You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
kazançlı çıkanlar doğruluklarını bir o kadar yitiriyorlar. Ateş şehir<br />
merkezlerinde tutuşmuştu ama haberlerin yayılması sistematik bir<br />
biçimde engellendi. Barselona’daki koca koca caddeler dayanışma<br />
içinde yakıldı ama orada yaşayanlar dışında kimsenin bundan haberi<br />
bile olmadı. Hatta ülkedeki yangının söndüğü de doğru değil. Var olan<br />
topluma duydukları nefretin dışında hiç ortak yanı olmayan -sınıf, ırk<br />
ve hatta aynı sınıftan, aynı ırktan ve hatta aynı mahalleden olmayantutuklular<br />
arasında çok farklı tipte insanlar vardı. Yeni olan şey, zaten<br />
80’lerden beri devam eden banliyö ayaklanmaları değil, onun yerleşik<br />
yapısındaki kırılmaydı. Bu saldırganlar, ne ablalarının ne ağabeylerinin<br />
sözünü dinliyorlardı, hatta normale dönüşü sağlamaktan sorumlu<br />
toplumsal örgütler de dâhil hiç kimseyi dinlemiyorlardı.<br />
“SOSRacism” [2] türü hiçbir örgüt, aşikâr sonuçlarının sadece yorgunluğun,<br />
yıpranmışlığın ve omerta [3] basınının hanesine yazılabilen<br />
kanserli hücrelerini, bu olaylara bulaştıramadı. Gece yarısı yaşanan bu<br />
vandalizm dizisi, faili meçhul saldırılar, bu sessiz yıkım politika ile<br />
politik olanın arasındaki çatlağı büyüttü. Dürüstlüğünü koruyan hiç<br />
kimse bu kadar bariz bir şeyi inkâr edemezdi: Bu saldırının talep ettiği<br />
hiçbir şey yoktu ve mesajı olmayan bir tehdit olduğu gibi “politik” bir<br />
tarafı da yoktu. Politikanın bu denli kararlı bir biçimde olumsuzlamasının<br />
kusursuz politik niteliğini görmemek için insanın 30 yıldır<br />
devam eden otonom gençlik hareketinden tamamen habersiz olması<br />
gerek. Kanlı Hafta’nın [4] sonunda Paris anıtlarından daha fazla saygıyı<br />
hak etmeyen ve bunun da farkında olan bir toplumun değerli biblolarını<br />
kayıp çocuklar misali ayaklarımızın altına alıp ezdik.<br />
Bugünkü duruma toplumsal çözümler üretilemeyecek. Birincisi,<br />
çünkü sosyal ortamların, kurumların ve tezat yapılarak “toplum” diye<br />
adlandırılan tekil baloncukların belli belirsiz toplanışında bir tutarlılık<br />
yoktur. İkincisi, artık ortak deneyimin ortak bir dili yok. Eğer ortak bir<br />
dilimiz yoksa serveti de paylaşamayız. Fransız İhtilali’ni gerçekleştirmek<br />
Aydınlanma konusunda mücadeleyle dolu bir yarım asra;<br />
6/149