Sunu 4
Sunu 4
Sunu 4
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
OSSA MEMBRİ THORACİCİ
(Ön bacak kemikleri)
• Ön bacak gövdeye cingulum membri thoracici denilen
omuz kemeri tarafından bağlanmıştır.
• Scapula, os coracoideus ve clavicula’ olmak üzere üç
kemiten oluşan bu kemer kuşlarda(aves),
sürüngenlerde(reptilla) ve ilkel memelilerde (monotremate)
da tam olarak teşekül etmiştir.
• İnsanda bu kemiklerden os coracoideus
kaybolmuş, evcil memelilerde buna ilave
olarak clavicula da kaybolmuş ve sadece
scapula kalmıştır.
• Scapula’nın da gövde iskeleti ile bağlantısı
yoktur. Bu nedenle ön bacak gövdeye kaslar
aracılığı ile bağlanmıştır(synsarcosis).
• Evcil memelilerde os coracoides scapula’nın
alt ucunda proc. coracoideus’a, clavicula
ise bazı büyük köpek ırklarında m. brachiocephalicus
çinde iz olarak kalmıştır.
OSSA MEMBRİ THORACİCİ
(Ön bacak kemikleri)
• Cingulum thoracicum
– Scapula
– Os coracoides
– Clavicula
• Scapula (kürek kemiği)
• Humerus (kol veya pazu kemiği).................... - Stylopodium
• Ossa antebrachii (ön kol kemikleri)................. - Zeugopodium
• Ossa carpi (ön ayak bilek kemikleri).................. - Basipodium
• Ossa metacarpalia (ön ayak tarak kemikleri)...... - Metapodium
• Ossa digitorum manus (ön ayak parmak kem.)…. - Acropodium
• Son üç oluşum = Autopodium olarak bilinir
Scapula (kürek kemiği)
•Omuz kemerine ait bir kemiktir.
•Evcil memelilerde ön bacağın ilk kemiğidir.
•Vucudun dik eksenine 40º lik bir açıyla durmaktadır.
•Şekil itibariyle tavanı sırta dönük bir üçgene benzer.
•Bunun omurlara dönük üst yüzüne margo dorsalis(2),
•Boyna dönük keskin ön yüzüne margo cranialis(6),
•Geriye bakan küt yüzüne margo caudalis(12) denir.
•Margo dorsalis’in margo cranialis ile birleştiği
köşesine angulus cranialis(3), mago caudalis ile
birleştiği köşesine angulus caudalis(2) denir.
•Margo cranialis ve caudalis’in oluşturdukları eklem
yüzü de taşıyan alt köşeye angulus ventralis(9) denir.
•Margo cranialis, alt uca ulaşmadan yaptığı girintiye
incisura scapulae denir.
•Margo dorsalis üzerinde cartilago scapulae bir kıkırdak
•Anguluc ventralis üzerinde cavitas glanoidale isimli bir
eklem çukuru yer almıştır.
Scapula (kürek kemiği)
• Scapula’nın dış yüzüne facies lateralis,
• Kaburgalara dönük yüzüne facies costalis denir.
• Facies lateralis’i ikiye bölen kemik çıkıntısına spina
scapulae (5) denir.
• Spina’nın önünde kalan kısma fossa supra spinata (4),
arkasında kalan kısma fossa infraspinata(13) denir.
• Spina scapula’nın üzerindeki kabartıya tuber spina
scapulae, alt uyunda bazı türlerda görülen çıkıntıya
acromion(7) denir.
• Acromion canis’te çengel gibi uzayarak proc. hamatus’a
dönüşürken kedide geriye doğru yönelik bir proc. suprahamatus’u
yapmıştır.
• Alt kısmında, angulus ventralis’e geçmeden önceki daralmaya collum scapulae denir.
• Angulus ventralis’de yer alan cavitas glonoidale’nin iç kenarı equus’ta incisura
glanoidalis isimli bir çentikle bölünmüştür.
• Cavitas glanoidale’nin üst ve ön kenarındaki yumrunun ismi tuberculum
supraglanoidale ve bunun iç yüzündeki çıkıntının ismi proc. coracoideus’tur.
• Carnivorlarda bunun aksi tarafında görülen ikici çıkıntının ismi tuberculum
infraglanoidale’dir.
...>>Scapula (kürek kemiği)
• Facies costalis scapula’nın kaburgalara
dönük iç yüzüdür.
• Bunun ortasındaki çukura fossa
subscapularis,
• Üst köşelerindeki üçgensel kas yapışma
yüzeylerine facies serrata adı verilir.
Scapula (karşılaştırma)
Equus :
•Spina scapula alçak başlar, yükselir, tekrar
alçalarak alt uçta sonlanır.
•Spina’nın üzerinde tuber spinae scapulae vardır
ve geriye doğru biraz taşmıştır.
•Kemiğin dış yüzü spina scapulae tarafından
1/3'ü fossa supraspinata, 2/3'ü fossa
infraspinata olacak şekilde bölünmüştür.
•Cartilago scapulae yassı ve geniştir.
•Eklem yüzünün ön ve iç tarafında incisura
glenoidalis isimli bir eklem yarığı bulunur.
Ruminant :
•Spina scapulae alçak başlar, yükselir ve
acromion'la son bulur.
•Kemiğin dış yüzü spina tarafından 1/4'ü fossa supraspinata, 3/4'ü fossa
infraspinata olacak şekilde ikiye bölünmüştür.
• Cartilago scapulae geniştir.
Scapula (karşılaştırma)
Sus :
• Spina capulae alçak başlar, yükselir ve geriye dönük, büyük bir
tuber spinae scapulae yaptıktan sonra tekrar alçalarak biter.
• Fossa infraspinata fossa supraspinata'dan daha enlidir.
• Cartilago scapulae geniştir.
Carnivor :
• Canis’te spina scapulae alçak başlar,
yükselir ve alt uçta aşağı doğru uzayan,
processus hamatus isimli bir çıkıntıyla biter.
• Felis'te burada geriye yönelik processus
suprahamatus isimli ikinci bir çıkıntı görülür.
• Spina dış yüzü eşit olarak ikiye böler.
• Cartilago scapulae ip gibi incedir.
Scapula (duruş ve yön tayini)
• Spina scapulae lateral'e, tuberculum supraglenoidale cranial'e, processus coracoideus
medial'e ve kemiğin uzun ekseni dik eksenle önde ve üstte 40°lik bir açı yapacak
şekilde cranioventral yöne eğik olarak durur.
• Bu duruş pozisyonundayken spina scapulae hangi yana bakıyorsa o yanın kemiğidir.
Skeleton brachii (kol iskeleti)
Humerus (kol veya pazu kemiği)
•Kolun (brachiuum) temelini oluşturan uzun bir kemiktir.
•Epiphisis proximalis, diaphisis (corpus) ve epiphisis distalis olmak üzere üç kısımdan oluşur.
•Proximalindeki scapula ile caudale açık, distalindeki antebrachiım ile craniale açık takriben
•125˚ lik bir açı yapacak şekilde bacağın dikey eksenine eğri durur.
Humerus (Epiphisis proximalis)
• Scapula ile eklemleşen geriye
yönelik yuvarlak ucuna caput
humeri(1) denir.
• Caputun arka ve alt tarafındaki
daralmış bölüm collum humeri (6)
dir.
• Caput’un ön ve dış tarafındaki
büyük çıkıntı tuberculum majus
(2,2’),
• ön ve iç tarafındaki daha küçük
çıkıntı tuberculum minus (5) adını
alır.
• Bu iki çıkıntı arasında bulunan oluk
sulcus intertubercularis (4) adını
alır.
• Sulcu içinde özellikle equide’de belirgin olan yumrulanmaya tuberculum intermedium
(3) adı verilir.
• Felis dışındaki türlerde tuberculum majus bir çentikle pars cranialis (2) ve caudalis
(2’) diye ikiye ayrılmıştır.
• Equus ve ruminant’larda aynı bölünme tuberculum minus içinde geçerlidir.
• Tuberculum majus’un dış tarafında facies musculi infra spinati (7) isimli bir kas
yapışma yüzeyi yer almıştır.
Humerus (Corpus-diaphisis)
• Genel görünüm olarak silindirik olmasına rağmen bu
özelliği yukardan aşağıya doğru inen uzunlamasına
kemik çıkıntıları ve kabartıları ile bozulmuştur.
• Carnivor’larda tuberculum minus’tan aşağı doğru
inen çizgi crista tuberculi minoris’tir.
• Equus ve ruminant’ta crista yerinde tuberositas
teres isimli bir yumru bulunur.
• Tuberculum majus’tan aşağı inen uzunlamasına
çıkıntı crista tuberculi majoris(8) veya crista
humeri olarak bilinir.
• Crista humeri’nin üzerindeki küt çıkıntı tuberositas
deltoidea’dır(10).
• Tuberositas deltoidea’dan tuberculum majus’a
doğru uzanan çizgi crista anconea(9) veya linea
musculi tricipitis ve bunun üstündeki pürüzlü saha
facies teres’dir.
• Distal ucun lateralinden corpus’a doğru
uzanan kemik çıkıntısı crista
epicondylus lateralis(12) adını alır.
• Corpusun yan yüzünde sınırlarını
Crista humeri ile crista epicondylus
lateralis’in çizdiği spiral oluğa sulcus
musculi brachialis veya spiralis(11)
denir.
Humerus (Epiphisis distalis)
• Condylus humeri lateralis (15) ve medialis
isimli iki yumrunun birleşmesinden oluşan alt
uca troclea humeri denir.
• Trochlea’nın caudalindeki pürtüklü kas
yapışma çıkıntılarına epicondylus lateralis
(12) ve medialis denir.
• Caudal yanda iki condylus arasındaki derin
çukurluğa fossa olecrani denir.
• Trochlea humeri’nin ön ucunda yer alan
çukurluğa fossa radialis (14) denir.
• Canis’te bu iki fossa birleşerek for.
supratrochleare (14’) isimli bir delik
oluşturmuşlardır.
• Felis’te epicondylus medialis’in proximalinde
yeralan deliğe foramen supracondylare adı
verilir.
Humerus (karşılaştırma)
•Equus: Tuberculum majus ve caput humeri aynı hizadadır. Sulcus
intertubercularis'i iki oluğa ayıran tuberculum intermedium isimli kuvvetli bir
kemik çıkıntısı bulunur.
•Ruminant: Tuberculum majus çok büyük olup, caput humeri düzeyini oldukça
aşmış ve sulcus intertubercularis'e doğru uzanmıştır.
•Sus: Tuberculum majus, sulcus intertubercularis'i delik haline getirecek şekilde
onun üzerine doğru bükülmüştür. Sulcus intertubercularis kemiğin medial yüzüne
kaymıştır. Bazen foramen supratrochleare bulunabilir.
•Carnivor: Boyu küçük ruminant’lara
göre nisbi olarak daha uzundur. Canis'te
foramen supratrochleare vardır. Felis'te
ise bu delik bulunmaz. Ancak felis'te
epicondylus medialis'in üzerinde
foramen supracondylare vardır.
Humerus (duruşu ve Yön tayini)
• Normal duruş pozisyonundayken
proximalindeki scapula ile caudale
açık, distalindeki antebrachium ile
craniale açık yaklaşık 125º lik birer
açı yapacak tarzda ve bacağın dikey
eksenine eğik olarak durur.
• Normal olarak caput humeri
proximale ve geriye, fossa olecrani
distale ve geriye, trochlea humeri
öne, tuberositas deltoidea dışarı
gelecek şekilde verev durur.
• Bu pozisyonda iken başta tuberositas
deltoidea olmak üzere büyük kemik
çıkıntıları neredeyse o yanın
kemiğidir.
Skeleton (ossa) antebrachii (Ön kol
kemikleri)
• Ön ve içte bulunan radius ile arkada ve yanda bulunan ulna’dan oluşur.
• Bu iki kemiğin arasındaki ilişkinin şekli elin-ayağın hareket kabiliyetiyle yakından ilişkilidir.
• Equus, ruminant ve sus’ta kemikler birbiriyle hareket edemiyecek şekilde bağlantıdırlar.
• Carnivor’larda iki kemik birbiriyle ekleşmiştir.
• Radius ve ulna’sı birbiriyle sıkı şekilde bağlı olan equus, ruminant ve sus gibi hayvanlarda
ön ayak bir eksen üzerinde sadece öne ve arkaya haraket eder.
• Radius ve ulna’sı birbiriyle eklemleşmiş olan carnivor’larda ayak yan ve dönme hareketlerini
yapabilir.
• Başparmağın içe (pronation) ve dışa (supinatio) hareketi kedide %80, köpekte bundan daha
azdır.
• Equus, ruminant ve sus ayakları daimi olarak pronation vaziyetindedirler.
Radius (Ön kol kemiği)
• Uzun kemikler grubundandır.
• Epiphisis proximalis ve distalis olmak
üzere iki ucu ve bunlar arasında bir corpus
veya diaphysis’den oluşur.
• Ulna’ya göre ön ve iç tarafta bulunur.
• Sus dışındaki türlerde ulna’dan daha
güçlüdür.
• Öne doğru hafifçe kavislenmiştir.
• Proximal ve distal uçlar eklem yüzleri
taşırlar.
• Ulna ile bağlantısı equide ve ruminat’larda
kemiksel kaynaşma, sus’ta bağ doku
aracılığı ile ve hareketsizdir.
• Carnivor’larda ulna ile bağlantı alt ve üst
uçlarında eklemler aracılığı ile
sağlandığından ulna daha çok olmak üzere
iki kemik arasında hareket vardır.
Radius
Epiphysis proximalis (üst uç)
–Üst uç kalınlaşarak caput radii’yi(2) meydana
getirmiştir.
–Kemiğin corpus’u ile caput’u arasıda yanızca
etçillerde görülen daralmaya collum radii (4) denir.
–Capitis radii üzerinde trochlea humeri için fovea
capitis radii (1) isimli bir eklem çukuru bulunur.
–Fovea capitis radii ortasından geçen bir çıkıntıyla
dışta dar içte geniş iki bölüme ayrılır.
–Carnivor’larda bu eklem yüzlü saha kemiğin ulna’ya
bakan tarafına da taşarak circumferentia articularis
radii’yi oluşturmuştur.
–Caput’un alt ve iç tarafında bulunan tümseklik
tuberositas radii (3) adını alır.
Radius
Corpus radii
– Hafifçe kamburlaşma gösterir.
– Facies caudalis denen arka yüz
üzeri oldukça pürüzlü,
– Buna karşılık facies cranialis
denen ön yüz düzdür.
– Bu iki yüzü birbirinden ayıran
margo medialis ve lateralis
isimli iç ve dış kenarlar küttür.
Epiphysis distalis
Radius
• Alt uç genişleyerek makara şeklindeki trochlea radii yapar.
• Caudal yanda trochlea radii’nin corpus’a bağlandığı
yerde crista transversa isimli enlemesine bir çizgilenme
oluşmuştur
• Trochlea radii üzerindeki eklem yüzlerine
facies articularis carpea adı verilir.
• Alt ucun iç kenarında processus styloideus radii-medialis
isimli bir çıkıntı uzanır.
• Equde’lerde benzer şekilde dış kenarda da processus
styloideus ulnae veya lateralis
isimli bir çıkıntı yer alır.
• Processus styloideus ulnae diğer türlerde ulna’ya aittir.
• Sus ve carnivor’larda lateral tarafta ulna için incisura
ulnaris isimli bir çukur bulunur.
• Carnivor’larda incisura ulnari’in üzeri eklem yüzü ile
kaplıdır.
Ulna (dirsek kemiği)
• Uzun kemiler grubundandır.
• Sus hariç radius’tan daha zayıftır.
• Ruminant ve equide’de radius’un caudalateralinde bulunur.
• Sus ve özellikle carnivor’larda üst ucu mediale doğru eğildiğinden radius ile çapraz durur.
• Epiphisis proximalis, corpus- diaphisis ve epiphisis distalis olmak üzere üç kısımdan oluşur.
• Radius ile arasında oluşan boşluğa spatium interosseum antebrachi denir.
• Equide’lerde bu boşluk bir tanedir ve spatium interosseum antebrachi proximalis adını alır
• Ruminant’larda iki tanedir ve spatium interosseum antebrachi proximalis ve distalis adını alırlar.
Ulna (Epiphysis proximalis)
• Radius seviyesini aşarak geriye doğru olecranon
(11) denen dirsek çıkıntısını oluşturmuştur.
• Olecron’a önden ve bakıldığında mediali çukur,
laterali dış bükey görünümlüdür.
• Olecron’un ucundaki tümseğe tuber olecrani (12)
denir.
• Olecron’un aşağıya doğru inen ön kenarındaki sivri
çıkıntı processus anconeus’tur (13).
• Processus anconeus’tan aşağıya doğru gittikçe
genişleyen, üzeri eklem yüzüyle kaplı yarım daire
şeklindeki çentiklenmeye incisura trochlearis (14)
denir.
• İncisura trochlearis’den aşağıya doğru iç ve dış
yanlara kalınlaşarak uzayan çıkıntılara processus
coronoideus lateralis ve medialis denir.
• Processus coronoideus lateralis ve medialis
arasında aşağıya doru inen caput radi için oluşan
çentiğe incisura radialis denir.
• Carnivor’larda incisura radialis üzerinde eklem
yüzü bulunur.
Corpus-diaphysis ulnae (gövde)
• Gövde üç köşelidir ve bundan dolayı; Facies lateralis-medialis-cranialis olmak üzere üç yüzü, Margo
lateralis- medialis-caudalis olmak üzere üç kenarı bulunur.
• Distale doğru indikçeinselir ve öne doğru hafifçe kemerleşir.
• Equide’lerde radius’un proximal üçte birinde biterken diğer türlerde radius’un distal ucuna kadar devam
eder.
• Eqide ve ruminant’larda radius’la kemiksel olarak kaynaşmış, sus’ta membrana inter ossea denilen bir
bağ doku ile iki kemik birbirine bağlamışken carnivor’larda iki kemik arasında eklemsel bir bağlantı vardır.
• Kemikler arasındaki spatium interosium antebrachi equus’ta tek, ruminant’larda çift spatium
interosseum antebrachii proximale ve distale, susta dar ve tek carnivor’larda hareketin pozisyonuna göre
değişik büyüklükte fakat genellikle dar olur.
Ulna (Epiphysis distalis)
• Caput ulnae olarak ta bilinir.
• Equus dışındaki türlerde aşağıya doğru processus styloideus ulnae -lateralis olarak uzamıştır.
• Carnivur’larda içtaraftaki üzeri eklem yüzü ile kaplı kabarıklık circumferentia articularis adını alır.
• Alt yüzünde bilek kemikleri ile eklemleşmek için facies articularis carpea isimli bir eklem yüzü bulunur.
Ossa antebrachii(karşılaştırma)
• Equus: Ulna, radius'un 1/3'ünde bitmiş ve ona tamamen kaynaşmıştır. iksi arasında spatium
interosseum antebrachii proximale bulunur. Tuber olecrani tek parçadır. Proc. styloideus lateralis
ulna'ya ait olmakla beraber (embriyolojik olarak) radius'un dış çıkıntısı halindedir.
• Ruminant: Gerek büyük gerekse küçük ruminant'ta ulna, radius'un distal'ine kadar uzamış ve onunla
kaynaşmıştır. Aralarında spatium interosseum antebrachii proximale ve distale adı verilen iki aralık
bulunur. Büyük ruminant'ta tuber olecrani bir çentikle önde ufak, arkada büyük iki parçaya ayrılmıştır.
Küçük ruminant’larda ise tek parça halindedir. Proc. styloideus lateralis'i ulna yapmıştır.
Ossa antebrachii(karşılaştırma)
• Sus: Öbür hayvanların aksine, ulna radius'tan daha büyüktür. Ulna'nın kalınlığı alt ucunda bile değişmez.
Ayrı kemikler olmakla beraber birbirleriyle oynamayacak şekilde, membrana interossea aracılığı ile
birleşmişlerdir. Proc. styloideus lateralis'i ulna yapmıştır. Ulna öne doğru fazlaca kemerleşmiş
durumdadır.
• Carnivor: Ulna ve radius ayrı ayrı birer kemiktir ve birbiriyle üst ve alt uçlarında eklemleşmişlerdir.
Tuber olecrani, iki tanesi önde sivri, bir tanesi geride büyük ve küt, üç adet çıkıntı taşır. Ulna'nın
processus styloideus lateralis'i aşağı doğru uzamıştır. Radius'un alt ucunun dış tarafında ulna için,
incisura ulnaris isimli bir oyukluk vardır.
Ossa antebrachii (Kemiğin duruşu ve yön tayini )
• Radius ön ve içe, ulna arka ve dışa, caput radii ve olecranon proximale,
trachlea radii ve caput ulnae distale gelecek şekilde durur.
• Bu duruş pozisyonundayken tuberositas radii, fovea capitis radii’nin büyük
eklem yüzü ve olecranon'un çukur yüzü medial'e dönüktür.
• Dolayısıyla küçük eklem yüzünün ve olecranon'un dış bükey tarafı kemiğin
yanını verir.
Skeleton manus (ön ayak veya el iskeleti)
• El veya ayak iskeleti bilekle başlar, parmak ucunda son bulur.
• Bilek kemikleri basipodium’u, tarak kemikleri metapodium’u, el veya
ayak ucu bölümü acropodium’u oluşturur. Tümüne birden autopodium
denir.
• Elin veya ayağın öne bakan yüzüne dorsum manus, arkaya bakan yüzüne
palma manus denir.
• Arka ayakta bu isimlendirme dorsum pedis ve planta pedis olarak değişir.
Skeleton manus (ön ayak veya el iskeleti)
• Hayat şartlarına görecanlılar yere değişik şekilde basarlar ve bu basışa göre;
– Plantagrad’lar : Palma manus(avuç içi) ve planta pedis’leriyle( ayak
tabanı) yere basanlar.(İnsan, maymun ve ayı)
– Digitigrat’lar : Parmakları ile yere basanlar. (Carnivorlar)
– Unguligrad’lar : Tırnakları ile yere basanlar (equus, ruminant ve sus)
• Plantagrad’larda 5, digitigrad’lardan canis’te önde 5 arkada bazen 4, felis’te
daima dört parmak bulunurken
• Unguligrad’lardan sus 4, ruminant, 2, (3.,4.), equus’ta 1(3.) parmak bulunur.
• El veya ayak hareketi en çok plantıgrad’larda(kavrama sarılma ve sıkma. benzeri)
enaz unguligrad’larda (sadece basma gibi) mevcuttur.
• Parmakların iki tanesinin temel parmak olduğu hayvanlara artiodactylia,
• Bir tanesinin temel parmak olduğu dayvanlara perissiodactylia denir.
•
•
•
Ossa carpi-carpus (ön ayak bilek kemikleri-bilek)
Antebrachium ve metacarpus arasına iki sıra halinde dizilmişlerdir.
Şekil ve sayıları hayvan türlerine göre farklıdır.
Medialden laterale doğru aşağıdaki gibi isimlendirilirler :
Proximal veya antebrachial sıra :
• Os carpi radiale - os scapheideum(Cr)
• Os carpi intermedium – os lunatum (Ci)
• Os carpi ulnare – os triquetrum (Cu)
• Os carpi accesorium – ospsiforme (Ca)
--Sadece tavşanda Os carpi centrale (Ca)
görülür.
Distal veya metacarpal sıra :
• Os carpale primum – os trapezium(C 1 )
• Os carpale secundum – os trapezoideum (C 2 )
• Os carpale tertium – os capitatum (C 3 )
• Os carpale quartum – os hamatum (C 4 )
• Carnivor’da os carpi radiale ve intermedium birleşip os carpi intermedioradiale
(Cr+i) - os scapolunatum’u,
• Ruminant’larda os carpale secundum ve tertium birleşerek os carpale secundum ve
tertium (C 2+3 ) – os trapezodeocapitatum’u meydana getirmişlerdir.
• Bileğin ön yüzü gerilme - extention, arka yüzü bükülme – flexion yüzü olarak bilinir.
• Bilek kemikleri arasında hareketin büyük bölümü antebrachium ile proximal sıra
arasında, daha azı proximal ve distal sıralar arasında meydana gelirken, distal sıra ile
metacarpus kemikleri hareketsiz olarak bağlanmışlardır.
Ossa carpi(karşılaştırma)
• Bilek kemiklerini yukarıda verilen harflere uygun olarak ifade edersek hayvan türlerine
göre aşağıda verilen formül tablolar oluşur.
Cr,
Ci,
Cu,
Ca 4
Cr,
Ci,
Cu,
Ca 4
Equus :
= ; Toplam = 7 Ruminant
:
= ; Toplam = 6
C , C , C 3
C C 2
2
3
4
Cr,
Ci,
Cu,
Ca 4
Cr + i,
Cu,
Ca 3
Sus :
= ; Toplam = 8 Carnivor :
= ; Toplam = 7
C , C , C , C 4
C , C , C , C 4
1
2
3
4
Kemiklerin duruşu :
•Os carpi radiale ve os carpale primum medialde,
•Os carpi accesorium ve os carpi ulnare ile os carpale quartum lateralde
yeralırlar.
•Bilek kemiklerinin dorsal(ön) yüzü dış bükey, palmar(arka) yüzü iç bükeydir.
•İçbükey olan bu arka yüzde oluşan oluğa sulcus carpi denir.
1
2 ,
+ 3
2
3
4
4
Ossa metacarpalia - metacarpus
(Ön ayak tarak kemikleri)
• Tam olanlarda birbirine parelel dizilmiş beş kemikten oluşur.
• Uzunluk, kalınlık ve sayıları türlere göre değişir.
• İsimlendirilmeleri medial’den latera’le doğru ;
- Os metacarpale primum(Mc 1 ) - Os metacarpale secundum(Mc 2 )
- Os metacarpale tertium(Mc 3 ) - Os metacarpale quartum(Mc 4 )
- Os metacarpale quintum (Mc 5 ) olarak isimlendirilirler.
• İçlerinden en büyük ve güçlü olanına veya olanlarına temel tarak kemiği veya tarak kemikleri, diğerlerine tali tarak
kemikleri denir.
Temel tarak kemiği
Epiphysis proximalis;
• Basis metacarpalis denir ve üzerinde facies articularis isimli düz bir eklem yüzü bulunur.
• Yanlarında eklem bağlarının yapışması için girinti ve çıkıntılar ile komşu kemikler için eklem yüzleri yeralır.
• Bazı türlerde ön ve iç yanda tuberositas osis metacarpalis denile bir tümseklik görülür.
Corpus- diaphisis metacarpi;
• Gövde uzun bir boru şeklindedir.
• Faces dorsalis denen ön yüz yuvarlak, facies palmaris denen arka yüz oldukça düzdür.
• Bu iki yüz arasıdaki kenarlara margo lateralis ve medialis denir.
Epiphysis distalis;
• Caput metacarpi de denir ve makara şeklindedir (trochlea metacarpi).
• Üzeri eklem yüzüyle kaplı ve ortasında verticilus denen dairesel bir kemik çıkıntısı bulunur.
• Yanlarında eklem bağları için çukurlar ve çıkıntılar mevcuttur.
Ossa metacarpalia (karşılaştırma)
• Equus ; Temel kemik Mc 3 , Mc 1 ve Mc 5 kaybolmuş, Mc 2 ve Mc 4 küçülmüş üst uçları
kalın alt uçları kalınca küt kemik çubuklar halindedirler. Mc 2 ve Mc 4,, Mc 3 ‘in medial ve
lateral’inin arka taraflarına yapışıktırlar. Mc 3 üzerinde tuberositas osis metacarpalis
belirgindir.
• Ruminant ; Mc 3 ve Mc 4 birleşerek temel kemiği oluşturmuşlardır. Mc 1 ve Mc 2
kaybolmuş, Mc 5 ise çok küçülmüştür. Temel kemiğin ön yüzünde Mc 3 ve Mc 4 ‘in
birleştiğini gösteren sulcus longitudinalis dorsalis isimli bir oluk ile proximal ve distal
uçlarda kemiğin ön ve arka yüzlerini birleştiren canalis metacarpi proximalis ve distalis
isimli birer kanal bulunur. Ayrıca alt uç incisura intertroclearis isimli bir çentikle ikiye
ayrılmış dolayısıyla çift trochlea bulunur.
• Sus : Daha uzun olan Mc 3 ve Mc 4 temel kemiklerdir. Mc 1 kaybolmuş, Mc 2 ve Mc 5 daha
kısa ve incedirler. Şekilleri silindiriktir. Verticulus’lar eklem yüzünü tam dolaşırlar. Temel
kemiklerin üst uçlarında geriye yönelik birer çıkıntı bulunur.
• Carnivor ; Mc 3 ve Mc 4 temel kemiklerdir. Mc 1 çok küçülmüş, Mc 2 ve Mc 5 ikincil
kemiktirler. Silindirik şekilidirler ve verticulus’lar eklem yüzlerinin gerisinde yer alırlar.
Ossa metacarpalia(Kemiğin duruşu ve yön tayini)
• Basis metacarpalis proximale, troclea distale, yuvarlak yüz öne gelecek şekilde durur.
• Bu duruş vaziyetindeyken tuberositas osis metacarpalis ve proximal uçtaki eklem yüzlerinin büyük ve
geniş olanları iç tarafa gelir.
• Ruminan’larda proximal ucun lateral tarafında 5. Metacarpus için ufak bir eklem yüzu nulunur.
• Bir başka değişle dar eklem yüzleri ne tarafta ise kemik o yanın kemiğidir.
Ossa digitorum manus(ön ayak parmağı kemikleri)
• Evcil memelilerde ön ayak parmak sayıları türlere göre birden beşe kadar
değişir.
• Temel ve ikincil parmaklar olmak üzere gelişmişlerdir ve isimlendirilmeleri
medialden laterale;
- Digitus primus, digitus secundus, digitus tertius, digitus quartus ve
digitus quintus şeklindedir.
• Carnivor’larda ; Herbir ayakta 3.ve 4. temel parmak, 2. ve 5. ikincil parmak
1. küçük parmak olmak üzere toplam 5 parmak bulunur.
• Sus’ta ; Herbir ayakta 3.ve 4. temel parmak, 2. Ve 5. iİkincil parmak üzere 4
toplam parmak bulunur.
• Ruminant’da ; Herbir ayakta 3.ve 4. temel parmaklar olmak üzere 2 esas
parmak ve bunların arkalarında iskeletle ilişkis olmayan iki de eklenik
parmak.(2. ve 5. parmakların kalıntısı), bulunur.
• Equide’de ; Sadece 3.parmak yani tek parmak bulunur.
• Birincisi hariç bütün parmaklar üç phalanx’dan(parmak kemiği), 1. si iki
phalanx’tan oluşur.
• Parmak kemikleri; phalanx proximalis(prima), phalanx media(secunda)
ve phalanx distalis(tertia) olarak isimlendirilir.
Phalanx proximalis – prima
• Şeklinden ötürü os competale veya bucağılık kemiği olarak da anılır.
• Uzunca, silindirik bir kemiktir.
• Basis, corpus ve caput phalangis proximalis olmak üzere üç bölümden oluşur.
• Basis phalangis proximalis, denen üst ucun üzerinde fovea articularis denen eklem çukuru ile yanlarında
eminentia palmaris medialis ve lateralis, isimli bağ yapışma yumruları bulunur.
• Corpus phalangis proximalis, denen silindirik gövdenin dorsal yüzü dış bükey, palmar yüzü düzdür.
• Caput phalangis proximalis denen alt uç makara şeklindir ve trochlea phalangis proximalis olarak da anılır.
Phalanx proximalis (Karşılaştırma)
• Equide : Proximal uçtaki çukurlardan medialdeki daha geniştir. Corpus’un dorsal ve palmar
kenarlarını birbirine bağlayan lateral me medial yüzler yuvarlaktır. Palmar yüz üzerinde tepesi
distale bakan üçgen şeklinde ve lig.sesamoideum rectum’un yapışması için trigonum
phalangis proximalis isimli saha vardır.
• Ruminant : Proximal uçtaki eklem yüzlerinden axial olanı daha dardır. Corpus’un abaxial
yüzü oldukça dış bükey, axial yüzü düzdür.
• Sus : Genel olarak ruminant’larınkine benzemekle birlikte,proximal uçları biraz daha basıktır.
• Carnivor : Proximal uçtaki fovea articularis sığdır ve palmar tarafı bir çentikle ikiye ayrılır.
Kemiğin duruş ve yön tayini :
• Fovea articularis proximale, troclea distale, dış bükey yüz öne gelecek şekilde durur. Bu
durumdayken equide’lerde küçük eklemyüzleri laterale, ruminant ve sus’ta axial’e gelir. Ayrıca
ruminant’larda corpus’un axial yüzü düz abaxial olanı dış bükeydir.
Phalanx media - secunda
• Os coronale veya taç kemiği de denir.
• Phalanx proximalis’e göre kısa hafifçe yassımış silindire benzer.
• Basis phalangis media dene üst ucun üzerinde bir fovea articularis bunun önünde
proc. extensorius isimli bir çıkıntı ve arkasında tuberositas flexoria denilen bir
kabartı görülür.
• Corpus phalangis media herhangi bir özellik göstermez.
• Tochlea phalangis media denen alt uçu bir olukla ikiye ayrılmıştır. Yanlarında bağ
yapışma çıkıntıları bulunur.
Phalanx media(karşılaştırma)
• Equide : Kübik şekillidir. Proximal ucun palmar tarafında yer alan tuberositas flexoria
belirgindir. Fovea articularis belirsiz bir cristayla ikiye ayrılmıştır. Distal uçtaki trochlea
sagittal yönlü bir olukla ikiye ayrılmıştır.
• Ruminant : Uzunluğu proximal phalanx’ın yarısı kadardır. Proximal ucunun palmarında
yeralan tuberositas flexoria bir olukla iki parçaya ayrılmıştır. Bunlardan abaxial olanı daha
belirgindir. Kemiğin axial yüzü daha pürüzlü ve ligamentlerin yapışması için belirgin bir
çukurluk taşır.
• Sus : Phalanx media’nın ön yüzü dardır. Distal uçtaki trochleanın iki yanında ligament
çukurları bulunur.
• Carnivor : Uzunluğu phalanx proximalis’in 2/3’ü kadardır. Üst uçtaki fovea articularis ve
distal uçtaki troclea sağ ve sol ile iki eklem yüzüne ayrılmışlardır.
Phalanx media (Duruş ve yön tayini)
• Fovea articularis proximale, trochlea distale, daha dış bükey oan yüz öne gelecek
şekilde durur.
• Bir önceki kemikler için söyleneneler bunun içinde geçerlidir.
Phalanx distalis - tertia
• Carnivor’larda os ungiuculare, equide, ruminant ve sus’ta os ulgulare olarak da bilinir.
• Üzerindeki tırnağın şekline uygun olarak türler arasında oldukça farklılıklar gösterir.
• Genel olarak bütün türlerde ;
– Facies articularis denen bir eklem yüzü, – Facies parietalis denen bir duvar yüzü,
– Facies solaris denen bir taban yüzü bulunur.,
– Bu yüzlerden facies articularis ile facies parietalis’i birbirinden kenar margo coranarius ve
facies parietalis ile facies solaris’i birbirinden kenar margo solaris adını alır.
– Margo cooranarius’un ortasındaki sivri çıkıntı proc. extensorius’tur.
Phalanx distalis( Karşılaştırma) -Equide
• Şekli tırnağınkine uymuştur ve kabaca şekli üçgen pirizmaya benzer.
• Margo coronalis'in(6) ortasındaki processus extensorius(1) küt ve kuvvetli
bir çıkıntı halindedir.
• Facies parietalis’in (2) iç ve dış yanları geriye doğru sivrileşerek processus
palmaris lateralis ve medialis (5) isimli çıkıntıları yapmıştır.
• Bu çıkıntılara, cartilago ungularis medialis ve lateralis denen tırnak destek
kıkırdakları oturur.
• Proc. palmaris’lerin uç kısımlarında for. palmaris lateralis ve medialis isimli
delikler
veya incisura palmaris lateralis ve medialis isimli çentikler yeralır.
• Bu delik ve çentiklerden ileriye doğru sulcus parietalis lateralis ve medialis(4) isimli
oluklar takip ederler.
• Facies articularis, ortasından sagittal yönde geçen bir kabartı ile biri medialde ve daha
geniş diğeri lateralde ve daha dar olan iki yüze ayrılır.
Phalannx distalis – (Equide)
•Facies articularis’in distalinde os sesamoidea distalis(sesamum ungulae) için facies
articularis sesamoidea isimli ilave bir eklem yüzü bulunur.
•Kemiğin facies solearis denen yere dönük yüzü, linea semilunaris (11) isimli yay şeklindeki
ince bir kemik çıkıntısı ile arkada, facies flexoria ve önde, planum cutaneum (8) isimli iki
bölgeye ayrılır.
•Facies flexoria’nın her iki yanında sulcus soleare medialis ve lateralis isimli oluklar görülür.
•Bu oluklar kemiğin içine foramen soleare medialis ve lateralis(10) isimli iki büyük delik ile
açılır.
•Bu delikler kendilerinden kemiğin içerisinde devam eden canalis solearis isimli yay şeklinde
•bir kanal ile birbirine birleşirler.
•Facies solearis ile facies parietalis'in birleştikleri alt kenar, margo solearis(5) adını alır.
Phalanx distalis (karşılaştırma) -Ruminant
•Şekil olarak equide’lerinkinin sagittal
olarak ikiye ayrılmış bir yarımına benzer.
•Facies parietalis margo dorsalis
denebilecek bir kenar ile facies axialis ve
abaxialis olarak ikiye ayrılır.
•Bunlardan facies axialis parmakların
birbirine bakan yüz olup biraz içbükeydir.
•Diğer parmağın kemiğinden uzak olan
yüze facies abaxialis denir ve bu yüz dış
bükey ve daha geniştir ve üzerinde damar
delikleri bulunur.
•Bu yüzler arasındaki margo dorsalis’in
proximal yanında belirgin bir proc.
extensorius şekillenmiştir.
Phalanx distalis (karşılaştırma) - Ruminant
• Facies articularis, derindir ve bir
sagittal kabartı ile axial olanı daha
geniş, abaxial olanı daha dar iki
bölüme ayrılmıştır.
• Bu sagittal kabartının arkasında os
sesamoidea distalis için bir eklem yüzü
bulunur.
• Facies solearis, atlarda olduğu gibi biri
facies articularis’in hemen distalinde
yer alan facies flexoria ile onun hemen
önünde yer alan planum cuteneum’a
ayrılır.
• Facies flexoria tümseklenmiş
tuberculum flexorium adını almıştır.
• Planum cuteneum ise iç bükey olup
apex’i öne bakan bir üçgen şeklindedir.
Phalanx distalis (karşılaştırma)
Sus :
• Ruminant’larınkine benzemekle birlikte dorsopalmar
yönde basıktır.
• Özellikle ikincil parmaklarda proc. extensorius
belirgin değildir.
Carnivor :
• Her iki yandan basılmış, tırnak gibi sivrilmiştir.
• Facie parietalis bir dorsal ve iki yan yüzden oluşur.
• Facies articularisi bu yüzlerden ayıran margo
coranarius crista unguiculars isimli bir kemik
çıkıntısına dönüşmüştür.
• Facies articularis’in arkasından başlayan facies
solearis crista semilunaris ile, arkada facies flexoria,
önde planum cuteneum olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
• Facies flexoria tuberculum flexoria’ya dönüşmüştür.
• Bunun üzerinde for. soelare mediale ve laterale isimli
delikler mevcuttur.
• Planum cuteneum ve facies parietalis ile crista
unguicularis arasında sulcus unguicularis isimli bir
oluk şekillenmiştir.
Phalanx distalis duruş ve yön tayini
• Facies articularis proximal’e, facies solaris dista’e facies parietalis öne gelecek
şekilde durur.
• Facies articularis üzerindeki bölmelerden equide’lerde lateraldeki, sus ve
ruminant’larda abaxialdeki daima diğerinden daha küçüktür.
Ossa sesamoidea
•Susam kemikleri, ilgili oldukları parmak eklemin gerisinde yer
alarak eklem yüzünü tamamlayan ve üzerlerinden geçen kirişlerin
kolayca kaymasını sağlayan küçük kemiklerdir.
•Şekilleri türler arasında oldukça değişiktir.
•Genel olarak ikişer tanesi birinci parmak ekleminin(articulatio
metacarpophalangea’nın) ardında, birer tanesi üçüncü parmak
ekleminin(articulatio interphalangia distalis’in) ardında olmak
üzere carnivor dışındaki türlerde her parmakta üç adet susam
kemiği bulınur.
•Bunlardan birinci parmak ekleminin ardındakilere ossa
sesamoidea phalangis proximalis veya sesambina,
•Üçüncü parmak ekleminin ardındakine os sesamoideum phalangis
distalis veya sesamum ungulae denir.
•Carnivor'da distaldekiler kıkırdak olarak kaldıkları gibi, ayrıca
birinci parmak ekleminin, nadiren de ikinci parmak
eklemlerinin(art. interphalangia proximalis’in) dorsalinde ossa
sesamoidea dorsales isimli susam kemikleri bulunur.
•Sus’un tali parmaklarında distal susam kemikleri kaybolmuştur.
Ossa sesamoidea