27.06.2013 Views

Balkan Savaşları Sonrası Rumeli'den Türk Göçleri ve Osmanlı

Balkan Savaşları Sonrası Rumeli'den Türk Göçleri ve Osmanlı

Balkan Savaşları Sonrası Rumeli'den Türk Göçleri ve Osmanlı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

“ Dışişleri Bakanı’nın evinde akşam yemeğine da<strong>ve</strong>tliydim. Bakanın rengi<br />

sararmış, yüzü asılmıştı. Üzgün bir sesle :<br />

-Tarihimizde şimdiye kadar misli görülmemiş bir olay meydana geldi.<br />

Yenilmemişler, Ordumuz Kırkkilise’yi terk etmiş, korkmuş <strong>ve</strong> kaçmış. Ordumuzda bir<br />

çok Rum <strong>ve</strong> Bulgar erleri var. Halbuki subay pek az. Bir de ordu siyasetle gereğinden<br />

fazla uğraşıyor.” Bu itiraf felaketin nedenini kısmen yansıtıyordu 127 .<br />

d) Lüleburgaz Savaşı ( 28 Ekim – 2 Kasım 1912 )<br />

Yorgun, çamurlara bulanmış <strong>ve</strong> soğuktan donan askerler komutanların emrine<br />

uyarak Lüleburgaz hattında durdu. Gerçekte kabahat erlerde <strong>ve</strong> küçük komuta<br />

kademelerinde değil seferberlikte geç kalan yüksek komuta kademelerindeydi.<br />

Komutanlar arasında yaşanan Lüleburgaz – Çorlu hattı çekişmesi zaman kaybına neden<br />

oldu. 28 Ekim de başlayan savaşta her iki tarafta ağır kayıplar <strong>ve</strong>rdi. 30 – 31 Ekim de<br />

başlayan geri çekilme yine karışıklığa yol açtı. Bu panik <strong>ve</strong> bozgun karşısında haber<br />

alamaz <strong>ve</strong> emir <strong>ve</strong>remez duruma gelen komutanlar çaresiz hale geldi. Yarbay Hafız<br />

Hakkı Bey gibi bu savaşa katılan bir başka yazar, Kurmay Yüzbaşı Nihat Bey, “<strong>Balkan</strong><br />

Harbi'nde Çatalca Muharebeleri” adlı eserinde, o feci bozgun için şunları yazmaktadır:<br />

“Doğu Ordusu, gerçekte <strong>ve</strong> daha 30 Ekim saat 10.30'da bir avuç aç, cephanesiz,<br />

perişan bir topluluktan ibaretti. Pınarhisar-Vize dolaylarındaki ordu denen acaip<br />

kalabalık ise, durdurulması imkânsız bir surette çözülmüştü. Bu vaziyeti düzeltecek, lehe<br />

değiştirecek bir şekilde ağırlığını koyabilecek bir yedek kuv<strong>ve</strong>t de ortada yoktu.<br />

Lüleburgaz istasyonunda düşmana çok miktarda erzak <strong>ve</strong> cephane terkedilmişken,<br />

ordunun felaketine erzaksızlık <strong>ve</strong> cephanesizlik özellikle etkili oldu.<br />

Başlayan yağmurlar ise felaketi tamamladı. Ordu bir sürü haline geldi. Çok<br />

miktarda malzeme, top <strong>ve</strong> gereç araziye serpilip kaldı. Doğu Ordusu, ciddi hiç bir<br />

düşman baskınına uğramadan keşifsizlik, bilgisizlik yüzünden, hiç bitmeyen 'geliyor,<br />

gidiyor' havadisleri arasında bocaladı <strong>ve</strong> nihayet büsbütün dağıldı.<br />

127 Stephane Lausanne, <strong>Balkan</strong> Acıları, Kastaş Yayınları, İstanbul 1990, s. 34.<br />

Yazar, kitabında “yenilmişler” ifadesini kullanmıştır. Aram Andonyan <strong>ve</strong> İbrahim Artuç<br />

kitaplarında , “yenilmemişler” şeklinde yazmıştır.<br />

29

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!