07.01.2015 Views

Gazetem Sayı-21 - İstanbul Ticaret Üniversitesi

Gazetem Sayı-21 - İstanbul Ticaret Üniversitesi

Gazetem Sayı-21 - İstanbul Ticaret Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Prof. Dr. Nazım Ekren ile Prof. Dr. Sabri Orman<br />

Kuruluşundan günümüze kadar<br />

üniversitemizin yönetim,<br />

akademik ve idari kadrolarında<br />

görev yapan eski ve yeni emeği<br />

geçen herkes, 11. yıl etkinlikleri<br />

dolayısıyla Eminönü Kampüsü<br />

İsmail Özaslan konferans salonunda<br />

buluştu. 14 Nisan 2001’de<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Odası Eğitim<br />

ve Sosyal Hizmetler Vakfı tarafından<br />

kurulan İstanbul <strong>Ticaret</strong><br />

Üniversitesi’nin kuruluşundan<br />

bugüne emeği geçen akademik<br />

ve idari personeli Eminönü kampüsünde<br />

bir araya geldi.<br />

...Devamı sayfa : 4 ve 5 ‘te<br />

Mütevelli Heyeti Başkanı Erhan Erken<br />

Yıl : 4 Sayı: <strong>21</strong> Yıl: 2012<br />

İş Ahlakı ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk Konusu<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi’nde Masaya Yatırıldı<br />

Rektör Prof. Dr. Nazım Ekren plaket veririken<br />

İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) ile Durham Üniversitesi’nin organize ettiği İş Ahlâkı ve<br />

Kurumsal Sosyal Sorumluluk Sempozyumu öncesi İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi’nde çalıştay düzenlendi.<br />

Tolga Yanık<br />

(Medya ve İletişim Sistemleri – 1)<br />

Üsküdar Kampüsü Büyük Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen<br />

çalıştaya İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.<br />

Nazım Ekren, Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer<br />

Torlak, Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem<br />

Esen, Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Okur,<br />

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat<br />

Murat, İGİAD Başkan Vekili Ayhan Karahan, İGİAD yönetim<br />

kurulu üyeleri ile 11 ülkeden gelen uzmanlar katıldı. Çalıştayda,<br />

kamu ve özel sektörde, iş ahlakının gerekliliğine vurgu<br />

yapıldı. Rektör Prof. Dr. Nazım Ekren, açılış konuşmasında,<br />

çalıştayın farklı perspektiflerin ele alınmasına ve bu bağlamda<br />

alternatif önerilerin gelişmesine imkân sağlayacağını belirtti.<br />

İş ahlakı kavramının tanımlanmasının oldukça zor olduğunu<br />

belirten Ekren, “ İş ahlakı, genel anlamda neyin doğru ve neyin<br />

yanlış olduğu konusunda birey ya da grup davranışını etkileyen<br />

moral prensiplerle ilgilidir. İş ahlakı genel çerçeveden<br />

bakıldığında kültürün bir parçası olan içsel değerlerle ilgilidir.<br />

Dışal çerçeveye ilişkin kurumsal ve sosyal sorumlulukla ilgili<br />

kararları da doğrudan şekillendirmektedir” dedi.<br />

Çalıştayda, gelişen ekonomilerde yaşanan sancılarda iş ahlakı<br />

eksikliğinin büyük rol aldığı konusunda fikir birliğine varıldı<br />

ve kurumların denetimi ile yeni ekonomik düzende iş ahlakının<br />

sorumluluk haline dönüştürülmesi konularına değinildi.<br />

Durham Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Merkezi<br />

Direktörü Mehmet Asutay’ın da katıldığı çalıştayın sonunda<br />

ev sahipliğini üstlenen rektörümüz Prof. Dr. Nazım Ekren’e<br />

plaket verildi.<br />

Fotoğraflar: Yunus Emre Coş - Şeref Yılmaz Topbaş


2<br />

Mayıs 2012<br />

Kutlu Doğum Haftası<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi Genç<br />

Gönüllüler Sosyal Yardımlaşma ve<br />

Dayanışma Kulübü, Müspet Kulübü,<br />

Genç Yöneticiler Kulübü ve Prizma<br />

Kulübü tarafından organize edilen<br />

kutlu doğum programı, 16 Nisan’da<br />

yapıldı. Üsküdar kampüsünde gerçekleştirilen<br />

etkinlikte gül, gül suyu<br />

ve gül lokumu dağıtıldı. Düzenlenen<br />

konferansta, Doç. Dr. Selahattin Yıldırım,<br />

Hz. Muhammed’in hayatı ve<br />

ahlakı konusunda izleyicilere bilgiler<br />

verdi.<br />

Gelecek Nesil Haberleşme Ağları Tartışıldı<br />

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. A. Halim Zaim ile Gökhan Bozkurt<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi ve Istitude<br />

Telecom / Telecom Sud Paris<br />

iş birliği ile düzenlenen ICNFI 2012<br />

ve CSSS 2012 Konferansları, Eminönü<br />

Kampüsü’nde gerçekleştirildi.<br />

Organizasyonda, bilim adamları<br />

ve iletişim sektörünün önde gelen<br />

isimleri, gelecek nesil internet, haberleşme<br />

ağları ve uydu sistemleri<br />

için gerekli olan ihtiyaçları karşılayacak<br />

disiplinlerarası çalışmalarla<br />

ilgili sunumlar yapıldı. Üniversitemizin<br />

Rektör Yardımcısı Prof.<br />

Dr. A. Halim Zaim, Türkiye’de,<br />

telekomünikasyonun önemli bir endüstri<br />

haline geldiğine dikkat çekti.<br />

Bu alanda büyük harcamaların yapıldığını<br />

söyleyen Zaim, “Sadece<br />

yedek cep telefonları için ülkemizde<br />

yıllık bazda milyonlarca dolar<br />

kaybedilmektedir. Bu nedenle biz<br />

bu teknolojilerin sadece tüketicileri<br />

durumunda olmamalı, bu teknolojileri<br />

üreten konumuna gelmeliyiz”<br />

uyarısında bulundu. Türk Telekom<br />

CEO’su Gökhan Bozkurt ise, “Yaptığımız<br />

yatırımlar ve stratejik adımlar<br />

ile her geçen gün uluslararası<br />

ses ve data taşımacılığı alanında<br />

küresel güç olma yolunda önemli<br />

adımlar atıyoruz. ‘Dünyayı konuşturan<br />

Türk’ olma hedefiyle hizmetlerimiz<br />

Türkiye sınırları dışına taştı.<br />

JADI projesi ile Cidde’den başlayan<br />

Amman ile devam eden ve Şam<br />

üzerinden İstanbul’a bağlanan bir<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi Haziran Ayında<br />

Trader Eğitimine Başlıyor<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi,<br />

İstanbul’u dünyanın en önemli finans<br />

merkezleri arasına sokmayı<br />

amaçlayan İstanbul Finans Merkezi<br />

Projesi’nin insan kaynaklarını<br />

yetiştirmek için ilk somut adımı<br />

attı. Üniversitemizin Dış <strong>Ticaret</strong><br />

Enstitüsü ile merkezi Londra’da<br />

bulunan finans şirketi CFT Financials<br />

Limited, üniversitemiz çatısı<br />

altında, geleceğe yönelik türev<br />

eğitim hizmetlerinin sağlanması,<br />

Türkiye’de trader yetiştirmek gibi<br />

yeni eğitim alanının oluşturulması<br />

ve sektöre kazandırılması için işbirliği<br />

protokolü imzaladı. Rektörümüz<br />

Prof. Dr. Nazım Ekren, her iki<br />

kurumun eğitmen kadrosunu finans<br />

Doç. Dr. Selahattin Yıldırm plaket alırken<br />

sektörünün ihtiyaç duyacağı insan<br />

kaynakları için seferber edeceklerini<br />

açıkladı. Dış ticaretin içinde yer<br />

aldığı bütün kalemlerle ilgili eğitimleri<br />

vermeyi amaçladıklarını anlatan<br />

Ekren, 2009’da hazırlanan İstanbul<br />

Finans Merkezi eylem planına dikkat<br />

çekerek, projenin önemli bir<br />

ayağı olan fiziki altyapıyla ilgili detayların<br />

Çevre ve Şehircilik Bakanı<br />

Erdoğan Bayraktar’ın açıkladığını,<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi’ nin ise<br />

finans merkezine nitelikli insan kaynağı<br />

sağlamaya aday olduğu söyledi.<br />

Ekren, İstanbul Finans Merkezi<br />

için belirlenen ve Yüksek Planlama<br />

Kurulu tarafından onaylanan eylem<br />

planı içinde yer alan; insan kaynağının<br />

belirlenmesi, üniversite- sektör<br />

işbirliği, mevcut iş gücünün eğitimi<br />

gibi konularda üniversite olarak rol<br />

alacaklarını açıkladı. Londra merkezli<br />

CFT Finans ile oluşturdukları<br />

eğitim işbirliği projesi çerçevesinde,<br />

finansal enstrümanlardan<br />

başlayarak bütün türev ürünlerle<br />

ilgili teknik bilgileri paylaşacaklarını<br />

anlatan Ekren, dünya finans<br />

pazarlarına elektronik ortamda<br />

bağlantı kurarak daha sağlıklı trade<br />

imkânı sağlanacağını söyledi. Ekren,<br />

‘‘ İstanbul Finans Merkezi’nde<br />

ve CFT’nin Londra’daki Ofisi ile<br />

Türkiye’de açacağı finans şirketinde<br />

çalışacak traderları yetiştirmeyi<br />

hedefliyoruz’’ dedi.<br />

Öğrenciler, İş Dünyası ile buluştu<br />

Rektör Prof. Dr. Nazım Ekren<br />

fiber hattı anlaşması imzaladık. Bu<br />

hat şu an aktif olarak kullanılıyor ve<br />

İstanbul bu bölgelerin internet bağlantıları<br />

için bir köprü görevi görüyor.<br />

Ayrıca, Macaristan merkezli<br />

Invitel International şirketini satın<br />

aldık. Bu şirketin Avrupa’da 16 ülkede<br />

27 bin km’den fazla fiberoptik<br />

ağı bulunuyor. Şirketin adını Pantel<br />

olarak değiştirdik ve Türk Telekom<br />

Grubu’nun bir parçası haline getirdik.<br />

Böylece Uzakdoğu ve Avrupa-<br />

ABD arasındaki data trafiğinde hem<br />

Pantel hem de Türkiye’deki Türk<br />

Telekom altyapısı ve bunları tamamlayan<br />

JADI anlaşması ile Türk<br />

Telekom olarak önemli bir konuma<br />

ulaştık” dedi.<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi Endüstri<br />

Mühendisliği Kulübü tarafından<br />

organize edilen ‘7.Yönetim<br />

Günleri’, 20-<strong>21</strong>-22 Nisan<br />

tarihlerinde Eminönü Kampüsü’nde<br />

gerçekleştirildi.“Yeni Yüzyılda İnovasyon<br />

Odaklı Liderlik ve Girişimcilik”<br />

konulu konferans, iş dünyasının<br />

önde gelen isimleri yer aldı.<br />

Açılış konuşmasını Rektör Prof. Dr.<br />

Nazım Ekren’in yaptığı konferansta,<br />

Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, İstanbul<br />

<strong>Ticaret</strong> Üniversitesi Mütevelli<br />

Heyet Başkanvekili Hasan Büyükdere,<br />

Avea Genel Müdür Yardımcısı<br />

Coşkun Şahin, Grupanya.com kurucu<br />

ortağı Cem Sertoğlu, Penti Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Sami Kariyo,<br />

Dizayn Grup Yönetim Kurulu Başkanı<br />

İbrahim Mirmahmutoğulları,<br />

Demka Tekstil Genel Müdür Yardımcısı<br />

Huzeyfe İslamoğlu yer aldı.<br />

Tüm üniversitelerin öğrencilerine<br />

açık olan etkinlikler çerçevesinde;<br />

Youth Holding Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Emrah Kaya, Pelin Narin<br />

Tekinsoy, Horoz Lojistik Satış Direktörü<br />

Göksenin Cesur ve Aymarka<br />

Satış Müdürü Ahmet Eler de eğitim<br />

seminerleri verdi.<br />

İTA<br />

Rektör Prof. Dr. Nazım Ekren plaket veririken


Mayıs 2012 3<br />

İletişim Fakültesi’nden İki Sergi Birden…<br />

İletişim Fakültesi öğretim üyelerinin katılımıyla artık geleneksel hale gelen “Objektifimizden Yansıyanlar III”<br />

ile üniversite genelinde tüm akademik ve idari personelin katılımına açık olan “Bizden Kareler II” fotoğraf<br />

sergileri büyük ilgi gördü.<br />

Rektör Prof. Dr. Nazım Ekren ile Dekan Prof. Dr. Cüneyt Binatlı sergiyi incelerken<br />

Asiye Ceren Duran<br />

(Medya ve İletişim Sistemleri – 1)<br />

İletişim Fakültesi’nden 15 öğretim<br />

üyesinin fotoğraflarıyla oluşan<br />

“Objektifimizden Yansıyanlar III”<br />

fotoğraf sergisi bu yıl, tüm üniversitenin<br />

katılımıyla gerçekteştirilen<br />

“Bizden Kareler II” fotoğraf sergisi<br />

ile birlikte düzenlendi. Üsküdar<br />

kampüsünün rektörlük katında gerçekleştirilen<br />

sergilerin açılış törenine<br />

katılım oldukça büyüktü. 33 akademik<br />

ve idari personelin toplam<br />

130 fotoğraf ile katıldığı sergilerin<br />

açılışını İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi<br />

Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren<br />

yaptı. Ekren, açılış töreninde, “İlk<br />

defa katılıyorum, emeği geçenlere<br />

teşekkür ediyorum. Sanatçı gözüyle<br />

etrafımızda olup bitenleri nasıl<br />

algılamamız gerektiğini bu sergi ile<br />

hep birlikte görmüş olacağız” dedi.<br />

Rektör Nazım Ekren’den sonra kısa<br />

bir konuşma yapan Prof. Dr. Yusuf<br />

Tuna ise sergide emeği geçen herkese<br />

teşekkür etti.<br />

Üniversitemizin akademik ve idari<br />

personeli, açılış töreninden hemen<br />

sonra sergiyi gezerek fotoğrafları<br />

inceledi. Sergi, 27 Nisan–4 Mayıs<br />

tarihleri arasında açık kaldı. İletişim<br />

Fakültesi bu sergiden sonra,<br />

öğretim yılının son haftasında<br />

geleneksel olarak düzenlenen<br />

“İŞİMİLETİŞİM” sergisi için de<br />

hazırlıklarına başladı. 15 Mayıs<br />

2012 tarihinde açılması planlanan<br />

yıl sonu “İŞİMİLETİŞİM” sergisinde,<br />

öğrencilerin uygulamalı<br />

derslerde hazırladıkları tasarımları,<br />

fotoğraf ve Radyo-TV programları<br />

ile film projeleri gibi çeşitli<br />

çalışmaları yer alacak.<br />

Fotoğraflar: İmam Davut Erdim<br />

Eğitime Destek Belgeselleri<br />

Serisi’ne Bir Yenisi Daha Eklendi<br />

İletişim Fakültesi Stüdyoları tarafından<br />

hazırlanan Eğitime Destek<br />

Belgeselleri Serisi’nin dördüncüsü,<br />

“Bir Derginin Basım Hikayesi”<br />

filminin çekimleri ve montajı<br />

tamamlandı. Yaklaşık iki aylık bir<br />

çalışma sonucunda hazırlanan film,<br />

dergiciliğin tarihi ve gelişimi anlatılarak<br />

başlıyor. Ardından ziyaretçisi<br />

olduğumuz Esquare Dergisi’nde<br />

günümüzde, bir derginin içeriğinin<br />

nasıl hazırlandığı ve tasarımının<br />

nasıl yapıldığı sorularına yanıt veriliyor.<br />

Derginin, matbaalarda hangi<br />

aşamalardan geçerek basıldığı ve<br />

dağıtıma nasıl hazır hale getirildiği<br />

sorularına ise kapılarını üniversitemize<br />

açan Turkuvaz Matbaacılık’a<br />

ait tesislerde yanıt aranıyor. Eğitime<br />

Destek Belgeselleri Serisi’ne , önümüzdeki<br />

yıl yeni bölümlerle devam<br />

edilmesi planlanıyor.<br />

Enstitü Müdürü Prof. Dr. Yusuf Tuna


4<br />

Mayıs 2012<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi 11 Yaşında<br />

Kuruluşundan günümüze kadar üniversitemizin yönetim, akademik ve idari kadrolarında görev yapan eski ve<br />

yeni emeği geçen herkes, 11. yıl etkinlikleri dolayısıyla Eminönü Kampüsü İsmail Özaslan konferans salonunda<br />

buluştu.<br />

Tolga Yanık<br />

(Medya ve İletişim Sistemleri – 1)<br />

14 Nisan 2001’de İstanbul <strong>Ticaret</strong><br />

Odası Eğitim ve Sosyal Hizmetler<br />

Vakfı tarafından kurulan İstanbul<br />

<strong>Ticaret</strong> Üniversitesi’nin kuruluşundan<br />

bugüne emeği geçen akademik<br />

ve idari personeli Eminönü kampüsünde<br />

bir araya geldi. Üniversitemizin<br />

Mütevelli Heyeti Başkanı Erhan<br />

Erken ve Rektör Prof. Dr. Nazım<br />

Ekren’in ev sahipliğini üstlendiği<br />

gecede; İTO Yönetim Kurulu Başkanı<br />

ve üniversitemizin Mütevelli<br />

sosyal sorumluluk projesi olarak<br />

diğer üniversitelere göre önemli<br />

farklılıkları bulunan İstanbul <strong>Ticaret</strong><br />

Üniversitesi’ni kurdu. Böyle<br />

bir üniversite kurma fikrini oluşturanlara,<br />

bunu gerçekleştirecek irade<br />

sergileyenlere özellikle şükranlarımızı<br />

sunuyoruz.Kuruluş döneminde<br />

görev üstelenen İTO Yönetimi’ne,<br />

İTO Vakfı Yöneticileri’ne, Mütevelli<br />

Heyet Üyeleri’ne, akademik ve<br />

idari personele göstermiş oldukları<br />

çaba, gayret ve fedakârlıklardan dolayı<br />

da şükranlarımızı arz ediyoruz.<br />

Üniversitemizin bugünkü konuma<br />

gelmesinde destek ve ilgilerini,<br />

bilgi, birikim ve tecrübelerini esirgemeyen<br />

mevcut İTO Yönetimi’ne,<br />

Vakıf Yöneticileri’ne, mütevelli he-<br />

Erhan ERKEN<br />

Mütevelli Heyeti Başkanı<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi, arkasında<br />

350-400 bin üyesi olan ve<br />

Türkiye’nin, belki de dünyanın sayılı<br />

odalarından biri olan <strong>Ticaret</strong><br />

Odası’nın bir prestij projesiydi. Ben<br />

birçok konuşmada dile getiririm;<br />

‘‘İstanbul <strong>Ticaret</strong> Odası, 1882’de<br />

kurulurken, burası dersaadet’ti, yani<br />

bir imparatorluğun baş şehriydi.’’<br />

Bir dünya devletinin baş şehrinde<br />

kurulan bir üniversite. Dolayısıyla<br />

bunun hedefleri hiçbir zaman küçük<br />

olamaz. Ne bir şehir ile sınırlı olur,<br />

ne bir ülke ile sınırlı olur, büyük<br />

hedefleri olması lazım. Biz ancak<br />

bu kurumun yöneticileri olarak, bu<br />

üniversitede sanayi ve reel sektör<br />

işbirliği daha ileri bir hale gelecek.<br />

Burada ben üzerimizde çok ciddi<br />

bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum.<br />

Özellikle ticaret ve sanayi<br />

odaları inisiyatifiyle kurulmuş olan<br />

vakıf üniversiteleri, bu işi becermek<br />

zorunda.<br />

Dr. Murat YALÇINTAŞ<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Odası Başkanı<br />

Biz öyle bir kültürden geliyoruz<br />

ki, öyle bir örften, öyle bir ananeden<br />

geliyoruz ki, bizim kültürümüz<br />

bize; ‘bize bir harf öğretenin kırk<br />

yıl kölesi olmamız’ gerektiğini söylüyor.<br />

Gene Batı kaynaklı bir söz<br />

söyleyeyim size, çok beğendiğim<br />

ama bundan çok daha önemlisi sizlerin<br />

gayretleriyle, sizlerin çalışmasıyla<br />

gerçek anlamda öncü bir şehir<br />

üniversitesi olmaya devam edecek.<br />

Sönmez KÖKSAL<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi eski<br />

Mütevelli Heyet Başkanı<br />

Türkiye’nin en büyük zenginliği,<br />

ulusumuzun en büyük zenginliği<br />

genç kuşaklarımız ve insan kaynaklarımız.<br />

Tabii bu insan kaynaklarının<br />

ulusun gelişimine ekonomik ve<br />

sosyal değer katabilmesi için çok<br />

iyi yetiştirilmiş olması lazım. İşte<br />

üniversitemiz, öyle inanıyorum ki<br />

geleceğin kuşaklarının yetiştirilmesinde<br />

kendisine düşen görevi<br />

Mütevelli Heyeti Başkanı Erhan Erken, İTO Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş ve Rektör Prof. Dr. Nazım Ekren<br />

Heyeti Üyesi Dr. Murat Yalçıntaş,<br />

Mütevelli Heyeti Başkanı Erhan Erken,<br />

eski Mütevelli Heyeti Başkanı<br />

Sönmez Köksal ile üniversitenin<br />

kuruluşundan bugüne Rektör olarak<br />

görev alan Prof. Dr. Sait Sevgener,<br />

Prof. Dr. Ateş Vuran ve Prof. Dr.<br />

Sabri Orman konuşma yaptı. İTO<br />

Mütevelli Heyet Başkanvekili Hasan<br />

Büyükdede ile Mütevelli Heyeti<br />

Üyesi M. Zeki Sayın’ın da katıldığı<br />

gecede üniversiteye 10 yıl aralıksız<br />

hizmet veren 22 akademik personel<br />

ile 33 idari personele teşekkür plaketleri<br />

ve hediyeleri verildi.<br />

Prof. Dr. Nazım EKREN<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi<br />

Rektörü<br />

Sayın Mütevelli Heyet Başkanım,<br />

Mütevelli Heyet Üyemiz, Değerli<br />

İTO Başkanım, Saygıdeğer Rektörlerim,<br />

değerli hocalarım, akademik<br />

ve idari personelimiz. On bir<br />

sene önce İTO ve İTO Eğitim ve<br />

Sosyal Hizmetler Vakfı, kurumsal<br />

yeti üyelerimize, akademik ve idari<br />

personelimize de teşekkürlerimizi<br />

sunuyoruz. Kaliteli, itibarlı, reytingi<br />

yüksek üniversite, öğrencilerin<br />

ve toplumun beklentilerini ve taleplerini<br />

en iyi karşılayan üniversitedir.<br />

Bunun en önemli belirleyicisi ise<br />

akademik ve idari personelin yapısı<br />

ve özellikleriyle, karşılıklı diyalog<br />

ve birlikte üniversiteyi en üst sıralara<br />

çıkarma duyarlılığıdır. Bugün<br />

on birinci kuruluş yıldönümümüzde,<br />

üniversitemizin bu özelliğini<br />

ön plana çıkarmak istiyoruz. Sürdürülebilir<br />

performansı gerçekleştirebilmek<br />

için, yapmamız gereken<br />

kendimize güvenmek, birbirimize<br />

güvenmek, bilgi birikimi ve tecrübelerimizi<br />

paylaşmak, öğrencilerimize<br />

ve toplumumuza maksimum<br />

fayda sağlamak için örnek ekip çalışması<br />

sergilemek, karşılıklı saygı<br />

ve sevgi ortamı oluşturmak ve bunu<br />

özenle korumaya çalışmaktır.<br />

tür büyük hedefleri gerçekleştirebildiğimiz<br />

oranda kendimizi başarılı<br />

hissederiz. Yoksa Türkiye’de ilk ‘şu<br />

kadar üniversite arasına girmiş, şu<br />

kadar talebemiz var’ gibi hedefler<br />

önemlidir ama bizim hedeflerimizin<br />

daha büyük olması lazım ve bizim<br />

bu hedeflerle kendimizi sınırlamamız<br />

lazım. Dolayısıyla okulun<br />

kuruluşta böyle bir ufku vardı ve<br />

bir yere kadar geldi. Bizler 2005<br />

yılında mütevelli heyetine dâhil olduk<br />

ve bu niyetlerle kurulmuş olan<br />

bir okulu ‘daha iyi bir noktaya nasıl<br />

götürebiliriz’ diye hep beraber<br />

uğraştık. Şehrin içinde daha çok<br />

ticaret odaklı ama ticaretin de yan<br />

unsurlarını yanına alan ve üniversite-sanayi,<br />

üniversite-reel sektör işbirliğini<br />

iyi yapan bir kurum olmayı<br />

hedefliyoruz. Kurucumuz olan ve<br />

bize ciddi destek sağlayan İstanbul<br />

<strong>Ticaret</strong> Odası’yla da ‘network’ümüzü<br />

geliştirmek istiyoruz. Yani aradaki<br />

sektörlerle bizim hocalarımızın,<br />

üniversitemizin, öğrencilerimizin<br />

arasını geliştirebildiğimiz oranda bu<br />

bir söz, Benjamin Franklin’in söylediği<br />

bir söz. Demiş ki, “Unutulmak<br />

istemiyorsanız, ya okunmaya değer<br />

bir şeyler yazın ya da yazılmaya değer<br />

bir şeyler yapın.” İşte İstanbul<br />

<strong>Ticaret</strong> Üniversitesi de bu anlayışın,<br />

bu gayretin bir sonucu. “İstanbul <strong>Ticaret</strong><br />

Odası’nın da İstanbul <strong>Ticaret</strong><br />

Üniversitesi’ni kurmasının arkasındaki<br />

felsefe ve inanç” budur. İTO,<br />

bu sene yüz otuzuncu yılını kutluyor.<br />

Bu üniversite on bir senelik bir<br />

üniversite değil, bu üniversite yüz<br />

otuz yılın birikimini taşıyan, yüz<br />

otuz yılın örfünü, âdetini ve yüz<br />

otuz yılın geleneğini taşıyan bir<br />

üniversite. Kuruluşundan bugüne,<br />

bugünden de yarınlara her zaman<br />

biz bu üniversitenin arkasında olduk.<br />

Bundan sonra da olmaya devam<br />

edeceğiz ve bu üniversitenin<br />

İstanbul’a layık bir üniversite olması<br />

için, imparatorluklar başkenti,<br />

medeniyetler yuvası bir şehre layık<br />

bir üniversite olması için elimizden<br />

gelen her şeyi yapacağız. Bu üniversitede<br />

inşallah bizlerin destekleri<br />

yerine getirecektir. Tabii bu fırsattan<br />

yararlanarak bir noktanın daha<br />

altını çiziyorum: Lisan çok önemli!<br />

Lütfen bütün eğitmenlerimiz, akademik<br />

kadrolarımız gençlerimizin<br />

lisan öğrenmesine büyük önem atfetsinler.<br />

Çünkü küreselleşen bir<br />

dünyada, küreselleşen İstanbul’da<br />

ve Türkiye’de ve yurtdışında görev<br />

üstlenebilmenin yolu bir lisan<br />

bilmekten geçiyor. Bu İngilizce olmayabilir.<br />

Rusça olur, Çince olur,<br />

Farsça olur, herhangi bir dil olabilir.<br />

Fakat muhakkak gençlerimizin<br />

bir dil öğrenebilmeleri için gerekli<br />

titizliğin gösterilmesi, üniversitenin<br />

gelişimi için sizlere adeta vasiyet<br />

niteliğinde bir husustur.<br />

Prof. Dr. Sait SEVGENER<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi eski<br />

Rektörü<br />

2001 yılında bu dört program ve<br />

49 öğretim üyesiyle yola çıktık. İstanbul<br />

<strong>Ticaret</strong> Üniversitesi’nin destekçisi<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Odasıy’dı


Mayıs 2012 5<br />

Prof. Dr. Münevver Turanlı, İTO Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş ve Prof. Dr. Ahmet Hayri Durmuş<br />

ve bütün Türkiye’de bu imaj kesin<br />

olarak yerleşti. İlk yıl 73 öğrenci,<br />

ikinci yıl 300 öğrenci, üçüncü yılda<br />

1100 öğrenci, dördüncü yılda<br />

3000 öğrenci ve yanlış hatırlamıyorsam<br />

ayrılmış olduğum 2005 yılında<br />

da 5000 rakamına erişmiştik.<br />

‘Bebek’ olarak doğduk ama çok<br />

çabuk büyüdük. Biz butik üniversite<br />

şeklinde yola çıktık ama Türkiye<br />

Cumhuriyeti’nin kütlesel bir üniversitesi<br />

olduk ve bugün büyük bir<br />

onur duyuyorum ki 80 bin metrekare<br />

alanda eğitim yapan bir üniversite<br />

haline geldi. 8500 metrekareydi<br />

burası ve sonra Üsküdar’a geçtik.<br />

17 bin metrekareydi orası ve 22 bin<br />

ile biz yola devam ediyorduk. Bugün<br />

gelinen nokta ise çok açık. Bugün<br />

eğer bir değer elde ettiysek, her<br />

elde ettiğimiz değer bizden öncekilerin<br />

emek ve gayretleriyle oluştu.<br />

Biz bu emek ve gayretleri, değerleri<br />

hiçbir zaman unutmamalıyız, unutturmamalıyız.<br />

Prof. Dr. Ateş VURAN<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi eski<br />

Rektörü<br />

Bizler ve salonda bulunan arkadaşlarımın<br />

birçoğu, yani bu üniversitenin<br />

ilk çekirdek kadrosu öyle bir yuvadan<br />

geldik ki, öyle bir eğitimden<br />

geçtik ki bir tek düsturun etrafında<br />

toplandı herkes. O da vefa düsturuydu<br />

ve mutlulukla görüyorum,<br />

büyük sevinçle görüyorum, övünçle<br />

görüyorum ki bunu da bu kurumda<br />

on iki sene içinde hakkıyla tesis<br />

ettik. Bizi belki diğer vakıf üniversitelerinden<br />

ayıran çok önemli<br />

bir unsur var. Onu sevgili selefim<br />

ifade etmedi ama izin verirse ben<br />

ifade edeceğim. Bu üniversite Sait<br />

Sevgener’in başlattığı kurumsallaşmayı<br />

sürdürdü. Ben aynen devam<br />

ettim, benden sonra çok sevgili<br />

Rektörüm Sabri Orman hocamız<br />

da aynı şekilde devam etti. Bunu<br />

da şimdi Nazım Ekren’in sürdürdüğünü<br />

görerek çok büyük mutluluk<br />

duyuyorum. Bu kurumsallaşmanın<br />

getirdiği güç ve bu kurumsallaşmanın<br />

getirdiği prestij, İstanbul <strong>Ticaret</strong><br />

Üniversitesi’ni diğer vakıf üniversiteleri<br />

arasında fevkalade güçlü ve<br />

farklı bir yere oturtuyor.<br />

Prof. Dr. Sabri ORMAN<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi eski<br />

Rektörü<br />

Vakıf üniversiteleri arasında bu üniversitenin<br />

çok özel bir yeri vardır,<br />

bu vasıflara sahip birkaç üniversiteden<br />

biridir. Fakat kanaatimce,<br />

potansiyelinin gerisinde olan bir<br />

üniversitedir. Burası çok yüksek<br />

potansiyeli olan bir yer ve o potansiyelle<br />

orantılı yerlerde olması<br />

gerekir diye düşünüyorum. Benim<br />

görevim esnasına en çok tekrarladığım<br />

şey, bu üniversitenin İstanbul<br />

<strong>Ticaret</strong> Odası’nın prestij projesi olması<br />

gerektiğiydi. Hala o kanaatteyim.<br />

Bu üniversitenin, İTO’nun<br />

prestij projesi muamelesi görmesi<br />

hem üniversitenin menfaatinedir<br />

hem de bence üniversiteden ziyade<br />

İTO’nun menfaatinedir. Kadirşinaslık<br />

bir ahlaki erdemdir ve o yönüyle<br />

kendi başına değerlidir, fakat yol<br />

açtığı sonuçlar itibariyle de bunun<br />

gerçekleştiği topluma kalite katar.<br />

Bu sebeple çok iyi bir yatırım gözüyle<br />

de bakılabilir bu kadirşinaslık<br />

teşebbüsüne. Bizim hoş bir sözümüz<br />

var: “Marifet, iltifata tabiidir”<br />

diye, bu ayrıca yapılan güzel şeylerin,<br />

verilen hizmetlerin takdiri anlamında<br />

da güzel bir jesttir. Dediğim<br />

gibi bu konuda emeği geçen herkese<br />

teşekkür ediyorum. Tekrar aranızda<br />

olmaktan, aynı havayı teneffüs<br />

etmekten de büyük memnuniyet<br />

duyduğumu ifade etmek istiyorum.<br />

Prof. Dr. Salih Nuri ÇELİK<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi’nin<br />

kuruluşundan itibaren geçirdiğimiz<br />

on yıllık zamanda geldiğimiz nokta<br />

kuşkusuz kıvanç vericidir. Bu vesileyle<br />

üniversitemizin kuruluşunda<br />

en büyük pay sahibi olan merhum<br />

Prof. Dr. İsmail Özaslan’ı rahmetle<br />

anıyorum. İdari görevlerden hoşlanmadığım<br />

halde onun ısrarıyla<br />

kendisini kıramadığım için kuruluşunda<br />

emek verdiğim Hukuk Fakültemiz<br />

de iyi bir düzeye gelmiş bulunmaktadır.<br />

Sayın Rektörümüzün,<br />

fakültemizi ve üniversitemizi daha<br />

da geliştireceğine inanıyorum.<br />

Av. Süreyya AVCIOĞLU<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Odası, 300 binden<br />

fazla üyesi bulunan bir kamu kuruluşudur.<br />

Bu kamu kuruluşu, ticareti<br />

ve sanayiyi en iyi şekilde götürmeyi<br />

hedefleyen bir kuruluş olarak<br />

onların yöneticilerinden oluşmaktadır.<br />

Bu yöneticiler aynı zamanda<br />

sermaye ve emeğin içinde, dışında<br />

bilim ve teknolojinin de ülkenin<br />

kalkınması ve ticaretin gelişmesi<br />

için başlıca faktör olduğunu gayet<br />

iyi bildiklerinden, 1999 yılında oda<br />

meclisine bir takrir vermesi suretiyle<br />

üniversite kurulmasına karar<br />

vermişlerdir. 1999 yılında başlayan<br />

çalışmaların yeni kurulmuş olan<br />

bir üniversite için ilk adım olarak<br />

kabul edilmesi gerekir. Birçok aşamadan<br />

geçmiş olan üniversitemizin<br />

bundan sonra da daha iyi safhalara<br />

gireceğine ve çok değerli insanlar<br />

yetiştireceğine, insan gücünü ve bilimsel<br />

çalışmaları arttıracağına olan<br />

inancım sonsuzdur.<br />

Tümer BAYLAN<br />

Genel Sekreter<br />

Burada on birinci yılımızı kutlarken<br />

2001-2002’deki o günler hatırıma<br />

geldi. Evet, 2001-2002 öğretim yılında<br />

%33 doluluk oranıyla eğitime<br />

73 öğrenciyle başladık. Bugün eğitim<br />

alan 5815 öğrencimiz var, ama<br />

en önemlisi on bir yılda 6700 mezun<br />

öğrenci vermişiz.Lisansüstü eğitimle<br />

birlikte 6700 mezun öğrencimiz<br />

şu anda iş sahasında ve Türkiye’nin<br />

çeşitli bölgelerinde. Burada rakamsal<br />

olarak değerlendirmeler sayın<br />

rektörlerim tarafından yapıldı ama<br />

bizim için önemli olan bugün burada<br />

hatırlanmak. Üniversite bir yerlere<br />

gelebildiyse onların katkılarıyla<br />

gelebildi. 10 yıl önce eğitime başladığımız<br />

bu kurumda Sayın İTO<br />

Başkanım’a, Sayın Mütevelli Heyet<br />

Başkanım’a ve Sayın Rektörüm’e,<br />

bugüne kadar tüm idari görev almış<br />

rektörlerimize, mütevelli heyeti<br />

üyelerimize kısacası bize katkısı<br />

olan herkese idari personelim adına<br />

ve kendi şahsım adına çok teşekkür<br />

eder, saygılarımı sunarım.<br />

Fotoğraf:Yunus Emre Coş -<br />

Şeref Yılmaz Topbaş<br />

Dekan Prof. Dr. Cüneyt Binatlı ve Mütevelli Heyeti Başkanı Erhan Erken


6<br />

Mayıs 2012<br />

Sütlüce Kampüsü, Üniversitemizin<br />

Fiziki Kapasitesini İki Kat Daha Arttıracak<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi’nin, Üsküdar, Küçükyalı ve Eminönü<br />

kampüslerinden sonra fiziki kapasitesini ikiye katlayacak Sütlüce<br />

kampüsü, kara ulaşımının yanısıra deniz ulaşımında da önemli bir<br />

konumda yer alıyor.<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi, 5000’i<br />

aşkın öğrencisiyle önümüzdeki yıllarda<br />

fiziki kapasitesini de arttırarak<br />

emin adımlarla ilerliyor. Öğrenci<br />

sayısının 10 yıl içinde 10 bini geçmesi<br />

beklenirken, Sütlüce kampüsü<br />

ile üniversitenin eğitim alanı kapasitesi<br />

iki katına çıkıyor. Yeni bina<br />

şehrin önemli arterlerinden birine,<br />

Haliç Köprüsü bağlantısına çok yakın<br />

bir noktada bulunuyor. Sütlüce<br />

kampüsünün hemen karşısındaki<br />

Haliç kıyısına yapılması düşünülen<br />

iskele ile Kadıköy, Eminönü ve<br />

Üsküdar’dan deniz yolu ile ulaşımın<br />

rahatlıkla yapılması planlanıyor<br />

ve bu nedenle de belediye yetkilileri<br />

ile görüşmeler sürdürülüyor.<br />

2012-2013 öğretim yılında üniversitemizin<br />

Ticari Bilimler, Hukuk<br />

ve İletişim Fakülteleri’nin Sütlüce<br />

kampüsüne taşınması amaçlanıyor.<br />

Üniversitemizin onbirinci yılında<br />

öğrencilere eğitim ve öğrenim,<br />

sosyal aktiviteler, uluslararası düzeyde<br />

tam bir üniversite yaşamı<br />

sağlayacak Sütlüce kampüsünün<br />

ilk fotoğraflarını sizlerle paylaşıyoruz.<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi,<br />

Eminönü, Küçükyalı ve Üsküdar<br />

kampüsleri gibi İstanbul’un en güzel<br />

mevkilerinden birinde, bu sefer<br />

de Haliç kıyısında öğrencilerle<br />

buluşacak, Haliç kıyısının o güzel<br />

manzarasında üniversite yaşamını<br />

öğrencilere doyasıya yaşatacak,<br />

öğrenciler eğitim ve öğrenimlerine<br />

tam konsantrasyon ve muhteşem<br />

bir enerjiyle devam edecek.<br />

İTA<br />

Biri 4 Kat Arttı, Diğeri Yarı<br />

Yarıya Azaldı<br />

Mehmet Kerem Gezişoğlu<br />

(Görsel İletişim Tasarım – 2)<br />

Sözünü ettiğimiz, İstanbul’da market<br />

ve mahalle bakkalı oranlaması.<br />

Kentte, son 10 yılda hipermarket ve<br />

market sayısı 4 kat artarak 10 bin<br />

sınırına dayanırken, aynı dönemde<br />

mahalle bakkalı sayısı 150 binlerden<br />

100 binin altına indi. İstanbul,<br />

ruhlarından ve seslerinden birini de<br />

yavaş yavaş yitiriyor.Birkaç sene<br />

içinde ne “Bakkal Amca” seslenmesi,<br />

ne de “Yaz deftere” geleneği<br />

kalacak. İstanbul’da artık apartmanlardan<br />

bakkal sepetleri de sarkıtılmayacak.Alışveriş<br />

Merkezleri<br />

ve Perakendeciler Derneği Başkanı<br />

Mehmet Nane, 2013’de 50 civarında<br />

kısa adı AVM olan yeni alışveriş<br />

merkezinin daha hayata geçeceğini<br />

belirtiyor. Kadıköy Sahrayı Cedit’te<br />

mesleğe 50 yılını veren 75 yaşındaki<br />

Bakkal Mustafa Pak da, “hayata<br />

geçen her AVM birden çok bakkalın<br />

da hayatını ve geçim kaynağını<br />

öldürüyor.” cümleleriyle anlatıyor<br />

duygularını.Belki hala iş işten geçmiş<br />

değil; belki hala bir olanak var<br />

bakkal esnafını kurtarmak için. Bu<br />

da, şehir içlerinde sayıları hızla artan<br />

hipermarketlere düzenleme getirilmesiyle<br />

mümkün olabilir ancak.<br />

Avrupa’da kent merkezi dışında<br />

kurulması zorunlu olan hipermarketler,<br />

İstanbul’da neredeyse sokak<br />

aralarına kuruluyor. Bakkalların ve<br />

Meslek Odaları’nın gözü, kulağı ve<br />

umudu uzun süredir bir türlü yasalaşmayan<br />

“Alışveriş Merkezleri,<br />

Büyük Mağazalar ve Zincir Mağazalar<br />

Kanun Tasarısı”nda.Yasanın<br />

yürürlüğe girmesi belki de “Kahraman<br />

Bakkal” figürünü yeniden<br />

günlük yaşantımızın içinde tutmaya<br />

yardımcı olacak.<br />

Sokak Köpeği Mi<br />

İnsanın Binlerce Yıllık Dostu Mu <br />

Lütfen Artık Seçiminizi Yapın!<br />

Seda Tutaş<br />

(Görsel İletişim Tasarım – 2)<br />

İsveçli Moleküler Biyolog Peter Savolainen<br />

diyor ki: “İnsan ve köpek<br />

arasındaki ilk dostluk 15 binyıl önce<br />

Doğu Asya’da başladı.” Tel Aviv<br />

Üniversitesi’nden Tamar Dayan ise,<br />

12 bin yıllık mezarda bir kadınla<br />

birlikte gömülen köpek yavrusunu<br />

değerlendirirken şu yargıya varıyor:<br />

“Köpekler insan tarafından ilk kez<br />

Yakındoğu’da evcilleştirilmiştir.”<br />

İki hüküm aslında birbirini tamamlıyor.<br />

Evcilleştirilme sürecinde köpeklerin<br />

anavatanı bize de yakın<br />

olan bir coğrafya: Asya<br />

Köpeği insan açısından önemli kılan<br />

nedir Öncelikle kolayca eğitilebilmesi<br />

ve insan ile iyi geçinmeyi<br />

başarabilmesi. Bu özelliklerdir ki,<br />

onları insanlar nezdinde, dost, çocuk<br />

özlemini gideren, ev ve bahçe<br />

koruyan, körlere yardımcı olan gibi<br />

bir dizi etiketle onurlandırıyor. Peki<br />

bu binlerce yıllık sadık ve fedakar<br />

dosta günümüzde biz nasıl davranıyoruz<br />

İstanbul’un neresinde<br />

olursak olalım, hangimiz günde<br />

onlarca sahipsiz, aç, yardıma ve en<br />

önemlisi şefkate muhtaç köpekle<br />

karşılaş mıyoruz Ama çoğunluğun<br />

yapmadığı bu insani görevi kendine<br />

adeta meslek ve iş edinenler de yok<br />

değil. İstanbul Zekeriyaköy’de, sokağa<br />

atılan köpeklere, hayvanseverler<br />

tarafından 10 yılı aşkın süredir<br />

bakılıyor. Zekeriyaköy’de faaliyet<br />

gösteren “Köpek Barınağı” sokağa<br />

terk edilen köpeklere ev sahipliği<br />

yapıyor. Hayvanseverler, köpeklerin<br />

su ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılamanın<br />

yanı sıra sağlıklarını da<br />

veterinerler eliyle denetim altında<br />

tutuyor. Haberimizi şu “dilekle” tamamlamak<br />

belki bir avuç hayvanseverin<br />

de, sokakta yaşayan binlerce<br />

köpeğin de en büyük isteği: “Lütfen<br />

bakıp besleyemeyecek ve birkaç<br />

gün sonra acımasızca sokağa terk<br />

edecekseniz köpek edinip bir anlık<br />

‘köpek merakınız’ yüzünden onları<br />

mağdur etmeyiniz”


Mayıs 2012<br />

7<br />

Gamze Dilber - İpek Harputluoğlu<br />

(Görsel İletişim Tasarımı – 2)<br />

Bir konuşma geçer, muhtemelen<br />

şöyledir: Şemsi Paşa, “Koca Sinan<br />

geldin 90’ına, baksana sakalların da<br />

apak. Şu benim sarayın yakınına;<br />

Salacak deniz kenarına bir külliye<br />

yaptırmaktır arzum. Ama bilirsin<br />

titiz birisiyim, istemem ki Sokullu<br />

Paşa’nın külliyeleri gibi kuşlar<br />

pislesin orasına burasına” der. Mimar<br />

Sinan bu konuşmaya karşılık,<br />

“O kolay Paşam, yeter ki dediğiniz<br />

kıyıda, kuzey-güney rüzgarlarının<br />

kesiştiği bir alan tespit edeyim” der.<br />

Ve sahili uzun uzun inceleyen Sinan,<br />

Şemsi Paşa adına inşa edeceği<br />

külliyenin yerini keşfeder; o olağanüstü<br />

matematik ve estetik bilgisiyle…<br />

Sene, 1580’dir.<br />

Burada artık sözü, İstanbul <strong>Ticaret</strong><br />

Üniversitesi Öğretim Görevlisi, İstanbul<br />

uzmanı Haldun Hürel’e bırakalım.<br />

Sayın Hürel, nedir bu Kuşkonmaz<br />

meselesi bize anlatır mısınız <br />

Mimar Sinan tarafından yapılan<br />

Şemsi Ahmet Paşa Camii halk arasında<br />

“Kuşkonmaz Camii” adıyla<br />

da bilinir. Şemsi Ahmet Paşa Mimar<br />

Sinan’a giderek “Bana öyle<br />

bir camii yap ki kuşlar pislemesin.”<br />

demesi üzerine Mimar Sinan bütün<br />

camilerinde yaptığı gibi iyi bir<br />

araştırmadan sonra kuzey-güney<br />

rüzgârlarının kesiştiği bu noktayı<br />

bulmuş. Dalgaların kıyıya çarpmasıyla<br />

meydana gelen titreşimleri incelemiş<br />

ve camiyi Üsküdar sahiline<br />

yapmaya karar vermiş.<br />

Efendim sanırım bu eser Sinan’ın<br />

en küçük yapıtı. Öteki eserleriyle<br />

kıyasladığımızda buraya “Minyatür”<br />

bile diyebiliriz.<br />

Mimar Sinan’ın bu minyatür eserinin<br />

diğer özellikleri nelerdir<br />

O zamanlar kullanılan gaz lambalarının<br />

isleri kuzey yönünden esen<br />

rüzgarların etkisiyle pencerenin tam<br />

karşısında bulunan küçük bölmede<br />

toplanıyordu ve toplanan o isler<br />

mürekkep haline getirilip külliyede<br />

Kuran-ı Kerim yazılıyordu.<br />

Ayrıca, Şemsi Ahmet Paşa’nın türbesinin<br />

cami içinde bulunması, caminin<br />

iç mimarisinin oldukça sade<br />

olması diğer özelliklerindendir.<br />

İçinde camiiyle beraber yapılan bir<br />

külliye de bulunmaktadır, ancak şu<br />

Titiz mi Titiz Bir Osmanlı<br />

Paşası:<br />

‘‘Şemsi Ahmet Paşa’’<br />

Temiz mi Temiz<br />

Bir Sinan Mirası:<br />

‘‘Salacak Kuşkonmaz Camii’’<br />

Bir yanda, II.Selim ve III.Murat’ın büyük vezirlerinden<br />

Şemsi Paşa…<br />

Karşısında ünlü Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa…<br />

Ortalarında mimarların hası Koca Sinan…<br />

an Şemsi Paşa İlçe Halk Kütüphanesi<br />

olarak kullanılmakta. Ayrıca<br />

Mimar Sinan bu eserinde de üstün<br />

zekasını kullanarak caminin minberine<br />

iki tane dönen sütun yerleştirmiştir.<br />

Bunun amacı caminin<br />

herhangi bir sarsıntıda yerinden oynayıp<br />

oynamadığını anlamaktır. 500<br />

senedir dönen bu sütunlar caminin<br />

ne kadar sağlam olduğunu göstermektedir<br />

bize.<br />

Mimar Sinan’ın bu zarif yapısının,<br />

biri deniz tarafına, diğeri ise parka<br />

bakan iki kapısı vardır. Park tarafındaki<br />

kapıdan girildiğinde, sağ tarafta<br />

küçük bir hazire yer alır. Kesme<br />

taştan harpuştalı olarak yapılmış<br />

bu kapıların üzerinde kitabe yoktur.<br />

Avlu duvarlarında, klasik demir<br />

parmaklıklı pencereler bulunur.<br />

Avlunun, kuzey ve doğu tarafını ‘L’<br />

şeklinde medrese çevirmiştir.<br />

Camii, kesme taştan, kare planlı ve<br />

kubbelidir. Kurşun kaplı kubbesi,<br />

dört pencereli, sekizgen bir kasnağa<br />

oturtulmuştur. Kasnağın dört yüzü,<br />

köşelerde olmak üzere, yarım kubbeciklerle<br />

takviye edilmiştir. Caminin<br />

son cemaat yeri ve sağ tarafı, on<br />

mermer sütunun taşıdığı bir revak<br />

ile çevrilmiştir. Revakların üzeri<br />

düzdür. Cami iki sıra pencerelidir;<br />

üst pencereleri vitraylıdır. Yarım<br />

kubbeleri ve mermer mihrabı istalaktitlidir.<br />

Sonradan yapılmış olan<br />

minberi ahşaptır. Kırmızı ve beyaz<br />

mermerden kemerli cümle kapısı<br />

üzerinde dört mısralı kitabe bulunmaktadır.<br />

Bu kapının sağ tarafında<br />

ise minare kapısı vardır.<br />

Yapının sağında yer alan minaresi,<br />

kesme taştan yapılmış olup şerefesinin<br />

altı istalaktitlidir. Minare, caminin<br />

esas yapısı üzerinde, köşede<br />

yükselmektedir.<br />

Akıllarda “Rivayet mi, gerçek mi Peki hangisi rivayet, hangisi gerçek” sorularını<br />

uyandıran, 600 yıllık mucizelerle dolu geçmişiyle günümüze kadar ulaşan, dünyanın<br />

en eski katedrali Ayasofya’nın bir gizemi: Dilek Sütunu<br />

Asiye Ceren Duran<br />

(Medya ve İletişim Sistemleri – 1)<br />

Ayasofya Müzesi’nin kuzeybatı<br />

yönünde, “Terleyen Sütun” ya<br />

da “Dilek Sütunu” olarak bilinen<br />

bronz levhalar ile kaplı, ortası oyulmuş<br />

bir sütun yer almaktadır. Doğu<br />

Roma döneminde bu sütunun, insanların<br />

iyileşmesine yardımcı olduğu<br />

konusunda rivayetler vardır.<br />

Efsaneye göre, yapının içerisinde<br />

şiddetli bir baş ağrısıyla dolaşan<br />

İmparator Justianos, başını bu sütuna<br />

yaslar ve bir müddet sonra<br />

baş ağrısının geçtiğini fark eder.<br />

Bu olayın halk arasında duyulması<br />

üzerine, sütunun şifa özelliğinin<br />

olduğu söylentisi yayılır. Geçmiş<br />

dönemlerde Ayasofya’yı ziyarete<br />

gelenler, parmaklarını sütundaki bu<br />

oyuğa sokup, ıslanan parmaklarını<br />

hastalığı hissettikleri yerin üzerine<br />

sürdüklerinde iyileşeceklerine inanırlar.<br />

Başka bir rivayete göre ise<br />

bu sütunun içindeki bu ıslaklığın<br />

sebebi, ‘Meryem’in gözyaşlarıdır.<br />

Sütun hakkındaki söylentiler bunlarla<br />

sınırlı değildir. Ayasofya’nın<br />

büyük bir kubbesi depremde yıkılınca,<br />

üç yüz rahip Mekke’ye giderek<br />

oradaki zemzem suyundan alırlar.<br />

Rivayete göre bu suyu Mekke<br />

toprağı ile karıştırıp, sütunun altına<br />

harç olarak koyarlar. Sütunun bu<br />

yüzden terlediğine inanılıyor. Dilek<br />

Sütunu’yla ilgili benzer bir inancın<br />

Osmanlı zamanında da görüldüğü<br />

söyleniyor. Buna göre, sürekli baş<br />

ağrısı çekenleri, sindirim sistemi<br />

hastalıkları olanları ve sıtmaya tutulanları<br />

bu sütun tedavi ediyor. Önce<br />

iki rekât namaz kılınıyor, sonra hasta<br />

avuçlarını önce bakır plakalara,<br />

sonra da yüzüne sürüyor. Bu hareket<br />

üç kez tekrarlanınca hastalıklar<br />

iyileşiyor. Osmanlı döneminde<br />

inanılan, fakat diğerlerinden epey<br />

farklı olan bir başka Dilek Sütunu<br />

mucizesi ise Fatih Sultan Mehmet’e<br />

kadar uzanır. Rivayete göre, Fatih<br />

Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten<br />

sonra, ilk Cuma namazını<br />

Ayasofya’da kılmak için kilisenin<br />

derhal camiye çevrilmesini buyurmuş.<br />

Ayasofya Kilisesi Büyük Fetih<br />

Camii’ne çevrildikten sonra cemaat<br />

toplanmış. Fatih Sultan Mehmet<br />

hem padişah olduğu için, hem de<br />

bu kadar savaşın arasında ikindi<br />

namazının sünnetini kaçırmadığı<br />

için imamlığa geçmiş. Sultan cemaatin<br />

önüne geçtikten sonra namaza<br />

başlamak için ‘tekbir’ getirmiş ama<br />

hemen durmuş ve sağına soluna selam<br />

vererek namazını bozmuş. Sonra<br />

tekrar ‘tekbir’ getirmiş ve tekrar<br />

durmuş, sağa sola selam vererek<br />

namazını bozmuş.Üçüncüsünde de<br />

‘tekbir’ getirdikten sonra ellerini<br />

bağlamış ve ilk cuma namazını kıldırmaya<br />

başlamış. Cemaatten bazıları<br />

namaz kılındıktan sonra Fatih<br />

Sultan Mehmet’e namazı neden üç<br />

kere bozduğunu sormuşlar. Sultan;<br />

“İstedim ki namaz sırasında bana ve<br />

bütün cemaate Kâbe görünsün, yani<br />

biz Kâbe’nin önünde namaz kılalım.<br />

Bu niyetle birinci ‘tekbir’i getirdim<br />

fakat Kâbe görünmedi. İkincisinde<br />

de ‘tekbir’ getirdim, Kâbe görünmedi.<br />

Fakat üçüncüsünde ‘tekbir’<br />

getirdim ve Kâbe gözümün önünde<br />

belirdi” demiş. Fakat rivayet bu<br />

kadarla sınırlı değil. Olayın nedenini<br />

merak eden halk Akşemseddin<br />

Hazretleri’ne danışır. Akşemseddin<br />

ise, “Padişahımız üç defa ‘tekbir’<br />

getirdi. Birinci ‘tekbir’de baktım ki,<br />

Ayasofya’nın yönü kıbleye bakmıyor.<br />

İkinci kez ‘tekbir’ getirdi, tekrar<br />

namazı bozdu, namazı bozduğu<br />

için sevindim. Üçüncü ‘tekbir’de<br />

yine içimden, “İnşallah namazını<br />

bozar” dedim. Fakat o an bana manevi<br />

alemde cemaatin en arka safı<br />

gösterildi. En arka safta, bir kişilik<br />

yerin eksik olduğunu gördüm. Bir<br />

an baktım ki Hızır Aleyhisselam, o<br />

bir kişilik yere doğru saf tutmak için<br />

gelirken, terler direğe parmağını<br />

soktu ve Ayasofya’nın yönünü kıbleye<br />

doğru çevirdi. Ondan sonra da<br />

bir kişilik yerin eksik olduğu o safa<br />

geçti ve namaza durdu. Böylece padişah<br />

üçüncü kez ‘tekbir’ getirdikten<br />

sonra Kâbe’yi tam karşısında<br />

gördü, bir daha selam vermedi…”<br />

Peki, Dilek Sütunu’nun “Terler Direk”<br />

veya “Ağlayan Direk” olarak<br />

olarak adlandırılmasının altında yatan<br />

bilimsel neden nedir Bu, Ayasofya<br />

Müzesi yetkilileri tarafından<br />

sütunun yapısının gözenekli olması,<br />

kılcal damarlar yoluyla temeldeki<br />

suyu emmesi ve bu sütunun altında<br />

sarnıç olması nedeniyle terlediği<br />

yönünde birleşiyor. Fakat bütün<br />

bunların yanında yeni bir soru daha<br />

gündeme geliyor: “İçinde onlarca<br />

sütun bulunan Ayasofya’da acaba<br />

neden sadece bu direği gözenekli<br />

taştan yapmışlar”


8<br />

Mayıs 2012<br />

ÜniAnket<br />

Sizce, 11. yılını tamamlayan<br />

üniversitemizin, bugün<br />

eğitim kalitesi nasıl<br />

Gizem BAYKALDI<br />

Psikoloji<br />

Akademik kadrosundan dolayı tercih<br />

etmiş olduğum üniversitem beklentilerimi<br />

karşıladı. Sosyal etkinliklerin<br />

geniş yelpazesi sayesinde,<br />

eğitimin yanında sosyal açıdan da<br />

öğrenciye tatmin yaşatıyor. Birebir<br />

öğrenci-akademisyen ilişkisi, öğrencinin<br />

eğitimine katkı sağlarken,<br />

öğrencinin tam konsantrasyon ile<br />

okula adaptasyonunu sağlıyor.<br />

Aoudou SALOUHOU<br />

Bilgisayar Mühendisliği<br />

Bu okuldaki eğitim sisteminden<br />

çok memnunum. İngilizce bilgimi<br />

geliştirmemi Türkçe’yi öğrenmemi<br />

sağladı. İyi arkadaşlar edinmeme<br />

yardımcı oldu. Bu okulu tercih<br />

etmemin nedeni on bir yıl gibi bir<br />

sürede bu kadar iyi bir eğitim verebilecek<br />

kadar gelişmiş, tanınmış ve<br />

popüler olması.<br />

Burcu BAYRAM<br />

Psikoloji<br />

Okulumuzun üçüncü sınıf Psikoloji<br />

öğrencisiyim. Okulumuzda sevdiğim<br />

ve takdir ettiğim şeylerden en<br />

önemlisi bölüm hocalarımızın kalitesidir.<br />

Böyle bir akademik kadroya<br />

sahip olmak biz öğrenciler için büyük<br />

bir şans. Ayrıca okulumuzdaki<br />

bazı bölümlerin Sütlüce’ye taşınması<br />

Üsküdar kampüsünde kalacak<br />

olan bizler için çok daha iyi olacak.<br />

Spor salonu, kütüphane gibi alanların<br />

imkânlarından daha çok faydalanabileceğiz.<br />

İbrahim BAKAN<br />

Uluslararası İlişkiler<br />

Öncelikle bu okulu seçtiğim için<br />

gayet memnunum. Bunun sebepleri<br />

okulun hem akademik kadrosu<br />

oldukça kaliteli, hem de fiziksel<br />

anlamda güzel bir mevkiide. Ulaşım<br />

konusunda hiçbir sıkıntı yok.<br />

Sütlüce’deki kampüsün de bu anlamda<br />

oldukça başarılı olduğunu<br />

öğrendim. Hatta buradaki kampüsümüzden<br />

daha kaliteli ve olumlu<br />

şartlara sahip olacağını biliyorum.<br />

Sütlüce’deki kampüsümüze geçmeyi<br />

heyecanla bekliyorum.<br />

Şeyda SOFUOĞLU<br />

Psikoloji<br />

Gizem ÇELİK<br />

Medya ve İletişim Sistemleri<br />

Gizem UZUNER<br />

Medya ve İletişim Sistemleri<br />

Başak UMUR<br />

Endüstri Mühendisliği<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi’ne<br />

ilk geldiğimde akademik kadroyla<br />

ilgili herhangi bir bilgiye sahip değildim.<br />

Buradaki ikinci senem ve<br />

birbirinden değerli ve alanında uzman<br />

hocalardan ders alıyorum. Tüm<br />

hocalarımız bilgi ve deneyimlerini<br />

bizlere en güzel şekilde aktarıyor ve<br />

bizi geleceğe hazırlıyor. Kulüplerin<br />

düzenlemiş olduğu seminer ve aktiviteler,<br />

öğrencileri hem eğlendiren<br />

hem de bilgi veren etkinlikler. Yeni<br />

kampüse geçiş ile beraber bu tip etkinlikler<br />

artarak sürecek ve öğrencilere<br />

daha da verimli bir üniversite<br />

hayatını yaşatacaktır.<br />

Okulda ikinci senem olmasına rağmen<br />

birçok değişim ve gelişime<br />

şahit oldum. Okulumuzda teorinin<br />

yanında, teknolojik aletler yardımıyla<br />

sağlanan uygulamalı dersler<br />

de bulunmakta. Üniversitemiz on<br />

bir yıl gibi çok da uzun olmayan bir<br />

zamanda birçok alanda büyük gelişmeler<br />

kaydetmiştir ve önümüzdeki<br />

yıllarda staj alanında, iş alanında<br />

okulumuzun ismi çok daha önemli<br />

olacak. Sütlüce kampüsüne geçerek<br />

daha fazla gelişecek ve öğrenci sayısı<br />

artacaktır.<br />

Üniversitemizi okula kayıt olmadan<br />

üç sene önce takip etmeye başladım.<br />

Üç yıl önce Medya ve İletişim Sistemleri<br />

Bölümü’nün ve okulun birçok<br />

başarılara imza attığını öğrendim.<br />

İşte tüm ideallerim bu okula ve<br />

bu bölüme girerek gerçekleşti. İki<br />

senedir Medya ve İletişim Sistemleri<br />

Bölümü’nde okuyorum ve okulun<br />

gelişme sürecine bizzat şahit oldum.<br />

Okulumuz her geçen gün uluslararası<br />

standartlarda eğitim vermeye<br />

devam ediyor. Mezun olduğumuzda<br />

bizleri bir çok iş imkânı bekliyor.<br />

Nazım Ekren’in okulumuza gelmesiyle<br />

okul kadrosu çok daha<br />

iyi oldu. Eminönü kampüsündeki<br />

kütüphanenin oldukça büyük ve<br />

kapsamlı olması bizlere daha iyi<br />

araştırma yapma imkânı sağlıyor.<br />

Bütünleme sınavlarının ücretsiz olması<br />

bizi birçok okuldan ayırıyor.<br />

Okulun internet sitesi, gazetesi ve<br />

panoların interaktif olması nedeniyle<br />

her şeyden haberimiz oluyor. Ayrıca<br />

Endüstri Mühendisliği Kulübü<br />

olarak her imkândan faydalanabiliyoruz.<br />

Ayda bir yayımlanan<br />

haber ve kültür - sanat gazetesidir.<br />

Yıl: 4 / Sayı: <strong>21</strong> / 2012<br />

İstanbul <strong>Ticaret</strong> Üniversitesi adına sahibi<br />

Prof. Dr. Nazım Ekren<br />

5187 sayılı kanunla sorumlu müdür<br />

Prof. Dr. Cüneyt Binatlı<br />

Yayın Kurulu<br />

Öğr.Gör.Engin Çağlak<br />

Arş.Gör.Burak Yenituna<br />

Redaksiyon<br />

Yrd.Doç.Dr.Ala Sivas<br />

Sayfa Tasarımı<br />

Yağız Can Özen (Görsel İletişim Tasarımı 1)<br />

İmam Davut Erdim (Görsel İletişim Tasarımı 1)<br />

Editörler<br />

Asiye Ceren Duran<br />

Pınar Yıldırım<br />

Muhabirler<br />

Hurşit Galip Görgülü,Pınar Yıldırım, Asiye<br />

Ceren Duran, İmam Davut Erdim,Yunus Emre<br />

Coş,Şeref Yılmaz Topbaş,Tolga Yanık<br />

Bu sayıya katkılarından dolayı<br />

Öğr. Gör. Nurullah Kadirioğlu, Uzm. Vahit<br />

Özdemir, Uzm. Yasin Söğüt ve Uzm. Süleyman<br />

Burak Arabacı’ya teşekkür ederiz.<br />

Adres: Selman-ı Pak Cad.<br />

Üsküdar 34672 İstanbul<br />

Tel: 0<strong>21</strong>6 553 94 22 / 429<br />

www.iticu.edu.tr<br />

<strong>Gazetem</strong>, İstanbul Tİcaret Üniversitesi<br />

öğrencileri tarafından İTA’da hazırlanmıştır.<br />

Yazı ve fotoğrafların tüm hakları <strong>Gazetem</strong>’e<br />

aittir. Yazılı izin almadan alıntı yapılamaz.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!