09.04.2014 Views

(Isparta) Hidrojeoloji İncelemesi Simge Örmeci Yüksek Lisans Tezi ...

(Isparta) Hidrojeoloji İncelemesi Simge Örmeci Yüksek Lisans Tezi ...

(Isparta) Hidrojeoloji İncelemesi Simge Örmeci Yüksek Lisans Tezi ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Şarkikaraağaç Havzasının (<strong>Isparta</strong>) <strong>Hidrojeoloji</strong> İncelemesi<br />

<strong>Simge</strong> Örmeci<br />

Yüksek <strong>Lisans</strong> <strong>Tezi</strong><br />

Jeoloji Mühendisliği<br />

Anabilim Dalı<br />

<strong>Isparta</strong>- 2005


T.C<br />

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ<br />

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ<br />

ŞARKİKARAAĞAÇ HAVZASININ (ISPARTA) HİDROJEOLOJİ İNCELEMESİ<br />

<strong>Simge</strong> ÖRMECİ<br />

Danışman<br />

Yrd. Doç. Dr. Ayşen DAVRAZ<br />

YÜKSEK LİSANS TEZİ<br />

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİMDALI<br />

ISPARTA-2005


Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü’ ne<br />

Bu çalışma jürimiz tarafından Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı’ nda Yüksek <strong>Lisans</strong> <strong>Tezi</strong><br />

olarak kabul edilmiştir.<br />

Başkan<br />

: Prof. Dr. Remzi KARAGÜZEL<br />

Üye<br />

: Yrd. Doç. Dr. Ayşen DAVRAZ<br />

Üye<br />

: Yrd. Doç. Dr. Suat TAŞDELEN<br />

ONAY<br />

Bu tez ..../..../200 tarihinde Enstitü Yönetim Kurulu’ nca belirlenen yukarıdaki jüri üyeleri<br />

tarafından kabul edilmiştir.<br />

..../..../200<br />

SDÜ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRÜ<br />

Prof. Dr. Çiğdem SAVAŞKAN


İÇİNDEKİLER<br />

İçindekiler…………………………………………………….....<br />

i<br />

Özet……………………………………………………………...<br />

ii<br />

Abstract………………………………………………………….<br />

iii<br />

Teşekkür…………………………………………………………<br />

iv<br />

Şekiller Dizini……………………………………………………<br />

v<br />

Çizelgeler Dizini…………………………………………………<br />

vi<br />

1. GİRİŞ…………………………………………………………. 1<br />

1.1. Çalışmanın Amacı…………………………………………... 2<br />

2. KAYNAK ÖZETLERİ………………………………………... 3<br />

2.1. Önceki çalışmalar……………………………………………. 3<br />

3. MATERYAL VE YÖNTEM………………………………….. 10<br />

3.1. İnceleme Alanının Tanıtılması………………………………. 10<br />

3.2. Çalışma Yöntemleri………………………………………….. 13<br />

4. ARAŞTIRMA BULGULARI………………………………….. 15<br />

4.1. Stratigrafi…………………………………………………….. 15<br />

4.1.1. Otokton Birimler…………………………………………… 15<br />

4.1.1.1. Çaltepe formasyonu (Eç)………………………………… 15<br />

4.1.1.2. Sultandede formasyonu (Eos)……………………………. 16<br />

4.1.1.3. Fele formasyonu (Tf )……………………………………. 18<br />

4.1.1.4. Hacıalabaz formasyonu (JKTh)………………………….. 19<br />

4.1.1.5. Bağkonak formasyonu (Tmb)……………………………. 20<br />

4.1.1.6. Anamasdağ formasyonu (KTa)…………………………... 21<br />

4.1.1.7. Gölgeli formasyonu (Teg)………………………………... 22<br />

4.1.1.8. Göksöğüt formasyonu (Tmpg)…………………………… 22<br />

4.1.1.9. Alüvyon (Qal) ve Yamaç Molozu (Qym)………………... 23<br />

4.1.2. Allokton Birimler…………………………………………... 24<br />

4.1.2.1. Kızıldağ Ofiyolitleri (Kk)………………………………... 24<br />

4.1.2.2. Eğirler formasyonu (Ke)…………………………………. 25<br />

4.1.2.3. Deliktaş formasyonu (TRd)……………………………… 25<br />

4.2.Yapısal Jeoloji………………………………………………... 26<br />

4.2.1. Faylar……………………………………………………..... 27<br />

4.3. HİDROLOJİ………………………………………………….. 31<br />

4.3.1. Yağış……………………………………………………...... 31<br />

4.3.2. Buharlaşma…………………………………………………. 42<br />

4.3.3. Akış……………………………………………………........ 45<br />

Sayfa


4.3.4. Su Bilançosu……………………………………………….. 48<br />

4.4. HİDROJEOLOJİ…………………………………………….. 51<br />

4.4.1 Su Noktaları………………………………………………… 51<br />

4.4.1.1. Akarsular…………………………………………………. 51<br />

4.4.1.2. Kaynaklar………………………………………………… 55<br />

4.4.1.3. Sondaj Kuyuları ve Sığ Kuyular………………………… 61<br />

4.4.1.4. Beyşehir Gölü…………………………………………… 68<br />

4.4.2. Litolojik Birimlerin <strong>Hidrojeoloji</strong>k Özellikleri…………….. 70<br />

4.4.2.1. Geçirimli Birim (Gç1)…………………………………… 70<br />

4.4.2.2. Geçirimli Birim (Gç2)…………………………………… 71<br />

4.4.2.3. Yarı Geçirimli Birim (Gy)……………………………….. 71<br />

4.4.2.4. Geçirimsiz Birim (Gz1)………………………………….. 72<br />

4.4.2.5. Geçirimsiz Birim (Gz2)………………………………….. 72<br />

4.4.3. Akiferlerin Hidroloji Parametreleri………………………… 72<br />

4.4.4. Yeraltısuyu Dinamiği………………………………………. 74<br />

4.4.4.1. Yeraltısuyu Seviye Haritaları……………………………. 74<br />

4.4.4.2. Yeraltısuyu Seviye Değişimi…………………………….. 75<br />

4.5. Su Kimyası…………………………………………………… 76<br />

4.5.1. Yeraltısularının Genel Kimyasal Özellikleri………………. 76<br />

4.5.1.1. Sertlik…………………………………………………….. 79<br />

4.5.1.2. Hidrojen İyon Konsantrasyonu (pH)……………………... 80<br />

4.5.1.3. Özgül Elektriksel İletkenlik (EC)………………………... 80<br />

4.5.1.4. Sodyum Adsorbsiyon Oranı (SAR)……………………… 81<br />

4.5.1.5. Sodyum İyon Yüzdesi (% Na)…………………………… 81<br />

4.5.2. Yeraltısularının Kimyasal Sınıflaması……………………... 82<br />

4.5.2.1. Schoeller (1955’e) Göre Suların Sınıflandırılması………. 82<br />

4.5.2.2. Piper Diyagramına Göre Suların Sınıflaması……………. 82<br />

4.5.3. Suların Kullanım Özellikleri………………………………. 84<br />

4.5.3.1. Suların İçilebilirlik Özellikleri………………………….... 84<br />

4.5.3.2. Schoeller’ e Göre Suların İçilebilirlik Özellikleri………... 87<br />

4.5.3.3. Suların Sulamada Kullanım Özellikleri………………….. 89<br />

4.5.3.4. Suların Endüstride Kullanım Özellikleri………………… 92<br />

4.5.4. Doygunluk İndeksi Değerlendirmesi……………………… 95<br />

4.5.5. Yeraltısuyu Kirliliği……………………………………….. 96


4.5.6. Çevresel İzotop Analizleri………………………………… 98<br />

5. TARTIŞMA VE SONUÇLAR………………………………… 101<br />

6. YARARLANILAN VE DEĞİNİLEN KAYNAKLAR……….. 105<br />

7. ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………….<br />

8. EKLER…………………………………………………….........<br />

EK – 1 : Şarkikaraağaç Havzasının jeoloji haritası………………..<br />

EK – 2 : Drenaj Kanalı Haritası…………………………………….<br />

EK – 3 : Şarkikaraağaç ovasının <strong>Hidrojeoloji</strong><br />

EK – 4 : Şarkikaraağaç ovasının Yeraltısuyu seviye haritası (Ekim 2004)<br />

EK – 5 : Şarkikaraağaç ovasının Yeraltısuyu seviye haritası (Mayıs 2005)<br />

EK – 6 : Şarkikaraağaç ovasının Hidrojeokimya haritası………….<br />

EK – 7 : Kuyu hidroliği Grafikleri………………………………... .


ÖZET<br />

Bu çalışma Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji Mühendisliği<br />

Anabilimdalı’ nda yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır.<br />

Çalışma alanındaki jeolojik birimler otokton ve allokton konumlu olmak üzere iki grup altında<br />

toplanarak 1/ 100 000 ölçekli jeoloji haritası üzerinde gösterilmiştir. Otokton birimler; Sultandağ<br />

kesiminde Çaltepe formasyonu, Sultandede formasyonu, Fele formasyonu, Hacıalabaz kireçtaşı,<br />

Bağkonak formasyonu, Anamasdağ kesiminde ise Anamasdağ formasyonu, Gölgeli formasyonu,<br />

Göksöğüt formasyonu, yamaç molozu ve alüvyon’dur. Allokton birimler; Kızıldağ ofiyolitleri, Eğirler<br />

formasyonu ve Deliktaş formasyonudur. Jeolojik birimler hidrojeolojik özelliklerine göre<br />

değerlendirilerek geçirimli, yarı geçirimli ve geçirimsiz birimler olarak ayırtlanarak hidrojeoloji<br />

haritası hazırlanmıştır.<br />

Şarkikaraağaç ovası için su bilançosu yapılmış ve ovada emniyetli kullanılabilecek su miktarı 74.08<br />

x10 6 m 3 /yıl olarak bulunmuştur. Akiferlerin hidrolojik parametreleri olan permeabilite ve<br />

transmisibilite katsayılarının sırasıyla 1,47x 10 -4 - 9,92x 10 -5 m/s , 1,32x 10 -2 - 6,81x 10 -4 m 2 /s arasında<br />

değerler aldığı belirlenmiştir. Ayrıca, çalışma alanının yeraltısuyu seviyesinin konumu ve akım<br />

yönünün belirlenmesi amacıyla yeraltısuyu seviye haritaları hazırlanmıştır. Bölgede yeraltısuyu akım<br />

yönünün Beyşehir Gölü’ne doğru olduğu tespit edilmiştir.<br />

Yeraltısularının kimyasal yapısı, izotopik bileşimi ve kalitesinin belirlenmesi amacıyla kimyasal ve<br />

çevresel izotop analizleri yapılmıştır. Yeraltısularının genellikle Ca-Mg-HCO 3 ’lı sular fasiyesinde<br />

olduğu belirlenmiştir. Sular Schoeller diyagramına göre ‘çok iyi –iyi içilebilir’; ABD Tuzluluk<br />

laboratuarı sınıflamasına göre C2S1 (Az sodyumlu orta tuzlulukta sular) sınıfında; Wilcox<br />

diyagramına göre ‘çok iyi – iyi kullanılabilir’ sular sınıfındadır. Suların kireçlendirme, köpürme ve<br />

beton üzerine etkileri de incelenmiştir. Bazı minerallerin doygunluk indeksi değerleri hesaplanmıştır.<br />

Yeraltısularının genellikle aragonit, kalsit, ve jips çözündüren ve kuvars çökelten özellikte olduğu<br />

belirlenmiştir. Dolomitik kireçtaşlarından beslenen kaynaklar ise dolomit çökelten sulardır.<br />

Yeraltısuyu kirliliğini belirleyebilmek için nitrit, nitrat, amonyak ve ağır metal analizleri yaptırılmış ve<br />

suların dış kökenli kirleticilerden olumsuz etkilendiği sonucuna varılmıştır. Ağır metal analizlerinde,<br />

mineralli su kaynağı özelliğindeki İçmeler kaynağı su örneği dışında diğerlerinde sınır değerleri aşan<br />

konsantrasyonlara rastlanmamıştır.<br />

Sularda yapılan çevresel izotop araştırmalarında, yeraltısularının oksijen-18 ve döteryum değerleri<br />

genellikle Kıtasal Meteorik Su Çizgisi ile çakıştığı gözlenmektedir. Trityum (3H) içeriğine göre ise,<br />

yeraltısuları genellikle genç sulardır.<br />

Anahtar Kelimeler: Şarkikaraağaç, hidrojeoloji, hidroloji, hidrojeokimya, izotop


ABSTRACT<br />

This study has been prepared as master thesis in Geological Engineering Section of the Science<br />

institute of Süleyman Demirel University.<br />

In the resaerch, the geological units were grouped in two parts : autochthonous and allocthonous.<br />

These parts were presented in a 1 / 100 000 scaled geological map. Autochtonous units are: Caltepe<br />

formation, Sultandede formation, Fele formation, Hacıalabaz formation, Bağkonak formation within<br />

Anamasdağ section, alluvium and allivial fan. Allocthonous units are : Kızıldağ ophiolites, Eğirler and<br />

Deliktaş formations. The lithological units have been evaluated as. Permeable, semi – permeable and<br />

impermeable according to hydrogeological properties and hydrogeological map has been prepared.<br />

Water budget for Şarkikaraağaç plain was calculated and safely groundwater amount was detrmined as<br />

74.08 x 10 6 m 3 / year. Permeability and transmisibility coefficients which hydrologic parameters of<br />

aquifer were determined as 1.47 x 10 -4 – 9.92 x 10 -5 , 1.32 x 10 -2 – 6.81 x 10 -4 , respectively. In addition,<br />

groundwater level maps were prepared for determining groundwater level location and flow direction.<br />

Groundwater flow direction is towards the Beyşehir Lake.<br />

Chemical and isotope analyses were made for determining chemical and isotopic properties and<br />

quality of groundwater. Groundwaters are Ca – Mg – HCO 3 facies. Groundwaters are ‘very good –<br />

good quality water’ depends on the schoeller diagram; ‘very good – good usable water’ depends on the<br />

wilcox diagram. Moreover, it was found that the water quality is also in the class of C 2 S 1 according to<br />

ABD salinity lab. classification. Furtermore, the water effects on limation, frooting and the erupting<br />

concrete surfaces are also investigated in detail. Mineral saturation indices for some minerals were<br />

calculated. Aragonite, calcite and gypsum minerals are undersaturated and quartz is oversaturated<br />

properties. Springs of recharge from dolomitic limestone are undersaturated.<br />

Nitrate, nitrite, ammonia and heavy metal analyses made to determine pollution of groundwater, show<br />

that water in the basin have been affected from the outer – originated polluters. Within the heavy metal<br />

analyses, concentrations of exceeding limit values were not determined except for İçmeler spring.<br />

In the isotope investigations; the results of oxygen - 18 and deuterium isotopes analyses of<br />

groundwater are compatible with Continental Meteoric Water Line. Groundwater is young water<br />

according to tritium contents.<br />

Key Words: Şarkikaraağaç, hydrogeology, hydrology, hydrogeochemical, isotope


TEŞEKKÜR<br />

Bu tez Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji Anabilim Dalı<br />

Uygulamalı Jeoloji Programında Yüksek <strong>Lisans</strong> tezi olarak hazırlanmıştır. Finansal<br />

desteklerinden dolayı SDÜ Araştırma Projeleri Yönetim Birimi’ ne teşekkür ederim.<br />

<strong>Tezi</strong>n hazırlık aşamasından sonuçlanmasına kadar her aşamasında tüm bilgi ve tecrübelerini<br />

benimle paylaşan, yardım ve desteğini hiçbir zaman eksik etmeyen değerli hocam Yrd. Doç.<br />

Dr. Ayşen DAVRAZ’ a en içten dileklerimle teşekkürü bir borç bilirim.<br />

Bu çalışmanın gerçekleşmesi için bana bu imkanı sağlayan Süleyman Demirel Üniversitesi<br />

Fen Bilimleri Enstitüsü’ne ve Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanlığı’ na ve yardımlarından<br />

dolayı sayın Kadir KARABULUT’ a teşekkür ederim.<br />

<strong>Tezi</strong>min her aşamasında benden esirgemedikleri yardımları ve manevi destek için ailem ve<br />

eşim Dr. Ercan VAROL’ a teşekkür ederim.<br />

Aralık, 2005<br />

<strong>Simge</strong> ÖRMECİ (VAROL)


Şekiller Dizini<br />

Şekil 3.1 İnceleme alanının yer bulduru haritası……………………………. 12<br />

Şekil 4.1 İnceleme Alanının Tektono- Stratigrafik Sütun Kesiti……………. 17<br />

Şekil 4.2 Sultandede formasyonunun Görünümü………………………….... 18<br />

Şekil 4.3 Hacıalabaz Kireçtaşlarının Görünümü……………………………. 19<br />

Şekil 4.4 Bağkonak formasyonundan bir görünüm………………………….. 20<br />

Şekil 4.5 Göksöğüt formasyonunun Görünümü……………………………. 23<br />

Şekil 4.6 Kızıldağ ofiyolitlerinden bir görünüm……………………………. 24<br />

Şekil 4.7 Şarkikaraağaç Ovası Eş Yağış Haritası…………………………… 32<br />

Şekil 4.8 a Ortalama Yıllık Yağıştan Eklenik Sapma Grafiği (Gelendost DMİ) 35<br />

Şekil 4.8 b Gelendost bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği………. 35<br />

Şekil 4.9 a Ortalama Yıllık Yağıştan Eklenik Sapma Grafiği (Yalvaç DMİ).. 36<br />

Şekil 4.9 b Yalvaç bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği…………. 36<br />

Şekil 4.10 a Ortalama Yıllık Yağıştan Eklenik Sapma Grafiği (Akşehir DMİ). 37<br />

Şekil 4.10 b Akşehir bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği………… 37<br />

Şekil 4.11 a Ortalama Yıllık Yağıştan Eklenik<br />

Sapma Grafiği (Şarkikaraağaç DMİ)…………………………… 38<br />

Şekil 4.11 b Şarkikaraağaç bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği… 38<br />

Şekil 4.12 a Ortalama Yıllık Yağıştan Eklenik<br />

Sapma Grafiği (Y.bademli DMİ)………………………………. 39<br />

Şekil 4.12 b Y.bademli bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği……….. 39<br />

Şekil 4.13 a Ortalama Yıllık Yağıştan Eklenik Sapma Grafiği (Ilgın DMİ)…… 40<br />

Şekil 4.13 b Ilgın bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği……………… 40<br />

Şekil 4.14 a Ortalama Yıllık Yağıştan Eklenik Sapma Grafiği (Aksu DMİ)…… 41<br />

Şekil 4.14 b Aksu bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği……………… 41<br />

Şekil 4.15 Thornthwaite Yöntemine Göre Şarkikaraağaç için Yağış ve Etp’nin<br />

Aylık Değişim Grafiği………………………………………………. 44<br />

Şekil 4.16 Şarkikaraağaç Ovası Drenaj Ağı Haritası…………………………… 52<br />

Şekil 4.17 Şarkikaraağaç Köprüköy Göleti’ nin görünümü……………………. 53<br />

Şekil 4.18 Şarkikaraağaç Örenköy Göleti’ nin görünümü…………………….. 54<br />

Şekil 4.19 Şarkikaraağaç Şehitler Göleti………………………………………. 55<br />

Şekil 4.20 Soğukpınar Kaynağı şematik kesiti…………………………………. 56<br />

Şekil 4.21 Soğukpınar kaynağından bir görünüm………………………………. 56<br />

Şekil 4.22 Belceğiz kaynağı şematik kesiti……………………………………… 57<br />

Şekil 4.23 Belceğiz Kaynağından bir görünüm…………………………………. 57<br />

Şekil 4.24 Pınarbaşı Kaynağı şematik kesiti…………………………………….. 58<br />

Şekil 4.25 Pınarbaşı Kaynağından bir görünüm…………………………………. 58<br />

Şekil 4.26 İlidere kaynağı şematik kesiti………………………………………… 59<br />

Şekil 4.27 İlidere kaynağından bir görünüm……………………………………. 59<br />

Şekil 4.28 İçmeler Kaynağı şematik kesiti……………………………………… 60<br />

Şekil 4.29 İçmeler kaynağından bir görünüm…………………………………… 60<br />

Şekil 4.30 Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj<br />

kuyularına ait kuyu logları (a) ……………………………………… 62<br />

Şekil 4.30 Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj<br />

kuyularına ait kuyu loglarının devamı (b)….……………………….. 63<br />

Şekil 4.30 Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj<br />

kuyularına ait kuyu loglarının devamı (c)…....................................... 64<br />

Şekil 4.30 Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj<br />

kuyularına ait kuyu loglarının devamı (d)…. .……………........ 65


Şekil 4.30 Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj<br />

kuyularına ait kuyu loglarının devamı (e) ……………………. 66<br />

Şekil 4.30 Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj<br />

kuyularına ait kuyu loglarının devamı (f)…...………… ……... 67<br />

Şekil 4.31 Piper diyagramı………………………………………………… 83<br />

Şekil 4.32 Schoeller Diyagramı…………………………………………… 88<br />

Şekil 4.33 ABD Tuzluluk Diyagramı……………………………………… 90<br />

Şekil 4.34 Wilcox Diyagramı……………………………………………… 91<br />

Şekil 4.35 Kalsiyum Denge Diyagramı……………………………………. 93<br />

Şekil 4.36 δ 18 O ve δD grafiği……………………………………………… 100


Çizelgeler Dizini<br />

Çizelge 4.1 Şarkikaraağaç ovası ve çevresindeki Devlet Meteoroloji İstasyonları<br />

yıllık ortalama yağış verileri……..………………………… 34<br />

Çizelge 4.2 Şarkikaraağaç Meteoroloji İstasyonu için hazırlanan Thornthwaite<br />

Buharlaşma- Terleme Bilançosu……………………………. 43<br />

Çizelge 4.3-a Köprüköy Deresi Akım Rasat Değerleri…………………... 46<br />

Çizelge 4.3 b Gürleyik Dere Akım Rasat Değerleri……………………… 46<br />

Çizelge 4.3 c Fele Pınarı Akım Rasat Değerleri………………………….. 47<br />

Çizelge 4.3 d Karakaya Deresi Akım Rasat Değerleri…………………… 47<br />

Çizelge4.3 e Kaysuluk Dere Akım Rasat Değerleri……………………… 47<br />

Çizelge 4.4 Şarkikaraağaç Ovası Su Bilançosu…………………………... 50<br />

Çizelge 4.5 Köprüköy göleti teknik özellikleri…………………………… 53<br />

Çizelge 4.6 Örenköy göleti teknik özellikleri…………………………….. 54<br />

Çizelge 4.7 Şehitler göleti teknik özellikleri……………………………… 55<br />

Çizelge 4.8 Şarkikaraağaç ovası içerisinde DSİ 18. Bölge Müdürlüğü<br />

tarafından açılmış olan kuyuların teknik verileri…………….. 68<br />

Çizelge 4.9 Akifer Parametreleri (T, K, S)……………………………… 73<br />

Çizelge 4.10 Şarkikaraağaç ovasında yeraltısuyu statik seviye ölçümleri<br />

(Ekim 2004- Mayıs 2005)………………………………….. 75<br />

Çizelge 4.11 Şarkikaraağaç Ovasında Yüzey ve Yeraltısularının<br />

Hidrojeokimyasal Özellikleri………………………………. 78<br />

Çizelge 4.12 Suların sertliklerine göre sınıflandırılması………………….. 79<br />

Çizelge 4.13 Türk içme suyu standartları………………………………… 85<br />

Çizelge 4.14 Dünya Sağlık Örgütü İçme Suyu Standartları (WHO)…….. 86<br />

Çizelge 4.15 PHs, DI ve F değerleri……………………………………… 93<br />

Çizelge 4.16 Seçilen minerallerin doygunluk indeksi değerleri………….. 96<br />

Çizelge 4.17 Yeraltısularının nitrit, nitrat ve amonyak konsantrasyonları.. 97<br />

Çizelge 4.18 Su örneklerin ağır metal konsantrasyonları………………… 98<br />

Çizelge 4.19 Yeraltısularının çevresel izotop analizleri………………….. 99


1<br />

1. GİRİŞ<br />

Canlıların yaşamları boyunca su en önemli ihtiyaç olmuştur. Son yıllarda artan nüfus<br />

oranına bağlı olarak, kentleşme ve sanayileşmeden kaynaklanan olumsuz etkiler<br />

sonucunda su kaynakları azalmış; mevcut kaynaklar ise kullanılamaz duruma<br />

gelmiştir. Yeraltısuları toplumların su ihtiyacının karşılanmasında büyük yer<br />

tutmaktadır.<br />

Türkiye su zengini bir ülke değildir. Kişi başına düşen yıllık su miktarına göre<br />

ülkemiz su sıkıntısı yaşayan bir ülke konumundadır. Kişi başına düşen yıllık<br />

kullanılabilir su miktarı 1500 m 3 civarındadır. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) 2030<br />

yılı için nüfusumuzun 100 milyon olacağını öngörmüştür. Bu durumda 2030 yılı için<br />

kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 1000 m 3 /yıl olacağı söylenebilir.<br />

Mevcut büyüme hızı, su tüketim alışkanlıklarının değişmesi gibi faktörlerin etkisinin<br />

su kaynaklarının kullanılabilirliğinin azaltacağını tahmin etmek mümkündür. Ayrıca<br />

bütün bu tahminler mevcut kaynakların 25 yıl sonrasına hiç tahrip edilmeden<br />

aktarılması durumunda söz konusu olabilecektir. Dolayısıyla Türkiye’nin gelecek<br />

nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı<br />

kullanılması gerekmektedir. Gelecekteki kullanımlar için yeterli miktar ve kalitede<br />

suyun olup olmadığını belirlemek ve bu sırada karşılaşılabilecek havza problemlerini<br />

çözmek amacıyla hidrojeolojik havza etüdlerinin yapılması büyük önem<br />

taşımaktadır.<br />

Söz konusu araştırma alanı için 1975 yılında DSİ 18. Bölge Müdürlüğü tarafından<br />

yapılan araştırma dışında kapsamlı bir hidrojeoloji çalışması bulunmamaktadır.<br />

Çalışma alanı yaygın olarak sulu tarımın yapıldığı bir alan olmasına rağmen<br />

yeraltısuyu durumu, potansiyeli ve kalitesi ile ilgili güncel bilgiler bulunmamaktadır.<br />

Bu sebeple geniş alüvyon ovaya sahip olan araştırma alanı için ayrıntılı hidrojeoloji<br />

çalışmalarının yeniden değerlendirilmesi zorunlu olmuştur.


2<br />

1.1. Çalışmanın Amacı<br />

Çalışmanın amacı; İnceleme alanına ait 1975 yılında DSİ 18. Bölge Müdürlüğü<br />

tarafından yapılan araştırma dışında kapsamlı hidrojeoloji çalışması bulunmaması ve<br />

yörede yaygın olarak sulu tarımın yapılmasına rağmen bölgedeki yeraltısuyu<br />

durumu, potansiyeli ve kalitesi ile ilgili güncel bilgilerin bulunmaması nedeni ile<br />

Şarkikaraağaç Ovasının hidrojeoloji incelemesinin yapılarak ovadaki yeraltısuyu<br />

seviyesi, potansiyeli, kalitesi ve izotopik özelliklerini belirlemektir. Ovada farklı<br />

özellikte kaynak sularının olduğu bilinmektedir. Ayrıca, çalışma alanındaki<br />

akiferlerin hidroloji karakteristikleri tespit etmek ve yeraltısuyu kirliliği konusu da<br />

irdelemektir.


3<br />

2. KAYNAK ÖZETLERİ<br />

2.1. Önceki çalışmalar<br />

Çalışma alanı ve çevresinin jeolojisi yerli ve yabancı birçok araştırmacı tarafından<br />

incelenmiş olup jeoloji ve hidrojeoloji ile ilgili sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır.<br />

Brunn ve diğ. (1971); Batı Toroslar’ın yapısal sorunlarına açıklık getirecek bölgesel<br />

yorumlar yapmışlardır. Çalışmacıların amacı; Otokton Torosları oluşturan örtü<br />

Mesozoyik- Tersiyer ile eski temelin ve Batı Toroslar’daki üç büyük nap sisteminin<br />

tartışılmasıdır. Bu çalışmayı yakından ilgilendiren Beyşehir- Hoyran napı üzerinde<br />

durulmuş, Çaltepe formasyonu (Alt- Orta Kambriyen) ile başlayan istif, dereceli<br />

olarak Seydişehir şeyline geçmiştir. Gökdağ serisine Permo- Karbonifer yaşını<br />

uygulayan Fransız çalışmacı grubu, Triyas’ ta; konglomera, Tarasçı kireçtaşı (Orta<br />

Triyas), Kasımlar, Kırkkavak, Sarplar formasyonu ve Menteşe dolomitini (Üst<br />

Triyas) ayırtlamışlardır. Üst Jura ile başlayan “ Komprehensif Seri ” nin Lütesiyene<br />

kadar uzandığını Paleosen- Eosen filişinin bunlar üzerine açısal uyumsuzlukla<br />

geldiğini belirtmişlerdir.<br />

Batı Torosların orta ve kuzeyinde 150 km uzunlukta ve 15-20 km genişlikteki<br />

allokton birimlerin Beyşehir- Hoyran napını oluşturduğunu ve bu allokton serinin,<br />

alttaki otokton seride bulunan senklinale yerleşmesinden dolayı erozyondan<br />

korunduğunu bildirmişlerdir. Allokton birimlerde Triyas yaşlı “ Ofiyolit ve Gencek<br />

kireçtaşı ” ile daha üstte Huğlu ve Boyalı Tepe formasyonları haritalanmıştır.<br />

Despraries ve Gutnic (1972); Batı Toroslar’ın iç kenarında, otokton tabanda karasal<br />

fasiyesler bulunduğunu belirtmişler, bunların bir kısmı Sultandağ Ordovisiyen şistleri<br />

tepesine yerleşmiş kırmızı kumtaşı; diğer kısmı Mesozoyik kireçtaşı tabanında<br />

Kimmerisiyen’ den kalma diyabaz yükseltiler üzerinde bulunan kırmızı<br />

formasyondur. Kimyasal ve minerolojik analizler, kırmızı kumtaşlarının dağ<br />

eteklerindeki detritik formasyonlar olduğunu ortaya koymuş ve bir paleocoğrafik<br />

yorum hazırlamışlardır.


4<br />

Demirkol (1977);’ a göre , haritalanan alanın en yaşlı litoloji topluluğu, Alt (?)- Orta<br />

Kambriyen yaşlı Çaltepe kireçtaşı ile başlar ve dereceli olarak Üst Kambriyen Alt<br />

Ordovisiyen yaşlı, bölgenin hakim litolojisini oluşturan Sultandede formasyonuna<br />

geçer. Bunlar üstünde uyumsuz olarak Orta- Üst Devoniyen yaşlı Engilli kuvarsiti ve<br />

düşey geçişli Harlak formasyonu gelir. Alt Karbonifer’de Kocakızıl formasyonu,<br />

Permiyen’de ise Deresinek formasyonu yer alır. Mesozoyik, Üst Jura yaşlı<br />

Hacıalabaz kireçtaşı ile temsil edilmiştir. Daha üstte Neojen yaşlı birimler açılı<br />

diskordansla gelir. Neojen’de akarsu fasiyesinde Bağkonak formasyonu, taşkın ovası<br />

fasiyesli Göksöğüt formasyonu ile gölsel Yarıkkaya formasyonu ayırtlanmıştır.<br />

Demirkol ve diğ. (1977); Bölgede görülen kaya birimlerini Otokton ve Allokton<br />

olarak ayırtlamışlardır. Otokton Sultandağ’da stratigrafi, Alt(?)- Orta Kambriyen<br />

yaşlı Çaltepe kireçtaşı ile başlar ve Ordovisiyen yaşlı Sultandede formasyonuna<br />

geçer. Bu istif Orta- Üst Devoniyen yaşlı Engilli kuvarsiti tarafından uyumsuz olarak<br />

örtülür. Karbonifer yaşlı Harlak formasyonu üzerine uyumsuz gelen Karbonifer yaşlı<br />

Kocakızıl ve Kartalkaya formasyonları, Permo- Karbonifer yaşlı Deresinek ve<br />

Topraktepe formasyonları ile devam eder. Malm yaşlı Hacıalabaz formasyonu temel<br />

üzerine aşamalı olarak gelir. Kretase yaşlı Koçbeyli formasyonunun karbonatları ile<br />

devam eden istif Paleosen- Eosen yaşlı karbonat ve filiş karakterli çökellerle son<br />

bulur.<br />

Akarsu ve gölsel çökellerle temsil edilen Bağkonak, Göksöğüt, Yarıkkaya ve Dort<br />

formasyonları ise Üst Miyosen- Pliyosen yaşlıdır. Allokton birimler; Hoyran ofiyoliti<br />

ile bunlar içinde yüzen Triyas- Jura yaşlı Babageçidi kireçtaşından oluşmuştur.<br />

Araştırıcılar, KB- GD gidişli yapıların bölgede etkin olduğu, ayrıca Kaledoniyen,<br />

Hersiniyen ve Alpin Orojenezlerinin de izlerinin görüldüğünü belirtirler.<br />

Öztürk ve diğ. (1977);’e göre, bölgede saptanan göreceli Otokton istif; Alt (?)- Orta<br />

Kambriyen yaşlı Çaltepe formasyonu ile başlar ve dereceli olarak Üst Kambriyen-<br />

Alt Ordovisiyen yaşlı Sultandede formasyonuna geçer. Çalışmacıların Sultandağ<br />

kesiminde saptadıkları bu istif üzerine ilk Mesozoyik transgresyonu çakıltaşı seviyesi<br />

ile oturan Triyas (Anisiyen- Ladiniyen) yaşlı Fele formasyonudur. Üst Liyas- Alt


5<br />

Dogger yaşlı ikinci Mesozoyik transgresyonu çakıltaşı- kumtaşı ardalanması ile<br />

temsil edilen Feletepe formasyonu olup bölgede Lütesiyen’e değin kesintisiz bir istif<br />

izleyen çalışmacılar; Üst Kretase’ye kadar monoton şelf, Üst Kretase’den sonra<br />

platformda değişen ortam şartlarına bağlı olarak neritik ve pelajik karbonatların<br />

(Anamasdağ formasyonu) çökeldiğini, Alt Eosen- Lütesiyen’in ise türbiditik<br />

çökellerle temsil edildiğini gözlemlemişlerdir.<br />

Üst Miyosen yaşlı Bağkonak formasyonu alüvyon yelpaze ve Pliyosen yaşlı<br />

Göksöğüt formasyonu ise gölsel ortam şartlarını yansıtırlar. Yöredeki allokton kaya<br />

topluluklarını Madenli Grubu altında toplayan çalışmacılar grup içerisinde belirli bir<br />

kurala bağlı olmaksızın dağılmış ve birbirleriyle ilişkileri ilksel olmayan çeşitli<br />

sedimanter, bazik ve ultrabazik kaya toplulukları ayırtlamışlardır. Permiyen-<br />

Triyas(?) yaşlı Fakılar formasyonu kumtaşı, kireçtaşı; Üst Triyas yaşlı Deliktaş<br />

formasyonu kireçtaşı, Üst Kretase- Paleosen yaşlı Eğirler formasyonu filiş<br />

karakterindeki çökellerle temsil edilmiştir.<br />

Akay (1981); Beyşehir yöresindeki Kambriyen yaşlı kayaların Orta Kambriyen- Alt<br />

Ordovisiyen yaşındaki Seydişehir şistleri üzerine bindirmiş olduğunu ve bindirme<br />

sonrasında da Üst Liyas- Alt Dogger karbonatlarının hem Kambriyen yaşındaki<br />

kayaları, hem de Seydişehir şistlerini açısal uyumsuzlukla örttüğünü ifade<br />

etmişlerdir. İnceleme sahası içinde de Çaltepe kireçtaşları yer yer Sultandede şistleri<br />

üzerinde tektonik dokanakla yer almakta veya şistler içerisinde ilksel dokanak<br />

ilişkileri bozulmuş olarak gözlenmektedir.<br />

Demirkol (1981); Sultandağ kuzeybatısını inceleyerek, bölgede bulunan kaya<br />

stratigrafi birimlerini; litoloji ve yapısal niteliklerine göre “ Otokton ve Allokton<br />

birimler” olarak ikiye ayırmıştır. Otokton Birimler; Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen<br />

yaşlı metamorfikler ile temsil edilen Sultandede formasyonu üzerine Mesozoyik<br />

Liyas- Dogger yaşlı Hacıalabaz kireçtaşlarıyla uyumsuz olarak gelir. Senoniyen-<br />

Maestrihtiyen yaşlı Taşevi formasyonu, Maestrihtiyen yaşlı Gölcük formasyonu ile<br />

devam eder. Paleosen- Orta Eosen yaşlı Yukarıtırtarlar formasyonu ve detritiklerle<br />

temsil edilen Celeptaş formasyonu üzerine tektonik dokanakla Hoyran ofiyolitleri


6<br />

gelir. Otokton seri Üst Miyosen – Pliyosen yaşlı Bağkonak ve Yarıkkaya<br />

formasyonlarıyla biter. Demirkol, Hoyran ofiyolitlerinin Pireniyen fazına bağlı<br />

olarak DKD- BGB’dan geldiğini ve bölgenin Eosen sonundan günümüze değin<br />

düşey hareketlere bağlı olarak faylandığını savunur.<br />

Öztürk ve diğ. (1981); Batı Torosların kuzey kesiminde yer alan Sultandağ güneyi<br />

ile batıda Anamasdağ arasında yer alan Beyşehir- Hoyran napları’na ilişkin olarak<br />

Şarkikaraağaç ve civarında çalışma yapmışlardır.<br />

Boray ve diğ. (1985); <strong>Isparta</strong> büklümünün kuzeyinde Şuhut- Çay, Yalvaç-<br />

Gelendost ve Sultandağ sahalarındaki Neojen ve Kuvaterner çökellerini<br />

incelemişlerdir. Bölgede neotektonik dönemin Üst Miyosen’de başladığını ifade<br />

etmişlerdir. Neojen çökellerin karasal, akarsu ve göl fasiyesinde olup, Üst Miyosen-<br />

Pliyosen yaşta olduğunu ve daha eski kayalar üzerinde uyumsuz olarak yer<br />

aldıklarını belirtmektedirler. Bölgedeki bu çökellerde tektonik şekil değiştirme ile<br />

yaklaşık K- G uzanımlı kıvrımlar ve ters faylar ile bölgenin kuzeyinde küçük bir<br />

alanda D- B uzanımlı normal fayların oluştuğunu ortaya koymuşlardır. Bölgede Üst<br />

Miyosen’den beri devam eden bir sıkışmadan ve bu nedenle <strong>Isparta</strong> Büklümünün<br />

kuzey kesiminde D- B yönlü daralmadan bahsetmektedirler.<br />

Demirkol ve Yetiş (1985); Batı Torosların kuzeyinde Sultandağ kuzeybatısındaki<br />

Allokton birimler ve stratigrafileri ile ilgili olarak yapmış oldukları çalışmada,<br />

bölgede temelde Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen yaşlı Sultandede formasyonunun<br />

yer aldığını, bunu açısal uyumsuzlukla Maestrihtiyen öncesi karbonatların,<br />

Maestrihtiyen- Lütesiyen aralığında pelajik ve neritik çökellerin açısal uyumsuzlukla<br />

üzerlediğini belirtmişlerdir.<br />

Araştırıcılar, bölgede Üst Miyosen’de başlayan yeni bir tektonik etkinlik dönemi<br />

içinde hızlı bir karasal ve gölsel kırıntılı depolanmadan, Kaledoniyen ve Alpin dağ<br />

oluşumu hareketleri ile gelişmiş yapı şekillerinden bahsetmektedirler. Alt<br />

Ordovisiyen- Liyas aralığını temsil eden birimlerin bulunmamasını bu zaman<br />

aralığında çökelmemeye değil, bunların aşınımı ile yok olduğuna bağlamaktadırlar.


7<br />

Pireniyen evresine bağlı olarak Liyas- Lütesiyen yaşlı kıvrımlı istifte sistemli eklem<br />

takımlarından bahsetmekte, Lütesiyen’den itibaren düşey yönde yükselmealçalmalar<br />

ve bunlara bağlı olarak faylanmaların olduğunu, Pliyosen sonundaki<br />

yükselmelerin Radoniyen evresiyle ilgili olduğunu belirtmişlerdir.<br />

Ayhan ve diğ. (1985); Alt- Orta Kambriyen yaşlı Çaltepe formasyonu içindeki<br />

dolomit, kireçtaşı ve yumrulu kireçtaşı ile Üst Kambriyen-Ordovisiyen yaşlı<br />

Seydişehir formasyonuna ait fillit ve şistlerin yüzeylendiğini belirtmektedir. Yazar,<br />

Üst Kambriyen- Devoniyen zaman aralığında çökelen baritlerin tabaka şekilli<br />

olduğunu ve baritlerin kökeninin ekshalatif- sedimanter ve /veya hidrotermal<br />

sedimanter olduğunu gözlemiştir.<br />

Eren (1990); Engili (Akşehir) ve Bağkonak (Yalvaç) köyleri arasında Sultandağları<br />

orta kesiminin tektonik tarihçesini aydınlatmaya yönelik bir çalışma yapmıştır.<br />

İnceleme sahasının tabanında yer yer mermerleşmiş fakat genelde metamorfik<br />

kireçtaşı ve dolomit, üst kesiminin ince fillit ve metakumtaşı aratabakalı yumrulu<br />

kireçtaşlarından oluşan Alt (?)- Orta Kambriyen yaşlı Çaltepe formasyonunun yer<br />

aldığını ve bunun üzerinde metakumtaşı, fillit ardalanmalı, intraformasyonel çakıl<br />

içerikli metakonglomeralardan oluşan Üst Kambriyen-Alt Ordovisiyen yaşlı<br />

Sultandede formasyonunun bulunduğunu belirtmiştir. Üst kesimlerde ise tektonik<br />

olarak yer alan Hoyran ofiyolitine ait şeyl, grovak piroklastik konglomera- breş<br />

arakatkılı diyabazik bileşimli yastık lavlar, Üst Jura- Üst Kretase yaşlı Hacıalabaz<br />

kireçtaşı olistolotine ait kireçtaşı ve dolomitler ile bu birimleri açısal uyumsuzlukla<br />

üzerleyen Üst Miyosen- Pliyosen yaşlı genellikle alüvyal yelpaze çökellerini<br />

karakterize eden moloz ve çamur akmaları ile örgülü nehir çökellerinden oluşmuş<br />

Bağkonak formasyonu ve Yarıkkaya formasyonunun yer aldığını ortaya koymuştur.<br />

Sultandağları masifinde üç ayrı dağ oluşum hareketinin etkileri ve bu hareketlere<br />

bağlı kıvrımlı ve bindirmeli yapılardan söz etmiştir. Yörede Triyas (?) yaşlı<br />

Kocakızıl Doleritine ilişkin kayaçlarda metamorfik mineral parajenezlerinin<br />

gözlenemeyişi ve bunlarda düzlemsel ve çizgisel tektonik dokusunun gelişmemiş<br />

olması nedeniyle Sultandağları masifinde metamorfik tektonik gelişiminin<br />

Hersiniyen dağ oluşumu ile son bulduğunu ifade etmiştir.


8<br />

Alpin hareketlerine bağlı olarak yöreye taşınan Hoyran Napı’na ait Hoyran ofiyoliti<br />

ve Jura- Kretase yaşlı Hacıalabaz kireçtaşı olistolitinin inceleme alanının<br />

güneybatısında Sultandağları masifine ait birimler üzerine Miyosen öncesi<br />

bindirdiğini ifade etmiştir. Hoyran napının GD’dan KB’ ya sürüklenmiş olabileceğini<br />

vurgulamıştır. Yörenin Kaledoniyen ve Hersiniyen dağ oluşum hareketleri ile<br />

kıvrımlı ve bindirmeli iç yapısını kazandığını, Alpin hareketlerle naplı bir yapıyı<br />

bünyesine ekleyip sonra yoğun olarak genç- tektonik hareketlerle Üst Miyosen ve<br />

sonrası blok faylanmaların etkisinde kaldığını belirtmiştir.<br />

Cengiz ve Kuşcu (1993); Çarıksaraylar- Şarkikaraağaç (<strong>Isparta</strong>) yöresindeki barit<br />

cevherleşmesinin kökeni hakkında bir takım yaklaşımlarda bulunmuşlardır.<br />

Araştırma sahasında yapılan gerek saha, gerekse laboratuar çalışmalarının ışığı<br />

altında incelenen kurşunlu barit cevherleşmelerinin orta ısılı hidrotermal<br />

çözeltilerden çökelmiş bir yatak olduğu düşünülmektedir.<br />

Elitok (2000); Şarkikaraağaç (<strong>Isparta</strong>) ve civarının jeoloji, mineroloji ve<br />

petrografisini incelemiş, Kızıldağ ofiyolitlerinin jeokimyasal özelliklerini<br />

belirleyerek ofiyolitlerin oluştukları jeoteknik ortama bir yaklaşımda bulunmuştur.<br />

Kuşcu ve Aydoğan (2003); Koruyaka ve Göksöğüt (Yalvaç-<strong>Isparta</strong>) plaketli<br />

kireçtaşlarının yapıtaşı olarak kullanılabilirliklerinin araştırıldığı bu çalışmada<br />

Koruyaka ve Göksöğüt plaketli kireçtaşlarının fiziko- mekanik tayinler neticesinde<br />

özellikle tek katlı yığma binalarda yapı taşı olarak kullanılabileceği belirlenmiş,<br />

bunlara ek olarak üzerinde çalışılan plaketli kireçtaşlarının tatil köyleri ve konutlarda<br />

iç ve dış dekorasyon düzenlemelerinde, bina kapı ve pencere sövelerinde su basmanı<br />

ile kenarlarında kaplama taşı olarak kullanılabileceğini tespit etmişlerdir.<br />

Cengiz ve Kuşcu (2003); Madenli ve Belceğiz arasındaki lisvenitlerin, jeolojisi,<br />

jeokimyası ve gelişimi bu çalışmada araştırılmış ve çalışma sahasında silis- karbonat<br />

ve karbonat tipi şeklinde gelişen lisvenitlerin , tektonik yerleşimin geç evrelerinde<br />

meydana gelen deniz suyu ve formasyon suyu ile etkileşimli olan hidrotermal<br />

sistemlere ve atmosferik etkenlere bağlı olarak oluştuğu düşünülmüştür. Sonuç


9<br />

olarak inceleme alanındaki lisvenitler ana MORB ‘la ilişkili hafif nadir toprak<br />

elementli tüketilmiş mağmadaki ultramafik kayaçlardan türemişlerdir.


10<br />

3. MATERYAL VE YÖNTEM<br />

3.1. İnceleme Alanının Tanıtılması<br />

Çalışma alanı <strong>Isparta</strong> ilinin Şarkikaraağaç ilçesi olup güneyde Beyşehir, kuzeyde<br />

Yalvaç, Akşehir, Doğanhisar, batıda Gelendost ve Eğirdir, doğuda Hüyük,<br />

kuzeybatıda ise Yenişarbademli ile çevrilidir. Yüzölçümü 1232 km 2 dir .<br />

İlçe kuzeydoğuda Sultandağları, batıda Anamasdağları, güneyde Orta Toroslar,<br />

Karadağ ve Kızıldağ ile çevrilidir. Bununla beraber inceleme alanının doğudan<br />

batıya doğru önemli yükseltileri; kuzeyinde Kızılın Tepe (1256 m.), Koçyatağı Tepe<br />

(1557 m.), Sulu Tepe (1983 m.), kuzeydoğusunda Ağlayan Tepe (2224 m.),<br />

doğusunda Oluk Tepe (1943 m.), Toklu Tepe (1951 m.), güneydoğusunda Kızıl Tepe<br />

(1773 m.), Kelahmet Tepe (1642 m.), Kızıl Tepe (1624 m.), güneyinde Külbaşı Tepe<br />

(1854 m.), Sürütmedağı Tepe (1542 m.), Homat Tepe (1256 m.), Çiçeklidağ Tepe<br />

(2400 m.), güneybatısında Yavşanlı Tepe (2381 m.), Kocakar Tepe (2331 m.),<br />

batısında Delioğlansivrisi Tepe (2103 m.), Akarca Tepe (2109 m.), Kale Tepe (2338<br />

m.), Namazgah Tepe (2347 m.), kuzeybatısında Göztaş Tepe (2825 m.), Arapsivrisi<br />

Tepe (1628 m.), Karagüney Tepe (1421 m.)’ dir.<br />

Şarkikaraağaç ilçesi <strong>Isparta</strong> il merkezine 120 kilometre, Konya il merkezine 157<br />

kilometre uzaklıktadır. İlçenin köy ve kasabalarına rahatlıkla ulaşım imkanı<br />

mevcuttur. Ulaşım yapılamayan belde yoktur. Şarkikaraağaç’a bağlı kasaba ve köyler<br />

ilçe merkezine oldukça yakındır. En yakın beldeleri ilçe merkezine; Çiçekpınar (5<br />

km), Beyköy (5 km), en uzak belde ise, Gedikli Köyü (30 km) mesafededir.<br />

Şarkikaraağaç ilçesi verimli bir ova üzerine kurulmuştur. Beyşehir Gölü’nün bir<br />

bölümü ilçe sınırları içerisindedir. Yöre, iklim olarak Akdeniz iklimi ile kara iklimi<br />

arasında, kara iklimine daha yakın bir iklim yapısına sahiptir. Yazları sıcak ve kurak;<br />

kışları ise soğuk ve yağışlıdır.<br />

Şarkikaraağaç, önceleri Yalvaç’ a bağlı bir kasaba iken 1863 yılında Konya’ya bağlı<br />

bir ilçe haline gelmiştir. 1878 yılında ise Yalvaç ile Şarkikaraağaç, birer ilçe olarak<br />

<strong>Isparta</strong> iline bağlanmışlardır. Bundan sonra geniş çaplı imar faaliyetlerine<br />

girişilmiştir. 1990 genel nüfus sayımına göre İlçe merkezinin nüfusu 12.239 kişidir.


11<br />

İlçeye bağlı beldeler, Çarıksaraylar, Çiçekpınar ve Göksöğüt olmak üzere üç adettir.<br />

İlçeye bağlı köy sayısı ise 25 adettir.<br />

İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Halıcılık, tarım ve<br />

hayvancılıkla uğraşan kesimlerin başka bir çalışma konusu ve gelir kaynağıdır. Son<br />

zamanlarda sulu ziraata önem verilmesiyle üretim artmıştır. Devlet Su İşleri<br />

tarafından yürütülen, Şarkikaraağaç Sulama Projesi 1986 yılında başlamış ve<br />

tamamlanmak üzeredir. Bu proje ile Beyşehir Gölü'nden alınan su ile 13.783 hektar<br />

alanın sulanması planlanmıştır. <strong>Isparta</strong> ilinde devam eden en büyük sulama<br />

projesidir. Ayrıca, Örenköy, Çarıksaraylar’da işletmeye açık ve Köprüköy' de devam<br />

eden gölet çalışmaları vardır.


12<br />

N<br />

İstanbul<br />

K A R A<br />

D E N İ Z<br />

K<br />

ANKARA<br />

E G E D E N İ Z İ<br />

A K<br />

<strong>Isparta</strong><br />

D E N İ Z<br />

0 100 200m.<br />

Şekil 3.1. İnceleme alanının yer bulduru haritası<br />

6 12 km<br />

0<br />

Ö L Ç E K


13<br />

3.2. Çalışma Yöntemleri<br />

Şarkikaraağaç Ovasının hidrojeoloji incelemesini amaçlayan bu çalışmada, ovadaki<br />

yeraltısuyu seviyesi, potansiyeli ve kalitesi belirlenmiştir. Bu çalışmalar; Jeoloji,<br />

Hidroloji, <strong>Hidrojeoloji</strong> ve Hidrojeokimyasal çalışmalar başlıkları altında verilmiştir.<br />

Çalışma alanı 1/ 25 000 ölçekli <strong>Isparta</strong> M26-b1, <strong>Isparta</strong> M26-b2, <strong>Isparta</strong> M26- b4,<br />

Afyon L26- c1, Afyon L26-c2, Afyon L26-c3, Afyon L26-c4, Afyon L26-d2, Afyon<br />

L26- d3, Ilgın L27- d4 no’lu paftalarda yer almakta ve yaklaşık 831 km 2 ‘lik bir alanı<br />

kapsamaktadır. Bu çalışma kapsamında hazırlanan jeoloji ve hidrojeoloji haritaları 1/<br />

50 000 ölçekli ayrıntıda incelenmiş ve 1/ 100 000 ölçeğe küçültülerek sunulmuştur.<br />

Jeoloji: Çalışma alanının jeolojisini incelemek amacıyla öncelikle beslenme havzası<br />

sınırı 1/ 25 000 ölçekli topoğrafik haritalar üzerinde belirlenmiş ve havza sınırı<br />

içerisinde kalan alanın jeoloji haritası 1/ 100 000 ölçekte daha önceki çalışmalardan<br />

ve arazi çalışmalarından yararlanılarak hazırlanmıştır.Bölgenin yeraltı jeolojisine<br />

açıklık getirmek amacıyla da hazırlanan jeoloji haritası üzerinde sistematik jeolojik<br />

kesitler hazırlanmıştır.<br />

Hidroloji: Çalışmanın bu bölümünde inceleme alanı olan <strong>Isparta</strong>’nın Şarkikaraağaç<br />

ilçesi ve çevresindeki Devlet Meteoroloji İstasyonlarından alınan uzun yıllara ait<br />

ölçüm verileri kullanılmış ve ova için su bilançosu elemanları olan yağış,<br />

buharlaşma, akış ve sızma değerleri belirlenmiştir.<br />

Bununla beraber, yine havza için su bilançosunun hesaplanmasında kullanılmak<br />

üzere bilanço elemanlarından yağışın hesaplanmasında Eş Yağış (İzohyet) Yöntemi<br />

uygulanmış bu yöntem içinde çalışma alanı ve çevresindeki meteoroloji<br />

istasyonlarının yıllık toplam yağış verilerinden yararlanılmıştır. Bu veriler yardımıyla<br />

Gelendost, Yalvaç, Akşehir, Şarkikaraağaç, Yenişarbademli, Ilgın ve Aksu ilçelerine<br />

ait eklenik sapma grafikleri ile yağışın yıllara göre dağılım grafikleri hazırlanmıştır.<br />

Diğer bir bilanço elemanı olan buharlaşmanın çalışma alanındaki potansiyel ve<br />

gerçek buharlaşma değerlerini hesaplanmak için ise Thornthwaite yöntemi<br />

kullanılmıştır. Farklı yöntemlere göre hesaplanan bilanço elemanları kullanılarak


14<br />

Şarkikaraağaç ovası<br />

belirlenmiştir.<br />

için emniyetli kullanılabilecek yeraltısuyu potansiyeli<br />

<strong>Hidrojeoloji</strong>: Çalışmanın bu bölümünde inceleme alanında bulunan su noktaları<br />

araştırılmış, jeolojik birimler hidrojeolojik özelliklerine göre değerlendirilerek<br />

hidrojeoloji haritası hazırlanmış ve alandaki akiferler tanımlanarak, akiferlerin<br />

hidrolojik parametreleri tespit edilmiştir. Bu parametrelerin tespitinde daha önceden<br />

yapılmış pompaj deneylerinin zaman-düşüm değerleri Thies- Jacob yöntemlerine<br />

uygulanmış ve akiferlerin K (Permeabilite), T (Transmisibilite) ve S (Depolama)<br />

katsayıları hesaplanmıştır. Deney sonuçlarının değerlendirilmesinde Aquifer Test 3.5<br />

bilgisayar yazılım programından yararlanılmıştır. Ayrıca, çalışma alanının<br />

yeraltısuyu seviyesinin konumu ve akım yönünün belirlenmesi amacıyla iki dönem<br />

(Ekim 2004- Mayıs 2005) statik seviye ölçümleri yapılmış ve yeraltısuyu seviye<br />

haritaları hazırlanmıştır.<br />

Hidrojeokimya: Bu bölümde, yeraltısularının kimyasal yapısı, izotopik bileşimi ve<br />

kalitesinin belirlenmesi amacıyla havza bazında farklı kuyu ve kaynaklardan alınan<br />

su örneklerinin kimyasal ve çevresel izotop analizleri; Acme laboratuarı (Kanada),<br />

Iso-Analytical Laboratuarı (İngiltere), Waterloo laboratuarı (Kanada), SDÜ Çevre<br />

Müh. Böl. Laboratuarı ve DSİ 18. Bölge Müd. laboratuarında yaptırılmıştır. Ayrıca,<br />

suların arazide sıcaklık, elektriksel iletkenlik (EC), toplam çözünmüş katı madde<br />

(TDS) ve hidrojen iyonu konsantrasyonu (pH) değerleri ölçülmüştür. Elde edilen<br />

sonuçlar farklı diyagramlar ve haritalar üzerinde yorumlanarak çeşitli kullanım<br />

alanları açısından uygunluğu değerlendirilmiştir.


15<br />

4. ARAŞTIRMA BULGULARI<br />

4.1. Stratigrafi<br />

İnceleme alanında daha önce yapılmış jeolojik araştırmaların ışığında saha<br />

çalışmaları yapılarak geniş kapsamlı 1/100 000 ölçekli jeoloji haritası ve stratigrafik<br />

sütun kesiti hazırlanmıştır (EK-1).<br />

İnceleme alanında yer alan kaya birimleri; özellikleri ve birbirleri ile olan ilişkileri<br />

göz önünde bulundurularak allokton ve otokton olmak üzere iki grupta incelenmiştir.<br />

Otokton birimler; Sultandağ kesiminde Çaltepe formasyonu, Sultandede formasyonu,<br />

Fele formasyonu, Hacıalabaz kireçtaşı, Bağkonak formasyonu, Anamasdağ<br />

kesiminde ise Anamasdağ formasyonu, Gölgeli formasyonu, Göksöğüt formasyonu,<br />

yamaç molozu ve alüvyon’dur. Allokton birimler; Kızıldağ ofiyolitleri, Eğirler<br />

formasyonu ve Deliktaş formasyonudur.<br />

4.1.1. Otokton Birimler<br />

4.1.1.1. Çaltepe formasyonu (Eç)<br />

Dean ve Monod (1970) tarafından Çaltepe formasyonu olarak adlandırılan birim;<br />

başlıca dolomit ve dolomitik rekristalize kireçtaşlarından oluşmaktadır.<br />

Birim çalışma alanında genellikle yüksek topoğrafyalarda Fele Tepe, Koru Tepe,<br />

Kızıl Tepe, Kara Tepe, Sayalı Sırtı, Köprüköy ve kuzey kesimlerinde, Kütlü Tepe,<br />

Kızılyumru Tepe, Çarıksaraylar civarında Küçük- Büyük Ekiz Tepe ve kuzeyinde<br />

gözlenmektedir (Elitok, 2000; Cengiz, 1997).<br />

Çaltepe formasyonu kireçtaşları kırmızı kahve, gri, beyaz gri, sarımsı kahve, kahve,<br />

ve siyah renklerdedir. Birim genellikle masif ve bol kırıklı çatlaklıdır. Yine Çaltepe<br />

formasyonuna ait, yer yer gözlemlenen yumrulu kireçtaşları ise kırmızı kahve, yeşil<br />

renkli, sert ve tabakalı olarak gözlenmektedir (Elitok, 2000). Çaltepe formasyonu<br />

Sultandağ kesiminde yer alan kaya birimleri içinde en yaşlısı olup bunun üzerinde


16<br />

uyumlu olarak Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen yaşlı Sultandede formasyonu yer<br />

almaktadır (Elitok, 2000; Cengiz, 1997). Farklı araştırmacılar tarafından yapılan<br />

paleontolojik çalışmalarda birimin yaşı Alt- Orta Kambriyen olarak kabul edilmiştir<br />

(Haude, 1972; Öztürk vd., 1981).<br />

4.1.1.2. Sultandede formasyonu (Eos)<br />

Sultandede formasyonu inceleme alanının güney ve doğu kesimlerinde yayılım<br />

göstermektedir. Fele Tepe doğusunda, Koru Tepe, Kızıl Tepe, Kara Tepe doğu ve<br />

batı kesimlerinde, Soyalı Sırtı, Kara Tepe güney ve kuzey kesimlerinde, Köprüköy<br />

kuzeyinde, Arslandoğmuş doğusu, Kızılyumru Tepe doğu ve batı kesimlerinde ve<br />

Çarıksaraylar kuzeyinde yüzeylenmektedir.<br />

Birim başlıca yeşil, mor, kahve renkli metakumtaşı, metasilttaşı ile kuvarsit ve<br />

rekristalize kireçtaşı arakatkılarından oluşmaktadır (Elitok, 2000).<br />

İlk kez Blumenthal (1947) tarafından Seydişehir dolaylarında "Seydişehir Şistleri",<br />

daha sonra Dean ve Monod (1970) tarafından "Seydişehir formasyonu", Brunn v.d<br />

(1971) tarafından "Seydişehir şeylleri", Erişen (1972) tarafından "Sultandede<br />

yeşilşist formasyonu", Demirkol vd. (1977) tarafından " Sultandede formasyonu "<br />

olarak adlandırılmıştır.<br />

Özgül vd. (1991), formasyonun değişik kesimlerinde Üst Kambriyen- Alt<br />

Ordovisiyen’i temsil eden Trilobit ve Akritarklar gözlemlemiştir. Demirkol (1977),<br />

Yalvaç-Akşehir dolayında birimin Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen yaşında<br />

olduğunu gösteren fosiller bulmuştur. Öztürk vd. (1981), Kıyakdede batısı ve<br />

Göztepe Dağı güneydoğusundan aldığı örneklerde Cephalopoda (Orthoceras ?) ve<br />

Gastropoda, Trilobite Pygidium, iç kalıpları gözlemlemiş buradan da birimin yaşının<br />

Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen olduğunu belirtmiştir. Monod (1967), Dean ve<br />

Monod (1970) ve Özgül ve Gedik (1973), yine birimin yaşını Üst Kambriyen – Alt<br />

Ordovisiyen olarak belirlemişlerdir (Elitok, 2000; Cengiz, 1997). Bütün bu veriler<br />

ışığında birimin yaşı Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen olarak kabul edilmiştir.


17<br />

Şekil 4.1. İnceleme alanının tektono- stratigrafik sütun kesiti


18<br />

Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen yaşlı metamorfikler ile temsil edilen Sultandede<br />

formasyonu üzerine Mesozoyik Liyas- Dogger yaşlı Hacıalabaz kireçtaşlarıyla<br />

uyumsuz olarak gelir. Feletepe doğu yamacında alt kesimlerde Orta Triyas yaşlı Fele<br />

formasyonu bulunmaktadır. Bu birim üzerinde Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen yaşlı<br />

Sultandede formasyonu ve bunun üzerinde de Alt- Orta Kambriyen yaşlı Çaltepe<br />

formasyonu ters fayla yer almaktadır.<br />

Şekil 4.2. Sultandede formasyonunun görünümü<br />

4.1.1.3. Fele formasyonu (Tf )<br />

Fele formasyonu inceleme alanı içerisinde Fele Tepe ve doğusunda gözlenmektedir.<br />

Öztürk vd. (1981) tarafından Fele formasyonu olarak adlandırılan birim başlıca<br />

bordo, kırmızı, kahve, yeşilimsi gri çakıltaşı, kırmızı bordo, koyu yeşil, kahverengi<br />

kumtaşı, gri, siyahımsı gri merceksel konumlu kireçtaşlarından oluşmaktadır. Bu<br />

çalışmada da bu adlama kullanılmıştır.<br />

Fele formasyonu Sultandede şistleri ve Çaltepe kireçtaşları üzerinde uyumsuz olarak<br />

yerleşmekte ve üstte Hacıalabaz kireçtaşları ile yine uyumsuz olarak bulunmaktadır.<br />

Birimin yaşı çeşitli araştırmacıların yapmış olduğu çalışmalardan elde etmiş<br />

oldukları bulgulara dayanarak Üst Liyas- Alt Dogger olarak kabul edilmiştir (Haude,<br />

1972; Monod, 1977; Öztürk vd., 1981).


19<br />

4.1.1.4. Hacıalabaz formasyonu (JKTh)<br />

Birim adını ilk defa Demirkol (1977) tarafından, en iyi gözlendiği yer olan<br />

Hacıalabaz Dağından almış ve tarafımızdan da aynı isimle kullanılmıştır. Hacıalabaz<br />

formasyonu olarak adlandırılan bu birim dolomit, dolomitik kireçtaşı ve<br />

kireçtaşından meydana gelmektedir. Birimin tabanında dolomit ve dolomitik<br />

kireçtaşları, dolomitler üzerinde volkanit düzeyli boksit seviyesi ve bunlar üzerinde<br />

de yer yer boksit düzeyli dolomit arakatkılı kireçtaşı ve dolomitik kireçtaşları yer<br />

almaktadır (Elitok, 2000).<br />

Hacıalabaz kireçtaşları çalışma alanı içerisinde Çarıksaraylar kuzeybatısında KB-<br />

GD doğrultusunda, Fele Tepe, Külbaşı Tepe, Zeybek Tepe, Çatakbaşı civarlarında<br />

mostra vermektedir.<br />

Şekil 4.3. Hacıalabaz kireçtaşlarının görünümü<br />

Hacıalabaz formasyonu; altta Fele formasyonu ile uyumsuz, Kretase-Alt Eosen<br />

aralığında Anamasdağ kireçtaşları ile yanal geçişli bunların üzerinde de Gölgeli<br />

formasyonu ile uyumlu bir dokanak ilişkisi göstermektedir.<br />

Birimin yaşı daha önceki çalışmalarda Dogger- Üst Kretase olarak saptanmışsa da<br />

Demirkol (1981) Hacıalabaz formasyonu üzerinde Alt Eosen’e kadar kesiksiz bir


20<br />

karbonat çökelimi gözlemlemiş ve farklı isimlerle ayırtlamıştır. Bu nedenle, birimin<br />

yaşı Dogger- Alt Eosen olarak kabul edilmiştir.<br />

4.1.1.5. Bağkonak formasyonu (Tmb)<br />

Birim adını, Demirkol vd. (1977) tarafından tipik olarak gözlendiği yer olan<br />

Bağkonak mevkiinden adını almıştır. Bağkonak formasyonu; kırmızı, sarı, bej, açık<br />

yeşil, sarımsı kahve, grimsi, sarımsı ve krem- bej renkli tutturulmuş kumtaşı, kiltaşı,<br />

kaba çakıltaşı yer yer üst kesimlerinde ince katmanlar şeklinde travertenimsi poroz<br />

yapılı karbonatlar, karbonat çimentolu çakıltaşı, kumtaşı ve çamurtaşından<br />

oluşmaktadır.<br />

Bağkonak formasyonu inceleme alanı içerisinde başlıca, bölgenin kuzeydoğusunda<br />

Çaltı köyü, İçme Tepe, Koru Tepe, Aşağıdinek, Köprüköy batısı, Başdeğirmen,<br />

Çarıksaraylar, Gümüşoluk doğu ve batı kesimleri, Zenger Sırtı, Uluyol civarlarında<br />

görülmektedir.<br />

Şekil 4.4. Bağkonak formasyonundan bir görünüm<br />

Bağkonak formasyonu Çatakbaşı, Tülüce Tepe kuzeyinde, Hacıalabaz kireçtaşları<br />

üzerinde; İçme Tepe civarında, Kara Tepe kuzeyinde, Yukarıdinek civarlarında ve


21<br />

Aşağıdinek doğusunda Sultandede şistleri üzerinde, Çarıksaraylar kuzeyinde<br />

Sultandede şistleri, Çaltepe kireçtaşları, Hacıalabaz kireçtaşları üzerinde uyumsuz<br />

olarak yer almaktadır. Birim Çarıksaraylar, Gümüşoluk ve güney kesimlerinde,<br />

Zengen Sırtı ve Uluyol güneyi, Düzkır Sırtı, Köprüköy, Aşağıdinek, Yukarıdinek,<br />

Koru Tepe kuzeyi, İçme Tepe kuzeyi, Çaltı ve doğu kesimlerinde alüvyon ile<br />

uyumsuz olarak örtülmektedir (Elitok, 2000). Stratigrafik sütun kesite bakıldığında<br />

ise Bağkonak formasyonu altta Deliktaş formasyonu ile uyumsuz, Göksöğüt<br />

formasyonu ile yanal geçişli ve üstte alüvyon ile uyumsuz bir ilişkiye sahiptir.<br />

Bağkonak formasyonuna ait paleontolojik bulgu inceleme alanı içerisinde tespit<br />

edilememiş, bununla beraber bölge dışında yapılan çalışmalarda bu birimin Üst<br />

Miyosen- Pliyosen yaşlı Göksöğüt formasyonuyla yanal geçişli olduğu göz önünde<br />

bulundurularak birimin yaşının en azından Üst Miyosen olabileceği düşünülerek bu<br />

şekilde kabul edilmiştir (Demirkol, 1977).<br />

4.1.1.6. Anamasdağ formasyonu (KTa)<br />

Bu birim Orta Torosların Anamasdağ kesiminde yüzeylenmekte olup, Dumont ve<br />

Kerey (1975) tarafından Anamas-Akseki birliği, Özgül (1976) tarafından Geyikdağı<br />

birliği, Şenel vd. (1992, 1996) tarafından Anamas-Akseki otoktonu, Öztürk vd.<br />

(1981) tarafından Anamasdağ formasyonu olarak adlandırılmıştır. Bu çalışmada da<br />

Anamasdağ formasyonu ismi kullanılmıştır.<br />

Anamasdağ formasyonu genellikle inceleme sahasının güneyinde ve batı<br />

kesimlerinde Köprülü yaylası, Namazgah Tepe, Taşbaşı Tepe, Ballıktaşı Tepe, Ardıç<br />

Tepe, Kasnaklı Tepe dolaylarında gözlemlenmektedir.<br />

Anamasdağ formasyonuna ait Anamasdağ kireçtaşları bol kırık ve çatlaklı, yer yer<br />

dolomitik, kristalin dokulu, sert, kırılgan krem, bej renkli olarak temsil edilir<br />

(Soyaslan, 2004; Elitok, 2000). İnceleme alanında Anamasdağ formasyonu altta Fele<br />

formasyonu ile uyumsuz üstte ise Gölgeli formasyonu ile uyumlu olarak


22<br />

gözlenmektedir. Anamasdağ formasyonunun yaşını Elitok (2000) yaptığı<br />

çalışmalarda Kretase- Alt Eosen olarak belirlemiştir.<br />

4.1.1.7. Gölgeli formasyonu (Teg)<br />

Gölgeli formasyonu inceleme alanı içerisinde Kızıldağ’ın kuzey kesimlerinde Orman<br />

evleri ile Silindi çiftliği arasında ince bir hat boyunca, ayrıca inceleme alanı batısında<br />

Gölgeli mevkii civarında, Uykutepeleri ve Taşbaşı Tepe doğu kesimlerinde<br />

gözlenmektedir.<br />

Öztürk vd. (1981) tarafından Gölgeli formasyonu olarak adlandırılan birim yeşil,<br />

kahverengi, boz, sarı, gri, koyu gri, açık kahve kumtaşı, kiltaşı, silttaşı, kumlu<br />

kireçtaşından oluşmaktadır. Bu çalışmada da aynı isimle adlandırılmıştır. Gölgeli<br />

formasyonu altta Anamasdağ formasyonu ile uyumlu, üstte Kızıldağ ofiyolitleri<br />

tarafından bindirmeli olarak üzerlenmektedir.<br />

Öztürk vd. (1981), birimin yaşını Gedikli güneyi ve kuzeyinde Alt Eosen üstü olarak<br />

bildirmiş, daha sonra Elitok (2000) yaptığı çalışma ve bulduğu paleontolojik<br />

verilerden birimin yaşını Orta Eosen olarak belirlemiştir. Buna göre birimin yaşı Orta<br />

Eosen olarak kabul edilmiştir.<br />

4.1.1.8. Göksöğüt formasyonu (Tmpg)<br />

İnceleme alanı kuzeybatısında Onikidönüm, Yenicekale, Kocabel sırtı, Bozoğlan<br />

sırtı, Tuğluk sırtı civarında gözlenen birim başlıca beyaz, sarımsı beyaz, sarımsı<br />

yeşil, kahve, yeşil gri yer yer kaba taneli kumtaşı, kiltaşı, silttaşı, kireçtaşı, çamurtaşı,<br />

marn ardalanmasından oluşur. İlk kez Demirkol (1986) tarafından adlandırılan birim,<br />

bu çalışmada da aynı isimle kullanılmıştır.<br />

Göksöğüt formasyonu Bağkonak formasyonu ile yanal geçişli olup altta Deliktaş<br />

formasyonuyla uyumsuz ve yine üstte alüvyonla uyumsuz bir dokanak ilişkisine<br />

sahiptir.


23<br />

Şekil 4.5. Göksöğüt formasyonunun görünümü<br />

Göksöğüt formasyonunun yaşını Yağmurlu (1991), birime ait kireçtaşları içinde<br />

Limnea sp. ve Planorbis sp. gibi tatlı su Gastrapodlarının yaygın olarak bulunduğunu<br />

belirtmiş, Demirkol (1982), formasyon içerisinde Lamellibranchia ve Gastrapod<br />

bulunduğunu fakat tanıtımının yapılamadığını belirtmiştir. Bütün bu veriler ışığında<br />

birimin yaşı Üst Miyosen- Pliyosen olarak kabul edilmiştir.<br />

4.1.1.9. Alüvyon (Qal) ve Yamaç Molozu (Qym)<br />

Alüvyon inceleme sahası içerisinde geniş bir alanı kaplamaktadır. Şarkikaraağaç’ın<br />

da içinde yer aldığı ova içerisinde ve allokton konumlu birimlerin arasındaki<br />

çukurluk alanlarda yer alan alüvyon değişik kökenli kaya birimlerine ait gevşek<br />

tutturulmuş veya tutturulmamış killi, siltli kum, çakıl ve bloklardan oluşmuştur.<br />

Yamaç molozu özellikle Kızıldağ ofiyolitlerinin dokanakları boyunca ve çoğunlukla<br />

bu birimine ait kayaların değişik boyutlu ve farklı derecelerde yuvarlaklaşmış<br />

çakıllarından oluşmaktadır. Büyük vadilerin ağız kesimlerinde yelpaze görünümü<br />

vermektedir.


24<br />

4.1.2. Allokton Birimler<br />

4.1.2.1. Kızıldağ Ofiyolitleri (Kk)<br />

Kızıldağ ofiyolitleri Şarkikaraağaç güneyinde Kızıldağ, Kırmızı Tepe, Kızılyurt<br />

Tepe, Yel değirmeni Tepe, Kızıl Tepe, Öğlegediği Tepe, batı kesiminde Belceğiz<br />

güneyi, Kızılkale Tepe, Kızılsivri Tepe, Gölgeli mevkii kuzeyinde gözlenmektedir.<br />

Birim, Çapan (1980) tarafından Marmaris bölgesinde Marmaris Peridotiti,<br />

Şarkikaraağaç ve dolayında çalışma yapan Öztürk vd. (1981) tarafından Kızıldağ<br />

ofiyolitleri olarak adlandırılmıştır. Bu çalışmada da aynı isim kullanılmıştır.<br />

Kızıldağ ofiyolitleri yeşil, koyu yeşil, siyah renkli kuvarsit gibi kaya birimlerinin<br />

üzerinde başlıca harzburjit ve dunitten meydana gelen peridotit napından<br />

oluşmaktadır.<br />

Şekil 4.6. Kızıldağ ofiyolitlerinden bir görünüm<br />

Kızıldağ ofiyolitleri Kızıldağın doğu ve kuzeydoğu kesimlerinde Hacıalabaz<br />

kireçtaşları ve Gölgeli formasyonuyla bindirmeli olarak bulunmaktadır. Yine<br />

Kızıldağ ofiyolitleri Eğirler formasyonu ile bindirmeli bir dokanak ilişkisine sahip


25<br />

olup Eğirler formasyonu Kızıldağ ofiyolitleri üzerine tektonik olarak yerleşmiş<br />

durumdadır. Kızıldağ ofiyolitlerinin yaşı Üst Eosen olarak belirlenmiştir (Elitok,<br />

2000).<br />

4.1.2.2. Eğirler formasyonu (Ke)<br />

İnceleme alanı içerisinde Sürtmeçiftliği batı kesimlerinde, Arpaderesi Tepe<br />

civarlarında, batıda ise Ardıç-Meşe, Tavşan Tepe, Kızılyokuş sırtı, Aşılık mevkii<br />

civarında gözlenmektedir. Formasyonun adlandırılması Öztürk vd. (1981) tarafından<br />

yapılmış olup bu çalışmada da Eğirler formasyonu adı kullanılmıştır. Eğirler<br />

formasyonunun egemen kaya türü yeşil, bordo renkli, karbonat çimentolu, değişik<br />

boyutlarda kireçtaşı ve bazik bloklar içeren volkanik arakatkılı kumtaşlarıdır.<br />

Eğirler formasyonu Aşılık mevkii batısında, ofiyolitler üzerinde tektonik olarak<br />

bulunmakta, doğuda ise alüvyon ve yamaç molozu ile uyumsuz olarak örtülmektedir.<br />

Eğirler formasyonunu üstte Deliktaş formasyonu tektonik olarak üzerlemektedir.<br />

Birimin yaşı Öztürk vd. (1981) tarafından yaptıkları paleontolojik çalışmalardan elde<br />

ettikleri bulgulara göre Senomoniyen (Üst Kretase) dir.Bununla birlikte bölgesel<br />

deneştirme sonucu Paleosen’e değin çıkabileceği düşünülmektedir (Elitok, 2000,<br />

MTA Raporu, 1987).<br />

4.1.2.3. Deliktaş formasyonu (TRd)<br />

Deliktaş formasyonu inceleme alanı içinde güney kesimlerde görülmektedir.<br />

Sürtmedağı Tepe, Sürtmesivrisi Tepe, Arpaderesi Tepe, batıda ise Ardıç, Aylı Tepe,<br />

Ardıç-Meşe, Eşekçigediği, Ağılkaya Tepe, Karaçalı Tepe, Tavşan Tepe, Akçalı<br />

Tepe, Çaltıkaya Tepe‘de gözlenmektedir. Birim adını, Öztürk vd. (1981) tarafından<br />

Kızıldağ ofiyolitleri üzerinde yer alan rekristalize kireçtaşlarından almış ve bu<br />

çalışmada da bu adlama kullanılmıştır.


26<br />

Deliktaş kireçtaşı bej, beyaz, gri renkli bol kırık çatlaklı, erime boşluklu, genellikle<br />

masif yapılı, kolay kırılgan ve dağılgan rekristalize kireçtaşlarından oluşmuştur.<br />

Deliktaş formasyonu Eğirler formasyonu üzerinde tektonik dokanakla yerleşmiştir.<br />

Çaltıkaya Tepe civarlarında ise alüvyonla örtülüdür. Birimin yaşı Öztürk vd. (1981)<br />

tarafından Üst Triyas olarak belirlenmiştir.<br />

4.2. Yapısal Jeoloji<br />

Çalışma alanının yapısal özelliklerini neotektonik dönem ve özellikle <strong>Isparta</strong><br />

Büklümü’nün oluşum mekanizması içerisinde düşünmek daha doğru olacaktır.<br />

Çünkü, çalışma alanı Paleozoyik’ten günümüze kadar olan birçok orojenez<br />

hareketinden etkilenmiş ve daha çok son dönemlerde gerçekleşen orojenik olaylar<br />

daha öncekilerin etkilerini çoğunlukla silmiştir.<br />

Çalışma alanında Anamasdağ grubu kaya birimleri çoğunlukla daha kolay<br />

anlaşılabilen bir yapı gösterirken, Sultandağ grubu adı altında toplanan kaya birimleri<br />

ile allokton konumlu Kızıldağ ofiyolitleri, Eğirler formasyonu ve Deliktaş<br />

formasyonu daha karmaşık bir yapı sunmaktadırlar.<br />

Anamasdağ grubunun Mesozoyik ve Tersiyer yaşlı formasyonlarında<br />

karbonatlarındaki tabakalanmalar yer yer iyi korunmuş olup kalın karbonatlardan<br />

oluşan bu örtüde, erime , karstik olaylar vb. sebeplerden tabakalanmaların büyük bir<br />

kısmının bozulduğu gözlenmiştir. Bu gruptaki kaya birimlerinin tabakalanma ve<br />

eğimleri dağın doğu kesimlerinde K 40- 60 B, 35- 45 KD, batı kesiminde ise, K 35-<br />

60 B, 35- 45 GB’ dır. Sultandağ kesiminde ise tabakalanma ve eğim; K 40- 55 B, 25-<br />

35 GB’ dır (Elitok, 2000).<br />

Daha karmaşık bir yapıya sahip olan Sultandağ Grubuna ait formasyonlardan<br />

Kambriyen yaşlı Çaltepe formasyonunda tabakalanma gözlenmezken, Kambriyen-<br />

Ordovisiyen yaşlı Sultandede formasyonuna ait kireçtaşı arakatkılı, ince ve kaba<br />

kırıntılılardan oluşan birimde kaba yapraklanmanın yanında oldukça iyi gelişmiş ince<br />

ve düzenli bir yapraklanma görülür.


27<br />

Çalışma alanına tektonik olarak (allokton) yerleşen Kızıldağ ofiyolitleri, Eğirler<br />

formasyonu ve Deliktaş formasyonu diğer gruplar içerisindeki formasyonlara göre<br />

daha fazla bir deformasyona sahiptir. Birimlerdeki tabakalar tektonizmanın etkisiyle<br />

ortaya çıkan kıvrımlanmalar sonucu yer yer belirlenemeyecek şekilde biçim<br />

değiştirmişlerdir. Bu birimlerde oldukça kıvrımlı ve kırıklı olmalarından dolayı<br />

tabaka doğrultu ve eğimlerinde çok sık değişimler gözlenmekte genel bir gidiş<br />

göstermemektedirler (Elitok, 2000).<br />

4.2.1. Faylar<br />

Oldukça önemli kırık zonları üzerinde yer alan inceleme alanında fayların<br />

doğrultuları, kıvrım eksen doğrultuları ile büyük ölçüde paralellik sunar. Nitekim bu<br />

fay demetleri kıvrımlara paralel olarak içi KD’ ya bakan geniş bir yay çizer.<br />

İnceleme alanında Neojen ve Kuvaterner yaşlı çökelleri etkilemiş normal fayların<br />

yanında Neojen öncesi kayalarla ilişkin ters fayların varlığı da gözlenmiştir. Bölgede<br />

gözlenen ve haritaya geçirilebilen normal fayların doğrultuları KB- GD, KD- GB ve<br />

D- B dır. Fay düzlemlerinin eğimi ise 65 0 - 90 0 arasında değişir.<br />

Düşey fay, inceleme alanının batı kesiminde Anamasdağ formasyonu ile Kızıldağ<br />

ofiyolitleri, Gölgeli formasyonu, Göksöğüt formasyonu ile olan dokanak boyunca<br />

yaklaşık olarak KB- GD doğrultulu olarak gözlenmektedir. Belceğiz batısında Taşlık<br />

Tepe’den başlayıp kuzeybatıya doğru Gölgeli mevkiine kadar ulaşmakta ve bu arada<br />

Taşbaşı Tepe civarında doğrultu atımlı bir fay ile ötelenmektedir. Fayın eğimi<br />

Belceğiz batısında dik ve dike yaklaşırken Gölgeli mevkii civarında ve güney<br />

kesimlerinde azalmaktadır. Yenicekale’ nin batı kesimlerinde Anamasdağ<br />

formasyonu ile Pliyosen yaşlı Göksöğüt formasyonu arasındaki dokanak boyunca bu<br />

düşüm gözlenmektedir. Özellikle Gölgeli mevkii ve güney kesimlerinde dokanak<br />

ilişkileri uyumlu olmasına rağmen Gölgeli formasyonu ile Anamasdağ formasyonu<br />

arasındaki ilksel dokanak ilişkileri faylanmadan dolayı bozulmuştur. Bu kesimlerde<br />

Gölgeli formasyonuna ait kumtaşı tabakalarında oldukça yoğun bir kırıklanma,<br />

düzensiz bir katmanlanma dikkati çekmektedir (Elitok ,2000).


28<br />

Normal faylar Anamasdağ formasyonu içerisinde yukarıda bahsedilen büyük fayın<br />

doğrultusuna paralel konumlu daha küçük ölçekli faylar olarak Taşbaşı Tepe,<br />

Eşekalanı, Sarıin, Kuvvetalanı doğu kesimlerinde gözlenmektedir (Elitok, 2000).<br />

Şarkikaraağaç güneydoğusunda Hacıalabaz formasyonu içerisinde Kayrancı Tepe<br />

civarında yaklaşık KB- GD doğrultulu olarak yer almaktadır. Aynı zamanda Armutlu<br />

kuzeybatısında Akçalı Tepe, Karaçalı Tepe civarında Deliktaş formasyonu içerisinde<br />

yaklaşık D- B doğrultulu küçük ölçekli düşey faylar olarak gözlenmektedir (Elitok,<br />

2000).<br />

Poisson (1977) Üst Miyosen (Tortoniyen) sonrası <strong>Isparta</strong> Büklümü’nün doğu<br />

kanadının batı kanadı üzerine bindirdiğini (Aksu bindirmesi) belirtmiştir. Koçyiğit<br />

(1981) <strong>Isparta</strong> büklümü’nün kuzey kısmında yerel olarak Orta Oligosen’den beri<br />

sıkışma tektoniği yerine, neotektonik dönemde çekme tektoniğinin egemen olduğunu<br />

ifade etmiştir. Böylece inceleme alanı içerisinde bu çekme tektoniğinin etkileri bariz<br />

bir şekilde gözlenmiş, normal ve düşey fayların ofiyolit yerleşiminden sonra<br />

Koçyiğit (1981)’in ifade ettiği gibi Orta Oligosen’den sonra oluştuğu<br />

düşünülmektedir.<br />

Doğrultu atımlı faylar özellikle inceleme alanının doğu kesiminde Paleozoyik ve<br />

Mesozoyik yaşlı birimlerde yoğunlaşmış olarak dikkati çekmektedir. Arslandoğmuş<br />

güneyinde Kütlü Tepe’de, Köprüköy kuzeyi Düzbaşı Tepe’de ve güneyinde Karatepe<br />

güneybatı kesimlerinde Çaltepe formasyonu ile Sultandede şistleri arasında küçük<br />

ölçekli atımlar halinde (1000 metreyi bulmayan) gözlenmektedir. Aşağıdinek doğusu<br />

Yellibel Tepe’de Çaltepe formasyonu, Sultandede formasyonu ve Bağkonak<br />

formasyonu arasında mevcuttur. Karatepe civarında yaklaşık D- B doğrultulu olarak<br />

gözlenmektedir. Yassıbel kuzeyinde Kayrancı Tepe ve Külbaşı Tepe doğu<br />

kesimlerinde Hacıalabaz formasyonu ile Paleozoyik ve Triyas yaşlı formasyonlar<br />

arasında yer almaktadır. Karayaka batısında Arpaderesi Tepe civarında allokton<br />

konumlu Deliktaş formasyonu ile Eğirler formasyonu arasında Taşbaşı Tepe, Gölgeli<br />

mevkii civarında Anamasdağ formasyonu, Gölgeli formasyonu ve Kızıldağ<br />

ofiyolitleri arasında yaklaşık KKB- GDD olarak gözlenmektedir. Yine Gölgeli<br />

mevkii batı kesimlerinde Anamasdağ formasyonu ile Kızıldağ ofiyolitleri ve


29<br />

Göksöğüt formasyonu arasında yaklaşık KD- GB doğrultulu küçük atımlı faylar<br />

halinde dikkati çekmektedir.<br />

İnceleme alanı içerisinde yer alan doğrultu atımlı fayların konumuna bakıldığında<br />

bunların genel olarak KD- GB ve D- B doğrultulu oldukları Paleozoyik ve<br />

Mesozoyik yaşlı birimleri etkilediği dikkati çekmektedir. Kızıltepe civarında KD-<br />

GB doğrultulu keskin bir fay ve bu takip edildiğinde Yassıbel civarında Paleozoyik<br />

ve Mesozoyik birimlerin ötelendiği görülmektedir. Aynı zamanda muhtemel olarak<br />

düşünülen KD- GB doğrultulu bu fay hem güney hem de kuzey kesimlerdeki daha<br />

küçük ölçekli faylarla paralellik sunmaktadır (Elitok, 2000).<br />

Feletepe doğu yamacında alt kesimlerde Orta Triyas yaşlı Fele formasyonu<br />

bulunmaktadır. Bu birim üzerinde Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen yaşlı Sultandede<br />

formasyonu ve bunun üzerinde de Alt- Orta Kambriyen yaşlı Çaltepe formasyonu<br />

ters fayla yer almaktadır. Aynı şekilde Fele Tepe kuzeyi ve Yassıbel batısında aynı<br />

birimler arasında bu ters faylanmalara rastlanmaktadır. Bu ters faylar bölgede Erken<br />

Kimmerid hareketlerinin etkilerini yansıtmaktadır.<br />

Anamasdağı’ nın bugünkü morfolojisini kazandıran, doğu ile batı tarafını sınırlayan,<br />

KB- GD uzanımlı düşeye yakın eğimli birbirine paralel basamak faylar Miyosen<br />

sonrası tektonikle ilişkilidir. Düşey fayların doğuya bakan blokları bir diğerine göre<br />

alçalmıştır. Bu hareketler sırasında genel gidişe dik ve/veya dike yakın fayların da<br />

geliştiği gözlenir (MTA Raporu, 1987).<br />

Sultandağı’nda Paleozoyik- Mesozoyik yaşlı kaya birimlerini kesen ve dike yakın<br />

eğim sunan faylar, küçük yaylar çizmesine karşılık genelde KB- GD, KD- GB<br />

uzanım sunar. Normal fayların düşey atımları yanı sıra doğrultu atımlarının da varlığı<br />

göze çarpar (MTA Raporu,1987).<br />

İnceleme alanında sürüklenimler, bölgede allokton konumlu olan Eğirler<br />

formasyonu, Deliktaş formasyonu ve Kızıldağ ofiyolitlerinin bir kütle halinde<br />

yerleşimi ile karakterize edilir.Anamasdağı doğusu ile Sultandağı güneyi arasındaki


30<br />

çukurluğa yerleşmiş bulunan bu kütle, Anamasdağı doğusunda KB- GD uzanımlı bir<br />

hat boyunca Alt Eosen sonrası- Lütesiyen’de Anamasdağ formasyonu üzerine<br />

sürüklenmiştir. Ayrıca, Eğirler formasyonu, Deliktaş formasyonu ve Kızıldağ<br />

ofiyolitlerinin de kendi içinde tektonik dilimler şeklinde birbiri üzerine binik olduğu<br />

görülür (MTA Raporu, 1987).


31<br />

4.3. HİDROLOJİ<br />

Çalışma alanının ayrıntılı hidroloji incelemesinin yapılması amacıyla havza<br />

içerisinde ve çevresinde bulunan Devlet Meteoroloji İstasyonlarının uzun yıllara ait<br />

ölçümleri değerlendirilerek su bilanço elemanları hesaplanmıştır. Bilanço<br />

hesaplamalarında gerekli olan hidrojeolojik verilerin belirlenmesi için yağış, akış,<br />

buharlaşma- terleme (evapotranspirasyon) ve süzülme (sızma) verileri<br />

değerlendirilmiştir.<br />

4.3.1. Yağış<br />

Çalışma alanı ve çevresinde bulunan yerleşim birimlerinin ortalama yağış miktarları;<br />

Gelendost DMİ’de 577,1 mm (22 yıllık), Yalvaç DMİ’ de 503,82 mm (31 yıllık),<br />

Akşehir DMİ’ de 587,42 mm (31 yıllık), Şarkikaraağaç DMİ’ de 437,12 mm (29<br />

yıllık), Yenişarbademli DMİ’ de 816,88 mm (23 yıllık), Ilgın DMİ’ de 430 mm (22<br />

yıllık), Aşağıçiğil DMİ’ de 491,16 mm (8 yıllık), Aksu DMİ’de 860,90 mm (13<br />

yıllık) olarak hesaplanmıştır.<br />

Çalışma alanı için ortalama yağış miktarı, yukarıda verilen DM istasyonları<br />

verilerinden yararlanılarak eş yağış (izohyet) eğrileri yöntemi ile 518,42 mm olarak<br />

tespit edilmiştir. Buna göre yaklaşık 831 km 2 ’lik Şarkikaraağaç ovası için ortalama<br />

yağış miktarı 430.807 x 10 6 m 3 / yıl olarak belirlenmiştir (Şekil 4.5 ).


33<br />

Hesaplamalarda yararlanılan DM istasyonlarının yağış verileri eklenik sapma<br />

grafikleri ile değerlendirilmiştir.<br />

Gelendost’ a ait eklenik sapma grafiğinde, 1966-1969 yılları arası yağışlı dönemi,<br />

1969- 1977 yılları arası kurak dönemi, 1977- 1981 yılları arası yağışlı dönemi, 1981-<br />

1987 yılları arası kurak dönemi göstermektedir (Şekil 4.8 a-b ).<br />

Yalvaç’ a ait eklenik sapma grafiğinde, 1966- 1969 yılları arası yağışlı dönemi,<br />

1969- 1974 yılları arası kurak dönemi, 1974- 1983 yılları arası yağışlı dönemi, 1983-<br />

1989 yılları arası kararlı dönemi, 1989- 1994 yılları arası kurak dönemi ve 1994-<br />

1996 yılları arası yağışlı dönemi temsil etmektedir (Şekil 4.9 a-b ).<br />

Akşehir’ e ait eklenik sapma grafiğinde 1966- 1969 yılları arası yağışlı dönemi,<br />

1970- 1974 yılları arası kurak dönemi, 1974- 1980 yılları arası yağışlı dönemi, 1980-<br />

1994 yılları arası kurak dönemi ve 1994-1996 yıları arası yağışlı dönemi temsil<br />

etmektedir (Şekil 4.10 a-b ).<br />

Şarkikaraağaç’ a ait eklenik sapma grafiğinde 1966- 1971 yılları arası yağışlı<br />

dönemi, 1971- 1974 yılları arası kurak dönemi, 1974- 1991 yılları arası yağışlı<br />

dönemi, 1991-1994 yılları arası ise kurak dönemi temsil etmektedir (Şekil 4.11 a- b ).<br />

Yenişarbademli’ e ait eklenik sapma grafiğinde 1967- 1969 yılları arası yağışlı<br />

dönem, 1969- 1974 yılları arası kurak dönemi, 1974- 1981 yılları arası yağışlı<br />

dönemi , 1981- 1986 yılları arası kurak dönemi, 1986- 1989 yılları arası ise yağışlı<br />

dönemi temsil etmektedir (Şekil 4.12 a- b ).<br />

Ilgın’ a ait eklenik sapma grafiğinde 1975- 1984 yılları arası kurak dönemi, 1984-<br />

1988 yılları arası yağışlı dönemi, 1988-1994 yılları arası kurak dönemi ve 1994-<br />

1996 yılları arası yağışlı dönemi göstermektedir (Şekil 4.13 a-b ).


34<br />

Aksu’ a ait eklenik sapma grafiğinde 1983- 1986 yılları arası kararlı dönemi, 1986-<br />

1989 yılları arası yağışlı dönemi, 1989-1994 yılları arası kurak dönemi ve 1994-<br />

1995 yılları arası yağışlı dönemi temsil etmektedir (Şekil 4.14 a-b ).<br />

Çizelge 4.1. Şarkikaraağaç ovası ve çevresindeki Devlet Meteoroloji İstasyonları<br />

yıllık ortalama yağış verileri<br />

Yıllar Gelendost Yalvaç Akşehir Şarkikarağaç Yenişarbademli Ilgın Aksu<br />

1966 653,6 561,2 633,4 461,8<br />

1967 612,2 553,6 684 438,3 787,1<br />

1968 762,7 640,2 792,8 540,5 1130,9<br />

1969 750,2 602,7 731,8 517,4 1005,5<br />

1970 487,2 400 502,5 446,7 716,4<br />

1971 475,3 403,2 666,8 447,3 760,6<br />

1972 438,9 359,2 471,3 356,2 586,1<br />

1973 416,7 384 466,8 300 610,4<br />

1974 524,1 409,9 441,4 267 528,8<br />

1975 593,8 537,2 594,1 526,1 970,2 431,6<br />

1976 615,9 561 709,4 524,8 931,5 505,8<br />

1977 405,1 390,8 711,1 340,7 724,8 392,1<br />

1978 801,8 661,8 719,2 524,7 997,1 388,5<br />

1979 627,4 471 649,3 503,6 967,8 448,1<br />

1980 609,7 502,3 569,6 459,7 745,3 373,6<br />

1981 757,3 622 554,5 584,7 1265,7 417,3<br />

1982 554,3 508,2 508,6 365 556,8 388,6<br />

1983 602,2 586,9 647,3 689,3 901 428,3 843,7<br />

1984 442,5 474,6 491,5 408,7 484,4 347,9 590<br />

1985 627,3 557,9 581,6 506,8 798 482,8 928,4<br />

1986 396,7 436,3 371,3 483,4 685,7 388,7 803,2<br />

1987 541,3 521,4 641,1 585,4 874,2 511,7 1021,2<br />

1988 589,1 657,3 630,2 975,9 513,2 1135,6<br />

1989 434,1 469,1 463,6 784,2 388,2 860,2<br />

1990 382,5 452,7 391,6 348,5 597,9<br />

1991 513,1 610,8 623,3 457,5 893,9<br />

1992 435,1 479,4 403,9 383,8 659,5<br />

1993 392,3 385,3 317 306,8 761,6<br />

1994 488,6 533,4 434,2 413,6 861,5<br />

1995 666,7 675,5 560,5 1235<br />

1996 571,7 807,3 584,2<br />

Top. 12696,2 15618,6 18210,2 12676,5 18788,4 9461 11192<br />

Ort. 577,1 503,82 587,42 437,12 816,88 430 860,92<br />

Yıl. 22 31 31 29 23 22 13


35<br />

600<br />

500<br />

yağışlı<br />

dönem<br />

kurak dönem<br />

yağışlı<br />

dönem<br />

kurak dönem<br />

ORTALAMA YILLIK YAĞIŞ (mm)<br />

400<br />

300<br />

200<br />

100<br />

0<br />

1966 1968 1970 1972 1974 1976 1978 1980 1982 1984 1986<br />

-100<br />

-200<br />

-300<br />

YILLAR<br />

Eklenik Sapma Eğrisi<br />

Şekil 4.8-a. Ortalama yıllık yağıştan eklenik sapma grafiği (Gelendost DMİ)<br />

YAĞIŞ (mm)<br />

900<br />

800<br />

Ortalama Yıllık Yağış: 577,1 mm<br />

700<br />

600<br />

500<br />

400<br />

300<br />

200<br />

100<br />

0<br />

1966 1969 1972 1975 1978 1981 1984 1987<br />

YILLAR<br />

Yıllık Toplam Yağış<br />

Şekil 4.8-b. Gelendost bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği


36<br />

400<br />

300<br />

yağışlı<br />

döne<br />

m<br />

kurak<br />

dönem<br />

yağışlı dönem<br />

kararlı<br />

dönem<br />

kurak<br />

dönem<br />

yağışlı<br />

dönem<br />

ORTALAMA YILLIK YAĞIŞ (mm)<br />

200<br />

100<br />

0<br />

1966 1970 1974 1978 1982 1986 1990 1994<br />

-100<br />

-200<br />

-300<br />

YILLAR<br />

Eklenik Sapma Eğrisi<br />

Şekil 4.9-a. Ortalama yıllık yağıştan eklenik sapma grafiği (Yalvaç DMİ)<br />

YAĞIŞ (mm)<br />

800<br />

700<br />

Ortalama Yıllık Yağış: 503,82<br />

600<br />

mm<br />

500<br />

400<br />

300<br />

200<br />

100<br />

0<br />

1966 1970 1974 1978 1982 1986 1990 1994<br />

YILLAR<br />

Yıllık Toplam Yağış<br />

Şekil 4.9-b. Yalvaç bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği


37<br />

ORTALAMA YILLIK YAĞIŞ (mm)<br />

yağışlı<br />

800<br />

600<br />

400<br />

200<br />

0<br />

-200<br />

-400<br />

dönem kurak<br />

dönem<br />

1966<br />

1969<br />

1972<br />

yağışlı<br />

dönem<br />

1975<br />

1978<br />

1981<br />

YILLAR<br />

kurak dönem<br />

1984<br />

1987<br />

1990<br />

1993<br />

yağışlı<br />

dönem<br />

1996<br />

Eklenik Sapma Eğrisi<br />

Şekil 4.10-a. Ortalama yıllık yağıştan eklenik sapma grafiği (Akşehir DMİ)<br />

YAĞIŞ (mm)<br />

900<br />

800<br />

700<br />

600<br />

500<br />

400<br />

300<br />

200<br />

100<br />

0<br />

1966 1970 1974 1978 1982 1986 1990 1994<br />

Ortalama Yıllık Yağış: 587,42<br />

mm.<br />

YILLAR<br />

Yıllık Toplam Yağış<br />

Şekil 4.10-b. Akşehir bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği


38<br />

ORTALAMA YILLIK YAĞIŞ (mm)<br />

1200<br />

1000<br />

800<br />

600<br />

400<br />

200<br />

0<br />

-2001966 1970 1974 1978 1982 1986 1990 1994<br />

-400<br />

yağışl<br />

ı<br />

dö<br />

kurak<br />

döne<br />

m<br />

YILLAR<br />

yağışlı dönem<br />

kurak dönem<br />

Eklenik Sapma Eğrisi<br />

Şekil 4.11-a. Ortalama yıllık yağıştan eklenik sapma grafiği (Şarkikaraağaç DMİ)<br />

YAĞIŞ (mm)<br />

800<br />

700<br />

600<br />

500<br />

400<br />

300<br />

200<br />

100<br />

0<br />

1966 1970 1974 1978 1982 1986 1990 1994<br />

YILLAR<br />

Ortalama Yıllık Yağış : 437,12 mm<br />

Yıllık Toplam Yağış<br />

Şekil 4.11-b. Şarkikaraağaç bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği


39<br />

ORTALAMA YILLIK YAĞIŞ (mm)<br />

yağışlı<br />

600 dönem<br />

400<br />

200<br />

0<br />

1967 1971 1975 1979 1983 1987<br />

-200<br />

-400<br />

-600<br />

kurak<br />

dönem<br />

yağışlı<br />

dönem<br />

YILLAR<br />

kurak<br />

dönem<br />

yağışlı<br />

dönem<br />

Eklenik Sapma Eğrisi<br />

Şekil 4.12-a. Yenişarbademli ortalama yıllık yağıştan eklenik sapma grafiği<br />

YAĞIŞ (mm)<br />

1400<br />

1200<br />

1000<br />

800<br />

600<br />

400<br />

200<br />

0<br />

1967 1971 1975 1979 1983 1987<br />

YILLAR<br />

Ortalama Yıllık Yağış : 816,88 mm<br />

Yıllık Toplam Yağış<br />

Şekil 4.12-b. Yenişarbademli bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği


40<br />

ORTALAMA YILLIK YAĞIŞ (mm)<br />

100<br />

50<br />

0<br />

-50<br />

-100<br />

-150<br />

-200<br />

-250<br />

-300<br />

-350<br />

kurak dönem<br />

yağışlı<br />

dönem<br />

1975 1978 1981 1984 1987 1990 1993 1996<br />

YILLAR<br />

kurak<br />

dönem<br />

yağışlı dönem<br />

Eklenik Sapma Eğrisi<br />

Şekil 4.13-a. Ortalama yıllık yağıştan eklenik sapma grafiği (Ilgın DMİ)<br />

700<br />

600<br />

500<br />

Ortalama Yıllık<br />

Yağış: 430 mm<br />

YAĞIŞ (mm)<br />

400<br />

300<br />

200<br />

100<br />

0<br />

1975 1978 1981 1984 1987 1990 1993 1996<br />

YILLAR<br />

Yıllık Toplam Yağış<br />

Şekil 4.13-b. Ilgın bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği


41<br />

ORTALAMA YILLIK YAĞIŞ (mm)<br />

200<br />

100<br />

0<br />

-100 1983 1985 1987 1989 1991 1993 1995<br />

-200<br />

-300<br />

-400<br />

-500<br />

kararlı<br />

dönem<br />

yağışlı<br />

dönem kurak dönem yağışlı<br />

dönem<br />

YILLAR<br />

Eklenik Sapma Eğrisi<br />

Şekil 4.14-a. Ortalama yıllık yağıştan eklenik sapma grafiği (Aksu DMİ)<br />

1400<br />

1200<br />

1000<br />

Ortalama Yıllık Yağış: 860,90<br />

mm<br />

YAĞIŞ (mm)<br />

800<br />

600<br />

400<br />

200<br />

0<br />

1983 1985 1987 1989 1991 1993 1995<br />

YILLAR<br />

Yıllık Toplam Yağış<br />

Şekil 4.14-b. Aksu bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği


42<br />

4.3.2. Buharlaşma<br />

Çalışma alanında gerçekleşen buharlaşma miktarını tespit edebilmek amacıyla<br />

Thornthwaite yöntemi kullanılmıştır. Thornthwaite yönteminde kullanılan aylık<br />

sıcaklık ve yağış verileri Şarkikaraağaç ilçesine ait Devlet Meteoroloji İstasyonundan<br />

temin edilmiştir. Elde edilen bu veriler yardımıyla çalışma alanındaki potansiyel ve<br />

gerçek buharlaşma değerleri hesaplanmıştır (Çizelge 4.2 )<br />

Bölgede gerçekleşen toplam ortalama yıllık yağış miktarı 473,73 mm, potansiyel<br />

buharlaşma değeri olan Etp değeri 635,25 mm ve gerçek buharlaşma değeri olan Etr<br />

değeri ise 340,89 mm olarak hesaplanmıştır. Elde edilen bu veriler ışığında yağış ve<br />

potansiyel buharlaşma grafiği hazırlanmıştır. Grafikte, Ocak ayından itibaren Nisan<br />

ayının sonuna kadar olan yağış miktarı ve Kasım- Aralık aylarındaki yağış miktarı<br />

çalışma alanında gerçekleşen potansiyel buharlaşma (Etp) miktarından fazladır (Şekil<br />

4.13 ). Bu nedenle Etp, Etr’ye eşittir ve bu dönemdeki su fazlası 132,84 mm olarak<br />

hesaplanmıştır. 100 mm olarak kabul edilen zemin nem rezervi Mayıs ayından<br />

Haziran ayının ortalarına kadar harcanmıştır. Haziran ayı ortalarından Ekim ayı<br />

sonuna kadar gerçekleşen su noksanı 824,32 mm’dir. Ovada 473,73 mm olan yıllık<br />

yağışın 340,89 mm’lik kısmı buharlaşarak atmosfere dönmektedir. Çalışma<br />

alanındaki su fazlası tüm yağışın % 28’i kadardır.


43<br />

Çizelge 4.2. Şarkikaraağaç Meteoroloji istasyonu için hazırlanan Thornthwaite buharlaşma- terleme bilançosu<br />

Ş.Karaağaç<br />

Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Toplam<br />

Aylık Sıcaklık<br />

(°C)<br />

0 0 4,76 9,86 13,87 17,99 21 21,28 17,44 11,67 5,34 0,84<br />

Aylık İndeks (i) 0 0 0,92 2,79 4,68 6,94 8,78 8,96 6,62 3,60 1,10 0,06 44,45<br />

Etp (mm) 0 0 17,81 45,06 75,36 103,27 124,95 118,80 83,50 47,97 16,68 1,85 635,25<br />

YAĞIŞ (mm) 49,43 42,44 45,80 52,76 43,20 29,96 21,97 10,70 10,40 43,26 51,33 72,48 473,73<br />

Zemin Rezervi 100 100 100 100 67,84 0 0 0 0 0 34,65 100<br />

43<br />

Etr (mm) 0 0 17,81 45,06 75,36 97,8 21,97 10,70 10,40 43,26 16,68 1,85 340,89<br />

Zemin Rezerv<br />

Değişimi<br />

Su Noksanı<br />

(mm)<br />

Su Fazlası<br />

(mm)<br />

Enlem<br />

Düzeltme<br />

Katsayısı<br />

- - - - -32,16 -67,84 - - - - 34,65 65,36<br />

- - - - - 35,43 102,98 108,1 73,1 4,71 - - 324,32<br />

49,43 42,44 27,99 7,7 - - - - - - - 5,28 132,84<br />

0,85 0,84 1,03 1,10 1,23 1,24 1,25 1,17 1,04 0,96 0,84 0,83


44<br />

140<br />

120<br />

100<br />

Zemin Rezervinin<br />

Kullanılması<br />

Zemin Rezervinin<br />

Tamamlanması<br />

(mm<br />

80<br />

60<br />

Su<br />

Noksanı<br />

YAĞIŞ (mm)<br />

Etp (mm)<br />

40<br />

20<br />

0<br />

Su<br />

Fazlası<br />

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12<br />

Aylar<br />

44<br />

Şekil 4.15. Thornthwaite yöntemine göre Şarkikaraağaç için yağış ve Etp’nin aylık değişim grafiği


45<br />

4.3.3. Akış<br />

831 km 2 ’lik bir alana sahip olan Şarkikaraağaç havzası içerisinde sürekli akışa sahip<br />

dereler Köprüköy Deresi, Gürleyik Dere ve Çukur Dere’dir (EK-1). Bununla birlikte<br />

mevsimlere bağlı olarak yağışlı dönemde yüzeysel akışa geçen pek çok irili ufaklı<br />

dere bulunmaktadır. Bunlardan bazıları Fele Pınarı, Kaysuluk Dere, Eğriçay,<br />

Değirmençayı Dere, Deveci Dere, Kovalı Dere, Aşağıkaramuklu Dere, Koru Dere,<br />

Karakaya Pınarı, Tavuk Deresi, Devegöçüren Dere, Bebik Dere, Derbent Dere,<br />

Başdeğirmen Dere, Arpayeri Dere, İnönü Dere, Karadeli Dere, Kirazlı Dere,<br />

Çukurçay, Yamada Çayı, Erikli Dere, Karagan Dere, Damlı Dere’dir. Şarkikaraağaç<br />

havzası içerisinde yer alan bu dereler havza içerisinden doğup yine havza içerisine<br />

boşalırlar. Bu derelerden; Köprüköy Deresi, Gürleyik Dere, Karakaya Pınarı,<br />

Kaysuluk Dere ve Fele Pınarına ait akım rasat değerleri Çizelge (4.3 a- b- c- d- e)’de<br />

verilmiştir. Çalışma alanı içerisinde beslenme havzası dışına yağışlı dönemde<br />

Beyşehir Gölü’ne boşalan veya dışarıdan havzayı besleyen yüzeysel akış<br />

bulunmamaktadır.


46<br />

Çizelge 4.3-a. Köprüköy Deresi Akım Rasat Değerleri<br />

Su<br />

yılı<br />

Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Tem. Ağus. Eylül<br />

1986 0,24 0,35 0,47 1,17 1,49 1,29 0,51 0,36 0,3 0,22 0,18 0,2<br />

1987 0,14 0,24 0,16 0,5 0,94 0,85 0,81 0,82 0,87 0,45 0,32 0,2<br />

1988 0,06 0,51 0,58 0,58 1 2,18 3,9 1,6 0,26 0,19 0,17 0,1<br />

1989 0,26 0,4 0,56 0,9 1,36 0,82 0,31 0,26 0,17 0,05 0,08 0<br />

1990 0,09 0,37 0,81 0,56 1,41 1,06 0,55 0,46 0,19 0,14 0,12 0,1<br />

1991 0,08 0,11 0,33 0,26 0,67 0,7 0,34 0,17 0,02 0,01 0,02 0<br />

1992 0,03 0,45 2,32 0,61 0,69 1,61 2,28 0,79 0,64 0,03 0 0<br />

1993 0 0 0,37 0,69 1,33 1,94 1,35 0,42 0,04 0,01 0 0<br />

1994 0,1 0,13 0,22 0,26 0,35 0,58 0,18 0,09 0,02 0,03 0,02 0<br />

Top. 1 2,56 5,82 5,53 9,24 11 10,2 4,97 2,51 1,13 0,91 0,7<br />

Ort. 0,11 0,28 0,65 0,61 1,03 1,23 1,14 0,55 0,28 0,13 0,1 0,1<br />

Çizelge 4.3-b. Gürleyik Dere Akım Rasat Değerleri<br />

su<br />

yılı<br />

Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Tem. Ağus. Eylül<br />

1990 0 0 0 0 0 0,37 0,12 0,03 0,005 0 0 0<br />

1991 0 0,03 0,05 0,03 0,17 0,04 0,21 0,26 0,028 0 0 0<br />

1992 0 0,04 0,15 0 0 0,25 0,24 0 0 0 0 0<br />

1993 0 0,09 0,17 0 0,31 0,36 0 0 0 0 0 0<br />

Top. 0 0,16 0,37 0,03 0,48 1,03 0,57 0,29 0,033 0 0 0<br />

Ort. 0 0,04 0,09 0,01 0,12 0,26 0,14 0,07 0,008 0 0 0


47<br />

Çizelge 4.3-c. Fele Pınarı Akım Rasat Değerleri<br />

su<br />

yılı<br />

Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Tem. Ağus. Eylül<br />

2000 0,12 0,1 0,08 0 0 0 0 0 0,06 0 0,051 0<br />

2001 0,04 0,11 0,16 0,06 0,08 0,08 0,09 0,06 0,071 0,068 0,061 0,1<br />

2002 0,11 0,1 0,11 0,21 0 0,1 0,17 0,13 0,089 0,064 0,087 0,1<br />

2003 0,11 0,06 0,05 0,09 0,12 0 0,13 0,11 0,141 0,134 0,079 0,1<br />

2004 0,1 0,09 0,05 0,14 0,09 0,14 0,1 0,13 0,092 0,08 0,076 0,1<br />

2005 0 0 0 0,08 0,12 0,07 0,08 0,1 0,067 0,087 0,076 0<br />

Top. 0,48 0,46 0,45 0,58 0,41 0,4 0,56 0,53 0,52 0,433 0,43 0,4<br />

Ort. 0,08 0,08 0,08 0,1 0,07 0,07 0,09 0,09 0,086 0,072 0,071 0,1<br />

Çizelge 4.3-d. Karakaya Deresi Akım Rasat Değerleri<br />

su<br />

yılı<br />

Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Tem. Ağus. Eylül<br />

1986 0,03 0,03 0,03 0 0 0,25 0,13 0,13 0,117 0,032 0,021 0<br />

1987 0,03 0,05 0,11 0,33 0,37 0,13 0,28 0,18 0,22 0,063 0,031 0<br />

1988 0,05 0,13 0,26 0,12 0,39 0,44 0,6 0,29 0,075 0,029 0,043 0,1<br />

1989 0,05 0,59 0,33 0,07 0,08 0,33 0,13 0,07 0,067 0,05 0 0<br />

1990 0 0 0 0,15 0,05 0,37 0,13 0 0 0 0 0<br />

Top. 0,16 0,79 0,73 0,66 0,89 1,52 1,27 0,67 0,479 0,174 0,095 0,1<br />

Ort. 0,03 0,16 0,15 0,13 0,18 0,3 0,25 0,13 0,095 0,034 0,019 0<br />

Çizelge 4.3-e. Kaysuluk Dere Akım Rasat Değerleri<br />

Su<br />

yılı<br />

Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Hazi. Tem. Ağus. Eylül<br />

1991 0 0,013 0,122 0 0 0 0 0 0 0 0 0<br />

1992 0 0,008 0,167 0,04 0,04 0,14 0,04 0,02 0,017 0,005 0 0<br />

1993 0 0 0,009 0,12 0,09 0,07 0,02 0,04 0,003 0 0 0<br />

1994 0 0,005 0 0,02 0,05 0,03 0,03 0 0,011 0,017 0,006 0,02<br />

1995 0 0,041 0,029 0,02 0,02 0,07 0,05 0,06 0 0,027 0 0<br />

Top. 0 0,067 0,327 0,2 0,19 0,31 0,14 0,12 0,031 0,049 0,006 0,02<br />

Ort. 0 0,013 0,065 0,04 0,04 0,06 0,03 0,02 0,0062 0,0098 0,0012 0


48<br />

4.3.4. Su Bilançosu<br />

Bu bölümde yukarıda ayrıntılı olarak tanımlanan hidrolojik veriler kullanılarak<br />

Şarkikaraağaç havzası için su bilançosu hazırlanmıştır. Alanda en önemli beslenim<br />

kaynağı yağıştır. Havza için eş yağış eğrileri yöntemine göre belirlenen ortalama<br />

yağış miktarı 518.42 mm’dir (Bölüm 4.4.1). 831 km 2 ’lik alana sahip Şarkikaraağaç<br />

ovası için ortalama yağış miktarından beslenim 430.807 x 10 6 m 3 /yıl olarak<br />

belirlenmiştir.<br />

Ova için diğer beslenim kaynağı ise Beyşehir gölü’nden alınan sulama suyudur.<br />

Şarkikaraağaç ovasına Beyşehir gölünden 2005 yılında 26.12 x 10 6 m 3 sulama suyu<br />

alınmıştır. DSİ 18. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan araştırmalarda ova için 2005<br />

yılında belirlenen sulama randımanı % 26’dır. Gölden alınan su miktarının %26’sı<br />

bitkiler tarafından kullanılmakta, % 74’ü ise yeraltına süzülmekte ve<br />

buharlaşmaktadır. Beyşehir gölünden alınan sulama suyunun 19.33 x 10 6 m 3 lük<br />

miktarı yeraltına süzülmekte ve buharlaşmaktadır. Örenköy ve Şehitler göletlerinden<br />

alınan sulama suyu miktarı hakkında bilgiye ulaşılamamıştır. Bu nedenle göletlerden<br />

sulama suyu beslenimi bilanço hesaplamalarında kullanılmayacaktır (Çizelge 4.4).<br />

Şarkikaraağaç ovasında en önemli boşalım elemanı buharlaşmadır. Ortalama 340,89<br />

mm gerçek buharlaşma (Etr) değeri ile ortalama 283.28 x 10 6 m 3 /yıl su buharlaşmaterleme<br />

yoluyla boşalmaktadır (Bölüm 4.4.2).<br />

Alüvyon ova içerisinde resmi kurumlar ve özel kişilere ait yaklaşık 150 adet sondaj<br />

ve keson kuyu mevcuttur. DSİ 18. Bölge Müdürlüğüne ait 29 adet sondaj kuyusu<br />

bulunmaktadır. Kuyuların ortalama 39.46 l/s debi (DSİ 18. Bölge Müd. verileri) ile 6<br />

saat ve yılda 150 gün çalıştığı varsayılırsa kuyulardan toplam 3.83x 10 6 m 3 /yıl su<br />

çekilmektedir. Araştırma alanında yapılan statik seviye ölçüm çalışmaları sırasında<br />

ovada yaklaşık 65 adet keson kuyu olduğu görülmüştür. Bu kuyulardan ortalama<br />

1.05 x10 6 m 3 /yıl su çekilmektedir. Özel şahıslara ait yaklaşık 55 adet sondaj<br />

kuyusundan ortalama 30 l/s debi ile 5.34 x10 6 m 3 /yıl su alınmaktadır. Elde edilen<br />

veriler ışığında en doğru yaklaşım sağlanarak yapılan hesaplamalara göre, ovadan


49<br />

ortalama 10.22 x10 6 m 3 /yıl çekilen su miktarı boşalım olarak değerlendirilecektir. Bu<br />

miktarın % 74’ü olan 7.56 x10 6 m 3 /yıl’lık miktar yeraltına süzülecektir.<br />

Araştırma alanında havzadan dışarıya boşalan ve havza içine akan yüzeysel akış<br />

bulunmamaktadır. Sadece havzada bulunan kaynakların boşalımları yüzeysel akışa<br />

geçmektedir. Bunlar havza içerisinde oluşup tekrar havzadaki alüvyon ortama<br />

boşaldıkları için bilanço hesaplamalarında dikkate alınmayacaktır. Kapalı bir havza<br />

özelliğindeki ovada özellikle topoğrafik eğimin az olduğu arazilerde, doğal<br />

boşaltımın belirli bir zaman içerisinde aksaması sonucu, yeraltısuyu seviyesi<br />

yükselmekte ve tarım arazileri için istenmeyen bir durum ortaya çıkmaktadır. Bu<br />

nedenle yeraltısuyunu besleyen etmenler olan yağış, kaynaklar ve sulama sularından<br />

yüzeysel akışa geçen fazla suyu toplamak amacıyla, topoğrafik eğime uygun olarak,<br />

ovanın doğal boşaltım ayağını oluşturan Deliçay deresi boyunca Çarıksaraylar<br />

derivasyon kanalı yapılmıştır. Alüvyon ortamın tamamında yapılan drenaj<br />

kanallarının boşalımı bu derivasyon kanalı vasıtasıyla Beyşehir gölüne ulaşmaktadır<br />

(EK-2). Sözkonusu kanaldan ortalama yılda 32.51 x 10 6 m 3 su Beyşehir gölüne<br />

yüzeysel akış ile boşalmaktadır (DSİ 18. Bölge Müd.).<br />

Şarkikaraağaç havzası güneyde Beyşehir gölü ile sınır oluşturmaktadır. Alüvyon<br />

akifer için yapılan yeraltısuyu seviye haritalarında ovanın yeraltısuyu boşalımının<br />

Beyşehir gölüne doğru olduğu belirlenmiştir (Bölüm 4.5.4). Alüvyon akifer-Beyşehir<br />

gölü dokanağında alüvyondan göle yeraltısuyu akımı olacaktır. Bu alandaki<br />

yeraltısuyu boşalımı Darcy’nin Q = T x i x G formulü ile hesaplanmaktadır.<br />

Formulde; T = Transmisibilite katsayısı (m 2 /gün)<br />

i = Hidrolik eğim<br />

G = Havzanın göle boşalım uzunluğu (m)<br />

Transmisibilite değeri olarak bu bölgede açılmış olan 19984 numaralı kuyuda<br />

belirlenen 4.17 x 10 -3 m 2 /s kullanılmıştır (Bölüm 4.5.3). Beyşehir gölü kenarında<br />

alüvyon akiferde belirlenen hidrolik eğim 0.025’dir. Beyşehir gölü ile alüvyon akifer<br />

sınırı olan 1125 konturu esas alınarak uzunluğu 2500 m’dir. Havzadan göle<br />

yeraltısuyu boşalımı 8.22 x10 6 m 3 /yıl olarak hesaplanmıştır.


50<br />

Şarkikaraağaç havzası için belirlenen beslenme ve boşalma miktarları çizelge<br />

4.4.2’de verilmiştir. Beslenim ile boşalım arasında 123.467 x 10 6 m 3 /yıl’lık fark<br />

bulunmaktadır. Ölçümlerde ve hesaplamalarda olabilecek hatalar dikkate alındığında<br />

emniyetli kullanılabilecek yeraltısuyu miktarı beslenme-boşalma farkının % 60’ı<br />

olarak alınabilir. Buna göre, Şarkikaraağaç ovasında emniyetli kullanılabilecek<br />

yeraltısuyu miktarı 74.08 x10 6 m 3 /yıl’dır.<br />

Çizelge 4.4. Şarkikaraağaç Ovası su bilançosu<br />

BESLENME x 10 6 m 3 /yıl BOŞALMA x 10 6 m 3 /yıl<br />

Yağış 430.807 Buharlaşma 283.28<br />

Beyşehir gölü 19.33 Kuyularla çekim 10.22<br />

sulamasından<br />

Sondaj sulamasından 7.56 Beyşehir gölüne 8.22<br />

yeraltısuyu boşalımı<br />

Drenaj kanalına 32.51<br />

boşalım<br />

Toplam 457.697 Toplam 334.23


51<br />

4.4. HİDROJEOLOJİ<br />

Bu bölümde çalışma alanında bulunan su noktaları, litolojik birimlerin hidrojeolojik<br />

özellikleri, akiferlerin hidrolojik parametreleri ve yeraltısuyu dinamiği hakkında bilgi<br />

verilmektedir.<br />

4.4.1 Su Noktaları<br />

Çalışma alanı içerisinde az sayıda sürekli dere ve mevsime bağlı birçok yüzeysel akış<br />

ile kaynak, sondaj kuyusu ve keson kuyu bulunmaktadır. Ayrıca, Şehitler Göleti<br />

(Çarıksaraylar) ve Örenköy Göleti işletilmekte olup sulama suyu alınmaktadır.<br />

Bunun yanısıra inşa halinde olan Köprüköy Göleti bulunmaktadır. Alanın güneyinde<br />

Beyşehir gölü bulunmaktadır.<br />

4.4.1.1 Akarsular<br />

Çalışma alanındaki yüzeysel akışları göstermek amacıyla drenaj ağı haritası<br />

hazırlanmıştır (Şekil 4.16). Köprüköy, Gürleyik ve Çukur dereler sürekli akan<br />

derelerdir. Mevsimsel olarak ise; Fele Pınarı, Kaysuluk Dere, Eğriçay, Değirmençayı<br />

Dere, Deveci Dere, Kovalı Dere, Aşağıkaramuklu Dere, Koru Dere, Karakaya Pınarı,<br />

Tavuk Deresi, Devegöçüren Dere, Bebik Dere, Derbent Dere, Başdeğirmen Dere,<br />

Arpayeri Dere, İnönü Dere, Karadeli Dere, Kirazlı Dere, Çukurçay, Yamada Çayı,<br />

Erikli Dere, Karagan Dere, Damlı Dere.


53<br />

- Köprüköy Deresi; Köprüköy’ün kuzeydoğusunda yer alan Köprüköy Deresinden<br />

bölgenin sulama suyu karşılanmaktadır (Şekil 4.17). Üzerinde Köprüköy Göleti inşa<br />

edilmekte ve buradan 1017 ha’lık tarım arazisinin sulaması planlanmaktadır (Çizelge<br />

4.5)..<br />

Şekil 4.17. Şarkikaraağaç Köprüköy Göleti’ nin görünümü<br />

Çizelge 4.5. Köprüköy göleti teknik özellikleri<br />

Göletin Yeri<br />

Köprüköy'ün 1 750 m kuzeydoğusu<br />

Akarsuyu<br />

Köprüköy Deresi<br />

Amacı<br />

Sulama<br />

İnşaatın (başlama-bitiş) yılı 1995<br />

Gövde dolgu tipi<br />

Kaya Dolgu<br />

Depolama hacmi 5,48 hm 3<br />

Aktif Hacim 5,10 hm 3<br />

Ölü Hacim 0,38 hm 3<br />

Yükseklik (talvegden)<br />

40,78 m<br />

Yükseklik (temelden)<br />

50,78 m<br />

Sulama Alanı<br />

1 017 ha<br />

Proje rantabilitesi 1,40<br />

-Gürleyik Dere ; Şarkikaraağaç Örenköy’ ün sulama suyunu karşılayan Gürleyik<br />

Dere üzerinde, işletmede olan Örenköy Göleti bulunmaktadır (Şekil 4.18 ). Bu Gölet<br />

sayesinde 306 ha’ lık tarım arazisinin sulaması yapılmaktadır (Çizelge 4.6 ).


54<br />

Şekil 4.18. Şarkikaraağaç Örenköy Göleti’ nin görünümü<br />

Çizelge 4.6. Örenköy göleti teknik özellikleri<br />

Göletin Yeri<br />

Şarkikaraağaç-Örenköy'ünün2.5 km<br />

güneybatısı<br />

Akarsuyu<br />

Gürleyik Deresi<br />

Amacı<br />

Sulama<br />

İnşaatın (başlama-bitiş) yılı 1992-1997<br />

Gövde dolgu tipi<br />

Zonlu Toprak dolgu<br />

Depolama hacmi 1,610 hm 3<br />

Aktif Hacim 1,190 hm 3<br />

Ölü Hacim 0,420 hm 3<br />

Yükseklik (talvegden)<br />

27,50 m<br />

Yükseklik (temelden)<br />

41,64 m<br />

Sulama Alanı<br />

306 ha<br />

Proje rantabilitesi 1,53<br />

- Çukur Deresi; Şarkikaraağaç Çarıksaraylar’da yüzeysel akışa sahip olan Çukur<br />

Dere Çarıksaraylar’ın sulama suyu ihtiyacı karşılanmaktadır. Bu dere üzerinde<br />

Şehitler Göleti inşa edilmiş olup, 884 ha ‘lık bir arazinin sulaması yapılmaktadır<br />

(Şekil 4.19 -Çizelge 4.7).


55<br />

Şekil 4.19. Şarkikaraağaç Şehitler Göleti<br />

Çizelge 4.7. Şehitler göleti teknik özellikleri<br />

Göletin Yeri<br />

Şarkikaraağaç-Çarıksaraylar'a 1.5 km mesafede<br />

Akarsuyu<br />

Çukur Deresi<br />

Amacı<br />

Sulama<br />

İnşaatın (başlama-bitiş) yılı 1993-1998<br />

Gövde dolgu tipi<br />

Kaya dolgu<br />

Depolama hacmi 5,000 hm 3<br />

Aktif Hacim 4,970 hm 3<br />

Ölü Hacim 0,030 hm 3<br />

Yükseklik (talvegden) 42,90 m<br />

Yükseklik (temelden) 46,00 m<br />

Sulama Alanı<br />

884 ha<br />

Proje rantabilitesi 1,02<br />

4.4.1.2. Kaynaklar<br />

Çalışma alanında yer alan kaynaklar genel olarak dokanaklara bağlı ortaya çıkmıştır.<br />

Başlıca 11 adet kaynak olup bu kaynaklar 1/ 100 000 ölçekli hidrojeoloji haritası<br />

üzerinde gösterilmiştir (EK-3).


56<br />

Soğukpınar Kaynağı<br />

Şekil 4.20. Soğukpınar Kaynağı jeolojik şematik kesiti<br />

Şarkikaraağaç ilçesinin Göksöğüt kasabası içerisinde bulunan ve kumtaşı , kiltaşı,<br />

kireçtaşlarından oluşan birim içerisindeki kireçtaşlarından boşalan kaynak içme ve<br />

sulama amaçlı kullanılmaktadır.<br />

Şekil 4.21. Soğukpınar kaynağından bir görünüm


57<br />

Belceğiz Kaynağı<br />

Şekil 4.22. Belceğiz kaynağı jeolojik şematik kesiti<br />

Belceğiz’e yakınlarındaki ofiyolitli malzemeden boşalan çatlak kaynağı sulama<br />

amaçlı kullanılmaktadır.<br />

Şekil 4.23. Belceğiz Kaynağından bir görünüm


58<br />

Pınarbaşı Kaynağı<br />

Şekil 4.24. Pınarbaşı kaynağı jeolojik şematik kesiti<br />

Çarıksaraylar’a yaklaşık 2 km uzaklıkta bulunan kaynak kireçtaşı ve şistlerin<br />

dokanağındanboşalmaktadır. Kaynak kaptaj yapılarak kapatılmıştır. İçme suyu olarak<br />

kullanılmaktadır.<br />

Şekil 4.25. Pınarbaşı kaynağından bir görünüm


59<br />

İlidere Kaynağı<br />

Şekil 4.26. İlidere kaynağı jeolojik şematik kesiti<br />

Arslandoğmuş köy merkezine yaklaşık 1 km uzaklıktaki kaynak sıcak su bulunduran<br />

bir kaynaktır.<br />

Şekil4.27. İlidere kaynağından bir görünüm


60<br />

İçmeler Kaynağı<br />

Şekil4.28. İçmeler kaynağı jeolojik şematik kesiti<br />

Arak merkezine yaklaşık 1-1,5 km uzaklıkta bulunan kaynak mineralli su<br />

özelliğindedir. Kaynak boşalım bölgesinde yoğun bir traverten çökelimi<br />

gözlenmektedir .<br />

Şekil 4.29. İçmeler kaynağından bir görünüm


61<br />

4.4.1.3. Sondaj Kuyuları ve Sığ Kuyular<br />

Şarkikaraağaç ovasında sulama amaçlı açılmış resmi kurumlar ve özel kişilere ait<br />

yaklaşık 150 adet sondaj ve keson kuyu mevcuttur. Bunun yanı sıra yine ova<br />

içerisinde DSİ 18. Bölge Müdürlüğü tarafından 1975- 1992 yılları arasında araştırma<br />

ve işletme amaçlı açılmış toplam 29 adet sondaj kuyusu bulunmaktadır (DSİ 18. Böl.<br />

Müd. 18-II Sondaj Şube Başmühendisliği). Çalışma alanında yer alan sondaj<br />

kuyularının tamamı alüvyon ova içerisinde açılmıştır (EK-3).<br />

DSİ tarafından açılan kuyuların derinlikleri 10,70- 200 m, statik seviyeleri 0,20- 6,10<br />

m, dinamik seviyeleri 7,07- 57,22 m ve debileri ise 2,50- 63,80 l/s arasında<br />

değişmektedir. Bu kuyulara ait hidrolojik ve hidrojeolojik özellikleri yansıtan kuyu<br />

logları Şekil 4.30’ de , teknik özellikleri ise Çizelge 4.8’ sunulmuştur.


62<br />

62<br />

Şekil 4.30. Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu logları (a)


63<br />

63<br />

Şekil 4.30. Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu loglarının devamı (b)


64<br />

64<br />

Şekil 4.30. Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu loglarının devamı (c)


65<br />

65<br />

Şekil 4.30. Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu loglarının devamı (d)


66<br />

66<br />

Şekil 4.30. Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu loglarının devamı (e)


67<br />

67<br />

Şekil 4.30. Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu loglarının devamı (f)


68<br />

Çizelge 4.8. Şarkikaraağaç ovası içerisinde DSİ 18. Bölge Müdürlüğü tarafından<br />

açılmış olan kuyuların teknik verileri (DSİ, 1975- 1980)<br />

Kuyu Adı Kuyu No Statik Seviye<br />

(m)<br />

Dinamik<br />

Seviye (m)<br />

Derinlik<br />

(m)<br />

Debi (Qp)<br />

l/s<br />

Çiçekpınar 19982 0,20 14,83 110 63,20<br />

Tuğla 19983 6,10 23,36 103 34,58<br />

Ocakları<br />

Çeltek Köyü 19984 0,20 15,95 24 52,23<br />

Şarkikaraağaç 20300 3,40 16,07 140 24,28<br />

Şarkikaraağaç 20301 3,25 15,92 105 61,04<br />

Şarkikaraağaç 20302 4,30 16,80 10,70 52,80<br />

Şarkikaraağaç 20303 4,30 19,33 70 34,58<br />

Beyköy 20939 1,60 35,96 48 9,08<br />

Beyköy 20940 2,07 7,07 82 63,80<br />

Beyköy 20941 1,25 18,35 17,80 47,18<br />

Beyköy 20942 1,65 34,68 14,82 2,50<br />

Şarkikaraağaç 21667 4,60 38,70 34 9,14<br />

Şarkikaraağaç 21668 3,20 32,10 116 9,14<br />

Şarkikaraağaç 21669 4,35 37,75 30 9,00<br />

Şarkikaraağaç 21672 2,40 22,70 115 36<br />

Şarkikaraağaç 21673 2,60 21,44 116 34<br />

Şarkikaraağaç 21674 2,90 7,98 90 63,80<br />

Şarkikaraağaç 21675 2,50 7,95 100 63,80<br />

Şarkikaraağaç 21676 4,40 23,85 101 44,34<br />

Şarkikaraağaç 21677 4,65 22,85 100 40,62<br />

Şarkikaraağaç 21678 3,30 22,55 88 40<br />

Çiçekpınar 24880 4,07 100 63,20<br />

Çiçekpınar 24881 2,90 8,62 100 63,20<br />

Çiçekpınar 24882 1,69 9,56 54 63,20<br />

Çiçekpınar 24883 2,63 8,52 28,82 63,20<br />

Çiçekpınar 24884 1,95 14,83 80 63,20<br />

Beyköy 36706 3,73 42,57 80 5,17<br />

Başdeğirmen 37304 0,22 57,22 200 10,09<br />

Beyköy 42321 2,45 47,12 80 18,4<br />

4.4.1.4. Beyşehir Gölü<br />

37 o 45’ kuzey-31 o 36’ doğu koordinat sisteminde yer alan Beyşehir Gölü, Göller<br />

yöresinde, Beyşehir İlçesinin kuzeyinde, Şarkikaraağaç İlçesinin güneyinde Sultan<br />

Dağları ile Anamas Dağları arasındaki tektonik çukurlukta yer alan ülkemizin en<br />

büyük tatlı su gölüdür. Beyşehir Gölü 1125 m su kotunda göl yüzeyi yaklaşık 700<br />

km 2 , drenaj alanı 4147 km 2 ’ dir. İdari olarak Konya- <strong>Isparta</strong> ili sınırları içerisindedir.<br />

Barındırdığı yaban hayatı, doğal güzellikleri ve tarihi değerleri ile göllerimiz<br />

içerisinde özel bir yeri vardır.


69<br />

Göl’de göl suları altındaki tepe uzantılarının oluşturduğu büyüklü küçüklü 32 ada<br />

bulunmaktadır. Büyük adalar genellikle gölün batısında yer almaktadır. En<br />

önemlileri Mada, İğdeli, Orta, Aygır, Hacıakif ve Keçi adalarıdır.<br />

Göl’ün güney ve kuzey kıyıları sığ olup, en derin yeri 10 metreyi bulmaktadır. Göl<br />

su seviyesi ile göl alanı yıllara ve mevsimlere göre değişiklik göstermektedir. 1960-<br />

1990 göl rasat periyodunda, en düşük seviyesi Ekim 1975’te 1121.96 metre olarak<br />

tespit edilmiştir. Bu seviyedeki göl alanı 64.500 hektar olmuştur. Aynı rasat<br />

periyodundaki en yüksek su seviyesi, Mart 1981’de 1125 metre olarak<br />

gerçekleşmiştir. Bu kottaki göl alanı 74.600 hektardır (www.cevreorman.gov.tr).<br />

Gölün boşalımı ise; gölün batısında kuzey-güney doğrultusunda yer alan düdenler<br />

vasıtasıyla suyun Manavgat havzasına taşınması, tarımsal amaçlı su kullanımı ve<br />

buharlaşma yoluyla gerçekleşmektedir.<br />

Beyşehir Gölü sularından Şarkikaraağaç genelinde tarım alanlarının sulaması<br />

yapılmaktadır. Gölden her yıl “Konya Ovası Sulama Projesi” kapsamında tahmini<br />

500 milyon m 3 su alınmaktadır. Bu da gölün ekosistemini bozabilir niteliktedir.<br />

Zaten sığ olan gölün kıyılarında daha şimdiden bataklıklar oluşmaya başlamıştır.<br />

Gölü kirleten kaynaklar çok azdır. Beyşehir İlçesi’nin kanalizasyonunun bir bölümü<br />

fosseptikle halledilmiş, bir kısımda 100 mm’lik büzlerle göl ayağından çıkış kanalına<br />

verilmektedir. Taşma ve sızmalar dışında evsel atıklar göle ulaşamamaktadır. Ancak<br />

gölün güneyinde bulunan Üstünler, Huğlu ve Gencek Kasabalarında tüfekçilik sanayi<br />

tesisleri bulunmaktadır. Bu tesislerin atıkları Üstünler Çayı vasıtasıyla doğrudan göle<br />

verilmektedir.<br />

Su ürünleri üretimi yönünden Göller Bölgesinin en önemli gölü olan Beyşehir Gölü’<br />

nün tamamını içeren alan 38.750 hektarlık saha 11.1.1993 tarihinde Milli Park ilan<br />

edilmiştir. Göl alanı iklimsel özellikleri itibariyle, Akdeniz ve İç Anadolu iklimleri<br />

arasında geçiş özelliği göstermektedir. Göl yüzeyi kışın kısmen veya tamamen<br />

donduğu için kuşlar açısından iyi bir kışlama alanı değildir. Ancak, eylül ve ekim<br />

aylarında ördekler ve dalgıçlar onbinleri aşan gruplar oluşturur. Sakarmekelerin ve


70<br />

kazlarında eklenmesiyle ekim ayı sonlarında göldeki toplam kuş populasyonu<br />

ellibinleri geçer. Bazı yıllar bu sayı birkaç misline ulaşmaktadır<br />

(www.cevreorman.gov.tr).<br />

4.4.2. Litolojik Birimlerin <strong>Hidrojeoloji</strong>k Özellikleri<br />

Çalışma alanı içerisinde yer alan birimler fiziksel ve hidrojeolojik özellikleri dikkate<br />

alınarak geçirimli (Gç1,Gç2), yarı geçirimli (Gy) ve geçirimsiz (Gz1, Gz2) birimler<br />

olarak sınıflandırılmıştır (EK-3).<br />

4.4.2.1. Geçirimli Birim (Gç1)<br />

Çalışma alanı içerisinde geniş bir yayılıma sahip olan alüvyon malzeme, farklı<br />

kökene sahip kaya birimlerini temsil eden kil, silt, kum ve çakıldan oluşmaktadır.<br />

Aynı şekilde, geçirimli birim içerisinde yer alan yamaç molozu da değişik boyutlarda<br />

ve farklı derecelerde yuvarlaklaşmış çakıllardan oluşan ofiyolit birimine ait<br />

kayalardan oluşmaktadır. Alüvyon ve yamaç molozu yayılımı ve verimi fazla olan<br />

gözenekli akiferi oluşturmaktadır.<br />

Şarkikaraağaç ovasında yeraltısuyu bulunduran en önemli formasyon alüvyondur.<br />

Ova içerisinde alüvyon 238 km 2 ’lik bir alanı kapsamaktadır. Çalışma alanında<br />

bulunan sondaj kuyularının tamamı alüvyon ortam içinde açılmıştır. Alüvyon akifer<br />

içerisinde kil, kum ve çakıl seviyelerinin bölgelere göre farklılık gösterdiği<br />

gözlenmektedir. Alüvyon akiferin genelinde kil seviyeleri kum ve çakıl düzeyleri ile<br />

ardalanmalı şekilde bulunmaktadır. Bu durum, bazı alanlarda akiferin basınçlı bir<br />

karakter kazanmasına neden olmuştur. 1970’li yıllarda açılan üç kuyu artezyenik<br />

özelliktedir. En derin sondaj kuyusu Başdeğirmen’ de 200 m derinlikte açılmış ve<br />

çakıl (az killi) seviyelerinin yaygın olarak kesildiği görülmüştür. Çiçekpınar<br />

civarında açılmış olan kuyularda kil seviyesinde artış tespit edilmiştir. Çeltek<br />

güneyinde ve Şarkikaraağaç merkezde açılan kuyularda 56 -93 m’de serpantin<br />

seviyeleri kesilmiştir. Salur, Çeltek ve Armutlu köyleri arasında alüvyon kalınlığı 50<br />

m’ye kadar düşmektedir. Karakuyu mevkiinde ise kalınlık 20-30 m civarındadır.


71<br />

Beyköy ve Arak arasında kalınlık 200-250 m’ ye kadar ulaşmaktadır. Alüvyonda<br />

genellikle yüzeyden 100-150 m derinliğe kadar kum, çakıl, killi çakıllı serilerin<br />

hakim olduğu görülmektedir. Daha derinlerde ise çakıllı kil ve plastik killerin<br />

yoğunlaştığı sondaj kuyularından ve DSİ tarafından yapılan jeofizik etüdleri ile<br />

belirlenmiştir (DSİ, 1975). Çalışma alanında DSİ 18. Bölge Müdürlüğü tarafından<br />

açılmış olan sondaj kuyularının debileri 2,5- 3,80 lt / sn arasında değişmektedir.<br />

4.4.2.2. Geçirimli Birim (Gç2)<br />

Yaygın ve verimli karstik akiferi oluşturan geçirimli (Gç2) birimi; Çaltepe<br />

formasyonunu oluşturan Çaltepe kireçtaşları, Fele formasyonu kireçtaşları,<br />

Hacıalabaz formasyonuna ait Hacıalabaz kireçtaşları, Anamasdağ formasyonunu<br />

oluşturan Anamasdağ kireçtaşları ve Deliktaş formasyonu kireçtaşlarından<br />

oluşmaktadır. Anamasdağ ve Hacıalabaz kireçtaşları çalışma alanında geniş alanlarda<br />

yüzeylemektedir.<br />

Birimi oluşturan kireçtaşları, erime boşluklu, kırık ve çatlaklı yapıları ile karstik<br />

akifer özelliği sunmaktadır. Bu anlamda kireçtaşları, erime boşluklarında, kırık ve<br />

çatlaklarında yeraltısuyu bulundurmaları açısından önemlidir. Sözkonusu<br />

kireçtaşlarında çok sayıda kaynak boşalımlarına rastlanmaktadır.<br />

4.4.2.3. Yarı Geçirimli Birim (Gy)<br />

Çalışma alanında kumtaşlarından oluşan Eğirler formasyonu ile kumtaşı, çakıltaşı,<br />

karbonat ve kiltaşlarından yapılı Bağkonak ve Göksöğüt formasyonları yarı geçirimli<br />

birim olarak sınıflandırılmıştır. Bu formasyonlardaki kumtaşı, kireçtaşı ve çakıltaşı<br />

seviyelerinde sınırlı miktarda yeraltısuyu bulundurmaktadırlar. Özellikle Eğirler ve<br />

Göksöğüt formasyonuna ait kireçtaşlarından boşalan kaynaklar (Soğukpınar kaynağı<br />

gibi) görülmektedir.


72<br />

4.4.2.4. Geçirimsiz Birim (Gz1)<br />

Çalışma alanının güney ve batı kesimlerinde yer alan Kızıldağ ofiyolitlerinin<br />

oluşturduğu birim fiziksel ve hidrojeolojik özellikleri bakımından geçirimsiz birim<br />

(Gz1) olarak sınıflandırılmıştır.<br />

Kızıldağ ofiyolitleri serpantinit, amfibolit, kalkşist, kuvarsit, harzburjit ve dunitten<br />

meydana gelen peridotit napından oluşmaktadır. Serpantin ve peridotitler kırık ve<br />

çatlaklarında bir miktar yeraltısuyu bulundurabilirler. Fakat, alanda yayılımlarının<br />

olmaması nedeniyle yeraltısuyu bulundurmazlar. Ofiyolitleri oluşturan diğer<br />

litolojilerin de yeraltısuyu bulundurmamaları nedeniyle geçirimsiz birim olarak ele<br />

alınmıştır.<br />

4.4.2.5. Geçirimsiz Birim (Gz2)<br />

İnceleme alanının güney ve doğu kesimlerinde bulunan, metakumtaşı, metasilttaşı ile<br />

kuvarsitlerden oluşan Sultandede formasyonu ile kumtaşı, kiltaşı, silttaşı, kumlu<br />

kireçtaşından oluşan Gölgeli formasyonu geçirimsiz Gz2 birimi olarak<br />

değerlendirilmiştir. Sözkonusu bu birimleri oluşturan litolojiler içerisinde yeraltısuyu<br />

bulundurmamaktadır.<br />

4.4.3. Akiferlerin Hidroloji Parametreleri<br />

Çalışma alanında bulunan akiferlerin hidroloji parametrelerini (k = Permeabilite<br />

katsayısı, T = Transmisibilite katsayısı, S= Depolama katsayısı ) belirlemek amacıyla<br />

DSİ 18. Bölge Müdürlüğü tarafından açılmış sondaj kuyularından çalışma alanını<br />

temsil edecek şekilde 13 tanesi belirlenmiş ve bu kuyuların açıldıkları tarih itibariyle<br />

yapılan pompaj deneylerinde elde edilen zaman - düşüm değerleri kullanılarak,<br />

akiferlerin hidroloji parametreleri tespit edilmiştir.<br />

Bu hesaplamalar yapılırken Aquifer Test 3.5 bilgisayar yazılım programından<br />

yararlanılmış ve gözenekli akiferde, dengesiz rejim için geçerli olan Cooper- Jacob


73<br />

Time- Drown ve Thies yöntemleri uygulanmıştır. Bu program yardımıyla çizilen<br />

grafikler EK-7’ de ve hesap sonuçları Çizelge 4.9’ de sunulmuştur.<br />

Çizelge 4.9. Akifer Parametreleri (T, K, S)<br />

Bölge<br />

Kuyu<br />

No<br />

Cooper- Jacob Time<br />

Thies<br />

Drawdown<br />

T (m 2 /s) K (m/s) T (m 2 /s) K (m/s) S<br />

Çiçekpınar 19982 3,49x 10 -3 6,35x 10 -5 3,52x 10 -3 6,39x 10 -5 6,37<br />

Tuğla Ocakları<br />

(Ş. Karaağaç<br />

merkezi)<br />

19983 2,71x 10 -3 4,45x 10 -5 2,69x 10 -3 4,41x 10 -5 1,95x 10 -5<br />

Çeltek Köyü 19984 4,17x 10 -3 9,93x 10 -5 4,17x 10 -3 9,92x 10 -5 1,51x 10 -4<br />

Şarkikaraağaç<br />

(kuzeybatısı) 20301 6,93x 10 -4 1,22x 10 -5 6,81x 10 -4 1,19x 10 -5 9,19x 10 -6<br />

Şarkikaraağaç<br />

(güneybatısı) 20302 3,09x 10 -3 1,47x 10 -4 3,09x 10 -3 1,47x 10 -4 4,37x 10 -3<br />

Beyköy 20941 3,85x 10 -3 2,26x 10 -4 3,82x 10 -3 2,25x 10 -4 1,56x 10 -4<br />

Şarkikaraağaç<br />

(kuzeydoğusu) 21669 3,60x 10 -3 9,01x 10 -5 3,59x 10 -3 8,99x 10 -5 2,22x 10 -6<br />

Şarkikaraağaç<br />

(kuzeybatısı) 21672 2,43x 10 -3 2,51x 10 -5 2,44x 10 -3 2,52x 10 -5 3,30x 10 -5<br />

Şarkikaraağaç<br />

(güneyi) 21674 2,32x 10 -2 3,93x 10 -4 2,05x 10 -2 3,48x 10 -4 4,93x 10 -5<br />

Çiçekpınar 24883 1,32x 10 -2 2,44x 10 -4 1,32x 10 -2 2,44x 10 -4 5,24x 10 -4<br />

Beyköy 36706 6,75x 10 -5 7,50x 10 -6 6,66x 10 -5 7,40x 10 -6 2,78x 10 -3<br />

Başdeğirmen 37304 2,43x 10 -4 4,12x 10 -6 2,43x 10 -4 4,12x 10 -6 1,37x 10 -6<br />

Beyköy 42321 5,68x 10 -4 1,24x 10 -5 5,69x 10 -4 1,24x 10 -5 6,10x 10 -6<br />

Çizelge 4.9’ da her iki yönteme göre hesaplanan hidrolik parametrelerin (K, T, S)<br />

birbirleriyle uyumlu oldukları görülmektedir. Sondaj kuyularının logları<br />

incelendiğinde; alüvyon akiferin yersel olarak farklılıklar gösterdiği, kil seviyelerinin<br />

bölgesel olarak kalınlaştığı ve/veya sık tekrarlandığı görülmektedir. Kil seviyeleri<br />

arasında genel olarak çakıl ve killi çakıl seviyeleri bulunmaktadır. Çizelgede verilen


74<br />

hidrolik parametreler kuyu logları ile birlikte değerlendirildiğinde; tane boyutları<br />

arttıkça permeabilite ve transmisibilite katsayılarının arttığı görülmektedir. Kil<br />

seviyelerindeki artışa bağlı olarak hidrolik parametrelerde düşme tespit edilmiştir.<br />

Ayrıca, ova genelinde doğudan batıya doğru hidrolik parametrelerde artış<br />

gözlenmektedir. Bu durum ovanın doğusundan batısına doğru gidildikçe birimlerdeki<br />

geçirgenliğin arttığını göstermektedir.<br />

4.4.4. Yeraltısuyu Dinamiği<br />

4.4.4.1. Yeraltısuyu Seviye Haritaları<br />

Çalışma alanında bulunan 102 adet kuyuda yağışlı ve kurak dönemleri temsilen iki<br />

dönem (Ekim 2004 - Mayıs 2005) yeraltısuyu seviye ölçümleri yapılmıştır.<br />

Yeraltısuyu seviye haritaları hazırlanırken alanı temsil eden kuyularda ölçülen statik<br />

seviye değerleri kullanılmıştır (Çizelge 4.10). Her iki döneme ait ayrı yeraltısuyu<br />

seviye haritaları hazırlanmıştır (EK-4, EK-5).<br />

Ekim (2004) ve Mayıs (2005) dönemlerine ait yeraltısuyu seviye haritalarında genel<br />

olarak, yeraltısuyu seviye eğrilerinin bölgenin batısında seyrekleştiği, bunun yanında<br />

doğu kısımlarında ise sıklaştığı dikkati çekmektedir. Yeraltısuyu seviye eğrilerinin<br />

sıklaştığı Aşağıdinek – Arak arasında hidrolik eğim 0.015; Suvarköy – Şarkikaraağaç<br />

arasında 0.014; Çatlı- Beyköy arasında 0.02 ve Belceğiz güneyinde 0.033 olarak<br />

tespit edilmiştir. Eğrilerin sıklaştığı bölgeler düşük permeabiliteli, yüksek hidrolik<br />

eğimli ortamları temsil etmektedir. Yeraltısuyu seviye eğrilerinin seyrekleştiği<br />

bölgelerde hidrolik eğim; Çavundur – Çiçekpınar arasında 5.88 x 10 -3 ve Çeltek<br />

civarında 3.17x 10 -3 olarak belirlenmiştir. Mayıs döneminde yapılan yeraltısuyu<br />

seviye haritasında da aynı durum gözlenmektedir. Hazırlanan her iki haritada da<br />

yeraltısuyu akım yönünün Beyşehir gölüne doğru olduğu görülmektedir.


75<br />

Çizelge 4.10. Şarkikaraağaç ovasında yeraltısuyu statik seviye ölçümleri (Ekim<br />

2004- Mayıs 2005)<br />

Doğu kesimi<br />

Batı kesimi<br />

Bölge<br />

Kuyu<br />

No<br />

Kuyu<br />

Ağız<br />

Kotu<br />

(m)<br />

Sevi<br />

ye<br />

Farkı<br />

(m)<br />

YAS<br />

derin.<br />

(m)<br />

EKİM<br />

YAS<br />

kotu<br />

(m)<br />

YAS<br />

derin.<br />

(m)<br />

MAYIS<br />

YAS kotu<br />

(m)<br />

Çarıksaraylar S32 1250,00 3,85 7,15 1242,85 3,30 1246,7<br />

Suvarköy S40 1197,00 0,30 1,80 1195,20 1,50 1195,5<br />

Çaltı S50 1161,00 1,20 4,30 1156,70 3,10 1157,90<br />

Çaltı S53 1176,00 1,03 2,90 1173,10 1,87 1174,13<br />

Çaltı S54 1175,00 1,15 2,65 1172,35 1,50 1173,50<br />

Arak S58 1186,00 2,80 5,10 1180,90 2,30 1183,70<br />

Köprüköy S62 1234,00 0,75 3,35 1230,65 2,60 1231,40<br />

Köprüköy S64 1261,00 2,95 9,90 1251,10 6,95 1254,05<br />

Ş.karaağaç S67 1129,00 0,55 5,10 1123.90 4,55 1124,45<br />

Beyköy S76 1112,00 1,00 5,00 1107,00 4,00 1108,00<br />

Beyköy S79 1147,00 1,20 4,55 1142,45 3,35 1143,65<br />

Çavundur S81 1152,00 0,25 1,05 1150,95 0,80 1151,20<br />

Yakaemir S83 1154,00 0,80 3,15 1150,85 2,35 1151,65<br />

Yakaemir S85 1170,00 1,02 6,02 1163,98 5,00 1165,00<br />

Ördekçi S87 1151,00 0,10 2,10 1148,90 2,00 1149,00<br />

Salur S91 1136,00 0,85 4,20 1131,80 3,35 1132,65<br />

Salur S92 1144,00 0,95 2,95 1141,05 2,00 1142,00<br />

Armutlu S97 1121,00 0,45 1,30 1119,70 0,85 1120,15<br />

Armutlu S98 1118,00 1,00 1,60 1116,40 0,60 1117,40<br />

Belceğiz S102 1175,00 1,54 4,39 1170,61 2,85 1172,15<br />

Göksöğüt S23 1158,00 0,85 2,10 1155,90 1,25 1156,75<br />

4.4.4.2. Yeraltısuyu Seviye Değişimi<br />

Çalışma alanı için hazırlanan yeraltısuyu seviye haritalarında yeraltısuyu<br />

seviyelerinin doğal ve yapay kökenli etkenlere bağlı olarak değiştiği gözlenmektedir.<br />

Doğal olarak yağış, buharlaşma ve yüzeysel akış ile yapay olarak yeraltısuyu çekimi<br />

ve Beyşehir gölü ile göletlerden sulama, yeraltısuyu seviyesini etkilemektedir. Ekim<br />

ayında yapılan ölçümlerde statik seviyenin Mayıs ayına göre daha düşük değerlerde<br />

olduğu görülmektedir. Bu durum, sulama amacıyla su çekimi ile doğrudan<br />

bağlantılıdır. Ekime kadar olan dönemde kurak mevsimde olunması ve su<br />

kullanımının asgari değere ulaşması yeraltısuyu seviyesini düşürmüştür. Düşüm<br />

miktarı bütün kuyularda aynı oranda gerçekleşmemektedir. Bölgenin doğu<br />

kesimlerinde yeraltısuyunun yüzeyden derinliği Ekim ayında 1,80- 9,90m. arasında


76<br />

Mayıs ayında 1,50- 6,95 m. arasında, batısında ise Ekim ayında 0,25- 1,5m. Mayıs<br />

ayında ise 0,60- 5,00m. arasında değişmektedir (Çizelge 4.10).<br />

4.5. Su Kimyası<br />

Şarkikaraağaç ovasında yeraltısuyu kalitesi, kullanım koşulları ve kökenlerinin<br />

belirlenebilmesi amacıyla; ovayı genel olarak temsil eden noktalarda kaynak ve<br />

sondaj kuyularından su örnekleri alınmıştır. Örnek alımında her bir örnek için dörder<br />

adet 100ml’lik polietilen şişe kullanılmıştır. Bir tanesi katyon analizi için % 5’lik<br />

HNO 3 ilave edilerek Acme laboratuarına (Kanada) gönderilmiştir. Diğer örneklerde<br />

anyon analizleri SDÜ Çevre Müh. Laboratuarında; izotop analizi Iso-Analytical<br />

(İngiltere ile Waterloo Üniversitesi (Kanada) ve nitrat, nitrit, amonyak analizleri DSİ<br />

18. Bölge Müd. Laboratuarlarında yaptırılmıştır. Elektriksel iletkenlik (EC), hidrojen<br />

iyonu konsantrasyonu (pH) ve sıcaklık değerleri yerinde ölçülmüştür. Kimyasal ve<br />

izotop analiz sonuçları farklı harita ve diyagramlar üzerinde gösterilerek<br />

yorumlanmıştır (EK - 6).<br />

4.5.1. Yeraltısularının Genel Kimyasal Özellikleri<br />

Çalışma alanında alüvyon akiferde bulunan yeraltısuları ile genellikle dokanak<br />

kaynağı olarak boşalan soğuk yeraltısuları yanı sıra, Arslandoğmuş’da iki sıcak su<br />

kaynağı ve İçmeler tepe’de ise bir mineralli su kaynağı bulunmaktadır. Alanda farklı<br />

özelliklere sahip su kaynaklarının bulunması su kimyası araştırmalarına ayrı bir<br />

önem katmaktadır.<br />

Kaynak ve sondaj kuyularından Ekim 2005 döneminde alınan su örneklerinin major<br />

anyon ve katyon analizleri (Na + , K + , Ca ++ , Mg ++ , Cl - , SO = 4 , CO = 3 , HCO - 3 ) ile pH,<br />

EC, sodyum yüzdesi (%Na), sodyum adsorbsiyon oranı (SAR) ve sertlik değerleri<br />

çizelge 4.11’de verilmiştir.<br />

Araştırma alanındaki yeraltısularının genel kimyasal yapısını görmek amacıyla<br />

hidrojeokimya haritası hazırlanmıştır. Haritada her su numunesine ait toplam iyon<br />

konsantrasyonlarına göre belirlenen daireler üzerinde numuneye ait anyon ve katyon


77<br />

değerleri yerleştirilmiştir. Hazırlanan haritada daire büyüklüklerinde farklılıklar<br />

olduğu görülmektedir. Özellikle sondaj kuyularından alınan örneklerin toplam iyon<br />

miktarları fazladır. Bu durum, yeraltısuyunun akifer kayaçlar ile etkileşim süresinin<br />

fazla olmasından kaynaklanmaktadır. Kayaçlar ile etkileşim süresi uzun olmayan<br />

bazı kaynakların ise (Belceğiz kaynağı gibi) toplam iyon miktarı diğer örneklere göre<br />

daha azdır. Arslandoğmuş’da bulunan sıcak sular ile İçmeler mineralli su kaynağında<br />

ise yaygın kaya-su etkileşiminden dolayı toplam iyon miktarında artış<br />

gözlenmektedir.<br />

Suların kimyasal analizlerinde yapılabilecek hatalar anyon-katyon dengesinden<br />

% hata= Katyon toplamı-anyon toplamı / 0.5 x (katyon + anyon )<br />

bağıntısıyla hesaplanabilir. İyon bilançosunda hata yüzdesinin genellikle % 5’ den<br />

düşük olması istenir. Pozitif değer katyon fazlalığına, negatif değer ise anyon<br />

fazlalığına karşılık gelir. Analiz yapımı sırasında ortaua çıkan hatalar dışındaki % 5’<br />

den yüksek hata suda analizi yapılmamış iyonların yüksek derişimde olabileceği<br />

şeklinde yorumlanmaktadır. Çalışma alanındaki yeraltısularında yapılan kimyasal<br />

analizlerde anyon-katyon dengesinin % 5’ den düşük olduğu görülmektedir (Çizelge<br />

4.11).


78<br />

Çizelge 4.11. Şarkikaraağaç ovasında yeraltısularının hidrojeokimyasal özellikleri<br />

Num.<br />

No<br />

Na +<br />

mek/l<br />

K +<br />

mek/l<br />

Ca ++<br />

mek/l<br />

Mg ++<br />

mek/l<br />

Cl -<br />

mek/l<br />

SO 4 =<br />

mek/l<br />

HCO 3<br />

-<br />

mek/l<br />

CO 3<br />

=<br />

mek/l<br />

Sıc.<br />

(C 0 )<br />

Sertlik<br />

Fr 0<br />

EC<br />

mch/c<br />

m<br />

pH<br />

TDS<br />

gr/l<br />

%Na SAR Su<br />

Sınıfı<br />

Soğukpınar Kaynağı (Göksöğüt) S-1 0,12 0,14 3,09 2,92 0,05 0,10 4,09 0 12,4 30,05 440 6,96 0.25 4,14 0,06 C2S1<br />

Çavundur Kaynağı (Çavundur) S-2 0,19 0,07 2,55 4,14 0,14 0 2,86 0 15,5 33,45 640 7,09 0.32 3,74 0,10 C2S1<br />

Yenicekale Kaynağı (Yenicekale) S-3 0,03 0,13 2,70 2,26 0,08 0,04 2,86 0 15,7 24,8 440 6,93 0.22 3,12 0,01 C2S1<br />

S.kuyusu (Ördekçi) S-4 0,68 0,05 5,70 3,42 0,28 0,43 5,32 0 16,6 45,6 810 7,07 0.41 7,41 0,31 C3S1<br />

Belceğiz Kaynağı (Belceğiz) S-5 0,02 0,003 0,22 2,68 0,02 0,02 2,86 0 14,6 14,5 260 8,08 0.13 0,78 0,01 C2S1<br />

Muratbağı Kaynağı (Muratbağı) S-6 0,16 0,04 2,41 0,70 0,08 0,35 1,63 0 16,9 15,55 300 7,56 0.15 6,04 0,12 C2S1<br />

Pınarbaşı Kaynağı (Çarıksaraylar) S-7 0,19 0,01 2,60 0,78 0,02 0,31 3,27 0 11,6 16,9 310 7,31 0.16 5,58 0,14 C2S1<br />

İlidere Kaynağı (Arslandoğmuş) S-8 0,20 0,01 5,74 2,26 0,02 2,60 3,68 0 21,6 40 710 6,84 0.36 2,55 0,1 C2S1<br />

A.doğmuş Köy içi Kaynağı S-9 0,21 0,01 5,75 2,25 0,02 2,39 3,68 0 22,2 40 700 6,80 0.35 2,67 0,1 C2S1<br />

İçmeler Kaynağı (Arak) S-10 10,78 0,93 48,41 17,05 0,93 32,27 44,25 0 16,4 327,3 523 6,44 2.63 15,1 1,88 C2S1<br />

S.kuyusu (Ş. Karaağaç) S-11 0,67 0,04 4,33 1,72 0,36 0,91 4,50 0 17,0 30,25 650 6,75 0.31 10,5 0,38 C2S1<br />

S.kuyusu (Beyköy) S-12 0,40 0,04 5,88 2,50 0,22 2,60 5,32 0 13,5 41,9 730 7,00 0.38 4,98 0,19 C2S1<br />

S.kuyusu (Çiçekpınar) S-13 0,69 0,03 5,03 2,26 0,45 0,62 2,86 0 15,5 36,45 670 6,82 0.35 8,98 0,36 C2S1<br />

S.kuyusu (Çeltek) S-14 0,31 0,02 2,34 2,26 0,05 0,52 2,86 0 14,3 23 420 7,26 0.22 6,69 0,20 C2S1<br />

Kocaçeşme Kaynağı (Yeniköy) S-15 0,09 0,03 0,43 5,01 0,11 0,14 4,50 0 14,7 27,2 480 7,70 0.23 2,15 0,05 C2S1<br />

Çamlık Kaynağı (Kızıldağ) S-16 0,05 0,008 0,55 5,73 0,05 0,02 1,63 0 13,2 31,4 470 8,35 0.24 0,09 0,02 C2S1<br />

78<br />

Num No Anyon Top. Katyon Top. % Hata Num No Anyon Top. Katyon Top. % Hata<br />

S-1 4.24 6.27 0.38 S-14 3.43 4.93 0.35<br />

S-2 3 6.95 0.79 S-15 4.75 5.56 0.15<br />

S-3 2.98 5.12 0.52 S-16 1.7 6.338 1.15<br />

S-4 6.03 9.85 0.48<br />

S-5 2.9 2.923 0.0079<br />

S-6 2.06 3.31 0.46<br />

S-7 3.6 3.58 - 0.0055<br />

S-8 6.3 8.21 0.26<br />

S-9 6.09 8.22 0.29<br />

S-10 77.45 77.17 - 0.0036<br />

S-11 5.77 6.76 0.158<br />

S-12 8.14 8.82 0.080<br />

S-13 3.93 8.01 0.68


79<br />

4.5.1.1. Sertlik<br />

Sertlik, su içinde çözünmüş halde bulunan Ca ve Mg bileşiklerinden gelen bir<br />

özelliktir. Bu bileşiklerin çoğu Ca ve Mg’ un meydana getirdikleri bikarbonatlar,<br />

sülfatlar, klorürler ve nitratlar’dır. Ülkemizde suların sertlik derecelerini belirtmek<br />

için Fransız Sertlik Derecesi (Fr 0 ) kullanılmaktadır. 1 Fransız sertlik derecesi= 1 lt<br />

suda, 10 mg Ca ve Mg bikarbonat veya buna eşdeğer diğer sertlik verici iyonların<br />

bulunmasıdır.<br />

İnceleme alanında yapılan araştırmalar sonucunda yeraltısuyunun sertliği 14,5- 327,3<br />

Fr 0 arasında değişmektedir. Soğukpınar, Çavundur ve Yenicekale kaynaklarından<br />

(S1, S2, S3) alınan su numunelerinin sertlik değerleri hemen hemen birbirine yakın<br />

olup 24,8- 33,45 Fr 0 arasındadır.Yine aynı bölgeye yakın olan Ördekçi’de açılmış<br />

sondaj kuyusunda (S4) ise 45,6 Fr 0 ‘dır. Çalışma alanında Belceğiz yakınlarındaki<br />

kaynak (S5) 14,5 sertlik derecesine sahiptir. Muratbağı (S6) ve Çarıksaraylardaki<br />

Pınarbaşı (S7) kaynaklarında sertlik dereceleri birbirine oldukça yakındır. Bu<br />

kaynaklar 15,55- 16,9 sertlik derecesindedirler. Arslandoğmuş’ da yer alan iki sıcak<br />

su kaynağına (S8- S9) ait sertlik dereceleri ise 40’dır. Arak’da bulunan İçmeler<br />

kaynağı (S10) bölgede sertlik derecesi en yüksek kaynaktır. Şarkikaraağaç merkez<br />

(S11), Beyköy (S12) ve Çiçekpınar (S13)’ da açılmış sondaj kuyularından alınan su<br />

örneklerinin sertlik dereceleri sırasıyla 30,25- 41,9 ve 36,45’dir. Çeltek<br />

yakınlarındaki bir sondaj kuyusunda (S14) ise sertlik derecesi 23’dür. Yeniköy<br />

içerisindeki Kocaçeşme kaynağına (S15) ait sertlik değeri 27,2 ve Kızıldağdan alınan<br />

Çamlık kaynak suyuna (S16) ait sertlik derecesi 31,4’dür (Çizelge 4.11.). Çalışma<br />

alanındaki sular, Şahinci (1991)’e göre genellikle oldukça sert- sert sular sınıfındadır<br />

(Çizelge 4.12).<br />

Çizelge 4.12. Suların sertliklerine göre sınıflandırılması<br />

Fransız Sertliği<br />

Suyun Sınıfı<br />

0.0 – 7.2 Çok yumuşak<br />

7.2 – 14.5 Yumuşak<br />

14.5 – 21.5 Az sert<br />

21.5 – 32.5 Oldukça sert<br />

32.5 – 54.0 sert<br />

54’ den fazla Çok sert


80<br />

4.5.1.2. Hidrojen İyon Konsantrasyonu (pH)<br />

Hidrojen iyon konsantrasyonu, su içerisinde bulunan hidronyum ve OH - iyon<br />

konsantrasyonlarının azalıp artmasına bağlı olarak suyun asit veya bazik özelliğe<br />

sahip olmasıdır. Yeraltısuları genel olarak pH 8 olan bazik özellikteki sulardır. pH ‘ a göre sınıflandırma şu<br />

şekildedir.<br />

pH >8,5 Bazik<br />

8,5 – 7 Bazik karakterli<br />

7 Nötr<br />

7,7 – 4,5 Asit karakterli<br />

< 4,5 Asidik<br />

Bu sınıflandırmaya göre S2, S4, S5, S6, S7, S14, S15, S16 no’lu sular bazik<br />

karakterli, S12’ ye ait su nötr karakterli ve S1, S3, S8, S9, S10, S11, S13’ no’ lu sular<br />

asit karakterli sulardır (Çizelge 4.11).<br />

4.5.1.3. Özgül Elektriksel İletkenlik (EC)<br />

Elektriksel iletkenlik, cisimlerin elektriği geçirme özelliğidir. Her cismin elektriği<br />

geçirme özelliği farklıdır. Örneğin saf su elektriği çok az geçirdiğinden iyi bir<br />

yalıtkandır. Özgül elektriksel iletkenlik ise, + 25 0 C ‘deki 1cm 3 suyun iletkenliğidir.<br />

Suyun özgül iletkenliği iyon cinsine, derişime ve sıcaklığa bağlıdır. Saf suyun özgül<br />

elektriksel iletkenliği 0,5 – 5 mch / cm, içme sularının elektriksel iletkenliği ise 30 –<br />

2000 mch/cm arasında değişmektedir. Özgül elektriksel iletkenlik sulama ve içme<br />

sularının sınıflandırılmasında bir ölçüt olarak kullanılmaktadır.<br />

Çalışma alanının batı kesimlerinde yer alan Göksöğüt, Çavundur, Yenicekale ve<br />

Belceğizdeki kaynaklarda yeraltısuyunun elektriksel iletkenliği 260-640 mch/cm<br />

arasında, yine aynı bölgede bulunan sondaj kuyusunda, bu suyun toplam iyon<br />

miktarının diğerlerine göre fazla olmasına bağlı olarak, (Ördekçi) 810 mch/cm‘dir.<br />

Doğu kesimlerinde yer alan Muratbağı, Çarıksaraylar, Arslandoğmuş, Arak, Yeniköy<br />

ve Kızıldağ’daki kaynaklarda elektriksel iletkenlik 300-710 mch/cm arasında


81<br />

değişmekte ve Şarkikaraağaç merkez, Çiçekpınar, Beyköy ve Çeltek’de bulunan<br />

sondaj kuyularında ise 420- 730 mch/cm arasındadır (Çizelge 4.11).<br />

4.5.1.4. Sodyum Adsorbsiyon Oranı (SAR)<br />

Sulama suyu kalitesinin belirlenmesi açısından önemli bir kriter olan sodyum miktarı<br />

toprağın yapısını bozarak geçirgenliğini azaltır ve sulamadan sonra toprak üzerinde<br />

kaymak şeklinde sert bir kabuk oluşmasına neden olur. Böylece bitki kökleri hava<br />

alamaz ve bitkiler için zehirli bir ortam oluşturur (Şahinci,1991). Bu nedenle SAR<br />

değerinin bilinmesi önemlidir. SAR oranına göre sulama suları şu şekilde<br />

sınıflandırılmıştır:<br />

SAR; 26 fena özellikte sulama suları<br />

Ovada tespit edilen SAR değerleri Çizelge 4.11.’de görüldüğü gibi 0,01 – 0,38<br />

arasında değişmektedir. Bu değerlere göre Şarkikaraağaç ovası genelinde sulama<br />

suları ‘çok iyi özellikte sulama suları’ sınıfındadır.<br />

4.5.1.5. Sodyum İyon Yüzdesi (% Na)<br />

Sulama suyu olarak kullanımda yeraltısularının Na iyonu yüzdesinin tespiti oldukça<br />

önemlidir. % Na artışı topraktaki kalsiyum ve magnezyumla baz değişikliğine neden<br />

olacağından istenmemektedir. Çalışma alanında yeraltısuyunun sodyum yüzdesi 0,09<br />

– 10,50 arasında değişmektedir (Çizelge 4.11.).


82<br />

4.5.2. Yeraltısularının Kimyasal Sınıflaması<br />

4.5.2.1. Schoeller (1955’e) Göre Suların Sınıflandırılması<br />

Schoeller (1955)’ in yapmış olduğu sınıflandırmada suları klorür, sülfat ve karbonat<br />

miktarlarına göre sınıflandırmıştır. Çalışma alanındaki yeraltısuları Schoeller<br />

(1955)’in yapmış olduğu sınıflandırmaya göre değerlendirildiğinde; klorür derişimi<br />

bakımından ‘Normal klorürlü’, sülfat derişimi bakımından Arak İçmeler kaynağı<br />

(S10) dışında kalan diğer tüm sular ‘Normal sülfatlı’, İçmeler kaynağı ise, 32,27<br />

mek/l değeri ile ‘Sülfatlı’ sular sınıfındadır. Karbonat- bikarbonat derişimi<br />

bakımından Muratbağı (S6) ve Çamlık (S16) kaynakları ‘Hipokarbonatlı’, Arak<br />

İçmeler kaynağı (S10) ‘Hiperkarbonatlı’ ve diğer sular ‘Normal karbonatlı’ sular<br />

sınıfında yeralmaktadır (Çizelge 4.11).<br />

4.5.2.2. Piper Diyagramına Göre Suların Sınıflaması<br />

Şarkikaraağaç ovasından alınan su numunelerinde yaptırılan kimyasal analiz<br />

sonuçlarından elde edilen anyon ve katyon değerleri Piper diyagramı üzerinde<br />

gösterilmiştir (Şekil 4.30). Suların genellikle Ca-Mg-HCO 3 ’lı sular fasiyesinde<br />

olduğu görülmektedir. Ancak, Anamasdağ ve Hacıalabaz dolomitik kireçtaşlarından<br />

boşalan Belceğiz, Kocaçeşme ve Çamlık kaynaklarında dolomitik kireçtaşları ile<br />

etkileşimden kaynaklanan Mg zenginleşmesi nedeniyle bu sular Mg-HCO 3 ’lı sular<br />

fasiyesindedir. Göksöğüt formasyonundan etkilenen Çavundur kaynağında yine Mg<br />

zenginleşmesi gözlenmektedir. Kaynak Mg-Ca-HCO 3 ’lı suları temsil etmektedir.<br />

İçmeler mineralli su kaynağı ise, Ca-Mg-Na-HCO 3 -SO 4 ’lı sulardır. Kimyasal analiz<br />

sonuçlarının değerlendirmesinde çalışma alanının doğusunda sülfat miktarının batı<br />

kesimlerine oranla daha yüksek olduğu dikkati çekmekte bunun nedeni ise bölgenin<br />

doğu kesiminde yer alan Sultandede formasyonuna ait şistlerden kaynaklanmaktadır.<br />

Piper diyagramına göre suların tamamında alkali toprak elementlerinin toplamı alkali<br />

elementlerin toplamından büyüktür (Ca ++ + Mg ++ > Na + + K + ). Ayrıca, zayıf asit<br />

kökleri olan karbonat ve bikarbonat toplamı, güçlü asit kökleri olan klor ve sülfat<br />

toplamından büyüktür (CO = 3 + HCO - 3 > Cl - + SO = 4).


Şekil 4.31. Piper diyagramı<br />

83


84<br />

4.5.3. Suların Kullanım Özellikleri<br />

Etkileşimde oldukları kayaçlarla farklı fiziksel ve kimyasal özellikler kazanan doğal<br />

suların kullanım alanları kazandıkları özelliklerine göre belirlenmektedir. Bu<br />

bölümde çalışma alanındaki suların içme, sulama ve endüstride kullanım<br />

özelliklerinden bahsedilecektir.<br />

4.5.3.1. Suların İçilebilirlik Özellikleri<br />

Doğal suların güvenilir olarak içilebilmesi için içerisindeki maddelerin belirli limitler<br />

arasında olması gerekmektedir. Bu nedenle birçok ülke kendi kaynaklarına göre içme<br />

suyu standartları geliştirmiştir. Ülkemizde geçerli olan içme suyu standardı, Türk<br />

Standartları Enstitüsü tarafından kabul edilmiş TS- 266’dır (Çizelge 4.13). Dünya<br />

Sağlık Örgütü (WHO) Avrupa Standartları (1970) Çizelge 4.14’de verilmiştir.<br />

İnceleme alanındaki yeraltısularının (İçmeler kaynağı hariç) sözkonusu standartlara<br />

uyduğu görülmektedir.


85<br />

Çizelge 4.13. Türk içme suyu standartları<br />

Madde ismi Müsaade edilebilen değer Maksimum değer<br />

1.Zehirli maddeler<br />

Kurşun (Pb)<br />

Selenyum (Se)<br />

Arsenik (As)<br />

Krom (Cr)<br />

------<br />

------<br />

------<br />

------<br />

0.05 mg/lt<br />

0.01 mg/lt<br />

0.05 mg/lt<br />

0.02 mg/lt<br />

2. Sağlığa etki eden maddeler<br />

Florür (F)<br />

Nitrat (NO 3 )<br />

3. İçilebilme özelliğine etki<br />

eden faktörler<br />

Renk<br />

Bulanıklık<br />

Koku ve tad<br />

Buharlaştırma kalıntısı<br />

Demir (Fe)<br />

Mangan (Mn)<br />

Bakır (Cu)<br />

Çinko (Zn)<br />

Kalsiyum (Ca)<br />

Magnezyum (Mg)<br />

Sülfat (SO 4 )<br />

Klorür (Cl)<br />

PH<br />

Bakiye Klor<br />

Fenolik maddeler<br />

Alkil benzen sülfonat<br />

Mg + Na 2 SO 4<br />

4. Kirlenmeyi belirten maddeler<br />

Toplam organik madde<br />

Nitrit<br />

Amonyak<br />

1.0 mg/lt<br />

------<br />

5 birim<br />

5 birim<br />

Kokusuz normal<br />

500 mg /lt<br />

0.3 mg /lt<br />

0.1 mg /lt<br />

1.0 mg /lt<br />

5.0 mg /lt<br />

75.0 mg /lt<br />

50.0 mg /lt<br />

200.0 mg /lt<br />

200.0 mg /lt<br />

7.0 – 8.5<br />

0.1 mg /lt<br />

------<br />

0.5 mg /lt<br />

500 mg /lt<br />

3.5 mg /lt<br />

------<br />

------<br />

1.5 mg/lt<br />

45.0 mg/lt<br />

50 birim<br />

25 birim<br />

Kokusuz normal<br />

1500 mg /lt<br />

1 mg /lt<br />

1.5 mg /lt<br />

1.5 mg /lt<br />

15.0 mg /lt<br />

200.0 mg /lt<br />

150.0 mg /lt<br />

400.0 mg /lt<br />

600.0 mg /lt<br />

6.5 – 9.2<br />

0.5 mg /lt<br />

0.002 mg /lt<br />

1 mg /lt<br />

1000 mg /lt<br />

------<br />

------<br />

------


86<br />

Çizelge 4.14. Dünya Sağlık Örgütü İçme Suyu Standartları (WHO)<br />

Bileşen<br />

İnorganik toplam çözünmüş katı madde<br />

Klorür (Cl)<br />

Sülfat (SO 4 )<br />

Nitrat (NO 3 )<br />

Demir (Fe)<br />

Mangan (Mn)<br />

Bakır (Cu)<br />

Çinko (Zn)<br />

Bor (B)<br />

Hidrojen sülfür (H 2 S)<br />

Tavsiye edilen konsantrasyon sınırı a (mg /lt)<br />

500<br />

250<br />

250<br />

45 b<br />

0.3<br />

0.05<br />

1.0<br />

5.0<br />

1.0<br />

0.05<br />

Arsenik (As)<br />

Baryum (Ba)<br />

Kadmiyum (Cd)<br />

Krom (Cr)<br />

Selenyum (Se)<br />

Antimon (Sb)<br />

Kurşun (Pb)<br />

Civa (Hg)<br />

Gümüş (Ag)<br />

Florür (F)<br />

Organik<br />

Siyanür<br />

Endirin<br />

Lindan<br />

Metosiklorür<br />

Toksafen<br />

2, 4 - D<br />

2, 4, 5 – TP silveks<br />

Fenoller<br />

Karbon kloroform ekstraktı<br />

Sentetik deterjanlar<br />

Radyonükleidler ve radyoaktivite<br />

Radyum 226<br />

Stronsiyum 90<br />

Plütonyum<br />

Gros beta aktivitesi<br />

Gros alfa aktivitesi<br />

Bakteriyolojik<br />

Toplam koli bakterisi<br />

Maksimum izin verilebilir konsantrasyon c<br />

0.05<br />

1.0<br />

0.01<br />

0.05<br />

0.01<br />

0.01<br />

0.05<br />

0.002<br />

0.05<br />

1.4 – 2.4 d<br />

0.05<br />

0.0002<br />

0.004<br />

0.1<br />

0.005<br />

0,1<br />

0.01<br />

0.001<br />

0.2<br />

0.5<br />

Maksimum izin verilebilir aktivite (pCi /l)<br />

5<br />

10<br />

50000<br />

30<br />

3<br />

100 ml’ de 1 adet<br />

KAYNAKLAR: U.S Environmental Protection Agency, 1975 ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO)<br />

a Bu bileşenler için tavsiye edilen sınır değerleri başlıca görünüş ve tad karakteristikleri sağlamak içindir.<br />

b A. B. D ve Kanada standartlarına göre NO 3 sınırı 10 mg /lt olarak ifade edilmektedir.<br />

Avrupa standartlarında bu sınır n için 11.3 mg /lt ; NO 3 için 50 mg /lt<br />

c<br />

Maksimum izin verilebilir sınırlar sağlık kriterlerine göre belirlenir.<br />

d Sınır değeri bölgenin havza sıcaklığına bağlıdır; suyun uzun süre tüketilmesi durumunda florür 5.10 mg /lt’de<br />

zehirli olmaktadır.


87<br />

4.5.3.2. Schoeller’ e Göre Suların İçilebilirlik Özellikleri<br />

Bölgeden alınan suların içme standartlarına uygun olup olmadığını belirlemek<br />

amacıyla elde edilen kimyasal analiz sonuçları Schoeller içilebilirlik diyagramı<br />

üzerine yerleştirilmiştir (Şekil 4.32). Bu diyagramdan; Şarkikaraağaç ovasından<br />

alınan sulardan Arak İçmeler kaynağı dışında kalan tüm suların ‘çok iyi kaliteli<br />

sular’ ve ‘iyi kaliteli sular’ sınıfında olduğu belirlenmiştir.Ayrıca Arak İçmeler<br />

kaynağı ise içerisindeki sülfat yoğunluğu nedeniyle ‘zorunlu olmadıkça içilemeyen<br />

sular’ sınıfındadır (Çizelge 4.11).


Şekil 4.32. Schoeller Diyagramı<br />

88


89<br />

4.5.3.3. Suların Sulamada Kullanım Özellikleri<br />

Suların sulama suyu olarak kullanılabilmesi için kimyasal yapısının belirli kriterlere<br />

uygun olması gerekmektedir. Çünkü suların kimyasal özellikleri toprak ve bitki<br />

üzerinde doğrudan etkilidir. Su içerisindeki bazı iyonların gerekenden fazla olması<br />

toprak ve bitkileri etkileyerek düşük verim alınmasına neden olmaktadır. Düşük<br />

verime neden olan iyonlardan biri sodyumdur ve su içerisindeki miktarının bilinmesi<br />

gerekmektedir. Çalışma alanındaki suların sulamaya elverişli olup olmadığını<br />

belirleyebilmek amacıyla ABD Tuzluluk Laboratuarı ve Wilcox diyagramları<br />

üzerinde bölgeden alınan su örneklerinin kimyasal analiz sonuçları yerleştirilerek<br />

sınıflandırma yapılmıştır.<br />

- ABD Tuzluluk Laboratuarı Diyagramı<br />

ABD Tuzluluk Laboratuarı Diyagramına göre yapılan sınıflamada kaynak ve sondaj<br />

kuyularına ait SAR ve özgül elektriksel iletkenlik değerleri kullanılmıştır. Çalışma<br />

alanında bulunan yeraltısuları genel olarak C2S1 sınıfında sadece Ördekçi’ deki<br />

sondaj kuyusundan alınan su örneği (S4) C3S1 sınıfındadır. Alandaki yeraltısuları<br />

genel olarak orta derecede tuza ihtiyacı olan bitkiler için kullanılabilen orta<br />

tuzlulukta su ve sodyuma karşı çok duyarlı olan bitkiler dışında her türlü tarım için<br />

uygun olan az sodyumlu su özelliğindedir. C3S1 sınıfındaki su ise fazla tuzlu ve az<br />

sodyumlu suları temsil etmektedir. Bu sınıflamaya göre genel anlamda çalışma<br />

alanındaki sular tüm sulama faaliyetlerinde kullanılabilecek özelliktedir (Şekil 4.33).


90<br />

Şekil 4.33. ABD Tuzluluk diyagramı<br />

- Wilcox Diyagramı<br />

Wilcox diyagramında suların analiz sonuçlarından elde edilen EC ve sodyum<br />

yüzdeleri (% Na) kullanılmıştır. Wilcox diyagramına göre çalışma alanındaki tüm<br />

sular (S4 no’lu sondaj kuyusuna ait su hariç ) çok iyi kullanılabilir, S4’ e ait su ise<br />

iyi kullanılabilir su sınıfındadır (Şekil 4.34).


Şekil 4.34. Wilcox diyagramı<br />

91


92<br />

4.5.3.4. Suların Endüstride Kullanım Özellikleri<br />

Suların içme ve sulama amaçlı kullanımları yanında endüstri alanında da<br />

kullanımları söz konusudur. Endüstride kullanılacak sularda aranan özellikler de<br />

kullanım yerine göre farklılıklar göstermektedir. Soğutma suyu olarak kullanılacak<br />

suların sıcaklığı; kuyu donanımı için ise kimyasal özellikleri önemlidir. Bazı<br />

yeraltısuları kimyasal yapılarındaki asidik özelliklerle kuyu filtre ve borularını<br />

çürütebilir veya karbonatlı sularda olduğu gibi kuyu filtre ve borularını tıkayabilir.<br />

Çalışma alanındaki suların çürütme, kireçlendirme ve köpürme özellikleri ile beton<br />

üzerindeki etkisi incelenmiştir.<br />

Suların Çürütme ve Kireçlendirme Özellikleri<br />

Çalışma alanındaki suların çürütme ve kireçlendirme özelliklerini belirlemek<br />

amacıyla ‘Kalsiyum Denge Diyagramı’ kullanılmıştır. Burada suların Ph ve Ca ++<br />

(mek/l) değerleri diyagram üzerine yerleştirilmiş bu iki değerin çakıştığı noktadan<br />

dik inilerek pHs değeri bulunmuştur. Bulunan pHs değeri ile pH değeri<br />

karşılaştırılarak denge endeksi bulunmuş ve yorumlanmıştır.<br />

Denge endeksi;<br />

DI= pH – pHs<br />

Denge endeksi yorumu ;<br />

DI > + 0.1 ise suda karbonat çökelmesi izlenir<br />

DI = ± 0.1 ise su karbonatça doygundur<br />

DI < - 0.1 ise su karbonat çözündürebilir.<br />

Çalışma alanındaki suların pHs ve DI değerleri Çizelge 4.15’ de verilmiştir. Buna<br />

göre; S1, S2, S3, S5, S8, S9, S11, S13, S14 ve S15’ e ait sular ‘karbonat<br />

çözündürebilir’, S4, S7, S12’e ait sular ‘karbonatça doygun’, S6, S10, ve S16’ a ait<br />

sular için ‘karbonat çökelmesi izlenir’ yorumu yapılmıştır (Şekil 4.35).


93<br />

Çizelge 4.15. PHs, DI ve F değerleri<br />

Num. No PHs DI F<br />

S 1 7.25 - 0.29 18.36<br />

S 2 7.22 - 0.13 17.24<br />

S 3 7.40 - 0.47 12<br />

S 4 7.02 0.05 46.06<br />

S 5 8.40 - 0.32 1.474<br />

S 6 7.38 0.18 13.04<br />

S 7 7.40 - 0.09 12.56<br />

S 8 7.00 - 0.16 12.82<br />

S 9 7.09 - 0.29 13.07<br />

S 10 6.00 0.44 740.9<br />

S 11 7.10 - 0.35 44.66<br />

S 12 6.98 0.02 27.92<br />

S 13 7.09 - 0.27 45.12<br />

S 14 7.38 - 0.12 20.78<br />

S 15 8.20 - 0.52 7.92<br />

S 16 7.90 0.45 3.724<br />

Şekil 4.35. Kalsiyum denge diyagramı


94<br />

Suların Köpürme Özelliği<br />

Sudaki potasyum ve sodyum tuzları suların kaynarken köpürmesine neden olur. Bu<br />

da kazan ve boruların cidarlarında çökelme ve kabuklanmaya neden olacağından<br />

suda bu özellik istenmez. Çökelme ve kabuklanma sonucunda ısı iletkenliği azalır,<br />

yakıt masrafı artar. Ayrıca aşırı ısınmadan dolayı kazanın metal gövdesinde erimeler<br />

meydana gelir ve patlamalara yol açabilir. Suların köpürme özelliğini hesaplamak<br />

için ;<br />

F = 62 r Na + + 78 r K +<br />

Formülü kullanılmakta ve aşağıdaki sınıflandırmada değerlendirilmektedir.<br />

F < 60 Kaynarken köpürmeyen sular<br />

60 < F < 200 Kaynarken köpüren sular<br />

F > 200 Kaynarken çok köpüren sular<br />

Çalışma alanındaki suların tamamı (S10 hariç) ‘kaynarken köpürmeyen sular’<br />

sınıfındadır. S10 ise ‘kaynarken çok köpüren sular’ sınıfındadır .<br />

Suların Beton Üzerine Etkisi<br />

Suda bulunan sülfat miktarına ve bunun beton üzerinde yaratacağı etkiye göre<br />

yapılan sınıflandırma aşağıdaki gibidir.<br />

Etkileme Derecesi<br />

Sudaki SO 4 miktarı<br />

gr/l<br />

mek/l<br />

1. Pratik olarak yok 0-0.15 0-3.12<br />

2. Etkime var 0.15- 1.00 3.12- 20.82<br />

3. Önemli 1.00-2.00 20.82-41.16<br />

4. Çok önemli 2.00’den fazla 41.16’dan fazla


95<br />

Çalışma alanındaki tüm suların (S10 hariç) SO 4 miktarının 0 – 3.12 mek/ l arasında<br />

olduğu görülmekte S10’a ait suyun ise 20.82 – 41.16 mek/ l arasındadır ve önemli<br />

derecede etkili olma özelliğindedir (Çizelge 4.11).<br />

4.5.4. Doygunluk İndeksi Değerlendirmesi<br />

Yeraltısuları derinlerde dolaşımları esnasında dokanak halinde bulunduğu kayaçlar<br />

ile iyon alışverişinde bulunmakta ve kimyasal bileşiminde değişiklikler olmaktadır.<br />

Su tipinin belirlenmesinde kaya-su etkileşiminden kaynaklanan çözünme ve çökelme<br />

süreçleri etkindir. Sular tarafından kazanılan kimyasal içeriğin yorumlanması<br />

amacıyla suların çeşitli minerallere göre doygunluk durumları incelenmektedir.<br />

Ayrıca, suların üretimi ve iletimi aşamasında olabilecek olası çökellerin önceden<br />

tahmin edilmesi alınabilecek önlemlerin belirlenmesi açısından minerallerin<br />

doygunluk indeksi değerleri kullanılmaktadır. Pozitif doygunluk indeksi çökeltici,<br />

negatif doygunluk indeksi ise çözündürücü özelliğe karşılık gelir.<br />

Çalışma alanında yeraltısularından alınan örneklerin kimyasal analizleri Solmineq88<br />

(Kharaka vd., 1988) programı kullanılarak değerlendirilmiş ve arazide ölçülen pH ve<br />

sıcaklıkta hesaplanan bazı minerallerin doygunluk indeksi değerleri çizelge 4. 16’ da<br />

verilmiştir. Aragonit, kalsit ve jips doygunluk indekslerinin genellikle eksi değerler<br />

aldığı saptanmıştır. Bu verilere göre çalışma alanındaki yeraltısuları aragonit, kalsit,<br />

ve jips çözündüren sulardır. Kuvars doygunluk indeksi ise sıfırdan büyük değerler<br />

almaktadır. Bu durum yeraltısularının kuvarsı çökelten sular özelliğine sahip<br />

olduğunu göstermektedir. Dolomitik kireçtaşlarından beslenen kaynakların dolomit<br />

doygunluk indekslerinin pozitif değerde olduğu görülmektedir. Bu sular dolomit<br />

mineraline doygun ve dolomit çökelten sulardır. İçmeler mineralli su kaynağı ise;<br />

aragonit, kalsit, dolomit ve kuvarsı çökeltici özelliğe sahiptir.


96<br />

Çizelge 4.16. Seçilen minerallerin doygunluk indeksi değerleri<br />

Aragonit Kalsit Dolomit Jips Kuvars<br />

S1 -0.644 -0.493 -0.026 -2.928 0.818<br />

S2 -0.704 -0.555 0.140 -1.415 0.771<br />

S3 -0.815 -0.667 -0.370 -3.555 0.794<br />

S4 -0.139 0.008 0.844 -2.152 0.916<br />

S5 -0.745 -0.595 0.922 -4.664 0.414<br />

S6 -0.433 -0.286 -0.064 -2.40 0.268<br />

S7 -0.450 -0.298 -0.101 -2.439 0.401<br />

S8 -0.461 -0.318 0.035 -1.366 0.355<br />

S9 -0.488 -0.345 -0.018 -1.399 0.378<br />

S10 0.659 0.807 2.206 -0.031 0.592<br />

S11 -0.619 -0.472 -0.297 -1.877 0.520<br />

S12 -0.271 -0.120 0.413 -1.367 0.536<br />

S13 -0.704 -0.556 -0.419 -1.989 0.571<br />

S14 0.580 -0.430 0.166 -2.321 0.776<br />

S15 -0.685 -0.536 1.025 -3.645 0.869<br />

S16 -0.399 -0.248 1.547 -4.381 0.618<br />

4.5.5. Yeraltısuyu Kirliliği<br />

Yeraltısuları değişim ve seyrelme kapasitelerinin çok sınırlı olması nedeniyle<br />

kirlenmeye karşı yüzeysel sulardan daha duyarlıdır. Kirletici unsurları jeolojik ve<br />

antropojen kökenli olarak iki kısımda incelemek mümkündür. Jeolojik kökenli<br />

kirlilik; suların içerisinden geçtikleri kayaçlarla etkileşimleri nedeniyle bünyelerine<br />

aldıkları elementlerden kaynaklanan kirliliktir. Su içerisinde bulunan elementlerin<br />

miktarı etkileşim süresi ve sıcaklığı bağlı olarak değişir. Yeraltısuları kirliliğini<br />

oluşturan en büyük etkenler ise; antropojen kökenli olarak ifade edilen, katı - sıvı<br />

atıklar, tarımsal faaliyetler ve çeşitli endüstri kuruluşlarından kaynaklanan kirliliktir.<br />

Çalışma alanında karşılaşılan en büyük kirleticiler tarımsal faaliyetler ile katı ve sıvı<br />

atıklardır. Şarkikaraağaç ovasında alüvyon akiferde tarımsal faaliyetlerden ileri gelen<br />

pestisit ve gübre kullanımı ile hayvan atıklarının sebep olduğu kirlilik yaygın olarak<br />

görülmektedir. Yerleşim alanlarının hemen hemen tamamında kanalizasyon sistemi<br />

bulunmamakta ve katı atıklar önlem alınmadan doğrudan doğal zemin üzerine<br />

boşaltılmaktadır.<br />

Kirliliğin tespiti için kirlilik parametrelerinin kimyasal analizler yardımıyla tespit<br />

edilmesi gerekmektedir. Yeraltısularında çok rastlanan kirletici maddeler azot


97<br />

bileşikleri olan nitrat, nitrit, amonyak, ağır metaller ve zehirli bileşiklerdir (Uslu ve<br />

Türkman, 1987). Çalışma alanı için azot bileşikleri ve ağır metal analizleri<br />

yaptırılmıştır (Çizelge 4.17). Yeraltısularında nitrat (NO 3 ) derişimi, tarımsal<br />

faaliyetler ve evsel atıkların etkisiyle giderek artmaktadır. Sularda 5-10 mg/l’nin<br />

üzerinde nitratın bulunması suyun dışarıdan kirletildiğini göstermektedir. Nitrit<br />

(NO 2 ) ve amonyak (NH 4 ) içme sularında hiç bulunmaması gerekir. Çalışma<br />

alanından alınan su örneklerinin tamamında amonyak 0.01 – 2.18 mg/l arasındaki<br />

değerlerde tespit edilmiştir. Özellikle havzanın yüzeysel akışını Beyşehir gölüne<br />

boşaltan derivasyon kanalından alının örnekte nitrat (9.187 mg/l), nitrit (0.05 mg/l)<br />

ve amonyak (2.65 mg/l) diğer örneklere göre daha yüksek değerlerde tespit<br />

edilmiştir. Bu durum, çalışma alanında yapay gübre kullanımı ve hayvan atıklarının<br />

gübre olarak kullanımı nedeniyle yeraltısuyunun kirlendiğini ortaya koymaktadır<br />

(Çizelge 4.17). Ağır metal analizlerinde, mineralli su kaynağı özelliğindeki İçmeler<br />

kaynağı (S10) hariç diğerlerinde sınır değerleri aşan konsantrasyonlara<br />

rastlanmamıştır (Çizelge 4.18). Sadece Çiçekpınar sondaj kuyusundan alınan örnekte<br />

Fe sınır değerleri aşmıştır. Çiçekpınar yerleşim merkezinde bulunan kuyuda Fe<br />

artışının sondaj kuyu donatısında zaman içerisinde meydana gelen korozyondan<br />

kaynaklandığı düşünülmektedir.<br />

Çizelge 4.17. Yeraltısularının nitrit, nitrat ve amonyak konsantrasyonları<br />

Num. Yeri Nitrit (NO 2 ) Nitrat (NO 3 ) Amonyak (NH 4 )<br />

mg/l mg/l<br />

mg/l<br />

Başdeğirmen 0.00328 5.528 1.597<br />

Arak 0 1.448 0.418<br />

Beyköy 0 0.066 0.0192<br />

Yakaemir 0 3.707 1.0713<br />

Yenicekale 0.00328 4.819 1.392<br />

Çiçekpınar 0 4.239 1.224<br />

Örenköy 0 2.919 0.843<br />

Fakılar 0 2.835 0.819<br />

Salur 0 1.825 0.527<br />

Ördekçi 0 1.377 0.398<br />

Ş.karaağaç 0 1.063 0.307<br />

Çavundur 0 0 0<br />

Çarıksaraylar 0 5.24 1.514<br />

Arslandoğmuş 0 7.575 2.188<br />

Belceğiz 0 0.128 0.037<br />

Yeniköy 0 0.744 0.215<br />

Deliçay 0.05248 9.187 2.654


98<br />

Çizelge 4.18. Su örneklerin ağır metal konsantrasyonları<br />

Num.<br />

No<br />

Mn<br />

ppb<br />

Cu<br />

ppb<br />

Zn<br />

ppb<br />

Pb<br />

ppb<br />

Hg<br />

ppb<br />

Cd<br />

ppb<br />

Se<br />

ppb<br />

As<br />

ppb<br />

Fe<br />

ppb<br />

Cr<br />

ppb<br />

S 1 0.44 0.5 1.9 .4


99<br />

yerel yağışlarla beslenen yüzey akiferin sularından, daha negatif ağır izotop içeriğine<br />

sahip değerler göstermektedir (Sayın, 1987).<br />

Yeraltısuyu çalışmalarında tridyum (δ 3 H) ölçümleri beslenme zamanı ve<br />

mekanizması hakkında bilgi vermektedir. Yeraltısuyu 2 TU’dan daha düşük tridyum<br />

içeriğine sahip ise, nükleer bomba denemelerinden daha yaşlı yağışlardan<br />

etkilendiğini belirtmektedir (Sayın, 1987). İçmeler kaynağının düşük tridyum içeriği<br />

(0.9) derin dolaşımlı yaşlı sulardan beslendiğini göstermektedir. 10-20 TU civarında<br />

tridyum içeriğine sahip yeraltısuları son yıllardaki yağışlarla beslenmiştir. Yaklaşık 5<br />

TU civarındaki değerler yeni yağışlar ile nükleer denemeler öncesi yağışların<br />

karışımı olarak yorumlanmaktadır. Çalışma alanındaki yeraltısuları genellikle genç<br />

sulardır. Arslandoğmuş (İlidere) sıcak suyunda genç ve derin dolaşımlı yaşlı suların<br />

karışımının söz konusu olduğu görülmektedir.<br />

Çizelge 4.19. Yeraltısularının çevresel izotop analizleri<br />

Kaynak yeri δ 18 O δD δ 3 H<br />

Göksöğüt (S1) - 9.60 - 65.33<br />

Yenicekale (S3) - 9.03 - 62.15<br />

Ördekçi (sondaj kuy- S4) -5.68 -43.36 9.3<br />

Belceğiz (S5) - 9.68 - 63.96<br />

Muratbağı (S6) -9.10 -64.09 14<br />

Çarıksaraylar (S 7) - 10.91 - 73.09<br />

Arslandoğmuş (İlidere – S8) - 10.81 - 70.17 5.6*<br />

Arslandoğmuş (köy – S9) - 10.63 - 70.54 13.6*<br />

Arak (İçmeler- S10) - 10.90 - 76.15 0.9*<br />

Beyköy (sondaj kuy-S12) - 9.05 - 62.44<br />

Çiçekpınar (sondaj kuy- S13) -9.39 - 63.70 6<br />

Yeniköy(S15) - 8.44 - 60.00<br />

Kızıldağ (S16) - 10.06 - 66.88<br />

*Altınkale, 2001’den alınmıştır


Şekil 4.36. δ 18 O ve δD grafiği<br />

100


101<br />

5. TARTIŞMA VE SONUÇLAR<br />

Şarkikaraağaç havzası hidrojeoloji incelemesi başlıklı bu çalışma, ovadaki<br />

yeraltısuyu seviyesi, potansiyeli ve kalitesinin belirlenmesini amaçlamakta ve bu<br />

amaç doğrultusunda yapılan araştırmaların sonuçlarını içermektedir.<br />

Çalışmanın ilk aşamasında ovanın yüzey drenaj alan sınırı belirlenmiş ve daha sonra<br />

yapılan tüm çalışmalar bu sınır içerisinde kalan alanda gerçekleştirilmiştir. Sınırları<br />

belirlenen alan 831 km 2 ’ dir ve bu alan dahilindeki birimlerin jeolojik yapısını<br />

ortaya çıkarmak amacıyla daha önceki yapılmış olan çalışmalar incelenmiş ve arazi<br />

çalışmalarıyla desteklenerek alanın 1/ 100 000 ölçekli jeoloji harita ve kesitleri<br />

hazırlanmıştır. Çalışma alanında yer alan birimler özelliklerine ve birbirleriyle olan<br />

ilişkileri dikkate alınarak otokton ve allokton olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Buna<br />

göre otokton birimler en yaşlıdan gence doğru Çaltepe formasyonu, Sultandede<br />

formasyonu, Fele formasyonu, Hacıalabaz formasyonu, Anamasdağ formasyonu,<br />

Gölgeli formasyonu, Bağkonak formasyonu, Göksöğüt formasyonu, alüvyon ve<br />

yamaç molozudur. Allokton birimler ise yine yaşlıdan gence doğru; Kızıldağ<br />

ofiyoliti, Eğirler ve Deliktaş formasyonlarıdır. Tüm bu birimler yaşlıdan gence doğru<br />

stratigrafik sütun şeklinde açıklanmıştır.<br />

Çalışma alanındaki tüm birimler fiziksel, jeolojik ve hidrojeoloji açısından<br />

değerlendirilerek sınıflandırılmış ve 1/ 100 000 ölçekli hidrojeoloji haritası<br />

hazırlanmıştır. Bu haritaya göre geçirimli birimler alüvyon ve yamaç molozu<br />

geçirimli birim (Gç1), Çaltepe formasyonunu oluşturan Çaltepe kireçtaşları, Fele<br />

formasyonu kireçtaşları, Hacıalabaz formasyonuna ait Hacıalabaz kireçtaşları,<br />

Anamasdağ formasyonunu oluşturan Anamasdağ kireçtaşları ve Deliktaş formasyonu<br />

geçirimli birim (Gç2), Eğirler formasyonu ile kumtaşı, çakıltaşı, karbonat ve<br />

kiltaşlarından yapılı Bağkonak ve Göksöğüt formasyonları yarı geçirimli (Gy),<br />

Kızıldağ ofiyolitleri geçirimsiz birim olan (Gz1) ve Sultandede formasyonu ve<br />

Gölgeli formasyonu bölgenin bir diğer geçirimsiz birimini oluşturmaktadır.


102<br />

Çalışma alanında özel kişilere ait 100’den fazla ve DSİ’ ye ait 31 adet sondaj kuyusu<br />

bulunmaktadır. Bölge için temsili olduğu düşünülen 13 adet DSİ tarafından açılan<br />

sondaj kuyularında yapılan pompaj deney verilerinden yararlanılarak alüvyon<br />

akiferin hidrolojik parametreleri olan K, T ve S değerleri tespit edilmiştir.<br />

Şarkikaraağaç ovası için hesaplanan hidrolojik parametreler k= 1,47x 10 -4 ile 9,92x<br />

10 -5 arasında, T= 1,32x 10 -2 ile 6,81x 10 -4 arasında, S= 9,19x 10 -6 ile 6.37 arasında<br />

olduğu belirlenmiştir.<br />

Şarkikaraağaç ovasında Ekim 2004 ve Mayıs 2005 dönemlerinde yeraltısuyu seviye<br />

ölçümleri yapılarak bu ölçümler 1/ 100 000 ölçekli yeraltısuyu seviye haritaları<br />

hazırlanmıştır. Yeraltısuyunun akım yönü Beyşehir gölüne doğrudur.<br />

Havzada emniyetli olarak kullanılabilecek yeraltısuyu potansiyelini belirlemek<br />

amacıyla bilanço elemanlarından yağış, buharlaşma- terleme, akış ve süzülme<br />

miktarları belirlenerek bilanço hesabı yapılmıştır. Beslenim olarak yağıştan 430.807<br />

x 10 6 m 3 /yıl, Beyşehir gölü sulamasından 19.33 x 10 6 m 3 /yıl, sondaj sulamasından<br />

7.56 x 10 6 m 3 /yıl su gelmektedir. Boşalım olarak ise buharlaşmadan 283.28 x 10 6<br />

m 3 /yıl, kuyularla çekimden 10.22 x 10 6 m 3 /yıl, Beyşehir gölüne yeraltısuyu boşalımı<br />

8.22 x 10 6 m 3 /yıl, drenaj kanalına olan boşalım ise 32.51 x 10 6 m 3 /yıl olarak<br />

hesaplanmıştır. Ova için toplam beslenim miktarı 457.697 x 10 6 m 3 /yıl ve toplam<br />

boşalım miktarı ise 334.23 x 10 6 m 3 /yıl’dır. Tüm bu verilere göre ovada, beslenmeboşalma<br />

farkının % 60’ı olan 74.08 x10 6 m 3 /yıl’lık mşiktar emniyetli olarak<br />

kullanılabilecek yeraltısuyu miktarıdır.<br />

Havzada birçok kaynak boşalımı söz konusudur. Bunlardan başlıcaları Soğukpınar,<br />

Pınarbaşı, Belceğiz, İlidere, İçmeler kaynakları olup bu kaynakların hiçbirinin<br />

debilerine ait düzenli veri bulunmamaktadır.<br />

Çalışma alanındaki yeraltısuyunun kalitesi, kullanılabilme özellikleri ve kirlilik<br />

durumlarının belirlenebilmesi amacıyla havza genelinde havzayı temsil eden çeşitli<br />

kaynak ve sondaj kuyularından su örnekleri alınmış ve bu numunelerin kimyasal


103<br />

analizleri yaptırılmıştır. Hazırlanan hidrojeokimya haritasında suların genellikle Ca-<br />

Mg-HCO 3 ’lı sular fasiyesinde olduğu görülmektedir. Bununla birlikte Belceğiz,<br />

Kocaçeşme ve Çamlık kaynaklarında dolomitik kireçtaşları ile etkileşimden<br />

kaynaklanan Mg zenginleşmesi nedeniyle bu sular Mg-HCO 3 ’lı sular fasiyesindedir.<br />

Çavundur kaynağında da yine Mg zenginleşmesi gözlenmektedir. Bu kaynak Mg-Ca-<br />

HCO 3 ’lı suları temsil etmektedir. İçmeler mineralli su kaynağı ise, Ca-Mg-Na-<br />

HCO 3 -SO 4 ’lı sulardır. Bölgedeki suların sulamaya uygunluğunu belirlemek amacıyla<br />

ABD Tuzluluk laboratuarı ve Wilcox diyagramlarına göre sınıflandırma yapılmıştır.<br />

ABD Tuzluluk laboratuarı sınıflamasına göre; çalışma alanında bulunan yeraltısuları<br />

genel olarak C2S1 sınıfında sadece Ördekçi’deki sondaj kuyusundan alınan su örneği<br />

(S4) C3S1 sınıfındadır. Wilcox diyagramı sınıfalamasında ise; çalışma alanındaki<br />

tüm sular (S4 no’lu sondaj kuyusuna ait su hariç ) çok iyi kullanılabilir, S4’ e ait su<br />

ise iyi kullanılabilir su sınıfındadır. Ayrıca, endüstride kullanım özelliklerinin tespiti<br />

için ‘Kalsiyum Denge Diyagramı’ kullanılarak sınıflama yapılmıştır. Buna göre; S1,<br />

S2, S3, S5, S7, S8, S9, S11, S13, S14 ve S15’ e ait sular ‘karbonat çözündürebilir’,<br />

S4, S6, S10, S12 ve S16’ a ait sular için ‘karbonat çökelmesi izlenir’ sular<br />

sınıfındadır. Bir diğer özellik olan suların köpürme özelliğine göre yapılan<br />

sınıflamada çalışma alanındaki suların tamamı (S10 hariç) ‘kaynarken köpürmeyen<br />

sular’ sınıfındadır. S10 ise ‘kaynarken çok köpüren sular’ sınıfındadır. Beton üzerine<br />

etkilerine göre yapılan sınıflamada ise; bütün suların (S10 hariç) SO 4 miktarının 0 –<br />

3.12 mek/ l arasında olmaları nedeniyle beton üzerine etkileri yoktur. Sadece, S10’a<br />

ait su önemli derecede etkili olma özelliğindedir.<br />

Havzadaki kirlilik durumunu belirleyebilmek için ova genelinde temsili olarak<br />

seçilen lokasyonlardan alınan su örneklerinde nitrit (NO 2 ), nitrat (NO 3 ) , amonyak<br />

(NH 4 ) ve ağır metal analizleri yaptırılmış ve çalışma alanında yapay gübre kullanımı<br />

ve hayvan atıklarının gübre olarak kullanımı nedeniyle yeraltısuyunun kirlendiği<br />

ortaya konmaktadır. Ağır metal analizlerinde, mineralli su kaynağı özelliğindeki<br />

İçmeler kaynağı hariç diğerlerinde sınır değerleri aşan konsantrasyonlara<br />

rastlanmamıştır. Şarkikaraağaç ovası genelindeki tüm yerleşim yerlerinde<br />

kanalizasyon sistemi bulunmamaktadır. Bu durum yeraltısularının giderek daha da<br />

kirlenmekte olduğunun bir göstergesidir. Ayrıca, yeraltısuyundan beslenen ve


104<br />

Deliçay drenaj kanalınının da boşaldığı Beyşehir gölü suları da artan bir hızla<br />

kirlenmekte ve buradan içme ve kullanma sularını karşılayan çevre halkının<br />

geleceğini tehdit altına almaktadır. Bu nedenle ovada kanalizasyon sistemleri bir an<br />

evvel tamamlanmalı ve kirlilik kontrol altına alınmalıdır.<br />

Ayrıca, çaılşma alaında bulunan suların seçilen bazı minerallere göre doygunluk<br />

dereceleri hesaplanmıştır. Yeraltısularının genellikle aragonit, kalsit, ve jips<br />

çözündüren ve kuvarsı çökelten özellikte olduğu belirlenmiştir. Dolomitik<br />

kireçtaşlarından beslenen kaynaklar dolomit mineraline doygun ve dolomit çökelten<br />

sulardır. İçmeler mineralli su kaynağı ise; aragonit, kalsit, dolomit ve kuvarsı<br />

çökeltici özelliğe sahiptir.<br />

Çalışma alanında yapılan bir diğer çalışma ise ovadaki suların kökenlerini<br />

belirlemeye yönelik olmuştur. Bu çalışma doğrultusunda ovadan alınan su<br />

örneklerinde çevresel izotop analizleri yaptırılmıştır. Oksijen 18 ve döteryum<br />

analizlerinde Şarkikaraağaç ovasındaki yeraltısularının oksijen-18 ve döteryum<br />

değerlerinin tamamen buharlaşma etkisi altında olmayan atmosferik suları temsil<br />

eden Dünya Meteorik Su Çizgisi (δD= 8 δ 18 O + 10) ile çakıştığı gözlenmektedir.<br />

İçmeler mineralli su kaynağı, Arslandoğmuş sıcak su kaynakları ile Pınarbaşı<br />

kaynağı, Akdeniz kökenli yağışlardan da etkilenmişlerdir.


105<br />

6. YARARLANILAN VE DEĞİNİLEN KAYNAKLAR<br />

Akay, E., 1981, Beyşehir Yöresindeki (Orta Toroslar) Olası Alt Kimmeriyen Dağ<br />

Oluşumu İzleri. T.J.K. Bült., C. 24, 25 – 29, Ankara<br />

Altınkale, S., 2001. Eğirdir ve Burdur Göllerinin Hidrojeokimyasal ve İzotop<br />

Jeokimyasal Karşılaştırılması. Yüksek lisans tezi, SDÜ Fen Bil. Enst.,58<br />

s.<br />

Atıgan, A., ve Topçam, A., 1975, <strong>Isparta</strong> – Şarkikaraağaç Ovası Planlama<br />

Kademesinde <strong>Hidrojeoloji</strong>k Etüt Raporu. Enerji ve Tabii Kaynaklar<br />

Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müd., XVIII. Böl. Müd. Raporu, <strong>Isparta</strong><br />

Ayhan, A., ve Karadağ, M., 1985, Şarkikaraağaç (<strong>Isparta</strong>) Güneyinde Bulunan<br />

Boksitli Demir ve Demirli Boksit Yataklarının Jeolojisi ve Oluşumu.<br />

TJK. Bült., C. 28, 137 – 146<br />

Blumenthal, M. M., 1947, Beyşehir – Seydişehir Hinterlandındaki Toros Dağlarının<br />

Jeolojisi. MTA yayını, seri D, 2, 242 s., Ankara<br />

Boray, A., Şaroğlu, F., ve Emre, Ö., 1985, <strong>Isparta</strong> Büklümünün Kuzey Kesiminde<br />

Doğu – Batı Daralma İçin Bazı Veriler. Jeoloji Müh. Dergisi, s., 9 – 20 ,<br />

Ankara<br />

Brunn, J.H., Dumont, J.F., Graciansky, P, de: Gutnic, M. Juteau, T., Martoux, J.,<br />

Monod, O ve Poisson, A., 1971, Outline of the Geology of the Western<br />

Taurids. In Geology and History of Turkey, Compbell (A.S. ed), Petrol<br />

Explor, Soci. Of Libya, Tripoli, 225 – 255<br />

Canik, B., 1998, <strong>Hidrojeoloji</strong>, Yeraltısularının Aranması, İşletilmesi, Kimyası.<br />

Ankara Üniv. Fen Fak. Jeoloji Müh. Böl., Ankara<br />

Cengiz, O., 1991, Çarıksaraylar (Şarkikaraağaç - <strong>Isparta</strong>) Kuzeyinin Jeolojisi Ve<br />

Kurşunlu Barit Yatakları. Yüksek <strong>Lisans</strong> <strong>Tezi</strong>, Akd. Üniv. Fen Bil. Enst.,<br />

75 s.<br />

Cengiz, O., Kuşcu, M., 1993, Çarıksaraylar (Şarkikaraağaç-<strong>Isparta</strong>) Kuzeyinin<br />

Jeolojisi Ve Kurşunlu Barit Yatakları. TJK Bült., C.36, S.1, 63 -64 s.<br />

Cengiz, O., 1997, Şarkikaraağaç (<strong>Isparta</strong>) ve Hüyük – Doğanhisar (Konya)<br />

Arasındaki Barit Yatakları ve Oluşumu. Doktora tezi, SDÜ Fen Bil. Enst.,<br />

<strong>Isparta</strong> (Yayımlanmamış)<br />

Cengiz, O., ve Kuşcu, M., 2003, Evolution And Geochemical Characteristics Of<br />

Liswaenits Between Madenli And Belcegiz (Gelendost – Sarkikaraagac,


106<br />

<strong>Isparta</strong> - Turkey). Proceeding of the 7th Biennal SGA Meeting, 24 – 28<br />

August 2003, Athens – Greece, V. 1, p. 567 - 570<br />

Craig, H., 1961, Isotopic Variations in Meteoric Waters, Science, Vol. 133, 1833-<br />

1834.<br />

Çapan, U., 1980, Toeos Kuşağı Ofiyolit Masiflerinin (Marmaris, Merisn, Pozantı,<br />

Pınarbaşı, Divriği) İç Yapıları, Petroloji ve Petrokimyalarına Yaklaşımlar,<br />

H. Üniv., Yerbil., Enst., Doktora tezi, 400 s., Ankara<br />

Çevre ve Orman Bakanlığı, Beyşehir Gölü, www.cevreorman.gov.tr<br />

Desprairies, A., Gutnic, M., 1972, Les gresrouges au sommet du Paleozoique du<br />

masif du Sultan Dağ et Les Niveaux (North – East du Taurus Occidentale,<br />

Turquie) Analyses Chimi Gues et Mineraloqie Ques Signification<br />

Paleoqegraphie: Bull de. la Soc. Geol. De France Ser (7), Tem. XII., 505<br />

– 514 s., N., 3.<br />

Demirkol, C., 1977, Yalvaç – Akşehir Dolayının Jeolojisi. S.Ü. Fen Fak. Böl.,<br />

Doçentlik <strong>Tezi</strong>, 114 s.<br />

Demirkol, C. ve Sipahi, H., Çiçek, S., 1977, Sultandağının Stratigrafisi ve Jeoloji<br />

Evrimi. MTA. Enst., Raporu, 6305 (yayımlanmamış).<br />

Demirkol, C. ve Sipahi, H., 1979, Bağkonak – Çimendere – Muratbağı (<strong>Isparta</strong>)<br />

Yöresinin Jeolojisi. Jeo. Müh. Derg., S. 7, s. 29 – 38,Ankara<br />

Demirkol, C., 1981. Sultandağ kuzeybatısının jeolojisi ve Beyşehir – Hoyran Napı ile<br />

ilişkileri: Tübitak temel bilimler araştırma grubu. proje no: TBAG 382, 56<br />

s., (yayımlanmamış)<br />

Demirkol, C., ve Yetiş, C., 1985, Sultandağ Kuzeybatısındaki Allokton Birimler Ve<br />

Jeoloji Evrimi. Jeol. Müh. Dergisi, 22, 3 -10, Ankara<br />

Dean, W.T., ve Monod, O., 1970, The Lower Paleızıic Stratigraphy And Faunes Of<br />

The Taurus Mountains Near Beysehir, Turkey. I., Stratigraphy: Bull. Brit.<br />

Mus. Nat. Hist. Geol., V. 19, N.8, 411 – 426 s.<br />

DMİ, 2005, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müd., 1966 – 1996 Yılları Arası<br />

Meteoroloji Elemanları Ölçüm Değerleri<br />

DSİ, 1975, Şarkikaraağaç Ovası <strong>Hidrojeoloji</strong>k Etüd Raporu, <strong>Isparta</strong><br />

DSİ, 1992, Şarkikaraağaç Projesi, Şarkikaraağaç Pompaj Ve YAS Sulamaları<br />

Planlama Drenaj Raporu. Proje no: 1614, Cilt – 1,<strong>Isparta</strong><br />

DSİ, Teknik Araştırma ve Kalite Kontrol Dairesi Başkanlığı, 1997, Hidrolojide<br />

İzotoplar Ve Nükleer Teknikler. 9 – 14 Kasım, Adana.


107<br />

Dumont, J. F. Ve Kerey, E., 1975, Eğirdir Gölü Güneyinin Temel Jeolojik Etüdü.<br />

TJK Bült., 18/2, 169 – 174<br />

Elitok, Ö., 2000, Şarkikaraağaç (<strong>Isparta</strong>) Ve Çevresinin Jeoloji, Mineroloji Ve<br />

Petrografisi. Doktora tezi, Süleyman Demirel Üniv., Fen Bil., Enst.,<br />

<strong>Isparta</strong> (yayımlanmamış)<br />

Eren, Y., 1990, Engilli (Akşehir) Ve Bağkonak (Yalvaç) Köyleri Arasında<br />

Sultandağları Masifinin Tektonik Özellikleri. TJK. Bült., C.33, 39 – 50 s.<br />

Erişen, B., 1972, Afyon – Heybeli (Kızılkilise) Jeotermal Araştırma Sahasının<br />

Jeolojisi Ve Jeotermal Enerji Olanakları. MTA Arşivi, Rap. No: 3107,<br />

Ankara<br />

Gat, J. and Carmi, I., 1970, Evoluation Of The İsotopic Composition Of Atmospheric<br />

Waters İn The Mediterranean Sea Area. Journal of Geophysical Research,<br />

75, 3039-3048.<br />

Haude, H., 1972, Stratigraphie und Tektonik des Südliche Sultan Dağ (SW<br />

Anatolien). Zeit. Deutsch. Geol. Ges., V. 123, 411 – 421<br />

<strong>Isparta</strong> İli Çevre Durum Raporu, 1994, <strong>Isparta</strong> Valiliği Çevre İl Müdürlüğü. <strong>Isparta</strong><br />

Juteau, T., 1980, Opholites Of Turkey, Ofioliti, Special Issue: “Tethyan Ophilites”.<br />

G. Roccii edit., vol. 2, 199 – 237.<br />

Ketin, İ., 1994, Genel Jeoloji. İTÜ Vakfı yayınları, no: 22, İstanbul<br />

Kharaka, Y.K., Gunter, W.D., Aggarwal, P.K., Perkins, E.H. ve DeBraal, J.D., 1988.<br />

A Computer Program For Geochemical Modeling Of Water-Rock<br />

İnteractions. U.S. Geol.Surv. Water-Resources Investigations Report 88-<br />

4227, 420 p.<br />

Koçyiğit, A., 1981, <strong>Isparta</strong> Büklümünde (Batı Toroslar) Toros Karbonat<br />

Platformunun Evrimi. TJK. Bült., 24/ 2, 15 – 23.<br />

Kuşcu, M., ve Aydoğan S., 2003, Koruyaka Ve Göksöğüt (Yalvaç-<strong>Isparta</strong>) Plaketli<br />

Kireçtaşlarının Yapıtaşı Olarak Kullanılabilirlikleri. SDÜ Fen Bilimleri<br />

Enst. Dergisi, cilt:7, sayı:2; 283-292.<br />

Monod, O., 1967, Batı Toros Kireçtaşlarının Temelindeki Seydişehir Şistlerinde<br />

Bulunan Ordovisiyen Bir Fauna. MTA. Enst. Yayını, s. 69, 76s.<br />

Monod, O., 1977, Recherces Geologiques Dans Le Taurus Occidental Au Sud De<br />

Beyşehir (Turquie). These, Univ. Paris – sud.,Orsay, 422 p.


108<br />

MTA Raporu, 1987, Sultandağı güneydoğusu ile Anamasdağı dolayının jeolojisi,<br />

MTA Genel Müd. Jeol. Etüdler Dairesi Başkanlığı, Ankara<br />

Özgül, N., ve Gedik, İ., 1973, Orta Toroslar’ Da Alt Paleozoyik Yaşta<br />

Çaltepekireçtaşı Ve Seydişehir Formasyonu’ Nun Startigrafisi Ve<br />

Konodont Faunası Hakkında Yeni Bilgiler. TJK Bült., Cilt. XVI., Sayı:2<br />

Özgül, N., 1976, Torosların Bazı Temel Jeolojik Özellikleri. Türk,ye Jeol. Kur.<br />

Bült., 19, 65 – 78<br />

Özgül, N., Bölükbaşı, S., Aklan, H., Öztaş, H., ve Korucu, M, 1991, Göller<br />

Bölgesinin Tektono – Stratigrafik Birlikleri. Ozan Sungurlu Semp. Bild.<br />

(ed. S. Turgut), Kasım – 1991, 213 -237<br />

Öztürk, E.M., Öztürk, Z., Acar, Ş., Ayaroğlu, A., 1981, Şarkikaraağaç (<strong>Isparta</strong>) Ve<br />

Dolayının Jeolojisi. MTA., Enst., Raporu, N. 7045, 190 s.,<br />

(yayımlanmamış)<br />

Öztürk, E.M., Dalkılıç, H., Ergin, A. ve Avşar, Ö.P., 1987, Sultandağ Güneydoğusu<br />

İle Anamasdağı Dolayının Jeolojisi. MTA. Raporu N. 81 -91<br />

(yayımlanmamış),<br />

Poisson, A., 1977, Recherces Geologiquies Dans Les Taurides Occidentales<br />

(Turquie). These de Etat., Univ., Paris – Sud., Orsay, 795 p.<br />

Sayın, M., 1987. İzotop Teknikleri Kullanılarak Yeraltısuyu Orjininin Belirlenmesi.<br />

DSİ Genel Müd. Teknik Araştırma ve Kalite Kontrol Dairesi Başkanlığı,<br />

9-14 Kasım, Ankara.<br />

Soyaslan, İ., 2004, Eğirdir Gölü Doğusunun <strong>Hidrojeoloji</strong> İncelemesi Ve Yeraltısuyu<br />

Modellemesi. SDÜ Fen Bil. Enst., Doktora tezi, <strong>Isparta</strong> (yayımlanmamış)<br />

Şahinci, A., 1986, Genel <strong>Hidrojeoloji</strong>. Dokuz Eylül Üniv. Müh. Mim. Fak. Jeoloji<br />

Müh. Böl., İzmir<br />

Şenel, M., Dalkılıç, H., Gedik, İ., Serdaroğlu, M., Bölükbaşı, A.S., Metin , S.,<br />

Esentürk, K., Bilgin, A.Z., Uğuz, F., Korucu, M. ve Özgül, N., 1992,<br />

Eğirdir – Yenişarbademli – Gebiz Ve Geriş – Köprülü (<strong>Isparta</strong> - Antalya)<br />

Arasında Kalan Alanların Jeolojisi. MTA Rap., 9390, TPAO Rap., 3132,<br />

559 s., Ankara (yayımlanmamış)<br />

Şenel, M., Gedik, İ., Dalkılıç, H., Serdaroğlu, M., Bilgin, A.Z., Uğuz, F., Bölükbaşı,<br />

K., Korucu, M. ve Özgül, N., 1996, <strong>Isparta</strong> Büklümü Doğusunda Otokton<br />

Ve Allokton Birimlerin Stratigrafisi (Batı Toroslar). MTA derg., 118, 111<br />

– 160<br />

Uslu, O. ve Türkman, A., 1987, Su Kirliliği Ve Kontrolu. T.C. Başbakanlık Çevre<br />

Genel Müdürlüğü Yayınları Eğitim Dizisi, 364 s., Ankara


109<br />

Yağmurlu, F., 1991, Yalvaç – Yarıkkaya Neojen Havzasının Stratigrafisi Ve<br />

Depolama Ortamları. Türkiye Jeoloji Bülteni, Cilt: 34, S: 9 -19, Ankara


110<br />

ÖZGEÇMİŞ<br />

Adı Soyadı : <strong>Simge</strong> Örmeci (Varol)<br />

Doğum Yeri: İstanbul<br />

Doğum Yılı: 1978<br />

Medeni Hali: Evli<br />

Eğitim ve Akademik Durum<br />

Lise : 1991-1994 Ankara Kalaba Lisesi<br />

<strong>Lisans</strong>: 1995-2000 Süleyman Demirel Üniversitesi<br />

Mühendislik Mimarlık Fakültesi<br />

Jeoloji Mühendisliği Bölümü


EKLER


EK-7<br />

KUYU HİDROLİĞİ GRAFİKLERİ

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!