You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Temiz Enerji ile Temiz Üretim<br />
tehlikesiyle karşı karşıya kalan 77 ada devleti ve Malta nın inisiyatifiyle ülkeler,<br />
1992 yılında Rio Çevre Zirvesi ne giden süreci başlattılar. 1992 de yapılan<br />
Rio Zirvesi nin ardından, gelişmiş ülkeler 1992 de Birleşmiş Milletler<br />
İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ni imzaya açtılar. Zirveye katılan ülkeler,<br />
diğer ülkelerle çözüm bulmak ve sera gazı emisyonlarını 1990<br />
yıllarındaki seviyenin altına çekmek için, ülkelerin uyması gereken kuralları<br />
belirlemek üzere bir dizi Taraflar Konferansı (COP-Conference of Parties)<br />
düzenlediler. Ancak pek çok ülke yine ekolojik dengeleri ya da insan ve çevre<br />
sağlığını değil, kendi ekonomik çıkarlarını gözetince anlaşmada zorlandılar.<br />
Türkiye Rio anlaşmasını 2003 yilina kadar onaylamadı. 1997 yılında yapılan<br />
Kyoto İklim Zirvesinde ise ABD, Kanada, Japonya, Avustralya gibi bazı<br />
ülkeler kendi ülkelerinde sera gazı emisyonlarında indirim yapma<br />
sorumluluğunu üstlenmek istemediler. Bu arada kendi ülkelerinde güneş, rüzgar<br />
gibi temiz enerji kaynaklarını kullanan enerji sistemlerini geliştirerek<br />
Kyoto hedeflerini tutturmaya çalışan endüstrileşmiş Avrupa Birliği ülkeleri ise,<br />
Yunanistan, Portekiz, İspanya gibi birliğe yeni katılan ülkelerin emisyonlarını<br />
1990 yılına göre yüzde 30 civarında artırmasına göz yumulmasını istediler. Bir<br />
yandan ulusal ve ekonomik çıkarlar gözetilirken, diğer yandan da nükleer enerji<br />
dahil olmak üzere petrol, kömür ve doğalgaz gibi fosil yakıtların zararını fark<br />
edenler, standart dışı ve pazar değeri olmayan çöp teknolojileri, bunun farkında<br />
olmayan ülkelere, aktarmaya başladılar. Bu teknolojileri satabilmek için kredi<br />
veren ülkeler, geçmişin sorunlu teknolojilerini başka ülkelere de taşıdı, taşıyor.<br />
Bunu yaparken de sorunun, iklim değişikliği ve küresel kirlenme gibi sonuçlarla<br />
kendilerine döneceğini hesap etmiyorlar.<br />
1.6 Doğa Egemen ve İnsanlar Uymak Zorundalar<br />
Küresel ısınma mekanizması esas olarak, atmosferin etrafını saran sera gazları ile<br />
güneşin dayanışma ve işbirliği halinde atmosferde insan ve diğer canlıların<br />
yaşaması için elverişli ortamı oluşturmasını sağlar. Doğal olarak var olan bu<br />
ortam fosil yakıtların atmosferde yakılması ile açığa çıkan ek sera gazlarının<br />
battaniyeyi kalınlaştırması ile bir sorun haline dönüşmekte ve insanlığı tehdit<br />
etmektedir. Kalınlaşan battaniye atmosferi ısıtmakta, kutuplardan ve dağlardan<br />
eriyen sular deniz seviyelerini yükseltmekte, farklı bölgelerde sel felaketleri<br />
yaşanmaktadır. Kitlesel ölümler ve salgın hastalıkların dünyayı etkilemesi<br />
beklenmektedir. Sorun insanların binlerce yıldır var olan bir küresel dengeyi<br />
zorluyor olmalarıdır. Doğa bu dengeyi yeniden sağlayacak güçtedir. İnsanlar ise<br />
bu yeni koşullara ayak uydurmada zorlanacak ve kendi kendini yok edecektir.<br />
İnsanların başarısı ise doğanın çözümlerine gerek kalmadan insan faaliyetlerini<br />
doğal dengelere uyumlu olarak sürdürmek ve enerji ve ekonomi sistemlerini<br />
tamamıyla karbonsuzlaştırmaktır.<br />
15