20.08.2015 Views

bakıp

SAYI 210 Ocak 2013 - Birleşik Metal-İş

SAYI 210 Ocak 2013 - Birleşik Metal-İş

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Birleşik Metal-İşOcak 2013 3İşleri için, onurları için, kendilerine yapılan saldırıları protesto içinDaiyang-SK Metal işçileri “Açlık Grevi”nde22 Ocak Salı günü, Çorlu CumhuriyetMeydanı’nda, onurlu bir mücadele başladı.Milletvekilleri, sendikalar, siyasi partiler,emek dostları, Daiyang-SK işçileri ile birlikteyürüdüler...Avrupa Serbest Bölgesi’nde, iki aydır grevde olanDaiyang-SK işçilerine saldırılar devam ediyor. Yasalarıçiğneyen G. Koreli işverene göz yumuluyor. Kanunsuzluğadikkat çeken işçiler polisten gaz ve cop yiyor.Daiyang-SK işçileri yaşadıkları bunca haksızlığıprotesto etmek, bu ülkeyi yönetenleri uyarmak, bu ülkeninmülki amirlerine ve kolluk güçlerine yapılmasıgerekenleri hatırlatmak için açlık grevine başladılar.Kanuna karşı gelenlerdeğil, kanuna uygundavrananlarcezalandırılıyor...Daiyang-SK işçilerininbu mücadelesi birekmek ve hak mücadelesindenöte, birinsanlık ve vatandaşlıkhakları mücadelesidir.Açlık grevine destek büyüyor.“Sizi sigortalı çalıştırıyoruz, asgari ücretinizi ödüyoruz.Türkiye’de bundan iyisi can sağlığı daha neistiyorsunuz?” diyerek 130 işçiyi karda kışta greveçıkmak zorunda bırakan Güney Koreli patronlar, kendiülkelerinden getirdikleri vatandaşlarını grevdekifabrikaya sokup üretim yaptırmaya çalıştılar.Buna karşı basın açıklaması yapmak isteyengrevdeki Daiyang-SK işçilerinin yürüyüşü polis tarafındanengellendi, 5 grevci işçi yaralandı. Aynı günTekirdağ İş Müfettişleri işyerinde yapılan incelemesonucu kaçak işçileri tespit etti..İki gün sonra, grevde olan işyerinde ve kaçak işçilerleüretildiği müfettiş raporlarınca da tespit edilenürünleri çıkarmak üzere polis eşliğinde fabrikayaTIR’lar sokuldu. Kanunlara aykırı bir şekilde üretilenve grevdeki işyerinden ürün çıkartılmasını engellemekisteyen grevci Daiyang-SK işçilerine yine polismüdahalesi oldu.Fabrika önünde nöbette bulunan, aralarında sendikamızyöneticilerinin de bulunduğu çok sayıdagrevci işçi yaralandı.Kore gazisi Trakyalı Hasan dedeDayanışma için geldi...“Koreliler gelip bizi sömürsün ve cocuklarımızı ezsinler,haklarını yesinler diye oraya gidip savaşmadık biz!”dedi. Moral ve güç verdi...


4BirleşikMetal-İşOcak 2013Greve çıktıkları ilk günün heyecanı ve kararlılığı içindelerAvrupa Serbest Bölgesi’nde faaliyet gösterenbir işletmeye sağlanan ayrıcalıklara göz atınca, herkoşulda polis copu ve gazını da yanlarında istemenedenleri anlaşılıyor hemen..İşte diğer teşvikler:• %100 Vergi Muafiyeti• Gümrük vergisi KKDF muafiyeti• Muhtasar Muafiyeti• Enflasyon muhasebesi imkanı• Serbest kâr transferi• Hazır ve kaliteli altyapı• Yabancı sermayeye eşit imkanlar• Mülkiyet hakkı• Basitleştirilmiş işlemler• Yüksek ve kaliteli işgücü potansiyeli• İkinci el makine ithalinde serbestlikAçlık grevi Meclis gündemindeAçlık grevinin ilk gününde işçileredestek veren CHP Tekirdağ MilletvekiliCandan Yüceer, konuyu Meclis gündeminetaşıdı. TBMM Başkanlığına yazılısoru önergesi verdi:“... Güney Kore’den yasadışı olarakgetirilen işçilere yönelik nasıl bir yaptırımuygulanmıştır? Firma yönetimi hakkındaherhangi bir işlemde bulunacakmısınız? ... Güvenlik güçlerinin grevdekiişçilere yönelik biber gazı ve coplarlamüdahale etmesinin emrini kim vermiştir?... Başbakan Erdoğan’ın,‘Çalışanınemeğini sömürmeyin’ sözünden hareketleasgari ücretle ve sendikal haklarındanyararlanmadan çalışan işçilerindurumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?- Daiyang SK firması ile ilgili bugünekadar bakanlığınıza şikayet gelmişmidir? Firmaya bugüne kadar ne tür cezaiişlemler uygulanmıştır?-Açlık grevindeki işçilerin sağlığındaonulmaz yaralar açacak grevin sonaerdirilmesi konusunda bakanlığınız sorumlulukalacak mıdır? Olumsuzluklarınsorumlusu kim olacaktır?”Yine İstanbul Milletvekili A. LeventTüzel, 21 Ocak’ta konuyu Meclis gündeminetaşımıştı.“... Birleşik Metal İş’in örgütlü olduğufabrikada yapılmak istenen ilksözleşmede patronun uzlaşmaz tutumu,IndustriALL’dan Daiyang SK Yönetimine Sert UyarıIndustriALL Küresel Sendikası Genel Sekreter YardımcısıKemal Özkan’ın Daiyang SK Yönetimine gönderdiğimektup:Mr. Kang Chan-kuCEO, Daiyang MetalMr. Chey Tae-wonBaşkan&CEO SK HoldingsCenevre, 28 Aralık 2012grev kırıcılığıile hukuksuzlukboyutunaulaşmıştır. ...130 işçiyi kardakışta greveçıkmak zorundabırakanGüney Kore’lipatronlarıntalimatıyla, polislerin grevdeki işçilerinüzerine saldırtılmasına kim izin vermiştir?... Bakanlığınız müfettişleri bu yasadışıgrev kırıcılığını tespit etti mi?Grev kırıcılığı yaparak Sendikalarve Toplu Sözleşme Kanununu ihlal edenDaiyang patronu hakkında Bakanlığınızcane işlem yapılmıştır? ... İşçilerinçalışma saatleri ve nöbetleri dışındaişyerlerinin önünde bulunmaları nedenyasaklanıyor? ... ekmeklerini büyütmek,insancaçalışmak içinbin bir türlümezalime vezulme maruzkalan işçilerinsorunlarınınçözülmesi içinBakanlığınızınbir girişimiolacak mıdır?”15 Aralık 2012’de Daiyang-SK işçileriyle bir toplantı yapılarak, süreç değerlendirildi ve ardından ilkgrev ödentisi yapıldı. 22 Aralık’ta da, grevdeki üyelerimize 2. ödeme ve erzak dağıtımı yapıldı.12 Aralık 2012 tarihinde, Trakya Şubemizin salonunda, Daiyang-SK işçileriyle Komite Eğitimi yapıldı.Sayın Bay Chan-ku ve Tae-won,Size bu mektubu dünya genelinde 140 ülkede imalatsektöründe çalışan 50 milyondan fazla işçiyi temsil edenIndustriALL Küresel Sendikası adına yazıyorum. BirleşikMetal İş sendikası da bu geniş küresel sendika ailesinin birparçasıdır.IndustriALL Küresel Sendikası olarak Çorlu, TekirdağAvrupa Serbest Bölgesinde yer alan Daiyang SK Metal tesisindeyaşanan çalışma ilişkileri durumuyla ilgili, üyemizBirleşik Metal-İş tarafından bilgilendirildik. Bize ulaşan bilgilereve belgelere gore Birleşik Metal İş, 2010 başlarında birörgütlenme kampanyası yürütmüş, yereldeki yönetiminiz busendikal faaliyeti öğrenir öğrenmez öncü işçiler işten atıldı,yerel mahkeme Daiyang SK’daki işten çıkarmaların sendikalnedenlerle olduğuna karar verdi ve işten atılan işçileregeri dönme hakkı doğdu; bunun ardından ise yereldeki DaiyangSK yönetimi Türkiye Cumhuriyeti Çalışma Bakanlığıtarafından verilen yetki belgesine itiraz ederek mahkemeyegitti; iki yıl süren mahkeme sürecinin sonunda mahkeme,Birleşik Metal-İş’in toplu sözleşme yapmaya yetkili olduğunakarar verdi ve Mayıs 2012’de taraflar ilk kez birarayageldi. Yerel yönetimin görüşmeler süresince devam edendüşmanca tavrı, Kasım ortasına kadar sürdü, bu tarihtensonra ise sendikanın taleplerine herhangi bir makul önerigelmedi. 14 Kasım 2012’den itibaren ise Birleşik Metal-İşüyeleri grevdeler. Sendikanın grev kararının ardından yereldekiyönetim grevi engellemek için referanduma gitmekararı aldı ancak işçiler grev kararından yana oy kullandılar.Bizim açımızdan şu açık ki, Daiyang SK en başındanberi, sendikalaşma çabalarına ve gerek Türkiye CumhuriyetiAnayasası gerekse Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararasısözleşmelerle işçilere tanınan en temel hak olan toplusözleşme ve grev hakkını kullanmak isteyen sendika üyesiişçilere karşı düşmanca tavır sergilemektedir. Örgütlenmeözgürlüğüyle ilgili olarak firmanızın, işçileri sendikaya üyeliknedeniyle işten çıkardığı mahkeme kararıyla kesinleşmiştir.Toplu sözleşme hakkıyla ilgili olarak ise, Daiyang SK tümyöntemleri ve taktikleri kullanarak oyalamaya çalışmış vegörüşmeler sırasında hiç bir şey önermemiştir. Grev hakkıkonusunda ise, şirket yöneticileri grevdeki işçilere adil olmayanve sendika düşmanı yazılı mesajlar ve SMS’ler atmış,grevcileri dağıtmak için güvenlik güçlerini kullanmış vegrev çadırını dağıtmıştır. Tüm bunların yanı sıra DaiyangSK süren grevi kırmak için grev kırıcılar kullanmıştır ve şirketinKoreli yöneticilerinden biri, grevdeki işçilerden birineşiddet kullanmaya yeltenmiştir, tüm bunlar yereldeki yönetiminbaskı ve tehdit yöntemlerini açıkça göstermektedir.IndustriALL Küresel Sendikası bu durumdan derinüzüntü duymaktadır. Dolayısıyla sizi daha fazla geciktirmedenüyemiz olan Birleşik Metal İş’le anlamlı ve yapıcı birdiyaloğa girerek toplu sözleşme sürecini işçilerin en temelhaklarına saygı temelinde sonlandırmaya davet ediyoruz.Size hatırlatmak isteriz ki, eğer süreç bu şekilde devamederse, gerekli eylemleri yapmaktan çekinmeyeceğiz, bunlararasında küresel kamuoyunu harekete geçirmek içinkampanyalar düzenlemek ve tedarikçilerle ilgili güçlü maddeleriçeren küresel çerçeve anlaşmalarına imza atmış olanbazı müşterilerinizi harekete geçirmek de dahil.Hızlı cevabınızı bekliyorum,Saygılarımla,Kemal ÖzkanGenel Sekreter Yrd - IndustriALL Küresel Sendika


Birleşik Metal-İşOcak 2013 5CoşkuluDayanışmaGecesiGrevci Daiyang-SK Metal işçileri ile dayanışma amacıyla13 Ocak 2013 tarihinde Çorlu Memduh Şevket Esendal TiyatroSalonu’nda bir etkinlik düzenlendi.Yoğun katılımın olduğu gece, Sendikamız tarihinin ve Daiyanggrev sürecinin anlatıldığı sinevizyon gösterimi ile başladı.Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu ve Daiyang SK İşyeriTemsilcisi Ali Rıza Köse’nin konuşmalarının ardından, BİL-KAR Tiyatro Topluluğu, Bilgesu Erenus'un yazdığı “Nereye PayidarNereye” adlı oyunu sergiledi.Salonu hınca hınç dolduran grevci işçiler, aileleri veçocukları, dayanışma adına geceye katılan sendika, siyasiparti yöneticileri ve Çorlu halkı sloganlar ve alkışlarla etkinliğimizincoşkulu geçmesine katkıda bulundular.Dayanışma etkinliğimizin sonunda Şube Başkanımızgrevci işçiler adına BİLKAR Tiyatro Topluluğu’na çiçekverdi ve teşekkür etti.


6BirleşikMetal-İşOcak 2013Elkim’de makinalara el koydukElkim işvereni, hiçkimseye bildirmeden, işyerini kapatmaya karar vererek;bir gece makinaları TIRlara yükleyip kaçmaya kalkışınca, işçiler fabrika önündenöbete durdular.1 Aralık'tan itibaren fabrika önünde nöbet tutan işçiler, alacakları konusundakararlı olduklarını gösterdiler.Üyelerimizin alacakları için hukuksal süreci başlatan Sendikamızın makinalarahaciz koyma işlemi de gerçekleştirildi.Fabrikanın kapatılmasının ardından, 70 üyemizin aynı bölgede örgütlü olduğumuzBaysan Kazan'da işbaşı yapması sağlandı, diğer işçiler için de benzergirişimler devam ediyor.Cengiz Makina’daSarı sendikanın son oyunuMayıs ayında üyeliklerin tamamlanıp yetki tespit yazımızın geldiği işyerinde, TürkMetal yetkimize itiraz etti..Cengiz Makina çalışanı olarak sadece tek bir üyesinin olmasına rağmen, yetki itirazındabulunarak dava açan, işçilerin toplu sözleşme hakkını gaspetmeye çalışan sarısendikaya tepki büyük. Sendikasına sahip çıkan Cengiz Makina işçisi, yetki davasının19 Şubat’ta görülecek duruşmasını bekliyor..Tabo işçileri,Sendikanıza hoşgeldiniz2012’nin Nisan ayında, sarı sendikadan topluca istifa ederek, sendikamızaüye olmuşlardı..Tuzla Kimya Sanayi Sitesi Organize Bölgesi’nde kurulu bulanan TaboOtomotiv Makina San. ve Tic. A.Ş. işyerinde çalışan işçiler, İstanbul 1 NoluŞubemizde örgütlendiler…Sendikamız, işyerinde toplu iş sözleşmesi sürecini başlatmış bulunmaktadır.Şubemizde 15 Aralık’ta yapılan toplantıya üyelerimiz yoğun ilgi gösterdiler.DİSK’teki görevlerdençekilme kararı10-12 Şubat 2012 tarihlerinde yapılan DİSK GenelKurulu’nda konfederasyonumuzun Genel Sekreterliğineseçilen sendikamız Genel Başkanı Adnan Serdaroğluve çeşitli kurul üyeliklerine seçilen SendikamızYöneticileri, yaklaşık bir yıldır sürdürmüş olduklarıtüm görevlerinden, DİSK Yönetim Kurulu içindeuzun bir süredir yaşanan sendikal anlayış farklılıklarınınderinleşmesi ve gösterdiğimiz tüm çabalara rağmenbunların ortadan kaldırılması için gereken adımlarınatılmaması üzerine ve Konfederasyonumuzunbu çatışma sürecinden zarar görmemesi için, çekilmekararı almıştır.17.12.2012 tarihinde toplanan Başkamlar Kurulumuzda, gündemdeki konular görüşülerek, yeni yılailişkin etkinlik planları ele alındı..


Birleşik Metal-İşOcak 2013 9Yetki - işkolu itirazı davalarındaSon gelişmelerBoschBosch San. ve Tic. A.Ş. işyerlerinde yürütülen örgütlenmefaaliyetleri sonucunda Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanlığı’na Sendikamız yetki tespiti talebiyle04.05.2012 tarihinde başvurmuştur. Bakanlık 07.11.2012tarih ve 592/12775 sayılı yazısı ile müvekkil Sendikanın04.05.2012 başvuru tarihi itibarıyla Bosch San. ve Tic.A.Ş. işyerlerinde çoğunluğu sağlamadığına ilişkin olumsuzyetki tespit yazısı düzenlemiştir. Müvekkilim olumsuzyetki tespiti yazısının iptali ve 04.05.2012 başvurutarihi itibarıyla çoğunluğu sağladığının tespiti istemiyleBursa 3. İş Mahkemesi’nin 2012/445 E. sayılı dosyasındadava açılmıştır.Yine Türk metal Sendikası’na verilen yetki tespitininiptali istemiyle de Bursa 3. İş Mahkemesi’nin 2012/444 E.sayılı dosyasında dava açılmıştır. Her iki davanın duruşması19.02.2013 tarihinde yapılacaktır.Bosch RexrothBosch Rexroth Otomasyon San. ve Tic. A.Ş. işyeriile ilgili 04.05.2012 tarihinde yaptığımız başvuru sonucundada işyerinde gerekli çoğunluğu sağlayamadığımıziddiasıyla Bakanlıkça tarafımıza olumsuz yetki belgesigönderilmiştir. Bu tespitin de iptali talebiyle Bursa 4. İşMahkemesi’nin 2012/431 E. sayılı dosyasında açılan davanınduruşması 12.02.2013 tarihinde yapılacaktır.Ceha Büro MobilyalarıKayseri’de kurulu Ceha Büro Mobilyaları Ltd. Şti.işyerinde çalışan işçilerin Sendikamıza üyeliklerinin ardından,Bakanlığa yetki tespiti başvurusu yapılmıştır. Bakanlıkadı geçen işyerinde çoğunluğu sağlayamadığımızailişkin olumsuz yetki belgesi yazısını tarafımıza göndermiştir.Anılan yetki belgesinin iptali talebiyle Kayseri 3.İş Mahkemesi’nde açılan davanın duruşması 16.04.2013günü yapılacaktır.MKS TransformatörMKS Transformatör Ekip. San. ve Tic. Ltd. Şti., işyerineilişkin Bakanlığın Sendikamıza gönderdiği yetkitespiti yazısına işveren itiraz etmiştir. Dava Kocaeli İşMahkemelerinde görülmektedir.Fontana Pietro KalıpFontana Pietro Kalıp San. ve Tic. A.Ş., işyerinde yürütülenörgütlenme çalışmalarının ardından yaptığımızbaşvuru neticesinde Bakanlık olumlu yetki tespiti yazısıdüzenleyerek tarafımıza göndermiştir. İşveren yetki tespitiyazısının iptali talebiyle Kartal 2. İş Mahkemesindedava açmıştır. Dava yetkisiz mahkemede açıldığı içinyetki itirazında bulunduk. Duruşma 24.04.2013 tarihindegörülecektir.Cengiz MakineTürk Metal Sendikası’nın yetkili olduğu Cengiz MakineSan. Tic. A.Ş. işyerinde işçiler adı geçen Sendikadanhoşnutsuz oldukları için bu sendikadan istifa edip Sendikamızaüye olmuşlardır. Başvurumuz üzerine Bakanlığınadı geçen işyerinde çoğunluğu sağladığımıza ilişkin düzenlediğiyetki tespiti yazısının iptali talebiyle Türk MetalSendikası Kocaeli 2. İş Mahkemesi’nde dava açmıştır.Federal MogulFederal Mogul Tp Liner Europe Oto. Ltd. Şti. işverenliğiBakanlık tarafından Sendikamıza verilen olumlu yetkitespiti yazısının iptale talebiyle dava açmıştır. Açılan davareddedilmiş olup karar henüz kesinleşmemiştir.Crown BevcanKocaeli ve Osmaniye’de fabrikası bulunan CrownBevcan Türkiye Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. işvereni, yürüttüğümüzörgütlenme çalışmaları sonucunda Bakanlıkçatarafımıza verilen olumlu yetki tespiti yazısının iptali talebiyledava açmıştır. Açılan davanın duruşması 07.02.2013günü yapılacaktır.Toprak Demir DökümToprak Demir Döküm San. ve Tic. A.Ş. işyerinde topluiş sözleşmesi bağıtlamak için Bakanlığa yaptığımızbaşvuru sonucunda tarafımıza olumlu yetki tespiti yazısıgönderilmiştir. Tespit yazısının iptali talebiyle işveren Eskişehirİş Mahkemesi’nde dava açmıştır. Davanın yetkisizmahkemede açılması nedeniyle yetki itirazında bulunduk.Duruşması 15.03.2013 günüdür.RemeksRemeks San. Ürünleri Üretim ve Dış Tic. Ltd. Şti.işyerinde çalışan işçilerin Sendikamıza üye olmalarınınardından yaptığımız başvuruya Bakanlıkça verilen olumluyetki tespiti yazısının iptali talebiyle işverenin açtığıdavanın duruşması 07.03.2013 tarihinde görülecektir.RSA TesisatRSA Tesisat Mal. San. ve Tic. A.Ş. işyeri için Sendikamızaverilen olumlu yetki tespiti yazısının iptali içenMESS tarafından açılan davanın duruşması 26.03.2013günüdür.Mahle Mopisan KonyaKonya’da bulunan Mahle Mopisan Konya Yedek ParçaSan. ve Tic. A.Ş. işyerinde gerekli çoğunluğu sağladığımızailişkin olumlu yetki tespiti yazısına işveren ve TürkMetal Sendikası tarafından yapılan itiraz davası lehimizebitmiş olup dosya Yargıtay’da inceleme aşamasındadır.Çınar BoruÇınar Boru Profil San. ve Tic. A.Ş. işyeri için yaptığımızbaşvuru sonucunda Bakanlık yasanın aradığı çoğunluğusağladığımıza ilişkin olumlu yetki tespiti yazısıdüzenlemiştir. İşverenin Bakanlık tespitinin iptali talebiyleaçtığı dava aleyhimize bitmiş olup karar tarafımızdantemyiz edilmiştir. Karar Yargıtayca bozulmuş olup yargılamadevam edecektir.Mas Daf MakineMas Daf Makine San. A.Ş. işyeri için Bakanlığa yapılançoğunluk tespiti başvurusu sonucunda tarafımıza olumluyetki tespiti yazısı düzenlenerek gönderilmiştir. İşvereninyetki tespitinin iptali talebiyle açtığı davada lehimizekarar verilmiştir. Ancak Yargıtay’ın bozma kararı üzerineyapılan yargılama sonucunda bu defa aleyhimize karar verilmişolup anılan karar tarafımızdan temyiz edilecektir.SanelSanel San. Elek. İm. Ve Tic. Ltd. Şti.. işyeri için Bakanlığınbaşvurumuz üzerine tarafımıza verdiği olumluyetki tespit yazısının iptali talebiyle işveren tarafından İstanbul9. İş Mahkemesi’nde açılan davanın duruşması ise20.03.2013 tarihindedir.Procast MetalProcast Metal San. ve Tic. Ltd. Şti. işyerinde yürütülenörgütlenme faaliyeti sonucunda, Bakanlığa yaptığımızbaşvuru ile tarafımıza verilen olumlu yetki tespityazısının iptali için işveren tarafından, İstanbul 7. İşMahkemesi’nde açılan davada aynı işyerinden çıkarılanüyelerimiz için açılan işe iade davalarının sonucu beklenmektedir.Bir daha ki duruşması 04.04.2013’tür.Akdeniz ÇiviAkdeniz Çivi Tel Nak. San. ve Tic. ltd. Şti. işyeri içinBakanlığa yapılan çoğunluk tespiti başvurusu sonucundatarafımıza olumlu yetki tespiti yazısı düzenlenerek gönderilmiştir.İşveren yetki tespitinin iptali talebiyle açtığı davalehimize bitmiş olup karar Yargıtay tarafından da onanmıştır.Civtaş CıvataCivtaş Cıvata İm. San. ve Tic. A.Ş. işyerinde yürüttüğümüzörgütlenme çalışmalarının ardından yaptığımızbaşvuru sonucunda Bakanlık sendikamıza olumlu yetkitespiti yazısının düzenlemiştir. İşveren yetki tespitinin iptaliistemiyle Kartal 2. İş Mahkemesi’nde dava açmıştır.Yaptığımız yetki itirazı sonucunda mahkeme dosyayı yetkiliİstanbul 17. İş Mahkemesi’ne göndermiştir.Casper BilgisayarCasper Bilgisayar Sistemleri A.Ş. işyeri için Bakanlığayaptığımız çoğunluk tespiti başvurusu sonucunda, tarafımızaolumu yetki tespiti yazısı verilmiştir. Tespitin iptalitalebiyle işveren tarafından açılan davada, işkolu itirazıdavasının sonucu beklenmektedir. Duruşması 12.03.2013günüdür. İşverenin başvurusu üzerine işyerinin “Ticaret,büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkolunda kurulu olduğunadair Bakanlık kararına karşı yaptığımız itiraz reddedilmişolup karar Yargıtay tarafından da onanmıştır.D.S.C. OtomotivD.S.C. Otomotiv Koltuk Sistemleri San. ve Tic. A.Ş.talebimiz sonucunda Bakanlığın işyerinde yasanın aradığıçoğunluğu sağladığımıza ilişkin olumlu yetki tespiti yazısınaişveren itiraz etmiştir. Kocaeli 2. İş Mahkemesi’ndegörülen davada yerel mahkeme aleyhimize karar vermiştir.Temyiz talebimiz üzerine Yargıtay tarafından bozulankarar sonucunda yerel mahkemede de davanın reddinekarar vermiştir. Dosya temyiz aşamasındadır.Miralbueno OtomotivMiralbueno Otomotiv Yan San. Ltd. Şti. işyerinde yürütülenörgütlenme faaliyeti sonucunda Çalışma ve SosyalGüvenlik Bakanlığı’na yapılan yetki tespiti talebimizsonucunda Bakanlık işyerinde yasanın aradığı çoğunluğusağladığımıza ilişkin olumlu yetki tespiti yazısı düzenlemiştir.İşverenin Bakanlık tespitinin iptali talebiyle açtığıdava reddedilmiş olup dosya temyiz aşamasındadır.MMZ Onur BoruMMZ Onur Boru Profil Üretim San. ve Tic. A.Ş. işyerindeiçin Bakanlığa yaptığımız başvuru ile tarafımızaverilen olumlu yetki tespit yazısının iptali için işveren İstanbul9. İş Mahkemesi’nde dava açmıştır. Davada aleyhimizekarar verilmiş olup tarafımızdan temyiz edilmiştir.Samka MetalSamka Metal Ambalaj San. A.Ş. işyerinde yaptığımızbaşvuru sonucunda Bakanlık yasanın aradığı çoğunluğusağlayamadığımıza ilişkin tarafımıza olumsuz yetki tespitiyazısı göndermiştir. Bu tespit yazısının iptali talebiyleİstanbul 12. İş Mahkemesi’nde açtığımız davanın duruşması30.01.2013 günüdür.Snop İzmit MetalSnop İzmit Metal San. ve Tic. A.Ş.’de yürüttüğümüzörgütlenme çalışma çalışmaları sonucunda Bakanlık işyerindeyasanın aradığı çoğunluğu sağladığımıza ilişkinyetki tespiti yazısını tarafımıza göndermiştir. Anılan tespityazısının iptali istemiyle işverenin açtığı dava aleyhimizebitmiş olup tarafımızdan temyiz edilmiştir. Yargıtay yerelmahkeme kararını bozmuştur. Duruşması 12.03.2013’tür.GEA KlimaGEA Klima San. ve Tic. A.Ş. işyerinde yürütülen örgütlenmeçalışmaları sonucunda Bakanlığa yetki tespititalebi ile başvurulmuştur. Bakanlık işyerinde gerekli çoğunluğusağlayamadığımıza ilişkin olumsuz yetki tespitiyazısı düzenleyerek tarafımıza göndermiştir. Bu tespitiniptali talebiyle açtığımız davanın duruşması 28.03.2013tarihinde görülecektir.


10Birleşik Metal-İşOcak 2013Anadolu Şubemizden09.12.2012 tarihinde Şube Başkanımızınkatılımıyla Çimsataş işyerindeüye toplantısı yapıldı.21.12.2012 tahininde Başkanımızınkatılımıyla Konya Mahle Mopisan işyerindenüyelerimizle toplantı yapıldı.22.12.2012 tarihinde Hatay’da YücelBoru işyeri ziyaret edilerek üyelerimizetoplu iş sözleşmesi süreciyle ilgili bilgilendirmetoplantısı yapıldı.25.12.2012 tarihinde Kayseri Cehaişyerindeki üyelerimizle Şube Sekreterimizbilgilendirme toplantısı yaptı.26.12.2012 tarihinde örgütlendiğimizCrown işyerinde Genel ÖrgütlenmeSekreterimiz Özkan Atar, Kocaeli ŞubeBaşkanımız Hami Baltacı ve Şube BaşkanımızRasim Gündal’ın katılımı ileüye toplantısı yapıldı31.12.2012 tarihinde Anadolu ŞubeBaşkanı ve Şube Sekreterimiz BaşözEnerji’den tüm üyelerimizle yeni yılkutlaması yapıldı.09.01.2012 tarihinde Kırşehir Çemaşişyerinde toplu iş sözleşme taslağı verildive üyelerimizle bilgilendirme toplantısıyapıldı.15.01.2012 tarihinde Şube BaşkanımızKayseri Ceha işçileriyle toplantılaryapıldı ve üyelik çalışmalarına devamedildi.17.01.2012 tarihinde Konya MahleMopisan işyerinde üyelerimizi ziyaretedilerek süreç hakkında bilgi verildi.Ve ayrıca; 23-24 Ocak tarihlerindeGenel Eğitim Sekreterimiz SeyfettinGülengül ve Toplu İş Sözleşmesi uzmanımızİrfan Kaygısız’ında katıldığı toplantılaryapıldıÇemaş’ta, MESS’siz TİS görüşmeleriGeçtiğimiz grup toplu iş sözleşmesigörüşmelerinde MESS’ten istifa ederek,ayrı sözleşme imzalayan, Anadolu Şubemizebağlı Çemaş Döküm işyerindeyeni dönem TİS görüşmeleri başladı.24 Ocak 2013 tarihinde de GenelEğitim Sekreterimiz Seyfettin Gülengülve Şube yöneticilerimiz, Çemaş’ı ziyaretederek, tüm vardiyalarla görüşerek süreçhakkında bilgilendirme yaptılar.24 Ocak 2013 tarihinde, Mahle Mopisan işçileriyle, TİS süreci hakkında bilgilendirmeve değerlendirme toplantıları yapıldı.07.01.2013 tarihinde Mersin Cimsataş işyerindeki sorunlar görüşüldü ve toplantılaryapıldı.CEHA’da yetki davası başladıİşverenin yaptığı muvazalı işlemlerin tamamının ortayaçıkacağı yetki tespiti ile ilgili hukuki süreç 24 Ocak2013 tarihinde yapılan duruşmayla başladı. Diğer taraftanüyelerimiz yapılan toplantılara katılım göstererek örgütlülüklerinigüçlü tutmaya devam ediyorlar.Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplandı19 Ocak 2013’te Sendikamız GenelMerkezinde toplanan GenişletilmişBaşkanlar Kurulumuzda yeniörgütlenmeler ve TİS süreci ele alındı.Şubelerin gündemindeki konulargörüşüldü.


Birleşik Metal-İş12 Ocak 20132012-2014 Grup toplu iş sözleşmesi…Metal işçileri:Yalanlara kanmayın, saldırılardan yılmayın!2010 grup toplu iş sözleşmesinde Birleşik Metal İş veüyelerinin verdiği mücadele, 12 Eylül 1980 sonrası gruptoplu iş sözleşmeleri tarihinde en ön sıraya yerleşti. Metalişçileri, dostları ve düşmanları dayatmaları kabul etmekzorunda olmadıklarını gördüler. Tüm ezberler bozuldu veartık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.2010 sözleşmesi etkisini sürdürüyor. 2012 Mart ayındaBursa’da Bosch işçileri ile başlayan ve işbirlikçi sendikanınbütün işyerlerini kapsayan süreç 2010 mücadelesive zaferlerinin ürünüdür.İşbirlikçi sendikal düzene karşı metal işçilerinin yükselentepkisi 2012 sözleşmelerine damga vurmaya dahasözleşme masalarına oturmadan başlamıştır. Bu kimi işyerlerindesendika değiştirme biçimini almış, kimi işyerlerindeise işbirlikçi TM’nin zorlanmasına yönelmiştir.Bugün itibariyle istifa etmeyen TM üyeleri işbirlikçisendikal düzenin yüzünü bir kez daha görmek durumundakalmışlardır. Sermayenin hizmetinde bulunanlar, işçilerinintepkisine karşı her türlü yöntemi denemekten çekinmemektedir.Önce bu yılın sözleşme yılı olacağını, üyelerine sormadantaslak hazırlamayacaklarını yaydılar.Taslağa yönelik en ufak bir hazırlıkları olmadığı BirleşikMetal’in taslağını kamuoyu ile paylaşmasının ardındanapar topar taslak açıklamalarıyla ortaya çıktı.Birleşik Metal’in taslağının kötü kopyasıyla piyasaçıktıklarında ilk şamarı büyük işyerlerinin işçilerindenyediler. Tepki büyüyünce işverenlerle işbirliği halindeişten çıkarmaları tezgahladılar. Tepkinin yükseldiği fabrikalardatespit ettikleri öncü işçilerin işten atılmalarınısağladılar ve basına verdikleri demeçlerle atılanların haklınedenlerle atıldığını söylediler.Sopa ve havuç politikasını bir arada götürme kararındalar.Taslaklarına yönelik tepkiyi söndürebilmek için,taslağın değişeceğini, her işyerine farklı sözleşme yapılacağıyalanını yaymaya başladılar. Bunu yaptıkça dahafazla çamura battılar: Taslakta yazmayan, kimsenin neolduğunu bilmediği rakamları alacaklarını iddia edebiler.Bütün bunlar yetmeyince, toplu sözleşmeyi baskılandırmak,kriz söylentileri ile işçilere geri adım attırmakiçin destek aradılar.Destek gecikmedi.Tofaş 3 vardiyadan iki vardiyaya düşürüldü ama nehikmetse üretilen araç sayısı arttı.Tofaş’taki işten atılmalar işbirlikçi düzenin nasıl biryapı olduğunu ortaya koydu.1200 işçinin atılmasına mı yanarsınız, bunların neredeysetamamının yasa ve toplu sözleşmesine aykırı biçimdegeçici çalıştırılmasına mı?Yoksa bu işçilerin gerçekte Tofaş’ın değil de bir taşeronşirketin işçileri olmasına mı? İşten atılmalara rağmenfazla mesailerin tavan yapmasına mı?Türk Metal’in yetkili olduğu yerlerin sendikal örgütlülükkapsamında değil, sermayenin çiftliği olarak değerlendirilmesigerektiğinin en açık örneği Tofaş’taki iştenatılmalar ile bir kez daha ortaya çıkmıştır.Artık hiç kimse en kötü sendika sendikasızlıktan iyidirlafını gevelemesin. İşveren işçiye dilediği her türlü çalışmakoşulunu yasaya ve toplu sözleşmeye aykırı biçimdekabul ettirecek, kitlesel biçimde işten çıkaracak, bunlar daben sendikayım diye ortalarda dolaşacak. Bu kadar ucuzolmamalı!Metal işçileri, işbirlikçi düzeni çok iyi tanımalılar.Söylenenlerin tamamı yalandır. Metal işçilerinin tepkisininortaklaşmasını engellemek, onları bölmek için daha40 türlü yol deneyecekler. Bunlar sermayenin talimatıdışında tek bir adım atmadılar ve bundan sonra da atamazlar.Metal işçileri bunların yakalarına yapışma fırsatınıgözlerinde fazla büyütmesinler. Bunlardan tümüyle kurtulmayıönlerine hedef olarak koymak ve hızla bunu gerçekleştirmeyeçalışmak zorundalar.2012 sözleşmeleri metal işçilerine bu yolda büyük birolanak sunuyor.Termo’da TİS imza Töreni27.12.2012 tarihinde Termo işyerinde düzenlenen TİS imza törenine, Genel Başkanımızve şube yöneticileri katıldı..


14Birleşik Metal-İşOcak 2013Sendikamız tarafından çıkartılan “Çalışma ve Toplum”Dergimizin 10. Yıl dönümünde; DeğerlendirmeToplantıları’nın ilki, “Sendikalar Yasası ve ÖrgütlenmeÖzgürlüğü” paneli, 26 Ocak 2013 tarihinde İstanbul ArmadaOteli’nde düzenlendi…Ülkemizdeki örgütlenme özgürlüğüve çalışma yaşamını düzenleyen yasalarınakademisyenler, milletvekilleri, avukatlarve sendika yöneticileri tarafından tartışıldığıtoplantıya, ilgi ve katılım yoğun oldu.Toplantının açılış konuşmasını sendikamızGenel Başkanı Adnan Serdaroğluyaptı.Adnan Serdaroğlu konuşmasında;“6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş SözleşmesiYasası yürürlük tarihi açısındanyeni olan, ancak yürürlüğe girdiği güneskiyen, çağın gerisine düşmüş bir yasaolarak hukuk tarihinde şimdiden yerini almıştır.Üstelik diğer yasal düzenlemelerdenfarklı olarak, 6356 sayılı yasa gerekçesindekendisinden önceki yasal düzenlemelerinyasakçı, kolektif hakların mantığına aykırıhükümlerini saptamıştır. Yetinmemiş, bukonuda uluslararası çağdaş normlara işaretederek, önüne endüstri ilişkileri sistemininözgürleşmesi gibi anlamlı ve yerindehedefler koymuştur. Ancak ve ne yazık kigetirmiş olduğu düzenlemelerle gerekçedeyapmış olduğu saptamaların tam aksiniyaparak yüz yıllık korkulara teslim olmuş,eski yasal düzenlemelere sadece makyaj olmanınötesine geçememiştir” dedi.Ve Türkiye’nin ekonomik sosyal gelişimi,sermaye birikim düzeyine bir de ‘Küreselrekabet’ bahanesiyle sendikal haklarısınırlama anlayışının devam ettiğini belirterek;“Emeği baskılayarak, sindirerek rekabetüstünlüğü sağlamak, bu üstünlükleekonomiyi ayakta tutmayı ummak yanıltıcıbir beklentidir. Temel bir hakkın gerçekleşmesinehizmet etmeyen, bu hakkı yasaklayanher yasal düzenleme için geçerli olan6356 sayılı yasa içinde geçerli olacaktır.Haklarına ulaşmada yasaları bir engel olarakgören çalışanlar, meşru haklarını almakiçin yasal engellere aldırmayacak noktayakaçınılmaz bir şekilde gelecektir” dedi.Prof Dr. Ahmet Selamoğlu’nun yönettiğiPanel’in birinci bölümünde; Sosyal GüvenlikBakanlığı Genel Müdür Yard. Lütfiİnciroğlu ve “Çalışma ve Toplum” dergisieditörü Dr, Avukat Murat Özveri birer sunumgerçekleştirdi.Toplantının forum bölümünde söz alançok sayıda akademisyen, sendikacı, iş müfettişive avukatlar kendi görüşlerini ifadeettiler.Toplantıda; 6356 sayılı Sendikalar veToplu İş Sözleşmesi Yasası’nın sendika,toplu iş sözleşmesi ve grev haklarına ilişkinkadim devlet anlayışını devam ettirdiğibelirtildi.“Çalışma ve Toplum” DeğerlendirmeToplantıları’nın farklı gündem maddeleriyletoplanması ve ayrıca bu panelde yapılansunum ve konuşmaların yer aldığı kitapçalışmasının Sendikamız tarafından yayınlanmasıkararlaştırıldı.Toplantımıza katılanlar:İzzet Çetin (CHP Ankara Milletvekili)Süleyman Çelebi (CHP İstanbul Milletvekili)Levent Tüzel (Bağımsız İstanbulMilletvekili)Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanlığından:Genel Md. Yrd. Lütfi İnciroğluKasım AslanM.Kutlay KıratlıSelahattin ÇetindağAkademisyenler:Ahmet Haşim KöseAhmet SelamoğluAlpay HekimlerAtilla ÖzseverB. Banu BilginBanu UçkanBerna Güler MüftüoğluErcan İsmail Ünalİzzettin ÖnderKübra Doğan YeniseyM.Erdem ÖzdemirM.Onat ÖztürkM.Polat SoyerMeryem KorayMesut GülmezMetin KutalMurat ÖzveriMüjdat ŞakarNergiz MütevellioğluÖ. Zühtü AltanÖmer EkmekçiPir Ali KayaRecep KaparSarper SüzekSayim YorgunSeyhan ErdoğduSüleyman BaşterziTekin AkgeyikTijen ErdutToker DereliUfuk AydınZeki ErdutSendikalardan:Ali Bektaş (Emekli-Sen)Ali Duman (Enerji-Sen)Arzu Çerkezoğlu (Dev Sağlık-İş)Baki Çınar (Kesk)Gürsel Kaya (Dev Sağlık-İş)Hansel Özgümüş (Enerji-Sen)İlhan Tuncer (Tek Gıda-İş)Mahsun Turan (Sosyal-İş)Mecit Amaç (Tek Gıda-İş)Mehmet Amaç (Tek Gıda-İş)Metin Ebetürk (Sosyal-İş)Mustafa Öztaşkın (Petrol-İş)Mustafa Türkel (Tek Gıda-İş)Rıdvan Budak (Tekstil)Seyit Aslan (Gıda-İş)Turgay Koç (Tek Gıda-İş)Zafer Ayden (Sine-Sen)Zarife Akbulut (Dev Sağlık-İş)Ayrıca:Av. İrfan TaşkınAv. Kayhan ÖzelAv. Ulaş DeğirmenciCihan Hüroğlu (Friedrich Ebert)Hasan Yalçın (İş Müfettişi)Utku Özverive çok sayıda basın mensubu toplantımızıizledi.10. Yıl!“Ekonomiye, çalışma yaşamına, topluma,çalışma hukukuna ilişkin dağarcığındasözü olanların, bilgiyi paylaşarakçoğaltmak isteyenlerin seslerini katacaklarıbir dergi olmak amacıyla…”Çalışma ve Toplum Dergimiz, 36. sayısı ile9. yılını doldurarak, 10. yılına girdi..Yayın yaşamında nice yıllar diliyoruz.


277 bin işçinin toplu sözleşme hakkı gasp edilecekYetki gaspının ilk adımı atıldıTürkiye Devrimci İşçi SendikalarıKonfederasyonu Araştırma Enstitüsü(DİSK-AR) tarafından hazırlanan“Yetki Sorunu Raporu 3”tenözetlenmiştir.6356 sayılı “Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi”kanunu gereğince, işkollarındakiişçi sayıları ve sendikaların üye sayılarınailişkin 2013 Ocak ayı istatistikleri yayınlandı.Milyonlarca işçinin toplusözleşme hakkınıngasp edilmesinin ilk adımı atıldı.Dünya’da örneği olmayan ve işçininsendika seçme, toplusözleşme hakkını ortadankaldırmayı amaçlayan işkolu barajı,yeni yasa ile % 3 olarak belirlendi. Bu yükümlülüğüyerine getirmesi için sendikalarınişkoluna göre kimi sektörde 2 bin, kimisektörde 65 bin işçiyi örgütlemesi gerekiyor.Sendikal yasakların ve baskıların son derecefazla olduğu koşullarda bu sayıda işçiyi örgütleyebilmekyeni bir sendika için neredeyseimkansız. Ekonomik ve Sosyal Konseyüyesi konfederasyonlar için kademeli geçişöngörüldü.2 milyon 200 bin sendika üyesi silindi,baraj için dikkate alınan işçi sayısı 2 kataçıktıYeni yapılan yasal düzenleme ve sendikasayılarında SGK verilerinin esas alınması ilebirlikte 3 milyon 205 bin sendikalı işçi sayısı,1 milyona düşürüldü. Yetki tespitinde esasalınan işçi sayısı ise 5 milyon 434 binden 10milyon 884 bine yükseltildi. Yetki tespitinde% 59 olarak kabul edilen sendikalı işçi oranı% 9’a düştü. Buna göre yetki için esas alınansendikal baraj fiili olarak 6,5 kat artış gösterdi.Yeni istatistikler üzerinden yaptığımızhesaplamalara göre, 2009 yılında yetkili olankimi sendikalar, %3 barajını aşabilmek için2018 yılının Temmuz ayına kadar, üye sayısını16 kat artırmak zorunda. Sendikalaşmaoranlarının barajlar ve yetki sorunları nedeniylesürekli olarak azaldığı bir süreçte, mevcutyapıyı koruyan düzenlemeler üye sayılarındaciddi bir artış beklemek mümkün değil.7 sendika baraj altında kaldıÖnceki yasa döneminde toplu iş sözleşmesiimzalayabilen 52 sendika varken, yeniyasa ve yüzde 1 barajının uygulanması ilebirlikte toplu iş sözleşmesi imzalayabilensendika sayısı 43’e düşmüştür Türk-İş’e bağlı3, DİSK’e bağlı 3 ve Hak-İş’e bağlı 1 sendika,toplamda 7 sendika baraj altı kalmış veyeni toplu iş sözleşmesi imzalayabilme yetkisiniyitirmiştir. Bu sendikalara üye 14 bin692 işçi bulunmaktadır. Bu işçiler için en temelhak olan sendika ve toplusözleşme hakkıağır darbe almıştır.İşkolu barajının yüzde 10’dan yüzde 1’edüşürülmesine rağmen daha önce toplu sözleşmeimzalayamayan yalnızca 1 sendika,toplu iş sözleşmesi imzalayabilir hale gelmiştir.Taşeron işçisine işkolu darbesiSağlık sektörü başta olmak üzere pek çoksektörde binlerce taşeron işçisinin sendikalhakları gasp edildi. Yeni yasadan güç alantaşeron şirketler yaptıkları tek taraflı SGKbildirimlerinde işçileri ayrı ayrı işkollarındagöstererek, taşeron işçiler ve onların sendikalarıiçin yetki gaspına yol açtılar. Örneğintaşeron sağlık işçilerinin inşaat, taşıma, gıdagibi işkollarından gösterilerek sendika haklarınıngasp edildiği görülüyor. İstatistikleraçıklanırken yargı kararları da dikkate alınmadı.Dev Sağlık-İş sendikasının bu yollayetkili sendika olmasının önüne geçildi.Baraj yüzde 2 olduğunda:Türk-İş, Hak-İş ve DİSK’e bağlı sendikalariçin işkolu barajı 2016 yılının Temmuzayından itibaren 2018 yılının Temmuz ayınakadar yüzde 2 olarak uygulanacak. Yüzde2 barajı, Hak-İş’e bağlı 3, DİSK’e bağlı 3,Türk-İş’e bağlı 7, toplamda ise en az 13 sendikayıbaraj altında bırakma riskini barındırıyor.Bu sendikalara üye 145 bin işçi için toplusözleşmehakkının gaspı anlamına geliyor.Aynı zamanda Basın, Yayın ve Gazeteciliksektöründe ve Sağlık ve Sosyal Hizmetler işkolundayetkili sendika kalmıyor. Buna göreiki sektördeki toplam 385 bin işçi için toplusözleşmeyapacak sendika bulamayacak. Bufiili toplusözleşme yasağı anlamına geliyor.Baraj yüzde 3 olduğunda:2018 yılı Temmuz istatistiklerinin açıklanmasıile % 3 barajı altında kalacak işkollarında,5 milyon 277 bin işçi, yani tümkayıtlı işçilerin % 48,5’i için Toplu İş Sözleşmesi(TİS) hayal haline gelirken, bu işçilerinbulunduğu 6 işkolunda işçiler yetkili sendikabulamayacak. Kayıtlı işçilerin % 33’ü ise,8 işkolunda, tek sendika tercihine mahkumolacak.Sonuç olarak yeni yasa ile birlikte en az27 sendika baraj altında kalma ve toplu işsözleşme yapma yetkisini yitirme tehdidi ilekarşı karşıya kalacak.Toplamda 265 bin sendikalı işçinin sendikalarıtoplu sözleşme yetkisini kaybederken,5 milyon 277 bin işçi üye olduğu takdirdekendi adına toplusözleşme yapacak sendikabulamayacak.Anayasa’ya ve ILO’ya aykırıİşkolu barajı, ILO Sözleşmeleri’ne aykırıdırve ILO denetim organları Türkiye Cumhuriyetihükümetlerine 20 yılı aşkın süredir,işkolu ve işyeri barajlarının tümüyle kaldırılmasıgerektiğini söylemektedir.Ancak AKP hükümeti Türkiye’nin uymaklayükümlüğü olduğu ILO Sözleşmelerineaykırı bir yasa çıkarmış olup bu yasayı uygulamaktadır.Eğer Türkiye Cumhuriyeti birhukuk devleti ise, Anayasa’da 90. madde lafolsun diye değil uygulansın diye Anayasa’dayer alıyorsa, ILO Sözleşmeleri’ne aykırı olanbaraj sisteminin uygulanmaması gerekir veyargı organları bu konuda açılacak davalardadoğrudan ILO Sözleşmeleri ve diğer uluslararasısözleşmeleri uygulamak zorundadır.BasındanBirleşik Metal-İşOcak 2013151970’lerden itibaren üretimin esnekleşmesine paralel olarak emekpiyasaları esnekleşmiş; büyük fabrika sistemi içinde çok sayıda işçininbir arada standartlaşmış biçimdeki çalışma düzeni yerini az sayıdaişçinin düzensiz (esnek) çalıştığı küçük işletmelere bırakmıştır.Üretimin çeşitli aşamalarının küçük işletmeler eliyle gerçekleştirilmesibir taraftan işçi sayısının az olması nedeniyle emeğin örgütlülüğünükırarken diğer taraftan da işletmelerin (iş yasalarına uygunlukve vergi gibi konularda) devlet denetiminden kaçmasını kolaylaştırmıştır.....Sermayenin, emeği ucuzlatarak kârı en üst düzeye yükseltmeyiamaçladığı bu yeni üretim stratejisi karşısında sendikalar direnç gösterememişve üye sayıları hızla düşmeye başlamıştır. Özellikle sendikalörgütlülüğün yüksek olduğu kamu işletmelerinin özelleştirilmesi vedevletin sendikalar üzerinde oluşturduğu baskı sendikaların üye sayılarıve üretim sürecindeki gücünde zayıflamayı daha derinleştirmiştir.....Sendikalaşma çabalarıartıyor!Özgür Müftüoğlu, 23.11.2012 / EvrenselÜretim sürecindeki değişim ve sendikaların bu süreçteki zafiyetiTürkiye’de de yaşanmıştır. Dünyadaki gelişmelere ek olarak 12 Eylüldarbesi sonrasında sendikaların “terör örgütü” gibi gösterilerek itibarsızlaştırılmasıve sendikal özgürlükleri ortadan kaldıran düzenlemelernedeniyle Türkiye’de bu süreç çok daha sancılı olmuştur.Dünyada ve Türkiye’de emekçileri sendikalardan uzaklaştıran tümgelişmeler, sendikaların artık işçi sınıfının mücadele aracı olamayacağıyorumlarını da beraberinde getirmiştir. Özellikle tarihsel olaraksendikal mücadelenin öznesi olan kol (mavi yakalı) işçilerinin, üretiminsendikal hareketin geliştiği merkez ve yarı çevre ülkelerden uzaklaşmasıve bu ülkelerde kafa (beyaz yakalı) işçilerinin emek piyasasındakiyoğunluğunun artması bu yorumların artmasına yol açmıştır.Ancak gelin görün ki sendikalar mavi yakalı işçilerin yoğun olduğuimalat sanayinde azalmakla birlikte beyaz yakalıların yoğun olduğuhizmetler alanında artmaya başlamıştır. Gelişmiş Avrupa ülkelerive ABD’de 1990’lı yıllarda başlayan beyaz yakalıların sendikalaşmaçabaları Türkiye’de de karşılığını bulmaktadır.Türkiye’de beyaz yakalı örgütlenmesinin başlangıcı 1989 BaharEylemleri’nin ardından yükselen kamu emekçileri hareketidir. Ancakson yıllarda çok daha farklı kesimler sendikalaşma çabası içerisinegirmişlerdir.Özellikle son birkaç yıl içinde sporcular sendikası, oyuncular sendikasıgibi işçi sınıfının içinde kabul edilmeyen kesimler; dernek,meslek odası gibi örgütlenmeler yerine işçi sınıfının mücadele aracıolan sendika çatısı altında yer almayı tercih etmişlerdir. Buna en sonörnek polisler ile hakim ve savcıların sendikalaşma çabalarıdır.Daha önce işçi sınıfı içinde yer aldığı tartışmalı olan ve hatta kendilerinisınıf içinde tanımlayacakları akıllara bile gelmeyen kesimlerin;hem de mevcut sendikaların güven kaybettiği bir ortamda sendikalaşmaçabaları son derece anlamlıdır.Kuşkusuz 1980’li yıllardan bu yana uygulanan politikalar maviyakalı işçilerden sonra en yüksek vasıflara sahip olduğu ya da doğrudandevletin yanında olduğu düşünülen bu kesimleri de sınıfın mücadeleörgütleri içinde yer almaya zorlamıştır.Bundan sonra gereken yaka rengi (mavi ya da beyaz) ya da toplumsalişbölümü içindeki yeri ne olursa olsun, kendisini sınıfın içindegören ve mücadele için sınıfın araçlarını kullanmayı seçen herkesinmücadelesinin ortaklaşması gerekir.


Birleşik Metal-İş16 Ocak 2013KadınlarDünyanın YarısıSendikal çalışmanın güçlenebilmesi,dünyanın yarısının gücünü bu çalışmayakatmasına bağlıdır.Bu temel dayanaktan hareketle sendikamız GönenKemal Türkler Eğitim ve Dinlenme Tesisleri’nde 5.Kadın İşçi Seminerini düzenledi.Bu seminere Sendikamızdan ve Tekstil İşçileri sendikasından23 kursiyer katıldı.Seminerin ana teması kadınişçilerin işyerinde, sendikada vetoplumsal hayatta temsil edilmesi,sorunları ve bu sorunlarıaşabilmeleri için yapılması gerekençalışmalardı.Konu ile ilgili yasalar, yönetmelikler ve uluslararasıalandaki deneyimler değişik arkadaşlarımız tarafındansunumlar üzerinden anlatıldı.Bu konuda bugüne kadar yapılan çalışmalar değerlendirildi.Kadın İşçi Büromuzun yaptığı çalışmalar elealındı.İşyerinde, sendikalarda ve toplumdaki sorunlar tespitedilerek bu sorunların çözüm yolları değişik çalışmagruplarında irdelendi ve çıkarılan sonuçlar paneldetartışıldı.Seminerde ortaklaşa yapılan tespitler ve önerilerayrı bir yazı olarak Genel Merkez Yönetim Kurulumuzasunulacaktır.Genel Eğitim Sekreterimiz Seyfettin Gülengül deseminere katılarak kursiyerlerin sorularını dinledi vekadın çalışmalarının önemine değindi.Yapılan seminer değerlendirmesinde bu eğitiminverimli geçtiği ve devam etmesi gerektiği, kadın üyelerimizinolduğu işyerlerinde Kadın İşçiler Büroları,Şube Kadın İşçiler Bürolarının seçilerek çalışmalarındaha da etkinleştirilmesi fikrinde ortaklaşıldı.Amatör Eğitimci Semineri:EMF Eğitim Final toplantısıGelecek birlikte yaratılacak13-18 Ocak 2013 tarihleri arasında Gönen KemalTürkler Tesislerimizde Amatör Eğitimci Seminerinindördüncüsü gerçekleştirildi.Seminere sendikamızdan ve Tekstil sendikamızdankursiyerler katıldı.Sendikamızda 2009 yılında başlatılan bir çalışmaiyi bir noktaya doğru ilerledi.Bir dizi zorluklardan sonra bu seminerdeki anaamaç, seminer sonunda amatör eğitimci olarak görevyapmasını beklediğimiz kursiyerlerimize, sendikamızınilke ve yönetmeliklerine bağlı bir şekilde sınıf vekitle sendikacılığını işyerlerindekiüye arkadaşlara anlatabilmesinikavratmaktı. Bukursiyerlerimiz aynı zamandakendi şubelerinde öncedenbelirlenmiş olan konulardaüyelerimize ve temsilcilerimizedönük eğitim çalışmalarıyapmak için daha dayetenekli hale gelmeleri hedefleniyordu.Uzun yıllardan bu yanahedeflediğimiz amatör eğitimciyetiştirme ve bunların tabandan gelen daha fazlaeğitim talebini karşılamak için belirli sayıda eğitimcimizyetişmiş durumdadır.Bu arkadaşlarımız üzerine düşen sorumluluğa layıkbir şekilde şubeleri ile birlikte çalışmaların içine katılacaklardır.Bu arkadaşlarımız yeni işyerlerinin örgütlenmesindede kavradıklarını yeni genç işçilere kavratacaklardır.Geleceği daha kolektif bir şekilde örgütleyebilirsekdaha da başarılı olacağız ve özgür toplum yaratma mücadelesindede daha ileri adımlar atabileceğiz…Bir yıldan bu yana 8 ülkeden Metal Sendikalarınınkatıldığı eğitim çalışmaları, Berlin’deki IGMetal Eğitim Tesislerinde 29-30 Kasım’da yapılanKonferansla sonuçlandı.EMF üyesi Alfa Cartel/Romanya, İdeas Enstitüsü/İrlanda,İfes/İspanya, IG Metal/Almanya,Litvanya, ÖGB/Avusturya, Polonya ve bizim katıldığımızbu çalışmada, ayrı ayrı ülkelerde eğitimçalışması yapan sendikalar ve bu sendikalarıneğitim kurumlarının eğitimleri üzerine tartışıldı.Bu konferansta IG Metal’de eğitim sorumluyönetici Ulrike Obermayr, Prof. D. Oskar Negt,Dr. Adam Ostolski de birer konuşma yaptılar.Eğitimin içeriği, eğitimin hedef kitlesi, hangiyöntemlerin eğitimlerde kullanıldığı vb. üzerineFrankfurt, Dublin, Varşova ve sonuç olarakBerlin’de yapılan workshoplarla tartışmalar yapıldı.Bu tartışmaların sonucunda ortaklaşılankonuları içerleyen bir ortak açıklama imzalandı.Seminer sonunda şu tespitiyapmak abartılı olmasagerek:


Birleşik Metal-İşOcak 2013172012 yılında eğitimlerimize katılan işçi sayısı:3.4872012 yılında Eğitim Dairesi olarak belirlediğimiz program doğrultusundaeğitimlerimizi eksiksiz gerçekleştirdik.Yıllık çalışma takviminde bahsi geçen ve şubelerimizden gelecek önerilerlebelirleyeceğimizi açıkladığımız fırsat eğitimleri de, gelen yoğun taleplerdoğrultusunda son derece yüksek katılımlarla ve yaygın olarak gerçekleştirildi.Bu eğitimler komite, üye, örgütlenme, grev eğitimleri gibi başlıklardaişçilerin en kolay katılabileceği uygun olan yerlerde, şube, işyeri veyaGönen’deki tesislerimizde yapılmıştır.• 2012 yılında Programlı Eğitimlerimiz çerçevesinde farklı kategorilerdeve çeşitli başlıklarda yaptığımız 20 eğitime toplam 633 kişi katılmıştır.• Yine 2012 yılı içinde fırsat eğitimleri genel başlığında ve gelen taleplerüzerine gerçekleşen eğitimlere ise 2854 kişi katılmıştır.• Eğitimler 53 farklı işyerinde toplam 78 eğitim ile gerçekleştirilmiştir.• Sonuç olarak gerek programlı eğitimler gerekse fırsat eğitimleri başlığıaltında yapılan 108 eğitime toplam 3487 kişi katılmıştır.2013 yılının de aynı ilgi ve katılımla geçeceğini umut ediyoruz.• 2013 yılında programlı eğitim olarak Eğitim Tesislerimizde çeşitlibaşlıklarda 8 eğitim, 2 Konferans yapılacaktır.• 6’sı Türkiye’de 2’si yurtdışında olmak üzere, uluslararası sendikalarlaüçer günlük ortak eğitim yapılacaktır.• Ayrıca yine bu yıl içinde tüm şubelerimizin temsilci kadrolarına yönelikiki günlük İSİG-Performans ve Hukuk konularını kapsayan eğitimlerdüzenlenecektir.• Yine şubelerimizde, daha önce eğitime katılmış üyelerimize ve şubekomisyon üyelerine yönelik birer günlük eğitimler planlanmıştır.• Tüm şubelerimizde daha önce genç işçi eğitimlerine katılmış kursiyerlerile bir günlük değerlendirme ve Örgütlenme Komisyonları veGenç İşçi Büroları ile ileriye dönük programlı örgütlenme çalışmalarıyapılacaktır.• Her zaman olduğu gibi şubelerimizden gelecek talepler doğrultusundafırsat eğitimlerimiz devam edecektir.Sendikal eğitimlerimizde bir yenilik daha:PerformansSemineri9-14 Aralık tarihleri arasında Gönen KemalTürkler Tesislerimizde ilk defa tam haftaPerformans konusunda bir seminer yapıldı.Semineri kardeş sendikamız İG Metal’in uzmanlarındanKonrad Siegel ile ortak bir şekildegerçekleştirdik.Konrad Siegel Alman Sendikalar BirliğiDGB’nin temsilcisi olarak REFA’nın yönetimkurulunda görev yapmış bir arkadaşımız. Şuanda da İG Metal’in desteği ile Güney Afrika’dakiMetal ve Tekstil Sendikalarına REFAve MTM konularında eğitimler vermektedir.Alman Sendikalar Birliği DGB EğitimMerkezi ile ortak sürdürdüğümüz bu eğitimeTekstil sendikamızdan 16 ve bizim sendikamızdan17 kişi olmak üzere 33 kursiyer katıldı.Eğitime, Performanskonusununsendikalarımızve kursiyerler içinneden önemli olduğusorusu ile başladık.REFA, ZamanEtüdü, ölçümler,performans veMTM konuları, çeşitlianlatım ve sunumteknikleri ileişlenerek, sendikalaçıdan konununpolitik değerlendirmeleriyapıldı.Çalışma gruplarının konuyu değerlendirmelerive işyerlerindeki sorunlar üzerine somuttartışma ve çözüm yollarının ele alınmasınıardından soru cevaplarla konular irdelendi..Bu seminer sonucunda, MESS’in REFA ileortaklaşa yürüttükleri 20-25 saatlik ölçümlersonucu fabrikalara gönderdikleri teknik adamlarınzaman etütleri yapmaya yetkili olamayacaklarını,bu konuda ciddi bir eğitim alınmasınıngerekli olduğunu gördük.Kursiyerlerimiz yaptıkları değerlendirmedebu eğitimlerin kademeli bir şekilde sürdürülmesigerektiğine vurgu yaptılar.Seminer sonucunda kursiyerlerimize sertifikalarısendikamız Genel Merkez YönetimKurulu üyeleri tarafından verildi.Elkim MetalAsil ÇelikYücel BoruRettig MetalGebze Şb. Tems. KrlGenişletilmiş Başkanlar KuruluYücel BoruTİE EğitimiGenç İşçi EğitimiTermo MakinaBosch TİS EğitimiÇimsetaşYücel BoruAmatör Örgütçü eğitimiISUZUABBGebze Genç İşçi Eğt.Paksan Genç İşçi Eğt.Amatör örgütçü eğitimiGrup TİS SemineriDünya emekçi kadınlar günüDünya emekçi kadınlar günüAmatör eğitimci eğitimiIsuzuMahle, KonyaDorukBaysan KazanBoschTİE EğitimiKocaeli Şb.Bursa Şb.Gebze Şb.İzmir Şb.Gebze Şb.Gönen TesisleriGebze Şb.Gönen TesisleriGönen TesisleriKocaeli Şb.Bursa Şb.Anadolu Şb.Anadolu Şb.Gönen Tesisleri1 No'lu Şb.1 No'lu Şb.Gebze Şb.2 No'lu Şb.Gönen TesisleriGönen TesisleriGebze Şb.2 No’lu Şb.Gönen Tesisleri1 No'lu Şb.Anadolu Şb.Eskişehir Şb.Kocaeli Şb.Bursa Şb.Gönen TesisleriRettig Metal Grev Eğt.Paksan İşyeri Eğt.Yeni Temsilci EğitimiGenç işçi semineriBosch, GönenTemsilci EğitimiBoschBaysanElkimDaiyangİSİG SemineriPrysmianDışlanmaya Karşı EğitimAlmanya DGB Ortak Eğt.Fontana Komite Eğt.Gotec İşyeri Eğt.Temsilci eğt.Mahle TİS Eğt. ( Konya)Nema Mak. Komite Eğt.Daiyang İç Örgütlülük Eğt.DİSA İşyeri Eğt.EPTA İşyeri Eğt.AR-YILDIZ İşyeri Eğt.PENTA Komite Eğt.Almanya DGB Ortak Eğt.Crawn İşyeri Eğt. (Osmaniye)Tecasa İşyeri Eğt.Daiyang Grev eğt.Schneider Komite Eğt. (Manisa)İzmir Şb.2 No'lu Şb.Gönen TesisleriGönen TesisleriBursa Şb.Gönen TesisleriBursa Şb.Kocaeli Şb.Kocaeli Şb.Trakya Şb.Gönen TesisleriBursa Şb.Gönen TesisleriAlmanyaBursa Şb.Bursa Şb.Gönen TesisleriAnadolu Şb.Kocaeli Şb.Trakya Şb.Trakya Şb.Trakya Şb.Trakya Şb.1 No'lu Şb.AlmanyaAnadolu Şb.Bursa Şb.Trakya Şb.İzmir Şb.FCMP İşyeri Eğt.ZF LEMFÖRDER İşyeri Eğt.Schineider (Çiğli) İşyeri Eğt.Şube Temsilciler Kuruluna Eğt.Çukurova Jnrt. Komite Eğt.Baysan İşyeri Eğt.DELPHİ Komite Eğt.Bemka Komite Eğt.Amatör Yönetim Kurulu Eğt.Profesyonel Yönetim Kurulu Eğt.İSİG EğitimiMert Akışkan İşyeri Eğt.DELPHİ Komite Eğt.Mahle Komite Eğt.Balatacılar İşyeri Eğt.Totomak İşyeri Eğt.Ergun Hidrolik İşyeri Eğt.İmpo Motor İşyeri Eğt.Polkima İşyeri Eğt.HMS Makine İşyeri Eğt.Kadın EtkinliğiFederal Moğol Örgütlenme Eğt.Baysan KazanKadın Eğt.Daiyang İşyeri Eğt.Performans ve Ücretlendirme Eğt.Şube Temsl. Krl. 6356 sayılı yasaİzmir Şb.İzmir Şb.İzmir Şb.İzmir Şb.İzmir Şb.Kocaeli Şb.İzmir Şb.Gebze Şb.Gönen TesisleriGönen TesisleriGönen TesisleriGenel Merkezİzmir Şb.İzmir Şb.İzmir Şb.İzmir Şb.İzmir Şb.İzmir Şb.İzmir Şb.İzmir Şb.Gebze Şb.Gebze Şb.Kocaeli Şb.Gönen TesisleriTrakya Şb.Gönen TesisleriGebze Şb.Bazı işyerlerinde farklı tarihlerde farklı vardiyalarla, birdenfazla eğitim düzenlendi


Birleşik Metal-İş18 Ocak 2013Asgari ücretli yeni yıla44 ekmek kayıpla giriyorDİSK-AR’ın yaptığımız hesaplamaya göre, asgari ücrete yapılanaylık 34 TL, günlük 1,13 TL’lik zam ile günlük yalnızca 76gram beyaz peynir, 184 gram nohut, 93 gram zeytin alınabiliyor.Günlük artış ile alınabilecek dana eti miktarı ise 47 gram. 4 kişilikbir ailede öğün başına düşen miktarlar bu değerlerin 12’de 1’idüzeyinde. Söz konusu 34 TL ile alınabilecek pirinç miktarı 265gram, bebek maması miktarı 21 gram, ekmek miktarı 442 gram,makarna miktarı 490 gramda kalıyor.Yapılan zam kayıpları karşılamadıÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, asgari ücretliyienflasyona ezdirmedik derken, asgari ücretli 2013 yılının ocakayında 2012 yılının ocak ayına göre 44 ekmek daha az alabilecek,yüzde 8 daha az elektrik, yüzde 14 daha az doğal gaz kullanabilecek,yüzde 5 daha az kömür, yüzde 9 daha az odun alabilecek, 13sefer daha az banliyo treni, 5 sefer daha az metro kullanabilecek.Asgari ücret yokluğun ücretiAraştırmada, asgari geçim indirimi dahil ocak zammı ile net773,98 TL olacak olan asgari ücretle, TÜİK Madde fiyatları üzerindenhangi mal için kaç saat çalışılması gerektiği de ortaya konuldu.Madde FiyatlarıKasım AyıFiyatı TLNe kadar çalışmakgerekir (Saat)Ayakkabı (Erkek için) 119 35Ayakkabı (Kadın için) 81 23Ayakkabı (Çocuk için) 48 14Kiracı Tarafından Ödenen Gerçek539 157KiraKömür Ücreti 527 153Tek Masa 57 17Tek Sandalye 25 7Kanepe 602 175Normal Buzdolabı 1125 327Çamaşır Makinesi 979 285Ütü 122 36Sinema 11 3Çocuk Kitapları 7 2Kreş ve Gündüz Bakım Evleri 500 145Yorgan 83 24Yastık 15 4Çorap (Erkek için) 6 2Gömlek (Erkek için) 51 15Kaynak: TÜİK Madde Fiyatları Kasım 2012 verileri ve yeni asgariücret verisi üzerinden hesaplanmıştır. Asgari ücret için aylık çalışmasüresi 225 saat olarak alınmıştır.Türkiye’nin rekabet gücü diyeişçilere dayatılan Yoksulluktur2000 yılından bu yana, 22 ülkeden 20’sinde asgari ücretreel anlamda alım gücünü arttırırken, Türkiye’de alım gücüdolar bazında %52 azaldı. Meksika’da yaşanan kayıp ise %23.Dolar bazlı saatlik reel asgari ücretin alım gücü 2000yılından bu yana İspanya ve Yunanistan’da yüzde 70,Macaristan ve Polonya’da iki kattan, Çek Cumhuriyeti veSlovak Cumhuriyetinde 3 kattan fazla artış gösterdi. GüneyKore’de ise yüzde 84 arttı.DİSK üyeleri protesto ediyorAsgari Ücret Tespit Komisyonutoplantıları sürerken,DİSK “Ortaoyununa son” eylemleriyaptı..Komisyonda devlet ve sermayeörgütü temsilcilerininağırlığına, asgari ücretin tespitikonusunda takınılan tutumuntamamen sınıfsal bir içeriğesahip olduğuna dikkat çekenDİSK, 19 Aralık’ta, Bölge ÇalışmaMüdürlükleri önünde yürüyüşlerve basın açıklamalarıdüzenledi.Taleplerimiz çok açık ve net:• Asgari ücret, işçinin ailesi ile birlikte tümzorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde,insan onuruna yakışan bir düzeyde tespitedilmelidir.• Asgari Ücret Tespit Komisyonu lağvedilmeli,asgari ücretin belirlenmesi süreci bir toplupazarlık süreci olarak ele alınmalıdır.• Görüşmeler kamuoyuna açık hale getirilmeli,anlaşmazlık durumunda işçilerin üretimdengelen güçlerini kullanabilecekleri yasal zeminleroluşturulmalıdır.• Asgari ücretin herkese bölge, yaş, işkolu vb.ayrımı yapılmaksızın aynı oranda belirlenmesiesas alınmalı, “bölgesel asgari ücret”uygulanması yolundaki girişimlerden uzakdurulmalıdır.• Asgari ücret gelir dağılımını düzenleyiciyönde belirlenmeli ve ekonomik büyümedenpay almalıdır.• Asgari ücretlinin geçim haddi ile enflasyonarasındaki uyumsuzluğun yoksullaştırıcıetkisi göz önüne alınarak, enflasyon verilerindetemel harcama kalemleri dikkate alınmalı,TÜFE sepeti emek örgütlerinin katılımı ilebelirlenmeli ve denetlenmelidir.• Asgari ücretle çalışanlar için elektirik, su, doğalgazkullanımı asgari ihtiyaç sınırına kadarücretsiz olmalıdır.• Sabah 6.00-9.00 ile akşam 18.00-21.00 saatleriarasında ulaşım parasız olmalıdır.• Eğitimde hiçbir isim altında para alınmamalı,eğitimin okul dışı giderleri devlet tarafındankarşılanmalı, sağlık tümüyle parasız olmalıdır.


Birleşik Metal-İşOcak 201319Asgari ücrette cimri, bireysel emeklilikte cömert hükümetAsgari ücretliye yıllık 65 LiraBazı yerlerimiz büyüdü,Bazı yerlerimiz küçüldüÖzel sigortalıya 3 bin LiraAsgari ücret açıklandı; ilk altı ay için 35 lira… Yaklaşıküç milyon civarında asgari ücretli ve ailelerinehayırlı olsun. Bir ay çalışmaları sonucu alacakları 774lirayı güle güle harcasınlar.Bakan Faruk Çelik bu komik zammı açıklarken“Gelebildiğimiz nokta bu. Hükümetimiz şartları zorladıve kendi önerisine sadık kalmama noktasında iradegösterdi” diyerek, “ne yapalım bütçemiz bu kadar” demeyegetirdi.Ancak aynı hükümetin bir başka bakanı Ali Babacanyine aynı hükümetin bütçesinden bireysel emekliliksistemine kişi başı yıllık 3 bin Lira yatırılacağınıaçıkladı. Kişi başına 3 bin Lira… Bakan, ayrıca bu ödemeleriçin bütçeden yıllık 1 milyar 250 milyon Lira payayırdıklarını belirtti.Oysa ekonomik olarak külfeti fazla diyerek sadakagibi lutfedilen 35+30 Lira, yani yıllık 65 Lira zammın5 milyon asgari ücretli üzerinden maliyeti sadece vesadece 325 milyon Liradır. Kaldı ki bu para 5 milyonasgari ücretli adına onlarca hatta yüzlerce farklı işverentarafından işçilere ödenecektir. Demek ki hükümetimizhazineyi değil öncelikle sermayeyi korumayı kendinegörev edinmiş…Bütçeden son on yılda eğitime, sağlığa ve personelgiderlerine ayırdığı payı sürekli düşüren hükümetinasgari ücretin belirlenmesindeki bu skandal yaklaşımındansonra, sigorta şirketlerine o “yokoğluyok” bütçedenkıyak olarak 1 milyon 200 bin Lira ayırmasınadoğrusu akıl sır ermiyor.Bireysel Emeklilik Sistemini desteklemek adı altındayıllardır sigorta şirketlerine yani sermayeye vergiindirimi adı altında kaynak aktaran hükümet, artık işiiyice ilerletip kasadan yüzde 25 oranında para vermeksuretiyle kaynak aktarma işlemini kıyakçılığa kadarvardırmıştır.Görünen o ki vatandaşına iş bulamayan siyasi iktidar,Koç’un, Doğuş Grubuna, OYAK’a, Sabancı’ya vebenzeri büyük sermaye gruplarına ait sigorta şirketlerineyeni müşteriler, yeni poliçeler bulmaya ahdetmiş,gerekirse cebimizden de veririz diyerek müşteri kızıştırıyor.Bu demektir ki bu yılın sonunda Türkiye’de benzin6 lira olabilir. Öyle ya bütçeden ayrılan bu paralarınacısı yine vatandaştan çıkacak, bütçe açığını kapatmakvergiler aracılığıyla yine biz emekçilere düşecek.BasındanBekir Coşkun, 02.01.2013 / CumhuriyetYıl büyüdü:2013...Türkiye küçüldü...*189 ülke arasında Türkiye güvenilirlik sıralamasında:63’üncü sıradan 65’inci sıraya...Gelişmişlikte:80’inci sıradan 85’inci sıraya...Yaşanılabilirlikte:55’inci sıradan 58’inci sıraya...Yoksullukta:56’ncı sırada, korudu yerini neyse...İnsani gelişmişlikte:Afrika ülkeleri arasında 83’üncü sırada...*Simit küçüldü...Ekmek küçüldü...Benzin, çeyrek depo kadar küçüldü...Ücretler reel olarak küçüldü...Türk Silahlı Kuvvetleri küçüldü...Sendikalar küçüldü...Gazeteler küçüldü; yandan üç santim, üsttenüç santim...Ormanlar küçüldü... Dağlar küçüldü, yüzde20’si maden ocakları...Dereler küçüldü, üçe, dörde böldüler...*Devlet küçüldü; 3175 taşınmazdan sonra, otobanve köprüleri gitti...*“Peki, büyüyen yerimiz yok mu?” diyeceksiniz...Adliye binaları; büyüdü...Hapishaneler; büyüdü...Tutuklu sayısı; büyüdü...Polis sayısı; büyüdü...Biber gazı ithalatında rekor büyüme; yüzde650...Sonuç olarak insan haklarında 75’inci sıradan,büyüdü büyüdü, 78’inci sıraya büyüdü Türkiye...*Gemicik büyüdü mesela...Gemi oldu...Mücevherat büyüdü...Cipler büyüdü...Camiler büyüdü, en büyüğü yolda...Kasalar büyüdü; gidin bakın Boğaz’da en büyükyalıyı yapan büyük kasa, kimin kasası?..Netice:Gelir dağılımında 120’nci sıralardan büyüyebüyüye 131’inci sıraya oturduk mu?..*Dilinizi küçük tutun siz 2013’te...Büyümesin...Çünkü can güvensizliğinde de büyüdü...Türkiye; kimi krallık ve diktatörlüklerin arasında,can güvensizliğinde 60’ıncı sıradan büyüyüp65’inci sıraya oturdu ne de olsa...*Sonuçta bazı yerlerimiz büyüdü, bazı yerlerimizküçüldü...Ama genelde:Büyüksün Türkiye...


Birleşik Metal-İş20 Ocak 2013Sendikal eylemler ve direnişler... Sendikal eylemler ve direnişler...Cam işçisi, direndi ve kazandı13 gündür soğukta ve karda direnen Topkapı Şişecamişçileri mücadeleyi kazandılar, işlerini ve haklarını korudular.ŞİŞECAM, Topkapı’daki fabrikasını Eskişehir’e taşımakararı alarak fabrikayı 31 Aralık itibariyle kapattı.Fabrikada çalışan 430 işçi, yasal haklarını alabilmek vediğer fabrikalara geçiş yapabilmek için eylem başlattı.Yılbaşı gecesini aileleriyle birlikte fabrikanın önündegeçiren işçiler, devam eden günlerde de fabrika binasınıişgal ettiler.Haklı eylemleriyle yoğun destek gören işçiler, soğuktave karda direnmeyi sürdürdüler. 13. günde, AnadoluCam Sanayi A.Ş yetkilileri ile Kristal-İş arasında yapılangörüşmeler anlaşmayla sonuçlandı: Çalışmaya devam etmekisteyenlerin hakları korunarak Şişecam’ın diğer fabrikalarındaçalışmaları güvence altına alındı.Tümtis’e “taşeron sendika” oyunu4 aydır alamadıkları ücretleriniistediler, dayak yedilerÇalıştıkları Uzunlar İnşaat ve Teknopark arasındayapılan sözleşme feshedilince, şirketler arasındaki anlaşmazlığınfaturası işçilere kesildi. Proje tamamlanmak üzereolmasına rağmen inşaat işçilerinin parası ödenmiyor.Dört aydır ücretleri ödenmeyen işçiler, bu konudaİstanbul Ticaret Odasının sorumluluğuna dikkat çekmekiçin, İTO önünde basın açıklaması yaptılar..“Emeğimizin karşılığını istiyoruz! Hakkımız olanıalıncaya kadar ellerimiz yakanızı bırakmayacak!” diyerektaleplerini haykıran işçilere, polis coplarla ve biber gazıile yanıt verdi..Hey TekstilDEBA işçilerininsoğan ekmek eylemi...Denizli Basma ve Boya Sanayi Fabrikası (DEBA)2009 yılında üretimi durdurmuş ve işçilerin 10 aylık ücretve kıdem tazminatları ödenmemişti..TEKSİF öncülüğünde Denizli’deki fabrika önündekurdukları direniş çadırı zabıta ekipleri tarafından kaldırıldıktansonra direnişlerini İstanbul’a da taşıdılar.. Herhafta belli bir eylemle seslerini duyurmaya çalışan işçileri,bir gün İş Bankası kuleleri önünde basın açıklamasıyaparken görüyorsunuz, bir sonraki hafta, Denizli sokaklarındakefenlerle yürüyorlar. Bir bakıyorsunuz, OrganizeSanayi Bölgesi girişinde, ağızlarını siyah kurdeleyle bantlanmışsessiz protesto eylemindeler..Son olarak 2 Ocak’ta fabrika önünde yer sofrası kurdular.Yere serdikleri gazete sayfaları üzerine bağdaş kuranişçiler soğan ekmek yerken; 850 işçinin 10 aylık ücretve kıdem tazminatları ödenene kadar eylemlere devamedeceklerini ve hedeflerinde Ankara’nın olduğunu söylediler...TÜMTİS iki yıldır DHL’de örgütlenme çalışmalarıyürütüyor. İşten atılmalara ve işverenin tüm engellemelerinerağmen örgütlenme çalışmaları ve fabrika önündekidireniş devam ediyor.İşten atılan işçiler için açılan davalarda haksız bulunanaişveren, yeni oyunlara başladı. Tüm engellemelerinerağmen örgütlenme çalışmalarında sona yaklaşanTÜMTİS’i, bu kez de taşeron sendika ile engellemeyeçalışıyorlar.Metal Sektöründe alışık olduğumuz bu “taşeron sendika”taktiğini de DHL işçilerinin boşa çıkaracağına inanıyoruz.Deri-İş Tuzla’da direniyor...Bildiğimiz sendika karşıtı işveren tavrı her yerde veher sektörde karşımıza çıkıyor. Çalışanların Deri-İş’e üyeolmaya başladığını öğrenen İsmaco yöneticileri, baskıyaparak işçileri sendika üyeliğinden istifa ettirmeye çalışıyorlar.İşveren önce 3 işçiyi işten atarak gözdağı vermeyidenedi. Ardından 7 Ocak’ta da 1 kadın çalışanı işten çıkardı.Ama tüm baskılara rağmen işyerinde örgütlenmeçalışmaları devam ederken, İsmaco önündeki direniş dekararlılıkla sürüyor.Yine Tuzla’daki Zegna fabrikasında da Deri-İş’e üyeoldukları için işten çıkartılan 3 işçinin fabrika önündekimücadelesi devam ediyor..Şubat ayında, İstihdam yarattığı için “2010 TürkiyeBüyük Millet Meclisi Üstün Hizmet Ödülü” alan işveren,çoğunluğu kadın 420 tekstil işçisini 3 aylık alacaklarını vekıdem tazminatlarını ödemeden işten çıkartmıştı.Hey Tekstil işçileri, alacakları için fabrika kapısında,TOBB önünde ve mecliste seslerini duyurmaya çalışıyor.Kazandıkları davalar sonucu karşılarında muhatapbulamasalar da, işverenlerinin yöneticilerinden olduğuTOBB önündeki basın açıklaması sırasında, polis tarafındandarp edilip gözaltına alınsalar da, 11 aydır sürdürdüklerihak mücadelesinde kararlılar.THY: 26 işçiye, işe iade kararı...Yasadışı grev yaptıkları iddiası ile iş sözleşmesi feshedilen305 işçiden duruşması tamamlanan 26’sının işeiadesine karar verildi.Havacılık işkolunda grev yasağına karşı çıktıkları içiniş sözleşmeleri feshedilen 305 işçisinin direnişleri sürerken12. İş Mahkemesi 26 THY Teknik A.Ş üyesi işçininişverence yapılan fesihlerini haksız bularak işe iadelerinekarar verdi.Onurlu direnişlerini sürdüren işçiler, Önümüzdekigünlerde başlayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri öncesiçağrılarını yineliyorlar:“Demokrasi ayıbı grev yasağını5 ay sonra kaldıran siyasiirade, bu nedenle iş sözleşmelerifeshedilen işçilereyapılan haksızlığı da ortadankaldırmalıdır. 305 THY işçisiişe geri alınmalıdır.”Taşeronun 85 işçiyeyılbaşı sürprizi: “Atıldınız!”Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi’nde“tasarruf” gerekçesiyle yılbaşı gecesi 85 işçi işten çıkarıldı.Hastane Başhekiminin, işçileri taşeron şirketin iştençıkardığını belirterek işten çıkarmaları savunması da büyüktepki gördü.Dev Sağlık İş öncülüğünde direniş çadırını kuran işçilerinmücadelesi, Trabzon’da geniş destek buldu. 68′i temizlik,17′si güvenlik işçisi olan direnişçi işçiler, işlerinegeri dönene kadar mücadeleye kararlılar.Samsun Gazi Devlet Hastanesi bahçesinde işlerinegeri dönmek için 2 yıla yakın süredir direnen sağlık işçileride, destek ziyaretleri ile güç buluyor ve yürüyüş vebasın açıklamaları ile taleplerini diri tutuyorlar.


Birleşik Metal-İşOcak 2013 21Konya’da Yurtiçi Kargo eylemiNakliyat--İş'in Türkiye genelinde Kargo ve Lojistikİşletmelerinde “Daha insanca yaşayabilecek bir ücret veİnsan onuruna yaraşır çalışma koşulları için sendikalı ol,Nakliyat-İş’e üye ol” adlı örgütlenme kampanyası devamediyor..Bu kapsamda örgütlendikleri Yurtiçi Kargo işverenininbaskılarını protesto etmak amacıyla 2 Ocak'taKonya'da bir yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşün ardındanYurtiçi Kargo Transfer Merkezinin Önünde yapılan basınaçıklamasında, işvereninin haksız ve kanunsuz davranışlarınakarşı gerekli mücadelenin verileceği vurgulandı.Sendikamızdan Dayanışma ZiyaretiGenel Eğitim Sekreterimiz Seyfettin Gülengül veşube yöneticilerimiz Konya’da direnişi sürdüren kargoişçilerini ziyaret ederek, metal işçilerinin dayanışma duygularınıve desteğini ilettiler.Tuzla'da vinç işgaliAda tersanesinden 2.5 aydır ücretlerini alamayan tersaneişçileri, tersanedeki 50 ve 70 metre yüksekliğindekiiki vinci işgal etti. Öğle vakitlerinde vinçlere çıkan 12işçi, eylemlerini, ücretleri ödenene kadar sürdüreceklerinibelirtiyor.Tuzla'da bir iş cinayeti dahaErsin Taşdemir adlı işçinin vinçle malzeme arasındasıkışarak hayatını kaybetmesi üzerine, Tuzla Sedef Tersanesinebir yürüyüş gerçekleştirildi.Tersane önünde basın açıklaması yapan Limter-İş,Çalışma Bakanını istifaya davet ederek, "İnsanlık onurumuzuayaklar altına alan ve ölü bedenlerimiz üzerindensaltanat sürenlere karşı tek yumruk tek barikat!” çağrısındabulundu.Dev Sağlık İş, Türkiye’nin dört bir yanında "İnsanihaleyle çalıştırılmaz, sağlıkta taşeron olmaz" diyerektaşeronluk sistemine karşı mücadeleyi yükseltiyor..Meclis önünde eylem, çadıra müdahale23 Ocak’ta Meclis önünde yapılan basınaçıklamasında “on bin taşeron sağlık işçisinin sendikaüyeliği tanınmaması” protesto edildi. AçıklamayaCHP milletvekilleri Musa Çam ve Aytuğ Atıcı dadestek verdi.Çalışma Bakanlığı önüne giderek burada çadırkuran Dev Sağlık-İş üyelerine polis tarafından müdahaleedildi.Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu’nun daaralarında bulunduğu 20’ye yakın üye gözaltına alındıSağlık çalışanları hastane çatısına çıktıDev Sağlık-İş üyeleri, Taksim Eğitim ve AraştırmaHastanesi çatısına çıkarak, Sendikalar Yasası’nı protestoettiklerini, Ankara’da gözaltına alınan arkadaşlarının serbest bırakılmasını istediler.Tüm hastahaneleri eylem yerine çevirerek, basınaçıklamaları ile protesto eylemlerini sürdüren DevSağlık-İş: “Emeği̇ mi̇ zi̇ , ki̇ mli̇ ği̇ mi̇ zi̇ , geleceği̇ mi̇ zi̇taşerona tesli̇ m etmedi̇ k, Sendi̇ ka hakkimizi dataşerona tesli̇ m etmeyeceği̇ z!” diyor.Sosyal-İş’ten “Taşeron”anketiTaşeron işçilere yönelik örgütlenme çalışmaları yapanSosyal-İş Sendikası, taşeronda çalışmayan işçilerinbu konuda neler düşündüğünü öğrenmek için, bir anketdüzenledi.Taşeron uygulamasından işverenler ve taşeron şirketlerinyararlı çıktığını düşünen katılımcılar, taşeronuygulamasının amacının “işçileri güvencesiz, sendikasız,ucuza çalıştırmak” olduğu görüşündeler.- Katılımcıların yüzde 87’sinin ya kendisi ya aile bireyleriya da yakın arkadaş çevresinden birinin taşerondaçalışma deneyimi olmuştur.- “Taşeron uygulamasına ilişkin genel görüşünüz” nedirsorusuna katılımcıların yüzde 55,6’sı “kesinlikle desteklemiyorum”,yüzde 30’u “desteklemiyorum” yanıtınıvermiştir.- Katılımcıların yüzde 88,6’sı “kamuda çalışan taşeronişçiler kadroya alınmalıdır” demektedir.- Katılımcıların yüzde 84,7’si taşeronda çalışan işçilerinhaklarının kısıtlandığını, yüzde 79,5’i taşeron sisteminintüm işçileri ilgilendirdiğini, yüzde 90,6’sı taşeron sisteminekarşı mücadele edilmesi gerektiğini belirtirtiyor.Sendikamızdan DestekDev Sağlık İş:"Sağlıktataşeron olmaz,mücadelezafere kadar!"Dev Sağlık İş temsilcisi Ziya İncedere tarafındanKartal Koşuyolu Hastanesi önünde baskı ve sürgüne karşıbaşlatılan direnişin 108. gününde, hastane önündenKoşuyolu Hastanesi Başhekimliği önüne kadar yapılanmeşaleli yürüyüş'e katıldık..Yürüyüşün ardından, hükümetin “taşeronu kaldırıyoruz”gibi çıkışlarının gerçeği yansıtmadığın, asıl yapılmakistenenin taşeron sistemini dizginsiz bir biçimde uygulamaktanbaşka şey olmadığını belirten Genel BaşkanArzu Çerkezoğlu, “Bütün haklarımızı sokakta kazanarak,bedel ödeyerek aldık. Diğer direnişlerde olduğu gibibunu da başımız dik şekilde kazanacağız ve bu oyunu bozacağız”diyerek kararlılıklarını dile getirdi.Unutulmadılar...Bursa Kadın Platformu, Özay Tekstil’de 2005yılında yanarak hayatını kaybeden 5 kadın işçiyiandı.29 Aralık 2005 tarihinde beş kadın tekstil işçisi“işten kaytarmasınlar” denilerek tekstil atölyesiüzerilerine kilitlenmiş, çıkan yangında kadınlarınbeşi de hayatını kaybetmişti.“Yaz kızım:Sendikaya üye kaydetmeksuçu sabit görüldüğünden...”TÜMTİS Ankara Şube Yöneticileri, işverenşikâyetleri üzerine, 5 yıldır yargılanıyorlardı. ÖzelYetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi “üye işçilerinsayısını çoğaltmak” “suçunu” işledikleri gerekçesiyleyönetici ve üyelere, 6 yıl 15 gün ile 1 yıl 10ay 15 gün arasında değişen hapis cezaları verdi...Kendisine baskı yapıldığını söyleyen tek bir işçişikayeti yokken, sadece işverenlerin şikayetlerinedayanarak alınan bu karar, sendikacılara sendikacıoldukları için ceza vermek anlamına geliyor.Karara karşı TÜMTİS’e destek büyürken, DİSKde bir açıklama yaptı: “Kendi Anayasa’sını inkareden, tamamen siyasal iktidarın, onların yandaşlarınınve sermaye kesimlerinin ihtiyaçlarına görehareket eden siyasallaşmış, güdümlü mahkemelerinvarlığı, faşizmin artık çoktan yanı başımızda bir celladınsinsiliğinde yerini aldığını göstermektedir.”


22Birleşik Metal-İşOcak 2013Maden ocaklarındaki seri iş cinayetleri can almaya devam ediyor.Failleri derhal yargı önüne çıkartılsın...Yine TaşeronYine Cinayet!8 maden işçisinin yaşamını yitirdiği, bir işçinin iseağır yaralandığı Zonguldak Kozlu’daki T.T.K İşletmelerineait maden ocağında metan gazı patlamasıyla oluşangöçükte ölenlerin yakınlarına başsağlığı ve sabır,yaralı arkadaşımıza ise acil şifalar dilerken, meydanagelen olayın ülkemizdeki seri iş cinayetlerinden biri olduğunukamuoyunun bilmesini istiyoruz.Bu bir seri cinayettir ve faili de elindeki müfettiş raporlarınarağmen gerekeni yapmayan siyasilerdir. Aynımadende meydana gelen benzeri birçok olayın ardındankaybettiğimiz yüzlerce işçi arkadaşımıza ve 2012Kasım ayındaki müfettiş raporlarında açıkça; “Bu madenocağında bir kaza meydana gelmemesi tesadüftür”denmesine rağmen hiçbir önlem alınmaması olayın bircinayet olduğunun kesin kanıtıdır.Rapordaki; “kaza olmaması tesadüftür” ibaresi,herhangi bir olayın olmaması halini kaza, ölümlerle sonuçlananve “kaza” olarak nitelendirilen bu durumu iseolağan bir hale getirmektedir.Eğer Müfettiş raporlarında, kendisi istisnai bir durumolan “kaza”nın olmaması bir kaza olarak değerlendiriliyorsa,bu ölümler bir cinayettir ve aynı mahaldefarklı tarihlerde meydana gelmesi de olayı seri cinayetedönüştürmektedir.Acımızı daha da derinleştiren bir başka durum ise,söz konusu işletmede meydana gelen olayın taşeron firmayaait bölümde gerçekleşmesidir. Taşeron yıllardıranlatmaya çalıştığımız gibi, ucuz emek ve ucuz maliyetdemektir. Böylesine riskli bir işin hem taşerona devredilmesihem de denetimsiz ve yaptırımsız bırakılmasıfaillerin sayısını artırmaktadır.Bu ülkede taşeron uygulamasını yaygınlaştıranlar,meşru ve gerekli görenler bu cinayetlerin ortak failleridir.Ekmekleri için yerin yedi kat altına girip, madenocağının dibinde yaşamlarını bırakan insanların cansızbedenlerine ulaşmak için bile günlerce uğraşılan böylesinebir işyerinde devletin, yetkililerin hala hiçbir önlemalmamış olmasını affedemiyoruz.Biz artık “Olayla ilgili soruşturmanın başlatıldığı,idari, teknik ve hukuki çalışmaların sürdüğü” şeklindeki,bir diğer cinayete kadar durumu idare etmektenbaşka bir işe yaramayan açıklamaları değil, acil ve netönlemler alınmasını, faillerin de derhal yargı önüne çıkartılmasınıistiyoruz.Çünkü biz, babasının yaşadığı haberini almak içinsaatlerce soğukta bekleyen küçük Doğukan’ın sevinciniyaşayamayan ve babasız kalan çocukların vebalinitaşımak istemiyoruz.Yıllara Göre Kömür Madenciliğinde İş CinayetleriYıl İş kazasısayısıÖlümlüiş kazasıStandardize işkazası oranı (%)2002 6587 39 11182003 5647 53 10872004 5481 38 10502005 6011 77 13932006 6722 35 15262007 6293 37 15312008 5728 30 13962009 8193 3 22142010 8150 86 25922011 9211 55 2843Düşmeler, boğulmalar, göçükler, servis kazaları, elektrik çarpmaları, patlamalar…2012’de işkazalarında en az 878 işçi hayatını kaybettiİş cinayetleri kadın, erkek demeden, ülkemizindört bir yanında Aralık ayında da devam etti. Yazılı,görsel, dijital basından ve emek-meslek örgütlerindengelen bilgiler ışığında tespit edebildiğimiz kadarıylaAralık ayında en az 76 işçi hayatını kaybetti…Böylece 2012 yılında iş cinayetleri sonucu aramızdanayrılan işçi arkadaşlarımızın sayısı en az 878’eulaştı...2012 yılında inşaat, tarım, enerji ve madensektörleri yangın yeri oldu!İnşaat sektöründe, yarıya yakını düşme kaynaklıolmak üzere en az 279 inşaat işçisi can verdi…Tarım sektöründe en az 90 işçi aramızdan ayrıldı…Hızlı bir şekilde özelleştirme talanına maruz kalanenerji sektöründe ise en az 86 arkadaşımız hayatınıkaybetti…Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde meydana gelengöçük sonrası hala 9 arkadaşımızın cenazesininçıkarılmadığı maden sektöründe ise 81 işçiyi kaybettik…En çok iş cinayeti İstanbul’da yaşandı!2012 yılında tespit edebildiğimiz kadarıyla103 ölüm İstanbul’da, 39 ölüm İzmir’de, 34 ölümAnkara’da, 32 ölüm Adana’da, 30 ölüm Konya’da ve28 ölüm Bursa’da yaşandı…Patronların tersaneler pazarını büyütme rekabetiçalışma koşullarının güvencesizleştirilmesi ve işçiölümlerinin artması ile mümkün oluyor. 2012'de tersanelerdeiş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerinsayısı tespit edebildiğimiz kadarıyla 154’e yükseldi.Ölen işçilerin 149’unun taşeron olarak çalışması bizleretaşeronlaştırmanın iş cinayeti anlamına geldiğinibir kez daha hatırlattı…İş cinayetlerinin sorumlusu örgütsüzlüğü vetaşeronlaşmayı dayatan sermaye ve AKP iktidarıdır!İş cinayetlerinin her geçen gün artması ‘güvencesizlik’ve ‘örgütsüzlük’ gerçeğini gözler önüne sermektedir.Sözleşmeli, taşeron çalıştırma koşullarınınegemen olması ve giderek gerek sendikal anlamdagerekse tüm düzeylerde işçi örgütlülüklerine uygulananbaskının, yoğunlaşmış ve uzatılmış çalışmanınişçi ölümlerini artırdığı, artıracağı aşikârdır… Yine30 Haziran’da yasalaşan “6331 Sayılı İş Sağlığı veGüvenliği Yasası” da işçi ölümlerini önlemeyi amaçlayanbir yaklaşıma sahip değildir. Yasanın çıkmasınıtakip eden aylarda iş cinayetlerinin artarak devametmesi ve işçilerin aleyhine alınan hukuksal kararlar,devlet tarafından yasanın çıkması ile birlikte işçiölümlerinin önleneceğine yönelik oluşturulan beklentininde ne kadar boş olduğunu göstermiştir...İş cinayetlerine ve güvencesizliğe karşı örgütlenelim!Vücut bütünlüğümüz ve yaşama hakkımız, buutanç verici tablonun gerçek sorumlusu olan siyasaliktidarın ve patronların vicdanına ve inisiyatifine aslabırakılamaz. İş cinayetlerini, taşeronlaşmayı, düşükücreti, esnek ve kuralsız çalışmayı, özel istihdambürolarını dayatan ve yaygınlaştıran bu düzene karşıörgütlenme mücadelemizi yükseltelim…(İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi raporundanözetlenmiştir.)


Birleşik Metal-İşOcak 2013 23HükümetSatmayaDevam EdiyorSendikalar ve Toplu İşSözleşmesi Yasası,AnayasaMahkemesi’ndeTarih 14 Aralık 2012, Rahmi Koç:“Başbakan çok karizmatik ve harika birkonuşmacı”Tarih 18 Aralık 2012, köprü ve otoyollar10 yıllık gelirinden daha azınaKoç-Ülker grubuna satıldı.Özelleştirmenin dibini bulmuş durumdayız. Satılmadıkne kaldı diye şöyle bir sağa sola baktığımızda elde kalanen son gelir kalemlerinden belki de en önemlilerindensonuncusu veya sondan bir öncesi diyelim (çünkü en sondaMilli Piyango İdaresi var) köprü ve otoyollar satıldı.Böylece, 8 otoyol ile Boğaziçi ve Fatih Sultan MehmetKöprüleri’nin işletim hakkı Koç Holding ile Ülkergrubuna gitmiş oldu; hayırlı olsun…Satış fiyatı, 5.72 milyar dolar.T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın,Tanıtım Döküma’nına göre, ihalesi yapılan köprü ve otoyollarınüç buçuk yıllık geliri ortalama 2.1 milyar dolar.Bu hesaba göre iki köprü ve 8 otoyol bugünkü sabitfiyatlarla 8 yıllık geliri karşılığında satılmış oldu. Elbettebu sekiz yıl içinde yapılacak zamlar bu hesabın içindedeğil.Bu durumda kar eden kim diye sormanın bir manasıyok gibi gözüküyor.Tesadüfe bakın ki bu karlı alışverişin tarafı olan KoçHoldingin başı Rahmi Koç ihalenin birkaç gün öncesindeBaşbakan hakkında o zamana kadar pek de alışkın olmadığımızbir biçimde methiyeler düzüyor hatta BaşkanlıkSistemine onay veriyor, ardından üç gün sonra köprü veotoyollar avucunun içine sıkıştırılıveriyor…Tabii diğer ortak Ülker grubu için fazla söze gerekyok; ne de olsa Sn. Başbakan’ın “eski” ticaret ortağı… Ozaman verin gitsin.Bunun adı gerçekten de satış değil “veriş”tir. “Mademkibunca yalakalık yaptılar o zaman verelim gitsin”dediler ve verdiler.Şimdi ne olacak? Olacağı şudur ki, yılda 1 milyar dolarayakın net, temiz ve risksiz ve hatta sürekli artacakbir gelir kaleminden daha mahrum kalan “hazinemiz” bugelir kaybını elbette yeni vergiler, zamlar ile karşılamakdurumunda kalacaktır.Bu da elektriğe, suya, doğalgaza, benzine yeni zamlargelecek demektir. Muhtemelen bir çok malda artacakKDV oranları da cabası…Alana da verene de hayırlı olsun da…Geriye kalan biz70 milyon vatandaşa ne olur bilemeyiz artık.Yollar köprüler alıp, işçi atıyorlar...CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi ve İzmirMilletvekili Musa Çam, TBMM’de kabul edilerekyürürlüğe giren Sendikalar ve Toplu İş SözleşmesiYasası’nı, Anayasa Mahkemesi’ne götürdüler..Başvuruda, 12 Eylül hukukunun yarattığı baskıcı,örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayıcı ve yasakçı zihniyetidevam ettiren bu yasanın, örgütlenmenin önüneyeni engeller ve kısıtlar getirdiğini vurgulayarak,Anayasa’ya ve uluslararası sözleşmelere aykırı bu düzenlemeleriniptal edilmesini istediler.Konuyla ilgili basın açıklamasında, 194 sayfalık budilekçenin basit bir dava dilekçesi olmadığı dile getirildi:“Bu dilekçe, AKP’nin sendikal özgürlükleri nasılyok ettiğinin bir belgesidir. Bu sadece işçi sınıfına vurulanbir darbe değildir. Bu örgütlü topluma vurulandarbedir. Bu demokrasiye vurulan darbedir. Bu temelinsan haklarına vurulan bir darbedir. Bu vicdanlara vurulanbir darbedir. Bu altına imza attığımız uluslararasısözleşmelere vurulan bir darbedir. Bu anayasanın 90.Maddesine vurulan bir darbedir. Bu aydınlığa vurulanbir darbedir.”Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda yer alan Sendikalaryasasına yönelik eleştirileri kısaca özetlemekgerekirse;1. Sendika kavramının değiştirilmesi2. Sendikal örgütlenme hakkının kısıtlanması3. Konfederasyon dışı örgütlenmelere izin verilmemesi4. Tek işkolunda faaliyet gösterme kısıtı5. Sendika Kurucusu olmak için “Fiilen Çalışma”şartı getirilmiştir6. Sendikalara dış denetim getirilmesi7. Sendika organlarında görev alanların sayısınınkısıtlanması8. Sendikal Güvenceler9. Toplu Pazarlık Yetkisi ve İşkolu Barajı10. Grev hakkının kısıtlanması11. Grev Yasaklarına ilişkin düzenlemeler12. Grev Ertelemesi13. Çerçeve Sözleşme ve Grup Toplu İş Sözleşmesi


Birleşik Metal-İşOcak 2013 25İşsizlik hız kesmeden artmayadevam ediyor…Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları KonfederasyonuAraştırma Enstitüsü (DİSK-AR), TÜİK tarafından açıklananHanehalkı İşgücü Anketi Eylül 2012 dönem sonuçlarınıdeğerlendirdi:1) Ekonomik büyüme rakamlarındaki yavaşlama işsizlikverilerine de yansıdı. Olağan koşullarda yaz dönemlerindeinşaat ve turizm sektörünün canlanması iledüşen işsizlik verileri bu dönemde de artışını sürdürürken,eylül döneminde hem işsizlik hem de mevsimsel etkidenarındırılmış işsizlik artışını sürdürdü. Buna göre işsizlikbir önceki aya göre 0,3 puan artışla, % 9,1’e yükselirken,mevsimsel etkiden arındırılmış işsizlik 0,2 puan artışla%9,4 oranına ulaştı. Haziran döneminden bu yana işsizlikoranı % 1,1, işsiz sayısı 313 bin kişi arttı.2) Türkiye’de çalışma çağındaki her iki kişiden biriçalışmıyor. İşgücüne katılım oranı Eylül 2012 dönemi için%51 düzeyinde. İşsiz sayılmayan umudu kesik işsizlerinsayısı ve ev içi emeğin görünmez olmasının sonucundaaçığa çıkan bu durum Türkiye’de işsizliği olduğundandüşük gösteriyor. AB ülkeleri için Eurostat 2011 yılı verilerinegöre işgücüne katılım oranı %71,2 düzeyinde.Türkiye’de iş isteyenlerin (işgücüne katılım) oranı AB-27ortalaması kadar olsaydı işsiz sayısı 13 milyon 633 binolacaktı. Buna göre işsizlik oranı ise yüzde 34,9 düzeyineçıkacaktı.3) Umudu olmadığı için ya da diğer nedenle son 3 aydıriş arama kanallarını kullanmayan ve bu nedenle işsizsayılmayanlar dahil edildiğinde işsizlik oranı % 9,1 değil,%15,05, işsiz sayısı da 2 milyon 539 bin değil, 4 milyon514 bin oluyor. Gizli işsiz olarak görülen eksik istihdamda ilave edildiğinde işsizlik oranı %17,77 düzeyinde.4) Gençler için ise durum daha da kötü. Gençlerin %54’ü kayıt dışı çalışıyor. Umudu kesik işsizlerle birlikteher 4 gençten biri işsiz. Resmi olarak % 18 olan gençişsizliği, umudu olmadığı için ya da diğer nedenle son3 aydır iş arama kanallarını kullanmayan ve bu nedenleişsiz sayılmayan gençler dahil edildiğinde % 27’ye ulaşıyor.845 bin işsiz gence karşı 584 bin çalışmaya hazırancak umutsuzluk başta olmak üzere çeşitli nedenlerle işaramayan genç var. Eksik ve yetersiz istihdam edilenlerlegenç işsizliği % 30’a ulaşıyor. Gençler için kayıt dışı oranı15-19 yaş için % 76, 15-24 yaş grubu aralığı için % 54düzeyine yükseliyor. Gençlerin % 35’i haftada 60 saatin,% 53’ü 50 saatin üzerinde çalışıyor.5) Kadınlar için çalışma yaşamına katılmak son derecezor. İşgücüne katılım oranı kadınlar için %30,7 düzeyinde.Eylül ayında yüksek öğretim mezunu kadınlardaişsizlik bir önceki yılın aynı dönemine göre 2 puan artarak%16,4’den %18,3’e yükselmiş, 81 bin kişi artmış durumda.Çalışma çağındaki her üç kadından yaklaşık olaraksadece biri çalışıyor. Lise ve üzeri eğitime sahip kadınlarerkeklere göre 2 kattan daha fazla işsizlik gerçeği ile yüzleşiyor.6) Kayıtdışı oransal olarak gerilese de hala kriz öncesideğerlerin üzerinde. 2008 Eylül dönemi ile karşılaştırıldığındakayıt dışı istihdam 483 bin kişi artmış durumda.Erkekler için aynı dönemde kayıt dışı erkekler için 206bin azalırken kadınlar için 689 bin artmış görünüyor.7) Tarım sektörü kriz öncesine göre (2007 yılına göre)1 milyon 295 bin artmış durumda. Buna göre toplam istihdamartışının % 32’si tarım kesiminde gerçekleşti.• Yaz döneminde işsiz sayısı 313 bin kişi arttı• Geniş tanımlı işsizlik % 15’in üzerinde• Yüksek öğretim mezunu kadınlarda işsizlik 2 puan artarak % 18,3 ile resmiişsizlik verilerini ikiye katladı• 15-19 Yaş gençlerde kayıtdışı % 768) Güvencesiz çalışma hızla yaygınlaşıyor. 2009 yılıEylül dönemi ile karşılaştırıldığında geçici çalışanlarınsayısı % 39 artarak, 1 milyon 632 binden, 2 milyon 2milyon 231 bine yükseldi. Geçici çalışmanın yaygınlaştırılmasıhükümetin istihdam stratejisi açısından bir amaçolarak değerlendiriliyor. Geçici işçiler için işsizlik oranı%23,25’tir.Ekonomik büyümede yaşanan sert düşüş, işsizlik verilerinide etkilemiş durumdadır. Yaz döneminde mevsimseletkiden arındırılmış işsizlik verilerinde yaşanan yükselişbu durumun işaretidir. 2009 yılında krizin yarattığı tahribat,2010 ve 2011 yılında ekonomide dibe vuruş sonrasıhızlı yükselişi getirmiş, işsizlik rakamları kriz öncesi düzeylerinegerilemişti.Ancak özellikle tarımsal istihdamda yaşanan artışa eşlikeden kayıtdışı çalışanların sayısındaki artış, kadınlarınve gençlerin çalışma koşullarında yaşanan bozulma, güvencesizçalışmanın yaygınlaşması, istihdamın niteliğinisorgulatan bir karakter taşımıştır.Eylül dönemi verileri, zaten kriz öncesinde de sonderece yüksek olan işsizlik verilerinin yeniden tırmanışageçtiğini göstermektedir. Çalışma sürelerinin son dereceuzun, ücretli izin hakkının son derece sınırlı olduğu koşullardaişsizlik verilerinin olduğundan daha düşük görünmesinintemel nedeni işgücüne katılım oranlarındakidüşük seviyedir. Bir yandan işgücüne katılım oranlarınıyükseltirken, öte yandan işsizlik verileri ile mücadele etmeninyegane yolu, gelir kaybına yol açmaksızın haftalıkçalışma sürelerini azaltmaktan geçmektedir.Buna karşın sermaye çevreleri istihdam yapısının niteliğinibozarak, yani yoğun çalışma koşulları altında, dahakuralsız ve güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırarakbu süreci kendi lehlerine çevirmek istemektedir.Hükümet işveren çevrelerinin bu taleplerini Ulusalİstihdam Strateji belgesi ile programlaştırmıştır. Ucuz işgücüiçin, taşeron çalışmayı yaygınlaştırmayı, kıdem tazminatınıfona devrederek orta vadede ortadan kaldırmayı,kölelik bürolarını hayata geçirmeyi hedefleyen bu belge,işsizlik verilerindeki artışla birlikte daha sık gündeme gelecektir.İşsizlikle mücadeleyi, çalışma koşullarını kötüleştirerek,ücretleri gerileterek çözmeye çalışan bu anlayışa karşıdurulmalıdır. Bu strateji işsizliğin “ne iş olsa yaparım”başlığı altında gizlenmesi stratejisidir.İşsizlikle gerçek mücadele için;1. Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saatsınırı, 90 saate düşürülmelidir.2. Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.3. Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır.4. Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı,sendikal barajlar, noter şartı kaldırılmalı, herkesinsendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasaldüzenlemeler yapılmalıdır5. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacakşekilde yeniden ele alınmalıdır6. Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.7. Taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdam engellenmelidirÇALIŞMA YAŞAMINDANYoksulluk ve Açlık SınırıDört kişilik aileningıda harcamalarınınyanı sırakonut, ulaşım,giyim, sağlık,eğitim gibi ihtiyaçlarıdikkatealınarak hesaplananyoksulluk sınırı, 3.351 TL. olarak hesaplandı.Açlık sınırı olarak belirlenen, dört kişilik bir aileninyeterli beslenebilmesi için gerekli aylık gıda harcamasıtutarı ise, 1.061 TL oldu.Aralık 2012 TÜFEBir önceki aya göre: % 0,38Bir önceki yılın Aralık ayına göre: % 6,16Bir önceki yılın aynı ayına göre: % 6,16Oniki aylık ortalamalara göre: % 8,89Aralık 2012 ÜFEBir önceki aya göre: % -0,12Bir önceki yılın Aralık ayına göre: % 2,45Bir önceki yılın aynı ayına göre: % 2,45Oniki aylık ortalamalara göre: % 6,09Asgari Ücret1 Ocak 2013 - 30 Haziran 2013 tarihleri arasında16 yaş üstündeki çalışanlar için: 978,60 TL.16 yaşından küçük çalışanlar için: 839,10 TL.1 Temmuz 2013 - 31 Aralık 2013 tarihleri arasında16 yaş üstündeki çalışanlar için: 1.021,50 TL.16 yaşından küçük çalışanlar için: 877,50 TL.SGK Prim Alt ve üst Sınırı1 Ocak 2013 - 30 Haziran 2013 tarihleri arasındaAylık kazanç alt sınırı: 978,60 TL.Aylık kazanç üst sınırı: 6.360,90 TL.1 Temmuz 2013 - 31 Aralık 2013 tarihleri arasındaAylık kazanç alt sınırı: 1.021,50 TL.Aylık kazanç üst sınırı: 6.639,75 TL.Kıdem Tazminatı Tavanı1 Ocak 2013 tarihinden itibarenVergi Oranları3.129,25 TL.2013 yılında uygulanacak gelir vergisi dilimleri vevergi oranları:10.700 TL’ye kadar % 1526.000 TL’nin10.700 TL’si için 1.605, fazlası % 2094.000 TL’nin26.000 TL’si için 4.665, fazlası % 2794.000 TL’den fazlasının94.000 TL’si için 23.025, fazlası % 35


Birleşik Metal-İş28 Ocak 2013Uluslararası sözleşmelerde ve iç hukuktaÇalışan kadının yeriBÖLÜM 2Yazı dizisi halinde yayınlamaya geçen sayımızda başladığımız yazılarımızın konusunu,yasal düzenlemelerde kadın hakları, esas itibarıyla çalışan kadınların haklarıoluşturacaktır. Öncelikle Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle başladık.Dosya yazımızın geçen sayıda yayınlanan ilkindeİnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile KadınlaraKarşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi UluslararasıSözleşmesi (CEDAW) incelenmiştir. Bu yazımızda isekadın hakları açısından önem taşıyan üç sözleşmeyi inceleyeceğiz.1. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KADINLARIN SİYA-SAL HAKLARINA İLİŞKİN SÖZLEŞMESİBirleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 20 Aralık1952 tarih ve 640 (VII) sayılı kararıyla kabul edilensözleşme 7 Temmuz 1954 tarihinde yürürlüğe girmişve Türkiye, sözleşmeye 12 Ocak 1954 tarihinde katılmıştır.Sözleşmede temel olarak taraf devletler, erkekler vekadınların eşit haklara sahip olmaları gerektiği ilkesininuygulanmasını, isteyen herkesin doğrudan doğruyaya da serbestçe seçilmiş temsilcileri aracılığı ilekendi ülkesinin kamu işlerinin yönetimine eşit koşullaraltında katılma hakkına sahip olması ilkeleri etrafındauzlaşmışlardır. Birleşmiş Milletler Antlaşmasına veİnsan Hakları Evrensel Bildirgesi hükümlerine uygunolarak kadınların siyasal haklardan yararlanma ve buhakları kullanma haklarından erkeklerle eşit koşullardayararlanmaları hedefini benimseyen taraflar, iç hukuklarındada bu hedefi geliştirmeye yönelik düzenlemeleryapmayı taahhüt etmişlerdir.Sözleşmeye 1959 yılında taraf olmamıza rağmenülkemizde kadının temsiliyetinde önemli gelişme sağlanamamıştır.Oysa ki Fransa, İtalya, İsviçre gibi birçokAvrupa ülkesinde kadınların seçilme hakkı bulunmaziken 1934 yılında ülkemizde kadınlara seçme ve seçilmehakkı tanınmıştır. 1935 yılında 18 kadın milletvekilimeclise girerken bu oran ancak 2007 yılında geçilebilmiştir.Şu anda mecliste ancak %14,2 oranındakadın milletvekili bulunmaktadır. Tabi kadının temsiliyetisadece meclis ile sınırlandırılamaz. Belediye başkanlığıve meclis üyeliği, muhtarlık, valilik … gibi birçok alanda kadınlar çok az yer almaktadırlar.Çuvaldızı birazda kendimize batırmamız lazım diyedüşünüyorum. DİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SENve MEMUR-SEN’in yönetim kurullarında hiç kadınyok!2. AYRIMCILIK (İŞ VE MESLEK) SÖZLEŞMESİUluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından hazırlanan,Ayrımcılık (İş ve Meslek) Sözleşmesi, ILO’nuntemel haklara ilişkin 8 sözleşmesinden biridir. Ülkemiz1967 yılında sözleşmeye taraf olmuştur.Önce Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) hakkındakısa bir bilgi vermek istiyorum. ILO ülkelerdeki çalışmayasalarında ve bu alana ilişkin uygulamalarda standartlarıgeliştirmek ve ileriye götürmek gibi iddialarlakuruluştur. Merkezi İsviçre’nin Cenevre şehrindedir.Türkiye, 1932’de Milletler Cemiyeti’ne katılmakla kuruluşunüyesi olmuştur. ILO işçi ve işveren örgütlerive de hükümetin yönetim organları ile birlikte üçlü biryapıdan oluşturmaktadır.Ayrımcılık (İş ve Meslek) Sözleşmesi, ırk, inanç vecinsiyetleri ne olursa olsun, bütün insanların, hürriyet,şeref, ekonomik, güvenlik ve eşit imkan şartları içindekendi maddi refah ve manevi gelişmelerini gözetmehaklarını temel almaktadır.Yine sözleşmede 1. maddede ayrımcılık tanımlanmıştır.Bu tanıma göre ayrımcılık :-Irk, renk, cinsiyet, din, siyasal inanç, ulusal veyasosyal menşe bakımından yapılan iş veya meslek edinmedeveya edinilen iş veya meslekte tabi olunacak muameledeeşitliği yok edici veya bozucu etkisi olan hertürlü ayrılık gözetme, ayrı tutma veya üstün tutmak,- İlgili üye, memleketin, varsa temsilci, işçi ve işverenteşekkülleri ve diğer ilgili makamlarla istişare etmeksuretiyle tespit edeceği, meslek veya iş edinmedeveya edilen iş veya meslekte tabi olunacak muameledeeşitliği yok edici veya bozucu etkisi olan bütün diğerayrılık gözetme, ayrı tutma veya üstün tutmaktır.Sözleşmenin 2. maddesine göre taraf devletler, ulusalşartlara ve uygulamaya uygun metotlarla; bu sözleşmedeele alınan anlamda her türlü ayırımı ortadankaldırmak maksadıyla iş veya meslek edinmede veedinilen iş veya meslekte tabi olunacak muameledeeşitliği geliştirmeyi hedef tutan milli bir politika tespitve takip etmeyi bu doğrultuda tedbirler almayı taahhütetmişlerdir.3. EŞİT DEĞERDE İŞ İÇİN ERKEK VE KADINİŞÇİLER ARASINDA ÜCRET EŞİTLİĞİ HAKKINDASÖZLEŞMEUluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 1951yılında hazırlanan Sözleşme’ye ülkemiz 1967 yılındataraf olmuştur. Sözleşmenin temeli eşit değerde iş içinerkek ve kadın işçiler arasında ücret eşitliği prensibinedayanmaktadır.Sözleşmenin 1. maddesinde ücret tanımlandıktansonra “Eşit değerde iş için erkek ve kadın işçiler arasındaücret eşitliği” prensibinin cinsiyet esasına dayananbir ayırım gözetmeksizin tespit edilmiş bulunan ücrethadlerinin kastedildiği ifade edilmiştir. Bu prensip,madde 2’ye göre; milli mevzuat; mevzuatla kurulmuşveya tanınmış herhangi bir ücret tespit düzeni; işverenlerleişçiler arasında yapılan toplu sözleşmeler veya çeşitliusullerin birleştirilmesi yoluyla uygulanabilir.3. maddeye göre ise sözleşme hükümlerinin uygulanmasınıkolaylaştıracak mahiyette işlerin objektifbir şekilde değerlendirilmesini teşvik için tedbirler alınacak;bu değerlendirme takip edilecek usuller, ücrethadlerinin tespitine yetkili makamlar tarafından veyaücret hadlerinin toplu sözleşmelere göre tespit dilmesihalinde, bu sözleşmelere taraf olanlarca kararlaştırılabilecektir.Bu şekilde objektif bir değerlendirme neticesinde,yapılacak işlerde tespit edilen farklara, cinsiyetgözetilmeksizin tekabül eden, ücret hadleri arasındakifarklar eşit değerde iş için erkek ve kadın işçiler arasındaücret eşitliği prensibine aykırı sayılamayacaktır.Amblemimiz değiştiOtomobil-İş ve Maden-İş sendikalarının birleşmesininardından, bir süre her iki sendikanın amblemi birlikte kullanıldı.Daha sonra düzenlenen yarışmayla seçilen amblemimizsimgeledi sendikamızı.2013’e girerken, Başkanlar Kurulumuzun da değerlendirmelerisonucu, amblemimiz biraz daha sadeleştirilerek,yeni şekliyle kullanılmaya başlandı.


Birleşik Metal-İşOcak 201329İşçiler Soruyor...Çocuğum benim sağlık sigortamdannasıl yararlanır?Soru: Ben işveren yanında sigortalı olarakçalışmaktayım. Çocuğum da benim sigortam üzerindenhastalık yardımından yararlanıyor. Çocuğumgenel sağlık sigortası primini ne zaman ödemek zorundakalacak?Cevap: Çocuğunuzun cinsiyetini, yaşını ve öğrenimdurumunu belirtmediğiniz için sorunuzu sigortalınınbakmakla yükümlü olduğu çocuklara ilişkin bilgilerivererek cevaplayacağız.5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel SağlıkSigortası Yasası’nın 3. maddesine göre sigortalının,sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayanya da kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylıkbağlanmamış evli olmayan çocuğu;• Eğitim durumuna bakılmaksızın 18 yaşını dolduranakadar,• Lise ve dengi öğrenim veya aday çıraklık veçıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesihalinde 20 yaşını doldurana kadar,• Yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını dolduranakadar,• Malûl olduğu tespit edilen çocuk ise yaşsınırlaması olmaksızın,Ebeveynin sigortalılığından kaynaklı olarak genelsağlık sigortalısı sayılır.19.01.2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlananyasayla, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel SağlıkSigortası Yasası’nın 67. maddesine yapılan eklemeyegöre, lise ve dengi öğrenim görülmesi sebebiylesağlık hizmetinden yararlandırılan çocuklar, 20yaşını aşmamaları kaydıyla bu öğrenimlerini bitirmeleriniizleyen tarihten itibaren 120 gün süreyle sağlıkhizmetlerinden yararlanmaya devam edeceklerdir.5510 sayılı Yasa’nın Geçici 12. maddesine görede 01.10.2008 tarihinden önce yürürlükte olan SosyalSigortalar Yasası’na göre sigortalının bakmaklayükümlü olduğu kız çocukları yukarıda belirtilen kriterleraranmadan, 5510 sayılı Yasa gereğince de bakmaklayükümlü olduğu kişi sayılmakta olup genelsağlık sigortası kapsamında yer almaktadırlar.Dolayısıyla yaşları ne olursa olsun evli olmayan,herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan aylık almayan,çalışmayan ve 01.10.2008 tarihinden öncesigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişi olaraktescil edilen kız çocukları genel sağlık sigortasındanyararlanmaktadır.Sendikal tazminat davası açabilir miyim?Soru: İşveren beni işyerindeki sendikalörgütlenme nedeniyle işten çıkardı. Duyduğumkadarıyla ancak işe iade davası açtağımda sendikaltazminat talep edebilirmişim. Ancak ben işe iadedavası açıp geri dönmek istemiyorum. Ne yapmamlazım?Cevap: Belirttiğiniz üzere iş güvencesi kapsamındaolan yani işe iade davası açma hakkı olan işçiler sadecesendikal tazminat talepli dava açamamakta idi. Sendikaltazminat talebini ancak işe iade davası kapsamındaileri sürebilmekteydi.Ancak 07.11.2012 tarihli Resmi Gazete’deyayımlanarak yürürlüğe giren 6356 Sayılı Sendikalarve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25. maddesinin 5.fıkrasına göre işçinin İş Yasası uyarınca işe iade davasıaçılmaması sendikal tazminat talepli dava açılmasınıengellemez.Dolayısıyla 07.11.2012 tarihinden sonra sendikalnedenle iş sözleşmesi feshedilen işçiler işe iade davasıaçmayıp sadece sendikal tazminat talepli dava açabilirler.Sapanca’da Yanıkköy-Maşukiye sınırları içindeki300 küsür dönümlük alanda bir taşocağı faaliyete geçirilmekisteniyor. Yüksek Hızlı Tren Projesi’ne “ucuzve kolay” malzeme sağlamak için, doğa katlediliyor.Bölge halkı tehlikenin farkında. Hava, toprak,akarsu ve yeraltı suları, bitki örtüsü, orman, buralardayaşayan tüm canlılar, aynı zamanda bir içme suyukaynağı olan Sapanca Gölü için; yörede halen yapılanmeyvecilik için, turizm için yaralayıcı ve yok edici birtehlike oluştuğunun farkında herkes.Yöre halkıyla birlikte sadece çevre örgütleri değil,demokratik kitle örgütleri, akademisyenler, siyasilerde “katliama izin vermeyin” diyorlar. Her haftasonu,geniş katılımlı eylemlerle tepkilerini ortaya koyup,seslerini daha geniş kesimlere duyurmaya çalışıyorlar.Daha önce sendikamızın da katıldığı bu renklieylemlerden biri de, 16 Aralık’ta yapıldı. Çatalkayavadisinde piknik olarak planlanan eylemde, yüzlerceçevre dostu, soğuğa rağmen halaya durdular. Ekmekarası sucukların ardından orman gezisi yapıldı ve katılımcılartepkileri dile getirdiler.Yanık Köyü muhtarı Sibel Baykal, taşocaklarının bugüzelim doğa ve yerleşim alanları yakınında hangi gerekçeile olursa olsun faaliyetine taraftar olmadıklarını bir kezdaha dile getiriyor: “Biz mücadelemizi bırakmayacağız”Metal işçilerine selam gönderen Batı Karadeniz ÇevrePlatformu Dönem Sekreteri Oktay Karaman: “Bu güzelimbeldede taşocağı istemediğimizi, nerede olursa olsunyaşam alanlarımızı, doğamızı ve sağlığımızı tehdit edengirişimlere karşı olduğumuzu; istenirse insanı, yaşam çevresinive doğayı koruyan alternatif yatırım ve girişimlerinher zaman mümkün olduğunu dile getirmekten yorulmayacağız.Bu görev hepimizin değerli dostlar. Tüm çevre duyarlılarının,tüm yaşam savunucularının görevi.”Yüksek Hızlı Tren Projesi nedeni ile bizzat hükümetinmerkezi düzeyde öngördüğü bu taşocağı girişimi, iktidarpartisi Kocaeli Milletvekili Sibel Gönül tarafından dahi“bağrımıza hançer saplanıyor” sözü ile değerlendiriliyor.“Tatlı suda yetişen, yosma çevreci değilim,sapına kadar çevreciyim” diyen BüyükşehirBelediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu:“Ben bir ormanın bozulmasınıasla istemem. Ancak zaruri ihtiyaçlarımız vehizmetlerimiz var, bunun için malzeme sağlamamızgerekiyor. Biz, en ucuz ve en kolaymalzemeye nasıl ulaşırız buna bakıyoruz.“Ucuz ve kolay. Bu katliamın doğaya vegelecek kuşaklara maliyetini, insan yaşamınıda bu kadar ucuz görenler göz ardı edebilirancak..


Birleşik Metal-İş30 Ocak 201321 Ocak 2013 tarihli gazetelerden;“Gürcistan’dan Erzurum’a birinci parti samanlar geldi.”24 Ocak Kararlarının 32. yılı21 Ocak 2013 tarihli gazete başlıklarından bir alıntıile 24 Ocak ekonomik kararlarının ne ilgisi var diyebilirsiniz.Ama biz bu haberin başlığına “yine ne ilgisi var?”gibi bir soruyla karşılaşma pahasına “Köprü ve otoyollarbirkaç yıllık karına Koç-Ülker grubuna satıldı” başlığınıda taşıyabilirdik.Veya “işsizlik bir türlü düşmüyor”, “asgari ücretlininalım gücü düştü” başlıklarını da taşıyabilirdik.Bütün bu güncel ve aynı zamanda yıllardır tekrarlanatekrarlana artık alıştığımız başlıkların ne yazık kihepsinin 1980 yılında alınan ekonomik kararlarla birebirilgisi vardır.Ama biz hepimiz için çok yeni ve pek de alışkınolmadığımız Erzurum, Kars, Ağrı, Iğdır ve Ardahanillerimizin saman ihtiyacını ortaya koyan haberleri ilginçliğinedeniyle tercih ettik.Çünkü 24 Ocak 1980 yılında alınan ekonomik kararlarilk açıklandığında bütün bunların olacağı bu ülkeyigerçekten düşünen ve meseleye emekçiler cephesindenbakan aklı başında insanların ortak görüşüydü.Neydi bu kararlar kısaca özetlemeye çalışalım;24 Ocak Kararları’yla birlikte, “ithal ikameci’’modele son verilmiş, serbest piyasa ekonomisininacımasız kuralları egemen kılınmıştır. Yani, ithalatınönündeki tüm sınırlamalar ve engeller kaldırılarak içpazarlarımız yabancı mallara açılmıştır.İhracatı özendirme adı altında işçi ücretlerinin baskılanmasıve giderek satın alma gücünün düşürülmesihedeflenmiştir.Kamu yatırımlarının azaltılması hedeflenmiş dahada ötesi Kamu İktisadi teşebbüsleri yabancı sermayebaşta olmak üzere sermayeye satılarak kamunun iktisadialandan tamamen elinin çekmesi hedeflenmiştir.Tarıma verilen destek kaldırılmıştır.Vergilerin halka yayılması kararlaştırılmıştır.Aslında 24 Ocak kararları yükselen işçi hareketininve giderek pastadan daha fazla pay almaya başlayanemekçilerin dizginlenmesini amaçlamıştır.1961 Anayasasının en temel ilkelerinden biri olansosyal devlet ilkesinin yok edilerek, güçlü olanın kazanacağıbir ekonomik düzene geçilmesiydi hedeflenen.İşte böylesine emekçiyi hiçe sayan, hatta direk olarakemekçileri hedef alan bu kararların o günkü ekonomikve sosyal şartlarında uygulanması da elbette okadar kolay olmayacaktı.Nitekim bu kararların açıklanmasının ardındanSendikamızın Genel Başkanı Kemal Türkler konuylailgili olarak yaptığı konuşmada “Bizi yok etmeden bukararları uygulayamazlar” diyerek hem bu kararlarınözünü hem de işçi sınıfının yaklaşımını net olarak ortayakoymuştur.Bu kararları alanlar elbette kılıfı da hazırlamışlardı;önce 22 Temmuz 1980 tarihinde Kemal Türkler katledildiardından 12 Eylül 1980 darbesiyle DİSK kapatıldı,grevler sonlandırıldı, 1961 anayasası ve sendikalaryasasıyla grev ve toplu sözleşme yasaları yırtılıp atıldı.12 Eylül Darbesi 24 Ocak kararlarınınUygulanması İçin YapıldıDarbeyi yapan Kenan Evren, 7 Ocak 1991 tarihliMilliyet’te bakın ne demişti:’’Eğer 24 Ocak kararları denen kararların arkasından12 Eylül dönemi gelmemiş olsaydı, o tedbirlerinfiyasko ile sonuçlanacağından hiç şüphem yoktu. Böylesıkı bir askeri rejim sayesinde o tedbirler meyvesinivermiştir’’.Gerçekten de 24 Ocak Kararları olarak 1980 yılındadönemin başbakanı Süleyman Demirel’in müsteşarıTurgut Özal aracılığıyla ülkemizde uygulamaya konanABD patentli neoliberal politikalarla, 12 Eylül faşistdarbesi arasında çok sıkı bir ilişki vardır.Türkiye’de 32 yıldır bu ekonomik politikalar uygulanmaktadır.Türkiye bu politikalarla bir yabancı sermaye cennetinedönüşmüş, ancak işsizlik sona ermediği gibi tamtersine adı krizle anılan ülkelerdeki işsizlik oranlarınıbile geçerek kronik hale gelmiştir.Ülkenin en büyük gelir kaynakları olan ve üretimleriylesanayinin lokomotifi, karlarıyla hazinenin altınyumurtlayan tavuğu durumundaki birçok KİT birkaçyılık karları karşılığında özel sektöre peşkeş çekilmiştir.Satacak fabrika kalmayınca, son olarak köprü veotoyollar satılmış, şimdi de devletin en büyük gelirkaynaklarından biri olan Milli Piyango İdaresi satışaçıkarılmıştır.Bütün bu satışlardan vatandaşa düşen ise giderekartan hayat pahalılığı, dünyanın en pahalı benzini veelektriğe, doğalgaza yapılan zamlardır.Bütün bu uygulamalardan halka düşen, biten hayvancılık,yok olan tarım ve giderek artan dışa bağımlılıktır.Bu nedenle, aslında 24 Ocak kararlarının uygulanmasıve emekçilerin baskı altına alınması için yapıldığıKenan Evren’in de açıkça belirttiği 12 Eylül Darbesinin,bugün yargılandığını söyleyenler açıkça bir kezdaha halkı kandırmaya çalışmaktadır.Eğer 12 Eylül yargılanacaksa, sendikaların güçsüzleştirildiği,emekçilerin sarı sendikalara teslim edildiği,toplumun susturulduğu bu 32 yıl boyunca sermayeningüdümünde hareket edeh bütün siyasetçiler ile onlarınarkasındaki büyük patronlar yargılanmalıdır.Bir başka24 Ocak acısı“Kanıtlanan bir başka gerçek de “hukukdevleti” sisteminin vazgeçilmez varlığı veönemidir. “Hukuk devleti”nin zedelendiği herülke kargaşalarla, zorbalıklarla, diktatörlüklerlekarşılaşmak yazgısı ile karşı karşıyadır. Hukukdevleti, bireylerin olduğu gibi, sendikaların,partilerin ve kurumların ortak güvencesidir."Cumhuriyet,15 Aralık 1981,Uğur Mumcu.. ve hukukBomba yerleştirilmiş aracının evinin önündepatlamasıyla katledilen Uğur Mumcu’nun davası,20 yıl sonra sonuçlandı..Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi UğurMumcu’ya ait 06 YR 245 plakalı aracın enkazınınmirasçılarına iadesine karar verdi..“20 yıl sonra elde kalanpatlamış bir çelik yığını”


Birleşik Metal-İşOcak 2013 31Bireysel Emeklilik Sistemi ya daKamusal EmekliliğinTasfiyesi…Son günlerde sık sık yazılı ve görsel basındaBireysel Emeklilik Sistemi’ni süsleyenreklamlar görülmeye başlandı. Ve bu sistem,metal işçilerine 2012-2014 dönemi MESSGrup Toplu İş Sözleşmesi’nin “büyük sürprizi”,“İşçiler adına yeni bir hak kazancı ve tasarrufaracı olarak” olarak yansıtıldı.Gazetemizin bu sayısında, Bireysel EmeklilikSistemi’ni mercek altına aldık. Konuylailgili olarak özellikle çalışma yaşamı alanındauzun yıllar gazetecilik yapan ve halen YurtGazetesi yazarı olan Maltepe Üniversitesi İktisadive İdari Bilimler Fakültesi kısmi zamanlıöğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Atilla Özsever’lebir röportaj yaptık.Bireysel Emeklilik Sistemi neyi hedeflemektedir?Gösterildiği gibi emeklilik olanağı sağlamaktamıdır?Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), özel bir emeklilikrejimi olup kişilerin bireysel tasarrufları ile ek emeklilikgeliri sağlama amacına yöneliktir. Her ne kadar böyle biramaç ortaya konsa da gerçekte kişilere ek emeklilik olanağısağlamaktan çok bu tür tasarrufların sermaye kesimineaktarılması hedeflenmektedir.Özellikle kapitalizmin 1970’lerin ortalarından itibarenkrize girmesiyle birlikte “sosyal devlet” anlayışının giderektasfiyesi gündeme geldi. Bu bağlamda, Dünya Bankasıve IMF tarafından “Yapısal Uyum Programı” adı altındasosyal devletin temel unsurları olan emeklilik ve sağlıksigortalarının piyasaya açılması amaçlandı. Bu çerçevede“Yapısal Uyum Programı” şu unsurlardan oluştu:1. Emeklilik ve sağlık sigortalarının birbirinden ayrılması,2. Emeklilik yaşı ve prim ödeme gün süresinin artırılması,3. Sağlık hizmetinin piyasa açılması,4. Bireysel emekliliğin ve özel sağlık sigortasının teşviki.BES, ilk olarak hangi ülkede, nasıl uygulandı?Bireysel emeklilik sistemleri, 1980 sonrasında “sosyaldevlet” anlayışının giderek terk edilmesiyle birlikteözendirilmeye başlandı. Başta askeri cuntanın iş başınageldiği Şili olmak üzere (1981) Güney Amerika ülkelerindeözel emeklilik sistemleri zorunlu hale getirildi, çalışanlarzorla bu şirketlere üye oldu. Ancak sistem başarılıolamadı, Arjantin’de 2001 krizi sonrasında iflas etti, 2008krizi sonrasında da ABD, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerdekiemeklilik fonlarını iflastan kurtarmak için devletlerharekete geçti.Türkiye’de de BES, 2001 yılında hayata geçtiğindeyaygın bir sistem değildi. 2008’de yürürlüğe giren sosyalgüvenlik yasası ile birlikte emeklilik yaşı kademeli olarak65’e çıkarıldığı için kamusal emeklilik yerine bireyselemeklilik daha cazip hale getirilmeye çalışıldı.BES ile ilgili yasanın esas amacı, devlet desteği ilebirlikte tasarruf oranlarını arttırmak, orta ve yüksek gelirgruplarından sağlanan kaynakla fonda ciddi birikimler yarataraksermaye kesimine yeni olanaklar sunmaktır.Belli bir vade sonunda da kamusal emeklilik sisteminitasfiye etmektir. Emeklilik yaşının 65’e çıkarılması veemekli aylıklarının düşük tutulması ister istemez çalışankesimi, özellikle de orta düzeydeki gelir gruplarını kamusalemeklilikten soğutarak bireysel emekliliğe yönlendirmeyiamaçlıyor.Türkiye’de kamusal emeklilik sisteminde yanisosyal sigortalarda devletin katkısı ile BES’e devletkatkısının karşılaştırmasını yapabilir misiniz?AKP Hükümeti, 1 Ocak 2013’ten itibaren geçerli olmaküzere Bireysel Emeklilik Sistemi’ne yatırılan her 100liraya karşılık devletin de 25 liralık bir katkı sağlayacağınailişkin bir yönetmelik yayımladı. Yani BES’e yatırılanparanın yüzde 25’i oranında bir devlet katkısı olacak.Peki kamusal emeklilik sisteminde, sosyal sigortalardadevletin katkısı ne kadar? 5510 sayılı yasaya göre,malullük, yaşlılık, ölüm sigortası dalında, yani emekliliksigortasında toplam prim oranı yüzde 20. Bunun yüzde9’u sigortalı, yüzde 11’i de işveren payı. Devlet de buyüzde 20’nin dörtte biri oranında katkı yapıyor. Yani devletinkamusal emeklilik sigortasına katkısı sadece yüzde5. (Yüzde 3 oranında da genel sağlık sigortasına katkı sözkonusu).Özetle, devlet bireysel emekliliğe yüzde 25, kamusalemekliliğe ise yüzde 5’lik bir katkı yapıyor. Ayrıca BES’te10 yılını tamamlayan 56 yaşını doldurduğunda emeklilikhakkına sahip. Sosyal sigortalarda ise, emeklik yaşı kademeliolarak 65’e çıkarıldı.Katılımcılardan sağlanan gelirle BES fonuna, yanisermayeye bir yandan kaynak aktarılırken öbür yandankıdem tazminatının da bireysel hesaplar yoluyla fona yönlendirilmesiprogramlanıyor.Bireysel (özel) emeklilik sisteminin başarılı olmasıhalinde bu sistemi daha cazip hale getirmek için kamusalemekli aylıklarının daha da düşürülmesi gündeme gelecektir.Nitekim Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Türkiyeemekli aylıkları yüksek” sözü boşuna söylenmiş birsöz değildir.BES’te nihai olarak ne amaçlanıyor, katkı sistemininözellikleri nelerdir?IMF’nin Aralık 2012’de Türkiye ile ilgili yayınladığıraporda, bireysel emeklilik sisteminin zorunlu hale getirilmesiöneriliyor. Aynen 1981’de Şili diktatörü Pinochet’inyaptığı gibi işverenlerin sigorta primlerine katkısı ortadankaldırılarak tamamen çalışanların primleriyle finanse edilenbir sistem öngörülüyor. Türkiye’de de 2008’de çıkarılan5763 sayılı yasayla işverenlerin sigorta priminde 5puanlık bir indirim yapılarak bir anlamda bunun da yoluaçıldı.2012 sonu itibariyle 3 milyonluk katılımcı sayısının ve20 milyar liralık fon varlığının son uygulamayla daha daartırılması bekleniyor. Öte yandan devlet katkısı ile ilgiliuygulama, belirli sınırlılıkları da içeriyor. Sistemde 3 yılkalmayan, ayrıldığı zaman hiçbir şekilde devlet katkısınıalamayacak. 3-6 yıl arası kalıp ayrılan devlet katkısınınyüzde 15’ini, 6-10 yıl kalan ise yüzde 35’ini alabilecek.56 yaşını doldurmayıp 10 yıl kalıp ayrılan da devlet katkısınınancak yüzde 60’ına sahip olabilecek. 56 yaşını veBES’de 10 yılını tamamlayan devlet katkısının tamamınıalabilecek.Yine BES’in reklam dahil tüm giderlerinin katılımcıpaylarından karşılandığı bilinen bir gerçek.Kriz dönemlerinde bireysel emeklilik fonlarınınbir güvencesi var mı?Bireysel emeklilik fonları özellikle ekonomik krizanında ciddi biçimde değer kaybına açık bulunuyor. 2008kriziyle birlikte ABD’de en büyük 7 şirket arasında yeralan Enron şirketi iflas etti, bir bireysel emeklilik fon şirketiolan bu şirkette tasarrufları bulunanların varlıklarıheba oldu. Kriz nedeniyle emeklilik fonlarında yüzde 25dolayında bir küçülme gerçekleşti.OECD verilerine göre emeklilik fonlarının GSMH(milli gelir) içindeki payı yüzde 80’lerde iken 2008 kriziylebirlikte bu oran yüzde 57’e düştü. Krizden en çok35 yaş ve üstü çalışanlar etkilendi. Çünkü ekonomik krizsonucunda ilk işten çıkarılanlar bu kişilerdi. İşsiz kalan bukesim, emeklilik yaşı için kalan primlerini de ödeyemeyecekduruma geldi. 2012’de ABD’deki “Wall Streeet’iİşgal Et” hareketinin belirleyici faktörü de, finansal kriznedeniyle emeklilik birikimleri yok olan bu kitleydi. Onedenle her zaman krize açık olan kapitalist sistemde, butür tasarruflar yoluyla gelecek için bir gelir beklentisinegirmek ciddi bedellere yol açabilecektir.Son olarak, BES’e karşı sendikaların ve emekçilerintavrı ne olmalıdır?Türkiye açısından soruna baktığımızda, kıdem tazminatınınbir fona devredilmesi ve bu fonun bireysel emekliliksistemine dahil edilmesi de düşünülüyor. BES şirketlerininböyle bir talebi bulunuyor. Bir emekçinin kıdemtazminatının fona devredilmesine karşı çıkarken bireyselemeklilik sistemine dahil olarak kazançlı çıkma arzusu,bir ikilemin de oluşmasına neden olabilecektir.Sonuç itibariyle çalışanların, emek örgütlerinin kıdemtazminatlarının da geleceğini düşünerek kamusal emekliliksistemini savunması, hatta BES’teki yaş uygulamasınıda dikkate alarak emeklilik yaşının 56’ya düşürülmesinigündeme getirmesi gerekir…Öncelikle bireysel emeklilik sisteminin gerçek amacınıortaya koyan, ardından da emeklilik yaşının 56’ya düşürülmesiniöngören bir çalışma başlatmaları gerekiyor.Atilla Özsever’le yaptığımız bu kapsamlı röportajımızıntamamını internet sitemizden izleyebilirsiniz.http://www.birlesikmetal.org


Birleşik Metal-İş32 Ocak 2013Dr. Murat Özveri’den 2 kitap...Sendikal Haklar5356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi YasasıTaşeronda müjde yok,hile var!BasındanAziz Çelik, 22.11.2012 / BirgünYasa tasarısı, komisyon görüşmeleribittikten ancak altı ay sonra TBMM GenelKurulu’nda görüşülerek kabul edilmiştir.Yasanın uzun süre Meclis GenelKurulu’na getirilmemesi, mecliste deeleştiri konusu olmuş, herkesin üzerindeuzlaştığı bir yasal düzenlemeyi hangigücün ne karşılığı altı ay süreyle beklettiğisorgulanmıştır.Yasanın ana fikri, yönelimi ve temelaldığı ölçütlere göre, değişenlerin ayrıntıdaolduğunu söylemek mümkündür.Yüzlerce yıldır sendika ve toplu pazarlıkhakları için geliştirilmiş olan, biranlamda “kadim” denilebilecek devletanlayışı, dipdiri şekilde yeni yasada davarlığını sürdürmektedir.Oysa işkolu istatistiklerinin nasıl yayımlanacağı,işkolu barajlarının oranıgibi yasa yapma sürecini de tıkayan meseleler,sistemin “asıl sorunu” değildir.Kitapta, Yasa’nın hükümet tasarısıolarak Meclise sunulduğu halinden,komisyonlarda uğradığı değişikliklerekadar geçirmiş olduğu aşamalar birliktedeğerlendirilmeye çalışılmış, son olarakMeclis Genel Kurulunda kabul edilenmetin değerlendirmede esas alınmıştır.“Türkiye’de Uygulanan Toplu işSözleşmesi Yetki Sistemi ve SisteminSendikalaşma Üzerine Etkisi (1983-2009)” adlı çalışma, ülkemiz çalışma(endüstri) ilişkilerinde 1960’h yıllardanberi kilit bir rol oynayan, gerek doktrindegerekse uygulamada (yargı, sendikacılık)önemli tartışmalara ve çatışmalarayol açan toplu iş sözleşmesi yetki sistemininyetkin ve kapsamlı bir incelemesive eleştirisidir.Sadece teorik bir değerlendirme olmayançalışma, özellikle 1983-2009döneminde eğilim oluşturucu işkollarıve sendikaların yetki işlemlerine ilişkinolarak ampirik açıdan da güçlü bir çalışmadır.Konu ve yöntem açısından özgünolan tez, sosyal politika disiplini ve çalışmailişkileri alanına önemli bir katkıniteliğindedir ve Türkiye’de uzun dönemlerboyunca uygulanan yetki sistemininciddi bir eleştirisidir.Çalışmanın amacı öncelikle; sendika,toplu iş sözleşmesi ve grev haklarınailişkin kadim devlet anlayışını özetolarak da olsa ortaya koymak, yasanınbu anlayışla örtüşen yanlarını değerlendirmek,daha sonra, yasayla yeni dönemiçin de benimsenen esasların, metal vetekstil sektörleri özelinde örgütlenmeyeolan olası etkilerini açıklamaya çalışılmaktır.Türkiye’de Tolu İş Sözleşmesi Yetki Sistemive SendikasızlaştırmaToplu iş sözleşmesi yetki sistemi ilesendikalaşma arasındaki güçlü ilişkiyiortaya koyan ve 2822 sayılı yasada yeralan yetki sisteminin sendikasızlaştırmaaçısından etkilerini ortaya koyan çalışma;özgünlük, alana katkı ve bilimselözen gibi nitelikleri yanında, yazarınsosyal politika (özellikle çalışma ilişkilerive çalışma hukuku) alanındaki uzundeneyimin ve müktesebatının bir ürünüdür.Gerek yaklaşım ve kavramsal çerçeve,gerekse kaynak kullanımı açısındançok başarılı bulunan tezin, sosyal politikayazınında önemli bir boşluğu dolduracağıinanılmaktadır.“Bakan Çelik’ten taşeron işçileremüjde!” (Star),“Bakan Çelik’ten işçiye müjde!(Takvim),“Taşeron çalışana müjde!” (Vatan),“Taşeron yeniden tanımlanacak”(Milliyet),“Taşeron çalışana müjde!” (HaberTürk).Evet yanlış okumadınız.19.11.2012 tarihli gazeteler aynıtornadan çıkmış (veya aynı merkezdenservis edilmiş) gibi taşeron (altişveren) işçisine müjde haberleriyledoluydu.....Konunun arka planını bilseniz debir an tereddüde kapılıyorsunuz.Ne oluyordu?Neyin müjdesiydi bu?Taşeron işçiler kadrolu işçilerleaynı haklara kavuşacaksa taşeron işçilikortadan mı kalkıyordu?Ne gezer!Mazruf aynı zarf değişiyordu!Kıdem tazminatında sergilenentaktik şimdi taşeronda uygulanıyordu.Bilindiği gibi yıllarca kıdem tazminatınınişverene yük olduğunu veişçilik maliyetlerini artırdığını iddiaedip fona devredilmesini savunanlar,bu söylem taraftar bulmayınca vazgeçmişve bu kez fonun işçi için nimetlerinisıralamaya başlamıştı.Şimdi aynı perdeleme ve pazarlamatekniği taşeron için sergileniyordu.Çalışma ve Sosyal Güvenlik BakanıFaruk Çelik’in çağrısı ile “altişveren uygulamasında karşılaşılansorunlar ve çözüm önerileri”ni görüşmeküzere 1 Kasım 2012 ve 15Kasım 2012 tarihinde iki toplantıyapıldı.15 Kasım’da yapılan toplantınınsonuçları kamuoyuna “müjde” olarakyansıtıldı. Değişikliğin özü perdelendive taşeron işçilerin ağzına birparmak bal sürülmek istendi. Ortadamüjde yok tersine muvazaa (hile)var.....Yasa asıl işin bir bölümünde taşeronişçi çalıştırılmasını “işletmeninve işin gereği ile teknolojik nedenlerleuzmanlık gerektiren işler” koşulunabağlıyor. Bu üç koşul aynı andayok ise yargı taşeron işçi çalıştırmayımuvazaa (hile) olarak kabul ediyorve işçi başından itibaren asıl işvereninişçisi sayılıyor.Nitekim bu yönde verilmiş çoksayıda yargı kararı var.En son Dev Sağlık-İş’in Balcalıhastanesinde kazandığı dava bununörneğidir. İşverenler hem bu kısıtlamadanhem de dava tehdidinden kurtulmakistiyor.....Bakanlık “gizlice” yürüttüğü çalışmalarıbu toplantıya sunmamış bununyerine “asıl işin, alt işverene verilmesikonusunda sosyal taraflarıngörüşleri doğrultusunda daha açık venet tanım yapılacaktır” diyerek lafıdolandırmış. Oysa bu cümlenin hedefiaçık.Asıl işin alt işverene verilmesininönündeki yasal kısıtlamalar kaldırılmakisteniyor.Bakanlık sunumunda ayrıca muvazaakonusunda iş müfettişlerinintespit yapma yetkisinin kaldırılacağıbelirtiliyor. Peki müfettişlerin yetkisineden kaldırılıyor? Sakın işverenlermüfettişlerin tespitlerinden rahatsızolmasın!Dahası var!.... Bakanlığın sunumunda muvazaadurumunda taşeron işçiye sadeceasıl işverenin emsal işçisinin ücretininödeneceği belirtiliyor.Böylece geriye dönük haklar ortadankalkacak.Kuşkusuz bu değişikliklerin işçiyeşirin gösterilmesi gerekiyor. Bununiçin de taşeron işçisine “müjde”veriliyor. Neymiş kadrolu işçi ileaynı haklara sahip olmaları sağlanacakmış!Bu ne büyük bir çarpıtma! Taşeronişçileri asıl işveren işçileri ileaynı haklara sahip, aynı hukuka tabi.Türkiye’de taşeron işçisi için (ücret,izin, çalışma süresi ve kıdem tazminatıvb. konularda) farklı yasa hükümleriyok.Sadece farklı uygulama ve hilevar. Bunun nedeni de ucuz ve güvencesizistihdam rejimidir. Üstelikbunu kamu da yapmaktadır. Müjdeolarak söylenenler yasalarda zatenvar. Mesele bunların uygulanmamasında.Çünkü taşeron düzeni zateniş hukukunun bypass edilmesindenbaşka bir şey değil.Kısaca taşeronlaşmada müjdeyok, hile var. İşçiler uyanık olun!


Birleşik Metal-İşOcak 2013 33Sapanca’da yeni bir Eğitim Tesisi doğuyor2012 yılı içinde yarı inşa edilmişşekilde sendikamıza kattığımıztesis, hızla şekilleniyor, işçi sınıfınalayık bir güzelliğe kavuşuyor.Sendikamızın eğitim çalışmalarınaev sahipliği yapacak yenitesisimiz, sessiz ve huzurlu bir doğalgüzelliğin ortasında, dersliklerive toplantı salonları ile kısa süredehazır olsun diye, hummalı bir çalışmayatanıklık ediyor..bir kitapKapitalizmin Kıskacında Kent ve EmekKapitalizmin kıskacında Kent veEmek başlıklı bu kitap, günümüz kentleşmeve emek süreçlerinde, küreselpazara üretim yapan ve tedarikçi-taşeronağları üzeriden örgütlenen üretkensermayenin yeni/yenilenen mekânlarını,onların yer seçim kararlarının kentler veişçi sınıfının üzerindeki etkilerini Gebzebölgesi örneği üzerinden irdelemektedir.F. Serkan ÖngelÖdüllü ŞİİR yarışmasıKurulduğu günden bu yana metal işçilerinin umudu olmaya devam edenSendikamız Birleşik Metal-İş, “Metal İşçilerinin ve Sendikamızın dün ve bügününüanlatan, geleceğe ışık tutacak” ve dillerden düşmeyecek bir “Marş”olarak bestelenmek üzere ödüllü bir Şiir yarışması düzenlemiştir.Başvuru süresinin 15 Mart 2013 tarihinde sona ereceği yarışmaya tümüyelerimiz, aileleri ve yakınları katılabilirler.Yarışma sonuçları ve dereceye girenler önümüzdeki günlerde belirlenecekjüri tarafından 20 Nisan 2013 tarihinde medya ve kamuoyuna açıklanacak veödülleri yapılacak olan törenle kendilerine takdim edilecektir.Şiirlerinizi, elden, postayla, faks ya da internet üzerinden bize ulaştırabilirsiniz:Birleşik Metal-İş, Şiir YarışmasıTünel Yolu Cd. No:2, 34744 Bostancı-İstanbulFaks: 0216 410 6626 bilgi@birlesikmetal.orgGebze bölgesi, günümüzde küreselrekabet açısından bir cazibe merkezi halinegetirilmiştir. Ancak bu cazibe merkezi,kuralsız, güvencesiz bir çalışmayaşamı, sağlıksız ve denetimsiz bir yapıüzerinden şekillenmektedir. Bölgeninbu denli cazibe merkezi haline gelmesi,kamu erkinin teşviki ile bölgedeki aşırısanayi yüklemesine karşın yeni sanayiyerleşimlerini bölgeye çağırmaktadır.Bu kitapta, küresel değer zincirlerininmimarisi üzerinden şekillenen sanayileşmepolitikalarının, Türkiye açısındanpek de fazla görünmek istenmeyen,etkileri irdelenmiş, aşırı sanayileşmeolgusu ile kentleşme ve emek süreçleribirlikte ele alınarak, insan sağlığı, konutkalitesi, sağlıklı yaşanabilir bir çevre,çalışma yaşamı gibi değişkenler tanımlanmıştır.Bu çaba sanayileşme olgusunufetişleştiren algılamanın ötesinde insanıve eko-sistemi temel alan başka bir algılamanınaçığa çıkartılması açısındanönemli bir katkı özelliği taşımaktadır."IndustriALL'unhükümetlere çağrısıdır:Taşeron işçiliğinin yaygınlaşmasınıdurdurun. Taşeronişçilerinin sürekli, doğrudanistihdam statüsündenyararlanmasını güvencealtına alın."Üyesi olduğumuz, 140 ülkeden700 sendika ve 50 milyondan fazlaişçiyi temsil eden küresel sendikaIndustriALL, "Taşeron" işçiliğinekarşı Dünya çapında tüm sendikalarıeyleme çağırıyor...(21 sayfalık kitapçığı, internetsitemizden okuyabilirsiniz..)Gazetemizde yer alan etkinlik ve eylemlerle ilgili dahafazla fotoğraf ve görseli, internet sitemizde bulabilirsinizwww.birlesikmetal.org


Birleşik Metal-İş34 Ocak 2013Süleyman Türker’iUnutmayacağızSüleyman Türker Otomobil-İş’ten Birleşik Metal-İş’e uzananyolda sendikamız için en önemli kişilerden biriydi. 4 yıl oldu kaybedeli.“O mavi gözlü bir devdi”Nazım Hikmet, 111 yaşında13 Ocak...Doğum yıldönümü büyük ustanın..Şiirleri dilimizden düşmeyen büyük usta, vasiyetiniyerine getiremediğimiz büyük usta, 111. doğumgününde, düzenlenen çeşitli etkinliklerle anıldıAselsan Direnişi(1990)Sendikal yaşamı boyunca hiçbirzaman doğruluktan ve mücadele çizgisindenödün vermeyen Genel MaliSekreterimiz Süleyman TÜRKER'i,10 Ocak 2009 tarihinde yitirmiştik..Direniş gücü, mücadele azmi,davasına olan bağlılığı ve kavgadakiinatçılığıyla bizlere kattıklarını hiçbirzaman unutmayacağız.Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.VasiyetYoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,ölürsem kurtuluştan önce yani,alıp götürünAnadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni.Abdullah Baştürk anıldı“Siz ancak benim ceketimi asarsınız!”(Asılması istemiyle kendisini yargılayan12 Eylülcülere yanıtı)DİSK Genel Başkanlarından unutulmaz işçi önderi,12 Eylül zindanlarında onurun, mücadele ve direnmeninsimgesi olmuş Abdullah Baştürk, ölümünün21. yılında 21 Aralık günü, Zincirlikuyu’daki mezarıbaşında yapılan törenle anıldı.Baştürk anısına, ailesi ve DİSK Genel-İş Sendikasınınbirlikte düzenlediği Abdullah Baştürk İşçi EdebiyatıÖdül Töreni kapsamında da çeşitli etkinliklerdüzenlendi.Toktamış hocayı kaybettikToktamış Ateş, 19 Ocak 2013tarihinde 69 yaşında yaşamınıyitirdi.1982'de profesör olan Ateş,İstanbul Üniversitesi İktisatFakültesi Siyaset Bilimi veUluslararası İlişkiler BölümüBaşkanı'ydı.Uzun yıllardır köşe yazılarıylada okuyucularıyla buluşan, güleryüzü ve hoşgörülü kişiliği ileanımsayacağımız Toktamış Ateş,ardında yayınladığı 30'dan fazlakitap bıraktı.Sendikamızın Bilim Kuruluüyeliğinde de bulunmuş, düzenlediğimizpek çok panelde katılımcıolarak yer almıştı.Hasan beyin vurdurduğuırgat Osman yatsın bir yanımdave çavdarın dibinde toprağa çocuklayıpkırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu,tarlalar orta malı, kanallarda su,ne kuraklık, ne candarma korkusu.Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz,toprağın altında yatar upuzun,çürür kara dallar gibi ölüler,toprağın altında sağır, kör, dilsiz.Ama bu türküleri söylemişim bendaha onlar düzülmeden,duymuşum yanık benzin kokusunutraktörlerin resmi bile çizilmeden.Benim sessiz komşulara gelince,şehit Ayşe'yle ırgat Osmançektiler büyük hasreti sağlıklarındabelki de farkında bile olmadan.Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,- öyle gibi de görünüyor -Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün benive de uyarına gelirse,tepemde bir de çınar olursataş maş da istemez hani...1953, 27 NisanBarviha Sanatoryumu


Birleşik Metal-İşOcak 2013 35ÜZÜNTÜLERİMİZİstanbul 1 Nolu Şubemizde örgütlüPenta Elektronik’ten Gencay Uğurlu’nunbabaannesi, ABB Elektrik-Tuzla’danSalih Şentürk’ün babası, AkgünRadyatör’den Uğur Kelleci’nin babası,Tabo Otomotiv’den Mehmet ve HamdiÇayır’ın annesi ve Ferhat Çayır’ın babaannesiFatma Çayır vefat etti.Kocaeli Şubemizde örgütlü BaysanTrafo’dan Bekir İpek’in annesi vefat etti.Anadolu Döküm’den İsa Şahin ve BilalDağlı ameliyat oldu. Saim Yenilmez, EnginAktaş, Nusret Aktaş iş kazası geçirdiler.İzmir Şubemizde örgütlü Schneider-Çiğli’den Ulaş Pala’nın anneannesi, İrfanSola’nın halası vefat etti. Delphi’denEnder Kalkan’ın Babası, HamdiArslankan’ın Annesi, Görkem Ernak’ınBabaannesi, Ümit Aslaner’in Kayınvalidesi,Bülent Çekici’nin Babaannesi vefatetti. Jantsa’dan Ercan Künden’in Kayınpederi,Burhan Ünlü’nün Babası, SabriKaplan’ın Babası, Özgür Kepenekli’ninDedesi vefat etti. Burhan Özdiken, MuratÖztürk, Aşkın Şahin iş kazası geçirdiler.Totomak’tan Umut Çakır’ın Dedesi vefatetti. LİSİ-FTB’den Akif Seyhan’ın Babası,Alime Aslan Sak’ın Annesi vefat etti. ZFLemförder’den Necati Yüksek’in Babasıvefat etti. Eren Balata’dan Akan Çakır’ınAmcası ve Kayınpederi vefat etti. SamiAraz ameliyatı geçirdi. Polkima’dan AbdullahPekçakar’ın Babası vefat etti.Mahle’den Pınar Sarat’ın Ablası vefatetti. HMS Makine’dan Nihat Atasoy Annesivefat etti. Çukurova Jeneratör’denFatih Kurt’un Babası vefat etti. Ali OsmanKaraman ameliyat oldu.Gebze Şubemizde örgütlü ÇayırovaBoru’dan Levent Meteözdemir Bosal’danYunus Küçükyıldız, Nurettin Yermiş, ErdalKarabıçak, Emrah Rişvan MakinaTakım’dan Mürsel Özcan Yücel Boru’danMustafa Kula üyelerimiz ameliyat ve rahatsızlıkgeçirdiler. Çayırova Boru’danİbrahim Yıldırım, İbrahim Şimşek, ErdalTosun Bosal’dan Erim Üstün, KadirŞahin Makina Takım’dan Fethi CevherYücel Boru’dan Orhan Yıldız, MurtazaSoylu iş kazası geçirdiler. ÇayırovaBoru’dan Mustafa Yalçın’ın babası, HasanCanpolat’ın annesi Bosal’dan ZaferDemir’in kızkardeşi, Tahsin Basın’ındedesi, Engin Ayaz’ın kayınpederiLegrand’tan Resul Erdoğan’ın babası,Makine Takım’dan Salih Yılmaz’ın babası,Osman Çakır’ın babası vefat etti.Anadolu Şubemizde örgütlü ÇemaşDöküm’den Şube Yönetim Kuruluüyemiz Arif Açıkgöz’ün babası vefatetti. Başöz Enerji’den TemsilcimizMetin Kırpıkoğlu’nun amcası vefat etti.Çimsataş’dan Vedat Özçelik’in babası,Ergün Eroğlu’nun annesi vefat etti.Eskişehir Şubemizde örgütlüDemisaş’tan Zafer Gürses’in babası vefatetti. Doruk’tan Sadık Aydemir’in babasıvefat etti. Nihat Kavak’ın annesi,Ahmet Güzel’in annesi, Atila Durali’ninanneannesi vefat etti. Yüksel Kocabadakiş kazası geçirdi. Hapalki’den ÇetinGünbilek’in amcası, Salih Avsan’ın babası,Ertuğrul İyigün’ün annesi, vefat etti.Salih Ayhan’ın oğlu ameliyat oldu ve NecatiParlaktaş iş kazası geçirdi.Kroman işyerindenElvan Gevrek, geçirdiği iş kazasısonucu, 4 Aralık 2012 tarihinde,27 yaşında aramızdan ayrıldı.Kaybettiklerimize Tanrı’dan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Ameliyat ve işkazası geçiren arkadaşlarımıza geçmiş olsun der acil şifalar dileriz.İstanbul 1 Nolu Şubemizde örgütlüAnadolu Isuzu’dan Şahin Erdoğan, HakkıErcan’ın çocukları dünyaya geldi. AkgünRadyatör’den Erol Aşçı, Çetin Aktaş’ın çocuklarıdünyaya geldi. Penta Elektronik’tenMehtap Muslu ile İlyas Bilgin evlendi. VolkanTaş, ve Zekeriya Demirbaş nişanlandı. GülırmakKarakuş’un Kaan Berat adında oğlu,Engin Karabulut’un Beytullah adında oğlu,Recep Akkaya’nın Muhammed adında oğluve Adanur adında ikizleri, Ercan Güneş’inEnsar adında oğlu, Ruşen Çakır’ın Toprakadında oğlu, Özkan Yıldız’ın MuhammedEmin adında oğlu, Ramazan Köse’nin MuhammedFurkan adında oğlu, YaseminYıldız’ın Abdurrahim adında oğlu dünyayageldi.Kocaeli Şubemizde örgütlü AnadoluDöküm’den Temsilcimiz Metin Dağlı’nın veMustafa Özgül’ün çocukları dünyaya geldi.Baysan Trafo’dan Hakan Kutlu evlendi. RecepAteş’in çocuğu oldu.Trakya Şubemizde örgütlü olan ve şu angrevde olan Daiyang-SK işçilerinden OktayEroğlu’nun oğlu Mert, Mevlüt Altındağ’ın kızıSultan dünyaya gelmiştir.Bursa Şubemizde örgütlü Asil Çelik’tenFikri Bektaş’ın oğlu oldu.İzmir Şubemizde örgütlü FTBFastaner’den Akif Torun, Hüseyin Aktaş, AyhanŞahin, Şenol Taşdemir’in çocukları dünyayageldi. Ali Özen, İbrahim Özdoğan evlendi.Jantsa’dan Onur Apaydın, Aydın Akal,Özer Karaböce, Murat Özcan, Sezer Cenk’inçocukları dünyaya geldi. Mehmet Sakaryaevlendi. Delphi’den Erkan Çevik, ÖmerTekin evlendiler ve Gökhan Barbaros’unoğlu, Bahri Güler’in oğlu, Mesun Özkök’ünkızı, Cem Çelik’in kızı dünyaya geldi. ZFLemförder’den Hakan Sever’in kızı dünyayageldi. İmpo Motor’dan Uğur Bulunmaz’ınoğlu Mehmet Han, Bilal Aytekin’in kızı ZeynepNisa, Cemil Şimşek’in oğlu Yusuf dünyayageldi. Totomak’tan İsmail Özkan, ZaferÇınar, Özer Işık, Demir Bilgiç’in çocuklarıdünyaya geldi. Çukurova Jeneratör’denMUTLULUKLARIMIZBayram Bağgün ve Fatih Kurt’un çocuklarıoldu. Eren Balata’dan Mustafa Erkanve Hasan Uy’un çocukları dünyaya geldi.FCMP’den Ahmet Özer, Osman Yılmaz’ınçocukları oldu. Mahle’den Aziz Aka, AhmetBozca, Malik Kuş, Erol Kaya, Mustafa Gürbüz,Kadir Çokgenç’in çocukları dünyayageldi. Schneider-Çiğli’den Maksut Alp’inçocuğu oldu. HMS Makine’dan Hakan Kavakçocuğu dünyaya geldi. LİSİ-FTB’denÜyelerimiz Abdullah Erginbaş, Nail As, İzzetManav, Mehmet Ali Candan, Mazlum Umutemekli oldular.Gebze Şubemizde örgütlü Bosal’danFahrettin Aydın, Pınar Karabaş, Emrah Ceylan,Yücel Boru’dan Erdal Şahin, HüseyinGörgün evlendiler. Çayırova Boru’dan ErsinTepebaşı, Servet Kızılsu, Adnan Duran,Ünal Akyol Poly Metal’den Enver Saha, GökhanToscı, Reyhan Karaca Şalter’den HakanYılmaz, Makine Takım’dan Özlem Kılıç, YücelBoru’dan Celil Şahin Bosal’dan MustafaÇetinkaya, Ersin Yıldız, Erhan Beypınar,İsmail Kaya, Özcan Kaya’nın çocukları dünyayageldi.Eskişehir Şubemizde örgütlüDemisaş’tan Necdet Korkmaz’ın erkek, SezaiYılmaz’ın erkek, Kabil Tetik’in Erkek, FatihTopçu’nun kız, Mehmet Yıldız’ın kız, ErsinÇimen’in kız çocukları dünyaya geldi. EminÇiftçi, Alaattin Başhan, Hakkı Çetinkaya, OsmanNayır evlendi. Renta’dan Hüseyin Kahya,Hasan Çağdaş Yayla evlendi. Doruk’tanVolkan Aslan’ın kızı dünyaya geldi. Entil’denHalil Çakan’ın kızı, Hüseyin İzgi’nin kızı, KazımÇetin’ın erkek, Ö. Faruk Güder’in erkekçocukları oldu. Cengiz Güzel evlendi.Anadolu Şubemizde örgütlü Çimsataş’tanHalil Deniz Çoban’ın erkek, MehmetKeser’in kız, Osman Devecioğlu’nun erkek,Nebi Sevim’in kız, Kemal Başaran’ın erkek,Mehmet İsmet Yılmaz’ın Ufuk Kılıç’ın kız,Mehmet İçel’in erkek, İbrahim Kızılkaya’nınkız, İlhan Benzer’in kız, İbrahim Kurt’un kız,Ercan Lalek’in erkek çocukları oldu. RasimKaraaslan ve Ramazan Eren evlendiler.Dünyaya yeni gelen minik kardeşlerimize hoş geldiniz diyor, sağlıklı bir yaşam temenniediyoruz. Yeni evli çiftlere ömür boyu mutluluklar dileriz.1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12Hazırlayan: Şahin KarayılanSOLDAN SAĞA:1) Çorapları dizin altında veya üstünde tutmaya yarayan lastik bağ./Yön, taraf. 2) Ölüm cezası./Gökyüzü,sema. 3) Güneydoğu Anadolu projesinin kası adı. /Daha çok el ve yüze sürülerekkoruyucu ve yumuşatıcı bir mehlem./Danslı, içkili, eğlence yeri. 4) İlkel bir silah./Bir ajansadı./Oyunda berabere kalma. 5) Bir devletin, bir hanedanın, bir şehrin simgesi sayılan işaret./Kürek,yelken veya motorla hareket edebilen küçük sandal. 6) Bir ülkede siyasi iktidarınbirkaç kişilik bir grubun veya birkaç ailenin elinde bulundurduğu yönetim biçimi./Dolaylıanlatma. 7) Telefon sözü./Talih. /Ayının evi. 8) Yaşlı koca./Köpek. 9) Sodyumun simgesi./Bir erkek adı./İsyan eden, başkaldıran. 10) Birinci, başlangıçta yer alan./Soylu, bir görevdetemelli olan. 11) İlaç, deva. /Yılın on iki bölümünden her biri. /Molibdenin simgesi. 12) Birişe para koyan, sermayesi olan.YUKARIDAN AŞAĞIYA:1) Yaşlı ve paralı kadınlarla metres hayatı yaşayan genç erkek./Güzel, çok güzel. 2) Nezir,adama./Bir çeşit esmer, kırmızı renkte mobilya cilası./Kuzu sesi. 3) Uygun adım yürüyen askerlerinayaklarından çıkan ses./En küçük topluluk. 4) Türk malını simgeleyen harfler./Birmeslekten olanların kendi aralarında kullandıkları özel sözler./Çok elem verici, acınacak. 5)Ucu sivri iki ağzı da keskin hançer./Güç, kudret. 6) Dost, sevgili./Bir asker komutu. /Rey.7) Değeri olmak şartı ile ortaya getirilen, yapılan şey./Yırtıcı bir kuş adı. 8) Güney KıbrısCumhuriyeti’nde yaşayan ulusa verilen ad./Öç alma duygusu, gizli düşmanlık./İsim. 9) Eskidilde ayak./Bir nota./Avuç içi. 10) Evcil olmayan./Hamamlarda yıkanırken onunla üzerimizesu dökeriz. 11) Canlıların gövde yapısını inceleyen ilim dalı./Eski dilde gümüş. 12) Mısırdatanrı./Sıcak ülkelerde yaşayan, geviş getiren, hızlı koşan ceylan cinsinden bir hayvan.123456789101112


Şiddete uğradığınızda ne yapmalısınız ?Şiddet yaşadığınızda bulunduğunuz yerdeki en yakınpolis merkezine ya da jandarma karakoluna başvurarakyaşadığınız olayla ilgili tutanak tutturmalısınız.Ayrıca muayenenizin yapılabilmesi için bir sağlık kuruluşunasevkiniz gerekir. Vücudunuzdaki izler kaybolmadanmuayene olmak önem taşır. Bu nedenle tutanakyazılmadan önce hastaneye sevkinizin yapılması konusundaısrarcı olun.Polis tarafından tutanak hazırlanırken yaşadığınız olayıayrıntılı bir şekilde anlatın, yazılan tutanağı okumadanasla imzalamayın. Eğer anlatımlarınız polis tarafından tutanağafarklı veya eksik geçirilmişse düzeltilmesini isteyinve ondan sonra imza atın. Kadın ve Aileden SorumluDevlet Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında imzalananprotokol gereği, tutanak tutmayan polisler hakkında cezaiişlem uygulanır, tutanak tutmaması durumunda polisebunu hatırlatın ve görevini ihmal ettiğini söyleyin. Tutanağınpolis memuru tarafından imzalı bir örneğini mutlakakendiniz için alın. Karakol yerine bir dilekçeyle doğrudanCumhuriyet Savcılığına da başvurmak mümkündür.Ayrıca şiddet uygulayan kişi eşiniz veya başka biraile ferdiyse evden uzaklaştırılması için yine bir dilekçeile Aile Mahkemesi’ne başvurabilirsiniz. Esasında durumuöğrenen Cumhuriyet Savcısının da gerekli tedbirlerinalınması için kendiliğinden Aile Mahkemesi’ne başvurmasıgerekmektedir.İlk önce hastaneye gitmişseniz şikâyetinizi hastanepolisine iletmeniz mümkündür. Şikâyetçi olmak konusundahenüz karar vermemiş bile olsanız, bir hastaneye başvurarakdurumu hekiminizle paylaşabilir, muayenenizinyapılıp durumunuzun kayıt altına alınmasını sağlayabilirsiniz.Hekimler hasta sırrını saklamakla yükümlüdürler.Başvurabileceğiniz kuruluşlar• Polis merkezleri, jandarma karakolları• Sağlık kuruluşları• Cumhuriyet Savcılığı• İl ve İlçe Sosyal Hizmetler Müdürlükleri• Alo 183 (Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal HizmetDanışma Hattı)• Belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri• Baroların Kadın Danışma Merkezleri ve Adli YardımKurulları• Kadın örgütlenmeleriBir güvenlik planı yapmalısınız1. Eğer evden ayrılmaya karar verirsem gidebileceğimyerler şunlardır: ___________.2. Eğer evden hızlı bir şekilde ayrılmam gerekirse,hazırda bir çanta bekletebilir ve onu gizleyebilirim. (Buçantanın içinde para, önemli belge, fazla giysi, anahtarlarolmalı)3. Şiddetten ___________ a bahsedebilirim ve şiddetbaşlayacak olursa polisi aramalarını sağlayabilirim.4. Çocuklarımın, arkadaşlarımın veya ailemin yardımçağırması için onlarla aramda bu parolayı kullanabilirim:_____________.5. Tartışma başladığında daha güvenli olan şu odayagidebilirim: ____________.6. Daha rahat olabilmek için ______________ tarihindeayrı bir hesap açtıracağım.7. Gerekli telefonları __________ ‘ya kaydedeceğim.8. Telefon görüşmeleri için bir telefon kartı ya da bozukpara bulunduracağım. Faturalı cep telefonundan aramayapmayacağım, çünkü bir sonraki ay gelen faturadaaradığım numaralar görülecektir. Eğer aradığım bir sığınağıntelefonu ise oradakilerin güvenliğini de tehlikeyeatmış olurum.9. Borç para alabileceğim kişiler: _______________10. Çocuklarımla birlikte kaçış planının provasını yapacağım.11. Yanıma almam gereken eşyaları bir arada ve kolaycabulabileceğim bir yerde tutacağım. Bunlar:• Nüfus cüzdanım• Çocukların nüfus cüzdanları• Sağlık Karnesi / Yeşil Kart• Kira Sözleşmesi• Tapu• Ehliyet• Para• Banka cüzdanları• Pasaport• Ev ve araba anahtarları• Sigorta belgeleri/poliçeleri• İlaçlar• Adres defteri• Aile üyelerinin sağlık kayıtlarıAcil telefon hatları• ALO 155 Polis İmdat,• ALO 156 Jandarma İmdat• ALO 183 Aile, Kadın, Çocuk veÖzürlü Sosyal Hizmet DanışmaHattı (7 Gün 24 Saat Ücretsiz)• 112 ACİL• Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı0212 656 96 96• GELİNCİK Hattı 444 43 06• Çocukların sevdiği oyuncakları• Küçük satılabilir eşyalar• Resimler• Şiddet kanıtları (Rapor, fotoğraf, günlük, mektup, vs.)• Kendim ve çocuklar için birer kat yedek giysi• Benim için önemli olan diğer eşyalarBir sığınağa gitmek istiyorsanız:Bulunduğunuz ildeki Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünebaşvurarak yaşadıklarınızı anlatıp sığınak talebinizidile getirmelisiniz.Bazı belediyelerin de sığınağı vardır. Bulunduğunuzyerde belediyenin aile danışma merkezi, ya da halkla ilişkilermüdürlüğüne başvurarak yasal olarak vermeleri gerekenbu tür desteklerden yararlanabilirsiniz.Ayrıca bulunduğunuz yerdeki kadın dayanışma merkezleriniarayabilir, buralardan hem kendiniz hem de çocuğunuziçin destek alabilirsiniz. Birçok merkez hukuksalve psikolojik destek verebilmektedir. Ayrıca yapacağınızgörüşme sizi güçlendirir. Yalnız olmadığınızı fark edip,alabileceğiniz desteklerle ilgili ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.(Bu yazı Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın sayfasındanalınmıştır)Elkim’e Kadın İşçiler Bürosu ziyaretiGeçtiğimiz Kasım ayında işverenin iflasbildirmeden habersiz bir biçimde iş makinelerinifabrikadan çıkarmaya çalışması üzerineFabrika önünde Aralık ayından beri nöbet tutanElkim işçilerine sendikamız Kadın İşçilerBürosu bir dayanışma ziyareti gerçekleştirdi.Günlerdir dönüşümlü olarak nöbette olanişçiler, sendikamızın makinelere haciz koydurmasıile devam eden süreçte haklarını almakkonusundaki kararlılıklarını bir kez dahadile getirdiler.Yapılan görüşmede örgütlülüğün öneminevurgu yapılarak; Elkim’de yaşanan bu olayınbir başka iş yerinde de yaşanabileceği; bugünsermaye sahiplerinin bir iş yerini kapatıp birdiğerini açabileceği ancak önemli olanın örgütlülük,bu örgütlülüğün gücü, sendikalarınüyelikten yöneticiliğe kadarki tüm kadrolarındayapılacak olan kolektif çalışmanın olduğukonusunda hemfikir olundu.Sendikasız iş yerlerinde yaşanan benzerdurumlarda tazminatların alınamadığı,Elkim’de sendikanın varlığı ile tazminatlarıngüvence altına alınabildiği, 70 kadar arkadaşınsendikamızın örgütlü olduğu başka iş yerlerindeişe başladığı geriye kalan arkadaşlariçin de benzer girişimlerin devam ettiği üzerinekonuşmalar yapıldı, önümüzdeki süreçdeğerlendirildi.4 Ocak’ta Genel Merkezimizde toplanan Merkez Kadın İşçiler Büromuz,8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne yönelik çalışmaları değerlendirdi. 8Mart’ta yapılacak etkinlik için müzik, tiyatro, 8 Mart’ın tarihi ve Kadın İşçilerBüromuzun çalışmalarını anlatan bir sunum planlandı. Toplantıda, İstanbul’dayapılacak 8 Mart yürüyüşüne katılım sağlanması ve kadın üyelerin bulunduğufabrikalar için bildiri ve afiş hazırlanması da kararlaştırıldı.Kadın İşçiler Bürosu’nun yeni sözcüsü olarak Cemile Aras görevlendirildi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!