05.06.2013 Views

Beyaz Baston Sayı 3 - Aktif Görme Engelliler Derneği

Beyaz Baston Sayı 3 - Aktif Görme Engelliler Derneği

Beyaz Baston Sayı 3 - Aktif Görme Engelliler Derneği

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

BEYAZ BASTON<br />

“Dünyaya Açılan Kapınız”<br />

www.aktifgor.org.tr<br />

beyazbaston_06@hotmail.com<br />

beyazbastondergisi@gmail.com<br />

BEYAZ BASTON<br />

1


2<br />

İÇİNDEKİLER<br />

GÖRME ENGELLİLER NAVİGASYON CİHAZINA TEMMUZ AYINDA KAVUŞACAKLAR 4<br />

YEŞİL KARTLI, SEVKSİZ ÜNİVERSİTE HASTANESİNE GİDEBİLECEK 6<br />

10 BİN GÖRME ENGELLİ HAYATA BAĞLANACAK 7<br />

BELEDİYELER ENGELSİZ OLACAK 8<br />

ENGELLİLER MECLİSİ KURULACAK 9<br />

ENGELLİ DEYİNCE AKLA NE GELİR? 10<br />

ENGELLİLERİN HAYAT MÜCADELESİ 11<br />

İŞKUR MESLEK KURSLARI ENGELLİ MAAŞINA ENGEL DEĞİL 14<br />

SGK YARDIMLARA SINIR GETİRİYOR 15<br />

SGK’DA ENGELLİ AYLIKLARI DÜZENLENDİ 18<br />

‘ENGELLİ DEVLET’ RAPORU 19<br />

ENGELLİLERİN YARARLANABİLECEĞİ YASALAR VE HAKLAR 20<br />

SOSYAL HİZMETLER VATANDAŞIN AYAĞINA GİDECEK 25<br />

20 10<br />

ENGELLİLERİN<br />

YARARLANABİLECEĞİ<br />

YASALAR VE HAKLAR<br />

07<br />

10 BİN GÖRME ENGELLİ<br />

HAYATA BAĞLANACAK<br />

04<br />

GÖRME ENGELLİLER<br />

06<br />

NAVİGASYON CİHAZINA<br />

TEMMUZ AYINDA<br />

KAVUŞACAKLAR<br />

YEŞİL KARTLI, SEVKSİZ<br />

ÜNİVERSİTE HASTANESİNE<br />

GİDEBİLECEK<br />

08<br />

ENGELLİ DEYİNCE<br />

AKLA NE GELİR?<br />

BELEDİYELER<br />

ENGELSİZ OLACAK


EDİTÖRDEN<br />

rıyla birlikte...<br />

“<strong>Beyaz</strong> <strong>Baston</strong> Dergisi” siz değerli okurla-<br />

“<strong>Engelliler</strong>i değil kafanızdaki engelleri kaldırın’’ diyerek,<br />

engelliler için yapılan, yapılamayan her projeyi<br />

her adımı takip ederek ve peşini bırakmayarak<br />

çalışmalarını sürdüren ‘<strong>Beyaz</strong> <strong>Baston</strong> Dergisi’ sorunları,<br />

çözüm yollarını bilen bir ekiple kafasındakiengelleri<br />

kaldıran herkesle birleşiyor…<br />

<strong>Engelliler</strong>in gözünden bakarak, Engelli arkadaşlarımızla<br />

ortak çalışmalar yaparak, yapılması gerekenleri,<br />

inandıklarımızı, bildiklerimizi sizinle paylaşmak,<br />

bunları yaparken de haklarımızı almak, farkındalığı<br />

arttırmak, eğitimden kültüre, yasal ve hukuksal,<br />

bütün sosyal haklarımızı irdeleyeceğiz. Türkiye’nin<br />

her köşesine ulaşarak, siz değerli okurlarımızın da<br />

sıkıntılarını dinleyerek ve fikirlerini alarak hep birlikte<br />

engelleri kaldıracağımıza inanıyoruz. Bizlere<br />

“beyazbaston_06@hotmail.com’’ adresinden ulaşabilir,<br />

her türlü öneri ve fikirlerinizi bizimle paylaşabilirsiniz<br />

ve www.aktifgor.org.tr adresinden de<br />

bizleri takip edebilirsiniz.<br />

Tavizsiz sürdüreceğimiz bu tavrımızı yazılı basınla<br />

göstermek, sizlere ulaştırmak için “<strong>Beyaz</strong> <strong>Baston</strong><br />

Dergisi”nin 3’üncü sayısı ile çıkıyoruz karşınıza.<br />

Gelecek sayılarımızda buluşmayı diliyoruz...<br />

Yıldırım ALKAYA<br />

BEYAZ B A S T O N<br />

Künye<br />

İmtiyaz sahibi<br />

<strong>Beyaz</strong> <strong>Baston</strong> Dergisi Adına<br />

Şerafettin Hasanoğlu<br />

Genel Yayın Yönetmeni<br />

ve Sorumlu Haber Müdürü<br />

Türkan Işık<br />

Editör<br />

Yıldırım Alkaya<br />

Yayın Türü<br />

Aylık, yaygın, süreli yayın<br />

İrtibat<br />

İnkılap Sk. Arı Apt. No:15/20<br />

Kızılay-Çankaya/Ankara<br />

Tel: 0.312 430 10 68<br />

0.507 245 22 31<br />

0.532 614 11 42<br />

E-mail<br />

beyazbaston_06@hotmail.com<br />

beyazbastondergisi@gmail.com<br />

Basım Yeri<br />

Melike Matbaacılık<br />

(0.312) 341 02 24<br />

İskitler/ANKARA<br />

Baskı Tarihi<br />

30 Haziran 2011<br />

“Yazılar kaynak gösterilerek<br />

kullanılabilir”<br />

BEYAZ BASTON<br />

3


GÖRME ENGELLİLER NAVİGASYON CİHAZINA<br />

TEMMUZ AYINDA KAVUŞACAKLAR<br />

Ulaştırma Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürü Atilla Çelik, <strong>Görme</strong> <strong>Engelliler</strong><br />

Navigasyon Cihazına Temmuzun İlk veya İkinci Haftasında Kavuşacaklar...<br />

<strong>Beyaz</strong> <strong>Baston</strong> Dergisi: Navigasyon<br />

cihazının fikri nerden edinildi, fikir<br />

kaynağı nedir, kimdir?<br />

Atilla Çelik: Öncelikle Türkiye<br />

için bu fikri uyandıran, çıkaran ana<br />

Mimarı <strong>Sayı</strong>n Binali Yıldırım’dır<br />

Kanun da çıkması için çok çabalamıştır<br />

en büyük pay ondadır bence,<br />

ancak tek başına değil tabiî ki, Gazi<br />

Üniversitesinden <strong>Sayı</strong>n Prof. Çetin<br />

Elmas bu fikri ortaya atan ve çalışan<br />

kişilerden birisidir.<br />

<strong>Beyaz</strong> <strong>Baston</strong> Dergisi: Kamuoyunda<br />

<strong>Görme</strong> Engelli vatandaşlara dağıtılacağı<br />

açıklanan Navigasyon cihazı<br />

<strong>Engelliler</strong>in hayatına nasıl bir katkıda<br />

bulunacak?<br />

Atilla Çelik: Bu cihaz, <strong>Görme</strong> özürlü<br />

Vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıracağını<br />

umuyoruz. Bu cihaz<br />

hem Navigasyon moduna geçen,<br />

hem de cep telefonu moduna geçebilen,<br />

ikisini de aynı anda yapabilecek<br />

bir sistem yani bir düğmeye bastığınızda<br />

Navigasyon moduna geçiyor,<br />

Navigasyonla işiniz bittiği zaman<br />

cep telefonu olarak da kullanabilecekleri<br />

bir cihaz.<br />

<strong>Beyaz</strong> <strong>Baston</strong> Dergisi: Bu cihazın<br />

testi, saha çalışması yapıldı mı?<br />

<strong>Görme</strong> Engelli biri tarafından mı<br />

yapıldı?<br />

Atilla Çelik: Biz bu denemeyi tamamen<br />

<strong>Görme</strong> Engelli olan bir<br />

Vatandaşımıza vererek saha çalışmasını,<br />

testini yaptık, bu cihaz<br />

sayesinde istediği adrese gittiğini<br />

gördük.<br />

4 RÖPORTAJ<br />

<strong>Beyaz</strong> <strong>Baston</strong> Dergisi: Türkiye’nin<br />

her yerinde kullanabilecek mi?<br />

Atilla Çelik: Tabiî ki Türkiye’nin<br />

her yerinde kullanılabilecek fakat<br />

cihaz ilk etapta pilot bölgeler tarafından<br />

kullanılacak, bu bölgeler<br />

Ankara ve İstanbul dur, daha kapsamlı<br />

çalışmamızı yaptıktan sonra<br />

yani tüm iller için yazılımlarımızı<br />

tamamladığımızda, tüm Türkiye de<br />

kullanılabilecek, uyduya bağlı olarak<br />

ücretsiz çalışacak.<br />

<strong>Beyaz</strong> <strong>Baston</strong> Dergisi: Navigasyon<br />

cihazının dağıtımında belli bir kriter<br />

gözetilecek mi, gözetilecekse bu<br />

kriterler nedir?<br />

Atilla Çelik: Navigasyon cihazında<br />

ilk etapta belli kriterler gözetilecek<br />

yani Ankara ve İstanbulu pilot bölge<br />

seçtiğimiz için Ankara’da 2000,<br />

İstanbul’da 3000 tane cihaz dağıtacağımız<br />

için ilk aşamada % 70 ile %95<br />

yada hiç görmeyen Vatandaşlarımıza<br />

dağıtım yapacağız yani görme özrü<br />

kriteri kullanacağız.<br />

<strong>Beyaz</strong> <strong>Baston</strong> Dergisi: Ankara’daki<br />

görme özürlü bir vatandaş başka bir<br />

şehre gittiğinde bu cihazı kullanabilecek<br />

mi?<br />

Atilla Çelik: Ankara’daki vatandaşımız<br />

ilk etapta pilot bölge olarak<br />

belirlenen diğer şehre yani<br />

İstanbul’a gittiğinde kullanabilecek<br />

fakat Eskişehir’e gittiğinde kullanamayacak<br />

çünkü donanım itibariyle<br />

ilk etapta pilot bölgelerin haritalarını<br />

yüklüyoruz, diğer bölgelerin<br />

haritalarını yüklediğimizde o bölgelerde<br />

de kullanıma girecek, bu<br />

ihale ve şartnamemizin içerisinde<br />

Türkiye’deki diğer illerinde haritalarının<br />

cadde cadde, sokak sokak yüklenmesi<br />

var bu yüklemeler de tamamlandıktan<br />

sonra tüm Türkiye’de<br />

kullanılabilecek.<br />

<strong>Beyaz</strong> <strong>Baston</strong> Dergisi: Cihazların<br />

kullanımından kaynaklı sorunların<br />

yaşanabilmesi karşısında teknik danışmanlık<br />

yapacak bir brim oluşturulması<br />

düşünülüyor mu?<br />

Atilla Çelik: Bu cihazı üreten firma<br />

3 yıl garanti veriyor ve teknik danışmanlığını<br />

da bir arada yürütecek.<br />

Cihaz verilmeden önce, bu cihazı


kullanacak vatandaşlarımıza iki<br />

günlük bir eğitim vereceğiz, yani<br />

firma şartnamemiz gereği bu eğitimi<br />

verecek.<br />

<strong>Beyaz</strong> <strong>Baston</strong> Dergisi: Bu cihazın<br />

dağıtım zamanı belli mi? Bu cihazların<br />

dağıtımı nasıl yapılacak?<br />

Atilla Çelik: Biz ihaleyi yaptık,<br />

eğer bir aksilik söz konusu olmazsa,<br />

sözleşme gereği Haziran ayının<br />

sonuna doğru <strong>Görme</strong> Özürlü<br />

Vatandaşlarımız bu cihazla buluşacaklar.<br />

Sosyal Hizmetler Çocuk<br />

Esirgeme kurumunu Özürlüler bölümü<br />

daire başkanlığı arcılığı ile dağıtımını<br />

sağlayacağız.<br />

<strong>Beyaz</strong> <strong>Baston</strong> Dergisi: Bu dağıtım<br />

bir başvuru sonucunda mı olacak?<br />

Atilla Çelik: Dağıtım aşamasında<br />

basınla bunu paylaşacağız, bizde<br />

kaydı olan ve bizim belirlediğimiz<br />

kriterlere uygun ve Ankara’da ikamet<br />

eden Vatandaşlarımıza dağıtımı<br />

yapacağız. Bu Kriter sözcüğümüz<br />

yanlış anlaşılmasın, biz bütün<br />

<strong>Görme</strong> Özürlü Vatandaşlarımızın<br />

hepsine bu Cihazı dağıtacağız fakat<br />

bu şimdilik bir pilot projedir o yüzden<br />

belli sayıda dağıtılıp daha sonra<br />

genele ulaşmayı hedefliyoruz.<br />

<strong>Beyaz</strong> <strong>Baston</strong> Dergisi: Cihazın özellikleri<br />

nelerdir? İnsanlar bu özelliklerden<br />

nasıl yararlanacaklar?<br />

Atilla Çelik: Daha önce bahsettiğim<br />

gibi Navigasyon ve Telefon özelliği<br />

dışında, internet ve Bluetooth özelliği<br />

var, Bluetooth özelliği sayesinde<br />

iki <strong>Görme</strong> Engelli arkadaşımız birbirlerini<br />

Bluetooth sayesinde bulabilecekler,<br />

üstelik bu Cihaz Braille<br />

alfabesiyle yapılmış bir Cihazdır,<br />

Cihazın üzerinde Braille alfabesi<br />

vardır, tabiî ki aynı zamanda konuşan<br />

bir Cihazdır, hem de sesli olarak<br />

kumanda etme özelliği vardır. Bu<br />

sistem hem yaya moduna göre ayarlanmış<br />

olacak hem de araç moduna<br />

göre ayarlanmış olacak yani istediğiniz<br />

yere göre zaman ve metre hesabı<br />

olarak da bilgilendirecek ayrıca<br />

daha fazla içerik yüklediğimizde,<br />

yerel yönetimlerle anlaştığımızda<br />

Otobüs duraklarına ve otobüslere bir<br />

sensör takarak hem otobüs şöförü<br />

görme engelli bir vatandaşı bilecek<br />

hem de görme engelli bir vatandaş<br />

otobüsün geldiğini anlayacak, yani<br />

günlük yaşantıyı kolaylaştıracak her<br />

türlü teknolojiyi kullandırmayı düşünüyoruz,<br />

kullanım için de alt yapı<br />

hazır, cihaz buna müsait.<br />

<strong>Beyaz</strong> <strong>Baston</strong> Dergisi: İsteyen herkes,<br />

yani sizin saydığınız kriterler<br />

içinde olmayan vatandaşlarımız da<br />

bu cihazı alabilecekler mi?<br />

Atilla Çelik: Bu cihazı isteyen<br />

herkes alamayacak çünkü patenti<br />

Bakanlığımıza aittir ve biz belirlediğimiz<br />

kişilere dağıtacağız ilk etap<br />

da fakat piyasada Navigasyon cihazları<br />

var onlardan alabilirler fakat bizimki<br />

gibi değil tabiî ki bu cihazlar.<br />

Atilla Çelik: Son olarak bu cihazların<br />

olumsuz yönleri olmayacak mı, tabiî<br />

ki olacaktır fakat bu durumun üstesinden<br />

cihazımızı geliştirerek, zamanla<br />

daha iyi bir dizayn yaparak olumsuzlukları<br />

kaldıracağımıza inanıyorum.<br />

Röportaj: <strong>Beyaz</strong> <strong>Baston</strong><br />

BEYAZ BASTON<br />

5


6<br />

YEŞİL KARTLI, SEVKSİZ ÜNİVERSİTE<br />

HASTANESİNE GİDEBİLECEK<br />

Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri<br />

Genel Müdürlüğü<br />

<strong>Sayı</strong> : B.10.0.THG.0.10.00.02/010-<br />

07- 22069 17.05.2011<br />

Konu : Üniversiteler ile Ortak<br />

Kullanımda Bulunan Hastanelerde<br />

Yeşil Kart Sahibi Hastaların<br />

Sevkleri<br />

Bakanlığımıza bağlı sağlık kurum<br />

ve kuruluşları ile üniversitelerin ilgili<br />

birimlerinin birlikte kullanımı<br />

ve iş birliğine ilişkin usul ve esaslar<br />

18 Şubat 2011 tarihli ve 27850 sayılı<br />

Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe<br />

giren “Sağlık Bakanlığına<br />

Bağlı Sağlık Tesisleri Ve<br />

Üniversitelere Ait İlgili Birimlerin<br />

Birlikte Kullanımı Ve İşbirliği Usul<br />

Ve Esasları Hakkında Yönetmelik”<br />

kapsamında belirlenmiştir.<br />

Yönetmelik çerçevesinde<br />

Bakanlığımıza ait bazı hastaneler ile<br />

üniversite hastaneleri arasında Ortak<br />

Kullanım usul ve esaslarını belirleyen<br />

protokoller imza altına alınarak<br />

uygulamaya konulmuştur. Bahse<br />

konu Yönetmelik ve bu Yönetmeliğe<br />

istinaden düzenlenen bu protokoller<br />

uyarınca Bakanlığımıza ait olan bazı<br />

hastaneler ülke kaynaklarının daha<br />

etkin kullanılmasının sağlanması<br />

amacıyla bina, nitelikli sağlık insan<br />

gücü, tıbbi teknoloji ve finans kaynakları<br />

bakımından üniversiteler ile<br />

birlikte kullanılmakta ve işletilmektedir.<br />

Ortak kullanımda bulunan hastaneler<br />

tarafından sunulmakta olan<br />

sağlık hizmetleri Sağlık Uygulama<br />

Tebliği (SUT) kapsamında U1 statüsünde<br />

faturalandırılmakla birlikte<br />

bu hastaneler aynı zamanda eğitim<br />

ve araştırma fonksiyonu olan Sağlık<br />

Bakanlığına ait üçüncü basamak<br />

sağlık tesisleridir.<br />

Ancak Bakanlığımıza intikal eden<br />

başvurulardan; ortak kullanım protokolleri<br />

kapsamında iletilen söz konusu<br />

hastanelere sağlık hizmeti almak<br />

üzere müracaat eden yeşil kart<br />

hamili hastalardan; “Ödeme Gücü<br />

Olmayan Vatandaşların Tedavi<br />

Giderlerinin Devlet Tarafından<br />

Karşılanması Ve Yeşil Kart<br />

Uygulaması Hakkında Yönetmelik”<br />

in 15.maddesinin (c) fıkrasında yer<br />

alan “Sağlık Bakanlığı ve Sosyal<br />

Sigortalar Kurumuna ait 3.basamak<br />

tesislerine birinci ve ikinci basamak<br />

sağlık tesislerinden sevkle veya<br />

doğrudan başvurabilirler.” hükmü<br />

gerekçe gösterilerek sevk istendiği<br />

tespit edilmiştir.<br />

Bilindiği üzere, Bakanlığımıza bağlı<br />

sağlık kurum ve kuruluşları ile<br />

üniversitelerin ilgili birimlerinin birlikte<br />

kullanımı ve iş birliğine ilişkin<br />

usul ve esaslar 18 Şubat 2011 tarihli<br />

ve 27850 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan<br />

Sağlık Bakanlığına Bağlı<br />

Sağlık Tesisleri Ve Üniversitelere<br />

Ait İlgili Birimlerin Birlikte<br />

Kullanımı Ve İşbirliği Usul Ve<br />

Esasları Hakkında Yönetmeliğin<br />

5.maddesinin (b) fıkrasında yer alan<br />

hükümle birlikte kullanım ile işletilen<br />

sağlık tesisleri, hizmet ve personel<br />

kadroları bakımından Bakanlık<br />

için eğitim ve araştırma hastanesi,<br />

üniversite için ise sağlık uygulama<br />

ve araştırma merkezi olarak kabul<br />

edilmektedir.<br />

Buna göre üniversiteler ile ortak<br />

kullanımda bulunan hastanelerimize<br />

doğrudan müracaat eden Yeşil<br />

Kart sahibi hastalardan Bakanlığa<br />

ait birinci veya ikinci basamak sağlık<br />

tesislerinden her hangi bir sevk<br />

istenilmemesi ve bu hastanelere<br />

doğrudan başvuru yapan yeşil kartlı<br />

hastaların muayene, teşhis ve tedavilerinin<br />

herhangi bir aksaklığa ve<br />

hasta mağduriyetine meydan verilmeksizin<br />

sağlanması hususunun<br />

ilgili sağlık kurumlarına imza karşılığı<br />

tebliğini ve konunun titizlikle<br />

takibini önemle arz ve rica ederim.<br />

<strong>Engelliler</strong>sitesi.com


10 BİN GÖRME ENGELLİ<br />

HAYATA BAĞLANACAK<br />

Lise ve üniversite çağındaki görme<br />

engelliler ile mezun olduğu halde<br />

iş bulamamış 10 bin görme engelliye<br />

ekran okuyan özel yazılıma sahip<br />

bilgisayarlar verilecek. <strong>Görme</strong><br />

engelliler için konuşan bilgisayar<br />

yazılımı ve donanımı sağlayan<br />

‘Hayata Bağlanıyorum Projesi’ ile<br />

ilk etapta 10 bin görme engelliye<br />

internet bağlantısı ve ekran okuyan<br />

özel yazılıma sahip bilgisayar<br />

hediye edilecek. Toplam 5 milyon<br />

TL’lik projenin bütçesi Sosyal<br />

Yardımlaşma ve Dayanışma Genel<br />

Müdürlüğü tarafından karşılanacak.<br />

Proje, Başbakanlık Özürlüler İdaresi<br />

Başkanlığı tarafından yürütülecek.<br />

Projeden yararlanmak isteyenler<br />

için, yüzde 70 görme özürlü olma<br />

şartı aranıyor. Ayrıca, başvuranların<br />

en az ilköğretim mezunu ya da<br />

8. sınıfta okuyor olması gerekiyor.<br />

Projeden faydalanacaklarda 50 yaşını<br />

da geçmemiş olma şartı aranıyor.<br />

Bu şartları taşıyan görme engelliler,<br />

illerindeki Sosyal Yardımlaşma ve<br />

Dayanışma vakfı’na başvurmaları<br />

halinde projeden faydalanabilecek.<br />

Projenin ikinci etapta, işitme<br />

ve ortopedik engelliler için de bu<br />

özür durumuna göre revize edilerek<br />

uygulanması öngörülüyor. Edinilen<br />

bilgiye göre Türkiye genelinde tüm<br />

il ve ilçelerde uygulanacak proje<br />

kapsamında İzmir’de 14 kişiye bilgisayarları<br />

teslim edildi. Haber Vaktim<br />

Gazetesi 08.06.2011<br />

BEYAZ BASTON<br />

7


8<br />

BELEDİYELER ENGELSİZ OLACAK<br />

Belediyeler engelliler ile ilgili ge-<br />

rekli düzenlemeleri 1 Temmuz 2012<br />

tarihine kadar tamamlamak zorunda.<br />

Kamu kurum ve kuruluşlarına<br />

ait resmi yapılar, tüm yol, kaldırım,<br />

yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor<br />

alanları ve benzeri sosyal ve kültürel<br />

altyapı alanları ile toplu taşıma araçlarında<br />

engellilerin rahat kullanımı<br />

için gerekli düzenlemeleri yapması<br />

konusunda, belediyelere tanınan 7<br />

yıllık sürenin 6 yılı geride kaldı. 1<br />

Temmuz 2005 tarihinde yayımlanan<br />

Özürlüler Kanunu’na göre, umuma<br />

açık hizmet veren her türlü yapının<br />

7 yıl içerisinde engellilerin erişebilirliğine<br />

uygun duruma getirilmesi<br />

gerekiyor. Yine aynı şekilde büyükşehir<br />

belediyeleri ve belediyelerin de<br />

şehir içinde kendilerince sunulan ya<br />

da denetimlerinde olan toplu taşıma<br />

hizmetlerinin özürlülerin erişilebilirliğine<br />

uygun olması için gereken<br />

tedbirleri alması, mevcut özel<br />

ve kamu toplu taşıma araçlarının 7<br />

yıl içinde özürlüler için erişilebilir<br />

duruma getirilmesi gerekiyordu.<br />

Kanunun yayımlandığı tarihten bu<br />

yana tam 6 yıl geçti. Ancak belediyeler<br />

hazırlıklarını hâlâ tamamlayamadı.<br />

Tüm <strong>Engelliler</strong> ve Aileleri<br />

Yardımlaşma <strong>Derneği</strong> (TEDAY)<br />

Genel Başkanı İlimdar Boztaş, geri<br />

sayıma başladıklarını ve 1 Temmuz<br />

2012’nin 8. 5 milyon engelli ve<br />

Türkiye için bir dönüm noktası olacağını<br />

söyledi. Şu ana dek kurumların<br />

kayda değer bir girişimde<br />

bulunmadıklarını, gerekli düzenlemelerin<br />

süresi dolduğunda düzenleme<br />

yapmayan kurumları saptayarak,<br />

dava açacaklarını söyleyen Boztaş,<br />

bu kurumlara siyah çelenk de götüreceklerini<br />

söyledi. Düzenlemeyi<br />

yapan kurumları kamuoyuna ‘baş<br />

tacı’ olarak ilan edeceklerini söyleyen<br />

TEDAY Başkanı İlimdar Boztaş<br />

şöyle devam etti: “Biz kurumlardan<br />

para istemiyoruz, sadece, rahat bir<br />

yaşam sürebilmemiz için kanunda<br />

ne geçiyorsa yerine getirilmesini<br />

istiyoruz. Tazminat ödeme pahasına<br />

bu yasayı icra etmeyen kurumların<br />

hepsini tespit edip kınayarak kamuoyuna<br />

duyuracağız.” İlke Gazetesi<br />

Ankara..17.06.2011


ENGELLİLER MECLİSİ<br />

KURULACAK<br />

<strong>Engelliler</strong> Meclisi’nin kurulmasına<br />

yönelik çalışmaların başlamasının da<br />

görüşüldüğü Belediye Meclisi’nde,<br />

Havaalanı Yolu’ndaki kötü kokunun<br />

en aza indirilmesi için bölgeye çeşitli<br />

ağaç ve bitkilerin dikilmesi de<br />

kararlaştırıldı.<br />

<strong>Engelliler</strong> Meclisi Geliyor<br />

Ankara Kent Konseyi <strong>Engelliler</strong><br />

Meclisi projesine ilişkin olarak görüşülen<br />

raporda ise, Kent Konseyi<br />

<strong>Engelliler</strong> çalışma grubunca<br />

<strong>Engelliler</strong> Meclisi Yönetmelik taslağı<br />

hazırlandığı ve düzenlenen<br />

toplantılardaki katılımcıların görüş<br />

ve önerilerinin beklendiği belirtildi.<br />

Raporda ayrıca, taslağın<br />

Büyükşehir Belediye Meclisi’ne<br />

gönderilmesinin ardından da gerekli<br />

çalışma gruplarının oluşturulması<br />

karara bağlandı. Ankara Kent<br />

Konseyi’nin sosyal sorumluluk<br />

çerçevesinde hazırladığı bir diğer<br />

projesi olan, Sosyal Hizmetler ve<br />

Çocuk Esirgeme Kurumu (SÇHEK)<br />

koruması altında iken 18 yaşını doldurup<br />

kurumdan ayrılan çocuklar<br />

için bağımsız bir “Uyum ve meslek<br />

Edindirme Merkezi” açmak çalışmasının<br />

da görüşüldüğü toplantıda,<br />

bunun yerine, Çıraklık ve Yaygın<br />

Eğitim Kurumu Genel Müdürlüğü<br />

ile yapılacak işbirliği çerçevesinde,<br />

bu çocukların, Belediye’nin çeşitli<br />

daire başkanlığı ve birimlerinde çalıştırılarak<br />

meslek edindirilmelerinin<br />

daha uygun olacağı oy birliğiyle<br />

kararlaştırıldı.<br />

Havaalanı Yolu’nda Güzel<br />

Kokular Yükselecek<br />

Belediye Meclisi üyelerince oy birliğiyle<br />

alınan diğer bir önemli karar da<br />

Havaalanı yolu güzergahına ilişkin<br />

oldu. Havaalanı güzergahını, yurtiçi<br />

ve yurtdışından milyonlarca insanın<br />

kullandığı belirtilen ilgili komisyon<br />

raporunda, rüzgarlı havalarda, ziyaretçilerin<br />

gübre kokusundan rahatsız<br />

olduğu ifade edilerek, “Bu kokunun<br />

azaltılması için Havaalanı ve geçiş<br />

güzergahlarına yakın ilçeler olan<br />

Çubuk, Akyurt ve Pursaklar’ın yeşil<br />

alanları, parkları, yol güzergahları,<br />

orta refüjlerine ağaç ve bitki türleri<br />

(nane, kekik, karanfil, lavanta, hanımeli,<br />

fesleğen, leylak, nergis, ıhlamur,<br />

iğde ve benzeri) dikerek, süslemek<br />

ile hoş kokuların yayılmasının<br />

sağlanacaktır” denildi. Rapor, meclis<br />

üyelerinin oy birliğiyle ile kabul<br />

edildi. İlke Gazetesi 17.06.2011<br />

BEYAZ BASTON<br />

9


Engelli deyince akla… Kör,<br />

Topal, Sağır ve dilsiz, Kötürüm!<br />

Değerli okurlarım bizim küçüklüğümüzde<br />

veya büyüklerimizin<br />

zamanında: Çakırın oğlu kötürüm<br />

olmuş, Kel hasanını torunu Kör doğmuş<br />

şeklinde anılırdı ve kimse bu<br />

ifadelerden alınmayıp komşuluğun<br />

verdiği o sıcak ilişkiler çerçevesinde<br />

herkes bir birine yardımcı olurlardı.<br />

Arkadaşlar yakın bir geçmişimize<br />

kadar doğa bu kadar değiştirilmemişti<br />

ve engelli vatandaşlarımız o<br />

zamanın ilkel yöntemleriyle ulaşım<br />

ve erişimleri bu günkü kadar sıkıntılı<br />

değildi.<br />

Bir çok defa vurgulamaya çalıştım<br />

sorunlarımız en askariye inmediği<br />

sürece daha çok defalar kafa<br />

yracağız anlaşılan. Hemen anlamışsınızdır<br />

sanırım anlamamışsanız<br />

eğer bu sorum öncelikle yasaları<br />

10 RÖPORTAJ<br />

ENGELLİ<br />

DEYİNCE AKLA NE<br />

GELİR?<br />

çıkartan hükümete ve dolayısıyla<br />

uygulayıcı olan Bakanlıklar ve Yerel<br />

yönetimlerdir.<br />

Değerli okurlarım 5378 sayılı<br />

özürlüler kanunundan bahsediyorum,<br />

Bahsediyorum çünkü o kanunu<br />

bizim kanununumuz diye önümüze<br />

koydular: O kanunda istihdam var<br />

ve Kamuda 35000’den fazla englli<br />

açığı var, Bu açığı kapatmamakta<br />

ısrarlı olan hükumet, Vücut fongsiyonlarındaki<br />

kayıp oranlarını belirleyen<br />

rapor tamamen bir keşmekeş<br />

olarak karşımıza çıkmaktadır ve<br />

hala! Ağır engellimiyiz yada bir<br />

başkasının yardımına muhtaçmıyız<br />

yani refakatçı ihtiyacımız varmı gibi<br />

ibarelerinin bulunup bulunmadığı<br />

sorunlarıyla hangi engel gurubuna<br />

girdiğimizi anlayamıyoruz, Evde<br />

bakım aylığı içinde hala sorunların<br />

çözüme ulaşmadığı görülmektedir<br />

yanibu hakkı kimle alır konusunda<br />

yeterli açıklamaların yapılmadığı<br />

için önemli derecede istismarlar ve<br />

hak kayıpları bulunmaktadır, Daha<br />

yeni olan ulaşım mevzuatındaki<br />

değişiklikle gündelik ihtiyaçlarını<br />

karşılayaman engellilere ve refakatçilerine<br />

Devlet Demir yollarındaki<br />

ulaşım hizmetleri ücretsiz hale getirilmişti<br />

ve ortalama 5 Ay gibi bir<br />

süreyle yüzde 90 üzeri bütün engelliler<br />

bu tarifeden faydalandılar,<br />

ancak anlaşılan ulaştırma bakanlığı<br />

hesabının yanlış yapmış olacakki!<br />

<strong>Görme</strong> engelliler bu hizmetten muhaf<br />

tutuldular anlıyacağımız görme<br />

engelliler bir başkasının yardımı<br />

olmadan hiç tanımadığı bir yere<br />

gittiğinde nasıl bir zorluklarla karşı<br />

karşıya kalabileceklerini hiç hesaba<br />

katmıyorlar, www.aktifgor.org.<br />

tr adresinde haberini yaptığımız:<br />

Hayata bağlanıyoruz projesiyle 10<br />

bin görme engelliye tam donanımlı<br />

bilgisayar kampanyası içinde sadece<br />

Zaman gazetesinin haberine göre<br />

duyurusu yapıldığı anlaşılmaktadır.<br />

Tanıtımı ve duyurusu tam olarak<br />

yapılmayan bu kampanyada bir<br />

çok (Sosyal yardımlaşma ve dayanışma<br />

Vakıf) Çalışanları habersiz<br />

yada hangi evrakların istendiğini<br />

bilmedikleri gibi bu kampanyada<br />

süre verilmediği için müracatların<br />

bittiğini söyleyen bile var, Yazımın<br />

başında vurgulamaya çalıştığım gibi<br />

Başta <strong>Görme</strong> engelliler olmak üzere<br />

Fiziksel engellilerin en büyük sorunlarından<br />

biri olan Fiziksel çevrenjin<br />

ve ulaşım araçlarının engellilere<br />

uygun olmamasından dolayı sokağa<br />

çıkamıyorlar. Özellikle Şehirlerde<br />

engellilerin erişebilirliği ulaşım<br />

araçlarının çok merdivenli oluşu,<br />

Alt ve üst geçitlerle birlikte hemzemin<br />

geçitlerinin bizim ulaşımımızda<br />

sınır oluşturması, Sokak ve Cadde<br />

kaldırımlarının standartlara uygun<br />

yapılmaması, 5378 sayılı Özürlüler<br />

kanununu neden çıkarttılar acaba<br />

diye sormak geliyor aklıma.


ENGELLİLERİN HAYAT<br />

MÜCADELESİ<br />

Özürlülerin hayat mücadelesi diğer<br />

sosyal gruplara nazaran her asırda<br />

güç olmuştur. Bazı dönemlerde ve<br />

bilhassa bazı katı ve ırkçı ideolojilerin<br />

pençesialtında idare edilen ülkelerde<br />

özellikle zihinsel özürlülere<br />

yaşama hakkı bile çok görülmüştür.<br />

Tarihte bunun ilk örneklerini<br />

Ortaçağın karanlıklarına gömülen<br />

skolastik ve geri kalmış batı toplumlarının<br />

uygulamalarında görmek<br />

mümkündür. Özürlülerin Yaşama<br />

Hakkı bugün tabu olmaktan çıkmış,<br />

değişik felsefik ve tıbbi gerekçelerle<br />

tartışma konusu haline getirilmektedir.<br />

İktisadi alanda yaşayan ve<br />

gittikçe kronikleşen ekonomik durgunluk<br />

sosyal hayata olumsuz tesir<br />

yaptığı gibi sosyal hizmetlerde artan<br />

kamusal harcamaları frenlemek<br />

gayesiyle toplum içinde en mağdur<br />

durumda olan özürlülerin üzerinde<br />

de akıl almaz oyunlar tertiplenmektedir.<br />

21. asrın eşiğine gelmiş batı<br />

toplumları sosyal maliyetleri<br />

makul bir derecede tutabilmek için<br />

özürlülerin hayat hakkını kısıtlamak<br />

için fikri ön hazırlık yaptığını bu<br />

makalede göreceğiz.<br />

1. Tarihte Özürlülere Yaşama Hakkı<br />

Bütün problemlerin kendine ait bir<br />

tarihi olduğu gibi özürlülerin ve onların<br />

yaşama hakkı ile ilgili tarihi<br />

geçmişi de vardır. Batı toplumlarının<br />

tarihinde, özürlülerin çoğu zaman<br />

ezildiklerini, hakir görüldüklerine<br />

ve zulme uğradıklarına şahit<br />

olmaktayız. Bunun sebebi de, çoğu<br />

kez, toplumların insan sevgisinden<br />

uzak sapık düşünce yapısından<br />

kaynaklanmaktadır. Haddizatında,<br />

bu cehalet ortamını hazırlayanlar da<br />

bizzat devleti elinde tutan Ortaçağın<br />

Hıristiyan ruhban kesimiydi.<br />

Ortaçağın batı insanı Hıristiyan din<br />

adamlarının telkinatlarının etkisi<br />

altında kalarak, kendisini çevreleyen<br />

tabiatın insanüstü ve bedensiz<br />

güçlerle (cin, şeytan) olduğuna ve<br />

gözle görülmeyen bu varlıkların<br />

insanları istila edip onları tedavisi<br />

mümkün olmayan hastalıklara sürükleyebileceklerineinanmaktaydılar.(Dreschner;s.<br />

398)<br />

Dolayısıyla, bu çağlarda hekimlerce<br />

maliyeti bilinmeyen akıl ve ruh hastalıkları<br />

cinlere atfedilirdi (Sebold;<br />

s. 15).Bununla da kalınmayıp, özürlü<br />

doğanveya daha sonra bu gibi<br />

hastalıklara yakalanıp özürlü duruma<br />

gelen insanlar da, majik (sihirli)<br />

ve doğaüstü güçlerin etkisi altında<br />

oldukları varsayımı ile, “cadı” muamelesi<br />

görüyorlardı. Bunun sonucu<br />

olarak, bunların topluma çeşitli<br />

tehlikeler ve zararlar verebilecek bir<br />

konuma gelmeleri sebebiyle başta<br />

kilise olmak üzere devrin siyasi<br />

rejimleri tarafından takip altına<br />

alınmaktaydılar.<br />

Engizisyon mahkemelerinin kurulmasıyla,<br />

“cadıların yargılanmasına<br />

müsaade edilmiş ve özürlülerin bir<br />

çoğuna en ağır cezalar verilmiştir.<br />

(König; s. 43)<br />

Bilhassa, fiziki yönden yıpranmış<br />

ve çirkin görünen, bedenen deforme<br />

olmuş veya deliliğin alametlerini<br />

üzerinde taşıdığı gerekçesiyle “cadı”<br />

diye vasıflandırılan insanlar Kilise<br />

ve Pazar meydanlarında diri diri<br />

yakılarak öldürülmüştür. Bu açıdan<br />

bakıldığında, Rönesans devrinden<br />

başlayarak aydınlama ve hatta sanayileşme<br />

dönemlerinin başlarına<br />

kadar milyonlarca masum insanın<br />

“cadılık”tan dolayı yargılanıp öldürüldüklerini<br />

söyleyebiliriz. (Sebold;<br />

s. 46-48)<br />

Avrupa’da cadılık davalarından yargılanan<br />

insanların yalnız özürlülerden<br />

müteşekkil olduğunu iddia edemeyiz.<br />

Ancak, resmi kayıtlara göre<br />

Avrupa’da Ortaçağdan<br />

başlayarak 18. asrın sonlarına kadar<br />

tahmini olarak 9 milyon insan<br />

Cadılıktan ötürü ölüme çarptırıldığını<br />

belirtebiliriz. (Sebold, ss. 49-<br />

48)<br />

Bunların kaçının özürlü olduğunu<br />

hesap etmek bir noktada önem arz<br />

etmez kanaatindeyiz, çünkü mahkemece<br />

haksız yere ölüme mahkum<br />

edilenlerin hepsi neticede insandı.<br />

Ancak, geçmişte “cadı”gözüyle bakılan<br />

insanları bugünün tıbbilimi<br />

ışığı altında incelediğimizde. bunların<br />

bir çoğunun zihnen, aklen veya<br />

ruhen özürlü ve dolayısıyla yardıma<br />

ve bakıma muhtaç insanlardan ibaret<br />

olduğunu burada ifade edebiliriz.<br />

Bunun böyle olduğunu, tarihte en<br />

son “cadı” yakma hadisesinden de<br />

rahatlıkla anlayabiliriz.1793 yılında<br />

Almanya’nın Prusya Eyaletinde<br />

vuku bulan bir hadiseye göre, iki<br />

yaşlı kadın, gözlerinde belirlenen<br />

kızarıklığın komşularının hayvanlarını<br />

hasta ettiği iddiası ile yakılmışlardır.<br />

(Döbler; s. 296)<br />

BEYAZ BASTON<br />

11


Cadı mahkemeleri 18. asrın son-<br />

larında dönemin hükümdarları<br />

tarafından kaldırılırken, Bavyera<br />

Kraliyetine bağlı cadı mahkemeleri<br />

1806 yılına kadar resmen faaliyet<br />

göstermiştir. (Döbler; s. 291)<br />

Özürlülerin diri diri yakılmaları<br />

sadece karanlık Ortaçağın bir hususiyeti<br />

değildi. Aynı gelenek bu<br />

sefer başka gerekçelerle ve daha<br />

farklı metotlarla Alman Nasyonal<br />

Sosyalizmin faşist uygulamalarında<br />

görülmüştür.<br />

Hitler Almanya’sında sadece<br />

Yahudiler ölüm kamplarında topluca<br />

zehirlendikten sonra yakılmışlardır.<br />

Aynı zamanda, Almanya ırkına<br />

mensup olduğu halde sağlıklı<br />

ve güçlü bir bedene sahip olmayan<br />

özürlüler de bu dikte rejiminin kurbanı<br />

olmuşlardır.Hitler’in sağlıklı<br />

nesil oluşturma hayaline ters düşen<br />

(Hitler; s.462) özürlü insanlar temerküz<br />

kamplarında hekimler tarafından<br />

kobay olarak kullanıldıktan<br />

sonra bu sefer tek tek açık meydanlarda<br />

değil topluca fırınlarda yakılmışlardır<br />

(Textor; s. 179).<br />

2. Özürlülerin Yaşama Hakkının<br />

Bugünkü Boyutu Şunu itiraf etmek<br />

gerekir ki, sosyal devlet yapısına<br />

kavuşan batı ülkeleri bugün adeta<br />

geçmişin günahını çıkartmak istercesine<br />

özürlülere gerek ekonomi,<br />

gerek sosyal, gerekse meslek hayatında<br />

önemli imkanlar tanımaktadır.<br />

Buna rağmen, kötü ekonomik<br />

gidişatın devam etmesi ile bilhassa<br />

ağır derecede özürlü ve genelde<br />

bakıma muhtaç insanları rahatsız<br />

eden üzücü gelişmeler de yaşanmaktadır.<br />

Bunlardan en önemlisi,<br />

şüphesiz ki ferdin temel haklarından<br />

sayılan yaşama hakkının üzerindeki<br />

tartışmalardır. Özürlü insanların<br />

yaşama hakkını çok gören görüşler<br />

12 HABER<br />

de, yazık ki kendilerini Bio-Etikçi<br />

(Biyoloji- Etikçisi) olarak takdim<br />

eden “bilim adamları” tarafından<br />

öne atılmaktadır. Bu görüşlerin öncülüğünü<br />

Avustralya’lı tıp etikçisi<br />

Peter Singer yapmaktadır. Singer,<br />

ahlak ve toplum değerleri bakımından<br />

çok endişe verici bir yaklaşımla,<br />

insan ve şahıs kavramlarını birbirinden<br />

ayırmaktadır.<br />

Ona göre, ağır derecede özürlü insanlar<br />

genelde şahsiyetten ve haysiyetten<br />

uzak bir hayat yaşamaktadır,<br />

dolaysıyla yaşama hakkından da<br />

mahrum edilmelidir.Bir yazısında<br />

şöyle demektedir tıp etikçisi:”Sakat<br />

olarak dünyaya gelen bebeklerin<br />

ötenazisi (öldürülmesi) burada yeterince<br />

müzakere edilmeyecek kadar<br />

girifttir. Ancak, meselenin özü<br />

tabii ki bellidir: Özürlü bir bebeğin<br />

öldürülmesi moral açısından şahsın<br />

öldürülmesi ile kıyaslanamaz.<br />

Haddizatında, bu öldürme işlemi<br />

çoğu kez bir haksızlık bile teşkil etmez”<br />

(Singer; s. 188). Bu görüşlerin<br />

perde arkasında aslında maddeci<br />

ve faydacı bir dünyanın işaretlerini<br />

görmek mümkündür. Nitekim,<br />

Singer bunu açıkça beyan etmektedir:<br />

“Eğer, sakat bir çocuğun öldürülmesi<br />

sağlıklı olarak doğacak başka<br />

bir çocuğun mutluluğuna daha<br />

çok katkı sağlıyorsa, mutluluğun<br />

toplam değeri sakat çocuğun öldürülmesinden<br />

ötürü daha da artacaktır”<br />

(Singer; s. 183).<br />

Bütün hizmetlerin, öncelikli olarak<br />

sağlıklı nesillere götürülmesi gerektiğini<br />

savunan bu görüşler ne yazık<br />

ki bireyselleşen toplumlarda da revaç<br />

görmektedir.Hatta o kadar ki, sosyal<br />

değişime ayak uyduran devletlerde<br />

bu istikamette politik karar almaktadır.<br />

Bunlardan bir tanesi Çin’dir.<br />

01.07 .1995’den beri yürürlükte olan<br />

“Irk Temizliği ve Koruyucu Sağlık<br />

Kanunu” özürlü doğabilecek bebeklerin<br />

kürtaj yoluyla alınmasını<br />

mecburi kılarken bilhassa zihinsel<br />

özürlülerin evlenmelerini de yasaklamaktadır<br />

(Textor; s. 178).<br />

Almanya’da ise, bir özürlünün ölümüne.<br />

isteği doğrultusunda dahi<br />

olsa, fiili yardımda bulunmak suç<br />

sayılırken, kişinin isteğine dayanan<br />

ölümüne dolaylı olarak yani pasif<br />

yardımda bulunmak (mesela zehir<br />

temin etmek gibi) suç teşkil etmekten<br />

çıkmıştır. Buna göre, özürlü,<br />

başkasının fiili yardımına ihtiyaç<br />

duymadan misal verdiğimiz üzere<br />

zehiri kendi arzusuyla içerek ölümüne<br />

bizzat kendisi sebebiyet verdiği<br />

için öldürücü maddeyi sağlayan<br />

hekim veya bakıcı bu yardımlarından<br />

ötürü mesul tutulmayacaktır<br />

(Reinisch; s. 48).<br />

2.1. Avrupa Birliği’ndeki Gelişmeler<br />

Ceza muafiyetinin ötenaziye teşvik<br />

ve ikna için de geçerli olması için<br />

Avrupa çapında “insancıl ölüm”<br />

maskesi altında çalışmalar yapılmaktadır.<br />

Bununla ilgili olarak,<br />

Avrupa Cemaatler Komisyonu 1988<br />

yılında “Koruyucu Tıp” adı altında<br />

bir proje geliştirmiştir. Koruyucu<br />

Tıbbın gayesinin, insanları, genetik<br />

yapının özelliklerinden kaynaklanan<br />

ve değişik hastalıklara sebebiyet<br />

verebilecek risklerden korumak<br />

olduğu ifade edilmektedir.<br />

Dolayısıyla, genetik yapıdan ötürü<br />

yeni nesne değişik musibetlerin sirayet<br />

etmemesi için her türlü tıbbi tedbirin<br />

alınması da mubah sayılmaktadır<br />

(Komission der Europaischen<br />

Gemeinschaften, 1988). Böyle bir<br />

projeye irsî istidadın korunmasına<br />

yönelik tıbbî müdahaleler programı


şeklinde bakmak mümkün gibi gö-<br />

rünse de “temiz ve sağlıklı”;bir top-<br />

lumun oluşması hedeflendiğinden,<br />

projenin asıl hedefinin sosyal maliyetleri<br />

gittikçe artan ve özürlülerin<br />

de içinde yer aldığı aciz insanların<br />

sayısını toplum içinde azaltmak olduğu<br />

da gözden kaçmamaktadır.<br />

(Bleidick 1990, s. 516).<br />

Özürlülerin sayısını azaltmak teşebbüsü<br />

sadece düşünce boyutuyla<br />

kalmamaktadır. Avrupa<br />

Parlamentosu’na 1988 yılında “Atipik<br />

Çocukların <strong>Sayı</strong>sının Azaltılması”<br />

adı altında bir kanun tasarısı sunulmuştur.<br />

Bu tasarının 1 .maddesinde<br />

şu ifadeler yer almaktadır: “Tedavi<br />

edilemeyen bir özürlülükten dolayı<br />

ömür boyu şahsiyetli bir hayat sürdürememesi<br />

önceden belirlenen ve<br />

3 gününü doldurmamış bir çocuğun<br />

hayatının idamesi için gerekli olan<br />

bakımını reddeden bir hakim ne suç<br />

işlemiş ne de kanuna aykırı bir harekette<br />

bulunmuş olur” (Bleidick,<br />

1994, s. 421).<br />

Bir başka ifadeyle, bu tasarı ile özürlü<br />

olarak doğan çocukların yaşama<br />

hakkı daha doğar doğmaz elinden<br />

alınmak istenmektedir. Avrupa<br />

Konseyi’nin 1994 tarihli Bio-Etik<br />

tasarısını da bu arada zikretmekte<br />

fayda vardır.<br />

Bu tasarı ya göre, tüpte meydana getiren<br />

embriyonun üzerinde, 14. gününü<br />

aşmadığı müddetçe deneylerin<br />

yapılabilmesine müsaade edilmektedir.<br />

Ayrıca, özürlü ve aciz insanların<br />

da tıbbi araştırmalar kapsamına<br />

alınmaları ön görülmektedir.<br />

Tasarı, tıp dalındaki bilimsel araştırma<br />

zaruretinin önemini vurgulayarak,<br />

özürlülerin üzerinde tıbbi<br />

deneylerin yapılmasını, muhatapları<br />

ve yakınları tasvip etmeseler dahi,<br />

öngörmektedir.<br />

Bu gibi teşebbüsler yoğun protestolar<br />

neticesinde, şimdilik kısmen<br />

de olsa. akamete uğradığını görüyoruz.<br />

Avrupa Konseyi, Bio-Etik<br />

tasarısını kabul etmezken Avrupa<br />

Parlamentosu’na sunulan “A tipik<br />

Çocukların <strong>Sayı</strong>sının Azaltılması”<br />

ile ilgili kanun tasarısı da bazı değişikliklere<br />

tabi tutulmuştur.<br />

Sonuç Temel ahlâkî ve insanî değerlerin<br />

maddeleşen düşüncelerin<br />

karşısında gittikçe erozyona uğraması<br />

neticesinde toplumun en zayıf<br />

kesimleri bundan en fazla zarar görmektedir.<br />

Hele hele, post endüstriyel<br />

(sanayi sonrası) ve modern toplumların<br />

vazgeçilmez bir ikilisi haline<br />

getirilen yüksek performans beklentisinin<br />

karşısında özürlüler adeta<br />

“Lüzumsuz” ve “fayda getirmeyen”<br />

varlıklar olarak görülmeye başlanmıştır.<br />

Özürlülerin yaşama hakkının<br />

tartışılabilir olması Batı toplumları<br />

için yeni bir fenomen değildir.<br />

Ortaçağda cehaletin ve batı inançlarının<br />

gölgesi altında aciz insanlar<br />

diri diri yakılıyordu. Yüz yıl evvel<br />

aynı teşebbüsler Sosyal Darvinizim<br />

maskesi altında yeniden hayatiyet<br />

bulurken bugün bu niyetler daha<br />

masum görünen Bio-Etik tartışmalar<br />

çerçevesinde açıklanmaktadır.<br />

Bilindiği gibi, Sosyal Darvinizm<br />

tabiatta olduğu gibi toplumlarda da<br />

kıyasıya bir varolma mücadelesinin<br />

yapıldığını ileri sürer. Bu itibarla,<br />

sosyal mücadele bir tekamül şeklinde<br />

cereyan ederken bu vetirede<br />

tabii ayıklanma yoluyla güçlüler<br />

hayatta kalır, zayıflar, acizler ve<br />

sisteme ayak uyduramayanlar yok<br />

olup giderler. Bio-Etik ise, toplumun<br />

sağlıklı insanlardan oluşması için,<br />

gerektiğinde bu şartlara haiz olamayanların<br />

modern tıp teknolojisi<br />

sayesinde “insancıl” yöntemlerle öldürülmesini<br />

savunmaktadır. Bizim<br />

kültürümüz ve toplum değerlerimiz<br />

açısından bu meseleye baktığımızda,<br />

insan hayatının her fert için çok<br />

önemli bir yer teşkil ettiğini görürüz.<br />

Yaratılmış olması hesabiyle.<br />

insan, hangi felaket veya hastalık<br />

ile karşı karşıya gelmiş olursa olsun<br />

ölümü asla hak edemez. Bir özürlünün<br />

hayattaki mücadelesi kendisi ve<br />

yakınları için zor bile olsa, varlığı,<br />

topluma ve devlete sosyal yükler bile<br />

getirse kimse, kendisinin isteği bile<br />

olsa, hayatına son veremez. Buna,<br />

başta dinimiz cevaz vermemektedir<br />

(M.Nuri Yılmaz; Aksiyon; s. 24).<br />

Maddeci dünya görüşüne sahip tıp<br />

etikçileri “insancıl ölüm” gibi kulağa<br />

hoş gelen ifadeler kullanarak<br />

yaşatma kültürü yerine “öldüren<br />

kültürü” benimsemelerini sağlıklı<br />

bir gidişat olarak görmek mümkün<br />

değildir. Çünkü. öldürme hakkını<br />

istemek tıbbın “hayat verici” istikametinden<br />

vazgeçmek anlamına da<br />

gelmektedir.Özürlülerin değil hayatına<br />

son vermek onların toplumla iç<br />

içe olmalarını ve huzur içinde yaşamalarını<br />

temin etmek hepimizin görevi<br />

olmalıdır.<br />

Kaynak Kişi: Ali Seyyar<br />

BEYAZ BASTON<br />

13


14<br />

İŞKUR MESLEK KURSLARI<br />

ENGELLİ MAAŞINA ENGEL DEĞİL<br />

Başbakanlık Özürlüler İdaresi<br />

Başkanlığı, Maliye Bakanlığı<br />

ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik<br />

Bakanlığı’nın ortak çalışmalarıyla,<br />

08.06.2011 tarihli Resmî Gazete’de<br />

yayımlanan “65 Yaşını Doldurmuş<br />

Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz<br />

Türk Vatandaşları İle Özürlü<br />

ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına<br />

Aylık Bağlanması Hakkında<br />

Yönetmelik”te bazı değişiklikler<br />

yapılmıştır. Değişiklikle birlikte,<br />

Türkiye İş Kurumu’nca düzenlenen<br />

meslek kurslarına katılan özürlü<br />

kişilerin 2022 <strong>Sayı</strong>lı Kanun’dan<br />

doğan haklarını kaybetmelerinin<br />

önüne geçilmiştir. Ayrıca 6111 sayılı<br />

Kanun ile yersiz ödenen aylıkların<br />

yüzde 50 fazlasıyla geri alınması<br />

uygulaması da yeniden düzenlenerek,<br />

geri ödeme uygulamasında<br />

bu tutarların Tüketici Fiyatları<br />

Endeksi (TÜFE) aylık değişim<br />

oranları hesaplanarak geri ödenmesi<br />

kararlaştırılmıştır. “5510 sayılı<br />

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık<br />

Sigortası Kanunu”n 5. Maddesi’nde<br />

kamuoyunda Torba Yasa olarak bilinen<br />

“6111 sayılı Bazı Alacakların<br />

Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal<br />

Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası<br />

Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve<br />

Kanun Hükmünde Kararnamelerde<br />

Değişiklik Yapılması Hakkında<br />

Kanun”un 24. maddesi ile yapılan<br />

düzenleme çerçevesinde Türkiye İş<br />

Kurumu tarafından düzenlenen meslek<br />

edindirme, geliştirme ve değiştirme<br />

eğitimlerine katılan kursiyerler<br />

Genel Sağlık Sigortası kapsamına<br />

alınmış olup, Yönetmelik’te yapılan<br />

son değişiklik neticesinde; geçici nitelikte<br />

olan bu kurslara katılan özürlülerin<br />

2022 sayılı Kanun’dan doğan<br />

haklarını kaybetmemeleri sağlanmıştır.<br />

Olay Gazetesi 17.06.2011


Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)<br />

yardımlara sınır getiriliyor, Bir hanenin<br />

SGK yardımı asgari ücreti<br />

geçmeyecek...<br />

Bir hanenin SGK yardımı asgari ücreti<br />

geçmeyecek<br />

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK),<br />

sosyal yardımlar konusunda tavan<br />

getiren, yardıma erişim olanaklarını<br />

yeniden düzenleyen, haksız yardım<br />

almayı engellemeyi amaçlayan, bazı<br />

sosyal yaptırımlar öngören bir çalışma<br />

yapıyor.<br />

SGK Primsiz Ödemeler Genel<br />

Müdürü Yadigar Gökalp, Sosyal<br />

Güvenlik dergisinin son sayısında<br />

Sosyal Güvenlik Reformu’nun temel<br />

ayaklarından biri olan Primsiz<br />

Ödemeler Kanunu’na yönelik hazırlık<br />

çalışmalarında gelinen noktaya<br />

ilişkin bilgiler verdi.<br />

Konuyla ilgili yasal düzenleme çalışmaları<br />

çerçevesinde, zaman içerisinde<br />

isim değişiklikleri olmakla<br />

birlikte, 2003 yılından beri bir takım<br />

taslaklar hazırlandığını, bunların ilgili<br />

kurumların görüşlerine sunulduğunu<br />

ifade eden Gökalp, buradaki<br />

temel amacın Sosyal Güvenlik<br />

YARDIMLARA SINIR<br />

GETİRİYOR!<br />

Reformu kapsamında sosyal yardımların<br />

tek çatı altında daha etkin<br />

bir şekilde yürütülmesi olduğunu<br />

vurguladı.<br />

Gökalp, primsiz ödemelerle ilgili<br />

2003-2005-2007’de birer taslak<br />

hazırlandığını anımsatarak, bu taslakların<br />

bazısında sadece sosyal<br />

yardımlarla ilgili düzenlemelerin<br />

kapsama alındığını, bazısında ise<br />

sosyal hizmetlerle ilgili düzenlemelerin<br />

de kapsama dahil edildiğini<br />

anımsattı.<br />

Çalışmalarında geçmiş taslakları<br />

incelediklerini, Türkiye’deki mevcut<br />

sosyal yardımların analizini<br />

BEYAZ BASTON<br />

15


yaptıklarını, hangi kurumların sos-<br />

yal yardımlar alanında hangi ça-<br />

lışmaları yürütüklerini, bunların<br />

kriterlerinin neler oldu ğunu, hangi<br />

veri tabanı üzerinden iş ve işlemler<br />

gerçekleştirdiklerini değerlendirdiklerini,<br />

dünyadaki iyi örneklere<br />

baktıklarını anlatan Gökalp, sonuç<br />

olarak birçok soruna çözüm getireceğini<br />

düşündükleri önemli bir çal<br />

ışma ortaya çıktığını bildirdi.<br />

Türkiye’de sosyal yardım alanındaki<br />

programların çeşitliliği ve birçok<br />

kurumun farklı uygulamalarının bulunması<br />

dolayısıyla yoksul ve muhtaç<br />

kesimlere ulaşılabildiğine işaret<br />

eden Gökalp, ancak bu çeşitliliğin,<br />

standart uygulamaların olmaması<br />

ve başka sıkıntılara yol açabildiğine<br />

dikkati çekti. Gökalp, şunları kaydetti:<br />

“Her başvuran her yardımdan<br />

yararlanmayabiliyor. Başvurduğu<br />

yerde alınan karara göre bu değişebiliyor.<br />

Yardımı alamadığında bunu<br />

hukuki zeminde sorgulayamıyor.<br />

Sosyal yardımların hak olarak görülmesinden<br />

bunu kast ediyoruz.<br />

Sosyal yardımlar, vatandaşın işsiz,<br />

yoksul, muhtaç olduğu dönemde,<br />

koşulları , kriterleri uygunsa alması<br />

gereken bir yardımdır. Vatandaş<br />

bunu alamadığı zaman sorgulayabilmelidir.<br />

‘Bu benim hakkımdı, bunu<br />

16 HABER<br />

almam gerekiyordu’ diyebilmelidir.<br />

Gerektiğinde hukuki süreçlere başvurabilmelidir.<br />

Bu aynı zamanda<br />

hak etmeyenin de artık bu sisteme<br />

başvurmasını, haksız yardım almasını<br />

engelleyecektir. Taslaktaki<br />

önemli düzenlemelerden birisi bu.<br />

Kurumlardaki muhtaçlık kriterleri,<br />

yardım alacak kişi tanımları,<br />

yardımların tanımları farklılıklar<br />

gösteriyor. Taslaktaki temel hedeflerimizden<br />

biri, sosyal yardım alanında<br />

ortak norm ve standartları<br />

getirmektir. Sosyal Yardımlaşma<br />

ve Dayanışma Genel Müdürlüğü<br />

tarafından uygulanan yardımlara<br />

baktığımızda da örneğin şartlı nakit<br />

transfer programında uygulanan bir<br />

kriter var. Nüfusun en yoksul yüzde<br />

6’lık kesimine yapılan bir yardım<br />

söz konusu. Diğ er programlarda bu<br />

kriterin değiştiğini görüyorsunuz.<br />

Yani diğer hedeflerin bir tanesi de<br />

bu kriterleri hanedeki birey modeli<br />

yaklaşımını benimseyerek tekleştirmek,<br />

bir anlamda mümkün olduğunca<br />

daha standart hale getirmek.”<br />

Sosyal yardımlar konusunda en sık<br />

karşılaşılan problemlerden birinin<br />

mükerrer yardımlar olduğunu<br />

belirten Gökalp, bu konudaki örnekleri<br />

ve planladıkları önlemlere<br />

ilişkin şu bilgileri verdi: “Bazı<br />

vatandaşlarımız birçok yerden yardım<br />

alıyor, bazıları bakıyorsunuz<br />

hiçbir yerden yardım almıyor. Aynı<br />

kişi bizden engellilik aylığı ya da<br />

yaşlılık aylığı alıyor, öbür taraftan<br />

sosyal yardımlaşmadan gıda yardımı<br />

alıyor, yakacak yardımı alıyor.<br />

Yeşil kartı var, belediyeye gidiyor<br />

belediyeden tekrar gıda yardımı alıyor,<br />

kırtasiye yardımı alıyor, eğitim<br />

yardımı alıyor, burs alıyor... Sistemi<br />

çok çözememiş, keşfedememiş olan<br />

bazı vatandaşlarımız da çok muhtaç<br />

durumda olduğu halde hiçbir yardıma<br />

erişemiyor.<br />

Taslakta bu konuda da bir yenilik<br />

getiriyoruz, tavan uygulaması.<br />

Vatandaşımız, hanedeki bireylerin<br />

durumuna göre, yaşlısı, genç işsizi,<br />

okula giden çocuğu, engelli bireylerin<br />

olup olmamasına göre öngörülen<br />

yardımlardan yararlanacak ama<br />

belli bir rakamı geçemeyecek. Yani<br />

vatandaşın aldığı tüm yardımlar sistem<br />

üzerinden kontrol edilecek ve o<br />

tavanı geçemeyecek. O tavanın da<br />

asgari ücretten daha düşük olması<br />

gerekiyor. Çünkü hükümet politikası<br />

olarak yaptığımız en önemli çalışmalardan<br />

biri, kayıt dışı istihdamın<br />

önlenmesi, insanların istihdama teşvik<br />

edilmesi, üretim süreçlerine dahil<br />

edilmesi; temel hedef bu. Sosyal


yardımlar da zaten bir vatandaşın<br />

yaşamının sonuna kadar alması<br />

öngörülen ya da uygun görülen bir<br />

şey değil. Temel amaç, vatandaşın<br />

bu sistemle belli bir süre desteklendikten<br />

sonra bir noktada bu sistem<br />

içerisinden çıkması, üretken toplum<br />

bireylerinden biri haline gelmesi.<br />

Dolayısıyla istihdama dahil edilmesi,<br />

o nedenle bir tavan uygulaması<br />

var.”<br />

Yadigar Gökalp, mükerrerliği önleme<br />

konusunda “ortak veri tabanı”<br />

uygulamasını önemsediklerini ifade<br />

etti.<br />

Bütün kurumların sahip olduğu<br />

verilerin ortak veri tabanında görülmesinin<br />

mükerrerliği önleyeceği<br />

gibi, bürokratik işlemlerin azaltılmasına<br />

katkı sağlayacağını vurgulayan<br />

Gökalp, şunları kaydetti: “Biz<br />

istiyoruz ki yoksul vatandaşımızı biz<br />

bilelim başvuru dahi yapmadan ona<br />

ulaşalım, ulaşamadıklarımız ya da<br />

durumlarında değişme olan vatandaşlarımız<br />

kimlik numarasıyla başvurusunu<br />

yapsın, talepte bulunsun.<br />

Ondan sonra bizim kontrol edeceğimiz,<br />

gelir durumuna bakacağımız,<br />

verilen bilgileri kontrol edeceğimiz<br />

ayrı bir sistem olsun. Biz, vatandaşımıza,<br />

şu kurumdan şu belgeyi<br />

getir, şu kurumdan bu bilgiyi getir<br />

demeyelim. Zaten yoksul vatandaşlarımız<br />

için bu da ayrı bir sıkıntı. Bir<br />

yerden bir yere gitmek için bir şeyler<br />

ödemeniz gerekiyor. 26 kurumla<br />

görüştük. Bu kurumların veri tabanı<br />

ne durumdadır, böyle bir şeye elverir<br />

mi ya da buna karar verildiğinde<br />

sistemlerini buna uygun hale getirebilirler<br />

mi? Son derece olumlu toplantılar<br />

gerçekleştirdik, fakat geçen<br />

yıl taslağın bir süre askıya alınmış<br />

olması, çalışmalara ara verilmesine<br />

neden oldu. Neyi, nasıl, kimlerle yapacağımızı,<br />

kurumlarla ne tip ortaklıklar<br />

kuracağımızı biliyoruz.”<br />

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı<br />

Ömer Dinçer’in talimatıyla yasal<br />

düzenleme için çalışmalara tekrar<br />

başladıklarını bildiren Gökalp,<br />

“Zaten büyük oranda hazırlıklar<br />

tamamlanmıştı. Bundan sonrası, bu<br />

yıl içerisinde yapacağımız çalışmalarla<br />

biraz daha şekillenecek. Sosyal<br />

Yardımlar Yasası gerek isminde gerekse<br />

içeriğinde Meclis’ten çıkana<br />

kadar birçok değişikliğe de uğrayacaktır,<br />

ancak özünde Türkiye’ye,<br />

Türkiye’nin geleceğine, Türkiye’de<br />

ekonomik ve sosyal açıdan yoksul<br />

vatandaşlarımızın gelecekteki hayatlarına<br />

son derece olumlu katkılar<br />

sağlayacak bir çalışma olacaktır”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

Gökalp, ağırlıklı olarak tüketim<br />

harcamalarından yola çıkılarak bir<br />

muhtaçlık tespiti düşündüklerini ve<br />

burada hedefin, hiç kimsenin dışarıda<br />

kalmamas ı olduğunu vurguladı.<br />

Gökalp, sistemin işleyişine ilişkin<br />

şu değerlendirmelerde bulundu:<br />

“Engelli vatandaşlarımız tabii ki<br />

Türkiye’de dezavantajlı durumdalar,<br />

geliri olmayan yaşlılarımız, belli<br />

bir yaşın üzerindeki vatandaşlarımı<br />

z, çocuklar ve kadınlar yoksulluk<br />

durumundan, kriz durumundan<br />

daha çok etkilenen kesimler oluyor.<br />

Dolayısıyla bütün vatandaşlarımızı<br />

kapsayacak bu programlar.<br />

Diğer bir amacımız da vatandaşlarımızın<br />

daha üretken hale getirilmesi<br />

ve bu yolla topluma entegrasyonunun<br />

sağlanması. Bu amaçla da birtakım<br />

şartlar olacak programlarda.<br />

Orada şart, evet ben sana belli bir<br />

nakit yardımında bulunuyorum ama<br />

sen de çocuğunu okula göndereceksin,<br />

başarısını takip edeceksin ya da<br />

işte 0-6 yaş grubundaysa çocuğun<br />

aşılarını düzenli yaptıracaksın gibi.<br />

Burada da toplumsal amaçlı birtakım<br />

şeyler, vatandaşlarımızın elinden<br />

gelebilecek sosyal amaçlı, toplumsal<br />

amaçlı bir takım yaptırımlar<br />

olacak.”<br />

BEYAZ BASTON<br />

17


SGK’DA ENGELLİ AYLIKLARI<br />

DÜZENLENDİ<br />

06.10.09 - Bürokrosinin ozoltılmosı<br />

ve votondoş odaklı yönetişim projesi<br />

kopsamındo yürütülen çolışmo<br />

soyesinde yokloşık 13 milyon<br />

TLÎık bütçe devletin kasasında kaldı.<br />

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)<br />

Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğü,<br />

“Bürokrasinin Azaltılması ve<br />

Vatandaş Odaklı Yönetişim Projesi”<br />

kapsamında 2022 sayılı kanun kapsamında<br />

yapılan ödemeleriyle ilgili<br />

aylık bağlama süreleri bir aya<br />

indirdi. Yadigar Gökalp’in Genel<br />

Müdürlüğü’nü yürüttüğü kurumda<br />

18 RÖPORTAJ<br />

asıl hedef ise kurumsal bürokrasinin<br />

minimum düzeye indirmek.<br />

Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğü,<br />

sosyal yardımlar için ortak bir veri<br />

tabanı kullanacak. İleride tamamlanacağı<br />

öngörülen bu ortak veri<br />

tabanı sayesinde, hak sahipliği araştırmaları<br />

yapılmadan, kişi beyanına<br />

dayanılarak hak sahiplerine maaşları<br />

bağlanmış olacak. Kurulacak sistem<br />

sayesinde bürokratik işlemlerde ciddi<br />

bir azalma sağlanması hedeflenirken,<br />

mükerrer ödemelerin de önüne<br />

geçilmiş olacak.<br />

2022 sayılı kanun kapsamında yapılan<br />

ödemelerle ilgili, yapılan düzenlemeler<br />

ve mevzuat değişiklikleri<br />

ile aylık bağlanma süreci 1 yıldan<br />

1 ay gibi kısa bir süreye indirilirken,<br />

yapılan düzenlemeler ile devlet<br />

her yıl yak.laşık 13 milyon tasarruf<br />

sağlayacak.<br />

SGK Primsiz Ödemeler Genel<br />

Müdürlüğü aracılığıyla, 2022 sayılı<br />

kanun kapsamında, muhtaç durumda<br />

bulunan yaşlı ve özürlülere, yaşlılık<br />

aylığı (65 yaşından büyükler),<br />

65 yaşından büyük bakıma muhtaç<br />

özürlü aylığı, özürlü aylığı (18 yaşından<br />

büyük yüzde 4069 özürlüler),<br />

bakıma muhtaç özürlü aylığı (18 yaşından<br />

büyük yüzde 70 ve üzeri<br />

özürlüler) ve özürlü yakını aylığı<br />

(18 yaşından küçükler) bağlanıyor.<br />

Kişilerin durumlarında meydana gelen<br />

değişiklikle aylık bağlama şartlarının<br />

kalkması ve’ ölüm hallerinde<br />

aylıklar kesiliyor.<br />

Aylık alanlardan ölenlerin listesi,<br />

TC kimlik numaralarına göre,<br />

Merkez Nüfus idaresi Sistemi’nden<br />

aylık periyotlar halinde elektronik<br />

ortamda temin ediliyor. AA


‘ENGELLİ DEVLET’ RAPORU<br />

Devlet Denetleme Kurulu, engelli yaşamına yönelik rapor hazırladı. Devlet<br />

kurumlarını eleştiri yağmuruna tuttu.<br />

İşte rapordan çarpıcı satırbaşları:<br />

Devlet Denetleme Kurulunun<br />

(DDK) özürlülerle ilgili raporunda,<br />

konuyla ilgili çalışmaların, ‘’birçok<br />

durumda, ‘yapmış olmak için<br />

yapma’nın ötesine geçemediği,<br />

kurum binasının girişine tekerlekli<br />

sandalyeler için rampa gibi çok<br />

kolay bir fiziki düzenlemenin bile<br />

çoğu kurumda yıllardır yapılmadığı’’<br />

belirtildi.<br />

Özürlülüğün tarihsel süreci,<br />

Türkiye’deki kurumsal yapılanma ve<br />

yasal alt yapının anlatıldığı raporda,<br />

engellilik durumları ve derecelerine<br />

ilişkin tanımlar, bakım modelleri,<br />

engellilere yönelik eğitim kurumları<br />

yasal dayanakları ve uygulamalarıyla<br />

ele alındı.<br />

Özürlülüğün, gelişmiş veya az gelişmiş<br />

toplumların ortak özelliği olduğu<br />

belirtilen raporda, ‘’Gelişmiş ülkelerde<br />

özürlülük oranı, gelişmemiş<br />

veya az gelişmiş ülkelere göre daha<br />

az değildir’’ denildi.<br />

Türkiye’de 2002 verilerine göre<br />

yaklaşık 8,4 milyon özürlü vatandaş<br />

bulunduğu ve bunun toplam nüfusa<br />

oranının yüzde 12,29 olduğu kaydedilen<br />

raporda, özürlülerin yalnızca<br />

yüzde 13,7’sinin mesleki eğitimden<br />

faydalanabildiği vurgulandı.<br />

Medeniyet testi<br />

Özürlü veya özürlü yakını dışındakilerin,<br />

özürlülük sorunuyla<br />

yüzleşmelerinin sadece özürlü birini<br />

gördükleri anla sınırlı olduğu<br />

değerlendirmesi yapılan raporda,<br />

özürlünün eğitim, sosyal hayata katılma,<br />

gelecek kaygısı gibi daha bir<br />

çok sorunla karşı karşıya kaldığı<br />

vurgulandı.<br />

‘’Özürlülük bireyler ve devletler için<br />

medeniyet testi aracıdır. Özürlüye<br />

karşı ilgisizlik, küçümseme, dışlama,<br />

engelleme gibi sorunların nedeni<br />

büyük ölçüde bu farkında olmamadır’’<br />

denilen raporda, özürlülüğe<br />

yaklaşımda başarılı toplumların, engellilere<br />

insani muameleyi gerçekleştirdikleri<br />

ve özürlünün yükünü<br />

en aza indirdikleri kaydedildi.<br />

Türkiye’de son yıllarda özürlülükle<br />

ilgili önemli politikalar oluşturulduğuna<br />

ve yasal düzenlemeler yapıldığına<br />

işaret edilen raporda, özellikle<br />

2005 yılından sonra ‘’yardım temelli’’<br />

anlayıştan, ‘’hak temelli’’ anlayışa<br />

geçişin başladığının gözlendiği<br />

belirtildi.<br />

Yıllardır yapılmıyor<br />

Devlet bütçesinden özürlülere ayrılan<br />

paylarda önemli artışlar gerçekleştiğine<br />

ilişkin tespite de yer verilen<br />

raporda, şunlar kaydedildi:<br />

‘’Bununla birlikte bakım, eğitim,<br />

istihdam, ulaşabilirlik gibi birçok<br />

konuda özürlülerin karşı karşıya<br />

olduğu çok ciddi sorunlar devam<br />

etmektedir. Bu sorunların bir kısmı,<br />

kurumların, personel ve ekipman<br />

olarak yeni politikalara cevap verebilecek<br />

donanıma sahip olmamasından<br />

kaynaklanmaktadır. Ancak<br />

yeni politikaların hayata geçirilememesindeki<br />

asıl önemli sorun, kurum<br />

yöneticilerinin kendilerini yeni politikalarına<br />

uyarlamaları konusundaki<br />

isteksizlikleridir. Yöneticiler,<br />

mevzuattaki bazı boşluklardan da<br />

yararlanarak, özürlülük alanında<br />

kendilerine yüklenilen sorumlulukları<br />

yerine getirmemektedirler.<br />

Yapılan çalışmalar, birçok durumda,<br />

‘yapmış olmak için yapma’nın ötesine<br />

geçememektedir. Kurum binasının<br />

girişine tekerlekli sandalyeler<br />

için rampa gibi çok kolay bir fiziki<br />

düzenlemenin bile çoğu kurumda<br />

yıllardır yapılmamış olması bunun<br />

en basit göstergesidir. Özürlülerin<br />

haklarının korunması ve kendilerine<br />

insanca yaşayabilme imkanlarının<br />

sağlanması konusundaki ihmallerin<br />

temelinde, toplumsal farkındalık zafiyeti<br />

yatmaktadır.’’<br />

Devlet itibarı zedeleniyor<br />

Devlet Denetleme Kurulu’nca<br />

(DDK) özürlülere ilişkin hazırlanan<br />

raporda, bazı bakım merkezlerinde<br />

çeşitli nedenlerle yaşanan sorunların<br />

‘’devlet itibarını zedeleyecek<br />

şekilde kamuoyuna yansıdığı’’ ifade<br />

edilerek, ‘’Bu olumsuzluklar, özürlü<br />

bireylere zarar vermenin yanında,<br />

Türkiye’yi uluslararası alanda zor<br />

duruma düşürmeye çalışan bazı girişimlere<br />

malzeme yapılabilmektedir’’<br />

denildi.<br />

BEYAZ BASTON<br />

19


ENGELLİLERİN YARARLANABİLECEĞİ<br />

YASALAR VE HAKLAR<br />

<strong>Engelliler</strong>in Yurtiçi Araç<br />

Alımındaki Uygulamaları<br />

1.Malul Ve <strong>Engelliler</strong>in<br />

Kullanılmamış Araç Alımına<br />

İstisna Uygulaması<br />

16/07/2004 tarih 5228 sayılı kanun<br />

un 21.maddesiyle 4760 sayılı özel<br />

tüketim vergisi kanunun 7 maddesinin<br />

numaralı bendinde yapılan değişiklik<br />

uyarınca 1 seri no lu ÖTV<br />

genel tebliğinin (3) (7,2,1) bölümü<br />

başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde<br />

değiştirilmiştir.<br />

*7,2,1 malul ve engellilere mahsus<br />

taşıt araçları istisnası<br />

kanunun 7 nci maddesinin 5228<br />

sayılı kanunla değişik iki numaralı<br />

fıkrası ile (ıı) sayılı listedeki kayıt<br />

ve tescile tabi mallardan 87,03 (motor<br />

silindir hacmi 1,600 cm küpü<br />

aşanlar hariç)87,04 (motor silindir<br />

hacmi 2,800 cm küpü aşanlar hariç<br />

ve 87,11 G.T.İ.P numaralarında yer<br />

alanların,sakatlık derecesi %90 veya<br />

daha fazla olan malul ve engelliler<br />

ile bizzat kullanma amacıyla sakatlığına<br />

uygun hareket ettirici özel<br />

tertibat yaptıran malul ve engelliler<br />

tarafından beş yılda bir defaya mahsus<br />

olmak üzere ilk iktisabı vergiden<br />

istisna edilmiştir.<br />

7,2,1,1 sakatlık dereceleri % 90 ve<br />

daha fazla olan malul ve engelliler<br />

adına kayıtlı araçlarda istisna<br />

uygulaması<br />

2 sayılı listedeki kayıt ve tescile<br />

tabi araçlardan (87,03 motor silindir<br />

hacmi 1,600 cm küpü aşanlar<br />

hariç)87,04 (motor silindir hacmi<br />

2,800 cm küpü aşanlar hariç) ve<br />

20 HABER<br />

87,11 tarife pozisyonlarında yer<br />

alanların,sakatlık derecesi %90 veya<br />

daha fazla olan malul ve engelliler<br />

tarafından beş yılda bir defa olmak<br />

üzere ilk iktisabı müstesnadır.bu istisnadan<br />

yararlanmak için,sakatlık<br />

derecesi %90 veya daha fazla olan<br />

malul ve engellilere ait taşıtın özel<br />

tertibatlı olması şartı aranmayacaktır.sakatlık<br />

dereceleri,özürlülere<br />

verilecek sağlık kurulu raporları<br />

hakkında yönetmelikle belirlenen<br />

esaslara göre tespit edilecektir.söz<br />

konusu yönetmeliğe göre sakatlık<br />

derecesi %90 veya daha fazla olduğuna<br />

dair yetkili sağlık kuruluşlarından<br />

alınacak sağlık kurulu<br />

raporu,araçların ilk iktisabının yapılacağı<br />

motorlu araç ticareti yapanlar<br />

tarafından vergi dairesine verilecek<br />

2a numaralı ÖTV beyannamesine<br />

eklenecek ve beyannamede ÖTV<br />

hesaplanmayacaktır.vergi dairesince<br />

kabul edilen beyanname ve ekleri<br />

incelenerek tahakkuk fişi ve istisna<br />

uygulandığını gösteren ÖTV ödeme<br />

belgesi düzenlenecek ve mükellefe<br />

verilecektir.<br />

7,2,1,2 malul ve engelliler tarafında<br />

bizzat kullanmak amacıyla ilk<br />

iktisabı yapılan araçlarda istisna<br />

uygulaması<br />

2 sayılı listedeki kayıt ve tescile tabi<br />

araçlardan (87,03 motor silindir hacmi<br />

1,600 cm küpü aşanlar hariç)87,04<br />

(motor silindir hacmi 2,800 cm küpü<br />

aşanlar hariç) ve 87,11 tarife pozisyonlarında<br />

yer alanların,bizzat kullanmak<br />

amacıyla sakatlığına uygun<br />

hareket ettirici özel tertibat yaptıran<br />

malul ve engelliler tarafından ilk<br />

iktisabı ÖTV den istisna edilmiştir.<br />

bu istisnadan yararlanan kişilerin istisna<br />

uygulanana ilişkin olarak mükellefler<br />

tarafından verilecek ÖTV<br />

beyannamesine;<br />

-alıcının maluliyeti veya sakatlığı<br />

ile özel tertibat yaptırılan araçları<br />

kullanabileceğine dair özürlülere<br />

verilecek sağlık kurulu raporları<br />

hakkında yönetmelik hükümleri<br />

uyarınca yetkili sağlık kuruluşlarından<br />

alınan sağlık kurulu<br />

raporu,<br />

-aracın sakatlığa uygun olarak tadil<br />

edildiğine dair teknik belgenin<br />

aslı veya noter onaylı örneği,<br />

-alıcının ‘h’ sınıfı sürücü belgesinin<br />

fotokopisi, eklenecek ve beyannamede<br />

ÖTV hesaplanmayacaktır.<br />

vergi dairesince kabul edilen beyanname<br />

ve ekleri incelenerek,araçta<br />

yapılan özel tertibatın raporda yazılı<br />

sakatlığa uygun hareket ettirici<br />

bir tadilat olduğu tespit edilecektir.<br />

bu tespit üzerine tahakkuk fişi ve<br />

istisna uygulandığını gösteren ÖTV<br />

Ödeme belgesi düzenlenecek ve mükellefe<br />

verilecektir.<br />

7,2,1,3 ortak hususlar<br />

yukarıda belirlenen usul ve esaslara<br />

göre ilk iktisabında ÖTV istisnası<br />

uygulanan araçlar için istisnadan<br />

yararlanan kişi veya kişiler adına<br />

düzenlenecek faturalarda ÖTV gösterilmeyecektir.bu<br />

araçların kayıt<br />

ve tescilini yapanların,araç sahibinin<br />

faturada ve ötv ödeme belgesinde<br />

alıcı olarak gösterilen Kişi<br />

veya kişiler olduğunu tespit etmeleri<br />

gerekmektir.


mükellefler,bu kapsamda istisna uy-<br />

gulanan işleminin bulunduğu aylar<br />

için 1 seri no lu ÖTV genel tebliği<br />

ekinde örneği bulunan (ek:1) forma<br />

uygun olarak düzenleyecekleri<br />

listeleri,takip eden ayın on beşinci<br />

günü akşamına kadar gelirler genel<br />

müdürlüğünün ( 0 312 415 28<br />

21,415 28 22 tele faks numaralarına<br />

göndereceklerdir.<br />

Malul ve engellilerin yurt dışından<br />

ithal edeceği taşıt araçlar için de bu<br />

belgelerin gümrük idaresine ibrazı<br />

üzerine istisna uygulanacaktır.istisna<br />

kapsamında taşıt aracı ithal edenlerin<br />

kimlik bilgileri (adı,soyadı<br />

ana ve baba adı,doğum yeri ve<br />

tarihi),sakatlığa dair raporun verildiği<br />

hastane,tarihi,sayısı,sakatlık<br />

türü ve derecesi ile ithal edilen taşıt<br />

aracının özeliklerini ( G T İ P<br />

numarası,cinsi,modeli markası,tipi<br />

motor silindir hacmi )gösteren listeler<br />

gümrük idarelerince aylık olarak<br />

hazırlanarak,takip eden ayın on beşinci<br />

günü akşamına kadar gelirler<br />

genel müdürlüğünün 0 312 415 28<br />

21,415 28 22 telefaks numaralarına<br />

gönderilecektir.<br />

Yukarıda açıklanan usul ve esaslara<br />

göre istisnadan yararlananlar,5<br />

yıl süre ile ikinci bir defa bu istisnadan<br />

yararlanamayacaklardır.<br />

öte yandan bu şekilde istisna kapsamında<br />

iktisap edilen araçların<br />

istisnadan yararlananlar dışındakilere<br />

satışında bu tebliğin (15,2) bölümündeki<br />

açıklamalar çerçevesinde<br />

vergileme yapılacaktır.<br />

Engelli birey veya ailesinin başvuracakları<br />

herhangi bir otomotiv<br />

bayisinden alacağı sıfır<br />

otomobillerde ÖTV(özel tüketim<br />

vergisi) ve MTV(motorlu taşıtlar<br />

vergisi )gibi vergi muafiyetlerinden<br />

yararlanılır.<br />

Daha ayrıntılı bilgi için:0 312 245 40<br />

40 0 546 404 15 16<br />

Başbakanlık Özürlüler<br />

İdaresince Düzenlenmiş<br />

Olan Özürlü Kimlik Kartı.<br />

%40 dahil üzerinde herhangi bir<br />

engeli bulunan bireyler bulundukları<br />

illerde ki hakem hastanelerden<br />

alacakları sağlık kurulu raporları<br />

ile bulunduğu ilde ki sosyal hizmetler<br />

il müdürlüğüne başvuru yaparak<br />

nufüs cüzdanlarına özürlü<br />

ibaresi yazdırdıkları durumunda<br />

uçak,tren,gemi vapur gibi seyahatler<br />

de,maç girişlerinde,devlet tiyatroları<br />

gösteriminde ve cep telefonları aboneliklerinden<br />

%40 indirimlerinden<br />

yararlanılır.<br />

2022 Özürlü Maaşından<br />

Kimler Yararlanır.<br />

%40 dahil üzerinde herhangi bir engeli<br />

bulunan sosyal güvencesi olmayan<br />

erkek,bekar bayanlar ve sosyal<br />

güvencesi olmayan evli bayanlar.<br />

Nasıl yararlanılır; bulundukları ilçelerdeki<br />

kaymakamlığa bağlı olan<br />

mal müdürlüklerine başvurularını<br />

yaparak istenilen belgeler hazırlandıktan<br />

sonra 3 ayda bir rapor derece<br />

orantısına göre belirlenecek olan düzeyde<br />

maaş alırlar.<br />

Vergi Muafiyeti<br />

%40 dahil engelli raporu olan çalışan<br />

bireyler aldıkları ücretlerden kesilen<br />

gelir vergisinden birinci ikinci<br />

ve üçüncü dereceler ile muafiyetten<br />

yararlanırlar.bu muafiyetlerden<br />

hanesinde engellisi olan diğer aile<br />

fertleri de engelli kişinin raporu ile<br />

bahsi geçen muafiyetten yararlanırlar.başvurular<br />

bulundukları illerin<br />

defterdarlarına yapılır.<br />

<strong>Sayı</strong>sal Loto Bayiliği<br />

En az Bir yıllık vergi mükellefliği<br />

bulunan %40 dahil üzerinde sağlık<br />

kurulu raporu olan her engelli birey<br />

milli piyango genel müdürlüğü tarafından<br />

verilen sayısal loto bayiliklerini<br />

alabilir.<br />

Toplu Taşım Araçlarında<br />

Ki İndirimler.<br />

%40 dahil üzerinde sağlık kurulu<br />

raporu olan her engelli birey bulundukları<br />

il ve ilçelerdeki belediye<br />

meclislerinin almış oldukları kararlar<br />

doğrultusun da yararlanabilirler.<br />

Başvurular bulundukları bölgelerde<br />

ki belediyelerdir.<br />

<strong>Engelliler</strong> Sağlık,Temizlik<br />

Ve Eşya Tamirleri Gibi<br />

Hizmetlerden Nasıl<br />

Yararlanır.<br />

Ankara Büyükşehir belediye başkanı<br />

Melih GÖKÇEK Ankara da kurmuş<br />

olduğu engeliler hizmet merkezinde<br />

hanesinde engellisi olan her eve<br />

20 günde bir temizlik ekibi giderek<br />

evin komple temizlikleri yapılıyor.<br />

Ayrıca tamir edilmesi gereken ev<br />

eşyalarının da tamirleri yapılmakta<br />

sağlık ekipleri de talep edilmesi durumunda<br />

evlerde hizmet vermektedir.yapılan<br />

bu çalışmaların tamamı<br />

ücretsizdir.Bahsi Geçen Merkez de<br />

engelliler için yüzme havuzları fizyoterapi<br />

ve bilgisayar kursları da verilmektedir.daha<br />

ayrıntılı bilgi için<br />

0 312 245 40 40-0 312 273 38 37- 0<br />

546 404 15 16<br />

<strong>Görme</strong> engelliler<br />

için ınternet cafe<br />

Ankara Büyükşehir belediye başkanı<br />

Melih GÖKÇEK ‘in Ankara<br />

Beşevler de yaptırmış olduğu<br />

Internet cafe görme engellilere<br />

göre uyarlanarak 30 adet konuşan<br />

BEYAZ BASTON<br />

21


ilgisayarlar ile ücretsiz hizmet ver-<br />

mektedir daha ayrıntılı bilgi için 0<br />

312 245 40 40-0 312 222 94 02-01<br />

GSM:0 546 404 15 16<br />

Özürlü Vatandaşlarımız<br />

Tarafından İthal<br />

Edilebilecek Özel<br />

Tertibatlı Araç Ve Eşya<br />

05.02.2000 tarihinde Gümrük<br />

Müsteşarlığınca yürürlüğe konulan<br />

4458 sayılı Kanun ile Özürlü<br />

Vatandaşlarımızın sosyal yaşamlarını<br />

kolaylaştırmak için yeni<br />

düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler<br />

içerisinde yer alan ortopedik<br />

özürlü vatandaşlarımıza yurt<br />

dışından özürlü koltuğu ve bisikletin<br />

yanı sıra Motor silindir hacmi<br />

1600 (dahil) cc’ye kadar olan binek<br />

otomobiller (arazi taşıtları hariç) ve<br />

minibüsün yaş haddine bakılmaksızın<br />

muafen ithaline izin verilmektedir.(01.06.2001<br />

tarihli 24440 sayılı<br />

Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.<br />

Malul ve sakat tarafından ithal edilmek<br />

istenen araç minibüs ise, minibüsün<br />

el ve ayak fonksiyonunu<br />

tamamen yitirmiş, özürlü kişinin<br />

araca binip inmesiyle, taşınmasını<br />

kolaylaştırıcı tertibatı bulunması<br />

öngörülmüştür.<br />

Özel surette yapılmış hareket ettirici<br />

tertibatı bulunmayan ve sadece<br />

otomatik vitesli binek otomobil ile<br />

sakat kişinin araca binip inmesiyle<br />

taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı<br />

bulunmayan minibüsün muafiyetten<br />

yararlandırılmak suretiyle ithali<br />

mümkün değildir.<br />

Binek oto ve minibüsün standart<br />

olmayan aksesuarları bulunması halinde<br />

bu aksesuarların ithaline gümrük<br />

vergilerinin tahsili kaydıyla izin<br />

verilir.<br />

22 HABER<br />

Özürlü kişi; Türkiye Gümrük<br />

Bölgesi dışında çalışıyor ise, ikametini<br />

Türkiye Gümrük Bölgesine<br />

kesin olarak nakletmesi halinde (bu<br />

şart sadece minibüs, binek otomobil<br />

ve motosiklet için geçerlidir. Motorlu<br />

ve motorsuz koltuklar ile bisikletler<br />

zati eşya kapsamında kesin dönüş<br />

şartı aranmaksızın özürlü kişi tarafından<br />

muafen ithal edilebilir.)<br />

Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik<br />

ise Yurt dışına resmi kanalla döviz<br />

transferi veya Türkiye Gümrük<br />

Bölgesi dışındaki gerçek ve tüzel<br />

kişiler tarafından kendisine bağış<br />

yoluyla gönderilen özel tertibatlı<br />

özürlü aracını ithalat vergilerinden<br />

muaf olarak ithal edebilirler.<br />

Özürlü Vatandaşlarımızın araçlarının<br />

ithal işlemlerinde sorunlarla karşılaşmamaları<br />

amacıyla 07.11.2000<br />

tarihli 24223 sayılı Resmi Gazete’de<br />

yayımlanan 8 seri no’lu Gümrük<br />

Genel Tebliği (Muafiyetler) ile araç<br />

ithaline ilişkin işlemler yeniden<br />

düzenlenmiştir.<br />

Bu Tebliğe göre özürlü vatandaşlar<br />

yurt dışından aracını getirmeden<br />

gerekli belgelerle birlikte (Sağlık<br />

Kurulu Raporu, Sürücü Belgesi)<br />

Ankara Naklihane ve Bedensiz<br />

İthalat Gümrük Müdürlüğü’ne müracaat<br />

ederek ve bu gümrük idaresinde<br />

oluşturulan komisyondan izin belgesi<br />

alması gerekmektedir. Söz konusu<br />

komisyon Gümrük Müsteşarlığı,<br />

İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı<br />

ile Türkiye Sakatlar Konfederasyonu<br />

temsilcilerinden oluşmaktadır.<br />

Malul veya özürlü kişiler: mülkiyetlerinde<br />

bu yolla muafen ithal edilmiş<br />

özel tertibatlı otomobil, minibüs ve<br />

motosiklet kayıtlı olduğu sürece ve<br />

bunların fiili ithal tarihinden itibaren<br />

5 (Beş) yıl geçmedikçe, bu<br />

taşıtları satamaz ve yeniden aynı<br />

şekilde muaf olarak otomobil, minibüs<br />

ve motosiklet ithal edemezler.<br />

(13.05.2000 tarihli 24048 sayılı<br />

Resmi Gazete’de yayımlanan 6<br />

seri no’lu Gümrük Genel Tebliğ’de<br />

Değişiklik yapılmasına Dair Tebliğ<br />

(Muafiyetler)<br />

Malul ve özürlü tarafından ithal edilen<br />

özel tertibatlı otomobil, minibüs<br />

ve motosikletlerin fiili ithal tarihinden<br />

itibaren 10 yıl geçmemişse malul<br />

ve özürlü olmayanlara gümrük<br />

vergileri tahsil edilmeden satışı, hibesi<br />

ve devri mümkün değildir.<br />

İzin alınmadan, ödünç verilen, kiralanan<br />

devredilen veya satılan eşyanın<br />

gümrük vergileri 4458 sayılı<br />

Gümrük Kanununun 181 ila 194.<br />

üncü madde hükümleri uyarınca<br />

tahsil edilmekle beraber ayrıca 1918<br />

sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine<br />

Dair Kanun hükümlerine göre takibat<br />

yapılır.(6 seri no’lu Gümrük Genel<br />

Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına<br />

Dair Tebliğ (Muafiyetler)<br />

Diğer taraftan, 05.02.2000 tarih ve<br />

23955 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan<br />

2000/53 sayılı Bakanlar<br />

Kurulu Kararı eki Gümrük<br />

Vergilerinden Muafiyet ve İstisna<br />

Tanınacak Haller Hakkında karar’ın<br />

113. 116. maddeleri uyarınca, görme<br />

özürlülerin eğitsel, bilimsel veya<br />

kültürel gelişimlerine yönelik olmak<br />

üzere özel surette imal edilmiş olan<br />

ve bu Kararın 3’nolu ekinde yer alan<br />

eşya gümrük vergilerinden muaftır.<br />

<strong>Görme</strong> özürlüler hariç olmak üzere<br />

malul ve özürlülerin eğitimi, çalışması<br />

veya fiziksel ve ruhsal olarak<br />

sosyal gelişimlerine yönelik olarak<br />

özel surette imal edilmiş olup, malul<br />

ve özürlülerin kendi kullanımları<br />

için getirdikleri veya onlara yardım


sağlanması amacına yönelik olarak<br />

kamu yararına faaliyette bulunan<br />

dernekler ile Sağlık Bakanlığınca<br />

yetki verilmiş kurum veya kurumlarca<br />

ithal edilen eşya da gümrük<br />

vergilerinden muaf bulunmaktadır.<br />

Söz konusu Kararın 113. ve 116.<br />

maddeleri gereğince muafen ithal<br />

edilen eşya, gümrüğün izni olmadan<br />

ve gümrük vergileri alınmadan<br />

malul ve sakat olmayanlara ödünç<br />

verilemez, kiralanamaz, devredilemez<br />

veya satılamaz. (13.05.2000<br />

tarihli 24048 sayılı Resmi Gazete’de<br />

yayımlanan 6 seri nolu Gümrük<br />

Genel Tebliğ’de Değişiklik yapılmasına<br />

Dair Tebliğ(Muafiyetler)<br />

Gümrük vergilerinden muafen ithali<br />

yapılan eşya için muafiyet tanınmasını<br />

sağlayan şartları kaybeden veya<br />

muafen ithal edilen eşyayı Kararın<br />

113. ila 118’inci maddelerinde belirtilenlerden<br />

başka amaçlarla kullanmayı<br />

talep eden kişi, kurum ve<br />

kuruluşların gümrük idaresine bildirimde<br />

bulunarak izin alması gerekir.<br />

Bu izin ancak gümrük vergilerinin<br />

tahsil edilmesi kaydıyla verilebilir.<br />

Söz konusu eşya ve malzemeler<br />

muafiyetin veriliş amacına uygun<br />

kullanılmak ve ilgili gümrük müdürlüğünden<br />

izin alınmak kaydıyla<br />

muafiyet hakkı tanınmış başka bir<br />

kurum veya kuruluşa ödünç verilir,<br />

kiralanır, devredilir veya satılırsa<br />

gümrük vergileri aranmaz.<br />

Minibüslerde ise, ithalat Gümrük<br />

Müsteşarlığının olumlu ön iznini<br />

müteakip gerçekleştirebilmektedir.<br />

Binek otomobili veya minibüsün<br />

ithaline ilişkin Komisyon kararının<br />

olumlu olması halinde, otomobil<br />

ile minibüs için Ankara Naklihane<br />

ve Bedelsiz ithalat Gümrük<br />

Müdürlüğü’nce geçerlilik süresi 6<br />

(ay) olmak üzere “İthal İzin Belgesi”<br />

düzenlenir.<br />

Taşıt, izin belgesinin geçerlilik süresi<br />

içerisinde 18.02.2002 tarih ve<br />

23968 sayılı Resmi Gazetede yayımlaman<br />

2 seri no’lu Gümrük<br />

Genel Tebliğin (Muafiyetler) 5’inci<br />

maddesinde belirtilen belgelerle birlikte<br />

Ankara Naklihane ve Bedelsiz<br />

İthalat Gümrük Müdürlüğü’ne teslim<br />

edilir. Gümrük Müdürü veya yetkili<br />

kılacağı Gümrük Müdür Yardımcısı<br />

başkanlığında iki muayene memurundan<br />

oluşturulan heyet tarafından<br />

aracın söz konusu heyet kararına uygunluğunun<br />

tespiti akabinde ithaline<br />

izin verilir.<br />

Gümrük idaresince, ithal işlemi<br />

tamamlanan binek otomobil veya<br />

minibüs için düzenlenecek trafik şahadetnamesine<br />

şerh konularak ilgili<br />

trafik tescil dairesine gönderilir.<br />

Özürlü vatandaşlarımız tarafından<br />

ithalden sonra Trafik Tescil<br />

İşlemleri yapan Trafik idarelerinden<br />

bu araçlara özürlü amblemli plaka<br />

verilmektedir.<br />

Zaman zaman, özürlü vatandaşlarımıza<br />

sağlanan bu vergisizlik<br />

hakkının kötüye kullanıldığı tespit<br />

edilmekte, özürlü olmayan bu<br />

kişiler hakkında yasal gerekliliğe<br />

gidilmektedir.<br />

Gerçekten özürlü olan vatandaş adına<br />

düzenlenen belgelere dayanılarak<br />

araç vergilerinden muaf bir şekilde<br />

ithal edilmektedir. Ancak özürlü<br />

kişi adına getirilen araç bu kişi tarafından<br />

kullanılmadan, özürlü olmayan<br />

ya da önemsiz bir özürlü olan<br />

kişilerce hakları olmadan kullanılabilmektedir.<br />

Bu ise yasaların belirli<br />

bir kesime tanıdığı hakkın istismar<br />

edilmesi sonucunu doğurmaktadır.<br />

Çağdaş bir ülke olmanın gereğinden<br />

hareketle özürlü vatandaşlarımızın<br />

yaşamının kolaylaştırma yönünde<br />

yapılan düzenlemelerin kötüye kullanılmasının<br />

önüne geçilmesi için<br />

etkin bir caydırıcılık sisteminin işletilmesi<br />

gerekir.<br />

Sadece özürlü vatandaşların kullanımları<br />

için muafen ithaline izin verilen<br />

binek otomobiller ile el ve ayak<br />

fonksiyonlarını yitirmiş bulunan<br />

kişilerin araç kullanmaları mümkün<br />

bulunmadığından kendisine birinci<br />

dereceden kan bağı ile bağlı olan<br />

veya sözleşmeli bir şoför tarafından<br />

kullanılması şartıyla ithaline izin<br />

verilen minibüslerin bu kişiler tarafından<br />

kullanılıp kullanılmadığının<br />

tespit edilebilmesi için emniyet<br />

birimleri tarafından yapılan trafik<br />

denetimlerinde bu durumu dikkate<br />

alınmaktadır.<br />

Özürlü vatandaşlarımız tarafından<br />

ithal edilmek istenilen eşya ile yine<br />

bu kişiler tarafından kullanılmak<br />

üzere imal edilmiş hareket ettirici<br />

tertibatı bulunan ve bunlar tarafından<br />

ithal edilen motorlu veya motorsuz<br />

koltuklar, bisiklet, motosikletin<br />

muafen ithaline ilişkin talepler doğrudan<br />

eşyanın getirildiği gümrük<br />

idaresine yapılmaktadır.<br />

Birleşmiş Milletler Genel<br />

Kurulu’nun 9 Aralık<br />

1975’Deki Toplantısında<br />

Kabul Edilen 3447 <strong>Sayı</strong>lı<br />

Engelli Kişilerin Hakları<br />

Beyannamesi<br />

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu<br />

Üye ülkelerin vaatlerine uyarak,<br />

Birleşmiş Milletler Beyannamesi<br />

hükümleri altında gerekli işbirliği<br />

tedbirlerini almak için ve sakat<br />

kişilerin hayat standartlarını<br />

yükseltmek amacıyla; İnsan hak<br />

BEYAZ BASTON<br />

23


ve özgürlüklerinde, Evrensel<br />

Beyanname ilan edilen barış esas-<br />

ları çerçevesinde kişinin insan<br />

haysiyetine ve sosyal adalete inan-<br />

cını tekrar ederek; İnsan Hakları<br />

Evrensel Beyannamesinde, İnsan<br />

Hakları Uluslar arası Antlaşmasında,<br />

Çocuk Hakları Beyannamesinde,<br />

Akıl Hakları bildirisinde olduğu<br />

gibi Uluslar arası Çalışma<br />

Teşkilatı (ILO), Birleşmiş Milletler<br />

Eğitim Bilim ve Kültür Teşkilatı<br />

(UNESCO), Dü”nya Sağlık Teşkilatı<br />

(WHO), Birleşmiş Milletler Çocuk<br />

Fonu (UNICEF) ve diğer organizasyonların<br />

yönetmeliklerinde, tavsiye<br />

ve tekliflerinde belirtilen prensipleri<br />

hatırlayarak;<br />

Keza Ekonomik ve Sosyal Konseyin<br />

6 Mayıs 1975’teki “Sakatlığın önlenmesi<br />

ve Sakatların Rehabilitasyonu”<br />

ile ilgili kararını hatırlayarak;<br />

Sosyal Kalkınma ve Gelişme<br />

Beyannamesinde belirtilen, fiziksel<br />

ve zihinsel bozuklukları olan kişilerin<br />

bakım ve rehabilitasyonunu<br />

güvence altına alan ve hakların korunması<br />

lüzum belirtilen hususlara<br />

önemle işaret ederek;<br />

Fiziksel ve zihinsel sakatlıkların<br />

önlenmesi, sakat kişilerin çeşitli<br />

faaliyet alanlarındaki yeteneklerini<br />

geliştirmelerine yardım edilmesi ve<br />

normal hayattaki beraberliklerinin<br />

geliştirilmesi gereğini daima hatırda<br />

tutarak;<br />

Ve belirli ülkelerin kalkınma çabaları<br />

içinde bu konuda çok sınırlı<br />

çalışmalarla katkıda bulunabileceklerini<br />

bilerek;<br />

Sakat kişilerin hakları beyannamesini<br />

ilan etmekte ve aşağıda belirtilen<br />

bu hakların korunması için hem<br />

ulusal hem de uluslar arası tedbirlerin<br />

alınmasını istemektedir.<br />

24 RÖPORTAJ<br />

1- “Sakat Kişi” normal bir ferdi, kişisel<br />

veya sosyal yaşayışında kendi<br />

kendine yapması gereken işleri bedensel<br />

veya zihinsel kabiliyetlerinde,<br />

kalıtımsal veya sonradan meydana<br />

gelen herhangi bir noksanlık<br />

sonucu yapamayan kişidir.<br />

2- Sakat kişiler bu beyannamede<br />

belirtilen haklardan tam olarak yararlanacaklardır.<br />

Bu haklar, sakat<br />

kişinin veya ailesinin sahip olduğu<br />

ırk, renk, cinsiyet, lisan, din, siyasal<br />

ve diğer fikirler, milliyet veya sosyal<br />

orijin, servet ve doğum gibi konularda<br />

hiç bir ayrıcalık gözetilmeden<br />

dünyadaki bütün sakat kişilere<br />

tanınmıştır.<br />

3- Sakat kişinin insan haysiyetine<br />

saygı gösterilmesi onun en doğal<br />

hakkıdır. Fakat kişilerin,sakatlık<br />

veya noksanlıklarının sebebi ne<br />

olursa olsun sahip oldukları düzgün<br />

yaşama şartlarına mümkün olduğu<br />

kadar normal ölçüde ve çok sahip<br />

olmak haklarıdır.<br />

4- Sakat kişiler de, diğer insanların<br />

sahip oldukları medeni ve siyasi<br />

haklara sahiptirler.Akıl Hastalarının<br />

Hakları Beyannamesinin 7. maddesinde<br />

bu hakların sınırlandırılması<br />

ya da kaldırılması ile ilgili hükümler<br />

belirtilmiştir.<br />

5- Sakat kişilerin mümkün olduğu<br />

kadar kendilerine güvenmelerini<br />

sağlayacak tedbirler alınmalıdır.<br />

6- Sakat kişiler tıbbi, psikolojik ve<br />

fonksiyonel tedavi haklarına sahiptirler.<br />

Protez ve ortopedik uygulamalar,<br />

tıbbi ve sosyal rehabilitasyon<br />

çalışmaları, eğitim, mesleki eğitim,<br />

staj ve rehabilitasyon, yardım, istişare,<br />

plasman hizmetleri, sakat kişinin<br />

kabiliyet ve maharetlerini en<br />

yüksek düzeye çıkaracak ve onların<br />

sosyal beraberliğini hızlandıracak<br />

diğer bütün faaliyetler bu maddenin<br />

kapsamına girmektedir.<br />

7- Sakat kişiler ekonomik ve sosyal<br />

güvenlik, düzgün hayat standardı<br />

haklarına sahiptirler.<br />

8- Sakat kişilerin özel ihtiyaçları,<br />

ekonomik ve sosyal planlamanın<br />

her safhasında nazarı dikkate<br />

alınmalıdır.<br />

9- Sakat kişiler aileleriyle veya yakınlarıyla<br />

birlikte yaşama ve her türlü<br />

sosyal, yaratıcı ve eğlendirici faaliyete<br />

katılma haklarına sahiptirler.<br />

Hiçbir sakat kişi ikamet ettiği çevre<br />

nedeniyle, durumu veya gelişmesi<br />

için gerekli isteklerinde ayrıcalığa<br />

tabi tutulamaz.<br />

Eğer bir sakatın muhakkak özel bir<br />

müessesede veya çevrede kalması<br />

gerekiyorsa o zaman bu çevrenin,<br />

kendi normal yaşıtlarının kaldığı ve<br />

yaşadığı çevreye mümkün olduğu<br />

kadar yakın olması gereklidir.<br />

10- Sakat kişiler her türlü istismara,<br />

ayrılma, kötüye kullanılabilir ve<br />

haysiyet kırıcı yasa ve muamelelere<br />

karşı korunmalıdır.<br />

11- Sakat kişiler, şahıslarının ve<br />

mallarının korunması elzem olduğu<br />

hallerde, yeterli yasal yardımı sağlamaya<br />

muktedir olabilmelidirler. Eğer<br />

adli durum kendi gelişirse o zaman<br />

bu kişinin beden veya zeka durumu<br />

tümüyle dikkate alınmalıdır.<br />

12- Sakat kişiler, haklarıyla ilgili<br />

her hususta kendilerine ait kuruluşlarla<br />

her zaman istişarede<br />

bulunabilmelidirler.<br />

13- Bu beyannamede yazılı olan<br />

haklar, mümkün olan her türlü uygun<br />

vasıtayla sakat kişilere ve ailelerine<br />

tam olarak duyurulmalıdır.


SOSYAL HİZMETLER<br />

VATANDAŞIN AYAĞINA GİDECEK<br />

Türkiye’de, “Sosyal Hizmet<br />

Merkezi” uygulaması kapsamında<br />

artık vatandaşlar sosyal hizmetler<br />

yardımı ve desteği almak için....<br />

Türkiye’de, “Sosyal Hizmet<br />

Merkezi” uygulaması kapsamında<br />

artık vatandaşlar sosyal hizmetler<br />

yardımı ve desteği almak için<br />

devlete başvurmayacak, uzmanlar,<br />

sorumlu oldukları bölgelerde vatandaşın<br />

ayağına giderek durum ve<br />

ihtiyacına göre verilecek hizmeti<br />

belirleyecek.<br />

Malatya Sosyal Hizmetler Müdürü<br />

Murat Konan, Sosyal Hizmetler ve<br />

Çocuk Esirgeme Kurumu Genel<br />

Müdürlüğünün, Türkiye’de toplam<br />

kalite yönetimi çalışmaları başlattığını,<br />

bu çerçevede Ankara, Bursa,<br />

Kocaeli, Samsun ve Malatya’nın<br />

“Sosyal Hizmet Merkezi” uygulaması<br />

için pilot il olarak belirlendiğini<br />

söyledi.<br />

Malatya olarak gerekli alt yapı çalışmalarını<br />

tamamlayarak uygulama<br />

için genel müdürlükten onay beklediklerini<br />

dile getiren Konan, “10<br />

güne kadar onayın geleceğini, uygulamanın<br />

kısa zamanda başlayacağını<br />

tahmin ediyoruz” dedi.<br />

Konan, şunları kaydetti: “Yardıma<br />

çok ihtiyacı olan yoksul, engelli,<br />

çocuk ve yaşlı var. Ancak devletin<br />

imkanlarından yararlanmak için<br />

başvuruda bulunmuyor. Uygulama<br />

sayesinde bu vatandaşlarımızın da<br />

sorunları, ihtiyaçları yerinde tespit<br />

edilecek ve çözüm getirilecek.<br />

Ebm Haber<br />

BEYAZ BASTON<br />

25


Soldan sağa: 1. Serçe türünden küçük<br />

kuş. Otlak.2. Tahsisat. Bir uzunluk öl-<br />

çüsü birimi.3. Okyanusya’da küçük bir<br />

ülke.4. Genişlik. Maaşlardan her ay kesilen<br />

para.5. Duman karası. Japonya’nın<br />

küçük para birimi. Voltamperin simgesi.<br />

6. Çare.Aklını yitirmiş. 7. Eşkenar<br />

dörtgen.Karındanbacaklı yumuşakça. 8.<br />

Sarp geçit.İlave. 9. Uzakdoğu dövüş sporlarından<br />

biri.Bir göz rengi. 10.Koruma<br />

altına alınmış yer. Argoda bit. 11. Hava<br />

ya da gaz akımları oluşturmakta kullanılan<br />

aygıt.Eski, ezeli. 12. Evrensel<br />

alıcı kan grubu. Koşut.13. Yükü gereğinden<br />

çok olan taşıt.14.Kekliğin boynundaki<br />

siyah halka.Aylardan biri. 15.<br />

Kadınların omuzlarını örtmek için kullandıkları<br />

geniş atkı. Elli şiniklik tahıl<br />

ölçeği. İlgi eki. 16. Evlenmemiş kimse.<br />

Giysi yapılan bir tür pamuklu kumaş.17.<br />

Bir nota. Eskiden Rus Kazakların başbuğuna<br />

verilen unvan. 18. Bir ilimiz.<br />

Dünyanın uydusu. 19. İlbay. Aza.20.<br />

Meslek. Üzüntülü düşünce durumu,<br />

kaygı. İyi, güzel Yukarıdan aşağıya:<br />

1. Şampiyon. Haberci. Aşın, çok fazla.<br />

Bir resmi sulandırılmış renklerle boyamaya<br />

ya da gölgelemeye verilen ad. 2.<br />

Kazanma, iktisap.Kentten küçük köyden<br />

büyük yerleşim yeri.Kalın ve kaba<br />

kumaş. Pişirilerek hazırlanmış yemek.<br />

3. Çekme, sürükleyerek götürme. Şeker<br />

hastalarının şeker yerine kullandıkları<br />

tatlandırıcı.İskambilde bacak, fanti. Bir<br />

renk. 4. Kedi köpek yavrusu.Afrika’da<br />

bir başkent. Bir cins güvercin. Güneşte<br />

veya hafif alevde kurutulmuş et. 5. Fıçıcı<br />

keseri. Kabul etmeyerek geri çevirme.<br />

Bir tür etli ve büyük zeytin.6. Büyükleri<br />

övmek için yazılan divan edebiyatı<br />

manzumesi. Belirti. Bir gezegen. 7.<br />

Kimi yörelerde pilav yerine kullanılan<br />

sözcük. Hak ve hukuka uygunluk. Dişi<br />

deve. 8. Güvenilir.Resim yapma tekniği.<br />

Kiloamperin simgesi.9. Endonezya’nın<br />

plaka işareti. Bir şeyin içindeki öz, lüp.<br />

26 RÖPORTAJ<br />

Metal parlaklığı verilmiş deri.Ortodokslarda İsa, Meryem veya ermişlerin<br />

tahta üzerine mumlu ve yumurtalı boyalarla yapılmış dini içerikli<br />

resimlerine verilen ad. 10. İlgi.Değerli madenlerin saflık derecesi. Bir<br />

şeyin nicelik bakımından erişebileceği en son nokta veya yer. Doğada<br />

olduğu gibi kalarak işlenmemiş olan. Çözümü 25. Sayfada...


Burç Yorumları<br />

KOÇ: Kendinize zaman ayırdığınız ve dinlendiğiniz zaman gösterdiğiniz performans herkesi şaşkına uğratıyor. Ne yazık<br />

ki kendinize fazla zaman ayırmıyorsunuz. Rejim yapmak istiyor ama başlayamıyorsunuz. Birden kendinizi bu kadar sıkıntıya<br />

sokmayın. Yavaş yavaş yemekleri azaltın ve bol bol hareket yapın. Aşkın sihirli gücü size bu konuda destek verecek.<br />

Kısa bir yolculuk görünüyor. Bu yolculuk sırasında rahatladığınızı hissedeceksiniz.<br />

BOĞA: Kendinize olan güveniniz ve pratik zekanız sayesinde işyerinizde terfi etmeniz çok yakın. Gerek iş gerek özel hayatınızda<br />

herşey toz pembe. Duygusal bağlamda yine de biraz dikkatli olmanızda fayda var. Sahiplenme duygunuzun ağır<br />

basmasına izin vermeyin. Yoksa gereksiz kıskançlıklarla herşeyi bir anda mahvetmeniz işten bile değil. Mali konularda<br />

tahminleriniz iyi. Yatırım yapmaya bakın. Sağlığınız iyi.<br />

İKİZLER: Yeni iş projeleri yapacaksınız. Bunların hepsi bol kazançlı ve önemli işler. Şansınız açılıyor. İşte hayatta olumlu<br />

düşünmenin yararları. Dengenizi koruyabilirseniz çabalarınızın karşılığını almamanız için bir neden yok. En büyük<br />

zaafınız terazinin dengelerini eşitlemek. Hep bir taraf ağır basıyor. Bu da sizi duygusal yönde düşünmeye sevk ediyor.<br />

Mantığınıza da yer verin. Ayağınızı yere basın. Problemi çözmek için çok yönlü düşünün. Moraliniz sık sık bozuluyor.<br />

Bunun çaresi zaman zaman moral depolamak. Pozitif insanlarla beraber olmak.<br />

YENGEÇ: hafiflemiş hissedeceksiniz kendinizi. Çünkü uzun süredir üzerinde çalıştığınız bir konu lehinize çözüme ulaşacak.<br />

Sabrettiniz ve mükafatını görüyorsunuz. Kendinizi kutlayabilirsiniz. Moraliniz, sağlığınız herşeyiniz çok mükemmel.<br />

Başarınızı devam ettirebilirseniz, gelecekte daha da güzel günler sizi bekliyor. Yeter ki azimli ve çalışkan olun.<br />

Sevdiğinizle birkaç gün görüşemeyebilirsiniz. Bu özlemin ilişkiniz için de yararlı olabileceğini unutmayın.<br />

ASLAN: Arkadaşlıklar, geleceğe yönelik yatırımlar ve projeler, sizin için ön plana çıkacak konular. Herşeyin istediğiniz<br />

gibi olması için biraz daha beklemeniz gerekiyor. Katılacağınız davet ve toplantılarda yaratıcılığınızla her zamankinden<br />

daha fazla dikkat çekeceksiniz. En ufak bir eleştiri bile sizi çileden çıkartmaya yetiyor. Sevdiğinizi bu yüzden çok üzüyorsunuz.<br />

Kendinizi affettirmeye çalışmalısınız. Haftasonu kaçamağı yapabilirsiniz. Bu sağlığınıza da iyi gelebilir.<br />

BASAK Duygularınızdaki yoğunluk davranışlarınıza da yansıyor. Ancak özellikle dikkat isteyen konularda bunu önlemeniz<br />

yararınıza olacak. Içinizdeki fırtınaları iş yaşamınıza aksettirmeyin. Rahatlamak için bütün yarım kalmış işlerinizi bitirmekte<br />

yarar var. Kısa süreli beraberlikten bıkanlar ilerki günlerde uzun süreli bir beraberliğe adım atacaklar. Bir müddet<br />

sonra hiç ummadığınız bir yerden elinize para geçecek.<br />

TERAZİ: Çevrenizden biriyle yapacağınız konuşmalar sayesinde işinizle ilgili ileriye dönük birtakım planlar yapacaksınız.<br />

Bu konuşma sizin için çok yararlı olacak. İş yerinde karşılaşacağınız sorunları büyük tartışmalara yol açmadan<br />

sonuçlandırmaya çalışın. Pozitif enerjinizi kaybetmeyin. Enerjinizi arttıracak doğal yiyeceklere yönelin. Aşk hayatınızda<br />

olumlu gelişmeler sizi bekliyor.<br />

AKREP: Amaçlarınıza rahatça ulaşabileceksiniz. Fakat çevrenizdekilerle inatlaşmayın. Bu tutumunuz onları çileden çıkarıyor.<br />

Herşeyi ben biliyorum havasından da vazgeçin. Karşınızdakilere de şans tanıyın. Yenilikler yapmanın vakti geldi<br />

de geçiyor bile. Böylece kendinizi daha moralli ve zinde hissedebilirsiniz. Sağlığınız gayet iyi.<br />

YAY: Geçtiğimiz günlerde yaşadığınız kötü bir olayın tekrar gündeme gelmesi önceleri biraz huzurunuzu kaçırsa da daha<br />

sonra olaylar tamamen sizin lehinize gelişerek tüm olumsuzlukları giderecek. İş hayatınızda yapacağınız atılımlarla uzun<br />

süredir beklediğiniz fırsatları yakalayabilirsiniz. Hayatınız tam çok monotonlaştığını düşündüğünüz anda canlanacak.<br />

Yeni biri ile tanışacaksınız. Duygusal birliktelik olabilir. Şüpheciliğiniz ve bencil davranışlarınız etrafınızdakileri kırıyor.<br />

Sağlığınıza dikkat edin.<br />

OĞLAK: Evle ilgili değişiklik yapmanın zamanı geldi. Yaratma gücünüz sayesinde işte büyük başarı elde edebilirsiniz.<br />

Size güçlü biri destek olabilir. Para konusuna diyecek yok. Bolluk sürüyor. Sevdiğinizle aranızda ailevi sorunlar olabilir.<br />

Ailenizin sözlerini ona nakletmeyin. Bu sorun yaratabilir. Sevdiğiniz yoksa kendinden emin çekici biriyle tanışacaksınız.<br />

Spor yapmayı ve diyet uygulamayı ihmal etmeyin.<br />

KOVA: moralli halinizi devam ettirebilirseniz his ve çalışma hayatınızda bunun olumlu yansımalarını görürsünüz. Pozitif<br />

enerjinizi kaybetmeyin. Enerjinizi arttıracak doğal yiyeceklere yönelin. Olumlu düşünen insanlarla beraber olmaya çalışın.<br />

Bunun faydasını göreceksiniz. Fazla ağır yükler taşımayın kollarınızda problem yaratabilir.<br />

BALIK: İstediğiniz başarı geliyor. Hiç ummadığınız birinden destek göreceksiniz. Bu kişi iş yerinizden ve sizi kıskandığını<br />

sandığınız biri. Aranızda güzel bir dostluk başlayacak. Evle ilgili bazı sorunlar olabilir. Bunu daha fazla büyütmemelisiniz.<br />

Herşeyin çaresi var. Çevrenizde yeni yeni kimseler belirmekte. Sevdiğinizle ölçülü ilişkiler içinde olmalısınız.<br />

Sevdiğiniz yoksa bir yakınınız sayesinde tanışacağınız biriyle aranızda yakınlaşma olacak. Talih oyunları oynayıp moralinizi<br />

bozmayın. Şu sıralar şans oyunlarında kısmetiniz yok.<br />

BEYAZ BASTON<br />

27


28 RÖPORTAJ<br />

BEYAZ BASTON DERGİSİ<br />

ABONE FORMU<br />

1 YILLIK ABONELİK BEDELİ<br />

ADI :<br />

SOYADI :<br />

ADRES :<br />

İL-İLÇE :<br />

TEL NO :<br />

E-MAİL :<br />

50 TL<br />

iRTiBAT<br />

İnkılap Sk. Arı Apt. No:15/20<br />

Kızılay-Çankaya/ANKARA<br />

Tel: 0.312 430 10 68<br />

0.507 245 22 31<br />

0.532 614 11 42<br />

beyazbaston_06@hotmail.com<br />

beyazbastondergisi@gmail.com<br />

HESAP NO:<br />

PTT Yenişehir Şubesi 8722945 nolu hesap<br />

AKTİF GÖRME ENGELLİLER DERNEĞİ

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!