04.11.2014 Views

PDF SAYI 24 - Hayat Online

PDF SAYI 24 - Hayat Online

PDF SAYI 24 - Hayat Online

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sempozyum<br />

Bunu yaparken de, Ýslam<br />

dünyasýnda, çoðunluk bir<br />

toplum içinde var olan<br />

konseptler devr alýnmakta,<br />

burada Müslümanlarýn<br />

azýnlýk statüsünde olduðu<br />

dikkate alýnmamakta. Bugün<br />

Avrupa’daki Ýslam,<br />

daha çok Mekke dönemine<br />

benzemekte; ikisi de azýnlýk<br />

durumunda. Hatta, bir<br />

Ýslam ümmetinini farkýna,<br />

homojenleþmiþ ana vatanlarýndan<br />

daha çok, artýk<br />

Avrupa’da varýlabilir.”<br />

Leeds Üniversitesinden<br />

Dr. Salman Sayyid sunumunda<br />

“Ýslam’ýn Farklýlaþmasý<br />

Baðlamýnda “Euro-Ýslam”<br />

Tartýþmalarý”ný ele aldý.<br />

Sayyid “Euro-Ýslam” ya<br />

da “Avrupa Ýslam’ý” gibi<br />

terimlerin ortaya çýkardýðý<br />

sorunlara deðindi. Bu terimlerin<br />

ne çoðrafi açýdan,<br />

ne de, etnografik açýdan<br />

açýklanabileceðini ifade<br />

eden Sayyid, kamuoyunda<br />

Ýslam algýsýndan önce, “yabancý<br />

algýsýnýn” hakim olduðunu<br />

ifade etti. Dr. Sayyid<br />

þöyle devam etti: “Göçmen<br />

ve çoðunluk toplumu<br />

arasýnda aþýlamaz farklýlýklar<br />

öne sürülmekte ve göçmenlerin,<br />

zamanla asimile<br />

olmasý beklenmekte. Bu<br />

süreç çerçevesinde göçmenden<br />

tarihsizleþmesi;<br />

kendi tarihi yerine çoðunluk<br />

toplumunun tarihini<br />

sahiplenmesi bekleniyor.”<br />

Sayyid, “Euro-Ýslam” konseptini<br />

stratejik bir konsept<br />

olarak deðerlendirmekte:<br />

“Bu konseptte, Avrupa’nýn<br />

Gerçekler “<strong>Hayat</strong>”ýn Ýçinde Gizlidir<br />

hayat<br />

ve Ýslam’ýn deðerleri karþý<br />

karþýya getirilmekte ve<br />

Müslümanlardan Avrupa<br />

deðerlerini devr almalarý<br />

beklenmektedir. Ýslam’ýn<br />

reforme edilmesi, kaynaklarýn<br />

yeniden yazýlýp yorumlanmasý<br />

ve dinî hayatýn<br />

yeniden tanzimi, bu<br />

baðlamda ileri sürülen taleplerin<br />

bazýlarý.” Sayyid’e<br />

göre “Euro-Ýslam” konseptinin<br />

hedefi, Ýslam’ý hýristiyanlýðýn<br />

olduðu gibi bir<br />

din haline getirmek: “Böylece,<br />

Ýslam batýnýn sekülerleþme<br />

þartýna uyumlu bir<br />

din haline gelmiþ olur düþüncesi<br />

var herhalde. Herþeyden<br />

önce Ýslam, Ýslam’dýr.<br />

Ýslam’ýn kendine<br />

has þartlarýnýn olduðunu<br />

kabul etmemiz gerekir.”<br />

Mainz üniversitesinden<br />

katýlan Dr. Jörn Thielmann,<br />

Dr. Sayyid’in sunumun<br />

müzakeresinde þunlarý ifade<br />

etti: “Burda tartýþýlan<br />

kavramlar, hakkýnda her<br />

ortamda ateþli tartýþmalarýn<br />

sürdürüldüðü kavramlar.<br />

Dr. Sayyid’in dediði gibi,<br />

Ýslam: Ýslam’dýr demek<br />

yetmiyor. Çünkü Almanya’da<br />

doðup büyüyen<br />

Müslümanlar, mecburen<br />

farklý bir ortamda geliþmekteler.<br />

Ve bu ortam onlarý<br />

ister istemez etkisi altýna<br />

almaktadýr. “Euro-Ýslam”<br />

kavramýndan vazgeçilmesi<br />

gerektiði konusunda<br />

hemfikiriz. Sayyid’in,<br />

kuþaklara göre bir etiketlendirmenin<br />

varlýðýna dikkat<br />

çekmesi de doðru. Sanýrým<br />

bu etiketlendirme,<br />

sadece Müslümanlarda yapýlmakta,<br />

diðer göçmen<br />

gurublarda yapýlmamakta.<br />

Ama sekularizm konusundaki<br />

söylediklerinde, çok<br />

fazla oranda “Batý’dan<br />

bahsettiðini, Batý’da da var<br />

olan farklýlýklarý dikkate almadýðýný<br />

düþünüyorum.”<br />

Sempozyumun son bölümünde<br />

Ýslam Toplumu<br />

Milli Görüþ Genel Sekreteri<br />

Oðuz Üçüncü “Bir Tezahür<br />

Alaný olarak Ýslam<br />

Toplumu Millî Görüþ”ü ele<br />

aldý. Göç tarihi ile teþkilat<br />

tarihi arasýndaki sýký baðlantýya<br />

dikkat çeken Üçüncü,<br />

göç araþtýrmalarýnda<br />

genelde Avrupa’daki Ýslamî<br />

cemaat yapýlanmalarýnýn<br />

geliþiminde 80’li yýllara<br />

kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin<br />

Avrupa’ya giden<br />

vatandaþlarýný, dinî ihtiyaçlarý<br />

konusunda yalnýz<br />

býrakmasýnýn gözden kaçmakta<br />

olduðunu söyledi.<br />

“IGMG’de, bu yüzden,<br />

baþtan beri geleneksel ve<br />

devlet tarafýndan belirlenmiþ<br />

bir din anlayýþýnýn yerine,<br />

þuur kavramý çevresinde<br />

bilinçli bir dinî yaþam<br />

hedeflemiþtir. Birçok<br />

bilinen sorgulandý ki, bu<br />

baðlamda merkezi soru,<br />

“Yaratan benden ne bekliyor?”<br />

sorusudur,” diyen<br />

Üçüncü þöyle devam etti:<br />

“Dinin sadece özel alana<br />

sýkýþtýrýlmasý kabul edilemez<br />

olarak algýlanmaktaydý.<br />

O zamanlarda, zamanýn<br />

acil sorularýna ne Batý’nýn<br />

Ocak-Januar 2008 / Muharrem 1429<br />

33<br />

ne de Doðu’nun cevap bulabileceði<br />

kabul edilmekteydi.<br />

Çözüm ancak kendi<br />

kaynaklarýmýza bilinçli bir<br />

þekilde yönelmekle olabilirdi.”<br />

Bu gün için ise Üçüncü’nün<br />

tesbiti þöyle: “2007<br />

yýlýndaki duruma bakarsak,<br />

bugün de, doðru yaþanmýþ<br />

bir Ýslam ile barýþ<br />

ve adaleti ihdas edileceði<br />

inancý mevcut. Ama “Nasýl?”<br />

sorusu her zamankinden<br />

daha fazla soru iþareti<br />

ve þüpheler taþýmakta;<br />

kavramlar hakkýnda olduðu<br />

kadar, kendimizin oluþturduðu<br />

çözüm önerileri<br />

hakkýnda da þüpheler<br />

var.” Üçüncü’ye göre bu<br />

eleþtirel yaklaþýmlarýn sebepleri,<br />

alternatif toplum<br />

modellerini destekleyebilecek<br />

ve halen örnek uygulamalarýn<br />

olmamasý ve iddia<br />

ile gerçek arasýndaki yoðun<br />

tezatlardýr.<br />

Avrupa’da yaþayan<br />

Müslümanlar olarak bu tür<br />

tartýþmalarýn etkisi dýþýnda<br />

kalýnamadýðýný da ifade<br />

eden Üçüncü, sürekli kendimize<br />

kaynaklarda gerçekten<br />

sadece “yeni sorulara”<br />

cevap mý aradýðýmýzý,<br />

yoksa istenen ve beklenen<br />

cevaplarý kaynaklara onaylatmaya<br />

mý çalýþýyoruz sorusunu<br />

yöneltmemiz gerektiðine<br />

dikkat çekti.<br />

Üçüncü, bunun sonucunda<br />

cemaat içi gerginliklerin<br />

de çýkabileceðine, içerikleri<br />

tartýþma taleblerinin<br />

“Euro-Ýslam” ya da “ýlýmlý<br />

Ýslam” tartýþmalarý baðlamýnda<br />

algýlanabileceðine<br />

dikkat çekti: “Bu ise hem<br />

teþkilat içi, hem de çoðunluk<br />

toplumu ile iliþkilerde<br />

“güvensizlik tartýþmalarý”na<br />

sebep olmaktadýr.”<br />

Müslüman cemaatin, dýþ<br />

baskýlara göre bir söylem<br />

izlendiði suçlamasýna muhatap<br />

olduklarýný söyleyen<br />

Üçüncü, teþkilat içinde bu<br />

eleþtirilere muhatap olurken,<br />

buna karþýlýk, çoðunluk<br />

toplumunun sonsuz talepleri<br />

ile karþýlaþtýklarýný<br />

belirtti. Örneðin, cihadýn<br />

reddedilmesi, baþörtüsünün<br />

çýkarýlýp atýlmasý ve<br />

Kur’an’ýn tarihselleþtirilmesi<br />

istekleri ile karþýlaþtýklarýný<br />

bildiren Üçüncü<br />

konuþmasýný þöyle sürdürdü.<br />

“Her ne kadar önceden<br />

hazýrlanmýþ, sözde Avrupa’ya<br />

uygun konseptlerin<br />

altýna, içerik hakkýnda görüþ<br />

belirtme imkaný dahi verilmeden<br />

imza atýn dayatmalarýna<br />

boyun eðmesek<br />

de, toplumun temel meselelerine<br />

Ýslamî bir cevap ararken,<br />

demokrasi ve sosyal<br />

pazar piyasasý gibi konseptlerin,<br />

kendi adalet temelli<br />

idealimize çok yaklaþtýklarýný<br />

itiraf etmekten de çekinmemeliyiz.<br />

Bu, ne Ýslam’ýn<br />

önemini azaltmakta, ne de<br />

IGMG’nin, dinî, kültürel ve<br />

medeniyet kökleri ýþýðýnda,<br />

kardeþlik, merhamet ve<br />

yardýmseverlik gibi deðerler<br />

ile toplumsal katký iddiasýný<br />

ortadan kaldýrabilir.”<br />

Çok kültürlülük - bir göç ülkesi olarak Almanya<br />

35. Römerberg görüþmeleri<br />

çerçevesinde Frankfurt<br />

þehrinde tarihçi,<br />

felsefeci, sosyolog, gazeteci<br />

ve yazarlar, çok kültürlülük<br />

- bir göç ülkesi olarak Almanya-<br />

gibi konularý tartýþtýlar<br />

Filolog Sigrid Weigel<br />

yaptýðý konuþmada, Almanya<br />

hakkýnda konuþmanýn<br />

Avrupa hakkýnda konuþma<br />

manasýna geldiðini belirtti.<br />

Frankfurter Rundschau gazetesi,<br />

Berlin’li Filolog Weigel’ýn,<br />

“Weimar’da bulunan<br />

Anna Amalia Kütüphanesi’ndeki<br />

kitaplarý alýp okuduðumuzda,<br />

öncü Alman<br />

kültürü gibi düþüncelerin iflas<br />

ettiðini görüyoruz” ifadelerine<br />

yer verdi.<br />

Gazeteci yazar Navid<br />

Kermani ise, kültür milliyetçiliði<br />

gibi fikirlerin Avrupalýlaþma<br />

sürecinde oluþtuðuna<br />

iþaret etti. Öncü kültür tartýþmalarý<br />

çerçevesinde ise etnik<br />

kökene kesinlikle bir dine<br />

iman eder gibi iman edilemeyeceðini<br />

belirten Kermani,<br />

ama bunun yanýnda<br />

Avrupalý olunabileceðini<br />

söyledi. Öte yandan cami<br />

yapýmý tartýþmalarýnýn gerçekte<br />

Müslümanlar hakkýnda<br />

deðil, aslýnda Avrupa’nýn<br />

kendisiyle ilgili bir tartýþma<br />

konusu olduðunu kaydetti.<br />

Köln’lü yazar ayrýca kültür<br />

savaþý propagandasý yapan<br />

medyayý da eleþtirdi. Bu<br />

sayede Köln þehrinde yapýlmasý<br />

planlanan camiye karþý<br />

gerçekleþtirilen en büyük<br />

gösteriye yaklaþýk 80 göstericinin<br />

katýldýðýný belirten<br />

Kermani, medyada haber<br />

yapýmý ve toplumsal gerçeklik<br />

arasýnda büyük bir uçurum<br />

olduðunun altýný çizdi.<br />

Ýki vatandaþlýktan birini seçme<br />

mecburiyetinin kaldýrýlmasý<br />

anayasal açýdan gerekli<br />

Ýçiþleri komisyonundan<br />

uzmanlarýn yapmýþ olduklarý<br />

açýk görüþmede<br />

iki vatandaþlýktan birini<br />

seçme mecburiyetinin kaldýrýlmasý<br />

ve birden fazla<br />

vatandaþlýða sahip olunmasý<br />

lehinde açýklamalar yapýldý<br />

Giessen Üniversitesi’nden<br />

Astrid Wallrabenstein,<br />

18 yaþýný dolduran yabancýlardan<br />

istenen "Alman<br />

vatandaþlýðýný almak veya<br />

doðumu ile kazandýðý vatandaþlýðý<br />

devam ettirmek"<br />

suretiyle iki vatandaþlýktan<br />

birini seçme mecburiyetinin<br />

kaldýrýlmasýnýn, anayasal<br />

açýdan gerekli olduðunu<br />

belirtti. Profesör Kay Hailbronner<br />

buna ek olarak, birden<br />

çok vatandaþlýk nedeniyle<br />

ortaya çýkan problemlerin<br />

sýklýkla gözde büyütüldüðünü<br />

söyledi.<br />

Uzmanlar, vatandaþlýða<br />

geçiþ için talep edilen þartlarda<br />

yapýlan sertleþtirilme<br />

konusunda iyi düþünülmesi<br />

gerektiðini belirtirken,<br />

Leipzig’den Profesör Uwe<br />

Berlit, birden çok vatandaþlýða<br />

sahip olmanýn entegrasyon<br />

politikasý açýsýndan<br />

bir gereklilik olduðunu<br />

söyledi. Profesör Rainer<br />

Hofmann iki vatandaþlýktan<br />

birini seçme zorunluluðunun<br />

kaldýrýlmasýnýn, birden<br />

çok vatandaþlýk hakkýnýn<br />

verilmesi ile Avrupa genelinde<br />

sürekli olarak uygulandýðýný<br />

kaydetti.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!