Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
layın; şiirlerim yayınlana yayınlana ustalaşacağıma<br />
inanıyorum.»<br />
İşte size dergiciliğin en klâsik problemi.<br />
Okuyucunuzun size olan sevgisi, hürmeti,<br />
o derece sıcak ki gönlünüz posta kutunuza<br />
gelen bütün şiirlerin yayınlanmasını<br />
arzu eder... Ama diğer taraftan binlerce<br />
okuyucumuzun bediî zevkini hem<br />
tatmin etmek, hem de yükseltmek mesuliyeti<br />
editörün veya heyetin omuzlarmdadır.<br />
DOĞUŞ, yazıhanesine uğrayanlar<br />
(posta kutusundan gelen o dost ifadelerle<br />
her gün ben haşır neşir olduğum için)<br />
Ali Akbaş'a birçok şiiri ne kadar ısrarla<br />
yayınlatmaya çalıştığımı onunsa «Okuyucuya<br />
en güzel saygı ifadesi en güzel şiirleri,<br />
hikâyeleri yayınlamaktır, hep en iyiye<br />
oynayalım» sözlerini her zaman ısrarla<br />
tekrarladığına şahit olmuşlardır. Ve tabi<br />
arada bir yaptığımız kaçamaklar dosyalarımızın<br />
kabarmasını önleyemez.<br />
Şimdi gelelim yine dergilerimizin<br />
gençlere açılması konusuna. Aslında meseleyi<br />
bu şekilde va'zetmek doğru değil...<br />
Her heveskânn şiirinin yayınlanması söz<br />
konusu olsa asgari beşyüz sahifelik bir<br />
hacim gerekir ki buna imkân bulunamaz.<br />
Kallimci ve İhsan Kurt'a HERGÜN gazetesinin<br />
her gün bir tam sahif esini «Ülkücü<br />
Şairler» adıyla tahsis etmesine rağmen izdihamı<br />
önleyemediğini söylersem acaba<br />
inanırlar mı.. Hepsi yaymlanamadığma<br />
göre dergi editörü veya heyeti tercihini<br />
kullanacaktır. Bu defa seviye meselesi<br />
söz konusu olacaktır elbette. Bunu yaparken<br />
de gençtir, ihtiyardır kıstası değil<br />
derginin edebî kıstasları kullanılacaktır.<br />
DOĞUŞ Edebiyat'da şiirleri yayınlanan<br />
Ahmet Çiğdem, Cengizhan Orakçı,<br />
Sadi Kocabaş, Cemal Sayan, Sedat Polat,<br />
S. Ağa Baydili, Coşkun Çokyiğit, hikâyeleri<br />
yayınlanan Halime Toros, Nuri Tatlıeşme,<br />
Ethem Baran, Ayşe İnce Y. Asım O-<br />
ğuztöreli kır saçlı ihtiyarlar değil birçoğu<br />
gerçekten de yirmisine henüz basmış veya<br />
yirmi yaşın altında, gencecik fidanlardır..<br />
Bu listeyi beş, on misli kabartabiliriz de...<br />
Bu arkadaşlarımız seviye meselesinin<br />
üstesinden geldiklerine göre diğer yüzlerce<br />
genç arkadaşımız da aynı barajı neden<br />
geçmesinler..<br />
«Dergilerimiz ve gençler» meselesi<br />
aylardan bu yana tartışılırken hiçbir kalem<br />
erbabı çıkıp da «Mesele yanlış va'zediliyor-<br />
Söz konusu olan gençlerin şiirlerini,<br />
yazılarını yayınlamak değil onlara<br />
iyi şiirler, iyi hikâyeler, iyi denemeler<br />
yazdıracak bediî zevki kazandırmaktır»<br />
dememiştir.<br />
İşin aksine dergilerimiz giderek Hergün<br />
Gazetesi'nin şairler sayfası seviyesine<br />
doğru iniş kaydetmektedir.<br />
Bütün bunlardan bahsederken ne kadar<br />
hassas bir zeminde kalem oynattığımın<br />
da farkındayım. Muzip bir kalem çıksa<br />
da «Bak işte, Alper Aksoy gençleri ihmalden<br />
yana» dese bu sözlerini de Bektaşi'nin<br />
«Namaza yaklaşmayın» mantıklı iktibaslar»^<br />
ve desteklese inandırıcı olabilir.<br />
Ama ben samimiyet ve düşünce erbabına<br />
hitab ediyorum.<br />
Peki, yukarıda açıklamaya gayret ettiğim<br />
gerçekler ortadayken «Gençlerimizin<br />
ihmali, dergilerin gençlere açılması»<br />
sözleri ne demek oluyor Son aylarda genç<br />
arkadaşlarımız «Biz hep ihmâl edildik,<br />
biz ağabeylerimizi geçtiğimiz için onlar<br />
yerlerinden korkuyor ve bizlere kapıları<br />
kapatıyorlar, üstadlara hayır, ağabeyler<br />
sultasına son» sözleri ne demek oluyor..<br />
Eğri oturalım, doğru konuşalım... Son<br />
üç yılda olduğu gibi hiçbir zaman gençler<br />
dergilerde, gazetelerde bu derece fazla yeı<br />
almamışlardır. Bu durumu sadece «Ağabeylerin<br />
yer açma» sebebine değil gençliğimizin<br />
gerçekten de kendini yetiştirme,<br />
okuma düşünme, yazma cehdine bağlayanlardanım.<br />
Meşhur sosyoloji kanunudur:<br />
«Bir cemiyette sosyal çalkantılar gelir seviyesinin<br />
düşük olduğu zamanlarda değil<br />
sosyal refahın artmaya başladığı zamanlarda<br />
zuhur eder. Fransız İhtilali'nde olduğu<br />
gibi.»<br />
Anlaşılan o ki kendini yetiştirmiş kabiliyetlerin<br />
yanısıra daha birçok arkada-