15.06.2014 Views

Üst ekstremite derin venlerinin kontrastlı 3 boyutlu MR venografi ile ...

Üst ekstremite derin venlerinin kontrastlı 3 boyutlu MR venografi ile ...

Üst ekstremite derin venlerinin kontrastlı 3 boyutlu MR venografi ile ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Diagn Interv Radiol 2006; 12:74-79<br />

Bu makale Diagnostic and Interventional Radiology’de yer alan İngilizce makalenin<br />

Türkçesi olup kaynak gösterme ve dizinleme amacı <strong>ile</strong> kullanılamaz.<br />

Direct contrast-enhanced 3D <strong>MR</strong> venography evaluation of upper extremity deep<br />

venous system. S. Tanju, T. Sancak, E. Düşünceli, B. Yağmurlu, İ. Erden, U. Sanlıd<strong>ile</strong>k<br />

KARDİYOVASKÜLER RADYOLOJİ<br />

ARAŞTIRMA YAZISI<br />

Üst <strong>ekstremite</strong> <strong>derin</strong> <strong>venlerinin</strong> kontrastlı<br />

3 <strong>boyutlu</strong> <strong>MR</strong> <strong>venografi</strong> <strong>ile</strong> değerlendirilmesi<br />

Sumru Tanju, Tanzer Sancak, Ebru Düşünceli, Banu Yağmurlu, İlhan Erden, Umman Sanlıd<strong>ile</strong>k<br />

AMAÇ<br />

Üst <strong>ekstremite</strong> <strong>derin</strong> venöz sisteminin haritalanmasında<br />

ve olası girişimsel radyolojik ve cerrahi işlemlerin<br />

planlanmasında direkt kontrastlı üç <strong>boyutlu</strong><br />

manyetik rezonans (<strong>MR</strong>) <strong>venografi</strong>nin tanısal değerinin<br />

araştırılması.<br />

GEREÇ VE YÖNTEM<br />

Son dönem kronik böbrek yetmezliği tanısı olan ve<br />

multipl hemodiyaliz kateteri girişimi olan 19 olgu<br />

çalışma kapsamında incelendi. <strong>MR</strong> <strong>venografi</strong>ler için<br />

1.5 Tesla <strong>MR</strong> cihazı, 3D-FSPGR puls sekansı ve vücut<br />

sargısı kullanıldı. İkiyüz ml salin içerisinde 20 ml<br />

kontrast maddenin 1/10 dilüe edilmesi <strong>ile</strong> hazırlanan<br />

gadolinyum solüsyonunun, bilateral antekubital<br />

fossadan simetrik olarak açılan damar yolundan<br />

manuel enjeksiyonu ardından direkt kontrastlı üç<br />

<strong>boyutlu</strong> <strong>MR</strong> <strong>venografi</strong>ler elde edildi. Çalışma istasyonunda<br />

kaynak görüntüler, iki <strong>boyutlu</strong> multiplanar<br />

reformatlar ve maksimum intensite projeksiyon<br />

yöntemi <strong>ile</strong> oluşturulan üç <strong>boyutlu</strong> görüntülerden<br />

değerlendirme yapıldı. Hastaların tümüne intravenöz<br />

dijital subtraksiyon anjiyografi uygulandı ve<br />

<strong>MR</strong> <strong>venografi</strong> <strong>ile</strong> konvansiyonel anjiyogramlar birbirinden<br />

bağımsız, iki radyolog tarafından değerlendirildi.<br />

Daha sonra <strong>MR</strong> <strong>venografi</strong> ve konvansiyonel<br />

anjiyografi sonuçları birbiri <strong>ile</strong> karşılaştırıldı.<br />

BULGULAR<br />

Olguların tümünde tanıyı destekleyecek <strong>MR</strong> <strong>venografi</strong>ler<br />

elde edildi. Ondokuz olgunun 16’sında venöz<br />

patoloji saptandı. Bu gruba dahil 7 olguda, 3 veya<br />

daha fazla venöz segment etk<strong>ile</strong>nmişti. Bir olguda<br />

perikateteryel fibrin kılıf da mevcuttu. Üç olguda ise<br />

santral venler açık olarak değerlendirildi. Olguların<br />

hepsinde <strong>MR</strong> <strong>venografi</strong> ve konvansiyonel anjiyografi<br />

sonuçları birbiri <strong>ile</strong> uyumluydu (%100 duyarlılık<br />

ve %100 özgüllük).<br />

SONUÇ<br />

Direkt kontrastlı 3 <strong>boyutlu</strong> <strong>MR</strong> <strong>venografi</strong>, yetersiz<br />

çalışan arteriyovenöz fistül nedenini açıklamada,<br />

yeni kateter yerleştirilmesi veya fistül oluşturulması<br />

öncesi cerrahi planlamada yüksek kalitede ve hızlı<br />

görüntüler elde edilmesine izin veren, iyi tolere<br />

ed<strong>ile</strong>n, invazif anjiyografiye alternatif, duyarlılığı<br />

yüksek bir tekniktir.<br />

Anah tar söz cük ler: • kontrast madde • <strong>MR</strong> anjiyografi<br />

• üst <strong>ekstremite</strong> • ven<br />

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı<br />

(S.T. sumrutanju@yahoo.com), Ankara.<br />

Gelişi 9 Ağustos 2005; revizyon isteği 6 Aralık 2005; revizyon gelişi 16 Ocak<br />

2006; kabulü 16 Ocak 2006<br />

Üst <strong>ekstremite</strong> <strong>derin</strong> venöz sisteminin trombooklüzif hastalığı ilk<br />

kez 1875’te Paget, 1884’te Schroetter tarafından tanımlanmış<br />

olup, 1967’den önce bildir<strong>ile</strong>n tüm <strong>derin</strong> ven trombozu (DVT)<br />

olgularının %2’den daha azını içeriyordu (1). Bu nedenle alt <strong>ekstremite</strong><br />

DVT’leri <strong>ile</strong> karşılaştırıldığında, daha nadir ve benign bir durum olarak<br />

kabul edilmekte ve komplikasyon olarak pulmoner embolinin daha nadir<br />

geliştiği düşünülmekteydi. Fakat bu hasta grubunun sayısında, özellikle<br />

uzun dönem santral venöz kateterizasyon gerektiren kronik böbrek hastalıklarıyla<br />

birlikte önemli artışlar olmuştur. Kronik böbrek yetmezliği olan,<br />

uzun dönem hemodiyaliz hastalarında, multipl kateterler ve venöz girişimler<br />

sık olarak üst <strong>ekstremite</strong> venöz sisteminin trombooklüzif hastalığı<br />

<strong>ile</strong> sonuçlanır. Ayrıca bu hasta grubunda uzun süreli kateterlerin etrafında<br />

fibrin kılıf gelişerek, kateterin fonksiyon bozulmasına neden olabilir.<br />

Üst ektremite venöz sisteminin haritalanması; yetersiz çalışan arteriyovenöz<br />

fistül (venöz outflow) nedenini açıklamada, yeni fistül oluşturulması<br />

veya kateter yerleştirilmesi gibi olası girişimsel radyolojik ve<br />

cerrahi işlemlerin planlanmasında önemlidir.<br />

Venöz görüntüleme, trombüsün tanısını ve uzanımını değerlendirebilmeyi<br />

gerektirir. Trombüs uzanımının doğru tespiti, yeni kateter yerleştirilmesi<br />

için bölge seçiminde önemlidir.<br />

Güncel pratikte renkli Doppler ultrasonografi (RDUS), bilgisayarlı tomografi<br />

(BT) ve intravenöz dijital subtraksiyon anjiyografisi (İV-DSA)’ni<br />

içeren kombine yöntemler santral venlerin görüntülenmesinde kullanılmaktadır.<br />

Her bir yöntem, problemin lokalizasyonu ve natürüne göre,<br />

avantaj ve dezavantajlara sahiptir. RDUS, kol ve boyun <strong>venlerinin</strong> değerlendirilmesinde<br />

yararlı bir tekniktir. Fakat çevre anatomik yapıyı oluşturan<br />

kemikler ve akciğer dokusu, brakiyosefalik venin ve vena kava superiorun<br />

sonografik değerlendirilmesini imkansız hale getirir. Altın standart<br />

yöntem olan İV-DSA’nın da bazı limitasyonları vardır (2). Bunlar; iyotlu<br />

kontrast madde <strong>ile</strong> ilişkili nefrotoksisite riski, allerjik reaksiyonlar, iyonize<br />

radyasyona maruz kalma, bilateral kol enjeksiyonları gerektirmesi ve<br />

juguler venlerin genellikle opasifiye olmaması olarak sıralanabilir (2-5).<br />

Venöz sistemi değerlendirmede manyetik rezonans (<strong>MR</strong>) görüntüleme<br />

kullanımı yeni bir teknik değildir. İki <strong>boyutlu</strong> (2B), kontrastsız time-offlight<br />

(TOF) teknikleri yaygın olarak kullanılmıştır (6-10). Üç <strong>boyutlu</strong><br />

(3B) dinamik kontrastlı <strong>MR</strong> anjiyografi (<strong>MR</strong>A), tekniğin gelişmesi <strong>ile</strong><br />

kolay uygulanabilir ve minimal invazif olması gibi avantajları yüzünden,<br />

arteryel sistemin değerlendirmesinde geniş bir kullanım alanı bulmuş ve<br />

Türk Radyoloji Bülteni • A37


kabul görmüştür. Venöz sistemin görüntülenmesinde<br />

kullanımı ise ilk olarak<br />

1997 yılında, alt <strong>ekstremite</strong> <strong>derin</strong><br />

venöz sisteminin değerlendirilmesinde<br />

tanımlanmıştır (11). Bu teknik selektif<br />

arteryel fazın, geç arteriyovenöz fazlardan<br />

subtraksiyonunu gerektiren indirekt<br />

bir incelemedir. Bu teknik 1999<br />

yılında üst <strong>ekstremite</strong> venleri için modifiye<br />

edilmiştir (12).<br />

Bu çalışmada üst <strong>ekstremite</strong> <strong>derin</strong><br />

venöz sisteminin haritalanmasında<br />

direkt kontrastlı 3B <strong>MR</strong> <strong>venografi</strong><br />

(<strong>MR</strong>V)’den elde ed<strong>ile</strong>n ver<strong>ile</strong>r, altın<br />

standart olan İV-DSA sonuçları <strong>ile</strong><br />

karşılaştırılarak, yöntemin duyarlılık<br />

ve özgüllük değerlerinin araştırılması<br />

amaçlanmıştır.<br />

Gereç ve yöntem<br />

Ocak 2002-Mart 2004 tarihleri arasında,<br />

yaşları 25 <strong>ile</strong> 71 arasında değişen<br />

(ortalama 50) semptomatik 19 olgu<br />

(13 kadın, 6 erkek) çalışma kapsamında<br />

incelendi. Kronik böbrek yetmezliği<br />

tanılı, multipl hemodiyaliz kateterli<br />

olgularda karşılaşılan; hemodiyaliz<br />

kateteri <strong>ile</strong> ilgili çözülebilir problemler<br />

veya olası girişimsel radyolojik/cerrahi<br />

işlemler öncesi venöz girişim planı<br />

oluşturulması incelemenin endikasyonlarını<br />

oluşturmuştur. Çalışmaya dahil<br />

ed<strong>ile</strong>n incelemelerin hepsi optimal<br />

kalitede olup, değerlendirmeyi güçleştireb<strong>ile</strong>cek<br />

teknik ya da hasta kaynaklı<br />

artefakt kaydedilmemiştir.<br />

İV-DSA, DSA ünitesinde (Multistar<br />

T.O.P. Siemens Medical Systems, Erlangen,<br />

Almanya) bilateral kol enjeksiyonları<br />

<strong>ile</strong> gerçekleştirildi. Klinik olarak<br />

gerekli görülen olguların internal<br />

juguler venleri ise selektif karotid arter<br />

kateterizasyonu ve geç fazda alınan<br />

<strong>venografi</strong>leri <strong>ile</strong> değerlendirildi.<br />

Çalışma kapsamındaki 19 olgunun<br />

tümünde direkt kontrastlı 3B <strong>MR</strong>V<br />

tekniği <strong>ile</strong>; bilateral aksiller, subklavyan,<br />

sefalik, brakiyosefalik venler ve<br />

vena kava superior <strong>ile</strong> özellikle geç<br />

fazlarda elde ed<strong>ile</strong>n görüntülerle bilateral<br />

internal juguler venler değerlendirildi.<br />

<strong>MR</strong>V’ler 1.5 Tesla Signa<br />

Horizon görüntüleme sisteminde (GE<br />

Medical Systems, Milwaukee, ABD),<br />

3D-FSPGR (three-dimensional fast<br />

spo<strong>ile</strong>d gradient recalled echo) puls<br />

Şekil 1. Hastanın hazırlanması<br />

Şekil 2. Kronik böbrek yetmezliği tanılı daha önceden santral venöz kateterizasyon uygulanmış ve AVF<br />

(Arteriovenöz fistül) oluşturulması planlanan olgunun koronal MİP görüntüsünde her iki subklavian, brakiosefalik<br />

venler <strong>ile</strong> vena kava superior patent olarak izlenmekte.<br />

sekansı ve vücut sargısı kullanılarak<br />

direkt <strong>MR</strong>V tekniği <strong>ile</strong> elde edildi.<br />

Hazırlık aşamasında; hastanın her<br />

iki kolunun antekübital fossa ve/veya<br />

distaline simetrik olarak yerleştir<strong>ile</strong>n<br />

20 Gauge venöz kanüllerle damar yolu<br />

açıldı. Bu sırada hastalarla solunum<br />

kooperasyonu pratiği yapıldı. Ayak<br />

önde, supin pozisyonda yatırılan hastanın<br />

ön kolları alttan yastıkla desteklendi<br />

(Şekil 1).<br />

Yirmi mililitre gadolinyum DTPA<br />

kontrast maddesi (Magnevist, Schering,<br />

Almanya), 200 ml salin içerisinde<br />

1/10 oranında dilüe ed<strong>ile</strong>rek gadolinyum<br />

solüsyonu hazırlandı. Tüm incelemeler<br />

bilateral olarak gerçekleştirildiğinden<br />

vücut sargısı kullanıldı. Aksiyel<br />

ve koronal planlarda elde ed<strong>ile</strong>n pilot<br />

görüntülerden çekim alanı belirlenerek,<br />

slab yerleştirildi. İncelenecek alan<br />

genişliği (FOV), omuzlar kapsanacak<br />

şekilde optimize edildi.<br />

Hazırlanan gadolinyum solüsyonu<br />

enjeksiyonu, manuel olarak bilateral eş<br />

zamanlı hızlı bolus yöntemi <strong>ile</strong> uzatma<br />

konnektörleri kullanılarak gerçekleştirildi.<br />

Enjeksiyonlara başlanmasından<br />

8 saniye sonra görüntüleme başlatıldı.<br />

Görüntüler koronal oblik planda elde<br />

edildi. İncelemeye ait parametreler şu<br />

şekildedir: FOV omuzlara göre ayarlandı<br />

(ortalama 44 cm), TR/TE minimum,<br />

kesit kalınlığı 4/-2 mm, sapma açısı<br />

30°, matriks 256x128, yağ saturasyonu,<br />

NEX 0.5, faz FOV 0.9 olarak seçildi.<br />

Enjeksiyonun 8. saniyesinde başlatılan<br />

ilk serinin sonlanmasından 3-4 saniye<br />

sonra, diğer seri gönder<strong>ile</strong>rek işleme<br />

devam edildi ve 4. serinin ardından<br />

çekim sonlandırıldı. Her bir seri 4 mm<br />

kalınlığında ortalama 26 görüntü içeren<br />

52 kesitten oluştu. Bir serinin ortalama<br />

süresi 15 saniye idi. Tanımlanan<br />

kontrastlı aşamalarda olgulara nefes<br />

tutturuldu. Ancak genel durumu bozuk<br />

hastalarda yüzeyel solunum yapması<br />

öğret<strong>ile</strong>rek inceleme gerçekleştirildi.<br />

Ani ve geniş amplitüdlü nefes oynamaları<br />

olmadığı sürece görüntü kalitesi<br />

tanısal değerlendirme için yeterli oldu.<br />

Görüntü işleme çalışma istasyonunda<br />

(Advantage Windows GE 3.1), kaynak<br />

görüntülerden, maksimum intensite<br />

projeksiyonlar (MİP) ve multiplanar<br />

rekonstrüksiyonlar <strong>ile</strong> oluşturulan 3<br />

<strong>boyutlu</strong> görüntülerden gerçekleştirildi.<br />

Bu hastalarda venöz yapılar segmental<br />

olarak açık, daralmış (non-okluzif<br />

trombüs) ve tıkalı olarak sınıflandırıldı.<br />

Kollateral varlığı araştırıldı. Venöz<br />

trombüs teşhisi, dolum defekti saptan-<br />

A38 • Haziran 2006


a<br />

destekleyeb<strong>ile</strong>cek kalitede <strong>MR</strong> <strong>venografi</strong>ler<br />

elde edildi. Olgu grubunun<br />

hepsine İV-DSA uygulandı. Üç olguda<br />

(%16) santral venler açık olarak<br />

değerlendirildi (Şekil 2). Ondokuz olgunun<br />

16’sında (%84) venöz patoloji<br />

saptandı (Şekil 3). Bu gruba dahil 7<br />

olguda (%37), 3 veya daha fazla venöz<br />

segmenti etk<strong>ile</strong>yen yaygın patoloji<br />

mevcuttu (Şekil 4). Bir olguda perikab<br />

Şekil 3. a, b. Koronal MİP <strong>MR</strong> venogram (a) ve İV-DSA’da (b) sol subklavian vende ciddi darlık mevcut (ok).<br />

a<br />

b<br />

c<br />

d<br />

Şekil 4. a-d. Birinci (a) ve üçüncü (b) fazlardan elde olunan koronal MİP <strong>MR</strong> venogram ve sağ (c), sol (d) İV-DSA görüntülerinde; sağ aksiller, brakiosefalik ve sol<br />

subklavian, aksiller venlerde oklüzyon izlenmektedir.<br />

ması durumunda kondu. Stenoz, damar<br />

kalibresindeki daralma oranı <strong>ile</strong> belirlendi.<br />

Kronik venöz trombozis ve sekeli<br />

terimi ise damar duvarında düzensizlik<br />

ve periferal küçük mural trombüsler<br />

izlenildiği zaman kullanıldı.<br />

<strong>MR</strong>V ve İV-DSA’dan oluşan her<br />

iki inceleme birbirinden bağımsız, iki<br />

farklı radyolog tarafından değerlendirildi<br />

ve saptanan patoloj<strong>ile</strong>r bölgesel<br />

olarak sınıflandırıldı. Daha sonra direkt<br />

kontrastlı 3B <strong>MR</strong>V sonuçları altın<br />

standart İV-DSA <strong>ile</strong> kıyaslanarak, üst<br />

<strong>ekstremite</strong> <strong>derin</strong> venöz sistem patoloj<strong>ile</strong>rini<br />

saptamadaki duyarlılık, özgüllük<br />

ve uyumları belirlendi.<br />

Bulgular<br />

Ondokuz olgunun hepsinde direkt<br />

kontrastlı 3B <strong>MR</strong>V tekniği <strong>ile</strong> tanıyı<br />

Türk Radyoloji Bülteni • A39


a<br />

b<br />

Şekil 5. a-c. Dört ay önce takılmış malfonksiyone hemodiyaliz kateteri mevcut olguda 1. (a) ve 3. (b) fazlardan elde<br />

ed<strong>ile</strong>n <strong>MR</strong> venogramlarında sağ internal juguler ven distalinde kateter (uzun ok, b) çevresinde genişleme ve bulböz<br />

görünüm mevcut (kısa ok, a). Sağ İV-DSA görüntüsünde (c) bu düzeyde dolum defekti ve opak madde reflüsü<br />

mevcut. Ayrıca <strong>MR</strong> venogramlarda sol brakiosefalik vende nonoklüzif trombüs materyali dikkati çekmekte.<br />

c<br />

a<br />

b<br />

<strong>MR</strong>V’nin üst <strong>ekstremite</strong> <strong>derin</strong> venöz<br />

sistemi açıklığının saptanması <strong>ile</strong> darlığı<br />

veya tıkanıklığının tanısında duyarlılığı<br />

ve özgüllüğü % 100 olarak<br />

belirlendi. Direkt kontrastlı 3B <strong>MR</strong>V<br />

<strong>ile</strong> anatomik detay ve patoloji uzanımı<br />

doğru bir şekilde gösterildi.<br />

Şekil 6. a, b. Koronal MİP <strong>MR</strong> Venogram (a) ve İV-DSA görüntüsünde (b) sol internal juguler ven distalinde<br />

fenestrasyon görülmekte (oklar). Bu düzeyde sol subklavian vende fokal hafif daralma mevcut.<br />

teteryel fibrin kılıf da saptandı (Şekil<br />

5). Ayrıca 3 olguda (%15), ikisi sefalik<br />

ven duplikasyonu, birisi internal juguler<br />

ven fenestrasyonu olmak üzere venöz<br />

anatomik varyasyon saptandı (Şekil<br />

6). Özellikle geç fazlardan yapılan<br />

değerlendirmelerle kollateral vasküler<br />

yapılar değerlendirildi (Şekil 7).<br />

Altın standart İV-DSA <strong>ile</strong> karşılaştırıldığında<br />

yalancı pozitif veya negatif<br />

sonuca rastlanmadı. Bu bulgular<br />

doğrultusunda 3B direkt kontrastlı<br />

Tartışma<br />

Günümüzde, özellikle kronik böbrek<br />

hastalıkları <strong>ile</strong> ilişkili, santral venöz kateterizasyon<br />

gerektiren hasta sayısında<br />

artış kaydedilmektedir. Santral venlerin<br />

stenoz ve oklüzyonu, uzun dönemli<br />

venöz kateterizasyonun iyi bilinen bir<br />

komplikasyonudur. Santral venöz sistemin<br />

görüntülenmesi; trombozun teşhisinde<br />

ve santral ven açıklığının değerlendirilmesinde,<br />

hemodiyaliz için<br />

arteriyovenöz fistül formasyonu yaratılması<br />

gibi hastaların daha sonraki yönetimi<br />

öncesinde çok önemlidir.<br />

A40 • Haziran 2006


a<br />

b<br />

c<br />

Şekil 7. a-c. On ay önce sağ brakiosefalik arteriyovenöz fistül formasyonu yaratılmış ve hemodiyalizde sorunlar yaşayan olgunun 1. (a) ve 3. (b) fazlarından elde ed<strong>ile</strong>n<br />

koronal ve 3. fazdan elde ed<strong>ile</strong>n sagittal (c) MİP imajlarında; sağ subklavian vende santral trombüs materyali mevcut (ok). Sağ omuz çevresinde ve göğüs ön duvarında geç<br />

fazlarda belirginleşen, brakiosefalik vene ve internal mammarian venle vena kava superiora dökülen yaygın kollateral damar yapıları izlenmekte (ok başları).<br />

Criado ve arkadaşları hemodiyaliz<br />

için uzun süreli santral venöz kateterizasyon<br />

gerektiren 122 olguda, bir yıllık<br />

dönemde 14’ünde (%11.5) subklavyan<br />

ven obstrüksiyonu rapor etmişlerdir<br />

(13). Haire ve arkadaşları ise kemoterapi<br />

veya kemik iliği transplantasyonuna<br />

giden 225 olguda, Hickman kateteri<br />

yerleştirilmesinden itibaren ilk 3 ayda<br />

%10 oranında santral venöz trombüs<br />

saptamışlardır (14). Subklavyan venin<br />

stenoz veya oklüzyonu klinik olarak<br />

asemptomatik olabilir ve başarısız arteriyovenöz<br />

fistül <strong>ile</strong> sonuçlanabilir.<br />

Bu nedenle, önceden santral venöz kateterizasyon<br />

uygulanmış ve ön koldan<br />

arteriyovenöz fistül açılacak hastalarda<br />

subklavyan ven açıklığı değerlendirilmelidir.<br />

Ayrıca görüntüleme santral<br />

kanülasyon yapılacak hastaların değerlendirilmesinde<br />

de önemli bir rol<br />

oynar.<br />

Santral venlerin değerlendirilmesi<br />

için alternatif metotlar RDUS ve<br />

kontrastlı BT’yi içerir. RDUS göreceli<br />

ucuz, ulaşılması kolay, noninvazif,<br />

anstabil ve koopere olmayan olgularda<br />

uygulanabilir bir yöntemdir. Venöz<br />

sistemin başlangıç değerlendirmesi<br />

için sıklıkla seç<strong>ile</strong>n bu yöntem, kol ve<br />

boyun venleri için yararlı bir tekniktir.<br />

Fakat brakiyosefalik ve superior vena<br />

kava gibi <strong>derin</strong> santral venler, kemik<br />

ve akciğerler yüzünden sıklıkla değerlendir<strong>ile</strong>mez<br />

ve venöz patolojinin<br />

santral uzanımı göster<strong>ile</strong>meyebilir (14,<br />

15). Ayrıca subklavyan ven proksimal<br />

bölümünün değerlendirilmesi de sınırlıdır.<br />

Haire ve arkadaşları yaptıkları<br />

çalışmada RDUS’nin, subklavyan ven<br />

medial kesimindeki kısa segment oklüzyonlarını<br />

%45 ve nonokluzif subklavyan<br />

ven trombozlarını %43 oranında<br />

göstermediğini bildirmişlerdir. BT<br />

mediastinal yumuşak doku detayını<br />

mükemmel gösterir ve kontrastlı inceleme<br />

santral venlerin değerlendirilmesinde<br />

kullanılabilir. Fakat kontrast<br />

maddenin oluşturduğu artefaktlar gibi<br />

iyotlu kontrast madde kullanımı <strong>ile</strong><br />

ilişkili dezavantajlara sahiptir (16, 17).<br />

Minimal artefakt ve artmış doğrulukta<br />

BT değerlendirme, her iki koldan kontrast<br />

madde enjeksiyonu gerektirir.<br />

Konvansiyonel <strong>venografi</strong> santral<br />

venlerin görüntülenmesinde standart<br />

referans yöntem olarak yaygın kullanılmasına<br />

rağmen bazı limitasyonlara<br />

sahiptir (2). Unilateral kol şişmesini<br />

değerlendirmek için etk<strong>ile</strong>nmiş kola<br />

direkt kontrast madde enjeksiyonu gerektirirken,<br />

santral venlerin özellikle<br />

superior vena kavanın tam değerlendirilmesi<br />

için bilateral kontrast madde<br />

enjeksiyonu gerekebilir. Ayrıca juguler<br />

venler genellikle opasifiye olmazlar.<br />

Bilateral kontrast madde enjeksiyonlarında<br />

b<strong>ile</strong>, venöz sistemin konverjan<br />

yapısı nedeniyle venöz b<strong>ile</strong>şkelerde<br />

oluşan artefaktlar doğru teşhisi engelleyebilir<br />

ve nonopasifiye juguler venden<br />

olan akım, brakiyosefalik venlerin<br />

ve superior vena kavanın değerlendirmesini<br />

güçleştirebilir. Ayrıca işlem,<br />

nefrotoksik ve potansiyel trombojenik<br />

olan kontrast madde <strong>ile</strong> gerçekleştirilir<br />

ve iyonize radyasyona maruz kalınır.<br />

Komplikasyon oranları iyonize kontrast<br />

madde kullanımı <strong>ile</strong> ilişkilidir ve<br />

hastaların %2-4’ünde bildirilmektedir.<br />

Bazı araştırmacılar <strong>MR</strong>G’yi santral<br />

venlerin değerlendirmesi için konvansiyonel<br />

<strong>venografi</strong>ye alternatif bir<br />

yöntem olarak savunmuşlardır (6-11).<br />

<strong>MR</strong>V uygulamaları yeni bir teknik değildir<br />

ve santral venlerin değerlendirilmesinde<br />

doğru bir metod olarak tanımlanmıştır.<br />

Araştırmaların çoğunda<br />

2B-TOF tekniği kullanılmıştır (6-10).<br />

Finn ve arkadaşlarının, şüpheli torasik<br />

venöz oklüzyona sahip 30 olguda yaptıkları<br />

2B TOF <strong>MR</strong>V serisinde, sonuçlar<br />

konvansiyonel <strong>venografi</strong> <strong>ile</strong> karşılaştırıldığında<br />

22 olgunun 19’unda<br />

(%86) <strong>MR</strong> bulguları tam doğrulanmış;<br />

11 olguda ise başarılı venöz girişime<br />

izin vermiştir (6). Hartnell ve arkadaşlarının<br />

yaptıkları çalışmada da benzer<br />

sonuçlar bulunmaktadır (7). Kontrast<br />

madde kullanılmasını gerektirmeyen<br />

2B TOF <strong>MR</strong>V’nin değerlendirilmesini<br />

bazı artefaktlar engelleyebilir: Finn ve<br />

arkadaşları venöz konfluenslerde ve<br />

uzun planda devam eden damarlarda<br />

izlenen, yanlışlıkla trombüs olarak yorumlanab<strong>ile</strong>cek<br />

fokal azalmış sinyale<br />

dikkat çekerek ham görüntülerle birlikte<br />

tüm kesitlerin gözden geçirilmesinin<br />

Türk Radyoloji Bülteni • A41


ven açıklığının doğru değerlendirilmesi<br />

için önemini vurgulamışlardır (6).<br />

TOF görüntüleme teknikleri pulsasyona,<br />

plan saturasyon etk<strong>ile</strong>rine ve<br />

laminar akımın bozulduğu durumlarda<br />

“spin dephasing”e hassas olabilir<br />

ve bunların hepsi intravasküler sinyal<br />

uniformitesini sınırlandırarak, suboptimal<br />

MİP’lere yol açar. Venlerin selektif<br />

gösterilmesi için satürasyon bantları<br />

kullanılırsa kollateral yollardaki<br />

venöz sinyal intensitesi baskılanabilir.<br />

2B TOF teknikleri <strong>ile</strong> az akımlı veya<br />

akım yokluğuna sahip kollabe venler<br />

kolaylıkla göster<strong>ile</strong>mez. Santral venlerin<br />

kompleks venöz anatomiye sahip<br />

olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır.<br />

Bu sonuçlar değerlendiric<strong>ile</strong>r arasında<br />

yüksek oranda uyumsuzluklara<br />

yol açmakta ve görüntüleme süresinde<br />

belirgin uzama <strong>ile</strong> sonuçlanan farklı<br />

planları gerektirmektedir (8). Ancak<br />

ortogonal görüntüleme planlarının<br />

kullanılmasından, inceleme süresini<br />

belirgin arttırarak solunum ve hareket<br />

artefaktlarına duyarlılığı arttıracağından<br />

kaçınılmaktadır. Bu nedenlerle<br />

kontrastlı <strong>MR</strong>V teknikleri gelişmiştir.<br />

Kontrastlı 3B <strong>MR</strong>A’nın en önemli<br />

teknik özelliği intravenöz olarak enjekte<br />

ed<strong>ile</strong>n ve kanın T1 relaksasyon<br />

süresini kısaltarak çevre dokularla kan<br />

arasında etkin bir kontrast yaratan paramanyetik<br />

ajanlar kullanılmasıdır (3,<br />

4). Gelenekselleşmiş 2B TOF tekniğinin<br />

aksine akım artefaktları ve satürasyon<br />

etk<strong>ile</strong>ri minimaldir. Multiplanar<br />

reformatlar, kompleks ve tortüyöz vasküler<br />

anatomiyi kolaylıkla gösterebilir<br />

(3, 4, 18, 19).<br />

Kontrastlı 3B <strong>MR</strong>A, arteryel sistemin<br />

değerlendirilmesinde yaygın bir tanısal<br />

yöntem olarak kullanılmaktadır. Venöz<br />

sistem görüntülenmesinde kullanımı<br />

ise ilk olarak 1997 yılında Lebowitz<br />

tarafından alt <strong>ekstremite</strong> venlerinde<br />

subtraksiyon tekniği <strong>ile</strong> elde ed<strong>ile</strong>n görüntüleri<br />

rapor ettiği teknik notunda tanımlanmıştır<br />

(11). Bu başlangıç çalışma,<br />

aksiyel TOF tekniğinden daha hızlı<br />

olup, daha uniform sinyal intensitesine<br />

izin vermiştir. Shinde ve arkadaşları<br />

subtraksiyon tekniği <strong>ile</strong> gerçekleştirdikleri<br />

benzer bir çalışmayı santral<br />

venlerin değerlendirilmesi için adapte<br />

etmişlerdir (12). Bu teknikte, kontrast<br />

maddenin enjeksiyonunu takiben erken<br />

arteryel ve geç fazlar alınmış, geç<br />

fazdan erken arteryel fazı subtraksiyon<br />

işlemi <strong>ile</strong> elimine ederek oluşturulan<br />

görüntülerle venöz sistem değerlendirilmiştir.<br />

Gadopentinat test dozu <strong>ile</strong><br />

arteryel ve venöz opaklaşma için pik<br />

zamanını belirleyerek görüntüleme<br />

zamanı hesaplanmıştır. Bu çalışmanın<br />

majör limitasyonu, sadece 3 olguda<br />

altın standart konvansiyonel <strong>venografi</strong><br />

<strong>ile</strong> korrelasyon gerçekleştir<strong>ile</strong>bilmiş olmasıdır.<br />

Thornton ve arkadaşları 1999<br />

yılında santral venöz trombüs ön tanısı<br />

<strong>ile</strong> refere ed<strong>ile</strong>n 37 olguda yaptıkları<br />

benzer kontrastlı <strong>MR</strong>V çalışmasında,<br />

duyarlılık ve özgüllüğü %100 olarak<br />

bildirmişlerdir (3).<br />

Oxtoby ve arkadaşları ise 2001 yılında<br />

yayımlanan çalışmalarında, enjeksiyon<br />

gecikme zamanını hesaplamadan<br />

ve subtraksiyon işlemi yapmadan<br />

görüntüleri elde ettikleri daha basit bir<br />

teknik kullanmışlardır (4). Enjeksiyondan<br />

çekime kadar geçen süreyi arttırarak<br />

(yaklaşık 20 saniye) sirkülasyon<br />

hemodinamiği prensibini kullanmışlardır.<br />

Bu prensibe göre, görüntüleme<br />

öncesi kontrast madde sirkulasyona<br />

girecektir; alt <strong>ekstremite</strong>lerin sirkulasyon<br />

zamanı baş-boyun sirkülasyon<br />

zamanından daha uzundur ve subklavyan<br />

venler genellikle juguler venlerden<br />

daha geç opasifiye olmaktadır. Araştırmacılar<br />

venlerin incelenmesinde<br />

görüntüleme zamanı hesaplanmasının<br />

arteryel <strong>MR</strong>A çalışmalarının aksine<br />

daha az önemli olduğunu, ancak geç<br />

imajların gerekli olduğunu bildirmişlerdir<br />

(4).<br />

Bu modifikasyonların hepsi, genellikle<br />

zor nefes tutan ve uzun süreli incelemeyi<br />

iyi tolere edemeyen, bizim<br />

çalışmamızda da hasta grubumuzun<br />

çoğunluğunu oluşturan, özellikle son<br />

dönem kronik böbrek yetmezlikli hasta<br />

grubunda prosedür hızlarındaki etk<strong>ile</strong>ri<br />

nedeni <strong>ile</strong> önemlidir.<br />

Bu multifaz kontrastlı çalışmalar,<br />

kontrast maddenin venöz sisteme resirkülasyonunu<br />

ve subtraksiyon işlemini<br />

gerektirir. Subtraksiyon işlemi respiratuar<br />

hareketler yüzünden sıklıkla optimal<br />

olmadığından, santral venöz sistemin<br />

değerlendirilmesinde güçlüklere ve<br />

yetersizliğe neden olmaktadır. Oxtoby<br />

ve arkadaşlarının uyguladığı subtraksiyon<br />

işleminin yapılmadığı çalışma ise<br />

projeksiyonda arteryel ve venöz yapıların<br />

süperpozisyonu <strong>ile</strong> sonuçlanacaktır.<br />

Bununla birlikte imaj değerlendirmesinin<br />

rutin bölümleri <strong>ile</strong> kolaylıkla analiz<br />

ed<strong>ile</strong>b<strong>ile</strong>ceğini <strong>ile</strong>ri sürmüşlerdir.<br />

Ancak 24 olguyu içeren bu retrospektif<br />

çalışmanın dezavantajı olguları sadece<br />

klinik bulgular temelinde değerlendirerek,<br />

<strong>MR</strong>V’nin hasta yönetimine etkisinin<br />

araştırılmış ve İV-DSA korrelasyonu<br />

yapılmamış olmasıdır.<br />

2001 yılında Ruehm ve ark. <strong>ile</strong> Li ve<br />

ark. venöz sistemin çeşitli endikasyonları<br />

için düşük doz kontrast maddenin<br />

direkt enjeksiyonu <strong>ile</strong> elde ettikleri<br />

olgu örneklerinden oluşan çalışmaları<br />

bildirmişlerdir (18, 19).<br />

Bizim çalışmada da kullanılan direkt<br />

infüzyon tekniği, TOF’un uzun inceleme<br />

süresi ve yavaş kan akımına duyarsızlık<br />

gibi sınırlamalarının üstesinden<br />

gelmektedir: damarın akım karakteristiğine<br />

bakmayarak, enjekte ed<strong>ile</strong>n<br />

kontrast maddenin T1 kısaltıcı etkisi<br />

temelinde, kontrast madde içeren tüm<br />

damarlar gösterilir. Plan saturasyon ve<br />

spin dephasing etk<strong>ile</strong>ri elimine edilir.<br />

Aynı zamanda görüntüleme zamanı<br />

dramatik olarak azalmaktadır. Hastanın<br />

hazırlanması ve pilot görüntülerle<br />

birlikte işlem, ortalama 15 dakikada<br />

tamamlanmaktadır. Çalışma istasyonu<br />

işlemleri ve imaj analizi de deneyimle<br />

artarak dakikalarla sınırlanmıştır.<br />

Değerlendirmenin sadece reformat<br />

imajlardan yapılmaması, kaynak görüntülerin<br />

de değerlendirmeye dahil<br />

edilmesi gerektiği vurgulanmalıdır.<br />

Kaynak görüntüler yoğun kollateralleri<br />

ve multipl trombozları olan olgularda<br />

ayrıca önem kazanmaktadır. Bir<br />

olgunun MİP imajında brakiyosefalik<br />

vende duplikasyon görünümü izlenmiş<br />

ancak kaynak görüntüde santral trombüs<br />

materyali kaynaklı olduğu anlaşılarak<br />

yanlış değerlendirmeden uzaklaşılmıştır.<br />

Çalışmamızda olgu sayısı sınırlı<br />

(n=19) olmakla birlikte; 3B direkt<br />

kontrastlı <strong>MR</strong> <strong>venografi</strong> bulguları altın<br />

standart İV-DSA sonuçları <strong>ile</strong> karşılaştırıldığında,<br />

üst <strong>ekstremite</strong> <strong>derin</strong> venöz<br />

sisteminin trombookluzif hastalığının<br />

değerlendirmesinde duyarlılık ve özgüllüğü<br />

%100 olarak bulunmuştur.<br />

A42 • Haziran 2006


Çalışmamızdaki olgularda değerlendirmeyi<br />

sınırlandırab<strong>ile</strong>cek respiratuar<br />

artefaktlar izlenmemiştir. Olgular kısa<br />

süreli (ortalama 15 saniye) apne evresini<br />

rahatlıkla sağlamışlardır. Genel durumu<br />

oldukça bozuk iki olguda ise yüzeyel<br />

solunum öğret<strong>ile</strong>rek inceleme gerçekleştirilmiştir.<br />

Bu olgularda solunum hareketinin,<br />

ani ve <strong>derin</strong> değilse görüntü<br />

kalitesini bozmadığı gözlenmiştir.<br />

Direkt kontrastlı <strong>MR</strong>V tekniği imaj<br />

kalitesiyle venöz sistemin tam olarak<br />

değerlendirmesine izin vermektedir.<br />

Bu tekniğin avantajları özellikle<br />

kompleks venöz anatomiye, varikozitelere<br />

ve belirgin yüzeyel venöz<br />

kollaterallere sahip hastalarda önem<br />

kazanmaktadır. MİP tekniği <strong>ile</strong> oluşturulan<br />

imajlar klinisyenler tarafından<br />

kolaylıkla kavranab<strong>ile</strong>cek formatlar<br />

sağlar. Uzun süreli enjeksiyon süresi<br />

yüzünden özellikle geç faz görüntülerde<br />

konkominant arteryel opaklaşma<br />

meydana gelmektedir. Bununla birlikte<br />

direkt enjeksiyon tekniği sonucu daha<br />

yüksek sinyal özelliğine sahip venler,<br />

arterlerden kolaylıkla ayırt edilmektedir.<br />

Ayrıca multiplanar olarak gerçekleştir<strong>ile</strong>n<br />

çalışma istasyonu işlemleri<br />

de arter ve venlerin kolaylıkla ayırt<br />

edilmesine izin vermektedir.<br />

Teknik prensibi kontrast maddenin<br />

venöz sisteme resirkülasyonu olan,<br />

selektif arteryel faz görüntülerinin geç<br />

faz imajlardan subtraksiyonunu gerektiren,<br />

kontrastlı multifaz 3B <strong>MR</strong>V<br />

tekniği problemleri de beraberinde getirmektedir:<br />

venöz dönüşüm olmadan<br />

selektif arteryel görüntüleme özellikle<br />

periferal vasküler yapılar için oldukça<br />

güçtür, arteryel faz esnasında ekstrasellüler<br />

kontrast ajanın kapiller pasajı,<br />

azalmış venöz dönüş ve venöz sinyalle<br />

sonuçlanmakta ve paramanyetik kontrast<br />

ajanın geniş miktarlarının kullanımını<br />

gerektirmektedir. Direkt kontrastlı<br />

<strong>MR</strong>V’de ise dilüe kontrast ajanın<br />

çok daha az miktarları ötesinde, sadece<br />

venöz sistem görüntülenmektedir. Gadolinyum<br />

dilüsyonu, gadolinyumun<br />

özellikle enjeksiyon bölgesinde yüksek<br />

dozlarında gelişen T2 kısaltıcı etkisinden<br />

kaynaklanan vasküler yapılarda<br />

sinyal azalmasından kaçınmak için<br />

gereklidir. Gadolinyum bazlı kontrast<br />

maddeler renal yetmezlikli hastalarda<br />

güvenle kullanılabilir ve iyotlu kontrast<br />

materyal <strong>ile</strong> karşılaştırıldığında<br />

önemli derecede düşük nefrotoksisite<br />

riski mevcuttur (20, 21).<br />

Direkt kontrastlı <strong>MR</strong>V’nin de bazı<br />

limitasyonları bulunmaktadır. Standart<br />

DIRECT CONTRAST-ENHANCED THREE-DIMENSIONAL MAGNETIC RESONANCE<br />

VENOGRAPHY EVALUATION OF UPPER EXTREMITY DEEP VENOUS SYSTEM<br />

PURPOSE<br />

To investigate the diagnostic value of direct contrast-enhanced three dimensional<br />

magnetic resonance (3D <strong>MR</strong>) venography in mapping the deep venous system of the<br />

upper extremities and to plan potential interventional procedures.<br />

MATERIALS AND METHODS<br />

Nineteen cases with the diagnoses of end-stage renal disease with multiple hemodialysis<br />

catheter access were examined. Direct contrast-enhanced 3D <strong>MR</strong> venograms<br />

were obtained with 1.5 Tesla device with 3D-FSPGR pulse sequence and using body<br />

coil following the manual injection of gadolinium solution prepared by diluting 20 ml<br />

of contrast substance in 200 ml saline with a proportion of 1:10 through intravenous<br />

access opened symmetrically in antecubital fossa. In the workstation, evaluation was<br />

performed on three-dimensional images two-dimensional multi-planar reformats,<br />

and maximum-intensity projection method obtained from the source images. Intravenous<br />

DSA was performed on all the patients, and two radiologists evaluated <strong>MR</strong><br />

venograms and conventional angiograms independently from each other. Results of<br />

<strong>MR</strong> venography and conventional angiography were then compared.<br />

RESULTS<br />

In all cases, the <strong>MR</strong> venograms obtained were capable of supporting the diagnoses.<br />

Venous pathologies were found in 16 cases. In three cases central veins were evaluated<br />

to be patent. Results of <strong>MR</strong> venography and conventional angiography were<br />

consistent with each other (100% sensitivity and 100% specificity).<br />

CONCLUSION<br />

Direct contrast-enhanced 3D <strong>MR</strong> venography is a well-tolerated sensitive technique<br />

in explaining the cause of the malfunctioning arterio-venous fistulas and in pre-surgical<br />

planning before placing new catheters or creating fistulas. It is possible to obtain<br />

high-quality images with this technique as an alternative to invasive angiography.<br />

Key words: • contrast media • magnetic resonance angiography • upper extremity<br />

• veins<br />

Diagn Interv Radiol 2006; 12:74-79<br />

<strong>MR</strong> görüntüleme kontrendikasyonlarına<br />

sahiptir. Tüm hastalarda venöz yol<br />

gerektirir ki, minimal invaziftir. Akım<br />

yön bilgisi vermez sadece kontrast<br />

madde içeren tüm damarları gösterir.<br />

Sonuç olarak, direkt kontrastlı üç<br />

<strong>boyutlu</strong> <strong>MR</strong>V yüksek kalitede ve hızlı<br />

görüntüler elde edilmesine izin veren,<br />

iyi tolere ed<strong>ile</strong>n, duyarlılığı yüksek ve<br />

hızlı bir tekniktir. Ayrıca girişim planlanan<br />

hastalar için santral venöz sistemin<br />

haritalanmasında ideal bir teknik<br />

olup konvansiyonel <strong>venografi</strong>ye alternatif<br />

olarak sunulmaktadır.<br />

Kaynaklar<br />

1. Doayre CE, White GH, Mehringer SM,<br />

Wilson SE. Pathogenesis determines late<br />

morbidity axillosubclavian vein thrombosis.<br />

Am J Surg 1986; 152:179-184.<br />

2. Benenati JF, Becker GJ, Mail JT, Holden<br />

RW. Digital subtraction venography in central<br />

venous obstruction. Am J Roentgenol<br />

1986; 147:685-688.<br />

3. Thornton MJ, Ryan R, Varghese JC, Farrell<br />

MA, Lucey B, Lee MJ. A three-dimensional<br />

gadolinium-enhanced <strong>MR</strong> venography<br />

technique for imaging central veins. Am J<br />

Roentgenol 1999; 173:999-1003.<br />

4. Oxtoby JW, Widjaja E, Gibson KM, Uzoka<br />

K. 3D gadolinium-enhanced <strong>MR</strong> venography:<br />

evaluation of central chest veins and<br />

impact on patient management. Clin Radiol<br />

2001; 56:887-894.<br />

5. Kroencke TJ, Taupitz M, Arnold R, Fritsche<br />

L, Hamm B. Three-dimensional gadolinium-enhanced<br />

magnetic resonance venography<br />

in suspected thrombo-occlusive disease<br />

of the central chest veins. Chest 2001;<br />

120:1570-1576.<br />

6. Finn JP, Zisk JH, Edelman RR, et al.<br />

Central venous occlusion: <strong>MR</strong> angiography.<br />

Radiology 1993; 187:245-251.<br />

Türk Radyoloji Bülteni • A43


7. Hartnell GG, Hughes LA, Finn JP,<br />

Longmaid HE. Magnetic resonance angiography<br />

of the central chest veins: a new gold<br />

standard? Chest 1995; 107:1053-1057.<br />

8. Rose SC, Gomes AS, Yoon HC. <strong>MR</strong><br />

angiography for mapping potential central<br />

venous access sites in patients with<br />

advanced venous occlusive disease. Am J<br />

Roentgenol 1996; 166:1181-1187.<br />

9. Hansen ME, Spritzer CE, Sostman HD.<br />

Assessing the patency of mediastinal and<br />

thoracic inlet veins: value of <strong>MR</strong> imaging.<br />

Am J Roentgenol 1990; 155:1177-1182.<br />

10. Evans AJ, Sostman HD, Knelson MH, et<br />

al. Detection of deep venous thrombosis:<br />

prospective comparison of <strong>MR</strong> imaging<br />

with contrast venography. Am J Roentgenol<br />

1993; 161:131-139.<br />

11. Lebowitz JA, Rofsky NM, Krinsky GA,<br />

Weinreb JC. Gadolinium-enhanced body<br />

<strong>MR</strong> venography with subtraction technique.<br />

Am J Roentgenol 1997; 169:755-<br />

758.<br />

12. Shinde TS, Lee VS, Rofsky NM, Krinsky<br />

GA, Weinreb JC. Three-dimensional gadolinium-enhanced<br />

<strong>MR</strong> venographic evaluation<br />

of patency of central veins in the<br />

thorax: initial experience. Radiology 1999;<br />

213:555-560.<br />

13. Criado E, Marston WA, Jaques PF, Mauro<br />

MA, Keagy KA. Proksimal venous outflow<br />

obstruction in patients with upper extremity<br />

arteriovenous dialysis access. Ann Vasc<br />

Surg 1994; 8:530-535.<br />

14. Haire WD, Lynch TG, Lund GB, Lieberman<br />

RP, Edney JA. Limitations of magnetic<br />

resonance imaging and ultrasound-directed<br />

(duplex) scanning in the diagnosis of subclavian<br />

vein thrombosis. J Vasc Surg 1991;<br />

13:391-397.<br />

15. Koksoy C, Kuzu A, Kutlay J, Erden I,<br />

Ozcan H, Ergin K. The diagnostic value<br />

of colour Doppler ultrasound in central<br />

venous catheter related thrombosis. Clin<br />

Radiol 1995; 687-689.<br />

16. Gorich J, Flentje M, Guckel F, Beyer-Enke<br />

SA, van Kaick G. Computed tomographic<br />

imaging of collateral pathways in stenoses<br />

of the large mediastinal veins. ROFO 1988;<br />

148:560-565.<br />

17. Godwin JD, Webb WR. Contrast-related<br />

flow phenomena mimicking pathology on<br />

thoracic computed tomography. J Comput<br />

Assist Tomogr 1982; 6:460-464.<br />

18. Ruehm SG, Zimny K, Debatin JF. Direct<br />

contrast-enhanced 3D <strong>MR</strong> venography. Eur<br />

Radiol 2001; 11:102-112<br />

19. Li W, David V, Kaplan R, Edelman RR.<br />

Three-dimensional low dose gadoliniumenhanced<br />

peripheral <strong>MR</strong> venography. J<br />

Magn Reson Imaging 1998; 8:630-633.<br />

20. Prince <strong>MR</strong>, Arnoldus C, Frisoli JK.<br />

Nephrotoxicity of high dose gadolinium<br />

compared with iodinated contrast. J Magn<br />

Reson Imaging 1996; 6:162-166.<br />

21. Haustein J, Niendorf HP, Krestin G, et<br />

al. Renal tolerance of gadolinium-DTPA/<br />

dimeglumine in patients with chronic renal<br />

failure. Invest Radiol 1992; 27:153-156.<br />

A44 • Haziran 2006

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!