07.11.2024 Views

Medikal Teknik Kasım 2024

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Publisher<br />

H. Ferruh IŞIK<br />

on behalf of<br />

İstmag Magazin Gazetecilik<br />

İç ve Diş Tic. Ltd. Şti.<br />

Managing Editor<br />

(Responsible)<br />

Mehmet SÖZTUTAN<br />

mehmet.soztutan@img.com.tr<br />

Advertising Coordinator<br />

Recep ARSLANTAŞ<br />

recep.arslantas@img.com.tr<br />

+90 537 441 97 68<br />

Editors<br />

Dilara CİCA<br />

dilara.cica@img.com.tr<br />

Recep ARSLANTAŞ<br />

recep.arslantas@img.com.tr<br />

Didem IŞIK<br />

didem.isik@img.com.tr<br />

Correspondent<br />

Serhan IŞIK<br />

serhan.isik@img.com.tr<br />

Foreign Relations Manager<br />

Ayça SARIOGLU<br />

ayca.sarioglu@img.com.tr<br />

Accounting Manager<br />

Cuma KARAMAN<br />

cuma.karaman@img.com.tr<br />

Finance Manager<br />

Yusuf DEMİRKAZIK<br />

yusuf.demirkazik@img.com.tr<br />

Digital Assets Manager<br />

Emre YENER<br />

emre.yener@img.com.tr<br />

Graphic & Design Advisor<br />

Sami AKTAŞ<br />

sami.aktas@img.com.tr<br />

Subscription<br />

İsmail ÖZÇELIK<br />

ismail.ozcelik@img.com.tr<br />

Bursa Represantation<br />

Ömer Faruk GÖRÜN<br />

omer.gorun@img.com.tr<br />

Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA<br />

Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481<br />

Head Office<br />

İstanbul Magazin Grubu<br />

İHLAS MEDIA CENTER<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi<br />

No:11 Medya Blok Kat:1<br />

34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey<br />

Tel: 0212 454 22 22 Faks: 0212 454 22 93<br />

www.medikalteknik.com.tr<br />

e-mail: info@medikalteknik.com.tr<br />

PRINTED BY:<br />

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />

No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL<br />

Tel: 0212 454 30 00<br />

www.ihlasmatbaacilik.com<br />

İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinde<br />

yer alan makalelerdeki fikirler<br />

yazarlarına aittir.<br />

Yayınlanan ilanların sorumluluğu<br />

reklam verene aittir.<br />

İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinin<br />

bütün yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik<br />

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir.<br />

Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.<br />

1<br />

8<br />

2<br />

4<br />

2<br />

6<br />

3<br />

4<br />

5<br />

0<br />

World-class corneal transplants are<br />

performed in Türkiye<br />

Türkiye’de dünya standartlarında<br />

kornea nakli yapılıyor<br />

Sensor technology<br />

in diabetes management!<br />

Diyabet yönetiminde sensör teknolojisi!<br />

“Cardiometabolic Group”<br />

established at Santa Farma<br />

Pharmaceuticals<br />

Santa Farma İlaç’ta<br />

“Kardiyometabolik Grup” kuruldu<br />

Türkiye and Japan join forces in the<br />

healthcare sector!<br />

Türkiye ve Japonya sağlık sektöründe<br />

güçlerini birleştiriyor!<br />

IKMIB proudly introduced the<br />

Turkish pharmaceutical industry<br />

at CPHI <strong>2024</strong><br />

İKMİB, Türk ilaç Sektörünü<br />

CPHI <strong>2024</strong>’te gururla tanıttı<br />

medikalteknik<br />

Recep Arslantaş


Breathing innovations in COPD!<br />

Dilara Cica<br />

From<br />

Chronic Obstructive Pulmonary Disease (COPD) is a health problem that<br />

affects millions of people worldwide, significantly reducing their quality<br />

of life. However, recent medical advances in this field offer promising<br />

new treatment methods for COPD patients. In addition to new drugs,<br />

biotechnology and genetic research are taking important steps towards<br />

changing the course of the disease. In particular, advanced drug<br />

formulations such as inhalation therapies and bronchodilators open the<br />

airways, improving patients’ ability to breathe and making their daily lives<br />

more comfortable.<br />

In addition, personalized medicine and digital health solutions are<br />

revolutionizing the management of COPD. Wearables and mobile apps<br />

allow patients to monitor their symptoms and manage their treatment<br />

effectively, while providing data that facilitates patient follow-up for<br />

doctors. These innovations not only improve the quality of life of COPD<br />

patients, but also strengthen their commitment to their treatment. Thus,<br />

the new horizons offered by medicine in the fight against COPD herald a<br />

more hopeful future for patients.<br />

the<br />

editor<br />

KOAH’ta nefes alan yenilikler!<br />

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), dünya genelinde milyonlarca<br />

insanı etkileyerek yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren bir sağlık<br />

sorunu olarak öne çıkıyor. Ancak, son yıllarda bu alanda kaydedilen<br />

medikal gelişmeler, KOAH hastaları için umut verici yeni tedavi yöntemleri<br />

sunuyor. Yeni ilaçların yanı sıra biyoteknoloji ve genetik araştırmalar,<br />

hastalığın seyrini değiştirmeye yönelik önemli adımlar atılmasını sağlıyor.<br />

Özellikle inhalasyon tedavileri ve bronkodilatörler gibi gelişmiş ilaç<br />

formülasyonları, solunum yollarını açarak hastaların nefes alma yetisini<br />

artırıyor ve günlük yaşamlarını daha konforlu hale getiriyor.<br />

Ayrıca, kişiselleştirilmiş tıp uygulamaları ve dijital sağlık çözümleri, KOAH<br />

yönetiminde devrim niteliğinde değişiklikler sunuyor. Giyilebilir cihazlar<br />

ve mobil uygulamalar, hastaların semptomlarını izlemelerine ve tedavi<br />

süreçlerini etkin bir şekilde yönetmelerine olanak tanırken, doktorlar<br />

için de hasta takibini kolaylaştıran veriler sağlıyor. Bu yenilikler, KOAH<br />

hastalarının yaşam kalitesini artırmakla kalmayıp, tedavi süreçlerine<br />

olan bağlılıklarını da güçlendiriyor. Böylece, KOAH’la mücadelede<br />

tıbbın sunduğu yeni ufuklar, hastalar için daha umut dolu bir geleceğin<br />

habercisi oluyor.


Recep ARSLANTAŞ Koordinatör<br />

No to violence against health workers!<br />

We condemn violence against health workers once again. Unfortunately, this problem, which reappears when we say it is<br />

over, cannot be prevented. All health workers, especially our physicians, continue their work with great devotion to ensure<br />

that people can lead a healthy life. However, why are our health workers who practice this valuable profession subjected<br />

to violence? Urgent measures should be taken to increase the penalties or to increase the number of hospital police<br />

officers. Our healthcare professionals do not deserve this kind of mistreatment. As the <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> Magazine team, we<br />

wish our healthcare professionals who have been subjected to violence get well soon.<br />

Goodbye until we meet in the December <strong>2024</strong> issue of <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> magazine.<br />

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddete hayır!<br />

Sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddeti bir kez daha kınıyoruz. Bitti derken yeniden ortaya çıkan bu sorun, maalesef<br />

önlenemiyor. Başta hekimlerimiz olmak üzere tüm sağlık çalışanları, insanların sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için<br />

büyük özveriyle çalışmalarını sürdürüyorlar. Ancak, bu değerli mesleği icra eden sağlık çalışanlarımıza neden şiddet<br />

uygulanıyor? Cezaların artırılması mı, yoksa hastane polislerinin sayısının çoğaltılması mı gerektiği konusunda acil<br />

önlemler alınmalı. Sağlık çalışanlarımız, bu tür kötü muameleleri asla hak etmiyorlar. <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> Dergisi ekibi olarak,<br />

şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.<br />

<strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinin Aralık <strong>2024</strong> sayısında görüşünceye kadar esen kalın.


9<br />

Global Appointment from Boehringer Ingelheim Türkiye<br />

Boehringer Ingelheim Türkiye’den global atama<br />

Boehringer Ingelheim Türkiye has appointed<br />

Işıl Nalcıoğlu, currently serving as the Digital<br />

Engagement Manager in the Market Access &<br />

Commercial Operations Department, as the<br />

Digital Engagement Manager for the NEUEA (Near<br />

East and United Arab Emirates) region within the<br />

Market Access & Commercial Operations team<br />

based in Dubai.<br />

Boehringer Ingelheim, with its innovative treatment<br />

methods in the fields of Human and Animal Health,<br />

continuously reinforces its commitment to “Transforming<br />

Lives for Generations.” The company also continues<br />

to support its employees’ learning and development<br />

processes. It stands out with the global career opportunities<br />

it offers. In this context, Nalcıoğlu’s transition to her role<br />

in Dubai adds another global appointment to Boehringer<br />

Ingelheim’s roster. She will continue her work as part of the<br />

team based in Dubai.<br />

Boehringer Ingelheim Türkiye, Pazara Erişim<br />

& Ticari Operasyonlar Departmanı’nda Dijital<br />

Etkileşim Müdürü olarak görev yapan Işıl<br />

Nalcıoğlu’nu, Dubai’deki Pazara Erişim & Ticari<br />

Operasyonlar ekibine NEUEA (Yakın Doğu<br />

ve Birleşik Arap Emirlikleri) Bölgesi Dijital<br />

Etkileşim Müdürü olarak atadı.<br />

İnsan ve Hayvan Sağlığı alanında sunduğu yenilikçi tedavi<br />

yöntemleri ile “Nesiller Boyu Yaşamları Dönüştürme”<br />

anlayışını sürekli olarak güçlendiren Boehringer<br />

Ingelheim, çalışanlarının öğrenme ve gelişim süreçlerine<br />

destek vermeye de devam ediyor. Şirket, sunduğu global<br />

kariyer fırsatlarıyla dikkat çekiyor.<br />

Bu bağlamda, Nalcıoğlu’nun Dubai’deki görevine<br />

başlamasıyla birlikte Boehringer Ingelheim, global<br />

atamalarına bir yenisini eklemiş oldu. Nalcıoğlu,<br />

Dubai’deki ekibin bir parçası olarak çalışmalarını<br />

sürdürecek.


10<br />

Turkish Doctor achieved global success with<br />

11 aesthetic procedures in a single operation<br />

Türk Doktor, tek ameliyatta 11 estetik işlemle global başarıya imza attı<br />

Dr. Cengizhan Ekizceli made the dream of<br />

26-year-old Ebony Mae, who came to Türkiye<br />

from Australia, come true by performing 11<br />

aesthetic procedures at once.<br />

Turkish doctors continue to make important<br />

achievements in the medical world. Dr. Cengizhan<br />

Ekizceli drew attention with the combined facial<br />

aesthetics performed for his patient Ebony Mae<br />

from Australia. In this operation, which focused on<br />

forehead narrowing, a total of 11 different operations<br />

were performed with facial fat injection, almond eye<br />

aesthetics and other aesthetic procedures.<br />

While there was a change in the aesthetic world with<br />

the effect of social media, people started to prioritize<br />

aesthetics more. Applications such as eyebrow and<br />

facelift stand out in most of the 34.9 million plastic<br />

surgery operations performed worldwide last year.<br />

Turkish doctors help health tourists reshape their lives<br />

by offering great transformations.<br />

Op. Dr. Cengizhan Ekizceli has performed more than 3<br />

Dr. Cengizhan Ekizceli, Avustralya’dan<br />

Türkiye’ye gelen 26 yaşındaki Ebony Mae’nin<br />

hayalini tek seferde 11 estetik işlemi bir arada<br />

gerçekleştirerek gerçeğe dönüştürdü.<br />

Türk doktorlar, tıp dünyasında önemli başarılara<br />

imza atmaya devam ediyor. Dr. Cengizhan Ekizceli,<br />

Avustralya’dan gelen hastası Ebony Mae için yapılan<br />

kombine yüz estetiği ile dikkatleri üzerine çekti. Alın<br />

daraltma işlemi üzerine odaklanan bu operasyonda,<br />

yüz yağı enjeksiyonu, badem göz estetiği ve diğer<br />

estetik işlemlerle birlikte toplamda 11 farklı operasyon<br />

gerçekleştirildi.<br />

Estetik dünyasında sosyal medyanın etkisiyle bir değişim<br />

yaşanırken, insanlar estetiğe daha fazla öncelik vermeye<br />

başladı. Geçtiğimiz yıl dünya genelinde gerçekleştirilen<br />

34.9 milyon estetik cerrahi operasyonun çoğunda kaş ve<br />

yüz germe gibi uygulamalar öne çıkıyor. Türk doktorlar,<br />

sağlık turistlerine büyük dönüşümler sunarak hayatlarını<br />

yeniden şekillendirmelerine yardımcı oluyor.<br />

Op. Dr. Cengizhan Ekizceli, son beş yılda 3 binden fazla<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


11<br />

thousand operations in the last five years.<br />

Stating that Ebony Mae came to Türkiye<br />

with the desire to narrow her forehead,<br />

Dr. Ekizceli offered his patient a package<br />

including facial fat injection, almond eye<br />

aesthetics, forehead filing, temple lift<br />

and eyebrow lift, and performed all the<br />

procedures in one go.<br />

Ebony Mae summarized her experience in<br />

Türkiye as follows: “I am very happy with<br />

my experience. I can recommend every<br />

procedure I had done to patients who are<br />

considering coming here.”<br />

Dr. Cengizhan Ekizceli said, “My main<br />

priority is to adopt a patient-oriented approach. When<br />

my patients leave my clinic happy, it motivates me.<br />

For more than 10 years, I have been working with this<br />

awareness and I believe that I have achieved success by<br />

continuously improving.”<br />

Stating that he has performed more than 800<br />

forehead narrowing surgeries to date, Dr. Ekizceli said,<br />

“As a doctor specializing in facial surgeries, we can<br />

successfully perform difficult procedures with advancing<br />

technologies. Aesthetics has now become a method that<br />

everyone applies to feel better. The important thing is to<br />

make a conscious decision and consult the right experts.”<br />

Dr. Ekizceli emphasized that he offers the most<br />

appropriate methods by carefully listening to the<br />

expectations of each patient in his clinic and that he<br />

achieved 11 procedures in one go by exhibiting this<br />

approach for Ebony Mae. He added “I will continue to<br />

work for everyone to achieve the look of their dreams.”<br />

Dr. Cengizhan Ekizceli<br />

operasyon gerçekleştirdi. Ebony Mae’nin alnını<br />

daraltma isteğiyle Türkiye’ye geldiğini belirten<br />

Dr. Ekizceli, hastasına yüze yağ enjeksiyonu,<br />

badem göz estetiği, alın törpüleme, şakak<br />

germe ve kaş kaldırma gibi işlemleri de içeren<br />

bir paket sunarak tüm işlemleri tek seferde<br />

gerçekleştirdi.<br />

Ebony Mae, Türkiye’deki deneyimini şöyle<br />

özetledi: “Yaşadığım deneyimden çok<br />

memnunum. Yaptırdığım her işlemi, buraya<br />

gelmeyi düşünen hastalara tavsiye edebilirim.”<br />

Dr. Cengizhan Ekizceli ise “Temel önceliğim,<br />

hasta odaklı bir yaklaşım benimsemek.<br />

Hastalarım kliniğimden mutlu ayrıldıklarında, bu beni<br />

de motive ediyor. 10 yılı aşkın süredir bu farkındalıkla<br />

çalışıyorum ve sürekli gelişim göstererek başarı elde<br />

ettiğime inanıyorum” dedi.<br />

Dr. Ekizceli, bugüne kadar 800’ü aşkın alın daraltma<br />

ameliyatı gerçekleştirdiğini belirterek, “Yüz<br />

ameliyatlarında uzmanlaşmış bir doktor olarak,<br />

ilerleyen teknolojilerle birlikte zor işlemleri başarıyla<br />

yapabiliyoruz. Estetik artık herkesin kendini daha iyi<br />

hissetmek için başvurduğu bir yöntem haline geldi.<br />

Önemli olan, bilinçli karar vermek ve doğru uzmanlara<br />

danışmaktır” şeklinde konuştu.<br />

Dr. Ekizceli, kliniğinde her hastanın beklentilerini<br />

dikkatle dinleyerek en uygun yöntemleri sunduğunu ve<br />

Ebony Mae için de bu yaklaşımı sergileyerek 11 işlemi<br />

tek seferde başardığını vurguladı. “Danışan herkesin<br />

hayallerindeki görünüme kavuşması için çalışmaya<br />

devam edeceğim” dedi.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


12<br />

“E State of the Future <strong>2024</strong>” was successfully held!<br />

“Geleceğin E hali <strong>2024</strong>” başarıyla gerçekleşti!<br />

Pharmetic Entrepreneur Pharmacists<br />

Association (PGED), celebrating its 20th<br />

anniversary, held the “E State of the Future<br />

<strong>2024</strong>” (Geleceğin E Hali) congress in Istanbul<br />

with great participation. During the event,<br />

sustainable proactive pharmacy principles<br />

and innovations in the field of health were<br />

discussed.<br />

The “State of the Future <strong>2024</strong>” congress, held at the<br />

Istanbul Congress Center on October 24-26, <strong>2024</strong>,<br />

was an important milestone in the field of pharmacy.<br />

The event, which set out with the motto “Sustainable<br />

Proactive Pharmacy”, brought together industry<br />

professionals with 60 panels and satellite symposiums<br />

for three days. The congress featured 116 national and<br />

international expert speakers and session chairs.<br />

Pharmaceutical Care and Education Activities<br />

During the congress, the educational activities in the<br />

Pharmaceutical Care Practice Room in the “Pharmacy<br />

Pharmetic” attracted great interest from the<br />

participants. Participants had the opportunity to learn<br />

Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED),<br />

20. kuruluş yılını kutlarken, “Geleceğin E hali<br />

<strong>2024</strong>” kongresini İstanbul’da büyük bir katılımla<br />

gerçekleştirdi. Etkinlikte, sürdürülebilir<br />

proaktif eczacılık ilkeleri ve sağlık alanındaki<br />

yenilikler masaya yatırıldı.<br />

24-26 Ekim <strong>2024</strong> tarihlerinde İstanbul Kongre<br />

Merkezi’nde düzenlenen “Geleceğin E hali <strong>2024</strong>”<br />

kongresi, eczacılık alanında önemli bir dönüm noktası<br />

oldu. “Sürdürülebilir Proaktif Eczacılık” mottosuyla<br />

yola çıkan etkinlik, üç gün boyunca 60 panel ve uydu<br />

sempozyumu ile sektör profesyonellerini bir araya<br />

getirdi. Kongrede, 116 ulusal ve uluslararası uzman<br />

konuşmacı ve oturum başkanı görev aldı.<br />

Farmasötik Bakım ve Eğitim Çalışmaları<br />

Kongrede, “Eczane Pharmetic”teki Farmasötik Bakım<br />

Uygulama Odası’nda gerçekleştirilen eğitim çalışmaları,<br />

katılımcılardan büyük ilgi gördü. Katılımcılar, eczacılık<br />

pratiğinde yeni yaklaşımlar ve teknikler hakkında<br />

bilgi edinme fırsatı buldu. Ayrıca, Majistral Uygulama<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


13<br />

about new approaches and techniques in pharmacy<br />

practice. In addition, drug preparation workshops<br />

were organized in the Majistral Application Laboratory<br />

and participants gained experience through practical<br />

applications.<br />

81 companies took part in the exhibition area with<br />

their booths and various activities. Pharmacists learned<br />

about innovative products and services and discovered<br />

new opportunities to develop their business. PGED<br />

Chairman of the Board of Directors Ecz. Şule Dilek Yağcı<br />

Tüysüz emphasized that the event made significant<br />

contributions to the health sector and said, “Sustainable<br />

pharmacy practices are critical for both improving the<br />

health of individuals and increasing the efficiency of the<br />

health system.”<br />

Impacts on Public Health<br />

The public health and economic impacts of<br />

pharmaceutical care practices were also discussed<br />

in detail at the congress. Pharmacists discussed how<br />

pharmacists can play a role in identifying patients’<br />

medication problems, managing drug interactions<br />

and preventing side effects. In particular, projects and<br />

practices carried out to protect public health resonated<br />

widely among the participants.<br />

PGED aims to continuously improve the professional<br />

Laboratuvarı’nda ilaç hazırlama atölyeleri düzenlendi ve<br />

katılımcılar, pratik uygulamalarla deneyim kazandı.<br />

Fuar alanında 81 firma, stantları ve çeşitli aktiviteleriyle<br />

yer aldı. Eczacılar, yenilikçi ürünler ve hizmetlerle ilgili<br />

bilgi edinerek, işlerini geliştirmek için yeni fırsatlar<br />

keşfetti. PGED Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Şule Dilek<br />

Yağcı Tüysüz, etkinliğin sağlık sektörüne önemli katkılar<br />

sağladığını vurgulayarak, “Sürdürülebilir eczacılık<br />

uygulamaları hem bireylerin sağlıklarını iyileştirmek<br />

hem de sağlık sisteminin verimliliğini artırmak için kritik<br />

öneme sahip.” dedi.<br />

Halk Sağlığı Üzerine Etkiler<br />

Kongrede, farmasötik bakım uygulamalarının halk<br />

sağlığı ve ekonomik etkileri de detaylı bir şekilde ele<br />

alındı. Eczacılar, hastaların ilaç tedavisindeki sorunlarını<br />

tespit etme, ilaç etkileşimlerini yönetme ve yan etkileri<br />

engelleme konusunda nasıl bir rol üstlenebileceğini<br />

tartıştı. Özellikle halk sağlığını koruma adına<br />

gerçekleştirilen projeler ve uygulamalar, katılımcılar<br />

arasında geniş yankı buldu.<br />

PGED, eczacıların mesleki bilgi ve becerilerini sürekli<br />

olarak geliştirmeyi hedefliyor. Kongre, katılımcılara dijital<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


14<br />

knowledge and skills of pharmacists. The congress<br />

provided participants with information on topics such<br />

as digital transformation, biotechnology and artificial<br />

intelligence, which will play an important role in the<br />

pharmacy of the future, and helped their colleagues to<br />

increase their equipment in this field.<br />

Digital Transformation and Innovation<br />

The E state of the future <strong>2024</strong> congress also shed light<br />

on digital transformation and innovation. Pharmacists<br />

evaluated the challenges and opportunities they face in<br />

this process. Panels on how innovative technologies can<br />

be used in pharmacy practice attracted great interest<br />

from participants. Topics such as artificial intelligence<br />

and data analytics offered important clues on how<br />

pharmacy services will evolve in the future.<br />

In addition, in order to increase health literacy, it was<br />

aimed to provide regular access to accurate information<br />

with the “Pharmetic Sağlık” magazine. To this end,<br />

participants were provided with a variety of materials<br />

to raise health awareness and strengthen pharmacistpatient<br />

communication.<br />

Conclusion and Future Vision<br />

The Future of Pharmacy <strong>2024</strong> congress presented<br />

a promising picture of the future of the pharmacy<br />

profession. Participants were motivated to take a more<br />

effective and sustainable approach to their profession<br />

with the knowledge they gained. PGED announced that<br />

such events will continue and pharmacists will set out<br />

with projects that will add more value to society.<br />

The congress was an important step in the development<br />

of pharmacy practice in Turkey and the participants<br />

had the opportunity to make new connections, share<br />

knowledge and develop an innovative perspective in<br />

their profession. PGED announced that it will continue<br />

to shape the future of pharmacy with such events in the<br />

coming years.<br />

dönüşüm, biyoteknoloji ve yapay zekâ gibi geleceğin<br />

eczacılığında önemli yer tutacak konularda bilgi sunarak,<br />

meslektaşlarının bu alanda donanımlarını artırmalarına<br />

yardımcı oldu.<br />

Dijital Dönüşüm ve Yenilikçilik<br />

Geleceğin E hali <strong>2024</strong> kongresi, dijital dönüşüm ve<br />

inovasyon konularına da ışık tuttu. Eczacılar, bu süreçte<br />

karşılaştıkları zorlukları ve fırsatları değerlendirdi.<br />

Yenilikçi teknolojilerin eczacılık pratiğinde nasıl<br />

kullanılabileceği üzerine gerçekleştirilen paneller,<br />

katılımcılardan yoğun ilgi gördü. Yapay zekâ ve veri<br />

analitiği gibi konular, gelecekte eczacılık hizmetlerinin<br />

nasıl evrileceğine dair önemli ipuçları sundu.<br />

Ayrıca, sağlık okuryazarlığını artırmak adına “Pharmetic<br />

Sağlık” dergisi ile düzenli olarak doğru bilgilere<br />

ulaşmalarını sağlamak hedeflendi. Bu doğrultuda,<br />

katılımcılara sağlık konusunda bilinçlenme ve eczacıhasta<br />

iletişimini güçlendirme amacıyla çeşitli materyaller<br />

sunuldu.<br />

Sonuç ve Gelecek Vizyonu<br />

Geleceğin E hali <strong>2024</strong> kongresi, eczacılık mesleğinin<br />

geleceğine dair umut verici bir tablo ortaya koydu.<br />

Katılımcılar, edindikleri bilgilerle mesleklerinde daha<br />

etkin ve sürdürülebilir bir yaklaşım sergileme konusunda<br />

motive oldu. PGED, bu tür etkinliklerin devam edeceğini<br />

ve eczacıların topluma daha fazla değer katacak<br />

projelerle yola çıkacağını duyurdu.<br />

Kongre, Türkiye’deki eczacılık pratiğinin gelişimi<br />

açısından önemli bir adım oldu ve katılımcılar, yeni<br />

bağlantılar kurma ve bilgi paylaşma fırsatını yakalayarak,<br />

mesleklerinde yenilikçi bir bakış açısı geliştirme şansı<br />

buldu. PGED, önümüzdeki yıllarda da bu tarz etkinliklerle<br />

eczacılığın geleceğini şekillendirmeye devam edeceğini<br />

açıkladı.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


16<br />

A New Path to Renewal!<br />

Yenilenmenin yeni yolu!<br />

The Fasting Mimicking Diet (FMD) is a<br />

nutritional approach developed for a healthy<br />

lifestyle, aiming to simulate the experience of<br />

prolonged fasting without completely cutting<br />

off food intake. This method, pioneered by<br />

researchers like Valter Longo, triggers fastinglike<br />

metabolic responses through a low-calorie,<br />

balanced diet rich in specific nutrients.<br />

How Does It Work?<br />

Emel Terzioğlu Arslan explains, “This model optimizes the<br />

body’s energy sources and cellular processes. FMD can<br />

typically be implemented every 3 to 6 months. However,<br />

the appropriate frequency should be determined under<br />

the supervision of a dietitian, considering personal health<br />

conditions. After the FMD, a return to a normal diet<br />

should be made cautiously.”<br />

The Fasting Mimicking Diet has the following key features:<br />

Calorie Restriction: It is generally based on a low-calorie<br />

eating plan lasting 5 days. On the first day, 1000-1200<br />

calories are consumed, while subsequent days involve<br />

700-800 calories.<br />

Açlığı Taklit Eden Beslenme Modeli, sağlıklı<br />

bir yaşam tarzı için geliştirilen bir beslenme<br />

yöntemi olup, uzun süreli açlık deneyimini<br />

besin alımını tamamen kesmeden yaşatmayı<br />

hedefliyor. Öncelikle Valter Longo gibi<br />

araştırmacılar tarafından geliştirilmiş bu<br />

yöntem, düşük kalorili ve belirli besin öğeleri<br />

açısından dengeli bir diyet sunarak açlığa<br />

benzer metabolik tepkileri tetiklemeyi<br />

amaçlıyor.<br />

Nasıl çalışıyor?<br />

Emel Terzioğlu Arslan, “Bu model, vücudun enerji<br />

kaynaklarını ve hücresel süreçlerini optimize eder.<br />

FMD genellikle 3-6 ayda bir uygulanabilir. Ancak bir<br />

diyetisyen gözetiminde, kişisel sağlık durumu göz önünde<br />

bulundurularak uygun sıklık belirlenmelidir. FMD<br />

sonrasında normal beslenme düzenine dönülmelidir;<br />

ancak bu geçiş süreci dikkatli bir şekilde yapılmalıdır”<br />

diyor. Açlığı Taklit Eden Beslenme Modeli şu temel<br />

özelliklere sahiptir:<br />

Kalori Kısıtlaması: Genellikle 5 gün süren bir düşük<br />

kalorili beslenme planına dayanır. İlk gün 1000-1200<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


17<br />

Nutritional Content: The diet focuses on plant-based<br />

foods rich in healthy fats and low in carbohydrates.<br />

Nutrient-rich vegetables, olive oil, and nuts form the<br />

foundation of this diet.<br />

Cell Renewal: When the body enters a fasting-like state,<br />

a process called autophagy is activated, which helps to<br />

clean and renew damaged cells.<br />

Metabolic Health: FMD lowers insulin levels, reducing<br />

insulin resistance and supporting fat burning.<br />

What Are the Benefits of FMD?<br />

Emel Terzioğlu Arslan states, “The Fasting Mimicking<br />

Diet is an ideal method for individuals looking to improve<br />

their metabolic health.” However, she emphasizes that<br />

pregnant women, nursing mothers, and those with<br />

chronic illnesses should not undertake this diet. The<br />

health benefits of FMD include:<br />

Cell Renewal: It activates cellular repair mechanisms,<br />

helping the body remain youthful and vibrant.<br />

Metabolic Health: Provides protection against diseases<br />

such as type 2 diabetes.<br />

Fat Burning and Weight Loss: Encourages the body to<br />

utilize fat reserves, leading to healthy weight loss.<br />

Anti-Aging Effects: The cleaning and renewal of<br />

damaged cells slow down the signs of aging.<br />

Immune Strengthening: Enhances the immune system,<br />

increasing resistance to diseases.<br />

The Fasting Mimicking Diet stands out as a promising<br />

method for those looking to improve their health.<br />

However, it is crucial to consult a healthcare professional<br />

before embarking on this diet.<br />

kalori, sonraki günler ise 700-800 kalori alınır.<br />

Beslenme İçeriği: Bitki bazlı, sağlıklı yağlar açısından<br />

zengin ve düşük karbonhidratlı besinler tercih edilir. Lif<br />

açısından zengin sebzeler, zeytinyağı ve kuruyemişler gibi<br />

besinler bu diyetin temelini oluşturur.<br />

Hücre Yenilenmesi: Açlık benzeri bir duruma geçildiğinde<br />

otofaji süreci devreye girer, bu da hasarlı hücrelerin<br />

temizlenmesine ve yenilenmesine yardımcı olur.<br />

Metabolik Sağlık: FMD, insülin seviyelerini düşürerek<br />

insülin direncini azaltır, bu da yağ yakımını destekler.<br />

FMD’nin faydaları neler?<br />

Emel Terzioğlu Arslan, “Açlığı Taklit Eden Beslenme<br />

Modeli, metabolik sağlığını iyileştirmek isteyen bireyler<br />

için ideal bir yöntemdir” diyor. Ancak, hamileler,<br />

emziren anneler ve kronik hastalığı olanların bu diyeti<br />

uygulamaması gerektiğini vurguluyor. FMD’nin sağlık<br />

faydaları arasında şunlar bulunuyor:<br />

Hücre Yenilenmesi: Hücresel onarım mekanizmalarını<br />

tetikler, vücudu daha genç ve dinç tutar.<br />

Metabolik Sağlık: Tip 2 diyabet gibi hastalıklara karşı<br />

koruma sağlar.<br />

Yağ Yakımı ve Kilo Kaybı: Vücudu yağ depolarını<br />

kullanmaya yönlendirir, sağlıklı bir kilo kaybı sağlar.<br />

Yaşlanma Karşıtı Etkiler: Hasarlı hücrelerin temizlenmesi<br />

ve yenilenmesi, yaşlanma belirtilerini yavaşlatır.<br />

Bağışıklık Güçlenmesi: Bağışıklık sistemini güçlendirerek<br />

hastalıklara karşı direnci artırır.<br />

Açlığı Taklit Eden Beslenme Modeli, vücut sağlığını<br />

iyileştirmek isteyenler için umut verici bir yöntem olarak<br />

öne çıkıyor. Ancak uygulamadan önce mutlaka bir sağlık<br />

profesyoneline danışılması gerektiği unutulmamalıdır.”<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


18<br />

World-class corneal transplants are performed in Türkiye<br />

Türkiye’de dünya standartlarında kornea nakli yapılıyor<br />

Türk Oftalmoloji Derneği Kornea ve Oküler<br />

Yüzey Birimi Başkanı Prof. Dr. Dilek Dursun<br />

Altınörs, Türkiye’de 3-9 <strong>Kasım</strong> <strong>2024</strong> tarihlerinde<br />

kutlanacak Organ ve Doku Bağışı Haftası<br />

kapsamında organ bağışının önemine dikkat<br />

çekti.<br />

Prof. Dr. Dilek Dursun Altınörs, President of the Cornea and<br />

Ocular Surface Unit of the Turkish Ophthalmology Society<br />

Prof. Dr. Dilek Dursun Altınörs, President of<br />

the Cornea and Ocular Surface Unit of the<br />

Turkish Ophthalmology Society, highlighted<br />

the importance of organ donation in light of<br />

the Organ and Tissue Donation Week to be<br />

celebrated in Türkiye from November 3-9, <strong>2024</strong>.<br />

Prof. Dr. Altınörs stated that corneal transplants can<br />

prevent blindness caused by corneal diseases, saying,<br />

“Türkiye has been successfully performing corneal<br />

transplants for many years. Our country has highly<br />

experienced doctors in this field, and it is a great source<br />

of pride for us that foreign patients choose our country<br />

for these procedures.”<br />

She noted the rapid increase in the number of corneal<br />

transplant surgeries in Türkiye, stating, “We have<br />

approximately 48 eye banks in our country. The<br />

coordination and information sharing between these<br />

banks are very efficient. In emergency situations, we<br />

achieve very successful results in providing corneas to<br />

patients in need.” Prof. Dr. Altınörs emphasized that<br />

corneal diseases rank third among the causes of vision<br />

loss, clarifying that corneal transplant is not an eye<br />

transplant but rather a change of the corneal layer<br />

located on the front surface of the eye. “Healthy corneas<br />

are obtained from suitable organ donors who have<br />

passed away, and these are transplanted into patients.<br />

This procedure does not affect the patient’s visual<br />

perception; it is simply a transplantation of a transparent<br />

tissue,” she added.<br />

Prof. Dr. Altınörs, kornea nakli ile kornea hastalıkları<br />

nedeniyle meydana gelen körlüğün önlenebileceğini<br />

belirterek, “Türkiye, uzun yıllardır başarılı bir şekilde<br />

kornea nakli yapıyor. Ülkemizde bu alanda çok deneyimli<br />

doktorlar bulunuyor. Yabancı hastaların ülkemizi tercih<br />

etmesi ise bizim için büyük bir gurur kaynağı,” dedi.<br />

Prof. Dr. Altınörs, Türkiye’de kornea nakli ameliyatlarının<br />

sayısının hızla arttığını ifade ederek, “Ülkemizde yaklaşık<br />

48 göz bankası var. Bu bankalar arasındaki koordinasyon<br />

ve bilgi paylaşımı oldukça hızlı. Acil durumlarda, kornea<br />

ihtiyacı olan hastalara çok başarılı sonuçlar elde<br />

ediyoruz,” şeklinde konuştu. Kornea hastalığının görme<br />

kaybına yol açan hastalıklar arasında üçüncü sırada<br />

yer aldığına dikkat çeken Altınörs, kornea naklinin göz<br />

nakli değil, sadece gözün ön yüzeyinde bulunan kornea<br />

tabakasının değişimi olduğunu vurguladı. “Hayatını<br />

kaybeden uygun organ bağışçılarından sağlıklı kornealar<br />

alınarak hastalara nakil yapılıyor. Bu işlem, hastanın<br />

görsel algısını etkilemeden, sadece saydam bir doku<br />

nakli gerçekleştirir,” diye ekledi.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


19<br />

World-class corneal transplants in Türkiye<br />

Thanks to the system established by the Ministry of<br />

Health, eye banks successfully obtain suitable corneas<br />

from deceased individuals under sterile conditions and<br />

transplant them to patients awaiting corneal surgery.<br />

Prof. Dr. Altınörs pointed out that there is a limited<br />

supply of tissue globally, leading to a high number of<br />

patients waiting for corneal transplants. She noted<br />

that in the past, waiting lists for corneal transplants in<br />

Türkiye were quite lengthy, but stated, “Today, Turkish<br />

ophthalmologists have gained significant experience in<br />

this field, and we perform corneal transplant surgeries<br />

that meet world standards. The awareness-raising<br />

efforts by the Ministry of Health and the Turkish<br />

Ophthalmology Society have also played a crucial role.<br />

Patients from abroad prefer to come to Türkiye for<br />

corneal transplants,” she explained.<br />

The life-saving ımportance of organ donation<br />

In light of Organ and Tissue Donation Week, Prof. Dr.<br />

Altınörs called on the public to be more aware of organ<br />

donation, saying, “Unused corneal layers are a source<br />

of hope for patients who have lost their vision. Organ<br />

transplants save lives, and corneal transplants save<br />

eyesight. Vision is incredibly valuable to all of us. Corneal<br />

transplants can help individuals with corneal diseases<br />

or injuries regain their vision. Donating one’s organs<br />

means saving lives and providing hope. Remember, a<br />

single donation can make an immeasurable difference in<br />

someone’s life,” she concluded.<br />

Türkiye’de dünya standartlarında kornea nakli<br />

Sağlık Bakanlığı’nın oluşturduğu sistem sayesinde, göz<br />

bankaları vefat eden bireylerden uygun korneaları steril<br />

koşullarda alarak, bu dokuları kornea nakli bekleyen<br />

hastalara başarıyla aktarıyor. Prof. Dr. Altınörs, dünya<br />

genelinde doku kaynağının sınırlı olduğunu, bu nedenle<br />

kornea nakli bekleyen birçok hasta bulunduğunu belirtti.<br />

Türkiye’de de geçmişte kornea nakli bekleme listelerinin<br />

oldukça kabarık olduğunu ifade eden Altınörs, “Ancak<br />

günümüzde Türk göz doktorları bu alanda önemli bir<br />

deneyim kazandı ve dünya standartlarında kornea nakli<br />

operasyonları gerçekleştiriliyor. Sağlık Bakanlığı ve<br />

Türk Oftalmoloji Derneği’nin yürüttüğü bilinçlendirme<br />

çalışmaları da önemli bir rol oynamaktadır. Yurtdışındaki<br />

hastalar, kornea nakli için Türkiye’yi tercih etmektedir,”<br />

dedi.<br />

Organ bağışının hayat kurtarıcı önemi<br />

Prof. Dr. Altınörs, Organ ve Doku Bağışı Haftası<br />

vesilesiyle halkı organ bağışı konusunda duyarlı olmaya<br />

çağırarak, “Kullanılmayan kornea tabakaları, görme<br />

yeteneğini kaybetmiş hastalar için umut kaynağıdır.<br />

Organ nakli hayat kurtarırken, kornea nakli de gözleri<br />

kurtarır. Görme, hepimiz için son derece değerlidir.<br />

Kornea nakli, kornea hastalıkları veya yaralanmaları<br />

olan bireylerin görme yetilerini yeniden kazanmalarına<br />

yardımcı olabilir. Birinin organlarını bağışlaması,<br />

yaşamları kurtarmak ve umut vermek demektir.<br />

Unutmayın, bir bağış, birinin hayatında sonsuz bir fark<br />

oluşturabilir,” ifadelerini kullandı.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


20<br />

Beware of breast cancer risk!<br />

Prof. Dr. Yeliz Emine Ersoy<br />

Meme kanseri riskine dikkat!<br />

Kadınlarda en yaygın kanser türü olan meme<br />

kanseri, son yıllarda hem görülme sıklığı hem<br />

de erken yaşlarda teşhis edilme oranıyla<br />

dikkat çekiyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi<br />

Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’ndan<br />

Prof. Dr. Yeliz Emine Ersoy, erken tanının önemi<br />

ve dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında<br />

uyarılarda bulundu.<br />

Breast cancer, the most common type of cancer<br />

in women, has attracted attention in recent<br />

years with both its incidence and the rate of<br />

diagnosis at an early age. Prof. Dr. Yeliz Emine<br />

Ersoy from the Department of General Surgery<br />

at Bezmialem Vakıf University Hospital warned<br />

about the importance of early diagnosis and<br />

the points to be considered.<br />

Stating that early diagnosis plays a critical role in the<br />

treatment of breast cancer, Ersoy said, “Early diagnosis<br />

allows us to achieve satisfactory results with advanced<br />

treatment options. It is of great importance to examine<br />

yourself regularly and not to interrupt doctor checks.”<br />

Emphasizing that self-examination should be performed<br />

every month, especially after the age of 20, Ersoy stated<br />

that screening methods such as mammography are also<br />

an important aid. She also said that healthy living habits<br />

and appropriate treatment methods have a great impact<br />

on the success of the process.<br />

Ersoy also drew attention to the dangers of resorting to<br />

alternative practices and said, “Resorting to alternative<br />

methods that may cause delays in the treatment process<br />

can lead to the progression of the disease. Proceeding<br />

with medical treatment methods should always be a<br />

priority,” she added. Emphasizing the importance of<br />

personalized treatment approaches, he stated that<br />

multidisciplinary teams can increase success rates thanks<br />

to early diagnosis.<br />

Meme kanserinin tedavisinde erken tanının kritik rol<br />

oynadığını belirten Ersoy, “Erken tanı, gelişmiş tedavi<br />

seçenekleriyle yüz güldürücü sonuçlar elde etmemizi<br />

sağlıyor. Kendinizi düzenli olarak muayene etmek ve<br />

doktor kontrollerini aksatmamak büyük önem taşıyor,”<br />

dedi. Özellikle 20 yaşından sonra her ay kendi kendine<br />

muayene yapılması gerektiğini vurgulayan Ersoy,<br />

mamografi gibi tarama yöntemlerinin de önemli bir<br />

yardımcı olduğunu ifade etti. Ayrıca, sağlıklı yaşam<br />

alışkanlıklarının ve uygun tedavi yöntemlerinin sürecin<br />

başarısında büyük etkisi olduğunu söyledi.<br />

Ersoy, alternatif uygulamalara başvurmanın tehlikelerine<br />

de dikkat çekerek, “Tedavi sürecinde gecikmelere neden<br />

olabilecek alternatif yöntemlere başvurmak, hastalığın<br />

ilerlemesine yol açabilir. Tıbbi tedavi yöntemleriyle<br />

ilerlemek her zaman öncelikli olmalıdır,” diye ekledi.<br />

Kişiye özel tedavi yaklaşımlarının önemine vurgu<br />

yaparak, multidisipliner ekiplerin erken tanı sayesinde<br />

başarı oranlarını artırabileceğini belirtti.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


22<br />

Open the door to healthy aging<br />

Sağlıklı yaşlanmanın kapılarını aralayın<br />

Omega-3 takviyeleri alanında devrim oluşturan<br />

NUA, Türkiye pazarına giriş yaptı. NUA, DHA<br />

ve EPA’yı ayrı kapsüllerde sunarak sağlıklı<br />

yaşlanmayı desteklemeyi hedefliyor.<br />

Revolutionizing the field of omega-3<br />

supplements, NUA has entered the Turkish<br />

market. NUA aims to support healthy aging by<br />

offering DHA and EPA in separate capsules.<br />

The way to stay healthy and young is now in Türkiye! The<br />

NUA brand broke new ground in Omega-3 supplements<br />

with its innovative formula that aims to slow down<br />

cellular aging. Leading the “Longevity” (longevity and<br />

healthy living) trend, NUA has broken new ground in<br />

Türkiye by offering DHA and EPA fatty acids in separate<br />

capsules. The launch event in Istanbul attracted great<br />

interest with the slogan “Youth Beyond Time”. At the<br />

event, world-renowned marine biologist Dr. Mercedes<br />

Aguirre Lipperheide and Pharmacist Filip De Groeve<br />

shared valuable information about the health effects of<br />

Omega-3 and the growing Longevity trend.<br />

Healthy living awareness is spreading rapidly around the<br />

world. The Longevity trend, which attracts great interest<br />

in Europe and America, is also finding its place in Türkiye.<br />

NUA aims to slow down the cellular aging process with<br />

scientific innovations, starting the journey of healthy<br />

aging and increasing the quality of life.<br />

Sağlıklı ve genç kalmanın yolu artık Türkiye’de! NUA<br />

markası, hücresel yaşlanmayı yavaşlatmayı amaçlayan<br />

yenilikçi formülü ile Omega-3 takviyelerinde çığır açtı.<br />

“Longevity” (uzun ömür ve sağlıklı yaşam) trendine<br />

öncülük eden NUA, DHA ve EPA yağ asitlerini ayrı<br />

kapsüllerde sunarak Türkiye’de bir ilke imza attı.<br />

İstanbul’da gerçekleştirilen lansmanda “Zamanın<br />

Ötesinde Gençlik” sloganı ile büyük bir ilgi toplandı.<br />

Etkinlikte, dünyaca ünlü deniz biyoloğu Dr. Mercedes<br />

Aguirre Lipperheide ve Eczacı Filip De Groeve, Omega-<br />

3’ün sağlık üzerindeki etkileri ve büyüyen Longevity<br />

trendi hakkında değerli bilgiler paylaştı.<br />

Dünya genelinde sağlıklı yaşam bilinci hızla yaygınlaşıyor.<br />

Avrupa ve Amerika’da büyük bir ilgi gören Longevity<br />

trendi, Türkiye’de de kendine yer buluyor. NUA, hücresel<br />

yaşlanma sürecini bilimsel inovasyonlarla yavaşlatmayı<br />

hedefleyerek, sağlıklı yaş alma ve yaşam kalitesini<br />

artırma yolculuğunu başlatıyor.<br />

Omega-3 ile sağlığınıza yatırım yapın!<br />

Kardiyovasküler hastalıklar, Türkiye’de en yaygın ölüm<br />

nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Omega-3<br />

Invest in your health with Omega-3!<br />

Cardiovascular diseases are one of the most common<br />

causes of death in Türkiye. Omega-3 fatty acids provide<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


23<br />

important protection against these diseases. NUA is<br />

reshaping Omega-3 supplements in Türkiye by offering<br />

DHA and EPA in separate capsules. Offering a purity rate<br />

of over 90% in each capsule, NUA raises the standards<br />

in the industry. The products deliver the highest quality<br />

EPA and DHA ingredients to consumers with 5-star IFOS<br />

certification.<br />

Dr. Mercedes Aguirre Lipperheide emphasized the<br />

health benefits of Omega-3 at the launch and said, “We<br />

are proud to be the first brand to offer DHA and EPA<br />

in separate capsules. Our products stand out as a pure<br />

source of health, without the smell or taste of fish.”<br />

The contribution of omega-3 fatty acids to heart<br />

health has been proven by scientific data. Individuals<br />

with an omega-3 index above 8% have minimal risk of<br />

cardiovascular disease. NUA fills this gap in the Turkish<br />

market with its high purity DHA and EPA content.<br />

Commenting on the scientific formulations of the<br />

products, Pharmacist Filip De Groeve said, “Omega-3<br />

fatty acids are essential for a long and healthy life. Such<br />

a high quality product has never been offered in Türkiye<br />

before. NUA makes a difference in the sector with its<br />

products with over 90% purity.”<br />

Leadership that makes a difference in<br />

competition<br />

Unrivaled in the Turkish market, NUA aims to be the<br />

biggest supporter of the healthy aging process by<br />

offering over 90% purity in Omega-3 supplements. At<br />

the end of the launch, Pharmacist Filip De Groeve said,<br />

“The average life expectancy of individuals born today is<br />

80-85 years. We are committed to scientific research and<br />

developing innovative products to ensure that this time<br />

is healthy and full.”<br />

yağ asitleri, bu hastalıklara karşı önemli bir koruma<br />

sağlıyor. NUA, DHA ve EPA’yı ayrı kapsüllerde sunarak<br />

Türkiye’de Omega-3 takviyelerini yeniden şekillendiriyor.<br />

Her kapsülde %90’ın üzerinde saflık oranı sunan NUA,<br />

sektördeki standartları yükseltiyor. Ürünler, 5 yıldızlı<br />

IFOS sertifikası ile en yüksek kalitedeki EPA ve DHA<br />

içeriklerini tüketicilere ulaştırıyor.<br />

Dr. Mercedes Aguirre Lipperheide, lansmanda Omega-<br />

3’ün sağlık üzerindeki faydalarını vurgulayarak, “DHA<br />

ve EPA’yı ayrı kapsüllerde sunan ilk marka olmanın<br />

gururunu yaşıyoruz. Ürünlerimiz, balık kokusu veya tadı<br />

olmadan, saf bir sağlık kaynağı olarak öne çıkıyor” dedi.<br />

Omega-3 yağ asitlerinin kalp sağlığına olan katkısı<br />

bilimsel verilerle kanıtlanmış durumda. Omega-3<br />

indeksinin %8’in üzerinde olduğu bireylerde<br />

kardiyovasküler hastalık riski minimum seviyelerde<br />

bulunuyor. NUA, yüksek saflıkta DHA ve EPA içeriği<br />

ile Türkiye pazarındaki bu boşluğu dolduruyor.Eczacı<br />

Filip De Groeve, ürünlerin bilimsel formülasyonlarını<br />

aktarırken, “Omega-3 yağ asitleri, uzun ve sağlıklı bir<br />

yaşam için vazgeçilmezdir. Türkiye’de böyle yüksek<br />

kaliteli bir ürün daha önce sunulmamıştı. NUA, %90’ın<br />

üzerinde saflıkta ürünleriyle sektörde fark oluşturuyor”<br />

diye belirtti.<br />

Rekabette fark açan liderlik<br />

Türkiye pazarında rakipsiz konumda olan NUA,<br />

Omega-3 takviyelerinde %90’ın üzerinde saflık sunarak<br />

sağlıklı yaşlanma sürecinin en büyük destekçisi olmayı<br />

hedefliyor. Lansmanın son kısmında Eczacı Filip De<br />

Groeve, “Bugün doğan bireylerin ortalama yaşam süresi<br />

80-85 yıl. Biz, bu sürenin sağlıklı ve dolu dolu geçmesini<br />

sağlamak için bilimsel araştırmalar ve yenilikçi ürünler<br />

geliştiriyoruz” dedi.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


24<br />

Sensor technology in diabetes management!<br />

Diyabet yönetiminde sensör teknolojisi!<br />

Diyabet yönetimindeki teknolojik gelişmeler,<br />

hastaların yaşam kalitesini yükseltmek ve<br />

tedavi süreçlerini daha etkin hale getirmek<br />

açısından kritik bir öneme sahip. Özellikle<br />

sensör teknolojisi, cilt altı sıvısındaki glukoz<br />

seviyelerini düzenli aralıklarla ölçerek<br />

diyabetli bireylere ve sağlık profesyonellerine<br />

ayrıntılı bilgi sağlıyor. Prof. Dr. Okan Bakıner,<br />

son araştırmaların sensör kullanımının hem<br />

Tip 1 hem de Tip 2 diyabet hastalarında<br />

komplikasyon risklerini minimize ettiğini ve<br />

böylece hastaların günlük yaşamlarını daha<br />

kolay yönettiklerini ortaya koyduğunu belirtti.<br />

Prof. Dr. Okan Bakıner<br />

Technological advances in diabetes<br />

management are critical for improving<br />

the quality of life of patients and making<br />

treatment processes more effective. In<br />

particular, sensor technology provides detailed<br />

information to individuals with diabetes and<br />

healthcare professionals by measuring glucose<br />

levels in the subcutaneous fluid at regular<br />

intervals. Prof. Dr. Okan Bakıner stated that<br />

recent research has shown that the use of<br />

sensors minimizes the risk of complications in<br />

both Type 1 and Type 2 diabetes patients, thus<br />

making it easier for patients to manage their<br />

daily lives.<br />

Sensor technology has become an indispensable<br />

tool for both patients and physicians for effective<br />

diabetes management. By enabling continuous glucose<br />

monitoring, sensors enable rapid intervention to sudden<br />

changes and have the potential to improve health<br />

outcomes in the long term. Prof. Dr. Okan Bakıner<br />

expressed the importance of sensor use in individuals<br />

with Type 1 and Type 2 diabetes in the following words:<br />

“Sensors measure glucose in the subcutaneous fluid,<br />

which is very close to blood glucose levels, at frequent<br />

intervals. Thanks to this technology, patients can get<br />

Sensör teknolojisi, etkin diyabet yönetimi adına hem<br />

hastalar hem de hekimler için vazgeçilmez bir araç<br />

haline geldi. Sürekli glukoz takibi imkânı sunarak ani<br />

değişimlere hızla müdahale edilmesine olanak tanıyan<br />

sensörler, uzun vadede sağlık sonuçlarını iyileştirme<br />

potansiyeline sahip. Prof. Dr. Okan Bakıner, Tip 1 ve Tip<br />

2 diyabetli bireylerde sensör kullanımının önemini şu<br />

sözlerle ifade etti: “Sensörler, kan glukoz düzeylerine<br />

çok yakın seviyelerde bulunan cilt altı sıvısındaki glukozu<br />

sık aralıklarla ölçüyor. Bu teknoloji sayesinde hastalar,<br />

parmak delmeden gün içinde istedikleri zaman glukoz<br />

düzeyleriyle ilgili ayrıntılı bilgi alabiliyor.”<br />

Hastalar, yemek öncesi ve sonrası, gece veya günün<br />

herhangi bir anında glukoz düzeyleri hakkında bilgi sahibi<br />

olabiliyor. Bu durum, kullanıcıların hem karbonhidrat<br />

sayımı öncesi önemli avantajlar elde etmesine hem de<br />

şekerin aşırı düşme veya yükselme anlarını sensörden<br />

gelen uyarılarla fark edip önlem almasına yardımcı<br />

oluyor. Prof. Bakıner, “Ayrıca günlük şeker grafiklerini<br />

inceleyerek, glukoz seviyelerindeki sorunların<br />

bazal insülin dozlarından mı yoksa bolus insülin<br />

uygulamalarının yetersizliğinden mi kaynaklandığını<br />

tespit etmek mümkün,” dedi.<br />

Tip 2 diyabetli hastalar için büyük kolaylık<br />

Sensör teknolojisinin Tip 2 diyabetli bireylerin yaşam<br />

kalitesini büyük ölçüde artırdığına dikkat çeken Prof. Dr.<br />

Okan Bakıner, “Bu teknolojinin en büyük avantajlarından<br />

biri, hastaların sürekli parmak delme ihtiyacı olmadan<br />

glukoz seviyelerini takip edebilmesidir. Sensörler, ani<br />

düşüş ve yükselmeleri akıllı telefonlarına gönderdiği<br />

uyarılarla anında bildirerek hastaların hızla önlem<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


25<br />

detailed information about their glucose levels at any<br />

time during the day without piercing their fingers.”<br />

Patients can get information about their glucose levels<br />

before and after meals, at night or at any time of the<br />

day. This helps users to gain important advantages<br />

before carbohydrate counting and to take precautions<br />

by recognizing the moments of excessive drop or rise in<br />

sugar with warnings from the sensor. Prof. Bakıner said<br />

“Also, by examining daily glucose graphs, it is possible<br />

to determine whether problems in glucose levels are<br />

due to basal insulin doses or insufficient bolus insulin<br />

administration.”<br />

Great convenience for patients with type<br />

2 diabetes<br />

Pointing out that sensor technology greatly improves the<br />

quality of life of individuals with Type 2 diabetes, Prof.<br />

Dr. Okan Bakıner said, “One of the biggest advantages of<br />

this technology is that patients can monitor their glucose<br />

levels without the need for constant finger pricking. The<br />

sensors instantly report sudden drops and rises with<br />

alerts sent to their smartphones, allowing patients to<br />

take precautions quickly. This instant feedback provides<br />

a great convenience in diabetes management and<br />

improves quality of life.”<br />

Physician-patient cooperation is increasing<br />

Prof. Dr. Bakıner also touched upon the advantages<br />

that sensors offer to physicians, saying, “Sensors allow<br />

us to see our patients’ daily, weekly and monthly<br />

sugar charts in detail. This information allows us to<br />

review our treatment protocols and make adjustments<br />

when necessary.” In addition, the ‘Time on Target’<br />

information provided by the sensors shows how long<br />

patients’ glucose levels have been between 70-180 mg/<br />

dl, providing an opportunity to optimize treatment<br />

processes.<br />

almasına olanak tanır. Bu anlık geri bildirimler, diyabet<br />

yönetiminde büyük bir kolaylık sağlarken yaşam kalitesini<br />

de artırır,” şeklinde konuştu.<br />

Hekim-hasta iş birliği artıyor<br />

Prof. Dr. Bakıner, sensörlerin hekimlere sunduğu<br />

avantajlara da değinerek, “Sensörler, hastalarımızın<br />

günlük, haftalık ve aylık şeker çizelgelerini detaylı<br />

bir şekilde görmemizi sağlıyor. Bu bilgiler, tedavi<br />

protokollerimizi gözden geçirmemize ve gerektiğinde<br />

düzenlemeler yapmamıza olanak tanıyor,” dedi. Ayrıca,<br />

sensörlerin sağladığı ‘Hedefte Geçen Zaman’ bilgisi,<br />

hastaların şeker düzeylerinin ne kadar süre 70-180 mg/<br />

dl arasında seyrettiğini göstererek tedavi süreçlerini<br />

optimize etme fırsatı sunuyor.<br />

Daha iyi HbA1C düzeyleri ve düşük<br />

komplikasyon riski<br />

Sensör teknolojisi, diyabetli bireylerin parmak ucu<br />

delmeden gün boyunca glukoz düzeylerini izleme<br />

rahatlığına erişmelerini sağlıyor. Prof. Dr. Bakıner,<br />

“Yapılan çalışmalar, sensör teknolojisini kullanan<br />

hastaların daha iyi HbA1C düzeylerine sahip olduğunu<br />

ve gün içi glukoz değişkenliğini daha az yaşadığını<br />

gösteriyor. Ayrıca, bu teknoloji insülin kullanan Tip 2<br />

diyabet hastaları ve gebeler için de önerilen bir yöntem<br />

haline geldi,” dedi.<br />

Sonuç olarak, sensör teknolojisi günümüzde daha<br />

erişilebilir hale gelirken, tedaviye uyum sorunu yaşayan<br />

hastalar için devrim niteliğinde bir çözüm sunuyor. Prof.<br />

Dr. Bakıner, “Erken dönemden itibaren sensör teknolojisi<br />

kullanan hastalarda diyabet komplikasyonlarının<br />

azaldığını gözlemliyoruz,” diyerek sözlerini tamamladı.<br />

Better HbA1C levels and lower risk of<br />

complications<br />

Sensor technology allows individuals with diabetes to<br />

monitor their glucose levels throughout the day without<br />

piercing their fingertips. Prof. Dr. Bakıner said, “Studies<br />

show that patients using sensor technology have better<br />

HbA1C levels and experience less intraday glucose<br />

variability. In addition, this technology has become<br />

a recommended method for Type 2 diabetics and<br />

pregnant women on insulin.”<br />

In conclusion, while sensor technology is becoming more<br />

accessible today, it offers a revolutionary solution for<br />

patients with treatment compliance problems. Prof. Dr.<br />

Bakıner concluded by saying, “We observe a decrease<br />

in diabetes complications in patients using sensor<br />

technology from an early stage.”<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


26<br />

“Cardiometabolic Group” established at Santa Farma Pharmaceuticals<br />

Continuing to contribute to Turkish medicine<br />

with its 80 years of experience, Santa<br />

Farma Pharmaceuticals established the<br />

Cardiometabolic Group to offer innovative<br />

solutions in the field of cardiovascular diseases.<br />

This new group aims to offer patients the best<br />

treatment options in line with developments and<br />

scientific innovations in the healthcare sector.<br />

The Cardiometabolic Group first introduced two new<br />

products effective in the prevention and treatment of<br />

critical diseases such as thrombosis and embolism to<br />

healthcare professionals and patients. Sami Kiresepi,<br />

CEO of Santa Farma Pharmaceuticals, stated that they<br />

act with the slogan “My trust is complete, my treatment<br />

is proper” and emphasized that they follow the latest<br />

developments in the sector with their team, which they<br />

call “Heart Union”. Kiresepi said, “We aim to increase<br />

the importance we attach to the health of the heart and<br />

circulatory system by delivering the products needed to<br />

physicians and healthcare stakeholders. We are here to<br />

offer a healthy future. With our 80-year history of high<br />

production quality, working principles and sustainability<br />

sensitivities, we aim for success in this field as well.”<br />

The newly established Cardiometabolic Group will<br />

strengthen Santa Farma’s role in the healthcare sector<br />

and continue to give hope to patients with innovative<br />

treatment methods.<br />

Santa Farma İlaç’ta “Kardiyometabolik Grup” kuruldu<br />

Santa Farma İlaç, 80 yıllık tecrübesiyle Türk<br />

tıbbına katkıda bulunmaya devam ederken,<br />

kalp ve damar hastalıkları alanındaki yenilikçi<br />

çözümler sunmak amacıyla Kardiyometabolik<br />

Grup’u kurdu. Bu yeni grup, sağlık sektöründeki<br />

gelişmeler ve bilimsel yenilikler doğrultusunda,<br />

hastalara en iyi tedavi seçeneklerini sunmayı<br />

hedefliyor.<br />

Kardiyometabolik Grup, ilk olarak tromboz ve emboli gibi<br />

kritik hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde etkili iki yeni<br />

ürünü sağlık profesyonelleri ve hastalarla buluşturdu.<br />

Santa Farma İlaç CEO’su Sami Kiresepi, “Güvenim tam,<br />

tedavim sağlam” sloganıyla hareket ettiklerini belirterek,<br />

“Kalp Birliği” adını verdikleri ekipleriyle sektördeki en son<br />

gelişmeleri takip ettiklerini vurguladı.<br />

Kiresepi, “Hekimlere ve sağlık alanındaki paydaşlara<br />

ihtiyaç duyulan ürünleri ulaştırarak, kalp ve dolaşım<br />

sistemi sağlığına verdiğimiz önemi artırmayı hedefliyoruz.<br />

Sağlıklı bir gelecek sunmak için buradayız. 80 yıllık<br />

geçmişimiz boyunca sürdürdüğümüz yüksek üretim<br />

kalitesi, çalışma prensipleri ve sürdürülebilirlik<br />

hassasiyetleriyle bu alanda da başarıyı hedefliyoruz.” dedi.<br />

Yeni kurulan Kardiyometabolik Grup, Santa Farma’nın<br />

sağlık sektöründeki rolünü güçlendirirken, yenilikçi tedavi<br />

yöntemleriyle hastalara umut vermeye devam edecek.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


28<br />

Intraocular lens improves vision quality<br />

Göz içi mercek, görme kalitesini artırıyor<br />

Among the common causes of vision loss,<br />

age-related macular degeneration (AMD) is<br />

effectively treated with intraocular telescopic<br />

lens applications. Prof. Dr. Tansu Erakgün from<br />

Kaşkaloğlu Eye Hospital emphasizes that AMD,<br />

along with glaucoma and diabetes, leads to<br />

significant vision loss.<br />

Early diagnosis is crucial<br />

Erakgün highlights the importance of early diagnosis,<br />

urging individuals over 50 or those experiencing vision<br />

issues related to AMD to consult a specialist. He explains<br />

that the condition arises from unwanted accumulations<br />

in the retina’s central vision area. There are two types of<br />

AMD: dry and wet. While the dry type is more common,<br />

the wet type causes more immediate vision loss. In dry<br />

AMD, although the vision loss is progressive rather than<br />

sudden, treatment involves supplements like vitamins<br />

Görme kaybının yaygın nedenleri arasında yer<br />

alan sarı nokta hastalığı, göz içi teleskopik<br />

mercek uygulamalarıyla başarılı bir<br />

şekilde tedavi edilebiliyor. Kaşkaloğlu Göz<br />

Hastanesi’nden Prof. Dr. Tansu Erakgün, ileri<br />

yaşa bağlı makula dejenerasyonu olarak bilinen<br />

sarı nokta hastalığının, göz tansiyonu ve şeker<br />

hastalığı ile birlikte önemli görme kayıplarına<br />

yol açtığını belirtiyor.<br />

Erken tanı hayati önem taşıyor<br />

50 yaş ve üzeri bireylerin, sarı nokta rahatsızlığına dair<br />

olumsuz bir belirti hissetmeleri durumunda mutlaka bir<br />

uzmana başvurmaları gerektiğine dikkat çeken Erakgün,<br />

bu hastalığın retina tabakasındaki görme merkezinde<br />

istenmeyen birikintilerin oluşmasıyla ortaya çıktığını<br />

vurguladı. Kuru ve yaş tip olmak üzere iki farklı türü<br />

bulunan sarı nokta hastalığının, kuru tipte daha yavaş<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


29<br />

C and E, zinc, copper, and omega-3 fatty acids. In<br />

contrast, wet AMD is treated with intraocular injections.<br />

Intraocular telescopic lens application<br />

Recent advancements in intraocular lens technology<br />

have allowed for effective intervention in advanced<br />

dry AMD and treated wet AMD, reducing the disease’s<br />

negative impacts. Prof. Dr. Erakgün describes how a<br />

special telescope mechanism lens is implanted into<br />

the patient’s eye, a procedure that lasts approximately<br />

15 minutes. This lens does not treat the disease but<br />

helps the patient utilize healthy areas surrounding the<br />

damaged vision center more effectively by enlarging<br />

images and improving visual quality. The most<br />

suitable candidates for this procedure are individuals<br />

experiencing 50% to 90% vision loss. However, this<br />

treatment does not provide a permanent solution and<br />

can also be used for other vision-affecting conditions,<br />

such as high myopia.<br />

ama sürekli bir görme kaybı yaşandığını ifade etti. Tedavi<br />

seçenekleri arasında C vitamini, E vitamini, çinko, bakır ve<br />

omega-3 takviyeleri yer alırken, yaş tipte göz içi iğnelerle<br />

tedavi uygulandığını aktardı.<br />

Göz içi teleskopik mercek uygulaması<br />

Son yıllarda gelişen göz içi mercek teknolojileri, özellikle<br />

ileri evre kuru tip sarı nokta hastalığında ve tedavisi<br />

tamamlanan yaş tipte hastalığın etkilerini azaltmaya<br />

yardımcı olmaktadır. Prof. Dr. Erakgün, hastanın<br />

gözüne özel bir teleskop mekanizması içeren mercek<br />

yerleştirildiğini ve bu işlemin yaklaşık 15 dakika sürdüğünü<br />

belirtti. Bu mercek, hasarlı görme merkezinin etrafındaki<br />

alanı daha etkin bir şekilde kullanarak görüntüyü büyütüp<br />

görme kalitesini artırıyor. Uygulamanın en uygun olduğu<br />

hastalar, %50 ile %90 görme kaybı yaşayan bireylerdir.<br />

Ancak, bu tedavi kalıcı bir çözüm sağlamamakta ve sarı<br />

nokta dışında yüksek miyopi gibi farklı görme sorunlarında<br />

da kullanılabilmektedir.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


32<br />

Lilly Pharmaceuticals Volunteers came together<br />

for goodness on the 17th Volunteering Day<br />

Lilly İlaç Gönüllüleri, 17. Gönüllülük Günü’nde iyilik için bir araya geldi<br />

Lilly Pharmaceuticals organized two separate<br />

social responsibility projects with Koruncuk<br />

Foundation and GETEM as part of Volunteer<br />

Day, which has been celebrated for 17 years.<br />

Volunteers aim to raise environmental<br />

awareness and support access to audio books for<br />

the visually impaired.<br />

Lilly Pharmaceuticals is committed to dedicating its<br />

time, expertise and resources to volunteering projects<br />

to ensure social impact. Volunteering Day, organized for<br />

the 17th time this year, stands out as one of the ways<br />

Lilly employees around the world contribute to society.<br />

In Türkiye, Lilly has realized two meaningful projects with<br />

Koruncuk Foundation and Boğaziçi University Technology<br />

and Education Laboratory for the Visually Impaired<br />

(GETEM).<br />

On this special day, Lilly Türkiye volunteers came together<br />

with high school students at Koruncuk Foundation’s village<br />

in Bolluca. Together with the Lilly Türkiye Green Team, the<br />

volunteers organized a seminar on waste management,<br />

sustainability and environmental protection and shared<br />

their knowledge and experience with the students. After<br />

the event, a terrarium workshop was organized to raise<br />

environmental awareness.<br />

The second project continued with the aim of increasing<br />

access to audio books for visually impaired individuals. Lilly<br />

volunteers gave voice to books by contributing to this fiveyear<br />

project for the internet library at GETEM.<br />

Commenting on Lilly Türkiye’s Volunteering Day activities,<br />

Corporate Affairs Director Bahar Emeksizoğlu Pıcak said:<br />

“For 17 years, Lilly employees have been volunteering<br />

in more than 65 countries around the world. In order to<br />

ensure long-term social impact, we take care to support<br />

different non-governmental organizations every year.<br />

This year, we aimed to leave traces of goodness with<br />

the projects we realized with Koruncuk Foundation and<br />

GETEM.” The efforts of Lilly volunteers to generate social<br />

impact will continue in the coming years.<br />

Lilly İlaç, 17 yıldır kutladığı Gönüllülük Günü<br />

kapsamında Koruncuk Vakfı ve GETEM ile iki<br />

ayrı sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirdi.<br />

Gönüllüler, çevre bilincini artırmayı ve görme<br />

engellilere sesli kitap erişimini desteklemeyi<br />

hedefliyor.<br />

Lilly İlaç, sosyal etki sağlamak amacıyla zamanını,<br />

uzmanlığını ve kaynaklarını gönüllülük projelerine<br />

adamakta kararlı. Bu yıl 17. kez düzenlenen Gönüllülük<br />

Günü, dünya genelindeki Lilly çalışanlarının topluma katkı<br />

sağlama yollarından biri olarak öne çıkıyor. Türkiye’de<br />

ise Lilly, Koruncuk Vakfı ve Boğaziçi Üniversitesi Görme<br />

Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı (GETEM) ile iki<br />

anlamlı proje hayata geçirdi.<br />

Lilly Türkiye gönüllüleri, bu özel günde Koruncuk Vakfı’nın<br />

Bolluca’daki köyünde lise öğrencileriyle bir araya geldi.<br />

Gönüllüler, Lilly Türkiye Green Team ekibi ile birlikte atık<br />

yönetimi, sürdürülebilirlik ve çevre koruma konularında<br />

bir seminer düzenleyerek öğrencilere bilgi ve deneyim<br />

aktardı. Etkinliğin ardından, çevre bilincini artırmak<br />

için teraryum atölyesi gerçekleştirildi. İkinci proje ise,<br />

görme engelli bireylerin sesli kitap erişimini artırmak<br />

amacıyla devam etti. Lilly gönüllüleri, GETEM bünyesindeki<br />

internet kütüphanesi için beş yıldır süregelen bu projeye<br />

katkıda bulunarak kitaplara ses verdiler. Lilly Türkiye’nin<br />

Gönüllülük Günü faaliyetlerini değerlendiren Kurumsal<br />

İlişkiler Direktörü Bahar Emeksizoğlu Pıcak, “17 yıl<br />

boyunca dünya çapında 65’ten fazla ülkede Lilly çalışanları<br />

gönüllü olarak çalışıyor. Uzun dönemli sosyal etki sağlama<br />

amacıyla her yıl farklı sivil toplum kuruluşlarına destek<br />

vermeye özen gösteriyoruz. Bu yıl da Koruncuk Vakfı ve<br />

GETEM ile gerçekleştirdiğimiz projelerle iyilik izlerini<br />

bırakmayı hedefledik” şeklinde konuştu.<br />

Lilly gönüllülerinin sosyal etki oluşturma çabaları, gelecek<br />

yıllarda da devam edecek.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


34<br />

Türkiye and Japan join forces in the healthcare sector!<br />

Türkiye ve Japonya sağlık sektöründe güçlerini birleştiriyor!<br />

Fujifilm, dünya genelinde insanların yaşam<br />

kalitesini artırmayı hedefleyerek Türkiye<br />

ile Japonya arasındaki 100 yıllık dostluğun<br />

onuruna Türkiye-Japonya Sağlık İş Forumu’na<br />

ana sponsor oldu. Sağlık sektörünün geleceğine<br />

yönelik önemli fikir ve iş birliklerinin<br />

paylaşıldığı bu etkinlik, sektörün önde gelen<br />

isimlerini bir araya getirdi.<br />

Hakan Bulut, CEO at Fujifilm Healthcare Türkiye<br />

Fujifilm was the main sponsor of the Türkiye-<br />

Japan Healthcare Business Forum in honor of<br />

the 100 years of friendship between Türkiye<br />

and Japan, aiming to improve the quality of life<br />

of people around the world. This event, where<br />

important ideas and collaborations for the<br />

future of the healthcare industry were shared,<br />

brought together the leading names of the<br />

industry.<br />

Fujifilm Healthcare Türkiye’nin ana sponsorluğunda<br />

bu yıl ilk kez gerçekleştirilen forum, sağlık sektöründe<br />

önemli iş birliği ve fikir alışverişine sahne oldu. DEİK (Dış<br />

Ekonomik İlişkiler Kurulu) ve JETRO (Japan External<br />

Trade Organization) destekleriyle düzenlenen etkinlikte,<br />

Sompo Sigorta, Terumo Blood and Cell Technologies,<br />

Sysmex Türkiye, Sojitz Corporation ve Hitachi gibi<br />

firmalar da yer aldı.<br />

Fujifilm Healthcare Türkiye Başkanı Hakan Bulut,<br />

etkinlikle ilgili olarak, “Türkiye-Japonya Sağlık İş<br />

Forumu’nun Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilmesine<br />

katkı sağlamaktan büyük gurur duyuyoruz. Bu forum,<br />

sağlık sektöründe yenilikçi fikirlerin ve güçlü iş<br />

birliklerinin geliştiği bir ortam sağladı. Etkinliğe katkı<br />

sunan tüm panelistlere, Japon firmalarına ve Japonya<br />

Büyükelçiliği’ne teşekkür ederim.<br />

The forum, organized for the first time this year under<br />

the main sponsorship of Fujifilm Healthcare Türkiye,<br />

witnessed important cooperation and exchange of ideas<br />

in the healthcare sector. Companies such as Sompo<br />

Sigorta, Terumo Blood and Cell Technologies, Sysmex<br />

Türkiye, Sojitz Corporation and Hitachi took part in the<br />

event organized with the support of Foreign Economic<br />

Relations Board of Türkiye (DEIK) and Japan External<br />

Trade Organization (JETRO).<br />

Commenting on the event, Hakan Bulut, CEO at<br />

Fujifilm Healthcare Türkiye, said: “We are very proud to<br />

contribute to the first Türkiye-Japan Healthcare Business<br />

Forum in Türkiye. This forum provided an environment<br />

where innovative ideas and strong collaborations in the<br />

healthcare industry flourished. I would like to thank all<br />

the panelists, Japanese companies and the Embassy of<br />

Japan for their contribution to the event.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


35<br />

I would also like to extend a special thank you to my<br />

Fujifilm Healthcare Türkiye team for their contribution<br />

to this success. We look forward to coming together<br />

again next year.” The event emphasized the importance<br />

of artificial intelligence, early diagnosis and advanced<br />

technology systems in healthcare. Participants had<br />

the opportunity to listen to innovative solutions and<br />

applications for the future of the healthcare industry.<br />

The panels on artificial intelligence-based healthcare<br />

solutions, early diagnosis technologies and the future<br />

of advanced medical devices aimed to create a basis<br />

for new projects by combining Türkiye’s contracting<br />

experience in healthcare services with Japan’s financial<br />

strength and technological capabilities.<br />

Ayrıca, bu başarıda emeği geçen Fujifilm Healthcare<br />

Türkiye ekibime de özel bir teşekkür etmek istiyorum.<br />

Gelecek yıl yeniden bir araya gelmeyi sabırsızlıkla<br />

bekliyoruz” dedi.<br />

Etkinlikte, yapay zekâ, erken teşhis ve ileri teknoloji<br />

sistemlerinin sağlık alanındaki önemi vurgulandı.<br />

Katılımcılar, sağlık sektörünün geleceğine dair yenilikçi<br />

çözümler ve uygulamaları dinleme fırsatı buldu. Yapay<br />

zekâ tabanlı sağlık çözümleri, erken tanı teknolojileri ve<br />

ileri tıbbi cihazların geleceği üzerine yapılan panellerde,<br />

Türkiye’nin sağlık hizmetlerindeki müteahhitlik deneyimi<br />

ile Japonya’nın finansal gücü ve teknoloji yeteneklerinin<br />

bir araya gelmesiyle yeni projeler için zemin<br />

oluşturulması hedeflendi.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


36<br />

Takeda Türkiye realized a meaningful cooperation with<br />

Tohum Autism Foundation<br />

Takeda Türkiye, Tohum Otizm Vakfı ile anlamlı bir iş birliği gerçekleştirdi<br />

Takeda Türkiye contributed to the education of<br />

children with autism by supporting the Tohum<br />

Autism Foundation’s “Her Sınıf Bir Tohum” (Every<br />

Class A Seed) project as part of its sustainability<br />

efforts.<br />

Focusing on improving lives for 243 years, Takeda both<br />

develops new treatment methods and realizes social<br />

responsibility projects. In Türkiye, Takeda collaborates<br />

with the Tohum Autism Foundation to increase access to<br />

education for children diagnosed with autism spectrum<br />

disorder. While providing material support to the special<br />

education classroom at Sarıyer Uğur Erkey Primary School,<br />

training programs were also planned for teachers. The<br />

project will offer trainings such as “Teaching Language<br />

and Communication Skills” for special education teachers<br />

and “Working with Students with Autism” for general<br />

education teachers. Trainings will also be organized for<br />

families and school staff. Tohum Autism Foundation hopes<br />

to expand its projects for equal opportunity in education<br />

across Türkiye. Ömür Mangaloğlu, General Manager of<br />

Takeda Türkiye, emphasized that education is the most<br />

powerful tool for individuals with autism and expressed<br />

the importance of this collaboration.<br />

Takeda Türkiye, sürdürülebilirlik çalışmaları<br />

kapsamında Tohum Otizm Vakfı’nın “Her Sınıf<br />

Bir Tohum” projesine destek vererek otizmli<br />

çocukların eğitimine katkıda bulundu.<br />

243 yıldır yaşamları iyileştirmeye odaklanan Takeda,<br />

hem yeni tedavi yöntemleri geliştiriyor hem de sosyal<br />

sorumluluk projeleri hayata geçiriyor. Türkiye’de Tohum<br />

Otizm Vakfı ile iş birliği yaparak, otizm spektrum bozukluğu<br />

tanısı alan çocukların eğitim erişimini artırmayı hedefliyor.<br />

Sarıyer Uğur Erkey İlkokulu’ndaki özel eğitim sınıfına<br />

malzeme desteği sağlarken, öğretmenler için de eğitim<br />

programları planlandı. Proje, özel eğitim öğretmenlerine<br />

“Dil ve İletişim Becerilerinin Öğretimi”, genel eğitim<br />

öğretmenlerine “Otizmli Öğrencilerle Çalışmak” gibi<br />

eğitimler sunacak. Ayrıca, aileler ve okul personeli<br />

için de eğitimler düzenlenecek. Tohum Otizm Vakfı,<br />

Türkiye genelinde eğitimde fırsat eşitliği için projelerini<br />

genişletmeyi umuyor.<br />

Takeda Türkiye Genel Müdürü Ömür Mangaloğlu, eğitimin<br />

otizmli bireyler için en güçlü araç olduğunu vurguladı ve bu<br />

iş birliğinin önemini dile getirdi.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


38<br />

The insidious disease quietly destroying your teeth!<br />

Sinsi hastalık dişlerinizi sessizce yok ediyor!<br />

Dişeti hastalıkları, çoğu insan için pek<br />

bilinmeyen ancak ciddi sağlık sorunlarına<br />

yol açabilen bir sorundur. Özellikle halk<br />

arasında dişeti hastalığı olarak bilinen Agresif<br />

Periodontitis, zamanında teşhis edilmediğinde<br />

kalıcı diş kayıplarına neden olabilir. Bu hastalık,<br />

sinsi bir şekilde ilerlediği için başlangıçta belirti<br />

vermeyebilir. Ancak, ilerleyen dönemlerde diş<br />

ve çevresindeki kemik dokusunu hızla tahrip<br />

ederek ciddi çene kemik erimesi sonuçları<br />

doğurabilmektedir. Agresif Periodontitis, bu<br />

nedenle diş sağlığını tehdit eden bir durum<br />

olarak dikkat çekiyor.<br />

Gum diseases, often overlooked by many, can<br />

lead to serious health issues. One particularly<br />

dangerous form is Aggressive Periodontitis,<br />

which can result in permanent tooth loss if<br />

not diagnosed in time. This disease progresses<br />

silently, often showing no symptoms initially.<br />

However, as it advances, it can rapidly destroy<br />

the teeth and surrounding bone tissue,<br />

leading to severe jawbone loss. Aggressive<br />

Periodontitis thus poses a significant threat to<br />

dental health.<br />

What is Aggressive Periodontitis?<br />

Aggressive Periodontitis is the fastest and most<br />

destructive form of gum disease. In Turkey, it affects<br />

approximately 65% of the population and typically<br />

emerges in young individuals, particularly those aged<br />

25 to 35. This age group frequently experiences gum<br />

disease and jawbone deterioration. The condition often<br />

goes unnoticed as it usually does not cause noticeable<br />

pain or discomfort. Nevertheless, early diagnosis is<br />

possible through regular dental check-ups.<br />

Agresif Periodontitis Nedir?<br />

Agresif Periodontitis, dişeti hastalıklarının en hızlı ve<br />

yıkıcı formudur. Türkiye’de halkın yaklaşık %65’ini<br />

etkileyen bu hastalık, genellikle genç bireylerde, özellikle<br />

25-35 yaş arasında ortaya çıkmaktadır. Dişetinde<br />

hastalanma ve çene kemik tahribatı, bu yaş grubundaki<br />

bireylerde sık görülmektedir. Hastalık, genellikle belirgin<br />

bir ağrı veya rahatsızlığa yol açmadığı için çoğu zaman<br />

geç fark edilmektedir. Ancak, düzenli diş muayeneleri ile<br />

erken teşhis mümkün olabilmektedir.<br />

Belirtiler ve Teşhis<br />

Agresif Periodontitis, belirti vermeyen bir hastalık<br />

olmasına rağmen, kötü ağız kokusu ve diş eti şişmesi<br />

gibi ağız içi belirtiler gösterebilir. Bu belirtiler, hastalığın<br />

sinsi doğası nedeniyle çoğu zaman göz ardı edilmektedir.<br />

Diş eti hastalığı, kan testlerinde CRP gibi enfeksiyon<br />

değerlerinin yükselmesine de neden olabilir. Bu nedenle,<br />

dişeti hastalığının tanısı, doğru bir teşhis ve tam bir<br />

tedavi için büyük bir önem taşımaktadır.<br />

Symptoms and Diagnosis<br />

While Aggressive Periodontitis may not exhibit clear<br />

symptoms, it can manifest as bad breath and swollen<br />

gums. These signs are often overlooked due to the<br />

disease’s insidious nature. Additionally, it can cause<br />

elevated infection markers, such as CRP, in blood tests.<br />

Therefore, accurate diagnosis of gum disease is crucial<br />

for effective treatment and management.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


39<br />

Genetik Yatkınlık ve Aile Hikayesi<br />

Agresif Periodontitis, genetik yatkınlığı olan bireylerde<br />

daha sık görülmektedir. Özellikle anne veya babasında<br />

diş kaybı yaşamış kişiler, bu hastalığa karşı daha<br />

hassas olabilir. Bu nedenle, aile geçmişinde diş eti<br />

hastalığı bulunan bireylerin, düzenli olarak diş hekimi<br />

kontrolünden geçmeleri önerilmektedir.<br />

Genetic Predisposition and Family History<br />

Aggressive Periodontitis is more common among<br />

individuals with a genetic predisposition. People with<br />

a family history of tooth loss, especially if a parent has<br />

experienced it, may be at higher risk. Consequently,<br />

those with a family history of gum disease are advised to<br />

undergo regular dental check-ups.<br />

Expert Opinion: Treatment Methods<br />

Dentist Prof. Dr. Birkan Özkan emphasizes the<br />

importance of performing additional dental treatments,<br />

such as fillings, crowns, and implants, following the<br />

treatment of Aggressive Periodontitis. If left untreated,<br />

this disease can lead not only to tooth loss but also to<br />

jawbone erosion, significantly impacting overall health.<br />

Aggressive Periodontitis is associated with systemic<br />

diseases like immune system disorders, heart disease,<br />

diabetes, and cancer, and can increase susceptibility to<br />

upper respiratory infections.<br />

Treatment Process<br />

A personalized treatment plan is essential for managing<br />

Aggressive Periodontitis. In the first stage, a Subgingival<br />

Curettage procedure is performed to control gum<br />

infection by removing hidden calculus and inflammatory<br />

tissues beneath the gums. The second stage involves<br />

Root Surface Debridement to clean away erosive tissue<br />

residues from the root surface. In advanced cases, an<br />

Open Surgical Curettage procedure may be necessary to<br />

meticulously remove inflammatory and erosive tissues<br />

beneath the gums and surrounding the jawbone.<br />

The Importance of Oral Health<br />

Prof. Dr. Özkan stresses the significance of considering<br />

the impact of gum diseases on overall health. Recent<br />

research has revealed a strong correlation between<br />

gum diseases and systemic health conditions. Therefore,<br />

early diagnosis and the development of personalized<br />

treatment plans for gum and jaw health are critical<br />

to protecting overall health. Young and middle-aged<br />

individuals, in particular, should be vigilant in this regard.<br />

The insidious nature of Aggressive Periodontitis makes it<br />

a challenging threat to detect. However, regular dental<br />

check-ups and proactive oral hygiene can help mitigate<br />

the effects of this disease and ensure a healthy smile.<br />

Uzman Görüşü: Tedavi Yöntemleri<br />

Diş Hekimi Prof. Dr. Birkan Özkan, Agresif Periodontitis<br />

tedavisinin ardından dolgu, kaplama ve implant gibi<br />

diğer diş tedavilerinin yapılmasının önemini vurguluyor.<br />

Tedavi edilmediğinde, diş kaybının ötesinde çene kemik<br />

erimesine yol açabilen bu hastalık, genel sağlığı da<br />

etkileyen önemli bir rahatsızlıktır. Agresif Periodontitis,<br />

bağışıklık sistemi, kalp hastalıkları, diyabet ve kanser<br />

gibi sistemik hastalıklarla ilişkili olup, üst solunum yolu<br />

enfeksiyonlarına yatkınlığı artırabilmektedir.<br />

Tedavi Süreci<br />

Agresif Periodontitis tedavisinde, kişiye özel bir tedavi<br />

planı uygulanmalıdır. İlk aşamada, diş eti enfeksiyonunu<br />

kontrol altına almak için Subgingival Küretaj işlemi<br />

yapılır. Bu işlemle diş eti altındaki gizli taşlar ve<br />

iltihabi dokular temizlenir. İkinci aşamada, Kök Yüzeyi<br />

Düzleştirme işlemiyle kök yüzeyindeki kemik eritici doku<br />

artıklarının temizlenmesi sağlanır. İlerlemiş vakalarda<br />

ise Açık Cerrahi Küretaj işlemi ile diş eti altındaki<br />

iltihabi ve kemik eritici dokuların detaylı bir operasyonla<br />

çıkarılması sağlanır.<br />

Ağız ve Diş Sağlığının Önemi<br />

Prof. Dr. Özkan, dişeti hastalıklarının genel sağlık<br />

üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurmanın önemini<br />

vurguluyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, dişeti<br />

hastalıkları ile vücuttaki sistemik hastalıklar arasında<br />

sıkı bir bağ olduğunu ortaya koymuştur. Bu nedenle,<br />

diş dişeti ve çene sağlığında erken teşhis ve kişiye özel<br />

tedavi planlarının geliştirilmesi, tüm vücudu korumak<br />

adına kritik öneme sahiptir. Özellikle genç ve orta yaştaki<br />

bireylerin bu konuda dikkatli olmaları gerektiği ifade<br />

ediliyor. Agresif Periodontitis’in sinsi doğası, onu fark<br />

edilmesi zor bir tehlike haline getiriyor. Ancak, düzenli<br />

diş muayeneleri ve bilinçli bir ağız bakımı ile bu hastalığın<br />

etkilerini azaltmak ve sağlıklı bir gülüşe sahip olmak<br />

mümkündür.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


40<br />

Healing through the nervous system!<br />

Sinir sistemi üzerinden iyileşme imkânı!<br />

Neural therapy, which aims to treat diseases<br />

and particularly pain through the autonomic<br />

nervous system using local anesthetic<br />

medications, accelerates the healing process by<br />

regulating nerve transmission throughout the<br />

body.<br />

Neural therapy is a method that involves using local<br />

anesthetics to adjust the autonomic nervous system for<br />

the treatment of various ailments, especially pain. This<br />

technique aims to regulate nerve transmission in the<br />

entire body, stimulating blood circulation, lymphatic<br />

flow, and neural conduction. The application increases<br />

oxygen delivery to tissues, facilitates the removal of<br />

harmful substances, and restores nerve transmission. As<br />

a result, the capacity of cleansed and well-commanded<br />

tissues to self-heal is enhanced.<br />

In neural therapy applications, local anesthetic<br />

medications such as lidocaine or procaine are<br />

administered via subcutaneous, intramuscular, or intraarticular<br />

injections. The effect of this treatment method<br />

does not stem directly from the medication itself but<br />

rather from the stimulation of the applied area and<br />

nerve endings.<br />

Lokal anestezik ilaçlar kullanarak otonom<br />

sinir sistemi üzerinden hastalıkların ve<br />

özellikle ağrının tedavisini hedefleyen nöral<br />

terapi, vücuttaki sinir iletimini düzenleyerek<br />

iyileşme sürecini hızlandırıyor.<br />

Nöral terapi, çeşitli hastalıkların ve özellikle ağrıların<br />

tedavisinde lokal anestezik ilaçların kullanılmasıyla<br />

otonom sinir sistemi üzerinde düzenleme yapmayı<br />

amaçlayan bir yöntemdir. Bu teknik, tüm vücutta<br />

sinir iletimini düzenleyerek, kan dolaşımını, lenf<br />

dolaşımını ve sinirsel iletimi uyarır. Uygulama, dokuya<br />

oksijen ulaşımını artırırken, zararlı maddelerin<br />

temizlenmesini ve sinir iletiminin düzelmesini<br />

sağlar. Sonuç olarak, temizlenen ve düzenli komut<br />

alan dokunun kendini iyileştirme kapasitesinde artış<br />

meydana gelir.<br />

Nöral terapi uygulamalarında, lidokain veya prokain<br />

isimli lokal anestezik ilaçlar cilt altı, kas içi veya eklem<br />

içine enjeksiyon şeklinde kullanılır. Bu tedavi şeklinin<br />

etkisi, doğrudan ilacın kendisinden değil, uygulanan<br />

bölge ve sinir uçlarının uyarılmasından kaynaklanır.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


42<br />

How does the neural therapy<br />

process work?<br />

The procedure typically lasts 20-30<br />

minutes, and patients can resume their<br />

daily activities immediately afterward.<br />

Effects begin to manifest within 48-72<br />

hours. After this period, the patient<br />

is reevaluated, and treatment can be<br />

repeated if necessary. The number<br />

of sessions is tailored to the patient’s<br />

clinical condition and can be adjusted<br />

to once or twice a week for a total<br />

of 3-6 sessions. When performed<br />

with appropriate techniques, major<br />

complications are not expected in<br />

neural therapy. However, caution is<br />

warranted for patients with bleeding disorders.<br />

Neural therapy can also be combined with other<br />

treatment methods such as physical therapy, ozone<br />

therapy, and acupuncture.<br />

Conditions treated with neural therapy<br />

Neural therapy is frequently employed in the treatment<br />

of the following conditions:<br />

Pain syndromes<br />

Chronic degenerative diseases (e.g., knee osteoarthritis)<br />

Herniated discs in the lower back and neck<br />

Shoulder lesions (impingement syndrome, adhesive<br />

capsulitis)<br />

Fibromyalgia<br />

Elbow problems (tennis elbow, golfer’s elbow)<br />

Nerve compression syndromes (carpal tunnel syndrome,<br />

piriformis syndrome)<br />

Facial paralysis<br />

Migraines and headaches<br />

Restless leg syndrome<br />

Trigeminal neuralgia<br />

Risky Conditions<br />

While neural therapy is an effective treatment method<br />

for many conditions, its application is considered risky<br />

in certain cases. Experts advise against the use of neural<br />

therapy for the following conditions:<br />

Cardiac rhythm disorders, decompensated heart failure,<br />

and bradycardia<br />

Patients with allergies to procaine and lidocaine<br />

Acute surgical indications<br />

Malignant diseases<br />

Sepsis<br />

Parkinson’s disease and multiple sclerosis<br />

Patients with coagulation disorders or those receiving<br />

anticoagulant therapy<br />

When correctly applied, neural therapy emerges as a<br />

method with the potential to enhance patients’ quality<br />

of life.<br />

UZM. DR. SEVAL AKDEMİR BALTA<br />

Nöral terapi süreci nasıl işliyor?<br />

İşlem genellikle 20-30 dakika sürer ve<br />

hasta, işlem sonrasında günlük yaşamına<br />

kaldığı yerden devam edebilir. Etkileri 48-72<br />

saat içinde görülmeye başlar. Bu sürenin<br />

ardından hasta tekrar değerlendirilir ve<br />

gerekirse tedavi tekrarlanır. Seans sayısı,<br />

hastanın klinik durumuna bağlı olarak<br />

haftada bir veya iki kez toplam 3-6 seans<br />

şeklinde ayarlanabilir. Uygun tekniklerle<br />

gerçekleştirilen nöral terapide, büyük<br />

komplikasyonlar beklenmez. Ancak, kanama<br />

bozukluğu olan hastalarda dikkatli olunması<br />

gerekir.<br />

Nöral terapi, fizik tedavi, ozon tedavisi ve akupunktur gibi<br />

diğer tedavi yöntemleriyle birleştirilerek de uygulanabilir.<br />

Nöral terapinin uygulandığı hastalıklar<br />

Nöral terapi, özellikle aşağıdaki hastalıkların tedavisinde<br />

sıklıkla tercih edilmektedir:<br />

Ağrı sendromları<br />

Kronik dejeneratif hastalıklar (örneğin, diz kireçlenmesi)<br />

Bel ve boyun fıtıkları<br />

Omuz lezyonları (impingement sendromu, adeziv<br />

kapsülit)<br />

Fibromiyalji<br />

Dirsek problemleri (tenisçi dirseği, golfçü dirseği)<br />

Sinir basısına bağlı durumlar (karpal tünel sendromu,<br />

piriformis sendromu)<br />

Fasial paralizi<br />

Migren ve baş ağrıları<br />

Huzursuz bacak sendromu<br />

Trigeminal nevralji<br />

Riskli durumlar<br />

Nöral terapi, birçok hastalığın tedavisinde etkili bir<br />

yöntem olsa da bazı durumlarda uygulanması riskli kabul<br />

edilmektedir. Uzmanlar, aşağıdaki hastalıklar için nöral<br />

terapinin önerilmediğini belirtmektedir:<br />

Kardiyak ritim bozuklukları, dekompanse kalp yetmezliği<br />

ve bradikardi gibi kalp hastalıkları<br />

Prokain ve lidokain alerjisi olan hastalar<br />

Akut cerrahi endikasyonlar<br />

Malign hastalıklar<br />

Sepsis<br />

Parkinson ve multipl skleroz<br />

Pıhtılaşma bozukluğu olan hastalar ve antikoagülan<br />

tedavi alanlar<br />

Nöral terapi, doğru uygulandığında hastaların yaşam<br />

kalitesini artırma potansiyeline sahip bir yöntem olarak<br />

öne çıkmaktadır.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


44<br />

AstraZeneca and Bursa Uludağ University<br />

join forces in clinical research<br />

AstraZeneca ve Bursa Uludağ Üniversitesi’nden<br />

klinik araştırmalarda iş birliği<br />

AstraZeneca Turkey has established a strategic<br />

partnership with Bursa Uludağ University<br />

Medical Faculty Hospital to accelerate patient<br />

access to innovative treatments through<br />

clinical research. This collaboration aims<br />

to increase the number of clinical studies<br />

conducted at the hospital to 20.<br />

As one of Turkey’s leading clinical research firms,<br />

AstraZeneca Turkey is launching this important<br />

partnership to facilitate patient access to new<br />

treatments. The collaboration will begin with feasibility<br />

processes for clinical studies in the biopharmaceutical<br />

and oncology fields, aiming to involve more patients in<br />

clinical trials.<br />

Between 2016 and January <strong>2024</strong>, a total of 30 clinical<br />

studies were conducted at Bursa Uludağ University<br />

AstraZeneca Türkiye, Bursa Uludağ Üniversitesi<br />

Tıp Fakültesi Hastanesi ile stratejik bir<br />

ortaklık kurarak, klinik araştırmalar alanında<br />

yenilikçi tedavilere daha fazla hastanın<br />

erişimini hızlandırmayı hedefliyor. Bu iş birliği<br />

ile hastanede yürütülecek klinik araştırma<br />

sayısının 20’ye ulaşması planlanıyor.<br />

Türkiye’nin önde gelen klinik araştırma firmalarından<br />

AstraZeneca Türkiye, hastaların yeni tedavilere ulaşımını<br />

kolaylaştırmak amacıyla Bursa Uludağ Üniversitesi<br />

Tıp Fakültesi Hastanesi ile önemli bir iş birliği başlattı.<br />

Bu ortaklık, biyofarma ve onkoloji alanındaki klinik<br />

çalışmalara yönelik fizibilite süreçleri ile başlayarak,<br />

hastaların klinik araştırmalara daha fazla dahil<br />

edilmesini amaçlıyor.<br />

Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


45<br />

Medical Faculty Hospital, including 24 biopharmaceutical<br />

and 6 oncology studies. During this period, 108 patients<br />

were screened, and 52 patients participated in the trials.<br />

In <strong>2024</strong>, new studies are expected to begin in the fields<br />

of oncology (1 study), internal medicine (3 studies), and<br />

rare diseases (2 studies).<br />

Additionally, the partnership includes plans for training<br />

the hospital team and field coordinators to ensure<br />

high-quality data collection and expedite the clinical trial<br />

processes.<br />

Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rector of Bursa Uludağ<br />

University, emphasized that the collaboration presents<br />

a significant opportunity for health and humanitarian<br />

service, stating, “Relationships established with<br />

international companies are extremely valuable to us.”<br />

Prof. Dr. Funda Coşkun, Dean of the Medical Faculty,<br />

noted, “We are a leading faculty in clinical research.<br />

Our aim is to advance these studies through this<br />

collaboration.”<br />

Ecz. Serkan Barış, Country President of AstraZeneca<br />

Turkey, expressed excitement about contributing to<br />

the development of clinical research in Turkey, stating,<br />

“This partnership aims to increase patient participation<br />

in clinical trials and facilitate early access to innovative<br />

treatments.”<br />

2016’dan <strong>2024</strong> yılı ocak ayına kadar 24 biyofarma ve<br />

6 onkoloji çalışması dahil toplamda 30 klinik çalışma<br />

gerçekleştirilmiş, bu süreçte 108 hasta taranmış ve 52<br />

hasta araştırmalara katılmıştır. <strong>2024</strong> yılında 1 onkoloji,<br />

3 iç hastalıkları ve 2 nadir hastalık alanında yeni<br />

çalışmaların başlaması bekleniyor.<br />

Ayrıca, iş birliği kapsamında hastane ekibi ve saha<br />

koordinatörlerinin eğitimi ile kaliteli veri oluşturulması<br />

ve klinik çalışmaların süreçlerinin hızlandırılması<br />

planlanıyor.<br />

Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun<br />

Yılmaz, iş birliğinin sağlık ve insanlığa hizmet anlamında<br />

büyük bir fırsat sunduğunu belirterek, “Uluslararası<br />

şirketlerle kurulan bu ilişkiler bizim için son derece<br />

kıymetli” dedi.<br />

Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Coşkun, “Klinik<br />

araştırmalar konusunda öncü bir fakülteyiz. Amacımız,<br />

bu iş birliği ile araştırmaları daha ileriye taşımak”<br />

şeklinde konuştu.<br />

AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış ise,<br />

“Bu iş birliği ile daha fazla hastanın klinik çalışmalara<br />

katılımını sağlamayı ve yenilikçi tedavilere erken<br />

erişimlerini mümkün kılmayı hedefliyoruz” diyerek,<br />

Türkiye’deki klinik araştırmaların geliştirilmesine katkıda<br />

bulunmaktan duyduğu heyecanı dile getirdi.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


46<br />

Three Senior Appointments at Abdi İbrahim<br />

Abdi İbrahim’den üç üst düzey atama<br />

Abdi İbrahim, Türkiye’s healing power, has made<br />

three senior appointments. Sevda Tuna has<br />

been appointed as the Director of the Chemical<br />

Production Facility, Metin Anar as the Director<br />

of Technical Operations Supply Chain, and<br />

Berrak Dinçtürk Uğrubol as the Director of<br />

Human Resources for International Markets.<br />

Continuing its mission to improve lives for 112 years,<br />

Abdi İbrahim is expanding its management team.<br />

With extensive experience in senior roles in the<br />

pharmaceutical industry, Sevda Tuna, Metin Anar, and<br />

Berrak Dinçtürk Uğrubol have joined Abdi İbrahim.<br />

Sevda Tuna will serve as the Director of the Chemical<br />

Production Facility, Metin Anar as the Director of<br />

Technical Operations Supply Chain within the Production<br />

& Supply Group, and Berrak Dinçtürk Uğrubol as the<br />

Director of Human Resources for International Markets.<br />

Türkiye’nin iyileştiren gücü Abdi İbrahim’de<br />

üç üst düzey atama gerçekleşti. Üretim ve<br />

Tedarik Grup Başkanlığı bünyesinde yer alan<br />

Kimyasal Üretimler Tesis Direktörlüğü’ne Sevda<br />

Tuna, <strong>Teknik</strong> Operasyonlar Tedarik Zinciri<br />

Direktörlüğü’ne Metin Anar ve Uluslararası<br />

Pazarlar İnsan Kaynakları Direktörlüğü’ne<br />

Berrak Dinçtürk Uğrubol atandı.<br />

Sevda Tuna: Director of Chemical<br />

Production Facility<br />

Sevda Tuna graduated from Gazi University with<br />

a degree in Chemical Engineering. She began her<br />

professional career at Sanovel, where she worked<br />

for over five years as a Quality Control Specialist and<br />

R&D Specialist. She then held several important senior<br />

112 yıldır hayatı iyileştirme misyonuyla faaliyet gösteren<br />

Abdi İbrahim, yönetim kadrosunu büyütmeyi sürdürüyor.<br />

Uzun yıllar ilaç sektöründe üst düzey görevlerde önemli<br />

sorumluluklar üstlenen Sevda Tuna, Metin Anar ve<br />

Berrak Dinçtürk Uğrubol Abdi İbrahim bünyesine katıldı.<br />

Sevda Tuna, Kimyasal Üretimler Tesis Direktörü, Metin<br />

Anar Üretim & Tedarik Grup Başkanlığı bünyesinde,<br />

<strong>Teknik</strong> Operasyonlar Tedarik Zinciri Direktörü ve Berrak<br />

Dinçtürk Uğrubol ise Abdi İbrahim Uluslararası Pazarlar<br />

İnsan Kaynakları Direktörü olarak atandı.<br />

Sevda Tuna: Kimyasal Üretimler Tesis Direktörü<br />

Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden mezun<br />

olan Sevda Tuna, profesyonel iş hayatına Sanovel’de<br />

başladı. Sanovel’de Kalite Kontrol Uzmanı ve Ar-Ge<br />

Uzmanı görevlerinde 5 yılı aşkın bir süre çalıştı. Tuna<br />

ardından sırasıyla; Sandoz’da Ürün Sorumlusu, <strong>Teknik</strong><br />

Ekspert, Teknoloji Transfer Lideri, Abdi İbrahim’de<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


47<br />

positions, including Product Responsible, Technical<br />

Expert, Technology Transfer Leader at Sandoz, and<br />

various roles at Novartis, culminating as the Strategic<br />

Product Director at Novartis’ Slovenia headquarters.<br />

Metin Anar: Director of Technical Operations<br />

Supply Chain<br />

Metin Anar, appointed as the Director of Technical<br />

Operations Supply Chain, graduated from Istanbul<br />

Technical University with a degree in Industrial<br />

Engineering. Anar has held various roles, including<br />

Project Specialist, Planning Officer, Production<br />

Services Manager at Eczacıbaşı Group, Supply Chain<br />

Manager at Sanofi, Supply Chain Director at Gensenta<br />

Pharmaceuticals, and Operations Director at Birgi Mefar.<br />

Teknoloji Transfer Proje Yöneticisi, Novartis’te Üretim ve<br />

Tedarik Zinciri Mükemmeliyeti Lideri, Üretim Direktörü<br />

ve Novartis’in Slovenya merkezinde Stratejik Ürün<br />

Direktörü gibi önemli üst düzey görevlerde önemli<br />

sorumluluklar üstlendi.<br />

Berrak Dinçtürk Uğrubol: Director of Human<br />

Resources for International Markets<br />

Berrak Dinçtürk Uğrubol has been appointed as the<br />

Director of Human Resources for International Markets.<br />

She completed her dual degree in International Relations<br />

and Sociology at Boğaziçi University. She began her<br />

career at BASF as an HR Business Partner and has since<br />

held various roles, including HR Business Partner and<br />

Project Manager at AstraZeneca, HR Business Partner at<br />

Pfizer, HR Manager and Sales Manager at Sandoz, and<br />

HR Leader for Türkiye the Middle East, and Africa at GSK.<br />

Most recently, she served as the HR Director responsible<br />

for Türkiye, the Middle East, and Africa at Astellas<br />

Pharma.<br />

Metin Anar: <strong>Teknik</strong> Operasyonlar Tedarik Zinciri<br />

Direktörü<br />

Üretim & Tedarik Grup Başkanlığı bünyesinde, <strong>Teknik</strong><br />

Operasyonlar Tedarik Zinciri Direktörü olarak atanan<br />

Metin Anar, İstanbul <strong>Teknik</strong> Üniversitesi Endüstri<br />

Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Anar, Eczacıbaşı<br />

Grup’ta Proje Uzmanı, Planlama Sorumlusu, Üretim<br />

Hizmetleri Müdürü, Sanofi’de Tedarik Zinciri Müdürü,<br />

Gensenta İlaç’ta Tedarik Zinciri Direktörü, Birgi Mefar’da<br />

Operasyon Direktörü olarak görev yaptı.<br />

Berrak Dinçtürk Uğrubol: Uluslararası Pazarlar<br />

İnsan Kaynakları Direktörü<br />

Uluslararası Pazarlar İnsan Kaynakları Direktörü olarak<br />

atanan Berrak Dinçtürk Uğrubol, lisans eğitimini Boğaziçi<br />

Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Sosyoloji bölümünde<br />

çift ana dal yaparak tamamladı. İş hayatına BASF’de İK İş<br />

Ortağı olarak başlayan Dinçtürk sırasıyla AstraZeneca’da<br />

İK İş Ortağı ve İK Proje Müdürü, Pfizer’de İK İş Ortağı,<br />

Sandoz’da İK Müdürü ile Satış Müdürü, GSK’da Türkiye,<br />

Ortadoğu ve Afrika Bölge Ofisi’nden sorumlu İK Lideri<br />

olarak görev aldı. Son olarak Astellas Pharma’da Türkiye,<br />

Orta Doğu ve Afrika’dan sorumlu İK Direktörü olarak<br />

önemli görevler üstlendi.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


50<br />

IKMIB proudly introduced the<br />

Turkish pharmaceutical industry at CPHI <strong>2024</strong><br />

İKMİB, Türk ilaç Sektörünü CPHI <strong>2024</strong>’te gururla tanıttı<br />

Istanbul Chemicals and Chemical Products<br />

Exporters’ Association (IKMIB) participated<br />

in CPHI Milan <strong>2024</strong> in order to strengthen the<br />

promotion of the Turkish chemical industry in<br />

the international arena. Organizing important<br />

events that contribute to chemical exports,<br />

İKMİB hosted visitors with its info stand at<br />

this year’s fair and introduced the Turkish<br />

pharmaceutical industry.<br />

Mehmet Özöktem, Consul General of the Republic of<br />

Turkey in Milan,<br />

Turkish Commercial Attaché Ahmet Erkan Çetinkayış,<br />

Turkish Commercial Attaché Kadir Eser, IKMIB Chairman<br />

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri<br />

İhracatçıları Birliği (İKMİB), Türk kimya<br />

sektörünün uluslararası arenada tanıtımını<br />

güçlendirmek amacıyla CPHI Milan <strong>2024</strong> fuarına<br />

katıldı. Kimya ihracatına katkıda bulunan<br />

önemli etkinlikler düzenleyen İKMİB, bu yılki<br />

fuarda info standıyla ziyaretçilerini ağırlayarak<br />

Türk ilaç sektörünü tanıttı.<br />

Fuara katılan T.C. Milan Başkonsolosu Mehmet<br />

Özöktem, Ticaret Ataşeleri Kadir Eser ve Ahmet Erkan<br />

Çetinkayış, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister,<br />

İlaç Komitesi Başkanı Ahmet Altuğ Oğuz, İlaç Komitesi<br />

Üyesi Seda Ekşi Aşıcıoğlu ile İKMİB Yönetim Kurulu<br />

Danışmanları Dr. Orhan Mutlu Topal ve Mehmet Ahmet<br />

Ünlü, Türk firmalarını ziyaret ederek başarılar diledi.<br />

Adil Pelister, fuar hakkında yaptığı değerlendirmede,<br />

“CPHI <strong>2024</strong> fuarı, ilaç sektörünün en önemli buluşma<br />

noktalarından biri. Dünya genelinde düzenlenen<br />

bu etkinlik, ilaç hammaddeleri, farmasötik üretim,<br />

biyoteknoloji ve ilaç geliştirme alanında faaliyet gösteren<br />

firmalar için kritik bir platform sunuyor. Biz de İKMİB<br />

olarak, Türk ilaç sektörü hakkında bilgi vermek ve<br />

sektörü tanıtmak amacıyla buradayız. 2023 yılında<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


52<br />

of the Board of Directors Adil Pelister, Pharmaceutical<br />

Committee Chairman Ahmet Altuğ Oğuz, Pharmaceutical<br />

Committee Member Seda Ekşi Aşıcıoğlu and IKMIB Board<br />

of Directors Advisors Dr. Orhan Mutlu Topal and Mehmet<br />

Ahmet Ünlü visited Turkish companies and wished them<br />

success.<br />

Commenting on the fair, Adil Pelister said, “CPHI<br />

<strong>2024</strong> is one of the most important meeting points of<br />

the pharmaceutical industry. This event, organized<br />

worldwide, offers a critical platform for companies<br />

operating in the fields of pharmaceutical raw materials,<br />

pharmaceutical production, biotechnology and drug<br />

development. As İKMİB, we are here to provide<br />

information about the Turkish pharmaceutical industry<br />

and to promote the sector. In 2023, our Turkish<br />

pharmaceutical products sector realized exports worth<br />

1.5 billion dollars. According to the data of the first 9<br />

months, the exports of the sector reached 1.1 billion<br />

dollars this year. We believe that such fair events<br />

will make significant contributions to the increase in<br />

exports.”<br />

Pelister added that the next CPHI Fair will be held in<br />

Frankfurt on October 28-30, 2025 and the CPHI Middle<br />

East Fair will be held in Riyadh on December 10-12,<br />

<strong>2024</strong> and wished success to the companies that will<br />

participate in these fairs.<br />

Türk eczacılık ürünleri sektörümüz 1,5 milyar dolar<br />

değerinde ihracat gerçekleştirdi. İlk 9 aylık verilere göre<br />

bu yıl da sektörün ihracatı 1,1 milyar dolara ulaştı. Bu<br />

tarz fuar etkinliklerinin ihracat artışına önemli katkılar<br />

sağlayacağına inanıyoruz.” dedi.<br />

Pelister, bir sonraki CPHI Fuarı’nın 28-30 Ekim 2025<br />

tarihlerinde Frankfurt’ta düzenleneceğini ve CPHI<br />

Middle East Fuarı’nın 10-12 Aralık <strong>2024</strong>’te Riyad’da<br />

gerçekleştirileceğini de sözlerine ekleyerek, bu fuarlara<br />

katılacak firmalara başarılar diledi.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


54<br />

“Radyonüklid tedaviler” doğrudan tümöre ulaşıyor<br />

“Radionuclide therapies” reach directly to the tumor<br />

New radionuclide therapies deliver targeted<br />

radiation to cancerous tumors.<br />

Assoc. Prof. Kezban Berberoğlu<br />

Yeni radyonüklid tedavileri, kanserli tümörlere<br />

hedefe odaklı bir şekilde radyasyon sağlıyor.<br />

Kanserle ilgili her geçen gün yeni tanı ve tedavi<br />

yöntemleri gündeme geliyor. “Radyonüklid tedaviler”<br />

olarak adlandırılan akıllı tedavi yöntemi ile damar yoluyla<br />

vücuda verilen radyasyonun doğrudan kanserli tümörlere<br />

ulaşarak hedefe odaklı bir tedavi imkânı sunduğunu<br />

vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Nükleer<br />

Tıp Bölümü Direktörü Doç. Dr. Kezban Berberoğlu,<br />

“Radyonüklid tedaviler, prostat kanseri ve nöroendokrin<br />

tümörler gibi hastalıkların tedavisinde önemli bir fark<br />

oluşturuyor. Hastalara, kemoterapi ve radyoterapiden<br />

farklı olarak ekstra bir tedavi yöntemi sunuyor. Bunlara<br />

‘akıllı radyasyon tedavileri’ de diyebiliriz” açıklamasında<br />

bulundu.<br />

Damar yoluyla hastaya verilen, tümör dokusunu hedef<br />

alan madde ile işaretlenmiş radyasyon, vücuttaki tüm<br />

tümör hücrelerini buluyor. Tıpkı bir radyoterapi gibi<br />

ancak tümöre içeriden, iç radyasyonla ulaşıyor. Üstelik<br />

adı üzerinde, hedefe yönelik bir tedavi ve bu sayede<br />

vücuttaki sağlıklı hücreler de zarar görmüyor. Hastanın<br />

yaşam kalitesi bozulmadığı gibi, yaşam süresi de<br />

uzuyor. Diğer sağlıklı doku ve organlara dokunmadan<br />

sadece tümörlere odaklanan bu tedavi “akıllı radyasyon<br />

tedavileri” olarak da adlandırılıyor.<br />

New diagnosis and treatment methods for cancer are<br />

coming to the agenda every day. Emphasizing that<br />

with the smart treatment method called “radionuclide<br />

therapies”, the radiation given to the body through the<br />

vein directly reaches cancerous tumors and offers a<br />

targeted treatment opportunity, Assoc. Prof. Dr. Kezban<br />

Berberoğlu, Nuclear Medicine Department Director at<br />

Anadolu Medical Center Hospital said, “Radionuclide<br />

therapies make a significant difference in the treatment<br />

of diseases such as prostate cancer and neuroendocrine<br />

tumors. It offers patients an extra treatment method<br />

different from chemotherapy and radiotherapy. We can<br />

also call these ‘smart radiation treatments’.”<br />

The radiation given to the patient through a vein,<br />

marked with a substance targeting tumor tissue, finds<br />

all tumor cells in the body. It is just like radiotherapy,<br />

but it reaches the tumor from the inside, with internal<br />

radiation. Moreover, as the name suggests, it is a<br />

targeted treatment and thus healthy cells in the body<br />

are not damaged. The patient’s quality of life does<br />

not deteriorate and life expectancy is prolonged. This<br />

treatment, which focuses only on tumors without<br />

touching other healthy tissues and organs, is also called<br />

“smart radiation treatments”.<br />

Stating that radionuclide treatments are especially<br />

applied in thyroid cancers, metastatic neuroendocrine<br />

tumors and metastatic prostate cancers, Assoc. Prof.<br />

Dr. Kezban Berberoğlu, Nuclear Medicine Department<br />

Director at Anadolu Medical Center Hospital said,<br />

“It is also used in symptomatic bone metastases in<br />

appropriate patients. It offers patients an extra treatment<br />

method different from chemotherapy and radiotherapy.<br />

As it is known, some radioactive substances are used<br />

in nuclear medicine departments for the diagnosis<br />

of diseases. Organ-specific or application-specific<br />

substances are added to this radioactive part.”<br />

Additional method to radiotherapy and<br />

chemotherapy<br />

Underlining that radionuclide treatments are usually<br />

used when radiotherapy and chemotherapy treatments<br />

are not very effective, Assoc. Prof. Dr. Kezban Berberoğlu<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


55<br />

Radyonüklid tedavilerin özellikle tiroit kanserleri,<br />

metastatik nöroendokrin tümörler ve metastatik prostat<br />

kanserlerinde uygulandığını söyleyen Anadolu Sağlık<br />

Merkezi Hastanesi Nükleer Tıp Bölümü Direktörü Doç.<br />

Dr. Kezban Berberoğlu, “Ayrıca semptomatik kemik<br />

metastazlarında da uygun hastalarda kullanılıyor.<br />

Hastalara, kemoterapi ve radyoterapiden farklı olarak<br />

ekstra bir tedavi yöntemi sunuyor. Bilindiği gibi nükleer<br />

tıp bölümlerinde hastalıkların tanısı için bazı radyoaktif<br />

maddeler kullanılıyor. Bu radyoaktif olan kısma, organa<br />

özel ya da yapılmak istenen uygulamaya özel maddeler<br />

ekleniyor” dedi.<br />

Radyoterapi ve kemoterapiye ek yöntem<br />

Radyonüklid tedavilere, genellikle radyoterapi<br />

ve kemoterapi tedavilerinin pek etkili olmadığı<br />

zamanlarda başvurulduğunun altını çizen Doç. Dr.<br />

Kezban Berberoğlu, “Aslında çoğu zaman tedaviler<br />

birbirini tamamlıyor. Pek çok branşın bir arada olduğu,<br />

birbirinden destek aldığı bir ortamda ise tedavinin ne<br />

zaman uygulanması gerektiği ekipçe değerlendirilerek<br />

belirleniyor” açıklamasında bulundu.<br />

Özellikle prostat kanseri ve nöroendokrin tümörlerde<br />

radyonüklid tedavilerin önemli bir fark oluşturduğunu<br />

vurgulayan Nükleer Tıp Bölümü Direktörü Doç.<br />

Dr. Kezban Berberoğlu, “Hastalara, kemoterapi ve<br />

radyoterapiden farklı olarak ekstra bir tedavi yöntemi<br />

sunuyor. Yöntem özellikle hormona dirençli metastatik<br />

prostat kanseri ve nöroendokrin tümör tanısı almış<br />

hastalarda kullanılıyor. Metastatik prostat kanseri olan<br />

ve tedaviye yanıtı olmayan hastaların tedaviye yanıt<br />

verdiği ve ağrılarının azaldığı söylenebilir. Bu esnada yan<br />

etki ortaya çıkmadığı için bu dönemde rahat bir zaman<br />

geçiriyorlar. Özellikle de yaşlı hastalar için bu çok önemli<br />

bir unsur” diye konuştu.<br />

Multidisipliner çalışma gerektiriyor<br />

Prostat kanserinin tedavisinde multidisipliner çalışmanın<br />

öneminin her geçen gün daha da arttığını belirten<br />

Doç. Dr. Kezban Berberoğlu, “Nükleer tıp uzmanları<br />

olarak, prostat kanseri tanısı alan hastalar için diğer tüm<br />

disiplinlerle ortak hareket ediyor ve hasta için en ideal<br />

olacak tedavi seçeneğine ulaşmayı hedefliyoruz” şeklinde<br />

konuştu.<br />

said, “In fact, most of the time, the treatments<br />

complement each other. In an environment where many<br />

branches are together and receive support from each<br />

other, when the treatment should be applied is evaluated<br />

and determined by the team.”<br />

Emphasizing that radionuclide treatments make a<br />

significant difference especially in prostate cancer<br />

and neuroendocrine tumors, Assoc. Prof. Dr. Kezban<br />

Berberoğlu, Director of the Department of Nuclear<br />

Medicine, said, “It offers patients an extra treatment<br />

method different from chemotherapy and radiotherapy.<br />

The method is especially used in patients diagnosed<br />

with hormone-resistant metastatic prostate cancer and<br />

neuroendocrine tumors. It can be said that patients<br />

with metastatic prostate cancer who do not respond<br />

to treatment respond to treatment and their pain is<br />

reduced. Since there are no side effects, they have<br />

a comfortable time during this period. This is a very<br />

important factor especially for elderly patients.”<br />

Requires multidisciplinary work<br />

Stating that the importance of multidisciplinary work in<br />

the treatment of prostate cancer is increasing day by<br />

day, Assoc. Prof. Kezban Berberoğlu said, “As nuclear<br />

medicine specialists, we act in partnership with all other<br />

disciplines for patients diagnosed with prostate cancer<br />

and aim to reach the most ideal treatment option for the<br />

patient.”<br />

Radionuclide treatments are applied every<br />

2 months<br />

Underlining that the radiation dose required to destroy<br />

the entire cancer is very high, Assoc. Prof. Kezban<br />

Berberoğlu said, “It is not right to apply this at once<br />

because when radiation is given in high doses, healthy<br />

cells also die. Therefore, these treatments should be<br />

applied every 2 months for 4-6 cycles. Thanks to the<br />

low likelihood of side effects during treatment and good<br />

responses to treatment, patients are offered a very<br />

comfortable treatment opportunity.”<br />

Radyonüklid tedaviler 2 ayda bir uygulanıyor<br />

Kanserin tamamını yok etmek için verilmesi gereken<br />

radyasyon dozunun çok yüksek olduğunun altını çizen<br />

Doç. Dr. Kezban Berberoğlu, “Bunun tek seferde<br />

uygulanması doğru değil çünkü radyasyon yüksek dozda<br />

verildiğinde sağlıklı hücreler de ölüyor. Dolayısıyla bu<br />

tedaviler 2 ayda bir, 4-6 kür olacak şekilde uygulanmalı.<br />

Tedavi sırasında yan etki olasılığının az olması ve tedaviye<br />

alınan iyi yanıtlar sayesinde hastalara oldukça konforlu<br />

bir tedavi olanağı sunulmuş oluyor” dedi.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


56<br />

A new era with hearing implants<br />

İşitme implantları ile yeni bir başlangıç<br />

Hearing loss is a serious health problem<br />

affecting the lives of millions of people<br />

worldwide. This condition can negatively<br />

impact individuals’ daily lives, leading to<br />

difficulties in social interactions, a sense of<br />

inadequacy in communication and increasing<br />

isolation over time. Hearing implants allow<br />

individuals to regain their communication skills<br />

and actively participate in social life.<br />

Long-term effects of hearing loss<br />

Left untreated, hearing loss can have a negative impact<br />

on cognitive functioning. Research shows that left<br />

untreated, individuals with hearing loss are at increased<br />

risk of dementia, learning disabilities and impaired<br />

language development. Therefore, early diagnosis and<br />

intervention are of great importance. Hearing implants<br />

guide individuals through this process, aiming to protect<br />

their cognitive health and improve their quality of life.<br />

Cochlear, the world’s first hearing implant brand, was<br />

created by Austrian Professor Graeme Clark’s discovery<br />

İşitme kaybı, dünya genelinde milyonlarca<br />

insanın yaşamını etkileyen ciddi bir sağlık<br />

sorunudur. Bu durum, bireylerin günlük<br />

yaşamlarını olumsuz etkileyerek sosyal<br />

etkileşimlerde zorluklar, iletişimde yetersizlik<br />

hissi ve zamanla artan izolasyona yol<br />

açabilir. İşitme implantları, bireylerin iletişim<br />

becerilerini geri kazanmasına ve sosyal yaşama<br />

aktif bir şekilde katılmalarına olanak tanır.<br />

İşitme kaybının uzun vadeli etkileri<br />

Tedavi edilmediğinde işitme kaybı, bilişsel fonksiyonlar<br />

üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilir. Araştırmalar,<br />

işitme kaybı yaşayan bireylerin tedavi edilmediğinde<br />

demans, öğrenme güçlüğü ve dil gelişiminde<br />

bozukluklar gibi sorunlarla karşılaşma riskinin arttığını<br />

göstermektedir. Bu nedenle erken teşhis ve müdahale<br />

büyük önem taşımaktadır. İşitme implantları, bireylere<br />

bu süreçte rehberlik ederek bilişsel sağlıklarını korumayı<br />

ve yaşam kalitelerini artırmayı hedefler.<br />

Dünyanın ilk işitme implant markası Cochlear,<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


57<br />

of a piece of grass and a seashell. Professor Clark’s work<br />

is helping individuals with moderate to severe hearing<br />

loss to recover.<br />

Gül Erden, General Manager of Cochlear Türkiye, draws<br />

attention to the effects of hearing loss on the social and<br />

emotional lives of individuals and said, “Hearing loss is<br />

a problem that complicates the lives of individuals in<br />

many ways. This condition negatively affects not only<br />

hearing but also social relationships. As Cochlear, we<br />

are happy to enable people to hear sounds again with<br />

the innovative solutions we offer. We are committed to<br />

making hearing health accessible to everyone through<br />

our awareness efforts.”<br />

Gül Erden, General Manager of Cochlear Türkiye<br />

Avusturyalı Profesör Graeme Clark’ın bir ot parçası ve<br />

deniz kabuğu ile yaptığı keşifle ortaya çıkmıştır. Profesör<br />

Clark’ın çalışmaları, orta ve ileri düzeyde işitme kaybı<br />

yaşayan bireylerin iyileşmesine yardımcı olmaktadır.<br />

Cochlear Türkiye Genel Müdürü Gül Erden, işitme<br />

kaybının bireylerin sosyal ve duygusal yaşamları<br />

üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, “İşitme kaybı,<br />

bireylerin yaşamlarını pek çok açıdan zorlaştıran<br />

bir sorun. Bu durum, yalnızca işitme yetisini değil,<br />

sosyal ilişkileri de olumsuz etkiliyor. Cochlear olarak,<br />

sunduğumuz yenilikçi çözümlerle insanların sesleri<br />

yeniden duymasını sağlamaktan mutluluk duyuyoruz.<br />

Farkındalık çalışmalarımızla işitme sağlığını herkes için<br />

ulaşılabilir hale getirmeye kararlıyız” dedi.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


58<br />

A revolution in oral and dental health is on the way!<br />

Ağız ve diş sağlığında devrim yolda!<br />

Dt. Funda Özsarı, Member of<br />

the European Academy of<br />

Esthetic Dentistry<br />

Dt. Funda Özsarı, Member of the European<br />

Academy of Esthetic Dentistry stated that<br />

vaccine studies against tooth decay carry great<br />

hopes. While dental caries stands out as one<br />

of the most common oral health problems<br />

affecting every age group worldwide, newly<br />

developed vaccines have the potential to turn<br />

this problem into a historical problem.<br />

Dt. Özsarı emphasized that the caries vaccine is a<br />

“revolutionary step” in the field of dental health and<br />

explained that this vaccine targets Streptococcus<br />

mutans bacteria, which forms plaque on the tooth<br />

surface and damages tooth enamel. These new vaccines,<br />

developed with nasal spray or sublingual applications,<br />

aim to protect teeth from caries by increasing the<br />

immune response in the oral mucosa.<br />

Drawing attention to the independent academic<br />

publication platform Frontiers, where details of scientific<br />

studies are shared, Özsarı stated that the vaccine has<br />

shown high success in experiments on rodents and<br />

monkeys. If similar results are obtained in human trials, it<br />

is predicted that a permanent solution to the problem of<br />

caries could be offered.<br />

Avrupa Estetik Diş Hekimliği Derneği Üyesi<br />

Uzman Dt. Funda Özsarı, diş çürüğüne karşı<br />

yapılan aşı çalışmalarının büyük umutlar<br />

taşıdığını belirtti. Diş çürükleri, dünya<br />

genelinde her yaş grubunu etkileyen en yaygın<br />

ağız sağlığı sorunlarından biri olarak öne<br />

çıkarken, yeni geliştirilen aşıların bu sorunu<br />

tarihsel bir soruna dönüştürme potansiyeli<br />

bulunuyor.<br />

Dt. Özsarı, çürük aşısının diş sağlığı alanında “devrim<br />

niteliğinde bir adım” olduğunu vurgulayarak, bu aşının<br />

diş yüzeyinde plak oluşturan ve diş minesine zarar veren<br />

Streptococcus mutans bakterisini hedef aldığını açıkladı.<br />

Burun spreyi veya dil altı uygulamalarıyla geliştirilen<br />

bu yeni aşılar, ağız mukozasında bağışıklık tepkisini<br />

artırarak dişleri çürüklerden koruma amacı taşıyor.<br />

Bilimsel çalışmaların detaylarının paylaşıldığı<br />

bağımsız akademik yayın platformu Frontiers’a dikkat<br />

çeken Özsarı, aşının kemirgenler ve maymunlar<br />

üzerindeki deneylerde yüksek başarı gösterdiğini<br />

belirtti. İnsan deneylerinde de benzer sonuçlar elde<br />

edilmesi durumunda, çürük sorununa kalıcı bir çözüm<br />

sunulabileceği öngörülüyor.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


60<br />

Effect and Reliability of the Vaccine<br />

“Vaccines not only prevent the formation of caries,<br />

but can also prevent the spread of bacteria in the<br />

body that can lead to systemic health problems such<br />

as heart disease and diabetes,” Özsarı said, adding<br />

that nanoparticle-based DNA vaccines reduce caries<br />

formation by 60-70 percent. These vaccines, which<br />

have a low side effect profile, are effective against<br />

bacteria that threaten oral health and have the<br />

capacity to reduce the risk of systemic infection.<br />

Application Period: 5 to 10 Years<br />

The success of the tooth decay vaccine means a<br />

breakthrough in dental health. “According to research,<br />

it will take several more years of human testing<br />

before the vaccine becomes globally applicable. If<br />

successful, we could enter a new era where tooth<br />

decay could be largely prevented in the next 5 to 10<br />

years,” Özsarı said. These promising developments<br />

could herald fundamental changes in oral health in<br />

the future.<br />

Aşının Etkisi ve Güvenilirliği<br />

“Aşılar yalnızca çürük oluşumunu engellemekle kalmaz,<br />

aynı zamanda kalp hastalıkları ve diyabet gibi sistemik<br />

sağlık sorunlarına yol açabilecek bakterilerin vücutta<br />

yayılmasını da önleyebilir,” diyen Özsarı, nanoparçacık bazlı<br />

DNA aşılarının çürük oluşumunu yüzde 60-70 oranında<br />

azalttığını aktardı. Düşük yan etki profiline sahip olan bu<br />

aşılar, ağız sağlığını tehdit eden bakterilere karşı etkili<br />

olurken, sistemik enfeksiyon riskini de azaltma kapasitesine<br />

sahip.<br />

Uygulama Süreci: 5 ile 10 Yıl Arası<br />

Diş çürüğü aşısının başarılı olması, diş sağlığında<br />

çığır açabilecek bir gelişme anlamına geliyor. Özsarı,<br />

“Araştırmalara göre aşının küresel olarak uygulanabilir hale<br />

gelmesi için birkaç yıl daha insan testlerinin sonuçlanması<br />

bekleniyor. Eğer başarılı olursa, önümüzdeki 5 ila 10 yıl<br />

içinde diş çürüklerinin büyük oranda önlenebileceği yeni bir<br />

döneme girebiliriz,” dedi.<br />

Bu umut verici gelişmeler, gelecekte ağız sağlığında köklü<br />

değişimlerin habercisi olabilir.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>


62<br />

“Türkiye Pharmaceutical Industry Report <strong>2024</strong>”<br />

published! Prepared by IQVIA in collaboration<br />

Serah Kekeç, Economic<br />

Policies Director at AIFD<br />

“Türkiye İlaç Sektörü Raporu <strong>2024</strong>” yayınlandı!<br />

Prepared by IQVIA in collaboration with the<br />

Association of Research-Based Pharmaceutical<br />

Companies (AIFD) and the European Federation<br />

of Pharmaceutical Industries and Associations<br />

(EFPIA), the “Turkish Pharmaceutical Industry<br />

Report <strong>2024</strong>” was shared with the public.<br />

The report analyzes the Turkish pharmaceutical industry<br />

in depth and provides comprehensive data ranging<br />

from global market size to healthcare expenditures,<br />

reimbursement processes, production, foreign trade,<br />

investment and R&D activities.<br />

Serah Kekeç, Economic Policies Director at AIFD<br />

emphasized that the report will be an important guide<br />

for the sector and said, “The report identifies areas to<br />

improve Türkiye’s healthcare ecosystem and aims to<br />

increase access to innovative medicines.” The study,<br />

which is planned to be updated regularly every year,<br />

continues to be a valuable resource for all stakeholders<br />

by enabling the analysis of needs in the sector.<br />

Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD) ve<br />

Avrupa İlaç Sanayi ve Dernekleri Federasyonu<br />

(EFPIA) iş birliğiyle IQVIA tarafından hazırlanan<br />

“Türkiye İlaç Sektörü Raporu <strong>2024</strong>” kamuoyuyla<br />

paylaşıldı.<br />

Rapor, Türkiye ilaç sektörünü derinlemesine<br />

analiz ederek küresel pazar büyüklüğünden sağlık<br />

harcamalarına, geri ödeme süreçlerinden üretim, dış<br />

ticaret, yatırım ve Ar-Ge faaliyetlerine kadar kapsamlı<br />

veriler sunuyor.<br />

AIFD Ekonomik Politikalar Direktörü Serah Kekeç,<br />

raporun sektör için önemli bir rehber olacağını<br />

vurgulayarak, “Rapor, Türkiye’nin sağlık ekosistemini<br />

geliştirmeye yönelik alanları belirlemekte ve yenilikçi<br />

ilaçlara erişimi artırmayı hedeflemektedir,” dedi. Her<br />

yıl düzenli olarak güncellenmesi planlanan bu çalışma,<br />

sektördeki ihtiyaçların analizine olanak tanıyarak, tüm<br />

paydaşlar için değerli bir kaynak olmayı sürdürüyor.<br />

<strong>Kasım</strong> - November <strong>2024</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!