31.12.2014 Views

Yukarılara doğru güverc nler g b kanat çırpalım ve çok ... - Yeni Ümit

Yukarılara doğru güverc nler g b kanat çırpalım ve çok ... - Yeni Ümit

Yukarılara doğru güverc nler g b kanat çırpalım ve çok ... - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

YENi ÜMiT<br />

Prof. Dr. Suat YILDIRIM *<br />

Ekim / Kasım / Aralık - 2009 / 86<br />

HAK DiNDEN<br />

UZAKLAŞINCA NE OLUR<br />

Allah Tealâ, yarattığı her çocuğun kalbine, yaratıcısına<br />

inanma duygusunu yerleştirmiştir. Her insan<br />

Allah’a inanmaya <strong>ve</strong> dindarca bir hayat yaşamaya<br />

meyilli olarak dünyaya gelir. Çocuk, yaratıcısını bir ispata ihtiyaç<br />

duymaksızın, bir bedahet olarak kabul eder. Bu hakikati<br />

beyan etmek üzere Cenab-ı Allah Kur’ân-ı Hakîm’de şöyle<br />

buyurur: “O hâlde sen bâtıl inançlardan uzaklaşarak yüzünü<br />

<strong>ve</strong> özünü, hak din olan İslâm’a yönelt! Yani Allah’ın insanları<br />

yaratmasında esas kıldığı o fıtrata uygun hareket et! Allah’ın<br />

bu hilkatini kimse değiştiremez. İşte dosdoğru din budur.<br />

Fakat insanların ekserisi bunu bilmezler.” 1 Bu âyet-i kerîme<br />

beşer nefsinin fıtratıyla İslâm dininin mahiyetini birbiriyle<br />

sıkı bir şekilde irtibatlandırmaktadır. Bunların her ikisi de<br />

Allah’ın eseridir. Her ikisi de varlığın kanunu ile tam uyum<br />

içindedir. Gerek insan fıtratı, gerek din, mahiyetinde olduğu<br />

gibi, gidişatında da, diğeri ile tam uyum içindedir. İnsanın<br />

kalbini yaratan, onu kendi hâline bırakmamış, inanç, düşünce<br />

<strong>ve</strong> davranışlarında rotasını çizmesi için, kendisine bu dini<br />

göndermiştir. Hastalandığında tedavisini sağlayacak <strong>ve</strong> kendisini<br />

her türlü sapmadan koruyacak özellikleri de bu dine<br />

<strong>ve</strong>rmiştir. Zîrâ yarattığı mahlûku, her yönü ile mükemmel<br />

tarzda bilen, ancak Allah’tır. 2 Fıtrattan bir sapma olursa onu<br />

düzeltecek olan, fıtratıyla uyum hâlinde olan bu dindir. 3<br />

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi <strong>ve</strong> sellem bu âyeti bir<br />

yönden tefsir <strong>ve</strong> hakikati beyan etmek üzere şöyle buyurur:<br />

‏َانِهِ‏ أَوْ‏ يُمَ‏ جِّ‏ سَ‏ انِهِ‏<br />

كُلُّ‏ مَوْ‏ لُودٍ‏ يُولَدُ‏ على الْفِطْ‏ رَةِ‏ فَأَبَوَاهُ‏ يُهَوِّدَانِهِ‏ أَوْ‏ يُنَصِّ‏ ر<br />

“Dünyaya gelen her çocuk fıtrat üzere doğar. Sonra anne <strong>ve</strong><br />

babası (kendilerine benzeterek) onu Yahudileştirir, Hıristiyanlaştırır<br />

<strong>ve</strong>ya Mecusileştirir.” 4 Bu hadîs-i şerîfe göre fıtrat, ilk<br />

yaratılışta Allah’ın insan tabiatına bahş ettiği Yaratıcı’yı tanıma<br />

eğilimidir, ruh temizliğidir. Maksat, onun olumlu kabiliyetlerle<br />

dünyaya gönderildiğini bildirmektir. İbn Teymiyye’nin<br />

Allah Tealâ, yarattığı her çocuğun kalbine,<br />

yaratıcısına inanma duygusunu yerleştirmiştir.<br />

Her insan Allah’a inanmaya<br />

<strong>ve</strong> dindarca bir hayat yaşamaya meyilli<br />

olarak dünyaya gelir.<br />

vurguladığı gibi fıtrat “Müslümanlık” mânâsınadır. Zîrâ Hz.<br />

Peygamber’in, mezkûr hadîsinde, diğerlerine ilâ<strong>ve</strong>ten “<strong>ve</strong>ya<br />

Müslümanlaştırır” dememesinden bu hüküm ortaya çıkmaktadır.<br />

5 Bu gerçek, şu hadîs-i kudsîde de vurgulanır: “Ben bütün<br />

kullarımı “hunefa” olarak yarattım.” 6 Burada “hanif ”likten<br />

maksat istikamet <strong>ve</strong> selâmettir.<br />

İnsanlar genellikle beden bakımından olduğu gibi ruhî<br />

<strong>ve</strong> zihnî bakımdan da hissetmeye, algılamaya, doğru biçimde<br />

düşünmeye <strong>ve</strong> inanmaya el<strong>ve</strong>rişli olarak dünyaya<br />

gelirler. İslâm, Allah’ın insanlığa son mesajı olarak, O’nun<br />

varlığını <strong>ve</strong> birliğini tasdik doğrultusunda, hakka tam teslimiyet<br />

dinidir. Bütünüyle, insan ruhu <strong>ve</strong> sağduyusu ile<br />

uyum hâlindedir. Annesinden doğan her çocuk, bu duygu<br />

ile gözlerini açar. Çünkü onun ruhunda bu duygu <strong>ve</strong> bu<br />

maya konulmuştur. Dolayısıyla bu fıtratın, bütünüyle etkisiz<br />

hâle gelmesi düşünülemez. Olsa olsa üzerine bâtıl bir<br />

kılıf geçirilerek bir tarafa itilir <strong>ve</strong> tesiri azalır, üzeri küllenir;<br />

fakat tamamen yok olmaz. Bu duygu, dehşetli bir durumda,<br />

bir bedahet hâlinde ortaya çıkar. Mesela gemi ile denizde<br />

yol alırken fırtına çıkıp batma tehlikesi sırasında canlanır.<br />

“Denizde iken onları dağlar gibi dalgalar kapladığında<br />

bütün kalpleriyle yalnız Allah’a yalvarırlar. Fakat O, onları<br />

kurtarıp karaya çıkarınca bir kısmı işi gevşetir, imanla inkâr<br />

arasında ortada kalır. Bizim âyetlerimizi gaddar <strong>ve</strong> nankör<br />

olandan başkası inkâr etmez.” 7<br />

5

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!