You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
S a y f a | 74<br />
– Onu gördüm, dedim mi? Ona inanıyorlar dedim. Sen Anka Kuşunu gördün mü hiç?<br />
– Ama sen gemi kadar balıkları gördüysen, Anka kadar kuşları da görmüşündür.<br />
– O balıkları gördüm. Ama görmediğim birşeye yalan söyleyecek değilim.<br />
Konuşmaları sessizce ve gülümseyerek dinleyen ozan odadakilerden müsaade isteyip<br />
kalktı. Yolculara esenlik diledi. O gittikten Aydar kendini tutamadı;<br />
– Şimdi bu ozanın yır 134 söylerken kuşları susturduğuna hepiniz inanıyorsunuz değil mi?<br />
Belki de doğrudur. Bilemem. Yalan da diyemem. Gel gör ki, bize gelince hepiniz kırk lafa<br />
geçiyorsunuz.<br />
Ardından da elini umursamaz bir tavırla salladı. Bunun üzerine;<br />
– O başka, dedi köylülerden biri. Kesik kesik öksürdükten sonra ekledi; “Kendi gözüyle<br />
görenler var.”<br />
Düş<br />
Turgay çocukluğunda babasının eline tutuşturduğu kopuzu çalmayı kendi kendine<br />
öğrenmiş, geliştirmiş; duyduğu tüm türküleri, koşmaları 135 çalar olmuştu. Doğuştan gelen bir<br />
kabiliyeti, duyduğu her ezgiyi kopuzuyla yeniden dillendirebilen bir müzik kulağı vardı.<br />
Gönlünün derinliklerinden, yeraltından yukarıya doğru fışkıran bir su gibi çıkıyordu tüm<br />
yeteneği. Boş kaldı mı alıyordu eline çalgıyı; her defasında yeni bir aşama kaydediyor, her<br />
seferinde yepyeni birşey öğreniyordu kendi çaldığını dinleyerek.<br />
O gün akşamüzeri divanın üstündeki kilimleri, örtüleri topladı. Sağ başta duran çivisiz<br />
tahtaları kaldırdı. Bunların altındaki taştan yapılmış cağlıkta 136 yıkanacaktı. Divanın üzerine bir<br />
kazanla sıcak su, bir kazan da soğuk su getirip koydu. Odanın kapısını kilitleyip soyundu, cağlığa<br />
çıktı, güzelce yunup yıkandı. İçeriyi yoğun bir buhar kaplamış, duvardaki ayna buğulanmıştı.<br />
Aynalardan korkardı hep, içi ürperdi yine. İşlemeli bir havluyla kurulandıktan sonra herşeyi eski<br />
hâline getirip içeriye geçti. Anası önüne haşladığı hingeli 137 getirdi. Hamur işi de olsa yanında<br />
mutlaka ekmek yer, yoksa karnını doymuş hissetmezdi.<br />
– Ekmek yok mu ana? diye tandır damına doğru bağırdı.<br />
134 Yır: Şarkı.Bazı lehçelerde”Ir” denir.<br />
135 Koşma: Saz eşliğinde söylenen halk şiiri. Genelde dörtlükler halindedir.<br />
136 Cağlık: Banyo. Oda içinde bulunan, üzeri kapatılabilen yıkanma yeri.<br />
137 Hingel (Hıngel): Hamurdan yapılma yiyecek. Bir tür mantı.<br />
D e n i z K a r a k u r t<br />
<strong>ELMA</strong>