Medikal Teknik Şubat 2024

Important step in the health sector 

Dilara Cica 

From 

the 

editor 

Hybrid operating rooms, a groundbreaking technology in the field of surgery, 

represent the combination of traditional and innovative technologies in 

surgical interventions. The biggest benefit of this technology is to make 

surgical procedures more effective, precise and safe. 

Hybrid operating rooms enable surgeons to use 3D imaging, robotic 

assistance, laser technology and other advanced technologies during 

surgical procedures. In this way, surgical teams can better understand 

the patient’s condition and treat it more accurately. It can also increase 

patients’ comfort by making surgical interventions less invasive and 

speeding up the healing process. Therefore, hybrid operating room 

technology is a significant advance in the healthcare industry and can help 

improve surgical outcomes. 

We hope you enjoy reading our issue, where we discuss important 

developments in the health sector. Don’t forget to always look at life 

positively and take care of yourself... Have a healthy day everyone! 

Sağlık sektöründe önemli adım 

Cerrahi alanında çığır açan bir teknoloji olan hibrit ameliyathaneler, cerrahi 

müdahalelerde geleneksel ve yenilikçi teknolojilerin birleşimini temsil 

ediyor. Bu teknolojinin en büyük faydası ise, cerrahi prosedürleri daha etkili, 

hassas ve güvenli hale getirmek… 

Hibrit ameliyathaneler, cerrahların cerrahi işlemler sırasında 3 boyutlu 

görüntüleme, robotik yardım, lazer teknolojisi ve diğer ileri teknolojileri 

kullanmasını sağlar. Bu sayede cerrahi ekipler hastanın durumunu daha 

iyi anlayabilir ve daha doğru tedavi edebilir. Ayrıca cerrahi müdahaleleri 

daha az invaziv hale getirerek ve iyileşme sürecini hızlandırarak hastaların 

konforunu artırabilir. Bu nedenle hibrit ameliyathane teknolojisi sağlık 

sektöründe önemli bir ilerlemedir ve cerrahi sonuçların iyileştirilmesine 

yardımcı olabilir. 

Sağlık sektöründeki önemli gelişmeleri ele aldığımız sayımızı keyifle 

okumanızı dileriz. Hayata her zaman olumlu bakmayı ve kendinize dikkat 

etmeyi unutmayın… Hepinize sağlıklı günler!

Publisher 

H. Ferruh IŞIK 

on behalf of 

İstmag Magazin Gazetecilik 

İç ve Diş Tic. Ltd. Şti. 

Managing Editor 

(Responsible) 

Mehmet SÖZTUTAN 

mehmet.soztutan@img.com.tr 

Advertising Coordinator 

Recep ARSLANTAŞ 

recep.arslantas@img.com.tr 

+90 537 441 97 68 

Editors 

Dilara CİCA 

dilara.cica@img.com.tr 

Recep ARSLANTAŞ 

recep.arslantas@img.com.tr 

Didem IŞIK 

didem.isik@img.com.tr 

Correspondent 

Serhan IŞIK 

serhan.isik@img.com.tr 

Foreign Relations Manager 

Ayça SARIOGLU 

ayca.sarioglu@img.com.tr 

Accounting Manager 

Cuma KARAMAN 

cuma.karaman@img.com.tr 

Finance Manager 

Yusuf DEMİRKAZIK 

yusuf.demirkazik@img.com.tr 

Digital Assets Manager 

Emre YENER 

emre.yener@img.com.tr 

Graphic & Design Advisor 

Sami AKTAŞ 

sami.aktas@img.com.tr 

Subscription 

İsmail ÖZÇELIK 

ismail.ozcelik@img.com.tr 

Bursa Represantation 

Ömer Faruk GÖRÜN 

omer.gorun@img.com.tr 

Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA 

Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481 

Head Office 

İstanbul Magazin Grubu 

İHLAS MEDIA CENTER 

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi 

No:11 Medya Blok Kat:1 

34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey 

Tel: 0212 454 22 22 Faks: 0212 454 22 93 

www.medikalteknik.com.tr 

e-mail: info@medikalteknik.com.tr 

İMG - Medikal Teknik dergisinde 

yer alan makalelerdeki fikirler 

yazarlarına aittir. 

Yayınlanan ilanların sorumluluğu 

reklam verene aittir. 

İMG - Medikal Teknik dergisinin 

bütün yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik 

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. 

Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. 

1 

0 

1 

4 

1 

8 

3 

6 

4 

0 

Newly developed methods 

in bone metastasis! 

Kemik metastazında 

yeni gelişen yöntemler! 

Disease carried from school 

to home: Influenza 

Okuldan eve taşınan hastalık: Influenza 

Digital evolution in healthcare 

with hybrid operating rooms 

Hibrit ameliyathanelerle 

sağlıkta dijital evrim 

20% of breastfeeding women 

struggle with mastitis 

Emzirme sürecindeki kadınların 

%20’si mastit ile savaşıyor 

Roche Türkiye once again received the 

“Top Employer” award 

Roche Türkiye, bir kez daha 

“En İyi İşveren” ödülünün sahibi oldu 

medikalteknik 

Recep Arslantaş

Recep ARSLANTAŞ Koordinatör 

No violence against 

healthcare workers! 

Error-free and flawless service is always expected from 

our healthcare professionals, especially our physicians. We 

must not forget the fact that healthcare is a very complex 

and sensitive process. On the other hand, sometimes 

patients may be harmed as a result of the erroneous 

behavior of healthcare professionals and institutions. 

Increases in the number of malpractices not only harm 

patient safety but also damage the reputation of the 

healthcare system. Therefore, important steps need to 

be taken to prevent medical malpractice cases, reduce 

error rates and ensure patient safety. As the Medikal 

Teknik magazine team, we condemn violence against our 

healthcare professionals and hope that legal regulations 

to protect the rights of our healthcare professionals will 

be increased. 

Stay safe until we see you in the Medicine Day - March 

2024 issue of Medikal Teknik magazine. 

Sağlık çalışanlarına 

şiddete hayır! 

Başta hekimlerimiz olmak üzere sağlık çalışanlarımızdan 

her zaman hatasız ve kusursuz hizmet beklenmektedir. 

Sağlık hizmetlerinin oldukça karmaşık ve hassas bir 

süreç olduğu gerçeğini unutmamalıyız. Öte yandan bazen 

sağlık çalışanlarının ve kurumların hatalı davranışları 

sonucunda hastalar zarar görebilmektedir. Malpraktis 

sayısındaki artışlar, hasta güvenliğini zedelediği gibi sağlık 

sisteminin itibarına da zarar veriyor. Bu nedenle tıbbi 

uygulama hatası vakalarının önlenmesi, hata oranlarının 

azaltılması ve hasta güvenliğinin sağlanması için önemli 

adımların atılması gerekmektedir. Medikal Teknik dergisi 

ekibi olarak, sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddeti kınıyor, 

sağlık çalışanlarımızın haklarını korumaya yönelik yasal 

düzenlemelerin artırılmasını umuyoruz. 

Medikal Teknik dergisinin Tıp Bayramı - Mart 2024 

sayısında görüşünceye kadar esen kalın.

8 

The great helper of small breaths: Omron WheezeScan Wheeze Detector 

Küçük nefeslerin büyük yardımcısı: Omron WheezeScan Hırıltı Dedektörü 

It is known that 1 in every 10 children in our 

country struggles with asthma. Cold winter 

months are even more challenging for children 

with asthma and respiratory problems, and can 

lead to breathing difficulties or attacks. Omron’s 

new device, WheezeScan Wheeze Detector, easily 

detects wheezing in children and helps them 

breathe more easily. 

Winter brings diseases along with the cold. It causes the 

complaints of children with asthma to increase. To keep 

asthma under control, the most important factors are 

avoiding harmful environmental factors such as house 

dust, pollen, cigarette smoke, moisture and mold, and also 

sticking to the medication and treatment recommended by 

Ülkemizde her 10 çocuktan 1’inin astım hastalığı 

ile mücadele ettiği biliniyor. Soğuk kış ayları, 

astım ve solunum problemleri olan çocuklar için 

daha da zorlayıcı olurken, solunum zorluklarına 

ya da ataklara yol açabiliyor. Omron’un yeni cihazı 

WheezeScan Hırıltı Dedektörü çocuklardaki 

hırıltıyı kolayca belirleyerek onlara daha rahat 

nefes alabilmeleri için yardımcı oluyor. 

Kış mevsimi soğuklarla birlikte hastalıkları da getiriyor. 

Astımı olan çocukların şikayetlerinin artmasına neden 

oluyor. Astımı kontrol altında tutmak için ev tozu, polen, 

sigara dumanı, nem ve küf gibi zararlı çevresel faktörlerden 

kaçınmak, aynı zamanda doktorunuzun önerdiği ilaç ve 

tedaviye sadık kalmak en önemli etkenlerin başında geliyor. 

Şubat - February 2024

9 

your doctor. WheezeScan Wheeze 

Detector, developed by Omron 

to support treatment, offers 

great convenience to parents by 

detecting wheezing in children 

showing asthma symptoms. 

This device can detect the 

presence of wheezing in less than 

30 seconds, especially in children 

under the age of 7 who have 

difficulty expressing themselves. 

When taking measurements with 

WheezeScan, parents only need 

to make sure that their child does 

not cry, does not talk, and does 

not have nasal congestion. 

Omron WheezeScan, which 

collects sounds that parents 

cannot perceive with its highsensitivity 

microphone, uses an 

advanced noise reduction system 

and detects wheezing with 

algorithm-based analysis, can 

be easily carried during travels 

or in their children’s nursery 

or kindergarten bags with its 

portable structure. 

Omron WheezeScan, which supports asthma treatment 

and aims to reduce the rate of hospitalization, also makes it 

easier to track asthma triggers with a free application. 

The study conducted on preschool children by the 

Department of Pediatric Respiratory and Immunology at 

the Charité University in Berlin reveals that 79% of parents 

using the WheezeScan Wheeze Detector found the device 

easy to use and recommended it to other families. 

Omron’un tedaviyi desteklemek 

amacıyla geliştirdiği WheezeScan 

Hırıltı Dedektörü astım belirtileri 

gösteren çocuklarda hırıltıyı 

saptayarak ebeveynlere büyük bir 

kolaylık sunuyor. 

Bu cihaz, 30 saniyeden daha 

kısa bir sürede özellikle kendini 

ifade etmekte zorlanan 7 yaş 

altı çocuklarda hırıltı varlığını 

belirleyebiliyor. WheezeScan ile 

ölçüm yapılırken ebeveynlerin 

yalnızca çocuğunun ağlamadığına, 

konuşmadığına ve burun tıkanıklığı 

olmadığına dikkat etmesi yeterli 

oluyor. 

Yüksek hassasiyetli mikrofonu ile 

ebeveynlerin algılayamayacağı 

sesleri toplayıp, gelişmiş bir 

gürültü azaltma sistemini 

kullanarak ve algoritma tabanlı 

analizlerle hırıltıyı tespit eden 

Omron WheezeScan, taşınabilir 

yapısıyla da seyahatlerde ya da 

çocuklarının kreş veya anaokul 

çantalarında kolayca taşınabiliyor. 

Astım tedavisine destek olan 

ve hastane yatış oranını düşürmeyi hedefleyen Omron 

WheezeScan, aynı zamanda ücretsiz bir uygulama ile astım 

tetikleyicilerinin takibini kolaylaştırıyor. 

Berlin’deki Charité Üniversitesi Pediatrik Solunum ve 

İmmünoloji Anabilim Dalı’nın okul öncesi çocuklar üzerinde 

yürüttüğü çalışma, WheezeScan Hırıltı Dedektörü’nü 

kullanan ebeveynlerin %79’unun cihazı kolay kullanılabilir 

bulduğunu ve diğer ailelere tavsiye ettiğini ortaya koyuyor. 


10 

Newly developed methods in bone metastasis! 

Kemik metastazında yeni gelişen yöntemler! 

Hastaların en sık başvuru nedeninin şiddetli ağrı, 

şişlik, topallama ve kemikte kırık olduğunu, bu 

nedenle bu tür şikayetlerin ihmal edilmemesi 

gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Seyit Ali 

Gümüştaş kemik metastazı hakkında bilinmesi 

gerekenleri ve tedavide yeni gelişmeleri anlattı, 

önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

Emphasizing that the most common reasons for 

patients’ complaints are severe pain, swelling, 

limping and bone fractures, such complaints 

should not be neglected, Assoc. Prof. Seyit 

Ali Gümüştaş, M.D. explained what needs to 

be known about bone metastasis and new 

developments in treatment, and made important 

warnings and suggestions. 

The incidence of bone metastasis, popularly known as 

‘cancer spreading to the bone’, is becoming increasingly 

common today. Assoc. Prof. Seyit Ali Gümüştaş, M.D., 

Orthoist, Orthopedics and Traumatology at Acıbadem Fulya 

Hospital, said, “Bone metastasis indicates that the existing 

cancer is progressing. It is the third most common site of 

metastasis after the lung and liver. Depending on the type 

of cancer, the incidence of bone metastasis can reach 70 

percent.” 

It can manifest itself with these symptoms! 

In recent years, as life expectancy increases in parallel with 

the development of cancer treatments, the frequency 

of encountering metastatic bone cancer also increases. 

Assoc. Prof. stated that in bone tumors, which generally 

progress slowly and are divided into two groups: benign 

and malignant, patients often consult a physician with 

complaints of pain, and the determining factor in pain is 

that it continues even at rest and increases in severity over 

time. Assoc. Prof. Seyit Ali Gümüştaş, said, “The patient may 

wake up at night due to pain and may not receive sufficient 

benefit from standard painkillers. Although pain that wakes 

you up at night is an indicator of malignant bone tumors, it 

can also rarely be seen in benign tumors. Irregularly limited, 

Halk arasında ‘kanserin kemiğe sıçraması’ olarak bilinen 

kemik metastazının görülme sıklığı günümüzde giderek 

yaygınlaşıyor. Son yıllarda kanser tedavilerinin gelişimine 

paralel olarak yaşam süresi uzadıkça metastatik kemik 

kanseri ile çok daha fazla karşılaşıldığını belirten Acıbadem 

Fulya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji, Ortopedik 

Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Seyit Ali Gümüştaş “Kemik 

metastazı mevcut kanserin ilerlediğini gösterir. Akciğer ve 

karaciğerden sonra en sık metastaz alan üçüncü bölgedir. 

Kanser tipine bağlı olarak kemik metastazının görülme 

sıklığı yüzde 70’i bulabilmektedir” diyor. 

Bu belirtilerle kendini gösterebiliyor! 

Son yıllarda kanser tedavilerinin gelişimine paralel 

olarak yaşam süresi uzadıkça metastatik kemik kanseri 

ile karşılaşma sıklığı da artıyor. Genellikle yavaş seyirli 

ilerleyen, iyi ve kötü huylu olmak üzere ikiye ayrılan kemik 

tümörlerinde hastaların sıklıkla ağrı şikayetiyle hekime 

başvurduğunu, ağrıda belirleyici unsurun ise istirahatte 

bile devam etmesi ve zamanla şiddetinin artması olduğunu 

belirten Doç. Dr. Seyit Ali Gümüştaş “Hasta geceleri ağrı 

nedeniyle uykudan uyanabilir ve standart ağrı kesicilerden 

yeterli fayda görmeyebilir. Geceleri uykudan uyandıran 

ağrı kötü huylu kemik tümörlerinin bir göstergesi olsa da 

nadiren iyi huylu tümörde de görülebilir. Vücutta düzensiz 

sınırlı, hızlı büyüyen ve ağrılı şişlikler ile topallama da kötü 

huylu olması açısından uyarıcı olmalıdır” diyor. 

Erken tanı hayati önem taşıyor! 

Sıklıkla 40 yaş sonrası ortaya çıkan kemik metastazı mevcut 

kanserin ilerlemiş olduğunu gösteriyor. Bu hastaların 

alanında uzman hekimler (Ortopedik Onkoloji hekimi, Tıbbi 

ve Radyasyon Onkolojisi, Patoloji, Radyoloji ve Nükleer tıp) 

tarafından değerlendirilip tanı ve tedavisine karar verilmesi 

gerekiyor. Doç. Dr. Gümüştaş, kemik metastazlarının tüm 

kemiklerde gelişebilmekle birlikte en sık omurga, pelvis 

(leğen kemiği), femur (uyluk) ve humerus (kol) bölgesinde 

görüldüğünü belirterek şöyle konuşuyor: 

“Kemik metastazı tanısının konulmasının hayati önemi 

vardır. Özellikle kemiğin kendisinden kaynaklanan 

tümörlerden ve hastanın mevcut tümöründen başka bir 

odaktan kaynaklanmadığı ortaya konulmalıdır. Aksi taktirde 

hastanın yaşamını ciddi şekilde olumsuz etkileyecek geri 

dönüşümsüz hatalara yol açılır.” 


11 

rapidly growing and painful swellings on the body and 

limping should also be warning signs of malignancy.” 

Early diagnosis is vital! 

Bone metastases, which often occur after the age of 

40, indicate that the existing cancer is advanced. These 

patients need to be evaluated by physicians who are 

experts in their fields (Orthopedic Oncology physician, 

Medical and Radiation Oncology, Pathology, Radiology and 

Nuclear medicine) and their diagnosis and treatment must 

be decided. Assoc. Prof. Gümüştaş states that although 

bone metastases can develop in all bones, they are most 

commonly seen in the spine, pelvis, femur (thigh) and 

humerus (arm) region and says, “It is vital to diagnose bone 

metastases. In particular, it should be established that it 

is not caused by tumors originating from the bone itself 

and from any other focus than the patient’s current tumor. 

Otherwise, irreversible errors will occur that will seriously 

negatively affect the patient’s life.” 

Rapid advances are being made in treatment 

In recent years, thanks to rapid developments in 

technology and medicine, there have been very important 

innovations in the treatment of bone metastases. Assoc. 

Prof. emphasized that while some benign tumors are 

only monitored, surgical removal of many of them is 

sufficient for treatment, and the main treatment of 

malignant tumors originating from the bone itself will 

be clean removal by surgery. Dr. Gümüştaş continues, “In 

the treatment of some, chemotherapy or radiotherapy is 

applied in addition to surgery. Closed or open methods can 

be used in the surgical treatment of bone metastases. New 

developments in the treatment of bone metastases; These 

are closed burning (radiofrequency ablation, microwave 

ablation) and freezing (cryoablation) procedures 

accompanied by imaging (tomography, mobile x-ray).” 

The tumor is burned at high temperatures 

Assoc. Prof. Seyit Ali Gümüştaş, M.D., Orthoist, Orthopedics 

and Traumatology at Acıbadem Fulya Hospital stated that 

some benign bone tumors and bone metastases can be 

treated with Radiofrequency ablation (RF), one of the 

frequently used methods in recent years, by burning the 

tumor in a closed manner at high temperature under 

imaging guidance, and added, “This method is especially 

vital for bone metastasis patients whose general 

condition is not very good and who cannot tolerate open 

surgery. The RF ablation procedure is very specific and is 

performed by Orthopedics and Traumatology physicians or 

Interventional Radiologists who are particularly interested 

in bone and soft tissue tumor surgery.” Pointing out that 

in this method, heat has a melting/shrinking effect on the 

tumor and sometimes it may not require surgery, Assoc. 

Prof. Gümüştaş said, “It can be applied to benign and 

malignant bone tumors. It is an effective method with low 

risk and rapid results. 

An extra advantage is that it can be applied to bone 

metastases that are resistant to radiotherapy or have 

recurred. In selected patients, after burning the tumor 

with radiofrequency ablation, cementing can be safely 

performed from the same entry point.” 

Tedavide çok hızlı gelişmeler yaşanıyor 

Son yıllarda teknolojideki ve tıp alanındaki hızlı gelişmeler 

sayesinde kemik metastazlarının tedavisinde çok önemli 

yenilikler yaşanıyor. Bazı iyi huylu tümörler sadece takip 

edilirken, birçoğunun ameliyat ile çıkarılmasının tedavi için 

yeterli olduğunu, kemiğin kendisinden kaynaklanan kötü 

huylu tümörlerin asıl tedavisinin ise ameliyat ile temiz bir 

şekilde çıkarılması olacağını vurgulayan Doç. Dr. Gümüştaş 

sözlerine şöyle devam ediyor: “Bazılarının tedavisinde 

cerrahiye ek olarak kemoterapi veya radyoterapi uygulanır. 

Kemik metastazlarının ameliyat ile tedavisinde kapalı ya 

da açık yöntemler uygulanabilir. Kemik metastazlarının 

tedavisinde yeni gelişmeler; görüntüleme eşliğinde 

(tomografi, seyyar röntgen) kapalı uygulanan yakma 

(radyofrekans ablasyon, mikrodalga ablasyon) ve dondurma 

(krioablasyon) işlemleridir.” 

Tümör yüksek ısıda yakılıyor 

Acıbadem Fulya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji, 

Ortopedik Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Seyit Ali Gümüştaş, 

son yıllarda sık kullanılan yöntemlerden Radyofrekans 

ablasyon (RF) ile bazı iyi huylu kemik tümörleri ve kemik 

metastazlarının, tümörün görüntüleme eşliğinde yüksek 

ısıda kapalı olarak yakılması suretiyle tedavi edilebildiğini 

belirterek “Bu yöntem özellikle genel durumu çok iyi 

olmayan ve açık cerrahiyi tolere edemeyecek kemik 

metastazı hastalarında hayati öneme sahiptir. RF 

ablasyon işlemi çok spesifik olup özellikle kemik ve 

yumuşak doku tümör cerrahisi ile ilgilenen Ortopedi 

ve Travmatoloji hekimi ya da Girişimsel Radyologlar 

tarafından yapılmaktadır” diyor. Doç. Dr. Gümüştaş bu 

yöntemde ısının tümör üzerinde eritme/küçültme etkisi 

gösterdiğine, bazen ameliyata gerek bırakmayabildiğine 

dikkat çekerek “İyi ve kötü huylu kemik tümörlerinde 

uygulanabilmektedir. Düşük riskli ve hızlı sonuç alınabilen 

etkin yöntemdir. Radyoterapiye dirençli ya da tekrarlamış 

kemik metastazlarında uygulanabilmesi ekstra avantajıdır. 

Seçilmiş hastalarda radyofrekans ablasyon ile tümörü 

yaktıktan sonra aynı giriş yerinden çimentolama işlemi 

güvenle uygulanabilir” diye konuşuyor. 


12 

Multikan continues its investment in technology and innovation 

Multikan, teknoloji ve inovasyona yatırımını sürdürüyor 

Multikan, Türkiye’s leading healthcare products supplier, 

once again demonstrated its commitment to technology 

and innovation by investing in Robusta, which operates in 

the field of robotic process automation (RPA). Multikan, 

which has been serving in the healthcare industry for more 

than 30 years, aims to digitalize business processes and 

increase operational efficiency with this strategic move. 

Robusta is an innovative technology company that allows 

organizations to automate business processes without 

requiring software development knowledge. Drawing 

attention with its advanced engineering and user-oriented 

approaches, Robusta offers solutions that support the 

digital transformation of organizations of all sizes with its 

no code RPA Platform. Multikan’s Chairman of the Board of 

Directors said, “Robusta’s visionary approach and effective 

solutions fully suit Multikan’s innovation and technologyoriented 

growth strategy. This investment will increase the 

growth potential of our company and enable us to take 

stronger steps into the future.” 

Rapid changes and innovations in the technology sector 

continue to be an important part of Multikan’s investment 

strategies. This collaboration with Robusta will further 

improve the services Multikan offers to healthcare 

professionals and enable it to offer faster, practical and 

flexible solutions to its customers. 

Multikan stated that in addition to this investment, it will 

continue its other investment activities in the technology 

sector. With these steps, the company aims to support its 

sustainable growth and strengthen its leading position in 

the sector. 

Türkiye’nin lider sağlık ürünleri tedarikçisi Multikan, 

robotik süreç otomasyonu (RPA) alanında faaliyet gösteren 

Robusta’ya yatırım yaparak teknolojiye ve inovasyona olan 

bağlılığını bir kez daha gösterdi. 30 yılı aşkın süredir sağlık 

sektöründe hizmet veren Multikan, bu stratejik hamleyle 

iş süreçlerini dijitalleştirmeyi ve operasyonel verimliliği 

artırmayı hedefliyor. 

Robusta, kuruluşların iş süreçlerini yazılım geliştirme 

bilgisi gerektirmeden otomatize etmelerine olanak tanıyan 

yenilikçi bir teknoloji şirketidir. Gelişmiş mühendislik ve 

kullanıcı odaklı yaklaşımlarıyla dikkat çeken Robusta, no 

code RPA Platformu ile her büyüklükteki kuruluşun dijital 

dönüşümünü destekleyen çözümler sunuyor. 

Multikan’ın Yönetim Kurulu Başkanı yaptığı açıklamada, 

“Robusta’nın vizyoner yaklaşımı ve etkili çözümleri, 

Multikan’ın inovasyon ve teknoloji odaklı büyüme 

stratejisine tam olarak uyuyor. Bu yatırım, şirketimizin 

büyüme potansiyelini artıracak ve geleceğe daha güçlü 

adımlar atmamızı sağlayacak” dedi. 

Teknoloji sektöründeki hızlı değişim ve yenilikler, 

Multikan’ın yatırım stratejilerinin önemli bir parçası olmaya 

devam ediyor. Robusta ile yapılan bu iş birliği, Multikan’ın 

sağlık profesyonellerine sunduğu hizmetleri daha da 

geliştirecek ve müşterilerine daha hızlı, pratik ve esnek 

çözümler sunmasını sağlayacak. 

Multikan, bu yatırımın yanı sıra, teknoloji sektöründeki diğer 

yatırım faaliyetlerine de devam edeceğini belirtti. Şirket, 

bu adımlarla sürdürülebilir büyümesini desteklemeyi ve 

sektördeki lider konumunu güçlendirmeyi hedefliyor. 


14 

Disease carried from school to home: Influenza 

Okuldan eve taşınan hastalık: Influenza 

Pediatrician 

Dr. Gizem Güvener at Liv Hospital 

Recently, disease rates have been increasing 

in both adults and children due to Influenza. 

Pediatrician Dr. Gizem Güvener at Liv 

Hospital shares what you need to know about 

influenza. 

Seasonal flu: Influenza 

“Influenza, also known as seasonal flu, is an upper 

respiratory tract infection transmitted by droplets and 

close contact. There are 3 types: A, B and C. Influenza 

A causes more severe clinical findings; It causes disease 

in humans, pigs, birds and horses and can cause 

seasonal epidemics such as bird flu and swine flu due 

to its ability to mutate. Influenza B only causes disease 

in humans, and is responsible for milder disease than 

influenza A. Influenza C can cause disease in humans 

and pigs and causes mild upper respiratory tract 

infection.” 

Son dönemlerde Influenza nedeniyle hem 

yetişkinlerde hem de çocuklarda hastalık oranları 

yükseliyor. Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları 

Uzmanı Dr. Gizem Güvener, influenza hakkında 

bilinmesi gerekenleri paylaşıyor. 

Mevsimsel grip: Influenza 

“Mevsimsel grip olarak da bilinen influenza, damlacık yolu ve 

yakın temas ile bulaşan üst solunum yolu enfeksiyonudur. 

A, B ve C olmak üzere 3 tipi bulunmaktadır. Influenza A daha 

ağır klinik bulgulara neden olur; insan, domuz, kuş, atlarda 

hastalık oluşturur ve mutasyona uğrama özelliğinden dolayı 

kuş gribi ve domuz gribi gibi mevsimsel salgınlara neden 

olabilir. Influenza B sadece insanlarda hastalık oluşturur, 

influenza A’ya göre daha hafif hastalıktan sorumludur. 

Influenza C insan ve domuzlarda hastalık oluşturabilir ve hafif 

üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olur.” 


15 

Extremely common in children 

“Influenza infection is extremely common in children 

around the world. Mild infection poses a significant disease 

burden on children around the world, with severe illness 

requiring hospitalization and mortality rates. 

Almost all school-age children diagnosed with influenza 

miss at least one day of school. Compared to other 

respiratory diseases such as respiratory syncytial virus 

(RSV), parainfluenza virus and coronavirus, school absences 

due to influenza infection are higher.” 

What are its symptoms? 

“-In influenza, where sudden onset of fever, muscle pain 

and fatigue are at the forefront after 1-2 days, which is the 

incubation period, accompanied by headache, cough, runny 

nose and sore throat, nausea, vomiting and diarrhea may 

also be observed; Fever resolves in approximately 3-5 days 

and other symptoms resolve in 1 week. 

-Dry cough may last longer in some cases. 

-Middle ear infection, sinusitis, pneumonia and bronchitis 

are common complications. Bacterial infections over 

influenza are responsible for these complications. 

-Children with underlying asthma, cystic fibrosis, heart 

disease and neuromuscular diseases are at higher risk for 

serious disease and complications.” 

How is it transmitted? 

“-Influenza is transmitted by sneezing and coughing 

droplets suspended in the air and inhaling these viruses 

through the respiratory tract. 

- Another way of transmission is contact with the hands, 

nose and mouth after contact with door handles, tables 

and common items that are contaminated with the virus. 

-Antibodies passed from the mother can protect newborn 

babies in the first few months of life. However, afterwards 

the amount of these antibodies decreases. 

-The rate of transmitting the virus is higher in children than 

in adults and they are contagious for a longer period of 

time. 

-The frequency of transmission of the virus peaks on 

the first day of the disease, and in young children, 

contagiousness can continue for up to 7-10 days.” 

How is it diagnosed? 

“It is determined according to clinical findings, 

demonstration of the virus with a throat swab and 

laboratory values if necessary. 

Laboratory tests may not always be necessary, but blood 

tests and imaging methods should be used in all patients 

with a high risk of complications and advanced enough to 

be hospitalized.” 

How is it treated? 

“There are supportive treatments and antiviral treatment. 

Adequate fluid intake, balanced nutrition, bed rest, and 

medical-antiviral drugs can be used if necessary. 

In case of deterioration in general condition, prolonged 

fever or recurrence of fever, secondary bacterial infection 

should be suspected. Appropriate antibiotics can be used if 

necessary.” 

Çocuklarda son derece yaygın 

“Influenza enfeksiyonu dünya genelindeki çocuklarda 

son derece yaygındır. Hafif enfeksiyon, hastaneye yatışı 

gerektiren ciddi hastalık ve ölüm oranlarıyla dünyada 

çocuklar üzerinde önemli bir hastalık yükü oluşturmaktadır. 

Influenza teşhisi konan okul çağındaki çocukların neredeyse 

tamamı en az bir gün okula gidemiyor, respiratuar sinsityal 

virüs (rsv), parainfluenza virüsü ve koronavirüs gibi diğer 

solunum yolu hastalıklarıyla karşılaştırıldığında, influenza 

enfeksiyonuna bağlı okula devamsızlığın daha fazla olduğu 

görülmüş.” 

Semptomları nelerdir? 

-“Kuluçka dönemi olan 1-2 günün ardından ani başlayan 

ateş, kas ağrısı ve yorgunluğun ön planda olduğu, baş 

ağrısı, öksürük, burun akıntısı ve boğaz ağrısının da eşlik 

ettiği, bulantı, kusma ve ishalin de görülebildiği influenzada; 

ateş yaklaşık 3-5 günde, diğer semptomlar 1 haftada 

düzelir. 

-Kuru öksürük bazı durumlarda daha uzun sürebilir. 

-Orta kulak iltihabı, sinüzit, zatürre ve bronşit sık görülen 

komplikasyonlardır. Bu komplikasyonlardan influenzanın 

üzerine geçirilen bakteriyel enfeksiyonlar sorumludur. 

-Altta yatan astım, kistik fibrozis, kalp hastalığı ve 

nöromüsküler hastalıkları olan çocuklar, ciddi hastalık ve 

komplikasyon açısından daha yüksek risk altındadır.” 

Nasıl bulaşır? 

“-Influenza hapşırma öksürme ile açığa çıkan damlacıkların 

havada asılı kalması ve solunum yolu ile bu virüslerin 

alınması ile bulaşır. 

-Hasta kimselerin enfekte ettiği, virüsün bulaştığı kapı 

kolları, masa, ortak kullanılan eşyalar ile temas olması 

sonrası elleri, burun ve ağza temas ettirmek bir diğer bulaş 

yoludur. 

-Yenidoğan bebekleri anneden geçen antikorlar yaşamın ilk 

birkaç ayında koruyabilir. Ancak sonrasında bu antikorların 

miktarı azalmaktadır. 

-Virüsü bulaştırma oranı çocuklarda erişkinlere oranla daha 

fazladır ve daha uzun süre bulaştırıcıdır. 

-Virüsün bulaşma sıklığı hastalığın ilk gününde pik yapar 

ve küçük çocuklarda bulaştırıcılık 7-10 güne kadar devam 

edebilir.” 

Tanısı nasıl konulur? 

”Klinik bulgulara göre, boğaz sürüntüsü ile virüsün 

gösterilmesi ve gereklilik halinde laboratuvar değerlerine 

göre konur. 

Laboratuvar tetkikleri her zaman gerekli olmayabilir, fakat 

komplikasyon riski yüksek ve hastaneye yatacak kadar 

ilerlemiş tüm hastalarda kan tetkikleri ve görüntüleme 

yöntemlerine başvurmak gerekir.” 

Tedavisi nasıl yapılır? 

“Destek tedaviler ve antiviral tedavi bulunmaktadır. Yeterli 

sıvı alımı, dengeli beslenme, yatak istirahati, gereklilik 

halinde medikal-antiviral ilaçlar kullanılabilir. 


16 

Is there a vaccine? 

“There is a vaccine for influenza. Annual vaccination of 

children is the best way to protect against influenza. It can 

be applied to children older than 6 months. 

If the vaccine is administered for the first time between 

the ages of 6 months and 8 years, it is administered 2 

doses with an interval of 1 month, and if 2 doses of the 

vaccine have been administered before, it is administered 

once a year. For children aged 9 and over, vaccination is 

administered once a year. 

The American Academy of Pediatrics recommends annual 

influenza vaccination for all children over 6 months of age. 

People who should be vaccinated first: Children are at 

higher risk for serious flu illness or complications, such as 

asthma and other chronic respiratory diseases, diabetes, 

immunosuppression, severe heart disease, or progressive 

neurological diseases. It takes approximately two weeks 

after vaccination for protective antibody levels against 

influenza to develop.” 

What precautions should be taken? 

“-Hand hygiene is the most important measure to reduce 

the risk of transmitting the infection from person to 

person. Hands should be washed with soap and water 

after contact with respiratory secretions or contaminated 

surfaces. 

-People who show symptoms of the disease should use a 

mask. 

-Stay at least one meter away from the person who is 

coughing or sneezing. 

-The time spent in closed and unventilated environments 

should be shortened. 

-Healthy nutrition should be provided. 

-Regular sleep should be established. 

-Vaccination is the best way to protect against influenza 

and ensures the mildest disease in case of possible 

contamination.” 

Genel durumda bozulma, uzun süreli ateş veya ateşin 

tekrarlaması halinde sekonder bakteriyel enfeksiyondan 

şüphelenilmelidir. Gereklilik halinde uygun antibiyotik 

kullanılabilir.” 

Aşısı var mı? 

“Influenza için aşı bulunmaktadır. Çocukları yıllık aşılama, 

influenzaya karşı korumanın en iyi yoludur. 6 aydan büyük 

çocuklarda uygulanabilir. 

Aşı 6 ay ile 8 yaş arasında ilk kez uygulayacaksa 1 ay ara 

ile 2 doz, daha önce 2 doz aşı uygulandıysa artık senede 1 

kez yapılır. 9 yaş ve üzerinde çocuklar için yılda 1 kez aşı 

uygulanır. Amerikan Pediatri Akademisi, 6 aydan büyük tüm 

çocuklara yıllık influenza aşısı yapılmasını önermektedir. 

Aşının öncelikli olarak yapılması gereken kişiler; astım 

ve diğer kronik solunum yolu hastalıkları, diyabet, 

bağışıklık sistemi baskılanması, ciddi kalp hastalığı veya 

ilerleyici nörolojik hastalıklar gibi ciddi grip hastalığı veya 

komplikasyonları açısından daha yüksek risk altında olan 

çocuklardır. Influenzaya karşı koruyucu antikor düzeylerinin 

gelişmesi aşılamadan sonra yaklaşık iki hafta sürer.” 

Ne gibi önlemler alınmalı? 

“-El hijyeni enfeksiyonun kişiden kişiye bulaşma riskini 

azaltmak için en önemli önlemdir. Solunum sekresyonları 

veya kontamine yüzeylerle temas sonrasında eller su ve 

sabun ile yıkanmalıdır. 

-Hastalık belirtileri gösteren kişilerin maske kullanması 

gerekir. 

-Öksüren veya hapşıran kişiden en az bir metre uzakta 

durulmalıdır. 

-Kapalı ve havalandırılmayan ortamlarda geçirilen süre 

kısaltılmalıdır. 

-Sağlıklı beslenme sağlanmalıdır. 

-Düzenli uyku oluşturulmalıdır. 

-Aşılama, influenzadan korunmak için en iyi yoldur ve olası 

bulaş durumunda hastalığın en hafif şekilde geçirilmesini 

sağlar.” 


18 

Digital evolution in healthcare with hybrid operating rooms 

Hibrit ameliyathanelerle sağlıkta dijital evrim 

Hybrid operating rooms stand out as a 

groundbreaking step in the field of surgery. By 

combining traditional surgical methods with 

modern technology, they add an innovative 

dimension to healthcare services. These special 

operating rooms are used effectively for many 

disease groups such as brain, spinal cord and spine 

surgery and trauma surgery. Brain and Nerve 

Surgery Specialist Prof. Dr. Serdar Kahraman at Liv 

Hospital shared information on this topic. 

O-ARM CT (0-ARM TOMOGRAPHY) 

“Computed tomography can be taken during surgery with 

the mobile tomography device, which is a new generation 

imaging system. With this technology, 2- or 3-dimensional 

imaging can be performed at the time of surgery in 

both brain and spine-spinal surgery. Moreover, in three 

dimensions at a 360-degree angle, in as little as 13 seconds. 

The system also has a robotic positioning feature. In this 

way, the device can be approached to the patient table very 

quickly in the operating room and a tomography can be 

taken. Since it takes images in one go, images with the same 

image quality can be viewed throughout the surgery with 

one-third less radiation than other standard tomography 

devices.” 

Hibrit ameliyathaneler, cerrahi alanında çığır 

açan bir adım olarak öne çıkıyor. Geleneksel 

cerrahi yöntemlerini modern teknolojiyle 

birleştirerek, sağlık hizmetlerine yenilikçi bir 

boyut kazandırıyorlar. Bu özel ameliyathaneler, 

beyin, omurilik ve omurga cerrahisi gibi pek çok 

hastalık grubu ve travma cerrahisi için etkili bir 

şekilde kullanılıyor. Konuyla ilgili merak edilenleri 

Liv Hospital Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. 

Dr. Serdar Kahraman anlattı. 

O-ARM CT (0-KOLLU TOMOGRAFİ) 

“Yeni nesil görüntüleme sistemi olan mobil tomografi cihazı 

ile ameliyat sırasında bilgisayarlı tomografi çekilebiliyor. 

Bu teknoloji ile hem beyin hem de omurga-omurilik 

cerrahisinde 2 veya 3 boyutlu olarak ameliyat anında 

görüntüleme yapılabiliyor. Üstelik 360 derece açıyla üç 

boyutlu olarak 13 saniye gibi kısa bir sürede. Sistemin 

robotik pozisyonlama özelliği de var. Bu sayede cihaz 

ameliyathanede çok hızlı bir şekilde hasta masasına 

yanaştırılıp tomografi çekilebiliyor. Tek seferde görüntü 

aldığı için diğer standart tomografi cihazlarına göre üçte 

bir oranında daha az radyasyon ile aynı görüntü kalitesinde 

imajlar ameliyat boyunca izlenebiliyor.” 


19 

Most used areas 

-In age-related spinal deformities 

-Compressions in the spinal canal 

-In spine tumors 

-Spine curvatures in childhood and adolescence 

-In some developmental diseases of the spine 

-Screwing (platinum placement) in fractures and 

dislocations due to trauma 

“While the success rate of spinal screwing surgeries 

performed with O-Arm technology, which can take 

3-dimensional tomography images, increases, the margin 

of error also becomes zero. In addition, the chance of 

surgery success can be further increased by using the 

neuronavigation system, which works in harmony with 

the O-Arm CT device and can show all targets with high 

precision, at the same time. With a precision of 1-2 mm, the 

risk of injury to the spinal cord and nerve roots is almost 

eliminated and a safer surgery is performed. Thanks to the 

O-Arm CT system, tomography is performed under sterile 

conditions at the last stage of the surgery, minimizing 

undesirable situations that require the patient to undergo 

re-operation. The patient stands up in a short time and is 

discharged quickly.” 

Advantages of spinal screw surgery performed 

with the O-Arm device: 

-It provides critical information to the surgeon at every 

stage, reducing the risk of repeat surgery. 

-The patient receives less radiation. 

-With the smaller surgical incision, it provides the patient 

with a faster recovery and reduces bleeding. 

-The system minimizes the major risks of complex surgeries. 

-It reduces the risk of infection. The risk of screw-related 

paralysis is reduced to the lowest level. 

Brain and Nerve Surgery Specialist Prof. Dr. Serdar Kahraman at Liv Hospital 

En çok kullanıldığı alanlar 

-Yaşlılığa bağlı omurga şekil bozukluklarında 

-Omurilik kanalındaki basılarda 

-Omurga tümörlerinde 

-Çocukluk çağı ve gençlik dönemi omurga eğriliklerinde 

-Omurganın bazı gelişimsel hastalıklarında 

-Travmaya bağlı kırılma ve çıkmalarda vidalama (platin 

yerleştirme) 

“3-boyutlu tomografi görüntüsü alabilen O-Arm 

teknolojisiyle gerçekleştirilen omurgaya vidalama 

ameliyatlarında başarı oranı artarken, hata payı da 

sıfırlanıyor. Ayrıca O- Arm CT cihazı ile uyumlu çalışan 

ve tüm hedefleri ileri derecede hassasiyetle gösterebilen 

nöronavigasyon sistem aynı anda kullanılarak ameliyat 

başarı şansı daha da artırılabiliyor. 1-2 mm hassasiyetle 

omurilik ve sinir köklerindeki yaralanma riski neredeyse 

yok edilerek, daha güvenli bir ameliyat gerçekleştiriliyor. 

O- Arm CT sistemi sayesinde, ameliyatın son aşamasında 

steril şartlarda tomografi çekilerek hastanın tekrar 

ameliyat edilmesini gerektiren istenmeyen durumlar en aza 

indirilmiş oluyor. Hasta kısa sürede ayağa kalkıyor ve hızlıca 

taburcu oluyor.” 

O-Arm cihazı ile gerçekleştirilen omurga vidalama 

ameliyatlarının avantajları: 

-Her aşamada cerraha kritik bilgi verir, ameliyatın 

tekrarlanma riski azaltılmış olur. 

-Hasta daha az radyasyon alır. 

-Daha küçük ameliyat kesisiyle, hastaya hızlı iyileşme 

imkânı sağlar ve kanama azalır. 

-Sistem kompleks ameliyatların taşıdığı büyük riskleri en 

aza indirir. 

-Enfeksiyon riskinin azalmasını sağlar. Vidaya bağlı felç 

riski en düşük orana iner. 


20 

NEURO-NAVIGATION SYSTEM 

“It calculates the coordinates of a target to be visited in brain or spinal 

cord surgery with a system similar to GPS technology and allows the 

surgeon to see 3-dimensional scanned images. With “neuronavigation”, 

the targeted lesion in neurosurgery is approached with a high degree 

of accuracy (precision less than 1 mm). This minimizes the damage 

that may occur to healthy tissue. Before the surgery, the patient’s MRI 

and/or CT scan is taken and transferred to the navigation device. Thus, 

surgery is planned by seeing various risk areas in the patient’s brain and 

spine with real-time navigation. In all cases of small and deep-seated 

tumors and similar cases, stereotaxic biopsy can be performed using 

only a small entry hole. In other words, a thin needle is directly reached 

to that area millimetrically and a tissue sample is taken. And of course, 

as a result of the pathological examination of this tissue sample, it is 

determined which treatment method the patient will be treated with.” 

Advantages 

-It moves flawlessly over the delicate anatomy and stays away from 

critical structures. 

-The surgery is performed within more minimally invasive limits 

(surgery time is shortened with the small surgical incision) 

-It provides safer surgery without disturbing the patient’s healthy 

anatomy. 

NEW GENERATION FLUORESCENT FILTER MICROSCOPE 

“With new generation microscopes and special light filters, 

tumor tissue stained with fluorescence, for example, can be 

easily distinguished from normal nerve tissue. Therefore, thanks 

NÖRO-NAVİGASYON SİSTEMİ 

“Beyin içinde veya omurilik cerrahisinde gidilecek 

bir hedef için GPS teknolojisine benzeyen bir 

sistemle koordinatları hesaplıyor ve cerrahın 

3-boyutlu taranmış imajları görmesini sağlıyor. 

“Nöronavigasyon” ile beyin cerrahisinde hedeflenen 

lezyona büyük bir doğruluk derecesiyle (1 mm’den 

düşük hassasiyetle) yaklaşılıyor. Bu da sağlıklı 

dokuda oluşabilecek zararı en aza indiriyor. 

Ameliyat öncesinde hastanın MR ve/veya CT’si 

çekiliyor ve navigasyon cihazına aktarılıyor. Böylece 

ameliyatta gerçek zamanlı navigasyonla hastanın 

beynindeki ve omurgasındaki çeşitli risk bölgeleri 

görülerek planlama yapılıyor. 

Küçük ve derin yerleşimli tümör ve benzeri tüm 

durumlarda sadece küçük bir giriş deliği yardımıyla 

stereotaksik biyopsi yapılabiliyor. Yani ince bir iğne 

ile direkt o bölgeye milimetrik olarak ulaşılıp doku 

örneği alınıyor. Ve tabii alınan bu doku örneğinin 

patolojik incelemesi sonucunda hastanın hangi 

tedavi yöntemi ile tedavi edileceği belirleniyor.” 

Avantajları 

-Hassas anatomi üzerinde kusursuz ilerleyerek 

kritik yapılardan uzak durur. 

-Ameliyat daha minimal invazif sınırlarda yapılır 

(Küçük ameliyat kesisiyle ameliyat süresi kısalıyor) 

-Hastanın sağlıklı anatomisini bozmayarak daha 

güvenli ameliyat imkânı sağlar. 


21 

to the special operating microscope combined with 

neuronavigation, maximum tumor removal is achieved 

with a smaller incision and with the least error. Apart from 

tumor surgeries, this system is also used in surgeries of 

cerebrovascular diseases. 

For example, thanks to a special substance given 

intravenously to the patient during surgery, the filter of the 

microscope can be adjusted and the vessels of the brain 

can be seen, that is, cerebral vascular angiography can be 

performed. In this way, the vascular network of the brain is 

monitored before the surgery is completed. This increases 

the chance of treating cerebrovascular disorders more 

safely with surgical methods.” 

INTRAOPERATIVE NEUROMONITORIZATION 

“In order to minimize the damage (risk of paralysis) that 

may develop in the nerves due to brain tumor and spine 

surgeries, it is a system that provides continuous monitoring 

of the brain, spinal cord, nerve roots and reflex pathways 

on the monitor by giving electrical stimulation through 

electrodes placed on the patient’s scalp and muscles 

during the surgery. The system warns the surgeon if there 

is a change in the values monitored by the neurologist 

throughout the surgery. In this way, the patient is 

prevented from developing irreversible damage (such as 

paralysis) and a decrease in the quality of life is prevented. 

The patient can return to home and work life in a short 

time.” 

What is a hybrid operating room? 

“Hybrid operating room is a concept used for new concept 

operating room rooms where advanced medical imaging 

systems and medical devices can be used together at the 

same time... Hybrid operating rooms provide less trauma, 

smaller incisions, shorter operations, less blood for both the 

patient and the doctor. It means very important advantages 

such as loss of life, fewer complications, less hospitalization 

and less cost.” 

YENİ NESİL FLORESAN FİLTRELİ MİKROSKOP 

“Yeni nesil mikroskoplarla, özel ışık filtreleri kullanılarak, 

örneğin floresan ile boyanmış tümör dokusu normal 

sinir dokusundan kolaylıkla ayırt edilebiliyor. Dolayısıyla, 

nöronavigasyonla birleşen özel ameliyat mikroskobu 

sayesinde daha küçük bir kesi ile tümörün en az hatayla 

maksimum düzeyde çıkarılması sağlanıyor. Bu sistem 

tümör ameliyatları dışında, beyin damar hastalıklarının 

ameliyatlarında da kullanılıyor. 

Örneğin, ameliyat sırasında hastaya damardan verilen özel 

madde sayesinde mikroskobun filtresi ayarlanarak, beynin 

damarları görülebiliyor, yani beyin damar anjiyografisi 

yapılabiliyor. Bu sayede ameliyat bitmeden beynin damarsal 

ağı izlenmiş oluyor. Bu da beyin damar bozukluklarının 

daha güvenli bir şekilde cerrahi yöntemle tedavi edilme 

şansını yükseltiyor.” 

İNTRAOPERATİF NÖROMONİTÖRİZASYON 

“Beyin tümörü ve omurga ameliyatlarına bağlı olarak 

sinirlerde gelişebilecek hasarı (felç riskini) en aza indirmek 

için, ameliyat sırasında hastanın saçlı derisine, kaslar 

üzerine yerleştirilen elektrotlar sayesinde elektrik uyarıları 

verilerek beyin, omurilik, sinir kökleri ve refleks yolların 

monitörde sürekli izlenmesini sağlayan sistemdir. Ameliyat 

boyunca nöroloji uzmanı tarafından takip edilen değerlerde 

bir değişiklik olduğunda sistem cerrahı uyarır. Böylece 

hastada geri dönüşümsüz bir hasar (felç gibi) gelişmesi 

önlenerek yaşam kalitesinin düşmesi engellenmiş olur. 

Hasta kısa sürede ev ve iş hayatına geri dönebilir.” 

Hibrit ameliyathane nedir? 

“Hibrit ameliyathane, gelişmiş tıbbi görüntüleme sistemleri 

ve tıbbi cihazların aynı anda bir arada kullanılabildiği yeni 

konsept ameliyathane odaları için kullanılan bir kavram... 

Hibrit ameliyathaneler hem hasta hem doktor için daha az 

travma, daha küçük kesi, daha kısa süreli operasyon, daha 

az kan kaybı, daha az komplikasyon, daha az yatış, daha az 

maliyet gibi çok önemli avantajlar anlamına geliyor.” 


22 

The “Best” Awards of Pharmacy were presented to their 

owners with a magnificent night 

Eczacılığın “Enleri” Ödülleri muhteşem bir geceyle sahiplerini buldu 

“Eczacının Sesi E- Gazete ve Ahmet Keleşoğlu 

Özel Ödülleri”, 7 Şubat akşamı sahipleriyle 

buluştu. 

“Eczacının Sesi E-Newspaper and Ahmet 

Keleşoğlu Special Awards” met with their owners 

on the evening of February 7. 

The awards, organized by the Eczacının Sesi (Pharmacist’s 

Voice) e-Newspaper, the leading publication of the 

pharmaceutical and pharmacy industry, and determined 

by the votes of 6620 pharmacists, were presented to their 

winners. In addition to the awards given as a result of the 

voting, the awards determined by the Selection Committee 

also found their owners. 

The Pharmacist’s Voice Award Ceremony was held at 

Ataşehir DasDas on the evening of February 7. The night, 

hosted by artist Hakan Bilgin, was attended by presidents 

and managers of professional pharmacist organizations, 

deans and faculty members of faculties of pharmacy, senior 

executives of the pharmaceutical and pharmaceutical 

industry, pharmacists and a large group of guests. 

The winners of the awards presented at the night were as 

follows; 

Ahmet Keleşoğlu Special Awards 

The Science Prof. Dr. Ekrem Sezik received the Science 

Award of the special awards given in the name of the 

famous businessman and philanthropist Ahmet Keleşoğlu, 

founder of Selçuk-As Ecza Deposu and Ahmet and Nezahat 

Keleşoğlu Foundation, who passed away in 2015, Faculty 

of pharmacy students Beyzanur Özdamar, Furkan Kaya and 

Baran Akın received the Education-Achievement Awards. 

İlaç ve eczacılık sektörünün önde gelen yayın organı 

Eczacının Sesi e-Gazete tarafından düzenlenen, 6620 

eczacının kullandığı oylarla belirlenen ödüller sahiplerine 

takdim edildi. Yapılan oylama sonucu verilen ödüllerin 

yanında, Seçici Kurul tarafından belirlenen ödüller de 

sahiplerini buldu. 

Eczacının Sesi Ödül Töreni, 7 Şubat akşamı Ataşehir 

DasDas’ta gerçekleştirildi. Sunuculuğunu sanatçı Hakan 

Bilgin’in üstlendiği geceye, eczacı meslek örgütlerinin 

başkan ve yöneticileri, eczacılık fakültelerinin dekanları 

ve öğretim üyeleri, ilaç ve eczacılık sektörünün üst düzey 

yöneticileri ile eczacılar ve geniş bir davetli topluluğu katıldı. 

Gecede takdim edilen ödüllere hak kazananlar şu şekilde 

yer aldı; 

Ahmet Keleşoğlu Özel Ödülleri 

2015 yılında vefat eden Selçuk- As Ecza Deposu ve Ahmet 

ve Nezahat Keleşoğlu Vakfı kurucusu, ünlü iş insanı ve 

hayırsever Ahmet Keleşoğlu adına verilen özel ödüllerin 

Bilim Ödülü’nü Prof. Dr. Ekrem Sezik, Eğitim- Başarı 

Ödülleri’ni ise eczacılık fakültesi öğrencileri Beyzanur 

Özdamar, Furkan Kaya ve Baran Akın aldı. 

Oylama Sonucu Verilen Sektör Ödülleri 

Oluşturulan özel bir elektronik alanda 6620 eczacının 

kullandığı oy sonucu belirlenen ödül sahipleri; 

2023 Firma-Eczane İletişim Ödülü- Orzax, 2023 

Farmakokinetik-İnovasyon Ödülü Well Works Turkey 

/ Hangovershot, 2023 En İyi Dermokozmetik Firması - 

Sector Awards Given as a Result of Voting 

The award winners, determined as a result of the votes 

cast by 6620 pharmacists in a special electronic area, are as 

follows: 2023 Company-Pharmacy Communication Award 

- Orzax, 2023 Pharmacokinetics-Innovation Award - Well 


23 

Works Turkey / Hangovershot, 2023 Best Dermocosmetics 

Company - Dermoskin, 2023 Multivitamin Product - 

Medicago / Lipozomal Multivitamin, 2023 Mother Baby 

Friendly Company - Nutricia, 2023 Food Supplement 

Company - Orzax, 2023 Child Health Product - Hekim İlaç 

/ Argivit Focus, 2023 Effective Combination Product - 

İlko Pharmaceuticals/ Wellcare-Collagen, 2023 Hair Care 

Product – Biota / Bioxcin, 2023 Oral and Dental Care 

Product – Haltron / Glimo Care, 2023 Best Breakthrough 

Company - Orzax, 2023 Skin Health Product – Dermoskin / 

Face Protection Cream, 2023 Joint Muscle Health Product 

- RC Farma / Kartix, 2023 Pharmacy Design Award - Ayben 

Tekerek, 2023 Social Responsibility Project - Orzax / Sarı 

Destek. 

Special Honor Awards 

Special Honor Awards given by the Selection 

Committee; 

Lifetime Honor Award - Pharmacist. Berat Beran, 

Consultant Pharmacist Award - Pharmacist. Duygu Uludağ 

Cin (Consultancy for Children with Type 1 Diabetes), 

Community Health Award - Etkin Pharmacy Association 

(Breast Milk Project), Service 

Award to the Pharmaceutical 

and Pharmacy Sector - 

Pharmetic Entrepreneur 

Pharmacists Association 

(Meeting of the E-State of 

the Future), Pharmacy Special 

Honor Award - Pharmacist. 

Nurten Saydan, Unconditional 

Support Award to the 

Earthquake Region - Turkish 

Pharmacists’ Association. 

Dermoskin, 2023 Multivitamin Ürünü Medicago / Lipozomal 

Multivitamin, 2023 Anne Bebek Dostu Firma - Nutricia, 

2023 Takviye Edici Gıda Firması - Orzax, 2023 Çocuk Sağlığı 

Ürünü - Hekim İlaç / Argivit Focus, 2023 Etkili Kombinasyon 

Ürünü - İlko İlaç / Wellcare-Collagen, 2023 Saç Bakım 

Ürünü – Biota / Bioxcin, 2023 Ağız Diş Bakım Ürünü – 

Haltron / Glimo Care, 2023 En İyi Çıkış Yapan Firma- Orzax, 

2023 Cilt Sağlığı Ürünü – Dermoskin / Face Protectıon 

Cream, 2023 Eklem Kas Sağlığı Ürünü - RC Farma / Kartix, 

2023 Eczane Tasarım Ödülü - Ayben Tekerek, 2023 Sosyal 

Sorumluluk Projesi - Orzax / Sarı Destek. 

Özel Onur Ödülleri 

Seçici Kurul tarafından verilen Özel Onur Ödülleri; 

Yaşam Boyu Onur Ödülü- Ecz. Berat Beran, Danışman 

Eczacı Ödülü - Ecz. Duygu Uludağ Cin (Tip 1 Diyabetli Hasta 

Çocuk Danışmanlığı), Toplum Sağlığı Ödülü - Etkin Eczacılık 

Derneği (Anne Sütü Projesi), İlaç ve Eczacılık Sektörüne 

Hizmet Ödülü - Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği 

(Geleceğin E Hali Buluşması), Eczacılık Özel Onur Ödülü - 

Ecz. Nurten Saydan, Deprem Bölgesine Koşulsuz Destek 

Ödülü - Türk Eczacıları Birliği. 


24 

Pharmacist Berat Beran is honoured with Lifetime Honor Award 

Ecz. Berat Beran’a Yaşam Boyu Onur Ödülü 

Pharmacist Berat Beran, Chairman of the 

Board Berko Pharmaceuticals 

Doyen pharmacist of the pharmaceutical and 

healthcare industry, successful industrialist 

Pharmacist Berat Beran was presented with the 

“Lifetime Honor Award”. Berat Beran, Founder and 

Chairman of the Board Berko Pharmaceuticals 

a strong brand in the Turkish pharmaceutical 

market, was deemed worthy of the Lifetime Honor 

Award for his contributions to the pharmacy 

profession and the Turkish pharmaceutical 

industry for 58 years. 

The “Voice of the Pharmacist e-Newspaper Awards”, 

which are given specifically in the fields of medicine, food 

supplements for health and pharmacy, found their owners 

at the ceremony held in Ataşehir DasDas on February 7. 

Pharmacist Berat Beran, Chairman of the Board Berko 

Pharmaceuticals was deemed worthy of the “Lifetime Honor 

Award”. 

With his pioneering vision of achieving for healthy 

tomorrows Pharmacist Berat Beran has introduced 

innovative products that have not been considered before 

and are the first in the health sector, to the service of 

Turkish medicine. Today, Berko Pharmaceuticals is one of 

the important players in the pharmaceutical industry with 

its world-class production facilities, leading brands and 

expert staff. Pharmacist, who is the architect of this success 

and currently serves as the Chairman of the Board of Berko 

Pharmaceuticals. In his speech at the award ceremony, 

Berat Beran said, “First of all, I would like to thank the 

Pharmacist’s Voice for organizing this beautiful night and 

award ceremony. This award is the product of 58 years of 

effort. I came to these points with my innovative perspective 

and products. I am proud of the contribution we have made 

to health so far with the new products I have introduced to 

Turkish medicine. As a pharmacy organization, I have always 

adopted the principle of supporting pharmacists. It is a great 

honor for me that our pharmacists have deemed me worthy 

of this award. I am grateful and offer my respects to all our 

pharmacists.” 

İlaç ve sağlık sektörünün duayen eczacısı, başarılı 

sanayici Ecz. Berat Beran’a “Yaşam Boyu Onur 

Ödülü” takdim edildi. Türkiye ilaç pazarında güçlü 

bir marka olan Berko İlaç’ın Kurucusu ve Yönetim 

Kurulu Başkanı Berat Beran, 58 yıldır eczacılık 

mesleğine ve Türk ilaç sektörüne sağladığı 

katkılardan ötürü Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne 

layık görüldü. 

İlaç, sağlık için takviye edici gıda ve eczacılık alanında özel 

olarak verilen “Eczacının Sesi e-Gazete Ödülleri”, 7 Şubat’ta 

Ataşehir DasDas’ta yapılan törenle sahiplerini buldu. Berko 

İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Berat Beran “Yaşam Boyu 

Onur Ödülü”ne layık görüldü. 

Ecz. Berat Beran, sağlıklı yarınlara ulaşmada öncü 

vizyonuyla, daha önce düşünülmemiş ve sağlık sektöründe 

ilk olan inovatif ürünleri Türk tıbbının hizmetine kazandırdı. 

Berko İlaç bugün, dünya standartlarındaki üretim tesisleriyle, 

lider markaları ve alanında uzman çalışan kadrosuyla ilaç 

sektörünün önemli oyuncularından biridir. Bu başarının 

mimarı olan ve halen Berko İlaç Yönetim Kurulu Başkanlığını 

yürütmekte olan Ecz. Berat Beran ödül töreninde yaptığı 

konuşmada, “Öncelikle bu güzel geceyi ve ödül törenini 

düzenleyen Eczacının Sesi’ne teşekkür ederim. 

Bu ödül 58 senelik bir emeğin ürünüdür. Bu noktalara inovatif 

bakış açım ve ürünlerimle geldim. Türk tıbbına kazandırdığım 

yeni ürünlerle bugüne kadar sağlığa sağladığımız katkı için 

gururluyum. Her zaman bir eczacı kuruluşu olarak eczacının 

yanında olmayı düstur edindim. Eczacılarımızın beni bu ödüle 

layık görmesi benim için büyük bir onurdur. 

Tüm eczacılarımıza minnet duyuyorum ve saygılarımı 

sunuyorum.” dedi. 


26 

Innovation in facial rejuvenation: 

4D Technology gives radiance to the skin! 

Yüz gençleştirmede yenilik: 4D Teknolojisi cilde ışıltı veriyor! 

Laser treatments, which have been used safely 

for years in applications such as skin rejuvenation, 

tightening, blemishes, scars, birthmarks, capillary 

treatments and epilation, have become more 

preferred in skin rejuvenation and tightening, 

especially recently. Dermatologist Dr. Füsun 

Bilgin Karahallı, Memorial Şişli Hospital informs 

about the 4D skin rejuvenation method related to 

Fotona SP Dynamis laser technology developed 

for aesthetic applications. 

It tightens the skin by affecting its upper and 

lower layers. 

“This laser combination combines two complementary 

wavelengths and offers effective treatments. Erbium- 

YAG and Nd-YAG laser systems provide a complementary 

treatment by affecting the upper and lower layers of the 

skin. It is a painless and outpatient treatment that does 

not require surgical intervention, and the person can easily 

Cilt gençleştirme, sıkılaştırma, leke, yara izi, 

doğum çatlakları, kılcal damar tedavileri ve 

epilasyon gibi uygulamalarda yıllardır güvenle 

kullanılan lazer tedavileri, özellikle son dönemde 

cilt gençleştirme ve sıkılaştırmada daha 

fazla tercih ediliyor. Memorial Şişli Hastanesi 

Dermatoloji Uzmanı Dr. Füsun Bilgin Karahallı, 

estetik uygulamalar için geliştirilen Fotona 

SP Dynamis lazer teknolojisi ile ilgili 4D cilt 

gençleştirme yöntemi hakkında bilgi verdi. 

Cildi alt ve üst katmanlarına etki ederek 

sıkılaştırıyor 

“Bu lazer kombinasyonu birbirini tamamlayan iki dalga 

boyunu birleştirmekte ve etkili tedaviler sunmaktadır. 

Erbium-YAG ve Nd-YAG lazer sistemleri cildin üst ve alt 

tabakalarına etki ederek birbirini tamamlayan bir tedavi 

sağlamaktadır. Cerrahi müdahale gerektirmeyen, ağrısız 


27 

return to his/her daily life after the treatment. Anti-aging 

laser treatments are also suitable for patients who do 

not prefer injection applications such as fillers and botox. 

The purpose of this treatment is to eliminate wrinkles 

and tissue decreases in the skin and provide fullness and 

tightening. After the treatment, the face and neck are 

reshaped, tightened, and look bright, smooth and vibrant.” 

++Your skin regains its youth in 4 steps 

“4-dimensional skin rejuvenation is a non-invasive 

treatment that has a strong lifting effect and does not 

require surgery. In this treatment, the face and neck 

are renewed at the same time. It can be applied to the 

forehead, cheeks, around the mouth, lips, nose, in front 

of the ear, chin, around the eyes and lids, chin, neck and 

décolleté. 

4D facial rejuvenation is a gradual treatment. Each step 

rejuvenates the skin and gives it a firmer, more voluminous 

and more youthful appearance: 

1.Erbium-YAG Smoothlifting 

- The smoothlifting phase heats the upper layer of skin in 

the facial area, and the lips, gums and cheek mucosa from 

inside the mouth. Collagen production is triggered in the 

heated tissue, and when a certain temperature is reached, 

muscle fibers contract and tension is achieved. It is applied 

to the entire face area, including the eyelids, and to the 

inside of the mouth. 

2. FFAC3 Nd-YAG rejuvenation 

- In the 2nd stage, the middle skin is targeted and nonablative 

collagen stimulation is triggered with deep 

heating. 

3. PIANO Nd-YAG tightening and hot lipolysis 

- Piano mode aims to warm the lower skin layer and 

subcutaneous fat tissue. It is especially effective in 

Dermatologist Dr. Füsun Bilgin Karahallı, Memorial Şişli Hospital 

ve ayaktan tedavidir, kişi tedavi sonrası gündelik hayatına 

rahatlıkla dönebilmektedir. Anti-aging lazer tedavileri 

dolgu ve botoks gibi enjeksiyon uygulamaları tercih 

etmeyen hastalar için de uygundur. Bu tedavinin amacı 

ciltte kırışıklık ve doku azalmalarını gidererek dolgunluk ve 

sıkılaşma sağlamaktır. Tedavi sonrası yüz ve boyun yeniden 

şekillenir, sıkılaşır, parlak, pürüzsüz ve canlı görünür.” 

Cildiniz 4 adımda gençliğine kavuşuyor 

“4 boyutlu cilt gençleştirme, güçlü bir lifting etkisi olan 

cerrahi işlem gerektirmeyen (non-invaziv) bir tedavidir. 

Bu tedavide yüz ve boyun aynı anda yenilenmektedir. Alın, 

yanaklar, ağız çevresi, dudaklar, burun, kulak önü, çene, 

göz çevresi ve kapakları, gıdı, boyun ve dekolte bölgesine 

uygulanabilmektedir. 

4D yüz gençleştirme aşamalı bir tedavidir. Her adımı cildi 

gençleştirir ve cilde daha sıkı, daha hacimli ve daha genç bir 

görünüm kazandırır: 


28 

tightening under-eye fat bags, sagging jowls, neck area, 

inner arms and inner leg skin. 

4. Erbium-YAG superficial peeling 

- In the final stage, a superficial peeling is performed by 

making small holes in the skin. “Slight spots are eliminated, 

fine wrinkles are smoothed, and the skin’s moisture and oil 

balance is controlled.” 

Oral application increases the effect of the 

treatment 

“In 4-dimensional facial rejuvenation, the skin is applied 

not only from the outside but also from inside the mouth. 

This treatment, which is applied to the facial area both 

from the inside and outside, penetrates the deepest 

part of the skin and stimulates collagen formation in the 

deeper layers of the skin, where ordinary laser or noninvasive 

devices cannot penetrate. 4D facial rejuvenation 

stimulates the body’s natural collagen production, resulting 

in firmer skin with increased elasticity. The skin becomes 

brighter and smoother. Each session takes approximately 

45 – 60 minutes and local anesthesia is applied before the 

procedure to reduce discomfort. At the end of 4-6 sessions, 

repeated approximately every 3-4 weeks, the skin tightens 

and gains a youthful appearance. Applying reminder 

sessions after the treatment is completed can ensure that 

the effect lasts longer. 

This application does not require any incision, is a 

comfortable and suitable choice for people who do not 

prefer thread tightening, fillers, botox or surgery. Patients 

can continue their daily activities following treatment.” 

1.Erbium-YAG Smoothlifting 

- Smoothlifting aşaması yüz bölgesinde derinin üst 

tabakasını, ağız içinden de dudak diş etleri ve yanak 

mukozasını ısıtır. Isınan dokuda kolajen yapımı tetiklenir, 

belirli ısıya erişince kas iplikleri kasılır ve gerilme 

sağlanır. Tüm yüz bölgesi, göz kapakları dahil ve ağız içi 

bölgesine uygulama yapılmaktadır. 

2. FFAC3 Nd-YAG rejuvenasyon 

- 2. aşamada orta deri hedeflenir derin ısınma ile nonablatif 

kolajen uyarımı tetiklenir. 

3. PIANO Nd-YAG sıkılaşma ve sıcak lipoliz 

- Piano modu ile alt deri tabakası ve cilt altı yağ 

dokusunun ısıtılması hedeflenir. Özellikle göz altı yağ 

torbaları, gıdı sarkmaları, boyun bölgesi, iç kol ve iç 

bacak cildinin sıkılaşmasında etkilidir. 

4. Erbium-YAG yüzeysel peeling 

- Son aşamada cilde ufak delikler açarak yüzeysel 

bir soyma yapılır. Hafif lekelerin giderilmesi ince 

kırışıklıkların açılması sağlanır ve cildin nem yağ dengesi 

kontrol altına alınır.” 

Ağız içinden yapılan uygulama tedavinin 

etkisini artırıyor 

“4 boyutlu yüz gençleştirmede cilde sadece dışarıdan 

değil, ağzın içinden de uygulama yapılır. Yüz bölgesine 

hem içerden hem dışardan yapılan bu tedavi cildin en 

derinine nüfuz eder ve sıradan lazer veya non-invaziv 

cihazların nüfuz edemediği derinin daha derin 

katmanlarında da kolajen oluşumunu uyarır. 4D yüz 

gençleştirme vücudun doğal kolajen üretimini 

uyarır, bu da artan elastikiyet ile daha sıkı bir 

cilt ile sonuçlanır. Cilt daha parlak, pürüzsüz 

hale gelir. Her seans yaklaşık 45 – 60 dakika 

sürer ve rahatsızlığı azaltmak için işlem 

öncesinde lokal anestezi uygulanır. 

Ortalama 3-4 haftada bir tekrarlanan 

4-6 seansın sonunda cilt sıkılaşarak 

genç bir görünüme kavuşur. 

Tedavi bittikten sonra hatırlatma 

seansları uygulanması etkinin 

daha uzun süreler sürmesini 

sağlayabilmektedir. 

Herhangi bir kesiye gerek 

olmayan bu uygulama; 

iple gerdirme, dolgu, 

botoks veya cerrahi 

tercih etmeyen 

kişiler için 

konforlu ve 

uygun bir 

seçimdir. 


30 

A global health alarm with 6.7 million deaths per year! 

Yılda 6.7 milyon can kaybıyla küresel bir sağlık alarmı! 

In 2021, the number of people with diabetes 

worldwide reached 537 million, breaking a 

historical record. 

According to projections, 643 million people will struggle 

with diabetes in 2030 and 783 million people in 2045. This 

situation can almost be described as the ‘Great Diabetes 

Pandemic’. Diabetes, which causes 6.7 million deaths a year, 

kills one person every 5 seconds worldwide. Specialist from 

Kadıköy Hospital Dr. Ferhat Çetin answers frequently asked 

questions about diabetes. 

According to research, one in every ten people in the world 

is diabetic. Diabetes is a disease that occurs in a genetically 

predisposed individual, triggered by lifestyle-related 

external factors. Nutritional errors and a sedentary lifestyle 

are among the factors that trigger the disease. Genetic 

background, childhood nutrition, accompanying medical 

conditions and age are also shown to be among the factors 

that increase the risk of disease. 

2021’de dünya genelinde diyabetli sayısı 537 

milyona ulaşarak tarihi bir rekora imza attı. 

Öngörülere göre, 2030’da 643 milyon, 2045’te ise 783 

milyon kişi diyabetle mücadele edecek. Bu durum, adeta 

‘Büyük Diyabet Pandemisi’ olarak nitelendirilebilir. Yılda 

6.7 milyon can kaybına yol açan diyabet, dünya genelinde 

her 5 saniyede bir kişinin ölümüne neden oluyor. Kadıköy 

Hastanesi’nden Uzm. Dr. Ferhat Çetin, diyabetle ilgili merak 

edilen sorulara cevap veriyor. 

Araştırmalara göre dünya üzerindeki her on kişiden biri 

diyabetik. Diyabet, genetik olarak yatkın olan bir bireyde, 

yaşam tarzı ilişkili dış faktörlerce tetiklenerek ortaya çıkan 

bir hastalık. Beslenme hataları ve hareketsiz bir yaşam 

tarzı da hastalığı tetikleyen bu faktörlerin başında geliyor. 

Genetik alt yapı, çocukluk çağı beslenmesi, eşlik eden 

tıbbi durumlar ve yaş da hastalık riskini artıran unsurlar 

arasında gösteriliyor. 


31 

Who is in the risk group? 

Specialist Dr. Ferhat Çetin, one of the doctors of NB 

Kadıköy Hospital, which was established as a non-profit 

hospital of the Turkish Diabetes Association with the 

mission of providing health services to the society, stated 

that the risk of type 2 diabetes increases with age and 

said, “Although it is known that the risk increases especially 

after the age of 45, some authorities recommend 

starting screening for diabetes over the age of 35. Being 

overweight is an important risk factor; those who are 20 

percent over their ideal weight have an increased risk of 

diabetes. Those who have a family history of diabetes and 

those who have previously been diagnosed with impaired 

fasting blood sugar, insulin resistance, polycystic ovary 

syndrome, hypertension and high cholesterol also have 

an increased risk of developing diabetes. Those who had 

gestational diabetes in their previous pregnancy and 

mothers who have given birth to a baby weighing more 

than 4 kilos have a higher risk of diabetes in later life. In 

addition, a sedentary lifestyle, various drug treatments, 

and some other endocrine diseases and disorders may also 

increase the risk of diabetes.” 

What are the symptoms of diabetes? 

Sharing insights about the typical initial symptoms of 

diabetes, Çetin said, “The most common symptom of high 

blood sugar is the absence of any symptoms. One in ten 

Specialist Dr. Ferhat Çetin 

Kimler risk grubunda? 

Türk Diyabet Cemiyeti’nin hastanesi olarak kâr amacı 

gütmeyen, topluma sağlık hizmeti sunma misyonu ile 

kurulan NB Kadıköy Hastanesi hekimlerinden Uzm. Dr. 

Ferhat Çetin, tip 2 diyabet riskinin yaşla arttığını belirterek, 

“Özellikle 45 yaştan sonra riskin arttığı bilinse de bazı 

otoriteler 35 yaş üzerinde diyabet açısından taramalara 

başlanmasını önermekte. Aşırı kilolu olmak önemli 

bir risk faktörüdür, ideal kilosunun yüzde 20 üzerinde 

olanların diyabet riski artmaktadır. Ailesinde diyabet 

hikayesi olanların ve daha önce bozulmuş açlık şekeri, 

insulin direnci, polikistik over sendromu, hipertansiyon 


32 

people in the world is diabetic, and for every person who 

knows they have diabetes, there is another person who is 

unaware that their blood sugar is high. The initial symptoms 

of diabetes occur when increased blood sugar leaks into the 

urine. In addition to general complaints such as weakness 

and fatigue, frequent urination and waking up to urinate 

may occur due to the sugar in the urine attracting water. 

This lost water leads to excessive thirst and excessive 

drinking. Increased urine volume may, although rare, cause 

urinary incontinence. While sudden weight loss despite 

increased appetite is seen in childhood type 1 diabetes, 

gradual weight gain with excess fat in the trunk and 

abdomen is typical for type 2 diabetes in adults. Muscle 

weakness, laziness in the intestines, visual defects, dry 

mouth, excessive thirst, frequent urination, easy infection, 

delayed wound healing, abnormal fat and weight changes 

are some symptoms of the disease.” 

What should patients pay attention to? 

Pointing out the importance of a personalized nutrition 

plan, Specialist Dr. Ferhat Çetin said, “It should not be 

forgotten that every individual has rights and wrongs about 

nutrition, and personal preferences, past experiences, 

weaknesses and resistances should be taken into 

consideration when making a nutrition plan. As a general 

rule, it is low in simple sugars that mix quickly into the 

blood; Trays rich in whole grains, vegetables, vegetable and 

animal proteins should be preferred. Fibers, which slow 

down the absorption of carbohydrates from food and are 

beneficial for the digestive system, should be consumed 

in appropriate amounts. Refined sugars, ready-made 

foods, fast food products and chemical additives are not 

recommended. If necessary, calorie restriction may be 

required for those who are overweight, and salt restriction 

may be required for those with cardiovascular and kidney 

diseases. For a personalized nutrition plan, advice should 

only be sought from the attending physician and a licensed 

nutrition and diet specialist.” 

What are the latest developments in the 

diagnosis and treatment of the disease? 

Stating that there have been great changes in the diagnosis 

and treatment of diabetes in recent years, Çetin said, “We 

are more successful in blood sugar control thanks to many 

new drugs that have come into use in the last 10 years. Side 

effects such as low blood sugar and weight gain, which are 

common in old treatment methods, have also decreased. 

New treatment agents have proven their effectiveness 

not only in regulating blood sugar but also in preventing 

diabetes-related complications. It is now possible to stop 

or even reverse the progression of conditions such as 

cardiovascular diseases and diabetes-related kidney and 

eye damage by intervening at very early stages. The most 

important innovation that developing technology has 

brought to diabetes is the development of pump systems 

that continuously deliver insulin and sensor systems that 

can continuously measure blood sugar. Thanks to new 

ve kolesterol yüksekliği tanısı almış olanların da diyabete 

yakalanma riski artış gösteriyor. Önceki gebeliğinde gebelik 

şekeri (gestasyonel diyabet) geçirenler ve 4 kilodan büyük 

bebek dünyaya getirme hikayesi olan anneler ilerleyen 

hayatlarında daha yüksek diyabet riski taşıyor. Ayrıca, 

hareketsiz yaşam tarzı, çeşitli ilaç tedavileri, diğer bazı 

endokrin hastalık ve bozukluklar da diyabet açısından riski 

artırabilir.” diyor. 

Diyabetin belirtileri ne? 

Diyabetin tipik başlangıç belirtileri hakkında da 

açıklamalarda bulunan Çetin, “Yüksek şekerin en sık 

bulgusu, hiçbir bulgu olmamasıdır. Dünya üzerindeki her 

on kişiden biri diyabetiktir ve diyabeti olduğunu bilen her 

bir kişiye karşın kan şekerinin yüksek olduğundan haberi 

olmayan bir kişi daha vardır. Diyabetin başlangıç belirtileri, 

kanda yükselen şekerin idrara kaçak yapmasıyla ortaya 

çıkar. Halsizlik ve yorgunluk gibi genel şikayetlere ek 

olarak, idrara kaçan şekerin suyu da çekmesi nedeniyle 

sık idrara çıkma, uykudan idrar için uyanma görülebilir. 

Kaybedilen bu su, aşırı susamaya ve aşırı su içmeye yol 

açar. Artan idrar miktarı nadir de olsa idrar kaçırmaya 

sebep olabilir. Artmış iştaha rağmen ani kilo kaybı, 

çocukluk çağı tip 1 diyabetinde görülürken, gövde-karın 

bölgesinde aşırı yağlanma ile tedrici kilo alımı erişkinlerdeki 

tip 2 diyabet için tipiktir. Kaslarda güçsüzlük, bağırsaklarda 

tembellik, görme kusurları, ağız kuruluğu, çok susama, sık 

idrara çıkma, kolay enfeksiyon kapma, yara iyileşmesinde 

gecikme, anormal yağlanma ve kilo değişiklikleri hastalığın 

bazı belirtileridir.” dedi. 

Hastaların dikkat etmesi gerekenler nelerdir? 

Kişiye özel beslenme planının önemine dikkat çeken Uzm. 

Dr. Ferhat Çetin, “Her bireyin beslenmeye dair doğruları 

ve yanlışları olduğu unutulmamalı ve bir beslenme planı 

yaparken mutlaka kişisel tercihler, geçmiş deneyimler, zaaf 

ve dirençler göz önüne alınmalıdır. Genel kural olarak, kana 

hızlı karışan basit şekerlerden fakir; tam tahıllar, sebzeler, 

bitkisel ve hayvansal proteinlerden zengin tepsiler tercih 

edilmelidir. Besinlerden gelen karbonhidratların emilimini 

yavaşlatan ve sindirim sistemi için de faydalı olan lifler 

uygun oranda tüketilmelidir. Rafine şekerler, hazır gıdalar, 

fast food ürünleri, kimyasal katkılar tavsiye edilmez. Kilo 

fazlası olanlar için gereğinde kalori kısıtlaması, kalp damar 

ve böbrek hastalıkları olanlarda tuz kısıtlaması gerekebilir. 

Kişiselleştirilmiş bir beslenme planı için sadece takip eden 

hekim ve diplomalı bir beslenme ve diyet uzmanından 

tavsiye alınmalıdır.” şeklinde sözlerini sürdürdü. 

Hastalığın tanı ve tedavisindeki son gelişmeler 

neler? 

Son yıllarda diyabetin tanı ve tedavisinde büyük değişimler 

yaşandığını belirten Çetin, “Son 10 yıl içinde kullanıma 

giren birçok yeni ilaç sayesinde kan şeker kontrolünde 

daha başarılıyız. Eski tedavi yöntemlerinde sık rastlanan 

şeker düşüklüğü ve kilo alımı gibi yan etkiler de bu 

sayede azalmış durumda. Yeni tedavi ajanları sadece kan 

şekerini düzenlemekle yetinmeyip aynı zamanda diyabete 

bağlı komplikasyonların önlenmesinde de etkinliklerini 


33 

artificial intelligence-mediated insulin pumps, the risk 

of low and high blood sugar is minimized in this system, 

where the insulin delivery rate is automatically increased or 

decreased according to current blood sugar levels. These 

innovations have improved the daily life quality of type 1 

diabetics, for whom using external insulin is vital, and have 

almost eliminated diabetes-related restrictions in work and 

social life.” 

NB Kadıköy Hospital follows the developments in 

the world closely 

Providing information about the studies carried out in the 

field of diabetes within the institution, Specialist Dr. Ferhat 

Çetin said, “At NB Kadıköy Hospital Diabetes Technologies 

Center, state-of-the-art sensor and insulin pump systems 

used in blood sugar monitoring and treatment are 

applied under the leadership of specialist physicians. 

Approximately half of the artificial intelligence-mediated 

insulin pumps applied to adults in Turkey in 2023 were 

implemented in our Diabetes Technologies Center. Thanks 

to this technology, blood sugar levels within the target 

range in Type 1 diabetics can rise above 90 percent in many 

cases. These experiences on adult diabetes technologies 

are transferred to our new colleagues being trained in 

universities and training and research hospitals across the 

country through various courses, workshops and seminars, 

contributing to the widespread use of technology 

throughout the country.” 

kanıtladılar. Artık kalp damar hastalıkları, diyabete bağlı 

böbrek ve göz hasarı gibi durumlara çok erken aşamalarda 

müdahale edilerek ilerlemeyi durdurma ve hatta geri 

çevirme sağlanabiliyor. Gelişen teknolojinin diyabete kattığı 

en önemli yenilik sürekli insülin veren pompa sistemlerinin 

ve kan şekerini sürekli olarak ölçebilen sensör 

sistemlerinin geliştirilmesi olmuştur. Yapay zekâ aracılı yeni 

insülin pompaları sayesinde insülin iletim hızının anlık kan 

şekeri düzeylerine göre otomatik olarak artırılıp azaltıldığı 

bu sistemde şeker düşüklüğü ve yüksekliği riski en aza 

indirilmektedir. Bu yenilikler, dışarıdan insülin kullanmanın 

hayati öneme sahip olduğu tip 1 diyabetlilerin günlük 

yaşam kalitesini artırmış, iş ve sosyal hayatta diyabete bağlı 

kısıtlamaları neredeyse yok etmiştir.” dedi. 

NB Kadıköy Hastanesi, dünyadaki gelişmeleri 

yakından takip ediyor 

Kurum bünyesinde diyabet alanın yapılan çalışmalar 

konusunda da bilgi veren Uzm. Dr. Ferhat Çetin, “NB 

Kadıköy Hastanesi Diyabet Teknolojileri Merkezi’nde 

alanında uzman hekimler önderliğinde kan şekeri 

takip ve tedavisinde kullanılan son teknoloji sensör ve 

insülin pompa sistemleri uygulanmaktadır. 2023 yılında 

Türkiye’de erişkinlere uygulanan yapay zekâ aracılı 

insülin pompalarının yaklaşık yarısı Diyabet Teknolojileri 

Merkezimizde uygulanmıştır. Bu teknoloji sayesinde Tip 1 

diyabetlilerde hedef aralıkta geçen kan şekeri düzeyleri pek 

çok vakada yüzde 90’ların üzerine çıkabilmektedir. Erişkin 

diyabet teknolojileri konusundaki bu deneyimler, çeşitli 

kurs, workshop ve seminerlerle ülke çapında üniversite 

ve eğitim araştırma hastanelerinde yetiştirilmekte olan 

yeni meslektaşlarımıza aktarılarak ülke çapında teknoloji 

kullanımının yaygınlaşmasına katkı sağlanmaktadır.” diyor. 


36 

Midwife - Kübra Kulalar 

20% of breastfeeding women struggle with mastitis 

Emzirme sürecindeki kadınların %20’si mastit ile savaşıyor 

Milk malaria, also known as mastitis, is an 

annoying problem that many mothers face during 

breastfeeding. Midwife Kübra Kulalar from 

Mamajoo shares her knowledge on how mothers 

can get through this difficult process. 

Mastitis is known as breast inflammation and affects 

approximately 20% of breastfeeding women. It usually 

presents with symptoms such as pain, fever and breast 

redness, which can make breastfeeding difficult. Midwife 

Kübra Kulalar from Mamajoo emphasizes that an important 

step to prevent this problem is to express milk during nonbreastfeeding 

periods. Stating that 20 percent of women 

experience mastitis in the first 2 months, Kulalar states that 

regular milking can prevent congestion in the breasts and 

help mothers get through this difficult process more easily. 

“If frequent breastfeeding is not possible, gradual 

electronic breast pumps should be used.” 

Midwife Kübra Kulalar said that the first rule to avoid 

mastitis is to empty the breast with frequent breastfeeding 

and said, “Mastitis is a disease that mostly occurs with milk 

accumulation in the breast. Therefore, it is very important 

Mastit olarak da bilinen süt sıtması, emzirme 

döneminde birçok annenin karşılaştığı can sıkıcı 

bir sorundur. Mamajoo’dan Ebe Kübra Kulalar, 

annelerin bu zorlu süreci nasıl atlatabilecekleri 

konusunda bilgilerini paylaşıyor. 

Mastit, göğüs iltihabı olarak bilinir ve emziren kadınların 

yaklaşık %20’sini etkiler. Genellikle ağrı, ateş ve göğüs 

kızarıklığı gibi belirtilerle kendini gösterir, bu da emzirme 

sürecini zorlaştırabilir. Mamajoo’dan Ebe Kübra Kulalar, bu 

sorunu önlemenin önemli bir adımının, emzirme yapılmayan 

dönemlerde mutlaka sütün sağılması olduğunu vurguluyor. 

İlk 2 ay içinde kadınların yüzde 20’sinin mastit yaşadığını 

belirten Kulalar, düzenli süt sağımının göğüslerdeki 

tıkanıklığı önleyebileceğini ve annelerin bu zorlu süreci 

daha rahat atlatmalarına yardımcı olabileceğini ifade ediyor. 

“Sık sık emzirme yapılamıyorsa kademeli 

elektronik göğüs pompalarından faydalanılmalı” 

Mastit olmamak için ilk kuralın sık sık emzirme ile göğüsün 

boşaltılması olduğunu söyleyen Ebe Kübra Kulalar, 

“Mastit, çoğunlukla göğüste süt birikmesi ile ortaya çıkan 

bir hastalıktır. Bu nedenle, özellikle ilk haftalarda bebeği 


37 

to ensure the emptying of the breast by breastfeeding the 

baby frequently, especially in the first weeks. Because after 

birth, the breast suddenly fills with milk. If the mother is 

not prepared for this or does not know that this is a normal 

process, she will experience panic. At this point, massaging 

with circular movements while the baby is breastfeeding 

will facilitate the flow of milk and also open blockages. If 

the baby has difficulty latching on or cannot breastfeed 

frequently because the mother is working, it is necessary 

to use gradual breast pump machines. “Expressing milk 

and relaxing the breast with these machines will prevent 

mastitis.” 

“Products that help ensure breast hygiene should 

be used.” 

Stating that the breast is constantly moist and open to 

bacteria during the breastfeeding period, Kübra Kulalar 

said, “Hygiene is even more important during this period. In 

cases where breastfeeding is not performed, it is necessary 

to put ultra-absorbent breast pads in underwear. These 

pads protect the mother’s breast hygienically and prevent 

milk from leaking onto the clothes. In addition, pads that 

prevent moisture formation play an important role in 

preventing mastitis. In addition, nipple protectors and 

breast shields are among the must-use products. Nipple 

protectors, which protect sensitive or cracked nipples, 

especially when you have mastitis, help you breastfeed 

your baby easily if you do not stop breastfeeding and when 

the nipple problems disappear. Breast shields are also 

placed inside the underwear to protect problematic nipples 

from friction. Breast shields, which allow sore or cracked 

nipples to heal quickly thanks to air circulation, also help 

ensure hygiene.” 

sık sık emzirerek göğüsün boşaltılmasını sağlamak çok 

önemlidir. Çünkü doğumdan sonra göğüs birden süt ile 

dolar. Anne eğer buna hazırlıklı değilse ya da bunun normal 

bir süreç olduğunu bilmiyorsa, panik yaşar. Bu noktada, 

bebek emerken yuvarlak hareketlerle masaj yapmak süt 

akışını kolaylaştıracağı gibi tıkanıkların da açılmasını sağlar. 

Bebeğin kavrama güçlüğü varsa ya da anne çalıştığı için sık 

sık emzirme yapılamıyorsa mutlaka kademeli göğüs pompa 

makinelerinden faydalanmak gerekir. Bu makineler ile sütü 

sağmak ve göğsü rahatlatmak mastitin önüne geçecektir” 

diye konuştu. 

“Göğüs hijyenini sağlamaya yardımcı 

ürünler kullanılmalı” 

Emzirme döneminde sürekli olarak göğüsün nemli ve 

bakterilere açık bir alan olduğunu belirten Kübra Kulalar, 

“Bu dönemde hijyen daha da önem taşıyor. Emzirme 

yapılmayan durumlarda iç çamaşırlara ultra emici göğüs 

pedleri koymak gerekiyor. Bu pedler, anne göğsünü hijyenik 

olarak korurken, kıyafetlere süt sızmasının da önüne 

geçiyor. Ayrıca, nem oluşumunu da engelleyen pedler, 

mastit oluşumunu engellemede önemli bir rol oynuyor. 

Bunun yanı sıra, göğüs ucu koruyucular ve göğüs kalkanları 

da mutlaka kullanılması gereken ürünler arasında yer 

alıyor. Özellikle mastit olunduğunda hassas veya çatlamış 

göğüs uçlarını koruyan göğüs ucu koruyucuları, emzirmeyi 

bırakmayıp göğüs ucu sorunları geçtiğinde ise bebeği 

kolayca emzirmeye yardımcı oluyor. Göğüs kalkanları 

da iç çamaşırın içine konularak sorunlu göğüs uçlarını 

sürtünmeden koruyor. Hava dolaşımı sayesinde acıyan 

veya çatlamış göğüs uçlarının hızlıca iyileşmesini sağlayan 

göğüs kalkanları, hijyenin sağlanmasına da yardımcı oluyor” 

ifadelerini kullandı. 


38 

“Tumors that are invisible 

to the naked eye can 

be destroyed with hot 

chemotherapy ” 

“Sıcak kemoterapi ile 

gözle görülemeyen 

tümörler yok edilebilir” 

Prof. Dr. Can Keçe, Gastroenterology Surgery 

and Surgical Oncology Specialist, Medical Park 

Yıldızlı Hospital stated that hot chemotherapy 

is applied during surgery in colon, stomach, 

ovarian, peritoneal and appendix cancers. Dr. 

Can Keçe said, “We aim to eliminate tumors that 

are too small to be seen with the naked eye with 

the hot chemotherapy method, which requires 

experienced team work.” 

Stating that cancer, which is a difficult disease to fight, 

can leave patients in a more difficult situation if it is not 

diagnosed early, Prof. Dr. Can Keçe, Gastroenterology 

Surgery and Surgical Oncology Specialist, Medical 

Park Yıldızlı Hospital gave information about the hot 

chemotherapy method, also known as HIPEC. 

It is applied during surgery for intra-abdominal 

cancers. 

Underlining that the ‘hot chemotherapy’ procedure 

recommended for advanced stage cancer patients is 

slightly different from normal chemotherapy, Prof. Dr. Can 

Keçe said, “Hot chemotherapy applied during surgery; It is 

applied in cancers of the colon, stomach, ovary, peritoneum 

and appendix. When applying hot chemotherapy, 

medication is given for a period of 45 minutes to 2 hours, 

as appropriate for the patient. Contrary to popular belief, it 

is not a form of chemotherapy administered intravenously 

like normal chemotherapy.” 

Sıcak kemoterapinin kalın bağırsak, mide, 

yumurtalık, karın zarı ve apendiks kanserlerinde 

ameliyat sırasında uygulandığını belirten Medical 

Park Yıldızlı Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi 

ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Can Keçe, 

“Deneyimli ekip çalışması gerektiren sıcak 

kemoterapi yöntemi ile gözle görülemeyecek 

kadar küçük tümörleri ortadan kaldırmayı 

hedefliyoruz” dedi. 

Savaşması zor bir hastalık olan kanserin erken teşhis 

edilmediği durumlarda hastaları daha zor durumda 

bırakabildiğini ifade eden Medical Park Yıldızlı 

Hastanesi’nden Gastroenteroloji Cerrahisi ve Cerrahi 

Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Can Keçe, HİPEK olarak da 

bilinen sıcak kemoterapi yöntemi hakkında bilgilendirmede 

bulundu. 

Karın içi kanserlerde ameliyat sırasında 

uygulanıyor 

İleri evre kanser hastaları için önerilen ‘sıcak kemoterapi’ 

işleminin, normal kemoterapiden biraz farklı olduğunun 

altını çizen Prof. Dr. Can Keçe, “Ameliyat sırasında 

uygulanan sıcak kemoterapi; kalın bağırsak, mide, 

yumurtalık, karın zarı ve apendiks kanserlerinde uygulanır. 

Sıcak kemoterapiyi uygularken hastaya uygun olacak 

şekilde 45 dakikayla 2 saat arası bir süre ilaç verilir. 

Sanılanın aksine, normal kemoterapi gibi damardan 

uygulanan bir kemoterapi şekli değildir” açıklamasında 

bulundu. 


39 

Requires experienced teamwork 

Recording that cytoreductive surgery and hot 

chemotherapy are among the most effective 

treatment methods that suitable patients can 

receive all over the world for intra-abdominal 

cancer, Prof. Dr. Can Keçe said, “The hot 

chemotherapy (HIPEC) method, which has 

started to be applied by our experienced 

physicians in our country, requires 

experienced team work. We aim to eliminate 

tumors that are too small to be seen with the 

naked eye with hot chemotherapy.” 

Prof. Dr. Can Keçe 

Increases the effects of chemotherapy 

drugs 

Indicating that hot chemotherapy is applied in the 

operating room after the surgical procedure, while the 

patient is asleep under general anesthesia, Prof. Dr. 

Keçe said, “Depending on the type of cancer present, 

chemotherapy agents are heated to an average of 42 

degrees. Thus, the effects of chemotherapeutic drugs are 

increased. Then, with the help of a device with a pump 

feature, the medicines are circulated repeatedly inside 

the abdomen and the inside of the abdomen is washed. 

During this procedure, the patient’s body temperature is 

constantly checked with temperature probes placed in the 

abdomen.” 

Prof. Dr. Keçe concluded, “In some advanced-stage cancers, 

the effect of intravenous chemotherapy drugs is low. The 

majority of these patients are told that there is nothing 

that can be done. But this is not true. Successful results can 

be achieved by increasing the effect of chemotherapy in 

some suitable tumors and cases with hot chemotherapy, 

and survival times can be extended.” 

Deneyimli bir ekip çalışması 

gerektiriyor 

Karın içi kanserlerinde uygun hastaların 

tüm dünyada alabileceği en etkili tedavi 

yöntemlerinin başında sitoredüktif cerrahi 

ve sıcak kemoterapi uygulamasının geldiğini 

belirten Prof. Dr. Can Keçe, “Ülkemizde 

de deneyimli hekimlerimiz tarafından 

uygulanmaya başlanan sıcak kemoterapi 

(HİPEK) yöntemi, deneyimli ekip çalışması 

gerektirmektedir. Sıcak kemoterapi ile 

gözle görülemeyecek kadar küçük tümörleri 

ortadan kaldırmayı hedefliyoruz” şeklinde 

konuştu. 

Kemoterapi ilaçlarının etkilerini artırıyor 

Sıcak kemoterapi uygulamasının cerrahi işlem sonrasında 

ameliyathanede, hastaya genel anestezi ile uyurken 

uygulandığını ifade eden Prof. Dr. Keçe, “Mevcut kanserin 

cinsine göre kemoterapi ajanları ortalama 42 dereceye 

kadar ısıtılıyor. Böylece kemoterapötik ilaçların etkileri 

artırılmış oluyor. Ardından pompa özelliği olan cihaz 

yardımıyla ilaçlar defalarca karın içinde dolaştırılarak karın 

içi yıkanıyor. Bu işlem sırasında karın içine yerleştirilen 

ısı probları ile hastanın vücut ısısı sürekli kontrol ediliyor” 

ifadelerini kullandı. 

Prof. Dr. Keçe, “İleri evre bazı kanserlerde damardan 

verilen kemoterapi ilaçlarının etkisi düşük oluyor. Bu 

hastaların büyük çoğunluğuna yapılacak bir şey olmadığı 

söyleniyor. Ancak bu doğru değil. Sıcak kemoterapi ile 

uygun bazı tümör ve vakalarda kemoterapinin etkisi 

artırılarak başarılı sonuçlar alınabiliyor, sağ kalım süreleri 

uzatılabiliyor” diyerek açıklamalarını sonlandırdı. 


40 

Roche Türkiye once again received the “Top Employer” award 

Roche Türkiye was once again awarded the “Top Employer” 

certificate by the Top Employers Institute, one of the world’s 

leading organizations in the field of human resources, for its 

pioneering people and culture practices in the healthcare 

ecosystem. 

Contributing to the personal and professional development 

of its employees with the agile way of working, Roche 

Türkiye demonstrates its people-centric vision, with its 

people and culture practices. These practices developed by 

Roche Türkiye for the development and working conditions 

of its employees were once again recognized as the “Top 

Employer” by the Top Employers Institute, one of the 

world’s leading organizations. Roche Diagnostics Türkiye was 

awarded this title for the 5th consecutive year and Roche 

Pharmaceuticals Türkiye for the 2nd time. 

The Top Employers Institute, which evaluates companies 

based on their achievements in key disciplines such as 

leader development, performance and career management, 

remuneration, benefits, workforce planning, talent strategy, 

recruitment, learning, development, and culture, awards 

the title of “Top Employer” to companies that provide the 

best working conditions for the professional and personal 

development of employees by meeting all conditions as a 

result of comprehensive evaluations. 

Focusing on responding to the needs of both patients and 

healthcare professionals in the best way while shaping 

healthcare services in Türkiye, Roche Türkiye offers a diverse 

and inclusive working environment where its employees can 

develop themselves, home-office practices, short and longterm 

rotation opportunities, agile, flexible, and collaborative 

corporate culture. 

Banu Gülsün, Roche Pharmaceuticals Türkiye Head of 

People and Culture, stated: “As Roche Türkiye, in addition to 

improving people’s lives with the innovative health solutions 

we offer, we also focus on the career and development 

of our employees. While shaping our People and Culture 

practices based on the principles of diversity and inclusion, 

we encourage a flexible, collaborative, and continuous 

learning-based culture within the company. All of these 

are our core values that enabled us to be recognized 

as a ‘Top Employer’ by the Top Employers Institute for 

the second consecutive year. This award is an important 

reflection of the fact that Roche Pharmaceuticals Türkiye 

is not only a company that values its employees, but also 

creates a company culture that supports their personal and 

professional development.” 

Duygu Karakaş, Roche Diagnostics Türkiye Head of People 

and Culture said the following: “Our main focus at Roche 

has always been people. While this priority emphasizes our 

determination to achieve our goal of improving lives around 

the world, it also reflects the importance we attach to the 

career development of our employees. As Roche Diagnostics 

Türkiye, being awarded the ‘Top Employer’ certificate by 

the Top Employers Institute for the fifth time in a row is 

not only an award, but also a proof of our strong corporate 

culture and people-oriented approach. While we are proud 

of achieving this success, we will continue to improve 

our People and Culture practices to make our working 

environment more efficient.” 

Veeva Kodu: M-TR-00004116 


41 

Roche Türkiye, bir kez daha “En İyi İşveren” ödülünün sahibi oldu 

Roche Türkiye, sağlık hizmetleri ekosistemindeki öncü insan 

ve kültür uygulamalarıyla bir kez daha insan kaynakları 

alanında dünyanın önde gelen kuruluşları arasında yer 

alan Top Employers Enstitüsü tarafından “En İyi İşveren” 

sertifikasına layık görüldü. 

Benimsediği çevik iş yapış şekliyle çalışanlarının kişisel ve 

profesyonel gelişimlerine katkı sağlayan Roche Türkiye, 

insanı her zaman odağına alan vizyonunu insan ve kültür 

uygulamalarıyla da ortaya koyuyor. Roche Türkiye’nin 

çalışanlarının gelişimine ve çalışma şartlarına yönelik 

geliştirdiği bu uygulamalar, dünyanın önde gelen kuruluşları 

arasında yer alan Top Employers Enstitüsü’nün detaylı 

araştırma ve değerlendirmeleri sonucunda bir kez daha 

“En İyi İşveren” sertifikası ile taçlandırıldı. Roche Diagnostik 

Türkiye üst üste 5’inci, Roche İlaç Türkiye ise 2’nci kez bu 

ünvana layık görüldü. 

Lider gelişimi, performans ve kariyer yönetimi, 

ücretlendirme, yan haklar, işgücü planlaması, yetenek 

stratejisi, işe alım, öğrenme, gelişim ve kültür gibi kilit 

disiplinlerde gösterdikleri başarıları merkeze alarak 

şirketleri değerlendiren Top Employers Enstitüsü, 

“En İyi İşveren” ünvanını, kapsamlı gerçekleştirilen 

değerlendirmeler sonucunda tüm şartları sağlayarak 

çalışanların mesleki ve kişisel gelişimi adına en iyi çalışma 

koşullarına sahip şirketlere veriyor. 

Türkiye’de sağlık hizmetlerini şekillendirirken hem 

hastaların hem de sağlık profesyonellerinin ihtiyaçlarına en 

iyi şekilde yanıt vermeye odaklanan Roche Türkiye, esnek 

çalışma ortamı, evden çalışma uygulaması, çeşitlilik ve 

kapsayıcılığa verdiği önem, kısa ve uzun süreli yurt dışı ve 

rotasyon fırsatları, çevik, esnek ve iş birliğine dayalı şirket 

kültürü ile çalışanlarının kendilerini geliştirebileceği bir 

çalışma ortamı sunuyor. 

Roche İlaç Türkiye İnsan ve Kültür Lideri Banu Gülsün, 

“Roche Türkiye olarak, sunduğumuz yenilikçi sağlık 

çözümleriyle insanların yaşamlarını iyileştirmenin yanı 

sıra, çalışanlarımızın kariyer ve gelişim süreçlerine de 

odaklanıyoruz. İnsan ve Kültür uygulamalarımızı, çeşitlilik 

ve kapsayıcılık ilkelerini temel alarak şekillendirirken; 

şirket içerisinde esnek, iş birliğine ve sürekli öğrenmeye 

dayalı bir kültürü teşvik ediyoruz. İşte tüm bunlar, Top 

Employers Enstitüsü tarafından üst üste ikinci kez ‘En 

İyi İşveren’ ünvanına layık görülmemizi sağlayan temel 

değerlerimizdir. Bu ödül, Roche İlaç Türkiye’nin sadece 

çalışanlarına değer veren bir şirket olmanın ötesinde, onların 

kişisel ve profesyonel gelişimlerini destekleyen iş kültürü 

oluşturduğunun da önemli bir yansımasıdır.” ifadelerini 

kullandı. 

Roche Diagnostik Türkiye İnsan ve Kültür Lideri Duygu 

Karakaş ise konuyla ilgili şunları söyledi: “Roche’taki tüm 

çalışmalarımızda temel odak noktamız her zaman insan 

oldu. Bu öncelik, dünya genelinde yaşamları iyileştirme 

hedefimize ulaşma konusundaki kararlılığımızı vurgularken, 

aynı zamanda çalışanlarımızın kariyer gelişimine verdiğimiz 

önemi de yansıtıyor. Roche Diagnostik Türkiye olarak, 

beşinci kez üst üste Top Employers Enstitüsü tarafından 

‘En İyi İşveren’ sertifikasına layık görülmek, sadece bir ödül 

değil, aynı zamanda şirket kültürümüzün ve insan odaklı 

yaklaşımımızın bir kanıtı. Bu başarıyı elde etmenin gururunu 

taşırken, çalışma ortamımızı daha verimli hale getirmek 

adına İnsan ve Kültür uygulamalarımızı sürekli olarak 

geliştirmeye devam edeceğiz.” 

Veeva Kodu: M-TR-00004116 


42 

Sandoz Türkiye became Top Employers for the 6th time 

Sandoz Türkiye 6. kez “En İyi İşveren” markası oldu 

Sandoz Türkiye has been 

honored with the Top 

Employers Institute Award 

for 2024, securing the Best 

Employer award for the 

sixth consecutive time. 

The Top Employers Institute 

Award consists of 20 main 

topics and covers 6 HR areas. 

As a result of the survey 

that evaluates companies 

around the world in areas 

such as “Human Strategy, 

Working Environment, Talent 

Management, Performance 

Management, Career 

Development, Learning, 

Wellbeing, Diversity and 

Inclusion”, Sandoz Türkiye was 

awarded the Top Employers Institute Best Employer award 

for the sixth time. 

Cengiz Zaim, Country President of Sandoz Türkiye, stated, 

“Receiving the ‘Best Employer Award’ for the sixth 

consecutive time is the most significant indicator of the 

value we place on our employees and their contribution 

to our company culture. As we continue our journey as 

an independent company since October 2023, we know 

that we can make the greatest contribution when we feel 

a sense of belonging to our organization. In this regard, 

our primary goal is to become a company aligned with 

the new Sandoz culture, supporting personal and career 

development. It has further delighted me to see that we 

are on the right path and taking the right steps.” 

Expressing their satisfaction at being deemed worthy of 

the award once again, Serkan Binici, Human Resources 

Director of Sandoz Türkiye, commented, “This award, 

which we have consistently deserved for years, is evidence 

of our innovative HR practices, flexible work model, 

and employee-centric approach at Sandoz. We remain 

committed to shaping our HR policies based on employee 

feedback and implementing practices that significantly 

impact their lives.” 

Top Employers Institute is a global authority that evaluates 

and rewards human resources practices. With the Top 

Employers Institute Awards Program, participating 

companies are rewarded and recognized as employers of 

choice. 

Sandoz Türkiye, 2024 

yılında da uluslararası 

çapta düzenlenen 

değerlendirmeler 

sonucunda verilen Top 

Employers Institute 

Ödülü’nün sahibi oldu. 

Top Employers Institute 

Ödülü 20 ana başlıktan 

oluşuyor ve 6 İK alanını 

kapsıyor. Dünya genelinde 

şirketleri “İnsan Stratejisi, 

Çalışma Ortamı, Yetenek 

Yönetimi, Performans 

Yönetimi, Kariyer Gelişimi, 

Öğrenme, Well Being, 

Çeşitlilik ve Dahil Etme” gibi 

alanlarda değerlendiren 

anket sonucunda Sandoz 

Türkiye altıncı kez, Top Employers Institute En İyi İşveren 

ödülünü almaya hak kazandı. 

Sandoz Türkiye Ülke Başkanı Cengiz Zaim, “Üst üste 

altıncı kez layık görüldüğümüz ‘En İyi İşveren Ödülü’ 

çalışanlarımıza verdiğimiz değerin ve onların şirket 

kültürümüze katkısının en önemli göstergesidir. 2023 Ekim 

ayından itibaren yolumuza bağımsız bir şirket olarak devam 

ederken, biliyoruz ki çalıştığımız kuruma ait olduğumuzu 

hissettiğimiz zaman en büyük katkıyı sağlayabiliriz. Bu 

doğrultuda öncelikli hedefimiz yeni Sandoz kültürüyle 

uyumlu, kişisel ve kariyer gelişimini destekleyen bir şirket 

olmaktır. Doğru yolda olduğumuzu ve doğru adımlar 

attığımızı görmek beni ayrıca gururlandırdı” dedi 

Sandoz Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Serkan Binici 

ise bir kez daha ödüle layık görülmekten duydukları 

memnuniyeti dile getirerek şöyle ekledi: “Yıllardır 

kesintisiz olarak layık olduğumuz bu ödül, Sandoz olarak 

sürdürdüğümüz yenilikçi İK uygulamalarımızın, esnek 

çalışma modelimizin ve çalışan odaklı yaklaşımımızın bir 

kanıtı niteliğindedir. Çalışanlarımızdan aldığımız geri 

bildirimler ve onların hayatlarına dokunan fark katan 

uygulamalarla İK politikalarımıza yön vermeye devam 

edeceğiz.” 

Top Employers Institute, insan kaynakları uygulamalarını 

değerlendiren ve ödüllendiren küresel bir otoritedir. Top 

Employers Institute Ödül Programı’yla katılımcı şirketler 

tercih edilen işveren olarak ödüllendiriliyor ve tanınıyorlar. 


46 

Cancer survivors entered the kitchen with their doctors 

Kanseri yenenler doktorlarıyla birlikte mutfağa girdi 

Şef Mehmet Yalçınkaya ve ekibi, aşçılık eğitimi 

ve çeşitlik etkinliklere ev sahipliği yapan MYK 

Gastroarena’nın kapılarını bu kez kanseri yenenler 

ile doktorlarına açtı. 

Chef Mehmet Yalçınkaya and his team opened the 

doors of MYK Gastroarena, which hosts culinary 

training and various events, to cancer survivors 

and their doctors. 

Participants prepared different recipes under the direction 

of Chef Erkan Kıyıcıoğlu and ate the meals they made 

together, in order to raise awareness in the society within 

the scope of February 4 World Cancer Day. 

Assoc. Prof. Dr. Şule Karabulut Gül, Board Member, Turkish 

Society for Radiation Oncology in Charge of Media stated 

that cancer is a disease that deeply affects the lives of 

millions of people and said, “World Cancer Day is an 

international event held every year on February 4 to raise 

awareness around the world and draw attention to the 

fight against cancer. Millions of people are newly diagnosed 

every year, requiring greater efforts to combat cancer. 

World Cancer Day provides an important platform to raise 

cancer awareness, promote preventive measures and 

emphasize the importance of early diagnosis.” 

Stating that they, as the Turkish Society for Radiation 

Oncology on this year’s World Cancer Day met at a culinary 

event with strong, energetic participants who had met 

cancer and were successful in their treatments, she 

continued as follows: 

“Our participants, who continue their careers as doctors, 

academics, journalists, business managers, radiotherapy 

technicians and pilates instructors, all have a different 

story. We know that cancer should now be considered a 

treatable chronic disease when diagnosed early. In our 

Katılımcılar, 4 Şubat Dünya Kanser Günü kapsamında 

toplumda farkındalık oluşturmak adına, Şef Erkan Kıyıcıoğlu 

yönetiminde birbirinden farklı tarifler hazırladılar ve hep 

birlikte yaptıkları yemekleri yediler. 

Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi 

ve Medya Sorumlusu Doç. Dr. Şule Karabulut Gül, kanserin 

milyonlarca insanın yaşamını derinden etkileyen bir 

hastalık olduğunu belirterek, “Dünya Kanser Günü, her yıl 4 

Şubat’ta dünya genelinde farkındalık sağlamak ve kanserle 

mücadeleye dikkat çekmek için düzenlenen uluslararası bir 

etkinliktir. Her yıl milyonlarca insana yeni tanı konulmakta 

ve bu durum, kanserle mücadele etmek için daha fazla 

çaba gösterilmesini gerektirmektedir. Dünya Kanser Günü, 

kanser farkındalığını artırmak, önleyici tedbirleri teşvik 

etmek ve erken teşhisin önemini vurgulamak için önemli bir 

platform sağlamaktadır.” dedi 

Doç. Dr. Gül, bu yılki Dünya Kanser Günü’nde Türk 

Radyasyon Onkolojisi Derneği olarak; kanserle tanışmış, 

tedavilerinde başarılı olmuş, güçlü, enerjik katılımcılarla 

bir mutfak etkinliğinde buluştuklarını ifade ederek, şöyle 

devam etti: 

“Doktor, akademisyen, gazeteci, işletmeci, radyoterapi 

teknikeri ve pilates hocası olarak mesleklerini sürdüren 

katılımcılarımızın hepsinin farklı bir hikayesi var. Bizler 

biliyoruz ki kanser günümüzde erken teşhis edildiğinde 


47 

tedavi edilebilir bir kronik hastalık olarak düşünülmelidir. 

Etkinliğimizde katılımcılarımız ile beraber yemek yaparken 

kanserden korkulmaması gerektiğine dikkat çekmek 

istedik. Ayrıca katılımcılarımız tedavi sırasındaki moral 

ve motivasyonun kendilerine en büyük destek olduğunu 

belirttiler. Derneğimizin farkındalık etkinliğine MYK 

Gastroarena’nın kapılarını açarak destek veren başta Şef 

Mehmet Yalçınkaya ve ekibine, sabırla bizlere eğitim veren 

Şef Erkan Kıyıcıoğlu’na ve katılımları ile kanser hastalarına 

örnek olan tüm katılımcılarımıza Türk Radyasyon Onkolojisi 

Derneği adına teşekkür ederim. Kanser alanında güncel 

ve güvenilir bilgilere ulaşmak için derneğimizin web sitesi 

trod.org.tr ve sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz. 

Sağlıkla kalın.” 

event, we wanted to draw attention to the fact that cancer 

should not be feared while cooking with our participants. 

Additionally, our participants stated that morale and 

motivation during treatment were the biggest support 

to them. On behalf of the Turkish Society for Radiation 

Oncology, I would like to thank Chief Mehmet Yalçınkaya 

and his team, who supported our association’s awareness 

event by opening the doors of MYK Gastroarena, Chief 

Erkan Kıyıcıoğlu, who patiently trained us, and all our 

participants who set an example for cancer patients with 

their participation. To access up-to-date and reliable 

information in the field of cancer, you can follow our 

association’s website trod.org.tr and social media accounts. 

Stay healthy.” 

World Cancer Day is an important day for 

awareness 

Prof. Dr. Uğur Selek, President of Turkish Society for 

Radiation Oncology pointed out that World Cancer Day is 

an important day that aims to raise awareness of cancer 

among all of us, among our routine hustle, and to share 

our knowledge and resources about the prevention, early 

diagnosis and treatment of this disease, and said, 

“We all know that cancer is a disease that affects the lives 

of millions of people and can be fatal if left untreated, 

but we believe that the more we repeat that it is possible 

to overcome cancer and significantly increase survival 

rates thanks to early diagnosis, the more attention we will 

attract. Early diagnosis means catching cancer at an early 

stage, greatly increasing the chance of cure, controlling 

it with less aggressive treatments, and even giving it 

a chance to be cured completely. Of course, the most 

important thing is that we reduce the risk of cancer by 

taking measures such as making healthy lifestyle choices, 

avoiding harmful habits such as smoking and alcohol, 

eating a balanced diet and exercising regularly. We remind 

you of World Cancer Day to unite in the fight against this 

disease and emphasize the importance of getting the 

right information from the right sources. We wish you 

healthy days by wishing for a bright future with the light of 

science.” 

Dünya Kanser Günü, farkındalık için önemli bir gün 

Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Uğur 

Selek ise, Dünya Kanser Günü’nün rutin koşuşturmamız 

arasında hepimizde kansere karşı farkındalık sağlamak ve 

bu hastalığın önlenmesi, erken teşhisinin sağlanması ve 

tedavisi konusunda bilgi ve kaynaklarımızı paylaşmamızı 

amaçlayan önemli bir gün olduğuna dikkat çekerek, şunları 

söyledi: 

“Kanserin, milyonlarca insanın hayatını etkileyen ve tedavi 

edilmediğinde ölümcül olabilen bir hastalık olduğunu 

hepimiz biliyoruz, ancak, erken teşhis sayesinde kanserin 

üstesinden gelmenin ve hayatta kalma oranlarını önemli 

ölçüde artırmamızın mümkün olduğunu ne kadar çok 

tekrar edersek o kadar dikkat çekeceğimize inanıyoruz. 

Erken teşhis, kanserin başlangıç aşamasında yakalanması, 

tedavi şansının büyük ölçüde artması, daha az agresif 

tedavilerle kontrol altına alınabilmesi ve hatta tamamen 

iyileştirilebilme şansının yakalanabilmesi demektir. Tabii ki 

en önemlisi, sağlıklı yaşam tarzı seçimleri yapmak, sigara 

ve alkol gibi zararlı alışkanlıklardan kaçınmak, dengeli 

beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak gibi önlemlerle, 

kanser riskini azaltmamızdır. Dünya Kanser Günü’nü bu 

hastalığa karşı mücadelede birleşmemiz için hatırlatıyor, 

doğru bilgiyi doğru kaynaklardan almanızın önemini 

vurguluyoruz. Bilimin ışığıyla aydınlık yarınlara diyerek 

sağlıklı günler diliyoruz.” 


48 

Aytaç Yeğin named Rare Diseases Category Leader at Pfizer Türkiye 

Pfizer Türkiye Nadir Hastalıklar Kategori Lideri Aytaç Yeğin oldu 

Aytaç Yeğin, Rare Diseases Category Leader, Pfizer Türkiye 

Aytaç Yeğin, who joined Pfizer Türkiye in 2011 as 

Business Development Department Project Manager, 

was appointed as Rare Diseases Category Leader at 

Pfizer Türkiye. 

Aytaç Yeğin, who graduated from Istanbul Technical 

University, Department of Electrical Engineering in 2007, 

completed his MBA at Koç University in January 2011. Aytaç 

Yeğin, who joined Pfizer Turkey as Business Development 

Department Project Manager in August 2011, served as 

Product Manager in Hospital Category between March 

2013 and 2015, Country Portfolio Leader on a product basis 

between March 2015 and 2017, and Pain Group Portfolio 

Leader between 2017 and 2020. 

Aytaç Yeğin has worked as Marketing Director at Viatris since 

2020, following the Pfizer-Upjohn Division. 

Yeğin, who joined the Pfizer Türkiye family again in August 

2023, served as Hospital and COVID Category Leader until 

December 2023. 

Pfizer Türkiye’ye 2011 yılında İş Geliştirme Departmanı 

Proje Yöneticisi olarak katılan Aytaç Yeğin, Pfizer Türkiye 

Nadir Hastalıklar Kategori Lideri olarak atandı. 

2007 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği 

Bölümü’nden mezun olan Aytaç Yeğin, Ocak 2011 tarihinde 

Koç Üniversitesi’nde MBA yüksek lisansını tamamladı. 

Ağustos 2011’de Pfizer Türkiye’ye İş Geliştirme Departmanı 

Proje Yöneticisi olarak katılan Aytaç Yeğin, Mart 2013 – 2015 

tarihleri arasında Hastane Kategorisinde Ürün Müdürü, Mart 

2015- 2017 tarihleri arasında ürün bazında Ülke Portföy 

Lideri, 2017 – 2020 yılları arasında Ağrı Grubu Portföy Lideri 

olarak görev aldı. Aytaç Yeğin, Pfizer-Upjohn ayrılığı ile 

birlikte 2020 yılından bu yana Viatris’te Pazarlama Direktörü 

olarak çalıştı. Ağustos 2023’te yeniden Pfizer Türkiye ailesine 

katılan Yeğin, Aralık 2023’e dek Hastane ve COVID Kategori 

Lideri olarak görev yaptı. 


50 

“Vitamin C is an essential support for your hair, skin and dental health.” 

“C vitamini, saç, cilt ve diş sağlığınız için temel bir destek” 

Internal Medicine Specialist Prof. Dr. Aytaç 

Atamer points out that the need for vitamin C, 

which must be provided through daily nutrition, 

may not be met in some situations and irregular 

eating habits. 

He states that the risk of vitamin C deficiency increases 

in cases of chronic diarrhea, in people who eat irregularly 

after burns or surgical interventions, and in those who 

consume alcohol and smoke. Emphasizing that these 

situations may negatively affect vitamin C levels in the 

body, he draws attention to healthy eating habits and 

appropriate precautions. 

Internal Medicine Specialist Prof. Dr. Aytaç Atamer from 

NPİSTANBUL Hospital, Üsküdar University evaluated the 

issue of vitamin C deficiency and gave information on how 

to eliminate vitamin C deficiency. 

Vitamin C is abundant in citrus fruits 

Internal Medicine Specialist Prof. Dr. Aytaç Atamer pointed 

out that under normal conditions, there is no vitamin C 

deficiency with daily nutrition and said, “Because vitamin 

C is abundant in the foods we call citrus fruits. However, 

vitamin C deficiency occurs in cases where there is not a 

Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, günlük 

beslenme ile sağlanması gereken C vitamini 

ihtiyacının bazı durumlar ve düzensiz beslenme 

alışkanlıklarıyla karşılanamayabileceğine dikkat 

çekiyor. 

Kronik ishal durumunda, yanıklar veya cerrahi girişimler 

sonrasında düzensiz beslenen kişilerde, ayrıca alkol ve 

sigara kullananlarda C vitamini eksikliği riskinin arttığını 

belirtiyor. Bu durumların, vücuttaki C vitamini düzeylerini 

olumsuz etkileyebileceğine vurgu yaparak, sağlıklı bir 

beslenme alışkanlığına ve uygun önlemlere dikkat çekiyor. 

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Dahiliye 

Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, C vitamini eksikliği 

konusunu değerlendirerek, C vitamini eksikliği nasıl 

giderilir bilgi verdi. 

C vitamini turunçgillerde bol miktarda bulunuyor 

Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, normal koşullarda 

günlük beslenme ile C vitamini eksikliğinin olmadığına 

işaret ederek, “Çünkü C vitamini turunçgiller adını 

verdiğimiz besinlerde bol miktarda bulunuyor. Fakat yeteri 

kadar dengeli beslenilmeyen durumlarda özellikle kronik 

ishal durumunda, yanıklarda ya da cerrahi girişimlerden 


51 

sufficiently balanced diet, especially in cases of chronic 

diarrhea, in people who eat irregularly after burns or 

surgical interventions, and in those who consume alcohol 

or smoke.” Pointing out that vitamin C supplementation is 

necessary in such cases, Internal Medicine Specialist Prof. 

Dr. Aytaç Atamer said, “Vitamin C is very important for a 

regular life, hair, skin and dental health.” 

How to eliminate vitamin C deficiency? 

Prof. Dr. Aytaç Atamer said, “Vitamin C deficiency is not 

common under normal conditions. In cases of vitamin C 

deficiency, supplements can be taken orally, intravenously 

or intravenously, with the advice of a doctor. Upper 

respiratory tract infections increase, especially as we 

enter the winter months. It is necessary to take vitamin C 

supplements to overcome these infections more easily.” 

What are the symptoms of vitamin C deficiency? 

Declaring that vitamin C is a vitamin that is not resistant 

to heat and is not produced in the body, Internal Medicine 

Specialist Prof. Dr. Aytaç Atamer concluded his words as 

follows, 

“Vitamin C is a very important source of antioxidants, so 

it is an important vitamin that prevents infections and 

cancer. Apart from this, vitamin C plays an important role 

in collagen synthesis in our body and forms the collagen 

structure. Lack of collagen causes wrinkles on the skin, 

dryness in the hair, and easy breakage. Since vitamin C also 

strengthens the immune system, it also increases body 

resistance, especially in upper respiratory tract infections, 

and plays an important role in healing the disease. Vitamin 

C deficiency also causes bleeding gums, pain, swelling and 

easy bruising in the joints.” 

sonra düzensiz beslenen kişilerde, alkol, sigara 

kullananlarda C vitamini eksikliği ortaya çıkıyor.” dedi. 

Bu gibi durumlarda C vitamini takviyesi gerektiğine dikkat 

çeken Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Düzenli 

bir yaşam, saç, cilt ve diş sağlığı için C vitamini oldukça 

önemlidir.” diye bilgi verdi. 

C vitamini eksikliği nasıl giderilir? 

Prof. Dr. Aytaç Atamer, “C vitamini eksikliği normal 

koşullarda pek fazla görülmüyor. C vitamini eksikliği olan 

durumlarda oral denilen yolla, damar ya da kalçadan 

doktor tavsiyesi ile takviye alınabilir. Özellikle kış aylarına 

girdiğimiz dönemde üst solunum yolu enfeksiyonları 

artmaktadır. Bu enfeksiyonları daha kolay atlatmak için C 

vitamini takviyeleri almak gerekir” dedi. 

C vitamini eksikliği belirtileri nelerdir? 

C vitamininin ısıya dayanıksız, vücutta üretilmeyen bir 

vitamin olduğunu da söyleyen Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. 

Aytaç Atamer, sözlerini şöyle tamamladı: 

“C vitamini çok önemli bir antioksidan kaynağıdır, bu 

nedenle enfeksiyonların, kanserin oluşmasını önleyen 

önemli bir vitamindir. Bunun dışında C vitamini 

vücudumuzdaki kolajen sentezinde önemli rol oynuyor ve 

kolajen yapısını oluşturuyor. Kolajen eksikliğinde ciltte 

buruşukluk, saçlarda kuruma, kolay kırılma ortaya çıkıyor. 

C vitamini aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirdiği 

için özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarında vücut 

direncini de artırıyor ve hastalığın iyileşmesinde önemli 

bir rol oynuyor. C vitaminin eksikliğinde diş eti kanaması, 

eklemlerde ağrı şişlik ve kolay morarmalar da görülüyor.” 

DOİ numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.43645 


ŞUBAT 2024 

PROJE ADI: 2024 Türk Girişimsel Radyoloji 19. Yıllık Toplantısı TARİH: 2 - 6 Şubat 2024 YER: Titanic Belek Otel, Antalya 

WEB ADRESİ: https://girisimselradyoloji2024.org/tr/ 

PROJE ADI: Türk Nöroradyoloji Derneği Uluslararası Katılımlı 33. Yıl Kongresi TARİH: 16 - 18 Şubat 2024 YER: Radisson Blu Şişli, İstanbul 

WEB ADRESİ: https://www.tnrd2024.org/tr/ 

MART 2024 

PROJE ADI: 16. Ulusal Kemik İliği Transplantasyonu ve Hücresel Tedaviler Kongresi TARİH: 7- 9 Mart 2024 YER: Xanadu Otel, Belek - Antalya 

WEB ADRESİ: https://thdkitht2024.org/tr/ 

PROJE ADI: 8. Ulusal Minimal İnvaziv Ürolojik Cerrahi Kongresi TARİH: 7- 10 Mart 2024 YER: Trendy Lara Otel, Antalya 

WEB ADRESİ: https://minimalinvazivurolojikongresi.org/tr/ 

PROJE ADI: 9. Psikiyatri Zirvesi ve 16. Anksiyete Kongresi TARİH: 7- 10 Mart 2024 YER: Titanic Mardan Palace Otel, Lara - Antalya 

WEB ADRESİ: http://2024.psikiyatrizirvesi.org/ 

PROJE ADI: Hedef Kanser 2024 TARİH: 28-30 Mart 2024 YER: Elexus Hotel, Girne-KKTC 

WEB ADRESİ: https://www.hedefkanser2024.org/tr/ 

NİSAN 2024 

PROJE ADI: 31. Ulusal Neonatoloji Kongresi TARİH: 24 - 28 Nisan 2024 YER: Kaya Palazzo Otel, Belek - Antalya 

WEB ADRESİ: https://www.uneko2024.org/tr/ 

PROJE ADI: 11. Akdeniz Hipertansiyon ve Ateroskleroz Kongresi TARİH: 25 - 28 Nisan 2024 YER: Nirvana Cosmopolitan Otel, Lara - Antalya 

WEB ADRESİ: https://medhyp2024.org/tr/ 

PROJE ADI: Türk Toraks Derneği 27. Yıllık Kongresi TARİH: 29 Nisan – 3 Mayıs 2024 YER: Elexus Otel, Girne-KKTC 

WEB ADRESİ: https://toraks.org.tr/site/community/info/p/2024 

PROJE ADI: 6. Talasemi ve Hemoglobinopatiler Kongresi TARİH: 22 – 24 Nisan 2024 YER: Lykia World, Antalya 

WEB ADRESİ: https://www.talasemikongresi2024.org/tr/

MAYIS 2024 

PROJE ADI: 9. İstanbul Hipofiz Sempozyumu TARİH: 3 - 4 Mayıs 2024 YER: İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi - İstanbul 

WEB ADRESİ: https://istanbulhipofiz.org/tr/ 

PROJE ADI: 10. Ortopedi ve Travmatoloji İstanbul Buluşması TARİH: 3 - 4 Mayıs 2024 YER: Osmanlı Arşivi Külliyesi, Kağıthane - İstanbul 

WEB ADRESİ: https://totderistanbulbulusmasi2024.org/tr 

PROJE ADI: 36. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi TARİH: 8 - 12 Mayıs 2024 YER: Elexus Otel, Girne-KKTC 

WEB ADRESİ: https://untk2024.org/tr/ 

PROJE ADI: Türk Manyetik Rezonans Derneği 28. Yıllık Bilimsel Toplantısı TARİH: 16-18 Mayıs 2024 YER: JW Marriott Otel, Ankara 

WEB ADRESİ: https://tmrd2024.org/tr/ 

PROJE ADI: Meme MR Kursu 2024 TARİH: 24-25 Mayıs 2024 YER: Titanic Bodrum Otel 

WEB ADRESİ: https://mememr2024.org/tr/ 

PROJE ADI: 16. Çapa Nefroloji ve Transplantasyon Günleri TARİH: 24 - 26 Mayıs 2024 YER: İstanbul Üniversitesi, 

Prof. Dr. Fuat Sezgin Kongre ve Kültür Merkezi 

WEB ADRESİ: https://capanefroloji2024.org/tr/ 

PROJE ADI: Full Face Congress 2024 TARİH: 31 Mayıs - 2 Haziran 2024 YER: Hilton Bomonti Hotel, İstanbul 

WEB ADRESİ: https://fullfacecongress.org/ 

HAZİRAN 2024 

PROJE ADI: TOD 8. Canlı Cerrahi Sempozyumu - 2024 TARİH: 6 – 9 Haziran 2024 YER: Bilkent Otel, Ankara 

WEB ADRESİ: https://www.todnet.org/CanliCerrahiSempozyumu2024/ 

EKİM 2024 

PROJE ADI: Türk Toraks Radyolojisi Kongresi TARİH: 3-6 Ekim 2024 YER: Pine Bay Otel, Kuşadası-Aydın 

PROJE ADI: 6. Uluslararası ve 17. Akademik Geriatri Kongresi TARİH: 16 – 20 Ekim 2024 YER: La Blanche Otel, Bodrum-Muğla 

WEB ADRESİ: https://akademikgeriatri2024.org/tr/ 

PROJE ADI: 19. Balkan Radyolojisi Kongresi TARİH: 23 – 26 Ekim 2024 YER: Radisson Blue Otel, Çeşme-İzmir 

WEB ADRESİ: https://www.bcr2024.org/en/ 

PROJE ADI: 50. Ulusal Hematoloji Kongresi TARİH: 29 Ekim - 2 Kasım 2024 YER: Pine Beach Belek, Antalya 

WEB ADRESİ: https://ulusalhematoloji2024.org/tr/ 

KASIM 

PROJE ADI: 33. Ulusal Türk Ortopedi Ve Travmatoloji Kongresi TARİH: 5 - 10 Kasım 2024 YER: Pine Beach Kongre Merkezi, Antalya 

WEB ADRESİ: https://totbid.org.tr/tr/ 

PROJE ADI: 45. Ulusal Radyoloji Kongresi TARİH: 13 - 17 Kasım 2024 YER: Pine Beach Kongre Merkezi, Belek-Antalya 

WEB ADRESİ: https://turkrad2024.org/ 

PROJE ADI: TOD 58. Ulusal Kongresi TARİH: 20 - 24 Kasım 2024 YER: Rixos Sungate Otel, Antalya

56 

The striking effect of foods on tooth erosion 

Diş erozyonunda gıdaların çarpıcı etkisi 

Prof. Dr. Esra Can, President of the 

Turkish Society of Restorative Dentistry 

Pointing out that tooth erosion is increasing in 

Türkiye and around the world, Prof. Dr. Esra Can, 

President of the Turkish Society of Restorative 

Dentistry stated that tooth erosion is between 

30 percent and 70 percent in the children and 

young people group, and between 25 percent 

and 45 percent in the adult group. Prof. Dr. Can 

said, “When acidic food and drinks are consumed 

more than 3 times a day, the risk of tooth erosion 

increases 37 times.” 

On the occasion of November 22 Dentists’ Day and Oral 

and Dental Health Week, Prof. Dr. Esra Can, President of the 

Turkish Society of Restorative Dentistry gave information 

about dental erosion, which is one of the factors that 

threaten the dental health of many people from all age 

groups in recent years. 

Türkiye ve dünya genelinde diş erozyonunun 

arttığına dikkati çeken Türk Restoratif Diş 

Hekimliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Esra Can, 

diş erozyonunun çocuk ve genç grubunda yüzde 

30 ile yüzde 70, erişkin grupta ise yüzde 25 ile 

yüzde 45 arasında olduğunu belirtti. Prof. Dr. Can, 

“Günde 3 kereden fazla asitli yiyecek ve içecek 

tüketildiğinde diş erozyonunun oluşma riski 

37 kat artıyor” dedi. 

Türk Restoratif Diş Hekimliği Derneği ve aynı zamanda 

Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş 

Tedavisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Esra Can, 22 Kasım 

Diş Hekimleri Günü ve Ağız Diş Sağlığı Haftası vesilesiyle, 

son yıllarda her yaş grubundan pek çok kişinin diş sağlığını 

tehdit eden unsurlardan biri olan diş erozyonu ile ilgili bilgi 

verdi. 


58 

“The first symptom is sensitivity in the teeth” 

Prof. Dr. Esra Can said, “We can define dental erosion as the 

irreversible and progressive loss of material in the primary 

and permanent teeth, which occurs due to chemical 

factors. The important factor in erosion is chemical; there 

is no microorganism effect as in caries.” Prof. stated that 

the first thing that occurs in tooth erosion is sensitivity. 

Dr. Can said, “Subsequently, aesthetic problems occur 

due to dulling and discoloration of the teeth, and as it 

progresses, pitting on the cutting edges of the teeth, 

wear and deformation of the teeth. If protective measures 

are not taken, progressive erosion will later cause 

functional problems. Erosion is a pathological wear that is 

progressive.” 

“It is more common in children and young 

people.” 

Recording that tooth erosion is more common in children 

and young people, Prof. Dr. Can said, “Recent studies 

show that the frequency of tooth erosion is increasing in 

Türkiye and the world. The frequency of tooth erosion is 

between 30% and 70% in children and adolescents, and 

between 25% and 45% in adults. This actually gives us very 

important information. Our children and young people are 

exposed to more erosion than us, and this shows that they 

will encounter more erosion-related dental problems in 

adulthood.” 

“İlk belirti dişlerde hassasiyet” 

Prof. Dr. Esra Can, “Diş erozyonunu, süt ve sürekli 

dişlerde kimyasal etkenlerle meydana gelen, dişlerin 

geri dönüşümsüz ve ilerleyici madde kaybı olarak 

tanımlayabiliriz. Erozyonda önemli olan faktör kimyasal, 

çürükteki gibi mikroorganizma etkisi söz konusu değil” 

dedi. Diş erozyonunda ilk olarak hassasiyet oluştuğunu 

belirten Prof. Dr. Can, “Arkasından dişlerde matlaşma, 

renklenme, ilerlemesiyle beraber de dişlerin kesici 

kenarlarında çukurlaşma, aşınma ve dişlerin şeklinin 

bozulmasıyla estetik sorunlar meydana gelir. Koruyucu 

önlemler alınmadığında ilerleyen erozyon daha sonra 

fonksiyonla ilgili problemlere de neden olur. Erozyon 

ilerleyici özellik gösteren patolojik bir aşınmadır” dedi. 

“Çocuklar ve gençlerde daha fazla görülüyor” 

Çocuklarda ve gençlerde diş erozyonunun daha fazla 

görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Can, “Son dönemlerde 

yapılan araştırmalar, Türkiye’de ve dünyada diş 

erozyonunun sıklığının arttığını göstermektedir. Diş 

erozyonunun sıklığı çocuk ve genç grubunda yüzde 30 ile 

yüzde 70, erişkin grupta ise yüzde 25 ile yüzde 45 arasında 

görülüyor. Bu aslında bize çok önemli bir bilgi veriyor. 

Çocuklarımız ve gençlerimiz bizden daha fazla erozyona 

maruz kalıyor ve bu da onların erişkin döneminde daha 

fazla erozyonla ilgili dental problemlerle karşılaşacağını 

göstermektedir” diye konuştu. 


60 

“Attention children and vegans” 

Prof. Dr. Esra Can gives the following information about 

the causes of tooth erosion, “Erosion is a pathological 

problem resulting from the combination of many factors… 

Increased consumption of fruits and fruit juices due to 

healthy eating habits and a vegan diet can be considered 

among the causes of erosion. Children and young people 

are exposed to erosion because they drink too much fizzy 

drinks, and athletes frequently consume energy drinks. 

Fruit sodas and the medications we use can also cause 

erosion. For example, vitamin C chewable tablets, sprays 

used by asthma patients, and effervescent drugs cause 

erosion. Any factor that causes a decrease in saliva, as 

well as antihypertensive and antidepressant medications, 

can cause erosion. We can see erosion quite frequently in 

patients receiving radiotherapy in the head and neck area. 

In addition, reflux, eating disorders with vomiting and 

chronic alcoholism can also appear as factors that cause 

erosion caused by the same disease.” 

“Tooth erosion occurs more in some professions.” 

Emphasizing that the susceptibility to erosion increases 

in some professional groups, Prof. Dr. Esra Can said, “For 

example, professional athletes. They drink too much energy 

drinks, and these acidic drinks cause erosion. The same 

goes for professional swimmers. The substances used to 

disinfect pools can make the water acidic, which can lead 

to erosion of swimmers’ front teeth. There is another 

occupational group that is exposed to erosion, they are also 

laboratory workers... When they draw acids with a pipette, 

their teeth are directly exposed to acids.” 

“Do not consume these between meals” 

Stating that it is possible to prevent tooth erosion both 

individually and through the dentist, Prof. Dr. Can said: 

“First, as individuals, we need to prevent erosion from 

occurring. For example, we can reduce the frequency of 

acidic foods and drinks. When we consume acidic food and 

drinks more than 3 times a day, the risk of erosion increases 

37 times, this rate is so high. We can limit these drinks and 

foods to meals, because our salivation increases during 

meals and thus the erosion factor is eliminated. Since our 

salivation is low between meals, we should not consume 

acidic foods and drinks. Instead of swishing acidic drinks 

in our mouth, we should swallow them quickly or drink 

them through a straw, and rinse our mouth with water 

or drink water after drinking. We should not eat fruit, 

especially before going to bed at night. We should not 

brush our teeth immediately after acidic foods. We should 

drink acidic drinks by cooling them. We should brush our 

teeth not immediately after meals, but after 30 minutes. 

After brushing the teeth, we should not consume fruits, 

fruit juices, fruit sodas and carbonated drinks that will 

cause erosion on clean tooth surfaces. Especially when 

children eat fruits by sucking, it increases erosion. We 

should encourage them to eat by biting. If there is erosion, 

dulling and discoloration on the teeth, we can do things 

“Çocuklar ve veganlar dikkat” 

Prof. Dr. Esra Can, diş erozyonunun nedenleriyle ilgili şu 

bilgileri veriyor: 

“Erozyon pek çok faktörün kombinasyonundan kaynaklanan 

patolojik bir problemdir… Sağlıklı beslenme alışkanlıkları 

nedeniyle meyve ve meyve sularının daha fazla tüketilmesi 

ile vegan diyet erozyon nedenleri arasında sayılabilir. 

Çocuklar ve gençler fazla gazlı içecek içtiklerinden, 

sporcular da sıklıkla enerji içeceklerini tükettiğinden 

erozyona maruz kalıyorlar. Meyveli sodalar ve kullandığımız 

ilaçlar da erozyona neden olabiliyor. Örneğin, C vitamini 

çiğneme tabletleri, astım hastalarının kullandıkları spreyler, 

efervesan ilaçlar erozyona neden oluyor. Tükürüğün 

azalmasına neden olan her türlü faktör, antihipertansif ve 

antidepresan ilaçlar da erozyona sebep olabiliyor. Baş ve 

boyun bölgesinde radyoterapi alan hastalarda biz oldukça 

sık erozyon görebiliyoruz. Ayrıca reflü, kusmayla seyreden 

yeme bozuklukları ve kronik alkolizm de birebir hastalık 

kaynaklı erozyona neden olan faktörler olarak karşımıza 

çıkabiliyor.” 

“Bazı mesleklerde diş erozyonu daha fazla 

meydana geliyor” 

Bazı meslek gruplarında erozyona yatkınlığın arttığını 

vurgulayan Prof. Dr. Esra Can, “Örneğin profesyonel 

sporcular. Onlar çok fazla enerji içecekleri içiyorlar ve 

asidik yapıda olan bu içecekler erozyona neden oluyor. Aynı 

durum profesyonel yüzücüler için de geçerli. Havuzları 

dezenfekte edebilmek için kullanılan maddeler suyu 

asidik hale getirebiliyor ve bu da yüzücülerin ön dişlerinde 

erozyona yol açabiliyor. Erozyona maruz kalan bir meslek 

grubu daha var ki; onlar da laborantlar… Pipetle asitleri 

çektikleri zaman dişleri direkt asitlere maruz kalıyor” diye 

konuştu. 

“Öğün arasında bunları tüketmeyin” 

Diş erozyonunu hem birey olarak hem de diş hekimi 

vasıtasıyla önlemenin mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. 

Can, şunları kaydetti: 

“Önce birey olarak erozyonun oluşmasını engellememiz 

gerekiyor. Örneğin, asidik yiyecek ve içeceklerin sıklığını 

azaltabiliriz. Günde 3 kereden fazla asidik yiyecek ve 

içecek tükettiğimiz zaman erozyonun oluşma riski 37 kat 

artıyor, bu oran o kadar yüksek ki. Bu içecek ve yiyecekleri 

öğünlerle sınırlayabiliriz, çünkü öğünlerde tükürük 

salgımız artar ve böylece erozyon faktörü ortadan kalkar. 

Öğün arasında tükürük salgımız az olduğu için asidik 

yiyecek ve içecekleri tüketmemeliyiz. Asitli içecekleri 

ağızda gezdirmek yerine hızlıca yutmalı veya pipetle 

içmeli, içtikten sonra ağzımızı su ile çalkalamalı ya da su 

içmeliyiz. Özellikle gece yatarken meyve yememeliyiz. Asidik 

yiyeceklerden sonra hemen dişlerimizi fırçalamamalıyız. 

Asidik içecekleri soğutarak içmeliyiz. Öğünlerden hemen 

sonra değil, 30 dakika sonra dişlerimizi fırçalamalıyız. Dişler 

fırçalandıktan sonra temiz diş yüzeylerinde erozyona neden 

olacak meyve, meyve suları, meyveli soda, gazlı içecekleri 

kullanmamalıyız. Özellikle çocukların meyveleri emerek 

yemesi erozyonu arttırır, ısırarak yemeleri için teşvik 

etmeliyiz. Dişlerde erozyon, matlaşma ve renklenme varsa 

bu durumdan korunmak için öğün arasında ağız ortamını 


62 

to neutralize the oral environment between meals to 

prevent this situation. For example, we can drink water or 

eat milk and cheese products. If individuals with erosion on 

their teeth use whitening toothpaste to lighten the tooth 

discoloration and dark color in their mouth, it will further 

erode the enamel surface, which has already been softened 

by chemical effects, and cause more material loss.” 

“We apply gels and varnishes containing high 

concentrations of fluoride.” 

“After active erosion is diagnosed, the causative factor of 

the erosion must first be determined by the dentist,” said 

Prof. Dr. Esra Can continued her words as follows: 

“After finding the factor and creating a behavioral change 

in the patient, we, as dentists, apply gels and varnishes 

containing high concentration fluoride to the softened 

enamel and dentin surfaces. While this hardens that 

area, it also increases the resistance of that area against 

possible acid attacks. We advise patients to use highconcentration 

fluoride toothpaste at home to help us, and 

in the presence of active erosion, we recommend that they 

use a soft toothbrush, high-concentration fluoride, as well 

as toothpastes and creams containing ingredients such as 

potassium nitrate and amorphous calcium phosphate.” 

“We need to move on to restorative procedures.” 

Indicating that dental erosion can reach very advanced 

levels, Prof. Dr. Can said, “After the enamel is worn away 

and the dentin is exposed, erosion progresses very rapidly. 

In this case, we can no longer protect our patients with 

only preventive procedures and we need to switch to 

restorative procedures. In advanced dental erosion, cupshaped 

wear occurs on the chewing surfaces of the teeth, 

and as these progress further, the vertical dimension 

of the patient and the height of the lower part of the 

face decrease. The patient cannot perform the chewing 

function effectively due to sensitivity and the inability to 

crush food sufficiently.” 

nötralize edici şeyleri yapabiliriz. Örneğin su içebiliriz veya 

süt ve peynir ürünleri yiyebiliriz. Dişlerinde erozyon olan 

bireyler, ağızlarındaki diş renklenmelerini ve koyu rengi 

açmak için beyazlatıcı diş macunu kullanıyorlarsa, zaten 

kimyasal etkilerle yumuşamış olan mine yüzeyini daha fazla 

aşındırır ve daha fazla madde kaybına yol açar.” 

“Yüksek konsantrasyonlu florür içeren jel ve 

vernikleri uyguluyoruz” 

“Aktif erozyon teşhis edildikten sonra öncelikle diş hekimi 

tarafından erozyonun etken faktörünün belirlenmesi 

gerekir” diyen Prof. Dr. Esra Can, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Etkeni bulup, hastada davranış değişikliğini oluşturduktan 

sonra diş hekimi olarak biz, o yumuşamış olan mine ve 

dentin yüzeylerine yüksek konsantrasyonlu florür içeren 

jel ve vernikleri uyguluyoruz. Bu, o bölgeyi sertleştirirken 

aynı zamanda olabilecek asit ataklarına karşı o bölgenin 

direncini da arttırır. Hastalara bize yardımcı olmaları 

için evde yüksek konsantrasyonlu florürlü diş macunu, 

kullanmalarını tavsiye ediyor, aktif erozyon varlığında 

yumuşak diş fırçası, yüksek konsantrasyonlu florürün 

yanı sıra potasyum nitrat, amorf kalsiyum fosfat gibi 

içeriklere sahip diş macunları ve kremlerini kullanmalarını 

öneriyoruz.” 

“Restoratif işlemlere geçmemiz gerekiyor” 

Dental erozyonun çok ileri boyutlara gelebildiğini söyleyen 

Prof. Dr. Can, “Mine aşındıktan sonra, dentin açığa 

çıktığı zaman erozyonda çok hızlı ilerleme gerçekleşiyor. 

Bu durumda biz hastalarımızı artık sadece koruyucu 

işlemlerle koruyamıyoruz ve restoratif işlemlere geçmemiz 

gerekiyor. Çok ilerleyen dental erozyonda dişlerin çiğneyici 

yüzeylerinde fincan şeklinde aşınmalar meydana geliyor 

ve bunlar daha da ilerlediğinde hastanın dikey boyutu ve 

yüzünün alt bölümünde yükseklik azalıyor. 

Hasta hassasiyetten ve besinleri yeterli ezememesinden 

dolayı çiğneme fonksiyonunu etkin bir şekilde 

gerçekleştiremiyor” dedi.

Medikal Teknik Şubat 2024

Transform your PDFs into Flipbooks and boost your revenue!

Delete template?

Save as template ?