HELİKOPTERLERİNİZİ MAHALLELERİMiZDEN ÇEKİN! - Yürüyüş
HELİKOPTERLERİNİZİ MAHALLELERİMiZDEN ÇEKİN! - Yürüyüş
HELİKOPTERLERİNİZİ MAHALLELERİMiZDEN ÇEKİN! - Yürüyüş
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Basında olanlar olmayanlar!<br />
Haber yapılmaya değenler değmeyenler<br />
Sayı : 257<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
27 Şubat<br />
2011<br />
Burjuva basın yayın organları,<br />
halka karşı sürdürülen savaşta oligarşi<br />
tarafından kullanılmaya devam ediliyor.<br />
AKP hemen her saldırıyı burjuva<br />
basını kullanarak sürdürüyor.<br />
Çıkardığı her saldırı yasasını burjuva<br />
basın yayın organlarından yararlanarak,<br />
basını seferber ederek, gizliyor,<br />
gözlerden uzak tutuyor. Ya da<br />
burjuva basını demeçleri ile işgal<br />
ederek, gerçekleri tersyüz ediyorlar.<br />
AKP iktidarı ile birlikte işbirlikçi<br />
burjuvazinin kimi televizyonları,<br />
gazeteleri, radyoları el değiştirerek,<br />
AKP’yi destekleyen işbirlikçi burjuvazinin<br />
eline geçti. Daha doğrusu<br />
AKP, burjuva basının bir kısmını<br />
başta Çalıklar olmak üzere kendisini<br />
destekleyen işbirlikçilere sundu.<br />
Doğan Holding gibi işbirlikçi basını<br />
da çeşitli biçimlerde sindirip belli<br />
ölçülerde kendine tabi kıldı.<br />
Beşir Atalay ve Basın<br />
özgürlüğü<br />
“Türkiye, dünyanın diğer demokratik<br />
ülkelerinde olmadığı kadar<br />
basın özgürlüğünün olduğu bir<br />
ülke. Türkiye’de basın özgürlüğü,<br />
en ileri demokratik ülkelerinkinden<br />
daha ileri bir seviyede.” diyordu İçişleri<br />
Bakanı Beşir Atalay.<br />
Yalan söylüyor Atalay. <strong>Yürüyüş</strong><br />
Dergisi’ne yönelik saldırılarının<br />
üzerinden 2 ay bile geçmedi. Bilgisayarlarından,<br />
3 bin kitabının olduğu<br />
kütüphanesine kadar AKP’nin<br />
polisinin yağmaladığı, çıkarmamak<br />
için elinden gelen herşeyi yaptıkları<br />
bir ülke de hangi basın özgürlüğünden<br />
söz ediyorlar<br />
Burjuva basında halk yok<br />
halkın sorunları yok<br />
Televizyonlar, Şili’de maden ocağında<br />
işçiler göçük altında kaldığında<br />
haftalarca Şili’den canlı yayın<br />
yaptılar. İşçiler maden ocağında<br />
yaşam savaşı verirken, yayınlarında<br />
evli madencilerin maden ocağına<br />
gelen “sevgililerini” anlatarak, öyle bir<br />
olayı bile magazinleştirerek, sorunların<br />
esasını örtbas ettiler.<br />
Şili’den haftalarca canlı yayın<br />
yapan televizyonlar, hemen yanı başlarında<br />
işçiler göçük altında kaldığında<br />
ise, görmezden gelmeyi seçtiler.<br />
Televizyonlar hemen hemen dünya’nın<br />
her yanını gezip bol bol içi boş<br />
gezi programları yapıp, plajlardan<br />
turistik yerlerden yayın yaparlarken,<br />
tonlarca toprağın altında aylarca kalan<br />
2 işçinin ölüsünün haber değeri olmadığına<br />
karar verdiler.<br />
Tek birgün olsun, “neden işçilerin<br />
cesedi topraktan çıkarılmıyor”<br />
diye yayın yapmadılar. Katliamın<br />
üzerine gitmediler.<br />
Aylardır parasız eğitim için mücadele<br />
eden gençliği de görmediler.<br />
Çadırları ile yoksul mahalleleri gezen,<br />
kış günü soğukta, sokaklarda imza<br />
toplayan, 16, 17, 18 yaşındaki liseli<br />
Dev-Gençliler’in binlerce imza toplamasının<br />
da haber değeri yoktu.<br />
Haftalarca açlık grevi de yapmıştı liseliler.<br />
Ama onda da bir haber değeri<br />
yoktu.<br />
Bunların hiçbiri, televizyonlarda<br />
bir tek kez 40 saniyelik bir haber bile<br />
olamadı. Haftalardır sokaklarda parasız<br />
eğitim için mücadele eden, Dev-<br />
Gençlilerden, Liseli Dev-Gençlilerden<br />
bir kez olsun söz etmediler. Bir<br />
ürün reklamı için ayırdıkları 10 saniyelik<br />
süreyi bile çok gördüler. Ama<br />
bütün bu süre boyunca ikiyüzlüce hep,<br />
“basın doğruları ve gerçekleri anlatır”<br />
diye gazetecilik ilkelerinden söz<br />
etmekten de hiç geri kalmadılar.<br />
Parasız eğitim eylemlerini yazmadıkları<br />
gibi parasız eğitime dair bir<br />
araştırma tartışma programı da yapmıyorlardı.<br />
Oysa tartışmadıkları<br />
hemen hiçbir konu yoktu. Onun yerine<br />
televizyonlara evlendirme programları<br />
koymak, yoksul halkla alay<br />
eder gibi dolu yemek masalarını göstererek<br />
yemek tarifleri yapmaktı onların<br />
işi.<br />
Burjuva basında sadece halk ve<br />
halkın sorunları yoktur. İşsizlik, açlık,<br />
yoksulluk varsın milyonlarca halkı<br />
etkilesin; yazmayınca, “bunlar sorun<br />
olmaz”!<br />
İşbirlikçilerin çıkarlarını<br />
savunan burjuva basın<br />
İstanbul’un üçte birini yıkmak<br />
için hazırlıkların yapıldığı şu sıra, 1<br />
milyon ev yıkılacak. En az 5 milyon<br />
yoksul halk sokağa atılacak ama<br />
buna ilişkin ne televizyonlarda ne de<br />
işbirlikçi tekellerin gazetelerinde<br />
açıklayıcı, bilgilendirici haberler çıkmış<br />
değildir.<br />
Burjuva basın böylesine haksız,<br />
adaletsiz ve 5 milyon yoksul halkı<br />
evsiz bırakacak büyük bir saldırıda<br />
neden Okmeydanı, Derbent, 1 Mayıs,<br />
Nurtepe’ye gidip yoksul halkla röportaj<br />
yapmaz<br />
“Kentsel Dönüşüm” adı altında<br />
sürdürülen yıkım saldırısına halkın<br />
karşı çıkmasına rağmen neden bu<br />
sorunu tartıştırmaz<br />
Tartıştırmaz, çünkü burjuva basında<br />
halk yoktur. Halkın sorunları, halkın<br />
düşünceleri yoktur. Halkın düşüncelerini<br />
değil, düzenin yoz, bencilleştiren,<br />
çarpık düşüncelerini<br />
46<br />
MAHALLELERİMİZ DÜŞMAN TOPRAĞI DEĞİLDİR!