24.04.2014 Views

3 Agustos Kitap Eki

3 Agustos Kitap Eki

3 Agustos Kitap Eki

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Aydınlık KİTAP<br />

3 AUSTOS 2012 CUMA 5<br />

Bir “Profesyonel”<br />

Sürgünün Türkiye dönemi<br />

“Troçki’nin SSCB’den sürgün edilme nedeni, Türkiye’ye kabul süreci,<br />

Türkiye’de kald süre boyunca gördüü muamele, uluslararas ilikiler<br />

disiplini açsndan öretici örnekler içermektedir. <strong>Kitap</strong> bu açdan ele<br />

alndnda, ülkemizin bir dönem yürütmü olduu d ilikilerindeki<br />

hassasiyetlerini kavramak açsndan da yararl olacaktr.”<br />

ERDEM ERGEN<br />

Asıl adı Leon Davidoviç olan Troçki, 1879<br />

yılında Ukrayna’nın Karadeniz tarafında<br />

doğdu. Musevi bir çiftçi ailesinin ferdi<br />

olan Troçki genç yaşından itibaren ihtilalci<br />

fikirlere ilgi duyarak devrimci gruplara<br />

katıldı. Bir bavul dolusu bildiriyle yakalandığında<br />

Çarlık Rusya’sı tarafından 20 yıl<br />

hapse mahkûm edildi. İlk evliliğini 1900 yılında<br />

hapishanede kendisi gibi bir ihtilalci<br />

olan Aleksandra Sokolovskaya ile gerçekleştirdi.<br />

Bu evliliğinden Zenaide ve Nina adlarında<br />

iki kızı oldu.<br />

SÜRGÜNLE BALAYAN SYASAL<br />

YAAM<br />

1902 yılında Sibirya’da sürgünde iken<br />

“Troçki” adlı bir gardiyan adına, sahte bir<br />

kimlik hazırlatarak sürgünden kaçmayı<br />

başardı.<br />

1907 yılında Çarlık tarafından tekrar tutuklanarak<br />

ikinci kez Sibirya’ya sürgüne<br />

gönderildi. Buradan ikinci kez kaçmayı başardı.<br />

Bu seferde çeşitli tarihlerde Avusturya,<br />

İsviçre ve Fransa’da komünist faaliyetlerini<br />

sürdürdü. 1916 yılında Fransa’dan<br />

sınırdışı edilen Troçki bu kez de ABD’ye sığındı<br />

ancak burada kısa süre kalarak 1917<br />

yılında Rusya’ya geri döndü. Yeniden Petrograd<br />

Asker ve İşçi Sovyeti başkanlığına<br />

seçildi ve bu sıfatıyla 1917 <strong>Eki</strong>m Bolşevik<br />

Devrimi’nde çok önemli rol oynadı.<br />

DEVRM YILLARI<br />

Troçki Devrim ile birlikte Dışişleri Bakanlığı<br />

görevine getirildi. SSCB’nin ilk yıllarında<br />

dış politikada aktif görevler aldı.<br />

İlkin Almanlarla Brest-Litovsk Barış Muahedesini<br />

imzaladı. Türkiye ile de ilk anlaşma<br />

orada oldu. 1918’de Vladimir Lenin<br />

tarafından Harbiye ve Bahriye komiserliklerine<br />

getirildi. Kızılordu’yu kurarak başkumandanı<br />

oldu. Lenin’in halefi olarak<br />

anılmaya başlandı. Zırhlı treni ile Rusya’yı<br />

dolaşarak, komünist ihtilaline karşı olanları<br />

tasfiye ettirdi. Batı devletlerinin silahlandırdığı<br />

“Vrangel-Denikin Beyaz<br />

Rus Orduları”nı yendi. Lenin’in ölümünden<br />

sonra, Parti Sekreteri Joseph Stalin ile<br />

mücadeleye başladı. Mücadeleyi kaybetti.<br />

Stalin onu 1925 yılında önce Harbiye<br />

Komiserliği’nden uzaklaştırdı. Bunun üzerine<br />

Troçki Stalin’e karşı “Sol Muhalefet”i<br />

örgütlemeye başladı.<br />

SÜRGÜN YENDEN BALIYOR<br />

Ancak Parti Kongresi’nden de galibiyetle<br />

çıkan Stalin bu kez de Troçki’yi 1927 yılında<br />

önce Alma Ata’ya sürgüne yolladı. Ancak<br />

Troçki'nin muhalefeti orda da sürdürdüğü<br />

için Stalin son çare olarak Troçki’yi olabildiğince<br />

etkisiz kılacak yurtdışı sürgün seçeneklerini<br />

düşünmeye başladı. Arayışların<br />

sonunda Troçki Türkiye’ye gönderilir. Böylece<br />

Troçki'nin İstanbul yılları başlar. İşte<br />

bu yıllar Ömer Sami Coşar’ın “Troçki İstanbul’da”<br />

kitabında ayrıntılı bir biçimde aktarılıyor.<br />

Stalin, Napoleon’dan sonra Avrupa’nın<br />

en çok korktuğu ve “bir numaralı istenmeyen<br />

adam” olarak nitelenen Troçki’yi<br />

sürgüne yollamaya karar verdiği zaman,<br />

dünyada bu “baş ihtilalci”yi kabul edecek,<br />

vize verecek tek bir devlet çıkmamıştır. Bu<br />

durum üzerine Stalin, o günlerde dostça ilişkiler<br />

yürüttüğü ve anlaşmalarla bağlı bulunduğu<br />

Türkiye’ye başvurmuş ve hasmının<br />

“siyasi mülteci” olarak kabulünü ısrarla bizden<br />

rica etmiştir. 1929 yılının ilk günlerinde<br />

Ankara’da Atatürk devrinin Dışişleri Bakanı<br />

Tevfik Rüştü Aras ile Sovyet Sefiri Suriç<br />

ile yapılan gizli görüşmeler 1968 yılında<br />

açıklanmıştır. Bu gizli görüşmelerde,<br />

Mustafa Kemal Paşa’nın, Troçki’nin Türkiye’ye<br />

kabulü için Stalin’e bazı şartlar<br />

ileri sürdüğü ve Stalin’in de görüşmeler sonunda<br />

bu şartları kabul etmek zorunda kaldığı<br />

ortaya çıkmıştır. Yazara göre bu şartlar<br />

şu dört noktada toplanıyordu:<br />

“Troçki, Türkiye sınırları içinde tam bir<br />

siyasi mülteci muamelesi görecektir. Bunun<br />

dışında Sovyet hükümetinin herhangi bir<br />

özel muamele isteği mevzubahis olamaz.<br />

Troçki, Türkiye’de bulunduğu süre<br />

içinde, başka bir memleketten vize temin<br />

ettiği takdirde, derhal o memlekete gitmekte<br />

serbest olacaktır.<br />

Troçki, Türkiye sınırları içinde faaliyet<br />

gösteremeyecek, neşriyat yapamayacaktır.<br />

Fakat, Türkiye’de istediğini yazabilir, bu<br />

yazılarını Türkiye dışına yollayabilir ve<br />

oralarda, isterse, bunları bastırabilir. Onun<br />

bu hürriyetini Türkiye Cumhuriyeti katiyen<br />

engelleyemez.<br />

Troçki’yi Türkiye’de öldürtmek için<br />

Sovyet idarecileri tarafından herhangi bir<br />

teşebbüs yapılmayacağına dair kati teminat<br />

verilecektir. Ayrıca Türkiye zabıtasının da<br />

gerekli emniyet tedbirlerini alacağı ve toprakları<br />

üzerinde yaşayan bir siyasi mülteciye<br />

böyle bir müdahaleyi şiddetle boğacağı da<br />

peşinen bilinmelidir.”<br />

<strong>Kitap</strong>ta, Türkiye’de kaldığı dört yıl boyunca,<br />

Troçki’nin vermiş olduğu siyasi mücadele<br />

çeşitli ara başlıklar ve bölümler halinde<br />

özetlenmiş durumda. Her bölümde anlatılan<br />

tek tek olayların dünyanın o dönemki<br />

siyasi gidişatına çok önemli etkilerde bulunduğunu<br />

söylemek zordur. Ancak Troçki’nin<br />

SSCB’den sürgün edilme nedeni,<br />

Türkiye’ye kabul süreci, Türkiye’de kaldığı<br />

süre boyunca gördüğü muamele, uluslararası<br />

ilişkiler disiplini açısından öğretici örnekler<br />

içermektedir. <strong>Kitap</strong> bu açıdan ele alındığında,<br />

ülkemizin bir dönem yürütmüş olduğu<br />

dış ilişkilerindeki hassasiyetlerini kavramak<br />

açısından da yararlı olacaktır.<br />

Yazar, kişisel kavganın dışında, Troçki’nin<br />

sürgüne gönderilmesine birkaç temel<br />

gerekçe gösteriyor. Bunlardan bir tanesi,<br />

Stalin’in ilk beş yıllık kalkınma planını uygulamaya<br />

koymaya hazırlanmasıydı. Bu<br />

planı ne pahasına olursa olsun uygulamaya<br />

odaklanmış olan Stalin açısından, Troçki’nin<br />

Rusya’da bulunması bir tehditti. Siyasi<br />

etkisi fazla olan bir lider olarak Troçki,<br />

bu dönemde memnuniyetsiz kitleleri örgütleyerek<br />

Stalin’in iktidarına son verebilirdi.<br />

Yine yazara göre Stalin, beş yıllık planın<br />

uygulanmasında ciddi anlamda paraya<br />

gereksinim duyacaktı. Bunun temin yolu<br />

olarak “Burjuva Batı”’yı gören Stalin, eğer<br />

“Aşırı Sol”u tasfiye ettiğine Batı’yı inandırabilirse<br />

gereken desteği bulabilecekti. Nitekim<br />

yazar tarafından aktarılan, Stalin’in<br />

devrin İngiliz Dışişleri Bakanı Austen<br />

Chamberlain ile görüşmesi ve bakanın<br />

Sovyet-İngiliz taraflarının ekonomik alanda<br />

sağlıklı görüşmeler yapabilmesinin ön<br />

koşulu olarak Troçki’nin mutlaka elenmesi<br />

gerektiğini ifade etmiş olması, bu tezine<br />

somut destek olarak sunuluyor.<br />

Troçki ise Bolşevik Devrimi sırasında<br />

ezerek ülkeden sürdüğü ve bir kısmı İstanbul'da<br />

yaşayan Beyaz Ordu komutanlarının<br />

kendisine karşı bir suikast örgütlemesinden<br />

çekiniyordu. Türkiye’deki yaşamını<br />

güvenli bir biçimde tamamlayan Troçki<br />

daha sonra kısa süren Fransa ve Norveç<br />

sürgünlerini gördü, ardından da Stalin'in<br />

ajanı olduğu iddia edilen Jaime Ramón<br />

Mercader del Río Hernández tarafından<br />

barbarca öldürüldü.<br />

SONSÖZ VE BRKAÇ ELETR<br />

Troçki, 20. yüzyıl tarihinin hiç şüphesiz en<br />

önemli simalarından bir tanesidir. Kendi ülkesinin<br />

kaderinin çizilmesindeki ve dünya<br />

siyasetinin şekillenmesindeki yeri tartışılmaz<br />

olan liderlerdendir. Siyaset açısından bu<br />

denli önemli bir şahsın sürgüne gönderilmesi,<br />

üstelik ülkemize gelmesi ise pek çok<br />

açıdan üzerine onlarca kitap yazılacak bir<br />

hadisedir. Bu önemli görevi yerine getiren<br />

kişilerden birisi olan gazeteci Ömer Sami<br />

Coşar, ülkemiz gazetecilik tarihinin önemli<br />

isimlerindendir. Atatürk döneminde yetişmiş,<br />

Kurtuluş Savaşı’nda milli mücadelenin<br />

yayılmasına ve zafere ulaşmasına kalemiyle<br />

katılmış bir Kuvay-ı Milliyecidir.<br />

Çok önemli bir arşivci olduğu da ifade edilmektedir.<br />

<strong>Kitap</strong> bu açıdan, dönemle ilgili birinci<br />

el kaynaktır.<br />

Troçki, ülkemizde kaldığı dört buçuk yıl<br />

boyunca dünyanın çeşitli yerlerinden fazla<br />

sayıda siyasi liderle doğrudan veya dolaylı<br />

temaslar kurmuştur. Bu açıdan baktığımızda,<br />

Troçki’ye herhangi bir biçimde esir<br />

veya sürgün muamelesi yapılmadığını anlıyoruz.<br />

Cumhurbaşkanlığı makamından<br />

başlayarak, dışişleri, emniyet yetkilileri ve<br />

diğer görevliler, eski başkomutan ve dışişleri<br />

bakanı olan Troçki’ye karşı önemli bir<br />

misafir muamelesinden öte bir davranış sergilememişlerdir.<br />

<strong>Kitap</strong>, ayrıca söz konusu dönemde<br />

uluslararası ilişkilerdeki, eğilimleri, dengeleri,<br />

hesapları, vb. canlı olarak kavrama<br />

imkânı sunmasının yanında Türkiye’nin bağımsız<br />

bir devlet olarak, dış politikadaki itibarını<br />

ve ilkelerinden ödün vermeyişinin de<br />

canlı bir belgesidir.<br />

Yazarın eleştirilecek tek noktası, kitapta<br />

birkaç yerde geçen yargılarla ilgili somut<br />

kaynakları kullanmamış olmasıdır. Troçki’yi<br />

öldüren kişinin Stalin’in ajanı olması, Troçki’nin<br />

sürgünde sürekli korku içinde yaşaması,<br />

vb. psikolojik tahliller bu duruma iki<br />

örnektir.<br />

(Troçki İstanbul’da, Ömer Sami Coşar,<br />

İş Bankası Kültür Yayınları, 216 s.)

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!