11.07.2015 Views

OSHO - Cesaret - E-Kitap Ä°ndir - E-Kitap Oku

OSHO - Cesaret - E-Kitap Ä°ndir - E-Kitap Oku

OSHO - Cesaret - E-Kitap Ä°ndir - E-Kitap Oku

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

78 -> 83neredeyse durur gibi olur.Bebek, doğumunun ilk anlarında her şeyden korkacaktır. Dokuz ay boyunca karanlıkta kalmıştır vemodern bir hastanede doğduğu zaman, her tarafında parlak ışıklar olacak. Daha önce hiç ışık görmemişolan, mum ışığı bile görmemiş olan gözleri, retinası için bu dayanılmaz bir şeydir. Bu ışık gözlerinde bir şokyaratır.Ve doktor birkaç saniye bile beklemiyor, son güvencesi olan ve kendini hâlâ annesine bağlayan göbekbağını hemen kesiyor. Ne kadar da minik bir varlık. Ve bir şeyi çok iyi biliyoruz, hiçbir yavru insanyavrusundan daha çaresiz değildir. Tüm varoluşta en aciz olan insan yavrusudur.O yüzden atlar Tanrı hipotezi yaratmamıştır. Filler Tanrı fikri üzerinde düşünmemiştir; buna gerek yok ki!Yavru fil doğar doğmaz yürüyüp dünyayı keşfetmeye başlar. İnsan yavrusu kadar aciz değildir. Aslındainsan yavrusunun acizliğinin neden olduklarına şaşırırsın: Ailen, toplumun, kültürün, dinin, felsefen; herşey insan bebeğinin acizliğine bağlıdır.Hayvanlarda aile mevhumu yoktur çünkü yavrunun bir aileye ihtiyacı yoktur. İnsanın belirli bir düzenekarar vermesi gerekiyor. Çocuğa bakmak için anne ve babanın birlikte yaşaması gerekiyor. O, onların aşkilişkisinin sonucudur; onlar yapmıştır. Eğer yeni doğmuş bir bebek yalnız bırakılırsa, birçok hayvanınkaldığı gibi, onun yaşayabileceğini hayal bile edemezsin. Bu imkansızdır! Nereden yemek bulacak? Kimesoracak? Ne isteyecek?Yoksa çok mu erken doğuyor? Bazı biyologlar bebeklerin prematüre doğduğunu düşünüyor - dokuz ayyeterli olmuyor - ve o yüzden bu kadar aciz. Ama insan bedeninin yapısı, bir bebeğin dokuz aydan fazlataşınmasına uygun değil. Aksi halde anne ölür ve onun ölümü bebeğin de ölümü anlamına gelir.Yapılan hesaplamalara göre eğer bebek annesinin karnında en az üç yıl yaşayabilse, o zaman belki de birbabaya, anneye, aileye ihtiyaç duymayacak. O zaman toplum, kültür, Tanrı ve rahiplere ihtiyaçolmayacak. Ancak bebek annesinin karnında üç yıl yaşayamaz. Bu garip biyolojik durum insanoğlununbütün davranışlarında, düşünce yapısında, aile ve toplum yapısında belirleyici olmuştur; bu da korkuyaneden olmuştur.Bebeğin yaşadığı ilk deneyim korkudur. İnsanın yaşadığı son deneyim de korkudur.Doğum da bir çeşit ölüm sayılır; olaya bebeğin açısından bakmayı unutmamak gerekir. Her şeyiyle tatminolmuş bir şekilde yaşadığı belirli bir dünyası vardı. Hiçbir ihtiyacı yoktu, daha fazlası için bir açgözlülüğüyoktu. Varlığıyla keyif alıyor, büyümekten keyif alıyordu; ve birden dışarı atılıyor!Bebek için bu deneyim bir ölüm deneyimi. Tüm dünyası, güvenliği ve sıcak yuvası ölüyor. Bilim adamlarıhenüz rahim kadar sıcak bir yuva yaratamadığımızı ifade ediyor. Çabalıyoruz; hepimizin evleri bu sıcakyuvayı yaratma çabasıdır.Bize o hissi vermesi için su yatakları alıyoruz. Küvetlerimiz var; bir küvette uzandığın zaman bir bebeğinyaşadığı hisse yaklaşabiliyorsun. Gerçek bir keyif yapmayı bilenler bu küvetin içine banyo tuzları daekleyecektir çünkü annenin rahmindeki su çok tuzludur... Deniz suyunda bulunan tuz oranıyla aynıdır.Peki ama bir küvette ne kadar uzanabilirsin? Kaybetmiş olduğun rahmi tekrar bulma arayışından başka birşey olmayan izolasyon tankları vardır.Sigmund Freud aydınlanmış bir adam değil, hatta biraz kaçık biri ama bazen salaklar da güzel şarkı söyler,bazen kayda değer fikirler oluştururlar. Örneğin, bir erkeğin kadınla sevişme fikrinin tekrar rahme girmeçabasından başka bir şey olmadığını düşünüyor. Bunu incelemek gerekir. Bu adam bir deli, fikri çok uçukgörünüyor; ama Sigmund Freud gibi bir adam, deli olsa bile çok dikkatle dinlenmeli.Bu görüşünde bir gerçeklik payı olduğunu düşünüyorum: rahme ulaşma arayışı, çıkmış olduğu yere dönmearayışı. Rahme ulaşamaz, bu doğru. O yüzden birçok şey yaratmıştır; mağaralar, evler, uçaklar yapmayabaşlamıştır. Uçağın içine hiç dikkat ettin mi?... Bir gün insanların tuzlu sulu küvetlerde yolculuk yaptığı bir

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!