24.12.2014 Views

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

oları Seydo da oradaydı. Abdest alacaklar arasında. Başında keçeleşmiş<br />

terliğiyle (takke), omuz başlarından pamukları çıkmış ceketi", kirden ne<br />

rengi ne de malı belli olan işliği (gömlek), paçalarının biri uzun öbürü<br />

kısa yamalı şalvarı, cin cin bakışları ve kasilişlariyla "-ben de vanm!"<br />

diyordu sanki. Gururluydu. "Tâlib" adı verilen yüksek dereceli "fakl"ler<br />

("fakih"ler, yani din öğrencileri) arasındaydı çünkü. Şeriatı da iyice<br />

ezberlediği için herkese işittire işittire bir dua mırıldanıyordu.<br />

Arapçadaki şivesine ve fıkıhtaki kalıplarına uygun olarak.. Nicelerini<br />

imrendirerek... Kollar sıvalı, abdeste girişmişti. Çömeldi. Elini uzattı,<br />

ama yetişemedi <strong>kulleteyn</strong>e. Bir ayağını aşağıdaki bir taşa koydu, sarkar<br />

gibi eğildi, artık yetişebiliyordu. Sağ elini soktu. Şeriaün su dediği<br />

sıvının yüzündekileri o yana bu yana itti. Abdest suyu yeri açmaktı<br />

çabası. Ama itilenler, hızla geri geliyor ve hemen eski durumunu<br />

alıyordu. Eleleydi tümü. Şeriatın su dediği şey buharlaşarak uçup<br />

gitmesin diye güçbirliği etmişler gibiydi. Seydo, tek elle savaşı<br />

kazanamayacağını anlayınca, öbür elini de soktu. Kürekleşen ve<br />

süpürgeleşen eller işe yaramıştı bu kez. Avuçla "su" alacak ölçüde yer<br />

avuçladığı şeyle suratını yıkadı. Bir daha, bir daha. Bir<br />

avuç da ağzına götürdü. Avurtlarını doldurup boşalttı. Boğazından<br />

çıkardıkları, avuçladığı yerdekilere eklenmişti. "Sünnet"i tam yerine<br />

getirmek için boğazını iyice ayıklayarak, üç kez yapmıştı bu işi. Her<br />

işi üç kez yapmak gerekliydi. Burnuna da alıp boşalttı, Sümkürdü.<br />

Fırt eden "fırtık"lar (sümükler), fırlayıp <strong>kulleteyn</strong>deki yerini alıyordu.<br />

Ustalıkla yapılıyordu bu da. Abdest alma yerinden avuçladikça çevreye<br />

itilenler aman vermediği için her yıkama işini çabuk yapmaya<br />

çalışıyordu. Seydo, yine de sünneti yerine getirmekte titizdi, eksik<br />

birşey bırakmıyordu. Bi avuç da yüzüne alıp çarptı. İki eliyle<br />

yüzünden sıyırdığı kirli suları emerek ağzında topladı ve fırlattı. Yine<br />

ustalıkla, yine <strong>kulleteyn</strong>e. Abdestinin öteki işlerini de yerine<br />

getirdikten sonra doğruldu. Islak elini cebine soktu, içindekilerle<br />

kabarıp torbalaşmış olan cebini karıştırdı, sümüklerle sertleşmiş kirli<br />

mendilini çıkardı sonunda. Bir güzel silindi. Siliniş de görkemliydi.<br />

Yüzünü kollarını kuruttu. İşliğinin kollarını indirdi, ilikledi. Hepsi<br />

yerliyerindeydi, hepsi Şeriatın dediğine uygundu. Artık hazır sayılırdı<br />

namaza.<br />

Taharet ve abdest için koşulup üşüşülen, kimi zaman da kap-kacak<br />

9

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!