Medikal Teknik Ekim 2024

Publisher 

H. Ferruh IŞIK 

on behalf of 

İstmag Magazin Gazetecilik 

İç ve Diş Tic. Ltd. Şti. 

Managing Editor 

(Responsible) 

Mehmet SÖZTUTAN 

mehmet.soztutan@img.com.tr 

Advertising Coordinator 

Recep ARSLANTAŞ 

recep.arslantas@img.com.tr 

+90 537 441 97 68 

Editors 

Dilara CİCA 

dilara.cica@img.com.tr 

Recep ARSLANTAŞ 

recep.arslantas@img.com.tr 

Didem IŞIK 

didem.isik@img.com.tr 

Correspondent 

Serhan IŞIK 

serhan.isik@img.com.tr 

Foreign Relations Manager 

Ayça SARIOGLU 

ayca.sarioglu@img.com.tr 

Accounting Manager 

Cuma KARAMAN 

cuma.karaman@img.com.tr 

Finance Manager 

Yusuf DEMİRKAZIK 

yusuf.demirkazik@img.com.tr 

Digital Assets Manager 

Emre YENER 

emre.yener@img.com.tr 

Graphic & Design Advisor 

Sami AKTAŞ 

sami.aktas@img.com.tr 

Subscription 

İsmail ÖZÇELIK 

ismail.ozcelik@img.com.tr 

Bursa Represantation 

Ömer Faruk GÖRÜN 

omer.gorun@img.com.tr 

Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA 

Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481 

Head Office 

İstanbul Magazin Grubu 

İHLAS MEDIA CENTER 

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi 

No:11 Medya Blok Kat:1 

34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey 

Tel: 0212 454 22 22 Faks: 0212 454 22 93 

www.medikalteknik.com.tr 

e-mail: info@medikalteknik.com.tr 

PRINTED BY: 

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. 

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza 

No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL 

Tel: 0212 454 30 00 

www.ihlasmatbaacilik.com 

İMG - Medikal Teknik dergisinde 

yer alan makalelerdeki fikirler 

yazarlarına aittir. 

Yayınlanan ilanların sorumluluğu 

reklam verene aittir. 

İMG - Medikal Teknik dergisinin 

bütün yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik 

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. 

Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. 

1 

0 

2 

2 

2 

6 

3 

8 

4 

4 

Gold Stevie Award for Bayer 

G4A Startup Acceleration Program 

Bayer G4A Girişim Hızlandırma 

Programı’na Altın Stevie Ödülü 

Stem cell breakthrough in 

orthopedics, a new era 

in treatment begins! 

Ortopedide kök hücre çığır açıyor, 

tedavide yeni bir dönem başlıyor! 

Berko Pharmaceuticals Enhances 

Its Team in Its 40th Year 

Berko İlaç, 40. yılında 

ekibine yenilik katıyor 

A new era in global health with Koç 

Healthcare and Mayo Clinic! 

Koç Healthcare ve Mayo Clinic ile global 

sağlıkta yeni bir dönem! 

MLP Care Wins Six Awards 

in the Investment World! 

MLP Care, yatırım dünyasında 

6 ödül birden kazandı! 

medikalteknik 

Recep Arslantaş

Ses ol! 

Dilara Cica 

From 

Meme kanseri, kadın sağlığını tehdit eden en yaygın hastalıklardan 

biri olup, her yıl binlerce kadının hayatını olumsuz etkilemektedir. 

Ancak erken teşhis, bu hastalığın seyrini önemli ölçüde değiştirebilir. 

Kadınların bedenlerini tanıması ve düzenli muayenelerle risk faktörlerini 

belirlemesi, bu mücadelede kritik bir adımdır. Aylık muayenelerinizi 

yapmak ve mamografi gibi tarama testlerini zamanında yaptırmak, 

sağlığınızı korumak için gereklidir. Unutulmamalıdır ki, erken tanı, tedavi 

sürecinin daha etkili ve başarılı olmasını sağlar. 

Farkındalık sağlamak, sadece bireyler için değil, toplum genelinde de 

hayati öneme sahiptir. Meme kanseri hakkında bilgi paylaşımı yapmak, 

destek grupları oluşturmak ve bilinçlendirme kampanyalarına katılmak, 

bu hastalıkla mücadelede güçlü bir dayanışma sağlar. Her bireyin 

bu mücadeledeki katkısı değerlidir. Duyarlılığımızı artırmak ve bilgi 

paylaşımında bulunmak, daha sağlıklı bir toplum oluşturmak için atılacak 

en önemli adımlardandır. Bu nedenle, birlikte farkındalığımızı artırarak, 

bu mücadelede etkili bir ses olmalıyız. 

the 

editor 

Be a voice! 

Breast cancer is one of the most common threats to women’s health, 

affecting the lives of thousands of women every year. However, early 

detection can significantly change the course of this disease. Getting to 

know your body and identifying risk factors through regular examinations 

is a critical step in this fight. Monthly examinations and timely screening 

tests such as mammograms are essential to protect your health. It should 

not be forgotten that early diagnosis makes the treatment process more 

effective and successful. 

Raising awareness is vital not only for individuals, but also for society 

as a whole. Sharing information about breast cancer, forming support 

groups and participating in awareness-raising campaigns provide strong 

solidarity in the fight against this disease. Every individual’s contribution 

to this fight is valuable. Increasing our awareness and sharing information 

is one of the most important steps towards a healthier society. Therefore, 

we must raise awareness together and be an effective voice in this fight.

6 

Technology reduces risks in spine surgery! 

Teknoloji, omurga cerrahisindeki riskleri azaltıyor! 

Brain, Nerve and Spinal Cord 

Surgeon Dr. İdris Avcı 

Spine surgery stands out as a challenging field 

due to its complex structure and sensitive 

nerve structures. Experts state that developing 

technologies will reduce the risks in this field. 

Brain, Nerve and Spinal Cord Surgeon Dr. İdris Avcı said, 

“We mostly encounter patients with neck and back 

pain. However, only a small portion of these complaints 

require surgical intervention.” The complexity of the 

spine requires surgeons to have knowledge of anatomy. 

Dr. Avcı emphasizes that spine surgery will become more 

precise and safer with the advancement of technology. 

Artificial intelligence-supported surgical systems will 

play an important role in reducing risks. 

Challenges in spine surgery 

The biggest challenges in spine surgery are the 

complex structure of the spine and the sensitivity of 

the surrounding nerves. Dr. Avcı says, “Each patient’s 

case should be evaluated individually. Any surgical 

intervention can have serious consequences.” 

Omurga cerrahisi, karmaşık yapısı ve hassas 

sinir yapıları nedeniyle zorlu bir alan olarak 

öne çıkıyor. Uzmanlar, gelişen teknolojilerin bu 

alandaki riskleri azaltacağını belirtiyor. 

Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Op. Dr. İdris Avcı, “En 

fazla boyun ve bel ağrısı olan hastalarla karşılaşıyoruz. 

Ancak bu şikayetlerin yalnızca küçük bir kısmı cerrahi 

müdahale gerektiriyor.” diyor. Omurganın karmaşıklığı, 

cerrahların anatomi bilgisine sahip olmalarını şart 

koşuyor. Dr. Avcı, teknolojinin ilerlemesiyle omurga 

cerrahisinin daha hassas ve güvenli hale geleceğini 

vurguluyor. Yapay zekâ destekli cerrahi sistemler, 

riskleri azaltmada önemli bir rol oynayacak. 

Omurga cerrahisinde karşılaşılan zorluklar 

Omurga cerrahisinde en büyük zorluklar, omurganın 

karmaşık yapısı ve çevresindeki sinirlerin hassasiyetidir. 

Dr. Avcı, “Her hastanın durumu özel olarak 

değerlendirilmeli. Herhangi bir cerrahi müdahale ciddi 

sonuçlar doğurabilir.” diyor. 

Ekim - October 2024

7 

Early diagnosis and the right treatment plan 

Neck and back pain are among the most common complaints 

in the spine outpatient clinic. However, most of them are 

muscle-related problems and only a small proportion require 

surgical intervention. Dr. Avcı emphasizes the importance of 

physical examination and states that emergencies should be 

identified with “red flags”. 

Security with artificial intelligence and 

neuronavigation 

Artificial intelligence-supported programs are used to reduce 

risks in spine surgery. “Thanks to these programs, we can 

predict the alignment of the spine in preoperative planning,” 

says Dr. Avcı. Neuromonitors are used to minimize nerve 

damage, while neuronavigation reduces the risks of screw 

placement. 

Future innovations 

With the advancement of technology, spine surgery will 

become safer and more effective in the future. Robotic 

surgeries and 3D printing technology will enable the 

production of customized implants. In addition, artificial 

intelligence-enabled systems will help surgeons make better 

decisions. 

Post-operative recovery 

In order to prevent postoperative complications, patients’ 

health conditions need to be evaluated in detail. “The 

rehabilitation process and compliance with hygiene rules 

are very important,” says Dr. Avcı, adding that following the 

doctor’s recommendations contributes positively to the 

healing process. 

Spine surgery will become more reliable and effective with 

the innovations offered by technology. 

Erken teşhis ve doğru tedavi planı 

Omurga polikliniğinde en sık görülen şikayetler 

arasında boyun ve bel ağrıları yer alıyor. Ancak 

çoğu kas kaynaklı sorunlar ve yalnızca küçük bir 

kısmı cerrahi müdahale gerektiriyor. Dr. Avcı, fizik 

muayenenin önemini vurgularken, acil durumların 

“kırmızı bayraklar” ile belirlenmesi gerektiğini 

belirtiyor. 

Yapay zekâ ve nöronavigasyon ile güvenlik 

Omurga cerrahisinde riskleri azaltmak için yapay 

zekâ destekli programlar kullanılmakta. Dr. Avcı, 

“Ameliyat öncesi planlamada bu programlar 

sayesinde omurganın dizilimini öngörebiliyoruz.” 

diyor. Nöromonitörler, sinir hasarını minimize etmek 

için kullanılırken, nöronavigasyon ile vida yerleştirme 

riskleri azaltılıyor. 

Gelecekteki yenilikler 

Teknolojinin ilerlemesiyle gelecekte omurga cerrahisi 

daha güvenli ve etkili hale gelecek. Robotik cerrahiler 

ve 3D baskı teknolojisi, kişiye özel implant üretimini 

mümkün kılacak. Ayrıca, yapay zekâ destekli sistemler 

cerrahların daha iyi kararlar almasına yardımcı olacak. 

Ameliyat sonrası iyileşme süreci 

Ameliyat sonrası komplikasyonları önlemek için 

hastaların sağlık durumlarının detaylı bir şekilde 

değerlendirilmesi gerekiyor. Dr. Avcı, “Rehabilitasyon 

süreci ve hijyen kurallarına uyulması çok önemli.” 

diyerek, doktorun önerilerine uymanın iyileşme 

sürecine olumlu katkı sağladığını belirtiyor. 

Omurga cerrahisi, teknolojinin sunduğu yeniliklerle 

daha güvenilir ve etkili bir hale gelecektir. 


Recep ARSLANTAŞ Koordinatör 

Technological Developments in Medicine 

It is quite promising for humanity that medical device manufacturers continuously develop themselves, contributing 

to the acceleration of diagnosis and treatment processes of our doctors and the improvement of their standards 

with new generation technological devices. The human body, which has a perfect structure, consists of many delicate 

organs. Especially the treatment of the spine, which has a complex structure and sensitive nerve areas, is a field that 

requires care and precision. Technological developments in this area help to easily overcome the challenges faced. The 

increasing presence of artificial intelligence-based technologies every day is also considered one of the most significant 

advancements for humanity. In light of these developments, it is easy to say that the future of medicine lies in artificial 

intelligence. 

Until we meet in the November 2024 issue of Medikal Teknik magazine, stay well. 

Tıp alanındaki teknolojik gelişmeler 

Tıbbi cihaz üreticilerinin sürekli kendilerini geliştirerek yeni nesil teknolojik cihazlarla hekimlerimizin tanı ve tedavi 

süreçlerinin hızlanmasına ve standartlarının artmasına katkı sağlamaları, insanlık adına oldukça sevindirici bir durum. 

Mükemmel bir yapıya sahip insan vücudu, birçok hassas organdan oluşmakta. Özellikle karmaşık yapısı ve hassas sinir 

alanlarıyla dikkat gerektiren omurga tedavisi, özen ve titizlik isteyen bir alandır. Bu alandaki teknolojik gelişmeler, 

karşılaşılan zorlukların kolaylıkla aşılmasına yardımcı olmaktadır. Yapay zeka odaklı teknolojilerin de her geçen gün 

artması, insanlık adına en önemli gelişmelerden biri olarak görülmektedir. Bu gelişmeler ışığında, geleceğin tıbbının yapay 

zeka ile şekilleneceğini rahatlıkla söylemek mümkündür. 

Medikal Teknik dergisinin Kasım 2024 sayısında görüşünceye kadar esen kalın.

9 

GSK and Flagship Pioneering join forces for ınnovative health solutions! 

GSK ve Flagship Pioneering, yenilikçi sağlık çözümleri için bir arada! 

Global pharmaceutical giant GSK is partnering 

with biotechnology innovation leader Flagship 

Pioneering to focus on the discovery of new 

therapies and vaccines. 

Beginning in the fields of respiratory and immunology, 

this partnership aims to develop groundbreaking health 

solutions, supported by an initial funding of up to $150 

million. 

GSK Scientific Director Tony Wood noted that this 

collaboration is an important step toward the discovery 

of breakthrough therapies and vaccines, while Flagship 

Partner Paul Biondi emphasized their commitment to 

creating sustainable treatment resources. 

Global ilaç devi GSK, biyoteknoloji inovasyonu 

lideri Flagship Pioneering ile iş birliği yaparak 

yeni tedavi ve aşıların keşfine odaklandı. 

Solunum ve immünoloji alanlarında başlayacak bu 

ortaklık, 150 milyon dolara kadar başlangıç fonu ile 

desteklenerek, gelecekte çığır açan sağlık çözümleri 

geliştirmeyi amaçlıyor. 

GSK Bilimsel Direktörü Tony Wood, bu ortaklığın çığır 

açan tedavi ve aşıların keşfine yönelik önemli bir adım 

olduğunu belirtirken, Flagship Genel Ortağı Paul Biondi 

ise sürdürülebilir tedavi kaynakları oluşturma hedefine 

katkıda bulunacaklarını vurguladı.

10 

Gold Stevie Award for Bayer G4A Startup Acceleration Program 

Bayer Türkiye’nin girişimcilik ekosistemine 

katkıları uluslararası ödülle taçlandırıldı. 

Bayer Türkiye, 7 yıldır düzenlediği G4A Girişim Hızlandırma 

Programı ile uluslararası alanda büyük bir başarı elde etti. 

Program, Stevie Awards Uluslararası İş Ödülleri’nde “Yılın 

En Yenilikçi Şirketi” kategorisinde Altın Stevie Ödülü ile 

ödüllendirildi. Bayer’in Hackquarters by Tenity iş birliği ile 

yürüttüğü bu program, sağlık ve tarım alanlarında yenilikçi 

girişimlere destek olmayı amaçlıyor. 

Girişimcilik Ekosistemine 6.5 Milyon TL Katkı 

Bayer Türkiye, G4A Programı kapsamında 7 yılda hibe, 

eğitim, mentorluk ve iş birliği desteğiyle toplam 6.5 milyon 

TL katkı sağladı. 2018-2023 yılları arasında desteklenen 

37 girişimden 10’unun toplam değerlemesi 118 milyon 

dolara ulaştı. Programa bugüne kadar 1400’den fazla 

girişim başvurdu ve 42 girişim seçildi. G4A Programı, 2025 

yılında sağlık ve tarım alanlarında dijital çözümler sunan 

girişimlerin başvurularını bekliyor. Detaylı bilgi ve başvuru 

için g4a.bayer.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz. 

Türkiye Dijital Sağlık ve Tarım Girişimleri Haritası 

Bayer’in “Türkiye Dijital Sağlık ve Tarım Girişimleri 

Haritası”, G4A Programı’na katılan ve çalışmalarına devam 

eden 33 girişimi içeriyor. Bu girişimler, sağlık ve tarım 

alanındaki dijital çözümlerle sektöre katkıda bulunmayı 

hedefliyor. 

Bayer G4A Girişim Hızlandırma Programı’na Altın Stevie Ödülü 

Bayer Türkiye’s contributions to the 

entrepreneurship ecosystem were crowned with 

an international award. 

Bayer Türkiye has achieved a great success in the 

international arena with the G4A Startup Acceleration 

Program, which it has been organizing for 7 years. The 

program was awarded with the Gold Stevie Award in 

the “Most Innovative Company of the Year” category 

at the Stevie Awards International Business Awards. 

This program, carried out by Bayer in cooperation with 

Hackquarters by Tenity, aims to support innovative 

startups in the fields of health and agriculture. 

6.5 Million TL Contribution to the 

Entrepreneurship Ecosystem 

Bayer Türkiye has contributed a total of TL 6.5 million in 

grants, training, mentorship and collaboration support in 

7 years under the G4A Program. The total valuation of 10 

of the 37 startups supported between 2018-2023 reached 

118 million dollars. More than 1400 startups have applied 

to the program so far and 42 startups have been selected. 

The G4A Program is waiting for applications from startups 

offering digital solutions in the fields of health and 

agriculture in 2025. 

For detailed information and application, please visit g4a. 

bayer.com.tr. 

Türkiye Digital Health and Agriculture Startups Map 

Bayer’s “Türkiye Digital Health and Agriculture Initiatives 

Map” includes 33 initiatives that participated in the G4A 

Program and continue to work. These initiatives aim to 

contribute to the sector with digital solutions in the fields 

of health and agriculture. 


12 

The future of medicine lies in artificial 

intelligence and CRISPR technology! 

Geleceğin tıbbı, yapay zekâ ve CRISPR teknolojisinde! 

Head of Department of Biosafety 

Assoc. Prof. Dr. Kaan Yılancıoğlu 

Artificial intelligence and CRISPR technologies 

also offer personalized treatment options based 

on genetic profile! 

Artificial intelligence has entered the field of biotechnology 

and genetic engineering as it has entered every field of 

life. Describing the integration of artificial intelligence 

and CRISPR technology as a biotechnological revolution, 

Assoc. Prof. Dr. Kaan Yılancıoğlu, Head of the Department 

of Biosafety, said, “Artificial intelligence can be used in 

the discovery of new CRISPR systems, it can identify more 

effective CRISPR enzymes by scanning existing genetic 

databases.” 

Assoc. Prof. Dr. Kaan Yılancıoğlu said, “Artificial intelligenceassisted 

CRISPR technology may open new avenues in the 

treatment of rare genetic diseases in the future and prevent 

aging-related diseases through genetic editing.” 

Üsküdar University Institute of Addiction and Forensic 

Sciences Head of Biosecurity Department Assoc. Prof. 

Dr. Kaan Yılancıoğlu gave information on how artificial 

intelligence is integrated with CRISPR (a gene editing 

method) technology. 

Yapay zekâ ve CRISPR teknolojileri genetik 

profile dayalı kişiselleştirilmiş tedavi 

seçeneği de sunuyor! 

Yapay zekâ, hayatının her alana girdiği gibi 

biyoteknolojik ve genetik mühendisliği alanına da girdi. 

Yapay zekâ ve CRISPR teknolojisinin entegrasyonunu 

biyoteknolojik devrim olarak nitelendiren Biyogüvenlik 

Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, 

“Yapay zekâ, yeni CRISPR sistemlerinin keşfinde 

kullanılabilir, mevcut genetik veri tabanlarını tarayarak 

daha etkili CRISPR enzimlerini tanımlayabilir.” dedi. 

Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu: “Yapay zekâ destekli 

CRISPR teknolojisi, gelecekte nadir genetik 

hastalıkların tedavisinde yeni yollar açabilir ve 

yaşlanma ile ilgili hastalıkları genetik düzenlemeler 

yoluyla önleyebilir.” 

Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık ve Adli Bilimler 

Enstitüsü Biyogüvenlik Anabilim Dalı Başkanı Doç. 

Dr. Kaan Yılancıoğlu, yapay zekânın CRISPR (bir 

gen düzenleme yöntemi) teknolojisiyle nasıl entegre 

edildiği konusunda bilgi verdi. 


13 

The relationship between artificial intelligence 

and CRISPR technology 

“Artificial intelligence (AI) and CRISPR technology are 

two important innovations that have revolutionized the 

fields of biotechnology and genetic engineering,” Assoc. 

Prof. Dr. Kaan Yılancıoğlu said, adding that AI plays an 

important role in processes such as identification of 

target genes, design of guide RNA (gRNA) used for 

targeting genes, data analysis and interpretation to 

increase the effectiveness of CRISPR technology. 

AI-based tools minimize unwanted 

side effects... 

Stating that artificial intelligence algorithms can identify 

disease-associated genes and mutations by analyzing big 

biological data, thus enabling CRISPR to be directed to 

more specific targets, Assoc. Prof. Dr. Kaan Yılancıoğlu 

said, “In addition, artificial intelligence-based tools 

can design more precise guide gRNAs by minimizing 

unwanted side effects and can quickly and accurately 

analyze the results of gene editing experiments with 

CRISPR.” 

It is also used in planning CRISPR experiments 

Pointing out that artificial intelligence is also used in 

the planning and optimization of CRISPR experiments, 

Assoc. Prof. Dr. Kaan Yılancıoğlu said, “Machine learning 

Yapay zekâ ve CRISPR teknolojisi ilişkisi 

“Yapay zekâ (YZ) ve CRISPR teknolojisi, biyoteknoloji ve 

genetik mühendisliği alanlarında devrim oluşturan iki 

önemli yeniliktir.” diyen Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, yapay 

zekanın CRISPR teknolojisinin etkinliğini artırmak için 

hedef genlerin belirlenmesi, genlerin hedeflenmesi için 

kullanılan kılavuz RNA (gRNA) tasarımı, veri analizi ve 

yorumlama gibi süreçlerde önemli bir rol oynadığını 

söyledi. 

Yapay zekâ tabanlı araçlar, istenmeyen yan 

etkileri minimize ediyor… 

Yapay zekâ algoritmalarının, büyük biyolojik verileri 

analiz ederek hastalıklarla ilişkili genleri ve mutasyonları 

tanımlayabildiğini, böylece CRISPR’ın daha spesifik 

hedeflere yönlendirilmesini sağladığını ifade eden Doç. 

Dr. Kaan Yılancıoğlu, “Ayrıca, yapay zekâ tabanlı araçlar, 

istenmeyen yan etkileri minimize ederek daha hassas 

kılavuz gRNA’lar tasarlayabilir ve CRISPR ile yapılan gen 

düzenleme deneylerinin sonuçlarını hızlı ve doğru bir 

şekilde analiz edebilir.” dedi. 

CRISPR deneylerinin planlanmasında da 

kullanılıyor… 

Yapay zekânın CRISPR deneylerinin planlanmasında ve 

optimizasyonunda da kullanıldığına dikkat çeken Doç. Dr. 

Kaan Yılancıoğlu, “Makine öğrenimi algoritmaları, önceki 


14 

algorithms suggest the most effective experimental 

protocols and conditions by learning from previous 

experiments, which speeds up the experimental process 

and reduces costs. AI also has an important contribution 

in developing personalized treatments based on 

individuals’ genetic profiles. For example, AI-based tools 

such as DeepCRISPR use deep learning techniques to 

predict the efficiency and specificity of CRISPR guide 

RNAs. This integration contributes to accelerating 

genetic research, reducing costs and expanding 

treatment possibilities.” 

The impact of AI-based tools on the 

development of CRISPR systems 

Noting that artificial intelligence-based tools can 

provide important innovations and improvements in 

the development of CRISPR systems, Assoc. Prof. Dr. 

Kaan Yılancıoğlu said, “Artificial intelligence algorithms 

help CRISPR systems to identify and target target 

target genes more precisely, reducing the mis-targeting 

of genes and preventing unwanted mutations. By 

designing the most effective guide RNA (gRNA) 

sequences, it can improve CRISPR efficiency and 

minimize potential false target effects. Furthermore, 

AI can quickly and efficiently analyze large and complex 

data sets to predict the success rate of edits and 

interpret results. This helps researchers optimize 

experiments and achieve better results.” 

deneylerden öğrenerek en etkili deney protokollerini ve 

koşullarını önerir, bu da deneysel sürecin hızlanmasını 

ve maliyetlerin düşmesini sağlar. Bireylerin genetik 

profillerine dayalı kişiselleştirilmiş tedaviler geliştirmede 

de yapay zekanın önemli bir katkısı vardır. Örneğin, 

DeepCRISPR gibi yapay zekâtabanlı araçlar, CRISPR 

kılavuz RNA’larının etkinliğini ve özgüllüğünü tahmin 

etmek için derin öğrenme tekniklerini kullanır. Bu 

entegrasyon, genetik araştırmaların hızlanmasına, 

maliyetlerin düşmesine ve tedavi olanaklarının 

genişlemesine katkı sağlar.” diye konuştu. 

Yapay zekâ tabanlı araçların CRISPR 

sistemlerinin geliştirilmesine etkileri... 

Yapay zekâ tabanlı araçların, CRISPR sistemlerinin 

geliştirilmesinde önemli yenilikler ve iyileştirmeler 

sağlayabileceğini kaydeden Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, 

“Yapay zekâ algoritmaları, CRISPR sistemlerinin 

hedef genleri daha hassas bir şekilde tanımlamasına 

ve hedeflemesine yardımcı olarak genlerin yanlış 

hedeflemesinin azaltılmasını ve istenmeyen 

mutasyonların önlenmesini sağlar. En etkili kılavuz 

RNA (gRNA) sekanslarını tasarlayarak CRISPR 

etkinliğini artırabilir ve potansiyel yanlış hedef etkilerini 

minimize edebilir. Ayrıca, yapay zekâ büyük ve karmaşık 

veri setlerini hızlı ve etkili bir şekilde analiz ederek 

düzenlemelerin başarı oranını tahmin edebilir ve 

sonuçları yorumlayabilir. Bu, araştırmacıların deneyleri 


15 

Identifies more effective CRISPR enzymes 

“Artificial intelligence can be used in the discovery of 

new CRISPR systems, identify more effective CRISPR 

enzymes by scanning existing genetic databases.” 

said Assoc. Prof. Dr. Kaan Yılancıoğlu and added, “It 

can develop combinational gene editing strategies by 

targeting multiple genes simultaneously and improve 

experimental design and optimization processes. While 

assisting CRISPR technology in developing personalized 

gene therapies, it provides highly efficient gene editing 

processes thanks to automated systems.” 

Can be used in the treatment of genetic 

diseases 

“Artificial intelligence-supported CRISPR technology 

has great potential in the treatment of various diseases 

in the field of medicine. The integration of artificial 

intelligence with CRISPR technology enables gene 

editing processes to be more precise and effective.” 

Yilancıoğlu also explained which diseases it can be used 

in the treatment of: 

“The application areas of this technology include the 

treatment of genetic diseases (sickle cell anemia, 

cystic fibrosis, Duchenne muscular dystrophy), cancer 

treatment (T-cell modification and oncolytic viruses), 

infectious diseases (viral infections such as HIV and 

hepatitis B), neurological diseases (Huntington’s 

disease and ALS) and cardiovascular diseases 

(hypercholesterolemia and atherosclerosis). For 

example, CRISPR can be used to treat diseases such 

as beta-thalassemia, retinitis pigmentosa and spinal 

muscular atrophy (SMA). 

optimize etmelerine ve daha iyi sonuçlar elde etmelerine 

yardımcı olur.” ifadelerini kullandı. 

Daha etkili CRISPR enzimlerini tanımlayabiliyor 

“Yapay zekâ, yeni CRISPR sistemlerinin keşfinde 

kullanılabilir, mevcut genetik veri tabanlarını tarayarak 

daha etkili CRISPR enzimlerini tanımlayabilir.” diyen 

Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, “Birden fazla geni aynı anda 

hedef alarak kombinasyonel gen düzenleme stratejileri 

geliştirebilir ve deneysel tasarım ile optimizasyon 

süreçlerini iyileştirebilir. Kişiselleştirilmiş gen tedavileri 

geliştirmede CRISPR teknolojisine yardımcı olurken, 

otomatikleştirilmiş sistemler sayesinde yüksek verimli 

gen düzenleme süreçleri sağlar.” diye konuştu. 

Genetik hastalıkların tedavisinde 

kullanılabiliyor 

“Yapay zekâ destekli CRISPR teknolojisi, tıp alanında 

çeşitli hastalıkların tedavisinde büyük potansiyele sahiptir. 

Yapay zekânın CRISPR teknolojisi ile entegrasyonu, gen 

düzenleme süreçlerinin daha hassas ve etkili olmasını 

sağlar.” diyen Yılancıoğlu, hangi hastalıkların tedavisinde 

kullanılabileceğini de şöyle anlattı: 

“Bu teknolojinin uygulama alanları arasında genetik 

hastalıkların tedavisi (orak hücre anemisi, kistik 

fibroz, Duchenne musküler distrofisi), kanser tedavisi 

(T-hücre modifikasyonu ve onkolitik virüsler), enfeksiyon 

hastalıkları (HIV ve hepatit B gibi viral enfeksiyonlar), 

nörolojik hastalıklar (Huntington hastalığı ve ALS) 

ve kalp-damar hastalıkları (hiperkolesterolemi ve 

ateroskleroz) bulunmaktadır. Örneğin, CRISPR betatalasemi, 

retinitis pigmentosa ve spinal müsküler atrofi 

(SMA) gibi hastalıkların tedavisinde kullanılabilir. 


16 

It could open new avenues in the treatment of 

rare genetic diseases! 

Underlining that artificial intelligence-supported CRISPR 

technology can provide advantages such as sensitivity 

and specificity, speed and efficiency, and personalized 

medicine, Yılancıoğlu said, “Artificial intelligence 

algorithms analyze large data sets to recommend the 

most effective gene editing strategies and develop 

personalized treatments. In the future, it can open 

new avenues in the treatment of rare genetic diseases 

and prevent aging-related diseases through genetic 

editing, and the combination of CRISPR technology can 

revolutionize the treatment of a wide range of diseases 

in the medical field and enable the emergence of more 

precise, effective treatment methods.” 

It also accelerates genetic research processes... 

Emphasizing that the combined use of artificial 

intelligence and CRISPR technology offers the potential 

for many innovations and advances that will profoundly 

shape the future of genetic research, Yılancıoğlu said, 

“AI-assisted CRISPR increases the precision of gene 

editing, reduces problems such as mistargeting, and 

increases the efficiency of CRISPR by designing the 

most appropriate guide RNAs. By analyzing large 

genomic data sets, AI plays an important role in 

identifying genetic variants associated with diseases 

and discovering new genetic targets. This enables the 

development of new approaches to the treatment of 

genetic diseases. In addition, artificial intelligence and 

CRISPR technologies develop personalized treatment 

strategies based on individuals’ genetic profiles, 

accelerating genetic research processes and increasing 

efficiency.” 

It will also help previously unimaginable 

discoveries in genetic science... 

Assoc. Prof. Dr. Kaan Yılancıoğlu stated that artificial 

intelligence can also be used to simulate and model the 

effects of genetic regulations and to assess the possible 

risks and ethical issues of genetic regulations, and 

concluded his words as follows 

“This ensures that genetic research is conducted in a 

safer and ethical manner. The combined use of artificial 

intelligence and CRISPR can help to better understand 

the genetic basis of complex diseases and develop 

previously unimaginable discoveries and treatment 

methods in genetic science. These technologies will 

revolutionize the treatment of genetic diseases while 

increasing the breadth and depth of genetic research.” 

Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.48218 

Nadir genetik hastalıkların tedavisinde yeni 

yollar açabilir! 

Yapay zekâ destekli CRISPR teknolojisinin, hassasiyet 

ve spesifiklik, hız ve verimlilik, kişiselleştirilmiş tıp gibi 

avantajlar sağlayabileceğinin de altını çizen Yılancıoğlu, 

“Yapay zekâ algoritmaları, büyük veri setlerini analiz 

ederek en etkili gen düzenleme stratejilerini önerir ve 

kişiselleştirilmiş tedaviler geliştirir. Gelecekte, nadir 

genetik hastalıkların tedavisinde yeni yollar açabilir ve 

yaşlanma ile ilgili hastalıkları genetik düzenlemeler 

yoluyla önleyebilir ve CRISPR teknolojisinin birleşimi, tıp 

alanında geniş bir yelpazede hastalıkların tedavisinde 

devrim oluşturabilir ve daha hassas, etkili tedavi 

yöntemlerinin ortaya çıkmasını sağlayabilir.” şeklinde 

konuştu. 

Genetik araştırma süreçlerini de hızlandırıyor… 

Yapay zekâ ve CRISPR teknolojisinin birlikte 

kullanımının, genetik araştırmaların geleceğini 

derinden şekillendirecek birçok yenilik ve ilerleme 

potansiyeli sunduğunu da vurgulayan Yılancıoğlu, “Yapay 

zekâ destekli CRISPR, gen düzenleme işlemlerinin 

hassasiyetini artırır, yanlış hedefleme gibi sorunları 

azaltır ve en uygun kılavuz RNA’ları tasarlayarak 

CRISPR’ın etkinliğini artırır. Yapay zekâ, büyük genomik 

veri setlerini analiz ederek hastalıklarla ilişkili genetik 

varyantları tanımlamada ve yeni genetik hedeflerin 

keşfinde önemli bir rol oynar. Bu, genetik hastalıkların 

tedavisinde yeni yaklaşımlar geliştirilmesine olanak 

tanır. Ayrıca, yapay zekâ ve CRISPR teknolojileri, 

bireylerin genetik profillerine dayalı kişiselleştirilmiş 

tedavi stratejileri geliştirir, genetik araştırma süreçlerini 

hızlandırır ve verimliliği artırır.” ifadelerini kullandı. 

Genetik biliminde daha önce hayal bile 

edilemeyen keşiflere de yardımcı… 

Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, yapay zekânın, genetik 

düzenlemelerin etkilerini simüle etmek ve modellemek, 

genetik düzenlemelerin olası risklerini ve etik sorunlarını 

değerlendirmek için de kullanılabileceğini belirterek, 

sözlerini şu şekilde tamamladı: 

“Bu, genetik araştırmaların daha güvenli ve etik 

standartlara uygun bir şekilde yapılmasını sağlar. 

Yapay zekâ ve CRISPR’ın birlikte kullanımı, kompleks 

hastalıkların genetik temellerini daha iyi anlamaya 

ve genetik biliminde daha önce hayal bile edilemeyen 

keşifler ve tedavi yöntemleri geliştirilmesine yardımcı 

olabilir. Bu teknolojiler, genetik hastalıkların tedavisinde 

devrim niteliğinde yenilikler getirirken, aynı zamanda 

genetik araştırmaların kapsamını ve derinliğini artırır.” 



18 

Bowed legs threaten quality of life! 

Parantez bacak görünümü yaşam kalitesini tehdit ediyor! 

Diz eklemi sorunları, orta yaş ve sonrasında 

bireylerin yaşam kalitesini olumsuz 

etkileyebilir. Özellikle 40’lı yaşlardan itibaren 

sıkça karşılaşılan parantez bacak görünümü 

hem fizyolojik hem de psikolojik sorunlara yol 

açabiliyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı 

Op. Dr. Ömer Yonga, bu durumun altta yatan 

sorunlarla birlikte ortaya çıktığını belirterek, 

“Bacaklardaki şekil bozukluğu ve eğilme, 

kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiliyor,” 

dedi. 

Orthopedics and Traumatology Specialist Op. Dr. Ömer Yonga 

Knee joint issues can adversely affect the 

quality of life for individuals in middle age and 

beyond. Particularly common in people in their 

40s, the appearance of bowed legs can lead to 

both physiological and psychological problems. 

Orthopedics and Traumatology Specialist Op. 

Dr. Ömer Yonga emphasizes that this condition 

often arises from underlying issues, stating, 

“The deformity and bending in the legs significantly 

impact a person’s quality of life.” 

Op. Dr. Yonga, yüksek tibial osteotomi ameliyatının 

diz eklemindeki hizalama bozukluklarını düzeltme 

imkânı sunduğunu ve bu sayede hem estetik kaygıların 

giderildiğini hem de hastanın ağrısının azaltılarak 

hareket kabiliyetinin geri kazanıldığını vurguladı. 

“Ayrıca, total diz protezi ihtiyacının azalmasını sağlamak 

mümkün,” diye ekledi. 

Orta Yaşlı Bireyler ve Diz Problemleri 

40-65 yaş arası bireyler, orta yaşlı kişiler olarak kabul 

edilmektedir. Yaşla birlikte diz problemleri ve kıkırdak 

sorunlarının daha yaygın hale geldiğini belirten Dr. 

Yonga, “40 yaşından sonra diz ön ağrısı ve kıkırdak 

aşınması gibi sorunlar sıkça görülebiliyor. Daha ileri 

yaşlarda ise osteoartrit ve bağ dokusu problemleri ortaya 

Dr. Yonga highlights that high tibial osteotomy surgery 

offers a solution for correcting alignment problems 

in the knee joint, alleviating aesthetic concerns while 

reducing pain and restoring mobility. “Additionally, it is 

possible to decrease the need for total knee replacement,” 

he adds. 

Middle-Aged Individuals and Knee Problems 

Individuals aged 40 to 65 are classified as middle-aged. 

Dr. Yonga notes that as people age, knee problems and 

cartilage issues become more prevalent. “After age 40, 

knee pain and cartilage wear are commonly observed. In 

older age, osteoarthritis and connective tissue problems 

may also emerge,” he explains. He also points out an 

increase in meniscus injuries among those who suddenly 

begin exercising after being inactive. 


19 

Complaints and Their Causes 

For patients over 40, issues typically arise from wear 

between the kneecap and the knee joint, according to 

Dr. Yonga. “After the age of 35-40, the body enters an 

accelerated breakdown phase. This leads to complaints 

such as difficulty climbing stairs and noise from the knees,” 

he states. He warns that without preventive measures, 

cartilage wear can progressively worsen. 

Effects of Bowed Legs 

The appearance of bowed legs usually becomes noticeable 

in the 40s. Dr. Yonga associates this condition 

with factors like osteoporosis, stating, “Decreased bone 

density can lead to weakened and deformed bones, 

causing misalignment of the legs.” He adds that obesity 

also exacerbates this issue by increasing the load on the 

knees. 

Relationship with Body Mass Index 

Dr. Yonga notes that as people age, an increase in 

body mass index makes the appearance of bowed legs 

more pronounced. “Patients often come in saying, ‘My 

deformity has worsened in the last five years, and I feel 

shorter,’” he explains. He also mentions that women are 

at a higher risk of developing osteoarthritis. 

Treatment Methods 

Dr. Yonga explains that the treatment approach is tailored 

to each patient’s condition: “Initially, we take a leg 

length radiograph for angular assessment, followed by 

çıkabilir,” dedi. Özellikle spor yapmayan bireylerin aniden 

spora başlaması sonucunda menüsküs yaralanmaları 

gibi durumların da artış gösterdiğini ifade etti. 

Şikayetler ve nedenleri 

40 yaş üstü hastalarda genellikle diz kapağı ile diz 

arasındaki aşınmanın sorun oluşturduğunu belirten Dr. 

Yonga, “Vücudumuzda 35-40 yaşlarından sonra yıkım 

süreci artmaya başlıyor. Bu, merdiven çıkarken zorluk ve 

dizlerden ses gelmesi gibi şikayetlere yol açıyor,” dedi. 

Eğer önlem alınmazsa, kıkırdaktaki aşınmanın zamanla 

arttığına dikkat çekti. 

Parantez bacak görünümünün etkileri 

Parantez bacak görünümü, genellikle 40’lı yaşlardan 

itibaren ortaya çıkıyor. Dr. Yonga, bu durumun 

osteoporoz gibi faktörlerle ilişkilendirildiğini belirtti: 

“Kemik yoğunluğunun azalması, kemiklerin zayıflayıp 

deforme olmasına ve dolayısıyla bacakların düzgün 

hizalanmamasına neden olabiliyor.” Ayrıca, obezitenin de 

dizlere binen ağırlığı artırarak bu durumu kötüleştirdiğini 

ekledi. 

Vücut kitle indeksi ile ilişki 

Yaş ilerledikçe vücut kitle indeksinin artmasıyla birlikte 

parantez bacak görünümünün daha belirgin hale 

geldiğini belirten Dr. Yonga, “Hastalar, ‘Son 5 yılda şekil 

bozukluğum arttı, boyum kısaldı’ diyerek başvuruyor,” 

dedi. Kadınların osteoartrit gelişim riskinin daha yüksek 

olduğunu da sözlerine ekledi. 


20 

an MRI to evaluate the state of the joint.” He may recommend 

non-steroidal treatments or physical therapy 

exercises, and occasionally the use of custom-made 

orthotics. However, if the deformity is severe, surgical 

intervention may be necessary. 

Importance of Surgery 

Dr. Yonga emphasizes that tibial osteotomy surgery, 

particularly for individuals under 60, not only resolves 

the issue but also protects the joint. “This surgery 

redistributes the load from the damaged area of the 

knee to the healthy side, reducing pain and improving 

mobility,” he explains. He notes that patients are often 

able to stand within two days post-surgery, with physical 

therapy aiding their recovery. 

Dr. Yonga concludes, “Our goal is to enable patients to 

return to their normal lives and postpone the need for 

total knee replacement.” 

Tedavi yöntemleri 

Tedavi yaklaşımının hastanın durumuna göre 

belirlendiğini belirten Dr. Yonga, “Hastaya ilk 

değerlendirmede bacak uzunluk grafisi çekiyoruz ve 

ardından MR görüntülemesiyle eklemdeki durumu 

değerlendiriyoruz,” dedi. Non-steroid tedaviler veya 

fizik tedavi egzersizleri öneren Dr. Yonga, bazen özel 

yapım tabanlıkların da kullanılabileceğini belirtti. 

Ancak bozukluk ileri seviyedeyse cerrahi müdahale 

gerekebiliyor. 

Cerrahinin önemi 

Özellikle 60 yaş altındaki bireylerde uygulanan tibial 

osteotomi ameliyatının, hem sorunu çözdüğünü hem de 

eklemi koruduğunu belirten Dr. Yonga, “Bu ameliyatla, 

dizdeki yük sağlam tarafa aktarılıyor, böylece ağrı 

azalıyor ve hareket kabiliyeti artıyor,” dedi. Ameliyat 

sonrası hastaların iki gün içinde ayağa kalktığını ve fizik 

tedavi ile süreçlerin desteklendiğini aktardı. 

Dr. Yonga, “Hedefimiz, hastaların normal yaşamlarına 

dönmesini sağlamak ve total diz protezi ihtiyacını 

ertelemek,” diyerek sözlerini tamamladı. 


22 

Stem cell breakthrough in 

orthopedics, a new era 

in treatment begins! 

Ortopedide kök hücre 

çığır açıyor, tedavide 

yeni bir dönem başlıyor! 

In recent years, stem cell therapy and orthobiologic applications have attracted great interest in 

orthopedics. Offering an alternative to traditional treatment methods, these innovative approaches 

offer great promise in the repair of joint and tissue damage. However, many people are still not fully 

informed. So, what is stem cell therapy and how do orthobiologic applications work? 

Son yıllarda ortopedi alanında, kök hücre tedavisi ve ortobiyolojik uygulamalar büyük bir ilgi çekiyor. 

Geleneksel tedavi yöntemlerine alternatif sunan bu yenilikçi yaklaşımlar, eklem ve doku hasarlarının 

onarımında büyük umutlar vaat ediyor. Ancak, pek çok insan hala bu konuda tam olarak bilgi sahibi 

değil. Peki, kök hücre tedavisi nedir ve ortobiyolojik uygulamalar nasıl çalışır? 

Assoc. Prof. Dr. Sinan Karaca from the Department of 

Orthopedics and Traumatology at Yeni Yüzyıl University 

Gaziosmanpaşa Hospital, explained ‘Stem Cell Therapy in 

Orthopedics’. 

What is stem cell therapy? 

“Stem cells are special cells in our body that have the 

ability to transform into various cell types. These cells 

have the potential to repair and regenerate damaged 

tissues. In the field of orthopedics, stem cells are 

used especially in the treatment of joint and cartilage 

damage. Stem cells can be obtained from the patient’s 

own bone marrow or adipose tissue and injected into 

the damaged area to start the repair process.” 

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi 

Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden, Doç. Dr. Sinan 

Karaca ‘Ortopedide Kök Hücre Tedavisi’ni anlattı. 

Kök hücre tedavisi nedir? 

“Kök hücreler, vücudumuzda çeşitli hücre türlerine 

dönüşme yeteneğine sahip olan özel hücrelerdir. Bu 

hücreler, hasarlı dokuları onarabilme ve yenileyebilme 

potansiyeline sahiptir. Ortopedi alanında kök hücreler, 

özellikle eklem ve kıkırdak hasarlarının tedavisinde 

kullanılmaktadır. Kök hücreler, hastanın kendi kemik 

iliğinden veya yağ dokusundan elde edilebilir ve hasarlı 

bölgeye enjekte edilerek onarım süreci başlatılır.” 


23 

How are stem cells obtained? 

“The basis of stem cell therapy is the use of stem cells 

obtained from the patient’s own body. Stem cells can 

be harvested from bone marrow or adipose tissue 

(especially belly fat). Both methods have their own 

procedures and advantages.” 

1. Stem Cell Collection from Bone Marrow 

-Preparation: Local anesthesia is administered to the 

patient prior to the procedure, thus preventing pain 

during the procedure. 

-Procedure: Stem cells are usually collected from the 

pelvic bone (hip bone). Using a sterile needle, the 

surgeon accesses the bone marrow and takes fluid 

samples. This procedure usually takes 30-60 minutes. 

-Collection: The bone marrow fluid is processed in the 

laboratory and the stem cells are separated. 

-Recovery: Patients usually need a short rest period after 

the procedure and can return to their normal activities 

within a few days. 

2. Stem Cell Harvesting from Belly Fat 

-Preparation Stem cell harvesting from belly fat is 

performed under local anesthesia. 

-Liposuction: In a procedure called liposuction, fat tissue 

is removed from the patient’s abdomen (usually the 

navel area). In this procedure, a thin cannula is used to 

Kök hücreler nasıl elde edilir? 

“Kök hücre tedavisinin temelinde, hastanın kendi 

vücudundan elde edilen kök hücrelerin kullanılması yer 

alır. Kök hücreler, kemik iliğinden veya yağ dokusundan 

(özellikle göbek yağından) toplanabilir. Her iki yöntemin 

de kendine özgü prosedürleri ve avantajları vardır.” 

1. Kemik İliğinden Kök Hücre Toplama 

-Hazırlık: İşlem öncesinde hastaya lokal anestezi 

uygulanır, böylece işlem sırasında ağrı hissetmesi 

önlenir. 

-İşlem: Genellikle pelvik kemik (kalça kemiği) 

bölgesinden kök hücreler toplanır. Cerrah, steril bir iğne 

kullanarak kemik iliğine ulaşır ve buradan sıvı örnekler 

alır. Bu işlem genellikle 30-60 dakika sürer. 

-Toplama: Alınan kemik iliği sıvısı, laboratuvar ortamında 

işlenir ve kök hücreler ayrıştırılır. 

-İyileşme: İşlem sonrasında hastalar genellikle kısa bir 

dinlenme süresine ihtiyaç duyar ve birkaç gün içinde 

normal aktivitelerine dönebilirler. 

2. Göbek Yağından Kök Hücre Toplama 

-Hazırlık: Göbek yağından kök hücre toplama işlemi, 

lokal anestezi altında gerçekleştirilir. 

-Liposuction: Liposuction adı verilen bir işlemle, hastanın 

karın bölgesinden (genellikle göbek bölgesinden) yağ 

dokusu alınır. Bu işlemde ince bir kanül kullanılarak yağ 


24 

pull the fat tissue. The duration of the procedure usually 

does not exceed 1 hour. 

-Processing: The fat tissue is centrifuged in a laboratory 

environment and the stem cells are separated. 

-Recovery: The recovery process after liposuction is 

usually fast and patients can return to their normal 

activities within a few days. 

Which method is more suitable? 

“Each method of collecting stem cells from bone 

marrow or umbilical fat is chosen based on the patient’s 

general health and the type of condition to be treated. 

While bone marrow contains a high percentage of stem 

cells, belly fat also contains a significant amount of stem 

cells and collection can be less invasive. Your specialist 

doctor will create your treatment plan by determining 

the most appropriate method for you.” 

What are ‘Orthobiologic Applications’? 

“Orthobiologic applications are treatment methods that 

promote tissue healing using biological materials. These 

include methods such as stem cell therapy, PRP (platelet 

rich plasma) and growth factors. These biological agents 

dokusu çekilir. İşlem süresi genellikle 1 saati aşmaz. 

-İşleme: Alınan yağ dokusu, laboratuvar ortamında 

santrifüj edilerek kök hücreler ayrıştırılır. 

-İyileşme: Liposuction sonrası iyileşme süreci genellikle 

hızlıdır ve hastalar birkaç gün içinde normal aktivitelerine 

dönebilirler. 

Hangi yöntem daha uygundur? 

“Kemik iliğinden veya göbek yağından kök hücre toplama 

yöntemlerinin her biri, hastanın genel sağlık durumu ve 

tedavi edilecek rahatsızlığın türüne göre seçilir. Kemik 

iliği yüksek oranda kök hücre içerirken, göbek yağı da 

önemli miktarda kök hücre barındırır ve toplanması daha 

az invaziv olabilir. Uzman doktorunuz, sizin için en uygun 

yöntemi belirleyerek tedavi planınızı oluşturacaktır.” 

‘Ortobiyolojik Uygulamalar’ nedir? 

“Ortobiyolojik uygulamalar, biyolojik materyallerin 

kullanılarak doku iyileşmesini teşvik eden tedavi 

yöntemleridir. Bu uygulamalar arasında kök hücre 

tedavisi, PRP (platelet rich plasma - trombositten 

zengin plazma) ve büyüme faktörleri gibi yöntemler 


25 

are used to accelerate the body’s natural healing process 

and are usually administered through minimally invasive 

procedures.” 

What are the advantages of stem cell therapy? 

-Natural and Safe: Stem cell therapy carries no risk of 

allergy or rejection due to the use of the patient’s own 

cells. 

-Fast Recovery: It offers a faster healing process 

compared to traditional surgical interventions. 

-Non-Surgical Solution: Being a non-surgical method 

allows patients to return to their daily lives quickly. 

-Pain Reduction: It can help reduce pain and 

inflammation. 

In which cases is it used? 

Stem cell therapy and orthobiologic applications can be 

used in the treatment of various orthopedic conditions. 

These include: 

-Osteoarthritis (arthritis) 

-Meniscus tears 

-Cartilage damage 

-Tendon and ligament injuries 

-Bone necrosis (death of bone tissue) 

What are the recommendations for patients? 

“It is important to determine whether stem cell therapy 

and orthobiologic applications are suitable for each 

patient. Therefore, patients considering these treatment 

methods should first consult an orthopedic specialist. 

Specialized doctors will evaluate the patient’s medical 

history and create the most appropriate treatment 

plan.” 

What is the treatment and application process? 

“The collected stem cells are injected into the damaged 

area through a special procedure. This is usually 

performed using imaging techniques such as ultrasound 

or fluoroscopy to ensure that the stem cells are placed 

in the right area. Stem cells repair damaged tissues over 

time, speeding up the healing process.” 

Advanced technology treatments improve quality of life 

“Stem cell therapy and orthobiological applications offer 

revolutionary innovations in the field of orthopedics. 

These methods, which support the natural healing 

process of patients, are among the treatment options of 

the future. These cutting-edge treatments can improve 

the quality of life of patients and help them lead a 

healthier and more active life. 

Don’t forget to contact your specialist doctor to follow 

these exciting developments in the field of orthopedics 

and to be informed about your own health status.” 

bulunmaktadır. Bu biyolojik ajanlar, vücudun doğal 

iyileşme sürecini hızlandırmak için kullanılır ve genellikle 

minimal invaziv prosedürlerle uygulanır.” 

Kök hücre tedavisinin avantajları nelerdir? 

-Doğal ve Güvenli: Kök hücre tedavisi, hastanın 

kendi hücrelerinin kullanılması nedeniyle alerji veya 

reddedilme riski taşımaz. 

-Hızlı İyileşme: Geleneksel cerrahi müdahalelere göre 

daha hızlı iyileşme süreci sunar. 

-Ameliyatsız Çözüm: Cerrahi olmayan bir yöntem olması, 

hastaların günlük yaşamlarına hızlıca dönebilmesini 

sağlar. 

-Ağrının Azalması: Ağrının ve iltihabın azalmasına 

yardımcı olabilir. 

Hangi durumlarda kullanılır? 

Kök hücre tedavisi ve ortobiyolojik uygulamalar, çeşitli 

ortopedik rahatsızlıkların tedavisinde kullanılabilir. 

Bunlar arasında: 

-Osteoartrit (kireçlenme) 

-Menisküs yırtıkları 

-Kıkırdak hasarları 

-Tendon ve bağ yaralanmaları 

-Kemik nekrozu (kemik dokusunun ölümü) 

Hastalar için öneriler nelerdir? 

“Kök hücre tedavisi ve ortobiyolojik uygulamaların 

her hasta için uygun olup olmadığını belirlemek 

önemlidir. Bu nedenle, bu tedavi yöntemlerini düşünen 

hastaların öncelikle bir ortopedi uzmanına danışmaları 

gerekmektedir. Uzman doktorlar, hastanın tıbbi 

geçmişini değerlendirerek en uygun tedavi planını 

oluşturacaktır.” 

Tedavi ve uygulama süreci nasıldır? 

“Toplanan kök hücreler, özel bir işlemle hasarlı 

bölgeye enjekte edilir. Bu işlem, genellikle ultrason 

veya floroskopi gibi görüntüleme teknikleri kullanılarak 

gerçekleştirilir, böylece kök hücrelerin doğru bölgeye 

yerleştirilmesi sağlanır. 

Kök hücreler, zamanla hasarlı dokuları onararak 

iyileşme sürecini hızlandırır.” 

İleri teknoloji tedaviler yaşam kalitesini artırıyor 

“Kök hücre tedavisi ve ortobiyolojik uygulamalar, ortopedi 

alanında devrim niteliğinde yenilikler sunmaktadır. 

Hastaların doğal iyileşme sürecini destekleyen bu 

yöntemler, geleceğin tedavi seçenekleri arasında yer 

alıyor. Bu ileri teknoloji tedaviler, hastaların yaşam 

kalitesini artırarak daha sağlıklı ve aktif bir yaşam 

sürmelerine yardımcı olabilir. 

Ortopedi alanındaki bu heyecan verici gelişmeleri takip 

etmek ve kendi sağlık durumunuz hakkında bilgi sahibi 

olmak için uzman doktorunuzla görüşmeyi unutmayın.” 


26 

Berko Pharmaceuticals Enhances Its Team in Its 40th Year 

Berko İlaç, 40. yılında ekibine yenilik katıyor 

Berko Pharmaceuticals, celebrating its 40th 

anniversary under the theme “New Horizons in 

the 40th Year,” continues to move confidently 

into the future. 

To sustain and enhance its contribution to health, the 

company is further strengthening its team. As part of 

this effort, PhD. Sinem Şahin, previously the Strategic 

Planning and Business Development Manager, has 

been appointed as the Director of Strategy, Business 

Development, Licensing, and Market Access. Additionally, 

new members joining Berko Pharmaceuticals include 

Erol Genç as the Accounting Manager, Barış Demirkol 

as the Technical Services Manager, Tuğçe Yamalı as the 

Process Development Executive and Aylin Saylam as the 

Administrative Affairs Executive. 

Berko İlaç, 40. yılını “40. Yılda Yeni Ufuklar” 

temasıyla kutlayarak geleceğe güvenle 

ilerlemeye devam ediyor. 

Şirket, sağlığa olan katkısını sürdürülebilir bir şekilde 

artırmak için ekibini güçlendirme çalışmalarını sürdürüyor. 

Bu kapsamda, Stratejik Planlama ve İş Geliştirme Müdürü 

olarak görev yapan Uzm. Ecz. Sinem Şahin, Strateji, İş 

Geliştirme, Ruhsatlandırma ve Pazar Erişim Direktörü 

olarak atanırken; Berko İlaç’a yeni katılan isimler arasında 

Muhasebe Müdürü Erol Genç, Teknik Hizmetler Müdürü 

Barış Demirkol, Süreç Geliştirme Yöneticisi Tuğçe Yamalı 

ve İdari İşler Yöneticisi Aylin Saylam yer alıyor. 

PhD. Sinem ŞAHIN 

Graduating from the Faculty of Pharmacy at Istanbul 

University in 2006, Sinem Şahin began her career in the 

pharmaceutical industry while simultaneously completing 

her master’s degree in Pharmaceutical Technology at the 

same university. She is currently pursuing her doctorate 

in Pharmaceutical Technology at Istanbul University, 

which she began in 2020. From 2006 to 2016, she worked 

in various analytical development and formulation 

development roles in R&D departments at Ali Raif, 

Sanovel, Abdi İbrahim, and Deva Pharmaceuticals. From 

2016 to 2023, she served as a senior manager in the R&D 

departments at Sanofi, Onko & Koçsel, and Genveon 

Pharmaceuticals. Join Berko Pharmaceuticals in September 

2023 as the Strategic Planning and Business Development 

Manager, promoted as Director of Strategy, Business 

Development, Regulatory Affairs and Market Access. 

Uzm. Ecz. Sinem ŞAHİN 

İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden 2006 yılında 

mezun olan Sinem Şahin, ilaç endüstrisinde çalışmaya 

başladı ve eş zamanlı olarak İstanbul Üniversitesi 

Eczacılık Fakültesi Farmasötik Teknoloji ana bilim dalında 

tezli yüksek lisansını tamamladı. 2020 yılında İstanbul 

Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Teknoloji 

anabilim dalında başladığı doktora eğitimine halen devam 

ediyor. 2006-2016 yılları arasında Ali Raif, Sanovel, Abdi 

İbrahim, Deva İlaç’ta Ar-Ge departmanlarında analitik 

geliştirme ve formülasyon geliştirme birimlerinde çeşitli 

kademelerde çalıştı. 2016- 2023 yılları arasında Sanofi, 

Onko & Koçsel ve Genveon İlaç’ta Ar-Ge departmanlarında 

üst düzey yönetici olarak görev yapan ve Eylül 2023’te 

Stratejik Planlama ve İş Geliştirme Müdürü olarak 

Berko İlaç’a katılan Sinem Şahin, Strateji, İş Geliştirme, 

Ruhsatlandırma ve Pazar Erişim Direktörü olarak atandı 


27 

Erol GENÇ 

A graduate of Anadolu University in Public Administration, 

Erol Genç started his professional career as an accounting 

officer from 2004 to 2007. After working as an accounting 

specialist at Arkas Holding from 2008 to 2011, he joined 

Actavis Pharmaceuticals as an accounting specialist 

in 2011. During the mergers of Actavis – Allergan 

and Allergan – Abbvie, he held roles as an accounting 

supervisor and manager. Erol Genç joined Berko 

Pharmaceuticals as the Accounting Manager in December 

2023. He is married and has two children. 

Barış DEMİRKOL 

Barış Demirkol graduated from Kocaeli University 

with a degree in Mechanical Engineering and later 

completed his MBA at Marmara University’s Faculty of 

Business Administration. He began his career at Hoechst 

Marion Roussell in the engineering department from 

2000 to 2007 and continued his career at Novartis 

from 2007 to 2019. Most recently, he worked at Bilim 

Pharmaceuticals’ Çerkezköy Plant from 2019 to 2024. 

He joined Berko Pharmaceuticals as the Technical 

Services Manager in July 2024. 

Erol GENÇ 

Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi mezun olan Erol 

Genç, iş yaşamına 2004-2007 yılları arasında muhasebe 

sorumlusu olarak başladı. 2008-2011 yılları arasında 

Arkas Holding bünyesinde muhasebe uzmanı olarak 

çalıştıktan sonra, 2011 yılında Actavis İlaç’ta muhasebe 

uzmanı olarak geçiş yapan Genç, Actavis – Allergan ve 

Allergan – Abbvie birleşmelerinde muhasebe şefi ve 

muhasebe müdürü olarak görev aldı. Aralık 2023 tarihinde 

Berko İlaç’a katılan Erol Genç, Muhasebe Müdürü olarak 

görev yapıyor. Genç, evli ve 2 çocuk babasıdır. 

Barış DEMİRKOL 

Kocaeli Üniversitesi Makine Mühendisliğin bölümünden 

mezun olan Barış Demirkol, sonrasında Marmara 

Üniversitesi İşletme Fakültesinde MBA’ini tamamladı. 

İş hayatına 2000-2007 yılları arasında Hoechst Marion 

Roussell’da mühendislik departmanında çalışarak 

başlayan Demirkol, 2007-2019 yılları arasında Novartis’te 

kariyerine devam etti. Son olarak 2019-2024 yılları 

arasında Bilim İlaç Çerkezköy Tesislerinde çalışmış 

olan Barış Demirkol, Temmuz 2024’te Berko İlaç Teknik 

Hizmetler Müdürü olarak göreve başladı. 


28 

Tuğçe YAMALI 

Tuğçe Yamalı graduated from Sakarya University with 

a degree in Mechanical Engineering and started her 

career as a manufacturing engineer in an automotive 

parts production company. In 2013, she managed new 

product development projects at Tekno Kauçuk, a direct 

supplier to Volkswagen. After working as a quality 

manager from 2015 to 2016, she co-founded a company 

providing quality control, production support, process 

development, and lean manufacturing services to 

various firms from 2016 to 2021. She worked as a senior 

process development and internal control engineer at 

Gemak Group companies from 2021 to 2024. Tuğçe 

Yamalı joined Berko Pharmaceuticals as the Process 

Development Executive in August 2024. 

Tuğçe YAMALI 

Sakarya Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden 

mezun olan Tuğçe Yamalı, iş yaşamına otomotiv ana 

üreticilerine üretim yapan bir firmada imalat mühendisi 

olarak başladı. 2013 yılında Volkswagen’in direkt 

tedarikçilerinden olan Tekno Kauçuk’ta ileri mühendislik 

projeleri bölümünde ürün mühendisi olarak yeni ürün 

devreye alma projeleri yönetti. 2015-2016 yılları arasında 

kalite yöneticiliği yaptıktan sonra, 2016-2021 yıllarında 

başta otomotiv endüstrisi olmak üzere birçok firmaya 

kalite kontrol, üretim destek, proses geliştirme, proses 

iyileştirme, yalın üretim konularında destek veren 

firmaya kurucu ortak oldu. 2021-2024 yılları arasında 

Gemak grup şirketlerinde kıdemli süreç geliştirme ve iç 

kontrol mühendisi olarak çalışmış olan Tuğçe Yamalı, 

Ağustos 2024 itibarıyla Berko İlaç’a Süreç Geliştirme 

Yöneticisi olarak katıldı. 

Aylin SAYLAM 

After completing her undergraduate degree in Business 

Administration at Anadolu University and her MBA at 

Gebze Institute of Technology, Aylin Saylam began her 

career in 2002 as an administrative affairs specialist at 

GlaxoSmithKline. She later worked in administrative 

affairs at Beta Kimya and Tadım Gıda from 2012 to 

2018. Most recently, she served as the Administrative 

Affairs Manager at Bilişim Vadisi Teknopark from 2019 to 

2024. Aylin Saylam joined Berko Pharmaceuticals as the 

Administrative Affairs Executive in June 2024. 

Aylin SAYLAM 

Anadolu Üniversitesi İşletme lisans eğitimi ardından, 

Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde İşletme yüksek 

lisansını tamamlayan Aylin Saylam, çalışma hayatına 

2002 yılında GlaxoSmithKline’da idari işler uzmanı 

olarak başladı. Sonrasında 2012-2018 yılları arasında 

Beta Kimya ve Tadım Gıda’da idari işler alanında görev 

aldı. Son olarak 2019-2024 yılları arasında Bilişim Vadisi 

Teknopark’ta 5 yıla yakın süre idari işler müdürü olarak 

görev yapan Aylin Saylam, Haziran 2024 itibarıyla Berko 

İlaç İdari İşler Yöneticisi olarak atandı. 


30 

Ulcer symptoms may be a harbinger of stomach cancer 

Ülser belirtileri mide kanseri habercisi olabilir 

General Surgery and Oncological 

Surgery Specialist Musluh Hakseven 

Stomach cancer, one of the most common types 

of cancer in our country, is also common in the 

world. Stomach cancer, which is more common 

in men, is known as the most common type of 

cancer after lung cancer. 

Risk factors that cause stomach cancer are generally 

divided into controllable and uncontrollable. While 

smoking can be seen as a controllable risk factor, genetic 

factors are among the uncontrollable risk factors. While 

the risk of stomach cancer increases with age, the risk 

of stomach cancer can increase over the age of 50. As 

with any cancer, stomach cancer diagnosed early can 

be completely cured. Dr. Musluh Hakseven, General 

Surgery and Oncological Surgery Specialist at Memorial 

Diyarbakır Hospital gave information about stomach 

cancer. 

Ülkemizde en sık rastlanan kanser türlerinden 

biri olan mide kanseri, dünyada da sıkça 

görülüyor. Erkeklerde daha çok rastlanılan bir 

hastalık olan mide kanseri, akciğer kanserinden 

sonra en sık görülen kanser türü olarak 

biliniyor. 

Mide kanserine neden olan risk faktörleri genel olarak; 

kontrol edilebilir ve kontrol edilemez olarak ayrılıyor. 

Sigara kullanımı kontrol edilebilir bir risk faktörü olarak 

görülebilirken, genetik faktörler kontrol edilemez risk 

faktörleri arasında yer alıyor. Yaşa bağlı olarak mide 

kanseri riski yükselirken, 50 yaş üstünde mide kanseri 

riski artabiliyor. Erken tanı konulan bir mide kanseri, 

her kanserde olduğu gibi, tamamen tedavi edilebilir. 

Memorial Diyarbakır Hastanesi Genel Cerrahi ve 

Onkolojik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Musluh Hakseven, 

mide kanseri hakkında bilgi verdi. 


31 

These symptoms may be a sign of stomach 

cancer! 

Symptoms of stomach cancer may vary from person to 

person. In some individuals, since the development of 

stomach cancer is a very slow process, no complaints 

may not occur for years. In early stage stomach cancers, 

symptoms and findings similar to the complaints 

that occur in the presence of stomach ulcers may 

develop. These symptoms can generally be listed 

as; early satiety during meals, swallowing problems, 

excessive bloating after meals, constant desire to 

burp, heartburn, indigestion that does not go away, 

stomach pain, pain over the breastbone, bloody 

vomiting. When these complaints occur in general, they 

can be confused with the symptoms of different and 

simple problems. However, it should not be forgotten 

that further examination and research is necessary in 

individuals at risk for stomach cancer, especially in the 

presence of problems with swallowing and swallowing. 

In cases where stomach cancer progresses, more 

severe symptoms may also occur in addition to these 

complaints. These symptoms may include anemia, fluid 

accumulation in the stomach, darkening of stool color, 

weakness, loss of appetite, involuntary weight loss. 

Who is most likely to get stomach cancer? 

- Over the age of 50, the risk of stomach cancer 

increases. 

- Stomach cancer is more common in some races. 

- The risk of stomach cancer doubles in smokers. Cancer 

occurs especially at the stomach-esophagus junction. 

- Stomach cancer is more common in people who 

consume smoked and smoked foods, salted fish, meat 

and pickled vegetables. Dried meats contain plenty 

of nitrates. Eating a lot of vegetables and fruits is 

protective against stomach cancer. 

Bu belirtiler mide kanseri habercisi olabilir! 

Mide kanseri belirtileri kişiden kişiye değişiklik 

gösterebilir. Bazı bireylerde, mide kanseri gelişimi çok 

yavaş bir süreç olduğu için, yıllar boyunca herhangi 

bir şikâyet meydana gelmeyebilir. Erken evre mide 

kanserlerinde, mide ülseri varlığında oluşan yakınmalara 

benzer belirti ve bulgular gelişebilir. Bu belirtiler 

genel olarak; öğünler sırasında erken doyma, yutma 

problemleri, öğün sonrası aşırı şişkinlik, sürekli geğirme 

isteği olması, mide yanması, geçmeyen hazımsızlık, 

mide ağrısı, göğüs kemiği üzerinde ağrı hissedilmesi, 

kanlı kusma olarak sıralanabilmektedir. Bu şikayetler 

genel itibari ile ortaya çıktığında daha farklı ve basit 

problemlerin belirtileri ile karıştırılabilir. Ancak mide 

kanseri açısından riskli bireylerde özellikle yutma ve 

yutkunma ile ilgili problemler varlığında ileri tetkik ve 

araştırmanın gerekli olduğu unutulmamalıdır. Mide 

kanserinin ilerlediği vakalarda bu şikayetlerden farklı 

olarak daha ağır belirtiler de meydana gelebilir. Bu 

belirtiler kansızlık, midede sıvı birikimi, gaita renginde 

koyulaşma, halsizlik, iştah kaybı, istemsiz kilo verme 

olarak sıralanabilmektedir. 

Mide kanseri en çok kimlerde görülür? 

• 50 yaş üstünde mide kanseri riski artar. 

• Bazı ırklarda mide kanseri daha fazla görülür. 

• Mide kanseri riski sigara kullananlarda iki katına 

çıkar. Özellikle mide- yemek borusu birleşiminde kanser 

oluşur. 

• Füme ve tütsülenmiş gıdaları fazla tüketenlerde, 

tuzlanmış balık, et ve salamura sebze tüketenlerde mide 

kanseri daha sık görülmektedir. Kurutulmuş etlerde bol 

miktarda nitrat bulunur. Çok sebze meyve yemek mide 

kanseri için koruyucudur. 

• B12 vitamin eksikliğine bağlı gelişen pernisiyöz anemili 

kişilerde daha sık mide kanseri gelişir. 


32 

- People with pernicious anemia due to vitamin B12 

deficiency develop stomach cancer more frequently. 

- The risk of developing stomach cancer is higher in 

those who have had a previous stomach operation. 

- Although the cause is unknown, more stomach cancer 

has been reported in people with blood group A. 

- People who carry mutations of the hereditary breast 

cancer genes BRCA1 or BRCA2 may have a higher risk 

of stomach cancer. 

- Patients with polyps in the stomach, intestines, nose, 

lungs and bladder are more likely to develop stomach 

cancer. 

- Some cases of stomach cancer have a history of EBV 

infection. 

- Workers in the coal, metal and rubber industries have 

a higher risk of developing stomach cancer. 

- Patients with chronic atrophic gastritis may develop 

stomach cancer over time. 

Laparoscopic surgery provides comfortable 

and fast recovery 

Although the priority in gastric cancer is correct 

diagnosis and stage determination, early diagnosis 

is very important. As with other cancer treatments, 

the treatment of gastric cancer is evaluated in 

multidisciplinary tumor councils according to the stage 

of the cancer and planned in the most accurate way 

for the patient. People who consult a doctor with 

any complaint or symptom are first examined after a 

detailed check. After the physical examination, there 

may not be any findings in the early period, or various 

examination findings may be encountered depending 

on the stage of the diagnosis. Once the clinical stage 

is determined, further tests such as blood tests, 

endoscopy, tomography, PET/CT can be performed. 

In people with early diagnosis, surgical treatment is 

usually prioritized. In people diagnosed with advanced 

stage, chemotherapy treatment is the priority, and 

surgical operation may be preferred at a later stage. 

In cases requiring surgical intervention, laparoscopic 

surgeries can be performed with the technology 

developed in recent years. Laparoscopic surgeries are 

preferred because they are advantageous, comfortable 

and less painful. In laparoscopic surgeries, due to the 

small holes opened in the body, postoperative pain and 

pain are felt less and people can recover quickly after 

surgery. 

• Daha önceden mide operasyonu geçirenlerde mide 

kanseri gelişme riski daha fazladır. 

• Nedeni bilinmemekle birlikte A kan gurubuna sahip 

insanlarda daha fazla mide kanseri bildirilmiştir. 

• Kalıtsal meme kanseri genleri BRCA1 veya BRCA2’nin 

mutasyonlarını taşıyan kişilerde daha yüksek mide 

kanseri olabilir. 

• Mide, bağırsak, burun, akciğerler ve idrar kesesinde 

polipleri olan hastalarda daha sık mide kanseri görülür. 

• Bazı mide kanseri olgularında geçirilmiş EBV 

enfeksiyonu öyküsü vardır. 

• Kömür, metal ve kauçuk endüstrilerindeki işçilerin 

mide kanseri olma riski daha yüksektir. 

• Kronik atrofik gastriti olan hastalarda zamanla mide 

kanseri gelişebilir. 

Laparoskopik cerrahi konforlu ve hızlı iyileşme 

sağlıyor 

Mide kanserinde öncelik doğru teşhis ve evre 

belirleme olmakla birlikte, erken teşhis oldukça önem 

taşımaktadır. Mide kanseri tedavisi diğer kanser 

tedavilerinde de olduğu gibi, kanserin evresine göre 

multidisipliner tümör konseylerinde değerlendirilerek, 

hasta için en doğru şekilde planlanır. Herhangi bir 

şikâyet ya da belirti ile doktora başvuran kişilerde 

öncelikle detaylı bir kontrol sonrasında, muayeneye 

aşamasına geçilmektedir. Fiziksel muayene 

sonrasında erken dönemde herhangi bir bulgu ile 

karşılaşılmayacağı gibi, tanının evresine göre çeşitli 

muayene bulgularına da rastlanabilmektedir. Klinik 

evre belirlenerek, kan tahlilleri, endoskopi, tomografi, 

Pet/ Ct gibi ileri tetkikler uygulanabilmektedir. Erken 

teşhis alan kişilerde genellikle öncelikli olarak 

cerrahi tedavi uygulanabilmektedir. İleri evre tanısı 

alan kişilerde daha çok kemoterapi tedavisi öncelik 

olmakta, daha sonraki aşamada cerrahi operasyon 

tercih edilebilmektedir. Cerrahi müdahale gerektiren 

durumlarda ise son yıllarda gelişen teknoloji ile 

laparoskopik ameliyatlar uygulanabilmektedir. 

Laparoskopik yöntemin uygulandığı ameliyatlar 

avantajlı, konforlu ve daha az ağrılı olduğu için tercih 

edilmektedir. Laparoskopik ameliyatlarda vücuda açılan 

küçük delikler nedeniyle ameliyat sonrası acı ve ağrı 

daha az hissedilmekte ve kişilerde ameliyat sonrası 

hızlı iyileşme görülebilmektedir. 


34 

A rare neurological disorder: Stiff Person Syndrome 

Nadir bir nörolojik bozukluk: Stiff Person Sendromu 

Seslendirdiği Titanik filminin şarkısı ile 

hafızalara kazınan dünyaca ünlü şarkıcı Celine 

Dion Stiff Person Sendromuna yakalandığını 

açıklamıştı. Celine Dion’un açıklamasının 

ardından Katı Kişi Sendromu olarak da bilinen 

Stiff Person Sendromu merak konusu oldu. 

Neurology Specialist Dr. Celal Şalçini 

The world-famous singer Celine Dion, who is 

remembered for the song of the Titanic movie 

she sang, announced that she had Stiff Person 

Syndrome. After Celine Dion’s statement, Stiff 

Person Syndrome, also known as Stiff Person 

Syndrome, became a subject of curiosity. 

Stating that Stiff Person Syndrome is a neurological 

disorder characterized by muscle stiffness and painful 

muscle spasms, which usually becomes evident in 

the spine and legs, 

Neurology Specialist 

Dr. Celal Şalçini said, 

“Although the exact 

cause is not fully known, 

there is strong evidence 

that it is an autoimmune 

disease.” 

Üsküdar University 

NPISTANBUL Hospital 

Neurology Specialist 

Dr. Celal Şalçini gave 

information about Stiff 

Person Syndrome, which 

world-famous singer 

Celine Dion also suffers 

from. 

Stiff Person Sendromunun kas sertliği ve ağrılı kas 

spazmları ile karakterize olan ve genellikle omurga ve 

bacaklarda belirgin hale gelen nörolojik bir bozukluk 

olduğunu söyleyen Nöroloji Uzmanı Dr. Celal Şalçini, 

“kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, 

otoimmün bir hastalık olduğuna dair güçlü kanıtlar 

bulunuyor.” dedi. 

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji 

Uzmanı Dr. Celal Şalçini, dünyaca ünlü şarkıcı Celine 

Dion’un da muzdarip olduğu Stiff Person Sendromu 

hakkında bilgi verdi. 

Kesin nedeni tam olarak bilinmiyor 

Stiff Person Sendromu (SPS) veya Katı Kişi Sendromunun 

nadir görülen ve genellikle ilerleyici bir nörolojik 

bozukluk olduğunu ifade eden Nöroloji Uzmanı Dr. Celal 

Şalçini, “Bu sendrom, kas sertliği ve ağrılı kas spazmları 

The exact cause is 

not known exactly 

Noting that Stiff Person 

Syndrome (SPS) or 

Stiff Person Syndrome 

is a rare and usually 


35 

progressive neurological disorder, Neurology Specialist 

Dr. Celal Şalçini said, “This syndrome is characterized by 

muscle stiffness and painful muscle spasms and usually 

becomes evident in the spine and legs. SPS can severely 

affect mobility and activities of daily living.” 

Pointing out that although the exact cause of SPS is 

not fully known, there is strong evidence that it is an 

autoimmune disease, Dr. Celal Şalçini continued as 

follows: 

“Autoimmune disease means that the body’s immune 

system attacks its own nerve cells. In particular, the 

presence of antibodies against an enzyme called GAD 

(glutamic acid decarboxylase) plays an important role in 

the diagnosis of SPS. GAD antibodies target this enzyme, 

which is found in nerve cells and is involved in the 

production of GABA (gamma-aminobutyric acid). GABA is 

a neurotransmitter that regulates muscle movement and 

its deficiency leads to muscle stiffness and spasms.” 

Diagnosis can be complex 

Indicating that the symptoms of SPS usually develop 

gradually, Dr. Celal Şalçini said, “Symptoms may be mild 

at first. However, muscle stiffness and spasms increase 

over time. These symptoms can worsen with triggers 

such as stress, sudden noises or touch. Patients may 

experience muscle spasms that make it difficult to move 

and can be painful. Balance problems and the risk of falls 

are also common. 

ile karakterizedir ve genellikle omurga ve bacaklarda 

belirgin hale gelir. SPS, hareket kabiliyetini ve günlük 

yaşam aktivitelerini ciddi şekilde etkileyebilir.” dedi. 

SPS’nin kesin nedeninin tam olarak bilinmemekle 

birlikte, otoimmün bir hastalık olduğuna dair güçlü 

kanıtlar bulunduğuna dikkat çeken Dr. Celal Şalçini şöyle 

devam etti: 

“Otoimmün hastalık vücudun bağışıklık sisteminin kendi 

sinir hücrelerine saldırması anlamına gelir. Özellikle, 

GAD (glutamik asit dekarboksilaz) adı verilen bir enzime 

karşı antikorların varlığı, SPS’nin tanısında önemli bir 

rol oynar. GAD antikorları, sinir hücrelerinde bulunan 

ve GABA (gamma-aminobutirik asit) üretiminde rol 

oynayan bu enzimi hedef alır. GABA, kas hareketlerini 

düzenleyen bir nörotransmitterdir ve eksikliği kas sertliği 

ve spazmlarına yol açar.” 

Teşhisi karmaşık olabilir 

SPS’nin belirtilerinin genellikle yavaş yavaş geliştiğini 

söyleyen Dr. Celal Şalçini, “Belirtiler başlangıçta 

hafif olabilir. Ancak zamanla kas sertliği ve spazmları 

artar. Bu belirtiler, stres, ani sesler veya dokunma gibi 

tetikleyicilerle daha da kötüleşebilir. Hastalar, hareket 

etmeyi zorlaştıran ve ağrılı olabilen kas spazmları 

yaşayabilir. Ayrıca, denge sorunları ve düşme riski de 

yaygındır. 

SPS teşhisi, klinik belirtilerin yanı sıra kan testleri 

ve elektromyografi (EMG) gibi testlerle konulur. 


36 

SPS is diagnosed through clinical symptoms as well as 

tests such as blood tests and electromyography (EMG). 

The presence of GAD antibodies is a strong indicator 

for diagnosing SPS. However, these antibodies may not 

always be present in patients with SPS, so diagnosis 

can be complex and requires careful evaluation by a 

neurologist.” 

It can cause emotional as well as physical difficulties 

“Treatment focuses on managing symptoms because 

there is no definitive cure for SPS,” said Neurology 

Specialist Dr. Celal Şalçini: 

“Medications include muscle relaxants, anticonvulsants 

(epilepsy medications) and immunomodulators. These 

medications can help reduce muscle stiffness and 

spasms. In addition, physical therapy and rehabilitation 

play an important role in improving muscle strength and 

mobility. 

Living with SPS can involve both physical and emotional 

challenges. Therefore, it is also important that patients 

receive psychological support. Support groups and 

counseling services can help patients cope with the 

disease and improve their quality of life. 

As Stiff Person Syndrome is a rare disease, it is important 

to raise awareness among the general public. Early 

detection and appropriate treatment can help patients 

manage their symptoms and have a better quality of life. 

Therefore, it is vital for people experiencing symptoms 

to contact a healthcare professional and get the 

necessary assessments.” 


GAD antikorlarının varlığı, SPS teşhisinde güçlü 

bir göstergedir. Ancak, bu antikorlar her zaman 

SPS’li hastalarda bulunmayabilir, bu nedenle teşhis 

karmaşık olabilir ve bir nöroloji uzmanının dikkatli 

değerlendirmesini gerektirir.” şeklinde konuştu. 

Fiziksel olduğu kadar duygusal zorluklara da neden 

olabilir 

“Tedavi, semptomların yönetilmesine odaklanır çünkü 

SPS’nin kesin bir tedavisi yoktur.” diyen Nöroloji Uzmanı 

Dr. Celal Şalçini sözlerini şöyle tamamladı: 

“İlaçlar arasında kas gevşeticiler, antikonvülzanlar 

(epilepsi ilaçları) ve immünmodülatörler yer alır. Bu 

ilaçlar, kas sertliğini ve spazmları azaltmaya yardımcı 

olabilir. Ayrıca, fizik tedavi ve rehabilitasyon, kas gücünü 

ve hareketliliği artırmada önemli bir rol oynar. 

SPS ile yaşamak hem fiziksel hem de duygusal zorluklar 

içerebilir. Bu nedenle, hastaların psikolojik destek alması 

da önemlidir. Destek grupları ve danışmanlık hizmetleri, 

hastaların hastalıkla başa çıkmalarına ve yaşam 

kalitelerini artırmalarına yardımcı olabilir. 

Stiff Person Sendromu nadir bir hastalık olduğundan, 

halk arasında farkındalığı artırmak önemlidir. Erken 

teşhis ve uygun tedavi, hastaların semptomlarını 

yönetmelerine ve daha iyi bir yaşam kalitesine sahip 

olmalarına yardımcı olabilir. Bu nedenle, belirtiler 

yaşayan kişilerin bir sağlık profesyoneline başvurmaları 

ve gerekli değerlendirmeleri yaptırmaları hayati önem 

taşır.” 



38 

A new era in global health with Koç Healthcare and Mayo Clinic! 

Koç Healthcare ve Mayo Clinic ile global sağlıkta yeni bir dönem! 

Koç Healthcare’in çatısı altındaki Amerikan 

Hastanesi ve Koç Üniversitesi Hastanesi, 

dünya çapında prestijiyle bilinen Mayo Clinic 

ile önemli bir iş birliğine imza attı. Bu iş birliği, 

sağlık hizmetlerinde yenilikçi bir medikal 

ağ olan Mayo Clinic Care Network’e katılımı 

kapsıyor. 

Amerikan Hastanesi’nde düzenlenen basın toplantısında, 

Koç Healthcare CEO’su Dr. Erhan Bulutcu, Uluslararası 

Kurumsal İlişkiler Yönetici Medikal Direktörü Prof. 

Dr. Sergin Akpek ve Mayo Clinic Avrupa, Orta Doğu, 

Hindistan ve Afrika Bölgesi Yönetici Medikal Direktörü 

Dr. Mohamad Bydon, bu önemli adımın detaylarını 

paylaştı. 

Koç Healthcare CEO’su Dr. Erhan Bulutcu, konuşmasında, 

“Geleceğin sağlık ekosisteminde yer almak için teknoloji, 

üniversiteler ve hastanelerle iş birliği yapmak çok önemli. 

Mayo Clinic’in tıbbi uygulamalarındaki öncü çalışmaları 

bizim için ilham kaynağı oldu. Bu nedenle, Mayo Clinic 

Care Network’e katılma kararı aldık” dedi. 

Prof. Dr. Sergin Akpek, Amerikan Hastanesi’nin yüz 

yılı aşkın süredir kesintisiz sağlık hizmeti sunduğunu 

belirterek, “Mayo Clinic gibi dünya çapında bir marka ile 

The American Hospital and Koç University 

Hospital, both under the umbrella of Koç 

Healthcare, have signed an important 

collaboration with Mayo Clinic, known for its 

worldwide prestige. This collaboration includes 

participation in the Mayo Clinic Care Network, 

an innovative medical network in healthcare 

services. 

At the press conference held at the American Hospital, 

Dr. Erhan Bulutcu, CEO, Koç Healthcare, Prof. Dr. Sergin 

Akpek, International Corporate Affairs Executive Medical 

Director and Dr. Mohamad Bydon, Mayo Clinic Europe, 

Middle East, India and Africa Executive Medical Director 

shared the details of this important step. 

In his speech, Koç Healthcare CEO Dr. Erhan Bulutcu 

said, “Collaborating with technology, universities and 

hospitals is very important to take part in the healthcare 

ecosystem of the future. Mayo Clinic’s pioneering work 

in medical practices has been a source of inspiration for 

us. Therefore, we decided to join the Mayo Clinic Care 

Network.” 

Prof. Dr. Sergin Akpek stated that American Hospital 

has been providing uninterrupted healthcare services for 


39 

iş birliği yapmak, hizmet, eğitim ve araştırma alanında 

daha ileriye taşımamıza yardımcı olacak” şeklinde 

konuştu. 

Mayo Clinic’in Dr. Mohamad Bydon ise, “Amerikan 

Hastanesi ve Koç Üniversitesi Hastanesi ile aramızdaki 

kültürel uyum mükemmeldi. Bu iş birliği, bölgedeki en 

kaliteli hasta bakımını sağlamayı hedefliyor” dedi. 

Mayo Clinic Care Network üyeliği, Koç Üniversitesi 

Hastanesi’nin eğitim ve araştırma olanaklarını da 

güçlendirecek. Bu iş birliği ile klinik araştırma projeleri 

hayata geçirilecek. Mayo Clinic Care Network, Amerika 

ve dünya genelinde seçkin sağlık kuruluşlarıyla iş 

birliği yaparak, tıp bilgisi ve danışmanlık hizmetlerini 

sunuyor. 

Amerikan Hastanesi ve Koç Üniversitesi Hastanesi, 

Mayo Clinic Care Network’ün Avrupa’daki ilk üyeleri 

olarak, birbirinden bağımsız bir şekilde iş birliğini 

sürdürecek. 2011 yılında kurulan bu ağ, ABD, Asya, 

Hindistan, Meksika ve Orta Doğu’da 45’ten fazla üye 

organizasyonu barındırıyor. 

more than a hundred years and said, “Collaborating with 

a world-class brand like Mayo Clinic will help us move 

forward in the field of service, education and research.” 

Mayo Clinic’s Dr. Mohamad Bydon said, “The cultural fit 

between American Hospital and Koç University Hospital 

was perfect. This collaboration aims to provide the 

highest quality patient care in the region.” 

Mayo Clinic Care Network membership will also 

strengthen Koç University Hospital’s education and 

research opportunities. Clinical research projects will 

be realized with this collaboration. Mayo Clinic Care 

Network offers medical knowledge and consultancy 

services by collaborating with distinguished healthcare 

organizations in the US and around the world. As the 

first members of the Mayo Clinic Care Network in 

Europe, American Hospital and Koç University Hospital 

will continue to cooperate independently of each other. 

Founded in 2011, the network includes more than 45 

member organizations in the US, Asia, India, Mexico and 

the Middle East. 


40 

90% of Heart Patients Are Healed with Minimal Incisions 

Kalp hastalarının %90’ı küçük kesilerle iyileşiyor 

Kalp sağlığında yenilikçi yaklaşımlar ve 

teknolojik gelişmeler, “CARDIAC MEMORIAL 

2024” Zirvesi’nde tartışıldı. Türkiye, robotik 

cerrahide Avrupa’nın önünde yer alıyor. 

Innovative approaches and technological 

advancements in heart health were discussed 

at the “CARDIAC MEMORIAL 2024” Summit, 

where Türkiye emerges as a leader in robotic 

surgery in Europe. 

With over 300 million heart patients worldwide, the 

significance of innovation and technological progress in 

cardiovascular health was highlighted at the “CARDIAC 

MEMORIAL 2024 - Robotic/Minimal Invasive Cardiac 

Surgery Summit,” held in Ankara. Organized by the 

Memorial Health Group, the event brought together 

internationally renowned cardiac surgeons. 

Under the leadership of Prof. Dr. Serkan Durdu, Prof. 

Dr. Cengiz Bolcal, and Assoc. Prof. Dr. Fatih Gümüş 

from Memorial Ankara Hospital’s Department of 

Cardiovascular Surgery, the summit focused on robotic 

and minimal invasive surgery, as well as multidisciplinary 

approaches and the role of new technologies in 

surgery. Experts from both domestic and international 

backgrounds shared the latest developments, including 

insights from pioneers of minimal invasive surgery such 

as Oleksandr Babliak, Patrick Perier, Marco Solinas, Theo 

Kofidis, and Antonios Pitsis. 

Dünya genelinde 300 milyondan fazla kalp hastası olduğu 

bilinirken, kalp sağlığına dair inovasyon ve teknolojik 

gelişmelerin önemini vurgulayan “CARDIAC MEMORIAL 

2024- Robotik/ Minimal İnvaziv Kalp Cerrahisi Zirvesi”, 

Ankara’da düzenlendi. Memorial Sağlık Grubu tarafından 

organize edilen etkinlikte, uluslararası üne sahip kalp 

cerrahları bir araya geldi. Memorial Ankara Hastanesi 

Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. 

Serkan Durdu, Prof. Dr. Cengiz Bolcal ve Doç. Dr. Fatih 

Gümüş’ün liderliğinde gerçekleştirilen zirve, robotik 

ve minimal invaziv cerrahinin yanı sıra multidisipliner 

yaklaşımlar ve yeni teknolojilerin cerrahideki rolünü 

ele aldı. Yurtiçinden ve yurtdışından gelen uzmanlar, en 

son gelişmeleri katılımcılarla paylaştı. Minimal invaziv 

cerrahinin öncülerinden Oleksandr Babliak, Patrick 

Perier, Marco Solinas, Theo Kofidis ve Antonios Pitsis, 

deneyimlerini aktardı. 

Türkiye’nin robotik cerrahideki yeri 

Prof. Dr. Serkan Durdu, Türkiye’nin robotik ve minimal 

invaziv cerrahideki başarısının altını çizerek, “Her 10 

kalp hastasından 9’u bu ileri cerrahi tekniklerle tedavi 

edilebiliyor” dedi. Ülkenin, Doğu Avrupa ve Körfez 

ülkelerinden gelen hastalar için önemli bir sağlık 

merkezi haline geldiğini belirten Durdu, son yıllarda 

robotik cerrahinin gelişimi sayesinde karmaşık tabloların 

bile minimal invaziv yöntemlerle tedavi edilebildiğini 

vurguladı. 

Türkiye’s Position in Robotic Surgery 

Prof. Dr. Serkan Durdu emphasized Türkiye’s success 

in robotic and minimal invasive surgery, stating, “Nine 

out of ten heart patients can be treated with these 

advanced surgical techniques.” He noted that Türkiye 

has become a significant health center for patients from 

Eastern Europe and the Gulf countries, highlighting the 

ability to treat even complex cases with minimal invasive 

methods thanks to recent advancements in robotic 

surgery. 


41 

Live Cases and Educational Opportunities 

The symposium featured live cases demonstrating 

treatment methods for aortic and mitral valve diseases, 

along with minimal invasive coronary bypass surgeries. 

These procedures provided essential educational 

opportunities for both young surgeons and international 

specialists. 

International Collaborations and Future Goals 

The summit also underscored Türkiye’s leadership in 

international collaborations within minimal invasive 

surgery. Ongoing projects with countries like Italy, 

Greece, and Russia continue to position Türkiye’s as 

a center for education in this field. Prof. Dr. Durdu 

mentioned the collaborative training projects being 

carried out with the AN Bakulev National Medical 

Research Center for Cardiovascular Surgery, under the 

Russian Ministry of Health. 

Future Aspirations 

One of the key topics of the summit was the aim to make 

robotic surgery and total endoscopic coronary bypass 

operations routine practices. Prof. Dr. Durdu reiterated 

Türkiye’s commitment to maintaining its pioneering role, 

stating, “We are the only center in Ankara, and one of 

the few across the country in this field.” 

Bora Uludüz, CEO of Memorial Health Group, 

emphasized that Türkiye’s achievements in cardiac 

surgery will continue to grow through ongoing 

technological investments. He noted that the group 

operates four “da Vinci” robots across various specialties, 

highlighting that robotic surgery accelerates patient 

recovery processes. 

Canlı vakalar ve eğitim fırsatları 

Sempozyumda, canlı vakalar eşliğinde aort ve mitral 

kapak hastalıklarının tedavi yöntemleri ile minimal 

invaziv koroner bypass operasyonları katılımcılarla 

paylaşıldı. Bu tür ameliyatlar hem genç cerrahlar hem 

de uluslararası uzmanlar için önemli bir eğitim fırsatı 

sundu. Uluslararası iş birlikleri ve gelecek hedefleri 

Zirvede, Türkiye’nin minimal invaziv cerrahide 

uluslararası iş birliklerine öncülük ettiği de vurgulandı. 

İtalya, Yunanistan ve Rusya gibi ülkelerle devam eden 

projeler sayesinde Türkiye, eğitim cazibe merkezi haline 

gelmeyi sürdürüyor. Prof. Dr. Durdu, Rusya Sağlık 

Bakanlığı’na bağlı AN Bakulev Ulusal Kalp ve Damar 

Cerrahisi Tıbbi Araştırma Merkezi ile ortak eğitim 

projeleri yürütüldüğünü belirtti. 

Gelecekteki hedefler 

Zirvenin önemli konularından biri de robotik cerrahinin 

ve total endoskopik koroner bypass ameliyatlarının rutin 

hale getirilmesi oldu. Prof. Dr. Durdu, Türkiye’nin bu 

alandaki öncülüğünü sürdürme hedefini vurgulayarak, 

“Ankara’da bu alanda tek merkeziz ve ülke genelinde 

sayılı birkaç merkezden biriyiz” ifadelerini kullandı. 

Memorial Sağlık Grubu CEO’su Bora Uludüz, Türkiye’nin 

kalp cerrahisi alanındaki başarılarını artırmak için 

teknoloji yatırımlarına devam edeceklerini belirtti. 4 

adet “da Vinci” robotuyla çok çeşitli branşlarda hizmet 

sunduklarını ifade eden Uludüz, robotik cerrahinin 

hastaların iyileşme sürecini hızlandırdığını vurguladı. 


44 

MLP Care Wins Six Awards 

in the Investment World! 

MLP Care, yatırım dünyasında 

6 ödül birden kazandı! 

Successes in investor relations strengthen its 

leadership in the sector. 

MLP Care has received a total of six awards in the 

healthcare, pharmaceutical, and biotechnology 

sectors in the “Extel Emerging EMEA Executive Team” 

survey focused on investor relations. The company 

was recognized for Best CEO, Best CFO, and Best 

Investor Relations Officer (IRO), as well as for Best 

Company, Best Investor Relations Team, and Best ESG 

(Sustainability) categories. 

As Turkey’s largest healthcare group with the Medical 

Park and Liv Hospital brands, MLP Care was awarded 

six top honors based on evaluations by investment 

professionals in the EMEA region. 

Determined by Investor Votes 

The survey, which encompasses the Europe, Middle East, 

and Africa (EMEA) region, involved voting among 332 

companies and 496 company representatives across 11 

sectors. Dr. Muharrem Usta, Chairman of the Board and 

CEO of MLP Care, was named Best CEO, while CFO Burcu 

Öztürk received the title of Best CFO. Additionally, Deniz 

Can Yücel, Director of Investor Relations and Strategy, 

was awarded Best Investor Relations Professional. MLP 

Care also secured the top positions in the “Healthcare, 

Pharmaceuticals, and Biotechnology” sector for 

Best Company, Best Investor Program, Best Investor 

Relations Team, and Best ESG rankings. 

In 2024, the Institutional Investor awards were 

rebranded as Extel awards. Since its IPO, MLP Care has 

Yatırımcı ilişkileri alanında kaydedilen 

başarılar, sektördeki liderliği pekiştirdi. 

, yatırımcı ilişkileri konusunda gerçekleştirilen ‘Extel 

Emerging EMEA Executive Team’ anketinde sağlık, 

ilaç ve biyoteknoloji sektörlerinde toplamda 6 ödül 

kazandı. MLP Care, en iyi üst düzey yönetici (CEO), en 

iyi finans yöneticisi (CFO) ve en iyi yatırımcı ilişkileri 

profesyoneli (IRO) ödüllerinin yanı sıra, en iyi şirket, en iyi 

yatırımcı ilişkileri takımı ve en iyi ESG (sürdürülebilirlik) 

kategorilerinde de birincilik elde etti. 

Medical Park ve Liv Hospital markalarıyla Türkiye’nin en 

geniş sağlık grubu olan MLP Care, EMEA bölgesindeki 

yatırım profesyonellerinin değerlendirmeleriyle 

gerçekleştirilen anket sonuçlarına göre, toplamda 6 

birincilik ödülüne layık görüldü. 

Yatırımcıların oyu ile belirlendi 

Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’yı kapsayan EMEA 

bölgesindeki anket, 11 sektörde 332 şirket ve 496 şirket 

temsilcisi arasından yapılan oylama ile gerçekleştirildi. 

MLP Care’in Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Dr. 

Muharrem Usta, en iyi üst düzey yönetici (CEO) olarak 

seçilirken, CFO Burcu Öztürk en iyi finans yöneticisi 

(CFO) unvanını aldı. Yatırımcı İlişkileri ve Strateji 

Direktörü Deniz Can Yücel ise en iyi yatırım profesyoneli 

ödülüne layık görüldü. Ayrıca, MLP Care “Sağlık, İlaç ve 

Biyoteknoloji” sektöründe en iyi şirket, en iyi yatırımcı 

programı, en iyi yatırımcı ilişkileri takımı ve en iyi ESG 

sıralamalarında da zirveye yerleşti. 

2024 yılında Institutional Investor ödüllerinin Extel 

ödülleri olarak değişmesiyle birlikte, MLP Care 


45 

continuously achieved top honors in all categories within 

the healthcare, pharmaceutical, and biotechnology 

sectors for five consecutive years. 

“This Award Reflects Our Strong Relationships 

with Investors” 

Commenting on the awards, Dr. Muharrem Usta stated, 

“These awards not only affirm our financial performance 

but also validate our leadership competencies and 

the strong relationships we have established with our 

investors. Being recognized by a globally recognized 

platform like Extel demonstrates that our company 

has reached the highest standards both regionally and 

sectorally.” 

Top Rankings in Six Categories 

MLP Care ranked first in the “Healthcare, 

Pharmaceuticals, and Biotechnology” sector in the 

following categories: 

Best CEO - Dr. Muharrem Usta 

Best CFO - Burcu Öztürk 

Best Investor Relations Professional - Dr. Deniz Can Yücel 

Best Company 

Best Investor Relations Team 

Best ESG (Sustainability) 

halka arzından bu yana sağlık, ilaç ve biyoteknoloji 

sektöründeki tüm kategorilerde ödüller alarak üst üste 

beşinci kez başarısını tescilledi. 

“Bu ödül, yatırımcılarla güçlü ilişkilerimizin bir 

göstergesi” 

Ödüller hakkında değerlendirmede bulunan Dr. 

Muharrem Usta, “Bu ödüller, yalnızca finansal 

performansımızı değil, aynı zamanda liderlik 

yetkinliklerimizi ve yatırımcılarla kurduğumuz güçlü 

ilişkileri de teyit etmektedir. Extel gibi global çapta 

tanınan bir platformda bu ödüllere layık görülmemiz, 

şirketimizin hem bölgesel hem de sektörel anlamda en 

yüksek standartları yakaladığını gösteriyor” dedi. 

6 kategoride birincilik 

MLP Care, “Sağlık, İlaç ve Biyoteknoloji” sektöründe 

aşağıdaki kategorilerde 1. sırada yer aldı: 

En İyi CEO - Dr. Muharrem Usta 

En İyi CFO - Burcu Öztürk 

En İyi Yatırımcı İlişkileri Profesyoneli - Dr. Deniz Can 

Yücel 

En İyi Şirket 

En İyi Yatırımcı İlişkileri Ekibi 

En İyi ESG (Sürdürülebilirlik) 


48 

Visions for the future in the health sector were shared 

Sağlık sektöründe geleceğe dair vizyonlar paylaşıldı 

At the meeting held in Istanbul, strategic 

discussions were held on the problems and 

future of the health sector. Turkish Minister of 

Health Prof. Dr. Kemal Memişoğlu emphasized 

the importance of the participation of all 

stakeholders in solving the problems. 

The future of the healthcare sector was discussed at 

the “Future in Healthcare Services” vision meeting held 

at Istanbul Başakşehir Çam and Sakura City Hospital 

in cooperation with the Turkish Association of Private 

Hospitals and Healthcare Organizations (OHSAD) and 

Türkiye Health Platform (TÜSAP). T.R. Minister of Health 

Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, OHSAD President Dr. Reşat 

Bahat and TÜSAP Executive Board Chairman Prof. Dr. 

Sabahattin Aydın attended the meeting. 

“We Need to Solve Problems Together” 

In his speech, Minister Memişoğlu stated that only 

individual leadership is not enough to solve health 

problems and said, “I am not a Superman. I believe 

that we need to solve the problems together. I need 

stakeholders like you.” 

İstanbul’da düzenlenen toplantıda, sağlık 

sektörünün sorunları ve geleceği üzerine 

stratejik tartışmalar yapıldı. T.C. Sağlık 

Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, sorunların 

çözümünde tüm paydaşların katılımının 

önemine vurgu yaptı. 

İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde 

OHSAD (Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği) 

ile TÜSAP (Türkiye Sağlık Platformu) iş birliğiyle 

gerçekleştirilen “Sağlık Hizmetlerinde Gelecek” vizyon 

toplantısında, sağlık sektörünün geleceği masaya 

yatırıldı. Toplantıya T.C. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal 

Memişoğlu, OHSAD Başkanı Dr. Reşat Bahat ve TÜSAP 

Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sabahattin Aydın 

katıldı. 

“Sorunları Birlikte Çözmek Gerek” 

Bakan Memişoğlu, konuşmasında sağlık sorunlarının 

çözümünde yalnızca bireysel liderliğin yeterli olmadığını 

belirterek, “Ben bir Süpermen değilim. Sorunları hep 


49 

Emphasizing that the locomotive of the sector is 

medicine, Memişoğlu said, “We need to make physicians 

valuable. If a citizen in a country goes to the health 

system 11.7 times and still says ‘I cannot find an 

appointment’, we must accept that something is wrong.” 

Common Mind and Cooperation 

Strategic discussions on the future of the health sector 

were held at the meeting. Memişoğlu said, “This group 

can bring Türkiye’s most important sector, the health 

sector, back on its feet. As long as we are together” 

and emphasized the importance of common sense and 

cooperation. 

Digital Transformation and Innovative 

Approaches 

Topics such as “Health Service Delivery”, “Strategy, 

Health Financing and Insurance” and “Digital Health, 

Artificial Intelligence, Remote Health and Health 

Technologies” were discussed at the event. Ministry of 

Health Deputy Minister Assoc. Prof. Dr. Şuayıp Birinci 

emphasized the impact of digitalization on healthcare 

services. 

Featured Participants and Supporters 

More than 300 industry leaders and healthcare 

professionals attended the meeting. The event 

ended with the presentation of Roche’s “2030 Health 

Movement” report. Leading companies in the sector 

such as Aselsan, Philips, and AstraZeneca were among 

the participants. 

TÜSAP Executive Board emphasized the need for 

all stakeholders to act with a common mind while 

underlining the innovative work and strategies to be 

carried out in the health sector. 

beraber çözmemiz gerektiğine inanıyorum. Benim sizler 

gibi paydaşlara ihtiyacım var” dedi. 

Sektörün lokomotifinin hekimlik olduğunu vurgulayan 

Memişoğlu, “Hekimleri değerli kılmamız gerekiyor. 

Eğer bir ülkede vatandaş sağlık sistemine 11.7 kez gidip 

hâlâ ‘randevu bulamıyorum’ diyorsa, bir şeylerin yanlış 

gittiğini kabul etmeliyiz” ifadelerini kullandı. 

Ortak Akıl ve İş birliği 

Toplantıda, sağlık sektörünün geleceğine yönelik stratejik 

tartışmalar yapıldı. Memişoğlu, “Bu grup, Türkiye’nin 

en önemli sektörü olan sağlık sektörünü yeniden ayağa 

kaldırabilir. Yeter ki biz bir arada olalım” diyerek ortak 

akıl ve iş birliğinin önemine dikkat çekti. 

Dijital Dönüşüm ve Yenilikçi Yaklaşımlar 

Etkinlikte, “Sağlık Hizmet Sunumu”, “Strateji, Sağlık 

Finansmanı ve Sigortacılığı” ile “Dijital Sağlık, Yapay 

Zekâ, Uzaktan Sağlık ve Sağlık Teknolojileri” gibi konular 

ele alındı. Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Doç. Dr. 

Şuayıp Birinci, dijitalleşmenin sağlık hizmetlerine olan 

etkilerine vurgu yaptı. 

Öne Çıkan Katılımcılar ve Destekleyiciler 

Toplantıya 300’ü aşkın sektör lideri ve sağlık profesyoneli 

katıldı. Roche’un “2030 Sağlık Hareketi” adlı raporunun 

sunumu ile etkinlik sona erdi. Katılımcılar arasında 

Aselsan, Philips, ve AstraZeneca gibi sektörün önde 

gelen firmaları yer aldı. 

TÜSAP Yürütme Kurulu, sağlık sektöründe yapılacak 

yenilikçi çalışmaların ve stratejilerin altını çizerken, 

tüm paydaşların ortak akılla hareket etmesi gerektiğini 

vurguladı. 


EKİM 2024 

PROJE ADI: Türk Toraks Radyolojisi Kongresi TARİH: 3-6 Ekim 2024 

YER: Pine Bay Otel, Kuşadası-Aydın 

PROJE ADI : 6. Uluslararası ve 17. Akademik Geriatri Kongresi TARİH: 16 – 20 Ekim 2024 

YER: La Blanche Otel, Bodrum-Muğla 

WEB ADRESİ: https://akademikgeriatri2024.org/tr/ 

PROJE ADI: 19. Balkan Radyolojisi Kongresi TARİH: 23 – 26 Ekim 2024 

YER: Radisson Blue Otel, Çeşme-İzmir WEB ADRESİ: https://www.bcr2024.org/en/ 

PROJE ADI: 50. Ulusal Hematoloji Kongresi TARİH: 29 Ekim - 2 Kasım 2024 

YER: Pine Beach Belek, Antalya WEB ADRESİ: https://ulusalhematoloji2024.org/tr/ 

PROJE ADI: Face Camp 2024 

TARİH: 12 – 15 Ekim 2024 YER: La Blanche Otel, Bodrum-Muğla 

WEB ADRESİ: www.facecamp2024.org 

KASIM 2024 

PROJE ADI: 33. Ulusal Türk Ortopedi Ve Travmatoloji Kongresi TARİH: 5 - 10 Kasım 2024 

YER: Pine Beach Kongre Merkezi, Antalya WEB ADRESİ: https://totbid.org.tr/tr/ 

PROJE ADI: 45. Ulusal Radyoloji Kongresi TARİH: 13 - 17 Kasım 2024 

YER: Pine Beach Kongre Merkezi, Belek - Antalya WEB ADRESİ: https://turkrad2024.org/ 

PROJE ADI: TOD 58. Ulusal Kongresi TARİH: 20 - 24 Kasım 2024 YER: Rixos Sungate Otel, Antalya 

PROJE ADI: 18. Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği (TKDCD) Ulusal Kongresi 

TARİH: 21 - 24 Kasım 2024 YER: Granada Luxury Otel, Belek - Antalya 

WEB: https://tkdcd2024.org/tr/

52 

GEN Pharmaceuticals brings hopeful ınnovation for psoriasis 

GEN İlaç’tan sedef hastalığına umut olacak yenilik 

Uzm. Dr. Nadir Ulu, Deputy General Manager 

of R&D and Clinical Operations at GEN 

Local pharmaceutical company GEN has 

shared the Phase 2 clinical trial results of its 

innovative topical cream, GN-037, aimed at 

treating psoriasis. 

As one of the fastest-growing firms in the Turkish 

pharmaceutical sector, GEN has taken a significant 

step in psoriasis treatment by announcing the positive 

outcomes of the GN-037 Phase 2 clinical trials. Abidin 

Gülmüş, Chairman and CEO of GEN, stated, “We are 

excited to announce the positive results of the Phase 2 

clinical trial for GN-037. We believe that our innovative 

research product will provide a quality and effective 

solution for psoriasis patients worldwide.” 

Psoriasis is a chronic skin disorder that occurs in 1.5-2% 

of the general population. It is estimated that there 

are approximately 1.3 million psoriasis patients in 

Turkey, with around 900,000 managed through topical 

treatments. GN-037, developed by GEN, aims to offer 

an innovative solution for the treatment of mild to 

moderate plaque psoriasis. 

The results of the Phase 2 clinical trial were announced 

at the European Academy of Dermatology and 

Venereology (EADV) 2024 Congress held in Amsterdam 

from September 25-28, 2024. A total of 190 volunteers 

participated in the study from 19 centers in Turkey, and 

Abidin Gülmüş, Chairman of the Board and CEO of GEN 

Yerli ilaç firması GEN, sedef hastalığının 

tedavisine yönelik geliştirdiği topikal krem 

GN-037’nin Faz 2 klinik araştırma sonuçlarını 

paylaştı. 

Türk ilaç sektörünün en hızlı büyüyen firmalarından 

biri olan GEN, sedef hastalığının tedavisinde önemli 

bir adım atarak, yenilikçi topikal kremi GN-037’nin Faz 

2 klinik araştırma sonuçlarını duyurdu. GEN Yönetim 

Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Abidin Gülmüş, “GN- 

037’nin Faz 2 klinik araştırmasının pozitif sonuçlarını 

duyurmaktan dolayı heyecanlıyız. Yenilikçi araştırma 

ürünümüzün, tüm dünyadaki sedef hastaları için kaliteli 

ve etkili bir çözüm sunacağına inanıyoruz,” dedi. 

Sedef hastalığı, genel popülasyonda %1,5-2 oranında 

görülen, tekrarlayan ve kronik bir deri rahatsızlığıdır. 

Türkiye’de yaklaşık 1,3 milyon sedef hastası bulunduğu 

ve bunların yaklaşık 900.000’inin topikal tedaviyle 

yönetildiği tahmin edilmektedir. GEN’in geliştirdiği 

GN-037, hafif ve orta şiddetli plak tipi sedef hastalığının 

tedavisinde yenilikçi bir çözüm sunmayı hedefliyor. 

Faz 2 klinik araştırmasının sonuçları, 25-28 Eylül 

2024 tarihlerinde Amsterdam’da düzenlenen Avrupa 

Dermatoloji ve Veneroloji Akademisi (EADV) 2024 

Kongresi’nde açıklandı. Araştırmaya Türkiye’deki 19 

merkezden toplam 190 gönüllü katıldı ve GN-037’nin, 


54 

it was found that GN-037 was statistically significantly 

effective compared to the placebo group. 

Abidin Gülmüş: “We Will Continue to Produce 

Innovative Solutions” 

Abidin Gülmüş, Chairman and CEO of GEN, said, “As a 

local pharmaceutical company, we continue our efforts 

to provide reliable, high-quality, and innovative solutions 

for rare diseases and unmet healthcare needs, proven 

globally.” He emphasized that the results of GN-037’s 

Phase 2 trial are exciting, stating, “As one of Turkey’s 

leading pharmaceutical companies, we are working hard 

to make GN-037 available to our patients as soon as 

possible.” 

Uzm. Dr. Nadir Ulu: “There is a Need for New 

Combined Treatments” 

Uzm. Dr. Nadir Ulu, Deputy General Manager of R&D 

and Clinical Operations at GEN, remarked, “Individuals 

with plaque psoriasis often face challenging periods that 

require the simultaneous application of different topical 

agents during their treatment.” He noted that the Phase 

2 trial results for GN-037 showed superior outcomes 

compared to the placebo, adding, “We are very pleased 

that these results do not pose any additional safety 

concerns.” 

With GN-037, GEN aims to enhance the quality of life 

for patients while also leading innovative efforts in the 

sector. 

plasebo uygulanan hastalara göre istatistiksel olarak 

anlamlı şekilde etkili olduğu tespit edildi. 

Abidin Gülmüş: 

“Yenilikçi Çözümler Üretmeye Devam Edeceğiz” 

GEN Yönetim Kurulu Başkanı Abidin Gülmüş, “Yerli bir 

ilaç firması olarak, nadir hastalıklar ve karşılanmamış 

sağlık ihtiyaçlarına yönelik güvenilirliği global ölçekte 

kanıtlanmış, kaliteli ve inovatif çözümler sunmak için 

faaliyetlerimizi sürdürüyoruz,” dedi. GN-037’nin Faz 2 

sonuçlarının heyecan verici olduğunu belirten Gülmüş, 

“Türkiye’nin önde gelen ilaç şirketlerinden biri olarak, GN- 

037’yi en kısa sürede hastalarımızın kullanımına sunmak 

amacıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz,” ifadelerini 

kullandı. 

Uzm. Dr. Nadir Ulu: 

“Yeni Kombine İlaçlara İhtiyaç Var” 

GEN Ar-Ge ve Klinik Operasyonlar Genel Müdür Yardımcısı 

Uzm. Dr. Nadir Ulu da, “Plak tipi sedef hastalığına sahip 

olan kişiler, tedavileri süresince farklı topikal ajanların 

aynı anda uygulanmasını gerektiren zorlu dönemlerle 

karşılaşmaktadır,” dedi. GN-037’nin Faz 2 araştırmasının 

sonuçlarının, plaseboya göre daha üstün olduğunu belirten 

Ulu, “Bu sonuçlar, ek bir güvenlilik sorunu oluşturmadığı 

için büyük mutluluk duyuyoruz,” dedi. 

GEN, sedef hastalığına yönelik geliştirdiği GN-037 ile hem 

hastaların hayat kalitesini artırmayı hem de sektördeki 

yenilikçi çalışmalara öncülük etmeyi hedefliyor. 


56 

3 senior appointments from Abdi İbrahim 

Abdi İbrahim’den 3 üst düzey atama 

Türkiye’s healing power Abdi İbrahim made 3 

senior appointments at director level. Berk 

Tümen was appointed as Respiratory Marketing 

and Sales Director, Haluk Eryılmaz as Marketing 

and Sales Director for Basic Therapies, and 

Seda Arıca as Business Development, Global 

Portfolio and Strategy Director. 

Abdi İbrahim, the uninterrupted leader of the Turkish 

pharmaceutical industry for 22 years, added 3 more 

experienced names to its executive team at the director 

level. 

Berk Tümen: Director of Respiratory 

Sales & Marketing 

Berk Tümen graduated from Koç University, Department 

of Economics in 2008 and completed his master’s 

degree in Business Administration at Boğaziçi University. 

Mr. Tümen started his career as Corporate Finance and 

Investor Relations Officer at Anadolu Efes and then 

assumed managerial roles in different finance functions 

within Anadolu Group. He then worked as Finance 

Manager at Thyssenkrupp and finally as Commercial 

Excellence and Revenue Management Manager, 

Commercial and Revenue Management Director 

responsible for Türkiye and Levant regions and Business 

Unit Director at Sanofi. In his new role, Berk Tümen will 

manage Abdi İbrahim’s marketing and sales teams in 

Respiratory and contribute to the company’s growth 

targets in this area. 

Türkiye’nin iyileştiren gücü Abdi İbrahim 

bünyesinde direktör düzeyinde 3 üst düzey 

atama gerçekleştirildi. Berk Tümen, Solunum 

Pazarlama ve Satış Direktörü, Haluk Eryılmaz, 

Temel Tedaviler Pazarlama ve Satış Direktörü, 

Seda Arıca ise İş Geliştirme, Global Portfolyo ve 

Strateji Direktörü olarak atandı. 

Türk ilaç sektörünün 22 yıldır kesintisiz lideri 

konumundaki Abdi İbrahim’in yönetici kadrosuna, 

direktör düzeyinde 3 tecrübeli isim daha katıldı. 

Berk Tümen: Solunum Pazarlama ve Satış Direktörü 

Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden 2008 yılında 

mezun olan Berk Tümen, Boğaziçi Üniversitesi İşletme 

Bölümü’nde Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. Kariyer 

hayatına, Anadolu Efes’te Kurumsal Finansman ve 

Yatırımcı İlişkileri Sorumlusu olarak başlayan Tümen, 

daha sonra Anadolu Grubu bünyesinde farklı finans 

fonksiyonlarında yöneticilik görevleri üstlendi. Ardından 

Thyssenkrupp şirketinde Finans Müdürü ve son olarak 

Sanofi’de sırasıyla Ticari Mükemmellik ve Gelir Yönetimi 

Müdürü, Türkiye ve Levant bölgelerinden sorumlu 

Ticaret ve Gelir Yönetimi Direktörü ve İş Birimi Direktörü 

görevlerini yürütmüştür. Berk Tümen, yeni görevinde 

Abdi İbrahim’in Solunum alanında pazarlama ve satış 

ekiplerini yönetecek ve şirketin bu alanda büyüme 

hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunacak. 

Haluk Eryılmaz: Temel Tedaviler Pazarlama ve 

Satış Direktörü 

Marmara Üniversitesi Sağlık Yönetimi bölümü mezunu 

olan Haluk Eryılmaz, kariyerine Novartis satış ekibinde 

başladı. İş hayatına 8 yıl boyunca MSD’de devam 

eden Eryılmaz, satış ve pazarlama alanında üst düzey 

sorumluluklar üstlendi. Ardından AbbVie’de İş Birimi 

Müdürü ve İş Geliştirme Direktörü pozisyonlarında görev 

yaptı. Son olarak, Roche Türkiye’de Kişiye Özel Tanı 

ve Tedavi Strateji Lideri ve Infogenetik Genel Müdürü 

olarak çalışan Eryılmaz, Abdi İbrahim bünyesine Temel 

Tedaviler Pazarlama ve Satış Direktörü olarak katıldı. 

İlaç sektöründe yaklaşık 20 yıllık tecrübeye sahip olan 

Eryılmaz, yeni görevinde Abdi İbrahim’in Temel Tedaviler 

alanında pazarlama ve satış ekiplerini yönetecek ve 

şirketin bu alanda büyüme hedeflerine ulaşmasına 

katkıda bulunacak. 


58 

Haluk Eryılmaz: Marketing and Sales 

Director for Basic Therapies 

Haluk Eryılmaz graduated from Marmara University, 

Department of Health Management and started his 

career in Novartis sales team. He continued his career 

at MSD for 8 years and assumed senior responsibilities 

in sales and marketing. He then worked as Business 

Unit Manager and Business Development Director at 

AbbVie. Most recently, Eryılmaz worked as Personalized 

Diagnosis and Treatment Strategy Leader and General 

Manager of Infogenetics at Roche Türkiye and joined 

Abdi İbrahim as Marketing and Sales Director for 

Basic Therapies. Eryılmaz, who has nearly 20 years of 

experience in the pharmaceutical industry, will manage 

Abdi İbrahim’s marketing and sales teams in the field of 

Basic Therapies and contribute to the company’s growth 

targets in this area. 

Seda Arıca: Director of Strategy, Business 

Development, Global Portfolio 

Seda Arıca started her career as an R&D engineer at 

Sanko Holding and then worked as an Export Officer 

at SilverWay Ltd. in Thailand, where she went as an 

expat. Afterwards, she assumed senior responsibilities 

in Deva Holding/Eastpharma in areas such as Business 

Development, Clinical Research and R&D Project 

Management. Moving to Sandoz GmbH Global in 2017, 

Arıca worked as Global Business Development and 

Licensing Director at Sandoz Headquarters in Munich/ 

Germany for 4 years and then returned to Türkiye and 

worked as Head of Business Development, Licensing, 

Portfolio & Launch, Business Excellence and Strategy 

at Sandoz for 3.5 years. In her new role at Abdi İbrahim, 

Mrs. Arıca will manage the company’s portfolio planning 

in the short, medium and long term, the evaluation of 

new business areas and cooperation opportunities in 

Türkiye and other countries around the world, and the 

determination of the company’s strategy. 

Seda Arıca: İş Geliştirme, Global Portfolyo ve 

Strateji Direktörü 

Kariyerine Sanko Holding bünyesinde AR-GE mühendisi 

olarak başlayan Seda Arıca, ardından expat olarak 

gittiği Tayland’da SilverWay Ltd.’de, İhracat Sorumlusu 

olarak görev yaptı. Sonrasında Deva Holding/ 

Eastpharma’da İş Geliştirme başta olmak üzere, Klinik 

Araştırmalar ve ARGE Proje Yönetimi gibi alanlarda 

üst düzey sorumluluklar üstlendi. 2017’de Sandoz 

GmbH Global’e geçen Arıca, Global İş Geliştirme ve 

Lisanslama Direktörü olarak Sandoz Genel Merkezi 

Münih /Almanya’da 4 yıl görev yaptıktan sonra Türkiye’ye 

dönerek yine Sandoz’da İş Geliştirme, Lisanslama, 

Portfolyo & Lansman, İş Mükemmeliyeti ve Strateji 

Başkanı olarak yaklaşık 3,5 yıl çalıştı. Arıca, Abdi 

İbrahim’deki bu yeni görevinde, şirketin kısa, orta ve uzun 

vadede portföy planlaması, dünya çapında Türkiye ve 

farklı ülkelerdeki yeni iş alanları ve iş birliği fırsatlarının 

değerlendirilmesi ile şirket stratejisinin belirlenmesi 

süreçlerini yönetecek. 


60 

Eye migraine: Mysterious pains in your eyes 

Göz migreni: Gözünüzdeki gizemli ağrılar 

Prof. Dr. Sinan Emre 

Are you experiencing severe and prolonged 

pain in the inner parts of your eyes that starts 

with sudden cramps, making your life difficult? 

You may have eye migraine. Eye Health and 

Diseases Specialist Prof. Dr. Sinan Emre from 

Batıgöz Balçova Surgical Medical Center 

explained eye migraine. Prof. Dr. Sinan Emre 

said, “Eye migraine is characterized by severe 

pain behind the eye, and the intensity of pain 

has the potential to interfere with your daily 

activities.” 

What is Eye Migraine? 

Eye migraine is an eye disease characterized by severe 

eye pain caused by nerves in the brain sending wrong 

signals to the surface of the eye. Eye migraine, unlike 

common migraine headaches, is often felt only in one 

eye and is usually not accompanied by a headache. 

What are the Causes of Eye Migraine? 

Although there is no definitive evidence regarding the 

causes of eye migraine, there are some risk factors that 

are commonly associated with it: 

Gözünüzün iç kısımlarında aniden gelişen 

kramplarla başlayan şiddetli ve uzun süreli 

ağrılar yaşamınızı mı zorlaştırıyor? Göz 

migreniniz olabilir. Batıgöz Balçova Cerrahi 

Tıp Merkezi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı 

Prof. Dr. Sinan Emre, göz migrenini anlattı. Prof. 

Dr. Sinan Emre, “Göz migreni gözün arkasında 

şiddetli ağrılarla karakterizedir ve ağrı şiddeti 

günlük aktivitelerinize engel olabilecek 

potansiyeldedir” diye konuştu. 

Göz Migreni Nedir? 

Göz migreni, beyindeki sinirlerin göz yüzeyine yanlış 

sinyaller göndermesi sonucu ortaya çıkan şiddetli göz 

ağrıları ile karakterize bir göz hastalığıdır. Göz migreni, 

yaygın migren baş ağrılarından farklı olarak, sıklıkla 

sadece bir gözde hissedilir ve genellikle bu ağrıya baş 

ağrısı eşlik etmez. 

Göz Migreni Oluşma Nedenleri Nelerdir? 

Göz migreninin ortaya çıkma nedenlerine ilişkin 

kesin bir bulgu bulunmamakla birlikte yaygın olarak 


61 

Stress and Anxiety: Intense levels of stress and anxiety 

can increase the risk of eye migraine. 

Hormonal Changes: Hormonal changes such as 

menstruation and menopause can trigger eye migraine, 

especially in women. 

Sleep Irregularities: Insufficient sleep or irregular sleep 

habits can lead to eye migraine. 

Environmental Factors: Environmental factors such as 

bright lights and screen use can trigger eye migraines. 

What are the Symptoms of Eye Migraine? 

Common symptoms of eye migraine include severe pain 

behind and/or around the eye, blurred vision and flashes 

of light, point or regional temporary narrowing of the 

field of vision, watering and redness in the eye. 

How is Eye Migraine Diagnosed? 

Even if not all of the symptoms of eye migraine are 

present, severe, recurrent and prolonged eye pain is 

enough to consult a doctor. An expert ophthalmologist 

can diagnose eye migraine after assessing your 

symptoms and performing a thorough eye examination 

to rule out other eye diseases. In some cases, your 

doctor may also request neurological examinations. 

How is eye migraine treated? 

Eye migraine treatment is generally similar to migraine 

treatment. Medication is prescribed to relieve symptoms 

and prevent attacks. However, your ophthalmologist 

may also make some recommendations to reduce 

triggers and avoid stress. 

ilişkilendirildiği bazı risk faktörleri bulunmaktadır: 

Stres ve Anksiyete: Yoğun stres ve anksiyete düzeyleri, 

göz migreni riskini artırabilir. 

Hormonal Değişiklikler: Özellikle kadınlarda adet dönemi 

ve menopoz gibi hormonal değişiklikler göz migrenini 

tetikleyebilir. 

Uyku Düzensizlikleri: Uyku yetersizliği veya düzensiz uyku 

alışkanlıkları göz migrenine yol açabilir. 

Çevresel Faktörler: Parlak ışıklar ve ekran kullanımı gibi 

çevresel faktörler göz migrenini tetikleyebilir. 

Göz Migreni Belirtileri Nelerdir? 

Göz migreninin yaygın karşılaşılan belirtileri, gözün 

arkasında ve/veya çevresinde şiddetli ağrı, görmede 

bulanıklık ve ışık çakmaları, görüş alanında noktasal veya 

bölgesel geçici daralmalar, gözde sulanma ve kızarıklık 

olarak iletilmektedir. 

Göz Migreni Tanısı Nasıl Konulur? 

Göz migreni belirtilerinin tümü taşınmıyor olsa bile, 

şiddetli, sık tekrarlayan ve uzun süren göz ağrıları 

doktora başvurmak için yeterlidir. Alanında uzman bir 

göz doktoru semptomlarınızı değerlendirdikten sonra 

diğer göz hastalıklarına dair ihtimalleri elemine etmek 

için ayrıntılı bir göz muayenesinin ardından göz migrenini 

tanılayabilir. Doktorunuz bazı durumlarda nörolojik 

tetkikler de talep edebilmektedir. 

Göz Migreni Nasıl Tedavi Edilir? 

Göz migreni tedavisi, genellikle migren tedavisiyle 

benzerlik gösterir. Semptomları hafifletmek ve atakları 

önlemek için ilaç reçete edilir. Bununla birlikte, göz 

doktorunuz tetikleyici faktörleri azaltmak ve stresten 

kaçınmak için bazı önerilerde de bulunabilmektedir. 


62 

Fear of mammography endangers women’s health! 

Mamografi korkusu kadın sağlığını tehlikeye atıyor! 

Uzmanlar, düzenli muayenelerin erken teşhis ve 

tedavi için hayati önem taşıdığını vurguluyor 

Gynecology and Obstetrics Specialist, Dr. Çiğdem Demirel Güler 

Experts emphasize that regular examinations 

are vital for early diagnosis and treatment 

Drawing attention to the necessity of regular pelvic 

and breast examinations to protect women’s health, 

Gynecology and Obstetrics Specialist, Dr. Çiğdem 

Demirel Güler said, “Many women do not go to 

mammography screenings due to the fear of getting 

bad news. However, these examinations can save lives 

with early diagnosis and should be done regularly from 

the age of 21.” Stating that diseases that threaten 

women’s health can be treated with early diagnosis, Dr. 

Güler emphasized that pelvic and breast examinations 

should not be neglected among routine checks. “Pelvic 

examinations are of great importance to check the 

health of the uterus, ovaries and vagina. Thanks to these 

examinations, it is possible to diagnose serious diseases 

such as cervical cancer at an early stage.” 

Kadın sağlığını korumak adına düzenli pelvik ve meme 

muayenelerinin gerekliliği üzerine dikkat çeken Kadın 

Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Çiğdem Demirel 

Güler, “Kötü haber alma korkusu nedeniyle birçok kadın 

mamografi taramalarına gitmiyor. Oysa bu muayeneler 

erken teşhis ile hayat kurtarabilir ve 21 yaşından itibaren 

düzenli olarak yapılmalıdır” dedi. 

Kadın sağlığını tehdit eden hastalıkların erken tanı 

ile tedavi edilebileceğini belirten Dr. Güler, pelvik ve 

meme muayenelerinin rutin kontroller arasında ihmal 

edilmemesi gerektiğini vurguladı. “Pelvik muayeneler, 

rahim, yumurtalıklar ve vajina sağlığını kontrol etmek 

açısından büyük önem taşıyor. Bu muayeneler sayesinde, 

rahim ağzı kanseri gibi ciddi hastalıkların erken evrede 

teşhis edilmesi mümkün oluyor” şeklinde konuştu. 

Korku ve bilgi eksikliği engeller arasında 

Birçok kadın, çeşitli nedenlerle bu muayeneleri ihmal 

edebiliyor. Dr. Güler, düşük gelir, ulaşım sorunları, 

bilgi eksikliği ve özellikle kötü haber alma korkusunun 

en büyük engeller arasında yer aldığını ifade etti. 

“Kadınların sağlığını korumak için düzenli kontrolleri 

aksatmamaları hayati önem taşıyor. Erken teşhis, hayat 

kurtarır” diye ekledi. 

Meme kanseri erken teşhis ile önlenebilir 

Dr. Güler, meme kanserinin erken teşhisle tedavi 

edilebileceğini vurgulayarak, 50 yaş üzeri kadınların her 

yıl mamografi yaptırmasının önemine dikkat çekti. 

Fear and lack of knowledge are among the 

obstacles 

Many women may neglect these examinations for 

various reasons. Dr. Güler stated that low income, 

transportation problems, lack of information and 

especially the fear of getting bad news are among the 

biggest obstacles. “It is vital for women to keep regular 

check-ups to protect their health. Early diagnosis saves 

lives,” she added. 


63 

Breast cancer can be prevented with 

early diagnosis 

Dr. Güler emphasized that breast cancer can be 

treated with early diagnosis and drew attention to 

the importance of women over the age of 50 having 

mammography every year. “You can save your lives 

with early diagnosis by overcoming the fear of getting 

bad news. Women between the ages of 40-50 should 

also determine the frequency of mammography 

in consultation with their doctors. It should not be 

forgotten that early diagnosis saves lives.” 

Blood and urine tests should not be neglected 

Referring to the importance of regular blood and urine 

tests to assess the general health status of women, Dr. 

Güler said that these tests enable early detection of 

cholesterol, sugar and protein imbalances. “These tests 

allow us to detect future health problems in advance 

and start treatment,” she said. 

Dr. Güler pointed out that regular check-ups are 

indispensable in protecting women’s health and warned, 

“Do not neglect your annual check-ups to maintain a 

healthy life and prevent future health problems.” She 

also emphasized that cervical cancer screening (Pap 

smear) is a basic test that every woman over the age of 

21 should have once a year. “This test can save lives with 

early detection,” she said. 

The importance of screening tests 

Stating that breast and pelvic examinations as well 

as various screening tests are of great importance, 

Dr. Güler said, “Breast examination is critical for early 

diagnosis of breast cancer. Women over 50 should have 

a mammogram every year. Pelvic examination checks the 

health of the uterus, ovaries and vagina, while blood and 

urine tests aim to detect health problems early.” 

“Kötü haber alma korkusunu aşarak erken tanı ile 

hayatlarınızı kurtarabilirsiniz. 40-50 yaş arasındaki 

kadınlar da doktorlarına danışarak mamografi sıklığını 

belirlemelidir. Unutulmamalıdır ki erken teşhis, hayat 

kurtarır” dedi. 

Kan ve idrar testleri ihmal edilmemeli 

Kadınların genel sağlık durumunu değerlendirmek için 

düzenli kan ve idrar testlerinin önemine de değinen 

Dr. Güler, bu testlerin, kolesterol, şeker ve protein 

dengesizliklerinin erken teşhis edilmesini sağladığını 

belirtti. “Bu testler, gelecekteki sağlık sorunlarını 

önceden tespit edip tedaviye başlamayı sağlar” dedi. 

Op. Dr. Güler, kadın sağlığının korunmasında düzenli 

kontrollerin vazgeçilmez olduğuna dikkat çekerek, 

“Sağlıklı bir yaşam sürdürmek ve gelecekteki sağlık 

sorunlarını önlemek için yıllık kontrollerinizi ihmal 

etmeyin” uyarısında bulundu. Ayrıca, rahim ağzı kanseri 

taramasının (Pap smear) 21 yaş üstü her kadının yılda 

bir kez yaptırması gereken temel bir test olduğunu 

vurguladı. “Bu test, erken teşhisle hayat kurtarabilir” 

ifadesini kullandı. 

Tarama testlerinin önemi 

Meme ve pelvik muayenelerin yanı sıra çeşitli tarama 

testlerinin de büyük önem taşıdığını belirten Dr. Güler, 

“Meme muayenesi, meme kanserinin erken teşhisi 

açısından kritik. 50 yaş üstü kadınların her yıl mamografi 

yaptırması gerekiyor. Pelvik muayene ile rahim, 

yumurtalıklar ve vajina sağlığı kontrol edilirken; kan ve 

idrar testleri ile sağlık sorunlarının erken teşhis edilmesi 

hedefleniyor” şeklinde konuştu.

Medikal Teknik Ekim 2024

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

Delete template?

Save as template?