09.05.2014 Views

77.Sayı (2009/2) - Orman ve Su İşleri Bakanlığı

77.Sayı (2009/2) - Orman ve Su İşleri Bakanlığı

77.Sayı (2009/2) - Orman ve Su İşleri Bakanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Doann<br />

Penceresinden<br />

Türkiye<br />

Avrupa <strong>ve</strong> Asya Ktasnn birletii, dünyann<br />

en güzel köelerinden birinde, üç yan denizlerle<br />

çevrili <strong>ve</strong> kendine has doal güzelliklerle<br />

dolu bir corafya üzerinde bulunan Türkiye’nin<br />

sahip olduu esiz güzelliklerini gözler önüne<br />

seren fotoraf arlkl olan kitap 240 sayfa<br />

olarak hazrlanmtr.<br />

Türkçe <strong>ve</strong> ngilizce olarak hazrlanan <strong>ve</strong> Genel<br />

hatlar ile Türkiye’nin ziki, cora <strong>ve</strong> ekolojik<br />

yaps, Türkiye’nin orman varl, Milli<br />

parklar, Özel Çevre Koruma Bölgeleri, Yaban<br />

Hayat, Türkiye’de <strong>Su</strong>lak Alanlar, Türkiye’nin<br />

<strong>Orman</strong> Varl gibi bölümlerden oluan kitapta;<br />

Korunan Alanlar <strong>ve</strong> Türkiye’de Genel Ku<br />

Göç Yollar Haritalar da yer alyor.<br />

Eitim <strong>ve</strong> Yayn Dairesi Bakanl


Prof. Dr.<br />

Hasan Z. SARIKAYA<br />

Müsteşar<br />

Deerli Okuyucularmz,<br />

Sizlerden gelen olumlu <strong>ve</strong> olumsuz<br />

eletiriler bizleri gerçekten mutlu<br />

etmektedir. Dergimize gösterdiiniz<br />

ilgi <strong>ve</strong> alakanzdan dolay teekkür ederiz.<br />

Dergiyi içerik, bask <strong>ve</strong> grak gibi birçok<br />

yönden, sizlerden gelen eletirileri göz önüne<br />

alarak düzenlemeye çaltk. 23 yldr yayn<br />

hayatna devam eden Çevre <strong>ve</strong> nsan dergisi,<br />

duyarl okuyucular sayesinde yaptmz yeniliklerle<br />

eylül saysn siz deerli okuyucularn<br />

beenisine sunuyoruz.<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan dergisi bu saydan balayarak<br />

birçok yenilie adm atmaktadr.<br />

Birçok okurumuzun bize yönelttii<br />

olumlu,olumsuz eletiriler dorultusunda<br />

dergiyi hem grak tasarm hem de içerik<br />

anlamnda yenilemeye çaltk.<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan dergisi bundan sonra sadece<br />

belli resmi dairelerde masa üstlerinde bir<br />

kere baklp unutulan bir dergiden ziyade gündemi<br />

takip eden, çevre sorunlarnn tartld,<br />

orta örenim, üni<strong>ve</strong>rsite <strong>ve</strong> akademik kariyer<br />

yapan örencilerin elinden brakmayaca <strong>ve</strong><br />

içeriiyle göz dolduran bir dergi niteliine<br />

dönümeliydi. Avrupa’daki benzer dergiler incelendiinde<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan dergisi de onlar<br />

kadar bilimsel <strong>ve</strong> çevreci bir anlayla tekrar<br />

düzenlenmeli, her says merakla beklenen bir<br />

dergi sunmalydk.<br />

Heyecan içerisindeyiz, çünkü sizlerden gelen<br />

dönütler bizleri daha iyiye ulama noktasnda<br />

kamçlamaktadr. çiniz rahat olsun her<br />

yeni saymzda her kesimin bir eyler bulduu,<br />

elinden düüremeyecei aranan okunan gündem<br />

oluturan bir dergi çkarma azmimiz devam<br />

edecektir.<br />

Yeni anlayla dergimizin kapak tasarmndan<br />

iç kapaklara, yaz boyutundan dergi içi tasarmlarna<br />

<strong>ve</strong> konularn seçimine kadar derginin<br />

her aamas yayn kurulu <strong>ve</strong> tasarmclarla<br />

tartlarak dergimizin daha fazla kiilere ulamas<br />

yönünde sürekli çaba sarfediyoruz.<br />

Dergimizin yenilenme aamasnda siz<br />

okuyucularmzdan da bizleri yönlendirmesini<br />

bekliyoruz. Duyarsz kalmak daha iyiye ulama<br />

azminde olan dergimizin mükemmel olmasn<br />

geciktirecektir.<br />

Dergimizle ilgili her türlü görüleriniz derginin<br />

daha geni kesimlere ulamasn salayacak,<br />

içerisindeki konularn gerçekten okunan,<br />

üzerinde düünülen <strong>ve</strong> yaayan bir dergi olmas<br />

hedeerimizi gerçekletirecektir. Yllardr<br />

üç ayda bir yaymlanan dergimizi Ocak ayndan<br />

itibaren iki ayda bir yaymlamay düünmekteyiz.<br />

Ülkemizden <strong>ve</strong> dünyadan haberleri ilk<br />

sayfalara yerletirerek dergiye farkl bir boyut<br />

getirdik. Dergiyi akademisyenlerin anlayaca<br />

dilden geni kesimlere hitap eden anlalabilir,<br />

akc bir Türkçe ile yaymlamay hedeedik.<br />

Makaleleri farkl bir tasarmda sizlerin beenisine<br />

sunduk. Makale balklarnn ilgi çekmesini<br />

<strong>ve</strong> okuyucuyu cezbetmesini yeledik. Balklarn<br />

renkli <strong>ve</strong> yeterli büyüklükte olmasn<br />

saladk. Ara balklarn rahat okunmas için<br />

renkli <strong>ve</strong> kaln yaptk. Derginin arka sayfalarna<br />

çevreyle ilgili kitap tantm bölümü koyduk.<br />

ki sayfa olarak yaynlanmakta olan içindekiler<br />

bölümünü tek sayfaya indirdik. Yine sonlarda<br />

okuyucularmzn görülerinin yanstld<br />

okuyucu köesi hazrladk.<br />

Bundan sonraki saylarmzda yaymlanmak<br />

üzere tüm okuyucularmzdan, yazlarn<br />

akc bir dille elektronik ortamda dergiye göndermesini<br />

bekliyoruz. Dergimiz akademik düzeyde<br />

yayn yapan bir dergi deildir.<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan dergisinde yaynlanan yazlar<br />

genel okuyucu kitlesi tarafndan anlalabilir<br />

bir dille yazlmaldr. Teknik terimlerden<br />

kaçnlmal, yazy destekleyici fotoraf, grak<br />

gibi görseller yaz metninden ayr dosyada <strong>ve</strong><br />

yüksek çözünürlükte gönderilmelidir. Yazlar<br />

mutlaka elektronik ortamda Eitim <strong>ve</strong> Yayn<br />

Dairesi Bakanl eyd@cevreorman.gov.tr<br />

adresine, yazyla birlikte ksa öz geçmi, cep<br />

telefonu <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>sikalk bir resim de gönderilmelidir.<br />

Yeni yayn döneminden itibaren “Çevre<br />

<strong>ve</strong> Çocuk” adl çocuklara yönelik bir dergi<br />

yaymlanmas için çalma balatm bulunmaktayz.<br />

Derginin yeni saysn merakla bekleyeceinizi,<br />

dergiyi beeneceinizi tahmin etti-<br />

imizden derginin snrl sayda basldn da<br />

düünerek imdiden derginizi almanz tavsiye<br />

ederiz.<br />

Bizi izlemeye devam edin.<br />

Her ey gönlünüzce olsun.<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan’n olduu her yerde varz.<br />

Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanlığı<br />

Adına Sahibi <strong>ve</strong><br />

Genel Yayın Yönetmeni<br />

Prof. Dr.<br />

Hasan Z. SARIKAYA<br />

Müsteşar<br />

Yayın Koordinatörü<br />

Mustafa ARI<br />

Eğitim <strong>ve</strong> Yayın Dairesi Başkanı<br />

Yazı İşleri Müdürü<br />

Aycan SARGIN<br />

Haber Müdürü<br />

Sinan DELİDUMAN<br />

Redaksiyon<br />

Semih ŞEYDA<br />

İ. Ethem AVŞAR<br />

M.Tamer ÇOBANOĞLU<br />

Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanlığı<br />

Eğitim <strong>ve</strong> Yayın Dairesi<br />

Başkanlığınca<br />

Hazırlanmıştır.<br />

Yönetim Yeri <strong>ve</strong><br />

Yazışma Adresi<br />

Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanlığı<br />

Eğitim <strong>ve</strong> Yayın Dairesi<br />

Başkanlığı<br />

Söğütözü Cad. No:14/E Kat:3<br />

Beştepe - ANKARA<br />

Tel: (0312) 207 51 91-92<br />

www.eyd.cevreorman.gov.tr<br />

e-posta: eyd@cevreorman.gov.tr<br />

Grafik Tasarım - Baskı<br />

Başak Matbaacılık <strong>ve</strong> Tan. Hiz. Ltd. Şti.<br />

T: (0312) 397 16 17<br />

www.basakmatbaa.com<br />

e-mail:basaktanitim@gmail.com<br />

Grafik Tasarım:<br />

Önder ŞAHİN<br />

Baskı Tarihi:<br />

01.10.<strong>2009</strong><br />

ISSN: 1302-0145<br />

Dergide yer alan yazılardan doğacak her türlü sorumluluk yazı sahiplerine aittir.


çindekiler<br />

29<br />

ki Yanl Bir Doru Etmez / Prof. Dr. Veysel Erolu ................................... 3<br />

Türkiye’den Haberler ..................................................................................... 4<br />

Taknla Mücadele Seferberlii Balyor ....................................................... 10<br />

Doal Menengiçler Antep fst ile Alanyor / enay Çetinay ................... 12<br />

Güne Enerjisi / M. Tamer Çobanolu ........................................................... 14<br />

Akdeniz Foku ................................................................................................. 16<br />

Yavrularna <strong>Su</strong> Tayan<br />

Çöl Tavuklar<br />

36<br />

Kum Köpekbal ........................................................................................... 17<br />

Ziraat <strong>ve</strong> Meteorolojik Hizmetler .................................................................. 18<br />

Kuyucuk Gölü / Yusuf Ceran ......................................................................... 20<br />

klim Deiiklii, Kyoto Protokolü Türkiye .................................................. 22<br />

Denizlerimizdeki Yabanc Türler <strong>ve</strong> Biyolojik stila / Dr. rfan Uysal .......... 26<br />

Siz Sorun Aaçlar Söylesin / Dr. Neat Erkan ............................................... 30<br />

Kavak <strong>ve</strong> Hzl Gelien Türler / Mehmet Karata.......................................... 32<br />

Ambalaj Nedir?<br />

55<br />

Binyl Hedeeri <strong>ve</strong> Biyolojik Çeitlilik / Erdoan Ertürk ............................. 34<br />

Özel Aaçlandrma Çalmalar <strong>ve</strong> Esaslar / smail Hakk Bar ................... 38<br />

Destek Devletten Kazanç Aaçtan ................................................................. 41<br />

klimsel Deiimler <strong>ve</strong> Küresel Isnma / Ahmet Cangüzel Taner .................. 42<br />

Çevre Diplomasisi / Adem Bilgin .................................................................. 46<br />

Soyu Tükenmekte Olan Dört Bitki Türü (Datça Hurmas, Serik Armudu,<br />

Sla Aac, Peygamber Çiçei) .................................................................... 50<br />

Türkiye’nin Korunan Alanlar Sisteminin Güçlendirilmesi / Güler Ergün ..... 52<br />

Gizemli <strong>Orman</strong>lar<br />

59<br />

Gizemli <strong>Orman</strong>lar / M. Tamer Çobanolu ..................................................... 55<br />

Avrupa Birlii Konumsal Bilgi Altyaps <strong>ve</strong> Getirdikleri / Tuncay Demir .... 56<br />

Çevreci Farkndalk <strong>ve</strong> Empati / Doç. Dr. smail Ceritli ............................... 60<br />

Eitim <strong>ve</strong> Yayn Dünyas ............................................................................... 62<br />

Bulmaca ......................................................................................................... 64<br />

Soba Gaz Zehirlenmeleri<br />

<strong>ve</strong> Çözümleri


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

ki Yanl Bir<br />

Doru Etmez<br />

Dilimize yerleen <strong>ve</strong> günlük hayatmzda sk sk kullandmz bir ifade var, “<strong>Su</strong>dan<br />

ucuz.” Bu sözü genellikle bir eyin deersiz olduunu <strong>ve</strong>ya kolay ulalabilir olduunu<br />

ifade etmek için kullanrz. Dier bir söz ise yine deersizlii <strong>ve</strong> ruhsuzluu ifade<br />

etmek için kullandmz “Odun gibi, kütük” kavramdr.<br />

Prof. Dr.<br />

Veysel EROLU<br />

Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakan<br />

“En son bal<br />

tuttuunda,<br />

en son aac<br />

kestiinde,<br />

en son zehirli<br />

suyu içtiinde,<br />

parann yenilip<br />

içilemeyeceini<br />

anlayacaksn!”<br />

Kzldereli Reisi<br />

Seattle -1853<br />

Dünya nüfusunun üçte biri yeterli <strong>ve</strong> salkl<br />

su kaynaklarna sahip deildir. Kullanlabilir<br />

suyun dengeli datldn da iddia<br />

etmek mümkün deildir. Her geçen yl su saryatnn<br />

artmas sebebiyle, mesele daha da büyümektedir.<br />

Nitekim dünyada 1940 ylnda su tüketimi 1000 km 3<br />

iken, 1960 ylnda 2000 km 3 ’e, 1990 ylnda 4130<br />

km 3 ’e, 2000’li yllarn banda da yaklak 5000 km 3 ’e<br />

ulamtr. Dier bir milletleraras aratrma kuruluu<br />

raporunda da; “2025 ylna kadar, dünyann üçte birinin<br />

su ktlndan etkilenecei, 20 yldan az bir sürede<br />

Afrika’da yeterli <strong>ve</strong> temiz su bulamayan insan saysnn<br />

600 milyona ulaabilecei” belirtilmektedir.<br />

Bütün bu <strong>ve</strong>riler (insan <strong>ve</strong> bütün canllarn) suyun<br />

tahmin edilen kadar ucuz <strong>ve</strong> kolay ulalan bir madde<br />

olmadn ortaya koymaktadr. <strong>Su</strong>yun gelecei, insanln<br />

geleceidir. Sürdürülebilir çevre politikalar<br />

<strong>ve</strong> yeni teknolojiler öncelikli olmaldr. Temiz <strong>ve</strong> salkl<br />

su imkânlar salanmadan Bin Yl Hedeeri’ne<br />

ulalamaz.<br />

<strong>Su</strong>yun <strong>ve</strong> Aacn Deeri<br />

Vatandana salkl su temin etmek, sosyal devletin<br />

asli unsurudur. Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanl olarak<br />

biz bu uurla 81 ilimizin 72 milyon vatandamzn<br />

ihtiyac olan suyu temin etmek için bütün plan <strong>ve</strong><br />

programlarmz yaptk. Vatandalarmzdan isteimiz<br />

büyük zorluklar ile evlerine ulatrlan bu suyu<br />

israf etmeden kullanmalardr.<br />

<strong>Orman</strong>lar için en büyük tehlike üphesiz ki yangnlardr.<br />

<strong>Orman</strong> yangnlar sebebiyle dünyada her yl<br />

ortalama 4 milyon hektar, Akdeniz ülkelerinde 500<br />

bin hektar <strong>ve</strong> ülkemizde de 10 bin hektar orman alan<br />

zarar görmektedir.<br />

Hayatn vazgeçilmezi olan suyun <strong>ve</strong> aacn de-<br />

erini aadaki iki söz en anlaml bir ekilde ifade<br />

ediyor.<br />

Snr tanmaz tüketim anlayn Kzlderili u<br />

sözlerle <strong>ve</strong>rmeye çalm, “En son bal tuttuunda,<br />

en son aac kestiinde, en son zehirli suyu içtiinde,<br />

parann yenilip içilemeyeceini anlayacaksn!”<br />

Yine Mevlana’nn konuyu çok güzel izah eden bir<br />

kssas vardr: “Adamn biri evine ‘Ya evim! Ne olur<br />

yklacan zaman bana haber <strong>ve</strong>r’ diye sürekli yalvarr.<br />

Bir gün gelir adamn evi yklr, yerle bir olur.<br />

Adam üzgün <strong>ve</strong> perian bir biçimde ‘Ya evim! Ben<br />

sana, yklacan zaman bana haber <strong>ve</strong>r demedim mi’<br />

diyerek evine kar duyduu sitemini dile getirir. Buna<br />

karlk ev, ‘Ey sahip! Ben sana kaç kere yklacam<br />

haber <strong>ve</strong>rdimse de, sen her seferinde beni susturdun.<br />

Ne zaman bir çatlam olsa svayp geçtin. Ben sana o<br />

çatlaklarla binlerce kez haber <strong>ve</strong>rdim de sen anlamak<br />

istemedin’ diye cevap <strong>ve</strong>rir.”<br />

E<strong>ve</strong>t, tabiat da, her gün defalarca can çekimekte<br />

olduunu bize çeitli yollarla anlatmaya çalyor<br />

ama biz gerekli tedbirleri alma noktasnda hassasiyet<br />

göstermiyoruz. Ancak bir gün, ani bir ekilde yklrsa,<br />

altnda bütün insanlk kalacak, bunu hepimiz biliyoruz.<br />

Netice olarak çok geç olmadan gezegenimize<br />

sahip çkmalyz.<br />

Gelecek nesillere iyi kaynaklar tükenmemi bir<br />

dünya brakmak için; suyu, havay <strong>ve</strong> yeili korumak<br />

için, toplumun bütün unsurlarnn mesuliyeti müdrik<br />

olarak hareket etmesi gerekir. <strong>Su</strong> tasarrufuna, ormanlarn<br />

korunmasna ayrca önem <strong>ve</strong>rmeliyiz. Tüketip<br />

kirlettikten sonra temizlemenin ne kadar maliyetli olduunu<br />

biliyoruz. Bizim gayemiz israf etmeden, kirletmeden<br />

koruma-kullanma dengesini salamaktr.


Türkiye’den Haberler<br />

Yerli Hayvanlarn<br />

Genleri Topland<br />

TÜBTAK, Türkiye’de soylar<br />

tehlike snrnda bulunan hayvanlarn<br />

genlerinin bir bankada toplanmasn<br />

amaçlayan ‘’TÜRKHAYGEN–1<br />

Projesi’’ kapsamnda 2 ylda 1000’in<br />

üzerinde hayvan genini koruma altna<br />

ald.<br />

TÜBTAK-MAM Gen Mühendislii<br />

<strong>ve</strong> Biyoteknoloji Enstitüsü Proje<br />

Sorumlusu Doç. Dr. Sezen Arat, deien<br />

çevre koullarnn (hzl nüfus art,<br />

küresel snma, düzensiz yaplama,<br />

çevre kirlilii) önüne geçilmez bir<br />

ekilde dünya fauna <strong>ve</strong> orasn olumsuz<br />

ekilde deitirdiine iaret ederek,<br />

yaplan bilimsel aratrmalarn ylda 27<br />

bin bitki <strong>ve</strong> hayvan türünün dönüümsüz<br />

olarak doadan silindiini gösterdiini<br />

kaydetti.<br />

Sezen Arat, rklarn ne çevre<br />

koullarna dayankllklarnn, ne de<br />

hastalklara dirençliliklerinin üzerinde<br />

durulduunu, deien çevre koullarnn<br />

birçok tür <strong>ve</strong> rkn geleceini ciddi<br />

ekilde tehdit ettiini belirtti.<br />

Arat, Tarm <strong>ve</strong> Köyileri Bakanl,<br />

TÜBTAK ile Adnan Menderes,<br />

Ankara, Atatürk, stanbul, Mustafa<br />

Kemal, ODTÜ, Ondokuz Mays, Namk<br />

Kemal, Selçuk <strong>ve</strong> Uluda Üni<strong>ve</strong>rsiteleri<br />

ibirliinde 2007 ylndan bu yana<br />

‘‘TÜRKHAYGEN–1’’ Projesini<br />

yürüttüklerini bildirdi.<br />

4<br />

Doç. Dr. Arat, projenin, ‘‘hayvan<br />

genetik kaynaklarn koruma altna<br />

alacak bankalarn oluturulmasn,<br />

yerli evcil hayvan rklarn genetik<br />

karakterizasyonuna balanarak<br />

sonuçlardan tescil çalmalarnda<br />

yararlanlmasn, hayvan genetii<br />

<strong>ve</strong> biyoteknolojisi alannda kritik<br />

aratrmac kitlesinin oluturulmasn,<br />

bilgilerin bütünletirilmesi <strong>ve</strong><br />

yaygnlatrlmasn’’ hedeediini<br />

kaydetti.<br />

Ülkelerin sahip olduklar yerli<br />

rklarn ortadan kalkmasnn önlenmesi<br />

gerektiini ifade eden Arat, yerli<br />

rklarn, ülkelerin sahip olduklar yer<br />

üstü <strong>ve</strong> yer alt kaynaklar gibi doal<br />

kaynaklar olduunu vurgulad.<br />

Arat, yerli rklarn koruma altna<br />

alnarak genetik kaynaklarnn devaml<br />

elde tutulmasnn ekonomik açdan<br />

zor olduunu, bu yüzden korunmas<br />

istenilen rklarn genetik yaplar <strong>ve</strong><br />

bu rklar aras genetik ilikilerinin<br />

belirlenmesi gerektiini belirterek,<br />

proje kapsamnda oluturulan ‘‘Gen,<br />

Bankasnn’’, bu alanda Türkiye’deki ilk<br />

banka olduunu bildirdi.<br />

Amacmz 1500 Hayvann Genini<br />

Toplamak<br />

Sezen Arat, projenin ayn zamanda,<br />

mevcut dondurma teknolojilerinin<br />

iyiletirilmesi <strong>ve</strong> gelecekte gen<br />

kaynaklarnn korunmasnda<br />

kullanlabilecek alternatif teknolojilerin<br />

Yerli Koyun <strong>ve</strong> Kuzusu<br />

ülkeye transferini hedeeyen güçlü bir<br />

AR-GE faaliyetiyle de desteklendiini<br />

belirterek, u bilgileri <strong>ve</strong>rdi:<br />

‘’Proje, 13 koyun, 5 keçi, 6 sr, 5<br />

at, 1 manda rk olmak üzere 5 tür <strong>ve</strong><br />

30 rk kapsyor. Bankada materyalinin<br />

saklanmas öngörülen hayvan says<br />

1,500, ancak bugüne kadar 1000’nin<br />

üzerinde hayvann geni bankada<br />

mevcut. 2011 ylna kadar kadar devam<br />

edecek olan projenin bütçesi 9 milyon<br />

TL. Bankada saklanan materyaller<br />

üzerinden yaplacak çalmalarla özel<br />

genler belirlenebilecek, bu genetik<br />

bilgiler, yeni rklarn gelitirilmesinde<br />

kullanlabilecek.’’<br />

Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong><br />

Bakanl Kütüphanesi<br />

Mülga <strong>Orman</strong> Bakanl ta binas<br />

(Bakanlklar Merkez Bina) 3. katnda<br />

faaliyet gösteren kütüphanenin mülga<br />

Çevre Bakanlnn kütüphanesi ile<br />

birlemesiyle Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanl<br />

Kütüphanesi olarak Eitim <strong>ve</strong> Yayn<br />

Dairesi Bakanl, Basm Yayn <strong>ve</strong><br />

Dokümantasyon ube Müdürlüüne<br />

bal olarak Bakanlk Merkezinin Gazi<br />

tesislerine tanmas ile 2007 Aralk<br />

aynda Ek binada hizmete girmitir.<br />

2008 yl Ocak aynda balayan kitap<br />

derleme <strong>ve</strong> sisteme kayt çalmalar<br />

sonucunda kütüphane envanteri 2008<br />

yl Mays aynda yaklak 1.100<br />

kitaba ulam <strong>ve</strong> kütüphanemiz faal<br />

duruma gelmitir. Kütüphanemizde iki<br />

görevli personel çalmaktadr. Ayrca<br />

kütüphanemizin bir okuma salonu<br />

mevcuttur.<br />

Halen derleme çalmalar devam<br />

etmekte olan kütüphanemiz, lisans <strong>ve</strong><br />

yüksek lisans örencileri bata olmak<br />

üzere bütün vatandalarmza, çevre <strong>ve</strong><br />

ormanclk alannda ihtisas kütüphanesi<br />

eklinde hizmet <strong>ve</strong>rmektedir.<br />

Kütüphanemiz katalou<br />

Bakanlmzn web adresi olan<br />

“www.eyd.cevreorman.gov.tr” adresinde<br />

görüntülenebilmektedir.


Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

^<br />

Karakulak<br />

Karakulak, Antalya’da a<br />

ilk kez görüntülendi<br />

Dünyada soyu tükenmekte olan<br />

120 memeli arasnda yer alan Ege <strong>ve</strong><br />

Akdeniz’de çam ormanlar arasnda<br />

yaad bilinen ancak bugüne<br />

dek görüntülenemeyen kedigiller<br />

familyasndan Karakulak, Hacettepe<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesinden iki örencinin projesi<br />

esnasnda Antalya’nn Düzlerçam<br />

mevkisinde görüntülendi.<br />

Antalya <strong>ve</strong> Mula’da kurulan<br />

fotokapanlarn birine yakalanan<br />

Karakulak’n Latince ismi “Carakal<br />

Carakal” da Türkçe’den gelmektedir.<br />

Orta Asya’daki Türkler tarafndan<br />

kulak çevresindeki siyahlktan dolay<br />

bu ekilde adlandrlan Karakulaklarn<br />

arl 17 kg’a, boyu 90 cm’e kadar<br />

çkabiliyor.<br />

Antartika 10 Yl<br />

Öncesine Oranla 4 Kat<br />

Kat Hzl Eriyor<br />

Antartika’daki buzullarn, 10 yl<br />

öncesine oranla 4 kat hzl eridii<br />

açkland. Leeds Üni<strong>ve</strong>rsitesinden bir<br />

grup bilim adamnn aratrmasna göre,<br />

en belirgin erime Bat Antartika’daki<br />

en büyük buzullardan Pine Island’da<br />

gözlemleniyor.<br />

Pine Island buzulunun 175 bin<br />

kilometre kare genilii <strong>ve</strong> tipik<br />

özellikleri nedeniyle uyduyla en iyi<br />

izlenen buzul olduuna iaret eden<br />

aratrmaclar, erimenin bu hzla devam<br />

etmesi halinde devasa buzdann<br />

100 yl içinde yok olaca tahmininde<br />

bulundu. Bilim adamlar daha önce bu<br />

süreyi 600 yl olarak öngörüyorlard.<br />

Aratrmaclar, Kanada’nn<br />

Newfoundland <strong>ve</strong> New Brunswick<br />

eyaletleri büyüklüünde olan Pine<br />

Island’da, dünyadaki tüm denizlerin su<br />

seviyesini iki kat artracak kadar buz<br />

bulunduunu söylediler.<br />

Eczaneler Atk Pil<br />

Toplayacak<br />

Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanl ile Türk<br />

Eczaclar Birlii arasnda parafe edilen<br />

protokol kapsamnda eczanelerde atk<br />

pil toplanacak. Dünya Çevre Günü’nde<br />

imzalanan protokolle, Türkiye’de atk<br />

pil toplama noktalar yaygnlaacak,<br />

eczaclar toplum salna <strong>ve</strong>rdikleri<br />

önemin bir parças olarak çevre<br />

salna da duyarl olduklarn<br />

göstermi olacaklar. Projeyi ise<br />

ülkemizde atk pil toplama konusunda<br />

yetkilendirilmi tek kurulu olan<br />

Tanabilir Pil Üretici <strong>ve</strong> thalatçlar<br />

Dernei (TAP) yürütecek.<br />

Trtllar, Yangnlarn 5<br />

Kat <strong>Orman</strong>lara Zarar<br />

Veriyor<br />

Ege <strong>Orman</strong> Vakf Genel Müdürü<br />

Metin Gencol, Ege Bölgesi’nde<br />

kzlçam ormanlarnda çam kese<br />

böcei (trtl) zararlarnn had safhaya<br />

ulatn belirterek, “Böcekler orman<br />

yangnlaryla meydana gelen zararn, 5<br />

kat kadar zarar <strong>ve</strong>rebiliyor” dedi.<br />

Ege <strong>Orman</strong> Vakf’nda gönüllülere<br />

trtln zararlar konusunda <strong>ve</strong>rilen bilgi<br />

toplantsnda konuan Gencol, trtln<br />

özellikle kzlçam, karaçam, fstk<br />

çamna zarar <strong>ve</strong>rdiini <strong>ve</strong> bu aaçlara<br />

musallat olan böcein aaçlarn yeil<br />

ibrelerini yediini <strong>ve</strong> ormanlara uzaktan<br />

bakldnda yangn yerine dönmüe<br />

benzediini söyledi.<br />

Ha gayret! Denize<br />

ulamaya ne kald ki!<br />

Nesli koruma altnda tutulan caretta<br />

caretta türü deniz kaplumbaalarnn<br />

üreme alanlar olan Akdeniz plajlarnda<br />

zorlu bir yolculuk balad.<br />

Denize yönelen caretta yavrular,<br />

otel <strong>ve</strong> büfe klar yüzünden<br />

yönlerini arrken, zaman zaman da<br />

hayvanse<strong>ve</strong>rlerden yardm alyor. Ancak<br />

ne yazk ki yavrularn bir ksm denize<br />

ulaamadan ölüyor.<br />

Kemer Ulupnar Köyü Çevre<br />

Koruma <strong>ve</strong> Gelitirme Kooperati<br />

Bakan Bayram Kutlu, son 15 yln<br />

en fazla caretta yuva saysn bu yl<br />

gördüklerini söyledi.<br />

Yer nciri Çok Faydal<br />

Caretta Caretta<br />

Doada kendiliinden yetien,<br />

kaktüs türü bir bitkinin mey<strong>ve</strong>si olan<br />

<strong>ve</strong> halk arasnda ‘yer inciri’ olarakta<br />

bilinen dikenli incirin, sindirim sistemi<br />

rahatszlklarnda ilaç etkisi gösterdii<br />

belirtiliyor.<br />

Vatandalarn büyük rabet<br />

gösterdii yer incirinin, d dikenlerinin<br />

temizlenmesi sonras rahatlkla<br />

yenilebiliyor. Lezzet bakmndan<br />

da farkl bir tada sahip olan türün,<br />

Frenk inciri, dikenli incir, kaynanadili<br />

adlar da kullanlyor. 5-10 santimetre<br />

uzunluunda, krmz, sar, turuncu<br />

renklerde kabuu bulunan, etli bir<br />

mey<strong>ve</strong> olan yer incirinin, C vitamini<br />

yönünden zengin olduu, bu nedenle<br />

vücut direncini artrma, güç <strong>ve</strong> zindelik<br />

<strong>ve</strong>rme özelliinin bulunduu kaydedildi.<br />

Ayrca türün, sindirim sistemini<br />

rahatlatan, kabzlk sorununu gideren bir<br />

mey<strong>ve</strong> olduu da biliniyor.<br />

5


Türkiye’den Haberler<br />

36. Tabiat Parkmz<br />

Ulugöl Tabiat Park<br />

Ordu li Gölköy lçesi mülki<br />

hudutlar içerisinde yer alan <strong>ve</strong> 26,5<br />

hektar büyüklüündeki alan, Çevre<br />

<strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakan Prof. Dr. Veysel<br />

EROLU’nun onay ile Ulugöl Tabiat<br />

Park olarak ilan edildi.<br />

Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakan Prof.<br />

Dr. Veysel Erolu’nun talimatyla<br />

balatlan “81 ile 81 Tabiat Park<br />

Projesi” kapsamnda Doa Koruma<br />

<strong>ve</strong> Milli Parklar Genel Müdürlüü,<br />

ülkemizin doal <strong>ve</strong> rekreasyonel kaynak<br />

deerlerine sahip yörelerini, 2873<br />

Sayl Milli Parklar Kanunu’na göre<br />

Tabiat Park olarak tescillemekte <strong>ve</strong><br />

planlayarak aziz milletimizin hizmetine<br />

sunmaktadr. Bu çerçe<strong>ve</strong>de 36. Tabiat<br />

Parkmz Ulugöl Tabiat Park olarak ilan<br />

edilmitir.<br />

Doal yaps itibariyle yüksek<br />

peyzaj deerlere sahip olmas, yaprakl<br />

türlerin younlukta olduu, özellikle güz<br />

mevsiminde yapraklarn sararmasyla<br />

oluan renk armonisi ile birlikte yöre<br />

halknn rekreasyon ihtiyacna cevap<br />

<strong>ve</strong>recek nitellikte bir alana ulam<br />

Gölköy-Aybast karayolu üzerinden<br />

salanmaktadr.<br />

Manzara bütünlüü içerisinde yöre<br />

halknn rekreasyon ihtiyacna cevap<br />

<strong>ve</strong>recek nitellikte olan bu alan olan<br />

Ulugöl Tabiat Park, yaz aylarnda<br />

günübirlik piknik yapma imkan<br />

sunmaktadr.<br />

Alan içerisinde üç adet heyelan set<br />

gölü bulunmaktadr. Göllerden birisi<br />

büyük dier ikisi ise sazlkla kapl küçük<br />

yapda göllerdir. Büyük olan gölde<br />

Abant Alas yaamaktadr.<br />

<strong>Orman</strong> <strong>ve</strong> göl ekosisteminin hakim<br />

olduu alandaki gölün etraf, gür kayn<br />

6<br />

Ulugöl Tabiat Park<br />

ormanlaryla kapldr. Kaynla birlikte<br />

gürgen, kzlaaç, akçaaaç, orman gülü,<br />

karayemi, çobanpüskülü gibi yaprakl<br />

türler de yayl göstermektedir. Çok<br />

yllk otsu bitkilerden yabani soan,<br />

krlangç otu, civanperçemi, ballbaba<br />

<strong>ve</strong> kekik bulunan alan Bakanlmzca<br />

36. Tabiat Parkmz olarak Milletimizin<br />

hizmetine sunulmutur.<br />

Elektrik Yatrmlarna<br />

“Çevre” Ayar<br />

Elektrik Piyasas Lisans<br />

yönetmeliinde yaplan deiiklikle,<br />

Çevresel Etki Deerlendirme (ÇED)<br />

sürecinin tamamlanmas, lisans almann<br />

ön koulu haline getirildi.<br />

Enerji Piyasas Denetleme Kurulu<br />

(EPDK)’nn yapt yönetmelik<br />

deiiklii ile ÇED yönetmeliine<br />

tabi olan tüzel kiilere, ÇED sürecinin<br />

tamamlanarak, bu sürecin sonucunda<br />

alnacak kararlarn ibraz yükümlüü<br />

getirildi.<br />

Buna göre tüzel kiiler, lisans<br />

almann uygun bulunduuna dair EPDK<br />

kararnn kendilerine tebliini izleyen<br />

30 gün içerisinde ÇED Yönetmelii<br />

kapsamnda ilgili kuruma bavuracak.<br />

Projesi ÇED yönetmelii<br />

kapsamnda seçme-eleme kriterlerine<br />

tabi olan tüzel kiiler, yine 90 gün<br />

içerisinde ‘’ÇED gerekli deildir’’<br />

kararn ibraz edecek.<br />

Projesi ÇED yönetmelii<br />

kapsamnda Çevresel Etki<br />

Deerlendirmesine tabi olan tüzel kiiler<br />

ise 300 gün içerisinde ÇED olumlu<br />

kararn ibraz edecek.<br />

Bu yükümlülüklerini belirtilen süre<br />

zarfnda yerine getiren tüzel kiilere,<br />

kurul kararyla lisans <strong>ve</strong>rilecek.<br />

Tüzel kiiden kaynaklanmayan<br />

nedenlerle ÇED’e ilikin yükümlülüün<br />

belirtilen sürelerde yerine<br />

getirilememesinin belgelenmesi halinde,<br />

bu süreler Kurul kararyla uzatlabilecek.<br />

Aksi hallerde lisans bavurusu<br />

reddedilecek <strong>ve</strong> Kuruma sunulmu<br />

teminat mektubu irat kaydedilecek.<br />

Projeye ilikin ÇED olumsuz<br />

karar <strong>ve</strong>rilmesi halinde ise bavuru<br />

reddedilecek ancak EPDK’ya kurulma<br />

sunulmu teminat mektubu irat<br />

kaydedilmeyecek, iade edilecek.<br />

EPDK Bakan Hasan Kökta da,<br />

yönetmelik deiikliine ilikin yapt<br />

açklamada, bundan önceki uygulamada<br />

önce lisansn <strong>ve</strong>rildiini, daha sonra<br />

inaat öncesi <strong>ve</strong> sonras eklinde iki<br />

aamal bir zaman çizelgesi kapsamnda<br />

yatrmcnn ÇED raporunun alnmas<br />

<strong>ve</strong> dier eksikliklerin giderilmesi için 18<br />

aylk hazrlk döneminin bulunduunu<br />

hatrlatt.<br />

Da-Ta Antep Fst<br />

Olacak!...<br />

Gerger ilçesi Gürgenli köyü ile<br />

Gölba ilçesi Yaylack köyü snrlarnda<br />

bulunan yabani menengiç aaçlarna<br />

Antep fst as çalmalarna<br />

baland. Toplam 4.000 dekar alanda<br />

yaplan çalmalar sonunda yaklak<br />

16.000 adet menengiç aacna Antep<br />

fst as yaplyor.<br />

Yaplan çalma ile <strong>ve</strong>rimsiz orman<br />

alanlar rehabilite edilerek <strong>ve</strong>rimli<br />

hale getirilmeye çallmaktadr.<br />

Proje kapsamnda orman köylüleri<br />

çaltrlmakta olup, bir istihdam<br />

olumaktadr. Aya hazr hale getirme<br />

<strong>ve</strong> alama ilemleri sonucunda yaklak<br />

144.000 TL orman köylüsünün kazanc<br />

olacaktr. Kazanç bununla da kalmayp,<br />

Antep fst alanan aaçlar köylülerin<br />

istifadesine sunulacak <strong>ve</strong> 2–3 yl sonra<br />

ciddi ekonomik girdi salanacaktr.<br />

Bu çalma ile birlikte <strong>ve</strong>rimsiz<br />

ormanlar ekonomiye kazandrlm, milli<br />

ekonomiden paylar en düük kesim olan<br />

orman köylüsünün ekonomik durumlar<br />

iyilemi olacak, bulunduklar yerde<br />

geçimlerini salam olacak, köyden<br />

kente göç azalacak, ormanlara olan<br />

bask azaltlm olacak, ormanlarmz<br />

daha iyi korunacak <strong>ve</strong> ormanlardan<br />

beklenen her türlü fayda salanm<br />

olacaktr.


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

Güne Enerjisi le Çalan Oto<br />

Bu Otomobil Güne<br />

Enerjisiyle Çalyor<br />

Sakarya Üni<strong>ve</strong>rsitesi leri<br />

Teknolojiler Uygulama Topluluu<br />

(SATEM) örencileri, gelitirdikleri<br />

güne enerjisiyle çalan otomobil<br />

‘’Sakarya Güne Arabas-SAGUAR’’ ile<br />

‘’Avustralya World Solar Challenge’’da<br />

yaracaklar.<br />

Sakarya Üni<strong>ve</strong>rsitesi Rektörü Prof.<br />

Dr. Mehmet Durman, ‘’SAGUAR’’n<br />

tantm için TM Show Center’da<br />

düzenlenen toplantda yapt<br />

konumada, rektörlüe seçildii<br />

günden bu yana birçok projeyi<br />

gerçekletirdiklerini, ancak en çok<br />

gurur duyduu projenin ‘’SAGUAR’’<br />

olduunu söyledi.<br />

‘’Bu proje, Türk gençlerinin çok kt<br />

kaynaklarla dahi neler baarabileceinin<br />

göstergesidir’’ diyen Durman,<br />

projenin sadece bir mühendislik ürünü<br />

olmadn, birçok fakültenin daha<br />

projeye katksnn olduunu belirtti.<br />

Projenin, sivil toplum kurulular,<br />

sponsorlar <strong>ve</strong> birçok sosyal grubun<br />

katlmyla hayata geçtiini dile<br />

getiren Durman, ‘’Örencilerimizin<br />

Avustralya’dan baar ile döneceine<br />

inanyorum’’ dedi.<br />

Örenciler adna konuan Mehmet<br />

Burak Msrl ise, güne enerjili araba<br />

yapma çalmalarna 2003 ylnda<br />

baladklarn bildirdi.<br />

‘’Çou zaman laboratuvarlarda<br />

uyuduk’’ diyen Msrl, ‘’SAGUAR’’n<br />

tasarm, üretim, sponsorluk gibi her<br />

aamasnn SATEM’de yer alan 40<br />

örenci tarafndan yürütüldüünü<br />

söyledi.<br />

Msrl, bugüne kadar 8<br />

güne enerjili araba ürettiklerini<br />

belirterek, ‘’SATEM’in, 2003<br />

ylnda balayan güne arabalar<br />

çalmalar devam ediyor. SAGUAR’<br />

2 yllk bir çalmann sonucunda<br />

tamamladk. 2 Eylül’de Avustralya’da<br />

gerçekletirilecek olan dünyann en<br />

prestijli güne enerjili araçlar yar<br />

World Solar Challenge’da, ülkemizi en<br />

iyi ekilde temsil etmek istiyoruz’ dedi.<br />

Araç, Avustralya yarnda<br />

ktay boydan boya geçecek. Yar,<br />

Avustralya’nn en kuzey noktasndan en<br />

güney noktasna kadar 3 bin kilometrelik<br />

yolda trak içerisinde yaplacak.<br />

Bugüne kadar yaptklar projelerin<br />

toplam deerinin 1 milyon liray<br />

bulduunu anlatan Msrl, ‘’SAGUAR’’<br />

projesinin ise 500 bin dolara mal<br />

olduunu ifade etti.<br />

Aracn, 133 km/saat maksimum hza<br />

ulaabildiini belirten Msrl, araçta<br />

yüksek <strong>ve</strong>rimli silikon esasl güne<br />

gözeleri ile telemetri (aracn performans<br />

<strong>ve</strong>rilerini aktaran sistem) <strong>ve</strong> haberleme<br />

sisteminin de olduunu sözlerine ekledi.<br />

Hibrit (Hybrid)<br />

Otomobil<br />

Hibrit (Hybrid) otomobil elektrik<br />

<strong>ve</strong> benzin motorunun bir arada olduu<br />

sisteme denir. Hibrit otolar elektrik<br />

motoru sayesinde çevre dostu olduu<br />

için günümüz artlarnda çok büyük<br />

önem arz etmektedir.<br />

Küresel snmaya somut<br />

çözümlerden biri olan Hibrit otolar<br />

gün geçtikçe piyasadaki pazar payn<br />

da attryor. Hatta dev rmalar hibrid<br />

otomobillerde seri<br />

üretime baladlar<br />

bile.<br />

Hibrit<br />

otomobillerin<br />

çalma prensibi<br />

ise öyle;<br />

Otomobil<br />

benzinli motoru sadece<br />

arabann kalknda <strong>ve</strong> yüksek hzda<br />

kullanyor. Yani 0-12 km/s <strong>ve</strong> 80 km/s<br />

üstü hzlarda araba benzinli motoru<br />

kullanrken 12 ile 80 km/s ‘lik dilimde<br />

ise elektrikli motoru kullanyor.<br />

•Sabit durumda (Krmz kta<br />

durduunda)<br />

Benzinli motor devre d <strong>ve</strong> yakt<br />

tüketimi sfr<br />

•Çaltrma <strong>ve</strong> hzlanma<br />

Benzinli motor, elektrik motoru<br />

destei ile düük hz supap atelemesi<br />

modunda çalyor<br />

•Ani hzlanma<br />

Benzinli motor elektrik motor<br />

destei ile yüksek hz supap atelemesi<br />

modunda çalyor<br />

•Düük hzda seyir<br />

Benzinli motorun dört silindirinin<br />

de supaplar kapal, ateleme yok. Araç<br />

sadece elektrik motoru ile çalyor<br />

•Kademeli hzlanma <strong>ve</strong> yüksek hzda<br />

seyir<br />

Benzinli motor düük hz supap<br />

atelemesi modunda çalyor<br />

•Frenleme<br />

Benzinli motorun dört silindirinin<br />

supuplar kapal, ateleme yok. Elektrik<br />

motoru hzlanma srasnda aça<br />

çkan enerjiyi maksimum oranda geri<br />

kazanyor <strong>ve</strong> aküde depoluyor<br />

Elektrik motoru kullanaca<br />

elektirii de benzin motoru çalt<br />

zamanlarda ya da frenleme srasnda arj<br />

oluyor. Yani ekstradan bir arja ihtiyaç<br />

duymuyor.<br />

Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanl’ndan<br />

da hibrit otolara destek geldi. Motor<br />

oranlarnda <strong>ve</strong> emisyon ölçümünde<br />

düük oran <strong>ve</strong>ren arabalarn araç<br />

<strong>ve</strong>rgisinin daha düük alnmas<br />

konusunda çalma balatld. Hibrit<br />

otomobil sahipleride bu kapsam<br />

da <strong>ve</strong>rgi indiriminden<br />

yararlanabilecekler.<br />

7


M. Tamer ÇOBANOLU<br />

Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Uzman Yardmcs<br />

Eitim <strong>ve</strong> Yayn Dairesi Bakanl<br />

Güne Inlarnn klim Deiikliindeki Rolü<br />

Dünya yüzeyine gelen güne<br />

nlar 1923 ylndan bugüne<br />

dein kaydedilmektedir. Dünya<br />

yüzeyine gelen enerji miktar, iklimde<br />

sebep olduu deiimler geçmi yüzyllarda<br />

deiimler göstermitir.<br />

Güne nlarn younlatran ya da<br />

azaltan faktörlerin aratrlmas ile “küresel<br />

azalma” <strong>ve</strong>ya “küresel art” gibi yeni<br />

gelien aratrma konular ortaya çkmtr.<br />

Güne Inlarnda Azalma<br />

Kefedildi<br />

Dünyann belli bölgeleri için gelen<br />

güne nlarnn miktarnn ayn olmad<br />

<strong>ve</strong> yüzyllar boyunca deiim gösterdii<br />

1980’lerin sonunda <strong>ve</strong> 1990’larn banda<br />

yaynland. ETH Zürih’ten emekli bilim<br />

adam Atsumu Ohmura, 1950’ler ile<br />

1980’ler arasnda gelen güne n miktarnn<br />

azaldn tespit etmitir. 1998’e<br />

kadar ise Afrika, Asya, Kuzey Amerika <strong>ve</strong><br />

Avrupa gibi ktalarla ilgili küresel çalma<br />

yaplmad. Bu dönemde yaplan çalmada<br />

gelen n miktarnn 1950–1990 dönemine<br />

nazaran ortalama olarak % 2 azald<br />

tespit edilmitir.<br />

Wild <strong>ve</strong> ekibinin son döneme ilikin<br />

olarak yaptklar aratrmalarda ise<br />

1985’ten günümüze güne nlar kademeli<br />

olarak artmaktadr. Science dergisinde<br />

2005 ylnda yaynlanan bir makalede,<br />

yeni süreç için “küresel artm” yeni eilim<br />

olarak tanmlanm <strong>ve</strong> “küresel azalma”<br />

ifadesine kart olarak kullanlmtr. N a -<br />

ture dergisinde yeni yaynlanan bir yazda<br />

Wild bu iki kavram ile ilgili daha fazla ilgi<br />

çekici bilgiye yer <strong>ve</strong>rmitir.<br />

Hava Kirlilii Fotosentezi<br />

Destekliyor<br />

Bu çalmada küresel artma/azalma<br />

kavramlar ile karbon döngüsü arasndaki<br />

iliki incelenmitir. Küresel azalma döneminde,<br />

aeresoller <strong>ve</strong> bulutlar n bitkiye<br />

ulamasn açk <strong>ve</strong> temiz bir havaya göre<br />

kolaylatrr. Bilim adamlarna göre, da-<br />

lan nlar, direkt gelen a göre bitki<br />

içerisinde daha derinlere ulaabilmekte <strong>ve</strong><br />

bu da fotosentez için daha etkili olmaktadr.<br />

Sonuç olarak, toprak biyosferinde %<br />

10 daha fazla karbon 1960 ile 1999 yllar<br />

arasnda depolanmtr.<br />

Baz Sorular Cevapsz<br />

Bu noktada, aeresoller hem bulutlarn<br />

yaam süresinde belirleyici <strong>ve</strong> açkl etkileyici<br />

olarak, bulutlarla olan etkileimi<br />

<strong>ve</strong>ya küresel artmaya/azalmaya olan etkileri<br />

belirsizdir. Bulutlarn <strong>ve</strong> aeresollerin<br />

younluklarnn geçen dönemlerde nasl<br />

deitiine ait <strong>ve</strong>riler olmad sürece bu<br />

karmak ilikileri açklamak çok kolay<br />

olmayacaktr. Bu aç kapatmak için,<br />

uzaydan uydu ölçüm programlar kullanlabilir.<br />

Wild, “Birçok cevapsz soru olduu<br />

için bu konuda hala birçok aratrma yaplmas<br />

gerekiyor” diyerek ekledi. Yaanan<br />

deiimin küresel düzeydeki büyüklü-<br />

ü <strong>ve</strong> krsal-kentsel alanlar arasndaki etki<br />

farkll gibi konular cevapsz sorulara<br />

örnek olarak <strong>ve</strong>rilebilir. Bir baka cevapsz<br />

konu da çok zor ölçüm deeri bulunan<br />

okyanuslarda neler olacadr.<br />

Aratrmaclar bekleyen bir baka<br />

zorlayc nokta, iklim deiikliinin etkilerinin<br />

daha iyi anlalabilmesi için, iklim<br />

modellerine deiimlerin aktarlmasdr.<br />

Yaplan çalmalarda, küresel azalm,<br />

1980’lere kadar scaklk artlarn gizlemitir.<br />

Ek olarak, Hükümetleraras klim<br />

Deiiklii Konferans 4. nceleme Raporunda<br />

modellerin kullanm ile ilgili<br />

çalmalar yaynlanm olsa da modeller<br />

deiimi yanstma konusunda baarl<br />

olamamtr. Bilim adamlarna göre, bu<br />

durum deiime sebep olan unsurlarn<br />

tam olarak modellere yanstlmamas <strong>ve</strong><br />

belirsizlik içeren antik ça deerlerinin<br />

<strong>ve</strong>ri olarak kullanlmas yaanan durumun<br />

sebepleridir.<br />

Global Dimming and Brightening, Special Issue<br />

of Journal of Geophysical Research, vol.<br />

114, no. <strong>2009</strong>.<br />

nsanolunun Yaamn Sürdürmesi çin 8 Ekolojik Kural<br />

Bilim adamlarnn bir araya gelerek<br />

yapt çalmada dünya üzerinde yaammz<br />

sürdürmek için 8 maddeden oluan<br />

bir liste hazrland. 8 snr deer ile ilgili<br />

yaplan bu listede, u an için 3’ünün snrn<br />

am durumdayz.<br />

Atmosferdeki Karbondioksit Temel<br />

sebebi küresel snmadr. Bu noktada snr<br />

am bulunuyoruz. Aratrmaclar, 350<br />

ppm (ppm: milyonda bir)’in almamas<br />

gerektiini belirtirken, u an atmosferdeki<br />

deer 387 ppm seviyesindedir.<br />

Azot <strong>ve</strong> Fosfor Kirlilii Azot konusunda<br />

daha fazla ürün almak için kullanlan<br />

kimyasallar nedeniyle snr alm<br />

durumdadr. Buna karn fosfor kirlilii<br />

8<br />

halen snr deerlerin altndadr.<br />

Ozon Atmosferdeki ozona zarar <strong>ve</strong>ren<br />

kimyasallarn yasaklanmas sayesinde günümüzde<br />

atmosferdeki ozon seviyesi istenen<br />

seviyelerdedir.<br />

Temiz <strong>Su</strong> Kullanm Günümüzde<br />

su kullanm snr deerin altnda olsa da<br />

dünyadaki insan nüfusunun artmaya devam<br />

etmesi durumunda olumsuzluklar ya-<br />

anacaktr. Özellikle kuruyan göller <strong>ve</strong>ya<br />

kirlenen nehirler bu konuda yaanan sorunlara<br />

örnek olarak <strong>ve</strong>rilebilir.<br />

Arazi Kullanm Bu konuda henüz<br />

sorun yaanmasa da dünya üzerindeki<br />

ormanlar <strong>ve</strong> sulak alanlar gibi <strong>ve</strong>rimli<br />

arazileri kaybetmi durumdayz. Ayrca<br />

artan nüfus bu konuda bir baka zorlayc<br />

etmendir.<br />

Biyolojik Çeitlilik nsanolunun faaliyetleri<br />

nedeniyle dünyamzdaki biyoçe-<br />

itliliin önemli ksm yok olmaktadr.<br />

Okyanuslarn Asitlilii Atmosferdeki<br />

karbondioksit miktarnn artmasna bal<br />

olarak okyanuslarda birçok olumsuz de-<br />

iiklik yaanmaktadr. Bu konuda henüz<br />

snr almamtr.<br />

Kimyasal Kirlilik nsanlardan kaynaklanan<br />

ar metaller, radyoaktif atklar<br />

gibi toksik kirliliklerin artmas ile canllarda<br />

genetik deiimlere sebep olabilmektedir.<br />

(Science Daily, Eylül <strong>2009</strong>)


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

K aylarnda bacal <strong>ve</strong> bacasz sobalar<br />

snma amac ile kullanlmaktadr. Isnmada<br />

kullanlan yaktlar; kömür, odun, fueloil,<br />

kerosen, LPG <strong>ve</strong> doal gazdr. Ayrca<br />

elektrik enerjiside snma amac ile kullanlmaktadr.<br />

Özellikle çeitli i yerlerinde<br />

<strong>ve</strong> bekar evlerinde bacasz stclarda terçih<br />

edilmektedir. Bacasz sobalarda kerosen,<br />

LPG <strong>ve</strong> doal gaz gibi maddeler yakt<br />

olarak kullanlmaktadr. Yanma esnasnda<br />

oda içindeki oksijen yakc olarak kullanlmaktadr.<br />

Yanma sonucu oluan gazlar ise<br />

oda içinde birikmektedir. Kerosen , propan<br />

<strong>ve</strong> doal gaz gibi yaktlar hidrojen<br />

<strong>ve</strong> karbondan olumaktadr. Bu yaktlarn<br />

tam yanmalar halinde sadece karbondioksit<br />

<strong>ve</strong> su buhar oluur. Gerçekte ise<br />

eksik yanma sonucu karbon dioksit <strong>ve</strong> su<br />

Bacasz Sobalar<br />

buhar haricinde karbonmonoksit,<br />

azotdioksit, kükürtdioksit <strong>ve</strong> dier<br />

gazlarda bir miktar olumaktadr.<br />

Eer odada yeterli havalandrma<br />

yoksa yanma sonucu oluan bu<br />

gazlar oda içine birikir. Karbon<br />

monoksit gibi zehirli gazlar oda<br />

içinde belli younlamaya ulatnda<br />

ölümlere neden olmaktadr.<br />

Uyku esnasnda vücut karbon<br />

monoksit kirliliinin zehirleme<br />

etkisini alglayamad için ölüm<br />

olaylar genelde gece saatlerinde<br />

gerçeklemektedir. Gündüz saatlerinde ise<br />

karbon monoksit kirliliinin ilk etkisi ba<br />

ars <strong>ve</strong> dönmesi, halsizlik <strong>ve</strong> mide bulants<br />

halinde gerçeklemektedir.<br />

Yanl bacasz soba<br />

satn alnmas <strong>ve</strong> bacasz<br />

sobann yanl kullanlmas<br />

sonucu her yl onlarca<br />

insan k aylarnda<br />

soba zehirlenmesi sonucu<br />

ölmektedir.<br />

Bacasz sobalardan<br />

dolay ölümlerin %35<br />

yatak odasnda, %25<br />

oturma odas <strong>ve</strong>ya salonda<br />

<strong>ve</strong> %10 banyoda gerçeklemektedir.<br />

Bacasz sobalardan ileri gelen yangnlarn<br />

%40 hatal kullanmdan <strong>ve</strong> %30 mekanik<br />

hatalardan ileri gelmektedir.<br />

Türkiye’de 63,6 Milyon Cep Telefonu Abonesi Var<br />

Türkiye genelinde Haziran <strong>2009</strong> itibariyle<br />

40 bin civarnda baz istasyonu, 63,6<br />

milyon GSM abone says var.<br />

Ulatrma Bakanl abone saysndan<br />

dolay baz istasyonlarn saysnn giderek<br />

art gösterdiini bir baz istasyonunun<br />

ayn anda hizmet <strong>ve</strong>rebilecei görüme<br />

saysnn snrl olduunu belirtti. Ulatrma<br />

Bakan Binali Yldrm, kullanc<br />

saysnn yüksek olduu bölgelerde kullanc<br />

saysnn arttrlabilmesi için yeni baz<br />

istasyonlarnn kurulduunu belirtti.<br />

153 Baz istasyonu kapatld<br />

Yeni teknolojilerle ilgili insan sal-<br />

<strong>ve</strong> çevre gü<strong>ve</strong>nlii konusunda en üst<br />

düzeyde hassasiyet gösterildiine vurgu<br />

yapan bakanlk, Bilgi Teknolojileri <strong>ve</strong> letiim<br />

Kurumu (BTK) tarafndan bu alanda<br />

snr deerleri belirleyen <strong>ve</strong> denetimi<br />

öngören iki yönetmeliin uygulamaya<br />

konulduunu anmsatt. Bu<br />

kapsamda, yeni kurulacak her<br />

bir elektronik haberleme cihaz<br />

için <strong>ve</strong>rilen elektrik alan<br />

limit deerinin, AB ülkeleri<br />

<strong>ve</strong> çou dünya ülkesinin kabul<br />

ettii Uluslararas yonlatrmayan<br />

Radyasyondan<br />

Koruma Komisyonu’nun<br />

snr deerlerinin dörtte birine<br />

karlk geldii bu snr<br />

deerlerle ilgili düzenli<br />

ölçümlerin yapld açkland.<br />

Bugüne kadar yaplan ölçümlerde<br />

snr deerleri at tespit edilen 44 baz<br />

istasyonunun BTK’ca, 109 baz istasyonunun<br />

ise mahkeme kararyla kapatld.<br />

nsan Salna Etkisi<br />

Baz istasyonlarnn ortama yayd<br />

elektrik alanlarn insan sal üzerine<br />

olas zararl etkilerinin belirlenmesi<br />

amacyla Avrupa ülkeleri<br />

bata olmak üzere birçok<br />

ülke tarafndan çalmalar<br />

yürütülmekte Türkiye de bu<br />

çalmalar yakndan izlemektedir.<br />

Dünya Salk Örgütü’nün<br />

yaynlad bilimsel bültenlerde<br />

de olumsuz etkilere ilikin<br />

bilimsel kant bulunamamtr.<br />

‘’imdiye kadar yaplan çalmalarda<br />

baz istasyonlarnn olumsuz<br />

bir etki oluturduuna dair bilimsel<br />

bir kant bulunamadn WHO<br />

yaymlam olduu bültenlerde dünya<br />

kamuoyuna açklamtr. Dünyann çou<br />

ülkesinde izin <strong>ve</strong>rilen elektrik alan limit<br />

deerlerinin, ihtiyati tedbir açsndan ülkemizde<br />

dörtte birinin uygulanmas, vatandalarmzn<br />

daha yüksek oranda korunduu<br />

anlamna gelmektedir.’’<br />

Ay <strong>ve</strong> Mars’ta <strong>Su</strong> Bulundu<br />

<strong>Su</strong> güne sisteminde her yerde var <strong>ve</strong> sonunda<br />

su Ay <strong>ve</strong> Mars gezegeninde de bulundu.<br />

Yaplan çalmalarda, 2 NASA aratrma<br />

arac <strong>ve</strong> bir Hindistan uydusu tarafndan Ay<br />

yüzeyinde su, buz kristalleri eklinde tespit<br />

edildi. Ay yüzeyinde tespit edilen su, kristal<br />

<strong>ve</strong> mineraller arasnda ay yüzeyinin üst 5<br />

milimetrelik ksmnda yer almaktadr.<br />

Mars yüzeyinde bulunan su bulunmas<br />

beklenen bir gelime olsa da, tespit edilen<br />

miktar bilim adamlarn artt. Buz kristallerinin<br />

yüzeyin yüzlerce mil altnda yer<br />

ald düünülmektedir.<br />

(Science Daily, Eylül <strong>2009</strong>)<br />

9


Devlet <strong>Su</strong> leri Genel Müdürlüü<br />

Taknla Mücadele<br />

Seferberlii balyor<br />

Sel Felaketi<br />

Takn (sel, feyezan)<br />

Bir akarsuyun<br />

muhtelif sebeplerle<br />

yatandan taarak,<br />

çevresindeki<br />

arazilere, yerleim<br />

yerlerine, altyap<br />

tesislerine <strong>ve</strong><br />

canllara zarar<br />

<strong>ve</strong>rmek suretiyle,<br />

normal sosyo<br />

- ekonomik<br />

faaliyeti kesintiye<br />

uratacak ölçüde<br />

bir ak büyüklüü<br />

oluturmas olaydr.<br />

Takn, tabii bir<br />

olaydr. Ancak,<br />

insan faaliyetleri<br />

taknlar bir afete<br />

dönütürebilmektedir.<br />

10<br />

stanbul <strong>ve</strong> Tekirda illerimizde ar yalara<br />

bal olarak meydana gelen sel felaketi<br />

sebebiyle 32 vatandamz hayatn kaybetmi<br />

<strong>ve</strong> büyük boyutta maddi zarar meydana gelmitir.<br />

Ülkemizde yaanan en büyük felaketlerden biri<br />

olan bu takn olaylar uzun yllar ya ortalamasnn<br />

çok üzerinde gelen yalar neticesinde meydana<br />

gelmi olup bu yalarda metrekareye 200<br />

kilogram aan miktarda ya dümütür.<br />

Ancak takn afetlerinin yalnzca meteorolojik<br />

oluumlara bal olarak ifade edilmesi doru olmayacaktr.<br />

Özellikle Türkiye gibi ekonomik gelime<br />

faaliyetlerinin youn bir biçimde devam ettii artlarda,<br />

sanayileme <strong>ve</strong> sektör çeitliliinin beraberinde<br />

getirdii ehirleme aktivitesi akarsu havzalarnn<br />

muhtelif kesimlerindeki insan faaliyetinin<br />

çeitliliini <strong>ve</strong> younluunu büyük ölçüde arttrmaktadr.<br />

Bu durum ise havza bütünündeki hidrolojik<br />

dengeyi bozmakta <strong>ve</strong> neticede büyük boyutta<br />

can <strong>ve</strong> mal kaybna yol açan takn afetlerine sebep<br />

olmaktadr. Akarsu havzalar içinde gelien yerle-<br />

imler, açlan yeni yollar <strong>ve</strong> kurulan yeni tesisler ile<br />

Takn (sel, feyezan)<br />

Bir akarsuyun muhtelif sebeplerle yatandan<br />

taarak, çevresindeki arazilere, yerleim yerlerine,<br />

altyap tesislerine <strong>ve</strong> canllara zarar <strong>ve</strong>rmek suretiyle,<br />

normal sosyo - ekonomik faaliyeti kesintiye<br />

uratacak ölçüde bir ak büyüklüü oluturmas<br />

olaydr. Takn, tabii bir olaydr. Ancak, insan faaliyetleri<br />

taknlar bir afete dönütürebilir.<br />

stanbul Sel Felaketi <strong>2009</strong><br />

arazi yaps deimekte, bilinçsiz toprak kullanm,<br />

ormanlar <strong>ve</strong> meralara yaplan müdahaleler sebebiyle<br />

takn afetleri giderek daha büyük <strong>ve</strong> sk olarak<br />

görülmektedir.<br />

Devlet <strong>Su</strong> leri Genel Müdürlüü, kuruluundan<br />

bu yana taknlarda meydana gelen can <strong>ve</strong> mal<br />

kayplarn asgariye indirmek maksadyla çalmalar<br />

yapmaktadr. DS tarafndan bugüne kadar ina<br />

edilen barajlarn 37 adedi takn koruma maksatldr.<br />

Barajlar yal sezonlarda sular depolayarak,<br />

yüksek akmlarn mansapta can <strong>ve</strong> mal kayplarna<br />

sebep olmasn önlemektedir. Ayrca küçük su ileri<br />

muhtevasnda havzann bir bölümü ele alnarak<br />

yerleim yerlerini, sanayi tesislerini, tarm arazilerini<br />

takndan korumak maksadyla; gölet, sedde,<br />

sel kapan, mahmuz, tersip bendi, dere yata slah,<br />

takn kanal gibi tesisler ina edilmektedir. Bu<br />

çerçe<strong>ve</strong>de DS tarafndan 4.364 adet takn koruma<br />

tesisi ina edilerek 3.500’ün üzerinde yerleim birimi<br />

ile birlikte 1 milyon hektar alan takndan korunmutur.<br />

Taknlarn Sebepleri<br />

1. Ar <strong>ve</strong> iddetli yalar, (Giresun, Tekirda<br />

<strong>ve</strong> stanbul’daki taknlarda yllk ya toplamnn<br />

1/3’ü 2 günde dümütür.)<br />

2. Özellikle yerleim yerleri içerisinden geçen<br />

dere yataklarnda, yaplama ile dere kesitinin daraltlmas,<br />

Dere yatana tekniine aykr, izinsiz menfez,<br />

köprü, bent <strong>ve</strong>ya dolgu yaplmas,<br />

Dere yatana kanalizasyon ebekesi döenmesi,<br />

moloz dökülmesi, sanayi <strong>ve</strong> evsel atklarn atlmas,<br />

Dere yatann üstünün kapatlarak otopark, konut<br />

vb. yaplmas<br />

3. Yamaçlardaki plansz yaplama, tekniine<br />

aykr yol açma çalmalar,<br />

4. Dere yataklarnda kaçak kum çakl alma faaliyetleri,<br />

5. Nehrin memba ksmndan çeitli sebeplerle<br />

harekete geçen rüsubatn mansaba intikali,<br />

6. Dere yataklarnda tabii olarak büyüyen aaç<br />

<strong>ve</strong> çallarn yatak kapasitesini daraltmas


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

1989 – <strong>2009</strong> Yllar arasnda<br />

Yllar 1989 – <strong>2009</strong><br />

Takn Says 369<br />

Ölü Says 448<br />

Zarar Gören Alan (Ha) 501 428<br />

Parasal zarar (USD) 2 095 543 000<br />

Ülkemizde meydana gelen büyük taknlar:<br />

zmir kasm -1985, Hatay mays 2001, Rize haziran 2002, Silifke<br />

2004, Rize haziran 2005, Rize Çamlhemin 2005, Silivri eylül<br />

<strong>2009</strong>,<br />

7- 13 Eylül <strong>2009</strong> Tarihlerinde Meydana Gelen Yalar<br />

stasyon<br />

Ad<br />

Yllk<br />

Ya<br />

Normali<br />

mm/m2<br />

(07 – 13<br />

Eylül)<br />

Toplam<br />

ya Tekerrür<br />

Yl<br />

Gerçekleen<br />

Maksimum<br />

Ya Miktar <strong>ve</strong><br />

Periyodu<br />

Bandrma 719,9 290,4 135 Yl 4 Saat 125,0 mm<br />

Malkara 1181,5 215,4 110 Yl 8 Saat 111,8 mm<br />

Gönen 873,3 157,8 151 Yl 3 Saat 83,8 mm<br />

Krklareli 562,3 140,2 200 Yl 6 Saat 82,8 mm<br />

Kum köy / 794,0 282,5 87 Yl 3 Saat 123,4 mm<br />

Kilyos<br />

Saryer 807,2 135,8 32 Yl 18 Saat 95,4 mm<br />

Tekirda 574,6 130,8 41 Yl 24 saat 107,6 mm<br />

Takn Yönetimi Kapsamnda DS’ce Yaplan Çalmalar<br />

DS’ce na Edilen Takn Koruma Tesisleri<br />

Tesis Adedi Koruma alan (ha)<br />

Takn Tesisi 4372 735 341<br />

Baraj 37 241 755<br />

Toplam tesis Adedi 4409 977 096<br />

Devlet Meteoroloji leri Genel Müdürlüü tarafndan yaplan<br />

erken uyar sistemi <strong>ve</strong> çalmalar:<br />

stanbul, Ankara, Balkesir <strong>ve</strong> Zonguldak illerinde bölgesel radar<br />

sistemleri kuruldu.<br />

Erken uyar sistemi için 356 adet otomatik meteoroloji gözlem<br />

sistemi kuruldu.<br />

<strong>2009</strong> ylnda meydana gelen taknlar, uzun vadede yürütülen<br />

koruma faaliyetlerinin hzlandrlmasn zorunlu klmtr.<br />

Takn koordinasyon toplantsnda alnan kararlar;<br />

Derelerdeki imar <strong>ve</strong> kadastro durumunun gözden geçirilerek<br />

gerekli önlemlerin alnmas,<br />

Yukar ( üst ) havzalarda DS tarafndan, alt havzalarda <strong>ve</strong><br />

meskûn mahallerde ise ilgili su <strong>ve</strong> kanalizasyon idareleri tarafndan<br />

çalmalarn yaplmas,<br />

Projelerin yapmnda öncelik sralamasnn belirlenip, istimlâk<br />

planlarnn hazrlanarak, ilgili kurumlarca yapm ihalesinin yaplmas,<br />

Takn Risk Haritas’nn hazrlanmas,<br />

Büyükehirlerde dere slahlar ile ilgili su <strong>ve</strong> kanalizasyon<br />

idarelerinin mevzuat açsndan yetkilendirilmesi kararlatrld.<br />

Bakanlar Kurulu (14 Eylül <strong>2009</strong>)<br />

Taknlarn da ele alnd Bakanlar Kurulu’nda;<br />

Kurumlar arasnda sk bir ibirlii ile kalc tedbirlerin alnmas,<br />

Büyükehir belediye snrlar içerisindeki derelerin slah <strong>ve</strong><br />

bakmnn su <strong>ve</strong> kanalizasyon idareleri tarafndan, belediye snrlar<br />

haricindeki derelerin slahnn ise DS tarafndan yaplmas,<br />

Dier belediyelerde belediye <strong>ve</strong> DS’nin müterek çalarak<br />

derelerin slah <strong>ve</strong> bakmnn yaplmas kararlatrlmtr.<br />

Takn Kontrol Seferberlii Muhtevasnda yaplacak Çalmalar<br />

1. Devlet Meteoroloji leri Genel Müdürlüü <strong>ve</strong> DS Genel<br />

Müdürlüü tarafndan erken uyar sisteminin gelitirilerek uygulamaya<br />

konulmas,<br />

2. Erken uyar sistemi muhtevasnda 6 adet meteoroloji radar<br />

(zmir, Mula, Antalya, Adana, Samsun, Trabzon bölgelerine) kurulacaktr.<br />

3. lçeler dâhil olmak üzere ülke genelinde 200 adet daha meteoroloji<br />

gözlem istasyonu kurulacaktr. Erken uyar modeli gelitirme,<br />

erken uyar modellerini çaltrmak <strong>ve</strong> doruluu artrmak<br />

üzere yüksek performansl bilgisayar sistemlerinin tesisi.<br />

4. Bütün havzalarda mevcut takn risk haritalarnn meteorolojik<br />

<strong>ve</strong>riler çerçe<strong>ve</strong>sinde güncellenmesi,<br />

5. Yukar havzalarda erozyon kontrol çalmalarnn yaplmas,<br />

6. Yukar havzalarda baraj, gölet, tersip bendi, sel kapan <strong>ve</strong><br />

geciktirme yaplarnn<br />

7. Toplu i makinesi çalmalar vastasyla derelerin slah<br />

8. 81 ildeki derelerin DS yetkililerince yakinen takibi, dere<br />

üzerinde teknie uygun olmayan tüm yaplarn <strong>ve</strong> müdahalelerin<br />

belirlenerek önlenmesi <strong>ve</strong> derelerin her yl bakmnn salanmas,<br />

9. Takn srasnda kimyasal maddelerin incelenmesi, gerekli<br />

tedbirlerin alnmas <strong>ve</strong> uyarlarn yaplmas ile alakal olarak Çevre<br />

Yönetimi Genel Müdürlüü inceleme ekipleri oluturacaktr.<br />

Takn risk yönetimi ilgili kurum <strong>ve</strong> kurulularn yannda, sivil<br />

toplum kurulular ile vatandalarn ibirliini de gerektirir.<br />

DS tarafndan yaplmakta olan slah çalmalarnn yannda<br />

aadaki hususlara uyulmas büyük önem arz etmektedir.<br />

Babakanlk genelgesi hükümlerine tavizsiz ekilde bütün kurum<br />

<strong>ve</strong> kurulularca uyulmas gerekmektedir.<br />

Bu genelge gerei olarak dere yataklarnda yaplacak olan her<br />

türlü ilemlerde mutlaka DS görüü alnacaktr.<br />

Belediyeler tarafndan yaplan imar düzenlemesi <strong>ve</strong> ruhsata<br />

tabi yapm ilerinde DS tarafndan oluturulan teknik görüler<br />

esas alnacaktr.<br />

Dere yataklarndan uygunsuz kum <strong>ve</strong> çakl malzemesi alnmas<br />

mutlaka engellenecektir.<br />

Takndan koruma tesisleri iletme teblilerine göre takn koordinasyon<br />

kurullarnn aktif olarak çalmas salanacaktr.<br />

11


enay ÇETNAY<br />

Bat Akdeniz <strong>Orman</strong>clk<br />

Aratrma Müdürlüü,<br />

Antalya<br />

cetinaysenay@hotmail.com<br />

Manavgat Yöresindeki<br />

Doal Menengiçler<br />

Antep Fst ile<br />

Alanyor<br />

Dünyada <strong>ve</strong> Türkiye’de antep fst yetitiriciliinin gelimesi için önemli çaba<br />

sarfedilmektedir. Bu gelime esas olarak, yeni bahçelerin kurulmas <strong>ve</strong> yabani olarak<br />

adlandrlan dier türlerin çevirme asyla antep fstna çevrilmesi eklindedir.<br />

Bu türlerin bulunduklar alanlarda çok kez baka bir bitkinin yetimesine <strong>ve</strong> yetise<br />

bile ekonomik yetitiriciliine olanak yoktur. Sakz Aac türlerinin bulunduu bu<br />

eimli, kayalk, kireçli <strong>ve</strong> kraç alanlarda baka kültür bitkileri yetimedii içindir<br />

ki, bu topraklarda mevcut yabani antep fst anaçlarnn, Antep fstna çevrilmesi<br />

suretiyle yararlanmak mümkün olabilecektir.<br />

Geni adaptasyon<br />

yetenei bulunan<br />

menengiçler,<br />

Akdeniz iklim<br />

kuann etkin<br />

olduu bölgelerde<br />

doal olarak<br />

yetimektedir.<br />

Antalya’nn çeitli<br />

bölgelerinde<br />

benzer ekilde<br />

doal menengiçler<br />

nerdeyse mecere<br />

oluturacak<br />

younlukta yayl<br />

göstermektedir.<br />

Doal Menengiç’e Antep Fst As Yaplyor<br />

12


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

Ülkemizde 66 milyona yakn, Antep fst-<br />

na alanabilir yabani aaç vardr. Bu<br />

miktar üretimi yaplan aaç varlnn<br />

iki katdr. Bu potansiyelin üçte ikisi orman içinde,<br />

üçte biri ise orman alan dndadr. <strong>Orman</strong> içindeki<br />

potansiyelin, çou bölgelerde, dikimle kurulmu<br />

bahçelerden bile sk olduu görülmektedir.<br />

Geni adaptasyon yetenei bulunan menengiçler,<br />

Akdeniz iklim kuann etkin olduu bölgelerde<br />

doal olarak yetimektedir. Antalya’nn çe-<br />

itli bölgelerinde benzer ekilde doal menengiçler<br />

nerdeyse mecere oluturacak younlukta yayl<br />

göstermektedir. 1960’l yllarda bu potansiyeli üretime<br />

katma giriimleri sonucunda, yine Antalya’nn<br />

Akseki ilçesine bal Murtiçi <strong>ve</strong> Ahmetler köyü’nde<br />

Menengiç üzerine antep fst alama çalmalar<br />

gerçekletirilmitir. Fakat bölge halknn alama<br />

çalmalar sonras bakm ilerinde etkin olamamalar<br />

sonucu fstk <strong>ve</strong>riminde düü gerçeklemi<br />

hatta baz aaçlarda “fs mey<strong>ve</strong>” oluumu gözlenmitir.<br />

Bat Akdeniz <strong>Orman</strong>clk Aratrma Müdürlüü<br />

tarafndan Antalya <strong>Orman</strong> Bölge Müdürlüünün<br />

de katklaryla Antalya <strong>Orman</strong> Bölge Müdürlüü<br />

snrlar içerisinde bulunan potansiyel menengiç<br />

alanlarnn <strong>ve</strong>rimli antep fst alanlarna çevrilmesi<br />

konusunda ilk adm atlmtr. Bu amaçla 2006<br />

ylnda Manavgat ilçesi Deirmenli <strong>ve</strong> Saraçl köy<br />

snrlar içerisinde, menengiçlerin youn olduu<br />

alanlarda “Manavgat Yöresindeki Doal Menengiç<br />

Alanlarnda Verimli Antep fst Elde Edebilme<br />

Koullarnn Belirlenmesi” isimli aratrma projesi<br />

balatlmtr.<br />

Antep Fst Filizleri<br />

Seçilen deneme alannda, Gaziantep’te bulunan<br />

Antepfst Aratrma Enstitüsü’nden, Akdeniz<br />

bölgesine uyum salayabilecek a kalemleri temin<br />

edilerek alama çalmalar gerçekletirilmitir.<br />

Yabani aaçlar alandktan sonra 3-4 yl içerisinde,<br />

ekonomik anlamda <strong>ve</strong>rimli hale dönümektedirler.<br />

Böylece yabani alamalarnda bahçelere<br />

oranla 10-12 yl avantaj elde edilebilmektedir. Bu<br />

nedenle alama faaliyetlerinde öncelikle yabani<br />

aaçlarn deerlendirilmesi ekonomik açdan daha<br />

yararl olacaktr.<br />

Antalya <strong>Orman</strong> Bölge Müdürlüü snrlar<br />

içerisinde kalan alanlarda, büyük oranda doal<br />

menengiç yayl göstermektedir. klim koullar<br />

deerlendirilerek, uygun koullarda bölgeye uyum<br />

salayabilecek çeit seçimi yaplarak, konu uzmanlar<br />

ile birlikte bu alanlarda alama çalmas yaplabilecektir.<br />

Youn bir ekilde insan <strong>ve</strong> hayvan basks altnda<br />

kalarak büyük bir ksm yapsal bozulmaya uram<br />

menengiç ocaklar zaman içinde bodurlam<br />

<strong>ve</strong> böylece <strong>ve</strong>rim gücünü büyük ölçüde kaybederek<br />

gerçek üretim kapasitelerinden oldukça uzaklamlardr.<br />

Bu alanlarn üretime katk yapar hale dönütürülmesi<br />

yöre halkna, bölge <strong>ve</strong> ülke ekonomisine<br />

önemli oranda katk salayabilecektir.<br />

Youn bir ekilde<br />

insan <strong>ve</strong> hayvan<br />

basks altnda<br />

kalarak büyük<br />

bir ksm yapsal<br />

bozulmaya<br />

uram menengiç<br />

ocaklar<br />

zaman içinde<br />

bodurlam<br />

<strong>ve</strong> böylece<br />

<strong>ve</strong>rim gücünü<br />

büyük ölçüde<br />

kaybederek<br />

gerçek üretim<br />

kapasitelerinden<br />

oldukça<br />

uzaklamlardr.<br />

Antep Fst Alanan Menengiç<br />

13


M.Tamer ÇOBANOLU<br />

Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Uzman<br />

Yardmcs<br />

Eitim <strong>ve</strong> Yayn Dairesi<br />

Bakanl<br />

Güne<br />

Güne Enerjisi<br />

Formula G Yarlarndan<br />

Güne, dünyamzn temel enerji kaynadr. Dünyamza ulaan güne nlar,<br />

dünya yüzeyindeki tüm canl <strong>ve</strong> cansz varlklar için temel enerji kaynadr. Güne<br />

çekirdeinde meydana gelen füzyon süreci ile oluan yüksek miktardaki enerji<br />

(dakikada dünyamza ulaan enerji 1.400 Mega-watt ki bunun da yars yüzeye<br />

ulayor), dünyadaki tüm süreçlerin devamll için vazgeçilmezdir. Örnek olarak<br />

dünyaya ulaan güne enerjisinin % 30’u su döngüsünde harcanmakta iken bir ksm<br />

da fotosentez yoluyla besin üreten bitkilerce kullanlmaktadr.<br />

Dünyamz son yllarda önemli çevresel sorunlarla<br />

kar karyadr. Bu sorunlarn<br />

çözümü anlamnda fosil yaktlarn yerine<br />

yenilenebilir enerjiye önemli bir yönelim vardr.<br />

Enerji alannda fosil yaktlarn yerine özellikle scak<br />

iklim kuanda yer alan ülkeler güne enerjisine<br />

yönelmektedirler. Güne panellerinin kullanm ile<br />

birçok santralden daha fazla enerji üretimi salanabilecektir.<br />

Güne enerjisi, günümüzde çounlukla evlerde<br />

scak su salanmas, elektrik üretimi amaçl olarak<br />

kullanlmaktadr. Son yllarda dünyamza ulaan güne<br />

n miktarnn azalma göstermesi (hava kirlilii<br />

gibi süreçler) güne enerjisinden faydalanma oranmz<br />

olumsuz etkilemektedir.<br />

Genel olarak güne enerjisinden yararlanmaya<br />

yönelik olarak kullanlan baz araçlar vardr. Örnek<br />

olarak, dev aynalar kullanarak gelen güne nlarnn<br />

belli bir odaa younlatrlmasn salayan younlatrc<br />

güne enerjisi santralleri, düzenli <strong>ve</strong> youn<br />

güne salanan alanlarda kullanlmaktadr.<br />

14


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

Ek olarak vakum tüplü güne enerjisi<br />

sistemleri, güne ocaklar vb. sistemler de<br />

bu alanda kullanlmaktadr. Genel anlamda<br />

güne enerjisi uygulamalarnn fazla yo-<br />

unlamamas ekonomik sebeplere dayandrlabilir.<br />

• Son yllarda sürdürülebilir bir yaam<br />

salanmasna yönelik olarak yaplan planlamalarda,<br />

yenilenebilir enerji kaynaklarnn<br />

desteklenmesi öne çkarlmtr. Özellikle<br />

yenilenebilir enerji kaynaklarnn geliimi<br />

anlamnda yaplan desteklemeler ile balangçta<br />

ekonomik olarak pahal görünen<br />

güne enerjisi ile üretim sektörü, daha da<br />

ucuz maliyetlerle üretim yapabilmektedir.<br />

Güne enerjisi ile üretimin önündeki temel<br />

baz sorunlar ise;<br />

• Güne enerjisi ile enerji üretimi için<br />

youn <strong>ve</strong> sürekli güne nlarna gerek vardr.<br />

Bu anlamda, baz bölgeler için güne<br />

enerjisi kullanm uygun olmayabilir.<br />

• Halen günümüz teknolojisinde, güne<br />

enerjisi üretimi balangç yatrm maliyeti<br />

yüksektir.<br />

• Güneten gelen n miktar isteimize<br />

bal deildir.<br />

• Günümüzde yaplan yatrm miktar<br />

giderek artsa da henüz yeterli seviyede de-<br />

ildir,<br />

• Güne enerjisi depolanabilen bir enerji<br />

deildir.<br />

Son yllarda yaplan yatrmlarn artmas,<br />

daha ekonomik hale gelmesi ile birlikte<br />

evler, okullar gibi binalarn çatlar güne<br />

panelleri ile kaplanmakta <strong>ve</strong> bu yolla da<br />

enerji elde edilebilmektedir.<br />

Bu konuda bir baka üzerinde çallan<br />

konuya örnek olarak da güne enerjisi <strong>ve</strong>ya<br />

güne pili ile çalan araçlardr. Güne Arabalar<br />

olarak adlandrlan bu araçlar, henüz<br />

çok yüksek hzlara ulaamasa da, bu alanda<br />

önemli akademik çalmalar yürütülmekte<br />

<strong>ve</strong> TÜBTAK organizasyonunda Formula<br />

G adyla yarlar 2005 ylndan beri düzenlenmektedir.<br />

Yarn temel amac, temiz <strong>ve</strong><br />

gelecein enerji kayna olan güne enerjisi<br />

kullanm yaygnlatrmak <strong>ve</strong> öneminin<br />

kavranmasn salamaktr.<br />

Or-Köy Güne Enerjisi ile <strong>Su</strong> Istma Projesi<br />

Özellikle de doal bir<br />

enerji kayna olan <strong>ve</strong> zararl<br />

at olmayan günein<br />

enerjisinden yararlanma,<br />

dünyamza fosil yakt kullanm<br />

ile <strong>ve</strong>rmi olduumuz<br />

olumsuz etkileri de<br />

azaltacaktr. Bakanlmz<br />

<strong>Orman</strong>-Köy likileri Genel<br />

Müdürlüü (ORKÖY),<br />

son yllarda orman köylerinde<br />

Güne Enerjisi le <strong>Su</strong><br />

Istma Projesi çalmalarn<br />

yaygnlatrmaktadr.<br />

ORKÖY Genel Müdürlüü,<br />

proje ile orman<br />

köylüsünün yaam kalitesinin<br />

yükseltilmesi ile daha<br />

Yllar<br />

salkl bir yaam ortamna<br />

kavumasn salamay hedeemektedir.<br />

Proje kapsamnda<br />

orman köylülerin,<br />

scak su ihtiyaçlarn gidermek<br />

için kullanacaklar<br />

odun yerine güne enerjisi<br />

kullanm yaygnlatrlacaktr.<br />

Böylece odun tüketimi<br />

anlamnda tasarruf<br />

salanacak <strong>ve</strong> böylece<br />

ciddi anlamda ekonomik<br />

tasarruf salanacaktr. Bu<br />

proje kapsamnda 2004<br />

ylndan beri yaplan çalmalar<br />

aadaki tabloda<br />

özetlenmektedir;<br />

Krediden Yararlanan<br />

Aile Says<br />

Projenin <strong>2009</strong><br />

yl kapsamndaki<br />

çalmalarnda,<br />

18.546 aileye 24<br />

milyon TL’nin<br />

üzerinde destek<br />

salanmas planlanmaktadr.<br />

Proje ile bugüne<br />

kadar 330.470<br />

ster yakacak odun<br />

tasarrufu salanm<br />

olup 5.508 hektar<br />

3. Bonitet 10<br />

Yal Mee Baltalk<br />

<strong>Orman</strong> kesilmekten<br />

kurtarlmtr.<br />

Güne Enerjisi le Istlan Ev<br />

Toplam Kredi Miktar<br />

TL<br />

2004 31 31.000<br />

2005 553 586.327<br />

2006 4.607 5.283.386<br />

2007 14.611 17.292.237<br />

2008 20.684 25.787.172<br />

Toplam 40.486 48.980.122<br />

Kaynaklar: www.encarta.net • www.tubitak.gov.tr • www.orkoy.gov.tr<br />

15


Foça Özel Çevre Koruma Kurumu Bakanl<br />

Akdeniz Foku<br />

ri bir deniz memelisi<br />

olan Akdeniz fokunun<br />

boyu 2-3 metre, arl<br />

200-300 kilogram arasnda<br />

deimektedir. Erginlerin<br />

vücudunu 5 cm’yi geçmeyen<br />

ksa <strong>ve</strong> sert kllar kaplar. <strong>Su</strong><br />

üstünde görüldüünde en<br />

belirgin özellikleri iri kafalar,<br />

uzun byklar <strong>ve</strong> kömür gibi<br />

siyah gözleridir. Ergin dii ile<br />

erkekler arasnda belirgin bir<br />

boy <strong>ve</strong> kilo fark yoktur ancak<br />

karakteristik renk ayrmlar<br />

mevcuttur. Karada yatarken<br />

vücudun irilii <strong>ve</strong> tombul<br />

görünümü göze çarpar.<br />

Vücudun her iki yannda ön<br />

yüzgeçleri <strong>ve</strong> arkada ise iki<br />

parça halinde arka yüzgeçleri<br />

yer alr.<br />

•Erkek: Siyaha yakn koyu<br />

kah<strong>ve</strong> renginde olup karn<br />

bölgesinde belirgin bir beyaz<br />

leke vardr.<br />

•Dii: Açk kah<strong>ve</strong>rengi <strong>ve</strong>ya<br />

gri tonlarda olup karn altlar<br />

da boyundan kuyrua kadar<br />

srta göre daha açk hatta<br />

beyaza yakn renktedir. Ayrca<br />

üstte bel bölgesinde çiftleme<br />

srasnda erkeklerin neden<br />

olduu trnak izleri bulunur.<br />

•Yavru: Doduunda boyu<br />

yaklak 80-90 cm, arl<br />

yaklak 20 kilogramdr.<br />

Karn bölgesinde istisnasz<br />

görülen bariz bir beyaz leke<br />

haricinde tüm vücudu havlu<br />

gibi 1-1,5 cm uzunluunda<br />

parlak siyah kllarla kapldr.<br />

Yavru, anne <strong>ve</strong> babann da<br />

sahip olduu byklarla doar.<br />

Yaklak iki aylkken kürkünü<br />

deitirmeye balar <strong>ve</strong> bir-iki<br />

ay içinde uzun siyah kllarn<br />

yerini ksa <strong>ve</strong> parlak gri olanlar<br />

alr.’<br />

Akdeniz Foku<br />

Koruma <strong>ve</strong> zleme Projesi<br />

Akdeniz foku, Dünya Doay Koruma Birlii (IUCN) tarafndan<br />

yaymlanan krmz listede soyu kritik derecede tehdit altnda olan tür olarak<br />

snandrlmtr. Tür, bu kritik durumundan dolay ülkemizin de taraf olduu<br />

uluslararas sözlemeler tarafndan koruma altna alnmtr. Ayrca tür, ulusal<br />

mevzuatmz kapsamnda da koruma altna alnmtr. Tür ulusal mevzuatmz<br />

kapsamnda Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanl ile Tarm <strong>ve</strong> Köyileri Bakanl<br />

tarafndan da 1977 <strong>ve</strong> 1978 yllarndan beri koruma altndadr.<br />

Akdeniz foku ülkemizde özellikle<br />

Ege’de; Foça, Bodrum Yarmadas<br />

<strong>ve</strong> Anamur - Taucu’nda<br />

yaamaktadr.<br />

Temiz bir çevrenin göstergesi olan Akdeniz<br />

Foku, üzerinde yaplama olmayan insanlarn<br />

kolay ulaamad <strong>ve</strong>ya insan etkilerinden<br />

uzak kalm maara <strong>ve</strong> kovuklara sahip sessiz<br />

<strong>ve</strong> ssz kayalk sahilleri tercih eder. Foça Özel<br />

Çevre Koruma Bölgesi Akdeniz foklar açsn-<br />

dan Türkiye kylarndaki önemli yaam alanlarn<br />

barndrmaktadr. Kurumumuz, alanda<br />

izleme çalmalarn 1993 ylnda balatm<br />

olup, 2004 ylna kadar sürekli olarak bu çalmalar<br />

devam etmitir. Ancak, bu düzenli<br />

izleme çalmas 2004 ylndan bu yana baz<br />

imkânszlklar nedeniyle yaplamamtr. Bu<br />

nedenle türün son 3 yl içindeki durumunu<br />

tespit etmek <strong>ve</strong> 2008 yl içinde de bire bir takibini<br />

yapabilmek üzere türe yönelik<br />

koruma-izleme <strong>ve</strong> yönetim<br />

planlarn yönlendirecek güncel<br />

çktlar elde edilmesi amacyla<br />

“Akdeniz Foku Koruma <strong>ve</strong> zleme<br />

Projesi”ni balatmtr.<br />

Akdeniz Foku’nu yaatmak<br />

için alnacak her önlem; ayn<br />

zamanda balkçl, turizmi,<br />

kylarmz <strong>ve</strong> denizlerimizi bir<br />

bütün olarak koruyacaktr.<br />

Akdeniz Foku<br />

Akdeniz Foku<br />

16


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

Kum Köpek Bal<br />

Koruma <strong>ve</strong> zleme<br />

Projesi<br />

Türkiye karasularnda yaayan 39 çeit Köpek<br />

bal (Kkrdakl balk) türünün büyük<br />

bir bölümü hakknda detayl bilgimiz bulunmamaktadr.<br />

Kum Köpek balklar bu türlerden olup<br />

dünyada bilinen iki üreme alannda; ABD Atlantik<br />

kylarnda Chesapeake koyu <strong>ve</strong> Marmaris Boncuk<br />

koyunda üremeleri gözlenebilmektedir. Uluslararas<br />

sözlemeler ile koruma altna alnmtr.<br />

Kum köpek balklarnn Akdeniz’de bilinen tek<br />

üreme alan olan Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesinde<br />

bulunan Boncuk Koyu’nun kuzeyidir<br />

Özel Çevre Koruma Kurumu Bakanl tür ile<br />

ilgili 2006–2007 yllarnda balatm bulunduu çalmalarnda<br />

alanda düzensiz olarak alan kullanm<br />

izleme çalmalarn balatm olup alan çekirdek koruma<br />

alan olarak izlemeye alnmtr. Önceki <strong>ve</strong>riler<br />

ile mays aynda bu bölgede köpek balklarnn yavrulamak<br />

amac ile kylara geldii saptanmtr. Bölgede<br />

yürütülen anket çalmalar <strong>ve</strong> gözlemler, ar avcl-<br />

n bu koyda da etkili olduunu göstermitir. Akabinde<br />

bu alan be amandra yardmyla iaretlenmi, her<br />

türlü seyir,<br />

balk avcl,<br />

aletli dal <strong>ve</strong> serbest<br />

dal <strong>ve</strong> demirleme faaliyetleri<br />

yasaklanmtr.<br />

Ayrca, halkn bilinçlendirilmesi<br />

çalmalar, koya<br />

yerletirilen bilgilendirme<br />

<strong>ve</strong> uyar tabelalar yardmyla<br />

balatlm olup alan<br />

içerisindeki insan faaliyetleri de düzenlenmitir. Bu<br />

kapsamda Rio Konferans’nn önlem yaklam da<br />

dikkate alnarak, türün Akdeniz’de bilinen tek üreme<br />

alan olan Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi kylarn<br />

üreme dönemi içinde kulland bilinen Boncuk<br />

Koyu’nda türün koruma-izleme <strong>ve</strong> yönetim programna<br />

ilikin 2008 ylndan itibaren düzenli olarak<br />

izleme <strong>ve</strong> koruma çalmalar balatlmtr. Kurum<br />

2008 yl içerisinde türe yönelik koruma <strong>ve</strong> izleme<br />

projesini; hizmet alm marifeti ile <strong>Su</strong> Alt Aratrmalar<br />

Dernei’ne (SAD) yaptrmaktadr.<br />

Kum Köpek<br />

balklar dünyada<br />

bilinen iki<br />

üreme alannda;<br />

ABD Atlantik<br />

kylarnda yer<br />

alan Chesapeake<br />

Koyu <strong>ve</strong> Marmaris<br />

Boncuk Koyunda<br />

üremeleri<br />

gözlenebilmektedir.<br />

Kum Köpek Bal<br />

17


Devlet Meteoroloji<br />

leri Genel Müdürlüü<br />

Zirai Meteoroloji Dairesi<br />

Bakanl<br />

Ziraat <strong>ve</strong><br />

Meteorolojik<br />

Hizmetler<br />

Ziraat <strong>ve</strong> Meteorolojik<br />

Hizmetler<br />

1- Günlük <strong>ve</strong> haftalk<br />

zirai hava tahminleri,<br />

2- Zirai don tahmin <strong>ve</strong><br />

uyarlar,<br />

3- Ürün izleme <strong>ve</strong><br />

<strong>ve</strong>rim tahmini (Buday<br />

için),<br />

4- Hasat zaman<br />

tahmini,<br />

5- Fenolojik gözlemler,<br />

6- Uygun ekim<br />

zamannn tespiti,<br />

7- Meteorolojik<br />

karakterli<br />

doal afetlerin<br />

gözlemlenmesi,<br />

8- Kuraklk analizleri,<br />

(uluslararas<br />

yöntemlerle)<br />

18<br />

Sürekli artan dünya nüfusu <strong>ve</strong> olaanüstü hava koullar (kuraklk, don, sel frtna<br />

vb.) sonucunda ortaya çkan üretim azalmas, dünya gda pazarlarnda önemli<br />

dalgalanmalara neden olmu <strong>ve</strong> ürün yatlar bundan büyük ölçüde etkilenmitir.<br />

Yaanan bu dalgalanmalar ziraî üretimin hava koullarna bamlln <strong>ve</strong> ziraî<br />

üretimde meteorolojinin vazgeçilmezliini bir kez daha göstermitir. Canllarn<br />

içinde yaadklar ziksel çevreye kar gösterdikleri tepkileri inceleyen <strong>ve</strong> aratran<br />

bilim dal olan zirai meteorolojinin, ekim, dikim, gübreleme <strong>ve</strong> ilaçlamadan hasada,<br />

tarmsal mekanizasyon, sulama <strong>ve</strong> hayvansal üretime kadar tarmsal üretimin<br />

her aamasnda yaplacak planlama <strong>ve</strong> günlük faaliyetlerde mutlaka kullanlmas<br />

gerektii tüm dünyada kabul edilmitir. Bu amaçla Devlet Meteoroloji leri Genel<br />

Müdürlüü tarafndan zirai tahminler, kuraklk analizleri <strong>ve</strong> don uyarlar gibi<br />

birçok çalma yaplmakta <strong>ve</strong> bunlar www.dmi.gov.tr internet sitesinde ilgililerin<br />

hizmetine sunulmaktadr.<br />

Yamur Sonras Bir Gül Yapra<br />

Zirai Meteoroloji<br />

Gözlem A<br />

Meteoroloji Genel Müdürlü-<br />

ü 2001 ylnda balatt<br />

modernizasyon çalmalar<br />

kapsamnda otomasyona geçerek<br />

birçok otomatik meteoroloji gözlem<br />

istasyonu kurmutur. Bu istasyonlarn<br />

bir ksm tarm potansiyeli yüksek<br />

olan yerlere kurulmutur. Bunlardan<br />

14 tanesi 2005’de Tarm letmeleri<br />

Genel Müdürlüü’ne (TGEM) bal<br />

iletmelere kurulmutur. la<strong>ve</strong> olarak<br />

2010’da yeni kurulmas planlanan otomatik<br />

meteoroloji gözlem istasyonlarnn<br />

14 adedi Tarmsal Aratrmalar<br />

Genel Müdürlüü’ne (TAGEM) bal<br />

enstitülere kurularak zirai meteoroloji<br />

gözlem ann geniletilmesi planlanmaktadr.


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

Zirai Don Uyarlar<br />

<strong>ve</strong> Ücretsiz Ksa Mesaj<br />

Genel hava tahminleri takip edilerek tarmsal<br />

üretime en çok zarar <strong>ve</strong>ren sonbahar<br />

erken <strong>ve</strong> ilkbahar geç donlar 4 gün öncesinden<br />

tahmin edilmekte, uyarlar, üreticilerin<br />

gerekli önlemleri zamannda almalar<br />

için önceden medya araclyla (internet,<br />

radyo (Meteor Fm, Tv) duyurulmaktadr.<br />

Ayrca cep telefonlarna Ksa Mesaj Uyar<br />

gönderilmektedir. Bu ilem için herhangi<br />

bir ücret alnmamakta olup tamamen ücretsiz<br />

<strong>ve</strong>rilmektedir. Yaplmas gereken tek<br />

ey cep telefonunun hücresel bilgi kanal<br />

listesine “302” nolu kanaln eklenmesidir.<br />

Hidrometeoroloji<br />

Günümüzde can <strong>ve</strong> mal kayplarna neden<br />

olan sellerin kontrolü, her çeit su yaps<br />

(baraj, gölet, sulama <strong>ve</strong> drenaj kanallar,<br />

kanalizasyon vb.) tasarmnda, takn kontrol<br />

ilerinin planlama <strong>ve</strong> projelendirilmesi<br />

için ya deerlerinin gü<strong>ve</strong>nilir biçimde<br />

toplanmas <strong>ve</strong> gelecee yönelik doru biçimde<br />

tahmin edilmesi gereini ortaya<br />

çkarmaktadr. Bu sebeple belirlenmi 14<br />

standart zamanda Türkiye Maksimum Ya-<br />

lar tespit edilerek, statistiksel dalm<br />

fonksiyonlarn kullanarak Tekerrür Analizleri<br />

en son 2005 yl datalar kullanlarak<br />

güncellenmi <strong>ve</strong> bata DS olmak üzere<br />

kullanclarn hizmetine sunulmutur. 2010<br />

ylnda tekrar güncellenmesi için çalmalar<br />

devam etmektedir.<br />

DM’de konuyla ilgili yaplan dier<br />

çalmalar<br />

1- Manuel <strong>ve</strong> otomatik ölçüm yapan<br />

istasyonlarn günlük, 15 günlük <strong>ve</strong> aylk<br />

ya miktarlar takip edilmesi,<br />

2- Bu miktarlarn toplamlarn gösteren<br />

haritalar <strong>ve</strong> graklerin yer ald ya raporlarnn<br />

hazrlanmas,<br />

3- Hazrlanan raporlarn ilgili kurululara<br />

gönderilmesi,<br />

4- Havzalara (25 havza) <strong>ve</strong> tarmsal<br />

bölgelere (14 bölge) göre ya analizleri,<br />

5- Her ay Türkiye hava tahmini, ya<br />

miktarlar, baraj <strong>ve</strong> su durumlarn içeren<br />

raporun hazrlanmas,<br />

6- Standart zamanlardaki (10 dak., 1<br />

saat, 24 saat vb.) iddetli ya analizleri,<br />

7- Standart zamanlardaki yllk maksimum<br />

ya analizleri,<br />

8- Açk yüzey buharlama rasatlarnn<br />

analizi,<br />

Klimatoloji (klim)<br />

Hava durumu belirli bir yerde <strong>ve</strong> ksa<br />

bir süre içinde etkin olan atmosfer koullardr.<br />

klim ise, geni bölgelerde <strong>ve</strong> çok<br />

uzun zaman için ayn kalan ortalama hava<br />

artlardr <strong>ve</strong> bir bölgenin hava olaylar bakmndan<br />

karakterini tayin eder. klim bilimi<br />

(Klimatoloji), iklimi meydana getiren<br />

elemanlarn analizini yapar. Farkl iklimlerin<br />

oluum nedenlerini <strong>ve</strong> iklimde meydana<br />

gelen deiimleri inceleyerek iklimin<br />

etkisini açklamaya <strong>ve</strong> kefetmeye çalr.<br />

Toplum da bu ekilde kendi aktivitelerini<br />

planlayabilir, binalarn <strong>ve</strong> iç mekanlarn<br />

dizayn edebilir <strong>ve</strong> ekstrem olaylarn etkilerine<br />

hazrlkl bekler. klim gdann varl,<br />

su kalitesi, barnma <strong>ve</strong> yaama ortam<br />

açsndan hayati önem tar. klim ayn<br />

zamanda ekstrem hava olaylar ile kendini<br />

gösteren potansiyel tehlikeler içerir. klim<br />

bilgisi bu olaylarn etkisini azaltmak için de<br />

gereklidir. Eer bugünün iklim durumunu<br />

<strong>ve</strong> bunun yakn geçmile olan farkn ortaya<br />

koyabilirsek, gelecek için planlar yapmaya<br />

balayabiliriz.<br />

DM’de yaplan çalmalardan bazlar<br />

1- Aylk, mevsimlik <strong>ve</strong> yllk scaklk<br />

analizleri,<br />

2- Türkiye iklim atlasnn güncellenmesi<br />

çalmalar, 1971-2000 iklim periyoduna<br />

ait <strong>ve</strong>riler kullanlarak Türkiye iklim atlas<br />

üretilmektedir. Çalmada 34 adet iklim parametresine<br />

ait toplam 522, 11 adet sayll<br />

güne ait toplam 130, <strong>ve</strong> 27 adet iklim indisine<br />

ait toplam 27 adet olmak üzere toplam<br />

679 harita üretilmitir. Verinin araziye da-<br />

tm <strong>ve</strong> modellenmesi çalmalar ODTÜ<br />

ile birlikte yürütülmektedir,<br />

3- klim snandrmalar; Aydeniz,<br />

Erinç, De Martonne, Trewartha <strong>ve</strong> Thornthwaite<br />

gibi snandrma yöntemleri kullanlarak<br />

Türkiye’nin iklim özellikleri ortaya<br />

çkartlmas,<br />

4- Istma <strong>ve</strong> soutma gün-dereceleri<br />

analizi; Istma/soutma gün-dereceleri,<br />

24 saatlik periyodun ne kadarnn souk/<br />

scak geçtiini ölçmeye yarayan bir birimdir.<br />

Istma ya da soutma gün dereceleri<br />

toplamnn bilinmesi, binalarn stlmas<br />

ya da soutulmas için gerekli olan enerji<br />

gereksiniminin hesaplanmas açsndan<br />

önemlidir.<br />

Altyap<br />

Yukarda saylan tüm bu hizmetlerin<br />

<strong>ve</strong>rilebilmesi elbetteki güçlü bir teknolojik<br />

altyap <strong>ve</strong> haberleme gerektirmektedir.<br />

TEFER projesi kapsamnda, 2002 ylnda<br />

ülkemizin Sinop-Antalya hattnn bats,<br />

2007 ylnda ihalesi yaplan <strong>ve</strong> 2008-<strong>2009</strong><br />

ylnda kurulumu tamamlanan proje ile de<br />

ülkemizin dou kesimleri tamamen Otomatik<br />

Meteoroloji Gözlem stasyonu ile<br />

kaplanmtr.<br />

Otomatik Meteoroloji Gözlem<br />

stasyonlar<br />

Otomatik Meteoroloji Gözlem stasyonu,<br />

insan kaynakl hata payn en aza indirmek,<br />

günün 24 saatinde anlk ölçüm alabilmek,<br />

gözlem ebekesinden elde edilen<br />

anlk <strong>ve</strong>rileri, çevrimiçi kullanclarn hizmetine<br />

sunmak <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>ri tabannda otomatik<br />

olarak arivlemek bakmndan modern <strong>ve</strong><br />

teknolojik ölçüm sistemi olarak meteoroloji<br />

birimlerince kullanlmaktadr. Otomatik<br />

Meteoroloji Gözlem stasyonunda<br />

(AWOS) bulunan Ana Sensörler ; Rüzgar<br />

Hz <strong>ve</strong> Yön Ölçer, Hava Scaklk <strong>ve</strong> Nem<br />

Ölçer, Basnç Ölçer,Ya Ölçer, Toprak Scaklk<br />

Ölçerler, Küresel Güne Radyasyonu<br />

Ölçer, Günelenme Süresi Ölçer, UV-B<br />

Ölçer, Kar Yükseklik Ölçer.<br />

DM olarak; 2010 ylnda tamamen<br />

hizmete alnacak 150 AWOS ile birlikte<br />

toplam 356 adet Klimatolojik amaçl<br />

otomatik meteoroloji istasyonun yan sra<br />

<strong>2009</strong> ylnda ihalesi gerçekletirilecek 196<br />

adet Otomatik stasyon Alm Projesi sonucunda<br />

2012 ylnda gözlem a daha da genileyerek<br />

klimatolojik amaçl toplam 552<br />

adet otomatik istasyonla hizmet <strong>ve</strong>rmeye<br />

balayacaktr.<br />

19


Yusuf CERAN*<br />

Serhan ÇAIRANKAYA**<br />

Yasin KÖYCÜ***<br />

Doa <strong>ve</strong> Koruma Milli<br />

Parklar Gen. Müd.<br />

*ube Müdürü, <strong>Su</strong>lak<br />

Alanlar ube Müdürlüü<br />

**Mühendis, <strong>Su</strong>lak Alanlar<br />

ube Müdürlüü<br />

***Uzman Yardmcs, <strong>Su</strong>lak<br />

Alanlar ube Müdürlüü<br />

Ramsar Nedir?<br />

ran’n bir ehri olan<br />

Ramsar’da 1971’de<br />

imzalanan anlama<br />

sonucu dünyann en<br />

önemli sulak alanlarnn<br />

tescillenmesine karar<br />

<strong>ve</strong>rildi. Ramsar statüsü<br />

kazanmak, bir sulak<br />

alann bir nevi altn<br />

madalya ya da be yldz<br />

kazanmas demektir.<br />

Bir yerin Ramsar alan<br />

olmas için Dünya<br />

Ramsar Sekreterlii’nin<br />

belirledii bilimsel<br />

ölçütlere uygunluk<br />

göstermesi <strong>ve</strong> dünya<br />

çapnda önem tamas<br />

gerekiyor. Bu ölçütlere<br />

uygunluk salayan<br />

alanlar deerlendirip,<br />

Ramsar Sekreterlii’ne<br />

yollama kararn, sadece<br />

ülkenin sulak alanlar<br />

komisyonu <strong>ve</strong>rebiliyor.<br />

Dokuz ölçütten birini<br />

karlamak Ramsar alan<br />

olmaya hak kazanmak<br />

demek oluyor. Son<br />

be yldr Kuzeydou<br />

Dernei’nin, Kuyucuk<br />

Gölü’nde toplad<br />

bilimsel <strong>ve</strong>riler ise,<br />

alann bir deil, be<br />

ayr Ramsar ölçütlerini<br />

karladn gösterdi.<br />

Kuyucuk Gölü<br />

Dounun lk, Türkiye’nin 13. Ramsar Alan<br />

219 hektarlk bir alan kaplayan Kuyucuk Gölü, Kars ehir merkezinin yaklak<br />

30 km kuzeydousunda, Akyaka ilçe merkezinin yaklak 15 km batsnda,<br />

denizden 1627 m yükseklikte <strong>ve</strong> Kuyucuk Köyü’nden yaklak 1 km uzaklktadr.<br />

Kars-Akyaka platosunda yer alan göl, yüzey <strong>ve</strong> kaynak sularyla beslenmektedir.<br />

Pancar ekiminin durdurulmasna ramen, göl suyunun halen ancak yars kadar<br />

geri gelmitir <strong>ve</strong> baz türler kaybolmutur. Gölün kuzeyinden geçen eski Kars-<br />

Akyaka yolu, gölün kuzey ksmn ikiye bölmektedir.<br />

Göl çevresindeki balca geçim kayna tarm (çounlukla tahl <strong>ve</strong> yem bitkisi)<br />

<strong>ve</strong> hayvanclktr. Göl çevresinde youn bir ekilde otlatma yaplmaktadr. Yer yer<br />

küçük Phragmites <strong>ve</strong> Juncus saz öbekleri olsa da, göl kys bitki örtüsü yönünden<br />

fakirdir. Gölün etraf çounlukla aaçsz bozkrla çevrelenmi durumdadr. Gölde<br />

yaplan çalmalarda göl suyunun nispeten temiz olduu ortaya çkmtr.<br />

Kuyucuk Gölü<br />

20


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

Neden Ramsar<br />

Alan?<br />

Kuyucuk Gölü’nde imdiye<br />

kadar 207 adet ku türü tespit<br />

edilmitir. Civarndaki<br />

onlarca bitki türüyle dünyann en büyük<br />

ku göç yollarndan biri olan Avrasya –<br />

Afrika rotasnn tam üzerinde, Kafkasya<br />

<strong>ve</strong> ran-Anadolu Biyolojik Çeitlilik scak<br />

noktalarnn kesime noktalarnda, tam bir<br />

geçi zonunda bulunan konumuyla ülkemizin<br />

doal zenginlik açsndan en zengin<br />

alanlarndan biridir. Gölü en az 250 ku<br />

türünün kulland tahmin edilmektedir<br />

ki bu da Türkiye’deki 465 ku türünün<br />

yarsndan fazlasdr. Göl, ilkbahar <strong>ve</strong><br />

sonbahar aylarnda dünyann en önemli<br />

ku göç rotalarndan biri olan Kuzeydou<br />

Anadolu’da birçok ku türü için önemli bir<br />

konaklama <strong>ve</strong> üreme alandr. Alanda gözlemlenen<br />

dikkuyruk ördei, sibirya kaz<br />

<strong>ve</strong> küçük akbaba Dünya Koruma Örgütü<br />

krmz listesine göre dünya çapnda nesli<br />

tehlikede, Tepeli Pelikan, Küçük Kerkenez,<br />

Toy, Küçük Sakarca <strong>ve</strong> ah Kartal<br />

Hassas, Pasba Patka Ördei, Bozkr Delicesi,<br />

Büyük <strong>Su</strong>çulluu, Çamurçullugu,<br />

Gökkuzgun, Kzl Çaylak <strong>ve</strong> Kara Kanatl<br />

Bataklk Krlangc ise tehlikeye açk kategorisindedir.<br />

Angt dünya popülâsyonunun<br />

% 10-12’si göç mevsimlerinde bu gölde<br />

konaklamaktadr. Bunun yannda tilki <strong>ve</strong><br />

kurt gibi memeli hayvanlar bulunmaktadr.<br />

Gölde düzenli olarak 20.000’den fazla<br />

ku gözlenmekte, baz zamanlarda bu say<br />

35.000’i geçebilmektedir. Bu sebeplerden<br />

dolay, göl 9 Ramsar kriterinden 1.-2.-3.-<br />

4.-5 <strong>ve</strong> 6. kriterlerini karlamaktadr.<br />

Göl çevresinde bulunan endemik Ayrk<br />

otu bitkisinin de nesli tehlike altndadr.<br />

Detayl bir botanik çalmas yaplmamtr.<br />

Balca Tehdit <strong>ve</strong><br />

Sorunlar<br />

derinliinin azalmas anlamna<br />

gelmektedir. Ayn zamanda göl<br />

çevresinde yaplan youn tarm<br />

faaliyetleri de gölü etkilemektedir.<br />

Kimyasal gübre <strong>ve</strong> ilaç kullanm<br />

nedeni ile göl su kalitesinde<br />

azalmalar görülmektedir.<br />

Koruma <strong>ve</strong><br />

Yönetim<br />

1994 ylnda Yaban Hayat<br />

Koruma Sahas olarak ilan edilen<br />

Kuyucuk Gölü’nün bu statüsü<br />

2005 ylnda Yaban Hayat Gelitirme<br />

Sahas olarak deitirilmitir.<br />

Alan ayn zamanda <strong>2009</strong><br />

ylnda 13. Ramsar Alan olarak<br />

ilan edilmitir.<br />

Ramsar Alanlar<br />

Türkiye, 1994 ylnda Ramsar Sözlemesine<br />

taraf olmutur <strong>ve</strong> taraf olma aamasnda<br />

5 sulak alann (Manyas Gölü, Seyfe Gölü,<br />

Burdur Gölü, <strong>Su</strong>ltan Sazl <strong>ve</strong> Göksu Deltas)<br />

Sözleme Listesine kaydettirmitir. 1998<br />

ylnda ise daha önce bir ksm Sözleme<br />

listesine dâhil edilen Manyas (Ku) Gölü ile<br />

Burdur Gölünün tamam, Gediz Deltas, Akyatan<br />

Lagünü, Uluabat Gölü <strong>ve</strong> Kzlrmak<br />

Deltas da Sözleme Listesine dahil edilmitir.<br />

u anda RAMSAR kapsamnda 13 sulak<br />

alan bulunmakta olup toplam 179.898 ha‘lk<br />

bir alana yaylmtr. Uluslararas ölçütler<br />

dikkate alnarak yaplan deerlendirmeler<br />

neticesinde uluslararas önemde sulak alan<br />

olduu tespit edilen 135 alan (2.212.893 ha.)<br />

bulunmaktadr.<br />

Göldeki en büyük tehdit ar otlatmadr.<br />

Ayrca bunun dnda, göl çevresinde<br />

nispeten bitki topluluklarnn olmay<br />

erozyon sonucu göl çanann sedimanla<br />

dolmasna yol açmaktadr. Bu da göl<br />

Kuyucuk Gölü<br />

21


Çevre Yönetimi Genel<br />

Müdürlüü Hava<br />

Yönetimi Dairesi<br />

Bakanl<br />

klim deiiklii,<br />

Kyoto Protokolü <strong>ve</strong><br />

Türkiye<br />

Türkiye Birlemi Milletler klim<br />

Deiiklii Çerçe<strong>ve</strong> Sözlemesi’ne<br />

(BMDÇS) 24 Mays 2004 tarihinde<br />

taraf olmutur. BMDÇS’ ne yönelik<br />

“Kyoto Protokolüne Katlmamzn<br />

Uygun Bulunduuna Dair Kanun<br />

Tasars” nn Türkiye Büyük Millet<br />

Meclisi Genel Kurulunda kabulünün<br />

ardndan ülkemiz 26 Austos<br />

<strong>2009</strong> tarihinde BMDÇS Kyoto<br />

Protokolü’ne resmen taraf olmutur.<br />

Bugün gelinen durum itibariyle<br />

son derece önemli <strong>ve</strong> kritik<br />

bir sürece girilmitir. Kyoto<br />

Protokolü’nün ilk yükümlülük<br />

döneminin tamamland 2012<br />

sonrasn ekillendirecek, yeni iklim<br />

deiiklii rejiminin müzakerelerine<br />

balanlm <strong>ve</strong> yeni çerçe<strong>ve</strong>nin <strong>2009</strong><br />

yl Aralk aynda Kopenhag’da<br />

gerçekletirilecek olan BMDÇS 15.<br />

Taraar Konferansnda (COP 15)<br />

tamamlanmas hedeenmitir.<br />

22


Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

^<br />

Uluslararas platformda, 2012<br />

sonras iklim deiiklii rejiminin<br />

belirlenmesi için yaplacak<br />

müzakerelerde, <strong>2009</strong> ylnn esas<br />

müzakereler yl olmas nedeniyle, Bakanlmz<br />

koordinasyonunda, ilgili kurum<br />

temsilcilerinden oluan Türk heyeti<br />

müzakerelere aktif olarak katlm salamakta<br />

<strong>ve</strong> ülkemiz önceliklerini ortaya<br />

koymaktadr.<br />

07–18 Aralk <strong>2009</strong> tarihlerinde<br />

Danimarka’nn Kopenhag kentinde gerçekletirilecek<br />

Taraar Konferans (COP<br />

15), ülkemiz açsndan son derece önemli<br />

olup, anlan konferansa bakanlmzn<br />

bir heyetle katlmnn salanmas planlanmaktadr.<br />

Kyoto Protokolü, küresel snma<br />

<strong>ve</strong> iklim deiiklii konusunda<br />

mücadeleyi salamaya<br />

yönelik uluslararas tek çerçe<strong>ve</strong>dir.<br />

Birlemi Milletler klim Deiiklii<br />

Çerçe<strong>ve</strong> Sözlemesi içinde imzalanmtr.<br />

Bu protokolü imzalayan ülkeler,<br />

karbondioksit <strong>ve</strong> sera etkisine neden<br />

olan dier be gazn salnmn azaltmaya<br />

<strong>ve</strong>ya bunu yapamyorlarsa salnm<br />

ticareti yoluyla haklarn arttrmaya<br />

söz <strong>ve</strong>rmilerdir. Protokol, ülkelerin<br />

atmosfere saldklar karbon miktarn<br />

1990 ylndaki düzeylere düürmelerini<br />

gerekli klmaktadr. 1997’de imzalanan<br />

protokol, 2005’te yürürlüe girebilmitir.<br />

Çünkü, protokolün yürürlüe<br />

girebilmesi için onaylayan ülkelerin<br />

1990’daki emisyonlarnn (atmosfere<br />

saldklar karbon miktarnn) yeryüzündeki<br />

toplam emisyonun % 55’ini bulmas<br />

gerekmekteydi <strong>ve</strong> bu orana ancak<br />

8 yln sonunda Rusya’nn katlmyla<br />

ulalabilmitir.<br />

Kyoto Protokolü’ne katlm: mzalayanlar,<br />

imzalama sürecinde olanlar,<br />

imzalayan fakat anlamay reddedenler<br />

<strong>ve</strong> imzalamayanlardan olumaktadr.<br />

Kyoto Protokolü u anda yeryüzündeki<br />

160 ülkeyi <strong>ve</strong> sera gaz salnmlarnn<br />

% 55’inden fazlasn kapsamaktadr.<br />

Bu kapsamda; Kopenhag’ a en iyi ekilde<br />

hazrlk yapmak amacyla Bakanl-<br />

mz koordinasyonunda birçok çalma<br />

yaplmaktadr.<br />

lgili kurumlar iklim deiiklii ile<br />

mücadele kapsamnda bugüne kadar<br />

yaptklar çalmalar anlatan ngilizce<br />

tantm materyalleri hazrlayarak<br />

Kopenhag’ta sergileyeceklerdir.<br />

Ayrca; bakanlmz koordinasyonunda,<br />

ilgili tüm kurum/kurulularla ibirlii<br />

içerisinde oluturulan <strong>ve</strong> ülkemiz<br />

önceliklerini tanmlayan “Ulusal klim<br />

Deiiklii Stratejisi” Babakanlk Yüksek<br />

Planlama Kurulu’nun onayndan<br />

sonra çevirisi yaplarak basm yaplacak<br />

<strong>ve</strong> Kopenhag’da tantm yaplacaktr.<br />

Sözlemeye göre;<br />

•Atmosfere salnan sera gaz miktar<br />

% 5’e çekilecek,<br />

•Endüstriden, motorlu tatlardan,<br />

stmadan kaynaklanan sera gaz miktarn<br />

azaltmaya yönelik mevzuat yeniden<br />

düzenlenecek,<br />

•Daha az enerji ile snma, daha az<br />

enerji tüketen araçlarla uzun yol alma,<br />

daha az enerji tüketen teknoloji sistemlerini<br />

endüstriye yerletirme salanacak,<br />

ulamda, çöp depolamada çevrecilik<br />

temel ilke olacak,<br />

•Atmosfere braklan metan <strong>ve</strong> karbon<br />

dioksit orannn düürülmesi için<br />

alternatif enerji kaynaklarna yönelinecek,<br />

•Fosil yaktlar yerine örnein bio dizel<br />

yakt kullanlacak,<br />

•Çimento, demir-çelik <strong>ve</strong> kireç fabrikalar<br />

gibi yüksek enerji tüketen iletmelerde<br />

atk ilemleri yeniden düzenlenecek,<br />

•Termik santrallerde daha az karbon<br />

çkartan sistemler, teknolojiler devreye<br />

sokulacak,<br />

•Güne enerjisinin önü açlacak,<br />

nükleer enerjide karbon sfr olduu için<br />

dünyada bu enerji ön plana çkarlacak,<br />

•Fazla yakt tüketen <strong>ve</strong> fazla karbon<br />

üretenden daha fazla <strong>ve</strong>rgi alnacaktr.<br />

Dier taraftan, uluslararas iklim deiikli-<br />

i müzakerelerinin genel gidiatna baktmz<br />

zaman gelimi ülkelerin iklim deiiklii ile<br />

mücadele kapsamnda ileriye dönük bir takm<br />

hedeer ortaya koyduklar, gelimekte olan ülkelerin<br />

ise müzakerelerde artan baskya kar<br />

iklim deiiklii stratejilerini açkladklarn<br />

görüyoruz.<br />

Kyoto Protokolü’ne taraf baz ülkeler,<br />

2012 sonras rejimdeki azaltm hedeerini<br />

açklamlardr. Gelimi ülkeler, gelimekte<br />

olan ülkelerin de sorumluluk almalarn istemektedirler.<br />

Türkiye ise söz konusu müzakereye<br />

ilikin yapt bildirimlerde;<br />

• Halen sanayilemeye devam eden,<br />

•Sera gaz snrlamas (arttan azaltm) yapabilecek,<br />

•Ulusal uygun azaltm eylemlerini<br />

(NAMA) uygulamaya koymay hedeeyen,<br />

•Düük karbonlu kalknma stratejisi ile<br />

kalknmay hedeeyen, bir ülke olarak kendini<br />

tanmlamtr.<br />

Buna yönelik; 28 Temmuz <strong>2009</strong> tarihinde<br />

ilgili kurum temsilcilerinin katlm ile bakanlmzda<br />

gerçekletirilen DDK toplantsnda;<br />

2007 ylnda BMDÇS sekretaryasna gönderilen<br />

klim Deiiklii I. Ulusal Bildirimi’nde<br />

yer alan, 2020 ylna kadar sera gaz emisyonlarnn<br />

art orannn alnacak önlemlerle snrlandrlmak<br />

suretiyle; 2020 yl toplam sera<br />

gaz emisyonun art oranndan % 11 azaltm<br />

yaplmasna yönelik yaklamn benimsenmesine<br />

<strong>ve</strong> bu yaklamn 2012 sonras uluslararas<br />

iklim deiiklii müzakerelerinde, müzakere<br />

heyeti tarafndan kullanlmasna karar<br />

<strong>ve</strong>rilmitir.<br />

23


klim deiiklii, Kyoto Protokolü <strong>ve</strong> Türkiye<br />

24<br />

Türkiye’deki mevcut<br />

durum;<br />

Türkiye’nin 1990 yl toplam sera gaz<br />

emisyon miktar 170 milyon ton CO 2<br />

ede-<br />

eri iken 2007 ylnda bu deer 372 milyon<br />

ton CO 2<br />

edeeri olarak gerçeklemitir.<br />

Sera gaz yutak alanlarna bakldnda,<br />

1990 ylnda 44 milyon ton CO 2<br />

edeeri<br />

sera gaz emisyonu yutak alanlar tarafndan<br />

yutulmu olup, 2007 ylnda bu deer<br />

yaklak 77 milyon ton CO 2<br />

e deeri olarak<br />

gerçeklemitir.<br />

Türkiye; OECD <strong>ve</strong> BMDÇS EK-I ülkeleri<br />

arasnda; kii ba sera gaz emisyon,<br />

kümülatif emisyon <strong>ve</strong> kii ba birincil<br />

enerji tüketimi miktarnda en düük deere<br />

sahiptir.<br />

Türkiye’nin 2007 yl kii ba sera gaz<br />

emisyonu deeri 5,3 ton CO 2<br />

edeerdir.<br />

Ayn dönemde OECD kii ba emisyonu<br />

ortalama 15,0 ton CO 2<br />

<strong>ve</strong> Avrupa Birliine<br />

üye 27 ülkede ortalama 10,2 ton CO 2<br />

e<br />

deeridir.<br />

Türkiye, kii ba sera gaz emisyonlar<br />

açsndan, BMDÇS ülkelerinin tamamndan,<br />

ayrca Meksika, Brezilya, Güney<br />

Kore <strong>ve</strong> Arjantin gibi ekonomileri hzla<br />

gelimekte olan <strong>ve</strong> ekonomik yaplar bize<br />

çok benzeyen d ülkelerden de daha düük<br />

bir deere sahiptir.<br />

Türkiye’nin gelimekte olan bir ülke<br />

olmas, artan nüfusu, hzla büyüyen ekonomisi,<br />

artan enerji talebi düünüldüünde<br />

sera gaz emisyonlarnn ileriki dönemde<br />

de art gösterecei aikârdr. Ancak; Türkiye<br />

bir taraftan sera gaz emisyonlarnn<br />

azaltlmasn hedeerken, dier taraftan<br />

sürdürülebilir kalknma ilkesi çerçe<strong>ve</strong>sinde<br />

ekonomik kalknmasn devam ettirme<br />

kararllndadr.<br />

Her ne kadar ülkemizin sera gaz emisyonlarnn<br />

azaltlmasna yönelik bir mükelleyeti<br />

olmasa da, bu yönde politika,<br />

mevzuat, kurumsal yaplanma <strong>ve</strong> tedbirler<br />

çerçe<strong>ve</strong>sinde önemli hamleler gerçekletirmitir.<br />

Bu çalmalar aada ksaca<br />

özetlenmitir.<br />

• Bata Çevre Kanunu olmak üzere<br />

bütün mevzuat <strong>ve</strong> uygulamalarda AB’nin<br />

genel çevre politikalarn da ön planda tutarak;<br />

“kirlilik kontrolü kavram” yerine<br />

kirliliin kaynanda önlenmesi, atklarn<br />

en aza indirilmesi, en iyi teknik <strong>ve</strong> teknolojiler<br />

ile enerjinin <strong>ve</strong>rimli kullanlmas, izleme<br />

denetim sisteminin etkin uygulanmas<br />

<strong>ve</strong> kirleten öder prensibinin uygulanmasn<br />

hedeemitir.<br />

• Kirletici kaynaklarn emisyonlarnn<br />

azaltlmasnda ciddi mesafeler alnmtr.<br />

• Bakanlmz bünyesinde iklim ile<br />

ilgili ayr bir Daire Bakanl kurulmas<br />

çalmalar balatlmtr.<br />

Enerji sektöründe<br />

• 2005 ylnda “Yenilenebilir Enerji Kanunu”<br />

çkarlmtr. 2007 ylnda, takriben<br />

200 milyar kwh’lik Türkiye tüketiminin<br />

35,8 milyar kwh’lik bölümü hidrolik santrallerden<br />

karlanmtr.<br />

• 1990 ila 2004 yllar arasnda yenilenebilir<br />

enerji kaynaklarnn kullanm 23,23<br />

milyar kwh’dan 46,23 kwh’ya yükselmi<br />

yani iki kat artmtr.<br />

• 2007 ylnda enerji <strong>ve</strong>rimlilii kanunu<br />

çkarlm <strong>ve</strong> enerji tasarrufuna önem <strong>ve</strong>rilmitir.<br />

Enerji <strong>ve</strong>rimliliinin arttrlmasna<br />

yönelik uygulamalarla, 2020 ylnda 222<br />

mtep olmas beklenen tüketimin en az 30<br />

mtep’lik (milyon ton e deer petrol) bölümü,<br />

sanayide, binalarda, ulamda <strong>ve</strong> enerji<br />

sektöründe tasarruf edilebilecek <strong>ve</strong> böylece<br />

yaklak 75 milyon ton karbondioksit emisyonu<br />

önlenebilecektir.<br />

• Çimento <strong>ve</strong> demir çelik tesisleri olmak<br />

üzere enerji <strong>ve</strong>rimliliinin arttrlmas,<br />

daha kaliteli yaktlarn <strong>ve</strong> alternatif yaktlarn<br />

(lpg <strong>ve</strong> etanol) kullanm yönünde çalmalar<br />

balatlmtr.<br />

Atk sektörü<br />

• <strong>2009</strong> yl itibariyle, 3.225 belediyenin<br />

611 tanesini kapsayan düzenli depolama tesisleri<br />

kurulmutur<br />

• 2003 ylnda 15 düzenli depolama tesisi<br />

ile 23 milyon nüfusa hizmet <strong>ve</strong>rilirken;<br />

2008 de 38 adet tesisle 31 milyon nüfusa<br />

hizmet <strong>ve</strong>rilmektedir.<br />

• Atk sektörüne yönelik olarak, öncelikle<br />

atklarn kaynanda azaltlmas, geri<br />

kazanlmas, düzenli depolanmas <strong>ve</strong> olu-<br />

an deponi gaznn enerjiye dönütürülmesi<br />

çalmalar yaygnlatrlmaktadr.<br />

<strong>Orman</strong>clk<br />

• 2008–2012 yllar arasnda toplam 2,3<br />

milyon hektar alann yani Trakya bölgesi<br />

kadar bir alann aaçlandrlmas <strong>ve</strong> böylece<br />

yutak alan kapasitesinin arttrlmas<br />

hedeenmektedir.<br />

Ulatrma sektöründe<br />

• Araçlarda kullanlan yakt kalitesinin<br />

iyiletirilmesi <strong>ve</strong> alternatif yaktlarn kullanlmas<br />

yönünde önemli admlar atlmtr.<br />

• Yeni teknoloji ürünü motorlara sahip<br />

tatlarn kullanlmas <strong>ve</strong> eski araçlarn tra-<br />

kten çekilmesi politikalar benimsenmitir.<br />

• Büyük ehirlerde toplu tamacln<br />

teviki için metro <strong>ve</strong> haf rayl sistemlerin<br />

kullanmnn hzla yaygnlatrlmas çalmalarna<br />

hz <strong>ve</strong>rilmitir.


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

• Çok büyük bir ulatrma projesi olan<br />

<strong>ve</strong> ylda 130 bin ton sera gaz emisyonu<br />

azaltm yapmas beklenen stanbul Boaz<br />

Marmaray Tüp Geçit Projesinin 2010<br />

ylnda tamamlanacaktr.<br />

Türkiye küresel sorumluluk çerçe<strong>ve</strong>sinde<br />

iklim deiiklii ile mücadele konusunda<br />

görüldüü gibi pek çok çalma<br />

yapm <strong>ve</strong> yapmaya devam edecektir. Ayrca<br />

bakanlmz, ilgili kurumlarla ibirlii<br />

içerisinde iklim deiiklii konusunda<br />

pek çok önemli proje balatmtr.<br />

• klim Deiiklii I. Ulusal Bildirimi<br />

hazrlanm <strong>ve</strong> Ocak 2007 tarihinde<br />

BMDÇS Sekretaryas’na gönderilmitir.<br />

Ayrca, Türkiye’nin 1990–2007 yllar<br />

aras Sera Gaz Emisyon miktar hesaplanm<br />

<strong>ve</strong> Sekretarya’ya iletilmitir.<br />

• Avrupa Birlii LIFE Program kapsamnda<br />

2006 ylnda, kamuoyunun bilgilendirilmesi<br />

<strong>ve</strong> bilinçlendirilmesine<br />

yönelik, Türkiye’de klim Deiiklii<br />

Politikalarnn Tantlmas Projesi, Çevre<br />

<strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanl <strong>ve</strong> Bölgesel Çevre<br />

Merkezi (REC) Türkiye Osi ile ibirlii<br />

Ocak 2008 tarihinde tamamlanmtr.<br />

• Türkiye Büyük Millet Meclisi “Küresel<br />

Isnmann Etkileri <strong>ve</strong> <strong>Su</strong> Kaynaklarnn<br />

Sürdürülebilir Yönetimi Aratrma<br />

Komisyonu Raporu” Nisan 2008’de hazrlanmtr.<br />

• “Kyoto Protokolü Esneklik Mekanizmalar<br />

<strong>ve</strong> Dier Uluslararas Emisyon<br />

Ticareti Sistemleri” Özel htisas Komisyonu<br />

Raporu ilgili sektör uzmanlarnca<br />

Eylül 2008 tarihinde hazrlanm <strong>ve</strong> Bakanlmza<br />

sunulmutur.<br />

• “klim Deiiklii <strong>ve</strong> Yaplan Çalmalar<br />

Raporu”- Bakanlmzca Eylül<br />

2008’de hazrlanmtr.<br />

• “Türkiye’nin klim Deiikliine Uyum<br />

Kapasitesinin Artrlmas Projesi” Birlemi<br />

Milletler Kalknma Program (UNDP) <strong>ve</strong><br />

Bakanlmz arasnda balatlmtr.<br />

• “Sektörel Sera Gaz Azaltm Potansiyelleri<br />

<strong>ve</strong> Maliyetleri Projesi” Devlet<br />

Planlama Tekilat Müstearl tarafndan<br />

balatlmtr. (Ocak <strong>2009</strong>)<br />

• “klim Deiiklii Eylem Plan Projesi”<br />

– UNDP <strong>ve</strong> Bakanlmz tarafndan<br />

balatlmtr. (<strong>2009</strong>)<br />

• “Türkiye’nin Uluslararas klim De-<br />

iiklii Müzakerelerine Etkin Katlm<br />

<strong>ve</strong> Gönüllü Karbon Piyasalarna Yönelik<br />

Kapasitesinin Gelitirilmesi Projesi”-<br />

Bakanlmz, DPT, UNDP ortaklnda<br />

Ocak <strong>2009</strong> tarihinde balatlmtr.<br />

Elektrikli Bisiklet Yok Satyor<br />

Çevreci <strong>ve</strong> alternatif tat kimlii ile ön plana<br />

çkan <strong>ve</strong> trafik sorununa farkl çözüm getiren<br />

elektrikli bisiklet büyük ilgi görüyor.<br />

Geçen yl Çin’den ithal edilen 9 bin elektrikli<br />

bisikletin tamam satld. Krize ramen bu yl da<br />

satlar oldukça iyi. Türk insann bu ürünleri benimsediini<br />

belirten firma temsilcileri, elektrikli<br />

bisikletin kullanmnn daha da yaygnlaacan<br />

kaydetti.<br />

Bir kaç yl önce ‘çevre dostu’ tat olarak<br />

piyasaya sürülen elektrikli bisikletler, imdilerde<br />

en fazla kullanlan araçlardan biri haline geldi.<br />

ehir içinde kullanma uygun olarak gelitirilen<br />

elektrikli bisikletler yolda giden araçlarn<br />

gerisinde kalmyor. Elektrikli bisikletin gelece-<br />

in ulam arac olduunu belirten firma temsilcileri,<br />

trafik sorunu <strong>ve</strong> akaryakt maliyetlerinin<br />

bu araçlara olan ilginin temel nedeni olduunu<br />

kaydediyor.<br />

2008 ylnda 9 bin adet ithal edilen elektrikli<br />

bisikletin tamam satld.<br />

Elektrikli bisikletler, 7 marka ile Türkiye pazarnda<br />

boy gösteriyor. Bu ürünlerin kullanm<br />

dünyada da artyor. Amerika’da son 3 ylda 20<br />

bin elektrikli bisiklet satld.<br />

Avrupa’da birkaç yldr yaygn olarak kullanlan<br />

elektrikli bisikletlerden 2007 ylnda<br />

Elektrikli Bisiklet<br />

Hollanda’da 89 bin, Almanya’da ise 60 bin adet<br />

satld.<br />

Hibrid bir aracn çalma sisteminin esas<br />

alnd bisikletler, 40 kilometre hz yapyor. 2<br />

kiiyle 30 kilometre hza ulayor. Genellikle<br />

600 wattlk akülerle çalan bu araçlar, bir defalk<br />

arjla 40 kilometre yol alabiliyor. Ancak ‘yokular<br />

da rahat çkaym’ diyorsanz anzmanl<br />

ya da pedall olann almakta fayda var.<br />

Otoyollar <strong>ve</strong> çevre yollar dnda gü<strong>ve</strong>nli<br />

bir ekilde kullanlabiliyor. Egzozu olmad için<br />

çevreye zarar <strong>ve</strong>rmeyen <strong>ve</strong> ayn zamanda gürültü<br />

kirliliini de önleyen bu bisikletler, özellikle<br />

tatil mekânlar <strong>ve</strong> düz yollarda yüksek performans<br />

sunuyor.<br />

arj bittiinde pedal çevirerek hareket<br />

ettirilebilen modelleri de bulunan elektrikli bisikletlerin<br />

yolda kalma sorunu yok. Genellikle<br />

fazla hz yapmamas <strong>ve</strong> çevre dostu olmas<br />

nedeniyle tercih ediliyor. Ancak Karayollar<br />

Yönetmelii’nde yaplan deiiklikle artk plakas<br />

<strong>ve</strong> ruhsat olmayan elektrikli bisikletlerin<br />

ülkeye giriine izin <strong>ve</strong>rilmiyor.<br />

Fiyatlar 1.000 -2.300 TL arasnda dei-<br />

en bu araçlarn bir sorunu da servis <strong>ve</strong> yedek<br />

parça imkannn snrl oluu. thalatç firmalar,<br />

kullanmdaki yükselie paralel olarak bayi <strong>ve</strong><br />

servis imkânlarn hzla artryor.<br />

Yaklak 14 aydr elektrikli bisiklet kullanan<br />

brahim Bac, halinden memnun. e bisikletiyle<br />

gidip gelen Bac, günlük 3 TL dolmu<br />

parasndan kurtulduunu kaydetti. Bac, bu<br />

sayede bisikletin kendini bir ylda amorti ettiini<br />

belirtti.<br />

25


Dr. rfan UYSAL<br />

<strong>Su</strong> Ürünleri Yük. Müh.<br />

Doa Koruma <strong>ve</strong> Milli<br />

Parklar Genel Müdürlüü<br />

Denizlerimizdeki<br />

Yabanc Türler <strong>ve</strong><br />

Biyolojik stila<br />

Türkiye iki yarmadadan (Anadolu <strong>ve</strong> Trakya) oluan bir ülkedir <strong>ve</strong> Türk Boazlar<br />

Sistemi (stanbul <strong>ve</strong> Çanakkale Boaz, Marmara Denizi) dahil ky uzunluu yaklak<br />

8.500 km civarndadr. Türkiye’yi çevreleyen denizlerin farkl özelliklere sahip olmas<br />

içinde bulundurduu biyoçeitliliin de farkllamasn salamtr. Türkiye denizleri<br />

içinde en yüksek tuzluluk <strong>ve</strong> scaklk oranna sahip olan Akdeniz, tür çeitlilii<br />

bakmndan zengindir. Yabanc türler, genetik, tür <strong>ve</strong> ekosistem çeitliliini olumsuz<br />

etkilemektedir. Dolaysyla bu yabanc türlerin ekolojik, ekonomik etkileri ile insan<br />

sal üzerinde ciddi olumsuz etkileri bulunmaktadr. Özellikle Sü<strong>ve</strong>y Kanal’nn<br />

1869 ylnda açlmasndan sonra indo-Pasik kökenli birçok tür (yaklak 300 Tropikal<br />

indo-Pasik tür) Dou Akdeniz’in oligotrok sularna gelmitir. Akdeniz’de katil<br />

yosun olarak ta bilinen Caulerpa taxifolia türü yaylmac bir yabanc tür olup, Akdeniz<br />

biyoçeitliliini olumsuz etkilerken, Karadeniz’de de gemilerin balast sularyla gelen<br />

bir tarakl denizanas türü olan Mnemiopsis leidyi hem Karadeniz’in biyoçeitliliini<br />

hem de balkçln olumsuz ekilde etkilemektedir.<br />

Yabanc Tür <strong>ve</strong> stilac Yabanc<br />

Tür Nedir?<br />

stilac yabanc türler, küresel olarak biyoçe-<br />

itlilik üzerine en büyük tehditlerden biridir.<br />

Çok ciddi olarak ekonomik, çevresel <strong>ve</strong> salk<br />

üzerine olumsuz etkilere neden olabilirler. Sonuçta,<br />

kalknmay büyük ölçüde engelleyebilir. Deniz <strong>ve</strong><br />

ky bölgelerde istilac türler karasal kökenli deniz<br />

kirlilii, deniz canllarnn ar avlanlmas <strong>ve</strong> ziki<br />

tahrifat deniz habitatlarnn bozulmasyla beraber<br />

dünya denizleri üzerine en önemli dört büyük tehditten<br />

biridir.<br />

Yabanc Tür: Doal olarak bir yerde, alanda <strong>ve</strong>ya<br />

bölgede olmayan bilerek <strong>ve</strong>ya bilmeyerek tantrlan<br />

türdür.<br />

stilac Yabanc Tür: Çevreye, dier türlere, ekonomiye<br />

<strong>ve</strong>ya insan salna zarar <strong>ve</strong>rebilme potansiyeline<br />

sahip yabanc türlerdir. Biyoçeitlilik<br />

26


Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

^<br />

Sözlemesi’ndeki tanmlamaya göre; yerlemesi<br />

<strong>ve</strong> istilasyla ekonomik <strong>ve</strong>ya çevresel<br />

zararlar <strong>ve</strong>rerek ekosistemleri, habitatlar<br />

<strong>ve</strong>ya türleri tehdit eden yabanc türdür.<br />

Birçok problemlere neden olan bir türün<br />

istilas <strong>ve</strong>ya igalcilii, deniz ekosistemleri<br />

ni <strong>ve</strong> türleri tehdit etmekte hatta bir ülkenin<br />

kalknmasn bile engelleyebilmektedir.<br />

stila safhas 3 aamadan oluur;<br />

1- Türün tantrlmas,<br />

2- Türün yerlemesi <strong>ve</strong><br />

3- Türün istilas<br />

Bilerek <strong>ve</strong>ya bilmeyerek tantrlan istilac<br />

yabanc türler, k, scaklk, tuzluluk,<br />

besleyici elementler vb. çevresel artlar uygun<br />

olduunda yaamlarn devam ettirirler<br />

<strong>ve</strong> baaryla üreyebiliriler. Bir yere, alana<br />

<strong>ve</strong>ya bölgeye yerleen bu türler daha sonra<br />

birkaç günden hatta onlarca yllar bulan<br />

istilas balar.<br />

Yabanc türlerin geli yollar: Bilerek<br />

<strong>ve</strong>ya bilmeyerek yeni bir bölgeye tantrlan<br />

yabanc türün uçak, gemi <strong>ve</strong>ya insan<br />

gibi araçlarla, akuakültür, balkçlk gemicilik<br />

<strong>ve</strong>ya akvaryum ticareti gibi belirli<br />

amaç <strong>ve</strong>ya aktivitelerle geli yollarn ifade<br />

eder.<br />

Yabanc türlerin tanma mekanizmalar:<br />

Tayclar ise her geli yolu içinde<br />

spesik transfer için daha spesik mekanizmalardr.<br />

Bir örnek <strong>ve</strong>rmek gerekirse,<br />

gemi tamacl bir yabanc<br />

türün geli yolunu geminin içindeki<br />

balast suyu <strong>ve</strong>ya kargo ise tayclar<br />

ifade eder.<br />

Denizlerimizdeki<br />

Yabanc Türler <strong>ve</strong> Deniz<br />

Biyoçeitliliine Etkileri<br />

Türkiye denizlerinde 133 familyaya<br />

ait toplam 448 tür balk yaamaktadr.<br />

Bunlarn 151’i Karadeniz’de,<br />

249’u Marmara Denizi’nde, 389’u Ege<br />

Denizi’nde <strong>ve</strong> 388 tür balk ta Akdeniz’de<br />

yaamaktadr.<br />

Türkiye denizlerindeki yabanc türlerin<br />

says da 11 sistematik gruba ait toplam 263<br />

olup bu say artmaya devam etmektedir. Bu<br />

yabanc türlerin 85’i kabuklu, 51’i eklembacakl,<br />

43’ü balk <strong>ve</strong> 39’u tobentos olup,<br />

bunlarn 20’si Karadeniz’de, 48’i Marmara<br />

Denizi’nde, 98’i Ege Denizi’nde <strong>ve</strong> 202’si<br />

de Akdeniz’de tespit edilmitir. 178 adet<br />

yabanc türler Lessepsiyan göçle gelmesine<br />

karn, 48 tür gemi tamacl vastasyla<br />

karasularmza girmitir.<br />

Yabanc türler hibrizidasyon, patojenlerin<br />

hzl yaylmas <strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya besin kaynaklarnn<br />

paylam nedenlerinden dolay yerli<br />

tür populasyonlar olumsuz etkilemektedir.<br />

Hibrizidasyon, ksr hibridlerle sonuçlanabilir<br />

<strong>ve</strong> bu da doan yavrularn<br />

çounluunu hibritler oluturdu-<br />

u zaman yerli populasyonlarnn<br />

azalmasna yol açar. Genetik kirlenme<br />

yerli türlerin bütünlüünü<br />

de tehdit eder. Buna bir örnek<br />

<strong>ve</strong>rmek gerekirse; Avrupa’da yabanc<br />

tür samon bal ile yerli tür<br />

doal alabalktan doan yavrular<br />

ksr olmaktadr. Bu ksr yavrular<br />

da yerli tür populasyonlarn büyümesini<br />

azaltmaktadr.<br />

Yabanc türler beraberinde<br />

patojen <strong>ve</strong> parazitleri de getirmektedir.<br />

Patojenler yerli türler<br />

üzerinde ykc etki yapmaktadr.<br />

Örnein, Avrupa’da yabanc tür<br />

olan Japon ylan bal’ndan parazit<br />

<strong>ve</strong> patojenlerin geçmesiyle<br />

yerli tür olan ylan bal yüzme<br />

Mnemiopsis Leidyi<br />

kesesinde iplik kurtlar görülmütür.<br />

Avc yabanc bir tür yerli türün bulunduu<br />

ortama baarl bir ekilde yerletikten<br />

sonra doal olarak yerli tür üzerinde<br />

bir tehdit oluturacak <strong>ve</strong> avc <strong>ve</strong>ya avc<br />

olmayan yerli türün beslenme kaynaklarna<br />

ortak olacaktr. Buna tarakl denizanasn<br />

örnek <strong>ve</strong>rebiliriz.<br />

Denizanas: Esasen Kuzey Amerika<br />

kylarnda yaayan bir türdür. Özellikle<br />

1980’li yllarn sonunda gemilerin balast<br />

sular <strong>ve</strong> dier faktörler ile Karadeniz’e gelen<br />

<strong>ve</strong> 1982 ylnda ilk defa görülen jelimsi<br />

zooplankton Mnemiopsis leidyi yüksek biyokütle<br />

artlar göstermi, özellikle balkçlk<br />

düzeyinde ani krizler yaanmasna neden<br />

olmutur. Büyüklüü en çok 100-120<br />

mm olan M. leidyi türünün zooplankton<br />

üzerinden beslenmesi plankton komunitelerinin<br />

yapsnda çok etkili deiimleri<br />

beraberinde getirmi balk yumurta <strong>ve</strong> larvasn<br />

da içeren zooplankton bolluk <strong>ve</strong> biyokütlesinde<br />

azalmaya neden olmutur. Bu<br />

nedenle M. leidyi Karadeniz’de ekonomik<br />

öneme sahip hamsi gibi ekonomik öneme<br />

sahip balk stoklarndaki azalmann önemli<br />

bir nedeni olarak gösterilmektedir.<br />

Denizanas’nn hamsi yavrular üzerinden<br />

beslenmesi <strong>ve</strong> ortak besin rekabeti<br />

nedeniyle hamsinin azalmasyla birlikte de,<br />

hamsi üzerinden beslenen mezgit, uskumru,<br />

kalkan <strong>ve</strong> palamut gibi balk türleri de<br />

azalmaya balad.<br />

Ekim 1997’de Karadeniz’de Bulgaristan<br />

kylarnda görülen <strong>ve</strong> bir tür tarakl<br />

denizanas olan Beroe ovata balklar <strong>ve</strong><br />

küçük zooplanktonlarla beslenmek yerine<br />

Mnemiopsis üzerinden beslenmesiyle<br />

Mnemiopsis’in ar üremesi engellenmi<br />

27


^<br />

<strong>ve</strong> zooplankton saysnda bir art gözlenmitir.<br />

Denizanas türünün kazara Karadeniz’e<br />

girii bölgedeki açk deniz balkçlnn<br />

çökmesine neden olmutur. Balkçlktaki<br />

ar avlanmann ortaya çkarm olduu<br />

[açk denizdeki balk biyokütle miktarnn<br />

dümesi + plankton yiyici balklarn<br />

azalmas olarak gözlenen] pekitirici etki;<br />

‘Mnemiopsis leydyi’nin uygun koullar<br />

bularak, varln artrmasna neden olmutur.<br />

Bunun bir sonucu olarak; ‘mezozooplankton’<br />

<strong>ve</strong> ‘ichthyoplankton’ türlerinin<br />

çeitliliinde <strong>ve</strong> varlnda bir azalma<br />

görülmütür.<br />

Japon Denizi’nden gemilerin balast sularyla<br />

gelen deniz salyangozu Karadeniz’de<br />

ilk defa 1947 ylnda Rusya sularnda, Türkiye<br />

karasularnda ise 1962 ylnda Trabzon<br />

kylarnda görülmütür. 1966 ylnda<br />

Marmara Denizi’nde, 1969 ylnda ise Ege<br />

Denizi Çaltburnu kylarnda tespit edilmitir.<br />

13-14 cm’ye kadar büyüyebilen bu<br />

tür, 90 m derinlie kadar kumlu, çamurlu,<br />

algli zeminler <strong>ve</strong> midye fasiyesleri civarnda<br />

yaarlar.<br />

Midye, istiridye <strong>ve</strong> dier yumuakçalarla<br />

beslenen deniz salyangozu, midye <strong>ve</strong> istiridye<br />

stoklarnn azalmasna neden olmu,<br />

dolaysyla midye <strong>ve</strong> istiridye ile beslenen<br />

balk stoklarn da olumsuz etkilemitir.<br />

Dümannn bulunmamas nedeniyle bu tür<br />

ar çoalmtr. Ancak ar çoalan bu tür<br />

balkçlar tarafndan avlanarak alternatif bir<br />

gelir kayna olmutur.<br />

Sonuç<br />

Küreselleme sayesinde insanolunun<br />

giderek daha çok hareket halinde olmas<br />

çeitli canllarn bir ekosistemden dierine<br />

geçme <strong>ve</strong> orada yerleme hzlar radikal<br />

bir biçimde artmtr. Özellikle gemi tra-<br />

indeki art bu istilac yabanc türlerin<br />

bir bölgeden dier bölgeye hzla geçmesini<br />

kolaylatrmtr. Yabanc türlerin says <strong>ve</strong><br />

hzndaki art böyle sürerse <strong>ve</strong> ekolojik,<br />

ekonomik etkileri ile insan sal üzerin-<br />

Kaynaklar<br />

-CRK, <strong>ve</strong> AKÇALI, B., 2002. Denizel Ortama Yabanc<br />

Türlerin Tanp Yerlemesi: Biyolojik galin<br />

Kontrolü, Hukuksal, Ekolojik <strong>ve</strong> Ekonomik Yönleri. E.U.<br />

Journal of Fisheries & Aquatic Sciences, Cilt/Volume 19,<br />

Say/Issue (3-4): 507 – 527.<br />

-M. E. ÇINAR, M. BILECENOLU, B. ÖZTÜRK, T.<br />

KATAGAN <strong>ve</strong> V. AYSEL: Alien species on the coasts<br />

of Turkey, Mediterranean Marine Science, Volume 6/2,<br />

2005, 119-146.<br />

-ÖZDEMR, G. <strong>ve</strong> CEYLAN, B. 2007. Biyolojik stila <strong>ve</strong><br />

Karadeniz’deki stilac Türler. SÜMAE Yunus Aratrma<br />

de olumsuz etkileri olan yabanc türler 21.<br />

yüzyln en önemli ekolojik konularndan<br />

biri olacaktr.<br />

Sü<strong>ve</strong>y kanalnn açlmas <strong>ve</strong> alc ortamn<br />

biyolojik çeitlilik yönünden fakirlii<br />

yeni türlerin yerleimini kolaylatrmtr.<br />

Akdeniz’de yabanc bitki <strong>ve</strong> hayvan türlerinin<br />

geliimi oldukça hzl olup, uzmanlar<br />

bu hzla devam ederse yirmibirinci asrn<br />

ortalarnda Akdeniz’deki yabanc deniz<br />

bitkisi türlerinin saysnn yerli türleri geçecei<br />

endiesini tamaktadr. Küresel<br />

snmann etkisiyle Akdeniz’e özgü türlerin<br />

yok olaca, yerini Kzldeniz canllarna<br />

brakaca <strong>ve</strong> Karadeniz’inde giderek Akdenizleecei<br />

dolaysyla balk stoklarnn<br />

zarar görmesi nedeniylede ticari balkçl-<br />

n zarar görecei kaçnlmazdr.<br />

Bülteni, 7:3.<br />

-Vadim E. Panov, Stephan Gollasch, Boris Alexandrov,<br />

Kestutis Arbaciauskas, Michal Grabowski, Frances Lucy,<br />

Dan Minchin, Sergej Olenin, Momir Paunovi, Mikhail<br />

Son. <strong>2009</strong>. New electronic journal “Aquatic Invasions”:<br />

an important part of the de<strong>ve</strong>loping European early warning<br />

system on aquatic invasi<strong>ve</strong> species. (Assessing Large<br />

Scale Environmental Risks for Biodi<strong>ve</strong>rsity with Tested<br />

Methods. New electronic journal “Aquatic Invasions”: an<br />

important part of the de<strong>ve</strong>loping European early warning<br />

system on aquatic invasi<strong>ve</strong> species). pp.8.<br />

Bulak Makinesinin Kapal<br />

Ortam Hava Kirliliine Katks<br />

M.Tamer ÇOBANOLU<br />

Teksas Üni<strong>ve</strong>rsitesi Çevre mühendislii,<br />

dularn <strong>ve</strong> bulak makinesinin kapal ortam<br />

hava kirliini arttrdn belirten bir<br />

yayn hazrlad. Musluk suyu, belli oranda ya partikülleri,<br />

radon gibi tehlikeli kimyasallar, klorlama<br />

sonras oluan yan ürünler içerir <strong>ve</strong> bu maddeler<br />

musluk suyundan havaya karrlar.<br />

Dr. Richard Corsi liderliindeki mühendislerden<br />

oluan ekip, ev temizlik malzemeleri, bulak<br />

makinesi, çamar makinesi, du <strong>ve</strong> kü<strong>ve</strong>tte birçok<br />

deney yapld. Deneyler süresince, uygulamada da<br />

su kullanld <strong>ve</strong> kullanlan malzemedeki kimyasallarn<br />

kapal ortama tand, aratrma grubu<br />

tarafndan tespit edildi.<br />

Corsi, klorlamann su temini sistemlerinde,<br />

patojen organizmalardan korumak<br />

için yaplan yararl bir süreç olmasna<br />

ramen bu sürecin az miktarda da olsa da<br />

potansiyel olarak tehlikeli kimyasal olumasna<br />

sebep olduunu belirtti. Ek olarak,<br />

bu maddelerin nefes alma yolu ile alnan<br />

miktar, su içme yolu ile alnan miktar kadar<br />

<strong>ve</strong>ya daha fazla olabilir.<br />

28


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

Yavrularna <strong>Su</strong> Tayan Çöl Tavuklar<br />

Doada, tüm canllarn sahip olduklar ziksel özellikler,<br />

yaadklar ortamla son derece uyumludur. Bunun<br />

bir örnei de çöl tavuklardr. Çöl tavuklarnn belli<br />

bir yerleim yerleri yoktur. Yumurtlama zaman yaklatnda<br />

kumun s bir yerine çounlukla 3 yumurta brakrlar. Yavrular<br />

yumurtadan çkar çkmaz, yuvadan ayrlrlar <strong>ve</strong> kendileri<br />

için yiyecek olarak tohum toplamaya balarlar. Yiyeceklerini<br />

kendi balarna bulabilirler ancak uçamadklar için su ihtiyaçlarn<br />

gideremezler. Dolaysyla su onlara getirilmelidir <strong>ve</strong><br />

bu görevi erkek üstlenir.<br />

Baz ku türlerinde yetikinler yavrularna suyu kursaklarnda<br />

tayarak getirirler; fakat erkek çöl tavuu suyu çok<br />

uzak bir mesafeden getirmek zorundadr <strong>ve</strong> bu nedenle kursa-<br />

nda tayabilecei suyun tamamna, yapt uzun yolculuk<br />

srasnda kendisinin ihtiyac vardr. Aksi takdirde yaamn<br />

sürdüremez. Ancak su tamak için esiz bir ziksel özellie<br />

sahiptir. Kuun gösündeki <strong>ve</strong> alt ksmndaki tüyler, iç yüzeyde<br />

ince bir lif katmanyla kapldr.<br />

Bir su birikintisine ulaan ku, altn kuma <strong>ve</strong> toza sürter,<br />

böylece tüylerini temizledii srada kalm olabilecek suyu<br />

tutmay engelleyici yalardan kurtulmu olur. Sonra suyun<br />

kenarna gider. Önce kendi susuzluunu giderir. Sonra suyun<br />

içine girer, kanat <strong>ve</strong> kuyruunu havaya kaldrarak vücudunu<br />

Çöl Tavuu<br />

ileri geri hareket ettirir; böylece tüm tüyleri tamamen slangibi<br />

suyu<br />

m olur. Tüylerin üstündeki ince lif katman bir sünger<br />

çeker.<br />

Tüyleriyle vücudu arasnda tad sv yük, buharlamaya<br />

kar sk koruma altndadr. Fakat yine de 20 milden fazla<br />

uçmas gerektii takdirde, tad suyun bir ksm buharlar.<br />

Ku nihayet kumda tohum arayan yavrularnn yanna ulat-<br />

nda, yavrular ona doru koarlar. Baba çöl tavuu vücudunu<br />

yukar kaldrdnda, yavrular da sanki süt emen memeliler<br />

gibi suyu babalarnn vücudundan içerler. Yavrular tüm<br />

suyu emdikten sonra ku tekrar kumun üzerine sürtünerek<br />

kendini kurutur.<br />

Bulak makineleri, ykama ilemini tamamladktan sonra<br />

önemli miktarda kimyasal kullanlan sudan havaya geçmektedir.<br />

Corsi ayrca, çamar makineleri <strong>ve</strong> bulak makineleri klorlu aartc<br />

<strong>ve</strong> deterjanlar kullanmasndan dolay, klorlu kimyasallara maruz<br />

kalma <strong>ve</strong> bu maddelerin buharlamas artar.<br />

ABD Çevre Koruma Ajans, bu maddelerin öncelikli olarak<br />

beslenme yoluyla vücuda alnd düünülerek, kimyasallara maruz<br />

kalma <strong>ve</strong> sebep olaca salk risklerini aratrmaktadr.<br />

Son 6 ylda yaplan aratrmalarda, tehlikeli <strong>ve</strong> uçucu kirleticilerin<br />

açk/kapal ortam konsantrasyonlarn kararlatrmtr. Corsi,<br />

“yaplan her çalmada, Amerika’nn en kirli ehirlerinde bile, kapal<br />

ortam konsantrasyonlar açk ortam deerlerinden fazla bulundu.”<br />

diyerek aratrma sonuçlarn ortaya koydu.<br />

Bu yüzyln ikinci yarsndaki eilimler, kapal hava kalitesini<br />

olumsuz etkilemitir. Garajlar, otomobil egzoz gazlar <strong>ve</strong> kimyasal<br />

buharlarn e<strong>ve</strong> girmesine sebep olmaktadr. Enerji krizi nedeniyle,<br />

evlerin yaltml olmas, kirleticilerin iç ortamda olumasna sebep<br />

olan bir baka sebeptir. Corsi, bu konuda sorunun çözümü için baz<br />

düzenlemeler gerektiini belirtti:<br />

* Genel olarak, insanlar d ortam hava kirlilii konusunda<br />

daha bilgilidir. nsanlar ortam hava kirlilii konusuda eitilmeli <strong>ve</strong><br />

kendi sorunlarn çözmelidir.<br />

* Evler, okullar <strong>ve</strong> i ortamlarnda oluan tehlikeli hava kirleticilerinin<br />

kaynaklarnn daha iyi anlalmas konusunda daha fazla<br />

aratrma yaplmaldr.<br />

* Sonuçta, iç ortam hava kirlilii hakknda, toplumun eitimi<br />

<strong>ve</strong> çevre dostu üretim <strong>ve</strong> tüketim malzemelerinin satlmas yoluyla<br />

ev ortamnda toksik maddelere maruz kalma riski azaltlabilir.<br />

* <strong>Su</strong>dan buharlama söz konusu olduunda, su kullanm süresince<br />

ortamn iyi havalandrlmas salanmaldr. Örnein, du alrken<br />

banyo havalandrlr <strong>ve</strong> cam açk braklabilir, su kaynatlrken<br />

aspiratör açlabilir vb.<br />

* Corsi, insanlarn öncelikle sorunu anlamalar gerektiini belirterek<br />

bir sonraki adm olarak insanlarn kendilerini korumak <strong>ve</strong><br />

çözüm bulmak için önlem alabileceklerini belirtti.<br />

http://www.engr.utexas.edu/. ScienceDaily<br />

29


Dr. Neat ERKAN<br />

<strong>Orman</strong> Yüksek Mühendisi,<br />

Bat Akdeniz <strong>Orman</strong>clk<br />

Aratrma Müdürlüü<br />

Antalya<br />

Siz Sorun<br />

Aaçlar Söylesin<br />

Dendroklimatoloji bilimi, istenilen belli bir bölge için elimizde bulunmayan<br />

geçmi yllara ait ya <strong>ve</strong> scaklk gibi iklim <strong>ve</strong>rilerinin kestirilmesini amaçlar.<br />

Bu <strong>ve</strong>riler geçmie dönük iklim olaylarnn belli gü<strong>ve</strong>nirlikte örenilmesine<br />

<strong>ve</strong> gelecee ilikin planlarn daha salkl yaplmasna olanak salar. Özellikle<br />

doal kaynak yönetimi <strong>ve</strong> planlamasnda iklim koullarnn uzun dönemdeki<br />

deiimlerinin bilinmesi önem tar.<br />

Aaç yllk halka geniliklerinden faydalanlarak<br />

tarih belirleme olarak tanmlanabilecek<br />

olan dendrokronoloji, geçen<br />

yüzylda gelien <strong>ve</strong> deiik alanlarda kullanlan bir<br />

bilim daldr. lgilendii alana göre dendroekoloji,<br />

dendrohidroloji, dendroklimatoloji <strong>ve</strong> dendroarkeoloji<br />

gibi alt bilim dallarna ayrlmaktadr. Burada<br />

dendroklimatoloji konusundan bahsedilecektir.<br />

Aaç Halkalarn nceleyen Örenciler<br />

Dendroklimatoloji, aaç yllk halka kalnlklar<br />

ile iklim koullar arasndaki ilikileri inceleyen bir<br />

bilim daldr. Aaçlar genellikle (istisnalar bir tarafa<br />

braklrsa) her yl bir halka oluturacak ekilde<br />

çap büyümesi <strong>ve</strong> belli miktarda da boy büyümesi<br />

yaparlar. Büyüme faaliyetinin bütün yl boyunca<br />

sürdüü tropik bölgelerdeki aaçlar ile baz angiospermlerde<br />

her yl oluan yllk halkalar gözle ayrt<br />

edilebilecek kadar belirgin deildir. Bunlarn dndaki<br />

aaçlarn ilkbahar <strong>ve</strong> yaz odunu renk farkllamasndan<br />

dolay yllk halkalar ayrt edilebilmekte <strong>ve</strong> kalnlklar<br />

da ölçülebilmektedir. Yandaki resimde tipik bir gimnosperme<br />

ait gövde enine kesiti, yllk halkalar <strong>ve</strong> ksmlar<br />

görülmektedir.<br />

Aaçlarda çap <strong>ve</strong> boy büyümesi olarak özetlenebilecek<br />

olan büyüme olay, birçok faktörün ortak etkisiyle<br />

ortaya çkan karmak bir olaydr. Nitekim büyüme<br />

üzerinde bilinmeyen <strong>ve</strong> ölçülemeyen faktörler bir yana,<br />

etkisi bilinen; aacn genetik yaps, yetime ortam <strong>ve</strong>rimlilii,<br />

iklim koullar, aacn ziksel özellikleri (çap<br />

<strong>ve</strong> boy gibi), ya <strong>ve</strong> komuluk ilikileri gibi faktörlerin<br />

etkileri bile ancak yaklak olarak hesaplanabilmekte<br />

<strong>ve</strong> genel bantlarla ortaya konabilmektedir. Bu faktörlerden<br />

birisinin yllk halka genilii üzerindeki etkisini<br />

gözlemleyebilmek için dier faktörlerin etkilerinin<br />

elimine edilmesi gerekmektedir. Dendroklimatoloji ile<br />

iklim koullarnn yllk halka kalnl üzerindeki etkisi<br />

incelenmekte, bunun için de dier faktörlerin etkileri<br />

elimine edilmektedir.<br />

Ölçülmü aylk <strong>ve</strong> yllk ortalama ya <strong>ve</strong> scaklk<br />

gibi iklim <strong>ve</strong>rileri, genellikle 100 yldan daha gerilere<br />

gidememektedir. Örnein ülkemizde bu tür ölçülmü<br />

meteorolojik <strong>ve</strong>riler ancak baz merkezler için 70 yl<br />

kadar gerilere gidebilmektedir. Bu süre, küçük yerleim<br />

birim <strong>ve</strong> bölgeleri için birkaç 10 yldan fazla geçmie<br />

gitmemektedir. Dolaysyla dendroklimatolojik yöntemlerle<br />

ortalama ya <strong>ve</strong> scaklk gibi iklim <strong>ve</strong>rilerinin<br />

mümkün olduu kadar geçmie giderek ortaya konulabilmesi<br />

önem tamaktadr.<br />

30


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

Bilindii gibi scaklk aaçlarda <strong>ve</strong>jetasyon<br />

döneminin balamas <strong>ve</strong> bitmesini<br />

belirleyen önemli faktörlerden birisidir.<br />

Dier koullarn uygun olmas durumunda<br />

<strong>ve</strong>jetasyon dönemi uzunluu yllk halka<br />

kalnln da dorudan etkilemektedir. Ancak<br />

scakln bu yaln etkisinden ziyade,<br />

scaklk-su ilikileri yllk halka kalnl<br />

üzerinde daha belirgin etkiye sahiptir. Dü-<br />

ük rakml yetime ortamlarnda yan<br />

genellikle az olmas nedeniyle scaklk yaz<br />

kuraklna neden olup, yllk halka kalnl<br />

üzerinde olumsuz etkiye sahip iken,<br />

yüksek rakml yetime ortamlarnda ya-<br />

n <strong>ve</strong> nispi nemin genellikle yeterli olmas<br />

nedeniyle olumlu etkiye sahiptir.<br />

Ya da scakla benzer, ancak ters etkiye<br />

sahiptir. Rakmn düük olduu yetime<br />

ortamlarnda scakln genellikle yüksek<br />

olmas ya kritik faktör pozisyonuna<br />

sokmaktadr. Özellikle yaz kuraklnn<br />

yaand yerlerde yaz yamurlarnn etkisi<br />

oldukça belirgin hale gelmektedir.<br />

Dendrokronoloji ile geçmie yönelik<br />

iklim <strong>ve</strong>rilerini elde etmek için öncelikle<br />

iklim <strong>ve</strong>rilerine duyarl koullarn olutuu<br />

özellikle <strong>ve</strong>rimsiz <strong>ve</strong> s toprak üzerinde<br />

büyümü, yeterince yal <strong>ve</strong> en az 15-20<br />

aaçtan oluan bir deneme alannn belirlenmesi<br />

gereklidir. Tek bir aaçta görülen<br />

yllk halkalardaki farkllamann ayn yllar<br />

için deneme alanndaki dier aaçlar ile<br />

de uyum içinde olmas gerekmektedir<br />

Bat Akdeniz <strong>Orman</strong>clk Aratrma<br />

Müdürlüü Amerika Birleik Devletleri,<br />

Arizona Üni<strong>ve</strong>rsitesi Yllk Halka nceleme<br />

Laboratuar ile ibirlii içinde <strong>ve</strong> 2001-<br />

2003 yllar arasnda yürüterek sonuçlandrd<br />

“Dendrokronolojik Yöntemle<br />

Güneybat Anadolu Bölgesi’nde Geçmie<br />

Yönelik lkbahar Ya Miktarlarnn Tespiti”<br />

isimli Proje ile Bat Akdeniz Bölgesi<br />

için geçmie yönelik iklim <strong>ve</strong>rileri üretilmeye<br />

çallmtr. Bunun için bölgede yayl<br />

gösteren karaçam, kzlçam, sedir <strong>ve</strong><br />

ardç türlerinden alnan toplam 10 deneme<br />

alanndan toplanan <strong>ve</strong>riler deerlendirilmi<br />

<strong>ve</strong> 659 yl kadar geçmie gidilerek iklim<br />

<strong>ve</strong>rileri üretilmitir.<br />

Dendrokronolojide geçmie yönelik<br />

iklim <strong>ve</strong>rilerini kestirebilmek için öncelikle<br />

mevcut kaytl iklim <strong>ve</strong>rileri ile deneme<br />

alanlarndan elde edilen yllk halka kalnlklar<br />

arasnda yeteri derecede ilikinin<br />

Aaç Halkalar<br />

tespit edilmi olmas gerekmektedir. Söz<br />

konusu çalmada bölge için kaytl <strong>ve</strong>rilerin<br />

en eskisi 1931 ylna kadar gidebilmektedir<br />

<strong>ve</strong> 1931-1998 yllar aras elde edilen<br />

<strong>ve</strong>riler ile yllk halka kalnlklar arasndaki<br />

iliki incelenmitir.<br />

Bunun için gruplandrlm deiik<br />

mevsimsel <strong>ve</strong> aylk kaytl meteorolojik<br />

<strong>ve</strong>riler denenmi <strong>ve</strong> en iyi ilikiyi mayshaziran<br />

dönemi toplam ya miktarnn<br />

gösterdii anlalmtr. Kurak <strong>ve</strong> nemli<br />

yllarn tespitine 1339-1998 dönemi için<br />

kestirilmi olan mays-haziran toplam ya-<br />

deerlerinden faydalanlmtr. Kuraklk<br />

analizi için 53,55 mm olan eik deeri<br />

kullanlmtr. Bu eik deer 1931-1998<br />

dönemine ilikin gözlenen kaytl mayshaziran<br />

ortalama ya miktarnn % 80’i<br />

olarak alnmtr. Kuraklk iddetleri <strong>ve</strong><br />

uzunluklar olaslklarnn hesaplanmasnda<br />

Monte Carlo simulasyonu kullanlmtr.<br />

Yine nemli dönemlerin analizinde de<br />

1931-1998 yllar arasnda gözlenen mayshaziran<br />

toplam ya deerlerinden faydalanlm<br />

<strong>ve</strong> bu aylar için ortalama yan<br />

% 120’si olan 80,33 mm deeri eik deer<br />

olarak kullanlmtr<br />

Elde edilen bu sonuçlara göre 1339-<br />

1998 yllar arasnda ortalama 4,8 yl aralkla<br />

gerçekleen 139 defa ilkbahar kurakl<br />

vuku bulmutur. lkbahar kuraklk<br />

periyotlar arasndaki en uzun aralk 1848-<br />

1866 yllar arasnda <strong>ve</strong> 18 yl olmutur.<br />

139 ilkbahar kuraklk periyodundan 117<br />

si 1 yl uzunluunda, 5 tanesi 2 yl uzunluunda,<br />

4 tanesi 3 yl uzunluunda <strong>ve</strong> 1<br />

tanesi de 4 yl uzunluunda (1476-1479)<br />

gerçeklemitir. En kurak yl 1746 ylnda<br />

15,95 mm ile yaanmtr. Kaytl ya<br />

deerlerine göre ise en kurak ilkbahar 18<br />

mm ile 1935 ylnda yaanmtr. Gözlenen<br />

deerlere bakldnda 1-2 yllk kurak periyotlar<br />

düzenli bir dal göstermektedir.<br />

Dier taraftan 3-4 yllk kuraklk periyotlarnn<br />

16. <strong>ve</strong> 17. yüzyllarda hiç yaanmad-<br />

anlalmaktadr.<br />

En yal ilkbahar 1827 ylnda 127,85<br />

mm ile yaanmtr (mays+haziran ya<br />

toplam). Kaytl <strong>ve</strong>rilere göre ise 1936<br />

yl 122 mm ile en yal ilkbahar olmutur.<br />

Yine kaytl <strong>ve</strong>riler 1-2 yllk yal<br />

ilkbahar periyotlarnn düzenli daldn<br />

göstermektedir (1980’li yllarn ba hariç).<br />

Daha uzun dönemli yal ilkbahar<br />

periyotlar 1532-1535 <strong>ve</strong> 1688-1690 yllar<br />

aralklarnda yaanmtr.<br />

Yaplan Monte Carlo Simülasyonu sonuçlarna<br />

göre ise bölgede 659 yl boyunca<br />

6 yl <strong>ve</strong> daha uzun ilkbahar kurakl yaanmas<br />

olaslnn % 11,6 olduu anlalmtr.<br />

Nitekim yaplan 1.000 simülasyondan<br />

sadece 11 adedinde 1 defa 6 yllk kuraklk<br />

gerçeklemitir.<br />

Yal periyotlar daha çok 1800’lü yllardan<br />

önce gerçeklemitir. Gerçekten de 5<br />

yllk yal periyotlarn hepsi 1756 ylndan<br />

önceye rastlamaktadr.<br />

Sonuç olarak aaç yllk halka kalnlklar<br />

geçmite yaanm iklim olaylarn<br />

tespit etmemize yardmc olan <strong>ve</strong> bu konuda<br />

kullanlabilecek önemli araçlardan<br />

birisidir. Bu yolla elde edilen bilgiler iklim<br />

koullarnn etkisi altndaki doal kaynaklarn<br />

uzun <strong>ve</strong> orta dönemli planlanmas<br />

için önem tamaktadr. Nitekim dünyada<br />

son yüzylda gelien Dendrokronoloji <strong>ve</strong><br />

bunun alt dal olan Dendroklimatoloji bu<br />

amaçla etkin bir ekilde kullanlmaktadr.<br />

Ancak öncelikle bu amaçla deneme alan<br />

alnabilecek kadar yal <strong>ve</strong> iklime duyarl<br />

orman parçalarnn bulunmas gerekmektedir.<br />

Ülkemiz bu anlamda zengin saylabilir.<br />

Ancak ormanlarmzn iletilmesi srasnda<br />

bilimsel fonksiyonu haiz bu alanlarn korunmas<br />

büyük önem tamaktadr.<br />

31


Mehmet KARATA<br />

<strong>Orman</strong> Y. Müh.<br />

ube Müdürü<br />

Aaçlandrma <strong>ve</strong><br />

Erozyon Kontrolü Genel<br />

Müdürlüü<br />

Kavak <strong>ve</strong> Hzl<br />

Gelien Türler<br />

Aaçlandrma<br />

<strong>ve</strong> Erozyon<br />

Kontrolü Genel<br />

Müdürlüünce<br />

ylda ortalama<br />

250.000 adet<br />

kavak dan<br />

üretilmektedir.<br />

Özel sektör<br />

tarafndan da<br />

ylda ortalama<br />

1,5 milyon adet<br />

kavak dan<br />

üretilmektedir.<br />

Ülkemizde yaplan envanter çalmalarnn sonuçlarna göre entansif kültür<br />

metodlarnn uygulanmas ile hzl gelien türlerle aaçlandrma yaplabilecek alanlar<br />

1 milyon hektar civarndadr.<br />

Kavak, sulanabilen alanlarda bilinen en hzl gelien tür durumundadr. Kavak<br />

aacn, Okaliptus, Söüt izlemektedir. Ayrca Kzlaaç, Dibudak, Kestane kendine<br />

özgü ekosistemlerde hzl gelien yaprakl türlerdir.<br />

Hzl gelien tür kavram; en uygun yetime ortamlarnda, en youn kültür<br />

metodlarnn kullanlmas sonucu, ylda hektarda 10 m 3 ’ ün üzerinde dalsz, kabuksuz<br />

hacim yapabilen, idare süresi genelde 30-40 yl olan türler olarak tanmlanabilir.<br />

Ülkemizde hzl gelien türlerle aaçlandrma çalmalarna 1963 ylnda balanmtr.<br />

Kavak Aaçlar<br />

Kavak Aaçlar<br />

32


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

Bölgeler itibari ile hzl gelien türlerin<br />

neler olduu aaya çkarlmtr.<br />

Karadeniz Bölgesi<br />

Duglas, Avrupa Ladini, Kzlaaç, Dibudak,<br />

Yalanc Akasya, Radiataçam, Kavak<br />

<strong>ve</strong> Sahil çam,<br />

Ege Bölgesi<br />

Kzlçam, Fstk çam, Kavak, Yalanc<br />

Akasya, Kokar aaç, Sahil çam,<br />

Akdeniz Bölgesi<br />

Okaliptüs, Kavak, Kzlçam, Fstk<br />

çam, Yalanc Akasya, Kokar aaç,<br />

Marmara Bölgesi<br />

Kzlçam, Sahil çam, Akasya, Radiataçam,<br />

Yalanc Akasya, Kokar aaç,<br />

Dier Bölgeler<br />

Kavak türleri olarak belirlenmitir.<br />

Yetitiriciler açsndan, hzl gelien<br />

türler içinde ekonomik açdan en uygun<br />

olan tür kavaktr.<br />

Yaplan envanter çalmalarna göre,<br />

ülkemizin kavakçlk potansiyel alan<br />

475.000 ha’dr. Bu rakama yeni sulamaya<br />

açlan GAP bölgesindeki 1,8 milyon<br />

ha. sahann %5’i de (90.000 ) ila<strong>ve</strong> edilirse,<br />

toplam potansiyel 565.000 ha.’a ulamaktadr.<br />

Aaçlandrma <strong>ve</strong> Erozyon Kontrolu Genel<br />

Müdürlüü’nce ylda ortalama 250.000<br />

adet kavak dan üretilmektedir. Özel sektör<br />

tarafndan da ylda ortalama 1,5 milyon<br />

adet kavak dan üretilmektedir.<br />

zmit – Kavak <strong>ve</strong> Hzl Gelien <strong>Orman</strong><br />

Aaçlar Aratrma Müdürlüü tarafndan<br />

yaplan aratrmalara göre uygun ekolojik<br />

koullarda, tüm ky bölgelerimiz ile<br />

Orta <strong>ve</strong> Güney Dou Anadolu Bölgelerinde<br />

I-214 Euramerican Melez Kavak klonu,<br />

Karadeniz <strong>ve</strong> Marmara Bölgelerinde<br />

I-77/51 no.lu P.Deltoides (Samsun) klonu<br />

ile I-45/51 no.lu Euramerican klonu, karasal<br />

iklim görülen Orta Anadolu’nun dousu<br />

ile Dou Anadolu Bölgesinde TR-56/52<br />

GAZ <strong>ve</strong> TR-56/75 ANADOLU adl yerli<br />

karakavak klonlar yetitirilmektedir. Yaplan<br />

son aratrma sonuçlarna göre, hektardaki<br />

odun <strong>ve</strong>rimi açsndan en <strong>ve</strong>rimli klonun<br />

ZMT Klonu olduu tespit edilmitir.<br />

Kavak aac düz <strong>ve</strong>ya az meyilli, derin,<br />

serin, tuzsuz, geçirgen, reaksiyonu<br />

nötr dereceye yakn topraklar se<strong>ve</strong>r. Hzl<br />

büyüdüü kadar ekolojik istekleri de fazladr.<br />

Kavaklar iyi geliebilmeleri için besin<br />

maddelerince zengin, ziksel özellikleri iyi<br />

olan toprak isterler.<br />

Kavak yetitirmek için, içindeki kil<br />

oran % 35 in altnda olan, kumlu balçk<br />

<strong>ve</strong> kumlu killi balçk türündeki topraklar<br />

en uygun olanlardr. Topraktaki kil miktar<br />

arttkça topran istienmesinin sk olmas<br />

nedeniyle suyun <strong>ve</strong> havann topraa girii<br />

zorlar. Böyle topraklara iyi yanm, çiftlik<br />

gübresi <strong>ve</strong>rilmeli <strong>ve</strong> derin sürüm yaplmak<br />

suretiyle krnt bünyesi kazandrlmaldr.<br />

Eer kavak yetitirilecek toprak kumlu <strong>ve</strong><br />

kireçsiz iskelet toprak ise skça sulanmal,<br />

azot <strong>ve</strong> kireçle gübrelenmelidir.<br />

Özetle ge<strong>ve</strong>k bünyeli, geçirgen, reaksiyonu<br />

(PH) 6-8 aras olan sulanabilen <strong>ve</strong>ya<br />

taban suyu seviyesinin kavak köklerinin<br />

Kavak Aac<br />

uzanabilecei derinlikte olan, topraklar kavaklk<br />

kurmak için en uygun topraklardr.<br />

Bu yönden vadi taban, büyüme mevsiminde<br />

uzun süreli su taknlarna uramayan<br />

akarsu kenarndaki düzlükler ile dalgal<br />

yap göstermeyen düz <strong>ve</strong> düze yakn meyilli<br />

ovalar ideal saylabilecek arazilerdir.<br />

Aaçlandrma alan bir tarm arazisi<br />

ise, toprakta sürüm derinliinin altnda<br />

pulluk taban denilen sertlemi bir tabaka<br />

olumaktadr. Dikimden önce yaz aylarnda<br />

<strong>ve</strong>ya sonbahar balarnda arazi riperlenip<br />

derin bir sürüm yapldktan sonra diskaro<br />

<strong>ve</strong> trmk çekilerek düzeltilmeli, yamurlardan<br />

önce dan çukurlarnn açlmas<br />

salanmaldr.<br />

Aaçlandrlacak sahada daha önce<br />

tarmsal çalma yaplmamsa dikimden<br />

önceki yaz mevsiminde en az iki defa <strong>ve</strong><br />

çapraz yönde derin (45-55 cm) bir ekilde<br />

sürüm yaplmaldr. Böylece zararl otlarla<br />

toprak kurtlarnn temizlenmesi <strong>ve</strong> topran<br />

havalanmas salanm olur.<br />

lk sürümlerden sonra sahann her tarafn<br />

salma sulama yöntemi ile iyice sulanabilecek<br />

duruma getirmek için gerekli<br />

tesviyelerin yaplmas gereklidir.<br />

Dikimde aralk mesafeyi, üretim amac,<br />

ekolojik artlar, kavak tür <strong>ve</strong> klonlar, aaçlandrmann<br />

türü ile pazarlama koullar<br />

belirlemektedir.<br />

Dikim ilemi, aaçlarn yapraklarn<br />

döktükleri tarihten itibaren ilkbaharda yaprak<br />

açmndan 15-20 gün öncesine kadar<br />

yaplabilir. Don olmayan yörelerde dikimler<br />

yapraksz dönem boyunca yaplabilir. Orta,<br />

Dou <strong>ve</strong> Güneydou Anadolu gibi kara iklimine<br />

sahip bölgelerde ilkbahar dikimleri<br />

tercih olunmaldr. Topran donmu oldu-<br />

u zamanlarda dikim yaplmamaldr.<br />

Kavak aaçlandrma alanlarnda dikim<br />

sralar arasndaki alanlar tarmsal amaçla<br />

kullanlarak ikinci bir ürün elde edilmek<br />

suretiyle bakm masraarnn bir bölümü<br />

karlanm olur. Ara tarm seyrek aralkmesafeli<br />

kavaklklarda uygulanr.<br />

Kavakçlkta bakm, sulama, budama,<br />

ilaçlama konular da çok önemlidir.<br />

33


Erdoan ERTÜRK<br />

Mühendis<br />

Doa Koruma <strong>ve</strong> Milli<br />

Parklar Genel Müdürlüü<br />

Binyl Hedeeri <strong>ve</strong><br />

Biyolojik Çeitlilik<br />

Binyl Hedeeri<br />

•Açlk <strong>ve</strong> yoksulluun<br />

bütünüyle ortadan<br />

kaldrlmas<br />

•Evrensel eitimöretimin<br />

salanmas<br />

•Cinsiyet eitlii <strong>ve</strong><br />

kadnn güçlenmesinin<br />

tevik edilmesi<br />

•Çocuk ölümlerinin<br />

azaltlmas<br />

•Doum öncesi<br />

<strong>ve</strong> sonras salk<br />

koullarnn<br />

iyiletirilmesi<br />

•AIDS, stma <strong>ve</strong> dier<br />

bulac hastalklar ile<br />

mücadele edilmesi<br />

•Çevresel<br />

sürdürülebilirliin<br />

temin edilmesi<br />

•Küresel anlamda<br />

ibirlii mekanizmalar<br />

oluturularak geliimin<br />

güçlendirilmesi<br />

Dünya liderleri 6-8 Eylül 2000 tarihleri arasnda New York’ta toplandlar <strong>ve</strong> açlk,<br />

yoksulluk, eitim eksiklii <strong>ve</strong> felaketler gibi insanlk için tehdit oluturan konularda<br />

daha fazla çaba sarf etmek için belli kararlar aldlar. Binyl Kalknma Hedeeri olarak<br />

adlandrlan bu kararlarda, özellikle cinsiyet eitlii <strong>ve</strong> kadnn güçlendirilmesi,<br />

çevresel sürdürülebilirliin salanmas <strong>ve</strong> gelimek için küresel ortaklk yaplmas<br />

konularnda belli hedeer ortaya koydular.Yaanabilir daha iyi bir dünya için bir yol<br />

haritas niteliinde olan bu kararlar, içinde bulunduumuz yüzylda eitlik, tolerans,<br />

sorumluluk paylam <strong>ve</strong> doaya sayg gibi hususlar özünde barndran (8) önemli<br />

hedef içermektedir<br />

Yukarda ifade edilen bütün ana hedeerin<br />

yerine getirilmesi için belli stratejik hedefler<br />

belirlenmi <strong>ve</strong> zamanlama <strong>ve</strong>rilmitir.<br />

Bu hedeerden yedincisi olan <strong>ve</strong> aslnda dier tüm<br />

hedeerin ana kaynan oluturan “Çevresel Sürdürülebilirliin<br />

Salanmas” konusunda dört stratejik<br />

hedef belirlenmitir;<br />

Yaban Koyunu<br />

1) Sürdürülebilir geliim prensiplerinin ülke politikalarna<br />

<strong>ve</strong> programlarna entegre edilmesi <strong>ve</strong> çevresel<br />

kaynak kayplarnn geri döndürülmesi,<br />

2) 2010 yl itibariyle biyolojik çeitlilik kayp<br />

orannn önemli derecede azaltlmas,<br />

3) Gü<strong>ve</strong>nilir içme suyu <strong>ve</strong> temel shhi ihtiyaçlara<br />

ulamada güçlük çeken nüfus orannn 2015 yl itibariyle<br />

yarya indirilmesi,<br />

4) 2020 yl itibariyle, kentlerin yoksul bölgelerinde<br />

yaayan en az 100 milyon insann yaam koullarnn<br />

iyiletirilmesi.<br />

Sürdürülebilir çevre hedeerinden “Biyolojik<br />

Çeitlilik Kaybnn Azaltlmas” konusunda taahhüt<br />

edilen zaman giderek tükenmektedir. Birçok kuruluun<br />

hazrlad raporlara göre dünya üzerindeki<br />

biyolojik çeitlilik kayb giderek artmaktadr. Dünya<br />

Doay Koruma Birlii’nin “(IUCN) <strong>2009</strong>-2012<br />

Program”nda bu kaybn her geçen gün giderek artt<br />

belirtiliyor. Hem “IUCN Nesli Tükenme Tehlikesi<br />

Altnda Olan Türlerin Krmz Listesi”nde hem<br />

de “Binyl Ekosistem Deerlendirmesi Raporu” nda<br />

bütün taksonlarda <strong>ve</strong> biyomlarda kayplar olduu <strong>ve</strong><br />

kurak ormanlarda, kutup bölgelerinde <strong>ve</strong> ky bölgelerde<br />

bu kayplarn yüksek seviyelere ulat ifade<br />

edilmektedir. Ayrca Binyl Ekosistem Deerlendirmesi<br />

Raporu’nda ekosistemlerin yerine getirdii<br />

görevlerin % 60’nda bozulma görüldüü <strong>ve</strong> küresel<br />

34


Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

^<br />

olarak bütün türlerin %30’unun iklim deiiklii<br />

nedeniyle tehdit altnda olduu belirtilmektedir. Biyolojik<br />

çeitliliin kaybna sebep olan en önemli etkenler,<br />

habitat kayb <strong>ve</strong> bozulmas, yabanc türlerin<br />

istilas, doal kaynaklarn ar kullanm <strong>ve</strong> kirlilik<br />

olarak görülmektedir. Son zamanlarda iklim dei-<br />

iklii de buna ila<strong>ve</strong> edilmektedir.<br />

Avrupa Çevre Ajans Raporu’na göre Avrupa’daki<br />

kayplar halen devam etmekte <strong>ve</strong> biyolojik çeitlilik<br />

ciddi bask <strong>ve</strong> tehditler altnda kalmaktadr. Özellikle<br />

genler, türler <strong>ve</strong> ekosistemler açsndan tehlikeli<br />

riskler ile kar karya gelinmektedir. Konuya<br />

ilikin politikalar baz alanlarda olumlu gelimeler<br />

(atmosferdeki emisyon, tatl su kalitesi <strong>ve</strong> atk<br />

su ile ilgili yasal düzenlemeler biyolojik çeitlilie<br />

olan basky azaltmtr) salanm olmasna katkda<br />

bulunsa da maalesef biyolojik çeitlilikteki “Genel<br />

Kayp” gidermeye yeterli olamamaktadr. Söz konusu<br />

rapora göre biyolojik çeitliliin kaybnn azaltlmasn<br />

hedeeyen “2010 Yl tibariyle Biyolojik<br />

Çeitlilik Kaybnn Önlenmesi” taahhüdü maalesef<br />

zamannda yerine getirilemeyecektir.<br />

Binyl Geliim Hedeeri <strong>2009</strong> Raporu’nda,<br />

dünyadaki bütün bu olumsuzluklara ramen yine<br />

de baz bölgelerde önemli pozitif gelimeler oldu-<br />

u kaydedilmektedir. Örnein Kongo Demokratik<br />

Cumhuriyeti, 2007 ylnda dünyann en büyük tropikal<br />

yamur ormanlarn içeren bir korunan alan ilan<br />

etmitir. Bundan baka, Endonezya’da toplam 9.000<br />

kilometrekare alan kapsayan yedi adet ky korunan<br />

alan ilan edilmitir. Ancak yok olma tehlikesi<br />

altndaki türlerin saysnn dünya genelinde giderek<br />

artt <strong>ve</strong> özellikle memelilerin kulardan fazla tehlike<br />

altnda olduu da vurgulanmtr. Her iki fauna<br />

türünün de gelimi <strong>ve</strong> gelimekte olan ülkelerde<br />

nesli tehlike altnda olduu belirtilmitir. Dier organizmalarn<br />

da azalma yöneliminde olduu <strong>ve</strong> bu<br />

nedenle sürdürülen yatrmlarn hem korunan içindeki<br />

hem de dndaki biyolojik çeitlilii etkili bir<br />

ekilde korumas gerektii ifade edilmitir.<br />

Ülkemizde de özellikle ehirleme, endüstrileme,<br />

turizm <strong>ve</strong> çevresel bozulma gibi tehditler biyolojik<br />

çeitlilik üzerine olumsuz etkiler yapmaktadr.<br />

OECD Türkiye Çevresel Performans Deerlendirmesi<br />

Raporu’na göre, ülkemizdeki memelilerin<br />

% 20’sinden fazlas tehdit altndadr. Kzlgeyik, yaban<br />

koyunu, ceylan <strong>ve</strong> su samuru gibi baz karasal<br />

memelilerinin says azalmakta <strong>ve</strong> yok olma tehlikesi<br />

ile kar karya olduklar tahmin edilmektedir.<br />

Anadolu Pars’nn<br />

neslinin yok olduu<br />

düünülmekle beraber<br />

izlerinin halen görüldüü<br />

bilinmektedir.<br />

Akdeniz Foku, ribal<br />

Deniz Kaplumbaas<br />

(Caretta Caretta) <strong>ve</strong><br />

Yeil Deniz Kaplumbaas<br />

yllardr tehlike<br />

altndadr. Yunus<br />

<strong>ve</strong> balinalarn saylar<br />

giderek azalmaktadr.<br />

Avrupa’da yok olma<br />

tehlikesiyle kar<br />

karya olan pek çok<br />

ku türü (amingo<br />

<strong>ve</strong> dikkuyruk gibi)<br />

Türkiye’de üremektedir.<br />

Bununla beraber<br />

ülkedeki korunan<br />

alanlarn toplam büyüklüü<br />

ülke yüzölçümünün<br />

% 5,3’üne<br />

erimitir. Ancak<br />

OECD standartlar ile<br />

karlatrldnda<br />

(üye ülkelerde yakla-<br />

k %16,6) bu oran düük kalmaktadr <strong>ve</strong> 2010 ulusal<br />

hede olan %10’dan çok uzaktr.<br />

Biyolojik çeitlilik kaybnn bütünüyle önlenmesi<br />

için birçok alanda politika gelitirilmesi <strong>ve</strong> yaam<br />

mekanlarnda <strong>ve</strong> endüstri hayatnda davran dei-<br />

ikliklerinin balatlmas gerekmektedir. IUCN’nin<br />

<strong>2009</strong>-2012 Program bunun için önemli ipuçlar<br />

<strong>ve</strong>rmektedir. IUCN, biyolojik çeitliliin adil <strong>ve</strong><br />

sürdürülebilir yönetiminin yerelden genele doru<br />

gelitirilmesi ana hede yannda, özellikle <strong>2009</strong>-<br />

2012 yllar arasnda aadaki tematik konularda<br />

da belli hedeer ortaya koymutur:<br />

Tematik Konu 1: Biyolojik çeitlilik unsurlarnn<br />

<strong>ve</strong> frsatlarnn iklim deiiklii politika <strong>ve</strong> uygulamalarna<br />

entegre edilmesi.<br />

Tematik Konu 2: Ekolojik olarak sürdürülebilir,<br />

adil <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimli enerji sistemlerinin kullanlmas.<br />

Tematik Konu 3: Sürdürülebilir ekosistem yönetimi<br />

sayesinde geçim kaynaklarnn, çevrenin <strong>ve</strong><br />

insann gü<strong>ve</strong>nliinin arttrlmas, yoksulluk <strong>ve</strong> dükünlüün<br />

azaltlmas.<br />

Ülkemizde<br />

de özellikle<br />

ehirleme,<br />

endüstrileme,<br />

turizm <strong>ve</strong><br />

çevresel<br />

bozulma<br />

gibi tehditler<br />

biyolojik<br />

çeitlilik üzerine<br />

olumsuz etkiler<br />

yapmaktadr.<br />

35


Milenyum Hedeeri <strong>ve</strong> Biyolojik Çeitlilik<br />

Tematik Konu 4: Ekosistem koruma deerlerinin ekonomi politikalarna,<br />

nans <strong>ve</strong> pazar yönetimi sistemine entegre edilmesi.<br />

klim deiikliklerinin etkilerinin gelecek on yllar süresince de<br />

devam edecei düünülmektedir. Böyle olunca da ekosistemlerin<br />

<strong>ve</strong> insan topluluklarnn bu deiime adapte olmalar gerekecektir.<br />

IUCN’e göre bu adaptasyon için gerekli olan unsur, biyolojik çeitliliin<br />

<strong>ve</strong> ekosistemlerin devamllnn salanmasdr. Bu sebeple,<br />

sera gaz emisyonlarnn azaltlmas <strong>ve</strong> deneyim, bilgi <strong>ve</strong> nansal<br />

kaynaklarnn bu amaç dorultusunda kullanlmas gerekmektedir.<br />

Enerji, insan yaamnn her safhasnda önemli rol oynayan bir<br />

unsurdur. Enerjiye olan ihtiyaç, biyolojik çeitlilik üzerinde önemli<br />

olumsuz etkiler yaratmaktadr. Enerjinin üretiminden datmna<br />

<strong>ve</strong> son kullanmna kadar geçen sürede birçok tür <strong>ve</strong> habitat kayplar<br />

yaanmaktadr. Bununla birlikte enerji sistemlerinde özellikle<br />

gü<strong>ve</strong>nlik sorunlar <strong>ve</strong> çevresel hassasiyet nedeniyle bir geçi dönemi<br />

de yaanmaktadr. Ekolojik olarak sürdürülebilir <strong>ve</strong> ekonomik<br />

anlamda <strong>ve</strong>rimli enerji sistemlerine olan bu geçiin daha da hzlandrlmas<br />

için en uygun teknolojilerin kullanlmas <strong>ve</strong> yönetiim<br />

mekanizmalarnn oluturulmas konular IUCN’nin programnn<br />

önemli ayrntlar olarak göze çarpmaktadr.<br />

Dier taraftan çölleme, toprak <strong>ve</strong>rimliliin kayb, iklimsel ko-<br />

ullarn deimesi, ar balk avlanmas, ormanszlama <strong>ve</strong> dier<br />

bütün olumsuz gelimeler insanlarn yoksulluunun artmasna <strong>ve</strong><br />

gü<strong>ve</strong>nliklerinin azalmasna sebep olmaktadr. Eitlik, adalet, doruluk<br />

<strong>ve</strong> hassaslk gibi konular ihtiva eden <strong>ve</strong> ortaya çkabilecek<br />

çatmalar yönetebilen doal kaynak yönetim mekanizmalarnn<br />

kurulmas insan refah için olumlu sonuçlar douracaktr.<br />

Bugünkü ekonomik politikalar ne yazk ki sürdürülebilir ekosistem<br />

yönetimini desteklememekte <strong>ve</strong> biyolojik çeitliliin deerini<br />

dikkate almamaktadr. IUCN programnda, ticaret <strong>ve</strong> yatrm<br />

politikalarnda doal kaynaklarn <strong>ve</strong>rimli <strong>ve</strong> sürdürülebilir kullanmn<br />

tevik etmek <strong>ve</strong> biyolojik çeitlilii <strong>ve</strong> sürdürülebilir gelimeyi<br />

destekleyen ekonomi politikalar hakknda karar <strong>ve</strong>ricileri<br />

<strong>ve</strong> kamuoyunu bilgilendirmek konusunda adm atlmas gerektii<br />

vurgulanmtr.<br />

Kaynaklar<br />

3-The IUCN <strong>2009</strong>-2012 Program, Shaping<br />

a <strong>Su</strong>stainable Future<br />

1-The United Nations Millennium Declaration,<br />

8th Plenary Meeting , 8 September<br />

4-Progress Towards the European 2010<br />

Biodi<strong>ve</strong>rsity Target, EEA (European Environment<br />

Agency) Report ,No:4/<strong>2009</strong><br />

2000<br />

2-The Millennium De<strong>ve</strong>lopment Goals 5-OECD Environmental Performance Reviews<br />

of Turkey, 2008<br />

Report <strong>2009</strong>,United Nations, New York<br />

<strong>2009</strong><br />

Ambalaj<br />

Nedir?<br />

Ambalaj; “Ham maddeden, ilenmi ürüne kadar, bir ürünün<br />

üreticiden kullancya <strong>ve</strong>ya tüketiciye ulatrlmas<br />

aamasnda, tanmas, korunmas, saklanmas <strong>ve</strong> sata<br />

sunumu için kullanlan herhangi bir malzemeden yaplm” olarak<br />

tanmlanyor, ancak ürünün ayrlmaz bir parças deilse, o ürünü<br />

ömrü boyunca içinde bulundurmak, desteklemek <strong>ve</strong>ya korumak<br />

için de gerekli deilse <strong>ve</strong> tüm parçalar ile birlikte kullanlp, tüketilip,<br />

bertaraf edilmiyorsa ambalaj olarak kabul edilir.<br />

Sat yerlerinde doldurulmak üzere tasarlanan <strong>ve</strong> bu ekilde<br />

kullanlan ürünler <strong>ve</strong> sat yerlerinde satlan ya da doldurulmas tasarlanan<br />

<strong>ve</strong> bu ekilde kullanlan tek kullanmlk ürünler, ambalaj<br />

görevi görmeleri artyla ambalaj olarak kabul edilir.<br />

Ambalajn parçalar <strong>ve</strong> ambalajda bulunan destekleyici, yardmc<br />

parçalar bütünleik olduklar ambalajn parças kabul edilir.<br />

Bir ürüne dorudan<br />

aslan ya da taklan<br />

<strong>ve</strong> ambalaj görevi<br />

gören yardmc<br />

parçalar o ürünün<br />

ayrlmaz bir parças<br />

olmayp, tüm parçalar ile birlikte<br />

kullanlp, tüketilip, bertaraf edilmedikçe,<br />

ambalaj kabul edilir.<br />

Ambalaj Alt Komisyonlar Çalmalarna Balad…<br />

Ambalaj Atklar Kontrolü Yönetmeliinin dört yllk uygulamasnn<br />

deerlendirilmesi amacyla; 43 kurum <strong>ve</strong> kuruluun, 75<br />

uzman <strong>ve</strong> yöneticinin katlm ile gerçekletirilen Birinci Ambalaj<br />

Komisyonu Toplantsnda;<br />

36


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

Ambalaj Atklar Kontrolü Yönetmeliinin<br />

uygulamas, yaanan skntlar <strong>ve</strong> çözüm önerileri<br />

konusunda tüm kurum <strong>ve</strong> kurulularn görüleri<br />

alndktan sonra gündem dorultusunda aada<br />

belirtilen alt çalma gruplarnn oluturulmasna<br />

karar <strong>ve</strong>rilmitir.<br />

1. Piyasaya sürenlerin kayt altna alnmas.<br />

2. Belediyelerin rolü, yükümlülükleri, ikili sözlemelerin<br />

güçlendirilmesi.<br />

3. Kaynakta ayr toplamann maliyetleri, üretici<br />

sorumluluuna ilerlik kazandrmak, belgelendirme,<br />

ekonomik araçlar.<br />

4. Yetkilendirilmi kuruluun (YK) kriterleri,<br />

fonksiyonu.<br />

5. Sanayi kaynakl ambalaj at ile konut kaynakl<br />

ambalaj atnn toplama sisteminin ayrlmas.<br />

6. Depozito uygulamas.<br />

7. Poet kullanmnn azaltlmas.<br />

8. Standartlar, ar metal konsantrasyonu.<br />

9. Eitim <strong>ve</strong> bilinçlendirme.<br />

10. aretlemenin zorunluluu.<br />

Komisyon toplantsnda yukarda belirlenen<br />

çalma gruplarnda görev almak isteyen kurum/<br />

Aadaki örnekler “ambalaj” deildir.<br />

•Bitki sakslar<br />

•Tamir, bakm aletleri gibi saklama kutular<br />

•Çay poetleri<br />

•Peynirin etrafndaki balmumu tabakas<br />

•CD’nin içinde kendisiyle birlikte sakland<br />

kap<br />

•Tek kullanmlk çatal, bçak, kak<br />

•Kapan bir ksmn oluturan rimel<br />

frças<br />

•Ambalaja taklan yapkan etiketler<br />

•Ambalajlamada kullanlan plastik,<br />

metal <strong>ve</strong> benzeri eritler<br />

•Deterjanlarn içinde bulunan <strong>ve</strong><br />

doz ölçmede kullanlan kaplar<br />

•Al<strong>ve</strong>ri poetleri<br />

•Kargo <strong>ve</strong> kurye sektöründe kullanlan<br />

zarar, plastik poetler <strong>ve</strong><br />

koliler<br />

•Ve benzeri ürünler<br />

kurulular temsilcilerin isimleri bakanla ayrca<br />

bildirilecektir. Toplant sonucunda yukarda belirtilen<br />

konularda çalma alt gruplarnn oluturulmas<br />

<strong>ve</strong> bu alt gruplarn ayr ayr çalmasna<br />

karar <strong>ve</strong>rilmitir. Çalma alt gruplarnda çalacak<br />

kurum <strong>ve</strong> kurulularn temsilcileri Çevre <strong>ve</strong><br />

<strong>Orman</strong> Bakanl tarafndan deerlendirilerek<br />

ilgili taraara bildirilecek, ayrca bakanlmz<br />

web adresinde yaynlanacaktr.<br />

Aadaki örnekler “ambalaj” olarak<br />

kabul edilirler.<br />

•CD kutusuna sarlm streç lm<br />

•Tek kullanmlk tabak <strong>ve</strong> bardaklar<br />

•Sat yerlerinde doldurularak kullanlan<br />

yapkan lm, sandviç torbalar,<br />

alüminyum folyo <strong>ve</strong> benzeri<br />

malzemeler<br />

•Hazr yiyecek ambalajlar<br />

•<strong>Su</strong>, maden suyu, mey<strong>ve</strong> suyu<br />

ampuan, deterjan <strong>ve</strong> benzeri<br />

ambalajlarn kapaklar<br />

•Köpük, karton <strong>ve</strong> benzeri<br />

destekleyici malzemelere<br />

•Yumurta viyolleri<br />

•Ve benzeri ürünler<br />

Kaynaklar<br />

www.cygm.gov.tr<br />

Amblaj:<br />

çindeki ürünü<br />

koruyan, temiz<br />

kalmasn salayan<br />

<strong>ve</strong> tanmasn<br />

kolaylatran<br />

malzemeler olarak<br />

adlandrlr.<br />

Önceleri sadece<br />

ürünü muhafaza<br />

etme <strong>ve</strong> tama<br />

görevini üstlenmi<br />

olan ambalajlar<br />

günümüzde<br />

içindeki ürünü<br />

temiz bir biçimde<br />

saklayabilmesinin<br />

yannda ürünü<br />

tantmay<br />

amaçlayan bir<br />

araç haline<br />

gelmitir. Gündelik<br />

yaammzda<br />

ambalajlarn<br />

kullanm<br />

alan oldukça<br />

genilemitir.<br />

Yiyecekten<br />

kozmetie çiçekten<br />

mobilyaya kadar<br />

birçok ürünü<br />

ambalajyla<br />

satn alyoruz <strong>ve</strong><br />

genellikle geri<br />

kazanlabilir<br />

nitelikte ambalajl<br />

ürünler tüketiyoruz.<br />

37


smail Hakk BARI*<br />

Y. Bar ODABAI**<br />

*Özel Aaçlandrma ube<br />

Müdürü<br />

**<strong>Orman</strong> Mühendisi<br />

Özel Aaçlandrma<br />

Çalmalar <strong>ve</strong> Esaslar<br />

Kamu kurum <strong>ve</strong> kurulular ile gerçek <strong>ve</strong> tüzel kiiler tarafndan orman snrlar<br />

içindeki açklklarda, bozuk orman alanlarnda, hazine arazilerinde <strong>ve</strong> sahipli<br />

arazilerde, asli <strong>ve</strong> tali orman ürünü <strong>ve</strong>ren bitki türleri ile uygulamas Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong><br />

Bakanl’nn onaylad proje dorultusunda, her türlü faydalanmas <strong>ve</strong> korumasnn<br />

ilgilisi tarafndan yaplan aaçlandrmalara “özel aaçlandrma” denilmektedir.<br />

<strong>Orman</strong> alanlarnn arttrlmas, erozyonun önlenmesi,<br />

halkn ormancla katkda bulunmas <strong>ve</strong><br />

vatandalarmza dan dikme alkanln kazandrmak<br />

için Bakanlmz ‘‘Devlet <strong>Orman</strong>clndan Millet<br />

<strong>Orman</strong>clna’’ geçii temel felsefe olarak kabul etmitir.<br />

Bununda en önemli ayan özel aaçlandrmalarn tevik<br />

edilmesi <strong>ve</strong> yaygnlatrlmas tekil etmektedir.<br />

Özel aaçlandrma ile tesis edilen ormanlar, önemli bir<br />

gelir kayna olmasnn yannda ormandan çok yönlü faydalanma<br />

salamakta <strong>ve</strong> orman alanlarnda artlar meydana<br />

getirmektedir.<br />

6831 sayl <strong>Orman</strong> Kanununun 3302 sayl Kanunla de-<br />

iik 57. maddesi ile ayn kanunun <strong>ve</strong> 63. maddeleri <strong>ve</strong> bu<br />

kanuna 2896 sayl Kanunla eklenen ek-5’inci maddeye göre<br />

yürürlükte bulunan ‘‘Aaçlandrma Yönetmelii’’, 03 Eylül<br />

2005 gün <strong>ve</strong> 25925 Sayl Resmi Gazetede yaymlanarak yürürlüe<br />

giren ‘‘Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanl Aaçlandrma <strong>ve</strong><br />

Erozyon Kontrolu Hizmetlerine likin Özel Ödenein Kullanmna<br />

Ait Usul <strong>ve</strong> Esaslar’’ ile “19 nolu Tamim” özel aaçlandrmaya<br />

ait mevzuatlar oluturmaktadr.<br />

Ceviz Fidanlar<br />

Ülkemizde özel aaçlandrma çalmalar 1986 ylnda<br />

balamtr. <strong>2009</strong> yl Austos ay itibariyle 479.842 dekar<br />

ormanlk alan, 159.551 dekar Hazine arazisi, 27.890 dekar<br />

sahipli arazi olmak üzere toplam 667.283 dekar alanda özel<br />

aaçlandrma çalmas gerçekletirilmitir. Bugün bu ormanlarn<br />

bir bölümünden mey<strong>ve</strong> (ceviz, badem vb.) <strong>ve</strong> ara haslat<br />

alnmaktadr.<br />

Aaçlandrma <strong>ve</strong> Erozyon Kontrolu Genel Müdürlüü<br />

olarak, özel aaçlandrma çalmalarn tevik amacyla bir-<br />

38


Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

^<br />

çok defa mevzuat deiiklii yaplmtr. Bu amaç dorultusunda<br />

bozuk ormanlardan ücretsiz arazi tahsisi yaplmakta hazine arazileri<br />

çok düük ücretlerle kiralanmakta <strong>ve</strong> köy tüzel kiiliklerine hibe,<br />

dier gerçek <strong>ve</strong> tüzel kiiliklere ise düük faizli <strong>ve</strong> uzun süreli krediler<br />

<strong>ve</strong>rilmektedir. Bu ekilde <strong>2009</strong> yl Austos ay itibariyle özel<br />

aaçlandrma çalmalar için 9.016.515 TL. hibe <strong>ve</strong> 27.509.934<br />

TL. kredi <strong>ve</strong>rilmitir.<br />

Ceviz<br />

Aaçlandrma Yönetmeliinde son olarak 30 Nisan <strong>2009</strong> tarih<br />

<strong>ve</strong> 27215 sayl Resmi Gazete’de yaymlanarak yürürlüe giren<br />

“Aaçlandrma Yönetmeliinde Deiiklik Yaplmasna Dair Yönetmelik”<br />

ile köklü deiiklikler yaplmtr. Yaplan deiiklikler<br />

aadaki tabloda belirtilmitir.<br />

Özel aaçlandrmaya konu sahalarn; orman alanlarnda <strong>ve</strong> sahipli<br />

arazilerde en az 5 dekar, Hazine arazilerinde en az 20 dekar<br />

büyüklüünde olmas gerekmektedir. <strong>Orman</strong>lk arazilerde, Hazine<br />

arazilerinde <strong>ve</strong> sahipli arazilerde bir defada en fazla 3.000 dekar<br />

sahada özel aaçlandrma yaplabilmektedir.<br />

Aaçlandrma Yönetmeliine göre orman aaç <strong>ve</strong> aaççklarndan<br />

çam, göknar, ladin, sedir vb. ibreli türler ile mee, kayn,<br />

akasya vb. yaprakl türler kullanlmaktadr.<br />

Bu türlerin yannda özellikle gelir getirici türlerden oluan <strong>ve</strong><br />

gerçek <strong>ve</strong> tüzel kiilerce aaçlandrlmas daha çok talep edilen<br />

ceviz, antep fst, zeytin (Hazine <strong>ve</strong> sahipli arazilerde), badem,<br />

kestane, kuburnu, defne <strong>ve</strong> harnup gibi türler ile hzl gelien kzlaaç,<br />

kavak, okaliptüs gibi türler özel aaçlandrma çalmalarnda<br />

kullanlmaktadr. Bu türlerin altnda alt tür olarak ormanlk<br />

alanlarda soanl, yumrulu, tbbi <strong>ve</strong> aromatik bitkiler ile hazine <strong>ve</strong><br />

sahipli arazilerde bu türlerin yannda tek yllk tarm ürünleri de<br />

kullanlabilmektedir.<br />

Deiiklik Yaplmadan Önce<br />

1-Özel enerji orman tesis edilebilmekteydi,<br />

2-<strong>Orman</strong> alanlarnda alt snr 3 hektarken,<br />

3-Saha tahsisi ön etüt raporuna göre yaplyordu,<br />

4-Ön etüt raporlar, AGM <strong>ve</strong> OGM elemanlarndan oluan heyet<br />

tarafndan yaplyordu,<br />

5- lan süresi 15 gündü,<br />

6- zin öncelii uygulamas yaplyordu,<br />

7-Köy tüzel kiiliklerinin projesi il müdürlüklerince yaplmaktayd,<br />

8- Özel danlk uygulamalarnda saha büyüklüü en az 1 hektarken,<br />

9- <strong>Orman</strong>lk alanlarda yaplamaya izin <strong>ve</strong>rilmemekteydi,<br />

10- Özel aaçlandrma sahasnda kamu kurum <strong>ve</strong> kurulularnca<br />

6831 sayl Kanun’un 17. maddesi 2. fkrasnda saylan tesislerin<br />

yaplmasna dair herhangi bir hüküm bulunmamakta idi,<br />

11- Turizm Alan <strong>ve</strong> Merkezleri ile Kültür Turizm Koruma <strong>ve</strong> Geliim<br />

Bölgeleri kapsamnda bulunan alanlar, doal, tarihi <strong>ve</strong> arkeolojik<br />

sit alanlar, Bakanlar Kurulu kararyla muhafazaya ayrlan<br />

<strong>ve</strong> ilan edilen yerler, toprak muhafaza karakteri tayan yerler,<br />

2873 sayl Milli Parklar Kanunu kapsamndaki yerler ile 2872<br />

sayl Çevre Kanunu’na göre “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak<br />

ilan edilen alanlarda özel aaçlandrmaya izin <strong>ve</strong>rilmemekte<br />

idi,<br />

Deiiklik Yapldktan Sonra<br />

1- Özel enerji orman tesisi uygulamasndan vazgeçildi,<br />

2- Alt snr 0,5 hektara düürüldü,<br />

3- Saha tahsisi <strong>Orman</strong> Bölge Müdürlüünün düzenleyecei izin<br />

raporuna göre yaplacak,<br />

4- Ön etüt raporu kaldrlarak projeler tanzim edilecek,<br />

5-lan ksmen kaldrlarak ilgili köy <strong>ve</strong>ya belde tüzel kiiliine 7<br />

gün bavuru süresi <strong>ve</strong>rilmitir,<br />

6- zin öncelii uygulamas daraltlarak, köy/belde tüzel kiilii<br />

ile o köy nüfusuna kaytl <strong>ve</strong> /<strong>ve</strong>ya o köyde ikamet eden gerçek<br />

kiiliklere indirildi,<br />

7- Köy tüzel kiiliklerinin projeleri de ormanclk bürolarnca<br />

yaplabilecektir,<br />

8- Özel danlklarda alan büyüklüü Bakanlkça belirlenecektir.<br />

0,2 hektar olarak belirlenmitir,<br />

9- <strong>Orman</strong>lk alanlarda hangar-depo, yangn havuzu yaplmasna<br />

izin <strong>ve</strong>rilebilecek,<br />

10- Özel aaçlandrma sahalarnda kamu kurum <strong>ve</strong> kurulularnn<br />

talepleri halinde, 6831 sayl Kanun’un 17. maddesi 2. fkrasnda<br />

saylan tesisler için masraarnn ilgili kurum tarafndan<br />

özel aaçlandrma sahibine ödenmesi artyla Bakanlkça saha<br />

tahsisi yaplabilmektedir.,<br />

11- lgili kurumlarn olumlu görü bildirmeleri halinde bu sahalarda<br />

özel aaçlandrma yaplabilecektir,<br />

39


Özel Aaçlandrma<br />

<strong>Orman</strong> alanlarnda yaplacak özel aaçlandrma<br />

çalmalar için orman iletme eflii,<br />

orman iletme müdürlüü <strong>ve</strong>ya orman<br />

bölge müdürlüklerine, Hazine arazilerinde<br />

yaplacak özel aaçlandrma çalmalar<br />

için illerde valiliklere, ilçelerde kaymakamlklara,<br />

sahipli arazilerde ise il çevre <strong>ve</strong><br />

orman müdürlüklerine talep edilen sahaya<br />

ait kroki, harita ya da tapu <strong>ve</strong> çap dilekçeye<br />

eklenerek müracaat edilmektedir.<br />

Müracaattan sonra saha tahsisi <strong>ve</strong>ya<br />

kiralamas gerçekleirse il çevre <strong>ve</strong> orman<br />

müdürlükleri, gerçek <strong>ve</strong>ya tüzel kiilerden<br />

90 gün içerisinde ormanclk <strong>ve</strong>ya yeminli<br />

ormanclk bürolarna projelerini yaptrmalarn<br />

istenmektedir.<br />

<strong>Orman</strong> alanlarndaki özel aaçlandrma<br />

çalmalarnda 19 nolu Tamimde belirtilen<br />

tip projeye göre 40 m 2 ’yi geçmeyecek<br />

ekilde çalanlarn her türlü hava artlarndan<br />

korunabilecekleri <strong>ve</strong> ürünlerini<br />

saklanabilecei hangar-depo yaplmasna<br />

izin <strong>ve</strong>rilmektedir. Bununla birlikte Hazine<br />

arazilerinde tesis edilen alann % 0,1 (binde<br />

bir), sahipli arazilerde ise % 6’s kadar<br />

alanda üretim, koruma <strong>ve</strong> bakm amaçl tesisler<br />

yaplabilmektedir.<br />

Özel aaçlandrma sahalar, amerajman<br />

planna göre iletilir. Tesis edilen ormanlardan<br />

proje süresi sonuna kadar elde edilecek<br />

her türlü ceviz, zeytin, kestane gibi mey<strong>ve</strong>ler<br />

ile kesim çanda elde edilecek odun<br />

haslat talep sahibi tarafndan hiçbir izne<br />

tabi olmadan istenildii gibi deerlendirilebilmektedir.<br />

Özel aaçlandrma sahalar, il müdürlüü<br />

mühendisleri tarafndan proje süresi<br />

sonuna kadar her yl, ylda en az bir defa<br />

kontrol edilmektedir.<br />

Kontroller neticesinde;<br />

•Projede belirtilen ilerin zamannda<br />

yaplmamas,<br />

•Saha teslimi <strong>ve</strong>ya proje onayndan<br />

sonra bir yl içerisinde çalmalara balanlmamas,<br />

•Projede belirtilen türler dndaki türlerle<br />

aaçlandrma yaplmas,<br />

•<strong>Orman</strong> alanlarnda proje sahasna bina<br />

yaplmas,<br />

40<br />

•Proje sahasnn herhangi bir ekilde<br />

amac dnda kullanlmas,<br />

•Taahhütnameye uygun hareket edilmemesi,<br />

•Aaçlandrma tekniine uygun çallmamas,<br />

•Hazine arazilerinde <strong>ve</strong> sahipli arazilerde<br />

izin <strong>ve</strong>rilen alandan daha fazla alanda<br />

yaplama olmas, hallerinde talep sahipleri,<br />

yazl olarak ikaz edilerek ikazn gereklerini<br />

<strong>ve</strong>rilen süre içinde yerine getirmeyenlerin<br />

saha tahsis/izinleri, kredileri <strong>ve</strong> projeleri<br />

iptal edilmektedir.<br />

Özel aaçlandrma sahalarnda projede<br />

belirtilen arazi hazrl, ekim <strong>ve</strong>ya dikim,<br />

dan <strong>ve</strong>ya tohum bedeli (a kalemi), ahap<br />

ihata kaz <strong>ve</strong> dikenli tel, 3 yllk bakm<br />

tutar köy tüzel kiiliklerine hibe, dier gerçek<br />

<strong>ve</strong> tüzel kiiliklere kredi olarak <strong>ve</strong>rilmektedir.<br />

Asli orman ürünü <strong>ve</strong>ren aaç <strong>ve</strong> aaççklar<br />

ile yaplacak özel aaçlandrmalara<br />

<strong>ve</strong>rilen kredilerden faiz alnmamaktadr.<br />

Verilen krediler 30. yln ekim aynda bir<br />

defada geri alnmaktadr.<br />

Hzl gelien türler ile odun d orman<br />

ürünü <strong>ve</strong>ren ceviz, kestane, antep fst,<br />

zeytin, mahlep <strong>ve</strong> harnup türleriyle yaplacak<br />

aaçlandrmalar için <strong>ve</strong>rilecek kredi<br />

ile özel danlk, özel imar-ihya çalmalar<br />

için <strong>ve</strong>rilen kredilere Türkiye Cumhuriyeti<br />

Ziraat Bankasnn küçük ölçekli tarmsal<br />

iletme tanmna giren üreticilere uygulad-<br />

kredi faizinin yedide biri orannda faiz<br />

uygulanmaktadr.<br />

Hzl gelien türle ile odun d orman<br />

Ceviz Fidanlar<br />

ürünü <strong>ve</strong>ren türler için <strong>ve</strong>rilen kredi ile özel<br />

imar-ihya çalmalar için <strong>ve</strong>rilen krediler<br />

15. yln ekim aynda faizi ile birlikte bir<br />

defada geri alnr.<br />

Projesi <strong>ve</strong> saha tahsisi iptal edilenlerle,<br />

hibe <strong>ve</strong> kredileri amaç dnda kullanlanlarn<br />

hibe <strong>ve</strong> kredileri yasal faizi ile birlikte<br />

tahsil edilir.<br />

Hazine arazilerinde <strong>ve</strong> sahipli arazilerde<br />

özel orman danl kurulabilmektedir.<br />

Hazine arazilerinde özel orman danl<br />

kurmak isteyenler, illerde valiliklere, ilçelerde<br />

kaymakamlklara müracaat etmeleri<br />

gerekmektedir.<br />

Özel danlklara konu olacak sahann<br />

en az 2 dekar olmas gerekmektedir. Özel<br />

danlklar, serbest orman mühendisi tarafndan<br />

tanzim edilen özel orman danl<br />

projesine dayanlarak tesis edilmektedir.<br />

Özel danlklarda çplak köklü, tüplü,<br />

çok yal, boylu-formlu danlar <strong>ve</strong> süs<br />

bitkileri yetitirilebilir. Fidanlklarda yetitirilen<br />

danlarn % 70’inin orman aaç <strong>ve</strong><br />

aaçc dan olmas zorunluluu bulunmaktadr.<br />

Özel danlklarda kredi talebi halinde;<br />

Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasnn küçük<br />

ölçekli tarmsal iletme tanmna giren<br />

üreticilere uygulad kredi faizinin yedide<br />

biri orannda düük faizle proje bedeli kadar<br />

kredi <strong>ve</strong>rilebilmektedir. Verilen krediler<br />

7. yln ekim aynda bir defada geri alnmaktadr.


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

Destek Devletten<br />

Kazanç Aaçtan<br />

Devlet desteiyle, özel aaçlandrma<br />

yapn. <strong>Orman</strong> ürünü ihtiyaçlarn karlayarak,<br />

yatrmnz kazanca dönütürün.<br />

Özel Aaçlandrmayla, özel ormanclk<br />

tevik edilmekte; orman alanlarnn arttrlmas<br />

amaçlanmaktadr.<br />

Özel Aaçlandrma, bozuk orman alanlar<br />

ile aaçsz orman topraklarnda, hazine<br />

arazilerinde aaçlandrlmas <strong>ve</strong> sahipli<br />

arazilerde devletin destei ile faydalanma<br />

projesidir.<br />

Özel aaçlandrmada kullanlabilen türler:<br />

Özel aaçlandrmada;<br />

-Çam, mee, sedir, kayn gibi odunundan<br />

faydalanlan,<br />

- Kavak, okaliptüs, kzlaaç gibi hzl<br />

gelien,<br />

-Ceviz, kestane, badem, harnup, menengiç,<br />

antep fst, alç, kuburnu vb ile<br />

ayrca hazine arazilerinde zeytin gibi daha<br />

çok mey<strong>ve</strong>sinden faydalanlan, türler yetitirilebilir.<br />

-Ayrca ormanlk alanlarda alt tür olarak;<br />

tbbi, aromatik, soanl <strong>ve</strong> yumrulu<br />

türlerin ekimleri de yaplabilir.<br />

-Hazine <strong>ve</strong> sahipli arazilerde ise alt tür<br />

olarak; ormanlk alanlarda yetitirilebilen<br />

türlerin yannda, aaçlarn arasnda tarm<br />

yaplabilmektedir.<br />

Özel aaçlandrma alan,<br />

-<strong>Orman</strong>lk alanlarda en az 50 dekar,<br />

-Hazine arazilerinde en az 20 dekar,<br />

-Sahipli arazilerde en az 5 dekar,<br />

olmaldr.<br />

Bugünün aaçlar<br />

<strong>Orman</strong>lk alanlarda, hazine arazilerinde<br />

<strong>ve</strong> sahipli arazilerde özel aaçlandrma yaparak;<br />

hem siz kazanabilir hem de ülkenin<br />

geleceine kazandrabilirsiniz.<br />

Fstk çam<br />

1 dekarlk alana dikebileceiniz 10 – 15<br />

adet fstk çam ile ylda 500 – 750 TL arasnda<br />

kazanç salayabilirsiniz.<br />

Badem<br />

1 dekarlk alana dikebileceiniz 40 adet<br />

badem ile ylda 1.800 TL kazanabilirsiniz.<br />

Ceviz<br />

1 dekarlk alana dikebileceiniz 10 – 15<br />

adet ceviz ile ylda 2.400 – 3.600 TL arasnda<br />

kazanç salayabilirsiniz.<br />

Zeytin<br />

1 dekarlk alana dikebileceiniz 40 adet<br />

zeytin ile ylda 1.500 TL kazanabilirsiniz.<br />

Harnup (Keçiboynuzu)<br />

1 dekarlk alana dikebileceiniz 10 adet<br />

harnup ile ylda 350 TL kazanabilirsiniz.<br />

Antep fst<br />

1 dekarlk alana dikebileceiniz 25 adet<br />

Antep fst ile ylda 2.000 TL kazanabilirsiniz.<br />

Yarnn kazançlar<br />

Erozyona bal çölleme, <strong>ve</strong>rimsizlik,<br />

ekonomik çöküntü <strong>ve</strong> susuzluk, seller, göçler,<br />

fakirlik <strong>ve</strong> açlk… Tüm bu olumsuzluklar<br />

önlemek için bugün dikili aaçlarmz,<br />

yarn çok yönlü kazançlarmz olsun.<br />

<strong>Orman</strong> ürünleri<br />

<strong>Orman</strong>larmz; hayatmz renklendiren<br />

deerlerimiz… Ceviz, kestane, badem,<br />

harnup, kuburnu, mee, sedir, kayn…<br />

Oluturulacak özel aaçlandrma alanlaryla<br />

orman ürünleri yetitirip kazanç salayabilirsiniz.<br />

Doal ormanlara zarar <strong>ve</strong>rmeden;<br />

orman ürünü ihtiyaçlarnn karlanabilece-<br />

i, refah seviyesi yüksek bir yaama katk<br />

salamak için ‘’Özel Aaçlandrma’’ yapnz.<br />

Yeni i sahalar<br />

<strong>Orman</strong>larmz; yeilinden mey<strong>ve</strong>sinden<br />

<strong>ve</strong> odunundan faydalandmz sahalarmz…<br />

Deer <strong>ve</strong>rdikçe bizi besleyen bize<br />

kucak açan i alanlarmz… Özel aaçlandrma<br />

sahalarnda gençlerimize i alanlar<br />

oluturup, onlarn hayatlarn yeertmek<br />

için ‘’Özel aaçlandrma’’ yapnz.<br />

<strong>Orman</strong> sevgisi<br />

<strong>Orman</strong>larmz; ülkemizin geleceini ye-<br />

erten kaynaklarmz… Deer <strong>ve</strong>rdikçe güzelliini<br />

bizden esirgemeyen yeil alanlarmz…<br />

Bakanlmzn desteiyle yeni orman<br />

alanlar oluturup kaynaklarmz canlandrabiliriz.<br />

Çocuklarmza nefesi kesilmeden<br />

yaayabilecei bir dünya brakabilmek için<br />

‘’Özel Aaçlandrma ‘’ yapnz.<br />

Yeeren dünya<br />

<strong>Orman</strong>larmz aldmz nefese can <strong>ve</strong>ren<br />

yeil alanlarmz… Kaybettikçe yok<br />

olduumuz yaam kaynaklarmz… <strong>Orman</strong><br />

sahalar kurarak ülkemizin yeil alanlarna<br />

katkda bulunup erozyonu önleyebiliriz.<br />

Toprak kaybna çözüm olup, kuraklk <strong>ve</strong><br />

<strong>ve</strong>rimsizlik sorununu ortadan kaldrabilecek<br />

bir çözüm için ‘’Özel Aaçlandrma’’<br />

yapnz.<br />

Özel aaçlandrma çalmalarnda:<br />

-Arazi hazrl,<br />

-Fidan dikimi <strong>ve</strong> fidan bedeli,<br />

-Dikenli tel ihata,<br />

-Üç yllk bakm tutar için ,<br />

-Köy tüzel kiilerine hibe,<br />

-Gerçek <strong>ve</strong> dier tüzel kiilere düük<br />

faizli <strong>ve</strong> uzun vadeli kredi <strong>ve</strong>rilir.<br />

Özel aaçlandrma gelirleri<br />

Proje süresince elde edilen mey<strong>ve</strong> (ceviz,<br />

badem, vb) <strong>ve</strong> proje sonunda elde edilen<br />

odun, özel aaçlandrma sahibine aittir.<br />

Özel aaçlandrma denetimi<br />

Özel aaçlandrma alanlar, idarece,<br />

saha tahsisinden kesim ça sonuna kadar<br />

denetlenir. Belirlenen artlara uyulmad<br />

takdirde ilk olarak yazl uyar yaplp, ihlalin<br />

devamnda ise proje iptal edilir.<br />

Özel aaçlandrma hakknda bilgi <strong>ve</strong><br />

müracaat için:<br />

-l Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Müdürlüklerine,<br />

-<strong>Orman</strong> Bölge <strong>ve</strong> letme Müdürlüklerine,<br />

-AGM <strong>ve</strong> Fidanlk Mühendisliklerine,<br />

bavurabilirsiniz.<br />

41


Ahmet Cangüzel Taner<br />

Fizik Yüksek Mühendisi<br />

Türkiye Atom Enerjisi<br />

Kurumu<br />

acant@taek.gov.tr<br />

klimsel Deiimler<br />

<strong>ve</strong> Küresel Isnma<br />

Gezegenimizin akcierleri olan yeil yaprakl bitkiler, yerkürede bulunan<br />

karbondioksiti almakta, atmosfere oksijen <strong>ve</strong> su buhar <strong>ve</strong>rmektedir. Tpk<br />

insanlarn solunum <strong>ve</strong> terleme yolu ile su kaybetmelerine benzer ekilde, bitkiler de<br />

fotosentezle su kaybetmektedir. Sorulmas gereken soru, atmosferdeki karbondioksit<br />

konsantrasyonunun artmas, bu durumu ne kadar etkileyecektir? Bunun yantn<br />

ngiltere Meteoroloji Kurumu aratrm <strong>ve</strong> atmosfere daha az, okyanuslara ise daha<br />

fazla su <strong>ve</strong>rildii sonucuna varmtr<br />

Yaplan su ölçümlerinden, dünya genelinde, geçen yüzyla<br />

nazaran nehirler vastasyla okyanuslara daha fazla<br />

su tand ortaya konulmutur. Teorik olarak, bunun<br />

pek çok nedeni olmakla beraber, bazlar daha iin banda dikkate<br />

alnmamtr. Aratrma ya da bilimsel inceleme; yamur,<br />

kar, dolu <strong>ve</strong>ya sulu kar yamasnn, önceden göz önüne alnana<br />

nazaran, tamamen farkl bir temele dayandrlmtr. Bununla<br />

beraber, dier olaslklar da dikkate alnmtr. Bunlardan biri,<br />

ormanlarn yok olmas <strong>ve</strong> hzl ehirleme ile arazi kullanm<br />

deiimlerinden oluan kayglandrc deiimlerdir. Krsal bölgelerde,<br />

yamur suyu, toprak tarafndan emilmekte <strong>ve</strong> atmosfere<br />

aaçlar vastas ile geri <strong>ve</strong>rilmektedir. Dier taraftan, kentsel kesimlerde<br />

ise, yamur suyu, kanallar <strong>ve</strong> drenaj sistemleri ile nehirlere<br />

dökülmektedir. Bir dier olaslk da “güne solmas” sureti<br />

ile, havadaki zerreciklerin, daha az su tutan, sisli <strong>ve</strong> rutubetli<br />

bir atmosfer oluturmasdr. Öte yandan, karbondioksit, bitkinin<br />

terlemesine dorudan etki yapmaktadr. Bir bitki, atmosferle<br />

olan ilikisini, yapraklar üzerinde bulunan <strong>ve</strong> “stomata” ad <strong>ve</strong>rilen<br />

çok ince gözenekler yoluyla salamaktadr. Bitkiler, gözenekler<br />

vastas ile karbondioksiti alrken, bu gazn atmosferde<br />

çok youn bulunmas nedeni ile hiçbir ekilde zorlanmamaktadr.<br />

Böylece, karbondioksitten dolay, gözeneklerin çou kapal<br />

kalmakta <strong>ve</strong> bitki atmosfere daha az su <strong>ve</strong>rmektedir. Bitkiler, bu<br />

ekilde suyu daha tasarruu kullandklarndan, toprak yolu ile,<br />

çok az su almaktadr. Kullanlmam ya da bitki tarafndan alnmam<br />

su da, nehirlere akp gitmektedir. Son zamanlarda görülen<br />

yerküredeki scaklk yükselmelerinde, sera gazlar, özellikle<br />

de karbondioksit oranndaki art, fail olarak gösterilmektedir.<br />

Bu çalmada, ekosistem üzerinde, karbondioksit gaznn etkisi<br />

direkt olarak tespit edilmeye çallmtr. Bulgular oldukça karmak<br />

bir yapya sahiptir.<br />

42


Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

^<br />

Bir taraftan, daha hzl akan nehirler, sel <strong>ve</strong> toprak kaymas eklinde<br />

çevreyi tehdit etmekte iken, son zamanlarda, Tayland’ta, bir<br />

çok ehrin yaklak 1 metre suyun altnda kalmas sebebi ile, yüzlerce<br />

aile evlerini terk etmeye zorlanmaktadr. Çok endielendirici<br />

biçimde, nehirler vastas ile okyanuslara daha fazla su tanrsa,<br />

deniz seviyesi yükselmesini hzl ekilde sürdürecektir. Özellikle,<br />

bu deiimler, Banglade gibi, nüfusun youn <strong>ve</strong> fakir olduu,<br />

deniz seviyesine yakn ülkelerde, kendisini çarpc tarzda hissettirecektir.<br />

Dier taraftan, nehirler emniyetli ekilde denetim altnda<br />

tutulabilirse, dünya yüzeyinde tatl suyun artmas, olumlu bir gelime<br />

olarak görülmektedir. Dünya Salk Tekilat yeryüzündeki 6<br />

milyar insandan, asgari 1 milyar 100 milyon kiinin gü<strong>ve</strong>nli ya da<br />

salkl içme suyundan yoksun olduunu <strong>ve</strong> 2 milyar 400 milyonunun<br />

da yetersiz hfzshha koullarnda yaadn tahmin etmektedir.<br />

Karbondioksit konsantrasyonunun artmas, bitkilerin çok daha<br />

az su sarf etmesine neden olacandan, fazlasn insanlara brakmak<br />

sureti ile hiç de kötü olmayan bir ortam da oluturabilecektir.<br />

Öte yandan, deniz seviyelerinin öngörülenden daha hzl yükselmesinin<br />

bir nedeni de küresel snma nedeniyle, Güney kutbunda<br />

Antarktika <strong>ve</strong> Kuzey Atlantikte Grönland’da bulunan buzul kütlelerinde<br />

ortaya çkan erimedir. Son zamanlara kadar buzullardaki<br />

erimenin, oldukça yava olduu düünülmekteydi. 2000’li yllarn<br />

balarnda, Güney Kutbu’ndaki küçük bir buz tabakasnn birdenbire<br />

parçalanmas, bilim insanlarn tekrar ciddi olarak düünmeye<br />

yönlendirdi. Hatta, son zamanlarda dünyann dier bir ucundan da<br />

nefes kesen kayglandrc haberler gelmesi, bilim insanlar arasndaki<br />

endieleri artrd.<br />

Geçmite, aratrclar buzullarn genilii konusunu deerlendirmek<br />

için, Grönland üzerini uçaklarla katetmek sureti ile toplanan<br />

bilgileri kullanmakta idi. Bu ekilde yaplan inceleme, çok youn<br />

bir faaliyet gerektiriyordu. Grönland’da bulunan buz tabakalar,<br />

Türkiye’nin iki katndan büyük <strong>ve</strong>ya Meksika’dan biraz daha küçük,<br />

yaklak 1,7 milyon km 2 ’lik bir alan kapsamakta <strong>ve</strong> buzullarn<br />

yükseklii 3 km’ye erimektedir. Uçularn tüm bölgeyi içine<br />

alamamas sebebi ile, bolukta kalan alanlar için bilgisayar modelleri<br />

kullanlm <strong>ve</strong> tahmini bir deerlendirme yaplmtr. Elde edilen<br />

<strong>ve</strong>rilerin <strong>ve</strong> modellemelerin sonucunda, Grönland’daki buzul<br />

tabakalarnn kalnlklar merkezi yerde nispeten kararl olduu <strong>ve</strong><br />

kenarlara doru biraz inceldii bulunmutur. Yukarda elde edilen<br />

sonuç, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü <strong>ve</strong> Kansas Üni<strong>ve</strong>rsitesi bilim<br />

adamlarnn uydudan alnan <strong>ve</strong>rileriyle karlatrlarak, Grönland<br />

kylarndaki incelmenin ne kadar süratli olduu, 12 tane buzulun<br />

ak hz tespit edilmek sureti ile saptanmtr. Her buzuldaki<br />

suyun yaklak yarsnn, artan oranlarda <strong>ve</strong> hzl ekilde denize<br />

döküldüü hesaplanmtr. Bu hesaplamalar; haftalk Bilim Dergisinde<br />

yaynlanm <strong>ve</strong> “American Association for the Advancement<br />

of Science”n ubat 2006’da düzenlenen 18. toplantsnda ayrntl<br />

biçimde tartlmtr. Buzullarn ak hznn, yllk 12 km ile, iki<br />

misli fazla olduu görülmütür. Sonuç olarak, Grönland’ta denize<br />

dökülen buzul hacmi, geçen 10 ylda, iki kat art göstermektedir.<br />

Sonuçlar, yeterince kayg <strong>ve</strong>ricidir. Ayn bilim adamlar, 1979 ylnda<br />

balayan çalmalarla karlatrldnda, Grönland’taki buz<br />

tabakasnn, 2002 <strong>ve</strong> 2005 yllarnda daha büyük bir sahay kapsayacak<br />

ekilde eridiini tespit etmilerdir. Büyük bir çounluu<br />

da, hzlanan buzullarn olduu, adann güneyinde bulunmaktadr.<br />

Yüzeyden akan su, buzullarn denize geçmesini kolaylatrabilmektedir.<br />

Her iki faktörde gözönüne alndnda, Grönland’daki<br />

buz tabakasnn, küresel ölçüde deniz seviyesinin yükselmesine<br />

yapt katk yllk olarak, 1996 ylnda 0,23 mm’den 2005 ylnda<br />

0,57 mm’ye artmtr. Tüm bunlara ila<strong>ve</strong>ten; buzullarn tuz ihtiva<br />

etmemesi nedeni ile, eridiklerinde dorudan doruya tatl suya dönümektedir.<br />

Grönland’ta bu ekilde tatl su miktarndaki art hz,<br />

Atlas Okyanusu’nda mevcut en iyi modellemeler gözönüne alnd-<br />

nda, Kuzey-Bat Avrupa’y daha lml bir iklimde tutan, Gofstrim<br />

scak su akntsna zarar <strong>ve</strong>rerek, Kuzey Atlantik’te bulunan akntlarn<br />

yönlerini deitirecei tahmin edilmektedir. Golfstrim’in<br />

etkilenmesi, Avrupa’nn iklim deiikliklerinde çok kayglandrc<br />

bir durumu ortaya çkarmaktadr. Son yllarda, Avrupa’da nehir<br />

seviyelerinin yüzyln en yüksek düzeyine çkmasnda, atmosferdeki<br />

sera gazlarnn art neden gösterilmektedir. Örnein, Tuna<br />

nehrinin ak hz, bir baka deyile debisi, saniyede 16.000 m 3 ’e<br />

ulaarak, geçtii pek çok Avrupa ülkesinde su taknlar ile, çevreyi<br />

ciddi ekilde tehdit etmektedir. Amerika Birleik Devletlerinde,<br />

2005 ylnda New Orleans’da 1.500 insann ölümüne neden olan<br />

“Katrina” kasrgasnn, tufan eklinde vuku bulmasnn, küresel<br />

snmadan kaynakland düünülmektedir.<br />

Öte yandan, buzul çalarnn dönemsel olduu varsaylmaktadr.<br />

Buna göre, her 100.000 ylda bir scakln artt dönem<br />

görülmekte, kutuplarda bulunan buzullar eriyerek, deniz seviyesinin<br />

yükselmesine neden olmaktadr. Daha sonra da buzul dönemi<br />

balamak sureti ile, bir scak bir souk dönem yaanarak, süreç<br />

devam etmektedir. Sebepleri konusunda çok çeitli teoriler bulunmasna<br />

ramen, en geçerli olan dünya ekseninin eik olmasdr.<br />

Eksenin 40.000 ylda bir defa deitii öngörülmektedir. Eimin<br />

fazla olduu zamanlarda, güne nlarnn kutuplara dik gelmesinden<br />

dolay, buzullarn eridii düünülmektedir. Son erimenin<br />

20.000 yl önce olduu hesaplandndan, küresel snmaya doru<br />

deil, buzul devrine girmekte olmamza ramen, sera gazlarndan<br />

<strong>ve</strong> ozon tabakasnn delinmesinden kaynaklanan mevcut durumun,<br />

ileri safhalarda iklim deiikliklerini nasl etkileleyecei konusundaki<br />

aratrmalar, günümüzde youn bir ekilde sürdürülmektedir.<br />

Dünyamzn; küresel snmadan kaynaklanan iddetli yalar ile<br />

meydana gelen sel, toprak kaymas, heyelan vb. doal afetlere<br />

maruz kalaca ayrca da, deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle<br />

New York, Boston, Londra, Tokyo gibi kentlerin baz kesimlerinin<br />

sulara gömülecei düünülmektedir. Dier taraftan da, yine sera<br />

gazlarnn artndan ileri gelen iddetli kuraklklarn, yerküremizin<br />

akcieri saylan Güney Amerika’daki Amazon Yamur <strong>Orman</strong>larn<br />

yakn bir gelecekte yok olma tehdidi ile kar karya brakaca<br />

öngörülmektedir.<br />

imdiye kadar “klim Deiikliini” ele aldk. Bundan sonraki<br />

bölümde, çamzda bunun en büyük faili gösterilen “Küresel Isnmay”<br />

ele alacaz.<br />

43


klimsel Deiimler <strong>ve</strong> Küresel Isnma<br />

Zamanmzda insandan kaynaklanan sera gazlar salnmlar<br />

bu kararll ciddi olarak tehdit etmektedir. klim deiiklikleri;<br />

karmaklklar <strong>ve</strong> belirsizlikler içermekle birlikte, deiimlerle ilgili<br />

oldukça gerçekçi hesaplamalar da yaplabilmektedir. Bu yüzylda<br />

küresel ortalama scaklk artnn 1,4 ºC ila 5,8 º C arasnda<br />

olaca tahmin edilmektedir. En düük düzeyde beklenen scaklk,<br />

kuzey yarmkürede yaayan insanlar için güney yarmkürede yaayan<br />

insanlara nazaran daha kolay bir yaam sunacaktr. Yukarda<br />

<strong>ve</strong>rilen aralktan daha yüksek scaklk artlar, deniz seviyelerinin<br />

felâkete varabilen yükselmelerine neden olabilecek <strong>ve</strong> ayrca da<br />

çok iddetli kasrgalara, sellere, heyelân <strong>ve</strong> toprak kaymalarna,<br />

ar kuraklk eklindeki doa olaylarna sebebiyet <strong>ve</strong>rmek sureti<br />

ile tarm ürünlerindeki üretimin dümesine, böylece de; ktlk,<br />

açlk <strong>ve</strong> bunun sonucunda kitle halinde göçlere kadar dünyamzdaki<br />

nüfus younluklarnn deiimlerine yol açabilecektir. klim<br />

sisteminin uçsuz bucaksz olan karmakl, konu ile ilgili herkes<br />

tarafndan bilinmektedir. Belirli düzeydeki karbondioksitin, yerküremizdeki<br />

scaklklar ne kadar artracan tahmin etmek imkanszdr.<br />

Scaklklar üzerine; sera gazlarnn dorudan tesiri bilinmemekte<br />

olup, saysz dolayl yan etkileri de bulunmaktadr. Örnein,<br />

sera gazlarndan oluan bulutlar yeryüzüne gelen güne nlarn<br />

engelleyerek scaklklarn dümesine <strong>ve</strong>ya sera gazlarn içeren<br />

donmu topraklar eriterek dünyamzn daha fazla snmasna neden<br />

olabilecek mekanizmay oluturabilir. Sistem kendi kendini<br />

zamanla düzeltebilir <strong>ve</strong> onarabilir ya da hzl ekilde kontrolden<br />

çkabilir.<br />

Gezegenimizin geçmiine doru baktmzda, yerküremizdeki<br />

scaklklarda, standartlarmza göre bir ar yüksek <strong>ve</strong> bir de ar<br />

düük olduu dönemlerin yaand süreçler bilinmektedir. Örne-<br />

in, 50 milyon yl önce kutuplarda buzullar bulunmamakta, hatta<br />

buralara yakn bölgelerde, timsahlar bile yaamlarn sürdürmekte<br />

idi. Öte yandan, 18 bin yl önce, ngiltere’deki skoçya bölgesi,<br />

kalnl 4 kilometre’ye varan buzul kütleleri ile kapl <strong>ve</strong> deniz seviyesi<br />

de 130 metre daha düük bir düzeyde bulunmaktayd. Buzul<br />

kitleleri üzerinde yaplan çalmalarda, yine o yllara ait çok<br />

hzl ekilde çarpc deiimler saptanm olup, scaklklarn on<br />

yllk periyotta 20º C kadar yükseldii tespit edilmitir. 10 bin yl<br />

önce, hava scaklklarndaki keskin ini çklar son bulmu <strong>ve</strong> o<br />

zamandan beri, Dünyamz, lman yaanabilir bir iklime ulamtr.<br />

Yaklak bu tarihlerde, muhtemelen ezamanl ekilde <strong>ve</strong> belki<br />

de tesadüf eseri olarak, insanla ait uygarlklar da ilerlemeye <strong>ve</strong><br />

gelimeye balamtr.<br />

Yukarda anlatlan belirsizlikler, probleme çözüm yolu bulunmasnn<br />

temelini oluturmaktadr. klim deiikliklerinin maliyetlerinin<br />

de tahmin edilememesi, önlenilmesinden kaynaklanacak<br />

yararlarn <strong>ve</strong>ya kârlarn deerlendirilmesini de olanaksz klmaktadr.<br />

Bunlarn hiçbiri gerçeklemedii takdirde, kamu kaynaklarnn;<br />

halkn temel gereksinimleri <strong>ve</strong> hizmetler yerine; gelecekte<br />

karlalacak risk <strong>ve</strong> tehlikelere harcanarak heba edilmesine deer<br />

mi? sorusu skça sorulmaktadr. Tüm bunlara ramen, risk yeteri<br />

derecede büyük müdür? Bunun yant kesinlikle e<strong>ve</strong>t’tir. Hükümetler<br />

bu tür harcamalar her zaman yapmaktadr. Örnein, her hükümet,<br />

gelirinin bir ksmn, baz ülkeler için vuku bulmas hiçbir zaman<br />

olas olmasa bile, ülkelerinin yakn bir gelecekteki muhtemel<br />

istilâsna kar, savunma harcamalarna tahsis etmektedir. Bütün<br />

bunlara karn, böyle bir istilâ gerçekleirse, durumun o ülke için<br />

çok vahim olacan günümüzde artk canl olarak televizyonlardan<br />

izlemekteyiz. Dier bir örnek, aileler için de <strong>ve</strong>rilebilir. Mülk<br />

sahibi aileler gelirlerinin bir ksmn, sanki mülkleri ksa sürede<br />

yanp yklp yok olacakm gibi, evlerini sigorta ettirmek için ayrmaktadr.<br />

Olasl çok az olan bu durumun gerçeklemesinin, kendileri<br />

için felâket olacan düünerek bir tür önlem almaktadrlar.<br />

Yukarda anlatlanlara benzer ekilde, bilimsel çevrelerin önerilerine<br />

uyarak, yönetimler; iklimsel deiimlerin felâketle sonuçlanacan<br />

öngörerek, gelirlerinin belirli bir bölümünü, bu tehlikelerin<br />

önlenebilmesine tahsis etmektedir.<br />

Sera gazlar emisyonlar ya da sera gaz salmlarn denetim<br />

altna almak için, tahsis edilmesi gereken fonun miktar, küresel<br />

ölçülerde o derecede yüksek deildir. Fosil yaktlara dayal enerji<br />

ile alternatieri arasndaki maliyet fark git gide dümekte olup,<br />

muhtemelen de dümesini sürdürecektir. Karbondioksit konsantrasyonun<br />

milyonda 550 partikül <strong>ve</strong>ya daha altnda bir seviyede tutmak<br />

için (u andaki düzey 380 ppm olup, 450 ppm oldukça iddial,<br />

550 ppm ise kabul edilebilir seviye olarak deerlendirilmektedir)<br />

en son maliyeti hesaplamaya çalan ekonomistler, belirsizlikleri<br />

de göz önünde bulundurmak zorunda kalmaktadr. Projeksiyonlarn<br />

bir ksm herhangi bir maliyet öngörmemekte, dier modeller<br />

<strong>ve</strong> senaryolar ise, emisyonlar denetim altna almak için bir giriim<br />

yaplmad takdirde, bu yüzyln sonuna kadar maliyetlerin fonun<br />

en çok % 5’ine ulaacan tahmin etmektedir. Bununla beraber<br />

çou tahminler %1’in altnda kalmaktadr.<br />

Sorunla ilgili teknolojik <strong>ve</strong> ekonomik görüler geni bir kesimin<br />

umduu <strong>ve</strong>ya tahmin ettii kadar oldukça karmak deildir.<br />

Gerçek zorluk <strong>ve</strong> karmaklk izlenecek politikadan kaynaklan-<br />

44


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

maktadr. klim deiiklii; politik açdan uluslararas düzeyde<br />

dünyamzn karlat en zor <strong>ve</strong> çetrelli sorunlardan biridir.<br />

Problem küresel olup, sorunla baa çkabilmek için, her bir ülkenin<br />

menfaati, dier ülkeleri de yakndan ilgilendirmektedir. Öte<br />

yandan, sorunun çözümü uzunca bir süre gerektirdiinden, dünya<br />

genelinde i banda bulunan her yönetim sorumluluktan <strong>ve</strong> karlaaca<br />

olumsuzluklardan kaçnmak sureti ile problemi; kendinden<br />

sonrakilere aktararak, sürümcemede brakmaktadr. Dünyada<br />

çevreyi en çok kirleten ülkelerin, kendi emisyonlarn 1990 ylndaki<br />

seviyelerine <strong>ve</strong>ya daha alt düzeylere indirmeyi taahhüt ettikleri<br />

Kyoto protokolü tamam ile baarsz deildir. Kanada dndaki<br />

ülkelerin, özellikle de Avrupa Birlii <strong>ve</strong> Japonya’nn hedeerine<br />

ulaacaklar tahmin edilmektedir. Dier taraftan, emisyonlarn<br />

nispeten etkin olarak snrlandrlmasn öngören Kyoto Protokolü,<br />

karbondioksit emisyonu miktarnn azaltlmasnda<br />

küresel bir market yaratmtr. Bununla beraber,<br />

mevcut statünün, gelimekte olan ülkelerin<br />

emisyonlarn azaltamamas <strong>ve</strong> en önemlisi<br />

de Amerika Birleik Devletlerinin<br />

protokolü onaylamamas nedeni ile,<br />

emisyonlar <strong>ve</strong> bundan kaynaklanan<br />

iklim deiiklerinin hz<br />

üzerinde çok önemli etkileri<br />

gözlenememektedir.<br />

Amerika Birleik Devletleri;<br />

sera gaz emisyonlar<br />

<strong>ve</strong>ya sera gazlar salnm<br />

perspekti balamnda,<br />

gelecekte olmasa da, u<br />

anda dünyann en büyük<br />

emisyon yada salnm yapan<br />

ülkesi konumundadr.<br />

Çin; en kirli fosil yakt olan<br />

kömürü kullanan <strong>ve</strong> de yakla-<br />

k olarak ngiltere’nin tümüne<br />

edeer kapasiteli fosil kaynakl<br />

termik santralleri her yl devreye<br />

alan hzla gelien bir ülke kabul edilmektedir.<br />

Mevcut duruma göre, Çin <strong>ve</strong><br />

hemen arkasndan da Hindistan, çok ksa<br />

süre içinde Amerika Birleik Devletlerini geçeceinden<br />

hiçbir üphe yoktur. Gelimekte olan<br />

ülkeler, problemi gelimi ülkelerin yaratmas nedeni ile, oldukça<br />

makul <strong>ve</strong> de akllca ekilde, çözümüne de bu zengin ülkelerin<br />

önayak olmasn iddetle savunmaktadr. Amerika Birleik Devletleri;<br />

sera gazlar emisyonlarn denetim altna almak için harekete<br />

geçmeyi reddettii sürece, gelimekte olan ülkelerin, kendiliklerinden,<br />

sorunla ilgili bir eylem ya da giriimde bulunmayacaklar<br />

ortadadr. Tam olarak eyleme geçildii takdirde, iki önlem gerekmektedir.<br />

Bunlardan biri, sera gazlarnn emisyon <strong>ve</strong>ya salnmnda<br />

maliyetin deerlendirilmesi eklinde ekonomik boyutta olmaktadr.<br />

Ekonomik önlem; salnm <strong>ve</strong>ya emisyon yapabilen ne kadar<br />

üreticinin snrlandrlacana <strong>ve</strong> emisyon fonlarnn alm <strong>ve</strong> satmlarna<br />

izin <strong>ve</strong>ren Avrupa Emisyon Pazarlama Projesi gibi, bir karbon<br />

<strong>ve</strong>rgisi <strong>ve</strong>ya karbon borsas, bir baka deyile, döner sermaye<br />

fon sistemini öngören emisyon ticareti biçiminde olabilmektedir.<br />

deal olarak politikaclar; yatrm planlarn oluturabilen sera gaz<br />

üreticileri için, nispeten kararl bir yat endeksini gerekli klan çok<br />

daha <strong>ve</strong>rimli karbon <strong>ve</strong>rgisini tercih etmektedirler. Bununla beraber,<br />

çok daha fazla hassas <strong>ve</strong>ya duyarl olan döner sermaye fon<br />

sisteminin, proje balatld zaman, ödeneklerden yada fonlardan<br />

serbestçe yararlanabilen sera gaz üreticilerine pazarlanmas daha<br />

kolaydr.<br />

Bu projelerden biri, fosil yaktlarn kullanmn azaltmak sureti<br />

ile, alternatierinin deerinin artmasna neden olmaktadr. Böyle<br />

bir durum da, enerji yatlarnn yükselmesini zorunlu klmaktadr.<br />

Fiyat yükselmelerini kontrol altna almak <strong>ve</strong> bu ekilde<br />

de politik süreci rahatlatmak için, hükümetler;<br />

umut <strong>ve</strong>rici yeni teknolojileri pazara almaya<br />

yardmc olan harcamay öngören, ikinci bir<br />

önlemi yürürlüe koyacaklardr. Çevreyi<br />

kirleten fosil yaktl güç santralleri ya<br />

da kömürle çalan termik santraller<br />

vastasyla oluan karbonun tutulmas,<br />

yakalanmas, hapsedilmesi <strong>ve</strong><br />

yeraltnda depolanmas olasln<br />

sunan “karbon tecridi” birincil<br />

öncelikli tedbirler arasndadr. u<br />

andaki Amerika Birleik Devletleri<br />

yönetimi; fosil yaktlara<br />

bamlln kademe kademe<br />

azaltma gereini müzakere etmesine<br />

ramen, halen herhangi bir<br />

eyleme geçmeyi reddetmektedir.<br />

Bununla beraber, eyalet düzeyinde<br />

durum hzla deimektedir. Örnein,<br />

Kaliforniya Eyalet Meclisi’nde Kyoto<br />

Protokolü’ne benzer bir yasa tekli görüülüp<br />

kabul edilmitir. Konu ile ilgili<br />

iyerleri; eyalet düzeyinde <strong>ve</strong> de bir temele<br />

dayal olmayan önlemlerin sona ereceinden<br />

kayglanarak, federal düzeydeki <strong>ve</strong>ya ülke çapndaki<br />

kontrol <strong>ve</strong> denetimleri talep etmektedirler. Amerika<br />

Birleik Devletleri’ndeki politik akmlardan bir ksm<br />

genellikle ar muhafazakârlar, insanln yerkürenin yönetiminde<br />

söz sahibi olmasndan <strong>ve</strong> hükmetmesinden endie duymakta, di-<br />

er bir bölümü Orta Dou petrollerine bamlln azaltlmasn<br />

youn ekilde talep etmekte <strong>ve</strong> bir ksm da özellikle de çiftçiler,<br />

enerji sektöründe karbon miktarlarnn azaltlmas görüünü benimseyerek<br />

alternatif enerji kaynaklarn desteklemektedirler.<br />

Sonuç itibari ile tüm ülkeleri kapsayacak ekilde yönetimlerin;<br />

iklim deiikliklerinin <strong>ve</strong> küresel snmann önemi konularnda<br />

ciddi ura <strong>ve</strong>rmeleri, dünyamzn gelecei açsndan en akllca<br />

<strong>ve</strong> doru düünülmü yol olarak görülmektedir.<br />

45


Adem Bilgin<br />

Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Uzman<br />

Yardmcs<br />

Doa Koruma <strong>ve</strong> Milli<br />

Parklar Genel Müdürlüü<br />

Doa Koruma Dairesi<br />

Biyolojik Çeitlilik <strong>ve</strong> Gen<br />

Kaynaklar ube Müdürlüü<br />

bilgin_adem@hotmail.com<br />

Çevre Diplomasisi<br />

Her ne kadar çevre diplomasisi bir “kavram” olarak yeni gibi görülse de, gerçekte<br />

diplomasi <strong>ve</strong> uluslararas ilikiler hiçbir zaman çevre dediimiz maddeler <strong>ve</strong> maddeler<br />

aras ilikilerinden bamsz olmamtr. Zira diplomasi tanmlanm çkar için yaplr<br />

<strong>ve</strong> çkar genellikle ekonomik <strong>ve</strong>ya siyasidir. Diplomasiye konu olan her ey eninde<br />

sonunda çevresel bir kaynaktr, çünkü insan <strong>ve</strong> kültür belirli bir çevre içerisinde<br />

tanmldr. Bu noktada çevresel kaynak tanmn açmak gerekir.<br />

Tarihin <strong>ve</strong> kültürün geliimi sürecinde çevre unsurlar arasnda insan faaliyeti için<br />

kaynak görevi gören maddeler dier çevresel unsurlardan ayr bir yere konulmu <strong>ve</strong><br />

“çevresel kaynak” olarak adlandrlmtr. Bu çevresel unsurlarn doa içerisindeki<br />

dalm, ülkelerin <strong>ve</strong> kültürlerin cora, jeostratejik <strong>ve</strong> jeopolitik snrlarn belirlemi,<br />

savalarn geliimini, ülkelerin <strong>ve</strong> hatta medeniyetlerin kaderlerini etkilemitir.<br />

Bu makalede çevre<br />

diplomasisinin<br />

tarihsel geliimi,<br />

önemli konular<br />

<strong>ve</strong> aktörleri<br />

ile bir çevre<br />

diplomatnda<br />

olmas gereken<br />

entellektüel<br />

birikim irdelenmi<br />

<strong>ve</strong> ülkemiz çevre<br />

diplomasisi<br />

hakknda baz<br />

deerlendirmeler<br />

yaplmtr.<br />

Birlemi Milletler Genel Kurulu<br />

46


Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

^<br />

Çevresel unsurlar her eyden önce<br />

canl <strong>ve</strong> cansz çevresel unsurlar<br />

eklinde ikiye ayrabiliriz. Tarihin<br />

<strong>ve</strong> kültürün geliimini etkileyen en önemli<br />

cansz çevresel “kaynak” hiç kuku yok ki<br />

bata altn olmak üzere deerli mineraller,<br />

19. yy Sanayi Devrimi’nden sonra ise ham<br />

madde <strong>ve</strong> enerji kaynaklardr. 20. yy’dan<br />

itibaren ise su <strong>ve</strong> radyoaktif mineraller tarihin<br />

<strong>ve</strong> jeostratejinin geliimini etkilemi<br />

<strong>ve</strong> gelecekte de etkileyecektir. Bilhassa su<br />

konusu “Çevre Diplomasi”sinin en önemli<br />

aktörlerinden olan Birlemi Milletler Çevre<br />

Program (UNEP) tarafndan ciddiyetle<br />

izlenmekte, “su savalar” tehlikesine çeitli<br />

yaynlarda deinilmektedir.<br />

Tarihsel süreçlerde <strong>ve</strong> özellikle uluslar<br />

aras ilikilerde en dikkat çekici “biyolojik<br />

kaynaklar” ise ipek <strong>ve</strong> baharat olmutur.<br />

Baka bir deyile ipekböcei adnda bir<br />

omurgasz hayvan <strong>ve</strong> ürünlerini baharat<br />

olarak kullandmz baz bitkiler insan<br />

eliyle medeniyetleri etkilemi, nice savata<br />

büyük rol oynam canllardr. Ticaret<br />

<strong>ve</strong> haliyle diplomasi tarihini etkileyen bu<br />

kaynaklara Afrika Ktas’nda ldii’ni,<br />

Sibirya’da kürkünden yararlanlan canllar,<br />

Güneydou Asya’da kauçuu, Tibet’te<br />

<strong>ve</strong> Çin’de tütsüleri, ngiltere kolonilerinde<br />

çay <strong>ve</strong> tüm dünyada prehistorik çalardan<br />

beri boya yapmnda kullanlan kaynaklar<br />

da ekleyebiliriz. Hatta kadnlarn kulland-<br />

ilk ziynet eyalarnn deniz kabuklularndan<br />

<strong>ve</strong> talardan, ilk kozmetiklerin ise<br />

bitkilerden yapldn da göz önüne alrsak<br />

çevresel kaynaklarn kültürün en köklü <strong>ve</strong><br />

önemli öelerinden olduunu da tespit ederiz;<br />

zira çevremiz dünyamzdr.<br />

Çevresel kaynaklarn uluslararas ilikilerdeki<br />

yeri her ne kadar insanlk tarihi<br />

kadar eskiyse de bir “terim” olarak çevre<br />

diplomasisi oldukça yenidir. Çevre diplomasisi<br />

terimi ilk olarak Souk Sava’n<br />

bitimiyle kullanlmaya balanmtr. Çevre<br />

<strong>ve</strong> kalknma politikalarnn ise gerçek<br />

anlamda öncelik kazanmas ise 1992 Rio<br />

Zir<strong>ve</strong>si’nde gerçeklemitir.<br />

“Stockholm Konferans, ekolojik sorunlara<br />

kar insanln dikkatini çeken ilk<br />

uluslararas konferanstr. Bu konferans sonrasnda<br />

Birlemi Milletler Çevre Program<br />

kurulmutur. Daha sonra yine Birlemi<br />

Milletler önderliinde Birlemi Milletler<br />

Dünya Çevre <strong>ve</strong> Kalknma Komisyonu<br />

tarafndan “Ortak Geleceimiz” raporu hazrlanarak<br />

“Sürdürülebilir Kalknma” modeli<br />

gündeme getirilmitir.”<br />

Günümüzde ise çevre diplomasisi akademik<br />

bir çalma sahas haline gelmitir,<br />

bu ad altnda eitimler <strong>ve</strong>rilmekte <strong>ve</strong> akademik<br />

bölümler açlm bulunmaktadr.<br />

Çevre Diplomasisinin Scak<br />

Konular<br />

1. Çevresel Kaynaklar<br />

Her ne kadar 5. Dünya <strong>Su</strong> Forumu’nun<br />

en temel slogan “<strong>Su</strong> bir haktr” olsa bile su<br />

ayn zamanda ticari bir metadr. En büyük<br />

su ihracatçlar Amerika Birleik Devletleri,<br />

Avustralya <strong>ve</strong> Kanada iken; en büyük su<br />

ithalatçlar ise Japonya, Avrupa <strong>ve</strong> artan<br />

tarm faaliyetleri sebebiyle Çin’dir. Hem<br />

hak hem de ticari bir meta <strong>ve</strong> üstelik enerji<br />

üretiminde rol alan bir çevresel kaynak<br />

olarak su hiç üphe yok ki diplomasinin<br />

en temel konularndan birisidir <strong>ve</strong> hatta su<br />

baz durumlarda bir sava sebebidir. öyle<br />

ki Ürdün, ran, Msr <strong>ve</strong> Cezayir su ticareti<br />

yapmadan, kendi kaynaklaryla su ihtiyaçlarn<br />

karlayamamaktadr. Komularmz<br />

Irak <strong>ve</strong> <strong>Su</strong>riye ise Türkiye’den doan <strong>ve</strong><br />

kutsal kitaplarda dahi ad geçen iki snr<br />

aan suya, yani Frat <strong>ve</strong> Dicle’nin suyuna<br />

tam anlamyla bamldrlar. Ayrca gelecekte<br />

Irak <strong>ve</strong> Türkiye; <strong>Su</strong>riye <strong>ve</strong> Türkiye;<br />

<strong>Su</strong>riye <strong>ve</strong> srail arasnda suyun hzl bir ekilde<br />

bir sava sebebine dönüebileceini,<br />

Frat <strong>ve</strong> Dicle üzerindeki barajlarmz <strong>ve</strong><br />

tabi ki srail’e Manavgat suyunu ihraç etme<br />

düüncesini de göz önüne alrsak, ülkemizin<br />

su diplomasisinde ne kadar aktif bir rol<br />

üstlenmesi gerektii ortaya çkar.<br />

Enerji kaynaklar <strong>ve</strong> bunlarn dünya<br />

pazarna sunulmas konusu da bir dier<br />

önemli çevre diplomasisi konusudur. Enerji<br />

kaynaklarna sahip olan ülkeler ansldr.<br />

Ülkemiz ise enerji iletim hatlarnn geçti-<br />

i bir ülke olmas sebebiyle ansldr <strong>ve</strong><br />

gelecekte enerji diplomasisinin en önemli<br />

aktörlerinden birisi olacaktr. Gelecekte<br />

petrol <strong>ve</strong> doalgaz borular, tarihteki ipek<br />

<strong>ve</strong> baharat yollar gibi jeostratejik bir rota<br />

tekil edecektir.<br />

Baz mineraller de çevre diplomasisinin<br />

scak konularndandr. Sanayi’de hammadde<br />

görevi gören element <strong>ve</strong> bileikler, bata<br />

bu maddeleri kullanabilecek teknolojiye<br />

sahip olan ülkeler açsndan olmak üzere<br />

uluslararas ticaret <strong>ve</strong> siyasette önemli rol<br />

oynamaktadr. Bakr, alüminyum, demir,<br />

bor, radyoaktif mineraller <strong>ve</strong> deerli metaller<br />

ile talar da bu balkta ele alnabilir.<br />

2. Sürdürülebilir Kalknma <strong>ve</strong><br />

Ekokalknma<br />

Sürdürülebilir kalknma kavram, çevre<br />

konularnn ekonomi <strong>ve</strong> uluslararas ilikiler<br />

arenasna kavramsal olarak etkili bir ekilde<br />

yerlemesini salamtr. Ne var ki bu<br />

kavramn üzerinde bir konsensüse varlm<br />

<strong>ve</strong> teorik bir bütünsellik arzeden bir tanm<br />

hala yoktur.<br />

Sürdürülebilir Kalknma, “Ortak Geleceimiz”<br />

isimli Dünya Çevre <strong>ve</strong> Kalknma<br />

Komisyonu Raporunda “bugünün ihtiyaçlarn,<br />

gelecek kuaklarn da kendi ihtiyaçlarn<br />

karlayabilme imkanndan ödün<br />

<strong>ve</strong>rmeksizin karlamak” eklinde tanmlanmaktadr.<br />

Ansiklopedik Çevre Sözlüü’nde ise;<br />

“Ekonomik kalknmann, doal varlklar<br />

<strong>ve</strong> çevreyi tahrip etmeden gerçeklemesi<br />

anlay” olarak tanmlanmtr.<br />

1972 Stockholm Çevre Konferans’nda,<br />

Konferansn Genel Sekreteri Maurice<br />

Strong’un kulland Türkçeye “ekokalknma”<br />

olarak çevirebileceimiz “Ecode<strong>ve</strong>lopment”<br />

ise çevreyi dlamayan kalknma anlamna<br />

gelmektedir <strong>ve</strong> “yerel kaynaklardan<br />

adaletli bir biçimde yararlanmay öngören<br />

bir kalknma stratejisini kastetmektedir”.<br />

Ayrca “Toplumsal <strong>ve</strong> ekonomik gelime<br />

hedeeriyle çevrebilimsel deerlerin korunmas<br />

arasnda bir uyum salamak gere-<br />

i” olarakta tanmlanmtr.<br />

Ülkemizde “çevre olgusunun geni bir<br />

ekilde ele alnp, ayr bir bölüm olarak yer<br />

ald ilk kalknma plan 1973-1977 yllarn<br />

kapsayan 3. Be Yllk Plan olmasna<br />

ramen sürdürülebilir kalknma kavram ilk<br />

kez 1990-1994 yllarn kapsayan Altnc<br />

Be Yllk Kalknma Plan’nda anlmtr.<br />

47


Çevre Diplomasisi<br />

Sürdürülebilir kalknma ile kartrlan<br />

<strong>ve</strong> dahas baz müzakerelerde “anlam saptrma”<br />

amacyla diplomatlarn çeitli metinlere<br />

bilerek kattrd bir dier önemli<br />

kavram ise sürdürülebilir büyümedir. Her<br />

ne kadar bu kavram baz ekolojik boyutlara<br />

indirgenebilinse de temel olarak ekonomik<br />

bir kavramdr <strong>ve</strong> ülke zenginlik <strong>ve</strong> refahnn<br />

düzenli olarak artmas, sabitlenmemesi<br />

<strong>ve</strong>ya azalmamas anlamnda kullanlr;<br />

istatistiki bir kesinlikle ölçülebilir. Oysa<br />

sürdürülebilir kalknma u an için ölçülebilir<br />

bir parametre deildir. Buna ila<strong>ve</strong>ten<br />

sürdürülebilir kalknma tanm ekolojik <strong>ve</strong><br />

etik unsurlar içermektedir.<br />

Çevre Diplomasisinin Aktörleri<br />

Kimlerdir<br />

Diplomasi, nihai olarak metin oluturma<br />

<strong>ve</strong>ya oluturulmu bir metini ekillendirme<br />

esasna dayanr; yani yazl belge<br />

üzerinden yaplr. Bu metinler anlamalar,<br />

sözlemeler <strong>ve</strong> protokollerdir. Bu metin<br />

oluturma sistemlerinde rol alan aktörler;<br />

ülkeler, resmi <strong>ve</strong> gayr resmi ilgi gruplar,<br />

sivil organizasyonlar-sivil toplum örgütleri,<br />

özel sektör organizasyonlar-odalar, dernekler,<br />

vakar, bilimsel organizasyonlar,<br />

bamsz bir yurdu olmayan <strong>ve</strong> otonomisi<br />

olan/olmayan yerli <strong>ve</strong> yerel halklar, iki tara<br />

ya da çok tara ibirlii amaçl uluslar<br />

aras organizasyonlar <strong>ve</strong> bunlarn resmi sekreteryalardr.<br />

Uluslararas organizasyonlar<br />

içerisinde çeitli kurulu <strong>ve</strong> programlar<br />

yer almaktadr. Bunlardan küresel ölçekte<br />

çalan balcalar UNEP, Dünya Bankas,<br />

UNDP, UNESCO v.b. dir. Bölgesel ölçekte<br />

çalanlar ise AB, OECD, KE v.b. dir.<br />

Aktörler, yaplarnn müsait olmas artyla<br />

“bilgi toplama, kir deiimi, öneri<br />

formülize etme, resmi/gayr resmi müzakere<br />

seanslar düzenleme, yasal dökümanlar<br />

hazrlama, oylama”, kapasite gelitirme,<br />

tecrübe paylam, mevzuat hazrlama, metin<br />

onaylama/imzalama gibi amaçlarla iki<br />

tara ya da çok tara olarak buluabilirler.<br />

Çevre diplomasisi açsndan çok önemli<br />

bir nokta da program yapsnda olan organizasyonlarda<br />

(UNEP <strong>ve</strong> UNDP gibi) oylama<br />

sisteminin bulunmamasdr. Bu sebeple<br />

bir platformda, daha önceden programn<br />

otoritesi taraar tarafndan kabul edilmi<br />

deilse (taraar konferans metni hazrlama<br />

otoritesi <strong>ve</strong>ya platformun kuruculuundan<br />

doan haklar gibi), program sekreteryasnn<br />

kendi çalmas dorultusunda alnm<br />

kararlarnn ülkeler için balaycl yoktur<br />

<strong>ve</strong> hatta bu programlar tarafndan hazrlanan<br />

metinlerin müzakere edilmesinin reddi<br />

mümkündür. Zira bütün aktörler içinde en<br />

önemlisi egemen ülkelerdir, çünkü sadece<br />

ülkeler oy hakkna sahiptir. Ne var ki burada<br />

öyle bir tablo ortaya çkar; bir program,<br />

hatta ülkeler dndaki baz aktörler ilgilerini<br />

metinlere platform (sözleme, protokol)<br />

sekreteryas üzerinden dolayl olarak yanstabilirler.<br />

Ayn ekilde sekreterya içerisinde<br />

temsili olan bir ülke de bunu yapabilir <strong>ve</strong><br />

bu konu kaçnlmaz olarak siyasi <strong>ve</strong> ekonomiktir.<br />

Çevre Diplomatnda Olmas Gereken<br />

Entellektüel Birikim<br />

Nihayetinde çevreyle ilgili olsun ya da<br />

olmasn diplomasi, daha önceden de belirtildii<br />

gibi tanmlanm bir ekonomik <strong>ve</strong>ya<br />

siyasi çkar için yaplr <strong>ve</strong> bazen çkarn<br />

doas gerei entellektüel hakllk olmayabilir.<br />

Böyle bir durumla karlaan bir<br />

çevre diplomat hem çevre hukukunu hem<br />

de uluslararas ilikileri çok iyi biliyor olmaldr,<br />

böylece gereken ince manevralar<br />

yapabilmelidir. Bunun için teknik bilgiye<br />

haiz olmak ya da teknik bilgiye sahip üyeleri<br />

olan bir takm içerisinde olmak da son<br />

derece faydal <strong>ve</strong> gereklidir.<br />

Bütün boyutlaryla konuyu ele ald-<br />

mzda bir çevre diplomat; uluslararas<br />

ilikiler <strong>ve</strong> uluslararas hukuk, çevre hukuku,<br />

çevre teknolojileri, çevre gü<strong>ve</strong>nlii <strong>ve</strong><br />

çevre yönetimi, çevre etii, ülkesel öncelikler<br />

<strong>ve</strong> çekinceler/sakncalar konularnda<br />

kesin olarak; bunun yan sra, iklim, enerji,<br />

biyolojik çeitlilik, koruma biyolojisi, peyzaj,<br />

jeolojik miras, su vb. konularnda ise<br />

gerektii kadar bilgiye sahip olmaldr. Hiç<br />

üphe yok ki bu i aslnda bir takm iidir.<br />

Çevresel Teknolojiler<br />

Çevresel teknolojiler, temiz teknolojiler<br />

<strong>ve</strong> cleantech olarak da bilinen yeil teknolojiler,<br />

doa üzerine yaplan insan faaliyet-<br />

Birlemi Milletler Genel Kurulu<br />

48


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

lerinin çevrebilimsel bilgiler <strong>ve</strong> teknikler<br />

dorultusunda, doaya en az zarar <strong>ve</strong>rmesi<br />

<strong>ve</strong> kalknmann sürdürülebilir olmas esaslarna<br />

dayanr.<br />

Bir çevre diplomat tarafndan bilinmesinde<br />

fayda olan belli bal çevre teknolojileri<br />

aada sralanmtr.<br />

1. Geri dönüüm teknolojileri: Yeniden<br />

kullanlabilir olan maddelerin yeniden<br />

kullanm ile ilgili teknolojilerdir. Kat,<br />

teneke, cam, plastik, demir-çelik gibi maddeler<br />

geri dönütürülebilir.<br />

2. Yenilenebilinir enerji teknolojileri:<br />

“Yenilenebilirler Küresel Durum Raporu”<br />

2007 <strong>ve</strong> <strong>2009</strong> raporlarnda güne, rüzgar,<br />

su, dalga <strong>ve</strong> jeotermal kaynaklar gibi do-<br />

ada kendiliinden yenilenen unsurlardan<br />

kaynaklanan enerjilerin yenilenebilinir<br />

enerji olarak kabul edildii yer almaktadr.<br />

3. Çevre remeditasyonu teknolojileri:<br />

Çeitli kimyasallar, biyolojik maddeler<br />

<strong>ve</strong> kitle kaldrma metotlaryla çevresel kirlilie<br />

sebep olan maddelerin kaldrlmas<br />

yöntemleridir. Çevresel kirliliin kaldrlmasnda<br />

en etkin yöntemin hala damtma<br />

olduunu ileri süren çalmalar varsa da bu<br />

konuda yeni metotlarn aratrlmasna hzla<br />

devam edilmektedir.<br />

4. <strong>Su</strong> artm teknolojileri: <strong>Su</strong>daki<br />

(göller, akarsular, denizler, yer alt sular)<br />

kirliliin kaldrlmas amacn güden bu<br />

teknolojiler, büyüyen tarm <strong>ve</strong> sanayi sektörleri<br />

sebebiyle artan su kullanmn göz<br />

önüne alrsak, 21. yy çevre biliminin en<br />

önemli konularndan birisidir.<br />

5. çme suyu artm teknolojileri:<br />

çme sularnn artm ile ilgilidir.<br />

6. Kat atk yönetimi teknolojileri:<br />

Kat atklarn tüketim, yeniden kullanm,<br />

artma, boaltma <strong>ve</strong> genel olarak yönetimi<br />

ile ilgili teknolojilerdir.<br />

Deerlendirmeler<br />

Ülkemiz birçok çevresel kaynak açsndan<br />

son derece zengindir <strong>ve</strong> birçok çevresel<br />

platforma taraf olmutur. Bu durum<br />

ülkemizin etkin bir çevre diplomasisine<br />

olan ihtiyacn da gözler önüne sermektedir.<br />

Etkin bir çevre diplomasisi için gerekli<br />

olan en önemli öe yetimi kadrolardr.<br />

Tarihin sayl medeniyetlerinden birisi<br />

olan ülkemizin köklü bir devlet <strong>ve</strong> diplomasi<br />

gelenei olduu aikardr. Ne var ki<br />

ülkemizde hala çevre diplomasisi ile ilgili<br />

<strong>ve</strong> “çok disiplinli program” eitimi <strong>ve</strong>ren<br />

üni<strong>ve</strong>rsitemiz yoktur. 20.yy’n son çeyre-<br />

Kaynaklar<br />

J.B. Ruhl Water Wars, Eastern Style: Divvying Up the<br />

Apalachicola-Chattahoochee-Flint Ri<strong>ve</strong>r Basin JOURNAL<br />

OF CONTEMPORARY WATER RESEARCH & EDU-<br />

CATION<br />

Radioacti<strong>ve</strong> Minerals. R. Dhana Raju. Geological Society<br />

of India, P.B. No. 1922, Gavipuram P.O., Bangalore 560<br />

019. 2005. 65 pp.<br />

The UNEP Magazine for Youth-www.unep.org/pdf/tunza/<br />

Tunza_6.3_EN.pdf<br />

Environmental Diplomacy Conference Report-Washington<br />

D.C. 18 Kasm 1998<br />

H.H. Çal, Sürdürülebilir Kalknmann Türkiye’deki Geli-<br />

imi, www.caginpolisi.com.tr (Online yayn)<br />

Internet: www.graduateinstitute.ch/corporate/executi<strong>ve</strong>/<br />

training-workshops/environmental-diplomacy_en.html<br />

Türkiye Çevre Sorunlar Vakf, Ortak Geleceimiz, Dünya<br />

Çevre <strong>ve</strong> Kalknma Komisyonu Raporu, TÇSV Yaynlar,<br />

Ankara, 1989, s:71-97. s:31-32.<br />

Türkiye Çevre Vakf, Ansiklopedik Çevre Sözlüü, TÇV<br />

Yaynlar, Ankara, 2001, s: 328.<br />

Ruen KELE, <strong>ve</strong> Can HAMAMCI, Çevrebilim, mge Kitabevi,<br />

Ankara, 1998, s:155-157.<br />

Nesrin ALGAN, “Devlet Politikalar Balamnda Çevre<br />

<strong>ve</strong> Çevre Korumann Tarihine Ksa Bir Bak”, Türkiye’de<br />

Çevrenin <strong>ve</strong> Çevre Korumann Tarihi Sempozyumu 7-8<br />

Nisan 2000, Türkiye Ekonomik <strong>ve</strong> Toplumsal Tarih Vakf,<br />

stanbul, 2000, s: :227.<br />

Gülün EGEL, Avrupa Birlii <strong>ve</strong> Türkiye’de Çevre Politikalar,<br />

TÇV Yaynlar, Ankara, s: 103.<br />

inden itibaren önemi hzla artan <strong>ve</strong> 21.<br />

yy’n en önemli gündemlerinden birisi olan<br />

çevre konusunda daha çok sayda <strong>ve</strong> daha<br />

donanml diplomatlar yetitirmemiz için<br />

konuya üni<strong>ve</strong>rsitelerimiz, hatta TODAE<br />

eilmelidir. Bunun yan sra koullar bize<br />

benzeyen ülkelerle anlaml ibirlii olanaklar<br />

aratrlmal, aktif bir politika izlenmeli<br />

<strong>ve</strong> dünya çevre gündeminin lehimize olacak,<br />

en azndan aleyhimize olmayacak ekilde<br />

biçimlendirilmesi salanmaldr.<br />

Lawrence E. SUSSKIND, Environmental Diplomacy-<br />

Negotiating More Effecti<strong>ve</strong> Global Agreements, Oxford<br />

Uni<strong>ve</strong>rsity Press, 1994, s:11<br />

Lawrence E. SUSSKIND, a.g.e., s:46<br />

Recycling” June 15th, <strong>2009</strong>. http://earth911.com/recycling/<br />

Renewables Global Status Report <strong>2009</strong> - www.ren21.net/<br />

pdf/RE_GSR_<strong>2009</strong>_Update.pdf<br />

Li<strong>ve</strong>science. June 27,<strong>2009</strong>.10 top emerging environmental<br />

technologies. www.reference.md/les/D052/mD052918.<br />

html<br />

Gershon Cohen Ph.D.. “The ‘Solution’ to Pollution<br />

Is Still ‘Dilution’”. Earth Island Institute.<br />

http://www.earthisland.org/eijournal/new_articles.<br />

cfm?articleID=299&journalID=49.<br />

Recycling” June 15th, <strong>2009</strong>. http://earth911.com/recycling/<br />

“What is Water Purication”. June 16th, <strong>2009</strong>,<br />

http://www.bionewsonline.com/s/what_is_water_purication.htm<br />

“Sewage Treatment”. June 17th, <strong>2009</strong><br />

http://www.euwfd.com/html/sewage_treatment.html<br />

“Sewage Treatment”. Retrie<strong>ve</strong>d June 17th, <strong>2009</strong><br />

http://www.euwfd.com/html/sewage_treatment.html “Environmental<br />

remedies and water Resource<br />

http://www-esd.lbl.gov/ERT/index.html “Urban Waste<br />

Management”. June 16th, <strong>2009</strong>.<br />

http://web.worldbank.org/WBSITE/EXTERNAL/TO-<br />

PICS/EXTURBANDEVELOPMENT/ EXTUSWM<br />

49


Özel Çevre Koruma Kurumu Bakanl<br />

Soyu Tükenmekte Olan 4 Bitki Türü<br />

Datça Hurmas, Serik Armudu,<br />

Sla Aac, Peygamber Çiçei<br />

Datça Hurmas<br />

Datça hurmas, Türkiye <strong>ve</strong><br />

Rodos adasna özgü, 4. buzul<br />

çandan kalan endemik bir tür.<br />

Buzul çanda, güneydeki scak<br />

iklimlere inen Datça hurmas<br />

<strong>ve</strong> sla gibi türler derin dere<br />

<strong>ve</strong> ky vadileri gibi korunakl<br />

alanlarda günümüze dein ula-<br />

abilen türler arasnda.<br />

Datça Hurmas vadi tabanlarnda<br />

bulunmaktadr. Çok<br />

snrl yayla sahip olan bu<br />

tür kuzeyde Eksera Deresi yamaçlarnda<br />

<strong>ve</strong> güney ky kesiminde<br />

Azganak Tepe, Karacahapiba,<br />

Yarmcaba Tepe,<br />

Kovalca Tepe, Tanman Tepe,<br />

Lindasba Tepe, Andzcl Tepe<br />

civarnda yaylm göstermektedir.<br />

Kurumumuz 2008 ylnda<br />

türün biyolojik çeitlilik yönünden<br />

izlenmesi, korunmas<br />

<strong>ve</strong> gelitirilmesi amacyla “Datça<br />

Hurmas Koruma <strong>ve</strong> zleme<br />

Projesi”ni balatmtr. Bu proje<br />

ile türün yetime alanndaki<br />

yerel halkn, bölge ziyaretçilerinin<br />

<strong>ve</strong> turizm yatrmclarnn<br />

eitim <strong>ve</strong> bilinçlendirme yolu<br />

ile koruma faaliyetlerine itirakinin<br />

salanmas da hedeenmektedir.<br />

Serik Armudu<br />

Gülgiller familyasna<br />

ait, Belek için lokal endemik<br />

<strong>ve</strong> nesli tehlike altnda<br />

bir türdür.<br />

Türün Yeri: Belek Özel<br />

Çevre Koruma Bölgesi habitatlar<br />

Özel Çevre Koruma<br />

Kurumu’nun yapt iler :<br />

Kurumumuz 2008 ylnda<br />

türün biyolojik çeitlilik<br />

yönünden korunmas <strong>ve</strong> gelitirilmesi<br />

<strong>ve</strong> Belek Özel<br />

Çevre Koruma Bölgesi habitatlarnn<br />

turizm, tarm <strong>ve</strong><br />

hayvanclk faaliyetlerinin<br />

Serik Armudunun yetime<br />

alan ile örtümesinden kaynaklanan<br />

sorunlarnn almas<br />

için bölgedeki tarmla<br />

<strong>ve</strong> hayvanclkla uraan<br />

yerel halkn, bölge ziyaretçilerinin<br />

<strong>ve</strong> turizm yatrmclarnn<br />

eitim <strong>ve</strong> bilinçlendirme<br />

yolu ile koruma<br />

faaliyetlerine itirakinin<br />

salanmas amacyla “Serik<br />

Armudu Koruma <strong>ve</strong> zleme<br />

Projesi” ni balatmtr.<br />

Yabani Armut<br />

50


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

Sla Aac<br />

Sla Aac<br />

Köyceiz-Dalyan Özel<br />

Çevre Koruma Bölgesi’ndeki<br />

Doal Günlük <strong>Orman</strong> Adacklar<br />

birbirinden kopuk <strong>ve</strong><br />

küçük yüz ölçümlü olmalar<br />

nedeniyle; zilyet basksyla<br />

köylüler tarafndan tarm<br />

alanlarna dönütürülerek<br />

hzla yok edilmektedir.<br />

Günlük aac olarakta<br />

adlandrlan Sla aac,<br />

ülkemizin güneybatsnda,<br />

belli kesimlerde doal olarak<br />

bulunmaktadr. Bulunduu<br />

yörelerin kuzey snrn Büyük<br />

Menderes Nehri, dou<br />

snrn Aksu Nehri, güney<br />

<strong>ve</strong> bat snrn da Akdeniz<br />

oluturmaktadr.<br />

Özel Çevre Kurumu<br />

2008 ylnda Tersiyerden<br />

kalan <strong>ve</strong> doal olarak dar bir<br />

alanda yayl gösteren Sla<br />

aac ormanlarnn ekosistemini<br />

korumak, Doal Liquidambar<br />

orientalis türünün<br />

gen havuzunun <strong>ve</strong> bölgesel<br />

orman mozaiinin muhafaza<br />

edilmesi <strong>ve</strong> kaltmnn<br />

genetik mirasn devamll<br />

salanarak Sla Aac ’nn<br />

Doal Ortamnda Korunmas,<br />

Avrupa Tarmsal <strong>ve</strong><br />

Doal Peyzajnn korunmas<br />

amacyla “Sla Aac Koruma<br />

<strong>ve</strong> zleme Eylem Plan”<br />

projesini balatm olup, 1.<br />

Payda Toplants 23 Mays<br />

2008 tarihinde Dalyan’da<br />

gerçekletirilmitir.<br />

Peygamber Çiçei<br />

Dünya Doay Koruma Birlii Kriterlerine<br />

göre nesli tehlike altnda, Bern<br />

Sözlemesi’ne (Avrupa’nn Yaban Hayat<br />

<strong>ve</strong> Yaama Ortamlarnn Korunmas Sözlemesi)<br />

göre de “Kesin Korunan Bitki<br />

Türü” listesinde yer almaktadr.<br />

Ankara Gölba civarnda yetimektedir.<br />

Kurumumuz 2008 yl içerisinde türün<br />

korunmasna yönelik olarak Mogan<br />

Gölü Doru kesiminde Mogan Gölü bat<br />

kesiminde (ANÇEVA <strong>Orman</strong> çi Dinleme<br />

Tesisi, Kültür <strong>ve</strong> Turizm Bakanl Devlet<br />

Opera <strong>ve</strong> Balesi Arazisi) çekirdek zon<br />

konumundaki lokalitelerde i<strong>ve</strong>di olarak<br />

önlemlerin alnmas amacyla bir koruma<br />

eylem plan hazrlanmas çalmas balatlmtr.<br />

Bu proje ile;<br />

-Koruma kriterlerinin belirlenmesi,<br />

-Tür yönetim plan hazrlanmas,<br />

-Türün rezerv alanlarnn belirlenmesi,<br />

-Türün eko-turizme açlmas için gerekli<br />

çalmalarn yaplmas,<br />

-Gölba Havzasnda yer alan dier<br />

endemik türlerinde koruma altna alnmas<br />

için “Endemik Türler Botanik Bahçesi”<br />

oluturulmas hedeenmektedir.<br />

Proje ile yükleniciye tahsis edilen üç<br />

dönümlük temizlenmi çekirdek zon olan<br />

bu arazi, çit ile koruma altna alnm düzenli<br />

<strong>ve</strong> tesadüfe bal deneme düzeneine<br />

göre tohumlar ekilip, bakmlar yaplmaktadr.<br />

Bu srada;<br />

-Tohumlarn çimlenme yetenekleri,<br />

dallanma, çiçeklenme, renklenme durumlar<br />

aratrlmakta,<br />

-Çiçek üzerinde faaliyet gösteren böcekler<br />

<strong>ve</strong> kular tespit edilmekte,<br />

-Bitkinin tohum tutma kapasitesinin<br />

tespiti yaplmakta,<br />

-Bitkideki gelimeler her aamada resimlenmektedir.<br />

Peygamber Çiçei<br />

51


Güner ERGÜN*<br />

Le<strong>ve</strong>nt KESKN**<br />

Nurhan EN***<br />

Özel Çevre Koruma Kurumu<br />

Bakanl<br />

Çevre Koruma Aratrma <strong>ve</strong><br />

nceleme Daire Bakanl<br />

*nceleme ube Müdürü<br />

**Uzman<br />

*** Uzman<br />

Türkiye’nin<br />

Korunan Alanlar<br />

Sisteminin Güçlendirilmesi,<br />

Deniz <strong>ve</strong> Ky Koruma Alanlarnn<br />

Sürdürülebilirliinin Kolaylatrlmas Projesi<br />

Doal kaynaklarn korunmas <strong>ve</strong> devamllnn salanmas, 21. Yüzylda insanln<br />

en önemli sorunlarndan biri olmaya devam etmektedir. Dünya nüfusundaki hzl arta<br />

karn, doal kaynaklarn hzla tüketilmesi, düzenli yerleim alanlarnn daralmas,<br />

çevre kirlilii ile ilgili problemler, ülkeleri ortak çözüm arama yolunda giderek daha<br />

sk bir ibirliine yöneltmektedir. Çevrenin, doal <strong>ve</strong> kültürel kaynaklarn korunmas<br />

amacyla yaplan çalmalar uluslararas sözleme <strong>ve</strong> antlamalarla hukuki bir zeminde<br />

<strong>ve</strong> bilimsel aratrmalarn nda yürütülmektedir.<br />

Projenin amac,<br />

ulusal ky <strong>ve</strong><br />

deniz alanlar<br />

koruma sistemini<br />

güçlendirmek <strong>ve</strong><br />

etkin yönetimini<br />

kolaylatrmaktr.<br />

Barndrd önemli biyolojik çeitlilik deerleri<br />

ile üç biyolojik bölgeye ayrlan Türkiye,<br />

iki karasal (Kafkaslar <strong>ve</strong> Akdeniz) <strong>ve</strong> bir denizel<br />

(Akdeniz) alan arasnda olmak üzere küresel ölçekte<br />

200 ekolojik bölge içinde kalmaktadr. Bu alanlar<br />

tadklar koruma deerleri açsndan dünyann<br />

en önemli ekolojik bölgeleri içinde gösterilmektedir.<br />

Türkiye, Doal Hayat Koruma Vakf (WWF) tarafndan<br />

belirlenen dünyann en önemli 200 ekolojik<br />

bölgesinden üç tanesine ev sahiplii yapmaktadr.<br />

Ülkemiz Akdeniz, Ege Denizi, Marmara Denizi <strong>ve</strong><br />

Karadeniz kylar <strong>ve</strong> adalar da dahil yaklak 8.500<br />

km ky uzunluuna sahiptir. Böylesine uzun deniz<br />

<strong>ve</strong> ky alanlar zengin biyolojik çeitlilik deerlerini<br />

barndrmaktadr.<br />

Bu balamda ülkemiz özellikle son on be yl<br />

içerisinde biyolojik çeitliliin korunmas amacyla<br />

birçok uluslararas antlamaya taraf olmutur. Bern<br />

Sözlemesi olarak bilinen “Avrupa’nn Yaban Hayatnn<br />

<strong>ve</strong> Habitatlarnn Korunmas Sözlemesi”yle,<br />

nesli tehdit <strong>ve</strong> tehlike altnda olan türlerin korunmas<br />

taahhüt edilmitir. Söz konusu türler <strong>ve</strong> habitatlarn<br />

korunmas “Barselona Sözlemesi” ile de koruma altna<br />

alnmtr.<br />

Akdeniz’de biyolojik çeitliliin korunmasna yönelik<br />

çalmalar, Barselona Sözlemesi’nin eki protokollerinden<br />

olan “Akdeniz’de Özel Koruma Alanlar<br />

<strong>ve</strong> Biyolojik Çeitlilik Protokolü” çerçe<strong>ve</strong>sinde sürdürülmektedir.<br />

Protokolün ilk hali “Akdeniz’de Özel<br />

Olarak Korunan Alanlara Ait Protokol” dür. 1995 y-<br />

52


Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

^<br />

lnda revize edilerek ad “Akdeniz’de Özel<br />

Koruma Alanlar <strong>ve</strong> Biyolojik Çeitlilik<br />

Protokolü” olarak deitirilmitir. Taraf ülkelerce<br />

1982 ylnda imzalanan protokol 26<br />

Mart 1986 ylnda yürürlüe girmitir. Ülkemiz<br />

Protokol’e taraf olduktan sonra konuyla<br />

ilgili ulusal uygulamalardan sorumlu<br />

bir otorite olarak Özel Çevre Koruma<br />

Kurumu Bakanl’n 1989 ylnda tesis<br />

etmi <strong>ve</strong> bugüne kadar 14 adet alan Özel<br />

Çevre Koruma Bölgesi olarak tespit <strong>ve</strong> ilan<br />

edilmitir. Akdeniz’de Özel Koruma Alanlar<br />

<strong>ve</strong> Biyolojik çeitlilie likin Protokol<br />

kapsamnda Birlemi Milletler Çevre<br />

Program (UNEP) tarafndan Türkiye’de<br />

12 adet alan özel koruma alanlar listesine<br />

alnmtr. Bunlardan 9 tanesi Özel Çevre<br />

Koruma Bölgesi olup, 3 tanesi Milli Park<br />

niteliindedir. Bunlar; Köyceiz-Dalyan,<br />

Foça, Fethiye-Göcek, Datça, Gökova,<br />

Göksu, Patara, Kekova, Belek, Dilek Yarmadas<br />

Milli Park, Gelibolu Milli Park <strong>ve</strong><br />

Beydalar Milli Park’dr.<br />

Ülkemizdeki önemli doal kaynaklarn<br />

sürdürülebilir kullanm için korunan alanlarda<br />

bir sistem oluturulmas gereklidir.<br />

Oldukça kstl koruma etkinlikleri bulunan<br />

deniz <strong>ve</strong> ky koruma alanlar için de böyle<br />

bir sistemin kurulmas gereklidir.<br />

Bu gereklilikten hareketle, Küresel<br />

Çevre Fonu (GEF) 4. döneminde, ülkemizin<br />

deniz <strong>ve</strong> ky alanlarnn etkin bir koruma<br />

<strong>ve</strong> yönetim sistemine kavuturulmasn<br />

amaçlayan büyük ölçekli “Türkiye’nin Korunan<br />

Alanlar Sisteminin Güçlendirilmesi,<br />

Deniz <strong>ve</strong> Ky Koruma Alanlarnn Sürdürülebilirliinin<br />

Yaygnlatrlmas Projesi”<br />

GEF Konseyine sunulmu, Proje, Konseyin<br />

ubat 2008’de gerçekleen toplantsnda<br />

deerlendirilmitir.<br />

GEF–4 “Türkiye’nin Korunan Alanlar<br />

Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi” krini<br />

<strong>ve</strong> projeden beklenen faydalar içeren Proje<br />

Tanmlama Belgesi onay GEF’in 22 ubat<br />

2008 tarihli mektubu ile; projenin hazrlk<br />

yöntemini belirten Proje Hazrlama Hibesi<br />

belgesi onay ise GEF’in 27 Mart 2008<br />

tarihli mektubu ile Özel Çevre Koruma<br />

Kurumu Bakanl’na bildirilmi <strong>ve</strong> proje<br />

hazrlklar balamtr.<br />

Proje koordinasyonu Özel Çevre Koruma<br />

Kurumu Bakanl ile Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong><br />

Bakanl D likiler <strong>ve</strong> Avrupa Birlii<br />

Dairesi Bakanl tarafndan salanmakta<br />

olup, proje doküman hazrlk sürecine<br />

ilikin tüm faaliyetler Özel Çevre Koruma<br />

Kurumu Bakanl tarafndan yürütülmektedir.<br />

Projenin GEF uygulayc kuruluu<br />

Birlemi Milletler Kalknma Fonu<br />

(UNDP)’dur. Proje paydalar; Çevre <strong>ve</strong><br />

<strong>Orman</strong> Bakanl, Tarm <strong>ve</strong> Köyileri Bakanl,<br />

Kültür <strong>ve</strong> Turizm Bakanl, Bayndrlk<br />

<strong>ve</strong> skân Bakanl, Ulatrma Bakanl,<br />

Devlet Planlama Tekilat, Denizcilik<br />

Müstearl, Sahil Gü<strong>ve</strong>nlik Komutanl,<br />

Valilikler, mahalli idareler, üni<strong>ve</strong>rsiteler,<br />

aratrma enstitüleri <strong>ve</strong> ulusal <strong>ve</strong> yerel sivil<br />

toplum örgütleridir.<br />

Projenin amac, ulusal ky <strong>ve</strong> deniz<br />

alanlar koruma sistemini güçlendirmek <strong>ve</strong><br />

etkin yönetimini kolaylatrmaktr. Projenin<br />

bütçesini oluturan d kaynaklardan<br />

2. 220.000 US $ (GEF: 2.200.000 US $ <strong>ve</strong><br />

UNDP: 20.000 US $ ) <strong>ve</strong> ulusal kaynaktan<br />

4.000.000 US (2.000.000 US $ ayni <strong>ve</strong><br />

2.000.000 US $ akdi) olmak üzere toplamda<br />

6.220.000 US $ bir katk gelecektir. Proje,<br />

Eylül <strong>2009</strong>-Eylül 2013 tarihleri arasnda<br />

uygulanacaktr.<br />

Proje bileenleri:<br />

1. Mevcut ky <strong>ve</strong> deniz alanlarnn<br />

daha etkin yönetimi <strong>ve</strong> öncelikle yeni ky<br />

<strong>ve</strong> deniz alanlarnn kurulmas için sorumlu<br />

kurumlarn ihtiyaç duyduu iç yap <strong>ve</strong> kapasitenin<br />

güçlendirilmesi,<br />

Türkiye’nin korunan alanlar sistemi deniz<br />

bileeninin yönetimi güçlendirilecek <strong>ve</strong><br />

deniz alanlar kapsama alan arttrlacaktr.<br />

Bu da Özel Çevre Koruma Bölgeleri <strong>ve</strong> balkçlk<br />

koruma alanlar gibi iki önemli alt<br />

sistem bileenlerinin geniletilmesi <strong>ve</strong> güçlendirilmesini<br />

ihtiva edecektir.<br />

Bu sonuca ulamak için:<br />

• Mevcut deniz koruma alanlarnn yönetim<br />

kapasitesinin gelitirilmesi,<br />

• 5 Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde <strong>ve</strong><br />

Ayvalk Adas’nda zonlama çalmasnn<br />

yaplmas,<br />

• Ulusal korunan alanlar sistemi içindeki<br />

deniz alanlar kapsamnn geniletilmesi<br />

<strong>ve</strong> buradaki yeni alanlar için yönetim kapasitesinin<br />

kurulmas: 100.000 ha.’lk yeni<br />

deniz <strong>ve</strong> ky koruma alannn kurulmas,<br />

• Deniz koruma alanlar sistemi temeline<br />

dayal denizsel biyolojik çeitlilik kapsamnda<br />

boluk analiz deerlendirmesi:<br />

Çalma grubu tarafndan <strong>ve</strong>ri <strong>ve</strong> bilgilerin<br />

deerlendirilerek 10 yllk Eylem Plannn<br />

gelitirilmesi <strong>ve</strong> ky deniz koruma alanlarnn<br />

genilemesi çalmalarna katk salanmas,<br />

• Kurumlar aras koordinasyon mekanizmasnn<br />

kurularak deniz koruma alanlarnn<br />

genilemesi için 10 yllk bir ulusal<br />

strateji <strong>ve</strong> eylem plannn onaylanmas gerekmektedir.<br />

53


Türkiye’nin Korunan Alanlar Sisteminin Güçlendirilmesi,<br />

2. Deniz koruma alanlar planlama <strong>ve</strong><br />

yönetim sisteminin etkin i planlamas, yeterli<br />

etkin yönetim maliyeti <strong>ve</strong> gelir üretim<br />

düzeyine imkân <strong>ve</strong>rmesinin salanmas,<br />

GEF tarafndan desteklenecek faaliyette,<br />

Özel Çevre Koruma Kurumu<br />

Bakanl’ndaki mevcut organizasyonel<br />

engellerin kaldrlmas, tüm dünyada bilinen<br />

yeni gelir üreten önlemlerin Türkiye<br />

artlarna dahil edilmesi, merkezi hükümet<br />

<strong>ve</strong> yerel seviyedeki karar <strong>ve</strong>riciler <strong>ve</strong> Özel<br />

Çevre Koruma Bölgelerindeki yerel kaynak<br />

kullanclar arasnda farkndaln yaratlmas<br />

<strong>ve</strong> yeni düzenlemelerin desteklenmesi<br />

salanacaktr.<br />

54<br />

Bunun için de;<br />

• Özel Çevre Koruma Kurumu’nun sürdürülebilir<br />

nans yönetimi kapasitesinin<br />

artrlmas için i planlarna adapte edilen<br />

nansal sistem <strong>ve</strong> uygulamalarnn oluturulmas,<br />

• Hazrlanan i planlarnn gözden geçirilmesi<br />

<strong>ve</strong> sistem nanslamann benimsenmesi<br />

<strong>ve</strong> uygulanmas (yeni gelir frsatlarnn<br />

düzenli olarak tanmlanmas, tanmlanan<br />

ihtiyaçlar optimal karlayacak öncelik <strong>ve</strong><br />

zamanlamaya yönelik nans tahsisi.<br />

• Yerinde uygun gelir üretme mekanizmas<br />

<strong>ve</strong> uygulanmas. Gelitirme Birimince<br />

Özel Çevre Koruma Bölgeleri deniz<br />

alanlarnda i planlarnn gözden geçirilmesi<br />

sonucu, bunun yeni gelir frsatlarnn<br />

salanmas, Özel Çevre Koruma Bölgelerindeki<br />

yatrm maliyetleri <strong>ve</strong> devirlenen<br />

iletme masraarnn maliyet yönetimi,<br />

• Yerinde uygun harcamalarn karlanma<br />

mekanizmas <strong>ve</strong> uygulanmas. Özel<br />

Çevre Koruma Kurumu’nun proje <strong>ve</strong> yeniden<br />

tekrarlanan gider maliyetlerini azaltmak<br />

için gelir üretimine ek olarak maliyet<br />

karlama <strong>ve</strong> maliyet paylam frsatlarnn<br />

tanmlanmas,<br />

• Ky <strong>ve</strong> deniz alanlar harcama <strong>ve</strong><br />

gelir üretimi için kurumsal sorumluluklar<br />

üzerinde anlama. Özel Çevre Koruma Kurumu<br />

Bakanl’nn çeitli kamu kurumlar<br />

ile gelir yaratma, harcama <strong>ve</strong> yönetim<br />

konusunda i çerçe<strong>ve</strong> anlamalarn gelitirmesi,<br />

• Özel Çevre Koruma Kurumu Bakanl<br />

planlama uygulamalar içine ekonomik<br />

maliyet yönetimi için ekonomik prensiplerin<br />

entegrasyonu,<br />

• Ky <strong>ve</strong> deniz alanlar için destek <strong>ve</strong><br />

farkndaln arttrlmas,<br />

• Deniz koruma alanlar 10 yllk genileme<br />

plan uygulanmas için sürdürülebilir<br />

nans stratejilerinin tespit edilmesi gerekmektedir.<br />

3. Ky <strong>ve</strong> deniz koruma alanlarnn çok<br />

amaçl kullanm içinde ekonomik faaliyetlerin<br />

yönetimi <strong>ve</strong> düzenlenmesi için kurumlar<br />

aras koordinasyon mekanizmasnn<br />

yerletirilmesi.<br />

Deniz kaynakl tehditlerin yönetimi<br />

için koordinasyon balkçlk-gemi kaynakl<br />

tehditler-karasal kirleticiler gibi farkl alana<br />

yönelik çözüm önerisi gelitirilmesi <strong>ve</strong><br />

son olarak farkl taraarn koordinasyon<br />

mekanizmalar gelitirerek çözüm süreçlerine<br />

dahil edilmesinin salanmas gerekmektedir.<br />

• lgili ulusal <strong>ve</strong> yerel kamu kurumlar<br />

arasnda bu alanlara ilikin farkndaln<br />

arttrlmas,<br />

• zleme, uygulama <strong>ve</strong> çatma çözümü<br />

salama konularnda ÖÇKK <strong>ve</strong> ilgili dier<br />

yerel <strong>ve</strong> kamu kurumlarnn bir arada çalma<br />

mekanizmasnn gelitirilmesi,<br />

• Özel Çevre Koruma Kurumu Bölgeleri<br />

özelinde hassas zonlarda belirgin kurallarn<br />

gelitirilmesi,<br />

• la<strong>ve</strong> teknik ekiplerin oluturulmas,<br />

• Be Özel Çevre Koruma Bölgesinde<br />

yönetim birimlerinin kurulmas,<br />

• ki Özel Çevre Koruma Bölgesinde<br />

balk avclna yasak bölgelerin oluturulmas,<br />

• Deniz Koruma amaçlarnn bir ÖÇKB’<br />

de karasal planlama sürecine entegre edilmesi,<br />

• ÖÇK Bölgelerinde gemi kaynakl tehditlere<br />

kar, kurumlar aras koordinasyon<br />

mekanizmalarn gelitirerek <strong>ve</strong> gerekli yasal<br />

düzenlemeleri getirerek kontrol mekanizmas<br />

kurulmas gerekmektedir.


^<br />

Tamer ÇOBANOLU<br />

Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Uzman Yar.<br />

Eitim <strong>ve</strong> Yayn Dairesi Bk.l<br />

Gizemli <strong>Orman</strong>lar<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

ili’nin Fray Jorge Milli Park’na yaklarken,<br />

yol ssz çöllerle kapldr.<br />

Ylda 150 mm’den az ya alan çorak<br />

arazi, amazon manzarasna göre daha<br />

çekicidir. Yola devam ettikçe büyük bir de-<br />

iim görülür. Bu noktada, 1.500 – 2.000<br />

metre yükseklikte yaklak 30 dönümlük bir<br />

yamur orman yer alr. Yamur ormannda<br />

ereltiotu, bataklk yosunlar gibi bitkilerin<br />

boylar gökyüzüne doru uzanmaktadr.<br />

Fray Jorge Tabiat Park ile ilgili çalan<br />

bir grup bilim adam, bu ufak yamur ormannn<br />

çölün ortasnda nasl varln sürdürdüünü<br />

incelerken karlat bir dier<br />

sürpriz, aaçlarn ayn zamanda sisten besleniyor<br />

olmalardr. Bu sis, aaçlarn ihtiyac<br />

olan suyun 3/4’ünü karlamaktadr.<br />

Tabiat Park, ili’ye 600 mil uzaklkta<br />

kuzeyde bulunuyor. Bu alann güneyi daha<br />

nemli, yal <strong>ve</strong> sk bir durumda iken yazn<br />

scak döneminde yaamn sürdürmeleri ise<br />

sise baldr. 25 yldr orman ekosistemlerini<br />

aratran Ekosistem Çalmalar Enstitüsü<br />

çalanlar, bölgedeki sisteme inanmakta<br />

zorluk çektiklerini belirterek, bu ormana bir<br />

adm atnca inanlmaz bir ekosisteme giriyorsunuz<br />

<strong>ve</strong> bu bölgedeki aaçlarn havadaki<br />

su taneciklerini tutmak için gösterdikleri<br />

adaptasyonun esizliine hayret etmemek<br />

elde deil diyorlar<br />

Fray Jorge’de yaayan her canlnn<br />

önemli görevleri var. Örnein, yosunlar <strong>ve</strong><br />

likenler havadaki nemi tutuyorlar. Aaç yapraklar<br />

güneten çok havadaki sisi tutmak<br />

için geni yüzeye sahip ekilde olumular.<br />

Aaçlar kökleri <strong>ve</strong> lizleri ile topraktan ihtiyac<br />

olan nemi almaktalar, kular, böcekler<br />

<strong>ve</strong> dier yaratklar, scak yaz dönemlerinde<br />

su bulmak için ormana akn ederler. Kular<br />

<strong>ve</strong> fareler, ayrca bitkilerin tohum <strong>ve</strong> polenlerini<br />

tarlar.<br />

Daha da harika olan ey, bu milli parkta<br />

bulunan aaçlar, besin maddesi ihtiyaçlarn<br />

sisten gelen besin maddeleriyle karlyorlar.<br />

Ekosistem Çalmalar Enstitüsü’nden<br />

Weathers <strong>ve</strong> arkadalar, zengin okyanus<br />

sular gibi uzaklardan gelen sisin, sülfür,<br />

kalsiyum, fosfor gibi organik maddeleri <strong>ve</strong><br />

gerekli azotu tadn buldular. Columbia<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesi Lamont-Doherty Dünya Gözlemevinden<br />

okyanus bilimci Ajit <strong>Su</strong>bramaniam,<br />

sisin içerisinde yüksek miktarda besin<br />

maddesinin içerdiini <strong>ve</strong> sis yardmyla da-<br />

n üst ksmlarna ulat-<br />

n belirtti. <strong>Su</strong>bramaniam<br />

“Besin maddeleri çounlukla<br />

karadan okyanusa<br />

geçerken burada ters yönde<br />

yüksek miktarda geçi<br />

olduu görülmektedir. Bu<br />

durum allmn dndadr.”<br />

diyerek ekliyor.<br />

Weathers <strong>ve</strong> arkadalar,<br />

eer okyanustan sis<br />

gelmezse milli parktaki<br />

yamur ormanlarnn yok<br />

olabileceini belirtiyorlar.<br />

Bölgenin sk yapsna ramen, topraklar<br />

tarm yapmaya uygun olan Orta Bat<br />

Amerika ile karlatrldnda, bölge toprak<br />

yaps besin maddeleri açsndan oldukça<br />

zayftr. Birçok bitkinin bir arada olduu<br />

bir ortamdaki bitkiler besin maddelerine<br />

besin ulamaya çalacaklardr <strong>ve</strong> sisle gelen<br />

besin dierleri için yeterli olmaktadr.<br />

Bu sebepten dolay, ili’nin ufak yamur<br />

ormanlar için, içerisinde azot bulunan sis<br />

çok büyük önem tayor.<br />

Bölgeye yakn olan Humboldt aknts,<br />

kuzeyden bir dönü ile batya dorudur.<br />

Besin maddesi açsndan da çok zengindir.<br />

Yaplan aratrmalarda bu zenginliin kara<br />

ile paylald görülmütür. Ayrca Weathers,<br />

sisin yamura göre besin maddesi ta-<br />

nmnda 5–300 kat daha etkili olduunu<br />

belirtiyor.<br />

Sis ormanlar, atmosfer hareketleri, okyanus<br />

akntlar, kirleticiler <strong>ve</strong> besin maddeleri<br />

gibi çevresel deerlerin ölçümlerine<br />

hassastr. klim deiiklii, Fray Jorge <strong>ve</strong><br />

dier sis ormanlar açsndan tehlikeler yaratmaktadr.<br />

Örnek olarak, hava hareketleri<br />

<strong>ve</strong> deniz scaklklarndaki deiimler sisin<br />

özelliklerini etkilerler. Sis oluan alanlarda<br />

benzer ekilde deiime urarlar.<br />

Kaliforniya’da Kaliforniya Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Bütünleyici Biyoloji Profesörü Todd<br />

Dawson, “Elimizdeki deerler snrl, son<br />

50 yl için <strong>ve</strong>rilere sahibiz. Bu süreçte, ya-<br />

miktar deikenlik gösterdi diyerek<br />

bölgedeki farkllamay ortaya koyuyor.”<br />

Dawson’a göre sisli gün süresi 14 saatten<br />

11 saate inmi durumda. Süreç deiimi <strong>ve</strong><br />

sisin etkisi yal aaçlara olmasa da genç<br />

aaçlara <strong>ve</strong> tohumlara olacaktr.”<br />

Bilim adamlar, ili’nin lman yamur<br />

ormanlarnn hassas noktalar olduunu belirtiyor.<br />

Artan scaklklarn en<strong>ve</strong>rsiyon tabakasn<br />

etkileyerek havann bu alann üzerinden<br />

geçmesini etkilemesi de deiimlerden<br />

biridir. Ayrca, kydan gelen yukar akm <strong>ve</strong><br />

besin maddesi miktarnda deiim yaanmas<br />

bekleniyor. Sonuç olarak, iklim deiikli-<br />

i sisli gün saysn <strong>ve</strong>ya sis bölgesinin de-<br />

imesini sebep olabilecei hususu üzerinde<br />

durulmaktadr. Bilim adamlar “Isnma, sis<br />

miktarnn artmasn salasa da bu sisin ormanlara<br />

gelmesini salayacak anlamna gelmez.”<br />

diyerek durumu açklyor.<br />

Tüm sebepler göz önüne alndnda,<br />

sis ormanlar çevre ile ilgili uyar sinyallerini<br />

izlemek için önemli yerlerdir. Weathers<br />

“sis ormanlar snrda <strong>ve</strong> temel çevresel de-<br />

iimlerden etkilenecektir.” demektedir. ili<br />

sis ormanlar kendine özgü adapte çevredir.<br />

250 yl öncesine gidildiinde, El Nino frtnas<br />

gibi ar scak dönemler dnda, aaç<br />

ya halkalarnda yaplan çalmalarda görülmütür.<br />

Bu ormanlar yeni bitkiler oluturmaktadr.<br />

Kaliforniya’daki selvi aaçlar<br />

da ayn etkileri göstermitir. Fray Jorge’nin<br />

kuraklkla yüz yüze kalmas ile bu ormanlarn<br />

dier iklim deiimlerinden ne kadar<br />

etkileneceklerdir? Sis ormanlar gibi yerler,<br />

hassas doal ortamlar anlamaya yarar, ayrca<br />

bu gibi yerler sistemlerin nasl adapte<br />

olduu <strong>ve</strong> ilikide olduunu anlamamz<br />

salar. Weathers bu durumu “Doada deer<br />

olarak çok az yanstlan, kokladmz, hissettiimiz<br />

<strong>ve</strong> görebildiimiz eylerin, organizmalar,<br />

nem <strong>ve</strong> doal sistemler arasndaki<br />

balantsn gösterir.” diye açklamaktadr.<br />

Bu Fray Jorge’deki son deiim, gerçein<br />

doann karmaklnn açk olarak görülmesini<br />

salayan bir yolculua çklmas…<br />

55<br />

Sis <strong>Orman</strong>lar


Tuncay DEMR*<br />

Özlem ESENGN**<br />

Çed <strong>ve</strong> Planlama Genel<br />

Müdürlüü<br />

Çevre Envanteri Dairesi<br />

Bakanl<br />

*Daire Bakan<br />

**Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Uzman<br />

Avrupa Birlii Konumsal<br />

Bilgi Altyaps (Inspire)<br />

<strong>ve</strong> Getirdikleri<br />

Avrupa Birlii’nin INSPIRE ile ulamaya çalt nokta, çevresel politikalarn<br />

yönetilmesi <strong>ve</strong> çevre üzerine etkisi olabilecek faaliyetler için Avrupa’da konumsal <strong>ve</strong>ri<br />

altyapsnn kurulmasdr. Kurulacak bu altyap ile kamu sektörü, özel sektör <strong>ve</strong> halkn<br />

çevreye ilikin konumsal bilgiyi etkin bir ekilde paylamalar hedeenmektedir.<br />

Avrupa Birlii Konumsal Bilgi Altyaps, çevreye<br />

ilikin konumsal <strong>ve</strong>rinin sadece bir kez<br />

toplanmas, en etkin ekilde sürdürülmesi,<br />

farkl kaynaklardan gelen parçalarn birletirilmesiyle<br />

bütünleik konumsal <strong>ve</strong>rinin sunulmas, amaca yönelik<br />

farkl ölçek <strong>ve</strong> seviyelerde bilginin paylalmas<br />

temel prensiplerine dayanmaktadr.<br />

tarih ise 2019 yldr. Bu zaman planlamas, Avrupa<br />

Birliinin INSPIRE’dan beklentilerinin hangi seviyede<br />

olduunun <strong>ve</strong> INSPIRE’n ne kadar kapsaml<br />

olacann açk bir göstergesidir.<br />

INSPIRE’n teknik <strong>ve</strong> idari altyap bileenleri ekil<br />

1’de gösterilmitir.<br />

INSPIRE’n Geçmii<br />

Avrupa Birlii Konumsal Bilgi Altyaps direkti<br />

15 Mays 2007 tarihinde yürürlüe girmitir.<br />

Konumsal bilgi altyaps kurulmas ile ilgili ilk<br />

INSPIRE’n nihai amaçlarna ulamas için planlanan<br />

çalmalarn 1995 ylnda balatlmasna<br />

karlk, INSPIRE<br />

ile ilgili ilk somut adm 2001<br />

ylnda komisyon, Avrupa Çevre<br />

Ajans, üye ülkelerin çevre <strong>ve</strong><br />

Cora Bilgi Sistemleri (CBS)<br />

temsilcilerinin katlmyla bir<br />

uzman grup oluturulmasyla<br />

birlikte atlmtr. Daha sonra<br />

INSPIRE’da çallacak ana konularla<br />

ilgili alt çalma gruplar<br />

tekil edilmitir. 2002 ylnda<br />

Komisyonerler arasnda mutabakat<br />

zapt imzalanm <strong>ve</strong> alt çalma<br />

gruplar pozisyon belgelerini<br />

ekil 1: INSPIRE’n Teknik <strong>ve</strong> dari Altyap Bileenleri.<br />

yaynlamlardr. 2003 ylnda<br />

56


Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

^<br />

internet ortamnda 185 kurumun katklaryla<br />

açk konsültasyon yaplm <strong>ve</strong> buna paralel<br />

olarak yürütülen etki deerlendirmesi<br />

çalmas sonucunda INSPIRE’n çevre<br />

sektöründeki mevcut maliyetin 6 kat kadar<br />

faydas olaca deerlendirilmitir.<br />

INSPIRE direktinin ilk önerisi 2004<br />

ylnda komisyon tarafndan onaylanm,<br />

2005 ylnda uygulama kurallarnn belirlenebilmesi<br />

amacyla daha geni katlm<br />

salanmasna yönelik çalmalar yaplmtr.<br />

2006 ylndan itibaren yürütülen yasal<br />

temele oturtma çalmalar sonucunda 15<br />

Mays 2007 tarihinde Avrupa Birlii Resmi<br />

Gazetesinde yaynlanarak INSPIRE direkti<br />

yürürlüe girmitir.<br />

2008 ylndan itibaren uygulamaya<br />

yönelik tüzüklerin gelitirilmesine arlk<br />

<strong>ve</strong>rilmi <strong>ve</strong> 12 Nisan 2008 tarihinde “üst<br />

<strong>ve</strong>ri” konusunda ilk Tüzük yaynlanmtr.<br />

Haziran <strong>2009</strong>’da taslak olarak “arama <strong>ve</strong><br />

görüntüleme servisleri” ile “<strong>ve</strong>ri <strong>ve</strong> servis<br />

paylam” konularnda tüzükler yaynlanmtr.<br />

Çevre Balants<br />

INSPIRE’n amac çevre politikalarnn<br />

<strong>ve</strong> çevreye etkisi olabilecek dier sektör<br />

politikalarnn oluturulmasnda konumsal<br />

bilgiye ulalmasn salamaktr. INSPIRE<br />

Direkti’nin eklerinde yer alan <strong>ve</strong>ri setlerinin<br />

incelenmesinden anlalaca gibi,<br />

Direktin kapsamnda çallacak <strong>ve</strong>ri katmanlar<br />

çevre arlkldr. Avrupa Birliinde<br />

INSPIRE konusunda roller tanmlanrken<br />

Avrupa Komisyonu Çevre Genel Müdürlü-<br />

ü mevzuat <strong>ve</strong> politika koordinatörü olarak<br />

belirlenmitir.<br />

INSPIRE Direkti ile Avrupa Birliinde<br />

Halkn Çevresel Bilgiye Eriimini düzenleyen<br />

2003/4/EC sayl Direktif belli bir<br />

ölçüde örtümektedir. INSPIRE Direkti<br />

çevreye ilikin konumsal bilginin sunum<br />

<strong>ve</strong> paylam altyapsn düzenlemeye çalrken<br />

Halkn Çevresel Bilgiye Eriimi<br />

Direktinin amaçlarna dorudan hizmet<br />

edecektir.<br />

ekil 2: Servis Tabanl Mimari Gösterimi<br />

INSPIRE Direktinde, Avrupa çapnda<br />

çevresel bilgiden sorumlu kurulu olan,<br />

çevrenin tüm yönlerine ilikin objektif, gü<strong>ve</strong>nilir<br />

<strong>ve</strong> karlatrlabilir bilgi salamakla<br />

görevli, amac, karar <strong>ve</strong>riciler <strong>ve</strong> halkn<br />

çevrenin durumu <strong>ve</strong> görünümü hakknda<br />

bilgilenmesini salamak olan Avrupa Çevre<br />

Ajansnn da Direktin uygulanmasna<br />

aktif olarak katlmas gerektii vurgulanmtr.<br />

Türkiye 2003 ylndan beri Avrupa<br />

Çevre Ajans’nn bir üyesidir <strong>ve</strong> çalmalarna<br />

aktif katlm salamaktadr.<br />

INSPIRE’n Teknik Altyaps<br />

INSPIRE Direkti, konumsal <strong>ve</strong>rinin<br />

paylam için servis tabanl bir mimari öngörmektedir.<br />

Bu mimari üzerinde birlikte<br />

çalacak olan konumsal <strong>ve</strong>ri servislerinin<br />

de ilgili ISO standartlar temel alnarak gelitirilmesini<br />

gerektirir. Bahsi geçen ISO<br />

standartlar ise çounlukla OGC (Open<br />

Geospatial Consortium) tarafndan olgunlatrlmtr.<br />

OGC, konumsal <strong>ve</strong>ri ile ilikili<br />

ortak çözümlerin halka açk standartlar<br />

olarak gelitirilmesi amacyla uluslararas<br />

düzeyde farkl kurum <strong>ve</strong> kurulularn katlmyla<br />

oluturulmu bir konsorsiyumdur.<br />

OGC’nin gücü, CBS (Cora Bilgi Sistemi)<br />

<strong>ve</strong> konumsal <strong>ve</strong>ri dünyasnda kabul<br />

görmesinden gelmektedir.<br />

Servis tabanl mimari, platform (Windows,<br />

Linux, vb.) bamszl, programlama<br />

dili (Java, .NET, vb.) esneklii, yazlm<br />

üreticisi bamszl, standart protokollerin<br />

(HTTP, XML, SOAP, WSDL, vb.)<br />

kullanm <strong>ve</strong> merkezi yönetim gibi kritik<br />

konularda büyük avantajlar salamaktadr.<br />

Servis tabanl mimaride her servisin bir sorumluluu<br />

vardr. Servis tabanl mimarinin<br />

genel yaklam aada açklanmtr.<br />

Servis tabanl mimaride yer alan baz<br />

kavramlar açklamak gerekirse;<br />

Veri kaynaklar, ziksel olarak <strong>ve</strong>rinin<br />

tutulduu <strong>ve</strong>ritaban <strong>ve</strong>ya dosya sistemi<br />

benzeri yerlerdir.<br />

Veri soyutlama, servis katmanlarnn<br />

ortak çalabilirlii açsndan <strong>ve</strong>riler konusunda<br />

rahat anlaabilmelerini hedeer.<br />

Kurumsal i katman, soyutlanm <strong>ve</strong>rinin<br />

i aklarn <strong>ve</strong> kurallarn belirler.<br />

Altyap servis katman, servislerin birbirleri<br />

ile olan ilikilerini düzenler.<br />

servis katman, soyutlanm <strong>ve</strong>riler<br />

üzerinde kurumsal i kurallarna uygun<br />

olarak ilemler yapar.<br />

Organizasyon / yönlendirme katman,<br />

uygulamalarn i aklarna göre i servis<br />

katmanndaki servislerin uygun srada <strong>ve</strong><br />

ilevsellikte kullanlmasn salar <strong>ve</strong> kontrol<br />

eder.<br />

Gü<strong>ve</strong>nlik <strong>ve</strong> yetkilendirme, servisler<br />

üzerinden yaplan tüm ilemlerin yetkiler<br />

dahilinde <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nlik kurallarna uyularak<br />

yapldn kontrol eder.<br />

57


Türkiye’nin Korunan Alanlar Sisteminin Güçlendirilmesi,<br />

ekil 3: INSPIRE Geoportal Gösterimi<br />

Servis kaytlar <strong>ve</strong> yönetimi, servislerin<br />

birbirlerini tanmasn, sisteme kayt olmalarn<br />

<strong>ve</strong> sistem yöneticisi tarafndan yönetilmelerini<br />

salar.<br />

Kurumsal arayüz uygulamalar, servis<br />

tabanl mimari elemanlarn kullanarak kullancya<br />

ihtiyaç duyduu hizmeti salar.<br />

kanallar, kurumun dier ihtiyaçlarna<br />

yönelik olarak sistemdeki <strong>ve</strong>rinin <strong>ve</strong> servislerin<br />

dier uygulamalara <strong>ve</strong>ya servislere<br />

sunulmasn salar.<br />

INSPIRE çok geni bir yelpazeye yaylan<br />

konumsal <strong>ve</strong>ri servislerinin hayata geçirilmesini<br />

takviminde öngörmesine ramen,<br />

temel servisler olan arama (disco<strong>ve</strong>ry) <strong>ve</strong><br />

görüntüleme (view) servislerinin ilk etapta<br />

kullanma açlarak INSPIRE Geoportal<br />

üzerinden konumsal <strong>ve</strong>rilerin paylamn<br />

salamay planlamaktadr. INSPIRE Geoportal,<br />

servis tabanl mimaride “Kurumsal<br />

arayüz uygulamalar” bileenine karlk<br />

gelmektedir.<br />

Altyapnn ilevsellik kazanmas INSPI-<br />

RE Geoportal altnda çalan Arama Servisi<br />

(servis tabanl mimaride “Servis kaytlar<br />

<strong>ve</strong> yönetimi” bileenine karlk gelmektedir)<br />

sayesinde olacaktr. Servis tabanl<br />

mimaride “ servis katman” bileenine<br />

karlk gelen ilevsel servislerin (Görüntüleme<br />

Servisi, ndirme Servisi, v.b.) kendi<br />

kabiliyetlerini ISO 19119 standartna, sunduklar<br />

<strong>ve</strong>rileri ise ISO 19115 standatna<br />

uygun olarak Arama Servisi’ne kayt etmeleri<br />

gerekmektedir. stemciler, kendi kriterleri<br />

dorultusunda Arama Servisi üzerinden<br />

yapacaklar sorgulamalar neticesinde ilgili<br />

58<br />

servise balant<br />

kurarak istedikleri<br />

<strong>ve</strong>rilere <strong>ve</strong>ya<br />

kabiliyetlere<br />

ulaacaklardr.<br />

Bu i ak OGC<br />

tabanl servislerin<br />

de temelinde<br />

yatmaktadr.<br />

Günlük ya-<br />

amdan yola çkarak<br />

bu i ak-<br />

n u ekilde<br />

örnekleyebiliriz;<br />

bir kullanc<br />

yapmakta oldu-<br />

u ile ilgili bir<br />

<strong>ve</strong>riye <strong>ve</strong>ya bilgiye ulamak istedii zaman,<br />

bir arama motoru (Google, v.b.) üzerinden<br />

kriterlerini girerek sorgusunu yapar<br />

<strong>ve</strong> arama motoru kriterlere uygun sitelerin<br />

balantlarn (link) kullancya sunar.<br />

Kullanc kendisine sunulan alternatier<br />

arasndaki sitelere balant kurarak arad<br />

<strong>ve</strong>rinin <strong>ve</strong>ya bilginin kaynana ulamaya<br />

çalr.<br />

Bütün bu arama ileminin temelinde<br />

<strong>ve</strong>rinin hangi kriterlere göre aranaca <strong>ve</strong><br />

bu kriterlere karlk gelen üst <strong>ve</strong>rinin tanmlanm<br />

olmas yatmaktadr. ISO 19115<br />

standart konumsal <strong>ve</strong>riler için üst <strong>ve</strong>rinin<br />

nasl tanmlanabileceini kapsamaktadr.<br />

INSPIRE’n 1205/2008 sayl komisyon<br />

tüzüü ile üst <strong>ve</strong>riye ilikin uygulama esaslar<br />

detaylandrlmtr. Bu tüzük içerisinde<br />

konumsal <strong>ve</strong>rinin aranmasnda kullanlacak<br />

en küçük kriter seti de tanmlanmtr.<br />

Bu kriterler arasnda balk, özet, tip, dil,<br />

anahtar kelimeler, konumsal <strong>ve</strong> zamansal<br />

kapsam, eriim <strong>ve</strong> kullanm kstlar, sorumlu<br />

kurum, kontak noktas gibi bilgiler<br />

yer almaktadr.<br />

INSPIRE’n Gelecei<br />

INSPIRE’n önünde henüz ulalmas<br />

gereken birçok hedef bulunmaktadr. Aa-<br />

daki INSPIRE yol haritasnda bu hedeflere<br />

eriilmesi planlanan tarih <strong>ve</strong> özet açklamalar,<br />

ilgili direktif maddesiyle birlikte<br />

belirtilmitir.<br />

Sonuç<br />

INSPIRE Geoportal üzerinde hâlihazrda<br />

prototip olarak üst <strong>ve</strong>rilerin tanmlanmas<br />

için bir editör, arama servisi <strong>ve</strong> görüntüleme<br />

servisi bulunmaktadr. INSPIRE<br />

takvimi süresince üye ülkelerin kendi servislerini<br />

de sunarak bu aa dahil olmalar<br />

planlanmaktadr.<br />

Türkiye için de INSPIRE gelimelerinin<br />

takip edilmesi, takvime uygun olarak<br />

ilgili servislerin çalr duruma getirilmesi,<br />

çevreye ilikin konumsal <strong>ve</strong>rilerin üst <strong>ve</strong>rilerinin<br />

eksiklerinin tamamlanarak sisteme<br />

dahil edilmesi <strong>ve</strong> kullanclarn bilgilendirilmesi<br />

gerekmektedir.<br />

Türkiye için INSPIRE çalmalarnn<br />

takip edilmesi <strong>ve</strong> yaplmas gerekenler<br />

düünüldüünde; INSPIRE için balangç<br />

noktas tekil edecek çalmalarn<br />

hâlihazrda balatld söylenebilir. Bu<br />

kapsamda, Avrupa Birlii tarafndan desteklenen<br />

Türkiye’de Çevre Bilgi Deiim<br />

A’nn Kurulmas Projesi (TEIEN) için<br />

yaplan analiz çalmalar INSPIRE altyapsnn<br />

oluturulmas için çok önemli bir<br />

admdr. 2010 ylnda tamamlanmas planlanan<br />

bu proje ile INSPIRE altyapsnn<br />

oluturulmas için neler yaplmas, nereden<br />

balanmas gerektii konularnda soru<br />

iaretleri büyük ölçüde giderilmi olacaktr.<br />

Önümüzdeki dönemde AB ile ülkemiz<br />

arasnda çevre faslnn da açlmasyla birlikte<br />

çevre kalitesinin izlenmesi, yatrmlara<br />

yön <strong>ve</strong>rilmesi açsndan da bir o kadar<br />

önemli olan INSPIRE Direkti ile ilgili<br />

çalmalarn bir an önce balatlmas AB<br />

çevre mevzuat uyumlatrma çalmalarnn<br />

koordinasyonunu yapan Bakanlmz<br />

açsndan oldukça önemlidir.<br />

Kaynaklar<br />

1) European Commission, INSPIRE, http://inspire.jrc.<br />

ec.europa.eu/<br />

2) Bilgi GIS GeoKIT Eitim Materyalleri, <strong>2009</strong><br />

3) “Avrupa’da Konumsal Veri Altyaps Politikalar”,<br />

2005, Aydnolu <strong>ve</strong> arkadalar.<br />

4) 2007/2/EC sayl Avrupa Parlamentosu <strong>ve</strong> 14 Mart 2007<br />

tarihli Avrupa Topluluunda Konumsal Bilgi Altyaps Kuran<br />

Konsey Direkti (INSPIRE)<br />

5) 2007/2/EC sayl Avrupa Parlamentosu <strong>ve</strong> Konsey<br />

Direkti’nin üst <strong>ve</strong>ri uygulamalar ile ilgili 1205/2008 say<br />

<strong>ve</strong> 3 Aralk 2008 tarihli Komisyon Tüzüü


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

Makyaj yaparken<br />

zehirlenmeyin<br />

Civa, cilt tarafndan emiliyor<br />

<strong>ve</strong> vücutta birikiyor. Bu da<br />

bedende alerjik reaksiyonlara<br />

neden olabiliyor. Kant bunun belirtilerinden<br />

biri. Civa hamile kadnlarn<br />

bebeklerinin beyin geliimlerini olumsuz<br />

etkiliyor.<br />

Amerika'da makyaj malzemelerinde<br />

civa kullanm yasakland. Ancak<br />

göz bölgesinde kullanlan makyaj<br />

malzemelerinde snrl miktarda civa<br />

kullanmna izin <strong>ve</strong>rildi.<br />

Bu arada Amerikan Çevre Çalma<br />

Grubu'na göre makyaj malzemeleri<br />

yapmnda kullanlan kimyasallar üzerinde<br />

yeterince aratrma yaplmyor.<br />

Bu da onlarn ne tür tehlikeler<br />

yaratabilecei konusunda eksik bilgiye<br />

sahip olmamza neden oluyor.<br />

Çevre Çalma Grubu'nun uyars<br />

ise öyle "nsanlar günlük bakmlarnda<br />

<strong>ve</strong> makyaj malzemelerinde ne tür<br />

kimyasallar kullanld konusunda<br />

daha duyarl olmallar. Kozmetikte<br />

kullanlan kimyasallarn neredeyse<br />

yüzde doksannda yeterince aratrma<br />

yaplmyor. Bu da büyük bir tehlike."<br />

Makyaj<br />

malzemelerinde<br />

kullanlan kimyasallar<br />

vücutta birikiyor.<br />

Bu da saysz salk<br />

sorununa yol açyor.<br />

Uzmanlarn uyars...<br />

Soba Gaz Zehirlenmeleri <strong>ve</strong> Çözümler<br />

Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK<br />

Türkiye’de her yl bina yangnlarnn<br />

yüzde yirmisi<br />

temizlenmeyen bacalardan<br />

ileri gelmektedir. Bacalar temizlenmediinden<br />

dolay binlerce liralk konutlar<br />

yanarak tahrip olmaktadr. Temizlenmemi<br />

<strong>ve</strong> doru kurulmam sobalardan<br />

dolay özellikle rüzgârl havalarda<br />

evlerde baca tepmesi dediimiz olaylar<br />

sk aralklarla meydana gelmektedir.<br />

Baca gaznn tepmesi sonucu gaz içinde<br />

bulunan çok zehirli karbonmonoksit<br />

gaz zehirlenmelere neden olmaktadr.<br />

Ylda en az bir defa bacalarn temizlenmesi<br />

gereklidir.<br />

Bacalar temizlenmedii <strong>ve</strong> yakclar<br />

(sobalar, ofbenler <strong>ve</strong> kombiler) doru<br />

ekilde doru yere kurulmad zaman<br />

yaktlar (kömür, odun, doal gaz, LPG<br />

<strong>ve</strong> gaz ya) eksik <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimsiz yanmaktadr.<br />

Eksik yanma sonucu oluan kirli<br />

gazlar <strong>ve</strong> parçacklar baca tkanmasna<br />

neden olmaktadr. Böylece her yl onlarca<br />

kii evlerinde zehirlenmekte <strong>ve</strong><br />

hatta ölmektedirler. Bir binann yllk<br />

baca temizleme maliyeti ise bina büyüklüüne<br />

bal olarak 100–250 TL<br />

arasnda deimektedir.<br />

Baca temizlii için Türkiye’de en<br />

uygun aylar Haziran <strong>ve</strong> Eylül’dür. Valilikler,<br />

belediyeler, doal gaz datm<br />

irketleri <strong>ve</strong> kömür satclar bu aylarda<br />

baca temizlii için halk her yl uyarmallar.<br />

Mutlaka baca temizlii yaptrmalarn<br />

salamallar. Bacalarn nasl<br />

temizlenecei <strong>ve</strong> sobalarn, kombilerin,<br />

ofbenlerin odalara nasl kurulaca öretilmelidir.<br />

Belediyeler, doal gaz datm irketleri<br />

<strong>ve</strong> kömür satclar, baca temizli-<br />

i yapacak rmalarn elemanlarn eitmeliler.<br />

Bacalarn nasl temizleneceini<br />

öretmeliler. Baca temizliinde kullanlacak<br />

aletleri göstermeliler. Temizlik<br />

rmalarnn bu aletleri kullanmalarn<br />

salamallar. Kömür <strong>ve</strong> odun satclar<br />

bu konuda tüketicilere hizmet <strong>ve</strong>rmeliler.<br />

Bacalarda mutlaka baca bal kullanlmaldr.<br />

Aksi durumda rüzgârl havalarda<br />

zararl <strong>ve</strong> zehirli gazlar teperek<br />

zehirlenmelere neden olur.<br />

Bacalar yeterli oranda yaltml olmaldr.<br />

Yaltlmam bacalar hzl ekilde<br />

sour. Souyan bacalarda scak<br />

gaz içindeki nem younlaarak bacalarda<br />

daha hzl tkanmalara <strong>ve</strong> duvarlarda<br />

lekelenmelere neden olur. Sobada baca<br />

çekii <strong>ve</strong> yanma <strong>ve</strong>rimlilii düer.<br />

Zehirlenmelerin ana sebeplerinden<br />

biride sobalarn <strong>ve</strong> ofbenlerin doru<br />

ekilde doru yere kurulmamasdr.<br />

Soba <strong>ve</strong> ofben kurarken nelere dikkat<br />

edilecei detayl bir ekilde anlatlmaldr.<br />

Borularla ilgili gerekli kurallar öretilmelidir.<br />

Bu bilgiler halkmza doru<br />

ekilde anlatlmaldr.<br />

59


Doç. Dr. smail CERTL<br />

Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanl<br />

Strateji Gelitirme Bakan<br />

Çevreci Farkndalk <strong>ve</strong><br />

Empati<br />

Hz. Muhammed’in<br />

“Kendisi için<br />

istediini bakas<br />

için de istemeyen;<br />

kendisi için<br />

arzu etmediini<br />

bakas için de<br />

arzu etmeyen<br />

bizden deildir”<br />

sözü “empati”<br />

kavramnn<br />

içini daha da<br />

doldurmaktadr.<br />

Adeta, empatiyi<br />

ete kemie<br />

büründürmektedir.<br />

Hiç kuku yok ki bugün insanlk birçok açdan buhranlar yaamaktadr. Toplumsal,<br />

ekonomik, ruhsal, maddi, manevi vs. birçok problem <strong>ve</strong> çkmaz insanl çeitli<br />

ölçeklerde <strong>ve</strong> çeitli derinliklerde kuatm bulunmaktadr. imdi dünya bütün bu<br />

meseleleri nasl aabileceinin hesab <strong>ve</strong> çabas içindedir. Burada kaleme almaya<br />

çaltklarmn, akademik bir içerikte olmamakla birlikte, akademik bir bak açsn<br />

göz ard etmeden, deneme mahiyetinde, kiisel gözlemlere dayal kri bir çabann<br />

tezahürü olduunu ifade etmek isterim. Maksadm insann duygu dünyasnn<br />

temelinde var olan “empati” mayasnn, hayatn içinde kendine yeterince yer<br />

bulamamasnn <strong>ve</strong> bunun ksaca “çevre” dediimiz maddi varla nasl tesir ettiine<br />

bir kez daha dikkat çekmek <strong>ve</strong> ülkemiz insannn <strong>ve</strong> özellikle genç nesillerin insançevre<br />

ilikisini gözden geçirmelerine frsat <strong>ve</strong>rmektir.<br />

Türk Dil Kurumu’nun sözlüünde “empati”,<br />

“duygudalk” olarak Türkçeye çevrilmi<br />

<strong>ve</strong> “kendini duygu <strong>ve</strong> düüncede bir<br />

bakasnn yerine koyabilme” eklinde açklanmtr.<br />

Bu mana çerçe<strong>ve</strong>sinde ele alndnda, Alman dü-<br />

ünür Schumacher ise durumu biraz daha öteye tam<br />

<strong>ve</strong> Küçük Güzeldir adl eserinde erdemli insann<br />

dört penceresinden söz etmitir. Schumacher der ki,<br />

ayet insan erdeme ulamak istiyorsa, karlat durumlarda;<br />

1. Bir bakasnn dünyasna kendisi olarak bakabilmeyi,<br />

2. Bir bakasna bir bakasnn gözüyle bakabilmeyi,<br />

3. Kendisine kendisi olarak bakabilmeyi <strong>ve</strong><br />

4. Kendisine bir bakas olarak bakabilmeyi ba-<br />

arabilmelidir.<br />

Empatinin manasn <strong>ve</strong> Schumacher’in yorumunu<br />

dikkate aldmzda, aslnda bütün problemlerin ya<br />

da iyi eylerin temelinde yatan tutum <strong>ve</strong> davranlarn<br />

ana unsurunun insann benliinde yer alan empati<br />

kabiliyetinin uygulamadaki sonuçlar olduu anlalmaktadr.<br />

ster herhangi bir maddeye bakalm <strong>ve</strong> isterse<br />

herhangi kii ya da olay karsndaki duruumuzu<br />

sorgulayalm; neticeleri ortaya çkaran temel faktör<br />

insanda az ya da çok var olan empati becerisidir. Bu<br />

paralelde bakldnda Hz. Muhammed’in “Kendisi<br />

için istediini bakas için de istemeyen; kendisi için<br />

arzu etmediini bakas için de arzu etmeyen bizden<br />

deildir” sözü “empati” kavramnn içini daha da doldurmaktadr.<br />

Adeta, empatiyi ete kemie büründürmektedir.<br />

Yukarda izah etmeye çaltm <strong>ve</strong> kavramsal<br />

çerçe<strong>ve</strong>sini sunmaya gayret ettiim açklamalardan<br />

sonra, empatik tutum <strong>ve</strong> davran biçiminin çevre-<br />

60


^<br />

Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />

mizle olan ilikimizi nasl etkilediine ya<br />

da etkilemesi gerektiine dikkat çekmek<br />

isterim. Burada açklamalarmza önemli<br />

bir k tutmakta olan Edward Lorenz’in<br />

Kelebek Etkisi teorisini de unutmamak gerekir.<br />

Onun gerçekletirdii ampirik bir çalma<br />

neticesine göre, “dünyann herhangi<br />

bir beldesinde kanat çrpan bir kelebek, bir<br />

baka corafyasnda ortaya çkan frtnann<br />

sebebi olabilmektedir”. Söz konusu bulgu<br />

<strong>ve</strong> teorinin ortaya koyduu gerçeklii de<br />

dikkate alarak, empatik tutum <strong>ve</strong> davran<br />

durumunu çok uzaklara gitmeden aada<br />

olduu gibi özel <strong>ve</strong> kurumsal hayatlarmzla<br />

örneklendirerek izah etmek isterim:<br />

1. Aile Hayatmzda Empati-Çevre<br />

likisi<br />

Çok ayrntlarna girmeden müahhas<br />

örneklerle tanmlamak <strong>ve</strong> açklk getirmek<br />

istersem, evlerimizdeki alkanlklarmzdan<br />

balayabiliriz. <strong>Su</strong> tüketim alkanlmz,<br />

elektrik, yiyecek, içecek <strong>ve</strong> eyalarmz<br />

kullanma davranlarmz vs. Çok<br />

basit bir sorgulamayla ele alacak olursak,<br />

tra olurken, di frçalarken, bulak ya da<br />

çamar ykarken fazladan harcadmz her<br />

bir damla suyun, dünyann bir baka corafyasndaki<br />

(mesela Afrika’da) insanlarn<br />

hakk olduunu <strong>ve</strong> aslnda gasp giriiminde<br />

bulunduumuzu düünüyor muyuz? Ya<br />

da ksa bir süre için dahi olsa tükettiimiz<br />

her bir Kw elektriin, dünyann bir baka<br />

bölgesindeki bir insann gecesini karanlkta<br />

geçirmesine sebep olduunu hesap edebiliyor<br />

muyuz? Ksaca her bir tutum <strong>ve</strong> davranmzn<br />

olumsuz ya da olumlu bir dsallk<br />

olarak çevremizdekilere yansdn<br />

bilmemiz gerektiinin farknda myz? Ve<br />

bu dorultuda çocuklarmzn olumlu tutum<br />

gelitirmesine katk <strong>ve</strong>rmemiz gerekti-<br />

ini sürekli aklda tutmamz <strong>ve</strong> bir davran<br />

biçimine dönütürmemiz gerekmektedir.<br />

Bu bizim hem milli <strong>ve</strong> hem de küresel sorumluluumuzdur.<br />

2. Hayatmzda Empati-Çevre<br />

likisi:<br />

ayet bir özel sektör ya da kamu çal-<br />

anysak, bize emanet edilmi olan her bir<br />

varln aslnda bir bakas tarafndan <strong>ve</strong><br />

hatta gelecek nesiller tarafndan bize emanet<br />

edilmi bir varlk <strong>ve</strong> deer olduunu<br />

bilmemiz gerekiyor. yerinde kulland-<br />

mz her bir araç, oturduumuz sandalye<br />

<strong>ve</strong> koltuklar, bilgisayar <strong>ve</strong> yazclarmz<br />

vs. bunlarn her biri aslnda kutsal emanet<br />

gibidir. Söz konusu araç <strong>ve</strong> gereçlerin ömrünü<br />

ne kadar uzatabilirsek ya da ne kadar<br />

etkili <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimli kullanabilirsek, o derecede<br />

çevresel kaynaklara <strong>ve</strong> dolaysyla bir<br />

bakasnn hakkna sayg göstermi oluruz.<br />

Elektronik cihazlarmz gereksiz yere ne<br />

kadar az kullanrsak atmosfere o derecede<br />

az radyoaktif madde <strong>ve</strong> zararl gaz sal<strong>ve</strong>rmi<br />

oluruz.<br />

Ya da ayet bir üretici isek, hammaddemizi<br />

ne kadar etkili kullandmz <strong>ve</strong> zararl<br />

atklar doru yolla bertaraf ederek çevreye<br />

ne derecede az zarar <strong>ve</strong>rirsek, bakalarnn<br />

hakkna o derecede sayg duyuyoruz <strong>ve</strong><br />

gelecek nesillerin haklarn ayn düzeyde<br />

koruyor <strong>ve</strong> gözetiyoruz demektir. Böylece<br />

dünyann <strong>ve</strong> tabii kaynaklarn, yalnz kendimiz<br />

için deil etrafmzdaki <strong>ve</strong> ülkemizdeki<br />

insanlar, bütün insanlk <strong>ve</strong> gelecek nesiller<br />

için de yaratldnn farkna varmz<br />

demektir.<br />

3. Sokakta Empati-Çevre likisi:<br />

Kullandmz aracn atmosfere ne düzeyde<br />

zararl gaz braktna dikkat etmemi<br />

isek, dünyay kendi etrafmzda dönüyor<br />

sanrz. Hemen hepimizin trakte ahit<br />

olduu ekilde, ayet yanmzdan geçen bir<br />

araç ltresiz fabrika bacas gibi atmosfere<br />

duman brakyorsa <strong>ve</strong> bundan sorumlu bir<br />

Allah’n kulu (sorumlu kamu kurumlar,<br />

sürücü, araç sahibi dahil)<strong>ve</strong> bunda da bir<br />

anormallik görmüyorsa, empati becerimiz<br />

sfrn altnda <strong>ve</strong> hatta tersine iliyor demektir.<br />

Yani bu davran biçiminden ne ülkemize<br />

<strong>ve</strong> ne de insanla bir fayda çkar.<br />

Ya da sokaa dikilmi taze bir dana<br />

aslarak onu yerinden sökmeye çalan bir<br />

çocukla karlamsak; ayet çocukta hayati<br />

süreç içerisinde bir ekilde olumlu bir<br />

deiiklik olmazsa ileride kaçak konut alan<br />

açmak için orman talan edecek bir kiiliin<br />

lizlenmekte olduundan emin olabiliriz.<br />

Ya da arabayla seyahat ederken, içtii<br />

sv içecein kutusunu aracn penceresinden<br />

dar frlatan biriyle karlamsak,<br />

yeri geldiinde dünyay zehirlemekten imtina<br />

etmeyecek muhtemel bir insan kimli-<br />

iyle kar karyayz demektir.<br />

Netice<br />

Gayesiz harcadmz her bir kaynan,<br />

o kaynan ölümü demek olduunu bilmek<br />

lazm. Bundan da öte, bakalarnn hakkn<br />

gasp etmek olduunu <strong>ve</strong> bu sebeple de israf<br />

edilen ya da yanl kullanlan her bir tabi<br />

kaynak ya da ürün, çevresel kaynaklardan<br />

eksiltme demektir. Yani (kim okuyucuya<br />

abartl gelecek olsa da) hrszlktr. Empatiden<br />

yoksun tutum <strong>ve</strong> davranlar, insanmzn,<br />

insanln <strong>ve</strong> gelecek kuaklarn<br />

yok oluuna zemin hazrlamaktadr. Alm<br />

gücümüzün yüksek <strong>ve</strong> yeterli olmas, her<br />

eyi istediimiz gibi <strong>ve</strong> istediimiz miktarda<br />

kullanmamza <strong>ve</strong> kirletmemize gerekçe<br />

olamaz. Erdemli insanlarn <strong>ve</strong> toplumlarn<br />

gayesi, geride iyilikle yad edilecek eserler<br />

brakmaktr. air Baki’nin de ifade ettii<br />

gibi her birimizin görevi “Baki kalan bu<br />

dünyada, ho bir seda brakmaktr”. Bunu<br />

da empatik hayat tarzn içselletirerek <strong>ve</strong><br />

gelecek nesillere aktararak yapabiliriz.<br />

Kendimizi (bir toprak parças, bir aaç<br />

dal, bir ta parças, bir kanatl ku, bir küçük<br />

karnca ya da bir gökyüzü, bir deniz,<br />

bir rmak, bir orman olarak) düünelim <strong>ve</strong><br />

kendimize yaplmasn istemediimizi bakasna<br />

yapmayalm.<br />

Sözün Özü<br />

Empati kabiliyetimizin günlük hayata<br />

izdüümü olan tercihlerimiz, ya yok oluumuz<br />

ya da kurtuluumuz olacaktr.<br />

61


eitim <strong>ve</strong> yayn dünyas<br />

Türkiye Çevre Durum<br />

Raporu<br />

2007 ylnn sonunda yaklak bir<br />

yllk bir çalmann sonucunda<br />

16 ana konu balndan oluan<br />

“Türkiye Çevre Durum Raporu”<br />

hazrlanm, basm yaptrlarak<br />

ilgili kurum <strong>ve</strong> kurululara 2008<br />

yl banda datlm olup, ayrca<br />

(www.cdgm.gov.tr) sayfasnda<br />

yaymlanmaktadr.<br />

ÇED <strong>ve</strong> Planlama Genel Müdürlüü<br />

Türkiye Çevre Sorunlar <strong>ve</strong><br />

Öncelikleri Envanteri<br />

2005–2006 yl <strong>ve</strong>ri <strong>ve</strong><br />

bilgilerini içeren l Çevre<br />

Sorunlar <strong>ve</strong> Öncelikleri<br />

Envanteri Çalmas 81<br />

limizde tamamlanmtr.<br />

Söz konusu çalmann<br />

deerlendirilmesi ile elde<br />

edilen “Türkiye Çevre<br />

Sorunlar <strong>ve</strong> Öncelikleri<br />

Envanteri Deerlendirme<br />

Raporu” kitap haline<br />

getirilmi olup, merkez <strong>ve</strong> tara<br />

tekilatmza <strong>ve</strong> ilgili kurum<br />

<strong>ve</strong> kurulular ile karar <strong>ve</strong>riciler <strong>ve</strong> dier kullanclara<br />

datm tamamlanmtr. Çalma (www.cdgm.gov.<br />

tr) sayfasna aktarlarak kullanclarn hizmetine<br />

sunulmutur.<br />

ÇED <strong>ve</strong> Planlama Genel Müdürlüü<br />

Çevresel Göstergeler<br />

Ülkemiz çevre<br />

durumu ile sektörlerin<br />

ilikilerini özetleyen <strong>ve</strong><br />

politika hedeerinin<br />

gerçekleme<br />

durumlarnn tespiti<br />

<strong>ve</strong> çevre korumasn<br />

daha etkin olarak salamak üzere,<br />

hem Türkçe hem de ngilizce dillerinde 2007 <strong>ve</strong> 2008<br />

yllarnda “Çevresel Göstergeler Kitapç” hazrlanarak<br />

yerli <strong>ve</strong> yabanc uzmanlar ile dier kullanclarna<br />

datm salanmtr.<br />

ÇED <strong>ve</strong> Planlama Genel Müdürlüü<br />

Atk Yönetimi Eylem Plan<br />

Atk Yönetimi ile ilgili<br />

mevzuatta öngörülen<br />

ekilde kat atk yönetim<br />

eylem plan hazrlanmas<br />

gerekmitir. Yönetmelikler<br />

<strong>ve</strong> Avrupa Birlii’ne uyum<br />

süreci de eylem plannn<br />

hazrlanmasnn genel<br />

hattn oluturmaktadr.<br />

Atk yönetimi eylem<br />

plan ülkemizin 81 ilinin u anki<br />

durumunu istatistiki <strong>ve</strong>rilerle ortaya koymakla beraber<br />

ileriki dönemde yaplmas gerekli çalmalar için bir<br />

yol haritas çizmektedir. 2012 yl sonu itibar ile atk<br />

yönetimi açsndan Avrupa Birlii standartlarna ulamak<br />

söz konusu olacak, her insann hakk olduu gibi daha<br />

salkl <strong>ve</strong> daha temiz bir çevrede yaama imkan<br />

salanacaktr.<br />

Çevre Yönetimi Genel Müdürlüü<br />

Okul Öncesi Eitim Seti<br />

Özellikle Okul öncesi eitim gören çocuklarmzn<br />

çevre konusunda bilgilendirilmesi <strong>ve</strong> bilinçlendirilmesi<br />

çerçe<strong>ve</strong>sinde , çevre kirliliinin önlenmesi, aaç<br />

<strong>ve</strong> orman sevgisinin <strong>ve</strong>rilmesi, olumlu davran<br />

deiikliklerinin kazandrlmas ile tasarruf bilincinin<br />

gelitirilmesi amacyla bir çalma kitab,bir boyama<br />

kitab <strong>ve</strong> yap-boz olarak hazrlanarak bastrlmtr.<br />

Eitim <strong>ve</strong> Yayn Dairesi Bakanl


Erdem MOR<br />

Kütüphaneci<br />

Eitim <strong>ve</strong> Yayn Dairesi Bakanl<br />

Çevre El Kitab<br />

Ülkemizde yaanan tüm<br />

çevre problemlerinin yannda,<br />

Türkiye’nin tabii kaynaklar<br />

<strong>ve</strong> esiz güzelliklerinin<br />

anlatld kitap, özellikle<br />

örencilerimizin bilgilendirilmesi<br />

<strong>ve</strong> bilinçlendirilmesine yönelik<br />

olarak 142 sayfa olarak hazrlanarak<br />

bastrlmtr.<br />

Eitim <strong>ve</strong> Yayn Dairesi Bakanl<br />

Ü<strong>ve</strong>z, Ardç, Andz,<br />

Akçaaaç, Yabanl Mey<strong>ve</strong>li<br />

Aaç Türlerimiz <strong>ve</strong> Fidan<br />

Üretim Teknikleri<br />

Yabani mey<strong>ve</strong>li aaçlarn, insanolu tarafndan slah<br />

edilmesi, toplayclktan üretime geçilmesinde önemli<br />

bir aamadr.Bu olay günümüzdeki mey<strong>ve</strong> üretimi <strong>ve</strong><br />

modern tarmn da ilk basaman oluturmutur. Bu<br />

kitapçk seti halen doada var olan yabanl mey<strong>ve</strong>lerin<br />

üretimi hakknda teknik bilgiler içermekle birlikte ü<strong>ve</strong>z,<br />

ardç, andz <strong>ve</strong> akçaaaç türleri ile ilgili çalmalara yer<br />

<strong>ve</strong>rmitir.Bu eserin hazrlanmas ayn zamanda binlerce<br />

hektar bozuk alann aaçlandrlmasnda <strong>ve</strong> biyolojik<br />

çeitliliin korunmasnda da faydal olacaktr.<br />

Eser, yazarn Akdeniz <strong>ve</strong> ç Anadolu orasna ait<br />

120 taksonun silvikültür üzerine yaklak 20 yldr<br />

sürdürdüü çalmalarn sonucu elde ettii <strong>ve</strong>rileri,<br />

meslektalaryla paylamak istemesi neticesinde kaleme<br />

alnmtr. Ayrca eser tüm aratrmaclara kaynak<br />

olabilecek niteliktedir.<br />

Aaçlandrma <strong>ve</strong> Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüü<br />

Milli Parklar<br />

ABD’de 1872 ylnda<br />

Yellowstone’un Milli Park<br />

ilan edilmesiyle bugünkü<br />

anlamda ilk koruma alan<br />

ortaya çkmtr. Ülkemizde<br />

ise 1956 ylnda ilk milli park<br />

çalmalar balam, 1958<br />

ylnda Yozgat Çaml ilk<br />

milli park ilan edilmitir.<br />

Kitapta ülkemizdeki milli parklarn doal<br />

güzelliklerinden örnekler <strong>ve</strong>rilmekle birlikte ziyaretçilere<br />

milli parklarn tantm yaplm ayrca görülecek yerlerle<br />

ilgili de kir <strong>ve</strong>rilmi <strong>ve</strong> mevcut hizmetler belirtilmitir.<br />

Ziyaretçilere milli parklara ulam hakknda bilgi<br />

<strong>ve</strong>rmitir. Konaklanacak yerleri <strong>ve</strong> yaknndaki yerleim<br />

alanlar ile ilgili bilgiler içermektedir. Kitap doa<br />

se<strong>ve</strong>rler <strong>ve</strong> alternatif turizm merakllar için bir rehber<br />

durumundadr.<br />

Doa Koruma <strong>ve</strong> Milli Parklar Genel Müdürlüü<br />

nsanln Ortak Miras<br />

“Tabiat”<br />

Tabiat, ekosistem içerisinde<br />

tam bir denge <strong>ve</strong> düzen<br />

çerçe<strong>ve</strong>sinde var olabilmektedir.<br />

Fakat bu denge maalesef insan<br />

eliyle, gerek tarm için arazi<br />

açmak gayesiyle <strong>ve</strong> gerekse<br />

ar avlanmak suretiyle<br />

bozulmaktadr. Dünyada 1<br />

milyar insann açlk tehlikesi ile kar karya olduu<br />

düünüldüünde tabi kaynaklarn korunmas <strong>ve</strong> gelecek<br />

nesillere aktarlmas hayati önem tad görülmektedir.<br />

9 dakika 25 saniye süreli bu DVD’de Türkiye’nin<br />

sahip olduu bitki <strong>ve</strong> hayvan çeitliliine, Türkiye’nin<br />

göçmen kularn ana göç yollar üzerinde bulunduuna<br />

ilikin dikkat çekici bilgilerin yan sra Dünya Tabiat<br />

Koruma Birliinin <strong>ve</strong>rilerine de yer <strong>ve</strong>rilmitir. Bu<br />

<strong>ve</strong>riler çerçe<strong>ve</strong>sinde Dünyann %5’inden fazlas koruma<br />

altndadr. Türkiye’de ise bu oran %5.6 olmakla birlikte<br />

giderek artan bir eilim içerisindedir.<br />

Bu DVD sunmu olduu görsel içerik, etkili anlatm<br />

<strong>ve</strong> istatistiksel bilgiler sayesinde insanlarda tabiat <strong>ve</strong><br />

çevre bilincini arttrarak pekitirecek bir özellikte <strong>ve</strong><br />

izlenmesinde son derece yarar olan bir eserdir.<br />

Doa Koruma <strong>ve</strong> Milli Parklar Genel Müdürlüü


BULMA C<br />

A<br />

Ömer BAKAN<br />

ube Müdürü<br />

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10<br />

1 20 1 3<br />

2 8<br />

3 7<br />

4 6 16<br />

5 19 2<br />

6 22 10 18 5<br />

7 13<br />

8 11 9<br />

9 23 25 4<br />

10 12 15<br />

Anahtar Slogan<br />

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12<br />

13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25<br />

Ö Ü Y <br />

Soldan Saa: 1. lk çi köftenin yapmnda etinden istifade edilen yaban hayvan -lk türk hava ehitlerinin mezarlarnn bulunduu<br />

ehir. 2. Belirlenen bir yerde taycya teslim (denizcilik terimi). -Hz.Muhammed’in hicret ettii ehir. 3. (tersi) Kamu idarelerinde stratejik<br />

planlama. -Osmanl döneminde tarmdan alnan <strong>ve</strong>rgi. 4. (tersi)Bir Avrupa bakenti –Naz, i<strong>ve</strong>. 5. Bir orman zararls (böcek). 6. 100<br />

m 2 deerinde yüzey ölçü birimi –(tersi) Bir ilin emir hali. 7. BM Kalknma Program –Altn elementi. 8. Kuru souk. 9. (tersi) 1926’da<br />

ngiltere ile Türkiye arasnda yaplan anlama ile Irak devleti egemenliine braklan eski vilayetimiz –(tersi)Halk dilinde Is otu. 10. Ekin<br />

biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap –Atmosferin sera etkisini artran gaz (bataklk gaz).<br />

Yukardan Aaya: 1. Ozon tabakasna zarar <strong>ve</strong>ren gaz. –Bir projenin çevre üzerindeki etkilerinin belirlendii süreç –Bayramzn<br />

rengi. 2. Avrupa Topluluu(ing.) –Bir haber ajans -Eski bir imparatorluk. 3. (tersi)Kamer –(tersi) Manganez elementi –(tersi) zlanda’nn<br />

trak kodu. 4. Ege <strong>ve</strong> Akdeniz bölgelerinde yetien bir ceviz türü –ie yatkn, becerikli. 5. Sürdürülebilir kalknma konusuna ilk vurgu<br />

yapan antlama. 6. (tersi) Hayvanlara vurulan damga –Bir ite bata gelen –Paraguay’n trak kodu. 7. Rusça “e<strong>ve</strong>t” –(tersi) Kur’an’da bir<br />

sure ad olan element –Tanrtanmaz. 8. Doada yok olu süresi 400-500 yl olan bir (plastik-cam) ürün –Atmosferde en fazla bulunan gaz.<br />

9. Üzüm asmasnn gen merkezi –(tersi) skambilde birli. 10. Otlak –Atk bertaraf yöntemlerinden olan Kompost’u ilk uygulayan ülke.


Türkiye<br />

Güne Enerjisi<br />

Potansiyeli Atlas<br />

Ülkemiz, cora konumu nedeniyle sahip olduu güne enerjisi<br />

potansiyeli açsndan birçok ülkeye göre ansl durumdadr. Devlet<br />

Meteoroloji leri Genel Müdürlüü’nde 1971-2000 yllar aras ölçülen<br />

günelenme süresi <strong>ve</strong> nm iddeti <strong>ve</strong>rilerine göre Türkiye’nin ortalama<br />

yllk toplam günelenme süresi 2573 saat (günlük ortalama 7 saat),<br />

ortalama toplam nm iddeti 1474 kWh/m²-yl (günlük toplam 4 kWh/<br />

m²) olduu tespit edilmitir. Aylara <strong>ve</strong> bölgelere göre Türkiye güne<br />

enerjisi potansiyeli <strong>ve</strong> günelenme süresi deerleri bulunmu <strong>ve</strong> bu<br />

çalmada tablolarda <strong>ve</strong>rilmitir.<br />

Meteoroloji Genel Müdürlüü ilgili birimleri için bir rehber niteliinde<br />

olan “Türkiye Güne Enerjisi Potansiyeli Atlas” çalmas dier<br />

kullanclar <strong>ve</strong> yenilenebilir enerji sektörü için de bir bavuru <strong>ve</strong><br />

yararlanlacak kaynak niteliinde hazrlanmtr.<br />

Meteoroloji Genel Müdürlüü kurum olarak bilimsel çalmalara <strong>ve</strong><br />

yeniliklere çok önem <strong>ve</strong>rmektedir. Yeni teknikler göz önüne alnarak<br />

ODTÜ ile birlikte Genel Müdürlük elemanlarnca titizlikle hazrlanan<br />

bu atlas önemli bir boluu dolduracaktr.<br />

Türkiye Güne Enerjisi Potansiyeli Atlas Orta Dou Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Öretim Üyelerinden Doç. Dr. Zuhal Akyürek <strong>ve</strong> Pnar A. Bostan ile<br />

Meteoroloji personelleri Serhat ensoy, Mesut Demircan <strong>ve</strong> Yusuf<br />

Ulupnar tarafndan hazrlanmtr.<br />

Türkiye Güne Enerjisi Potansiyeli Atlas-<strong>2009</strong>, Meteoroloji Genel<br />

Müdürlüü yaynlar arasnda baslmtr.<br />

Meteoroloji Genel Müdürlüü

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!