kayseri'deki hunad camiinin restitüsyonu ve hunad manzumesinin ...
kayseri'deki hunad camiinin restitüsyonu ve hunad manzumesinin ...
kayseri'deki hunad camiinin restitüsyonu ve hunad manzumesinin ...
PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!
SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.
KAYSERİ'DEKİ HUNAD CAMİİNİN RESTİTÜSYONU<br />
VE HUNAD MANZUMESİNİN KRONOLOJİSİ<br />
HAKKINDA BA'ZI MGLAHAZALAR<br />
HALÜK KAHAMAGAHALI<br />
Selçuklulardan bize kalan külliyye <strong>ve</strong> l11anzıımelerin en mühimlerinden<br />
biri olan Hunad ):fanzumesi, Sılrtln dışında <strong>ve</strong> İçkale'nin doğusunda<br />
hulunmaktadır (ı. şek.). Bu manzume, uzun l11ih<strong>ve</strong>ri kıble<br />
istikametinde olmak üzere inşa edilmiş hir cami ile, camiin meydana<br />
hakan hatı cephesinin önünde çapraz "vaziyette bulunan hir çifte hamam;<br />
cfuniin kuzey tarafında da, kısnıen camic hitişik olan <strong>ve</strong> doğu-batı<br />
istikamctinde uzanan bir medrese <strong>ve</strong> kapısı medreseye açılmak üzere,<br />
camiin kuzey-batı köşesinin iç tarafına yerleştirilen bir türbeden mürekkehdir<br />
(2. şek., ı. res.). Manztımenin, hir külliyyc gihi, bütün olarak<br />
planlandığı <strong>ve</strong> hey'et-i lIlmımiyyesinin Mah-peri lIat un tarafından<br />
yaptırıldığı tezi bugüne kadar kabul edilegelmiştir.! Manzum(~yi teşkil<br />
eden hinaların tarihleri hakkında da değişik fikirler ileri süriilmüştür.'<br />
Manztımcnin vaz'iyyet planı incelendiği zaman, terkibin organik olmadığı,<br />
yani haşlangıçta, hinaların bir bütün teşkil etmek üzere düzenlenmediği;<br />
bu topluluğun, farklı zamanlarda düş'Ünülüp hirhirine ek-<br />
i Fransız Taeschııcr, Ana/olisclıe Forsclıııııgerı, 1927, llL.s.; Aluert Gauriel, Morıumen/s<br />
Turcs d'Anaıolie, L Paris 1931,39. S.; S. Kemal Yctki", Islam Mimarisi, 3. baskı, Aııkara 196.1,<br />
123. s. vc Türk Mimarisi, Ankara 1970, 72-n. S.; Semra Ögel, Arıadolu Selçuklularırım Taş Tez-<br />
)'ina/ı, Ankara 1966,3:1. s. <strong>ve</strong> Die osmarıisclıelZ Baukomplexe, Aııatolica, J, 1967, 118. S.; Mahmut<br />
Akok, Kayseri'de Hımali Mimari Kül/i)"esilZirı Rölö<strong>ve</strong>si, Tiirk Arkenloji Dcrgisi, X VI-I. sayı,<br />
1967, 5-7. s.; Fcriduıı Akozaıı, Türk Kül/i)'eleri, Vakıflar Dergisi, VIII, 1969,306. s.; Aptullah<br />
Kuran, Arıadolu 1I1cdrescleri, I, Aııkara 1969, 70. S.; Erol Yurdakul, Sorı Bulun/ulara Gi;re Ka)'-<br />
.
200 HALl'K KARAMAGARALI<br />
lenen binalarla vüclid bulduğu <strong>ve</strong> hcl' yeni elaman planlanırken hem<br />
çevrenin, hem de daha ev<strong>ve</strong>l yapılmış bulunan binaların vaz'iyyetinc<br />
uyulmak mechi'rriyyetinde kalındığı anla~ılmaktadır.<br />
Cami, manzumeyi teşkil eden diğer yapılarla bağlantısı <strong>ve</strong> bu<br />
münasebetle manzumenin kronolojisini, dolayısı ile medrese <strong>ve</strong> hamamın<br />
-takribi de olsa- tarihlerini tesbit etmek imkanını <strong>ve</strong>rmesi bakımından,<br />
ayrı bir ehemmiyyeti hazidir. Bu sebeble <strong>ve</strong> bu zaviyeden, camiin<br />
bugüne kadar üzcrinde durulmamış <strong>ve</strong>ya isabetli olarak kıymetlendirilmemiş<br />
bazı hususiyyetlerine işaret etmek ieab etmektedir.<br />
Cimi içten 4,3.67 X 52.93 m. eb'adındadır. Duvarların kalınlığı<br />
1.55 m. dir. Kuzey duvaruıın tekriben sekizde üçü medrese ilc miişterektir.<br />
Bu kısım camiin gerek kuzey duvarının müstakil kısmından,<br />
gerekse diğer duvarlarından daha ince olup medresenin bütün duvarlar~<br />
gibi 1.15 m. kalınhğındadır.<br />
Bütün yapı Kayseri civarında çıkan &arımtrak esmer bir taşla kaplan<br />
mıştır. Kubhe, tonozlar <strong>ve</strong> hafifee taşkın sivri kemerlerle onları taşıyan<br />
ayaklar da (2. res.) kesme taşla yapılmışlardır. İşçilik temiz <strong>ve</strong> i'tinahdıl'.<br />
Medresede de aynı malzemeyi <strong>ve</strong> aynı işçiliği görmekteyiz.<br />
Plan, esas i'tibariyle, Kayseri Ulu Camiinde gördüğümüz planııı<br />
bir benzcridir 3 (5. şek.). Burada da orta sahııı, gcrek genişliği, gerekse<br />
3 Aptullah Kuran, ayaklarııı her iki yiinde müsavi açıklıkta oluşu <strong>ve</strong> rnihrili önümle bir<br />
kubbenin bulunuşu sebebi ile, Hunad Camiinin Sivas Ulu Ciimii ile Konya'daki Alaeddin Camii-<br />
nin bir halitası olduğunu söylemektedir (iıle Devir Osmanlı Mimarisinde Cami, Ankara 196,1,<br />
31. s. <strong>ve</strong> The llJosque in Early Olloman Archilecl"re, Chicago and London 1968, 148. s.).<br />
Sivas Ulu Ciiınii (593 LLL 97) içinde açıklığı bulunmayan, buna mukabil, dışında avlusu olan<br />
bir plan tipine salıibdir. Konya Aliieddin Camii ise iHi<strong>ve</strong>lerle büyümüş, organik olınayan bir plan<br />
arzeder. Bununla beraber, onun da, gerek Konya Ulu Camii (SSO IIISS) ni teşkil eden doğu ka-<br />
nadının, gerek bu kısma eklenen kubhcli bölümle batı kanadı (616-617/1219-1220) nın dışında<br />
avlu bulunduğu gibi, içerde, hiç bir bölümünde, bir açıklık me<strong>ve</strong>fıd değildir. Hunad Ciimiinde<br />
ise, bu iki eiiıııiin tam aksine, dışarda avlu yoktur, fakat içerde bir açıklık bulunmaktadır. Bu<br />
bakımdan Hunad Ciiıııii Sivas Ulu Ciimii ile Konya Aliieddin Camiinden tamamen ayrı bir pliin<br />
tipini temsil eder. Diğer taraftan Hunad Ciimiinde mibrab önünde bulunan kubbe de, Aliieddiu<br />
Ciimündeki knlıheden -eiimiin diğer elemanları ilc kompozisyonu <strong>ve</strong> dolayısı ile menşei Iıakımın-<br />
dan- farklı bir karakter arzeder. Bilindiği üzere Hunad Ciiıııiindeki kubbeli kısım, Büyük Sel-<br />
çuklu me,cid.i eum'alarmda esas mekanı teşkil eden <strong>ve</strong> bir eyvanla merkezi a"luya açılan kubbe-<br />
li kısmın Anadolu'da istilıiile geçirmiş devamından ibarettir. Aliieddin Gmıiindeki Muhammed<br />
bin Havlanu'
IIliNAD MAC'lzblEsİ 201<br />
tanzımi hakımından yan sahınlardan ayırdedilmiş Ye kuv<strong>ve</strong>tle helirtilmiştir.<br />
Orta sahııın nihayetinde bulunan mihrah hücresi dışardan bir<br />
kontrforla takviye edilmiştir. Mihrab önünde Imlıınan iki kemergözü<br />
açıklığındaki kubbe, kasnaksız olarak,4 doğrudan doğruya kemer <strong>ve</strong><br />
pandantifJerle, kıble eihetiııde iki giimme ayağa, mukabil cihette ise<br />
,. şeklinde iki ayağa oturtulmuştur. Kuhbenin dışındaki külah (3,6.<br />
şek.) bilemediğimiz bir zamanda ortadan kalkmıştır. Kubbedeki peneereler<br />
muahhar bir müdahalenin cseridir 5 (3. res.). Selçuklu camiIerinde<br />
kubbe kavsi üzerinde peneere me<strong>ve</strong>ud değildir. Kubbenin önünde eyvana<br />
tekahül eden <strong>ve</strong> kuhhe ile !iahnın ortasındaki ışıklığı hirbirine hağlayan<br />
hir kısım yer almaktadır. Bir kenarı iki kemergözü ölçüsünde olan<br />
ışıklığın üzeri, hugün, kasnağı çepeçevre penecreli yüksek hir kuhbc ilc<br />
örtülüdür (2. şek. <strong>ve</strong> 4,. res.). Vaktiyle Kuyfıd-i Kadime-i Vakfiyye<br />
İdaresinde hulunan 1139 (1726) tarihli bir iluında,6 camiin bilinmeyen<br />
Büliin bunlardan sarfınazar, Kayseri'de, H una d Camiiııe plan şellıas, hakımından örnek<br />
leşkil etme durumtmda olan hir Ulu Ciimi (takriben II ,W) rne<strong>ve</strong>uddur (Aptullah Kuran,<br />
Thirteenıh and Fourteenıh Celllury illosqııcs iıı Turkey, Archadog)', .Tunc 1971' 24. C., 3. sayı,<br />
251' s.). Bu mülahazalarla Apdullah Kuran'ın Hunad Camii 1,lfııııııın Sivas ulu Camii ile Konya<br />
Alaeddin Camiinin ayrı husı1siyyeılerinin hirleşmesinden meydana geldiği yolundaki fikirlerine<br />
iştirak edemiyorllz.<br />
4 Mahmuı Akok "Orta Ileriıı mihrap üstünde, kemerleric /aşırımı köşeli kasııa/;!, bir kııb-<br />
bcs; vardır" (a.m .. 9. s.) demekıe isc de, kendi rölü<strong>ve</strong>si de dahil, neşredilmiş kesitlerin (A. \'aLri-<br />
el, o.e., 21 <strong>ve</strong> 30. şek.: M. Akok, o.m., 39. S., 33. pl.; A.1
202<br />
hir zamandan heri açık olan ortasına hir knbhe yaptırıldığı kayıtlıdır.<br />
Diğer taraftan Ch. Texier'nin anlattıklarına <strong>ve</strong> planına göre? (7. şek.),<br />
hu kısmın üzeri 1834 de açık idi. H. F. Tozer'in yazoıkları da hu duru-<br />
mun 1879 da değişmediğini göstermektedir. 8 Bn <strong>ve</strong>sikalara gÖl'e, camiin<br />
ortasındaki açıklığın üzerine 1726 yılında bir kuhbe yaptırılmış; hu kubbe<br />
bilahire YJkılmı~; XIX. asrın sonunda oa bugünki kubbe yapılmış olmak<br />
gerekir (4.res.). Xıı-xıv. asırlardan kalan oiğer hazı camiIerin<br />
de orta sahnının ortasında bulunan bu mekanın üstünün aslında açık<br />
olduğu kanaati yaygındn. 9 Fakat iklimi sert bir bölgedeki bir camiin<br />
ortasında, hem de bu ölçüde hir kısmın üzerinin tamamen açık bırakılabileceği<br />
fikri bize ma'kul gelmemektedir. Nitekim Im durumun<br />
doğurduğu mahzı1rlar yukarıda bahsettiğim.iz ibimda da mufass.alan<br />
anlatılmaktadır. LO Işıklık '\Cya aydınlık tabir ettiğimiz bu açıklığın<br />
üzeri, aslında, Anadolu'da hulunan aynı tipteki hütün camilel'oe bir<br />
fenerIc örtülmüş olmalıdır. ıi ışıklığm altında ıla abdest alm.aya mahsus<br />
kaplıSU mahalle içinde \'aki' \'e bir kapusu ';arşuya ınütefettih olma!!;la dahil-i eıuni tarik olub<br />
rical.i nİsvan mürur <strong>ve</strong> ulıfır idüb kıışelcri kelh yatağı olduğundan ı;ayri ba'zı erazil. .. ilh."<br />
siizleri)'le ta'mirfıt.ı mezkureye ihtiyae messittiği şühudun şehadetleriy!e beraber mezkur i1amn<br />
ila<strong>ve</strong>ten dere "lunmuştur (Halil Edhem, Ka)'seri)'}'e Şehri, İstanbul 1334, 63. S" 2. hilşiye vd.).<br />
7 Ch. Texier, Deseripıiorı de [,Asie Mirıeııre, II, Paris 1849. Sıl <strong>ve</strong> 72. ~., LXXXVI. pl.<br />
II H.F.Tozer, t ürbeniu bulııııduğu <strong>ve</strong> hir revakh avlu)'a (extensi<strong>ve</strong> dois/er) benzettiği<br />
sahadan bahsederken kemerlerinin atnalı biçiminde olduğunu söylemekle onu orta salıındaki<br />
açıklıkla karıştırıynr. Bundan, ı;irişteki avlu !iibi, orta sahındaki atnah kemerli, kare biçi<br />
mindeki mekamn da üstüuüu a~"k olduğu mfıııası çıkartılabilir (H.F.Tozer, Turkish Armerıia<br />
/lrıli Easlerlt Asia Jlin"r, London 1881, II ı. s.).<br />
LJ Ch. Texier. /I.e., 58 <strong>ve</strong> 72. S.; Halil Edhem, a.e.• 63. s.; F.Taesehner, a.m .• 112. s.; A.Gah.<br />
riel. /i." •. 42. S.; K.Erdmann, Die Soııdersıe/lurıg der an/llo/iuh.n MO.•ehee des XII . .I/ıdıs .. First<br />
T nternational Congress of Turkish Art. 19 th • 24 tlı Oelober, 1959. ComunieatiollS Presentcd to<br />
the Congresö. Ankara 1961, 98. ".; A.Kuran, J/k Devir Osnıarı/ı J1imarisirıde Cami. 31. s. <strong>ve</strong> The<br />
J10sqllt, irı Ear/)' Olloman Arehilee!ııre, 149. ~. <strong>ve</strong> Thirıeeıııh /i rıci Fourleenıh Cenlur)' Mosque .•in<br />
Tıırk,,)', 2Sı. S.; :\J.Akok. (1.111., 10. s.. 2. PI. (H. s.); O. Aslanapa, Turkish Arı ...• 113. s. \'e Tiirk<br />
San/llı ll, 52. ".<br />
LO (6) numarah nota bakuıız.<br />
11 Camilerdeki bu fenerlerden hiç biri günümüze kadar gc1ememiştir. Bu durum, bunla.<br />
rın formları icabı narin <strong>ve</strong> muka<strong>ve</strong>metsiz olmaları (A.Galıricl, /I.e., 42. s.) <strong>ve</strong>ya ahşabtan yapıl-<br />
mış hulunmaları (Doğan Kuban. Anado/u Türk .~linıarisiııin Ka)'nak <strong>ve</strong> Sorunlan, İstanbul<br />
1965, 122. s.), dolayısı ile zamanla yıkılmaları <strong>ve</strong> ta'mir!er sırasında da çoğulılın kubbeye<br />
tahil edilmeleri ile izah olunabilir.
hir ~adırvan bulunmakta idi!2 (5-6. şek.).<br />
llUNAD MANZUMESİ 203<br />
İçeriyi alınmış bir avlu mahiyyetinde olan hu açıklığın kuzey tarafı<br />
iki çapraz tonozla, camiin diğer kısımları ise sivri beşik tonozlarla örtülmüştür.<br />
Mihrilb önündeki kuhhenin iki yanında hulunan birer sahınla,<br />
kuzeyde orta sahnın devamı olan iki sahnııı tonozlan kıhle duvarına<br />
dik, diğer sahınlannki muvazidir. Böylece orta sahının iki yanında enlemesine<br />
tanzim edilmiş onar sahııı teşekküI etmektedir. Batıdaki taç-<br />
kapının açıldığı salının örtüsü ise, aslında doğu-batı istikametinde uza-<br />
nan bir beşik tonoz iken, sonraları statik mülahazaları ilc, kıbIeye dik<br />
üç küçük tonozla değiştirilmiştir (4-5. şek.). Bu ta'dilata aşağıda tekrar<br />
döneceğiz.<br />
Dam ürtüsü hakkında farklı gürüşler ileri sürülınüştür. A. Cabrie!,<br />
çatının üzerinde kubbenin yalnız sırtının güründüğünü; tonozların bellerine<br />
kadar kalın Lir toprak tabakası ile örtülü olduğunu <strong>ve</strong> tonoz<br />
sırtlarının aralarında kalan çukurların yağmur sularını toplayıp çörtenlere<br />
sevk ettiğini yazmaktadır. 13 M. Akok ise, dam örtüsünün taş<br />
döşemeli olduğunun restorasyonlar sırasında görüldüğünü; dam örtüsü<br />
projelerinin hazırlanması sırasında bu hususun kendisi tarafından da<br />
yerind.e (mahallinde) görülerek gerçekleştirildiğini kaydetmf~ktcdir.1 4<br />
Ancak, hu taş döşemenin nerede <strong>ve</strong> ne şekilde bulunduğu helirtilme-<br />
12 Ch. Texier, u.e., 72. s.<br />
Xl [ <strong>ve</strong> Xııı. yüzyıllardan kalan Im tip caıııiilerin dı~ kımunda ahde,t almaya mah,lı, bir<br />
te',is me<strong>ve</strong>lıd değildir. Buna mukabil camün içinde -menşei bakıınından bir avlu nıahiyyetin-<br />
de olan- ışıklığın zeıninindc~ için(~akan suları toplaınaya <strong>ve</strong> !'o'evketmeye malu.us hir havuz bulun-<br />
maktadır. Yukarıda temas' edildiği <strong>ve</strong>çhile IŞıklıi\'lıı üstünü açık kabiıl etmek miimkün olama-<br />
dığı gibi, zemindeki bu havuzların da karları <strong>ve</strong> yağnııır sularını toplamak için yapıldıklannı<br />
kabili etmek mantıki olamaz. Bunlar, hi,; ~üphesiz, abdest almaya mahsü, şu ie'sislerini ihtin'i<br />
ediyordu. Fakat, elimize hiç bir iirııek geçmediği için, burada mevclıd olduğunu kabiıl ettiğimiz<br />
şadın'anın tipini <strong>ve</strong> biçiıninİ tayin etmek zordur. Bu su te'sisleri, mesela Atabe)' 'deki Erlokuş,<br />
Konya'daki Karntay <strong>ve</strong> İnce \ilİnareli medreselerde göriildiiğü gibi, kapalı medreselerde de a\"-<br />
lııya tekabül eden üstü fenerli ı~ıklıı;'1nzemininde me\'cuddur. Bundan dolayı Bursa Ulu Camii<br />
kiiksüz <strong>ve</strong> miinferid bir iirııek addedilemez. Tiirk camii mimari,indeki plan tipleri <strong>ve</strong> gelişme sey-<br />
ri tahlil edilirse, Bu",a Ulu Camiindı'ki şadırvamn Selçuklu camiIerindeki su te' sisleri ne bağla-<br />
mak gerektiği ortaya çıkar. Yeşil Cami <strong>ve</strong> Huda<strong>ve</strong>ndigar gibi diğer bfızı Bursa yapılarında da<br />
"ynı mahı'ilde, esas fonksiyonuııu kaylıetmİ~ hirer hiitıra olarak, kUçUk birer hanız yenilenmek<br />
sfırctiyle gliııi.İınüzc kadar gelmiştir.<br />
13 A. Cabriel, u.r., 45. s., 30. şek.<br />
14 M. Akok, u.nı., 1i. S., 2. pl.
204 HALeK KARA~IAı:;ARALI<br />
mi~tir. 15 Kanaatimizce, damm onarımı sırasında kaldırılan toprak tabakasının<br />
altında rastlanan ta~ döşeme hatalı olarak kıymetlendirilmiştir.<br />
Burada, ne rölö<strong>ve</strong>de gösterildiği gihi kırma çatı hir damın,<br />
ne dc -hu rölövc ilc alakası olmayan tamil'de yapıldığı gibi- satıhta<br />
bütün hacmi ilc heliren tonozıarın kesme taşla kaplanması (3,5. res.)<br />
bahis mevzuu olabilir. 16 Toprağı kaldırma sırasında çekilen resimler<br />
tedkik edildiğinde tonoz sırtlarının toprakla kaplandığı, iki tonoz<br />
arasındaki çukuru meydana getiren tonoz yanlarının ise moloz olarak<br />
bırakıldığı görülmektedir (6-7. res.). Bu resimlerde, tonoz sırtlarının<br />
hemen aşağısında, boydan boya uzanan birer yarık bulunduğu dikkati<br />
çekmektedir. Tono:ı aralan bu yarıklar hizasında sal döşeme ilc kap-<br />
Ianmış; saııarın uar kenarları, bir yuva vazifesi gören bu yarıklara yerleştirilmiş<br />
<strong>ve</strong> hilahire üstü kireç harçlı bir sıva tabakası ilc ürtülmüştür<br />
(8. şek.). Böylece, kemer <strong>ve</strong> ayakların üzerindeki yük azaltıldığı gibi,<br />
kar <strong>ve</strong> yağmur sularının tonoz aral.arında toplanmasını te'min eden hafif<br />
hir ondülasyon <strong>ve</strong> bu sulari çörtenlere sevk eden kanaııar meydana<br />
getirilmiş olmaktadır. Kayseri'de, Kölük Camiinde de bu tip bir dam<br />
örtüsü me<strong>ve</strong>tlddur (8-9. res.).<br />
Camiin zemini, 6 ımmaralı notta metnini <strong>ve</strong>rdiğimiz <strong>ve</strong>sikadan da<br />
anlaşılacağı üzere, sal döşeli idi.<br />
Harım, aydınlık fenerindeki pencereler ile duvarların yukarı kısımlarında<br />
hulunan mazgal biçiınindeki pencerelerden ışık almaktadır. Doğu<br />
<strong>ve</strong> kuzey ecbhelerindeki alt pencereler geç devirlerde açılmışlardır (2.<br />
şek.).<br />
Camiin duvarları, dıştan, dört <strong>ve</strong>ya çok köşeli istinad kuleleri ile<br />
takviye edilmiştir (2-1.. ~ek., ı. res.). Böylece, masif duvarların yeknesaklığı<br />
da giderilmiş olmaktadır. Bu vaz'iyyet I-lunad Camii için hir hustlsiyyet<br />
tcşkil etmektedir. Medresede korkuluk bakıyyeleri bulunmasına<br />
dayanılarak, cami duvarlarının da üst kenarlarında mazgal sirerine<br />
benzeyen korkulukların sıralandığı ileri sürülmektedir. 17 Camide hiç<br />
i5 Maalesef hem Vakıflar Genel :llüdürlüğüniin. hem de E.ki Eserler <strong>ve</strong> :Iiüzeler Genel<br />
Müdürlüğünün arşivlerinde bu taş kaplamayı gö.teren -"e haUa tamirle ilgili- herhaugi bir fo-<br />
toğrafa rastlayamadık. Y.Mimar Dr. Yılma>. Ünge'nin ta'mir sırasmda çektiği <strong>ve</strong> bize lutfettiği<br />
fotoğraflar dam örtüsü <strong>ve</strong> taş kaplarıHI ıııes'clesinin aydııılanınasıııda çok faydah olmuştur.<br />
16 Tamirde tonozlarııı dış satılıları eteklerine kadar muka","es taş kaplama olarak yeni-<br />
lenmiştir (3,5. res.). ;1-1. Akok ise, ta'mirden sonra neşrettiği rölö<strong>ve</strong>de damı taş kaplama kırma<br />
çatı şeklinde göstermektedir (u.t:., 2'1. s., 2. 1'1.).<br />
17 A. Gabriel, U.t:., ,ı5-'16 ye 49. s., 25. şek.; M. Akok, u.m., 7. s., 2. pl.
HU;-ıAD nL\:-;zuMF.Sİ 205<br />
hir iz bulunmamasına rağmen bu görüşe katılıyoruz. Mazgal siperine<br />
benzeyen bu korkulukların me<strong>ve</strong>fidiyyeti, duvarların dışındaki kuleleI'in<br />
uyandırdığı imaji tamamlayacağı gibi, camiin medrese ile teşkü ettiği<br />
kompozisyonun hütünlüğü bakımından da zarilridir (3. şek.).<br />
Camiin iki taçkapısından biri doğuda, diğeri batıdadır. Bu kapılar<br />
ışıklığa açılmadıkları gibi, ayııı mih<strong>ve</strong>r üzerinde de değillerdir (2.,5.<br />
şek.). Sokağa açılan doğudaki kapı güneyden dördüncü sahııın, buna<br />
ınukabil batıda, çarşıya açılan cümle kapısı ise güncyden sekizinci<br />
sahııın hizasında bulunmaktadırlar. Bu büyüklükteki bir camiin kuzey<br />
eeblıesinde olması gereken asıl cümle kapısı, lŞıklıbrın kuzey tarafında<br />
<strong>ve</strong> tam kıble mih<strong>ve</strong>ri üzerinde bir ayak sırasının bulunuşundan da anlaşılacağı<br />
üzere (2., 4. şek.), yapılmamıştır. Kuzey duvarında, cami ile<br />
medresenin birbirine bağlandığı köşede açılmış olan küçük kapı muahhardır.<br />
Doğudaki kapıııın ortadan daha güneye alınması, bugün hiç bir<br />
iz kalmamış olmasına rağmen, hadınin güney-doğu köşesinde, sultana<br />
mahsus ahşah bir mahfelin me<strong>ve</strong>ild olduğunu düşündürmektedir. Kuzey<br />
eebhesinde bir taçkapının bulunmayışı ilc batıdaki taçkapının yeri,<br />
mi'marın, çevrede bulunan daha eski yapılara uymak meeburiyyeti<br />
karşısında, kapıların an' anevi <strong>ve</strong> tabii tanziminden ayrılmak zorunda<br />
kaldığını göstermektedir. Kuzey eebhesinde cümle kapısının bulunmayışı,<br />
medresenin bu eebheyi ana yoldan tamamen teerid etmiş olması ile<br />
izah edilebilir. Batıdaki taçkapının yeri ise, çapraz olarak bu cebhenin<br />
önünü kapatan hamama göre ayarlanmış olmalıdır. Bu durum, manzu-<br />
menin kronolojisini tesbit bakımından mühimdir.<br />
Camiin kuzey-batı köşesi, bugüne kadar üzerinde durulmamış<br />
olan birtakım mes'elelerin girift olduğu yerdir:<br />
Bu kısmın üzeri aslında örtülü mü, yoksa açık mı idi? Örtülü idi ise,<br />
bu örtü sonradan hangi sebeple kaldırılmıştır? Açık idi ise, niçin açık<br />
bırakılmıştır? Türbenin vaz'iyyetindeki gayr-i tabiilik neden ileri gelmektedir?<br />
Medrese duvar) üzerinde, türbenin iki yanında bulunan yapı<br />
bakıyyesi (5, 9. şek.) nedir?<br />
Başlıcalarını saydığımız bu mes'elelerin halli, sıkı sıkıya, yekdiğeri<br />
ile alakalıdır. Bunların herbiJ'i hakkında, mevcild durumu inceleyerek<br />
ileri süreeeğimiz faraziyyelerin karşılıklı olarak birbirini desteklemesi<br />
<strong>ve</strong> tamamlaması ile yukarıdaki sualleri cevabladırmaııın mümkün ola-<br />
cağı kanaatindeyiz.
206 HALUK KARAMAGARALI<br />
Batıdaki taçkapının iç yüzünün kuzey tarafında, bugünki yüksek<br />
kcmerin duvara bağlandığı yerin altında, alçak bir kemere ait bir üzengi<br />
bulunmaktadır (10 o res., 10. şek.). Bu üzenginin seviyyesi, vaktiyle taşıdığı<br />
kemerin, eamiin yan salunlarını örten enlemesine tonozların hirbirine<br />
açıldığı kemerleri c aynı olduğunu; binaenaleyh taçkapının açıldığı<br />
tonozun da aslında doğu-batı istikametinde uzandığını (3-4. şek.);<br />
halen bu kısmı örtmekte olan kuzey-güney istikametindeki üç tonozun<br />
ise (5. şek.) sonradan yapıldığını ortaya koymaktadır. Bu ta'dili<br />
zaruri kılan iki sebeb düşünülebilir: İlk tonoz, camiin kuzey-batı köşesi<br />
sonradan üstü açılarak bir avlu haline getirilirken statik mülahazaları ile<br />
sökülmüş; <strong>ve</strong>ya, bu saha başlangıçta bir avlu olarak açık bırakılmış,<br />
dolayısı ile kuzey yanı destekten mahrum kalmış olduğu için -kemerlerin<br />
alçak <strong>ve</strong> üstteki duvarın yüksek yapılmış hulunmasına rağmen- yıkılmış<br />
<strong>ve</strong> yerine kuzey-güney istikametinde üç küçük tonoz yapılmış olmalıdır.<br />
Aşağıda, avlunun asli vaziyyetini tesbit ettiğimiz zaman, bu ihtimallerden<br />
biri bertaraf edilmiş olacaktır.<br />
Bahsettiğimiz eski üzenginin bir parçasınlü üzerinde bulunduğu bir<br />
blokun avlunun batı tarafını kapatan duvarın örgüsüne dahilolması<br />
<strong>ve</strong> bu örgünün içte taçkapıya bağlandığı yerde diIatasyon bulunmaması,<br />
bu duvarın da, bazı ta'mir <strong>ve</strong> ta'dillere maruz kalmış olmakla beraber,<br />
cami ile birlikte yapıldığını göstermektedir. Yalnız, bu duvardaki hacct<br />
penceresinin, avluya hakan yüzündeki alıştırmalardan (lLres.) <strong>ve</strong> ikİ<br />
yüzdeki derzlerin birbirini tutm.aması ~ebebi ile dış yüzde kaplamanın<br />
kesilmİş olmasından (12. res.) anlaşılacağı üzere, sonradan <strong>ve</strong> içeriden<br />
dışarıya doğru açılmış olduğuna dikkati çekmek lazımdır.<br />
Camiin km,ey-batı köşesinin, aslında örtülü olduğu halde, sonradan<br />
açılmasına 18 Mah-peri Hatunun türbesine yer bulmak mecbi'ıriyyetinden<br />
başka bir sebeb gösterilemez. Fakat bu sebeb de tatmin edici olmaktan<br />
uzaktır. Zira bu kısım bu maksada avluya tahvil edilmiş olsaydı, türbe<br />
eğri bir geçitle <strong>ve</strong> an'anevi taçkapıdan vazgeçilmek suretiyle, zorlanarak<br />
(9 <strong>ve</strong> lL. şek.) medreseye bağlanmazdı. Türhe medreseye açılacak olduktan<br />
sonra, medrese odalarından birini bu maksad için kullanmak <strong>ve</strong> bu<br />
mahalli dışarıdan kısa bir gövde <strong>ve</strong> külah ilc belirtmek, dolayısı ile camii<br />
bozmamak daha makulolurdu. Kaldı ki, avlu aslında örtülü olsa idi,<br />
18 Ao Galıriel, Monumerıls .. o, 1, 41. So; So Kemal Yetkin, 1.,leim Mimari"i, 30 baskı, 124. s.<br />
<strong>ve</strong> Tiirk ,\fimarisi, 730 So; Mo Akok, aomo, 100 So; 00 Aslanapa, Turkish Arı and Arclıilecı"rc, 113. s.<br />
<strong>ve</strong> Türk Sarıalı, ll, 52. so
IIUNAD MANZUMESi 207<br />
asıl hallerini muhafaza etmiş hulunan hatıdaki duvar ile kuzeydeki<br />
medrese duvarında, kaldırılmış bir tonozun izleri görülmek icab ederdi.<br />
Bütün bu mülahazalarla, hu avlunun sonradan açılmadığı, cami ile<br />
beraber planlandığı neticesine varıyoruz. Bu netice ile birlikte, avlu ile<br />
harim arasında, doğu-batı istikametinde uzanan tonozun da, kuzey<br />
yanı desteksiz hulunduğu için yıkıldığı <strong>ve</strong> hu seheble istikametinin değiştirildiği<br />
ortaya çıkmaktadır.<br />
Avlunun asli olduğunu tesbit etmekle heraber, Mah-peri Hatun<br />
Türhesinin medreseye hağlanmasındaki gayr-i tahlilik dolayısı ile, bu<br />
mahallin hu türbe için ayrılmış hulunduğunu kabul edemiyoruz.<br />
Ohalde, mi'marı, burada üstü açık hir avlu bırakmaya zorlayan<br />
haşka sebebler aramak lazım gelmektedir. Aynı sebebIcr, buraya sonradan<br />
yapılan Mah-peri Hatıin Türbesinin de medreseye bağlanmasını<br />
icab ettirmiş <strong>ve</strong> türbenin vaz'iyyetindeki anomaH bu yüzden meydana<br />
gelmiştir.<br />
Şimdi, hütün mes'elelerin düğümlendiği noktaya gelmiş bulunuyoruz:<br />
Avlu, sonradan açılmadığına <strong>ve</strong> cami yapılırken de Mah-peri<br />
Hatıinun türbesi için ayrılmadığına göre, başta planın bozulması olmak<br />
üzere, birtakım mahzıirlar 19 bahasına, hangi zarurede yapılmıştır?<br />
Mah-peri Hatıin Türbesini medrcseye bağlayan geçidin iki tarafında,<br />
medrese duvarından çıkıntı teşkil eden bir yapı bakıyesinin bulunduğuna<br />
(13-14. res., 9 <strong>ve</strong> ıl. şek.) yukarıda işaret etmiştik. Bu bakıyyeye<br />
ait taşların kuyruklarının medrese duvarına gömülmüş <strong>ve</strong> medrese<br />
19 Avlunun açık kemerlerI e harlme bağlanması, şüphesiz, iklim şartları bakınundan malı-<br />
zurludur. Buna rağmen Malatya Ulu Camii (A. Gabrid, Voyages Archeologiques dans la Turquie<br />
Orien/ale, I, 268, 275. S., 197, 200. şek.; M. Oluş Ank, Mala/ya Ulu Camiinin Asıı Pliinı <strong>ve</strong> Tarihi<br />
Hakkında, Vakıflar Dergisi, VIII, 141-145. s., 1-2. şek.), Kayseri'deki Hacı Kılıç Camii (Gönül<br />
Öney, Kayseri Hac. Kılıç Ciimii <strong>ve</strong> Medresesi, BeIleten, XXX, 119. sayı, 378-379. s., ı. şek.)<br />
gibi bazı binalarda harim geniş açıklıklarıo doğrudan doğruya avluya bağlanmaktadır. Kaldı<br />
ki, Hunad Ciımiinde kemerlerin açık yapılması kaçımlmaz bir zaruret olmuştur. Çünkü, av-<br />
lunun batısını kaptan duvar, yukarıda izah ettiğimiz üzere, camii ile beraber yapılmıştır. Eğer<br />
avlu ile harim arasındaki kemerler dolu olsaydı, avlu dört taraftan Sab'1r<strong>ve</strong> yüksek duvarlarla<br />
çevrilmiş olurdu. Bu kısma batıdan bir kapı açılmanuş olması, burasının kuytu bir yer olması-<br />
run arzu edilmeyişi ile izah edilebilir (6. notun son kısmına bakınız). Kemerlerin açık yapılması-<br />
nın doğurduğu mahzurlar kendisini kuv<strong>ve</strong>tIe hissettirmiş (bk: 6. not) <strong>ve</strong> zaman zaman bunun<br />
için tedbirler alınmaya çalışılnuştır. A. Gabriel'in plarunda (Monumenls Turcs d'Ana/olie, I,<br />
43. s., 20. şek.) görülen muhdes duvarlar Ch. Texier'nin plamnda (makalemizde 7. şek.) işaret<br />
edilmediğine göre, bu seyyahın Kayseri'yi ziyaretinden sonra yapılmış olmalıdır.
208 HALUK KARAMAGAHALT<br />
duvarı ile bu bakıyyenin her iki yanda dilatasyon meydana geti:-miş<br />
olması, burada, medrese yapılırken muhafaza edilmiş bulunan eski bir<br />
yapının me<strong>ve</strong>fıdiyyetine delalet etmektedir. Bakıyye üzerinde el'an görülebilen<br />
izler dikkatle kıymetlendirildiği takdirde/o bu yapının formunu<br />
Ye eb'admı, bunların yardımı ile de mahiyyetini tesbit etmek<br />
mümkün olmaktadır.<br />
Medrese duyarında, türbenin iki yanında görülen iki dilatasyonun<br />
arasındaki mesafe 6.45 m. dir. Binanın diğer kenarlarının da, takribi<br />
olarak, aynı uzunlukta olduğu kahi'II edilebilir. Bakıyyenin doğu kenarındaki<br />
muntazam çıkıntıya göre (13. res., 9. şek.), bu eski yapının<br />
du var kalınlığı 0.47 m. dir. Yine aynı tarafta, üstte bulunan ye iç<br />
köşenin iki tarafından mukav<strong>ve</strong>s olarak dönen tonoz başlangıç taşları,<br />
iç örtünün değirmi tono:;,; kenarın üst köşesinde, eteğe ait olduğu anlaşılan<br />
profilli bir taş parçan da (13. res.), dış örtünün. dört köşeli hir<br />
çeşit yıldız külalı olduğunu düşündürmektedir (12. şek.). Dıştaki hu<br />
profilli silme kotunun içteki tonozun üzengi kotuna yakın olması <strong>ve</strong><br />
silmenin meyli, hem tonozun, hem de külahın çok basık olduğunu ortaya<br />
koymaktadır. Silmenin ıneyli, aynı zamanda, binanın yüksekliğinin<br />
medrese duyarı ile hemen hemen aynı seviyede bulunduğunu da<br />
tesbite imkan <strong>ve</strong>rmektedir. Duvar kalınlığı <strong>ve</strong> örtü sİstemi ile hu yapının<br />
gayr-i İslami olduğuna hükmetmek gerekir. ıı<br />
20 Bu izlerin kıymetlendirilmesi husıisunda kendileri ile fikir teatisinde bulundui\ıını <strong>ve</strong><br />
bilhassa bazı teknik mes'elelerin MIlinde görü~lerinden geniş ülçüde istifade ettiğim Y. Mimar<br />
Dr. Yılmaz Önge, Y. Mimar Orhan Cezmi Tuncer ye Y. Mimar Ekrem Hakkı Ay<strong>ve</strong>rdi Beyefeu-<br />
dilere şükranlanmı sunanm.<br />
Esaslanm tesbit ettiğim restitüsyon projeleri Y. Mimar Dr. Yılmaz Önge taraf.ndan çi-<br />
zilmiştir. Ayrıca Y. Mimar Orhan Cezmi Tuncer de, gürüşmelerimizde vardığımız neticelere gü-<br />
re, eski yapının perspektif olarak takribi bir <strong>restitüsyonu</strong>nu M,ıh-peri Hatıiu Türbesi'nin <strong>ve</strong> çe\'-<br />
resinin perspektif gürünüşü ile ufki makla'ını çiımiştir. Kendilerinin bu lıituflarını da şükr,ın-<br />
la kaydederim.<br />
21 Karaman'da, XVıı-xvııı. asırlarda yapıldığı tahmin edileu <strong>ve</strong> halen hapishane ola-<br />
rak kullanılan Ermeni kilisesinin (S. Eyice, Karadağ (Binbirkilise) <strong>ve</strong> Karaman Çcı:resinde Ar.<br />
keolojik ıncelemeler, İstanbul 1971, 159. s.) güney-doğu küşesinde, "vaftiz hücresi" olduğu sü)'-<br />
lenilen aym tipte bir yapı mevcıiddur (1. If. Konyalı, Abideleri <strong>ve</strong> Ki/iibderi ile Karaman Tarilıi<br />
Ermenek <strong>ve</strong> Mut Abidderi, İstanbul 1967, 582. s.). Karaman Belediye Beisi Y. Mülı. Özcan Genç<br />
Beyefendinin bize bildirdiğine güre, Kiliseden bir kapı ile girilen Im binanın eb'adı 4 x 4 m., dıı-<br />
var kalınlığı 0.60 m.dir. İçten çapruı tonozla örtülüdür <strong>ve</strong> mahzen kalı yoktur. Lfıtfettikleri bu<br />
bilgilerden dolayı kendilerine teşekkür ederim. Mevzıiumuı olan Bunad Medresesine bitişik<br />
gayr-i İslami yapının da aslında bir vaftiz lıücresi olması çok mulıtemeldir.
HVXAD MA~zC~IEsİ 209<br />
Bakıyyenin doğu tarafında görülen kemer şeklindeki iz (13. res.,<br />
lL. şek.), eskiden burada bir topozun bulunduğuna işaret etmektedir.<br />
Bu tonoz, medrese yapılırken muhafaza edilmiş olan küçük binayı,<br />
vaktiyle güneyinde bulunan bir mekana bağlamakta idi. Bu mekan,<br />
muhtemelen, medresenin inşa edileceği saha)'ı kısmen işgal etmekte<br />
olan <strong>ve</strong> fonksiyonunu kayhettiği, dolayısı ile bakımsız kaldığı için<br />
kaldırılan gayr-i İslami bir yapının bünyesine dahil bulunuyordu.<br />
Bahis mevzfıu ettiğimiz ton07:, küçük yapının tam mih<strong>ve</strong>rinde değildir.<br />
:l\Iedrese yapılırken, odaların yüksekliğine göre basık kalan tonozu kal.<br />
dııınak zartlreti hasıl olmuş; ton07: kaldırılırken de, küçük yapının içine<br />
kemer olarak akseden kısmı -duvar ince olduğu için- tabii olarak kalkmış<br />
<strong>ve</strong> buraya medreseden girişi te'min maksadı ilc bir kapı yapılmış olmalıdır.<br />
Bugün görülen kemer şeklindeki iz, eski tonoz kemerinin dış kenarına<br />
rastlayan duvar taşlarının kemer kavsine göre kesilerek örülmüş <strong>ve</strong><br />
tonoz yıkıldıktan sonra yapılan kapı ile kavisli taşların araSlılda kalan<br />
kısmın da alıştırma suretiyle doldurulmuş olmasından meydana gelmiştir.<br />
Üzerinde durduğumuz gayr-i İslami küçük binanın, sırf medrese<br />
duvarının dışına rastlamasından dolayı yıkılm.ayarak m.uhafaza edildiğiııi<br />
söyleyemeyiz. Çüııki bu yapı medrese ile il'tibatIandırılmıştır. Bu<br />
husus, bu yapıya medresenin inşasıillIan önce İslami bir hüviyyet <strong>ve</strong>ril.<br />
diğini, yani, burasınıll. manevi mertebesi olan bir müslimanın türbesi<br />
haline getirilmiş bulunduğunu göstermektedirP Nitekim bu küçük<br />
22 Ch. Texier, c,uııiin XIV. ,,,nn ortalarında, Hacı Bayram .•ıı arkadaşı <strong>ve</strong> bir tarikatın<br />
kurucu", olan IIo\"elı acllı bir dervişin hatırasma yaptınldığını yazmaktadır (Descripıiorı de 1'-<br />
Asie lvIirıeure, lI, 58. s.). Aynı kayda, hiraz farklı olarak, H.F.Tozer'de de tes,idiif etmekteyiz<br />
(Turkish Armerıia and Easlem Asia 111irlOr,LIO<strong>ve</strong> i 12. s.). Tozcr, ayrıca, türhenin de, mahalll<br />
olarak Hwant telftffUz edilen Ho<strong>ve</strong>ıı adlı dervişe ftid olduğunu belirtmiştir. Devrimizin san' at<br />
tarihçileri, Hunad H,itun'un hüviyyetiııin kat'i olarak hiliniilesi karşısında, hu seyyUhların<br />
nakilleriru üzerinde durmaya dalıi layık görmemişlerdir. Ancak, hiz hu rivftyel.de, asırlar bo-<br />
yunca nesillerden nesiııere intik"li sırasında değişerek tanınınayacak h,ile gelmiş bir hakikatin<br />
izlerinin me\"eud olduğunu diişünüyoruz. Medrese <strong>ve</strong> bilftlıire cftmi yapılırken muhftfaza edilmiş<br />
bulunan gayr-i islftmi küçük yapının, ancak İslami bir lıüviyyet kazanmış, yftııi, manevi<br />
mertebesi olan hir müslümanın türbesi hftline getirilnıiş olması dolayısı ilc muhafaza edilmiş<br />
olahileceğinc yukarıda iş,iret etmiştik. Bu tiirhe yıkıldıktan <strong>ve</strong> yerine Hunad Hfttun'un türbesi<br />
yapıldıktan sonra, zamanla, ilk türhede medfun bulunan dervişlc Huııad lftkahı arasında bir<br />
bağ teessüs etmiş <strong>ve</strong> hakikat halıis mevzfıu ettiğimiz rivayete tahavvül etmiş olmalıdır. Erzu-<br />
rum'daki Hfttiıruye Medresesi ile alakalı böyle hir riv"yeti de hir makalemizde talılil etmiştik<br />
(Erzıırunı'daki Hallt"iye 1I1edrese.,inirıTarihi <strong>ve</strong> Biirıi.i llakkırıda Jl1iiliihazalar, Selçuklu Araş-<br />
tırmaları Dergisi, lll, 1971, 217-218. s.).
210 HALUK KARAMAGARALI<br />
bina, İslamı hüviyetti ile, cami yapılırken de, planı bozmak bahasına,<br />
yerinde bırakılmış <strong>ve</strong> bulunduğu saha açık kemcrlerIe harime bağlanan<br />
bir avlu halinde caJnÜn planına idhal edilmiştir (3-4. şek.).<br />
Avlu ile harım arasında kalan doğu-batı istikametindeki tonozun,<br />
kuzey yanı desteksiz kaldığı için yıkıldığına <strong>ve</strong> yenilenirken de istikametinin<br />
değiştirildiğine yukarıda işaret etmiştik. Bu hadisenin ne za.<br />
man vuku bulduğunu bilemiyoruz. Ancak, bu hadise ile Mah.peri<br />
Hatun Türbesinin yapılışı arasında bir alakanın bulunduğunu düşü.<br />
nüyoruz. Tonozun yıkı1lrken, gövdesi de, örtüsü de esasen zayıf olan<br />
gayr-i İslami menşe'li küçük binayı da ağır hasara uğrattığı muhakkaktır.<br />
Manzumenin tertibinden de anlaşılacağ! üzere, Mah-peri Hatun'un<br />
türbesi için civarda yer bulmak güçtü. Bu avluda ise hasara uğramış,<br />
belki de yıkılmış bir türbe bulunuyordu. Bu müsait zeminde, eski<br />
türbedeki kabri de içine almak üzere, onun mahzen katı <strong>ve</strong>ya temelleri<br />
üzerine yeni türbenin inşa edilmiş olm.ası bize çok makul görünmektedir.<br />
Yeni türbenin zorlanarak medreseye bağlanması, hem siihanın m.i'miirın<br />
serbestisini tahdid etmesi, hem de eski yapının hakıyyesinden<br />
faydalanmak arzusu ile ızah edilebilir. Bu seheble serhest cehhelerden<br />
birine taçkapı yapılamadığı için, bu taçkapıya çıkılacak merdi<strong>ve</strong>nlere<br />
de ihtiyaç kalmamıştır. Bu durum, mi'miirı, buradaki ncv'i şahsına<br />
mahsus mukarnaslı kaideyi yapmaya sevketmiştir. Mevzuumuzun<br />
sınırlarını aşmamak için türbenin tafsilatına girmiyoruz.<br />
Batıdaki taçkapının güney yanına eklenmiş olan minare 1139 11726<br />
da yapılmışrtır. ı3 Daha önceleri ezan muhtemelen damdan okunuyordu.<br />
Dama, harimin doğu duvarının içinde bulunan hir merdi<strong>ve</strong>nle çıkılmaktadır.<br />
CaJnÜn içi <strong>ve</strong> dışı çok sadedir. Tezyiniit mihrahla minher <strong>ve</strong> taçkapılarda<br />
toplanmıştır. Milirab değişik hir kompozisyon gösterir (15.<br />
res.). İki düz bordür arasında yer alan hendesi bir ağ ile çerçe<strong>ve</strong>lenen<br />
köşeli mihrah hücresinin içinde istiridye kabuğu hiçiminde dilimlerle<br />
nihayetlenen ince-uzun üç küçük niş bulunmaktadır. Bu kısım kMi<br />
yazıyı andıran hendesi geçmelerden müteşekkil hir şeride üstteki mu-<br />
Burada bir hususu da hatırlatmakta fayda mülahaza ediyoruz: İstanbul'daki Ayasofya'mn<br />
Vaftizhanesi fetihten sonra fonksiyonunu kaybettiği için boş olarak durmakta iken, 1. Sultan<br />
Mustafa (1617-1623) buraya giimülmüş <strong>ve</strong> böylece Vaftizlıane bir türde Iıiiline getirilmiştir (F.<br />
Dirimtekin, Ayaso/ya Babıisteri, Türk Arkeoloji Dergisi, XII-2. sayı (1963), 1965, 5.4. s.).<br />
23 (6) numaralı nota bakınız.
HUNAD MANZUMESi 211<br />
karnas sıralarından ayrılmaktadır. Üzeri yine hendesi örgülerle süslü<br />
olan mihrab kemeri akant başlıklı, burmalı birer sÜllınceye dayanmaktadır.<br />
Kündekarı taklidi olarak yapılan al1!ial, minberİn yüzleri çıtalarla<br />
teşkil edilen hendesi şebekelerle kaplanmı!?tır (16. res.). İnci dizileri<br />
ile çerçevclenen poligonal parçaların içleri ince <strong>ve</strong> kes if riımi ağları ilc<br />
süslenmiştir. Pervazlardaki yazılar Süre <strong>ve</strong> Ayetlerdir. 24 Bu güzel minber,<br />
maalesef, üzerine yeşil yağlı boya sürülmek <strong>ve</strong> her iki yüzünün or-<br />
tasından dikdörtgen biçiminde birer parça kesilip çıkarılmak süretiyle<br />
bozulmu.ştur.<br />
Taçkapıların her ikisinin de giriş kısımlarının yanları mihrabiyeli,<br />
üstleri mukarnaslıdır (17-18. res.). Önyüzleri değişik yıldız kompozisyonları<br />
ilc çerçe<strong>ve</strong>lenmiştir. Batıdaki kapı daha hüyük <strong>ve</strong> tezyinat<br />
bakımından daha zcngindir. 25 Her iki kapının da yukarı kısımlarında<br />
mermer üzerine sülüsle vazılnui' birer kitabe hulunmaktadır.<br />
. ,<br />
Batı kapısının üstündeki üç satırlık kitithe şudur 26 (19. res.):<br />
l.;..ul uL" t~ç.'j\ iJlk.Lll il~l J !..I):L\ LlJ:.I .i~ ilJ~": .J'.I (ı<br />
~l~~" ~..<br />
JJ'->":)' C:..:J \ .J:i -:z ..u i J<br />
o...ıJJ ül~!I":"S:li 0'_..ı.ll)L;..ı.l\ilyi"", öJ.A>\)I d.1.W\ il~lI ~U.\ (2<br />
JJU; ~\ ibi<br />
Doğu kapısının üstündeki üç satırlık kitiibe şudur 27 (20. res.):<br />
24 Zeki Oral, Anado/u'da Saıı'aı Değeri O/aıı Ahşap Miııber/er. Kilabelcr; <strong>ve</strong> Tarihçelcri,<br />
Vakıflar Dergisi, V, 1962, 41-42. s.<br />
25 Taçkapılann tezyİniltl hakkıııda lefermiıllı bilgi için bk: Seıııra Ögel, Aııado/ıı Selçuk.<br />
lıı/arının Taş Tez)';ııaı" 33-35. s.<br />
26 Halil Edhem, a.c., 64-65. s.<br />
27 a.c., 65. ,.
212 RALl'K KAR.BfAGARALI<br />
L;..ul o.)r.-.,p ö~sJI ~ ( 3<br />
Her iki kitabc dp dmiin yapılmasınm emredildiği seneyi bildirmekle<br />
beraber, hatı kapısındaki kitahe ayrıca senenin ayını; doğu<br />
kapısmdaki kitabc ise htıniyenin adını ihtiva etmektedir.<br />
Manzumcyi teşkil eden yapılar içinde yalmz cami kitabelidir. Ca.<br />
mideki 635/1238 tarihi, şüphesiz, manzumenin diğer unsurlarına teşıniI<br />
edilemez. Ancak, cami ile bağlantılarını <strong>ve</strong> vaziyet pliirunı inceleyerek<br />
medresenin <strong>ve</strong> hamamm tarihlerini takribi olarak tesbit edehiliriz:<br />
Cami ilc medrese arasındaki müşterek duvar hem eamiin kuzey<br />
duvarının, hem de medrescnin güncy duvarının bir parçasını teşkil<br />
etmektedir (2,3,.5. şek.). Bu müşterek duvar, devamı olduğu camİin<br />
kuzey duvarının müstakil lusmından daha ince, huna mukabil, aynı<br />
şekilde devanu oldu~u medresenin güney duvarınuı müstakil kısm.ı<br />
ile aynı kalınlıktadır. Bu husus, iki yapı arasında kalan <strong>ve</strong> onları bir.<br />
leştiren bu duvarın aslında medrcseye ait olduğunu; dolayısı ile, camii n<br />
medreseye eklenmiş bulunduğunu göstermektedir.ıs Nitekim, bu miişterek<br />
duvar ilc cami duvarlarının birleştiği köşelerde me<strong>ve</strong>üd olan di.<br />
latasyon da (21.22. res.) hu görüşü te'yid etmektedir. Camiin cümle<br />
kapısının kuzey cehhesinde açılmayışının da, medresenin bu eebhe.<br />
yi batıdaki ana yoldan <strong>ve</strong> meydandan teerid etmiş olması ile iziHı<br />
edilehileeeğine yukarıda işaret etmiştik.<br />
Medresenin dmitfcn ev<strong>ve</strong>l yapılmış olduğu ortaya konulm.uş hu.<br />
lunmakla beraber, inşa tarihi tam olarak tesbit edilememektcdir. Ancak,<br />
Malı.peri Hatun'un ihtida etmiş olduğu tarih medreseyi belli sınırlar<br />
içinde tarihlendirmemizi mümkün kılmaktadır. Tesbit ettiğimize göre<br />
Malı-peri ılatün İslamiyycti ŞevvaI 634..- Şevval 635 (Haziran 1237-<br />
28 Aptııııa)ı Kurau "Cami <strong>ve</strong> medrese d/HarlaTlnm iltisak şekli camiin daha önce yapıldı-<br />
.ı;ma işareı eder," demekte (Anadolu Medrese!eri, 72. s.), fakat bu iltisak ~eklinden ILLI hiikme nu-<br />
"i vardığını iz,l!ı etmemektcdir. Kendi planları da dahil, biitün plıınlarda açıkca görüldüğü Ye<br />
yukarıda i7.ah edil
nVXAD MANZUMESİ 21~<br />
Haziran 1238) tarihleri arasında kabul etmiştir. 29 Yukarıda medresenin<br />
camiden ev<strong>ve</strong>l yapıldığmı ızah etmiştik. Böyle hir yapının ancak iki-üç<br />
yılda tamamlanahileceğini de dikkate almak lazundır. Bu durumda<br />
medresenin Mah-peri Hatım'un ihtida etmesinden ev<strong>ve</strong>l yapılmış olduğu<br />
ortaya çıkmaktadır. Bir hristiyanın medrese yaptırması düşünülemiyeceği<br />
cihetle, hahis mevzuu medresenin hanısinin Mah-peri Hatun<br />
olamayacağı da açıktır. Bu husus hugüne kadar dikkati çekmemiş,<br />
yeni bir mes'cle olarak karşımıza çıkmaktadır. lVIel1reseninkitahesi <strong>ve</strong><br />
kaynaklarda herhangi hir kayıd mevcı1d olmadığı için hanınin hüviyyeti<br />
meçhfıldür. Bununla heraber, Mah-peri Hatün'ım <strong>camiinin</strong> <strong>ve</strong> türbesinin<br />
herhangi bir kimse tarafından yaptırılmış olan bir medreseye<br />
bağlanınası ihtimilli de ;ıayıftır. Bu sehehle, Im medresenin Alaeddin<br />
Keykübad tarafından 1235 yılı civarında yaptırılmış olabileceğini kuv<strong>ve</strong>tli<br />
bir ihtimalolarak ileri sürebiliriz. Medrese <strong>ve</strong> eamiin malzeme <strong>ve</strong><br />
işçilik bakımından arzettiği benzerlik, aralarında uzun hir zaman farkının<br />
bulunmadığını, hatta, muhtemelen aynı ekip tarafından inşa<br />
edildiklerini göstermektedir.<br />
29 i. Alaeddin Keykubad Kalonoros (Alaiyyc) kalesini 1221 de fctlıetıni~ <strong>ve</strong> şehrin hakimi<br />
Kyr Vart'm sonradan l\iah-peri Hatıııı adım alan kızı ile evlenmiştir (İbn Bibi, Anadolu Selçuk;<br />
D"ı-leti Tarihi. Houtsma neşri j\lu/ılasar Tarih-i AI-i Selçuk'dan çev. M. l\uri Gencosnıan, An-<br />
kara 1941,94-97. S.; Osman Turan, IJes Sou<strong>ve</strong>raiııs Scldjoııkide., "I Im" .ujets rıon-mu.ıılman, Stu-<br />
Lia ıslamiea, 1, 82. s. <strong>ve</strong> Selçuklıılar Zamarıında Tiirki)',!, İstanbul 1971, 337 vc 403-404. s. Müd.<br />
lif bu eserine eklediği "Kronoloji Cedyeli"nde ise fethin 1223 de yuku bulduğunu yazmaktadır.).<br />
Bir miiddet Iıristiyan olarak kalan Malı-peri I1atün'un ihtida ettiği tarilı bugüne kadar tesbit<br />
edilememiştir. Oğlu 1r. Gıyascddin Keyhusre\' İstanbul Liitin İmparatoru Baudouin'e gönder-<br />
diği bir mektupta anasılUn lırİ5tiyan olduğunu <strong>ve</strong> babasının sağlığında dinini ınnhafaza ettiğini<br />
yazmıştır (Osman Turan, Se/çltMıılar Zamaııuıda Tiirkiy", 4.03 <strong>ve</strong> 119. s.). Aliıeddin Keykııbad<br />
4,Şevval 63,ı/31 Mayıs 1237 de ülmüş; lIi:ih-peri Hatün da Şevva! 635/?1fayıs-Haziran 1238 de<br />
camün inşasını emrctnıiştir. llüylecc Mfıh-pcri Htttfın'un lslaıriycti bu Lir yıl i
214. HALl;K KARAMAGAHALI<br />
Hamam, doğudaki erkeklere, hatıdaki kadınlara ait olmak üzere<br />
iki kısımdan mürekkehdir. 30 İki kısmın ayrı zamanlarda inşa edilmiş<br />
olduğu tertibinden anlaşılmaktadır. Bunlarm, tarihleri kat'i olarak tesbit<br />
edilememekle berabeı, kronoloji bakımından, birbirlerine <strong>ve</strong> manzumenin<br />
diger yapılanna nishetleri hakkıııda bazı fikirler ileri sürmek<br />
mümkündür.<br />
Hamamm erkekler kısmının, önce yapılmış olmasJllı tabiı hulmaktayız.<br />
Kadınlara mahsus hamamın kuzey cebhesinin, erkekler hamamının<br />
sonradan kesilmiş bulunan ön kısmına göre ayarlanmış olması da kadınlar<br />
hamamının hiliilıire inşa edilmiş olduğuna bir karine teşkil etmektedir.<br />
Cam.iin batıdaki taçkapısının son haddine kadar eehhcnin kuzey<br />
yanına alınması, hamamın doğu kısmının camiden ev<strong>ve</strong>l yapılmış <strong>ve</strong><br />
cami planlanırken l)ll vaz'iyyetc uyulmak mecburiyyetinde kabnmış<br />
olması ile ızah edilebilir (2-3. şek.). 1969 da hamamın külhan kısmında<br />
yapılan hafriyyaıta, külhan temelinin güney-doğu köşesinin camiin<br />
temel duvarlarının altında kalmış olduğunun tcshit edilmesi 31 bu hu-<br />
susda hiç hir tereddiide mahal hırakmamaktadır (2-4. şek., 23. res.).<br />
Hamamın ön kısmı, camiin meydihıa bakan kapısınm önünü biraz<br />
açmak için kaldmlmış olmalıdır (2-3. şek.).<br />
Vaz'iyyet planıııın tedkikindcn anlaşılacağı üzere, hamam, istikamet<br />
bakımından, cami ilc olduğu gibi medre"e ilc de uyuşmamaktadır.<br />
İşgal ettiği yere <strong>ve</strong> yöniine göre hamam, hiç bir yapı ile birlik<br />
<strong>ve</strong> ahenk teşkil etmesi düşünülmeden, münferid bir bina olarak yapılmış<br />
görünmekted;.'-. Hamamın yönünün Kalenin doğusundaki Yeni Kapı<br />
ile Sivas Kapısının açıldığı anayola göre düzenlenmiş olduğu anlaşılmaktadır<br />
(1. şek.). Fakat medrese inşa edilirken, kapısının anayola<br />
<strong>ve</strong>ya meydana açılmasından haşka, kıble istikametini de dikkate almak<br />
zarftrı idi. Bundan dolayı hu bina, cebhesinin anayola <strong>ve</strong>ya meydana<br />
hakmasıııı da temın için, kiiçük mih<strong>ve</strong>ri kıhle istikametinde olmak<br />
üzere yerleştirilmiştir. Böylece, manzftmenin bu iki binası arasındaki<br />
yön farkı ızah edildiği gibi, hamamın doğu kısmının medreseden de<br />
önee yapılmış olduğu ortaya çıkmaktadır.<br />
30 Erol Yurdakul, Sım B,dufl/ltlarn Göre Kayseri'deki l1,".a/ Hamam/., Selçuklu Araştır-<br />
maları Dergisi, 11(1970),1971, 142. s. vd., 1, şek.; Yılmaz Ünge, Kayseri IIltand (M:ahperi<br />
Halun) Kii/li.yesinin Hamam, t'e Yeni B"lun1l1' Çini Tez)"iflaı" Onasya, IV, 17. say', 1969, ll, s.<br />
3\ Erol Yurdakul, a.I1I., ).1(, <strong>ve</strong> ıso. s., ı. şek.: Yılmaz Oııge, a.m., 3. not.
HU;\,AD )IANZl:MESİ 215<br />
Hamamın kadınlar (batı) kısmında bulunan çinilerle Kubadabad<br />
çinileri arasında büyiik hir henzerlik meHiiddurY Her iki yapıdaki<br />
çinilerin de aynı ustalar tarafından yapıldığından şüphe edilemez. Bu<br />
düşünce ile kadınlar hamamının Kuhadfthad sarayından ıJ sonra yapılmış<br />
olduğuna hükmedebiliriz.<br />
Her iki hamamın da banısi meçhfıliiınüzdür• Aneak,Mah-pcri<br />
Hiltiin'un, camiinden başka, bilinen iki e~erinden Tokat yakınındaki<br />
Pazar'da bulunan Hiltiin Ilanı 636/1238-39; .'4 Yozgat'lIl Karaınağara<br />
nilhiyesindeki ÇınçınIı Sultan Haııı ise 637 /1239-40 35 yılındandır. Bi-<br />
32 Erol Yurdakul. a.m., 151. •.<br />
33 KuLiidi,biid sarayının tiirihi ke,in olarak ortaya konulamamıştır. Hafirlerin ileri siir.<br />
düğü 1236 tiirihi (K. OUo Dorn - M. Ünder, Kubad-Abiid Kazıları 196;; Yılı Öıı Raporu, Tiirk<br />
Arkeoloji Dergisi, XIV-I-2, 1965, 237. s.) ilim iilemince de kal",1 edilmiştir (Mesela: O. Aslana.<br />
pa, Turkish Arı aııd Arehiıecıure ..., 163. s. <strong>ve</strong> Türk Sıııııı/ı, Il. 176-177. s.). Bu t,irih nereden Çlkanlnuştır?<br />
Kuhadiibiid'ın yakınındaki Kürtler Küyii mc,cidinin Hamazmı 6:13 IMayıs 1236<br />
tiirihli kitıibesinde, hiini Bedredilin Sutaş Kulıiidiihiid dlisi olarak kavdedilmiştir (Zeki Oral,<br />
Kubiid-Ablid Nasıl B"lund,,'?, İliihiyat Fakülte,i Derili,i, 195:1. II-III. 175-176 .•. ). Bir vali ilc<br />
idiire edililiğine göre Kubiıdıibi,d bu tiirihten iince kurulmuş bulunuyordu.<br />
Alıieddin Keykuh;id, 622/1225 ,le Erzincan' da Menııüeek hükiimdarlığım ele alan Diiviıd.<br />
Şiih ile bu tarihten kısa bir müddet sonra Kay,eri'de görüşmiiş: Diivüd-Şiih Erzincan'a dünerken,<br />
o da Akdeniz siıhillerine doğru hareket etmiş <strong>ve</strong> bu yolcu Ink ••ra.ında Kub,idi,biid'ın inşiismı<br />
emretmi~tir (Osman Turan. Selç"klular Zamııııırıtln Türkiyc .., 253-254 .. s.). Bu emrin ) 226 ,i"<br />
<strong>ve</strong>rilmiş olduğunu kabiıI edebiliriz. Diğer bir kavıt sarayın kısa bir müddet içinde ikmal edildiğini<br />
bildirmektedir (İhn Bibi. a.c., 135. ,.). 'litekim, Aliıedilin Keyknbad'ın i228 de Kubi,diibii,i'"<br />
uğrayıp inşaatı tedkik ettiği <strong>ve</strong> 1230 da )'assı Çimen z"ferini müteakip Saltuk ilini ülk"in" kaı.<br />
tıktım sonra. Kubiidiibıid'da Halifeden, Eyyiılıi hükiinllliirmd"n gelen elc;ilerin <strong>ve</strong> emirlerin tehriklerini<br />
kabul ettiği de bilinmektedir (Osman Turan, II.C •• 355 <strong>ve</strong> 314. s.).<br />
Bu durumda artık 1230 yılı hir /"rmi"us anle 'luem olmaktadır. Biniienaleyb saraym 1226.<br />
1230 arasında yapıldığını kat'iyyede söyleyebiliriz.<br />
34 İ.Hakkl Uzunçarşılı, Kiıcibeler. I, htunlıul 1927, 74--75.•. ; A. Galıriel, ]~1onunıelıls Turc.'<br />
d'Aıııı/olie, IL Paris 1934, 115-116. s.: K. Erdmann, Da.• ııııa/olisehe Karaı;ıııı.•ııra)' de.• 13. lahr-<br />
/ıuııderıs, Berlin 1961' Katalog. 138-) :l9. s.<br />
35 Sonradan Karaıııağara'daki dımie k"nulıııu~ "Ian i Şahan 6:17/26 Şubat 1240 tarihli<br />
kitıibenin (K. Erdmann, ii. e., 142 s.) de, Çöteli'de bulunan Safer 637/2-30 Eylul 1239 t,irihli<br />
diğer bir kitıibenin (K. Erdmann, ii. e.. 142.].1.3. S.; 1\1. K. Üzer:;in, Atıııdol,,'rla Selçukı" Kerı;atısara)'ları,<br />
Tarih Dergi.i, XV. e., 20. sayı, 147. s. ) de Çmçınlı Sultan Hamna ,iid olduğuna kani<br />
bulunuyoruz. Bunlardan Çöteli'deki kitiibe rlaha ev<strong>ve</strong>l tamamlanmış olan kapalı kısmın taç<br />
kapı>ına. Karanıağara'daki kiti,be de bir kaç ay farkla ikmal edilmiş olmı avlulu k"nun taç<br />
kapı>ına iiid olmalıdır. Burada mevzuumuzu doğrudan doğruya alakadar etmeyen bir me,eleyi<br />
müniikaş" etmeyi zıiid aıldediyoruz. Ancak şunu kuydedelim ki, Çöteli'de bulunan kitahe başka<br />
bir kcn"ansaruya itid is~. bu, hizİnı gürü~iimti7.ü teyid eden yeni bir mis.il olur.<br />
Biz, burada, Miih-peri Hattın tarafından yaptırılrlığı kat'i olarak bilinen <strong>ve</strong> tiirihleri de belli<br />
olan iki kervan,
216 llALCK KARAMA~ARALI<br />
linenlerı: göre hüküm <strong>ve</strong>rmek lazım gelirse, Miih-peri Hatlın, Alaeddin<br />
Keykubad'ın zamanında tck eser yaptırmamıştır. Kitabeli olan üç eseri<br />
de o~lu II. Gıyaseddin Kcy husrev'in tahta çıkışından <strong>ve</strong> kendisinin de<br />
İslamiyyeti kabulünden sonra in~a edilmiştir. Yukarıda, hamamın doğu<br />
kısnunın camiden hatta medreseden de ev<strong>ve</strong>l yaptırılmLŞ olduğunu izah<br />
~tmiştik. Bu sebeble Im binanın Mah-peri Hatun'un eseri olması ihtimalini<br />
varid görmüyoruz. Doğudaki hamama sonradan eklenmiş olan<br />
kadınlar kısmının ise, bilhassa çinileri ile Kuhadfıbad çinileri arasınuaki<br />
benzerlik dolayısı ilc, Mah-peri IHtun tarafından <strong>ve</strong> cami ile birlikte<br />
yaptırılmış olması bize en galip ihtimalolarak görünmektedir.<br />
Manztımenin son yapısı olan tiirhe de (2, 9-10. şek. <strong>ve</strong> 24-28. res.)<br />
kitabesizdir. Mah-peri lUtun'un sandukasındaki kitabede, ölüm tarihi<br />
kayıtlı olmamakla beraber, "valideti'l-Su[tani'l-merhum Gıyasü'd-Dünya<br />
<strong>ve</strong>'d-Vin Keyhusrev bin Keykubad" 36 olarak anılması, kendisinin oğlu II.<br />
Gıyaseddin Keyhusrev'in ölümünde 3 ? hayatta olduğunu ifade etmektedir.<br />
Emir Karatay'ın ülümünden (28 Ramazan 652/10 Kasım 1254.)38sonraki<br />
hadiseler sırasında İbn Bihi'nin "Sultan Gıyaseddin 'in annc.si"nden<br />
hahsetmesi,39 Mah-peri Hatun'un 1254 yılı sonlarında ıla hayatta olduğunu<br />
göst ermektedir. Üslfıp husi'ısiyyetIerinc göre, türbenin bu<br />
tarihten sonra yapılmış olduğu muhakkaktır. Zengin mukarnash yük.<br />
sek bir oturmahğı bulunması, gövdenin dış yüzlerinin tezyin edilmiş <strong>ve</strong><br />
kornişteki mukarnas sıralarının artnuş olması, Döner Kümbed (1285<br />
eivarı)40 ilc arada hir bağ teşkil etmekle beraber, tezyinatın kemerlerle<br />
köşeliklere <strong>ve</strong> sütuneelere inhisar etmesi <strong>ve</strong> hemen hemen tamamen<br />
hendesi oluşu, rıuninin yalnız küçük pencerelerin kemerlerinde kul.<br />
lanılması Malı-peri Hatun Türbesinin daha eski olduğunu göstermektedir.<br />
Bütün bu mülahazalarla bu türbenin 1260-1270 yılları arasında yapılmış<br />
olduğunu kabul ediyoruz.<br />
36 Halil Edhcm, a.p .• 68. s.<br />
37 "J1,,,,las,/-, ",iih-, r.ccb scncı-i selas. l'C .rbaine vc siııcmi)'e" /6 Aralık 1245 (Tiirih-;<br />
Al-i Selçuk dcr Anadolıı, F. Nafiz Uzlnk neşri, Tıpkı ba.ıın, İstanbul 1369: 50. s.).<br />
:{B tI.C., 52. F.<br />
39 İlın Bibi, ti.C., 249. >.<br />
40 Halük Karamağaralı, Erzurum'daki Haıuni)'" ı11cdrcsesi'lıilı Tarilıi <strong>ve</strong> Banisi Hakkın-<br />
du ı11iilriha=alıır.Scl(;ııklıı Araştırmaları Dergi.i, III, I9iI, 239. s.
100 i lOO<br />
III!l\AD ~ıAl\zL"MEsi •<br />
JOO ...... ~<br />
ı. şek. -- Hunau lif anzunıcsinİn .' ıııevk" , Il. \,\. , Gabriel" clen tadiIen).<br />
217
218<br />
!id<br />
• D<br />
•r;:JL<br />
~<br />
'0 20 tn<br />
~onı,jm(lnin ılk yapısı olan hamam (l'rk~kıe-r 1(1S mı )<br />
Mor-ızÜIT'C'nın ıkincı ya;-ır51 olar. mC'dr~sp<br />
Môh_pQrı !löt~n'un yo::ı:1rdlgl camı<br />
""Oh_ P'Hı Hôı.jıı 'C ır'. yo;>ılon lurbQ<br />
Hor'amır' carrı y
IIUNAD l\IANZflllESİ 219<br />
3. şek. - Mall7.uınenilı 'Ik ı iııi!iııin<br />
perspektif görünüşü. (I \ . Gabriel'den tıidileıı).
220<br />
-~- - - ...o :o<br />
>.<br />
...... ::::0 ..:.:.0.<br />
"<br />
:<br />
0':.::0.:<br />
:0'.'<br />
O:: .::0.<br />
::0:'.<br />
.'<br />
HAL0K KARAMA~ARA1.(<br />
ıo<br />
i<br />
,':<br />
10m<br />
.,<br />
0:: :0: ::<br />
::::::0 :::0 ::0.<br />
.:O~:::::O ~:<br />
..:0 .....'.: D :::....0:::::: O::: :::0<br />
'. i ~ ,<br />
::O: '0'::: ..::'0 .',::: :0:::::: O:: ::::<br />
" "<br />
" "<br />
,'I .',<br />
O'" ::0:: :..0:' :0 .. :0 ::::0 __ :::<br />
..0.:.__ .::0-:-::..:0. '.:::0 ::',:.0<br />
Mct'drQ>';Q> ilC' !l.J~:ıerıin ye-rındtl etv<strong>ve</strong>lce<br />
rT".", •••cud O~C\n yopırın kolrnl131<br />
MOr1Z1>n('nin ıkınc. ıapısı o:on<br />
,Jl(>(jr C'~Q<br />
" '~ :'<br />
ii<br />
D<br />
Monzümtl:ıin<br />
hamam<br />
M.jh' p.ri<br />
cômi<br />
4. şek ... 'I"h peri IBtıin Camiinin ilk hali.<br />
, '<br />
ıllıl yapı!.ı oLan<br />
Hatun' un yoplırdl91.<br />
"<br />
ifi
~')<br />
...:"....<br />
/K<br />
O::: : []:::' -I~:r<br />
IIC'AD )1Ai\ZUMESİ 221<br />
. ,<br />
... ;c:: .....c'J<br />
.<br />
:~:.., :: d',_::,-: Ci:'.::::'-..0.' ~--. -<br />
::.~~.'.','.'.ij ..... '..0<br />
:D:.<br />
•...'.<br />
.".- 0 ._._.<br />
: :<br />
:0"<br />
:0<br />
,..<br />
'~:.'.'.'<br />
::~...-.-.-- ~ :::::::: O:.:.'.';.~:O~"'"':ci':'<br />
III<br />
•ii ::'<br />
,'. :',<br />
'd.'<br />
10..<br />
"'".....-,.<br />
;;...,.~.<br />
:0: '::.0<br />
: .<br />
":::'0:"'_"'.:0 .._0: .... ._.0::: .. 0 D<br />
MQdr(,~Q vG' lurb('nı"ı yıır-n
222 HALUK KARAMAGARAL!<br />
~ "'"<br />
-'"<br />
~<br />
~<br />
~ ::ı<br />
~<br />
:~ ::; ~<br />
-= "'"<br />
:: ~<br />
;;;<br />
::'<br />
;::<br />
,; ~<br />
..:><br />
U<br />
r.:ı " ;::<br />
'3<br />
," ~:<br />
:ı::<br />
~'"e-<br />
L
o '<br />
Lo , -<br />
ııı:"'AU ~IA],;Z(;MESi<br />
20 in.<br />
i<br />
7. !j'ek. '~l£.h-pcri Hattın etuniinin Ch. Tcxier tarafıııdan çizilen p~"'"ıı.
Kirııe, hore<br />
I'<br />
diyagrall1l.
~<br />
• D<br />
• ~"-----+-<br />
J11'N.\D ~ıA:"Z(j}ıESi<br />
"'--' ~-~<br />
Il<br />
.=--=-=--=....:..:....:._._. __ . '----rr<br />
Sm<br />
-_..•._--_ ..••.- ..•.- '<br />
nun<br />
~..•~dr('::.c. Ve! ı....,: tl;>,""ı"' y~r ınd::, ('" •....~~c(><br />
:;,.::,vcud 01:1'1 yc;::I"1In ;..alır~I,.,1<br />
~(llll.um~:'.p<br />
fY'(>~: C')~<br />
M~~ - po:, ıi:~';.ı'\: i" P ~r ~ ~ ıt') i<br />
1,',:11'. pc.'<br />
i~. ~C'c; i<br />
(;('" •. 1.1t><br />
:'.V,J 1;"::J,IIJl<br />
9. şek. - M£.h -]leri lltıtiııı Tiirhesi ye çC\T{':silıin hugünki durunıu.
226<br />
10. ~f'k. - Camiin kuzey-doğu köşesinin hugünki hüli<br />
',""<br />
'!
',.<br />
2~7<br />
,=<br />
'::<br />
:ı:
o_lU~cr~<br />
12, şek.<br />
..... ,<br />
- '1;jlı-perıo Hatun<br />
••• A Türhesıilın<br />
•<br />
Kay!:'crİ. lluna,! Maıızıimr.i"in İ,;kakı!rn gtıriinii~i1.<br />
=
230<br />
2. rC3. - II uııad etımiinİn içİıulen g()r~jııii~.<br />
:1. J'e~. - !\lihrah ünündeki kuhbeııin bugiinki örtiisü.
,<br />
.,<br />
'i<br />
~<br />
.-~
232<br />
6. re:-,. - 1962 tamirİn ( ic,<br />
toprak<br />
HALUK KARAMAGAHALI<br />
~<br />
'," -<br />
tahal",,, k ii i - '<br />
h.ıkl\ _,eler!. V ".( ırı (Yırkcn . Ungı') ıne\"( .<br />
' !.ııı" . ,ıka , ,n e- k'i<br />
ıl<br />
,un oıtii"ııniin<br />
.<br />
7. re,. - E,ki tonozlarm yuvaları. ('I'...Un;;.,).<br />
"t •••.
IIUi'öAO ~IAi'öZf:MESi<br />
lL. re,.. - Kay",,,i. Küliik Ciımiiııin damındaki toprak tabakası kaldırıldıktaıı sonra meydana<br />
çıkan eski ton"zlar. (E. Yurdaknl).<br />
9. res. - Külük C••miinde eski tonozlann aralarına yerleştirilmiş bulunan sallar. (E. Yurdakul).
234 HAL0K KARAMA~AllAU<br />
10. res. - Hunad Camiinde kuzey-batıdaki avlııya açılan eski kemerlerin birinden kalan üzengi.
1L res. - Türbe avlusunun batl'Indaki duvarda sonradan açılıruş<br />
olan haeet penceresinin içten görünüşü.<br />
12. res. - Aynı pencerenin, kaplama kesilmek süretiyle açılan<br />
dış tarafı <strong>ve</strong> ınuahhar dolgusu.<br />
~<br />
;;<br />
~<br />
><br />
t::<br />
::::<br />
><br />
~<br />
N<br />
C::'<br />
::::<br />
t'1<br />
iJL<br />
tl><br />
~<br />
13. res. - Medrese duvarındaki e,ki yapı bakıyye,iııin doğu<br />
tarafı. (O. Tuncer).<br />
14. res. - Aynı yapı hakıyyesinin türbenin hatısında<br />
kalan kısmı.<br />
~<br />
W<br />
0\<br />
~-;..<br />
t'"<br />
C><br />
~<br />
~<br />
:.-<br />
:ıl<br />
:.- ..<br />
;;:<br />
Ç';<<br />
;..<br />
::.: ;..
1l1!NAU MA:'IZıJMF.Sİ .'237
238<br />
.". ,<br />
cc,<br />
~~:.; ".<br />
HALUK KARAMACARALI<br />
ı7. res. - Cimiin batıdaki laçkap"'.
HUi'öAIl MANZlrMESİ 239<br />
IB. re,. - Camiin doğudaki la(;kapı,ı.
19. res. - Batıdaki ta,:k"p,da buluuan kiıithe.<br />
2(,'. ,e'. - Doğudaki ta~'kap,da buhınan kiırıbe.
JlUNAD ~ıANZ(;ME"i<br />
L~\<br />
r<br />
" .•...<br />
fi<br />
~<br />
ij<br />
::<br />
-<br />
~ ~'<br />
;; 5<br />
= ~ "c<br />
... :1<br />
..: -=<br />
.~<br />
's ~<br />
.~<br />
'-<br />
"'eS
242<br />
HClruaınııı giiJley-do~lI küşe~i ilc: ctııniin batı (luvarının kesişınesi.
IJUNAD ~IA "IZVMESi 243<br />
24. res. - Malı-peri Halu" TUrbesi.
244 HALCK KARA)IA(;ARALI<br />
25. res. - Türhe pencerelerinden birinin
IIIJi'OAD ~L\NZL\II.:si 245<br />
27. re,. - Miıh-peri Haıiın'uıı sandıik'Hııdaki kil.i!>e.<br />
28. re'. - "ynı kiliih"den ,jel,,)'.