HOTEL RESTAURANT MAGAZINE KASIM 2017 SAYISI
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
SWISSOTEL / MOSCOW<br />
OTEL MOBİLYALARI, OTEL EKİPMANLARINDA 33 YIL<br />
İTALYA ALMANYA FRANSA İNGİLTERE RUSYA İSVİÇRE<br />
TÜRKİYE YUNANİSTAN GÜRCİSTAN AZERBAYCAN TÜRKMENİSTAN İSPANYA<br />
YENİ ÜRÜNLERİMİZDEN<br />
Karşılama Tepsisi<br />
Banyo Buklet Tepsi<br />
Ceviz Sehpa, Varaklı<br />
Hareketli Ayna<br />
Giysi, Kravat Askısı<br />
Ayakkabı Bağlama<br />
Karşılama Tepsisi<br />
Kaydırmaz Tepsi<br />
Tüm ürünlerde isteğe bağlı renk, ebat ve özel tasarım imkanı<br />
Demo Dekorasyon Mobilya Üretim A. Ş.<br />
Fabrika-Showroom: İstanbul caddesi No: 16 Hadımköy, İstanbul Tel: 0212 771 3366<br />
www.demodek.com
<strong>HOTEL</strong> RONESANS / PARIS<br />
OTEL MOBİLYALARI, OTEL EKİPMANLARINDA 33 YIL<br />
İTALYA ALMANYA FRANSA İNGİLTERE RUSYA İSVİÇRE<br />
TÜRKİYE YUNANİSTAN GÜRCİSTAN AZERBAYCAN TÜRKMENİSTAN İSPANYA<br />
YENİ ÜRÜNLERİMİZDEN<br />
Mantar Sehpa<br />
Minibar Dolabı<br />
Karşılama Tepsisi<br />
Banyo Buklet<br />
Çanta Askısı<br />
Karşılama Tepsisi<br />
Varaklı Masa<br />
Cilalı Masif Sehpa<br />
Tüm ürünlerde isteğe bağlı renk, ebat ve özel tasarım imkanı<br />
Demo Dekorasyon Mobilya Üretim A. Ş.<br />
Fabrika-Showroom: İstanbul caddesi No: 16 Hadımköy, İstanbul Tel: 0212 771 3366<br />
www.demodek.com
Editör<br />
Turizm uyanıyor!<br />
Türkiye ekonomisi için hayati önem taşıyan sektörlerin başında gelen ve son dönemde sıkıntılı bir süreç geçiren<br />
turizmin yol haritasının ortaya konduğu 3. Turizm Şurası 1-3 Kasım tarihleri arasında Ankara’da gerçekleşti.<br />
Turizm sektörünün mevcut durumunun değerlendirildiği Şura’dan kimi turizmciler umutlarıyla ayrıldı kimileri ise<br />
kafasında halen çözemediği soruları ve sorunlarıyla!..<br />
Ben buradan detaylı bir Şura değerlendirmesi yapmayacağım ama son yılların yükselen değeri Gastronomi<br />
Turizmi’nin Şura’da bir komite başlığı altında ulusal turizm politikaları arasındaki yerini almasından duyduğum<br />
memnuniyeti de dile getirmeden geçmek istemiyorum. Çünkü artık Türkiye turizminin döviz özürlü doldur-boşalt<br />
turistlere değil; nitelikli ve ülke ekonomisine gelir bırakabilecek paralı ziyaretçilere ihtiyacı vardır. Hepimiz de<br />
biliyoruz ki, bunun turizm çeşitlemeleri arasında en doğru noktalarından biri de Gastronomi Turizmi’dir ki,<br />
bunun farkındalığında olmak kadar bir turizm politikası olarak desteklemek de önemli bir hamledir, çalışmaların<br />
devamlılığını merakla bekliyoruz…<br />
Bu alana yönelik Gastronomi Turizmi kavramına yaptığı vurgu ve ürettiği projeleri ile sektöre farklı bir soluk<br />
katan Gastronomi Turizmi Derneği’nin emek ve çabalarını da ayrıca kutlamak isterim ki sektörün bu aşamaya<br />
gelmesinde katkıları dikkate değerdir. Daha fazla destek ve birlik bilinci, sektörün gelişimi açısından etkili olacaktır.<br />
Maaile kimyager olsa da onun bir türlü kimyayla kimyası tutmadı. Aklında bir tek turizm okumak vardı, nitekim<br />
aile meclisi kararlarını da aşarak otelcilik eğitimi almayı kafaya koydu. Önce hocası sonra eşi olacak Savaş<br />
Gürsel’in elinden üniversite diplomasını aldığında açıldı turizme tek tek yolları… Bugün bir aile şirketi olarak 1971<br />
yılından bu yana İstanbul turizm-otelciliğine hizmet veren Konak Hotel’in F&B Sorumluluğunu üstlenen Dilek<br />
Gürsel’in turizmde 30 yıla uzanan yolculuğu iş’te kadın bölümümüzde..<br />
11 yıllık Sofa markası yakın bir dönemde Marriott International’a bağlı Autograph Collection ile iş birliğini<br />
duyurdu. Dünyada Barselona, Londra, Berlin, Dubai gibi şehir hayatının en canlı yaşandığı otel konseptlerine adını<br />
yazdıran marka bundan böyle Türkiye’de ilk defa Sofa Hotel Nişantaşı ile hayat buluyor. İstanbul otelciliğine farklı<br />
bir soluk getirecek bu iş birliğinin detaylarını ve Sofa’nın yenilenen yüzünü Otel Genel Müdürü Cantekin Temizer ile<br />
konuştuk.<br />
Kovboy şapkası ve sükseli bıyıklarıyla klasik steak’çiler arasından mutlak sıyrılacak kadar iddialıydı... Bir iddiası<br />
da, Türkiye’nin ilk diplomalı kasabı olmasıydı ki, Yiyecek İçecek İşletmeciliği eğitimi almak üzere girdiği Mutfak<br />
Sanatları Akademisi’nden Avrupa ve Afrika mutfaklarına hakim bir aşçı olarak yetişmesinin de ötesinde uzman bir<br />
kasap olarak çıktı. MSA’nın devamında İtalya’ya giderek, ALMA mutfak okuluna kaydını yaptırdı. Ne var ki her<br />
gün pizza, makarna pişirmek içindeki mutfak aşkını tetiklemedi, üç haftalık eğitim sürecinin ardından Türkiye’ye,<br />
gerçek bir mezbahada staj yapmak üzere dönüşünü gerçekleştirdi. “Etin jönü” olarak tanıdığımız Gürkan Şef’in<br />
önce aşçılık ardından branşlaşarak kasaplığa uzanan ilk mesleki adımlarıydı bunlar…<br />
Ya sonrası? Gürkan Şef, ilgi çekecek hikayesiyle şef’in gözünden bölümünde sizlerle…<br />
Yatırım Dünyası, özellikle hızla değişen global çağda siz değerli okuyucularımıza birinci ağızdan yapılacak<br />
yatırımları, yatırımcılardan haberleri, alınan – satılan veya devredilen otel, restoran veya turizm işletmelerini,<br />
işletme veya yer arayan yatırımcı bilgilerini veya işletmesini veya yerini satmak devretmek isteyenleri sizlere<br />
tanıtarak ve haber vererek ekonomik işleyişe katkıda bulunmak istemektedir.<br />
Bu sayımızdan itibaren dergimizde “Yatırım Dünyası” başlığı altında yepyeni bir bölüm, yeni bir kapı açıyoruz.<br />
Aralık sayımız ile birlikte yatırım dünyası ile ilgili tüm haberler, fırsatlar Agon Properties katkılarıyla, Gayrimenkul<br />
ve İşletme Yatırım Danışmanı Tezer Öner’in kaleminden sizlerle olacak!<br />
Keyifli okumalar dilerim.<br />
Hatice Ünal Bilen<br />
İmtiyaz Sahibi<br />
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK<br />
İç ve Dış Tic.Ltd.Şti. Adına H. FERRUH IŞIK<br />
GENEL MÜDÜR<br />
SORUMLU MÜDÜR<br />
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ<br />
YAYIN DANIŞMANLARI<br />
MEHMET SÖZTUTAN<br />
mehmet.soztutan@img.com.tr<br />
YUSUF OKÇU<br />
yusuf.okcu@img.com.tr<br />
HATİCE ÜNAL BİLEN<br />
hatice.unal@img.com.tr<br />
Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ<br />
Prof. Dr. İSMAİL KAYA<br />
Doç. Dr. Murat Doğdubay<br />
GÜRKAN BOZTEPE<br />
Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı<br />
TEZER ÖNER<br />
Agon Danışmanlık / Gayrimenkul ve<br />
İşletme Yatırım Danışmanı<br />
TURGUT AY<br />
Türkiye Aşçılar ve Şefler<br />
Federasyonu Başkan Yrd.<br />
REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />
CONSEPT TASARIM<br />
BİLGİ İŞLEM<br />
FOTOĞRAF EDİTÖRÜ<br />
KAPAK FOTOĞRAFI<br />
EMİR ÖMER ÖCAL<br />
emir.ocal@img.com.tr<br />
FATMA DEMİRBAĞ<br />
fatma.demirbag@img.com.tr<br />
Emre YENER<br />
emre.yener@img.com.tr<br />
Hakkı GÜNERKAN<br />
hakki.gunerkan@img.com.tr<br />
JUMBO<br />
website<br />
www.hotelrestaurantmagazine.com<br />
e-mail<br />
info@img.com.tr<br />
KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ<br />
MUHASEBE ve<br />
FİNANS MÜDÜRÜ<br />
ABONE ve DAĞITIM<br />
CTP - BASKI<br />
İRTİBAT BÜROLARIMIZ<br />
ADRES<br />
EBRU PEKEL<br />
ebru.pekel@img.com.tr<br />
MUSTAFA AKTAŞ<br />
mustafa.aktas@img.com.tr<br />
NURTEN DEMİR<br />
nurten.demir@img.com.tr<br />
İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi<br />
İhlas Plaza No:11 A/41<br />
Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL<br />
Tel: 0212 454 30 00<br />
BURSA +90.224 211 44 50-51<br />
KONYA +90.332 238 10 71<br />
Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok<br />
No:1 Kat:4<br />
Güneşli-Bağcılar/İstanbul<br />
Tel: +90 212 604 51 00<br />
Faks: +90 212 604 51 35<br />
hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın<br />
hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.
içindekiler<br />
30<br />
antre<br />
12 Sektörden kısa haberler<br />
gündem<br />
20 Timur Bayındır Turizm Şurası’nı<br />
değerlendirdi<br />
22 Doluluk artışı para kazandırmadı<br />
23 Butik otel rüzgarı dindi<br />
24 Türkiye’ye 9 ayda 25,2 milyon<br />
turist geldi<br />
26 Şeyma Şendil: Gezi Rotaları:<br />
Salda Gölü – Yeşilova- Burdur<br />
yeni yatırımlar<br />
28 Waldorf Astoria, Admiralty Arch<br />
ile Londra’ya geliyor<br />
30 Hyatt House Gebze açıldı<br />
32 House Hotel’den, Bomonti’de yeni<br />
otel ve rezidans projesi<br />
34 Vadistanbul’un 5 yıldızlı oteli için<br />
Marriott ile önprotokol yapıldı<br />
www.hotelrestaurantmagazine.com<br />
32 64<br />
36 Porland’ın yeni konseptli mağazası,<br />
Oasis Desıgner Outlet’te açıldı<br />
yatırımlar<br />
38 Sofa’ya gitmek için daha fazla<br />
nedeniniz olacak!<br />
42 Tezer Öner’in kaleminden<br />
“Yatırım Dünyası”<br />
marka<br />
44 OD’S Display, 2018’e büyük<br />
sürprizleriyle girmeye hazırlanıyor<br />
48 Addo Furniture yeni ürünlerini<br />
tanıttı<br />
50 Bitter ile özgün sunumlar,<br />
özgür şefler…<br />
52 Altınbaşak “Durmak yok, çalışmaya<br />
devam” diyor, yatırımları kesmiyor!<br />
54 Bereket Döner’den farklı franchise<br />
alternatifleri<br />
56 Kayalar Mutfak HOSTMilano’da<br />
yeni tasarım soğutucularıyla<br />
yoğun ilgi gördü<br />
58 Su üstü eğlence-spor konseptinde<br />
yeni trend: ‘Aquasport Park’<br />
60 Restoranlar için mükemmel bir iş<br />
ortağı: Portakal<br />
marka güncel<br />
62 Sektör firmalarından kısa haberler<br />
iş’te kadın<br />
64 Dilek Gürsel ile turizmde 30 yıl<br />
gastro güncel<br />
68 Gıdanın sürdürülebilir geleceği için<br />
tarımda istihdam desteklenmeli<br />
72 Siber saldırılarda yeni hedef yiyecek<br />
ve içecek sektörü<br />
74 Gastronomi, ulusal turizm<br />
politikalarında yerini aldı<br />
76 Küresel Gıda Güvenliği Endeksi <strong>2017</strong><br />
sonuçları açıklandı<br />
78 Yöresel ürünlerimiz yok oluyor<br />
80 İncili Gastronomi Rehberi’nde ilk 30’a<br />
giren restoranlar açıklandı<br />
82 Cem Polatoğlu yazdı: Gastro turistler
100 96 110<br />
gastro etkinlik<br />
84 Siirt mutfağı tescilli lezzetlerini<br />
İstanbul’da tattırdı, hedef dünya<br />
markası olmak<br />
86 Türk ve Peru lezzetleri bu özel<br />
davette sentezlendi<br />
88 Lezita’dan Türkiye’de bir ilk:<br />
Hayat Kurtaran Gurme Lezzetler<br />
90 Bir Türk fırıncı ilk kez dünyanın<br />
en iyileriyle yarışacak<br />
92 Nestlé Professional Beverage<br />
Academy’den eğitim desteği<br />
94 Top Chef <strong>2017</strong> birincisi belirlendi<br />
şef’in gözünden<br />
96 Et aşkına ‘kasap’: Gürkan Şef<br />
gustonun yorumu<br />
100 Reha Tartıcı Neni Brasserie’i yazdı<br />
gastro aktüel<br />
102 Gastronomi sektöründen kısa<br />
haberler<br />
fuar<br />
106 Ağırlama endüstrisinin ihtişam ve<br />
zarafeti; HostMilano<br />
108 65 Türk firması İtalya’da boy<br />
gösterdi<br />
109 50 milyar dolarlık pazar buluşması<br />
gerçekleşti<br />
yeni mekan<br />
110 Müzik, spor ve lezzette sıra dışı<br />
konseptlerin adresi: DorockXL<br />
114 Florya’nın yeni buluşma noktası:<br />
Atrox<br />
116 Kronotrop ile 3. dalga kahve akımı<br />
Atatürk Havalimanı’nı sardı<br />
118 The Galliard Brasserie Etiler’den<br />
sonra Vadistanbul’da<br />
119 İncek Loft BigChefs açıldı<br />
120 Çarşamba akşamlarının yeni<br />
adresi: Hezarfen Bar & Lounge<br />
121 Sultanahmet Köftecisi’nin Avrupa<br />
atağı<br />
hotel-tech<br />
122 Antalya Dijital Zirvesi turizm dünyasını<br />
buluşturdu<br />
ürün<br />
124 Banyo trendinde mat renkler<br />
125 Ege Vitrifiye; Doğayı Seven Tasarımlar<br />
126 Nude tasarımlarına ödül yağmuru<br />
ürünler<br />
128 Yeni ürünler<br />
50<br />
www.hotelrestaurantmagazine.com
12<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
İstanbul havalimanlarından 71 milyon yolcu uçtu<br />
Ajans Press, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) verilerini derleyerek<br />
İstanbul’un havayolu trafiğini inceledi. Ajans Press’in edindiği bilgilere göre,<br />
<strong>2017</strong> yılının ilk 9 ayında İstanbul havalimanlarından gelen-giden yolcu sayısında<br />
geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre artış sağlandı. Bu yıl Ocak-Eylül arası<br />
dönemde Atatürk Havalimanı iç hatlar terminalini 14 milyon 635 bin 984, dış<br />
hatları ise 33 milyon 10 bin 845 olmak üzere toplamda 47 milyon 646 bin 829<br />
yolcu kullandı. Sabiha Gökçen Havalimanı’nı ise 15 milyon 693 bin 971’i iç hatlar, 7 milyon 788 bin 481’i dış hatlar olmak üzere toplamda 23<br />
milyon 482 bin 452 yolcuya ev sahipliği yaptı. Atatürk Havalimanı’nda bu yıl içerisinde toplam 345 bin 982 uçuş gerçekleşti. Aynı dönemde bu<br />
rakam Sabiha Gökçen’de 165 bin 815 olurken bu şekilde toplam 511 bin 797 uçak iniş ve kalkış gerçekleştirdi. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde<br />
ise Atatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanlarında 533 bin 432 uçuş gerçekleşmişti.<br />
Rixos Sailing Cup Göcek<br />
<strong>2017</strong> sonuçlandı<br />
Bu yıl ikinci kez gerçekleşen Rixos Sailing Cup Göcek <strong>2017</strong>, 10 - 13 Ekim tarihleri<br />
arasında Rixos Premium Göcek’te “Dostluk Kazansın” sloganı ile yelken severlerle<br />
buluştu. Sponsorluğunu Nissan, #birliktegüzel, Godiva, Power FM ve Marintürk’ün<br />
üstlendiği organizasyonda 22 tekne ve 150 sporcu kıyasıya yarıştı. “Dostluk Kazansın”<br />
sloganıyla üç gün boyunca heyecan ve eğlence dolu mücadelelerin yaşandığı Rixos<br />
Sailing Cup’ta IRC kategorisinin birincisi Anything / Dere Construction isimli tekne<br />
ile Bora Turan ve ekibi olurken, Freshmen 1 kategorisinde Kerem Can isimli tekne<br />
ile Bülent İnce ve ekibi; Freshmen 2 kategorisinde ise Tuzlu 2 isimli tekne ile Kadir<br />
Sığınmış ve ekibi birinci oldu.<br />
Rusya ana turizm pazarımız oldu<br />
Rusya yeniden Türkiye’nin ana turizm pazarı haline geldi. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine<br />
göre, ilk 8 ayda 3 milyon 333 bin turist ile Türkiye’ye en fazla turist gönderen ülkeler sıralamasında<br />
birinciliğe oturan Rusya pazarıyla ilgili turizmcilerin geleceğe yönelik beklentileri de yüksek<br />
düzeyde bulunuyor. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Genel Sekreteri Hediye Güral Gür, Antalya’da<br />
gerçekleştirilen Türkiye-Rusya Federasyonu Turizm Çalışma Grubu’nun XI. Toplantısı sonrasında<br />
bu pazardan beklentilerle ilgili bir değerlendirme yaptı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Rus Turizm<br />
otoriteleri ile ilişkileri en üst seviyeye taşıdığını belirten Gür, “Artık Rusya-Türkiye turizm hacminin<br />
rahatlıkla geliştirilebileceği bir gerçek” dedi.<br />
Yabancı turistler İstanbul’dan sonra en çok<br />
Trabzon ve İzmir’i sevdi<br />
Araç kiralama pazarının yenilikçi markası Garenta, yaz dönemi araç kiralama verilerini açıkladı. Paylaşılan bilgilere göre İstanbul’dan<br />
sonra yabancı turistin en çok araç kiraladığı il Trabzon oldu. Trabzon’u İzmir, Antalya ve Muğla takip ediyor. Yabancı turistlerin en çok<br />
dizel araç tercih ettiği dikkat çekerken, ortalama 11 günlüğüne araç kiraladıkları görüldü. Trabzon’da araç kiralayan yabancı turistlerin<br />
tamamına yakını Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Suriye ve Umman gibi Arap ülkelerinden geliyor.
14<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
Atlasglobal ve KLM güçlerini<br />
birleştirdi<br />
Global bir havayolu şirketi olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Atlasglobal,<br />
Avrupa’daki büyümesine ortak uçuş anlaşmaları ile devam ediyor. <strong>2017</strong> yılı<br />
içinde Air France ve Air Serbia havayolu şirketleri ile ortak uçuş anlaşmalarına<br />
imza atan Atlasglobal, şimdi de Hollanda’nın en büyük havayolu şirketlerinden<br />
biri olan KLM ile güçlerini birleştirdi. İki büyük havayolu şirketi arasında yapılan<br />
anlaşma ile Atlasglobal ve KLM yolcularına yeni seyahat imkanları sunuluyor.<br />
29 Ekim <strong>2017</strong> itibariyle geçerli olacak anlaşmaya istinaden her iki havayolu da<br />
haftalık 7’şer sefer düzenledikleri İstanbul – Amsterdam - İstanbul hattında<br />
birbirlerinin seferlerine kendi kodlarını koyarak satış yapabilme imkanı bulacak.<br />
İstanbul Kültür Elçileri Derneği<br />
(İSKED) kuruldu<br />
İstanbul Kültür Elçileri Derneği (İSKED), eski İstanbul İl Kültür ve Turizm<br />
Müdürü kurucu başkanlığında ilk tanışma toplantısını 18 Ekim Çarşamba<br />
akşamı keyifli bir Boğaz turu ile gerçekleştirdi. İstanbul’un yeni sivil toplum<br />
kuruluşu İSKED; şehir hayatında kültür, sanat, edebiyat, tiyatro, sinema, müzik,<br />
şiir, kitap, kütüphane, müze, nezaket, görgü, edep, şehir, kural, medeniyet gibi<br />
konu ve kavramların daha fazla yer tutmasını sağlamak hedefiyle çalışmalarını<br />
sürdürecek.<br />
The Ritz-Carlton, Istanbul,<br />
İstanbul’un En İyi Oteli seçildi<br />
The Ritz-Carlton, İstanbul, dünyanın en prestijli seyahat dergilerinden<br />
biri olarak kabul edilen Condé Nast Traveller’ın okuyucuları tarafından<br />
belirlenen “En İyiler” listesinde İstanbul’un “En İyi Oteli” seçildi. Otel Satış ve<br />
Pazarlama Direktörü Özlem Öktem, otelin 16. yılında yenilenirken bu prestijli<br />
ödülle taçlandırılmaktan dolayı çalışan hanımefendi ve beyefendiler adına<br />
gurur ve mutluluk duyduklarını iletti.<br />
MODD/group’tan medikal<br />
turizmde yatırım atağı<br />
Bünyesinde barındırdığı MODD/works, MODD/startup, MODD/paper şirketleri ile<br />
reklam ajansı, ürün tasarımı ve girişimciliğe kadar multidisipliner yapısıyla öne çıkan<br />
MODD/group, medikal turizm atağına kalktı. MODD/group; obezite cerrahisi, estetik<br />
cerrahi, ağız, diş ve göz hastalıkları branşlarında uluslararası hastaları Türkiye’deki<br />
anlaşmalı sağlık kuruluşlarıyla buluşturmaya hazırlanıyor. Özellikle Avrupa ve<br />
Körfez ülkelerinin hedeflendiği proje kapsamında MODD/group, Türkiye’nin sağlık<br />
sektöründeki kalitesini tüm dünyaya tanıtmaya hazırlanıyor. Türkiye’nin medikal turizm<br />
alanında dünyada ilk üç ülke arasında yer aldığını belirten MODD/group Kurucu ve<br />
CEO’su Cem Has, “Ülkemiz 2016 yılında 750 bin sağlık turistini ağırlayarak 5.8 milyar<br />
dolar gelir elde etti. Estetik operasyonları ve uygulamaları alanında ise 2 milyar dolar<br />
civarında gelir kazandı. Bu rakamlar oldukça önemli olsa da ülkemiz çok daha büyük<br />
bir potansiyele sahip.
16<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
Akdeniz’in örnek kruvaziyer limanı;<br />
Ege Port – Kuşadası Limanı<br />
Akdeniz Kruvaziyer Limanları Birliği’nin 5’incisi düzenlenen PDC<br />
(Professional Development Course) – Kariyer Geliştirme Programı<br />
çerçevesinde gerçekleşen ziyarette, Akdeniz’in çeşitli limanlarından gelen<br />
23 liman yöneticisi, Ege Port Kuşadası Limanı’nı inceledi. Başta İspanya,<br />
İtalya, Portekiz Malta Yunanistan ve Fransa olmak üzere Avrupa’nın çeşitli<br />
limanlarının yöneticilerinden oluşan konuk heyet, Ege Port Genel Müdürü Aziz<br />
Güngör tarafından karşılandı. Avrupalı liman yöneticilerine tesisi gezdiren<br />
Aziz Güngör, aralarında liman otoritelerinin de bulunduğu misafirlere, başarılı<br />
işletmecilik modeli hakkında da bilgi verdi.<br />
Point Hotel Taksim, 80 Milonga ile Devri Alem<br />
belgeselinde<br />
“80 Milonga ile Devri Alem Belgeseli” Yönetmeni Ernesto Rassi, belgeselinde İstanbul’daki<br />
tango mekanlarına da yer vermek üzere Türkiye’ye geldi. Point Hotel Taksim’in View Point<br />
Restaurant’ında, 26 Ekim <strong>2017</strong> akşamı yapılan Milonga’ya katılan Ernesto Rassi, belgeseli için<br />
geceden dokümanlar aldı. 12 yıldır her Perşembe günü Milonga gecelerine ev sahipliği yapan<br />
Point Hotel Taksim’in View Point Teras Restaurant’ı, geceden çekilen görsellerle dünyanın<br />
ileri gelen Milonga mekanlarını içeren bu kapsamlı belgeselde yerini alacak.<br />
Turizmciler<br />
Beyoğlu’nda buluştu<br />
Turizmciler, Türkiye Otelciler Birliği<br />
(TÜROB) tarafından The Marmara<br />
Taksim Hotel’de düzenlenen Geleneksel<br />
Öğle Yemeğinde bir araya geldi.<br />
TÜROB Başkanı Timur Bayındır’ın ev<br />
sahipliğindeki organizasyona; Beyoğlu<br />
Belediye Başkanı Ahmet Misbah<br />
Demircan, İBB Turizmden Sorumlu<br />
Başkan Danışmanı Tülin Ersöz, İstanbul<br />
Brezilya Başkonsolosu Roberto França,<br />
İstanbul Almanya Başkonsolos Vekili<br />
Stefan Graf ile turizm sektörünün önde<br />
gelen temsilcileri katıldı. TÜROB Başkanı<br />
Timur Bayındır programda ilçe turizmine<br />
katkılarından dolayı Beyoğlu Belediye<br />
Başkanı Ahmet Misbah Demircan’a<br />
teşekkür plaketi takdim etti. TÜROB<br />
tarafından düzenlenen Geleneksel Öğle<br />
Yemeğinde turizmcilerle bir araya gelen<br />
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah<br />
Demircan, “Smart Beyoğlu uygulamamız<br />
ile esnafımızın ürününü dijital pazarlama<br />
ortamına taşıyarak, Booking com’un<br />
başardığını biz de hayata geçireceğiz.<br />
Akıllı uygulamalar Türk Turizmi’nin<br />
geleceğinin olmazsa olmazıdır” dedi.<br />
TripAdvisor’dan Radisson Blu<br />
Hotel Kayseri’ye büyük onur<br />
Dünya’nın en büyük turizm değerlendirme sitesi<br />
olan TripAdvisor’ın milyonlarca kullanıcısının<br />
verdiği puanlara göre ‘Radisson Blu Hotel<br />
Kayseri’ dünyanın en iyi 3. Radisson Blu<br />
Hotel’i seçildi. Otelin sahibi olan Artaş İnşaat<br />
A.Ş’nin turizm yatırımları koordinatörü Recep<br />
Arifoğlu şunları söyledi: “Misafirlerimizin<br />
göstermiş oldukları teveccüh, bizim için büyük bir<br />
gurur kaynağıdır. Grubumuzun 40 yıla yaklaşan<br />
otelcilik tecrübesi ve gelişmenin sonsuza kadar<br />
süren bir dinamik olduğunun bilinci ile hiç hız<br />
kesmeden daha iyisini yaparak, misafirlerimize<br />
hak ettikleri daha iyi hizmeti sunabilmek için<br />
çalışmalarımıza her zaman devam edeceğiz.”<br />
dedi.
18<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
Çiçek Turizm’in<br />
umre turları başladı<br />
1985 yılından itibaren Umre ve Hac ibadeti için kutsal topraklara organizasyon<br />
yapan Çiçek Turizm’in, Kasım ayı itibariyle özel fiyat ile Umre turları başladı.<br />
Çiçek Turizm’in, IATA üyesi seyahat acentesi olarak 32 yıldır hizmet verdiğini<br />
belirten Bursa Şubesinin yetkilisi Ayla Üstün şunları söyledi: “Çiçek Turizm’in<br />
Bursa’daki tek yetkili şubesi olarak, misafirlerimize uygun fiyatlar ile kaliteli<br />
hizmet vermeyi sürdürüyoruz. Her geçen yıl Umre turlarımıza olan talep artıyor.<br />
Geçtiğimiz yıla oranla bu yıl, kutsal topraklara gidenlerin oranında %20’nin<br />
üzerinde artış yaşanıyor” dedi.<br />
Diversey’den KAÇUV Aile Evi’ndeki<br />
miniklere anlamlı ziyaret<br />
Diversey ve Kanserli Çocuklara Umut Vakfı KAÇUV, ihtiyaç sahibi aileler ve<br />
çocuklar için kurulan Aile Evi’nde eğlenceli ve eğitici bir etkinliğe birlikte imza<br />
attılar. Miniklerin aileleriyle birlikte katıldığı el yıkama etkinliğinde, el hijyeninin<br />
önemi renkli ve eğlenceli bir sunumla anlatıldı. Miniklere doğru el yıkama<br />
yöntemlerinin uygulamalı olarak gösterildiği etkinlik, özellikle ailelerin hijyen<br />
konusunda daha duyarlı olmasına katkı sağlamak amacıyla düzenlendi. El<br />
hijyeninin önemi tüm detaylarıyla eğlenceli ve eğitici bir sunumla paylaşıldıktan<br />
sonra minikler Diversey’in el yıkama standında ellerini öğrendikleri biçimde<br />
yıkayarak hep birlikte eğlendiler. Diversey ekibi ve KAÇUV Aile Evi sakinleri gün<br />
boyunca dans gösterisi ve müziklerle keyifli bir güne birlikte imza attılar.<br />
Kütahya çinisi UNESCO Yaratıcı<br />
Şehirler Ağın’da<br />
Edebiyat, film, müzik, zanaat, halk sanatları, tasarım, gastronomi ve medya<br />
olarak belirlenen 7 farklı temadan oluşan UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na<br />
Kütahya çinisi ve folkloru zanaat ve halk sanatları alanında dahil edildi. Ağa,<br />
daha önce Türkiye’den de 2015 yılında gastronomi alanında Gaziantep kabul<br />
edilmişti. Kütahya’nın dünyada Çini’nin tescilli başkenti olduğunu dile getiren<br />
Kütahya Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, 2 yıl süren hazırlıklar sonucunda<br />
yapılan çalışma ve çabaların karşılıksız kalmadığını vurguladı. Saraçoğlu,<br />
“On binlerce kişinin el sanat ve zanaatlarıyla yaşamını sürdürdüğü Kütahya,<br />
bu özelliğe sahip dünyadaki sayılı şehirlerden biridir. Şehirde, 400’ün<br />
üzerindeki sanat ve zanaat atölyesinde 4 binden fazla sanatçı ve zanaatkâr<br />
çalışıyor” dedi.<br />
Turizm Reklam Filmi Yarışması’na başvurular başladı<br />
Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü ve Anatolia Akademi tarafından düzenlenen Turizm Reklam Filmleri<br />
ve Turizm Belgesel Filmleri Yarışması’na başvurular başladı. İki genel kategoriden oluşan yarışmaya 31 Ocak 2018 tarihine<br />
kadar ücretsiz başvuruda bulunulabilecek. Belgesel Filmleri ve Reklam Filmleri ile Senaryoları kategorilerinde düzenlenecek<br />
yarışma iki aşamalı olacak. Ön değerlendirme sonucu belirlenen filmler jüri tarafından değerlendirilerek; her iki dalda da ilk<br />
üçer film ödüllendirilecek. Turizm alanına farklı bir bakışla bakan ve kurmaca olmayan belgesel filmlerle, turistik tanıtım amaçlı<br />
kurgulanmış yaratıcı reklam filmleri ile senaryolarının değerlendirildiği yarışmaya birden fazla proje ile başvuru yapmak mümkün<br />
olacak. Yarışmaya başvurulan projelerin 1 Ocak 2014 tarihinden sonra tamamlanmış ve daha önce başka bir yarışmada ödül<br />
almamış olması gerekiyor.
Mükemmel temizliğin keşfi<br />
Bundan tam 90 yıl önce kurucularımız daha iyi bir temizlik ve hijyen için ilk fikirlerini üretmeye başladılar ve bu fikirler büyük<br />
bir başarıya dönüştü. Bugün MEIKO, profesyonel bulaşık yıkama, temizleme ve dezenfeksiyon teknolojilerinde dünya çapında<br />
temiz çözümler üreten uzman bir firmadır. MEIKO‘nun başarı hikayesi bundan sonra da devam ediyor. Yaratıcı ruhumuz ve<br />
enerjimizle dünyayı daha temiz, daha hijyenik ve daha yaşanabilir bir yer haline getirmek için çalışıyoruz.<br />
www.meiko.com.tr
hotel restaurant<br />
20 & hi-tech<br />
gündem<br />
Timur Bayındır Turizm<br />
Şurası’nı değerlendirdi<br />
“Yeni bir hamle<br />
döneminin kapısı<br />
açılmalı”<br />
Türk turizminin yol haritasının belirlendiği 3. Turizm Şurası’yla ilgili bir değerlendirme yapan<br />
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Timur Bayındır, turizmde yeni bir hamle dönemine<br />
ve bu hamleyi başlatacak uygulamalara ihtiyaç olduğunu belirtti. Bayındır, 3. Turizm<br />
Şurası’nın açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya koyduğu vizyonun sektöre<br />
cesaret verdiğini belirtti.<br />
Türkiye ekonomisi için hayati önem<br />
taşıyan sektörlerin başında gelen<br />
ve son dönemde sıkıntılı bir süreç<br />
geçiren turizmin yol haritasının ortaya<br />
konduğu 3.Turizm Şurası 1-3 Kasım<br />
tarihleri arasında Ankara’da gerçekleşti.<br />
Şura’yla ilgili bir değerlendirme yapan<br />
TÜROB Başkanı Timur Bayındır, turizmin<br />
ülke ekonomisi için hayati önem<br />
taşıdığını, gerek ülke gerek dünyada<br />
yaşanan hızlı değişimler göz önüne<br />
alındığında Türk turizminin yeni amaç<br />
ve hedefler doğrultusunda yeniden<br />
tanımlanması gerektiğini söyledi.<br />
Bayındır, 3. Turizm Şurası’nın açılışında<br />
konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip<br />
Erdoğan’ın, turizmin ülke ekonomisindeki<br />
önemine dikkat çektiğini belirterek,<br />
Erdoğan’ın konuşmasında koyduğu<br />
vizyonun sektöre cesaret verdiğini belirtti.<br />
Bayındır, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın<br />
açıkladığı AKM’nin yerine yapılacak opera<br />
binasının İstanbul’da çok önemli bir<br />
eksikliği gidereceğini ifade etti.<br />
“Eşsiz bir başarı yakaladık<br />
ama…”<br />
Türkiye turizminin geçtiğimiz 30 yılda<br />
gerçek bir başarı öyküsüne imza attığını<br />
ifade eden Bayındır, şunları söyledi:<br />
“Türk turizmi dünya çapında eşine az<br />
rastlanır bir başarı elde etti. Dünya<br />
turizminin baş aktörlerinden biri haline<br />
geldi. Ancak bugün içinde bulunduğumuz<br />
durumda sektörel olarak sıkıntılar<br />
yaşadığımız da aşikar. Türkiye dünya<br />
sıralamasında 2016 yılı turizm verilerine<br />
göre, gelen turist sayısı bakımından 4<br />
sıra gerileyerek 10. sırada yer buldu.<br />
Turizm gelirleri bakımından ise 5 sıra<br />
gerileyerek 17. sırada yer aldı. Sıkıntılara<br />
geçici çözümlerle değil daha uzun vadeli<br />
yaklaşımlarla eğilmek lazım. Artık<br />
turizmde yeni bir hamle dönemine ve<br />
bu hamleyi başlatacak uygulamalara<br />
ihtiyaç var. Dünya genelinde turizm<br />
sektörünün talep ve ihtiyaçları ile siyasal,<br />
sosyal, ekonomik, kültürel ve teknolojik<br />
alanlardaki gelişmeler her geçen<br />
gün değişiyor. Özellikle de fiyat-kalite<br />
oranında Türkiye’yi üst lige çıkaracak<br />
uygulamaların ortaya konması şart.<br />
Türkiye’nin poyansiyeli bunu hakediyor.<br />
Şura’da alınacak kararların yeni bir<br />
hamle döneminin kapısını açacağını<br />
umuyoruz.”<br />
75 milyar dolarlık yatırım<br />
Türkiye’de turizm yatırımlarının bugüne<br />
toplam maliyetinin yaklaşık 75 milyar<br />
dolar, yatak kapasitesinin ise yaklaşık<br />
1.3 milyon olduğuna dikkat çeken<br />
Bayındır, “Sektörü ve istihdamı koruyup,<br />
rekabet koşulları çerçevesinde mücadele<br />
edilmesini sağlayacak gerekli tedbirlerin<br />
de ivedi olarak alınması gerektiğinin<br />
altını çizmek isteriz. İçinden geçtiğimiz<br />
dönemi, henüz gerçekleştirememiş<br />
olduğumuz reformları tamamlamamız<br />
için çok kıymetli bir fırsat penceresi<br />
olarak görüyoruz. Yatırımların devamlılığı<br />
ve verimli kullanımını teşvik edecek<br />
şekilde düzenlemelerin kararlılıkla<br />
hayata geçirilmesine ihtiyaç duyuyoruz”<br />
diye konuştu.
jumbohoreca
hotel restaurant<br />
22 & hi-tech<br />
gündem<br />
Doluluk artışı para kazandırmadı<br />
2012 yılında Avrupa’nın en pahalılarından biri haline gelen Türkiye’nin ortalama<br />
konaklama fiyatları beş yılda neredeyse yarı yarıya geriledi. İstanbul’da bu düşüş<br />
yüzde 60’ı buldu.<br />
Türkiye turizmi, yüksek sezonu<br />
otel doluluklarında İstanbul ve<br />
Antalya’daki artışların etkisiyle<br />
yükselişle kapattı. Müşteri bazındaki artış<br />
sektöre moral verirken, gelirlerin hâlâ<br />
yerinde sayması ise moralleri bozmaya<br />
devam etti. Türkiye Otelciler Birliği’nin<br />
(TÜROB) son 5 yılı mercek altına aldığı<br />
araştırmasına göre, bugünkü fiyatlarla<br />
gelir kaybının telafi edilmesi pek mümkün<br />
görünmüyor. Dünya çapında veri ve analiz<br />
şirketi STR’nin verilerinden hareketle<br />
TÜROB’un yaptığı araştırma geçmiş 5<br />
yılın ve bu yılın doluluk oranları ve fiyatlar,<br />
turizmde gerçekleşen gelir kaybını net bir<br />
şekilde gözler önüne seriyor.<br />
2012’de tarihi zirve<br />
Türkiye otel doluluklarında ve fiyatlarda<br />
tarihi zirveye 2012 yılında ulaştı.<br />
2012 yılında Türkiye’nin ortalama<br />
doluluk oranları yüzde 64.7 olarak<br />
gerçekleşirken, ortalama oda fiyatı 115.6<br />
Euro’ya, oda başı ortalama gelir ise 74.8<br />
Euro’ya ulaştı. 2012 yılında İstanbul’da<br />
ise doluluklar yüzde 72.5 olurken,<br />
ortalama oda fiyatı 152.9 Euro’ya, oda<br />
başı ortalama gelir ise 110.8’ya yükseldi.<br />
Bu fiyatlar turizmde ulaşılan en yüksek<br />
ortalama fiyatlar olarak kayıtlara geçti<br />
ve Türkiye turizmde Avrupa’nın en pahalı<br />
ülkelerinden biri haline geldi.<br />
5 yılda büyük düşüş<br />
Aradan geçen 5 yıllık sürede ise<br />
fiyatlardaki büyük erime dikkat çekiyor.<br />
Özellikle 2016 ve <strong>2017</strong> yıllarında bu<br />
düşüş katlandı. 2016’ya gelindiğine<br />
doluluklar Türkiye genelinde yüzde 50.8<br />
olarak gerçekleşirken, ortalama oda<br />
fiyatı 77.9 Euro, oda başı gelir ise 39.5<br />
Euro’ya geriledi. İstanbul’da ise 2016’da<br />
doluluk oranı yüzde 49.6 olurken, oda<br />
fiyatı 90.5 Euro’ya, oda başı gelir 44.9<br />
Euro’ya geriledi. Bu yıl da geçen yıla<br />
göre hafif yükseliş olsa da gelir kaybı<br />
sürdü. Doluluklar Türkiye genelinde<br />
<strong>2017</strong>’nin ilk 9 ayında yüzde 59.7 olarak<br />
gerçekleşirken, ortalama oda fiyatı 69.8<br />
Euro, oda başı gelir ise 41.7 Euro olarak<br />
gerçekleşti. İstanbul’da ise <strong>2017</strong>’nin ilk 9<br />
ayında doluluk oranı ortalama yüzde 61.6,<br />
ortalama oda fiyatı 78.4 Euro, oda başı<br />
gelir 48.3 Euro oldu.<br />
<strong>2017</strong> yılının ilk 9 ayı itibariyle Türkiye<br />
maalesef oda başı gelirlerde araştırmaya<br />
dahil olan 27 Avrupa ülkesi arasında<br />
en son sırada yer aldı. Oda fiyatında ise<br />
Livanya’nın önünde 26’ncı oldu.<br />
Bayındır: “Sorun doluluk değil,<br />
fiyatlar”<br />
Araştırmayı değerlendiren TÜROB<br />
Başkanı Timur Bayındır, turistlerin<br />
gelmesi ve doluluk oranı meselesi<br />
dışında, asıl sorunun bütçe-destinasyon<br />
imajının yarattığı stres olduğunu dile<br />
getirdi. Özellikle İstanbul’un pazar<br />
fiyatlamasının adeta bir koz olarak<br />
kullanılmaya başlandığı görüşünü<br />
yineleyen Bayındır, “Hükümetimizin ve<br />
halkımızın iradesi ve özverisi ile ‘güvenlik’<br />
günlük hayatımızın bir meselesi<br />
olmaktan çıksa da önceden yaratılan algı<br />
maalesef ki belimizi büküyor. Dolayısıyla<br />
gelirlerimizi toparlamak için biraz<br />
daha zamana ve doğru planlamalara<br />
ihtiyacımız var” diye konuştu.
Butik otel rüzgarı dindi<br />
3 yıldızlı cazibe sürüyor<br />
Otel yatırımları aylık bazda gerileme kaydederken, 9 aylık dönemde artış sürüyor.<br />
Yatırımcıların ağırlıklı olarak 3 yıldızlı otel projelerini tercih ettiği gözleniyor. Bir dönemin en<br />
fazla talep gören butik otellere yatırım talebi ise yavaşladı.<br />
Bu yılın 9 aylık döneminde otel<br />
yatırımlarındaki artış hafif de olsa<br />
devam ederken, yatırımcıların<br />
ağırlıklı olarak 3 yıldızlı otel projelerini<br />
tercih ettiği gözleniyor. Türkiye<br />
Otelciler Birliği’nin (TÜROB), Ekonomi<br />
Bakanlığı’nın ‘Yatırım Teşvik Belgeleri’<br />
verilerinden hareketle yaptığı araştırmaya<br />
göre, <strong>2017</strong> yılının ilk dokuz ayında teşvik<br />
belgesi alan oteller içinde 3 yıldızlı<br />
projeler toplam 60 otel ilk sırada yer aldı.<br />
Buna karşılık kapasite bakımından 8 bin<br />
911 yatak ile 5 yıldızlı oteller ilk sırayı<br />
aldı. 9 aylık dönemde 5 yıldızlı proje sayısı<br />
19 olurken, 4 yıldızlı proje sayısı 42 adet<br />
olarak gerçekleşti. Butik otel projelerinin<br />
adet bazında 16’da kalması dikkat çekti.<br />
3 yıldızlı projelerin artışında, yatırımların<br />
Anadolu’ya yayılmasının etken olduğu<br />
belirtiliyor.<br />
280 milyon TL’lik yatırım<br />
Öte yandan Eylül <strong>2017</strong>’de Türkiye<br />
genelinde 10 şehirde toplam 15<br />
yeni otel projesi teşvik belgesi aldı.<br />
Toplamda 280.7 milyon TL harcanarak<br />
tamamlanacak olan yeni yatırımlar<br />
sonrasında sektöre 887 yeni ek istihdam<br />
sağlanacak. Eylül <strong>2017</strong>’de yatırım teşvik<br />
belgesi alan yatak sayısında geçen yıla<br />
göre düşüş görülüyor. Geçtiğimiz yılın<br />
Eylül ayına göre yatak kapasitesi 4 bin<br />
594’den 3 bin 677’ye geriledi. Proje<br />
sayısı 14’ten 15’e yükselirken, yatırım<br />
tutarı Eylül 2016’daki 305.2 milyon<br />
TL’den 280 milyon TL’ye geriledi. Ocak-<br />
Eylül <strong>2017</strong> döneminde ise 2016’nın ilk 9<br />
aylık dönemine göre düşüş yaşanırken,<br />
yatırım tutarında artış gözlemlendi. 9<br />
ayda 46 ilde 24 bin 761 yataklı 140 otel<br />
projesi toplam 2 milyar 305 milyon TL ile<br />
teşviğe bağlandı. Geçen yılın ilk 9 aylık<br />
döneminde 37 ilde 28 bin 868 yataklı 131<br />
otel 2 milyar 266 milyon TL tutarında<br />
teşvik belgesi almıştı.
hotel restaurant<br />
24 & hi-tech<br />
gündem<br />
Türkiye’ye 9 ayda<br />
25,2 milyon turist geldi<br />
Turizm gelirleri, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarından oluşan üçüncü çeyrekte<br />
geçtiğimiz yılın aynı dilimine göre yüzde 37,6 artarak 8,2 milyar dolardan 11,4<br />
milyar dolara çıktı.<br />
Ajans Press, TÜİK verilerini<br />
derleyerek konuyla ilgili medya<br />
araştırması gerçekleştirdi. Ajans<br />
Press’in gerçekleştirdiği incelemeye göre<br />
araştırmaya konu olan Temmuz-Eylül<br />
arası dönemde turizmle ilgili medyaya 76<br />
bin 758 yazılı basın haberinin yansıdığı<br />
tespit edildi. ITS Medya’nın portal<br />
incelemesinde ise yine aynı dönemde<br />
turizmi konu alan 90 bin 131 haber çıkışı<br />
saptandı. Medyaya yansıyan haberlerde,<br />
turizm gelirlerinin yüzde 77’si yabancı<br />
ziyaretçilerden, yüzde 23’ü ise yurt<br />
dışında ikamet eden gurbetçilerden<br />
elde edildiği belirlendi. Türkiye’ye gelen<br />
ziyaretçi sayıları, geçtiğimiz yılın aynı<br />
dönemine kıyasla yüzde 38.1 oranında<br />
artışla 16 milyon 663 bin 265 kişiye<br />
çıkarken bu sayının 13 milyon 770 bin<br />
308’ini yabancı ziyaretçiler, 2 milyon 892<br />
bin 957’sini ise yurtdışında ikamet eden<br />
vatandaşlar oluşturdu.<br />
Yabancılar 634 dolar harcarken<br />
gurbetçiler 900 dolar harcadı<br />
Temmuz- Eylül arası dönemde yabancı<br />
ziyaretçilerin ortalama harcaması 634<br />
dolar olurken, yurt dışında ikamet eden<br />
vatandaşlar ortalama 900 dolar harcama<br />
yaptı. Bu yılın ilk 9 ayındaki turizm geliri<br />
20.1 milyar dolar ve 30.3 milyon turiste<br />
ulaşarak geçtiğimiz yılın aynı dönemine<br />
göre rekor seviyelere ulaştı.
hotel restaurant<br />
26 & hi-tech<br />
gündem gezi<br />
Gezi Rotaları<br />
Salda Gölü – Yeşilova- Burdur<br />
Şeyma Şendil<br />
Salda Gölü ile tanışmam 2010 yılının<br />
karlı bir gününde oldu. Oldukça karlı<br />
bir aralık günü Burdur’dan Denizli’ye<br />
köy yollarını izleyerek Yeşilova üzerinden<br />
dönmeye karar verdik, Salda Gölü’nü merak<br />
ediyorduk. Bastıran tipi, karla kaplanıp yok<br />
olan yollar, yolda mahsur kalmamız başka<br />
bir yazının konusu olsun ancak hava şartları<br />
nedeniyle Salda Gölü’nü ancak uzaktan<br />
görebildik. Bu tanışma sonrası artan<br />
merakımızla Salda Gölü’nü araştırmaya<br />
başladık. O zaman için pek kimsenin<br />
bilmediği, yakın coğrafyasında dahi pek<br />
umursanmayan bu gölün özellikleri bizi<br />
hayrete düşürdü ve en yakın zamanda<br />
göle gitmek üzere programımızı yaptık.<br />
Salda Gölü’ne Denizli - Serinhisar - Salda<br />
rotası üzerinden giderken yolda bize eşlik<br />
eden coğrafya değişkenlik göstermekle<br />
birlikte hiçbir yerinde göle vardığımızda<br />
karşılaştığımız manzaranın nefes<br />
kesiciliğine hazırlamadı bizi. Yer yer orman,<br />
yer yer tarım arazisi, yer yer de çorak olan<br />
bu coğrafyadan geçip gölü ilk gördüğümde<br />
aklımdan geçen ilk düşünce “bu gerçek mi”<br />
oldu. Araştırıp gitmemize rağmen kumunun<br />
beyazlığı, suyunun berraklığı ve benim o<br />
güne kadar kendi gözlerimle görmediğim<br />
tonlardaki turkuaz karşısında kalakalmıştık.<br />
Beni en çok şaşırtan ise bu güzelliği<br />
kimsenin bilmiyor olmasıydı.<br />
O zamanlar seyahat rotaları arasında<br />
olmadığı için biz ancak jeolojik<br />
özelliklerini araştırabilmiştik, orada neler<br />
yapılabileceğini gidip görecektik. Yolun bizi<br />
göl kıyısına götürdüğü en yakın noktaya<br />
kadar gidip keşfe başladık. Gel zaman git<br />
zaman Salda Gölü’ne birçok kez gittik ve<br />
zaman içerisinde bugün geldiği noktaya<br />
gelişini biraz endişe, biraz mutsuzluk,<br />
biraz da başkalarının da burayı bizim kadar<br />
sevmesinden kaynaklı onaylanma hissinin<br />
tuhaf mutluluğu ile izledik.<br />
Madem artık keşfedildi bir de ben yazmak<br />
istedim Salda Gölü’nü…<br />
Salda Gölü’nün Özellikleri:<br />
Salda Gölü; Burdur’un Yeşilova ilçesine<br />
yaklaşık 5 km mesafede Burdur – Denizli<br />
sınırına oldukça yakın bir noktada Burdur<br />
sınırları içinde yer alıyor. Gölün rakımı 1193<br />
metre, yüzölçümü ise 44 kilometrekare<br />
olarak geçiyor kaynaklarda. Yaklaşık 2<br />
milyon yıl önce tektonik çöküntüler sonucu<br />
oluştuğu tahmin edilen krater gölünün<br />
derinliği 184 metre. Salda Gölü bu derinlik<br />
ile Türkiye’nin en derin gölü ve dünyada<br />
ise sayılı derin göller arasında yer alıyor.<br />
Göl ayrıca Türkiye’nin en berrak ve temiz<br />
gölü olarak biliniyor. Salda Gölü dünya<br />
üzerinde jeolojik özellikleri nedeniyle Mars<br />
araştırmalarının yapıldığı 2 noktadan biridir.<br />
Gölün beyaz kumlarının Mars yüzeyindeki<br />
kumullarla benzerliği ve bu kumulların<br />
oluşum şekli ile Mars araştırmalarına konu<br />
olmaktadır. Salda Gölü eşsiz doğası ve<br />
benzersiz özellikleri nedeniyle 1989 yılında<br />
birinci derece doğal sit alanı ilan edilerek<br />
korunmaya alınmıştır.<br />
Neler yapılır?<br />
“Nasıl gidilir” den önce “neler yapılır”<br />
ı anlatmak istedim çünkü yolu sapa ve<br />
burada yapılabilecekler ilginizi çekmiyorsa<br />
gelip denemek yerine okuyup vazgeçmek<br />
doğayı korumak açısından daha olumlu<br />
sonuçlar doğurabilir. Çünkü Salda Gölü<br />
ve çevresi size çok alternatifli eğlenceler<br />
sunmuyor, eğer aşağıdakiler sizin eğlence<br />
ve dinlence anlayışınıza uygun değilse bu<br />
rotayı pas geçebilirsiniz.<br />
Eşsiz manzara seyri<br />
Bana sorarsanız Salda Gölü’nde<br />
yapılabilecek en keyifli aktivite sessizce<br />
oturup manzarayı seyretmek. Manzara<br />
gölün her noktasında farklı farklı büyüleyici.<br />
Bugün Maldivler olarak anılan beyaz kumun<br />
en yoğun olduğu alanda turkuaz rengi gölü,<br />
beyaz sahili ve suların çekilmesi ile ortaya<br />
çıkan beyaz adaları seyretmek, az ilerde<br />
Doğanbaba plajından orman içinden gölü<br />
seyretmek ve mevsime göre uygun bir<br />
noktadan gün batımını seyretmek mümkün.<br />
Bisiklet ve motosiklet turları<br />
Göl çok büyük bir göl olmadığı için gölün<br />
etrafını motosiklet ile yaklaşık 1 -1,5 saatte<br />
dolaşmak mümkün. Mesafenin uzun<br />
olmayışı ve yolların bisiklet sürmeye uygun<br />
olması nedeniyle bisiklet severler için de<br />
güzel bir rota. Biz otomobil ile de turlamayı<br />
seviyoruz.<br />
Kamp ve çadır kampı<br />
Salda Gölü etrafında 2 kamp alanı<br />
bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Kayadibi<br />
Köyü’ne yakın olan Yeşilova Halk Plajı.<br />
Bu plajda camping alanı bulunuyor ve<br />
camping hizmetleri veriliyor. Dilerseniz<br />
kendi çadırınızı kurabiliyorsunuz, dilerseniz<br />
de çadır kiralayabiliyorsunuz.Kamp alanı<br />
içerisinde günlük ihtiyaçları karşılamak<br />
için bir tesis bulunuyor, çadırlara elektrik<br />
hizmeti de veriliyor. Bu alanda ziyaretçilerin<br />
kamp ateşi yakmasına izin veriliyor.<br />
İkincisi ise Doğanbaba Plajı. Plaj, orman<br />
içerisinde oldukça güzel ancak “Pideci<br />
Sami” isimli restoran ve tuvalet dışında<br />
bu alanda bir hizmet bulunmuyor. Pideci<br />
Sami’nin yemekleri beğeniliyor ancak biz<br />
henüz tadamadık. Bugün Maldivler denen<br />
alanda da kamp yapanlar bulunuyor ancak<br />
bu alan hem tesis yer almaması hem de<br />
doğal dokunun kamp yapanlar tarafından<br />
bozulması nedeniyle kamp yapmaya uygun<br />
değil. Bembeyaz kumlar üzerinde ateş<br />
yakmak ise düşünülemez bile. Yakında bu<br />
alanda kamp yapmanın yasaklanacağına<br />
eminim.<br />
Tüyo: Salda Gölü fotoğraflardan Maldivler<br />
gibi görünse de karasal bir iklime sahip<br />
ve rakımı 1193 metre. Bu nedenle gündüz<br />
saatlerinde sıcaktan kavrulduğunuz bir<br />
günün akşamında gün batar batmaz hava<br />
oldukça soğuk olabilir. Geceleri yazlık çadır<br />
ve uyku tulumları Salda Gölü için yeterli<br />
olmayacaktır.<br />
Piknik:<br />
Piknik dediysem mangallı değil, evde<br />
hazırlayacağınız ya da yol üstünde gelirken<br />
alacağınız yiyecek içeceğinizle yere örtü
serip masmavi gölün tadını çıkarabilirsiniz.<br />
Hele ki akşam serinlediğinde yanınızda<br />
bir termos sıcak çayınız varsa gün batımı<br />
manzarası daha da güzelleşebilir. Mangal<br />
sadece Yeşilova Halk Plajı kamp alanında<br />
mümkün.<br />
Yüzme ve güneşlenme:<br />
Salda Gölü etrafında güneşlenilebilecek<br />
ve göle girilebilecekoldukça fazla plaj<br />
bulunmaktadır. Bunlardan en bilinenleri<br />
Yeşilova Halk Plajı (tesisli), Doğanbaba<br />
Plajı (kısmen tesisli), Maldivler (Kısmen ve<br />
geçici tesisli) plajları bunların en bilinenleri<br />
ancak tesisli plajlarda dahi şezlong ve<br />
size servis yapılan kafeler bulunmuyor.<br />
Son derece basit ve temel ihtiyaçlarınızı<br />
karşılayabileceğiniz tesisler bunlar.<br />
Gölün etrafında bolca “yüzmek yasaktır”<br />
tabelasına rastlayacaksınız. Bunun iki<br />
sebebi bulunuyor. Birincisi, yetkililerin<br />
sorumluluğu üzerlerinden atmak<br />
istemeleri. Diğeri ise bazı alanlarda<br />
yüzmenin gerçekten tehlikeli olması. Göl<br />
kumu bazı alanlarda balçık yapıda ve ancak<br />
battığınızda balçığı anlayabiliyorsunuz, bir<br />
anda kuma gömülmeniz mümkün. Ayrıca su<br />
aniden derinleşiyor ve suyun berrak olması<br />
oldukça yanıltıcı olabiliyor. Ayrıca suda<br />
zaman zaman yılanlar görülüyor. Yüzmeye<br />
karar verirseniz size tavsiyem, yalnız<br />
olmamanız ya da kıyıda sizi gözlemleyen<br />
birinin bulunması, açılmadan kıyıya paralel<br />
yüzmeniz. Suyun her mevsim soğuk<br />
olduğunu da söylemekte fayda var. Gölde<br />
yüzmek, suyun kaldırma etkisi denize göre<br />
oldukça düşük olduğundan çok yorucu, bir<br />
de suyun soğukluğu, zeminin hareketliliği<br />
dikkate alınırsa yüzmek çok dikkatli<br />
yapılması gereken bir aktivite.<br />
Tüyo: Gölün kumu içerdiği magnezyum<br />
nedeniyle gündüz kızgın güneş altında<br />
dahi ısınmıyor. Dolayısıyla kumlar<br />
üzerinde uzun süre yalın ayak dolaşmak<br />
mümkün ancak bir süre sonra küçük bir<br />
sorunla karşılaşıyorsunuz; o minik taşlar<br />
ayaklarınızda küçük, gözle görünmez<br />
kesiklere sebep oluyor ve ayaklarınız<br />
sızlamaya başlıyor. Bir de cam atıkları<br />
ayaklarınıza batabilir.<br />
Tüyo: Bembeyaz kumlar çok iyi bir yansıtıcı,<br />
eğer bronzlaşmayı seviyorsanız Salda<br />
kıyısında bir gün yeterli, ancak benim gibi<br />
şiddetle kaçınıyorsanız şapka, gözlük, uzun<br />
kollu kıyafetler şart, güneş sizi her yerden<br />
yakalıyor. Hangi mevsim olursa olsun güneş<br />
kremi bulundurmak gerekiyor.<br />
Nasıl gidilir?<br />
Salda Gölü ana arterler üzerinde yer<br />
almıyor, yani yakınlarından geçen<br />
şehirlerarası otobüs ve benzeri taşıtlar<br />
bulunmuyor. Bu da gölün bugüne kadar<br />
tanınmamasına ama bir yönden de<br />
korunarak bugüne kadar gelmesine<br />
sebep olmuş. Göle gelmek için en kolay<br />
yöntem özel araç. Ancak çevre illerden<br />
Yeşilova ilçesine giden araçlar mevcut.<br />
Denizli – Yeşilova, Burdur - Yeşilova hatları<br />
bulunuyor. Ayrıca Yeşilova merkezden Salda<br />
Gölü kıyısındaki köylere araçlarla gelerek<br />
göle yürümek de mümkün ancak yürüyüş<br />
yolunun çok da kısa olmadığını hatırlatmak<br />
isterim.<br />
Son zamanlarda artan popülarite ile Salda<br />
Gölü’ne özel turlara rastlamaya başladım.<br />
Özel aracınız ile gelirken aşağıdaki rotaları<br />
tavsiye ederim;<br />
Burdur üzerinden gideceklere: Burdur –<br />
Hacılar – Yeşilova – Salda Gölü<br />
Denizli üzerinden gideceklere: Denizli –<br />
Serinhisar – Yeşilyurt – Salda Gölü<br />
Salda Gölü<br />
Yeşilova’ya 5 km – otomobil ile yaklaşık 7-8<br />
dakika,<br />
Burdur’a yaklaşık 80 km – otomobil ile<br />
yaklaşık 1 saat 30 dakika<br />
Denizli’ye yaklaşık 90 km – otomobil ile<br />
yaklaşık 1 saat 30 dakika<br />
Nerede kalınır?<br />
Salda Gölü’nde konaklama alternatifleri<br />
oldukça kısıtlı. Gerek yeni popüler olması;<br />
gerekse 1. derece doğal sit alanı olması<br />
nedeniyle göl kenarında otelde konaklamak<br />
isteyenler için tek seçenek var o da, Hotel<br />
Lago Di Salda. Otelin toplam 25 odası<br />
bulunuyor. Otel yaz – kış açık, yazın göl için<br />
kışın ise Salda Kayak Merkezine gelenler<br />
için hizmet veriyor. İlla ki otelde kalacağım<br />
diyorsanız yakındaki il ve ilçe otellerini<br />
de değerlendirebilirsiniz. Yeşilova Halk<br />
Plajı’nda bulunan bungalovlar çadırda<br />
kalmak istemeyenler için iyi bir alternatif ve<br />
henüz konaklama ücretleri makul.<br />
Bir diğer seçenek te çadırda kalmak.<br />
Yeme – içme<br />
Salda Gölü etrafında yeme-içme<br />
mekanları daha çok Yeşilova Halk Plajı<br />
etrafında yaygın ancak çok fazla seçenek<br />
olduğunu söylemem. Ancak fiyatlar<br />
oldukça makul. Göl manzarasına nazır<br />
yemek yemek için Sultanpınarı Turistik<br />
Dinlenme Tesisi iyi bir alternatif, gölü<br />
yukarıdan gören Sultanpınarı’nda köfte,<br />
balık, sac kavurma yiyebilir. Yazın püfür<br />
püfür, kışın da sıcacık soba kenarında<br />
oturup dinlenebilirsiniz. Tesis, Yeşilova ile<br />
Salda kasabası arasındaki yol üzerinde.<br />
Doğanbaba Plajı’nda ise Pideci Sami<br />
bulunuyor, bize hiç kısmet olmadı orada<br />
yemek yemek ancak yiyenler beğeniyorlar.<br />
Maldivler diye anılan beyaz plajda ise bu<br />
yıla kadar su dahi alabileceğiniz bir yer<br />
bulunmuyordu ancak bu yıl gittiğimizde<br />
Maldivler Cafe’nin açılmış olduğunu gördük.<br />
Cafe dediğimize bakmayın orada yapılaşma<br />
hala yok , çekme konteynır göle uzak bir<br />
yere konumlandırılmış ve güneş enerjisi ile<br />
elektriklerini üretiyorlar. Salda köyünden<br />
oldukça tatlı bir çift ve çocukları işletti<br />
burayı bu yıl ancak önümüzdeki sene tekrar<br />
orada olurlar mı bilemiyoruz, gelenleri<br />
evlatları gibi gören bu çift tost gibi basit<br />
yiyecekler yanında eğer arayıp önceden<br />
haber verirseniz durumları da uygunsa<br />
istediğiniz yemeği yapmaya çalışıyorlar.<br />
Önümüzdeki yıllarda da Maldivler Cafe’yi<br />
orada görmek isterim ben ancak işletme<br />
şartlarının biraz daha iyileştirilmesi göl<br />
çehresinin iyileştirilmesi daha güzel olabilir.<br />
Yıllarca kıyısında otururken aç ve susuz<br />
kaldıktan sonra bu kafenin gerçekten<br />
gerekli olduğu kanaatindeyim.<br />
Eğer sezon dışı gidiyorsanız yanınızda biraz<br />
yiyecek - içecek bulundurmanızı tavsiye<br />
ederim.<br />
Fotoğrafçılık<br />
Salda Gölü oldukça fotojenik bir göl, her<br />
havada ve her ışıkta güzel çıkabilme<br />
özelliğine sahip. Gündüzleri ve hava<br />
güneşliyken bembeyaz kumlar ve turkuaz<br />
göl suyu harika görünüyor. Gün batarken<br />
ise gökyüzü renkten renge bürünüyor.<br />
Eğer hava bulutluysa (yazın bile minik<br />
tatlı bulutlar gökyüzünde süzülürler) gün<br />
batarken daha da güzel olur ve renkten<br />
renge giren pofuduk bulutlar fotoğrafları<br />
süsler.<br />
Ne yapılmaz?<br />
Salda Gölünde yapılmaması gerekenlerden<br />
de bahsetmek istiyorum. Çünkü son<br />
zamanlarda karşılaştığım durumlar içler<br />
acısı ve 2 milyon yıl boyunca oluşmuş<br />
tahribatın kat be katını bir yıldan kısa bir<br />
sürede verebilmeyi başarmışız. Gölün<br />
popülaritesi, sosyal medyada buradan bir<br />
fotoğraf paylaşma isteği, bilinçsiz kampçılık<br />
göl ve çevresine çok fazla zarar verdi. O<br />
bembeyaz kumlar üzerinden arabayla geçip,<br />
gölün kenarına park edip yanına çadır<br />
kuranlar nedeniyle kumlar kum vasfını<br />
yitirip beton haline geldi, zaten ince yapılı<br />
olan tozumsu kumun üzerinden geçen<br />
araçların basıncına dayanması mümkün<br />
değil. Yine kampa uygun olmayan alanlarda<br />
kamp yapılması göl çevresini kirletti, bu<br />
alanlarda tuvalettin birkaç kilometre uzakta<br />
olduğunu da düşünürsek atık çeşitliliğini<br />
hesaplayabiliriz. Bunun yanında daha büyük<br />
bir tehlike var ki, o gölün tamamen sonu<br />
olabilir. Gölü besleyen Düden Çayı üzerine<br />
gölet yapma projesi ile gölün geleceği<br />
tehdit altında. Son yıllarda göl sularının 4<br />
metreye kadar çekildiği söyleniyor ve bu<br />
gölet projesinin çekilmeyi hızlandırarak<br />
gölün özelliklerini yitirmesine sebep olacağı<br />
vurgulanıyor.
hotel restaurant<br />
28 & hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Waldorf<br />
Astoria,<br />
Admiralty<br />
Arch ile<br />
Londra’ya<br />
geliyor<br />
Admiralty Arch Waldorf Astoria’nın açılışı, Londra’daki lüks<br />
otel pazarı üzerinde büyük bir etki yapacak.<br />
Waldorf Astoria Hotels & Resorts,<br />
Londra’nın en tanınmış ve<br />
prestijli binalarından birinde<br />
hizmet verecek lüks otelin işletilmesi<br />
için Prime Investors Capital Ltd<br />
tarafından görevlendirildiğini duyurdu.<br />
Admiralty Arch Waldorf Astoria, London<br />
binanın mimari ve tarihi özelliklerine<br />
sadık kalınarak yapılacak yenileme<br />
çalışmalarının tamamlanmasının<br />
ardından 2022 yılında kapılarını açacak.<br />
Kraliçe Viktorya’nın anısına Kral VII.<br />
Edward tarafından yaptırılan Admiralty<br />
Arch, hem The Mall’un hem de<br />
Buckingham Sarayı’nın ana cephesinin<br />
tasarlanmasında görev alan Sir Aston<br />
Webb’in imzasını taşıyor. Bugüne dek<br />
Kraliyet Donanması’nın önde gelen<br />
isimlerine ev sahipliği yapan bina, bir<br />
dönem kabine ofisi olarak da hizmet verdi<br />
ve savaş döneminde çeşitli istihbarat<br />
faaliyetlerine sahne oldu. Prime Investors<br />
Capital Ltd, 2015 yılında dünyanın dört<br />
bir yanından gelen 28 kurumsal teklif<br />
sahibini geride bırakarak mülkün 250<br />
yıllık kira hakkını elde etti.<br />
1910 yılında kapılarını açan Admiralty<br />
Arch binası, bir dönem ofisi bina<br />
içerisinde yer alan Sir Winston<br />
Churchill’den James Bond romanlarının<br />
yazarı Ian Flaming’e kadar tarihi öneme<br />
sahip pek çok ismi ağırladı. Londra’nın<br />
en prestijli noktalarından birinde yer<br />
alan Admiralty Arch, The Mall’dan<br />
Buckingham Sarayı’na, Trafalgar<br />
Meydanı’ndan Nelson Sütunu’na<br />
kadar pek çok önemli noktanın eşsiz<br />
manzarasını sunuyor.<br />
Serrano: “Prime Investors<br />
Capital Ltd yönetimi ve Waldorf<br />
Astoria pek çok ortak noktaya<br />
sahip”<br />
Prime Investors Capital Ltd CEO’su<br />
Rafael Serrano, konuyla ilgili şöyle<br />
konuştu: “2015 yılında Admiralty<br />
Arch’ı İngiltere hükümetinden satın<br />
aldığımızda, yalnızca binanın geleceğini<br />
değil, Londra’nın kalbi sayılan bu<br />
noktanın genel profilini de etkileyecek<br />
bir karar verdik. Bu özel binanın ruhunu<br />
anlayabilecek bilgiye ve deneyime<br />
sahip uzmanlardan oluşan bir ekip<br />
kurduk. Ardından Admiralty Arch’ı<br />
sıra dışı bir otel, rezidans ve üyelere<br />
özel kulübe dönüştürmek için detaylı<br />
bir plan hazırladık. Bu kapsamda<br />
verdiğimiz en önemli kararlardan<br />
biri de, otelin yönetimi ve işletilmesi<br />
için kiminle ortaklık kuracağımızdı.<br />
Sektörün zirvesinde yer alan 12 lüks otel<br />
markasıyla yürüttüğümüz görüşmelerin
Binanın<br />
orijinal özelliklerinin<br />
korunması ve restore edilmesi için<br />
hassas bir çalışma başlatılmış durumda.<br />
Bu görevi, liderliğini Michael Blair ve David<br />
Mlinaric’in üstlendiği uluslararası tecrübeye<br />
sahip bir tasarım ekibi sürdürüyor. Michail<br />
Blair, bugüne dek aralarında The Ritz,<br />
The Connaught ve Claridge’s otellerinin de<br />
araladında bulunduğu pek çok projenin<br />
restorasyon ve genişletme çalışmalarına imza<br />
attı. David Mlinaric ise The Royal Opera<br />
House, The Victoria & Albert Museum, The<br />
National Gallery ve Londra ile Paris’teki<br />
British Residences projeleri gibi pek çok önemli<br />
çalışmada yer aldı. Tarihi mekanların iç<br />
mimarisi konusunda uzman olan Andrew<br />
Damonte de tasarım ekibinde yer alıyor.<br />
Damonte, Galler Prensi’nin isteği üzerine<br />
restore edilen Dumfries House’ta David<br />
Mlinaric ile birlikte görev yapmıştı.<br />
ardından Admiralty Arch Waldorf<br />
Astoria projesini hayata geçirme kararı<br />
aldığımızı duyurmaktan mutluyuz.”<br />
Serrano sözlerini şöyle sürdürdü: “Prime<br />
Investors Capital Ltd yönetimi ve Waldorf<br />
Astoria pek çok ortak noktaya sahip.<br />
Örneğin her iki taraf da bu seçkin binanın<br />
mirasını korumak ve geleceğe taşımak<br />
konusunda hemfikir. Paylaştığımız ortak<br />
hedef ise projenin tamamlanmasının<br />
ardından hem Londra’dan hem de<br />
dünyanın diğer noktalarından gelecek<br />
konuklara mükemmel bir konukseverlik<br />
sunmak. Admiralty Arch’a sahip<br />
olmaktan gurur duyuyoruz. Waldorf<br />
Astoria ile birlikte simgesel öneme<br />
sahip bu binanın değerini koruyacak ve<br />
güvenli ellerde geleceğe taşınmasını<br />
sağlayacağız.”<br />
Nassetta: “Bu çaptaki projelere<br />
sektörde nadiren şahitlik<br />
ediyoruz”<br />
Hilton Başkanı ve CEO’su Christopher J.<br />
Nassetta şöyle konuştu: “Bu anlaşma,<br />
Waldorf Astoria’nın benzersiz zarafetini,<br />
Londra’nın tarihi değere sahip bu abidevi<br />
binasıyla buluşturacak. Bu çaptaki<br />
projelere sektörde nadiren şahitlik<br />
ediyoruz. Admiralty Arch Waldorf Astoria,<br />
kapılarını açacağı günden itibaren tüm<br />
konuklarına unutulmaz bir konaklama<br />
deneyimi sunacak.” Nassetta, sözlerini<br />
şöyle sürdürdü: “Waldorf Astoria<br />
markası, tarihi binaları koruma ve<br />
değerlendirme konusunda güçlü bir<br />
mirasa sahip. An itibariyle art deco<br />
mimari niteliklerini gelecek nesillerine<br />
aktarabilmesi için kapsamlı bir şekilde<br />
renove edilen New York’taki otelimiz<br />
bunun başlıca örnekleri arasında.<br />
Lüks ile eş anlamlı hale gelen ikonik<br />
Waldorf Astoria markamızı Londra’yla<br />
buluşturmak amacıyla Prime Investors<br />
Capital Ltd’le yaptığımız işbirliğinden<br />
gurur duyuyoruz.”<br />
Dünya standartlarında üç<br />
restorana ev sahipliği yapacak<br />
Admiralty Arch Waldorf Astoria, 96 lüks<br />
ve geniş odaya ve dünya standartlarında<br />
üç restorana ev sahipliği yapacak. Londra<br />
manzarasını izleme imkanı sunan bir<br />
rooftop bara da sahip olması plananan<br />
otelde aynı zamanda özel toplantı ve<br />
etkinlik alanları ile alanının en gelişmiş<br />
imkanlarını sunan bir spa da yer alacak.<br />
Diğer yandan Admiralty Arch içerisinde<br />
otelin yanı sıra lüks bir özel rezidans<br />
alanı, üyelere özel bir kulüp ve farklı<br />
yeme içme alanları da yer alacak.<br />
Admiralty Arch<br />
Waldorf Astoria,<br />
London dünyanın en<br />
çok talep gören 26<br />
noktasındaki hizmet<br />
veren Waldorf Astonia<br />
Hotels & Resorts<br />
zincirinin yeni halkası<br />
olacak.
30<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Türkiye’nin ev konseptindeki ilk oteli<br />
Hyatt House Gebze açıldı<br />
Doğuş Turizm Grubu’nun yeni yatırımı ve Hyatt markasının Türkiye’deki ev konseptindeki ilk<br />
oteli Hyatt House Gebze açıldı.<br />
Doğuş Turizm Grubu’nun yeni<br />
yatırımı, Hyatt House Gebze 1<br />
Kasım <strong>2017</strong> itibariyle hizmet<br />
vermeye başladı. Otel, uzun dönem<br />
konaklama ile ev konseptini yansıtmanın<br />
yansıra otel konforunda ev keyfini<br />
yaşamak isteyenlerin beklentilerine 158<br />
odası ile yanıt verecek.<br />
Türkiye’nin ev konseptindeki ilk<br />
oteli<br />
Türkiye’nin ev konseptindeki ilk oteli<br />
olan Hyatt House Gebze, modern mimari<br />
özellikleri taşıyor. Sıcak, misafirperver<br />
ve dost bir yaşam ortamı vadeden otel,<br />
bu özellikleriyle uzun süreli konaklayan<br />
misafirlerine komşularıyla iç içe<br />
yaşıyormuş hissini yaşatacak detaylar<br />
sunuyor. Her odasında mutfak olan otelin,<br />
günlük ihtiyaçlara cevap vermek için<br />
bir de marketi bulunuyor. Otel misafiri,<br />
‘select servis’ hizmeti ile marketten<br />
ihtiyacı olan her şeyi resepsiyon aracılığı<br />
ile alabiliyor, otelin çamaşırhanesinde<br />
çamaşırını yıkayabiliyor.<br />
Gebze Sanayi Bölgesi’nde<br />
Gebze ilçesinde yaşam bulacak Hyatt<br />
House Gebze, game room, havuz,<br />
fitness, business center, lounge ve<br />
yeme-içme alanları ile de misafirlerine<br />
sosyalleşebilecekleri alanlar sunuyor.<br />
Gebze Sanayi Bölgesi’nde yer alan,<br />
hem iş hem de eğlence için ideal<br />
bir konumda bulunan Hyatt House<br />
Gebze, Sabiha Gökçen Havalimanı’na,<br />
alışveriş merkezlerine, üniversitelere,<br />
hastanelere ve iş merkezlerine yakınlığı<br />
ile farklılaşıyor.
hotel restaurant<br />
32 & hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
House Hotel’den,<br />
Bomonti’de yeni otel ve<br />
rezidans projesi<br />
Kerten Capital<br />
Grubu’nun<br />
dünyanın farklı<br />
lokasyonlarında<br />
başarısını<br />
kanıtladığı<br />
House Hotel<br />
markasının son<br />
projesi İstanbul<br />
Bomonti’yi<br />
Eylül ayının ilk<br />
haftasında hizmete<br />
açtı.
Uluslararası çapta başarılı yatırım<br />
şirketi Kerten Capital Grup, bugüne<br />
kadar pek çok ödüle layık görülen<br />
The House Hotel konseptini İstanbul’un<br />
yeni gözde lokasyonu Bomonti’ye<br />
taşıdı. Kerten Capital Grubu’nun stil,<br />
konfor ve kalite vizyonuyla açılan The<br />
House Hotel & Residence Bomonti,<br />
konuk ve misafirlerine kişiye özel<br />
hizmetler sunarken, yatırımcılarına<br />
da sürdürülebilir ve kârlı bir iş modeli<br />
sağlıyor. Dünyanın öncü mimarlık<br />
ofislerinden Conran and Partners<br />
tarafından tasarlanan proje, 155 konut<br />
ve 51 otel odası ile özgün bir yaşam<br />
alanı sunuyor. Butik markaları House<br />
Hotel, Cloud7 ve Ouspace ile eşsiz bir<br />
yatırım portföyüne sahip olduklarını<br />
belirten Kerten Turizm Grubu’nun CEO’su<br />
Marloes Knippenberg; “Projelerimizi,<br />
yatırımcılar için yüksek kârlılık, yüksek<br />
değer ve kısa vadede yatırımın hızlı geri<br />
dönüşünü sağlamak üzere tasarlıyoruz.<br />
Gayrimenkul yatırımcıları, yatırım-finans<br />
kurumları ve bireysel yatırımcılarla<br />
gerçekleştirdiğimiz güçlü iş birlikleri<br />
doğrultusunda iş ortaklarımızın tüm<br />
ihtiyaçları için tek çözüm ortağı olarak<br />
hareket ediyoruz. Küresel çapta<br />
markalarımızın sunduğu itibar ile yüksek<br />
değer yaratan projelere imza atıyoruz. Bu<br />
süreçte deneyimli ekiplerimiz yatırımların<br />
tüm yönetim ve işletme operasyonlarını<br />
büyük bir özenle yürütüyor. Bu kültürün<br />
bir yansıması olarak hayata geçirdiğimiz<br />
The House Hotel & Residence Bomonti,<br />
konuklarına, yatırımcılarına ve de<br />
ekonomiye değer sunmaya hazır”<br />
şeklinde konuştu.<br />
çapta 20 farklı sektörde uzmanlığa<br />
sahip bir yatırım grubu ve bu uzmanlıkla<br />
Türkiye’de farklı iş kollarına yatırım<br />
yapmayı planlıyoruz” dedi.<br />
Uluslararası yatırımlarına hız<br />
verdi<br />
Miami (ABD), Dubai (Birleşik Arap<br />
Emirlikleri) ve Cidde (Suudi Arabistan)<br />
gibi stratejik lokasyonlarda yatırımlarını<br />
hızlandıran Kerten Capital Grup, The<br />
House Hotel ve Residence markası<br />
ile Türkiye’de de güçlü atılımlar<br />
gerçekleştiriyor. Şirket, mevcut The<br />
House Hotel Nişantaşı ve The House<br />
Hotel Ortaköy projelerinde Türk bir<br />
yatırımcı ile iş birliği yapıyor.<br />
Şirketin başarısı, yatırım portföyünü<br />
geliştirmek isteyen bina sahipleri,<br />
yatırımcılar ve finansal kurumlarla<br />
yaptığı güçlü iş birliklerine dayanıyor. Bu<br />
sayede öncü projelere imza atan şirket<br />
iş ortakları için sürdürülebilir, kârlı ve<br />
rekabet gücü yüksek yatırım fırsatları<br />
sağlıyor. The House Hotel Karaköy, The<br />
House Hotel Kapadokya, The House Hotel<br />
& Rezidans Bomonti’nin %100 sahibi olan<br />
Kerten Capital Grup, gelecek dönemde<br />
de Türkiye’de gerçekleştirilecek tüm<br />
projelerde otel ve rezidans işletmelerinin<br />
%100 sahibi olarak faaliyetlerini<br />
sürdürmeye devam edecek.<br />
Türkiye’de yatırımlarına devam<br />
ediyor<br />
Kerten Capital Grubu’nun, Türkiye’ye<br />
olan inancını vurgulayan Kerten Capital<br />
Grup Türkiye Yönetici Direktörü Ruşen<br />
Kopmaz ise; “Grubumuz, Türkiye’nin<br />
sunduğu fırsatlara, yüksek potansiyeline<br />
ve insanlarına güçlü bir inanç duyuyor.<br />
Zorlu geçen son 2 yılda, faaliyetlerimizi<br />
aralıksız sürdürdük. Sermaye desteği<br />
sağlayarak müşterilerimize ve iş<br />
ortaklarımıza sunduğumuz değeri<br />
koruduk. Türkiye’de büyümeye devam<br />
etmeye kararlıyız ve bunu da bizimle<br />
aynı adanmışlığa sahip iş ortaklarıyla<br />
başaracağız. Türkiye’deki yatırım<br />
iştahımız sadece turizm sektörü ile de<br />
sınırlı değil. Kerten Capital Grup, küresel
34<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Vadistanbul’un 5 yıldızlı oteli için<br />
Marrıott ile önprotokol yapıldı<br />
İstanbul’un yeni iş ve yaşam merkezi olarak Ayazağa’da hayata geçirilen<br />
Vadistanbul bünyesinde bulunan 5 yıldızlı otelin Marriott Hotels and Resorts<br />
markasıyla hizmete açılması için ön hazırlıklar tamamlandı. 215 oda, balo ve<br />
toplantı salonlarının yer aldığı otel bölgenin en değerli noktasında 29 Ekim<br />
2018’de misafirlerini ağırlamaya hazırlanıyor.<br />
Artaş İnşaat, Invest İnşaat ve Evyap<br />
ortaklığıyla Ayazağa’da inşa edilen<br />
Vadistanbul, Türkiye’nin en büyük<br />
karma projeleri arasında öne çıkıyor.<br />
İstanbul’un Maslak, Nişantaşı, İstiklal<br />
Caddesi gibi merkezlerinin alternatifi<br />
olarak geliştirilen Vadistanbul, AVM’si,<br />
ofisleri ve konutlarıyla gündüz nüfusu<br />
40 bin kişiyi bulan yeni bir şehir merkezi<br />
niteliğinde konumlanıyor.<br />
Arkasında orman, bahçesinde<br />
dere<br />
424 bin metrekare alan üzerinde<br />
yükselen Vadistanbul’un arkasını Belgrad<br />
Ormanı çevrelerken, projenin içinden<br />
geçen Sadabad Deresi’yle de benzersiz,<br />
doğal bir donatıya sahip.<br />
Metropolün kalbinde<br />
Türkiye’de birçok ilklere ve en’lere imza<br />
atılan proje dahilinde Türkiye’nin ilk<br />
Havaray’ı Vadistanbul için hayata geçirildi<br />
ve şehrin Metro ağına doğrudan özel<br />
bağlantı sağlandı. Yeni havalimanına<br />
yakın bir noktada konumlanan<br />
Vadistanbul, TEM ve E-5 Otoyollarına da<br />
kolay ulaşım imkanıyla dikkat çekiyor.<br />
Vadistanbul’un 4. Nesil AVM’si, ofisleri<br />
ve alışveriş caddesinin bulunduğu Bulvar<br />
etabında yer alan 5 yıldızlı otel, Marriott<br />
Hotel kalitesiyle hizmete girecek.<br />
Demircan: “Markamızın yeni<br />
yüzünü yansıtabilmek için<br />
sabırsızlanıyoruz”<br />
Marriott International’ın 90 yılı aşkın<br />
tecrübesini taşıyacağı otel, bölgenin<br />
en yeni ve en modern tasarıma sahip<br />
oteli olarak öne çıkacak. “Bu heyecan<br />
verici projede Marriott Hotels and<br />
Resorts markamızın yeni yüzünü<br />
yansıtabilmek için sabırsızlanıyoruz”<br />
diye söze başlayan Marriott International<br />
Türkiye Geliştirmeden Sorumlu Başkan<br />
Yardımcısı Poğda Demircan, İstanbul’un<br />
geleceğine güvendiklerini ve Türkiye’deki<br />
büyümelerini hızla sürdürdüklerini dile<br />
getirdi.
hotel restaurant<br />
36 & hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Porland’ın<br />
yeni konseptli<br />
mağazası<br />
Oasis Designer<br />
Outlet’te açıldı<br />
Türkiye’nin önde gelen porselen üreticisi Porland, İstanbul’un<br />
yeni çekim alanı Basın Ekspres’te Türkiye’nin ilk designer<br />
outletinde mağaza açtı.
Porland’ın üretici kimliğinden ve<br />
“tasarladık ve ürettik” mottosundan<br />
yola çıkılarak 1500 metrekare<br />
alanda dekore edilen yeni konseptinde<br />
kendi tasarım ekipleri ile üretilen ve<br />
müşterilerin beğenisine sunulan en<br />
yeni koleksiyonlar, masa üstü, mutfak<br />
ve ev&dekor ürün segmentasyonunda<br />
rişilebilir fiyatlarla tüketiciler ile<br />
buluşturuyor.<br />
“Porland’da kendini kaybedip,<br />
kendini bulursun”<br />
Porland, büyük metrekareli en yeni<br />
konseptli “Porland’da kendini kaybedip,<br />
kendini bulursun” söylemli eşsiz bir<br />
müşteri deneyimi yaşatıyor. Günlük<br />
kullanım ve özel davet sofralarının yanı<br />
sıra her türlü ikramda kullanılmak üzere<br />
porselen takımlar, cam ve çelik ürünler,<br />
mutfak araç gereçleri ile tekstil ürünleri,<br />
banyo takımları, ev ve ofis aksesuarları,<br />
her zevke ve bütçeye uygun hediyelik<br />
ürünler bulunuyor. Ev kullanıcılarının yanı<br />
sıra restoran, kafe ve otel sektörü için<br />
de ayrıcalıklı ürün seçenekleri yer alıyor.<br />
Porland kendi geliştirdiği ALUMİNALI<br />
PORSELEN isimli, özel reçeteli, krem<br />
renkli ve özgün desenli koleksiyonları ile<br />
de göz kamaştırıyor.<br />
Yatırımlar hız kesmeden devam<br />
edecek<br />
Porland, dekorasyon trendlerine yön<br />
veren tasarımları, ürün çeşitliliği, ödeme<br />
koşulları, avantajlı alışveriş fırsatları,<br />
satış ve satış sonrası servis anlayışı, güler<br />
yüzlü personeli ve keyifli mağaza ortamı<br />
ile Türkiye’de 30 farklı noktada zincir<br />
mağazaları ve pek çok satış noktası ile<br />
sektörünün lideri olmaya devam ediyor.<br />
<strong>2017</strong> yılının sonlarına yaklaşırken<br />
yatırımlarında hız kesmeyen Porland,<br />
başarılı perakende mağazacılık<br />
çalışmalarının yanı sıra Maison Objet,<br />
Ambiante, Host gibi Dünya fuarlarında da<br />
Türkiy’yi başarı ile temsil etmektedir.<br />
Yeni mağaza konsepti hakkında<br />
Mimari yapıyı oluşturan materyaller üreticisi<br />
olduğumuz, hammaddesi toprak olan<br />
porselen ürün grubundan ilham alınarak<br />
taş, tuğla, ağaç ve metal olarak seçilmiştir.<br />
Kaynağımız doğa diyerek yola çıktığımız<br />
mağaza dekorasyonumuzda kullanılan<br />
malzemeler gibi renk tonları da doğanın<br />
içinden seçilmiştir. Mağazamızda samimi,<br />
sürprizli sahneler ve yaşam alanları<br />
yaratılarak ziyaretçilerimizin bizimle keyifli<br />
vakit geçirmeleri, sahnelerden ilham<br />
almaları amaçlanmıştır. Bu alanlarda<br />
dinamik renkler, yaşayan sahneler<br />
bulunmaktadır.
38<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yatırım röportaj<br />
Sofa’ya gitmek için daha fazla<br />
nedeniniz olacak!<br />
“Biz Sofa olarak zaten güçlüydük. Ama Marriott iş birliği ile global bir<br />
oyuncu olarak artık çok daha güçlüyüz.”<br />
11 yıllık Sofa markası yakın bir<br />
dönemde Marriott International’a<br />
bağlı Autograph Collection ile iş<br />
birliğini duyurdu. Dünyada Barselona,<br />
Londra, Berlin, Dubai gibi şehir hayatının<br />
en canlı yaşandığı otel konseptlerine adını<br />
yazdıran marka bundan böyle Türkiye’de<br />
ilk defa Sofa Hotel Nişantaşı ile hayat<br />
buluyor. İstanbul otelciliğine farklı bir<br />
soluk getirecek bu iş birliğinin detaylarını<br />
ve Sofa’nın yenilenen yüzünü Otel Genel<br />
Müdürü Cantekin Temizer ile konuştuk.<br />
Can Bey, ilk olarak sizden<br />
Autograph Collection hakkında<br />
bilgi alabilir miyiz? Bu yeni<br />
markayla The Sofa Hotel’de<br />
neler değişecek?<br />
Autograph Collection, Marriott’un<br />
esasında en yeni çocuğu. Beş yıllık bir<br />
Marriott ürünü. Marriott’un hazır otellere<br />
verdiği bir marka ve bu otellerin hepsinin<br />
kendi bağımsız kimlikleri, tarzları ve<br />
stilleri var. Bunlar çok büyük oteller<br />
değiller, butik konseptler. Moda, sanat<br />
yani yaşantının içerisinde lüks ama<br />
rahat işletmeler. Bunların kalın çizgileri,<br />
kuralları yok. Her otelin kendi tarzı<br />
var. Barselona, Londra, Berlin, Dubai<br />
gibi şehir hayatının en canlı yaşandığı<br />
otellerde bu marka var ve Autograph<br />
Collection İstanbul’da ve Türkiye’de<br />
de ilk defa Sofa ile hayat buluyor. Bu,<br />
oluşturulan markanın başarısının sonucu<br />
olarak çok önemli bir adımdı. Çünkü bu<br />
teklifi bize Marriott yaptı ve neticesinde iş<br />
birliği otelimize neler sağlayacak, bunlara<br />
değinmek isterim. İlk olarak biz kendi
stilimizi koruyup, Marriott’un dünyadaki<br />
bütün satış gücünü arkamıza alacağız.<br />
Böylelikle hem var olan personelimizi<br />
Marriott standartlarında eğitip hem<br />
de söz konusu standartları otelimize<br />
kazandırmış olacağız. Dolayısıyla biz<br />
zaten global bir oyuncuyduk. Marriott ile<br />
birlikte daha da güçlü bir global oyuncu<br />
oluyoruz.<br />
İş birliği teklifinin Marriott<br />
Hotels’ten geldiğini söylediniz.<br />
Marka, Sofa Hotel Nişantaşı’nı<br />
seçerken belli başlı kriterleri<br />
nelerdi? Bunda lokasyon ve<br />
şehrin etkisi ne oldu sizce?<br />
En önemlisi, kendi tarzını ortaya koymuş<br />
bir otel olması gerekiyordu. Sofa bu<br />
manada başarısını ortaya koymuş bir<br />
otel zaten. Tabii ki Marriott misafirlerine<br />
hizmet edecek servis standartlarına, ürün<br />
kalitesine sahip olması lazım. Yeme içme<br />
ve personel kalitesi ve farklılığı da bir<br />
diğer kriterdi ki Sofa’da bunların hepsi<br />
mevcut. Bunların arasında lokasyon da<br />
çok önemli, belirttiğiniz gibi. Nişantaşı<br />
gibi bir lokasyon tabii Autograph<br />
Collection için bulunmaz bir nimet. Sofa<br />
bu birleşmeden ne tür faydalar elde<br />
edecekse Marriott’lar için de bu geçerli.<br />
Çünkü İstanbul’da ikinci bir Nişantaşı<br />
olmadığı gibi ikinci bir Sofa’nın yeri de<br />
yok. Yani gerçek Nişantaşılı otel, Sofa…<br />
Kaldı ki bu araştırmaya Marriott beş yıl<br />
öncesinden, bizim haberimiz bile yokken<br />
başlamış. Gelip oteli incelemişler.<br />
Zaten Autograph beş yıllık bir marka.<br />
Markayı kuran John Licence beş yıl<br />
önce otelimizde konaklamış ve Sofa’nın<br />
birgün Autograph olacağına karar<br />
vermiş. Markanın karakterine fazlasıyla<br />
uyabilecek bir otel olduğunu düşünmüş.<br />
John Licence, Sofa’nın en çok<br />
neyinden etkilenmiş olabilir<br />
sizce?<br />
Otele girdikten itibaren misafire verdiği<br />
enerjiden… Otelin girişinden lobiye<br />
çıktığınızda, resepsiyonda aldığınız<br />
servisten restoranda aldığınız hizmetlere<br />
kadar bütün bileşenlerinden mutlaka.<br />
Lokasyon çok önemli ama tek başına da<br />
yeterli değil. Otelin size hissettirdikleri<br />
önemli. Mr. Licence, bunu hissetmiş ve<br />
demiş ki “bu otel Autograph olacak.”<br />
Dün de kendisiyle toplantımız vardı. Olayı<br />
sonuçlandırıyoruz artık. Bu bakımdan<br />
bizler de çok heyecanlıyız. Çünkü<br />
marka ile birlikte Sofa da büyük bir<br />
değişime giriyor ve gücünü artırıyor.<br />
Bizim de zaten değişim planlamalarımız<br />
arasındaydı. Elbette ki bu güç birlikteliği<br />
ile çalışmalarımız daha da hız kazanacak.<br />
“Sanatı otelin bütün kılcal<br />
damarlarına yayıyoruz”<br />
Bu sayede sanatı otelin bütün<br />
kılcal damarlarına yayıyoruz.<br />
Bu ne demek? Bütün yazılı<br />
materyallerimizde, menülerimizde<br />
Ekrem Yalçındağ sanatçımızın eserleri<br />
olacak. Bu Türkiye’de bir ilk. Bütün<br />
logolarımız hatta mottomuz bile değişti.<br />
Yeni mottomuz, ‘ruh tetikleyicisi’ artık.<br />
Bunu dünyada slogan olarak kullanan<br />
tek kurumuz. Yani Sofa, bir otelden artık<br />
daha fazlası… Bin metrekarelik alana<br />
yayılan şahane bir SPA’sı var. Biz orada<br />
Balili ve Taylandlı masözlerimizle sağlık<br />
& wellness konsepti geliştiriyoruz.<br />
İkincisi teras katımızda Frankie var ki<br />
İstanbul’un ilk beş kulübü arasında<br />
geliyor. Toplantı ve etkinliklerin yapıldığı<br />
440 metrekare genişliğinde Hall Arts<br />
var. 82 odanın 17 tanesi süit ve orada<br />
inanılmaz partiler düzenleniyor. Bu<br />
bakımdan Sofa için gerçekten bir otelden<br />
daha fazlası diyoruz.<br />
“Yeni mottomuz ruh<br />
tetikleyicisi” dediniz. Peki Sofa<br />
bu yeni marka birlikteliği ile<br />
İstanbul turizmini ve otelciliğini<br />
nasıl tetikleyecek dersiniz?<br />
Farklılık yaparak tabii ki. Bakın, biz<br />
ne yapıyoruz? Biz hep farklıydık.<br />
Tasarım TomTom Haftası’na<br />
katılıyoruz. İstanbul’da Contemproray<br />
Art, Contemprorary İstanbul’u da<br />
destekliyoruz, Bozcaada’daki film<br />
festivalini de destekliyoruz. Otel bu<br />
duruşu ile sanatı ruhuna katan bir otel<br />
oluyor. Anlayacağınız, burası sırf yeme<br />
içme yeri değil. Sanatın yaşadığı, sanatın<br />
konuşulduğu ve insanların keyif aldığı bir<br />
yer burası. Bu yeni dönemde bahsetmek<br />
istediğim yeni yatırım planlarımız da<br />
olacak. Bunlardan en önemlisi, otelimizin<br />
giriş kısmını 2-3 aylık bir zaman diliminde<br />
“Sofa Antre” isminde bir kafe, tapas bar<br />
yapıyoruz. Sofa o zaman kapısız bir otel<br />
olacak. Sabah geçerken buradan kahve,<br />
kruvasan alabileceksiniz, akşamüstüne<br />
doğru hadi diyeceksiniz, City’s sinemadan<br />
önce Sofa Antre’ye uğrayalım. Ya da<br />
Frankie’de yemek yediniz, son kahvenizi<br />
burada içeceksiniz. Yani sabah 7.00’den<br />
gece 2.00’ye kadar hizmet eden mahalle<br />
barı kıvamında, o samimiyette bir<br />
yer olacak. Pahalı değil, ulaşılabilir<br />
lüks dediğimiz bir yer olsun istiyoruz.<br />
Nişantaşı’nda çok keyifli bir buluşma<br />
ve toplantı noktası olacak. Kapıları açık,<br />
insanların rahatlıkla girip çıkabilecekleri<br />
bir yer anlatmak istediğim. Bir de<br />
İstanbul’da bu tarz kapısız bir otel yok,<br />
Türkiye’de de yok, bu ilk olacak.<br />
Aynı zamanda çok ünlü tasarımcıların<br />
Pop Up Shop’ları olacak, her üç ayda<br />
bir değişecek. Nişantaşılı modacıları,<br />
tasarımcıları, sanatçıları destekleyen bir<br />
otel olacak. Zaten de öyleyiz.<br />
Malum, 2016 ve <strong>2017</strong> turizm<br />
için çok parlak dönemler<br />
olamadı. Yılı kapatırken<br />
Marriott’un Autograph<br />
Collection markasıyla kapınızı<br />
çalması, bu güç birlikteliği sizi<br />
maddi ve manevi boyutuyla<br />
nasıl etkileyecek?<br />
Bir kere Türkiye’deki ilk Autograph.<br />
Doğal olarak bütün Marriott’lar bizi<br />
destekleyecekler. “Türkiye’de ilk açılan<br />
otelimizi destekleyin” diyecekler.<br />
Dolayısıyla Türkiye’ye iş amaçlı gelen<br />
şirket misafirleri için artık ben ciddi bir<br />
alternatifim. Bakacaklar burada, Park<br />
Hyatt var, St. Regis var, Ritz Carlton var,<br />
bir de Autograph Collection olacak.<br />
Ve de hem hoş hem şık hem de fiyat<br />
anlamında daha makul bir seviyede<br />
olduğum için daha görünebilir bir hale<br />
geleceğim. Dolayısıyla bu büyük bir güç.<br />
Bunlara ilaveten insanların hafta sonu<br />
keyfini gönlünce yaşayabilecekleri bir<br />
otel burası. Bu nokta da Marriott’un çok<br />
büyük bir desteği olacak. Çünkü dünyada<br />
“city escape” dediğimiz hafta sonu<br />
kaçış programları var. Amsterdam’a,<br />
Paris’e, Londra’ya gidersiniz ama öyle<br />
otellere gidersiniz ki şehrin ortasında,<br />
cıvıl cıvıl… Sofa zaten böyle bir yerdi.<br />
Ama uluslararası bir marka zincirinin<br />
bize sağlayacağı satış ve pazarlama<br />
gücü ile yolumuza devam edeceğiz ve<br />
esasına bakarsanız çok da fazla bir şey<br />
yapmayacağız. Onlar elemanlarımızı
40<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yatırım röportaj<br />
eğitiyorlar, otelimize 2-3 dokunuş<br />
yapıyoruz. Biz zaten Sofa olarak iyiyiz,<br />
güzeliz. Ama Marriott ile birlikte dediğim<br />
gibi global oyuncu olarak çok daha<br />
güçlüyüz.<br />
Sofa’nın yenilenen yüzünde<br />
sizin gibi değerli ve vizyoner bir<br />
yöneticinin katkılarını da göz<br />
ardı etmemek gerek.<br />
Ali Güreli Bey’e dedim ki, “siz beni<br />
ustalık dönemimde aldınız.” Benim 30<br />
yıllık bir turizm kariyerim var. ODTÜ<br />
işletme mezunuyum. Swiss Hotel ve<br />
Ritz Carlton’un açılışlarında üst düzey<br />
yönetici olarak yer aldım. İstanbul’da<br />
13 yıl boyunca ses getiren büyük<br />
organizasyonlar yaptım. Gerçekten bu<br />
konuda azımsanamayacak bir deneyime<br />
sahibim. Tabii şimdi Sofa, benim daha<br />
önce de müşterisi olduğum bir otel.<br />
Organizasyonlar yaparken bir numaralı<br />
müşterisi olduğum bir otel. Bu otele<br />
genel müdür olmak benim için büyük<br />
mutluluk. Tüm o tecrübelerinizi doğrudan<br />
kanalize edebiliyorsunuz.<br />
“Herkesin Sofa’ya gelmek için<br />
bir nedeni olacak”<br />
Bir de Sofa size öyle fırsatlar sunuyor<br />
ki, otelin Yönetim Kurulu Başkanı Ali<br />
(Güreli) Bey olağanüstü vizyoner bir<br />
insan. İkimiz farklı mıyız, farklıyız. Ama<br />
Ali Bey’in tecrübesi, benim tecrübelerim,<br />
global bakış açılarımız ortak noktalarda<br />
buluşuyor. Çünkü artık dünyada global<br />
oyuncu olduğunuz zaman başarırsınız.<br />
Turizm iyiye gider, kötüye gider. Bunlar<br />
bizlerin kontrolünde olan şeyler değil.<br />
Ama bizim yapacağımız çok şeyler var.<br />
Çalıştığımız işyerleri için hep bir B<br />
planınızın olması lazım. Bu yüzden biz<br />
Sofa’nın her şey için tercih edilebilir bir<br />
otel olmasını sağlamak<br />
istiyoruz. Yeme içme<br />
için gelebilirsiniz, SPA<br />
için gelebilirsiniz,<br />
arkadaşınızla çay içmek<br />
için gelebilirsiniz.<br />
Ronafeld ile birlikte çay<br />
zamanlarına başlıyoruz.<br />
Akşamüstü çay keyifleri<br />
yapacağız. Bir çay<br />
masterı gelecek,<br />
Japonya’dan Güney<br />
Afrika’ya kadar oluşan<br />
bir çay yelpazesinde<br />
Nişantaşılı<br />
hanımefendiler<br />
15.00 ile 17.00<br />
arasında burada<br />
keyif yapacaklar.<br />
Ya da siz buraya<br />
alışveriş yapmak<br />
için geleceksiniz.<br />
Veyahut Frankie’ye<br />
geleceksiniz.<br />
Bizim şöyle bir<br />
sloganımız var:<br />
“herkesin Sofa’ya<br />
gelmek için bir<br />
nedeni olacak.”<br />
Çok<br />
iddialısınız.<br />
Evet çok<br />
iddialıyız.<br />
İstanbul<br />
dışında diğer<br />
şehirlerde yaşayan insanlar için de çok<br />
iddialıyız. Bursa’da yaşayan bir aile ben<br />
bir hafta sonumu İstanbul Nişantaşı<br />
Sofa’da yaşayayım diyecek. İki gün<br />
gelecek, Frankie Istanbul, City’s, Sofa,<br />
SPA, Nişantaşı derken İstanbul’u sadece<br />
bu otelde yaşama imkanı bulacak.<br />
<strong>2017</strong> yılını nasıl geçirdiniz?<br />
Önümüzdeki seneden<br />
beklentileriniz neler?<br />
Turizm şu anda çok bilinmezlerle dolu.<br />
O yüzden ne iyi diyebiliyoruz ne de kötü.<br />
Çünkü şu anda sepetteki yumurtalar<br />
hep aynı. Ortadoğulu misafirlerimiz<br />
başımızın tacı, gelsinler ama bu sepete<br />
Amerikalı, Avrupalı, Uzakdoğulu toplantı<br />
organizatörlerinin de girmesi lazım.<br />
Autograph Collection ile bunu<br />
sağlayabilecek misiniz peki?<br />
Ben getiremem onları, bu benim gücümü<br />
aşar. Bu ancak ülke politikası, marka<br />
algısıyla mümkün olabilir. Yapılabilir<br />
mi, yapılabilir. Fakat bütün güçlü turizm<br />
kuruluşları birleşmeli. 2018 doluluklar<br />
anlamında iyi ama fiyatlar çok düşük.<br />
Ben 250 Euro’ya sattığım oteli 130-150<br />
Euro’ya satmak zorundayım. Allahtan<br />
küçük bir otelim. O yüzden maliyetlerimi,<br />
servisimi kontrol edebiliyorum. Fiyatlarım<br />
düşse de hiçbir şeyden vazgeçmiyorum.<br />
Büyük oteller için bu çok daha zor. O<br />
yüzden eğer toplantı, kongre talepleri<br />
gelmezse İstanbul turizmi için iyi<br />
diyemeyiz. Temkinli olmak zorundayız.<br />
İstanbul dünyanın en şahane şehri.<br />
Ben Brezilya’dan Avustralya’ya kadar<br />
dünyanın birçok ülkesine seyahat ettim.<br />
Her dönüşümde “iyi ki İstanbul’da<br />
yaşıyorum” dedim. Elbette ki her<br />
şehrin güzellikleri var. Ama İstanbul’un<br />
insanda yaşattığı hisler apayrı... Birgün<br />
bir müşterim dedi ki, “ben İstanbul<br />
kadar seksi bir şehir görmedim.” Yani<br />
seksiyle kastettiği, İstanbul’un yaşattığı<br />
olağanüstü duygular…<br />
Hal böyle olunca biz tecrübeli<br />
turizmcilere de düşen bu şehrin marka<br />
algısını tekrardan yükseltmek oluyor.<br />
Bizler 1999 krizinde de çalıştık, 2001<br />
dünya krizinde de çalıştık. Eminim ki yine<br />
yaparız. Tünelin ucuna ışığı ancak siz<br />
koyarsınız, başkası değil. Tünelin ucunda<br />
ışık yok diye oturup ağlamamak lazım.<br />
Tüneli açarak ışık yaratılabilir. Benim<br />
inancım bu.
42<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Değerli okuyucularımız bu sayımızdan<br />
itibaren yeni bir bölüm ve yeni bir kapı<br />
açıyoruz. Artık Yatırım Dünyası bölümü<br />
hotel restaurant & hi-tech dergimizde<br />
her sayıda benim ve ekibimin yönetiminde<br />
sizlerle buluşacak.<br />
Yatırım Dünyası, özellikle hızla değişen<br />
global çağda siz değerli okuyucularımıza<br />
birinci ağızdan yapılacak yatırımları,<br />
yatırımcılardan haberleri, alınan – satılan<br />
veya devredilen otel, restoran veya turizm<br />
işletmelerini, işletme veya yer arayan<br />
yatırımcı bilgilerini veya işletmesini veya<br />
yerini satmak devretmek isteyenleri<br />
sizlere tanıtarak ve haber vererek<br />
ekonomik işleyişe katkıda bulunmak<br />
istemektedir.<br />
Bu sayfada bulabileceğiniz şeyler<br />
arasında minil devir, alım – satım<br />
ilanları, yatırımcı arayan yerleri veya yer<br />
arayan yatırımcıları bulabileceksiniz.<br />
Ayrıca bu konuyla ilgili kurduğumuz özel<br />
departman sizlere her daim canlı olarak<br />
da destek verecektir. Yani dergimizde<br />
gördüğünüz bir haberin sonrasında bir<br />
aksiyon almak isterseniz bu konuda<br />
sizlere hem danışmanlık hem de<br />
rehberlik edeceğiz.<br />
Yatırım Dünyası<br />
Agon Danışmanlık / Gayrimenkul ve İşletme Yatırım Danışmanı<br />
Tezer Öner<br />
Sayfa sponsorumuz olan Agon<br />
Danışmanlık ekibi ve yıllardan beri<br />
sizinle zaten iç içe olan deneyimli<br />
personelimiz sizlerin yatırımlarınızın<br />
değerlendirilmesi ve yatırımlarınıza<br />
yön verilmesi adına her daim e-mail<br />
ve telefonla ulaşılmak üzere hazır<br />
olacaklar.<br />
Elbette sizlerle birlikte olmak, sizlerle<br />
birlikte geleceğe doğru hamleler<br />
yapmak ve aşamada çorbada bizim de<br />
tuzumuzun bulunması bizleri gerçekten<br />
çok heyecanlandırmakta ve mutlu<br />
etmektedir. Bugüne dek sizlerle birlikte<br />
haber, reklam ve tanıtım anlamında<br />
gerçekleştirdiğimiz birlikteliklere<br />
bu sayfa ile yeni bir pencere daha<br />
eklemenin gururunu yaşıyoruz.<br />
Sayfamızın özellikleri bununla da sınırlı<br />
kalmayacak. Burada yatırımla ilgili<br />
küçük ilanlarınıza yer vereceğiz. Alım<br />
talepleri, satım veya devir talepleri gibi<br />
konulardaki ilanlarınızı yayınlayacağız.<br />
Çözüm ortağı olan sponsor firmamız<br />
sizinle birlikte çalışarak size en<br />
doğru ve en hızlı sonuçlar için destek<br />
verecek. Hayallerinize kavuşmanız<br />
veya yatırımlarınızı değerlendirmeniz<br />
için size ışık tutacağız ve rehber<br />
olacağız. Bu aşamada sizinle birlikte<br />
ekonomik sahanın içinde bulunarak<br />
biz de bir anlamda taşın altına elimizi<br />
sokarak “turizm yatırımları ve kalkınma<br />
hamleleri” için sorumluluk alarak size<br />
gerçek anlamda destek vermek istiyoruz.<br />
Hotel restaurant & hi-tech dergisi<br />
bugüne dek sizlerin sayesinde geldiği<br />
sektörünün lideri olan bir mecra olarak<br />
artık daha fazla sorumluluk almaya<br />
hazırdır. Hem bilgi birikimimiz hem de<br />
çözüm ortaklarımız sayesinde sizlere<br />
daha fazla hizmet sunuyor olmak ve aynı<br />
zamanda sizlere çözüm üretiyor olmak<br />
artık bu geldiğimiz noktanın bize yüklediği<br />
bir görev olmuştur.<br />
Yatırım Dünyası sadece bu kadarla<br />
kalmayacak. Türkiye ve dünyadan kısa<br />
haber başlıkları ile yatırımların nabzını<br />
tutacağız. Devlet tarafından gelişen ve<br />
değişen kanun ve kararnameler ile yeni<br />
açılan yatırım sahalarının bilgileri, teşvik<br />
ve avantajlar gibi her geçen gün an be<br />
an değişen prosedür ve sistemlere ait<br />
bilgilendirmeler de bu sayfada bulunacak.<br />
Bu aşamada sizlerden gelen haberler,<br />
ilan veya taleplere de gözümüz ve<br />
kulağımız açık olacak. Bunlara aynı<br />
zamanda dilerseniz sayfamızda yer<br />
vereceğiz.<br />
Bu sayımızda kısa bir bölüm tanıtımı<br />
ile yaptığımız bu lansmanı sizlerin de<br />
desteği ile geliştirmek, büyütmek ve<br />
gerçekten ihtiyaçlarınıza çözüm olan<br />
bir departman haline getirmek için aynı<br />
zamanda işletmenizin, bölgenizin veya<br />
içinde bulunduğunuz durumun da sorun<br />
ve odaklarından kısaca bahsedeceğiz.<br />
Bu anlamda her daim haber, görüş<br />
ve önerilerinize açık olacağız ve bize<br />
gönderdiğiniz her bilgi ve belgeden<br />
de mümkün olduğunca bahsetmeye<br />
çalışacağız. Bu sebeple bizimle interaktif<br />
bir iletişime sahip olacaksınız. Sizin<br />
gönderdikleriniz Yatırım Dünyası’na ve<br />
gelişen sektörümüze ışık tutacak.<br />
Değerli dostlarımız; Bu sayı ile<br />
başlayan Yatırım Dünyası bölümümüze<br />
katkılarınızı, yatırımla ilgili ilan veya<br />
duyurularınızı, yatırım taleplerinizi ve<br />
şikayetlerinizi, alım – satım, devir talep<br />
ve bilgilendirmelerinizi bekliyoruz.<br />
Lütfen bizi aramaktan bize yazmaktan<br />
çekinmeyin. Her zaman olduğu gibi<br />
bugünden sonra da bu bölüm ile sizin<br />
yanınızda aktif olarak yer alacağız.<br />
Umut dolu, aydınlık ve kazançlı günlere<br />
doğru gelişen bir sektör için hep birlikte<br />
el ele...<br />
Saygılarımızla..<br />
AGON PROPERTIES Katkılarıyla…
44<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka röportaj<br />
OD’S Display<br />
2018’e büyük sürprizleriyle girmeye hazırlanıyor!<br />
“2018 yılına büyük sürprizlerle geliyoruz. Hedeflerimizden biri de yeni modellerimizle<br />
birlikte dünyanın en hızlı açılıp kapanan şemsiyemizi uluslararası pazarlarda da tanıtmak<br />
ve yurt dışında pazar payımızı arttırmak!..”<br />
Şemsiye ve plastik sektörüne<br />
yönelik üretim faaliyetlerini<br />
bünyesine kattığı yeni markaları,<br />
ürün portföyleri ve yatırım alt yapısı<br />
ile her geçen yıl daha da güçlendiren<br />
OD’S Display, <strong>2017</strong> yılını başarıyla<br />
kapatmaya hazırlanıyor. 2018 yılına büyük<br />
sürprizlerle girmeye hazırlandıklarını<br />
söyleyen OD’S DisplayKurucu Ortağı ve<br />
Genel Müdürü Murat Yıldırım ile 2018<br />
planlamaları ile birlikte firmanın HORECA<br />
kanalına yönelik üretimlerini ve tasarım<br />
kriterlerini konuştuk.<br />
Murat Bey, öncelikle<br />
OD’S Display’itanıtarak<br />
faaliyetlerinden ve ürün<br />
gamından bahseder misiniz?<br />
Özyıldırım Grup,24 yıl önce güneş<br />
şemsiyeleri için plastik altlıklar<br />
üreterek başlayan yolculuğuna 2000<br />
yılında Prens&Prenses markasıyla<br />
vitrin mankeni üretimini katarak<br />
devam etmiştir. 2005 yılında deneyim<br />
ve tecrübelerini diğer bir sektör olan<br />
eğitici oyun gereçlerine taşıyarak King<br />
Kids markası ile eğitici oyun grupları<br />
üretimine geçmiştir. Yıllardır Türkiye’nin<br />
lider markalarına güneş şemsiyeleri<br />
için tasarım altlıklar yaparken 2012<br />
yılında güneş şemsiyeleri üretimine<br />
geçerek OD’S Display markası ile<br />
şemsiye bidonunu da içine alarak bu<br />
üç sektörde hem Türkiye’de hem de<br />
dünyada adından söz ettiren bir firma<br />
haline gelmiştir. 20.000 metrekare<br />
üretim tesisiyle 60 ülkeye ihracat yapan<br />
firmamız, ülke ekonomisine yaptığı<br />
katkının haklı gururunu yaşamaktadır.<br />
Firma olarak ürün gamımızda havuz,<br />
plaj, bar, kafe şemsiyeleri, şemsiye
idon ve altlıkları, 3Dgörsel ve<br />
promosyon ürünleri yer almaktadır.<br />
Entegre bir tesis olduğumuzdan<br />
şemsiyelerimizi kurduğumuz sosyal<br />
yaşam alanlarında yine kendi markamız<br />
olan KingKids ile oyun alanları<br />
oluşturmaktayız. Otellerdemini club’lar<br />
renkli oyuncaklarımızla markamızı<br />
yaşatmaktadır.<br />
Firmanızın yurt içi ve yurt dışı<br />
pazar payı nedir? Bu pay turizm<br />
işletmelerinde ve restoranlarda<br />
ne kadarlık bir pay arz ediyor?<br />
İhracat yapıyor musunuz?<br />
OD’S Displayyurt içinde şemsiye<br />
piyasasında markalaşmıştır.Yurt içi<br />
piyasasının %60’ına, yurt dışında da hızla<br />
ilerleyen bir pazar yapısına sahiptir.<br />
Turizm bölgelerinde otel ve restoran<br />
zincirlerinde tercih edilen bir markadır.<br />
HORECA sektöründe ürün<br />
tercihlerini fonksiyonellik ve<br />
görsellik anlamında en çok<br />
neler belirliyor? Firmanızın<br />
üretim kriterleri ve kalite<br />
standartlarından bahsederek<br />
anlatır mısınız?<br />
HORECA sektöründe kurumsallaşmış<br />
müşterilerimiz bulunmakla birlikte bu<br />
müşterilerimiz de kendi marka renklerini<br />
ve logolarını şemsiyelerde görmek<br />
istemekteler. Bu konudaki üretim<br />
becerimiz bizi sektörde tercih edilen<br />
firmalar statüsüne koymaktadır.<br />
Şemsiyelerde kolaykullanım, piyasadaki<br />
ürün çeşitlerinden farklılık, şemsiyeye<br />
ekstra katılmış özellikler fonksiyonelliği<br />
belirler. Tabii asıl olan, fonksiyonelliği<br />
sağlarken görsel olarak da estetik<br />
olmayı başarabilmektir. Ürün rengini<br />
kendi konseptinegöre kullanıcı belirler.<br />
Müşterinin kullanım alanının büyüklüğü<br />
şemsiye ebadı seçiminde belirleyicidir.<br />
Tesisimizde seri üretim dışında müşteri<br />
taleplerine göre özel ölçülü üretimlerde<br />
yapabilmekteyiz.Bir ürün ortaya koyarken<br />
asıl olan müşteri memnuniyetidir.<br />
Üretim tecrübemizi de katarak müşteri<br />
isteğine uygun üretim yaparız. Kalite<br />
girdi kabulünden başlar.Nihai tüketiciye<br />
kadar devam eder. Üretim aşamalarında<br />
gerekli testler yapılır.<br />
Bu yıl HORECA sektörüne en<br />
çok hangi tasarım trendleri<br />
hakimdi? Bu trendler<br />
2018 yılında nasıl bir seyir<br />
gösterecek?<br />
<strong>2017</strong> yılında şemsiyelerimize kattığımız<br />
ışık ve ısıtmalı sistemler müşteri<br />
memnuniyetini daha da artırarak<br />
üretimlerimize yön vermiştir.<br />
Tasarımda malzeme seçimleri<br />
anlamında dikkat çeken<br />
detaylar nelerdir? Malzeme<br />
kullanımında Türkiye ve<br />
dünyadaki trendler nereye<br />
doğru gidiyor?<br />
Entegre üretim tesisimizde şemsiyenin<br />
altlıkları ve bidonları dahil kendi<br />
üretimimiz olduğundan malzeme<br />
seçimleri kalite kontrolümüz altındadır.<br />
Malzeme kullanımında trendi kalite ve<br />
görsellik belirlemektedir.<br />
Şemsiye sektörünün Türkiye’deki<br />
genel durumu hakkında
46<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka röportaj<br />
neler söyleyebilirsiniz? OD’S<br />
Displayolarak sektörde kendinizi<br />
nasıl konumlandırıyorsunuz?<br />
OD’S Displayolarak kurumsal firmaların<br />
ve toplu yaşam tesislerinin tercih ettiği<br />
ve referans gösterdiği bir markayız.<br />
Bu alanlara neredeyse her konuda<br />
ve sürekli hizmet verebildiğimizden<br />
tercih edilmekteyiz. Sektörde satış<br />
sonrası hizmette iddialıyız. Tüm model<br />
şemsiyelerde bakım-onarımda şemsiyeyi<br />
ilk günkü haline getirebilmekteyiz.<br />
pazar payımızı arttırmak.<br />
Teknolojiye ve Ar-Ge’ye<br />
yatırımlarınız konusunda bilgiler<br />
verebilir misiniz?<br />
Teknolojik gelişmeleri yakından takip<br />
etmekteyiz. Şemsiye üretim şekli sebebi<br />
ile her noktasında insan emeği olan bir<br />
üründür. Bu yüzden çalışan memnuniyeti<br />
de bizim için önemlidir. Ürün gamımıza<br />
yeni ürünler katmaktayız. Yeni modeller<br />
üzerinde çalışmalar yapmakta ve var olan<br />
modellerimizi sürekli olarak gelişmeye<br />
çalışıyoruz. Satış sonrası memnuniyet<br />
için test yöntemlerimizi geliştirmekteyiz.<br />
Yılı kapatmaya hazırlanırken<br />
firmanız için <strong>2017</strong> yılı nasıl<br />
geçti? Yıla hangi yeni ürün<br />
ve projelerle girdiniz? Bu<br />
kanala yönelik hangi projeleri<br />
gerçekleştirdiniz?<br />
<strong>2017</strong> yılını hedeflerimizi<br />
gerçekleştirerekkapatıyoruz.Havuz başı<br />
şemsiye modellerimizde kullanılan<br />
altlıklarda yaptığımız daha güvenli<br />
ve estetik olmasını sağlayan tasarım<br />
hedeflerimizi gerçekleştirmede yardımcı<br />
olmuştur. <strong>2017</strong> yılında kafe ve otel<br />
zincirleri ile uzun soluklu anlaşmalar<br />
yaptık. Müşteri portföyümüze yenilerini<br />
kattık.<br />
2018 yılına ilişkin hedefleriniz<br />
nelerdir? Bu süreçte pazara<br />
sunacağınız yeni ürünler olacak<br />
mı?<br />
2018 yılına büyük sürprizlerle<br />
geliyoruz.Hedeflerimizden biride yeni<br />
modellerimizle birlikte dünyanın en hızlı<br />
açılıp kapanan şemsiyemizi uluslararası<br />
pazarlarda da tanıtmak ve yurt dışında
48<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka<br />
Addo Furniture<br />
yeni ürünlerini tanıttı<br />
Çalışma alanlarına özel yaratıcı ve fonksiyonel tasarımlar geliştiren Addo Furniture,<br />
tasarım vizyonunu ve özgün tarzını yansıttığı showroom’unda yeni nesil ofislerde fark<br />
oluşturacak yeni ürünlerini tanıttı.<br />
Binalardan mutfaklara, mobilyadan<br />
endüstriyel tasarım ve ofislere<br />
kadar yaşamın her alanında<br />
değerlendirme kriteri haline gelen<br />
‘tasarım’ olgusu, ofis dekorasyonunda<br />
da değişimin önünü açıyor. Güçlü bir<br />
vizyon belirleyerek bu akımı doğru<br />
değerlendiren, tasarım olgusunu<br />
başarının sırrı olarak benimseyen ve her<br />
alanda ön plana çıkaran Addo Furniture,<br />
akustik düzenlemelerden derinlik<br />
özelliklerine kadar ince bir tasarımın<br />
ürünü olan showroom’unda yeni<br />
ürünlerini tanıttı. Addo Furniture Firma<br />
Ortakları İbrahim Yıldız ve Eylem Yıldız,<br />
Addo Furniture Genel Müdürü Bünyamin<br />
Usta ev sahipliğinde gerçekleşen<br />
lansmanda markanın art direktörü Sezgin<br />
Aksu, yeni nesil ofislerde çığır açacak<br />
yeni konsepti ‘HUB’ felsefesini ve Wing<br />
koltuğun tasarım aşamalarını anlattı.<br />
Ünlü İtalyan tasarımcılar Jeremiah<br />
Ferrarese ve Paolo Scagnellato imzası<br />
taşıyan Incontro koltuk da ilk kez basına<br />
lanse edildi.<br />
Özgür ve yenilikçi tasarım: HUB<br />
Değişen çalışma ortamına paralel olarak<br />
ortaya çıkan gereksinimleri doğru analiz
eden Addo Furniture, Sezgin Aksu<br />
imzası ile hayata geçirdiği HUB ürünü<br />
ile ofis dekorasyonunda yepyeni bir<br />
dönemin kapısını aralıyor. Günümüzde<br />
hızlı değişime uğrayan moda algısına<br />
ayak uyduran, özgür bir tasarım yaratma<br />
fikrinden doğan HUB, kolaylıkla ayak<br />
değişimine olanak sağlayarak yeni nesil<br />
çalışma kültürünün gerekliliklerine bir<br />
bütün olarak yanıt veriyor. Renk, ayak<br />
ve tabla seçenekleri ile HUB, toplamda<br />
onlarca çeşitle ofislerde fonksiyonelliğin<br />
tasarıma yansımasını simgeliyor. Bireysel<br />
çalışma alanları, sosyal alanlar, birim<br />
yöneticileri ve ev-ofisler için çözümler<br />
sunan HUB, açık ofislerde çalışan<br />
sayısına göre de düzenlenebiliyor.<br />
Coworking anlayışını destekleyen<br />
modülleri ile yüksek masalardan yazı<br />
tahtalarına ve dolaplara kadar sosyal bir<br />
ortam yaratan seri, yeni nesil ofislerde<br />
tüm alanlarda bütünlüğe olanak veriyor.<br />
Wing koltuk ile renklenen<br />
tasarım çizgisi<br />
Addo Furniture Art Direktör Sezgin Aksu<br />
tarafından tasarlanan Wing koltuk, masif<br />
ahşap ve metal olmak üzere 12 farklı<br />
ayak seçeneği, başlıklı ve başlıksız olarak<br />
tasarlanan özgün yapısı, sırt ve başlık<br />
olmadan puf şeklinde kullanım seçeneği<br />
ile özel bir tasarım ürünü… Bekleme<br />
alanlarında ve toplantı salonlarında renk<br />
ve doku alternatifleri ile eğlenceli bir<br />
tasarım ürünü olan Wing, bulunduğu<br />
yerde sıcaklık hissi veren fonksiyonel bir<br />
ürün alternatifi olarak Addo Furniture<br />
koleksiyonunda yerini alıyor. Yapı olarak<br />
kanatlardan esinlenilerek tasarlanan<br />
Wing, sırt destekli tasarımında geriye<br />
doğru sahip olduğu doğal eğimi ile<br />
fonksiyonel bir kullanım sunuyor. Aksu,<br />
ürünü anlatırken ‘Addo Furniture için<br />
Bridge’i tasarlarken asıl amacımız taklit<br />
edilemeyecek, markanın karakterini<br />
yansıtan, özel bir seri yaratmaktı. Wing’in<br />
de çıkış noktası yine Addo kimliği taşıyan<br />
bir koltuk tasarlamaktı. Özgün olması,<br />
ilk bakıldığında Addo ürünü olduğu<br />
anlaşılması önceliğimizdi. Wing’te<br />
tasarımı kavrayan kanatlarla özgün bir<br />
yapı oluşturduk. Estetiği ön plana alırken<br />
fonksiyonelliği de geriye doğru doğal bir<br />
eğimle destekledik.’ dedi.<br />
Sadeliği yansıtan İtalyan<br />
tasarımı: Incontro<br />
İnovatif tasarım çözümleri ile yeni nesil<br />
iş ve yaşam alanları oluşturan Addo<br />
Furniture, ünlü İtalyan tasarımcılar<br />
Jeremiah Ferrarese ve Paolo Scagnellato<br />
imzası taşıyan Incontro ile ofiste ve<br />
ortak alanlarda sadeliğe vurgu yapıyor.<br />
Özgün formu ve fonksiyonel yapısı ile<br />
dar mekânlara uyum sağlayan, minimal<br />
ve yalın tasarım Incontro, modern<br />
dekorasyonun tamamlayıcısı olarak<br />
dikkat çekiyor. Küçük ofislerden büyük<br />
projelere, bekleme alanlarından toplantı<br />
ve konferans salonlarına kadar birçok<br />
kullanım alanı için tercih edilebilen<br />
Incontro ailesi, farklı renk, ayak ve özellik<br />
opsiyonları da sunuyor. 4 farklı ayak<br />
seçeneği, oturma alanı için plastik veya<br />
döşeme alternatifi, sırt kısmı için plastik,<br />
döşeme ve file opsiyonu bulunduran<br />
tasarımın ayaklarda iki, plastik kısımlarda<br />
ise beş farklı renk alternatifi mevcut.<br />
Oturma alanında döşeme kısımları<br />
isteğe bağlı olarak kumaş, suni deri veya<br />
gerçek deri olarak üretilebiliyor. İsteğe<br />
göre tasarıma yazı tableti eklenebiliyor.<br />
Kolçaklı veya kolçaksız üretim<br />
yapılabildiği gibi, Incontro ailesinde farklı<br />
renk ve materyal kombinasyonuyla çok<br />
geniş bir ürün yelpazesi sunuluyor. Ofis<br />
projelerinden otellere, hastanelerden<br />
havalimanlarına, konferans salonlarından<br />
okul ve üniversitelere kadar geniş bir<br />
kullanım alanına sahip olan Incontro<br />
sandalyeler, evlerde de özellikle mutfakta<br />
tercih ediliyor.
hotel restaurant<br />
50 & hi-tech<br />
ürün<br />
Bitter ile<br />
özgün sunumlar,<br />
özgür şefler…<br />
Tasarım ve ustalıkta<br />
mükemmeliyeti<br />
hedefleyen<br />
Jumbo, yenilikten<br />
vazgeçmeyen<br />
şefler için Bitter<br />
koleksiyonu ile masa<br />
düzenlemelerine<br />
zamanın ötesinde bir<br />
dokunuş daha ekledi.<br />
Bitter koleksiyonunda<br />
ince topraktan işlenen her<br />
bir parça, kahverenginin<br />
tonlarını uyum içinde<br />
birleştiren eşsiz bir işçilikle<br />
geliştirilmiştir. Antika ve<br />
lüks gözüken bir yüzeye<br />
sahip olan koleksiyon,<br />
özgün formları ve<br />
kakaonun tonlarını yansıtan<br />
renkleri ile iddialı menü<br />
sunumlarına imkan tanır.
hotel restaurant<br />
52 & hi-tech<br />
marka röportaj<br />
Altınbaşak<br />
“Durmak yok, çalışmaya<br />
devam” diyor<br />
Yatırımları kesmiyor!<br />
“Sektör tarafından tercih edilmemizin önemli<br />
bir sebebi olan ürün çeşitliliği konusunda<br />
ara vermeden çalışıyoruz. Önümüzdeki<br />
dönemde hem piyasaların talep ettiği hem<br />
de bizim piyasalara tanıtmayı düşündüğümüz<br />
yeni ürün serilerimiz olacak. Sloganımız:<br />
‘Durmak Yok, Çalışmaya Devam!”<br />
Endüstriyel Mutfak Eşyaları pazarında<br />
yenilikçi vizyonuyla sektöre<br />
profesyonel çözümler sunan<br />
Altınbaşak Mutfak Eşyaları, HOST Milano<br />
Fuarı’nda sergilediği 1.200’den fazla<br />
çeşitteki ürünleriyle ziyaretçilerden tam<br />
not aldı. <strong>2017</strong> yılını başarılı bir sezon<br />
olarak kapatmaya hazırlanan ve 2018<br />
yılı hedeflerine yeni makine parkuru<br />
yatırımını da ilave eden firmanın fuarlara<br />
yönelik çalışmalarını ve yeni dönem<br />
hedeflerini Altınbaşak Mutfak Eşyaları<br />
Genel Müdürü Abdurrahman Dönmez ile<br />
konuştuk.<br />
Altınbaşak Mutfak Eşyaları<br />
olarak HOST Milano’da yer<br />
aldınız. Fuar nasıl geçti,<br />
değerlendirmelerinizi<br />
öğrenebilir miyiz?<br />
İki yılda bir düzenlenen ve sektörün<br />
bölgedeki en etkili fuarlarından biri olan<br />
HOST Milano’ya bu sene firma olarak ilk<br />
defa katıldık. Fuarın çok önemli olduğunu<br />
zaten biliyorduk, fakat katıldıktan sonra<br />
ne kadar iyi olduğunu daha da iyi gördük.<br />
Öncelikle fuarda stant açan firmalar,<br />
sektörün ilgisini fazlasıyla çekecek olan<br />
firmalardı. Bundan dolayı uluslararası<br />
katılım çok iyiydi. İtalyan ziyaretçilerin<br />
yanında, dünyanın dört bir tarafından<br />
gelen ve sektörün önemli aktörleri fuarı<br />
ziyaret ettiler. Bizim de beklentimiz bu<br />
yönde olduğu için standımızı çok başarılı<br />
bir firmaya hazırlattık ve tüm ziyaretçiler<br />
tarafından çok ilgi gören ve beğenilen bir<br />
stant oldu. Genel olarak değerlendirmek<br />
gerekirse, biz çok memnun kaldık ve<br />
standımızı ziyaret edenlerin önemli bir<br />
bölümüyle önümüzdeki dönemde uzun<br />
soluklu ticari ilişkiler geliştirebileceğimizi<br />
düşünüyoruz.<br />
Fuara bu yıl hangi yeni<br />
ürünlerinizle katıldınız?<br />
Özellikleri hakkında bilgi<br />
verebilir misiniz?<br />
Bizim fuar için hazırladığımız özel<br />
bir ürün olmamakla birlikte, mevcut<br />
1.200’den fazla ürünümüzle ziyaretçilerin<br />
ilgisini fazlasıyla çekmeyi başardık. Hem<br />
ürün kalitemiz hem de alternatifli ürün<br />
çeşidimiz çok beğenildi. Standart pişirme<br />
ekipmanlarımızın yanında hem tel hem<br />
de alüminyum-çelik-bakır gibi metal<br />
sunum aksesuarlarımızla ziyaret edenleri<br />
memnun edecek bir ürün gamımız<br />
mevcuttu.<br />
Önümüzdeki döneme ait fuar<br />
takviminizden de bahseder<br />
misiniz biraz?<br />
Biz ülkemizde iki yılda bir TUSİD<br />
tarafından düzenlenen HOSTECH<br />
fuarlarına oldukça büyük alanlı ve<br />
ilgi çekici stantlarla düzenli olarak<br />
katılıyoruz. Bunun dışında yine iki<br />
yılda bir düzenlenen Milano’daki HOST<br />
Fuarı’na da artık düzenli katılım yapmayı<br />
planlıyoruz. Daha şimdiden 2019’daki<br />
fuar için yerimizi ayırttık. Bunların<br />
dışında ülkemizde her yıl düzenlenen ve<br />
daha butik tarzda bir fuar olan SİRHA<br />
fuarlarına da katılmaya çalışıyoruz. Yurt<br />
dışı fuarları biraz daha yorucu ve zorlu<br />
olsa da önümüzdeki dönemde Milano<br />
dışında, diğer ülkelerde düzenlenen<br />
fuarlara da programımız uyduğu sürece<br />
katılmayı düşünüyoruz.<br />
Son olarak bu yıl firmanız<br />
için nasıl geçti, 2018 yılından<br />
beklentileriniz neler?<br />
Önümüzdeki dönem için yeni<br />
yatırım planlamalarınız olacak<br />
mı?<br />
<strong>2017</strong> yılı bizim için oldukça başarılı geçti.<br />
Bizim en büyük sıkıntımız olan üretim<br />
hacmimizdeki yetersizlik, önümüzdeki<br />
yılın başından itibaren faaliyete girecek<br />
yeni makine parkurumuz ile çözülecek.<br />
Bu sayede hem yurt içi hem de yurt dışı<br />
taleplerini daha rahat karşılayabileceğiz.<br />
Sektör tarafından tercih edilmemizin<br />
önemli bir sebebi olan ürün çeşitliliği<br />
konusunda ara vermeden çalışıyoruz.<br />
Önümüzdeki dönemde hem piyasaların<br />
talep ettiği hem de bizim piyasalara<br />
tanıtmayı düşündüğümüz yeni ürün<br />
serilerimiz olacak. Sloganımız: “Durmak<br />
Yok, Çalışmaya Devam!”
54<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka<br />
Bereket Döner’den farklı<br />
franchise alternatifleri<br />
Bereket Döner CEO'su Muhammet Nezif Emek, genç yatırımcılar için franchise bedeli<br />
almadan anahtar teslimi iş yeri kurma modeli geliştirdiklerini söyledi.<br />
Dünyanın en çok bilinen döner<br />
markası haline gelen Bereket<br />
Döner, yatırımcılar için franchise<br />
seçeneklerine yenilerini ekledi. Genç<br />
yatırımcılar için yeni iş imkanları<br />
geliştiren Bereket Döner, 5 ayrı franchise<br />
modeliyle bütçesi küçük, hedefi büyük<br />
yeni nesil girişimcilerin de önüne açıyor.<br />
Her keseye uygun franchise<br />
imkanı<br />
Bereket Döner CEO'su Muhammet<br />
Nezif Emek, kurumsal yatırımlara <strong>2017</strong><br />
yılı boyunca büyük önem verdiklerini<br />
belirterek, “Bu arada genç yatırımcılara<br />
verdiğimiz önem gereği onlar için<br />
alternatif yatırım ve müteşebbislik fırsatı<br />
sunuyoruz. Yatırımcı ruhunu canlı tutan<br />
ve yüksek ticari potansiyel barındıran<br />
gençlere; bütçesi küçük, vizyonu büyük<br />
anahtar teslim iş imkanı sağlıyoruz.<br />
Geliştirdiğimiz yeni franchise modelleri<br />
ile tüm yatırımcı profillerine cazip iş<br />
imkanları kurmayı hedefliyoruz” dedi.<br />
Paket döner satışlarına özel<br />
yatırım<br />
Küçük ölçekli yatırımcılar için geliştirilen<br />
yeni yatırım modellerinin özellikle<br />
İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Bursa<br />
ve Konya gibi büyük şehirlerde ilgi<br />
göreceğini söyleyen Emek şu bilgileri<br />
verdi; “Zamanla yarışan işletmeler için<br />
Bereket Döner Paket ve Bereket Döner<br />
Express gibi yeni franchise sistemleri<br />
hem çok kazandırıyor, hem de hızlı servis<br />
ağıyla tercih nedeni oluyor. Bereket<br />
Döner olarak yatırımcı adaylarımıza beş<br />
farklı konsept seçeneği sunmaktayız.<br />
Bunlar; Bereket Döner Durak, Bereket<br />
Döner Paket, Bereket Döner Express,<br />
Bereket Döner ve Bereket Döner Since<br />
1988'dir. Konseptine göre franchise<br />
bedeli hiç almadığımız modellerimiz<br />
olduğu gibi 45 bin TL, 75 bin TL gibi<br />
değişen bedeller alınan modellerimiz de<br />
bulunmaktadır. Son zamanlarda en çok<br />
ilgi gören iki konseptimiz Bereket Döner<br />
Durak ve Bereket Döner Express'tir.<br />
Franchise bedeli almadığımız Bereket<br />
Döner Durak konseptini anahtar teslim<br />
olarak sunmaktayız. Bu konseptin bedeli<br />
60 bin TL olup satışa hazır ürünler dahil<br />
standart olarak servise hazır halde<br />
teslim etmekteyiz. Yoğun ilgi gören diğer<br />
konseptimiz Bereket Döner Express ise<br />
ortalama 120 bin TL yatırım maliyeti ile<br />
yatırımcılarımızın yeni gözdesi.
hotel restaurant<br />
56 & hi-tech<br />
marka röportaj<br />
Kayalar Mutfak HOST<br />
Milano’da yeni tasarım<br />
soğutucularıyla<br />
yoğun ilgi gördü<br />
“2018 yılında mevcut fabrika binamıza ilave<br />
olarak yapılan üretim ve yönetim binası<br />
tamamlanmış olacak ve kapasitemiz daha<br />
da artacaktır. Her geçen gün markamızı<br />
bulunduğu iyi konumdan daha da iyi<br />
seviyelere çıkarma yolunda emin adımlarla<br />
ilerlemekteyiz.”<br />
Firmanın gelecek fuar takviminde hangi<br />
fuarlar var?<br />
2018 fuar planlarımız arasında EquipHotel<br />
Paris, GulfHost Dubai, HOSTECH by TUSİD<br />
ile birlikte Amerika’da sektörümüzle ilgili<br />
kimi fuarları da araştırma kapsamımıza<br />
almış bulunmaktayız. Katılım dışında birçok<br />
yerel ve uluslararası fuar ziyaretleri de 2018<br />
yılı programlarımız arasında yer alıyor.<br />
Endüstriyel mutfak sektörünün güçlü<br />
tedarikçilerinden Kayalar Mutfak,<br />
HOST Milano <strong>2017</strong>’de yeni tasarım<br />
soğutucularıyla uluslararası pazarlardan<br />
da tam not aldı. 2018 yılı ajandasına yine<br />
sektörün nabzını tutacak yurt içi ve yurt<br />
dışı fuarları yazan markanın HOST Milano<br />
ile birlikte gelecek fuar takvimini, yeni<br />
ürünlerini ve yatırım planlarını Kayalar<br />
Mutfak Genel Müdür Yardımcısı Erol Kaya<br />
ile konuştuk.<br />
Kayalar Mutfak olarak HOST Milano’da yer<br />
aldınız. Fuar nasıl geçti, hangi ürünlerinizi<br />
sergilediniz?<br />
Profesyonel mutfak sektörünün en önemli<br />
fuarlarından olan HOST Milano, bu yıl da<br />
geçen yıllara göre daha çok ziyaretçi alması<br />
bakımından fuara katılma kararımızın ne<br />
kadar isabetli olduğunu gösterdi. Gelen<br />
ziyaretçilerin tamamıyla profesyonel ve<br />
hedef kitlemizden olması bizi çok memnun<br />
etti. Gerek başarılı stand tasarımımız<br />
gerekse yaptığımız salon değişikliğinin<br />
de olumlu katkılarını gördük. Bunlara<br />
ilave olarak fuarın resmi web sayfasından<br />
organize edilebilen ikili görüşmeler ve<br />
randevu sistemi de çok faydalı oldu tabii.<br />
Bu randevu sistemi sayesinde istenilen<br />
sayıda görüşme organize edilebilmekte<br />
ve davet edilen kişilerle görüşmeler<br />
gerçekleştirilmektedir.<br />
“Yeni tasarım soğutucularımızla büyük ilgi<br />
gördük”<br />
HOST Milano ile ilgili bir değerlendirmede<br />
bulunmak gerekirse; fuarın ilk ve son günü<br />
nispeten daha zayıf geçti. Kayalar Mutfak<br />
olarak bu fuarda özellikle yeni tasarım<br />
soğutucularımızın tanıtımına ağırlık verdik.<br />
Bu anlamda ürünlerimizin fuar ziyaretçileri<br />
tarafından büyük ilgi gördüğünü ve bu<br />
sayede yeni bağlantılar kurma imkanı<br />
bulduğumuzu da söylemeliyim. Teşhir<br />
ettiğimiz yeni tasarım buzdolapları olarak;<br />
700 ve 900 Seri Pişiriciler, Set Üstü<br />
Aksesuar ürünlerimizle fuarda iyi bir tanıtım<br />
yaptığımıza inanıyoruz. Bunun neticesi<br />
olarak da fuar sonrasında tüm ziyaret eden<br />
mevcut ve potansiyel müşterilerimizle iş<br />
hacmimizi genişleteceğimize inanıyoruz.<br />
Kayalar Mutfak olarak kurulduğumuz<br />
1957 yılından bugüne ürün çeşitliliğimizi<br />
artırmaktayız. Bugün itibariyle 2000’in<br />
üzerinde ürün imal etmekteyiz.<br />
Yılı kapatırken <strong>2017</strong> nasıl geçti, gelecek<br />
yıla ilişkin hedefleriniz, projeleriniz,<br />
yatırımlarınız neler?<br />
Tüm politik ve ekonomik sorunlara rağmen<br />
firmamız, Türkiye’nin büyüme hızına paralel<br />
olarak ciro ve büyüme hedefi yakalamış<br />
ve geçmiştir. Kaybedilen pazarlara yeni<br />
pazarlar eklenmiş ya da mevcut pazar<br />
payımız artırılarak firmamızın bir adım daha<br />
öne çıkması sağlanmıştır. Sektörümüzde<br />
birçok sektörde göremeyeceğimiz oranda<br />
ciddi rekabet yaşanmaktadır. Sadece HOST<br />
Milano Fuarı’na katılan Türk firmaların<br />
sayısı 60’ın üzerindedir. Özellikle İtalya,<br />
Çin, Hindistan, İspanya, Almanya ve diğer<br />
ülkelerin üretimleri gelecek yıllarda bu<br />
rekabeti derinleştirecektir. Sektörde yer<br />
alan firmalar bu durum karşısında yeni<br />
arayışlara girmektedir. Kayalar Mutfak<br />
olarak biz her yıl Ar-Ge ve tanıtıma ayrılan<br />
bütçeyi düzenli olarak artırmaktayız.<br />
Yeni ürünlerin geliştirilmesi, piyasada<br />
tutunmasını sağlamak ve düzenli olarak<br />
talep oluşturulması öncelikli hedeflerimiz<br />
arasında geliyor. Mevcut ürünlerimizde de<br />
kaliteyi artırmakta ve müşteri taleplerine<br />
göre iyileştirme yapmaktayız. Mevcut<br />
fabrika binamıza ilave olarak yapılan üretim<br />
ve yönetim binası yeni yılda tamamlanmış<br />
olacak ve kapasitemiz daha da artacaktır.<br />
Her geçen gün markamızı bulunduğu iyi<br />
konumdan daha da iyi seviyelere çıkarma<br />
yolunda emin adımlarla ilerlemekteyiz.
58<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka röportaj<br />
Su üstü eğlence-spor konseptinde yeni trend:<br />
‘Aquasport Park’<br />
“Yıllardır turizmde eğlence sektöründe hep aynı şeylerle vakit geçiriyor, eğleniyoruz.<br />
Bizim ürünümüz sektöre canlılık kattı. Turizmde trend tatilde dinlenmenin yanında spor,<br />
beslenme alışkanlıklarının değişmesi, değişik aktiviteler sunmak oldu. Aquasport Park<br />
olarak tüm kullanıcılarımıza eğlence, spor ve aktiviteyi aynı platformda sunuyoruz.”<br />
Deniz kum güneş turizmine müdavim<br />
olanlar için artık yepyeni bir tatil<br />
konsepti var! Mayorka, Kanarya<br />
Adaları, İbiza, Karayip ve Bahama<br />
sahillerinden sonra ilk modülünü Antalya<br />
Belek’teki Port Nature Resort Luxury<br />
Hotel’de uygulayan Aquasport Park,<br />
“Deniz Benim Oyun Alanım” mottosuyla<br />
sınırsız eğlence, oyun ve deniz sporlarını<br />
sıra dışı bir konseptle tatil planlarınıza<br />
dahil ediyor. Bu modül ile sadece kıyı<br />
otellerini değil, aynı zamanda su üstü<br />
eğlence-spor konseptinin var olduğu tüm<br />
yatırımları da hedeflediklerini açıklayan<br />
Aquasport Park Yönetim Kurulu Üyesi<br />
Uğur Hızal ile bu yepyeni konsepti ve<br />
yatırım planlarını konuştuk.<br />
Uğur Bey, öncelikle sizi kısaca<br />
tanıyabilir miyiz?<br />
1977 yılında Sakarya’da dünyaya geldim.<br />
Dönemin şartları nedeniyle eğitimimi<br />
yarıda bırakıp erken yaşta çalışmaya<br />
başladım. Çalışırken bir taraftan da<br />
Sakarya Spor’un alt yapısında futbol<br />
oynamaya başladım. Hem çalışıyor<br />
hem futbol oynuyor diğer taraftan da
gelmiş plaj eğlence kültürüne yeni bir<br />
soluk ve heyecan getirdi diyebiliriz.<br />
Ailelerin sadece çocuklarını güvenli<br />
bir şekilde eğlendirdiği değil; hep<br />
birlikte eğlendikleri, spor yapma imkanı<br />
buldukları ve yüzdükleri bir konsept bu.<br />
dinlenmenin yanında spor, beslenme<br />
alışkanlıklarının değişmesi, değişik<br />
aktiviteler sunmak oldu. Biz Aquasport<br />
Park olarak tüm kullanıcılarımıza<br />
eğlence, spor ve aktiviteyi aynı platformda<br />
sunuyoruz.<br />
eğitimimi açıktan bitirmeye çalışıyordum.<br />
Askerlik görevimden sonra sadece futbol<br />
oynamaya karar verdim. Fakat geçirdiğim<br />
sakatlık sebebi ile yolun çok başındayken<br />
bu isteğim gerçekleşmedi. Sonrasında<br />
TAV Havalimanları Holding’te çalışmaya<br />
başladım ve sektörde yaklaşık olarak 17<br />
sene görev aldım. Sonrasında da çalışma<br />
hayatıma dostum Sinan Büyükay ile<br />
birlikte çalışma kararı aldım ve 14 aydır<br />
CPS PRESFORM’da çalışıyoruz. Ana<br />
iştigalimiz, otomotiv sektöründe parça<br />
üretmek. Ayrıca birçok proje üzerinde<br />
çalışıyoruz ki bunlardan ilki Aquasport<br />
Park oyun parkurları…<br />
Aquasport Park’ı kuruluşu,<br />
hizmet ağı, ürünleri ve ortaklık<br />
yapısı doğrultusunda ana<br />
hatlarıyla tanıtır mısınız?<br />
Aquasport Park kısaca su üstü eğlencespor<br />
konsepti. “Deniz Bizim Oyun<br />
Alanımız” mottosu ile turizm sektörüne<br />
yeni bir soluk ve enerji getiriyoruz ve<br />
de çok iddialıyız diyebilirim. Hizmet<br />
ağımız denize kıyısı olan her türlü turizm<br />
işletmesi. Hatta denizlerle kısıtlı değil,<br />
gölleri ve havuzları da buna katabiliriz.<br />
Ürün yelpazemiz çok geniş olduğundan<br />
birçok farklı uygulama modellerimiz<br />
bulunmakta.<br />
Modülü detaylı olarak anlatır<br />
mısınız? Kullanıcılarına ne gibi<br />
uygulamalar sağlıyor?<br />
Aquasport Park tamamı ile klişe haline<br />
Modülün bir tesise kurulum<br />
maliyeti nedir? İşletmelere<br />
göre hangi fiyat aralıklarında<br />
bulunuyor?<br />
Ciddi yatırımlar planladık tabii ki ve<br />
buna bağlı olarak hemen üretime geçtik.<br />
Maliyetler ve fiyatlardan net olarak<br />
bahsedemeyeceğim. Çünkü her alan<br />
ve modüle göre değişkenlik gösteriyor.<br />
Ama yatırımcının ürüne olan ilgisinden<br />
ve üründen memnun kalmaları bizim çok<br />
doğru bir yolda olduğumuzu gösteriyor,<br />
bu da memnun edici tabii.<br />
Marka olarak ilk modülü kısa bir süre<br />
önce Antalya’da Port Nature Resort<br />
Luxury Hotel’de uyguladınız.<br />
Yatırımlarınız bundan sonraki<br />
süreçte ne şekilde devam<br />
edecek, anlatır mısınız?<br />
Dediğiniz gibi ilk lansmanımızı Port<br />
Nature Resort’ta gerçekleştirdik. Bu<br />
vesile ile nabız yoklama ve piyasayı<br />
değerlendirme fırsatı bulduk. Mevsimin<br />
Türkiye’de özellikle Antalya’da çok<br />
daha iyi ve uzun olması bizi lansman<br />
için o bölgeye yönlendirdi. Akdeniz<br />
bölgesi başta olmak üzere Türkiye’nin<br />
her yerinden talep aldık ve bu bizi<br />
fazlasıyla mutlu etti. Yurt dışında hedef<br />
bölgelerimiz başta Kıbrıs olmakla<br />
beraber Yunanistan ve yakın coğrafyadaki<br />
komşularımız. Avrupa’dan talepler<br />
gelmeye başlaması da bizi o tarafa<br />
yönlendirecek gibi. Firma olarak gelen<br />
yoğun talepler doğrultusunda üretimimizi<br />
planlıyoruz ve üretime geçtik bile. Bu da<br />
ek yatırım yapmamıza sebebiyet verdi<br />
olumlu manada.<br />
Turizm sektöründe deniz, kum,<br />
güneş turizmi yapan işletmelere<br />
yönelik hizmet algısını bağlı<br />
bulunduğunuz kulvarda nasıl<br />
değerlendirirsiniz? Bu alana<br />
yönelik hizmet algısı ve trendler<br />
ne yöne gidiyor?<br />
Yıllardır turizmde eğlence sektöründe<br />
hep aynı şeylerle vakit geçiriyor,<br />
eğleniyoruz. Bizim ürünümüz sektöre<br />
canlılık kattı. Turizmde trend tatilde
hotel restaurant<br />
60 & hi-tech<br />
marka röportaj<br />
Restoranlar için mükemmel iş ortağı<br />
Yemeksepeti'nden çıktı,<br />
'Portakal' hizmette!<br />
Bir restoranınız var ve kendi<br />
performansınızı kendiniz ölçmek,<br />
tıpkı global zincir restoranlar<br />
gibi profesyonel şekilde raporlama<br />
yapmak istiyorsunuz. Sadece bunlar<br />
da değil; kendi menünüzü oluşturmak,<br />
güncellemek, borç, bakiye takipleri ve<br />
sipariş detaylarına ulaşmak istiyorsunuz.<br />
O halde Yemeksepeti’nin yeni uygulaması<br />
Portakal tam da sizin ihtiyaçlarınıza<br />
göre!..<br />
Şimdiden 10 binden fazla restorana<br />
hizmet sağlayan Yemeksepeti’nin<br />
en yeni uygulaması Portakal ile ilgili<br />
tüm detayları ve sektörün gelişimine<br />
katkılarını Yemeksepeti Satış Direktörü<br />
Korhan Erçin ile konuştuk.<br />
Yemeksepeti’nin yeni<br />
uygulaması ‘portakal’ nedir?<br />
Portakal, Yemeksepeti’nin iş ortağı<br />
restoranlar için geliştirdiği bir platform.<br />
Restoranlar bu platform üzerinden kendi<br />
performanslarını ölçümleyebiliyor, iş<br />
akışlarıyla ilgili raporlar çıkartabiliyor. En<br />
kısa haliyle söylemek gerekirse Portakal,<br />
restoranlara işlerini operasyonel ve<br />
finansal açıdan geliştirme ve büyüme<br />
imkanı sunan, self-servis bir danışmanlık<br />
ve destek platformu.
Bu uygulama nasıl ortaya çıktı?<br />
Yemeksepeti olarak birlikte çalıştığımız<br />
restoranları iş ortaklarımız olarak<br />
görüyoruz. Onların işlerini büyütmeleri,<br />
performanslarını artırmaları, daha<br />
kaliteli hizmet verirken daha çok<br />
kazanmaları bizim için önemli. Bu<br />
anlayışla şimdiye dek kendilerine pek çok<br />
konuda bilgilendirme yapıyor, gereken<br />
raporları veya verileri aktarıyorduk.<br />
Fakat bu, satış ekibimizin çabalarıyla,<br />
bizim takvimimiz el verdikçe mümkün<br />
oluyordu. Biz de, elimizdeki verileri ve<br />
know-how’ı paylaşabileceğimiz, bugüne<br />
dek restoranlara işlerini büyütmeleri için<br />
sunduğumuz tüm verilere artık kendi<br />
diledikleri zaman ulaşabilecekleri bir<br />
platform oluşturmak istedik.<br />
Restoranlar bu uygulama<br />
sayesinde ne gibi faydalar<br />
elde edecekler? İşlerini<br />
büyüteceklerini söylediniz, bu<br />
nasıl olacak?<br />
Daha önce restoranlar kendilerine ait<br />
bilgilere telefonla, e-posta üzerinden<br />
isteklerle ulaşıyorlardı. şimdi Portakal<br />
üzerindeki raporlar sayfasına<br />
ulaştıklarında kendi bölgelerinde<br />
pastadaki paylarını ve değişimini<br />
görebiliyorlar. Ürünleriyle ilgili satış<br />
adetlerini, önceki dönemlere göre<br />
değişiklikleri inceleyebiliyorlar. Burada<br />
yaptıkları bir fiyat değişikliği veya<br />
bölge eklemenin cirolarına katkısını<br />
takip edebiliyorlar. Böylece para<br />
kazandıran ve kaybettiren değişiklikleri<br />
buradaki raporlarla yakalayıp önlem<br />
alabilir hale geliyorlar. Örneğin az<br />
sipariş alan ve uzak olan bir bölgeyi<br />
Portakal üzerinden yakalayıp kapatıp<br />
devamında daha iyi sipariş aldıkları<br />
bölgelere yoğunlaşabiliyorlar. Joker<br />
bölümündeki rapor yardımıyla haftanın<br />
hangi günlerinde ve saatlerinde<br />
operasyonlarının ve mutfaklarının yoğun<br />
olduğunu görüp ona göre planlama<br />
yapabiliyorlar. Yine bölgesel inceleme<br />
raporunda o bölgedeki kullanıcıların<br />
ne kadarına ulaştıklarını görüp<br />
potansiyellerini anlayabiliyorlar. Bölge<br />
bazlı ciro, kullanıcı erişim oranları<br />
gibi çeşitli datalarla gidişatlarını<br />
inceleyebiliyorlar. Şu an en çok kullanılan<br />
reklam alanlarından “Öncelikli Gösterim”<br />
alanı için Portakal üzerinde nerelerin<br />
müsait olduğunu takip edebiliyor ve<br />
sistem üzerinden satın alma yaparak boş<br />
yerleri rakip restoranlar almadan satın<br />
alabiliyorlar.<br />
“Restoranlar kendileri menüleri<br />
oluşturup başvuruyu sistem<br />
üzerinden yapabiliyorlar”<br />
Daha önce telefonla, e-posta ile ilerleyen<br />
birçok diğer süreç de artık Portakal<br />
üzerinde. Örneğin menü güncelleme,<br />
fiyat değişimi, bölge artırımı gibi birçok<br />
konu Portakal üzerinden yapılabiliyor<br />
veya talebi oluşturulabiliyor. Devamında<br />
talebin durumu da yine Portakal<br />
üzerinden takip edilebiliyor. Böylece<br />
iş gücü kayıpları, hatalı iletişimle olası<br />
yanlışlıklarının önüne geçilmiş oluyor.<br />
Burada diğer yeni bir alan da şu;<br />
özel indirim programları dahilinde<br />
kullanıcılara en çok hitap edecek ve<br />
en iyi ses getirecek menüleri tavsiye<br />
eden bir yapı ile kendileri menüleri<br />
oluşturup başvuruyu sistem üzerinden<br />
yapabiliyorlar. Yine borç, bakiye takipleri;<br />
sipariş detaylarına ulaşım Portakal<br />
üzerinde mevcut. Sözün kısası telefonla<br />
ve e-posta ile yapılan ve takibi manuel<br />
yürüyen birçok iş artık Portakal üzerinde<br />
mevcut ve çok daha rahat bir şekilde<br />
yapılabiliyor.<br />
Bugüne kadar kaç restoran<br />
sisteme dahil oldu?<br />
Restoranların yeni uygulamaya<br />
ilgisi nasıl?<br />
Şimdiden 10 binden fazla restoran<br />
sisteme girdi. Yemeksepeti<br />
restoranlarının yüzde 72’si Portakal’ı<br />
her gün kullanıyor. Günde 40 binden<br />
fazla sayfa görüntülenmesi sağlanıyor.<br />
Bu verilere bakarak diyebiliriz ki,<br />
restoranlarımız Portakal’ın kendilerine<br />
sağladığı imkanları farkında ve sisteme<br />
çok hızlı bir şekilde adapte oldular. En<br />
çok görüntülenen modüller ise menü<br />
güncelleme, puanlama/yorum sayfaları,<br />
raporlar ile Joker/reklam satın alma<br />
servisleri.<br />
Yemeksepeti bu yeni<br />
uygulamayla ne gibi bir fayda<br />
elde ediyor?<br />
Yemeksepeti olarak nasıl ki kullanıcı<br />
deneyimine ve kullanıcı memnuniyetine<br />
maksimum önem veriyorsak,<br />
restoranlarımızın büyümesine katkı<br />
sağlamak ve onlar için mükemmel bir iş<br />
ortağı olmak da bizim için çok önemli.<br />
Restoranlar büyüdükçe Yemeksepeti de<br />
büyüyor, onlar kazandıkça Yemeksepeti<br />
de kazanıyor. Bunu ilk günden beri<br />
çok net bir şekilde biliyoruz. Bu<br />
nedenle restoranlarımıza yönelik bu<br />
gibi çalışmalar hayata geçiriyoruz.<br />
Öte yandan, restoranların operasyon,<br />
finans ve pazarlama tarafında kendi<br />
aksiyonlarını alabilmelerini sağlıyoruz.<br />
Restoranların operasyonlarının<br />
iyileşmesiyle, kullanıcılarımız da<br />
yemeklerine daha hızlı ve doğru şekilde<br />
ulaşıyorlar. Bu şekilde de Portakal<br />
Yemeksepeti sistemine değer katıyor.<br />
Portakal sektörün gelişimine<br />
katkı sağlayacak mı?<br />
Elbette. Portakal restoranların<br />
büyümesine, dolayısıyla da sektörün<br />
potansiyellerinin daha verimli şekilde<br />
hayata geçirilmesine imkan tanıyacak.<br />
Öte yandan, Portakal sayesinde artık<br />
lokal bir restoran da tıpkı global zincir<br />
restoranlar gibi profesyonel şekilde<br />
raporlama alacak, onlarla aynı imkanlara<br />
sahip olacak. Bugün Türkiye’deki<br />
restoranların çok büyük bir çoğunluğu<br />
küçük ve orta ölçekli işletmeler. Bu<br />
işletmelerin büyük markalarla aynı<br />
imkanlara sahip olabilmeleri sektörde<br />
güçlü olabilmelerini, rekabet içinde daha<br />
aktif rol alabilmelerini sağlayacak. Tüm<br />
bunlar da sektörün geneline olumlu<br />
şekilde yansıyacak.
hotel restaurant<br />
62 & hi-tech<br />
marka güncel<br />
British Airways ve Amadeus,<br />
IATA’nın One Order’ını test edecek<br />
Amadeus ve British Airways, IATA’nın One Order standartını test etmek<br />
için güç birliğine gitti. Amadeus ve British Airways’in deneyimleyeceği<br />
IATA’nın One Order’ının sektöre inovatif çözümler sunacağına<br />
inandıklarını vurgulayan Amadeus IT Group Kuzey ve Batı Avrupa<br />
Havayolları Başkanı Manuel Midon, “Kağıt üzerindeki işleri azaltan ve<br />
seyahati kolaylaştıran her şey olumlu bir inovasyondur. Bu nedenle<br />
IATA’nın yeni One Order standardını denemek için British Airways ile<br />
birlikte çalışmaktan gurur duyuyoruz‘’ dedi. Havayollarının sattığı yan<br />
hizmetler artarken giderek daha detaylı satış tekniklerini kullandığına<br />
değinen Midon, “Dolayısıyla, muhasebe prosedür ve işlemlerinin de bu<br />
duruma uyum sağlaması gerekiyor. Bu yönde atılmış bir ileri adım olan<br />
One Order standardı, bu bilgileri gerçek zamanlı ve yapılandırılmış olarak<br />
gelir muhasebesinde kullanıma hazır hale getirecek” dedi.<br />
Panasonic Eco Solutions<br />
Türkiye’den<br />
Azerbaycan’da güçlü iş<br />
birliği<br />
Elektrik anahtarı ve priz sektöründe global pazar liderliğini hedefleyen<br />
Panasonic, bu vizyonuna ulaşmak için en güçlü adımlardan birini VİKO’ya<br />
yaptığı yatırımla birlikte attı. Türkiye’de Panasonic Eco Solutions Elektrik<br />
Sanayi ve Ticaret AŞ unvanıyla faaliyet göstermeye başlayan kuruluş,<br />
AMEA Bölgesine dair gelecek hedefleri kapsamında başta Azerbaycan<br />
olmak birçok ülkedeki varlığını giderek güçlendiriyor. Asya, Afrika, Orta<br />
Doğu ve Avrupa’da 70’ten fazla ülkeye ihracat gerçekleştirerek ürünlerini<br />
dünyanın dört bir yanındaki müşterileri ile buluşturan Panasonic Eco<br />
Solutions Türkiye, kendi sektöründe Azerbaycan liderliğini hedefliyor.<br />
Şişecam Cam Ambalaj’ın 3. Sürdürülebilirlik Raporu yayınlandı<br />
Avrupa’nın ve dünyanın beşinci büyük cam ambalaj üreticisi Şişecam Cam Ambalaj’ın 3. Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı.<br />
Küresel Raporlama Girişimi (GRI) G4 Sürdürülebilirlik Raporlaması Kılavuzu’na uygun olarak hazırlanan ve bu yıl üçüncüsü<br />
hazırlanan rapora göre, Şişecam Cam Ambalaj, gerçekleştirdiği verimlilik çalışmaları sonucunda Türkiye ve yurt dışındaki<br />
operasyonlarda toplam 34,1 milyon TL tasarruf sağlarken, Türkiye operasyonuna ait birim enerji tüketim oranını da yüzde 4,5<br />
oranında azaltmayı başardı. Ürün geliştirme uygulamaları kapsamında, raporlama döneminde hayata geçirdiğimiz çalışmalar ile<br />
9 adet üründe yüzde 8 oranında hafifletme gerçekleştirmeyi başlatan Şişecam Cam Ambalaj, 6.727 ton cam tasarrufu sağladı.<br />
Ekonomik, sosyal ve çevresel alanlardaki sürdürülebilirlik performansını sürekli olarak geliştirmeyi hedefleyen Şişecam Cam<br />
Ambalaj’ın, sürdürülebilirlik yaklaşımı finansal devamlılık için katma değer yaratma, çevresel etkiyi azaltma ve paydaşlar için<br />
kalıcı değerler oluşturma ilkeleri üzerine kurulu.
Made by<br />
Fotoğraf: DIPH PHOTOGRAPHY.
hotel restaurant<br />
64 & hi-tech<br />
iş’te kadın<br />
Dilek Gürsel ile<br />
turizmde<br />
30 yıl<br />
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
Maaile kimyager olsa da onun bir<br />
türlü kimyayla kimyası tutmadı.<br />
Aklında bir tek turizm okumak<br />
vardı, nitekim aile meclisi kararlarını da<br />
aşarak otelcilik eğitimi almayı kafaya<br />
koydu. Önce hocası sonra eşi olacak<br />
Savaş Gürsel’in elinden üniversite<br />
diplomasını aldığında açıldı turizme tek<br />
tek yolları…<br />
Bugün bir aile şirketi olarak 1971 yılından<br />
bu yana İstanbul turizm-otelciliğine<br />
hizmet veren Konak Hotel’in F&B<br />
Sorumluluğunu üstlenen Dilek Gürsel’in<br />
turizmde 30 yıla uzanan yolculuğu bu<br />
röportajımızda….<br />
Dilek Hanım, turizm otelcilik<br />
sektörüyle nasıl tanıştınız?<br />
İlk sektör deneyiminizden ve<br />
hayallerinizden başlayarak<br />
anlatır mısınız?<br />
Aslında babam pilot, annem ev hanımı.<br />
Ben İtalyan Lisesi mezunuyum. Okulu<br />
bitirdiğim sene bir arkadaşım Sheraton<br />
Oteli’nde staj yapıyordu. Onun otelde<br />
geçirdiği vakitleri keyifle anlatması ve bir<br />
o kadar da turizm sektörünün herkesçe<br />
methedilmesi beni de cezbetmişti. O<br />
yüzden turizm okumak istedim. Hatta<br />
dün gibi hatırlarım, aile meclisi toplandı,<br />
“eyvah bizim kız garson oluyor.” dediler.<br />
Türkiye’de bundan 30<br />
sene önceki zihniyet<br />
daha farklıydı tabii.<br />
Buna rağmen turizm<br />
okumak istedim.<br />
Önce Boğaziçi<br />
Üniversitesi’nde<br />
bir sene Türk Dili<br />
okudum, eğitim<br />
sistemi buna sebep<br />
oldu. Daha sonra<br />
tekrar sınava girdim<br />
ve bu defa İstanbul<br />
Üniversitesi’nde<br />
Turizm bölümünü<br />
kazandım.<br />
Eşim Savaş Gürsel,<br />
o dönem okulda Otel<br />
Yönetimi dersimize<br />
giriyordu. Eşimle<br />
Mayıs 1988’de<br />
evlendik. Hatta<br />
üniversite diplomamı<br />
evliyken aldım.<br />
“Turizm<br />
diplomamı eşim<br />
Savaş Gürsel’in<br />
elinden aldım”<br />
Ben ilk üniversite<br />
stajımı Divan İstanbul<br />
Oteli’nde yaptım.<br />
Önce rezervasyonda<br />
çalıştım. Ardından<br />
bar bölümüne aldılar<br />
beni, arkasından<br />
aperatif bara çektiler.<br />
Beş buçuk aylık staj dönemimde ağırlıklı<br />
rezervasyonda kaldım ve o aralıkta<br />
otelciliği çok sevdim.<br />
Rahmetli Orhan Başdoğan müdürümdü.<br />
Kendisinden çok şey öğrendim. Bir de<br />
insan ilişkilerim iyidir, iletişimi oldum<br />
olası sevdim, konuşmayı biraz fazla<br />
seviyorum galiba. Bu bakımdan turizm<br />
sektörünün bana çok uygun olduğunu<br />
düşünerek çalışmaya devam ettim. Zaten<br />
eşim dolayısıyla da otelcilik sektörüne<br />
yakındım. O sıralar Konak Otel, 23 odalı<br />
bir işletmeydi. Divan Otel’den sonraki<br />
ikinci stajımı yine eşime ait bir işletme<br />
olan Ristorante Rosa’da yaptım. İtalyanca<br />
bilmem bu kararımda etkili olmuştu ama<br />
çocukluğumdan beri bitmeyen bir yemek<br />
merakım da vardı tabii. Annem evden<br />
çıkar çıkmaz arkasından mutfağa girer,<br />
yemek yapmaya çalışırdım.<br />
Sadece bu da değil; yiyecek içecek<br />
sektörü beni her zaman çok cezbetti.<br />
Mutlaka gittiğim her ülkeden çantamda<br />
bir yemek kitabıyla dönerim. Evde yeni<br />
tatlar denerim. Ristorante Rosa da bu<br />
anlamda hayallerime denk düşen bir iş<br />
oldu. Orada hem menünün hazırlanması<br />
hem de misafir karşılama konusunda<br />
çalışmaları oldu. Ama satış konusunda<br />
kendimi çok başarılı bulmuyorum<br />
mesela. Stajlarımı bitirdikten sonra<br />
da Konak Otel’de profesyonel çalışma<br />
hayatım başladı. Resepsiyon, muhasebe,<br />
satış birimlerinde çalıştıktan sonra<br />
yiyecek departmanı bana daha yakın<br />
geldi. Dediğim gibi zaten küçüklüğümden<br />
beri süregelen bir mutfak hayranlığım da<br />
vardı.<br />
“İlk profesyonel tecrübem,<br />
Konak Otel’dir”<br />
2004-2009 aralığında Strada Cafe’yi<br />
açtım. İtalyan yemekleri ve salata<br />
menüsünü içeren bir konseptti o. 20-<br />
25 kuverlik bir işletmeydi ve çok güzel<br />
işler çıkardık orada. İnsanların sırada<br />
beklediklerini hatırlıyorum. O işten çok<br />
keyif aldım ama otelin kapısının caddeye<br />
alınmasıyla kapatmak durumunda<br />
kaldık ve Strada Cafe’yi şu an içinde<br />
bulunduğumuz restorana taşıdık.<br />
2011 yılına kadar otelin yeme içme
66<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
iş’te kadın<br />
Sanata<br />
düşkünlüğüyle<br />
bilinen Dilek<br />
Gürsel’in kadınsı<br />
dokunuşları, Konak<br />
Hotel’in duvarlarını<br />
süsleyen yağlıboya<br />
tablolardan genel<br />
alanlara dağılan<br />
heykellere ve<br />
aksesuarlara<br />
kadar her bir<br />
noktasında kendini<br />
hissettiriyor.<br />
hizmetlerinin sorumluluğunu aldım.<br />
Sağlık problemlerim nedeniyle işime beş<br />
yıl kadar ara vermek zorunda kaldım.<br />
Şu an kaldığım yerden işime devam<br />
ediyorum. Mutluyum çünkü otelin içinde<br />
olmayı, bu havayı solumayı, insanlarla<br />
diyalog kurmayı seviyorum. Biz sonuçta<br />
burada bir ekibiz, birlikte güzel işler<br />
ortaya çıkarabilmek keyifli. Otelimizde<br />
ve bulunduğumuz bölgede bir sinerji<br />
oluşturmaya çalışıyoruz.<br />
“Turizmde 2016 diye bir yıl yok”<br />
Konak Oteli de biraz tanıtabilir<br />
misiniz? Otel olarak bu yılı<br />
nasıl geçirdiniz? Gelecek yıldan<br />
beklentileriniz neler?<br />
Konak Otel aslında 1971 yılından beri<br />
hizmet veriyor. İlk açıldığında 23 odalıydı,<br />
geçen zaman içinde 112 odalı, 4 yıldızlı<br />
bir otel haline dönüştü. 2016 yılına kadar<br />
aslına bakarsanız her şey çok keyifliydi.<br />
Eşim sektörden gelen biri olduğu için<br />
oteline bakmadığı sürece otelinin de<br />
ona bakmayacağını bilen bir felsefeye<br />
sahiptir. Hem otelin kapasitesiyle alakalı<br />
artışı noktasında bir motivasyona sahipti<br />
hem de var olan bünye içinde her sene bir<br />
renovasyon yaparak kazandığımız paranın<br />
bir kısmını yenileme için ayırıyorduk.<br />
Başka sektörden gelen insanlar genelde<br />
binayı yaparlar, 3-5 sene bir çivi dahi<br />
çakmazlar, sonra 6-7 sene geçtikten<br />
sonra bir cesetle karşılaşırlar. Bu<br />
aynı zamanda işletme için çok yüksek<br />
maliyetler demektir. Fakat bu bakış açısı<br />
bizde yok. Dolayısıyla otelimiz pırıl pırıl,<br />
dimdik ayakta durdu hep. Ta ki 2016<br />
senesine kadar…<br />
Biz bu mantaliteye sahip iken 2016’da<br />
turizmde yaşanan sıkıntılar sebebi ile<br />
yenileme yapamadık tabii. Dolayısıyla<br />
geçen yılı takvimde yok sayıyoruz.<br />
Turizmde 2016 diye bir yıl yok.
“Turizm huzur, güven ve<br />
mutluluğun olduğu yerde kök<br />
salar, gelişir, güzelleşir”<br />
Temmuzun başından beri her şey oldukça<br />
iyi gidiyor, doluluklar iyi. Çoğu otel yüzde<br />
90’ın üzerinde doluluklar görüyor ki,<br />
bu şu ana kadar da devam ediyor. 2018<br />
nasıl geçer dersek, iyi geçer diye tahmin<br />
ediyorum ama bu daha çok ülkenin<br />
mevcut siyasi durumuyla ilgili. Turizm<br />
huzur, güven ve mutluluğun olduğu yerde<br />
kök salar, gelişir, güzelleşir.<br />
Sizi biraz daha yakından<br />
tanıyabilir miyiz?<br />
Olabildiğince dürüst ve insancıl olmaya<br />
çalışıyorum. Yalan söylemekten nefret<br />
ediyorum. Dışarıdan biraz sert mizaçlı<br />
gibi görünebilirim ama hiç öyle biri<br />
değilim. Samimiyimdir ve insanlarla<br />
iletişimim iyidir. Otelde ustalarla,<br />
çalışanlarla güzel ilişkilerimin<br />
olduğunu düşünüyorum. İnsan ayırmayı<br />
sevmiyorum. Prensip olarak hiyerarşiyi<br />
seven biri değilim. Ne ben ne de eşim<br />
hiçbir zaman çalışanlarımıza patron<br />
mantığıyla yaklaşmadık. Biz burada bir<br />
ekip olarak çalışıyoruz ve hepimiz aynı<br />
seviyede arkadaşız. En başından beri<br />
bu anlayışı oturtmaya çalışıyoruz. Keza<br />
Genel Müdürümüz Ceyhun Bey’in de<br />
personele karşı yaklaşımı bu şekilde.<br />
Dolayısıyla burada hiyerarşik bir<br />
yapılanma göremezsiniz, bizim işletme<br />
anlayışımızda insan ayrımı yoktur.<br />
Bir kadın yönetici olarak<br />
varlığınızı otelde nasıl<br />
hissettiriyorsunuz, onu merak<br />
ediyorum.<br />
Görsel tarafta çok fazla hissettiriyorum<br />
sanırım. Bayan dokunuşu he zaman daha<br />
nezaketli, daha zevklidir takdir edersiniz<br />
ki, oda, restoranlarda ve genel alanlarda<br />
elimden geldiği kadarıyla katkı sağlamaya<br />
çalışıyorum. Oteldeki birçok yağlı boya<br />
tablo bana ait, naçizane…<br />
Sanata bu ilginiz nereden<br />
geliyor?<br />
Aşağı yukarı 12 senedir resim yapıyorum.<br />
Çocuk yaşlarda müzik eğitimi aldım<br />
ama kulağım iyi değildir, onu hiç<br />
başaramadım. Bir dönem Azeri bir<br />
tanıdık vasıtasıyla resim kursuna gittim.<br />
Aslında içten gelen bir yeteneğim yok,<br />
samimice söyleyeyim. Fakat bazı şeyler<br />
sonradan da öğrenilebiliyor. Ben de<br />
resim yapmayı sevdim. Geceleri bazen<br />
kendimi kaptırıp saatlerce ufacık bir<br />
kaşla gözle uğraştığımı hatırlıyorum.<br />
Biraz detaycıyım galiba. Resim yapmak<br />
bir de duygu aktarımı. Yemeklerin<br />
görselliği konusunda da o duyguyu<br />
aktarabiliyorsanız güzel bir iş çıkarmış<br />
oluyorsunuz. İşini severek yapmak bu<br />
anlamda çok kıymetli. Lezzet ve görsellik,<br />
içine sevgi katılmış çalışmalarda çok<br />
daha farklı ve ayrıcalıklı oluyor, inanın…<br />
Dolayısıyla bu da karşı tarafa aynı oranda<br />
geçiyor, o yemeği yiyen de aynı duyguları<br />
hissediyor diye düşünüyorum.<br />
“Kimyayla kimyam hiç tutmadı”<br />
Turizmde kadın olmak nasıl bir<br />
duygu?<br />
Bence çok zevkli. Bugüne kadar pek<br />
bir zorluğuyla karşılamadım. İlk başta<br />
dediğim gibi ailem karşı çıktı. Çünkü<br />
benim ailemde neredeyse herkes<br />
kimyager. İçlerinde bir tek babam pilot,<br />
bir de ben turizmci olmayı istedim. O<br />
dönem bana da aslında kimyager olmam<br />
yönünde telkinlerde bulundular ama<br />
kimyayla kimyam bir türlü tutmadı.<br />
Turizmi en başından beri çok istedim,<br />
çok da mutluyum. Bu sektörde olmaktan<br />
hiçbir zaman pişmanlık duymadım.<br />
Bundan sonra neler yapmak<br />
istiyorsunuz?<br />
İstanbul çok yorucu bir şehir. İnsan belli<br />
bir yaştan sonra sükûnet arıyor. Resim<br />
yapabileceğim, mutfağına girebileceğim,<br />
iddiası, maddi kaygısı olmayan bir<br />
restoranım olsun istiyorum. Datça,<br />
Köyceğiz, Marmaris gibi bir yerleşim<br />
yerinde mavi masalı, perdeleri olan<br />
küçük ve şirin bir restoran hayalim<br />
var. Deniz mahsullerini çok seviyorum.<br />
Deniz kenarında olabilecek herhangi<br />
bir yer olsun yeter. Çünkü deniz beni<br />
çok çekiyor. İki kızım var. Her ikisi de<br />
İsviçre’de otelcilik eğitimi aldı. Onların<br />
geleceğiyle ilgili hayallerim de var tabii.<br />
Büyük olan kızım Aslı, İsviçre Glion<br />
Otelcilik okulunu bitirdikten sonra<br />
Amerika’da Cornell Üniversitesi’nde<br />
otel yönetimi ile ilgili master yaptı.<br />
Türkiye’ye döndü ama hep oraya dönmeyi<br />
istedi. 2.5 sene kadar otelimizde satışla<br />
ilgilendi ama bir türlü adapte olamadı.<br />
Aklı hep oradaydı çünkü. Müberra’nın da<br />
(Eresin) önerisiyle Ankara Anlaşması’yla<br />
Londra’ya gitti. Şu an Star Hotels Gruba<br />
bağlı üç otelin satış müdürlüğünü yapıyor.<br />
Kendi danışmanlık şirketini kurdu. Ama<br />
hala aklı Londra’da değil, Amerika’da…<br />
Diğer kızım Selin, aşağı yukarı 4.5 sene<br />
İsviçre’de okudu. Lozan Otelcilik okulu<br />
mezunu. O master için henüz başvuru<br />
yapmadı, bu sene yapacağım diyor.<br />
Uzakdoğu’da farklı bir konuda yapmak<br />
istiyor. İnanılmaz çalışkan bir kızdır.<br />
Her saatte bilgisayarın başındadır.<br />
Ceyhun Bey ise otelimizin yalnız genel<br />
müdürü değil herşeyi. Gece 2.00’de bile<br />
kameralardan oteli kontrol eder. Diyorum<br />
ya, çok şanslıyız. Böyle bir kadronun<br />
içinde olmak insana hem gurur hem de<br />
keyif veriyor açıkçası.
68<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
Gıdanın sürdürülebilir geleceği için tarımda<br />
istihdam desteklenmeli<br />
Sürdürülebilirlik<br />
Akademisi ve Türkiye<br />
Gıda Sanayi İşverenleri<br />
Sendikası–TÜGİS’in<br />
öncülüğünde düzenlenen<br />
Sürdürülebilir Gıda<br />
Konferansı, bu yıl da gıda<br />
sektörünün önde gelen<br />
isimleri ve otoritelerini bir<br />
araya getirdi.<br />
Her geçen gün artan<br />
dünya nüfusuna<br />
sağlıklı, güvenilir<br />
ve ulaşılabilir gıda hedefi<br />
doğrultusunda sektörde<br />
farkındalık oluşturmak<br />
ve gıda sistemlerinde<br />
sürdürülebilirlik<br />
dönüşümünü<br />
hızlandırmak amacıyla iş<br />
dünyası, kamu, bilim ve<br />
sivil toplum alanlarından<br />
ulusal ve uluslararası<br />
uzmanlar, Fairmont<br />
Quasar Oteli’nde bu yıl 3.<br />
kez Sürdürülebilir Gıda<br />
Konferansı’nda bir araya<br />
geldi. Sürdürülebilirlik<br />
Akademisi ve Türkiye<br />
Gıda Sanayi İşverenleri<br />
Sendikası–TÜGİS’in<br />
öncülüğünde; Gıda Tarım<br />
ve Hayvancılık Bakanlığı,<br />
Kalkınma Bakanlığı, Çevre<br />
ve Şehircilik Bakanlığı,<br />
Birleşmiş Milletler Gıda<br />
ve Tarım Örgütü’nün<br />
(FAO) katkılarıyla<br />
gerçekleştirilen<br />
konferans, sürdürülebilir<br />
gıdanın geleceğinin<br />
konuşulduğu uluslararası<br />
bir platforma dönüştü.<br />
Kara gün; 2 Ağustos<br />
Sürdürülebilirlik<br />
Akademisi Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Murat Sungur<br />
Bursa, konferansın<br />
açılış konuşmasında<br />
“Öncelikli hedefimiz,<br />
dünyada her sektöre<br />
damgasını vuracak<br />
sürdürülebilirlik kaygısının<br />
iş modellerine entegre<br />
edilmesini sağlamak”<br />
dedi. Araştırmacıların<br />
7 milyar insanın tüm
değerli kaynakları tüketeceği günü<br />
tespit etmek için çalışmalar yaptığını<br />
belirten Bursa, “20 yıl önce bu tarih<br />
Eylül ayının sonlarına denk gelirken,<br />
bu yıl 2 Ağustos oldu. Bu, ‘kara gün’<br />
olarak tarihe geçti. Biz 2 Ağustos’tan<br />
bu yana krediden yiyoruz ve bu krediyi<br />
bizim yerimize kimse ödemeyecek! Ana<br />
sermayemiz hızla tükeniyor. Örneğin;<br />
dünyadaki gıda atıklarını yarıya indirirsek<br />
bu tarih bir hafta ileriye kaydırılabilir. Bu<br />
da bize kaynakları sürdürülebilir şekilde<br />
kullanmamız gerektiğini gösteriyor”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Buzbaş: “Böyle devam edersek<br />
2050’de gıda bakımından iflasa<br />
gideceğiz”<br />
Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası<br />
(TÜGİS) Başkanı Necdet Buzbaş da<br />
konuşmasında, dünyada açlığın alınan<br />
tüm önlemlere rağmen artmaya devam<br />
ettiğini vurguladı. Buzbaş, “Son 10<br />
yıldır savaşlar, göçler, doğal afetler<br />
nedeniyle açlık tedricen artışa geçti.<br />
Bugün artık 7,5 milyar insan için gıda<br />
güvenliğinin tartışılmasının zamanı<br />
geldi. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir<br />
Kalkınma Hedefleri 2030’a kadar açlığın<br />
sıfırlanmasını öngörüyor. Ancak artan<br />
talebe karşın arz azalıyor. Böyle devam<br />
edersek 2050 yılında gıda bakımından<br />
iflasa gideceğiz” dedi. Türkiye’nin<br />
kırsal nüfusu artan ülkeler arasında 9.<br />
Sırada yer aldığını kaydeden Buzbaş,<br />
genç nüfusun tarıma yönlendirilmesi<br />
konusunun önemle tartışılması<br />
gerektiğini dile getirdi.<br />
Çözüm daha fazla üretmek<br />
değil; gıda atık ve kayıplarını<br />
azaltmak<br />
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı<br />
Araştırmalar ve Politikalar Genel<br />
Müdürü Dr. Nevzat Birişik, 2010 yılında<br />
dünyada ilk kez şehirde yaşayan<br />
nüfusun kırsaldaki nüfusu geçtiğine<br />
dikkat çekerek, “Ya kırsal kesime refahı<br />
taşımalıyız ya da kentteki nüfus bu<br />
maliyeti paylaşmalı.” dedi. Türkiye’de<br />
gıda fiyatlarının yüksekliğinin sürekli<br />
tartışıldığını belirten Dr. Birişik,<br />
katılımcılara “Sizce Türkiye’de gıda pahalı<br />
mı?” diye sordu ve şunları söyledi: “Pahalı<br />
olan bir şey değerli olur. Değerli olan<br />
da çöpe atılmaz. Dünyada bir milyara<br />
yakın insanın açlık çekmesinin nedeni<br />
üretimin azlığı değil! Daha fazla üretmek<br />
de rasyonel ve mümkün değil! Bugün<br />
tüm dünyada üretilen 4,5 milyar ton gıda<br />
aslında 12 milyar nüfusu besleyebilir.<br />
Bunun için gıda atık ve kayıplarını<br />
mutlaka azaltmalıyız.”<br />
Selışık: “Kırsal kalkınmayla<br />
göçleri önlemek mümkün”<br />
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü<br />
(FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr.<br />
Ayşegül Selışık, 16 Ekim’de kutlanan<br />
Dünya Gıda Günü’nün bu yılki temasının<br />
‘göç’ olarak belirlendiğini belirterek,<br />
“Sürdürülebilir kırsal kalkınma, iklim<br />
değişikliğine uyum ve dayanıklı kırsal<br />
geçim kaynaklarına yatırım, mevcut göç<br />
sorununa karşı küresel cevabın önemli<br />
bir parçası” dedi. Kırsal kalkınmanın<br />
desteklenmesi halinde göçlerin<br />
azalabileceğine, yeni iş imkanlarının<br />
yaratılabileceğine dikkat çeken Dr.<br />
Selışık, Suriye krizi nedeniyle Türkiye’ye<br />
göç edenlerin tarım sektöründe<br />
istihdam edilebilmesi için Gıda, Tarım<br />
ve Hayvancılık Bakanlığı ile ortak proje<br />
yürüttüklerini söyledi.<br />
Avrupa gıda ve içecek<br />
endüstrisinin önemli temsilcisi<br />
konferansta…<br />
Bu yıl konferansın önemli konuklarından<br />
biri, Avrupa’daki gıda ve içecek<br />
üreticilerinin en önemli temsilci organı<br />
olan Food&Drink Europe’un Genel<br />
Müdürü Mella Frewen’di. Frewen, ‘Gıda<br />
sistemlerinde küresel uygulamalar ve<br />
trendler’ başlıklı oturumda Avrupa’da<br />
gıda sektörüne yön veren trendler<br />
hakkında konuştu: “Gıda sektörünün<br />
hangi yolu izleyeceğinde kişiselleştirilmiş<br />
beslenme alışkanlıkları belirleyici olacak.<br />
Artık genç-yaşlı fark etmeksizin herkes<br />
daha yaşam tarzı odaklı besleniyor.<br />
Ayrıca organik gıdalar da bugünün gözde<br />
trendleri arasında yer alıyor. Gelecekte<br />
yaşanan değişim hem çevre hem tüketici<br />
hem de şirketler için kazançlı olacak. Bir<br />
kazan-kazan ilişkisi yaşanacak. Ancak<br />
eğer buna ayak uyduramazsak ilk kurban<br />
da biz oluruz!”<br />
Tütüncü: “Gıda sisteminde<br />
önemli değişikliğe ihtiyaç var”<br />
Aynı oturumda görüşlerini açıklayan<br />
Ülker CEO’su Mehmet Tütüncü de<br />
Türkiye’de gıda sektöründe Avrupa’dakine<br />
benzer sorunların yaşandığını<br />
vurgulayarak, “2030’da 8,6 milyar olacak<br />
dünya nüfusunu besleyebilmek için gıda<br />
sisteminde önemli değişikliğe ihtiyaç<br />
var. Tüm paydaşlar için değer yaratacak<br />
bir iş modeli benimsemeli, teknolojik<br />
ve dijital dönüşümü tarım sektörüne<br />
de yansıtmalıyız. Gelecekte, son 10-<br />
20-30 yılda yaşanan değişimden farklı<br />
bir değişim yaşayacağız. Tüketici hız ve<br />
kolaylık istiyor. Yıldız Holding olarak biz<br />
de bu yeni dünyaya hazırlanıyoruz” diye<br />
konuştu.<br />
Tarakçıoğlu: “Sürdürülebilirlik<br />
CEO ajandalarında ön planda”<br />
“Gıda sanayinde değişimin parametreleri:<br />
CEO ajandaları” başlıklı oturumda söz<br />
alan Cargill Gıda Ortadoğu, Türkiye ve<br />
Kuzey Afrika Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Murat Tarakçıoğlu, “Sürdürülebilirlik<br />
keyfiyet değil, zorunluluktur. Her<br />
firma bunun için fizibilitesini yapmalı,<br />
sürdürülebilirliği iş modeli olarak<br />
görmelidir” derken, Ülker Türkiye<br />
Başkanı Mete Buyurgan da “Bir ülkede<br />
gıda ve tarım sektörü ne kadar güçlüyse<br />
sanayi de o kadar güçlü oluyor” diye<br />
konuştu.<br />
Reis: “Tohumlarımıza sahip<br />
çıkalım” çağrısı<br />
Reis Gıda kurucusu Mehmet Reis de<br />
dünyada küresel iklim değişikliği ve<br />
kuraklığa bağlı olarak hammadde<br />
fiyatlarında yaşanan dalgalanmalardan<br />
örnek verdiği konuşmasında şunları<br />
kaydetti: “2016 Dünya Bakliyat Yılı’nda<br />
dünyada bakliyat fiyatları yüzde 40<br />
ila 80 arasında artış gösterdi. Bugün<br />
yaşanan sorunun çözümü adaletli<br />
paylaşımdan geçiyor. Ancak üretim de<br />
mutlaka artmalı. Gelecekte ürün bolluğu<br />
bitecek, ithalat azalacak. O günlere<br />
hazırlıklı olmalıyız. Tohumlarımıza sahip<br />
çıkmalıyız.”<br />
Aktaş: “Sanayi ile entegre yeni<br />
bir yapı tesis etmeliyiz”<br />
Yaşar Holding İcra Başkanı Dr. Mehmet<br />
Aktaş hiçbir şirketin sürdürülebilirlik<br />
konusunda tek başına çözüm<br />
sağlayamayacağını, bunun için değer<br />
zincirinin ilk halkasından başlayarak<br />
‘kapsayıcı büyüme’nin gerçekleştirilmesi<br />
gerektiğini söyledi. Dr. Aktaş, “Tarım<br />
sektöründe sanayi ile entegre olmuş,<br />
sanayinin dijitalizasyon ve bilgi birikimini<br />
aktardığı bir yapıyı tesis etmeliyiz” dedi.
hotel restaurant<br />
70 & hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
Seçkin: “Sürdürülebilirlik sadece<br />
devletlerin değil toplumların da<br />
sorumluluğu”<br />
Unilever Türkiye İçecek, Dondurma ve<br />
Gıda Başkan Yardımcısı Mustafa Seçkin,<br />
sürdürülebilirliğin sadece devletlerin<br />
değil toplumların da sorumluluğunda bir<br />
konu olduğunu dile getirerek, “Örneğin;<br />
ABD, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir<br />
Kalkınma Hedefleri’ndeki taahhüdünü geri<br />
çekti. Ancak bazı eyaletler ve önde gelen<br />
şirketler bu taahhüde devam ettiklerini<br />
bildirdi” dedi. 2010 yılında hayata<br />
geçirdikleri Unilever Sürdürülebilir Yaşam<br />
Planı’nın sadece kafa yapısında değişiklik<br />
değil aynı zamanda davranış değişikliği<br />
sağlamaya da yönelik olduğunu belirten<br />
Seçkin, şirket olarak ‘çevreye saygı, kırsal<br />
kesimdeki işçilerin geçim kaynaklarının<br />
iyileşmesi ve sosyal refahın artması,<br />
atık’ başlıklarında ilerleme kaydetmeye<br />
odaklandıklarını vurguladı.<br />
oturumunda konuşan Metro Toptancı<br />
Market Gıda Kategori Müdürü Birol<br />
Uluşan, Coğrafi İşaretli Ürünler Projesi<br />
ile kaybolmaya yüz tutan onlarca ürüne<br />
değer kazandırdıklarını söyledi. Uluşan<br />
konuşmasının devamında hızla artan<br />
nüfusa karşın gıda ürünlerinin nüfusa<br />
yetmesi için gıda atık ve kayıplarının<br />
önüne geçilmesi gerekliliğine dikkat<br />
çekerek, “Metro olarak TÜBİTAK iş<br />
birliğiyle meyve-sebzede üretimden<br />
rafa kadar olan süreçteki yaşanan gıda<br />
atıklarının nedenlerini ortaya koyan bir<br />
araştırma yaptık. Bunun sonucuna göre<br />
kötü koşullarda tedarik edilen ürünler iyi<br />
koşullarda tedarik edilenlere göre 9 kat<br />
daha fazla atığa dönüşüyor” dedi. Uluşan,<br />
gıda atık ve kayıplarına ilişkin farkındalık<br />
oluşturmak amacıyla Türkiye’nin önde<br />
gelen 50 şef ve işletmecisiyle 100 noktada<br />
başlatılan Metro Gıda Hareketi hakkında<br />
da bilgi verdi.<br />
Uluşan, Metro Gıda Hareketi<br />
hakkında bilgi verdi<br />
Sürdürülebilir Tarım ve Gıda Sanayi
hotel restaurant<br />
72 & hi-tech<br />
gastro güncel<br />
Siber saldırılarda yeni hedef yiyecek ve<br />
içecek sektörü<br />
Dünyanın lider sigorta brokerliği ve risk yönetimi şirketi Marsh, “Farm to Fork”<br />
(Çiftlikten Çatala) başlığı altında yeni bir araştırmaya imza attı. Yapılan çalışmaya<br />
göre gıda ve içecek sektöründe, üretim sürecinde oluşan kirlilikten siber saldırılara<br />
uzanan birtakım risklerin söz konusu olduğu belirtiliyor.<br />
Merkezi ABD’de bulunan Marsh<br />
& McLennan Şirketler Grubu<br />
çatısı altında hizmet veren<br />
dünyanın lider sigorta brokerliği ve<br />
risk yönetimi şirketi Marsh Sigorta’nın<br />
yaptığı son araştırmaya göre, yakın<br />
gelecekte siber saldırıların yiyecek<br />
ve içecek sektörüne çok daha büyük<br />
zararlar vereceği belirtildi. Bu risklerden<br />
doğabilecek zararların, iş süreçlerini<br />
sekteye uğratmaktan gelir kayıplarına<br />
kadar yayılabileceği belirtiliyor.<br />
Yiyecek ve içecek şirketlerinin riskleri<br />
azaltma konusunda alabilecekleri<br />
bazı önlemler bulunuyor. Bunların<br />
başında ise dosya yedekleme, güncel<br />
yazılımların kullanılması, çalışanların<br />
bilinçlendirilmesi ve herhangi bir<br />
olumsuz durumda devreye alınacak<br />
müdahale planlaması yapılması yer<br />
alıyor. Geçtiğimiz 10 yılda, iş dünyası<br />
teknolojinin güvenilirliğini esas alarak<br />
çok sayıda adım attı ve hemen hemen<br />
tüm şirketler altyapılarını teknolojiye<br />
uygun olarak değiştirdi. Yiyecek ve içecek<br />
üreticileri ve sektörün yan unsurları<br />
üretim hatlarını çalıştırmak ve üretim<br />
süreçlerini izlemek için bilgisayarları<br />
kullanmaya başladı. Bugün sadece<br />
büyük ölçekli üreticiler değil; örneğin<br />
restoranlar da müşteri işlemlerini<br />
yönetmek, rezervasyonlar, envanter ve<br />
diğer önemli işleri için teknolojiye bağımlı<br />
haldeler.<br />
Siber suçlular yiyecek ve içecek<br />
sektörüne yoğun ilgi gösteriyor<br />
Yiyecek ve içecek sektöründe teknolojinin<br />
kalıcı bir yer edinmesi siber saldırılar<br />
için yeni bir erişim ağının kapılarını açtı.<br />
Siber suçlular şimdilerde hem yiyecek ve<br />
içecek üreticilerini hem de restoranları<br />
hedef alıyor ve yeni ‘kazanç kapısı’<br />
olarak büyük karlılıkların görüldüğü<br />
bu sektöre yoğun ilgi gösteriyor. Siber<br />
ataklar nedeniyle zarar gören işletmeler<br />
ya da üreticiler için ise sorunlar farklı<br />
şekilde ortaya çıkabiliyor: yolsuzluk,<br />
veri kaybı, artık işlerliğini kaybetmiş<br />
bilgisayar ve teknoloji ekipmanlarının<br />
değişimi, iş kesintisi ve arkasından<br />
gelecek gelir kaybı. Benzer örneklerin<br />
sık sık yaşanmasının ardından özellikle<br />
sabit kıymet sigortaları da kapsamlarını<br />
genişletti ve fiziksel zarardan ziyade<br />
siber saldırılar nedeniyle zarar gören<br />
işletmeler için yeni planlamalar yapmaya<br />
başladı. Yakın zamanda bir takım sabit<br />
kıymet sigorta şirketleri siber saldırıların<br />
teminat kapsamında karşılanacağı<br />
taahhüdünde bulundu.
hotel restaurant<br />
74 & hi-tech<br />
gastro güncel<br />
Gastronomi, ulusal turizm<br />
politikalarında yerini aldı<br />
Geleceğe yönelik ulusal bir turizm politikası oluşturmak amacıyla<br />
Ankara’da düzenlenen 3’üncü Turizm Şurası, kamu kurum<br />
ve kuruluşları, meslek örgütleri, turizm sektörü, sivil toplum<br />
kuruluşları ve akademik camiadan pek çok kişinin katılımı<br />
ile 1-3 Kasım tarihleri arasında gerçekleşiyor. Gastronomi<br />
Turizmi Derneği’nin Türk mutfağını tanıtmak amacıyla uzun<br />
süren çabaları sonucunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile<br />
Cumhurbaşkanlığı’nın yanı sıra toplantıya katılan 8 Bakanlığın da<br />
gastronomi turizmini sahiplenmesiyle gastronomi ulusal turizm<br />
politikalarında yerini alacak. Oluşturulan ulusal politikalarla<br />
gastronomi turizminin geleceğine dair adımların atıldığı<br />
toplantıda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından<br />
gastronomi turizminin önemi vurgulandı.<br />
Ülkemizin marka tescilli ürünlerine ve UNESCO tarafından<br />
gastronomi şehri unvanı verilen ve dünyanın en seçkin mutfakları<br />
arasında yerini alan Gaziantep’e değinen Cumhurbaşkanı<br />
Erdoğan, “Önemli olan bu zenginliği hakkıyla değerlendirebilmektir. Dünya’da başka hangi ülkede ülkemizdeki gibi zengin bir<br />
mutfak kültürü olabilir, yeryüzünün hangi köşesinde bu denli köklü ve farklı medeniyetlerin izleri sürülebilir, bizimle aşık atabilecek<br />
kaç ülke bulunabilir. Örneğin, Gaziantep gastronomi alanında UNESCO’nun ‘yaratıcı şehirler’ dalına katılmıştır. Şanlıurfa’nın<br />
UNESCO’ya müzik alanında yaptığı başvuru kabul edilmiştir. Pek çok şehrimiz kendileriyle özdeşleşmiş ürünlerine sahip çıkarak<br />
coğrafi işaretlerini almaya başlamışlardır.” şeklinde konuştu.<br />
İstanbul Lezzet Haritası’na<br />
TURES’ten tam destek<br />
İstanbul’u ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin şehrin önemli<br />
lezzetlerini keşfetmesi amacıyla oluşturulan İTEO Taksici<br />
uygulaması hayata geçirildi. Gastronomi Turizmi Derneği ev<br />
sahipliğinde, İstanbul Taksiciler Esnaf Odası ve Tüm Restoranlar<br />
Lokantalar ve Tedarikçiler Derneği’nin de katılımıyla, Hilton<br />
Harbiye Otel’de gerçekleşen basın toplantısında üç kurum arasında<br />
protokol anlaşması imzalandı. İstanbul Taksiciler Esnaf Odası<br />
(İTEO) ve Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) iş birliğinde, GTD onaylı<br />
mekânlara, kafelere, restoranlara ve otellere ulaşmak amacıyla<br />
geliştirdiği, İTEO Taksici uygulamasının “İstanbul Lezzet Haritası”<br />
bölümü 17.395 taksicinin kullanımına açıldı. Turizme katkı sağlamak<br />
amacıyla hayata geçirilen uygulamaya Tüm Restoranlar Lokantalar<br />
ve Tedarikçiler Derneği (TURES) de destek verdi. Dünya mutfağı<br />
denildiğinde akla gelen en önemli üç mutfaktan birinin Türk mutfağı<br />
olduğunu belirten Tüm Restoranlar Lokantalar ve Tedarikçiler<br />
Derneği Başkanı Ramazan Bingöl, “Türk mutfağı binlerce yıllık<br />
geçmişe sahip olan bir mutfak. Bizim mutfağımızın değerini<br />
bilmemiz gerekli. İstanbul’a gelen turistler sadece tarihi mekanları<br />
görmek için değil, gastronomi turizmi için de gelmeli. Bir şehirde<br />
en önemli rehber taksicilerdir. Taksicilere yönelik oluşturulan<br />
bu uygulamaya TURES olarak destek vereceğiz.” açıklamasında<br />
bulundu.
hotel restaurant<br />
76 & hi-tech<br />
gastro güncel<br />
Küresel Gıda Güvenliği Endeksi <strong>2017</strong><br />
sonuçlarına göre<br />
Türkiye, 113 ülke arasında<br />
49. sırada yer aldı<br />
Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından geliştirilen ve DuPont tarafından<br />
desteklenen Küresel Gıda Güvenliği Endeksi <strong>2017</strong>’de Türkiye 49. sırada yer aldı.
Economist Intelligence Unit (EIU)<br />
tarafından geliştirilen ve küresel<br />
pazara yenilikçi ürünler, malzemeler<br />
ve hizmetler sunan bilim şirketi DuPont<br />
tarafından desteklenen Küresel Gıda<br />
Güvenliği Endeksi (GFSI) <strong>2017</strong>’de Türkiye<br />
bu yıl 113 ülke arasında 49’uncu sırada<br />
yer aldı.. Dünyanın dört bir yanındaki gıda<br />
sistemlerinin dinamiklerini inceleyerek,<br />
gıda güvencesizliğinin altında yatan<br />
nedenlerin anlaşılması için ortak bir<br />
çerçeve sunan Küresel Gıda Güvenliği<br />
Endeksi’nde bu yıl küresel anlamda<br />
düşüşler dikkati çekti. Dünya genelinde<br />
yaşanan siyasi istikrarsızlıklar, artan<br />
göçler ve azalan kamu sektörü yatırımları<br />
<strong>2017</strong> genelinde endekste düşüşe neden<br />
oldu. Türkiye ise listede ‘iyi’ performans<br />
gösteren ülkeler arasında yer aldı.<br />
Türkiye; Ortadoğu ve Kuzey Afrika<br />
ülkelerinin (MENA) değerlendirildiği<br />
kategoride ise 15 ülke arasında 8.<br />
sırada yer aldı. Küresel Gıda Güvenliği<br />
Endeksi’nde bu yıl İrlanda ilk sırada<br />
gelirken, ABD ve İngiltere onu izledi.<br />
İrlanda, 2008-2010 döneminde bankacılık<br />
sektöründe yaşanan kriz sonrasında<br />
ekonomisindeki toparlanmanın yanı<br />
sıra, araştırma ve geliştirme alanına<br />
istikrarlı ve yüksek oranlarda yapılan<br />
kamu yatırımları sayesinde ABD’yi geride<br />
bırakarak, GFSI indeksinin zirvesine<br />
yerleşti. Burundi’nin en son sırada<br />
yer aldığı listede Afrika ülkeleri zayıf<br />
performansları ve gıda yardımına giderek<br />
artan ihtiyaçları ile dikkat çekti.<br />
2012 yılından bu yana küresel anlamda<br />
yapılan ve her yıl ‘satın alınabilirlik’,<br />
‘ulaşılabilirlik’ ve ‘kalite’ faktörleri olmak<br />
üzere üç kategoride değerlendirilen<br />
endekse bu yıl ‘Doğal Kaynaklar ve<br />
Direnç’ faktörleri de eklendi. Endeks, 113<br />
ülkenin tarım alanındaki yatırımlarını,<br />
işbirliklerini, politikalarını ve etkilerini 28<br />
farklı gıda güvenliği göstergesine göre<br />
ölçümlüyor.<br />
Türkiye’nin en güçlü alanı ‘kalite<br />
ve güvenlik’ oldu<br />
Küresel Gıda Güvenliği Endeksi <strong>2017</strong>’ye<br />
göre Türkiye’nin en yüksek skoru ‘kalite<br />
ve güvenlik’ alanında çıkarken onu<br />
‘ulaşılabilirlik’ ve ‘satın alınabilirlik’<br />
kategorileri izledi. Geçen yıl olduğu gibi<br />
bu yıl da Türkiye’nin en güçlü yönleri;<br />
beslenme standartları, küresel açlık<br />
sınırı altında yer alan nüfus oranındaki<br />
iyileşmeler, gıda güvenliği programlarının<br />
varlığı ve çiftçi finansman programlarına<br />
ulaşılabilirlik kategorileri oldu. Satın<br />
alınabilirlik kategorisinde ise küresel<br />
yoksulluk sınırı altındaki nüfusun<br />
oranı, gıda güvenliği programlarının<br />
varlığı ve çiftçilerin finansmana erişimi<br />
kategorilerinde Türkiye üst sıralarda<br />
yer aldı. Bu yıl endekse yeni eklenen<br />
‘doğal kaynaklar ve direnç’ kategorisinde<br />
iklim ile ilgili risklerin ülkelerdeki gıda<br />
sistemleri için uzun vadeli tehditler<br />
oluşturduğuna dikkat çekildi. Türkiye,<br />
ilk defa değerlendirmenin yapıldığı<br />
bu kategoride ise 113 ülke arasında<br />
38’inci sırada geldi. DuPont Türkiye<br />
Ülke Müdürü Halide Aydınlık; “DuPont<br />
olarak, Türkiye’nin gıda güvenliği<br />
konusunda yapılan çalışmalardaki artış<br />
ve kalite/güvenlik alanında istikrarlı bir<br />
ilerleme kaydettiğini görüyoruz. Ayrıca<br />
gıda güvenliği programlarının varlığı<br />
ve çiftçilerin finansmana erişimi gibi<br />
alanda yapılan çalışmalarla önümüzdeki<br />
yıllarda daha üst sıralarda olacağımıza<br />
inanıyoruz.” dedi.<br />
Göçler ve tarımda azalan kamu<br />
yatırımları küresel düşüşü<br />
tetikledi<br />
<strong>2017</strong> Küresel Gıda Güvenliği Endeksi’nde<br />
bu yıl genel düşüş de dikkati çekiyor.<br />
Yükselişe geçen siyasi istikrarsızlık, artan<br />
göçler ve azalan kamu sektörü yatırımları<br />
<strong>2017</strong> genelinde endekste düşüşe neden<br />
oldu. Küresel Gıda Güvenliği İndeksinde<br />
(GFSI) yer alan ülkelerin %60’tan fazlası<br />
geçtiğimiz yılki puanlarında düşüş yaşadı.<br />
Kamu sektöründen tarıma yapılan<br />
yatırımlar gelişmiş ekonomilerde<br />
düşmeye devam ederken, öte yandan<br />
siyasî istikrar riskinin dünyanın pek çok<br />
bölgesinde artmasıyla; endeks dört yıldır<br />
artan kazanımların ardından küresel<br />
gıda güvenliğinde düşüş kaydetti. En<br />
çok dikkati çeken örnekler arasında,<br />
okyanusların kabarması sonucu<br />
insanların hayatı ve geçim kaynakları<br />
üzerinde oluşan etkiler artan oranda<br />
büyük nüfus hareketlerine yol açıyor;<br />
Bangladeş’te de gözlemlendiği gibi, çok<br />
büyük tarım arazileri ortadan kalkıyor.<br />
Küresel Gıda Güvenliği Endeksi, 2012<br />
yılından bu yana Birleşmiş Milletlerin<br />
2030 yılına kadar dünyada açlığı sıfırlama<br />
ilkesinden yola çıkarak hazırlanıyor.<br />
Açlığa 2030 yılına kadar son verilmesi<br />
hedefleyen bu ilke çerçevesinde kamu<br />
harcamalarında yıllık ekstra 11 milyar<br />
dolar harcanması öngörülüyor. Ancak<br />
endekste çıkan sonuçlara göre tarımda<br />
kamu yatırımlarında yaşanan düşüşler bu<br />
hedefe ulaşılmasını tehdit ediyor.<br />
Endekse bu yıl eklenen Doğal Kaynaklar<br />
ve Direnç kategorisinde ise küresel<br />
gıda güvenliğinin değişen hava<br />
modelleri, kuraklık, artan yağışlar ve su<br />
baskınlarıyla karşı karşıya kaldığı tehdide<br />
rağmen, kemer sıkma uygulamalarının<br />
gelişmiş ekonomilerde standart olmaya<br />
devam ettiği vurgulandı. Endekste<br />
hükûmetlerin afet riskini azaltma<br />
stratejilerine yatırım yapması gerektiğine<br />
dikkat çekildi. Öte yandan hem devletlerin<br />
hem de özel sektörün bir araya gelip,<br />
gelecekteki gıda arzının artan dünya<br />
nüfusunun ihtiyaçlarına yetmesini<br />
sağlamak için gereken finansmanı ve<br />
inovasyonları ortaya koyması zorunlu<br />
olduğuna vurgu yapıldı.<br />
<strong>2017</strong> yılında da Türkiye’nin en<br />
güçlü alanı “Kalite & Güvenlik”<br />
oldu<br />
• Küresel Gıda Güvenliği Endeksi’nde<br />
Türkiye 49. sırada yer aldı. 2016 yılında<br />
ise 45. Sıradan listeye girmişti.<br />
• Endeksin sonuçlarına göre Türkiye;<br />
Kalite&Güvenlik alanında 39’uncu sırada<br />
gelirken Ulaşılabilirlik kategorisinde<br />
50’inci sırada Satın Alınabilirlik<br />
kategorisinde de 54’üncü sırada çıktı.<br />
• Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA)<br />
bölgesi sonuçlarında Türkiye; 15 ülke<br />
arasında 8. Sırada geldi.<br />
• Kalite ve güvenlik kategorilerinde Gıda<br />
Güvenliği100 üzerinden 100 puan aldı.<br />
• Satın alınabilirlik kategorisinde küresel<br />
yoksulluk sınırı altındaki nüfusun oranı,<br />
gıda güvenliği programlarının varlığı<br />
ve çiftçilerin finansmanına erişimi<br />
kategorilerinde de üst sıralarda yer aldı.<br />
• Türkiye’nin geliştirmesi gereken<br />
alanlar arasında ise kişi başı milli gelir<br />
oranı ve tarımda kamunun yaptığı AR-GE<br />
çalışmaları ile siyasi alanda yaşanan<br />
dalgalanmalar olarak kaydedildi.
78<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro güncel<br />
Yöresel<br />
ürünlerimiz<br />
yok oluyor!<br />
“Yöresel ürünlerimizin unutulması,<br />
onun yerine yurt dışından ithal ettiğimiz<br />
ürünlerin ve işlenmiş, bol gıda katkı<br />
maddeli doğal olmayan paketli gıdaların<br />
egemenlik kurmasına neden oluyor”<br />
diyen Okan Üniversitesi Gastronomi<br />
Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. İlkay Gök<br />
sofralarımızdan kırsala ait lezzetlerin<br />
uzaklaştığını ifade ediyor:<br />
“Kırsallara ait süt ve süt ürünlerimiz,<br />
endemik bitkilerimiz, yöresel<br />
mantarlarımız, et ve et ürünlerimiz, tahıl<br />
ve bakliyatlarımız zamanla üretilmemeye,<br />
dolayısıyla unutulup sofralarımıza<br />
girmemeye başladı. Bunları yetiştiren<br />
kırsalda yaşayan insanlarımızın sayısı<br />
göç nedeniyle azaldığı için artık yöresel<br />
ürün bulmak çok zorlaştı. Onların ürettiği<br />
ürünler olmazsa yöresel mutfaklarımız<br />
da zamanla unutulmaya<br />
mahkumdur. Örneğin manda<br />
sütünden peynir, yoğurt,<br />
tereyağını bulmak neredeyse<br />
imkansız hale geldi.”<br />
“Kendi yöresel<br />
ürünlerimiz yerine<br />
kinoa ve chia gibi<br />
yabancı ürünler<br />
mönüye ekleniyor”<br />
Kıymetini bilmediğimiz yöresel<br />
ürünlerimizin başka ülkeler tarafından<br />
sahiplenildiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. İlkay<br />
Gök, buna örnek olarak firiği gösteriyor.<br />
“Şehirlerde çoğumuz bilmeyiz bu besleyici<br />
ve lezzetli ürünü. Hiç bir restoranın<br />
menüsünde neredeyse yoktur. Çünkü pek<br />
çok aşçımız kinoa, chia ve diğer yabancı<br />
yöresel ürünleri menüsüne eklemekle<br />
meşgul. Kendi yöresel lezzetlerinin<br />
menüye konması için zaman harcamaya<br />
değer bulmuyor ya da araştırılmadığı için<br />
bilmiyor. Önüne hazır gelen, tanıtımı çok<br />
iyi yapılan ürünleri tercih ediyor. Sonuç<br />
olarak kırsalda üretilmeyen, mutfaklarda<br />
talep görmeyen yöresel ürünler<br />
tükenmeye ya da başka ülkeler tarafından<br />
keşfedilen besinler bizlere pazarlanarak<br />
ülkemizde var olmaya mahkum kalıyor.<br />
Anadolu topraklarından çıkan<br />
firiğin lif miktarı, kahverengi<br />
pirinçten dört kat fazla<br />
Firik ülkemizde Orta Anadolu ve<br />
Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde<br />
yaygın olarak yüzyıllardır kullanılır. Hatay<br />
bölgesinde, Gordion’da bulunan Tümülüs<br />
kazılarında Firikli aşın izlerine rastlandığı<br />
belirtiliyor. Firik yüksek lif oranı ve düşük<br />
karbonhidrat oranıyla çok besleyici<br />
prebiyotik bir yöresel ürünümüzdür.<br />
Sahip olduğu lif miktarı kahverengi<br />
pirinçten dört kat daha fazladır. Yöresel<br />
yemek kültürümüzün bir parçası olan<br />
firik, dünyada bazı ülkeler tarafından<br />
keşfedildikten sonra tüketimi artmaya<br />
başladı. Firik lezzetli olmasının yanında<br />
dünyanın en besleyici tahılları arasında ilk<br />
sıralarda yer almaya aday oldu.<br />
Popüleritesi gün geçtikçe artan firik<br />
buğdayın olgunlaşıp kurumadan önceki<br />
safhasında buğday başakları henüz<br />
yeşilken tarlada yakılarak kurutulmasıyla<br />
elde edilen bir üründür. İsli ve fındığımsı<br />
aromalı firik çok lezzetlidir. Bazen isli<br />
bulgur olarak anılır. Pilavlık bulgurla<br />
karıştırılarak etli pilavı, dolması, çorbası<br />
ve daha pek çok farklı yemeği yapılan firik,<br />
yemeklere lezzet katar.
80<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro güncel<br />
Hürriyet, bir sektör haline dönüşen<br />
gastronomi dünyasına yeni bir rehber<br />
kazandırdı. Hürriyet’in Karaca iş<br />
birliğiyle hayata geçirdiği İncili Gastronomi<br />
Rehberi, sektörün değerlendirilmesi,<br />
derecelendirilmesi, teşvik edilmesi ve<br />
yemek severlere adil bir şekilde yol<br />
gösterilmesi amacıyla hazırlandı. İlk yıl için<br />
İstanbul, Bodrum, Çeşme restoranlarının<br />
değerlendirildiği rehberde; gastronomi<br />
konusunda bilgili, keşfetme tutkusunu<br />
hiç kaybetmeyen, damak tadına ve<br />
şeffaf, dürüst değerlendirme yapacağına<br />
güvenilen yaklaşık 130 isim müfettiş olarak<br />
belirlendi. 130 isim 1 yıl boyunca büyük<br />
bir özveri ve titizlikle belirlenen bölge<br />
restoranlarını keşfetti ve değerlendirdi.<br />
Hürriyet Gazetesi Reklam Direktörü ve Hürriyet<br />
İcra Kurulu Üyesi Zeynep Tandoğan’ın teklifiyle<br />
yola çıkan rehberin Yönetim ve Denetleme<br />
Kurulu’nda Müge Akgün, Nilay Örnek, Sinan<br />
Hamamsarılar, Gamze İneceli, Cemre Narin,<br />
Zeyno Gürses yer aldı. Sektöre değer katan;<br />
Mehmet Yaşin, Ahmet Örs, Güngör Uras,<br />
Ertuğrul Özkök, Mehmet Yalçın, Nedim Atilla,<br />
Engin Akın, Teoman Hünal, Oğul Türkkan,<br />
Deniz Alphan, Nevzat Aydın, Mustafa Seçkin,<br />
Sedat Ergin, Sahrap Soysal ve Refika Birgül ise<br />
projenin Danışma Kurulu üyeleri arasında yer<br />
alıyor.<br />
İnci sahibi restoranlara ödülleri verildi<br />
Çalışmanın sonunda inci sahibi olmaya hak<br />
İncili Gastronomi Rehberi’nde<br />
ilk 30’a giren restoranlar açıklandı<br />
Uluslararası örnekleri yerel gerçeklikler ile sentezleyerek oluşturulan Türkiye’nin ilk<br />
ve tek özgün ‘İncili Gastronomi Rehberi’ sonuçlandı. Bir yılı aşkın bir süredir titizlik ve<br />
şeffaflıkla değerlendirilen inci kazanan restoranlar Sofa Otel’de yapılan ödül töreniyle<br />
sahiplerine takdim edildi.<br />
kazanan restoranlara ödülleri Sofa Otel’de<br />
düzenlenen bir geceyle sahiplerini buldu.<br />
Rehberin fikir mimarı Hürriyet Gazetesi<br />
Reklam Direktörü ve Hürriyet İcra Kurulu<br />
Üyesi Zeynep Tandoğan yaptığı konuşmada,<br />
“Bundan bir yıl önce restoranlar için<br />
güvenilir ve şeffaf bir değerlendirme<br />
sistemi olmadığını düşünerek, bu eksikliği<br />
giderme misyonunu Hürriyet olarak<br />
üstlenelim istedik ve bu projeye başladık.<br />
Çok güçlü ve alanında uzman yeme-içme<br />
yazarlarından oluşan bir kadroya sahibiz<br />
ve bu kadroyu da dahil ederek çok özel bir<br />
projeye birlikte imza attık” dedi.<br />
Karaca İcra Kurulu Üyesi ve Grup<br />
Pazarlama Direktörü Galip Bağcı da<br />
yaptığı konuşmada bu denli değerli bir<br />
çalışmada Hürriyet’in iş birlikçisi oldukları<br />
için duydukları mutluluğu dile getirerek,<br />
“Son yıllarda çok popüler bir sektör haline<br />
gelen gastronomi alanında sofra ve mutfak<br />
ürünlerimizle herkesin hayatına artı değer<br />
katıyoruz. Bu çalışmayla da sektöre önemli<br />
bir kaynak yarattığımıza inanıyoruz” dedi.<br />
İncili Gastronomi Rehberi Koordinatörü<br />
olan Hürriyet köşe yazarı Müge Akgün<br />
de “Değerlendirme sisteminin sembolü<br />
İNCİ olarak belirlendi. Puanlara göre en<br />
fazla 4 inci, en az da 1 bir inci alınacaktı.<br />
Sistemin kapanmasının ardından çıkan<br />
sonuçlara göre hangi restoranın kaç<br />
inci sahibi olduğu ortaya çıktı. İncili<br />
Gastronomi Rehberi’nin asıl kahramanları<br />
gizli müfettişlerimiz büyük bir özveri ile<br />
çalışarak, bizleri yarı yolda bırakmadan,<br />
son bir yıl içinde gittikleri restoranları<br />
değerlendirdiler… Bugün biz ilk 30’a giren<br />
yani 4 ve 3 inci alan restoranlarımızı davet<br />
ettik. 280 restoran ve bir o kadar lezzet<br />
noktası var. Önemle altını çizmeliyiz ki<br />
‘İncili Gastronomi Rehberi’ sadece restoran<br />
değerlendirmelerine yer veren bir kitapçık<br />
değil. Uzun çalışmalar ve araştırmalar<br />
sonucunda ülkemizin büyük bir zenginliği<br />
olduğunu düşündüğümüz ‘lezzet noktaları’,<br />
‘sokak yemekleri’, ‘alış-veriş adreslerini’<br />
belirledik” diye konuştu. Ardından İstanbul,<br />
Çeşme ve Bodrum bölgelerinde inci sahibi<br />
olmaya hak kazanan restoranlara ödülleri<br />
takdim edildi.<br />
4 İnci Sahibi Restoran<br />
Mikla<br />
3 İnci Sahibi Restoranlar<br />
Neolokal, Şans, Kilimanjaro, Nicole,<br />
Zuma, Yeni Lokanta, Ent Restaurant,<br />
Beyti, Toi, Orfoz, Kantin, Çiya, Antica<br />
Locanda, Kıyı Restaurant, Hünkar,<br />
Sunset, Divan Lokantası, Le Petite<br />
Maison, Lacivert, Ulus 29, Da Mario,<br />
Aqua Restaurant Four Seasons at the<br />
Bosphorus, Shang Palace-Shangri-La,<br />
Bodrum Balıkçısı Mandarin Oriental,<br />
Mürver Restaurant Novotel,<br />
İnari Sushi Omakase, Karaköy<br />
Lokantası, Il Riccio, Spago - St. Regis<br />
İstanbul
82<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro makale<br />
Gastro Turistler<br />
Turizmci<br />
Cem Polatoglu<br />
90’lı yıllar… Henüz ‘gastronomi’nin<br />
esamesi okunmazken, İtalyan “Sokak<br />
Lezzetleri Derneği” bizden Sokak<br />
Yemekleri İstanbul Turu istemişti. Biz de<br />
“Deli bunlar” demiştik. Sabah poğaça,<br />
Kürt böreği ve gevrek simit ile başlayıp,<br />
balık ekmek, kokoreç, uykuluk, işkembe,<br />
midye dolma, kadınlar pazarında büryan,<br />
içli köfte, sucuk ekmek, tavuklu nohutlu<br />
pilav, tükürük köfteci, Arnavut ciğeri,<br />
lokma, macun, şam, ker… tatlısı derken<br />
perşembe-pazar yaptığımız bu turlar<br />
İtalyan turistlerimiz tarafından çok rağbet<br />
görmeye başladı, 12 ay ve yıllarca devam<br />
etti.<br />
Ardından bizler İtalya ile yakın<br />
muhabbetimizden dolayı bu ülkeye<br />
gastronomi turları yapmaya başladık.<br />
İlk başlarda peynirin, şarabın,<br />
sirkenin anavatanı Emiglio Romano<br />
bölgesinde gastronomi turları yaparken,<br />
müşterilerimiz çeşitlilik ve değişik yerler<br />
görmek istedikleri için turlarımızı Puglia,<br />
Sicilya bölgesine, ardından Fransa,<br />
İspanya ve Portekiz’e kadar uzandı.<br />
Bu turlar, ne haftalık her şey dahil otelde<br />
250 euro’ya Antalya ne 249 euro’ya 1<br />
hafta İtalya turu fiyatına satılıyor, ne<br />
de gastro turistler o tür doldur-boşalt<br />
müşterinin harcamasına eşdeğer<br />
harcama yapıyorlar. Bir gastro turist,<br />
Antalya’da 1 haftada her şey dahil 250<br />
euro vermek yerine iyi bir akşam yemeği<br />
ve yanında iyi bir şaraba 250 Euro<br />
vermeye hazırdır.<br />
Bugün İtalya, Fransa, İspanya, Amerika,<br />
Peru, Brezilya gibi ülkelerde Michelin<br />
ve benzeri kategori restoranlarda<br />
standart bir tabak yemeğe 100-150<br />
euro verilmektedir. Bu tür yerlerde tadı<br />
ile korkmadan yer, iyi bir şişe şarap<br />
açtırırsanız, kişi başı 1000-1500 euro<br />
hesap normal bir rakamdır.<br />
Türkiye gastronomide tüm bu ülkelerin<br />
önündedir<br />
Bunu inanın bir Türk olarak değil, bu<br />
işin ticaretini yapan 40 yıllık turizmci<br />
olarak söylüyorum. Neden onlar<br />
kadar olamadık, şiş kebap ve döner<br />
ekseninden çıkamadık, eksiğimiz nedir<br />
diye sorarsanız, üç kelimede bunu size<br />
anlatırım; Tanıtım, Tanıtım, Tanıtım!<br />
Peki atılması gereken adımlar nelerdir?<br />
1. Adım atıldı. Gastronomi Turizmi<br />
Derneği kuruldu. Henüz 1. yılını<br />
bile doldurmadı ancak yüzlerce kez<br />
kendi çabaları ile yurt dışında Türk<br />
gastronomisini haber yaptılar, panellere<br />
katıldılar, misafir ağırladılar. Şimdi yurt<br />
içi ve yurt dışındaki Türk restoranlarına,<br />
verdikleri reklamlara göre değil “tarafsız<br />
bir kuruluş olan KALDER nezdinde” yıldız<br />
verecekler.<br />
2. Adım devlet ve belediyelerden gelecek.<br />
Yurt dışında katıldıkları her fuarlarda<br />
mutlaka kendi şehirlerinin gastronomisini<br />
ön plana çıkartacaklar.<br />
3. Adım aşçılara. Yurt dışında aşçılar<br />
da restoran kadar markadır, yıldızlıdır.<br />
Yıldızlı her restoran kendi kadrosunu da<br />
tanıtmalıdır.<br />
4. Adım hava yollarımız ve<br />
havalimanlarımız. Türkiye’ye adım atan<br />
her turistin uğramak zorunda olduğu<br />
havaalanlarımızda en az bir tane sadece<br />
Türk yemekleri yapan restoranımız<br />
olmalı. Yeni yapılacak olan havaalanımızın<br />
yeme içme katında, en görünür<br />
yerde, gerekirse sponsor destekli bir<br />
Türk restoranı olmalıdır. Senelik 100<br />
milyonu geçen yolcu taşıma kapasiteli<br />
hava yollarımız, aylık dergilerinde<br />
gastronomiye daha çok sayfa ayırmalı,<br />
özellikle uzun uçuşlarda herkesin damak<br />
tadına uyabilecek marka yapabileceğimiz<br />
menüleri sunmalıdır. Taksi içi<br />
uygulamalar ve birçok dilde çıkacak olan<br />
gastronomi dergisi için zaten Gastronomi<br />
Turizmi Derneği ve İstanbul Taksiciler<br />
Odası bir anlaşmaya varmışlardır.
84<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
Siirt mutfağı tescilli lezzetlerini İstanbul’da tattırdı<br />
Hedef dünya mutfakları arasına girmek!<br />
Siirt mutfağının yöresel tatları, The Green Park Pendik Hotel& Convention<br />
Center’da düzenlenen Siirt Gastronomi Kongresi ile ilk kez görücüye çıktı.<br />
Siirt mutfağının kültürel miras olarak<br />
geleceğe taşınması, tanıtılması ve<br />
turizme kazandırılması amacıyla<br />
Siirt Valiliği, Siirt Belediyesi, Kültür ve<br />
Turizm İl Müdürlüğü, Dicle Kalkınma<br />
Ajansı (DİKA), Turizoom International<br />
Hotel Management ve Turizm Otel<br />
Yöneticileri Derneği (TUROYD) Başkanı<br />
Ali Can Aksu’nun katkılarıyla 21 Ekim<br />
Cumartesi günü The Green Park Pendik<br />
Hotel& Convention Center’da düzenlenen<br />
Siirt Gastronomi Kongresi’nde şehrin<br />
yöresel tatları ilk kez görücüye çıktı.<br />
Siirt Vali Yardımcısı Yunus Koç, AK<br />
Parti MKYK Üyesi Ethem Sancak,<br />
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Siirt<br />
Milletvekili Yasin Aktay, Siirt Eski<br />
Milletvekili Afif Demirkıran, Dicle<br />
Kalkınma Ajansı (DİKA) Genel Sekreteri<br />
Yılmaz Altındağ, Türkiye Aşçılar<br />
Federasyonu (TAFED) Başkanı Zeki<br />
Açıköz, Aşçılar Derneği Başkanı Fikret<br />
Özdemir’in konuşmacı olarak yer aldığı<br />
kongrede ayrıca Türk mutfağının ünlü<br />
aşçıları ve sektörün önde gelen isimleri<br />
hazır bulundular.<br />
Tekin: “Siirt lezzetlerimizi<br />
yeterince tanıtamadığımız için<br />
özür dileriz”<br />
Coşkun Aral tarafından hazırlanan “Siirt”<br />
belgeseli ile açılışı yapılan kongre, Siirt<br />
Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü<br />
İrfan Tekin’in açılış konuşması ile devam<br />
etti. Büryan kebabı ile öne çıkan mutfağın<br />
diğer tatlarını yeterince tanıtamamaktan<br />
duydukları rahatsızlığı dile getiren<br />
Tekin, “Bundan sonra yemeklerimizi<br />
aşçılarımızın sunumlarında,<br />
işletmelerinde daha fazla görmeyi umut<br />
ediyoruz.” diye konuştu.<br />
Coşkun Aral: “Siirt mutfağını<br />
ancak doğru kişi, zaman ve<br />
kurumlarla tanıtabiliriz”<br />
Siirt’in hem yöresel hem tarihi<br />
kültürünün daha fazla tanıtılması ve<br />
uluslararası organizasyonlarda yerini<br />
alması gerektiğine işaret eden Coşkun<br />
Aral şunları söyledi: “Siirt benim<br />
hayatımda ve dünya tarihinde çok önemli<br />
bir şehir. İnsanı insan yapan öğelerden<br />
bir tanesi de lezzet avcılığına başlaması.<br />
Lezzet avcılığında bunca değerli bir<br />
kentin mutfağını niye tanıtamadık?<br />
Tanıtmak için doğru zamanlar, doğru<br />
insanlar, doğru kurumlar seçiliyor<br />
mu? Tanıtımı doğru yapmak önemli.<br />
Ben isterdim ki, Siirt Üniversitesi’nde<br />
bir gastronomi bölümü olsun. Ben<br />
gönüllüyüm, bilabedel tabii. Değerlerimizi<br />
doğru oturtamadığımız zaman, tıpkı<br />
yemeklerimizi tanıtamadığımız gibi,<br />
niye bir Antep olamıyoruz, Antakya<br />
olamıyoruz? Doğru zamanlarda doğru<br />
insanları devletin koruması içinde<br />
tanıtmak gerek. Turizm çeşitlemeleri<br />
arasında gastronominin çok önemli bir<br />
yeri var. Sağlıklı bir tanıtımla mutfağımızı<br />
uluslararası arenaya da taşıyabiliriz. Siirt<br />
gastronomisini tanıtacaksak, ben gönüllü<br />
varım.<br />
Zeki Açıköz: “Tattırmadan<br />
mutfağınızı tanıtamazsınız”<br />
Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED)<br />
Başkanı Zeki Açıköz, “Mutfak bizim<br />
işimiz. Giydiğimiz beyaz önlükler
mutfakta temizliğin ve kalitenin işaretidir.<br />
Beyaz kelebekler olarak en iyi Türk<br />
yemeğinin yörenin ürünleri ile yapıldığını<br />
biliyoruz” diye konuştu. Siirt başta olmak<br />
üzere Türkiye’nin tüm şehirlerinin<br />
özel yemek kültürünün ilk olarak ülke<br />
sathında yayılması gerektiğine vurgu<br />
yapan Açıköz, “Bu lezzetler menülere<br />
girmeli, sonrasında yurt dışına açılmalı.<br />
Türkiye’nin tüm mutfaklarında Siirt<br />
yemekleri olmalıdır. Bizlere çok iş<br />
düşüyor. Sadece kitap yazarak anlatmak<br />
havanda su dövmektir. Yemeğin tadını<br />
almaları sağlanmalıdır. Perde pilavı ile<br />
büryan kebabı dışında yemekleri olan<br />
Siirt mutfağı daha iyi tanıtılmalıdır. Biz<br />
aşçılar olarak bu konuda yapılacak tüm<br />
tanıtımlarda yer almaya hazırız.” dedi.<br />
Aşçılar Derneği Başkanı Fikret Özdemir<br />
ise şehir turizmini gastronomi ile<br />
süslemek gerektiğini belirterek, “Yöresel<br />
malzeme ile yapılan yemekler tercih<br />
ediliyor. Yabancılara Türk Mutfağını<br />
ve Türk ürünlerini kullandırmak için<br />
çok çalışmak gerekir. Fransızlar kendi<br />
yöresel ürünleri olmadan yemek bile<br />
yapamıyorlar” dedi.<br />
Koç: “Siirt yemeklerinin dünyaya<br />
tanıtılması gerekir”<br />
Siirt Vali Yardımcısı Yunus Koç,<br />
kongrenin 12 bin yıllık tarihi ve<br />
kendine özgü özellikleri bulunan Siirt<br />
yöresel lezzetlerinin turizm dünyasına<br />
kazandırılması amacıyla düzenlendiğini<br />
anlattı. Birçok medeniyetin ve uygarlığın<br />
izlerini taşıyan Siirt’in yöresel mutfağını<br />
“zengin, orijinal, benzersiz, kendine<br />
has özellikleri bulunan, çok renkli”<br />
şeklinde tanımlayan Koç, bu mutfağın<br />
kültürel miras olarak geleceğe taşınması<br />
ve tanıtılmasını, en önemlisi turizme<br />
kazandırılmasını hedeflediklerini söyledi.<br />
Turizm sektörünün sürekli geliştiğini,<br />
yerli ve yabancı turistlerin beklentilerinin<br />
değiştiğini ve çeşitlendiğini dile<br />
getiren Koç, “Turistler artık daha farklı<br />
deneyimler sunan, daha bilgili, çevreye<br />
daha duyarlı, yöresel değerleri ve<br />
otantik özelliğini koruyarak sürdüren<br />
farklı kültürleri tercih ediyor.” diye<br />
konuştu. Yunus Koç, gastronomik<br />
unsurların turistik destinasyonlara<br />
değer kattığını belirterek “Farklı kültür<br />
ve medeniyetlerin derin izlerini taşıyan<br />
Siirt, eşsiz doğa güzelliklerinin yanı sıra<br />
ülkemizin önemli mutfak kültürüne<br />
sahip bir ilidir. Siirt’in gastronomik<br />
değerlerinin, konuklara otantik bir<br />
ortamda sunulacak mekanların<br />
oluşturulması kentin turizm pastasından<br />
daha çok yararlanmasına imkan<br />
sunacak” dedi.<br />
Siirt lezzetleri, dünyaya “Siirt<br />
Mutfağı” kitabıyla açılıyor<br />
‘Siirt Mutfağı’ adlı kitabın yazarı Yrd.<br />
Doç. Dr. Aynur İlhan Tunç ise, kitabının<br />
birçok dile çevrilmesiyle Siirt mutfağının<br />
dünyaya yayılacağını belirterek mutfak<br />
hakkında yöresel bilgiler verdi. Siirt Vali<br />
Yardımcısı Yunus Koç, Dicle Kalkınma<br />
Ajansı (DİKA) Genel Sekreteri Yılmaz<br />
Altındağ, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı<br />
Siirt Milletvekili Yasin Aktay ise Siirt<br />
mutfağını tanıtma üzere ilk kez böyle<br />
bir çalışma yapıldığını belirterek daha<br />
sonra yapılacak yurt içi ve yurt dışındaki<br />
tüm etkinliklere destek vereceklerini<br />
belirttiler.<br />
Aksu: “Bu kongre, markalaşma adına önemli bir adımdır”<br />
Kongre sonrasında bir araya geldiğimiz ve organizasyon hakkında bilgiler aldığımız<br />
TUROYD Turizm Otel Yöneticileri Derneği ve TURİZOOM Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Ali Can Aksu ise şunları söyledi: “Farklı kültürel değerlerle karşılaşıp, bunları<br />
kendi değerleriyle harmanlayan Siirt mutfağı çok önemli bir zenginlik içeriyor.<br />
Mezopotamya’nın zengin Asur, Yunan, Arap ve Selçuklu kültür ve mutfağından büyük<br />
kazanımlar edinilmiş, Akdeniz mutfağı esintilerinin bile olduğu zengin ve çok renkli<br />
Siirt mutfağı gastronomi tutkunlarının beğenisine sunuldu. Bugün gerçekleşen<br />
kongre, Siirt’in turizm geleceği açısından entegrasyon görevi göreceği ve mutfakta<br />
markalaşma adına önemli bir adım olacağına inanıyorum.”
86<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
Türk ve Peru lezzetleri bu özel davette sentezlendi!<br />
Gastronomi Turizmi Derneği Peru mutfağı çıkartmasının ikincisini bu defa Kayla<br />
Mutfak Sanatları Akademisi ev sahipliğinde kurucu şef Cavit Ünal’ın Türk ve Peru<br />
mutfağından sentezlediği özel lezzetleri ile gerçekleştirdi.<br />
Sağlıklı yaşam furyasının temel<br />
taşlarından sayılan kinoa, mango,<br />
maça, mor mısır gibi Andean<br />
ürünlerini içeren Peru Mutfağı, son<br />
dönemde Türkiye’de de ilgi görmeye<br />
başladı. Yemek yemekten zevk alanlar<br />
için sağlıklı çözümler sunan Peru Mutfağı,<br />
Türk Mutfağı ile birçok açıdan da benzerlik<br />
gösteriyor. Bundan hareketle, Gastronomi<br />
Turizmi Derneği (GTD) ve Kayla Mutfak<br />
Sanatları Akademisi yaptığı iş birliği<br />
ile yükselen foodie trendi olan Peru ve<br />
Türk mutfağının başarılı sentezlerini<br />
31 Ekim Salı akşamı Kayla Mutfak<br />
Sanatları Akademisi çok özel bir davetle<br />
misafirlerinin damaklarına sundu.<br />
Türk ve Peru mutfağının özelliklerinin<br />
anlatıldığı, benzerliklerinin konuşulduğu,<br />
iki kültürün bir arada sentezlendiği bu<br />
özel gecede Gastronomi Turizmi Derneği<br />
Başkanı Gürkan Boztepe ve dernek üyeleri<br />
hazır bulunurken Peru Ticari Konsolosu<br />
Fernando Alberada da Peru mutfağını<br />
temsilen davette konuşmacı olarak yer<br />
aldı. Gastronomi ve mutfak sektörünün<br />
temsilcileri ve basın mensupları tarafında<br />
yoğun ilgiyle karşılanan davette yemek<br />
tadımları kadar Türk ve Peru gastronomi<br />
kültürleriyle ilgili yapılan açıklamalar<br />
konuklardan tam not aldı.<br />
Gürkan Boztepe: “Peru konusunda bir<br />
başarı hikayesi var, buyurun bize de<br />
anlatın”<br />
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan<br />
GTD Başkanı Gürkan Boztepe, Türk<br />
mutfağını artık dünyanın en iyi mutfakları<br />
arasında görmek istediğini ifade<br />
eden konuşmasında “Biz bu misyon<br />
doğrultusunda 3 yıl önce TÜRSAB<br />
Gastronomi Turizmi Komitesi’ni<br />
kurarak yola çıktık, bu bir yıllık çalışma<br />
değildir. Görüyoruz ki, Kars kaşarından<br />
bulgurumuza kadar yerel ürünlerimizi<br />
yeterince tanıtamamışız. En başından<br />
beridir diyoruz ki, 22 çeşit turizmi içinde<br />
barındıran sektörümüzde en az yatırımla<br />
en fazla gelir elde edebileceğimiz bir<br />
gastronomi turizmimiz var.” dedi. Buna<br />
karşın Türk gastronomisi olarak halen<br />
hedeflenen noktaya varılamadığına<br />
dikkat çeken Boztepe, “Burada da biz<br />
şovenist bir şekilde dünyanın en iyisi<br />
biziz şeklinde ilerlemek yerine diyoruz<br />
ki, Peru konusunda bir başarı hikayesi<br />
var, buyurun bize anlatın, bu başarıya<br />
birlikte ortak olalım. Türk mutfağı için artı<br />
değerler ortaya koyalım.” diye konuştu.<br />
Cavit Ünal: “Kinoa Türkiye’de her<br />
yerde var ama neden bir siyez<br />
bulgurumuz Peru’da yok?”<br />
Peru ve Türk yemek kültürlerinin<br />
sentezlendiği davete kurucu şefliğini<br />
üstlendiği Kayla Mutfak Sanatları<br />
Akademisi ile ev sahipliği yapan Cavit<br />
Ünal, dünya mutfakları arasında yükselen<br />
bir trend olan Peru lezzetlerinin etnik<br />
ve karma yapısı sebebiyle tüm dünyada<br />
olduğu gibi Türkiye’de de popülaritesini<br />
koruduğunu belirterek, “Bu iki mutfağın<br />
güzelliklerini çarpıştırdığımızda ortaya<br />
farklı ve olağanüstü bir sentez çıkacağını<br />
biliyorduk. Bu akşam için özel olarak<br />
hazırladığımız menümüzde helvayı<br />
kinoadan yaptık. Dana çeviçeyi turşu<br />
suyumuzla hazırladık. Dana yüreğini<br />
yarı bizim yarı onların baharatlarıyla<br />
sentezleyip sunduk. Kısırımız vardı, onu<br />
da mango ve avokado soslarıyla beraber<br />
servis ettik. Bu akşam davetlilerimizden<br />
aldığımız tepkiler bizi son derece memnun<br />
etti, demek ki doğru bir iş yapmışız” dedi.<br />
Sözlerine Peru mutfağının yerel<br />
ürünlerini tanıtma ve uluslararası<br />
mutfak literatürüne kabul ettirme<br />
konusundaki başarısını Türkiye’nin elde<br />
edememesinden duyduğu kaygıyı dile<br />
getirerek devam eden Cavit Şef, “Biz<br />
Migros’a gittiğimizde kinoayı bulabiliyoruz<br />
ama Peru’da siyez bulgurunu<br />
bulamıyoruz. Ne yazık ki ürünlerde<br />
markalaşmayı başaramadık. Bu politikayla<br />
ilgili bir durum. Onlar kendi ürünlerini<br />
tespit ettiler, dünya arenasına çıkacak<br />
dediler. Biz bu ürünleri dünya piyasasında<br />
bir numara yapacağız dediler, bunu büyük<br />
oranda başardılar da.” diye konuştu.<br />
Fernando Alberada: “Türk mutfağı ile<br />
çok güzel bir bağlantı kurabiliriz”<br />
Davete konuşmacı olarak katılan ve<br />
etkinliğe en başından beri destek veren<br />
Peru Ticari Konsolosu Fernando Alberada<br />
ise şöyle konuştu: “Peru mutfağının zaten<br />
başka mutfaklarla bir arada çalışıyor.<br />
Türk mutfağı ile çok güzel bir bağlantı<br />
olabileceğini düşündüm. İleride bununla<br />
ilgili çok güzel çalışmalar ortaya konabilir<br />
diye düşünüyorum.”<br />
“Ünlü Perulu şeflerimizle karşılıklı<br />
etkileşime devam edeceğiz”<br />
Türk ve Peru mutfaklarının sentezinin<br />
yapıldığı bu davetin amacına yönelik<br />
olarak ileriki dönemlerde benzer bir<br />
çalışmanın Türk mutfağı ürünleriyle de<br />
yapılıp yapılamayacağına dair sorumuzu<br />
yanıtlayan Alberada şunları söyledi:<br />
“Buranın karışımı gayet güzel, birbirlerine<br />
çok uyumlu gıdalar. Dolayısıyla bir<br />
arada çok değerli çalışmalar ortaya<br />
koyabiliriz. Türk mutfağı ürünlerinin Peru<br />
mutfağına uyabileceğini düşünüyorum.<br />
Buraya Gastromasa Konferansı ile ünlü<br />
Perulu şefleri getireceğiz. Gelecek sene<br />
için de farklı planlarımız var. Onların<br />
her gelişinde bir etkinlik yapacağız.<br />
Türk mutfağı ile karışım şeklinde<br />
göstereceğiz.”
88<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
Lezita’dan<br />
Türkiye’de bir ilk<br />
“Hayat Kurtaran<br />
Gurme Lezzetler”<br />
Türkiye’nin 47. büyük sanayi kuruluşu olan Abalıoğlu’nun gıda sektörüne<br />
kazandırdığı Lezita markası, inovatif bir ürün grubu olan Gurme Lezzetler serisini<br />
tüketicilerin beğenisine sundu.<br />
Geleneksel tatları pratik hazırlama<br />
yöntemleri ile buluşturan ve bu<br />
özelliğiyle Türkiye’de bir “ilk” olan<br />
Gurme Lezzetler serisinin detayları, 1<br />
Kasım Çarşamba günü Ortaköy Ruby<br />
Restaurant’ta düzenlenen bir lansman<br />
toplantısıyla paylaşıldı. “Hayat Kurtaran<br />
Lezzetler” mottosuyla sunulan Gurme<br />
Lezzetler serisinde; Piliç Tandır, Piliç<br />
Ciğer Kavurma, Piliç Kasap Sucuk ve<br />
İskender Soslu Piliç Döner ürünleri yer<br />
alıyor.<br />
İleri işlenmiş ürünler grubunda %360<br />
büyüdü<br />
Toplantıda konuşan Abalıoğlu Grubu Gıda<br />
İş Ünitesi Genel Müdürü Mustafa Özdil,<br />
Abalıoğlu’nun yarım yüzyıla yaklaşan<br />
sanayi ve girişimcilik tecrübesini yansıttığı<br />
Lezita’nın sektörün en sevilen markaları<br />
arasında yer aldığını belirterek sözlerini<br />
şöyle sürdürdü: “2006 yılında İzmir-<br />
Kemalpaşa’da, Türkiye’nin en modern<br />
ve en büyük et entegre tesisini ülkemize<br />
kazandırarak piliç eti ve ileri işlenmiş et<br />
üretimine hızlı bir başlangıç yaptık. Bu<br />
tarihten itibaren piliç eti ve ileri işlenmiş<br />
ürünler pazarında kaliteli ürünlerimizle<br />
hep ön sırada yer aldık. 2010 - 2016<br />
yılları arasında üretim ve satış adetlerini<br />
istikrarlı bir şekilde büyütmeyi başardık.<br />
2010 yılından <strong>2017</strong> yılına kadar toplamda<br />
%66’lık bir büyüme, ileri işlenmiş<br />
ürünlerde ise %360’lık bir büyüme<br />
gerçekleştirdik. Lezita olarak sektördeki<br />
ilk beş marka arasında yer alıyoruz. Pazar<br />
payımız ise %7. Beyaz et sektörüyle ilgili<br />
de bilgiler de veren Özdil, 2012 yılında<br />
83 milyon ton olan dünya üretiminin<br />
2016 yılında %7,5 büyüyerek 90 milyon<br />
tona ulaştığını, Türkiye’de ise bu 5 yıllık<br />
dönemde 1.7 milyon ton olan üretimin<br />
%22 büyüyerek 2.1 milyon tona ulaştığını<br />
söyledi.<br />
3 bin farklı ürüne sahip<br />
Lezita Pazarlama ve Satış Genel Müdür<br />
Yardımcısı Cumhur Uzunoğlu ise<br />
Lezita’nın taze ve dondurulmuş piliç<br />
etinden şarküteri ve köfte ürünlerine,<br />
modern kaplamalı ürünlerden döner gibi<br />
geleneksel ürünlere kadar 3 bin farklı<br />
ürüne sahip olduğunu belirtti.<br />
Toplantıda Türkiye’nin değişen yemeiçme<br />
alışkanlıklarıyla ilgili de bazı<br />
bilgiler paylaşıldı. TÜİK’in verilerine<br />
göre Türkiye’de hanehalkı tiplerinde<br />
yeni trendler olduğunu belirten Cumhur<br />
Uzunoğlu, şu bilgileri verdi: “Tek kişilik<br />
hanehalkları payı, 2006 - 2015 yılları<br />
arasında %8,3 oranında artarak, genel<br />
nüfus içinde %14,4’e yükseldi. Klasik<br />
aile yapısı ağırlığını korumakla birlikte<br />
yalnız yaşayan kişilerin sayısının önemli<br />
oranda arttığı görülüyor. Bu trend yemeiçme<br />
alışkanlıklarını da etkileyerek daha<br />
pratik hazırlanabilen ürünlerin önemini<br />
artırıyor.”<br />
İlhamı tüketicilerden…<br />
Lezita olarak tüketicilerin değişen<br />
beklentilerini çok iyi takip ettiklerini<br />
vurgulayan Cumhur Uzunoğlu, “Bunun<br />
en güzel örneği Gurme Lezzetler<br />
serisidir. Gurme Lezzetler’de aslında<br />
tüketicilerimizden ilham aldık. Onlara<br />
kulak vererek ve ihtiyaçlarını anlayarak bu<br />
inovatif ürünleri hazırladık. Tüketicilere<br />
Lezita’nın kendileri için ne ifade ettiğini<br />
sorduğumuzda ‘Hayatımızı kurtarıyor’<br />
cevabını aldık. Biz de geleneksel<br />
tatları pratik hazırlama yöntemleri ile<br />
buluşturduğumuz bu yeni ürünlerimizi<br />
onların beğenisine sunduk” dedi.<br />
Birkaç dakikada ziyafet tadında<br />
yemekler hazırlamak isteyenler için…<br />
Cumhur Uzunoğlu, konuşmasında Gurme<br />
Lezzetler serisinde yer alan ürünlerin<br />
özelliklerini anlattı. Piliç Tandır’ın odun<br />
ateşinde özel tekniklerle pişirildiğini,<br />
Piliç Ciğer Kavurma’nın hem yemek<br />
hem meze olarak kullanılabileceğini,<br />
Piliç Kasap Sucuk’un kasap sucuğuna<br />
has yapısal özellikleri taşıdığını, çok<br />
kısa sürede ziyafet tadında yemekler<br />
hazırlamak isteyenlerin bir diğer ürün<br />
olan İskender Soslu Piliç Döner’den<br />
vazgeçemeyeceklerini söyledi. Uzunoğlu,<br />
Gurme Lezzetler’in zengin birer protein<br />
kaynağı olarak birkaç dakikada ısıtılarak<br />
pratik bir şekilde hazırlanabildiğini<br />
sözlerine ekledi. Yemek Yazarı Elif<br />
Korkmazel’in sunuculuğunu yaptığı<br />
lansman toplantısı, ünlü şef Uğur Volkan<br />
Uysal’ın Gurme Lezzetler’den oluşan<br />
menüsünün tadımıyla sona erdi.
90<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
Bir Türk fırıncı ilk kez dünyanın en<br />
iyileriyle yarışacak<br />
Bir Türk fırıncı, alanında dünyanın en prestijli yarışmalarından biri olan Bakery<br />
Masters’ta ilk kez Türkiye’yi temsil edecek.<br />
Alanında Türkiye’nin en iyileri<br />
arasında olduğunu kanıtlayan<br />
Türkiye Fırıncılar Milli Takımı üyesi<br />
Osman Gündüz, dünyanın en prestjli<br />
şampiyonalarından biri olan Bakery<br />
Masters’ta ilk Türk fırıncı olarak Türkiye’yi<br />
temsil etmeye hazırlanıyor. 3-6 Şubat<br />
2018 tarihleri arasında Paris’te Europain<br />
Show’da düzenlenecek olan şampiyonada<br />
“Besleyici Ekmek Yapımı” Kategorisinde<br />
yarışacak olan Gündüz, yarışma<br />
heyecanını paylaşırken, Türk fırıncısının<br />
adını dünyaya duyurmak istediğini söyledi.<br />
Grand Hyatt İstanbul’da düzenlenen<br />
toplantıya katılan Lesaffre Turquie Genel<br />
Müdürü Alain Dieval, Lesaffre Turquie<br />
Kurumsal İletişim ve Pazarlama Müdürü<br />
Pınar Çakır, Baking Center Direktörü<br />
ve Eğitim Koçu Ayten Çalışkan, Eğitim<br />
Danışmanı François Brandt ve Osman<br />
Gündüz, Bakery Masters Yarışması’na<br />
hazırlık süreci ve yarışmanın detayları ile<br />
ilgili bilgileri paylaştı.<br />
Dieval: “Osman Gündüz’ü<br />
desteklemekten onur duyuyoruz”<br />
Lesaffre Turquie Genel Müdürü Alain<br />
Dieval, Lesaffre’ın ana işi olan maya ve<br />
ekmekçilik bileşenleri üretiminin yanı sıra<br />
sektörün gelişimine katkı sağlamak ve<br />
inovatif ürünler ortaya koymak ilkesiyle<br />
çok güzel işlere de imza attığını belirterek,<br />
şunları söyledi: “Bu konuda Lesaffre’ın<br />
dünyanın 38 ülkesinde yer alan ve<br />
fırıncılık konusunda dünyanın ilk teknik<br />
destek merkezi Baking Center’ları çok<br />
önemli bir unsur. Çünkü müşterilerimizin<br />
ihtiyaçlarına cevap vermenin sadece<br />
kaliteli ürün üretmek demek olmadığını<br />
biliyoruz. Yürüttüğümüz tüm faaliyetlerle<br />
fırıncılara teknik destek hizmeti<br />
sunmanın yanı sıra nitelikli işgücünün<br />
artmasına ve sektörün gelişimine<br />
katkı sağlıyoruz. Osman Gündüz ile ve<br />
daha öncesinde Türkiye Fırıncılar Milli<br />
Takımı ile de yollarımız bu noktada<br />
kesişti. Sponsorluğunu üstlendiğimiz<br />
Osman Gündüz ve bugüne kadar Milli<br />
Takım’da ve bu yarışmalarda yer alan<br />
bütün Türk fırıncıların, sektör ve yeni<br />
ürünler hakkında bakış açılarının oldukça<br />
geliştiğine, kendilerini mesleki anlamda<br />
da daha iyi bir noktaya taşıma fırsatı<br />
yakaladığına inanıyorum. Lesaffre Turquie<br />
olarak Osman Gündüz’ü desteklemekten<br />
onur ve heyecan duyuyoruz.” Lesaffre<br />
Turquie Kurumsal İletişim ve Pazarlama<br />
Müdürü Pınar Çakır da şirketinin<br />
bu topraklarda yarattığı istihdam ve<br />
Türkiye’de ürettiği ürünlerle ülkeye büyük<br />
katkıda bulunmasının yanı sıra Türk<br />
fırıncılığının gelişimine harcadığı çabayı<br />
vurguladı.<br />
Gündüz: “Dünyada Türk fırıncısının<br />
adını bir kez daha duyurmak<br />
istiyorum”<br />
Bakery Masters 2010’da Sanatsal Parça<br />
kategorisinde dünya şampiyonu olan<br />
François Brandt’tan eğitim alan ve koçu<br />
Ayten Çalışkan tarafından yönetilen<br />
Osman Gündüz ise önündeki zorlu ama<br />
bir o kadar da gururlu süreci Lesaffre<br />
Turquie’nin büyük desteğiyle aşacağını<br />
ve Paris’te elinden geleni yaparak Türk<br />
fırıncısının adını duyuracağına inandığını<br />
dile getirdi. Gündüz, “2018’de Paris’te<br />
düzenlenecek, dünyanın en iyi fırıncılarının<br />
bireysel olarak yarışacağı Bakery<br />
Masters’a seçildiğimi öğrenince çok<br />
heyecanlandım. Çünkü bir Türk fırıncıyı ilk<br />
kez yarışmaya davet ediyorlardı. Şimdi tüm<br />
amacım yarışacağım kategoride yer alan<br />
diğer 5 kişiyi geride bırakmak için elimden<br />
gelenin en iyisini yaparak orada Türk<br />
fırıncısının adını bir kez daha duyurmak<br />
olacak” dedi.<br />
Dünyanın en iyi 6’sının içindeyiz<br />
3-6 Şubat 2018 tarihleri arasında Paris’te<br />
Europain Fuarı’nda düzenlenecek olan<br />
Bakery Masters’ta 3 ayrı kategoride<br />
18 fırıncı yer alıyor. Osman Gündüz,<br />
“Besleyici Ekmek Yapımı” kategorisindeki<br />
Tayvan, Japonya, Kanada, Hollanda ve<br />
Avustralya’nın en iyi fırıncıları arasından<br />
sıyrılarak birincilik için ter dökmeye<br />
hazırlanıyor. “Bugünden ilham al,<br />
geleceği tasarla” mottosu ile düzenlenen<br />
yarışmada Nutritional Bread Making<br />
(Besleyici Ekmek Yapımı), Gourmet<br />
Baking (Gurme Fırıncılık Ürünleri)<br />
ve Artistic Bread Making (Sanatsal<br />
Ekmek Yapımı) kategorilerinde en iyi<br />
ekmeği yapan fırıncılar bu yıl üçüncüsü<br />
düzenlenen Bakery Masters’ın şampiyonu<br />
olacak. Şampiyonaya uzun ve zahmetli<br />
bir çalışmanın ardından katılacak olan<br />
Gündüz, daha önce Türkiye Fırıncılar Milli<br />
Takımı ile 2015 yılında Louis Lesaffre<br />
Cup Akdeniz-Afrika Bölgesi Uluslararası<br />
Seçmeleri’nde dereceye girebilmek için<br />
mücadele etmişti. İstanbul’da bulunan<br />
Lesaffre Orta Doğu ve Orta Asya Bölgesi<br />
Baking Center’da gerçekleştirilen<br />
uluslararası seçmelerde Türk fırıncılar;<br />
Cezayir, Fas, Fildişi Sahilleri ve<br />
Mauritius’lu fırıncılara karşı yarışıp birinci<br />
olarak Paris’teki dünya şampiyonasına<br />
katılmaya hak kazanmıştı. Paris’te<br />
düzenlenen The Bakery World Cup’ta<br />
ise Osman Gündüz’ün de yer aldığı milli<br />
takım, Türkiye’nin adını dünyanın en iyi 12<br />
ülkesinin arasına yazdırarak büyük gurur<br />
yaşatmıştı.
92<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
Tatilde en<br />
çok kendi<br />
yemeklerini<br />
özleyen birinci<br />
ülkeyiz<br />
Dünyada ilk defa Türkiye’de uygulanan Nestlé Professional Beverage Academy’nin bu yıl 7’ncisi<br />
düzenlendi. Dört senelik program kapsamında pazarlama, kahve uzmanlığı, satış teknikleri,<br />
içecek çözüm sistemi teknikleri, kalite, gıda mevzuatı, finans ve iletişim konularında dersleri<br />
başarıyla tamamlayarak mezun olanların sayısı 97’ye ulaştı.<br />
Nestlé’nin ev dışı tüketim<br />
sektöründe faaliyet gösteren<br />
uzman iş birimi Nestlé<br />
Professional’ın tüm satış ve pazarlama<br />
ekipleriyle, iş ortakları ve müşterilerine<br />
yönelik olarak düzenlediği ve geleneksel<br />
hale gelen üç günlük eğitim programı<br />
Nestlé Professional Beverage Academy<br />
bu yıl 7’inci kez kapılarını açtı.<br />
7 yılda 22 bin 596 saat eğitim<br />
Program kapsamında dört yıl boyunca<br />
yılda üç gün düzenlenen eğitimlere<br />
katılarak her yıl sınavda yüzde 70<br />
başarı oranını sağlayan 97 kişi mezun<br />
oldu. Katılımcı sayısının 1.229 olduğu<br />
programda toplam 22 bin 596 saat<br />
eğitim verildi. Mezun olanlar arasında<br />
ilk sırayı satış temsilcileri alırken, onu<br />
teknisyenler, distribütör, şirket sahibi ve<br />
yöneticiler, pazarlama profesyonelleri,<br />
marka elçileri ve baristalar izledi.<br />
Eğitimleri Nestlé Professional<br />
ekipleri veriyor<br />
Tüketici trendlerini takip eden,<br />
müşterilerin ihtiyaçlarını belirleyen ve<br />
yaratıcı, doğru çözümler sağlamaya<br />
hizmet eden bir eğitim programı<br />
niteliğindeki Beverage Academy’de<br />
katılımcılar mezun olana kadar geçen<br />
dört yıl içerisinde pazarlama, kahve<br />
uzmanlığı, satış teknikleri, içecek<br />
çözüm sistemi teknikleri, kalite, gıda<br />
mevzuatı, finans ve iletişim konularında<br />
eğitim alıyor. “Daha fazlasının nasıl<br />
mümkün kılınacağına” yönelik becerileri<br />
geliştirmeye yönelik eğitim programı,<br />
konusunda uzmanlaşan ekipler ile işe<br />
nasıl daha fazla değer katılabileceğine<br />
odaklanıyor. Beverage Academy’de<br />
eğitimler Türkiye’den ve Nestlé<br />
Professional global ekibinden konusunda<br />
uzman eğitmenler tarafından veriliyor.<br />
Alibaz: “Eğitimin gücüne ilk<br />
günden itibaren inandık ve<br />
insana yatırım için yola çıktık”<br />
Nestlé Professional Türkiye Ülke<br />
Müdürü Arzu Alibaz, 7 yıldır devam eden<br />
Beverage Academy maratonuyla ilgili<br />
olarak, “Nestlé Professional Türkiye<br />
olarak bizler eğitimin gücüne ilk günden<br />
itibaren inandık ve bundan tam 7 yıl önce<br />
insana yatırım yapmak üzere yola çıktık.<br />
Amacımız, kahve uzmanları olarak,<br />
trendleri takip eden, müşterilerimizi<br />
anlayan ve ihtiyaçlarını belirleyen,<br />
yaratıcı, kârlı içecek çözümlerimizle<br />
onlara daha fazlasını mümkün kılan<br />
güçlü, bilgili bir ekip olmaktı. Durmadık.<br />
Biz müşterilerimiz için yalnızca bir<br />
ürün sağlayıcısı değil, kahve uzmanları<br />
olarak onlar için önemli bir çözüm ortağı<br />
olduk. Tüketicinin ve müşterinin nabzını<br />
tutarken, işletmelere menü tasarımından<br />
mekan giydirmeye, sezonsal reçetelerden<br />
personel eğitimine kadar toplam<br />
çözüm sunmayı ilke edindik. Buna<br />
yatırım yapıyoruz. Bu sene 7’ncisini<br />
gerçekleştirdiğimiz Nestlé Professional<br />
“Beverage Academy” ile sektöre değer<br />
katmayı gururla sürdürüyoruz” diye<br />
konuştu.<br />
Beverage Academy dünyada bir<br />
ilk<br />
Tüm dünyada ilk kez 2011 yılında<br />
Türkiye’de düzenlenen Beverage<br />
Academy geçtiğimiz yıllarda Nestlé<br />
Professional’ın tüm dünyadaki en iyi<br />
uygulamalarından biri seçildi. İlk defa<br />
Nestlé Professional Türkiye’nin hayata<br />
geçirdiği Beverage Academy, Nestlé<br />
Professional’ın global pazarlarında da<br />
örnek uygulama olarak gösteriliyor.
94<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
Top Chef <strong>2017</strong> birincisi belirlendi<br />
Türkiye’nin en büyük toplu yemek ve destek hizmetler firması<br />
Sofra/Compass Group Türkiye’nin bu yıl 5. kez düzenlediği geleneksel<br />
Top Chef <strong>2017</strong> Yarışması sonuçlandı.<br />
Sofra/Compass Group Türkiye<br />
tarafından bu yıl 5’incisi düzenlenen<br />
ve geleneksel hale gelen “Top Chef<br />
<strong>2017</strong>”nin birincisi belli oldu. 14 Ekim<br />
tarihinde Türkiye’nin ilk gastronomi<br />
platformu olma özelliğiyle dikkat<br />
çeken GastronoMetro’da gerçekleştirilen<br />
yarışmada, Sofra/Compass Group<br />
Türkiye’nin 12 profesyonel şefi kıyasıya<br />
yarıştı. Kazanan Şef Güneş Akman oldu.<br />
Türkiye genelinde yapılan<br />
elemelerle 12 finalist şef<br />
belirlendi<br />
Top Chef <strong>2017</strong>’nin finali için Sofra/<br />
Compass Group Türkiye’ye bağlı olarak<br />
çalışan şefler kıyasıya mücadele etti.<br />
Top Chef’in, Türkiye genelinde yapılan<br />
bölgesel seçmelerinde toplamda 100<br />
şef yarıştı. Bunun sonucunda Top<br />
Chef <strong>2017</strong>’de yarışacak 12 finalist şef<br />
belirlendi.<br />
Jüri üyeliğini Sofra/Compass Group<br />
Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve<br />
CEO’su Nihat Kartal, GastronoMetro<br />
Direktörü Maximillian J.W. Thomae,<br />
Yemek Kültürü Araştırmacısı Nilhan<br />
Aras, Harbi Yiyorum - Türkiye’de<br />
Harbiden Nerede Ne Yenir? kitabının<br />
Yazarı, Blogger Salih Seçkin Sevinç,<br />
Youtuber, Hurriyet.com.tr Yazarı İdil<br />
Yazar, Peryön Türkiye İnsan Yönetimi<br />
Derneği Ege Şubesi Başkanı ve Egeria<br />
İstihdam ve Müşavirlik Ltd. Şti. Kurucusu<br />
Serdar Kalaycıoğlu ve Sofra/Compass<br />
Group Türkiye Sağlık, Güvenlik, Çevre ve<br />
Kalite Direktörü Füsun Atayata’nın yaptığı<br />
yarışmada birinciliği Şef Güneş Akman<br />
kazandı.<br />
60 dakikada 2 farklı tabak<br />
sunumu<br />
Ne hazırlayacaklarını önceden<br />
bilmeyen şeflerden, yarışma esnasında<br />
belirlenecek 5 malzemeyi kullanarak<br />
60 dakika içerisinde 2 farklı tabak<br />
sunumu hazırlamaları istendi. Şeflerin<br />
bütün bilgi ve becerilerini kullanarak<br />
hazırladığı yemek tabakları jüri üyeleri<br />
tarafından test edildi. Lezzet, sunum,<br />
yaratıcılık, mutfak teknikleri, hijyen ve<br />
zamanlama gibi kriterlerin göz önünde<br />
bulundurulduğu değerlendirmeler<br />
sonucunda jüri birinciyi belirledi.<br />
Kartal: “Şeflerimizle gurur<br />
duyuyoruz”<br />
Sofra / Compass Group Türkiye Yönetim<br />
Kurulu Başkanı ve CEO’su Nihat Kartal,<br />
bu yıl beşinci kez düzenledikleri Top Chef<br />
<strong>2017</strong> yarışmasıyla ilgili olarak şunları<br />
söyledi: “Şeflerimiz Compass dünyasının<br />
en önemli değerlerinden biri. Top<br />
Chef, 5 yıl önce şeflerimize kendilerini<br />
gösterebilecekleri, geliştirebilecekleri<br />
bir platform yaratma hedefiyle başladı,<br />
bugün profesyonel yarışmalarla rekabet<br />
eder düzeye geldi. Her geçen yıl Top<br />
Chef’de daha zorlu bir rekabete tanık<br />
oluyoruz. Şeflerimiz artık birbirleriyle<br />
değil, adeta kendileriyle yarışıyorlar.<br />
Jürinin de işini zorlaştırıyorlar. Bu yıl<br />
bir kez daha hem yaptıkları işe hem<br />
ortaya çıkarttıkları sonuca bizleri hayran<br />
bıraktılar, gururlandırdılar.”<br />
Top Chef <strong>2017</strong>’nin galibi Güneş Akman<br />
“Sirkeli İncir Soslu Somon” ve “Bulgurlu<br />
İncir Tatlısı” sunumlarıyla birinciliği<br />
kazanan Şef Güneş Akman duygularını<br />
şu sözlerle anlattı: “Öncelikle böyle bir<br />
atmosferde yer almak ve birbirinden<br />
değerli ve profesyonel şeflerle yarışmak<br />
benim için çok heyecan vericiydi.<br />
Birinciliğe layık görüldüğüm için çok<br />
mutluyum. Çok kısa bir süre önce<br />
Sofra ailesine katıldım ve bu kısa süre<br />
içerisinde böyle bir başarı kazandığım<br />
için kendimi çok şanslı hissediyorum.<br />
Bana bu şansı veren tüm yöneticilerime<br />
ve Sofra Grup ailesine teşekkür ederim.<br />
Bir bayan şef olarak gelecekte kadın<br />
şeflerimize bu başarının ışık olmasını<br />
umut ediyorum.”
hotel restaurant<br />
96 & hi-tech<br />
şefin gözünden<br />
Et aşkına<br />
‘kasap’<br />
Gürkan Şef<br />
Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç<br />
Gürkan Şef etteki başarısı<br />
kadar imajıyla da çok<br />
konuşulan bir şef. Kovboy<br />
şapkası ve bıyıklarıyla<br />
nam salan şefin imaj<br />
hikayesi katıldığı bir yemek<br />
yarışmasında aşçı kepi yerine<br />
kovboy şapkası takmayı<br />
istemesiyle başlamış. “Baktık<br />
ki piyasada çok çoğalıyor,<br />
saçlarımız da uzadı tabii.<br />
Bizim şapkayla işimiz<br />
kalmadı. Zaten logomuzda<br />
var dedik ve attık” diye<br />
anlatıyor Gürkan Şef, bir<br />
devrin kapanışını da böyle...
Kovboy şapkası ve sükseli bıyıklarıyla<br />
klasik steak’çiler arasından mutlak<br />
sıyrılacak kadar iddialıydı... Bir<br />
iddiası da, Türkiye’nin ilk diplomalı kasabı<br />
olmasıydı ki, Yiyecek İçecek İşletmeciliği<br />
eğitimi almak üzere girdiği Mutfak<br />
Sanatları Akademisi’nden Avrupa ve<br />
Afrika mutfaklarına hakim bir aşçı olarak<br />
yetişmesinin de ötesinde uzman bir kasap<br />
olarak çıktı.<br />
MSA’nın devamında İtalya’ya giderek,<br />
ALMA mutfak okuluna kaydını yaptırdı. Ne<br />
var ki her gün pizza, makarna pişirmek<br />
içindeki mutfak aşkını tetiklemedi,<br />
üç haftalık eğitim sürecinin ardından<br />
Türkiye’ye, gerçek bir mezbahada staj<br />
yapmak üzere dönüşünü gerçekleştirdi…<br />
Etin jönü olarak tanıdığımız Gürkan<br />
Şef’in önce aşçılık ardından branşlaşarak<br />
kasaplığa uzanan ilk mesleki adımlarıydı<br />
bunlar… Ya sonrası?<br />
Yolu bu defa bir hocasının da<br />
yönlendirmesiyle Antalya’da bir kasaplık<br />
okuluyla buluştu Gürkan Şef’in. Bir buçuk<br />
sene boyunca bonfileyi görmeyi dahi<br />
hayal etmeyerek sabırla sadece kemik<br />
sıyırdı. Stajı çıktığı otele gitmeyerek<br />
rotasını taşı toprağı steakhouse olan<br />
İstanbul’a çevirdi, bundan sonrasını ünlü<br />
steak’çinin kendi ağzından aktarıyorum:<br />
“Ben bu işin dibini de gördüm”<br />
“Artık bir yerden başlamam gerekiyordu.<br />
O güne kadar farklı steakhouselarda<br />
çalışmıştım. Zeminden gelmek çok<br />
önemli. Akademi mezunuyum ama işin<br />
alaylısıyım da diyebiliyorum. Çünkü<br />
ben bu işin bulaşığını da yıkadım.<br />
Sonuçta emekli bir ailenin çocuğuydum.<br />
İstanbul’un şartları zor malum.<br />
Okuduğunuz bir okul var ve siz çalışmak<br />
zorundasınız. Dolayısıyla ben dibi, zemini<br />
biliyorum. Gastronomi söyleşilerinde<br />
bana kaç para kazandığımı soran<br />
öğrencilere, ‘Evet şu an kazanıyorum<br />
ama bu meslekte ayaklarınız bir gün<br />
bile geri giderse bu iş olmaz.’ diyorum.<br />
Cenab-ı Allah inşallah dedirtmez de, bu<br />
çok önemli çünkü.” sözleriyle Gürkan<br />
Şef hem mesleğe girişin ve tutunuşun<br />
zorluklarını anlatıyor hem de genç<br />
adaylara yol gösteriyor.<br />
“Kırmızı et yiyince kendimi daha<br />
güçlü ve mutlu hissediyorum”<br />
Bu aralıkta ünlü şefe aşçılıktan kasaplığa<br />
geçişi fitilleyen gerekçelerini soruyorum.<br />
“Çok basit, kırmızı eti yemeyi çok<br />
seviyorum ben” diyor öncelikle ve şöyle<br />
devam ediyor: “Kimi insanın arabaya<br />
merakı vardır. Kiminin telefona, kiminin<br />
kıyafete vardır. Benim de yemeye<br />
merakım vardı. Ama bir makarna,<br />
pizza, tencere yemeğine değil; kırmızı<br />
et yemeye… Hani çocuklar mutfakta<br />
biraz geri planda kalır ya normal olarak.<br />
Ama ben hep operasyonun içindeydim.<br />
Çünkü dedem gıda işiyle uğraşıyordu,<br />
Gürkan Şef etteki başarısı<br />
kadar imajıyla da çok<br />
konuşulan bir şef. Kovboy<br />
şapkası ve bıyıklarıyla<br />
nam salan şefin imaj<br />
hikayesi katıldığı bir yemek<br />
yarışmasında aşçı kepi<br />
yerine kovboy şapkası<br />
takmayı istemesiyle<br />
başlamış. “Baktık ki<br />
piyasada çok çoğalıyor,<br />
saçlarımız da uzadı tabii.<br />
Bizim şapkayla işimiz<br />
kalmadı. Zaten logomuzda<br />
var dedik ve attık” diye<br />
anlatıyor Gürkan Şef, bir<br />
devrin kapanışını da böyle...<br />
kabzımaldı. Babamın yanına gittiğimde<br />
kasap tezgahında neler olup bittiğini<br />
merakla izlediğimi anımsıyorum. Pirzola<br />
pişirmeyi çok severdim mesela. Kırmızı et<br />
yediğimde kendimi mutlu ve daha güçlü<br />
hissettiğimi fark ettiğimde de et benim<br />
için bir tutku haline dönüştü.”<br />
“Kovboy şapkası ve bıyık fikri ilk<br />
benden çıktı”<br />
Gürkan Şef’in aşçılık yolculuğu hep et<br />
keserek ve pişirerek geçmez tabii. Izgara,<br />
kasap ve mutfak şefliği yaptıktan sonra<br />
bir dönem mutfaktan kopup restoran<br />
müdürlüğü ile yoluna devam eden genç<br />
ve deneyimli şef, kariyer hayatında hep<br />
istemeden seviye atlar, anlattığına göre…<br />
Kendi markasını oluşturmaya karar<br />
vermesiyle Haziran 2014’te Nişantaşı’nda<br />
ilk Gürkan Şef Steakhouse’u hayata<br />
geçirdiğini söyleyen Gürkan Şef, “<br />
O dönem logo tasarımına fazlaca<br />
kafa yormuştuk. Çünkü steakhouse<br />
dendiğinde bir boynuz koyuyorsun, bir<br />
marka oluşturuyorsun ve hepsi bu.<br />
Bense bunu istemedim. Hem kendi<br />
ismim hem de yüzüm olacak dedim. Şu<br />
an steakhouselarda gördüğünüz şapka,<br />
bıyık modeli fikri ilk benden çıkmıştır.<br />
Sonrasında logomda olduğu için şapkayı<br />
attım tabii.”<br />
“Etiler’i çocuk, engelli ve<br />
personel dostu bir bina olarak<br />
tasarladık”<br />
Hayalleri uğrunda ilk steak dükkanını<br />
Nişantaşı’nda açtıktan sonra yabancı<br />
yatırımcıların daha fazla ilgi sahasına<br />
giren Gürkan Şef, Suudi Arabistanlı bir<br />
yatırımcıyla Etiler’deki ikinci mekanını<br />
açar bu defa. Mayıs <strong>2017</strong>’de 4 milyon<br />
dolar bütçeyle hizmete giren yeni şube,<br />
ilkine göre çok daha fazla ses getirir…<br />
Çünkü anlattığına göre mekan ünlü<br />
oyuncu Robert De Niro’nun sahibi<br />
oldu Nobu’ların da mimarı olan İtalyan<br />
tasarımcı Bobo’nun imzasına sahiptir.<br />
1.900 metrekarelik alanda tamamen<br />
Boğaz’ı gören çok özel bir manzarası<br />
olup; bina tamamen çocuk, engelli<br />
ve personel dostu yapısıyla öne çıkar.<br />
Bununla da kalmaz, iki mescidi de olan<br />
mekan, toplantı amaçlı gelen misafirler<br />
için duş, saç ve kıyafet hazırlıkları için<br />
özel bir lavabo olanağı da sunar.<br />
Dışarıdan bakıldığında bir mangala<br />
benzeyen bina için Guinness Rekorlar<br />
Kitabı’na başvurduklarını da söyleyen<br />
Gürkan Şef, dünyanın en büyük mangalı<br />
olmak gibi bir ideallerinin olduğunu da<br />
sözlerine ekliyor.<br />
Etiler’in tek alkolsüz steak<br />
konsepti<br />
Gelelim profesyonel şefin onu marka<br />
yapan lezzetlerine ve itinayla hazırlanan<br />
steak menülerine… Mekanlarında<br />
tamamen et ağırlıklı bir menü<br />
oluşturduğunu söyleyen Gürkan Şef’in<br />
listesinde neler yok ki? Her biri kendine<br />
özgü özel sunumlarla misafire sunulan<br />
steak menüsünde vejetaryenler de<br />
düşünülmüş, spor yapanlar da… İçlerinde<br />
bir Kuzu Vals var ki, masada özel bir şov<br />
eşliğinde ikram ediliyor. Hayır, bunlar<br />
bana yetmez, ben şefin elinden yemek<br />
istiyorum diyorsanız size tavsiyemiz, ünlü<br />
şefin yine özel bir şovla masaya servis<br />
ettiği “Gürkan Şef VayVayVay”.
98<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
şefin gözünden<br />
Yaklaşık üç yıldır farklı<br />
televizyon kanallarında<br />
Gürkan Şef ile Mangal Keyfi<br />
programını yapan ünlü şef,<br />
yeni dönemde Gürkan Şef ile<br />
Mangal Savaşları’nda bu defa<br />
jüri koltuğunda iki farklı çifti<br />
yarıştırıyor.<br />
Kendine özgü tatları da menüsünde<br />
barındıran mekanda un, yağ ve şeker<br />
kullanılmadan hazırlanan Şehvet ve<br />
Nirvana tatlılarını özellikle tavsiye<br />
ederim. Etiler’de alkolsüz konsepti ile<br />
dikkat çeken mekanda bu özel tatlar en<br />
iyi hangi içeceklerle tüketilir diye sorarak<br />
keyifli söyleşimize devam ediyorum. İlk<br />
olarak konsept tercihi ile ilgili kısa bir<br />
açıklama yapan Gürkan Şef, “Biz burada<br />
kendimizin rakibiyiz, farklı bir konsept<br />
bu. Diğerlerinden, tamamen alkolsüz<br />
konseptimizle ayrışıyoruz. Tercihen<br />
alkol servisimiz yok ama çok güzel<br />
manda yoğurduyla yapılmış ayranımız<br />
var, şahane kokteyllerimiz var. Biz böyle<br />
mutluyuz, böyle bereketli olduğuna<br />
inanıyorum.”<br />
2019’da şube sayısını 8’e<br />
ulaştıracak<br />
İstanbul’da Nişantaşı ve Etiler’den sonra<br />
Suudi ortağı ile 15 Kasım’da Dubai’de yeni<br />
şubesini açmaya hazırlandığını söyleyen<br />
Gürkan Şef, “Ben çok ama çok mutluyum,<br />
en çok da ülkeme dış yatırımcıyı çekmeyi<br />
başardığım için tabii ki. Bu ortaklıkla<br />
Türkiye’ye 5 milyon dolarlık bir yatırım<br />
girdi. Bir Türk genci olarak bundan büyük<br />
mutluluk duyuyorum. Çünkü ülkeme<br />
faydalı olduğumu düşünüyorum. Bu<br />
yatırımı ülkeme çekerek insanlara bir<br />
iş imkanı da sağladım. Şu an burada<br />
100 kişi çalışıyor. Sonrasında da artık<br />
bu Türk genci, bu Türk markası yurt<br />
dışına gidiyor. Nereye gidiyor, Dubai’ye.<br />
Nereye gidiyor, kutsal topraklar dediğimiz<br />
Mekke’ye gidiyor. Riyad’a, Cidde’ye,<br />
Beyrut’a, Londra’ya gidiyor. O yüzden<br />
bu beni çok fazla heyecanlandırıyor”<br />
diyor ve 2019’un ortasına kadar Türkiye<br />
ile beraber toplam 8 şubeye ulaşmayı<br />
hedeflediğini söylüyor.<br />
Washington ve New York’ta da<br />
restoran açacak<br />
Kuveyt ve Katar gibi pek çok ülkeden<br />
partnerlik teklifi aldığını söyleyen Gürkan<br />
Şef ile yeni yatırım planlamalarını<br />
konuşuyoruz. Şubeleşmek konusunda<br />
temkinli olmak gerektiğinin altını çizen<br />
tecrübeli şef, “Çünkü restorancılık<br />
yavaş ve sağlam adımlarla ilerlenmesi<br />
gereken bir iş. Dışarıdan hızlı büyüyor<br />
gibi görünsek de biz zamanı geldiğinde<br />
kendimizi frenlemesini biliyoruz. Bu<br />
işlerde altyapı çok önemli. Kendinizi,<br />
markanızı bırakın, ülkenizi temsil<br />
ediyorsunuz çünkü. Ben ilk etapta işin<br />
bu kısmına bakıyorum. O yüzden de hiç<br />
kimseye mahcup olmamak adına biz<br />
alt yapımızı sağlam yapıyoruz. Yurt dışı<br />
yatırımlarımız inşallah Washington ve<br />
New York ile devam edecek.” şeklinde<br />
yatırım stratejilerine dair bilgiler<br />
paylaşıyor.<br />
‘Gürkan Şef Et Sanatları<br />
Akademisi’ni kuracak<br />
Ünlü şefin ileriye dönük yatırım planları<br />
arasında Gürkan Şef Et Sanatları<br />
Akademisi’ni açmak da var. 2019 yılında<br />
sektöre kazandırmayı planladığı okul<br />
için Hükümet ve KOSGEB’ten de destek<br />
aldığını belirten şef projeyle ilgili detayları<br />
şöyle aktarıyor: “İlk önce Gürkan Şef<br />
kendi lojistiğini sağlayacak, kendi<br />
personelini yetiştirecek. Sonrasında da
kasaplarımız, meslektaşlarımız için<br />
bir bölüm açacağız. Zaten bildikleri<br />
bir iş, onlar da gelsinler. Ama aynı<br />
zamanda akademik anlamda da bilgi<br />
sahibi olsunlar, bizden sertifika ve<br />
diplomalarını alsınlar. Akademimizde<br />
ayrıca workshoplar yapacağız. Hafta<br />
sonu insanlar et pişirme tekniklerini<br />
öğrensinler, güzel vakit geçirsinler.<br />
İnsanları meslek sahibi yapmak istiyoruz.<br />
Sağolsun bu projeyi hem Hükümetimiz<br />
hem de KOSGEB destekliyor. Ancak<br />
vakitsizlik gibi bir sıkıntımız var.<br />
Ulus’ta bir binamız var. Tahminim,<br />
2019 yılı gibi inşallah hayata geçiririz<br />
diye düşünüyorum. Çünkü 2018 yılında<br />
çok fazla koşturmamız var. Bu benim<br />
hayalim, bu hayalinizi bir başkası sizin<br />
kadar hayal etmemiştir. O yüzden sizin<br />
kadar da üzerine düşmeyecektir. Birebir<br />
ben ilgilenmek istediğim için de projeyi<br />
biraz askıda bekletiyorum.”<br />
Gürkan Şef Kanunları:<br />
* Kendi tüketmeyeceği bir eti misafirlerine asla yedirmiyor.<br />
* Dana etinde düve kullanıyor. Kuzu tercihi, Keşan bölgesinden getirttiği Kıvırcık Kuzusu.<br />
Başka hiçbir yerin kuzusu restoran mutfağına giremiyor. Gürkan Şef, “Markamın<br />
ilk doğduğu Nişantaşı’nda böyle başladık, böyle de gidecek. Kasım ayı içerisinde<br />
Dubai şubemizi de açacağız ve yine kuzularımız Keşan’dan gidecek. Ben dünyanın<br />
birçok ülkesine gittim, bizim kuzumuzun üstüne kuzu görmedim. Yurt dışındaki<br />
restoranlarımızda Türk kuzusunu yedirmekten büyük mutluluk duyacağım” diyor.
hotel restaurant<br />
100 & hi-tech<br />
gustonun yorumu<br />
Reha Tartıcı<br />
Gastronomi Yazarı<br />
Cadde’ye yeni bir soluk<br />
Neni Brasserie
Bağdat Caddesi’nin çehresi kentsel<br />
dönüşüm nedeniyle hızla değişiyor. Bu<br />
değişim Cadde’nin eski sakinlerinden<br />
bir kısmının burayı terk etmesine neden<br />
oluyor. Bu terk ediş ilk başlarda biraz<br />
endişe uyandırsa da, yenilenen binalarla<br />
daha modern bir görünüme sahip olan<br />
Bağdat Caddesi eski popülaritesini<br />
hızla yakaladı. Bunda hiç kuşkusuz<br />
yeni açılan mekân ve dükkanların payı<br />
büyük. Caddebostan Kültür Merkezi’nin<br />
yanı başında açılan Neni Brasserie<br />
de Cadde’nin yeni sakinlerinden biri.<br />
Bölgede “brasserie” konseptiyle hizmet<br />
veren sınırlı sayıda işletme olduğunu göz<br />
önüne alırsak, menüsü ve dekorasyonuyla<br />
önemli bir açığı kapatarak hızla cazibe<br />
merkezi olacağını düşünüyorum.<br />
Tipik bir Fransız<br />
Neni Brasserie, dekorasyonuyla tipik<br />
bir Fransız işletmesini andırıyor.<br />
Kapıdan girdiğinizde kulağınıza gelen<br />
caz tınıları ve masalarda bulunan<br />
kumaş peçeteler buraya oldukça hoş<br />
bir ambiyans verse de kendinizi belli bir<br />
formata sokma ihtiyacı duymuyorsunuz.<br />
Neni sade dekorasyonundaki küçük<br />
dokunuşlarla kalitesini hissettiriyor.<br />
Yer karolarından duvarları süsleyen<br />
ayna ve resimlere kadar dekorasyonda<br />
kullanılan materyaller dünyanın pek<br />
çok köşesindeki ünlü brasserielerin<br />
izlerini taşıyor. “Brasserie” kelimesi<br />
her ne kadar menüde Fransız mutfağı<br />
ağırlığı olacağını çağrıştırsa da, Neni<br />
dünya mutfağından izler taşıyan ve her<br />
damak zevkine hitap edecek bir menü ile<br />
misafirlerini ağırlıyor. Menüde yer alan<br />
her seçenek ortalama üç, dört alternatifle<br />
beğeninize sunuluyor. Böylesine<br />
rafine lezzetlerle müşterinin karşısına<br />
çıkabilmek hiç de kolay değil. Hem iddia<br />
hem ürün kalitesi hem de bilgi ve tecrübe<br />
gerektiriyor.<br />
Selektif menü<br />
Bu selektif menünün bölge müşterisinin<br />
tatmin edilememiş damak zevklerine<br />
hitap ederek önemli bir açığı<br />
kapatabileceğini düşünüyorum. Çünkü<br />
neredeyse Bağdat Caddesi’ndeki her<br />
brasserie de menü birbirine çok yakın<br />
alternatiflerden oluşuyor.<br />
Neni Brasserie’nin menüsünde yer alan<br />
Güveçte Feta Peyniri, Rokforlu Rokalı<br />
Pizza, Coleman hardallı püre yatağında<br />
servis edilen Sauvignon şarap soslu<br />
Izgara Bonfile Madalyon, midye, karides,<br />
kalamar, günün balığı, kereviz ve rezene<br />
ile hazırlanan Balıkçı Güveç ve Belçika<br />
çikolatası ile yapılan Neni Pot de Cremein<br />
fark oluşturan lezzetler olduğunu<br />
söyleyebilirim. Her yemekte şefin farklı<br />
bir dokunuşu ve yorumunu bulabilirsiniz.<br />
Neni’yi eşdeğerlerinden ayıran en<br />
önemli özellik bu olsa gerek. Brasserie<br />
atmosferinden hoşlanıyorsanız Neni<br />
Brasserie’ye uğramalı ve mekanın tadını<br />
sonuna kadar çıkarmalısınız.
hotel restaurant<br />
102 & hi-tech<br />
gastro aktüel<br />
Türk gıda sektöründen Güney<br />
Kore çıkartması<br />
Uzakdoğu ülkelerini hedef pazar olarak belirleyen Egeli Gıda İhracatçıları,<br />
Ekonomi Bakanlığı destekli Turquality Projesi kapsamında Japonya’dan<br />
sonra Güney Kore’nin başkenti Seul’de düzenlenen Food Week Korea <strong>2017</strong><br />
Fuarı’nda Türk gıda ürünlerinin tanıtımını yaptı. Food Week Korea Fuarı’nda,<br />
Coex Fuar Organizatörü ile iki ülke ilişkilerini geliştirmek ve ihracatı<br />
arttırmaya yönelik olarak mutabakat zaptı imzalandı.<br />
PepsiCo’ya Sürdürülebilir İş Ödülü<br />
PepsiCo, Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından bu yıl dördüncü kez<br />
düzenlenen Sürdürülebilir İş Ödülleri’nin Atık Yönetimi kategorisinde<br />
Naturalis (Organomineral gübre) projesiyle ödülün sahibi oldu. Naturalis,<br />
küresel PepsiCo sistemi içinde “Net Sıfır Atık” vizyonuyla kendi gübresini<br />
üreten ve cipslik patates üretimi yapılan tarlalarda kullanan dünyadaki ilk<br />
ve tek örnek ülke projesi olma özelliğini taşıyor. Fayda Gözeten Performans<br />
adını verdiği sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda, faaliyet gösterdiği her<br />
noktada çevresel, sosyal ve ekonomik olarak pozitif etki yaratma misyonuyla<br />
çalışmalarına devam eden PepsiCo, Türkiye’de de toprağın, enerjinin, suyun ve<br />
ambalajların daha verimli kullanılmasına odaklanıyor.<br />
Tohumculuk<br />
sektörü, 2023<br />
yılı hedefini<br />
yükseltti<br />
2023 yılı hedeflerini 1.5 milyon ton sertifikalı tohum üretimi olarak<br />
belirleyen tohumculuk sektörü, hedef büyüttü. 2002 yılında 145 bin ton<br />
olan sertifikalı tohum üretimi, 2016 yılında 958 bin tona yükselerek<br />
yüzde 560 arttı. Ülke genelinde yaklaşık 40 bin üyesi bulunan Türkiye<br />
Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Kamil Yılmaz, “Sektör olarak<br />
ilk belirlediğimiz hedef 2023 yılında 1 milyon ton sertifikalı tohuma<br />
ulaşmaktı. Kamu ve yerli tohumcularımızın üstün gayretleriyle bu<br />
hedefe önceden ulaştık. Bizi gururlandıran bu gelişme sayesinde 2023<br />
yılı hedefimizi 1.5 milyon ton tohum üretimine yükselttik” dedi.<br />
Helvacı<br />
Seyidoğlu<br />
yeni<br />
fabrikasının<br />
temelini<br />
attı<br />
Helva, reçel sektörünün öncü firması Seyidoğlu Gıda,<br />
artan talebi karşılamak ve ürün gamını genişletmek<br />
için yeni fabrikasının temelini attı. İstanbul Hadımköy<br />
Organize Sanayi Bölgesinde 10 milyon TL yatırımla<br />
inşaatına başlanan fabrikada 200 yeni istihdam<br />
sağlanacak. Halihazırda 8 bin metrekare kapalı alanda<br />
üretim yapan Seyidoğlu Gıda, yeni yatırımıyla iki kat<br />
büyüyerek 16 bin metre kare üretim alanına ulaşacak.<br />
30 ülkeye ihracat yaptıklarını anlatan Genel Müdür<br />
Mehmet Göksu, “Yıllık 20 bin ton üretimimizi yeni<br />
yatırımla birlikte 35 bin tona çıkarmayı ve ihracattaki<br />
payımızı artırmayı planlıyoruz. Hem yurt içinde hem<br />
de global pazarlarda rekabet etmek istiyoruz” diye<br />
konuştu.
Güne lezzetli bir başlangıç yapmak için:<br />
Çayla<br />
Karadeniz Bölgesi’nin kendine özgü motif ve yöresel lezzetlerini çağdaş tasarım,<br />
mağazacılık ve hizmet anlayışı ile yorumlayan Çayla, birbirinden lezzetli çay çeşitlerinin<br />
yanı sıra sunduğu kahvaltı servisiyle de misafirlerine enfes bir sabah vaad ediyor.<br />
60 farklı çay seçeneği ile gün boyu süren kahvaltıda, birbirinden farklı lezzetler<br />
servis ediliyor. Geleneksel lezzetleri modern sunumuyla birleştiren Çayla, geniş ve<br />
ferah bahçesi, yüksek tavanlı ve Karadeniz motiflerinin izlerini yansıtan iç mekanı ile<br />
müdavimlerine bir çok ayrıcalık yaşatıyor.<br />
Emirates’ten dünyanın en büyük uçan restoranı<br />
Her birine aynı özeni gösterdiği First, Business ve Economy Class’ta her<br />
yıl 100 milyondan fazla yemek ikram eden Emirates Havayolu 6 kıtada, 144<br />
şehir arasında seyahat eden yılda 55 milyondan fazla kişiye yemek servisi<br />
yapıyor. Bu hizmeti için küresel mutfak trendlerini takip eden hava yolu<br />
şirketi, yemek servisine yıllık 1 milyar dolardan daha fazla yatırım yapıyor.<br />
Dubai’deki 1,200 şef ve 12,450 tarif ile 24 saat boyunca çalışan Emirates<br />
ekibi, günde 590 uçağın yolcusuna, uçacakları noktalara özel olarak otantik<br />
lezzetler sunuyor. Havayolu aynı zamanda yemek sektöründeki 25 iş ortağı<br />
ile Dubai bağlantılı uçuşlarda da aynı kalitede hizmet vermek için çalışıyor.<br />
Fransa’nın<br />
Geleneksel<br />
çikolata<br />
festivali<br />
La Petite<br />
Maison’da…<br />
Güney Fransa mutfağının en ünlü<br />
lezzetlerini, modern sunumlarla<br />
birleştiren La Petite Maison,<br />
Kasım ayı boyunca Fransa’da<br />
her yıl geleneksel olarak<br />
kutlanan “Salon du Chocolat”<br />
(Çikolata Festivali) festivaline<br />
ithafen, çikolata severlere keyifli<br />
dakikalar yaşatmaya hazırlanıyor.<br />
Geleneksel Salon du Chocolat<br />
festivali, çikolata ve kakaoya adanmış dünyanın en büyük etkinliği<br />
olma özelliğini taşıyor. Çikolataya övgü, La Petite Maison’un “Malt<br />
dondurma ile sunulan ılık çikolatalı mousse” tatlısında hayat buluyor.<br />
KasapDöner<br />
kadınları<br />
bekliyor<br />
“Hamburger çocuklarına<br />
döner yedirmeye geliyoruz”<br />
sloganıyla yola çıkarak<br />
Türkiye’nin en sıra dışı döner<br />
markası olan KasapDöner,<br />
geçtiğimiz yıl başlattığı kadın<br />
istihdamı hareketini bu yıl<br />
büyütmek amacıyla kolları<br />
sıvadı. Türkiye’deki kadın<br />
istihdamına katkıda bulunma<br />
ve kadının gıda ve perakende<br />
sektöründeki payını artırma<br />
amaçlarını taşıyan marka,<br />
“Dönere kadın eli değsin”<br />
sloganıyla kadın döner<br />
ustaları, lavaşçı ve ızgaracı<br />
yetiştirecek.
hotel restaurant<br />
104 & hi-tech<br />
gastro aktüel<br />
IZAKA’da ‘Karadeniz<br />
Geceleri’ zamanı<br />
3, 11, 17 ve 24 Kasım tarihlerinde IZAKA, Karadeniz mutfağının en<br />
güzel ve zengin lezzetlerinden oluşan özel menüsünü sunarken,<br />
Karadeniz müziğinin ünlü isimleri Volkan Arslan ve Yasemin Yıldız’ın<br />
sahne performanslarıyla da tadına doyulmaz bir müzik ziyafeti<br />
yaşatacak. Kasım ayı boyunca 4 kez tekrarlanacak Karadeniz<br />
Geceleri’nde, yöresel lezzetlerden oluşan zengin ikramlar ve 21.15 -<br />
23.30 saatleri arasında sahne alacak olan Volkan Arslan ve Yasemin<br />
Yıldız’ın performansları konuklara unutulmaz bir gece yaşatıyor.<br />
Özel olarak hazırlanan Karadeniz Geceleri menüsünde fasulye<br />
turşu tavali, sıcak koliva ekmeği, marine hamsi, karalahana dible,<br />
beyaz lahanalı piyaz, ara sıcaklarda hamsi pilavı, kuymak, balıklı<br />
kara lahana sarması, Karadeniz palamutu, laz böreği, pepeçura ve<br />
hamsiköy sütlacı öne çıkan lezzetler arasında yer alıyor.<br />
Şahin’e ‘Avrupa Şeref Plaketi’ ödülü<br />
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Avrupa Konseyi<br />
Parlamenter Meclisi tarafından Avrupa Şeref Plaketi ödülüne layık görüldü.<br />
Törende konuşan Fatma Şahin, dünyada barışın ve adaletin gittikçe zayıfladığı<br />
bir zamanda Gaziantep’in Avrupa Şeref Plaketi ödülünü almasının ayrı bir<br />
anlam taşıdığını kaydederek şöyle devam etti: “2012’de Asım Güzelbey<br />
döneminde başvurulan Europrize ödüllerinde biz de 2015 yılında yaptığımız<br />
çalışmaların ikinci aşamasını bitirdik. Bugün ödülümüzün üçüncü aşaması<br />
için bir aradayız. Europrize’ın en büyük ödülünü seneye bu salonda alacağız<br />
inşallah.”<br />
Kasapdöner’e<br />
çifte örümcek<br />
KasapDöner, DorukNet’in<br />
her yıl geleneksel olarak<br />
düzenlediği ve bu yıl 15’inci<br />
kez gerçekleştirilen Altın<br />
Örümcek Web Ödülleri’nde iki<br />
ödül kazandı. Yiyecek-İçecek<br />
kategorisinde ‘’birincilik’’<br />
ödülüne layık görülen<br />
KasapDöner, Restoran-Cafe<br />
kategorisinde de “Halkın<br />
Favorisi” ödülünü aldı.<br />
Sağlıklı yaşamın adresi Selva Gıda<br />
İttifak Holding bünyesinde gıda sektöründe faaliyet gösteren, 15<br />
kategoride 180’in üzerinde ürüne ulaşan Selva Gıda, 26-28 Ekim<br />
tarihleri arasında, onlarca ürün çeşidi ve uluslararası platformlarda<br />
onaylanmış üstün lezzetleriyle, İstanbul’da düzenlenen Sağlıklı<br />
Yaşam Trendleri Fuarı’na katıldı. Selva Gıda’nın hububat orijinli<br />
‘Gerçek Gıda’ üzerine yoğunlaştığını belirten Selva Gıda Genel<br />
Müdürü Özkan Koyuncu; “Selva Gıda olarak, sağlıklı nesillerin<br />
yetiştirilmesine katkı sağlamayı en önemli amaçlarımızdan biri<br />
olarak görüyoruz. Bu doğrultuda; insan sağlığı ile özdeşleşen<br />
gıdalar üretiyoruz. Besleyici, insana faydalı, lezzetli, çevreye ve<br />
doğaya zarar vermeden ürettiğimiz ‘Gerçek Gıda’ ürünleri ile<br />
sağlıklı yaşamın arkasında duruyoruz” dedi.
hotel restaurant<br />
106 & hi-tech<br />
fuar<br />
Ağırlama endüstrisinin ihtişam<br />
ve zarafeti HostMilano<br />
20-24 Ekim <strong>2017</strong> tarihleri<br />
arasında düzenlenen<br />
ve Türkiye’nin de 63<br />
firma ile önemli bir<br />
katılım gerçekleştirdiği<br />
HostMilano Fuarı, son<br />
trendler ve iş dünyasına<br />
odaklanılan beş gün süren<br />
yoğun iş maratonunun<br />
akabinde, her yönüyle<br />
büyük bir başarıyla<br />
noktalandı.<br />
40’ıncısına ulaşan bir kilometre taşının<br />
başarısının kanıtını sorgulayanlar<br />
için, rakamlar konuşuyor: 2015’e<br />
kıyasla %24.3 artışla toplamda 187,602<br />
kişiye ulaşan devasa bir ziyaretçi kitlesi ve<br />
toplam ziyaretçilerin %,38.8’ini oluşturan<br />
177 ülkeden gelen uluslararası 72,699<br />
ziyaretçi ki bu da 2015’e kıyasla %20.4’lük<br />
bir artışa tekabül ediyor. Avrupa ülkeleri<br />
yanında, Çin, ABD ile birlikte Rusya ve<br />
Orta Doğu bölgeleri de en fazla ziyaretçi,<br />
akışını oluşturan ülkeler arasında yer<br />
aldı. Avustralya, Yeni Zelanda, Kamboçya,<br />
Polinezya ve çeşitli Afrika ülkeleri<br />
(Botsvana, Burundi, Eritre, Ruanda,<br />
Zimbabwe gibi) uzak veya olağandışı<br />
ülkelerden gelen önemli katılımlar<br />
da fuarın başarısını perçinledi. Fuar<br />
ziyaretçileri tüm dünyadan özel olarak<br />
profilleme metoduyla seçilen ve bazıları<br />
ITA-ICE ile yakın işbirliği sayesinde<br />
bulunan ve seçilen 1,500 özel alıcı yanında<br />
çoğunlukla satın alma müdürleri ve şirket<br />
karar vericilerinden oluştu.<br />
Curci: “Host, benzersiz olan bir<br />
başarı hikayesidir”<br />
“Host uluslararası fuarlar ve etkinlikler<br />
dünyasında neredeyse benzersiz olan<br />
bir başarı hikayesidir,” diyen Fiera<br />
Milano Spa CEO ve Genel Direktörü<br />
Fabrizio Curci, profesyonel ziyaretçi<br />
sayısında %24.3’lük bir artışla ziyaret<br />
eden kalabalıkların yarının trendlerini<br />
şekillendirdiği, iş yaptığı ve ağ oluşturmak<br />
için geldiği bir yer olarak, HostMilano<br />
fuarının ağırlama makro-sektöründeki<br />
dünyanın merkezi konumunu bir kez<br />
daha kanıtladığını vurguladı. Özellikle,<br />
yabancı ziyaretçilerin %20,4’lün bir<br />
artışla iki haneli büyüme rakamlarına<br />
ulaştığına dikkat çeken Fabrizio Curci,<br />
çok uzak ülkelerden gelen karar vericiler<br />
ve alıcılar etkinliği kaçırmamaya hevesli<br />
olduğunu vurguladı. Curci, “Aynı zamanda,<br />
İtalyan stilinin cazibesi ve çekiciliği<br />
sayesinde, her iki senede bir düzenlenen<br />
Host fuarı, Milano’nun birçok bakımdan<br />
ihtişam ve zarafetin başkenti olduğunu<br />
bir kez daha kanıtladı. Bu bağlamda,
Fuar sırasında düzenlenen 500’ün üzerindeki etkinliğin en dikkat çekici olanı, devasa bir seyirci<br />
kitlesi karşısında düzenlenen ve İtalya’nın dünya genelinden 20 takımın karşısında zaferini<br />
ilan ettiği, Çin ve Japonya’nın sırasıyla ikinci ve üçüncülüğü paylaştığı FIPGC Dünya Pasta<br />
Yapma Şampiyonası oldu.<br />
ürünlerini, çoğunlukla muhteşem bir<br />
çekiciliğe sahip, gerçek hikaye anlatma<br />
sanatlarıyla, uygun bağlama yerleştirmeyi<br />
başaran katılımcıların fuarımıza<br />
giderek artan bağlılıklarından derinden<br />
etkilendik. Host uluslararası olarak<br />
genellikle İtalya’ya atfedilen ve İtalyan<br />
ürünlerinin değerini temel bir varlık<br />
olarak güçlendiren, kendi endüstrimizin<br />
genellikle lider olarak bulunduğu bir<br />
sektör için olağanüstü bir kapasite<br />
oluşturmaya devam ediyor,” dedi. Fuar<br />
sırasında düzenlenen 500’ün üzerindeki<br />
etkinliğin en dikkat çekici olanı, devasa<br />
bir seyirci kitlesi karşısında düzenlenen<br />
ve İtalya’nın dünya genelinden 20 takımın<br />
karşısında zaferini ilan ettiği, Çin ve<br />
Japonya’nın sırasıyla ikinci ve üçüncülüğü<br />
paylaştığı FIPGC Dünya Pasta Yapma<br />
Şampiyonası oldu.<br />
Bir sonraki HostMilano 18-22<br />
Ekim 2019 tarihleri arasında<br />
Uluslararası dernekler de artan<br />
katılımlarıyla ile üstlendikleri rolü<br />
kanıtladı. Avrupa Komisyonu tarafından<br />
desteklenen bir uluslararası proje<br />
olan Business Beyond Borders, 53<br />
ülkeden 240 şirketi 200’ün üzerinde<br />
toplantıda bir araya getirirken, henüz<br />
ilk kez katılımını gerçekleştiren Grupo<br />
Consular de América Latina y el Caribe<br />
N.I. Bolivya, Kolombiya, El Salvador,<br />
Ekvator, Meksika, Nikaragua, Panama,<br />
Uruguay ve Venezuela’dan konsolosluk<br />
bazında katılımlar sağladı. Gerçekleşen<br />
son fuar aynı zamanda ABD Ticaret<br />
Bakanlığı tarafından gerçek iş hacmi<br />
oluşturma yetenekleriyle öne çıkan az<br />
sayıda uluslararası fuara verilen prestijli<br />
ABD Ticari Hizmet sertifikasyonunu da<br />
elde etti. Bir sonraki HostMilano 18-<br />
22 Ekim 2019 tarihleri arasında Milan,<br />
fieramilano’da düzenlenecek.
hotel restaurant<br />
108 & hi-tech<br />
fuar röportaj<br />
65 Türk<br />
firması<br />
İtalya’da<br />
boy<br />
gösterdi<br />
Bu yıl 40. sı<br />
düzenlenen Host<br />
Milano <strong>2017</strong>’ye<br />
katılan 43’ü TUSİD<br />
üyesi olmak üzere<br />
toplam 65 Türk<br />
firması, İtalya’da<br />
en yeni ürünlerini<br />
ziyaretçilerin<br />
beğenisine sundu.<br />
20-24 Ekim tarihlerinde İtalya’nın Milano kentinde 40. sı düzenlenen<br />
Host Milano <strong>2017</strong> Uluslararası Otel Ekipmanları Fuarı sona erdi. Dünya<br />
genelinde 47 ülkeden 2010 katılımcı ve gıda sektörünün tüm kollarını<br />
kapsayan 170 ülkeden 60 bini yabancı olmak üzere toplam 150 bin profesyonel<br />
ziyaretçi ile Host Milano <strong>2017</strong>, endüstriyel mutfak sektörünün Avrupa’daki en<br />
büyük fuarı olarak biliniyor. Host Milano <strong>2017</strong>’de 43’ü TUSİD üyesi olmak üzere<br />
toplam 65 Türk firması boy gösterdi. Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis<br />
ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) de üyeleriyle<br />
birlikteydi. Fuarda Türk katılımcılar fuar boyunca stantlarında 26 bin civarında<br />
ziyaretçi ağırladı. 2015 yılında düzenlenen bir önceki fuarda 41’i TUSİD üyesi<br />
olmak üzere toplam 55 Türk firması katılmıştı. Türk firmaları, fuarda 3 bin 360<br />
m2’lik alana stantlarını kurmuştu. Bu alanın 2.372 m2’sinde TUSİD üyeleri<br />
yer almıştı. Bu yıl düzenlenen Host Milano <strong>2017</strong>’de Türk firmaları fuarda 5 bin<br />
m2’den büyük bir alana stantlarını kurarak en yeni ürünlerini dünyanın dört bir<br />
köşesinden gelen ziyaretçilerin beğenisine sundu. Bu alanın 3 bin 600 m2’ye<br />
yakını TUSİD üyelerine aitti.<br />
Gürkaynak: “Türk firmalarının fuarda boy göstermesi algıyı<br />
olumlu etkiledi”<br />
TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gürkaynak, fuara katılan firmaların<br />
çoğunun ulaşmak istedikleri ziyaretçi sayısına ulaştıklarını belirtti. Gürkaynak,<br />
“Türkiye, endüstriyel mutfak sektöründe dünyada ve Avrupa’da çok iyi bir<br />
konumda. Dünyada endüstriyel mutfak sektörünün önderleri olan Almanya<br />
ve İtalya’nın hemen ardından Türkiye geliyor. Avrupa’ya baktığımızda, mutfak<br />
imalatının dört ana ülkesi arasındayız. Kaliteyi daha uygun maliyetlerle<br />
sunan Türk firmalarının bu fuarda boy göstermiş olması, algıyı olumlu yönde<br />
etkiledi. Sektör katılımcılarının yer aldığı ve profesyonel ziyaretçilerin bir<br />
araya geldiği bu büyük organizasyonda yer almak ülkemizin ve firmalarımızın<br />
Avrupa’da temsil edilmesi açısından büyük öneme sahip. Host Milano <strong>2017</strong>,<br />
yurt dışındaki rakiplerin üretimde ve sunumda hangi noktalarda olduklarını<br />
gözlemleyebilmek adına önemli bir fırsat sundu. Ayrıca, fuarda sağlanan sıcak<br />
ilişkiler ve bağlantılar, sektör yararına değerlendirebilecek projelerle kazanca<br />
dönüştürüldü” dedi.
50 milyar<br />
dolarlık pazar<br />
buluşması<br />
gerçekleşti<br />
Katılımcı marka, metrekare<br />
ve ziyaretçi sayısı bazında<br />
Avrupa ve Ortadoğu’nun<br />
birincisi olma özelliğini<br />
taşıyan Bayim olur musun<br />
Franchising ve Markalı Bayilik<br />
Fuarı, Medyafors Fuarcılık<br />
organizasyonu, UFRAD işbirliği<br />
ve Coldwell Banker Türkiye Ana<br />
Sponsorluğunda 12-15 Ekim<br />
tarihleri arasında CNR Fuar<br />
merkezinde düzenlendi.<br />
Her sektörden katılımcının yer aldığı Bayim<br />
Olur musun Fuarı, franchise sektörünün nabzını<br />
tutmaya 16. yılında, 11-14 Ekim 2018 tarihleri<br />
arasında devam edecek.<br />
Türkiye’nin franchising alanındaki ilk ve tek fuarı olan Bayim Olur musun<br />
Fuarı rekorlara imza atarak sektörün nabzını tutmaya devam ediyor.<br />
12-15 Ekim <strong>2017</strong> tarihleri arasında 22.000 m2 alanda 15. kez kapılarını<br />
açan fuarda, 269 marka, girişimcilerle bir araya gelerek bayilik görüşmeleri<br />
gerçekleştirdi; yeni anlaşmalara imza attı. 33.180 kişinin ziyaret ettiği fuarda<br />
Çin, Kanada, Fransa, Endonezya, Kore, Lübnan, Malezya, Filipinler, Rusya,<br />
İngiltere, Mısır, Arjantin, Tayland, İspanya, Avustralya, Meksika, ABD, Brezilya,<br />
Kolombiya ve Guatemala’dan gelen yatırımcılar ve heyetler Türk markalarına<br />
yoğun ilgi gösterdi.<br />
44 ülkeyi bir araya getirdi<br />
Markalarla girişimcileri buluşturarak reel sektöre ve ülke ekonomisine önemli<br />
katkıda bulunan fuar, firmaların franchise sayısını arttırdığı, birçoğunun da<br />
ilk çıkış, gelişim ve lansman noktası olma özelliğini taşıyor. Özel bölümleriyle<br />
de beğeni toplayan Bayim Olur musun Franchising Fuarı, franchise veren<br />
markalara ürün ve hizmet konusunda destek olan tedarikçi firmaları ’Tedarikçi<br />
Özel Bölümü’nde sektörün tüm paydaşlarıyla buluşturdu. Ayrıca, Dünya<br />
Franchise Zirvesi kapsamında; Asya Pasific Franchise Konfederasyonu<br />
(APFC) ve Dünya Franchise Konseyi ile birlikte Avrupa Franchise Federasyonu<br />
(EFF) toplantılarına da ev sahipliği yapan fuar, 44 önemli ülkenin franchise<br />
dernekleri üye markaları ve yetkililerinin yanı sıra ekonomi bakanlarını<br />
İstanbul’da bir araya getirdi. 4 gün boyunca gerçekleştirilen seminerlerde hem<br />
ziyaretçi hem katılımcılara eğitici bilgiler verildi.
110<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni mekan<br />
Müzik, spor ve<br />
lezzette sıra dışı<br />
konseptlerin adresi<br />
Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç<br />
DorockXL<br />
Spor, müzik ve lezzet<br />
tutkularına özel sunduğu<br />
3 sıra dışı konseptiyle<br />
gençlerin ve genç<br />
kalanların en favori<br />
mekânı olan DorockXL,<br />
etkinlikleriyle olduğu<br />
kadar lezzetleriyle de göz<br />
dolduruyor.
İstanbul Kadıköy’ün en işlek<br />
caddelerinden birinde yer alan 2000<br />
metrekarelik dev alanında üç farklı<br />
konseptte hizmet veren DorockXL’in<br />
alternatiften pop-rock’a uzanan geniş<br />
müzik içeriği ile her yaştan ve her<br />
tarzdan insana hitap eden sahnesinde<br />
birbirinden farklı performanslar<br />
sergileniyor. Stage, Cafe&Bistro ve<br />
Baze E-Sports Cafe&Bar konseptleri<br />
ile haftanın 7 günü, 09:00’dan 05:00’a<br />
kadar neredeyse kapanmadan kesintisiz<br />
hizmet veren mekân; hiç bitmeyen<br />
dinamizmiyle lezzet, müzik ve spor<br />
tutkunlarının vazgeçilmez adresi oluyor.<br />
DorockXL, İstanbul’un en büyük, ses ve<br />
ışık sistemine sahip canlı müzik sahnesi,<br />
dünya mutfaklarından eşsiz tatları<br />
müziğin ritmiyle buluşturduğu lezzet<br />
alternatifleri, oyun ve spor dünyasına ilgi<br />
duyan herkes için cazibe yaratan e-spor<br />
barı ile sıra dışı konseptler yaratıyor.<br />
Kesintisiz canlı müzik!<br />
Yerli ve yabancı çeşitli müzik tarzlarından<br />
usta müzisyenlerin performans<br />
sergiledikleri DorockXL Stage’da<br />
haftanın her günü, iki performans<br />
sergileniyor. Ayrıca üniversite<br />
festivallerinden partilere uzanan geniş<br />
skalası ile özel içerikli etkinliklere de ev<br />
sahipliği yapıyor.<br />
Dünya mutfağından sunduğu<br />
lezzetlerle misafirlerini<br />
büyülüyor<br />
Sabah kahvaltısından, gece atıştırmasına<br />
kadar her şeyin bulunduğu geniş menüsü<br />
ile hizmet veren DorockXL’ın dünya<br />
mutfaklarından eşsiz tatları sunan<br />
Cafe&Bistro konsepti, açılır-kapanır<br />
tavanı ile 4 mevsim çeşitliliğinde, günün<br />
her saatinde, her yaştan insanı keyif ile<br />
buluşturuyor. Kahve sohbetlerinden,
112<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni mekan<br />
Vedat Bal: “Konser-bar mekânlarının menüleri bu kadar güçlü olmuyor”<br />
28 yıllık sektör deneyimine sahip olan DorockXL’ın kurucu ortağı Vedat Bal,<br />
mekan konseptini bu tecrübeyle oluşturduklarını belirterek, “Geçmişten<br />
gelen tecrübeyle böyle bir konsept oluşturduk. Dünya mutfağına yabancı<br />
değilim, ama reçeteleri olduğu gibi menümüze koymadık. Titiz bir çalışmayla,<br />
lezzetleri Türk damak tadına uygun hale getirecek dokunuşları yaptık. Dünya<br />
mutfağından 10 çeşit yemek sunuyoruz, iyi yapabildiğimiz ve misafirlerimizin<br />
seveceği lezzetlere yer veriyoruz. İtalyan, Meksika, Fransız mutfağından<br />
ürünlerimiz var, Türk mutfağı da menümüzde büyük yer kaplıyor. Konser-bar<br />
mekânlarının menüleri bu kadar güçlü olmuyor, şefimizle tarifleri hazırlıyoruz,<br />
tadıyoruz ve öyle sunuyoruz. Müşterilerimizin beklentisi üzerine kurulu bir<br />
servis anlayışımız var; buradan mutsuz ayrılan bir tek konuğumuz olsun<br />
istemiyoruz.” diyor.<br />
Şef Veysel Özcan: “Yerli ürün kullanımına özen gösteriyoruz”<br />
38 yıldır profesyonel mutfaklarda hizmet veren Şef Veysel Özcan, DorockXL mutfağıyla ilgili şu bilgileri veriyor: “Menü<br />
seçimlerimizi müşteri portföyümüze göre hazırlıyoruz. Burada da yerli ürün kullanımına özen gösteriyoruz. Mutfağımızdaki<br />
ustalarımızla pizza ve makarnamızı kendimiz üretiyoruz. Doğal, taze ve lezzetli ürünler sunuyoruz. Yılda bir kere menü<br />
değişikliği yapıyoruz. İnsanların taleplerini özenle değerlendiriyoruz. Tüm ürünlerimizi kendi mutfağımızda üretiyoruz.<br />
Pizzalarımız çok beğeniliyor örneğin, Türk damak tadına uygun reçetelerle hazırlanan pizzalarımıza Türk pizzası diyoruz.<br />
Ülkenin ileri gelen pizza zincirlerinin ürünlerinden hem daha lezzetli hem daha sağlıklı ürünler sunuyoruz. 14 kişilik bir<br />
mutfak ekibimiz var. Mutfağımızda sürekli eğitimlerimiz oluyor.<br />
özel yemeklere, kutlamalara kadar<br />
geniş bir içerik ile misafirlerini ağırlayan<br />
DorockXL Cafe&Bistro’da yine müzik<br />
baş rol oyuncusu oluyor. Sabah saat<br />
9’da açılan mutfak gece saat 4’e kadar<br />
hizmet veriyor. Kahvaltıdan, akşam<br />
yemeğine, atıştırmalıklardan geniş içecek<br />
seçeneklerine kadar, açık olduğu her an<br />
tüm ürünlerini sunabilme kapasitesine<br />
sahip.<br />
Türkiye’nin ilk ve tek e-spor barı<br />
Türkiye’nin ilk ve tek e-spor barı olan<br />
DorockXL Baze E-Sports Cafe&Bar, oyun<br />
dünyasına ve spora ilgi duyan herkes<br />
için cazibe yaratıyor. Dünya üzerinden<br />
online oyun ve spor karşılaşmalarının<br />
dev ekranlarından yansıtıldığı konseptte,<br />
tüm dünyada milyonların takipçisi<br />
olduğu oyunlar İstanbulluların ayağına<br />
geliyor. Ayrıca futbol, basketbol, voleybol,<br />
tenis gibi spor dallarının uluslararası<br />
maçları da DorockXL’ın Baze alanında<br />
sporseverler ile buluşuyor. Spor ve oyun<br />
dünyasının nabzının attığı bu konsepte,<br />
eşsiz lezzetler de eşlik ediyor.<br />
Sosyal sorumlulukta da öncü<br />
DorockXL, sadece sunduğu konseptlerle<br />
değil gençlere ve çocuklara dokunan<br />
yaklaşımıyla da alanında öncü bir girişim<br />
sergiliyor. Bugüne kadar Kanserli<br />
Çocuklara Umut Vakfı, Türkiye Eğitim<br />
Gönüllüleri Vakfı, Otizmli Çocuklar Vakfı<br />
iş birliğinde bir çok sosyal sorumluluk<br />
projesine imza atan DorockXL, her<br />
yıl Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da<br />
yaşayan çocukların eğitimlerine de<br />
destek oluyor. Geçtiğimiz yıl toplam<br />
20 okula ulaşarak çocukların eğitim<br />
ihtiyaçlarını karşılayan DorockXL,<br />
sahnesinde üniversite öğrencilerine de<br />
yer veriyor. Bu kapsamda, amatör olarak<br />
müzik yapan öğrenci gruplar ücretsiz<br />
olarak sahne alarak eğitim masraflarını<br />
karşılayabiliyor.<br />
Müzik tasarımla buluşuyor<br />
Dorock XL eğlence anlayışındaki sıra dışı<br />
dokunuşlarını, benzersiz tasarımlardan<br />
oluşan butik ürünlerinde buluşturuyor.<br />
DorockXL Boutique-Shop markasıyla<br />
t-shirt’ten saç tokasına, kupadan<br />
kaleme kadar birbirinden farklı çok özel<br />
tasarımlar sunuluyor.<br />
“Standart bir içecek menüsü<br />
sunmuyoruz”<br />
“Standart bir içecek menüsü<br />
sunmuyoruz, misafirlerimizin istekleri<br />
ve tercihlerine göre o anda bile<br />
reçete üretebiliyoruz. Taze meyve ve<br />
sebzeli içecekleri ön plana çıkarmaya<br />
çalışıyoruz, mümkün olduğunca şurup<br />
kullanmıyoruz. Bunun yanında aromalı<br />
ve aromasız kahve çeşitlerimiz mevcut.<br />
Misafirlerimiz ne isterse onu sunmaya<br />
özen gösteriyoruz çünkü felsefemiz,<br />
misafirlerimize ‘yok’ dememek üzerine<br />
kurulu.”
114<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni mekan<br />
Florya’nın yeni buluşma noktası<br />
Atrox<br />
Crowne Plaza İstanbul –<br />
Florya’nın yeni mekanı Atrox<br />
konuklarına, panoramik<br />
deniz manzarası, gurme<br />
lezzetleri, farklı ambiyansı<br />
ve sunduğu özel eğlence<br />
konseptleriyle keyifli anlar<br />
yaşatıyor.
Atrox, taptaze serpme<br />
kahvaltısıyla, panoramik deniz<br />
manzarası eşliğinde güne güzel<br />
başlamak isteyenlerin vazgeçilmezi<br />
oluyor. Müşterilerine günün<br />
her saati keyif vadeden Atrox,<br />
özel organizasyonlar ve grup<br />
yemekleriyle konuklarının en özel<br />
anlarına da eşlik ediyor.<br />
İstanbul’a farklı bir eğlence anlayışı sunan<br />
Atrox, Florya’nın merkezindeki deniz manzaralı<br />
terasıyla ve şık dekorasyonuyla dikkat çekiyor.<br />
Atrox, mandalina ağaçlarıyla donatılmış, yeşil<br />
bitkilerle süslenmiş, bembeyaz koltuklarıyla ve<br />
ahşap zeminiyle büyüleyici bir teras keyfi yaşamak<br />
isteyenleri bekliyor. Atrox’ta konuklar, zamanın nasıl<br />
geçtiğini anlamıyor, İstanbul’un en güzel mekanında<br />
sevdikleriyle birlikte, müzik eşliğinde eğlencenin<br />
tadını çıkarıyor.<br />
Gurme lezzetleriyle farklı…<br />
Atrox, birbirinden çeşitli gurme lezzetleriyle de<br />
fark oluşturuyor. Dana Carpoccio’dan, Avakado<br />
Mozzarella Salatası’na; Buffalo Burger’den Somonlu<br />
Linguini’ye; Izgara Somon’dan Anadolu Kebabı’na<br />
kadar çeşitli lezzetleri müşterilerinin beğenisine<br />
sunuyor. Mükemmel bir yemek deneyimi yaşamak,<br />
müzik eşliğinde keyifli anlar geçirmek ve geceleri<br />
farklı periyotlarla düzenlenen ilgi çekici eğlence<br />
konseptlerine katılmak isteyenler, Atrox’un<br />
büyüleyici atmosferine kapılıyor.<br />
Eğlenmek için de alternatif<br />
Atrox ilerleyen günlerde DJ performans geceleri,<br />
tematik geceler, canlı müzikler ile farklı kültürlerin<br />
müziğini bir araya getirerek konuklarına eğlence<br />
dolu anlar yaşatmayı planlıyor.
hotel restaurant<br />
116 & hi-tech<br />
yeni mekan<br />
Kronotrop ile 3. dalga kahve akımı<br />
Atatürk Havalimanı’nı sardı!<br />
Yiyecek - içecek sektörünün önde gelen markalarından BTA ile İstanbul Yiyecek İçecek<br />
yaptığı işbirliği sonucunda, nitelikli kahve akımının öncülerinden olan Kronotrop, Atatürk<br />
Havalimanı Dış Hatlar Gidiş Terminali’nde açıldı.<br />
Kahve dünyasında üçüncü dalga<br />
adı verilen döneme damgasını<br />
vuran Kronotrop, “az ve kendi<br />
yerinde kavurduğu” kahve çekirdeklerini,<br />
dünyanın dört bir köşesindeki özel<br />
çiftliklerden büyük bir titizlikle seçerek<br />
kahve severlerin kalbini fethediyor.<br />
Hasat dönemleriyle bağlantılı olarak<br />
dönemsel değişiklik gösteren 15’e yakın<br />
kahve çeşidinin yanı sıra kültürümüzün<br />
bir parçası olan Türk kahvesiyle de<br />
hizmet veren Kronotrop, geniş ürün<br />
gamında nitelikli kahvelerin verdiği keyif<br />
duygusunu katlayacak sandviç, tatlı<br />
çeşitleri ve lezzet dolu paketli ürünlere de<br />
yer veriyor.<br />
Gürs: “Bu iş birliği BTA’nın<br />
nitelikli kahveye ilgisiyle<br />
başladı”<br />
BTA’nın Kronotrop ile gerçekleştirdiği<br />
bu işbirliğine ilişkin konuşan BTA<br />
İcra Kurulu Başkanı Saadettin Cesur,<br />
“BTA olarak önceliğimiz her zaman<br />
misafirlerimiz. Son dönemde tüm dünyayı<br />
etkisi altına alan üçüncü dalga kahve<br />
akımına verdiğimiz önem nedeniyle<br />
Kronotrop ile çalışmayı tercih ettik.<br />
Kronotrop’un en kaliteli çekirdeklerden<br />
oluşturduğu butik üretim kahvelerine,<br />
özenle hazırlanan ürünlerimizle eşlik<br />
edeceğiz.” dedi. Kronotrop markasının<br />
sahibi Mehmet Gürs ise, “Nitelikli<br />
kahveye olan ilgileri sonucu, BTA ile<br />
ocak ayında horeca kahve işbirliğimiz<br />
başladı. Kronotrop’u ilk kez dış hatlarda<br />
görmekten mutluluk duyuyoruz. Bu<br />
sürecin birçok projede güçlü bir şekilde<br />
büyüyeceğine inanıyoruz.” diye konuştu.
118<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni mekan<br />
The Galliard<br />
Brasserie<br />
Etiler’den sonra<br />
Vadistanbul’da<br />
Etiler’de şık atmosferi ve<br />
beğenilen lezzetlerinden oluşan<br />
geniş menüsü ile kendine özel<br />
bir kitle yaratan The Galliard<br />
Brasserie, İstanbul’un yeni<br />
alışveriş ve yaşam merkezi<br />
Vadistanbul’da açtığı yeni<br />
şubesi ile kitlesini genişletiyor.<br />
Yenilenen tarzı ile tam bir brasserie<br />
konseptini benimseyen The<br />
Galliard Brasserie, Etiler’de<br />
ve Vadistanbul’da rahat ve şık<br />
dekorasyonu, sıcak ambiyansı ve<br />
her zevke hitap eden lezzetleri ile<br />
misafirlerini ağırlamaya başladı.<br />
Kaliteli hizmet ve lezzet anlayışını<br />
koruyarak, yeni yerinde samimi bir<br />
ortam sunan The Galliard Brasserie,<br />
şıklığı konfor ile buluşturuyor!<br />
Mermerlerin ve ahşapların sadeliğinin,<br />
natürel renklerin en huzurlu tonlarıyla<br />
tamamlandığı The Galliard Brasserie,<br />
şık dekorasyonu kadar misafirlerine<br />
sunduğu geniş ve konforlu alanlarıyla<br />
da ilgi çekiyor. Özel yayınlar ve önemli<br />
maçlar için mekanın en göze çarpan<br />
noktasına yerleştirilmiş olan dev ekran<br />
misafirlere keyifli anlar yaşatırken,<br />
açık mutfağın ön alanına özenle<br />
yerleştirilen taş fırın ve kömür ateşli<br />
ızgara da ortama sıra dışı bir görünüm<br />
kazandırıp, birçok lezzetin sırrı olarak<br />
öne çıkıyorlar.<br />
Akdeniz mutfağının en seçkin<br />
lezzetleriyle karşılıyor<br />
Akdeniz mutfağının en güzel<br />
örnekleriyle hazırlanan The Galliard<br />
Brasserie’nin menüsünde, Empanada,<br />
Kadayıfta Karides, Etli Pazı Sarma,<br />
Somonlu Kinoa Salatası, Black<br />
Burger, Kaz Etli ve Porçini Mantarlı<br />
Risotto, Robespierre gibi lezzetler<br />
öne çıkıyor. Yemekleri dışında ldukça<br />
zengin bir çeşitlilik sunan alkollü ve<br />
alkolsüz içecek menüsüyle de dikkat<br />
çeken The Galliard Brasserie gündüz<br />
saatlerinde bağımsız bir alan olarak<br />
planlanan üçüncü nesil kahve köşesi<br />
ile akşam saatlerinde ise birbirinden<br />
özel sunumlu kokteyllerin çıktığı ana<br />
barında keyifli sohbetler için ideal bir<br />
adres olarak kendini gösteriyor.<br />
Haftanın her günü saat 08.00 – 12.00<br />
arası çok özel bir kahvaltı sunan<br />
mekan; organik lezzetleri, en taze<br />
sebze ve meyveleri, yöresel peynirleri,<br />
ev yapımı reçelleri, ev yapımı taze su<br />
böreği, otlu ev böreği, dereotlu poğaça,<br />
simit, kruvasan gibi unlu mamulleri ve<br />
yumurta çeşitleri ile Türkiye’den yola<br />
çıkıp tüm Akdeniz’i dolaşan bir sofrayla<br />
misafirlerini karşılıyor.
İncek Loft<br />
BigChefs açıldı<br />
Ankara’da Akfen İnşaat<br />
tarafından hayata<br />
geçirilen ve yaşamın<br />
başladığı İncek Loft<br />
birbiri ardına yeni<br />
restoran ve yeme – içme<br />
markalarına ev sahipliği<br />
yapmaya başladı. Bu<br />
kapsamda Türkiye’nin<br />
ünlü restoran zinciri<br />
BigChefs, 48’nci şubesini<br />
İncek Loft alışveriş<br />
caddesinde hizmete açtı.<br />
İncek Loft BigChefs’in resmi açılışı 4<br />
Kasım <strong>2017</strong> Cumartesi akşamı sunucu<br />
Öykü Serter’in de DJ performansı<br />
ile sahne alacağı özel bir etkinlikle<br />
gerçekleştirildi. Başkent Ankara’nın iş ve<br />
cemiyet hayatının önde gelen simalarını<br />
da bir araya getiren açılışta sunucu Öykü<br />
Serter de DJ performansı ile sahne alarak<br />
davetlilere keyifli anlar yaşattı.<br />
Barçak: “Alışveriş caddesi gurme<br />
merkezi haline gelecek”<br />
Konuyla ilgili bilgi veren Akfen<br />
Danışmanlık ve Proje Geliştirme<br />
Genel Müdürü Barış Barçak, Başkent<br />
Ankara’nın önemli yerleşim bölgelerinden<br />
İncek’te oturumcu profilinin genç ve<br />
beyaz yakalı çalışan olarak geliştiğini<br />
gözlemlediklerinin belirtti. Bu profil<br />
dahilindeki insanların dışarda yemek<br />
konusunda hayli istekli olduğuna dikkat<br />
çeken Barçak, “Anılan profile yönelik<br />
olarak bölgenin en büyük ihtiyacı olarak<br />
yeme - içme mekan alternatifleri olarak<br />
ortaya çıkıyor. Yaşamın başladığı İncek<br />
Loft projemizdeki alışveriş caddesindeki<br />
bazı yerleri bu ihtiyaca cevap verecek bir<br />
merkez haline getirmeyi planlıyoruz. Bu<br />
hem projede oturanlara değer katacak,<br />
hem de dışarıdan buraya gelecekler<br />
için önemli bir alternatif yaratacak” diye<br />
konuştu. Barçak, İncek Loft alışveriş<br />
caddesi içerisindeki ticari alanlarda<br />
Türkiye’nin önde gelen yeme - içme<br />
markalarıyla işbirliği yapıp bir gurme<br />
merkezi hayata geçireceklerini de<br />
sözlerine ekledi.
hotel restaurant<br />
120 & hi-tech<br />
yeni mekan<br />
Çarşamba akşamlarının yeni adresi<br />
Hezarfen Bar & Lounge<br />
Geleneksel ve modern dokuyu aynı çatı<br />
altında buluşturan CVK Park Bosphorus Hotel<br />
İstanbul’un lobi katında hizmet veren Hezarfen<br />
Lounge, İstanbul’un en büyüleyici manzarasına<br />
karşı, kokteyl ve müzik ziyafeti sunuyor.<br />
Benzersiz lezzetleri ve kusursuz hizmetiyle<br />
misafirlerine unutulmaz bir deneyim yaşatan<br />
Hezarfen’in bundan böyle her çarşamba<br />
gerçekleşecek olan ‘kokteyl geceleri’ne Hazal Ata’nın<br />
gitar performansı eşlik edecek.<br />
Eşsiz doku, kusursuz hizmet anlayışı<br />
Modern mimariyi geleneksel çizgilerle bir araya getiren<br />
eşsiz dokusu, kusursuz hizmet anlayışı ve içinde yer<br />
alan birbirinden iddialı mekanlarıyla şehrin en çok<br />
tercih edilen adreslerinden CVK Park Bosphorus Hotel<br />
İstanbul, otelin en güzel manzaralarından birine sahip<br />
olan mekanlarından Hezarfen Lounge’ın zengin kokteyl<br />
menüsünü indirim avantajıyla sunuyor.<br />
Her çarşamba 21.30-23.30 saatleri arasında<br />
Hezarfen Lounge’da her çarşamba 21.30-23.30<br />
saatleri arasında gerçekleşecek ‘kokteyl geceleri’nde<br />
misafirler; muhteşem manzaranın tadını eşsiz lezzetler<br />
ve canlı müzik keyfi eşliğinde çıkarırken; tüm kokteyl<br />
menüsünden indirimli olarak faydalanabilecekler.
Sultanahmet<br />
Köftecisi’nin<br />
Avrupa atağı...<br />
Bulgaristan’ın başkenti<br />
Sofya’da “MTS Food<br />
Ltd” adıyla şirket kuran<br />
asırlık köfteci, bu şirket<br />
aracılığıyla Avrupa’da<br />
franchise şubeler<br />
açacak, kalifiye eleman<br />
yetiştirilecek, köfte<br />
üretimi yapacak.<br />
Son yıllarda yurt dışı yatırımlarıyla<br />
dikkatleri çeken Tarihi Sultanahmet<br />
Köftecisi, Avrupa’da yeni franchise<br />
şubeler açmak, kalifiye eleman<br />
yetiştirmek ve köfte üretimi yapmak için<br />
Bulgaristan’da şirket kurdu. Sultanahmet<br />
Köftecisi Yönetim Kurulu Onursal Başkanı<br />
Mehmet Tezçakın, Azerbaycan’da 3 şube<br />
açarak başlattıkları yurt dışı franchise<br />
şube çalışmalarını, son dönemde<br />
Almanya ve İngiltere’ye kaydırdıklarını<br />
belirtti.<br />
İngiltere’de Manchester, Almanya’da ise<br />
Münih ve Nürnberg’te şube açtıklarını<br />
kaydeden Tezçakın, “Hiç baharat<br />
kullanılmadan özel bir formülle üretilen<br />
köftelerimiz Türkiye’de olduğu gibi<br />
Avrupa’da da yoğun ilgi gördü. Kısa<br />
sürede değişik Avrupa ülkelerinden çok<br />
yoğun talep aldık” dedi.<br />
“Sofya’nın en merkezi yerinde<br />
dükkân açacağız”<br />
Avrupa’nın alım gücü yüksek 500<br />
milyonluk bir nüfusu barındırdığını<br />
vurgulayan Tezçakın şunları söyledi:<br />
“Avrupa’daki yatırımlara önem veriyoruz<br />
ve yeni şubeler açmak istiyoruz. Ancak,<br />
özellikle kalifiye eleman bulmakta<br />
sorun yaşıyoruz. Türkiye’den eleman<br />
gönderirken de vize sorunları oluyor,<br />
iş planları aksıyor. Ayrıca Avrupa’da bir<br />
üretim merkezimizin olması gerekiyor.<br />
Bu nedenlerle, hem işgücü hem de<br />
et maliyeti düşük olan Avrupa Birliği<br />
üyesi komşu Bulgaristan’ı üs olarak<br />
kullanmaya karar verdik. Sofya’da 500<br />
bin Euro’luk yatırım projesini<br />
gerçekleştirecek MTS Food Ltd. şirketini<br />
kurduk. Sofya’nın en merkezi yerinde<br />
dükkân açacağız. Burada Avrupa’daki<br />
dükkanlarımıza gönderilmek üzere<br />
köfte üretimi yapılacak. Avrupa Birliği<br />
ülkelerinde açtığımız, bundan sonra da<br />
açacağımız tüm dükkanların personel<br />
ihtiyacı bu merkezden katşılanacak. Bu<br />
şirket aracılığıyla Doğu Avrupa ve Balkan<br />
ülkelerinde yeni franchise dükkanlar<br />
açılacak.”<br />
Sırada ABD projesi var<br />
Tezçakın, Sultanahmet Köftecisi’nin<br />
yurt dışı yatırımlarının Avrupa ile sınırlı<br />
kalmayacağının altını çizerek, “ABD’de<br />
de New York merkezi bir şirket kurduk.<br />
Kısa süre içinde ABD projesini de hayata<br />
geçireceğiz. Hedefimiz, Sultanahmet<br />
Köftecisi markasını tüm dünyada tanınan<br />
bir marka yapabilmek. Bunun için de<br />
mutlaka Turquality desteği almamız<br />
gerekiyor. Şirketimizin CEO’su Mert<br />
Tezçakın ve Genel Müdür Burak Duman’ın<br />
Turquality konusunda yoğun çalışmaları<br />
var. En kısa zamanda bu çalışmaların<br />
sonuç vereceğine inanıyorum” diye<br />
konuştu.
hotel restaurant<br />
122 & hi-tech<br />
hotel-tech<br />
Antalya Dijital Zirvesi<br />
turizm dünyasını buluşturdu<br />
CRM Medya’nın organize ettiği ve Google Partners desteğiyle düzenlenen<br />
Antalya Dijital Zirvesi #2,500’ün üzerinde otel sahibi-otel müdürü ve satış<br />
pazarlama müdürlerinin katılımıyla Antalya Su Otel’de gerçekleştirildi.<br />
Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve<br />
diplomatik gücü olan turizm<br />
sektörünün dijital dünyaya<br />
yansımasını konuşmak için bu yıl ikinci<br />
kez düzenlenen Antalya Dijital Zirvesi,<br />
Yazar ve Seslendirme Sanatçısı Yekta<br />
Kopan moderatörlüğünde gerçekleşti.<br />
CRM Medya tarafından Google Partners<br />
desteğiyle düzenlenen zirve kapsamında;<br />
dijitalin yükselişi ile beraber otelcilik<br />
sektöründe dijital kanallara nasıl satış<br />
yapılabileceğinin detayları konuklara<br />
aktarıldı.<br />
Dijital reklam sektörünün<br />
duayenleri dev zirvede bir araya<br />
geldi<br />
Antalya Dijital Zirvesi’ne ev sahipliği<br />
yapan CRM Medya Ajans Başkanı<br />
Ramazan Becer, turizmde yeni satış<br />
kanalı ‘dijital pazarlama’ konu başlığıyla<br />
bir konuşma yaparken, CRM Medya’nın<br />
turizm sektörüne özel sunduğu 360<br />
derece medya çözümleriyle turizm<br />
alanında yakaladığı başarının sırrını da<br />
zirve ziyaretçilerle paylaştı. Program<br />
kapsamında ayrıca; Google Turizm &<br />
Finans Sektör Lideri Sencer Kutluğ,<br />
Facebook Türkiye Ajans Partneri<br />
Ahmet Uğur Yılmaz, İçil Danışmanlık’ın<br />
kurucusu Mustafa İçil, ekranlardan<br />
tanınan Ceyhun Yılmaz, dijital sektörün<br />
önde gelen isimlerinden Devrim Emekçi,<br />
Ligatus Türkiye Ülke Müdürü Emre Faks,<br />
Ods Danışmanlık Genel Müdürü Okan<br />
Seçkin ve kendine has tarzı, yönetim<br />
anlayışı ve yenilikçi bakış açısıyla uçan<br />
müdür lakabıyla tanınan Mehmet<br />
Biçer’in yanı sıra bilişim ve teknoloji<br />
alanındaki çalışmalarıyla tanınan ve<br />
sektörün duayen isimlerinden Serdar<br />
Kuzuloğlu’da bilişim sektörü ile ilgili<br />
değerlendirmelerini dinleyiciler ile<br />
paylaştı. Başak E. Amanat, Serdar Sarıl<br />
ve Ali Özdemir ise gerçekleştirdikleri<br />
özel oturumda izleyicilere sektör<br />
deneyimlerini aktardılar.<br />
Becer: “Turizm sektörünü dijital<br />
ile güçlendirmeliyiz”<br />
Zirve kapsamında ‘dijital pazarlama’ konu<br />
başlığıyla katılımcılara seslenen<br />
CRM Medya Ajans Başkanı Ramazan
Dijital reklam sektörünün<br />
duayenleri ile otel<br />
profesyonellerini bir araya<br />
getiren zirve kapsamında,<br />
otelcilik sektöründe<br />
dijital kanallara nasıl satış<br />
yapılabileceği konusu<br />
masaya yatırıldı.<br />
Becer, “Gençlik yıllarımda 1998 yılında<br />
komilik ile başlayan turizm serüvenimi<br />
2009 yılında Otel müdürlüğü noktasında<br />
bırakarak sonlandırdım, dolayısı ile<br />
sektörün içinden biriyim. Sonrasında bu<br />
sektörü bırakıp dijital alana yöneldim.<br />
Ancak şunu görüyorum ki artık turizm<br />
sektöründe herkes aynı şeyi yapıyor. Biraz<br />
bunu değiştirmemiz gerektiğini düşündük<br />
ve medya sektöründe İstanbul’da ilk üçte<br />
olan bir şirket olarak tekrardan turizme<br />
bir dönüş yaptık. Antalya’ya ofis açarak<br />
otellere farklı bir satış pazarlama çözümü<br />
sunduk. Partnerlerimiz için ‘Siz hiçbir<br />
şey harcamayın, risk almayın, biz sizin<br />
adınıza web sitenizi yeniden tasarlayıp<br />
güncelleyelim ve reklam yapalım.<br />
Trafiğini yönetelim ve canlı telefon<br />
çağrılarına da biz karşılık verelim. Satış<br />
yapalım ve sattığımızın üzerinden bir<br />
kazanç elde edelim’ şeklinde bütünleşik<br />
ve 360 derece bir hizmet modeli<br />
geliştirdik. Bu modelin sektörü çok<br />
geliştireceğine inanıyoruz. Bir noktadan<br />
sonra otelciler bu refleksi kazandıktan<br />
sonra kendileri de bu süreci yürütmeye<br />
başlayacaklar. Buna ‘turizmde dijital<br />
dönüşümün başlangıç noktası’ diyebiliriz”<br />
dedi.<br />
“Teknolojiye yapılan yatırımlar<br />
turizmin gelişmesine ve turist<br />
sayısının artmasına katkı<br />
sağlıyor”<br />
Geçtiğimiz Şubat ayında Antalya’da<br />
gerçekleştirilen ilk zirve sonrasında<br />
büyük bir etkileşim yakaladıklarının<br />
altını çizen Becer, “Bu etkinlikler<br />
devam ettikçe turizm sektörü daha da<br />
gelişecek. Temel çıkış noktamız şu ki<br />
‘ekmek yediğimiz pazarı güçlendirmeliyiz,<br />
bilgilendirmeliyiz’. İnsanlar çıkarlarının<br />
tek bir yol olduğunu değil bunun<br />
alternatiflerinin de olduğunu görsünler<br />
ve bilsinler istedik. Tanıtım her alanda<br />
şart. Ancak artık yalnızca devletten ya<br />
da T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan<br />
bizi tanıtın gibi bir beklentiye girmek çok<br />
yanlış. Her tesis kendi tanıtımını kendisi<br />
yapabilir ve buna bir bütçe ayırabilirse,<br />
o zaman bu ülke daha çok kalkınacaktır.<br />
Ülkedeki binlerce tesisin bir reklam<br />
bütçesi olduğunu düşünün yurt içinde ya<br />
da yurt dışında hepsi ülkeyi tanıtan Türk<br />
bayrağının olduğu bir reklam yaptığını<br />
düşünün asıl kalkınma bundan sonra<br />
gerçekleşecektir. Buna bir ‘reklam<br />
hareketi ya da turizmde diriliş hareketi’<br />
diyebiliriz. Çünkü özellikle yurt içinde ilk<br />
defa tatil refleksi oluşan çok büyük bir<br />
kitle var. Ben şunu diyenlerle o kadar çok<br />
karşılaştım ki; ‘herkes tatile gidiyor biz<br />
de bir tatil yapalım. Bir tatil kaç para?’<br />
diye arayanların sayısı o kadar fazla ki<br />
yurtiçinde de bir tatil kültürü oluşmaya<br />
başladı. Her yıl üstüne katlanarak<br />
gideceği için bunu aslında nasıl tabana<br />
yayarız ve oteller kendi pazarlamasını<br />
oluşturup bu kitleye nasıl ulaşır tüm alt<br />
yapımız ve çalışmalarımız bu durumu<br />
geliştirmek üzeredir” dedi.<br />
“Türkiye’de reklama daha çok<br />
yatırım yapılmalı”<br />
Sunumunda Türkiye reklam sektörünün<br />
rakamlarında da bahseden CRM Medya<br />
Ajans Başkanı Ramazan Becer, dünyada<br />
559 milyar dolar reklam yatırımı<br />
olduğunu ve sıralamada ABD’nin 180<br />
milyar dolar ile başı çektiğini, Çin’in 63,8<br />
milyar dolar ile ikinci sırada olduğunu<br />
ve Türkiye’nin ise yalnızca 1,8 milyar<br />
dolar reklam yatırımı olduğunu söyledi.<br />
Diğer taraftan dikkat çeken en önemli<br />
konu ise Reklam yatırımları noktasındaki<br />
ülke sıralaması ile ülkelerin ekonomik<br />
büyüklük sıralamasının aynı parelellikte<br />
olması. Bu da gösteriyor ki reklam<br />
harcamalarınızı doğru şekilde büyüttükçe<br />
firmanızı, ülkenizi de büyütüyorsunuz.<br />
Turizm sektöründe de daha çok reklam<br />
yatırımı yapılması gerektiğini belirten<br />
Ramazan Becer, turizmde dijital<br />
pazarlamanın oldukça avantajlı olduğunu<br />
belirtti.
hotel restaurant<br />
124 & hi-tech<br />
ürün
Banyo<br />
trendinde<br />
mat<br />
renkler<br />
Ege Vitrifiye 9 farklı alternatiften<br />
oluşan renkli lavabolarıyla<br />
kendinden söz ettirmeye devam<br />
ediyor.<br />
Renklerin insanlar üzerindeki fiziksel ve psikolojik<br />
etkileri biliniyor. Örneğin yeşil rengin dinlendirdiği veya<br />
mavinin özgürlük hissini uyandırırken, huzur verdiği<br />
bilinen örnekler arasında… Ege Vitrifiye geliştirdiği mat renk<br />
skalasıyla kişilerin kullanırken mutlu ve huzurlu hissettiği<br />
alanlar oluşturmayı hedefliyor.<br />
Estetik ve fonksiyonel<br />
Kullanıcıların kendi tarzlarında banyolar tasarlaması<br />
amacıyla geliştirilen lavabolar, fonksiyonel yapıları ve estetik<br />
duruşlarıyla bulundukları atmosferi kişiye özel hale getiriyor.<br />
Mobilya üzerinde kullanılan ürünler minimal çizgileriyle<br />
dikkat çekiyor.
hotel restaurant<br />
126 & hi-tech<br />
ürün<br />
Nude tasarımlarına<br />
ödül yağmuru<br />
Camın en yalın halini temsil eden global<br />
tasarım markası Nude, Türk ve yabancı<br />
tasarımcıların yarattığı cam objelerden<br />
oluşan koleksiyonlarıyla prestijli ödülleri<br />
toplamaya devam ediyor. Yalın ve zamansız<br />
çizgileri, cam dünyasında benzeri<br />
bulunmayan bir şeffaflıkla birleştiren Nude,<br />
iki ayrı tasarımıyla dört yeni ödüle daha hak<br />
kazandı.<br />
“Simple is Beautiful” (Yalın Güzeldir) felsefesini saygın tasarımcıların<br />
koleksiyonlarıyla buluşturan Nude, iki ayrı tasarımıyla dört yeni ödüle<br />
daha hak kazandı. Nude markasının üstün niteliklerini üzerinde<br />
taşıyan kadeh serisi Stem Zero ile karafları modern ve şık bir yorumla<br />
buluşturan “O2” koleksiyonu German Design Award 2018’de heyecanla<br />
karşılandı ve Nude toplamda ikisi birincilik olmak üzere üç ödülle döndü.<br />
Amerika Endüstriyel Tasarımcılar Derneği de Stem Zero’yu bronz ödüle<br />
layık gördü.<br />
Stem Zero’ya üç ayrı ödül…<br />
Yalın, elegan ve sofistike kadeh serisi Stem Zero, şarap ve şampanya için<br />
on bir farklı kadeh ve bardaktan oluşuyor. Üstün teknolojisi ile camın<br />
en ince halini kullanarak şarapseverlerin duyumunu artıran koleksiyon,<br />
hafifliği ve inceliği ile fark yaratıyor; tüm dikkatleri hisler üzerine<br />
odaklıyor; tasarımı ile dokunma, tatma ve koklama duyularının etkisini<br />
ve vurgusunu artırıyor. Tüm bu özellikleriyle tasarım dünyasında beğeni<br />
toplayan Stem Zero, German Design Award’dan iki ödülle dönerken<br />
Amerika Endüstriyel Tasarımcılar Derneği’nce de (Industrial Designers<br />
Society of America-IDSA) ödüllendirildi.<br />
Nude tasarım ekibinden Umut Karaca’nın tasarladığı Stem Zero, German<br />
Design Award 2018’de ambalaj kategorisinde özel mansiyon, masaüstü<br />
kategorisinde ise birincilik ödülünü aldı. Stem Zero, IDSA tarafından ise<br />
bronz ödüle layık görüldü.<br />
O2 karaf koleksiyonuna birincilik ödülü<br />
Yaratıcılığı ve zarifliğiyle göz dolduran Nude tasarımlarından ödüle<br />
layık görülen bir başka koleksiyon ise dünyaca ünlü tasarımcı Joe<br />
Doucet’in yarattığı “O2” koleksiyonu. Karafları modern ve şık bir yorumla<br />
buluşturan “O2” koleksiyonu, uluslararası alanda beğeniyle karşılanarak<br />
German Design Award’da mutfak kategorisinde birincilik ödülünü aldı.
hotel restaurant<br />
128 & hi-tech<br />
ürünler<br />
Doğal olduğu kadar teknolojik<br />
Geberit’in AquaClean serisinin yeni üyesi Mera, gelişmiş teknolojisi<br />
ve kesintisiz geçişlerine devrim niteliğindeki özelliklerini de<br />
ekleyerek kullanıcısını etkileyici bir deneyimle buluşturuyor. İngiliz<br />
tasarımcı Christoph Behling’in İsviçre dağlarından yeryüzüne ulaşan<br />
sulardan ilham alarak tasarladığı ürün; kullanıcısına maksimum<br />
düzeyde konfor ve hijyen sunuyor. Son teknolojisi sayesinde klozet<br />
kapağı otomatik olarak açılan Mera’nın 5 farklı yakınlık algılama<br />
ayarı bulunuyor. QuickRelease fonksiyonu sayesinde klozet kapağı<br />
çıkartılarak kolay temizlik imkanı sunan Mera’da, maksimum hijyen<br />
sağlanıyor. Ürünün otomatik ve sessiz koku alma ünitesiyle birlikte<br />
çalışan uzun ömürlü özel seramik petek filtresi ise banyoları kötü<br />
kokulardan arındırıyor.<br />
Hem zarif hem multifonksiyonel Thea Optima<br />
Panasonic Eco Solutions Türkiye, Thea markasının üstün teknolojisi ile<br />
yaşam alanlarına son derece pratik ve fonksiyonel bir çözüm sunuyor.<br />
Thea Optima serisi, ince hatları ve yalın tasarımı ile hem dekorasyona<br />
zarafet katıyor hem de duvarlarda fazla yer kaplamıyor. İtalyan tipi<br />
modüler tasarımıyla dikkat çeken Thea Optima modüler seriler, genel<br />
olarak daha küçük modül ebatlarına sahip olduklarından duvar üzerinde<br />
çok daha kısıtlı bir hacimde, daha fazla fonksiyon ortaya koyuyor. Thea<br />
Optima, modüler ürünler için temel ürünleri ve geniş renk seçenekleri<br />
ile tüm dekorasyonlara uyabilecek çeşitliliği de sunuyor. İstenildiğinde<br />
sadece çerçevelerin değişimi ile elektrik montajı etkilenmeden<br />
dekorasyona farklı bir hava da katılabiliyor.<br />
Miele’den pişirme cihazlarında<br />
devrim niteliğinde yeni bir seri<br />
Range<br />
Üstün Alman teknolojisiyle fark ortaya koyan Miele, pişirme<br />
türleri için ideal seçenekler yaratan cihazlarına bir yenisini daha<br />
ekliyor. Miele Range serisi form, malzeme ve işlevsellik açısından<br />
mükemmel bir uyum içindeki ürünler sunuyor; seride bulunan<br />
Range Cooker, Range Top ve Range Hood ile mükemmelliği<br />
mutfaklarınıza getiriyor.<br />
Banyolarda zamansız güzellik<br />
Seramiksan, alışıldık tasarımların dışına çıkarak banyolarda uyum yakalamak<br />
isteyenler için özel seçenekler sunuyor. Zıt renklerin modern duruşu ile banyolarda<br />
estetik bir görünüm yakalayan Seramiksan Life serisi, zarif, göz alıcı desenlerden<br />
oluşan yer ve duvar karosu, en yalın mekanları bile hareketlendiriyor. Yaşam<br />
alanlarını farklılaştıran seri, kullanım alanlarının çeşitliliği sayesinde de yoğun<br />
ilgi görüyor. Dünyada en çok beğenilen mermerler arasında yer alan, İtalya’nın<br />
ünlü Calacatta mermerinden ilham alan Seramiksan, Calacata Marmi serisi ile<br />
mermerin hem sadeliğine hem de şıklığına vurgu yapıyor. Seramiksan’ın vitrifiye<br />
grubunda yer alan şık ve rahat kullanım için lavaboda Aqua serisi, klozette Ocean<br />
serisi banyolarda konfor ve estetiği bir arada sunuyor.