Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
December 2024
“GELECEĞIN E HALI 2024”
BAŞARIYLA GERÇEKLEŞTI!
“E STATE OF THE
FUTURE 2024” WAS
SUCCESSFULLY HELD!
“SKOLYOZ VARSA
TEDAVISI DE VAR!”
“IF THERE IS SCOLIOSIS,
THERE IS A CURE!”
Boost Your Brain Power and Safeguard
Your Mind with Magnesium
Magnezyum ile Beyin Gücünüzü Artırın ve Zihninizi Koruyun
Usama Tama
EMEA Müşteri Yöneticisi / Account Manager EMEA
Dr. Paul Lohmann GmbH & Co. KGaA
Magnezyum neden önemlidir?
Magnezyum beyin sağlığının korunmasında kritik bir
öneme sahiptir. Son dönemde yapılan bir araştırma 1
magnezyumun bilişsel işlevler için önemini ortaya koyarak
ne kadar etkili olduğuna ışık tutmuştur.
Nörotransmisyon: Magnezyum, beyin hücreleri
arasındaki iletişim için gerekli olan nörotransmitter
salımında önemli bir rol oynar. Yeterli Magnezyum
seviyeleri, beynin optimal sinyalizasyonunu ve beynin
uyum sağlama ve yeni sinapslar oluşturma yeteneğini
destekler. Bu süreç öğrenmenin, hafızanın ve bilişsel
esnekliğin temelini oluşturur.
Bilişsel gerilemenin azaltılması: Magnezyum
seviyesinin düşük olması bilişsel bozukluklar ve yaşa bağlı
gerileme ile ilişkilendirilmiştir. Yeteri kadar Magnezyum
alımının sağlanması bu tür risklerin azaltılmasına yardımcı
olabilir.
Bu süreci bilimsel olarak açıklamak gerekirse:
Nörodejenerasyon/inflamasyon: Yapılan
araştırmalara göre Magnezyum alımının yetersiz olması
nörodejenerasyona yol açmakta ve nöroinflamasyonu
azaltmaktadır. Vücuttaki Magnezyum seviyesinin
yükseltilmesi, beyin hücrelerinin hasar görmesini
engelleyebilir ve bilişsel işlevlerin bozulmasına karşı bir
kalkan görevi görebilir.
Postmenopozal faydalar: Herkesin beyin sağlığı
açısından yeterli düzeyde Magnezyum alması önemlidir.
Why does Magnesium matter?
Magnesium plays a crucial role in maintaining brain
health. A recent research 1 has shed light on its impact,
emphasizing its significance for cognitive function.
Neurotransmission: Magnesium is involved in the
release of neurotransmitters, which are essential for
communication between brain cells. Adequate Magnesium
levels support optimal brain signaling and the brain’s
ability to adapt and form new synapses. This process
underlies learning, memory, and cognitive flexibility.
Reducing cognitive decline: Low Magnesium levels have
been linked to cognitive impairment and age-related
decline. Ensuring sufficient Magnesium intake may help
mitigate these risks.
The science behind it:
Neurodegeneration/inflammation: The Research shows
that an inadequate Magnesium intake contributes to
neurodegeneration and reduces neuroinflammation.
Boosting Magnesium levels may protect against brain cell
damage and impairment of cognitive functions.
Postmenopausal benefits: Sufficient Magnesium intake
is important for everyone’s brain health. Postmenopausal
women benefit significantly compared to premenopausal
women from higher Magnesium intake. It enhances brain
health and reduces the risk of cognitive decline during
this life stage.
Why Choose Magnesium Supplements?
While dietary intake of Magnesium is important, many
people do not get enough from their diet alone. This is
where Magnesium supplements become essential. They
provide a reliable and effective method to ensure you
meet your daily Magnesium requirements. Incorporating
Magnesium supplements, like tablets, capsules or shots,
into the daily routine, can significantly boost the brain
health of your customers.
Growing awareness of health, the vital function of a
healthy, sporty and active lifestyle and, last but not least,
demographic change affecting many layers of society and
involving far-reaching changes, mean that practically all
social classes frequently turn to food supplements.
With our expertise in the chemical and physical
modification of Mineral Salts and our customer-oriented
corporate philosophy, we are the ideal partner to turn
your ideas into reality.
2 Pharma
Postmenopoz dönemindeki kadınlar, premenopoz
dönemindeki kadınlara kıyasla yüksek Magnezyum
alımından önemli ölçüde fayda sağlar. Magnezyum beyin
sağlığını geliştirir ve postmenopoz döneminde bilişsel
gerileme görülme riskini azaltır.
Neden Magnezyum Takviyesi Alınmalı?
Magnezyumun beslenme yoluyla alınması önemli olmakla
birlikte, birçok insan sadece günlük olarak aldıkları
gıdalardan yeterli miktarda magnezyum sağlayamaz.
İşte tam da bu noktada magnezyum takviyeleri önem
kazanmaktadır. Bu takviyeler, günlük Magnezyum
ihtiyacınızı karşılamanızı sağlamak için güvenilir ve
etkili bir yöntem sunar. Günlük yaşam alışkanlıklarına
tablet, kapsül veya iğne gibi Magnezyum takviyeleri
eklemek, müşterilerinizin beyin sağlığını önemli ölçüde
destekleyebilir.
Sağlık konusunda insanların giderek daha bilinçli hale
gelmeleri, sağlıklı, sportif ve aktif bir yaşam şeklinin
hayati önem taşıması ve son olarak demografik değişimin
toplumun birçok katmanını etkileyerek geniş kapsamlı
sonuçlar doğurması, neredeyse tüm sosyal kesimlerin
gıda takviyelerine sıklıkla yönelmesine neden olmaktadır.
Mineral Tuzların kimyasal ve fiziksel modifikasyonu
konusundaki uzmanlığımız ve müşteri odaklı kurumsal
felsefemiz sayesinde, fikirlerinizi gerçekliğe dönüştürmek
için en doğru çözüm ortağınız olmak için buradayız.
Let’s enhance the well-being of your customers with the
best in Magnesium supplementation.
You are interested in more information about our
Magnesium Salts for food supplements? Contact our local
sales partner ATS.
References
1 - Alateeq et al. (2023) https://doi.org/10.1007/s00394-023-
03123-x
En kaliteli Magnezyum takviyesi ile müşterilerinizin
sağlığını destekleyin.
Bir gıda takviyesi olarak Magnezyum Tuzlarımız hakkında
daha fazla bilgi edinmek ister misiniz? Yerel satış ortağımız
ATS ile iletişime geçebilirsiniz.
Referanslar
1 - Alateeq v.d. (2023) https://doi.org/10.1007/s00394-
023-03123-x
Pharma 3
Publisher
H. Ferruh IŞIK
on behalf of
İSTMAG Magazin Gazetecilik
İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.
Managing Editor
(Responsible)
Mehmet SÖZTUTAN
mehmet.soztutan@img.com.tr
Editors
Dilara CİCA
dilara.cica@img.com.tr
Recep ARSLANTAŞ
recep.arslantas@img.com.tr
Graphic & Design
Tayfun AYDIN
tayfun.aydin@img.com.tr
Advertising Coordinator
Recep ARSLANTAŞ
recep.arslantas@img.com.tr
Foreign Relations Manager
Ayça SARİOĞLU
ayca.sarioglu@img.com.tr
Digital Assets Manager
Emre YENER
emre.yener@img.com.tr
Accounting Manager
Cuma KARAMAN
cuma.karaman@img.com.tr
Finance Manager
Yusuf Demirkazık
yusuf.demirkazik@img.com.tr
Subscription
İsmail ÖZÇELİK
ismail.özcelik@img.com.tr
Head Office
İHLAS MEDIA CENTER
Merkez Mahallesi 29 Ekim
Caddesi No:11 Medya Blok Kat:1
34197 Yenibosna / İstanbul /
Turkey
Tel: 0212 454 22 22
Faks: 0212 454 22 93
Index
İçindekiler
10
“Cardiometabolic Group”
established at Santa Farma Pharmaceuticals
Santa Farma İlaç’ta “Kardiyometabolik Grup” kuruldu
22
Ulcer symptoms
may be a harbinger of stomach cancer
Ülser belirtileri mide kanseri habercisi olabilir
28
Technology reduces risks in spine surgery!
Teknoloji, omurga cerrahisindeki riskleri azaltıyor!
32
Türkiye and Japan join
forces in the healthcare sector!
Türkiye ve Japonya sağlık sektöründe güçlerini
birleştiriyor!
52
Look at your contact lens like your “eye”!
Kontak lensinize “gözünüz” gibi bakın!
Printing
İhlas Gazetecilik A.Ş
Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad.
İhlas Plaza NO: 11/A 41
Yenibosna / İstanbul / TURKEY
Tel: 0 212 454 30 00
It’s Magic
Scan me
Magnesium Citrates –
Diverse and Surprising
Get enchanted by
◆ Different taste profiles
◆ Variable solubility
◆ Particle diversity
We guide you to find the right product
local agent:
local agent:
T: +90 212 287 32 50
E: sales@atstr.com
www.atskimya.com
The pharmaceutical ındustry is
being redefined!
In recent years, the pharmaceutical industry has been practically
redefined through its integration with technology. From AI-supported
drug development processes to 3D-printed personalized tablet
formulations, groundbreaking innovations are transforming the
healthcare world. The rapid advancements in genetic engineering
and biotechnology are ushering in an era of personalized treatments,
minimizing the side effects of medications while enhancing their
efficacy. This integration not only accelerates treatment processes
but also enables the development of strategies aimed at preventing
diseases.
This progress in healthcare technology also brings ethical
responsibilities. Smart drug systems and data-driven treatments pose
new challenges in protecting the privacy of individuals’ genetic and
health data. Despite these challenges, the alliance of pharmaceuticals
and technology promises an exciting future for advancing human
health. Health professionals and technology developers involved in
this transformation are not only focused on treating diseases but also
on creating solutions to ensure the sustainability of healthy living.
from
the
editor
İlaç sektörü yeniden tanımlanıyor!
Son yıllarda ilaç sektörü, teknolojiyle olan entegrasyonuyla adeta
yeniden tanımlanıyor. Yapay zekâ destekli ilaç geliştirme süreçlerinden
3D yazıcılarla üretilen kişiye özel tablet formülasyonlarına
kadar, sağlık dünyasında devrim niteliğinde yenilikler yaşanıyor.
Özellikle genetik mühendisliği ve biyoteknolojinin hızla gelişmesi,
kişiselleştirilmiş tedavi dönemini başlatırken, ilaçların yan etkilerinin
en aza indirilmesini ve etkinliğinin artırılmasını sağlıyor. Bu birleşim,
yalnızca tedavi hızını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda hastalıkların
önlenmesine yönelik stratejilerin geliştirilmesini de mümkün kılıyor.
Teknolojinin sağlık alanındaki bu ilerleyişi, etik sorumlulukları da
beraberinde getiriyor. Akıllı ilaç sistemleri ve veri odaklı tedaviler,
bireylerin genetik ve sağlık verilerinin gizliliğini koruma konusunda
yeni zorluklar doğuruyor. Ancak tüm bu zorluklara rağmen, ilaç ve
teknolojinin güç birliği, insan sağlığını geliştirme yolunda heyecan
verici bir gelecek vadediyor. Bu değişimlerin bir parçası olan sağlık
profesyonelleri ve teknoloji geliştiricileri, yalnızca hastalıkları tedavi
etmekle kalmayıp, sağlıklı bir yaşamın sürdürülebilirliğini sağlamaya
yönelik çözümler üretiyor.
6 Pharma
“E State of the Future 2024” was successfully held!
“Geleceğin E hali 2024” başarıyla gerçekleşti!
Pharmetic Entrepreneur Pharmacists Association
(PGED), celebrating its 20th anniversary, held the “E
State of the Future 2024” (Geleceğin E Hali) congress
in Istanbul with great participation. During the
event, sustainable proactive pharmacy principles and
innovations in the field of health were discussed.
The “State of the Future 2024” congress, held at the
Istanbul Congress Center on October 24-26, 2024, was an
important milestone in the field of pharmacy. The event,
which set out with the motto “Sustainable Proactive
Pharmacy”, brought together industry professionals with
60 panels and satellite symposiums for three days. The
congress featured 116 national and international expert
speakers and session chairs.
Pharmaceutical Care and Education Activities
During the congress, the educational activities in the
Pharmaceutical Care Practice Room in the “Pharmacy
Pharmetic” attracted great interest from the participants.
Participants had the opportunity to learn about new
approaches and techniques in pharmacy practice. In
addition, drug preparation workshops were organized
in the Majistral Application Laboratory and participants
gained experience through practical applications.
81 companies took part in the exhibition area with
their booths and various activities. Pharmacists learned
about innovative products and services and discovered
new opportunities to develop their business. PGED
Chairman of the Board of Directors Ecz. Şule Dilek Yağcı
Tüysüz emphasized that the event made significant
contributions to the health sector and said, “Sustainable
pharmacy practices are critical for both improving the
health of individuals and increasing the efficiency of the
health system.”
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED), 20.
kuruluş yılını kutlarken, “Geleceğin E hali 2024”
kongresini İstanbul’da büyük bir katılımla gerçekleştirdi.
Etkinlikte, sürdürülebilir proaktif eczacılık ilkeleri ve
sağlık alanındaki yenilikler masaya yatırıldı.
24-26 Ekim 2024 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde
düzenlenen “Geleceğin E hali 2024” kongresi, eczacılık
alanında önemli bir dönüm noktası oldu. “Sürdürülebilir
Proaktif Eczacılık” mottosuyla yola çıkan etkinlik, üç
gün boyunca 60 panel ve uydu sempozyumu ile sektör
profesyonellerini bir araya getirdi. Kongrede, 116 ulusal
ve uluslararası uzman konuşmacı ve oturum başkanı
görev aldı.
Farmasötik Bakım ve Eğitim Çalışmaları
Kongrede, “Eczane Pharmetic”teki Farmasötik Bakım
Uygulama Odası’nda gerçekleştirilen eğitim çalışmaları,
katılımcılardan büyük ilgi gördü. Katılımcılar, eczacılık
pratiğinde yeni yaklaşımlar ve teknikler hakkında
bilgi edinme fırsatı buldu. Ayrıca, Majistral Uygulama
Laboratuvarı’nda ilaç hazırlama atölyeleri düzenlendi ve
katılımcılar, pratik uygulamalarla deneyim kazandı.
Fuar alanında 81 firma, stantları ve çeşitli aktiviteleriyle
yer aldı. Eczacılar, yenilikçi ürünler ve hizmetlerle ilgili
bilgi edinerek, işlerini geliştirmek için yeni fırsatlar
keşfetti. PGED Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Şule Dilek
Yağcı Tüysüz, etkinliğin sağlık sektörüne önemli katkılar
sağladığını vurgulayarak, “Sürdürülebilir eczacılık
uygulamaları hem bireylerin sağlıklarını iyileştirmek
hem de sağlık sisteminin verimliliğini artırmak için kritik
öneme sahip.” dedi.
Halk Sağlığı Üzerine Etkiler
Kongrede, farmasötik bakım uygulamalarının halk sağlığı
ve ekonomik etkileri de detaylı bir şekilde ele alındı.
Eczacılar, hastaların ilaç tedavisindeki sorunlarını tespit
etme, ilaç etkileşimlerini yönetme ve yan etkileri engelleme
konusunda nasıl bir rol üstlenebileceğini tartıştı. Özellikle
halk sağlığını koruma adına gerçekleştirilen projeler ve
8 Pharma
Impacts on Public Health
The public health and economic impacts of pharmaceutical
care practices were also discussed in detail at the
congress.
uygulamalar, katılımcılar arasında geniş yankı buldu.
PGED, eczacıların mesleki bilgi ve becerilerini sürekli
olarak geliştirmeyi hedefliyor. Kongre, katılımcılara dijital
dönüşüm, biyoteknoloji ve yapay zekâ gibi geleceğin
eczacılığında önemli yer tutacak konularda bilgi sunarak,
meslektaşlarının bu alanda donanımlarını artırmalarına
yardımcı oldu.
Pharmacists discussed how pharmacists can play a role
in identifying patients’ medication problems, managing
drug interactions and preventing side effects. In
particular, projects and practices carried out to protect
public health resonated widely among the participants.
PGED aims to continuously improve the professional
knowledge and skills of pharmacists. The congress
provided participants with information on topics such
as digital transformation, biotechnology and artificial
intelligence, which will play an important role in the
pharmacy of the future, and helped their colleagues to
increase their equipment in this field.
Digital Transformation and Innovation
The E state of the future 2024 congress also shed light
on digital transformation and innovation. Pharmacists
evaluated the challenges and opportunities they face in
this process. Panels on how innovative technologies can
be used in pharmacy practice attracted great interest
from participants. Topics such as artificial intelligence and
data analytics offered important clues on how pharmacy
services will evolve in the future.
In addition, in order to increase health literacy, it was
aimed to provide regular access to accurate information
with the “Pharmetic Sağlık” magazine. To this end,
participants were provided with a variety of materials
to raise health awareness and strengthen pharmacistpatient
communication.
Dijital Dönüşüm ve Yenilikçilik
Geleceğin E hali 2024 kongresi, dijital dönüşüm ve
inovasyon konularına da ışık tuttu. Eczacılar, bu süreçte
karşılaştıkları zorlukları ve fırsatları değerlendirdi.
Yenilikçi teknolojilerin eczacılık pratiğinde nasıl
kullanılabileceği üzerine gerçekleştirilen paneller,
katılımcılardan yoğun ilgi gördü. Yapay zekâ ve veri
analitiği gibi konular, gelecekte eczacılık hizmetlerinin
nasıl evrileceğine dair önemli ipuçları sundu.
Ayrıca, sağlık okuryazarlığını artırmak adına “Pharmetic
Sağlık” dergisi ile düzenli olarak doğru bilgilere
ulaşmalarını sağlamak hedeflendi. Bu doğrultuda,
katılımcılara sağlık konusunda bilinçlenme ve eczacıhasta
iletişimini güçlendirme amacıyla çeşitli materyaller
sunuldu.
Sonuç ve Gelecek Vizyonu
Geleceğin E hali 2024 kongresi, eczacılık mesleğinin
geleceğine dair umut verici bir tablo ortaya koydu.
Katılımcılar, edindikleri bilgilerle mesleklerinde daha
etkin ve sürdürülebilir bir yaklaşım sergileme konusunda
motive oldu. PGED, bu tür etkinliklerin devam edeceğini ve
eczacıların topluma daha fazla değer katacak projelerle
yola çıkacağını duyurdu.
Kongre, Türkiye’deki eczacılık pratiğinin gelişimi
açısından önemli bir adım oldu ve katılımcılar, yeni
bağlantılar kurma ve bilgi paylaşma fırsatını yakalayarak,
mesleklerinde yenilikçi bir bakış açısı geliştirme şansı
buldu. PGED, önümüzdeki yıllarda da bu tarz etkinliklerle
eczacılığın geleceğini şekillendirmeye devam edeceğini
açıkladı.
Conclusion and Future Vision
The Future of Pharmacy 2024 congress presented
a promising picture of the future of the pharmacy
profession. Participants were motivated to take a more
effective and sustainable approach to their profession
with the knowledge they gained. PGED announced that
such events will continue and pharmacists will set out
with projects that will add more value to society.
The congress was an important step in the development
of pharmacy practice in Turkey and the participants
had the opportunity to make new connections, share
knowledge and develop an innovative perspective in
their profession. PGED announced that it will continue
to shape the future of pharmacy with such events in the
coming years.
Pharma 9
“Cardiometabolic Group”
established at Santa Farma Pharmaceuticals
Santa Farma İlaç’ta “Kardiyometabolik Grup” kuruldu
Continuing to contribute to Turkish medicine with its
80 years of experience, Santa Farma Pharmaceuticals
established the Cardiometabolic Group to offer
innovative solutions in the field of cardiovascular
diseases. This new group aims to offer patients the
best treatment options in line with developments
and scientific innovations in the healthcare sector.
The Cardiometabolic Group first introduced two new
products effective in the prevention and treatment of
critical diseases such as thrombosis and embolism to
healthcare professionals and patients. Sami Kiresepi,
CEO of Santa Farma Pharmaceuticals, stated that they
act with the slogan “My trust is complete, my treatment
is proper” and emphasized that they follow the latest
developments in the sector with their team, which they
call “Heart Union”.
Kiresepi said, “We aim to increase the importance we
attach to the health of the heart and circulatory system
by delivering the products needed to physicians and
healthcare stakeholders. We are here to offer a healthy
future. With our 80-year history of high production
quality, working principles and sustainability sensitivities,
we aim for success in this field as well.”
The newly established Cardiometabolic Group will
strengthen Santa Farma’s role in the healthcare sector
and continue to give hope to patients with innovative
treatment methods.
Santa Farma İlaç, 80 yıllık tecrübesiyle Türk tıbbına
katkıda bulunmaya devam ederken, kalp ve damar
hastalıkları alanındaki yenilikçi çözümler sunmak
amacıyla Kardiyometabolik Grup’u kurdu. Bu yeni grup,
sağlık sektöründeki gelişmeler ve bilimsel yenilikler
doğrultusunda, hastalara en iyi tedavi seçeneklerini
sunmayı hedefliyor.
Kardiyometabolik Grup, ilk olarak tromboz ve emboli gibi
kritik hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde etkili iki yeni
ürünü sağlık profesyonelleri ve hastalarla buluşturdu.
Santa Farma İlaç CEO’su Sami Kiresepi, “Güvenim tam,
tedavim sağlam” sloganıyla hareket ettiklerini belirterek,
“Kalp Birliği” adını verdikleri ekipleriyle sektördeki en son
gelişmeleri takip ettiklerini vurguladı.
Kiresepi, “Hekimlere ve sağlık alanındaki paydaşlara
ihtiyaç duyulan ürünleri ulaştırarak, kalp ve dolaşım sistemi
sağlığına verdiğimiz önemi artırmayı hedefliyoruz. Sağlıklı
bir gelecek sunmak için buradayız. 80 yıllık geçmişimiz
boyunca sürdürdüğümüz yüksek üretim kalitesi, çalışma
prensipleri ve sürdürülebilirlik hassasiyetleriyle bu alanda
da başarıyı hedefliyoruz.” dedi.
Yeni kurulan Kardiyometabolik Grup, Santa Farma’nın
sağlık sektöründeki rolünü güçlendirirken, yenilikçi tedavi
yöntemleriyle hastalara umut vermeye devam edecek.
10 Pharma
Eczaneniz için hızlı ve kolay
siparişin adresi
Gerçek Sağlık’a üye olun
İlk siparişinize özel *
Loreal tanışma seti (600 TL değerinde)
+
1 paket eczane poşeti (200 adet)
www.gerceksaglik.com.tr
info@gerceksaglik.com.tr
* Kampanya stoklarla sınırlıdır ve tüm üyelerde geçerlidir. İlgili zaman diliminde
yapacakları ilk siparişte hediye verilmektedir. Sipariş TL limiti/sınırı yoktur.
“If there is scoliosis, there is a cure!”
“Skolyoz varsa tedavisi de var!”
Acıbadem Health Group, which organizes special
events for Scoliosis Awareness Month every year,
hosted scoliosis fighters and their families at its 11th
event.
The moderator of the interview, which was held to
convey to the patients that they are not alone in this
battle, the importance of early diagnosis and regular
treatment in scoliosis treatment and new medical
developments, was the artist Özge Borak. At the event
held at Acıbadem Maslak Hospital, young people, their
families and physicians, who have signed success stories
in the fight against scoliosis, came together and shared
their experiences. Prof. Dr. Ahmet Alanay, one of the
Orthopedics and Traumatology specialists of Acıbadem
Maslak Hospital Spine Health Center, shared the latest
developments in scoliosis treatment, while Assoc. Prof.
Dr. Çağlar Yılgör gave information about brace treatment.
Young people who met with scoliosis during adolescence
and fought against their curved spines were successfully
treated with surgery or corset and managed to overcome
the difficult process. Now, some of the Scoliosis
Warriors stand out with their sports, art and academic
achievements. However, they also came together to
address their peers and share their experiences in order
to guide young people who are new to scoliosis. At the
11th Scoliosis Awareness Event held at Acıbadem Maslak
Hospital this year, Scoliosis Warriors, their families and
experts shared the visible and invisible aspects of life with
scoliosis with all their sincerity and told their bitter-sweet
experiences under the moderation of artist Özge Borak.
Her yıl Skolyoz Farkındalık Ayı’na özel etkinlikler
düzenleyen Acıbadem Sağlık Grubu, 11. etkinliğinde
skolyoz savaşçıları ve ailelerini konuk etti.
Hastalara bu savaşta yalnız olmadıklarını, skolyoz
tedavisinde erken teşhis ile düzenli tedavinin önemini ve
tıbbi yeni gelişmeleri aktarmak üzere yapılan söyleşinin
moderatörü sanatçı Özge Borak oldu. Acıbadem Maslak
Hastanesi’nde gerçekleştirilen etkinlikte; skolyozla
mücadelede başarı öykülerine imza atan gençler, aileleri
ve hekimleri bir araya gelerek kendi deneyimlerini
paylaştılar. Acıbadem Maslak Hastanesi Omurga Sağlığı
Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji uzmanlarından Prof.
Dr. Ahmet Alanay skolyoz tedavisinde yaşanan en yeni
gelişmeleri aktarırken, Doç. Dr. Çağlar Yılgör de korse
tedavisi hakkında bilgiler verdi.
Ergenlik döneminde skolyozla tanışan ve eğrilen
omurgalarına karşı savaşan gençler, ameliyatla ya da
korse ile başarıyla tedavi olup, zorlu sürecin üstesinden
gelmeyi başardılar. Şimdi, Skolyoz Savaşçılarının kimi
spor, kimi sanat, kimi de akademik başarılarıyla dikkat
çekiyorlar. Ancak onlar bir yandan da skolyozla yeni tanışan
gençlere yol gösterebilmek adına akranlarına seslenmek
ve deneyimlerini paylaşmak için bir araya geldiler.
Acıbadem Maslak Hastanesi’nde düzenlenen ve bu yıl
11.’cisi gerçekleştirilen Skolyoz Farkındalık Etkinliği’nde
Skolyoz Savaşçıları, aileleri ve uzmanlar, sanatçı Özge
Borak’ın moderatörlüğünde skolyozla yaşamın görünen
ve görünmeyen yönlerini tüm içtenlikleriyle paylaştılar,
acı-tatlı deneyimlerini anlattılar.
12 Pharma
Özge Borak: “The sufferer knows the troubles!”
Özge Borak, the moderator of the conversation, the
beloved face of the screens, the artist Özge Borak,
referring to the famous saying ‘The sufferer knows the
troubles’ in the event, which aims to raise social awareness
against scoliosis, which knocks on the door of 3 out of
every 100 children today, said the following: “I was happy
when they suggested me to be the moderator of this
event. I thought that I could learn about this disease in
more detail and meet heroes like you. More importantly,
I thought that I would have the opportunity to contribute
to the society with the awareness to be created and I was
very excited, I accepted immediately.”
Prof. Dr. Ahmet Alanay: “Early diagnosis is critical!”
Orthopedics and Traumatology Specialist Prof. Dr. Ahmet
Alanay from Acıbadem Maslak Hospital Spine Health
Center, one of the architects of scoliosis awareness
activities in Turkey, emphasized in his speech about the
latest treatment methods in scoliosis that scoliosis has
ceased to be a fate in our country in recent years thanks
to the rapid advances in technology and medicine and
the experience of physicians. Stating that early diagnosis
plays a critical role in treatment, Prof. Dr. Alanay said, “The
first step in the fight against scoliosis is the awareness of
parents. Families who are aware of scoliosis can observe
their children’s posture and spine structure and consult a
physician in case of any curvature, making early diagnosis
possible. Early diagnosis plays a critical role in determining
treatment models and overcoming the process easily.”
Assoc. Prof. Dr. Çağlar Yılgör: “Corset treatment
gives successful results”
Emphasizing that the developments in the field of
personalized corset making in recent years have made it
possible to treat some scoliosis patients without the need
for surgery, Orthopedics and Traumatology Specialist
Assoc. Prof. Çağlar Yılgör said the following about
corset treatments: “The cooperation of family, doctor,
physiotherapist and orthotist is extremely important in
the success of scoliosis treatment. With regular corset
and exercise, scoliosis can now be treated without the
need for surgery in suitable patients. Studies show that in
childhood curvatures, if the appropriate corset is worn in
the appropriate patient in accordance with the rules and
supported by exercise for the required period of time,
very serious success can be achieved in the treatment of
curvature and even scoliosis can be completely cured. For
this reason, it should be explained very well to the child
that he/she can get rid of scoliosis by wearing a corset
for a certain period of time in accordance with the rules.”
Özge Borak: “Çeken bilir dertleri!”
Söyleşinin moderatörlüğünü yapan, ekranların sevilen
yüzü, sanatçı Özge Borak günümüzde her 100 çocuktan
3’ünün kapısını çalan skolyoza karşı toplumsal farkındalığı
artırmayı hedefledikleri etkinlikte, meşhur ‘Çeken
bilir dertleri’ sözüne atıfta bulunarak şöyle konuştu:
“Bu etkinliğin moderatörlüğünü bana önerdiklerinde
sevindim. Bu hastalığı daha detaylı öğrenebileceğimi,
sizler gibi kahramanlarla tanışabileceğimi düşündüm.
Daha önemlisi, oluşturulacak farkındalıkla topluma katkı
sağlama fırsatım olur dedim ve çok heyecanlandım,
hemen kabul ettim.”
Prof. Dr. Ahmet Alanay: “Erken teşhis kritik öneme
sahip!”
Türkiye’de, toplumda skolyoz farkındalığı etkinliklerinin
mimarlarından Acıbadem Maslak Hastanesi Omurga
Sağlığı Merkezi’nden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof.
Dr. Ahmet Alanay, skolyozda en yeni tedavi yöntemlerini
anlattığı konuşmasında; son yıllarda ülkemizde gerek
teknoloji ve tıptaki hızlı ilerlemeler gerekse hekimlerin
tecrübeleri sayesinde skolyozun kader olmaktan çıktığını
vurguladı. Tedavide erken teşhisin kritik rol oynadığını
belirten Prof. Dr. Alanay “Skolyozla mücadelede ilk
adımı, ebeveynlerin farkındalığı oluşturuyor. Skolyoza
karşı bilinçli ailelerin; çocuklarının duruşları ve omurga
yapısını gözlemlemeleri sayesinde herhangi bir eğrilik
durumunda hekime başvurmaları, erken teşhisi mümkün
kılıyor. Erken teşhis ise tedavi modellerinin belirlenmesi
ve sürecin kolay bir şekilde üstesinden gelinmesinde
kritik rol oynuyor” diye konuştu.
Doç. Dr. Çağlar Yılgör: “Korse tedavisi başarılı sonuç
veriyor”
Son yıllarda kişiye özel korse yapımı konusundaki
gelişmelerin, bazı skolyoz hastalarında ameliyata gerek
bırakmadan tedaviyi mümkün kıldığını vurgulayan Ortopedi
ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağlar Yılgör, korse
tedavileri hakkında şunları söyledi: “Skolyoz tedavisinin
başarısında aile, doktor, fizyoterapist ve ortotist iş birliği
son derece önem taşıyor. Düzenli korse ve egzersiz ile
uygun hastalarda skolyoz artık ameliyata gerek kalmadan
da tedavi edilebiliyor. Yapılan çalışmalar; çocukluk
eğriliklerinde uygun hastada, uygun korsenin kurallara
uygun takılması ve gerekli süre boyunca egzersizle de
desteklenmesi durumunda eğriliğin tedavisinde çok
ciddi başarılar sağlanabildiğini hatta skolyozun tamamen
tedavi edildiğini gösteriyor. Bu nedenle belirli bir süre,
kurallara uygun şekilde korse takarak skolyozdan
kurtulabileceğinin, çocuğa çok iyi açıklanması gerekiyor.”
Pharma 13
Skolyoz savaşçıları anlattı
Doruk Bayrak / 17 yaşında / Lise 11. sınıf öğrencisi
“3 yaşındayken yüzme hocam fark etti!”
Lisede okuyan Doruk’un vücudundaki deformasyonu
ilk kez henüz 3 yaşındayken yüzme öğretmeni fark
etmiş. Anne Özgü Bayrak “Oğlum balıklama dalmak için
öne doğru eğildiğinde yüzme hocası sağ ve sol omzu
arasındaki asimetriyi fark etmiş. Bize ‘skolyoza yatkınlığı
olabilir, hep takip edin’ demişti. Hocanın uyarısının
ardından Doruk’u düzenli olarak muayene ettirdik.
2021 yılında Doruk LGS sınavına girmeden yaklaşık iki
ay önce skolyozu fark ettik. Ancak Doruk akademik bir
çocuk olduğu için LGS sınavı onun için çok önemliydi.
Dolayısıyla skolyozu biraz ötelemek durumunda kaldık.
Sınav bitince başvurduğumuz Çağlar hoca Doruk’ta 33
derecelik skolyoz teşhis etti; korse tedavisine ve schroth
egzersizlerine başladık. 6 ayda eğrilik 22 dereceye indiğini
görünce çok mutlu olduk.” diyor.
Scoliosis fighters told
Doruk Bayrak / 17 years old / High School 11th grade
student
“My swimming teacher noticed it when I was 3 years
old!”
Doruk’s swimming teacher first noticed the deformation
in his body when he was only 3 years old. “When my son
leaned forward to dive, his swimming teacher noticed the
asymmetry between his right and left shoulder. He told us
‘he may have a tendency to scoliosis, always follow him’.
After the teacher’s warning, we had Doruk examined
regularly. We noticed the scoliosis about two months
before Doruk took the LGS exam in 2021. However, since
Doruk was an academic child, the LGS exam was very
important for him. Therefore, we had to postpone the
scoliosis for a while. Çağlar, whom we consulted after the
exam was over, diagnosed a 33-degree scoliosis in Doruk;
we started corset treatment and schroth exercises. We
were very happy to see that the curvature decreased to
22 degrees in 6 months.”
“Korseyi bırakıp, doktor önlüğü giyeceğim! “
17 yaşındaki Doruk da korse takma konusunda çok
disiplinli olduğunu, bunu eğlenceli hale getirdiğini ve
artık tedavi sürecinin sonuna geldiğini belirterek şöyle
konuştu: “İlk yıl korsemi günde sadece bir saatlik ara
vererek takıyordum. Çağlar hocamız ‘yazın madem çok
yüzüyorsun, o dönemler sadece gece takman yeterli
olacaktır’ diyerek aralar veriyordu, çünkü sıcakta korse
takmak çok zor, aşırı terletiyor. Ama hocamın ve ailemin
desteğiyle artık sonuna geldim, korseyi de sadece
geceleri takmam yeterli oluyor. Şu anda fen lisesi 11.
Sınıf öğrencisiyim ve doktor olmak istiyorum. Çağlar
hocama da ‘bu korseyi çıkarıp bir gün karşınıza önlük giyip
geleceğim’ dedim ve bunu başaracağıma inanıyorum.”
14 Pharma
“I’ll give up the corset and wear a doctor’s coat!”
17-year-old Doruk also stated that he was very disciplined
about wearing a corset, that he made it fun and that he
has now come to the end of the treatment process and
said: “In the first year, I was wearing my corset with only
one hour break a day. Our teacher Çağlar used to give
breaks by saying ‘since you swim a lot in the summer,
it will be enough to wear it only at night at that time’,
because it is very difficult to wear a corset in the heat, it
makes you sweat excessively. But with the support of my
teacher and my family, I have now reached the end, and it
is enough to wear the corset only at night. I am currently
an 11th grade student at science high school and I want
to become a doctor. I told my teacher Çağlar that I will
take off this corset and come to you one day wearing a
gown, and I believe I will achieve this.”
To be able to tick the right box
Derde derman olabilmek
Blessed are those who have been bringing our
scientists together for years to serve public health,
and who have organized the umbrella organization of
science! What a great virtue it is to be able to cure the
sick and help them heal, on the one hand, and on the
other hand, to contribute to the future by protecting
the existing beauties and to generate happiness...
We are happy that our scientists are coming together
to find ways to provide the best healthcare services to
humanity. We cannot appreciate enough our scientists
who dedicate themselves to improving the quality of
life of humanity.
The most honorable work done for the benefit of
humanity is to be able to be a panacea anywhere,
anytime.
Ne mutlu, yıllardır bilim insanlarımızı halk
sağlığına hizmet etmek amacıyla bir araya
getirerek bilimin çatı organizasyonunu
gerçekleştirenlere! Bir yandan hastalara şifa
bularak iyileşmelerine vesile olabilmek, diğer
yandan var olan güzellikleri koruyarak yarınlara
ulaşmalarına katkı sağlamak, mutluluklar
oluşturabilmek ne büyük bir erdemdir...
Ne mutlu, bilim insanlarımızın bir araya gelerek
insanlığa en iyi sağlık hizmetlerini sunmanın
yollarını arıyor olmalarına. İnsanlığın yaşam
kalitesinin artmasına kendilerini adayan bilim
insanlarımızı ne kadar takdir etsek azdır.
İnsanlık yararına yapılan en şerefli iş, her zaman
her yerde derde derman olabilmeyi
başarabilmektir.
RECEP ARSLANTAŞ
COORDINATOR
recep.arslantas@img.com.tr
Pharma 15
Lilly Pharmaceuticals Volunteers came together for
goodness on the 17th Volunteering Day
Lilly İlaç Gönüllüleri,
17. Gönüllülük Günü’nde
iyilik için bir araya geldi
Lilly Pharmaceuticals organized two separate social
responsibility projects with Koruncuk Foundation
and GETEM as part of Volunteer Day, which has been
celebrated for 17 years. Volunteers aim to raise
environmental awareness and support access to
audio books for the visually impaired.
Lilly Pharmaceuticals is committed to dedicating its
time, expertise and resources to volunteering projects
to ensure social impact. Volunteering Day, organized for
the 17th time this year, stands out as one of the ways
Lilly employees around the world contribute to society.
In Türkiye, Lilly has realized two meaningful projects with
Koruncuk Foundation and Boğaziçi University Technology
and Education Laboratory for the Visually Impaired
(GETEM).
On this special day, Lilly Türkiye volunteers came
together with high school students at Koruncuk
Foundation’s village in Bolluca. Together with the Lilly
Türkiye Green Team, the volunteers organized a seminar
on waste management, sustainability and environmental
protection and shared their knowledge and experience
with the students. After the event, a terrarium workshop
was organized to raise environmental awareness.
The second project continued with the aim of increasing
access to audio books for visually impaired individuals.
Lilly volunteers gave voice to books by contributing to
this five-year project for the internet library at GETEM.
Commenting on Lilly Türkiye’s Volunteering Day activities,
Corporate Affairs Director Bahar Emeksizoğlu Pıcak said:
“For 17 years, Lilly employees have been volunteering
in more than 65 countries around the world. In order to
ensure long-term social impact, we take care to support
different non-governmental organizations every year.
This year, we aimed to leave traces of goodness with
the projects we realized with Koruncuk Foundation and
GETEM.” The efforts of Lilly volunteers to generate social
impact will continue in the coming years.
Lilly İlaç, 17 yıldır kutladığı Gönüllülük Günü kapsamında
Koruncuk Vakfı ve GETEM ile iki ayrı sosyal sorumluluk
projesi gerçekleştirdi. Gönüllüler, çevre bilincini
artırmayı ve görme engellilere sesli kitap erişimini
desteklemeyi hedefliyor.
Lilly İlaç, sosyal etki sağlamak amacıyla zamanını,
uzmanlığını ve kaynaklarını gönüllülük projelerine
adamakta kararlı. Bu yıl 17. kez düzenlenen Gönüllülük
Günü, dünya genelindeki Lilly çalışanlarının topluma katkı
sağlama yollarından biri olarak öne çıkıyor. Türkiye’de
ise Lilly, Koruncuk Vakfı ve Boğaziçi Üniversitesi Görme
Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı (GETEM) ile iki
anlamlı proje hayata geçirdi.
Lilly Türkiye gönüllüleri, bu özel günde Koruncuk Vakfı’nın
Bolluca’daki köyünde lise öğrencileriyle bir araya geldi.
Gönüllüler, Lilly Türkiye Green Team ekibi ile birlikte atık
yönetimi, sürdürülebilirlik ve çevre koruma konularında
bir seminer düzenleyerek öğrencilere bilgi ve deneyim
aktardı. Etkinliğin ardından, çevre bilincini artırmak için
teraryum atölyesi gerçekleştirildi.
İkinci proje ise, görme engelli bireylerin sesli kitap
erişimini artırmak amacıyla devam etti. Lilly gönüllüleri,
GETEM bünyesindeki internet kütüphanesi için beş yıldır
süregelen bu projeye katkıda bulunarak kitaplara ses
verdiler.
Lilly Türkiye’nin Gönüllülük Günü faaliyetlerini
değerlendiren Kurumsal İlişkiler Direktörü Bahar
Emeksizoğlu Pıcak, “17 yıl boyunca dünya çapında 65’ten
fazla ülkede Lilly çalışanları gönüllü olarak çalışıyor. Uzun
dönemli sosyal etki sağlama amacıyla her yıl farklı sivil
toplum kuruluşlarına destek vermeye özen gösteriyoruz.
Bu yıl da Koruncuk Vakfı ve GETEM ile gerçekleştirdiğimiz
projelerle iyilik izlerini bırakmayı hedefledik” şeklinde
konuştu. Lilly gönüllülerinin sosyal etki oluşturma
çabaları, gelecek yıllarda da devam edecek.
16 Pharma
Three Senior
Appointments at
Abdi İbrahim
Abdi İbrahim’den
üç üst düzey atama
Abdi İbrahim, Türkiye’s healing power, has made three
senior appointments. Sevda Tuna has been appointed as
the Director of the Chemical Production Facility, Metin
Anar as the Director of Technical Operations Supply Chain,
and Berrak Dinçtürk Uğrubol as the Director of Human
Resources for International Markets.
Continuing its mission to improve lives for 112 years, Abdi
İbrahim is expanding its management team. With extensive
experience in senior roles in the pharmaceutical industry,
Sevda Tuna, Metin Anar, and Berrak Dinçtürk Uğrubol have
joined Abdi İbrahim. Sevda Tuna will serve as the Director of
the Chemical Production Facility, Metin Anar as the Director
of Technical Operations Supply Chain within the Production &
Supply Group, and Berrak Dinçtürk Uğrubol as the Director of
Human Resources for International Markets.
Sevda Tuna: Director of Chemical Production Facility
Sevda Tuna graduated from Gazi University with a degree in
Chemical Engineering. She began her professional career at
Sanovel, where she worked for over five years as a Quality
Control Specialist and R&D Specialist. She then held several
important senior positions, including Product Responsible,
Technical Expert, Technology Transfer Leader at Sandoz, and
various roles at Novartis, culminating as the Strategic Product
Director at Novartis’ Slovenia headquarters.
Türkiye’nin iyileştiren gücü Abdi İbrahim’de üç üst düzey atama
gerçekleşti. Üretim ve Tedarik Grup Başkanlığı bünyesinde
yer alan Kimyasal Üretimler Tesis Direktörlüğü’ne Sevda
Tuna, Teknik Operasyonlar Tedarik Zinciri Direktörlüğü’ne
Metin Anar ve Uluslararası Pazarlar İnsan Kaynakları
Direktörlüğü’ne Berrak Dinçtürk Uğrubol atandı.
112 yıldır hayatı iyileştirme misyonuyla faaliyet gösteren Abdi
İbrahim, yönetim kadrosunu büyütmeyi sürdürüyor. Uzun yıllar
ilaç sektöründe üst düzey görevlerde önemli sorumluluklar
üstlenen Sevda Tuna, Metin Anar ve Berrak Dinçtürk Uğrubol
Abdi İbrahim bünyesine katıldı. Sevda Tuna, Kimyasal Üretimler
Tesis Direktörü, Metin Anar Üretim & Tedarik Grup Başkanlığı
bünyesinde, Teknik Operasyonlar Tedarik Zinciri Direktörü ve
Berrak Dinçtürk Uğrubol ise Abdi İbrahim Uluslararası Pazarlar
İnsan Kaynakları Direktörü olarak atandı.
Sevda Tuna: Kimyasal Üretimler Tesis Direktörü
Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden mezun
olan Sevda Tuna, profesyonel iş hayatına Sanovel’de
başladı. Sanovel’de Kalite Kontrol Uzmanı ve Ar-Ge Uzmanı
görevlerinde 5 yılı aşkın bir süre çalıştı. Tuna ardından sırasıyla;
Sandoz’da Ürün Sorumlusu, Teknik Ekspert, Teknoloji Transfer
Lideri, Abdi İbrahim’de Teknoloji Transfer Proje Yöneticisi,
Novartis’te Üretim ve Tedarik Zinciri Mükemmeliyeti Lideri,
Üretim Direktörü ve Novartis’in Slovenya merkezinde Stratejik
Ürün Direktörü gibi önemli üst düzey görevlerde önemli
sorumluluklar üstlendi.
18 Pharma
Metin Anar: Teknik Operasyonlar Tedarik Zinciri
Direktörü
Üretim & Tedarik Grup Başkanlığı bünyesinde, Teknik
Operasyonlar Tedarik Zinciri Direktörü olarak atanan
Metin Anar, İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri
Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Anar, Eczacıbaşı
Grup’ta Proje Uzmanı, Planlama Sorumlusu, Üretim
Hizmetleri Müdürü, Sanofi’de Tedarik Zinciri Müdürü,
Gensenta İlaç’ta Tedarik Zinciri Direktörü, Birgi Mefar’da
Operasyon Direktörü olarak görev yaptı.
Berrak Dinçtürk Uğrubol: Uluslararası Pazarlar İnsan
Kaynakları Direktörü
Uluslararası Pazarlar İnsan Kaynakları Direktörü olarak
atanan Berrak Dinçtürk Uğrubol, lisans eğitimini Boğaziçi
Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Sosyoloji bölümünde
çift ana dal yaparak tamamladı. İş hayatına BASF’de İK İş
Ortağı olarak başlayan Dinçtürk sırasıyla AstraZeneca’da
İK İş Ortağı ve İK Proje Müdürü, Pfizer’de İK İş Ortağı,
Sandoz’da İK Müdürü ile Satış Müdürü, GSK’da Türkiye,
Ortadoğu ve Afrika Bölge Ofisi’nden sorumlu İK Lideri
olarak görev aldı. Son olarak Astellas Pharma’da Türkiye,
Orta Doğu ve Afrika’dan sorumlu İK Direktörü olarak
önemli görevler üstlendi.
Metin Anar: Director of Technical Operations Supply
Chain
Metin Anar, appointed as the Director of Technical
Operations Supply Chain, graduated from Istanbul
Technical University with a degree in Industrial
Engineering. Anar has held various roles, including Project
Specialist, Planning Officer, Production Services Manager
at Eczacıbaşı Group, Supply Chain Manager at Sanofi,
Supply Chain Director at Gensenta Pharmaceuticals, and
Operations Director at Birgi Mefar.
Berrak Dinçtürk Uğrubol: Director of Human
Resources for International Markets
Berrak Dinçtürk Uğrubol has been appointed as the
Director of Human Resources for International Markets.
She completed her dual degree in International Relations
and Sociology at Boğaziçi University. She began her career
at BASF as an HR Business Partner and has since held
various roles, including HR Business Partner and Project
Manager at AstraZeneca, HR Business Partner at Pfizer,
HR Manager and Sales Manager at Sandoz, and HR Leader
for Türkiye the Middle East, and Africa at GSK. Most
recently, she served as the HR Director responsible for
Türkiye, the Middle East, and Africa at Astellas Pharma.
Pharma 19
Special invitation for skin health from
Laboratorios BABÉ!
Laboratorios BABE’den cilt sağlığına özel davet!
Kamber Çal, Chairman of BABE
Cristina Bordils Montero, CEO of BABE
Laboratorios BABE introduced its new Depigment+
series with a special event in Istanbul. In this meeting
with the participation of pharmacists and celebrities,
innovative solutions for skin health were discovered.
Held on October 16 at Feriye, one of Istanbul’s favorite
venues, the special event drew attention with the motto
“What You See and What You Cannot See”. Laboratorios
BABE, a brand known for the importance it attaches to
skin health, introduced its new Depigment+ series for
the first time in Türkiye. Pharmacists, celebrities and
influencers who attended the event had the opportunity
to experience the innovative formulas of the series.
The event started with a warm welcome followed by an
elegant and delicious brunch. BABE Chairman Kamber
Çal and CEO Cristina Bordils Montero gave a “Welcome”
speech emphasizing the brand’s vision and the importance
of the Turkish market for global growth. Spanish Brand
Strategist Gemma Martinez Chust presented BABE’s
approach to skin health and the three products of
the Depigment+ line. The Q&A session following the
presentation gave the participants the opportunity to ask
questions about the topics they were curious about.
The skin analysis and experience area created at the
end of the event attracted great interest. Participants
analyzed their skin structure under expert guidance and
experienced the effects of the products on their skin.
Laboratorios BABE, yeni Depigment+ serisini
İstanbul’da düzenlediği özel etkinlikle tanıttı. Eczacılar
ve ünlü isimlerin katılımıyla gerçekleşen bu buluşmada,
cilt sağlığına dair yenilikçi çözümler keşfedildi.
16 Ekim’de İstanbul’un gözde mekanlarından
Feriye’de gerçekleştirilen özel davet, “Gördükleriniz ve
Göremedikleriniz” mottosuyla dikkat çekti. Laboratorios
BABE, cilt sağlığına verdiği önemle bilinen bir marka
olarak, yeni Depigment+ serisini Türkiye’de ilk kez tanıttı.
Davete katılan eczacılar, ünlü isimler ve influencerlar,
serinin yenilikçi formüllerini deneyimleme fırsatı buldular.
Etkinlik, sıcak bir karşılamanın ardından zarif ve lezzetli
bir brunch ile başladı. Ardından BABE Yönetim Kurulu
Başkanı Kamber Çal ve CEO Cristina Bordils Montero,
markanın vizyonunu ve Türkiye pazarının global büyüme
için önemini vurgulayan bir “Hoş Geldiniz” konuşması
yaptılar. İspanyol Marka Stratejisti Gemma Martinez
Chust’un sunumuyla, BABE’nin cilt sağlığına dair
yaklaşımı ve Depigment+ serisinin üç ürünü detaylandırıldı.
Sunumun ardından gerçekleşen soru-cevap bölümü,
katılımcılara merak ettikleri konular hakkında sorular
sorma fırsatı sundu.
Etkinliğin sonunda oluşturulan cilt analizi ve deneyim
alanı büyük ilgi gördü. Katılımcılar, uzman rehberliğinde
cilt yapılarını analiz ederek, ürünlerin ciltleri üzerindeki
etkilerini deneyimlediler.
20 Pharma
Depigment Series: For a Luminous and Even
Complexion
The new Depigment+ line features advanced formulas
that prevent and treat skin blemishes and skin tone
unevenness. Lotion Glow, a daily face lotion, brightens
the skin, while Control Fluid, a lightweight moisturizer,
evens skin tone. With Intensive Serum to reduce
hyperpigmentation and Super Fluid Depigment+ SPF
50 sunscreen to protect against photoaging, the line
brings innovation to the skincare routine. The series’
active ingredients help to reduce the appearance of skin
discolorations, while supporting the skin barrier structure
and providing care.
Depigment Serisi: Aydınlık ve Eşit Bir Cilt İçin
Yeni Depigment+ serisi, cilt lekeleri ve cilt tonu
eşitsizliklerini önleyen ve tedavi eden gelişmiş formüllerle
dikkat çekiyor. Günlük yüz losyonu Lotion Glow, cildi
aydınlatırken, Control Fluid hafif nemlendirici, cilt tonunu
eşitliyor. Hiperpigmentasyonu azaltan Intensive Serum
ve fotoyaşlanmaya karşı koruma sağlayan Super Fluid
Depigment+ SPF 50 güneş koruyucu ile bu seri, cilt bakım
rutinine yenilik getiriyor. Serinin aktif bileşenleri, ciltteki
renk eşitsizliklerinin görünümünü azaltmaya yardımcı
olurken, cilt bariyerinin yapısını destekleyerek bakım
sağlıyor.
Pharma 21
Ulcer symptoms
may be a harbinger of stomach cancer
Ülser belirtileri mide kanseri habercisi olabilir
Ülkemizde en sık rastlanan kanser türlerinden biri olan
mide kanseri, dünyada da sıkça görülüyor. Erkeklerde
daha çok rastlanılan bir hastalık olan mide kanseri,
akciğer kanserinden sonra en sık görülen kanser türü
olarak biliniyor.
Mide kanserine neden olan risk faktörleri genel olarak;
kontrol edilebilir ve kontrol edilemez olarak ayrılıyor.
Sigara kullanımı kontrol edilebilir bir risk faktörü olarak
görülebilirken, genetik faktörler kontrol edilemez risk
faktörleri arasında yer alıyor. Yaşa bağlı olarak mide
kanseri riski yükselirken, 50 yaş üstünde mide kanseri
riski artabiliyor. Erken tanı konulan bir mide kanseri, her
kanserde olduğu gibi, tamamen tedavi edilebilir. Memorial
Diyarbakır Hastanesi Genel Cerrahi ve Onkolojik Cerrahi
Uzmanı Op. Dr. Musluh Hakseven, mide kanseri hakkında
bilgi verdi.
General Surgery and Oncological
Surgery Specialist Musluh Hakseven
Stomach cancer, one of the most common types of
cancer in our country, is also common in the world.
Stomach cancer, which is more common in men, is
known as the most common type of cancer after lung
cancer.
Risk factors that cause stomach cancer are generally
divided into controllable and uncontrollable. While
smoking can be seen as a controllable risk factor, genetic
factors are among the uncontrollable risk factors. While
the risk of stomach cancer increases with age, the risk
of stomach cancer can increase over the age of 50. As
with any cancer, stomach cancer diagnosed early can be
completely cured. Dr. Musluh Hakseven, General Surgery
and Oncological Surgery Specialist at Memorial Diyarbakır
Hospital gave information about stomach cancer.
These symptoms may be a sign of stomach cancer!
Symptoms of stomach cancer may vary from person to
person. In some individuals, since the development of
stomach cancer is a very slow process, no complaints
may not occur for years. In early stage stomach cancers,
symptoms and findings similar to the complaints that
occur in the presence of stomach ulcers may develop.
Bu belirtiler mide kanseri habercisi olabilir!
Mide kanseri belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.
Bazı bireylerde, mide kanseri gelişimi çok yavaş bir süreç
olduğu için, yıllar boyunca herhangi bir şikâyet meydana
gelmeyebilir. Erken evre mide kanserlerinde, mide ülseri
varlığında oluşan yakınmalara benzer belirti ve bulgular
gelişebilir. Bu belirtiler genel olarak; öğünler sırasında
erken doyma, yutma problemleri, öğün sonrası aşırı
şişkinlik, sürekli geğirme isteği olması, mide yanması,
geçmeyen hazımsızlık, mide ağrısı, göğüs kemiği üzerinde
ağrı hissedilmesi, kanlı kusma olarak sıralanabilmektedir.
Bu şikayetler genel itibari ile ortaya çıktığında daha farklı
ve basit problemlerin belirtileri ile karıştırılabilir. Ancak
mide kanseri açısından riskli bireylerde özellikle yutma
ve yutkunma ile ilgili problemler varlığında ileri tetkik
ve araştırmanın gerekli olduğu unutulmamalıdır. Mide
kanserinin ilerlediği vakalarda bu şikayetlerden farklı
olarak daha ağır belirtiler de meydana gelebilir. Bu
belirtiler kansızlık, midede sıvı birikimi, gaita renginde
koyulaşma, halsizlik, iştah kaybı, istemsiz kilo verme
olarak sıralanabilmektedir.
Mide kanseri en çok kimlerde görülür?
• 50 yaş üstünde mide kanseri riski artar.
• Bazı ırklarda mide kanseri daha fazla görülür.
• Mide kanseri riski sigara kullananlarda iki katına çıkar.
Özellikle mide- yemek borusu birleşiminde kanser oluşur.
• Füme ve tütsülenmiş gıdaları fazla tüketenlerde,
tuzlanmış balık, et ve salamura sebze tüketenlerde mide
22 Pharma
These symptoms can generally be listed as; early
satiety during meals, swallowing problems, excessive
bloating after meals, constant desire to burp, heartburn,
indigestion that does not go away, stomach pain, pain
over the breastbone, bloody vomiting. When these
complaints occur in general, they can be confused with the
symptoms of different and simple problems. However, it
should not be forgotten that further examination and
research is necessary in individuals at risk for stomach
cancer, especially in the presence of problems with
swallowing and swallowing. In cases where stomach
cancer progresses, more severe symptoms may also
occur in addition to these complaints. These symptoms
may include anemia, fluid accumulation in the stomach,
darkening of stool color, weakness, loss of appetite,
involuntary weight loss.
Who is most likely to get stomach cancer?
- Over the age of 50, the risk of stomach cancer increases.
- Stomach cancer is more common in some races.
- The risk of stomach cancer doubles in smokers. Cancer
occurs especially at the stomach-esophagus junction.
- Stomach cancer is more common in people who
consume smoked and smoked foods, salted fish, meat
and pickled vegetables. Dried meats contain plenty of
nitrates. Eating a lot of vegetables and fruits is protective
against stomach cancer.
- People with pernicious anemia due to vitamin B12
deficiency develop stomach cancer more frequently.
- The risk of developing stomach cancer is higher in those
who have had a previous stomach operation.
- Although the cause is unknown, more stomach cancer
has been reported in people with blood group A.
- People who carry mutations of the hereditary breast
cancer genes BRCA1 or BRCA2 may have a higher risk of
stomach cancer.
- Patients with polyps in the stomach, intestines, nose,
lungs and bladder are more likely to develop stomach
cancer.
- Some cases of stomach cancer have a history of EBV
infection.
- Workers in the coal, metal and rubber industries have a
higher risk of developing stomach cancer.
- Patients with chronic atrophic gastritis may develop
stomach cancer over time.
Laparoscopic surgery provides comfortable and fast
recovery
Although the priority in gastric cancer is correct diagnosis
and stage determination, early diagnosis is very important.
As with other cancer treatments, the treatment of gastric
cancer is evaluated in multidisciplinary tumor councils
according to the stage of the cancer and planned in the
most accurate way for the patient.
kanseri daha sık görülmektedir. Kurutulmuş etlerde bol
miktarda nitrat bulunur. Çok sebze meyve yemek mide
kanseri için koruyucudur.
• B12 vitamin eksikliğine bağlı gelişen pernisiyöz anemili
kişilerde daha sık mide kanseri gelişir.
• Daha önceden mide operasyonu geçirenlerde mide
kanseri gelişme riski daha fazladır.
• Nedeni bilinmemekle birlikte A kan gurubuna sahip
insanlarda daha fazla mide kanseri bildirilmiştir.
• Kalıtsal meme kanseri genleri BRCA1 veya BRCA2’nin
mutasyonlarını taşıyan kişilerde daha yüksek mide
kanseri olabilir.
• Mide, bağırsak, burun, akciğerler ve idrar kesesinde
polipleri olan hastalarda daha sık mide kanseri görülür.
• Bazı mide kanseri olgularında geçirilmiş EBV
enfeksiyonu öyküsü vardır.
• Kömür, metal ve kauçuk endüstrilerindeki işçilerin mide
kanseri olma riski daha yüksektir.
• Kronik atrofik gastriti olan hastalarda zamanla mide
kanseri gelişebilir.
Laparoskopik cerrahi konforlu ve hızlı iyileşme sağlıyor
Mide kanserinde öncelik doğru teşhis ve evre belirleme
olmakla birlikte, erken teşhis oldukça önem taşımaktadır.
Mide kanseri tedavisi diğer kanser tedavilerinde de
olduğu gibi, kanserin evresine göre multidisipliner tümör
konseylerinde değerlendirilerek, hasta için en doğru
şekilde planlanır. Herhangi bir şikâyet ya da belirti ile
doktora başvuran kişilerde öncelikle detaylı bir kontrol
sonrasında, muayeneye aşamasına geçilmektedir.
Pharma 23
People who consult a doctor with any complaint or
symptom are first examined after a detailed check. After
the physical examination, there may not be any findings
in the early period, or various examination findings may
be encountered depending on the stage of the diagnosis.
Once the clinical stage is determined, further tests such
as blood tests, endoscopy, tomography, PET/CT can
be performed. In people with early diagnosis, surgical
treatment is usually prioritized. In people diagnosed with
advanced stage, chemotherapy treatment is the priority,
and surgical operation may be preferred at a later stage.
In cases requiring surgical intervention, laparoscopic
surgeries can be performed with the technology
developed in recent years. Laparoscopic surgeries are
preferred because they are advantageous, comfortable
and less painful. In laparoscopic surgeries, due to the
small holes opened in the body, postoperative pain and
pain are felt less and people can recover quickly after
surgery.
Fiziksel muayene sonrasında erken dönemde herhangi
bir bulgu ile karşılaşılmayacağı gibi, tanının evresine göre
çeşitli muayene bulgularına da rastlanabilmektedir. Klinik
evre belirlenerek, kan tahlilleri, endoskopi, tomografi, Pet/
Ct gibi ileri tetkikler uygulanabilmektedir. Erken teşhis
alan kişilerde genellikle öncelikli olarak cerrahi tedavi
uygulanabilmektedir. İleri evre tanısı alan kişilerde daha
çok kemoterapi tedavisi öncelik olmakta, daha sonraki
aşamada cerrahi operasyon tercih edilebilmektedir.
Cerrahi müdahale gerektiren durumlarda ise son
yıllarda gelişen teknoloji ile laparoskopik ameliyatlar
uygulanabilmektedir. Laparoskopik yöntemin uygulandığı
ameliyatlar avantajlı, konforlu ve daha az ağrılı olduğu için
tercih edilmektedir. Laparoskopik ameliyatlarda vücuda
açılan küçük delikler nedeniyle ameliyat sonrası acı ve
ağrı daha az hissedilmekte ve kişilerde ameliyat sonrası
hızlı iyileşme görülebilmektedir.
24 Pharma
A rare neurological disorder: Stiff Person Syndrome
Nadir bir nörolojik bozukluk: Stiff Person Sendromu
Neurology Specialist Dr. Celal Şalçini
The world-famous singer Celine Dion, who is
remembered for the song of the Titanic movie she
sang, announced that she had Stiff Person Syndrome.
After Celine Dion’s statement, Stiff Person Syndrome,
also known as Stiff Person Syndrome, became a
subject of curiosity.
Stating that Stiff Person Syndrome is a neurological
disorder characterized by muscle stiffness and painful
muscle spasms, which usually becomes evident in the
spine and legs, Neurology Specialist Dr. Celal Şalçini said,
“Although the exact cause is not fully known, there is
strong evidence that it is an autoimmune disease.”
Üsküdar University NPISTANBUL Hospital Neurology
Specialist Dr. Celal Şalçini gave information about Stiff
Person Syndrome, which world-famous singer Celine
Dion also suffers from.
The exact cause is not known exactly
Noting that Stiff Person Syndrome (SPS) or Stiff Person
Syndrome is a rare and usually progressive neurological
disorder, Neurology Specialist Dr. Celal Şalçini said, “This
syndrome is characterized by muscle stiffness and painful
muscle spasms and usually becomes evident in the spine
and legs. SPS can severely affect mobility and activities of
daily living.”
Pointing out that although the exact cause of SPS is
not fully known, there is strong evidence that it is an
autoimmune disease, Dr. Celal Şalçini continued as
follows:
“Autoimmune disease means that the body’s immune
system attacks its own nerve cells. In particular, the
presence of antibodies against an enzyme called GAD
Seslendirdiği Titanik filminin şarkısı ile hafızalara
kazınan dünyaca ünlü şarkıcı Celine Dion Stiff Person
Sendromuna yakalandığını açıklamıştı. Celine Dion’un
açıklamasının ardından Katı Kişi Sendromu olarak da
bilinen Stiff Person Sendromu merak konusu oldu.
Stiff Person Sendromunun kas sertliği ve ağrılı kas
spazmları ile karakterize olan ve genellikle omurga ve
bacaklarda belirgin hale gelen nörolojik bir bozukluk
olduğunu söyleyen Nöroloji Uzmanı Dr. Celal Şalçini,
“kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, otoimmün
bir hastalık olduğuna dair güçlü kanıtlar bulunuyor.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji
Uzmanı Dr. Celal Şalçini, dünyaca ünlü şarkıcı Celine
Dion’un da muzdarip olduğu Stiff Person Sendromu
hakkında bilgi verdi.
Kesin nedeni tam olarak bilinmiyor
Stiff Person Sendromu (SPS) veya Katı Kişi Sendromunun
nadir görülen ve genellikle ilerleyici bir nörolojik bozukluk
olduğunu ifade eden Nöroloji Uzmanı Dr. Celal Şalçini,
“Bu sendrom, kas sertliği ve ağrılı kas spazmları ile
karakterizedir ve genellikle omurga ve bacaklarda
belirgin hale gelir. SPS, hareket kabiliyetini ve günlük
yaşam aktivitelerini ciddi şekilde etkileyebilir.” dedi.
SPS’nin kesin nedeninin tam olarak bilinmemekle birlikte,
otoimmün bir hastalık olduğuna dair güçlü kanıtlar
bulunduğuna dikkat çeken Dr. Celal Şalçini şöyle devam
etti:
“Otoimmün hastalık vücudun bağışıklık sisteminin kendi
sinir hücrelerine saldırması anlamına gelir. Özellikle, GAD
(glutamik asit dekarboksilaz) adı verilen bir enzime karşı
antikorların varlığı, SPS’nin tanısında önemli bir rol oynar.
GAD antikorları, sinir hücrelerinde bulunan ve GABA
(gamma-aminobutirik asit) üretiminde rol oynayan bu
enzimi hedef alır. GABA, kas hareketlerini düzenleyen bir
nörotransmitterdir ve eksikliği kas sertliği ve spazmlarına
yol açar.”
Teşhisi karmaşık olabilir
SPS’nin belirtilerinin genellikle yavaş yavaş geliştiğini
söyleyen Dr. Celal Şalçini, “Belirtiler başlangıçta
hafif olabilir. Ancak zamanla kas sertliği ve spazmları
artar. Bu belirtiler, stres, ani sesler veya dokunma gibi
tetikleyicilerle daha da kötüleşebilir. Hastalar, hareket
etmeyi zorlaştıran ve ağrılı olabilen kas spazmları
yaşayabilir. Ayrıca, denge sorunları ve düşme riski de
yaygındır.
SPS teşhisi, klinik belirtilerin yanı sıra kan testleri ve
elektromyografi (EMG) gibi testlerle konulur.
26 Pharma
(glutamic acid decarboxylase) plays an important role in
the diagnosis of SPS. GAD antibodies target this enzyme,
which is found in nerve cells and is involved in the
production of GABA (gamma-aminobutyric acid). GABA is
a neurotransmitter that regulates muscle movement and
its deficiency leads to muscle stiffness and spasms.”
Diagnosis can be complex
Indicating that the symptoms of SPS usually develop
gradually, Dr. Celal Şalçini said, “Symptoms may be mild at
first. However, muscle stiffness and spasms increase over
time. These symptoms can worsen with triggers such as
stress, sudden noises or touch. Patients may experience
muscle spasms that make it difficult to move and can be
painful. Balance problems and the risk of falls are also
common.
SPS is diagnosed through clinical symptoms as well as
tests such as blood tests and electromyography (EMG).
The presence of GAD antibodies is a strong indicator
for diagnosing SPS. However, these antibodies may not
always be present in patients with SPS, so diagnosis
can be complex and requires careful evaluation by a
neurologist.”
It can cause emotional as well as physical difficulties
“Treatment focuses on managing symptoms because
there is no definitive cure for SPS,” said Neurology
Specialist Dr. Celal Şalçini:
“Medications include muscle relaxants, anticonvulsants
(epilepsy medications) and immunomodulators. These
medications can help reduce muscle stiffness and
spasms. In addition, physical therapy and rehabilitation
play an important role in improving muscle strength and
mobility.
Living with SPS can involve both physical and emotional
challenges. Therefore, it is also important that patients
receive psychological support. Support groups and
counseling services can help patients cope with the
disease and improve their quality of life.
As Stiff Person Syndrome is a rare disease, it is important
to raise awareness among the general public. Early
detection and appropriate treatment can help patients
manage their symptoms and have a better quality of life.
Therefore, it is vital for people experiencing symptoms to
contact a healthcare professional and get the necessary
assessments.”
Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.48220
GAD antikorlarının varlığı, SPS teşhisinde güçlü bir
göstergedir. Ancak, bu antikorlar her zaman SPS’li
hastalarda bulunmayabilir, bu nedenle teşhis karmaşık
olabilir ve bir nöroloji uzmanının dikkatli değerlendirmesini
gerektirir.” şeklinde konuştu.
Fiziksel olduğu kadar duygusal zorluklara da neden
olabilir
“Tedavi, semptomların yönetilmesine odaklanır çünkü
SPS’nin kesin bir tedavisi yoktur.” diyen Nöroloji Uzmanı
Dr. Celal Şalçini sözlerini şöyle tamamladı:
“İlaçlar arasında kas gevşeticiler, antikonvülzanlar
(epilepsi ilaçları) ve immünmodülatörler yer alır. Bu
ilaçlar, kas sertliğini ve spazmları azaltmaya yardımcı
olabilir. Ayrıca, fizik tedavi ve rehabilitasyon, kas gücünü
ve hareketliliği artırmada önemli bir rol oynar.
SPS ile yaşamak hem fiziksel hem de duygusal zorluklar
içerebilir. Bu nedenle, hastaların psikolojik destek alması
da önemlidir. Destek grupları ve danışmanlık hizmetleri,
hastaların hastalıkla başa çıkmalarına ve yaşam
kalitelerini artırmalarına yardımcı olabilir.
Stiff Person Sendromu nadir bir hastalık olduğundan, halk
arasında farkındalığı artırmak önemlidir. Erken teşhis ve
uygun tedavi, hastaların semptomlarını yönetmelerine ve
daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olmalarına yardımcı
olabilir. Bu nedenle, belirtiler yaşayan kişilerin bir sağlık
profesyoneline başvurmaları ve gerekli değerlendirmeleri
yaptırmaları hayati önem taşır.”
Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.48220
Pharma 27
Technology reduces risks in spine surgery!
Teknoloji, omurga cerrahisindeki riskleri azaltıyor!
Omurga cerrahisi, karmaşık yapısı ve hassas sinir
yapıları nedeniyle zorlu bir alan olarak öne çıkıyor.
Uzmanlar, gelişen teknolojilerin bu alandaki riskleri
azaltacağını belirtiyor.
Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Op. Dr. İdris Avcı, “En fazla
boyun ve bel ağrısı olan hastalarla karşılaşıyoruz. Ancak
bu şikayetlerin yalnızca küçük bir kısmı cerrahi müdahale
gerektiriyor.” diyor. Omurganın karmaşıklığı, cerrahların
anatomi bilgisine sahip olmalarını şart koşuyor. Dr. Avcı,
teknolojinin ilerlemesiyle omurga cerrahisinin daha
hassas ve güvenli hale geleceğini vurguluyor. Yapay zekâ
destekli cerrahi sistemler, riskleri azaltmada önemli bir
rol oynayacak.
Brain, Nerve and Spinal Cord Surgeon Dr. İdris Avcı
Spine surgery stands out as a challenging field due to
its complex structure and sensitive nerve structures.
Experts state that developing technologies will
reduce the risks in this field.
Brain, Nerve and Spinal Cord Surgeon Dr. İdris Avcı said,
“We mostly encounter patients with neck and back
pain. However, only a small portion of these complaints
require surgical intervention.” The complexity of the
spine requires surgeons to have knowledge of anatomy.
Dr. Avcı emphasizes that spine surgery will become more
precise and safer with the advancement of technology.
Artificial intelligence-supported surgical systems will play
an important role in reducing risks.
Challenges in spine surgery
The biggest challenges in spine surgery are the complex
structure of the spine and the sensitivity of the
surrounding nerves. Dr. Avcı says, “Each patient’s case
should be evaluated individually. Any surgical intervention
can have serious consequences.”
Omurga cerrahisinde karşılaşılan zorluklar
Omurga cerrahisinde en büyük zorluklar, omurganın
karmaşık yapısı ve çevresindeki sinirlerin hassasiyetidir.
Dr. Avcı, “Her hastanın durumu özel olarak
değerlendirilmeli. Herhangi bir cerrahi müdahale ciddi
sonuçlar doğurabilir.” diyor.
Erken teşhis ve doğru tedavi planı
Omurga polikliniğinde en sık görülen şikayetler arasında
boyun ve bel ağrıları yer alıyor. Ancak çoğu kas kaynaklı
sorunlar ve yalnızca küçük bir kısmı cerrahi müdahale
gerektiriyor. Dr. Avcı, fizik muayenenin önemini
vurgularken, acil durumların “kırmızı bayraklar” ile
belirlenmesi gerektiğini belirtiyor.
Yapay zekâ ve nöronavigasyon ile güvenlik
Omurga cerrahisinde riskleri azaltmak için yapay zekâ
destekli programlar kullanılmakta.
28 Pharma
Early diagnosis and the right treatment plan
Neck and back pain are among the most common
complaints in the spine outpatient clinic. However,
most of them are muscle-related problems and only a
small proportion require surgical intervention. Dr. Avcı
emphasizes the importance of physical examination and
states that emergencies should be identified with “red
flags”.
Security with artificial intelligence and
neuronavigation
Artificial intelligence-supported programs are used to
reduce risks in spine surgery. “Thanks to these programs,
we can predict the alignment of the spine in preoperative
planning,” says Dr. Avcı. Neuromonitors are used to
minimize nerve damage, while neuronavigation reduces
the risks of screw placement.
Future innovations
With the advancement of technology, spine surgery will
become safer and more effective in the future. Robotic
surgeries and 3D printing technology will enable the
production of customized implants. In addition, artificial
intelligence-enabled systems will help surgeons make
better decisions.
Post-operative recovery
In order to prevent postoperative complications, patients’
health conditions need to be evaluated in detail. “The
rehabilitation process and compliance with hygiene rules
are very important,” says Dr. Avcı, adding that following
the doctor’s recommendations contributes positively to
the healing process.
Spine surgery will become more reliable and effective
with the innovations offered by technology.
Dr. Avcı, “Ameliyat öncesi planlamada bu programlar
sayesinde omurganın dizilimini öngörebiliyoruz.” diyor.
Nöromonitörler, sinir hasarını minimize etmek için
kullanılırken, nöronavigasyon ile vida yerleştirme riskleri
azaltılıyor.
Gelecekteki yenilikler
Teknolojinin ilerlemesiyle gelecekte omurga cerrahisi
daha güvenli ve etkili hale gelecek. Robotik cerrahiler ve
3D baskı teknolojisi, kişiye özel implant üretimini mümkün
kılacak. Ayrıca, yapay zekâ destekli sistemler cerrahların
daha iyi kararlar almasına yardımcı olacak.
Ameliyat sonrası iyileşme süreci
Ameliyat sonrası komplikasyonları önlemek için hastaların
sağlık durumlarının detaylı bir şekilde değerlendirilmesi
gerekiyor. Dr. Avcı, “Rehabilitasyon süreci ve hijyen
kurallarına uyulması çok önemli.” diyerek, doktorun
önerilerine uymanın iyileşme sürecine olumlu katkı
sağladığını belirtiyor.
Omurga cerrahisi, teknolojinin sunduğu yeniliklerle daha
güvenilir ve etkili bir hale gelecektir.
Pharma 29
Türkiye and Japan join
forces in the healthcare
sector!
Hakan Bulut, CEO at Fujifilm
Healthcare Türkiye
Türkiye ve Japonya sağlık
sektöründe güçlerini
birleştiriyor!
Fujifilm was the main sponsor of the Türkiye-Japan
Healthcare Business Forum in honor of the 100 years
of friendship between Türkiye and Japan, aiming to
improve the quality of life of people around the world.
This event, where important ideas and collaborations
for the future of the healthcare industry were shared,
brought together the leading names of the industry.
The forum, organized for the first time this year under
the main sponsorship of Fujifilm Healthcare Türkiye,
witnessed important cooperation and exchange of ideas
in the healthcare sector. Companies such as Sompo
Fujifilm, dünya genelinde insanların yaşam kalitesini
artırmayı hedefleyerek Türkiye ile Japonya arasındaki
100 yıllık dostluğun onuruna Türkiye-Japonya Sağlık
İş Forumu’na ana sponsor oldu. Sağlık sektörünün
geleceğine yönelik önemli fikir ve iş birliklerinin
paylaşıldığı bu etkinlik, sektörün önde gelen isimlerini
bir araya getirdi.
Fujifilm Healthcare Türkiye’nin ana sponsorluğunda bu yıl
ilk kez gerçekleştirilen forum, sağlık sektöründe önemli iş
birliği ve fikir alışverişine sahne oldu.
32 Pharma
Sigorta, Terumo Blood and Cell Technologies, Sysmex
Türkiye, Sojitz Corporation and Hitachi took part in the
event organized with the support of Foreign Economic
Relations Board of Türkiye (DEIK) and Japan External
Trade Organization (JETRO).
Commenting on the event, Hakan Bulut, CEO at
Fujifilm Healthcare Türkiye, said: “We are very proud to
contribute to the first Türkiye-Japan Healthcare Business
Forum in Türkiye. This forum provided an environment
where innovative ideas and strong collaborations in the
healthcare industry flourished. I would like to thank all
the panelists, Japanese companies and the Embassy of
Japan for their contribution to the event. I would also like
to extend a special thank you to my Fujifilm Healthcare
Türkiye team for their contribution to this success. We
look forward to coming together again next year.”
The event emphasized the importance of artificial
intelligence, early diagnosis and advanced technology
systems in healthcare. Participants had the opportunity
to listen to innovative solutions and applications for the
future of the healthcare industry. The panels on artificial
intelligence-based healthcare solutions, early diagnosis
technologies and the future of advanced medical devices
aimed to create a basis for new projects by combining
Türkiye’s contracting experience in healthcare services
with Japan’s financial strength and technological
capabilities.
DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) ve JETRO (Japan
External Trade Organization) destekleriyle düzenlenen
etkinlikte, Sompo Sigorta, Terumo Blood and Cell
Technologies, Sysmex Türkiye, Sojitz Corporation ve
Hitachi gibi firmalar da yer aldı.
Fujifilm Healthcare Türkiye Başkanı Hakan Bulut,
etkinlikle ilgili olarak, “Türkiye-Japonya Sağlık İş
Forumu’nun Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilmesine
katkı sağlamaktan büyük gurur duyuyoruz. Bu forum,
sağlık sektöründe yenilikçi fikirlerin ve güçlü iş
birliklerinin geliştiği bir ortam sağladı. Etkinliğe katkı
sunan tüm panelistlere, Japon firmalarına ve Japonya
Büyükelçiliği’ne teşekkür ederim. Ayrıca, bu başarıda
emeği geçen Fujifilm Healthcare Türkiye ekibime de özel
bir teşekkür etmek istiyorum. Gelecek yıl yeniden bir
araya gelmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.
Etkinlikte, yapay zekâ, erken teşhis ve ileri teknoloji
sistemlerinin sağlık alanındaki önemi vurgulandı.
Katılımcılar, sağlık sektörünün geleceğine dair yenilikçi
çözümler ve uygulamaları dinleme fırsatı buldu. Yapay
zekâ tabanlı sağlık çözümleri, erken tanı teknolojileri ve
ileri tıbbi cihazların geleceği üzerine yapılan panellerde,
Türkiye’nin sağlık hizmetlerindeki müteahhitlik deneyimi
ile Japonya’nın finansal gücü ve teknoloji yeteneklerinin
bir araya gelmesiyle yeni projeler için zemin oluşturulması
hedeflendi.
Pharma 33
Virtual doctor revolution in health tourism!
Sağlık Turizminde sanal doktor devrimi!
Yapay zekâ destekli dijital ikizler, sağlık sektöründe
köklü bir devrim oluşturma aşamasına geliyor. Artık
sağlık turizmi kapsamında Türkiye’ye gelerek tedavi
arayışında olan hastalar, doktorlarının dijital ikizlerinin
sunduğu tıbbi bilgilendirmelerle daha bilinçli seçimler
yapabilecekler.
Rotary Örsçelik Balkan Yapay Zekâ Ödülü’nü kazanan
Metaentry firmasının yeni projesi sayesinde, doktorlar
sanal kopyaları aracılığıyla hastalarına doğrudan
ulaşabilecekler.
MetaEntry Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özkurt, sağlık
turizminde dijital ikizlerin kullanımına yönelik yenilikçi
projeleri ile dijital ikizlerin, doktorların fiziksel video
çekimlerinin yerine geçerek tıbbi tedavileri çeşitli dillerde
anlatabileceğini belirtti.
Artificial intelligence-supported digital twins are
coming to the stage of generating a radical revolution
in the health sector. Patients who come to Türkiye as
part of health tourism and seek treatment will now
be able to make more informed choices with medical
information provided by their doctors’ digital twins.
Thanks to the new project of MetaEntry, which won
the Rotary Örsçelik Balkan Artificial Intelligence Award,
doctors will be able to reach their patients directly
through their virtual copies.
Nihat Özkurt, Chairman of the Board of MetaEntry,
stated that with their innovative project for the use of
digital twins in health tourism, digital twins can replace
the physical video footage of doctors and explain medical
treatments in various languages.
Dijital İkizler ile çok dilli hizmet verilebilecek
MetaEntry’nin geliştirdiği projeler sayesinde, doktorların
dijital ikizleri İngilizce başta olmak üzere birçok dünya
dilinde hizmet verebilecek. Yapay zekâ destekli dil
modelleme ve çeviri teknolojileri kullanılarak, dijital
ikizler çeşitli aksan ve tonlarda gerçekçi konuşmalar
yapabilecek. Özkurt, dijital ikizlerin tıbbi tedavi süreçlerini
anlatan videolar hazırlayarak hastaların doktorlarını ve
tedavi süreçlerini daha iyi anlamalarını sağlayacağını ifade
etti. Bu videolar, farklı dillerde hazırlanarak uluslararası
hastaların tedavi hakkında detaylı bilgi edinmelerine
yardımcı olacak. Hazırlanan metinler ilgili doktorun
onayından geçtikten sonra yapay zekâ tarafından yine
doktorun sesi ile hastalarına ulaştırılacak.
34 Pharma
Multilingual service will be provided with Digital
Twins
Thanks to the projects developed by MetaEntry,
doctors’ digital twins will be able to provide services
in many world languages, especially English. By using
artificial intelligence-supported language modeling and
translation technologies, digital twins will be able to have
realistic conversations in various accents and tones. Özkurt
stated that digital twins will prepare videos explaining
medical treatment processes, enabling patients to better
understand their doctors and treatment processes. These
videos will be prepared in different languages to help
international patients get detailed information about the
treatment. After the texts are approved by the relevant
doctor, they will be delivered to the patients by artificial
intelligence with the voice of the doctor.
Stating that digital twins are programmed to adapt to
patients from different cultural backgrounds, Özkurt
said that patients will feel more comfortable. It was
also emphasized that the digital twins will be able to
answer patients’ questions and address their concerns by
providing virtual consultancy services.
A breath of fresh air in Health Tourism
Stating that digital twins can be used in international
marketing and promotional activities in health tourism,
MetaEntry said, “Promotional videos and content
prepared in different languages aim to attract the
attention of potential patients and gain trust.” Özkurt
emphasized that digital twins are an important step in
the globalization of healthcare services and explained
that MetaEntry’s innovative projects will enable health
tourism to reach wider audiences and enable international
patients to receive treatment with confidence. Özkurt
said that while the digital twin project will increase
the recognition of doctors worldwide, it will also help
patients make informed decisions.
Dijital ikizlerin, farklı kültürel arka planlardan gelen
hastalara uyum sağlayabilecek şekilde programlandığını
belirten Özkurt, bu sayede hastaların kendilerini daha
rahat hissedeceğini söyledi. Ayrıca, dijital ikizlerin sanal
danışmanlık hizmetleri sunarak, hastaların sorularını
yanıtlayabileceği ve endişelerini giderebileceği de
vurgulandı.
Sağlık Turizmine yeni bir soluk
MetaEntry, dijital ikizlerin sağlık turizminde uluslararası
pazarlama ve tanıtım çalışmalarında kullanılabileceğini
belirterek, “Farklı dillerde hazırlanan tanıtım videoları
ve içerikler, potansiyel hastaların ilgisini çekmeyi ve
güven kazandırmayı hedefliyor” Dedi. Özkurt, dijital
ikizlerin sağlık hizmetlerinin globalleşmesinde önemli
bir adım olduğunu vurgulayarak, MetaEntry’nin bu
yenilikçi projeleri, sağlık turizminin daha geniş kitlelere
ulaşmasını ve uluslararası hastaların güvenle tedavi
almalarını sağlayacağını açıkladı. Özkurt, dijital ikiz projesi
ile doktorların dünya çapında tanınırlığını artırırken,
hastaların da bilinçli kararlar vermelerine yardımcı
olacağını söyledi.
Pharma 35
A New Path to Renewal!
Yenilenmenin yeni yolu!
The Fasting Mimicking Diet (FMD) is a nutritional
approach developed for a healthy lifestyle, aiming
to simulate the experience of prolonged fasting
without completely cutting off food intake. This
method, pioneered by researchers like Valter Longo,
triggers fasting-like metabolic responses through a
low-calorie, balanced diet rich in specific nutrients.
How Does It Work?
Emel Terzioğlu Arslan explains, “This model optimizes the
body’s energy sources and cellular processes. FMD can
typically be implemented every 3 to 6 months. However,
the appropriate frequency should be determined under
the supervision of a dietitian, considering personal health
conditions. After the FMD, a return to a normal diet
should be made cautiously.”
The Fasting Mimicking Diet has the following key features:
Calorie Restriction: It is generally based on a low-calorie
eating plan lasting 5 days. On the first day, 1000-1200
calories are consumed, while subsequent days involve
700-800 calories.
Nutritional Content: The diet focuses on plant-based
foods rich in healthy fats and low in carbohydrates.
Nutrient-rich vegetables, olive oil, and nuts form the
foundation of this diet.
Cell Renewal: When the body enters a fasting-like state,
a process called autophagy is activated, which helps to
Açlığı Taklit Eden Beslenme Modeli, sağlıklı bir yaşam
tarzı için geliştirilen bir beslenme yöntemi olup,
uzun süreli açlık deneyimini besin alımını tamamen
kesmeden yaşatmayı hedefliyor. Öncelikle Valter Longo
gibi araştırmacılar tarafından geliştirilmiş bu yöntem,
düşük kalorili ve belirli besin öğeleri açısından dengeli
bir diyet sunarak açlığa benzer metabolik tepkileri
tetiklemeyi amaçlıyor.
Nasıl çalışıyor?
Emel Terzioğlu Arslan, “Bu model, vücudun enerji
kaynaklarını ve hücresel süreçlerini optimize eder.
FMD genellikle 3-6 ayda bir uygulanabilir. Ancak bir
diyetisyen gözetiminde, kişisel sağlık durumu göz
önünde bulundurularak uygun sıklık belirlenmelidir. FMD
sonrasında normal beslenme düzenine dönülmelidir;
ancak bu geçiş süreci dikkatli bir şekilde yapılmalıdır”
diyor.
Açlığı Taklit Eden Beslenme Modeli şu temel özelliklere
sahiptir:
Kalori Kısıtlaması: Genellikle 5 gün süren bir düşük
kalorili beslenme planına dayanır. İlk gün 1000-1200
kalori, sonraki günler ise 700-800 kalori alınır.
Beslenme İçeriği: Bitki bazlı, sağlıklı yağlar açısından
zengin ve düşük karbonhidratlı besinler tercih edilir. Lif
açısından zengin sebzeler, zeytinyağı ve kuruyemişler gibi
besinler bu diyetin temelini oluşturur.
38 Pharma
clean and renew damaged cells.
Metabolic Health: FMD lowers insulin levels, reducing
insulin resistance and supporting fat burning.
What Are the Benefits of FMD?
Emel Terzioğlu Arslan states, “The Fasting Mimicking
Diet is an ideal method for individuals looking to improve
their metabolic health.” However, she emphasizes that
pregnant women, nursing mothers, and those with
chronic illnesses should not undertake this diet. The
health benefits of FMD include:
Cell Renewal: It activates cellular repair mechanisms,
helping the body remain youthful and vibrant.
Metabolic Health: Provides protection against diseases
such as type 2 diabetes.
Fat Burning and Weight Loss: Encourages the body to
utilize fat reserves, leading to healthy weight loss.
Anti-Aging Effects: The cleaning and renewal of damaged
cells slow down the signs of aging.
Immune Strengthening: Enhances the immune system,
increasing resistance to diseases.
The Fasting Mimicking Diet stands out as a promising
method for those looking to improve their health.
However, it is crucial to consult a healthcare professional
before embarking on this diet.
Hücre Yenilenmesi: Açlık benzeri bir duruma geçildiğinde
otofaji süreci devreye girer, bu da hasarlı hücrelerin
temizlenmesine ve yenilenmesine yardımcı olur.
Metabolik Sağlık: FMD, insülin seviyelerini düşürerek
insülin direncini azaltır, bu da yağ yakımını destekler.
FMD’nin faydaları neler?
Emel Terzioğlu Arslan, “Açlığı Taklit Eden Beslenme
Modeli, metabolik sağlığını iyileştirmek isteyen bireyler
için ideal bir yöntemdir” diyor. Ancak, hamileler,
emziren anneler ve kronik hastalığı olanların bu diyeti
uygulamaması gerektiğini vurguluyor. FMD’nin sağlık
faydaları arasında şunlar bulunuyor:
Hücre Yenilenmesi: Hücresel onarım mekanizmalarını
tetikler, vücudu daha genç ve dinç tutar.
Metabolik Sağlık: Tip 2 diyabet gibi hastalıklara karşı
koruma sağlar.
Yağ Yakımı ve Kilo Kaybı: Vücudu yağ depolarını kullanmaya
yönlendirir, sağlıklı bir kilo kaybı sağlar.
Yaşlanma Karşıtı Etkiler: Hasarlı hücrelerin temizlenmesi
ve yenilenmesi, yaşlanma belirtilerini yavaşlatır.
Bağışıklık Güçlenmesi: Bağışıklık sistemini güçlendirerek
hastalıklara karşı direnci artırır.
Açlığı Taklit Eden Beslenme Modeli, vücut sağlığını
iyileştirmek isteyenler için umut verici bir yöntem olarak
öne çıkıyor. Ancak uygulamadan önce mutlaka bir sağlık
profesyoneline danışılması gerektiği unutulmamalıdır.”
Pharma 39
Healing through the nervous system!
Sinir sistemi üzerinden iyileşme imkânı!
UZM. DR. SEVAL AKDEMİR BALTA
Neural therapy, which aims to treat diseases and
particularly pain through the autonomic nervous
system using local anesthetic medications,
accelerates the healing process by regulating nerve
transmission throughout the body.
Neural therapy is a method that involves using local
anesthetics to adjust the autonomic nervous system for
the treatment of various ailments, especially pain. This
technique aims to regulate nerve transmission in the
entire body, stimulating blood circulation, lymphatic flow,
and neural conduction. The application increases oxygen
delivery to tissues, facilitates the removal of harmful
substances, and restores nerve transmission. As a result,
the capacity of cleansed and well-commanded tissues to
self-heal is enhanced.
In neural therapy applications, local anesthetic
medications such as lidocaine or procaine are
administered via subcutaneous, intramuscular, or intraarticular
injections. The effect of this treatment method
does not stem directly from the medication itself but
rather from the stimulation of the applied area and nerve
endings.
Lokal anestezik ilaçlar kullanarak otonom sinir sistemi
üzerinden hastalıkların ve özellikle ağrının tedavisini
hedefleyen nöral terapi, vücuttaki sinir iletimini
düzenleyerek iyileşme sürecini hızlandırıyor.
Nöral terapi, çeşitli hastalıkların ve özellikle ağrıların
tedavisinde lokal anestezik ilaçların kullanılmasıyla
otonom sinir sistemi üzerinde düzenleme yapmayı
amaçlayan bir yöntemdir. Bu teknik, tüm vücutta sinir
iletimini düzenleyerek, kan dolaşımını, lenf dolaşımını ve
sinirsel iletimi uyarır. Uygulama, dokuya oksijen ulaşımını
artırırken, zararlı maddelerin temizlenmesini ve sinir
iletiminin düzelmesini sağlar. Sonuç olarak, temizlenen
ve düzenli komut alan dokunun kendini iyileştirme
kapasitesinde artış meydana gelir.
Nöral terapi uygulamalarında, lidokain veya prokain isimli
lokal anestezik ilaçlar cilt altı, kas içi veya eklem içine
enjeksiyon şeklinde kullanılır. Bu tedavi şeklinin etkisi,
doğrudan ilacın kendisinden değil, uygulanan bölge ve
sinir uçlarının uyarılmasından kaynaklanır.
Nöral terapi süreci nasıl işliyor?
İşlem genellikle 20-30 dakika sürer ve hasta, işlem
sonrasında günlük yaşamına kaldığı yerden devam
40 Pharma
How does the neural therapy process work?
The procedure typically lasts 20-30 minutes, and patients
can resume their daily activities immediately afterward.
Effects begin to manifest within 48-72 hours. After
this period, the patient is reevaluated, and treatment
can be repeated if necessary. The number of sessions
is tailored to the patient’s clinical condition and can
be adjusted to once or twice a week for a total of 3-6
sessions. When performed with appropriate techniques,
major complications are not expected in neural therapy.
However, caution is warranted for patients with bleeding
disorders.
Neural therapy can also be combined with other
treatment methods such as physical therapy, ozone
therapy, and acupuncture.
Conditions treated with neural therapy
Neural therapy is frequently employed in the treatment
of the following conditions:
Pain syndromes
Chronic degenerative diseases (e.g., knee osteoarthritis)
Herniated discs in the lower back and neck
Shoulder lesions (impingement syndrome, adhesive
capsulitis)
Fibromyalgia
Elbow problems (tennis elbow, golfer’s elbow)
Nerve compression syndromes (carpal tunnel syndrome,
piriformis syndrome)
Facial paralysis
Migraines and headaches
Restless leg syndrome
Trigeminal neuralgia
Risky Conditions
While neural therapy is an effective treatment method
for many conditions, its application is considered risky
in certain cases. Experts advise against the use of neural
therapy for the following conditions:
Cardiac rhythm disorders, decompensated heart failure,
and bradycardia
Patients with allergies to procaine and lidocaine
Acute surgical indications
Malignant diseases
Sepsis
Parkinson’s disease and multiple sclerosis
Patients with coagulation disorders or those receiving
anticoagulant therapy
When correctly applied, neural therapy emerges as a
method with the potential to enhance patients’ quality
of life.
edebilir. Etkileri 48-72 saat içinde görülmeye başlar. Bu
sürenin ardından hasta tekrar değerlendirilir ve gerekirse
tedavi tekrarlanır. Seans sayısı, hastanın klinik durumuna
bağlı olarak haftada bir veya iki kez toplam 3-6 seans
şeklinde ayarlanabilir. Uygun tekniklerle gerçekleştirilen
nöral terapide, büyük komplikasyonlar beklenmez. Ancak,
kanama bozukluğu olan hastalarda dikkatli olunması
gerekir.
Nöral terapi, fizik tedavi, ozon tedavisi ve akupunktur gibi
diğer tedavi yöntemleriyle birleştirilerek de uygulanabilir.
Nöral terapinin uygulandığı hastalıklar
Nöral terapi, özellikle aşağıdaki hastalıkların tedavisinde
sıklıkla tercih edilmektedir:
Ağrı sendromları
Kronik dejeneratif hastalıklar (örneğin, diz kireçlenmesi)
Bel ve boyun fıtıkları
Omuz lezyonları (impingement sendromu, adeziv kapsülit)
Fibromiyalji
Dirsek problemleri (tenisçi dirseği, golfçü dirseği)
Sinir basısına bağlı durumlar (karpal tünel sendromu,
piriformis sendromu)
Fasial paralizi
Migren ve baş ağrıları
Huzursuz bacak sendromu
Trigeminal nevralji
Riskli durumlar
Nöral terapi, birçok hastalığın tedavisinde etkili bir
yöntem olsa da bazı durumlarda uygulanması riskli kabul
edilmektedir. Uzmanlar, aşağıdaki hastalıklar için nöral
terapinin önerilmediğini belirtmektedir:
Kardiyak ritim bozuklukları, dekompanse kalp yetmezliği
ve bradikardi gibi kalp hastalıkları
Prokain ve lidokain alerjisi olan hastalar
Akut cerrahi endikasyonlar
Malign hastalıklar
Sepsis
Parkinson ve multipl skleroz
Pıhtılaşma bozukluğu olan hastalar ve antikoagülan
tedavi alanlar
Nöral terapi, doğru uygulandığında hastaların yaşam
kalitesini artırma potansiyeline sahip bir yöntem olarak
öne çıkmaktadır.
Pharma 41
Sandoz expands
its production and export targets in Türkiye!
Sandoz, Türkiye’deki üretim ve ihracat hedeflerini büyütüyor!
70 years of heritage in Türkiye is getting stronger
with new investments...
Global generics and biosimilars leader Sandoz is taking
its growth journey in Türkiye to a new stage. In order to
increase its production capacity in Gebze and contribute
more to exports, the company realized a capital increase
of 80 million dollars (2 billion 775 million TL). With this
investment, the company aims to increase the annual
production capacity of the Gebze Plant to 15 billion
tablets.
Operating in Türkiye for nearly 70 years, Sandoz
continues to add value to the national economy while
making significant contributions to the development of
the pharmaceutical industry. The Gebze Plant, one of the
company’s largest investments in Türkiye, exports to 60
countries and accounts for 10 percent of Türkiye’s total
pharmaceutical exports.
New records in exports targeted with capacity
increase
The Gebze Plant, which currently has an annual production
capacity of 10 billion tablets, is among the three largest
production facilities of Sandoz worldwide. With the
new investment, production capacity is planned to be
increased by 50 percent. This development will further
strengthen Türkiye’s role in pharmaceutical exports.
Türkiye’de 70 yıllık miras yeni yatırımlarla güçleniyor…
Küresel eşdeğer ve biyobenzer ilaç lideri Sandoz,
Türkiye’deki büyüme yolculuğunu yeni bir aşamaya
taşıyor. Gebze’deki üretim kapasitesini artırmak ve
ihracata daha fazla katkıda bulunmak amacıyla şirket,
80 milyon dolarlık (2 milyar 775 milyon TL) sermaye artışı
gerçekleştirdi. Bu yatırımla birlikte, Gebze Fabrikası’nın
yıllık üretim kapasitesinin 15 milyar tablete çıkarılması
hedefleniyor.
Türkiye’de yaklaşık 70 yıldır faaliyet gösteren Sandoz, ilaç
sektörünün gelişimine önemli katkılar sağlarken, ülke
ekonomisine de değer katmaya devam ediyor. Şirketin
Türkiye’deki en büyük yatırımlarından biri olan Gebze
Fabrikası, 60 ülkeye ihracat yapıyor ve Türkiye’nin toplam
ilaç ihracatının yüzde 10’unu gerçekleştiriyor.
Kapasite artışı ile ihracatta yeni rekorlar hedefleniyor
Şu anda yıllık 10 milyar tablet üretim kapasitesine sahip
olan Gebze Fabrikası, Sandoz’un dünya çapındaki en
büyük üç üretim tesisi arasında yer alıyor. Yeni yatırımla,
üretim kapasitesinin yüzde 50 oranında artırılması
planlanıyor. Bu gelişme, Türkiye’nin ilaç ihracatındaki
rolünü daha da güçlendirecek. 2023 yılında 115 milyon
dolarlık ihracat gerçekleştiren Sandoz, Türkiye’nin ilaç
ihracat şampiyonları arasında ikinci sıraya yükselerek
başarısını tescilledi.
42 Pharma
Realizing exports worth 115 million dollars in 2023,
Sandoz ranked second among Türkiye’s pharmaceutical
export champions and confirmed its success.
“We will continue to grow with our local partnerships”
Cengiz Zaim, Country President of Sandoz Türkiye,
emphasized the importance of this new investment and
said:
“We continue our investments despite local and global
challenges. This capital increase of 80 million dollars is
the most concrete indicator of our confidence in Türkiye.
We will use our investment to increase the production
capacity of our Gebze Plant. We produce 98 percent of
the products we sell in Türkiye with local partners. This
cooperation model plays a critical role in our growth.”
Türkiye’s biosimilar and generic drug leader
Sandoz is one of the world’s leading companies in
the production of generic and biosimilar medicines.
Operating in more than 100 countries with more than
400 generic medicines and 11 biosimilar products, the
company provides a significant social impact worldwide
with its annual supply of medicines to 800 million people.
Continuing to increase its investments in Türkiye,
Sandoz aims to both contribute to the local market and
strengthen its export capacity. In line with its long-term
growth strategies, the company will continue to support
Türkiye’s leading role in the healthcare sector.
“Yerel ortaklıklarımızla büyümeye devam edeceğiz”
Sandoz Türkiye Ülke Başkanı Cengiz Zaim, bu yeni
yatırımın önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Yerel ve küresel zorluklara rağmen yatırımlarımızı
sürdürüyoruz. 80 milyon dolarlık bu sermaye artırımı,
Türkiye’ye duyduğumuz güvenin en somut göstergesidir.
Yatırımımızı Gebze Fabrikamızın üretim kapasitesini
artırmak için kullanacağız. Türkiye’de sattığımız ürünlerin
yüzde 98’ini yerel ortaklarımızla üretiyoruz. Bu iş birliği
modelimiz, büyümemizde kritik bir role sahip.”
Türkiye’nin biyobenzer ve eşdeğer ilaç lideri
Sandoz, eşdeğer ve biyobenzer ilaç üretiminde dünyanın
lider şirketlerinden biri. 100’den fazla ülkede 400’den fazla
eşdeğer ilaç ve 11 biyobenzer ürünle faaliyet gösteren
şirket, yıllık 800 milyon kişiye ulaşan ilaç tedariğiyle dünya
çapında önemli bir sosyal etki sağlıyor.
Türkiye’deki yatırımlarını artırarak sürdüren Sandoz, hem
yerel pazara katkı sağlamayı hem de ihracat kapasitesini
güçlendirmeyi hedefliyor. Şirket, uzun vadeli büyüme
stratejileri doğrultusunda, Türkiye’nin sağlık sektöründeki
öncü rolünü desteklemeye devam edecek.
Pharma 43
Being aware of hepatitis protects the liver!
Hepatitin farkında olmak karaciğeri koruyor!
Prof. Dr. Emre Yıldırım
Hepatitis can occur for a variety of reasons, including
viruses, alcohol abuse, medications, toxins or
autoimmune diseases. Hepatitis means inflammation
of the liver and is a serious health problem affecting
millions of people worldwide.
The most common viral causes are known as type A,
B, C, D and E hepatitis viruses. These viruses can be
transmitted in different ways. While hepatitis A and E
are transmitted through contaminated water and food,
hepatitis B, C and D are transmitted through contact with
blood and body fluids. Viral hepatitis causes 1.3 million
deaths and 2.2 million new infections annually. Prof.
Dr. Emre Yıldırım from Memorial Bahçelievler Hospital
Gastroenterology Department gave information about
hepatitis and hepatitis prevention methods.
The risk of liver cancer increases in hepatitis B and C
patients!
“Hepatitis is an inflammation of the liver, mostly caused
by a viral infection. There are five main hepatitis viruses,
called types A, B, C, D and E. According to the latest data,
1.1 million people in the world and about 15-20 thousand
people in Turkey die every year from liver cirrhosis and
liver cancer due to hepatitis B and hepatitis C. As in the
world, there is an increase in the number of people who
lose their lives in our country even though they can be
cured with early diagnosis. Research shows that at least
Hepatit; virüsler, alkol kullanımı, ilaçlar, toksinler veya
otoimmün hastalıklar gibi çeşitli nedenlerle ortaya
çıkabiliyor. Hepatit, karaciğer iltihaplanması anlamına
geliyor ve dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen
ciddi bir sağlık sorunu oluyor.
Viral nedenlerin en yaygın olanları ise A, B, C, D ve E tipi
hepatit virüsleri olarak biliniyor. Bu virüsler farklı yollarla
bulaşabiliyor. Hepatit A ve E kirli su ve gıda ile bulaşırken,
Hepatit B, C ve D ise kan ve vücut sıvıları ile temas
sonucu bulaşıyor. Viral hepatitler yılda 1,3 milyon ölüme
ve 2,2 milyon yeni enfeksiyona neden oluyor. Memorial
Bahçelievler Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden
Prof. Dr. Emre Yıldırım, hepatit ve hepatitten korunma
yöntemleri hakkında ilgili bilgi verdi.
Hepatit B ve C hastalarında karaciğer kanseri riski artıyor!
“Hepatit, çoğunlukla viral bir enfeksiyonun neden
olduğu karaciğer iltihabıdır. A, B, C, D ve E tipleri olarak
adlandırılan beş ana hepatit virüsü vardır. Son verilere
göre dünyada 1.1 milyon, Türkiye’de ise yaklaşık 15-20
bin kişi her yıl hepatit B ve hepatit C’ye bağlı karaciğer
sirozu ve karaciğer kanserinden hayatını kaybetmektedir.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de erken teşhisle tedavisi
olabileceği halde hayatını kaybedenleri sayısında yükseliş
gözlemlenmektedir. Araştırmalar insanların en az
yarısının hepatit B ve hepatit C’nin en önemli karaciğer
kanseri sebebi olduğunu bilmediklerini göstermektedir.
Hepatit B ve hepatit C hastalarında kanser gelişme riski,
günde bir paket sigara içen insanlardaki kanser riskine
eşit hatta daha fazladır.”
Yorgunluk, karın ağrısı veya idrar renginde koyulaşmaya
dikkat!
“Hepatit belirtileri kişiden kişiye değişebilir, ancak yaygın
semptomlar arasında yorgunluk, karın ağrısı, iştah kaybı,
sararma (cilt ve gözlerde), idrar renginde koyulaşma ve
kilo kaybı bulunmaktadır. Hepatit uzun dönemde kronik
hale geldiğinde ise yaşamı tehlikeye sokan karaciğer
sirozu veya karaciğer kanseri gibi ciddi komplikasyonlara
yol açabilmektedir. Her 30 saniyede bir kişinin hepatitle
ilişkili bir hastalıktan ölmesi nedeniyle, hayat kurtarmak
ve sağlık sonuçlarını iyileştirmek için hepatiti daha iyi
önleme, teşhis ve tedavi konusunda harekete geçmeyi
hızlandırmak hayati öneme sahip olmaktadır.”
Aşılama ve hijyen kurallarına uymak hepatite karşı
koruyor
“Hepatit virüslerinin yayılmasını önlemek için aşılama,
hijyen kurallarına uyulması ve sterilizasyon önlemlerinin
alınması önemlidir.
44 Pharma
half of people do not know that hepatitis B and hepatitis
C are the most important causes of liver cancer. The
risk of developing cancer in people with hepatitis B and
hepatitis C is equal to or even higher than the risk of
cancer in people who smoke a pack of cigarettes a day.”
Beware of fatigue, abdominal pain or darkening of
urine color!
“Symptoms of hepatitis can vary from person to person,
but common symptoms include fatigue, abdominal
pain, loss of appetite, yellowing (of the skin and eyes),
darkening of urine color and weight loss. When hepatitis
becomes chronic over the long term, it can lead to serious
complications such as life-threatening liver cirrhosis or
liver cancer. With one person dying every 30 seconds
from a hepatitis-related disease, it is vital to accelerate
action to better prevent, diagnose and treat hepatitis to
save lives and improve health outcomes.”
Vaccination and compliance with hygiene rules
protect against hepatitis
“Vaccination, compliance with hygiene rules and
sterilization measures are important to prevent the
spread of hepatitis viruses. In terms of treatment, early
diagnosis and appropriate medical intervention are
of great importance. Even though there is a method
of protection against infection with vaccination for
hepatitis B, unfortunately, only 45% of newborn babies
in the world can be protected by vaccination. Although
there are effective antiviral drugs for hepatitis B and C,
identifying infected patients and starting treatment as
soon as possible minimizes the possibility of cirrhosis and
liver cancer. The infectiousness of these patients under
treatment is also prevented. The way to eliminate viral
hepatitis worldwide is through vaccination and finding
and treating infectious patients. World Hepatitis Day
raises public awareness about the effects of hepatitis
viruses and emphasizes the importance of early diagnosis
and treatment. It also seeks to encourage global action
to improve health policies, increase vaccination rates
and implement infection control strategies. For this
purpose, the awareness day is very important. The motto
“be aware, be tested, be treated” can only be realized by
taking action. Achieving the WHO target of elimination
by 2030 is still possible if action is taken quickly now.”
Tedavi açısından ise erken teşhis ve uygun tıbbi müdahale
büyük önem taşımaktadır. Hepatit B için aşılama ile
enfeksiyondan korunma yöntemi varken bile maalesef
dünya üzerinde yeni doğan bebeklerin sadece %45’i
aşılanarak korunabilmektedir. Hepatit B ve C için etkili
antiviral ilaçlar bulunmakla birlikte enfekte hastaların
saptanması ve bir an önce tedaviye başlanması
siroz ve karaciğer kanseri olasılığını minimuma
indirmektedir. Tedavi altındaki bu hastaların bulaşıcılığı
da önlenmektedir. Dünya üzerinde viral hepatitlerin
ortadan kaldırılmasının yöntemi aşı ve bulaşıcılığı olan
hastaları bulup tedavi etmekten geçmektedir. Dünya
Hepatit Gününde, toplumları hepatit virüslerinin etkileri
konusunda bilinçlendirerek, erken teşhisin ve tedavinin
önemini vurgulamaktadır. Ayrıca sağlık politikalarının
geliştirilmesi, aşılanma oranlarının artırılması ve
enfeksiyon kontrolü stratejilerinin uygulanması
konusunda küresel çapta harekete geçilmesini teşvik
etmeye çalışmaktadır. Bu amaçla farkındalık günü çok
önemlidir. Farkında ol, test ol, tedavi ol mottosu ancak
hareket geçerek gerçekleşebilir. DSÖ’nün 2030 yılına
kadar ortadan kaldırma hedefine ulaşılması, şimdi hızlı
bir şekilde harekete geçilmesi halinde hala mümkün
olabilir.”
Pharma 45
Open the door to healthy aging
Sağlıklı yaşlanmanın kapılarını aralayın
Revolutionizing the field of omega-3 supplements,
NUA has entered the Turkish market. NUA aims to
support healthy aging by offering DHA and EPA in
separate capsules.
The way to stay healthy and young is now in Türkiye! The
NUA brand broke new ground in Omega-3 supplements
with its innovative formula that aims to slow down
cellular aging. Leading the “Longevity” (longevity and
healthy living) trend, NUA has broken new ground in
Türkiye by offering DHA and EPA fatty acids in separate
capsules. The launch event in Istanbul attracted great
interest with the slogan “Youth Beyond Time”. At the
event, world-renowned marine biologist Dr. Mercedes
Aguirre Lipperheide and Pharmacist Filip De Groeve
shared valuable information about the health effects of
Omega-3 and the growing Longevity trend.
Healthy living awareness is spreading rapidly around the
world. The Longevity trend, which attracts great interest
in Europe and America, is also finding its place in Türkiye.
NUA aims to slow down the cellular aging process with
scientific innovations, starting the journey of healthy
aging and increasing the quality of life.
Omega-3 takviyeleri alanında devrim oluşturan NUA,
Türkiye pazarına giriş yaptı. NUA, DHA ve EPA’yı ayrı
kapsüllerde sunarak sağlıklı yaşlanmayı desteklemeyi
hedefliyor.
Sağlıklı ve genç kalmanın yolu artık Türkiye’de! NUA
markası, hücresel yaşlanmayı yavaşlatmayı amaçlayan
yenilikçi formülü ile Omega-3 takviyelerinde çığır açtı.
“Longevity” (uzun ömür ve sağlıklı yaşam) trendine öncülük
eden NUA, DHA ve EPA yağ asitlerini ayrı kapsüllerde
sunarak Türkiye’de bir ilke imza attı. İstanbul’da
gerçekleştirilen lansmanda “Zamanın Ötesinde Gençlik”
sloganı ile büyük bir ilgi toplandı. Etkinlikte, dünyaca
ünlü deniz biyoloğu Dr. Mercedes Aguirre Lipperheide
ve Eczacı Filip De Groeve, Omega-3’ün sağlık üzerindeki
etkileri ve büyüyen Longevity trendi hakkında değerli
bilgiler paylaştı.
Dünya genelinde sağlıklı yaşam bilinci hızla yaygınlaşıyor.
Avrupa ve Amerika’da büyük bir ilgi gören Longevity
trendi, Türkiye’de de kendine yer buluyor. NUA, hücresel
yaşlanma sürecini bilimsel inovasyonlarla yavaşlatmayı
hedefleyerek, sağlıklı yaş alma ve yaşam kalitesini artırma
yolculuğunu başlatıyor.
Omega-3 ile sağlığınıza yatırım yapın!
Kardiyovasküler hastalıklar, Türkiye’de en yaygın ölüm
nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Omega-3
yağ asitleri, bu hastalıklara karşı önemli bir koruma
sağlıyor. NUA, DHA ve EPA’yı ayrı kapsüllerde sunarak
Türkiye’de Omega-3 takviyelerini yeniden şekillendiriyor.
Her kapsülde %90’ın üzerinde saflık oranı sunan NUA,
sektördeki standartları yükseltiyor. Ürünler, 5 yıldızlı IFOS
sertifikası ile en yüksek kalitedeki EPA ve DHA içeriklerini
tüketicilere ulaştırıyor.
46 Pharma
Invest in your health with Omega-3!
Cardiovascular diseases are one of the most common
causes of death in Türkiye. Omega-3 fatty acids provide
important protection against these diseases. NUA is
reshaping Omega-3 supplements in Türkiye by offering
DHA and EPA in separate capsules. Offering a purity rate
of over 90% in each capsule, NUA raises the standards
in the industry. The products deliver the highest quality
EPA and DHA ingredients to consumers with 5-star IFOS
certification.
Dr. Mercedes Aguirre Lipperheide emphasized the
health benefits of Omega-3 at the launch and said, “We
are proud to be the first brand to offer DHA and EPA
in separate capsules. Our products stand out as a pure
source of health, without the smell or taste of fish.”
The contribution of omega-3 fatty acids to heart
health has been proven by scientific data. Individuals
with an omega-3 index above 8% have minimal risk of
cardiovascular disease. NUA fills this gap in the Turkish
market with its high purity DHA and EPA content.
Commenting on the scientific formulations of the
products, Pharmacist Filip De Groeve said, “Omega-3
fatty acids are essential for a long and healthy life. Such
a high quality product has never been offered in Türkiye
before. NUA makes a difference in the sector with its
products with over 90% purity.”
Leadership that makes a difference in competition
Unrivaled in the Turkish market, NUA aims to be the
biggest supporter of the healthy aging process by
offering over 90% purity in Omega-3 supplements. At
the end of the launch, Pharmacist Filip De Groeve said,
“The average life expectancy of individuals born today is
80-85 years. We are committed to scientific research and
developing innovative products to ensure that this time
is healthy and full.”
Dr. Mercedes Aguirre Lipperheide, lansmanda Omega-
3’ün sağlık üzerindeki faydalarını vurgulayarak, “DHA
ve EPA’yı ayrı kapsüllerde sunan ilk marka olmanın
gururunu yaşıyoruz. Ürünlerimiz, balık kokusu veya tadı
olmadan, saf bir sağlık kaynağı olarak öne çıkıyor” dedi.
Omega-3 yağ asitlerinin kalp sağlığına olan katkısı bilimsel
verilerle kanıtlanmış durumda. Omega-3 indeksinin %8’in
üzerinde olduğu bireylerde kardiyovasküler hastalık riski
minimum seviyelerde bulunuyor. NUA, yüksek saflıkta
DHA ve EPA içeriği ile Türkiye pazarındaki bu boşluğu
dolduruyor.Eczacı Filip De Groeve, ürünlerin bilimsel
formülasyonlarını aktarırken, “Omega-3 yağ asitleri,
uzun ve sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmezdir. Türkiye’de
böyle yüksek kaliteli bir ürün daha önce sunulmamıştı.
NUA, %90’ın üzerinde saflıkta ürünleriyle sektörde fark
oluşturuyor” diye belirtti.
Rekabette fark açan liderlik
Türkiye pazarında rakipsiz konumda olan NUA, Omega-3
takviyelerinde %90’ın üzerinde saflık sunarak sağlıklı
yaşlanma sürecinin en büyük destekçisi olmayı hedefliyor.
Lansmanın son kısmında Eczacı Filip De Groeve, “Bugün
doğan bireylerin ortalama yaşam süresi 80-85 yıl. Biz,
bu sürenin sağlıklı ve dolu dolu geçmesini sağlamak için
bilimsel araştırmalar ve yenilikçi ürünler geliştiriyoruz”
dedi.
Bowed legs threaten quality of life!
Parantez bacak görünümü yaşam kalitesini tehdit ediyor!
Orthopedics and Traumatology
Specialist Op. Dr. Ömer Yonga
Knee joint issues can adversely affect the
quality of life for individuals in middle age and
beyond. Particularly common in people in their
40s, the appearance of bowed legs can lead to
both physiological and psychological problems.
Orthopedics and Traumatology Specialist Op. Dr.
Ömer Yonga emphasizes that this condition often
arises from underlying issues, stating, “The deformity
and bending in the legs significantly impact a person’s
quality of life.”
Dr. Yonga highlights that high tibial osteotomy surgery
offers a solution for correcting alignment problems in the
knee joint, alleviating aesthetic concerns while reducing
pain and restoring mobility. “Additionally, it is possible to
decrease the need for total knee replacement,” he adds.
Diz eklemi sorunları, orta yaş ve sonrasında bireylerin
yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Özellikle 40’lı
yaşlardan itibaren sıkça karşılaşılan parantez bacak
görünümü hem fizyolojik hem de psikolojik sorunlara
yol açabiliyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op.
Dr. Ömer Yonga, bu durumun altta yatan sorunlarla
birlikte ortaya çıktığını belirterek, “Bacaklardaki şekil
bozukluğu ve eğilme, kişinin yaşam kalitesini ciddi
şekilde etkiliyor,” dedi.
Op. Dr. Yonga, yüksek tibial osteotomi ameliyatının
diz eklemindeki hizalama bozukluklarını düzeltme
imkânı sunduğunu ve bu sayede hem estetik kaygıların
giderildiğini hem de hastanın ağrısının azaltılarak hareket
kabiliyetinin geri kazanıldığını vurguladı. “Ayrıca, total diz
protezi ihtiyacının azalmasını sağlamak mümkün,” diye
ekledi.
Orta Yaşlı Bireyler ve Diz Problemleri
40-65 yaş arası bireyler, orta yaşlı kişiler olarak kabul
edilmektedir. Yaşla birlikte diz problemleri ve kıkırdak
sorunlarının daha yaygın hale geldiğini belirten Dr. Yonga,
“40 yaşından sonra diz ön ağrısı ve kıkırdak aşınması
gibi sorunlar sıkça görülebiliyor. Daha ileri yaşlarda ise
osteoartrit ve bağ dokusu problemleri ortaya çıkabilir,”
dedi. Özellikle spor yapmayan bireylerin aniden spora
başlaması sonucunda menüsküs yaralanmaları gibi
durumların da artış gösterdiğini ifade etti.
Şikayetler ve nedenleri
40 yaş üstü hastalarda genellikle diz kapağı ile diz
arasındaki aşınmanın sorun oluşturduğunu belirten Dr.
Yonga, “Vücudumuzda 35-40 yaşlarından sonra yıkım
süreci artmaya başlıyor. Bu, merdiven çıkarken zorluk ve
dizlerden ses gelmesi gibi şikayetlere yol açıyor,” dedi.
48 Pharma
Middle-Aged Individuals and Knee Problems
Individuals aged 40 to 65 are classified as middle-aged.
Dr. Yonga notes that as people age, knee problems and
cartilage issues become more prevalent. “After age 40,
knee pain and cartilage wear are commonly observed. In
older age, osteoarthritis and connective tissue problems
may also emerge,” he explains. He also points out an
increase in meniscus injuries among those who suddenly
begin exercising after being inactive.
Complaints and Their Causes
For patients over 40, issues typically arise from wear
between the kneecap and the knee joint, according to
Dr. Yonga. “After the age of 35-40, the body enters an
accelerated breakdown phase. This leads to complaints
such as difficulty climbing stairs and noise from the
Eğer önlem alınmazsa, kıkırdaktaki aşınmanın zamanla
arttığına dikkat çekti.
Parantez bacak görünümünün etkileri
Parantez bacak görünümü, genellikle 40’lı yaşlardan
itibaren ortaya çıkıyor. Dr. Yonga, bu durumun
osteoporoz gibi faktörlerle ilişkilendirildiğini belirtti:
“Kemik yoğunluğunun azalması, kemiklerin zayıflayıp
deforme olmasına ve dolayısıyla bacakların düzgün
hizalanmamasına neden olabiliyor.” Ayrıca, obezitenin de
dizlere binen ağırlığı artırarak bu durumu kötüleştirdiğini
ekledi.
knees,” he states. He warns that without preventive
measures, cartilage wear can progressively worsen.
Effects of Bowed Legs
The appearance of bowed legs usually becomes
noticeable in the 40s. Dr. Yonga associates this condition
with factors like osteoporosis, stating, “Decreased bone
density can lead to weakened and deformed bones,
causing misalignment of the legs.” He adds that obesity
also exacerbates this issue by increasing the load on the
knees.
Relationship with Body Mass Index
Dr. Yonga notes that as people age, an increase in
body mass index makes the appearance of bowed legs
more pronounced. “Patients often come in saying, ‘My
deformity has worsened in the last five years, and I feel
shorter,’” he explains. He also mentions that women are
at a higher risk of developing osteoarthritis.
Treatment Methods
Dr. Yonga explains that the treatment approach is tailored
to each patient’s condition: “Initially, we take a leg length
radiograph for angular assessment, followed by an MRI
to evaluate the state of the joint.” He may recommend
non-steroidal treatments or physical therapy exercises,
and occasionally the use of custom-made orthotics.
However, if the deformity is severe, surgical intervention
may be necessary.
Vücut kitle indeksi ile ilişki
Yaş ilerledikçe vücut kitle indeksinin artmasıyla birlikte
parantez bacak görünümünün daha belirgin hale
geldiğini belirten Dr. Yonga, “Hastalar, ‘Son 5 yılda şekil
bozukluğum arttı, boyum kısaldı’ diyerek başvuruyor,”
dedi. Kadınların osteoartrit gelişim riskinin daha yüksek
olduğunu da sözlerine ekledi.
Tedavi yöntemleri
Tedavi yaklaşımının hastanın durumuna göre belirlendiğini
belirten Dr. Yonga, “Hastaya ilk değerlendirmede bacak
uzunluk grafisi çekiyoruz ve ardından MR görüntülemesiyle
eklemdeki durumu değerlendiriyoruz,” dedi. Non-steroid
tedaviler veya fizik tedavi egzersizleri öneren Dr. Yonga,
bazen özel yapım tabanlıkların da kullanılabileceğini
belirtti. Ancak bozukluk ileri seviyedeyse cerrahi
müdahale gerekebiliyor.
Cerrahinin önemi
Özellikle 60 yaş altındaki bireylerde uygulanan tibial
osteotomi ameliyatının, hem sorunu çözdüğünü hem de
eklemi koruduğunu belirten Dr. Yonga, “Bu ameliyatla,
dizdeki yük sağlam tarafa aktarılıyor, böylece ağrı azalıyor
ve hareket kabiliyeti artıyor,” dedi. Ameliyat sonrası
hastaların iki gün içinde ayağa kalktığını ve fizik tedavi ile
süreçlerin desteklendiğini aktardı.
Dr. Yonga, “Hedefimiz, hastaların normal yaşamlarına
dönmesini sağlamak ve total diz protezi ihtiyacını
ertelemek,” diyerek sözlerini tamamladı.
50 Pharma
Importance of Surgery
Dr. Yonga emphasizes that tibial osteotomy surgery,
particularly for individuals under 60, not only resolves
the issue but also protects the joint. “This surgery
redistributes the load from the damaged area of the
knee to the healthy side, reducing pain and improving
mobility,” he explains. He notes that patients are often
able to stand within two days post-surgery, with physical
therapy aiding their recovery.
Dr. Yonga concludes, “Our goal is to enable patients to
return to their normal lives and postpone the need for
total knee replacement.”
Look at your contact lens like your “eye”!
Kontak lensinize “gözünüz” gibi bakın!
İstanbul Atlas Üniversitesi Meslek Yüksekokulu
Optisyenlik Programı Öğretim Görevlisi İlkay Altunsoy,
kontak lens kullanımında dikkat edilmesi gerekenlere
ilişkin önerilerde bulundu.
Kontak lenslerin, uzman göz hekimleri tarafından tespit
edilen refraksiyon kusurlarının düzeltilmesinin yanı sıra
estetik veya terapötik amaçlı da kullanıldığını kaydeden
İlkay Altunsoy, doğrudan görme organı ile temas ettiği
için kontak lenslerin kullanımında dikkatli davranılması
gerektiğini söyledi.
Istanbul Atlas University Vocational School
Opticianry Program Lecturer İlkay Altunsoy made
suggestions on what should be considered in the use
of contact lenses.
Noting that contact lenses are used for aesthetic
or therapeutic purposes as well as the correction
of refractive errors detected by specialist
ophthalmologists, İlkay Altunsoy said that care
should be taken in the use of contact lenses as they
come into direct contact with the organ of vision.
Attention to hygiene in lens use
Stating that contact lenses should be purchased from
the optician’s office after a detailed examination by the
ophthalmologist and with the contact lens prescription
given afterwards, Altunsoy said, “The first and most
important condition for people who will use contact
lenses is to follow the cleaning rules. Before starting to
use contact lenses, no cream, solution, lotion-like things
should be used on the hands. Before contacting the
lens, hands should be washed with bar soap and dried
thoroughly with a disposable towel cloth, dust and hair
should not remain. These procedures should be repeated
while wearing and removing the lens.”
Makeup should be applied after lens insertion
Indicating that make-up should be applied after the
contact lens is worn, Altunsoy said, “Make-up should be
cleaned after the contact lens is removed. Make sure that
the make-up materials are reliable and should be used
correctly. Contact lens is personalized. Just as we do not
share our toothbrush with a relative or friend, we cannot
share contact lenses. In such a case, many negative
situations and infectious diseases may be encountered.”
Lens kullanımında hijyene dikkat
Kontak lenslerin göz hekimi tarafından yapılan detaylı
bir muayene sonucu ve sonrasında verilen kontak
lens reçetesi ile optisyenlik müessesesinden alınması
gerektiğini belirten Altunsoy, “Kontak lens kullanacak
kişiler için ilk ve en önemli şart temizlik kurallarına
uymaktır. Kontak lensi kullanmaya başlamadan önce
ellerde krem, solüsyon, losyon benzeri şeyler kullanılmış
olmamalıdır. Lense temas etmeden önce muhakkak eller
kalıp sabun ile yıkanmalı ve tek kullanımlık bir havlu bez
ile iyice kurulanmalı, toz, tüy kalmamalıdır. Lensi takarken
ve de çıkarırken bu işlemler tekrarlanmalıdır” dedi.
Lens takıldıktan sonra makyaj yapılmalı
Makyaj yapılacak ise kontak lens takıldıktan sonra
makyaj yapılması gerektiğini belirten Altunsoy, “Kontak
lens çıkarıldıktan sonra makyaj temizlenmelidir. Makyaj
malzemelerinin güvenilir olduğundan emin olunmalı
ve doğru kullanılmalıdır. Kontak lens kişiye özeldir.
Nasıl ki diş fırçamızı bir yakınımız ya da arkadaşımız ile
paylaşmıyorsak kontak lensi de paylaşamayız. Böyle
bir durumda yine birçok olumsuz durum ve bulaşıcı
hastalıklar ile karşı karşıya kalınabilir” dedi.
Lensler ile banyoya girilmemeli
Kontak lensler ile banyoya girilmemesi gerektiğini
söyleyen İlkay Altunsoy, “Duşta maruz kalınan su ve
52 Pharma
Do not enter the bathroom with lenses
Recording that contact lenses should not be worn in the
bathroom, İlkay Altunsoy said, “Water and chemical wastes
exposed in the shower increase the risk of infection.
Since pool and sea water also carries the risk of infection,
contact lens wearers should use protective goggles in
these places.” Altunsoy said, “While maintaining and
cleaning contact lenses, when cleaning the lens cases,
the solution compatible with the lens should be used,
and tap water should never be used. Lens boxes should
be renewed at each lens change.”
Beware of dry eye symptom!
Noting that the daily contact lens wearing period should
be limited to 8-10 hours, İlkay Altunsoy said, “Dry eye
symptoms may develop in the eye as a result of contact
lens use. In this case, the ophthalmologist should be
examined again and the drops prescribed by the physician
should be used. Daily disposable lenses or lenses with
frequent changes can also be preferred to reduce dry
eye symptoms. In the presence of conditions such as
burring, stinging, pain, watering, blurred vision, light
sensitivity in contact lens use, you should be examined
by an ophthalmologist immediately and the treatment
recommended by the physician should not be interrupted.
In this case, lens use should be suspended and glasses
should be worn. Every contact lens wearer should also
have prescription optical glasses. The daily contact lens
wearing period should be limited to 8-10 hours and
glasses should be worn after these hours. In cases of viral
infections such as flu, colds and herpes, contact lens use
should be interrupted and glasses should be worn.”
Regular eye examinations should not be disrupted
Stating that contact lenses should not be used for longer
than the period recommended by the ophthalmologist,
Lecturer İlkay Altunsoy said, “Lens users should be
regularly examined by an ophthalmologist and after 1
year, which is the prescription validity period, they should
print a prescription again and obtain their lenses from the
optician’s office.”
kimyasal atıklar enfeksiyon riskini arttırır. Havuz ve
deniz suyu da enfeksiyon riski taşıdığından kontak lens
kullanıcıları buralarda koruyucu gözlük kullanmalıdır”
uyarısında bulundu. Altunsoy, “Kontak lenslerin bakım ve
temizliğini yaparken, lens kutularını temizlerken, lens ile
uyumlu olan solüsyon kullanılmalı, kesinlikle musluk suyu
kullanılmamalıdır. Lens kutuları her lens değişiminde
yenilenmelidir” dedi.
Kuru göz semptomuna dikkat!
Günlük kontak lens kullanma süreci 8-10 saat ile
sınırlandırılması gerektiğini kaydeden İlkay Altunsoy,
“Kontak lens kullanımı sonucunda gözde kuru göz
semptomları gelişebilir. Bu durumda göz hekimine tekrar
muayene olmalı ve hekimin reçete edeceği damlalar
kullanılmalıdır. Günlük kullan-at lensler veya sık değişimli
lensler de kuru göz semptomlarını azaltmak için tercih
edilebilir. Kontak lens kullanımında gözde çapaklanma,
batma, ağrı, sulanma, bulanık görme, ışık hassasiyeti
gibi durumların varlığında hemen vakit kaybetmeden
göz hekimine muayene olmalı ve hekimin önerdiği
tedavi aksatılmamalıdır. Bu durumda lens kullanmaya
ara verilmeli ve gözlük kullanılmalıdır. Her kontak
lens kullanıcısının muhakkak reçeteli optik gözlüğü de
olmalıdır. Günlük kontak lens kullanma süreci 8-10
saat ile sınırlandırılmalı ve bu saatlerden sonra gözlüğe
geçilmelidir. Grip, nezle ve uçuk gibi viral enfeksiyon
durumlarında kontak lens kullanımına ara verilip gözlüğe
geçilmelidir” dedi.
Düzenli göz muayenesi aksatılmamalı
Kontak lenslerin göz hekiminin tavsiye ettiği süreden daha
uzun bir süre için kullanılmaması gerektiğini belirten
Öğretim Görevlisi İlkay Altunsoy, “Lens kullanıcıları
düzenli olarak göz hekimine muayene olmalı ve reçete
geçerlilik süresi olan 1 yıl sonrasında tekrar reçete
yazdırıp lenslerini optisyenlik müessesesinden temin
etmelidirler” dedi.
54 Pharma
CPHI Milan 2024 sets
new benchmarks on Its 35th Anniversary
CPHI Milan 2024, 35. Yılında Yeni Standartlar Belirledi
Record-breaking attendance and vibrant innovation
mark the most successful edition to date
Uniting the Global Pharma Industry
The 35th anniversary of CPHI Milan, held on October
8-10, 2024, in the heart of Italy, celebrated the global
pharmaceutical industry’s resilience, innovation, and
collaboration. This year’s edition shattered attendance
records, attracting participants from over 75 countries and
featuring more than 600 companies. The event became a
pivotal meeting point for top-level executives, innovators,
and decision-makers shaping the future of healthcare.
Rekor katılım ve yenilikçi atmosferle en başarılı
etkinlik
Küresel ilaç sektörünü birleştiren güç
CPHI Milan’ın 35. yıl dönümü, 8-10 Ekim 2024 tarihleri
arasında İtalya’nın kalbinde, Milano’da düzenlendi.
Etkinlik, ilaç sektörünün dayanıklılığını, yenilikçiliğini ve iş
birliğini kutladı. Bu yılki etkinlik, 75’ten fazla ülkeden gelen
katılımcılar ve 600’ü aşkın şirketle katılım rekorları kırdı.
CPHI Milan, sağlık sektörünün geleceğini şekillendiren
üst düzey yöneticilerin, yenilikçilerin ve karar vericilerin
buluşma noktası haline geldi.
Benzersiz bir buluşma noktası
CPHI Milan, yalnızca bir ticaret fuarının ötesine geçti
ve networking, bilgi paylaşımı ve çığır açan yeniliklerin
sergilendiği kapsamlı bir platforma dönüştü. Etkinlik,
küresel ilaç tedarik zincirinin temel taşlarından biri
olduğunu bir kez daha kanıtlayarak katılımcılara mesleki
gelişim ve stratejik ortaklıklar için eşsiz fırsatlar sundu.
Etkinlik alanındaki hareketlilik, sosyal medyada
#CPHIMilan etiketiyle küresel bir topluluğu bir araya
getirdi ve etkinliğin etkisini daha da artırdı.
A Landmark Gathering
CPHI Milan was more than just a trade show—it was a
comprehensive platform for networking, knowledgesharing,
and showcasing groundbreaking advancements.
The event highlighted its position as a cornerstone of the
global pharma supply chain, offering attendees access
to unmatched opportunities for professional growth and
strategic partnerships.
The bustling atmosphere extended well beyond the show
floor. Social media platforms were abuzz with activity
under the hashtag #CPHIMilan, connecting a global
community of professionals and amplifying the event’s
impact.
Celebrating Excellence: The CPHI Awards and
Networking Party
The 2024 edition brought a memorable celebration to the
forefront with the CPHI Pharma Awards and Networking
Party.
CPHI Ödülleri ve Networking Partisi
2024 etkinliğinin öne çıkan anlarından biri, CPHI Pharma
Ödülleri ve Networking Partisi oldu.
56 Pharma
450’den fazla üst düzey yöneticinin de aralarında
bulunduğu 1.400’ün üzerinde katılımcı, sektörün
en yenilikçi zihinlerini ve dönüştürücü başarılarını
onurlandırmak için bir araya geldi.
21. kez düzenlenen CPHI Pharma Ödülleri, 14 farklı
kategoride ödül dağıttı ve başvurular 300’ü aştı. Bu
yılki yeniliklerden biri olan “Yılın Kadınları” ve “Gelecek
Liderler” ödülleri, sektöre yön veren kadınları ve yükselen
yetenekleri ön plana çıkardı. Bu unutulmaz kutlama, ilaç
sektörünün ilerlemesini, yenilikçiliğini ve mükemmellik
taahhüdünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Yenilik ve iş birliğini teşvik etmek
CPHI Milan, her zaman yeniliğin öncüsü olmuştur ve 2024
etkinliği de bir istisna değildi. Start-Up Market, 89 yenilikçi
girişim ile dikkat çekti ve bu girişimler, sektörün köklü
oyuncuları ile iş birliğini teşvik eden dinamik bir ortam
sağladı.
Etkinliğin ileri görüşlü gündemine katkıda bulunan bir
diğer unsur, Mentorluk Programı oldu. Bu program,
deneyimli profesyonellerin genç nesli yönlendirmesi ve
ilham vermesi için eşsiz bir platform sundu. Bu girişim,
liderlik ve sektörün geleceğini şekillendirecek becerilerin
geliştirilmesini hedefledi.
Sürdürülebilirlik: Merkezdeki vizyon
CPHI Milan, sürdürülebilirliğin ilaç sektörünün
geleceğini şekillendirmedeki kritik rolüne vurgu yaptı.
Sürdürülebilirlik Kolektifi, akademisyenleri, politika
yapıcıları, STK’ları ve sektör liderlerini bir araya getirerek
çevre dostu uygulamalar için somut stratejiler tartıştı.
Etkinliğin önemli bir özelliği olan Sürdürülebilirlik
Merkezi, sürdürülebilir stand tasarımlarını sergiledi ve
ilaç operasyonlarının çevresel etkisini azaltmaya yönelik
Over 1,400 attendees, including more than 450 senior
executives, gathered to honor the industry’s most
innovative minds and transformative achievements.
The 21st annual CPHI Pharma Awards featured 14
categories, with entries surpassing 300. Among the
highlights were new awards for “Women of the Year” and
“Future Leaders,” spotlighting outstanding contributions
and emerging talent driving the sector forward. This
milestone celebration proved a testament to the industry’s
progress, innovation, and commitment to excellence.
Fostering Innovation and Collaboration
CPHI Milan has long been a catalyst for innovation, and the
2024 edition was no exception. The Start-Up Market stole
the spotlight, with 89 pioneering start-ups presenting
cutting-edge solutions. These emerging companies
created a dynamic environment that encouraged
collaboration between innovators and established
industry players.
Adding to the event’s forward-thinking agenda, the launch
of the Mentorship Programme provided a unique platform
for seasoned professionals to guide and inspire the
next generation. By facilitating these relationships, the
initiative aimed to cultivate leadership and skills essential
for advancing the pharmaceutical landscape.
Sustainability: A Central Focus
CPHI Milan emphasized the critical role of sustainability
in shaping the future of pharma. The Sustainability
Collective brought together a diverse group of industry
leaders, academics, policymakers, and NGOs to discuss
actionable strategies for eco-friendly practices.
The Sustainability Centre, a key feature of the event,
showcased the possibilities of sustainable stand-building
58 Pharma
tartışmalar için bir merkez görevi gördü. Bu girişimler,
CPHI Milan’ın anlamlı değişimi teşvik etme ve küresel
tedarik zincirinde sürdürülebilir uygulamaları ilham
verme konusundaki kararlılığını ortaya koydu.
İlerleme ve iş birliğinde bir miras
CPHI Milan 2024, etkinliğin tarihindeki önemli bir
kilometre taşı olarak hatırlanacak. Rekor katılımı, vizyoner
tartışmaları ve etkili girişimleriyle bu yılki etkinlik, ilaç
sektörünün gelecekteki buluşmaları için yeni bir standart
belirledi.
Sosyal ve çevresel sorumluluk
CPHI Milan, çevresel ve sosyal olarak sorumlu bir
etkinlik düzenlemeye kendini adamıştır. Etkinlik, %100
yenilenebilir enerji ile desteklenirken, “daha iyi standlar
programı” ile tek kullanımlık standların sayısını azaltmayı
ve diğer etkinliklerde yeniden kullanımı teşvik etmeyi
hedefliyor.
Geçmiş yıllarda olduğu gibi, etkinlikte tek kullanımlık
plastik miktarını sürekli azaltmaya odaklanılıyor. Ayrıca,
katılımcılara ve ziyaretçilere sürdürülebilir ulaşım
seçenekleri kullanmaları için teşvik sağlanıyor ve yerel
ekonomiyi desteklemek amacıyla yerel kuruluşlarla iş
birliği yapılıyor.
CPHI, Milano’da ilaç sektörünün liderleriyle iş birliği
yaparak daha sürdürülebilir
bir geleceği teşvik
etmeye kararlıdır. Yenilik
Galerisi ve Start-Up Hub,
sektördeki yeni trendleri
ve yenilikleri öne çıkarırken,
Sürdürülebilirlik Ödülü,
sektörden kayda değer
başarıları takdir etti.
and provided a hub for discussions on reducing the
environmental footprint of pharmaceutical operations.
These initiatives underlined CPHI Milan’s commitment
to driving meaningful change and inspiring sustainable
practices across the global supply chain.
A Legacy of Progress and Collaboration
CPHI Milan 2024 will be remembered as a milestone
in the event’s storied history, marking its evolution into
a powerhouse of innovation, collaboration, and global
engagement. With record-breaking attendance, visionary
discussions, and impactful initiatives, this year’s edition
has set a new benchmark for the pharmaceutical
industry’s future gatherings.
CPHI Milan is committed to organising an environmentally
and socially responsible event. As well as being powered
by 100 percent renewable energy, the organisers are
running a “better stands programme” which aims to
reduce the number of single-use stands and encourage
reuse at other events. In line with previous years, there
is a focus on continuously reducing the amount of singleuse
plastic across the whole event.
The show’s organisers are committed to social
responsibility by collaborating with companies and
communities near the pharma industry. They encourage
attendees and exhibitors to use sustainable transport and
have partnered with local organisations to support the
local economy.
CPHI seeks to collaborate with pharma industry
leaders in Milan to promote a more sustainable future.
The Innovation Gallery and Start-Up Hub highlighted
upcoming trends and innovations, while the Sustainability
Award recognised notable achievements from across the
industry.
60 Pharma
Global Pharma Industry:
Innovations and opportunities driving growth
monitoring. These advancements not only improve
accessibility but also enable proactive healthcare
management.
The pharmaceutical sector continues to thrive
globally, fueled by innovation, collaboration, and
expanding markets. As new challenges emerge, the
industry responds with agility, shaping the future of
healthcare.
A dynamic market adapting to change
The global pharmaceutical market has seen remarkable
growth, expected to exceed $1.5 trillion by 2025. This
expansion is driven by advancements in personalized
medicine, biologics, and digital health technologies.
The demand for innovative treatments is surging,
particularly in areas such as oncology, rare diseases, and
chronic illnesses. The pandemic has also underscored the
importance of robust supply chains and collaborative R&D
efforts, paving the way for unprecedented partnerships
among key players.
Emerging markets, especially in Asia-Pacific, Latin America,
and the Middle East, continue to gain traction. These
regions offer immense opportunities for pharmaceutical
companies, driven by rising healthcare investments and
increasing access to medications.
Technology leading the way
The integration of artificial intelligence (AI), big data, and
machine learning is revolutionizing drug discovery and
development. AI-driven models are accelerating clinical
trials, while data analytics enhance patient outcomes
and treatment strategies. Precision medicine, tailored
to individual genetic profiles, is becoming a standard
approach, marking a significant shift in traditional
healthcare paradigms.
Digital health innovations, including telemedicine,
wearable devices, and mobile health applications, are
creating new avenues for patient engagement and
Challenges and the road ahead
Despite these advancements, the industry faces
challenges such as regulatory complexities, pricing
pressures, and the ethical implications of emerging
technologies. Addressing these issues requires a
balanced approach that fosters innovation while ensuring
equitable access to life-saving treatments.
As the pharmaceutical sector evolves, its role in shaping
global health outcomes grows increasingly critical.
The focus on sustainability, inclusivity, and innovation
positions the industry as a cornerstone of the healthcare
ecosystem.
Adapt and innovate
The future of pharma lies in its ability to adapt and
innovate, ensuring better health outcomes for all. The
vision aims to replace the traditional blockbuster sales
model with something innovative and sustainable. The
supply chain function is also expected to have a revamp
with the new revenue-generating model as it becomes an
integral part of the healthcare packages. Moreover, the
supply chain will become an important function to enable
healthcare accessibility to new channels. There will be a
sophisticated direct-to-consumer distribution channel
across the nation, diminishing the role of wholesalers.
62 Pharma