10.03.2014 Views

iSTANBUL - ITO

iSTANBUL - ITO

iSTANBUL - ITO

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

iSTANBUL

TiCARET

ODASI

A e

AHILIK

KURULUŞU, İLKELERi VE

FONKSİYONLARI

HAZlRLAYAN

Dr. Fahri Solak

Marmara Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü

YAYlN NO: 2009-56

İstanbul,2009


Copyright © İTO

Tüm haklar saklıdır. Bu yayının hiç bir bölümü, yazarın

ve İTO'nun önceden yazılı izni olmaksızın mekanik

olarak, fotokopi yoluyla veya başka herhangi bir şekilde

çoğaltılamaz. Eserin bazı bölümleri veya paragraflan,

sadece araştırma veya özel çalışmalar amacıyla, yazarın

adı ve İTO belirtilmek suretiyle kullanılabilir.

ISBN 978-9944-60-545-8 (Bas1lı)

ISBN 978-9944-60-546-5 (Elektronik)

İTO ÇAGRI MERKEZi

Tel: (212) 444 O 486

İTO yayınlan için ayrıntılı bilgi

Bilgi ve Doküman Yönetimi Şubesi

Dokümantasyon Servisi'nden alınabilir.

Tel : (212) 455 63 29

Faks : (212) 512 06 41

E-posta : ito.yayin@ito.org.tr

İnternet : www.ito.org.tr

Odamız yayınianna tam metin ve ücretsiz olarak

internetten ulaşabilirsiniz.

YAYINA HAZIRLIK

DÜŞGEN REKLAM

www.dusgen.com

Tel: (212) 272 42 34 Faks: (212) 272 42 35

BASKI, CİLT

ERKAM MATBAASI

www.erkammatbaasi.com.tr

Tel: (212) 671 07 00 Faks: (212) 671 07 17


SUNU Ş

Arapça "kardeşlik" anlamına gelen Ahilik, iş hayatında da kan

bağı kadar yakın insanların oıtak davranışiarım belirleyen bir değerler

bütünüdür. Ahilik, bir anlamda, Türk ticaret geleneğinin yazılı

olmayan kurallarını oluşturur. Anadolu' da kök salan ve gelişen

Ahilik, Osmanlı'dan günümüze ekonomik, sosyal ve kültürel hayatımızda

çok önemli bir rol oynamıştır. Etkilerini bugünkü ticari

ve ekonomik hayatımızda da sürdürmektedir. Bu nedenle Ahiliğin

getirdiği kazanımlarının derinlemesine incelenmesi, Türkiye'nin

ekonomi ve ticaretinin geleceğini de belirleyecektir. Ahiliğin son

derece faydalı ilkeleri, bize yol gösterecektir. Peki, bu ilkeler nedir?

Özetle, bu ilkeler fütüvvet ahlakıdır, ahiliktir.

Atalarınuz, tümAkdeniz ticaretine yeni kavramlar getiıınişlerdir.

.. "Ahlak, bilginin kutsallığı, müşteri kutsallığı, doğruluk ve

dürüstlük" bunlardan birkaçıdır. Bu ilkeleri ve kavramları oluşturan

Ahilik teşkilatıdır. Biz iş dünyası için altın değerinde olan bu

kurallar, kıymetinden hiçbir şey yitirmemiştir. Farklı biçimler kazansa

da özünü daima muhafaza etmiştir.

Sözgelimi, bir ahilik kuralı, öfkelenince yumuşak davranınayı

salık verir. "Müşteri daima haklıdır" ilkesi, bunun yansımasıdır.

Yine çağdaş ticaret, müşteri odaklı üretim ve satışı savunur. Bizim

"müşteri daima haklıdır" düsturu, çağdaş işletmecilikte "müşteri

kraldır" haline gelmiştir. Bir başka ahilik kuralı; "yabancıları

ağırlamak, suçlu- suçsuz, Hıristiyan-Müslüman kim olursa olsun

kendilerine sığınanlara zanaat sanat öğretmektir." Yani bugünün

terminolojisiyle "bilginin açıkhğı ve serbest dolanımı. .." Zanaatın

"sır" olduğu dönemlerdeki bu kural, çağdaş dünyada ancak son dönemde

kabul görmüştür.

-III-


İTO'nun temelini oluşturan Ahilik'in en temel düsturu şudur:

"Alnı, kalbi, kapısı açık", "eli, beli, dili kapah"dır. Bunlar, atalarımızın

ahlak anlayışını özetleyen kurallardır. Alın açıklığı doğruluğu,

dürüstlüğü; kalp açıklığı ikiyüzlü olmamayı, riyakarlıktan

uzaklığı, dostluğu, sevgiyi; kapı açıklığı da konuksevediği ifade

eder. Tüm bu ilkeler, ticaretin küreselleşti ği, rekabetin arttığı, müthiş

bir iletişim ağı sayesinde müşteri kazanmanın giderek zorlaştığı

günümüz dünyasında başarılı olmanın temel şartlandır.

Ahiliğin temsil ettiği

değerler manzumesi, tüm toplumun aydınlığa,

refaha, huzura kavuşmasını amaçlar. Bunun için, Ahiliğin

günümüz gençliği ve iş dünyasında da yaygınlaştırılması, yeniden

yorumlanması gerekiyor. İTO olarak, Ahilik Haftası ve Esnaf

Bayramı münasebetiyle yaptığımız etkinliklerde bunu hedeftiyoruz.

Ahiliği tüm boyutlarıyla ortaya koyup diri ve canlı tutmayı

amaçlıyoruz. Elinizdeki kitap da bu gayretimizin bir yansıması dır.

Ahiliğin temel niteliklerini sade ve anlaşılabilir bir dille anlatmaktadır.

Ben bu yayını hazırlayan Odamız Müşaviri Dr. Fahri Solak'a

teşekkür ediyor, iş dünyamızın nadide değerlerini temsil edenAhilik

ilkelerinin ilelebet bize yol göstermesini diliyorum.

Dr. Murat Yalçıntaş

İTO Yönetim Kurulu Başkanı

-IV-


İÇİNDEKİLER

1- AHİLİGİN KURULUŞU ............................................ Ol

2- AHİLİGİN iLKELERİ ............................................... 05

2.1 Sosyal Dayanışma ve Hizmet.. ............................... 08

2.2 İnsan Sevgisi ........................................................... 09

2.3 İyi Niyet, Samirniyet ve İçi-Dışı Bir Olma ............ 09

2.4 İrade, Bencillikten ve Kibirden Uzaklaşma ........... 09

2.5 Hürriyet ve Kanaat.. ................................................ 10

2.6 Dürüstlük, Hürmet ve Merhamet... ......................... 10

3- AHILİGİN FONKSiYONLAR .................................. ll

3. ı İş Hayatı ile İlgili Fonksiyonlar. ............................. 1 ı

3.2 Ahlaki Fonksiyonlar ................................................ 14

3.3 Eğitim ve Dayanışma Fonksiyonu .......................... 15

3.4 Sosyal Güvenlik ve Arabuluculuk Fonksiyonu ...... ı8

3.5 Gençlikle İlgili Fonksiyonlar. ................................. 19

3.6 Siyasi ve Askeri Fonksiyonlar ................................ 20


4- AHILİGİN KALDIRILMASI VE

BUGÜNKÜ KURUMLAR .............................................. 23

4.1 Ahiliğin Kaldırılması .............................................. 23

4.2 Bugünkü Kurumlar ................................................. 25

a) Ticaret ve Sanayi Odaları .......................................... 26

b) Sendikalar ................................................................. 27

c) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı .................... 27

d) Sanayi ve Ticaret Bakanlığı. ..................................... 28

e) Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret

Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği (TOBB) ............ 28

f) Türkiye Esnaf ve Küçük Sanatkarlar

Konfederasyonu ........................................................ 29

g) Vakıflar ...................................................................... 30

h) Mesleki Yeterlilik Kurumu ....................................... 30

5- GENEL DEGERLENDİRME VE SONUÇ .............. 32

YARARLANILAN KAYNAKLAR ................................ 34

EK: AHILİK İLE İLGİLİ TÜRKÇE

KİTAPLAR BİBLİYOGRAFYASI ................................ 36

-VI-


AHİLİGİN KURULUŞU ~ ----

1. AHILİGİN KURULUŞU

Ahilik, Türkistan Türklerinin "akı" yani cömertlik felsefesinin

İslanli fütüvvet geleneğiyle kaynaşması ile ortaya çıkmış ve yaygınlaşmış

bir dünya göıüşü ve bu zihniyete dayalı olarak ortaya

çıkmış bir kurumdur. ı

Fütüvvet kelime olarak gençlik anlamına

gelir ve eski Arap geleneğinde kahramanlık, misafirperverlik ve

cömertlik, meıtlik, delikanlılık, yiğitlik, fedakarlık gibi anlamlar

taşıyan isHim1 bir kavramdır. Gerek Kur'an-ı Kerim'de ve Hadislerde

kullanılış bağların, gerekse fütüvvetnamelerde atfedilen vasıftar

dikkate alındığında "feta" kavramının ideal bir insan tipi ve

yüceltilmiş bir ferdi mizaç muhtevası içerdiği belirtilebilir. 2

Bu kavram, Batı'daki şövalyelik, İran'daki civanmertlik,

Japonlar'daki samurailik, eski Türklerdeki akılık ve alplik ülküleri

gibi her toplumda görülebilen bir yiğitlik ülküsü, faziletli ve

asil insan tipinin eski Arap toplumundaki karşılığıdır. Önceleri sadece

cömertlik, misafirperverlik ve kahramanlık boyutlarına sahip

iken zamanla islami ve tasavvufi derinlikler kazanmıştır. Türklerin

müslüman olmasından sonra da ahi teşekkülleıinin kurulmasında

manevi ve fikıi tabanı oluşturmuştur. 3

1 Akı/ahı kelimesi ile ilgili olarak bkz. A. Sait Aykut, "İbn Battüta'da "Ahı"

Kelimesi ve Anadolu", Cogito, S: 59, Yaz 2009, s. 113-119.

~ Ali Torun, Türk Edebiyatında Türkçe Fütüvvet-naıneler Üzerine Bir

İnceleme, Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., 1998, s. 3-4.

3 Ahmet Tabakoğlu, "Tasavvufun İçtimai, İktisadi ve Siyasi Yönleri", Toplu

Makaleler II- İslam İktisadi, İstanbul: Ki tabevi Yay., 2005 içinde, s. 54-56.

-ı-


----~ AHILİK (KURULUŞU, iLKELERİ VE FONKSİYONLARI)

Diğer İslam ülkelerinde fityan, civanmeıt gibi kavramlarla

isimlendirilen fütüvvet ehli Anadolu' da Ahi, farsça çoğul hali olan

Ahiyan şeklinde yaygınlaşmıştır. 4 Zamanla fütüvvet ve ahilik aynı

anlamda, birbirinin yerine kullanılır hale gelmiştir.

İslam Dünyasmda oluşan, çok çeşitli fonksiyon ve etkileri olan

müesseselerden biri olarak Ahilik kavramının ortaya çıkışı ve bilinçli

bir şekilde kullanılmaya başlanması 13. yy'ın ikinci yarısına

rastlar. Bu kelime daha ziyade 14. yy'ın başlannda kaleme alınan

İbn Batuta Seyahatnamesi 'nde yer almakta olup, ondan önceki

kaynaklarda daha çok fütüvvet olarak kullanılmaktadır. 5

FütüvvetinAnadolu'daetkili hale gelmesi de XIII. yüzyılda olmuştur.

Halife NasırAnadolu Selçuklu Sultanları, I. Gıyasedd:in

Keyhüsrev (1205-1211), I. İzzeddln Keykavus (1211-1220) ve I.

Alaedd:in Keykubat (1219-1236) ile irtibat kurmuştur. Bu yüzyılın

başlanndan itibaren Suhreverdl, Muhyiddln b. Arab:i, Evhaduddln

Kiıman:i, Ebu Cafer Yezdanyar:i ve Nasırudd:in Mahmud (Ahi Evren)

( ll75-1262) gibi bir çok mutasavvıf Anadolu'dafaaliyette bulunmaya

başlamışlardır. Bu dönemden itibaren ahilikAnadolu fütüvvet

alaınının unvanı olmuştur. Özellikle I. İzzeddln Keykavus

döneminde Anadolu fütüvvet ve ahiliği disiplinli bir teşkilat halinde

belirmeye başlamıştır. I. Alaedd:in Keykubad zamanında da

N asır meşhur mutasavvıf Sühreverdi 'yi sultana göndererek teşkilatlanma

tamamlanmıştır. 6

4 Torun, a.g.e., s. ll.

5 Refik Soykut, Ortayol Ahilik, Ankara, 1971, s. 66.

6 M. Bayram-A. Debbağoğlu, "Ahi", İslami Bilgiler Ansiklopedisi I, s. 90.

-2-


AHİLİGİN KURULUŞU ~ ----

H. III. 1 M. IX. yüzyılda fütüvvet teşkilatları içerisinde Esnaf

birlikleri oluşmaya başlamış ve esnaf grupları fütüvvetin esasları

etrafında birleşmişlerdir. Ahi Birlikleri hakkındaki sözler, gelenekler

ve esaslar "fütüvvetname" adı

verilen yazma eserlerle tespit

edilmiştir. Bilinen en eski fütüvvetname H. IV./M. X. yy' a ait olan,

Sülemi 'nin "Ki tab-el Fütuvva" sıdır. 7 Bundan sonra Ensari 'nin

Fütüvvetnamesi gelir. Türkçe fütüvvetnamelerin en eskisi ise

Burgazi 'nin fütüvvetname'sidir. 8

Bütün fütüvvetnamelerde fütüvvetin esasları, kabul şartları, fütüvvet

birliklerine kimlerin giremeyeceği, hangi durumlarda fütüvvetden

düşüleceği, fütüvvetin kısımları ve fütüvvetin silsil el eri gibi

hususlar düzenlenmiştir. Samimiyet, cömertlik, Allah'tan başkasına

kul olmama, sürekli gelişme ve yenilenme, alçak gönüllülük,

misafirperverlik, merhamet, dürüstlük gibi özelliklerfütüvvetin ilkeleıi

olarak sayılmıştır. "Elini, Dilini, Belini korumak" şeklinde

özetlenen fütüvvet ilkeleri tümüyle İslami bir hayat modeli çizmektedir.

Ahlak kitaplarında fütüvvet, bütün ahlaki erdemleri kapsayacak

. name" adı verilmiştir. Kütüphanelerde Arapça, Farsça ve Türkçe

yazılmış çok sayıda fütüvvetname vardır. Bu eserler her ne kadar

7 İbn Hüseyin es-Sülemi, Tasavvufta Fütüvvet [Metin-Çeviri], Çev .. Süleyman

Ateş, Ankara: A.Ü. ilahiyat Fakültesi Yay., 1977,212 s.

8 Abdilibaki Göl pınarlı, "İslam ve Türk İllerinde FütüvvetTeşkilatı ve Kaynakları",

İÜİFM. C: XI, S: 1-4, 1952, s. 11-12; Torun, a.g.e., s. 48.

şekilde kullanılmış, bu erdemiere sahip kişilere "fütüvvet ehli", fütüvvet

adab ve erkanı ile ilgili olarak yazılan eseriere de "fütüvvet­

-3-


----~ AHİLİK (KURULUŞU, İLKELERi VE FONKSİYONLARI)

"AhlliğinAnayasası" olarak nitelendirilmişse de bunlar tek ve değişmez

metinler değildir.

Bu eserlerin arasında birçok farklılıklar

mevcuttur. Bunlar dönemsel bir farklılık ya da fütüvvetname yazarının

mensup olduğu taıikattan gelen bir farklılık olabilmektedir.

Sözünde duıma, doğruluk, güven verme, eli açıklık, alçak gönüllülük,

bağışlayıcılık, dindarlık, başkasının ayıbııu görmemek gibi

vasıfları benimseten kuralları kapsayan fütüvvetnameler, Ahi'lilde

birlikte Şiilik, Bektaşilik, Rufailik, Kalenderlik, Melarnilik ve Yeniçeri

sakaları gibi tarikat ve teşkilatlarca da benimsenmiştir. 9

AnadoluAhi teşkilatının kurucusunun şeyh Nasuriddin el-Hoyi

adında, Ahi Evran olarak tanınan bir mutasavvıf olduğu; İran' m

H oy şehrinde M. 1175/H. 567' de doğup, M. 1262/H. 660 tarihinde

Kırşehir' de öldüğü kabul edilmektedir. 10

XIII. yüzyıldaAnadolu'ya göçebe Türkmenlerden başka doğudaki

büyük şehirlerin ahalisi de göç edip gelmişti. Yeniden iş kurmak

için dayanışma ve örgütlenme zorunda olan esnaf ve sanatkarlar

yerleştikleri şehirlerde mesleklerine göre bir araya toplandı.

Atölyelerinde işi

biten genç çırakların meslek eğitiminden sonra

moral eğitimini sürdürmek için tarikat zaviyeleri modeline uygun

olarak ahi zaviyeleri kuruldu. Aynı zamanda bir nevi misafirhane

9 Köksal, M. Fatih, Ahi Evran ve Ahilik, Kırşehir, 2006, s. 60--61.

10 Mikail Bayram, "Ahi Evran" İslami Bilgeler Ansiklopcdisi I, İstanbul: Dergah

Yay., 1981, s. 93.

olan bu zaviyeler ahilerin öğretmen, müderris, kadı, hatip, vaiz ve

emir gibi şehrin ileri gelen kişileri ile beraber oldukları ve gençle-

-4-


AHİLİÖİN iLKELERi ~ ----

rin onlardan yararlandıkları toplantı yerleri idi. Anadolu' da ahi zaviyeleri

XIII. Yüzyılın ikinci yarısından sonra yaygınlaşmıştır. 11

A evo • ~

2. AHILIG IN ILKELERI

Yukarıda da beliıtildiği gibi, bir tür Ahilik nizamnameleri hüviyetinde

olan Fütüvvetnameler'de, uyulması gereken ahlaki ve

ticari esaslar belirtilmişti. Teşkilat mensuplannda bulunması gereken

vasıflar, kimlerin teşkilata mensup olabilecekleri, hangi sınıfların

teşkilata kabul edilmeyecekleri, genel ve özel ilkeler detayları

ile bu eserlerde yer almaktadır.

Fütüvvetnamelerde en çok vurgulanan ilkeler aşağıda özetlenmiştir.12

Bunlar, sosyal dayanışma ve hizmet, samimiyet, cömeıtlik,

Allah'tan başkasına kul olmama, insan sevgisi, iyi niyet,

iı·ade, bencillikten ve kibirden uzaklaşma; hürriyet ve kanaat, dürüstlük,

sürekli gelişme ve yenilenme, tevazu, geçimli olma, hürmet,

merhamet, dürüstlük, iyi kalplilik hep fütüvvetin özellikleri

arasında sayılmıştır.

11 Halime Doğru, XVI. Yüzyılda Sultanönü Sancağında Ahiler ve Ahi

Zaviyeleri,Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., 1991, s. 28.

12 Konu ile ilgili daha geniş bilgi için bkz., İbn Hüseyin es-Süleıni, Tasavvufta

Fütüvvet [Metin-Çeviri], Çev., Süleyman Ateş, Ankara: A. Ü. ilahiyat Fakültesi

Yay., 1977; Ahmet Tabakoğlu, "Tasavvufun İçtimai, İktisadi ve Siyasi Yönleri",

Toplu Makaleler H- İslam İktisadı, İstanbul: Kitabevi Yay., 2005 içinde, s.

57-62; Ali Torun, Türk Edebiyatında Türkçe Fütüvvet-nameler Üzerine Bir

İnceleme, Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., 1998.

-5-


----~ AHILİK (KURULUŞU, İLKELERi VE FONKSiYONLARİ)

Fütüvvetnamelerde fütüvvetin Hz. Peygamberin sünnetine

tabi olmak olduğu belirtilmektedir. Yani İslami bir hayat sürmek

fütüvvet anlayışmın temeli dir. Fütüvvetin ve Türklerde aldığı şekil

ile Ahiliğin en barizunsurları olarak namusluluk (elini, belini

ve dilini korumak) ile sosyal dayanışına ve hizmet anlayışları

öne çıkmaktadır.

Alimleri sevmeli, ilıne saygı göstermelidir. Namazını kazaya bırakmaınalıdır.

Utanma duygusuna sahip olmalı, nefsine hakim bulunmalıdır.

İyi, anlayışlı ve temiz kiınselerle sohbet etmelidir. Fakirleıi

sevmelidir. Alçakgönüllü olmalıdır. Beyleri n, zenginlelin kapısına

gitmemeli, aksine Padişah bile onun kapısına gelebilmelidir.

Erdebill'nin fütüvvetnamesinde şöyle bir hadis naklediliyor:

"Ey Ali, ümmetimin fityanının on alaıneti vardır: Doğru söz, ahde

vefa, eınaneti yerine getirmek, yalan söyleıneınek, yetimi gözetınek,

isteyene veımek, hediyeleşınek, yararlı işler yapmak, çekişıneınek,

Allah için sevmek ve Allah için kızmak".

Tasavvufu bütünüyle ilk defa yazılı hale getiren Sülemi, eserinde,

fütüvvet-İslam-tasavvuf ilişkilerini zaman zaman Hz. Peygambere

dayanarak şöyle dile getim1ektedir: "Fütüvvet uygunsuzluklardan

kaçınınak, All~h'a tam manasıyla itaat etmek, kötü olan

her şeyi terketınek, ahlaki Üstünlük ve güzellikleri hem zahiren hem

de batmen her halde muhafaza etmektir. İçinde bulunduğun her an

seni fütüvvetin bir çeşidi ile ister. Hiçbir hill fütüvvetsiz olmaz".

"Bil ki Allah seni gözetmeyi üzerine almıştır. Fütüvvetin aslı

da daima dini gözetmek, sünnete uymak ve Allah'ın Peygamberine

eınrettiği şeye tabi olmaktan ibarettir".

"Kalbi temizlemek fütüvettendir"

-6-


AHILİGİN İLKELERi ~ ----

"Allah'la sohbet etmek isteyen kimse O'nun kitabırn okumalıdır.

Allah'ın sözünü, sair izierin üstünde tutmalı, emirlerine ve

nehiylerine uymalıdır. Allah'ın Resulu ile sohbet isteyen kimse

O'nun ahH1kına, sünneti erine, edeplerine ve tavrına uymalı ve her

şeyi O'nun sünnetine göre değerlendirmedir. Allah'ın dostlarıyla

sohbet etmek isteyen kimse onların hareket ırzlarına uyar, edeplerini

kendinde tatbik eder, yollarını tutar''.

"Fütüvvet gizli ve açık olarakAllah'tan korkmaktır"

"Fütüvvet ilminde marifeti, marifetinde mükaşefeyi,

"Fütüvvet iki dünyaya ait hiçbir şeyin seni Allah'tan alıkoyamamasıdır".

mükaşefesinde

müşahedeyi-kimse marifetin hakikatine ulaşamamakla

beraber-istemektir''

"Fütüvvet Allah için k~iim olmak, Allah vasıtasıyla kaim olmak,

Allah ile kilim olmaktır".

Görüldüğü gibi fütüvvet İslfuıll ve tasavvufi muhtevaya sahip

kılınmak istenmiştir. İfadeye dökülen incelikler toplum hayatına

yansıyan bir zihniyetin temellerini vermektedir. Fakat bununla da

kalınmayarak gündelik hayat içersinde işiyle gücüyle meşgul olan

genç ve emekçi gruplara fütüvvet aracılığı ile ahlaki davranış esasları

verilmekten geri kalınmamakta ve zihniyet yapısının pratik bir

hüviyete bürünmesi sağlanmaktadır.

Görüldüğü gibi ilk fütüvvetnamelerden itibaren, fütüvvete

İslam1-tasavvufi muhteva kazandırılınaya çalışılmıştır. Böylece

fütüvvet ile İslfuıll hayat tarzı adeta ayruleşmiştir.

-7-


----~ AHILİK (KURULUŞU, İLKELERi VE FONKSİYONLARI)

2.1 Sosyal Dayanışma ve Hizmet

İslam ve Osmanlı toplum yapısında toplumculuk, yani toplum

çıkarlarının şahıs çıkarlanndan önce gelmesi esas alınmıştır. Sorumluluk

anlayışının en yakın birimlerden başlayarak bütün toplumu

kuşattığı, bir sosyal dayanışma türü oıiaya çıkardığı görülmektedir.

Buradan hareketle hizmet fikri önemli bir ahlak unsuru

olarak karşımıza çıkmaktadır. Fütüvvet ahlakında bu konuya yönelik

unsurlar bulunmaktadır.

"Fütüvvet insanın kardeşlerine (topluma) iyi davranması ve onların

ihtiyaçlarını gideımesidir"

"Fütüvvet kulluk edeplerini korumakla birlikte halkın inenfaati

olan şeyleri yerine getirmektir"

"Kardeşlerden güvenilir birisinin evine davetsiz gidebilmek fütüvvettendir"

"Kardeşlerine kendi malından, sanki onların malı imiş gibi, sarfetme

imkanı vermen fütüvvettendir".

"Komşularıyla dayanışma içersinde olmak fütüvvettendir"

"Kendisi muhtaç olsa bile kardeşlere yardımdan geri durmamak

fütüvvettendir"

"Fütüvvet kardeşlerin rahatını

onların karşılaştıkları güçlükleri üzerine almaktır"

"Cömertlik fütüvvettendir"

kendi rahatına tercih etmek ve

"Ziyaretleşmek gibi üstün ahlak tezahürleri fütüvvettendir"

"Kardeşlere daima yakın olmak fütüvvettendir"

-8-


AHİLİGİN İLKELERi ~ ----

2.2 İnsan Sevgisi

"Fütüvvet Allah'ın kulları hakkında iyi zan beslemek, onların

haklarını titizlikle korumaktır"

"Fütüvvet her halükardaAllah'ın kullarına şefkat göstermektir"

"Fütüvvet bütün Allah'ın kullarını evli ya olarak görmek ve onların

dine uymayanlar hariç, hiçbir dururnlarını kötü görmemektir"

"Fütüvvet insaf göstermene mukabil kimseden insaf beklememendir"

"Feta yaratılmışlar için haklan razı

olduğu şekilde bütün gücünü

harcayan kimsedir".

2.3 İyi Niyet, Samirniyet ve İçi-Dışı Bir Olma

"Kardeşlerin hatalara düşmesini istememek fütüvvettendir"

"Arkadaşların kusurlarını örtrnek (bilhassa düşmanlar bu kusurlan

dillerine doladıkları zaman) fütüvvettendir"

"Fütüvvet kişinin içiyle dışının bir olmasıdır"

"Fütüvvet hizmet ve yardımseverlik hususunda gösterişi

2.4 İrade, Bencillikten ve Kibirden Uzaktaşma

"Fütüvvet, insanın bütün hallerinde noksanlık görmesi ve içinde

bulunduğu durumdan razı olmamasıdır"

bırakmaktır"

-9-


----~ AHILİK (KURULUŞU, iLKELERİ VE FONKSİYONLARI)

"Fütüvvet, insanın kendisinde bir başkasına nazaran bir üstünlük

görmemesidir"

"Fütüvvet öyle bir fazilettir ki onu yerine getirirsin fakat onda

nefsinin bir payını görmezsin"

"Fütüvvet, nefsin aşırı

arzulannı terk suretiyle afetlerden korunmaktır.

Fütüvvet, kişinin dilini kötü konuşmaktan koruduğu

gibi kulağını da kötü şeyler dinlemekten korumasıdır"

"Fütüvvet, kardeşler yanında mütevazı olmak ve kibirlenmemektir"

"Feta, hasını olmayan kimsedir. Fütüvvet güzel huydan ibarettir"

2.5 Hürriyet ve Kanaat

"Fütüvvet, kainatın sahibine kul olabilmek için, kilinattan ve

içerisindeki her şeyden hür olmaktır''

"Fütüvvet, kimseye kul olmamak için az şeye razı olabilmek

ve kanaat edebilmektir"

2.6 Dürüstlük, Hürmet ve Merhamet

"Feta, bilgice ve yaşça daha büyük olanlara hürmet, küçük olanlara

merhamet gösterir. Eşit olanları ise kendine tercih eder"

"Fütüvvet beş şeydir: Kuvvetli olmakla beraber tevazu, gücü

yettiği halde affedebilmek, çok şeyi olmamasına rağmen cömert-

-10-


AHILİÖİN FONKSİYONLARI ~ ----

lik yapabilmek, minnet etmeden ihsanda bulunmak, ümmete samimi

davranmak"

"Fütüvvetin aslı doğruluk, Allah 'tan korkmak, güvenilir birisi

olmak, namazı eda etmek ve zinadan kaçınrnaktır"

A. • '-' • •

3. AHILIG IN FONKSIYONLARI

Anadolu'da uzun yüzyıllar etkili olmuş bir kurum olanAhllik,

çok yönlü bir teşkilat olarak farklı alanlarda çeşitli fonksiyonlar

İcra etmiştir. Bu fonksiyonları İş Hayatı ile İlgili Fonksiyonlar,

Ahlaki Fonksiyonlar, Eğitim ve Dayanışma Fonksiyonu, Sosyal

Güvenlik ve Arabuluculuk Fonksiyonu, Gençlikle İlgili Fonksiyonlar

ve Siyasi ve Askeri Fonksiyonlar ana başlıkları altında ele

almak mümkündür.

3.1 İş Hayatı ile İlgili Fonksiyonlar

Ahlliğe bir meslek, sanat ya da ticaretle ilişkisi olmayanlar

katılaAhlliğe bir meslek, sanat ya da ticaretle ilişkisi olmayanlar

katıiamazlardı.

Ahi örgütünde sanatkarlara iş yerinde yamak, çırak, kalfa ve

usta hiyerarşisi ile mesleğin incelikleri ve sırları öğretilirdi. Akşamları

ise toplanarak ahlak eğitimi, haftanın belli günlerinde de

silah taliınieri ve ata binme eğitimi yaptırılırdı. Yine esnaf çıraklarımn

okuyup yazmalarına itina gösterilirdi. Fatih tarafından yaptırılan

cami yakımndaki üstü açık havuzun saraçhane yapılması, sa-

-ll-


----~ AHILİK (KURULUŞU, İLKELERi VE FONKSİYONLARI)

raç çıraklarının sabahlan Fatih Medreselerinde okutulan derslere

devam edebilmeleri içindi. Esnaf çıkarlannın asgari bir tahsil devresinden

geçirilmelerine uzun süre dikkat edilmiştir. 13

Ahi birlikleri özellikle büyük şehirlerde teşkilatlanmışlardı. Her

birliğin eğitim ve eğlence imkanlarına da sahip bir sosyal tesis

özelliği taşıyan zaviyesi vardı. Bu esnaf birlikleri o mesleğe ait tüm

işleri öğretİr, mensupları arasındaki ihtilaftarı hall eder, esnafta devlet

arasındaki ilişkileri düzenlerdi. Bu birlikler mamullerin kalitesi,

ücreti er, fiyatlar, çalışma şartları konularında düzenleme yapardı.

Ahi Birlikleri bir yandan esnaf arasında işbirliği ve dayanışma

esaslarının yerleştirilmesini, haksız rekabetin, tekelciliğin önlenmesini

amaçlarken, diğer yandan da tüketicinin korunmasına yönelik

düzenlemeler yapıyordu.

Esnafın çalışma alanları

hem haksız rekabetin, hem de işsizliğin

önlenmesi amacıyla belirleniyordu. Yine esnafın işleyeceği

hammaddeyi temin etmesi "tahsis siyaseti" ile gerçekleştiriliyordu.

Bununla hem ustaların hammadde sıkıntısı çekmemesi sağlanıyor,

hem de tekelcilik ve ihtikar yolu önlenmiş oluyordu.

Her esnaf grubu toplu olarak belirli bir çarşıda bulunurdu. Böylece

hem alıcı istediği malı kolaylıkla seçebiliyor hem de esnaf birbirini

kontrol ediyordu.

Bir arada çalışma, kalite kontrolü bakımdan da hayli önem taşıyordu.

Çünkü esnaf, ürün kalitesinin belli bir standaı·dın altına düşürülmesine

karşı idi.

13 Tabakoğlu, Ahmet, Türk İktisat Tarihi, 2.b. İstanbul, 1994, s. 296.

-12-


AHİLiGİN FONKSİYONLARI ~ ----

Standaıtların altında mal üreten kişiler ikazlara aldırınayıp bu

fiilerine devam ederlerse dükkaniarı kethüdalar tarafından kapatılabildiği

gibi, daha ileri gittikleri takdirde esnaftıktan ihraçlarına

da karar alınabiliyordu. 14

Ahi birliklerinde üretim ve tüketim sınırlandırılmıştı. Böylece

rekabet, ihtiras önlenmiş oluyordu. Esnaf ve dükkan sayısı, iş aletleri

ve tezgah adedi sınırlandırılmıştı. "Gedik Usulü" olarak adlandırılan

bu sistemle "ihtiyaca göre üretim" fikri fiilen gerçekleştirilmeye

çalışılmıştı. Esnaf ve tüccarın işsiz kalmaması ve aşırı

üretimin doğumbileceği bunalımların önlenmesi temel düşünceyi

oluşturuyordu.

XVII. yüzyılda ustalığa yükseltme ve ayrı dükkan açma merasimi

oıialama beş-altı yılda bir yapılırdı. Bu süre kuyumcularda

yirmi yıla kadar çıkardı. Sanattaki titizlik ve ilerleme güçlüğü, başıboşluğun

sanata darbe vurmasım önleyen tahditler (daha doğrusu

öncelikler) aynı zamanda uzmanlığa olanhürmetide göstermektedir.

Esnaf birliklerinde meslekteki maharete ve kıdeme dayanan bir kademeleşme

mevcuttu. Esnaf birliklerinde sadece ahlaki ve meslek]

üstünlükler ilerleme ve yükselme sebebi olarak görülmüştür.

esastı.

Ahi Teşkilatında zamret olmadıkça iş ve meslek değiştirmernek

Herhangi bir sebeple gediğini terkedip giden usta geri döndüğünde,

eski yeri başkasının eline geçtiği için, bir sürekalfa gibi

çalışmaya mecbur tutulabilirdi.

ı-ı Kütükoğlu, Mübahat, "Osmanlı Esnafında Oto-Kontrol Müessesesi", Ahilik ve

Esnaf, İstanbul, 1986, s. 60.

-13-


----~ AHILİK (KURULUŞU, iLKELERİ VE FONKSİYONLARI)

Böylece çağımız işletmeciliğinde önemli bir yeri olan "İşçi

Devri" problemi halledilmiş oluyordu.

3.2 Ahlaki Fonksiyonlar

Ahilikte meslek ahHikı herşeyin üstünde tutulmakta, otokontrol

sistemi en tesirli ve mükemmel şekli ile işlemekteydi.

Çırak, kalfa ve usta arasında baba-evlat saygı ve sevgi bağı kurulmuş,

ilişkiler ahlaki ve mesleki temellere oturtulmuştur. Her

ahi bir "üstad"a bağlanmak, sanatın geleneksel pirleri hakkında

bilgi edinmek ve davranışlarında onları örnek almak durumunda

idi. Sanatların geleneksel pirleri, herşeyden önce birer ahlak

kahramani arı dır.

Bu kahramanlar ah1lere davranış biçimleriyle örnek gösterilmekte

ve herbirinin ayrı ayrı bu ahlakı yaşamış ve aşmış oldukları

kabul edilmektedir. Yaşanmış örneklere dayanan bir ahlak, teorik

planda kalan bir ahlaktan çok daha etkili olmaktadır. Bu insanlarm,

pirlerine gönülden ve manen bağlanmaları, işlerinde gösterecekleri

en küçük bir ihmal ve kusur ile pirin sevgi ve himmetinden

mahrum kalınacağı anlayışını yerleştirmişti. Böylece Ahi, işinde

ihmal olmaması için bütün dikkat ve hassasiyetini ortaya koyup,

maharetini iş üzerinde göstermeye gayret ediyordu. 15

15 Gündüz, İrfan, Osmanlılarda Tekke-Devlet Münasebetleri, İstanbul, 1983

s. 102-104.

Fütüvvet geleneği içinde mesleklerin veli veya Peygamberlerle

ilişkilendirilmesi de yaygın olarak karşılaşılan bir husustur. Fütüvvetnamelerde

farklı ilişkilendirmelere rastlanmakla beraber, yay-

-14-


AHİLİGİN FONKSİYONLARI ~ ----

gm olarak kullanılan bir listeye göre: Hz. Adem Çiftçi, Hz. Şit Hallaç,

Hz. İdris Terzi, Hz. Nuh Marangoz, Hz. Salih Kervancı, Hz.

İbrahim Sütçü, Hz. İsmail Avcı, Hz. İshak Çoban, Hz. Yunus Balıkçı,

Hz. İsa Seyyah, Hz. Davut Demirci, Hz. Muhammed tüccarların

mesleki piri olarak kabul edilmiştir. 16

Alıllerin yetenekleıine uygun olarak sadece bir sanat dalıyla

meşgul olmaları ve bu yolda sabırla olgunlaşmaya çalışmaları, her

Ahinin sanatında zirveye ulaşmayı ahlaki bir görev telakki etmesi

ürün kalitesi bakımından son derece olumlu neticeler doğurmuş, ortaya

çıkan eserler birer sanat şaheseri niteliği kazanabilmişlerdir.

Ayrıca ahlaki açıdan belli zafiyet ve alışkanlıklan olanlar ile

bazı kesimlerin Ahlliğe kabul edilmedikleri de bilinmektedir. Bu

çerçevede, kafirler, münafıklar, müneccimler, alkolikler, kasaplar,

muhtekirler, hırsızlar, müfteriler gibi bazı kişi ve meslek gruplan

fütüvvet ehlinden sayılmamıştır. 17

3.3 Eğitim ve Dayanışma Fonksiyonu

Ahi zaviyeleri, gelip giden konukların ağırlandığı, büyük şölenlerin

düzenlendiği, eğlence törenlerinin yapıldığı yerler olarak

özellikle halk açısından birer ahlaki eğitim merkezi fonksiyonu görüyorlardı.

Birlik üyelerinin tüm yaşantısını belirleyen bu ahlaki ilkeler,

belli bir iş ve sanata bağlılığı da kuvvetlendiriyordu.

1 " Cemal Anadol, Türk-İslam Medeniyetinde Alıilik Kültürü ve Fütüvvetnameler,

2.b., Ankara: KültUr Bakanlığı Yay., 2001, s. 104-105; Torun, a.g.e., s.

61-64.

17 Torun, a.g.e., s. 111-113.

-15-


----~ AHILİK (KURULUŞU, iLKELERİ VE FONKSİYONLARI)

Bu ahiakın yöneldiği temel erdem "Dayanışma" idi. XIV Yüzyılın

ortalarında Sultan Orhan Gazi zamanında Ortadoğu'yu dolaşan

Kuzey Afrika'lı gezgin İbn Batuta, Ahilerin Anadolu Türkmen

beldelerinin hepsinde, her şehir ve köyde bulunduklannı, yabancılan

misafir ettiklerini, ihtiyaçlarını giderdiklerini, zorbaları ve şerirleri

engellediklerini ve Ahilerin yolculan misafir etmeye olan

düşkünlüklerini canlı ömeklerle anlatmaktadır. 18 Yolların güvensiz,

taşıma araçlarının yavaş olduğu bir devirde Ahi Zaviyelerinin

bu fonksiyonlarının hayati öneme haiz olduğu açıktır.

Kasabalarda ve köylerde, her yaş grubundan kişilerin muntazaman

devam ettikleri ve Ahi zaviyelerinin, konuk ağırlamaktan

başka gençleri eğitime görevlerini de üzerine almış küçük ömekleri

olan "Yaran Odaları" vardı. Bu yaran odalan, eğlendirici, dinlendirici

ve eğitici fonksiyonları yanında, bölgesel sorunların çözümlendiği,

oıiak çarelerio bulunduğu bir mekan görevi de ifa ediyordu.

Yaran Birlikleri düğün yapanlara yardım eder, bütün hizmetlerini

yaran görürdü. Yine yaranın ve kimsesizlerin her işlerinde yardıma

koşulurdu. Yaranlar harman sonu yıllık eğlenceler teıiip ederler,

"üç günler" geleneğine uygun eğlenceler düzenlerlerdi. 19

Memleketin her yerindeki esnaf ve sanatkarların, yılın belli bir

gününde düzenlenen eğlencelere katılması bir töre idi. İstanbul' da

18 Mikail Bayram-Ahmet Tabakoğlu, "Ahi", İslilıni Bilgiler Ansiklopcdisi I, s. 91.

19 Neşet Çağatay, Bir Türk Kurumu Olan Ahilik, 2.b. Ankara: TTK Yay., 1997,

s. 159-171.

-16-


AHİLİGİN FONKSİYONLARI ~ ----

bu eğlenceler daha kalabalık ve parlak törenlerle yapılırdı. Bu eğlence!

erde hiçbir mesleki konu ele alınmaz, yalnız kahya ve kahyabaşı

bütün esnafa öğütte bulunurdu.

Her zümrenin bir sancağı bir de alemdan vardı. Bu sancakta

alış-verişi ve iş hayatını öven ayet ve hadislerin yanında, o zümrenin

alameti de bulunurdu.

Genel eğlencelerde bu bayraklar da merasim yerine götürülür

ve her zümre toplu olarak giderdi.

Bazı durumlarda olağanüstü toplantılar da yapılabilirdi. Resmi

makamlarca halkın tahammülünün üstünde bir vergi konduğu veya

kahyalar kurulunun kesinlik kazanan kararlarnun uygulanmasına

engel olundu ğu zaman ya da esnaf arasmda olağan yöntemlere aykırı

bir işlem yapıldığında kahyalar kurulu toplanıp, her esnafın üstadlarından

üçer kişi

davet ederek durumu incelerdi. Fikir birliği

sağlanırsa Kahyabaşı ile öteki iki kahya ve iki üstad şer'iye hakimine

ve en büyük hükümet yetkilisine yollanırdı. Hükümetle anlaşma

olursa toplantıya son verilir, uyuşulamazsa ertesi gün "memleket

toplantısı" yapılırdı.

Memleket Toplantısına kahyalar ve bütün üstadi ar, memleketin

ileri gelenleri, ilim adamları, zenginleri ilan yoluyla çağınlır; hakim

ve müftiye davetçi giderdi. Kahyalar Kurulu Başkanı, toplantı

nedenini, esnaf toplantısının kararını, hükümetin tavrını açıklar ve

halkoyuna başvururdu. Eğer oy lamada Kahyalar Kurulunun kararı

benimsenirse "reisü'l ulema" kürsüye çıkarak padişaha itaat ve sadakatin

gereğini vurguladıktan sonra yöredeki hükümet temsilcisi-

-17-


----~ AHILİK (KURULUŞU, iLKELERİ VE FONKSİYONLARI.)

nin zulmüne karşı susmanın şeriate uygun olmadığını bildirir, eğer

durumunu düzeltmezse Padişaha şikayet edilirdi. 20

3.4 Sosyal Güvenlik ve Arabuluculuk Fonksiyonu

Ahi Birlikleri, yönetici ve askeri sınıfın örgütlenmeleri dışında

halk kitlelerinin önderi durumunda idiler. Dolayısıyla siyasal otoriteyle

aralannda bazı süıtüşmeler de olabiliyordu. Osmanlı saltanatının

son günlerine kadar hemen her eserin başına konması bir

usul haline gelen methiyelerden en küçüğüne, sıradan fütüvvetnamelerde

bile rastlanmaz. Ahller, zamanın sultamna mümkün olduğunca

ilgisiz yaşamışlar, meselelerini kendi ellerinde halletmeye

çalışmışlar, birçok olayda başarılı da olmuşlardır. Kayıtlara geçerek

bize ulaşan olaylar, çözümünü başaramayıp resmi makamlara

başvurdukları durumlardır. Yiğitbaşı, esnaf arasındaki ihtilafı halleder,

gerekirse hakemlik yapar, mahkemeye başvuımalarına engel

olurdu.zı Devlet de bunları hukuki bir kuruluş olarak tanımış,

kendilerine bazı imtiyazlar vermişti.

Ahi Birlikleri içinde, mensupların iş

hayatı dışındaki sıkıntılarıyla

da ilgilenilmiş, sıkıntıların aşılmasına elbirliği ile çalışılmıştır.

Her esnafın bir yardım sandığı vardı. Buna "Esnaf Vakfı", "Esnaf

Sandığı" veya "Esnaf Kesesi" denirdi. Kethüda, yiğitbaşı ile ihtiyarların

20 Çağatay, a.g.e., s. 147.

21 Kütükoğlu, a.g.m., s. 75-76.

gözetim ve sorumluluğu altında bulunan bu sandığı ser-

-18-


AHİLİGİN FONKSİYONLARI ~ ----

mayesi, esnafınbağışları ile çıraklıktan kalfalığa ve kalfalıktan ustalığa

yükselenler için verilen paralardan ve haftada ya da ayda bir

esnaftan mali gücüne göre toplanan paylardan oluşurdu. Buradan

ihtiyacı olan esnafa, hastalara, bir felakete uğrayanlara, ölenlerin

yakınlarına yardımda bulunulur, isteyenlere borç para da verilirdi.

Esnafın elinde önemli miktarda demirbaş eşya ve genel eğlenceler

için yemek ve sair hususlarda kullanılmak üzere bakır kaplar bulunurdu.

Bunlar halktan isteyenlere kira ile verilmekte, saray düğünleri

için de kullanılmaktaydı. 22

3.5 Gençlikle İlgili Fonksiyonlar

Ahllik genç ve enerjik kişileri, kendi bünyesine alıp, bir meslekte

maharet edinmelerini, topluma kazandırılıp, başıboş bırakılmamalarını

sağlamış; gençlerin enerjilerini manevi önderler elinde

toplumsal hayatın düzeni ve devamı için kanalize etmiştir. Gençlerin

bir araya gelme, birlik oluşturma eğilimleri böylece toplum

menfaatleri yönünde, ahlaki esaslar çerçevesinde tatmin edilmiştir.

Genç, intisap ettiği sanat veya mesleğin sırrını öğreninceye kadar

ustasına hizmete mecburdur. Bir yol atası ve yol kardeşi edinerek

fütüvvete intisab etmiş ve fütüvvet şartlarına uyacağına söz

vermiş olan genç, hayatı boyunca yol atasıyla yol kardeşine hürmet

ve yardım edeceği gibi, onların da sevgisine ve yardımına mazhar

22 Çağatay, a.g.e., s. 151-152.

-19-


----~~ AHİLİK (KURULUŞU, İLKELERi VE FONKSİYONLARI)

olacaktır.

Böylece mesleğe ve sanata, yola ve ihvana ihanet etmedikçe

hayatı garanti altına alınmıştıı·. 23

Bu birliklerde gençler ahlaki yönden eğitilmiş, kötü alışkanlıklardan

korunmuştur. Kötü alışkanlıkları olanlar buralara kabul edilmemiştir.

İslam ilkelerine uymamayı alışkanlık haline getirenler ve

esnafın genel menfaatine aykırı hareket edenler "yolsuzluk" veya

"erkan" denen ve gayet tesirli olan cezaya çarptırılıyorlardı. İtaatsizlik,

saygısızlık,

bir başkasına zarar getiren bütün hareketlerde

önce nasihat verilir, fayda vermezse cezaya başvurulurdu. Cezalar,

sessizlik ablukasmdan dayağa, bir şey ısmaı·latmaktan geçici veya

sürekli olarak meslekten men' e kadar çeşitliydi. 24

Ahi zümreleri varlığını devarn ettirmek için şekle büyük önem

vermiştir. Merasime en basit işlerde bile mutlaka uyulurdu. Fütüvvet

ehli, böylece, teşkilatındaki dereceleri muhafaza edebiimi ş,

sanat sırlarını kişiden kişiye aktarmış, dayanışma ve yardımlaşınayı

gerçekleştirmiş, içine karışan ehliyetsiz unsurları temizlernesi

mümkün olmuştur. 25

3.6 Siyasi ve Askeri Fonksiyonlar

XIII. Yüzyılın ikinci yarısından XIV. Yüzyıla kadarAnadolu'da

birtakım büyük devlet adarnlannm, kadılann, müderıislerin, çeşitli

23 Abdülbaki Gölpınarlı, "İslam ve Türk İllerinde Fütüvvet Teşkilatı ve Kaynakları"

İstanbul, İÜİFM, C: XL S: 1-4, 1952, s. 90.

u Tabakoğlu, a.g.e., s. 293-294.

25 Gölpınarlı, a.g.m., s. 89.

-20-


AHİLİGİN FONKSİYONLARI ~ ----

tarikat şeyhlerinin, büyük tüccarların bu biriikiere dahil olduklarını

görüyoruz.

Anadolu Selçuklu hükümdarlarına Bağdat'taki Abbasi Halifeleri

tarafından saltanat veya hükümdarlık "menşfıru", yani hükümetleıini

tasdik eden ferman ile beraber hil'at, asa vb. göndeıilmesi

gelenek idi. I. İzzuddin Keykavus hükümdar olduğu zaman

(M. 1211) Abbasi Halifesi Saltanat menşuru göndeımişti. Yine

aynı hükümdar Sinop'u fethettikten sonra bu fethi halifeye bildirmiş

ve birçok da hediye göndererekAhilik alametlerinden olan fütüvvet

şalvarı istemişti. Halife de Selçuk Hükümdan'nın arzusunu

yerine getirmişti. 26

Osmanlı Devlet' inin kuruluşu döneminde de büyük katkıları

olan Ahilik Müessesesi, yeni yöneticilerin seçiminde ve meşruluk

kazanmasında da etkili olabiliyordu. Nitekim Osman Bey'in

ölümü üzerine yeni yöneticinin belirlenmesinde Alıllerin de

onaylamasıyla Orhan Gazi seçilmişti. Yine II. Murat da Ahlliğe

mensup Osmanlı Sultanlarındandı ve Alıllerin kararı ile devletin

başına geçmişti.

Ahi Birlikleıi Selçuklu Devleti 'nin yıkılış ve Moğol i stilası

döneminde Anadolu'nun savunmasında ve sosyal düzenin devamında

büyük rol oynamışlardır.

Ahller, devlet idaresinin zayıfladığı, otoritesizliğin baş gösterdiği

geçiş dönemlerinde şehirlerin idaresini ellerine alıyorlar ve

26 Uzunçarşılı, İ. Hakkı, Osmanlı Devleti Teşkilatma Medhal,Ankara, 1984, s. 67.

-21-


----~ AHILİK (KURULUŞU, İLKELERi VE FONKSİYONLARI)

eski idareden yeni i dareye geçişin toplum için büyük bir sarsıntıya

meydan vermemesine çalışıyorlardı.

Ahi teşkilatı yalnız şehirlerde değil, köylerde ve uelarda da

vardı. Hatta alpler teşkilatı ile de ilişkiye girilmiş, böylece hem

Ahi, hem Alp sıfatları taşıyan, her iki zümreye de mensup olan

kimselere rastlanır olmuştur. 27

Herhangi bir siyasi veya dini-siyasi amaçla oıtaya çıkan mücadele

grupları olarak bazı birlikler, Ahiliğin özel bir grubunu oluşturrnakta

ve kendilerini cihad'a, fisebilillah mücadeleye vakfetmekte

idiler. Bunlar zaman zaman askeri ve siyasi kuvvetlerini

gösteriyorlar, güvenliği sağlıyorlar ve yer yer devlet vazifesini yerine

getiriyorlardı. Mesela Bursa'yı Düzme Mustafa'nın hücumundan

bunlar kurtarmışlardı. 28

Osmanlı ordusunun içinde, düşmanla çarpışan yardımcı birlikler

arasında, zaviyelerde güçlü bir manevi eğitimle yetiştirilmiş

Ahi Birlikleri de ( Gaziyanı Rum, Ahiyan-ı Rum, Bacıyan-ı Rum,

Abdalan-ı Rum) sayılmaktadır.

Sefer zamanlarında bir kısım esnaf da (kasap, ekmekçi, nalbant,

bakkal, berber, saraç, demirci, aşçı, arabacı, vb.) seferlere katılırdı.

Bunlara "Orducu Esnaf' denirdi. Orducu esnaf ordugalıta

dükkan açıp askerlerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılarlardı. Bu esna-

27 Fuat Köprülü, Osmanlı Devieti'nin Kuruluşu, Ankara, 1988, s. 91.

28 F. Taeschner, "İslam Ortaçağında Fütüvvet Teşkilatı", İÜİFM, C: XV. Sayı:

1-4, s. 8.

-22-


AHİLİGİN KALDIRILMASI ~ ----

fın ordudaki faaliyetleri için gerekli olan işletme kredisi, mensup

oldukları esnaf birliği tarafından sağlanıyor ve buna "ordu akçesi"

deniyordu. 29

Tüm bunlar, bir yandan Ahiliğin ulaştığı toplumsal ve siyasal

etkinliği gösterirken, eliğer yandan da yönetim-halk bütünleşmesinin

en ileri düzeyde gerçekleştiğini göstermektedir. Yine devlet

organı olmayan sivil bir kurumun, karşılaşılan problemierin çözümünde

gösterebileceği yararlılığın da en güzel örneğini bu müessesede

görebilmekteyiz. Bugün de bu tür sivil kurumların varlığı

ve etkinliği arzulanan bir durum oluşturmaktadır.

4. AHİLİGİN KALDIRILMASI VE

oo

eo

BUGUNKU KURUMLAR

4.1 Ahiliğin Kaldırılması

19. Yüzyılla birlikte Batı'da meydana gelen köklü değişmeler

ve Avrupa sanayi ürünlerinin Osmanlı pazarına girmesi ile birlikte,

Osmanlı üretim ilişkileri bozulmuş, buna bağlı olarak da Ahilik

Teşkilatı fonksiyonlarını kaybetmiştir.

Ulaşım imkanları nedeniyle İstanbul ile Anadolu'nun kıyı

29 Tabakoğlu, age., s. 295.

1820'lerden Birinci Dünya Savaşına kadar BatıAvrupa'dan ithal

edilen mamul malların rekabeti yerli sanayileri şiddetle etkilemiştir.

-23-


----~ AHILİK (KURULUŞU, iLKELERİ VE FONKSİYONLARI) .

bölgeleri ve daha sonraları da demiryollarının ulaşabildiği

iç bölgeler

rekabetten etkilendiler.

Esnaf sisteminin bu değişim döneminde bir takım düzenlemeler

yapıldı: Tahditler gevşetilerek gedikler genişletildi. 1879 da

İstanbul Ticaret Odası açıldı. 1909'da 'Esnaf Cemiyeti Talimatnamesi'

çıkarıldı. Bu tarihten sonra bazı esnaf ve iş

adamları dernekler

kurmaya başladılar. 1910'da Ticaret ve Sanayi Odalarına

Mahsus Nizarnname meydana getirildi. 1913 'te bütün tahditler ve

dolayısıyla gedik usUlü tamamen kaldırıldı. 1924'te de esnaf birlikleri

resmen tarihe karıştı. 30

Ancak Fütüvvet ve Ahilikten kalma bazı adet ve sözler toplumsal

hayatta varlığını sürdürmüştür. Herşeyden önce "esnaf' kelimesi

o dönemden kalma bir terimdir. Osmanlı Padişahlannın kılıç

kuşanma töreni ileAhllikteki şed kuşanma arasında büyük bir benzerlik

vardır. Yine bazı yörelerde görülen, evlenen kızın beline ailenin

büyüğü tarafından bir kuşak bağlanması ve aile kurumunun

kudsiyetine dair sözler söylenınesi de fütüvvet ehlinden kalma bir

adettir. Dükkanı devreden kiracıya verilen ve günümüzde "hava

parası" denen para da "peştemallık" olarak arıılan ve peştamal kuşatma

merasiminde verilen paradan kalma bir adettir. Yine esnafın

belli bir ahlaki seviyeye sahip olması gerektiğini vurgulayan sözler

varlığmı bugün hala sürdünnektedir.

-' 0 Ahmet Tabakoğlu, "Türkiye' de İş Ahlaki Geleneği", İşletmelerde İş Etiği, İstanbul:

İTO Yay., 2009 içinde, s. 264.

-24-


AHILİÖİN KALDIRILMASI ~ ----

Arnlik teşkilatının kaldırılması ile birlikte, Ahiliğin yeıini dolduracak

bir kuruluş geliştiıilmemiştir. Ahilik müessesesi sadece bir

esnaf teşkilatından ibaret değildir. BünyesindeAlpler, Alperenlere

de yer veren Ahi teşkilatı, bir yandan fetih ve gaza hamlelerini kolaylaştıran;

diğer yandan da şehir ve köylerde, hatta uelarda sanat

erbabını ve çalışanları himayesine alarak bu kuruluşların işleyiş,

eleman yetiştirme ve kontrolünü sağlayan bir esnaf kuruluşudur.

Bugün Ahiliğin fonksiyonlan bir ölçüde çeşitli

kuruluşlar arasında

dağıtılınaya çalışılmıştır. Ancak o günkü toplum ile bugünkü

toplum arasında yapısal farklılıkların ve zihniyet değişikliğinin bulunması,

Ahiliğin fonksiyonlarının bugün tam olarak ifa edilernemesi

sonucunu doğurmuştur.

4.2 Bugünkü Kurumlar

Ahiliğin kaldırılmasından sonra benzerfonksiyonları karşılamak

üzere oluşturulan kurumlar Ticaret ve Sanayi Odaları, Sendikalar,

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı,

Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odalan ve Ticaret Borsaları

Birliği

(TOBB), Türkiye Esnaf ve Küçük Sanatkarlar Konfederasyonu,

Vakıflar ve Mesleki Yeterlilik Kurumu şeklinde ele alınabilir.

Esnafın teşkilatlanması amacıyla Ticaret Sanayi Odalarının kurulması

çalışmaları XIX. Yüzyıla kadar gitmektedir. Bugün iş hayatının

düzenlenmesi, esnafın örgütlenmesi, sosyal güvenliğin sağlanması,

işçi-işveren ilişkilelinin düzenlenmesi, sosyal ve mesleki

dayanışmanın temini gibi amaçlara yönelik müesseseler bulun-

-25-


----~ AHİLİK (KURULUŞU, İLKELERi VE FONKSİYONLARI)

maktadır. Bunlardan konuyla ilgili olan belli başlı müesseseler~

ve kuruluşlara göz atılırsa, bunların fonksiyonları ile Ahllik arasında

bir mukayese yapma imkanı bulunabilir.

a) Ticaret ve Sanayi Odaları

Osmanlı Devleti zamanında Ticaret ve Sanayi Odaları'nın kurulması

yönündeki çalışmalar, 1879 yılında başlatılmıştır. Cumhuriyet

döneminde 1950 yılında çıkartılan 5590 sayılı (madde: 5) ve

2004 yılında çıkanlan 5 174 sayılı (madde: 12) kanunlarda Odaların

görevleri belirlenmiştir.

Buna göre, Ticaret ve Sanayi Odalarının başlıca görevleri, mesleki

ahla.kı

ve dayaruşmayı korumak, ticaret ve sanayinin genel

menfaatlere uygun olarak gelişmesine çalışmaktır. Bunu gerçekleştirmek

için, ticaret ve sanayii ilgilendiren bilgi ve haberleri derleyerek

ilgililere ulaştırmak, başlıca maddelerin piyasa fiyatlarıru

takip etmek, bölgeleri içindeki ticari öıf, adet ve teamülleri tespit

etmek, ticaret ve sanayi erbabınca uyulması zorunlu mesleki kararlar

almak, ilgililerin talebi halinde ticari ve sınai ihtilaftarda hakem

olmak, tahkim kurulları oluşturmak, sanayi siteleri, endüstri

bölgeleri, organize sanayi bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri,

teknoparklar, teknoloji merkezleri kurmak, eğitim çalışmalan yapmak

şeklinde sıralanmıştır.

Görüldüğü gibi, kanunda öngörülen fonksiyonlar ile Ahlliğin

ifa ettiği iş hayatına ilişkin fonksiyonlar büyük ölçüde birbirine

benzemektedir. Ancak bu fonksiyonların etkin bir şekilde yerine

-26-


AHİLİGİN KALDIRILMASI ~ ----

getirilmesi hususuna bakıldığında, Ticaret ve Sanayi Odaları 'nın

hiçbir zaman Ahiliğin kuşatıcılığına ulaşamadıkları açıktır.

b) Sendikalar

Sendikalar, sanayi kapitalizminin olumsuz etkilerinin büyük

toplumsal sorunlar ve sarsıntılar oluştum1ası üzerine, işçi haklannın

savunulması, çalışma şartlarının ve ücretlerinin düzeltilmesi

temel amacıyla oluşmuş; zamanla daha da genişleyen fonksiyonlar

yüklenmişlerdir. Sendikalar ekonomik amaçlan ağırlıklı müesseseler

olmakla birlikte sosyal fonksiyonları da bulunmaktadır.

Sendikalarm fonksiyonları içinde özellikle sosyal siyasetle ilgili

fonksiyonlar, yani çalışmamn insanileştirilmesi, sosyal güvenlik,

sosyal yardım gibi fonksiyonlar, yardımlaşma sandıklan, adil

gelir dağılımının gerçekleştirilmesi Ahiliğin sosyal fonksiyonları

ile benzeşmektedir.

c) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

Çalışma hayatını, işçi-işveren ilişkilerini düzenlemek, denetiemek

ve sosyal güvenlik imkarunı sağlamak, bu imkanı yaygınlaştırmak

ve geliştitmek amacıyla kurulmuş bir bakanlıktır. Görevleri

arasında çalışma barışını sağlayıcı önlemler almak, istihdamı

ve tam çalışmayı sağlayacak, çalışaniann yaşam düzeyini yükseltecek,

işçi sağlığını ve iş güvenliğini temin edecek, sosyal ada­

Jet ve sosyal refahın gerçekleşmesini sağlayıcı çalışmalar yapmak,

-27-


----~ AHILİK (KURULUŞU, İLKELERi VE FONKSİYONLARI}

sosyal güvenlik imkfuu sağlamak ve yaygınlaştırmak gibi hususlar

sayılabilir.

Bu amaçların gerçekleştirilmesi için Bakanlığa bağlı olarak İş

ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü, Sosyal Sigortalar Kurumu

Genel Müdürlüğü, Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız

Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü (Bağ­

Kur) oluşturulmuştur.

d) Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, küçük sanayi ve el sanatları ile ilgili

her türlü araştırma, geliştirme ve eşgüdüm hizmetlerini yürütmek,

organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kumlması

ile ilgili bütün faaliyetlerin eşgüdümünü sağlamak, sanayi

ürünlerinin standarttarım hazırlamak, kalite denetimi yapmak, gerektiğinde

sanayi ürünlerinin fiyatlarılll saptamak, iç piyasadaki

başlıca gıda ve ihtiyaç maddelerinin fiyat hareketlerini izlemek ve

iç piyasayı denetlernek gibi fonksiyonları yürütmekle görevlidir.

Ve bu yönüyle Ahilik kurumunu çağrıştırmaktadır.

e) Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve

Ticaret Borsaları Birliği (TOBB)

TOBB, özel yasayla kurulmuş, tüzel kişiliği olan kamu kurumu

niteliğinde mesleki bir üst kuruluştur. Odalar ve Borsalar arasındaki

birlik ve dayanışma ile mesleğin genel çıkariara uygun olan

gelişmesini sağlamak, oda ve borsa üyelerinin mesleki faaliyetle-

-28-


AHİLİÖİN KALDIRILMASı ~ ----

rini kolaylaştırmak, bunların birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde

dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini

ve ahlakını korumak amacıyla kurulmuştur. B u amaçlardan, özellikle

ilişkilerde güvenin ve dürüstlüğün sağlanması ideali Allilik

tarafından en güzel şekilde gerçekleştirilmişti.

f) Türkiye Esnaf ve Küçük Sanatkarlar Konfederasyonu

Mesleki bir kuruluş olan bu konfederasyon, bağlı örgütler arasında

birlik ve dayanışmayı sağlamak, Birlik üyelerinin ekonomik

ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için girişimlerde bulunmak, kuruluş

üyelerinin sosyal haklarını güvence altına alıcı düzenlemeler

yapmak, üyelerin hammadde ve kredi ihtiyaçlarının sağlanmasına

yardımcı olmak, esnaf ve sanatkarların yetiştirilmesi, ileri teknik

düzeye çıkarılması imkanlarını araştırmak gibi çalışmalar yapmaktadır.

Bu konfederasyon bünyesinde Esnaf ve Sanatkarlar Dernekleri

ile Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu bulunmaktadır.

Bunlardan başka mesleki kumluşlardan biri de Türk Sanayicileri

ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD)' dir. Kamuya yararlı dernek statüsünde

olan TÜSİAD, üyelerinin mesleki dayanışması, yardımlaşması

ve olaylara oıiak tavır alınması yanında, uygulanacak iktisat

politikalan ve ekonomik uygulamalar konusunda da görüş bildirmek

ve etkilemek amacı taşımaktadır. TÜSİAD' ın siyasi alandaki etkileri

Allilik müessesesinin siyasi fonksiyonlarını hatırlatmaktadır.

Yine son yıllarda sayılan hızla artan, ulusal ve yerel bazda kurulmuş

işadamları dernekleri (SİAD'lar) da benzer fonksiyonlar

ifa etmektedirler.

-29-


----~ AHİLİK (KURULUŞU, İLKELERi VE FONKSİYONLARI)

g) Vakıflar

Vakıf, İslam Hukukundan kaynaklanan ve karşılıklı yardımlaşma

esasına dayanan bir kurumdur. İslam Dini'nin esasları arasında

önemli bir yer tutan yardımlaşma duygusu asırlarca devam

edecek bir müessese olan Vakıf'ların doğmasınaneden olmuştur.

Vakıflar İslam Tarihi boyunca önemli toplumsal fonksiyonlar görmüşlerdir.

Osmanlı 'da bugün devletin yerine getirdiği birçok kamu

hizmeti, vakıftar eliyle yürütülüyordu. Sağlık hizmetleri, eğitim

hizmetleıi, sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetleri ile belediye

hizmetlerinin yürütülmesinde vakıfların büyük yeri vardı.

Günümüzde ise, vakıftar Osmanlı dönemindeki etkin konumlarını

büyük ölçüde kaybetmiş olmakla birlikte, yine de varlıklarını

sürdürmekte ve birtakım fonksiyonlar ifa etmektedirler.

Bugün vakıflar özel ya da tüzel kişiler tarafından kurulmakta,

yoksullara yardım, öğrencilere eğitim desteği, üyeleri arasında ortak

kimlik oluştuıma, kültürel ve eğitici çalışmalar yapma, nüfuz

sağlama gibi faaliyetlerde bulunmaktadırlar.

Vakıftar bu fonksiyonları yanında, insanların bir araya gelme,

toplanma, topluma yararlı iş yapma eğilimlerinin tatmini yönünde

de rol oynamaktadırlar.

h) Mesleki Yeterlilik Kurumu

2006 yılında çıkaıtılan 5544 sayılı Mesleki Yeterlilik Kurumu

Kanunu ile ulusal ve uluslararası meslek standmilarını temel alarak,

teknik ve mesleld alanlarda ulusal yeteriiliklerio esaslarını

belirlemek; denetim, ölçme ve değerlendirme, belgelendirme ve

-30-


AHİLİGİN KALDIRILMASI ~ ----

sertifikalandırmaya ilişkin faaliyetleri yürütmek için gerekli ulusal

yeterlilik sistemini kurmak ve işletmek üzere Mesleki Yeterlilik

Kurumu'nun kurulması kararlaştırılmıştır. Söz konusu kanuna

göre (madde: 4) Kurumun görevleri:

"a) Ulusal meslek! yeterlilik sistemi ile ilgili yıllık gelişme planlarını

hazırlamak, geliştirmek, uygulamasını yapmak veya yaptırmak,

denetlemek; bunlara ilişkin düzenlemeleri yapmak.

b) Standartlan belirlenecek meslekleri belirlemek ve bu standaıtlaı·ı

hazırlayacak kurum ve kuruluşları tespit etmek.

c) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa tabi teknik ve mesleld

eğitim veren yüksek öğretim kurumlarında ulusal meslek standart­

Ianna uygun eğitim ve öğretimin yapılabilmesi için Yükseköğretim

Kurulu ile; oıta öğretim düzeyindeki mesleki ve teknik eğitim

veren öğretim kurumlarında ulusal meslek standartlarına uygun

eğitim ve öğretimin yapılabilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı ile

işbirliği yapmak.

ç) Ulusal meslek standartlarını temel alarak, teknik ve mesleki

alanlarda ulusal yeterliliklerin esaslarını belirlemek.

d) Ulusal mesleld yeterlilikler alanındaki eğitim ve öğretim kurumlarını

ve programlarını akredite edecek kurumlan belirlemek"

şeklinde sıralanmıştır.

Görüldüğü gibi, kanunda belirtilen temel amaçlar olan meslek

standartlarını belirlemek, meslek standaıtlarına uygun eğitim ve

öğretimin yapılmasını temin gibi görevler Ahilikteki yamak-çırakkalfa-usta

sınavları ile kademelendinne ve belgelendirme fonksiyonlarını

çağrıştırmaktadır.

-31-


----~ AHILİK (KURULUŞU, İLKELERi VE FONKSİYONLARI)

5. GENEL DEGERLENDİRME

VE SONUÇ

Fütüvvet ve Allilik ülküsü toplumsal hayatın çeşitli sahalannda

etkili olan bir "ruh hali''ni ifade eder. Bunun tek bir kelime ve kurumsal

bir yapı ile ifadesi mümkün değildir. Fütüvvet ahlakının temeli

"başkalarını nefsinden yüksek tutmak"tır.

Ahilik kurumu, toplum çıkarını kendi kişisel çıkarının üstünde

tutan bir insan tipolojisi yetiştirmiş, böylece toplumda birbirini rakip

gören fertler değil, birbiri ile dayanışma içinde uyumlu ve huzurlu

bir toplum oluşturan fertler var olagelmiştir. Bunun neticesi

olarak uzun yüzyıllar, büyük çalkantılar görülmeden yaşayabilen

bir toplumsal yapı kurulabilmiştir.

Ahiler, kendimize mahsus bir iktisat anlayışının

oluşmasına

katkıda bulunmuşlardır. Hatta bizim medeniyetimizi Batı'dan ayıran

en önemli özelliklerin ahilikten kaynaklandığı söylenebilir.

Batı medeniyeti ve kapitalizmi oluşturan en önemli faktör burjuva

zihniyeti iken, bizim içtima1-iktisad1 hayatımızı büyük ölçüde ahi

zihniyeti yönlendirmiştir.

Bugün Ahiliğin fonksiyonlarını bütünüyle ifa edecek müesseseler

bulunmamakta, bu fonksiyonlar büyük ölçüde ifa edilememektedir.

Özellikle gençleri topluma kazandırıcı, onların bir araya gelme,

topluluk oluşturma eğilirnleıini tatmin edici, enerjilerini toplum çıkan

yönünde kanalize edici manevi önderler ve müesseseler bu-

-32-


GENELDEÖERLENDİRME VE SONUÇ ~ ----

lunmamaktadır. Dolayısıyla gençler yarınlarından endişeli, kimlik

bunalımı içinde yaşamaktadırlar.

Ekonomik zihniyetin değişmesi, insanlarda mal ve eşya açıığının

ortaya çıkması da dayanışma ruhunu öldüren gelişmelerden

biridir.

Günümüzde eksikliği

duyulan bir husus da, tüketicinin korunmasına

yönelik kuruluşların yokluğudur. Ahiliğin gördüğü bu

fonksiyon bugün büyük ölçüde yerine getirilememekte, tüketimin

kamçılanmasına dayanan ekonomik sistem içinde, tüketici bireyler

basın-yayın araçlarıyla daima tüketime teşvik edilmekte ve reklamların

yanılsaması ile yönlendirilmektedir.

Bir diğer husus da, çıraklık ve mesleki eğitim konusudur. Son

olarak 1986 yılında 3308 sayılı yasa ile düzenlenen bu konuda da,

son yıllarda çalışmalar hızlandırılmakla beraber henüz etkili bir çalışma

yapılabilmiş değildir.

Kısaca ifade etmek gerekirse, Ahllik ve Fütüvvet ülküsü, her

şeyden önce bu ülküyü benimsemiş ve hayat yolu olarak seçmiş

fertlere bağlı bulunmaktadır.

Ekonomik ve toplumsal sorumluluğun manasım kavramış, hayatım

kazanma duygusuna sahip, meselelere derinliğine vakıffertlerin

yetiştirilmesi ve sosyo-ekonomik alanda barışın sağlanmasında

bu ülkü hala bize yol gösterici olabilecektir.

-33-


----~ AHILİK (KURULUŞU, İLKELERi VE FONKSİYONLARI)

YARARLANILAN KAYNAKLAR

Anadol, Cemal, Türk-İslam Medeniyetinde Ahilik Kültürü ve

Fütüvvetnameler, 2.b.,Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., 2001,

130 s.

Aykut, A. Sait, "İbn Battüta'da 'Ahı' Kelimesi ve Anadolu", Cogito,

S: 59, Yaz 2009, s. 113-134.

Bayram, Mikail- Ahmet Debbağoğlu, "Ahi", İslami Bilgiler Ansiklopedisi

I, İstanbul: Dergah Yay., 1981.

Bayram, Mikail, "Ahi Evran", İslami Bilgeler Ansiklopedisi I, s.

İstanbul: Dergah Yay., 1981.

Çağatay, Neşet, Bir Türk Kurnmu Olarak Ahilik, 2.b. Konya.

1981.

Doğru, Halime, XVI. Yüzyılda Sultanönü Sancağında Ahiler ve

Ahi Zaviyeleri, Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., 1991.

Göl pınarlı, Abdülbaki, "İslam ve Türk İllerinde Fütüvvet Teşkilatı

ve Kaynakları" İstanbul, İÜİFM, c. XI. Sayı: 1-4, 1950.

İbn

Gündüz, İıfan, Osmanlılarda Tekke-Devlet Münasebetleri, İstanbul:

Seha Neşriyat, 1983.

Hüseyin es-Sülemi, Tasavvufta Fütüvvet [Metin-Çeviri],

Çev., Süleyman Ateş, Ankara: A.Ü. İlahiyat Fakültesi Yay.,

1977,212 s.

Köksal, M. Fatih, Ahi Evran ve Ahilik, Kırşehir, 2006.

-34-


YARARLANILAN KAYNAKLAR ~ ----

Köprülü, Fuat, Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu, Ankara, 1988.

Kütükoğlu, Mübahat, "Osmanlı

Esnafında Oto-Kontrol Müessesesi",

Ahilik ve Esnaf, İstanbul 1986, s. 55-76.

Soykut, Refik, Ortayol Ahilik, Ankara 1971.

Tabakoğlu, Ahmet, "Tasavvufun İçtimai, İktisadi ve Siyasi Yönleri",

Toplu Makaleler H- İslam İktisadı, İstanbul: Kitabevi

Yay., 2005 içinde, s. 50-102.

Tabakoğlu, Ahmet, "Türkiye'de İşAhlakı Geleneği", Sabri Onnan­

Zeki Parlak (Ed.), İşletmelerde İş Etiği, İstanbul: İTO Yay.,

2009 içinde, s. 218-283.

Tabakoğlu, Ahmet, Türk İktisat Tarihi, 2.b. İstanbul 1994.

Taeschner, F, "İslam Ortaçağında Fütüvvet Teşkilatı", İÜİFM, c.

XV. Sayı: 1-4, 1954.

Torun, Ali, Türk Edebiyatmda Türkçe Fütüvvet-nameler Üzerine

Bir İnceleme, Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., 1998, 526 s.

Uzunçarşılı, İ. Hakkı, Osmanlı Devleti Teşkilatma Medhal, Ankara,

1984.

-35-


----~ AHILİK (KURULUŞU, İLKELERi VE FONKSİYONLARI) ·

EK:

AHILİK İLE İLGİLİ TÜRKÇE

KiTAPLAR BİBLİYOGRAFYASI

1. Ahi Evren, Tasavvufi Düşüncenin Esasları, Haz. ve Çev.,

Mikail Bayram, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yay., 1995,

212 s.

2. Ahilik ve Esnaf (Konferanslar ve Seminer-Metinler, Tartışmalar-),

İstanbul: Esnaf ve Sanatkarlar Dernekleri Birliği

Yay., 1986, 203 s.

3. Ahilik ve Ticaret Ahlakı, Trabzon: Trabzon Belediyesi Kültür

Yay., 1996.

4. Alevilik ve Ahilik, İstanbul: Şahkulu Sultan Külliyesi Vakfı

Yay., 1998.

5. Anadol, Cemal, Türk-İslam Medeniyetinde Ahilik Kültürü

ve Fütüvvetnameier, 2.b., Ankara: Kültür Bakanlığı

Yay., 2001, 130 s.

6. Arslanoğlu, İbrahim, Yazarı Belli Olmayan Bir Fütüvvetname,

Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., 1997, 120 s.

7. Ataman, Sadi Yaver, Esnaf Türküleri, İstanbul, 1954, 32 s.

-36-


AHILİK İLE İLGİLİ BİBLİYOGRAFYA ~ ----

8. Baha Said Bey, Türkiye'de Alevi- Bektaşi, Ahi ve Nusayri

Zümreleri, Haz., İsmail Görkem, İstanbul: Kitabevi Yay.,

2006,323 s.

9. Bardakçı, Cemal, Alevilik-Ahilik-Bektaşilik, 2.b., Ankara,

1950, 104 s.

10. Bayram, Mikail, Ahi Evren ve Ahi Teşkilatı'mn Kuruluşu,

Konya, 1991, 192 s.

ll.

Bayram, Mikail, Sosyal ve Siyasi Boyutlanyla Ahi Evren­

Mevlana Mücadelesi, Konya, 2006,281 s.

12. Bayram, Mikail, Baciyan-ı Rum (Anadolu Selçukluları

Zamarnnda Genç Kızlar Teşkilatı), Konya, 1987, 62 s.

13. Bayram, Mikail, Tarihin Işığında Nasreddin Hoca ve Ahi

Evren, Konya, 2001, 103 s.

14. Bozyiğit,A. Esat (Haz.), Ahilik ve Çevresinde Oluşan Kültür

Değerleri Bibliyografyası (1923-1988),Ankara: Kültür

Bakanlığı Yay., 1989, 64 s.

15. Bozyiğit, Yaşar, Simav'da Ahilik veAhiler, Kütahya, 2000,

247 s.

16. Cahen, Cloude, İlk Ahiler Hakkında, Çev., Mürsel Öztürk,

Ankara: TTK Yay., 1986. (Belleten, C: L, Sayı: 197'den ayn

basım).

-37-


----~ AHİLİK (KURULUŞU, İLKELERi VEFONKSİYONLARI) .

17. Çağatay, Neşet, Ahilik Nedir, Ankara: Kültür Bakanlığı

Yay., 1990.

18. Çağatay, Neşet, Anadolu'da Ahilik ve Bunun Kurucusu

Ahi Evran, Ankara: TTK Yay., 1982.

19. Çağatay, Neşet, Bir Türk Kurumu Olan Ahilik, 2.b., Ankara:

TTK Yay., 1997, 269 s.

20. Çağatay, Neşet, Fütüvvetçilikle Ahiliğin Ayrıntıları, Ankara:

TTK Yay., 1976.

21. Çağatay, Neşet, Makaleler incelemeler, Konya, 1983.

22. Çalışkan, Yaşar-M. Lütfi İkiz, Kültür, Sanat ve Medeniyetimizde

Ahilik, 2.b., Ankara: HAGEM Yay., 2001, 126 s.

23. Demir, Galip, Ahilik ve Demokrasi, İstanbul: Ahi Kültürünü

Araştııma ve Eğitim Vakfı Yay., 2003, 216 s.

24. Demir, Galip, Ombudsman Aranıyor, İstanbul: Ahi Kültürünü

Araştırma ve Eğitim Vakfı Yay., 2002, 456 s.

25. Demir, Galip, Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu ve Ahilik, İstanbul:

Ahi Kültürünü Araştırma ve Eğitim Vakfı Yay., 2000,

507 s.

26. Doğan, Hulusİ, Ahilik ve Örtülü Bilgi-Günümüz İşletmecilerine

Dersler, Bursa: Erkin Kitabevi Yay., 2006, 210 s.

-38-


AHILİK İLE İLGİLİ BİBLİYOGRAFYA ~ ----

27. Doğru, Halime, XVI. Yüzyılda Sultanönü Sancağında Ahiler

ve Ahi Zaviyeleri, Ankara: Killtür Bakanlığı Yay., 1991, 78 s.

28. Duıi, Abdulaziz, İslam İktisat Tarihine Giriş, Çev., Sabri

Orman, İstanbul: Endülüs Yay., 1991,207 s.

29. Dursun, Davut, Osmanlı Devletinde Siyaset ve Din, İstanbul:

işaret Yay., 1989, 445 s.

30. Ebu Abdurrahman Es-Sülemi, Gençlik Ahlakı Fütüvvet,

Çev., Yusuf Ertuğrul, İstanbul: Ensar Neşriyat, 2006, 143 s.

31. Ekinci, Yusuf, Ahilik ve Meslek Eğitimi, İstanbul: MEB

Yay., 1989, lll s.

32. Ekinci, Yusuf, Ahilik, lO. b., Ankara, 2008,494 s.

33. Er, Tillay, Simav İlçesi ve Çevresi Yaren Teşkilatı, Ankara:

Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay., 1988, 151 s.

34. Erken, Veysi, Bir Sivil Örgütlenme Modeli Ahilik, Ankara:

Seba Yay., 1998, 102 s.

35. Eryiğit, Süleyman, Ahi Birliklerinde Yönetim ve İşletme

Fonksiyonlarının Temel Yapısı, Ankara: TTK Yay., 1989.

36. Evren, Burçak, Osmanlı'da Esnaf ve Örgütleri, Çev., Neşe

Olcaytu, İstanbul: Ray Sigorta Yay., 1997.

-39-


----~ AHILİK (KURULUŞU, İLKELERi VE FONKSİYONLARI)

37. Göksu, Sadık, Sokrat ve Eflatun'dan Günümüze Ahilik,

Ankara: Polat Kitapçılık Yay., 2000, 280 s.

38. Gölpınarlı, Abdülbaki, İslam ve Türk İllerinde Fütüvvet

Teşkilatı ve Kaynakları, İstanbul, 1950, 354 s. (İÜİFM, c.

XI. Sayı:

l-4'den aynbasım),

39. Gül, K. Vehbi, Anadolu'nun Türkleştirilmesi ve İslamlaştınlması,

İstanbul: Toker Yay., 1971, 273 s.

40. Gülerrrıan, Adnan-Sevda Taştekil, Ahi Teşkilatmm. Türk

Toplumunun Sosyal ve Ekonomik Yapısı Üzerindeki Etkileri,

Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., 1993.

41. Güllülü, Sabahattin, Ahi Birlikleri, İstanbul: Ötüken Neşriyat,

1977.

42. Güllülü, Sabahattin, Sosyoloji Açısından Ahi Birlikleri,

2.b., İstanbul: Ötüken Neşriyat, 1992, 190 s.

43. Gültekin, Galip, Ortaçağda Türk Tecim ve Sanat Hayatı,

Esnaf Teşkilatı, İstanbul, 1932, 23 s.

44. Gülvahaboğlu, Adil, Sosyal Güvenlik Öncüsü Ahi Evram

Veli ve Ahilik, Ankara: Memleket Yay., 1991.

45. Gündüz, İrfan, Osmanlılarda Devlet-Tekke Münasebetleri,

İstanbul: Seha Neşriyat, 1983, 288 s.

-40-


AHILİK İLE İLGİLİ BİBLİYOGRAFYA ~ ----

46. Gürata, Mithat, Unututan Adetlerimiz ve Loncalar, Ankara,

1975, 15 I s.

47. Hacışeyhoğlu Hasan, Çankırı'da Ahilikten Kalma Esnaf

ve Sohbet Teşkilatı, Çankırı, 1932, 342 s.

48. İbn Hüseyin es-Sülerni, Tasavvufta Fütiivvet [Metin-Çeviri],

Çev., Süleyman Ateş, Ankara: A.Ü. ilahiyat Fakültesi Yay.,

1977, 212 s.

49. ll. Uluslararası Ahilik Kültürü Sempozyumu Bildirileri,

Ankara: HAGEM Yay., 1999, 322 s.

50. XX. Ahilik Bayramı Kongresi Tebliğleri ve Esnaf ve

Sanatkarların Sosyo-Ekonomik Meselelerinin Tartışıldığı

Panel Tebliğleri (Kırşehir, 1 Eylül1984), Ankara,

ty., 127 s.

51. İbn Teymiye, Bir İslam Kurumu Olarak Hisbe, Çev., Vecdi

Akyüz, İstanbul: İnsan Yay., 1989, 179 s.

52. İş Ahlakı Sempozyumu Bildiriler (31 Mayıs 2008), İstanbul:

İGİAD Yay., 2008, 87 s.

53. Karacabey, H., Orta Anadolu'da Ahilik Devri ve Ahlakı,

yy., 1965, 16 s.

54. Karatay, Naime, Osmanlılarda Ahi Teşkilatı, İ.Ü. Edebiyat

Fakültesi Yay., İstanbul, 1942.

-41-


----~ AIDLİK (KURULUŞU, İLKELERi VE FONKSİYONLARI)

55. Kavakçı, Yusuf Ziya, Hisbe Teşkilatı, Erzurum, 1975.

56. Kazıcı, Ziya, Osmanlılarda İhtisab Müessesesi, İstanbul,

1987.

57. Köksal, M. Fatih, Ahi Evraıı ve Ahilik, Kırşehir, 2006, 131 s.

58. Köksal, M. Fatih (Haz.), I. Ahi Evran-ı Veli ve Alıilik Araştırmaları

Sempozyumu (12-13 Ekim 2004, Kırşehir) -Bildiriler

1-11, Ankara: Gazi Üniversitesi Ahilik Kültürünü Araştırma

Merkezi & Kırşehir Valiliği, 2005, 1091 s.

59. Köksal, M. Fatih (Haz.), II. Ahi Evran-i Veli ve Ahilik

Araştırmaları Sempozyumu (13 Ekim 2006, Kırşehir)

-Bildiriler, Ankara: Ahi Evran Üniversitesi Ahilik Kültürünü

Araştırma Merkezi&Kırşehir Valiliği, 2007, 471 s.

60. Köksal, Mustafa, Ahilik Kültürünün Dünü ve Bugünü,

Ankara: Işık Eğitim Kültür Yay., 2007, 207 s.

61. Köprülü, Fuat, Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu, 3.b., Ankara:

TTK Yay., 1988, 122 s.

62. Köprülü, Fuat, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, 6.b.,

Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yay., 1987, 415 s.

63. Mutlu, İsmail, Tarikatlar- 2 (Kübreviyye, Sühreverdiyye,

Evhadiyye, Ahilik, Çiştiyye, Şazeliyye, Bedeviyye, Desukiyye,

Sadiyye), İstanbul: Mutlu Yay., 2003, 280 s.

-42-


AHİLİK İLE İLGİLİ BİBLİYOGRAFYA ~ ----

64. Orman, Sabri-Zeki Parlak (Ed.), İşletmelerde İş Etiği, İstanbul:

İTO Yay., 2009, 360 s.

65. Ocak, Ahmet Yasar, Türk Sufiliğine Bakışlar, İstanbul: İletişim

Yay., 1996, 264 s.

66. Önes, Eelhem Ruhi, Osmanlı İmparatorluğunda Devlet

ve Esnaf, İstanbul: Esnaf ve Sanatkarlar Demekleri Birliği

Yay., 1985, I 12 s.

67. Öz, Baki, Bir Alevilik YoluAhilik, istanbul: Can Yay., 2001,

307 s.

68. Sarıkaya, Mehmet Saffet, XIII-XVI. Asırlardaki Anadolu'da

Fütüvvetnamelere Göre Dini İnanç Motifteri, Ankara: Kültür

Bakanlığı Yay., 2002, 248 s.

69. Sarıkaya, Mehmet Saffet (Haz.), Fütüvvetname-i Ca'fer

Sadık, İstanbul: Horasan Yay., 2008, 352 s.

70. Sevinç, Necdet, Osmanlı Sosyal ve Ekonomik Düzeni, İstanbul:

Üçdal Neşriyat, 1985.

71. Soykut, Refik, Ahi Evran, Ankara, 1976, 19 s.

72. Soykut, Refik, Esnaf Kimdir, Esnafhkta Ahiliğe Yaklaşım,

Ankara, 1978, 109 s.

73. Soykut, Refik, İnsanlık Bilimi Ahilik, Ankam, 1980, 64 s.

-43-


----~ AHILİK (KURULUŞU, İLKELERi VE FONKSİYONLARI)

74. Soykut, Refik, Orta Yol Ahilik, Ankara, 1971, 181 s.

75. Şeker, Mehmet (Haz.), İbn Batota'ya Göre Anadolu'mm

Sosyal- Kültürel ve İktisadi Hayatı ile Ahilik, 2.b., Ankara:

Kültür Bakanlığı Yay., 2001, 96 s.

76. Şeyh Esref b. Ahmed, Fütüvvet-Name, Haz., Orhan Bilgin,

İstanbul, 1992, 51 s.

77. Şeyzeri, A. Nasr, İslam Devletinde Hisbe Teşkilatı, Çev.,

Abdullah Tunca, İstanbul: Marifet Yay., 1993, 178 s.

78. Şimşek, Muhittin, TKY Toplam Kalite Yönetimi ve Tarihteki

Bir Uygulaması Ahilik, İstanbul: Hayat Yay., 2002,

286 s.

79. Tabakoğlu, Ahmet, İslam İktisadma Giriş, 2.b., İstanbul:

Dergah Yay., 2008, 504 s.

80. Tabakoğlu, Ahmet, Toplu Makaleler I- İktisat Tarihi, İstanbul:

Kitabevi Yay., 2005,514 s.

81. Tabakoğlu, Ahmet, Toplu Makaleler H- İslam İktisadı, İstanbul:

Kitabevi Yay., 2005, 290 s.

82. Tabakoğlu, Ahmet, Türkiye İktisat Tarihi, 8.b., İstanbul:

Dergah Yay., 2008, 425 s.

83. Taeschner, F., İslam Ortaçağmda Fütüvvet Teşkilatı, İstanbul,

1954. (İÜİFM, c. XV. Sayı: l-4'den ayrı basım).

-44-


AHİLİK İLE İLGİLİ BİBLİYOGRAFYA ~ ----

84. Taeschner, F., İslam'da Fütüvvet Teşkilatının Doğuşu Meselesi

ve Tarihi Ana Çizgileri, Ankara: TTK Yay., 1972.

(Belleten, Sayı:

142'den ayrı basım).

85. Tarım, Cevat Hakkı, Tarihte Kırşehri-Gülşehri ve Babailer­

Ahiler-Bektaşiler, İstanbul, 1948, 128 s.

86. Tarus, İlhan, Ahiler, Ankara: Çalışma Bakanlığı Yay., 1947,

52 s.

87. Tezcan, Mahmut, Sosyal Değişme Sürecinde Çankırı

Yaran Sohbetleri, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı

Yay., 1989.

88. Torun, Ali, Türk Edebiyatında Türkçe Fütüvvet-naıneler

Üzerine Bir İnceleme, Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., 1998,

526 s.

89. Turan, Kemal, Ahilikten Günümüze Mesleki ve Teknik

Eğitimin Tarihi Gelişimi, İstanbul: M.Ü. ilahiyat Fakültesi

Vakfı Yay., 1996, 168 s.

90. Türk Kültürü ve Ahilik- XXI. Ahilik Bayramı Sempozyumu

(Kırşehir, 13-15 Eylül 1985) Tebliğleri, İstanbul:

Ahilik Araştırma ve Kültür Vakfı Yay., 1986, 269 s.

91. Uluslararası Ahilik Kültürü Sempozyumu (Ankara, Ekim

1993), Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., 1993, 71 s.

-45-


----~ AHILİK (KURULUŞU, İLKELERi VE FONKSİYONLARI)

92. Uluslararası Ahilik Kültürü Sempozyumu Bildiriler I,

Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., 1996, 188 s.

93. Uysal, Abdullah (Haz.), Zenaatkarlar Kanunu: Kanunname-i

Ehl-i Hiref, Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., 1982, 103 s.

94. Ülgener, Sabri F., Darlık Bulıranları ve İslam İktisat Siyaseti,

Ankara: Mayaş Yay., 1984, 159 s.

95. Ülgener, Sabri F., İktisadi Çözülmenin Ahlak ve Zihniyet

Dünyası, İstanbul: Der Yay., 1981, 208 s.

96. Ülgener, Sabri F., Zihniyet ve Din- İslam, Tasavvuf ve Çözülme

Devri İktisatAhlakı, İstanbul: Der Yay., 1981, 141 s.

97. Wıttek, Paul, Osmanh İmparatorluğu'nun Doğuşu, Çev.,

Fatmagül Berktay, İstanbul: Pencere Yay., 2000, 68 s.

-46-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!