77.Sayı (2009/2) - Orman ve Su Ä°Åleri BakanlıÄı
77.Sayı (2009/2) - Orman ve Su Ä°Åleri BakanlıÄı
77.Sayı (2009/2) - Orman ve Su Ä°Åleri BakanlıÄı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Doann<br />
Penceresinden<br />
Türkiye<br />
Avrupa <strong>ve</strong> Asya Ktasnn birletii, dünyann<br />
en güzel köelerinden birinde, üç yan denizlerle<br />
çevrili <strong>ve</strong> kendine has doal güzelliklerle<br />
dolu bir corafya üzerinde bulunan Türkiye’nin<br />
sahip olduu esiz güzelliklerini gözler önüne<br />
seren fotoraf arlkl olan kitap 240 sayfa<br />
olarak hazrlanmtr.<br />
Türkçe <strong>ve</strong> ngilizce olarak hazrlanan <strong>ve</strong> Genel<br />
hatlar ile Türkiye’nin ziki, cora <strong>ve</strong> ekolojik<br />
yaps, Türkiye’nin orman varl, Milli<br />
parklar, Özel Çevre Koruma Bölgeleri, Yaban<br />
Hayat, Türkiye’de <strong>Su</strong>lak Alanlar, Türkiye’nin<br />
<strong>Orman</strong> Varl gibi bölümlerden oluan kitapta;<br />
Korunan Alanlar <strong>ve</strong> Türkiye’de Genel Ku<br />
Göç Yollar Haritalar da yer alyor.<br />
Eitim <strong>ve</strong> Yayn Dairesi Bakanl
Prof. Dr.<br />
Hasan Z. SARIKAYA<br />
Müsteşar<br />
Deerli Okuyucularmz,<br />
Sizlerden gelen olumlu <strong>ve</strong> olumsuz<br />
eletiriler bizleri gerçekten mutlu<br />
etmektedir. Dergimize gösterdiiniz<br />
ilgi <strong>ve</strong> alakanzdan dolay teekkür ederiz.<br />
Dergiyi içerik, bask <strong>ve</strong> grak gibi birçok<br />
yönden, sizlerden gelen eletirileri göz önüne<br />
alarak düzenlemeye çaltk. 23 yldr yayn<br />
hayatna devam eden Çevre <strong>ve</strong> nsan dergisi,<br />
duyarl okuyucular sayesinde yaptmz yeniliklerle<br />
eylül saysn siz deerli okuyucularn<br />
beenisine sunuyoruz.<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan dergisi bu saydan balayarak<br />
birçok yenilie adm atmaktadr.<br />
Birçok okurumuzun bize yönelttii<br />
olumlu,olumsuz eletiriler dorultusunda<br />
dergiyi hem grak tasarm hem de içerik<br />
anlamnda yenilemeye çaltk.<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan dergisi bundan sonra sadece<br />
belli resmi dairelerde masa üstlerinde bir<br />
kere baklp unutulan bir dergiden ziyade gündemi<br />
takip eden, çevre sorunlarnn tartld,<br />
orta örenim, üni<strong>ve</strong>rsite <strong>ve</strong> akademik kariyer<br />
yapan örencilerin elinden brakmayaca <strong>ve</strong><br />
içeriiyle göz dolduran bir dergi niteliine<br />
dönümeliydi. Avrupa’daki benzer dergiler incelendiinde<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan dergisi de onlar<br />
kadar bilimsel <strong>ve</strong> çevreci bir anlayla tekrar<br />
düzenlenmeli, her says merakla beklenen bir<br />
dergi sunmalydk.<br />
Heyecan içerisindeyiz, çünkü sizlerden gelen<br />
dönütler bizleri daha iyiye ulama noktasnda<br />
kamçlamaktadr. çiniz rahat olsun her<br />
yeni saymzda her kesimin bir eyler bulduu,<br />
elinden düüremeyecei aranan okunan gündem<br />
oluturan bir dergi çkarma azmimiz devam<br />
edecektir.<br />
Yeni anlayla dergimizin kapak tasarmndan<br />
iç kapaklara, yaz boyutundan dergi içi tasarmlarna<br />
<strong>ve</strong> konularn seçimine kadar derginin<br />
her aamas yayn kurulu <strong>ve</strong> tasarmclarla<br />
tartlarak dergimizin daha fazla kiilere ulamas<br />
yönünde sürekli çaba sarfediyoruz.<br />
Dergimizin yenilenme aamasnda siz<br />
okuyucularmzdan da bizleri yönlendirmesini<br />
bekliyoruz. Duyarsz kalmak daha iyiye ulama<br />
azminde olan dergimizin mükemmel olmasn<br />
geciktirecektir.<br />
Dergimizle ilgili her türlü görüleriniz derginin<br />
daha geni kesimlere ulamasn salayacak,<br />
içerisindeki konularn gerçekten okunan,<br />
üzerinde düünülen <strong>ve</strong> yaayan bir dergi olmas<br />
hedeerimizi gerçekletirecektir. Yllardr<br />
üç ayda bir yaymlanan dergimizi Ocak ayndan<br />
itibaren iki ayda bir yaymlamay düünmekteyiz.<br />
Ülkemizden <strong>ve</strong> dünyadan haberleri ilk<br />
sayfalara yerletirerek dergiye farkl bir boyut<br />
getirdik. Dergiyi akademisyenlerin anlayaca<br />
dilden geni kesimlere hitap eden anlalabilir,<br />
akc bir Türkçe ile yaymlamay hedeedik.<br />
Makaleleri farkl bir tasarmda sizlerin beenisine<br />
sunduk. Makale balklarnn ilgi çekmesini<br />
<strong>ve</strong> okuyucuyu cezbetmesini yeledik. Balklarn<br />
renkli <strong>ve</strong> yeterli büyüklükte olmasn<br />
saladk. Ara balklarn rahat okunmas için<br />
renkli <strong>ve</strong> kaln yaptk. Derginin arka sayfalarna<br />
çevreyle ilgili kitap tantm bölümü koyduk.<br />
ki sayfa olarak yaynlanmakta olan içindekiler<br />
bölümünü tek sayfaya indirdik. Yine sonlarda<br />
okuyucularmzn görülerinin yanstld<br />
okuyucu köesi hazrladk.<br />
Bundan sonraki saylarmzda yaymlanmak<br />
üzere tüm okuyucularmzdan, yazlarn<br />
akc bir dille elektronik ortamda dergiye göndermesini<br />
bekliyoruz. Dergimiz akademik düzeyde<br />
yayn yapan bir dergi deildir.<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan dergisinde yaynlanan yazlar<br />
genel okuyucu kitlesi tarafndan anlalabilir<br />
bir dille yazlmaldr. Teknik terimlerden<br />
kaçnlmal, yazy destekleyici fotoraf, grak<br />
gibi görseller yaz metninden ayr dosyada <strong>ve</strong><br />
yüksek çözünürlükte gönderilmelidir. Yazlar<br />
mutlaka elektronik ortamda Eitim <strong>ve</strong> Yayn<br />
Dairesi Bakanl eyd@cevreorman.gov.tr<br />
adresine, yazyla birlikte ksa öz geçmi, cep<br />
telefonu <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>sikalk bir resim de gönderilmelidir.<br />
Yeni yayn döneminden itibaren “Çevre<br />
<strong>ve</strong> Çocuk” adl çocuklara yönelik bir dergi<br />
yaymlanmas için çalma balatm bulunmaktayz.<br />
Derginin yeni saysn merakla bekleyeceinizi,<br />
dergiyi beeneceinizi tahmin etti-<br />
imizden derginin snrl sayda basldn da<br />
düünerek imdiden derginizi almanz tavsiye<br />
ederiz.<br />
Bizi izlemeye devam edin.<br />
Her ey gönlünüzce olsun.<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan’n olduu her yerde varz.<br />
Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanlığı<br />
Adına Sahibi <strong>ve</strong><br />
Genel Yayın Yönetmeni<br />
Prof. Dr.<br />
Hasan Z. SARIKAYA<br />
Müsteşar<br />
Yayın Koordinatörü<br />
Mustafa ARI<br />
Eğitim <strong>ve</strong> Yayın Dairesi Başkanı<br />
Yazı İşleri Müdürü<br />
Aycan SARGIN<br />
Haber Müdürü<br />
Sinan DELİDUMAN<br />
Redaksiyon<br />
Semih ŞEYDA<br />
İ. Ethem AVŞAR<br />
M.Tamer ÇOBANOĞLU<br />
Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanlığı<br />
Eğitim <strong>ve</strong> Yayın Dairesi<br />
Başkanlığınca<br />
Hazırlanmıştır.<br />
Yönetim Yeri <strong>ve</strong><br />
Yazışma Adresi<br />
Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanlığı<br />
Eğitim <strong>ve</strong> Yayın Dairesi<br />
Başkanlığı<br />
Söğütözü Cad. No:14/E Kat:3<br />
Beştepe - ANKARA<br />
Tel: (0312) 207 51 91-92<br />
www.eyd.cevreorman.gov.tr<br />
e-posta: eyd@cevreorman.gov.tr<br />
Grafik Tasarım - Baskı<br />
Başak Matbaacılık <strong>ve</strong> Tan. Hiz. Ltd. Şti.<br />
T: (0312) 397 16 17<br />
www.basakmatbaa.com<br />
e-mail:basaktanitim@gmail.com<br />
Grafik Tasarım:<br />
Önder ŞAHİN<br />
Baskı Tarihi:<br />
01.10.<strong>2009</strong><br />
ISSN: 1302-0145<br />
Dergide yer alan yazılardan doğacak her türlü sorumluluk yazı sahiplerine aittir.
çindekiler<br />
29<br />
ki Yanl Bir Doru Etmez / Prof. Dr. Veysel Erolu ................................... 3<br />
Türkiye’den Haberler ..................................................................................... 4<br />
Taknla Mücadele Seferberlii Balyor ....................................................... 10<br />
Doal Menengiçler Antep fst ile Alanyor / enay Çetinay ................... 12<br />
Güne Enerjisi / M. Tamer Çobanolu ........................................................... 14<br />
Akdeniz Foku ................................................................................................. 16<br />
Yavrularna <strong>Su</strong> Tayan<br />
Çöl Tavuklar<br />
36<br />
Kum Köpekbal ........................................................................................... 17<br />
Ziraat <strong>ve</strong> Meteorolojik Hizmetler .................................................................. 18<br />
Kuyucuk Gölü / Yusuf Ceran ......................................................................... 20<br />
klim Deiiklii, Kyoto Protokolü Türkiye .................................................. 22<br />
Denizlerimizdeki Yabanc Türler <strong>ve</strong> Biyolojik stila / Dr. rfan Uysal .......... 26<br />
Siz Sorun Aaçlar Söylesin / Dr. Neat Erkan ............................................... 30<br />
Kavak <strong>ve</strong> Hzl Gelien Türler / Mehmet Karata.......................................... 32<br />
Ambalaj Nedir?<br />
55<br />
Binyl Hedeeri <strong>ve</strong> Biyolojik Çeitlilik / Erdoan Ertürk ............................. 34<br />
Özel Aaçlandrma Çalmalar <strong>ve</strong> Esaslar / smail Hakk Bar ................... 38<br />
Destek Devletten Kazanç Aaçtan ................................................................. 41<br />
klimsel Deiimler <strong>ve</strong> Küresel Isnma / Ahmet Cangüzel Taner .................. 42<br />
Çevre Diplomasisi / Adem Bilgin .................................................................. 46<br />
Soyu Tükenmekte Olan Dört Bitki Türü (Datça Hurmas, Serik Armudu,<br />
Sla Aac, Peygamber Çiçei) .................................................................... 50<br />
Türkiye’nin Korunan Alanlar Sisteminin Güçlendirilmesi / Güler Ergün ..... 52<br />
Gizemli <strong>Orman</strong>lar<br />
59<br />
Gizemli <strong>Orman</strong>lar / M. Tamer Çobanolu ..................................................... 55<br />
Avrupa Birlii Konumsal Bilgi Altyaps <strong>ve</strong> Getirdikleri / Tuncay Demir .... 56<br />
Çevreci Farkndalk <strong>ve</strong> Empati / Doç. Dr. smail Ceritli ............................... 60<br />
Eitim <strong>ve</strong> Yayn Dünyas ............................................................................... 62<br />
Bulmaca ......................................................................................................... 64<br />
Soba Gaz Zehirlenmeleri<br />
<strong>ve</strong> Çözümleri
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
ki Yanl Bir<br />
Doru Etmez<br />
Dilimize yerleen <strong>ve</strong> günlük hayatmzda sk sk kullandmz bir ifade var, “<strong>Su</strong>dan<br />
ucuz.” Bu sözü genellikle bir eyin deersiz olduunu <strong>ve</strong>ya kolay ulalabilir olduunu<br />
ifade etmek için kullanrz. Dier bir söz ise yine deersizlii <strong>ve</strong> ruhsuzluu ifade<br />
etmek için kullandmz “Odun gibi, kütük” kavramdr.<br />
Prof. Dr.<br />
Veysel EROLU<br />
Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakan<br />
“En son bal<br />
tuttuunda,<br />
en son aac<br />
kestiinde,<br />
en son zehirli<br />
suyu içtiinde,<br />
parann yenilip<br />
içilemeyeceini<br />
anlayacaksn!”<br />
Kzldereli Reisi<br />
Seattle -1853<br />
Dünya nüfusunun üçte biri yeterli <strong>ve</strong> salkl<br />
su kaynaklarna sahip deildir. Kullanlabilir<br />
suyun dengeli datldn da iddia<br />
etmek mümkün deildir. Her geçen yl su saryatnn<br />
artmas sebebiyle, mesele daha da büyümektedir.<br />
Nitekim dünyada 1940 ylnda su tüketimi 1000 km 3<br />
iken, 1960 ylnda 2000 km 3 ’e, 1990 ylnda 4130<br />
km 3 ’e, 2000’li yllarn banda da yaklak 5000 km 3 ’e<br />
ulamtr. Dier bir milletleraras aratrma kuruluu<br />
raporunda da; “2025 ylna kadar, dünyann üçte birinin<br />
su ktlndan etkilenecei, 20 yldan az bir sürede<br />
Afrika’da yeterli <strong>ve</strong> temiz su bulamayan insan saysnn<br />
600 milyona ulaabilecei” belirtilmektedir.<br />
Bütün bu <strong>ve</strong>riler (insan <strong>ve</strong> bütün canllarn) suyun<br />
tahmin edilen kadar ucuz <strong>ve</strong> kolay ulalan bir madde<br />
olmadn ortaya koymaktadr. <strong>Su</strong>yun gelecei, insanln<br />
geleceidir. Sürdürülebilir çevre politikalar<br />
<strong>ve</strong> yeni teknolojiler öncelikli olmaldr. Temiz <strong>ve</strong> salkl<br />
su imkânlar salanmadan Bin Yl Hedeeri’ne<br />
ulalamaz.<br />
<strong>Su</strong>yun <strong>ve</strong> Aacn Deeri<br />
Vatandana salkl su temin etmek, sosyal devletin<br />
asli unsurudur. Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanl olarak<br />
biz bu uurla 81 ilimizin 72 milyon vatandamzn<br />
ihtiyac olan suyu temin etmek için bütün plan <strong>ve</strong><br />
programlarmz yaptk. Vatandalarmzdan isteimiz<br />
büyük zorluklar ile evlerine ulatrlan bu suyu<br />
israf etmeden kullanmalardr.<br />
<strong>Orman</strong>lar için en büyük tehlike üphesiz ki yangnlardr.<br />
<strong>Orman</strong> yangnlar sebebiyle dünyada her yl<br />
ortalama 4 milyon hektar, Akdeniz ülkelerinde 500<br />
bin hektar <strong>ve</strong> ülkemizde de 10 bin hektar orman alan<br />
zarar görmektedir.<br />
Hayatn vazgeçilmezi olan suyun <strong>ve</strong> aacn de-<br />
erini aadaki iki söz en anlaml bir ekilde ifade<br />
ediyor.<br />
Snr tanmaz tüketim anlayn Kzlderili u<br />
sözlerle <strong>ve</strong>rmeye çalm, “En son bal tuttuunda,<br />
en son aac kestiinde, en son zehirli suyu içtiinde,<br />
parann yenilip içilemeyeceini anlayacaksn!”<br />
Yine Mevlana’nn konuyu çok güzel izah eden bir<br />
kssas vardr: “Adamn biri evine ‘Ya evim! Ne olur<br />
yklacan zaman bana haber <strong>ve</strong>r’ diye sürekli yalvarr.<br />
Bir gün gelir adamn evi yklr, yerle bir olur.<br />
Adam üzgün <strong>ve</strong> perian bir biçimde ‘Ya evim! Ben<br />
sana, yklacan zaman bana haber <strong>ve</strong>r demedim mi’<br />
diyerek evine kar duyduu sitemini dile getirir. Buna<br />
karlk ev, ‘Ey sahip! Ben sana kaç kere yklacam<br />
haber <strong>ve</strong>rdimse de, sen her seferinde beni susturdun.<br />
Ne zaman bir çatlam olsa svayp geçtin. Ben sana o<br />
çatlaklarla binlerce kez haber <strong>ve</strong>rdim de sen anlamak<br />
istemedin’ diye cevap <strong>ve</strong>rir.”<br />
E<strong>ve</strong>t, tabiat da, her gün defalarca can çekimekte<br />
olduunu bize çeitli yollarla anlatmaya çalyor<br />
ama biz gerekli tedbirleri alma noktasnda hassasiyet<br />
göstermiyoruz. Ancak bir gün, ani bir ekilde yklrsa,<br />
altnda bütün insanlk kalacak, bunu hepimiz biliyoruz.<br />
Netice olarak çok geç olmadan gezegenimize<br />
sahip çkmalyz.<br />
Gelecek nesillere iyi kaynaklar tükenmemi bir<br />
dünya brakmak için; suyu, havay <strong>ve</strong> yeili korumak<br />
için, toplumun bütün unsurlarnn mesuliyeti müdrik<br />
olarak hareket etmesi gerekir. <strong>Su</strong> tasarrufuna, ormanlarn<br />
korunmasna ayrca önem <strong>ve</strong>rmeliyiz. Tüketip<br />
kirlettikten sonra temizlemenin ne kadar maliyetli olduunu<br />
biliyoruz. Bizim gayemiz israf etmeden, kirletmeden<br />
koruma-kullanma dengesini salamaktr.
Türkiye’den Haberler<br />
Yerli Hayvanlarn<br />
Genleri Topland<br />
TÜBTAK, Türkiye’de soylar<br />
tehlike snrnda bulunan hayvanlarn<br />
genlerinin bir bankada toplanmasn<br />
amaçlayan ‘’TÜRKHAYGEN–1<br />
Projesi’’ kapsamnda 2 ylda 1000’in<br />
üzerinde hayvan genini koruma altna<br />
ald.<br />
TÜBTAK-MAM Gen Mühendislii<br />
<strong>ve</strong> Biyoteknoloji Enstitüsü Proje<br />
Sorumlusu Doç. Dr. Sezen Arat, deien<br />
çevre koullarnn (hzl nüfus art,<br />
küresel snma, düzensiz yaplama,<br />
çevre kirlilii) önüne geçilmez bir<br />
ekilde dünya fauna <strong>ve</strong> orasn olumsuz<br />
ekilde deitirdiine iaret ederek,<br />
yaplan bilimsel aratrmalarn ylda 27<br />
bin bitki <strong>ve</strong> hayvan türünün dönüümsüz<br />
olarak doadan silindiini gösterdiini<br />
kaydetti.<br />
Sezen Arat, rklarn ne çevre<br />
koullarna dayankllklarnn, ne de<br />
hastalklara dirençliliklerinin üzerinde<br />
durulduunu, deien çevre koullarnn<br />
birçok tür <strong>ve</strong> rkn geleceini ciddi<br />
ekilde tehdit ettiini belirtti.<br />
Arat, Tarm <strong>ve</strong> Köyileri Bakanl,<br />
TÜBTAK ile Adnan Menderes,<br />
Ankara, Atatürk, stanbul, Mustafa<br />
Kemal, ODTÜ, Ondokuz Mays, Namk<br />
Kemal, Selçuk <strong>ve</strong> Uluda Üni<strong>ve</strong>rsiteleri<br />
ibirliinde 2007 ylndan bu yana<br />
‘‘TÜRKHAYGEN–1’’ Projesini<br />
yürüttüklerini bildirdi.<br />
4<br />
Doç. Dr. Arat, projenin, ‘‘hayvan<br />
genetik kaynaklarn koruma altna<br />
alacak bankalarn oluturulmasn,<br />
yerli evcil hayvan rklarn genetik<br />
karakterizasyonuna balanarak<br />
sonuçlardan tescil çalmalarnda<br />
yararlanlmasn, hayvan genetii<br />
<strong>ve</strong> biyoteknolojisi alannda kritik<br />
aratrmac kitlesinin oluturulmasn,<br />
bilgilerin bütünletirilmesi <strong>ve</strong><br />
yaygnlatrlmasn’’ hedeediini<br />
kaydetti.<br />
Ülkelerin sahip olduklar yerli<br />
rklarn ortadan kalkmasnn önlenmesi<br />
gerektiini ifade eden Arat, yerli<br />
rklarn, ülkelerin sahip olduklar yer<br />
üstü <strong>ve</strong> yer alt kaynaklar gibi doal<br />
kaynaklar olduunu vurgulad.<br />
Arat, yerli rklarn koruma altna<br />
alnarak genetik kaynaklarnn devaml<br />
elde tutulmasnn ekonomik açdan<br />
zor olduunu, bu yüzden korunmas<br />
istenilen rklarn genetik yaplar <strong>ve</strong><br />
bu rklar aras genetik ilikilerinin<br />
belirlenmesi gerektiini belirterek,<br />
proje kapsamnda oluturulan ‘‘Gen,<br />
Bankasnn’’, bu alanda Türkiye’deki ilk<br />
banka olduunu bildirdi.<br />
Amacmz 1500 Hayvann Genini<br />
Toplamak<br />
Sezen Arat, projenin ayn zamanda,<br />
mevcut dondurma teknolojilerinin<br />
iyiletirilmesi <strong>ve</strong> gelecekte gen<br />
kaynaklarnn korunmasnda<br />
kullanlabilecek alternatif teknolojilerin<br />
Yerli Koyun <strong>ve</strong> Kuzusu<br />
ülkeye transferini hedeeyen güçlü bir<br />
AR-GE faaliyetiyle de desteklendiini<br />
belirterek, u bilgileri <strong>ve</strong>rdi:<br />
‘’Proje, 13 koyun, 5 keçi, 6 sr, 5<br />
at, 1 manda rk olmak üzere 5 tür <strong>ve</strong><br />
30 rk kapsyor. Bankada materyalinin<br />
saklanmas öngörülen hayvan says<br />
1,500, ancak bugüne kadar 1000’nin<br />
üzerinde hayvann geni bankada<br />
mevcut. 2011 ylna kadar kadar devam<br />
edecek olan projenin bütçesi 9 milyon<br />
TL. Bankada saklanan materyaller<br />
üzerinden yaplacak çalmalarla özel<br />
genler belirlenebilecek, bu genetik<br />
bilgiler, yeni rklarn gelitirilmesinde<br />
kullanlabilecek.’’<br />
Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong><br />
Bakanl Kütüphanesi<br />
Mülga <strong>Orman</strong> Bakanl ta binas<br />
(Bakanlklar Merkez Bina) 3. katnda<br />
faaliyet gösteren kütüphanenin mülga<br />
Çevre Bakanlnn kütüphanesi ile<br />
birlemesiyle Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanl<br />
Kütüphanesi olarak Eitim <strong>ve</strong> Yayn<br />
Dairesi Bakanl, Basm Yayn <strong>ve</strong><br />
Dokümantasyon ube Müdürlüüne<br />
bal olarak Bakanlk Merkezinin Gazi<br />
tesislerine tanmas ile 2007 Aralk<br />
aynda Ek binada hizmete girmitir.<br />
2008 yl Ocak aynda balayan kitap<br />
derleme <strong>ve</strong> sisteme kayt çalmalar<br />
sonucunda kütüphane envanteri 2008<br />
yl Mays aynda yaklak 1.100<br />
kitaba ulam <strong>ve</strong> kütüphanemiz faal<br />
duruma gelmitir. Kütüphanemizde iki<br />
görevli personel çalmaktadr. Ayrca<br />
kütüphanemizin bir okuma salonu<br />
mevcuttur.<br />
Halen derleme çalmalar devam<br />
etmekte olan kütüphanemiz, lisans <strong>ve</strong><br />
yüksek lisans örencileri bata olmak<br />
üzere bütün vatandalarmza, çevre <strong>ve</strong><br />
ormanclk alannda ihtisas kütüphanesi<br />
eklinde hizmet <strong>ve</strong>rmektedir.<br />
Kütüphanemiz katalou<br />
Bakanlmzn web adresi olan<br />
“www.eyd.cevreorman.gov.tr” adresinde<br />
görüntülenebilmektedir.
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
^<br />
Karakulak<br />
Karakulak, Antalya’da a<br />
ilk kez görüntülendi<br />
Dünyada soyu tükenmekte olan<br />
120 memeli arasnda yer alan Ege <strong>ve</strong><br />
Akdeniz’de çam ormanlar arasnda<br />
yaad bilinen ancak bugüne<br />
dek görüntülenemeyen kedigiller<br />
familyasndan Karakulak, Hacettepe<br />
Üni<strong>ve</strong>rsitesinden iki örencinin projesi<br />
esnasnda Antalya’nn Düzlerçam<br />
mevkisinde görüntülendi.<br />
Antalya <strong>ve</strong> Mula’da kurulan<br />
fotokapanlarn birine yakalanan<br />
Karakulak’n Latince ismi “Carakal<br />
Carakal” da Türkçe’den gelmektedir.<br />
Orta Asya’daki Türkler tarafndan<br />
kulak çevresindeki siyahlktan dolay<br />
bu ekilde adlandrlan Karakulaklarn<br />
arl 17 kg’a, boyu 90 cm’e kadar<br />
çkabiliyor.<br />
Antartika 10 Yl<br />
Öncesine Oranla 4 Kat<br />
Kat Hzl Eriyor<br />
Antartika’daki buzullarn, 10 yl<br />
öncesine oranla 4 kat hzl eridii<br />
açkland. Leeds Üni<strong>ve</strong>rsitesinden bir<br />
grup bilim adamnn aratrmasna göre,<br />
en belirgin erime Bat Antartika’daki<br />
en büyük buzullardan Pine Island’da<br />
gözlemleniyor.<br />
Pine Island buzulunun 175 bin<br />
kilometre kare genilii <strong>ve</strong> tipik<br />
özellikleri nedeniyle uyduyla en iyi<br />
izlenen buzul olduuna iaret eden<br />
aratrmaclar, erimenin bu hzla devam<br />
etmesi halinde devasa buzdann<br />
100 yl içinde yok olaca tahmininde<br />
bulundu. Bilim adamlar daha önce bu<br />
süreyi 600 yl olarak öngörüyorlard.<br />
Aratrmaclar, Kanada’nn<br />
Newfoundland <strong>ve</strong> New Brunswick<br />
eyaletleri büyüklüünde olan Pine<br />
Island’da, dünyadaki tüm denizlerin su<br />
seviyesini iki kat artracak kadar buz<br />
bulunduunu söylediler.<br />
Eczaneler Atk Pil<br />
Toplayacak<br />
Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanl ile Türk<br />
Eczaclar Birlii arasnda parafe edilen<br />
protokol kapsamnda eczanelerde atk<br />
pil toplanacak. Dünya Çevre Günü’nde<br />
imzalanan protokolle, Türkiye’de atk<br />
pil toplama noktalar yaygnlaacak,<br />
eczaclar toplum salna <strong>ve</strong>rdikleri<br />
önemin bir parças olarak çevre<br />
salna da duyarl olduklarn<br />
göstermi olacaklar. Projeyi ise<br />
ülkemizde atk pil toplama konusunda<br />
yetkilendirilmi tek kurulu olan<br />
Tanabilir Pil Üretici <strong>ve</strong> thalatçlar<br />
Dernei (TAP) yürütecek.<br />
Trtllar, Yangnlarn 5<br />
Kat <strong>Orman</strong>lara Zarar<br />
Veriyor<br />
Ege <strong>Orman</strong> Vakf Genel Müdürü<br />
Metin Gencol, Ege Bölgesi’nde<br />
kzlçam ormanlarnda çam kese<br />
böcei (trtl) zararlarnn had safhaya<br />
ulatn belirterek, “Böcekler orman<br />
yangnlaryla meydana gelen zararn, 5<br />
kat kadar zarar <strong>ve</strong>rebiliyor” dedi.<br />
Ege <strong>Orman</strong> Vakf’nda gönüllülere<br />
trtln zararlar konusunda <strong>ve</strong>rilen bilgi<br />
toplantsnda konuan Gencol, trtln<br />
özellikle kzlçam, karaçam, fstk<br />
çamna zarar <strong>ve</strong>rdiini <strong>ve</strong> bu aaçlara<br />
musallat olan böcein aaçlarn yeil<br />
ibrelerini yediini <strong>ve</strong> ormanlara uzaktan<br />
bakldnda yangn yerine dönmüe<br />
benzediini söyledi.<br />
Ha gayret! Denize<br />
ulamaya ne kald ki!<br />
Nesli koruma altnda tutulan caretta<br />
caretta türü deniz kaplumbaalarnn<br />
üreme alanlar olan Akdeniz plajlarnda<br />
zorlu bir yolculuk balad.<br />
Denize yönelen caretta yavrular,<br />
otel <strong>ve</strong> büfe klar yüzünden<br />
yönlerini arrken, zaman zaman da<br />
hayvanse<strong>ve</strong>rlerden yardm alyor. Ancak<br />
ne yazk ki yavrularn bir ksm denize<br />
ulaamadan ölüyor.<br />
Kemer Ulupnar Köyü Çevre<br />
Koruma <strong>ve</strong> Gelitirme Kooperati<br />
Bakan Bayram Kutlu, son 15 yln<br />
en fazla caretta yuva saysn bu yl<br />
gördüklerini söyledi.<br />
Yer nciri Çok Faydal<br />
Caretta Caretta<br />
Doada kendiliinden yetien,<br />
kaktüs türü bir bitkinin mey<strong>ve</strong>si olan<br />
<strong>ve</strong> halk arasnda ‘yer inciri’ olarakta<br />
bilinen dikenli incirin, sindirim sistemi<br />
rahatszlklarnda ilaç etkisi gösterdii<br />
belirtiliyor.<br />
Vatandalarn büyük rabet<br />
gösterdii yer incirinin, d dikenlerinin<br />
temizlenmesi sonras rahatlkla<br />
yenilebiliyor. Lezzet bakmndan<br />
da farkl bir tada sahip olan türün,<br />
Frenk inciri, dikenli incir, kaynanadili<br />
adlar da kullanlyor. 5-10 santimetre<br />
uzunluunda, krmz, sar, turuncu<br />
renklerde kabuu bulunan, etli bir<br />
mey<strong>ve</strong> olan yer incirinin, C vitamini<br />
yönünden zengin olduu, bu nedenle<br />
vücut direncini artrma, güç <strong>ve</strong> zindelik<br />
<strong>ve</strong>rme özelliinin bulunduu kaydedildi.<br />
Ayrca türün, sindirim sistemini<br />
rahatlatan, kabzlk sorununu gideren bir<br />
mey<strong>ve</strong> olduu da biliniyor.<br />
5
Türkiye’den Haberler<br />
36. Tabiat Parkmz<br />
Ulugöl Tabiat Park<br />
Ordu li Gölköy lçesi mülki<br />
hudutlar içerisinde yer alan <strong>ve</strong> 26,5<br />
hektar büyüklüündeki alan, Çevre<br />
<strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakan Prof. Dr. Veysel<br />
EROLU’nun onay ile Ulugöl Tabiat<br />
Park olarak ilan edildi.<br />
Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakan Prof.<br />
Dr. Veysel Erolu’nun talimatyla<br />
balatlan “81 ile 81 Tabiat Park<br />
Projesi” kapsamnda Doa Koruma<br />
<strong>ve</strong> Milli Parklar Genel Müdürlüü,<br />
ülkemizin doal <strong>ve</strong> rekreasyonel kaynak<br />
deerlerine sahip yörelerini, 2873<br />
Sayl Milli Parklar Kanunu’na göre<br />
Tabiat Park olarak tescillemekte <strong>ve</strong><br />
planlayarak aziz milletimizin hizmetine<br />
sunmaktadr. Bu çerçe<strong>ve</strong>de 36. Tabiat<br />
Parkmz Ulugöl Tabiat Park olarak ilan<br />
edilmitir.<br />
Doal yaps itibariyle yüksek<br />
peyzaj deerlere sahip olmas, yaprakl<br />
türlerin younlukta olduu, özellikle güz<br />
mevsiminde yapraklarn sararmasyla<br />
oluan renk armonisi ile birlikte yöre<br />
halknn rekreasyon ihtiyacna cevap<br />
<strong>ve</strong>recek nitellikte bir alana ulam<br />
Gölköy-Aybast karayolu üzerinden<br />
salanmaktadr.<br />
Manzara bütünlüü içerisinde yöre<br />
halknn rekreasyon ihtiyacna cevap<br />
<strong>ve</strong>recek nitellikte olan bu alan olan<br />
Ulugöl Tabiat Park, yaz aylarnda<br />
günübirlik piknik yapma imkan<br />
sunmaktadr.<br />
Alan içerisinde üç adet heyelan set<br />
gölü bulunmaktadr. Göllerden birisi<br />
büyük dier ikisi ise sazlkla kapl küçük<br />
yapda göllerdir. Büyük olan gölde<br />
Abant Alas yaamaktadr.<br />
<strong>Orman</strong> <strong>ve</strong> göl ekosisteminin hakim<br />
olduu alandaki gölün etraf, gür kayn<br />
6<br />
Ulugöl Tabiat Park<br />
ormanlaryla kapldr. Kaynla birlikte<br />
gürgen, kzlaaç, akçaaaç, orman gülü,<br />
karayemi, çobanpüskülü gibi yaprakl<br />
türler de yayl göstermektedir. Çok<br />
yllk otsu bitkilerden yabani soan,<br />
krlangç otu, civanperçemi, ballbaba<br />
<strong>ve</strong> kekik bulunan alan Bakanlmzca<br />
36. Tabiat Parkmz olarak Milletimizin<br />
hizmetine sunulmutur.<br />
Elektrik Yatrmlarna<br />
“Çevre” Ayar<br />
Elektrik Piyasas Lisans<br />
yönetmeliinde yaplan deiiklikle,<br />
Çevresel Etki Deerlendirme (ÇED)<br />
sürecinin tamamlanmas, lisans almann<br />
ön koulu haline getirildi.<br />
Enerji Piyasas Denetleme Kurulu<br />
(EPDK)’nn yapt yönetmelik<br />
deiiklii ile ÇED yönetmeliine<br />
tabi olan tüzel kiilere, ÇED sürecinin<br />
tamamlanarak, bu sürecin sonucunda<br />
alnacak kararlarn ibraz yükümlüü<br />
getirildi.<br />
Buna göre tüzel kiiler, lisans<br />
almann uygun bulunduuna dair EPDK<br />
kararnn kendilerine tebliini izleyen<br />
30 gün içerisinde ÇED Yönetmelii<br />
kapsamnda ilgili kuruma bavuracak.<br />
Projesi ÇED yönetmelii<br />
kapsamnda seçme-eleme kriterlerine<br />
tabi olan tüzel kiiler, yine 90 gün<br />
içerisinde ‘’ÇED gerekli deildir’’<br />
kararn ibraz edecek.<br />
Projesi ÇED yönetmelii<br />
kapsamnda Çevresel Etki<br />
Deerlendirmesine tabi olan tüzel kiiler<br />
ise 300 gün içerisinde ÇED olumlu<br />
kararn ibraz edecek.<br />
Bu yükümlülüklerini belirtilen süre<br />
zarfnda yerine getiren tüzel kiilere,<br />
kurul kararyla lisans <strong>ve</strong>rilecek.<br />
Tüzel kiiden kaynaklanmayan<br />
nedenlerle ÇED’e ilikin yükümlülüün<br />
belirtilen sürelerde yerine<br />
getirilememesinin belgelenmesi halinde,<br />
bu süreler Kurul kararyla uzatlabilecek.<br />
Aksi hallerde lisans bavurusu<br />
reddedilecek <strong>ve</strong> Kuruma sunulmu<br />
teminat mektubu irat kaydedilecek.<br />
Projeye ilikin ÇED olumsuz<br />
karar <strong>ve</strong>rilmesi halinde ise bavuru<br />
reddedilecek ancak EPDK’ya kurulma<br />
sunulmu teminat mektubu irat<br />
kaydedilmeyecek, iade edilecek.<br />
EPDK Bakan Hasan Kökta da,<br />
yönetmelik deiikliine ilikin yapt<br />
açklamada, bundan önceki uygulamada<br />
önce lisansn <strong>ve</strong>rildiini, daha sonra<br />
inaat öncesi <strong>ve</strong> sonras eklinde iki<br />
aamal bir zaman çizelgesi kapsamnda<br />
yatrmcnn ÇED raporunun alnmas<br />
<strong>ve</strong> dier eksikliklerin giderilmesi için 18<br />
aylk hazrlk döneminin bulunduunu<br />
hatrlatt.<br />
Da-Ta Antep Fst<br />
Olacak!...<br />
Gerger ilçesi Gürgenli köyü ile<br />
Gölba ilçesi Yaylack köyü snrlarnda<br />
bulunan yabani menengiç aaçlarna<br />
Antep fst as çalmalarna<br />
baland. Toplam 4.000 dekar alanda<br />
yaplan çalmalar sonunda yaklak<br />
16.000 adet menengiç aacna Antep<br />
fst as yaplyor.<br />
Yaplan çalma ile <strong>ve</strong>rimsiz orman<br />
alanlar rehabilite edilerek <strong>ve</strong>rimli<br />
hale getirilmeye çallmaktadr.<br />
Proje kapsamnda orman köylüleri<br />
çaltrlmakta olup, bir istihdam<br />
olumaktadr. Aya hazr hale getirme<br />
<strong>ve</strong> alama ilemleri sonucunda yaklak<br />
144.000 TL orman köylüsünün kazanc<br />
olacaktr. Kazanç bununla da kalmayp,<br />
Antep fst alanan aaçlar köylülerin<br />
istifadesine sunulacak <strong>ve</strong> 2–3 yl sonra<br />
ciddi ekonomik girdi salanacaktr.<br />
Bu çalma ile birlikte <strong>ve</strong>rimsiz<br />
ormanlar ekonomiye kazandrlm, milli<br />
ekonomiden paylar en düük kesim olan<br />
orman köylüsünün ekonomik durumlar<br />
iyilemi olacak, bulunduklar yerde<br />
geçimlerini salam olacak, köyden<br />
kente göç azalacak, ormanlara olan<br />
bask azaltlm olacak, ormanlarmz<br />
daha iyi korunacak <strong>ve</strong> ormanlardan<br />
beklenen her türlü fayda salanm<br />
olacaktr.
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
Güne Enerjisi le Çalan Oto<br />
Bu Otomobil Güne<br />
Enerjisiyle Çalyor<br />
Sakarya Üni<strong>ve</strong>rsitesi leri<br />
Teknolojiler Uygulama Topluluu<br />
(SATEM) örencileri, gelitirdikleri<br />
güne enerjisiyle çalan otomobil<br />
‘’Sakarya Güne Arabas-SAGUAR’’ ile<br />
‘’Avustralya World Solar Challenge’’da<br />
yaracaklar.<br />
Sakarya Üni<strong>ve</strong>rsitesi Rektörü Prof.<br />
Dr. Mehmet Durman, ‘’SAGUAR’’n<br />
tantm için TM Show Center’da<br />
düzenlenen toplantda yapt<br />
konumada, rektörlüe seçildii<br />
günden bu yana birçok projeyi<br />
gerçekletirdiklerini, ancak en çok<br />
gurur duyduu projenin ‘’SAGUAR’’<br />
olduunu söyledi.<br />
‘’Bu proje, Türk gençlerinin çok kt<br />
kaynaklarla dahi neler baarabileceinin<br />
göstergesidir’’ diyen Durman,<br />
projenin sadece bir mühendislik ürünü<br />
olmadn, birçok fakültenin daha<br />
projeye katksnn olduunu belirtti.<br />
Projenin, sivil toplum kurulular,<br />
sponsorlar <strong>ve</strong> birçok sosyal grubun<br />
katlmyla hayata geçtiini dile<br />
getiren Durman, ‘’Örencilerimizin<br />
Avustralya’dan baar ile döneceine<br />
inanyorum’’ dedi.<br />
Örenciler adna konuan Mehmet<br />
Burak Msrl ise, güne enerjili araba<br />
yapma çalmalarna 2003 ylnda<br />
baladklarn bildirdi.<br />
‘’Çou zaman laboratuvarlarda<br />
uyuduk’’ diyen Msrl, ‘’SAGUAR’’n<br />
tasarm, üretim, sponsorluk gibi her<br />
aamasnn SATEM’de yer alan 40<br />
örenci tarafndan yürütüldüünü<br />
söyledi.<br />
Msrl, bugüne kadar 8<br />
güne enerjili araba ürettiklerini<br />
belirterek, ‘’SATEM’in, 2003<br />
ylnda balayan güne arabalar<br />
çalmalar devam ediyor. SAGUAR’<br />
2 yllk bir çalmann sonucunda<br />
tamamladk. 2 Eylül’de Avustralya’da<br />
gerçekletirilecek olan dünyann en<br />
prestijli güne enerjili araçlar yar<br />
World Solar Challenge’da, ülkemizi en<br />
iyi ekilde temsil etmek istiyoruz’ dedi.<br />
Araç, Avustralya yarnda<br />
ktay boydan boya geçecek. Yar,<br />
Avustralya’nn en kuzey noktasndan en<br />
güney noktasna kadar 3 bin kilometrelik<br />
yolda trak içerisinde yaplacak.<br />
Bugüne kadar yaptklar projelerin<br />
toplam deerinin 1 milyon liray<br />
bulduunu anlatan Msrl, ‘’SAGUAR’’<br />
projesinin ise 500 bin dolara mal<br />
olduunu ifade etti.<br />
Aracn, 133 km/saat maksimum hza<br />
ulaabildiini belirten Msrl, araçta<br />
yüksek <strong>ve</strong>rimli silikon esasl güne<br />
gözeleri ile telemetri (aracn performans<br />
<strong>ve</strong>rilerini aktaran sistem) <strong>ve</strong> haberleme<br />
sisteminin de olduunu sözlerine ekledi.<br />
Hibrit (Hybrid)<br />
Otomobil<br />
Hibrit (Hybrid) otomobil elektrik<br />
<strong>ve</strong> benzin motorunun bir arada olduu<br />
sisteme denir. Hibrit otolar elektrik<br />
motoru sayesinde çevre dostu olduu<br />
için günümüz artlarnda çok büyük<br />
önem arz etmektedir.<br />
Küresel snmaya somut<br />
çözümlerden biri olan Hibrit otolar<br />
gün geçtikçe piyasadaki pazar payn<br />
da attryor. Hatta dev rmalar hibrid<br />
otomobillerde seri<br />
üretime baladlar<br />
bile.<br />
Hibrit<br />
otomobillerin<br />
çalma prensibi<br />
ise öyle;<br />
Otomobil<br />
benzinli motoru sadece<br />
arabann kalknda <strong>ve</strong> yüksek hzda<br />
kullanyor. Yani 0-12 km/s <strong>ve</strong> 80 km/s<br />
üstü hzlarda araba benzinli motoru<br />
kullanrken 12 ile 80 km/s ‘lik dilimde<br />
ise elektrikli motoru kullanyor.<br />
•Sabit durumda (Krmz kta<br />
durduunda)<br />
Benzinli motor devre d <strong>ve</strong> yakt<br />
tüketimi sfr<br />
•Çaltrma <strong>ve</strong> hzlanma<br />
Benzinli motor, elektrik motoru<br />
destei ile düük hz supap atelemesi<br />
modunda çalyor<br />
•Ani hzlanma<br />
Benzinli motor elektrik motor<br />
destei ile yüksek hz supap atelemesi<br />
modunda çalyor<br />
•Düük hzda seyir<br />
Benzinli motorun dört silindirinin<br />
de supaplar kapal, ateleme yok. Araç<br />
sadece elektrik motoru ile çalyor<br />
•Kademeli hzlanma <strong>ve</strong> yüksek hzda<br />
seyir<br />
Benzinli motor düük hz supap<br />
atelemesi modunda çalyor<br />
•Frenleme<br />
Benzinli motorun dört silindirinin<br />
supuplar kapal, ateleme yok. Elektrik<br />
motoru hzlanma srasnda aça<br />
çkan enerjiyi maksimum oranda geri<br />
kazanyor <strong>ve</strong> aküde depoluyor<br />
Elektrik motoru kullanaca<br />
elektirii de benzin motoru çalt<br />
zamanlarda ya da frenleme srasnda arj<br />
oluyor. Yani ekstradan bir arja ihtiyaç<br />
duymuyor.<br />
Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanl’ndan<br />
da hibrit otolara destek geldi. Motor<br />
oranlarnda <strong>ve</strong> emisyon ölçümünde<br />
düük oran <strong>ve</strong>ren arabalarn araç<br />
<strong>ve</strong>rgisinin daha düük alnmas<br />
konusunda çalma balatld. Hibrit<br />
otomobil sahipleride bu kapsam<br />
da <strong>ve</strong>rgi indiriminden<br />
yararlanabilecekler.<br />
7
M. Tamer ÇOBANOLU<br />
Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Uzman Yardmcs<br />
Eitim <strong>ve</strong> Yayn Dairesi Bakanl<br />
Güne Inlarnn klim Deiikliindeki Rolü<br />
Dünya yüzeyine gelen güne<br />
nlar 1923 ylndan bugüne<br />
dein kaydedilmektedir. Dünya<br />
yüzeyine gelen enerji miktar, iklimde<br />
sebep olduu deiimler geçmi yüzyllarda<br />
deiimler göstermitir.<br />
Güne nlarn younlatran ya da<br />
azaltan faktörlerin aratrlmas ile “küresel<br />
azalma” <strong>ve</strong>ya “küresel art” gibi yeni<br />
gelien aratrma konular ortaya çkmtr.<br />
Güne Inlarnda Azalma<br />
Kefedildi<br />
Dünyann belli bölgeleri için gelen<br />
güne nlarnn miktarnn ayn olmad<br />
<strong>ve</strong> yüzyllar boyunca deiim gösterdii<br />
1980’lerin sonunda <strong>ve</strong> 1990’larn banda<br />
yaynland. ETH Zürih’ten emekli bilim<br />
adam Atsumu Ohmura, 1950’ler ile<br />
1980’ler arasnda gelen güne n miktarnn<br />
azaldn tespit etmitir. 1998’e<br />
kadar ise Afrika, Asya, Kuzey Amerika <strong>ve</strong><br />
Avrupa gibi ktalarla ilgili küresel çalma<br />
yaplmad. Bu dönemde yaplan çalmada<br />
gelen n miktarnn 1950–1990 dönemine<br />
nazaran ortalama olarak % 2 azald<br />
tespit edilmitir.<br />
Wild <strong>ve</strong> ekibinin son döneme ilikin<br />
olarak yaptklar aratrmalarda ise<br />
1985’ten günümüze güne nlar kademeli<br />
olarak artmaktadr. Science dergisinde<br />
2005 ylnda yaynlanan bir makalede,<br />
yeni süreç için “küresel artm” yeni eilim<br />
olarak tanmlanm <strong>ve</strong> “küresel azalma”<br />
ifadesine kart olarak kullanlmtr. N a -<br />
ture dergisinde yeni yaynlanan bir yazda<br />
Wild bu iki kavram ile ilgili daha fazla ilgi<br />
çekici bilgiye yer <strong>ve</strong>rmitir.<br />
Hava Kirlilii Fotosentezi<br />
Destekliyor<br />
Bu çalmada küresel artma/azalma<br />
kavramlar ile karbon döngüsü arasndaki<br />
iliki incelenmitir. Küresel azalma döneminde,<br />
aeresoller <strong>ve</strong> bulutlar n bitkiye<br />
ulamasn açk <strong>ve</strong> temiz bir havaya göre<br />
kolaylatrr. Bilim adamlarna göre, da-<br />
lan nlar, direkt gelen a göre bitki<br />
içerisinde daha derinlere ulaabilmekte <strong>ve</strong><br />
bu da fotosentez için daha etkili olmaktadr.<br />
Sonuç olarak, toprak biyosferinde %<br />
10 daha fazla karbon 1960 ile 1999 yllar<br />
arasnda depolanmtr.<br />
Baz Sorular Cevapsz<br />
Bu noktada, aeresoller hem bulutlarn<br />
yaam süresinde belirleyici <strong>ve</strong> açkl etkileyici<br />
olarak, bulutlarla olan etkileimi<br />
<strong>ve</strong>ya küresel artmaya/azalmaya olan etkileri<br />
belirsizdir. Bulutlarn <strong>ve</strong> aeresollerin<br />
younluklarnn geçen dönemlerde nasl<br />
deitiine ait <strong>ve</strong>riler olmad sürece bu<br />
karmak ilikileri açklamak çok kolay<br />
olmayacaktr. Bu aç kapatmak için,<br />
uzaydan uydu ölçüm programlar kullanlabilir.<br />
Wild, “Birçok cevapsz soru olduu<br />
için bu konuda hala birçok aratrma yaplmas<br />
gerekiyor” diyerek ekledi. Yaanan<br />
deiimin küresel düzeydeki büyüklü-<br />
ü <strong>ve</strong> krsal-kentsel alanlar arasndaki etki<br />
farkll gibi konular cevapsz sorulara<br />
örnek olarak <strong>ve</strong>rilebilir. Bir baka cevapsz<br />
konu da çok zor ölçüm deeri bulunan<br />
okyanuslarda neler olacadr.<br />
Aratrmaclar bekleyen bir baka<br />
zorlayc nokta, iklim deiikliinin etkilerinin<br />
daha iyi anlalabilmesi için, iklim<br />
modellerine deiimlerin aktarlmasdr.<br />
Yaplan çalmalarda, küresel azalm,<br />
1980’lere kadar scaklk artlarn gizlemitir.<br />
Ek olarak, Hükümetleraras klim<br />
Deiiklii Konferans 4. nceleme Raporunda<br />
modellerin kullanm ile ilgili<br />
çalmalar yaynlanm olsa da modeller<br />
deiimi yanstma konusunda baarl<br />
olamamtr. Bilim adamlarna göre, bu<br />
durum deiime sebep olan unsurlarn<br />
tam olarak modellere yanstlmamas <strong>ve</strong><br />
belirsizlik içeren antik ça deerlerinin<br />
<strong>ve</strong>ri olarak kullanlmas yaanan durumun<br />
sebepleridir.<br />
Global Dimming and Brightening, Special Issue<br />
of Journal of Geophysical Research, vol.<br />
114, no. <strong>2009</strong>.<br />
nsanolunun Yaamn Sürdürmesi çin 8 Ekolojik Kural<br />
Bilim adamlarnn bir araya gelerek<br />
yapt çalmada dünya üzerinde yaammz<br />
sürdürmek için 8 maddeden oluan<br />
bir liste hazrland. 8 snr deer ile ilgili<br />
yaplan bu listede, u an için 3’ünün snrn<br />
am durumdayz.<br />
Atmosferdeki Karbondioksit Temel<br />
sebebi küresel snmadr. Bu noktada snr<br />
am bulunuyoruz. Aratrmaclar, 350<br />
ppm (ppm: milyonda bir)’in almamas<br />
gerektiini belirtirken, u an atmosferdeki<br />
deer 387 ppm seviyesindedir.<br />
Azot <strong>ve</strong> Fosfor Kirlilii Azot konusunda<br />
daha fazla ürün almak için kullanlan<br />
kimyasallar nedeniyle snr alm<br />
durumdadr. Buna karn fosfor kirlilii<br />
8<br />
halen snr deerlerin altndadr.<br />
Ozon Atmosferdeki ozona zarar <strong>ve</strong>ren<br />
kimyasallarn yasaklanmas sayesinde günümüzde<br />
atmosferdeki ozon seviyesi istenen<br />
seviyelerdedir.<br />
Temiz <strong>Su</strong> Kullanm Günümüzde<br />
su kullanm snr deerin altnda olsa da<br />
dünyadaki insan nüfusunun artmaya devam<br />
etmesi durumunda olumsuzluklar ya-<br />
anacaktr. Özellikle kuruyan göller <strong>ve</strong>ya<br />
kirlenen nehirler bu konuda yaanan sorunlara<br />
örnek olarak <strong>ve</strong>rilebilir.<br />
Arazi Kullanm Bu konuda henüz<br />
sorun yaanmasa da dünya üzerindeki<br />
ormanlar <strong>ve</strong> sulak alanlar gibi <strong>ve</strong>rimli<br />
arazileri kaybetmi durumdayz. Ayrca<br />
artan nüfus bu konuda bir baka zorlayc<br />
etmendir.<br />
Biyolojik Çeitlilik nsanolunun faaliyetleri<br />
nedeniyle dünyamzdaki biyoçe-<br />
itliliin önemli ksm yok olmaktadr.<br />
Okyanuslarn Asitlilii Atmosferdeki<br />
karbondioksit miktarnn artmasna bal<br />
olarak okyanuslarda birçok olumsuz de-<br />
iiklik yaanmaktadr. Bu konuda henüz<br />
snr almamtr.<br />
Kimyasal Kirlilik nsanlardan kaynaklanan<br />
ar metaller, radyoaktif atklar<br />
gibi toksik kirliliklerin artmas ile canllarda<br />
genetik deiimlere sebep olabilmektedir.<br />
(Science Daily, Eylül <strong>2009</strong>)
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
K aylarnda bacal <strong>ve</strong> bacasz sobalar<br />
snma amac ile kullanlmaktadr. Isnmada<br />
kullanlan yaktlar; kömür, odun, fueloil,<br />
kerosen, LPG <strong>ve</strong> doal gazdr. Ayrca<br />
elektrik enerjiside snma amac ile kullanlmaktadr.<br />
Özellikle çeitli i yerlerinde<br />
<strong>ve</strong> bekar evlerinde bacasz stclarda terçih<br />
edilmektedir. Bacasz sobalarda kerosen,<br />
LPG <strong>ve</strong> doal gaz gibi maddeler yakt<br />
olarak kullanlmaktadr. Yanma esnasnda<br />
oda içindeki oksijen yakc olarak kullanlmaktadr.<br />
Yanma sonucu oluan gazlar ise<br />
oda içinde birikmektedir. Kerosen , propan<br />
<strong>ve</strong> doal gaz gibi yaktlar hidrojen<br />
<strong>ve</strong> karbondan olumaktadr. Bu yaktlarn<br />
tam yanmalar halinde sadece karbondioksit<br />
<strong>ve</strong> su buhar oluur. Gerçekte ise<br />
eksik yanma sonucu karbon dioksit <strong>ve</strong> su<br />
Bacasz Sobalar<br />
buhar haricinde karbonmonoksit,<br />
azotdioksit, kükürtdioksit <strong>ve</strong> dier<br />
gazlarda bir miktar olumaktadr.<br />
Eer odada yeterli havalandrma<br />
yoksa yanma sonucu oluan bu<br />
gazlar oda içine birikir. Karbon<br />
monoksit gibi zehirli gazlar oda<br />
içinde belli younlamaya ulatnda<br />
ölümlere neden olmaktadr.<br />
Uyku esnasnda vücut karbon<br />
monoksit kirliliinin zehirleme<br />
etkisini alglayamad için ölüm<br />
olaylar genelde gece saatlerinde<br />
gerçeklemektedir. Gündüz saatlerinde ise<br />
karbon monoksit kirliliinin ilk etkisi ba<br />
ars <strong>ve</strong> dönmesi, halsizlik <strong>ve</strong> mide bulants<br />
halinde gerçeklemektedir.<br />
Yanl bacasz soba<br />
satn alnmas <strong>ve</strong> bacasz<br />
sobann yanl kullanlmas<br />
sonucu her yl onlarca<br />
insan k aylarnda<br />
soba zehirlenmesi sonucu<br />
ölmektedir.<br />
Bacasz sobalardan<br />
dolay ölümlerin %35<br />
yatak odasnda, %25<br />
oturma odas <strong>ve</strong>ya salonda<br />
<strong>ve</strong> %10 banyoda gerçeklemektedir.<br />
Bacasz sobalardan ileri gelen yangnlarn<br />
%40 hatal kullanmdan <strong>ve</strong> %30 mekanik<br />
hatalardan ileri gelmektedir.<br />
Türkiye’de 63,6 Milyon Cep Telefonu Abonesi Var<br />
Türkiye genelinde Haziran <strong>2009</strong> itibariyle<br />
40 bin civarnda baz istasyonu, 63,6<br />
milyon GSM abone says var.<br />
Ulatrma Bakanl abone saysndan<br />
dolay baz istasyonlarn saysnn giderek<br />
art gösterdiini bir baz istasyonunun<br />
ayn anda hizmet <strong>ve</strong>rebilecei görüme<br />
saysnn snrl olduunu belirtti. Ulatrma<br />
Bakan Binali Yldrm, kullanc<br />
saysnn yüksek olduu bölgelerde kullanc<br />
saysnn arttrlabilmesi için yeni baz<br />
istasyonlarnn kurulduunu belirtti.<br />
153 Baz istasyonu kapatld<br />
Yeni teknolojilerle ilgili insan sal-<br />
<strong>ve</strong> çevre gü<strong>ve</strong>nlii konusunda en üst<br />
düzeyde hassasiyet gösterildiine vurgu<br />
yapan bakanlk, Bilgi Teknolojileri <strong>ve</strong> letiim<br />
Kurumu (BTK) tarafndan bu alanda<br />
snr deerleri belirleyen <strong>ve</strong> denetimi<br />
öngören iki yönetmeliin uygulamaya<br />
konulduunu anmsatt. Bu<br />
kapsamda, yeni kurulacak her<br />
bir elektronik haberleme cihaz<br />
için <strong>ve</strong>rilen elektrik alan<br />
limit deerinin, AB ülkeleri<br />
<strong>ve</strong> çou dünya ülkesinin kabul<br />
ettii Uluslararas yonlatrmayan<br />
Radyasyondan<br />
Koruma Komisyonu’nun<br />
snr deerlerinin dörtte birine<br />
karlk geldii bu snr<br />
deerlerle ilgili düzenli<br />
ölçümlerin yapld açkland.<br />
Bugüne kadar yaplan ölçümlerde<br />
snr deerleri at tespit edilen 44 baz<br />
istasyonunun BTK’ca, 109 baz istasyonunun<br />
ise mahkeme kararyla kapatld.<br />
nsan Salna Etkisi<br />
Baz istasyonlarnn ortama yayd<br />
elektrik alanlarn insan sal üzerine<br />
olas zararl etkilerinin belirlenmesi<br />
amacyla Avrupa ülkeleri<br />
bata olmak üzere birçok<br />
ülke tarafndan çalmalar<br />
yürütülmekte Türkiye de bu<br />
çalmalar yakndan izlemektedir.<br />
Dünya Salk Örgütü’nün<br />
yaynlad bilimsel bültenlerde<br />
de olumsuz etkilere ilikin<br />
bilimsel kant bulunamamtr.<br />
‘’imdiye kadar yaplan çalmalarda<br />
baz istasyonlarnn olumsuz<br />
bir etki oluturduuna dair bilimsel<br />
bir kant bulunamadn WHO<br />
yaymlam olduu bültenlerde dünya<br />
kamuoyuna açklamtr. Dünyann çou<br />
ülkesinde izin <strong>ve</strong>rilen elektrik alan limit<br />
deerlerinin, ihtiyati tedbir açsndan ülkemizde<br />
dörtte birinin uygulanmas, vatandalarmzn<br />
daha yüksek oranda korunduu<br />
anlamna gelmektedir.’’<br />
Ay <strong>ve</strong> Mars’ta <strong>Su</strong> Bulundu<br />
<strong>Su</strong> güne sisteminde her yerde var <strong>ve</strong> sonunda<br />
su Ay <strong>ve</strong> Mars gezegeninde de bulundu.<br />
Yaplan çalmalarda, 2 NASA aratrma<br />
arac <strong>ve</strong> bir Hindistan uydusu tarafndan Ay<br />
yüzeyinde su, buz kristalleri eklinde tespit<br />
edildi. Ay yüzeyinde tespit edilen su, kristal<br />
<strong>ve</strong> mineraller arasnda ay yüzeyinin üst 5<br />
milimetrelik ksmnda yer almaktadr.<br />
Mars yüzeyinde bulunan su bulunmas<br />
beklenen bir gelime olsa da, tespit edilen<br />
miktar bilim adamlarn artt. Buz kristallerinin<br />
yüzeyin yüzlerce mil altnda yer<br />
ald düünülmektedir.<br />
(Science Daily, Eylül <strong>2009</strong>)<br />
9
Devlet <strong>Su</strong> leri Genel Müdürlüü<br />
Taknla Mücadele<br />
Seferberlii balyor<br />
Sel Felaketi<br />
Takn (sel, feyezan)<br />
Bir akarsuyun<br />
muhtelif sebeplerle<br />
yatandan taarak,<br />
çevresindeki<br />
arazilere, yerleim<br />
yerlerine, altyap<br />
tesislerine <strong>ve</strong><br />
canllara zarar<br />
<strong>ve</strong>rmek suretiyle,<br />
normal sosyo<br />
- ekonomik<br />
faaliyeti kesintiye<br />
uratacak ölçüde<br />
bir ak büyüklüü<br />
oluturmas olaydr.<br />
Takn, tabii bir<br />
olaydr. Ancak,<br />
insan faaliyetleri<br />
taknlar bir afete<br />
dönütürebilmektedir.<br />
10<br />
stanbul <strong>ve</strong> Tekirda illerimizde ar yalara<br />
bal olarak meydana gelen sel felaketi<br />
sebebiyle 32 vatandamz hayatn kaybetmi<br />
<strong>ve</strong> büyük boyutta maddi zarar meydana gelmitir.<br />
Ülkemizde yaanan en büyük felaketlerden biri<br />
olan bu takn olaylar uzun yllar ya ortalamasnn<br />
çok üzerinde gelen yalar neticesinde meydana<br />
gelmi olup bu yalarda metrekareye 200<br />
kilogram aan miktarda ya dümütür.<br />
Ancak takn afetlerinin yalnzca meteorolojik<br />
oluumlara bal olarak ifade edilmesi doru olmayacaktr.<br />
Özellikle Türkiye gibi ekonomik gelime<br />
faaliyetlerinin youn bir biçimde devam ettii artlarda,<br />
sanayileme <strong>ve</strong> sektör çeitliliinin beraberinde<br />
getirdii ehirleme aktivitesi akarsu havzalarnn<br />
muhtelif kesimlerindeki insan faaliyetinin<br />
çeitliliini <strong>ve</strong> younluunu büyük ölçüde arttrmaktadr.<br />
Bu durum ise havza bütünündeki hidrolojik<br />
dengeyi bozmakta <strong>ve</strong> neticede büyük boyutta<br />
can <strong>ve</strong> mal kaybna yol açan takn afetlerine sebep<br />
olmaktadr. Akarsu havzalar içinde gelien yerle-<br />
imler, açlan yeni yollar <strong>ve</strong> kurulan yeni tesisler ile<br />
Takn (sel, feyezan)<br />
Bir akarsuyun muhtelif sebeplerle yatandan<br />
taarak, çevresindeki arazilere, yerleim yerlerine,<br />
altyap tesislerine <strong>ve</strong> canllara zarar <strong>ve</strong>rmek suretiyle,<br />
normal sosyo - ekonomik faaliyeti kesintiye<br />
uratacak ölçüde bir ak büyüklüü oluturmas<br />
olaydr. Takn, tabii bir olaydr. Ancak, insan faaliyetleri<br />
taknlar bir afete dönütürebilir.<br />
stanbul Sel Felaketi <strong>2009</strong><br />
arazi yaps deimekte, bilinçsiz toprak kullanm,<br />
ormanlar <strong>ve</strong> meralara yaplan müdahaleler sebebiyle<br />
takn afetleri giderek daha büyük <strong>ve</strong> sk olarak<br />
görülmektedir.<br />
Devlet <strong>Su</strong> leri Genel Müdürlüü, kuruluundan<br />
bu yana taknlarda meydana gelen can <strong>ve</strong> mal<br />
kayplarn asgariye indirmek maksadyla çalmalar<br />
yapmaktadr. DS tarafndan bugüne kadar ina<br />
edilen barajlarn 37 adedi takn koruma maksatldr.<br />
Barajlar yal sezonlarda sular depolayarak,<br />
yüksek akmlarn mansapta can <strong>ve</strong> mal kayplarna<br />
sebep olmasn önlemektedir. Ayrca küçük su ileri<br />
muhtevasnda havzann bir bölümü ele alnarak<br />
yerleim yerlerini, sanayi tesislerini, tarm arazilerini<br />
takndan korumak maksadyla; gölet, sedde,<br />
sel kapan, mahmuz, tersip bendi, dere yata slah,<br />
takn kanal gibi tesisler ina edilmektedir. Bu<br />
çerçe<strong>ve</strong>de DS tarafndan 4.364 adet takn koruma<br />
tesisi ina edilerek 3.500’ün üzerinde yerleim birimi<br />
ile birlikte 1 milyon hektar alan takndan korunmutur.<br />
Taknlarn Sebepleri<br />
1. Ar <strong>ve</strong> iddetli yalar, (Giresun, Tekirda<br />
<strong>ve</strong> stanbul’daki taknlarda yllk ya toplamnn<br />
1/3’ü 2 günde dümütür.)<br />
2. Özellikle yerleim yerleri içerisinden geçen<br />
dere yataklarnda, yaplama ile dere kesitinin daraltlmas,<br />
Dere yatana tekniine aykr, izinsiz menfez,<br />
köprü, bent <strong>ve</strong>ya dolgu yaplmas,<br />
Dere yatana kanalizasyon ebekesi döenmesi,<br />
moloz dökülmesi, sanayi <strong>ve</strong> evsel atklarn atlmas,<br />
Dere yatann üstünün kapatlarak otopark, konut<br />
vb. yaplmas<br />
3. Yamaçlardaki plansz yaplama, tekniine<br />
aykr yol açma çalmalar,<br />
4. Dere yataklarnda kaçak kum çakl alma faaliyetleri,<br />
5. Nehrin memba ksmndan çeitli sebeplerle<br />
harekete geçen rüsubatn mansaba intikali,<br />
6. Dere yataklarnda tabii olarak büyüyen aaç<br />
<strong>ve</strong> çallarn yatak kapasitesini daraltmas
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
1989 – <strong>2009</strong> Yllar arasnda<br />
Yllar 1989 – <strong>2009</strong><br />
Takn Says 369<br />
Ölü Says 448<br />
Zarar Gören Alan (Ha) 501 428<br />
Parasal zarar (USD) 2 095 543 000<br />
Ülkemizde meydana gelen büyük taknlar:<br />
zmir kasm -1985, Hatay mays 2001, Rize haziran 2002, Silifke<br />
2004, Rize haziran 2005, Rize Çamlhemin 2005, Silivri eylül<br />
<strong>2009</strong>,<br />
7- 13 Eylül <strong>2009</strong> Tarihlerinde Meydana Gelen Yalar<br />
stasyon<br />
Ad<br />
Yllk<br />
Ya<br />
Normali<br />
mm/m2<br />
(07 – 13<br />
Eylül)<br />
Toplam<br />
ya Tekerrür<br />
Yl<br />
Gerçekleen<br />
Maksimum<br />
Ya Miktar <strong>ve</strong><br />
Periyodu<br />
Bandrma 719,9 290,4 135 Yl 4 Saat 125,0 mm<br />
Malkara 1181,5 215,4 110 Yl 8 Saat 111,8 mm<br />
Gönen 873,3 157,8 151 Yl 3 Saat 83,8 mm<br />
Krklareli 562,3 140,2 200 Yl 6 Saat 82,8 mm<br />
Kum köy / 794,0 282,5 87 Yl 3 Saat 123,4 mm<br />
Kilyos<br />
Saryer 807,2 135,8 32 Yl 18 Saat 95,4 mm<br />
Tekirda 574,6 130,8 41 Yl 24 saat 107,6 mm<br />
Takn Yönetimi Kapsamnda DS’ce Yaplan Çalmalar<br />
DS’ce na Edilen Takn Koruma Tesisleri<br />
Tesis Adedi Koruma alan (ha)<br />
Takn Tesisi 4372 735 341<br />
Baraj 37 241 755<br />
Toplam tesis Adedi 4409 977 096<br />
Devlet Meteoroloji leri Genel Müdürlüü tarafndan yaplan<br />
erken uyar sistemi <strong>ve</strong> çalmalar:<br />
stanbul, Ankara, Balkesir <strong>ve</strong> Zonguldak illerinde bölgesel radar<br />
sistemleri kuruldu.<br />
Erken uyar sistemi için 356 adet otomatik meteoroloji gözlem<br />
sistemi kuruldu.<br />
<strong>2009</strong> ylnda meydana gelen taknlar, uzun vadede yürütülen<br />
koruma faaliyetlerinin hzlandrlmasn zorunlu klmtr.<br />
Takn koordinasyon toplantsnda alnan kararlar;<br />
Derelerdeki imar <strong>ve</strong> kadastro durumunun gözden geçirilerek<br />
gerekli önlemlerin alnmas,<br />
Yukar ( üst ) havzalarda DS tarafndan, alt havzalarda <strong>ve</strong><br />
meskûn mahallerde ise ilgili su <strong>ve</strong> kanalizasyon idareleri tarafndan<br />
çalmalarn yaplmas,<br />
Projelerin yapmnda öncelik sralamasnn belirlenip, istimlâk<br />
planlarnn hazrlanarak, ilgili kurumlarca yapm ihalesinin yaplmas,<br />
Takn Risk Haritas’nn hazrlanmas,<br />
Büyükehirlerde dere slahlar ile ilgili su <strong>ve</strong> kanalizasyon<br />
idarelerinin mevzuat açsndan yetkilendirilmesi kararlatrld.<br />
Bakanlar Kurulu (14 Eylül <strong>2009</strong>)<br />
Taknlarn da ele alnd Bakanlar Kurulu’nda;<br />
Kurumlar arasnda sk bir ibirlii ile kalc tedbirlerin alnmas,<br />
Büyükehir belediye snrlar içerisindeki derelerin slah <strong>ve</strong><br />
bakmnn su <strong>ve</strong> kanalizasyon idareleri tarafndan, belediye snrlar<br />
haricindeki derelerin slahnn ise DS tarafndan yaplmas,<br />
Dier belediyelerde belediye <strong>ve</strong> DS’nin müterek çalarak<br />
derelerin slah <strong>ve</strong> bakmnn yaplmas kararlatrlmtr.<br />
Takn Kontrol Seferberlii Muhtevasnda yaplacak Çalmalar<br />
1. Devlet Meteoroloji leri Genel Müdürlüü <strong>ve</strong> DS Genel<br />
Müdürlüü tarafndan erken uyar sisteminin gelitirilerek uygulamaya<br />
konulmas,<br />
2. Erken uyar sistemi muhtevasnda 6 adet meteoroloji radar<br />
(zmir, Mula, Antalya, Adana, Samsun, Trabzon bölgelerine) kurulacaktr.<br />
3. lçeler dâhil olmak üzere ülke genelinde 200 adet daha meteoroloji<br />
gözlem istasyonu kurulacaktr. Erken uyar modeli gelitirme,<br />
erken uyar modellerini çaltrmak <strong>ve</strong> doruluu artrmak<br />
üzere yüksek performansl bilgisayar sistemlerinin tesisi.<br />
4. Bütün havzalarda mevcut takn risk haritalarnn meteorolojik<br />
<strong>ve</strong>riler çerçe<strong>ve</strong>sinde güncellenmesi,<br />
5. Yukar havzalarda erozyon kontrol çalmalarnn yaplmas,<br />
6. Yukar havzalarda baraj, gölet, tersip bendi, sel kapan <strong>ve</strong><br />
geciktirme yaplarnn<br />
7. Toplu i makinesi çalmalar vastasyla derelerin slah<br />
8. 81 ildeki derelerin DS yetkililerince yakinen takibi, dere<br />
üzerinde teknie uygun olmayan tüm yaplarn <strong>ve</strong> müdahalelerin<br />
belirlenerek önlenmesi <strong>ve</strong> derelerin her yl bakmnn salanmas,<br />
9. Takn srasnda kimyasal maddelerin incelenmesi, gerekli<br />
tedbirlerin alnmas <strong>ve</strong> uyarlarn yaplmas ile alakal olarak Çevre<br />
Yönetimi Genel Müdürlüü inceleme ekipleri oluturacaktr.<br />
Takn risk yönetimi ilgili kurum <strong>ve</strong> kurulularn yannda, sivil<br />
toplum kurulular ile vatandalarn ibirliini de gerektirir.<br />
DS tarafndan yaplmakta olan slah çalmalarnn yannda<br />
aadaki hususlara uyulmas büyük önem arz etmektedir.<br />
Babakanlk genelgesi hükümlerine tavizsiz ekilde bütün kurum<br />
<strong>ve</strong> kurulularca uyulmas gerekmektedir.<br />
Bu genelge gerei olarak dere yataklarnda yaplacak olan her<br />
türlü ilemlerde mutlaka DS görüü alnacaktr.<br />
Belediyeler tarafndan yaplan imar düzenlemesi <strong>ve</strong> ruhsata<br />
tabi yapm ilerinde DS tarafndan oluturulan teknik görüler<br />
esas alnacaktr.<br />
Dere yataklarndan uygunsuz kum <strong>ve</strong> çakl malzemesi alnmas<br />
mutlaka engellenecektir.<br />
Takndan koruma tesisleri iletme teblilerine göre takn koordinasyon<br />
kurullarnn aktif olarak çalmas salanacaktr.<br />
11
enay ÇETNAY<br />
Bat Akdeniz <strong>Orman</strong>clk<br />
Aratrma Müdürlüü,<br />
Antalya<br />
cetinaysenay@hotmail.com<br />
Manavgat Yöresindeki<br />
Doal Menengiçler<br />
Antep Fst ile<br />
Alanyor<br />
Dünyada <strong>ve</strong> Türkiye’de antep fst yetitiriciliinin gelimesi için önemli çaba<br />
sarfedilmektedir. Bu gelime esas olarak, yeni bahçelerin kurulmas <strong>ve</strong> yabani olarak<br />
adlandrlan dier türlerin çevirme asyla antep fstna çevrilmesi eklindedir.<br />
Bu türlerin bulunduklar alanlarda çok kez baka bir bitkinin yetimesine <strong>ve</strong> yetise<br />
bile ekonomik yetitiriciliine olanak yoktur. Sakz Aac türlerinin bulunduu bu<br />
eimli, kayalk, kireçli <strong>ve</strong> kraç alanlarda baka kültür bitkileri yetimedii içindir<br />
ki, bu topraklarda mevcut yabani antep fst anaçlarnn, Antep fstna çevrilmesi<br />
suretiyle yararlanmak mümkün olabilecektir.<br />
Geni adaptasyon<br />
yetenei bulunan<br />
menengiçler,<br />
Akdeniz iklim<br />
kuann etkin<br />
olduu bölgelerde<br />
doal olarak<br />
yetimektedir.<br />
Antalya’nn çeitli<br />
bölgelerinde<br />
benzer ekilde<br />
doal menengiçler<br />
nerdeyse mecere<br />
oluturacak<br />
younlukta yayl<br />
göstermektedir.<br />
Doal Menengiç’e Antep Fst As Yaplyor<br />
12
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
Ülkemizde 66 milyona yakn, Antep fst-<br />
na alanabilir yabani aaç vardr. Bu<br />
miktar üretimi yaplan aaç varlnn<br />
iki katdr. Bu potansiyelin üçte ikisi orman içinde,<br />
üçte biri ise orman alan dndadr. <strong>Orman</strong> içindeki<br />
potansiyelin, çou bölgelerde, dikimle kurulmu<br />
bahçelerden bile sk olduu görülmektedir.<br />
Geni adaptasyon yetenei bulunan menengiçler,<br />
Akdeniz iklim kuann etkin olduu bölgelerde<br />
doal olarak yetimektedir. Antalya’nn çe-<br />
itli bölgelerinde benzer ekilde doal menengiçler<br />
nerdeyse mecere oluturacak younlukta yayl<br />
göstermektedir. 1960’l yllarda bu potansiyeli üretime<br />
katma giriimleri sonucunda, yine Antalya’nn<br />
Akseki ilçesine bal Murtiçi <strong>ve</strong> Ahmetler köyü’nde<br />
Menengiç üzerine antep fst alama çalmalar<br />
gerçekletirilmitir. Fakat bölge halknn alama<br />
çalmalar sonras bakm ilerinde etkin olamamalar<br />
sonucu fstk <strong>ve</strong>riminde düü gerçeklemi<br />
hatta baz aaçlarda “fs mey<strong>ve</strong>” oluumu gözlenmitir.<br />
Bat Akdeniz <strong>Orman</strong>clk Aratrma Müdürlüü<br />
tarafndan Antalya <strong>Orman</strong> Bölge Müdürlüünün<br />
de katklaryla Antalya <strong>Orman</strong> Bölge Müdürlüü<br />
snrlar içerisinde bulunan potansiyel menengiç<br />
alanlarnn <strong>ve</strong>rimli antep fst alanlarna çevrilmesi<br />
konusunda ilk adm atlmtr. Bu amaçla 2006<br />
ylnda Manavgat ilçesi Deirmenli <strong>ve</strong> Saraçl köy<br />
snrlar içerisinde, menengiçlerin youn olduu<br />
alanlarda “Manavgat Yöresindeki Doal Menengiç<br />
Alanlarnda Verimli Antep fst Elde Edebilme<br />
Koullarnn Belirlenmesi” isimli aratrma projesi<br />
balatlmtr.<br />
Antep Fst Filizleri<br />
Seçilen deneme alannda, Gaziantep’te bulunan<br />
Antepfst Aratrma Enstitüsü’nden, Akdeniz<br />
bölgesine uyum salayabilecek a kalemleri temin<br />
edilerek alama çalmalar gerçekletirilmitir.<br />
Yabani aaçlar alandktan sonra 3-4 yl içerisinde,<br />
ekonomik anlamda <strong>ve</strong>rimli hale dönümektedirler.<br />
Böylece yabani alamalarnda bahçelere<br />
oranla 10-12 yl avantaj elde edilebilmektedir. Bu<br />
nedenle alama faaliyetlerinde öncelikle yabani<br />
aaçlarn deerlendirilmesi ekonomik açdan daha<br />
yararl olacaktr.<br />
Antalya <strong>Orman</strong> Bölge Müdürlüü snrlar<br />
içerisinde kalan alanlarda, büyük oranda doal<br />
menengiç yayl göstermektedir. klim koullar<br />
deerlendirilerek, uygun koullarda bölgeye uyum<br />
salayabilecek çeit seçimi yaplarak, konu uzmanlar<br />
ile birlikte bu alanlarda alama çalmas yaplabilecektir.<br />
Youn bir ekilde insan <strong>ve</strong> hayvan basks altnda<br />
kalarak büyük bir ksm yapsal bozulmaya uram<br />
menengiç ocaklar zaman içinde bodurlam<br />
<strong>ve</strong> böylece <strong>ve</strong>rim gücünü büyük ölçüde kaybederek<br />
gerçek üretim kapasitelerinden oldukça uzaklamlardr.<br />
Bu alanlarn üretime katk yapar hale dönütürülmesi<br />
yöre halkna, bölge <strong>ve</strong> ülke ekonomisine<br />
önemli oranda katk salayabilecektir.<br />
Youn bir ekilde<br />
insan <strong>ve</strong> hayvan<br />
basks altnda<br />
kalarak büyük<br />
bir ksm yapsal<br />
bozulmaya<br />
uram menengiç<br />
ocaklar<br />
zaman içinde<br />
bodurlam<br />
<strong>ve</strong> böylece<br />
<strong>ve</strong>rim gücünü<br />
büyük ölçüde<br />
kaybederek<br />
gerçek üretim<br />
kapasitelerinden<br />
oldukça<br />
uzaklamlardr.<br />
Antep Fst Alanan Menengiç<br />
13
M.Tamer ÇOBANOLU<br />
Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Uzman<br />
Yardmcs<br />
Eitim <strong>ve</strong> Yayn Dairesi<br />
Bakanl<br />
Güne<br />
Güne Enerjisi<br />
Formula G Yarlarndan<br />
Güne, dünyamzn temel enerji kaynadr. Dünyamza ulaan güne nlar,<br />
dünya yüzeyindeki tüm canl <strong>ve</strong> cansz varlklar için temel enerji kaynadr. Güne<br />
çekirdeinde meydana gelen füzyon süreci ile oluan yüksek miktardaki enerji<br />
(dakikada dünyamza ulaan enerji 1.400 Mega-watt ki bunun da yars yüzeye<br />
ulayor), dünyadaki tüm süreçlerin devamll için vazgeçilmezdir. Örnek olarak<br />
dünyaya ulaan güne enerjisinin % 30’u su döngüsünde harcanmakta iken bir ksm<br />
da fotosentez yoluyla besin üreten bitkilerce kullanlmaktadr.<br />
Dünyamz son yllarda önemli çevresel sorunlarla<br />
kar karyadr. Bu sorunlarn<br />
çözümü anlamnda fosil yaktlarn yerine<br />
yenilenebilir enerjiye önemli bir yönelim vardr.<br />
Enerji alannda fosil yaktlarn yerine özellikle scak<br />
iklim kuanda yer alan ülkeler güne enerjisine<br />
yönelmektedirler. Güne panellerinin kullanm ile<br />
birçok santralden daha fazla enerji üretimi salanabilecektir.<br />
Güne enerjisi, günümüzde çounlukla evlerde<br />
scak su salanmas, elektrik üretimi amaçl olarak<br />
kullanlmaktadr. Son yllarda dünyamza ulaan güne<br />
n miktarnn azalma göstermesi (hava kirlilii<br />
gibi süreçler) güne enerjisinden faydalanma oranmz<br />
olumsuz etkilemektedir.<br />
Genel olarak güne enerjisinden yararlanmaya<br />
yönelik olarak kullanlan baz araçlar vardr. Örnek<br />
olarak, dev aynalar kullanarak gelen güne nlarnn<br />
belli bir odaa younlatrlmasn salayan younlatrc<br />
güne enerjisi santralleri, düzenli <strong>ve</strong> youn<br />
güne salanan alanlarda kullanlmaktadr.<br />
14
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
Ek olarak vakum tüplü güne enerjisi<br />
sistemleri, güne ocaklar vb. sistemler de<br />
bu alanda kullanlmaktadr. Genel anlamda<br />
güne enerjisi uygulamalarnn fazla yo-<br />
unlamamas ekonomik sebeplere dayandrlabilir.<br />
• Son yllarda sürdürülebilir bir yaam<br />
salanmasna yönelik olarak yaplan planlamalarda,<br />
yenilenebilir enerji kaynaklarnn<br />
desteklenmesi öne çkarlmtr. Özellikle<br />
yenilenebilir enerji kaynaklarnn geliimi<br />
anlamnda yaplan desteklemeler ile balangçta<br />
ekonomik olarak pahal görünen<br />
güne enerjisi ile üretim sektörü, daha da<br />
ucuz maliyetlerle üretim yapabilmektedir.<br />
Güne enerjisi ile üretimin önündeki temel<br />
baz sorunlar ise;<br />
• Güne enerjisi ile enerji üretimi için<br />
youn <strong>ve</strong> sürekli güne nlarna gerek vardr.<br />
Bu anlamda, baz bölgeler için güne<br />
enerjisi kullanm uygun olmayabilir.<br />
• Halen günümüz teknolojisinde, güne<br />
enerjisi üretimi balangç yatrm maliyeti<br />
yüksektir.<br />
• Güneten gelen n miktar isteimize<br />
bal deildir.<br />
• Günümüzde yaplan yatrm miktar<br />
giderek artsa da henüz yeterli seviyede de-<br />
ildir,<br />
• Güne enerjisi depolanabilen bir enerji<br />
deildir.<br />
Son yllarda yaplan yatrmlarn artmas,<br />
daha ekonomik hale gelmesi ile birlikte<br />
evler, okullar gibi binalarn çatlar güne<br />
panelleri ile kaplanmakta <strong>ve</strong> bu yolla da<br />
enerji elde edilebilmektedir.<br />
Bu konuda bir baka üzerinde çallan<br />
konuya örnek olarak da güne enerjisi <strong>ve</strong>ya<br />
güne pili ile çalan araçlardr. Güne Arabalar<br />
olarak adlandrlan bu araçlar, henüz<br />
çok yüksek hzlara ulaamasa da, bu alanda<br />
önemli akademik çalmalar yürütülmekte<br />
<strong>ve</strong> TÜBTAK organizasyonunda Formula<br />
G adyla yarlar 2005 ylndan beri düzenlenmektedir.<br />
Yarn temel amac, temiz <strong>ve</strong><br />
gelecein enerji kayna olan güne enerjisi<br />
kullanm yaygnlatrmak <strong>ve</strong> öneminin<br />
kavranmasn salamaktr.<br />
Or-Köy Güne Enerjisi ile <strong>Su</strong> Istma Projesi<br />
Özellikle de doal bir<br />
enerji kayna olan <strong>ve</strong> zararl<br />
at olmayan günein<br />
enerjisinden yararlanma,<br />
dünyamza fosil yakt kullanm<br />
ile <strong>ve</strong>rmi olduumuz<br />
olumsuz etkileri de<br />
azaltacaktr. Bakanlmz<br />
<strong>Orman</strong>-Köy likileri Genel<br />
Müdürlüü (ORKÖY),<br />
son yllarda orman köylerinde<br />
Güne Enerjisi le <strong>Su</strong><br />
Istma Projesi çalmalarn<br />
yaygnlatrmaktadr.<br />
ORKÖY Genel Müdürlüü,<br />
proje ile orman<br />
köylüsünün yaam kalitesinin<br />
yükseltilmesi ile daha<br />
Yllar<br />
salkl bir yaam ortamna<br />
kavumasn salamay hedeemektedir.<br />
Proje kapsamnda<br />
orman köylülerin,<br />
scak su ihtiyaçlarn gidermek<br />
için kullanacaklar<br />
odun yerine güne enerjisi<br />
kullanm yaygnlatrlacaktr.<br />
Böylece odun tüketimi<br />
anlamnda tasarruf<br />
salanacak <strong>ve</strong> böylece<br />
ciddi anlamda ekonomik<br />
tasarruf salanacaktr. Bu<br />
proje kapsamnda 2004<br />
ylndan beri yaplan çalmalar<br />
aadaki tabloda<br />
özetlenmektedir;<br />
Krediden Yararlanan<br />
Aile Says<br />
Projenin <strong>2009</strong><br />
yl kapsamndaki<br />
çalmalarnda,<br />
18.546 aileye 24<br />
milyon TL’nin<br />
üzerinde destek<br />
salanmas planlanmaktadr.<br />
Proje ile bugüne<br />
kadar 330.470<br />
ster yakacak odun<br />
tasarrufu salanm<br />
olup 5.508 hektar<br />
3. Bonitet 10<br />
Yal Mee Baltalk<br />
<strong>Orman</strong> kesilmekten<br />
kurtarlmtr.<br />
Güne Enerjisi le Istlan Ev<br />
Toplam Kredi Miktar<br />
TL<br />
2004 31 31.000<br />
2005 553 586.327<br />
2006 4.607 5.283.386<br />
2007 14.611 17.292.237<br />
2008 20.684 25.787.172<br />
Toplam 40.486 48.980.122<br />
Kaynaklar: www.encarta.net • www.tubitak.gov.tr • www.orkoy.gov.tr<br />
15
Foça Özel Çevre Koruma Kurumu Bakanl<br />
Akdeniz Foku<br />
ri bir deniz memelisi<br />
olan Akdeniz fokunun<br />
boyu 2-3 metre, arl<br />
200-300 kilogram arasnda<br />
deimektedir. Erginlerin<br />
vücudunu 5 cm’yi geçmeyen<br />
ksa <strong>ve</strong> sert kllar kaplar. <strong>Su</strong><br />
üstünde görüldüünde en<br />
belirgin özellikleri iri kafalar,<br />
uzun byklar <strong>ve</strong> kömür gibi<br />
siyah gözleridir. Ergin dii ile<br />
erkekler arasnda belirgin bir<br />
boy <strong>ve</strong> kilo fark yoktur ancak<br />
karakteristik renk ayrmlar<br />
mevcuttur. Karada yatarken<br />
vücudun irilii <strong>ve</strong> tombul<br />
görünümü göze çarpar.<br />
Vücudun her iki yannda ön<br />
yüzgeçleri <strong>ve</strong> arkada ise iki<br />
parça halinde arka yüzgeçleri<br />
yer alr.<br />
•Erkek: Siyaha yakn koyu<br />
kah<strong>ve</strong> renginde olup karn<br />
bölgesinde belirgin bir beyaz<br />
leke vardr.<br />
•Dii: Açk kah<strong>ve</strong>rengi <strong>ve</strong>ya<br />
gri tonlarda olup karn altlar<br />
da boyundan kuyrua kadar<br />
srta göre daha açk hatta<br />
beyaza yakn renktedir. Ayrca<br />
üstte bel bölgesinde çiftleme<br />
srasnda erkeklerin neden<br />
olduu trnak izleri bulunur.<br />
•Yavru: Doduunda boyu<br />
yaklak 80-90 cm, arl<br />
yaklak 20 kilogramdr.<br />
Karn bölgesinde istisnasz<br />
görülen bariz bir beyaz leke<br />
haricinde tüm vücudu havlu<br />
gibi 1-1,5 cm uzunluunda<br />
parlak siyah kllarla kapldr.<br />
Yavru, anne <strong>ve</strong> babann da<br />
sahip olduu byklarla doar.<br />
Yaklak iki aylkken kürkünü<br />
deitirmeye balar <strong>ve</strong> bir-iki<br />
ay içinde uzun siyah kllarn<br />
yerini ksa <strong>ve</strong> parlak gri olanlar<br />
alr.’<br />
Akdeniz Foku<br />
Koruma <strong>ve</strong> zleme Projesi<br />
Akdeniz foku, Dünya Doay Koruma Birlii (IUCN) tarafndan<br />
yaymlanan krmz listede soyu kritik derecede tehdit altnda olan tür olarak<br />
snandrlmtr. Tür, bu kritik durumundan dolay ülkemizin de taraf olduu<br />
uluslararas sözlemeler tarafndan koruma altna alnmtr. Ayrca tür, ulusal<br />
mevzuatmz kapsamnda da koruma altna alnmtr. Tür ulusal mevzuatmz<br />
kapsamnda Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanl ile Tarm <strong>ve</strong> Köyileri Bakanl<br />
tarafndan da 1977 <strong>ve</strong> 1978 yllarndan beri koruma altndadr.<br />
Akdeniz foku ülkemizde özellikle<br />
Ege’de; Foça, Bodrum Yarmadas<br />
<strong>ve</strong> Anamur - Taucu’nda<br />
yaamaktadr.<br />
Temiz bir çevrenin göstergesi olan Akdeniz<br />
Foku, üzerinde yaplama olmayan insanlarn<br />
kolay ulaamad <strong>ve</strong>ya insan etkilerinden<br />
uzak kalm maara <strong>ve</strong> kovuklara sahip sessiz<br />
<strong>ve</strong> ssz kayalk sahilleri tercih eder. Foça Özel<br />
Çevre Koruma Bölgesi Akdeniz foklar açsn-<br />
dan Türkiye kylarndaki önemli yaam alanlarn<br />
barndrmaktadr. Kurumumuz, alanda<br />
izleme çalmalarn 1993 ylnda balatm<br />
olup, 2004 ylna kadar sürekli olarak bu çalmalar<br />
devam etmitir. Ancak, bu düzenli<br />
izleme çalmas 2004 ylndan bu yana baz<br />
imkânszlklar nedeniyle yaplamamtr. Bu<br />
nedenle türün son 3 yl içindeki durumunu<br />
tespit etmek <strong>ve</strong> 2008 yl içinde de bire bir takibini<br />
yapabilmek üzere türe yönelik<br />
koruma-izleme <strong>ve</strong> yönetim<br />
planlarn yönlendirecek güncel<br />
çktlar elde edilmesi amacyla<br />
“Akdeniz Foku Koruma <strong>ve</strong> zleme<br />
Projesi”ni balatmtr.<br />
Akdeniz Foku’nu yaatmak<br />
için alnacak her önlem; ayn<br />
zamanda balkçl, turizmi,<br />
kylarmz <strong>ve</strong> denizlerimizi bir<br />
bütün olarak koruyacaktr.<br />
Akdeniz Foku<br />
Akdeniz Foku<br />
16
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
Kum Köpek Bal<br />
Koruma <strong>ve</strong> zleme<br />
Projesi<br />
Türkiye karasularnda yaayan 39 çeit Köpek<br />
bal (Kkrdakl balk) türünün büyük<br />
bir bölümü hakknda detayl bilgimiz bulunmamaktadr.<br />
Kum Köpek balklar bu türlerden olup<br />
dünyada bilinen iki üreme alannda; ABD Atlantik<br />
kylarnda Chesapeake koyu <strong>ve</strong> Marmaris Boncuk<br />
koyunda üremeleri gözlenebilmektedir. Uluslararas<br />
sözlemeler ile koruma altna alnmtr.<br />
Kum köpek balklarnn Akdeniz’de bilinen tek<br />
üreme alan olan Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesinde<br />
bulunan Boncuk Koyu’nun kuzeyidir<br />
Özel Çevre Koruma Kurumu Bakanl tür ile<br />
ilgili 2006–2007 yllarnda balatm bulunduu çalmalarnda<br />
alanda düzensiz olarak alan kullanm<br />
izleme çalmalarn balatm olup alan çekirdek koruma<br />
alan olarak izlemeye alnmtr. Önceki <strong>ve</strong>riler<br />
ile mays aynda bu bölgede köpek balklarnn yavrulamak<br />
amac ile kylara geldii saptanmtr. Bölgede<br />
yürütülen anket çalmalar <strong>ve</strong> gözlemler, ar avcl-<br />
n bu koyda da etkili olduunu göstermitir. Akabinde<br />
bu alan be amandra yardmyla iaretlenmi, her<br />
türlü seyir,<br />
balk avcl,<br />
aletli dal <strong>ve</strong> serbest<br />
dal <strong>ve</strong> demirleme faaliyetleri<br />
yasaklanmtr.<br />
Ayrca, halkn bilinçlendirilmesi<br />
çalmalar, koya<br />
yerletirilen bilgilendirme<br />
<strong>ve</strong> uyar tabelalar yardmyla<br />
balatlm olup alan<br />
içerisindeki insan faaliyetleri de düzenlenmitir. Bu<br />
kapsamda Rio Konferans’nn önlem yaklam da<br />
dikkate alnarak, türün Akdeniz’de bilinen tek üreme<br />
alan olan Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi kylarn<br />
üreme dönemi içinde kulland bilinen Boncuk<br />
Koyu’nda türün koruma-izleme <strong>ve</strong> yönetim programna<br />
ilikin 2008 ylndan itibaren düzenli olarak<br />
izleme <strong>ve</strong> koruma çalmalar balatlmtr. Kurum<br />
2008 yl içerisinde türe yönelik koruma <strong>ve</strong> izleme<br />
projesini; hizmet alm marifeti ile <strong>Su</strong> Alt Aratrmalar<br />
Dernei’ne (SAD) yaptrmaktadr.<br />
Kum Köpek<br />
balklar dünyada<br />
bilinen iki<br />
üreme alannda;<br />
ABD Atlantik<br />
kylarnda yer<br />
alan Chesapeake<br />
Koyu <strong>ve</strong> Marmaris<br />
Boncuk Koyunda<br />
üremeleri<br />
gözlenebilmektedir.<br />
Kum Köpek Bal<br />
17
Devlet Meteoroloji<br />
leri Genel Müdürlüü<br />
Zirai Meteoroloji Dairesi<br />
Bakanl<br />
Ziraat <strong>ve</strong><br />
Meteorolojik<br />
Hizmetler<br />
Ziraat <strong>ve</strong> Meteorolojik<br />
Hizmetler<br />
1- Günlük <strong>ve</strong> haftalk<br />
zirai hava tahminleri,<br />
2- Zirai don tahmin <strong>ve</strong><br />
uyarlar,<br />
3- Ürün izleme <strong>ve</strong><br />
<strong>ve</strong>rim tahmini (Buday<br />
için),<br />
4- Hasat zaman<br />
tahmini,<br />
5- Fenolojik gözlemler,<br />
6- Uygun ekim<br />
zamannn tespiti,<br />
7- Meteorolojik<br />
karakterli<br />
doal afetlerin<br />
gözlemlenmesi,<br />
8- Kuraklk analizleri,<br />
(uluslararas<br />
yöntemlerle)<br />
18<br />
Sürekli artan dünya nüfusu <strong>ve</strong> olaanüstü hava koullar (kuraklk, don, sel frtna<br />
vb.) sonucunda ortaya çkan üretim azalmas, dünya gda pazarlarnda önemli<br />
dalgalanmalara neden olmu <strong>ve</strong> ürün yatlar bundan büyük ölçüde etkilenmitir.<br />
Yaanan bu dalgalanmalar ziraî üretimin hava koullarna bamlln <strong>ve</strong> ziraî<br />
üretimde meteorolojinin vazgeçilmezliini bir kez daha göstermitir. Canllarn<br />
içinde yaadklar ziksel çevreye kar gösterdikleri tepkileri inceleyen <strong>ve</strong> aratran<br />
bilim dal olan zirai meteorolojinin, ekim, dikim, gübreleme <strong>ve</strong> ilaçlamadan hasada,<br />
tarmsal mekanizasyon, sulama <strong>ve</strong> hayvansal üretime kadar tarmsal üretimin<br />
her aamasnda yaplacak planlama <strong>ve</strong> günlük faaliyetlerde mutlaka kullanlmas<br />
gerektii tüm dünyada kabul edilmitir. Bu amaçla Devlet Meteoroloji leri Genel<br />
Müdürlüü tarafndan zirai tahminler, kuraklk analizleri <strong>ve</strong> don uyarlar gibi<br />
birçok çalma yaplmakta <strong>ve</strong> bunlar www.dmi.gov.tr internet sitesinde ilgililerin<br />
hizmetine sunulmaktadr.<br />
Yamur Sonras Bir Gül Yapra<br />
Zirai Meteoroloji<br />
Gözlem A<br />
Meteoroloji Genel Müdürlü-<br />
ü 2001 ylnda balatt<br />
modernizasyon çalmalar<br />
kapsamnda otomasyona geçerek<br />
birçok otomatik meteoroloji gözlem<br />
istasyonu kurmutur. Bu istasyonlarn<br />
bir ksm tarm potansiyeli yüksek<br />
olan yerlere kurulmutur. Bunlardan<br />
14 tanesi 2005’de Tarm letmeleri<br />
Genel Müdürlüü’ne (TGEM) bal<br />
iletmelere kurulmutur. la<strong>ve</strong> olarak<br />
2010’da yeni kurulmas planlanan otomatik<br />
meteoroloji gözlem istasyonlarnn<br />
14 adedi Tarmsal Aratrmalar<br />
Genel Müdürlüü’ne (TAGEM) bal<br />
enstitülere kurularak zirai meteoroloji<br />
gözlem ann geniletilmesi planlanmaktadr.
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
Zirai Don Uyarlar<br />
<strong>ve</strong> Ücretsiz Ksa Mesaj<br />
Genel hava tahminleri takip edilerek tarmsal<br />
üretime en çok zarar <strong>ve</strong>ren sonbahar<br />
erken <strong>ve</strong> ilkbahar geç donlar 4 gün öncesinden<br />
tahmin edilmekte, uyarlar, üreticilerin<br />
gerekli önlemleri zamannda almalar<br />
için önceden medya araclyla (internet,<br />
radyo (Meteor Fm, Tv) duyurulmaktadr.<br />
Ayrca cep telefonlarna Ksa Mesaj Uyar<br />
gönderilmektedir. Bu ilem için herhangi<br />
bir ücret alnmamakta olup tamamen ücretsiz<br />
<strong>ve</strong>rilmektedir. Yaplmas gereken tek<br />
ey cep telefonunun hücresel bilgi kanal<br />
listesine “302” nolu kanaln eklenmesidir.<br />
Hidrometeoroloji<br />
Günümüzde can <strong>ve</strong> mal kayplarna neden<br />
olan sellerin kontrolü, her çeit su yaps<br />
(baraj, gölet, sulama <strong>ve</strong> drenaj kanallar,<br />
kanalizasyon vb.) tasarmnda, takn kontrol<br />
ilerinin planlama <strong>ve</strong> projelendirilmesi<br />
için ya deerlerinin gü<strong>ve</strong>nilir biçimde<br />
toplanmas <strong>ve</strong> gelecee yönelik doru biçimde<br />
tahmin edilmesi gereini ortaya<br />
çkarmaktadr. Bu sebeple belirlenmi 14<br />
standart zamanda Türkiye Maksimum Ya-<br />
lar tespit edilerek, statistiksel dalm<br />
fonksiyonlarn kullanarak Tekerrür Analizleri<br />
en son 2005 yl datalar kullanlarak<br />
güncellenmi <strong>ve</strong> bata DS olmak üzere<br />
kullanclarn hizmetine sunulmutur. 2010<br />
ylnda tekrar güncellenmesi için çalmalar<br />
devam etmektedir.<br />
DM’de konuyla ilgili yaplan dier<br />
çalmalar<br />
1- Manuel <strong>ve</strong> otomatik ölçüm yapan<br />
istasyonlarn günlük, 15 günlük <strong>ve</strong> aylk<br />
ya miktarlar takip edilmesi,<br />
2- Bu miktarlarn toplamlarn gösteren<br />
haritalar <strong>ve</strong> graklerin yer ald ya raporlarnn<br />
hazrlanmas,<br />
3- Hazrlanan raporlarn ilgili kurululara<br />
gönderilmesi,<br />
4- Havzalara (25 havza) <strong>ve</strong> tarmsal<br />
bölgelere (14 bölge) göre ya analizleri,<br />
5- Her ay Türkiye hava tahmini, ya<br />
miktarlar, baraj <strong>ve</strong> su durumlarn içeren<br />
raporun hazrlanmas,<br />
6- Standart zamanlardaki (10 dak., 1<br />
saat, 24 saat vb.) iddetli ya analizleri,<br />
7- Standart zamanlardaki yllk maksimum<br />
ya analizleri,<br />
8- Açk yüzey buharlama rasatlarnn<br />
analizi,<br />
Klimatoloji (klim)<br />
Hava durumu belirli bir yerde <strong>ve</strong> ksa<br />
bir süre içinde etkin olan atmosfer koullardr.<br />
klim ise, geni bölgelerde <strong>ve</strong> çok<br />
uzun zaman için ayn kalan ortalama hava<br />
artlardr <strong>ve</strong> bir bölgenin hava olaylar bakmndan<br />
karakterini tayin eder. klim bilimi<br />
(Klimatoloji), iklimi meydana getiren<br />
elemanlarn analizini yapar. Farkl iklimlerin<br />
oluum nedenlerini <strong>ve</strong> iklimde meydana<br />
gelen deiimleri inceleyerek iklimin<br />
etkisini açklamaya <strong>ve</strong> kefetmeye çalr.<br />
Toplum da bu ekilde kendi aktivitelerini<br />
planlayabilir, binalarn <strong>ve</strong> iç mekanlarn<br />
dizayn edebilir <strong>ve</strong> ekstrem olaylarn etkilerine<br />
hazrlkl bekler. klim gdann varl,<br />
su kalitesi, barnma <strong>ve</strong> yaama ortam<br />
açsndan hayati önem tar. klim ayn<br />
zamanda ekstrem hava olaylar ile kendini<br />
gösteren potansiyel tehlikeler içerir. klim<br />
bilgisi bu olaylarn etkisini azaltmak için de<br />
gereklidir. Eer bugünün iklim durumunu<br />
<strong>ve</strong> bunun yakn geçmile olan farkn ortaya<br />
koyabilirsek, gelecek için planlar yapmaya<br />
balayabiliriz.<br />
DM’de yaplan çalmalardan bazlar<br />
1- Aylk, mevsimlik <strong>ve</strong> yllk scaklk<br />
analizleri,<br />
2- Türkiye iklim atlasnn güncellenmesi<br />
çalmalar, 1971-2000 iklim periyoduna<br />
ait <strong>ve</strong>riler kullanlarak Türkiye iklim atlas<br />
üretilmektedir. Çalmada 34 adet iklim parametresine<br />
ait toplam 522, 11 adet sayll<br />
güne ait toplam 130, <strong>ve</strong> 27 adet iklim indisine<br />
ait toplam 27 adet olmak üzere toplam<br />
679 harita üretilmitir. Verinin araziye da-<br />
tm <strong>ve</strong> modellenmesi çalmalar ODTÜ<br />
ile birlikte yürütülmektedir,<br />
3- klim snandrmalar; Aydeniz,<br />
Erinç, De Martonne, Trewartha <strong>ve</strong> Thornthwaite<br />
gibi snandrma yöntemleri kullanlarak<br />
Türkiye’nin iklim özellikleri ortaya<br />
çkartlmas,<br />
4- Istma <strong>ve</strong> soutma gün-dereceleri<br />
analizi; Istma/soutma gün-dereceleri,<br />
24 saatlik periyodun ne kadarnn souk/<br />
scak geçtiini ölçmeye yarayan bir birimdir.<br />
Istma ya da soutma gün dereceleri<br />
toplamnn bilinmesi, binalarn stlmas<br />
ya da soutulmas için gerekli olan enerji<br />
gereksiniminin hesaplanmas açsndan<br />
önemlidir.<br />
Altyap<br />
Yukarda saylan tüm bu hizmetlerin<br />
<strong>ve</strong>rilebilmesi elbetteki güçlü bir teknolojik<br />
altyap <strong>ve</strong> haberleme gerektirmektedir.<br />
TEFER projesi kapsamnda, 2002 ylnda<br />
ülkemizin Sinop-Antalya hattnn bats,<br />
2007 ylnda ihalesi yaplan <strong>ve</strong> 2008-<strong>2009</strong><br />
ylnda kurulumu tamamlanan proje ile de<br />
ülkemizin dou kesimleri tamamen Otomatik<br />
Meteoroloji Gözlem stasyonu ile<br />
kaplanmtr.<br />
Otomatik Meteoroloji Gözlem<br />
stasyonlar<br />
Otomatik Meteoroloji Gözlem stasyonu,<br />
insan kaynakl hata payn en aza indirmek,<br />
günün 24 saatinde anlk ölçüm alabilmek,<br />
gözlem ebekesinden elde edilen<br />
anlk <strong>ve</strong>rileri, çevrimiçi kullanclarn hizmetine<br />
sunmak <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>ri tabannda otomatik<br />
olarak arivlemek bakmndan modern <strong>ve</strong><br />
teknolojik ölçüm sistemi olarak meteoroloji<br />
birimlerince kullanlmaktadr. Otomatik<br />
Meteoroloji Gözlem stasyonunda<br />
(AWOS) bulunan Ana Sensörler ; Rüzgar<br />
Hz <strong>ve</strong> Yön Ölçer, Hava Scaklk <strong>ve</strong> Nem<br />
Ölçer, Basnç Ölçer,Ya Ölçer, Toprak Scaklk<br />
Ölçerler, Küresel Güne Radyasyonu<br />
Ölçer, Günelenme Süresi Ölçer, UV-B<br />
Ölçer, Kar Yükseklik Ölçer.<br />
DM olarak; 2010 ylnda tamamen<br />
hizmete alnacak 150 AWOS ile birlikte<br />
toplam 356 adet Klimatolojik amaçl<br />
otomatik meteoroloji istasyonun yan sra<br />
<strong>2009</strong> ylnda ihalesi gerçekletirilecek 196<br />
adet Otomatik stasyon Alm Projesi sonucunda<br />
2012 ylnda gözlem a daha da genileyerek<br />
klimatolojik amaçl toplam 552<br />
adet otomatik istasyonla hizmet <strong>ve</strong>rmeye<br />
balayacaktr.<br />
19
Yusuf CERAN*<br />
Serhan ÇAIRANKAYA**<br />
Yasin KÖYCÜ***<br />
Doa <strong>ve</strong> Koruma Milli<br />
Parklar Gen. Müd.<br />
*ube Müdürü, <strong>Su</strong>lak<br />
Alanlar ube Müdürlüü<br />
**Mühendis, <strong>Su</strong>lak Alanlar<br />
ube Müdürlüü<br />
***Uzman Yardmcs, <strong>Su</strong>lak<br />
Alanlar ube Müdürlüü<br />
Ramsar Nedir?<br />
ran’n bir ehri olan<br />
Ramsar’da 1971’de<br />
imzalanan anlama<br />
sonucu dünyann en<br />
önemli sulak alanlarnn<br />
tescillenmesine karar<br />
<strong>ve</strong>rildi. Ramsar statüsü<br />
kazanmak, bir sulak<br />
alann bir nevi altn<br />
madalya ya da be yldz<br />
kazanmas demektir.<br />
Bir yerin Ramsar alan<br />
olmas için Dünya<br />
Ramsar Sekreterlii’nin<br />
belirledii bilimsel<br />
ölçütlere uygunluk<br />
göstermesi <strong>ve</strong> dünya<br />
çapnda önem tamas<br />
gerekiyor. Bu ölçütlere<br />
uygunluk salayan<br />
alanlar deerlendirip,<br />
Ramsar Sekreterlii’ne<br />
yollama kararn, sadece<br />
ülkenin sulak alanlar<br />
komisyonu <strong>ve</strong>rebiliyor.<br />
Dokuz ölçütten birini<br />
karlamak Ramsar alan<br />
olmaya hak kazanmak<br />
demek oluyor. Son<br />
be yldr Kuzeydou<br />
Dernei’nin, Kuyucuk<br />
Gölü’nde toplad<br />
bilimsel <strong>ve</strong>riler ise,<br />
alann bir deil, be<br />
ayr Ramsar ölçütlerini<br />
karladn gösterdi.<br />
Kuyucuk Gölü<br />
Dounun lk, Türkiye’nin 13. Ramsar Alan<br />
219 hektarlk bir alan kaplayan Kuyucuk Gölü, Kars ehir merkezinin yaklak<br />
30 km kuzeydousunda, Akyaka ilçe merkezinin yaklak 15 km batsnda,<br />
denizden 1627 m yükseklikte <strong>ve</strong> Kuyucuk Köyü’nden yaklak 1 km uzaklktadr.<br />
Kars-Akyaka platosunda yer alan göl, yüzey <strong>ve</strong> kaynak sularyla beslenmektedir.<br />
Pancar ekiminin durdurulmasna ramen, göl suyunun halen ancak yars kadar<br />
geri gelmitir <strong>ve</strong> baz türler kaybolmutur. Gölün kuzeyinden geçen eski Kars-<br />
Akyaka yolu, gölün kuzey ksmn ikiye bölmektedir.<br />
Göl çevresindeki balca geçim kayna tarm (çounlukla tahl <strong>ve</strong> yem bitkisi)<br />
<strong>ve</strong> hayvanclktr. Göl çevresinde youn bir ekilde otlatma yaplmaktadr. Yer yer<br />
küçük Phragmites <strong>ve</strong> Juncus saz öbekleri olsa da, göl kys bitki örtüsü yönünden<br />
fakirdir. Gölün etraf çounlukla aaçsz bozkrla çevrelenmi durumdadr. Gölde<br />
yaplan çalmalarda göl suyunun nispeten temiz olduu ortaya çkmtr.<br />
Kuyucuk Gölü<br />
20
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
Neden Ramsar<br />
Alan?<br />
Kuyucuk Gölü’nde imdiye<br />
kadar 207 adet ku türü tespit<br />
edilmitir. Civarndaki<br />
onlarca bitki türüyle dünyann en büyük<br />
ku göç yollarndan biri olan Avrasya –<br />
Afrika rotasnn tam üzerinde, Kafkasya<br />
<strong>ve</strong> ran-Anadolu Biyolojik Çeitlilik scak<br />
noktalarnn kesime noktalarnda, tam bir<br />
geçi zonunda bulunan konumuyla ülkemizin<br />
doal zenginlik açsndan en zengin<br />
alanlarndan biridir. Gölü en az 250 ku<br />
türünün kulland tahmin edilmektedir<br />
ki bu da Türkiye’deki 465 ku türünün<br />
yarsndan fazlasdr. Göl, ilkbahar <strong>ve</strong><br />
sonbahar aylarnda dünyann en önemli<br />
ku göç rotalarndan biri olan Kuzeydou<br />
Anadolu’da birçok ku türü için önemli bir<br />
konaklama <strong>ve</strong> üreme alandr. Alanda gözlemlenen<br />
dikkuyruk ördei, sibirya kaz<br />
<strong>ve</strong> küçük akbaba Dünya Koruma Örgütü<br />
krmz listesine göre dünya çapnda nesli<br />
tehlikede, Tepeli Pelikan, Küçük Kerkenez,<br />
Toy, Küçük Sakarca <strong>ve</strong> ah Kartal<br />
Hassas, Pasba Patka Ördei, Bozkr Delicesi,<br />
Büyük <strong>Su</strong>çulluu, Çamurçullugu,<br />
Gökkuzgun, Kzl Çaylak <strong>ve</strong> Kara Kanatl<br />
Bataklk Krlangc ise tehlikeye açk kategorisindedir.<br />
Angt dünya popülâsyonunun<br />
% 10-12’si göç mevsimlerinde bu gölde<br />
konaklamaktadr. Bunun yannda tilki <strong>ve</strong><br />
kurt gibi memeli hayvanlar bulunmaktadr.<br />
Gölde düzenli olarak 20.000’den fazla<br />
ku gözlenmekte, baz zamanlarda bu say<br />
35.000’i geçebilmektedir. Bu sebeplerden<br />
dolay, göl 9 Ramsar kriterinden 1.-2.-3.-<br />
4.-5 <strong>ve</strong> 6. kriterlerini karlamaktadr.<br />
Göl çevresinde bulunan endemik Ayrk<br />
otu bitkisinin de nesli tehlike altndadr.<br />
Detayl bir botanik çalmas yaplmamtr.<br />
Balca Tehdit <strong>ve</strong><br />
Sorunlar<br />
derinliinin azalmas anlamna<br />
gelmektedir. Ayn zamanda göl<br />
çevresinde yaplan youn tarm<br />
faaliyetleri de gölü etkilemektedir.<br />
Kimyasal gübre <strong>ve</strong> ilaç kullanm<br />
nedeni ile göl su kalitesinde<br />
azalmalar görülmektedir.<br />
Koruma <strong>ve</strong><br />
Yönetim<br />
1994 ylnda Yaban Hayat<br />
Koruma Sahas olarak ilan edilen<br />
Kuyucuk Gölü’nün bu statüsü<br />
2005 ylnda Yaban Hayat Gelitirme<br />
Sahas olarak deitirilmitir.<br />
Alan ayn zamanda <strong>2009</strong><br />
ylnda 13. Ramsar Alan olarak<br />
ilan edilmitir.<br />
Ramsar Alanlar<br />
Türkiye, 1994 ylnda Ramsar Sözlemesine<br />
taraf olmutur <strong>ve</strong> taraf olma aamasnda<br />
5 sulak alann (Manyas Gölü, Seyfe Gölü,<br />
Burdur Gölü, <strong>Su</strong>ltan Sazl <strong>ve</strong> Göksu Deltas)<br />
Sözleme Listesine kaydettirmitir. 1998<br />
ylnda ise daha önce bir ksm Sözleme<br />
listesine dâhil edilen Manyas (Ku) Gölü ile<br />
Burdur Gölünün tamam, Gediz Deltas, Akyatan<br />
Lagünü, Uluabat Gölü <strong>ve</strong> Kzlrmak<br />
Deltas da Sözleme Listesine dahil edilmitir.<br />
u anda RAMSAR kapsamnda 13 sulak<br />
alan bulunmakta olup toplam 179.898 ha‘lk<br />
bir alana yaylmtr. Uluslararas ölçütler<br />
dikkate alnarak yaplan deerlendirmeler<br />
neticesinde uluslararas önemde sulak alan<br />
olduu tespit edilen 135 alan (2.212.893 ha.)<br />
bulunmaktadr.<br />
Göldeki en büyük tehdit ar otlatmadr.<br />
Ayrca bunun dnda, göl çevresinde<br />
nispeten bitki topluluklarnn olmay<br />
erozyon sonucu göl çanann sedimanla<br />
dolmasna yol açmaktadr. Bu da göl<br />
Kuyucuk Gölü<br />
21
Çevre Yönetimi Genel<br />
Müdürlüü Hava<br />
Yönetimi Dairesi<br />
Bakanl<br />
klim deiiklii,<br />
Kyoto Protokolü <strong>ve</strong><br />
Türkiye<br />
Türkiye Birlemi Milletler klim<br />
Deiiklii Çerçe<strong>ve</strong> Sözlemesi’ne<br />
(BMDÇS) 24 Mays 2004 tarihinde<br />
taraf olmutur. BMDÇS’ ne yönelik<br />
“Kyoto Protokolüne Katlmamzn<br />
Uygun Bulunduuna Dair Kanun<br />
Tasars” nn Türkiye Büyük Millet<br />
Meclisi Genel Kurulunda kabulünün<br />
ardndan ülkemiz 26 Austos<br />
<strong>2009</strong> tarihinde BMDÇS Kyoto<br />
Protokolü’ne resmen taraf olmutur.<br />
Bugün gelinen durum itibariyle<br />
son derece önemli <strong>ve</strong> kritik<br />
bir sürece girilmitir. Kyoto<br />
Protokolü’nün ilk yükümlülük<br />
döneminin tamamland 2012<br />
sonrasn ekillendirecek, yeni iklim<br />
deiiklii rejiminin müzakerelerine<br />
balanlm <strong>ve</strong> yeni çerçe<strong>ve</strong>nin <strong>2009</strong><br />
yl Aralk aynda Kopenhag’da<br />
gerçekletirilecek olan BMDÇS 15.<br />
Taraar Konferansnda (COP 15)<br />
tamamlanmas hedeenmitir.<br />
22
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
^<br />
Uluslararas platformda, 2012<br />
sonras iklim deiiklii rejiminin<br />
belirlenmesi için yaplacak<br />
müzakerelerde, <strong>2009</strong> ylnn esas<br />
müzakereler yl olmas nedeniyle, Bakanlmz<br />
koordinasyonunda, ilgili kurum<br />
temsilcilerinden oluan Türk heyeti<br />
müzakerelere aktif olarak katlm salamakta<br />
<strong>ve</strong> ülkemiz önceliklerini ortaya<br />
koymaktadr.<br />
07–18 Aralk <strong>2009</strong> tarihlerinde<br />
Danimarka’nn Kopenhag kentinde gerçekletirilecek<br />
Taraar Konferans (COP<br />
15), ülkemiz açsndan son derece önemli<br />
olup, anlan konferansa bakanlmzn<br />
bir heyetle katlmnn salanmas planlanmaktadr.<br />
Kyoto Protokolü, küresel snma<br />
<strong>ve</strong> iklim deiiklii konusunda<br />
mücadeleyi salamaya<br />
yönelik uluslararas tek çerçe<strong>ve</strong>dir.<br />
Birlemi Milletler klim Deiiklii<br />
Çerçe<strong>ve</strong> Sözlemesi içinde imzalanmtr.<br />
Bu protokolü imzalayan ülkeler,<br />
karbondioksit <strong>ve</strong> sera etkisine neden<br />
olan dier be gazn salnmn azaltmaya<br />
<strong>ve</strong>ya bunu yapamyorlarsa salnm<br />
ticareti yoluyla haklarn arttrmaya<br />
söz <strong>ve</strong>rmilerdir. Protokol, ülkelerin<br />
atmosfere saldklar karbon miktarn<br />
1990 ylndaki düzeylere düürmelerini<br />
gerekli klmaktadr. 1997’de imzalanan<br />
protokol, 2005’te yürürlüe girebilmitir.<br />
Çünkü, protokolün yürürlüe<br />
girebilmesi için onaylayan ülkelerin<br />
1990’daki emisyonlarnn (atmosfere<br />
saldklar karbon miktarnn) yeryüzündeki<br />
toplam emisyonun % 55’ini bulmas<br />
gerekmekteydi <strong>ve</strong> bu orana ancak<br />
8 yln sonunda Rusya’nn katlmyla<br />
ulalabilmitir.<br />
Kyoto Protokolü’ne katlm: mzalayanlar,<br />
imzalama sürecinde olanlar,<br />
imzalayan fakat anlamay reddedenler<br />
<strong>ve</strong> imzalamayanlardan olumaktadr.<br />
Kyoto Protokolü u anda yeryüzündeki<br />
160 ülkeyi <strong>ve</strong> sera gaz salnmlarnn<br />
% 55’inden fazlasn kapsamaktadr.<br />
Bu kapsamda; Kopenhag’ a en iyi ekilde<br />
hazrlk yapmak amacyla Bakanl-<br />
mz koordinasyonunda birçok çalma<br />
yaplmaktadr.<br />
lgili kurumlar iklim deiiklii ile<br />
mücadele kapsamnda bugüne kadar<br />
yaptklar çalmalar anlatan ngilizce<br />
tantm materyalleri hazrlayarak<br />
Kopenhag’ta sergileyeceklerdir.<br />
Ayrca; bakanlmz koordinasyonunda,<br />
ilgili tüm kurum/kurulularla ibirlii<br />
içerisinde oluturulan <strong>ve</strong> ülkemiz<br />
önceliklerini tanmlayan “Ulusal klim<br />
Deiiklii Stratejisi” Babakanlk Yüksek<br />
Planlama Kurulu’nun onayndan<br />
sonra çevirisi yaplarak basm yaplacak<br />
<strong>ve</strong> Kopenhag’da tantm yaplacaktr.<br />
Sözlemeye göre;<br />
•Atmosfere salnan sera gaz miktar<br />
% 5’e çekilecek,<br />
•Endüstriden, motorlu tatlardan,<br />
stmadan kaynaklanan sera gaz miktarn<br />
azaltmaya yönelik mevzuat yeniden<br />
düzenlenecek,<br />
•Daha az enerji ile snma, daha az<br />
enerji tüketen araçlarla uzun yol alma,<br />
daha az enerji tüketen teknoloji sistemlerini<br />
endüstriye yerletirme salanacak,<br />
ulamda, çöp depolamada çevrecilik<br />
temel ilke olacak,<br />
•Atmosfere braklan metan <strong>ve</strong> karbon<br />
dioksit orannn düürülmesi için<br />
alternatif enerji kaynaklarna yönelinecek,<br />
•Fosil yaktlar yerine örnein bio dizel<br />
yakt kullanlacak,<br />
•Çimento, demir-çelik <strong>ve</strong> kireç fabrikalar<br />
gibi yüksek enerji tüketen iletmelerde<br />
atk ilemleri yeniden düzenlenecek,<br />
•Termik santrallerde daha az karbon<br />
çkartan sistemler, teknolojiler devreye<br />
sokulacak,<br />
•Güne enerjisinin önü açlacak,<br />
nükleer enerjide karbon sfr olduu için<br />
dünyada bu enerji ön plana çkarlacak,<br />
•Fazla yakt tüketen <strong>ve</strong> fazla karbon<br />
üretenden daha fazla <strong>ve</strong>rgi alnacaktr.<br />
Dier taraftan, uluslararas iklim deiikli-<br />
i müzakerelerinin genel gidiatna baktmz<br />
zaman gelimi ülkelerin iklim deiiklii ile<br />
mücadele kapsamnda ileriye dönük bir takm<br />
hedeer ortaya koyduklar, gelimekte olan ülkelerin<br />
ise müzakerelerde artan baskya kar<br />
iklim deiiklii stratejilerini açkladklarn<br />
görüyoruz.<br />
Kyoto Protokolü’ne taraf baz ülkeler,<br />
2012 sonras rejimdeki azaltm hedeerini<br />
açklamlardr. Gelimi ülkeler, gelimekte<br />
olan ülkelerin de sorumluluk almalarn istemektedirler.<br />
Türkiye ise söz konusu müzakereye<br />
ilikin yapt bildirimlerde;<br />
• Halen sanayilemeye devam eden,<br />
•Sera gaz snrlamas (arttan azaltm) yapabilecek,<br />
•Ulusal uygun azaltm eylemlerini<br />
(NAMA) uygulamaya koymay hedeeyen,<br />
•Düük karbonlu kalknma stratejisi ile<br />
kalknmay hedeeyen, bir ülke olarak kendini<br />
tanmlamtr.<br />
Buna yönelik; 28 Temmuz <strong>2009</strong> tarihinde<br />
ilgili kurum temsilcilerinin katlm ile bakanlmzda<br />
gerçekletirilen DDK toplantsnda;<br />
2007 ylnda BMDÇS sekretaryasna gönderilen<br />
klim Deiiklii I. Ulusal Bildirimi’nde<br />
yer alan, 2020 ylna kadar sera gaz emisyonlarnn<br />
art orannn alnacak önlemlerle snrlandrlmak<br />
suretiyle; 2020 yl toplam sera<br />
gaz emisyonun art oranndan % 11 azaltm<br />
yaplmasna yönelik yaklamn benimsenmesine<br />
<strong>ve</strong> bu yaklamn 2012 sonras uluslararas<br />
iklim deiiklii müzakerelerinde, müzakere<br />
heyeti tarafndan kullanlmasna karar<br />
<strong>ve</strong>rilmitir.<br />
23
klim deiiklii, Kyoto Protokolü <strong>ve</strong> Türkiye<br />
24<br />
Türkiye’deki mevcut<br />
durum;<br />
Türkiye’nin 1990 yl toplam sera gaz<br />
emisyon miktar 170 milyon ton CO 2<br />
ede-<br />
eri iken 2007 ylnda bu deer 372 milyon<br />
ton CO 2<br />
edeeri olarak gerçeklemitir.<br />
Sera gaz yutak alanlarna bakldnda,<br />
1990 ylnda 44 milyon ton CO 2<br />
edeeri<br />
sera gaz emisyonu yutak alanlar tarafndan<br />
yutulmu olup, 2007 ylnda bu deer<br />
yaklak 77 milyon ton CO 2<br />
e deeri olarak<br />
gerçeklemitir.<br />
Türkiye; OECD <strong>ve</strong> BMDÇS EK-I ülkeleri<br />
arasnda; kii ba sera gaz emisyon,<br />
kümülatif emisyon <strong>ve</strong> kii ba birincil<br />
enerji tüketimi miktarnda en düük deere<br />
sahiptir.<br />
Türkiye’nin 2007 yl kii ba sera gaz<br />
emisyonu deeri 5,3 ton CO 2<br />
edeerdir.<br />
Ayn dönemde OECD kii ba emisyonu<br />
ortalama 15,0 ton CO 2<br />
<strong>ve</strong> Avrupa Birliine<br />
üye 27 ülkede ortalama 10,2 ton CO 2<br />
e<br />
deeridir.<br />
Türkiye, kii ba sera gaz emisyonlar<br />
açsndan, BMDÇS ülkelerinin tamamndan,<br />
ayrca Meksika, Brezilya, Güney<br />
Kore <strong>ve</strong> Arjantin gibi ekonomileri hzla<br />
gelimekte olan <strong>ve</strong> ekonomik yaplar bize<br />
çok benzeyen d ülkelerden de daha düük<br />
bir deere sahiptir.<br />
Türkiye’nin gelimekte olan bir ülke<br />
olmas, artan nüfusu, hzla büyüyen ekonomisi,<br />
artan enerji talebi düünüldüünde<br />
sera gaz emisyonlarnn ileriki dönemde<br />
de art gösterecei aikârdr. Ancak; Türkiye<br />
bir taraftan sera gaz emisyonlarnn<br />
azaltlmasn hedeerken, dier taraftan<br />
sürdürülebilir kalknma ilkesi çerçe<strong>ve</strong>sinde<br />
ekonomik kalknmasn devam ettirme<br />
kararllndadr.<br />
Her ne kadar ülkemizin sera gaz emisyonlarnn<br />
azaltlmasna yönelik bir mükelleyeti<br />
olmasa da, bu yönde politika,<br />
mevzuat, kurumsal yaplanma <strong>ve</strong> tedbirler<br />
çerçe<strong>ve</strong>sinde önemli hamleler gerçekletirmitir.<br />
Bu çalmalar aada ksaca<br />
özetlenmitir.<br />
• Bata Çevre Kanunu olmak üzere<br />
bütün mevzuat <strong>ve</strong> uygulamalarda AB’nin<br />
genel çevre politikalarn da ön planda tutarak;<br />
“kirlilik kontrolü kavram” yerine<br />
kirliliin kaynanda önlenmesi, atklarn<br />
en aza indirilmesi, en iyi teknik <strong>ve</strong> teknolojiler<br />
ile enerjinin <strong>ve</strong>rimli kullanlmas, izleme<br />
denetim sisteminin etkin uygulanmas<br />
<strong>ve</strong> kirleten öder prensibinin uygulanmasn<br />
hedeemitir.<br />
• Kirletici kaynaklarn emisyonlarnn<br />
azaltlmasnda ciddi mesafeler alnmtr.<br />
• Bakanlmz bünyesinde iklim ile<br />
ilgili ayr bir Daire Bakanl kurulmas<br />
çalmalar balatlmtr.<br />
Enerji sektöründe<br />
• 2005 ylnda “Yenilenebilir Enerji Kanunu”<br />
çkarlmtr. 2007 ylnda, takriben<br />
200 milyar kwh’lik Türkiye tüketiminin<br />
35,8 milyar kwh’lik bölümü hidrolik santrallerden<br />
karlanmtr.<br />
• 1990 ila 2004 yllar arasnda yenilenebilir<br />
enerji kaynaklarnn kullanm 23,23<br />
milyar kwh’dan 46,23 kwh’ya yükselmi<br />
yani iki kat artmtr.<br />
• 2007 ylnda enerji <strong>ve</strong>rimlilii kanunu<br />
çkarlm <strong>ve</strong> enerji tasarrufuna önem <strong>ve</strong>rilmitir.<br />
Enerji <strong>ve</strong>rimliliinin arttrlmasna<br />
yönelik uygulamalarla, 2020 ylnda 222<br />
mtep olmas beklenen tüketimin en az 30<br />
mtep’lik (milyon ton e deer petrol) bölümü,<br />
sanayide, binalarda, ulamda <strong>ve</strong> enerji<br />
sektöründe tasarruf edilebilecek <strong>ve</strong> böylece<br />
yaklak 75 milyon ton karbondioksit emisyonu<br />
önlenebilecektir.<br />
• Çimento <strong>ve</strong> demir çelik tesisleri olmak<br />
üzere enerji <strong>ve</strong>rimliliinin arttrlmas,<br />
daha kaliteli yaktlarn <strong>ve</strong> alternatif yaktlarn<br />
(lpg <strong>ve</strong> etanol) kullanm yönünde çalmalar<br />
balatlmtr.<br />
Atk sektörü<br />
• <strong>2009</strong> yl itibariyle, 3.225 belediyenin<br />
611 tanesini kapsayan düzenli depolama tesisleri<br />
kurulmutur<br />
• 2003 ylnda 15 düzenli depolama tesisi<br />
ile 23 milyon nüfusa hizmet <strong>ve</strong>rilirken;<br />
2008 de 38 adet tesisle 31 milyon nüfusa<br />
hizmet <strong>ve</strong>rilmektedir.<br />
• Atk sektörüne yönelik olarak, öncelikle<br />
atklarn kaynanda azaltlmas, geri<br />
kazanlmas, düzenli depolanmas <strong>ve</strong> olu-<br />
an deponi gaznn enerjiye dönütürülmesi<br />
çalmalar yaygnlatrlmaktadr.<br />
<strong>Orman</strong>clk<br />
• 2008–2012 yllar arasnda toplam 2,3<br />
milyon hektar alann yani Trakya bölgesi<br />
kadar bir alann aaçlandrlmas <strong>ve</strong> böylece<br />
yutak alan kapasitesinin arttrlmas<br />
hedeenmektedir.<br />
Ulatrma sektöründe<br />
• Araçlarda kullanlan yakt kalitesinin<br />
iyiletirilmesi <strong>ve</strong> alternatif yaktlarn kullanlmas<br />
yönünde önemli admlar atlmtr.<br />
• Yeni teknoloji ürünü motorlara sahip<br />
tatlarn kullanlmas <strong>ve</strong> eski araçlarn tra-<br />
kten çekilmesi politikalar benimsenmitir.<br />
• Büyük ehirlerde toplu tamacln<br />
teviki için metro <strong>ve</strong> haf rayl sistemlerin<br />
kullanmnn hzla yaygnlatrlmas çalmalarna<br />
hz <strong>ve</strong>rilmitir.
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
• Çok büyük bir ulatrma projesi olan<br />
<strong>ve</strong> ylda 130 bin ton sera gaz emisyonu<br />
azaltm yapmas beklenen stanbul Boaz<br />
Marmaray Tüp Geçit Projesinin 2010<br />
ylnda tamamlanacaktr.<br />
Türkiye küresel sorumluluk çerçe<strong>ve</strong>sinde<br />
iklim deiiklii ile mücadele konusunda<br />
görüldüü gibi pek çok çalma<br />
yapm <strong>ve</strong> yapmaya devam edecektir. Ayrca<br />
bakanlmz, ilgili kurumlarla ibirlii<br />
içerisinde iklim deiiklii konusunda<br />
pek çok önemli proje balatmtr.<br />
• klim Deiiklii I. Ulusal Bildirimi<br />
hazrlanm <strong>ve</strong> Ocak 2007 tarihinde<br />
BMDÇS Sekretaryas’na gönderilmitir.<br />
Ayrca, Türkiye’nin 1990–2007 yllar<br />
aras Sera Gaz Emisyon miktar hesaplanm<br />
<strong>ve</strong> Sekretarya’ya iletilmitir.<br />
• Avrupa Birlii LIFE Program kapsamnda<br />
2006 ylnda, kamuoyunun bilgilendirilmesi<br />
<strong>ve</strong> bilinçlendirilmesine<br />
yönelik, Türkiye’de klim Deiiklii<br />
Politikalarnn Tantlmas Projesi, Çevre<br />
<strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanl <strong>ve</strong> Bölgesel Çevre<br />
Merkezi (REC) Türkiye Osi ile ibirlii<br />
Ocak 2008 tarihinde tamamlanmtr.<br />
• Türkiye Büyük Millet Meclisi “Küresel<br />
Isnmann Etkileri <strong>ve</strong> <strong>Su</strong> Kaynaklarnn<br />
Sürdürülebilir Yönetimi Aratrma<br />
Komisyonu Raporu” Nisan 2008’de hazrlanmtr.<br />
• “Kyoto Protokolü Esneklik Mekanizmalar<br />
<strong>ve</strong> Dier Uluslararas Emisyon<br />
Ticareti Sistemleri” Özel htisas Komisyonu<br />
Raporu ilgili sektör uzmanlarnca<br />
Eylül 2008 tarihinde hazrlanm <strong>ve</strong> Bakanlmza<br />
sunulmutur.<br />
• “klim Deiiklii <strong>ve</strong> Yaplan Çalmalar<br />
Raporu”- Bakanlmzca Eylül<br />
2008’de hazrlanmtr.<br />
• “Türkiye’nin klim Deiikliine Uyum<br />
Kapasitesinin Artrlmas Projesi” Birlemi<br />
Milletler Kalknma Program (UNDP) <strong>ve</strong><br />
Bakanlmz arasnda balatlmtr.<br />
• “Sektörel Sera Gaz Azaltm Potansiyelleri<br />
<strong>ve</strong> Maliyetleri Projesi” Devlet<br />
Planlama Tekilat Müstearl tarafndan<br />
balatlmtr. (Ocak <strong>2009</strong>)<br />
• “klim Deiiklii Eylem Plan Projesi”<br />
– UNDP <strong>ve</strong> Bakanlmz tarafndan<br />
balatlmtr. (<strong>2009</strong>)<br />
• “Türkiye’nin Uluslararas klim De-<br />
iiklii Müzakerelerine Etkin Katlm<br />
<strong>ve</strong> Gönüllü Karbon Piyasalarna Yönelik<br />
Kapasitesinin Gelitirilmesi Projesi”-<br />
Bakanlmz, DPT, UNDP ortaklnda<br />
Ocak <strong>2009</strong> tarihinde balatlmtr.<br />
Elektrikli Bisiklet Yok Satyor<br />
Çevreci <strong>ve</strong> alternatif tat kimlii ile ön plana<br />
çkan <strong>ve</strong> trafik sorununa farkl çözüm getiren<br />
elektrikli bisiklet büyük ilgi görüyor.<br />
Geçen yl Çin’den ithal edilen 9 bin elektrikli<br />
bisikletin tamam satld. Krize ramen bu yl da<br />
satlar oldukça iyi. Türk insann bu ürünleri benimsediini<br />
belirten firma temsilcileri, elektrikli<br />
bisikletin kullanmnn daha da yaygnlaacan<br />
kaydetti.<br />
Bir kaç yl önce ‘çevre dostu’ tat olarak<br />
piyasaya sürülen elektrikli bisikletler, imdilerde<br />
en fazla kullanlan araçlardan biri haline geldi.<br />
ehir içinde kullanma uygun olarak gelitirilen<br />
elektrikli bisikletler yolda giden araçlarn<br />
gerisinde kalmyor. Elektrikli bisikletin gelece-<br />
in ulam arac olduunu belirten firma temsilcileri,<br />
trafik sorunu <strong>ve</strong> akaryakt maliyetlerinin<br />
bu araçlara olan ilginin temel nedeni olduunu<br />
kaydediyor.<br />
2008 ylnda 9 bin adet ithal edilen elektrikli<br />
bisikletin tamam satld.<br />
Elektrikli bisikletler, 7 marka ile Türkiye pazarnda<br />
boy gösteriyor. Bu ürünlerin kullanm<br />
dünyada da artyor. Amerika’da son 3 ylda 20<br />
bin elektrikli bisiklet satld.<br />
Avrupa’da birkaç yldr yaygn olarak kullanlan<br />
elektrikli bisikletlerden 2007 ylnda<br />
Elektrikli Bisiklet<br />
Hollanda’da 89 bin, Almanya’da ise 60 bin adet<br />
satld.<br />
Hibrid bir aracn çalma sisteminin esas<br />
alnd bisikletler, 40 kilometre hz yapyor. 2<br />
kiiyle 30 kilometre hza ulayor. Genellikle<br />
600 wattlk akülerle çalan bu araçlar, bir defalk<br />
arjla 40 kilometre yol alabiliyor. Ancak ‘yokular<br />
da rahat çkaym’ diyorsanz anzmanl<br />
ya da pedall olann almakta fayda var.<br />
Otoyollar <strong>ve</strong> çevre yollar dnda gü<strong>ve</strong>nli<br />
bir ekilde kullanlabiliyor. Egzozu olmad için<br />
çevreye zarar <strong>ve</strong>rmeyen <strong>ve</strong> ayn zamanda gürültü<br />
kirliliini de önleyen bu bisikletler, özellikle<br />
tatil mekânlar <strong>ve</strong> düz yollarda yüksek performans<br />
sunuyor.<br />
arj bittiinde pedal çevirerek hareket<br />
ettirilebilen modelleri de bulunan elektrikli bisikletlerin<br />
yolda kalma sorunu yok. Genellikle<br />
fazla hz yapmamas <strong>ve</strong> çevre dostu olmas<br />
nedeniyle tercih ediliyor. Ancak Karayollar<br />
Yönetmelii’nde yaplan deiiklikle artk plakas<br />
<strong>ve</strong> ruhsat olmayan elektrikli bisikletlerin<br />
ülkeye giriine izin <strong>ve</strong>rilmiyor.<br />
Fiyatlar 1.000 -2.300 TL arasnda dei-<br />
en bu araçlarn bir sorunu da servis <strong>ve</strong> yedek<br />
parça imkannn snrl oluu. thalatç firmalar,<br />
kullanmdaki yükselie paralel olarak bayi <strong>ve</strong><br />
servis imkânlarn hzla artryor.<br />
Yaklak 14 aydr elektrikli bisiklet kullanan<br />
brahim Bac, halinden memnun. e bisikletiyle<br />
gidip gelen Bac, günlük 3 TL dolmu<br />
parasndan kurtulduunu kaydetti. Bac, bu<br />
sayede bisikletin kendini bir ylda amorti ettiini<br />
belirtti.<br />
25
Dr. rfan UYSAL<br />
<strong>Su</strong> Ürünleri Yük. Müh.<br />
Doa Koruma <strong>ve</strong> Milli<br />
Parklar Genel Müdürlüü<br />
Denizlerimizdeki<br />
Yabanc Türler <strong>ve</strong><br />
Biyolojik stila<br />
Türkiye iki yarmadadan (Anadolu <strong>ve</strong> Trakya) oluan bir ülkedir <strong>ve</strong> Türk Boazlar<br />
Sistemi (stanbul <strong>ve</strong> Çanakkale Boaz, Marmara Denizi) dahil ky uzunluu yaklak<br />
8.500 km civarndadr. Türkiye’yi çevreleyen denizlerin farkl özelliklere sahip olmas<br />
içinde bulundurduu biyoçeitliliin de farkllamasn salamtr. Türkiye denizleri<br />
içinde en yüksek tuzluluk <strong>ve</strong> scaklk oranna sahip olan Akdeniz, tür çeitlilii<br />
bakmndan zengindir. Yabanc türler, genetik, tür <strong>ve</strong> ekosistem çeitliliini olumsuz<br />
etkilemektedir. Dolaysyla bu yabanc türlerin ekolojik, ekonomik etkileri ile insan<br />
sal üzerinde ciddi olumsuz etkileri bulunmaktadr. Özellikle Sü<strong>ve</strong>y Kanal’nn<br />
1869 ylnda açlmasndan sonra indo-Pasik kökenli birçok tür (yaklak 300 Tropikal<br />
indo-Pasik tür) Dou Akdeniz’in oligotrok sularna gelmitir. Akdeniz’de katil<br />
yosun olarak ta bilinen Caulerpa taxifolia türü yaylmac bir yabanc tür olup, Akdeniz<br />
biyoçeitliliini olumsuz etkilerken, Karadeniz’de de gemilerin balast sularyla gelen<br />
bir tarakl denizanas türü olan Mnemiopsis leidyi hem Karadeniz’in biyoçeitliliini<br />
hem de balkçln olumsuz ekilde etkilemektedir.<br />
Yabanc Tür <strong>ve</strong> stilac Yabanc<br />
Tür Nedir?<br />
stilac yabanc türler, küresel olarak biyoçe-<br />
itlilik üzerine en büyük tehditlerden biridir.<br />
Çok ciddi olarak ekonomik, çevresel <strong>ve</strong> salk<br />
üzerine olumsuz etkilere neden olabilirler. Sonuçta,<br />
kalknmay büyük ölçüde engelleyebilir. Deniz <strong>ve</strong><br />
ky bölgelerde istilac türler karasal kökenli deniz<br />
kirlilii, deniz canllarnn ar avlanlmas <strong>ve</strong> ziki<br />
tahrifat deniz habitatlarnn bozulmasyla beraber<br />
dünya denizleri üzerine en önemli dört büyük tehditten<br />
biridir.<br />
Yabanc Tür: Doal olarak bir yerde, alanda <strong>ve</strong>ya<br />
bölgede olmayan bilerek <strong>ve</strong>ya bilmeyerek tantrlan<br />
türdür.<br />
stilac Yabanc Tür: Çevreye, dier türlere, ekonomiye<br />
<strong>ve</strong>ya insan salna zarar <strong>ve</strong>rebilme potansiyeline<br />
sahip yabanc türlerdir. Biyoçeitlilik<br />
26
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
^<br />
Sözlemesi’ndeki tanmlamaya göre; yerlemesi<br />
<strong>ve</strong> istilasyla ekonomik <strong>ve</strong>ya çevresel<br />
zararlar <strong>ve</strong>rerek ekosistemleri, habitatlar<br />
<strong>ve</strong>ya türleri tehdit eden yabanc türdür.<br />
Birçok problemlere neden olan bir türün<br />
istilas <strong>ve</strong>ya igalcilii, deniz ekosistemleri<br />
ni <strong>ve</strong> türleri tehdit etmekte hatta bir ülkenin<br />
kalknmasn bile engelleyebilmektedir.<br />
stila safhas 3 aamadan oluur;<br />
1- Türün tantrlmas,<br />
2- Türün yerlemesi <strong>ve</strong><br />
3- Türün istilas<br />
Bilerek <strong>ve</strong>ya bilmeyerek tantrlan istilac<br />
yabanc türler, k, scaklk, tuzluluk,<br />
besleyici elementler vb. çevresel artlar uygun<br />
olduunda yaamlarn devam ettirirler<br />
<strong>ve</strong> baaryla üreyebiliriler. Bir yere, alana<br />
<strong>ve</strong>ya bölgeye yerleen bu türler daha sonra<br />
birkaç günden hatta onlarca yllar bulan<br />
istilas balar.<br />
Yabanc türlerin geli yollar: Bilerek<br />
<strong>ve</strong>ya bilmeyerek yeni bir bölgeye tantrlan<br />
yabanc türün uçak, gemi <strong>ve</strong>ya insan<br />
gibi araçlarla, akuakültür, balkçlk gemicilik<br />
<strong>ve</strong>ya akvaryum ticareti gibi belirli<br />
amaç <strong>ve</strong>ya aktivitelerle geli yollarn ifade<br />
eder.<br />
Yabanc türlerin tanma mekanizmalar:<br />
Tayclar ise her geli yolu içinde<br />
spesik transfer için daha spesik mekanizmalardr.<br />
Bir örnek <strong>ve</strong>rmek gerekirse,<br />
gemi tamacl bir yabanc<br />
türün geli yolunu geminin içindeki<br />
balast suyu <strong>ve</strong>ya kargo ise tayclar<br />
ifade eder.<br />
Denizlerimizdeki<br />
Yabanc Türler <strong>ve</strong> Deniz<br />
Biyoçeitliliine Etkileri<br />
Türkiye denizlerinde 133 familyaya<br />
ait toplam 448 tür balk yaamaktadr.<br />
Bunlarn 151’i Karadeniz’de,<br />
249’u Marmara Denizi’nde, 389’u Ege<br />
Denizi’nde <strong>ve</strong> 388 tür balk ta Akdeniz’de<br />
yaamaktadr.<br />
Türkiye denizlerindeki yabanc türlerin<br />
says da 11 sistematik gruba ait toplam 263<br />
olup bu say artmaya devam etmektedir. Bu<br />
yabanc türlerin 85’i kabuklu, 51’i eklembacakl,<br />
43’ü balk <strong>ve</strong> 39’u tobentos olup,<br />
bunlarn 20’si Karadeniz’de, 48’i Marmara<br />
Denizi’nde, 98’i Ege Denizi’nde <strong>ve</strong> 202’si<br />
de Akdeniz’de tespit edilmitir. 178 adet<br />
yabanc türler Lessepsiyan göçle gelmesine<br />
karn, 48 tür gemi tamacl vastasyla<br />
karasularmza girmitir.<br />
Yabanc türler hibrizidasyon, patojenlerin<br />
hzl yaylmas <strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya besin kaynaklarnn<br />
paylam nedenlerinden dolay yerli<br />
tür populasyonlar olumsuz etkilemektedir.<br />
Hibrizidasyon, ksr hibridlerle sonuçlanabilir<br />
<strong>ve</strong> bu da doan yavrularn<br />
çounluunu hibritler oluturdu-<br />
u zaman yerli populasyonlarnn<br />
azalmasna yol açar. Genetik kirlenme<br />
yerli türlerin bütünlüünü<br />
de tehdit eder. Buna bir örnek<br />
<strong>ve</strong>rmek gerekirse; Avrupa’da yabanc<br />
tür samon bal ile yerli tür<br />
doal alabalktan doan yavrular<br />
ksr olmaktadr. Bu ksr yavrular<br />
da yerli tür populasyonlarn büyümesini<br />
azaltmaktadr.<br />
Yabanc türler beraberinde<br />
patojen <strong>ve</strong> parazitleri de getirmektedir.<br />
Patojenler yerli türler<br />
üzerinde ykc etki yapmaktadr.<br />
Örnein, Avrupa’da yabanc tür<br />
olan Japon ylan bal’ndan parazit<br />
<strong>ve</strong> patojenlerin geçmesiyle<br />
yerli tür olan ylan bal yüzme<br />
Mnemiopsis Leidyi<br />
kesesinde iplik kurtlar görülmütür.<br />
Avc yabanc bir tür yerli türün bulunduu<br />
ortama baarl bir ekilde yerletikten<br />
sonra doal olarak yerli tür üzerinde<br />
bir tehdit oluturacak <strong>ve</strong> avc <strong>ve</strong>ya avc<br />
olmayan yerli türün beslenme kaynaklarna<br />
ortak olacaktr. Buna tarakl denizanasn<br />
örnek <strong>ve</strong>rebiliriz.<br />
Denizanas: Esasen Kuzey Amerika<br />
kylarnda yaayan bir türdür. Özellikle<br />
1980’li yllarn sonunda gemilerin balast<br />
sular <strong>ve</strong> dier faktörler ile Karadeniz’e gelen<br />
<strong>ve</strong> 1982 ylnda ilk defa görülen jelimsi<br />
zooplankton Mnemiopsis leidyi yüksek biyokütle<br />
artlar göstermi, özellikle balkçlk<br />
düzeyinde ani krizler yaanmasna neden<br />
olmutur. Büyüklüü en çok 100-120<br />
mm olan M. leidyi türünün zooplankton<br />
üzerinden beslenmesi plankton komunitelerinin<br />
yapsnda çok etkili deiimleri<br />
beraberinde getirmi balk yumurta <strong>ve</strong> larvasn<br />
da içeren zooplankton bolluk <strong>ve</strong> biyokütlesinde<br />
azalmaya neden olmutur. Bu<br />
nedenle M. leidyi Karadeniz’de ekonomik<br />
öneme sahip hamsi gibi ekonomik öneme<br />
sahip balk stoklarndaki azalmann önemli<br />
bir nedeni olarak gösterilmektedir.<br />
Denizanas’nn hamsi yavrular üzerinden<br />
beslenmesi <strong>ve</strong> ortak besin rekabeti<br />
nedeniyle hamsinin azalmasyla birlikte de,<br />
hamsi üzerinden beslenen mezgit, uskumru,<br />
kalkan <strong>ve</strong> palamut gibi balk türleri de<br />
azalmaya balad.<br />
Ekim 1997’de Karadeniz’de Bulgaristan<br />
kylarnda görülen <strong>ve</strong> bir tür tarakl<br />
denizanas olan Beroe ovata balklar <strong>ve</strong><br />
küçük zooplanktonlarla beslenmek yerine<br />
Mnemiopsis üzerinden beslenmesiyle<br />
Mnemiopsis’in ar üremesi engellenmi<br />
27
^<br />
<strong>ve</strong> zooplankton saysnda bir art gözlenmitir.<br />
Denizanas türünün kazara Karadeniz’e<br />
girii bölgedeki açk deniz balkçlnn<br />
çökmesine neden olmutur. Balkçlktaki<br />
ar avlanmann ortaya çkarm olduu<br />
[açk denizdeki balk biyokütle miktarnn<br />
dümesi + plankton yiyici balklarn<br />
azalmas olarak gözlenen] pekitirici etki;<br />
‘Mnemiopsis leydyi’nin uygun koullar<br />
bularak, varln artrmasna neden olmutur.<br />
Bunun bir sonucu olarak; ‘mezozooplankton’<br />
<strong>ve</strong> ‘ichthyoplankton’ türlerinin<br />
çeitliliinde <strong>ve</strong> varlnda bir azalma<br />
görülmütür.<br />
Japon Denizi’nden gemilerin balast sularyla<br />
gelen deniz salyangozu Karadeniz’de<br />
ilk defa 1947 ylnda Rusya sularnda, Türkiye<br />
karasularnda ise 1962 ylnda Trabzon<br />
kylarnda görülmütür. 1966 ylnda<br />
Marmara Denizi’nde, 1969 ylnda ise Ege<br />
Denizi Çaltburnu kylarnda tespit edilmitir.<br />
13-14 cm’ye kadar büyüyebilen bu<br />
tür, 90 m derinlie kadar kumlu, çamurlu,<br />
algli zeminler <strong>ve</strong> midye fasiyesleri civarnda<br />
yaarlar.<br />
Midye, istiridye <strong>ve</strong> dier yumuakçalarla<br />
beslenen deniz salyangozu, midye <strong>ve</strong> istiridye<br />
stoklarnn azalmasna neden olmu,<br />
dolaysyla midye <strong>ve</strong> istiridye ile beslenen<br />
balk stoklarn da olumsuz etkilemitir.<br />
Dümannn bulunmamas nedeniyle bu tür<br />
ar çoalmtr. Ancak ar çoalan bu tür<br />
balkçlar tarafndan avlanarak alternatif bir<br />
gelir kayna olmutur.<br />
Sonuç<br />
Küreselleme sayesinde insanolunun<br />
giderek daha çok hareket halinde olmas<br />
çeitli canllarn bir ekosistemden dierine<br />
geçme <strong>ve</strong> orada yerleme hzlar radikal<br />
bir biçimde artmtr. Özellikle gemi tra-<br />
indeki art bu istilac yabanc türlerin<br />
bir bölgeden dier bölgeye hzla geçmesini<br />
kolaylatrmtr. Yabanc türlerin says <strong>ve</strong><br />
hzndaki art böyle sürerse <strong>ve</strong> ekolojik,<br />
ekonomik etkileri ile insan sal üzerin-<br />
Kaynaklar<br />
-CRK, <strong>ve</strong> AKÇALI, B., 2002. Denizel Ortama Yabanc<br />
Türlerin Tanp Yerlemesi: Biyolojik galin<br />
Kontrolü, Hukuksal, Ekolojik <strong>ve</strong> Ekonomik Yönleri. E.U.<br />
Journal of Fisheries & Aquatic Sciences, Cilt/Volume 19,<br />
Say/Issue (3-4): 507 – 527.<br />
-M. E. ÇINAR, M. BILECENOLU, B. ÖZTÜRK, T.<br />
KATAGAN <strong>ve</strong> V. AYSEL: Alien species on the coasts<br />
of Turkey, Mediterranean Marine Science, Volume 6/2,<br />
2005, 119-146.<br />
-ÖZDEMR, G. <strong>ve</strong> CEYLAN, B. 2007. Biyolojik stila <strong>ve</strong><br />
Karadeniz’deki stilac Türler. SÜMAE Yunus Aratrma<br />
de olumsuz etkileri olan yabanc türler 21.<br />
yüzyln en önemli ekolojik konularndan<br />
biri olacaktr.<br />
Sü<strong>ve</strong>y kanalnn açlmas <strong>ve</strong> alc ortamn<br />
biyolojik çeitlilik yönünden fakirlii<br />
yeni türlerin yerleimini kolaylatrmtr.<br />
Akdeniz’de yabanc bitki <strong>ve</strong> hayvan türlerinin<br />
geliimi oldukça hzl olup, uzmanlar<br />
bu hzla devam ederse yirmibirinci asrn<br />
ortalarnda Akdeniz’deki yabanc deniz<br />
bitkisi türlerinin saysnn yerli türleri geçecei<br />
endiesini tamaktadr. Küresel<br />
snmann etkisiyle Akdeniz’e özgü türlerin<br />
yok olaca, yerini Kzldeniz canllarna<br />
brakaca <strong>ve</strong> Karadeniz’inde giderek Akdenizleecei<br />
dolaysyla balk stoklarnn<br />
zarar görmesi nedeniylede ticari balkçl-<br />
n zarar görecei kaçnlmazdr.<br />
Bülteni, 7:3.<br />
-Vadim E. Panov, Stephan Gollasch, Boris Alexandrov,<br />
Kestutis Arbaciauskas, Michal Grabowski, Frances Lucy,<br />
Dan Minchin, Sergej Olenin, Momir Paunovi, Mikhail<br />
Son. <strong>2009</strong>. New electronic journal “Aquatic Invasions”:<br />
an important part of the de<strong>ve</strong>loping European early warning<br />
system on aquatic invasi<strong>ve</strong> species. (Assessing Large<br />
Scale Environmental Risks for Biodi<strong>ve</strong>rsity with Tested<br />
Methods. New electronic journal “Aquatic Invasions”: an<br />
important part of the de<strong>ve</strong>loping European early warning<br />
system on aquatic invasi<strong>ve</strong> species). pp.8.<br />
Bulak Makinesinin Kapal<br />
Ortam Hava Kirliliine Katks<br />
M.Tamer ÇOBANOLU<br />
Teksas Üni<strong>ve</strong>rsitesi Çevre mühendislii,<br />
dularn <strong>ve</strong> bulak makinesinin kapal ortam<br />
hava kirliini arttrdn belirten bir<br />
yayn hazrlad. Musluk suyu, belli oranda ya partikülleri,<br />
radon gibi tehlikeli kimyasallar, klorlama<br />
sonras oluan yan ürünler içerir <strong>ve</strong> bu maddeler<br />
musluk suyundan havaya karrlar.<br />
Dr. Richard Corsi liderliindeki mühendislerden<br />
oluan ekip, ev temizlik malzemeleri, bulak<br />
makinesi, çamar makinesi, du <strong>ve</strong> kü<strong>ve</strong>tte birçok<br />
deney yapld. Deneyler süresince, uygulamada da<br />
su kullanld <strong>ve</strong> kullanlan malzemedeki kimyasallarn<br />
kapal ortama tand, aratrma grubu<br />
tarafndan tespit edildi.<br />
Corsi, klorlamann su temini sistemlerinde,<br />
patojen organizmalardan korumak<br />
için yaplan yararl bir süreç olmasna<br />
ramen bu sürecin az miktarda da olsa da<br />
potansiyel olarak tehlikeli kimyasal olumasna<br />
sebep olduunu belirtti. Ek olarak,<br />
bu maddelerin nefes alma yolu ile alnan<br />
miktar, su içme yolu ile alnan miktar kadar<br />
<strong>ve</strong>ya daha fazla olabilir.<br />
28
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
Yavrularna <strong>Su</strong> Tayan Çöl Tavuklar<br />
Doada, tüm canllarn sahip olduklar ziksel özellikler,<br />
yaadklar ortamla son derece uyumludur. Bunun<br />
bir örnei de çöl tavuklardr. Çöl tavuklarnn belli<br />
bir yerleim yerleri yoktur. Yumurtlama zaman yaklatnda<br />
kumun s bir yerine çounlukla 3 yumurta brakrlar. Yavrular<br />
yumurtadan çkar çkmaz, yuvadan ayrlrlar <strong>ve</strong> kendileri<br />
için yiyecek olarak tohum toplamaya balarlar. Yiyeceklerini<br />
kendi balarna bulabilirler ancak uçamadklar için su ihtiyaçlarn<br />
gideremezler. Dolaysyla su onlara getirilmelidir <strong>ve</strong><br />
bu görevi erkek üstlenir.<br />
Baz ku türlerinde yetikinler yavrularna suyu kursaklarnda<br />
tayarak getirirler; fakat erkek çöl tavuu suyu çok<br />
uzak bir mesafeden getirmek zorundadr <strong>ve</strong> bu nedenle kursa-<br />
nda tayabilecei suyun tamamna, yapt uzun yolculuk<br />
srasnda kendisinin ihtiyac vardr. Aksi takdirde yaamn<br />
sürdüremez. Ancak su tamak için esiz bir ziksel özellie<br />
sahiptir. Kuun gösündeki <strong>ve</strong> alt ksmndaki tüyler, iç yüzeyde<br />
ince bir lif katmanyla kapldr.<br />
Bir su birikintisine ulaan ku, altn kuma <strong>ve</strong> toza sürter,<br />
böylece tüylerini temizledii srada kalm olabilecek suyu<br />
tutmay engelleyici yalardan kurtulmu olur. Sonra suyun<br />
kenarna gider. Önce kendi susuzluunu giderir. Sonra suyun<br />
içine girer, kanat <strong>ve</strong> kuyruunu havaya kaldrarak vücudunu<br />
Çöl Tavuu<br />
ileri geri hareket ettirir; böylece tüm tüyleri tamamen slangibi<br />
suyu<br />
m olur. Tüylerin üstündeki ince lif katman bir sünger<br />
çeker.<br />
Tüyleriyle vücudu arasnda tad sv yük, buharlamaya<br />
kar sk koruma altndadr. Fakat yine de 20 milden fazla<br />
uçmas gerektii takdirde, tad suyun bir ksm buharlar.<br />
Ku nihayet kumda tohum arayan yavrularnn yanna ulat-<br />
nda, yavrular ona doru koarlar. Baba çöl tavuu vücudunu<br />
yukar kaldrdnda, yavrular da sanki süt emen memeliler<br />
gibi suyu babalarnn vücudundan içerler. Yavrular tüm<br />
suyu emdikten sonra ku tekrar kumun üzerine sürtünerek<br />
kendini kurutur.<br />
Bulak makineleri, ykama ilemini tamamladktan sonra<br />
önemli miktarda kimyasal kullanlan sudan havaya geçmektedir.<br />
Corsi ayrca, çamar makineleri <strong>ve</strong> bulak makineleri klorlu aartc<br />
<strong>ve</strong> deterjanlar kullanmasndan dolay, klorlu kimyasallara maruz<br />
kalma <strong>ve</strong> bu maddelerin buharlamas artar.<br />
ABD Çevre Koruma Ajans, bu maddelerin öncelikli olarak<br />
beslenme yoluyla vücuda alnd düünülerek, kimyasallara maruz<br />
kalma <strong>ve</strong> sebep olaca salk risklerini aratrmaktadr.<br />
Son 6 ylda yaplan aratrmalarda, tehlikeli <strong>ve</strong> uçucu kirleticilerin<br />
açk/kapal ortam konsantrasyonlarn kararlatrmtr. Corsi,<br />
“yaplan her çalmada, Amerika’nn en kirli ehirlerinde bile, kapal<br />
ortam konsantrasyonlar açk ortam deerlerinden fazla bulundu.”<br />
diyerek aratrma sonuçlarn ortaya koydu.<br />
Bu yüzyln ikinci yarsndaki eilimler, kapal hava kalitesini<br />
olumsuz etkilemitir. Garajlar, otomobil egzoz gazlar <strong>ve</strong> kimyasal<br />
buharlarn e<strong>ve</strong> girmesine sebep olmaktadr. Enerji krizi nedeniyle,<br />
evlerin yaltml olmas, kirleticilerin iç ortamda olumasna sebep<br />
olan bir baka sebeptir. Corsi, bu konuda sorunun çözümü için baz<br />
düzenlemeler gerektiini belirtti:<br />
* Genel olarak, insanlar d ortam hava kirlilii konusunda<br />
daha bilgilidir. nsanlar ortam hava kirlilii konusuda eitilmeli <strong>ve</strong><br />
kendi sorunlarn çözmelidir.<br />
* Evler, okullar <strong>ve</strong> i ortamlarnda oluan tehlikeli hava kirleticilerinin<br />
kaynaklarnn daha iyi anlalmas konusunda daha fazla<br />
aratrma yaplmaldr.<br />
* Sonuçta, iç ortam hava kirlilii hakknda, toplumun eitimi<br />
<strong>ve</strong> çevre dostu üretim <strong>ve</strong> tüketim malzemelerinin satlmas yoluyla<br />
ev ortamnda toksik maddelere maruz kalma riski azaltlabilir.<br />
* <strong>Su</strong>dan buharlama söz konusu olduunda, su kullanm süresince<br />
ortamn iyi havalandrlmas salanmaldr. Örnein, du alrken<br />
banyo havalandrlr <strong>ve</strong> cam açk braklabilir, su kaynatlrken<br />
aspiratör açlabilir vb.<br />
* Corsi, insanlarn öncelikle sorunu anlamalar gerektiini belirterek<br />
bir sonraki adm olarak insanlarn kendilerini korumak <strong>ve</strong><br />
çözüm bulmak için önlem alabileceklerini belirtti.<br />
http://www.engr.utexas.edu/. ScienceDaily<br />
29
Dr. Neat ERKAN<br />
<strong>Orman</strong> Yüksek Mühendisi,<br />
Bat Akdeniz <strong>Orman</strong>clk<br />
Aratrma Müdürlüü<br />
Antalya<br />
Siz Sorun<br />
Aaçlar Söylesin<br />
Dendroklimatoloji bilimi, istenilen belli bir bölge için elimizde bulunmayan<br />
geçmi yllara ait ya <strong>ve</strong> scaklk gibi iklim <strong>ve</strong>rilerinin kestirilmesini amaçlar.<br />
Bu <strong>ve</strong>riler geçmie dönük iklim olaylarnn belli gü<strong>ve</strong>nirlikte örenilmesine<br />
<strong>ve</strong> gelecee ilikin planlarn daha salkl yaplmasna olanak salar. Özellikle<br />
doal kaynak yönetimi <strong>ve</strong> planlamasnda iklim koullarnn uzun dönemdeki<br />
deiimlerinin bilinmesi önem tar.<br />
Aaç yllk halka geniliklerinden faydalanlarak<br />
tarih belirleme olarak tanmlanabilecek<br />
olan dendrokronoloji, geçen<br />
yüzylda gelien <strong>ve</strong> deiik alanlarda kullanlan bir<br />
bilim daldr. lgilendii alana göre dendroekoloji,<br />
dendrohidroloji, dendroklimatoloji <strong>ve</strong> dendroarkeoloji<br />
gibi alt bilim dallarna ayrlmaktadr. Burada<br />
dendroklimatoloji konusundan bahsedilecektir.<br />
Aaç Halkalarn nceleyen Örenciler<br />
Dendroklimatoloji, aaç yllk halka kalnlklar<br />
ile iklim koullar arasndaki ilikileri inceleyen bir<br />
bilim daldr. Aaçlar genellikle (istisnalar bir tarafa<br />
braklrsa) her yl bir halka oluturacak ekilde<br />
çap büyümesi <strong>ve</strong> belli miktarda da boy büyümesi<br />
yaparlar. Büyüme faaliyetinin bütün yl boyunca<br />
sürdüü tropik bölgelerdeki aaçlar ile baz angiospermlerde<br />
her yl oluan yllk halkalar gözle ayrt<br />
edilebilecek kadar belirgin deildir. Bunlarn dndaki<br />
aaçlarn ilkbahar <strong>ve</strong> yaz odunu renk farkllamasndan<br />
dolay yllk halkalar ayrt edilebilmekte <strong>ve</strong> kalnlklar<br />
da ölçülebilmektedir. Yandaki resimde tipik bir gimnosperme<br />
ait gövde enine kesiti, yllk halkalar <strong>ve</strong> ksmlar<br />
görülmektedir.<br />
Aaçlarda çap <strong>ve</strong> boy büyümesi olarak özetlenebilecek<br />
olan büyüme olay, birçok faktörün ortak etkisiyle<br />
ortaya çkan karmak bir olaydr. Nitekim büyüme<br />
üzerinde bilinmeyen <strong>ve</strong> ölçülemeyen faktörler bir yana,<br />
etkisi bilinen; aacn genetik yaps, yetime ortam <strong>ve</strong>rimlilii,<br />
iklim koullar, aacn ziksel özellikleri (çap<br />
<strong>ve</strong> boy gibi), ya <strong>ve</strong> komuluk ilikileri gibi faktörlerin<br />
etkileri bile ancak yaklak olarak hesaplanabilmekte<br />
<strong>ve</strong> genel bantlarla ortaya konabilmektedir. Bu faktörlerden<br />
birisinin yllk halka genilii üzerindeki etkisini<br />
gözlemleyebilmek için dier faktörlerin etkilerinin<br />
elimine edilmesi gerekmektedir. Dendroklimatoloji ile<br />
iklim koullarnn yllk halka kalnl üzerindeki etkisi<br />
incelenmekte, bunun için de dier faktörlerin etkileri<br />
elimine edilmektedir.<br />
Ölçülmü aylk <strong>ve</strong> yllk ortalama ya <strong>ve</strong> scaklk<br />
gibi iklim <strong>ve</strong>rileri, genellikle 100 yldan daha gerilere<br />
gidememektedir. Örnein ülkemizde bu tür ölçülmü<br />
meteorolojik <strong>ve</strong>riler ancak baz merkezler için 70 yl<br />
kadar gerilere gidebilmektedir. Bu süre, küçük yerleim<br />
birim <strong>ve</strong> bölgeleri için birkaç 10 yldan fazla geçmie<br />
gitmemektedir. Dolaysyla dendroklimatolojik yöntemlerle<br />
ortalama ya <strong>ve</strong> scaklk gibi iklim <strong>ve</strong>rilerinin<br />
mümkün olduu kadar geçmie giderek ortaya konulabilmesi<br />
önem tamaktadr.<br />
30
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
Bilindii gibi scaklk aaçlarda <strong>ve</strong>jetasyon<br />
döneminin balamas <strong>ve</strong> bitmesini<br />
belirleyen önemli faktörlerden birisidir.<br />
Dier koullarn uygun olmas durumunda<br />
<strong>ve</strong>jetasyon dönemi uzunluu yllk halka<br />
kalnln da dorudan etkilemektedir. Ancak<br />
scakln bu yaln etkisinden ziyade,<br />
scaklk-su ilikileri yllk halka kalnl<br />
üzerinde daha belirgin etkiye sahiptir. Dü-<br />
ük rakml yetime ortamlarnda yan<br />
genellikle az olmas nedeniyle scaklk yaz<br />
kuraklna neden olup, yllk halka kalnl<br />
üzerinde olumsuz etkiye sahip iken,<br />
yüksek rakml yetime ortamlarnda ya-<br />
n <strong>ve</strong> nispi nemin genellikle yeterli olmas<br />
nedeniyle olumlu etkiye sahiptir.<br />
Ya da scakla benzer, ancak ters etkiye<br />
sahiptir. Rakmn düük olduu yetime<br />
ortamlarnda scakln genellikle yüksek<br />
olmas ya kritik faktör pozisyonuna<br />
sokmaktadr. Özellikle yaz kuraklnn<br />
yaand yerlerde yaz yamurlarnn etkisi<br />
oldukça belirgin hale gelmektedir.<br />
Dendrokronoloji ile geçmie yönelik<br />
iklim <strong>ve</strong>rilerini elde etmek için öncelikle<br />
iklim <strong>ve</strong>rilerine duyarl koullarn olutuu<br />
özellikle <strong>ve</strong>rimsiz <strong>ve</strong> s toprak üzerinde<br />
büyümü, yeterince yal <strong>ve</strong> en az 15-20<br />
aaçtan oluan bir deneme alannn belirlenmesi<br />
gereklidir. Tek bir aaçta görülen<br />
yllk halkalardaki farkllamann ayn yllar<br />
için deneme alanndaki dier aaçlar ile<br />
de uyum içinde olmas gerekmektedir<br />
Bat Akdeniz <strong>Orman</strong>clk Aratrma<br />
Müdürlüü Amerika Birleik Devletleri,<br />
Arizona Üni<strong>ve</strong>rsitesi Yllk Halka nceleme<br />
Laboratuar ile ibirlii içinde <strong>ve</strong> 2001-<br />
2003 yllar arasnda yürüterek sonuçlandrd<br />
“Dendrokronolojik Yöntemle<br />
Güneybat Anadolu Bölgesi’nde Geçmie<br />
Yönelik lkbahar Ya Miktarlarnn Tespiti”<br />
isimli Proje ile Bat Akdeniz Bölgesi<br />
için geçmie yönelik iklim <strong>ve</strong>rileri üretilmeye<br />
çallmtr. Bunun için bölgede yayl<br />
gösteren karaçam, kzlçam, sedir <strong>ve</strong><br />
ardç türlerinden alnan toplam 10 deneme<br />
alanndan toplanan <strong>ve</strong>riler deerlendirilmi<br />
<strong>ve</strong> 659 yl kadar geçmie gidilerek iklim<br />
<strong>ve</strong>rileri üretilmitir.<br />
Dendrokronolojide geçmie yönelik<br />
iklim <strong>ve</strong>rilerini kestirebilmek için öncelikle<br />
mevcut kaytl iklim <strong>ve</strong>rileri ile deneme<br />
alanlarndan elde edilen yllk halka kalnlklar<br />
arasnda yeteri derecede ilikinin<br />
Aaç Halkalar<br />
tespit edilmi olmas gerekmektedir. Söz<br />
konusu çalmada bölge için kaytl <strong>ve</strong>rilerin<br />
en eskisi 1931 ylna kadar gidebilmektedir<br />
<strong>ve</strong> 1931-1998 yllar aras elde edilen<br />
<strong>ve</strong>riler ile yllk halka kalnlklar arasndaki<br />
iliki incelenmitir.<br />
Bunun için gruplandrlm deiik<br />
mevsimsel <strong>ve</strong> aylk kaytl meteorolojik<br />
<strong>ve</strong>riler denenmi <strong>ve</strong> en iyi ilikiyi mayshaziran<br />
dönemi toplam ya miktarnn<br />
gösterdii anlalmtr. Kurak <strong>ve</strong> nemli<br />
yllarn tespitine 1339-1998 dönemi için<br />
kestirilmi olan mays-haziran toplam ya-<br />
deerlerinden faydalanlmtr. Kuraklk<br />
analizi için 53,55 mm olan eik deeri<br />
kullanlmtr. Bu eik deer 1931-1998<br />
dönemine ilikin gözlenen kaytl mayshaziran<br />
ortalama ya miktarnn % 80’i<br />
olarak alnmtr. Kuraklk iddetleri <strong>ve</strong><br />
uzunluklar olaslklarnn hesaplanmasnda<br />
Monte Carlo simulasyonu kullanlmtr.<br />
Yine nemli dönemlerin analizinde de<br />
1931-1998 yllar arasnda gözlenen mayshaziran<br />
toplam ya deerlerinden faydalanlm<br />
<strong>ve</strong> bu aylar için ortalama yan<br />
% 120’si olan 80,33 mm deeri eik deer<br />
olarak kullanlmtr<br />
Elde edilen bu sonuçlara göre 1339-<br />
1998 yllar arasnda ortalama 4,8 yl aralkla<br />
gerçekleen 139 defa ilkbahar kurakl<br />
vuku bulmutur. lkbahar kuraklk<br />
periyotlar arasndaki en uzun aralk 1848-<br />
1866 yllar arasnda <strong>ve</strong> 18 yl olmutur.<br />
139 ilkbahar kuraklk periyodundan 117<br />
si 1 yl uzunluunda, 5 tanesi 2 yl uzunluunda,<br />
4 tanesi 3 yl uzunluunda <strong>ve</strong> 1<br />
tanesi de 4 yl uzunluunda (1476-1479)<br />
gerçeklemitir. En kurak yl 1746 ylnda<br />
15,95 mm ile yaanmtr. Kaytl ya<br />
deerlerine göre ise en kurak ilkbahar 18<br />
mm ile 1935 ylnda yaanmtr. Gözlenen<br />
deerlere bakldnda 1-2 yllk kurak periyotlar<br />
düzenli bir dal göstermektedir.<br />
Dier taraftan 3-4 yllk kuraklk periyotlarnn<br />
16. <strong>ve</strong> 17. yüzyllarda hiç yaanmad-<br />
anlalmaktadr.<br />
En yal ilkbahar 1827 ylnda 127,85<br />
mm ile yaanmtr (mays+haziran ya<br />
toplam). Kaytl <strong>ve</strong>rilere göre ise 1936<br />
yl 122 mm ile en yal ilkbahar olmutur.<br />
Yine kaytl <strong>ve</strong>riler 1-2 yllk yal<br />
ilkbahar periyotlarnn düzenli daldn<br />
göstermektedir (1980’li yllarn ba hariç).<br />
Daha uzun dönemli yal ilkbahar<br />
periyotlar 1532-1535 <strong>ve</strong> 1688-1690 yllar<br />
aralklarnda yaanmtr.<br />
Yaplan Monte Carlo Simülasyonu sonuçlarna<br />
göre ise bölgede 659 yl boyunca<br />
6 yl <strong>ve</strong> daha uzun ilkbahar kurakl yaanmas<br />
olaslnn % 11,6 olduu anlalmtr.<br />
Nitekim yaplan 1.000 simülasyondan<br />
sadece 11 adedinde 1 defa 6 yllk kuraklk<br />
gerçeklemitir.<br />
Yal periyotlar daha çok 1800’lü yllardan<br />
önce gerçeklemitir. Gerçekten de 5<br />
yllk yal periyotlarn hepsi 1756 ylndan<br />
önceye rastlamaktadr.<br />
Sonuç olarak aaç yllk halka kalnlklar<br />
geçmite yaanm iklim olaylarn<br />
tespit etmemize yardmc olan <strong>ve</strong> bu konuda<br />
kullanlabilecek önemli araçlardan<br />
birisidir. Bu yolla elde edilen bilgiler iklim<br />
koullarnn etkisi altndaki doal kaynaklarn<br />
uzun <strong>ve</strong> orta dönemli planlanmas<br />
için önem tamaktadr. Nitekim dünyada<br />
son yüzylda gelien Dendrokronoloji <strong>ve</strong><br />
bunun alt dal olan Dendroklimatoloji bu<br />
amaçla etkin bir ekilde kullanlmaktadr.<br />
Ancak öncelikle bu amaçla deneme alan<br />
alnabilecek kadar yal <strong>ve</strong> iklime duyarl<br />
orman parçalarnn bulunmas gerekmektedir.<br />
Ülkemiz bu anlamda zengin saylabilir.<br />
Ancak ormanlarmzn iletilmesi srasnda<br />
bilimsel fonksiyonu haiz bu alanlarn korunmas<br />
büyük önem tamaktadr.<br />
31
Mehmet KARATA<br />
<strong>Orman</strong> Y. Müh.<br />
ube Müdürü<br />
Aaçlandrma <strong>ve</strong><br />
Erozyon Kontrolü Genel<br />
Müdürlüü<br />
Kavak <strong>ve</strong> Hzl<br />
Gelien Türler<br />
Aaçlandrma<br />
<strong>ve</strong> Erozyon<br />
Kontrolü Genel<br />
Müdürlüünce<br />
ylda ortalama<br />
250.000 adet<br />
kavak dan<br />
üretilmektedir.<br />
Özel sektör<br />
tarafndan da<br />
ylda ortalama<br />
1,5 milyon adet<br />
kavak dan<br />
üretilmektedir.<br />
Ülkemizde yaplan envanter çalmalarnn sonuçlarna göre entansif kültür<br />
metodlarnn uygulanmas ile hzl gelien türlerle aaçlandrma yaplabilecek alanlar<br />
1 milyon hektar civarndadr.<br />
Kavak, sulanabilen alanlarda bilinen en hzl gelien tür durumundadr. Kavak<br />
aacn, Okaliptus, Söüt izlemektedir. Ayrca Kzlaaç, Dibudak, Kestane kendine<br />
özgü ekosistemlerde hzl gelien yaprakl türlerdir.<br />
Hzl gelien tür kavram; en uygun yetime ortamlarnda, en youn kültür<br />
metodlarnn kullanlmas sonucu, ylda hektarda 10 m 3 ’ ün üzerinde dalsz, kabuksuz<br />
hacim yapabilen, idare süresi genelde 30-40 yl olan türler olarak tanmlanabilir.<br />
Ülkemizde hzl gelien türlerle aaçlandrma çalmalarna 1963 ylnda balanmtr.<br />
Kavak Aaçlar<br />
Kavak Aaçlar<br />
32
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
Bölgeler itibari ile hzl gelien türlerin<br />
neler olduu aaya çkarlmtr.<br />
Karadeniz Bölgesi<br />
Duglas, Avrupa Ladini, Kzlaaç, Dibudak,<br />
Yalanc Akasya, Radiataçam, Kavak<br />
<strong>ve</strong> Sahil çam,<br />
Ege Bölgesi<br />
Kzlçam, Fstk çam, Kavak, Yalanc<br />
Akasya, Kokar aaç, Sahil çam,<br />
Akdeniz Bölgesi<br />
Okaliptüs, Kavak, Kzlçam, Fstk<br />
çam, Yalanc Akasya, Kokar aaç,<br />
Marmara Bölgesi<br />
Kzlçam, Sahil çam, Akasya, Radiataçam,<br />
Yalanc Akasya, Kokar aaç,<br />
Dier Bölgeler<br />
Kavak türleri olarak belirlenmitir.<br />
Yetitiriciler açsndan, hzl gelien<br />
türler içinde ekonomik açdan en uygun<br />
olan tür kavaktr.<br />
Yaplan envanter çalmalarna göre,<br />
ülkemizin kavakçlk potansiyel alan<br />
475.000 ha’dr. Bu rakama yeni sulamaya<br />
açlan GAP bölgesindeki 1,8 milyon<br />
ha. sahann %5’i de (90.000 ) ila<strong>ve</strong> edilirse,<br />
toplam potansiyel 565.000 ha.’a ulamaktadr.<br />
Aaçlandrma <strong>ve</strong> Erozyon Kontrolu Genel<br />
Müdürlüü’nce ylda ortalama 250.000<br />
adet kavak dan üretilmektedir. Özel sektör<br />
tarafndan da ylda ortalama 1,5 milyon<br />
adet kavak dan üretilmektedir.<br />
zmit – Kavak <strong>ve</strong> Hzl Gelien <strong>Orman</strong><br />
Aaçlar Aratrma Müdürlüü tarafndan<br />
yaplan aratrmalara göre uygun ekolojik<br />
koullarda, tüm ky bölgelerimiz ile<br />
Orta <strong>ve</strong> Güney Dou Anadolu Bölgelerinde<br />
I-214 Euramerican Melez Kavak klonu,<br />
Karadeniz <strong>ve</strong> Marmara Bölgelerinde<br />
I-77/51 no.lu P.Deltoides (Samsun) klonu<br />
ile I-45/51 no.lu Euramerican klonu, karasal<br />
iklim görülen Orta Anadolu’nun dousu<br />
ile Dou Anadolu Bölgesinde TR-56/52<br />
GAZ <strong>ve</strong> TR-56/75 ANADOLU adl yerli<br />
karakavak klonlar yetitirilmektedir. Yaplan<br />
son aratrma sonuçlarna göre, hektardaki<br />
odun <strong>ve</strong>rimi açsndan en <strong>ve</strong>rimli klonun<br />
ZMT Klonu olduu tespit edilmitir.<br />
Kavak aac düz <strong>ve</strong>ya az meyilli, derin,<br />
serin, tuzsuz, geçirgen, reaksiyonu<br />
nötr dereceye yakn topraklar se<strong>ve</strong>r. Hzl<br />
büyüdüü kadar ekolojik istekleri de fazladr.<br />
Kavaklar iyi geliebilmeleri için besin<br />
maddelerince zengin, ziksel özellikleri iyi<br />
olan toprak isterler.<br />
Kavak yetitirmek için, içindeki kil<br />
oran % 35 in altnda olan, kumlu balçk<br />
<strong>ve</strong> kumlu killi balçk türündeki topraklar<br />
en uygun olanlardr. Topraktaki kil miktar<br />
arttkça topran istienmesinin sk olmas<br />
nedeniyle suyun <strong>ve</strong> havann topraa girii<br />
zorlar. Böyle topraklara iyi yanm, çiftlik<br />
gübresi <strong>ve</strong>rilmeli <strong>ve</strong> derin sürüm yaplmak<br />
suretiyle krnt bünyesi kazandrlmaldr.<br />
Eer kavak yetitirilecek toprak kumlu <strong>ve</strong><br />
kireçsiz iskelet toprak ise skça sulanmal,<br />
azot <strong>ve</strong> kireçle gübrelenmelidir.<br />
Özetle ge<strong>ve</strong>k bünyeli, geçirgen, reaksiyonu<br />
(PH) 6-8 aras olan sulanabilen <strong>ve</strong>ya<br />
taban suyu seviyesinin kavak köklerinin<br />
Kavak Aac<br />
uzanabilecei derinlikte olan, topraklar kavaklk<br />
kurmak için en uygun topraklardr.<br />
Bu yönden vadi taban, büyüme mevsiminde<br />
uzun süreli su taknlarna uramayan<br />
akarsu kenarndaki düzlükler ile dalgal<br />
yap göstermeyen düz <strong>ve</strong> düze yakn meyilli<br />
ovalar ideal saylabilecek arazilerdir.<br />
Aaçlandrma alan bir tarm arazisi<br />
ise, toprakta sürüm derinliinin altnda<br />
pulluk taban denilen sertlemi bir tabaka<br />
olumaktadr. Dikimden önce yaz aylarnda<br />
<strong>ve</strong>ya sonbahar balarnda arazi riperlenip<br />
derin bir sürüm yapldktan sonra diskaro<br />
<strong>ve</strong> trmk çekilerek düzeltilmeli, yamurlardan<br />
önce dan çukurlarnn açlmas<br />
salanmaldr.<br />
Aaçlandrlacak sahada daha önce<br />
tarmsal çalma yaplmamsa dikimden<br />
önceki yaz mevsiminde en az iki defa <strong>ve</strong><br />
çapraz yönde derin (45-55 cm) bir ekilde<br />
sürüm yaplmaldr. Böylece zararl otlarla<br />
toprak kurtlarnn temizlenmesi <strong>ve</strong> topran<br />
havalanmas salanm olur.<br />
lk sürümlerden sonra sahann her tarafn<br />
salma sulama yöntemi ile iyice sulanabilecek<br />
duruma getirmek için gerekli<br />
tesviyelerin yaplmas gereklidir.<br />
Dikimde aralk mesafeyi, üretim amac,<br />
ekolojik artlar, kavak tür <strong>ve</strong> klonlar, aaçlandrmann<br />
türü ile pazarlama koullar<br />
belirlemektedir.<br />
Dikim ilemi, aaçlarn yapraklarn<br />
döktükleri tarihten itibaren ilkbaharda yaprak<br />
açmndan 15-20 gün öncesine kadar<br />
yaplabilir. Don olmayan yörelerde dikimler<br />
yapraksz dönem boyunca yaplabilir. Orta,<br />
Dou <strong>ve</strong> Güneydou Anadolu gibi kara iklimine<br />
sahip bölgelerde ilkbahar dikimleri<br />
tercih olunmaldr. Topran donmu oldu-<br />
u zamanlarda dikim yaplmamaldr.<br />
Kavak aaçlandrma alanlarnda dikim<br />
sralar arasndaki alanlar tarmsal amaçla<br />
kullanlarak ikinci bir ürün elde edilmek<br />
suretiyle bakm masraarnn bir bölümü<br />
karlanm olur. Ara tarm seyrek aralkmesafeli<br />
kavaklklarda uygulanr.<br />
Kavakçlkta bakm, sulama, budama,<br />
ilaçlama konular da çok önemlidir.<br />
33
Erdoan ERTÜRK<br />
Mühendis<br />
Doa Koruma <strong>ve</strong> Milli<br />
Parklar Genel Müdürlüü<br />
Binyl Hedeeri <strong>ve</strong><br />
Biyolojik Çeitlilik<br />
Binyl Hedeeri<br />
•Açlk <strong>ve</strong> yoksulluun<br />
bütünüyle ortadan<br />
kaldrlmas<br />
•Evrensel eitimöretimin<br />
salanmas<br />
•Cinsiyet eitlii <strong>ve</strong><br />
kadnn güçlenmesinin<br />
tevik edilmesi<br />
•Çocuk ölümlerinin<br />
azaltlmas<br />
•Doum öncesi<br />
<strong>ve</strong> sonras salk<br />
koullarnn<br />
iyiletirilmesi<br />
•AIDS, stma <strong>ve</strong> dier<br />
bulac hastalklar ile<br />
mücadele edilmesi<br />
•Çevresel<br />
sürdürülebilirliin<br />
temin edilmesi<br />
•Küresel anlamda<br />
ibirlii mekanizmalar<br />
oluturularak geliimin<br />
güçlendirilmesi<br />
Dünya liderleri 6-8 Eylül 2000 tarihleri arasnda New York’ta toplandlar <strong>ve</strong> açlk,<br />
yoksulluk, eitim eksiklii <strong>ve</strong> felaketler gibi insanlk için tehdit oluturan konularda<br />
daha fazla çaba sarf etmek için belli kararlar aldlar. Binyl Kalknma Hedeeri olarak<br />
adlandrlan bu kararlarda, özellikle cinsiyet eitlii <strong>ve</strong> kadnn güçlendirilmesi,<br />
çevresel sürdürülebilirliin salanmas <strong>ve</strong> gelimek için küresel ortaklk yaplmas<br />
konularnda belli hedeer ortaya koydular.Yaanabilir daha iyi bir dünya için bir yol<br />
haritas niteliinde olan bu kararlar, içinde bulunduumuz yüzylda eitlik, tolerans,<br />
sorumluluk paylam <strong>ve</strong> doaya sayg gibi hususlar özünde barndran (8) önemli<br />
hedef içermektedir<br />
Yukarda ifade edilen bütün ana hedeerin<br />
yerine getirilmesi için belli stratejik hedefler<br />
belirlenmi <strong>ve</strong> zamanlama <strong>ve</strong>rilmitir.<br />
Bu hedeerden yedincisi olan <strong>ve</strong> aslnda dier tüm<br />
hedeerin ana kaynan oluturan “Çevresel Sürdürülebilirliin<br />
Salanmas” konusunda dört stratejik<br />
hedef belirlenmitir;<br />
Yaban Koyunu<br />
1) Sürdürülebilir geliim prensiplerinin ülke politikalarna<br />
<strong>ve</strong> programlarna entegre edilmesi <strong>ve</strong> çevresel<br />
kaynak kayplarnn geri döndürülmesi,<br />
2) 2010 yl itibariyle biyolojik çeitlilik kayp<br />
orannn önemli derecede azaltlmas,<br />
3) Gü<strong>ve</strong>nilir içme suyu <strong>ve</strong> temel shhi ihtiyaçlara<br />
ulamada güçlük çeken nüfus orannn 2015 yl itibariyle<br />
yarya indirilmesi,<br />
4) 2020 yl itibariyle, kentlerin yoksul bölgelerinde<br />
yaayan en az 100 milyon insann yaam koullarnn<br />
iyiletirilmesi.<br />
Sürdürülebilir çevre hedeerinden “Biyolojik<br />
Çeitlilik Kaybnn Azaltlmas” konusunda taahhüt<br />
edilen zaman giderek tükenmektedir. Birçok kuruluun<br />
hazrlad raporlara göre dünya üzerindeki<br />
biyolojik çeitlilik kayb giderek artmaktadr. Dünya<br />
Doay Koruma Birlii’nin “(IUCN) <strong>2009</strong>-2012<br />
Program”nda bu kaybn her geçen gün giderek artt<br />
belirtiliyor. Hem “IUCN Nesli Tükenme Tehlikesi<br />
Altnda Olan Türlerin Krmz Listesi”nde hem<br />
de “Binyl Ekosistem Deerlendirmesi Raporu” nda<br />
bütün taksonlarda <strong>ve</strong> biyomlarda kayplar olduu <strong>ve</strong><br />
kurak ormanlarda, kutup bölgelerinde <strong>ve</strong> ky bölgelerde<br />
bu kayplarn yüksek seviyelere ulat ifade<br />
edilmektedir. Ayrca Binyl Ekosistem Deerlendirmesi<br />
Raporu’nda ekosistemlerin yerine getirdii<br />
görevlerin % 60’nda bozulma görüldüü <strong>ve</strong> küresel<br />
34
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
^<br />
olarak bütün türlerin %30’unun iklim deiiklii<br />
nedeniyle tehdit altnda olduu belirtilmektedir. Biyolojik<br />
çeitliliin kaybna sebep olan en önemli etkenler,<br />
habitat kayb <strong>ve</strong> bozulmas, yabanc türlerin<br />
istilas, doal kaynaklarn ar kullanm <strong>ve</strong> kirlilik<br />
olarak görülmektedir. Son zamanlarda iklim dei-<br />
iklii de buna ila<strong>ve</strong> edilmektedir.<br />
Avrupa Çevre Ajans Raporu’na göre Avrupa’daki<br />
kayplar halen devam etmekte <strong>ve</strong> biyolojik çeitlilik<br />
ciddi bask <strong>ve</strong> tehditler altnda kalmaktadr. Özellikle<br />
genler, türler <strong>ve</strong> ekosistemler açsndan tehlikeli<br />
riskler ile kar karya gelinmektedir. Konuya<br />
ilikin politikalar baz alanlarda olumlu gelimeler<br />
(atmosferdeki emisyon, tatl su kalitesi <strong>ve</strong> atk<br />
su ile ilgili yasal düzenlemeler biyolojik çeitlilie<br />
olan basky azaltmtr) salanm olmasna katkda<br />
bulunsa da maalesef biyolojik çeitlilikteki “Genel<br />
Kayp” gidermeye yeterli olamamaktadr. Söz konusu<br />
rapora göre biyolojik çeitliliin kaybnn azaltlmasn<br />
hedeeyen “2010 Yl tibariyle Biyolojik<br />
Çeitlilik Kaybnn Önlenmesi” taahhüdü maalesef<br />
zamannda yerine getirilemeyecektir.<br />
Binyl Geliim Hedeeri <strong>2009</strong> Raporu’nda,<br />
dünyadaki bütün bu olumsuzluklara ramen yine<br />
de baz bölgelerde önemli pozitif gelimeler oldu-<br />
u kaydedilmektedir. Örnein Kongo Demokratik<br />
Cumhuriyeti, 2007 ylnda dünyann en büyük tropikal<br />
yamur ormanlarn içeren bir korunan alan ilan<br />
etmitir. Bundan baka, Endonezya’da toplam 9.000<br />
kilometrekare alan kapsayan yedi adet ky korunan<br />
alan ilan edilmitir. Ancak yok olma tehlikesi<br />
altndaki türlerin saysnn dünya genelinde giderek<br />
artt <strong>ve</strong> özellikle memelilerin kulardan fazla tehlike<br />
altnda olduu da vurgulanmtr. Her iki fauna<br />
türünün de gelimi <strong>ve</strong> gelimekte olan ülkelerde<br />
nesli tehlike altnda olduu belirtilmitir. Dier organizmalarn<br />
da azalma yöneliminde olduu <strong>ve</strong> bu<br />
nedenle sürdürülen yatrmlarn hem korunan içindeki<br />
hem de dndaki biyolojik çeitlilii etkili bir<br />
ekilde korumas gerektii ifade edilmitir.<br />
Ülkemizde de özellikle ehirleme, endüstrileme,<br />
turizm <strong>ve</strong> çevresel bozulma gibi tehditler biyolojik<br />
çeitlilik üzerine olumsuz etkiler yapmaktadr.<br />
OECD Türkiye Çevresel Performans Deerlendirmesi<br />
Raporu’na göre, ülkemizdeki memelilerin<br />
% 20’sinden fazlas tehdit altndadr. Kzlgeyik, yaban<br />
koyunu, ceylan <strong>ve</strong> su samuru gibi baz karasal<br />
memelilerinin says azalmakta <strong>ve</strong> yok olma tehlikesi<br />
ile kar karya olduklar tahmin edilmektedir.<br />
Anadolu Pars’nn<br />
neslinin yok olduu<br />
düünülmekle beraber<br />
izlerinin halen görüldüü<br />
bilinmektedir.<br />
Akdeniz Foku, ribal<br />
Deniz Kaplumbaas<br />
(Caretta Caretta) <strong>ve</strong><br />
Yeil Deniz Kaplumbaas<br />
yllardr tehlike<br />
altndadr. Yunus<br />
<strong>ve</strong> balinalarn saylar<br />
giderek azalmaktadr.<br />
Avrupa’da yok olma<br />
tehlikesiyle kar<br />
karya olan pek çok<br />
ku türü (amingo<br />
<strong>ve</strong> dikkuyruk gibi)<br />
Türkiye’de üremektedir.<br />
Bununla beraber<br />
ülkedeki korunan<br />
alanlarn toplam büyüklüü<br />
ülke yüzölçümünün<br />
% 5,3’üne<br />
erimitir. Ancak<br />
OECD standartlar ile<br />
karlatrldnda<br />
(üye ülkelerde yakla-<br />
k %16,6) bu oran düük kalmaktadr <strong>ve</strong> 2010 ulusal<br />
hede olan %10’dan çok uzaktr.<br />
Biyolojik çeitlilik kaybnn bütünüyle önlenmesi<br />
için birçok alanda politika gelitirilmesi <strong>ve</strong> yaam<br />
mekanlarnda <strong>ve</strong> endüstri hayatnda davran dei-<br />
ikliklerinin balatlmas gerekmektedir. IUCN’nin<br />
<strong>2009</strong>-2012 Program bunun için önemli ipuçlar<br />
<strong>ve</strong>rmektedir. IUCN, biyolojik çeitliliin adil <strong>ve</strong><br />
sürdürülebilir yönetiminin yerelden genele doru<br />
gelitirilmesi ana hede yannda, özellikle <strong>2009</strong>-<br />
2012 yllar arasnda aadaki tematik konularda<br />
da belli hedeer ortaya koymutur:<br />
Tematik Konu 1: Biyolojik çeitlilik unsurlarnn<br />
<strong>ve</strong> frsatlarnn iklim deiiklii politika <strong>ve</strong> uygulamalarna<br />
entegre edilmesi.<br />
Tematik Konu 2: Ekolojik olarak sürdürülebilir,<br />
adil <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimli enerji sistemlerinin kullanlmas.<br />
Tematik Konu 3: Sürdürülebilir ekosistem yönetimi<br />
sayesinde geçim kaynaklarnn, çevrenin <strong>ve</strong><br />
insann gü<strong>ve</strong>nliinin arttrlmas, yoksulluk <strong>ve</strong> dükünlüün<br />
azaltlmas.<br />
Ülkemizde<br />
de özellikle<br />
ehirleme,<br />
endüstrileme,<br />
turizm <strong>ve</strong><br />
çevresel<br />
bozulma<br />
gibi tehditler<br />
biyolojik<br />
çeitlilik üzerine<br />
olumsuz etkiler<br />
yapmaktadr.<br />
35
Milenyum Hedeeri <strong>ve</strong> Biyolojik Çeitlilik<br />
Tematik Konu 4: Ekosistem koruma deerlerinin ekonomi politikalarna,<br />
nans <strong>ve</strong> pazar yönetimi sistemine entegre edilmesi.<br />
klim deiikliklerinin etkilerinin gelecek on yllar süresince de<br />
devam edecei düünülmektedir. Böyle olunca da ekosistemlerin<br />
<strong>ve</strong> insan topluluklarnn bu deiime adapte olmalar gerekecektir.<br />
IUCN’e göre bu adaptasyon için gerekli olan unsur, biyolojik çeitliliin<br />
<strong>ve</strong> ekosistemlerin devamllnn salanmasdr. Bu sebeple,<br />
sera gaz emisyonlarnn azaltlmas <strong>ve</strong> deneyim, bilgi <strong>ve</strong> nansal<br />
kaynaklarnn bu amaç dorultusunda kullanlmas gerekmektedir.<br />
Enerji, insan yaamnn her safhasnda önemli rol oynayan bir<br />
unsurdur. Enerjiye olan ihtiyaç, biyolojik çeitlilik üzerinde önemli<br />
olumsuz etkiler yaratmaktadr. Enerjinin üretiminden datmna<br />
<strong>ve</strong> son kullanmna kadar geçen sürede birçok tür <strong>ve</strong> habitat kayplar<br />
yaanmaktadr. Bununla birlikte enerji sistemlerinde özellikle<br />
gü<strong>ve</strong>nlik sorunlar <strong>ve</strong> çevresel hassasiyet nedeniyle bir geçi dönemi<br />
de yaanmaktadr. Ekolojik olarak sürdürülebilir <strong>ve</strong> ekonomik<br />
anlamda <strong>ve</strong>rimli enerji sistemlerine olan bu geçiin daha da hzlandrlmas<br />
için en uygun teknolojilerin kullanlmas <strong>ve</strong> yönetiim<br />
mekanizmalarnn oluturulmas konular IUCN’nin programnn<br />
önemli ayrntlar olarak göze çarpmaktadr.<br />
Dier taraftan çölleme, toprak <strong>ve</strong>rimliliin kayb, iklimsel ko-<br />
ullarn deimesi, ar balk avlanmas, ormanszlama <strong>ve</strong> dier<br />
bütün olumsuz gelimeler insanlarn yoksulluunun artmasna <strong>ve</strong><br />
gü<strong>ve</strong>nliklerinin azalmasna sebep olmaktadr. Eitlik, adalet, doruluk<br />
<strong>ve</strong> hassaslk gibi konular ihtiva eden <strong>ve</strong> ortaya çkabilecek<br />
çatmalar yönetebilen doal kaynak yönetim mekanizmalarnn<br />
kurulmas insan refah için olumlu sonuçlar douracaktr.<br />
Bugünkü ekonomik politikalar ne yazk ki sürdürülebilir ekosistem<br />
yönetimini desteklememekte <strong>ve</strong> biyolojik çeitliliin deerini<br />
dikkate almamaktadr. IUCN programnda, ticaret <strong>ve</strong> yatrm<br />
politikalarnda doal kaynaklarn <strong>ve</strong>rimli <strong>ve</strong> sürdürülebilir kullanmn<br />
tevik etmek <strong>ve</strong> biyolojik çeitlilii <strong>ve</strong> sürdürülebilir gelimeyi<br />
destekleyen ekonomi politikalar hakknda karar <strong>ve</strong>ricileri<br />
<strong>ve</strong> kamuoyunu bilgilendirmek konusunda adm atlmas gerektii<br />
vurgulanmtr.<br />
Kaynaklar<br />
3-The IUCN <strong>2009</strong>-2012 Program, Shaping<br />
a <strong>Su</strong>stainable Future<br />
1-The United Nations Millennium Declaration,<br />
8th Plenary Meeting , 8 September<br />
4-Progress Towards the European 2010<br />
Biodi<strong>ve</strong>rsity Target, EEA (European Environment<br />
Agency) Report ,No:4/<strong>2009</strong><br />
2000<br />
2-The Millennium De<strong>ve</strong>lopment Goals 5-OECD Environmental Performance Reviews<br />
of Turkey, 2008<br />
Report <strong>2009</strong>,United Nations, New York<br />
<strong>2009</strong><br />
Ambalaj<br />
Nedir?<br />
Ambalaj; “Ham maddeden, ilenmi ürüne kadar, bir ürünün<br />
üreticiden kullancya <strong>ve</strong>ya tüketiciye ulatrlmas<br />
aamasnda, tanmas, korunmas, saklanmas <strong>ve</strong> sata<br />
sunumu için kullanlan herhangi bir malzemeden yaplm” olarak<br />
tanmlanyor, ancak ürünün ayrlmaz bir parças deilse, o ürünü<br />
ömrü boyunca içinde bulundurmak, desteklemek <strong>ve</strong>ya korumak<br />
için de gerekli deilse <strong>ve</strong> tüm parçalar ile birlikte kullanlp, tüketilip,<br />
bertaraf edilmiyorsa ambalaj olarak kabul edilir.<br />
Sat yerlerinde doldurulmak üzere tasarlanan <strong>ve</strong> bu ekilde<br />
kullanlan ürünler <strong>ve</strong> sat yerlerinde satlan ya da doldurulmas tasarlanan<br />
<strong>ve</strong> bu ekilde kullanlan tek kullanmlk ürünler, ambalaj<br />
görevi görmeleri artyla ambalaj olarak kabul edilir.<br />
Ambalajn parçalar <strong>ve</strong> ambalajda bulunan destekleyici, yardmc<br />
parçalar bütünleik olduklar ambalajn parças kabul edilir.<br />
Bir ürüne dorudan<br />
aslan ya da taklan<br />
<strong>ve</strong> ambalaj görevi<br />
gören yardmc<br />
parçalar o ürünün<br />
ayrlmaz bir parças<br />
olmayp, tüm parçalar ile birlikte<br />
kullanlp, tüketilip, bertaraf edilmedikçe,<br />
ambalaj kabul edilir.<br />
Ambalaj Alt Komisyonlar Çalmalarna Balad…<br />
Ambalaj Atklar Kontrolü Yönetmeliinin dört yllk uygulamasnn<br />
deerlendirilmesi amacyla; 43 kurum <strong>ve</strong> kuruluun, 75<br />
uzman <strong>ve</strong> yöneticinin katlm ile gerçekletirilen Birinci Ambalaj<br />
Komisyonu Toplantsnda;<br />
36
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
Ambalaj Atklar Kontrolü Yönetmeliinin<br />
uygulamas, yaanan skntlar <strong>ve</strong> çözüm önerileri<br />
konusunda tüm kurum <strong>ve</strong> kurulularn görüleri<br />
alndktan sonra gündem dorultusunda aada<br />
belirtilen alt çalma gruplarnn oluturulmasna<br />
karar <strong>ve</strong>rilmitir.<br />
1. Piyasaya sürenlerin kayt altna alnmas.<br />
2. Belediyelerin rolü, yükümlülükleri, ikili sözlemelerin<br />
güçlendirilmesi.<br />
3. Kaynakta ayr toplamann maliyetleri, üretici<br />
sorumluluuna ilerlik kazandrmak, belgelendirme,<br />
ekonomik araçlar.<br />
4. Yetkilendirilmi kuruluun (YK) kriterleri,<br />
fonksiyonu.<br />
5. Sanayi kaynakl ambalaj at ile konut kaynakl<br />
ambalaj atnn toplama sisteminin ayrlmas.<br />
6. Depozito uygulamas.<br />
7. Poet kullanmnn azaltlmas.<br />
8. Standartlar, ar metal konsantrasyonu.<br />
9. Eitim <strong>ve</strong> bilinçlendirme.<br />
10. aretlemenin zorunluluu.<br />
Komisyon toplantsnda yukarda belirlenen<br />
çalma gruplarnda görev almak isteyen kurum/<br />
Aadaki örnekler “ambalaj” deildir.<br />
•Bitki sakslar<br />
•Tamir, bakm aletleri gibi saklama kutular<br />
•Çay poetleri<br />
•Peynirin etrafndaki balmumu tabakas<br />
•CD’nin içinde kendisiyle birlikte sakland<br />
kap<br />
•Tek kullanmlk çatal, bçak, kak<br />
•Kapan bir ksmn oluturan rimel<br />
frças<br />
•Ambalaja taklan yapkan etiketler<br />
•Ambalajlamada kullanlan plastik,<br />
metal <strong>ve</strong> benzeri eritler<br />
•Deterjanlarn içinde bulunan <strong>ve</strong><br />
doz ölçmede kullanlan kaplar<br />
•Al<strong>ve</strong>ri poetleri<br />
•Kargo <strong>ve</strong> kurye sektöründe kullanlan<br />
zarar, plastik poetler <strong>ve</strong><br />
koliler<br />
•Ve benzeri ürünler<br />
kurulular temsilcilerin isimleri bakanla ayrca<br />
bildirilecektir. Toplant sonucunda yukarda belirtilen<br />
konularda çalma alt gruplarnn oluturulmas<br />
<strong>ve</strong> bu alt gruplarn ayr ayr çalmasna<br />
karar <strong>ve</strong>rilmitir. Çalma alt gruplarnda çalacak<br />
kurum <strong>ve</strong> kurulularn temsilcileri Çevre <strong>ve</strong><br />
<strong>Orman</strong> Bakanl tarafndan deerlendirilerek<br />
ilgili taraara bildirilecek, ayrca bakanlmz<br />
web adresinde yaynlanacaktr.<br />
Aadaki örnekler “ambalaj” olarak<br />
kabul edilirler.<br />
•CD kutusuna sarlm streç lm<br />
•Tek kullanmlk tabak <strong>ve</strong> bardaklar<br />
•Sat yerlerinde doldurularak kullanlan<br />
yapkan lm, sandviç torbalar,<br />
alüminyum folyo <strong>ve</strong> benzeri<br />
malzemeler<br />
•Hazr yiyecek ambalajlar<br />
•<strong>Su</strong>, maden suyu, mey<strong>ve</strong> suyu<br />
ampuan, deterjan <strong>ve</strong> benzeri<br />
ambalajlarn kapaklar<br />
•Köpük, karton <strong>ve</strong> benzeri<br />
destekleyici malzemelere<br />
•Yumurta viyolleri<br />
•Ve benzeri ürünler<br />
Kaynaklar<br />
www.cygm.gov.tr<br />
Amblaj:<br />
çindeki ürünü<br />
koruyan, temiz<br />
kalmasn salayan<br />
<strong>ve</strong> tanmasn<br />
kolaylatran<br />
malzemeler olarak<br />
adlandrlr.<br />
Önceleri sadece<br />
ürünü muhafaza<br />
etme <strong>ve</strong> tama<br />
görevini üstlenmi<br />
olan ambalajlar<br />
günümüzde<br />
içindeki ürünü<br />
temiz bir biçimde<br />
saklayabilmesinin<br />
yannda ürünü<br />
tantmay<br />
amaçlayan bir<br />
araç haline<br />
gelmitir. Gündelik<br />
yaammzda<br />
ambalajlarn<br />
kullanm<br />
alan oldukça<br />
genilemitir.<br />
Yiyecekten<br />
kozmetie çiçekten<br />
mobilyaya kadar<br />
birçok ürünü<br />
ambalajyla<br />
satn alyoruz <strong>ve</strong><br />
genellikle geri<br />
kazanlabilir<br />
nitelikte ambalajl<br />
ürünler tüketiyoruz.<br />
37
smail Hakk BARI*<br />
Y. Bar ODABAI**<br />
*Özel Aaçlandrma ube<br />
Müdürü<br />
**<strong>Orman</strong> Mühendisi<br />
Özel Aaçlandrma<br />
Çalmalar <strong>ve</strong> Esaslar<br />
Kamu kurum <strong>ve</strong> kurulular ile gerçek <strong>ve</strong> tüzel kiiler tarafndan orman snrlar<br />
içindeki açklklarda, bozuk orman alanlarnda, hazine arazilerinde <strong>ve</strong> sahipli<br />
arazilerde, asli <strong>ve</strong> tali orman ürünü <strong>ve</strong>ren bitki türleri ile uygulamas Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong><br />
Bakanl’nn onaylad proje dorultusunda, her türlü faydalanmas <strong>ve</strong> korumasnn<br />
ilgilisi tarafndan yaplan aaçlandrmalara “özel aaçlandrma” denilmektedir.<br />
<strong>Orman</strong> alanlarnn arttrlmas, erozyonun önlenmesi,<br />
halkn ormancla katkda bulunmas <strong>ve</strong><br />
vatandalarmza dan dikme alkanln kazandrmak<br />
için Bakanlmz ‘‘Devlet <strong>Orman</strong>clndan Millet<br />
<strong>Orman</strong>clna’’ geçii temel felsefe olarak kabul etmitir.<br />
Bununda en önemli ayan özel aaçlandrmalarn tevik<br />
edilmesi <strong>ve</strong> yaygnlatrlmas tekil etmektedir.<br />
Özel aaçlandrma ile tesis edilen ormanlar, önemli bir<br />
gelir kayna olmasnn yannda ormandan çok yönlü faydalanma<br />
salamakta <strong>ve</strong> orman alanlarnda artlar meydana<br />
getirmektedir.<br />
6831 sayl <strong>Orman</strong> Kanununun 3302 sayl Kanunla de-<br />
iik 57. maddesi ile ayn kanunun <strong>ve</strong> 63. maddeleri <strong>ve</strong> bu<br />
kanuna 2896 sayl Kanunla eklenen ek-5’inci maddeye göre<br />
yürürlükte bulunan ‘‘Aaçlandrma Yönetmelii’’, 03 Eylül<br />
2005 gün <strong>ve</strong> 25925 Sayl Resmi Gazetede yaymlanarak yürürlüe<br />
giren ‘‘Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanl Aaçlandrma <strong>ve</strong><br />
Erozyon Kontrolu Hizmetlerine likin Özel Ödenein Kullanmna<br />
Ait Usul <strong>ve</strong> Esaslar’’ ile “19 nolu Tamim” özel aaçlandrmaya<br />
ait mevzuatlar oluturmaktadr.<br />
Ceviz Fidanlar<br />
Ülkemizde özel aaçlandrma çalmalar 1986 ylnda<br />
balamtr. <strong>2009</strong> yl Austos ay itibariyle 479.842 dekar<br />
ormanlk alan, 159.551 dekar Hazine arazisi, 27.890 dekar<br />
sahipli arazi olmak üzere toplam 667.283 dekar alanda özel<br />
aaçlandrma çalmas gerçekletirilmitir. Bugün bu ormanlarn<br />
bir bölümünden mey<strong>ve</strong> (ceviz, badem vb.) <strong>ve</strong> ara haslat<br />
alnmaktadr.<br />
Aaçlandrma <strong>ve</strong> Erozyon Kontrolu Genel Müdürlüü<br />
olarak, özel aaçlandrma çalmalarn tevik amacyla bir-<br />
38
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
^<br />
çok defa mevzuat deiiklii yaplmtr. Bu amaç dorultusunda<br />
bozuk ormanlardan ücretsiz arazi tahsisi yaplmakta hazine arazileri<br />
çok düük ücretlerle kiralanmakta <strong>ve</strong> köy tüzel kiiliklerine hibe,<br />
dier gerçek <strong>ve</strong> tüzel kiiliklere ise düük faizli <strong>ve</strong> uzun süreli krediler<br />
<strong>ve</strong>rilmektedir. Bu ekilde <strong>2009</strong> yl Austos ay itibariyle özel<br />
aaçlandrma çalmalar için 9.016.515 TL. hibe <strong>ve</strong> 27.509.934<br />
TL. kredi <strong>ve</strong>rilmitir.<br />
Ceviz<br />
Aaçlandrma Yönetmeliinde son olarak 30 Nisan <strong>2009</strong> tarih<br />
<strong>ve</strong> 27215 sayl Resmi Gazete’de yaymlanarak yürürlüe giren<br />
“Aaçlandrma Yönetmeliinde Deiiklik Yaplmasna Dair Yönetmelik”<br />
ile köklü deiiklikler yaplmtr. Yaplan deiiklikler<br />
aadaki tabloda belirtilmitir.<br />
Özel aaçlandrmaya konu sahalarn; orman alanlarnda <strong>ve</strong> sahipli<br />
arazilerde en az 5 dekar, Hazine arazilerinde en az 20 dekar<br />
büyüklüünde olmas gerekmektedir. <strong>Orman</strong>lk arazilerde, Hazine<br />
arazilerinde <strong>ve</strong> sahipli arazilerde bir defada en fazla 3.000 dekar<br />
sahada özel aaçlandrma yaplabilmektedir.<br />
Aaçlandrma Yönetmeliine göre orman aaç <strong>ve</strong> aaççklarndan<br />
çam, göknar, ladin, sedir vb. ibreli türler ile mee, kayn,<br />
akasya vb. yaprakl türler kullanlmaktadr.<br />
Bu türlerin yannda özellikle gelir getirici türlerden oluan <strong>ve</strong><br />
gerçek <strong>ve</strong> tüzel kiilerce aaçlandrlmas daha çok talep edilen<br />
ceviz, antep fst, zeytin (Hazine <strong>ve</strong> sahipli arazilerde), badem,<br />
kestane, kuburnu, defne <strong>ve</strong> harnup gibi türler ile hzl gelien kzlaaç,<br />
kavak, okaliptüs gibi türler özel aaçlandrma çalmalarnda<br />
kullanlmaktadr. Bu türlerin altnda alt tür olarak ormanlk<br />
alanlarda soanl, yumrulu, tbbi <strong>ve</strong> aromatik bitkiler ile hazine <strong>ve</strong><br />
sahipli arazilerde bu türlerin yannda tek yllk tarm ürünleri de<br />
kullanlabilmektedir.<br />
Deiiklik Yaplmadan Önce<br />
1-Özel enerji orman tesis edilebilmekteydi,<br />
2-<strong>Orman</strong> alanlarnda alt snr 3 hektarken,<br />
3-Saha tahsisi ön etüt raporuna göre yaplyordu,<br />
4-Ön etüt raporlar, AGM <strong>ve</strong> OGM elemanlarndan oluan heyet<br />
tarafndan yaplyordu,<br />
5- lan süresi 15 gündü,<br />
6- zin öncelii uygulamas yaplyordu,<br />
7-Köy tüzel kiiliklerinin projesi il müdürlüklerince yaplmaktayd,<br />
8- Özel danlk uygulamalarnda saha büyüklüü en az 1 hektarken,<br />
9- <strong>Orman</strong>lk alanlarda yaplamaya izin <strong>ve</strong>rilmemekteydi,<br />
10- Özel aaçlandrma sahasnda kamu kurum <strong>ve</strong> kurulularnca<br />
6831 sayl Kanun’un 17. maddesi 2. fkrasnda saylan tesislerin<br />
yaplmasna dair herhangi bir hüküm bulunmamakta idi,<br />
11- Turizm Alan <strong>ve</strong> Merkezleri ile Kültür Turizm Koruma <strong>ve</strong> Geliim<br />
Bölgeleri kapsamnda bulunan alanlar, doal, tarihi <strong>ve</strong> arkeolojik<br />
sit alanlar, Bakanlar Kurulu kararyla muhafazaya ayrlan<br />
<strong>ve</strong> ilan edilen yerler, toprak muhafaza karakteri tayan yerler,<br />
2873 sayl Milli Parklar Kanunu kapsamndaki yerler ile 2872<br />
sayl Çevre Kanunu’na göre “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak<br />
ilan edilen alanlarda özel aaçlandrmaya izin <strong>ve</strong>rilmemekte<br />
idi,<br />
Deiiklik Yapldktan Sonra<br />
1- Özel enerji orman tesisi uygulamasndan vazgeçildi,<br />
2- Alt snr 0,5 hektara düürüldü,<br />
3- Saha tahsisi <strong>Orman</strong> Bölge Müdürlüünün düzenleyecei izin<br />
raporuna göre yaplacak,<br />
4- Ön etüt raporu kaldrlarak projeler tanzim edilecek,<br />
5-lan ksmen kaldrlarak ilgili köy <strong>ve</strong>ya belde tüzel kiiliine 7<br />
gün bavuru süresi <strong>ve</strong>rilmitir,<br />
6- zin öncelii uygulamas daraltlarak, köy/belde tüzel kiilii<br />
ile o köy nüfusuna kaytl <strong>ve</strong> /<strong>ve</strong>ya o köyde ikamet eden gerçek<br />
kiiliklere indirildi,<br />
7- Köy tüzel kiiliklerinin projeleri de ormanclk bürolarnca<br />
yaplabilecektir,<br />
8- Özel danlklarda alan büyüklüü Bakanlkça belirlenecektir.<br />
0,2 hektar olarak belirlenmitir,<br />
9- <strong>Orman</strong>lk alanlarda hangar-depo, yangn havuzu yaplmasna<br />
izin <strong>ve</strong>rilebilecek,<br />
10- Özel aaçlandrma sahalarnda kamu kurum <strong>ve</strong> kurulularnn<br />
talepleri halinde, 6831 sayl Kanun’un 17. maddesi 2. fkrasnda<br />
saylan tesisler için masraarnn ilgili kurum tarafndan<br />
özel aaçlandrma sahibine ödenmesi artyla Bakanlkça saha<br />
tahsisi yaplabilmektedir.,<br />
11- lgili kurumlarn olumlu görü bildirmeleri halinde bu sahalarda<br />
özel aaçlandrma yaplabilecektir,<br />
39
Özel Aaçlandrma<br />
<strong>Orman</strong> alanlarnda yaplacak özel aaçlandrma<br />
çalmalar için orman iletme eflii,<br />
orman iletme müdürlüü <strong>ve</strong>ya orman<br />
bölge müdürlüklerine, Hazine arazilerinde<br />
yaplacak özel aaçlandrma çalmalar<br />
için illerde valiliklere, ilçelerde kaymakamlklara,<br />
sahipli arazilerde ise il çevre <strong>ve</strong><br />
orman müdürlüklerine talep edilen sahaya<br />
ait kroki, harita ya da tapu <strong>ve</strong> çap dilekçeye<br />
eklenerek müracaat edilmektedir.<br />
Müracaattan sonra saha tahsisi <strong>ve</strong>ya<br />
kiralamas gerçekleirse il çevre <strong>ve</strong> orman<br />
müdürlükleri, gerçek <strong>ve</strong>ya tüzel kiilerden<br />
90 gün içerisinde ormanclk <strong>ve</strong>ya yeminli<br />
ormanclk bürolarna projelerini yaptrmalarn<br />
istenmektedir.<br />
<strong>Orman</strong> alanlarndaki özel aaçlandrma<br />
çalmalarnda 19 nolu Tamimde belirtilen<br />
tip projeye göre 40 m 2 ’yi geçmeyecek<br />
ekilde çalanlarn her türlü hava artlarndan<br />
korunabilecekleri <strong>ve</strong> ürünlerini<br />
saklanabilecei hangar-depo yaplmasna<br />
izin <strong>ve</strong>rilmektedir. Bununla birlikte Hazine<br />
arazilerinde tesis edilen alann % 0,1 (binde<br />
bir), sahipli arazilerde ise % 6’s kadar<br />
alanda üretim, koruma <strong>ve</strong> bakm amaçl tesisler<br />
yaplabilmektedir.<br />
Özel aaçlandrma sahalar, amerajman<br />
planna göre iletilir. Tesis edilen ormanlardan<br />
proje süresi sonuna kadar elde edilecek<br />
her türlü ceviz, zeytin, kestane gibi mey<strong>ve</strong>ler<br />
ile kesim çanda elde edilecek odun<br />
haslat talep sahibi tarafndan hiçbir izne<br />
tabi olmadan istenildii gibi deerlendirilebilmektedir.<br />
Özel aaçlandrma sahalar, il müdürlüü<br />
mühendisleri tarafndan proje süresi<br />
sonuna kadar her yl, ylda en az bir defa<br />
kontrol edilmektedir.<br />
Kontroller neticesinde;<br />
•Projede belirtilen ilerin zamannda<br />
yaplmamas,<br />
•Saha teslimi <strong>ve</strong>ya proje onayndan<br />
sonra bir yl içerisinde çalmalara balanlmamas,<br />
•Projede belirtilen türler dndaki türlerle<br />
aaçlandrma yaplmas,<br />
•<strong>Orman</strong> alanlarnda proje sahasna bina<br />
yaplmas,<br />
40<br />
•Proje sahasnn herhangi bir ekilde<br />
amac dnda kullanlmas,<br />
•Taahhütnameye uygun hareket edilmemesi,<br />
•Aaçlandrma tekniine uygun çallmamas,<br />
•Hazine arazilerinde <strong>ve</strong> sahipli arazilerde<br />
izin <strong>ve</strong>rilen alandan daha fazla alanda<br />
yaplama olmas, hallerinde talep sahipleri,<br />
yazl olarak ikaz edilerek ikazn gereklerini<br />
<strong>ve</strong>rilen süre içinde yerine getirmeyenlerin<br />
saha tahsis/izinleri, kredileri <strong>ve</strong> projeleri<br />
iptal edilmektedir.<br />
Özel aaçlandrma sahalarnda projede<br />
belirtilen arazi hazrl, ekim <strong>ve</strong>ya dikim,<br />
dan <strong>ve</strong>ya tohum bedeli (a kalemi), ahap<br />
ihata kaz <strong>ve</strong> dikenli tel, 3 yllk bakm<br />
tutar köy tüzel kiiliklerine hibe, dier gerçek<br />
<strong>ve</strong> tüzel kiiliklere kredi olarak <strong>ve</strong>rilmektedir.<br />
Asli orman ürünü <strong>ve</strong>ren aaç <strong>ve</strong> aaççklar<br />
ile yaplacak özel aaçlandrmalara<br />
<strong>ve</strong>rilen kredilerden faiz alnmamaktadr.<br />
Verilen krediler 30. yln ekim aynda bir<br />
defada geri alnmaktadr.<br />
Hzl gelien türler ile odun d orman<br />
ürünü <strong>ve</strong>ren ceviz, kestane, antep fst,<br />
zeytin, mahlep <strong>ve</strong> harnup türleriyle yaplacak<br />
aaçlandrmalar için <strong>ve</strong>rilecek kredi<br />
ile özel danlk, özel imar-ihya çalmalar<br />
için <strong>ve</strong>rilen kredilere Türkiye Cumhuriyeti<br />
Ziraat Bankasnn küçük ölçekli tarmsal<br />
iletme tanmna giren üreticilere uygulad-<br />
kredi faizinin yedide biri orannda faiz<br />
uygulanmaktadr.<br />
Hzl gelien türle ile odun d orman<br />
Ceviz Fidanlar<br />
ürünü <strong>ve</strong>ren türler için <strong>ve</strong>rilen kredi ile özel<br />
imar-ihya çalmalar için <strong>ve</strong>rilen krediler<br />
15. yln ekim aynda faizi ile birlikte bir<br />
defada geri alnr.<br />
Projesi <strong>ve</strong> saha tahsisi iptal edilenlerle,<br />
hibe <strong>ve</strong> kredileri amaç dnda kullanlanlarn<br />
hibe <strong>ve</strong> kredileri yasal faizi ile birlikte<br />
tahsil edilir.<br />
Hazine arazilerinde <strong>ve</strong> sahipli arazilerde<br />
özel orman danl kurulabilmektedir.<br />
Hazine arazilerinde özel orman danl<br />
kurmak isteyenler, illerde valiliklere, ilçelerde<br />
kaymakamlklara müracaat etmeleri<br />
gerekmektedir.<br />
Özel danlklara konu olacak sahann<br />
en az 2 dekar olmas gerekmektedir. Özel<br />
danlklar, serbest orman mühendisi tarafndan<br />
tanzim edilen özel orman danl<br />
projesine dayanlarak tesis edilmektedir.<br />
Özel danlklarda çplak köklü, tüplü,<br />
çok yal, boylu-formlu danlar <strong>ve</strong> süs<br />
bitkileri yetitirilebilir. Fidanlklarda yetitirilen<br />
danlarn % 70’inin orman aaç <strong>ve</strong><br />
aaçc dan olmas zorunluluu bulunmaktadr.<br />
Özel danlklarda kredi talebi halinde;<br />
Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasnn küçük<br />
ölçekli tarmsal iletme tanmna giren<br />
üreticilere uygulad kredi faizinin yedide<br />
biri orannda düük faizle proje bedeli kadar<br />
kredi <strong>ve</strong>rilebilmektedir. Verilen krediler<br />
7. yln ekim aynda bir defada geri alnmaktadr.
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
Destek Devletten<br />
Kazanç Aaçtan<br />
Devlet desteiyle, özel aaçlandrma<br />
yapn. <strong>Orman</strong> ürünü ihtiyaçlarn karlayarak,<br />
yatrmnz kazanca dönütürün.<br />
Özel Aaçlandrmayla, özel ormanclk<br />
tevik edilmekte; orman alanlarnn arttrlmas<br />
amaçlanmaktadr.<br />
Özel Aaçlandrma, bozuk orman alanlar<br />
ile aaçsz orman topraklarnda, hazine<br />
arazilerinde aaçlandrlmas <strong>ve</strong> sahipli<br />
arazilerde devletin destei ile faydalanma<br />
projesidir.<br />
Özel aaçlandrmada kullanlabilen türler:<br />
Özel aaçlandrmada;<br />
-Çam, mee, sedir, kayn gibi odunundan<br />
faydalanlan,<br />
- Kavak, okaliptüs, kzlaaç gibi hzl<br />
gelien,<br />
-Ceviz, kestane, badem, harnup, menengiç,<br />
antep fst, alç, kuburnu vb ile<br />
ayrca hazine arazilerinde zeytin gibi daha<br />
çok mey<strong>ve</strong>sinden faydalanlan, türler yetitirilebilir.<br />
-Ayrca ormanlk alanlarda alt tür olarak;<br />
tbbi, aromatik, soanl <strong>ve</strong> yumrulu<br />
türlerin ekimleri de yaplabilir.<br />
-Hazine <strong>ve</strong> sahipli arazilerde ise alt tür<br />
olarak; ormanlk alanlarda yetitirilebilen<br />
türlerin yannda, aaçlarn arasnda tarm<br />
yaplabilmektedir.<br />
Özel aaçlandrma alan,<br />
-<strong>Orman</strong>lk alanlarda en az 50 dekar,<br />
-Hazine arazilerinde en az 20 dekar,<br />
-Sahipli arazilerde en az 5 dekar,<br />
olmaldr.<br />
Bugünün aaçlar<br />
<strong>Orman</strong>lk alanlarda, hazine arazilerinde<br />
<strong>ve</strong> sahipli arazilerde özel aaçlandrma yaparak;<br />
hem siz kazanabilir hem de ülkenin<br />
geleceine kazandrabilirsiniz.<br />
Fstk çam<br />
1 dekarlk alana dikebileceiniz 10 – 15<br />
adet fstk çam ile ylda 500 – 750 TL arasnda<br />
kazanç salayabilirsiniz.<br />
Badem<br />
1 dekarlk alana dikebileceiniz 40 adet<br />
badem ile ylda 1.800 TL kazanabilirsiniz.<br />
Ceviz<br />
1 dekarlk alana dikebileceiniz 10 – 15<br />
adet ceviz ile ylda 2.400 – 3.600 TL arasnda<br />
kazanç salayabilirsiniz.<br />
Zeytin<br />
1 dekarlk alana dikebileceiniz 40 adet<br />
zeytin ile ylda 1.500 TL kazanabilirsiniz.<br />
Harnup (Keçiboynuzu)<br />
1 dekarlk alana dikebileceiniz 10 adet<br />
harnup ile ylda 350 TL kazanabilirsiniz.<br />
Antep fst<br />
1 dekarlk alana dikebileceiniz 25 adet<br />
Antep fst ile ylda 2.000 TL kazanabilirsiniz.<br />
Yarnn kazançlar<br />
Erozyona bal çölleme, <strong>ve</strong>rimsizlik,<br />
ekonomik çöküntü <strong>ve</strong> susuzluk, seller, göçler,<br />
fakirlik <strong>ve</strong> açlk… Tüm bu olumsuzluklar<br />
önlemek için bugün dikili aaçlarmz,<br />
yarn çok yönlü kazançlarmz olsun.<br />
<strong>Orman</strong> ürünleri<br />
<strong>Orman</strong>larmz; hayatmz renklendiren<br />
deerlerimiz… Ceviz, kestane, badem,<br />
harnup, kuburnu, mee, sedir, kayn…<br />
Oluturulacak özel aaçlandrma alanlaryla<br />
orman ürünleri yetitirip kazanç salayabilirsiniz.<br />
Doal ormanlara zarar <strong>ve</strong>rmeden;<br />
orman ürünü ihtiyaçlarnn karlanabilece-<br />
i, refah seviyesi yüksek bir yaama katk<br />
salamak için ‘’Özel Aaçlandrma’’ yapnz.<br />
Yeni i sahalar<br />
<strong>Orman</strong>larmz; yeilinden mey<strong>ve</strong>sinden<br />
<strong>ve</strong> odunundan faydalandmz sahalarmz…<br />
Deer <strong>ve</strong>rdikçe bizi besleyen bize<br />
kucak açan i alanlarmz… Özel aaçlandrma<br />
sahalarnda gençlerimize i alanlar<br />
oluturup, onlarn hayatlarn yeertmek<br />
için ‘’Özel aaçlandrma’’ yapnz.<br />
<strong>Orman</strong> sevgisi<br />
<strong>Orman</strong>larmz; ülkemizin geleceini ye-<br />
erten kaynaklarmz… Deer <strong>ve</strong>rdikçe güzelliini<br />
bizden esirgemeyen yeil alanlarmz…<br />
Bakanlmzn desteiyle yeni orman<br />
alanlar oluturup kaynaklarmz canlandrabiliriz.<br />
Çocuklarmza nefesi kesilmeden<br />
yaayabilecei bir dünya brakabilmek için<br />
‘’Özel Aaçlandrma ‘’ yapnz.<br />
Yeeren dünya<br />
<strong>Orman</strong>larmz aldmz nefese can <strong>ve</strong>ren<br />
yeil alanlarmz… Kaybettikçe yok<br />
olduumuz yaam kaynaklarmz… <strong>Orman</strong><br />
sahalar kurarak ülkemizin yeil alanlarna<br />
katkda bulunup erozyonu önleyebiliriz.<br />
Toprak kaybna çözüm olup, kuraklk <strong>ve</strong><br />
<strong>ve</strong>rimsizlik sorununu ortadan kaldrabilecek<br />
bir çözüm için ‘’Özel Aaçlandrma’’<br />
yapnz.<br />
Özel aaçlandrma çalmalarnda:<br />
-Arazi hazrl,<br />
-Fidan dikimi <strong>ve</strong> fidan bedeli,<br />
-Dikenli tel ihata,<br />
-Üç yllk bakm tutar için ,<br />
-Köy tüzel kiilerine hibe,<br />
-Gerçek <strong>ve</strong> dier tüzel kiilere düük<br />
faizli <strong>ve</strong> uzun vadeli kredi <strong>ve</strong>rilir.<br />
Özel aaçlandrma gelirleri<br />
Proje süresince elde edilen mey<strong>ve</strong> (ceviz,<br />
badem, vb) <strong>ve</strong> proje sonunda elde edilen<br />
odun, özel aaçlandrma sahibine aittir.<br />
Özel aaçlandrma denetimi<br />
Özel aaçlandrma alanlar, idarece,<br />
saha tahsisinden kesim ça sonuna kadar<br />
denetlenir. Belirlenen artlara uyulmad<br />
takdirde ilk olarak yazl uyar yaplp, ihlalin<br />
devamnda ise proje iptal edilir.<br />
Özel aaçlandrma hakknda bilgi <strong>ve</strong><br />
müracaat için:<br />
-l Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Müdürlüklerine,<br />
-<strong>Orman</strong> Bölge <strong>ve</strong> letme Müdürlüklerine,<br />
-AGM <strong>ve</strong> Fidanlk Mühendisliklerine,<br />
bavurabilirsiniz.<br />
41
Ahmet Cangüzel Taner<br />
Fizik Yüksek Mühendisi<br />
Türkiye Atom Enerjisi<br />
Kurumu<br />
acant@taek.gov.tr<br />
klimsel Deiimler<br />
<strong>ve</strong> Küresel Isnma<br />
Gezegenimizin akcierleri olan yeil yaprakl bitkiler, yerkürede bulunan<br />
karbondioksiti almakta, atmosfere oksijen <strong>ve</strong> su buhar <strong>ve</strong>rmektedir. Tpk<br />
insanlarn solunum <strong>ve</strong> terleme yolu ile su kaybetmelerine benzer ekilde, bitkiler de<br />
fotosentezle su kaybetmektedir. Sorulmas gereken soru, atmosferdeki karbondioksit<br />
konsantrasyonunun artmas, bu durumu ne kadar etkileyecektir? Bunun yantn<br />
ngiltere Meteoroloji Kurumu aratrm <strong>ve</strong> atmosfere daha az, okyanuslara ise daha<br />
fazla su <strong>ve</strong>rildii sonucuna varmtr<br />
Yaplan su ölçümlerinden, dünya genelinde, geçen yüzyla<br />
nazaran nehirler vastasyla okyanuslara daha fazla<br />
su tand ortaya konulmutur. Teorik olarak, bunun<br />
pek çok nedeni olmakla beraber, bazlar daha iin banda dikkate<br />
alnmamtr. Aratrma ya da bilimsel inceleme; yamur,<br />
kar, dolu <strong>ve</strong>ya sulu kar yamasnn, önceden göz önüne alnana<br />
nazaran, tamamen farkl bir temele dayandrlmtr. Bununla<br />
beraber, dier olaslklar da dikkate alnmtr. Bunlardan biri,<br />
ormanlarn yok olmas <strong>ve</strong> hzl ehirleme ile arazi kullanm<br />
deiimlerinden oluan kayglandrc deiimlerdir. Krsal bölgelerde,<br />
yamur suyu, toprak tarafndan emilmekte <strong>ve</strong> atmosfere<br />
aaçlar vastas ile geri <strong>ve</strong>rilmektedir. Dier taraftan, kentsel kesimlerde<br />
ise, yamur suyu, kanallar <strong>ve</strong> drenaj sistemleri ile nehirlere<br />
dökülmektedir. Bir dier olaslk da “güne solmas” sureti<br />
ile, havadaki zerreciklerin, daha az su tutan, sisli <strong>ve</strong> rutubetli<br />
bir atmosfer oluturmasdr. Öte yandan, karbondioksit, bitkinin<br />
terlemesine dorudan etki yapmaktadr. Bir bitki, atmosferle<br />
olan ilikisini, yapraklar üzerinde bulunan <strong>ve</strong> “stomata” ad <strong>ve</strong>rilen<br />
çok ince gözenekler yoluyla salamaktadr. Bitkiler, gözenekler<br />
vastas ile karbondioksiti alrken, bu gazn atmosferde<br />
çok youn bulunmas nedeni ile hiçbir ekilde zorlanmamaktadr.<br />
Böylece, karbondioksitten dolay, gözeneklerin çou kapal<br />
kalmakta <strong>ve</strong> bitki atmosfere daha az su <strong>ve</strong>rmektedir. Bitkiler, bu<br />
ekilde suyu daha tasarruu kullandklarndan, toprak yolu ile,<br />
çok az su almaktadr. Kullanlmam ya da bitki tarafndan alnmam<br />
su da, nehirlere akp gitmektedir. Son zamanlarda görülen<br />
yerküredeki scaklk yükselmelerinde, sera gazlar, özellikle<br />
de karbondioksit oranndaki art, fail olarak gösterilmektedir.<br />
Bu çalmada, ekosistem üzerinde, karbondioksit gaznn etkisi<br />
direkt olarak tespit edilmeye çallmtr. Bulgular oldukça karmak<br />
bir yapya sahiptir.<br />
42
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
^<br />
Bir taraftan, daha hzl akan nehirler, sel <strong>ve</strong> toprak kaymas eklinde<br />
çevreyi tehdit etmekte iken, son zamanlarda, Tayland’ta, bir<br />
çok ehrin yaklak 1 metre suyun altnda kalmas sebebi ile, yüzlerce<br />
aile evlerini terk etmeye zorlanmaktadr. Çok endielendirici<br />
biçimde, nehirler vastas ile okyanuslara daha fazla su tanrsa,<br />
deniz seviyesi yükselmesini hzl ekilde sürdürecektir. Özellikle,<br />
bu deiimler, Banglade gibi, nüfusun youn <strong>ve</strong> fakir olduu,<br />
deniz seviyesine yakn ülkelerde, kendisini çarpc tarzda hissettirecektir.<br />
Dier taraftan, nehirler emniyetli ekilde denetim altnda<br />
tutulabilirse, dünya yüzeyinde tatl suyun artmas, olumlu bir gelime<br />
olarak görülmektedir. Dünya Salk Tekilat yeryüzündeki 6<br />
milyar insandan, asgari 1 milyar 100 milyon kiinin gü<strong>ve</strong>nli ya da<br />
salkl içme suyundan yoksun olduunu <strong>ve</strong> 2 milyar 400 milyonunun<br />
da yetersiz hfzshha koullarnda yaadn tahmin etmektedir.<br />
Karbondioksit konsantrasyonunun artmas, bitkilerin çok daha<br />
az su sarf etmesine neden olacandan, fazlasn insanlara brakmak<br />
sureti ile hiç de kötü olmayan bir ortam da oluturabilecektir.<br />
Öte yandan, deniz seviyelerinin öngörülenden daha hzl yükselmesinin<br />
bir nedeni de küresel snma nedeniyle, Güney kutbunda<br />
Antarktika <strong>ve</strong> Kuzey Atlantikte Grönland’da bulunan buzul kütlelerinde<br />
ortaya çkan erimedir. Son zamanlara kadar buzullardaki<br />
erimenin, oldukça yava olduu düünülmekteydi. 2000’li yllarn<br />
balarnda, Güney Kutbu’ndaki küçük bir buz tabakasnn birdenbire<br />
parçalanmas, bilim insanlarn tekrar ciddi olarak düünmeye<br />
yönlendirdi. Hatta, son zamanlarda dünyann dier bir ucundan da<br />
nefes kesen kayglandrc haberler gelmesi, bilim insanlar arasndaki<br />
endieleri artrd.<br />
Geçmite, aratrclar buzullarn genilii konusunu deerlendirmek<br />
için, Grönland üzerini uçaklarla katetmek sureti ile toplanan<br />
bilgileri kullanmakta idi. Bu ekilde yaplan inceleme, çok youn<br />
bir faaliyet gerektiriyordu. Grönland’da bulunan buz tabakalar,<br />
Türkiye’nin iki katndan büyük <strong>ve</strong>ya Meksika’dan biraz daha küçük,<br />
yaklak 1,7 milyon km 2 ’lik bir alan kapsamakta <strong>ve</strong> buzullarn<br />
yükseklii 3 km’ye erimektedir. Uçularn tüm bölgeyi içine<br />
alamamas sebebi ile, bolukta kalan alanlar için bilgisayar modelleri<br />
kullanlm <strong>ve</strong> tahmini bir deerlendirme yaplmtr. Elde edilen<br />
<strong>ve</strong>rilerin <strong>ve</strong> modellemelerin sonucunda, Grönland’daki buzul<br />
tabakalarnn kalnlklar merkezi yerde nispeten kararl olduu <strong>ve</strong><br />
kenarlara doru biraz inceldii bulunmutur. Yukarda elde edilen<br />
sonuç, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü <strong>ve</strong> Kansas Üni<strong>ve</strong>rsitesi bilim<br />
adamlarnn uydudan alnan <strong>ve</strong>rileriyle karlatrlarak, Grönland<br />
kylarndaki incelmenin ne kadar süratli olduu, 12 tane buzulun<br />
ak hz tespit edilmek sureti ile saptanmtr. Her buzuldaki<br />
suyun yaklak yarsnn, artan oranlarda <strong>ve</strong> hzl ekilde denize<br />
döküldüü hesaplanmtr. Bu hesaplamalar; haftalk Bilim Dergisinde<br />
yaynlanm <strong>ve</strong> “American Association for the Advancement<br />
of Science”n ubat 2006’da düzenlenen 18. toplantsnda ayrntl<br />
biçimde tartlmtr. Buzullarn ak hznn, yllk 12 km ile, iki<br />
misli fazla olduu görülmütür. Sonuç olarak, Grönland’ta denize<br />
dökülen buzul hacmi, geçen 10 ylda, iki kat art göstermektedir.<br />
Sonuçlar, yeterince kayg <strong>ve</strong>ricidir. Ayn bilim adamlar, 1979 ylnda<br />
balayan çalmalarla karlatrldnda, Grönland’taki buz<br />
tabakasnn, 2002 <strong>ve</strong> 2005 yllarnda daha büyük bir sahay kapsayacak<br />
ekilde eridiini tespit etmilerdir. Büyük bir çounluu<br />
da, hzlanan buzullarn olduu, adann güneyinde bulunmaktadr.<br />
Yüzeyden akan su, buzullarn denize geçmesini kolaylatrabilmektedir.<br />
Her iki faktörde gözönüne alndnda, Grönland’daki<br />
buz tabakasnn, küresel ölçüde deniz seviyesinin yükselmesine<br />
yapt katk yllk olarak, 1996 ylnda 0,23 mm’den 2005 ylnda<br />
0,57 mm’ye artmtr. Tüm bunlara ila<strong>ve</strong>ten; buzullarn tuz ihtiva<br />
etmemesi nedeni ile, eridiklerinde dorudan doruya tatl suya dönümektedir.<br />
Grönland’ta bu ekilde tatl su miktarndaki art hz,<br />
Atlas Okyanusu’nda mevcut en iyi modellemeler gözönüne alnd-<br />
nda, Kuzey-Bat Avrupa’y daha lml bir iklimde tutan, Gofstrim<br />
scak su akntsna zarar <strong>ve</strong>rerek, Kuzey Atlantik’te bulunan akntlarn<br />
yönlerini deitirecei tahmin edilmektedir. Golfstrim’in<br />
etkilenmesi, Avrupa’nn iklim deiikliklerinde çok kayglandrc<br />
bir durumu ortaya çkarmaktadr. Son yllarda, Avrupa’da nehir<br />
seviyelerinin yüzyln en yüksek düzeyine çkmasnda, atmosferdeki<br />
sera gazlarnn art neden gösterilmektedir. Örnein, Tuna<br />
nehrinin ak hz, bir baka deyile debisi, saniyede 16.000 m 3 ’e<br />
ulaarak, geçtii pek çok Avrupa ülkesinde su taknlar ile, çevreyi<br />
ciddi ekilde tehdit etmektedir. Amerika Birleik Devletlerinde,<br />
2005 ylnda New Orleans’da 1.500 insann ölümüne neden olan<br />
“Katrina” kasrgasnn, tufan eklinde vuku bulmasnn, küresel<br />
snmadan kaynakland düünülmektedir.<br />
Öte yandan, buzul çalarnn dönemsel olduu varsaylmaktadr.<br />
Buna göre, her 100.000 ylda bir scakln artt dönem<br />
görülmekte, kutuplarda bulunan buzullar eriyerek, deniz seviyesinin<br />
yükselmesine neden olmaktadr. Daha sonra da buzul dönemi<br />
balamak sureti ile, bir scak bir souk dönem yaanarak, süreç<br />
devam etmektedir. Sebepleri konusunda çok çeitli teoriler bulunmasna<br />
ramen, en geçerli olan dünya ekseninin eik olmasdr.<br />
Eksenin 40.000 ylda bir defa deitii öngörülmektedir. Eimin<br />
fazla olduu zamanlarda, güne nlarnn kutuplara dik gelmesinden<br />
dolay, buzullarn eridii düünülmektedir. Son erimenin<br />
20.000 yl önce olduu hesaplandndan, küresel snmaya doru<br />
deil, buzul devrine girmekte olmamza ramen, sera gazlarndan<br />
<strong>ve</strong> ozon tabakasnn delinmesinden kaynaklanan mevcut durumun,<br />
ileri safhalarda iklim deiikliklerini nasl etkileleyecei konusundaki<br />
aratrmalar, günümüzde youn bir ekilde sürdürülmektedir.<br />
Dünyamzn; küresel snmadan kaynaklanan iddetli yalar ile<br />
meydana gelen sel, toprak kaymas, heyelan vb. doal afetlere<br />
maruz kalaca ayrca da, deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle<br />
New York, Boston, Londra, Tokyo gibi kentlerin baz kesimlerinin<br />
sulara gömülecei düünülmektedir. Dier taraftan da, yine sera<br />
gazlarnn artndan ileri gelen iddetli kuraklklarn, yerküremizin<br />
akcieri saylan Güney Amerika’daki Amazon Yamur <strong>Orman</strong>larn<br />
yakn bir gelecekte yok olma tehdidi ile kar karya brakaca<br />
öngörülmektedir.<br />
imdiye kadar “klim Deiikliini” ele aldk. Bundan sonraki<br />
bölümde, çamzda bunun en büyük faili gösterilen “Küresel Isnmay”<br />
ele alacaz.<br />
43
klimsel Deiimler <strong>ve</strong> Küresel Isnma<br />
Zamanmzda insandan kaynaklanan sera gazlar salnmlar<br />
bu kararll ciddi olarak tehdit etmektedir. klim deiiklikleri;<br />
karmaklklar <strong>ve</strong> belirsizlikler içermekle birlikte, deiimlerle ilgili<br />
oldukça gerçekçi hesaplamalar da yaplabilmektedir. Bu yüzylda<br />
küresel ortalama scaklk artnn 1,4 ºC ila 5,8 º C arasnda<br />
olaca tahmin edilmektedir. En düük düzeyde beklenen scaklk,<br />
kuzey yarmkürede yaayan insanlar için güney yarmkürede yaayan<br />
insanlara nazaran daha kolay bir yaam sunacaktr. Yukarda<br />
<strong>ve</strong>rilen aralktan daha yüksek scaklk artlar, deniz seviyelerinin<br />
felâkete varabilen yükselmelerine neden olabilecek <strong>ve</strong> ayrca da<br />
çok iddetli kasrgalara, sellere, heyelân <strong>ve</strong> toprak kaymalarna,<br />
ar kuraklk eklindeki doa olaylarna sebebiyet <strong>ve</strong>rmek sureti<br />
ile tarm ürünlerindeki üretimin dümesine, böylece de; ktlk,<br />
açlk <strong>ve</strong> bunun sonucunda kitle halinde göçlere kadar dünyamzdaki<br />
nüfus younluklarnn deiimlerine yol açabilecektir. klim<br />
sisteminin uçsuz bucaksz olan karmakl, konu ile ilgili herkes<br />
tarafndan bilinmektedir. Belirli düzeydeki karbondioksitin, yerküremizdeki<br />
scaklklar ne kadar artracan tahmin etmek imkanszdr.<br />
Scaklklar üzerine; sera gazlarnn dorudan tesiri bilinmemekte<br />
olup, saysz dolayl yan etkileri de bulunmaktadr. Örnein,<br />
sera gazlarndan oluan bulutlar yeryüzüne gelen güne nlarn<br />
engelleyerek scaklklarn dümesine <strong>ve</strong>ya sera gazlarn içeren<br />
donmu topraklar eriterek dünyamzn daha fazla snmasna neden<br />
olabilecek mekanizmay oluturabilir. Sistem kendi kendini<br />
zamanla düzeltebilir <strong>ve</strong> onarabilir ya da hzl ekilde kontrolden<br />
çkabilir.<br />
Gezegenimizin geçmiine doru baktmzda, yerküremizdeki<br />
scaklklarda, standartlarmza göre bir ar yüksek <strong>ve</strong> bir de ar<br />
düük olduu dönemlerin yaand süreçler bilinmektedir. Örne-<br />
in, 50 milyon yl önce kutuplarda buzullar bulunmamakta, hatta<br />
buralara yakn bölgelerde, timsahlar bile yaamlarn sürdürmekte<br />
idi. Öte yandan, 18 bin yl önce, ngiltere’deki skoçya bölgesi,<br />
kalnl 4 kilometre’ye varan buzul kütleleri ile kapl <strong>ve</strong> deniz seviyesi<br />
de 130 metre daha düük bir düzeyde bulunmaktayd. Buzul<br />
kitleleri üzerinde yaplan çalmalarda, yine o yllara ait çok<br />
hzl ekilde çarpc deiimler saptanm olup, scaklklarn on<br />
yllk periyotta 20º C kadar yükseldii tespit edilmitir. 10 bin yl<br />
önce, hava scaklklarndaki keskin ini çklar son bulmu <strong>ve</strong> o<br />
zamandan beri, Dünyamz, lman yaanabilir bir iklime ulamtr.<br />
Yaklak bu tarihlerde, muhtemelen ezamanl ekilde <strong>ve</strong> belki<br />
de tesadüf eseri olarak, insanla ait uygarlklar da ilerlemeye <strong>ve</strong><br />
gelimeye balamtr.<br />
Yukarda anlatlan belirsizlikler, probleme çözüm yolu bulunmasnn<br />
temelini oluturmaktadr. klim deiikliklerinin maliyetlerinin<br />
de tahmin edilememesi, önlenilmesinden kaynaklanacak<br />
yararlarn <strong>ve</strong>ya kârlarn deerlendirilmesini de olanaksz klmaktadr.<br />
Bunlarn hiçbiri gerçeklemedii takdirde, kamu kaynaklarnn;<br />
halkn temel gereksinimleri <strong>ve</strong> hizmetler yerine; gelecekte<br />
karlalacak risk <strong>ve</strong> tehlikelere harcanarak heba edilmesine deer<br />
mi? sorusu skça sorulmaktadr. Tüm bunlara ramen, risk yeteri<br />
derecede büyük müdür? Bunun yant kesinlikle e<strong>ve</strong>t’tir. Hükümetler<br />
bu tür harcamalar her zaman yapmaktadr. Örnein, her hükümet,<br />
gelirinin bir ksmn, baz ülkeler için vuku bulmas hiçbir zaman<br />
olas olmasa bile, ülkelerinin yakn bir gelecekteki muhtemel<br />
istilâsna kar, savunma harcamalarna tahsis etmektedir. Bütün<br />
bunlara karn, böyle bir istilâ gerçekleirse, durumun o ülke için<br />
çok vahim olacan günümüzde artk canl olarak televizyonlardan<br />
izlemekteyiz. Dier bir örnek, aileler için de <strong>ve</strong>rilebilir. Mülk<br />
sahibi aileler gelirlerinin bir ksmn, sanki mülkleri ksa sürede<br />
yanp yklp yok olacakm gibi, evlerini sigorta ettirmek için ayrmaktadr.<br />
Olasl çok az olan bu durumun gerçeklemesinin, kendileri<br />
için felâket olacan düünerek bir tür önlem almaktadrlar.<br />
Yukarda anlatlanlara benzer ekilde, bilimsel çevrelerin önerilerine<br />
uyarak, yönetimler; iklimsel deiimlerin felâketle sonuçlanacan<br />
öngörerek, gelirlerinin belirli bir bölümünü, bu tehlikelerin<br />
önlenebilmesine tahsis etmektedir.<br />
Sera gazlar emisyonlar ya da sera gaz salmlarn denetim<br />
altna almak için, tahsis edilmesi gereken fonun miktar, küresel<br />
ölçülerde o derecede yüksek deildir. Fosil yaktlara dayal enerji<br />
ile alternatieri arasndaki maliyet fark git gide dümekte olup,<br />
muhtemelen de dümesini sürdürecektir. Karbondioksit konsantrasyonun<br />
milyonda 550 partikül <strong>ve</strong>ya daha altnda bir seviyede tutmak<br />
için (u andaki düzey 380 ppm olup, 450 ppm oldukça iddial,<br />
550 ppm ise kabul edilebilir seviye olarak deerlendirilmektedir)<br />
en son maliyeti hesaplamaya çalan ekonomistler, belirsizlikleri<br />
de göz önünde bulundurmak zorunda kalmaktadr. Projeksiyonlarn<br />
bir ksm herhangi bir maliyet öngörmemekte, dier modeller<br />
<strong>ve</strong> senaryolar ise, emisyonlar denetim altna almak için bir giriim<br />
yaplmad takdirde, bu yüzyln sonuna kadar maliyetlerin fonun<br />
en çok % 5’ine ulaacan tahmin etmektedir. Bununla beraber<br />
çou tahminler %1’in altnda kalmaktadr.<br />
Sorunla ilgili teknolojik <strong>ve</strong> ekonomik görüler geni bir kesimin<br />
umduu <strong>ve</strong>ya tahmin ettii kadar oldukça karmak deildir.<br />
Gerçek zorluk <strong>ve</strong> karmaklk izlenecek politikadan kaynaklan-<br />
44
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
maktadr. klim deiiklii; politik açdan uluslararas düzeyde<br />
dünyamzn karlat en zor <strong>ve</strong> çetrelli sorunlardan biridir.<br />
Problem küresel olup, sorunla baa çkabilmek için, her bir ülkenin<br />
menfaati, dier ülkeleri de yakndan ilgilendirmektedir. Öte<br />
yandan, sorunun çözümü uzunca bir süre gerektirdiinden, dünya<br />
genelinde i banda bulunan her yönetim sorumluluktan <strong>ve</strong> karlaaca<br />
olumsuzluklardan kaçnmak sureti ile problemi; kendinden<br />
sonrakilere aktararak, sürümcemede brakmaktadr. Dünyada<br />
çevreyi en çok kirleten ülkelerin, kendi emisyonlarn 1990 ylndaki<br />
seviyelerine <strong>ve</strong>ya daha alt düzeylere indirmeyi taahhüt ettikleri<br />
Kyoto protokolü tamam ile baarsz deildir. Kanada dndaki<br />
ülkelerin, özellikle de Avrupa Birlii <strong>ve</strong> Japonya’nn hedeerine<br />
ulaacaklar tahmin edilmektedir. Dier taraftan, emisyonlarn<br />
nispeten etkin olarak snrlandrlmasn öngören Kyoto Protokolü,<br />
karbondioksit emisyonu miktarnn azaltlmasnda<br />
küresel bir market yaratmtr. Bununla beraber,<br />
mevcut statünün, gelimekte olan ülkelerin<br />
emisyonlarn azaltamamas <strong>ve</strong> en önemlisi<br />
de Amerika Birleik Devletlerinin<br />
protokolü onaylamamas nedeni ile,<br />
emisyonlar <strong>ve</strong> bundan kaynaklanan<br />
iklim deiiklerinin hz<br />
üzerinde çok önemli etkileri<br />
gözlenememektedir.<br />
Amerika Birleik Devletleri;<br />
sera gaz emisyonlar<br />
<strong>ve</strong>ya sera gazlar salnm<br />
perspekti balamnda,<br />
gelecekte olmasa da, u<br />
anda dünyann en büyük<br />
emisyon yada salnm yapan<br />
ülkesi konumundadr.<br />
Çin; en kirli fosil yakt olan<br />
kömürü kullanan <strong>ve</strong> de yakla-<br />
k olarak ngiltere’nin tümüne<br />
edeer kapasiteli fosil kaynakl<br />
termik santralleri her yl devreye<br />
alan hzla gelien bir ülke kabul edilmektedir.<br />
Mevcut duruma göre, Çin <strong>ve</strong><br />
hemen arkasndan da Hindistan, çok ksa<br />
süre içinde Amerika Birleik Devletlerini geçeceinden<br />
hiçbir üphe yoktur. Gelimekte olan<br />
ülkeler, problemi gelimi ülkelerin yaratmas nedeni ile, oldukça<br />
makul <strong>ve</strong> de akllca ekilde, çözümüne de bu zengin ülkelerin<br />
önayak olmasn iddetle savunmaktadr. Amerika Birleik Devletleri;<br />
sera gazlar emisyonlarn denetim altna almak için harekete<br />
geçmeyi reddettii sürece, gelimekte olan ülkelerin, kendiliklerinden,<br />
sorunla ilgili bir eylem ya da giriimde bulunmayacaklar<br />
ortadadr. Tam olarak eyleme geçildii takdirde, iki önlem gerekmektedir.<br />
Bunlardan biri, sera gazlarnn emisyon <strong>ve</strong>ya salnmnda<br />
maliyetin deerlendirilmesi eklinde ekonomik boyutta olmaktadr.<br />
Ekonomik önlem; salnm <strong>ve</strong>ya emisyon yapabilen ne kadar<br />
üreticinin snrlandrlacana <strong>ve</strong> emisyon fonlarnn alm <strong>ve</strong> satmlarna<br />
izin <strong>ve</strong>ren Avrupa Emisyon Pazarlama Projesi gibi, bir karbon<br />
<strong>ve</strong>rgisi <strong>ve</strong>ya karbon borsas, bir baka deyile, döner sermaye<br />
fon sistemini öngören emisyon ticareti biçiminde olabilmektedir.<br />
deal olarak politikaclar; yatrm planlarn oluturabilen sera gaz<br />
üreticileri için, nispeten kararl bir yat endeksini gerekli klan çok<br />
daha <strong>ve</strong>rimli karbon <strong>ve</strong>rgisini tercih etmektedirler. Bununla beraber,<br />
çok daha fazla hassas <strong>ve</strong>ya duyarl olan döner sermaye fon<br />
sisteminin, proje balatld zaman, ödeneklerden yada fonlardan<br />
serbestçe yararlanabilen sera gaz üreticilerine pazarlanmas daha<br />
kolaydr.<br />
Bu projelerden biri, fosil yaktlarn kullanmn azaltmak sureti<br />
ile, alternatierinin deerinin artmasna neden olmaktadr. Böyle<br />
bir durum da, enerji yatlarnn yükselmesini zorunlu klmaktadr.<br />
Fiyat yükselmelerini kontrol altna almak <strong>ve</strong> bu ekilde<br />
de politik süreci rahatlatmak için, hükümetler;<br />
umut <strong>ve</strong>rici yeni teknolojileri pazara almaya<br />
yardmc olan harcamay öngören, ikinci bir<br />
önlemi yürürlüe koyacaklardr. Çevreyi<br />
kirleten fosil yaktl güç santralleri ya<br />
da kömürle çalan termik santraller<br />
vastasyla oluan karbonun tutulmas,<br />
yakalanmas, hapsedilmesi <strong>ve</strong><br />
yeraltnda depolanmas olasln<br />
sunan “karbon tecridi” birincil<br />
öncelikli tedbirler arasndadr. u<br />
andaki Amerika Birleik Devletleri<br />
yönetimi; fosil yaktlara<br />
bamlln kademe kademe<br />
azaltma gereini müzakere etmesine<br />
ramen, halen herhangi bir<br />
eyleme geçmeyi reddetmektedir.<br />
Bununla beraber, eyalet düzeyinde<br />
durum hzla deimektedir. Örnein,<br />
Kaliforniya Eyalet Meclisi’nde Kyoto<br />
Protokolü’ne benzer bir yasa tekli görüülüp<br />
kabul edilmitir. Konu ile ilgili<br />
iyerleri; eyalet düzeyinde <strong>ve</strong> de bir temele<br />
dayal olmayan önlemlerin sona ereceinden<br />
kayglanarak, federal düzeydeki <strong>ve</strong>ya ülke çapndaki<br />
kontrol <strong>ve</strong> denetimleri talep etmektedirler. Amerika<br />
Birleik Devletleri’ndeki politik akmlardan bir ksm<br />
genellikle ar muhafazakârlar, insanln yerkürenin yönetiminde<br />
söz sahibi olmasndan <strong>ve</strong> hükmetmesinden endie duymakta, di-<br />
er bir bölümü Orta Dou petrollerine bamlln azaltlmasn<br />
youn ekilde talep etmekte <strong>ve</strong> bir ksm da özellikle de çiftçiler,<br />
enerji sektöründe karbon miktarlarnn azaltlmas görüünü benimseyerek<br />
alternatif enerji kaynaklarn desteklemektedirler.<br />
Sonuç itibari ile tüm ülkeleri kapsayacak ekilde yönetimlerin;<br />
iklim deiikliklerinin <strong>ve</strong> küresel snmann önemi konularnda<br />
ciddi ura <strong>ve</strong>rmeleri, dünyamzn gelecei açsndan en akllca<br />
<strong>ve</strong> doru düünülmü yol olarak görülmektedir.<br />
45
Adem Bilgin<br />
Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Uzman<br />
Yardmcs<br />
Doa Koruma <strong>ve</strong> Milli<br />
Parklar Genel Müdürlüü<br />
Doa Koruma Dairesi<br />
Biyolojik Çeitlilik <strong>ve</strong> Gen<br />
Kaynaklar ube Müdürlüü<br />
bilgin_adem@hotmail.com<br />
Çevre Diplomasisi<br />
Her ne kadar çevre diplomasisi bir “kavram” olarak yeni gibi görülse de, gerçekte<br />
diplomasi <strong>ve</strong> uluslararas ilikiler hiçbir zaman çevre dediimiz maddeler <strong>ve</strong> maddeler<br />
aras ilikilerinden bamsz olmamtr. Zira diplomasi tanmlanm çkar için yaplr<br />
<strong>ve</strong> çkar genellikle ekonomik <strong>ve</strong>ya siyasidir. Diplomasiye konu olan her ey eninde<br />
sonunda çevresel bir kaynaktr, çünkü insan <strong>ve</strong> kültür belirli bir çevre içerisinde<br />
tanmldr. Bu noktada çevresel kaynak tanmn açmak gerekir.<br />
Tarihin <strong>ve</strong> kültürün geliimi sürecinde çevre unsurlar arasnda insan faaliyeti için<br />
kaynak görevi gören maddeler dier çevresel unsurlardan ayr bir yere konulmu <strong>ve</strong><br />
“çevresel kaynak” olarak adlandrlmtr. Bu çevresel unsurlarn doa içerisindeki<br />
dalm, ülkelerin <strong>ve</strong> kültürlerin cora, jeostratejik <strong>ve</strong> jeopolitik snrlarn belirlemi,<br />
savalarn geliimini, ülkelerin <strong>ve</strong> hatta medeniyetlerin kaderlerini etkilemitir.<br />
Bu makalede çevre<br />
diplomasisinin<br />
tarihsel geliimi,<br />
önemli konular<br />
<strong>ve</strong> aktörleri<br />
ile bir çevre<br />
diplomatnda<br />
olmas gereken<br />
entellektüel<br />
birikim irdelenmi<br />
<strong>ve</strong> ülkemiz çevre<br />
diplomasisi<br />
hakknda baz<br />
deerlendirmeler<br />
yaplmtr.<br />
Birlemi Milletler Genel Kurulu<br />
46
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
^<br />
Çevresel unsurlar her eyden önce<br />
canl <strong>ve</strong> cansz çevresel unsurlar<br />
eklinde ikiye ayrabiliriz. Tarihin<br />
<strong>ve</strong> kültürün geliimini etkileyen en önemli<br />
cansz çevresel “kaynak” hiç kuku yok ki<br />
bata altn olmak üzere deerli mineraller,<br />
19. yy Sanayi Devrimi’nden sonra ise ham<br />
madde <strong>ve</strong> enerji kaynaklardr. 20. yy’dan<br />
itibaren ise su <strong>ve</strong> radyoaktif mineraller tarihin<br />
<strong>ve</strong> jeostratejinin geliimini etkilemi<br />
<strong>ve</strong> gelecekte de etkileyecektir. Bilhassa su<br />
konusu “Çevre Diplomasi”sinin en önemli<br />
aktörlerinden olan Birlemi Milletler Çevre<br />
Program (UNEP) tarafndan ciddiyetle<br />
izlenmekte, “su savalar” tehlikesine çeitli<br />
yaynlarda deinilmektedir.<br />
Tarihsel süreçlerde <strong>ve</strong> özellikle uluslar<br />
aras ilikilerde en dikkat çekici “biyolojik<br />
kaynaklar” ise ipek <strong>ve</strong> baharat olmutur.<br />
Baka bir deyile ipekböcei adnda bir<br />
omurgasz hayvan <strong>ve</strong> ürünlerini baharat<br />
olarak kullandmz baz bitkiler insan<br />
eliyle medeniyetleri etkilemi, nice savata<br />
büyük rol oynam canllardr. Ticaret<br />
<strong>ve</strong> haliyle diplomasi tarihini etkileyen bu<br />
kaynaklara Afrika Ktas’nda ldii’ni,<br />
Sibirya’da kürkünden yararlanlan canllar,<br />
Güneydou Asya’da kauçuu, Tibet’te<br />
<strong>ve</strong> Çin’de tütsüleri, ngiltere kolonilerinde<br />
çay <strong>ve</strong> tüm dünyada prehistorik çalardan<br />
beri boya yapmnda kullanlan kaynaklar<br />
da ekleyebiliriz. Hatta kadnlarn kulland-<br />
ilk ziynet eyalarnn deniz kabuklularndan<br />
<strong>ve</strong> talardan, ilk kozmetiklerin ise<br />
bitkilerden yapldn da göz önüne alrsak<br />
çevresel kaynaklarn kültürün en köklü <strong>ve</strong><br />
önemli öelerinden olduunu da tespit ederiz;<br />
zira çevremiz dünyamzdr.<br />
Çevresel kaynaklarn uluslararas ilikilerdeki<br />
yeri her ne kadar insanlk tarihi<br />
kadar eskiyse de bir “terim” olarak çevre<br />
diplomasisi oldukça yenidir. Çevre diplomasisi<br />
terimi ilk olarak Souk Sava’n<br />
bitimiyle kullanlmaya balanmtr. Çevre<br />
<strong>ve</strong> kalknma politikalarnn ise gerçek<br />
anlamda öncelik kazanmas ise 1992 Rio<br />
Zir<strong>ve</strong>si’nde gerçeklemitir.<br />
“Stockholm Konferans, ekolojik sorunlara<br />
kar insanln dikkatini çeken ilk<br />
uluslararas konferanstr. Bu konferans sonrasnda<br />
Birlemi Milletler Çevre Program<br />
kurulmutur. Daha sonra yine Birlemi<br />
Milletler önderliinde Birlemi Milletler<br />
Dünya Çevre <strong>ve</strong> Kalknma Komisyonu<br />
tarafndan “Ortak Geleceimiz” raporu hazrlanarak<br />
“Sürdürülebilir Kalknma” modeli<br />
gündeme getirilmitir.”<br />
Günümüzde ise çevre diplomasisi akademik<br />
bir çalma sahas haline gelmitir,<br />
bu ad altnda eitimler <strong>ve</strong>rilmekte <strong>ve</strong> akademik<br />
bölümler açlm bulunmaktadr.<br />
Çevre Diplomasisinin Scak<br />
Konular<br />
1. Çevresel Kaynaklar<br />
Her ne kadar 5. Dünya <strong>Su</strong> Forumu’nun<br />
en temel slogan “<strong>Su</strong> bir haktr” olsa bile su<br />
ayn zamanda ticari bir metadr. En büyük<br />
su ihracatçlar Amerika Birleik Devletleri,<br />
Avustralya <strong>ve</strong> Kanada iken; en büyük su<br />
ithalatçlar ise Japonya, Avrupa <strong>ve</strong> artan<br />
tarm faaliyetleri sebebiyle Çin’dir. Hem<br />
hak hem de ticari bir meta <strong>ve</strong> üstelik enerji<br />
üretiminde rol alan bir çevresel kaynak<br />
olarak su hiç üphe yok ki diplomasinin<br />
en temel konularndan birisidir <strong>ve</strong> hatta su<br />
baz durumlarda bir sava sebebidir. öyle<br />
ki Ürdün, ran, Msr <strong>ve</strong> Cezayir su ticareti<br />
yapmadan, kendi kaynaklaryla su ihtiyaçlarn<br />
karlayamamaktadr. Komularmz<br />
Irak <strong>ve</strong> <strong>Su</strong>riye ise Türkiye’den doan <strong>ve</strong><br />
kutsal kitaplarda dahi ad geçen iki snr<br />
aan suya, yani Frat <strong>ve</strong> Dicle’nin suyuna<br />
tam anlamyla bamldrlar. Ayrca gelecekte<br />
Irak <strong>ve</strong> Türkiye; <strong>Su</strong>riye <strong>ve</strong> Türkiye;<br />
<strong>Su</strong>riye <strong>ve</strong> srail arasnda suyun hzl bir ekilde<br />
bir sava sebebine dönüebileceini,<br />
Frat <strong>ve</strong> Dicle üzerindeki barajlarmz <strong>ve</strong><br />
tabi ki srail’e Manavgat suyunu ihraç etme<br />
düüncesini de göz önüne alrsak, ülkemizin<br />
su diplomasisinde ne kadar aktif bir rol<br />
üstlenmesi gerektii ortaya çkar.<br />
Enerji kaynaklar <strong>ve</strong> bunlarn dünya<br />
pazarna sunulmas konusu da bir dier<br />
önemli çevre diplomasisi konusudur. Enerji<br />
kaynaklarna sahip olan ülkeler ansldr.<br />
Ülkemiz ise enerji iletim hatlarnn geçti-<br />
i bir ülke olmas sebebiyle ansldr <strong>ve</strong><br />
gelecekte enerji diplomasisinin en önemli<br />
aktörlerinden birisi olacaktr. Gelecekte<br />
petrol <strong>ve</strong> doalgaz borular, tarihteki ipek<br />
<strong>ve</strong> baharat yollar gibi jeostratejik bir rota<br />
tekil edecektir.<br />
Baz mineraller de çevre diplomasisinin<br />
scak konularndandr. Sanayi’de hammadde<br />
görevi gören element <strong>ve</strong> bileikler, bata<br />
bu maddeleri kullanabilecek teknolojiye<br />
sahip olan ülkeler açsndan olmak üzere<br />
uluslararas ticaret <strong>ve</strong> siyasette önemli rol<br />
oynamaktadr. Bakr, alüminyum, demir,<br />
bor, radyoaktif mineraller <strong>ve</strong> deerli metaller<br />
ile talar da bu balkta ele alnabilir.<br />
2. Sürdürülebilir Kalknma <strong>ve</strong><br />
Ekokalknma<br />
Sürdürülebilir kalknma kavram, çevre<br />
konularnn ekonomi <strong>ve</strong> uluslararas ilikiler<br />
arenasna kavramsal olarak etkili bir ekilde<br />
yerlemesini salamtr. Ne var ki bu<br />
kavramn üzerinde bir konsensüse varlm<br />
<strong>ve</strong> teorik bir bütünsellik arzeden bir tanm<br />
hala yoktur.<br />
Sürdürülebilir Kalknma, “Ortak Geleceimiz”<br />
isimli Dünya Çevre <strong>ve</strong> Kalknma<br />
Komisyonu Raporunda “bugünün ihtiyaçlarn,<br />
gelecek kuaklarn da kendi ihtiyaçlarn<br />
karlayabilme imkanndan ödün<br />
<strong>ve</strong>rmeksizin karlamak” eklinde tanmlanmaktadr.<br />
Ansiklopedik Çevre Sözlüü’nde ise;<br />
“Ekonomik kalknmann, doal varlklar<br />
<strong>ve</strong> çevreyi tahrip etmeden gerçeklemesi<br />
anlay” olarak tanmlanmtr.<br />
1972 Stockholm Çevre Konferans’nda,<br />
Konferansn Genel Sekreteri Maurice<br />
Strong’un kulland Türkçeye “ekokalknma”<br />
olarak çevirebileceimiz “Ecode<strong>ve</strong>lopment”<br />
ise çevreyi dlamayan kalknma anlamna<br />
gelmektedir <strong>ve</strong> “yerel kaynaklardan<br />
adaletli bir biçimde yararlanmay öngören<br />
bir kalknma stratejisini kastetmektedir”.<br />
Ayrca “Toplumsal <strong>ve</strong> ekonomik gelime<br />
hedeeriyle çevrebilimsel deerlerin korunmas<br />
arasnda bir uyum salamak gere-<br />
i” olarakta tanmlanmtr.<br />
Ülkemizde “çevre olgusunun geni bir<br />
ekilde ele alnp, ayr bir bölüm olarak yer<br />
ald ilk kalknma plan 1973-1977 yllarn<br />
kapsayan 3. Be Yllk Plan olmasna<br />
ramen sürdürülebilir kalknma kavram ilk<br />
kez 1990-1994 yllarn kapsayan Altnc<br />
Be Yllk Kalknma Plan’nda anlmtr.<br />
47
Çevre Diplomasisi<br />
Sürdürülebilir kalknma ile kartrlan<br />
<strong>ve</strong> dahas baz müzakerelerde “anlam saptrma”<br />
amacyla diplomatlarn çeitli metinlere<br />
bilerek kattrd bir dier önemli<br />
kavram ise sürdürülebilir büyümedir. Her<br />
ne kadar bu kavram baz ekolojik boyutlara<br />
indirgenebilinse de temel olarak ekonomik<br />
bir kavramdr <strong>ve</strong> ülke zenginlik <strong>ve</strong> refahnn<br />
düzenli olarak artmas, sabitlenmemesi<br />
<strong>ve</strong>ya azalmamas anlamnda kullanlr;<br />
istatistiki bir kesinlikle ölçülebilir. Oysa<br />
sürdürülebilir kalknma u an için ölçülebilir<br />
bir parametre deildir. Buna ila<strong>ve</strong>ten<br />
sürdürülebilir kalknma tanm ekolojik <strong>ve</strong><br />
etik unsurlar içermektedir.<br />
Çevre Diplomasisinin Aktörleri<br />
Kimlerdir<br />
Diplomasi, nihai olarak metin oluturma<br />
<strong>ve</strong>ya oluturulmu bir metini ekillendirme<br />
esasna dayanr; yani yazl belge<br />
üzerinden yaplr. Bu metinler anlamalar,<br />
sözlemeler <strong>ve</strong> protokollerdir. Bu metin<br />
oluturma sistemlerinde rol alan aktörler;<br />
ülkeler, resmi <strong>ve</strong> gayr resmi ilgi gruplar,<br />
sivil organizasyonlar-sivil toplum örgütleri,<br />
özel sektör organizasyonlar-odalar, dernekler,<br />
vakar, bilimsel organizasyonlar,<br />
bamsz bir yurdu olmayan <strong>ve</strong> otonomisi<br />
olan/olmayan yerli <strong>ve</strong> yerel halklar, iki tara<br />
ya da çok tara ibirlii amaçl uluslar<br />
aras organizasyonlar <strong>ve</strong> bunlarn resmi sekreteryalardr.<br />
Uluslararas organizasyonlar<br />
içerisinde çeitli kurulu <strong>ve</strong> programlar<br />
yer almaktadr. Bunlardan küresel ölçekte<br />
çalan balcalar UNEP, Dünya Bankas,<br />
UNDP, UNESCO v.b. dir. Bölgesel ölçekte<br />
çalanlar ise AB, OECD, KE v.b. dir.<br />
Aktörler, yaplarnn müsait olmas artyla<br />
“bilgi toplama, kir deiimi, öneri<br />
formülize etme, resmi/gayr resmi müzakere<br />
seanslar düzenleme, yasal dökümanlar<br />
hazrlama, oylama”, kapasite gelitirme,<br />
tecrübe paylam, mevzuat hazrlama, metin<br />
onaylama/imzalama gibi amaçlarla iki<br />
tara ya da çok tara olarak buluabilirler.<br />
Çevre diplomasisi açsndan çok önemli<br />
bir nokta da program yapsnda olan organizasyonlarda<br />
(UNEP <strong>ve</strong> UNDP gibi) oylama<br />
sisteminin bulunmamasdr. Bu sebeple<br />
bir platformda, daha önceden programn<br />
otoritesi taraar tarafndan kabul edilmi<br />
deilse (taraar konferans metni hazrlama<br />
otoritesi <strong>ve</strong>ya platformun kuruculuundan<br />
doan haklar gibi), program sekreteryasnn<br />
kendi çalmas dorultusunda alnm<br />
kararlarnn ülkeler için balaycl yoktur<br />
<strong>ve</strong> hatta bu programlar tarafndan hazrlanan<br />
metinlerin müzakere edilmesinin reddi<br />
mümkündür. Zira bütün aktörler içinde en<br />
önemlisi egemen ülkelerdir, çünkü sadece<br />
ülkeler oy hakkna sahiptir. Ne var ki burada<br />
öyle bir tablo ortaya çkar; bir program,<br />
hatta ülkeler dndaki baz aktörler ilgilerini<br />
metinlere platform (sözleme, protokol)<br />
sekreteryas üzerinden dolayl olarak yanstabilirler.<br />
Ayn ekilde sekreterya içerisinde<br />
temsili olan bir ülke de bunu yapabilir <strong>ve</strong><br />
bu konu kaçnlmaz olarak siyasi <strong>ve</strong> ekonomiktir.<br />
Çevre Diplomatnda Olmas Gereken<br />
Entellektüel Birikim<br />
Nihayetinde çevreyle ilgili olsun ya da<br />
olmasn diplomasi, daha önceden de belirtildii<br />
gibi tanmlanm bir ekonomik <strong>ve</strong>ya<br />
siyasi çkar için yaplr <strong>ve</strong> bazen çkarn<br />
doas gerei entellektüel hakllk olmayabilir.<br />
Böyle bir durumla karlaan bir<br />
çevre diplomat hem çevre hukukunu hem<br />
de uluslararas ilikileri çok iyi biliyor olmaldr,<br />
böylece gereken ince manevralar<br />
yapabilmelidir. Bunun için teknik bilgiye<br />
haiz olmak ya da teknik bilgiye sahip üyeleri<br />
olan bir takm içerisinde olmak da son<br />
derece faydal <strong>ve</strong> gereklidir.<br />
Bütün boyutlaryla konuyu ele ald-<br />
mzda bir çevre diplomat; uluslararas<br />
ilikiler <strong>ve</strong> uluslararas hukuk, çevre hukuku,<br />
çevre teknolojileri, çevre gü<strong>ve</strong>nlii <strong>ve</strong><br />
çevre yönetimi, çevre etii, ülkesel öncelikler<br />
<strong>ve</strong> çekinceler/sakncalar konularnda<br />
kesin olarak; bunun yan sra, iklim, enerji,<br />
biyolojik çeitlilik, koruma biyolojisi, peyzaj,<br />
jeolojik miras, su vb. konularnda ise<br />
gerektii kadar bilgiye sahip olmaldr. Hiç<br />
üphe yok ki bu i aslnda bir takm iidir.<br />
Çevresel Teknolojiler<br />
Çevresel teknolojiler, temiz teknolojiler<br />
<strong>ve</strong> cleantech olarak da bilinen yeil teknolojiler,<br />
doa üzerine yaplan insan faaliyet-<br />
Birlemi Milletler Genel Kurulu<br />
48
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
lerinin çevrebilimsel bilgiler <strong>ve</strong> teknikler<br />
dorultusunda, doaya en az zarar <strong>ve</strong>rmesi<br />
<strong>ve</strong> kalknmann sürdürülebilir olmas esaslarna<br />
dayanr.<br />
Bir çevre diplomat tarafndan bilinmesinde<br />
fayda olan belli bal çevre teknolojileri<br />
aada sralanmtr.<br />
1. Geri dönüüm teknolojileri: Yeniden<br />
kullanlabilir olan maddelerin yeniden<br />
kullanm ile ilgili teknolojilerdir. Kat,<br />
teneke, cam, plastik, demir-çelik gibi maddeler<br />
geri dönütürülebilir.<br />
2. Yenilenebilinir enerji teknolojileri:<br />
“Yenilenebilirler Küresel Durum Raporu”<br />
2007 <strong>ve</strong> <strong>2009</strong> raporlarnda güne, rüzgar,<br />
su, dalga <strong>ve</strong> jeotermal kaynaklar gibi do-<br />
ada kendiliinden yenilenen unsurlardan<br />
kaynaklanan enerjilerin yenilenebilinir<br />
enerji olarak kabul edildii yer almaktadr.<br />
3. Çevre remeditasyonu teknolojileri:<br />
Çeitli kimyasallar, biyolojik maddeler<br />
<strong>ve</strong> kitle kaldrma metotlaryla çevresel kirlilie<br />
sebep olan maddelerin kaldrlmas<br />
yöntemleridir. Çevresel kirliliin kaldrlmasnda<br />
en etkin yöntemin hala damtma<br />
olduunu ileri süren çalmalar varsa da bu<br />
konuda yeni metotlarn aratrlmasna hzla<br />
devam edilmektedir.<br />
4. <strong>Su</strong> artm teknolojileri: <strong>Su</strong>daki<br />
(göller, akarsular, denizler, yer alt sular)<br />
kirliliin kaldrlmas amacn güden bu<br />
teknolojiler, büyüyen tarm <strong>ve</strong> sanayi sektörleri<br />
sebebiyle artan su kullanmn göz<br />
önüne alrsak, 21. yy çevre biliminin en<br />
önemli konularndan birisidir.<br />
5. çme suyu artm teknolojileri:<br />
çme sularnn artm ile ilgilidir.<br />
6. Kat atk yönetimi teknolojileri:<br />
Kat atklarn tüketim, yeniden kullanm,<br />
artma, boaltma <strong>ve</strong> genel olarak yönetimi<br />
ile ilgili teknolojilerdir.<br />
Deerlendirmeler<br />
Ülkemiz birçok çevresel kaynak açsndan<br />
son derece zengindir <strong>ve</strong> birçok çevresel<br />
platforma taraf olmutur. Bu durum<br />
ülkemizin etkin bir çevre diplomasisine<br />
olan ihtiyacn da gözler önüne sermektedir.<br />
Etkin bir çevre diplomasisi için gerekli<br />
olan en önemli öe yetimi kadrolardr.<br />
Tarihin sayl medeniyetlerinden birisi<br />
olan ülkemizin köklü bir devlet <strong>ve</strong> diplomasi<br />
gelenei olduu aikardr. Ne var ki<br />
ülkemizde hala çevre diplomasisi ile ilgili<br />
<strong>ve</strong> “çok disiplinli program” eitimi <strong>ve</strong>ren<br />
üni<strong>ve</strong>rsitemiz yoktur. 20.yy’n son çeyre-<br />
Kaynaklar<br />
J.B. Ruhl Water Wars, Eastern Style: Divvying Up the<br />
Apalachicola-Chattahoochee-Flint Ri<strong>ve</strong>r Basin JOURNAL<br />
OF CONTEMPORARY WATER RESEARCH & EDU-<br />
CATION<br />
Radioacti<strong>ve</strong> Minerals. R. Dhana Raju. Geological Society<br />
of India, P.B. No. 1922, Gavipuram P.O., Bangalore 560<br />
019. 2005. 65 pp.<br />
The UNEP Magazine for Youth-www.unep.org/pdf/tunza/<br />
Tunza_6.3_EN.pdf<br />
Environmental Diplomacy Conference Report-Washington<br />
D.C. 18 Kasm 1998<br />
H.H. Çal, Sürdürülebilir Kalknmann Türkiye’deki Geli-<br />
imi, www.caginpolisi.com.tr (Online yayn)<br />
Internet: www.graduateinstitute.ch/corporate/executi<strong>ve</strong>/<br />
training-workshops/environmental-diplomacy_en.html<br />
Türkiye Çevre Sorunlar Vakf, Ortak Geleceimiz, Dünya<br />
Çevre <strong>ve</strong> Kalknma Komisyonu Raporu, TÇSV Yaynlar,<br />
Ankara, 1989, s:71-97. s:31-32.<br />
Türkiye Çevre Vakf, Ansiklopedik Çevre Sözlüü, TÇV<br />
Yaynlar, Ankara, 2001, s: 328.<br />
Ruen KELE, <strong>ve</strong> Can HAMAMCI, Çevrebilim, mge Kitabevi,<br />
Ankara, 1998, s:155-157.<br />
Nesrin ALGAN, “Devlet Politikalar Balamnda Çevre<br />
<strong>ve</strong> Çevre Korumann Tarihine Ksa Bir Bak”, Türkiye’de<br />
Çevrenin <strong>ve</strong> Çevre Korumann Tarihi Sempozyumu 7-8<br />
Nisan 2000, Türkiye Ekonomik <strong>ve</strong> Toplumsal Tarih Vakf,<br />
stanbul, 2000, s: :227.<br />
Gülün EGEL, Avrupa Birlii <strong>ve</strong> Türkiye’de Çevre Politikalar,<br />
TÇV Yaynlar, Ankara, s: 103.<br />
inden itibaren önemi hzla artan <strong>ve</strong> 21.<br />
yy’n en önemli gündemlerinden birisi olan<br />
çevre konusunda daha çok sayda <strong>ve</strong> daha<br />
donanml diplomatlar yetitirmemiz için<br />
konuya üni<strong>ve</strong>rsitelerimiz, hatta TODAE<br />
eilmelidir. Bunun yan sra koullar bize<br />
benzeyen ülkelerle anlaml ibirlii olanaklar<br />
aratrlmal, aktif bir politika izlenmeli<br />
<strong>ve</strong> dünya çevre gündeminin lehimize olacak,<br />
en azndan aleyhimize olmayacak ekilde<br />
biçimlendirilmesi salanmaldr.<br />
Lawrence E. SUSSKIND, Environmental Diplomacy-<br />
Negotiating More Effecti<strong>ve</strong> Global Agreements, Oxford<br />
Uni<strong>ve</strong>rsity Press, 1994, s:11<br />
Lawrence E. SUSSKIND, a.g.e., s:46<br />
Recycling” June 15th, <strong>2009</strong>. http://earth911.com/recycling/<br />
Renewables Global Status Report <strong>2009</strong> - www.ren21.net/<br />
pdf/RE_GSR_<strong>2009</strong>_Update.pdf<br />
Li<strong>ve</strong>science. June 27,<strong>2009</strong>.10 top emerging environmental<br />
technologies. www.reference.md/les/D052/mD052918.<br />
html<br />
Gershon Cohen Ph.D.. “The ‘Solution’ to Pollution<br />
Is Still ‘Dilution’”. Earth Island Institute.<br />
http://www.earthisland.org/eijournal/new_articles.<br />
cfm?articleID=299&journalID=49.<br />
Recycling” June 15th, <strong>2009</strong>. http://earth911.com/recycling/<br />
“What is Water Purication”. June 16th, <strong>2009</strong>,<br />
http://www.bionewsonline.com/s/what_is_water_purication.htm<br />
“Sewage Treatment”. June 17th, <strong>2009</strong><br />
http://www.euwfd.com/html/sewage_treatment.html<br />
“Sewage Treatment”. Retrie<strong>ve</strong>d June 17th, <strong>2009</strong><br />
http://www.euwfd.com/html/sewage_treatment.html “Environmental<br />
remedies and water Resource<br />
http://www-esd.lbl.gov/ERT/index.html “Urban Waste<br />
Management”. June 16th, <strong>2009</strong>.<br />
http://web.worldbank.org/WBSITE/EXTERNAL/TO-<br />
PICS/EXTURBANDEVELOPMENT/ EXTUSWM<br />
49
Özel Çevre Koruma Kurumu Bakanl<br />
Soyu Tükenmekte Olan 4 Bitki Türü<br />
Datça Hurmas, Serik Armudu,<br />
Sla Aac, Peygamber Çiçei<br />
Datça Hurmas<br />
Datça hurmas, Türkiye <strong>ve</strong><br />
Rodos adasna özgü, 4. buzul<br />
çandan kalan endemik bir tür.<br />
Buzul çanda, güneydeki scak<br />
iklimlere inen Datça hurmas<br />
<strong>ve</strong> sla gibi türler derin dere<br />
<strong>ve</strong> ky vadileri gibi korunakl<br />
alanlarda günümüze dein ula-<br />
abilen türler arasnda.<br />
Datça Hurmas vadi tabanlarnda<br />
bulunmaktadr. Çok<br />
snrl yayla sahip olan bu<br />
tür kuzeyde Eksera Deresi yamaçlarnda<br />
<strong>ve</strong> güney ky kesiminde<br />
Azganak Tepe, Karacahapiba,<br />
Yarmcaba Tepe,<br />
Kovalca Tepe, Tanman Tepe,<br />
Lindasba Tepe, Andzcl Tepe<br />
civarnda yaylm göstermektedir.<br />
Kurumumuz 2008 ylnda<br />
türün biyolojik çeitlilik yönünden<br />
izlenmesi, korunmas<br />
<strong>ve</strong> gelitirilmesi amacyla “Datça<br />
Hurmas Koruma <strong>ve</strong> zleme<br />
Projesi”ni balatmtr. Bu proje<br />
ile türün yetime alanndaki<br />
yerel halkn, bölge ziyaretçilerinin<br />
<strong>ve</strong> turizm yatrmclarnn<br />
eitim <strong>ve</strong> bilinçlendirme yolu<br />
ile koruma faaliyetlerine itirakinin<br />
salanmas da hedeenmektedir.<br />
Serik Armudu<br />
Gülgiller familyasna<br />
ait, Belek için lokal endemik<br />
<strong>ve</strong> nesli tehlike altnda<br />
bir türdür.<br />
Türün Yeri: Belek Özel<br />
Çevre Koruma Bölgesi habitatlar<br />
Özel Çevre Koruma<br />
Kurumu’nun yapt iler :<br />
Kurumumuz 2008 ylnda<br />
türün biyolojik çeitlilik<br />
yönünden korunmas <strong>ve</strong> gelitirilmesi<br />
<strong>ve</strong> Belek Özel<br />
Çevre Koruma Bölgesi habitatlarnn<br />
turizm, tarm <strong>ve</strong><br />
hayvanclk faaliyetlerinin<br />
Serik Armudunun yetime<br />
alan ile örtümesinden kaynaklanan<br />
sorunlarnn almas<br />
için bölgedeki tarmla<br />
<strong>ve</strong> hayvanclkla uraan<br />
yerel halkn, bölge ziyaretçilerinin<br />
<strong>ve</strong> turizm yatrmclarnn<br />
eitim <strong>ve</strong> bilinçlendirme<br />
yolu ile koruma<br />
faaliyetlerine itirakinin<br />
salanmas amacyla “Serik<br />
Armudu Koruma <strong>ve</strong> zleme<br />
Projesi” ni balatmtr.<br />
Yabani Armut<br />
50
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
Sla Aac<br />
Sla Aac<br />
Köyceiz-Dalyan Özel<br />
Çevre Koruma Bölgesi’ndeki<br />
Doal Günlük <strong>Orman</strong> Adacklar<br />
birbirinden kopuk <strong>ve</strong><br />
küçük yüz ölçümlü olmalar<br />
nedeniyle; zilyet basksyla<br />
köylüler tarafndan tarm<br />
alanlarna dönütürülerek<br />
hzla yok edilmektedir.<br />
Günlük aac olarakta<br />
adlandrlan Sla aac,<br />
ülkemizin güneybatsnda,<br />
belli kesimlerde doal olarak<br />
bulunmaktadr. Bulunduu<br />
yörelerin kuzey snrn Büyük<br />
Menderes Nehri, dou<br />
snrn Aksu Nehri, güney<br />
<strong>ve</strong> bat snrn da Akdeniz<br />
oluturmaktadr.<br />
Özel Çevre Kurumu<br />
2008 ylnda Tersiyerden<br />
kalan <strong>ve</strong> doal olarak dar bir<br />
alanda yayl gösteren Sla<br />
aac ormanlarnn ekosistemini<br />
korumak, Doal Liquidambar<br />
orientalis türünün<br />
gen havuzunun <strong>ve</strong> bölgesel<br />
orman mozaiinin muhafaza<br />
edilmesi <strong>ve</strong> kaltmnn<br />
genetik mirasn devamll<br />
salanarak Sla Aac ’nn<br />
Doal Ortamnda Korunmas,<br />
Avrupa Tarmsal <strong>ve</strong><br />
Doal Peyzajnn korunmas<br />
amacyla “Sla Aac Koruma<br />
<strong>ve</strong> zleme Eylem Plan”<br />
projesini balatm olup, 1.<br />
Payda Toplants 23 Mays<br />
2008 tarihinde Dalyan’da<br />
gerçekletirilmitir.<br />
Peygamber Çiçei<br />
Dünya Doay Koruma Birlii Kriterlerine<br />
göre nesli tehlike altnda, Bern<br />
Sözlemesi’ne (Avrupa’nn Yaban Hayat<br />
<strong>ve</strong> Yaama Ortamlarnn Korunmas Sözlemesi)<br />
göre de “Kesin Korunan Bitki<br />
Türü” listesinde yer almaktadr.<br />
Ankara Gölba civarnda yetimektedir.<br />
Kurumumuz 2008 yl içerisinde türün<br />
korunmasna yönelik olarak Mogan<br />
Gölü Doru kesiminde Mogan Gölü bat<br />
kesiminde (ANÇEVA <strong>Orman</strong> çi Dinleme<br />
Tesisi, Kültür <strong>ve</strong> Turizm Bakanl Devlet<br />
Opera <strong>ve</strong> Balesi Arazisi) çekirdek zon<br />
konumundaki lokalitelerde i<strong>ve</strong>di olarak<br />
önlemlerin alnmas amacyla bir koruma<br />
eylem plan hazrlanmas çalmas balatlmtr.<br />
Bu proje ile;<br />
-Koruma kriterlerinin belirlenmesi,<br />
-Tür yönetim plan hazrlanmas,<br />
-Türün rezerv alanlarnn belirlenmesi,<br />
-Türün eko-turizme açlmas için gerekli<br />
çalmalarn yaplmas,<br />
-Gölba Havzasnda yer alan dier<br />
endemik türlerinde koruma altna alnmas<br />
için “Endemik Türler Botanik Bahçesi”<br />
oluturulmas hedeenmektedir.<br />
Proje ile yükleniciye tahsis edilen üç<br />
dönümlük temizlenmi çekirdek zon olan<br />
bu arazi, çit ile koruma altna alnm düzenli<br />
<strong>ve</strong> tesadüfe bal deneme düzeneine<br />
göre tohumlar ekilip, bakmlar yaplmaktadr.<br />
Bu srada;<br />
-Tohumlarn çimlenme yetenekleri,<br />
dallanma, çiçeklenme, renklenme durumlar<br />
aratrlmakta,<br />
-Çiçek üzerinde faaliyet gösteren böcekler<br />
<strong>ve</strong> kular tespit edilmekte,<br />
-Bitkinin tohum tutma kapasitesinin<br />
tespiti yaplmakta,<br />
-Bitkideki gelimeler her aamada resimlenmektedir.<br />
Peygamber Çiçei<br />
51
Güner ERGÜN*<br />
Le<strong>ve</strong>nt KESKN**<br />
Nurhan EN***<br />
Özel Çevre Koruma Kurumu<br />
Bakanl<br />
Çevre Koruma Aratrma <strong>ve</strong><br />
nceleme Daire Bakanl<br />
*nceleme ube Müdürü<br />
**Uzman<br />
*** Uzman<br />
Türkiye’nin<br />
Korunan Alanlar<br />
Sisteminin Güçlendirilmesi,<br />
Deniz <strong>ve</strong> Ky Koruma Alanlarnn<br />
Sürdürülebilirliinin Kolaylatrlmas Projesi<br />
Doal kaynaklarn korunmas <strong>ve</strong> devamllnn salanmas, 21. Yüzylda insanln<br />
en önemli sorunlarndan biri olmaya devam etmektedir. Dünya nüfusundaki hzl arta<br />
karn, doal kaynaklarn hzla tüketilmesi, düzenli yerleim alanlarnn daralmas,<br />
çevre kirlilii ile ilgili problemler, ülkeleri ortak çözüm arama yolunda giderek daha<br />
sk bir ibirliine yöneltmektedir. Çevrenin, doal <strong>ve</strong> kültürel kaynaklarn korunmas<br />
amacyla yaplan çalmalar uluslararas sözleme <strong>ve</strong> antlamalarla hukuki bir zeminde<br />
<strong>ve</strong> bilimsel aratrmalarn nda yürütülmektedir.<br />
Projenin amac,<br />
ulusal ky <strong>ve</strong><br />
deniz alanlar<br />
koruma sistemini<br />
güçlendirmek <strong>ve</strong><br />
etkin yönetimini<br />
kolaylatrmaktr.<br />
Barndrd önemli biyolojik çeitlilik deerleri<br />
ile üç biyolojik bölgeye ayrlan Türkiye,<br />
iki karasal (Kafkaslar <strong>ve</strong> Akdeniz) <strong>ve</strong> bir denizel<br />
(Akdeniz) alan arasnda olmak üzere küresel ölçekte<br />
200 ekolojik bölge içinde kalmaktadr. Bu alanlar<br />
tadklar koruma deerleri açsndan dünyann<br />
en önemli ekolojik bölgeleri içinde gösterilmektedir.<br />
Türkiye, Doal Hayat Koruma Vakf (WWF) tarafndan<br />
belirlenen dünyann en önemli 200 ekolojik<br />
bölgesinden üç tanesine ev sahiplii yapmaktadr.<br />
Ülkemiz Akdeniz, Ege Denizi, Marmara Denizi <strong>ve</strong><br />
Karadeniz kylar <strong>ve</strong> adalar da dahil yaklak 8.500<br />
km ky uzunluuna sahiptir. Böylesine uzun deniz<br />
<strong>ve</strong> ky alanlar zengin biyolojik çeitlilik deerlerini<br />
barndrmaktadr.<br />
Bu balamda ülkemiz özellikle son on be yl<br />
içerisinde biyolojik çeitliliin korunmas amacyla<br />
birçok uluslararas antlamaya taraf olmutur. Bern<br />
Sözlemesi olarak bilinen “Avrupa’nn Yaban Hayatnn<br />
<strong>ve</strong> Habitatlarnn Korunmas Sözlemesi”yle,<br />
nesli tehdit <strong>ve</strong> tehlike altnda olan türlerin korunmas<br />
taahhüt edilmitir. Söz konusu türler <strong>ve</strong> habitatlarn<br />
korunmas “Barselona Sözlemesi” ile de koruma altna<br />
alnmtr.<br />
Akdeniz’de biyolojik çeitliliin korunmasna yönelik<br />
çalmalar, Barselona Sözlemesi’nin eki protokollerinden<br />
olan “Akdeniz’de Özel Koruma Alanlar<br />
<strong>ve</strong> Biyolojik Çeitlilik Protokolü” çerçe<strong>ve</strong>sinde sürdürülmektedir.<br />
Protokolün ilk hali “Akdeniz’de Özel<br />
Olarak Korunan Alanlara Ait Protokol” dür. 1995 y-<br />
52
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
^<br />
lnda revize edilerek ad “Akdeniz’de Özel<br />
Koruma Alanlar <strong>ve</strong> Biyolojik Çeitlilik<br />
Protokolü” olarak deitirilmitir. Taraf ülkelerce<br />
1982 ylnda imzalanan protokol 26<br />
Mart 1986 ylnda yürürlüe girmitir. Ülkemiz<br />
Protokol’e taraf olduktan sonra konuyla<br />
ilgili ulusal uygulamalardan sorumlu<br />
bir otorite olarak Özel Çevre Koruma<br />
Kurumu Bakanl’n 1989 ylnda tesis<br />
etmi <strong>ve</strong> bugüne kadar 14 adet alan Özel<br />
Çevre Koruma Bölgesi olarak tespit <strong>ve</strong> ilan<br />
edilmitir. Akdeniz’de Özel Koruma Alanlar<br />
<strong>ve</strong> Biyolojik çeitlilie likin Protokol<br />
kapsamnda Birlemi Milletler Çevre<br />
Program (UNEP) tarafndan Türkiye’de<br />
12 adet alan özel koruma alanlar listesine<br />
alnmtr. Bunlardan 9 tanesi Özel Çevre<br />
Koruma Bölgesi olup, 3 tanesi Milli Park<br />
niteliindedir. Bunlar; Köyceiz-Dalyan,<br />
Foça, Fethiye-Göcek, Datça, Gökova,<br />
Göksu, Patara, Kekova, Belek, Dilek Yarmadas<br />
Milli Park, Gelibolu Milli Park <strong>ve</strong><br />
Beydalar Milli Park’dr.<br />
Ülkemizdeki önemli doal kaynaklarn<br />
sürdürülebilir kullanm için korunan alanlarda<br />
bir sistem oluturulmas gereklidir.<br />
Oldukça kstl koruma etkinlikleri bulunan<br />
deniz <strong>ve</strong> ky koruma alanlar için de böyle<br />
bir sistemin kurulmas gereklidir.<br />
Bu gereklilikten hareketle, Küresel<br />
Çevre Fonu (GEF) 4. döneminde, ülkemizin<br />
deniz <strong>ve</strong> ky alanlarnn etkin bir koruma<br />
<strong>ve</strong> yönetim sistemine kavuturulmasn<br />
amaçlayan büyük ölçekli “Türkiye’nin Korunan<br />
Alanlar Sisteminin Güçlendirilmesi,<br />
Deniz <strong>ve</strong> Ky Koruma Alanlarnn Sürdürülebilirliinin<br />
Yaygnlatrlmas Projesi”<br />
GEF Konseyine sunulmu, Proje, Konseyin<br />
ubat 2008’de gerçekleen toplantsnda<br />
deerlendirilmitir.<br />
GEF–4 “Türkiye’nin Korunan Alanlar<br />
Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi” krini<br />
<strong>ve</strong> projeden beklenen faydalar içeren Proje<br />
Tanmlama Belgesi onay GEF’in 22 ubat<br />
2008 tarihli mektubu ile; projenin hazrlk<br />
yöntemini belirten Proje Hazrlama Hibesi<br />
belgesi onay ise GEF’in 27 Mart 2008<br />
tarihli mektubu ile Özel Çevre Koruma<br />
Kurumu Bakanl’na bildirilmi <strong>ve</strong> proje<br />
hazrlklar balamtr.<br />
Proje koordinasyonu Özel Çevre Koruma<br />
Kurumu Bakanl ile Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong><br />
Bakanl D likiler <strong>ve</strong> Avrupa Birlii<br />
Dairesi Bakanl tarafndan salanmakta<br />
olup, proje doküman hazrlk sürecine<br />
ilikin tüm faaliyetler Özel Çevre Koruma<br />
Kurumu Bakanl tarafndan yürütülmektedir.<br />
Projenin GEF uygulayc kuruluu<br />
Birlemi Milletler Kalknma Fonu<br />
(UNDP)’dur. Proje paydalar; Çevre <strong>ve</strong><br />
<strong>Orman</strong> Bakanl, Tarm <strong>ve</strong> Köyileri Bakanl,<br />
Kültür <strong>ve</strong> Turizm Bakanl, Bayndrlk<br />
<strong>ve</strong> skân Bakanl, Ulatrma Bakanl,<br />
Devlet Planlama Tekilat, Denizcilik<br />
Müstearl, Sahil Gü<strong>ve</strong>nlik Komutanl,<br />
Valilikler, mahalli idareler, üni<strong>ve</strong>rsiteler,<br />
aratrma enstitüleri <strong>ve</strong> ulusal <strong>ve</strong> yerel sivil<br />
toplum örgütleridir.<br />
Projenin amac, ulusal ky <strong>ve</strong> deniz<br />
alanlar koruma sistemini güçlendirmek <strong>ve</strong><br />
etkin yönetimini kolaylatrmaktr. Projenin<br />
bütçesini oluturan d kaynaklardan<br />
2. 220.000 US $ (GEF: 2.200.000 US $ <strong>ve</strong><br />
UNDP: 20.000 US $ ) <strong>ve</strong> ulusal kaynaktan<br />
4.000.000 US (2.000.000 US $ ayni <strong>ve</strong><br />
2.000.000 US $ akdi) olmak üzere toplamda<br />
6.220.000 US $ bir katk gelecektir. Proje,<br />
Eylül <strong>2009</strong>-Eylül 2013 tarihleri arasnda<br />
uygulanacaktr.<br />
Proje bileenleri:<br />
1. Mevcut ky <strong>ve</strong> deniz alanlarnn<br />
daha etkin yönetimi <strong>ve</strong> öncelikle yeni ky<br />
<strong>ve</strong> deniz alanlarnn kurulmas için sorumlu<br />
kurumlarn ihtiyaç duyduu iç yap <strong>ve</strong> kapasitenin<br />
güçlendirilmesi,<br />
Türkiye’nin korunan alanlar sistemi deniz<br />
bileeninin yönetimi güçlendirilecek <strong>ve</strong><br />
deniz alanlar kapsama alan arttrlacaktr.<br />
Bu da Özel Çevre Koruma Bölgeleri <strong>ve</strong> balkçlk<br />
koruma alanlar gibi iki önemli alt<br />
sistem bileenlerinin geniletilmesi <strong>ve</strong> güçlendirilmesini<br />
ihtiva edecektir.<br />
Bu sonuca ulamak için:<br />
• Mevcut deniz koruma alanlarnn yönetim<br />
kapasitesinin gelitirilmesi,<br />
• 5 Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde <strong>ve</strong><br />
Ayvalk Adas’nda zonlama çalmasnn<br />
yaplmas,<br />
• Ulusal korunan alanlar sistemi içindeki<br />
deniz alanlar kapsamnn geniletilmesi<br />
<strong>ve</strong> buradaki yeni alanlar için yönetim kapasitesinin<br />
kurulmas: 100.000 ha.’lk yeni<br />
deniz <strong>ve</strong> ky koruma alannn kurulmas,<br />
• Deniz koruma alanlar sistemi temeline<br />
dayal denizsel biyolojik çeitlilik kapsamnda<br />
boluk analiz deerlendirmesi:<br />
Çalma grubu tarafndan <strong>ve</strong>ri <strong>ve</strong> bilgilerin<br />
deerlendirilerek 10 yllk Eylem Plannn<br />
gelitirilmesi <strong>ve</strong> ky deniz koruma alanlarnn<br />
genilemesi çalmalarna katk salanmas,<br />
• Kurumlar aras koordinasyon mekanizmasnn<br />
kurularak deniz koruma alanlarnn<br />
genilemesi için 10 yllk bir ulusal<br />
strateji <strong>ve</strong> eylem plannn onaylanmas gerekmektedir.<br />
53
Türkiye’nin Korunan Alanlar Sisteminin Güçlendirilmesi,<br />
2. Deniz koruma alanlar planlama <strong>ve</strong><br />
yönetim sisteminin etkin i planlamas, yeterli<br />
etkin yönetim maliyeti <strong>ve</strong> gelir üretim<br />
düzeyine imkân <strong>ve</strong>rmesinin salanmas,<br />
GEF tarafndan desteklenecek faaliyette,<br />
Özel Çevre Koruma Kurumu<br />
Bakanl’ndaki mevcut organizasyonel<br />
engellerin kaldrlmas, tüm dünyada bilinen<br />
yeni gelir üreten önlemlerin Türkiye<br />
artlarna dahil edilmesi, merkezi hükümet<br />
<strong>ve</strong> yerel seviyedeki karar <strong>ve</strong>riciler <strong>ve</strong> Özel<br />
Çevre Koruma Bölgelerindeki yerel kaynak<br />
kullanclar arasnda farkndaln yaratlmas<br />
<strong>ve</strong> yeni düzenlemelerin desteklenmesi<br />
salanacaktr.<br />
54<br />
Bunun için de;<br />
• Özel Çevre Koruma Kurumu’nun sürdürülebilir<br />
nans yönetimi kapasitesinin<br />
artrlmas için i planlarna adapte edilen<br />
nansal sistem <strong>ve</strong> uygulamalarnn oluturulmas,<br />
• Hazrlanan i planlarnn gözden geçirilmesi<br />
<strong>ve</strong> sistem nanslamann benimsenmesi<br />
<strong>ve</strong> uygulanmas (yeni gelir frsatlarnn<br />
düzenli olarak tanmlanmas, tanmlanan<br />
ihtiyaçlar optimal karlayacak öncelik <strong>ve</strong><br />
zamanlamaya yönelik nans tahsisi.<br />
• Yerinde uygun gelir üretme mekanizmas<br />
<strong>ve</strong> uygulanmas. Gelitirme Birimince<br />
Özel Çevre Koruma Bölgeleri deniz<br />
alanlarnda i planlarnn gözden geçirilmesi<br />
sonucu, bunun yeni gelir frsatlarnn<br />
salanmas, Özel Çevre Koruma Bölgelerindeki<br />
yatrm maliyetleri <strong>ve</strong> devirlenen<br />
iletme masraarnn maliyet yönetimi,<br />
• Yerinde uygun harcamalarn karlanma<br />
mekanizmas <strong>ve</strong> uygulanmas. Özel<br />
Çevre Koruma Kurumu’nun proje <strong>ve</strong> yeniden<br />
tekrarlanan gider maliyetlerini azaltmak<br />
için gelir üretimine ek olarak maliyet<br />
karlama <strong>ve</strong> maliyet paylam frsatlarnn<br />
tanmlanmas,<br />
• Ky <strong>ve</strong> deniz alanlar harcama <strong>ve</strong><br />
gelir üretimi için kurumsal sorumluluklar<br />
üzerinde anlama. Özel Çevre Koruma Kurumu<br />
Bakanl’nn çeitli kamu kurumlar<br />
ile gelir yaratma, harcama <strong>ve</strong> yönetim<br />
konusunda i çerçe<strong>ve</strong> anlamalarn gelitirmesi,<br />
• Özel Çevre Koruma Kurumu Bakanl<br />
planlama uygulamalar içine ekonomik<br />
maliyet yönetimi için ekonomik prensiplerin<br />
entegrasyonu,<br />
• Ky <strong>ve</strong> deniz alanlar için destek <strong>ve</strong><br />
farkndaln arttrlmas,<br />
• Deniz koruma alanlar 10 yllk genileme<br />
plan uygulanmas için sürdürülebilir<br />
nans stratejilerinin tespit edilmesi gerekmektedir.<br />
3. Ky <strong>ve</strong> deniz koruma alanlarnn çok<br />
amaçl kullanm içinde ekonomik faaliyetlerin<br />
yönetimi <strong>ve</strong> düzenlenmesi için kurumlar<br />
aras koordinasyon mekanizmasnn<br />
yerletirilmesi.<br />
Deniz kaynakl tehditlerin yönetimi<br />
için koordinasyon balkçlk-gemi kaynakl<br />
tehditler-karasal kirleticiler gibi farkl alana<br />
yönelik çözüm önerisi gelitirilmesi <strong>ve</strong><br />
son olarak farkl taraarn koordinasyon<br />
mekanizmalar gelitirerek çözüm süreçlerine<br />
dahil edilmesinin salanmas gerekmektedir.<br />
• lgili ulusal <strong>ve</strong> yerel kamu kurumlar<br />
arasnda bu alanlara ilikin farkndaln<br />
arttrlmas,<br />
• zleme, uygulama <strong>ve</strong> çatma çözümü<br />
salama konularnda ÖÇKK <strong>ve</strong> ilgili dier<br />
yerel <strong>ve</strong> kamu kurumlarnn bir arada çalma<br />
mekanizmasnn gelitirilmesi,<br />
• Özel Çevre Koruma Kurumu Bölgeleri<br />
özelinde hassas zonlarda belirgin kurallarn<br />
gelitirilmesi,<br />
• la<strong>ve</strong> teknik ekiplerin oluturulmas,<br />
• Be Özel Çevre Koruma Bölgesinde<br />
yönetim birimlerinin kurulmas,<br />
• ki Özel Çevre Koruma Bölgesinde<br />
balk avclna yasak bölgelerin oluturulmas,<br />
• Deniz Koruma amaçlarnn bir ÖÇKB’<br />
de karasal planlama sürecine entegre edilmesi,<br />
• ÖÇK Bölgelerinde gemi kaynakl tehditlere<br />
kar, kurumlar aras koordinasyon<br />
mekanizmalarn gelitirerek <strong>ve</strong> gerekli yasal<br />
düzenlemeleri getirerek kontrol mekanizmas<br />
kurulmas gerekmektedir.
^<br />
Tamer ÇOBANOLU<br />
Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Uzman Yar.<br />
Eitim <strong>ve</strong> Yayn Dairesi Bk.l<br />
Gizemli <strong>Orman</strong>lar<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
ili’nin Fray Jorge Milli Park’na yaklarken,<br />
yol ssz çöllerle kapldr.<br />
Ylda 150 mm’den az ya alan çorak<br />
arazi, amazon manzarasna göre daha<br />
çekicidir. Yola devam ettikçe büyük bir de-<br />
iim görülür. Bu noktada, 1.500 – 2.000<br />
metre yükseklikte yaklak 30 dönümlük bir<br />
yamur orman yer alr. Yamur ormannda<br />
ereltiotu, bataklk yosunlar gibi bitkilerin<br />
boylar gökyüzüne doru uzanmaktadr.<br />
Fray Jorge Tabiat Park ile ilgili çalan<br />
bir grup bilim adam, bu ufak yamur ormannn<br />
çölün ortasnda nasl varln sürdürdüünü<br />
incelerken karlat bir dier<br />
sürpriz, aaçlarn ayn zamanda sisten besleniyor<br />
olmalardr. Bu sis, aaçlarn ihtiyac<br />
olan suyun 3/4’ünü karlamaktadr.<br />
Tabiat Park, ili’ye 600 mil uzaklkta<br />
kuzeyde bulunuyor. Bu alann güneyi daha<br />
nemli, yal <strong>ve</strong> sk bir durumda iken yazn<br />
scak döneminde yaamn sürdürmeleri ise<br />
sise baldr. 25 yldr orman ekosistemlerini<br />
aratran Ekosistem Çalmalar Enstitüsü<br />
çalanlar, bölgedeki sisteme inanmakta<br />
zorluk çektiklerini belirterek, bu ormana bir<br />
adm atnca inanlmaz bir ekosisteme giriyorsunuz<br />
<strong>ve</strong> bu bölgedeki aaçlarn havadaki<br />
su taneciklerini tutmak için gösterdikleri<br />
adaptasyonun esizliine hayret etmemek<br />
elde deil diyorlar<br />
Fray Jorge’de yaayan her canlnn<br />
önemli görevleri var. Örnein, yosunlar <strong>ve</strong><br />
likenler havadaki nemi tutuyorlar. Aaç yapraklar<br />
güneten çok havadaki sisi tutmak<br />
için geni yüzeye sahip ekilde olumular.<br />
Aaçlar kökleri <strong>ve</strong> lizleri ile topraktan ihtiyac<br />
olan nemi almaktalar, kular, böcekler<br />
<strong>ve</strong> dier yaratklar, scak yaz dönemlerinde<br />
su bulmak için ormana akn ederler. Kular<br />
<strong>ve</strong> fareler, ayrca bitkilerin tohum <strong>ve</strong> polenlerini<br />
tarlar.<br />
Daha da harika olan ey, bu milli parkta<br />
bulunan aaçlar, besin maddesi ihtiyaçlarn<br />
sisten gelen besin maddeleriyle karlyorlar.<br />
Ekosistem Çalmalar Enstitüsü’nden<br />
Weathers <strong>ve</strong> arkadalar, zengin okyanus<br />
sular gibi uzaklardan gelen sisin, sülfür,<br />
kalsiyum, fosfor gibi organik maddeleri <strong>ve</strong><br />
gerekli azotu tadn buldular. Columbia<br />
Üni<strong>ve</strong>rsitesi Lamont-Doherty Dünya Gözlemevinden<br />
okyanus bilimci Ajit <strong>Su</strong>bramaniam,<br />
sisin içerisinde yüksek miktarda besin<br />
maddesinin içerdiini <strong>ve</strong> sis yardmyla da-<br />
n üst ksmlarna ulat-<br />
n belirtti. <strong>Su</strong>bramaniam<br />
“Besin maddeleri çounlukla<br />
karadan okyanusa<br />
geçerken burada ters yönde<br />
yüksek miktarda geçi<br />
olduu görülmektedir. Bu<br />
durum allmn dndadr.”<br />
diyerek ekliyor.<br />
Weathers <strong>ve</strong> arkadalar,<br />
eer okyanustan sis<br />
gelmezse milli parktaki<br />
yamur ormanlarnn yok<br />
olabileceini belirtiyorlar.<br />
Bölgenin sk yapsna ramen, topraklar<br />
tarm yapmaya uygun olan Orta Bat<br />
Amerika ile karlatrldnda, bölge toprak<br />
yaps besin maddeleri açsndan oldukça<br />
zayftr. Birçok bitkinin bir arada olduu<br />
bir ortamdaki bitkiler besin maddelerine<br />
besin ulamaya çalacaklardr <strong>ve</strong> sisle gelen<br />
besin dierleri için yeterli olmaktadr.<br />
Bu sebepten dolay, ili’nin ufak yamur<br />
ormanlar için, içerisinde azot bulunan sis<br />
çok büyük önem tayor.<br />
Bölgeye yakn olan Humboldt aknts,<br />
kuzeyden bir dönü ile batya dorudur.<br />
Besin maddesi açsndan da çok zengindir.<br />
Yaplan aratrmalarda bu zenginliin kara<br />
ile paylald görülmütür. Ayrca Weathers,<br />
sisin yamura göre besin maddesi ta-<br />
nmnda 5–300 kat daha etkili olduunu<br />
belirtiyor.<br />
Sis ormanlar, atmosfer hareketleri, okyanus<br />
akntlar, kirleticiler <strong>ve</strong> besin maddeleri<br />
gibi çevresel deerlerin ölçümlerine<br />
hassastr. klim deiiklii, Fray Jorge <strong>ve</strong><br />
dier sis ormanlar açsndan tehlikeler yaratmaktadr.<br />
Örnek olarak, hava hareketleri<br />
<strong>ve</strong> deniz scaklklarndaki deiimler sisin<br />
özelliklerini etkilerler. Sis oluan alanlarda<br />
benzer ekilde deiime urarlar.<br />
Kaliforniya’da Kaliforniya Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />
Bütünleyici Biyoloji Profesörü Todd<br />
Dawson, “Elimizdeki deerler snrl, son<br />
50 yl için <strong>ve</strong>rilere sahibiz. Bu süreçte, ya-<br />
miktar deikenlik gösterdi diyerek<br />
bölgedeki farkllamay ortaya koyuyor.”<br />
Dawson’a göre sisli gün süresi 14 saatten<br />
11 saate inmi durumda. Süreç deiimi <strong>ve</strong><br />
sisin etkisi yal aaçlara olmasa da genç<br />
aaçlara <strong>ve</strong> tohumlara olacaktr.”<br />
Bilim adamlar, ili’nin lman yamur<br />
ormanlarnn hassas noktalar olduunu belirtiyor.<br />
Artan scaklklarn en<strong>ve</strong>rsiyon tabakasn<br />
etkileyerek havann bu alann üzerinden<br />
geçmesini etkilemesi de deiimlerden<br />
biridir. Ayrca, kydan gelen yukar akm <strong>ve</strong><br />
besin maddesi miktarnda deiim yaanmas<br />
bekleniyor. Sonuç olarak, iklim deiikli-<br />
i sisli gün saysn <strong>ve</strong>ya sis bölgesinin de-<br />
imesini sebep olabilecei hususu üzerinde<br />
durulmaktadr. Bilim adamlar “Isnma, sis<br />
miktarnn artmasn salasa da bu sisin ormanlara<br />
gelmesini salayacak anlamna gelmez.”<br />
diyerek durumu açklyor.<br />
Tüm sebepler göz önüne alndnda,<br />
sis ormanlar çevre ile ilgili uyar sinyallerini<br />
izlemek için önemli yerlerdir. Weathers<br />
“sis ormanlar snrda <strong>ve</strong> temel çevresel de-<br />
iimlerden etkilenecektir.” demektedir. ili<br />
sis ormanlar kendine özgü adapte çevredir.<br />
250 yl öncesine gidildiinde, El Nino frtnas<br />
gibi ar scak dönemler dnda, aaç<br />
ya halkalarnda yaplan çalmalarda görülmütür.<br />
Bu ormanlar yeni bitkiler oluturmaktadr.<br />
Kaliforniya’daki selvi aaçlar<br />
da ayn etkileri göstermitir. Fray Jorge’nin<br />
kuraklkla yüz yüze kalmas ile bu ormanlarn<br />
dier iklim deiimlerinden ne kadar<br />
etkileneceklerdir? Sis ormanlar gibi yerler,<br />
hassas doal ortamlar anlamaya yarar, ayrca<br />
bu gibi yerler sistemlerin nasl adapte<br />
olduu <strong>ve</strong> ilikide olduunu anlamamz<br />
salar. Weathers bu durumu “Doada deer<br />
olarak çok az yanstlan, kokladmz, hissettiimiz<br />
<strong>ve</strong> görebildiimiz eylerin, organizmalar,<br />
nem <strong>ve</strong> doal sistemler arasndaki<br />
balantsn gösterir.” diye açklamaktadr.<br />
Bu Fray Jorge’deki son deiim, gerçein<br />
doann karmaklnn açk olarak görülmesini<br />
salayan bir yolculua çklmas…<br />
55<br />
Sis <strong>Orman</strong>lar
Tuncay DEMR*<br />
Özlem ESENGN**<br />
Çed <strong>ve</strong> Planlama Genel<br />
Müdürlüü<br />
Çevre Envanteri Dairesi<br />
Bakanl<br />
*Daire Bakan<br />
**Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Uzman<br />
Avrupa Birlii Konumsal<br />
Bilgi Altyaps (Inspire)<br />
<strong>ve</strong> Getirdikleri<br />
Avrupa Birlii’nin INSPIRE ile ulamaya çalt nokta, çevresel politikalarn<br />
yönetilmesi <strong>ve</strong> çevre üzerine etkisi olabilecek faaliyetler için Avrupa’da konumsal <strong>ve</strong>ri<br />
altyapsnn kurulmasdr. Kurulacak bu altyap ile kamu sektörü, özel sektör <strong>ve</strong> halkn<br />
çevreye ilikin konumsal bilgiyi etkin bir ekilde paylamalar hedeenmektedir.<br />
Avrupa Birlii Konumsal Bilgi Altyaps, çevreye<br />
ilikin konumsal <strong>ve</strong>rinin sadece bir kez<br />
toplanmas, en etkin ekilde sürdürülmesi,<br />
farkl kaynaklardan gelen parçalarn birletirilmesiyle<br />
bütünleik konumsal <strong>ve</strong>rinin sunulmas, amaca yönelik<br />
farkl ölçek <strong>ve</strong> seviyelerde bilginin paylalmas<br />
temel prensiplerine dayanmaktadr.<br />
tarih ise 2019 yldr. Bu zaman planlamas, Avrupa<br />
Birliinin INSPIRE’dan beklentilerinin hangi seviyede<br />
olduunun <strong>ve</strong> INSPIRE’n ne kadar kapsaml<br />
olacann açk bir göstergesidir.<br />
INSPIRE’n teknik <strong>ve</strong> idari altyap bileenleri ekil<br />
1’de gösterilmitir.<br />
INSPIRE’n Geçmii<br />
Avrupa Birlii Konumsal Bilgi Altyaps direkti<br />
15 Mays 2007 tarihinde yürürlüe girmitir.<br />
Konumsal bilgi altyaps kurulmas ile ilgili ilk<br />
INSPIRE’n nihai amaçlarna ulamas için planlanan<br />
çalmalarn 1995 ylnda balatlmasna<br />
karlk, INSPIRE<br />
ile ilgili ilk somut adm 2001<br />
ylnda komisyon, Avrupa Çevre<br />
Ajans, üye ülkelerin çevre <strong>ve</strong><br />
Cora Bilgi Sistemleri (CBS)<br />
temsilcilerinin katlmyla bir<br />
uzman grup oluturulmasyla<br />
birlikte atlmtr. Daha sonra<br />
INSPIRE’da çallacak ana konularla<br />
ilgili alt çalma gruplar<br />
tekil edilmitir. 2002 ylnda<br />
Komisyonerler arasnda mutabakat<br />
zapt imzalanm <strong>ve</strong> alt çalma<br />
gruplar pozisyon belgelerini<br />
ekil 1: INSPIRE’n Teknik <strong>ve</strong> dari Altyap Bileenleri.<br />
yaynlamlardr. 2003 ylnda<br />
56
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
^<br />
internet ortamnda 185 kurumun katklaryla<br />
açk konsültasyon yaplm <strong>ve</strong> buna paralel<br />
olarak yürütülen etki deerlendirmesi<br />
çalmas sonucunda INSPIRE’n çevre<br />
sektöründeki mevcut maliyetin 6 kat kadar<br />
faydas olaca deerlendirilmitir.<br />
INSPIRE direktinin ilk önerisi 2004<br />
ylnda komisyon tarafndan onaylanm,<br />
2005 ylnda uygulama kurallarnn belirlenebilmesi<br />
amacyla daha geni katlm<br />
salanmasna yönelik çalmalar yaplmtr.<br />
2006 ylndan itibaren yürütülen yasal<br />
temele oturtma çalmalar sonucunda 15<br />
Mays 2007 tarihinde Avrupa Birlii Resmi<br />
Gazetesinde yaynlanarak INSPIRE direkti<br />
yürürlüe girmitir.<br />
2008 ylndan itibaren uygulamaya<br />
yönelik tüzüklerin gelitirilmesine arlk<br />
<strong>ve</strong>rilmi <strong>ve</strong> 12 Nisan 2008 tarihinde “üst<br />
<strong>ve</strong>ri” konusunda ilk Tüzük yaynlanmtr.<br />
Haziran <strong>2009</strong>’da taslak olarak “arama <strong>ve</strong><br />
görüntüleme servisleri” ile “<strong>ve</strong>ri <strong>ve</strong> servis<br />
paylam” konularnda tüzükler yaynlanmtr.<br />
Çevre Balants<br />
INSPIRE’n amac çevre politikalarnn<br />
<strong>ve</strong> çevreye etkisi olabilecek dier sektör<br />
politikalarnn oluturulmasnda konumsal<br />
bilgiye ulalmasn salamaktr. INSPIRE<br />
Direkti’nin eklerinde yer alan <strong>ve</strong>ri setlerinin<br />
incelenmesinden anlalaca gibi,<br />
Direktin kapsamnda çallacak <strong>ve</strong>ri katmanlar<br />
çevre arlkldr. Avrupa Birliinde<br />
INSPIRE konusunda roller tanmlanrken<br />
Avrupa Komisyonu Çevre Genel Müdürlü-<br />
ü mevzuat <strong>ve</strong> politika koordinatörü olarak<br />
belirlenmitir.<br />
INSPIRE Direkti ile Avrupa Birliinde<br />
Halkn Çevresel Bilgiye Eriimini düzenleyen<br />
2003/4/EC sayl Direktif belli bir<br />
ölçüde örtümektedir. INSPIRE Direkti<br />
çevreye ilikin konumsal bilginin sunum<br />
<strong>ve</strong> paylam altyapsn düzenlemeye çalrken<br />
Halkn Çevresel Bilgiye Eriimi<br />
Direktinin amaçlarna dorudan hizmet<br />
edecektir.<br />
ekil 2: Servis Tabanl Mimari Gösterimi<br />
INSPIRE Direktinde, Avrupa çapnda<br />
çevresel bilgiden sorumlu kurulu olan,<br />
çevrenin tüm yönlerine ilikin objektif, gü<strong>ve</strong>nilir<br />
<strong>ve</strong> karlatrlabilir bilgi salamakla<br />
görevli, amac, karar <strong>ve</strong>riciler <strong>ve</strong> halkn<br />
çevrenin durumu <strong>ve</strong> görünümü hakknda<br />
bilgilenmesini salamak olan Avrupa Çevre<br />
Ajansnn da Direktin uygulanmasna<br />
aktif olarak katlmas gerektii vurgulanmtr.<br />
Türkiye 2003 ylndan beri Avrupa<br />
Çevre Ajans’nn bir üyesidir <strong>ve</strong> çalmalarna<br />
aktif katlm salamaktadr.<br />
INSPIRE’n Teknik Altyaps<br />
INSPIRE Direkti, konumsal <strong>ve</strong>rinin<br />
paylam için servis tabanl bir mimari öngörmektedir.<br />
Bu mimari üzerinde birlikte<br />
çalacak olan konumsal <strong>ve</strong>ri servislerinin<br />
de ilgili ISO standartlar temel alnarak gelitirilmesini<br />
gerektirir. Bahsi geçen ISO<br />
standartlar ise çounlukla OGC (Open<br />
Geospatial Consortium) tarafndan olgunlatrlmtr.<br />
OGC, konumsal <strong>ve</strong>ri ile ilikili<br />
ortak çözümlerin halka açk standartlar<br />
olarak gelitirilmesi amacyla uluslararas<br />
düzeyde farkl kurum <strong>ve</strong> kurulularn katlmyla<br />
oluturulmu bir konsorsiyumdur.<br />
OGC’nin gücü, CBS (Cora Bilgi Sistemi)<br />
<strong>ve</strong> konumsal <strong>ve</strong>ri dünyasnda kabul<br />
görmesinden gelmektedir.<br />
Servis tabanl mimari, platform (Windows,<br />
Linux, vb.) bamszl, programlama<br />
dili (Java, .NET, vb.) esneklii, yazlm<br />
üreticisi bamszl, standart protokollerin<br />
(HTTP, XML, SOAP, WSDL, vb.)<br />
kullanm <strong>ve</strong> merkezi yönetim gibi kritik<br />
konularda büyük avantajlar salamaktadr.<br />
Servis tabanl mimaride her servisin bir sorumluluu<br />
vardr. Servis tabanl mimarinin<br />
genel yaklam aada açklanmtr.<br />
Servis tabanl mimaride yer alan baz<br />
kavramlar açklamak gerekirse;<br />
Veri kaynaklar, ziksel olarak <strong>ve</strong>rinin<br />
tutulduu <strong>ve</strong>ritaban <strong>ve</strong>ya dosya sistemi<br />
benzeri yerlerdir.<br />
Veri soyutlama, servis katmanlarnn<br />
ortak çalabilirlii açsndan <strong>ve</strong>riler konusunda<br />
rahat anlaabilmelerini hedeer.<br />
Kurumsal i katman, soyutlanm <strong>ve</strong>rinin<br />
i aklarn <strong>ve</strong> kurallarn belirler.<br />
Altyap servis katman, servislerin birbirleri<br />
ile olan ilikilerini düzenler.<br />
servis katman, soyutlanm <strong>ve</strong>riler<br />
üzerinde kurumsal i kurallarna uygun<br />
olarak ilemler yapar.<br />
Organizasyon / yönlendirme katman,<br />
uygulamalarn i aklarna göre i servis<br />
katmanndaki servislerin uygun srada <strong>ve</strong><br />
ilevsellikte kullanlmasn salar <strong>ve</strong> kontrol<br />
eder.<br />
Gü<strong>ve</strong>nlik <strong>ve</strong> yetkilendirme, servisler<br />
üzerinden yaplan tüm ilemlerin yetkiler<br />
dahilinde <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nlik kurallarna uyularak<br />
yapldn kontrol eder.<br />
57
Türkiye’nin Korunan Alanlar Sisteminin Güçlendirilmesi,<br />
ekil 3: INSPIRE Geoportal Gösterimi<br />
Servis kaytlar <strong>ve</strong> yönetimi, servislerin<br />
birbirlerini tanmasn, sisteme kayt olmalarn<br />
<strong>ve</strong> sistem yöneticisi tarafndan yönetilmelerini<br />
salar.<br />
Kurumsal arayüz uygulamalar, servis<br />
tabanl mimari elemanlarn kullanarak kullancya<br />
ihtiyaç duyduu hizmeti salar.<br />
kanallar, kurumun dier ihtiyaçlarna<br />
yönelik olarak sistemdeki <strong>ve</strong>rinin <strong>ve</strong> servislerin<br />
dier uygulamalara <strong>ve</strong>ya servislere<br />
sunulmasn salar.<br />
INSPIRE çok geni bir yelpazeye yaylan<br />
konumsal <strong>ve</strong>ri servislerinin hayata geçirilmesini<br />
takviminde öngörmesine ramen,<br />
temel servisler olan arama (disco<strong>ve</strong>ry) <strong>ve</strong><br />
görüntüleme (view) servislerinin ilk etapta<br />
kullanma açlarak INSPIRE Geoportal<br />
üzerinden konumsal <strong>ve</strong>rilerin paylamn<br />
salamay planlamaktadr. INSPIRE Geoportal,<br />
servis tabanl mimaride “Kurumsal<br />
arayüz uygulamalar” bileenine karlk<br />
gelmektedir.<br />
Altyapnn ilevsellik kazanmas INSPI-<br />
RE Geoportal altnda çalan Arama Servisi<br />
(servis tabanl mimaride “Servis kaytlar<br />
<strong>ve</strong> yönetimi” bileenine karlk gelmektedir)<br />
sayesinde olacaktr. Servis tabanl<br />
mimaride “ servis katman” bileenine<br />
karlk gelen ilevsel servislerin (Görüntüleme<br />
Servisi, ndirme Servisi, v.b.) kendi<br />
kabiliyetlerini ISO 19119 standartna, sunduklar<br />
<strong>ve</strong>rileri ise ISO 19115 standatna<br />
uygun olarak Arama Servisi’ne kayt etmeleri<br />
gerekmektedir. stemciler, kendi kriterleri<br />
dorultusunda Arama Servisi üzerinden<br />
yapacaklar sorgulamalar neticesinde ilgili<br />
58<br />
servise balant<br />
kurarak istedikleri<br />
<strong>ve</strong>rilere <strong>ve</strong>ya<br />
kabiliyetlere<br />
ulaacaklardr.<br />
Bu i ak OGC<br />
tabanl servislerin<br />
de temelinde<br />
yatmaktadr.<br />
Günlük ya-<br />
amdan yola çkarak<br />
bu i ak-<br />
n u ekilde<br />
örnekleyebiliriz;<br />
bir kullanc<br />
yapmakta oldu-<br />
u ile ilgili bir<br />
<strong>ve</strong>riye <strong>ve</strong>ya bilgiye ulamak istedii zaman,<br />
bir arama motoru (Google, v.b.) üzerinden<br />
kriterlerini girerek sorgusunu yapar<br />
<strong>ve</strong> arama motoru kriterlere uygun sitelerin<br />
balantlarn (link) kullancya sunar.<br />
Kullanc kendisine sunulan alternatier<br />
arasndaki sitelere balant kurarak arad<br />
<strong>ve</strong>rinin <strong>ve</strong>ya bilginin kaynana ulamaya<br />
çalr.<br />
Bütün bu arama ileminin temelinde<br />
<strong>ve</strong>rinin hangi kriterlere göre aranaca <strong>ve</strong><br />
bu kriterlere karlk gelen üst <strong>ve</strong>rinin tanmlanm<br />
olmas yatmaktadr. ISO 19115<br />
standart konumsal <strong>ve</strong>riler için üst <strong>ve</strong>rinin<br />
nasl tanmlanabileceini kapsamaktadr.<br />
INSPIRE’n 1205/2008 sayl komisyon<br />
tüzüü ile üst <strong>ve</strong>riye ilikin uygulama esaslar<br />
detaylandrlmtr. Bu tüzük içerisinde<br />
konumsal <strong>ve</strong>rinin aranmasnda kullanlacak<br />
en küçük kriter seti de tanmlanmtr.<br />
Bu kriterler arasnda balk, özet, tip, dil,<br />
anahtar kelimeler, konumsal <strong>ve</strong> zamansal<br />
kapsam, eriim <strong>ve</strong> kullanm kstlar, sorumlu<br />
kurum, kontak noktas gibi bilgiler<br />
yer almaktadr.<br />
INSPIRE’n Gelecei<br />
INSPIRE’n önünde henüz ulalmas<br />
gereken birçok hedef bulunmaktadr. Aa-<br />
daki INSPIRE yol haritasnda bu hedeflere<br />
eriilmesi planlanan tarih <strong>ve</strong> özet açklamalar,<br />
ilgili direktif maddesiyle birlikte<br />
belirtilmitir.<br />
Sonuç<br />
INSPIRE Geoportal üzerinde hâlihazrda<br />
prototip olarak üst <strong>ve</strong>rilerin tanmlanmas<br />
için bir editör, arama servisi <strong>ve</strong> görüntüleme<br />
servisi bulunmaktadr. INSPIRE<br />
takvimi süresince üye ülkelerin kendi servislerini<br />
de sunarak bu aa dahil olmalar<br />
planlanmaktadr.<br />
Türkiye için de INSPIRE gelimelerinin<br />
takip edilmesi, takvime uygun olarak<br />
ilgili servislerin çalr duruma getirilmesi,<br />
çevreye ilikin konumsal <strong>ve</strong>rilerin üst <strong>ve</strong>rilerinin<br />
eksiklerinin tamamlanarak sisteme<br />
dahil edilmesi <strong>ve</strong> kullanclarn bilgilendirilmesi<br />
gerekmektedir.<br />
Türkiye için INSPIRE çalmalarnn<br />
takip edilmesi <strong>ve</strong> yaplmas gerekenler<br />
düünüldüünde; INSPIRE için balangç<br />
noktas tekil edecek çalmalarn<br />
hâlihazrda balatld söylenebilir. Bu<br />
kapsamda, Avrupa Birlii tarafndan desteklenen<br />
Türkiye’de Çevre Bilgi Deiim<br />
A’nn Kurulmas Projesi (TEIEN) için<br />
yaplan analiz çalmalar INSPIRE altyapsnn<br />
oluturulmas için çok önemli bir<br />
admdr. 2010 ylnda tamamlanmas planlanan<br />
bu proje ile INSPIRE altyapsnn<br />
oluturulmas için neler yaplmas, nereden<br />
balanmas gerektii konularnda soru<br />
iaretleri büyük ölçüde giderilmi olacaktr.<br />
Önümüzdeki dönemde AB ile ülkemiz<br />
arasnda çevre faslnn da açlmasyla birlikte<br />
çevre kalitesinin izlenmesi, yatrmlara<br />
yön <strong>ve</strong>rilmesi açsndan da bir o kadar<br />
önemli olan INSPIRE Direkti ile ilgili<br />
çalmalarn bir an önce balatlmas AB<br />
çevre mevzuat uyumlatrma çalmalarnn<br />
koordinasyonunu yapan Bakanlmz<br />
açsndan oldukça önemlidir.<br />
Kaynaklar<br />
1) European Commission, INSPIRE, http://inspire.jrc.<br />
ec.europa.eu/<br />
2) Bilgi GIS GeoKIT Eitim Materyalleri, <strong>2009</strong><br />
3) “Avrupa’da Konumsal Veri Altyaps Politikalar”,<br />
2005, Aydnolu <strong>ve</strong> arkadalar.<br />
4) 2007/2/EC sayl Avrupa Parlamentosu <strong>ve</strong> 14 Mart 2007<br />
tarihli Avrupa Topluluunda Konumsal Bilgi Altyaps Kuran<br />
Konsey Direkti (INSPIRE)<br />
5) 2007/2/EC sayl Avrupa Parlamentosu <strong>ve</strong> Konsey<br />
Direkti’nin üst <strong>ve</strong>ri uygulamalar ile ilgili 1205/2008 say<br />
<strong>ve</strong> 3 Aralk 2008 tarihli Komisyon Tüzüü
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
Makyaj yaparken<br />
zehirlenmeyin<br />
Civa, cilt tarafndan emiliyor<br />
<strong>ve</strong> vücutta birikiyor. Bu da<br />
bedende alerjik reaksiyonlara<br />
neden olabiliyor. Kant bunun belirtilerinden<br />
biri. Civa hamile kadnlarn<br />
bebeklerinin beyin geliimlerini olumsuz<br />
etkiliyor.<br />
Amerika'da makyaj malzemelerinde<br />
civa kullanm yasakland. Ancak<br />
göz bölgesinde kullanlan makyaj<br />
malzemelerinde snrl miktarda civa<br />
kullanmna izin <strong>ve</strong>rildi.<br />
Bu arada Amerikan Çevre Çalma<br />
Grubu'na göre makyaj malzemeleri<br />
yapmnda kullanlan kimyasallar üzerinde<br />
yeterince aratrma yaplmyor.<br />
Bu da onlarn ne tür tehlikeler<br />
yaratabilecei konusunda eksik bilgiye<br />
sahip olmamza neden oluyor.<br />
Çevre Çalma Grubu'nun uyars<br />
ise öyle "nsanlar günlük bakmlarnda<br />
<strong>ve</strong> makyaj malzemelerinde ne tür<br />
kimyasallar kullanld konusunda<br />
daha duyarl olmallar. Kozmetikte<br />
kullanlan kimyasallarn neredeyse<br />
yüzde doksannda yeterince aratrma<br />
yaplmyor. Bu da büyük bir tehlike."<br />
Makyaj<br />
malzemelerinde<br />
kullanlan kimyasallar<br />
vücutta birikiyor.<br />
Bu da saysz salk<br />
sorununa yol açyor.<br />
Uzmanlarn uyars...<br />
Soba Gaz Zehirlenmeleri <strong>ve</strong> Çözümler<br />
Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK<br />
Türkiye’de her yl bina yangnlarnn<br />
yüzde yirmisi<br />
temizlenmeyen bacalardan<br />
ileri gelmektedir. Bacalar temizlenmediinden<br />
dolay binlerce liralk konutlar<br />
yanarak tahrip olmaktadr. Temizlenmemi<br />
<strong>ve</strong> doru kurulmam sobalardan<br />
dolay özellikle rüzgârl havalarda<br />
evlerde baca tepmesi dediimiz olaylar<br />
sk aralklarla meydana gelmektedir.<br />
Baca gaznn tepmesi sonucu gaz içinde<br />
bulunan çok zehirli karbonmonoksit<br />
gaz zehirlenmelere neden olmaktadr.<br />
Ylda en az bir defa bacalarn temizlenmesi<br />
gereklidir.<br />
Bacalar temizlenmedii <strong>ve</strong> yakclar<br />
(sobalar, ofbenler <strong>ve</strong> kombiler) doru<br />
ekilde doru yere kurulmad zaman<br />
yaktlar (kömür, odun, doal gaz, LPG<br />
<strong>ve</strong> gaz ya) eksik <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimsiz yanmaktadr.<br />
Eksik yanma sonucu oluan kirli<br />
gazlar <strong>ve</strong> parçacklar baca tkanmasna<br />
neden olmaktadr. Böylece her yl onlarca<br />
kii evlerinde zehirlenmekte <strong>ve</strong><br />
hatta ölmektedirler. Bir binann yllk<br />
baca temizleme maliyeti ise bina büyüklüüne<br />
bal olarak 100–250 TL<br />
arasnda deimektedir.<br />
Baca temizlii için Türkiye’de en<br />
uygun aylar Haziran <strong>ve</strong> Eylül’dür. Valilikler,<br />
belediyeler, doal gaz datm<br />
irketleri <strong>ve</strong> kömür satclar bu aylarda<br />
baca temizlii için halk her yl uyarmallar.<br />
Mutlaka baca temizlii yaptrmalarn<br />
salamallar. Bacalarn nasl<br />
temizlenecei <strong>ve</strong> sobalarn, kombilerin,<br />
ofbenlerin odalara nasl kurulaca öretilmelidir.<br />
Belediyeler, doal gaz datm irketleri<br />
<strong>ve</strong> kömür satclar, baca temizli-<br />
i yapacak rmalarn elemanlarn eitmeliler.<br />
Bacalarn nasl temizleneceini<br />
öretmeliler. Baca temizliinde kullanlacak<br />
aletleri göstermeliler. Temizlik<br />
rmalarnn bu aletleri kullanmalarn<br />
salamallar. Kömür <strong>ve</strong> odun satclar<br />
bu konuda tüketicilere hizmet <strong>ve</strong>rmeliler.<br />
Bacalarda mutlaka baca bal kullanlmaldr.<br />
Aksi durumda rüzgârl havalarda<br />
zararl <strong>ve</strong> zehirli gazlar teperek<br />
zehirlenmelere neden olur.<br />
Bacalar yeterli oranda yaltml olmaldr.<br />
Yaltlmam bacalar hzl ekilde<br />
sour. Souyan bacalarda scak<br />
gaz içindeki nem younlaarak bacalarda<br />
daha hzl tkanmalara <strong>ve</strong> duvarlarda<br />
lekelenmelere neden olur. Sobada baca<br />
çekii <strong>ve</strong> yanma <strong>ve</strong>rimlilii düer.<br />
Zehirlenmelerin ana sebeplerinden<br />
biride sobalarn <strong>ve</strong> ofbenlerin doru<br />
ekilde doru yere kurulmamasdr.<br />
Soba <strong>ve</strong> ofben kurarken nelere dikkat<br />
edilecei detayl bir ekilde anlatlmaldr.<br />
Borularla ilgili gerekli kurallar öretilmelidir.<br />
Bu bilgiler halkmza doru<br />
ekilde anlatlmaldr.<br />
59
Doç. Dr. smail CERTL<br />
Çevre <strong>ve</strong> <strong>Orman</strong> Bakanl<br />
Strateji Gelitirme Bakan<br />
Çevreci Farkndalk <strong>ve</strong><br />
Empati<br />
Hz. Muhammed’in<br />
“Kendisi için<br />
istediini bakas<br />
için de istemeyen;<br />
kendisi için<br />
arzu etmediini<br />
bakas için de<br />
arzu etmeyen<br />
bizden deildir”<br />
sözü “empati”<br />
kavramnn<br />
içini daha da<br />
doldurmaktadr.<br />
Adeta, empatiyi<br />
ete kemie<br />
büründürmektedir.<br />
Hiç kuku yok ki bugün insanlk birçok açdan buhranlar yaamaktadr. Toplumsal,<br />
ekonomik, ruhsal, maddi, manevi vs. birçok problem <strong>ve</strong> çkmaz insanl çeitli<br />
ölçeklerde <strong>ve</strong> çeitli derinliklerde kuatm bulunmaktadr. imdi dünya bütün bu<br />
meseleleri nasl aabileceinin hesab <strong>ve</strong> çabas içindedir. Burada kaleme almaya<br />
çaltklarmn, akademik bir içerikte olmamakla birlikte, akademik bir bak açsn<br />
göz ard etmeden, deneme mahiyetinde, kiisel gözlemlere dayal kri bir çabann<br />
tezahürü olduunu ifade etmek isterim. Maksadm insann duygu dünyasnn<br />
temelinde var olan “empati” mayasnn, hayatn içinde kendine yeterince yer<br />
bulamamasnn <strong>ve</strong> bunun ksaca “çevre” dediimiz maddi varla nasl tesir ettiine<br />
bir kez daha dikkat çekmek <strong>ve</strong> ülkemiz insannn <strong>ve</strong> özellikle genç nesillerin insançevre<br />
ilikisini gözden geçirmelerine frsat <strong>ve</strong>rmektir.<br />
Türk Dil Kurumu’nun sözlüünde “empati”,<br />
“duygudalk” olarak Türkçeye çevrilmi<br />
<strong>ve</strong> “kendini duygu <strong>ve</strong> düüncede bir<br />
bakasnn yerine koyabilme” eklinde açklanmtr.<br />
Bu mana çerçe<strong>ve</strong>sinde ele alndnda, Alman dü-<br />
ünür Schumacher ise durumu biraz daha öteye tam<br />
<strong>ve</strong> Küçük Güzeldir adl eserinde erdemli insann<br />
dört penceresinden söz etmitir. Schumacher der ki,<br />
ayet insan erdeme ulamak istiyorsa, karlat durumlarda;<br />
1. Bir bakasnn dünyasna kendisi olarak bakabilmeyi,<br />
2. Bir bakasna bir bakasnn gözüyle bakabilmeyi,<br />
3. Kendisine kendisi olarak bakabilmeyi <strong>ve</strong><br />
4. Kendisine bir bakas olarak bakabilmeyi ba-<br />
arabilmelidir.<br />
Empatinin manasn <strong>ve</strong> Schumacher’in yorumunu<br />
dikkate aldmzda, aslnda bütün problemlerin ya<br />
da iyi eylerin temelinde yatan tutum <strong>ve</strong> davranlarn<br />
ana unsurunun insann benliinde yer alan empati<br />
kabiliyetinin uygulamadaki sonuçlar olduu anlalmaktadr.<br />
ster herhangi bir maddeye bakalm <strong>ve</strong> isterse<br />
herhangi kii ya da olay karsndaki duruumuzu<br />
sorgulayalm; neticeleri ortaya çkaran temel faktör<br />
insanda az ya da çok var olan empati becerisidir. Bu<br />
paralelde bakldnda Hz. Muhammed’in “Kendisi<br />
için istediini bakas için de istemeyen; kendisi için<br />
arzu etmediini bakas için de arzu etmeyen bizden<br />
deildir” sözü “empati” kavramnn içini daha da doldurmaktadr.<br />
Adeta, empatiyi ete kemie büründürmektedir.<br />
Yukarda izah etmeye çaltm <strong>ve</strong> kavramsal<br />
çerçe<strong>ve</strong>sini sunmaya gayret ettiim açklamalardan<br />
sonra, empatik tutum <strong>ve</strong> davran biçiminin çevre-<br />
60
^<br />
Çevre <strong>ve</strong> nsan Eylül <strong>2009</strong><br />
mizle olan ilikimizi nasl etkilediine ya<br />
da etkilemesi gerektiine dikkat çekmek<br />
isterim. Burada açklamalarmza önemli<br />
bir k tutmakta olan Edward Lorenz’in<br />
Kelebek Etkisi teorisini de unutmamak gerekir.<br />
Onun gerçekletirdii ampirik bir çalma<br />
neticesine göre, “dünyann herhangi<br />
bir beldesinde kanat çrpan bir kelebek, bir<br />
baka corafyasnda ortaya çkan frtnann<br />
sebebi olabilmektedir”. Söz konusu bulgu<br />
<strong>ve</strong> teorinin ortaya koyduu gerçeklii de<br />
dikkate alarak, empatik tutum <strong>ve</strong> davran<br />
durumunu çok uzaklara gitmeden aada<br />
olduu gibi özel <strong>ve</strong> kurumsal hayatlarmzla<br />
örneklendirerek izah etmek isterim:<br />
1. Aile Hayatmzda Empati-Çevre<br />
likisi<br />
Çok ayrntlarna girmeden müahhas<br />
örneklerle tanmlamak <strong>ve</strong> açklk getirmek<br />
istersem, evlerimizdeki alkanlklarmzdan<br />
balayabiliriz. <strong>Su</strong> tüketim alkanlmz,<br />
elektrik, yiyecek, içecek <strong>ve</strong> eyalarmz<br />
kullanma davranlarmz vs. Çok<br />
basit bir sorgulamayla ele alacak olursak,<br />
tra olurken, di frçalarken, bulak ya da<br />
çamar ykarken fazladan harcadmz her<br />
bir damla suyun, dünyann bir baka corafyasndaki<br />
(mesela Afrika’da) insanlarn<br />
hakk olduunu <strong>ve</strong> aslnda gasp giriiminde<br />
bulunduumuzu düünüyor muyuz? Ya<br />
da ksa bir süre için dahi olsa tükettiimiz<br />
her bir Kw elektriin, dünyann bir baka<br />
bölgesindeki bir insann gecesini karanlkta<br />
geçirmesine sebep olduunu hesap edebiliyor<br />
muyuz? Ksaca her bir tutum <strong>ve</strong> davranmzn<br />
olumsuz ya da olumlu bir dsallk<br />
olarak çevremizdekilere yansdn<br />
bilmemiz gerektiinin farknda myz? Ve<br />
bu dorultuda çocuklarmzn olumlu tutum<br />
gelitirmesine katk <strong>ve</strong>rmemiz gerekti-<br />
ini sürekli aklda tutmamz <strong>ve</strong> bir davran<br />
biçimine dönütürmemiz gerekmektedir.<br />
Bu bizim hem milli <strong>ve</strong> hem de küresel sorumluluumuzdur.<br />
2. Hayatmzda Empati-Çevre<br />
likisi:<br />
ayet bir özel sektör ya da kamu çal-<br />
anysak, bize emanet edilmi olan her bir<br />
varln aslnda bir bakas tarafndan <strong>ve</strong><br />
hatta gelecek nesiller tarafndan bize emanet<br />
edilmi bir varlk <strong>ve</strong> deer olduunu<br />
bilmemiz gerekiyor. yerinde kulland-<br />
mz her bir araç, oturduumuz sandalye<br />
<strong>ve</strong> koltuklar, bilgisayar <strong>ve</strong> yazclarmz<br />
vs. bunlarn her biri aslnda kutsal emanet<br />
gibidir. Söz konusu araç <strong>ve</strong> gereçlerin ömrünü<br />
ne kadar uzatabilirsek ya da ne kadar<br />
etkili <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimli kullanabilirsek, o derecede<br />
çevresel kaynaklara <strong>ve</strong> dolaysyla bir<br />
bakasnn hakkna sayg göstermi oluruz.<br />
Elektronik cihazlarmz gereksiz yere ne<br />
kadar az kullanrsak atmosfere o derecede<br />
az radyoaktif madde <strong>ve</strong> zararl gaz sal<strong>ve</strong>rmi<br />
oluruz.<br />
Ya da ayet bir üretici isek, hammaddemizi<br />
ne kadar etkili kullandmz <strong>ve</strong> zararl<br />
atklar doru yolla bertaraf ederek çevreye<br />
ne derecede az zarar <strong>ve</strong>rirsek, bakalarnn<br />
hakkna o derecede sayg duyuyoruz <strong>ve</strong><br />
gelecek nesillerin haklarn ayn düzeyde<br />
koruyor <strong>ve</strong> gözetiyoruz demektir. Böylece<br />
dünyann <strong>ve</strong> tabii kaynaklarn, yalnz kendimiz<br />
için deil etrafmzdaki <strong>ve</strong> ülkemizdeki<br />
insanlar, bütün insanlk <strong>ve</strong> gelecek nesiller<br />
için de yaratldnn farkna varmz<br />
demektir.<br />
3. Sokakta Empati-Çevre likisi:<br />
Kullandmz aracn atmosfere ne düzeyde<br />
zararl gaz braktna dikkat etmemi<br />
isek, dünyay kendi etrafmzda dönüyor<br />
sanrz. Hemen hepimizin trakte ahit<br />
olduu ekilde, ayet yanmzdan geçen bir<br />
araç ltresiz fabrika bacas gibi atmosfere<br />
duman brakyorsa <strong>ve</strong> bundan sorumlu bir<br />
Allah’n kulu (sorumlu kamu kurumlar,<br />
sürücü, araç sahibi dahil)<strong>ve</strong> bunda da bir<br />
anormallik görmüyorsa, empati becerimiz<br />
sfrn altnda <strong>ve</strong> hatta tersine iliyor demektir.<br />
Yani bu davran biçiminden ne ülkemize<br />
<strong>ve</strong> ne de insanla bir fayda çkar.<br />
Ya da sokaa dikilmi taze bir dana<br />
aslarak onu yerinden sökmeye çalan bir<br />
çocukla karlamsak; ayet çocukta hayati<br />
süreç içerisinde bir ekilde olumlu bir<br />
deiiklik olmazsa ileride kaçak konut alan<br />
açmak için orman talan edecek bir kiiliin<br />
lizlenmekte olduundan emin olabiliriz.<br />
Ya da arabayla seyahat ederken, içtii<br />
sv içecein kutusunu aracn penceresinden<br />
dar frlatan biriyle karlamsak,<br />
yeri geldiinde dünyay zehirlemekten imtina<br />
etmeyecek muhtemel bir insan kimli-<br />
iyle kar karyayz demektir.<br />
Netice<br />
Gayesiz harcadmz her bir kaynan,<br />
o kaynan ölümü demek olduunu bilmek<br />
lazm. Bundan da öte, bakalarnn hakkn<br />
gasp etmek olduunu <strong>ve</strong> bu sebeple de israf<br />
edilen ya da yanl kullanlan her bir tabi<br />
kaynak ya da ürün, çevresel kaynaklardan<br />
eksiltme demektir. Yani (kim okuyucuya<br />
abartl gelecek olsa da) hrszlktr. Empatiden<br />
yoksun tutum <strong>ve</strong> davranlar, insanmzn,<br />
insanln <strong>ve</strong> gelecek kuaklarn<br />
yok oluuna zemin hazrlamaktadr. Alm<br />
gücümüzün yüksek <strong>ve</strong> yeterli olmas, her<br />
eyi istediimiz gibi <strong>ve</strong> istediimiz miktarda<br />
kullanmamza <strong>ve</strong> kirletmemize gerekçe<br />
olamaz. Erdemli insanlarn <strong>ve</strong> toplumlarn<br />
gayesi, geride iyilikle yad edilecek eserler<br />
brakmaktr. air Baki’nin de ifade ettii<br />
gibi her birimizin görevi “Baki kalan bu<br />
dünyada, ho bir seda brakmaktr”. Bunu<br />
da empatik hayat tarzn içselletirerek <strong>ve</strong><br />
gelecek nesillere aktararak yapabiliriz.<br />
Kendimizi (bir toprak parças, bir aaç<br />
dal, bir ta parças, bir kanatl ku, bir küçük<br />
karnca ya da bir gökyüzü, bir deniz,<br />
bir rmak, bir orman olarak) düünelim <strong>ve</strong><br />
kendimize yaplmasn istemediimizi bakasna<br />
yapmayalm.<br />
Sözün Özü<br />
Empati kabiliyetimizin günlük hayata<br />
izdüümü olan tercihlerimiz, ya yok oluumuz<br />
ya da kurtuluumuz olacaktr.<br />
61
eitim <strong>ve</strong> yayn dünyas<br />
Türkiye Çevre Durum<br />
Raporu<br />
2007 ylnn sonunda yaklak bir<br />
yllk bir çalmann sonucunda<br />
16 ana konu balndan oluan<br />
“Türkiye Çevre Durum Raporu”<br />
hazrlanm, basm yaptrlarak<br />
ilgili kurum <strong>ve</strong> kurululara 2008<br />
yl banda datlm olup, ayrca<br />
(www.cdgm.gov.tr) sayfasnda<br />
yaymlanmaktadr.<br />
ÇED <strong>ve</strong> Planlama Genel Müdürlüü<br />
Türkiye Çevre Sorunlar <strong>ve</strong><br />
Öncelikleri Envanteri<br />
2005–2006 yl <strong>ve</strong>ri <strong>ve</strong><br />
bilgilerini içeren l Çevre<br />
Sorunlar <strong>ve</strong> Öncelikleri<br />
Envanteri Çalmas 81<br />
limizde tamamlanmtr.<br />
Söz konusu çalmann<br />
deerlendirilmesi ile elde<br />
edilen “Türkiye Çevre<br />
Sorunlar <strong>ve</strong> Öncelikleri<br />
Envanteri Deerlendirme<br />
Raporu” kitap haline<br />
getirilmi olup, merkez <strong>ve</strong> tara<br />
tekilatmza <strong>ve</strong> ilgili kurum<br />
<strong>ve</strong> kurulular ile karar <strong>ve</strong>riciler <strong>ve</strong> dier kullanclara<br />
datm tamamlanmtr. Çalma (www.cdgm.gov.<br />
tr) sayfasna aktarlarak kullanclarn hizmetine<br />
sunulmutur.<br />
ÇED <strong>ve</strong> Planlama Genel Müdürlüü<br />
Çevresel Göstergeler<br />
Ülkemiz çevre<br />
durumu ile sektörlerin<br />
ilikilerini özetleyen <strong>ve</strong><br />
politika hedeerinin<br />
gerçekleme<br />
durumlarnn tespiti<br />
<strong>ve</strong> çevre korumasn<br />
daha etkin olarak salamak üzere,<br />
hem Türkçe hem de ngilizce dillerinde 2007 <strong>ve</strong> 2008<br />
yllarnda “Çevresel Göstergeler Kitapç” hazrlanarak<br />
yerli <strong>ve</strong> yabanc uzmanlar ile dier kullanclarna<br />
datm salanmtr.<br />
ÇED <strong>ve</strong> Planlama Genel Müdürlüü<br />
Atk Yönetimi Eylem Plan<br />
Atk Yönetimi ile ilgili<br />
mevzuatta öngörülen<br />
ekilde kat atk yönetim<br />
eylem plan hazrlanmas<br />
gerekmitir. Yönetmelikler<br />
<strong>ve</strong> Avrupa Birlii’ne uyum<br />
süreci de eylem plannn<br />
hazrlanmasnn genel<br />
hattn oluturmaktadr.<br />
Atk yönetimi eylem<br />
plan ülkemizin 81 ilinin u anki<br />
durumunu istatistiki <strong>ve</strong>rilerle ortaya koymakla beraber<br />
ileriki dönemde yaplmas gerekli çalmalar için bir<br />
yol haritas çizmektedir. 2012 yl sonu itibar ile atk<br />
yönetimi açsndan Avrupa Birlii standartlarna ulamak<br />
söz konusu olacak, her insann hakk olduu gibi daha<br />
salkl <strong>ve</strong> daha temiz bir çevrede yaama imkan<br />
salanacaktr.<br />
Çevre Yönetimi Genel Müdürlüü<br />
Okul Öncesi Eitim Seti<br />
Özellikle Okul öncesi eitim gören çocuklarmzn<br />
çevre konusunda bilgilendirilmesi <strong>ve</strong> bilinçlendirilmesi<br />
çerçe<strong>ve</strong>sinde , çevre kirliliinin önlenmesi, aaç<br />
<strong>ve</strong> orman sevgisinin <strong>ve</strong>rilmesi, olumlu davran<br />
deiikliklerinin kazandrlmas ile tasarruf bilincinin<br />
gelitirilmesi amacyla bir çalma kitab,bir boyama<br />
kitab <strong>ve</strong> yap-boz olarak hazrlanarak bastrlmtr.<br />
Eitim <strong>ve</strong> Yayn Dairesi Bakanl
Erdem MOR<br />
Kütüphaneci<br />
Eitim <strong>ve</strong> Yayn Dairesi Bakanl<br />
Çevre El Kitab<br />
Ülkemizde yaanan tüm<br />
çevre problemlerinin yannda,<br />
Türkiye’nin tabii kaynaklar<br />
<strong>ve</strong> esiz güzelliklerinin<br />
anlatld kitap, özellikle<br />
örencilerimizin bilgilendirilmesi<br />
<strong>ve</strong> bilinçlendirilmesine yönelik<br />
olarak 142 sayfa olarak hazrlanarak<br />
bastrlmtr.<br />
Eitim <strong>ve</strong> Yayn Dairesi Bakanl<br />
Ü<strong>ve</strong>z, Ardç, Andz,<br />
Akçaaaç, Yabanl Mey<strong>ve</strong>li<br />
Aaç Türlerimiz <strong>ve</strong> Fidan<br />
Üretim Teknikleri<br />
Yabani mey<strong>ve</strong>li aaçlarn, insanolu tarafndan slah<br />
edilmesi, toplayclktan üretime geçilmesinde önemli<br />
bir aamadr.Bu olay günümüzdeki mey<strong>ve</strong> üretimi <strong>ve</strong><br />
modern tarmn da ilk basaman oluturmutur. Bu<br />
kitapçk seti halen doada var olan yabanl mey<strong>ve</strong>lerin<br />
üretimi hakknda teknik bilgiler içermekle birlikte ü<strong>ve</strong>z,<br />
ardç, andz <strong>ve</strong> akçaaaç türleri ile ilgili çalmalara yer<br />
<strong>ve</strong>rmitir.Bu eserin hazrlanmas ayn zamanda binlerce<br />
hektar bozuk alann aaçlandrlmasnda <strong>ve</strong> biyolojik<br />
çeitliliin korunmasnda da faydal olacaktr.<br />
Eser, yazarn Akdeniz <strong>ve</strong> ç Anadolu orasna ait<br />
120 taksonun silvikültür üzerine yaklak 20 yldr<br />
sürdürdüü çalmalarn sonucu elde ettii <strong>ve</strong>rileri,<br />
meslektalaryla paylamak istemesi neticesinde kaleme<br />
alnmtr. Ayrca eser tüm aratrmaclara kaynak<br />
olabilecek niteliktedir.<br />
Aaçlandrma <strong>ve</strong> Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüü<br />
Milli Parklar<br />
ABD’de 1872 ylnda<br />
Yellowstone’un Milli Park<br />
ilan edilmesiyle bugünkü<br />
anlamda ilk koruma alan<br />
ortaya çkmtr. Ülkemizde<br />
ise 1956 ylnda ilk milli park<br />
çalmalar balam, 1958<br />
ylnda Yozgat Çaml ilk<br />
milli park ilan edilmitir.<br />
Kitapta ülkemizdeki milli parklarn doal<br />
güzelliklerinden örnekler <strong>ve</strong>rilmekle birlikte ziyaretçilere<br />
milli parklarn tantm yaplm ayrca görülecek yerlerle<br />
ilgili de kir <strong>ve</strong>rilmi <strong>ve</strong> mevcut hizmetler belirtilmitir.<br />
Ziyaretçilere milli parklara ulam hakknda bilgi<br />
<strong>ve</strong>rmitir. Konaklanacak yerleri <strong>ve</strong> yaknndaki yerleim<br />
alanlar ile ilgili bilgiler içermektedir. Kitap doa<br />
se<strong>ve</strong>rler <strong>ve</strong> alternatif turizm merakllar için bir rehber<br />
durumundadr.<br />
Doa Koruma <strong>ve</strong> Milli Parklar Genel Müdürlüü<br />
nsanln Ortak Miras<br />
“Tabiat”<br />
Tabiat, ekosistem içerisinde<br />
tam bir denge <strong>ve</strong> düzen<br />
çerçe<strong>ve</strong>sinde var olabilmektedir.<br />
Fakat bu denge maalesef insan<br />
eliyle, gerek tarm için arazi<br />
açmak gayesiyle <strong>ve</strong> gerekse<br />
ar avlanmak suretiyle<br />
bozulmaktadr. Dünyada 1<br />
milyar insann açlk tehlikesi ile kar karya olduu<br />
düünüldüünde tabi kaynaklarn korunmas <strong>ve</strong> gelecek<br />
nesillere aktarlmas hayati önem tad görülmektedir.<br />
9 dakika 25 saniye süreli bu DVD’de Türkiye’nin<br />
sahip olduu bitki <strong>ve</strong> hayvan çeitliliine, Türkiye’nin<br />
göçmen kularn ana göç yollar üzerinde bulunduuna<br />
ilikin dikkat çekici bilgilerin yan sra Dünya Tabiat<br />
Koruma Birliinin <strong>ve</strong>rilerine de yer <strong>ve</strong>rilmitir. Bu<br />
<strong>ve</strong>riler çerçe<strong>ve</strong>sinde Dünyann %5’inden fazlas koruma<br />
altndadr. Türkiye’de ise bu oran %5.6 olmakla birlikte<br />
giderek artan bir eilim içerisindedir.<br />
Bu DVD sunmu olduu görsel içerik, etkili anlatm<br />
<strong>ve</strong> istatistiksel bilgiler sayesinde insanlarda tabiat <strong>ve</strong><br />
çevre bilincini arttrarak pekitirecek bir özellikte <strong>ve</strong><br />
izlenmesinde son derece yarar olan bir eserdir.<br />
Doa Koruma <strong>ve</strong> Milli Parklar Genel Müdürlüü
BULMA C<br />
A<br />
Ömer BAKAN<br />
ube Müdürü<br />
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10<br />
1 20 1 3<br />
2 8<br />
3 7<br />
4 6 16<br />
5 19 2<br />
6 22 10 18 5<br />
7 13<br />
8 11 9<br />
9 23 25 4<br />
10 12 15<br />
Anahtar Slogan<br />
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12<br />
13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25<br />
Ö Ü Y <br />
Soldan Saa: 1. lk çi köftenin yapmnda etinden istifade edilen yaban hayvan -lk türk hava ehitlerinin mezarlarnn bulunduu<br />
ehir. 2. Belirlenen bir yerde taycya teslim (denizcilik terimi). -Hz.Muhammed’in hicret ettii ehir. 3. (tersi) Kamu idarelerinde stratejik<br />
planlama. -Osmanl döneminde tarmdan alnan <strong>ve</strong>rgi. 4. (tersi)Bir Avrupa bakenti –Naz, i<strong>ve</strong>. 5. Bir orman zararls (böcek). 6. 100<br />
m 2 deerinde yüzey ölçü birimi –(tersi) Bir ilin emir hali. 7. BM Kalknma Program –Altn elementi. 8. Kuru souk. 9. (tersi) 1926’da<br />
ngiltere ile Türkiye arasnda yaplan anlama ile Irak devleti egemenliine braklan eski vilayetimiz –(tersi)Halk dilinde Is otu. 10. Ekin<br />
biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap –Atmosferin sera etkisini artran gaz (bataklk gaz).<br />
Yukardan Aaya: 1. Ozon tabakasna zarar <strong>ve</strong>ren gaz. –Bir projenin çevre üzerindeki etkilerinin belirlendii süreç –Bayramzn<br />
rengi. 2. Avrupa Topluluu(ing.) –Bir haber ajans -Eski bir imparatorluk. 3. (tersi)Kamer –(tersi) Manganez elementi –(tersi) zlanda’nn<br />
trak kodu. 4. Ege <strong>ve</strong> Akdeniz bölgelerinde yetien bir ceviz türü –ie yatkn, becerikli. 5. Sürdürülebilir kalknma konusuna ilk vurgu<br />
yapan antlama. 6. (tersi) Hayvanlara vurulan damga –Bir ite bata gelen –Paraguay’n trak kodu. 7. Rusça “e<strong>ve</strong>t” –(tersi) Kur’an’da bir<br />
sure ad olan element –Tanrtanmaz. 8. Doada yok olu süresi 400-500 yl olan bir (plastik-cam) ürün –Atmosferde en fazla bulunan gaz.<br />
9. Üzüm asmasnn gen merkezi –(tersi) skambilde birli. 10. Otlak –Atk bertaraf yöntemlerinden olan Kompost’u ilk uygulayan ülke.
Türkiye<br />
Güne Enerjisi<br />
Potansiyeli Atlas<br />
Ülkemiz, cora konumu nedeniyle sahip olduu güne enerjisi<br />
potansiyeli açsndan birçok ülkeye göre ansl durumdadr. Devlet<br />
Meteoroloji leri Genel Müdürlüü’nde 1971-2000 yllar aras ölçülen<br />
günelenme süresi <strong>ve</strong> nm iddeti <strong>ve</strong>rilerine göre Türkiye’nin ortalama<br />
yllk toplam günelenme süresi 2573 saat (günlük ortalama 7 saat),<br />
ortalama toplam nm iddeti 1474 kWh/m²-yl (günlük toplam 4 kWh/<br />
m²) olduu tespit edilmitir. Aylara <strong>ve</strong> bölgelere göre Türkiye güne<br />
enerjisi potansiyeli <strong>ve</strong> günelenme süresi deerleri bulunmu <strong>ve</strong> bu<br />
çalmada tablolarda <strong>ve</strong>rilmitir.<br />
Meteoroloji Genel Müdürlüü ilgili birimleri için bir rehber niteliinde<br />
olan “Türkiye Güne Enerjisi Potansiyeli Atlas” çalmas dier<br />
kullanclar <strong>ve</strong> yenilenebilir enerji sektörü için de bir bavuru <strong>ve</strong><br />
yararlanlacak kaynak niteliinde hazrlanmtr.<br />
Meteoroloji Genel Müdürlüü kurum olarak bilimsel çalmalara <strong>ve</strong><br />
yeniliklere çok önem <strong>ve</strong>rmektedir. Yeni teknikler göz önüne alnarak<br />
ODTÜ ile birlikte Genel Müdürlük elemanlarnca titizlikle hazrlanan<br />
bu atlas önemli bir boluu dolduracaktr.<br />
Türkiye Güne Enerjisi Potansiyeli Atlas Orta Dou Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />
Öretim Üyelerinden Doç. Dr. Zuhal Akyürek <strong>ve</strong> Pnar A. Bostan ile<br />
Meteoroloji personelleri Serhat ensoy, Mesut Demircan <strong>ve</strong> Yusuf<br />
Ulupnar tarafndan hazrlanmtr.<br />
Türkiye Güne Enerjisi Potansiyeli Atlas-<strong>2009</strong>, Meteoroloji Genel<br />
Müdürlüü yaynlar arasnda baslmtr.<br />
Meteoroloji Genel Müdürlüü