10.07.2015 Views

Ahmet ŞAFAK

Ahmet ŞAFAK

Ahmet ŞAFAK

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖRE“Aydınoğlu dahi itaatle geldi vilâyetin bâzın kendûyeverdi, hisarlarına kullar kodular, hutbe ve sikkeBayezid Han adına oldu; Tımarların dahi nişanıBayezid Han adına oldu.”Ancak bu beratlar ve nişanlar (tuğralar) elimizdedeğildir. Tuğranın çifte kavisli şekli Emir Süleymanve Çelebi Mehmet’ten itibaren oldukçadüzgün bir biçimde yazılmaya başlamıştır. Meskûkât(mâdeni paralar, akçeler) mütehassısı Ali Bey’e göre,tuğraların paralara hakk (kazıma, kazınma) edilişiI. Murat’tan başlamaktadır. Meskûkât-ı Osmaniyekataloğunda gördüğümüz ilk Tuğra sikke H. 806 tarihliolup Emir Süleyman’a aittir. (5) Emir Süleymanile Çelebi Mehmed’in aynı zamanda tuğraları vardır.Tuğralarda hükümdarların isimleri ile babalarınadları vardır. Orhan Gazi’nin tuğrasında “OrhanBin Osman” yazılıdır. Fatih’in tuğrasında “FatihMehmed bin Murad Han muzaffer daima” Bu tuğrabirinci Mahmud zamanına kadar bu şekilde devameder. Bundan başka XVIII. asır ortalarına kadarpadişahın babasının adının sonuna Han sıfatı eklenmektedir.I. Mahmud’dan sonra Han unvanı sadecebabasının değil, bizzat padişahın adından sonra dazikrolundu. (6)Tuğralarda hükümdarların isimleri ile babalarınadlarının olduğunu söylemiştik. Burada hükümdarınadı, tuğranın en altına yazılır, bu ismin son harfininbiraz yukarısından başlayarak sola doğru gidip birkavis teşkil eden “bin” kelimesi ve hükümdar adınınüzerine de babasının adı konur. Han kelimesinin nharfi de ikinci bir kavis teşkil ederdi. En üste gelenmuzaffer kelimesinin r harfi sağdan sola ve kavisininortasına doğru bir kol teşkil ederek uzanır vebunun üzerine de daima sözü konurdu. Tuğranın buşekildeki unsurları meselâ; (Muhammed bin MuradHan muzaffer daima) XV. yüzyılda gelişti. Bu metninbirbiri üzerine yığılmış gibi yazılan kısmına tuğranınser’i denilirdi. N’lerin kavis gibi birbirine paralelkısımları ise tuğranın kolları tesmiye edildi. Bu metninyazılışında ufak tefek değişiklikler XVIII, XIXyüzyıllarda da vuku buldu. Özellikle arma şeklindekituğralara bazen âdil, el-gazi sıfatları da yazılırdı.1594 tarihine kadar Çelebi Sultan adı ile eyalet vesancaklarda valilik eden Osmanlı şehzadeleri kendieyaletlerine ve sancaklarına âit işler için padişahtuğrası gibi tuğra çekerler ve hüküm yazarlardı. Bugibi şehzade tuğralarından şimdiye kadar bir tanesielde edilmiştir; II Beyazid’in şehzadesi Şehinşah’ın915 tarihli tuğrası. “Şehinşâh bin Bâyezîd Hân muzafferdâima” Çelebi Sultanların tuğraları da aynenhükümdar tuğraları gibi üç flâmalı ve iki kavislidir.Tuğralar XVI. yüzyıldan itibaren daha güzelbir şekil almış ve daha fazla gelişmiştir. Çünkübu asırda yazı çok tekemmül etmiştir. Tuğralarınbüyüklüğü ferman, menşur ve beratların kâğıtlarınınve yazılarının durumuna bağlı ve onlarla mütenasipolurdu. Tuğraların sağ tarafına çiçek koymak veyamahlas yazmak usulü sonradan meydana çıkmıştır.Tuğranın padişahlara ait olması sebebiyle bu tuğraşekli tatbiki ve güzel sanatlarda süsleyecek bir motifolarak kullanıldı ve birçok yerlerde uygulandı.Kiliselerde nasıl ki havarilerin ve kutsal varlıklarınresimleri varsa, camilerdeki levhalar da çok defatuğra şeklinde yazılmıştır. Meselâ: “Bismi’lllâhi’rrahmâni’r-rahim”(7) “Nasrun mine’llâhi ve fethunkarîb”3. SANCAKSancak, siyaset nokta-i nazarından bir içtimaîheyetin yani bir manevî şahıs sayılan devletin vehakikî manasıyla o devleti tertip ve teşkil eden milletinhüviyetinin remzi ve mevcudiyetinin timsalidir.Eskiden bir ahşap veya demir çubuğun üst ucuna,mızrakların tepesine, otağların orta direklerininharicî kısımlarına vs. kurt başı, üzerine bazı şekilleryapılmış deri parçaları batırırlar ve bunlar sahiplerininmevki, rütbelerine delâlet ederdi. Gitgide buşekilden şekle ve maddeden manaya geçerek mahiyetçesancak alâmetine yaklaşmıştır. Herhâlde sancakile bayrak kelimelerinin manalarını birbirindenayırmak lâzımdır. Bu husus meşgul olmakla beraberrenkli veya renksiz bezden yapılmış hususî veyaumumî bütün işaretlere bayrak, millî alâmeti gösterenede sancak denilmelidir. Bir devletin sancağıo devletin sınırları içinde her yere çekilebilir. Yalnızyabancı memleketlerde imtiyazını haiz olan elçilerve konsoloslar ve ticaret mümessilleri kendibulundukları binalara kendi sancaklarını çekerler.Başka bir memlekette misafir olarak ikamet etmekteolan yabancılar kendi ikametgâhlarına ancak merasimgünlerinde ve o devletin sancağı ile beraber kendisancaklarını çekebilirler.Sancak;1. Harp gemileri sancak ile selâmlanır.2. Sancağı göstermeyen gemilere yapılacak muamele.3. Sancak göstermek: Büyük ve kudretli devletlerbaşka milletler üzerinde tesir yapmak isterlerse bumilletlerin limanlarına en iyi ve güzel gemilerini25

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!