Merhaba,
Dergimizin üçüncü sayısında sizlerle
birlikte olmanın heyecanını ve mutluluğunu
yaşıyoruz. Yine dopdolu bir içerikle
karşınızdayız. Sadece kayak sporunun değil
aynı zamanda doğa sporları ve dağcılığın da
sesi olmaya çalışıyoruz.
SAYI:3 / TEMMUZ-AĞUSTOS 2015 ISSUE:3 / JULY-AUGUST 2015
Hello,
We feel the excitement and the
happiness of being with you in the third
issue of our magazine with a broad range
of subject matter. We do our best to be the
voice of nature sports and mountaineering
as well as skiing.
İmtiyaz Sahibi / Publisher:
Nurdan Tol Silivri
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:
Managing Editor:
Hüseyin Murat Tol
Genel Yayın Yönetmeni / Chief Editor:
Neslihan Durgutlu
Editör / Editor + Çeviri / Translation:
Gülistan Yıldız Menteş
Muhabir / Correspondent:
Adnan Aras
Hukuk Danışmanı / Legal Advisor:
Dede Hukuk Bürosu
Dede Law Office
Görsel Yönetmen / Visual Director:
Bengi Cabacı
Yayına Hazırlık / Editing:
Tolgrup A.Ş.
Katkıda Bulunanlar / Contributors:
Türkiye Dağcılık Federasyonu
Türkiye Kayak Federasyonu
Kocaeli / Kartepe Belediyesi
Kocaeli İl Kültür ve Turizm
Müdürlüğü
Isparta Gençlik Hiz. ve Spor İl
Müdürlüğü
Isparta İl Kültür ve Turizm
Müdürlüğü
Turizm Derneği Paznaun Ischgl
Özellikle ülkemizde çok fazla bilinmeyen,
biraz geri planda kalmış kayak ve doğa
sporları bölgelerini öne çıkarmayı ve
bu alanların birer cazibe merkezi haline
getirilmesine katkıda bulunmak istiyoruz.
Bu nedenle bu merkezlerle ilgili yetkililerle
ve o yörelerin ileri gelenleriyle röportajlar
gerçekleştirdik.
mySKI LIFE Türkiye’deki kayak ve doğa
sporlarının sadece ulusal değil aynı zamanda
uluslararası alanda da tanınmasını görev
edinmiş bir dergidir. Her çıkan sayımızla
daha da tecrübe kazanıyoruz.
Sizlere en iyiyi ve en yeniyi sunmak için
çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Dünyadaki
ve ülkemizdeki kayak ve doğa sporları ilgili
tüm haberleri en güzel ve nitelikli görsellerle
sizlere ulaştırmaya devam edeceğiz.
En derin selamlarımla,
We particularly aim to bring some ski and
nature sports regions to the forefront of
the attention which are unnoticed and not
widely-known in our country so we hope
these areas to be the centres of attraction
with our contribution. Therefore, we have
had interviews with the authorities and the
notables of these regions.
It is mySKI LIFE’s mission to make skiing
and other nature sports in Turkey widely
known both nationally and internationally.
We gain more experience with each
published issue of our magazine.
We will continue our works to present
you the best and the newest. We will also
continue giving you all the news about
skiing and nature sports in Turkey and in
the world with the most beautiful and top
quality pictures.
With kindest regards,
Nurdan Tol Silivri
Turkey Mountaineering Fed.
Turkey Ski Fed.
Kocaeli / Kartepe municipality
Istanbul Provincial Culture and
Tourism Directorate
Isparta Provincial Directorate of
Youth Services and Sports
Isparta Provincial Culture and
Tourism Directorate
Tourism Assoc. Paznaun Ischgl
Baskı / Edition:
Şan Ofset Matbaacılık
San. ve Tic. Ltd. Şti.
Hamidiye Mah.
Anadolu Cad. No.50 Kağıthane/
İSTANBUL
T: +90 212 289 24 24
Yayın Türü / Broadcast As:
Süreli Yayındır.
Periodical Publication
İki Ayda Bir Yayınlanır.
Published Once in Two Months
Reklam ve Abonelik:
Advertising and Subscription:
+90 212 222 50 90
mail: info@myski.com.tr
myskilife@myski.at
web: www.myski.com.tr
İçindekiler
Contents
4 Dağcılık
Mountaineering
A Real Passion for Mountaineering
56
Ogan Tüzel Röportajı
Interview With
Ogan Tüzel
46
56
Rüya Şehir Isparta
A Dream City Isparta
Davraz Dağı Kış Sporları
Turizm Merkezi
Mount Davraz Winter Sports Tourism Centre
Cenk Demiroğlu Köşe Yazısı
Column by Cenk Demiroglu
68
14 Gerçek Bir Dağcılık Tutkusu 20
Kartepe
ALPLERİN METROPOL
YAŞAM TARZI
THE LIFESTYLE METROPOLIS OF THE ALPS
98
Bunları Biliyor Muydunuz?
Did You Know?
82
DAĞCILIK
Mountaineering
Dağcılık, dağlarda yürüyüş ve kamp
kurmanın yanı sıra tırmanma sporunu
da kapsayan bir doğa sporudur. 18.-19.
yüzyıllarda Avrupalı (İngiliz ve Fransızlar
başta olmak üzere) zenginlerin boş
zamanlarını değerlendirme ve hayatlarının
rutinlerini yeni maceralarla süsleme arayışı
neticesinde bir spor sayılmaya başlanan
dağcılık, 20.yüzyılın başında diğer ulusların
da ilgisini çekmeyi başarmıştır. Uluslararası
bir spor haline gelmesi ise, 1931’de merkezi
Cenevre’de olan Uluslararası Dağcılar Birliği
(UIAA)’nin kurulmasıyla mümkün olmuştur.
İzleyen yıllarda, belirli teknik ve emniyet
yöntemlerinin geliştirilmesine paralel olarak
kendine özgü disiplini ve ilkeleri olan bir
spor haline dönüşen dağcılık, birçok doğa
sporunun da önünü açmıştır. Günümüzde
en çok rağbet gören doğa sporlarından
biri olsa da, bu spora eklenebilecek
yeniliklerin azalması, yeni neslin yeni doğa
sporlarına daha fazla ilgi duyması nedeniyle,
20. yüzyılın başındaki popülaritesini
kaybetmeye başlamıştır. Türkiye’deyse
dağcılık, üniversite kulüpleri ve Türkiye
Dağcılık Federasyonu (TDF) bünyesinde
devamlılığını korumaktadır.
Mountaineering is a nature sport which
includes sport climbing alongside hiking
and setting up a camp in mountains. This
activity began as a pastime activity by
European’s wealthy people to fill the routines
of their lives with new adventures in the 18th
and 19th centuries (especially English and
French people). As a result, this activity was
seen as a sport and it began to draw the
other nations’ attention at the beginning of
the 20th century. It became an international
sport with the establishment of International
Climbing and Mountaineering Federation
(UIAA) in Geneva, in 1931. In parallel with
the development of specific techniques and
security methods; it transformed into a sport
with idiosyncratic disciplines and principles
which paved the way for many other nature
sports. It still may be one of the nature
sports in great demand but with the decline
of innovations to add to this sport and the
new generation’s interest in new nature
sports; mountaineering began to lose its
popularity as it had at the beginning of the
20th century. Mountaineering maintains its
continuity under Turkish Mountaineering
Federation (TDF) and university clubs in
Turkey.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
8 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
9
Dağcılık Stilleri
Mountaineering Styles
Alpin Stil: Dağcılar için kayalar ve
buzlar üzerinde yapılır. Bu hafifliğin ve hızın
ön plana çıktığı ve aynı zamanda teknik
tırmanış içeren dağcılık sporunun esas
ruhunu temsil eden tırmanış sitilidir.’Temiz
Tırmanış’ diye tabir edilen ve tırmanış
sonrası rotayı değiştirmeyen ‘doğal’
yöntemler kullanılır. Yapay yöntemlerden
tamamen uzak olan bu tırmanış stilinde
tırmanıcılar bütün zorluklar ve risklerle
kendi başlarına başa çıkarlar. Temelindeki
bu yöntemlerden dolayı ‘macera ruhu’ ile
beslenir.
Dağ Yürüyüşü: Sabah başlayıp akşam
bitirilen günü birlik dağ yürüyüşüdür.
Kampli Etkinlik: Kamp kurularak
ve dağda konaklayarak yapılan dağ
yürüyüşleridir.
Keşif Gezisi: Uzun süreli ve çok amaçlı
içinde zirve tırmanışları olan, araştırma
gezileri ve tırmanışları ile kamplı konaklama
gibi faaliyetleri kapsayan etkinliklerdir.
Ferrata: Kayaya sabitlenmiş metal
merdivenleri kullanarak yapılan tırmanma
stilidir.
Sportif Tırmanış: Genellikle kayalar ya da
yapay duvarlar üzerinde yapılan tırmanma
stilidir. Kendi içinde dört ana kısma ayrılır.
Bouldering: Yerden fazla yükselmeden,
kaya tırmanma tekniklerini kullanarak
yapılan antrenmandır.
Alpine Style: Mountaineers carry out
this style on rocks and ice. In this style,
lightness and speed come forward and it
contains technical climbing and represents
the real soul of mountaineering at the same
time. It is interpreted as ‘Clean Climbing’
and after the climb the route does not
change as ‘natural’ methods are used.
In this style, artificial methods are not
acceptable and climbers have to cope
with all difficulties and risks on their own.
With all these methods it is fed with the
‘spirit of the adventure’’.
Hiking: It is a one-day walk in mountains,
beginning in the morning and ending in
the evening.
Trekking: These walks include camping
and lodging in mountains.
Expedition: It is a style of long duration
and multipurpose, covering activities like
summit climbs, research trips and camping
accommodation.
Ferrata: It is a climbing style in which
metal ladders are attached to rocks.
Sport Climing: It is a climbing style that
generally carried out on rocks or artificial
walls. It is branched into four parts.
Bouldering: In this practice, the climb
is carried out by using rock climbing
techniques and without climbing up too
much from ground.
Kaya Tırmanışı: Önceleri dağcılığın
bir kolu olarak tanınan kaya tırmanışı, uzun
süredir kendini ispatlamış ve bağımsız bir spor
dalı haline gelmiştir. Bu spora, doğayla baş
başa, fit ve sağlıklı kalmak, biraz da adrenalini
damarlarında hissetmek için başlarlar fakat
tırmanma kısa süre sonra bir tutku haline
dönüşür.Doğayla iç içe olmaktan, dağ
yürüyüşü gibi sporlardan hoşlanıyorsanız,
kendinizi biraz zorlamaya ne dersiniz?
Kaya tırmanışı iyi bir seçenek olabilir. Her
ne kadar uç bir spor olarak kabul edilse de
gözünüz korkmasın. Kaya tırmanışı, heyecan
duygusu veriyor ve stratejik karar verme
yeteneğinizi geliştiriyor. Denge, estetik,
esneklik ve gücü bir araya getiren bu sporda
doğaya rağmen değil, ona uyum sağlayarak
ilerleniyor. Fiziksel güç ve zekâyı aynı anda
kullanmak gerekiyor. Bir nevi insan kendi
kendine meydan okuyor! Kaya tırmanışında,
kol ve bacak kasları başta olmak üzere,
vücudun hemen hemen bütün kasları çalışıyor.
Kayaya yaklaşılan pozisyonlar ise karın
kaslarına fayda sağlıyor. Doğa ile iç içe olmak
ve temiz hava, tabii ki beden ve ruh sağlığımızı
olumlu yönde etkiliyor. Kaya tırmanışı, Sportif
Tırmanış ve Uzun Duvar Tırmanışı olarak ikiye
ayrılıyor. Yeni başlayanlara sportif tırmanış
tavsiye ediliyor.
KAÇ KATEGORİ VAR?
HOW MANY CATEGORIES?
Kaya tırmanışının birçok çeşidi var. Her
bir tırmanışın kendine özgü tekniği ve
zorluğu var. Birçok şeyi aynı anda düşünmek
zorundasınız. Denge, esneklik, güç,
doğayla uyum, dikkat edileceklerin başında
geliyor. Farklı kategorilerin içinden kişinin
kendine uygun olanını seçmesi gerekiyor.
Rock Climbing: Rock climbing was
a branch of mountaineering before but it
proved itself to be an independent sport.
At first, people do this sport to stay close
to nature, to be fit and healthy and also to
feel the adrenaline rush in their vessels but
the climb becomes a passion after a short
while. If you like to be close to nature and
if you like sports like trekking how about
forcing yourself a bit?
Rock climbing can be a good choice. It
may be recognised as an extreme sport
but do not be scared. It increases the
sense of excitement and enables you to
make strategic decisions. This sport brings
balance, aesthetics, flexibility and power
together and you move forward in harmony
with nature not against it. It is necessary
to use physical power and intelligence in
the same time. It is a kind of challenging
yourself! In rock climbing, almost the all
muscles of the body work; especially
arm and leg muscles. The positions
taken to approach rocks are beneficial
for abdominal muscles. Moreover, being
close to nature and fresh air has a positive
effect on our mental health. Rock climbing
is divided into two parts as Sport Climbing
and Long Wall Climbing. For complete
beginners Sport climbing is suggested.
Uzun Duvar Tırmanışı: Kaya tırmanma
tekniklerini ve emniyet malzemelerini
kullanarak kaya üzerinde yapılan tırmanış
şeklidir.
Long Wall Climbing: Rock climbing
techniques and safety equipment are used
in this climbing style which carried out on
a rock.
Bouldering: Özelikle kaya tırmanışına yeni
başlayanlar için çok faydalı bir antrenman.
Teknik, kuvvet ve dayanıklılık gibi becerilerin
geliştirilmesine katkı sağlıyor. Kaya tırmanışı
ayakkabısı ve toz torbası kullanılıyor. Tecrübeli
tırmanışçılar da uyguluyor.
Yapay Duvar Tırmanışı: Genellikle kapalı
alanlarda (bazen açık havada) kimyasal
malzemeler kullanılarak yapılan sabit veya
ayarlanabilen duvar sistemleri üzerinde
yapılan tırmanma etkinliğidir. Duvarlar
genellikle yarışmalara yönelik olarak
yapılır ve farklı boyutlardadırlar. Yapay
duvarlar, farklı biçimlerde ve aralıklarda
basamak ve tutamakları içerir. Yapay duvar
tırmanışlarında, dağcılıkta kullanılan “top
rope” (üstten emniyetli ip) tekniği de
kullanılmaktadır.
Indoor Climbing: It is a climbing activity
which is usually done indoors (sometimes
outdoors) by using chemical materials to
immobilise or adjust wall systems. Walls
are usually made for competitions and
they are in different sizes. Artificial walls
contain steps and handles in different
shapes and gaps. In indoor climbing,
top-rope technique is also used as şit is in
mountaineering.
Rock climbing has many varieties. Every
climbing has a unique technique and
difficulty. You have to think many things at
once. Balance, flexibility, strength, harmony
with nature are very significant to take notice
of. The person has to choose one among
the categories which is suitable for him/her.
Bouldering: It is especially a very beneficial
practice for beginners. It contributes to develop
skills like technique, strength and endurance.
Rock climbing shoes and chalk bags are used.
Experienced climbers apply this as well.
©Paznaun-Ischgl
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
10 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
11
Top-rope Tırmanış: Tırmanış ipi,
rotanın tepesindeki istasyondan geçerek
tırmanışçıya gidiyor. İpin diğer ucu da
emniyet alan kişide bulunuyor. Tırmanışçı
tırmandıkça, ipte oluşan boşluğu emniyetçi
alıyor. İpli tırmanışlar içinde en güvenlisi
Top-rope.
Serbest Stil: En çok kullanılan tırmanış
türüdür. Bu tırmanışta, yükselmek için
yapay tekniklere kesinlikle başvurulmuyor.
İp ise tırmanan kişiyi, düşüş ihtimaline karşı,
tehlikeden korumak için kullanılıyor.
Serbest-solo Tırmanışı: Hiçbir emniyet
aleti kullanılmadan, kaya tırmanış ayakkabısı
ve toz torbasıyla yapılıyor. Serbest-solo
tırmanışı fazlasıyla deneyim gerektiriyor.
Zaten bu türde tırmanan sayısı oldukça az.
Bu stilde tırmanmak için fiziksel olduğu
kadar psikolojik olarak da hazır olmak
gerekiyor. Çünkü yapılan hata çoğunlukla
ölümle sonuçlanıyor. Çıplak ayakla da
tırmananlar var.
Yapay Tırmanış: Yükselmek için çeşitli
aletlerden faydalanılarak yapılan tırmanış
türü. Yapay tırmanışta, sikke, jumar, hook,
ip, merdiven gibi aletler kullanılıyor.
Kaya Tırmanışı Eğitimi
Kaya tırmanışı eğitimi veren birçok doğa sporu
merkezi var. Eğitimin ilk aşamasınds teorik
dersler verilmektedir. Öncelikle, tırmanış
teknikleri, stilleri, tırmanış ve iniş istasyonlarının
kurulması, top- rope (tırmanış ipi) ve malzemeler
hakkında ayrıntılı teorik eğitim alınıyor. Bir sonraki
aşamada uygulamaya geçiliyor. Malzeme takıp
çıkartmak, yerden birkaç metre yükselerek
yapılan egzersizlerle ip inişi ve top rope tırmanış
uygulaması yapılıyor. En son aşamada lider
tırmanışın temel bilgileri alınıyor ve tecrübeli
bir kaya tırmanışçısıyla beraber uzun rotalarda
tırmanışlara başlanıyor.
Tırmanma Tekniği
Yokuşta yürürken yorulmamak için ‘’S’’ çizerek
çıkılmalıdır. Çok dik yerlerden inerken ağırlıklarını
topuklarına vermelidirler. Çok yorulmamaya ve
terlememeye dikkat edilmelidir. Az su içilmelidir.
Dik kayalara tırmanırken ayaklarla iyi basılmalı
ve sağlam tutunmalıdır. Gücünü ve iradesini
zamanında ve yerinde kullanmalıdır. Çıkışlarda
az mola verilmeli çünkü yuvarlanacak kaya ve çığ
tehlikesi daima göz önünde bulundurulmalıdır.
Dağcılık Malzemeleri
Rüzgâr geçirmeyen elbise, yün iç çamaşır, özel
ayakkabı, kalın çorap, başlık, kar gözlüğü, buz
baltası, delikli çivi, tırmanma ipi, pusula, izci
çakısı, piton, buz tırnağı, halka, uyku tulumu,
burgu, takoz, barometre ve çok yükseklere
çıkıldığında oksijen tüpü kullanılır.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
12 JULY/AUGUST 2015
Top-rope climbing: The climber
has a climbing rope, passing through the
station of the top route. The person who
is in charge of safety has the other end of
the rope. When the climber climbs, the
rope becomes loose so the safety person
collects the loose parts of the rope. Toprope
is the most secure one among the
other rope climbing styles.
Free climbing: This is the most common
climbing style. In this climbing, artificial
techniques are certainly not applied to go
up. A rope is used to protect the person
against the possibility of a fall.
Free-solo climbing: It is carried out
with rock climbing shoes and chalk bags
without using any safety equipment. It
requires o lot of experience. As a matter
of fact the number of climbers is quite low.
To climb in this style, it is necessary to be
ready physically and psychologically. It is
because it mostly results in death with a
single mistake. Some people climb with
barefoot.
Indoor climbing: In this style, various
tools are used to climb up. In indoor
climbing tools like coins, jumars, hooks,
ropes, ladders are used.
Rock Climbing Training
There are many sports centres giving rock
climbing training. Theoretical sessions are
given in the first stage of the training. First of
all, detailed theoretical training is received on
climbing techniques, styles, setting up climbing
up and climbing down stations, top-rope and
equipment. Then practice takes place in the
next stage. Mounting the tools and taking
them off, climbing up one metre from ground,
climbing down with rope by doing exercises
and the practice of top-rope climbing. In the last
stage, the fundamental knowledge of the leader
climbing is gained and long routes climbs began
with an experienced rock climber.
Climbing Technique
Climb by drawing an‘’S’’ to avoid tiredness. Load
the weight on ankles when climbing down from
very steep places. It is important not to get too
tired and sweaty. Little water should be drunk.
When climbing steep rocks, the feet should be
placed on the ground properly and you need
to grab securely. Power and will should be used
on time and cleverly. The breaks taken should
not be long when climbing up because rocks
and avalanche risks should always be taken into
consideration.
Mountaineering Equipment
Windproof outfits, wool underwear, special
shoes, thick socks, helmets, snow goggles, ice
axes, nails, climbing ropes, compasses, pitons,
scout pocketknives, ice nails, hoops, sleeping
bags, gimlets chocks, barometers and oxygen
tubes when climbing up high are used.
TÜRKİYE’DE DAĞCILIK SPORU
Mountaineering in Turkey
Ülkemizde spor olarak dağcılık çalışmaları 1920’lerde başladı. Türkiye’de ilk dağa tırmanış William John Hamilton ismindeki bir İngiliz’in
Erciyes Dağına yaptığı tırmanıştır. I. Dünya Savaşı’ndan sonra, dağcılık daha çok askeri bir hareket olarak kendini gösterdi. 1924’te Albay
Cemil Cahit Bey, subay ve erlerden meydana gelen bir grupla Erciyes’in doruğuna çıktı. 1926’da “Dağcılık Talimgâhı” adı altında ilk
dağcılık okulu kuruldu. Dağcılık sporundaki önemli gelişmeler 1930’lu yıllarda kendini gösterdi. İlk dağcılık kulübü 1933’te o dönemin
İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ tarafından “Türk Yürüyücülük, Dağcılık ve Kış Sporları Kulübü” adıyla kuruldu. Aynı yılda Bursa’da Bursa
Dağcılık ve Kış Sporları Kulübü kuruldu. Bu gelişmelerden sonra dağcılık sporu tarihinde ilk federasyon, 1938 yılında “Dağcılık ve Kış
Sporları Federasyonu” olarak kuruldu. 1939’da aynı federasyon “Türkiye Dağcılık ve Kayak Federasyonu” şeklini aldı. Başkanlığına Latif
Osman Çıkıgilve ekibi getirildi. 1966 yılında ise yalnız dağcılıkla ilgili “Türkiye Dağcılık Federasyonu’’ kuruldu. Başkanlığına yine Latif
Osman Çıkıgil getirildi. Bu çalışmalardan sonra dağcılık sporuna ilgi arttı. 1969’da ilk defa Avusturya ve Alman dağcıları ile Türk dağcıları
Cilo ve Ağrı Dağları’na tırmandılar. Bundan bir yıl sonra Türk dağcıları da İtalya, Almanya ve Avusturya’da o ülkenin dağcılarıyla tırmanmaya
başladılar. 1977 yılında Dünya Dağcılar Birliği (UIAA)’ne üye olundu. Bu tarihlerden sonra üniversiteler de dağcılık sporuyla ilgilenmeye
başladılar. Türkiye’de hemen her mevsim tırmanmaya elverişli dağlar bulunmaktadır. Umumiyetle bu spor ülkemizde üniversite gençleri
tarafından yapılmaktadır. Yurdumuzda yeni tanınan bu spor gün geçtikçe gelişmektedir.
As a sport mountaineering activities began in 1920s in our country. An Englishman called William John Hamilton carried out the first
climb in Turkey by climbing Mount Erciyes. Mountaineering made its appearance as a military activity after World War I. In 1924, Colonel
Cemil Cahit climbed the summit of Mount Erciyes with a group of soldiers and officers. The first mountaineering school was established
under the name of ‘Mountaineering Training Centre’ in 1926. The significant development in mountaineering showed its face in 1930s.
The first mountaineering club was established by the Governor of Istanbul, Muhittin Üstündağ under the name of ‘’Turkish Hiking,
Mountaineering and Winter Sports Club’’ in 1933. In the same year, Bursa Mountaineering and Winter Sports Club was established in
Bursa. After these developments, the first federation in mountaineering sport history was established in 1938 as ‘’Mountaineering and
Winter Sports Federation’’. In 1939, the same federation was formed as ‘’Turkey Mountaineering and Ski Federation’’. Latif Osman
Çıkıgil became the President with his team. ‘’Turkey Mountaineering Federation’’ was established in 1966 which was only relevant to
mountaineering. Again Latif Osman Çıkıgil was elected as the President. After those works, the interest in mountaineering sport increased.
In 1969, for the first time Turkish mountaineers climbed Mount Cilo and Mount Ararat with Austrian and German mountaineers. A year
later, Turkish mountaineers began to climb in Italy, Germany and Austria with those countries’ mountaineers. Turkey became a member
of International Climbing and Mountaineering Federation (UIAA) in 1977. After those dates, university students became interested in
mountaineering. There are convenient mountains for climbing in almost every season in Turkey. Largely, this sport is carried out by
university students. This sport is developing day by day which is very new in our country.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
JULY/AUGUST 2015
13
öportaj
reportage
Dünyanın Zirvesine Tırmanış
“ Yaklaşık 25 yıldır hayatımda dağlar var.’’
Öncelikle, bize biraz kendinizden
bahseder misiniz?
Merhaba, 1970 doğumluyum, yani 45
yaşındayım. ODTÜ Kıbrıs kampüsünde
öğretim görevlisiyim. Serhan Poçan ile
evliyim. Son yıllarda Kıbrıs ve Ankara
arasında gidip gelen bir hayatım var
Dağcılık sporu ile ne zaman ne şekilde
tanıştınız? İlgilendiğiniz başka spor
dalları var mı?
Dağcılık ile üniversitenin(ODTÜ) ilk
senesinde yani 1989’da tanıştım. Yaklaşık
25 yıldır hayatımda dağlar var. Lise
yıllarında voleybol oynuyordum sonra
ODTÜ’ye gelince önce kayağa sonra
dağcılığa başladım. Kayak ve dağcılık
dalları aynı topluluk (DKSK) içerisinde
yapılıyor ODTÜ’de, antrenmanlar ve ortak
eğitimler ayrı ilerliyor. Ben Alp disiplini
kayağı ile başladım, kısa süre sonra da
tümden dağcılığa geçtim, kayak sadece
dağ kayağı olarak kaldı. ODTÜ-DKSK’nın
çok sıkı bir ekolü var dağcılıkta, neredeyse
üniversite hayatı kadar süren aşamalı ve ön
koşullu bir eğitimi tamamlamanız gerekiyor.
Bu eğitimlerin yanı sıra genel kondisyon,
kaya tırmanışı ve koşu antrenmanlarınız
oluyor. Eğitim aşamaları arasında da
seviyenize uygun tırmanışlar için dağlara
gidiyorsunuz. ODTÜ’den mezun olduktan
sonra dağcılığımızı kurduğumuz dernekte
(ORDOS) sürdürdük. ORDOS’un dağcılıkta
uzmanlaştığı alan ağırlıkla yüksek irtifa
dağcılığı oldu, yani 5000 metre üzeri
irtifalardaki dağlara tırmanış. Bu tırmanışlara
hazırlık için de hem Türkiye’de hem de
Alplerde tırmanışlar yaptık. ORDOS’un
yüksek irtifa tırmanışları, 2000’li yıllarda
aşamalı olarak yükseklik kazandı. 5000-
6000 metre arası Ağrı, Kazbek ve
Damavand dağları; 7000-8000 metre arası
Tien Shan’da Han Tengri tımanışları; 8000
metre üzeri Himalayalalarda Gasherbrum
II tırmanışı ve nihayet 2006 yılında Everest
tırmanışı. Everest’ten sonra da yoğunluğu
azalsa da tırmanışlarımız devam etti.
Takımımızdan arkadaşlarımız (Bora ve
Eylem
Elif Maviş) önemli kaya ve buz duvarları
tırmanışları gerçekleştirdiler. Son dönemde
ise Everest takımının büyük kısmı ve
ORDOS olarak, dağcılığa çok da uzak
olmayan “sky- running” (yüksek patika
koşuları) koşularına katılıyoruz.
Everest Dağı’na tırmanan ilk Türk kadın
dağcı oldunuz. Dünyanın zirvesine
çıkıp geldiniz. Bu tırmanışa nasıl
karar verdiniz? Tırmanış esnasındaki
duygularınızdan ve izlenimlerinizden
bize bahseder misiniz?
Öncelikle Everest tırmanışımızla ilgili bilgileri
vereyim. 2006 yılında biz 12 kişilik bir
ekiple Türkiye Everest Takımı olarak bir sefer
gerçekleştirdik. Ekibimizde, bir belgesel
sorumlumuz (Mustafa Temiztaş), bir kamp
müdürümüz (Hakan Kocakulak) ve 10
sporcu vardı. Bu 10 sporcunun 4’ü kadındı.
Burçak Özoğlu Poçan
Dağcı ve Akademisyen
Yaklaşık 3 ay süren ekspedisyonun sonunda,
tüm sporcularımız Everest zirvesine ulaştı.
Böylece hem ilk Türkiye ulusal takım başarısını
hem de, Türkiye’den ilk kez kadın sporcuların
Everest tırmanışını gerçekleştirmiş olduk.
Türkiye’den Everest’in zirvesine ulaşan kadın
sporcular: Eylem Elif Maviş, Meltem Çolak,
Suna Küçükçınar ve ben olduk. Ekibimizin
diğer sporcuları da: Serhan Poçan, Bora
Maviş, Mustafa Cihan, Soner Büyükatalay,
Haldun Ülkenli ve Serkan Girgin’dir.
Everest tırmanışımızla ilgili ayrıntılı bilgi ve
fotoğraflara www.2006everest.org sitesinden
erişebilirsiniz. Tırmanışımızın ayrıca “Hazır mısın
Everest?” isimli kitabı ve belgesel filmi yayınlandı.
Climbing Through
the Summit of the World
“Mountains have been in my life for
nearly twenty five years.’’
Firstly, could you tell us about
yourself?
Hello, I was born in 1970; I mean I’m 40 years
old. I’m a lecturer at Middle East Technical
University (ODTÜ) in Cyprus Campus. I’m
married to Serhan Poçan. I have had a life
of shuttling between Cyprus and Ankara in
recent years.
How did you become acquainted with
mountaineering sport? Are there any
other sports that you are interested in?
I became acquainted with mountaineering
in the first year at university (ODTÜ), I
mean in 1989. Mountains have been in
my life for nearly twenty five years. I was
playing volleyball in high school and then
when I went to ODTÜ I started skiing first,
then mountaineering. At ODTÜ, ski and
mountaineering are done in the same
community (DKSK). Trainings and joint
education proceed separately. I began
with Alpine skiing, and after a short while
I completely turned to mountaineering.
Skiing only remained as mountain skiing,
ODTÜ-DKSK has a very strict principle in
mountaineering. You have to complete a
progressive education with preconditions
which continues through your university
life. Despite these trainings, we have
general condition, rock climbing and
running trainings. You go to mountains for
climbing which are suitable for your level
during the training stages. After I graduated
from ODTÜ, I continued mountaineering
at the association (ORDOS) which we
established. ORDOS generally specialized
in high altitude mountaineering; in other
words, climbing above 5000 m. With
the preparations of these climbs we went
climbing in Turkey and in the Alps. ORDOS’
high altitude climbs gradually went up in
2000. In Mount Ararat, Mount Kazbek and
Mount Damavand the altitude was between
5000 and 6000 m; in Tien Shan Han Tengri
the altitude of the climbs was between
7000-8000 meters, Gasherbrum II climb in
Himalayas was 8000 meters and above and
at last the Everest climb came true in
2006. We went climbs infrequently after
Everest but we did not completely give up
on mountaineering. Some of our teammates
(Bora and Eylem Elif Maviş) carried out
important rock and ice climbs in our team.
Recently most of our Everest teammates and
ORDOS have joined sky-running which is
not far from mountaineering.
You became the first Turkish female
mountaineer to climb Everest. You
climbed the summit of the world and
came back. How did you decide that
climb?
Could you tell us about your feelings and
views during the climb?
Firstly, I will give information about our
Everest climb. We carried out an expedition
in 2006 with 12 people in Turkey Everest
Team. There were 10 athletes with another
two teammates; one was in charge of the
Burçak Özoğlu Poçan
Mountaineer and Academician
documentary (Mustafa Temiztaş) and the
other one was the camp manager (Hakan
Kocakulak). Four of those athletes were
women. After three months, towards the
end of the expedition, all our athletes
reached the summit of Everest. Thereby,
our Everest climb was Turkey’s first national
team success and also female athletes
climbed Everest for the first time. Eylem
Elif Maviş, Meltem Çolak, Suna Küçükçınar
and I were the female athletes who climbed
the summit of Everest. Serhan Poçan, Bora
Maviş, Mustafa Cihan, Soner Büyükatalay,
Haldun Ülkenli and Serkan Girgin were
the other athletes in our team. You can
access to the detailed information and
photographs about our Everest climb on
www.2006everts.org website. Moreover,
a book called ‘Are You Ready Everest?’
was published and a documentary film was
televised about our climb.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
14 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
15
“We carried out an expedition
in 2006 with 12 people in our
Turkey Everest Team.’’
What are your thoughts about the
development of mountaineering sport
in Turkey?
In Turkey, the interest in nature sports has
been increased as well as mountaineering.
This is very pleasing. Nature walks, rock
climbing, trekking, hiking, sky-running,
mountain biking, tour and mountain ski
are assumed to be the close relatives of
mountaineering. In all these branches
activities have been organised in recent
years.
Besides, the interest in branches like
Alpinism, wall climbs, ice and mixed
climbs, high altitude mountaineering has
increased. In my opinion, these are positive
developments.
It is necessary to support this interest with
essential technical informing, scientific
trainings, suitable organisation and
institutionalization. As ODTÜ, in other
words DKSK and ORDOS we do our best to
contribute to the process.
“It is necessary to support
this interest with essential
technical informing,
scientific trainings,
suitable organisation and
institutionalization.’’
Thank you for having an interview with
us. What’s your advice to the people
who are interested in mountaineering
sport?
It is a nice thing to be in nature and do it with
a discipline of sport. It is also a field that is
suitable for all ages. My advice is; whichever
mountaineering branch they choose,
they should do it with necessary training,
preparation and knowledge. In this way, the
safety will be provided and the pleasure of
this sport will be multiplied. I wish to thank
you on my behalf and on my teammates’
behalf at ODTÜ Mountaineering Ecole for
this interview.
“2006 yılında biz 12 kişilik
bir ekiple Türkiye Everest
Takımı olarak bir sefer
gerçekleştirdik.’’
Türkiye’deki dağcılık sporunun
gelişimi ile ilgili düşünceleriniz
nelerdir?
Türkiye’de son yıllarda sadece dağcılık
değil, diğer doğa sporlarına da ilgi artmış
durumda, bu sevindirici bir şey. Doğa
yürüyüşü, kaya tırmanışı, dağ ve patika
koşuları, yüksek patika koşulları, dağ
bisikleti, tur ve dağ kayağı dalları dağcılığın
yakın akrabası sayılır. Bunların tümünde
Türkiye’de son yıllarda artan oranda
etkinlikler düzenleniyor. Türkiye’de ayrıca
dağcılığın Alpinizm, duvar
tırmanışları, buzul ve karma tırmanışlar,
yüksek irtifa dağcılığı gibi ana dallarına da
ilgi artıyor. Bunlar bence olumlu gelişmeler.
Bu ilgi artışını gerekli teknik bilgilenme,
bilimsel eğitimler ile uygun örgütlenme ve
kurumsallaşmayla desteklemek gerek. Biz
ODTÜ ekolü olarak yani DKSK ve ORDOS
ile bu sürece katkıda bulunmaya çalışıyoruz.
“Dağcılık sporuna olan
ilgi artışını gerekli teknik
bilgilenme, bilimsel eğitimler
ile uygun örgütlenme
ve kurumsallaşmayla
desteklemek gerek.’’
Bizimle röportaj yaptığınız için
teşekkür ederiz. Dağcılık sporuna ilgi
duyanlar için tavsiyeleriniz nelerdir?
Doğada olmak, üstelik bunu bir spor
disiplini ile yapmak güzel bir şey. Her
yaş için de uygun bir alan ayrıca. Benim
önereceğim, dağcılığın hangi dalı seçilirse
seçilsin bunu gerekli eğitim, hazırlık ve
bilgilendirme ile yapmalarıdır. Bu hem
güvenliği sağlayacak hem de bu spordan
duyulacak hazzı kat kat artıracaktır. Ben
de bu röportaj için, hem kendi adıma
hem de ODTÜ Dağcılık Ekolü’ndeki takım
arkadaşlarım adına teşekkür ederim.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
16 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
17
öportaj
reportage
Gerçek Bir Dağcılık Tutkusu
Alaattin Karaca
Türkiye Dağcılık Federasyonu
A Real Passion for Mountaineering
Alaattin Karaca
The President of Turkey Mountaineering Federation
Sayın Karaca öncelikle bize biraz
kendinizden bahseder misiniz?
1949 yılında Sarıkamış’ta doğdum. 1969
yılında dağcılık sporuna başladım. Yaptığım
başarılı tırmanışlar nedeniyle dönemin
Dağcılık Federasyonu’nca ödüllendirildim.
1973 yılında Türkiye Dağcılık Federasyonu
kurullarında görev aldım. Dağcılık
Federasyonu’nun açmış olduğu çok
sayıda eğitim faaliyetinde, tırmanışlarda
sporcu, eğitmen, kamp müdürü ve
teknik direktör olarak görev yaptım.
1982–1983 sezonunda yılın Dağcısı
seçildim ve dönemin Beden Terbiyesi
Genel Müdürlüğü’nden takdirnameler
aldım. Bir dönem Dağcılık Federasyonu
Asbaşkanlığı görevini de yürüttüm;
İkamet ettiğim Erzurum’da 10 yıl boyunca
amatör bir kulüpte başkanlık görevini
yürüttüm. Ülkemizdeki dağcılık sporunu
tanıtmaya ve gelişmesine katkı sağlamaya
çalıştım. Değişik birimlerde yöneticilikler
yaptım. Atatürk Üniversitesinde dağcılık
dersleri verdim. Bölgemde kurulan Doğu
Anadolu Dağcılık Kulübü’nün kurucu
üyeliğini ve başkanlığını yaptım. Dört yıl
Türkiye Üniversiteler Koordinasyon Kurulu
üyeliğine seçildim. Uzun yıllar Ağrı Dağı
ve ülkemizin diğer dağlarında dağcılık
rehberliği görevlerini sürdürdüm. Erzurum
Atatürk Üniversitesi’nde uzun yıllar Spor
Müdürü olarak görev yaptım. 2014 yılı
Mayıs ayına kadar, bu üniversitenin Beden
Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nda öğretim
görevlisi olarak çalıştım. 17 Ağustos
1994 tarihinde Dağcılık milli takımına
girerek ülkemizi temsilen Kırgızistan
Tanrı Dağları’ndaki faaliyetlere katıldım.
997’de yapılan federasyon başkanlığı
seçiminde aday oldum ve federasyon
başkanlığına seçildim. Ardından ikinci,
üçüncü, dördüncü ve beşinci dönem
de aynı göreve tekrar seçilerek halen
Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanıyım.
Federasyon Başkanlığı sürecinde de
aktif sporculuğu devam ettirerek şimdiye
kadar Ağrı Dağı’nın 5137 metrelik
doruğuna 92 tırmanış gerçekleştirdim.
Federasyon Başkanlığı’nın yanı sıra dağcılık
faaliyetlerinde öğrencilerimle bilgi, beceri
ve tecrübelerimi paylaşmaktayım.
2007’de Türkiye Dağcılık Federasyonu
tarafından organize edilen Lenin (7135
m.), 2008’de yapılan Korjenevskaya (7105
m.) Dağları’nın zirvelerine sporcularla
tırmanışlar yaptım. Federasyon Başkanlığı
görevine seçildikten bu yana federasyonda
gerçekleştirilenlerin istatistiksel verileri;
11997’de 25 olan aktif il sayısı 79, 23 olan
aktif kulüp sayısı 960, 919 olan lisanslı
sporcu sayısı 38.600 olmuştur. Aynı yılda
tek branşta faaliyet gösteren federasyonda
tırmanma ve dağ kayağı branşları da faaliyet
göstermeye başlamıştır. Federasyon
tarihinde ilk kez Eğitim, Eğitmen ve
Dağcılık Mihmandarlığı Yönetmelikleri
hazırlanarak çıkarıldı ve yürürlüğe konuldu.
Yaptığım çalışmalar sonucunda Türkiye
Dağcılık Federasyonu 2006’da özerkliğe
kavuşmuştur. Ayrıca Balkan ülkeleri Dağcılık
Federasyonları Birliği yönetim kurulu
üyesiyim. Evli ve beş çocuk babasıyım.
“Dağlara sevgimiz vardı,
doğayı seviyorduk. Köylü çocuğu
olmamız sebebiyle hayvanların
arkasından gider ve onları
güderdik. Yağmuru, karı,
dağları, dereleri, tepeleri çok iyi
biliyorduk.’’
First of all, could you please tell us
about yourself?
I was born in 1949 in Sarıkamış. I began
mountaineering in 1969. I was rewarded
by Mountaineering Federation due to
my successful climbs. I took charge of
Mountaineering Federation regulations in
1973. I took part in many training activities
opened by Mountaineering Federation; I
performed my duty as an athlete in climbs,
an instructor, a camp manager and a
coach. I was selected as the mountaineer
of the year in 1982-1983 season and
received tributes from the Physical Training
General Directorate. I performed my duty
as a president in an amateur club for 10
years in Erzurum. . I tried to contribute
to the promotion and development of
mountaineering in our country. I worked
as an executive in different departments.
I gave mountaineering lectures at Ataturk
University. I carried out my duty as the
charter member and the President of
East Anatolia Mountaineering Club in my
region. I was elected as a member of Turkey
Universities Coordination Council for four
years. I carried on the same duty for many
years in Mount Ararat and other mounts in
our country. I worked as a Sport Director at
Erzurum Ataturk University for many years. I
worked as a lecturer at Physical Training and
Sports Academy at the same university until
May 2014. I attended the activities on Tien
Shan Mountains in Kirghizstan to represent
our country, as I joined the national team on
August 17th, 1994. I became a candidate in
the federation’s presidency election in1997
and I was elected as the president of the
federation. Later I was elected again for
the same duty in the second, third, fourth
and fifth periods. I am still the President of
Turkey Mountaineering Federation. I have
been an active athlete and I carried out 92
climbs in Mount Ararat’s summit at altitude
of 5137 m during my presidency. I also share
my knowledge, skills and experiences with
my students at mountaineering activities
apart from my role as the president of the
federation. I carried out climbs organized by
Turkey Mountaineering Federation in 2007
with athletes in the summits of Mount Lenin
(7135 m) and Mount Korjenevskaya (7105)
in 2008. Since I was elected as the President
of the Federation; according to the statistical
data; 25 active cities became 79 cities, the
number of active clubs went up from 23 to
960 and the number of certified athletes
went up from 919 to 38.600 in 1997. In the
same year climbing and skiing branches
were put into practice as there was only
one active branch in the federation before.
Training, Trainer and Mountaineering
Hosting Regulations were prepared for the
first time in the history of the federation and
they were brought into force. Turkey
Mountaineering Federation became
autonomy in 2006 as a result of the works
that I undertook. Furthermore, I am a board
member of Balkan States Mountaineering
Federations Union. I am married and I have
five children.
“We had love for mountains
and we loved nature. We chased
animals and shepherded them
because we were villagers. We
knew rain, snow, mountains,
brooks and hills well.’’
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
18 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
19
Dağcılık Sporu ile nasıl tanıştınız? Bu
spor hayatınıza nasıl girdi?
Yukarıda da belirttiğim gibi aslen
Sarıkamışlıyım. Çok genç yaşlarda Erzurum’a
geldik. Yıllar önce Türk dağcılığında büyük
yeri olan Sn. Gazi Kadogen ile tanıştık ve
gençlik yıllarımızda arkadaş olduk. Dağlara
sevgimiz vardı, doğayı seviyorduk. Köylü
çocuğu olmamız sebebiyle hayvanların
arkasından gider ve onları güderdik.
Yağmuru, karı, dağları, dereleri, tepeleri
çok iyi biliyorduk. O zamanlar Ağrı Dağı
çok revaçtaydı bugün olduğu gibi. Gazi
Kadogen o dönemler Ağrı Dağı’na
defalarca çıkmış, çok iyi bir performansı
olan, kendisi mukavemet kayakta koşan,
kayak milli takım antrenörlüğü yapan
değerli bir arkadaşımızdı. Aramızda Ağrı
Dağı sohbeti oldu. Ağrı Dağı’na gidelim
dedik. Sağdan soldan derme çatma
malzemeler topladık. Tabi tırmanış teknik
malzemelerinden pek haberimiz yoktu, tek
bildiğimiz uyku tulumu, soğuğa dayanıklı
giyecekler, sağlam bir çift ayakkabı ve
krampon kazmanın mutlaka gerekli
olduğu. O zaman bugünkü gibi kaliteli
malzeme bulmak zordu. Yani malzeme,
kalite marka seçme gibi bir şansımız da
yoktu. O zamanlar iyi kalite askeri parkalar
bulunabiliyordu veya bir arkadaşınızdan
varsa montunu ödünç alıyordunuz. Zor
şartlar altında malzemeleri temin ettik.
Yumurta, ekmek, konserve, patates, soğan
gibi gıdalar yiyorduk. Ekibimizin içinde
Gazi Kadogen, Ertuğrul Öğün, Hikmet
Öztürk, ben ve bir arkadaşımız daha vardı
o zaman, İspirli, Erzurum’da postanede
görevliydi. İsmini şu anda çıkaramıyorum.
Bir karar verdik ve 1968 yılında Ağrı Dağı’na
hareket ettik. Dediğim gibi Gazi Kadogen
yani rehberimiz çok iyi bir performansa
sahipti. Biz de kendimize göre sporcuyduk
ama şartlar farklıydı. Bugünkü teknik
bilgimle değerlendiriyorum şu anda,
çok komik geliyor yaptıklarımız veya
çok zor bir iş yaptığımızı düşünüyorum.
Otobüslerle Doğubayazıt’a ulaştık. O
zamanlar Doğubayazıt’tan Ağrı Dağı’na
yaklaşılıyordu. Doğubayazıt’ta Gazi
arkadaşın tanıdıkları vardı onları buldu.
Onlar bir cip buldular. Eli Köyü’ne yakın
bir bölgede çayırlar, otlak alanlar vardı.
Arabamız daha yukarıya çıkamadı, burada
araçtan indik ve tırmanış hazırlığına
başladık. O günün şartları ile şehirden
aldığımız malzemeleri ve yiyecekleri
paylaştırarak çantaları sırtladık ve yürüyüşe
başladık, tabi çantalar bugünkü gibi
ergonomik değildi. Çantaları sırtlayıp bizi
oraya kadar araçla götüren arkadaşlarla
vedalaşarak, gece tırmanışa başladık. Eli
Köyü’ne uğramadan sağından solundan
geçtik, durmadan sabaha kadar tırmandık.
O tarihten sonra yaklaşık 92’e yakın zirve
tırmanışım oldu. Şimdi anlıyorum biz
gerçek rotadan değil tamamen kayalık ve
engebeli başka bir rotadan tırmanmışız.
Kayalar arasında tırmanma bizi ciddi şekilde
yordu. Rehberimiz Sayın Gazi Kadogen
yorulmadan önde gidiyordu biz ona
yetişmeye çalışıyorduk. Modern anlamda
dağcılık yapmaya başladığımda öğrendim
ki dağcılıkta sadece fiziksel olarak güçlü
olmak yetmiyor. Bu sporu yapabilmek için
en azından yürüyüş tekniği, beslenme,
malzeme kullanımı, harita, pusula, akut dağ
hastalığı, hastalık halinde bilgi sahibi olmak
gerekirmiş. 1973 yılında Türkiye Dağcılık
Federasyonu’nun Erciyes’te Temel.
Eğitimikampı vardı. O zamanlar merhum
Dr. Bozkurt Ergör Federasyon Başkanıydı.
Bu eğitimde modern olarak dağcılıkla
tanıştım Basamak, tutamak, tırmanma
teknikleri, yürüyüş kolu, ekip başı, ekip
sonu, nasıl davranılmalı, nasıl hareket
edilmeli, kayada tırmanırken vücut ağırlık
merkezini nasıl aktarmalı, kamp nedir
gibi bilgileri bu eğitimde öğrendim. İşte
dağcılık sporu hayatıma böyle girdi.
“Halen aktif olarak dağcılık
yapmaktayım.’’
Türkiye Dağcılık Federasyonu
Başkanlığı görevinizin yanı sıra
aktif olarak dağcılık sporu ile
ilgileniyor musunuz? Yakın tarihte
gerçekleştirdiğiniz bir tırmanış var
mı?
Eğer çalışmalarımda bir başarı varsa bunu
da dağcılık sporunun içerisinden gelmiş
olmama borçluyum. Halen sporcularımla
bilgimi ve enerjimi paylaşmaktayım.
Federasyonumuzun her faaliyetine
katılmaya özen göstermekteyim.
Kulüplerimizin, İl Temsilciliklerimizin, İl
yönetimlerinin tertiplemiş olduğu şenlik,
şölen ve yarışmalarda onların yanında
olmaya gayret etmekteyim. Son yıllarda
İran’da Demavend, Yunanistan’da
Olympos, ülkemizde Ağrı, Kaçkar, Erciyes,
Hasandağı, Süphan, Aladağların muhtelif
doruklarına tırmanışlar yaptım ve halen aktif
olarak dağcılık yapmaktayım.
How did you become acquainted with
mountaineering? How did this sport
come into your life ?
As I have mentioned before I’m form
Sarıkamış. We moved to Erzurum when I was
very young. I met Gazi Kadogen who had an
important place in Turkish mountaineering
and we became friends in our youth. We
had love for mountains and we loved nature.
We chased animals and shepherded them
because we were villagers. We knew rain,
snow, mountains, brooks and hills well.
Mount Ararat was very popular those days.
Gazi Kadogen was a very precious friend of
us as he had many climbs in Mount Ararat
with a high performance. He was a runner
at strength skiing who became the coach of
the national team later. We had a chat about
Mount Ararat. Then we decided to go there.
We gathered some sleazy materials here
and there. Of course we were not aware
of the technical equipment of climbing;
we only knew about sleeping bags, cold
resistant clothes, a pair of sturdy shoes and
a pickaxe. It was difficult to find good quality
equipment like today. In other words, we
did not have a chance to choose quality
did not have a chance to choose quality
equipment and brands. Good quality
military parkas could be found those days
and you also could borrow the coat of a
friend. We supplied the equipment under
difficult conditions. We ate eggs, bread,
canned oods, potatoes and onions. Gazi
Kadogen, Ertuğrul Öğün, Hikmet Öztürk,
another friend and I were in the team. He
was from İspir and he worked in the post
office in Erzurum but I do not remember his
name right now. We agreed and advanced
towards Mount Ararat in 1968. As I have
indicated before, Gazi Kadogen had a very
high performance as our guide. We were
athletes but conditions were very different
at that time. I find it very funny when I assess
the situation with my present knowledge
and I think we undertook a very difficult task.
We reached Doğubeyazıt by bus. Those
days, people went close to Mount Ararat
from Doğubeyazıt. Gazi Kadogen had
friends in Doğubeyazıt and he found them.
They provided a jeep for us. There were
meadows and grasslands near Eli Village.
Our vehicle could not go any further. We
got out of the jeep and got prepared for the
“I am still an active
mountaineer.’’
Are you actively interested in
mountaineering apart from being the
President of the Federation? Have you
carried out a climb recently?
If I have successful works, I owe it to
mountaineering as an active part of my life.
I still share my knowledge and energy with
my athletes. I do my best to join every activity
of our federation. I try to accompany our
clubs, Province Representatives and Province
Authorities at festivals, celebrations and
competitions that they organize. Lately, I have
carried out climbs in Mount Demavend in Iran,
Mount Olympus in Greece, Mount Ararat,
Mount Kaçkar, Mount Erciyes, Hasandağı,
Mount Süphan and Aladağlar in our country.
I am still an active mountaineer.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
20 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
21
‘’Ülkemizin her ilinden hak eden
sporcularla Yüksek İrtifa Takımı
oluşturarak, federasyonumuz tarihinde
ayrı bir ilke imza atmıştır. Takıma
seçilen sporcular yurtdışında ülkemizi
layıkıyla temsil etmişlerdir. Onlarla
beraber olmak, aynı düşünceleri,
zorlukları, sevinci, gururu ve onuru
taşıyor olmak, benim için ayrı bir
mutluluk olmuştur.’’
Türkiye’deki dağcılık sporunun
gelişimi ile ilgili federasyon olarak
çalışmalarınız nelerdir?
Türkiye dağcılığına uzun yıllar kalıcı
damgalar vurduğumuzu düşünüyorum.
Arkadaşlarımla ve ekibimizle birlikte pek
çok ilki başardık. Bu nedenle yeri gelmişken
birlikte çalıştığım tüm arkadaşlarımı ve
dağcılık camiasını kıvançla, gururla, onurla
ve her gün artan heyecanımla saygı ile
selamlıyorum. Göreve başladığımız ilk
yıldan şimdiye kadar sporumuzu tanıtmak
ve yaygınlaştırmak adına projeler uyguladık.
Dağcılık her yaştan, her meslek gurubundan,
lisansı olan herkesin sporu olmuş ve
saygınlık kazanmıştır. Dağcılık kulüplerinin
çoğaltılması sağlanmıştır. Çağdaş dağcılık
ekol ve anlayışı yurdumuzda da etkin
kılınmıştır. Dönemimizde oluşturulan
spor tırmanma ve dağ kayağı branşları ile
federasyonumuz üç branşta faaliyet
göstermeye başlamış ve yeni oluşturulan iki
branşın da teknik eleman ve diğer alt yapı
eksiklikleri tamamlanmıştır. Yıllar önce hiç
olmayan dağcılık antrenör sayımız bugün
217, Spor tırmanma antrenör sayımız 29,
spor tırmanma rota yapımcısı sayımız
14, Spor tırmanma hakem sayımız 75’e
ulaşmıştır. Ülkemizin her ilinden hak eden
sporcularla Yüksek İrtifa Takımı oluşturarak,
federasyonumuz tarihinde ayrı bir ilke imza
atmıştır. Takıma seçilen sporcular yurtdışında
ülkemizi layıkıyla temsil etmişlerdir.
Onlarla beraber olmak, aynı düşünceleri,
zorlukları, sevinci, gururu ve onuru
taşıyor olmak, benim için ayrı bir mutluluk
olmuştur. Döneminizde sporcularımızın
konaklayabileceği dağ evlerinin yapımında
önemli aşamalar kaydettik. Erciyes Dağı
Sütdonduran Yaylası’nda iş adamlarımızdan
Sayın Hacı BOYDAK’ın katkılarıyla Hacı
Boydak Sütdonduran Dağ Evi, Ağrı Dağı
Iğdır rotasının 3200 m. yüksekliğinde Iğdır
Valiliği imkânlarıyla yaptırılan dağ evleri
ülkemiz ve dünya dağcılarının hizmetine
sunuldu. Üçüncü dağ evinin Süphan
Dağı’nda, dördüncü dağ evinin ise Erzincan
Ergan Dağı’nda yapılması konusunda
yetkililerle görüşmelerimiz devam
etmektedir. Isparta Çandır Kamp Eğitim
Merkezi ile Erzincan Kemaliye’de merhum
Recep Yazıcıoğlu Kamp Eğitim
merkezlerinin dönemimizde yapıldığını
da belirtmek isterim. Yeni yapılanmaya
başlayan
Balkan Dağcılık Birliği’nin toplantılarına
katkılarımızı koyarak, bazı toplantıların
ülkemizde yapılması sorumluluğunu
üstlendik. Bu birliğin bünyesinde görev
alan arkadaşlarımız oldu. Ülkemizde
yapılan BMU toplantılarında, birliğin
yapılanması yönünde kararlar üretildi.
Balkan ülkelerinden sporcuların katılımı ile
önderliğimizde yurtdışı faaliyetleri yapıldı.
Azerbaycan Dağcılık Federasyonu’nun
isteği üzerine Azerbaycanlı dağcılara
federasyonumuz tarafından eğitim
verildi. Dönemimizde UIAA Dağcılık
Komisyonunun Bodrumda ve Antalya
Olimpos’ta, ISMF Dağ kayağı Yönetim
Kurulu’nun İzmir de, UIAA Çevre ve
Dağlara giriş komisyonunun Kayseri
Erciyes’te toplantılarına ev sahipliği yaparak
dünya dağcılarıyla yeni bağlar kurduk.
2013 yılında Uluslararası Dağ kayağı
yarışmalarının bir ayağının Erzincan’da
yapılmasını sağladık. Ülkemizde meydana
gelen arzu edilmeyen dağ kazalarında ve
afetlerde federasyonumuz şimdiye kadar
üzerine düşen insanlık görevini yapmıştır
ve yapmaya devam edecektir. Aramakurtarmayı
çok önemsiyoruz. Bunun için
de federasyon eğitim programlarında yer
verdiğimiz, Arama Kurtarma Eğitimleri
daha da artırılarak halkımızın arama
kurtarma konusunda bilgilendirilmesine
özen gösterilmiştir. Hazırlamış olduğumuz
“ Dağ Kazalarında ve Doğal Afetlerde
Arama Kurtarma” projesi Spor Genel
Müdürlüğümüzce desteklenmiştir.
Temennimiz önümüzdeki dönemde yeni
bir yapılanma ile ülkemizin hizmetinde
olmaktır. Eğitimlerimiz, tırmanışlarımız
ve diğer çalışmalardaki duyarlılığımız ilk
gün göreve geldiğimiz şekliyle bundan
sonrada devam edecektir. Hiç yılmadan,
yeterli bulmadan daima daha iyiyi, daha
güzeli yakalamanın çabası içinde olmaya
çalışıyoruz. Daha çok çalışmayı ve daha
verimli etkinliklerle daha üst hedefleri
yakalamaya çalışıyoruz. Bu zor, ve meşakkatli
kol kola yürüyenlere, bir arkadaş olarak,
bir dağcı olarak bilgi birikimini; kederini,
birlikte paylaşanlara kapımızı sonuna
kadar açık tuttuk. Bilindiği gibi ülkemizde
tırmanılması izne tabi dağlara tırmanmak
isteyen dağcılara protokol gereği Türkiye
Dağcılık Federasyonu’nun görevlendirdiği
belgeli mihmandarlar rehberlik etmektedir.
Çeşitli zorluklar altında özverili görevlerini
sürdüren mihmandarlarımıza yönelik
haksız, yersiz eleştirilere karşı yönetimimiz,
bu arkadaşlarımızın verdikleri hizmetleri
hep savundu savunmaya devam edecek.
Dağcılık Sporuna salt beden eğitimi
gözüyle bakmıyoruz. Ona toplumsal,
sosyal, ekonomik boyutları ile bakıp
değerlendirdik. Geleneksel değerlerinin
bilincine varmış; kendine güvenli, ruhsal ve
moral ölçütleri ile çağın kargaşalarına karşı
çıkabilecek, yarınlarına güven ve mutlulukla
bakabilen gençlik kitlelerini yetiştirmek,
federasyonumuzun ilkeleri arasında
öncelikle gelmektedir. Doğru bildiğimiz,
hakça olduğunu onayladığımız yolumuzda
dağcılık camiası ile birlikte koşmaya devam
edeceğiz. Uzun yıllar yönetimimize kanat
germiş, sınırsız özverilerde bulunmuş
çalışma arkadaşlarımın emeklerine
içtenlikle teşekkür ediyorum.
Bizimle röportaj yaptığınız için
teşekkür ederiz. Dağcılık sporuna
ilgi duyan ve yeni başlayacaklar için
tavsiyeleriniz neler olabilir?
Ben de sizlere teşekkür ediyorum. Öncelikle
dağcılığı bir spor olarak kabullenmelerini,
diğer spor dallarında olduğu gibi tırmanışlar
öncesi hazırlık yapmalarını, dağcılık
sporunun teknik bilgilerini yetkili ve yeterli
kurumlardan öğrenmelerini ve sabırlı
olmalarını öneririm. Trol bildirgesine sadık
kalarak dağcılık yapmalarını öneriyorum.
Spor sağlık için yapıldığına göre sağlıklarına
zarar verecek kötü alışkanlıklardan ve
davranışlardan uzak kalmalarını, yaptıkları
tüm faaliyetler neticesinde alçak gönüllük ve
hoşgörüden uzaklaşmamayı tavsiye ederim.
Herkese saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
“We have formed a High Altitude
Team with merited athletes from
every city so our federation blazed
a trail in mountaineering. The
athletes chosen for the team have
represented our country deservedly. It
is a privileged happiness for me to be
with them, share the same thoughts,
hardship, joy, pride and honour.’’
As the federation, what are your plans
to develop mountaineering sport in
Turkey?
I believe that we have had permanent imprints
in mountaineering for many years. I broke
many new grounds with my friends and team.
Therefore, I would like to take the opportunity
to greet all of workmates and mountaineering
community with respect, proud and honour
in company with my increasing excitement.
We have carried out projects since we began
our duty in order to promote and spread
our sport. Mountaineering has become the
sport of certified people at every age and
job which has gained prestige. During our
term, climbing and skiing branches were
established and our federation had three
active branches. We have created two new
branches with the completion of technical
staff and infrastructure. Years ago we did not
have any mountaineering coaches but now
we have 217, the number of sport climbing
coaches is 29, the number of sport climbing
route producers is 14, and the number of
sport climbing referees has reached 75.
We have formed a High Altitude Team
with merited athletes from every city so our
federation blazed a trail in mountaineering.
The athletes chosen for the team have
represented our country deservedly. It is a
privileged happiness for me to be with them,
share the same thoughts, hardship, joy,
pride and honour. We have made significant
progress about the constructions of chalets
for the lodging of our athletes during our
period. We put Hacı Boydak Sütdonduran
Chalet into service in Sütdonduran Tableland
in Mount Erciyes with the contribution of
one of our businessmen, Hacı Boydak and
we also put chalets into service at Mount
Ararat Iğdır route at a 3200 m altitude, built
with the potential of Iğdır Governorship for
national and international mountaineers.
Our negotiations are still proceeding with
the authorities to build the third chalet in
Mount Süphan and the fourth one in Mount
Ergan in Erzincan. I also would like to indicate
that Isparta Çandır Training Camp Centre
and the deceased Recep Yazıcıoğlu Camp
Training Centre in Erzincan Kemaliye were
established during our period. We gave
our contributions to Balkan Mountaineering
Union which has newly structured and we
took charge of holding some of the meetings
in our country. We had some friends working
within the body of the union. The decisions
were produced for the structuring of the
union at BMU (Balkan Mountaineering Union)
meetings held in our country. International
activities took place under our leadership with
the participation of the athletes from Balkan
States. Upon Azerbaijan Mountaineering
Federation’s request, our federation trained
Azerbaijani athletes. We hosted meetings
of UIAA Mountaineering Commission in
Bodrum and Olimpos in Antalya; ISMF Skiing
Board of Directors in İzmir, UIAA Environment
and Mountains entry commission in Kayseri
Erciyes to establish new bonds with world
mountaineers. In 2013 we administrated some
of the International Skiing Competitions to be
held in Erzincan. In our federation we have
performed our humanity duties in unwanted
mountain accidents and disasters up to
today and we will carry on the same duties.
We attach importance to search andrescue.
Therefore, we have increased Search and
Rescue Trainings in our federation’s training
schedules and in this way we have made a
point of informing our citizens about search
and rescue. Our ‘’Search and Rescue in
Mountain Accidents and Natural Disasters’’
project was supported by our General
Directorate of Sports. Our wish is to be in
our country’s employ with a new structuring
in the next period. Our climbs and our
sensibility for other activities will continue
with the same willingness that we had
when we started our duty. We try to catch
better and more beautiful things fearlessly,
not finding our progress enough. We
keep our aim high by working harder with
more productive activities. In this difficult
and toilsome path we have kept our doors
wide open to the people who walk arm
in arm; as friends, as mountaineers who
share their fund of knowledge and sorrow
with others. As it is known, in our country,
certified hosts guide the mountaineers who
wish to climb permit-required mountains
as a part of protocol. Our management
has always defended these hosts against
unfair and irrelevant criticism and will
continue to defend their services. We do
not only see mountaineering as physical
education. We have evaluated it in terms
of communal, social and economic angles.
Our federation’s main principles to educate
youths who comprehend their traditional
values, who are confident, who object
to the disturbance of the existing period
with their mental and moral criterions and
who look to the future with confidence. I
would like to thank profoundly to my fellow
workers who have taken our management
under their protection and have devoted
with their efforts.
Thank you for having an interview with
us. Do you have any advice for people
who are interested in mountaineering
and for total beginners?
I should also thank you. First of all they need
to accept mountaineering as a sport, make
preparations before climbs like the other
sports, gain mountaineering technical
knowledge from authorized and sufficient
establishments and be patient. I suggest
that they do mountaineering by remaining
faithful to the Troll declaration. As sport is
for health; they should abandon the bad
habits and attitudes that are harmful to their
health and I advise them not to move away
from modesty and tolerance during all
activities they perform. I send respect and
love to everybody.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
22 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
23
KARTEPE
Keşfetmek için Gerçek Bir Düşler Ülkesi
A Real Dream Land to Explore
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
24 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
25
Kartepe ilçesi, İzmit Samanlı Dağları’nın
ve Kocaeli Platosu yüksekliklerinin arasında
kalır. Kartepe ilçesinin bulunduğu coğrafya,
tarih boyunca Asya ile Avrupa arasında
göç yollarının, ticaret yollarının, İpek
yolu, askeri ve hac yollarının üzerinde çok
önemli bir geçit yeri olarak kullanılmıştır.
İlçe, coğrafi konumu itibariyle Kocaeli ilinin
doğu kısmında İzmit ilçesi ile Sapanca Gölü
arasında bulunmaktadır.
Yaz aylarında kongre ve seminer merkezi
konumunda oluşu, ayrıca golf, kampçılık,
binicilik, bisiklet, su kayağı ve dağ yürüyüşü
gibi sporların yapılabilir olması ile burası
daha da cazip hale gelmektedir.
Kartepe district stands between the
highness of İzmit Samanlı Mounts and
Kocaeli Plateau. Kartape district territory
was used as a very significant passage
throughout the history for migrations
routes between Asia and Europe, trade
routes, Silk route, military and hajj routes.
In terms of its geographical position, the
district is set up between İzmit District
in the east of the city of Kocaeli and Lake
Sapanca.
This place becomes more attractive
because it is in a convention and seminar
position in summer and also due to its
practicability for golf, camping, horseriding,
cycling, water-ski and trekking
sports.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
26 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
27
Kış aylarında ise şehrin gürültüsünden
kaçmak isteyenler ve kayak tutkunları için
çok önemli bir adrestir. Kayak sezonunu
Aralık ayı sonunda açan Kartepe, İstanbul’a
yaklaşık bir saatlik yakınlığıyla da kayağa
gönül verenler için en yakın adrestir.
Kocaeli sınırları içerisinde, Maşukiye’ye
16 kilometre mesafede bulunan Kartepe
ilçesi, 347 hektarlık (yaklaşık 3.5 milyon
metre kare) bir kış turizmi ve doğa yürüyüşü
alanıdır. Asırlık ağaçlarla bezenmiş bu
doğa harikasında, kulağınıza gelen su
sesleriyle etrafınızdaki şelale ve dereleri
keşfedebilirsiniz. Bir anda kendinizi beyazın
ya da yeşilin içine saklanmış bulabilirsiniz.
Samanlı Dağı eteklerindeki yayla ve uygun
doğal ortamlarda, başta izciler olmak üzere
çeşitli dernek ve kuruluşlar yaz kampları
düzenlenmektedir. Ayrıca konaklama
tesisi bünyesinde bulunan 4 adet futbol
sahası, çeşitli spor kulüplerinin lig
maçlarına Kartepe’de oksijen depolayarak
hazırlanmalarına imkân sağlamaktadır.
Maşukiye’den başlayan, 17 kilometre
uzunluğundaki orman yolunu takip
ederek yapılacak yolculuk misafirleri bu
düşler ülkesine taşıyacaktır. Kıvrımlı bir
orman yolu içinde tabelaların her an geyik
çıkabileceğini hatırlatması da, bu düş
âleminin bir işaretidir. Bariyerlerle çevrili,
ışıklandırılmış ve genişletilmiş asfalt yoldan
geçildikten sonra doğanın o muhteşem
güzelliği içinde kaybolmaya gelir sıra...
Ucu bucağı olmayan bir beyazlığın içinde
kaybolup, bulutların üzerine çıkmak,
bembeyaz bir düşü gerçekten yaşamak
istiyorsanız buyurun Kartepe’ye... Marmara
Bölgesi’nin en çok ziyaretçi çeken kış
turizm merkezlerinden biri olan Kartepe
ilçesi, kış turizminin yanı sıra çevresindeki
yaylaları, kanyonları ve Maşukiye’deki şifalı
suyu ile adeta bir cenneti andırmaktadır.
Aynı zamanda Maşukiye’de orman
içerisinden doğan derelerin oluşturduğu
çağlayanların çevresinde piknik alanları ve
alabalık restoranları bulunmaktadır.
It is a very important destination for
people who want to escape from the noise
of the city and for ski lovers. Kartepe opens
its ski season at the end of December
which is the closest address for devoted
skiers because it is only one hour from
Istanbul. Kartepe district is within the
borders of Kocaeli, 16 km from Maşukiye
and it is a 347 hectare (about 3.5 million
square metres) area for winter tourism and
trekking. You can explore surrounding
waterfalls and streams accompanied by
the sounds of water whispering into your
ears in the wonder of nature, beautified
by centenary trees. Suddenly, you can find
yourself hidden in the white and green.
Various associations and establishments,
particularly scouts organise summer
camps on the tablelands and suitable
natural environments on the foothills of
Mount Samanlı. Furthermore, there are
4 football pitches in the accommodation
facility which provides an opportunity for
various sports clubs to prepare league
matches in Kartepe by storing oxygen.
If guests follow the 17 km forest road,
beginning from Maşukiye, this journey will
take them to a dream land. In the curled
forest road you can come cross with ‘’Deer
Can Appear Any Moment’’ signboards
which prove that it is a real land of dream.
Then it is time to be lost in the spectacular
beauty of the nature after passing through
the lighted up asphalt road, encircled by
barriers... Come to Kartepe if you want to
be lost in the whiteness, to step on clouds
and to experience a snow-white dream.
Kartepe district is one of the winter tourism
centres attracting the most attention from
tourists in the Marmara Region, except
winter tourism it looks like a paradise with
its tablelands, canyons and healing water
in Maşukiye. Besides, there are picnic
areas and restaurants around the waterfalls
formed by the streams, arising from the
forest in Maşukiye. Snowboard bende daha
çok özgürlük hissi yaratıyor. Üzerindeyken
kendimi uçan halının üzerindeymişim gibi
hissediyorum.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
28 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
29
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
30 TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
JULY/AUGUST 2015
JULY/AUGUST 2015
31
öportaj
reportage
‘’Kocaeli Belediye Başkan’ı
İbrahim Karaosmanoğlu ile
Keyifli Bir Röportaj Gerçekleştirdir.’’
‘’Kayak oldukça eğlenceli ve insana bambaşka duygular yaşatan
güzel bir spor dalıdır.’’
Sayın Karaosmanoğlu öncelikle sizi
biraz tanıyabilir miyiz?
1952 yılında Kocaeli Yuvacık´ta doğdum.
1977’de Marmara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi’nden mezun oldum. 1978–
1989 yılları arasında Kırıkkale Lisesi,
İzmit Endüstri Meslek Lisesi ve İzmit
Ortaokulu’nda öğretmen ve yönetici olarak
görev yaptım. Evliyim ve beş çocuğum
var. 1989–99 yılları arasında Kocaeli’nin
Yuvacık beldesinde 10 yıl Yuvacık Belediye
Başkanlığı yaptım. AK Parti’nin kuruluşunda
şu an Cumhurbaşkanımız olan Sayın Recep
Tayyip Erdoğan ile birlikte aktif olarak görev
aldım. Kocaeli ve bölgesinde partinin
teşkilâtlanmasında çalıştım. AK Parti Kocaeli
Teşkilatında İl Başkanlığı görevini yürüttüm.
Daha sonra Başbakanımızın Danışmanı
olarak Ankara´da bir süre görev yaptım ve
Mart 2004 seçimlerinden beri de halkımızın
teveccühü ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi
Başkanlığı görevini yürütüyorum. Aynı
zamanda Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nin
de başkanıyım.
Kayak sporu ile ilgileniyor musunuz?
İlgilendiğiniz başka spor dalları var
mı?
Amatör spor dallarının hepsine ilgi duyarım.
Zaman buldukça, imkânlar dâhilinde de
spor yapmaya çalışırım. Kayağın da oldukça
eğlenceli ve insana bambaşka duygular
yaşatan güzel bir spor dalı olduğunu
tahmin ediyorum. Fırsat buldukça doğa
yürüyüşlerine (trekking) çıkıyorum. Ama
daha ziyade Cumartesi ve Pazar günleri
buna müsait oluyoruz. Hemşerilerimiz
de bu yürüyüşlere iştirak ediyorlar. Bazen
1000 kişiyle yürüyüş yaptığımız oluyor.
Halkımızın ilgisi bu konuda çok yoğundur.
Zaten bu yürüyüşlerde biraz da amacımız
hemşerilerimizin doğaya ve spora ilgisini
artırmak. Gelişen teknoloji ve buna paralel
olarak değişen yaşam şartları insanları
doğadan ve spordan uzaklaştırıyor. İşte
bizim yaptığımız insanla doğayı yeniden
buluşturmak. Bu amaçla toplam 1000
km. uzunluğunda 102 farklı doğa yürüyüş
parkuru hazırladık. Bunlarla ilgili uydu GPRS
kodlarını da belirten Türkçe ve İngilizce
tanıtıcı kitaplar bastık, yön tabelalarını
hazırladık. Hemşerilerimizle yürüyüşlerimiz
devam edecek. Bunun yanı sıra neredeye
her mahallemize kurduğumuz spor aletleri
seti, ilçelerimize inşa ettiğimiz spor salonları,
yüzme havuzları ve alanı müsait okullara
yaptığımız kapalı spor salonları ve çok
amaçlı basketbol sahalarıyla gençlerimizi
başta olmak üzere bütün hemşerilerimizi
spora teşvik ediyoruz.
Kartepe Kayak Merkezi’nin 2014-2015
sezonunu nasıl değerlendirirsiniz?
Kayak merkezinin turizm açısından
bölgeye etkisi hakkındaki fikirleriniz
nelerdir?
Kartepe Kayak Merkezi 2014 – 2015
sezonunu oldukça iyi geçirdi. Geçen sene
kış sezonunun uzun sürmesi ve bol kar yağışı
alınması Kartepe’nin cazibesini bir kat daha
artırdığı kanaatindeyim. Kartepe Uludağ ile
birlikte Marmara Bölge’mizin en önemli 2
kış sporları merkezinden birisidir. Bu açıdan
İstanbul’a yakınlığı, bakir doğası ve rahat
ulaşım imkânlarıyla geleceği oldukça parlak
olan bir turizm yeri olarak dikkat çekiyor.
Biz de Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olarak
kentimizin tanıtımı ve turizm gelirinden aldığı
payın artması gayesiyle bütün imkânlarımızla
destek oluyoruz. Ayrıca kayak turizminin
gelişmesinin yanı sıra Kartepe’mizin çok
güzel yaylaları da var. Yayla Turizminin ve
doğa yürüyüşlerinin ve gezilerin yapılması
konusunda da desteğimiz sürüyor.
Kocaeli’nin yaz- kış ilgi çekici olan bir turizm
potansiyeli olduğunu görüyoruz.
Kayak sporu ile ilgileniyor musunuz?
İlgilendiğiniz başka spor dalları var
mı?
Amatör spor dallarının hepsine ilgi duyarım.
Zaman buldukça, imkânlar dâhilinde de
spor yapmaya çalışırım. Kayağın da oldukça
eğlenceli ve insana bambaşka duygular
yaşatan güzel bir spor dalı olduğunu
tahmin ediyorum. Fırsat buldukça doğa
yürüyüşlerine (trekking) çıkıyorum. Ama
daha ziyade Cumartesi ve Pazar günleri
buna müsait oluyoruz. Hemşerilerimiz de bu
yürüyüşlere iştirak ediyorlar. Bazen 1000
kişiyle yürüyüş yaptığımız oluyor. Halkımızın
ilgisi bu konuda çok yoğundur. Zaten
bu yürüyüşlerde biraz da amacımız
hemşerilerimizin doğaya ve spora ilgisini
artırmak.
Kartepe Kayak Merkezi’ni kış
turizminde yukarılara taşıyacak yeni
projeler var mı?
Kartepe’deki tesislere Kocaeli Büyükşehir
Belediyesi olarak doğalgaz getirdik.
Dünyada sıfırdan 1600 metre yüksekliğe
doğalgaz götüren ilk ve tek belediyeyiz.
Bu sayede oradaki tesislerin maliyetini
önemli ölçüde düşürdük. Diğer yandan
kanalizasyon ve içme suyu konusunda
da hatlar döşeyerek bölgeye hizmet
götürmeye devam ettik hem de atık suların
yer altı sularına karışmasını önlemiş olduk.
Türkiye’nin güzel dağ yollarından birini
yaptık. Otoyol kalitesindeki bu yol sayesinde
kışın ne kadar kar yağarsa yağsın kış turizmine
gelen misafirlerimizi mahsur bırakmıyoruz.
Kışın yollarımız 7 gün / 24 saat açıktır. Yap –
İşlet devret modeliyle bir teleferik projesini
hazırlıyoruz.
Kocaeli için yaptığınız ve gelecekte
yapmayı düşündüğünüz çalışmalar
hakkında bilgi verir misiz?
Kocaeli, bir yıldız gibi parlayan, her geçen
gün ışığı artan ve etrafını da aydınlatan
Türkiye’nin en önemli kentlerinden birisidir.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin hayata
geçirdiği projeleri ve bu kente kazandırdığı
hizmetleri alt alta sıralarsak koca bir hizmet
destanı ortaya çıkar.
Bizimle röportaj yaptığınız için
teşekkür ederiz. Son olarak eklemek
istediğiniz başka bir şey var mı?
Bu güzel röportaj nedeniyle ben de teşekkür
ederim. Model ve modern Kocaeli hedefine
doğru emin adımlarla ilerliyoruz, çok yol
aldık. Sizin aracılığınızla hemşerilerime
seslenmek istiyorum: “Bize güvenin ve
verdiğiniz desteği sürdürün”. Sözlerime
son verirken, bu röportaj vesilesi ile Myski
Dergisi’ne ve bütün hemşerilerime teşekkür
ediyorum.
“We Had a Nice Interview With
Kocaeli Mayor İbrahim Karaosmanoğlu ’’
‘’Ski is quite fun which is a nice sport branch to make people get
different feelings.’’
First of all, could you tell us about
yourself?
I was born in 1972 in Yuvacık, Kocaeli. I
graduated from Marmara University Faculty
of Theology in 1977. I worked as a teacher
and principal at Kırıkkale High School,
Izmit Industrial Vocational High School
and Izmit Secondary School between
1978 and 1989. I am married and I have
five children. Between 1989 and 1999 I
performed my duty as Yuvacık Mayor in
Yuvacık Town for ten years. I had an active
role in the foundation of AK Party with our
current President Recep Tayyip Erdoğan. In
Kocaeli and in its region, I worked for the
party’s organization. I performed a duty as
a Provincial Chairman at Ak Party Kocaeli
Organization. Later, I preformed my duty as
the advisor of our Prime Minister for a while
in Ankara and I have been performing my
duty as the Metropolitan Mayor of Kocaeli
since the March, 2004 elections with
the courtesy of our public. At the same
time, I am the Chairman of Turkish World
Municipalities Union.
Are you interested in ski sport? Are
there any other sports branches that
you take an interest in?
I am interested in all kinds of amateur sports
branches. When I have time, I try to do
sports. I guess that ski is quite fun which
is a nice sport branch to make people
get different feelings. When I have an
opportunity I go trekking but we are usually
available on Saturdays and Sundays for
this activity. Our fellow citizens take part
in trekking as well. We sometimes do this
with the attendance of 1000 people. Our
public’s interest in this subject is very high.
In fact, it is our aim to increase the interests
of our fellow citizens in nature and sports.
The advanced technology and changing
life conditions in parallel have moved
people away from nature and sports. To
bring people and nature together is the
thing we do. To serve this purpose, we
have prepared 102 different nature
walking-tracks; 1000 km long. We
published introductory books in Turkish
and English about this with indication of
GPRS codes and prepared direction signs.
Our walks with our fellow citizens will
continue. Apart from this, we encourage
all of our fellow citizens, especially our
youth to do sports with sports equipment
sets that we have established in almost
every neighbourhood, sports centres and
swimming pools that we have built in our
districts, indoor sports halls and multipurpose
basketball courts that we have
built in schools.
‘’Kartepe draws attention as a tourism
destination because it is very close to
Istanbul with its untouched nature
and easy transportation facilities.’’
How do you evaluate Kartepe Ski
Centre’s season between 2014 and
2015? What are your views about the
ski centre’s influence on the region in
terms of tourism?
Kartepe Ski Centre had a quite good season
between 2014 and 2015. I consider that
Kartepe increased its charm in the last winter
season because of the winter lasting long
and plenty of snow snowfall. Kartepe is one
of the 2 winter sports centres with Uludağ
in Marmara Region. In this respect, it draws
attention as a tourism destination because it
is very close to Istanbul with its untouched
nature and easy transportation facilities. As
Kocaeli Metropolitan Municipality we give
our full support to promote our city and
to increase its share of tourism revenues.
Except the development of ski tourism,
Kartepe also has beautiful highlands. Our
support continues about highland tourism,
trekking and trips. We see that Kocaeli has a
summer-winter attracted tourism potential.
Are there any new projects to raise
Kartepe Ski centre up in winter
tourism?
As Kocaeli Metropolitan Municipality we
brought natural gas to the facilities in
Kartepe. We are the first and only
municipality to bring natural gas to a place
at a1600 m altitude. By this means, we kept
down the cost of these facilities. On the
other hand, we installed sewer and drinking
water pipes to continue our services. By
doing this, we prevented waste water to
mix with underground water. We built one
of the beautiful mountain roads of Turkey.
This road is at highway quality so it does
not matter how much it snows, we do not
isolate our winter tourism guests. Our roads
are open 7/24 hours. We are preparing a
cableway project at build operate transfer
model.
‘’We completed our master plan,
logistic plan, transportation plan
and all the other plans of the city.’’
Could you give us information about
the works you have done and the
works you are thinking to do in the
future for Kocaeli?
Kocaeli is one of the most important cities of
Turkey like a shining star shedding light on its
surroundings and increasing its day by day.
There will be a huge epic of services if we
talk about the projects we have already put
into practice and the services we presented
to this city as Kocaeli Metropolitan
Municipality. The moment I started my duty
we said planning. We completed our master
plan, logistic plan, transportation plan and
all the other plans of the city. We signed
projects to be shown as examples in Turkey
during our infrastructure and superstructure
works. We have planted 6.5 million
trees. We have become one of the two
municipalities to build a dam with its own
means. We have put our country’s biggest
industrial transformation project Sekapark
into practice. We have established Science
Centre. Our works about Informatics Valley
Project continue in Gebze as the first silicon
valley of Turkey. Certainly, we have some
planned projects ahead to carry out in the
next periods. I hope w will put them into
practice when the right time comes just like
the other projects.
Thank you for having an interview
with us. Lastly, would you like to add
anything?
Thank you for this nice interview. We are
advancing towards our goal for model
and modern Kocaeli; we have already
advanced a lot.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
32 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
33
tanıtım
presentation
Kafe Kartepe: Kapalı Alan; 40 misafir
kapasiteli, hava şartlarına bağlı olarak,
saat: 10:00 / 17:00 arası, menüde yer alan
içecek ve Fast food yiyecek hizmeti veren
kayakçıların mola yeri olarak da adlandırılan
dağ kafesidir.Ulaşım sadece Telesiyej ile
yapılmakta olup yaya kullanımına kapalıdır.
Bu birimde verilen hizmetler ücretlidir.
Café Kartepe:Indoor Space; 40
guest capacity, depending on weather
conditions, opening hours: 10:00 / 17:00,
it services drinks and Fast food indicated on
the menu, it is a mountain café often called
the stopover of skiers.The transportation
is only possible by chairlift, it is closed
to pedestrians. Services in this unit are
chargeable.
Körfez Bar: 80 misafir kapasiteli,
haftasonu saat 21:00 / 00:00 saatleri
arasında canlı müziğimiz ile hizmet
vermekteyiz. Tüm içecekler ve şaraplar ile
birlikte özel menüsünde yer alan içkilerin
servis yapılmasında tam anlamı ile Vip servis
anlayışı uygulanmaktayız
Körfez Bar: 80 guest capacity, weekend
opening hours: 21.00 / 00.00, serving
with live music. The perception of VIP
service is performed for servicing the all
drinks and wines on the special menu.
Lobby / Snack Bar: 240 misafir kapasiteli,
haftanın 7 günü açık 24 saat boyunca
menü dahilinde snack restoran hizmeti
vermektedir. Bu birimde verilen hizmetler
ücretlidir.
Lobby / Snack Bar: 240 guest capacity,
open seven days a week 24 hours a day, it is
a snack restaurant, servicing inclusive of the
menu. Services in this unit are chargeable.
The Green Park Kartepe Resort & Spa
Otel Adı
: The Green Park Hotels & Resort Kartepe The Name of the Hotel: The Green Park Hotels & Resort Kartepe
Adresi
: Kartepe Beldesi Kartepe /Kocaeli
Address
: Kartepe Beldesi Kartepe /Kocaeli
Telefon : 0 262 315 47 00 Fax :0 262 315 47 01
Telephone : 0 262 315 47 00 Fax :0 262 315 47 01
Mail Adresi
: info@thegreenpark.com
E-mail
: info@thegreenpark.com
Web sayfası : www.thegreenpark.com.tr
Webside
: www.thegreenpark.com.tr
Kategori : 4 Yıldız ( 4*)
Category : 4 Star ( 4*)
Konsept
: Yarım Pansiyon
Concept
: Half-board
Açık Olduğu Dönem: 12 ay
Opening Periods : 12 months
Alan
: 3.500.000 m2
Area
: 3.500.000 m2
Mimari Tarzı : Piramit Tema
Architecture Style : Pyramid Theme
En Yakın İlçe : Kartepe
The Nearest District : Kartepe
Uzaklık
: 18 km
Distance
: 18 km
En yakın İl
: Kocaeli (38 km)
The Nearest City : Kocaeli (38 km)
En Yakın Havaalanı : İstanbul Sabiha Gökçen (80 km)
The Nearest Airport : Istanbul Sabiha Gökçen (80 km)
Şimşek / Yıldız / Osmanlı Restoran:
550 misafir kapasiteli, haftanın 7 günü
Sabah Kahvaltısı ve Akşam Yemeği
servislerinin Açık Büfe olarak sunumunun
yapıldığı Ana Restoran’dır.
Sabah Kahvaltısı: 07:30 / 10:00
Akşam Yemeği : 19:00 / 21:30
Gece Çorbası (Kışın Bulunmaktadır.) :
00:00 / 01:00
Konsept içerinde yer alan tüm içecekler
kuralına uygun şekilde servis edilecek,
şarap menüsü extra olarak sunulmaktadır.
The Green Park Cafe: Muhteşem Kayak
Pisti manzaralı, saat: 10:00 / 00:00 arası
hizmet veriyoruz. Tüm sıcak ve soğuk
içecekler ücretlidir.
Şimşek / Yıldız / Osmanlı Restaurant:
550 guest capacity, it is a main restaurant
with open buffet breakfast and dinner
services for 7 days.
Breakfast: 07:30 / 10:00
Dinner: 19:00 / 21:30
Night soup (only in winter): 00:00 / 01:00
All drinks in the concept will be served
according to the rule, wine menu is served
extra.
The Green Park Café:With the
spectacular view of the Ski Track, we
service between 10:00 / 00:00. All hot
and cold beverages are chargeable.
Konum: İzmit’in güneydoğusunda Samanlı dağları silsilesinin
en yüksek noktası 1699 m. yüksekliğindedir ve en rahat ulaşım
Maşukiye Beldesinden sağlanır.
Toplam Oda /Yatak Sayısı: 250 oda – 50 Dağ Evi – 5 Elit Villa
Evcil Hayvan Kabulu:Tesise evcil hayvan kabul edilmemektedir.
Personelin Konuştuğu Diller: Türkçe, İngilizce, Almanca
Location: It is in the southeast of İzmit, on the highest point of Samanlı
Mountains Range, at an altitude of 1699 m, the easiest access is
provided from Maşukiye Town.
Total Rooms /Number of Beds: 250 beds – 50 Chalets – 5 Elite Villa
Admission of Pets: Pets are not allowed in the facility.
The Languages Staff Speak: Turkish, English, German
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
34 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
35
Aktiviteler / Hizmetler
Mini Club Oyun Odası: 0– 6 yaş
grubuna hizmet vermektedir. Özel oyun
alanları bulunmaktadır. Ücretli bebek
bakıcılığı hizmeti mevcuttur.
Standart Konaklama Hizmeti: 24 saat
oda servisi (ücretli). Tüm odalarda minibar
hizmeti (ücretli)
Vip Konaklama Hizmeti:
• Express c-in / c-out
• Butler servisi
• Günlük meyve sepeti şarap ve çerez ikramı
• Özel ihtiyaçlar için concierge
hizmeti(uçak bileti, özel transferler v.b)
• Bütün aktivitelerden öncelikli olarak
yararlanma hizmeti.
Otel İçi Hizmetler: 24 Saat Oda Servisi,
Uyandırma Servisi, Wi-fi Kablosuz İnternet
Servisi, Laundry ve Ütü Servisi, Sağlık
Kulübü (Kapalı Yüzme Havuzu, Türk
Hamamı, Fin Hamamı, Sauna, Fitness
Center, Uzak Doğu Masajları, Vitamin Bar),
Kuaför, Gazete, Butik, Döviz Bozdurma,
Oto/Yat/Helikopter Kiralama, Bebek
Bakıcılığı, Çocuk Oyun Odası, Çocuk
Sineması, Mescid, Kayak Odası, Bilardo,
Masa Tenisi, Concierge.
Otel Dışı Hizmetler: ATV safari, Buggy
Safari, Paintball, Paraşüt, Canlı Langırt,
Trekking, Binicilik Kulubü, Dağ Bisikleti,
Futbol, Basketbol, Kayak, Snowboard,
Snowbike, Atlı Kızak, Kar Motorsikleti.
Spa & Güzellik: Spor merkezimizde 365
gün yararlanabileceğiniz Isıtmalı Kapalı
Yüzme Havuzu mevcuttur Tesis Kullanım
Saatleri: 09:00 – 22:00
Spa Keyfi: Spa kullanımında; hamam,
sauna, buhar odası, jakuzi, şok duşlar, uzak
doğu masajları, dinlenme odaları, soyunma
odaları bay bayan ayrı bulunmaktadır.
Spor Keyfi: Aerobik ve Aqua Gym gibi
grup dersleriyle eğlenerek zinde kalın.
Cross trainer, stepper, yatay bisiklet ve
LCD ekranlı koşu bantları ile donatılmış,
son teknolojinin takip edildiği fitness
salonlarında uzman eğitmenler eşliğinde
size özel programlarla her yaşta genç kalın.
Kayak Kiralama Odası: Türkiye’nin
en büyük Avrupa’nın da 3. büyük kayak
kiralama merkezi olan tesisimiz 1000 m2
alana kurulu kayak kiralama odasında en
son teknoloji kullanılmaktadır. Smart kart
sahibi olan misafirlerimiz sıra beklemeden
kayak, snowboard, kayak kıyafetleri
kiralayabilmektedir. Bilgisayar ağı ile
yönetilen odada, tüm işlemler tek bir
merkezden izlenip kontrol edilmektedir.
Kayak Pistleri: Uzunluğu 450 m ile 3200
m arasında değişen, zorluk derecelerine
göre kolay, zor ve çok zor olarak ayrılan
toplan 17 pistimiz bulunmaktadır.
3 adet telesiyej ve 2 adet teleski hizmet
vermektedir
Kayak Okulu: Deneyimli 15 kayak ve
snowboard hocası ile hizmet vermektedir.
Activities/Services
Mini Club Play Room: It provides
service for 0– 6 age group. There are
special playgrounds. Chargeable babysitting
service is available.
Standard Accommodation Service: 24
hour room service (chargeable)
Mini-bar service in all rooms (chargeable)
VIP Accommodation Service:
• Express c-in / c-out
• Butler service
• Daily fruit basket, wine and appetizers
services
• Concierge service for special needs
(plane ticket, special transfers etc.)
• Benefit from all activities with priority.
Indoor Hotel Services: 24 Hour Room
Service, Wake Up Call Service, Wi-fi
Wireless Internet Service, Laundry and
Ironing Service, Health Club (Indoor
Swimming Pool, Turkish Bath, Sauna,
Fitness Centre, far East Massages, Vitamin
Bar), Hairdresser, Newspaper, Boutique,
foreign currency exchange, Car/Yacht/
Helicopter Rental, Baby-sitting, Kids Play
Room, Kids Cinema, prayer room, Ski
Room, Billiards, table Tennis, Concierge.
Outdoor Services: ATV safari, Buggy
Safari, Paintball, Parachute, Live Foosball,
Trekking, Horse-riding Club, Mountain
Bike, Football, Basketball, Ski, Snowboard,
Snow bike, Sleigh, Snow Motorbike
Spa & Beauty: There is a Heated Indoor
Swimming Pool in our sport centre that you
can benefit for 365 days. Hours: 09:00 –
22:00
Spa Pleasure: When you use the Spa,
Turkish bath, sauna, steam bath, Jacuzzi,
shock showers, Far East massages,
relaxation rooms, locker rooms are
separated for ladies and gentlemen.
Sports Pleasure: Stay fit with
Aerobics and Aqua Gym group lessons
entertainingly. Stay young in every age in
company with our specialist trainers and
individual programs in our High-Tec fitness
sport halls which are equipped with cross
trainer, stepper, recumbent bicycles and
LCD screen treadmills.
Skis Rental Room: It is the biggest rental
centre in Turkey and the third biggest in
Europe. It is established on a 1000 m2 area
and the latest technology is used in this ski
rental room. Our guests who have a Smart
Card can hire skis, snowboards and other
ski items without waiting in a queue. The
room is administrated with a computer
network and all operations are monitored
and controlled from a single centre.
Ski Tracks: There are 17 tracks changing
between 450 m and 3200 m, they are
separated according to the degrees of
difficulty as easy, difficult and very difficult.
There are 3 chairlifts and 2 ski lifts.
Ski school: It provides service with
15 experienced ski and snowboard
instructors.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
36 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
37
Kocaeli
Tarihini Derinliklerinden Gelen Bir Kent
A City From The Depths Of History
3
000
y ı l l ı k ta r i h i
v e ba t ını n
Anadolu’ya açılan
kapısı konumunda olan
Kocaeli,. Karadeniz ve
Marmara Denizi’ne olan
kıyıları, kültürel tarihi ve
turistik değerleri ile apayrı
güzellikler sunar.
W
ith
3000 years
of history,
Kocaeli has coastlines
on the Black Sea and on the
Sea of Marmara, presenting
unique beauties with its
cultural history and touristic
values which is the gateway
of the West opening to Anatolia.
Tarihçe
Dünya’nın önemli yollarının kavşak
noktası durumunda olan İzmit ve civarında
yaklaşık olarak M.Ö.3000’den itibaren
insanların yaşamakta olduğu yapılan
araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır.
Günümüze kadar devamlı iskân edilmiş
olan İzmit’e ait, ilk deliller M.Ö.12.yy’a kadar
dayanmaktadır. Bu tarihlerde Frigler bölgeyi
ellerinde tutmuş, ardından Yunanistan’ın
Megara şehrinden kendilerine yeni bir
yer aramak için çıkan göçmen bir grup
şimdiki Başiskele mevkiinde ASTAKOZ
adını verdikleri bir şehir kurmuşlardır. Trakia
kralı Lysimakhos’un ASTAKOZ’u tahrip
ettirmesiyle bugünkü İzmit’in üzerinde
bulunduğu yamaçlara NİKOMEDİA adında
yeni bir şehir kurulur. M.Ö.262 yılında şehri
inşa ettiren Büyük İskender’in Anadolu’yu
zaptetmekle görevli kralı Nikomedes, şehre
eşinin ismini vermiştir. Giderek yükselen
Bitinya Krallığı’nın merkezi Nikomedia
büyük bir Helenistik şehir olur ve M.Ö.91-
94 yıllarında Romalılara bağışlanır.
M.S.284 yılında imparator Diokletionus,
Nikomedia’yı yeniden başkent yapar. Onun
zamanında Nikomedia; Roma, Antakya,
İskenderiye’den sonra dünyanın dördüncü
büyük şehridir.
11.yy.’ın son çeyreğinde Nikomedia
Selçuklular tarafından fethedilir. I.Haçlı
Seferi’nde geri alınan Nikomedia bir süre
Latinlerin işgalinde kaldıktan sonra tekrar
Selçuklular’a geçer. Orhan Gazi zamanında,
Adapazarı ve Hendek yörelerinin Valisi
Akçakoca, kenti alınca şehir Osmanlı
Devleti’nin egemenliğine girer. Başlangıçta
İznik’in yan komşusu anlamında İznikmid
olan bu şehrin adı, zamanla İzmit’e
dönüşmüştür. 1888 yılına kadar İstanbul’a
bağlı kalan İzmit bu tarihten sonra ayrı bir
kent olur. İstiklal Harbi öncesi İngiliz ve
Yunanlı kuvvetlerin işgalinde kalan şehir 28
Haziran 1921’de kurtarılır ve Cumhuriyetin
ilanından sonra da Kocaeli vilayetinin
merkezi olur. Cumhuriyet döneminde
bölgeye yapılan sanayi yatırımları ile sanayi
alt yapısı tamamıyla şekillenir. Bu vesileyle
hem devlet hem de özel girişimler artar.
History
Research has shown that people from
eras beyond history have lived in and around
Izmit, which has been the junction of the
world’s most important roads since 3000
B.C. The first evidence of İzmit, in which
people have continued to dwell to this day,
can be traced back to the XII. century B.C. At
this time the Phrygians ruled over the region
after which a group migrating from Greece’s
city of Megara to find themselves a new
place to dwell, forming a city in the Başiskele
location and calling it ASTAKOZ. Later,
the King Lysimakhos of Thrace destroyed
the city of ASTAKOZ and a new city called
NICOMEDIA was built on the hills on which
the present İzmit is located. The city was
built in 262 B.C. by King Nicomedes who
was appointed by Alexander the Great to
take over Anatolia and was named after the
king’s wife. Nicomedia was the centre of
the rising Bithinia Kingdom which became
a great Hellenistic city. It was granted to
the Romans in 91-94 B.C. In 284 A.D. The
Emperor Diocletionus made Nicomedia
the capital again. In his era Nicomedia was
the world’s fourth largest city after Rome,
Antioch and Alexandria. In the last quarter of
the XI. century Nicomedia was conquered
by the Seljuks. Nicomedia was retaken in
the 1st Crusade and after remaining under
the occupation of the Latins for a while.
Then it was returned to the Seljuks. In the
era of Orhan Gazi the city was taken by
Akçakoca, the governor of Adapazarı and
Hendek regions, and brought under the
rule of the Ottoman State. At first the city’s
name was İznikmid, meaning “neighbour
of İznik”, and later became İzmit. İzmit
was a part of İstanbul until 1888 when it
became a separate city. Prior to the War
of Independence, the city was freed from
English and Greek armed occupation on
June 28, 1921. After the Republic was
declared, İzmit became the centre of the
Kocaeli province. During the Republic
Period by industrial investments made in
the region, the industrial foundation was
set. On this wise, both state and private
ventures have increased.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
38 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
39
Saat Kulesi
Saat Kulesi İzmit Mutasarrıfı Musa Kazım
Bey tarafından, Sultan II. Abdülhamit’in
tahta çıkışının 25.yıldönümü nedeniyle
1902 yılında Neoklasik üslupta Hereke ve
Tavşancıl’dan getirilen traverten taşlardan
yaptırılmıştır.
Kasr-ı Hümayun -
Saray Müze
İlk kez IV. Murat döneminde ahşap
temeller üzerinde inşa edilmiştir. Günümüze
ulaşan yapı Sultan Abdülaziz döneminde
(1861-1876) yapılan saraydır. Neo-Klasik
üslupta, Avrupa Barok stilinde, 2 katlı
olup cephesi mermer kaplıdır. Mermer
işçiliği, tavan süslemeleri bol sütunlu oluşu
Dolmabahçe Sarayının küçük bir örneğini
hatırlatmaktadır. En önemli özelliği İstanbul
dışında yapılan tek saray yapısı olmasıdır.
Çoban Mustafa Paşa
Külliyesi
Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan
Süleyman’ın vezirlerinden Mustafa Paşa
tarafından Gebze’de yaptırılmıştır. 16.yy.da
Mimar Sinan ve Mimar Acem Ali tarafından
bir menzil külliyesi olarak inşa edilmiştir.
Cami, han, tabhane, paşa odaları, imaret,
medrese, kütüphane, hamam ve türbeden
meydana gelen bir yapı topluluğudur.
The Clock Tower
The characteristic Clock Tower of the
city was built by Musa Kazım, the Governor
of İzmit, in Neo-Classical style with
travertine stones that were brought from
Hereke and Tavşancıl in the year 1902 due
to the 25th anniversary of ascending the
throne by Sultan Abdülhamit II.
Sultanate Palace -
Palace Museum
It was originally built by Sultan Murad
IV on wooden groundings. The extant
building was built by Sultan Abdülaziz (1861-
1876) as a palace. It is a two-storey building
in neo-classical baroque style, covered
by marble in front. It is a smaller version of
Dolmabahçe Palace with its marble work,
ceiling decorations and many columns. It is
distinguished as being the only palace built
outside of Istanbul.
Kocaeli Arkeoloji ve
Etnoğrafya Müzesi
Eski Gar Binası, Kocaeli Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
olarak hizmet vermektedir. Arkeoloji ve
Etnoğrafya Müzesi olarak hizmet veren alan
içinde bir tamir atölyesi, bir su deposu ve
bir lojman binası yer almaktadır. İki adet
Tekel Deposu birleştirilerek (Arkeolojik
ve Etnografik eserler için) teşhir salonları
oluşturulmuştur. Arkeoloji ve Etnoğrafya
Müzesinde Paleolitik, Helenistik, Roma,
Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait eserler
sergilenmektedir.
Atatürk ve Redif Müzesi
İzmit’in son dönem Osmanlı’da
Redif Subayları için yapılmış askeri
yapılarından olan Redif Dairesinin iç
mekân tavanları 19. yüzyıl kalemişi
bezemeleri ile süslenmiştir. 17
Ağustos 1999 depreminden önce
Askeri Mahkeme olarak kullanılan
bina depremde hasar görmüş ve içi
boşaltılmıştır. Kocaeli Valiliği İl Özel
İdaresi tarafından yenileme çalışmaları
tamamlanarak Atatürk ve Redif Müzesi
olarak ziyarete açılmıştır.
Pertev Paşa Külliyesi
Külliye 16.yy.’da Mimar Sinan tarafından
yapılmıştır. Bugün Yeni Cuma Camii
adıyla anılmaktadır. Cami çeşme, hamam,
medrese, kervansaray ve aşhaneden
meydana gelmiştir.
Archeology and Etnography
Museum of Kocaeli
Historical Railway Station building
provides service as the Protection of Cultural
Properties District Office of Kocaeli. The
space that furnishes service as Museum of
Archeology-Etnography which encloses
a repair shop, a water tank and lodging
building. The two Monopoly buildings were
joined together in order to form show rooms
for the archeological and ethnographical
heritage. Artworks of Paleolithic, Hellenistic,
Roman, Byzantine and Ottoman periods are
displayed in the Museum of Archeology-
Etnography.
Atatürk and Redif Museum
The building that is belong to Late
Ottoman Period was constructed in the
second Empire style as being semi masonry
barracks type. Indoor ceilings of the Reserve
Army Office, which was built for the reserve
officers in the last Ottoman period, are
decorated with hand-drawn ornaments.
The building was used as a Martial Court
before the earthquake of 17th August
1999. It was damaged in the earthquake
and evacuated. It was opened to visit as
Atatürk and Redif (Reserve Army Office)
Museum after having been reconstructed
by Kocaeli Governorship Special Provincial
Administration.
The Pertev Pasha Complex
The complex was built by the Architect
Sinan in the XVI. century. Today it is called
“Yeni Cuma Camii” (The New Friday
Mosque).The complex was comprised of
a mosque, a fountain, baths, a school, a
caravansary and a soup kitchen.
The Coban Mustafa
Pasha Complex
The complex was built in Gebze by
Mustafa Pasha who was one of the viziers
of Sultan Selim I and Sultan Suleyman the
Magnificent. It was constructed as a halting
palace complex in the XVI. century by the
Architect Sinan and the Architect Persian
Ali. It is a group of structures comprising of
a mosque, an inn, pasha rooms, a soupkitchen,
a school, a library, a bath and a
tomb.
Hannibal’ın Anıtı-
Gebze
Hannibal, Roma yenilgisinden sonra
Kartaca’yı terk ederek Bitinya Kralı Prussias’ın
yanına sığınmış, Libyssa (Gebze)’de intihar
ederek yaşamına son vermiştir. Gebze’de
Hannibal’in mezarı olarak bilinen bu yerde
bir anıt yapılması ilk kez 1934 yılında Atatürk
tarafından emredilmiştir. Bu emir 1981 yılında
Kültür Bakanlığınca gerçekleştirilmiştir.
Hannibal’s Memorial-
Gebze
Hannibal left Kartaca (Carthagia) after
the Roman’s defeat and took refuge with
the Bithinian King, Prussias. He commited
suicide in Libyssa (Gebze) and claimed
his life. A memorial was first ordered to be
built by Atatürk’s in 1934 in Gebze which
is believed to be Hannibal’s resting place,
however that order was only fullfilled in
1981 by the Ministry of Culture.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
40 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
41
İzmit Surları
İzmit Surları iç surlar ve dış surlar olarak
iki bölüme ayrılır. Surlar Roma Döneminde
yapılmış olup Bizans ve Osmanlı Dönemi’nde
de kullanılmıştır.
Izmit City Walls
İzmit City Walls are divided into two
groups as interior walls and exterior walls.
The City walls were built in Roman Period
and were used also in Byzantine and
Ottoman Periods.
Mimar Sinan Köprüsü
Hereke Halısı ve İpekli
Dokumaları
1891 yılında Sultan II. Abdülhamid’in
girişimleriyle kumaş dokumanın yanı sıra halı
üretimine başlayan Hereke Fabrikası seçkin
ürünleriyle kendine bugün de süren haklı bir
ün edinmiştir. Hereke Halıları ve kumaşları
dünyaca tanınan ilk Türk markası olmuştur.
1995 yılında Milli Saraylar bünyesine
bağlanan Hereke Halı ve İpekli Dokuma
Fabrikası Müze-Fabrika statüsünde ipekli
dokuma ve halı üretimi açısından geleneksel
sanatlarımızın en önemli temsilcisi
durumundadır.
Hereke Carpets and
Silky Fabrics
In the year 1891, with the attempts
of Sultan Abdülhamid II, Hereke Factory
started carpet weaving besides weaving
fabric and gained a justified fame which has
continued up till today with its distinguished
products. Hereke Carpets and fabrics were
the first Turkish brands being recognized
worldwide. In the year 1995, Hereke
Carpet and Silk Weaving Factory under
the Organization of National Palaces
is in the position of the most important
representative of our traditional arts in
Museum-Factory statute, regarding silk
weaving and carpet production.
Dilovası İlçesi Dil Deresi üzerindedir.
16.yy.tarihli yapı Mimar Sinan eseridir.
The Architect Sinan
Bridge
It is located in the Dil Stream at Dilovası
District. It was built in the XVI. century by the
Architect Sinan.
Süleyman Paşa Hamamı
İzmit’te günümüze kadar ayakta kalabilen
en erken tarihli olan Osmanlı Dönemi yapısı
14.yy.’da yaptırılmıştır.
The Suleyman Pasha Bath
Izmit’s earliest Ottoman era structure was
built in the XIV. century which has stayed
standing up to the present day.
Kandıra Bezi
Yörenin adıyla anılan kandıra bezi
yaklaşık otuz yıl öncesine kadar köy
evlerindeki tezgâhlarda dokunarak
üretilmekteydi. Karadeniz kıyılarının nemli
ikliminde yetiştirilen keten bitkisinden
üretilen bu bezlerden yapılmış olan giysiler
çağlar boyunca bölgede bulunan diğer
yerleşim yerlerinde de kullanılan bir giyim
malzemesi olmuştur. İç giyim eşyası olarak
kullanılmış olan bu keten bezinin vücudun
nemden etkilenmesini önleme özelliğinden
dolayı, bu bölgenin nemli havasına uygun
bir giysi olduğu bilinmektedir. Eski Türk
motiflerinin de işlendiği kandıra bezi (keten
bezi) ile çay takımı, peçete, gömlek, gecelik,
masa örtüsü, köşe yastığı, ceket, pantolon,
döpiyes, yatak çarşafları eski Türk motifleri ile
işlenerek yapılmaktadır.
Kandıra Cloth
Kandıra cloth is well known with the name
of the region which was produced by being
woven in the looms at the village houses till
almost 30 years ago. The clothing made
of these cloths produced from the linen
plant raised in the humid climate of Black
Sea coasts, have been the wearing material
used in the region and also in the other
settlement places for centuries long. This
linen cloth also used for underwear is known
to be a cloth compliant with the humid
climate of the region due to its characteristic
of preventing the body to be effected
from humidity. With the old Turkish motifs
embroidered on it, tea sets, napkins, shirts,
nightgowns, tablecloth, corner pillows,
jackets, pants, suits and bed linens are made
of this Kandıra cloth (linen cloth).
Karamürsel Sepeti
Karamürsel Sepeti; Kestane (fındık ağacı
da olabilir) ağacının çubuğundan örülen,
kendisine özgü özelliği ile gayet pratik ve
kullanışlıdır. Yarım koniyi andıran sepet, iyi
kesilmiş ve kurutulmuş kestane çıtalarından
örüldüğünden, iç hacmi, dış görünüşünün
aksine geniştir. En önemli özelliklerinden biri
de budur.
Karamürsel Basket
Karamürsel Basket is very handy and
useful with its exclusive characteristic woven
from canes of trees such as chestnut (and
hazelnut). This basket that reminds a half
cone, since woven from well cut and dried
chestnut canes, its interior volume is wider
contrary to its exterior appearance. This is
one of its most important properties.
Pişmaniye
Pişmaniye kente özgü bir tatlı türü olarak
ün kazanmıştır. Kutular içinde ak pamuk
görünümü veren bu tatlı ilin simgesi gibidir.
Kavrulmuş una kaynamış şekerin yedirilmesi
ilk bakışta kolay gibi görünmektedir. Ancak
küçük bir yanlışlıkla tüm emek ve harcamalar
boşa gidebilir. Çevrede “pişmaniye” adının
buradan kaynaklandığı öne sürülür.”Yapan
bin pişman, yapmayan bir pişman.”
Pismaniye
Pismaniye is famous for being an
exclusive kind of dessert. This dessert is like
a symbol of the city with its appearance like
white cotton placed in boxes. At the first
glance, it seems easy to make it with boiled
sugar into roasted flour. However, with only
a tiny mistake, all the effort and cost might
be wasted. It is assumed that the name
“pismaniye” (regret) comes from this fact.
“The one who makes it is regretful for only
once, but who doesn’t make it is regretful
for thousand times.”
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
42 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
43
öportaj
reportage
Marka Değerleriyle
Ön Plana Çıkan
Bir Kent ve Kartepe
Kayak Merkezi
Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ile röportaj
A Significant City
with Its Brand
Values and Kartepe
Ski Resort
An interview with Kocaeli Governor Hasan Basri Güzeloğlu
Mersin Governorship. I have been
performing my duty as Kocaeli Governor
since October 2, 2014. In 1987, I was sent
to England by the Ministry of the Interior
for an internship program and a vocational
research for a year. I have many Certificates
of Merit at Ministry and Governorship status.
Besides, I received ‘The Administrator of
the Year Service Award’ in 1962 and ‘The
Administrator of the Year Service Award’ by
Turkish Administrator Association in 2002,
in İzmir. I had ‘The Governor of the Year’
award and ‘The Most Successful Governor’
awards from many national press organs
and magazines. I am married and I have
two children.
Sayın Güzeloğlu, okurlarımıza
biraz kendinizden bahseder misiniz?
1964 Ankara doğumluyum. A.Ü.
Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi
Bölümünden 1985’te mezun oldum. Aynı
yılda açılan İçişleri Bakanlığı Kaymakam
Adaylığı sınavını da birincilikle kazanarak
Mülki İdare Amirliği mesleğine girdim.
Kahramanmaraş Türkoğlu, Elazığ İli
Baskil, Bitlis Güroymak, Niğde Ulukışla
İlçelerinde Kaymakam olarak görev yaptım.
10 Eylül 1997 tarihinde İçişleri Bakanlığı
tarafından başarısı doğrultusunda sınıf
yükseltilerek İzmir İli Menderes İlçesi
Kaymakamlığı görevine atandım. Daha
sonra Gümüşhane, Karaman, Samsun
Valiliğine ve Mersin Valiliklerine atandım.
01 Ekim 2014 tarihinden itibaren Kocaeli
Valiliği görevini yürütmekteyim. 1987
yılında İçişleri Bakanlığı tarafından 1 yıllık
süre için İngiltere’ ye mesleki inceleme ve
staj programı için gönderildim. Bakanlık
ve Valilik düzeyinde çok sayıda Takdir ve
Teşekkür belgelerinin yanı sıra 1962’de
Türkiye’de ‘’Yılın İdarecisi Hizmet Ödülü’’’
ile 2002 yılında Türk İdareciler Derneği’nin
İzmir’de ‘‘Yılın İdarecisi Hizmet Ödüllerini
aldım. Ulusal düzeyde yayımlanan birçok
basın organı ve dergi tarafından ‘Yılın
Valisi’ ödüllerini ve yılın ‘En Başarılı Valisi’
ödüllerini aldım. Evliyim ve iki çocuk
babasıyım.
“Kocaeli’nin turizm potansiyeli
çok yüksektir.”
Tarihi yerleri, sanayisi ve özel
lezzetleri ile meşhur Kocaeli, sizin
gözünüzde nasıl bir kent?
Günümüzde, Kocaeli, birçok farklı
zenginliği içerisinde barındırır ve daha çok
“Sanayii Kenti” özelliği ile anılmaktadır.
Kocaeli’nin sanayide ülkemizin belkemiği
konumundadır ve önde gelen üretim ve
lojistik üslerinden biridir. Kocaeli, eşsiz
tarihi ve kültürel mekânlara, büyüleyici
doğal alanlara ve özel lezzetlere ev
sahipliği yapmaktadır. Tüm bu değerler
göz önünde bulundurulduğunda, ilin
turizm potansiyelinin çok yüksek olduğunu
belirtmekte fayda görüyorum. Kocaeli’de
2010 yılı sonrasında yapılan turizm yatırımları
ile konaklama kapasitesi ve nitelikli tesis
sayısında önemli ölçüde artış yaşanmıştır.
Bu artış ile orantılı olarak hizmet sektörü
kalitesinin artması ile sektörü besleyen
tarihi ve kültürel mekânların, doğal ve
yöresel özel lezzetlerin bulunması da
avantaj sağlamaktadır. Benim için Kocaeli,
“Hereke Halısı”, “Karamürsel Sepeti”,
“Kandıra Yoğurdu-Hindisi-Peyniri”,”İzmit
Pişmaniyesi” gibi marka değerleri olan bir
şehir. Ayrıca, çam ormanları, zengin balık
çeşitleri, denizi, kumsalı ile sakinleri ve
konuklarına dinlenme fırsatı sunmaktadır.
Kaptanı Derya Karamürsel Bey Anıtı,
Kocaeli Fatih’i Akçakoca Bey’in Anıtı,
Karamürsel Tarihi Müzesi, Kocaeli Arkeoloji
ve Etnoğrafya Müzesi (İzmit) ile tarihte
yolculuk yapmamızı sağlayan eşsiz bir
kent. İstanbul dışında yapılan tek saray ve
dönemin mimarisinin önemli örneği olan
Kasr-ı Humayun buradadır. Kartepe’de kışdoğa
turizmi, doğal mağara ve şelaleleri
ile, Başiskele’de “Beşkayalar Tabiat Parkı”,
Gebze’de Ballıkayalar Parkı, yaylaları,
trekking, piknik alanları ile doyasıya zaman
geçirmemizi sağlayan, Eskihisar Kalesi, Sırrı
Paşa Konağı ve daha sayamadığımız onlarca
tarihi, kültürel mekanları ile keşfedilmesi
gereken önemli bir kentimizdir.
Amatör Spor Kulüplerine verdiğiniz
önemi biliyoruz. Hayatınızda hiç
kayak sporu ile ilgilendiniz mi?
Evet, amatörce kayak sporuyla ilgilendim.
Samsun Valiliği yaptığım dönemde Lâdik
ilçe merkezine 7 kilometre mesafede, 1.400
rakımda başlayıp 1.800 rakımda biten,
1.675 metrelik pist uzunluğu özelliğine
sahip Ladik Akdağ Kayak Merkezi’nin
kuruluşunu gerçekleştirdik ve yaptığımız
yoğun çalışmalar sonucunda; Kültür ve
Turizm Bakanlığı tarafından ‘’Kış Sporları
ve Turizm Merkezi’’ olarak ilan edilmesini
sağladığımız tesis, yaz mevsiminde de yayla
şenlikleri ve çim kayağı gibi etkinliklere
uygun olarak vatandaşlarımıza hizmet
sunmaktadır.
Could you tell our readers about
yourself?
I was born in 1964, in Ankara. I graduated
from Public Administration Department
at Faculty of Political Sciences, Ankara
University in 1985. In the same year, the
Ministry of the Interior held and examination
for District Governor Candidacy; I passed
the examination successfully and began to
work as Local Authority. I preformed my duty
as a District Governor in Kahramanmaraş
Türkoğlu, Elazığ Baskil, Bitlis Güroymak
and Niğde Ulukışla. I had a promotion in
accordance with my achievements on I was
born in 1964, in Ankara. I graduated
from Public Administration Department
at Faculty of Political Sciences, Ankara
University in 1985. In the same year,
the Ministry of the Interior held and
examination for District Governor
Candidacy; I passed the examination
successfully and began to work as Local
Authority. I preformed my duty as a District
Governor in Kahramanmaraş Türkoğlu,
Elazığ Baskil, Bitlis Güroymak and Niğde
Ulukışla. I had a promotion in accordance
with my achievements on September 10,
1997 and I was appointed as Menderes
District Governor in İzmir. Later, I was
appointed to Gümüşhane Karaman District
Governorship, Samsun Governorship and
“The tourism potential of
Kocaeli is very high.’’
How do you see the City of Kocaeli
which is famous for its historical sites,
industry and special tastes?
Today, Kocaeli accommodates many
different values and it is mostly called ‘’the
City of Industry’’. Kocaeli the backbone of
our country in industry and it is also one of
the prominent places for production and
as a logistic base. Kocaeli hosts unique
historical and cultural places, magical
natural areas and special tastes. It is useful
to point out that the tourism potential of
the city is quite high when we take all these
values into consideration. In Kocaeli, the
numbers of the quality facilities and the
capacity of accommodation have been
increased significantly after 2010 with
the tourism investments. In parallel with
this increase, the quality of service sector
has scaled up; historical and cultural
places, natural and local tastes provide
advantages which feed the tourism
sector. In my opinion, Kocaeli has brand
values like ‘’Hereke Rugs’’, ‘’Karamürsel
Basket’’, ‘’Kandıra Yogurt-Turkey-Cheese’’
and ‘Izmit Fairy Floss’’. Besides, this city
provides an opportunity for its residents
and guests to relax with its pinewoods,
variety of fish, the sea and sandy beaches.
Kasr-ı Humayun is the only palace built
outside of Istanbul is in Kocaeli which was
the significant example of architecture of
its period. Kocaeli is an important city to
be explored with winter-nature tourism,
natural caves and waterfalls in Kartepe,
‘Beşkayalar Natural Park’’ in Başiskele,
‘Ballıkayalar Park’, tablelands, trekking and
picnic areas in Gebze to make the most of
it; Eskihisar Castle, Sırrı Pasha Mansion and
many others that is impossible to count.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
44 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
45
‘’Kartepe Sabiha Gökçen
Uluslar arası Havaalanı’na
sadece 80 km uzaktadır.’’
Kocaeli Kartepe Kayak Merkezi
hakkında neler düşünüyorsunuz?
KARTEPE’nin sunmuş olduğu etkileyici
güzelliği, Samanlı dağlarının zirvesinde
bulunan Kış Sporları Merkezi bir yandan
Sapanca Gölü-diğer yandan Marmara
Denizine bakan panoramik manzarasıyla,
alternatif turizm faaliyetlerinin yapıldığı
KARTEPE ülkemizin Kocaeli’nden dünyaya
açılan penceresidir. Kartepe Kayak Merkezi,
ülkenin yeni kayak merkezlerinden biri
olmasına rağmen büyüleyici orman ve göl
manzarası ile erişilebilir konumu burayı
ayrıcalıklı kılmaktadır. İlçe sınırları dâhilinde
bulunan Cengiz Topel Havalimanı,
Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’na
80 kilometre, Kocaeli il merkezine 25,
İstanbul’a 100, Bursa’ya 135, Ankara’ya 335
mesafede bulunması, ayrıca İstanbul’dan
her gün farklı noktalardan kesin kalkışlı
servis olanağı kayak merkezinin cazibesini
arttırmaktadır. Karatepe’deki farklı aktivite
ve tesis tipi düşünüldüğünde bu cazibe
daha da artmaktadır.
Kocaeli Valiliği’nin kayak sporuna ve
Kartepe Kayak Merkezi’ne yönelik
projeleri var mı?
Kartepe Bölgesinin cazibe merkezi olması
yönünde Valiliğimizce tüm imkânlarımız
seferber edilmektedir. Gerek ulusal
gerekse uluslararası fuarlarda, Kocaeli
Broşürü, harita, CD gibi materyallerle yazılı
ve görsel basında, bilgi gezileri, panayır
gibi faaliyetlerle tanıtımına önem vererek,
bölgemiz ve ülke turizmine katkısının
artırılması için çaba gösterilmektedir.
Bakanlığımız ve Valiliğimiz himayelerinde
hazırlanan Kocaeli turizmini geliştirme adına
yapılan ortak çalışmalarda KARTEPE’nin
önemi her fırsatta vurgulanarak, bu amaca
yönelik projeler geliştirilmektedir. Derbent-
Kartepe arasında yapılması planlanan
Kartepe Belediyesi Teleferik Projesi ile ilgili
çalışmalar yürütülmektedir. Ayrıca, Kartepe
Belediyesi tarafından hazırlanacak olan
Kartepe Master Planı için Kültür ve Turizm
Bakanlığımızdan ödenek tahsis edilmiştir.
da artmaktadır.
“Geleneksel turizmin yanında
alternatif turizm aktiviteleri”
Kocaeli Valiliği’nin turizm faaliyetleri
nelerdir?
Turizm, ulusal ve uluslararası düzeyde
yatırımları ve iş hacmini geliştiren, gelir
oluşturan, döviz sağlayan, istihdam alanları
açan, sosyal ve kültürel hayatı etkileyen
önemli toplumsal bir nitelik kazanmıştır.
Eşsiz doğal güzelliklere, zengin kültürel ve
tarihi mirasa sahip ülkemiz deniz, kum,
güneş gibi geleneksel turizmin yanında,
alternatif turizm aktivitelerine imkân sunan
turizm potansiyelleri ile dünyanın önemli
çekim merkezlerindendir. 3000 yıllık
tarihi ile Kocaeli İli, Karadeniz ve Marmara
Denizi’ne olan kıyıları, İstanbul’a olan
yakınlığı, kültürel, tarihi, turistik değerleri,
doğal güzellikleri, plajları, yaylaları,
trekking alanları, nitelikli turizm tesisleri ile
ticaret, sanayi, bilim, kültür, turizm ve sanat
açısından ülkemizde turizm çeşitliliğinin
olduğu ender şehirlerden biridir. Kocaeli’de
yürütülen birçok proje ile turizmin altyapısı
güçlendirilmektedir. Kartepe Kayak Merkezi
eko- turizmine elverişli ilçelerimiz, ‘mavi
bayraklı’ plajlarımız, Gölcük Belediyesi
Yazlık Ilıcası, SEKA Parkı gibi yerlerle Kültür
ve Turizm Bakanlığı, Kocaeli Valiliği, Kocaeli
Büyükşehir Belediyesi gibi kuruluşların
katkıları, yatırımlarla ve gerçekleştirilen
atılımlarla KOCAELİ turizmdeki önemini
giderek arttırmaktadır. Sahip olduğu
kültürel ve turizm değerleri ile her yıl daha
fazla ziyaretçi ağırlamaktadır.
Dergimizle röportaj yaptığınız için
teşekkür ederiz. Son olarak eklemek
istediğiniz bir şey var mı?
Ülkemizde kış sporlarının yapıldığı illerin
tanıtımı noktasında yaptığınız katkılardan
dolayı mySKI LIFE dergi çalışanlarını
kutluyor, başarılarınızın ve güzel
hizmetlerinizin devamını diliyorum.
We know that you attach
importance to Amateur Sports Clubs.
Have you ever been interested in
skiing?
Yes, I was interested in skiing
unprofessionally. When I was the Governor
in Samsun, we established Ladik Akdağ
Ski Centre which is 7 km from Ladik district
centre, beginning from 1.400 m and
ending in 1.800 m. It has a 1.675 m long
track. After some intensive works; it was
declared as a ‘’Winter Sports and Tourism
Centre’’ by the Ministry of Culture and
Tourism, this also provides service in the
summer months to our citizens with various
activities like tableland festivals and grass
skiing.
“Sabiha Gökçen International
Airport is only 80 km from
Kartepe.’’
What do you think about Kocaeli
Kartepe Ski Resort?
Kartepe is a Winter Sports Centre on top of
Samanlı Mounts, overlooking Lake Sapanca
and The Marmara Sea with a panoramic
view. It is like a window opening from
Kocaeli to the world with the impressive
beauty that it presents where alternative
tourism activities are carried out. Having a
magical view of the forest and the lake with
easy transportation facilities it becomes
a privileged place in spite of being one
of new ski resorts in the country. Cengiz
Topel Airport is in Kartepe District; Sabiha
Gökçen International Airport is only 80
km from Kartepe, 25 km from Kocaeli City,
100 km from Istanbul, 135 from Bursa and
335 km from Ankara. Besides, there are
regular shuttles from different points of
Istanbul to the ski centre which increases
the attraction.
allocated by our Ministry of Culture and
Tourism for Kartepe Master Plan which will
be prepared by Municipality of Kartepe.
the attraction.
“Alternative tourism activities
as well as traditional tourism”
What are the tourism activities of
Kocaeli Governorship?
Tourism has become very important in terms
of developing national and international
investments, expanding business
volumes, providing income and foreign
currency, opening areas of employment
and affecting social and cultural life. Our
country is one of the important centres
of attractions of the world with its unique
natural beauties, rich cultural and historic
heritage which provides opportunities
for alternative tourism activities as well as
traditional tourism- sea, sand and sun-.
Kocaeli has 3000 years of history and it has
a coast in the Black Sea and in the Marmara
Sea which is near Istanbul. It is one of the
unique cities in Turkey in terms of trade,
industry, science, culture, tourism and art;
having tourism varieties with its cultural,
historical, touristic values, natural beauties,
tablelands, trekking areas, eligible tourism
facilities. The infrastructure of tourism is
being reinforced with many projects that
have been conducted. With Kartepe Ski
Resort, our other suitable districts for
eco-tourism, our ‘blue flagged’ beaches,
Gölcük Municipality Yazlık Spa and SEKA
Park; Kocaeli increases its importance
gradually by the contributions of
establishments like the Ministry of Culture
and Tourism, Kocaeli Governorship and
Kocaeli Metropolitan Municipality. It
welcomes more visitors every year with its
cultural and touristic values.
Thank you for having an interview in
our magazine. Lastly, would you like
to add anything?
I would like to thank to the employees of
mySKI LIFE magazine for their contribution
to promote our cities where winter sport
are carried out. I wish you every success in
the future and continuity with your valuable
services.
Does Kocaeli Governorship has any
projects for ski sport and Kartepe Ski
Resort?
Our Governorship works very hard to make
Kartepe Region the centre of attraction.
We pay attention to promote Kartepe via
printed and visual media materials like
Kocaeli Brochure, maps, CDs, information
trips and fairs to contribute to tourism in our
region and country. With the collaborative
work of our Ministry and Governorship
the point of the development of tourism
in Kartepe is always highlighted and goaloriented
projects are being developed.
The Cableway Project planned to be
between Derbent-Kartepe is still being
worked on. Moreover, fund has been
allocated by our Ministry of Culture and
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
46 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
47
haber
news
ALP DİSİPLİNİ U12-U14 ve U16 milli takımların kayaklı çalışma kampı
ALPINE SKIING U12-U14 and U16 national teams’ ski training camp
Moltaller- AVUSTURYA
buzullarında başladı.
ALP DİSiPLİNİ U12-U14 ve U16 milli
takımların kayaklı çalışma kampı Moltaller-
AVUSTURYA buzullarında başladı. Baş
antrenör Erkan YEŞILOVA antrenörler
Muhammet AYAZ ve Fahriye Esra BAŞYİĞİT
nezaretinde çalışan sporcularımız sabah
kayaklı çalışma öğleden sonra kondisyon
çalışması yapmaktadırlar. teknik ekibimize
ve sporcularımıza başarılı bir kamp
geçirmelerini dileriz.
Moltaller- started in
AUSTRIAN’S glaciers.
Our athletes carry out ski training in
the morning and condition practice in the
afternoon in company with head coach
Erkan YEŞILOVA and coaches Muhammet
AYAZ and Fahriye Esra BAŞYİĞİT. We wish
our technical team and athletes a successful
camp.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
48 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
49
öportaj
reportage
Ogan Tüzel
Fotoğraf / Photograph
Fethi Karaduman
‘’Snowboard bende daha çok
özgürlük hissi yaratıyor. Üzerindeyken
kendimi uçan halının üzerindeymişim
gibi hissediyorum.’’
“Snowboard gives me a sense of freedom. I feel like I
am on a flying carpet when I am on a snowboard.’’
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
50 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
51
First of all, can we get to know you?
Can you talk about yourself?
Sure. I was born in 1972 in Ankara. After I
completed my studies at TED Ankara College
I graduated from Bilkent University where I
studied Tourism and Hotel Management
for two years. Afterwards I continued my
education at Hawaii Pacific University at
the Tourism Management Department and
I did my masters on marketing at the same
university.
We know that you do snowboard
professionally. How did your path
crossed with snowboard?
From 1985 I used to do windsurfing in Çeşme
in summers. I saw a piece of snowboard
equipment in a windsurf magazine in 1987
and immediately ordered one from abroad.
I have been doing this sport since 1988 in
our country. I was a skier before but with
snowboard I can say that I have found myself.
Vancouver 2010, London 2012, Sochi 2014
and also in Singapore in.
Not as yet. Of course I will think about it if I
get an offer from the Federation.
What does snowboard mean to you?
How do you feel when you snowboard?
Snowboard gives me a sense of freedom. I
feel like I am on a flying carpet when I am on
a snowboard.
You have snowboarded in many
parts of the world and Turkey. As a
sportsperson how do you assess the
ski tracks in Turkey? Are the carried
out works efficient when we asses this
within world standards?
We have beautiful mountains in Turkey but
accommodation facilities are established on
top of the mountains not at the foothills of the
mountains. This means to ruin the ski tracks.
The length of the ski tracks can be extended
by establishing the accommodation facilities
at low altitude. I also think that descending
strips can be supported by artificial snow
cannons.
Öncelikle sizi biraz tanıyabilir
miyiz? Bize biraz kendinizden
bahseder misiniz?
Tabi, 1972’de Ankara’da doğdum. Ted
Ankara Kolejinden bitirdikten sonra Bilkent
Üniversitesi 2 senelik Turizm ve Otelcilik
bölümünden mezun oldum. Daha sonra
eğitimimi Havai Pasifik Üniversitesi’nde
Turizm İşletme bölümü ve son olarak aynı
üniversitede pazarlama mastırı yaparak
sürdürdüm.
Profesyonel olarak ‘’snowboard’’
yaptığınızı biliyoruz. Snowboard ile
yolunuz nasıl kesişti?
1985 yılından itibaren yazları Çeşme’de
rüzgâr sörfü yapmaktaydım. 1987 yılında
bir rüzgâr sörfü dergisinde snowboard
aletini gördüm ve hemen yurt dışından
sipariş verdim. 1988 yılından itibaren bu
sporu ülkemizde yapmaktayım. Daha
önce kayak yarışçısıydım fakat snowboard
ile kendimi buldum diyebilirim.
Snowboard dışında aktif olarak
ilgilendiğiniz diğer spor dalları
hangileri?
Yazın uçurtma sörfü sporu yapıyorum. İki
board sporu da birbirini destekleyici
antrenman imkânları sunmaktadır.
Profesyonel bir sporcu olarak
eğitmenlik de yapıyorsunuz. Bu
konu ile ilgili olarak ileriye dönük
projeleriniz var mı?
Henüz yok, Federasyon’dan bir teklif
gelirse tabi ki değerlendirmek isterim.
Snowboard sizin için ne ifade ediyor?
Snowboard yaparken kendinizi nasıl
hissediyorsunuz?
Snowboard bende daha çok özgürlük
hissi yaratıyor. Üzerindeyken kendimi uçan
halının üzerindeymişim gibi hissediyorum.
Dünyanın ve Türkiye’nin birçok
yerinde snowboard yapmış bir
sporcu olarak Türkiye’deki pistleri
nasıl değerlendiriyorsunuz? Yapılan
çalışmalar dünya standartları içerisinde
değerlendirildiğinde yeterli midir?
Türkiye’de çok güzel dağlarımız var fakat
konaklama tesisleri dağın eteklerine değil
de tepesine yapılıyor, bu da birçok pistin
heba olması anlamına geliyor. Tesisler
biraz daha düşük irtifada yapılarak pist
uzunlukları arttırılabilir ve yapay kar
makineleri ile iniş pistleri desteklenebilir
diye düşünüyorum.
Son olarak eklemek istedikleriniz
nelerdir?
Bildiğiniz gibi ‘’Freestyle Snowboard’’
dünyada çok popüler. Hatta Kış
Olimpiyatları’nın dünya çapında reyting
rekortmenidir. Türkiye’de geçen sene
yapılan Serbest Disiplin Snowboard Teşvik
Şampiyonası çok güzel bir girişimdi. Bunun
önümüzdeki sezon il birincilikleri yapılarak
resmi olarak tamamlanmasını diliyorum.
Apart from snowboard, are you
actively interested in any other sports
branches?
I do kite-boarding in summer. The both
board sports give me an opportunity to do
supportive training.
You also work as an instructor as well
as a professional sportsperson. Do you
have any prospective projects?
Lastly, would you like to add anything?
As you know ‘’Freestyle Snowboard’’
is very popular in the world. Even it is a
worldwide rating record holder in Winter
Olympics. Last year Free Discipline
Snowboard Incentive Championship was
held in Turkey which was nice attempt. I
wish this to be completed by selecting the
provincial champions.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
52 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
53
Davraz Dağı Kış
Sporları
Turizm Merkezi
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
54 TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
JULY/AUGUST 2015
JULY/AUGUST 2015
55
Mount Davraz Winter Sports
Tourism Centre is a new and charming
destination for ski and mountaineering
sport lovers. The altitude of the summit
of Mount Davraz is 2635 m, which is
one of the mountain ranges in Lakes
Region in Mediterranean Region, rising
between Eğridir and Kovada Lakes and
surrounding Isparta Plain.
Mechanic Facilities
The ski centre has a 1211 m long chairlift,
carrying 1000 people per hour; two
936 m long chairlifts, carrying 800
people per hour and three 850 m long
chairlifts, carrying 800 people per hour.
Besides, there are a 624 m long tele-ski
(T-bar) and two 300 m long baby-lifts.
Davraz Dağı Kış Sporları Turizm
Merkezi, kayak ve dağcılık sporuna
gönül verenlerin yeni gözde mekânıdır.
Davraz Dağı, 2635 m zirve yüksekliği
ile, Akdeniz Bölgesi’nin Göller
Yöresi’nde, Eğirdir ve Kovada Gölleri
arasında yükselen ve Isparta Ovası’nı
kuşatan dağ kütlelerinden biridir.
Mekanik Tesisler
Kayak merkezinde saatte 1000 kişiyi
taşıyabilen 1211 m uzunluğunda 1.
telesiyej, saatte 800 kişiyi taşıyabilen
936 m uzunluğunda 2. Telesiyej ve
saatte 800 kişiyi taşıyabilen 850 m
uzunluğunda 3. telesiyej olmak üzere
toplam 3 adet telesiyej bulunmaktadır.
Ayrıca saatte 800 kişiyi taşıyabilen 624
m uzunluğunda bir adet teleski (T-Bar)
ile 300’er metrelik 2 adet babylift
bulunmaktadır.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
56 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
57
Pistler
Kayak Merkezinde Eğirdir Gölü’nün
harika manzarası eşliğinde kayak
yapılabilmektedir. Doğal dokunun
yumuşaklığı ve mükemmel kar kalitesi
ile amatör kayakçılara tehlikesiz
rotalar, profesyonel kayakçılara ise
gönüllerince kayabilecekleri 8-10
km.ye ulaşan benzersiz parkurlar
sunmaktadır. Kayak pistlerinin rakımı,
mevcut mekanik tesislerle ulaşılabilen
1650 m ile 2344 m arasında
değişmektedir. Ayrıca çığ ve kaybolma
tehlikesi olmaması kayakçılar için büyük
bir avantajdır. Davraz’ın pistleri, amatör
veya profesyonel tüm kayakçılara Kuzey
disiplini, Alp disiplini, tur kayağı ve
snowboard yapma imkânı sunmaktadır.
Konaklama
Kayak merkezinde, 4 yıldızlı ve 280
yataklı bir otel, Süleyman Demirel
Üniversitesi’ne ait 84 yataklı bir Eğitim
ve Uygulama Oteli ve 55 yataklı bir
oberj otel yer almaktadır.
Kayak Sezonu
Kayak sezonu Aralık ayında başlayıp,
Nisan ayına kadar devam etmektedir.
Kar kalınlığı ortalama 50 ila 250 cm
arasında değişmektedir. Davraz Kayak
Merkezi en çok Ocak-Şubat aylarında
rağbet görmektedir. Yazın ise Haziran-
Temmuz-Ağustos aylarında futbol
takımlarının kamp merkezi olarak tercih
edilmektedir
Alternatif Turizm/Spor
İmkanları
Davraz Dağı’nda, yazın futbol, dağcılık,
dağ bisikleti, trekking, yamaç paraşütü,
jeep safari gibi spor dallarında
kamp ve turizm amaçlı faaliyetler
yapılabilmektedir. Davraz, Türkiye’nin
profesyonel ve amatör futbol kulüpleri
tarafından kamp merkezi olarak tercih
edilmektedir. Uygun iklim ve coğrafi
avantajlarıyla Davraz, yakın gelecekte
diğer Avrupa futbol takımlarını da misafir
etmeye hazırlanmaktadır.
Ski Tracks
Skiers can ski with the wonderful
view of Lake Eğridir in the ski centre.
It presents unique danger-free routes
to its amateur skiers and ski-runs from
8 to 10 km to its professional skiers
to ski on with the softness of natural
touch and wonderful quality of snow.
The altitudes of the ski-runs change
between 1650 m and 2344 m which
are reached by available mechanic
facilities. Moreover, there is not a risk
of an avalanche or missing so it is a
big advantage for skiers. The tracks
of Davraz give an opportunity to all of
its amateur and professional skiers to
do cross-country skiing, Alpine skiing,
touring ski and snowboard.
Accommodation
There is a four-star hotel at the ski
centre with 280 beds, there is also an
Education and Practice Hotel belonged
to Suleyman Demirel University with 84
beds and an auberge hotel with 55
beds.
Ski Season
Ski season begins in December and
continues until April. The snow depth
varies between 50 cm and 250 cm.
Davraz Ski Centre is more popular in
January and February. It is chosen as a
camp centre of football teams in June,
July and August.
Alternative Tourism/
Sports Opportunities
On Mount Davraz camping for sports
branches and tourism based activities are
common like football, mountaineering,
mountain biking, trekking, paragliding
and jeep safari. Davraz is preferred
as a camp centre by professional and
amateur football clubs of Turkey. With
its suitable climate and geographical
advantages Davraz is preparing to host
other European football teams in the
near future.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
58 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
59
öportaj
reportage
Rüya Şehir Isparta
Isparta Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü
Murat Gevrek röportajı
A Dream City Isparta
An interview with Director of Youth and Sports
Murat Gevrek
Sayın Gevrek, okurlarımıza biraz
kendinizden bahseder misiniz?
Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Beden
Eğitimi ve Spor Bölümü mezunuyum. Evli
ve iki çocuk sahibiyim. İşimi en iyi yapmaya
çalışmak ana prensibimdir. Büyük önder
Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözü olan “
Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz.”
İlkesi benim için önemlidir.
“Keşfedilmeyen doğal
güzellikleriyle rüya gibi bir
şehir…”
Tarihi yerleri, el dokuma halısı ve gülü
ile meşhur Isparta, sizin gözünüzde
nasıl bir kent?
Kendimi şanslı hissediyorum çünkü
Isparta’da doğdum ve lise mezuniyetime
kadar memleketimde yaşadım. Sonra
2011 yılına kadar Ankara’da ikamet ettim.
Isparta ülke genelinde pek fazla bilinmeyen
ama ülkemizin keşfedilmemiş doğal
güzelliklerine sahip ender kentlerden bir
tanesidir. Gül bahçeleri, lavanta bahçeleri
ve meyve bahçeleriyle birlikte Eğirdir Gölü,
Gölcük Krater Gölü, Kovada Gölü Milli Parkı,
Yazılı Kanyon’u ile adeta rüya şehri diyebiliriz.
Kayak sporu ile ilgileniyor musunuz?
Var ise deneyimlerinizi bizimle paylaşır
mısınız?
İtiraf etmek gerekirse, insan idareci olunca
kendine vakit ayıramıyor.
“Davraz Dağı Türkiye’nin
en güzel pistlerine sahip
kayak ve kış sporları
merkezlerindendir.’’
Isparta Davraz Kayak Merkezi
hakkında neler düşünüyorsunuz?
Davraz Dağı, Toros Dağları’na bağlı
2637 m yüksekliğinde kayak turizmine
açık bir dağdır. Yılın büyük bölümünde
kayak turizmine elverişli olduğu için son
yıllarda bu konuda çalışmalar yapılmış ve
2200 metrede kurulan tesislerle adı kayak
turizminde sıkça anılır hale gelmiştir.
Davraz Dağı aynı zamanda Türkiye’nin
en güzel pistlerine sahip kayak ve kış
sporları merkezlerindendir. Davraz’da
kayak, snowboard, tur kayağı, dağcılık,
motosnow, yamaç paraşütü gibi sporlar
yapılabilmektedir.
Davraz Dağı Kış Sporları Turizm Merkezi;
dağcılık sporuna gönül verenlerin, zirve
yüksekliği 2637 m olan Davraz Dağı’ndaki
yeni gözde mekânını teşkil etmektedir.
Doğal dokunun yumuşaklığı ve mükemmel
kar kalitesi ile yeni öğrenenlere ve amatör
kayakçılara tehlikesiz rotalar, profesyonel
kayakçılara ise gönüllerince kayabilecekleri
6 km’ye ulaşan benzersiz parkurlar
sunmaktadır. Kayak merkezinde saatte
1000 kişiyi taşıyabilen 1211 m ve saatte
800 kişiyi taşıyabilen 936 m uzunluğunda
2 adet telesiyej, ayrıca saatte 800 kişiyi
taşıyabilen 624 m uzunluğunda bir adet
teleski (T-Bar)-ile300’er-metrelik-2adetbabylift-vardır.
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün kayak
sporuna ve Davraz Kayak Merkezi’ne
yönelik projeleri var mı?
Valiliğimiz Davraz Kayak Merkezi’nin
bilinirliliğinin artması için her yıl çeşitli
etkinliklerle yoğun çalışmalar yapmaktadır.
Özellikle son iki yıldır iklim değişikliklerinden
etkilenen ülkemizde daha çok profesyonel
kayakçılarımızın rağbet göstereceği bir kayak
merkezi olması yönünde beklentilerimiz var.
Davraz Kayak Merkezi kar kalınlığı bakımından
çok iyi noktadadır. Kayseri’de yapılması
planlanan Balkan Kayak Şampiyonası’nın
kar kalınlığının yetersiz olması nedeni ile
organizasyon gerçekleştirilemediği dönemde
biz okullar arası Türkiye Kayak Şampiyonası’nı
Davraz Kayak Merkezi’nde gerçekleştirdik.
Bir ikincisi de iki yıldır gerçekleştirdiğimiz
motosnov yarışları ile Isparta Davraz Kayak
Merkezi’nin adını ülkemizde duyurmaya
çalışıyoruz.
Dergimizle röportaj yaptığınız için
teşekkür ederiz. Son olarak eklemek
istediğiniz bir şey var mı?
Isparta’nın ve Davraz Kayak Merkezi’nin
tanıtılmasında bize yardımcı olduğunuz için
mySKI LIFE dergisine teşekkürlerimizi sunarız.
Could you tell our readers about
yourself? with us. Please, tell us about
yourself!
I graduated from Faculty of Education,
Department of Physical Education and
Sports at University of Gazi. I am married and
I have two children. It is the main principle
for me to do my best in my job. The Great
Leader Mustafa Kemal Ataturk’s Principle
‘’No any excuse can save success’ place,’’ is
important to me.
“A dream city with
unexplored natural
beauties...”
How do you see Isparta which is
famous for its historical sites, handmade
rugs and roses?
I feel lucky because I was born in Isparta and
lived in my hometown until I graduated from
high school. Later, I resided in Ankara until
2011. Isparta is not known well throughout
the country but it is one of the unique cities
of our country in terms of having unexplored
natural beauties. It is absolutely a dream city
with Lake Eğirdir, Gölcük Crater Lake, Lake
Kovada National Park, and Yazılı Canyon as
well as its rose gardens, lavender gardens
and fruit gardens.
Are you interested in ski? If you have
any experiences, can you share them
with us?
I must admit that when you are an
administrator, you do not have much time
for yourself.
“Davraz is one of the ski
and winter sports centres
of Turkey with the most
beautiful ski tracks.’’
What do you think about Davraz Ski
Resort?
Mount Davraz belongs to Toros Mountains
with a 2637 altitude and it is open to ski
tourism. Some works have been performed
in recent years because it is a suitable
place for ski tourism throughout a big part
of the year. Its name has been frequently
mentioned in ski tourism for the facilities
built at a 2200 m altitude. Davraz is also one
of the ski and winter sports centres of Turkey
the most beautiful ski tracks.
In Davraz sports like ski, snowboard, tour
ski, mountaineering, motor-snow and
paragliding are carried out. Mount Davraz
Winter Sports Tourism Centre is the new
favourite place of those who are devoted to
mountaineering sports which is 2637 m in
Mount Davraz.
It has risk-free routes for beginners and
amateur skiers and presents 6 km unique
tracks for professional skiers to ski freely
with the softness of its natural pattern and
perfect snow quality. In the ski resort, there
are two chairlifts; one is 1211 m, carrying
1000 persons per hour; the other one is
936 m, carrying 800 persons per hour; and
also there is a 624 m téléski, carrying 800
persons per hour and there are two 300 m
ski-lifts.
Does Provincial Directorate of Youth
and Sports have any projects devoted
to Davraz Ski resort?
Our Governorship organises various
activities every year and works hard to
increase the recognition of Davraz Ski
Resort. Our country has been affected by
the climate change for the last two years
so in this direction we expect that it will be
filled with our professional skiers. Davraz Ski
resort is at a very good level in terms of snow
depth. In Kayseri, Balkan Ski Championship
Organisation could not be carried out
due to insufficiency of the snow depth;
at that time we had the interscholastic
Turkey Ski Championship in Davraz Ski
Resort. Secondly, we have had motor-snow
competitions in our centre for two years; on
this wise we try to make a name for Davraz
Ski Resort.
Thank you for having an interview for
our magazine. Lastly, would you like to
add anything?
We wish to thank to mySki LIFE magazine for
contributing to the publicity of Isparta and
Davraz Ski Resort.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
60 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
61
Isparta
Türkiye’nin
Gül Bahçesi
The Rose Garden Of Turkey
C
oğrafyasi
üzerinde
birçok
turizm potansiyeli ile dünya
genelinde söz sahibi olan
ülkemizin bir turizm cenneti
olarak dikkat çekmektedir.
O
ur city draws
attention
as a tourism
paradise of our country
which is recognised worldwide
for its high tourism
potential on its geography.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
62 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
63
Tarihi Bir Bakış
“Türkiye’nin Gül Bahçesi” olarak
tanınan ve binlerce yıllık tarihe sahip olan
Isparta; kültürüyle, ekonomisiyle, turistik
ve doğal güzellikleriyle ülkemizin ve
Göller Bölgesi’nin en gözde illerinden
biridir. Antalya’ya 128 km, İstanbul’a
601 km, İzmir’e 382 km, Denizli’ye 167
km, Muğla’ya 300 km, Ankara’ya 422
km, Konya’ya 264 km, Afyonkarahisar’a
168 km ve Burdur’a 51 km uzaklıkta olan
Isparta, bir tarih, kültür ve turizm şehridir.
Isparta’da Lidyalılar, Frigler, Persler,
Helenler, Romalılar, Bizanslılar,
Selçuklular, Hamidoğulları ve
Osmanlılar hüküm sürmüşlerdir. Isparta,
1204 yılında III. Kılıç Arslan Dönemi’nde
Türklerin eline geçmiştir. 1923 yılında
bağımsız olan il, 1926 yılında “Isparta”
adını almıştır. Bölgeye ilk yerleşimlerin
tarihi, Üst Paleolitik (MÖ 35.000-
10.000) ve Mezolitik (MÖ 10.000-
8.000) dönemlere inmektedir. Hitit
Dönemi’nde (MÖ 1800-1200), bölgenin
adı “Pitaşşa” olarak geçmektedir.
Tarihi kaynaklarda Pisidia adına ilk kez
Perslerin Döneminde, MÖ 5. yüzyıl
sonunda rastlanır. MÖ 334 yılında,
Büyük İskender’in egemenliğine geçen
bölge, Büyük İskender’in ölümünden
sonra MÖ 281 yılında yapılan savaşla
Seleukoslar’ın eline geçmiştir.
Bu dönemde Pisidya bölgesinde
Seleukoslar tarafından Seleukeia-Sidera
(Atabey-Bayat), Apollonia (Uluborlu) ve
Antiokheia (Yalvaç) kentleri kurulmuştur.
A View of Its History
Isparta is known as ‘the Rose
Garden of Turkey’ and Lakes Region
and it has thousand years of history
which is one of charming cities of our
country with its culture, economy,
tourism and natural beauties. Isparta is
a history, culture and tourism city which
is 128 km far from Antalya, 601 km from
Istanbul, 382 km from Izmir, 167 km
from Denizli, 300 km from Muğla, 422
km from Ankara, 264 km from Konya,
168 km from Afyonkarahisar and 51 km
from Burdur.
Lydian, Phrygians, Persians, Helens,
Romans, Byzantines, Seljuk,
Hamidoğulları and Ottomans ruled
over Isparta. Turks had Isparta in 1204
during Kılıç Arslan III Period. The city
became independent in 1923 and
got the name ‘Isparta’ in 1926. The
history of first settlements in the region
traces back to Upper Palaeolithic Era
(35.00-10.00 BC) and Mesolithic Era
(10.00-8000 BC). The name of the
region was Pitassa during Hittites Era
(1800-1200 BC). In history resources,
the name of Pisidia discovered during
Persians period for the first time, at the
end of 5. Century BC. The region came
under the domination of Alexander the
Great in 334 BC and after Alexander
the Great’s death Seleucus captured
the region in a war in 281 BC. In this
period, in Pisidia region Seleukeia-
Sidera, Apollonia and Antiokheia cities
were established by Seleucus.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
64 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
65
Isparta became a part of Roman
Empire after Roman Empire went
into division in 395 AD. During Kılıç
Arslan II Period (1156-1192) the battles
between Byzantine Empire and the
Seljuk Turks became much intensified.
Myriokephalon Battle in 1176 occurred
on the land of Isparta which was the
most important war between Byzantine
Empire and the Seljuk Turks. The whole
territory of Isparta was captured in
1204 during Kılıç Arslan II Period. At
the beginning of 13th Century, a little
while before Anatolia Seljuk State
ended; Hamidoğulları Principality
was established in the region (1301).
The founder of the Principality Dündar
Bey, first made Uluborlu the centre
and later he made Eğridir the centre
of the Principality. Isparta territory was
first entered under Ottoman Empire’s
rule in 1374; later the whole region
fell under the hegemony of Ottoman
Empire. After the proclamation of the
republic, Ataturk visited Isparta on
March 6th, 1930.
Isparta, Roma İmparatorluğu’nun
MS 395 yılında ikiye ayrılmasından
sonra Bizans İmparatorluğu’na
bağlanmıştır. II. Kılıç Arslan zamanında
(1156-1192) yoğunlaşan Bizans-
Selçuklu savaşlarının en önemlisi olan
Miryokefalon Savaşı, 1176 yılında
Isparta topraklarında olmuştur. Isparta
yöresi bütünüyle, 1204’te III. Kılıç
Arslan döneminde ele geçirilmiştir. XIII.
yüzyıl başlarında, Anadolu Selçuklu
Devleti’nin sona ermesinden kısa bir
süre önce, bu yörede Hamidoğulları
Beyliği kurulmuştur (1301). Beyliğin
kurucusu Feleküddin Dündar Bey, önce
Uluborlu’yu, daha sonra da Eğridir’i
Beyliğin merkezi yapmıştır. Isparta
yöresi, ilk olarak 1374’te, daha sonra
1390’da bütünüyle Osmanlı yönetimine
girmiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra,
6 Mart 1930’da Atatürk, Isparta’yı ziyaret
etmiştir.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
66 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
67
Culture and Tourism
There are many national and
natural parks in Isparta which
presents wonderful beauties with
its extraordinary mountains, forests,
highlands and lakes. Isparta is like
some treasure waiting to be explored.
Isparta is ‘the Rose garden’ of Turkey
so it is the most important industrial
centre in the world for cultivating
roses and producing rose oil. Isparta
roses turn into perfume, cream, Turkish
delight, jam and many other products
and these roses are every corner of
the city. Isparta meets the vast part of
apple production in Turkey which is the
apple and fruit garden of Turkey. Isparta
is also famous for its traditional culture
and Isparta hand-made rugs. Rugs are
made with portraits or artistic figures
on them so these modern hand-made
rugs are bought as souvenirs.
Kültür ve Turizm
Coğrafyası üzerinde birçok milli
ve tabiat parkı bulunan Isparta’nın
olağanüstü dağları, ormanları, yaylaları
ve gölleri muhteşem güzellikler sunar.
Isparta keşfedilmeyi bekleyen bir hazine
gibidir.
Türkiye’nin ‘Gül Bahçesi’ olan Isparta,
gül yetiştiriciliği ve gül yağı üretiminde
dünyanın en önemli endüstri merkezidir.
Parfümden kreme, lokumdan reçele
kadar onlarca ürüne dönüşen Isparta
gülü, kentin her köşesinde kendisini
göstermektedir. Türkiye’nin elma
üretiminin büyük bir bölümünü karşılayan
Isparta, aynı zamanda Türkiye’nin elma
ve meyve bahçesidir. Geleneksel kültür
ve el emeği ile dokunan Isparta halıları
da haklı bir üne sahiptir. Portre ya da
sanatsal figürlerle dokunmuş modern el
halıları Isparta’dan alınabilecek hediyelik
ürünler arasında yer almaktadır.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
68 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
69
Ülkemize gelen turistler yazın
güneş, kum ve deniz için Antalya’yı
tercih etmektedir. Antalya’nın terası
olan Isparta’da ise, ilkbahar, kış ve
sonbaharda kültür, doğa ve sağlık
turizmi öne çıkmaktadır. Isparta’ya gelen
ziyaretçiler muhteşem doğal güzellikleri
görüp fotoğraflarken, unutamayacakları
lezzetleri tatmakla birlikte, mis kokulu saf
gül ürünlerini almadan gitmezler. Isparta
her ilçesiyle, tüm ziyaretçilerine hitap
edecek doğal ve kültürel zenginlikler
sunmaktadır. Merkezde bulunan Davraz
Dağı Kış Sporları Turizm Merkezi,
camiler, kiliseler, kaleler, Gökçay
Mesireliği; Aksu İlçesi’nde bulunan
Zindan Mağarası; Atabey İlçesi’nde
bulunan Gazi Ertokuş Medresesi ile
İslamköy Süleyman Demirel Demokrasi
ve Kalkınma Müzesi; Eğirdir İlçesi’nde
bulunan Dündarbey Medresesi,
Hızırbey Camii, Altınkum Plajı,
Kovada Gölü ve Akpınar Seyir Terası;
Gelendost İlçesi’nde bulunan Ertokuş
Kervansarayı; Gönen ve Keçiborlu
İlçeleri’nde bulunan gül bahçeleri,
Senirkent İlçesi’nde bulunan Veli Baba
Türbesi; Sütçüler İlçesi’nde bulunan
Yazılı Kanyon Tabiat Parkı ile Adada Antik
Kenti; Şarkikaraağaç İlçesi’nde bulunan
Kızıldağ Milli Parkı; Uluborlu İlçesi’nde
bulunan Apollonia Ören Yeri; Yalvaç
İlçesi’nde bulunan Pisidia Antiokheia
Antik Kenti, Devlethan Camii ve Yalvaç
Müzesi ve Yenişarbademli İlçesi’nde
bulunan Pınargözü Mağarası ile Melikler
Yaylası Isparta’ya gelmişken görülmesi
gereken değerlerdir.
Moreover, handicrafts products like
socks, saddles, mats, saddlers, leather,
miniature carriages, embroideries etc.
are cultural and economic values. The
region has a rich and traditional cuisine
so tourists will have irreplaceable tastes
there. Oven kebab, banak, keşkek,
stuffed carps, kabune and güllaç are
the famous dishes of the region.
Tourists, who come to our country,
choose Antalya for the sun, sand and
sea. Isparta is Antalya’s terrace where
culture, nature and health tourism come
to the forefront. Visitors who come to
Isparta take pictures of the spectacular
natural beauties, taste unforgettable
dishes and they do not leave without
buying fragrant pure rose products.
Isparta presents natural and cultural
values to its visitors with every county.
Mount Davraz in the Centre - Winter
Sports Tourism Centre, mosques,
churches, Gökçay Mesireliği, Zindan
Cave in Aksu County, Gazi Ertokuş
Medresa in Atabey County, Islamköy
Sülyman Demirel Democracy and
Development Museum, Dündarbey
Medresa in Eğirdir County, Hızırbey
Mosque, Altınkum Beach, Lake Kovada
and Akpınar Observation Terrace,
Ertokuş Caravansary in Gelendost
County, rose gardens in Gönen and
Keçiborlu counties, Veli baba Shrine
in Senirkent County, Yazılı Canyon
Natural Park and Adada Antique City
in Sütçüler County, Kızıldağ National
Park in Şarkikaraağaç, Appolonia
Ruins in Uluborlu County, Pisidia
Antiokheia Antique City in Yalvaç
County, Devlethan Mosque and Yalvaç
Museum, Pınargözü Cave and Melikler
Highland in Yenişarbademli County are
the places to visit in Isparta.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
70 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
71
köşe yazısı
column
Dr. O. Cenk Demiroğlu
Mercator-İPM Araştırmacısı
Dr. O. Cenk Demiroğlu
Mercator-IPC Researcher
Önce Güvenlik
Kayak Alanı Güvenliği
Safety First
Ski Area Safety
Güvenlik, tüm turizm tesisleri için
öncelikli bir konu. Ancak iş kayak
merkezlerine gelince kar sporlarının riskli
doğasından dolayı bu öncelik birkaç adım
daha öne çıkıyor. Türkiye, kayak alanı
güvenliği açısından günümüzde çok iyi bir
örnek değil. Dolayısıyla; pistler, mekanik
tesisler ve kayak merkezlerinin diğer ilgili
alanlarında güvenliğe dair neler yapılmalı
sorusunun yanıtını öncelikle bu konuda
gelişmiş istikametlerde aradım. Senede
yaklaşık 50-60 milyon kayak ziyaretinin
gerçekleştiği A.B.D.’de Ulusal Kayak
Merkezleri Birliği’nin (NSAA) geliştirdiği
güvenlik uygulamaları, çeşitliliği ile dikkat
çekiyor. İşte bu önlemlerden bazıları.
Sorumluluk İlkeleri: NSAA tarafından
derlenen bu ilkeler, sporcuların sağduyu ve
farkındalık ile dikkat etmeleri gereken yedi
risk faktörünün altını çizmektedir.
1.Her zaman kontrollü olun ve her an
durabilecek ve diğer kişi veya nesneleri
hesaba katacak şekilde kayın.
2.Önünüzdeki kişilerin geçiş hakkı
vardır. Onları dikkate almak sizin
sorumluluğunuzdadır.
3.Arkadan gelenlerin göremeyeceği veya
pistte bir engel oluşturduğunuz durumlarda
durmamalısınız.
4.İniş veya bir piste bağlantı öncesi
yukarıdan gelenlere uyum sağlamalısınız.
5.Kötü ekipmana maruz kalmamak için
doğru aletler kullanın.
6.Tüm işaret ve uyarıları dikkate alın. Kapalı
pist ve alanlardan uzak durun.
7.Bir mekanik tesisi kullanmadan önce
güvenli bir binme-inme bilgisine sahip
olduğunuzdan emin olun.
Ulusal Güvenlik Ayı: NSAA, her sene
Ocak ayını “Ulusal Güvenlik Ayı” ilan ederek
kayak merkezlerini güvenlik farkındalığını
arttırmaya teşvik etmiş. Bu bağlamda, “toptan
güvenlik”, “sosyal medya kullanımı”, “park
güvenliği”, “çığ eğitimi”, “kask kullanımı”,
“çalışan katılımı”, “çalışan eğitimi”, “kamuoyu
aydınlatma”, “mekanik tesisler” ve “yaratıcı
güvenlik girişimi” alanlarında en iyi kayak
merkezlerinin seçimi yanında halka açık
güvenlik temalı fotoğraf ve poster yarışmaları
da hayata geçirilmiş.
Akıllı Stil Park Güvenliği: NSAA ve Burton
girişiminin kayak ve snowboard hocaları ile
işbirliğinde gerçekleştirdiği bu kampanya,
sporculara özetle “küçükten başlama”, “planlı
hareket etme”, “gözü açık olma”, “saygılı
olma” ve “sınırları kabullenme”yi öğütlüyor.
Çocuklara Başlık: NSAA’nın 2002’de
başlattığı kampanya, günümüze dek iki
milyon hit alarak, (doğru) kask kullanımının
yaygınlaştırılmasında önemli bir rol oynamış.
Nesneler Göründüklerinden Daha
Yakındır: NSAA 2008 yılında başlattığı
bu kampanya ile Sorumluluk İlkeleri’nin ilk
maddesine yönelik daha ciddi bir farkındalık
yaratmayı amaçlamış.
Ağaç Kuyusu ve Bol Kar Güvenliği:
Ezilmiş pistlerin dışında bol karda spor
keyfi son senelerde özellikle popülerlik
kazandığı için NSAA da bu programı
geliştirme ihtiyacı hissetmiş. Bu amaçla
www.deepsnowsafety.org adresinde
özel bir site kurulmuş ve ayrıca kayak
merkezlerinin bilgilendirme yapmalarını
sağlamak için sanal, görsel ve basılı
malzemeler oluşturulmuş.
Pistlerde Güneşlenme Güvenliği:
NSAA’nın Huntsman Kanser Enstitüsü ile
düzenlediği bu kampanya ise, özellikle
yüksek rakımlarda yapılan kar sporları
esnasında güçlü güneş ışınlarına maruz
kalan cilt ve gözlerimizin zarar görmesini
önleyecek bir dizi eylemi yaymayı amaçlıyor.
Kayak merkezlerinde güvenliği sağlamak için
sadece tüketicileri bilinçlendirmek yetmiyor.
Bu bilincin uygulamaya yansıdığından emin
olabilmek için denetlemek de gerekiyor.
Örneğin, A.B.D.’de denetim için 650
noktada 28.000 kişinin hizmet verdiği kayak
devriyeleri kurulmuş.2 Ancak güvenlikte
ilk iş, tüketiciler ve denetimcilerden ziyade
işletmecilere düşüyor. Türkiye’deki duruma
baktığımızda pek istenen yerde olmadığımızı
görüyoruz. Türkiye Kayak Federasyonu’nun
2012 yılında taslağını sunduğu “Kayak Pistleri
ve Mekanik Tesislerinin İdaresi Hakkında
Yönetmelik” hayata geçemedi. Geçse de
işletmeler tarafından ne derece dikkate
alınabileceği ve denetlenebilineceği de
soru işareti. Günümüzde güvenliğin önemini
kavramış işletme sayısı bir elin parmaklarını
geçmiyor. Ama bu az sayıdaki işletme de bu
özenlerinin karşılığını bir nebze de olsa alıyor.
Ayrıca, 22 Mayıs 2015 tarihinde Sabancı
Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde
gerçekleştirdiğimiz Türkiye Kayak Turizmi
Forumu’na3 katılan sektör temsilcileri,
mekanik tesislerin işletilmesiyle ilgili sıkıntılara
özellikle parmak bastılar. Tesislerin işletilmesi
ve bakımından sorumlu personelin eğitiminin
çok daha kapsamlı olması ve de tesislerin
denetiminin sürekli aralıklarla bağımsız
kuruluşlar tarafından gerçekleştirilmesinin
gereğine dikkat çektiler.
Kayak merkezlerinde tüketicilerinden önce
işletmecilerin dikkate almaları gereken,
A.B.D.’deki NSAA gibi Türkiye’de de yetkili
bir merci tarafından bir denetim mekanizması
altında sektöre iletilmesi gereken güvenlik
standartları ile yazımızı bitirelim. Bu noktada
İngiltere Sağlık ve Güvenlik İdaresi’nin Kayak
Pisti İşletmecileri Birliği ile işbirliğinde ilgili
yasalar ve kılavuzlardan derleyerek 2014
yılında yayınladığı kitapçık4 iyi bir yol gösterici
olacaktır. “Kayak Pistlerinin Güvenli İşletimi”
başlıklı bu belgenin ana hatları ise şöyle:
Safety is a weighty matter for all tourism
facilities. However, when it comes to ski
resorts; the priority of safety becomes
more important because of the risky nature
of snow sports. Turkey is not a very good
example in terms of ski area safety. What
must be done regarding the safety of ski
tracks, mechanic facilities and other related
areas of ski resorts? Primarily, I have looked
for an answer to this question at developed
destinations. In the U.S.A., 50-60 millions
of ski visits take place every year. The safety
implementations developed by the National
Ski Areas Association (NSAA) draw the
attention with their variety. Here are some of
these precautions.
1.Be in control at all times and ski by taking
other people and objects into considertion.
2.The person in front of you has the right of
way. It is your responsibility to take notice of
them.
3.You must not stand in a position at the
blindspot of following people or where you
pose an obstacle for the ski track.
4.You must comply with people before a
downhill runorat an intersection point.
5.Use the right tools to avoid bad
equipment.
6.Make sure your equipment is always in
good condition.Take notice of all signs and
warnings. Keep away from a closed track and
area.
7.Make sure that you have the knowledge fora
safe ridebefore you take a lift.
National Safety Month: NSAA has
declared ‘National Safety Month’ to be
held every year in January to encourage and
increase safety awareness at ski areas. In this
context, the best ski resorts are selected,
focusing on the subjects of commonsafety,
use of social media, park safety, avalanche
training, use of helmet, staff training,
public outreach, mechanical facilities, and
innovativesafety initiatives. Besides, public
contests on safety themed photograpy and
poster making have been put into practice.
Smart Style Park Safety: This campaign
has been transferred into practice by the
initiative of the NSAA and Burton, with
the co-operation of ski and snowboard
instructors, which in brief gives some
advice to athletes on “starting small”,
“making a plan”, “always looking”, “being
respectful and “taking it easy”.
Lidson Kids: The NSAA started the
campaign in 2002, which got two million
hits since thenandplayed an important
role on spreading the use of helmets in the
correct way.
Objects are Closer than They Appear:
The campaign, started by the NSAA in
2008, aimsat creatinga more serious
awareness regarding the first article of the
Responsibility Principles.
Sun Safe on the Slopes: This campaign
arranged by the NSAA with the Huntsman
Cancer Institute, is aiming at a range of
actions to prevent our sun-exposed skin
and eyes from the harmful
solarradiationespecially at high altitudes.
It is not enoughto only raise awareness
of consumers at ski resorts. Inspection
is also necessary toto make sure that
this awareness has been put into
practice. For instance, in the U.S.A:, ski
patrols have been established at 650
points with 28,000 staff.2However,
businessoperators alsohave prime the
responsibilities regarding safety. When
we asses the situationin Turkey, we notice
its place not to be at where it needsto be.
Turkish Ski Federation had submitted a
drafton theregulations forski slopes and
$mechanical lifts operationsin 2012 but
those regulations were not carried into
effect. Even if they they were put into
practice, it would have been be a matter of
question whether the regulationswouldbe
inspected or businesseswould take any
notice of them. Today, there are only a few
businesseswho understand the importance
of safety. However, to some extent, these
few businessesget their return for putting
safety matters first intoaction. Moreover,
on May 22, 2015, at the SabancıUniversity
Istanbul Policy Center we held the Turkish
Ski Tourism Forum3 with the attendance
of sector representatives. They particularly
drew attention to the problems about the
management of mechanical facilities. They
also pointed out a well-rounded training of
personnel who are in charge of maintaining
facilities as well as maintenance and the
inspection of the facilities to be carried out
by independent bodies at regular intervals.
In Turkey, businessesmust take notice of
safety at ski resortsbefore consumers do,
and the need of an inspection mechanism
under a competent authority like the NSAA
is inevitable to pass on the necessary safety
standards to the sector. Let’s finish our
article with this highlight. At this point, a
compilation of a booklet4 published in
2014 will be a guiding light, prepared
by theHealth and Safety Executivewith
the co-operation of Ski Slopes Operators
Union, based on related regulations and
guidelines. The outlines of this document,
entitled “The Safe Operation of Ski Slopes”,
are as follows:
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
72 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
73
• İşletmenin Sağlık ve Güvenlik Politikasını
net bir şekilde ortaya koymak
•Çalışanlar ve tedarikçilerle işbirliğinde bir risk
değerlendirmesi yapmak
•Çalışanları eğitime tabi tutmak
•Kiralık spor ekipmanlarının bakımını
sağlamak, kiralama esnasında müşterinin
fiziksel özellikleri ve kayak seviyesini dikkate
almak
•Çalışan koşullarının sağlık ve güvenlik
gereksinimlerini dikkate almak
•Tesise erişim üzerinde kontrol sağlamak
•Pist inşası, denetimi ve bakımı için uzmanlara
başvurmak
•Mekanik tesis inşası, işletimi ve bakımı için
tedarikçiler ve yeterlik sahibi personelle
çalışmak
•Uyarı tabelaları kullanmak ve devriye ekipleri
oluşturmak
•Ağ ve yastık gibi malzemelerle sporcuları
riskli yerlerde darbelerden korumak
•Pist ezme makineleri mümkün olduğunca
kayak faaliyeti olmayan zamanlarda yeterlik
sahibi kişilerce kullanmak
•İlk yardım ve acil durum için hazır ekip ve
tesisler bulundurmak
•Bakım personeli için de güvenlik tedbirleri
almak
•Pist ve çevresinde asayiş sağlamak
•Kazaları raporlamak ve araştırmak
Snowboard ve Kayak Pistleri Ayrılmalı
mı?
Son bir söz olarak, ayrı bir parantez açıp
özellikle 1990’lı yıllardaki – bence son
derece gereksiz – kayakçı/snowboard’cu
çekişmesi ve bunun bir “güvenlik meselesi”
haline getirilmesine değinmek istiyorum.
Türkiye’de de bu tür uygulamalar ara sıra
gündeme gelebiliyor, hatta bazı “resmi”
pistlerimizde gerçekleştiriliyor bile.
Dünyada ise artık bu uygulama gözden
düştü, hatta A.B.D.’de hala bu konuda ısrar
eden bazı merkezlere davalar açıldı. Davalar
da yetmedi, snowboard’cular “poaching”
denilen “yasak” protesto kayışlarına
başvurdu. Türkiye’de büyük bir kar sporları
forumunda yaptığımız sorgulamada, bu tür
bir uygulamaya karşı ciddi bir direniş çıktı.
Zira bu uygulama kayakçı ve snowboard’cu
stillerinin birbirlerinin güvenliğini tehdit
ettiği mantığına yaslanıyor. Ancak gerçekte
olan, pistlerin ayrılmasından ziyade
snowboardcu’ların piste alınmaması
yönünde. Yani abesle iştigalin son perdesi
(not: kayakçıyım).
• to maintain sports equipment, take
customer’s physical features and ski level
into account during hiring
• to take notice of employees’ health and
safety needs
• to maintain control over access to the
facility
• to consult experts on a ski track’s
construction, inspection and maintenance
• to work with suppliers and competent
personnel for the construction of a mechanic
facility, its management and maintenance
• to use warning signboards andform patrol
teams
• to protect athletes against crashesat risky
areas with nets and cushions
• to use ski tracks groomingmachines by
competent persons when there are no ski
activities as far as possible
• to have a team and facility available forfirst
aid and emergency situations
• to take precautions for maintenance
personnel
• to maintain the order and safety around
the track
• to report and investigate accidents
Should Snowboard and Ski Tracks Be
Separated? Lastly, I would like to mention
the skier vs snowboarder debate- which
I believe isabsolutely unnecessary – in
1990s which became a ‘safety matter’. In
Turkey, such an implementation is at the
top of agenda from time to time, yet in
our some“official” tracks it is carried out.
However, this implementation hasfallen
into disfavourin the world. Moreover, in
the U.S.A.some resortswere sued who
insisted on the matter. This case was not
sufficient so snowboarders applied to
‘illegal’ protest belts called ‘poaching’.
In Turkey, our investigation showed that
there was a serious resistance against such
an implementation, at onlinewinter sports
forum. In fact, such an implementation
leans on the reason that the styles of
skiers and snowboarders threaten one
another. However, the truth is apart from
separating tracks and is about not having
snowboarders on tracks. This is the final
curtain of the concern(note:I’m a skier).
Translation: Gülistan Yıldız Menteş
1 National Ski Areas Association. Safety Programs,
www.nsaa.org/safety-programs
2 National Ski Patrol. About NSP, www.nsp.org/
about/about.aspx
3 Demiroğlu, O. C. (2015). Kayak Turizmi
Forumu’ndan Kayak Turizmi Politikasına Notlar. İPM-
Mercator Politika Notu, İstanbul Politikalar Merkezi.
4Health Safety Executive (Ekim, 2014). The Safe
Operation of Ski Slopes,
TOL GRUP A.Ş. Gürsel Mah. Kağıthane Cad. Tol Plaza No:36
34400 Kağıthane/İSTANBUL/TÜRKİYE
Tel:+90 212 222 50 90 Fax:+90 212 320 48 58 Mail:info@tolgrup.com
www.tolgrup.com
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
74 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
75
öportaj
reportage
Güvenlik Ve Sağlik Önce Gelir
Kayak Yaralanmaları
Opr.Dr. Kadir Yavaşoğlu
Safety And Health Come First
Ski Injuries
Opr.Dr. Kadir Yavaşoğlu
Spor yaralanması denince aklımıza
sporu profesyonelce yapanların yaralanması
gelmektedir. Hâlbuki spor büyük
kitlelerce eğlence, sağlık ve vücudu zinde
tutmak amacıyla da yapılmaktadır. Böyle
düşünüldüğünde spor yaralanmalarına
sporu eğlence amaçlı olarak yapanlar
açısından da bir yaklaşım getirmek
gerekir. Çünkü yarışma amaçlı yapılan
yaralanmalarında profesyoneller (hekim,
antrenör gibi ) olduğundan yaralanan
sporculara genelde uygun şekilde ilk yardım
yapılıp sonraki tedavileri için uygun yerlere
ulaştırılmaktadır. Fakat eğlence amaçlı
yapılan sporlar, ülkemizde hiçbir ön hazırlık
yapılmadan, düzensiz bir şekilde ve gerekli
tedbirler alınmadan da yapılmaktadır. Bu
nedenle yaralanmalar daha fazla olmakta
ve ilk yardım ile sonraki tedavilerinde
sorunlar yaşanmaktadır. Kış sporları büyük
bir oranda eğlence ve vücudu zinde tutmak
için yapılmaktadır. Fakat genelde yılın belirli
zamanlarında yapılan bu sporda kişiler yeterli
ön hazırlık yapmadan pistlere çıktığından
sporcu ve sağlık kuralının değişmez şartı
olan spordan önce on hazırlık yani vücudun
yeterli fiziksel uygunluğa getirilmesi
şartı genelde göz ardı edilmekte ve kişi
yaralanmalara büyük oranda açık olmaktadır.
Bu nedenle her sporda olduğu gibi kayak
sporunda da sakatlık oranını azaltmak için
spora hazırlık dönemine kesinlikle özen
gösterilmelidir. Böyle bir sporu yaparken
aklımıza gelecek soruları kısaca hatırlamakta
yarar bulunur.
Spor yaralanmalarının nedenleri
nelerdir?
Genel olarak spor yaralanmalarının
oluşumuna neden olan faktörleri iki başlık
altında toplayabiliriz. Bunlar kişiye ait ve
çevresel faktörlerdir.
Kişisel faktörler: Fiziksel eksiklikler,
yorgunluk ve aşırı yüklenme, anatomik
sorunlar, psikolojik faktörler (riski
kabullenme, aşırı istek), geçirilmiş tam
tedavi edilmemiş yaralanmalar, yaş ve
cinsiyet gibi.
Çevresel faktörler: Kötü ve yetersiz
spor tekniği, yetersiz ve kötü antrenman,
kötü malzeme kullanımı, çevre, zemin ve
kurallara uymamak gibi.
Kayak yaralanmalarında ciddiyet
nedir?
Bir spor yaralanmasının ciddiyet
derecesini anlayabilmek için altı temel
olguyu değerlendirmek gerekir. Bu
olgular; yaralanmanın oluş biçimi, tedavi
şekli ve süresi, spordan uzak kalınan süre,
kaybedilen işgünü, kalıcı hasar ve maddi
maliyetidir. İşte, bir spor sakatlığının
ciddiyeti bu olguların tek tek ele alınıp,
değerlendirilmesi sonucu anlaşılır. Örneğin;
1-7 gün spordan uzak kalamaya neden olmuş
ise HAFİF, 8-21 gün spordan uzak kalamaya
neden olmuş ise ORTA, 21 günden fazla
spordan uzak kalamaya neden olmuş ise
AĞIR bir yaralanmadan bahsedilebilir.
Kas yorgunluğu nedir?
Egzersiz sırasında oluşan artık ürünlerin
birikmesi ve enerji depolarının
zayıflaması ile ortaya çıkan bir durumdur.
Sıklıkla fiziksel kapasite ile ilişkilidir.
Genelde egzersizi takip eden 1-2 saat
içinde artık ürünlerin uzaklaştırılması ve
depoların doldurulması ile sonlanır.
Kas ağrısı nedir?
Ağır veya alışılmadık düzeyde
aktivitelerden sonra saatler, günler
boyunca devam eden kas ağrılarına
verilen isimdir. Söz konusu kaslar ağrılı,
bazen şiş ve serttir. Sporcular arasında
“hamlık” olarak adlandırılır. Zaman
içinde kendiliğinden geçer. Egzersize
ara vermeyi gerektirmez.
Kas ağrısı nedir?
Ağır veya alışılmadık düzeyde
aktivitelerden sonra saatler, günler
boyunca devam eden kas ağrılarına
verilen isimdir. Söz konusu kaslar ağrılı,
bazen şiş ve serttir. Sporcular arasında
“hamlık” olarak adlandırılır. Zaman
içinde kendiliğinden geçer. Egzersize
ara vermeyi gerektirmez.
Kas zorlanması nedir?
Kasın uzayabilme kapasitesi üstünde
gerilmesidir. Bu sınır aşıldığında kas
zorlanmasından söz edilir. Birkaç kas
lifi anatomik olarak zarar görür. Hasar
bölgesinde hareket ve germelerle ağrı
olmasına karşın büyük bir kuvvet kaybı
ve belirgin bir kanama yoktur. Kas
bütünlüğü korunur.
Kas yırtılması nedir?
Kas yırtılması birdenbire olur ve buna
ilgili kas gruplarında şiddetli ağrı eşlik
eder. Kas bütünlüğü bozulmuş, ileri
derecede kanama, hematom, ağrı,
kuvvet ve hareket kaybı mevcuttur.
When it comes to sports injuries we
think of the injuries of people who do
sports professionally. However, sport is
done by a large number of people as a
recreational entertainment and a healthy
activity to keep the body fit. By thinking
this way, it is necessary to bring a different
approach for sports injuries in terms of
people who do sports for pleasure. It is
because in competition based injuries,
there are professionals (doctors, coaches
etc.) to give the appropriate first-aid to
injured athletes and to take them to the
relevant health centers for further treatment.
Unfortunately, recreational sports are
carried out spasmodically without any
preliminary preparations and precautions.
Therefore, injuries are more common and
problems occur during the first-aid and
later treatments. Most of winter sports
are recreational and are carried out to
keep the body fit. However, these sports
are generally done at certain times of the
year so people step on tracks without
preliminary preparations. In this way they
do not take notice of the constant condition
of athletes’’ and health’s rule; preparation
before sport; in other words, bringing the
body to sufficient physical suitability. When
this rule is disobeyed more injuries become
possible. Therefore, it is absolutely essential
to have preliminary preparations for skiing
as in other sports to reduce the number of
injuries. When we carry out such a sport it
is useful if we remember some questions
briefly that spring to mind.
What are the causes of sports injuries?
In general, we can collect the factors causing
sports injuries under two headings. These are
individual and environmental based factors.
Individual Factors: Physical
imperfections, fatigue, over loading,
anatomical complications, psychological
factors (accepting risks, passionate desire),
experiencing injuries with uncompleted
treatments, age, gender etc.
Environmental Factors: Bad and
insufficient sport technique, insufficient
and bad training, use of poor quality
equipment, environment, ground,
disobeying the rules etc.
What is the severity of ski injuries?
We need to take six basic facts into
consideration to understand the severity
level of sports injuries. These facts are:
the occurrence of the injury, type of the
treatment and the period of the treatment,
the length of time being away from sport,
missing working days, permanent damage
and financial expenditures. In this way,
by taking these facts into account one by
one, the severity of a sport injury will be
understood. For example, if the injury
causes someone to stay away from sport
between 1-7 days, it means MINOR; 8-21
means SECONDARY; above 21 days means
SEVERE.
What does muscle fatigue mean?
It is a complication that occurs when the
accumulation of waste products in the
body increases during an exercise, and
sources of energy become weak. It is often
linked to the physical capacity. It often
comes to an end by sending the waste
products away 1-2 hours after the exercise
and refilling the sources of energy.
What do muscle aches mean?
These are the muscle aches that
continue hours and days after heavy and
unaccustomed activities. These muscles
are painful, sometimes swollen and stiff. It
is called ‘inexperience’’ among athletes. It
disappears in the course of time. There is
no need to discontinue the exercise.
What does a muscle strain mean?
It occurs when a muscle strains above
its stretching capacity. When this limit is
exceeded a muscle strain becomes the
case. A couple of tissues are anatomically
damaged. Despite there is pain in the
damaged area with a movement and
stretching; there is not a big loss of strength
and visible bleeding.
What does a muscle tear mean?
A muscle tear occurs suddenly and a pain
accompanies this in the relevant muscle
groups. In such a case, the integrity of the
muscle is collapsed and severe bleeding,
hematoma, pain and dysmotolity occur.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
76 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
77
sağlık
health
Kayak yaparken en sık yaralanma
sebepleri nelerdir?
1. Bağlamaların sıkı olması ve iyi
ayarlanmaması
2. Acemilik ve eğitimsizlik
3. Kayak uygunsuzluğu
4. Yorgunluk-Bitkinlik
5. Ayakkabı uygunsuzluğu
6. Stoper, kayak ve kenar çeliği
yaralanması
7. Pistin dikliği
8. Pist dışına çıkma
9. Sürat
10. Pistteki çukurlar tümsekler ve pisti
tanımama
11. Pistin kar yapısı
12. Hatalı yavaşlama ve hatalı duruş
13. Çok sıkı kıyafet ve üzerinde sert
cisim olması
Spor yaralanmalarında profesyonel yardım
gelene kadar yapılacakların başında altın
kural olan sakatlanan kişiye öncelikle
zararımızın dokunmamasını sağlamaktır. Bu
konudaki bilincimiz geliştikçe hastaya olan
faydamız artacaktır. Spor yaralanmalarının
diğer önemli kuralı ise sakatlanan bölgenin
sabitlenmesidir. Bunların dışındakileri
kısaca sıralarsak:
Soğuk tedavisi ne zaman yapılmalıdır?
Soğuk tedavisi, sportif yaralanmaların
akut tedavisinde kullanılan ana tedavi
yöntemlerinden biridir. Amaç kanamayı
ve enflamasyonu kontrol altında
tutmaktır. Soğuk tedavisine yaralanmayı
takiben başlanıp sonraki ilk 48-72 saat
devam edilmelidir.
Soğuk tedavisinin yararı nedir?
Soğuk uygulama ile yaralanan bölgede
kan akımı azalır. Dolayısıyla kanama
ve ağrıyı/hasarı artıracak maddelerin
yaralanmış bölgeye göçü azalır. Tüm
spor yaralanmalarından sonra şişlik ve
kanamaya ait işaretler kaybolana kadar
soğuk tedavisi yapılmalıdır.
Soğuk tedavisi nasıl yapılmalıdır?
Soğuk uygulaması 2 saatte bir, 20
dakikayı geçmemek kaydıyla buz
torbaları ile uygulanabilir. Bir günde
toplam uygulama süresi 2 saati (6 kere
20 dakika) geçmemelidir. Eğer soğuk
tedavisi derin dondurulmuş jellerle
yapılıyorsa, 20 dakika yerine 15 dakika
yeterlidir. Soğuk uygulanan alanda deri
direkt temastan korunmalıdır.
Kas yırtığında ne yapılmalı?
Aktivite durdurulmalı. Kanama ve hasarı
artıracak ilgili dokuyu zorlayacak hareketler,
zorlayıcı masaj, sıcak benzeri uygulamalardan
kaçınılmalı en yakın sağlık kuruluşu veya
doktora başvurana kadar soğuk uygulanmalı,
koruyucu bandaj veya atel yapılmalıdır.
Bandajlamanın önemi nedir?
Yaralanmış bölgede akut dönemde dolaşımın
dolayısı ile kanamanın/hasarın az olmasına
katkı sağlar. Yaralanmanın geç döneminde
ise bandaj; yaralanmış bölgeyi sporcuya
bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde hatırlatarak
kişinin dokuyu korumasına katkı sağlar.
Bandaj tek başına bir doku veya eklemi
olası bir travmadan korumaz. Bu ve bunun
gibi herkesin yapabileceği temel tedavi
yöntemleri aslında çok basit görülse de
profesyonel tedavi protokolünün temel yapı
taşını oluşturur. Bu sebeple her bilinçli bireyin
bilmesi ve gerektiğinde uygulanması büyük
önem taşır.
Bu bilgilerden yola çıkarak, kayak
yaparken dikkat edilmesi gereken
altın kurallar şunlardır:
- Ekipmanlar kayak yaparken çok önemlidir,
mümkünse kendinize ait malzemeler
kullanılması yerinde olur.
- Kiralamak zorunda kalırsanız malzemenin
kendinize uygun olup olmadığını kontrol
edin. Kayak yaralanmaları sonrasında en
sık rastlanılan travmalar düşme esnasında
kayakların ayakkabıdan çıkmadığı durumlar
sonucu gelişmektedir. Kiralık malzeme
kullanıyorsanız en ufak bir rahatsızlık ve
güvensizlik halinde kiraladığınız yere gidip
değiştirmekten üşenmeyin. Küçük ya da
büyük ayakkabı size o anda önemsiz gibi
gözükebilir ancak tatilinizi zehir edecek kadar
önemli sonuçlara yol açabilir.
- Vücut ağırlığı ve tecrübe durumunuza göre
kayak ekipmanı seçilmeli ve ayarlamalar kişiye
özel yapılmalıdır.
- Soğuktan korurken hareketinize engel
olmayan elbiseler seçiniz.
- Gözlerinizi güneşten korurken görüşünüzü
etkilemeyen gözlük ve maskeler seçiniz.
- Kalabalık pistlerde dikkatli olmak gerekir zira
kaza ihtimali daha fazladır.
- Gereksiz ve erkenden kendine fazla güven
özellikle acemilerde sık sakatlanmalara sebep
olur.- Kaymaya başladığınız ilk bir saat daha az
riskli yollar ve manevralar seçin. Bu süre içinde
hem vücut ısınacak hem de kısa bir alıştırma
dönemi sonrasında kayak aktiviteniz daha iyi
olacaktır.
- Snowboard yapanların özel koruyucu
bileklikler takmaları önerilir.
- Alkollü olarak kayak yapmak kaza ve
sakatlanma riskini arttıracaktır.
- Yorulduğunuzda mutlaka ara verin, kayağın
verdiği zevk her zaman sizi biraz daha kaymaya
zorlayacaktır.
- Birisini geçerken, tahmin edilmeyen
hareketlere karşı yeterli mesafe bırakın.
- Her türlü uyarı levhasını dikkate alın.
Unutmayın, bu uyarılar uzun süren tecrübeler
sonucu ortaya çıkmıştır.
- Dizlerinizi bükük pozisyonda tutmaya çalışın,
düşme esnasında dizleri açmaya çalışmayın.
- Düştükten sonra, kurtulmak için çaba
göstermeyin, durana kadar yerde kalın.
Herhangi bir yaralanma meydana geldiği
zaman bu yaralanmanın derecesinin
belirlenmesi önemlidir. Hemen kaymayı
bırakın ve yardım gelmesini bekleyin.
Yaralanan bölgenin istirahat alınması,
buz uygulanması, yukarıya kaldırılması ve
kompresyon ilk yardımın temelini oluşturur.
Yaralanmaların değerlendirilmesi ve tedavinin
düzenlenmesi mutlaka uzman hekimler
tarafından yapılmalıdır.
What are the most frequent causes of
injuries when skiing?
1. Lose fastening and wrong adjustment
2. Inexperience and lack of education
3. Unsuitability of the ski
4. Fatigue and exhaustion
5. Unsuitability of the shoes
6. Stopper, ski and edge steel injury
7. The steepness of the track.
8. Going out of the track
9. Speed
10. Pits and bulges on the track and not
knowing the track
11. The snow structure of the track
12. Wrong approach and wrong
stop.
13. Very tight outfits and not having a
hard object over them
In sports injuries, it is a golden rule not to
do any harm to the injured person until
the professional help arrives. The more we
become aware of this the more we become
useful for the patient. Another golden rule
of sports injuries is to immobilize the injured
part. Apart from these, the other important
points are:
When should cold therapy be
carried out?
Cold therapy is one of the main
treatments to be used for acute treatment
in sports injuries. The purpose is to keep
the bleeding and inflammation under
control. Cold therapy should be started
straight after the injury and be continued
the following 48-72 hours.
What is the benefit of cold therapy?
With cold application the blood stream
in the injured area decreases. Thereby,
the immigration of bleeding, pain and
damage substances to the injured
area tails off. In all sports injuries, cold
therapy should continue until the scars
-belonged to swelling and bleedingdisappear.
How should cold therapy be applied?
Cold therapy can be applied with ice bags
every two hours for 20 minutes. The total
amount of application time a day should
not be more than 2 hours (6 times, 20
minutes). If cold therapy is done with
deep-freezing gels, 15 minutes is enough
instead of 20 minutes. The skin should be
protected from direct contact during the
application on the area.
What should be done for a muscle
tear?
The activity must be stopped. Forcible
movements to increase bleeding and
damage in the relevant tissue; forcible
massage, applications like hot must
be avoided and cold must be applied,
protective bandages or splint must be
used until consulting the nearest health
center or a doctor.
What is the importance of bandaging?
It contributes to decrease the bleeding/
damage in the injured area at acute stage.
At the late stage of the injury, bandaging
contributes to protect the tissue of the
injured person and the patient should
be voluntarily or involuntarily reminded
of this fact. In this way the injured person
will protect the tissue. Bandaging alone
does not protect a tissue or joint against
a possible trauma. This and similar basic
treatments methods can be applied by
everybody and they seem to be very
simple. However, it forms the fundamental
structure of the professional treatment
protocol. Therefore, it is very important
that a conscious person know it and apply
it when it is necessary.
In the light of this information, the
following are the golden rules that
should be taken into consideration:
- Equipment is very important when skiing,
if it is possible you can use the equipment
that belongs to you. If you have to hire the
equipment, make sure that is suitable for you.
When ski shoes do not come off the most
frequent traumas after ski injuries develop as
a result of this. Do not be lazy to exchange the
hired equipment if you feel uncomfortable
and insecure. You may not attach importance
to tight shoes or big shoes but it can cause
serious problems to ruin your vacation. - Ski
equipment should be chosen according to
your weight and experience. And adjustment
should be made personal.
- To protect from cold, choose outfits that do
not prevent your movements.
- When you protect your eyes from the sun,
choose the glasses and masks that do not
affect your standpoint.
- It is necessary to be careful on crowded track
because the possibility of an injury is higher.
- Unnecessary and early confidence in
amateurs causes frequent injuries.
- Choose less risky places and maneuvers
when you start to ski in the first hour. In the
meantime, the body will warm up and after a
short period of adjustment your ski activity will
be better.
- People who do snowboard are advised to
wear special protective wristbands.
- The risk of an accident and injury will increase
when a person skies alcoholic.
- When you get tired, definitely take a break,
the pleasure you take from skiing will force
you to ski more.
- When you pass someone, leave enough
distance for unexpected movements.
- Take notice of every warning sign. Bear in
mind, these warnings have showed up in
consequence of experiences.
- Try to keep your knees in a bent position; do
not try to open your knees during a fall.
- Do not make an effort to escape after a fall,
stay on the ground until you stop. When any
injury occurs, determination of the level of
the injury is important. Leave ski immediately
and wait for help. Taking the injured area
into the rest, application of ice, lifting up and
compression are the fundamentals of the
first-aid. The evaluation of the injuries and the
arrangement of the treatment must definitely
be carried out by specialist physicians.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
78 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
79
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
80 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
81
öportaj
reportage
“Tüm Spor Severleri
Beyaz Dünyaya Bekliyoruz”
1973 Erzurum doğumluyum. Kayak sporuna 6 yaşında başladım. Uzun yıllar kayak
sporunda başarılara imza attım. 71 kez Milli formayı giyip Türkiye de en çok milli
olan sporcu ünvanını halen sürdürmekteyim. Uzun yıllar Türkiye şampiyonluklarım
oldu. Uluslararası Palandöken Kupası’nda madalyalar kazandım. En son 1998
Yılında Japonya’da yapılan 18. Kış Olimpiyat Oyunlarında Türkiye’yi tek sporcu
olarak temsil ettim. Ay yıldızlı bayrağı 1998 yılında ben taşıdım. 2002 Amerika
Salt Lake City’de yapılan 19. Kış Olimpiyat oyunlarına küçük kardeşim Atakan ‘a
ay yıldızlı bayrağı teslim ettim.
Arif Alaftargil
Milli Kayakçı
Kış Sporlarına yönelik ülkemizde
önemli gelişmeler var mı?
2011 yılında Erzurum yapılan Üniversite
Kış oyunlarından sonra ülkemizde kış
sporlarında büyük reformlar oldu. Kayak,
kayak atlama, snowboard, serbest stil
kayak ve buz sporlarında yüksek kaliteli
ve FIS standartlarına uygun yarışmalar
gerçekleştirdik. Tabi ki bunun yanı sıra
turizm kayak sektörü de olumlu yönde
ilerleme kaydetti. 2011 yılından önce sayısı
yaklaşık 8-10 arasında olan kayak merkezi
bugün baktığımızda 30 civarındadır. Bu
da ülkemizde kış sporlarına olan ilgiyi ve
halkın kış tatilini de ne kadar önemsediğini
göstermektedir. Ayrıca Ankara’da yapılan
Simpaş 12 ay kayak yapma imkânı olan
yapay pist; eğitim ve üst düzey kayakçılara
hitap eden bir noktadır. Bunun da yine
kayak sporuna büyük katkı sağlayacağından
şüphem yoktur.
Nasıl kıyafetler tercih edilmelidir?
Kayak sporu kış şartlarına uygun kıyafetlerle
yapılmalıdır. Öncelikle son yıllarda artık
dikkat edilen en önemli husus kask
mecburiyetidir. Geçmiş yıllarda kayak
merkezlerinin pistleri genellikle doğal kar
ile hizmet veriyordu. Fakat günümüzde
yapay kar devreye girince pist koşulları biraz
daha zor oluyor. Ayrıca artık teknolojinin de
sporseverlerin daha spor aktivasyonlarını
emniyetli yapmaları için malzemenin daha
doğru tercih edilmesi ve onun her koşula
uygun olması gerekmektedir.
Kayak seçiminde nelere dikkat
edilmelidir?
Özellikle kayak merkezlerinde kiralanan
kayakların doğru tercih edilmesini tavsiye
ediyorum. Fiyatı uygun olan malzemeler
tercih edilmemeli. Fiyatı uygun olan
malzemeler tercih edilmemeli. Kayak zevk
için, spor için yapılıyor fakat ömrü biten
ürünler zevki eziyet haline getirmektedir.
Bunun yanı sıra sakatlanmalara sebep
olmaktadır. Kayak sporu sakatlık oranı
az olan bir spor dalıdır fakat yukarıda
belirttiğim gibi eğer doğru malzeme tercih
edilmez ise sakatlanmak kaçınılmaz olur.
Kayak alınacak malzemeler için doğru
mağaza seçimi çok önemli. Bu konuda
uzman olan mağazalar tercih edilmelidir.
Ayarıca son yıllarda artık kayak malzemesi
geçmiş yıllarda olduğu gibi yüksek fiyatlara
satılmamaktadır. Her ekonomiye uygun
fiyat alternatifleri mevcut bu nedenle kayak
malzemesi kendinin olursa bu spordan
daha çok zevk alınacaktır.
olması gerekmektedir.
“We Invite All Sports
Lovers to the White World”
I was born in 1973 in Erzurum. I began skiing when I was 6 years old. I had
many achievements in skiing. I worn our national uniform for 71 times and
received the most titles as a national athlete and I still carry my title. I had Turkey
championships for many years. I won medals in International Palandöken Cup.
Finally, in 1998, I represented Turkey as the only athlete in the 18th Winter
Olympic Games held in Japan. I carried our flag in 1998. I handed over our flag
to my brother Atakan in the 19th Winter Olympic Games in 2002, in Salt Lake
City, in America.
Arif Alaftargil
National Skier
Are there any developments in
winter sports in our country?
In 2011, after University Winter Games there
were significant improvements in winter
sports. We carried out competitions at high
quality and FIS (Federation Internationale
De Ski) standards in skiing, ski jumping,
snowboard, freestyle skiing and in ice
sports. Except this, tourism ski sector also
made progress significantly. Before 2011
there were only 8-10 ski resorts, but today
there are about 30 ski resorts. As a result,
the interest is growing in winter sports in our
country and it also shows that our citizens
have a high opinion of winter holidays.
Besides, Simpaş was built in Ankara as an
artificial track where it is possible to ski for
12 months which appeals to training and
senior skiers. I have no doubts that it will
make a big contribution to skiing.
What points should people consider
who want to lodge at a ski resort?
First of all, it is important that the ski resort we
choose have an accommodation facility and
easy transportation. In addition to this, we
need to make sure that the snow quality is at
international standards, the tracks are safe,
and the information points are correct and
practical such as the guidance at ski tracks.
Moreover, there should be correct and
educated ski instructors at ski resorts and
people should take lessons from qualified
instructors at international standards who
wish to learn skiing. Choosing the right
equipment is one of the most important
factors. If you do not choose outfits suitable
for winter conditions you will turn the
pleasure into suffering.
What kinds of ski items should be
chosen?
Ski has to be done with the items that
appropriate for winter conditions. Firstly, the
most important point has been the necessity
of helmets in recent years. In the past years,
the tracks of the ski resorts provided service
with natural snow. However, when the
artificial snow stepped in, the condition of
the tracks became more difficult. With the
advanced technology, sports lovers need
to choose the right items that are suitable
for every condition to carry out their sports
activities safely.
What points are important when
choosing skis?
I suggest that when people rent skis in ski
resorts, the right skis should be chosen. The
affordable materials should not be chosen.
Ski is done for pleasure and as a sport,
but expired products turn the pleasure
into suffering. Apart from that, they cause
injuries. Skiing is a sports branch with fewer
injuries but as I have mentioned above,
if the right items are not chosen, injuries
become unavoidable. Choosing the right
store to buy ski items is very important.
Competent stores should be preferred.
Besides, ski items have not been priced out
of the market in recent years comparing to
the past years. There are price alternatives
suitable for every budget and in this context
if you have your own ski items the pleasure
taken in this sport will increase.
Kayak merkezinde konaklamak
isteyenler nelere dikkat etmelidirler?
Öncelikle seçeceğimiz kayak merkezin
konaklama ve ulaşım kolaylığının olması
gerekir. Bununla birlikte kayak merkezindeki
kar kalitesinin uluslararası standartlara
uygunluğu, pistlerin güvenliği, pistlerdeki
yönlendirmeler gibi bilgilendirme
noktalarının doğru ve kullanışlı
olmasına dikkat etmeliyiz. Ayrıca kayak
merkezlerinde doğru ve eğitimli kayak
eğitmenlerinin olması ve kayak öğrenmek
isteyenlerin uluslararası standartlarda,
diplomalı eğitmenlerden ders almaları
gerekir. Doğru malzeme seçimi en önemli
faktörlerden birisidir. Kış koşullarına uygun
kıyafetler tercih edilmediği takdirde keyif
yerini eziyete çevirmektedir.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
82 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
83
gezi
trip
ISCHGL
ALPLERİN METROPOL YAŞAM TARZI
THE LIFESTYLE METROPOLIS OF THE ALPS
TVB Paznaun – ISCHGL
Tirolean Paznaun’de Ischgl sadece birinci sınıf kar eğlencesini
sunmuyor, aynı zamanda burası her yıl yüksek kalite eğlence programıyla
rotayı belirliyor. Ischgl uluslararası kış sporları arenası Alplerin en
büyük bitişik kayak bölgelerinden biridir ki burası kayak yamaçlarıyla,
birçok serbest kayak alanıyla ve çok büyük eğence parklarıyla gelenleri
etkilemektedir.
Ischgl in Tirolean Paznaun offers not only first-class snow enjoyment, but
also sets the course with its high-carat entertainment-programme every year.
The transnational winter sports arena of Ischgl is one of the largest contiguous
skiing areas in the Alps, impressing with its perfectly groomed slopes, numerous
freeride areas and giant funparks.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
84 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
85
Konumu
Kayak Alanı
The Location
Ischgl 1,600 nüfustan oluşan bir
kasabadır, burası Tirol’ün batısında
Paznaun’da kış sporları bölgesi olarak en ünlü
konumdadır. Burası 1,377 metre yükseklikte
Silvretta ve Verwall Alpleri arasında güneşte
bronzlaşan yüksek bir vadide kurulmuştur.
Çevre halklar Galtur, Kappl ve See’leri
içermektedir.
Sayısızca ve en uygun şekilde hazırlanmış
kilometrelerce kayak pistleriyle, güvenilir
kar koşullarıyla ve Avrupa’nın en büyük
serbest kayak parklarından biriyle, Silvretta
Arena’da 26 Kasım 2015’ten 1 Mayıs
2016’ya kadar eşsiz kış sporları deneyimi
garanti edilmektedir. 45 konforlu kayak
asansörü ve teleferik misafirleri direk olarak
merkezden uluslararası kış sporları alanına
taşımaktadırlar, yol boyunca bu yamaçlar
Swiss Samnaun’ya ulaşırlar. İki Eğlence
Parkı ayrıca Silvretta Arena’nın Avusturya
ve İsveç bölümlerine dört bir yandan
dağılmaktadırlar. Ischgl Kar Parkı snowbord
yapanlar ve serbest kayakçılar için, tek başına
Alplerin Serbest Kayak- Cenneti’dir; burası
üç bölüme ayrılmıştır: Kingsize, Public ve
Begginers Parkları, bunlar sayısızca Manevra
Alanı, Ray ve Snowboard Tümsekleri
sağlamaktadır. Kayak alanı için günlük geçiş
mevcut olup 51 Avro’dur. 8 yaşına kadar
olan çocuklar – eğer bir ebeveyn tarafından
eşlik ediliyorlarsa- Silvretta Arena’yı ücretsiz
kullanabilirler, 16 yaşına kadar olan gençler
çocuk indiriminden faydalanırlar. Kayak geçiş
oranları ve indirimler için aha fazla detaylar
http://www.ischgl.com/en/skipassprices-tyrol-austria
sitesinde mevcuttur.
JULY/AUGUST 2015
84
Ischgl, a town of some 1,600
inhabitants, is the most famous location in
the Paznaun winter sports region in the west
of Tirol. It is located at 1,377 metres altitude
in a sun-kissed high valley between the
Silvretta and Verwall Alps. Neighbouring
communities include Galtur, Kappl and See.
The Skiing Area
Countless optimally groomed kilometres
of slopes in a location with reliable snow
conditions and one of the largest contiguous
Freestyle-Parks in Europe guarantee a oneof-a-kind
winter sports experience in the
Silvretta Arena from 26 November 2015 to
1 May 2016. 45 comfortable lifts and cable
cars carry guests directly from the centre to
the transnational winter sports arena, the
slopes of which reach all the way to Swiss
Samnaun. The two Funparks also spread
across the Austrian and Swiss parts of the
Silvretta Arena. The Ischgl Snowpark for
boarders and freeskiers is the Freestyle-
Dorado of the Alps per se, and divided into
three areas: Kingsize, Public- and Beginners
Park provide numerous Kickers, Rails and
Quarterpipes. The day-pass for the ski area
is available from 51 Euro. Children up to 8
years of age can use the Silvretta Arena – if
accompanied by a parent – for free, youth
up to 16 years receive a children’s discount.
More details on the ski pass rates and
discounts available on http://www.ischgl.
com/en/skipass-prices-tyrol-austria
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
86 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
87
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
88 JULY/AUGUST 2015
JULY/AUGUST 2015
89
Kendi kalitesinde eğlence
Spor noktalarından uzak, bu kayak
alanı yüksek kalite Aktiviteleri için intizamlı
bir yer olarak hizmet verir. Böylelikle,
uluslararası müziğin seçkinleri düzenli
olarak efsanevi ‘’Dağ Başı Konserleri’’
için buluşurlar – şehir merkezinde kış
sezonunun başlaması, Paskalya için ve
sezonun bittiğini göstermek için 2,300
metre yükseklikte, hemen kayak alanının
kalbinde, ünlü Idalp etabında bu konserler
düzenlenir. Ocak ayında, Silvretta Arena
daha sonra dev bir açık hava galerisine
dönüşür. On tane uluslararası heykeltıraş
çifti kar heykeli ‘Beyazlar İçinde Şekiller’’
yarışması için buluşurlar ve sadece beş
gün içerisinde havaya metrelerce uzanan
heykeller yaratırlar. Güvenilir kar koşulları
sayesinde, kış sporları hayranları bu
muhteşem eserlere bütün kayak sezonu
boyunca hayretle bakma şansını yakalarlar.
Nisan ayında gerçek bir Maraton
Müsabakası misafirleri beklemektedir:
‘Dağ Başı Paskalya Konseri’nin’ yanı sıra
Kayak WC Gastronomi ve ‘Şeflerin Kupası’
da ayrıca programda yer almaktadır. Ischgl
sadece Metropol Yaşam tarzı değil, aynı
zamanda Alplerin aşçılık kalesidir. Dörtten
daha az olmayan restorantları, toplam
dokuz aşçı şapkasıyla popular kış
sporlarının varış noktası olan Tyrolean
Paznaun’da bulmak mümkündür.
Kayak günü sona erdikten sonra, pistin
dışında bir şeyler daha hareketlenir.
Kayaktan sonra yapılan sosyal etkinliklerin
hiçbiri Ischgl’daki kadar nefes kesici
değildir. Çeşitli gösteri yerlerinin farklı
türleri Alp Dağları’na hastır. Aynısı kulüp
sahnesi için de geçerlidir ki bu gece
eğlencesini sevenlere dans etme ve sabah
saatlerine kadar eğlenme olanağını tanır.
Daha çok sessizlik tercih edenler otelin
geniş sağlık tesislerinde ya da Silvretta
Center’da rahatlayabilirler.
Çok fazla alış-veriş seçenekleriyle katkısız
lüks bulunabilir. Küçük dizaynır butikleri ile
birleşmiş espresso-bar veya modern alışveriş
merkezleri var.
Ischgl’da gece ışıklandırması yedi
kilometre uzun ışıklar kar kızağı akışında
olup, Silvretta teleferiğinin üst terminalinde
başlar. Aralık ortalarından Nisan ortalarına
kadar, eğer hava izin verirse, her Pazartesi
ve Perşembe açıktır – bu hız arayan
idealistler için harika bir ipucudur.
Entertainment in a class of its own
Away from the sports highlights, the
skiing area also serves as a regular venue
for high-carat Events. Thus the elite of the
international music scene regularly meets
up for the legendary “Top of the Mountain
Concerts” – in the town centre to mark
the start of the winter season, for Easter
and the end-of-season at 2,300 metres
altitude, right in the centre of the skiing
area on the famous Idalp stage. In January,
the Silvretta Arena is then transformed into
a giant open-air gallery. Ten international
artist couples meet up for the snow
sculpture contest “Shapes in White”, and
within just five days create snow sculptures
rising metres up into the air. Thanks to the
reliable snow conditions, winter sports
fans have the chance to marvel at these
masterpieces from up close all through
the skiing season.
A true Event-Marathon expects guests
in April: Apart from the “Top of the
Mountain Easter Concert”, the Ski-WC of
Gastronomy and the “Star Cup of Chefs”
are also on the programme. Ischgl is not
only the Lifestyle-Metropolis, but also the
culinary stronghold of the Alps. No less
than four restaurants with a total of nine
toques can be found in the popular winter
sports destination in Tyrolean Paznaun.
When the day’s skiing comes to an end,
things heat up once more off the slopes.
Nowhere is après-ski more thrilling than in
Ischgl. The variety of venues of the most
different kinds is unique to the alpine
region. The same goes for the club scene,
which allows night owls to dance and flirt
until the small hours. Those who prefer
a more quiet approach can relax in the
spacious wellness facilities of the hotels or
in the Silvretta Center.
Unadulterated luxury can also be found
with the many shopping options. Be it
small designer boutiques with integrated
espresso-bar or modern shopping
centres.
The nightly highlight in Ischgl is the
seven kilometre-long floodlit toboggan
run, starting at the upper terminus of the
Silvretta cable car. From mid-December
to mid-April, if the weather permits, it is
open every Monday and Thursday – the
perfect tip for speed-seeking stargazers.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
90 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
91
tanıtım
presentation
Nefes Kesici
Kış Tatili
Ischgl’de Alp disiplini yaşam tarzının keyfini çıkarın
Thrilling winter holiday – enjoy the Alpine lifestyle in Ischgl
Ischgl’de Fliana Otel’de kışı
seveceksiniz. Ischgl’de bir kayak tatili
gerçek bir zevktir - profesyonel kayakçılar,
snowboard yapanlar, yeni başlayanlar-
Ischgl Silvretta Arena kayak bölgesinden
herkes memnun kalır. Mükemmel kar
için hazırlanmış olanaklarımız sayesinde
ilkbahar sonuna kadar snowboard zevki
garantilidir.
İster kayak yaptıktan sonra sosyal
bir etkinlik, ister kızak turu, ister kar
ayakkabılarıyla yürüyüş, ister kuzey disiplini
kayağı, ister atla çekilen kızak olsun- Ischgl
sizlere çok çeşit sunmaktadır.
Hiçbir şeyi düşünmeyin, rahatlayın ve eşsiz
dağ manzarasının tadını çıkarın…
Yeniden enerji depolayın ve Tyrol’de bütün
duyularınızla macera dolu kış tatilinin
keyfini yaşayın. Dağlarda geçirdiğiniz uzun
ve yorucu bir günün ardında kendinizi
ödüllendirmek için kurum içinde olan
kaplıca tedavimizden yararlanın.
You are going to love the winter at
the Fliana Hotel in Ischgl. A skiing holiday
in Ischgl is a real pleasure - be it extreme
carvers, snowboarders or beginners –
everybody finds fulfilment in the Ischgl
Silvretta Arena skiing region. Thanks to
the excellent snow-making facilities, ski
and snowboard enjoyment is guaranteed
until late spring.
Whether it is après ski, sledding outings,
snowshoe hiking, cross-country skiing,
horse-drawn sled rides – Ischgl offers a lot
of variety.
Tune out, relax and enjoy the one-of-akind
mountain scenery...
Refuel energy and enjoy your adventerous
winter holiday in Tyrol with all your
senses. Take advantage of our in-house
spatreatments to reward yourself after a
long and streneous day in the mountains.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
92 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
93
En İyisi
Fliana Otel’i Fimba ve Pardatschgrat
kayak asansörlerinin arasında kurulmuştur.
Çıkmak istediğiniz dağ için binmek
istediğiniz teleferiği seçebilirsiniz ve son
çalışmanız direk olarak Fliana Otel’de son
bulmaktadır!
Dünya Rekoru: 1.251 m ile yeni
Pardatschgrat kayak asansörü herhangi
bir teleferiğin sahip olamadığı en büyük
yükseklik farkına sahip olacaktır. Mevcut
olan; iki bölümden oluşan ve bir orta
istasyonu olan 4 koltuklu tek kablolu
ray (1990’da yapıldı) artık Ischgl/Idalp
kayak tesisinin ulaşım merkezi olarak
yeterli değildir. Bu nedenle mevcut olan
Pardatschgrat teleferik rayı çıkarılacak ve
rüzgâra karşı dayanıklı şehir merkezinin
doğusundan başlayan ve orta istasyon
olmadan direk olarak Pardatschgrat’
a giden bir kayak teleferiği gondolu
yerleştirilecek. Mevcut olan vasıtanın
üst bölümü kalacak. Bunun neticesinde,
sabah saatlerinde ilgi çeken yamaçlara
Pardatschgrat’dan orta istasyonuna
ve Velill’de ulaşım mümkün olacaktır,
çünkü bu gondollar çoğunlukla aşırı
dolu olmasından ve kuyruklarda uzun
beklemelerden dolayı mümkün olmadı.
Biz heyecanlıyız: Bu demek oluyor ki
bu kış başlıyoruz. Otel Fliana Avrupa’nın
gelecekteki en modern teleferik
raylarından olacak, ki bundan dolayı
misafirlerimiz Alplerin en iyi kayak
merkezlerinden birine hızlı ve kolay bir
şekilde ulaşacaktır.
Fliana’da Kendini
Iyi Hisset Atmosferi
Şık tasarım, düzgün ve basit şekil, doğal
renklerin unsurlarıyla birleşmektedir.
Bu sizi Ischgl’de Design Flina Otel’de
bekleyen şeydir. Ischgl’de tatil boyunca
memnun edici atmosferin keyfini çıkarın
ve gerçek Tyrolean misafirperverliğinin
sıcaklığını tecrübe edin. Yeniden
enerji depolamanız için ve gerçekten
zevkinki çıkarabileceğiniz bu mükemmel
konaklama yeri Tyrolean Alplerdedir.
The Best
The Fliana Hotel is located between
the Fimba and Pardatschgrat lifts. You can
select which cable car you wish to climb
the mountain on and your last run ends
directly at the Fliana Hotel!
World record: With 1,251 m, the new
Pardatschgratbahn lift will have the largest
altitude difference of any tri-cable car. The
existing 4-seat mono-cable railway (built
in 1990) with two sections and a middle
station, is no longer adequate to be the
main transportation hub of the Ischgl/
Idalp ski resort. The lower section of the
existing Pardatschgrat cable railway will
therefore be dismantled and replaced by
a wind-resistant tri-cable gondola starting
at the eastern part of the town center,
going directly to the Pardatschgrat with no
middle station. The upper section of the
existing facility will remain. As a result the
attractive slopes from the Pardatschgrat
to the mid station and in Velill will also
be accessible during the morning hours,
something that was often impossible
before due to over-full gondolas and long
waiting lines.
We are excited:This means that starting
this winter, Hotel Fliana will be next to one
of Europe’s most modern cable railways,
and that our guests will have fast and easy
access to one of the best skiing resorts in
the Alps.
Fliana Feel
Good Atmosphere
Stylish design, straight and simple forms,
combined with elements of natural colors.
This is what awaits you at the Design
Hotel Fliana in Ischgl. Enjoy the pleasant
atmosphere and experience the warmth
of true Tyrolean hospitality during your
holiday in Ischgl. This accommodation in
the Tyrolean Alps is the perfect place to
recharge your batteries and really enjoy
yourself. his means that starting this winter,
Hotel Fliana will be next to one of Europe’s
most modern cable railways, and that our
guests will have fast and easy access to
one of the best skiing resorts in the Alps.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
94 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
95
Avusturyalı
Yöneticilerin Gözünden
Türkiye Kayak Merkezleri
Turkey Ski Resorts in Austrian Executives’ Eyes
2 Mart - 6 Mart 2015 tarihleri arasında
Skidata ve Tolgrup A.Ş.‘nin düzenlemiş
olduğu eğitim gezisinde Avusturya Ischgl
Kayak Merkezi’nden Hannes Parth ve
Gerold Huber katılımcılar arasındaydılar.
Yapmış olduğumuz gezi esnasında Uludağ
Kayak Merkezi’ni ve Erzurum’da bulunan
Palandöken ve Konaklı Kayak Merkezleri’ni
ziyaret edebilme fırsatı bulduk. Her iki kayak
merkezinin en büyük avantajı şehre olan yakın
mesafeleridir. Erzurum’un kendi havaalanı
bile var ve kayak merkezine ulaşım araçla
sadece on dakika. Kayak merkezlerinin
rakımı ve soğukluk derecesi Alplerdeki kayak
merkezleriyle eşit değerdedir. Türkiye’de
önemli olan ve yapılması gereken halkı
kayak sporuna teşvik etmektir. Çocuklara ve
gençlere kayak eğitimi verilmeli ve bunun için
okulların kayak eğitimi sunmaları gerekiyor.
Kayak merkezlerinin en büyük dezavantajı ise
ortak Ski-pass kullanmamalarıdır. Uludağ‘da
örneğin birçok otelin iki kayak asansörü ve pisti
bulunuyor. Her işletmeci kendi Ski-pass’ını
kullanıyor. Bize göre bir kendi Ski-pass’ını
kullanıyor. Bize göre bir kayak merkezinde
ortak Ski-pass olmak zorundadır. Müşteri
açısından baktığınızda bütün kayak merkezini
kullanmak istediğinizde birçok Ski-pass
almakzorunda kalıyorsunuz. Bu konuda hiç
bir müşteriden anlayış bekleyemezsiniz.
Uludağ’ın çok modern bir teleferik sistemi var.
Sizi şehir merkezinden alıp kayak merkezine
götürüyor. Fakat kayak merkezinde bulunan
teleferiklerin ileriki zamanlarda bakıma
ihtiyaçları olacaktır. Uludağ’ın en büyük
avantajı ise şehir merkezine olan yakınlığı ve
ulaşım kolaylığıdır. İnsanlar burada kolayca
kayak yapmayı öğrenebilir, daha sonra
Palandöken – Konaklı gibi daha iddialı pistlere
geçiş yapabilirler. Ama burada Palandöken
ve Konaklı’nın birleşmesi çok önemli, çünkü
gelecek büyük kayak merkezlerindedir.
Uludağ’da hava koşulları pek uygun değildi,
kayak merkezini bu sebepten ötürü tam
gezemedik. Erzurum’da ise her iki kayak
merkezini bir kayak hocası eşliğinde görebilme
şansımız oldu ve pistlerin kalitesinden çok
etkilendik. Her iki şehrin otelleri çok iyi
standartlardaydı ve personelleri bizimle çok iyi
ilgilendi. Uludağ’da Haluk ve Burak Beceren
bize Uludağ Kayak Merkezi’nin kuruluşundan
bahsetti. Erzurum’da ise bilgileri belediye
başkanından bizzat aldık. Erzurum’da
planlanan birçok proje var ve ve iki kayak
merkezini birleştirmek istiyorlar. Bu bizim
için çok mantıklı bir düşünce. Gezimizin
sonunda İstanbul’u keşfetme fırsatı bulduk.
Bize Boğaz’da tekne turu yaptırdılar sonra
eşsiz bir manzarada akşam yemeği yedik.
Skidata’dan Franz Holzer ve Franz Padinger’e
çok teşekkür ediyoruz. Tolgrup’tan Neslihan
Durgutlu ve Mustafa Tol’e gezimizi bu kadar
iyi organize ettikleri için ayrıca teşekkür
ederiz. Her iki şirketin misafirperverliği ve
yapmış oldukları hazırlıklar bize Türkiye‘deki
kayak merkezlerini ve Türk kültürünü daha
yakından tanıma imkanı sağladı.
Between March 2, 2015 and March 6,
2015 Hannes Parth and Gerold Huber from
Ischgl Ski Resort were among the participants
in a field trip organised by Skidata and
Tolgrup INC. We had an opportunity to visit
Uludağ Ski Resort, Palandöken and Konaklı
Ski Resorts in Erzurum during our field trip.
The advantage of both resorts was being
very close to the city centre. Erzurum also
has an airport and the access to the resort is
only ten minutes by car. The altitude and the
level of coldness are equal to the ski resorts in
the Alps. The important and necessary thing
to do is to encourage citizens to do skiing in
Turkey. Children and young people should be
trained and schools should present ski
training. The biggest disadvantage of the
ski centres is they do not use a common Skipass.
For instance, in Uludağ most hotels have
two ski lifts and tracks. Each management
uses their own Ski-pass. In our opinion, it is
necessary to have a common Ski-pass in a ski
resort. If you look from customers’ angle, they
have to buy many Ski-passes if they wish to
use the whole ski resort. You cannot expect
any understanding from customers about
that. Uludağ has a very modern ski lift system.
It takes you from the city centre to the ski
resort. However, the ski lifts in the ski resort will
need maintenance in the future. The biggest
advantage of Uludağ is being close to the city
centre and the accessibility. People can easily
learn skiing there, and later they can go to
the more challenging tracks like Palandöken
and Konaklı. Yet the union of Palandöken
and Konaklı is very important because these
are next two big ski centres. The weather
condition was not very appropriate because
of that we could not look around properly
in Uludağ in Erzurum we had a chance to
see the two ski resorts in company with a
ski instructor. We were impressed by the
quality of the tracks. The standards of the two
hotels were very good and their personnel
took very good care of us. Haluk and Burak
Beceren gave us some information about the
establishment of Uludağ Ski Resort in Uludağ.
We got information from the Mayor in person
in Erzurum. They have many planned projects
and they want to combine the two ski resorts.
It is a logical idea for us. After our field trip, we
had an opportunity to explore Istanbul. We
had a boat excursion in Bosporus and then
we had dinner in a matchless view. We wish
to thank to Franz Holzer and Franz Padinger
from Skidata dearly. We also would like to
thank to Neslihan Durgutlu and Mustafa Tol
from Tolgrup INC. for organising our trip in
such a pleasing way. The hospitality of both
companies and their preparations gave us an
opportunity to get to know the ski centres in
Turkey and Turkish Culture.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
96 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
97
haber
news
2022 Kış Olimpiyatları Pekin’de
2022 Winter Olympics Are In Peijing!
Biathlon Milli Takım Sporcularımızın Balkan Şampiyonasında Başarıları İle Gururlan
We Have Been Proud Of Our Biathlon National Team Athlets For Their
Achivements In Balkan Championship.
Balkan şampiyonasından 13 madalya ve 4 kupa ile döndüle
They returned with 13 medals and 4 cups in balkan championship…
Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), 2022 Kış Olimpiyat
Oyunları’nın Çin’in başkenti Pekin’de düzenleneceğini açıkladı.
IOC’nin resmi sitesinden yapılan açıklamaya göre, Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da yapılan toplantının ardından 2022 Kış Olimpiyat
Oyunları’na ev sahipliği yapacak ülke belirlendi.
Kazakistan’ın Almatı kentiyle yarışan Çin’in başkenti Pekin, 2022 Kış Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapma hakkını elde etti. Böylece
Pekin, hem yaz hem de kış olimpiyatlarını düzenleyen ilk kent olacak.
SIRBİSTAN / SJENİCA’DA düzenlenen
IBU Balkan Kupasında I. gün (08.08.2015)
yapılan Sprint Yarışmalarında (10 km, 7,5
km, 6 km) Biathlon Milli Takımımız 3 Altın,
1 Gümüş ve 2 Bronz olmak üzere toplam
6 madalya elde etmiştir. Yarışmanın 2.
gününde ise (09.08.2015) Biathlon Milli
Takımımız 4 birincilik, 1 ikincilik ve 2 tane
üçüncülük olmak üzere toplam 7 madalya
daha kazanmıştır. Bu durumda Biathlon
Milli Takımımız 2 günün toplamında 13
madalya ve 4 kupa elde ederek yarışmada
en başarılı ülke olmuştur. Müsabakaya 4
ülkeden, 6 kategoride sporcular katılmıştır.
Her kategorinin birincisine kupa verilmiştir.
Milli takımımız 6 kupanın 4’ünü elde ederek
kombinede de büyük bir başarı elde etmiştir.
Bu da Ülkemiz ve Federasyonuz adına gurur
verici bir durum. Bize bu yolda desteklerini
esirgemeyen
Federasyonumuza,
emeklerinden dolayı antrenörlerimize (YURİ
MİTEV, SAMET OĞLAGO, KENAN ÖREN,
M. MUSTAFA İLÇİN) ve sporcularımıza çok
teşekkür ederiz. Madalyalarımız Türkiye ve
Türkiye Kayak Federasyonuna hayırlı olsun.
IBU Balkan Cup was held in SERBIA
/ SJENİCA. Sprint Competitions (10 km,
7.5 km, 6 km) were organized in the first
day (08.08.2015). Our Biathlon National
Team won 3 gold, 1 silver and 2 bronze
medals, 6 medals in total. In the second
day of the competition (09.08.2015) Our
Biathlon National Team won 7 medals in
total, 4 in the first place, 1 in the second
place and 2 in the third place. In the
circumstances, our Biathlon National Team
has won total 13 medals and 4 cups in two
days, being the most successful country in
the competitions. 4 Countries joined the
competitions and athletes at 6 categories.
A cup was given to the each category’s
winner. Our national team had 4 cups out of
6 and gained great success at combination.
It is proud honorary in the name of our
country and federation. We would like to
thank to our Federation for supporting
us in our journey, we also would like to
thank to our coaches (YURİ MİTEV, SAMET
OĞLAGO, KENAN ÖREN, M. MUSTAFA
İLÇİN) and our athletes. I hope our medals
will be auspicious for Turkey and Turkey Ski
Federation.
Madalya kazanan sporcularımız:
Our Athletes Who Have Won Medals:
1. Ahmet ÜSTÜNTAŞ - 2 Altın / 2 Gold
2. Büşra GÜNEŞ – 2 Altın / 2 Gold
3. Zilan ÖZTUNÇ – 2 Altın / 2 Gold
4. Zana ÖZTUNÇ – 1 Altın, 1 Bronz / 1 Gold, 1 Bronze
5. H. İbrahim YILMAZ – 1 Bronz / 1 Bronze
6. Aykut TAŞÇI – 1 Gümüş, 1 Bronz / 1 Silver, 1 Bronze
7. Ömer TİLKİ – 1 Gümüş, 1 Bronz / 1 Silver, 1 Bronze
International Olympic Committee (IOC) declared that,
2022 Winter Olympic Games will be held in Beijing, the capital city of China.
According to IOC’s official website, after a meeting in Malaysia’s capital city Kuala Lumpur, the country who would host 2022 Winter
Olympic Games was determined.
Beijing, the capital city of China competed against Kazakhstan’s capital city Almaty which has been qualified to host 2022 Winter
Olympic Games. Thereby, Beijing will be the first city to organize both summer and winter Olympics.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
98 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
99
Dergimize; myskilife@myski.com.tr adresine e-posta göndererek
abone olabilirsiniz.
You can subscribe our magazine by sending an e-mail to myskilife@myski.at
AĞUSTOS
ZAFER
BAYRAMIMIZ
KUTLU OLSUN
HAPPY AUGUST 30 VICTORY DAY
Ailesi
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
100 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
MAYIS/HAZİRAN 2015
MAY/JUNE 2015
101
97
•Kar donmuş bir yağmur değildir.
Yağmur, sulu sepken gibi bir yağış türüdür.
•Kar oluşumu, su buharının buz kristallerinin
üzerinde donmasıyla başlar.
•Kar kristalinin büyüklüğü kaç tane buz
kristalinin bir araya geldiğine bağlıdır.
•Her bir kar kristalinde yaklaşık 200 buz
kristali vardır.
•Bir kar kristalinde ortalama olarak 180
milyar su molekülü vardır.
•Bütün kar kristallerinin altı kenarı vardır ama
her zaman simetrik bir yapıda değildir.
•En büyük kar kristali 1887’de Amerika’nın,
Montana Eyaleti’nde 38 santim boyunda ve
20 santim kalınlığında görüldü.
•Şiddetli kar yağışına “kar fırtınası” fakat
kuvvetli rüzgârla beraber görülene ise tipi
denir.
•Kar fırtınasına tipi diyebilmek için mutlaka
görüş en fazla 400 metre ve rüzgâr en az 56
km/saat olmalı ve en az üç saat sürmeli.
•Kar yağışının şiddeti görüş mesafesinde
neden olduğu azalmayla ölçülür.
•Bir günde kaydedilen en çok kar yağışı
1921’de Amerika’nın Colorado Eyaleti’nde
193 santim olarak kaydedildi.
•Dünyadaki tatlı suyun yüzde 80’i buz veya
kardan oluşur ve dünyadaki karaların yüzde
12’sini kaplarlar.
•Eskimoların kar için 100’ün üzerinde farklı
kelime kullandığı iddiası doğru değildir.
•400 bin kar kristalinin resmi incelendiğinde
hiçbir kar kristalinin diğerine benzemediği
görüldü ama hâlâ kesinlikle “Hiçbir kar
kristali diğerine benzemez” denilemiyor.
•İngiltere’de çocukların birbirine kartopu
atması anti-sosyal bir davranış olarak
görüldüğü için yasaktır. Tutuklanma ve ceza
söz konusudur.
Did You Know?
•Snow is not frozen rain. It is a kind of
sleet downfall.
•The formation of snow begins with water
vapours being frozen over ice crystals.
•The size of a snow crystal depends on
how many ice crystals have gathered.
•There are about 200 ice crystals in every
snow crystal.
•There are approximately 180 million water
molecules in a snow crystal.
•All snow crystals have six sides but they
are not always in a symmetric structure.
•The biggest snow crystal was seen in
Montana in 1887 in America at 38 cm
length and 20 cm thick.
•A severe snowfall is called a ‘’blizzard’’
but a snowfall with strong winds called a
‘blowing snow.
•To call a ‘snowstorm’ a blowing snow; the
view has to be maximum 400 metres and
the wind has to be at least 56 km per hour
and it has to continue at least three hours.
•The intensity of snowfall is measured by
the reason of decrease at visibility distance.
•The most snowfall in a day was recorded
in 1921 in the Colorado State in America as
193 cm.
•The %80 of freshwater in the world
consists of ice and snow and these cover
%12 of the snow in the world.
•The claim of Eskimos using over a 100
different words for snow is not true.
•400.000 pictures of snow crystals were
analyzed that ‘none of these snow crystals
were alike but it still definitely cannot be
said that ‘all snow crystals are different.’
•* A snow-ball is considered to be an
anti-social behaviour in England so it is
prohibited. An arrest and a punishment can
be the points in question.
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
102 TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
JULY/AUGUST 2015
JULY/AUGUST 2015
103
Sudoku
1
2
8
6 7
9
7
6
7
4
2 5
1
9
8
2 6
8
2
6
1 7
4
4
1 6 7
5
5
8 3
1
3
8
3
4
6
5
8
6
8
9
5
7
4
4
1
5
9
1
9
2
3
4
3 6 1
7
2 8
7 2
3 1
4
2 8
9 6
5
8
4
5
6 5 1
7
1 5
6
9 8
3
1
8
7
7 3
9
5
1
3
5
9
1
5 6
2
6
2
9
6
4
1
2
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
104 JULY/AUGUST 2015 JULY/AUGUST 2015
105
TEMMUZ/AĞUSTOS 2015
106 JULY/AUGUST 2015