17.09.2014 Views

ELMA DENİZ KARAKURT

Elma - Apple Roman - Novel

Elma - Apple
Roman - Novel

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

S a y f a | 174<br />

orasını bilmiyordu. Gerekirse çeker kılıcını dövüşerek ölürdü, yaşam o kadar da değerli birşey<br />

değildi şu an gözünde. Ama daha etkili, daha kökten bir çözüm arıyordu kafasında. Madem<br />

mücâdele edecekti, hiç olmazsa kazanma ihtimalini biraz artırmalıydı. Mantıklı hareket<br />

etmeliydi. Çünkü yenilenin kendisi değil, karşısındakilerin olması gerektiğine inanıyordu. Bu<br />

durumlara düşmesine sebebiyet verenler, bedelini ödemeliydiler. Üstelik kimdi onlar? Öz<br />

kardeşleri… Hem de ne için? Kendi sevdiği kadını elinden alabilmek için. Düşündükçe öfkeden<br />

deliye dönüyordu.<br />

O gün öğleden sonra köyün dışına çıktılar, yaşlı kadının kışlık kurutulacak meyvelerini<br />

dermek 310 için. Tepelerin yamaçlarında, bayırlarda alıç, kuşburnu, hatungöbeği topladılar.<br />

Akşama doğru da rastladıkları karamuk ve böğürtlen çalılarından hem yiyip hem çantalarına<br />

biriktirerek evin yolunu tuttular. Akşamüzeri, yaşlı kadın topladıkları kuşburnuları kaynatarak<br />

demledi. Kıpkırmızı çıkan çayın kokusu tüm odayı dolduruyor ve insana huzur veriyordu.<br />

Kuşburnuyu içerlerken Tanay Ana hemen yanındaki duvarın dibinde duran, üzerine kabartma<br />

şeklinde bir kurtbaşı ongunu 311 işlenmiş olan büyük bir toprak saksının içindeki çiçeğin toprağını<br />

elledi;<br />

– Pekişmiş, dedikten sonra ayağa kalkıp dışarıya çıktı.<br />

Elinde getirdiği bir tahta çubukla, saksının yanına tekrar oturduktan sonra toprağını<br />

kabartmaya başladı. Usul usul ama sabırla kalın gövdesi ve geniş yaprakları olan, uzun bitkinin<br />

köklerine zarar vermeden işini tamamladı. Batur’sa çayını içerken onu izliyordu. Kadın emek<br />

harcıyordu, kendisinden birşeyler katıyordu. Onu izlerken bile içinde bir mutluluk çığ gibi<br />

büyüyordu. Bu acımasız dünyada hiçbirşey kolay değildi, en azından kendisi gibi insanlar için.<br />

Açgözlü değilseniz işiniz rast gitmezdi, bu dünya onların dünyasıydı çünkü. Yine d,e işte şu<br />

karşısındaki kadının çabası gibi ufak tefek şeyler kendisine mutluluk veriyordu. Çünkü o anlamı<br />

arıyordu. Anlam… Kendisini yapayalnız hissettiği bu dünyada onun peşindeydi.<br />

– Güzel çiçekmiş ana, dedi; “Gerçekten iyi bakmışsın.”<br />

Çiçeğin kalın enli ve uzun yeşil yapraklarının üzerinde, sarıya çalan daha açık yeşil<br />

tonlarda şeritleri vardı. Gövdesini oluşturan iki dal insan bileği kalınlığındaydılar. Daha<br />

yukarılarda bunlar dallanıp budaklanırken bitkinin boyu da omuz yüksekliğine ulaşıyordu.<br />

– Güzel ya oğul dedi; “Bu ot benden daha yaşlı biliyor musun?” diye ekledi.<br />

Batur şaşırarak; “Gerçekten var mı o kadar?” diye sordu.<br />

– Var ya, dedi Tanay; “Bunun başından geçen bir iş de var.”<br />

310 Dermek: Toplamak, biriktirmek.<br />

311 Ongun: Arma. Sembolize edilmiş motif.<br />

D e n i z K a r a k u r t<br />

<strong>ELMA</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!