27.06.2013 Views

insan kaynakları yönetiminde iş güvencesi ve konuyla ilgili yapılan ...

insan kaynakları yönetiminde iş güvencesi ve konuyla ilgili yapılan ...

insan kaynakları yönetiminde iş güvencesi ve konuyla ilgili yapılan ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Ayrıca, Sanayi Devriminin özellikle kadın <strong>ve</strong> çocuk <strong>iş</strong>çilerin zarar gördüğü ağır<br />

çalışma koşulları, kamuoyunu duygusal yönden de etkileyerek, din kurumlarını, bazı<br />

politikacıları, sanatçıları, düşünürleri <strong>ve</strong> hatta başta Robert Owen <strong>ve</strong> Daniel Legrand<br />

gibi bazı fabrika sahiplerini de harekete geçirm<strong>iş</strong>tir (Altan, 2001:12).<br />

Tüm bu gel<strong>iş</strong>meler sonucunda Batı demokrasilerinde devlet, 19. yüzyılın<br />

ortalarından itibaren, sosyal <strong>ve</strong> ekonomik alanda olup bitenlere karışmayan, pasif<br />

niteliğinden sıyrılacak <strong>ve</strong> bireyin gerçek anlamda özgür olabilmesinin devletin<br />

müdahalesiyle gerçekleşebileceğine inanarak, bu konuda tedbirler almaktan<br />

kaçınmayacaktır. Bu durum, klasik liberal devletin soyut “özgürlük” anlayışından,<br />

“özgürleştirme” anlayışına geçildiğinin kanıtıdır <strong>ve</strong> devlet bu çerçe<strong>ve</strong>de sosyal haklar<br />

aracılığıyla herkese <strong>insan</strong> onuruna yaraşır asgari bir yaşam düzeyi sağlamayı görev<br />

bilecektir. 19. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan <strong>ve</strong> 20. yüzyıl boyunca önemli bir<br />

gel<strong>iş</strong>me gösteren sosyal devlet, getirm<strong>iş</strong> olduğu sosyal refah uygulamaları <strong>ve</strong> gen<strong>iş</strong> bir<br />

kamu hizmeti demetiyle, özellikle sanayi toplumlarında ortaya çıkan zayıf kesimlerin,<br />

<strong>insan</strong> onuruna yaraşır bir yaşam standardına kavuşmasını amaçlamış <strong>ve</strong> bu konuda<br />

hayati bir rol oynamıştır (Bulut, 2003:173, 176).<br />

En çok atıf <strong>yapılan</strong> tanımın sahibi Asa Briggs’e göre, refah devleti; “piyasa<br />

güçlerinin rolünü azaltmak amacıyla, bilinçli bir şekilde örgütlü kamu gücünün<br />

kullanıldığı bir devlet türüdür.” Briggs’e göre, refah devleti, üç alanda faal durumdadır:<br />

Birincisi, bireylere <strong>ve</strong> ailelere minimum bir düzeyde gelir garantisi sağlamaktadır.<br />

İkincisi, k<strong>iş</strong>ilerin belirli sosyal risklerin (hastalık, yaşlılık, <strong>iş</strong>sizlik vb.) üstesinden<br />

gelmelerinde onlara yardımcı olmaktadır. Üçüncüsü ise, sosyal refah hizmetleri<br />

aracılığıyla tüm vatandaşlara en iyi yaşam standartlarını sunmaktadır. Refah devletini<br />

kısaca üç şekilde betimlemek mümkündür. Refah devleti, müdahaleci, düzenleyici <strong>ve</strong><br />

geliri yeniden dağıtıcı bir devlettir. Müdahalecidir; çünkü piyasa başarısızlıkları üzerine<br />

harekete geçer <strong>ve</strong> doğan sorunların giderilmesine yönelik olarak önlemler alır,<br />

düzenlemeler yapar. Düzenleyicidir; çünkü <strong>iş</strong> piyasalarındaki düşük ücretlerin <strong>iş</strong>çileri<br />

sefalete düşürmemesi için asgari bir ücret belirler, sosyal gü<strong>ve</strong>nlik <strong>ve</strong> sosyal yardım<br />

hizmetlerini üstlenir. Gelirin yeniden dağıtıcısıdır; çünkü <strong>ve</strong>rgi <strong>ve</strong> diğer politikalar <strong>ve</strong><br />

transfer harcamalarıyla gelirin paylaşımına müdahalede bulunulmadığında, sınıflar<br />

13

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!