30.11.2014 Views

HALK ANAYASASI İSTİYORUZ! - Yürüyüş

HALK ANAYASASI İSTİYORUZ! - Yürüyüş

HALK ANAYASASI İSTİYORUZ! - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Hayatın<br />

Öğrettikleri<br />

Halkı Örgütlemek<br />

Sayı: 369<br />

<strong>Yürüyüş</strong><br />

16 Haziran<br />

2013<br />

Emek İster<br />

"Sevgi Güzellik İster Gülüm<br />

Güzellik Emek İster<br />

Yürekte Ateş İster"<br />

Her zaman düzenli olarak dergiye çıktığımız, mahalle<br />

halkıyla ilişkilerimizin iyi olduğu Sarıyer tarafında bir mahalle<br />

vardı. Bu mahalle boğaza karşı küçük şirin evleriyle,<br />

sıcak halkıyla rant sahiplerinin "kentsel dönüşüm" kapsamında<br />

yıkım bölgesi ilan ettiği güzel bir mahalleydi.<br />

Buraya dergi satışına çıktığımızda halk ile "kentsel dönüşüm"<br />

üzerine de konuşuyor, buranın asıl sahiplerinin<br />

onlar olduğunu evlerini yıkmak isteyenlere karşı birlik olmaları<br />

gerektiğini anlatıyorduk.<br />

Buraya dergi satışına çıktığımızda polis otoları da sık<br />

sık çevremizden geçiyor, taciz ediyorlardı.<br />

Bir gün yine buraya dergi satışına çıkmıştık. Her zaman<br />

yaptığımız gibi son durakta inip evlerin kapılarını<br />

sırayla çalmaya başladık. Yalnız, çaldığımız çoğu kapı açılmıyordu.<br />

Bu nedenle şaşırmıştık. Çünkü hem hafta<br />

sonu olduğundan kaynaklı insanların çoğu işte değildi hem<br />

de daha önce hiç böyle olmamıştı.<br />

Aradan 2-3 saat geçmişti ama elimizdeki dergilerin ancak<br />

10-15 tanesini verebilmiştik. Yine de evleri dolaşmaya<br />

devam ediyorduk. Daha sonra her zaman gidip dergi bıraktığımız<br />

bir eve uğradık. Kapıyı açan ablaya selam verdik.<br />

Mahalleye her geldiğimizde bu eve uğradımızdan abla<br />

bizi tanıyordu. "Kızım dergiyi bu sefer de alayım ama<br />

kendinize dikkat edin. Buralarda çok dolaşmayın"<br />

dedi. Nedenini sorduk. "Geçen hafta siz gittikten sonra<br />

polis geldi. Sizden bir daha dergi alırsak başımızın belaya<br />

gireceğini söyledi. Siz iyi, temiz çocuklarsınız ama<br />

ben bir daha dergi almayacağım" dedi.<br />

Evden ayrıldık. İnsanların neden kapıyı açmadığını anladık.<br />

Çünkü biz dergi dağıttıktan sonra polis mahalleyi<br />

gezerek halkı tehdit etmişti. Moralim çok bozulmuştu.<br />

Kendi kendime söyleniyordum: “Bu kadar korkak olunur<br />

mu?” Bir daha burada kimse bize evini açmaz, dergi<br />

almaz diye düşünüyordum. Çok kızmıştım ama kızgınlığımı<br />

yanlış yere, halka yöneltiyordum.<br />

Derneğe döndüğümde durumu arkadaşlara anlattık.<br />

Ama moralim hala bozuktu. Arkadaşlar benimle konuştu.<br />

"Burada kızmamız gereken halk değil. Asıl kendimize<br />

kızmalıyız dedi. İnsanlar korkabilir bu çok normal.<br />

Demek ki biz onlara kendimizi tam anlatamamışız.<br />

Polis nasıl tek tek evleri gezip onları korkutmuş.<br />

Biz burada eksik kalmışız. Bize düşen moral bozukluğu<br />

olmamalı. Biz de daha çok emek vereceğiz. Bu<br />

mahalleye haftada bir gün gidiyorsak her gün gideceğiz.<br />

Polisin yaptığı bu ahlaksızlığı teşhir edeceğiz"<br />

dedi.<br />

Daha sonra mahalleye toplu gittik. Sokak sokak ajitasyon<br />

çektik. Polisleri teşhir ettik. Evleri tek tek dolaştık.<br />

Sonrasında da mahalleye sık sık gitmeye başladık. İnsanlara<br />

bıkmadan usanmadan polisin ahlaksızlığını, bizim<br />

meşruluğumuzu anlattık. Emeğimizin karşılığını da<br />

yavaş yavaş görüyorduk. Yüzümüze kapanan kapılar açılmaya<br />

başlamıştı.<br />

İnsanları korkaklıkla suçlamak yerine onları anlayıp,<br />

kendi meşruluğumuzu anlatmak, insanların kafasını açmak<br />

gerekiyordu. Çünkü insanları suçlamak kolay olandı.<br />

İnsanları böyle suçladığım için utanmıştım kendimden.<br />

Çünkü çok az emekle her şey hemen olsun istemiştim.<br />

İnsanları suçlamaksa kolayıma gelmişti. Böylelikle anladım<br />

ki her şeyin temelinde emek vermek var...<br />

28<br />

tiklerinin yüksek sanat olduğunu iddia<br />

ederler. Soruyorum, yahu siz<br />

kimsiniz? Bu ülkede tiyatro sizin tekelinizde<br />

mi? Bu ülkede sanat sizin<br />

tekelinizde mi? Sanat konusunda<br />

söz söyleme ehliyetine sahip olan sadece<br />

sizler misiniz? Geçti o günler.<br />

Artık despot aydın tavrıyla parmağınızı<br />

sallayarak bu milleti küçümseme,<br />

bu milleti azarlama dönemi geride<br />

kalmıştır” demiştir.<br />

AKP Yolsuzluğun,<br />

Hırsızlığın,<br />

Adaletsizliğin Başıdır!<br />

Yolsuzluk yapılmadığını söyleyen<br />

AKP yalancıdır. Deniz Feneri, YİM-<br />

PAŞ, KOMBASSAN gibi dev yolsuzluk<br />

dolandırıcılık dosyalarının<br />

kilit ismi Erdoğan ve AKP'dir. İhalelerde<br />

usulsüzlük yaparak yandaşlarını<br />

zenginleştiren ancak yolsuzluk<br />

açığa çıktığında üstünü kapatan,<br />

yandaşlarının yolsuzluğunu araştıran<br />

savcıların görevini değiştiren ve haklarında<br />

dava açan AKP adaletsizdir.<br />

Sonuç olarak, AKP’in politikaları,<br />

icraatları, kararları, çıkardığı yasalar<br />

halka düşmanlığının açık kanıtıdır.<br />

Halkımız AKP’nin politikaları nedeniyle<br />

daha da yoksullaştı, düşünceleri<br />

yok sayıldı, inançları horlandı, haklarını<br />

savunanlar tutuklandı, terörist<br />

ilan edildi. AKP her türlü yasadışılığı<br />

kendinde hak gördü. İşlenen suçlar<br />

olağan kabul edilsin istendi. Ama<br />

işte bir yere kadar. Halkımız onuruna,<br />

ekmeğine, hakkına sahıp çıktı. Halkımız<br />

zulme karşı direniyor. Zulme<br />

karşı direnmek bütün yasaların üstündedir.<br />

İnsan olmanın birinci şartıdır.<br />

AKP saldırıyor, halkımız direniyor.<br />

Halkımızın canına, malına, hakkına<br />

yönelik saldırı olduğunda ona<br />

karşı direnmesi yasal hakkıdır. Halkımızın<br />

meşru müdafa hakkını kullanmamasını<br />

istemek ahlaksızlıktır. Tarihsel<br />

sorumluluğunun inkarıdır. Biz<br />

adalet istiyoruz, adaletsizliği ancak<br />

adalet ile yok edebiliriz.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!