Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ANNELER GÜNÜ<br />
Bütün dünyadan her yıl mayıs ayında ikinci Pazar günü anneler günü olarak kutlanır. O gün nineleriyle<br />
uyuduğumuz sevgisi ile büyüdüğümüz annelerin günüdür. Anne sevgilerin en güzeli ve en yücesidir<br />
anne demek iyilik , doğruluk , düzelik ,şefkat ve sevgi demektir anne, yavruları <strong>için</strong> her sıkıntıya<br />
katlanan .çekilmez acılara dayanan yavruları <strong>için</strong> her türlü fedakarlığı yapabilen yüce bir varlıktır.<br />
Bu kutsal varlıklarımızın günü olan bu gün ilk kez Amerika’da 1907 yılında kutlanmaya başlanmıştır.Daha<br />
sonraları da dünyanın hemen her yerinde Mayıs ayının ikinci Pazar günü annelerimize sevginin<br />
ve saygının açıkça sunulduğu onların bir kez daha kucaklarına atıldığımız bir gün olarak değerlendirilmeye<br />
başlanmıştır.<br />
Amerikalı Jarvis isimli bir kız ,1906 yılında her şeyden daha çok sevdiği ve saydığı annesini kaybetmiş. Yüreğine büyük bir<br />
acı çöken kız ,annesi <strong>için</strong> günlerce ağlamış, annesiz yaşamak genç kızı perişan etmiş günlerce yememiş,içmemiş hatta kendisini<br />
öldürmek istemiş… Fakat sonunda bu kadar çok sevdiği annesi <strong>için</strong> bir şeyler yapması gerektiğini anlayarak annesinin öldüğünün<br />
yıl dönümünde arkadaşlarına şunları söylemiş; Bu kadar çektiğim acıdan sonra şunu anladım ki dünyada bir annenin yerini<br />
dolduracak hiçbir şey yoktur.Bunun <strong>için</strong> yılın bir günü annemize ayıralım o gün annelerimizin değerini anlatan övgü dolu sözler<br />
söyleyelim. Oların bizim <strong>için</strong> yaptıklarının karşılığı olarak onlara azda olsa minnet ve şükran duygularımızı anlatalım .<br />
O günden sonra Jarvis ve arkadaşları Anneler Gününü yaymak tanıtmak <strong>için</strong> sıkı bir çalışma yaptılar.İlk kez 1908 yılında mayıs<br />
ayının ikinci pazar günü Amerika’nın bir çok eyaletlerinde anneler günü olarak kutlanıldı. Amerika da anneler gününü ilk<br />
kabul eden ülke İngilleredir .1930 yılında ise AVRUPADA’Kİ diğer ülkeler bugünü kutlamaya başlamıştır yurdumuzda yani<br />
TÜRKİYE’DE ise resmi olarak ilk defa 1956 yılında ANNELER GÜNÜ kutlandı . Bundan sonra da her yıl kutlanmaya devam<br />
edildi . Annelerimiz bütün dertlerimizin devası kanayan yaralarımızın merhemidir . Anne bütün iyiliklerin, güzelliklerini , doğrularını<br />
odalı noktasıdır .Çocuklarını özenle geleceğe hazırlayan bir sanatçıdır . Dünyaya gelmemizde tutan da yaşamamıza büyümemizi<br />
ve her şeyimizi borçluyuz annemize . Bizi özenle büyüten , yetiştiren , hasta olduğumuzda baş ucumuz da sabaha kadar<br />
bekleyen sevgi dolu yüreği bizler <strong>için</strong> çarpan kutsal bir varlıktır o yavrusunu tertemiz sevgi ile sarar , hiçbir karşılık beklemeden<br />
, yedirir, içirir , tertemiz giydirir toplum <strong>için</strong>e sokar büyüsek bile üzüntülerimize onların üzüntüleri sevinçlerimiz şefkat<br />
ve fedakarlığa karşı içimize gelen sıcak ifade olarak anneler gününü kutlamaktayız bu mutlu gündede güzel sözler ve maddi değerleri<br />
küçük manevi değerleri büyük bir armağanla , onlara duyduğumuz sevgiyi saygıyı anlatılır onlara annelik hazını tattırırım.<br />
parçasına benzer.<br />
ÇALIŞIP ÇABALAMAK<br />
İnsan hayatını bir amaç <strong>için</strong> yaşar. Güzel bir meslek sahibi olmak,güzel ve rahat bir evde yaşamak<br />
gibi ama tabi bunlar sadece isteyerek olmaz, o iş <strong>için</strong> çalışıp bir emek vermekte gerekir.Yoğunlaştığın<br />
şeyin dışına çıkarsan yani meyve derdinde olmazsan sonucun sadece bir odun<br />
Bu konuyu biraz daha açalım,İnsan sizce neden çalışmayınca başaramıyor dersiniz?<br />
Evet bu sorunun cevabı şöyle açıklanır.İnsan emek vermeden asla ama asla bir şeyi başaramaz.İnsan bir hedef belirleyip<br />
o hedefe doğru sırayla merdiveni çıkarsa sonucunda istediği şeye ulaşır, eğer merdivenleri ikişer, üçer çıkmaya<br />
başlarsa ya aşağı düşer yada sakatlanır istediğine ulaşamaz.Necip Fazıl Kısakürek’in dediği gibi meyve derdinde olmayan<br />
ağaç odundur sözünü işleyen demir ışıldara benzetebiliriz.Şimdi birazda başka örnekler verelim.<br />
Mesela bir kuş yavruları <strong>için</strong> solucan arıyor ki karınlarını doyursun yavruları ölmesin yani eğer oturup yavrularının<br />
uçup yemek aramasını beklerse yavruları ölür doğanın dengesi bozulur ve o kuşun soyu yavaş yavaş tükenir ve artık<br />
hiçbir yararı olmaz.İşte insanda böyledir.<br />
Bu konuyu başka bir açıdan daha bakalım.Mesela çok hırslı olan bir insan bir şeyi yapmak <strong>için</strong> işe koyulur,ama bir<br />
türlü başaramaz.O kişilerin daha çok deneme yaparak başarana kadar çalışmaları,ter dökmeleri ve asla pes etmemesi<br />
lazım, etmezse başarabilir.Fakat eğer pes ederse ben bunu yapamıyorum zorlamanın ne manası var deyip ağlarsa<br />
zaten o kişi hevesini kaybedip işi bırakır ve o işi başaramaz. Onun <strong>için</strong> yılmadan pes etmeden o işi başarmaya çalışmak<br />
gerekir.<br />
Bazı insanlar vardır boş işlerle uğraşır,topluma hiç yararları yoktur.Bu kişiler asla bir işin elinden tutup onu başarmaya<br />
çalışmazlar.İşte bu kişiler meyve derdinde olmayan bir ağaca benzer,kesilip yakılmaktan başka bir işe yaramazlar.<br />
Sonuç olarak bu sözden şunu çıkarırız,insan yapmayın planladığı işleri yaparak çalışarak iyi bir yere ulaşır ve başarmış<br />
olur.