütleri metal <strong>işçileri</strong>nin taleplerineduyarlı olmaya çağrılacaktır.Türk <strong>Metal</strong>Gerçeği7Birleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 2008 7SendikamızınBasın Açıklamalarımızdaneylem planı açıklandı 25.09.20082008-2010 MESS Grup Toplu İş Sözleşme görüşmeleri devamederken, sözleşme kapsamındaki işyerlerinin bir bölümünde işyeri yönetimleriortaklaşa bir harekat başlattılar.Bu harekat, ekonomik krizi bahane ederek, Ford, Tofaş, Renault,Bosch gibi kimi işyerlerinde geçici <strong>işçileri</strong>n sözleşmelerinin uzatılmaması,ücretsiz izinlerin kullandırılması, işten çıkarmalar gibi yöntemlerlekendini gösteriyor.Tofaş’ta 6 günlük üretim durdurmanın, ücretsiz olduğu söylentisiniyayıyorlar. Oysa gerçekte bu 6 günün karşılığında daha sonra çalışmayapılacağı bilgisini saklıyorlar.Renault’da çok sayıda işçi çıkarılacağı söyleniyor. Ama çıkarılacak<strong>işçileri</strong>n yerine daha fazla sayıda işçi alacaklarını ve böylelikle ücretmaliyetlerini düşürmeyi planladıklarını ise söylemiyorlar.Bosch’da 3 ay boyunca yarı üretim yapacaklarını duyuruyorlar amaBosch’un yaptığı 500 ek istihdam yaratacak kısmından söz etmiyorlar.Oysa amaç, metal <strong>işçileri</strong>ni baskılandırmak ve sözleşmeyi sermayeaçısından badiresiz atlatmak.İşçileri geçen dönemlerde olduğu gibi düşük zamlara razı edemiyorlar.Bir taraftan “sözleşme imzalandı, yüzde şu kadara” gibi söylentilerle,<strong>işçileri</strong>n birliğini bozmaya, direncini kırmaya çalışıyorlar; diğertaraftan kriz var, işinizi korumaya bakın, taleplerinizden vazgeçin diyesindirme harekatı sürdürüyorlar.<strong>Metal</strong> <strong>işçileri</strong>ni mücadeleye çağırıyoruz. Sermayenin elinde birikmişkaynak ve devletten aldığı teşvikler var. Kriz bahanesiyle getirilenönlemlere karşı direnin. Bu önlemler <strong>işçileri</strong>n toplu iş sözleşmesiyleelde edecekleri hakları sınırlandırmak için alınıyor.Haklılığımız kendilerince de tescillendiİddiaların üzerine gidilsin, gerçekler ortaya çıksın8 Ekim tarihinde Manisa yerel gazetelerinde ve Zaman gazetesinde Türk <strong>Metal</strong> sendikası ile ilgiliolarak sendikanın şube başkanı Mehmet Ali Özaltın’ın ve şube yönetiminin genel merkez tarafındangörevden alınması üzerine ortaya attığı iddialar ciddiye alınmalıdır.Görevden alınan şube başkanının iddiaları çok boyutludur: Birincisi, yürütülmekte olan Ergenekonsoruşturması ile ilgili iddiadır. Buna göre, Türk <strong>Metal</strong> parasal kaynaklarını, darbeciliksuçlamasıyla soruşturulan kişi ve kurumlara ciddi miktarlarda aktarmıştır.Kendisi 12 Eylül darbesinde sermaye ve askeri yönetim tarafından palazlandırılan bir“sendika”nın bu tür ilişkilerin içinde hatta merkezinde olması şaşırtıcı değildir. 12 Eylül öncesinde,işkolunun küçük bir sendikası olan Türk <strong>Metal</strong>, 1983 yılında hiçbir örgütlenmesi olmayan ve DİSK’ebağlı Maden İş’in yetkili olduğu işyerlerinde, askeri yönetimin Maden İş’i kapatması ve sermayedarlarınve MESS’in <strong>işçileri</strong> Türk <strong>Metal</strong>’e yönlendirilmesi sayesinde palazlandırılmış ve işkolunda <strong>işçileri</strong>nhak ve özgürlüklerinin sermayeye peşkeş çekilmesi konusunda çok ciddi roller üstlenmiştir.Görevden alınan şube başkanının ikinci iddiası, Türk <strong>Metal</strong>’in Kıbrıs’tan yayın yapan televizyonuART’ye alınan reklamlar karşılığında sözleşmelerin bağıtlandığıdır. Bu iddia da şaşırtıcı değildir.Çünkü, ART televizyonunu izleyen herkes reklamlarda, Türk <strong>Metal</strong>’in yetkili olduğu işyerlerinin reklamlarınınbüyük bir ağırlık tuttuğunu gözlemleyebilir. Sendikanın televizyonu yayın faaliyetlerinindevamı için gerekli olan geliri, işverenlerden alıyorsa, bu televizyonun yayın politikasının hangi sınıftanyana olduğu tartışmasızdır.Bu iddianın diğer boyutu, <strong>işçileri</strong>n en önemli mücadele aracı olan toplu sözleşmelerde, <strong>işçileri</strong>nhiç bilgisi olmadan, ücret ve hak pazarlığı üzerinden, özel bir para transferinin pazarlığının yapılıyorolmasıdır. Bu işçilere ihanettir, bu sarı sendikacılığın yeni yüzüdür.Üçüncü iddia, Türk <strong>Metal</strong>’de demokrasinin olmadığı iddiasıdır. Görevden alınan şube başkanı,bu girişimi anti-demokratik olarak adlandırmaktadır. Ancak, bu girişim Türk <strong>Metal</strong>’de istisna değil, kuraldır.Bugüne kadar görevden alınan şube yöneticisi, işyeri temsilcisi sayısını takip etmek mümkündeğildir. Buna ek olarak, genel başkanın Kırıkkale’li hemşerilerinin kapatılıp açılan şubelere yöneticiolarak atanması, hiçbir işyerinde temsilcilerinin seçimle iş başına gelmemesi sıradan olaylardır.Bu iddialar ve henüz ortaya konulmamış diğer iddialar bizleri şaşırtmadı, ancak ilgili kurumlarbu iddiaları ciddiye alarak üzerine gitmelidir. Bu sayede Türkiye’nin endüstriyel ilişkiler sisteminin vedolayısıyla ülkenin demokratikleşmesi konusunda büyük bir adım atılmış olacaktır.Bu adımın atılması tüm metal <strong>işçileri</strong>nin beklentisidir.Krizin sorumlusu biz değiliz, bedelini de biz ödememeliyiz.
8Birleşik8<strong>Metal</strong>-İşKasım 2008Cuma Yürüyüşleri10 bin metal işçisiher Cuma sabahı <strong>yürüyor</strong>Toplu sözleşme imzalanıncaya kadar her hafta Cuma günü yapılması kararlaştırılanservis eyleminin ilki 17 Ekim’de gerçekleşti. Merkez ve Şubeyöneticilerimizin katılımıyla sendikamızın örgütlü olduğu tüm fabrikalardaişçiler güne eylemlerle başladılar.Prysmian24 Ekim’de, 31 Ekim’de ve 7 Kasım’da tekrarlanan eylemler, örgütlü olduğumuztüm işyerlerinde giderek artan bir coşkuyla uygulandı.Bursa Şube’denSCM• Sabah saatlerinde gerçekleştirilen yürüyüşlerle metal <strong>işçileri</strong> sokağa çıkarkeneylemlerin yapıldığı fabrikalarda üretime farklı sürelerle geç başlandı.• İşçiler fabrikaya 1-2 kilometre mesafede servisten inip işyerlerine doğrusloganlar eşliğinde yürüdü.• Yürüyüşler esnasında işçiler; “MESS DAYATMALARINA HAYIR” yazılıbüyük boy pankart ve sendikamız flamalarını taşıdılar.PrysmianAnadolu Şube’denÇimsataşGrammerBaşöz
Eskişehir Şube’denDoruk-Öznur-SüslerKocaeli Şube’den9Birleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 2008 9Bekaertİzmir Şube’denDelphiDelphiStandart“MESS, MESS şaşırma, sabrımızı taşırma!”, “Kahrolsun ücretli kölelikdüzeni”, “İş ekmek yoksa, barışta yok”, “Esnek çalışmaya hayır”, “Kurtuluşyok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” ve benzeri sloganlar atıldı.İstanbul 2 No’lu Şube’denİzmir’deki eylemlerimizi, Türk <strong>Metal</strong>’e üye CEVHER, EGE FREN, EGEENDÜSTRİ <strong>işçileri</strong> ve serbest bölgedeki diğer işçiler fabrika bahçesine çıkarakilgiyle izlediler.PaksanLisi FTBCuma yürüyüşlerine ait daha fazla bilgi ve fotoğrafı,internet sitemizde bulabilirsiniz... www.birlesikmetal.org
Birleşik <strong>Metal</strong>-İş10 Kasım 2008İstanbul 1 Nolu Şube’denRemasAksanABB Kartalİşçiler; “MESS’in dayatmalarınıkabul edecek miyiz?”,“Esnekliği kabul edecekmiyiz?” sorularını “Hayır!”diye yanıtlayarak, alkış vedüdüklerle MESS’in dayatmalarınıprotesto ettiler.ABB DudulluIsuzuABB DudulluIsuzu
Gebze Şube’denArevaSarkuysanBirleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 2008 11ArevaKroman ÇelikBosal MimaysanSarkuysan &Çayırova BoruYücel BoruBosal MimaysanAlınan kararlar doğrultusunda metal <strong>işçileri</strong>nin eylemleritoplu iş sözleşmesi imzalanana kadar artan bir ivmeyledevam edecektir.
Birleşik <strong>Metal</strong>-İş12 Kasım 2008Poly <strong>Metal</strong>İzmir Salon ToplantısıAkkardan & Makina Takım2008-2010 dönemi metal iş kolu grup topluiş sözleşmelerinde uyuşmazlık tutulması nedeniyle,İzmir’de Sendikamız tarafından düzenlenenbasın toplantısına; Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu, Genel ÖrgütlenmeSekreterimiz Özkan Atar ve Sendikamız Toplu İş Sözleşmesi Uzmanı MehmetBeşeli katıldı.Akkardan & Makina TakımMESS’e bağlı işyerlerinden Delphi ve Şenkaya işyerlerinden vardiyadan çıkanüyelerimizin yanı sıra MESS dışında üyelerimizin bulunduğu Totomak, ZF Lemförder,LİSİ-FTB, Seri-İş, Polkima, Aykim ve Jantsa işyerlerinden temsilci ve üyelerimizde toplantıya katılım sağladı.MESS sözleşmelerinde uyuşmazlık tutulmasının nedenleri ve metal <strong>işçileri</strong>nintalepleri ayrıntılı olarak kamuoyu ile paylaşıldı.Sendikamız Toplu İş Sözleşmesi Uzmanı Mehmet Beşeli’nin slaytlarla yaptığısunumdan sonra Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu’nun ayrıntılı, coşkulu konuşmasısalonda bulunan üyelerimiz tarafından alkışlarla karşılık buldu. Toplantı;Sendikaya güven ve mücadelede kararlılık ifade eden sloganlarla son buldu.AKS Otomotivde eylemBakanlığın sendikamız lehinetesbit belgesine itiraz edenişveren, yetki sürecini uzatmaya,çalışanların sendikal haklarınıengellemeye çalışıyor.Üyelerimizin kararlılığı vesendikamızın deneyimi ile, bumücadele de toplu iş sözleşmesiile sonuçlanacaktır.Tuzla’da kuruluAKS Otomotiv işyeriönünde 31 Ekimakşamı bir basın açıklamasıyaparak, işvereninişkolu itirazındabulunmasını protestoettik.Üyelerimiz, hukuksalhaklarını veörgütlülüğün gücünükullanmaya kararlı...Eskişehir Salon ToplantısıToplantının ardından üyelerimiz sloganlarla yürüyerek,taleplarini haykırdılar...4.11.2008 tarihindePandora DüğünSalonu’nda düzenlenensalon toplantısınaEskişehir’de örgütlüolduğumuz fabrikalardanyaklaşık 300 üyemizkatıldı.Toplantıda; EskişehirŞubemizin kuruluşyıldönümü nedeniyleŞube BaşkanımızBayram Kavak bir açışkonuşması yaptı.Sendikamız GenelBaşkanı Adnan Serdaroğluyaptığı konuşmada;MESS Grup Topluİş Sözleşmelerindeuyuşmazlık tutulmasınınnedenlerini ve metal<strong>işçileri</strong>nin talepleriniayrıntılı olarak üyelerimizleve kamuoyu ilepaylaştı.
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 200813Hoş geldiniz MMZ <strong>işçileri</strong>: Doğru yerdesiniz.MMZ Boru’da sarı sendika devri kapandıDüzce-Akçakoca’da kurulu MMZ Onur Boru Profil Üretim AŞ. işyerindeçalışan işçiler Türk <strong>Metal</strong>’den istifa edip sendikamıza üye oldular.İşçilerin tamamının sendikamıza üye olmasının ardından 9 Ağustos2008 tarihinde çoğunluk tespiti için Bakanlığa yapılan başvuruya yanıt27 Ekim 2008 tarihinde geldi ve sendikamıza çoğunluk tespiti çıktı.İşyerinde çok uzun yıllar Türk <strong>Metal</strong> yetkili sendika olmasına karşın<strong>işçileri</strong>n memnuniyetsizlikleri had safhaya ulaşmıştı. Bu memnuniyetsizliğinen önemli nedeni sendikanın işçilerden habersiz olarak yaptığıanlaşmalar ve uygulamalar oldu. Gerek toplu iş sözleşmesi hazırlıkları,gerek müzakere ve gerekse imza aşamalarının hiçbirinden bilgisi olmayanişçiler, bu olumsuzluklara son verme kararlılığını gösterdi.Sendikamız, yetki dönemine kadar MMZ<strong>işçileri</strong> ile birlikte yürüttüğü örgütlenme çalışmasını,yetki döneminde üyeliğe dönüştürdü.Artık MMZ Boru’da sarı sendika devrikapandıArtık MMZ <strong>işçileri</strong> üzerindeki sarı saltanatsona erdi.Şimdi, MMZ <strong>işçileri</strong> kazanılmış haklarınıkorumak, onları bir adım daha ileriye taşımakiçin sendikaları ile omuz omuza mücadeleedecekler.Hoş geldiniz MMZ <strong>işçileri</strong>Doğru yerdesiniz.Entil ve Hapalki’de atılan işçilerİşbaşı yapıyorlarZeytinoğlu Holding bünyesinde Eskişehir’de kurulu ve sendikamızın 1967 yılından buyana örgütlüolduğu Entil ve aynı grup bünyesinde faaliyette bulunan Hapalki döküm fabrikalarında işçiçıkışları nedeniyle oluşan sorunlar, atılan <strong>işçileri</strong>n işbaşı yapmaya başlaması ile çözüme kavuştu.Entil fabrikası içerisinde yıllardır taşeron olarak çalışan işçilerve üretime yeni başlayan Hapalki fabrikasında işbaşı yapan <strong>işçileri</strong>nsendikamıza üye olmalarının ardından her iki işyerinde de işçi çıkışlarıyaşanmıştı.İşten atılan 90 işçi her iki fabrikanın önünde işlerine geri dönmekve sendikal haklarının tanınması için 8 Ekim 2008 tarihinde direnişebaşlamıştı.14 Ekim tarihine kadar süren direnişte Entil’de çalışan sendikaüyemiz işçiler de atılan işçi arkadaşlarına destek vererek onların mücadelesineortak oldular. Eskişehir Şubemize bağlı Süsler ve Demisaş<strong>işçileri</strong> de direnişteki işçi arkadaşlarını yalnız bırakmadı.14 Ekim tarihinde sendika ile işyeri yönetimi arasında yapılangörüşmelerin ardından atılan <strong>işçileri</strong>n işbaşı yapması ve sendikalhaklarının tanınması konusunda mutabakat sağlandı. İşten çıkartılantüm işçiler 17 Ekim 2008 tarihinden itibaren işbaşı yapmaya başladı.20 Ekim 2008 tarihinde, Eskişehir Şubemiz, işbaşı yapacakolan üyelerimiz ve Entil AŞ. yöneticileri, birlikte fabrika içerisindebir basın açıklaması gerçekleştirerek, sağlanan çözümü basın ilepaylaştılar.
Birleşik <strong>Metal</strong>-İş14 Kasım 2008Mersin’de Dayanışma Şenliği:Gün Dayanışma GünüdürAnadolu Şubemizde örgütlü Çimsataş, Koluman-Kögel, SCT Filtre işyerlerinden üyelerimiz ve ailelerininkatıldığı “Dayanışma Şenliğimiz” 28.10.2008 tarihindeMersin’de yapıldı.Gece; grevleri 742 gün süren ve Nisan ayında sona eren SCTFiltre <strong>işçileri</strong> için bir moral, Ankara’da grevi devam etmekteolan TEGA <strong>işçileri</strong> ile dayanışma ve 100 bin metal işçisini ilgilendirenMESS Grup Toplu İş Sözleşmesi’nde gelinen sürecindeğerlendirilmesi için bir fırsat sundu.Gece; Anadolu Şube Başkanımız Seyfettin Gülengül’ün açışkonuşmasıyla başladı ve ardı sıra Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlukitleye hitap etti. Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu;böylesine coşkulu bir gecede morallerin bozulmasını istemediğinibelirterek başladığı konuşmasında, MESS Grup Toplu İşSözleşmesi sürecinde son durum hakkında üyelerimizi bilgilendirdi,dayanışma ve mücadele çağrısında bulundu.Ve ayrıca; Mersin’de örgütlü olduğumuz işyeri baştemsilcilerimizSCT Filitre Erdinç Tümük, Koluman Kögel MenderesDoğan; Yücel Boru Yunus Kıymacı ve Çimsataş’tan Cem Onaykısa konuşmalarla dayanışmayı yükselttiler.Şenlik; Kenan Yıldız, Alim, Ercan-Gökhan Çağıran Kardeşler’in saz ve türküleriyle coştu ve üyelerimizde türküleriyle, üye çocuklarımız ise şiirlerle geceye renk kattılar.Dayanışma şölenimiz, üyelerimizin ve ailelerini yoğun katılımı ile dikkat çekti.Asil Çelik <strong>işçileri</strong>Orhangazi’de eylemdeydiBursa Şubemiz bünyesinde Orhangazi’dekurulu Asil Çelik işyerinde toplu iş sözleşmesigörüşmelerinde uyuşmazlık tutulmasının ardındanişyerindeki eylemlilik süreci devam ediyor.Kasım 2008 tarihinde gündüz vardiyasındançıkan işçiler Orhangazi Meydanı’nda toplanarakişverenin <strong>işçileri</strong>n taleplerini yok sayan tavrınıbir basın açıklamasıyla protesto etti.Basın açıklamasını gerçekleştiren Genel SekreterSelçuk Göktaş, işverenin sıfır zam dayatmasıyaparak işçilerle alay ettiğini ifade ederekAsil Çelik’te hiçbir kazanılmış hakkımızdan tavizverilmeyeceğini ve mücadelenin kaçınılmazolduğunu belirtti.Philips’te sözleşme imzalandı.Gebze Şubemize bağlı işyerlerinden TÜRK PHİLİPS TİCARETA.Ş. işyerinde toplu iş sözleşme görüşmeleri, 23 Ekim tarihinde varılananlaşma ile sonuçlandı; 3. dönem sözleşmesi imzalandı.Varılan anlaşma ile saat ücretlerine sözleşmenin ilk 6 ayı için 0,80YTL ücret zammı alındı. Bu zam, miktar olarak tüm üyelerimizin ücretlerindenet 130,00 YTL’lik bir artışa denk düşüyor. İşyeri ortalamaücretleri açısından ise yüzde 25’lik bir oranı ifade ediyor.Toplu iş sözleşmesi ile 96 gün olan ikramiye gün sayısı ise 120 güneyükseltildi. Sözleşme ile kazanılan diğer haklar %60 olan fazla çalışmaücretlerinin yüzde 100’e yükseltilmesi ve gece zammının yüzde 10’açekilmesi oldu.Sosyal haklarda ortalama olarak yüzde 38 oranında artışelde edildi.Sözleşme ile elde edilen bir diğer önemli hak ise 1 Mayıs’ın tam günücretli izin olmasıdır.
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 2008 15Tega’da mücadele sürüyorTega grevinde hukuksal süreçm Tega işverenliğinin 2822 Sayılı Yasa’ya aykırı tutumve eylemlerinin tespiti için tarafımızdan açılan sataşmanınönlenmesi davasında işyerinde keşif yapılmışve dosya bilirkişilere tevdi edilmiştir. Dava devam etmekteolup duruşması 27.10.2008 tarihindedir.Ankara’da Sincan Organize SanayiBölgesi’nde TEGA MÜHENDİSLİK grevimizsürmektedirGrevci işçiler, şube yöneticilerimiz tarafındansürekli grev çadırında birlikte olunarak vegenel toplantılarla üyelerimizle bilgi alışverişindebulunmaktadırlar. Sendikamızın grevci <strong>işçileri</strong>sağladığı maddi destek de devam etmektedir.TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nabaşvuru7 Şubat tarihinden itibaren Grevde olanTEGA <strong>işçileri</strong>; seslerini duyurmak ve yaşadıklarıhukuksuzluklara son vermek için bir imza kampanyasıdüzenlediler. Grevci işçiler, Sincan’ınişlek yerlerinde kurdukları masalarda imza toplamaktadırlar.Toplanan imzalar, Meclis önündeyapılacak bir basın açıklaması ile TBMM İnsanHakları Komisyonu’na iletilecektir.TEZCAN GALVANİZ’DEPROTESTOKocaeli Şubemize bağlı Tezcan Galvanizişyerinde ekonomik kriz gerekçe gösterilerektoplu işçi çıkarılmasına yönelikgirişimler sendikamız ve üyemiz işçilertarafından protesto edildi.Sendikamız Nisan ayında işyerindebakanlıktan çoğunluk tespitini almış, ardındanişveren tespite itiraz etmişti. İtirazıdeğerlendiren Yerel mahkeme ve Yargıtayda yetki tespitini onaylamıştı.Tüm bu süre zarfında toplu sözleşmesürecinin başlamasını geciktiren işvereninson olarak da krizi gerekçe göstererek topluçıkışı gündeme getirmesine karşı fabrikaönünde basın açıklaması gerçekleştirildi.31 Ekim 2008 günü vardiya çıkışı gerçekleştirileneylemde, aynı gün toplananKocaeli Şube Temsilciler Kurulu üyeleride yer aldı.Vardiya çıkışında diğer fabrikalardangelen temsilciler ve Şubemiz ile buluşanTezcan <strong>işçileri</strong> olası bir işçi çıkışına karşıkararlı bir şekilde mücadele edecekleriniifade ettiler.Dayanışma sürüyorKESK Ankara Şubeler Platformu; 27 Eylül’de TEGAGrevcileri ile dayanışma amacıyla erzak yardımı yaptılar.18.10.2008 tarihinde düzenlenen “Pahalılığa ve YoksulluğaHayır” mitingine Anadolu Şubemizde örgütlü işçiler, “Buişyerinde grev var TEGA MÜHENDİSLİK” grev pankartı ilekatıldılar.m Tega işverenliği tarafından, grev uygulaması öncesinde<strong>işçileri</strong>n verimi düşürmek suretiyle kanunsuzgrev yaptıkları iddiası ile “kanunsuz grevin tespiti veuğranılan zararın tazmini” talebiyle açılan ve Ankara18. İş Mahkemesi’nin 2008/429 E. sayılı dosyasındagörülen davanın duruşması 16.12.2008 tarihindedir.m Tega işverenliği tarafından, uygulanan grevin iyiniyetkurallarına aykırı olduğu iddiası ile “grevin durdurulması”talebiyle açılan ve Ankara 9. İş Mahkemesi’nin2008/125 E. sayılı dosyasında görülen davanın duruşması11.11.2008 tarihindedir.m Tega işverenliğinin grevi kırmak amacıyla başkaişyerlerinde üretim yaptığı bilgisi üzerine 3 işyeriiçin Ankara İş Mahkemeleri eliyle yapılan tespitlerdeanılan işyerlerinde Tega işverenliğinin yarı mamul vemamul malları getirerek burada işlediği tespit tutanakaltına alınmıştır. Bilirkişi raporları da iddialarımızı kanıtlarnitelikte olduğundan yaptığımız başvuru neticesindenAnkara 15. İş Mahkemesi’nin 22.09.2008 tarih,E: 2008/5 D.İş ve K: 2008/5 D.İş sayılı kararı ile İkizlerMakine, Teknik Grup ve Kaymazlar işyerlerinde,grev uygulamasının sürdüğü Tega Mühendislik San. veTic. A.Ş.’ye ait işlerin ihtiyati tedbiren durdurulmasınakararı vermiştir. Kararın ardından Sincan Asliye (İş)Mahkemesi’nde dava açılarak sataşmanın önlenmesitalep edilmiştir.m Tega işverenliğinin grevi kırmak amacıyla Yasa dışıeylem ve işlemlerinin belirlenmesi ve gereken önlemlerinalınması amacıyla Sincan Kaymakamlığı’na yapılanbaşvurular sonucu somut önlemler alınmamasınedeniyle soruşturma başlatılması talebiyle İçişleriBakanlığı’na başvuruda bulunulmuştur.m Grevin uygulanması öncesi ve sonrasında iş sözleşmelerifeshedilen üyelerimiz için toplam 84 tane işeiade davası açılmıştır. Bu davalardan 17 tanesinde davacınıniş sözleşmesi daha önce feshedildiği ve açılanişe iade davaları devam ettiği için birleştirme kararıverilmiştir. Bu davalarda 4 ay boşta kalma ücreti ve işebaşlatılmamaları halinde sendikal tazminata hükmedilmesinitalep edilmiştir. Açılan işe iade davalarından 4tanesi kabul edilmiş olup diğerleri devam etmektedir.Lehimize biten 4 davada sendikal tazminat talebimizhüküm altına alınmadığından karar tarafımızdan temyizedilmiştir.m Greve katılan <strong>işçileri</strong>n, 2008 Ocak ayı ve grevin uygulandığı7 Şubat 2008 tarihine kadarki ücretlerinin 10Şubat 2008 tarihinde ödenmesi gerekirken, yasadankaynaklanan bu yükümlülük yerine getirilmemiştir.Ayrıca grev uygulama tarihinden önce iş sözleşmelerifeshedilen üyelerimizin, fesih tarihi itibarıyla işleyenücretleri iş sözleşmesinin sona erdiği tarihte ödenmemiştir.Açılan davalar sonucu başlatılan icra takiplerindetahsilat aşamasına gelinmiştir.m Ayrıca karşılıklı yapılan suç duyuruları nedeniyleaçılan ceza davaları ve savcılık soruşturmaları devametmektedir.
16Birleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 2008İşyeri ziyaretleriGenel Merkez Yöneticilerimiz, çeşitli tarihlerde, işyerlerini ziyaretederek, üyelerimiz ile tezgah başlarında, yemeklerde birlikte oldular,karşılıklı sohbetler gerçekleştirdiler...Sendikamız Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ve Genel Örgütlenme SekreterimizÖzkan Atar, 27.10.2008 tarihinde İzmir Şubemizde örgütlü Totomak, Aykim <strong>Metal</strong>,Tariş, Eren Fren ve Sağlık Bakanlığı 1 Nolu Donatım Bölge Müdürlüğü işyerleriniziyaret ederek üyelerimizle birlikte oldular.Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu, Genel Sekreterimiz M. Selçuk Göktaş ilebirlikte, 23.10.2008 tarihinde, Bursa Şubemizde örgütlü Asil Çelik işyerindeki üyelerimiziziyaret ettiler.Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu; 17.10.2008 tarihinde, Kocaeli Şubemizdeörgütlü Bekaert işyerindeki üyelerimizle bir araya geldiler.Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu; 25.09.2008 tarihinde, İstanbul 1 Nolu Şubemizdeyeni örgütlenen ve sözleşmesi henüz imzalanan Penta Elektronik işyeriniziyaret ederek, üyelerimizle birlikte oldu.Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu; 18.09.2008 tarihinde Kocaeli Şubemiz,19.09.2008 İstanbul 1 Nolu Şubemiz ve 24.09.2008 tarihinde Gebze Şubemize bağlıişyeri temsilcilerine verilen iftar yemeğine katıldı.Sendikamız Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ve Genel Örgütlenme SekreterimizÖzkan Atar; 12.09.2008 tarihinde İzmir Şubemizde örgütlü; Delphı Otomotiv, FTBFastaner, Seri-İş <strong>Metal</strong> ve ZF Lemförder işyerlerini ziyaret ederek üyelerimizle birlikteoldular.Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu; 05.09.2008 tarihinde, Bursa Şubemizdeörgütlü Türk Prysmıan Kablo işyerini ziyaret etti.
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 2008 17Yetki-İşkolu İtirazı DavalarındaSon GelişmelerAKS OtomotivAKS Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. işyerinde için16.11.2007 tarihinde yaptığımız başvuru sonucundaBakanlık, 03.01.2008 tarihli olumlu yetki tespitiyazısı ile işyerinde gerekli çoğunluğu sağladığımızıbelirtmiştir. Bakanlığın olumlu yetki tespitine karşıişveren itiraz etmiştir. Yetki itirazı davası İstanbul 5.İş Mahkemesi’nde devam etmektedir. Duruşma tarihi18.12.2008’dir.AKS Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. işyerinde Bakanlığıyetki başvurumuzu öğrenen işveren işkolu tespitiiçin başvurmuştur. Bakanlık, işyerinin “<strong>Metal</strong>” işkolundakurulu olduğuna karar vermiştir. Bakanlığın işyerinin‘<strong>Metal</strong>’ işkolunda kurulu olduğuna ilişkin tespitineişveren itiraz etmiştir. İstanbul 1. İş Mahkemesi’ndegörülen işkolu itirazı davasının duruşması 24.12.2008günü yapılacaktır.DencoDenco Hassas Kontrol Sistemleri End. Ve Tic.A.Ş. işyerinde örgütlenme faaliyetleri sonucunda24.03.2008 tarihinde yaptığımız başvuru sonucundaBakanlık, 22.04.2008 tarihli olumlu yetki tespiti yazısıile işyerinde gerekli çoğunluğu sağladığımızı belirtmiştir.Bakanlığın olumlu yetki tespitine karşı işverenitiraz etmiştir.Yapılan yargılama sonucunda İstanbul 7. İş Mahkemesiişyerinde yasanın aradığı gerekli çoğunluğu sağladığımızadair karar vermiştir. Anılan karar taraflarcatemyiz edilmediğinden kesinleşmiş ve Bakanlığa sendikamızayetki belgesi vermesi için başvurulmuştur.Ar-<strong>Metal</strong>Ar-<strong>Metal</strong> Montaj Elektrik Ağaç ve Taahhüt San.ve Tic. Ltd. Şti. işyerinde yürüttüğümüz örgütlenmeçalışmaları sonucunda 02.08.2007 tarihinde Bakanlığaçoğunluk tespiti için başvuru yapılmıştır. Bakanlık11.12.2006 tarihli yazısı ile işyerinde gerekli çoğunluğusağlayamadığımızı belirtmiştir. Bakanlığın olumsuzyetki tespitine karşı itiraz ettiğimiz dava devam etmektedir.Güven ElektrikGüven Elektrik San. Mamul. İml. ve Tic. A.Ş. işyerinin“<strong>Metal</strong>” işkolunda kurulu olduğuna dair Yargıtaykararı üzerine Bakanlık işyerinde gerekli çoğunluğusağladığımıza dair olumlu yetki tespiti yazısını düzenleyerektarafımıza göndermiştir. İşveren bu tespite itirazetmiştir. Dava İstanbul 5. İş Mahkemesi’nde devametmektedir. Duruşma tarihi 05.11.2008’dir.Evren ZincirEvren Zincir İmalat Mak. San. Tic. A.Ş. için yaptığımızbaşvuru sonucunda Bakanlık, 11.06.2007 tarihliolumlu yetki tespiti yazısı ile işyerinde gerekli çoğunluğusağladığımızı belirtmiştir. Bakanlığın olumlu yetkitespitine karşı işveren itiraz etmiştir. Yerel mahkemeninlehimize verdiği karar yerel mahkeme işyerindegerekli çoğunluğu sağladığımızın tespiti ile davanınreddine dair kararı Yargıtay tarafından onararak kesinleşmiştir.Toplu sözleşmeler sonucunda anlaşmaya varılamamasınedeniyle 08.10.2008 tarihinde grev kararıalınmıştır.Tezcan GalvanizTezcan Galvanizli Yapı Elemanları A.Ş. işyerindeyürütülün örgütlenme faaliyeti sonucunda yapılan başvuruneticesinde Bakanlık 17.04.2008 tarihli olumluyetki tespiti yazısıyla işyerinde gerekli çoğunluğu sağladığımızıbelirtmiştir. Bakanlığın olumlu yetki tespitinekarşı işveren itiraz etmiştir. Yerel mahkemenin lehimizeverdiği karar yerel mahkeme işyerinde gerekliçoğunluğu sağladığımızın tespiti ile davanın reddinekarar vermiştir. Karar işveren tarafından temyiz edilmişolup dosya Yargıtay’dan gelmiştir.Gama ReklamcılıkGama Reklamcılık San. ve Tic. Ltd. Şti. işyeri ileilgili işkolu itirazı davası lehimize sonuçlanmış olupmahkeme kararı Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiştir.Yön TeknikYön Teknik Oto Yedek Parça San. işyeri ile ilgiliişkolu itirazı davası devam etmektedir.Yeni Seçilen TemsilcilerimizAD DEMİREL ÇELİK KONST. MAKİNA SAN. A.ŞBaştemsilci: Hakan AkyolTemsilci: Rahmi ElmasTemsilci: Mehmet Ali BayrakABB ELEKTRİK SAN. A.Ş. (Dudullu)Baştemsilci: Hüsnü AtasoyTemsilci: Ümit KayaTemsilci: Murat YılmazAS RABAK ELEKT.BAKIR TEL ÜRETİM İŞLET.SAN. VE DIŞ TİC. A.Ş.Baştemsilci: Hasan SadıçTemsilci: Abbas ÇağanTemsilci: Hıdır SelmanYeni seçilen baştemsilci ve temsilcilerimize, başarılardiliyoruz...THY Çağrı Merkezi’nin kapatılmasıve çalışanlarının işsiz bırakılmasıkararı, THY yönetiminin yüzkarasıdır.www.havais.org.trYENİ YAYINLARIMIZDANYayınlarımızın tümünü internet sitemizden okuyabilir,kendi bilgisayarınıza kaydedebilirsiniz.. www.birlesikmetal.org
18Birleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 2008İzmirde 12 Eylül MitingiKonfederasyonumuz DİSK’in 12 Eylül1980 Askeri Darbesi’nin 28. yıldönümüsebebiyle düzenlemiş olduğu miting;13 Eylül Cumartesi günü İzmir AlsancakGündoğdu Meydanı’nda yapıldı.Onbinlerin katıldığı Miting’e; GenelBaşkanımız Adnan Serdaroğlu, GenelSekreterimiz M. Selçuk Göktaş, GenelÖrgütlenme Sekreterimiz Özkan Atarve Genel Eğitim Sekreterimiz CelalettinAykanat’la birlikte 400 üyemizincoşkuyla katılımı sağlandı.Miting’de; “12 Eylül’e af yok, mücadeleyedevam”, “12 Eylül zincirini kıralım”,“Yoksulluğa, adaletsizliğe hayır”pankartları açıldı. Miting; Suavi, OnurAkın ve Yavuz Bingöl’ün türküleriyleson buldu.İZMİR ŞUBE’den2008-2010 dönemi toplu iş sözleşmesi başlayacak olan ZF Lemförder işyerimizdekiTİS Komitesi ve üyelerimizle, Şube Başkanımız Ali Çeltek ve TİSUzmanımız Mehmet Beşeli’nin katılımıyla 26.10.2008 tarihinde Şubemizdeyapılan toplantıda TİS taslak çalışması gerçekleştirildi. Sabah 10.00’da başlayantoplantı 15.00’de sona erdi.Sendikamızın almış olduğu karar gereği her Cuma yapılması gereken eylemler,şubemizde örgütlü MESS’e bağlı işyerlerinde devam etmektedir.İzmir Gaziemir Ege Serbest Bölgesinde faaliyet gösteren Delphi <strong>işçileri</strong>,üç vardiya halinde protesto yürüyüşleri gerçekleştirildi. MESS’in dayatmalarınaöfkeli işçiler, gece 23.00-07.00 vardiyasındaki işçiler işten çıktıktan sonrafabrikanın önünde, 07.00-15.00 vardiyasında çalışanlar da serbest bölgegirişinde servislerden inerek fabrikaya kadar sloganlarla yürüdüler.Öğleden sonra 15.00-23.00 vardiyasında çalışan işçiler de yine serbestbölge girişinde servislerden inerek şube pankartımız ve flamalarımızla serbestbölge içinden fabrikaya kadar sloganlarla yürüdüler.Yürüyüş sırasında 15.00-23.00 vardiyasına gelen LİSİ-FTB <strong>işçileri</strong> deservislerden inerek Delphi <strong>işçileri</strong>ne destek verdi. Yürüyüş serbest bölgedeyankılandı. Türk <strong>Metal</strong>’e üye Cevher, Ege Fren, Ege Endüstri <strong>işçileri</strong> fabrikabahçesine çıkarak eylemimizi ilgiyle izlediler. Serbest bölgede faaliyet gösterendiğer fabrikaların <strong>işçileri</strong> de eylemimize alkışlarla destek verdi.ESKİŞEHİR ŞUBE’denEskişehir Şubemizdeörgütlü Demisaş işyerindeher yıl gelenekselolarak düzenlenen işyeripiknikleri yapıldı.27 Temmuz, 3 ve 10Ağustos tarihlerinde üçhafta sonu ardı ardınayapılan pikniklerde işçilereş ve aileleri ile birliktegönüllerince eğlendiler.Orhangazi Çamlık PiknikAlanı’nda yapılan etkinliğe;Sendikamız Şubeyöneticileri de katıldılar.
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 200819ANADOLU ŞUBE’denAnkara’da Sincan Organize Sanayi Bölgesi’ndeTEGA MÜHENDİSLİK grevimiz sürmektedir.Şubemiz işyerlerinde MESS Grup Toplu İş Sözleşmesiile ilgili üyelerimizle yaptığımız bilgilendirmetoplantıları devam etmektedir. Yücel Boru, ÇemaşDöküm, Başöz Enerji, Koluman-Kögel ve SCTFilitre <strong>işçileri</strong>, Şube Başkanı ve Şube Sekreterimiztarafından ziyaret edilerek, üyelerimizin görüş veönerileri alındı.Ayrıca Merkez Toplu İş Sözleşmesi Komisyonumuzunönerileri sonrasında Genel Yönetim Kuruluncaalınan kararlar doğrultusunda işyerlerimizde;Cuma eylemlilikleri devam etmektedir.Çimsataş’ta işveren tarafından teklif edilen esnekçalışma kabul edilmedi. Genel Sekreterimiz M.Selçuk Göktaş, Şube Başkanı Seyfettin Gülengül veŞube Sekreterimiz Rasim Gündal, 3 gün üst üste işyerinegiderek yaşanan sorunun çözümü için görüşmeleryaptılar ve üyelerimizle birlikte oldular.Doğan Grubu Yöneticilerineİşçilerden Suş DuyurusuNiğde’de kurulu bulunan DİTAŞ-DOĞAN YEDEKPARÇA fabrikasında çalışan, Birleşik <strong>Metal</strong> İş Sendikasınaüye işçiler, Genel Müdür Yücel Göher ve işyeri yöneticilerihakkında suç duyurusunda bulundular.DİTAŞ-DOĞAN işvereni, Birleşik <strong>Metal</strong> İş üyesi<strong>işçileri</strong> işten çıkarma tehdidi ile sendikalarından istifayazorlayarak, taşeron sendikaya üye olmayı dayatıyor.Neler yaşanmıştı:Birleşik <strong>Metal</strong> İş, DİTAŞ-DOĞAN işyerinde 2000yılında üyelik yapmış ve o tarihlerde sendikal örgütlenmeyiengellemek için işyerinde oluşturulmuş olan taşeronsistemine rağmen 8 ay süren bir direnişin ardından toplusözleşme yetkisi almıştır.İşçilerin iradesi açıkça ortada olmasına rağmen, DoğanGrubu yöneticileri bu iradeyi tanımazdan gelmişlerve sendika ile hiçbir görüşme yapmadan işyerinin greveçıkmasına neden olmuşlardır.2002 yılının Temmuz ayında başlayan grev, 8 ay sürmüş;grev esnasında işveren her türlü kanunsuz girişimebaşvurmaktan çekinmemiş ancak sonunda toplu iş sözleşmesiimzalanmıştır.İişyerinde Birleşik <strong>Metal</strong> İş’in varlığını hazmedemeyenDİTAŞ-DOĞAN yöneticileri, sendika üyesi olmayanişçilere yüksek ücret uygulaması ile <strong>işçileri</strong> bölmeyeçalışmışlar; sendikamızın açtığı dava sonucu, sendikalıişçilere yüksek miktarlarda tazminat ödemeye mahkumolmuşlardır.Bu mahkumiyet ile gelen yüksek maliyetler DoğanGrubu yöneticilerinin gözlerini karartmış ve tüm tarihiSonuçta; gönüllülük esasına dayalı işyerindenayrılmak isteyen <strong>işçileri</strong>n kendi başvuruları sonucubirkaç üyemiz işten ayrıldı.DİTAŞ işyerindeki üyelerimiz Şube Başkanımıztarafından sürekli olarak ziyaret edilerek genel durumdeğerlendirme toplantıları düzenlenmektedir.İşyeri Genel Müdürünün üyelerimize yönelik sendikadanistifa baskısı ve Türk <strong>Metal</strong> temsilcilerihakkında bir basın açıklaması ve suç duyurusundabulunuldu.Ditaş İşçileribaskılar karşısındaYılmıyorlarişverenlerin bekçiliğini yapmakla dolu olan, taşeron örgütTürk <strong>Metal</strong>’i işyerine sokmuşlardır. İşyerinde çalışan <strong>işçileri</strong>insanlık dışı baskılarla sindirmeleri sonucu ve toplu işsözleşme kapsamının dışında bulunan beyaz yakalı çalışanlarıTürk <strong>Metal</strong>’e üye olmaya zorlayarak aldıkları topluiş sözleşmesi yetkisiyle 3 yıllık bir toplu iş sözleşmesiimzalayarak DİTAŞ <strong>işçileri</strong>ni sendika hakkından mahrumbırakmışlardır.İşyerinde çalışan Birleşik <strong>Metal</strong> İş üyeleri, sendikalarındanimzalanan toplu iş sözleşmesine rağmen istifaetmemişlerdir. Ancak son dönemde, başta genel müdürYücel Göher olmak üzere diğer işyeri yöneticileri, Türk<strong>Metal</strong>’in temsilcileriyle birlikte işyerinde terör estirmeyebaşlamışlar, tehdit yoluyla <strong>işçileri</strong> Birleşik <strong>Metal</strong>’den istifayazorlamaktadırlar.Suç işliyorlarBu uygulamalar, T.C. Anayasa’sına, Sendikalar Yasasınaaykırıdır. Türk Ceza Kanunu’nun118. maddesine göre bir kimseninsendikaya üye olmamaya, sendikanınfaaliyetlerine katılmamaya veya sendikadanistifa etmeye zorlanamayacağıbelirtilmiş aksi davranışlar cezaiyaptırıma bağlanmıştır.Sendikamız, bu ihlali tespit ettirmekve Doğan Grubu yöneticileri veTürk <strong>Metal</strong> temsilcilerinin yasaya vehukuka aykırı eylemlerin cezasız kalmamasıiçin 10 Eylül 2008 Çarşambagünü Niğde Cumhuriyet Savcılığınasuç duyurusunda bulunmuştur.Basın AçıklamalarımızdanDoğan-Erdoğan çatışması:İKİSİNİN DE DİBİ KARASiyasi iktidar tepeden tırnağa bulaştığı ve arkaarkaya patlayan yolsuzluk skandallarını ört bas etmekiçin Doğan Medya grubuyla polemik yaratarakgündemi saptırmaya çalışırken, diğer yandan dayapay bir basın özgürlüğü tartışmasıyla da kamuoyuoyalanmaya çalışılmaktadır.Almanya’da ortaya çıkan “Deniz Feneri” iddiaları,geçmişiyle ve bugünüyle gırtlağına kadar yolsuzluklarabatmış AKP’nin, ne ilk ne de son yolsuzluğuolacaktır. Bu böylece çok iyi bilinirken AKP’nin iktidaragelmesinde önemli payı olan ve yakın zamanakadar destekleyen Doğan Medya grubunun iddianameyisanki ilk yolsuzluk olayıymışçasına haberolarak yansıtması ise basın özgürlüğü konusunatamamen kendi çıkarları açısından yaklaştığının netbir göstergesidir.POAŞ özelleştirmesindeki yolsuzluklar söz konusuyken,sahibi olduğu gazetelerde sendikalaşmanedeniyle işten çıkartılan <strong>işçileri</strong>n anayasal haklarıihlal edilirken veya DİTAŞ Doğan A.Ş işyerinde çalışan<strong>işçileri</strong>n sendika seçme özgürlüğü en sert biçimdeyok edilirken basın özgürlüğünü unutanlarınşimdi çıkarlarına aykırı gelişmeler söz konusu oluncabasın özgürlüğünden söz etmeleri asla inandırıcıdeğildir.Banka ve işletme sahibi tekellerin medyayı ellerinegeçirmesiyle birlikte Türkiye’de halkın haberalma özgürlüğü medya patronlarının alacaklarıihalelere bağlanarak tamamiyle yok edilmiştir. Liberalleşmeadı altında tüm haber kaynakları bugrupların, pastadan pay alma savaşının bir parçasıhaline gelmiştir. Bugün kamuoyunun gözleri önündegerçekleşenler kayıkçı kavgasından başka bir anlamtaşımamaktadır. Bu nedenle her iki tarafın kısabir süre sonra ortak çıkarlar etrafında buluşarak kolkola girmelerine de kimse şaşırmamalıdır.İmzalanan TİS’lerPenta Elektronik’te anlaşmaİstanbul 1 Nolu şubemize bağlı, yeni örgütlendiğimizPenta Elektronik işyerinin ilk toplu iş sözleşmesi24 Eylül 2008 tarihinde anlaşma ile sonuçlandı.Varılan anlaşma ile Penta <strong>işçileri</strong>nin aylık gelirlerindeyüzde 30,55 oranında artış gerçekleşmiş oldu.Ortalama net ücreti 650,00 YTL olan işyerinde buartış net 200,00 YTL lik bir artışa denk düşüyor.Anlaşma ile birinci yıl ücretlere yüzde 12 zamyapıldı; birinci yıl 30, ikinci yıl 48 ve üçüncü yıl 60günlük ikramiye kazanıldı ve her ay ücret ödemeleriylebirlikte ödenmek üzere net 60,00 YTL’lik sosyal ödemeelde edildi.
Birleşik <strong>Metal</strong>-İş20 Kasım 2008İşyeri Eğitimlerimizdevam ediyor1 NOLU ŞUBE, ABB DUDULLUMESS Grup Toplu İş Sözleşmelerindeki uyuşmazlık aşaması nedeniyle ara verdiğimizprogramlı eğitimlerimiz dışındaki fırsat eğitimlerimiz devam ediyor. Şubeve işyerlerinden gelen talepler üzerine bu dönemde üye veya komite eğitmleri yapılıyor.1 No’lu Şubemize bağlı ABB Dudulu işyerindeki üyelerimizle 14 Eylül 2008tarihinde bir eğitim gerçekleştirildi. Genel Merkez Kemal Türkler Salonunda yapılanve saat 13.00’da başlayıp 17.00’a kadar devam eden eğitime toplam 63 üyemizkatıldı.Eğitimin açılışını Şube Başkanı Kemal Coşkun yaptı. K.Coşkun yaptığı açılışkonuşmasında kısaca toplantının gereğini ve programı özetledi ve sunum yapacakuzmanları tanıttı.Eğitimin ilk bölümünde İletişim Uzmanı Erçin Kimmet “İletişim ve İletişiminTemel Unsurları” başlıklı bir sunum yaptı. Gündelik hayatımızın ve sendikal yaşamınbir parçası olan iletişim konusunda kullandığımız dil, beden dili ve yaptığımızhatalarla, eksikleri çarpıcı örneklerle anlatan E.Kimmet, daha sonra yine çok çarpıcıörneklerle algılama ve iletişimde ortak mücadele alanındaki doğru davranışlara değinereksunumunu tamamladı.Eğitimin ikinci bölümünde ise Eğitim Uzmanı Gökhan Düren “Sendikal Mücadelemizve Anlayışımız” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Oldukça canlı geçen bubölümde de üyelerimizin soru ve katkıları sunumu zenginleştirici nitelikteydi.Son olarak Şube Başkanı Kemal Coşkun, işyeri temsilcileri Hüsnü Atasoy veMahir Çolak kürsüye gelerek işyeriyle ilgili değerlendirmeler yaptılar ve üyelerlebirlikte işyeri sorunlarını görüştüler.12 Ekim Pazar günü yine 1 No’lu Şube ve ABB Dudulu işyerinde yeni oluşturulanİşyeri Komitesine yönelik bir eğitim yapıldı. şube binasında gerçekleştirileneğitimde “İşyeri Komitelerinin Kuruluşu, Görev ve Sorumlulukları” başlıklı bir eğitimyapıldı ve daha sonra işyerindeki güncel sorunlar ve MESS TİS görüşmelerineyönelik değerlendirmeler yapıldı.KOCAELİ ŞUBE, TEZCAN GALVANİZKocaeli Şubemize bağlı ve yeni örgütlenerek Yetki Tespiti Davasını kazandığımızTezcan Galvaniz işyerindeki üyelerimize yönelik bir eğitim yapıldı.19 Ekim 2008 tarihinde gerçekleştirilen eğitim yoğun katılım nedeniyle Teksifsendikasının büyük toplantı salonunda yapıldı. Şube Başkanı Hami Baltacı, ŞubeSekreteri Telak Çelik ve Eğitim Uzmanı Gökhan Düren’in katıldığı toplantıda T:Çelik herkese hoş geldiniz dedikten sonra sözü H. Baltacı’ya bıraktı. Şube BaşkanıH. Baltacı yetki sürecini kısaca değerlendirip son gelişmeler hakkında üyelerimizbilgilendirdikten sonra da eğitim uzmanına bıraktı.G.Düren sunumunda önce kısaca hukuksal süreci ve bundan sonra gerçekleşmesimuhtemel prosedürü özetledikten sonra, “Sendikal Anlayışımız ve İlkelerimizi” içerenbir sunum yaptı.Daha sonra şube yöneticilerinin de katıldığı kapanış bölümünde ise üyelerimizinsoruları cevaplandırıldı. Saat13.30’da başlayan ve üyelerimizin büyük bir katılım veilgiye izledikleri toplantı saat 16.00 da sona erdi.1 NOLU ŞUBE, GÜRSAŞ1 No’lu Şubemiz bünyesinde yeni örgütlenme çalışması yaptığımız ve yetki tespitbaşvurusunda bulunduğumuz Gürsaş işyerindeki üyelerimizle temel sendikalkonularla ilgili bir bilgilendirme eğitimi gerçekleştirildi. 2 Kasım Pazar günü şubebinasında yapılan eğitime hemen hemen üyelerimizin tamamı katıldı.Şube yöneticileri Başkan Kemal Coşkun ve Şube Sekreteri Yaşar Cihan’ın kısabirer konuşma yaparak üyelerimize “merhaba” dediği eğitimde birinci bölümde‘Sendikal anlayış, ilke ve tarihimiz” anlatıldıktan sonra, ikinci bölümde “Örgütlenmesüreci ve bekleyen görevler” ile ilgili bir sunum yapıldı.Birleşik <strong>Metal</strong>-İş & IG-<strong>Metal</strong> SendikasıOrtak Gençlik SemineriBirincisi Ekim 2007’de Gönen’de yapılan ortak eğitim seminerinin ikincisiplanlandığı gibi 22-29 Haziran 2008’de Almanya’da yapıldı.Seminere Sendikamızın örgütlü olduğu, AREVA DELPHİ, ZF LEMFÖR-DE, PRYSMİAN, GRAMMER, SÜSLER, DEMİSAŞ, SİO, BOSAL-MİMAY-SAN ve ASEMAT işyerlerinden genç işçiler katıldılar.Ayrıca Tekstil Sendikasından iki kişi (Bursa) katıldılar.Seminer sürecinde,-AB amaçları ve bizlerin AB konusundaki tavrı,-Kardeş sendikamız IG <strong>Metal</strong> Genel Merkezinde Uluslar arası İlişkiler Bölümübaşkanı ile sendikaların uluslar arası alanda ortak çalışmasının durumu vegeleceği,-Saarbrücken’deki ZF fabrikasını ziyaret ve Avrupa İşyeri Komitesi çalışmasıve bizim bunlardaki yerimiz, ortak mücadele konuları,-Her iki ülkedeki Grev ve TİS yasaları, <strong>işçileri</strong>n greve hazırlanmasında Türkiyeörneği,-Nürnberg’deki Bosch fabrikasına gezi. İşyeri İşçi Temsilciliği ve GençlikTemsilciliğinin çalışmaları; IG <strong>Metal</strong>’in “kiralık işçi”ler sorunu ile ilgili “eşit işeeşit ücret” temelindeki örgütlenme kampanyası; IG <strong>Metal</strong> Bavyera BölgesininGenel Kuruluna katılma ve ortak çalışma üzerine konuşma yapılması bu seminerinana halkasını oluşturdu.KOCAELİ ŞUBE, BAYSAN TRAFOKocaeli Şubemize bağlı Baysan Trafo işyerindeki üyelerimizle de gelen talepüzerine 30 Ekim Perşembe günü eğitim yapıldı.İşyeri yemekhanesinde işverenin de onayıyla yapılan eğitim üç ayrı vardiya olarakgerçekleştirildi. Endüstriyel İlişkiler, Çalışma Barışı ve sendikal anlayışımızınanlatıldığı toplantılarda Şube Başkanı Hami Baltacı da üyelerimize seslendi. “İşyerindekisorunların birlikte karşılıklı anlayış içerisinde çözüleceğine inandığını belirtenŞube Başkanı çalışma hayatında herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerinegetirirse sorunların en aza ineceğini ve hak almanın kolaylaşacağını dile getirdi.
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 2008 21Sendikamız ev sahipliğinde, EMF üyesi Akdeniz ülkeleri, bir araya geldiGenişletilmiş Akdeniz Ülkeleri ToplantısıEMF üyesi Akdeniz ülkelerinin bir araya geldiği “GenişletilmişAkdeniz Ülkeleri Toplantısı” 6-7 Kasım tarihlerinde gerçekleştirildi.Sendikamızın ev sahipliğini üstlendiği toplantıya Fransa,İtalya, İspanya, Portekiz ve Türkiye’den sendikacılar katıldı.Toplantının ana başlıkları Küresel kriz karşısında işçi sınıfınındurumu, güvencesiz çalışma, göç ve çok uluslu şirketlerde örgütlenmesürecinde sendikal dayanışma konularıydı.Toplantıda yapılan basın açıklamasında Genel BaşkanımızAdnan Serdaroğlu, dünyanın her yerinde sermayenin kriz gerekçesiyleemekçilerin kazanılmış haklarına saldırmaya başladığı bugünlerde birçok ülkenin sendikalarıyla ortak bir mücadelenin önünüaçacak bu toplantının önemine dikkat çekti.Kapitalizmin, tarihinin en büyük prestij kaybına uğradığınısöyleyen Serdaroğlu, uluslararası mücadelenin bu dönemde dahabüyük önem kazandığını vurguladı:“Tarihsel olarak işçi sınıfının genetik kodlarında bu mücadeleyöntemleri vardır. Yeter ki bizler bunu harekete geçirecek inanç vekararlılığı hep birlikte gösterelim. Kapitalizmin delinen teknesinitamirini bize yüklemeye çalışanlara karşı bu genetik kodlarımızıkullanmaktan geri durmayacağız.”Mücadele EnternasyonalEMF, Birleşik <strong>Metal</strong>-İş ve Limter-İş Sendikaları biraradaydı12-19 Ekim tarihleri arasında İstanbul’agelen Almanya ve İsveç’li sendika temsilcilerive “Temiz Giysi Kampanyası - CCC”’ninbazı üyeleri değişik yerlerde görüşmelerve ziyaretler yaptılar.Ver.di Sendikasının temsilcilerinin veUluslararası alanda elde edilen tecrübelerinişçi sınıfının ortak malı haline gelmesiiçin mücadele eden ve bu çerçevede birdizi uluslararası konferans ve toplantıdüzenleyen TIE-Enternasyonal 16 Ekimgünü sendikamızı ziyaret ederek GenelSekreterimiz Selçuk Göktaş ile de görüştüler.Bu görüşmede Coğrafyamızda işçihareketinin yaşadığı sorunlar ve bunlarkarşısında tavrımızı sordular.Bu konuda verilen detaylı cevaplardansonra, yasaların olumsuz durumunarağmen örgütlenmenin mümkün olduğunu,bunun için gerekli azmin yanı sıra,örgütlenmede dikkat edilecek hususlar ilemücadelenin Enternasyonal bir karaktertaşıdığını, bunun için daha çok ortak mücadeleverilmesi gerektiği tespit edildi.Torinoda FIOM toplantısı5-6 Eylül tarihlerindeFiat ve yan sanayinde örgütlüdeğişik ülkelerdekisendikalar Torino’da biraraya geldiler.Örgütlenme GenelSekreterimiz ÖzkanAtar’ın katıldığı toplantınınamacı; EMF, IMFve FIOM’un başlatacağı,tüm ülkeleri kapsayanbir uluslararası çerçevesözleşme mücadelesininörgütlenmesi olarak belirlenmişti..Katılan sendikalar, kendi ülkelerindeki sendikal durum vegelişmeler hakkında sunumlar yaparak, bilgi paylaşımındabulundular.EMF Tersane Komitesineev sahipliği yaptıkAvrupa <strong>Metal</strong> İşçileriFederasyonu(EMF)’nun her yıl başkabir ülkede düzenlenen Tersane Komitesitoplantısı bu sene Tuzla’da yaşananiş cinayetlerine dikkat çekmek amacıylaTürkiye’de gerçekleştirildi.Toplantıya EMF üyesi olması nedeniyleBirleşik <strong>Metal</strong> İş Sendikası ev sahipliğiyaptı.İspanya, Finlandiya, Fransa, Almanya,İtalya, Hollanda, İngiltere ve Türkiye’dengemi inşa sektöründeki sendikaların biraraya geldiği toplantıda Tuzla TersanelerBölgesi’nde yaşanan sorunların tartışılmasınave çözüm önerilerine geniş yerayrıldı.İlk gün oturumu Limter-İş Sendikasının Türkiye’degemi inşa sektöründeki<strong>işçileri</strong>n durumu başlıklısunumuyla başladı ve güniçindeki tartışmalar büyükoranda Tuzla’ya ayrıldı.1980’den bu yana sermayebirikimi süreci ve Tuzla’daiş güvenliği ve işçi sağlığıkoşullarının aktarıldığı sunumailgi büyüktü.İkinci gün tartışmalarında ise Avrupagemi inşa sektöründeki son durum gündemdeydi.Birinci günün sonunda gerçekleştirilenbasın açıklamasında EMF, Birleşik<strong>Metal</strong>-İş ve Limter İş sendikaları ortak birbasın metni okudular. Basın açıklamasındagüvencesiz çalışmaya karşı alınmasıgereken ortak tutum, Tuzla’da yaşanan işcinayetleri ve sendikal hak ihlallerinin biranönce durdurulması vurgusu yer alıyordu.Komitenin üçüncü gününde DearsanTersanesi’nde direnişini sürdüren LeventAkhan ziyaret edildi ve ardından DesanTersanesi gezildi.
22Birleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 200831 Eylül-7 Ekim: Güvencesiz Çalışmaya Karşı Ortak Eylem HaftasıGüvencesiz ÇalışmayaHayır!Ortak Mücadele gerekliliğiUluslararası <strong>Metal</strong> İşçileri Federasyonu (IMF)’nin2007 yılı içerisinde üye sendikaları ile yaptığı anketçalışması sonucunda ortaya çıkan “İstihdam UygulamalarındakiDeğişiklikler ve Güvencesiz ÇalışmaAraştırması” sermayenin işçi sınıfını her geçen gündaha da güvencesizleştirmek için kullandığı yöntemleriaçık bir şekilde göstermiştir.Anketi yanıtlayan sendikalardan yüzde doksanı sonyıllarda güvencesiz işçi sayısının arttığını ve <strong>işçileri</strong>nson on yıl içerinde kendilerini daha az güvende hissettiklerinibelirtmeleri işçi sınıfı açısından kaygı vericidir.İşçi sınıfının ürettiği artı değere el koyarak sermayebirikimini arttıran kapitalistler “maliyet kalemi” olarakgördükleri <strong>işçileri</strong> güvencesizleştirerek ücretlerive sosyal hakları aşağıya çekmeye çalışmaktadır. Busüreçte karşımıza çıkan tablo ise istihdam uygulamalarınınhızla değişmesi ve sürekli ve kadrolu işlerin azalmasıolmaktadır.31 Eylül-7 Ekim haftasının IMF tarafından GüvencesizÇalışmaya Karşı Ortak Eylem Haftası olarakbelirlenmesinin arkasında bu eğilim yatmaktadır. Aynıişyerinde kadrolu, taşeron, sözleşmeli ya da geçici olarakfarklı sosyal haklara sahip işçiler çalışmakta, budurum işçi sınıfının ortak mücadele etmesinin önündeengel oluşturmaktadır.Bu nedenle güvencesizlik sadece güvencesiz koşullardaçalışan <strong>işçileri</strong>n değil tüm dünya işçi sınıfınınsorunudur.Isuzu’da EylemBu gerçekliğin bilincide olan sendikamız dünyadabirçok sendikanın eylem ve etkinlikler düzenlediği 31Eylül -7 Ekim haftasında ISUZU işyerinde bir eylemdüzenlemiştir. Buna ek olarak 2008 yılı içerisinde sendikamız“Küçük ve Mikro İşletmelerde SendikasızlığınNedenleri” isimli bir araştırma çalışması yürütmüştür.Çalışmada güvencesiz çalışma sorunu örgütlenme eksikliğiüzerinden ele alınmıştır.Ortak eylem haftasının bizim açımızdan bir diğeranlamı ise MESS ile toplu sözleşme sürecimizde karşımızaçıkan esneklik uygulamalarına karşı verdiğimizmücadele ile birleşmesidir.Arjantin: Arjantin Cumhuriyeti <strong>Metal</strong> Sanayi İşçileri BirliğiASMIRA, 8 Ekim günü Mercedes, Bragado, Chivilcoy veLuhan İşçileriyle bir toplantı düzenledi.Avustralya: Avustralya İmalat İşçileri Sendikası AMWUülkenin çeşitli bölgelerinde güvencesiz işçilerle toplantı düzenleyerekortak bir karşı çıkışın önemi anlatıldı. Çeşitli yerlerdekonuya ilişkin etkinlikler düzenlendi.Bangladeş: Hükümetin baskıcı yaklaşımı dolayısylahaftaya destek çok sınırlı koşullar altında gerçekleştirildi.Bangladeş <strong>Metal</strong> İşçileri Federasyonu ve Bangladeş <strong>Metal</strong>İşçileri Liginin ortaklaşa düzenlediği seminerin konusu:“Güvencesiz İşçilerin Örgütlenmesi” idi. 7 Ekim günü ise birbasın toplantısı düzenlendi.Beyaz Rusya: REPAM tarafından örgütlenen eylemeyetkililerce izin verilmedi. Devlet yetkilileri “eylemin yayalarınhuzurunu bozabileceğini” açıkladı. İşçilerin %90’ınınkısmi süreli ve geçici iş sözleşmeleri ile çalışıyor olmalarıişlerini kaybetmemek için eyleme katılmamalarına yol açtı.Belçika: CSC- <strong>Metal</strong> internetten kampanya malzemelerineulaşılmasını sağladı.Bulgaristan: <strong>Metal</strong>icy sendikası Bakanlığa hitaben biraçıklama gerçekleştirdi. 1-5 Ekim tarihleri arasında 200 <strong>Metal</strong>icyüyesinin katıldığı spor müsabakaları düzenlendi. Turnuvanınismi “Güvencesiz Çalışmaya Karşı Tüm DünyaylaBirlikte Ayağa Kalkalım” idi.Şili: FTC üyeleri güvencesizliğin yarattığı her türlü bölünmekonusunda bilgilendirildi.Kolombia: 7 Ekim günü UTRAMMICOL ve FETRAME-COL sendikalarının düzenlediği ortak yürüyüş gerçekleştirildi.Finlandiya: 7 Ekim günü, 12 örgütten oluşan, FinlandiyaSanayi Sendikaları Konseyi Finlandiya ana sermayelitüm şirketlere uluslararası çerçeve sözleşmeleri gündemlerinealmaları teklifinde bulundu.Almanya: IG<strong>Metal</strong>l politikacı ve işverenlerden insancabir yaşam konusunda daha fazla sorumluluk yüklenmelerinitalep etti.Macaristan: 7 Ekim’degerçekleştirilen mitinglere ülkeninheryerinde binlerce işçikatıldı. Eylemler yedi ayrı bölgedegerçekleştirildi. VASASüyelerini konuya karşı hareketegeçirme konusuna çokönem vermekte, ve bu haftanınsonrasında da eğitim seminerlerinedevam edilecek.Hindistan: 6 Ekim günüdüzenlenen gösterilere Sözleşmeliİşçiler Sendikası BHEL,Demir, Çelik İşçileri SendikasıSMEFI ve Hindistan Ulusal<strong>Metal</strong> İşçileri FederasyonuINMF <strong>işçileri</strong> katıldı. 2500 işçi-Güvencesiz Çalışmaya Hayır Haftası’nıDünya Sendikaları Nasıl Geçirdinin katıldığı eylem izinsiz olarak gerçekleştirildi. Bunun yanısıra 4 ve 7 Ekim günler de çeşitli gösteriler düzenlendi.Endonezya: 7 Ekim günü Lomenik tarafından düzenleneneylemlere 1000’in üzerinde işçi katıldı. 14 Ağustos günüFSPMI tarafından güvencesiz çalışmaya karşı düzenleneneylemlere 10000 işçi katılmıştı.İtalya: FIOM Ulusal Kongresi 400 delegenin katılımıyla2 Ekim günü gerçekleştirildi. Toplantı süresince ana başlıkgüvencesiz çalışma idi. 100.000 metal işçisi ile yapılananket sunuldu. 6 Ekim günü ise 6 farklı bölgede eylemleryapıldı.Japonya: 2000 işçinin katılımyla 9 Ekim günü bir konferansve ardından yürüyüş düzenlendi.Malezya: Malezya Sendikalar Kondgresinin ortaklaşadüzenlediği eyleme 1000 kişi katıldı.Nepal: NFLC tarafından 30 Eylül günü gerçekleştirleneylemin ardından hafta boyunca atölye çalışmaları düzenlendi.Norveç: 30 Eylül’de Fellesforbundet İnsana Yakışır İşüzerine bir seminer düzenledi.Pakistan: 7 Ekim günü Pakistan İşçileri FederasyonuPWF 200 kişinin katıldığı bir eylem düzenledi.Filipinler: 2-7 Ekim arasında MWAP tarafından bölgeseletkinlikler düzenlendi. 8 Ekim günü Toyota <strong>işçileri</strong> fabrikanıniçinde bir eylem düzenledi.Polonya: Hükümete güvencesiz çalışmanın etkileri ileilgili mektuplar yazıldı.Romanya: 5 Ekimde bir basın toplantısı ve 7 Ekim’deAnayasa Mahkemesinin önünde yürüyüş gerçekleştirildi.Rusya: Moskova’da gerçekleştirilmek istenen yürüyüşepolis müdahale etti. 2000 kişilik grubun önü kesildi. Bunarağmen eylem gerçekleştirildi. MMWU sendikası bütün engellemelererağmen ülkenin 85 ayrı noktasında hafta içerisindeeylem ve etkinliklerini sürdürdü.Güney Kore: 1 Ekim günü KMWU sendikası üyeleriheryerde güvencesiz çalışma ile ilgili bildirileri dağıttı. 7Ekim günü yedi böldede Çalışma Bakanlıkları önünde eylemlergerçekleştirildi. 10 Ekim günü Seoul’de geniş katılımlıbir yürüyüş gerçekleştirildi.Sri Lanka: 30 Eylülden itibaren bir imza kampanyasıbaşlatıldı. 5 ve 6 Ekim günleri JSS tarafından eylemler düzenlendi.3 Ekim günü SLNSS tarafından bir basın toplantısıdüzenlendi.Tayland: TEAM sendikası üyeleri 5 Ekim günü 3 km.’likbir yürüyüş düzenledi. Bazı üyeler bu eyeleme katılmak için150 km.’lik yoldan geliyordu. Eylemin ardından 300 TEAMtemsilcisi güvencesiz <strong>işçileri</strong>n sorunlarının tartışıldığı bir forumakatıldılar.Ukrayna: Uykrayna Sendikalar Federasyonu Kiev ÖzgürlükMeydanı’nda eylem düzenledi.Uruguay: UNTMRA 9 Ekimi eylem ve grev günü ilanetti.
Yaşanan krizle ilgili olarak düzenlediğimiz atölye çalışmasında, “Talep ve Mücadele Programı” belirlendiBirleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 2008 23KRİZ SERMAYENİN KRİZİ,FATURAYI BİZ ÖDEMEYECEĞİZ…Sendikamız, 31 Ekim-1 Kasım 2008 tarihlerinde biliminsanları ve DİSK ve Türk-İş bağlı bazı sendikaların katılımıile yaşanan krizle ilgili bir atölye çalışması yapmıştır.2 gün süren atölye çalışmasında; krizin nedenleri, işçisınıfına ve emekçilere nasıl yansıyacağı ve en önemlisi,bu dönemde <strong>işçileri</strong>n ve emekçilerin taleplerinin ve mücadeleprogramının neler olması gerektiği ayrıntılı biçimdetartışılmıştır.Bu tartışmalar sonucunda aşağıdaki; “TALEP ve MÜ-CADELE PROGRAMI”nın kamuoyuna açıklanmasınakarar verilmiştir.Birleşik <strong>Metal</strong>-İş, bu programda yer alan taleplerin hayatageçirilmesi mücadelesini sürdürecek, ayrıca programdoğrultusunda işçi ve memur sendikaları, meslek birliklerive emekten yana güçlerin bir araya gelmesi için girişimlerinebaşlayacaktır.2001 krizi sonrasındaki kayıplarımızı unutmadık. Yeniden yaşamamak için …“Talep ve Mücadele Programı”Biz işçiler, emekçiler, kadınlar, işsizler, üretici vetopraksız köylüler ve yoksul halk kesimleri olarak diyoruzki: Kriz sermayenin krizidir, faturayı biz ödemeyeceğiz.Emperyalist ülkelerde finans alanında patlak veren,kapitalizmin büyük krizlerinden biriyle karşı karşıyayız.Finans alanına yatırılan değerler, üretim sürecindeartı-değer sömürüsünden elde edilen değerlerdir. İşçive emekçilerin yarattığı artı-değeri yeniden üretimeyatırmak giderek güçleşmiş ve sermaye finansal alanayönelmiştir. 1970’lerde başlayan bu eğilim son dönemdehızlanmış ve finans balonu giderek şişmiştir. Şişenbalonun patlaması kaçınılmazdı ve sermaye kendidoymak bilmez hareketinin sonucunda krizle karşıkarşıya kaldı.Kriz, finans alanının krizi olarak görünmekle birlikteasıl olarak kapitalist üretimin krizidir. Ve krizin üretimalanındaki sonuçları şimdiden ortaya çıkmaya başladı.Sermaye yasal dayanak ve fiili uygulamalarla, herkrizde işten çıkarmalarla, reel ücretleri düşürerek, dolaylıvergileri arttırarak, sosyal hakları gerileterek, batanbankaların zararlarını toplumun sırtına yükleyerekfaturayı işçi sınıfı ve yoksul halka çıkarmaya çalışıyor.Bunun can alıcı sonuçlarını en son 2001 krizinde yaşadık.Sermaye bugün de işten çıkarmaları, sıfır zammı,ücretsiz izinleri, kazanılmış ekonomik ve sosyal haklarıngaspını gündeme getirmeye başlamıştır.Uyarıyoruz…Krizin faturasının, işçi ve emekçilere kesilmesineizin vermeyeceğiz.Çağrımızdır…Tüm sendikaları, demokratik kitle örgütlerini veemekten yana güçleri kapitalizmin krizinin sonuçlarınakarşı birlik olmaya ve mücadele etmeye çağırıyoruz.İstiyoruz:Krizde gasp edilmek istenen çalışmahakkımızı savunacağız:• İşten çıkarmalar, mevcut haklar korunarak, işyoğunluğu arttırılmadan, yasaklanmalıdır. Bu süreçteişten çıkarılanlar işlerine iade edilmelidir.• Çalışma süreleri ücret kaybı olmadan ve çalışmakoşulları ağırlaştırılmadan 40 saate düşürülmelidir.• Devlet, çalışmak isteyen herkese insan onurunayakışır bir iş garantisi vermelidir.• Çalışamayacak durumda olanların temel ihtiyaçlarınıkarşılayacak bir gelir sağlanmalıdır.• Taşeron sistemi, güvencesiz çalışma, geçici çalışmasözleşmeleri ve uygulamaları yasaklanmalıdır.• İş kazaları ve meslek hastalıklarına neden olanortamlara izin verilmemelidir.• İşsizlik fonunun sermaye ve devlete aktarılmasınason verilmeli; fondan yararlanma koşulları <strong>işçileri</strong>nlehine değiştirilerek, <strong>işçileri</strong>n ihtiyaçlarına aktarılmalıdır.İnsanca yaşamak istiyoruz.• Doğal gaz, elektrik, su, gıda, kira, ulaşım, eğitim,sağlık gibi temel ihtiyaçları karşılayan mal ve hizmetlereyapılan zamlar geri çekilmelidir.• İşçilerin ve emekçilerin kredi kartı borçlarına uygulananfaizler iptal edilmelidir.• Temel ihtiyaç mallarına konulan dolaylı vergilertamamen kaldırılmalı; varlıklı kesimler ve büyük şirketlerdenalınan vergiler arttırılmalıdır.• Asgari ücret vergiden muaf tutulmalıdır.• Kriz dönemlerinde küçük esnaftan vergi alınmamalı,stopaj uygulamasına son verilmelidir.• Mali disiplin uygulamaları kaldırılmalı, bütçedensermayeye değil emekçilere kaynak aktarılmalıdır.• Kriz sürecinin olumsuzluklarını daha fazla yaşayacakolan kadınların, özgül talepleri göz önünde bulundurulmalıdır.• Örgütlenme önündeki her türlü engel kaldırılmalıdır.Çağrımızdır…Bugün açık ki işçi ve memur sendikaları, meslekbirlikleri, emekten yana güçler, bütün örgütsüz kesimler,hepimiz bir araya gelmek, güçlerimizi birleştirmekzorundayız.2001 krizi sonrasındaki kayıplarımızı unutmadık.Yeniden yaşamamak için …İşçi sınıfının örgütlü ve örgütsüz tüm kesimlerinikapsayan, Enternasyonalist dayanışmayı güçlendirenbir mücadeleyi başlatmak üzere ilgili tüm kişi ve kurumlarıbir arada olmaya çağırıyoruz.
24Birleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 2008Kapitalizmin kriziveya otuz yıllık yalanın sonu...Fikret BaşkayaNeoliberalizm yalanıÖnce bir yalan ürettiler. Ürettikleri yalanınadı neoliberalizmdi. Bu amaçla bazı büyükÜniversiteler ‘pilot bölge’ seçildi. Yalanıüreten iktisat profesörlerine peş peşe NobelÖdülü verildi. Yalanın inandırıcı olması içinyalancının itibarlı olması gerekirdi. Malûm,‘sıradan birinin’ yalanına insanları inandırmakkolay değildir. Fakat yalan üretme işi sadecebir kaç üniversiteye ve piyasacı bir-kaç iktisatprofesörüne bırakılamazdı. Bu amaçla ‘uluslararası’denilen emperyalist örgütler [DünyaBankası, IMF, Dünya Ticaret Örgütü, OECD,vb.] seferber edildi. Bunlarla da yetinilmedi,büyük çokuluslu şirketler ve devletler tarafındanfinanse edilen bir sürü dernek, vakıf,araştırma enstitüsü ve tam bir ideolojik savaşmakinası olan think-tanklar devreye sokuldu...Fakat yalanın üretilmesiyle iş bitmiyordu,yalanın büyütülmesi ve yayılması da gerekiyordu.Bu amaçla medya seferber edildi.Geriye üretilen ideolojik tezlerin politikayla/politikacılarla bağının kurulması gerekiyorduki, 1979-80 den itibaren bu eşik de aşıldı.Artık yalancıların tek düşünce mertebesineyükselttikleri neoliberalizm denilen ideolojiksöylem hikmetinden sual olmaz bilimsel hakikâtlerolarak sunulabilirdi... Ve sunuldu...Devletin fonksiyonlarıPeki yalan kutusunda neler vardı? İlerisürülen argümanlar özetle şöyleydi: Ekonomiksorunların kaynağında ekonomiyeaşırıya vardırılmış devlet müdahaleleri var.Eğer devlet ekonomiye burnunu sokmazsa,yerli-yersiz müdahale etmezse, kaynak israfetmezse, kaynakların kullanımı kendi kendinidüzenleyen piyasaya bırakılırsa, işler yolunagirecektir. Ekonomik büyüme istikrarakavuşacak, işsizlik diye bir şey kalmayacak,enflasyon belası ilelebet gündemden çıkacaktır...O halde devlet aslî fonksiyonları [güvenlik,adalet, alt-yapı yatırımları, vb.] dışınaçıkmamalıdır.Oysa bu dünya’da kendi kendini düzenleyenpiyasa diye bir şey mümkün değildir.Böyle bir anlayış kapitalizm ve onun temeleğilimlerinden ve işleyiş mekanizmalarındanbî-haber olanlara mahsus bir kuruntudur. Birincisi,kapitalizm koşullarında kendi kendinidüzenleyen piyasa mümkün değildir. Dolayısıyladevlet müdahalesi olmadan ne piyasadiye bir şey var olabilir ne de işleyebilir; ikincisidevlet ve kapitalizm bir ve aynı şeydir...Kapitalizm varsa devlet de var ya da visaversa...O halde sorun ne idi? Bunca yalan vebunca çaba ne içindi? Elbette sorun devletinekonomiden elini çekmesi değildi, zaten‘eli oradan çıkarmak’ mümkün değildir. Testiyikırmadan içindekini çıkarmanın mümkünolmadığı durumdaki gibi... Amaç sermayeninönünü açmak, kâr oranlarını restore etmenin,daha çok kâr etmenin koşullarını yaratmaktı.İşte devlet bu amaç için, sadece buamaç için müdahale eder hâle getirilmeliydi.Bunun anlamı, bundan böyle devlet sadecesermayenin tek yanlı çıkarını gözetecek veo amaçla müdahale edecek demekti. Durumtam da böyleydi ama retorik farklıydı. Başkatürlü ifade etmek istersek, devlet sermayeninhareketini zorlaştıran düzenleme ve uygulamalarıtasfiye edecek, işte <strong>işçileri</strong>, küçük köylüleri,mütevazı toplum kesimlerini, vb. gözetensosyal ve ekonomik amaçlı müdahale vedüzenlemelerden uzak duracak. [unutmamakgerekir ki, söz konusu düzenleme, politika veuygulamalar birileri tarafından bahşedilmişde değildi, uzun ve zorlu mücadeleler sonucukazanılmış mevzilerdi...]Bu amaçla yapılması gerekenler de üçsloganla ifade ediliyordu: liberalizasyon, deregülasyon/dereglemansyonve privatizasyon.Bunlardan birincisi olan liberalizasyon,spekülatif olanı da dahil sermayenin hareketinekonan engellerin ve düzenlemelerintasfiye edilmesi, sermayenin istediği yereistediği gibi girip çıkabilmesi, hiçbir kısıtlamayamuhatap olmaması, kimseye hesapvermemesi; deregülasyon/dereglemantasyonsermayenin tek yanlı çıkarı dışında kalanalanlardaki ekonomik ve sosyal amaçlıdüzenleme ve politikaların tasfiyesi demeyegeliyor. Bunu sosyal nitelik taşıyan düzenlemelerinve kamu hizmetlerinin tasfiyesi olarakda okuyabilirsiniz. Sermaye bu alandaharcanan kaynağa el koymak için böyle birideolojik manipülasyona ihtiyaç duyuyordu.Üçüncüsü olan privatizasyon da ekonomikamaçlı devlet işletmeleriyle, kamu hizmetlerininözelleştirilmesi demek. Devlet mülkiyetindekiişletmelerin özelleştirilmesi sermayeyebir değerlenme imkânı yaratırken, kamuhizmetlerinin özelleştirilmesi de sermaye içinbir taşla iki kuş vurmak anlamına geliyor. Birkere böylece sermaye daha az vergi vermeolanağına kavuşuyor [kamu hizmetlerinin finansmanıvergilerle yapıldığına göre], ikinciside önemli bir değerlenme alanına kavuşuyor.Daha önce sermayenin değerlenme alanı dışındakalan eğitim, sağlık, sosyal güvenlik,belediye hizmetleri, vb. büyük kârlar vadedenbir değerlenme alanı haline geliyor. Kapitalizminyapısal kriz dönemi sonrasında [1974-1975] asıl amaç sermayeye bir değerlenmealanı açmak olduğu halde, kamu hizmetlerininverimsizliği ve devlet iktisadi kurumlarınınmüsrifliğine dair sayısız yalan üretildi. Enflasyonununbaşlıca müsebbibi olarak gösterildi,vb...Kapitalizm neden krize giriyor vedaha fazlasını istiyor?O halde şu soru akla gelecektir: Sermayeninönü onca yıl bunca açılmışken, koskocadünyanın tüm beşeri ve doğal kaynaklarısermayenin sömürüsüne, yağma ve talanınasonuna kadar açılmışken, kapitalist sınıf veçevresi insan havsalasını zorlarcasına veancak skandal kelimesiyle ifade edilebilecekakıl almaz derecede zenginleşmişken vebütün bu çılgınlığın faturası işçilere, küçükköylülere, mütevazı insanlara, mülksüzlere,yeryüzünün lânetlilerine çıkarılmışken ve buda devasa ekolojik ve toplumsal kötülüklerpahasına gerçekleşmişken, kapitalizm nedenkrize giriyor ve daha fazlasını istiyor?Bu sorunun cevabını verebilmek için kapitalizminmantığını, işleyiş, ‘yasalarını’ vetemel eğilimlerini hatırlamak gerekir. Zira,söz konusu mantık ve işleyişe dayalı kapitalistsistem, ancak krizlerle yol alabilir, başkatürlüsü mümkün değildir. Marx’ın da zarif birşekilde ifade ettiği gibi, “kapitalist üretiminönündeki en büyük engel bizzat kapitalizminkendisidir.” Onca sömürü, yağma ve talandansonra sermaye sınıfı şimdi daha fazlasını istiyorve istemeye devam edecektir.Yaklaşık son otuz yıldır devlet müdahalelerinitüm kötülüklerin kaynağı sayıp lânetleyeniktisatçılar, politikacılar, yangına körüklegiden egemenlerin medyası, şimdilerde dedevlet müdahaleleri için aynı şeyi mi düşünüyor,aynı şeyi mi söylüyor?... Neoliberalyalanların pupa-yelken yol aldığı ve alternatifsiztek düşünce mertebesine yükseltildiğidönemde durum hiç de söylendiği gibi değildi.Devlet müdahaleleri sadece sermayesınıfının tek yanlı çıkarını gözettiğinde budevletin ekonomiden elini çekmesi olarak sunuluyordu...Şimdi sermayenin yeni dönemihtiyaçları için yeni bir devlet müdahalesi,müdahaleciliğin yeni bir versiyonu gündemegelecek... daha fazlası değil.Öyleyse bir hususa açıklık getirmek gerekiyor:Kapitalist üretim koşullarında devletmüdahaleleri ne anlama geliyor? Bir keredaha baştan bir yanlış anlamanın bertarafedilmesi gerekir. Devletin niteliği kapitalistolarak kaldıkça, başlıca üretim araçları daözel mülkiyet konusu olmaya devam ettikçe,ücretli kölelik rejimi köklü bir değişikliğe uğramadıkça,devlet müdahaleleri her zamanegemen sınıfın hizmetindedir... Başka türlüolabilir mi? Aksi halde egemenlik kategorisininbir değeri ve anlamı kalır mıydı?... Meselaözelleştirmeleri ele alalım: Genel olarak özelleştirmelerinsermaye lehine, devletleştirmelerin[kamulaştırma ve sosyalleştirme farklıkavramlardır] de sermaye aleyhine olduğunadair yaygın bir kanaat geçerlidir. Bir kısım solda bu görüşü paylaşıyor ne yazık ki... Oysakapitalist üretim tarzının geçerli olduğu koşullarda,özelleştirmeler ve devletleştirmelertamamıyla sermaye sınıfının konjonktürelihtiyaçlarının ve çıkarlarının ve sınıfsal güçdengelerinin bir gereği olarak gündeme gelir.Dolayısıyla ibre duruma göre bazen özelleştirmelerden,bazen de devletleştirmelerdenyanadır ve sermayenin bu tercihi sanıldığıgibi ideolojik olmaktan önce ekonomik niteliktedir.Elbette sermaye sınıfı ve bir bütün olarakburjuva sınıfı devletleştirmeler konusundao kadar da rahat değildir... Zira onlar bazışeyleri devletleştirirken başkalarının her şeyisosyalleştirmesinin önünün açılmasındankorkarlar. Devletleştirmeler egemen sınıfların‘kerhen’ yapmaya mecbur oldukları bir şeydir.Bir şeyin özelleştirilmesi kârın özelleştirilmesi,devletleştirilmesi de zararın sosyalleştirilmesidir.Şimdilerde zarar eden şirketleredevletin el koyup, kurtarması zararın sosyalleştirilmesi,zararın emekçi halk çoğunluğunaödetilmesidir. Devlet zarar eden bir şirketi almakiçin üç şey yapabilir: 1. Devlet bütçesinedayanır bu iç borçların artması demektir; 2.para basar bu enflasyon demektir; 3. Dışardanborçlanır her üçünde de fatura değerin,zenginliğin yaratıcısı işçi sınıfına, bir bütünolarak emeğiyle geçinenlere çıkar...Bu vesileyle bir hatırlatma yamamız gerekiyor.Bilindiği gibi devlet egemen sınıfın,kapitalist sınıfın, daha geniş anlamada burjuvazininbir egemenlik aracıdır ama aynızamanda bir politik mücadele alanıdır da.Dolayısıyla burjuva toplumunda da sömürülensınıflar, mücadeleyle kimi sınırlı mevzilerkazanabilirler nitekim kazandıkları da amabu mevziler birincisi asla taşı yerinden oynatamazlar,bu, devletin niteliği olduğu gibikalmaya devam ettikçe sanıldığından dahaaz önemlidirler; ikincisi, kalıcı değillerdir.Nitekim son yüz elli yılda, özellikle de ikinciemperyalistler arası savaş sonrası dönemdekazanılan mevzilerin birer birer düşürülmesisöylediğimizi doğrular niteliktedir.Kapitalizmin kendi suretindeyarattığı dünyanın krizi.Şimdilerde iflası ilan edilmiş olan neobiberalçılgınlığın geçerli olduğu dönemde,insanlığa iki şey teklif edilmişti: Ekonomikalanda piyasa ekonomisi, politik alanda daliberal demokrasi ve bunun dışında da birseçeneğin mümkün olmadığı, bunun tarihinsonu olduğu bile söylenmişti. Velhasıl sermayenintek yanlı çıkarına işleyen bir ekonomive tam bir seçim ve temsil mistifikasyonu, birtür sirk oyunu olan demokrasi oyunu... Şimdilerdeher ikisinin de foyası tüm açıklığıylaortaya çıkmış bulunuyor. Aslında söz konusuolan sadece bir finansal kriz değil, sadecereel ekonomiyi de kapsayan bir ekonomikkriz de değil, bu aynı zamanda sistemin tümveçhelerini, tüm kertelerini ve bileşenleriniangaje eden bir kriz. İşte gıda maddeleri krizi,enerji krizi, ekolojik kriz, iklim krizi, su krizi,sosyal kriz, etik [ahlâk] krizi... vb. Geriye birşey kalıyor mu? Esasen söz konusu olan kapitalizminkendi suretinde yarattığı dünyanınkrizi. Akıl hocaları ve onların aklıyla hareketeden politikacılar yeni bir ‘modeli’ dayatmaküzere kolları sıvamış görünüyorlar. İşte ekonomikbüyümenin sağlanması, ihracatınartırılması, vb. için önerilerde bulunuyorlar,bulunacaklardır. Kapitalizm koşullarında herekonomik büyüme ileri sürüldüğü ve yaygıninanç kategorisi haline getirildiği gibi dahafazla refah anlamına gelmiyor. Dolayısıylaekonomik büyüme eşittir kalkınma o da eşittirrefah denklemi tam bir safsatadan ibarettir.Bu temel yanılgıdan kurtulmak gerekir. Başkayerde ve defaaten yazdığım gibi, oradasöz konusu olan sermeyenin genişletilmiş ölçekteyeniden üretilmesidir ve asla kalkınmadeğildir. Üstelik o kadarı da sayısız sosyal veekolojik kötülükler pahasına gerçekleşebiliyor...Zaten kapitalizm koşullarında kalkınmadiye bir şey mümkün değildir. Bunlar sistemekısa vadede zaman kazandırabilir ama kriziaşmaya asla yeterli olmaz, olmayacak. Zira,kanser tüm bünyeyi çoktan sarmış, metastasilerlemiş durumda.Treni, kondüktörü ve personelive trenin istikâmetini değiştirmekgerekiyor...Durum böylesine vahim ve aciliyet kesbetmişken,başlıca iki türlü yaklaşım söz konusuolabilir: ısrarla ve ahmakça aldatılmaya,oyuna gelmeye devam etmek veya yalancılarınoyununu bozmak. Elbette bunların herikisi de mümkün ve her ikisinin de bir bedeliolacak. Muhtemel iki senaryonun ne olduğu,ne anlama geldiğine burada girmeyeceğim.Sadece şu kadarını söylemekle yetineceğim.Eğer bu kör gidiş vakitlice durdurulamaz ise,insanlığı bekleyen gelecek umut verici değil.Öyleyse daha geç olmadan üç şeyi: treni,kondüktörü ve personeli ve trenin istikâmetinideğiştirmek gerekiyor... Ve bu gayet mümkün.Şundan dolayı mümkün ki, eğer tüm buolup bitenler, tüm bu kötülükler ve saçmalıklarbirilerinin ‘bilinçli’ eyleminin sonucuysa,kendiliğinden, doğal, insanüstü güçlerin marifetideğilse ki, değildir, demek ki, başkalarınınbilinçli eylemiyle de pekâlâ başka şeylerde mümkündür, başka türlü de olabilir... Ozaman işe ‘sayın seyirci’ olmayı reddederekbaşlamak gerekecek...
Krizsınıf mücadelesi için fırsat olabilir!..Kriz, kapitalist sistemle özdeşleşmiş birdurumdur. K. Marx, kapitalist sistemde krizlerinbeklenmedik bir durum olmadığını, kapitalizminkrizler sonucunda çökeceği yönündebir beklentinin yersiz olduğunu ifade etmiştir.Marx’a göre kriz, sistemin çökmesi bir tarafa,kapitalist toplumun gelişmesini biçimleyen vedüzenleyen hareketin en açık şeklidir. Kapitalistsistemin özünü oluşturan sermaye birikimindekitıkanma, krizlerle birlikte yeniden yapılanankurumlar ve ilişkiler sayesinde kabuk yeniler vekapitalizm yoluna devam eder.K. Marx bir taraftan krizleri kapitalizminvazgeçilmez bir unsuru olarak tanımlarken diğertaraftan da krizlerin sınıfsal ayrışmayı ennet biçimiyle ortaya koyduğunu belirtir. Marx’agöre burjuva sınıfının proleteryayı sömürüsününtüm boyutlarıyla açığa çıkması anlamınagelen bu netleşme nedeniyle krizler, işçi sınıfıbilincinin ve sınıf mücadelesinin yükselmesiiçin fırsat yaratır.Aradan yüz elli yıllık bir süre geçmesinekarşın Marx’ın kriz analizlerinin bugün için deen temel yol gösterici olduğunu düşünüyorum.Zira, 20. yüzyılda yaşanan iki büyük krizde degörüldüğü gibi kapitalizm, üretim sistemi vedevlet başta olmak üzere tüm kurumlarıyla yenidenyapılandırarak kabuk yenilemiş ve yolunadevam etmiştir. Bunlardan birincisinde fordistüretim sistemi ve sosyal devlet anlayışı hakimolurken, 1970’lerde başlayan ve halen devametmekte olan krizde ise esnek üretim ve piyasadevleti yeniden egemen hale gelmiştir.Tarih, Marx’ın kapitalizmin gelişim süreçlerineve krize yönelik analizlerini doğrulamıştır.Ancak, 2. Enternasyonelle birlikte Marksizmdenönemli ölçüde kopan işçi sınıfı ve onun örgütüsendikalar, kapitalizmle mücadele bir tarafasistemle uzlaşma içerisine girerek neredeyseonun birer kurumu haline gelmiştir. Dolayısıyla,Marx’ın işaret ettiği, krizleri sınıf mücadelesiniyükseltmek için bir fırsata dönüştürme anlayışındançok uzak kaldıkları gibi sisteme bağımlıhale geldikleri için sistemle birlikte sistemingereklerine yanıt verecek doğrultuda dönüşmüşlerdir.Sonuç olarak da sendikalar ve onlarlabirlikte işçi sınıfı, gerek ekonomide, gerekse siyasettehiçbir etkinliğe sahip olmayan “edilgen”bir konuma gelmiştir.Türkiye’de de sendikaların krizler karşısındakikonumu farklı olmamıştır. Türkiye’deBu da “<strong>Metal</strong> İşvereni”nin gerçeği:Özgür Müftüoğlu / Evrensel -26.09.2008krizler karşısında sendikaların aldığı tavır enaçık biçimiyle 1994 ve 2001 krizlerinde görülmüştür.Her iki krizde de sendika(cı)lar, krizimücadelenin yükseltilmesi için bir fırsat olarakkullanmak yerine krizi, beceriksizliklerinin ( yada işbirlikçiliklerinin mi demek gerekir?) mazeretiolarak kullanmışlardır.1994 krizi sonrasında kamu <strong>işçileri</strong>nin topluiş sözleşmesinden kaynaklanan ikramiyehaklarının ertelenmesine onay verilmesi ya dayüz binlerce emekçinin işsiz kaldığı ücretlerinyarıya yakın değer kaybettiği 2001 krizindeSiteler esnafı kadar bile ses çıkarmayıp KemalDerviş’le görüşmeler sonrasında yapılan “fedakarlıkyapmalıyız” açıklamaları bunun ilk aklagelen örnekleridir.Dünya ve Türkiye yeni bir krizin belirginleştiğibir süreçtedir. Bu süreçte sendikalarınalacakları tavır nasıl olacaktır? Sendika(cı)lar,daha önce olduğu gibi krizi kendi çıkarlarınıkurtarmanın bir aracı olarak görüp, sermayeninkendilerine verdiği “<strong>işçileri</strong> uyutma” görevinimi yerine getireceklerdir; yoksa, Marx’ın işaretettiği gibi krizi işçi sınıfı mücadelesinin yükseltilmesiiçin bir fırsat olarak mı değerlendireceklerdir?1994 ve 2001 krizlerinde işbaşında olansendikacılarının önemli bir kısmının hala aynıkoltukta oturduğunu ve iş yasası, SSGSS, istihdampaketi, özelleştirmeler, kamu hizmetlerininpiyasalaşması gibi konularda gösterilen mücadelenindüzeyini düşününce, kendi adıma pekumutlu olmadığımı itiraf edeyim. Ancak, emekçilergeçmişte yaşananları da göz önüne alarak,mücadeleyi mevcut sendikal yapılara havale etmez,kendileri ve gelecekleri adına sendikalarınasahip çıkar ve mücadelede ellerini taşın altınakoyarlarsa işte o zaman her şey değişebilir(!)Sözün özü: Kriz, kapitalizmin koltuk değneğidir,sermayeye yeni sömürü olanakları sağlayarakonu ayakta tutar. Emekçiler için ise kriziki alternatif sunar: Eğer sisteme mahkum olunmuşsaemekçi için kriz, işsizlik, açlık, yoksullukve daha fazla sömürüdür. Ama sınıfsal çıkarlarınınfarkına varır, bağımlılık zincirini kırarsa vesınıf dayanışması içinde mücadeleye yönelirseemekçi için kriz işsizliği, açlığı, yoksulluğu vesömürüyü ortadan kaldırmak için önemli bir fırsattır(!)Tercih emekçilerindir…!Bakmayın siz “Kriz” söylemlerine... <strong>Metal</strong> işverenleri 2 ay kadar önce, kendigazetelerinde ne kadar büyüdüklerini anlatıyorlardı. 66 MESS üyesi işyeri, enbüyük 500 sanayi kuruluşu içinde yer alıyor.. Yoruma gerek var mı?TCK 118 UygulansınYörsan Gıda’da, Marmara Birlik’teTek Gıda-İş,Desa Deri Sanayi’de Deri-İş,Arkas Holding’te Liman-İş,Menderes Tekstil’de Teksif,E-Kart’ta Basın-İş,Sabah-ATV’de TGS,Ünilever ve Bursa Ulaşım’daTümtis,Niğde Ditaş’ta Birleşik <strong>Metal</strong>-İş,Esen Plastik’te Petrol-İş,İstanbul Üniversitesi’nde Belediye-İşBu listeyi daha da uzatmak mümkün.Yukarıdaki listede yer alan işyerlerindeçalışan <strong>işçileri</strong>n ortak bir özelliği var:Anayasal haklarını kullanarak listede yeralan sendikalara üye oldukları için iştenatıldılar, tehdit edildiler, sendikalaşmalarıengellendi... Dava açtılar, bir bölümündavası sonuçlandı ve sendikal nedenleişten atıldıkları kesinleşti. Bir bölümünündavası devam ediyor. Haftalardır,aylardır direniyor, işyerlerinin önündebekliyorlar...Yarın bu listeye yeni işçiler, yeni işyerlerive yeni sendikalar eklenecek...Türkiye’de sendikalaşan işçiye karşıorman kanunları uygulanıyor. Nerede birsendikalaşma girişimi yaşansa, neredeişçiler sendikaya üye olsa işverenler vevekilleri kırmızı görmüş boğa gibi saldırıyor<strong>işçileri</strong>n üzerine. Önce “nasihat”ile sendikadan istifaya zorluyorlar, sonraazar ve tehdit. Buna rağmen istifa etmeyeniise kapının önüne koyuyorlar. Kısaca“nush ile uslanmayanı etmeli tekrir,tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir”deyişine uygun davranıyor işverenler.Sendikaya üye olmak Anayasal hak.4857 sayılı İş Yasası ve 2821 Sayılı SendikalarYasası <strong>işçileri</strong>n sendika üyeliğinedeniyle işten çıkarılamayacağını hükmebağlıyor. Peki işverenler bu kurallararağmen ne diyor: “Parasıyla değil mi?Sendikalaşan işçiyi atarım, bedeli kaçparaysa öderim.” İş Yasası’nda yer alangöstermelik iş güvencesinin yaptırımı 12aylık sendikal tazminattan ibaret.Bastır parayı, engelle sendikalaşmahakkını, çiğne Anayasayı! İşte bu yüzdensendikalaşan işçi fabrika kapısında bekliyor,mahkeme kapısında bekliyor. İşsizve mağdur olarak.Oysa sendikalaşma hakkının engellenmesisadece iş hukukunun meselesideğil. Sendikalaşma hakkının çiğnenmesiceza hukukuna göre de suç. Türk CezaKanunu’nun “Hürriyete Karşı Suçlar”bölümünde “Sendikal hakların kullanılmasınınengellenmesi” başlıklı 118.maddede şu hükümler yer alıyor:“(1) Bir kimseye karşı bir sendikayaüye olmaya veya olmamaya, sendikanınfaaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya,sendikadan veya sendika yönetimindekigörevinden ayrılmaya zorlamakamacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi,altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ilecezalandırılır.““(2) Cebir veya tehdit kullanılarak yada hukuka aykırı başka bir davranışla birsendikanın faaliyetlerinin engellenmesihâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapisBirleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 200825Aziz Çelik / Birgün - 25.09.2008cezasına hükmolunur.”Yukarıdaki işyerlerinde ve başkayüzlerce işyerinde işverenler ve vekilleri<strong>işçileri</strong> tehdit etti, hukuka aykırı davranaraksendikal nedenle işten attı. Binlerceişçinin hukuka aykırı bir fiil olan sendikalnedenle işten çıkarmayla mağdur olduğukanıtlandı. Maddede yazıldığı gibisendikaların faaliyetlerinin engellendiğiortaya çıktı.TCK 118 işverenler tarafından delikdeşik edildi, ediliyor.Peki TCK 118’in uygulanması içindaha ne bekleniyor?Neden sendikaların, <strong>işçileri</strong>n TCK118’in uygulanması için yaptıkları suçduyuruları işleme konmuyor?Yargı neden her gün bir yenisi yaşanansendikalı işçi kıyımı konusundasuskun?Sendika hakkı ve özgürlüğüne karşıişlenen hukuka aykırı fiiller TCK 118’egöre cezalandırılmalıdır.“Parayı bastırıp” sendikalı işçiyi iştenatanlar TCK 118’i çiğnemekten hapseatılmalıdır.TCK 118’ı uygulayan savcı ve yargıçlarda çıkacak kuşkusuz. İşte o zamanseyredin gümbürtüyü...Sizden Gelenler07.09.2008Tuzlada ölen <strong>işçileri</strong>n anısına.Çıkılır bu cehennemdenBir günÖlen işçilerÖlmeden önceKendileriyle birlikteKobay gibiKullanılmak istemeyen işçi atılırkenDerlerse biz de yapmıyoruz bu işiDüşmeyeceklerdir ölüm hendeğine.Bir günÖlen <strong>işçileri</strong>n ölümündenDers alırsa sağ kalanlarBelini kırarlarsa korkaklığın yaniAlırlarsa taşeronların elindenEllerine kendi kaderleriniDüşmeyeceklerdir ölüm hendeğine.Hele bir günÇay molasında eğerDinlerlerse ölen <strong>işçileri</strong>Ve dinleyerek devrimcileriÇıkarlarsa hep birlikte er meydanınaHaykırırlarsa otuzbeş bini bir ağızlaİşçilerin otuzbeş bin tanesiOlur işte bir tanem o zamanİşyerleri ve yaşadıkları mekanCennet bahçesi.MEHMET ATALİzmir Bozyaka Hastahanesi’ndensağlık emekçisi dostumuz
Birleşik <strong>Metal</strong>-İş26 Kasım 200826Sağlık paralı,Emeklilik imkansız1 Ekim 2008’den itibaren yürürlüğe giren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasası emekçilerinkazanımlarını ve haklarını tamamen ortadan kaldırıyor.Basından2007 yılında dünyada yüzde 6 artan süper zengin sayısıTürkiye’de rekor artış kaydetti8 bin yeni dolar milyoneri25.06.2008 – CumhuriyetDünya genelinde yüksek varlıklı olarak adlandırılan,oturdukları konut ve tüketim kalemleri dışındaher biri 1 milyon doların üzerinde varlığa sahip kişisayısı 2007 yılında yüzde 6 oranında artarak 10.1 milyonaçıkarken, Türkiye’de bu oran ortalamanın oldukçaüzerinde bir artış (yüzde 17.5 ) göstererek 50 bineulaştı. Merrill Lynch ve Capgemini tarafından hazırlanan12 yıllık Dünya Varlık Raporu’nun sonuçlarınagöre, Türkiye’deki dolar milyonerleri sayısındaki artış,yüzde 4.5’lik 2007 yılı büyüme oranı, enerji hariçithalatın yavaşlaması, ihracatın hızlanması, tasarrufeğiliminin artması ve güçlenen liranın etkisiyle gerçekleşti.Dünya genelinde yüksek varlıklı kişilerin varlıktoplamı 2007 yılında bir önceki yıla göre yüzde 9.4artarak 40.7 trilyon dolara ulaşırken, yüksek varlıklıkişilerin ortalama varlık düzeyi 4 milyon doları aşmışoldu.Petrol coştu, Ortadoğulu zenginleştiAmerika ve Avrupa’daki dolar milyonerleri sayısındakiartış yavaşlarken, en büyük artış Ortadoğu(yüzde 15.6) ve Latin Amerika’da (yüzde 12.2) yaşandı.Ortadoğu’da özellikle yüksek düzeyde seyredenpetrol fiyatları sayesinde ihracat gelirlerini arttıranyeni Ortadoğulu milyonerler doğarken, 2007yılı Latin Amerika’da özellikle yüksek gıda ve enerjifiyatları sayesinde, gıda ve enerji ihracat gelirlerini artıranyeni Latin Amerikalı milyonerler yarattı.Gayrimenkul gözden düştüRapora göre, dünya genelinde milyonerlerin varlıklarınınasıl yönettiklerine bakıldığında, milyonerleringayrimenkul yatırımlarını beklenenden çok dahaönce ve çok daha büyük oranlarda azalttığı görüldü.Yüksek varlıklı nüfus, gayrimenkule ayırdığı payı2007 yılında bir önceki yıla göre yüzde 10 oranındaazalttı. Ayrıca, milyonerlerin 2007 yılında daha güvenlive bildik yatırımlarla yerel piyasalara yöneldiklerisonucuna varıldı.• Emeklilik yaşı 65’e yükseltilecek. Prim gün sayısıise 7200’e çıkacak.• Asgari ücretin üçte biri kadar geliri olandan bileGSS primi kesilecek. Primi ödemeyen sağlık hizmetialamayacak.• Artık hastaneye giden her vatandaş, katkı payı ödeyerektedavilerine başlayacak.• SSK’lı bir işçi işsiz kalsa bile 6 ay süreyle sağlıkhizmetlerinden yararlanabilirken bu süre 3 ayadüşürülecek.• Maaş bağlama oranları düşecek, emeklilikte yüksekmaaş alabilmek için daha uzun süre çalışmak gerekecek.• Askerlik borçlanması yapmak isteyenler daha öncebir aylık askerlik borçlanması için asgari ücretinyüzde 20’sini altı ay içinde ödeyecekken bundansonra asgarî ücretin yüzde 32’sini bir ay içindeödemeleri gerekecek.• Henüz 900 gün primi yokken 1 Ekim 2008’densonra ölen SSK sigortalılarının ailesi ölüm aylığısahibi olamayacak.• Evli olmamaları, çalışmamaları sosyal güvenlikkurumlarından gelir sahibi olmamaları koşuluylayaşla sınırlı olmaksızın ana-babalarından sağlıkyardımı alan kız çocukları için yaş sınırlamasıgeldi. Buna göre okumayan kız çocukları 18, liseve dengi öğrenimlerini sürdürüyorlarsa 20 yaşını,yükseköğrenimlerini sürdürüyorlarsa 25 yaşınıaşamayacak.• SSK Sigortalıları ortalama kazançların güncelleştirilmesindebüyüme hızının yüzde 100’ünden değil,yüzde 30’undan yararlanabilecekler.• Gazeteciler, gemi adamları, kaynakçı, matbaa<strong>işçileri</strong>, posta dağıtıcısı, şeker sanayi çalışanları,uçuş personeli, lokomotif makinistleri gibi meslekgruplarının yıpranma hakları ellerinden alınacak.• Çalışarak ücret alan ya da SGK’dan aylık alan çocuksuzdul eşe bağlanacak ölüm aylığı oranı yüzde75’ten yüzde 50’ye düşürülecek.• Part-time çalışanlar GSS’den yararlanabilmek içinya çalışmadıkları süreleri isteğe bağlı sigortalılıklakapatmak ya da GSS primi ödeyerek ayda 30 günütamamlamak zorunda kalacak.• 30 Nisan 2008’den sonra ilk defa sigortalı olanlaremekliyken prim ödeyip emekli aylıklarını da alarakçalışamayacaklar.• Parası olmayanlar fark ücreti nedeniyle özel hastaneve polikliniklere gidemeyecek. Bu kesim, aynı nedenlekamu hastanelerinde de “Hoca hekim”lerdenyararlanamayacaklar.• 5-10 yıl arası sigortalılığı bulunan SSK’lılar en azyüzde 60 çalışma gücü kayıp oranına sahip olmalarıhalinde malûllük aylığına sahip olabilirken, yenidönemde ise en az 10 yıllık sigortalılık süresinesahip olmaları gerekecek.• 1 Ekim’den önce kaymakamlıklara gidip yeşil kartistemekle sonra istemek arasında da fark var. 1Ekim’den önce yeşil kart başvurusunun ardındanilgililer başvuru sahibinin gelir durumunu araştırıpya yeşil kart veriyor ya da vermiyorlardı. 1Ekim’den sonra ise yeşil kart başvurusu yapanlarınbirlikte ikamet ettikleri ailelerinin harcamaları dadikkate alınarak gelirleri tespit edilecek ve çıkan rakamkişi başına 213 YTL’den çok ise kaymakamlıkSGK’ya bir yazı gönderip yeşil kart almak yerineGSS primi alın diyecek.• Geliri asgari ücretin üçte birinden düşük olanlara,yeşil kartlılara minimum hizmet paketi (temelteminat paketi) kapsamında sağlık hizmeti sunulacak.Ancak minimum hizmet paketi ile nitelikli veyeterli düzeyde bir sağlık hizmeti almak mümkünolmadığı için paketin dışında bırakılan her şeycepten ödenecek.• Tüm sağlık hizmetlerinde hastadan katkı payı adı altındaücret talep edilecek ve bu katkı payı 5 katınakadar arttırılabilecek.• Özel hastaneler, hastadan fark ücreti alacaktır, üstelikbu miktar, Bakanlar Kurulu tarafından iki katınakadar arttırılabilecek.Vekillerin cebinden para çıkmayacakİşçisinden memuruna, ev kadınından çocuğunakadar 70 milyon kişi GSS kapsamında olacak. GSSkapsamı dışında olan tek kesim ise milletvekillerive onların yakınları:• 70 milyonun tamamı 3 ila 10 YTL arasında muayeneparası ödeyecek milletvekilleri ile yakınlarıödemeyecek.• 70 milyonun tamamı özel hastanelere yüzde 30oranında fark ücret ödeyecekler, milletvekilleri ileyakınları ödemeyecek. Her hasta olan yattığı odayıbeğenmezse yüzde 300 fark ödeyip özel odalardayatabilecek ama milletvekilleri ile yakınları bu farkıödemeyecek.• Her hasta muayene için öğretim üyesi (doçent-profesör)yüzde 300 ücret farkı ödeyecek ama milletvekilleriile yakınları bu farkı ödemeyecek.• Her hasta aldığı ilaçlar için yüzde 20 katkı payı ödeyecekama milletvekilleri ile yakınları ödemeyecek.• Milletvekili ve yakınları muayene ücreti ve katılımpaylarındaki artışları da ödemeyecek.
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 2008 27Asgari ücrette iki sıra geriledikAraştırma Dairemiz tarafından,T.C. Merkez Bankası, Çalışma veSosyal Güvenlik Bakanlığı, Eurostatve uluslararası finans istatistikleriüzerinden hazırlanan araştırmanın sonuçlarınagöre Türkiye, Avrupa Birliğiülkeleri ile karşılaştırıldığında krizdenasgari ücretlinin en çok etkilendiğiülke oldu.1 Eylül 2008-30 Ekim 2008 tarihlidöviz kurları üzerinden yapılan hesaplamayagöre YTL, Euro karşısında30 ekim tarihi itibari ile yüzde 12, değerkaybetti. Aynı tarih itibari ile Eurobölgesi dışında kalan Avrupa Birliğiülkelerinin para birimleri ise Eurokarşısında yüzde 7 kayıp ile yüzde 17artış arasında değer değişimi yaşadı.ÜLKEASGARİ ÜCRET(30 EKİM 2008)Lüksemburg 1570İrlanda 1462Hollanda 1335Belçika 1310Fransa 1280İspanya 700Yunanistan 681Malta 612Slovenya 539Portekiz 497Çek Cumhuriyeti 333Polonya 319Türkiye 312Estonya 278Macaristan 270Slovakya 266Litvanya 245Letonya 225Romanya 148Bulgaristan 113Not: Veriler günceldir.Krizin faturasınıyaratanlar ödemelidirAraştırma sonuçlarını değerlendiren Birleşik <strong>Metal</strong>İş Sendikası Yönetim Kurulu, sermaye çevrelerininişgücü maliyetlerini düşürerek, yani emekçileriyoksullaştırarak, krizi kendilerince fırsata çevirmeyeçalıştıklarına dikkat çekerek, Türkiye sanayisinin 2001krizinden sonra ciddi bir büyüme yönelimine girdiğini,bunun üretimde ve verimlilikte ciddi artışlara yolaçtığını hatırlattı. Üretim ve verimlilikteki bu artışarağmen, <strong>işçileri</strong>n alım gücünde herhangi bir artışın olmadığının,aksine reel olarak ücretlerde gerilemeninsöz konusu olduğunun ifade edildiği açıklamada, şugörüşlere yer verildi:“Üretim artışları yaşanırken, bunu paylaşmayanlar,üretimde en ufak bir kayıpta ya da yavaşlamadafaturayı emekçilere kesmeye çalışmaktadırlar. İştençıkartmalar, ücretsiz izinler gündeme getirilmekte,100 bin metal işçisini ilgilendiren grup sözleşmesinde,Asgari ücretlinin kaybı 39 Euro...Asgari ücret 2 ayda Çek Cumhuriyeti ve Polonya’nıngerisine düştüKrizin en çok Türkiyeli işçinin gelirini etkiledi. Türkiye’de asgariücretli, eylül ayı başında 351 Euro brüt ücrete sahipken, bu miktar 30ekim tarihinde 312 Euro’ya kadar geriledi.Avrupa Birliği üyesi 19 ülke ile karşılaştırıldığında, Türkiye eylülayı başında Bulgaristan, Letonya, Litvanya, Romanya, Macaristan,Slovakya, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nin üzerinde bir asgari ücretesahipken, son krizden sonra 30 ekim tarihi itibari ile 333 Euro asgariücret düzeyine çıkan Çek Cumhuriyeti’nin ve 319 euro düzeyine çıkanPolonya’nın gerisine düştü.2000 yılında Türkiye’de 1 asgari ücretli euro bazında Çek Cumhuriyetindekibir asgari ücretliden yüzde 80, Polonyalı bir asgari ücretlininyüzde 30 daha fazla gelire sahipti.Türkiye’de işçi AKP’li yıllarda kaybettiSon krizde iki sıra birden gerilediTürkiye’de asgari ücretli aşırı değerli döviz kuru politikasına rağmen,euro bölgesi dışında kalan Avrupa Birliği ülkeleri ile karşılaştırıldığındaartış oranları bakımından gerilerde kaldı. Romanya’da asgariücret son 8 yılda euro bazında 6 kat artış gösterirken, Bulgaristan’da3 kat, Macaristan’da 2,7 kat, Çek Cumhuriyeti’nde3 kat, Polonya’da2 kat, Litvanya’da 2,7, Letonya’da 2,3 kat arttı. Buna karşın Türkiye’deartış yüzde 52 oldu. Bu ülke emekçilerinin gelirleri Türkiyeli emekçiningelirine yaklaştı. Türkiye 20 ülke arasında 2 sıra gerileyerek11. sıradan 13. sıraya düştü.emekçilerin ücret artışları konusundaki haklı taleplerikriz bahane edilerek göz ardı edilmek istenmektedir.Emekçilerin alınteri üzerinden karlarını katlayanlar,şimdi kriz bahanesinin arkasına saklanarak öldük bittiknamelerine sarılmaktadırlar.İşçilerden fedakarlık bekleyenler önce 5 yıllık üretimve verimlilik artışlarında görmezden geldikleri,yok saydıkları <strong>işçileri</strong>n sesine kulak vermek durumundadır.İşçiler fedakarlığı yıllardır yapıyor, fedakarlık sırasıpatronlarındır. İşçiler kendilerinin sebep olmadığıbu krize ortak olmayacaktır. Krizin faturasını patronlarödemelidir. Bunun için işten çıkartmalar yasaklanmalı,AKP eli ile işsizlik fonunun sermaye sahipleri tarafındanyağmalanmasının önüne geçilmeli, işten çıkartılanlarderhal geri alınmalıdır. Fonun amacı doğrultusundakullanılması için yararlanma şartları kolaylaştırılmalı,ödemeler artırılmalıdır. ”ÇALIŞMA YAŞAMINDANYoksulluk ve Açlık SınırıDört kişilik aileningıda harcamalarınınyanısıra konut, ulaşım,giyim, sağlık,eğitim gibiihtiyaçları dikkatealınarak hesaplananyoksulluk sınırı, Ekim ayı için: 2 bin 416YTL olarak hesaplandı.Açlık sınırı olarak belirlenen, dört kişilik bir aileninyeterli beslenebilmesi için gerekli aylık gıda harcamasıtutarı ise, Ekim ayında 741 YTL oldu.Ekim 2008 TÜFEBir önceki aya göre: % 2,60Bir önceki yılın Aralık ayına göre: % 9,60Bir önceki yılın aynı ayına göre: % 11,99Oniki aylık ortalamalara göre: % 10,126 Aylık % 4,57Ekim 2008 ÜFEBir önceki aya göre: % 0,57Bir önceki yılın Aralık ayına göre: % 12,11Bir önceki yılın aynı ayına göre: % 13,29Oniki aylık ortalamalara göre: % 11,60Asgari Ücret1 Temmuz 2008 - 31 Aralık 2008 tarihleri arasında16 yaş üstündeki çalışanlar için:Brüt: 638,70 YTL.Net: 457,63 YTL.16 yaşından küçük çalışanlar için:Brüt: 540,60 YTL.Net : 387,34 YTL.SSK Prim Alt ve üst Sınırı1 Temmuz 2008 - 31 Aralık 2008 tarihleri arasındaGünlük kazanç alt sınırı: : 21,29 YTL.Günlük kazanç üst sınırı : 138,39 YTL.Kıdem Tazminatı Tavanı1 Temmuz 2008 - 31 Aralık 2008 tarihleri arasında2.173,19 YTL.Vergi Oranları2008 yılında uygulanacak gelir vergisi dilimleri vevergi oranları:7.800 YTL’ye kadar % 1519.800 YTL’nin7.800 YTL’si için 1.170, fazlası % 2044.700 YTL’nin19.800 YTL’si için 3.570, fazlası % 2744.700 YTL’den fazlasının44.700 YTL’si için 10.293, fazlası % 35
Birleşik <strong>Metal</strong>-İş28 Kasım 2008Binlerce <strong>Metal</strong> İşçisiGrevdeydi3 Kasım sabahı Almanya’daki binlerce metal işçisiuyarı grevine başladı. Toplu sözleşme sürecinde ücretartışları konusunda yaşanan uyuşmazlıkta IG<strong>Metal</strong>l taleplerindekararlı olduğunu göstermek amacıyla 3 Kasımgünü bir günlük uyarı grevi düzenledi.Son onaltı yıl içerisinde büyük metal sermayedarlarıyleyürütülen toplu sözleşme görüşmelerinde yüksekücret talepleri bir şekilde engellenen IG<strong>Metal</strong>l sendikasıbu sene %8lik bir zam talebinde bulunmuştu. 3.6milyon işçiyi ilgilendiren bu talebe patronların karşıteklifi ise 2.9 şeklinde gerçekleşti.2 Kasım gecesinden itibaren Bosh, Siemens ve Valeo<strong>işçileri</strong> işyerlerinden şehir merkezlerine yürüyüşegeçtiler.Daimler <strong>işçileri</strong>nin yanı sıra, finansal krizinetkilerini işten çıkarma duyuruları yoluyla yaşamayabaşlamış olan Mercedes, Opel, Ford ve General Motors<strong>işçileri</strong> de uyarı grevini desteklediler.Hessen, Rhineland-Palatinate, Thuringia, Baden-Württemberg, North Rhine-Westphalia ve Saarlandşehirlerinde yaklaşık 30.000 işçinin katıldığı grev 100işyerini etkiledi. Görüşmelerin dördüncü turu 11 Kasımgünü gerçekleştirilecek, IG<strong>Metal</strong>l’in grev oylamasınagitmesi bekleniyor.Kiralık İşçilerSokağa Terkedilecek…Almanların kötü ünlü VW(Volkswagen/Halk Arabası)tekeli yıllardır emeğini sömürdüğü binlerce kiralıkişçiyi sokağa atacağını açıkladı.DPA (Alman Basın Ajansı) tarafından 24 Ekim’deyapılan açıklamaya göre, VW Yönetim Kurulu BaşkanıMartin Winternkorn, VW’nin merkezinin bulunduğuWolfsburg kentinde yöneticilerle yaptığı toplantıdatoplam 25 bin kişilik kiralık <strong>işçileri</strong>n büyük bölümününsokağa atılacağını, bunun sebebinin üretimin hızınındüşmesi olduğunu ve aynı zamanda yatırımların dakısılacağını açıkladı.Yıllardır “ucuz işgücü” olarak değerlendirilen veiliklerine kadar sömürülen bu <strong>işçileri</strong>n bugün sokağaterk edilmesi bir skandaldır. Son yılların en karlı şirketlerindenbiri olan VW, kiralık <strong>işçileri</strong>n örgütsüzlüğündende yararlanarak onları rahatlıkla kapı dışarı edeceğiniutanmaz bir şekilde ilan edebilmektedir.VW gibi tekellerde örgütlü olan reformist sendikalarınilgili yöneticilerinin, <strong>işçileri</strong>n birliğini sağlamakiçin, taşeron ve kiralık işçiliğe karşı sağlam bir tavıralamayışları, tersine patronlarla işbirliğine girerek <strong>işçileri</strong>nbirliğine zarar verici tavırlar içerisine girmesi,ortaya çıkan bu sonuçların suç ortaklığı anlamına gelmektedir.İşçiler ve sınıf sendikaları bu sınıf işbirlikçi tavırlarkarşısında mücadele etmeli, tüm <strong>işçileri</strong> bir sendika çatısıaltında örgütlemelidir.Ancak bu şekilde patronların bu saldırıları durdurulabilir.İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek!KISA...KISA...KISA...• Ekim ayının son haftasında Amerikan hükümetininbatan bankaları kamulaştırma oylamaları sırasındaAmerika’nın birçok yerinde “Borsaları değil bizi kurtar”pankartlarıyla eylemler düzenlendi. Eylemlere binlercekişinin katıldığı belirtildi.• 29 Ekim günü Strasburg GM <strong>işçileri</strong> fabrikanın kapatılmakararına karşı eylem yaptı.HP-EDS Grubunda İştenÇıkarmalara Karşı Protesto21 Ekim’de Alman ve İtalyan sendikaları HP-EDSGrup’un son dönem ortaya attığı yeniden yapılandırmaplanlarına karşı ortak hareket etme ve bu planları protestoetme kararı aldı. Yeniden yapılandırma planınagöre şirket önümüzdeki yıl toplam işgücünün %7.5iniazaltacak, bunun anlamı ise 24.600 işçinin işinden olması.Şimdiye kadar şirket tarihinde gerçekleştirilen enkapsamlı işten çıkarma adımı olması sendikaların alarmageçmesini de beraberinde getirdi. Avrupa’da bu süreçtenen fazla EDS <strong>işçileri</strong>nin etkilenmesi ve rakamınortalama 8400 olduğu duyuruldu.Almanya’da Avrupa İş Konseyleri, Verdi Sendikasıve IG<strong>Metal</strong>l, EDS önünde bir eylem gerçekleştirerekbu planı protesto etti.İtalya’da ise sendikalar Çalışma Bakanını konuyailişkin üçlü bir toplantı düzenlemeye çağırdı. EDS’ninbu teklifi reddedişi, HP’nin ise sessiz kalarak bu kararıdestekleyişinin ardından FIM, FIOM, UILM in ortakolarak düzenlediği eylem gerçekleştirildi.Tazminatlı işten çıkarmalar 2008 Ağustosunun sonundaEDS’nin Hewlett Packard tarafından devralınmasınınhemen ardından açıklanmıştı.İtalya’daOkullar Sokağa TaştıFinansal kriz gerekçe gösterilerek 2009 yılı eğitimbütçesinden 8 milyar Euro’luk kısıntıya gidilmesi veburadan elde edilen kaynak ile krizden etkilenen şirketleredevlet yardımı yapılmasını öngören Gemlini tasarısıİtalya’da okulların sokağa taşmasını beraberindegetirdi. Berlusconi hükümetinin üniversitelerde özelleştirmelerinyolunu açan ve toplamda 140.000 kişininişsiz kalmasına neden olacak düzenlemeler bir reformpaketiyle geçirilmeye çalışılıyor.Bu düzenleme ile sadece ilk ve orta dereceli okullardeğil aynı zamanda kamu üniversitelerine ayrılan kaynağınüçte birine el konulmuş olacak ve bu araştırmagörevlisi kadrolarında en az %10’luk bir azalmayı daberaberinde getirecektir.Öğretmen sendikaları ve öğrenciler yasaya karşıtepkilerini 15 Eylül günü düzenledikleri eylemle gösterdiler.Bunu 2 Ekim günü Roma’da 25 ilk öğretimokulunda tüm gün süren protestolar izledi. Tüm bukarşı çıkışlara rağmen hükümet herhangi bir geri adımatmadı.Bunun ardından yeniden İtalyan sendikaları FLC-CGIL ve CISL-Sculo ve UIL-Scuola’nın çağrısıylaİtalya’daki öğretmen ve öğrencilerin büyük çoğunluğuEkim ayının son haftasında işgaller ve eylemlerlealandaydı. 31 Ekim günü ise öğretmen ve öğrencilerin%90’ının katılımıyla çok geniş bir eylem düzenlendi.Eyleme 1 milyon kişinin katıldığı bildirildi.Gösteriler, üniversite işgalleri ve şehir merkezlerininsınıf olarak kullanılması eylemleriyle sürüyor.• Endonezya <strong>Metal</strong> İşçi Sendikaları Federasyonu’nunçağrısıyla Jakarta Başbakanlık Merkezinde bir araya gelenbinlerce işçi hükümetin son dönemdeki ücret politikalarınakarşı çıktılarını haykırdı.• Paris’te yaklaşık 15000 emekçi küresel krizinyükünün emekçilere yıkılmasına karşı Alma-MarceauMeydanını doldurdu. CGT sendikasında örgütlü işçileralana Enternasyonal Marşını söyleyerek girdiler.DÜNYADANKrizi Biz Yaratmadık,Bedelini Biz Ödemeyeceğiz!Yunanistan’ın 2009 taslak bütçesi binlerce işçininsokaklara çıkmasına ve genel greve neden oldu. Bütçeninyanı sıra vergilendirme sistemi ve özelleştirmelerekarşı mücadeleyi sürdüreceklerini belirten sendikalarve diğer örgütler 21 Ekim günü genel grev ilan ederekalanlardaydı.21 Ekim günü, metro, havayolları, bankalar, yerelyönetimler ve okullar grevdeydi. Greve katılan kişi sayısınınmilyonlarla ifade edildiği belirtilmekte.Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu(GSEE), Yunanistan Kamu Çalışanları Konfederasyonu(ADEDY) ve PAME’nin çağrısıyla çıkılan grevekatılımın geniş olmasının yanı sıra birçok şehir merkezindegün boyunca süren gösteriler düzenlendi.Gösteriler sırasında “Krizi biz yaratmadık, bedelinibiz ödemeyeceğiz” pankartı kriz gerekçesiyle tümdünya işçi sınıfı üzerinde yaratılmaya çalışılan baskıyave işten çıkarmalara karşı Yunanistan’dan gelen cevabıçok güzel ifade etmekteydi.ADEDY Genel Sekreteri yaptığı açıklamada “Bugrev sadece bir başlangıç. Bu defa kurban biz olmayacağız.Bu politika tamamen değiştirmelidir.” şeklindekonuştu.Hep Kayıp Değil,Kazanımlar Da Var!25 Eylül 2008 günü 6300 posta işçisinin yüzü güldü.Almanya Birleşik Hizmet İşçileri Sendikası (Ver.di)’nın Alman Posta Bankası, Posta Bankası MüşteriHizmetleri A.Ş, BCB şirketi ve InterServ şirketleri yapılanToplu İş Sözleşmelerinde sorunlar yaşanmıştı.Buna karşın işçiler uzun bir zaman uyarı grevleriile sendikalarının patron örgütlerine karşı sürdürdüğügörüşmelerde taraf oldular ve sendikalarının Toplu İşSözleşmesini başarı ile bitirmelerini sağladılar.İşçilerin hizmet üretiminden gelen güçlerini kullanmasıdevletin posta işletmesinin ve diğer şirket yöneticilerininakıllarını başlarına almalarına yetmişti.Almanya’da enflasyonun yüzde 2’lerde olduğu bilindiğinde,Ver.di Sendikasının 2009 yılı için yüzde 4zam alması bir başarıdır. Ayrıca Toplu İş Sözleşmesindeişçiler için 2012 yılına kadar İş Güvencesi sağlanmışoldu. 2010 yılı için ise yüzde 3 zam anlaşması yapılmıştır.28 aylık bir süreyi kapsayan bu sözleşmenin,mücadele edildiğinde çalışma ve yaşam koşullarınıdaha da iyileştirmenin olanaklarının olduğunu göstermesiolumlu bir örnektir.Bu sözleşme MESS’in, enflasyonun yüzde 15’lerde seyrettiği bir dönemde yüzde 4’lük rakamlarla karşımızaçıkmasının ne kadar patronlara has bir tavır olduğunugöstermiştir.Bu küstahlığın tek cevabı var: MÜCADELE!Hani ne demişler:“Mücadele eden kaybedebilir, mücadele etmeyenbaşta kaybetmiştir!”O zaman haydi güçleri birleştirip mücadelenin engindenizine atılalım!HAK VERİLMEZ ALINIR!
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 2008 29Fazıl Hüsnü Dağlarca’yıunutmayacağız“Türkçenin sesbayrağı” olaraknitelenen büyük şair15 Ekim 2008 günüvefat etti.DİSK’İN SESİHe heyde hey DİSK’in sesi buHe heyde hey susmaz kimseHe heyde hey feriştah olsanKorkmaz kimseBirer birersekKalmaz kimseÇökmez kimseİş ekmek eylerDoymaz kimseGrev mi yaptıkDönmez kimseYazım benimdirGüneş yolumdurDurmaz kimseVurdun yok ettinBitmez kimseTürkçe’nin büyük ustalarından,kaleminin değdiği her şeyi şiire dönüştüren, dilimizin simyacısı,yaşadığı topraklardan beslendiği kadar da evrenselliğin savunucusu olan, sonunakadar insan sevgisiyle dolu ve emekten yana,“insan nasıl ölebilir, yaşamak bu kadar güzelken “ demişti ya….“atmosferlerin içersinden bir zambak gibi” düşse de,“her şeyi gerilerde bırakarak”Bize bıraktığı hiçbir şeyi unutmayacağız,O çok sevdiği “çocukları” olarak.Kaybımız büyük, başta edebiyat dünyamız olmak üzere tüm Türkiye’nin başısağ olsun.26 Ağustos 1914 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelen Dağlarca, ilk öğreniminiKonya, Kayseri, Adana ve Kozan’da, orta öğrenimini Tarsus ve Adana’daki ortaokullardansonra girdiği Kuleli Askeri Lisesi’nde tamamladı. 1935 yılında piyadesubayı olarak doğu ve orta Anadolu’nun, Trakya’nın pek çok yerini dolaşan Dağlarca,ordudaki hizmeti 15 yılı doldurunca ön yüzbaşı rütbesiyle 1950’de askerliktenayrıldı.1952-1960 yılları arasında iş müfettişi olarak İstanbul’da çalışan Dağlarca,buradan ayrıldıktan sonra İstanbul Aksaray’da kitapevi açtı ve yayımcılığa başladı.4 yıl “Türkçe” isimli aylık dergiyi çıkaran ve ilk yazısı 1927’de Yeni AdanaGazetesi’nde yayımlanan Dağlarca, İstanbul Dergisi’nde 1933’te çıkan “YavaşlayanÖmür” adlı şiiriyle adını duyurmaya başladı.Varlık, Kültür Haftası, Yücel, Aile, İnkılapçı Gençlik, Yeditepe ve Türk Dilidergilerinde şiirleri yayımlanan Dağlarca, 1967’de ABD’deki Milletlerarası ŞiirForumu tarafından “En iyi Türk Şairi” seçildi.Türk şiirinin duayenlerinden Dağlarca, 1970 yılında kitapevini de kapatıpkendisini tümüyle şiire verdi. Bu dönemden sonra çoğunlukla çocuk şiirleriyazmaya başlayan Dağlarca, Türk şiirinin en üretken şairlerindendi.60’tan fazla şiir kitabı bulunan Dağlarca, hem Türkiye’de hem de uluslararası düzeydebirçok ödüle layık görüldü. Birçok kitabı yabancı dile çevrildi.Toplumculuğunun temelinde insana ve insan hayatına saygı yatan Dağlarca,çok yazan ve üreten bir şair kimliğiyle, bağımsız kalarak hiçbir şairden etkilenmemiş,hiçbir akımın etkisinde kalmayarak şiirlerini yazmıştı.Ruhi Su’yu saygıyla anıyoruzBoşa didinmek fayda vermezHer geçen gün daha beter dündenBöyle gelmiş böyle gitmezSömürü zulüm devam etmezKaldırmadıkça başlarımızıSefaletimiz bitmezElindeki bu boş tencereDolar mı kendi kendineEğer razı olursan senKendi kötü kaderineKaldırmadıkça başlarımızıSefaletimiz bitmezHalkın bağrından çıkmış, halk için söyleyen gerçek bir ozan, Ruhi Su’yu ölümünün 23. yılındasaygıyla anıyoruz. 1912’de Van’da doğan Ruhi Su, birinci dünya savaşında ölen anası ve babasındanyoksun olarak büyüdü.Daha dört yaşındayken keman çalarak başladığı müzik yaşamında hep doğrudan, haktan ve özgürlüktenyana oldu. Devlet Konservatuarı Şan bölümü mezunu olmasına ve Cumhurbaşkanlığı SenfoniOrkestrasında görev almasına rağmen, halktan hiçbir zaman kopmadı, kendine özgü tarzıyla çaldığısazıyla gönül telimizi titretti.“Seferberlik ve Kuvayi Milliye Türküleri” ile bu ülkenin bağımsızlık savaşını selamlayan, “YunusEmre”, “Karacaoğlan” , “Pir Sultan Aptal”, “Köroğlu” gibi halk ozanlarının eserlerini seslendirdiğialbümleriyle geleneğine sahip çıkan, “Semahlar” ve “Zeybekler”i derleyip, seslendirdiği çalışmalarıylabu ülkeyi boydan boya kucaklayan, “Şiirler Türküler”, “El Kapıları”, “Sabahın Sahibi Var”ve “Çocuklar Göçler Balıklar” adlı çalışmalarıyla da emekçilerin sorunlarını seslendiren bu büyükustanın bizlere bıraktığı en büyük eserlerinden biri de her zaman yanımızda olan “Ruhi Su DostlarKorosu”dur.Halk ezgilerini derleyerek, kendine özgü bir söyleyişle yoğurup söyleyen, işçinin, köylünün kısacasıemekçinin yanında yer alan ve bu yüzden de tutuklanıp hapis yatan bu yiğit insan bıraktığıunutulmaz eserleriyle hep bizimle olacak.Arşivimizi internet üzerinden paylaşıyoruz…Arşivden siyah beyaz fotoğraflar1970’ler, 80’ler.. Siyah beyaz fotoğraflarda ölümsüzleşmiş kareler..Artık pek çoğu olmayan işyerleri.. belki de aramızdan ayrılmış işçiler..Delege seçiminde oy kullanırken, TİS masasında, tezgah başında, grev boylarında..Arşivden fotoğraflar...Tarih düşülmemiş üzerine çoğunun.. isimler yazılmamış arkasına..Olabildiğince gruplandırıp, sizlerle paylaşıyoruz tümünü..Belki kendinizi, babanızı, bir dostunuzu bulacaksınız bu siyah beyaz fotolarda..Her fotoğrafın altındaki “yorum” bölümüne yazın tanıdıklarınızı, bildiklerinizi..Ya da, fotoğrafınsize çağrıştırdıklarınıpaylaşın bizimle..Not düşün tarihe..Geçmişin belgelerinitozlu raflarda saklamakyerine sizlerlepaylaşmamaktan duyduğumuzmutluluğunubüyütelim hep birlikte...
Birleşik <strong>Metal</strong>-İş30 Kasım 200830Emekçi Şair Sennur Sezer:“Emek senin umut seninKorku ne?”Gazetemizin bu sayısında çalışma hayatına Taşkızak Tersanesinde işçilikle başlayan birkadın yazardan söz edeceğiz. İşçi sınıfının tarihinde, gerek edebiyatçı kimliği ile gerekse verdiğifiili mücadelesiyle emekçilerle hep omuz omuza olan şair Sennur Sezer ile sohbetteyiz.SABAH TÜRKÜSÜHey!Bir sabahın üç kapısı var göğe.Biri umutAl umuduVer çocuğa büyütsünBüyütsün de yürüsün.Hey! Hey!Bir sabahın üç kapısı var göğe.Biri emekEllerinde ışıyanIşıt gitsinYol boyuTüresinHeheyde hey!Bir sabahın üç kapısı var göğe.Biri korkuÇal yereEmek senin umut seninKorku ne?Yeter ki ellerin ellere kavuşsun”1977, 1978 ve 1980 MESS Grevleri,Paşabahçe Cam <strong>işçileri</strong>nin 1966 Grevi ve1968 hareketinin mihenk taşlarından TuslogGrevleri… Nerede işçiler grev ya daeylemdeyse Sennur Sezer orada olmuş,yüreği onlarla atmış, horon tepmiş, halayçekmiş…<strong>Metal</strong> <strong>işçileri</strong> Sennur Sezer’i bir çokeyleminde yanında görmüş; bizler onu enson, Trakya Sanayi Grevinin DayanışmaGecesi ile 742 gün sürdükten sonra Nisanayında biten SCT Filtre grevindeki işçilereverdiği destek ziyaretlerinden hatırlıyoruz.SCT Filtre Grevi’ni şair Sennur Sezereşi Yazar Adnan Özyalçıner ile birlikte ziyaretedip; işçilere kitaplarını imzalayarakhediye ettiler. Burada yaptığı konuşmasındaSennur Sezer; Türkiye’de son dönemdeyaşanan grevlerin işçi sınıfının bir arayagelmesi için örnek olmasını isteyerek, bugrevlerle <strong>işçileri</strong>n emek sermaye arasındakiayrımı göreceklerini ifade etti. YazarAdnan Özyalçıner ise “Grev Bildirisi” adlıöyküsünden kesitler okuyarak <strong>işçileri</strong>n birlikteverdiklerimücadelelerikazanacaklarınıvurguladı.Sennur Sezer;1959’daİstanbul KızLisesi’nin ikincisınıfındanayrıldıktansonra TaşkızakTersanesi’ndebüro işçisiolarak çalışmaya başlıyor. Bu dönemi;“Kendi ayaklarımın üzerinde durmak istedim.16 yaşında masa başında da olsaişçi sınıfının bir parçası oldum ve örgütlümücadeleyi seçtim. İşe girdiğim ilk günlerişçi ağabeyler beni sınava çektiler. ‘1Mayıs nedir?’ diye sordular. Ben sadece‘Bahar bayramı’ olarak biliyordum. Bana1 Mayıs’ın ve Tersanenin tarihini anlattılarve sendikaya üye olmamı istediler. Şiiryazdığımı öğrenince dönemin İkinci Yenişiirleriyle dalga geçtiler. Hatta bana birgüzel de Nazım Hikmet’ten şiirler okudular.Böylece bende bir bilinçli işçi imajıoluştu” diyor.Taşkızak Tershanesi’nde çalışırkenedebiyat çalışmalarını da sürdüren SennurSezer’in ilk kitabı “Gecekondu” da odönem yayınlanır. “Ben nasıl yazmalıyımki hem bu işçi ağabeylerim benimle alayetmesin, anlaşılsın hem de çağdaş olsun.”kaygısını her zaman taşıdığını anlatıyor.O dönem gelişkin bir sendikalar yasasıolmadığı için hem de askeri işyeri olduğuiçin sendikal faaliyetler açısından çok kısıtlıolanaklar olduğunu anlatıyor. “İşyerisendikaları vardı. Sendikalı işçi 8 taksitleodun alabiliyordu. Bu anımı SüleymanÜstün Hocamız bir Taşkızak Şenliğindeanlattırmıştı. Sendikalı işçiye gerçektenyarar sağlayacak yol düşündük.Benim o dönem iki katkım oldu. Ayrıca;işyerimizde kademeli ücretlendirmesistemi olduğu için her dönem terfi sınavıdüzenlenirdi. Genel Kültür sorularının birkısmı İngilizce’ydi. Sendikada; ücretsizİngilizce Kursları verdim Ötekisiyle çokövünürüm. Ben Harb-İş’e katılma kongresinde20 yaşında 37 kişiyi temsil edendelegelerden biriydim”.Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi veİnsan Hakları Derneği’nin kurucu üyesiolan Sennur Sezer; bir aydının örgütlenmedenve politikadan kopuk olmamasıgerektiğine inandığını söylüyor ve kenditavrını ise “Ben sınıftan yana değilim, işçisınıfının bir parçasıyım. Ben kafa gücündenbaşka sermayesi olmayan bir işçiyim.Yazarken sınıfın bir parçası olarak bakmayahem okuyan bir işçi bu şiiri nasıl karşılardiye bakmaya alışmış biriyim” olarakifade ediyor.Sennur Sezer, Taşkızak Tershanesi’nde5,5 yıl çalıştıktan sonra Varlık Yayınevi’negeçiyor ve 1967 yılında Adnan Özyalçınerile evleniyor. Evliliğini; “Adnan ile uzunyıllara dayanan bir arkadaşlığımız vardı.Ben onun sevgililerini bilirdim o da benimyaramazlıklarımı bilirdi. Sevda sonradangeldi” diye gülümseyerek anlatıyor.Sennur Sezer; 1982 yılına kadar çeşitliyayınevlerinde ve ansiklopedilerdedüzelticilik, metin yazarlığı yaptı. Şimdiçalışmalarını başta “Günlük Evrensel veEvrensel Kültür” olmak üzere çeşitli gazeteve dergilerde yazarak, belgesel anlatılarhazırlayarak sürdürüyor.Röportajın sonunda; “Belki metalciişçi arkadaşlarıma göndereceğim son sözyine de şiir olacaktır” diyor ve “Bir AnneninNotları” şiir kitabından “Sabah Türküsü”ile bitiriyor.KİTAPLARIGecekondu (1964)Yasak (1966)Direnç (1977)Sesimi Arıyorum (1982)Kimlik Kartı (1983)Bu Resimde Kimler Var(1986)Afiş (1991)Direnç Şiirleri (1995)Kirlenmiş Kağıtlar (2000)Dilsiz Dengbej (2001)Bir Annenin Notları (2002)Akşam Haberleri (2006)DİĞER ESERLERİŞiir Gündemi (1995)İstanbul’un Taşı-Toprağı Altın (Adnan Özyalçıner ile birlikte)(1995)Anadolu’dan Öyküler (Adnan Özyalçıner ile birlikte) (1995)Pencereden Bakan Çocuk (1995)Türk Safosu Mihri Hatun (Belgesel Anlatı,1997)Osmanlı’da Fal ve Falnameler (1998)Ekmek Kavgası / Emek Öyküleri 1 (Seçki, Adnan Özyalçıner ilebirlikte) (1998)Grev Bildirisi / Emek Öyküleri 2 (Seçki, Adnan Özyalçıner ilebirlikte) (1998)Motorize Köleler/ Emek Öyküleri 3 (Seçki, Adnan Özyalçıner ilebirlikte) (1998)Dokumacının Ölümü/ Emek Öyküleri 4 (Seçki, Adnan Özyalçınerile birlikte) (1998)Hasır Ören Padişah (1999)Nazım, Dünya ve Biz (Şükran Kurdakul ile birlikte 2002)Az Masraflı ve Kolay Yemekler (2004)Bir Zamanların İstanbul’u (Adnan Özyalçıner ile birlikte) (2005)Binbir Gece Masalları (Çizer Mustafa Delioğlu) (2006)Şahmaran (2007)‘68’in Edebiyatı,Edebiyatın 68’i (2008)ÖDÜLLERİ1980 Kadınların Sesi Dergisi’nin 8 Mart Ödülü (Kadınlara yönelikyazıları ve şiirleri için)1987 Halil Kocagöz Şiir Ödülü (Bu Resimde Kimler Var ile)1990 Sıtkı Dost Çocuk Edebiyatı Ödülü (Keloğlan ile Köse ile)1998 Pir Sultan Abdal Dernekleri Edebiyat Ödülü (Şiiri alanlarataşıdığı için)2000 Oğuzkaan Koleji Şiir Ustaları Ödülü2000 Yunus Nadi Şiir Ödülü (Kirlenmiş Kağıtlar ile)
Birleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 2008 31ÜZÜNTÜLERİMİZKocaeli Şube Başkanımız HamiBaltacı’nın annesi vefat etti. 25.8.2008tarihinde Kocaeli’de, Kuruçeşme MerkezCamiinden kaldırılan cenazeye GenelBaşkanımız Adnan Serdaroğlu’dakatıldı. Ve ayrıca, Kocaeli Şubemizdeörgütlü Corus Yasan’dan TacettinMimtaş’ın ablası vefat etti.İstanbul 1 Nolu Şubemizde örgütlüAnadolu Isuzu’dan, Hüsnü Yaşar’ın babası,Ümit Savaş’ın yeni doğan bebeğivefat etti. G-U’dan, üyemiz Gülyaz Kıttrafik kazasında hayatını kaybetti. İsakKalkan’ın babası, Güngör Gümüş’ünbabası, Sadık Özdemir’in kayınpederi,Saime Sinek’in kayınpederi vefat etti.Eğe Sanayi’nden, Hayrettin Turan’ınannesi vefat etti. Anadolu Motor’dan,Burhan Yüca iş kazası geçirdi. ABBDudullu’dan, Volkan Uygur ameliyatoldu. Birol Güneş’in babası kalp ameliyatıoldu. ABB/Kartal’dan, Erdal Hamza,Doğan Ceylan, Onur Can, CemalKorkmaz, Murat Özden iş kazası geçirdi.Yakacık Valf’den, İlker Badem’inağabeyi vefat etti.Eskişehir Şubemizde örgütlüDoruk’dan Ünal Yımaz’ın babası, Tülay-Seyhan-Gülayİncegönül’ün babalarıvefat etti. Demisaş’dan ŞafakKarslı’nın babası, Birol Ünal’ın babası,Metin Parlakçı’nın babası, SayimAyaslan’ın babası, Hakan Marım’ın babası,Hasım Köleci ve Hasan Köleci’ninbabası vefat etti.İzmir Şubemizde örgütlü Delphi’denHasan Ali Cangücü geçirdiği trafik kazasısonucu hayatını kaybetmişti. YaşarKarataş’ın babası vefat etmişti.Totomak’tan Mestan Arslan’ın babasıvefat etmişti.Gebze Şubemizde örgütlü Areva’daGürhan Akalın ameliyat oldu. ÇayırovaBoru’dan Onur Emirzalioğlu, Ali Kavas,M. Mustafa Tunç, Sezgin Akbaşameliyat oldu. Murat Özcan, SavaşErcan, Hacı İlhan, Ziya Genç, MuhinÇınar, Murat Dursun iş kazası geçirdiler.Yücel Boru Erhan Kılıç, Fikret Er işkazası geçirdi. Areva’dan Eorl Çakıcı,İlhan Aydemir’in babası vefat etti. YücelBoru’dan Erkan Bulut’un babasıvefat etti. Çayırova Boru’dan RamazanÜnsal, Yunus Yıldırımtepe’nin babasıvefat etti. Sarkuysan’dan Ali Berat Alatay,Zülfikar Karaman, Osman Temel,Çakır Adem Bayoğlu, Soner Taner işkazası geçirdi. Yücel Boru’dan YükselAklan, Temel Özdemir iş kazası geçirdi.Çayırova Boru’dan Nihat Erdoğan,Özcan Karadeniz, Ferudun Özmen işkazası geçirdi. Yücel Boru’dan MustafaÇevik’in kardeşi, Hayri-Hüsnü Yirmibeşkardeşlerin kardeşleri, eşi ve annesitrafik kazasında hayatını kaybetti.Philips temsilcimiz Ahmet Çetin’in annesivefat etti.Anadolu Şubemizde örgütlü BaşözEnerji’den Abdullah Arslan iş kazasıgeçirdi. Ömer Öztürk Ameliyat oldu.Bursa Şubemizde örgütlü işyerlerimizdenErtuğrul Yetim’in babası, AhmetAkın’ın annesi, Mesut Kutlucan’ınbabası vefat etti. Grammer işyerimizdenErol Yılmaz vefat etmiştir.Kaybettiklerimize Tanrı’dan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Ameliyat ve iş kazasıgeçiren arkadaşlarımıza geçmiş olsun der acil şifalar dileriz.Anadolu Isuzu’dan, Cevat Tokyay, ŞahinErdoğan evlendi. Fuat Geçit, Cezmi Gümüşbağ,Yasin Bulut, Recep Aydoğmuş, SerdarErtürk, Bülent Şahin, Nurtaç Akbaş, TuncayCahanker, Dursun Göktaş, Tarık Ağman, AydınÖzmen’in çocukları oldu. Anadolu Motor işyerimizde,Rahim Yıldızoğlu evlendi. Günay Kızılkaya,Murat Erdil, Ahmet Çiğdem’in çocuklarıoldu. Adil Baysal emekli oldu. G-U’dan, BekirTop’un çocuğu dünyaya geldi. Hikmet Özcanevlendi. ABB/Dudullu işyerimizde, Levent Gülkan,Batuhan Kurt evlendi. Şanan Cebeci’ninçocuğu oldu. ABB/Kartal’dan, Burçin Oran’ınikiz çocuğu oldu. Rasim Atıcıoğlu’nun çocuğuoldu. Yavuz Kale evlendi. Yakacık Valf’den İsaÖğüt’ün oğlu oldu.Eskişehir Şubemizde örgütlü Doruk’danHarun Özpınar-Arzu Faydalıkol, Talip Engin-ArzuMazlum ile evlendi. Süsler’den ArifYıldız’ın çocukları sünnet oldu. Demisaş’danMustafa Tetik, Ünsal Önder, Muharrem Bıçkıcı,Hikmet Aslan, Hakan Avcı, SüleymanYıldız, engin Sezgin, Fatih Bozkurt, TuncayYılmaz, Murat Çetinkaya, Nebi Oturak, MetinKırmızı, Hasan Yaman, Murat Karasu, MuratYıldırım, Burhan Vur, Hüseyin Özcan, FahrettinSavaş, Ali Özler, Şaban Aydın, SinanKalaycı’nın çocukları dünyaya geldi. HakanTan, Gürkan Başhan, Hasan Aksoy, MustafaYıldırım evlendi. çocukları dünyaya geldi. SerkanErdem, Erhan Görgülü, Levent Canbaşak,Mustafa Yılmaz, Caner Çağliyan, KurtuluşÇiftlikli, Mahmut Erdoğan, Murat İnce, MehmetEmin Güllükaya, Ümit Ayata, Mustafa Öktem,Kadir Ataman, Hasan Öztürk evlendi.İzmir Şubemizde örgütlü Totomak’tan HüseyinKöme,Hakan Öncü, İlker Bilgiç evlendi,Arslan Sarı nişanlandı,Tayfun Elmas ve ÖzcanBayniş’in çocukları dünyaya geldi. Delphi’denHüsamettin Kocabaş’ın kızı dünyaya geldi veEmrullah Tekin’in oğlu sünnet oldu. Jantsa’danMUTLULUKLARIMIZMehmet Yıldız’ın oğlu, Hakan Uğurhan’ın ikizleri,Ali Açıkbaş’ın kızı, Mustafa Altay’ın kızıdünyaya geldi. Selim Kılınç, Serkan Şahin,Levent Günay, Fatih Aslım, Ferhat Çakmakevlendi. ZF Lemförder’den Hasan Doğruluk,Ercüment Karadepe evlendi. Tariş’den CemEroğlu evlendi.Gebze Şubemizde örgütlü Çayırova’danSezgin Akbaş’ın çocuğu oldu, Gürkan Özdemirevlendi. Yücel Boru’dan Yılmaz Günelevlendi. Sarkuysan’dan Ali Rıza Yapa, RecepKaragöz evlendi. Mustafa Ayrıksa’nın kızı oldu.Philips’den Orhan Şahin, İlker Özer, Ali Çetin’inçocukları dünyaya geldi. Yücel Boru’dan TuncayTosun’un çocuğu oldu. Makine Takım’danGöktürk Kaplan, Mustafa Duman, MuhammetTaşçı’nın çocuğu oldu. Mustafa Ekmeçi, MustafaKarşı evlendi. Çayırova Boru’dan MuratÖzcan, Levent Şahin, Ziya Genç çocuklarıdünyaya geldi. Yılmaz İslamoğlu, Aydın Gücük,Kenan Akbaş evlendi.Anadolu Şubemizde örgütlü BaşözEnerji’den Ali Galip Pehlivan, Nail Doğan, SerkanKarakaya evlendi ve Hakan Büyükatak veAli Doğan’ın oğlu dünyaya geldi.Bursa Şubemizde örgütlü işyerelerimizdenİbrahim Tezcan’ın kız, Sunay Hesapçı’nın erkek,Mehmet Neşeli’nin kız, Nusret Ulutaş’ınkız, Erkan Akçaseven’in erkek, İlhanVatansever’in kız, Bülent Şen’in kız, MetinÖnder’in kız, Tugay Uslu’nun erkek, MehmetNizam’ın kız, Rıdvan Şengül’ün kız, MehmetAli Karakuş’un erkek, Sezgin Alan’ın erkek,İsmail Çevik’in erkek çocukları dünyaya geldi.Emre Karamuklu ve Murat Deniz evlendi.Dünyaya yeni gelen minik kardeşlerimize hoş geldiniz diyor, sağlıklı bir yaşam temenni ediyoruz. Yenievli çiftlere ömür boyu mutluluklar dileriz.BULMACAHazırlayan: Şahin KarayılanSOLDAN SAĞA:1) Sendikamız Onursal Genel Başkanın adı soyadı.2) En yüce değer./Gorki’nin ünlü bir romanı./Baston.3) Bir uzunluk ölçüsü birimi./Kıtanın kısa yazılışı./Güzel, zarif, kaba olmayan.4) Geleneğe dayanan./Sodyumun simgesi.5) Erzincan’ın bir ilçesi.6) Uzaklık ifade eder./Bir ilimiz./Dört kenarı birbirine eşit dik açılarla birleşen geometrikşekil.7) Çetin adlı bir yazarımızın soyadı./Bir bağlaç./Güç, kudret.8) Helyum elementinin simgesi./Gerçeğe aykırı olan, sahte, asılsız.9) Aykut soyadlı eski bir çalışma bananımız adı./Asalak bir böcek./Kalayın simgesi.10) Yapma, etme./Kur-an’ın cümlelerinden her biri.11) İki şeyi birbirinden ayıran mesafe./Karışık renkli, alacak.12) Dünyaca ünlü bir roman yazarımız.YUKARIDAN AŞAĞIYA:1) Ünlü bir roman yazarımız.2) Korkusuz, emniyet sahibi, güvenilir./Bayrak, sancak./Rusça’da evet.3) Çok temiz ve iyi huylu./Bir nota.4) Belirli bir yaştan sonra saçlarımıza düşen./Argoda gereken yiyecek ve içecek şeyler,azık./Bir şaşma ünlemi.5) Yayla çalınır, dört telli perdesiz bir müzik aleti./Nikelin simgesi.6) Van’ın bir ilçesi./Meyve kurusu.7) Şan, şöhret, nam./Vilayet./Özellikle revü gösterileri yapılan içkili eğlenceli yer.8) Nazım Hikmet’in soyadı./İskambilde bir kağıt./Amerkyumun simgesi.9) Bir kıta adı./Büyükbaba, cet.10) Halk dilinde Karadeniz halkından olan./Ermiş, evliya./Köpeklere verilen bulamaç.11) Sabah rüzgarı, ilham./Aşamasız asker./Bir doğa felaketi.12) Sayıları göstermeye yarayan işaretlerin genel adı./Karşıt elektrik taşıyan iki telinveya maddenin birbirine dokunması.1234567891011121 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
32Birleşik <strong>Metal</strong>-İşKasım 2008Nükleer değil… Yenilenebilir enerji kaynaklarıGüneşi ve rüzgârı özelleştiremezsinizGüneş atmosferin içine ısı ve ışığını hiçbir karşılıkbeklemeden verir. Güneşin enerjisi ile atmosferiniçinde yaşam koşulları oluşur ve bunun için insanlarınkatkısına gerek yoktur, gölge etmemesi yeter. Güneş vetürevleri olan doğal enerji kaynaklarından jeotermal,biokütle ve su kaynakları bulundukları ülke ve coğrafikonumlarda sahiplenilirken güneşi ve rüzgârı sahiplenmekmümkün olmaz.Doç. Dr. Tanay Sıdkı UyarTÜRÇEP Türkiye Çevre Platformu KoordinatörüMarmara Üniversitesi Öğretim Üyesi, EUROSOLAR Türkiye, Avrupa YenilenebilirEnerjiler Birliği Türkiye Bolümü BaşkanıÜlkelere bölünmüş ve paylaşılmış olan yeryüzününtopraklarında insanca ve hakça düzenin sürdüğü ve demokrasinininsana yakışır bir düzen olarak benimsendiğiülkelerde tüm doğal kaynaklar o ülkede yaşayanlarınortak varlığı olarak benimsenir. Doğru olan ve demokratikbir yaşamın gereği de budur.Antidemokratik siyasi partiler ve seçim sistemlerinesahip ülkelerde ise sermaye güçleri ve onların kamukuruluşlarında görevlendirilmesini sağladığı bürokratlardoğal kaynakları kendi ticari amaçları için hoyratçakullanır ve doğal yaşam çevresini tahrip eder. 1850’lerdenitibaren yeryüzünde kullanılmaya başlanan fosilenerji ve 1950’li yıllardan itibaren kullanılan nükleerenerji, yeryüzündeki insanca yaşamın en temel tehdidihaline gelmiş ve milyonlarca insanın savaşlarda ölmesine,yüz milyonlarca insanın kanser ve benzeri hastalıklarayakalanarak yaşamlarını kaybetmelerine nedenolmuştur. Savaşlar ve salgın hastalıklar tüm doğal kaynaklarıve diğer canlıları da yok etmiş ve yeryüzününpek çok bölgesinde geriye dönüşü mümkün olmayantahribatlar yaratmıştır.Savaşların körükleyicisi olarak silah sanayileri gelişmiş,kanser ve diğer hastalıkların tedavisi için gereklisağlık harcamaları ülkelerin bütçelerinin önemli birkısmını oluşturmuş ve geçimini bu sektörlerden sağlayanbüyük bir silah ve ilaç endüstrinin güçlenmesineve varlıklarını sürdürmek için savaşları ve hastalıklarıdestekler hale gelmesine neden olmuştur.Çernobil1970’li yıllarda petrolkrizi ve fosil yakıtların yaptığıtahribat endüstrileşmişülkelerde zorunlu olarakenerjinin etkin kullanımınıgündeme getirdi. Bu önlemyeterli olmadı. Başta ABDve AB ülkeleri olmak üzereyenilenebilir enerji kaynaklarınadönmek ve yenilenebilir enerji kaynaklarındanısıl enerji ve elektrik üretecek teknolojileri geliştirmekzorunda kaldı. Nükleer silah üretimi amaçlı olarak çalıştırılannükleer santraller ise 1978 yılından itibarenpahalı, atıkları depolanamaz, denetlenemez ve insanlarlabirlikte var olamaz bulunduğu için terk edilirkendiğer ülkelerde çalıştırılıp tüm bedeller diğer ülkelereaktarılmaya başlandı.2000 yılından itibaren rüzgâr ve güneşten elektriküretimi teknolojileri geliştirildi. Başta ABD ve AB olmaküzere tüm diğer endüstrileşmiş ülkelerde yaygınolarak kullanılmaya başlandı. Endüstrileşmiş ülkelerbağımsızlıklarını korumak için diğer ülkelerce de özelleştirilmesimümkün olmayan güneşe ve rüzgâra belbağlamak zorunda kaldılar.Endüstrileşmiş ülkeler sınırlı miktarda sahip olduklarıözelleştirilemeyen kaynaklara yönelirken kendilerininsahibi oldukları fosil ve nükleer kaynakları ihracatkredileri, tahkim anlaşmaları ve hazine garantileri ileTürkiye gibi ülkelere aktararak enerji bağımsızlıklarınısağlamak için gerekli tüm maliyetleri Türkiye Cumhuriyetivatandaşlarına ödettiriyorlar.Endüstrileşmiş ülkelerin kendi sorunlarını çözmekiçin buldukları bu çözümüeleştirmek ve onların düzelmelerinibeklemek ve mücadeleyisadece bu karşı çıkışlasınırlamak yetersiz ve safbir yaklaşımdır. Yapılmasıgereken özelleştirilmesimümkün olmayan güneş verüzgârın daha yaygın kullanılmasıve özelleştirmeninmümkün olduğu fosil venükleer enerji kaynaklarınınülkemizde uzun yıllarkullanımını kolaylaştıran vetüm kirliliğinin Türkiye’yeaktarılmasını sağlayan tümuluslararası ikili anlaşmalarıniptal edilmesidir.Türkiye Cumhuriyeti sınırları içine doğmuş vedoğal olarak bu ülkede yaşayanların bir parçasıolan aydınlara, çiftçilere, işçilere, kamu emekçilerine,emeklilere, mühendislere, öğretim üyelerineönemli bir görev düşüyor.Bu görev, diğer dünya ülkelerine göre daha büyükbir potansiyele sahip olduğumuz yenilenebilirenerji kaynaklarının yaygın kullanımını savunmakve bu mücadeleyi ülkemizde sürdürülen barış ve demokrasimücadelesinin ayrılmaz bir parçası olarakkabul etmek...