13.07.2015 Views

gündem

gündem

gündem

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Göçmen kökenli öğretmenler,öğrencileriçin iyi birörnek. GÜNDEM02Gülen’in darbeleridesteklediğiiddiası gerçekdışı. GÜNDEM15Tek parti dönemindeki‘cami kıyımını’9 belgeyle açıkladı.POLİTİKA09ZAMAN, Sprendlinger Land Str.107, 63069 OffenbachZKZ -E 9214, PvSt25 NİSAN 2012 ÇARŞAMBA NR. 16358 FÝYATI: 1 EURO WWW.EUROZAMAN.COMFOTOĞRAF: ZAMAN, İSA ŞİMŞEKSALİMDERVİŞOĞLUAVUSTURYA, ATAD’IN TÜRKLERLE İLGİLİ KARARINI UYGULAYAN İLK ÜLKE OLDUAvusturya Almanca mecburiyetini kaldırdı,gözler kararları uygulamayan Almanya’daUNUTULAN İTİRAF:28 Şubat Gölcük’tekiharp oyunundaplanlandıALİ AKKUŞ İSTANBULPostmodern darbeden 15 yıl sonra açılan28 Şubat soruşturması, o yıllarda yapı--lan itirafları da yeniden <strong>gündem</strong>e getirdi. Döneminaktörlerinin darbeden sonra medyaya verdikleribeyanlar, sürecin nasıl işlediğini gözlerönüne seriyor. Güven Erkaya’dan sonra DenizKuvvetleri komutanı olan Salim Dervişoğlu’nun2001’de Kanal 6 televizyonunda yaptığı açıklamalarda bu itiraflar arasında dikkat çekiyor.Dervişoğlu’nun anlattıklarına göre, Balyoz darbeplanıyla <strong>gündem</strong>e gelen Harp Oyunu’nun benzeri,28 Şubat öncesinde de yapılmış. DervişoğluGölcük’teki bu oyuna, orgeneral rütbesindeolan tüm subayların katıldığını belirtiyor ve ekliyor:“MGK’daki 28 Şubat toplantısı, bunun sonucundameydana geldi.” -GÜNDEM 15Cizre’deki dersanesaldırısına Kürtaydınlardan tepkiAYTEN ÇİFTÇİ İSTANBULŞırnak’ın Cizre ilçesindeki FEM Dersanesişubesinin uzun namlulu silahla ta--ranmasına bölgedeki sivil toplum kuruluşlarındansonra Kürt aydınlar da sert çıktı. Aydınlar,bölgedeki eğitim hizmetlerinden rahatsızlıkduyanların, Kürt halkının taleplerinibir kenara bırakarak özgürlük ortamını bitirmekiçin çabaladığına dikkat çekti. Bu eylemigerçekleştirenlerin bölge insanın öfkesindenkorkması gerektiğine işaret eden TarafGazetesi yazarı Orhan Miroğlu, “Halksokaklara dökülmese bile içten içe çok öfkeli.”dedi. Yazar Ümit Fırat, “Onlara göre, çözümçözümsüzlüktedir!” tespitinde bulunurken,siyasetçi ve yazar İbrahim Güçlü,bütün Kürtlerin arıtk bu işe ‘dur’ demesigerektiğini söyledi. -GÜNDEM 03‘Çifte vatandaşlıkiçin imza kampanyasıdevam ediyor’MUSTAFA KEMAL ÇIBIK BERLİN-Federal Meclis’te çifte vatandaşlık konusunungörüşülebilmesi için imza kampanyasıbaşlatan Berlin Türk Cemaati (TGB) BaşkanıBekir Yılmaz, kampanyasının devam ettiğinisöyledi. Kampanyaya katılan bütün vatandaşlarateşekkür ettiğini ifade eden Yılmaz, “Kampanyabir problemin çözümü için başlatıldı. Zira52 ülkenin vatandaşı, çifte vatandaşlık hakkınasahipken, Türkler bu haktan faydalanamıyorlar.Uzun yıllar Almanya’da yaşamış olanlar, katılımsürecine dahil olmak istemelerine rağmen bunugerçekleştiremiyor. Çünkü seçme ve seçilmehakkına sahip değiller” dedi. Yılmaz, marttabaşlayan kampanyanın 31 Mayıs’ta sona ereceğini,süre sonuna kadar herkesin imza kampanyasınınyürütüldüğü sayfaya erişip, oy vermesigerektiğini hatırlattı. 1GÜNDEM 05FOTOĞRAF: ZAMAN, ALİ İHSAN AYDINSEYİT ARSLAN VİYANA-Avrupa Topluluğu Adalet Divanı’nın(ATAD) Avrupa’da yaşayan Türklerevize ve oturum şartlarının zorlaştırılmayacağınadair kararını ilk uygulayan ülkeAvusturya oldu. Alınan karar ile Avusturyavatandaşları ile evli olan Türk vatandaşlarınauygulanan evlilikte 21 yaş, Türkiye’deAlmanca mecburiyeti ve uyum sözleşmesindekitüm zorlaştırıcı uygulamalar kaldırılmışoldu. Ancak en büyük Türk nüfusununyaşadığı Almanya, bu konuda sayısızmahkeme kararı olmasına rağmen uygulamayıhala genelleştirmedi.Türkiye’de Almanca öğrenip gelmek yada evlenmek için 21 yaşını beklemek gibiuygulamaların ortadan kaldırılması MuratDereci’nin actığı dava sonucunda gerçekleşti.Uyum sözleşmesini uygulamadankaldıran Dereci, 2001 yılında Avusturya’yagelerek iltica başvurusunda bulundu. Başvurusonucunu beklerken, Avusturya vatandaşıbir bayanla evlenerek üç çocuk sahibioldu. Dereci’nin süresiz oturum iznialmak için yaptığı başvuru, yabancılar kanunudeğiştiği için işleme alınmadı. MuratDereci’ye, Türkiye’ye dönmesi ve başvurusunuoradan yapması bildirildi. Bununüzerine İçişleri Bakanlığı aleyhinedava açan Dereci, hukuk mücadelesini kazandı.Avusturya Danıştayı, Avrupa AdaletDivanı’nın Türkiye’nin Avrupa EkonomikVize, Türk iş adamlarınınAlmanya heyecanını kırıyor -07Topluluğu ile 1963’te yaptığı “Tam ÜyeliğeDönük Ön Üyelik Antlaşması”na (AnkaraAntlaşması) atıfta bulunarak Derecilehine karar verdi. Avusturya Danıştayı,Türk vatandaşı Murat Dereci’nin lehineverdiği karar ile ülkede yaşayan Türk vatandaşlarının,yabancılar yasasında 1995yılından sonra yapılan zorlaştırmalardanmuaf olduğuna hükmetti.Murat Dereci’nin avukatı Helmut Blumve Türk kökenli Avusturya milletvekiliAlev Korun düzenledikleri basın toplantısındaDereci’nin kazandığı dava ve Türkvatandaşlarının haklarına ilişkin bilgi verdiler.Helmut Blum, kararın Avusturya vatandaşıile evli olan bir Türk vatandaşı içinverildiğini ancak Avusturya’da yasal olarakyaşayan Türk vatandaşları için de geçerliolacağını kaydetti. Yeşiller MilletvekiliAlev Korun da İçişleri Bakanı JohannaMikl-Leitner’e çağrıda bulunarak en kısasürede mahkeme kararları sonrasındakihukuki duruma ilişkinaçıklama yapmasını istedi.1DIŞ HABERLER 10Avusturya Danıştay’ı, 1995 yılından sonra getirilen Almancave evlilik için 21 yaş mecburiyetlerinin ülkede yaşayan Türkleriçin uygulanamayacağına hükmetti. Mahkeme kararıMurat Dereci’nin yaptığı başvuru üzerine aldı. Ancak AdaletDivanı kararlarına rağmen Avrupa’da en büyük Türk nüfusununyaşadığı Almanya, kararları hâlâ yürürlüğü sokmadı.Uluslararası Af Örgütü:Avrupa’daMüslümanlarayırımcılığamaruz kalıyorFransa’da aşırı sağcı aday Marine Le Pen’in yüzde- 19 oy aydığı bir dönemde Uluslararası Af Örgütü, İslamkarşıtlığına yönelik önemli bir rapor yayınladı. Fransa,Belçika, Hollanda, İspanya ve İsviçre’ye odaklanan örgütünraporunda, Müslümanların istihdam ve eğitim baştaolmak üzere hayatın çeşitli alanlarında ayrımcılığa maruzkaldığı tespiti yapıldı. Raporda, Müslümanlara yönelik ayrımcılığınön yargılar ve klişelerden beslendiği, bazı siyasipartiler ve medya kuruluşlarının da bu olumsuz bakışı körüklediğibelirtildi. Hükümetlere, kalıplaşmış bu yargılarladaha etkin mücadele etme çağrısında bulunuldu. Müslümanlarında diğer din mensupları gibi ne giyeceklerine yada nasıl ibadet edeceklerine kendilerinin karar verebilmesininönemine dikkat çekildi. Örgütün ayrımcılıkkonusundaki uzmanı Marco Perolini, Müslümankadınların başörtüsü taktıkları için işlerekabul edilmeğini, kız çocuklarının ise dersleregirmelerinin engellendiğini belirterek, “Erkeklerde sakal bıraktıkları için işten çıkarılabiliyor.”ifadelerini kullandı. -DIŞ HABERLER 10Murat Dereci’ninavukatı HelmutBlum ve MilletvekiliAlev Korunkonu ile ilgilibir basın toplantısıdüzenlediler.Korun, İçişleriBakanlığı’nın kararıhemen uygulamayakoymasınıistedi.FBI: NSUcinayetlerininarkasında yabancınefreti olabilir-Alman resmi kurumlarının 8’iTürk, toplam 10 kişinin katledildiğiaşırı sağcı cinayet serisi ile ilgili2007 yılında ABD Federal PolisiFBI’dan yardım talebinde bulunduğuortaya çıktı. Spiegel’in haberinegöre FBI uzmanları bu talebiolumlu karşılayarak bir rapor hazırladı.Raporda cinayetlerin arkasında‘yabancılara duyulan nefretin’ olduğubilgisi yer alıyor. Derginin haberinegöre Alman Kriminal Dairesiaşırı sağ motifi ciddiye almadığı birdönemde FBI raporunda şu değerlendirmeyiyaptı: “Kamuoyunu dadahil edecek şekilde Türklere karşıderin kin besleyen ve cinayet anındaolay yerinde bulunma ihtimaliolan kişileri arayın.” FBI uzmanları,cinayet silahının ‘özel bir silah’olduğu bilgisine yer vererek bu silahlarınsahipleri tarafından ‘gururla’taşınan eski silahlar’ olduğu belirttii.Bu tespitten hareketle ABD’liuzmanlar söz konusu silah sahipleriüzerinden araştırmanın yürütülmesiniönerdiler. 1GÜNDEM 04Zaman Abone ve Daðýtým Merkezi: 069-300 34 130 pbx


02 GÜNDEM25NİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMANGöçmen kökenli öğretmenleröğrenciler için iyi bir örnekRAMİS KILIÇARSLAN HAMBURG-Zeit Vakfı'nın öncülük ettiği‘Daha fazla göçmen, öğretmenolacak' kampanyası kapsamındafarklı kültürlerden öğrenciler biraraya geldi. Ebelin ve Gerd BuceriusVakfı ve Eyalet ÖğretmenYetiştirme ve Okul GeliştirmeEnstitüsü'nün (LI)desteklediği kampanyakapsamında düzenlenenetkinliğe Almanya KültürBakanları Konferansı(KMK) BaşkanıTies Rabe (SPD)de katıldı. Aynı zamandaHamburgEğitim Bakanı olanRabe, “Ne yazıkki, okullardaçok azEfendimizin doğumunu3 bin gül dağıtarak kutladılarKültür-Eğitim Bakanları Konferansı (KMK) Başkanı Ties Rabe, göçmen kökenli öğretmen sayısınınyetersiz olduğunu söyledi. Zeit Vakfı'nın gerçekleştirdiği 'Daha fazla göçmen, öğretmenolacak' kampanyası kapsamında düzenlenen bir etkinlikte konuşan Rabe, "Buöğretmenler hem göçmen kökenli hem de Alman öğrenciler için iyi birer örnek" dedi.ZİVER ERMİŞ KÖLN-Peygamber efendimiz Hz.Muhammed'in dünyaya teşrifleri,Almanya'da Tük nüfusunun yoğunolduğu Köln kentinde bir dizi etkinliklekutlandı. Etkinlikler kapsamındaKöln DİTİB Merkez Camii'ndeKur'an kurslarına devam eden 280öğrenci, din görevlileri ve velilerinnezaretinde şehrin işlek caddelerindeüzerinde çeşitli hadislerin Almancakarşılığı bulunan gülleri vatandaşlaradağıttı. Hz. Peygamberi (sav) anmakve O'nun insanlığa gönderdiği mesajıAlman toplumuna tanıtmak amacıyladağıtılan güllere “Kendin için istediğinbir şeyi başkası için de istemedikçegerçek iman etmiş olmazsınız”hadisi eşlik etti.Etkinliği düzenleyen din görevlileri,bu faaliyetin gerek Alman vatandaşlarıgerekse Müslümanlartarafından olumlu karşılandığını,önümüzdeki yıllarda tüm dini cemaatlerebağlı camilerde eğitim görenKuran kursu öğrencileriyle ortakolarak benzer bir programın yapılabileceğinidile getirdiler.Diğer yandan Köln ve çevresindekiDİTİB dernekleri ve camiler ortaklaşaHürth'de bulunan FloryaFestsaal'da, “Kardeşliği O'ndan Öğrendik”adlı ihtişamlı bir kutlu doğumprogramı düzenledi. Diyanetİşleri Emekli Başkan YardımcısıNecmettin Nursaçan'ın “ResulullahEfendimizin Kardeşlik Ahlakı ve Hukuku”konulu bir konuşma yaptığıprograma Türkiye'nin Köln BaşkonsolosuMustafa Kemal Basa, Din HizmetleriAtaşesi Zekeriya Bülbül, Dİ-TİB Genel Başkanı Prof. Dr. Ali Dere,Yeşiller Partisi Kuzey Ren Vestfalya(KRV) Milletvekili Arif Ünal ve çoksayıda vatandaş katıldı. Moderatörlüğünüdin görevlisi Karım Karaman'ınyaptığı programda dünya Kuran-ıKerim okuma birincisi BünyaminTopçuoğlu'nun insanı kendindengeçiren Kuran tilavetini dinleyenleribambaşka alemlere götürdü. ProgramdaTürkçe Olimpiyatları AlmanyaBirincisi Büşra Duran, DİTİB Türk TasavvufMusikisi Topluluğu da sahnealdı, umre çekilişleri yapıldı. İlgininçok büyük olduğu programda yüzlerceinsan salonda yer bulamadıklarıiçin geri dönmek zorunda kaldı.göçmen kökenli öğretmen var” şeklindekonuştu. Her ortamda daha fazla göçmenkökenli öğrencilere öğretmen olun çağrısıyapan ve kendisi de bir öğretmen olanRabe konuşmasına şu şekilde devam etti:“Göçmen kökenli öğretmenler iki kültürarasında iyi bir bağlantı kurabilir, köprüvazifesi yapabilir. Aynı zamanda göçmenkökenli öğrenciler için iyi birer örnek olabilirler.Onlara ‘O başarmış ben de başarabilirim'hissini verebilir. Bu öğretmenlergöçmen kökenli olmayan öğrenciler içinde çok değerli. Çünkü onlara toplumumuzunfarklı kültürler, diller ve hayat hikayelerinibirleştirdiğini bütünleştirdiğiniöğretebiliriz.” dedi.Zeit Vakfı Mütevelli Heyeti BaşkanıProf. Dres. h.c. Manfred Lahnstein isekonuşmasında bu yıl aralarında Türkiye,Bosna, Afganistan ve Gana gibi ülkelerinbulunduğu 11 farklı ülke kökenli 31öğrencinin 4 günlük programa katıldığınıbelirtti. Göçmen kökenli öğretmenlerintoplum için zenginlik olduğunu öyleyenLahnstein, “Daha fazla göçmen öğretmenolacak projesi, göçmenleri öğretmenliğeteşvik etmek için çok önemli biradım. Proje kapsamında öğrenciler öğretmenlikleve öğretmenlerin günlük hayatıve en önemlisi okul gerçeği ile ilgili bilgileriöğretmenlerin perspektifinden öğreniyorlar.”dedi.Öğretmenler odasında daha fazla kültürelçeşitliliğin olması için gerçekleşen‘Daha fazla göçmen öğretmen olacak'projesi kapsamında öğrenciler 4 gün boyuncauzmanlar tarafından mesleki seminerlerekatılmanın yanı sıra bazı okullardaderslere girerek tecrübe kazanıyor. 2008yılında Hamburg'da başlayan proje bugünKuzey Ren Vestfalya, Bavyera ve Berlingibi eyaletlerde de uygulanıyor.Kendisi de öğretmenolan Almanya KültürBakanları Konferansı(KMK) BaşkanıTies Rabeher fırsatta göçmenkökenli öğrencilere‘öğretmenolun’ çağrısıyapıyor.FOTOĞRAF: ZAMANKutlu doğum vesilesiyleKöln caddelerindeçocuklar halkagül dağıtırkenşehirde bulunancami ve camidernekleri FloryaFestsaal’de ortaklaşaprogram düzenledi.FOTOĞRAF: ZAMANYerli veya yabancı turistin her türlü hakkını korumak için ‘Seyahat TeminatKurulu’ oluşturulacak. FOTOĞRAF: AA, CEMİL ŞAHİNTuriste ‘teminat’ geliyorASLIHAN AYDIN ANKARA-Havaların ısınmasıyla birlikte ülkemize gelen turistsayısı da artmaya başladı. Hal böyle olunca Kültür veTurizm Bakanlığı, yerli veya yabancı turistin her türlü hakkınıkorumak için ‘Seyahat Teminat Kurulu' oluşturma kararıaldı. Kurul, tur operatörlerince verilecek hizmetlerdenyararlanan tüketicilerin haklarının korunması ve mağduriyetlerininönlenmesini sağlayacak. Ayrıca tur operatörlüğüsertifikası talep eden seyahat acentelerinin yeterliliğini,kanunlara uygunluğunu inceleyerek karara bağlayacak.Bakanlık, 1618 sayılı Seyahat Acenteleri ve Seyahat AcenteleriBirliği Kanunu'nu revize ediyor. Yeni hazırlanan taslakta,turistlerin haklarının korunması, mağduriyetleriningiderilmesi ve tur operatörlerinin denetlenmesi için ‘SeyahatTeminat Kurulu' oluşturulması <strong>gündem</strong>de.Taslakta yer alan yeni düzenlemelere göre kurul, TürkiyeSeyahat Acenteleri Birliği'nden (TÜRSAB) 2, Kültürve Turizm Bakanlığı'ndan 1, Hazine Müsteşarlığı'ndan 1,Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'ndan 1 olmak üzere 5 kişidenoluşacak. Belirli aralıklarla toplanacak olan Kurulüyelerinin nitelikleri, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışmaesas ve usulleri yönetmelikle belirlenecek. Taslakta,seyahat acentelerinin yükümlülükleri de belirlendi. Bunagöre, acentelere müşteriyi aldatıcı, kamu güvenini sarsıcıve ülke turizmini baltalayıcı davranışlarda bulunmamak,gerçeğe aykırı ve yanıltıcı tanıtım ve reklam yapmamakgibi sorumluluklar verildi. Bu hükümlerin dışına çıkanacentelere çeşitli miktarlarda para cezaları öngörülürken;belgesiz olarak ofislerinde, web sitelerinde, iletişim araçlarıvasıtasıyla ve basın yayın aracılığıyla seyahat acenteliğiveya tur operatörlüğü faaliyetlerinde bulunanların bufaaliyetlerden men edilmesi söz konusu olacak.ZMD’ye FaslıMüslümanlar da katıldı-Almanya'daki İslami kuruluşlarından MüslümanlarMerkez Konseyi'ne (ZMD) Faslı Müslümanları temsilen“Faslı Camiler Birliği” de üye oldu. ZMD'nin Aache'dagerçekleştirdiği Temsilciler Meclisi toplantısında gerçekleşenüyelikle ülkedeki Müslümanların yüzde 80'inden fazlasınıtemsil eden KRM'nin temsil gücü daha da arttı. Konseyinfaaliyetlerine değinen Genel Başkan Aiman Mazyekyaptığı konuşmada ırkçı terör başta olmak üzere, KRVokullarında verilecek İslam Din Dersleri, KRM çalışmaları,devlet ve hükümet yetkileri ile yapılan görüşmeler, ırkçılığakarşı atılan adımlar, cami ve Müslümanların korunmalarıgibi birçok konuda bilgiler verdi. Avrupa Türk İslam Birliği(ATİB) temsilcisi ve aynı zamanda ZMD Gn. Bşk. YardımcısıYakup Tufan da ZMD çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi.Tufan, Berlin'de yapılan ‘Eşit Haklar İçin Irkçılığa Karşı Ağ'çalışmaları başta olmak üzere, Müslümanları yakından ilgilendiren‘Katılım ve Uyum Yasası, İslam Forum NRW, İslamYuvarlak Masa Toplantıları, Irkçılığa karşı sıfır tolerans,toplantıları, Kutlu Doğum programları konusunda ZMDüyesi teşkilat temsilcilerine bilgiler verdi ve görüşlerini ortayakoydu. KRV'de 13 Mayıs'ta yapılacak eyalet seçimlerinede değinen Yakup Tufan, siyasi partilerle gürüşmeler yapmanınve diyalog kurmanın, onların tavır ve düşüncelerinegöre tutum belirlemenin ve mutlaka sandığa giderek ‘oy'vermenin önemine değindi. ZİVER ERMİŞ KÖLNSAYFA TASARIM: HAKAN SOBACI


0325GÜNDEMNİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMANDERSHANEYE SALDIRIYA KÜRT AYDINLAR TEPKİ GÖSTERDİ:Öğrencilere kurşun sıkmanın,Kürtlere nasıl bir faydası var?Orhan Miroğlu: Saldırı, bu tür insanlarn biraz daha sıkıştığını, dünyalarının gittikçe biraz daha daraldığını gösteriyor.Ümit Fırat: Özgürlük ortamını kesmek için ne yapmak gerekirse onun için çabalıyorlar. Akılla mantıkla bir ilişkisi yok.Esat Canan: İstikrarı bozmak, ortalığı karıştırmak için yapılan bu eylemlerin failleri bulunmalı. Tasvibi mümkün değil.AYTEN ÇİFTÇİ İSTANBUL-Şırnak’ın Cizre ilçesinde faaliyetgösteren FEM Dershanesi şubesineuzun namlulu silahla saldırılmasına bölgedekisivil toplum kuruluşlarından sonraKürt aydınlar da tepki gösterdi. Teröristlerin,bölgede yapılan eğitim hizmetlerindenrahatsızlık duyduklarını ifadeeden aydınlar, saldırıyı gerçekleştirenlerinKürt halkının taleplerini bir kenarabırakarak özgürlük ortamını bitirmekiçin çabaladığına dikkat çekti.PKK, BÖLGE HALKININ ÖFKESİNDEN KORK-MALI Taraf Gazetesi yazarı Orhan Miroğlu: Obölgede hiçbir vatandaş bu saldırıları tasvipetmiyor. İnsanlar bu eylemleri kınamasalar,sokaklara dökülmeseler bile içteniçe çok öfkeliler. Bu öfkeden de bu türeylemleri ortaya koyanların korkması gerekiyor.Bir yanıyla bir provokasyon, biryanıyla (yaşamana izin vermem) anlayışı.Bu daha önce de oldu. Her türlü eylem,bu tür anlayışa sahip kişilerin birazdaha sıkıştığını, dünyalarının biraz dahaORHAN MİROĞLU ÜMİT FIRAT İBRAHİM GÜCLÜdaraldığını gösteriyor. Ortaya koyduklarıbu anlayış devam ederse toplum dahada duyarlı olacak. Hem Kürt aydınlarınınhem BDP’nin hem de bölgede faaliyetgösteren sivil toplum örgütlerinin butür anlayışlara çok açık ve net bir şekilde‘ama’sız (dur) demesi gerekiyor.ÖRGÜTE GÖRE ÇÖZÜM, ÇÖZÜMSÜZLÜKTE!Kürt aydın ve yazar Ümit Fırat: Sanırım o bölgedeiyi kötü birtakım insani iyi ilişkilerkuran kurumlar geliştiren, insanları farklıbakmaya yönelten her türlü yapıya saldırırlar.Kendileri dışında başka kimseninetkili olmasını istemiyorlar. Topluma yönveren bir takım kuruluşların dışında hedefgösteriyorlar. Birtakım yapılanmalarıistemiyorlar. Siz Türkiye’de daha özgürlükçü,daha demokratik ve insanlarıkucaklayan bir yapılanma oluşturursanızonların talep edecekleri ne kalır… Onlaragöre, çözüm çözümsüzlüktedir! Busistemin böyle gitmesi gerekiyor.SALDIRILAR BİR MÜCADELE YOLU OLAMAZSiyasetçi ve yazar İbrahim Güçlü: Daha öncede yurtlara karşı böyle saldırılar yapılmıştı.Yurtlara yapılan saldırıyı da şiddetlekınamıştık, bunu da kınıyoruz. Buakıl dışı bir saldırıdır. Özellikle Kürt birdemokrat, hak ve özgürlüklerin savunucusuolarak bu insanlara şöyle sesleniyorum:“Bu metotlarla siz ancak Kürtlerinhak ve özgürlüklerine zarar verirsiniz.Bundan vazgeçmelisiniz. Herkesinaklını başına devşirmesi lazım, herkes(bir gücüm) diye bu hataları yaparsa,cezası büyük olur. Bundan Kürt halkıbüyük zararlar görür. Hem kurumlar açısındanhem de kullanılan metot açısındanbu çok kötü bir yol. Böyle bir mücadeleyolu olamaz. Bu saldırı, ne insanlığane de demokrasiye sığar. Burada bütünKürtlerin harekete geçip bu işe ‘dur’ demelerilazım. Herkesten önce bizim zararımızadırbizim dur dememiz gerekir.Bu konuda sessiz kalınamaz.Şırnak’ın Cizre ilçesindefaaliyet gösterenFEM Dershanesişubesineuzun namlulu silahlasaldırılmasınabölgedeki siviltoplum kuruluşlarındansonraKürt aydınlar datepki gösterdi.25 NİSAN 1433 C.ÂHİR 4ÞE HÝR LER ÝM SAK GÜ NEÞ ÖÐ LE ÝKÝN DÝ AK ÞAM YAT SIBERLÝN 4 12 5 42 13 12 17 07 20 29 21 49DORTMUND 4 38 6 08 13 35 17 30 20 50 22 10DUISBURG 4 41 6 11 13 38 17 33 20 52 22 12DÜSSELDORF 4 42 6 12 13 38 17 32 20 52 22 12ESSEN 4 40 6 10 13 37 17 32 20 51 22 11FRANKFURT 4 37 6 07 13 30 17 24 20 41 22 01HAMBURG 4 22 5 52 13 25 17 21 20 45 22 05HANNOVER 4 27 5 57 13 26 17 21 20 43 22 03KARLSRUHE 4 41 6 11 13 31 17 24 20 40 22 00KASSEL 4 31 6 01 13 27 17 22 20 41 22 01KIEL4 20 5 50 13 25 17 21 20 47 22 07KÖLN 4 42 6 12 13 37 17 32 20 50 22 10MA ÝNZ 4 39 6 09 13 32 17 26 20 42 22 02MANNHEIM 4 40 6 10 13 31 17 24 20 40 22 00MÜNÝH 4 30 6 00 13 19 17 11 20 25 21 45NÜRNBERG 4 29 5 59 13 21 17 14 20 30 21 50SIEGEN 4 38 6 08 13 33 17 27 20 46 22 06S.GMUND 4 36 6 06 13 26 17 19 20 33 21 53STUTTGART 4 38 6 08 13 28 17 21 20 36 21 56ULM4 36 6 06 13 25 17 18 20 32 21 52AACHEN 4 46 6 16 13 41 17 35 20 53 22 13AUGSBURG 4 33 6 03 13 22 17 14 20 28 21 48BIELEFELD 4 33 6 03 13 31 17 26 20 47 22 07BOCHUM 4 40 6 10 13 36 17 31 20 51 22 11BOBLINGEN 4 39 6 09 13 29 17 22 20 36 21 56BREMEN 4 29 5 59 13 30 17 26 20 49 22 09FREIBURG 4 46 6 16 13 34 17 26 20 39 21 59GELSENKIRSCHEN 4 40 6 10 13 37 17 31 20 51 22 11HAMM 4 37 6 07 13 34 17 29 20 49 22 09LUDWIGSBURG 4 38 6 08 13 28 17 21 20 36 21 56Yanan tekstil atölyelerininyerine yeşil alan geliyor-Bakırköy’de tekstil atölyelerinin bulunduğu alanınağaç dikilerek yeşil bölge olarak düzenleneceği belirtildi.Yanan atölyelerin bulunduğu bölgenin yeşil alanolacağını belirten Bakırköy Belediye Başkanı Ateş ÜnalErzen, “İBB’nin yaptığı planlarda beşte bir alanında yeşilalan olduğu için yıkılarak yeşil alan yapılacak.” dedi.Önceki gün meydana çıkan yangını soğutma çalışmalarıikinci günde de devam etti. Soğutma çalışmalarınındevam ettiğini kaydede Erzen, yangının çıkış nedenininitfaiyenin olay yeri inceleme raporu sonucu açıklığakavuşacağını söyledi. Tekstil atölyelerinin bulunduğualandaki yangın, itfaiye ekiplerinin 27 saatlik bir çalışmasıylaancak söndürülebilmişti. İLHAN ÇULHA İSTANBULKadın doktoru darpeden grup, hastanedeterör estirdi. Hastalarkapılarını kilitleyerek,doktorlarise dışarıkaçarak canınıkurtardı.FOTOĞRAF: CİHANDoktora saldıran gruphastanede terör estirdi-İzmir’de özel bir hastanedeölen hastanın yakınla-döndü. Acı haberi kabullenemeğisaldırganlar, götürüldükleri podirilmesiylehastane savaş alanına polisinin güçlükle sakinleştirdirıpersonele saldırdı. Kadın doktorudarp eden grup, daha sonrahastanede terör estirdi. Hastalarkapılarını kilitleyerek, doktorlarise dışarı kaçarak canını kurtardı.Önlerine çıkan her şeye saldırangrup, yaklaşık bir saat sonrapolis ekiplerinin de müdahalesiyledağıldı. İzmir’de özel bir hastaneyekalp krizi şikayetiyle götürülenhasta, yoğun bakım ünitesindetedaviye alındı. İki kez kalbiduran 48 yaşındaki hasta, Dr.İ.A. tarafından hayata döndürüldüancak üçüncü defada müdahaleyerağmen hayatını kaybetti.Ölüm haberinin yakınlarına bilyeniki hasta yakını, doktoru suçladıve sağa sola saldırmaya başladı.Yoğun bakım ünitesini basaniki saldırgan, önce Dr. İ.A.’nınboynunu sıkıp tokat attı. Saldırganlar,daha sonra önlerine gelenher şeyi kırıp dökerken bir kısmıda hasta odalarının bulunduğuüst kata çıktı. Hastalar, rehin alınmakorkusuyla kendilerini odalarınakilitledi. Doktorlar da canınıkurtarmak için kendilerini sokağaatınca yoğun bakımda tedavigören hastalar, yaklaşık 1 saatboyunca doktorsuz kaldı, hastanedebüyük maddi hasar oluştu.Olay yerine gelen Çevik Kuvvetlis merkezinde serbest bırakıldı. 6yıllık hekim İ.A.’nın, darbeler sebebiyle10 gün iş göremez raporualdığı öğrenildi. Saldırıya uğrayandoktorlar, “Canımızı zor kurtardık.Savaş alanı gibiydi. Önlerinegelen her şeye saldırıyorlardı,gözleri dönmüştü.” diye konuştu.Başhekim Dr. Orhan Aras,bu olayın ilk olmadığını ve son daolmayacağını vurgulayarak, “Nasılki bir polise ya da askere saldırmanıncezası normal bir darpolayından farklıysa aynı durumunbizim için de geçerli olmasını istiyoruz.Can kurtarırken saldırıyauğruyoruz.” dedi. İZMİR CİHANGölete düşen TEDAŞ görevlisinin elektriği kesildi-Erzurum Aşkale’de Karasu-2Baraj Göleti’nde ölenTEDAŞ işçilerinden FeridunÖztürk’ün evindeki elektriğin,borcundan dolayı kesildiği öğrenildi.Öztürk ailesinin kesilenelektriğinin tekrar açıldığını kaydedenAşkale Kaymakamı AsaletKarabulut, “Bir iki saat elektriğikesmişler, açtırdık biz. Borcuödenmemiş, ilden gelen ekip habersizbir şekilde elektriği kesmiş,sonra da bizim arkadaşlar müdahaleedip elektriği yeniden bağladı.”Karasu-2 Baraj Göleti’ndehayatını kaybeden ailelere nakdidestek sağladığını hatırlatan Karabulut,‘’Vakıflar aracılığıyla ilgilikişilere yardım yapıldı. Maaş bağlananakadar her birine 2 bin lirayardım ettik.” diye konuştu. TE-DAŞ İşletme Şefi Yalçın Turdağ,Feridun Öztürk’ün kirada oturduğuevin elektrik aboneliğinin ErolDumanlı ismine kayıtlı olduğunu,borcundan dolayı yanlışlıkla kesintiyapıldığını belirtti. ERZURUM AASAYFA TASARIM: ŞERAFETTİN YILMAZ


04GÜNDEM25 NÝSAN 2012 ÇARÞAMBA ZAMANÝsmailKulHelmut Schmidtve TürklerDünkü yazýda Helmut Schmidt’ten bahsetmiþtim.Bugün de Helmut Schmidt’in eserlerindenbazý konulardaki görüþlerine yer verelim.Entegrasyon:1974 yýlýnda Willy Brandt’tan hükümetidevraldýðýmda burada üç buçuk milyonyabancý vardý, bunlardan yarýsý Türk’tü. Bendaha o zamanlar Almanlarýn Türkleri entegreedemeyeceðini gördüm. Zira her ikitaraf da bunu ne istiyordu, ne de yapabilecekdurumdaydý. Entegrasyon için Türklereeðitim vermeli, tüm kapýlarý açmalýydýk.Kalbimizi açmalýydýk. Ama bunu yapmadýk,yapmak istemedik. Zira yabancýlarýn buradakalýcý olacaklarýný anlamadýk. Ben de ülkedeyabancý düþmanlýðýnýn artmamasý için yavaþyavaþ sýnýrlarý kapatma yolunu seçtim.Kur’an-ý Kerim:Kur’an-ý Kerim hakkýnda yeterli diyebileceðimkadar bilgim yok. Son yýllarda aslýndaKur’an-ý Kerim’i þöyle baþtan sona detaylýbir þekilde okumam gerektiðini düþündüm.Ama bunu baþaramadým. Bu konuya ciddibir þekilde eðilmek çok fazla vakit ayýrmayýgerektiriyor.Döner:Eðer bir yerde misafirseniz tabii ki masaysane geliyorsa onu yemek durumundasýnýz.Ama ben kendiliðimden hayatýmda birdöner ýsmarlamýþ deðilim. Zaten bugün debiraz meyve dýþýnda sütlü sekerli kahve vesigara ile besleniyorum.Kur’an-ý Kerimhakkýnda yeterlidiyebileceðimkadar bilgimyok. Son yýllardaaslýndaKur’an-ý Kerim’iþöyle baþtansona detaylý birþekilde okumamgerektiðinidüþündüm.Ama bunubaþaramadým.Alman imaji:Churchill bir defasýndaþöyle demiþti: “Almanlarya sizin ayaklarýnýza kapanýr,ya da boðazýnýza yapýþýr.”Bunu Margaret Thatcherde söyledi. Avrupa’dakomþularýmýzda üstü küllenmiþde olsa Almanyaile ilgili böyle bir algý var.Bu bakýmdan Avrupa Birliðiprojesi hem bizim için,hem de komþularýmýz içingerekli ve rahatlatýcý birgeliþme. Almanya olarakliderliðe oynuyor imajýnývermekten titizlikle kaçýnmalýyýz.Zira bu komþularýmýzda çok kolaykorkularý tetikliyor.Soykýrým damgasý:Yahudilerin Babil esareti 2500 sene sonrabile insanlýðýn hafýzasýnda çok büyük bir roloynuyor. Ausschwitz (Almanlarýn YahudiSoykýrýmý) de insanlýðýn hafýzasýnda bukadar süre kalacaktýr. Almanlar böyle bir þeyinasýl yapabildi açýklamakta zorlanýyorum.Bazen acaba bundan belli genler mi sorumludiye kendime sormadan edemiyorum. Birilerininkýsa sürede bir dünya imparatorluðukurmasý tarihte görülmüþ bir þey. Ama fabrikatarzý insanlarýn öldürülmesinin baþkaörneði yok. Bu açýdan kendi halkýma karþýiçimde biraz korku yok deðil. Ýtiraf etmeliyimki, Almanlara güvenim sonsuz deðil.Ýsrail:Ýsrail’e karþý baþtan Almanya’da çok büyüksempati vardý. Bu 70’li ve 80’li yýllara kadardevam etti. Ancak Ýsrail uygulanan politikalarnedeniyle kendisine karþý olan sempatiyihoyratça harcadý bitirdi. Bunda muhtemelenyerleþim politikalarý ve teröre terörle karþýlýkvermesi etkili oldu. Sonra Ýsrail’e karþý tutumtersine döndü. Ancak kamuoyunda büyükbir tabu var ve antisemit suçlamasýndankorktuðu için hiç kimse Ýsrail’i eleþtiremiyor.Bu açýdan Almanya’da durum gerçektenvahim. Ancak hükümetin resmi politikasý isetam tersi. Merkel Ýsrail’in güvenliðiniAlmanya’nýn sorumluluðu ilan etmiþ durumda.Bu benim gözümde çok ciddi bir abartý.Almanlar ve demokrasi:Hitler iktidara geldiðinde ben 14 yaþýna basmýþtým.Ama 1945 yýlýna kadar demokrasikelimesini bilmiyordum. Alman halkýnýndemokrasiyi benimsemesi 1945’ten sonraolmuþtur ve bunda ekonominin iyiye gitmesininetkisi büyüktür. Aksi takdirde demokrasininkabul edilmesi bu kadar kolayolmazdý.Politikacý ve geliri:Savaþtan sonraki yýllarda karnýmýzý doyurmakiçin kömür çaldým, geceleri ormandanaðaç kesip sattým. Ýlk milletvekili olduðumdada kazancým iyi deðildi. Hamburg ileBonn arasýnda kendi arabamla gidip gelirdimkilometre parasý için. 1982’de baþbakanlýktanayrýldýðýmda aldýðým evin borcubitmemiþti. ikul@eurozaman.deNeonazi katillerinZwickau kentindebulunan Frühlingstrasse26 adresindekievi için dünyýkým çalýþmalarýbaþladý. Binanýnyýkýlmasýyla yetkililer,bu evinaþýrý saðcýlarýnuðrak yeri olmasýnýengellemekistiyor.FBI: 2007’de NSU cinayetlerinarkasýnda yabancý nefreti olabilirBERLÝN ZAMANAlman resmi kurumlarýnýn18’i Türk toplam 10 kiþininkatledildiði aþýrý saðcý cinayet serisiile ilgili 2007 yýlýnda ABD FederalPolisi FBI’dan yardým talebindebulunduðu ortaya çýktý. Spiegel’inhaberine göre FBI uzmanlarýbu talebi olumlu karþýlayarak birrapor hazýrladý. Raporda cinayetlerinarkasýnda ‘yabancýlara duyulannefretin’ olduðu bilgisi yer alýyor.Haftalýk haber dergisi Spiegelaþýrý saðcý terör örgütü NasyonalSosyalist Yeraltý’nýn (NSU) gerçekleþtirdiðicinayet serisi ile ilgiliönemi bir bilgiyi yayýnladý. Almangüvenlik makamlarý kendi imkanlarýile cinayetleri çözemeyince2007 yýlýnda ABD Federal PolisiFBI’den yardým talebinde bulundu.Eldeki verileri deðerlendirenFBI uzmanlarý konuyla ilgili yedisayfalýk bir rapor hazýrladý. AlmanKriminal Dairesi aþýrý saðmotifi ciddiye almadýðý bir dönemdeFBI þu deðerlendirmeyiyaptý: “Kamuoyunu da dahil edecekþekilde Türklere karþý derinkin besleyen ve cinayet anýndaolay yerinde bulunma ihtimaliolan kiþileri arayýn.” FBI uzmanlarýAlman yetkililer için hazýrladýklarýraporda devamla cinayetsilahýnýn ‘özel bir silah’ olduðubilgisine yer vererek bu silahlarýnsahipleri tarafýndan ‘gururla’ taþýnaneski silahlar’ olduðu bilgisineyer verdi. Bu tespitten hareketleABD’li uzmanlar söz konusu silahsahipleri üzerinden araþtýrmanýnyürütülmesini önerdiler.‘Suçlu benim’ demek yeterli mi?ÞEVKET DUMAN FRANKFURTFederal Ýçiþleri eski bakanýOtto Schily sekizi Türk biriYunan 10 kiþiyi katleden NasyonalSosyalist Yeraltý (NSU)HABERYORUMMünchenKompetenzAlmanya’ya örnek olduAlmanya’nýn Münih kentinde1imam ve Müslüman hasta telkincileriniyaþadýklarý yerlerin, eðitim,saðlýk, iþ pazarý, siyasi ve gündelik resmiiþler konularýnda bilinçlendirmekiçin hayata geçirilen MünchenKompetenzadlý proje, Almanya’daki diðer illerede örnek oldu. 2008 yýlýnda hayatageçirilen ve 2010 yýlý sonunda dernekolan proje için Bavyera’da Regensburg,Landshut, Deggendorf, Ýngolstadt veWürzburg kentlerinin katýlýmýyla bir aðoluþturuluyor. Söz konusu proje, MünihBeldiyesi Kültürararasý Ýþ Dairesi veMünih’li Müslümanlar tarafýndan tasarlanmýþve bu baðlamda Münih veçevresinde görev yapan imamlara sekizhaftalýk seminer verilmiþti. Almanyagenelinde ilgi gören proje, Hamburg,Frankfurt, Wetzlar ve Augsburgþehirlerinde de uygulanmaya konuldu.Önceki gün Münih Belediye binasýndatoplanan Bavyera eyaletinin Regensburg,Landshut, Deggendorf, Ýngolstadtve Würzburg kenlerinin uyumyetkilileri projeyi geniþletme kararý aldý.Bavyera Sosyal Ýþler Bakanlýðý ve FederalGöç ve Mülteci Dairesi tarafýndanfinanse edilen yeni projeye dahil olanAlmanya’da sekizi Türk dokuz göçmen esnafý katleden NSU terör örgütü ile ilgili 2007 yýlýnda ABDFederal Polisi’nin (FBI) Alman kurumlarýnýn çaðrýsý üzerine bir araþtýrmada bulunduðu ortaya çýktý.FBI uzmanlarý tarafýndan yapýlan araþtýrmanýn ardýndan Alman yetkililere verilen 7 sayfalýkraporda, “Kamuoyunu da dahil edecek þekilde Türklere karþý derin kin besleyen vecinayet anýnda olay yerinde bulunma ihtimali olan kiþileri arayýn.” denildiði bildirildi.þehir yetkilileri, uyum konularýndayaptýklarý çalýþmalarý teker teker anlattýlar.Augsburg kentinde uyum çalýþmalarýyapan yetkililer, Müslümanhastalara hastahanelerde yeterincehasta telkinliði yapýlamadýðýnýn farkýnavarýldýðýný ve bu yüzden Müslümanhasta telkincilerine ihtiyaç duyuldulduðukaydettiler. Augsburglu katýlýmcýlar,2006 yýlýnda açýlan Türk kökenlivatandaþlarýn karþýlaþtýklarý sorunlarlailgili sorularýný yöneltebilecekleri‘Türkçe Bilgi Hattý’na (Tel. No: 0821455 00 44) dikkat çektiler. ProgramdaMünchen-Kompetenz yetkililerindenSidigullah Faday, projeyle imamlara engüzel þekilde bilgi aktarýmý yapýldýðý vebu þekilde önyargýlarýn önüne geçilipgüven ortamý oluþtuðunu söyledi. Faday,kurulacak yeni að ile kültürler vedinler arasý iletiþimi teþvik edecebileceklerinikaydetti. Münih KültürlerarasýÝþ Dairesi Yetkilisi Margrete Spohnise Müslüman vatandaþlarýn toplumauyumunu ve cami derneklerinin þehiryönetimleri ile irtibatýný kurmak içinimamlarýn yaþadýklarý yerler hakkýndakibilgilerini artýrmayý hedefledikleriniifade etti. BAYRAM AYDIN MÜNÝHterör hücresinin gizli kalmasýnýnsiyasi sorumluluðun kendisineve dönemin Kuzey Ren Vestfalya(KRV) eyalet Ýçiþleri Bakaný’na aitolduðunu söylüyor. NSU’nun izinedaha önce ulaþýlamamasýnýn siyasisorumluluðunu üzerine alýyor. Schily2004 yýlý Haziran ayýnda bombalananKöln’deki Keupstrasse caddesindekisaldýrýdan sonra, o dönem KRV ÝçiþleriBakaný Fritz Behrens ile birlikte yaptýklarýaçýklamada, bombalý saldýrýnýnarkasýnda bir terör olayý olmadýðýnýntespit edildiðini söylediðini kabul ederek,“Artýk bunun çok büyük bir hataolduðunu biliyoruz” diyor. Ayný Schily,ülkede yaþayan Türklerden asimilasyonistiyordu ve çifte vatandaþlýða karþýydý.Ýçiþleri bakanlýðý yaptýðý süreçte, göçmenlereyönelik tavrýnýn ne kadar sertolduðunu en iyi bilenlerdeniz. BugününÝçiþleri Bakaný Hans Peter Friedrichyaklaþýk 1,5 ay önce Bild gazetesininyayýnladýðý ve tamamen araþtýrmadandeðil bilinen kafalarýn doðrularýndanyola çýkarak “Müslüman gençlerindörtte biri radikal, þiddete meyilli veuyuma direniyor” demiþti. “Almanya'dakiMüslüman Gençlerin Dünyalarý”adlý araþtýrmanýn sonuçlarýný çarpýttýðýnýo araþtýrmayý yapanlar yalanlamýþtý.Geçen hafta içinde Bakanlýk,Federal Meclis'teki Sol Parti Grubu'nunsoru önergesi üzerine konuyaaçýklýk getirdi. Konuyla ilgili soru önergesinicevaplayan Federal ÝçiþleriBakanlýðý sözcüsü, Bild gazetesininaraþtýrmanýn bir kýsmýna veya bir özetineönceden sahip olduðunu doðrulayarak,araþtýrma hakkýnda yanlýþ bir yayýnýnyapýlmamasý amacýyla tüm araþtýrmanýnyayýnlanmadan gazeteye ulaþtýrýldýðýnýitiraf etti. Ne Otto Schily hakkýndanede Hans Peter Friedrich hakkýndayaptýklarýnýn yanlýþ olduðunusöyleyen siyasi bir otorite duymadým.Suçlu benim demek yeterli mi? Ýnsanlarýnneler çektiklerini göz ardý etmekne kadar doðru. Mesela Otto SchilyKeup Caddesi’ndeki esnaftan ve terörolayý diyerek töhmet altýna soktuðuTürk toplumundan özür dileyecek mi?Zaman’ýn 22 Þubatlý nüshasýnda ‘Kýrýlaninsanlýk onurum tamir edilmeli’diyen Keup Caddesi’nde yaralananMuzaffer Türkoðlu’ndan özür dilemeyi,yanlýþ yaptýk demeyi düþüyor mu acabaSchily. Sonra niçin bu açýklama için bukadar geç kaldý? Ya da neden þimdi buaçýklamayý yapma gereksinimi duydu?Ya da sayýn bakan Friedrich herþey gün yüzüne çýkýnca hala ÝslamKonferansý’na baþkanlýk yapmayý yada o makamda oturmayý içine sindirebiliyormu?Peki, bu yapýlanlar Türk ve Müslümanlarharicinde baþka bir din ve milliyeteyapýlsa insanlar bu kadar rahatkonuþabilir miydi? Mesela TürkiyeÝçiþleri Bakaný Hýristiyan gençlerleilgili bir araþtýrmayý ayný þekilde çarpýtýpverse Alman medyasý ve politikacýlarne derler, ne isterlerdi? Avrupakamuoyu nasýl hareket ederdi?Bunlarýn hepsini birazda kendimiziçin soruyorum. Almanya’daki azýnlýktoplumlarý en baþta Türk toplumukendi sorunlarýna sahip çýkamýyor.Alman demokrasi anlayýþý tüm imkânlarýtanýdýðý halde “Çoðunluk saðlasana kulak vereyim” demiþ olmasýnaraðmen Türk toplumu bu anlayýþtanmaalesef çok uzak. Bu yüzdende nehakkýmýzý savunmasýný nede bizeyapýlan saygýsýzlýklara karþý sesimizçýkmýyor, çýkamýyor. Böyle açýklamalarsanýrým Yahudi toplumuna yönelikyapýlsa idi. Ne bakan yerinde durabilirdi.Ne de eski bakan bu kadar rahat‘ben yanlýþ’ yapmýþým deyip bu suçortaklýðýndan kurtulabilirdi.


05 GÜNDEMBÝRÝNCÝ SAYFADAN DEVAMToplanan imzalarýn Dilek-Komisyonu tarafýndan1çekabul edilmesi ve daha sonraFederal Meclise taþýnmasýiçin 50 bin imzaya ihtiyaçolduðunu söyleyenYýlmaz,“Bu sayýyaMayýs sonuna kadar ulaþacaðýmýzainanýyorum. Böylelikle <strong>gündem</strong>i belirleyebiliriz.Kampanyamýza vatandaþlarýmýzve çeþitli sivil toplum kuruluþlarý destekveriyor. Onlara teþekkür ediyorum. Özelliklebunlardan öne çýkanlar Düsseldorf’da775 imza toplayan Aynur Akdemirhaným, sayýsýz imzayý TGB’ye yönlendirenÝbrahim Ýnci bey ve bine yakýn imzatoplayan Fahrettin Yavaþ beye çok teþekkürediyorum. Bin vatandaþýmýz 50 imzatoplasa bu kampanyayý rahatlýkla tamamlarýz.”diye konuþtu. Herkese Çifte Vatandaþlýkkampanyasýna destek vermek isteyenlerinBerlin Türk Cemaatinin internetsayfasýnda http://www.tgb-berlin.de/ yeralan “Herkese Çifte Vatandaþlýk” formunubasýp imzalanmasý gerekiyor.Yaklaþýk on yýl önce, yasa deðiþimiile çifte vatandaþlýk hakký kaldýrýldýðýnda,55 bin vatandaþýmýzýn pasaportsuzve ‘vatansýz’ kalarak büyük sýkýntýlar yaþadýklarýnýve oturma izni gibi bütün iþlemleriyeniden yapmak zorunda kaldýklarýnýhatýrlatan Yýlmaz, “2013 yýlýndayeni bir problemle karþý karþýyayýz.1990 doðumlu 40 bine yakýn gencimizbir ülkenin vatandaþlýðýný tercih etmekonusunda karar verme zorunluluðu ilekarþý kaþýya kalacak. Alman vatandaþlýðýmý, yoksa Türk vatandaþlýðý mý? – Bugençlerin büyük bir baskýya maruz kalmalarýnasebep olacak.” dedi.1983 yýlýnda kurulan ve yetmiþin üzerindederneðin çatý kuruluþu olan BerlinTürk Cemaati’nin üyeleri arasýnda toplumunçeþitli kesimlerinden sivil toplumkuruluþlarý bulunuyor.ALMANYA DEMOGRAFÝK DEÐÝÞÝME ÇARE ARIYOR:Almanya’nýn geleceði genç göçmenlerin elindeAZAMAT DAMÝR BERLÝNAlmanya’nýn nüfusu giderek ya-ve azalýyor. Federal Ýçiþ-1þanýyorleri Bakanlýðý’nýn verilerine göre 2003yýlýndan bu yana gerileyen nüfus 2011yýlýnda 81,7 milyonu oluþturdu. Doðumoraný ayný kalýr ve göç oraný yükselmezse2060 yýlýnda Almanya’nýnnüfusu 65-70 milyona gerilemiþ olur.Yaþ ortalamasý ise her yýl 3 yaþ artmakta.Tahminlere göre 2060 yýlýndaher üç kiþiden birinin yaþý 65 ve üzeriolmasý bekleniyor. Bu demografik geliþmeve sonuçlarý Alman hükümetinialarma geçirdi. Hýristiyan DemokratBirlik Partili (CDU) Baþbakan AngelaMerkel’in yönettiði Alman hükümeti,dün Federal Baþbakanlýk binasýndademografik geliþimin sonuçlarýný masayayatýrdý. Baþbakan Merkel, demografikgeliþmeden dolayý Almanya’nýnkökten deðiþime hazýr olmasý gerektiðinibelirterek, “Bunun baþka bir alternatifiyok. Gençlere çok fazla yükyüklemeyecek dengeli sisteme ihtiyaçTGB’nin çifte vatandaþlýkkampanyasý için son haftavar.” dedi. Almanya’da 67 yaþýndaemeklilik adýmýný savunan Merkel,demografik geliþimi ciddiye aldýklarýný,tüm bakanlýklarý kapsayan ‘demografikstrateji’ üzerinde çalýþtýklarýnýbelirtti. Alman bakanlar kabinesi, bugünFederal Ýçiþleri Bakanlýðý tarafýndanhazýrlanan bir stratejiyi masayayatýrýyor. Almanya’da doðan her üççocuktan biri göçmen kökenli olduðunugöz önünde bulundurursak,genç göçmenlerin ülke için ne kadarönemli olduðunu anlamak mümkün.Nitekim Baþbakan Merkel, uyumla ilgilitoplantýlarda yaptýðý konuþmalarýnda“Toplumumuzun ortalama yaþýyükseliyor ve çok yönlü oluyoruz,çünkü göçmen kökenlilerin oraný artýyor.”diyerek göçmen kökenli gençlerinönemini dile getiriyor. Almanhükümeti, ‘demografik strateji’ çerçevesindeülke dýþýndan daha fazla kalifiyeeleman çekmek istiyor. Bu saðlamakiçin Federal Meclis’te yasa deðiþikliklerigörüþülüyor.TGB BaþkanýBekir Yýlmaz çiftevatandaþlýkkampanyasýnadestek vermekisteyenlerinhttp://www.tgbberlin.de/yeralan “HerkeseÇifte Vatandaþlýk”formunubasýp imzalanmasýnýistedi.Alman hükümeti,yaþlanan ve azalannüfusu beraberindegetirendemografik deðiþimeçare arýyor.Baþbakanlýkbinasýnda toplananbakanlarkabinesi,demografikdeðiþimin muhtemelsonuçlarýnýmasayayatýrdý. BaþbakanAngelaMerkel, demografikdeðiþiminsonuçlarýnýntarihi boyutuhafife alýndýðýnýbelirterekkökten deðiþimlereihtiyaçduyulduðunusöyledi.25 NÝSAN 2012 ÇARÞAMBA ZAMANKorsanlarýnyükseliþi BirlikPartilerin iþineyarýyorHABERANALÝZAZAMAT DAMÝR BERLÝNAlman siyasi arenasýnda bu günlerde ençok konuþulan parti konumunda Korsanlar.‘Süper seçim yýlý’ olan geçen seneBerlin ve Saarland eyalet meclislerine girmeyibaþaran Korsanlar, bu yýl Kuzey RenVestfalya (KRV) ve Schleswig-Holsteineyalet meclislerine de girmelerine kesin gözüylebakýlýyor. Son kamuoyu yoklamasýnda oylarý yüzde10’a ulaþan bu parti, Alman siyasi arenasýndakiHýristiyan Demokrat ve Sosyal Birlik Partileri (-CDU/ CSU), Sosyal Demokrat Parti (SPD), HürDemokrat Parti (FDP), Yeþiller ve Sol Parti gibiklasik partiler için ciddi rakip haline geldi. Dahaönce sanal âlemde teþkilatlanan, 2006 yýlýnda partiolarak siyasete atýlan Korsanlar, çok kýsa süredehýzlý yükseliþ yakaladý. Bu partiyi baþta tarafýndanciddiye alýnmayan klasik partiler, birçok seçmeniçin kendilerine alternatif haline gelmesi karþý önlemalmaya zorluyor. FDP Genel Baþkaný PhilippRösler son genel kurulda yaptýðý konuþmasýndaKorsanlarý hala hafife alarak, “Korsanlar sempatikdeðil, onlar baþkalarýn malvarlýðýna el koyarlar.”diye Korsanlarý Somali sahilindeki korsanlarabenzetti. Rösler’in Korsanlarý alaya almasý tesadüfdeðil, çünkü bu yeni parti Liberallerin ‘malvarlýðý’olan hürriyeti, modern çaðýn ana unsurlarýndanbiri interneti içerecek þekilde savunuyor.Korsanlar siyasette acemiliðini henüz atlatmýþdeðil. Örneðin son günlerde partinin Berlin EyaletMeclis Grubu Genel Sekreteri Martin Delius, partisininhýzlý yükseliþini 1928-1933 yýllarý arasýndahýzlý yükselen Nasyonal Sosyalist Alman Ýþçi Partisi‘ne(NSDAP) benzetmesi <strong>gündem</strong>e oturdu.Delius yaptýðý benzetmesinin yanlýþ olduðunuaçýklamasýna raðmen, Korsanlarýn içinde aþýrý saðeðilimlerin olduðu yönündeki tartýþmalar dinmiþdeðil. Korsanlar Partisi Baþkaný Sebastian Nerz,“Korsanlar’ýn aþýrý saðcýlara herhangi bir yakýnlýðýyok. Siyasi rakipler bazý gerçekleri çeviriyor ve buda uygun deðil.“ diyerek partinin Federal ve Eyaletyönetim kurulu tüzüðündeki “Biz aþýrý sað eðilimlereizin vermiyoruz“ cümlesini hatýrlattý. Yeþiller’denVolker Beck, aþýrý saðcýlarýn yeni kurulmuþpartiye sýzmaya çalýþmasý yeni bir þey olmadýðýný,ama Korsanlar bununla mücadele etmesi ve aþýrýsaðcýlara kesin tavýr almasý gerektiðini belirtti.CDU, CSU, SPD, FDP ve Sol Parti’ye göreKorsanlar bu haliyle yönetme yeteneðine sahipdeðil. Birçok konuda net tavrý olmamasýna raðmenyükseliþte olan Korsanlar, en az CDU’yu rahatsýzediyor. Korsanlarýn daha çok sol eðilimli partilerinoylarýnýn azalmasýna sebep olmasý, CDU’nun iþinegeliyor. Örneðin Schleswig-Holstein’da yapýlacakseçimlerde Korsanlarýn alacaðý oy, hükümetin Kýrmýzý-Yeþilveya büyük koalisyon olmasý açýsýndançok önemli. Bu anlamda Baþbakan Merkel’in yaptýðýson açýklamasý manidar. Merkel, Westfalen-Blatt’a yaptýðý açýklamada Korsanlar Partisi’nin baþarýlýyükseliþine saygý gösterdiðini ve insanlarýn siyaseteilgisini artýrmak için demokrasiye katkýdabulunacak yeni bir partinin oluþtuðunu ifade etti.Korsanlar partisiyle ilgili tartýþmalarýn heyecan vericiolduðunu belirterek, “Diðer partiler Korsanlar’ýnçalýþma tarzýndan ve parti içi iletiþimlerindenneler öðrenebileceklerini bir düþünmeli.“ yorumunuyapmasý ise çok fazla manidar.Merkel: Korsanlar’asaygý duyuyorumSon günlerde ülke genelinde adýndan bah-ancak Nazi tartýþmalarýyla da gün-1settiren,deme gelen Korsanlar Partisi’nin yükseliþindenBaþbakan Angela Merkel (CDU) övgüde bulunarak,elde edilen baþarýya saygý duyduðunu açýkladý.‘Westfallen Blatt‘ gazetesine konuþan Merkel,Korsanlar Partisi’nin baþarýlý yükseliþine saygýgösterdiðini ve insanlarýn siyasete ilgisini artýrmakiçin demokrasiye katkýda bulunacak yeni bir partininoluþtuðunu ifade etti. Korsanlar Partisi ileilgili her halükarda yaþanan tartýþmalarýn heyecanverici olduðunu belirten Merkel, “Diðer partilerKorsanlar’ýn çalýþma tarzýndan ve parti içi iletiþimlerindenneler öðrenebileceklerini bir düþünmeli.“diye konuþtu. Korsanlar Partisi'nin geleceðininnasýl þekilleneceðinin henüz açýk olduðunubelirten Angela Merkel, kendisi için asýl önceliðinpartisi CDU'yu mümkün olduðu kadar güçlü halegetirmek olduðunu ifade etti. Diðer yandanYeþiller Partisi ise Nazi tartýþmalarýyla <strong>gündem</strong>egelen Korsanlar Partisi’nin yabacý düþmanlýðýnakarþý tavrýný belirlemesi gerektiðini belirterek,Yeþiller Berlin Eyaleti Meclis Grubu BaþkanýRamona Pop, “Korsanlar Partisi hemen bu durumabir açýklýk getirmeli ve Nazi tartýþmalarýný<strong>gündem</strong>e getiren üyelerine de mesafelerini koymalý.“dedi. Korsanlar Partisi Baþkaný SebastianNerz ise konuyla ilgili, “Korsanlar’ýn aþýrý saðcýlaraherhangi bir yakýnlýðý yok. Siyasi rakipler bazýgerçekleri çeviriyor ve bu da uygun deðil.“ ifadeleriylepartisini savundu. Nerz, partinin Federal veEyalet yönetim kurulu tüzüðünde net bir þekildeifade edilen, “Biz aþýrý sað eðilimlere izin vermiyoruz“cümlesini hatýrlattý. TAYFUN GÝRGÝN BERLÝN


06GÜNDEM25NİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMANFederal İş Ajansı (BA) Yönetim Kurulu üyesi Heinrich Alt “Son zamanlarda görüyoruz ki çok sayıda iyi eğitim almış Türk, Almanya’yı terk edip Türkiye’ye gidiyor. Kalifi ye elemanlar her iki ülkenin de çıkarına ve bu iki ülkenin ekonomik ilişkilerine katkı sağlar. dedi. FOTOĞRAF: ZAMAN, UĞUR GÜLFİDAN‘Kalifiye eleman sıkıntısını potansiyelimizive göç seçeneğini kullanarak çözeriz’‘Almanya’da özellikle sağlıkve matematik, fen bilimleri,teknik ve mühendislikalanlarında kalifiyeelemana ihtiyaç olacak.Sorun kendi potansiyelimizve göç seçeneği kullanılarakçözülebilir. Üçmilyon insanı işsiz bırakıpsorunu yeni göç ileçözmenin yerinde olmayacağıkanaatindeyim. ‘‘Doğu Avrupa ülkelerindenbeklenen kalifiye göçgerçekleşmedi. Hoş geldinizkültürü gerekli. ÖrneğinTürkiye’deki Almantemsilciliklerininnasıl çalıştığı, göç sürecininnasıl organize edildiği,vize için ne kadarzaman gerektiği, evraklarınyeterince anlaşılırolup olmadığı gibi konularçok önemli. ‘BAYRAM AYDIN NÜRNBERGAlmanya’nın ne kadar kalifi ye elemana ihtiyacı olacak?Şu an yeterince kalifiye elemanımız yok veözellikle iki alanda açık var: Sağlık ve MİNTmeslekleri olarak adlandırılan matematik,teknik, fen bilimleri ve mühendislik alanlarında.Bu alanlarda şu an eğitim gören öğrencilerdendaha fazla kalifiye elemana ihtiyacımızvar. Bu nedenle her genci meslekeğitimi için kazanmaya çalışıyoruz. Bununiçin yeterince fırsat var ve gençler meslekeğitimi alıp kalifiye biri olarak meslek hayatlarınadevam edebilirler. Bunun yanında göçde kalifiye eleman ihtiyacı için bir konu. Bununlada ilgilenmeliyiz. Ayrıca Almanya’da1,6 -1,7 milyon 20 ila 35 yaş arası çalışan vatandaşınmeslek eğitimi yok. Bunların bazılarıda yabancı. Bu insanlar genç ve önlerinde30 yıllık bir meslek hayatı olduğu için işleriolmasına rağmen bir meslek eğitiminidüşünmeliler. Özellikle bir kriz olduğundailk önce meslek eğitimi olmayanlar kapı dışarıediliyor. Bu nedenle bu insanlara şu soruyueleştirel olarak yöneltiyorum: Meslekeğitimsiz biri olarak yüksek işsizlik rizikosuile yaşamak istiyor musunuz? Yada meslekeğitimi için başka fırsatlar var mı?Kalifi ye eleman sorunu göç olmadan çözülür mü?BA olarak görevimiz ilk önce kendi potansiyelimizikullanmak. 3 milyon işsiz vatandaşarasında çok sayıda zeki insan var. Bunundışında çalışmayan kadınları iş dünyasınakazandırabiliriz. İnsanların işsiz kalmayarak65 yaşına kadar çalışmasını sağlayabiliriz.Sorunun sadece bir kısmını göç ile çözebiliriz,fakat tamamını değil. Almanya’yagöçün ancak burada yaşayan vatandaşlaracazip imkanlar sunularak daha cazip halegeleceğine inanıyorum. Üç milyon insanıişsiz bırakıp sorunu yeni göç ile çözmeninyerinde olmayacağı kanaatindeyim. Bu aynızamanda ülkede sorunlar yaşanmasına nedenolur. ‘Elimizden iş yerlerimizi alıyorlar’sloganını hatırlayın. Bir taraftan ülkemizdekiinsanlara cazip fırsatlar sunmalıyız, diğertaraftan da yabancı yetenekleri kazanmakiçin mücadele etmeliyiz. Türkiye konusunadeğinecek olursak, görüyoruz ki son zamanlardaçok sayıda iyi eğitim almış Türk,Almanya’yı terk edip Türkiye’ye gidiyor.Yani iyi eğitim her iki ülke için de iyi. Bu nedenlehem Türkiye’de hem Almanya’da kalifiyeeleman olarak geçerli olan daha fazlainsana eğitim vermeliyiz. Yani hem Türkhem Alman diplomasına sahip ve ekonomikduruma göre hem Almanya’da hem deTürkiye’de çalışan insanlar. Bu iki ülkeninekonomik ilişkilerini de etkiler.İstabul’daki Türk-Alman Üniversitesi hakkında ne düşünüyorsunuz?Bendevi Palandöken (TESK Genel Başkanı)ile görüşmemizin ardından bu üniversiteninT Schirt’üne, kravatına ve anahtarlığınasahip oldum. Bu üniversite bana çok sempatikgeliyor. Üniversitenin iyi bir imajı var.Almanya’da çok sayıda Türk öğrenci var.Türkiye’de eğitiminin bir kısmını tamamlamakisteyen çok sayıda Alman öğrenci içinde cazip olabilir. Bu üniversite için reklamyaparsak, her iki ülke de bundan karlı çıkar.Hangi ülkelerden Almanya’ya yabancı kalifi ye elemangelmesini bekliyorsunuz? Doğu Avrupa ülkelerindengelen olur mu?İnsanlar göç etmeden önce çok iyi düşünüyorlar.Biz Avrupa ülkeleri içinde ve Türkiyeve diğer ülkelerde göç hareketleri yaşayacağız.Bu normal bir durum. Göç, ülkelerinkonjonktürlerine ve cazibelerine bağlı olanbir şey. Bir mayıs tarihinden beri Doğu Avrupaülkelerinin vatandaşlarının serbest dolaşımhakkı var. Fakat bu ülkelerden şimdiyekadar 83 bin kişi burada iş aldı, bunlarınbazıları zaten buradaydı; yani beklenen göçolmadı. Zaten kalifiye eleman sorununu sadecegöç ile çözmemiz mümkün değil, amagöç konusunda daha fazla şey yapabiliriz.Hoş geldiniz kültürü gerekli. Türkiye’dekiAlman temsilciliklerinin nasıl çalıştığı, göçsürecinin nasıl organize edildiği, vize için nekadar zaman gerektiği, insanların nasıl karşılandığı,temsilciliklerin açık olduğu saatler,evrakların yeterince anlaşılır olup olmadığıgibi konular çok önemli. Almanya’da hangiyabancıların özellikle istendiğinin ve burayagöç sürecinin net bir şekilde açıklanmasıgerekiyor.Blue Card konusunda ne düşünüyorsunuz?Yabancı kabiliyetleri Almanya’ya getirecektüm çalışmalara taraftarıyım. Blue Card iyibir yol. Puan sistemi de farklı bir yol, fakatKanada gibi bazı ülkeler bu sistemden vazgeçiyorlar.Dünya genelinde kolayca anlaşılacakuygulamalara ihtiyaç var. Almanya’daihtiyaç olan kalifiye elemanlara kapılar sonunakadar açılmalı ve süreç çok basit işlemeli.Fakat Almanya henüz bu sisteme sahipdeğil. Almanya’nın internette bu konudaçok iyi temsil edilmesi gerekiyor ve maalesefhenüz bu da yok.‘20 - 35 yaş arası çalışanvatandaşların 1,7 milyonununmeslek eğitimiyok. Kriz esnasında ilkonlar işsiz kalıyorlar. Bunedenle meslek eğitiminitekrar gözden geçirsinler.Ülkemizdeki tümyabancılara kalifikasyonuolup olmadığını sorup,yapılması gerekenler konusundaonlara yardımcıolunmalı. Üç milyon işsizinbir milyonu uzun süreişsiz. Bu konuda daha yoğunçalışmalıyız.’Yabancı diplomaların tanınması, kalifi ye eleman sıkıntısınanasıl etki yapar? BA, bu konuda vatandaşlara nasılyardımcı oluyor?Almanya’da çalışan yabancı vatandaşlarımızınönemli bir kısmının kalifikasyona sahipolduğuna, fakat bunların henüz tanınmadığınainanıyoruz. Bu insanların yabancıdiplomaları olduğunu söylemeleri ve bizimonlara bu konuda yardımcı olduğumuzyönünde çalışma yapmalıyız. İşsiz insanlarabu konuda yol gösterip, kimin yetkili olduğunuanlatmalıyız. Bu konuyu Jobcenterlerdedaha yoğun <strong>gündem</strong>e getirmeliyiz. Şanseseri işsiz insanların kalifiye olduğu öğreniliyor.Şans eseri öğrenmekten vazgeçilerek,her yabancıya yabancı diploması olduğununsorulmasını normal hale getirmeliyiz.Sayın Alt, 2005 yılından beri halk arasında Hartz IVyardımı olarak bilinen SGB II’den sorumlusunuz. Bununlane hedefl eniyor ve son beş yılda hangi ilerlemelersağlandı?SGB II ile uzun süre işsizliğe karşı mücadeleamaçlanıyor. Özetle bu fikrin altında Federalİş Ajansı (BA) ve yerel yönetimlerleuzun süre işsiz kalmış vatandaşların tekrariş hayatına kazandırılması yatıyor. Bu insanlaraiş dünyasında bütün bir uyum hizmetiverilmek isteniyor ve şu ana kadar birçok alanda başarı sağlandı. SGB II sayesindebu insanlarla daha yoğun çalışıldı ve tümişsiz vatandaşlar sisteme alınarak gizli işsizlikortadan kalktı. Uzun süre işsizlik sorunuiş merkezlerinde (Jobcenter) görüşülmeyebaşlandı. Uzun süre işsizlik bize meydanokuyor. Uzun süre işsiz kalmış vatandaşlarıistediğimiz düzeyde tekrar istihdam etmekonusunda henüz yeterince başarılı olamadık.3 milyon işsiz vatandaşın bir milyonuuzun süre işsiz ve bu konuda daha yoğunçalışmalıyız.Hartz IV nasıl hesaplanıyor ve bu yardımı alan kişiyehangi hizmetler sunuluyor?Hartz IV yardımı alan bir vatandaşa, (sıcak)kira ve hayati ihtiyaçlarını karşılaması içiniki çeşit sosyal yardımda bulunuluyor. Aileüyelerine de para ödeniyor ve 15 yaş altı çocuklarasosyal para ödeniyor.Uzun süre işsiz kalmış vatandaşları tekrar iş hayatınakazandırmak için hangi çalışmaları yaptınız? Şimdiyekadar ne kadar başarılı oldunuz?Oldukça geniş önlemler aldık. Müşterimizi(Hartz IV-Empfaenger) işe yada eğitimeyaklaştırmak için nelerin yerinde olacağınısürekli araştırmak zorundayız. Bir müşteriiçin bu dil kursu olabilir, başkaları içinmeslek eğitimine hazırlık, yaşlılar için kısabir eğitim, meslek eğitimi almamış gençleriçin meslek eğitimi. Kişilere ve bu kişilerinihtiyaçlarına bakıp, kabiliyetlerini ve güçlüyönlerini daha da geliştirmeye ve eksikliklerinigidermeye çalışıyoruz. Bunun ardındanmüşterimiz ile tekrar iş dünyasına kazandırmaanlaşması yapıyoruz. Bu anlaşmadamüşteriden ne beklendiği ve BA tarafındanhangi hizmetlerin sunulduğu açıkça belirtiliyor.Bu süreç Jobcenterlerde (İş merkezi)vuku buluyor. Başarı ise işleyen iş pazarınabağlı. Örneğin ekonomik kriz önemlibir rol oynadı. Uzun süre işsizlik sorununuçözmek için daha yoğun ve kişisel çözümlerbulmalıyız. Müşterilerimize yardımcı olmalarıiçin özel ara firmalarla da çalışıyoruz vebunun için onlara özel fiş veriyoruz. Biz herşeyin en iyisini yaptığımızı iddia etmiyoruz.Bu fiş/kupon için müşterimizin genel olaraküç ay beklemesi gerekiyor.Geçen yıl Hartz IV sosyal yardımı alan müşterilerinize900 binin üzerinde cezai yaptırım uyguladınız. Müşterilerinizinneleri ihlal etti?Bu sayı kulağa gerçekten çok fazla geliyor.Bir yılda müşterilerimizle danışmanlık, görüşmekve onu bir işe yerleştirmek amacıyla30 milyon kez irtibata geçiyoruz. BunuJobcenterler’deki 62 bin çalışanımızla yapıyoruz.En fazla cezai yaptırımı, kararlaştırılanrandevuların aksatılmasından dolayı uyguladık.Bu yaptırımlar, 500 bin ile tüm yaptırımlarınyarıdan fazlasını oluşturdu. Müşterilerimizinyaptığımız anlaşmaya uymamalarındandolayı ise en fazla ikinci cezaiyaptırım uyguladık. Örneğin Almanca kursubaşlıyor ve müşterimiz kursa gitmiyor.Üçüncü en fazla cezayı ise bir iş yeri bulmamızarağmen müşterimizin işverene gidipkendisini tanıtmamasından yada ona sunduğumuzeğitim teklifini kabul etmemesindendolayı kestik. Müşterimiz, onu işe götürmeyeyardımcı olacak her şeyi kabul etmekzorunda. Kim buna uymazsa cezai yaptırımamaruz kalır. 900 bin cezai yaptırımdanmüşterilerimizin sadece yüzde 3 yada4’ü etkilendi, müşterilerimizin yüzde 90’ındanfazlası ceza almadı.SAYFA TASARIM: YÜCEL ERGÜNEŞ


0725İş kazalarında günde4 işçi ölüyor; yasa biran önce çıkmalıİSA YAZAR ANKARASon günlerde sık sık meydana gelen iş kazaları,Türkiye’nin en önemli sorunlarının-başında gelmeye devam ediyor. Ölümlü iş kazalarındaTürkiye, birçok ülkeden önde. İş kazalarısonucunda günde ortalama dört işçi hayatını kaybediyor.Peş peşe yaşanan iş kazaları, sendikalarında tepkisine yol açıyor. Türk-İş Genel MaliSekreteri ve Demiryol-İş Genel Başkanı ErgünAtalay, artan iş kazalarına dikkat çekerek İş Sağlığıve Güvenliği Yasası’nın bir an önce Meclis’tengeçerek yürürlüğe girmesi gerektiğini söyledi.Son yıllarda iş kazaları sebebiyle büyük acılaryaşandığını vurgulayan Atalay, “Davutpaşa’damerdivenaltı bir işyerinde meydana gelen patlamada21 işçimiz, Tuzla’da tersanelerinde yaşananiş cinayetleri sonucunda yüzü aşkın işçimiz,Zonguldak’ta ve Afşin-Elbistan madenlerindekiiş kazalarında onlarca madencimiz hayatınıkaybetti. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.Adana’da patlayan barajın sel sularına kapılıpbulunamayan 10 işçimiz, Erzurum’da barajgölünde kaybettiğimiz 5 işçimiz, Esenyurt’ta isekara kışta çadırlarda yatırılan ve bu sebeple deyanarak can veren 11 inşaat işçimizi unutmadık.Bu sorunun artık tahammül edilir bir yanı kalmadı.”diye konuştu.Bu yıl ocakta 62, şubatta ise 42 işçinin iş kazalarındahayatını kaybettiğini belirten Ergün Atalay,“Bütün bunlar ülkemizin hafızasında karabirer leke olarak yer alıyor. Birileri, kârlarına kârkatmak için insanların hayatlarıyla oynuyor. Yalnızca2010 yılında iş kazaları sonucunda bin 454işçimizi kaybettik. Bu sayıyı güne böldüğünüzde,günde ortalama 4 işçimizi iş kazalarında yitiriyoruz.Bu rakamlar, dünyanın 20. büyük ekonomisiarasında yer alan Türkiye için bir utançtır.”ifadelerini kullandı. Türkiye’nin bu tablodankurtulması için Bakanlar Kurulu tarafındanTBMM’ye gönderilen İş Sağlığı ve GüvenliğiYasa Tasarısı’nın bir an önce yasalaşması gerektiğinikaydeden Atalay, tüm siyasi partileri bu tasarıkonusunda duyarlı olmaya çağırdı.İş kazalarının önüne geçilebilmesinde kayıtdışılığın önlenmesinin önemine dikkat çekenAtalay, “Sendikal örgütlenmenin olduğu yerdeiş sağlığı ve güvenliği önlemleri olur, iş sağlığı vegüvenliği eğitimleri olur, duyarlılık olur, insancaçalışma koşulları olur. İş sağlığı ve güvenliği önlemlerininalınması için, sendikalaşmanın önündekiengeller ortadan kaldırılmalıdır.” dedi.EKONOMİVize, Türk iş adamlarınınAlmanya heyecanını kırıyorWIN İşadamları Derneği, Hannover Sanayi Fuarı vesilesiyle kente gelen Türk ve Alman işadamlarını, Almanya İşveren DernekleriFederasyonunu (BUV) yemekte buluşturdu. Yemeğe katılan dernek başkanları Türkiye’ye uygulanan vizenin Türkişadamlarının Almanya heyecanını kırdığını söyledi. Türk STK’lar Alman iş adamlarını da Türkiye’ye yatırıma davet etti.YAVUZ AL, KENAN AKIN HANNOVER-Hannover’de faaliyetlerini sürdürenWIN İşadamları Derneği, sanayifuarı vesilesi ile kente gelen Türk veAlman işadamları ile Almanya İşverenDernekleri Federasyonu’nu (BUV) yemektebuluşturdu. Yemeğe WIN BaşkanıErgün Kaya, BUV Başkanı Osman Kımıl,MARİFED (Marmara İş Hayatı DernekleriFederasyonu) Otomotiv BaşkanıHasan Atılgan ve Gebze Ticaret OdasıBaşkanı Nail Çiler ile Türk ve Almanişadamları katıldı. Yemek öncesi selamlamakonuşmasında fuar vesilesi ile kentegelen işadamlarının kendilerini ziyaretetmesinden dolayı büyük mutluluk duyduklarınıbelirten WIN Başkanı ErgünKaya, ‘’Hannover’de kurulan bu derneğimizağırlıklı olarak buradaki işadamlarımızınkendi branşlarında mesleki gelişimkaydetmesi ve dünyayla buluşmasıiçin çalışmalar yapıyor” dedi.Osman Kımıl ise BUV’nin şu anda Almanyaçapında 30 dernekle 3 bine yakınüyesi bulunduğunu belirterek, ‘’Amacımızgloballeşen dünyada özellikle de Almanekonomisindeki fırsatları işadamlarımızaaktararak kendilerini geliştirmelerinive dünyaya açılmaları” dedi.Sanayinin her alanında Türk firmalarınıngünden güne büyüdüğünü ve geliştiğinisöyleyen Hasan Atılgan ise bugelişmede en önemli faktörün dünyanındört bir tarafında açılan eğitim köprülerive devletin açtığı konsolosluklarolduğunu kaydetti. SanayicilerinAvrupa’daki en önemli probleminin vizeuygulaması olduğunu vurgulayan Atılgan,“Almanya’daki işadamları derneklerindenbu problemin çözülmesi için çalışmayapmalarını istiyoruz. İşadamlarımızayapılacak vize kolaylığı Türkiyeningücünü çok daha artıracaktır” dedi.Turkcell’de ittifak yapan Altimo veTeliaSonera, Rusya’da yollarını ayırıyor-Rus Altimo, İskandinav Telia-Sonera ve Rus AF Telecom’unortaklığındaki Megafon’da kontrolRus şirketine geçiyor. Turkcell’in Rusortağı Altimo (Alfa Group) tüm hisselerinive İskandinav konsorsiyumuTeliaSonera’nın hisselerinden bir kısmınısatın alan AF Telecom’un patronuÖzbek asıllı işadamı AlisherUsmanov, Megafon’dayüzde 50 pay ile artı 1hisseye ve bundan sonraşirketi yönetmek yetkisinesahip olacak. 2011 faaliyetsonuçlarının açıklanmasındansonra Megafon, hissedarlarıTeliaSonera, AF Telecom veAltimo’ya 5,15 milyar dolar temettüdağıtımı kararı aldı. Bundan sonra Altimo,şirketteki hisselerinin tamamınısatacak; TeliaSonera da hisse sahiplikoranını yüzde 25 artı 1’e düşürecek.Turkcell’de yönetimi ele geçirmekiçin sıkı ittifak yapan TeliaSonera’nınortağı Alfa Grubu’na bağlı Altimo,Rusya’nın en büyük 3. mobil operatörüMegafon’dan çıkma kararı aldı.Altimo, mevcut 25,1’lik hisse payınınyüzde 14,4’ünü 2,61 milyar dolarkarşılığında Megafon’un iştiraklerine,geriye kalan 10,7’sini de 1,61milyar dolara AF Telecom’a satarak,Rusya’da TeliaSonera’yı yalnızbırakıyor. İskandinav şirketayrıca geçiş sürecinintamamlanması içinAltimo’ya 200 milyondolar ödemeyi de kabuletti. Böylece Altimo, süreçtamamlandığında Megafon hisselerindentemettü dahil 5,2 milyar dolargelir elde edecek.Rusya’da Altimo’suz kalacak olanTeliaSonera’nın Megafon’daki şu ankipayı ise 43,8; yüzde 35,6’sını doğrudan,yüzde 8,2’lik hissesini ise yüzde26,1’lik paya sahip olduğu Telecominvest(TCI) üzerinden dolaylı elindebulunduruyor. Anlaşmanın bir parçasıolarak, AF Telecom, TeliaSonera’nınNail Çiler de konuşmasındaAlmanya’nın uyguladığı vizeninTürkiye’den gelecek işadamlarının heyecanınıkırdığına dikkat çekti. Türkiye’ninşu an dünyanın 17. ekonomik gücü olduğunuvurgulayan Çiler, “Bizim de enbüyük problemimiz maalesef vize uygulaması.Bu durum, Türkiye’den gelecekişadamlarının heyecanını kırıyor. Vizeninkalkması için daha somut adımlaratılması ve herkesin gayret etmesi gerekiyor.Bu sorun çözüldüğünde ekonomikilişkiler daha da gelişecektir. Burada bulunanAlman işadamlarına da tavsiyemizgelin birlikte ortaklıklar kurarak, yatırımlaryaparak birlikte büyüyelim. Başbakanımızınaçıklamış olduğu yeni teşviklerdenyararlanalım” şeklinde konuştu.TCI’daki hisselerini 1,45 milyar dolaraalacak. İskandinav şirket, bu yılın ikinciyarısında 2,1 milyarı doları temettü veTCI’daki 8,2’lik hisse satışından ibaretolmak üzere toplamda 3,3 milyar dolargelir bekliyor. Tüm süreç tamamlandığındaMegafon’da hisse dağılımı şöyleolacak: TeliaSonera yüzde 35,6, AF Telecomyüzde 50 artı bir hisse, geriye kalanyüzde 14,4’e de Megafon’un kendiiştiraki sahip olacak. Ancak ortaklar, AFTelecom’un yüzde 9,4, TeliaSonera’nınise yüzde 10,6 payı olmak üzere LondraBorsası’nda işlem gören hisseler dahilMegafon’un toplam halka arz miktarınıyüzde 20’ye çıkarma kararı aldı.Megafon’da halka arz 2014 yılı sonunakadar beklenen getiriyi sağlamazsa,TeliaSonera borsada işlem gören yüzde10,6 hissesini AF Telekom veya Megafoniştirakine satma hakkına, AF Telekomveya Megafon iştirakinin de sözkonusu hisseleri alma yükümlülüğünesahip olacak. FARUK AKKAN, KENAN MEH-METZADE MOSKOVA, İSTANBULHannover’de gerçekleşentoplantıya WINBaşkanı Ergün Kaya,BUV Başkanı OsmanKımıl, MARİ-FED (Marmara İşHayatı DernekleriFederasyonu)Otomotiv BaşkanıHasan Atılganve Gebze TicaretOdası Başkanı NailÇiler katıldı.Megafon’un Rusya,Tacikistan, Abhazyave GüneyOsetya’da 62,6milyon abonesivar. 2011 gelirleri242,6 milyarrubleye (8,3 milyardolar) ulaşanşirketin borsa değeri18-20 milyardolar.NİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMANYaşlı çalışanlara ayrımcılığıengelleyecek tarihî kararAlmanya’da Federal Yargıtay (BGH) yaşı nedeniyleayrımcılığa uğrayan yaşlı çalışanlar adına dönüm-noktası sayılabilecek tarihi bir karara imza attı. BGH’nın“II ZR 163/10” dosya numarasıyla gördüğü davada 62yaşındaki genel müdürünün sözleşmesini yaşı nedeniyleuzatmayan bir hastanenin 685 bin Euro tazminat ödemesinekarar verildi. Dava dosyasına göre Köln BelediyeHastanesi’nin bağlı olduğu Klinik GmbH 2009 yılındasöz konusu genel müdürünün her beş yılda bir yenilenensözleşmesini uzatmamış ve yerine 41 yaşındakibir meslektaşını getirmişti. Bunun üzerine yüksek eyaletmahkemesine (OLG) giden yaşlı idareci sadece 33 bin600 Euro tazminat almaya hak kazandı. Fakat bu tazminatıyeterli görmeyen eski genel müdür OLG’nin kararınıFederal Yargıtay’da temyize götürdü. Hastane idaresiBGH’ya taşınan davada ayrımcılığı engelleyen GenelEşitlik Yasası’na (AGG) aykırı şekilde muamele etmediğiniispatlayamayınca temyiz başvurusuna geçit verildi.Klinik GmbH’nın o dönemde basına yaptığı açıklamalarda,“Tercihimizi sağlık sektöründe esen sert rüzgarlarakarşı kuruluşumuzu uzun süre koruyabilecek adaydanyana kullandık.” şeklinde ifadeler kullanmasını delilkabul eden hakimler hastanenin ayrımcılık yaptığınahükmetti ve OLG’nin kararını bozarak tazminatın yenidenhesaplanmasına karar verdi. KARLSRUHE ZAMANEk emeklilik tasarısınailk çelme kabineden-Federal Çalışma Bakanı Ursula von der Leyen’in(CDU) düşük gelirli işlerde çalışanların emeklilikgünlerinde sosyal yardım almak zorunda kalmamasıiçin hazırladığı ek emeklilik tasarısı federal kabinedeyer alan diğer bakanların engeline takıldı. Bild gazetesininkoalisyon hükümeti ve federal kabineye yakınkaynaklara dayandırarak verdiği habere göre baştaekonomi ve sağlık bakanları olmak üzere bazı bakanlaryasa tasarısının ilk halini kabul etmedi. Bahsi geçenbakanların Leyen’in tasarısını yüksek maliyetli olduğugerekçesiyle reddettiği öğrenildi. Ek emeklilik tasarısınınyenilenmiş halinin ise en erken gelecek ay gerçekleştirilecekeyalet meclisi seçimlerini takiben yenidenkabineye gelmesi bekleniyor. Çalışma Bakanı Leyen’indüşük gelirli işlerde çalışanlara emekli olduklarında850 Euro’ya varan ek emeklilik ödeneği bağlanmasınıöngören tasarısının gelecek yıl yürürlüğe girmesi halindeilk etapta en az 50 bin emeklinin uygulamadanyararlanması bekleniyor. BERLİN ZAMANVolkswagen Çin’deyeni fabrika kuracak-Çin Başbakanı Wen Jiabao ve Almanya BaşbakanıDr. Angela Merkel Volkswagen’in Wolfsburg’dakifabrikasını ziyaret etti. Her iki ülkenin başakanlarınınhuzurunda Volkswagen Grubu yönetim kurulu başkanıDr. Winterkorn ve Çin firması SAIC Motor CorporationÇin’in batısında bulunan Urumqi şehrinde yeni birfabrika kurulması için anlaşma imzaladılar. Ayrıca Volkswagenve FAW (Çin First Automobile Group Corp) işbirliklerini25 yıllık bir dönem için uzatma kararı aldı.THY Polonyalı LOT’u alıyor-Polonya’nın Rzeczpospolita gazetesi, THY’nin potansiyelbir teklif öncesinde Polonya’nın ulusalhavayolu şirketi LOT’un finansal durumunu incelediğiniduyurdu. Gazetede kaynak belirtilmeden yer verilenhaberde, THY’nin mart ayında due-diligence sürecindeyer aldığı belirtilirken, LOT’un değerinin ise yaklaşık630,4 milyon dolar civarında olduğu ifade edildi. Haberde,THY sözcüsü Ali Genç’in olası satın almayla ilgili görüşmelerinyürütüldüğünü teyit ettiği belirtildi.Döviz kurları MERKEZ BANKASI 25 NİSAN 2012DÖVİZİN CİNSİ DÖVİZ ALIŞ DÖVİZ SATIŞ EFEKTİF ALIŞ EFEKTİF SATIŞ1 ABD DOLARI 1.7798 1.7884 1.7786 1.79111 AVUSTRALYA DOLARI 1.8281 1.8401 1.8197 1.85111 DANİMARKA KRONU 0.31494 0.31649 0.31472 0.317221 EURO 2.3433 2.3546 2.3417 2.35811 İNGİLİZ STERLİNİ 2.8731 2.8881 2.8711 2.89241 İSVİÇRE FRANGI 1.9461 1.9586 1.9432 1.96151 İSVEÇ KRONU 0.26256 0.26529 0.26238 0.265901 KANADA DOLARI 1.7976 1.8057 1.7909 1.81261 KUVEYT DİNARI 6.3472 6.4308 6.2520 6.52731 NORVEÇ KRONU 0.30973 0.31182 0.30951 0.312541 SUUDİ ARABİSTAN RİYALİ 0.47601 0.47687 0.47244 0.48045100 JAPON YENİ 2.1894 2.2039 2.1813 2.21231 BULGAR LEVASI 1.1882 1.2039 - -1 RUMEN LEYİ 0.53025 0.53723 - -1 RUS RUBLESİ 0.06000 0.06079 - -100 İRAN RİYALİ 0.01440 0.01459 - -1 ÇİN YUANI 0.27984 0.28353 - -1 PAKİSTAN RUPİSİ 0.01942 0.01968 - -ALIM SATIMA KONU OLMAYAN DÖVİZLERTL KARŞILIĞI1 SURİYE LİRASI - - - 0.031181 ÜRDÜN DİNARI - - - 2.52591 YENİ İSRAİL ŞEKELİ - - - 0.47740Serbest piyasaSALI 17.00 24 NİSAN 2012DÖVİZ ALIŞ SATIŞABD DOLARI 1,7810 1,7840EURO 2,3460 2,3510İSVİÇRE FRANGI 1,9500 1,9750İNGİLİZ STERLİNİ 2,8700 2,9000100 JAPON YENİ 2,1700 2,2100DANİMARKA KRONU 0,3100 0,3230İSVEÇ KRONU 0,2600 0,2720AZERİ MANATI 1,8100 1,8350AVUSTRALYA DOLARI 1,8300 1,8600KANADA DOLARI 1,7850 1,8150ALTIN ALIŞ SATIŞCUMHURİYET 625,00 634,00REŞAT 640,00 660,0024 AYAR KÜLÇE 94,20 94,5522 AYAR 85,72 86,6122 AYAR BİLEZİK 85,70 92,6518 AYAR 70,65 70,9114 AYAR 55,11 55,31900 AYAR GÜMÜŞ 1,6290 1,66501 ONS ALTIN 1.642,50$HAM PETROL (BRENT)118,85 $/Varil (Nisan 2012 teslimi)BANKALARARASI PİYASAABD DOLARI ALIŞ: 1,7860 SATIŞ: 1,7900Çapraz kurlar1 ABD DOLARI0.9719 AVUSTRALYA DOLARI5.6607 DANİMARKA KRONU0.9131 İSVİÇRE FRANGI6.7413 İSVEÇ KRONU81.15 JAPON YENİ0.9904 KANADA DOLARI5.7354 NORVEÇ KRONU3.7503 SUUDİ ARABİSTAN RİYALİ1.4855 BULGAR LEVASI3.3289 RUMEN LEYİ29.42 RUS RUBLESİ12260 İRAN RİYALİ6.3076 ÇİN YUANI90.89 PAKİSTAN RUPİSİ1 EURO= 1.3166 ABD DOLARI1 KUVEYT DİNARI= 3.5958 ABD DOLARI1 İNGİLİZ STERLİNİ= 1.6149 ABD DOLARIEURO DÖNÜŞÜM KURLARI1.95583 ALMAN MARKI40.3399 BELÇİKA FRANGI40.3399 LÜKSEMBURG FRANGI166.386 İSPANYOL PEZETASI6.55957 FRANSIZ FRANGI0.787564 İRLANDA LİRASI1936.27 İTALYAN LİRETİ2.20371 HOLLANDA FLORİNİ13.7603 AVUSTURYA ŞİLİNİ200.482 PORTEKİZ ESKÜDOSU5.94573 FİN MARKKASI340.750 YUNAN DRAHMİSİ1 ÖZEL ÇEKME HAKKI (SDR)1.54529 ABD DOLARI2.7636 TÜRK LİRASISAYFA TASARIM: ŞERAFETTİN YILMAZ


08GÜNDEM25NİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMANFOTOĞRAF: CİHAN, ÖZDEMİR ÖZKAN4 koğuş, 2 disiplin hücresi ile ilçe tipi cezaevi sınıfında olan Yenipazar K1 TipiKapalı Ceza İnfaz Kurumu’nundaki tadilat çalışmaları son aşamaya geldi.Yenipazar Cezaevi,Ağar için hazırlanıyorRESUL CENGİZ, ÖZDEMİR ÖZKAN AYDIN-Susurluk davası kapsamında 5 yıl hapis cezası Yargıtaytarafından onanan Mehmet Ağar'ın konulacağıYenipazar K1 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndakitadilat çalışmaları sürüyor. Pidesiyle ünlü ilçeye yaklaşık1 km mesafede olan ve 4 koğuş, 2 disiplin hücresibulunan ilçe tipi cezaevinin içinde ve dışındaki tadilatçalışmaları son aşamaya geldi. Yenilenen kapılarınmontajının yapıldığı ve tel örgülerin yerleştirildiği bildirildi.Kadın ve çocuk hükümlüler için ayrı bölümlerle,kütüphane ve konferans salonu da yer alan cezaevi,42 kişilik kapasiteye sahip. Yaklaşıkbir hafta önce başlayan tadilatçalışmaları sebebiyle mahkumlarınbaşka cezaevine gönderildiğiöğrenildi. Yenipazarlılarise Mehmet Ağar'ın ilçelerindekicezaevinde kalacak olmasındanmemnun. Ağar'ın YenipazarCezaevi'nde kalmasının ilçelerinimeşhur edeceğini anlatıyorlar.Jandarma araçlarının dev-MEHMET AĞARriyesinin hızlandığı ilçede vatandaşlar, cezaevinde hafifcezası olan mahkûmların kaldığını anlatıyor. Bir vatandaş,“Burası küçük bir ilçe. Olumlu olur, ziyaretçisi fazlaolur. Yerel halk için, esnaf için bir gelir kaynağı olabilir."diyor. Bir başka vatandaş ise Yenipazar'ın Ağar'ıngelmesinden sonra meşhur olacağını anlatıyor: “Herhaldemeşhur oluruz, en fazla o getirisi olur. Biraz dahaYenipazar'ın ismi duyulur." Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi,Ağar'ı, Susurluk davası kapsamında emniyetgenel müdürü olduğu dönemle ilgili 'cürüm işlemek içinsilahlı teşekkül oluşturduğu' iddiasıyla yargıladığı davada5 yıl hapis cezasına çarptırmıştı. Yargıtay 9. Ceza Daireside yerel mahkemenin kararını oy birliği ile onamıştı.Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise Ağar hakkında 'yakalamaemri' çıkarmıştı. Susurluk'ta 3 Kasım 1996'dameydana gelen trafik kazasında emniyet müdürü HüseyinKocadağ, Abdullah Çatlı ile sevgilisi Gonca Usöldü. DYP milletvekili Sedat Bucak yaralı kurtulmuştu.Güçlü: Terör örgütü,Kuzey Irak yönetimiiçin büyük tehdit-Siyasetçi ve yazar İbrahim Güçlü, terör örgütününTürkiye'den çok, Kuzey Irak yönetiminin egemenliğiiçin büyük bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekti.Güçlü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile MesudBarzani'nin terör örgütü PKK'nın silah bırakmasına yönelikaçıklamalarını değerlendirdi. ABD, Türkiye ve Barzaniüçlüsü arasında PKK'nın silahsızlandırılmasının değerlendirilmesininnormal olduğunu ifade eden Güçlü,şunları söyledi: “Öcalan istese bile dağdakiler silah bırakmaktairade sahibi olamaz. PKK'nın Suriye ve İran ileolan ilişkileri nedeniyle bu mümkün değil. Ortadoğu'dademokrasi cephesine karşı Rusya, Çin, İran, Suriye, Malikidiktatörlüğü ile PKK ve Hizbullah'ın oluşturduğu bircephe var. PKK'nın silah bırakma koşulları yoktur. Irak'taMaliki faşistleşiyor, federal anayasayı çiğniyor, Sünnilerive Şiilerin önemli bir kısmını, Kürtleri dışlıyor. Suriye'debir rejim değişikliği ve İran'ın zayıflaması sonrasındaPKK'nın silah bırakması <strong>gündem</strong>e gelebilir. ABD içinTürkiye, İsrail ve Kürt federe devleti, bölgedeki en önemliüç stratejik aktör.” EMRULLAH BAYRAK ANKARA, CİHANTeslim olan teröristlere16 yıl hapis cezası-Terör örgütü PKK'nın Kandil ve Mahmur kamplarındangeldikten sonra haklarında dava açılaraktutuklu yargılanan 7 kişi, 9 yıl 6 ay ile 16 yıl arasındadeğişen hapis cezalarına çarptırıldı. Irak'ın kuzeyindekiKandil ve Mahmur kamplarından 19 Ekim 2009 günügelen 4'ü çocuk 34 kişi arasında yer alan ve Türkiye'yegeldikten bir süre sonra haklarında dava açılan 7'si tutuklu10 kişinin yargılanmasına Diyarbakır 4. Ağır CezaMahkemesi'nde devam edildi. Cumhuriyet savcısı, öncekiduruşmada mahkemeye sunduğu mütalaasını tekrarladı.Sanık avukatlarından Fethi Gümüş, müvekkillerininbarışa katkı sunmak amacıyla geldiklerini ilerisürdü. Mahkeme heyeti verdiği kısa aranın ardından'terör örgütüne üye olmak' ve 'Terör örgütünün propagandasınıyapmak' suçundan sanık Lütfü Taş'ı 14, sanıkElif Uludağ'ı ise 16 yıl hapis cezasına çarptırdı. Diğersanıklar Ayşe Kara, Abdullah Yaman, Zehra Tünç,Cazibe Kabul ve Sisin Yaman da 'örgüt üyesi olmamaklabirlikte örgüt adına suç işlemek' ve ‘terör örgütününpropagandasını yapmak' suçundan toplam 9 yıl6'şar ay hapis cezasıyla cezalandırıldı. Mahkeme heyeti,haklarında yakalama kararı bulunan sanıklar MehmetAdanmış, Nizar Buldan ve Yusuf Şen'in dava dosyalarınınayrılmasını da kararlaştırdı. DİYARBAKIR AAHakkâri’nin Yüksekovailçesinde bombalısaldırı olayına karışan6 kişinin verdiğiifade doğrultusundagüvenlikgüçleri yola yerleştirilmişbombadüzeneği belirledi.Tahrip gücü yüksektoplam 16.5kilogram patlayıcı,güvenlik güçleritarafından kontrollübir şekildeimha edildi.FOTOĞRAF: CİHAN,ŞEYHMUS EDİSÇektiği ‘Kara Vagon’isimli belgeselle Dersimkatliamı sırasındayaşanan trajedileriekrana taşıyanyönetmen ÖzgürFındık, araştırmalarısırasındaulaştığı bilgi vebelgeleri, istendildiğitakdirde, TürkiyeBüyük MilletMeclisi bünyesinde1938 yılındakiolayları araştırmaküzere kurulanalt komisyonlapaylaşabileceğinibelirtiyor.Düdüklü tenceredeki bombaylaaskerî konvoyu havaya uçuracaklardıHakkâri’nin Yüksekova ilçesinde büyük bir facianın eşiğinden dönüldü. Şehir merkezindeki bir menfezin heriki tarafında bulunan ve düdüklü tencerelerin içine gizlenen 16.5 kilogram patlayıcı etkisiz hale getirildi.Ayrıca Mardin-Diyarbakır karayolundaki aramalarda 100 kilogram patlayıcı bulundu.-22 Nisan gecesi, Hakkâri’nin Yüksekovailçesinde üç ayrı okula PKK’lı teröristlerel bombası ve molotofkokteyli attı. Gazi İlköğretimOkulu’na 2 el bombası, Hamit Kesiciİlköğretim Okulu’na 2 el bombası ve AtatürkLisesi’ne 7 molotofkokteyli atıldı. Güvenlikkameralarının yardımıyla saldırganlarıneşkâlini belirleyen polis, üst üste operasyonlardüzenleyerek 6 kişiyi gözaltına aldı.Şüpheliler verdikleri ifadede, Yüksekova’nınOrman Mahallesi’nde güvenlik güçleriningeçişi sırasında patlatılmak üzere yoldaki birmenfezin altına patlayıcı konulduğunu söyledi.Olay yeri inceleme ekipleri söz konusuyerde arama başlattı. Menfezin bir tarafındadüdüklü tencere içerisine 12 kilogram,karşı tarafta da 4.5 kilo kilogram patlayıcı bulundu.Tahrip gücü yüksek toplam 16.5 kilogrampatlayıcı, güvenlik güçleri tarafındankontrollü bir şekilde imha edildi. Bu aradaHakkâri’nin Şemdinli ilçesinde de yol yapımçalışmalarını sürdüren özel bir firmaya aitşantiye, terör örgütü PKK üyeleri tarafındanbasıldı. Saldırganlar, bir iş makinesini ateşeverdi. Şantiyenin bekçiliğini yapan OsmanŞandur isimli bir kişinin, iş makinesine isabeteden bir kurşunun sekmesi sonucu hafifyaralandığı öğrenildi. Şandur, Derecik SağlıkOcağı’nda yapılan ilk müdahalenin ardındanŞemdinli Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.MARDİN VALİSİ: 100 KİLO PATLAYICI BULUNDUDün, her gün binlerce vatandaşın kullandığıMardin-Diyarbakır karayolunda büyük bir faciadandönüldü. Karayolunun 35. kilometresindePKK’lılar tarafından yolun kenarına döşenenmayının patlaması sonucu yolda dedektörlearama yapan Uzman Çavuş Erol Tuna yaralandı.Patlama sonrası güvenlik güçlerininyol boyunca yaptığı aramalarda ikinci ve üçüncüdüzeneklerde toplam 100 kilogram patlayıcıbulundu. Mardin Valisi Turhan Ayvaz,Mardin-Diyarbakır karayolu üzerinde güvenlikgüçlerince yapılan arama sırasında yukarıOcaklı köyü yol ayrımında (Mardin-Diyarbakırkarayolu 25’inci km) bölücü terör örgütü mensuplarıncadöşenen el yapımı patlayıcının infilaketmesi sonucu Uzman Çavuş Erol Tuna’nınyaralandığını söyledi. Olayın yaşandığı bölgedegüvenlik güçlerince yapılan aramada bölücüterör örgütü mensuplarınca yola döşenen100 kilogram patlayıcı madde bulunduğunuifade eden Vali Ayvaz, “Söz konusu patlayıcıgüvenli bir şekilde imha edildi. Teröristlerinyakalanması için bölgede geniş çaplı operasyonbaşlatıldı.” dedi. Bu arada Mardin DevletHastanesi’ne kaldırılan yaralı askerin durumununiyi olduğu öğrenildi. BURAK MERT, MEHMETGÜNGÖR, ŞEYHMUS EDİS HAKKÂRİ, MARDİNDERSİMLİ YÖNETMEN ÖZGÜR FINDIK:Bize Dersim’de katliam yaşatanulusalcılar bugün rant peşindeKAZIM PIYNAR İSTANBULTBMM'de kurulan alt komisyonun çalışmalarını da-Tarihe 'Dersim katliamı' olarak geçen kanlı olaylarınüzerindeki sır perdesi aralanmaya başlar-belgeler doğrultusunda olayın sorumlularını açıkla-olumlu buluyor. Artık komisyonun, elinde bulunanken, konuyla ilgili tartışmalar sürüyor. Çektiği 'Kara yabilecek hale geldiğini düşünüyor. Dersim olaylarıVagon' isimli belgeselle on binlerce insanın yaşadığıtrajediyi ekrana taşıyan Dersimli yönetmen Özgür lemesinin ardından çalışmalara başlayan alt komisyo-ile ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın özür di-Fındık, 1938'de katliam kararını alan 'ulusalcı' zihniyetinşimdi de Dersim üzerinden rant elde etme yarı-bilgi ve belgeleri yollamıştı. Fındık, belgesel çekimlena,Genelkurmay Başkanlığı da konuyla ilgili elindekişına girdiğini söylüyor.rinde elde ettiği bilgi ve belgeleri istenirse komisyonlaSon günlerde özellikle ulusalcı zihniyetinDersim'i konu alan kitaplar yazdığınapaylaşabileceğini anlatıyor.dikkat çeken Özgür Fındık, "Ancak bunlarulusalcı zihniyete göre yazılmış kitaplar.Dersim katliamını savunuyorlar. O dönemDersim katliamını yapan zihniyet şimdi kitapyazarak bunun üzerinden rant sağlıyor,para kazanıyor." diyor. Ancak bu zihniyetiyadırgamadığını aktarırken, "Çünkü onlarınbeslendiği mantık bu. Farklılıkların anasınıağlatan bu zihniyet ve bunlar zaten.” ÖZGÜR FINDIKeleştirisinde bulunuyor.O dönemki zihniyetin bugünkü yansımasının Ergenekonolduğunu belirten Fındık, günümüzde dedevam eden sorunların altında bu zihniyetin yattığınıdile getiriyor. Bu durumu ortadan kaldırmak için 12Eylül Anayasası'nın mutlaka değiştirilmesi gerektiğinivurgulayan Dersimli yönetmen, dün bu yasaları koyanlarınyine kendi koydukları yasalarla yargılanmasınınsaçma olduğunu ifade ediyor.Fındık, Dersim katliamını araştırmak için'DEDELERİMİZİN KEMİKLERİ SATILIK DEĞİL'Komisyonun bir an önce dönemin sorumlularınıaçıklamasını isteyerek, "Zaten bunlarDersimliler nazarında belli. Halk vicdanenkimlerin sorumlu olduğunu biliyor.Ancak komisyon bunları açıklayarak birresmiyet kazandırmalı. Belki bir kanunlaismi iade edilmeli. Dersim'e iade-i itibar verilmeli."ifadesinde bulunuyor. Türkiye tarihindebu tür karanlık olayların olması durumunda12 Eylül'lerin, 28 Şubat'ların bitmeyeceğiniaktaran Fındık, bunun etnik kimlik sorunu olmadığını,bir insanlık sorunu olduğunu bildiriyor. Dersimkomisyonundan ne sonuç çıkarsa çıksın amaçlarınınpara ya da tazminat olmadığının altını çizerek,"Para da istemiyoruz, derdimiz para değil. Dedelerimizinkemikleri satılık değil. Bu acılar satılık değil. Bizimasıl sancımız tarihimiz, kültürümüz ve topraklarımız.”değerlendirmesini yapıyor.Bingöl’de çatışma: 1 askerve 1 köy korucusu şehitBingöl’ün Genç ilçesinde güvenlik güçleriyle teröristler arasındaçıkan çatışmada bir komando er ile köy korucusu Ali Kalanşehit oldu, 3 terörist ise ölü ele geçirildi. Bingöl Valisi MustafaHakan Güvençer, 4 geçici köy korucusu ile 5 güvenlik görevlisininde çatışmalar sırasında yaralandığını bildirdi. Sabah saatlerindearama tarama faaliyetlerinde bulunan güvenlik güçleriile bir grup terörist arasında Genç ilçesine bağlı Yolçatı ile Sağgözekırsalları arasında sıcak temas yaşandı. Çıkan çatışmada3 terörist ölü olarak ele geçirildi. Çatışmada bir asker ve birköy korucusu ise şehit oldu. Operasyonda 7 asker ve 3 köy korucusuda yaralandı. Yaralanan askerler ve koruyucular BingölDevlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. ADİL BİLİM BİNGÖLErgenekon davasındaAtaşehir toplantısı<strong>gündem</strong>e geldiMETİN ÇOLAK İSTANBUL-Ergenekon ana davasında tanık sıfatıyla ifadeveren Sinan Berberoğlu, mahkeme başkanı HasanHüseyin Özese'nin sorularını cevaplarken davakonusu Ataşehir toplantılarını yine <strong>gündem</strong>e getirdi.Sanık Osman Yıldırım'ın, Ataşehir veya Bostancı'dabir toplantıya katılmak için cep telefonlarını kendisineemanet etmek istediğini belirten Berberoğlu, telefonlarıaçık bıraktığı için kabul etmediğini söyledi.İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülenErgenekon ana davasının 223. duruşmasında Veli Küçük,Muzaffer Tekin ve Danıştay saldırısının faili AlparslanArslan'ın da yer aldığı 21 tutuklu sanık hazırbulundu. Duruşmada, başka bir suçtan tutuklu bulunanSinan Berberoğlu'nun tanık olarak dinlenilmesinedevam edildi. Mahkeme Başkanı Özese'nin sorularıüzerine Berberoğlu, tutuklu sanıklardan Osman Yıldırımile 2004-2005 yılında Bayrampaşa Cezaevi'ndetutuklu bulundukları zaman tanıştıklarını, Danıştaysaldırısından 15-20 gün önce de kendisini telefonlaarayan Yıldırım ile Bostancı'da buluştuklarını belirtti.Berberoğlu, "Bir toplantıya katılacağını belirterekcep telefonlarının bende kalmasını, çalarsa da cevapvermemi istedi. Telefonlar kapalı olsa belki kabulederdim ama bu durumda kabul etmedim. Toplantıiçin ya Ümraniye'ye ya da Ataşehir'e gidecekti. Katılacağıtoplantının içeriğinden de bahsetmedi." ifadesinikullandı. Berberoğlu, sanık Yıldırım'ın 2-3 tane telefonuolduğunu söyledi. Mahkeme Başkanı Özese, "16Mayıs 2006 tarihinde Alparslan Arslan'ın telefonundanaranmışsınız. Ne konuştunuz, size plaka soruldumu?" diye sordu. Alparslan'ı tanımadığını söyleyentanık Berberoğlu, "O telefon Osman'ın telefonudur.Çünkü tanımadığım numaraları açmıyorum. Banaplaka da sorulmadı." cevabını verdi. Duruşmada ifadeveren tanık Serhat İnce ise Organize Suçlarla MücadeleŞubesi eski Müdürü Adil Serdar Saçan ile SedatPeker arasında danışıklı bir dövüş olduğunu iddia etti.Peker'in en parlak döneminde Saçan'ın görevde olduğunuhatırlatan İnce, "Saçan, Peker'e yol vermiştir.Saçan sonrası Peker'in hiçbir işlevi kalmadı." şeklindekonuştu. Bir dönem Deniz Ticaret Odası'nda çalıştığınıanlatan İnce, "Eğer Ergenekon diye bir örgüt varsaticaret odasıyla ilgili kesinlikle finansal ve organik bağvardır. Deniz Ticaret Odası mercek altına alınmalıdır,irdelenmelidir. Emekli paşalar ve subaylar orada istihdamedilmektedir." ifadelerini kullandı.SAYFA TASARIM: MUHARREM ÇELEBİ


09POLİTİKA25NİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMANFOTOĞRAF: ZAMAN, MEVLÜT KARABULUTTek parti dönemindeki ‘camikıyımını’ 9 belgeyle açıkladı28 Şubat’a,27 Nisan’a selamduracaksın, 27Mayıs’ı savunacaksın,sonra çıkıp ‘AKParti 28 Şubat’ınürünü’ diyeceksin.Bu ülkede darbelerinkuvözünde sadeceCHP üremiştir.Sayın Kılıçdaroğlu,sen oyol arkadaşına (SüleymanDemirel) git,‘dün dündür bugünbugündür’ demezse,sana CHPzulmünü gayettahsilatlı bir şekildeanlatacaktır.Siyasetçininelbette hatası,yanlışı olabilir. Amasiyasetçinin hesapvereceği merciTBMM’dir, bizzataziz milletin ta kendisidir.Kimse siyasetçiyihukuk dışıhesaba çekemez.-Başbakan Tayyip Erdoğan, “Tek partidöneminde camiler ahır yapıldı.”iddiasına karşı çıkan CHP lideri KemalKılıçdaroğlu’na belgelerle cevap verdi.Tek parti döneminde camilerin kapatılması,müzeye, depoya çevrilmesi, metruk haldebırakılarak ahırlara dönüşmesi ve bu değişimile dönüşümün 19 Kasım 1935’te çıkarılanbir yasayla başladığını ifade ederek,elindeki 9 belgeyi açıkladı. Yatakhane, ahır,hatta eğlence merkezine dönüştürülen çoksayıda cami bulunduğunu kaydeden Erdoğan,“Zulüm ve baskıyla dolu karanlık geçmişinizimeşrulaştırmaya kalkarsanız, oradabiz de belgelerle size gereken cevabı veririz.(Kılıçdaroğlu) İstediğin kadar inkâr et, istediğinkadar pişkinliğe vur; senin tarihin, bumilletin yüreğinde hiç silinmeyecek yanıklıiz bırakmıştır.” dedi. Parti grubuna seslenenErdoğan’ın açıkladığı belgeler şöyle:Belge 1: Camilerin satışını mümkün halegetiren yasanın çıkmasının ardından,Türkiye’nin hemen her vilayetinde, her kasabasında,camiler kapatılmaya başlanıyor.Belge 2: 1926-1950 arasında 513 cami satılıyor.Bunlarla birlikte, kilise, manastır, türbe,mezarlık, imaret, darüşşifa ve benzeriçok sayıda tarihi eserin satışı yapılıyor.Toplamda 3 bin 411 adet hayrat vakıf taşınmazınınsatışı gerçekleştiriliyor.Belge 3: Sivas’taki Ulu Cami’nin, bakım veonarım giderleri devlet bütçesinden ödenmekşartıyla, devlet müzesi yapılmak üzereMilli Eğitim Bakanlığı’na tahsisi; adı geçenbakanlığın isteği üzerine BakanlarKurulu’nca 9 Mart 1948 tarihinde kararlaştırılıyor.İmza, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü.Belge 4: “Vakıflar Umum Müdürlüğü’ndenTekirdağ Valiliği’ne satılmasına BakanlarKurulu’nca karar verilip tebliğ edilmiş veedilecek olan cami ve mescitlerin satış ilanlarınınmevkii, mahalle ve sokak ve vakfı adıtasrih edilmek sureti ile harap vakıf bina şeklindeneşrettirilmesi, cami, mescit yeri denilmemesisaygı ile rica olunur.” 17 Ocak 1938.Belge 5: (Vakıflar Genel Müdürlüğü’ndenBaşbakanlık’a önemli ve acele notuylagönderilen yazı): Tarihi ve mimari bakımdançok değerli olan Üsküdar’da AtikValide Camii ve müştemilatından AtikValide Tekkesi ile Çinili’deki Efgan Tekkesi,Vakıflar Müdürlüğü’ne haber verilmeksizinişgal edilmiş ve hayvanbarınağı yapılmıştır.Belge 6: (Karacabey kasabasındanbir vatandaşın Vakıflar GenelMüdürlüğü’ne yazdığı dilekçe.Tarih, 27 Eylül 1941): Dilekçede,kazada mevcut camilerin tamamencihet-i askeriyece işgal edildiğindenbahisle, Ramazan’dacemaatle namaz kılınmak üzerecemaati çok olan Ulu Cami’nintahliyesi istirham edilmektedir.Belge 7: Gaziantep’teki SelimEfendi Camii, CHP’ye satılıyor.CHP burayı teşkilat binası olarakkullanıyor.Belge 8: Edremit’teki Yıldırım Camii,üzerine halkevi yapılmak üzereCHP’ye satılıyor.Belge 9: Osmangazi ilçesi, TophaneMahallesi’ndeki cami, bando ve muhafızbirliğine teslim ediliyor.Başbakan Erdoğan, konuşmasındadarbeler üzerinden Kılıçdaroğlu’na yüklenmeyisürdürdü. Başbakan’ın konuşmasıözetle şöyle:Darbelerin kuvözünde sadece CHP üremiştir:CHP’nin nereye gittiğini merak ediyorum.28 Şubat’a, 27 Nisan’a selam duracaksın,27 Mayıs’ı savunacaksın, sonraçıkıp ‘AK Parti 28 Şubat’ın ürünü’ diyeceksin.Bu ülkede darbelerin kuvözündesadece CHP üremiştir. CHP’den başkakimse darbelerden nemalanmamıştır.Biz asla intikam duygusu içinde değiliz.Süreç, hukuki bir süreçtir.Demirel’e git, CHP zulmünü gayet tahsilatlı bir şekildeanlatır: Sayın Kılıçdaroğlu’nun yol arkadaşlığıyaptığı bir zat (Süleyman Demirel)bulunmaktadır. Bu zat, şapkasınıkaptırmaz ama 12 Haziran seçimlerinde‘al takke ver külah’ yapmaktan kaçınmamaktadır.Sayın Kılıçdaroğlu, seno yol arkadaşına git, ‘dün dündür bugünbugündür’ demezse, sana CHP zulmünügayet tahsilatlı bir şekilde anlatacaktır.Aynı anda hem Ergenekon’un avukatı hem de darbekarşıtı olunmaz: Sayın Kılıçdaroğlu enbaşta şunu anlamalıdır, aynı anda hemErgenekon’un avukatı, hem de darbe karşıtıolunmaz. ‘AK Parti’yi 28 Şubat üretti’diyerek, güya 28 Şubat’ın üstünü örteceksoruşturmayı sulandıracaklar. Geçmişindiyetini ödemediği sürece, CHP GenelBaşkanlığı koltuğuna oturmasını isteyenlerediyet borcunu ödemediği sürece,Kılıçdaroğlu’nun darbelere karşı çıkamayacağını,darbelerle hesaplaşamayacaktır.Siyasetçiler ne hata yaparsa yapsın darbe gerekçesiolamaz: Siyasetçinin elbette hatası,yanlışı olabilir. Ama siyasetçinin hesapvereceği merci TBMM’dir, bizzat azizmilletin ta kendisidir. Kendisini milletinyerine koyarak hiç kimse gayrimeşruve hukuk dışı yöntemlesiyasetçiyi hesaba çekemez,cezalandıramaz. Siyasetçilerne hata yaparsa yapsındarbe gerekçesi olamaz.Yeni anayasadamasadan çekilenbiz olmayacağızBaşbakan Tayyip Erdoğan, yeni anayasada kararlıoldukları mesajını verdi. 'Anayasanın Dili'sempozyumunda konuşan Erdoğan, "Yapayengellerle, menfaatçi tavırlarla anayasa yapımsürecinde zorluk çıkarılmayacağını umuyoruz."dedi. Aksi takdirde uzlaşacakları partilerleyola devam edeceklerini belirten Erdoğan, "Bütünmesele yeni anayasayı yapalım. Her halükardabiz masadan çekilen taraf asla olmayacağız."ifadesini kullandı. Başbakan Erdoğan,Türkiye Yazarlar Birliği, Türk Dil ve EdebiyatıDerneği, Türk Dil Kurumu ve Ankara BüyükşehirBelediyesi tarafından düzenlenen ''AnayasanınDili'' Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada,böyle anlamlı bir sempozyumu düzenledikleriiçin emeği geçenlere teşekkür etti. "Anayasanındili Yunus Emre'nin dili olmak zorundadır."diyen Erdoğan şöyle devam etti: "YahyaKemal de şöyle diyor: 'Bu dil ağzımda anneminsütüdür'. İşte süt gibi arı, beyaz bir dille, istismaredilmeyecek, farklı yerlere çekilmeyeceközgürlükten başka anlam taşımayacak bir anayasadili kurmak mümkündür ve inşallah bunuda başaracağız.Yeni bir anayasa yapılması içintoplumun her kesimi tarafından yürütülen gayretlerdeanayasanın dilinin de <strong>gündem</strong>e getirilmesinison derece isabetli bulduğumu ifade etmekdurumundayım. İnşallah dilimizin yaşatılması,dilimizin kazanımlarının muhafaza edilipdaha da geliştirilmesi noktasında da yeni anayasatoplum için yol gösterici olacaktır diye düşünüyorum.''Başbakan Erdoğan, TBMM BaşkanıCemil Çiçek'in yeni anayasa yapımı sürecindebüyük gayret gösterdiğini belirterek,Çiçek'e, TBMM Anayasa Komisyonu başkan veüyelerine ve yeni anayasanın oluşum sürecinedestek veren, katkı veren tüm taraflar ile AnayasanınDili Sempozyumu'nu düzenleyen AnkaraBüyükşehir Belediyesi, Türk Dil Kurumu,Türkiye Yazarlar Birliği ve Türk Dili ve EdebiyatıDerneği'ne teşekkür etti.Toplantıda söz alan TBMM BaşkanıCemil Çiçek ise, anayasalar ve yasalarınbir dilin mükemmel örnekleri olduğunubelirterek, ''Onun için bu dönem geçmiştekihataları inşallah asgariye indirerek,bir anayasa yapma imkanını bulmuşolacağız.'' dedi. Türkiye'nin birçok sorunununyanında dil meselesi olduğunuda vurgulayan Çiçek, dil politikasınaihtiyaç olduğunusöyledi. Çiçek, ''Aynı dilikonuşuyoruz fakat anlaşamıyoruz.Aynı diliçok farklı konuşuyoruz.Aynı kavramları, kelimelerifarklı anlamlardakullanıyoruz. Aynı kelimelerikullanırken iltifatmı ediyoruz, hakaretmi ediyoruz bunlar bilebirbirine karışıyor.'' diyekonuştu. ANKARA AAErdoğan, tek partidöneminde camilerinkapatılması, müzeye,depoya çevrilmesi,metruk haldebırakılarak ahırlaradönüşmesi ve budeğişim ile dönüşümün19 Kasım1935’te çıkarılanbir yasayla başladığınıifade ederek,elindeki 9belgeyi açıkladı.FOTOĞRAF: ZAMAN,ALİ ÜNALResepsiyondaki tablogurur verici, bayramıntadını çıkaralım-TBMM Başkanı Cemil Çiçek, önceki gece 23Nisan dolayısıyla verdiği resepsiyona ciddi veönemli katılım olmasından son derece memnun olduğunubelirterek, "Dünkü tablo, hepimize gururveren bir tablodur." dedi.4 yıl aradan sonra ilk kez 'eşli' yapılan davateçok sayıda milletvekili ile başörtülü eşleri katıldı. ResepsiyonaBaşbakan Tayyip Erdoğan da eşi EmineErdoğan'la birlikte gelirken, Genelkurmay Başkanıve kuvvet komutanları da tam kadro hazır bulundu.Bu tablo, 'Anayasanın Dili' sempozyumundan ayrılırkenÇiçek'e soruldu. Çiçek, "23 Nisan resepsiyonunaBaşbakan Erdoğan ve milletvekilleri uzun süresonra eşleriyle katıldı. Komutanların da resepsiyonakatılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" yönündekisoru üzerine, Meclis'in milletin meclisi olduğunuifade etti. Milletin ayrılmaz parçası olan tüm kesimleriresepsiyona davet ettiklerini belirten TBMMBaşkanı, "Ciddi ve önemli katılım oldu, bundan dason derece memnunum." dedi. Resepsiyona katılanlarave mazeretinden dolayı katılamayanlara dateşekkür ederek, şöyle konuştu: "Bayramlar milletimizinbirlik ve beraberlik, dayanışma günleri, güzelörneklerin ortaya konulduğu günlerdir. Dolayısıyladünkü tablo da hepimize gurur veren bir tablodur.Dün dünde kaldı. Geçmişle fazla mukayese yapmanında bir anlamı yok. Dünkü resepsiyon güzel birtablo ortaya koyduysa bunun üzerinden değerlendirmeyapmak, geriye dönük çok fazla da mukayeseyaparak bayramların tadını kaçırmamak lazım."Cemil Çiçek, tutuklu milletvekillerinin durumuylailgili yapılacak toplantının tarihinin belli olupolmadığına ilişkin soruyu cevaplarken de grup başkanvekilleriyle temas kuracağını kaydetti. Toplantının23 Nisan'dan sonra yapılmasını kararlaştırdıklarınıancak gününün belli olmadığını anlatarak, "Herkesinzamanının uygun olduğu bir gün bunu yapacağız."ifadesini kullandı. PINAR KAMAN ANKARA CİHANDarbe hukukunuortadan kaldırmakiçin komisyon kuralım-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, darbelerleilgili araştırma komisyonu kurduklarıgibi darbe hukukunu ortadan kaldırmak için dekomisyon kurulması çağrısında bulundu. “Yüreğin,cesaretin varsa, insan haklarını, demokrasiyi savunuyorsankapımız açıktır.” diyen Kılıçdaroğlu, AKParti’nin darbelerle hesaplaşma konusunda samimiyseCHP’nin bu yöndeki kanun tekliflerine destekvermesini istedi. Kılıçdaroğlu, partisinin TBMMGrup Toplan-tısı’nda yaptığı konuşmada demokrasininçatışma değil uzlaşma kültürü olduğunu ancakErdoğan’ın çatışmayı bir kültür olarak benimsediğinisavundu. Erdoğan’ın haksız olduğu konulardabağırarak konuştuğunu ileri sürerken, “Eğer Başbakanherhangi bir konu hakkında bağırarak konuşuyorsabilin ki orada ya bir yolsuzluğu ya bir kanunsuzluğuvar.” iddiasında bulundu. Erdoğan’ın “Kılıçdaroğlu,SSK’yı yönetemedin batırdın. Görevdenaldılar, ondan sonra 28 Şubatçılar seni göreve getirdi.”sözlerine de cevap veren CHP lideri, SSK GenelMüdürlüğü döneminde hiçbir yolsuzluk yapmadığınıancak aynı dönemde belediye başkanlığıyapan Erdoğan’ın birçok yolsuzluğunu ortaya koyabileceğiniöne sürdü. Başbakan’la bu konuları tartışmayaher zaman hazır olduğunu kaydetti. CHPlideri Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın kendisine yönelik“Demirel’in önünde diz çöküyor” iddialarına da dahaönce Deniz Baykal’ın da sık sık <strong>gündem</strong>e getirdiği‘Hikmetyar fotoğrafı’ ile karşılık verdi. Erdoğan’ınHikmetyar ile birlikte oturduğu gazete kupürünügösteren Kılıçdaroğlu, “Sen git Hikmetyar’ın dizininönünde çök, sen hâlâ o çöktüğün noktadasın. Seniben oraya mahkum ettim. Çünkü senin kafandademokrasi yok.” diye konuştu. CHP Genel Başkanı,Gaziantep’te doktor Ersin Arslan’ın 17 yaşındakibir çocuk tarafından öldürülmesine ilişkin olarak daşunları kaydetti: “O çocuk dedesinin maaşını alabilseydicinayet işlenmeyecekti. Bu yapıyı Recep TayyipErdoğan tahlil edebiliyor mu?” ANKARA ZAMANFOTOĞRAF: ZAMAN, ALİ ÜNALSAYFA TASARIM: DURMUŞ ÖZELÇİ


1025DIŞ HABERLERNİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMANUluslararası Af Örgütü: Avrupa’dayaşayan Müslümanlara karşısistematik ayrımcılık yapılıyorUluslararası Af Örgütü, aşırı sağın ve İslam karşıtlığının yükselişe geçtiği Avrupa’ya uyarı niteliğinde bir rapor yayınladı. Müslümanlarınbaşta istihdam ve eğitim olmak üzere hayatın çeşitli alanlarında ayrımcılığa maruz kaldıkları belirtilerek hükümetlere“Kalıplaşmış önyargılarla daha etkin mücadele etme” çağrısı yapıldı. Örgüt, Türkiye’deki başörtüsü yasağını da eleştirdi.-Uluslararası Af Örgütü, Fransa’dacumhurbaşkanlığı seçimlerde aşırısağcı Marine Le Pen’in yüzde 19 oyalarak Avrupa’da yükselişe geçen ırkçılıkve İslam karşıtlığının yeniden tartışılmayabaşlandığı bir dönemde konuyadair kritik bir rapor yayınladı. Fransa,Belçika, Hollanda, İspanya ve İsviçre’yeodaklanan New York merkezli örgütünraporunda, Müslümanların istihdam veeğitim başta olmak üzere hayatın çeşitlialanlarında ayrımcılığa maruz kaldığıtespiti yapıldı.Avrupa’da Müslümanlara ayrımcılığınönyargılar ve klişelerden beslendiği,bazı siyasi partiler ve medya kuruluşlarınınverdikleri mesajlarla buolumsuz bakışı körüklediği belirtildi.Avrupalı hükümetlere Müslümanlarayönelik, özellikle eğitim ve istihdamalanında ayrımcılığı alevlendiren,önyargılar ve olumsuz kalıplaşmış yargılarladaha etkin mücadele etme çağrısıyapıldı. Örgütün ayrımcılık konusundakiuzmanı Marco Perolini, “Sadecebaşörtüsü gibi geleneksel kıyafetlergiydikleri için Müslüman kadınlarişlere kabul edilmiyor, kız çocuklarınınise düzenli derslere katılması engelleniyor.Erkekler İslam ile ilişkilendirilensakal bıraktıkları için işten çıkarılabiliyor.Bu önyargılara karşı çıkmakyerine siyasi partiler ve kamu görevlilerigenelde oy toplamak için buönyargıları teşvik ediyor.” diye konuştu.AVUSTURYA, ATAD’IN TÜRKLERLE İLGİLİ KARARINI UYGULAYAN İLK ÜLKE OLDUMÜSLÜMANLAR NE GİYECEKLERİNE KENDİLERİKARAR VERMELİÖrgüt, “Tercih ve önyargı: Avrupa’da Müslümanlaraayrımcılık” başlıklı raporundadin ve inançları eleştirme hakkını daiçeren ifade özgürlüğünün hoşgörüsüzlükve önyargı kaynağı olacak şekilde yada belli din ve inançtakilerin insan haklarınıihlal edecek şekilde kullanılamamasıgerektiğini vurguladı. Raporda, “Uluslararasıhukuka göre, devletin tarafsızlığıve laiklik ilkesi, din veya inanç özgürlüğüile ifade özgürlüğü haklarına herhangibir kısıtlama getirilmesi için meşru nedenlersayılmaz.” denilirken, Müslümanlarında diğer din mensupları gibi ne giyeceklerineya da nasıl ibadet edeceklerinekendilerinin karar verebilmesinin öneminedikkat çekildi. Yine raporda “Dini sembollergiymeye getirilen, kanıtlanabilirgerçeklerden çok spekülasyon veya varsayımüzerine kurulmuş bir yasak, bireyindin özgürlüğünün ihlal edilmesi olaraktanımlanır.” denilerek, farazi gerekçelerlegetirilen kıyafet yasakları eleştirildi.Raporda, kadın istihdamı oranlarındaMüslüman azınlıkla toplumun geneli arasındakiuçuruma dikkat çekildi. 2009’daFransa’da, Fransız vatandaşlığı bulunankadınların istihdam oranı yüzde 60,9 ikenülkedeki Faslı kadınların yüzde 25,6, Türkiyelikadınların ise 14,7’sinin istihdam edildiğiaktarıldı. Yine 2006’da Hollanda’daTürkiye ve Fas uyruklu kadınların istihdamoranı yüzde 31 ve 27 iken herhangi bir etnikazınlığın üyesi olmayan Hollandalı kadınlarınistihdam oranının ise yüzde 56 olduğununaltı çizildi.Raporun “Eğitim alanındaki kısıtlamalar”başlıklı bölümünde de son10 yılda İspanya, Fransa, Belçika veHollanda’nın da aralarında olduğu birçokülkede öğrencilerin okulda başörtüsüya da kültürel ve dini kıyafetler giymesininyasaklandığı kaydedildi. UluslararasıAf Örgütü uzmanı Perolini, “Genel yasaklarMüslüman kızların eğitime erişimhakkını olumsuz bir şekilde riske atıyorve ifade özgürlüğü ile inançlarını açıkçagösterme haklarını da ihlal ediyor.” dedi.İsviçre’de 2010 yılında kabul edilen veminare yapılmasını yasaklayan yasanın dahatırlatıldığı raporda, bunun din ve inançözgürlüğünün ana bileşenlerinden biriBaşörtüsü yasağı, inanç özgürlüğünü ihlal ediyorUluslararası Af Örgütü, raporunda Türkiye’deki başörtüsüyasağını da eleştirdi. Raporda, Türkiye’de okullardakibaşörtüsü yasağının daha çok yargı kararlarındanbeslendiği belirtildi. Raporda, “Türkiye, yükseköğretimdebaşörtüsü ve diğer dini ve kültürel sembollerile kıyafetlere yönelik genel yasaklar getiren politika vemevzuatları koruyarak, dinini ve kültürel inancını özgürceifade etmeyi tercih edenlerin din veya inanç özgürlüğüile ifade özgürlüğü haklarını ihlal ediyor. Yetişkinöğrenciler sadece dini ve kültürel semboller ve kıyafetlergiydikleri için yükseköğretimden dışlanıyorlarve din veya inançları nedeniyle eğitim alanında ayrımcılığamaruz kalıyorlar.” ifadeleri kullanıldı. Bu tür yasaklarınkız öğrencileri daha çok etkileyerek ayrımcılığaolan ibadet yerleri kurma hakkının çiğnenmesiolduğu belirtildi. “Avrupa’nınbirçok ülkesinde halk arasında oluşan birfikir var; İslam iyi ve Müslümanlar kabuledilebilir, sadece çok görünürde olmadıklarısürece.” diyen Perolini, bu tavırla mücadeleedilmesi gerektiğini ifade etti.Rapor, Uluslararası Af Örgütü’nünibadet yerlerine getirilen kısıtlamalarve peçeye yönelik yasaklar konusundakisorunları, odaklandığı ülkelerde ayrımcılığamaruz kalan bireylerin somutörnekleri üzerinden de detaylandırdı.Belçika’da yaşayan ve turizm eğitimialdıktan sonra bir seyahat acentesindestaj yapmak için iş aramaya başlayanbaşörtülü R.’nin hikâyesine yer verildi.Her mülakatta kendisine başörtüsünüçıkartmayı kabul edip etmeyeceğinin sorulduğunuanlatan R., Flaman İş BulmaKurumu’nun da kendisine müşteriler iledoğrudan temas gerektirmeyecek pozisyonolan idari pozisyonlara başvurmasınıtavsiye ettiğini söyledi. Fransa’da sosyalhizmetler uzmanlığı yapan Emel isimliMüslüman bir kadın da örtünme kararıalmasının ardından yaptığı iş başvurularında“Tarafsızlığın garanti altına alınması”gerekçesiyle kendisinden başını açmasınınistendiğini aktardı. BRÜKSEL CİHANneden olduğu uyarısını yapan örgüt, uluslararası hukukagöre devletin tarafsızlığı ve laikliğin, din ve inanç özgürlüğüüzerindeki kısıtlamaların meşru gerekçesi olamayacağınınaltını çizdi. Raporda ayrıca üniversitelerinbir dönem başörtüsü yasağı konusunda gösterdiği titizliğisakal yasağında göstermediği ve yasakların 2010 yılındanitibaren uygulamada gevşetildiği de kaydedildi.Uluslararasi Af Örgütü,Avrupa ülkelerininlaiklik ve cinsiyeteşitliği gibi gerekçelerinarkasınasaklanmak suretiyleokullardave istihdamda başörtüsünüyasaklamasınıninsanhakları ihlali olduğunubildirdi.FOTOĞRAF: AA,DURSUN AYDEMIRAnkara’nın <strong>gündem</strong>indegerilimin arttığı Irak var-Türkiye ile Irak arasındaki siyasi gerilimsürerken Ankara bu ülkedeki gelişmeleriyakından takip ediyor. Irak Başbakanı NuriEl Maliki'nin tutuklatma girişimi üzerine ülkesindenayrılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı TarıkHaşimi dün Ankara'daydı. Haşimi BaşbakanTayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğluile bir araya geldi. Görüşmelerde Irak'takisiyasi kriz ele alındı. Haşimi'nin önceki günİstanbul'da Irak Meclis Başkanı Usame Nuceyfiile havaalanında bir görüşme gerçekleştirdiği debildirildi. Nuceyfi'nin Suudi Arabistan seyahatineİstanbul üzerinden gittiği ve burada Haşimiile buluştuğu ifade edildi. AA'ya konuşan Nuceyfibu haberlerden bağımsız olarak mayıs ayıbaşında İstanbul'a geleceğini açıkladı. Ziyaretin<strong>gündem</strong>i ise “Musul'a Yatırım” toplantısı. Iraklısiyasetçi iki ülke arasındaki gerilimin giderilmesiiçin temasların ve görüşmelerin sürmesi gerektiğinedikkat çekti.Ankara'da dün Kamerun DışişleriBakanı Pierre Moukoko Mbonjo'yu ağırlayanDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da geriliminiki ülke ilişkilerinden değil; Irak içindekimeselelerden kaynaklandığını vurguladı. Bakan,K. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile Bağdat arasındakisoruna, Haşimi krizi ve Şii gruplar arasındakiihtilafları buna örnek gösterdi. İran'ın geçmiştehâmiliğini yaptığı Maliki'yi Türkiye'ye karşıkörüklediği yönündeki bir soruya ise, “Böylebir cepheleşme söz konusu değil; buna da izinvermeyiz.” cevabını verdi. Öte yandan Davutoğlubu sene sonuna kadar Kamerun'un Ankara'dabüyükelçilik açacağını bildirdi. Türkiye 2009'dabu ülkede sefaret açarken ticaret hacmi 72 milyondan153 milyon dolara yükseldi. ANKARA ZAMANBM, Suriye’de 500 bin kişiyegıda yardımı gönderecek-Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı,bir yıldan uzun süredir rejim karşıtı gösterilerinsürdüğü Suriye'de 500 bin kişiye gıdayardımı göndereceğini açıkladı. Dünya GıdaProgramı, Suriye'ye yapılan gıda yardımınınaralık ayından bu yana 10 kat artırıldığını ancakülkede hâlâ açlık tehlikesiyle karşı karşıya bulunan1 milyon kişinin olduğunu bildirdi. DünyaGıda Programı sözcüsü Elisabeth Byrs, SuriyeKızılay'ının yardımıyla nisan ayı sonuna kadar250 bin kişiye gıda yardımı yapılacağını söyledi.Mayıs ayında da Humus, Hama ve Şam'da250 bin kişiye daha gıda yardımı gönderileceğinikaydeden Byrs, Ürdün'deki Suriyeli mültecileresıcak yemek dağıtımına bu hafta başladıklarınıifade etti.12 Nisan'da başlayan ateşkesin ihlal edildiğiülkede güvenlik güçlerinin Şam, Haseke, Lazkiye,İdlib, Hama ve Humus'ta operasyonlara devamettiği ifade ediliyor. Ordunun, muhaliflerinkalelerinden Hama şehrini ağır silahlarla vurduğukaydedilirken, muhaliflerin üç istihbarat görevlisiniöldürdüğü iddia edildi. Bu arada AvrupaBirliği, şiddet olaylarının devam etmesi sebebiyleŞam rejimine karşı aldığı yeni yaptırımlarıuygulamaya koydu. Buna göre Suriye'ye askerive sivil kullanımı olan lüks eşya ve ürünlerinsatışı yasaklandı. Lüks tüketim mallarına getirilenyeni yaptırımlar, Suriye Devlet Başkanı BeşşarEsed'in en sadık destekçileri olan ve rejimiayakta tutmakta kilit rolü bulunan Suriye'dekiiş çevresi ve zengin tüccar sınıfını hedef alıyor.Suriye'deki zengin sınıfların şu ana kadar kenardakaldıklarını belirten uzmanlar, ekonomikkıskacın bu sınıflara da ulaşmasının ülkedekigidişat ve dengeler üzerinde önemli etki oluşturabileceğinedikkati çekiyor. DIŞ HABERLER SERVİSİAvusturya, evlilikte Almanca zorunluluğunu kaldırdı, gözler Almanya’daBİRİNCİ SAYFADAN DEVAM-Avusturya İçişleri Bakanlığı Sözcüsü KarlheinzGrundböck, Danıştay’ın ve AdaletDivanı kararlarının kesin olduğunu ve uygulanacağınıaçıkladı. Avusturya Haber Ajansı’nakonuşan Grundböck, Avusturya vatandaşlarıile evli Türk vatandaşlarının ‘Türkiye’den gelmedenönce Almanca öğrenme’ ya da uyumsözleşmesine tabi tutulmayacaklarını açıkladı.Avusturya’nın önde gelen gazeteleri, İçişleriBakanlığı’nın dün yaptığı ‘karar kesin ve uygulanacak’açıklamasını manşetten duyurdu.Der Standard gazetesi, haberi ‘Avrupa BirliğiMahkemesi Türklere Almanca zorunluluğunukaldırdı’ başlığıyla verdi. Bulvar gazetesiÖsterreich’ın ‘AB Mahkemesi Avusturya’ya karşı’üst başlığıyla duyurduğu kararı ‘MahkemeTürklere Almanca mecburiyetini kaldırdı’ ifadeleriylemanşetten verdi. Köşe yazarları tarafından‘entegrasyon sürecine darbe vuracak birgelişme’ olarak yorumlanan karar Türk toplumutarafından sevinçle karşılandı.Hukukçu Mahmut Şahinol, mevcut kararile sadece Avusturya vatandaşları ile evliTürklere zorunlulukların kaldırıldığını, ancakATAD kararının tüm Türklere yönelik verildiğiniifade etti. Şahinol bu sorunun çözümüneilişkin şunları söyledi: “Davayı kazanan MuratDereci’nin Avusturya vatandaşı birisiyle evliolmasından dolayı mevcut kazanım sadeceAvusturya vatandaşları ile evli Türk vatandaşlarıiçin geçerli. Bir Türk vatandaşı dava açarsabirkaç yıl sürse bile sonradan yapılan zorlaştırmalardantüm Türkler muaf tutulacaklar.”ADALET DİVANI KARARLARI NE ANLAMA GELİYOR?Ankara anlaşması ile AB’nin en yüksek ve sonyargı mercii olan Avrupa Toplulukları Adalet Divanı(ATAD) AB-Türkiye Ortaklık Hukuku alanındaortaya çıkabilecek yorum sorunları konusundayetkili kılınmıştı. Mahkeme terminolojiye‘Soysal Kararı’ olarak geçen 19 Şubat 2009’daaçıkladığı karar ile Katma Protokol’ün yürürlüğegirdiği 1 Mart 1973 tarihinde Türk vatandaşlarınavize uygulamayan ülkelerin, o tarihtensonra vize uygulaması getiremeyeceğinehükmetti. Karar, Türkiye ile AB arasında 23Kasım 1970’te imzalanan Katma Protokol’ün41/1. maddesine atıfta bulunarak hizmet sunmakamacıyla AB ülkelerine giden Türk vatandaşlarınayeni kısıtlamalar getirilmesini yasaklamıştı.Bu madde, “Akit taraflar, aralarında yerleşmehakkı ve hizmetlerin serbest edinimineyeni kısıtlamalar koymaktan sakınırlar.” ifadesiylezorlaştırmaların önüne geçmeyi amaçlıyor.SAYFA TASARIM: BURHAN SOLAK


1125DIŞ HABERLERNİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMAN‘Özal yaşasaydı Ermenisorununu çözecekti’Ermeni diasporası, 24 Nisan vesilesiyle ‘soykırım’ iddialarını yeniden dünya <strong>gündem</strong>ine getirirken Aksiyon dergisi son sayısındaTurgut Özal’ın bu meselenin çözümü için attığı adımları masaya yatırdı. Özal’ın Başbakanlık arşivlerini açtığını,diasporayı Türkiye’ye davet ettiğini belirten eski bakan Hasan Celal Güzel, “Ömrü yetseydi bu sorunu çözebilirdi.” dedi.-24 Nisan’ı “soykırımıanma günü” ilan edenErmeniler, her yıl olduğu gibibu sene de birçok ülkede Türkbüyükelçiliklerinin önündeprotesto gösterileri düzenleyerektezlerini dünya <strong>gündem</strong>inetaşıyacak. Türk diplomasisiyıllardır ABD ve Fransabaşta olmak üzere Ermeniiddialarına karşı yoğun mesaiharcarken, 8. CumhurbaşkanıTurgut Özal’ın, bu meseleninTürkiye’nin ayağına‘pranga’ olacağını fark ederekçözüm yolunda girişimbaşlattığı ortayaçıktı. Aksiyondergisininson sayındayer alan dosyayagöre ülkeninselameti içinErmenilerleorta yolda ‘anlaşıp’meseleyeson vermekgerektiğini savunanÖzal’ın, TURGUT ÖZAL1983’te kurduğuilk hükümette önemli<strong>gündem</strong>lerinden biri Ermenimeselesi oldu. Özal, çözümplanını, güvendiği bürokratlarıüzerinden yürüttü. Buçerçevede 1915 öncesi ve sonrasıarşivleri araştırmacılaraaçtı. Ermeni meselesini arşivlerdeçalışmak üzere Osmanlıcabilen emekli diplomat vegenerallerden oluşan 8-10‘akil adam’ grubu oluşturduve meseleye dair bir rapor hazırlattı.Türkiye’deki arşivlerleyetinmeyip Türk Tarih Kurumuüzerinden ABD, İngiltere,Rusya ve Almanya arşivlerineakademisyen gönderdi, oradaki1915 belgelerini de çalıştırdı.Habere göre ABD seyahatlerındeErmeni diasporasıtemsilcileriyle görüşen TurgutÖzal, Ermenileri Türkiye’yedavet etti. Bununla da yetinmeyerekErmenilerin geridönmesine yönelik somutprojeler geliştirdi. Bunlarınbaşında ‘Van Projesi’ geliyor.1988-89’da ABD merkezlibir Ermeni derneğiyle temasageçerek, onlar için VanEdremit civarında arsa tahsisKolombiya Senatosu,Hocalı’yı ‘soykırım’olarak kabul ettiLatin Amerika ülkelerinden- Meksika’nın ardından KolombiyaSenatosu da 1992’de Hocalı’da yaşananları“soykırım” olarak kabul etti. AzerbaycanDışişleri Bakanlığı Sözcüsü Elman Abdullayevdün Bakü’de basına yaptığı açıklamadakarardan memnuniyet duyduklarınıbelirtti. Abdullayev, “Alınan karardaYukarı Karabağ ve etrafındaki yedi bölgenin,Ermenistan güçleri tarafından işgaledildiği ve bu işgalin halen sürdüğü belirtiliyor.Bir milyondan fazla insanın mültecikonumuna düştüğü vurgulanıyor. Bukararla Kolombiya, Meksika’nın ardındanHocalı’da yaşananları soykırım olaraktanıyan ikinci ülke olmuştur. Bu karar,Azerbaycan diplomasisinin başarısıdır.”diye konuştu. Hocalı katliamı, 1992-94arasındaki Dağlık Karabağ savaşının enkanlı sayfalarından birisi olmuştu. Uluslararasıhukuku çiğneyerek, Azerbaycantopraklarını işgal eden Ermenistan güçleri,Hocalı’da sivilleri katletmişti. 25-26Şubat’ta şehre giren Ermeniler ve Ruslaraait 366. Motorize Piyade Alayı, hiçbir ayırımyapmadan, 106’sı kadın, 63’ü çocuk70’ten fazla yaşlı olmak üzere 613 AzerbaycanTürk’ünü öldürmüştü. Saldırılarsebebiyle binlerce kişi, yaşadıkları bölgeyiterk etmek zorunda kaldı. ANKARA AAedip tatil-dinlenme kompleksiyapmalarına imkân tanımayaçalıştı. Dönemin BaşbakanlıkMüsteşarı HasanCelal Güzel’in de doğruladığıbu proje, mevzuata takıldı.O dönemde bazı gazeteler bugirişimi, ‘Özal, Van’ı Ermenilereveriyor.’ diye haberleştirdi.Olayın basına sızmasınınardından, Özal’a parti içive dışından baskı geldi, askerrahatsızlığını belirtti.Anavatan hükümetlerindemillî eğitim ve devlet bakanlığıgörevini üstlenen Vehbi Dinçerler,Özal’ın,çözüm stratejisiniAksiyon’aşu sözlerle değerlendirdi:Özal, AmerikalılarınvasıtasıylaErmenilerinTürkiye’denne istediklerinide sordurdu.Yakınlarına,bu meseledekidoğruları bulupneticeyi erken kabul etmenin(1984) Türkiye’ye komşularlailişkiler bakımından maliyetiile siyasî ve ekonomik maliyetiniaraştırttı. 20-30 senesonra zaruri olarak kabul etmeninmaliyetini de ölçtürdü.Bir rapor hazırlattı. Onungayesi Ermenilerle orta yoldabuluşup, anlaşıp meseleyierkenden çözmekti. Ne yazıkki buna ömrü yetmedi.”Turgut Özal’ın soykırım ithamlarınıortadan kaldırmayaçalıştığını ifade eden HasanCelal Güzel de, “Özal arşivleriaçtığı için bugün (Başbakan)Tayyip Bey, ‘Meseleyitarihçiler konuşsun’ diyebiliyor.Arşivlerin açılmasıTürkiye’ye ciddi bir özgüvenkazandırdı. Bu, Özal’ınileri görüşlülüğünün getirisiydi.Özal, Osmanlı döneminde‘sadık millet’ denilen‘Ermenilerin’ yeniden Türkiyeile barışabileceği fikrinisavunuyordu. Onların butopraklara geri dönebilmelerinekapı aralamak istiyordu.Ömrü yetseydi bu sorunu çözebilirdi.”dedi. ANKARA CİHANObama ‘soykırım’ demedi-ABD Başkanı Barack Obama,1915 olaylarını anmagünü olarak kabul ettiği 24 Nisan’ayönelik yaptığı yazılı açıklamada‘soykırım’ kelimesini kullanmadı.Bunun yerine, geçen seneki açıklamasındakigibi, Türkçeye “büyükfelaket” olarak çevrilen Ermenice“Meds Yeghern” terimine yer verdi.Obama, başkan seçilmeden önce1915’te başlayan Ermeni tehcirindedönemin Osmanlı yönetiminceyapılan uygulamaları ‘soykırım’olarak gördüğünü ifade etmişti.Obama, dünkü açıklamasındada, “1915 yılında neler olduğunadair kendi görüşlerimi tutarlı şekildeifade ettim. Buna dair görüşümdeğişmedi.” dedi. Ancak başkansıfatıyla hukuki bir terim olan siyasi,ahlaki ve hukuki sonuçlardoğuran ‘soykırım’ kelimesinikullanmayarak ABD hükümetinive Ankara’yı bağlayıcı bir hamleyapmaktan kaçındı. Amerika’dakigüçlü Ermeni lobisi, Obama’dan,2008’deki seçim kampanyasındasöz verdiği üzere 1915 olaylarını‘soykırım’ olarak tanımasını bekliyor.Türkiye ise bu tür bir açıklamanınTürk-Amerikan ilişkilerinedarbe vuracağını çeşitli diplomatikkanallardan Washington’a iletiyor.Açıklamasında 1915 olayları için,‘20. yüzyılın en kötü mezalimlerindenbiri’ nitelemesini yapan Obama,şu ifadeleri kullandı: “Gerçeklerintam, samimi ve adil biçimde kabuledilmesi hepimizin çıkarına. Geleceğeilerlemek, geçmişin gerçekleriylehesaplaşmadan yapılamaz. Bazıbireyler zaten ileriye dönük bu cesuradımı attılar. Bu yolu seçen Ermenive Türkleri kutluyoruz ve birçoğunundaha benimkinin yanı sıra hükümetlerinindesteğini alarak bu yoluseçeceğini umuyoruz.” ABD Başkanı,açıklamasında ciddi tıkanıklıklarınyaşandığı Erivan-Ankara normalleşmesürecine ise hiç değinmedi.GÜRCİSTAN PARLAMENTOSU’NDA‘SOYKIRIM’ KAVGASIGürcistan Parlamentosu’nda dünErmeni iddialarının müzakeresiniteklif eden milletvekili DjondiBagaturi ile Azeri asıllı milletvekiliAzer Suleymanov arasında yumrukyumruğa kavga yaşandı. Yumruklukavga, araya giren diğer milletvekilleritarafından yatıştırıldı. Kavganınardından söz alan Suleymanov,Ermeni yanlısı milletvekiliolmakla suçladığı Bagaturi’nin asılisminin “Djondi Bagaturyan” olduğunusöyledi. DIŞ HABERLER SERVİSİErmeni diasporası,“soykırımı anmagünü” olarak kabulettikleri 24Nisan’da Türk elçilikleriönünde protestogösterileridüzenliyor.FOTOĞRAF: AP,JACQUES BRİNONAbdülhamitBiliciMezhepçilik başa bela!İslam düşmanlığı ile oturup kalkan ideolojik vedinî akımların yöntemlerini ve Müslümanlara verdiğizararları dünden bugüne az çok biliyoruz. Biryönüyle bu şaşırtıcı değil. Düşmanlığa kilitlemişçevrelerin, bunun gereğini yapmasından daha doğalne olabilir? Asıl ilginç olan, Müslümanlarıniçinden çıkan ve İslam adına konuştuğunu sananlarınİslam’a vurduğu darbeler. Bazen bir söz veyaeylemleriyle öyle tahribat yapıyorlar ki, 40 akıllıbu zararı telafi edemiyor. Sünni dünya adına konuştuğunudüşünen Suud Başmüftüsü Şeyh AbdülAziz Bin Abdullah’ın “Arap Yarımadası’ndakikiliseler yıkılmalı” sözü son dönemde içeridenİslam’a vurulan darbelerin en meş’um örneklerindendi.İslam’ı adeta bağnazlık ve terörle özdeşleştirençevreler için daha iyi bir pas olamazdı.Nitekim iyi değerlendirdiler fırsatı. Zararıazaltmak için makul ve orta yolu temsil edenisimler, İslam’ın bu çarpıtılmış yorumuna karşıcesur açıklamalar yaptı. 57 İslam ülkesini temsileden İslam İşbirliği Teşkilatı Genel SekreteriEkmeleddin İhsanoğu, İslamiyet’in özellikleehli kitaba ve mabetlerine saygılı tavrının dinenve tarihen iyi bilinen bir gerçek olduğunu söyledi.Peygamberimiz, Hz. Ömer ve Fatih SultanMehmed’in ehli kitaba tanıdığı din özgürlüğünühatırlatan İhsanoğlu; Şam, Bağdat, Kahire veİstanbul’da 3 dine ait mabetlerin barış içinde yaşadığını;bu anlayışın 21. yüzyılda bile dünyayaörnek olduğunu vurguladı. Diyanet İşleri BaşkanıMehmet Görmez de “Bu düşünce hem İslam’ıntemel kaynaklarına hemBir din adamının ‘kiliselerinyıkılmasını’ isyettecrübesine aykırıdır.de 14 asırlık medenitemesiİslam adına ne Asla kabul edilemez.”kadar üzücü ise, ‘İslamCumhuriyeti’ adıtüsüneders verdi.sözleriyle Suud başmüf-Bir din adamının ‘kiliselerinyıkılmasını’ istenıtaşıyan bir ülkenineli kanlı bir rejimi mesi ne kadar İslam adınaüzücü ise aslında ‘İs-desteklemesi de dineo kadar zarar verir. lam Cumhuriyeti’ adınıtaşıyan bir ülkenineli kanlı bir rejimi mezhepçi zihniyetle desteklemeside o kadar dine zarar veren bir tutum değilmi? Allah’tan nasıl Sünnilik adına konuşan Suudmüftüsüne Sünni ekolden haddini bildirenlerçıktığı gibi, İran ve Hizbullah gibi Şiilik adına siyasetyapanların Suriye’deki rejime verdiği desteğeitiraz eden Şiiler de çıkıyor.Timetürk haber sitesine konuşanLübnan’daki Hizbullah’ın ilk genel sekreteriŞeyh Subhi et-Tufeyli’nin söyledikleri tarihî nitelikte.İran ve Suud yönetimlerinin başını çektiğimezhepçiliğin İslam ümmetinin başına belaolduğunu, İran yönetimi, Hizbullah ve Emel’inBaas’ı desteklemesinin yanlış olduğunu söyleyenŞeyh et-Tufeyli, İran’ın siyasetine şöyle bakıyordu:“Bize göre İran dış siyaseti, Farisi ögelerinağırlık taşıdığı bir siyaset olup İslam siyasetiniyansıtmamaktadır. İran, İran’la ilgilidir. İrandışındaki Şiilerin dahi maslahatlarına özen göstermemektedir.Sovyetler’in dağıldığı en zor zamandaAzerbaycan’ın değil Ermenistan’ın yanındayer alması bunun açık göstergesidir.”Bu yıl ‘kardeşlik’ teması etrafında yapılanKutlu Doğum etkinliklerini anlatmak içinİstanbul’daki basın toplantısında bir araya geldiğimizDiyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmezde Batı’dan gelen saldırılar kadar Müslümanlarınkendi yanlışlarıyla İslam’a verdiği zarardan müştekiydi.Bölgesel düzeyde mezhep çatışması riskininarkasında aslında dinden çok siyasî hırslarınyattığını söylüyordu Görmez, dünyanın veMüslümanların bu gerilimleri Batı hümanizmiile değil İslam irfanı ile aşabileceğini vurguluyordu.İslam dünyasının sorunları bitmiyordu, çünküyüzyıllardır ruhlarımızı eğiten irfan geleneğinesırtımızı dönmüş, kuru ve içi boş dindarlıklaavunuyorduk. Yunus, “Hakkı gerçek sevenlere/Cümle âlem kardeş gelir” diyordu ama biz günübırakıp hiçbirimizin yaşamadığı Sıffin, Çaldıranve Dersim’den öfke devşiriyorduk. Sorgulamaönemliydi ama af daha yüceydi. Hz. Yusuf, kendinikuyuya atan kardeşleriyle karşılaşınca “niyeattınız” değil, “şeytan aramıza girdi” demişti.Türkiye’nin dünyada İslam adına orta yoludaha gür temsil etmesi gerektiğini ama Diyanet,ilahiyat ve sivil din adamlarının küresel ölçekte yeterinceetkin olmadığını, Batı başkentlerindeki kitapçılardaTürkiye kaynaklı dinî eserlerin yok denecekkadar az olduğunu söylediğimde BaşkanGörmez, bu soruna kendilerinin de kafa yorduğunubelirttikten sonra çok önemli 3 noktanın altınıçizdi: Bir, kutuplaşmalarda uçlar öne çıktığı içinanayol gölgede kalıyor. İki, bugün İslam dünyasındakien önemli sorun, tabibe başvurmadan, eczacıyöntemiyle tedavi olma çabasıdır. İslam tarihiniyok sayıp bir delile bakarak ‘kiliseler yıkılsın’demek bu anlayışın sonucu. Üç, İslam dünyasınınbilgi üreten mekanizmaları sorun üretiyor.Türkiye’de bütün üniversitelerde 7 bin yabancı öğrencivar. Halbuki sadece Ezher’de 38 bin; Kum’da(İran) 42 bin yabancı öğrenci var. Din öğreniyorlarama ne kadar doğru öğrendikleri şüpheli. Bu mekanizmalargözden geçirilmeli. Bu kurumların yöneticileriniTürkiye’ye getirerek bu konunun elealınması <strong>gündem</strong>de.Görüldüğü gibi, yeni anayasada konumu neolursa olsun; içeride ve dışarıda dinin rolü artarken,vazifesini müdrik ve ehil bir Diyanet’e dahaçok iş düşeceği kesin. a.bilici@zaman.com.trSAYFA TASARIM: BURHAN SOLAK


12 AİLE&SAĞLIK25İshal olan çocuğa meyvesuyu, meşrubat,bisküvi vermeyin.Ateş ve ishal içinevde ne yapmalıyım?ZEYNEP KAÇMAZ İSTANBUL-Çocuklarda görülen bazı rahatsızlıklar,evde yapılacak ufak müdahalelerletedavi edilebiliyor. Anne-babaishal, kabız, isilik olan ve ateşlenen çocuğunakendisi müdahalede bulunabilir.Ancak dikkatli olmak şartıyla.Zira yapılan yanlış uygulamalar, çocuğunsağlığına daha fazla zarar verebiliyor.Marmara Üniversitesi Tıp FakültesiÇocuk Enfeksiyon Hastalıkları BilimDalı Başkanı Doç. Dr. Ahmet Soysal,evde yapılabilecek tedavi yöntemleriile ilgili önemli bilgiler verdi. Soysal,ishal olan çocuğa meyve suları vemeşrubat verilmemesi gerektiğini söylüyor.Ateşli çocuğun da aspirin kullanmamasıgerektiğini ifade eden Soysal,“Aspirin viral hastalık durumlarındakullanılması halinde karaciğer yetmezliğiile giden tabloya neden olabilir.Aspirin hekim önerisi olmadan verilmemeli.Ayrıca ateşli çocuğu soğukmusluk suyunun altına sokmak veyasirkeli su sürmek ateşi düşürmede etkilideğildir. Hatta çocukta titreme ve huzursuzlukoluşturur.” diyor.İSHALE KARŞI NASIL TEDBİR ALMALI?Doç. Dr. Ahmet Soysal, çocuklardakiishalin en büyük nedeninin virüs, bakterive parazitler olduğunu belirtiyor.İshalli çocukta ishalin derecesine göresıvı kaybı anlamına gelen dehidratasyontablosunun ortaya çıktığını söyleyenSoysal, bu tablonun ishalin evdetedavi edilip edilemeyeceği hakkındabilgi verdiğini aktarıyor. Anne ve baba,ishali olan çocukta dehidratasyon derecesinideğerlendirmeli. Öncelikle çocuğunağız içinin kuru olup olmadığınabakılmalı. Eğer çocuğun ağız içi kurumayabaşlamış, idrar çıkarmasındahafif azalma olmuş ve çocukta susuzlukhissi gelişmiş ise hafif derecededehidratasyon gelişmiştir. Orta derecededehidratasyonda ise ağız içi tamamenkuru, bıngıldağı çökmüş, gözAnne-baba çocuğunishalinin hangi evredeolduğunu bilmeli.küresi çökmüş, idrar çıkışı azalmış vederi dokusunda bozulma olmuştur.Ağır derecede dehidratasyonda da çocuğunsolunumu ve nabzı hızlanmıştır,idrar çıkışı tamamen azalmış, gözküreleri çökmüş, bıngıldağı çökmüş veçocuğun genel durumu bozulmuştur.Orta ve ağır derecede dehidratasyonuolan çocuklar en kısa sürede hastaneyegötürülmeli. Hafif dehidratasyonuolan çocuklar ve oral alımı iyi olan, aşırıkusması olmayan çocuklar evde tedaviedilebilir.Soğuk suya sokmak,sirkeli su sürmekateşi düşürmez.Ateşli çocuğa aspirinkullanmayın. Ciddisonuçları olabilir.ŞEKERLİ VE YAĞLI GIDALARDAN KAÇININSoysal, evde ishal tedavisinde dikkatedilecek hususları şöyle sıralıyor: Antibiyotiklerinishal tedavisinde yeriyok. Zira ishal sıklığını artırabilir, hekimönerisi olmadan kullanılmamalıdır.Kusma önleyici ilaçların kullanılmasındadikkatli olunmalı, sık yan etkilerigörülebilir. İshali olan 6 aydanküçük çocuklarda emzirme asla kesilmemeli,hatta sıklaştırılmalı. Her ishallidışkı yapışında kaynatılmış ve soğutulmuşsudan alabildiği kadar verilmeli.Yaşı büyük çocuklarda ise önceliklebol sıvı özellikle su verilmeli, su isekaynatılmış ve soğutulmuş olmalı. Sıvıihtiyacını karşılamak için hazır meyvesuları ve meşrubatlar tercih edilmemeli.Şekerli ve yağlı gıdalardan sakınılmalı;tatlı, gofret, bisküvi, bal, kola,gazoz, çikolata gibi ürünlerden kaçınılmalı.Beyaz peynir, patates, yoğurt, pirinçlapası, pirinç pilavı, muz, az yağlıköfte tercih edilmeli. Ayrıca çocuklaraçinko içeren solüsyonların (çözelti) verilmesiishalde faydalıdır.Anne-babalar, çocuklarınınsağlığıadına evde yapabileceklerişeyleriiyi bilmeli.Doç. Dr. AhmetSoysal, evde atlatılabilecekhastalıklarkarşısındaebeveynlerinyapması gerekenlerianlattı.NİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMANKabızlıkta çocuğa kuruerik ve armut verinÇocuklarda kabızlık genellikle ek gıdalara geçildiği(6-12 ay arası), tuvalet alışkanlığının edinildiği veokula başlama döneminde görülür. Kabızlığın önlenmesive basit kabızlığın tedavisinde en önemlinokta lifli (posalı) gıdalar tüketmektir. Liften zengingıdalar tam tahıldan yapılmış ekmek, baklagiller,fındık, fıstık, meyve ve sebzelerdir. Kuru erik ve armutiyi bir dışkı çıkarıcıdır. Çocuğa havuç, turp, domatesgibi sebzeler her gün düzenli olarak verilmeli.Ayrıca günlük elma, kuru erik, portakal veya armutsuyu içirilmeli. Üç yaşından büyük çocuklara günarasında ara öğün olarak fındık veya fıstık, ekmekveya salata yedirilmeli. Bu beslenme şekliyle de kabızlıkdüzelmiyor ise fitil veya laksatif olarak adlandırılanilaçlar hekim danışmanlığında kullanılmalı.Ilık ıslak havlu koymakateşe karşı daha etkiliAteşi düşürmek için çocuğun üzerindeki giysilertamamen çıkarılmamalı, üzerine hafif giysiler giydirilmeli.Bol sıvı ve ateş düşürücü olarak da asetaminofenveya ibuprofen kilosuna göre ayarlanarakverilmeli. Asetaminofen dozu 4-6 saatte,ibuprofen dozu ise 6 saatte bir tekrar edilebilir.Ateşli çocukta ateş düşürücü olarak aspirin kullanılmamalı.Aspirin bazı viral hastalık durumlarındakullanılması halinde karaciğer yetmezliğineneden olabilir, hekim önerisi olmadan kullanılmamalı.Ateşli çocuğu akan soğuk musluk suyununaltına sokmak en sık yapılan hata. Soğuksuyun altına sokmak çocukta titreme hissi ve huzursuzlukoluşturur ayrıca kısa süre içinde tekrarateş çıkar. Bunun yerine vücudunun belli başlıyerlerine ılık ıslak havlu koymak daha etkilidir.Sirkeli su sürmek de diğer sık yapılan hatalardanbiri. Sirkeli su, ateş düşürmede etkili değildir ayrıcaçocuğun kötü kokmasına neden olur.Zeytinyağı içerenkremler, pişiği önlüyorPişik olan bebeklerde alt bezi kullanımına kısa süreliara verilmeli, alt bezi bölgesinin direkt hava iletemas etmesine izin verilmeli ve sık sık alt bezi değiştirilerekçocuğun altının kuru kalması sağlanmalı.Bunun yanında alt bezi bölgesine yüzeysel olarakvazelin ve çinko içeren merhemler sürülebilirve her alt değişiminde uygulanmalıdır. Ayrıca zeytinyağıile bu bölgenin sıvanması fiziksel olarak bariyeretkisi sağlayarak pişik gelişiminin önüne geçebilir.Özellikle prematür bebeklerde yapılan çalışmalardazeytinyağı içeren kremlerin pişik gelişiminiönlediği ortaya çıktı. Pişik tedavisinde pudrakullanılması ise tartışmalı bir konu. Pudra cilt hasarıve terlemesini önleyerek pişik tedavisinde yardımcıolabilir ancak günümüzde ilk önerilen tedaviler arasındayer almıyor. İsilik olan bebeğin ise aşırı terlemesiönlenmeli, daha serin ortama götürülmeli, hafifgiysiler giydirilmeli ve ılık banyo yaptırılmalıdır.Texas’lı bir Hanımefendi ile Almanya’da bir haftaÇÝTLEMBÝKE. ABDURRAHMANBurhaneddin Amcam 18-24 Mart 2012 tarihleriarasında beraber dolaştığı bir bilimkadını hakkındaki görüşlerini şöyle ifadeediyor: Houston Üniversitesi’nde DinlerSosyolojisi Profesörü olan Helen RoseEbaugh’un Gülen Hareketi ile ilgili kitabı– Die Gülen Bewegung-Eine EmpirischeStudie (Gülen Hareketi- Emprik bir Araştırma)adı ile Herder Yayınları tarafındanAlmanca’ya tercüme edilip piyasayasürüldü. Profesör Ebaugh kitabını tanıtmakamacıyla bir haftalığına Almanya’ya geldi. Berlin,Hamburg, Münster, Köln, Frankfurt, Ludwigshafen,Mannheim, Stuttgart ve Münih’te tertip edilmişetkinliklere katılmak üzere Prof. Ebaugh’a eşlik ediyoruz.Bu bize; eğitim hizmeti hareketinin dışındanbir akademisyenin hareket ile ilgili gözlemlerini yaparkenhangi noktaların üzerinde durduğunu tespitetme şansı veriyor.Prof. Ebaugh, Batılı bir okurun hareketle ilgili kafasındailk oluşabilecek sorulara cevap bulabilmek içinbu çalışmayı yapmış. Gülen ismine ilk olarak 21 Eylül2001’de, 11 Eylül saldırılarından 10 gün sonra WashingtonPost Gazetesi’ndeki “Bir Müslümanın teröristolamayacağı başlığı” ile verilen tam sayfa taziye ilanındarastladığını hatırlatıyor. 11 Eylül saldırılarından dakikalarsonra talebelerinin olaydan bahsetmesi üzerinedetayları bilmemesine rağmen “Müslümanlar budakikadan sonra büyük bir zan altında kalacaktır” tespitiniüzülerek yapıyor.Prof. Ebaugh; global hale gelmiş bir hareketin arkasındakimaddi kaynakları ve insanları bu hareketiniçinde olmaya iten motivasyon düşüncesini bir Batılınınmerak edeceğinden Houstan’da ve Türkiye’de hareketidestekleyen ve hareketin aleyhinde olan 103 insanlayaptığı mülakatlar sonucunda kitabını hazırlamış.Tarafsızlığını koruyabilmek için göstermiş olduğuçaba takdire şayan. “Sayın Gülen’le hiç görüşmedim”diyor. Çalışmanın maddi kaynağını Houston Üniversitesisağlamış.Prof. Ebaugh üçüncü nesil Alman asıllı bir Amerikalı.Texaslıların muhafazakar aile yapısını koruduğu herhalinden belli. Konusundan ve kendinden emin. Profesyonelyaklaşımı dikkatlerden kaçmıyor. Dinleyicileriile irtibat kurmada çok başarılı. Provokatif sorulargeldiğinde soğukkanlılığını koruyabiliyor. Bazı göstericigruplara aldırış etmiyor. Herhangi bir paranoya veendişeden uzak, harekette bilimsel olarak tespit ettiklerinibütün açıklığı ile anlatabiliyor.Hareketin bütün maddi kaynaklarının bu hareketegönül vermiş insanlardan geldiğini gördüğünü anlatıyor.Gönüllülerin gelirleri ölçüsünde bu hareketi desteklediğini,vizyoner olduklarını ve Muhterem M. FethullahGülen Hocaefendi’nin bu insanlara sadece tavsiyelerdebulunduğunu belirtiyor.Almanya’da bayanların harekette daha aktif olduğunufark ediyor. “Kitabımı Almanya seyahatimden sonrayazsaydım bayanların hareketteki yeri ile ilgili eleştirimdaha farklı olurdu.” diyor.Prof. Ebaugh; Fethullah Gülen’in; hareketinkendi ismi ile anılmasından rahatsız olduğunu, bunungönüllülerin icra ettiği bir hizmet hareketi olduğunubelirtmesine rağmen, tarihin bu harekete buismi verdiğinin de bir gerçek olduğu sosyolojik tespitiniyapıyor.Uzun yıllardır Türkiye dışında da eğitim ve diyalogfaaliyetleri alanında aktif olan Hizmet Hareketininyerliler açısından da memnuniyet verici olduğunudüşünüyor.Hatta çocuklarını bu okullara gönderebilmek içinyedek listelerinde bile beklemeye razı olan ebeveynlerlekarşılaşmış. Doğru olmayan eleştirilerin sadeceTürkiye kaynaklı bazı uç düşüncelerden geldiğini belirtiyor.Texas’ta da Gülen’in düşüncelerinden etkilenipaçılan okullarda çocuklarını okutabilmek için 32bin ailenin sırada beklediğini bildiğini söylüyor. YineTürkiye kaynaklı bazı aşırı siyasi düşüncelerin bu okullarlailgili asılsız iddialarla velileri endişeye sürüklemekistediklerini fakat velilerin bu söylentilere kulak asmadıklarınıanlatıyor.Dr. Ebaugh’a göre Gülen’i hareketin ilk günlerindenbu yana tanıyan insanların hayatta olduğu şu sıralardabiyografisinin yazılması gerekiyor.Bu bilimsel biyografinin harekete sosyolojik olarak ışıktutacağı kanaatini taşıyor.Texaslı Hanımefendi Prof. Rose Ebaugh’la sosyolojidünyası Almanya’da renkli bir hafta yaşadı. Dinleyicileriile diyalogları çok samimi idi. Her türlü durumdagüzellikleri görebilen bir akademisyen olarak BayanRose’un çalışabildiği sürece talebelerinden ayrılmakistemediği her halinden belli.Bu tespitleri yaparak, bana yazılı olarak ulaştıranBurhanettin Amcama çok teşekkür ederim.Ahmed ŞahinKutlu Doğum’da kardeşliğimizi koruma görevimiz!..İradenizi tamyerinde kullanarakönce siz selamverin, musafahaiçin öncesiz elinizi uzatın,kardeşliğinizikoruma imtihanınıönce siz kazanmışolun…Kutlu Doğum kutlamalarında ısrarlakardeşliğimizi koruma görevlerimizhatırlatılmakta, sevgi saygımızın canlanmasıiçin özel bir gayret göstermemizgerektiğine dikkatlerimiz çekilmektedir.Bu konuda Kırık Testi’den özetleyerekarz edeceğim şu değerlendirmeleride okuyunca bir daha anlıyoruzki, gerçekten de kardeşliğimizi kazanmagörevimiz, her birimizin irademizebırakılmış en önemli mükellefiyetimizdir.Sözü uzatmadan konununpek farkında olunmayan bu önemliyanını buyurun birlikte okuyalım.***Efendimiz (sas) Ümmet-iMuhammed’in kökten ve toptan yokedilmemesi, umumi bir kıtlığa maruzkalmaması ve çoğunu helak edecekbir düşmanın tasallutu altındakalmaması için Cenâb-ı Hakk’a duadua yalvarmış ve Allah (cc,) EfendimizAleyhissalâtü Vesselâm’ın bu duasınıkabul buyurmuştur! Buna göre buümmet, umumi bir helake uğramayacağıgibi, devamlı olarak başkalarınınhâkimiyeti altında da şükürler olsunkalmayacaktır! Ancak Efendimiz’in(sas) bu ümmetin kendi arasında birbirleriylevuruşmamaları, birbirlerinedüşmemeleri, kardeşliklerini korumalarıiçin yapmış olduğu duasınınCenâb-ı Hak tarafından kabul buyrulmadığıda ifade edilmiştir. (Müslim,Fiten, 19/20)Bu son talebin kabul edilmeyişhikmetiyle alâkalı şu önemli hususdile getirilmektedir:-Kardeşliği koruma meselesi, insanlarınkendi iradeleriyle kazanacaklarıgörevleridir! Zira insan akıl veşuur sahibi bir varlıktır. Kendi iradesiişin içinde olmadan sürü gibi güdülmek,bir yere toplanmak, ağaçlar gibiüst üste yığılıp bir arada bulunmak insanhaysiyet ve şerefine uygun düşmemektedir.Bunun yerine insanın,iradesinin hakkını vererek bir aradayaşayabilme ve başkalarıyla beraberliktesis ederek kardeşliğini koruyabilmeyollarını araştırması,bulması,uygulaması gerekir!.NitekimCenâb-ı Hak ilahîkelamında farklıâyet-i kerimelerdetekrar tekrarinsanların birbiriyleimtihan edileceğiniifade buyurarakümmet-iMuhammed’in maruz kalabileceği bubüyük imtihan konusunda bizi şöyleikaz etmektedir.“Bazınızı bazınızla imtihan edeceğiz!.”(En’âm /53)İşte bu imtihanlardan biri de bazımızınbazımızla imtihan edilmemizdir.Çünkü insanın yaratılışı çok farklıdır.Allah (cc) insan nevinde değişikneviler yaratmıştır. İnsanlardan her birfert başlı başına bir nev gibidir. Herkesinmizaç ve huyu farklıdır. Kimsekimseye benzemez. Allah insanlarıbu şekilde farklı farklı yaratmakla,esma-i ilâhiye ve sıfat-ı sübhaniyesinintecellilerini gösteriyor. Ve aynı zamandabununla bizi birbirimizle imtihanediyor ve imtihanda başarılı olanlaramükâfatlar vaat ediyor.Yani senin huyun onun huyunauymadığı gibi, onun huyu da sana uymayacak.Sen ayrı bir meşrebin çocuğu,o ayrı bir mizacın evladı olacak.Ancak aranızdaki bütün bu farklılıklararağmen, siz yine birlik ve beraberliktesis ederek kardeşliği korumanınyollarını arayacak, böylece bu imtihanıkazanacaksınız!.Bu sırada bazı huyları farklı olankardeşlerinizle de karşılaşabilirsiniz.Aranızda şöyle böyle sebeplerdenkırgınlık-dargınlık çıkabilir. Hemenkötü insan, kötü kardeş damgasınıyapıştırmayın. Farklılıklarınızı ilahiisimlerin farklı tecellisinin gereğigörerek kardeşliğinizi yeniden canlandırmayabakın, kuvvetlendirmeyeçalışın.Fertler arasında oluşabilen bu gibifarklılıklardan dolayı ilk defa özür dileyip“kusura bakma kardeşim, hakkınıhelal et” diyebilen kimse, iradesininhakkını veren bir barış kahramanısayılır. Bir hadis-i şerifte Efendimiz(sas) bu barış kahramanına işareteder ve birbirine küsen iki kişiden hayırlıolanın, önce selâm veren olduğunuifade buyurur.Öyle ise iradenizi tam yerindekullanarak önce siz selam verin, musafahaiçin önce siz elinizi uzatın, kardeşliğinizikoruma imtihanını öncesiz kazanmış olun…Kardeşliğimizi koruma imtihanınıkazanacağımız nice Kutlu Doğumlardileğimizle..SAYFA TASARIM: YÜCEL ERGÜNEŞ


13ailem25 NÝSAN 2012 ÇARÞAMBA ZAMANw Kalbin dili“Kim müsibete uðramýþ biriniteselli ederse, onun o dertsebebiyle kazandýðý sevapkadar sevap kazanýr.“w Hikmet damlalarý“Aklýn yolunu aydýnlatýp ona yeniufuklar açan bir ilâhî meþ'ale vardýrki, onun aydýnlýðýnda bir senedekat'edilecek yollar bir saattealýnabilir: O da, fikirdir.“ÜmitBurcuHAKKINDA MÝRAS AYETÝ ÝNEN HANIM SAHABE:ÜMMÜ KEHÂ (r. anhâ)HAVVA ERGENE IÞIK1Eþi Uhud Savaþý’nda þehit olan buhaným sahabe, kýz çocuðu ileortada kalakalmýþtý. Eþininarkaya býraktýðý miras ile onlarabakacak, hem annelik hem debabalýk yapacaktý. Fakat cahilliyedevrinin kötü bir adeti vardý.Arkada kalan mirasý öleninhanýmý ve kýzý alamazlardý.Ümmü Kehâ (r. anhâ), Medine’li ashaptanolan Evs b. Sabit’in hanýmýdýr.Ýslam’ýn esintileri Medine’ye ulaþtýðýndaÜmmü Kehâ eþiyle birlikte Müslüman olduve Allah Resûlü’nün ashabýnýn arasýna dahiloldu. Peygamber Efendimiz Medine’ye hicretedince onlar da diðerleri gibi kapýlarýnýbu þerefli misafire açmýþ, onu evlerinde aðýrlamayýistemiþlerdi. Evlerinde misafir edememiþlerdi;ama beldelerinde ona her türlüdesteði vererek sürekli yanýnda olmaya çalýþmýþlardý.Uhud Savaþý’na Ümmü Kehâ’nýn eþi Evsb. Sabit de katýldý ve orada þehit olanlardanbir tanesi o idi. Eþi þehit olan bu haným sahabe,kýz çocuðu ile ortada kalakalmýþtý. Eþininarkaya býraktýðý miras ile onlara bakacak,hem annelik hem de babalýk yapacaktý.Fakat cahilliye devrinin kötü bir adeti vardý.Arkada kalan mirasý ölenin hanýmý ve kýzýalamazlardý. Bu kötü adete binaen Evs’in arkayabýraktýðý malý, amcasýnýn çocuklarý almýþ,hanýmý ve kýzlarýna hiçbir þey vermemiþlerdi.Ümmü Kehâ (r. anhâ) çaresizlik içinde durumuResûlullah’a arz etti. Allah (celle celâluhû)yetimlerin hakkýna uzanan ellere fýrsat vermeyerek,bunlar hakkýnda ayet indirdi:“Ana ve baba ile yakýn hýsýmlarýn býraktýklarýndankadýnlara azýndan da çoðundanda farz edilmiþ birer nasip olarak (hisselervardýr.)Bu ayeti kerimenin inmesi üzerine AllahResûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) mirasýalan kimselere, Evs’in malýndan el çekmeleriniemir buyurdu. Eþinin vefatý ile duyduklarýüzüntü, mirastan hisselerini alamamaklabir kat daha artan Ümmü Kehâ ve kýzlarý,bu ayetin iniþiyle maðduriyetten kurtulmuþve ýstýraplarý biraz olsun hafiflemiþti. Dahasonra da Nisa Suresi’nin on birinci ayeti indirilerekmirasýn, anne- baba, kýz- erkekçocuklar ve yakýnlar arasýnda paylaþýmý bildirilmiþti.Miras ayeti kendi hakkýnda inen ÜmmüKehâ (r. anhâ), ayette emir buyrulduðuüzere eþinin mirasýndan sekizde bir hissesinialmýþ, kýzlarý da malýn üçte ikisini ve artanýnýalmýþlardý. Böylece yapýlan haksýzlýkortadan kaktý.Peygamber EfendimizMedine’yehicret edinceonlar da diðerlerigibi kapýlarýnýbu þereflimisafire açmýþ,onu evlerindeaðýrlamayý istemiþlerdi.Bir musibet kýrknasihatten iyidirSayýn Ümit Burcu, gazeteyi her sabah okuduðumdailk sizin yazýnýzla baþlýyorum. Dertlilereçare olduðunuz için Allah razý olsun.Ben arkadaþým için yazýyorum. Ýkimiz deüniversite öðrencisiyiz. Benim arkadaþým uzunzamandan beri bir Fas’lý oðlanla görüþüyor.Ama öyle buluþarak deðil, sadece telefondan.Oðlanýn aðabeysi önceden bir Türk kýzlakonuþuyormuþ. Bunun ailesi kesinlikle kýzýkabul etmemiþ. Annesi “ben ancak ölürsemolur” diye söylemiþ. Aðabeysi de vazgeçmiþ.Kýz arkadaþým ise umutlu, belki ailesisonra razý olur diye. Oðlan da tam bitirmekistemiyor.Ben arkadaþýma bu durumda nasýl bir tavsiyede bulunabilirim? Arkadaþýmýn ailesi deAraplara pek onay vermiyor, sýcak bakmýyor.Selam ve Dua ile GülendamVe aleyküm selam Gülendam kýzým,Önce Araplar ve Türkler þeklinde genellemeyapmak doðru olmaz. Bizi yanlýþa götürür.Her milletin iyisi de, kötüsü de vardýr.Arkadaþýný bulunduðu durumdan kurtarmakisteyip çözüm için çaba göstermençok güzel.Ýnsan duygularýn esiriyken objektif olamayýp,doðru ve yanlýþlarý göremeyebiliyor.Her insanýn böyle durumlarda kendisineyol gösteren senin gibi bir arkadaþýnýnolmasý gerek.Öncelikle bir üniversite öðrencisinin henüzokulu bitmemiþken birileriyle görüþmesinitavsiye etmiyorum. Çünkü ilim öðrenirkenkafayý baþka þeylerle meþgul etmekkonsantrasyonu bozar ve verimi azaltýr.Arkadaþýna gelince oðlanýn ailesi geçmiþtebir Türk kýzý reddetmiþ. Bu arkadaþýnýda reddedeceðine bir iþarettir. Arkadaþýnýnailesi de Araplara sýcak bakmýyorsa, iki taraftabu evliliðe karþý çýkacak demektir. Ailelerinonayý alýnmadan yapýlan evliliklermaalesef çoðunlukla hüsranla sonuçlanýyor.Arkadaþýna bunu açýk bir þekilde kalbinikýrmadan anlatmaya çalýþ.Oðlan ailesine arkadaþýndan bahsetmiþmi? Bahsettiyse nasýl bir tepki almýþ? Gerçektenciddi düþünüyor mu? Bunlar önemli..Arkadaþýna selam söyle “ya Oðlanla görüþmeyibitirsin, ya da üniversiteyi” ikisi aynýanda olmaz. Yoksa kendisi biter.Allah yardýmcýnýz olsun kýzým.Bize yazýn: mail: umitburcu@eurozaman.deAdres: Sprendlinger Land str. 107 63069 Offenbachbilmek lazýmÇocuklara verme kültürünü vermeendam aynasýBunlarý biliyor musunuz?Bacak bacak üstüne atarken iyi düþününMerkezi Malezya'da bulunan ve Çin genelinde de faaliyetgösteren M.J. Saðlýk Yönetimi Merkezi adlý kuruluþun raporunda,bacak bacak üstüne atmanýn kan akýþýný engellediði,buna baðlý olarak kan pýhtýlaþmasý, bel burkulmasý ve incinmesi,omurga disklerinin kaymasý ve skolyoz (omurgadaanormal eðrilik) gibi ciddi rahatsýzlýklara neden olduðu bildirildi.Bacak bacak üstüne atarken bir daha düþünüp, bu davranýþýnciddi saðlýk sorunlarýna yol açabileceðini unutmayýn.TUBA KABACAOÐLU‘Mallarýný Allah yolunda hayra verip de sonra5 baþa kakmayan, alanlarýn gönlünü kýrmayan(onlara iyi davranan) kimselerin Allah katýnda kendilerinehas mükâfatlarý vardýr. Onlara korku olmadýðýgibi üzülmeyeceklerdir de. (Bakara suresi,262)”, “Göklerin ve yerin mirasý Allah’a ait olduðuhâlde, size ne oluyor da Allah yolunda mallarýnýzýharcamýyorsunuz? (Hadîd suresi, 10)”Batý felsefesine göre insanlar alarak kazanýyor.Doðu felsefesine göre de vererek... Zira inananlar;asýl paylaþtýklarýnýn kendine ait olduðunu biliyor.Üstelik baþka birine yaptýðý küçücük bir katkýnýnbüyük kârlarla ona döneceðini de aklýnýn bir köþesindebulunduruyor. Gönlü burkulmadan, ‘Neden?’demeden paylaþabilen nesiller yetiþtirmeyi istemezmisiniz? Blog yazarý Elaine Ng Friis, “Çocuklara finansalyönetim nasýl öðretilir?” sorusu üzerine kafayormuþ Çinli bir anne. Bulduðu “3S Kuralý” çocuðunapaylaþmayý öðretmek isteyen anne-babalarailham verebilir. Friis, 3S (sharing, saving, spending)kuralýný “paylaþmak, tasarruf etmek, kendimiz vesevdiklerimiz için harcamak” þeklinde özetlemiþ.Bu önemli aktivite için öncelikle 5 kumbara lazým.Kumbaralarýn üzerine ‘Ne için?’ sorusuna verdiðinizcevaplarý yapýþtýrýyorsunuz. Sonra da sýrasýyla‘zekât’, ‘sadaka’, ‘ailemiz ve diðer sevdiklerimiz’,‘tasarruf’ ve ‘harcama’ yazan kumbaralarý yan yana,her zaman görülebilecek bir yere koyuyorsunuz.Ayrýntýlý harçlýk tanzimi þu þekilde yapýlýyor:Paylaþmak (%30): Yüzde 10 zekât, yüzde 10 aile vesevdiklerimiz için harcama, yüzde 10 sadaka.Tasarruf Etmek (%20): Parasýnýn bir kýsmýný zorgünler için biriktirme.Harcamak (%50): Diðer iki bölümü öncelikle dikkatealdýktan sonra çocuk parasýnýn geri kalan kýsmýnýkendi ihtiyaçlarý için harcayabiliyor.Elaine Ng Friis tam 12 yýldýr bu paylaþýma dikkatediyormuþ. Allah’ýn her zaman sözünü tuttuðunuyaþayarak öðrendiðini söylüyor: “Diðer insanlarlapaylaþacak kadar kazanýyorum. Verdikçe de paramýnarttýðýný görüyorum.”bilgi daðarcýðýPratik bilgilerRenkli yumurtalarRenkli yumurtalarýn yapýmý çok kolaydýr, üstelikgörüþünleri de çok hoþtur. Hele çocuklarýnýz bunlarabayýlacak ve zevkle yiyecektir.Kahverengi olmalarýný istiyorsanýz kahve veya çayla,Sarý olmalarýný istiyorsanýz safranla,Yeþil olmasý için ýspanakla,Kýrmýzý olmasý içinde pancar ile birlikte haþlayýn.Organikkozmetiktarifleri5Organik kozmetik diye bir kavram yerleþti dilimize.Tadýna bakmak isteyen çýkar mý bilinmezama 'yenilebilir' iddiasýndaki kremler, temizleme sütlerihatta kapatýcýlar çýkýverdi ortaya. Ancak "yemekde yaparým krem de" diyen hamarat hanýmlarýn imdadýnagüzellik uzmanlarýnýn reçeteleri yetiþiyor. EstetisyenSeda Sakacý'dan aldik tariflerimiziYaðlý ciltler için maskeMalzemeler: 1 yumurta aký, 1 çay kaþýðý çam balý,3-4 damla limon suyu.Yumurta akýyla çam balý çýrpýlýr. Üzerine 2-3 damlalimon suyu eklenir. Ciltte 10-15 dakika bekletilip ýlýksuyla yýkanýr. 15 günde bir uygulamanýz yeterli.Kuru ciltler için nemlendiriciMalzemeler: 100 ml su, 2 gram yeþil çay, 1 yumurtasarýsý, 5 gram bal, 10 ml bitkisel gliserin.Suyu kaynatarak cam bir bardaktaki yeþil çayýnüzerine dökerek demleyin. 15 dakika sonra tülbentlesüzün. Ayrý bir kapta yumurta sarýsý ve balý çýrpýn,gliserini de ekleyerek karýþtýrýn. Süzdüðünüz yeþilçayý azar azar üzerine ekleyin. Bu karýþým buzdolabýnda10 gün dayanýyor.


14 GÜNDEM25NÝSAN 2012 ÇARÞAMBA ZAMANDÝTÝB Solingen Camiin düzenlediði Kutlu Doðum Programýna binlerce vatandaþ katýldý.Peygamber sevgisi salona sýðmadý1Diyanet Ýþleri Türk-ÝslamBirliði (DITIB), Kutlu DoðumHaftasýný Solingen’de düzenlediðigeniþ katýlýmlý bir etkinliklekutladý. Düsseldorf BaþkonsolosluðuDin Hizmetleri Ataþeliðiöncülüðünde DÝTÝB SolingenCamiin hazýrladýðý Kutlu DoðumProgramý Solingen Stadthalle’degerçekleþti. Programa DüsseldorfBaþkonsolosu Fýrat Sunel, DinHizmetleri Ataþesi Dr.Ýlhami Ayrancý’ýnyaný sýra birçok dernekbaþkaný ve üç bine yakýn vatandaþkatýldý. Din Hizmetleri AtaþesiDr. Ayrancý yaptýðý konuþmadaKutlu Doðum Haftalarý’nýn1989’dan bu yana kutlandýðýnýhatýrlattý. Ayrancý “Hz. Peygamberimizingetirdiði evrensel mesajýanlamanýza vesile olmasýnýistiyorum. Kutlu doðum, þereflidoðum demektir. Bir devrin kapanýp,bir devrin doðuþudur.Hakkýn ve adaletin zulmü vehaksýzlýðý boðuþudur. Evrenselmesajý dünyaya sunuþudur. O,bize sevgi ve barýþ dini olan Ýslam’ýteblið etmiþtir. Yüce Allah’ýninsanlýða gönderdiði rahmet elçisipeygamber efendimizin dünyayateþrifleri münasebetiyle düzenlenenprograma katýlanlara teþekkürediyorum” dedi. DüsseldorfBaþkonsolosu Fýrat Sunel yaptýðýkonuþmada eðitimin öneminedeðinerek, “Sizlere Peygamberimizeinen ilk ayetin mealini hatýrlatmakistiyorum. Oku, yaradanAllah’ýn adýyla oku Ýþte buayet hepimize yol gösterici olmalý.Okumak ve okutmak dinimizinemirlerindendir. Bunun için tümimkânlarýmýzý seferber etmeliyiz”dedi. Program çerçevesinde yapýlansunumlar, çocuklarýn seslendirdikleriþiir ve ilahiler ile sonaerdi. SELÇUK ÇÝÇEK SOLÝNGENKutlamalaraEssen BaþkonsolosuÞule Özkaya,KRV Çalýþma veUyum BakanýGuntram Schneiderve DortmundAnakentBelediye BaþkanýUllrichSierau ile çoksayýda davetlikatýldý.Kökeni ve dini ne olursa olsunçocuk haklarý tam anlamýyla saðlanmalýDortmund'da Türk Eðitim Merkezi tarafýndan organize edilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramý kutlamasýnakatýlan Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Çalýþma ve Uyum Bakaný Guntram Schneider, göçmen kökenli çocuklarýn bu ülkeye deait olduðunu belirterek, “Çocuk haklarý kökeni ve dini ne olursa olsun tam anlamýyla saðlanmalý.” dedi.Kutlu Doðum Haftasý münasebetiyle Almanya’da bulunan Kayseri Merkez Vaizi AbdülkadirKabdan, 18 yýl önce görev yaptýðý camide Hz.Muhammed (SAV) ve Ýslam kardeþliðini anlattý.O’nu hayatýnýzdan eksik etmeyin1Kutlu Doðum Haftasý münasebetiyleRecklinghausenDÝTÝB Merkez Camii'ndedüzenlenen programda KayseriMerkez Vaizi, Haseki Dini YüksekÝhtisas Merkezi Öðretim görevlisive Kur-an Ýlimleri AraþtýrmalarýDerneði Baþkaný AbdülkadirKabdan 'Efendimiz veÝslam Kardeþliði' konusunu anlattý.Kabdan'ýn sohbetine cemaatyoðun ilgi gösterdi.Kur`an-ý Kerim tilavetinin ardýndankonuþan dernek baþkanýSinan Özen'de, “Sizleri bugünburaya Peygamber aþký ve vefaduygusu toplamýþtýr.” diyerekReutlingen’de Kultlu Doðum coþkusu1katýlýmcýlara teþekkür etti. 'SizO'nun hayatýndan hiç eksik olmadýnýzo yüzden sizde O`nuhayatýnýzdan eksik etmeyin' diyenKabdan, milli þairimiz MehmetAkif`in medyun þiirindenörnek vererek, insanlýðýn bugünsahip olduðu çok þeyin temelindebize yüce Rabbimizi tanýtan,bize Ahireti, cenneti, cehennemianlatan Peygamber Efendimizinbulunduðunu aktardý.Konuþmasýnýn ikinci bölümünü'Ýslam Kardeþliðine' ayýran AbdülkadirKabdan, Hucurat süresiniözellikle okumalarýný istedi.SAFFET SAMUR RECKLINGHAUSENPeygamber Efendimiz'in (sav) 1441. doðum yýldönümü münasebetiyle ReutlingenListhalle'de ''Hz. Peygamber ve Kardeþlik'' konulu bir konferans düzenlendi.Baden Württemberg EyaletiDÝTÝB 8. Bölge Dernekleriolarak Peygamber Efendimiz'in(sav) 1441. doðum yýldönümümünasebetiyle ReutlingenListhalle'de ''Hz. Peygamberve Kardeþlik'' konulubir konferans düzenlendi. SunuculuðunuDettingen-ErmsDin Görevlisi Murat Kaçar'ýnyaptýðý programda saygý duruþuve Ýstiklal Marþýnýn ardýndanTübingen Din Görevlisi NurullahAydýn tarafýndan kýraat olunanKur'ân-ý Kerim’in meâliniHohenstein-Oberstetten DinGörevlisi Mustafa Þener okudu.Ayný zamanda 8. Bölge KordinatörBaþkaný da olan ReutlingenYunus Emre Camii DerneðiBaþkaný Ali Býçakçý’nýn teþekkürkonuþmasý yaptý. Yüksek ÝnþaatTeknikeri Necmettin Uzel ise''Yunus Emre Camii faizsiz maliyetbakýmýndan BW Eyaletinin-belki de- tüm Almanyanýn entemiz camiisidir. Reutlingen veçevresindeki yerleþim birimlerindeyaþayan insanlarýmýzýn eþsizfedakarlýklarý sayesinde camiimizmuhammen bedelininyarýsýna tamamlanmýþtýr.'' dedi.Daha sonra kürsüye gelen 8.Bölge Koordinatör ve ReutlingenDin Görevlisi Ender Çengel,Kutlu Doðum Haftasýnýn mahiyetihakkýnda bilgi verip katýlýmcýlarave tüm emeði geçenlereteþekkür etti.Ataþe Vekili ve EppingenDin Görevlisi Lokman ise konuþmasýndaÝslam kardeþliði vebu kardeþliðe halel getirecekdavranýþlara yer verdi ve mevcutolan Ýslam kardeþliðiyle olmasýgereken Ýslam kardeþliðinedair günümüzden ve Asr-ýSaadet’ten örnekler üzerindedurdu.Konferansýn ardýndan Münsingen'denCeyda Nur Güngör''Kýrk Yaþýndasýn'' adlý þiirle seyircilereduygulu anlar yaþattý.Bölge camiilerinde yetiþmiþ öðrenciler,kardeþlikle ilgili ayet vehadis okudular, program ödüllerintakdimiyle sona erdi.OSMAN ÖZTÜRK REUTLÝNGENDAVUT ÝÞBÝLEN DORTMUNDDortmund'da Türk Eðitim1Merkezi tarafýndan organizeedilen 23 Nisan Ulusal Egemenlikve Çocuk Bayramý kutlamasýnaDortmund kenti ve çevresindekiyaklaþýk 40 sivil toplum örgütünündestek verdi. Uluslar arasý çocukþenliðine Essen Baþkonsolosu ÞuleÖzkaya, KRV Çalýþma ve UyumBakaný Guntram Schneider veDortmund Anakent Belediye BaþkanýUllrich Sierau ile çok sayýdadavetli katýldý. Beyaz Saray DüðünSalonu'nda organize edilen þenliðevatandaþlarda büyük ilgi gösterdi.Dortmund Türk Eðitim MerkeziMüdürü Ali Osman Aktaþ, birlik veberaberliði pekiþtirme adýna bayramlarýnönemli olduðuna iþaretetti. Essen Baþkonsolosu Þule Özkayaise,''Bizlere düþen görev atamýzýnbizlere emanet ettiði Cumhuriyetimizinilkelerini korumak,birlik ve bütünlüðümüze sahip çýkmaktýr.”dedi. Dortmund AnakentBelediye Baþkaný Ullrich Sierau da,''Dortmund'da 170 farklý kültürlerdengelen insanlar barýþ içindeyaþýyor. Bu bize zenginlik katýyor.”diye konuþtu. Bakan Schneider ise,“Göçmen kökenli çocuklar artýk buülkeye de aittir. Hoþgeldiniz diyorve bizim size ihtiyacýmýz olduðunubelirtmek isterim. Bu ülkede çeþitliliðianlamlandýrmamýz gerekiyor.Çocuk haklarý kökeni ve dini neolursa olsun tam anlamýyla saðlanmalý.Onlaraokul öncesi eðitiminyanýnda meslek eðitimi, üniversiteeðitimi alanýnda eþit eðitim þansýsaðlanmalýdýr.'' þeklinde konuþtu.Program öðrencilerin yaptýðý gösterilerlegeç saate kadar devam etti.Aygül Özkan makamýný Ceren’e devretti23 Nisan Ulusal öðrencilere tek tek anlattý.1Egemenlik ve Çocuk Daha sonra öðrencilerleBayramý 92. yýl etkinlikleri tanýþan Özkan onlara gelecektene olmak istedik-kapsamýnda Hannover’infarklý ilkokullarýndan 11 leri sordu. En son kendisiçocuk Aþaðý Saksonya adýna konuþan ÖzkanKadýn uyum ve Aile BakanýAygül Özkan’ý maka-istiyordum. Fakat her yö-“bende çok pilot olmakmýnda ziyaret etti. Özkan nüyle zor bir eðitime sahipolan pilotluk hayalim-kendisine çiçek getirenöðrencilerden makamýna den vazgeçtim ve kendimeHukuk hedefi koy-oturmak isteyen 10 yaþýndakiCeren Aðgül’u kýsa dum ve hukuku bitirdim”süreliðine de olsa bakan dedi. Özkan, hobisininolarak atadý. Heyecanlanangenç bakan ilk etapta birlikte bisiklet sürmek,boþ zamanlarda oðluylaolmasada sonradan eðer yemek yapmak ve baþkabakan olsaydým Daha çok ülke ve insanlarý tanýmakhastane açar, fakir insanlaraücretsiz eðitim verirlýkadýna her öðrenciyeolduðunu aktardý. Bakandimdedi. Özkan kendi küçük bir ödül vererekçalýþma odasýnda bulunan öðrencileri yolcu etti.bütün malzemeleri genç KENAN AKIN HANNOVERBaþkonsolos Fýrat Sunel, yeni konsoloslukbinasýnda çocuklar için oyun odasý sözü verdi23 Nisan Ulusal Egemenlik ve1Çocuk Bayramý münasebetiyle DüsseldorfBaþkonsolosluðu’nda düzenlenenprograma deðiþik okullardan öðrenciler,veliler ve öðretmenler katýldý. Baþkonsoloslukkoltuðuna oturan Gneisenau ÝlköðretimOkulu 2. Sýnýf öðrencisi Ýpek Danacýoðlu,okullarýn saat 10’da baþlamasýný,Almanya’nýn Türklere uyguladýðý vize uygulamasýnýnkaldýrýlmasýný, uçak bileti fiyatlarýnýn50 Euro olmasýný istedi. DüsseldorfBaþkonsolosu Fýrat Sunel, 23 NisanUlusal Egemenlik ve Çocuk Bayramý’nýnönemi ve ne amaçla kutlandýðý konusundaçocuklarý bilgilendirdi. Fýrat Sunel, 23 Nisan’ýn1979 yýlýndan itibaren tüm dünyaçocuklarýna armaðan edildiðini, bundandolayý çok mutlu ve gururlu olduklarýnýbelitti. Sunel, Oberhausen Willstätterstr.’deyeni açýlacak konsolosluk binasýndaçocuklar için oyun odasý yapacaklarýnýnve Alman arkadaþlarýyla birlikte gezebileceklerininsözünü verdi. Programsonunda gelen öðrencilere çeþitli hediyelerverildi. RÜSTEM YILMAZ DÜSSELDORF


15GÜNDEM25 NİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMANGAZETECİLER VE YAZARLAR VAKFI'NDAN AÇIKLAMA:Fethullah Gülen’in darbeleridesteklediği iddiası gerçek dışıOnursal başkanlığını Fethullah Gülen’in yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, Gülen’in darbe süreçlerindeki tavır ve değerlendirmelerindenbazılarının seçmece usullerle alınıp, resmin tamamı verilmeden, darbelere destek vermiş gibigösterilmeye çalışıldığını belirterek Gülen’in darbelere destek verdiği iddiasının gerçek dışı olduğunu bildirdi.-Onursal başkanlığını Fethullah Gülen'inyaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı(GYV), Gülen'in darbelere destek verdiği iddiasınıngerçek dışı olduğunu bildirdi. Vakfın sitesindeyer alan açıklamada, Gülen'in darbe süreçlerindekitavır ve değerlendirmelerinden bazılarınınseçmece usullerle alınıp, resmin tamamıverilmeden, darbelere destek vermiş gibi gösterilmeyeçalışıldığına dikkat çekildi. Gülen'indahli olmadığı aksine açık hedef olduğu darbelerkarşısındaki duruşu, "ülkenin göreceği zararıen aza indirmek için müspet hareket ve aktif sabıranlayışı doğrultusunda itidal, temkin ve dikkatile hareket etmek" şeklinde formüle edildi.Açıklama, "1971 darbesinde haksız yere tutuklanan,1980 darbesinde 6 yıl bir suçlu gibi kovalanan,28 Şubat postmodern darbesinin ardındanda 13 yıldır memleketinden uzak yaşamayamecbur bırakılan Sayın Gülen'in darbeleresıcak baktığı hatta desteklediği iddiası çok açıkbir çarpıtmadır. Beraatla sonuçlanmış olsa da,Gülen'in daha 2008'e kadar hakkında açılmışbulunan temelsiz ve haksız bir dava ile darbecilertarafından hedef alındığı da unutulmamalıdır."denildi. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nınaçıklamasında Gülen Hocaefendi'nin, 28 Şubat'ıönceden gördüğü ve devletin zirvesini uyardığıancak "Varsa elinizde bunun belgesini verin;Hocam dengeli olalım biraz" karşılığını aldığınınaltı çizildi. Vakfın, 28 Şubat sürecinin perdearkasına ışık tutan açıklamaları özetle şöyle:GÜLEN 'GÖLCÜK'TEKİ HAREKETLENMEYİ'DEVLETİN ZİRVESİNE İLETTİGülen, 1993'ten beri gelmekte olan darbe sürecinigörmüş ve buna elinden geldiğince dikkatçekmeye çalışmıştır. 28 Şubat'a yaklaşılırken,Sayın Gülen'in "Gölcük'te hareketlenmelervar" duyumunu ilettiği devletin zirvesindekilerkendisine "varsa elinizde bunun belgesiniverin" demişler, aslında ayyuka çıkan bu demokrasikarşıtı hareketlenmeleri mercek altınaalmaktansa Demokrat Parti döneminin meşhurSamet Kuşçu olayını hatırlatırcasına olayı ifşaedenleri risk altına atmayı tercih eder görünmüşlerdir.Aynı şekilde, Sayın Gülen'in bir başkaikazına cevaben bir devlet büyüğü "Hocam,dengeli olalım biraz." demiştir.Sayın Gülen, daha 28 Şubat darbesinin sıcakgünleri başlamadan bir grup gazeteciyeEkim 1995'te endişelerini "Askeriyede bir grup,muhtıra hazırlığı içinde." sözleri ile ifade etmiştir.Bu tarihte söz konusu endişeleri dikkate alacakne güçlü bir siyasi yapı ne de bunlarla mücadeleedecek duyarlı bir medya vardı. Ne yazıkki, birkaç zayıf istisna hariç Gülen'in bu açıklamasıdestek görmemiştir. Hatta önemli bir partiningrup başkan vekili açıklamayı "Şanssız biraçıklama, amaçlı bir yorum […] Hiçbir hazırlıkyok. Fethullah Gülen'in şahsi görüşüdür. Askerlerimizde milletimizin bir parçasıdır." diyerekkarşıt tavır sergilemiştir. O dönemde bir denizsubayı tarafından bütün siyasilere gönderilenve Sayın Gülen'in de bir kamuoyu oluşturmaçabasıyla seslendirdiği endişelerinin önemi,pek çok darbe girişiminin ortaya çıktığı Ergenekonsonrası süreçte ancak anlaşılabilmiştir.BÜTÜN AMACI, ÜLKENİN DAHAAZ ZARARLA SÜRECİ ATLATMASIYDIHizmet'in ve Sayın Gülen'in 28 Şubat darbe sürecindekitavrı, ülkenin o zamanki şartları tümdetayları ile göz önüne alınmadan anlaşılamaz.1997'de sivil siyaset kendisine karşı yapılan psikolojikharbi ilk başlarda hafife almış, daha sonrada engelleyebilecek iradeyi gösterememiştir.Bir kısım iktidar mensupları da niyetlerindesamimi de olsalar yapılan propagandaları doğrulayıcıtavırlar almışlar ve darbeye destek verenmedya bunları alabildiğine büyütmüştür.Silahsız kuvvetler olarak adlandırılan bazı etkinve güçlü "sivil" toplum kuruluşları ve sendikalardemokrasi karşıtı ve darbe yanlısı bir tavıralmışlardır. Bazı komutanlar açık açık silahlımüdahale tehditlerine başlamışlardır. Cumhurbaşkanınınduruşu belli olmuş, Sincan'datanklar yürümüş, İçişleri Bakanı'na "yağlı kazığaoturturuz" tehdidi yapılmış, büyük gazetelerinmanşetlerini darbeci komutanlar belirler olmuştur.Bu hengâmede Sayın Gülen'in duruşuülkenin daha az zararla bu süreci atlatmasınıamaçlamıştır.11-16 HAZİRAN'DA DARBE YAPILACAKBİLGİSİNİ ABD DE CİDDİYE ALDIBugünden geçmişe bakıp, "Asker darbe yapamayacaktızaten, neden meydan okumadınız?"diye sormanın hiçbir rasyonel dayanağı yoktur.28 Şubat 1997'deki MGK kararları uygulanmıyordiye bazı askerlerin 11-16 Haziran 1997 tarihleriarasında darbe yapacağı bilgisini ABD deciddiye almış ve dönemin ABD Dışişleri BakanıMadeleine Albright, 14 Haziran 1997'de MilliyetGazetesi'ne yaptığı açıklamada "Anayasal düzenindışına çıkılmaması gerektiğini Ankara'yabildirdik." ifadelerini kullanmıştır. Bu açıklamayımanşetten duyuran Milliyet Gazetesi'nino günkü yayın yönetmeni Sayın Derya Sazakbir komutanın arayıp "Oraya da iki general migönderelim?" dediğini açıklamıştır.REFAH-YOL'A 'ÇEKİL' ÇAĞRISI MGKKARARLARINDAN BİR BUÇUK AY SONRASayın Gülen, çokça eleştirilen Refah-Yol hükümetiniçekilmeye davet ettiği 16 Nisan1997'deki Kanal D'deki röportajında bile o zorzamanlarda söylenebileceği kadarı ile darbelerinülkeye zarar verdiğini anlatmaya çalışmıştır.Üstelik bu, siyaset kurumunun dik duramayıp,Hizmet'in ve diğer dini hareketlerin eğitimkurumlarının kapatılmasını ya da devletleştirilmesiniöngören 28 Şubat kararlarının imzalamasındanbir buçuk ay sonradır. Daha öncesindede çok sayıda subay/astsubay YAŞ kararlarıile ordudan atılmış ve 12 Aralık 1996 tarihliYeni Şafak "Bu imzayı atmayacaktın, Hocam!Ordu'da son yılların en büyük kıyımı Türkiye'yiayağa kaldırdı!" manşeti ile çıkmıştır. Açıktırki, burada Hizmet'in siyaset kurumunu yalnızbırakması gibi bir durum olmadığı gibi belkide ileride araştırmacılar tam tersi bir durumunsöz konusu olduğunu dile getireceklerdir. SayınGülen'in 28 Şubat kararlarının imzalanmasındanbir buçuk ay sonra hükümete 'çekilin' çağrısıyapmasının değeri ancak AK Parti hükümetinin27 Nisan 2007 muhtırasına meydan okuyuperken seçim kararı alması ve sonrasındaki gelişmelerleancak anlaşılabilecektir. İSTANBUL CİHANHizmet'in hareket tarzıçatışma değil, aktif sabırDindarlara devlet gücünü de kullanarak yapılan pekçok eziyete karşılık, Hizmet'e gönül verenler çatışmayerine aktif sabrı tercih etmişler, çatışmaksızın, hak belledikleriyolda çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Hizmet'intemel prensiplerinden biri olan "müspet hareket" tamda bu tavra karşılık gelmektedir. Hizmet üzerine yapılmışbir kısım akademik çalışmalar, bu hareket tarzınıçatışmacı olmayan (non-confrontational) ya da katılımcıdirenç (participant resistance) olarak adlandırmaktadırlar.Hizmet'in faaliyetlerinin yoğunlaştığı alanlarınher birinin barışın inşasına, sivil toplumun gelişmesine,bireylerin ve özellikle de kadınların güçlenmesineve de demokratikleşmeye orta ve uzun vadede katkıyaptığı ve yapmakta olduğu pek çok akademik çalışmayakonu olmuştur. Hizmet'in din adına siyasetemüdahaleye, dinin siyasete araç yapılması ve bir ideolojihaline getirilmesine karşı olduğu da çok açık bilinenbir husustur. Her ne amaçla olursa olsun Hizmet'inherhangi bir darbeye sıcak bakmayacağı çok açıktır.Özellikle din adına devletin yapacağı baskının insanlarıriya, gösteriş ve münafıklığa iteceği de Hizmet'in temelsosyo-politik anlayışlarından birisidir. İslami geleneğinyüzyıllardır benimsediği bir prensip olan "enkötü devlet, devletsizlikten, kaos ve anarşiden iyidir"anlayışı, asla demokrasiyi arka plana atan ve devletive yaptığı her şeyi kutsayan bir anlayış olarak anlaşılmamalıdır.Mevcut düzen içerisinde hukukun üstünlüğüne,evrensel hukuka ve insan haklarına uygunolmasalar da yasaların bağlayıcılığına saygı göstermeve çatışmaya girmeme, ancak bunları katılımcı bir dirençledemokratik yollarla evrensel standartlara yakınlaştırmayaçalışma Hizmet'in temel hareket tarzıdır."28 Şubat'ın gerçekmağduriyeti toplumsalalanda yaşandı1971 darbesinde haksız yere tutuklanan, 1980 darbesinde6 yıl bir suçlu gibi kovalanan, 28 Şubatpostmodern darbesinin ardından da 13 yıldır memleketindenuzak yaşamaya mecbur bırakılan SayınGülen'in darbelere sıcak baktığı hatta desteklediğiiddiası çok açık bir çarpıtmadır. Beraatla sonuçlanmışolsa da, Gülen'in daha 2008'e kadar hakkındaaçılmış bulunan temelsiz ve haksız bir davaile darbeciler tarafından hedef alındığı da unutulmamalıdır.Ayrıca, 28 Şubat'ın gerçek mağduriyetininsiyasal değil toplumsal alanda yaşandığı açıktır.Toplumun pek çok kesimi ile birlikte toplumsalalanın önemli bir yerini tutan Hizmet'in de bu mağduriyettenpayını aldığı bilinmektedir. Tüm bunlararağmen müspet hareketi elden bırakmayan Hizmet,mağduriyet söylemini tercih etmemiştir.Gülen iyimser amaPolyannacı değilSayın Gülen'de karamsarlıktan çok iyimserlik vardır.Şartların en ağır olduğu zamanlarda bile sevenlerineümit aşılamaya çalışır ve hadiselerin olumlu taraflarınınazara verir. Sayın Gülen, ülkenin daha kötü bir durumadüşmemesi ve tüm toplumun faydası adına tansiyondüşürücü bir tavır alır. Fayda getirmeyecek ve hattakötü niyetlilere bahane olacak çatışmacı bir tavragirmez. Öte yandan, iyimserliği asla bir Polyannacılıkdeğildir. Dolayısı ile iyimser olmakla birlikte meydanagelebilecek kötü ihtimallere tarihin dersi ve sosyopolitikrealitelerin ışığı ile bakar. 28 Şubat darbesinin liderlerindenbir komutanın hatıratında da geçen ve toplumunen hafif direncini bile fiili darbeye bahane yapmayahazır olunduğunu gösteren "sokaktan gelen irticabir halk hareketine dönüşme eğilimine girerse, müdahaleson çare olacak" sözü bu açıdan çok manidardır."Demokrat" denilerek, darbecilerce istihfaf edilenbir generalin Genelkurmay Başkanlığı'na gelmiş olması,tüm subaylara ve askeriyeye kırıcı bir tavır almanınne kadar yanlış olabileceğini göstermektedir. Aynışekilde, Ergenekon davalarının da demokrasi yanlısısubay çoğunluğu olmasa açılamayacağı ve devam edemeyeceğibarizdir. Mahkemelerce gerçekliği kabul edilen,bir amiralin günlüklerinde geçen, kıtalardaki subaylarınçoğunluğunun darbeye karşı olduğu gerçeğide Sayın Gülen'in tavrının doğruluğunu göstermiştir.EMEKLİ ORAMİRAL DERVİŞOĞLU:28 Şubat kararları Gölcük'teki Harp Oyunu’nda alındıSalim Dervişoğlu, 13 Ocak 2001 tarihinde Kanal 6 televizyonundagazeteci Hulki Cevizoğlu’na açıklamalar yaptımıştı.BİRİNCİ SAYFADAN DEVAM-13 Ocak 2001 tarihinde Kanal 6televizyonunda Dervişoğlu'nukonuşturan gazeteci Hulki Cevizoğlu,“28 Şubat kararlarının çıkış noktası,orijini, Gölcük'teki bu toplantı.” sözleriylePaşa'yı teyid ediyor. Aynı programatelefonla bağlanan Erol Özkasnakise darbenin ‘tereyağından kıl çekergibi' yapıldığını şu cümlelerle anlatıyor:“Postmodern darbe, bencebuna yakıştırılan en iyi isim. Bu süreceçok güzel bir isim takmışlar, bunukim koymuşsa gerçekten zeka ürünü.Bu postmodern darbe, tereyağındankıl çeker gibi, eski darbelere benzemeyenbir şekilde, hiç kan akıtmadan…..çok başarılı bir şekilde yürütülenbir süreçtir.”Emekli Oramiral Salim Dervişoğlu,12 Eylül darbesinde de görevalmış bir komutan. Kendi ifadesiyle,"12 Eylül'de MGK'da Basın veHalkla İlişkiler Daire Başkanı olarak,o yönetimin basındaki akislerini,basınla ilgili olan hususlarını savunup,izah edip, yapılan tenkitlerecevap veriyor"muş. Güven Erkayaile sınıf arkadaşı olması nedeniyle'28 Şubat'ta yaşananlara detaylı olarakvâkıf.' Dervişoğlu, ‘süreç' olarakgördüğü 28 Şubat'ın perde arkasınışöyle anlatıyor: “28 Şubat'tan öncebiliyorsunuz Gölcük'te bir harp oyunuyapıldı. O harp oyununda bütünAnkara'da görevli olan kuvvet komutanlarınailaveten diğer komutanlarda vardı. Ben ev sahibiydimve orada toplandık. Tamamen askerimaksatlı, her yıl yapılan rutin birharp oyunu vesilesiyle bir aradaydık.Ancak orada doğal olarak, o günmemleketin içinde bulunduğu durumve karşı karşıya bulunulan sıkıntılargörüşüldü. İstişare edildi, ‘harekettarzı ne olabilir.' denildi. Komutanlarımızhepimizin fikirlerini aldı.Neticede verilen karar, yasal ortamlariçinde bu konuların dile getirilmesioldu ki, MGK'daki 28 Şubat toplantısıbunun sonucunda meydana gelmişbir olay.” Şu anda Balyoz darbeplanı nedeniyle Silivri'de tutuklu olarakyargılanan Çetin Doğan da kendisini‘rutin bir harp oyunuydu' diyereksavunuyor. Doğan, 28 Şubat'taBatı Çalışma Grubu başkanlığı yapmışbiri. Gölcük'te döşeme altındabulunan çuvallar dolusu belge, Balyozdavasında olduğu gibi, 28 Şubatsoruşturmasında delil oldu.Ceviz Kabuğu programında “Demekki, 28 Şubat kararlarının çıkışnoktası, orijini, Gölcük'teki bu toplantı.Ve Yüksek Askeri Şura üyeleri–başkanlık eden Başbakan hariç-askeri yetkililerin hepsi bu kararıverdiler.” tespitini yapan gazeteciCevizoğlu, Dervişoğlu'na şunuda soruyor: “Bu tür ciddi meselelerMGK'da konuşulur diyorsunuz amaönce Gölcük'te konuşmuşsunuz?..”Emekli Paşa'nın bu soruya verdiğicevabın özeti şu cümlede gizli: “Askerlerher şeye hazırlıklı gelir."Erol Özkasnak, canlı yayında eleştirdiğikesim için, ‘ağızlarından adetasalya akan, irticai, mürteci kesim'diyebiliyor. 28 Şubat için ‘zeka ürünü,postmodern darbe 'ifadesini kullanıncaCevizoğlu kendisine şu hatırlatmayıyapıyor: “Rahmetli komutanMuhsin Batur'la yaptığımız bir programdaSayın Batur, Türkiye'de demokrasiolsaydı, 12 Mart nedeniylebizi daha sonra yargılarlardı. Ama biziyargılamadılar. Türkiye'de demokrasiyok, demişti.” Yıl 2012, Özkasnakşimdi Sincan cezaevinde tutuklu.Yargılama için iddianameyi bekliyor.SAYFA TASARIM: MUHARREM ÇELEBİ


f16 YORUM25 NİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMANFOTOĞRAF: ZAMANFAİG BAĞIROV*Bilindiği gibi Ermenistan devleti, uluslararasıhukuk normlarını çiğneyerek-ve Azerbaycan’ın uluslararası alanda tanınmışsınırlarını ihlal ederek Azerbaycan topraklarınınyüzde 20’sini işgal etmiştir. Bununsebebini ise şöyle açıklamaktadır: “DağlıkKarabağ’da nüfusun çoğunluğu Ermeniler.Dolayısıyla bu bölgede yaşayan halkkendi kaderini tayin hakkına sahiptir veAzerbaycan’dan ayrılmak istiyor.” İlk olarakşu hususu belirtmekte fayda görüyorum: Hiçbirdevlet Azerbaycan vatandaşı olan bir azınlığın(Azerbaycan Ermenileri) adına konuşmayayetkili değildir ve hiç kimse AzerbaycanCumhuriyeti vatandaşlarını yönlendiremez.Bu, Ermenistan için de geçerlidir.İkinci olarak, dünyada homojen toplumluhiçbir devletin olmadığı gerçeğindenyola çıkarsak ve her bir ülkede azınlıklar,Ermenistan’ın savunduğu şekilde kendi kaderinitayine kalkarsa, bu durum BM düzeniiçin bir kıyamet demektir. Yani uluslararasıhukukta “kendi kaderini tayin hakkı” hiçbirzaman ‘Emredici Normlar’a aykırı olarakyorumlanamaz. Biraz daha açalım, söz konusu“hak” BM düzeninin esas prensiplerindenbiri olan devletlerin toprak bütünlüğü ilkesiniortadan kaldırıcı sonuçlar doğurmamalıdır.Üçüncü olarak, sahih tarih kaynakları incelendiğinde1990 yılına kadar Azerbaycan’ınDağlık Karabağ bölgesine Ermeni nüfusunzamanla nasıl göç ettirildiği gerçeği görülecektir.(1978 yılında Azerbaycan’ın Karabağbölgesinde bulunan Hankendi şehrinde “ErmenilerinKarabağ’a göç etmesinin 150. yılı”konulu bir tören düzenlendiğini ve o törençerçevesinde bir anıt dikildiğini hatırlayalım.Bu anıt daha sonra Ermeniler tarafından ‘alelacele’ yıkılsa da arşivlerde törene ait görüntülerhâlâ durmaktadır.) Hatta 1990 yılındangünümüze kadar da Ermenistan devletininplanlı bir şekilde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağbölgesine Ermeni nüfusun göç etmesinisağladığı gerçeği bugün herkes tarafındanbilinmektedir. Bu konuda bir önemli hususda şu ki; Dağlık Karabağ bölgesine sonradangöç ettirilmiş Ermenilerin çoğunluğu sicilbakımından hiç de temiz kişiler değiller. BugünAzerbaycan’ın işgal edilmiş bölgelerindeuyuşturucu üretimi de dâhil olmak üzere,uluslararası çapta illegal faaliyetlerin doruktaolması bunun doğal bir sonucudur.Gelelim Ermenistan’ın Bağımsızlık Bildirgesi’ne.Söz konusu Bağımsızlık Bildirgesi’nde1915 olaylarının dünyada “soykırım” olaraktanıtılmasının bir “milli görev” ve Türkiye’ninERMENİSTAN’INASILSIZISRARLARInedenlerle yurtdışına göçlerden dolayı bugünErmenistan’ın komşu1 milyon 800 bine düşmüş ve bölgesinde istikrarsızlıkkaynağı ülke olarak bilinmektedir.devletlerden toprak,Doğal olarak söz konusu bu ekonomik zorluklar,Ermenistan devletinin bağımsız dışTürkiye’den toprak ve “soykırım”talebinde bulunmadenbirine dönüşmüştür. Hiç şüphesiz bu du-politika yürütememesinin ana nedenlerinrum,bölgede ekonomik canlanmanın, bölgeselişbirliğinin hızlı gelişiminin ve bölge ülsı,bütün bir bölgenin istikrarınıolumsuz etkilemektedir. keleri dışındaki ülkeleri de içeren büyük çaplıekonomik projelerin hayata geçirilmesininBölgeye istikrarın gelmesini önünde en büyük engeldir. Şu önemli hususherkes tarafından iyi bilinmelidir ki, Türkiye-Ermenistan’ın rasyonel olmayanpolitikaları geciktirmektedir. çabaları ile bölgeye tam anlamıyla istikrarınAzerbaycan-Gürcistan’ın bölgesel işbirliğigelmesini Ermenistan’ın rasyonel olmayanpolitikaları geciktirmektedir. Tüm bunlar dikkatealındığında, mevcut durumun bölge ül-Doğu bölgelerinin Batı Ermenistan olarak tanımlanmasıErmenistan’ın bir devlet olarak keleri ve hatta Ermenistan halkı için avantajlıolmadığı kesin. Peki, bu durum kimin içinözünde, bölgenin istikrarı için önemli tehditlertaşıdığını göstermektedir.avantajlı? Mevcut durumun devam etmesindenkim/kimler fayda sağlıyor?Ermenistan’ın komşu devletlerden toprak,Türkiye’den de hem toprak ve hem “Ermeni soykırımı” meselesine gelince,de “soykırım” talebinde bulunması, yani bir düşünce, inanç veya gerçeğin siyasileştirilmesien fazla o olgunun kendisine zarar verir.Ermenistan’ın bu iki ısrarı, bütün bir bölgeninistikrarını olumsuz etkilemektedir. (ErmenistanCumhurbaşkanı Sarkisyan’ın Erzinisavunanlar veya söz konusu tezi hem içBunun böyle olduğunu en iyi, “soykırım” temenigençlere gösterdiği “hedef”i hatırlayalım)Ermenistan, bu ısrarlarından, bugü-fayda sağlayıcı faktör olarak görenler bilmek-siyasetlerinde hem de uluslararası ilişkilerindene kadar umduğu hiçbir faydayı görmemiştirve göremeyecektir. Bilakis, sırf bu isteklemenistanve Ermeni diasporası neden hâlâ butedirler. Lakin, “soykırım” tezini savunan Erriistikametindeki politikalarından dolayı hayatageçirilmiş büyük çaplı bölgesel projele-siyasî malzeme haline getirilmesine müsaa-konunun değişik ülkelerin parlamentolarındarin dışında kalmıştır ve kalmaktadır, ekonomikolarak çökmenin eşiğine gelmiş, 1991 yı-hâlâ “soykırım” konusunun işin ehline, yanide ediyorlar ve hatta bunu çok istiyorlar? Niyelında 3 milyon 600 bin olan nüfusu ekonomik tarih bilimcilere bırakılmasına yanaşmıyor vegerçeklerin anlaşılması için arşivlerin açılmasınıistemiyorlar? Demek ki, gerçekler ortayaçıktığı zaman “soykırım dükkânı” kapanmışolacak. Her sene sözde “Ermeni soykırımı”nınyıldönümünün, “soykırımı” <strong>gündem</strong>ine alanlarve “soykırım dükkânının” sahipleri tarafındanTürkiye’den siyasal veya maddî bir şeylerkoparmak ümidi ve sevinci ile yapılıyor olmasındandolayı artık “soykırım” meselesininfestivalleştiğini söyleyebiliriz.Olmayan “Ermeni soykırımı”nın her sene<strong>gündem</strong>e getirilerek festivalleştirilmesi, bunu<strong>gündem</strong>e getirenler tarafından iyi bilinmektedir.Gerçek olan ve hatta yakın tarihimizde(1992-Şubat 26) modern dünyanın gözleriönünde gerçekleştirilmiş, gerçek bir soykırımolan Hocalı Soykırımı’ndan hiç bahsedilmemesisöz konusu ülkelerin kredibilitesine zararvermektedir ve Doğu ülkelerinin yazınında“Batı’nın ikiyüzlülüğü” tezlerinin güçlenmesinesebep olmaktadır.Ermeni diasporasına gelince, dünya genelindediaspora veya lobilerin faaliyetlerinebaktığımızda, söz konusu kurumların kendiana vatanları için çalıştığını görüyoruz. LakinErmeni diasporasına baktığımız zamandurumun tam tersine olduğunu görmekteyiz.Yani diaspora Ermenistan için değil, Ermenistandiaspora için hizmet etmek zorundabırakılmıştır ve Ermenistan kendi diasporasısayesinde bağımsız politikalar yürütme yetisindenmahrum kalmıştır. Aslında bu iki “ısrar”(toprak ve “soykırım”) Ermeni toplumununomuzlarına konulmuş ağır bir yüktür. Ermenistantoplumu, bir an önce ekonomik zorluklardankurtulmak istiyor. Çünkü bu iki isteğinona bir fayda sağlamamasına rağmen bununiçin bedel ödüyor. Sadece onlar değil bütünbir bölge bu iki “ısrar”ın bedelini ödüyor.Ermenistan’a biri şöyle bir telkinde bulunmalı:“Globalleşen dünyada ekonomikprojelerle işbirliğini artırarak, bölgenin istikrarıve refahı için çalışmak dururken, asılsızve kimseye bir faydası dokunmayacak hülyalarlayaşayarak kendinizi batırmanız ve bölgeülkelerinin de gelişim hızını yavaşlatmanızhiç akıl kârı değildir.”Son olarak şu hususu belirtebilirim: İnsanıinsan yapan değerlerin bilincinde olmak‘uluslararası adalet’in sağlanması için hayatiönem taşımaktadır. Mevcut durumdan kaynaklanantüm haksızlıklar ayan beyan ortadayken,yanlışları görüp ve o yanlışlardangeri adım atmak için hiçbir zaman geç değildir.Bölgede ve dünyada istikrarsızlık kaynağıolanlara insan oldukları hatırlatılmalı.* Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara BüyükelçisiHakemler hep birkazanan seçmeli mi?ALEX CLARK, NİCK FRASERAlex Clark: Edebiyat dünyasının en son ihtiyacı, bir hakemlikanlaşmazlığının daha yaşanmasıydı aslında!Geçen senenin en iyi Amerikan romanına verilmesibeklenen Pulitzer Ödülü’nün, ödül verecek komiteninhiçbir finalistin üzerinde çoğunluğu sağlayamamasıdolayısıyla verilmeyeceğini öğrendiğimde, ilk aklımagelen, “aferin onlara!” oldu. Neden ödülleri veren hakemlerilla ki bir sanat eseri üzerinde anlaşmak zorundaolsunlar ki? Hele de aslında bunu hak etmediğini fakatsadece grubunun en üstünde kaldığını ya da onu destekleyenlerinson toplantıda çok ses çıkardıklarını düşünüyorsa?Fakat sonra aslında bu savunduğum konumuno kadar da güçlü olmadığını gördüm. Toplam341 başvuru arasından, üç hakem tarafından üçe indirilenadayların birincisini seçmekle yükümlü bu komite,aslında çağdaş romanın kalitesi üzerine bir tavır geliştirmiyordu.Sadece bir türlü karar veremediklerini itirafediyorlardı. Daha da önemlisi bu ödülü mevcut edebiyatortamından uzaklaştırmış oluyorlardı. Bir ödül verilişio anda elimizde olan kültür ortamının en iyisiniyansıtmalıdır. Ya da değil midir?Nick Fraser: Ödüller konusunda çok çelişkiler yaşıyorum.Eğer uzaktan yakından biraz alakalı olduğumbir film, kitap ya da kamusal bir karakter en alakasızödülü bile alsa hemen alkışlara katılıyorum. Eğer yapımsürecine yardım ettiğim filmler ödül kazanmazlarsada bayağı güceniyorum. Bir yandan da AlbertCamus’yü anlıyorum. Kendisi Nobel ödülü kazandığısöylendiğinde bembeyaz kesilmiş. Hak etmediğinidüşünmüş. Fakat bir yandan da artık yapacak işleribitmiş bir yazar gibi görüleceğinibiliyormuş. Üstelik ödül kendinizaten hakir görenlerin nefretlerininartmasına sebep olacaktı. Herzaman olmasa da çoğunlukla eniyi filmin kazanmadığını düşündüm.Ödül daha ziyade bir uzlaşmahavasında ya da en basitindenyorulmaktan artık bu karar vermesüreci bitsin diye veriliyordu. Dolayısıylaödüllerin elimizdeki kültürelortamın en iyisine verildiğinidüşünmüyorum. En iyi ihtimalleBooker Ödülü eskijürisi Alex Clark veSundance Festivalieski jürisi Nick Fraser,bu sene Amerikanromanı dalındaPulitzer Ödülü verilemeyişiüzerine konuşuyor.aslında orada bulunamayacak farklı bir çalışmanın bukültürel ortamın tepesine ulaşmasını sağlıyorlar.Alex Clark: Sanırım kültür ortamlarının en iyileri dahakolay ulaşılabilir ve daha eşit bir şekilde dağıtılır olduğuzamanlarda bu daha geçerliydi. Eskiden yayıncılarbir kitabın ödül almasının onu iyi ortamlara sokacağınıdüşünürlerdi, bir kitapçıda satılmanın ön koşulu ödülalmak değildi o zamanlar. Fakat buna rağmen özelliklede aslında beklenmeyen ve tartışmalı eserlere vurguyaptıklarında hâlâ ödüllerin bir kültürel anın işaretçileriolabildiklerini düşünüyorum.Nick Fraser: Aslında ikincilerin zaferlerine alıştık galiba.Örneğin Julian Barnes’ın The Sense of an Endingadlı kitabını Detroit Havalimanı’nda sıkıntıdan bunaldığımdaaldım. Çok ince bir kitap. Çok güzel bir eser amadaha ziyade uzun bir hikâye, Turgenev’in roman değilde “novella” dediği türden. Booker ödülünün jürisindekilerdaha uzun bir kitap bulamamışlar mı? Mesele şu,çarklar dönmek zorunda. Şiirden pek bir şey çıkmıyorama ödüller gerçek sonuçlar doğuruyorlar. Fakat diyelimki ödüller daha ziyade edebi ya da sinemasal sahtecümbüşler. Bu durumda onları nasıl değiştirmek lazım,nereye yönlendirmek gerekir?Alex Clark Sahte cümbüşler biraz sert kaçtı! Fakatbenim aklıma Booker ödülünün ve senin aklınada Oscarların gelmesinin önemli olduğunu düşünüyorum.İki ödül de çok biliniyorlar, çok fazla tanınmışlıkve para getiriyorlar. Bir ödülün ödül olmaktançıktığı bir nokta var elbette. Mükemmel bir çalışmanınkalitesinin fark edilmesi değil de sanat uzmanlarınınkusursuz bir eseri tanıma ve tanıtma yeteneklerinedair modası geçmiş bir fikre dönüştüğü bir noktabu. Benim ideal ödülüm bu kusursuz eserleri kusursuzbir şekilde tanımanın imkânsız olduğunu kabulederdi. Bana göre mükemmellik durağanlıktır, ölümanlamına gelir. Dolayısıyla ödül vermek için kusursuzbir eseri aramayalım. Ayrıca hakemler konusunda dagerçekçi olalım. Biz de sonuçta farklı zevkleri, önyargılarıve öncelikleri olan insanlarız.Nick Fraser: Ben de kusurlara değer veriyorum. İyi bireserin kabul gördüğünü görmekten daha güzel çok azşey var. Ben hiçbir zaman umudumu kaybetmiyorum.Onlar, jürideki hakemler, benim sevdiğim bu filmin birşaheser olduğunu anlayacaklar diyorum. Bazen gerçektende öyle oluyor. THE GUARDIAN 22 NİSAN 201225 NİSAN 2012 ÇARŞAMBA SA YI: 16358SAHÝBÝ-HERAUSGEBER: WORLD MEDÝA GROUP A.G.Kral ve Soytarıd.cetinkaya@zaman.com.trAvrupa Genel MüdürüABDULLAH AYMAZAlmanya KoordinatörüMEHMET ATALAYYayýnlar KoordinatörüMEHMET ALÝ ÞENGÜLBürolar KoordinatörüÝSMAÝL KÜÇÜKABONETel: 0049 69 300 34 130Fax: 0049 69 300 34 105e-mail: abone@eurozaman.deDAÐITIMTel: 0049 69 300 34 130-103e-mail: dagitim@eurozaman.deREKLAM (Anzeige)TUWA MEDIA MARKETINGTel: 0049 69 300 34 200-201Fax: 0049 69 300 34 205e-mail: reklam@tuwamedia.euBASKI (Druck)Sun Print & Vertriebs GmbHTel: 0049 69 30034 161Fax: 0049 69 30034 165e-mail: info@sunprintvertrieb.euCommerzbank OffenbachKonto Nr: 427 0666BLZ: 50540028Avrupa Genel Yayýn Müdürü(Geschaftsführer – Chefredakteur)DURSUN ÇELİKHaber Müdürü (Redaktionsleiter)YAHYA YILDIRIMHABER (Nachrichten)Tel: 0049 69 300 34 246-256Fax: 0049 69 300 34 250e-mail: haber@eurozaman.deALMANYA TEMSÝLCÝLÝKLERÝParlamento Süleyman BaðBerlin Nihat KızılkulaDortmund Ekrem YýldýrýmDuisburg Adem YakaDüsseldorf Bülent ÇelikHamburg Metin CavlakHannover Erkan TekinFrankfurt Latif TaşKöln Ümit Selim MacarMannheim Ýlyas ArýcanMünchen Tamer AktaþStuttgart Yýlmaz AkýnTübingen Osman ÖztürkNürnberg Mehmet KurtAVRUPA TEMSÝLCÝLÝKLERÝAvusturyaBelçikaDanimarkaHollandaÝsviçreNorveçFransaFinlandiyaSeyit ArslanMete ÖztürkKamil SubaşıEbubekir ŞarÖzgür TaþçýoðluMenaf AlıcıEmre DemirFahrettin Çalışkan030-224 88060030-992 571120231-20646830163-29401250211-36779890040-303 822 190511-543 08 7780176 616 039640221-58922420621-15699077089-548859100711-121 562 0807031-261 56 440911 274 68 930043/65063344990032/2-24587170045 702069700031/10-20137470041/3131184900047/226307080033/141 50749600358 942477400ZUKUNFT Medien GmbH, Sprendlinger Land Str. 107-109, 63069 OffenbachÝnternet Adresi: http://www.eurozaman.com e-mail: info@eurozaman.de


1725YORUMNİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMANA. Turan AlkanBu cinayetleri biz görmedik;dedelerimiz,onların babaları gördü;şâhit oldular ve bircinayete şâhit olup daolmamış gibi davranmanınruhta meydanagetirdiği çöküntüyü,bir şekilde kendilerinimeseleden soyutlayıpmazur göstererektedaviye çalıştılar.Ahlâk zehirlenmesiErmeni meselesi, 1915 senesinde âniden çıkmadı;evveliyatı vardır ve ayrıntısı çoktur, özetleyelim:1878’de imzalanan Berlin anlaşması, Osmanlıhükümetini, yoğun Ermeni nüfus barındıranvilayetlerde (Vilayât-ı Sitte; yani, o günküvilayet nizamnamesine göre Diyarbekir,Ma’muretülaziz, Van, Bitlis, Erzurum ve Sivas;bu altı vilayet bugün 30 civarında ili kapsar) mahallireformlar yapmak ve Ermeni ahaliyi muhtemelmahalli saldırılara karşı korumakla yükümlütutuyor, uygulamayı büyük Batılı devletleringözlemci sıfatıyla takib izleceklerini öngörüyordu.Vaadedilen reformların o günün maddişartları çerçevesinde Batılı gözlemcileri tatminedecek seviyede uygulanamadığı açıktır. 1895yılında, tarihimize “ErmeniPatırtısı” adıylageçen kalkışma hareketleribaşladı; isyancıErmeniler 6 vilayetingenel valilik halinegelmesini, mali özerklikkazanmasını, Hamidiyealaylarının dağıtılmasınıve silah taşımaserbestîsi istiyorlardı.İsyan, yer yer sivillerinde karıştığı karşıeylemlerle söndürülürkenönemli miktarda kan döküldü. ABD’ninAnadolu’da görev yapan konsoloslarından MiloJewett, hükümetine reform planı uygulanmayabaşladığından bu yana üç bin Ermeni’nin öldürüldüğünüyazmış ve şunları ilave etmişti: “Buradakiolaylarla Maraş ve Zeytun’dakiler arasındahiçbir benzerlik yok. Orada, Ermeniler, hükümeteve bölgedeki adaletsizliğe karşı silahlanmıştı.Burada ve yüzlerce Hıristiyan köyündeTürkler çaresiz ve karşı koymayan insanlara saldırdıve onları öldürdü. Elbette Türk resmi haberleribunun daha farklı görünmesini sağlıyor.”“Patırtı” bir yıl kadar sürdü ve yatışmış gibigöründü ama Osmanlı hükümetlerinin, Ermenireformunu bahane edilerek “Düvel-i muazzama”tarafından Anadolu’nun üçte birinde Yunanistan,Sırbistan, Girit’e benzer yeni bir Ermenidevleti kurduracakları korkusu hiç yatışmadı.1915’teki tehcir kararının arkaplanında bukorku vardı ve İttihatçı hükümet, harbin getirdiğiiç şartları bahane ederek Anadolu’daki Ermenivarlığını esaslı surette silkeleyip yerinden etmeyidüşünmüştü.Tehcirin kapsamı, asıl tehdide göre geniş tutuldu;kısa sürede zâlimâne uygulandı ve hükümet,tebâsından yüzbinlerce insanın -en hafif tabirle-katledilmesine seyirci kaldı.Bu cinayetleri biz görmedik; dedelerimiz, onlarınbabaları gördü; şâhit oldular ve bir cinayeteşâhit olup da olmamış gibi davranmanın ruhtameydana getirdiği çöküntüyü, bir şekilde kendilerinimeseleden soyutlayıp mazur göstererek tedaviyeçalıştılar.Her yara üflemekle iyi olmaz; bu şahitlik, bunisyânlar, “Onlar da akıllı durmadı; hâlbuki bizonlarla ne güzel geçinirdik” yollu mâzeretler, bugibi sancıyan hafızayı üflemeyle soğutmaya kalkışmalar,aslında pek basit bir problemi hatırlatıyorbize; ahlâki bir problem! Hakikatin karşısındaduruş problemi. “Hakk’a tapan millet” olmakövüncünü sakatlayan bir bilinç kaykılması.Bu duyguyu, 1895’teki “patırtı”nın bir kısmınaşahit olan birisi, şöyle ifade etmişti: “Kendi gözlerimlegördüklerim yüzünden Türk fesi giymektenutanıyorum!”Fesi, onun için mi yasaklamıştık acaba vaktiyle;hakikat karşısında dosdoğru durmak nefsimizeağır geldiği için mi, bir daha fes giymeyetövbe etmiştik? Olayların bazı görgü şahitleri,kanayan vicdanlarına tütün basmak için mi ortalıktakalmış Ermeni yetimlerinden birkaçını evlatedinip Müslüman kimliğiyle yetiştirmişlerdi?Tehcir felâketine uğrayan samimi komşu bazıErmeniler’i evlerinde saklayıp himâye eden dedelerimizinbu davranışı -ki böyle hareket etmeleriyleövünmekte haklıydılar- aslında o günlerdepek fecî, anlatılamayacak kadar fecî şeylere gördüklerinintersinden ikrârı mıydı?Daha dün “Dersim Patırtısı”nda kurşunadizilen köylüleri gözüyle gören 103 yaşındakiemekli Emniyetçi’yi, “Kadın, çoluk-çocuk ölmüştür.Yalan değil. Öyle öldürme de değil, kurşunadizdiler hem de. Yalan söyleyecek halimiz yok”dedikten sonra aniden frene basarak, “[Gerisini]anlatamam, çünkü çekinirim, korkarım” şeklindekonuşturan o “milli” tedirginlikten bahsediyorum.Millî endişelerle “Hakikat” arasında dahane kadar bocalayacak, vicdânımızı inkârla dahanereye kadar uyuşturacağız?Bir kollektif cinayeti gördükten sonra susmak,ahlâkı zehirliyor. t.alkan@zaman.com.trŞahin AlpayBarzani’nin gördüğü gerçeklerTürkiye’nin Kürt sorununun birbirine bağlıdört boyutu var. Bunların başta geleni, Kürtlerinöteki yurttaşlarla eşit haklara sahip olmamalarısorunudur ve ancak bu büyük haksızlığıngiderilmesiyle çözülebilir. İkinci boyut,büyük haksızlığın doğurduğuna kuşkuolmayan, fakat giderek bağımsız bir sorun niteliğinikazanan PKK ayaklanması. Bu sorununçözümünün birinci şartı, PKK’nın şiddetiterk edip meşru, siyasi mücadeleye yönelmesininönündeki engellerin kalkması.Üçüncü boyut, Kürt çoğunluklu bölgeninülkenin geri kalanına göre sosyo-ekonomikbakımdan daha az gelişmiş olmasıyla ilgili.Bölgenin kalkınması için gerekli yatırımlarınönde gelen şartı, silahlı ayaklanma veşiddetin son bulması, istikrarın sağlanması.Nihayet dördüncü boyut, yaklaşık yarısıTürkiye’de olmak üzere Kürtlerin dört ayrı ülkedeyaşıyor ve her birinde hakları için mücadeleediyor olmaları. Bu gerçeğin birlik ve dirliğinebir tehdit oluşturmamasını sağlamanınyolu da, Türkiye’nin kendini bir yurttaşlardevleti olarak yeniden kurmak suretiyle sadecekendi Kürtlerinin değil, bütün Kürtleringüven ve saygısını kazanması.Geçen hafta, Kürt sorununun uluslararasıboyutu ile ilgili önemli bir gelişme yaşandı.Türkiye’yi ziyaret eden Irak Kürdistan BölgeYönetimi Başkanı Mesut Barzani, Türkiye’deKürt sorununun çözümü yönündeki olumlugelişmelere gerek PKK’nın, gerekse BDP’nindestek vermesi gerektiğini belirttikten sonra,Dağıstan Çetinkayasert bir uyarıda bulundu: “Bu dönemden sonraPKK hâlâ silahı tercih ederse, kendi kaybeder.Kendilerine kontrolümdeki bölgede silahkullandırtmam. Bu savaşı bizim bölgemizeçekmelerine müsaade etmeyiz. Gerekirsenasihatle, gerekirse zorla.”Barzani’nin geçen yıldan bu yana, önümüzdekiaylarda Erbil/Hewler’de toplanmasıbeklenen Kürdistan Genel Konferansı’ndaPKK’nın şiddet politikası,sadece Kürtlerininkârına sonverip haklarını tanımayayönelenTürkiye’de değil, bütünbölgede Kürtlerindemokratik haklarakavuşmalarınaengel hale geldi.PKK’ya silah bırakmaçağrısında bulunulmasıyönünde çabaharcadığı da biliniyor.Irak Kürt liderliğininbu noktaya gelmişolmasının, Adaletve Kalkınma Partisi(AKP) iktidarının izlediği“komşularla sıfırproblem” politikasınınen büyük başarısıolduğuna kuşku yok. Bu politika sayesindeaskeri-bürokratik vesayet düzeninin bütünKürtleri düşman gören, PKK’nın kökününkazınması için öncelikle Irak Kürt liderliğininhedef alınmasını savunan körlükle malulpolitikası tasfiye oldu. Irak Kürdistanı’ylaekonomik karşılıklı bağımlılık ilerledi; bundaniki taraf da çok kazançlı çıktı. Ankara,Irak Kürtlerinin güvenini ve saygısını kazandı.Irak Kürt liderliği, dostane ilişkileri tehditeden PKK’ya karşı giderek daha sert bir tavırtakındı.Barzani’nin şu gerçeği giderek daha iyigördüğü söylenebilir: PKK’nın izlemekteolduğu şiddet politikası, sadece Kürtlerininkârına son verip haklarını tanımaya yönelenTürkiye’de değil, bütün bölgede Kürtlerindemokratik haklara kavuşmalarına engelhaline geldi. Türkiye’de değil, bütün bölgedeKürtlerin demokratik haklara kavuşmalarınaengel hale geldi. PKK bugün Suriye’de Kürtleriezen Arap milliyetçisi Baas diktatörlüğününbaş müttefiki konumunda. İran’daki otoriterİslamcı rejim, yine onunla mücadeleyibir yana bırakıp, PKK’yı Türkiye’ye karşı kışkırtmapolitikasına yönelmiş durumda.PKK’nın Türkiye’de Kürtlere dayatılanasimilasyon politikasının ürünü olduğu, akılve izan sahibi herkesin kabul ettiği bir gerçek.PKK isyanı olmasaydı Türkiye, inkârına sonverip haklarını tanıma yolunda ilerler miydi?Bu konuda farklı görüşler var. Bir görüşegöre, hayır. Başka bir görüşe göre ise, SoğukSavaş’ın sonundan itibaren Kürtler topyekûndemokratik imkânları kullanmaya odaklanmışolsalardı, Türkiye Kürt haklarının tanınmasındabugün çok daha ileri bir noktadaolabilirdi. Tartışılabilir... Peki, PKK’nın silahlarıTürkiye’de Kürtlerin hak mücadelesindebir “güvence” midir? Akıl ve izan sahibi herkes,sanırım bu iddianın geçersizliğini görüyor.Barzani’nin gördüğü gerçekleri, BDP’ninde, PKK’nın da içinde giderek daha çok sayıdakimsenin görmekte olduğuna inanıyorum.s.alpay@zaman.com.trd.cetinkaya@zaman.com.trİhsan DağıPKK, Barzani’yi dinler mi?Geçen ay <strong>gündem</strong>e düşen, ama varlığı bazı hükümetüyelerince de inkâr edilen ‘yeni Kürtstratejisi’nin uygulanmaya başladığına ilişkin işaretlervar. Hatırlarsanız, ‘yeni strateji’nin önemliunsurlarından birisi, ‘İmralı ve Kandil muhatapalınmayacak’ ilkesiydi. Ancak bu, ‘başkaları’nınİmralı ve Kandil’le görüşmeler yapmayacağı anlamınagelmiyordu. Bu işi en iyi yapacak isimolarak da Mesud Barzani zikredilmişti.Geçen hafta Türkiye’ye resmî bir ziyarettebulunan Barzani, PKK’ya yönelik beklenen açıklamalardabularak ‘yeni strateji’de kendine biçilenrolü oynamaya hazır olduğu izlenimi bıraktı.Barzani’nin önceliğine Türkiye’nin Kürtmeselesini çözmekne de PKK’nın silahsızlandırılması;öncelikIrak Kürdistan’ınındevletleşmesi. Irak’ınfi ilî ve hukukî bir bölünmeyegitmesi durumundaKürtlerin detam bağımsızlık ilanedecekleri kuşkusuz.Acaba öyle mi? Barzani‘arabuluculuk’ yapmayahazır mı? Hazırve istekli olsa bilePKK’yı silah bırakmayaikna edebilecekgücü var mı?Barzani elbette sıradanbiri değil. Irak’taKürt isyanını başlatanve yıllarca yönetenMolla MustafaBarzani’nin oğlu.İran’ın kuzeyinde 2.Dünya Savaşı’nın ardındandenenen ancak tutunamayan Kürt MahabadCumhuriyeti’nin ardından kurulan ‘ilkKürt devleti’nin Başkanı. Şöyle veya böyle, şununveya bunun desteğiyle KDP’yi ‘başarı’yaulaştıran lider.Bu nitelikleriyle etkisi bütün Kürtler arasındahissedilen bir kişi. PKK yine de Barzani istediğiiçin silah bırakacak bir örgüt değil. Barzani’ninKürtler arasındaki etki ve nüfuzunu sorunun ‘silahsızçözümü’ yolunda kullanması yine de birfark yaratabilir. Doğrudan PKK olmasa da Kürthalkı ve siyasal eliti üzerinde yeni bir dinamikoluşturabilir bu türden girişimler.Aslında ilk bakışta Irak Kürt liderinin böylebir role yanaşması pek beklenmez. IrakKürdistan’ı bugün Irak’ın en istikrarlı ve güvenlibölgesi. Ekonomi ilerliyor, siyaset yönetebiliyor.Irak’ın merkezî yönetimi dâhil bütün bölge büyükbir belirsizlik ve kargaşaya doğru giderkenIrak Kürdistan’ı oldukça rahat.Kuşkusuz, topraklarında konuşlanan, kamplarkuran, faaliyetler yapan PKK’nın varlığındanrahatsız olanlar var. PKK, Irak Kürtlerininyumuşak karnı; bu sorun bölgesel yönetimiTürkiye’nin ‘şamar oğlanı’na çevirme potansiyelitaşıyor. Bu sıkıntıdan kurtulmak istiyorlar. Baharlabirlikte PKK’nın eylemlerine başlaması durumundaTürkiye’nin baskısını yeniden hissetmeyebaşlayacaklar. Son dönemde gelişen ekonomikve diplomatik ilişkilerin yarattığı olumluhava Irak Kürtleri için değerli.Dolayısıyla Mesud Barzani’nin geçen haftaTürkiye’de PKK’ya gönderdiği net mesajlaraşaşmamak gerek. Irak Kürdistan Yönetimi Başkanı,PKK’yı silah bırakmaya çağırdı, silahla biryere varılamayacağını söyledi ve PKK’nın KuzeyIrak’taki varlığına izin vermeyeceklerini ifadeetti.Yine de abartmayalım; kimse Barzani güçleriylePKK’nın geçmişte bir ara olduğu gibi sıcakbir çatışma içine girmesini beklemesin. PKK’nınbölgedeki faaliyetlerinden rahatsız olduğu kuşkusuz.Türkiye ile ilişkilerini bozan bir PKK’danda rahatsızlar. Ama bütün bunlar ‘Kürtler arasıbir çatışma’yı göze alacak kadar hayati değil.PKK’nın Irak Kürtleri için bir yük haline geldiğidoğru, ama Kürt yönetimi bu yükü hâlâ bir süretaşıyabileceği kanısında.Barzani’nin önceliği ne Türkiye’nin Kürt meselesiniçözmek ne de PKK’nın silahsızlandırılması;Irak Kürdistan’ının devletleşmesi temelöncelik. Irak’ın fiilî ve hukukî bir bölünmeyegitmesi durumunda Kürtlerin de tam bağımsızlıkilan edecekleri kuşkusuz. İşte bu noktadaTürkiye’yi karşısına almamak adına PKK’nınsilahsızlandırılması ve Kürt meselesinin çözümüiçin bazı girişimlere Barzani destek verebilir.PKK’ya yönelik açıklamaların gerisinde sanırımböyle bir stratejik düşünce var.Bu çerçevede önümüzdeki aylarda birkaç yıldırbeklenen Kürt konferansının Erbil’de toplanmasısürpriz olmaz. Oradan da ‘silahlı değil siyasalmücadele’ kararı ile PKK’ya ‘silahını bırak’çağrısı çıkabilir. Bağımsızlık senaryosu <strong>gündem</strong>egeldiğinde Türkiye’yi yumuşatmak, direnişinfiilî bir müdahaleye dönüşmesini engellemekadına Mesud Barzani bugün PKK’ya karşı ‘yapıcıbir rol’ oynamaya hazır görünüyor. Gerisindekidüşünce ne olursa olsun, Barzani’nin bu ‘rolü’sorunun çözümü için yeni bir ‘fırsat’ oluşturabilirTürkiye için. Bu fırsatın değerlendirilmesi içinise demokratik açılım ruhunun dirilmesi gerek.Açıklanan ‘yeni strateji’nin eksiği de buydu zaten...i.dagi@zaman.com.trMümtaz’er TürköneSol, küllerinden yeniden doğacak!Darbeciliğin artık miadınındolması, solundarbelerle iç içe geldiğitarihin de sonu. Solunküllerinden yenidendoğması için şartlaruygun. Bu yenidendoğuş Türkiye için hayırlıbir gelişme olacak;çünkü sol ayağıaksayan demokrasihızlı ilerleyemiyor.Başlığın, sloganvari olduğunun farkındayım.Üstelik sol jargona uygun bir slogan. Ama içindeumut barındıran vahim bir durum ancakböyle tarif edilebilir. Sol, darbelerin ateşindekavruldu. Yandı, tutuştu; yanına yaklaşanı dakavurdu. Bu yangın artık söndürüldü. Sol geridekalan kül yığınının tam ortasında duruyor.Artık anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğmanınvakti.Ahmet İnsel ve Fuat Keyman’ın, 28 Şubatüzerinden solun darbeciliğine yaptığı eleştiriler(22 Nisan, Radikal 2) bu kül yığını içindeumut arayanlar tarafından dikkatle okunmalı.Darbeci generaller tutuklanınca solda başlayanözeleştiri fırtınası gecikmiş ama yerinde birçaba. Marjinal sol, ezberin dışına çıkmakta zorlanıyor.CHP, gecikmeli de olsa duruma intikalediyor.CHP lideri sonunda darbelere karşı içinde“ama” ve “fakat” olmayan kesin bir tavır aldı.Habertürk Televizyonu’nda hafta sonu katıldığıbir programda darbeler için “Yeter artık demeninzamanı.” diyerek, CHP’nin tavrını netleştirdi.Daha öteye gitti. 27 Nisan 2007’de, GenelkurmayBaşkanı’nın web sitesinde yayımladığımuhtıra, yani darbe teşebbüsüne de ilkdefa karşı çıktı. Hatta bu muhtıraya karşı zamanınCHP yönetimini, “daha net tavır almalarıgerekirdi” diye bir özeleştiride bulundu.CHP’nin 2007’den beri devam eden darbesoruşturmaları karşısında, darbecileridestekleyen tavrı demek ki artık sona eriyor.Ergenekon soruşturması için Baykal’ın“Ben de Ergenekon’un avukatıyım.” sözü veKılıçdaroğlu’nun “Bu örgüt neredeyse gösterinben de üye olayım.” ironisi, CHP’nin darbesoruşturmaları karşısında tavrının özeti olarakhafızalara yerleşmişti. Sol, AK Parti hükümetininve yargının darbeleri soruşturan teşebbüslerikarşısında standart olarak şu tepkileri vermişti.İlk tepki, “darbecilerin kötü şeyler yaptığı”ama “AK Parti hükümetininde darbecilerkadar kötü olduğu”şeklindeydi. “Sivil darbe”ve “sivil dikta” tabirleriAK Parti döneminidarbe dönemleriile eşitlemek ve darbeciliğiaklamak içinkullanıldı. İkinci tepki,darbe soruşturmalarındamahkeme kurup eksiklerbulmaktı. Ergenekondavası görülürken, “Neden 12 Eylül soruşturulmuyor?”sorusu soruldu. 12 Eylül davasıbaşlayınca “Neden 28 Şubat soruşturulmuyor?”sorusu geldi. Üçüncü tepki ise, bu soruşturmalarınsadece halkı etkilemek için yapılanmüsamereler olduğu şeklindeydi. Bu tepkilerinhepsinin ortak paydası, sol ile darbeciler arasındakikaranlık ilişki ve solun darbeci geçmişiydi.Peki, sol neden darbeciydi?Askerî darbe doğal olarak çoğunluk iktidarınakarşı yapılıyor. Darbeciler kitle desteğiararken iki azınlığa müracaat ettiler. Birincisisol entelektüel azınlık; ikincisi ise mezhepazınlığı. Marksist solun, 1960’ların sonundaürettiği ‘milli demokratik devrim’ teorisi, sosyalizmledarbeciliği uzlaştıran Arap Baas sosyalizmigibi bir sentezdi. Halk geriydi. Sosyalizmingelişmesi için şartlar olgunlaşmamıştı.Bu durumda sosyalistler sol bir darbe planlayanaskerlerle işbirliği yapmalıydı.Parlamenter sosyalizm ise darbecilikle particilikarasında mezhep üzerinden bir bağ kurdu.Darbeciler de bu Alevî azınlığı, kitle desteği,CHP’de seçmen olarak kullanmaya kalkıncaAleviliğin siyasî istismarı yayıldı.28 Şubat darbesi solun bütün hizipleri tarafındandesteklendi. DİSK gibi sosyalist ideolojiyibenimseyen işçi sendikasının verdiğiaçık destek, bu durumu kanıtlamak için yeterli.Darbeler dönemi kapanınca, sol için bir özeleştirifuryasının başlaması da çok doğal. Bu sorgulamanınbir sebebi artık darbeciliğin tasfiyeedilmesi ise diğer sebebi halkın bu tasfiyeyeverdiği destek. Kılıçdaroğlu başta olmak üzeresol bu desteğin farkında. Bu yüzden toplumsaleğilimlere uygun davranmaya çalışıyorlar. Darbeciliğinartık miadının dolması, solun darbelerleiç içe geldiği tarihin de sonu. Demek ki solunküllerinden yeniden doğması için şartlar uygun.Bu yeniden doğuş Türkiye için hayırlı bir gelişmeolacak; çünkü sol ayağı aksayan demokrasihızlı ilerleyemiyor.. m.turkone@zaman.com.trSAYFA TASARIM: ŞERAFETTİNI YILMAZ


18TELEVİZYON25NİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMANDÜŞME NOKTASITV8 20.00YÖN.: JOHN BADHAMOYN.: WESLEY SNIPES, GARY BUSEYEski bir DEA ajanı olan Busey liderliğindeki bir grup suçludan oluşangökyüzü dalış ekibi, gizli ajanların dosyalarını çalmaktadırlar.Onları, uyuşturucu tacirlerine satmak için polis ve gizli servis binalarınaçatılarından girme konusunda uzmanlaşmıştır.KAYIP SİLAHKANALTÜRK 18.50YÖN.: CHUAN LUOYN.: WEN JIANG, NINA HUANG FANDedektif Ma Shan uyandığında zimmetli tabancasının kayıp olduğunufark eder. Ma bütün karmaşık işlerinin artırdığı panik duygusuylaipuçlarını aramaya başlar. Bu arada da ailesinin ve arkadaşlarınınhastalıklı tavsiyelerini dinleyerek kendini temize çıkarmaya çalışır.ŞİFACICNBC-E 20.00YÖN.: MARK RUFFALOOYN.: CHRISTOPHER THORNTON, MARK RUFFALODelicious D / Leziz D lakabıyla tanınan Dean O’Dwyer, Los Angelesyeraltı müzik sahnesinin yükselen bir DJ’idir. Bir motosiklet kazasısonucu yatalak kalınca, tekerlekli sandalyeye mahkum olur. Tamdepresyona gömülmek üzereyken, Peder Joe Roselli ile tanışır.Pakdemirli’nin gözünden Özal8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı vefatının 19. yılındaanlatacak Ekrem Pakdemirli, Haber Ekranı’nda SevcanÖdemiş Yıldız’ın konuğu oluyor. Özal döneminindevlet bakanı ve başbakan yardımcılarından olanPakdemirli, canlı yayında Özal’ı anlatacak ve şusoruları cevaplayacak: Özal nasıl bir devlet adamıydı,ne gibi projeleri vardı? Kürt sorununun çözümü içinplanları neydi? Özal kendisine ne vasiyet etmişti?Özal’ın ölümü suikast mıydı? SAMANYOLU HABER TV 14.00Siyah-beyazFELAKET!-Siyah-beyaz çekilen Luc Besson’un ilk sinema filmi ‘SonSavaş’ta (Le Dernier Combat) Pierre Jolivet ve Jean Bouisegibi oyuncular rol alıyor. Siyah-beyaz çekilen bu sıra dışı bilimkurgudaneredeyse hiç diyalog yer almıyor! Büyük felaket sonrasıbir dünya… Medeniyet yok olmuş, çok az insan hayatta kalmış,onlar da vahşi varlıklar haline gelmiştir. Herkesin tek bir amacıvardır; hayatta kalabilmek… Günün birinde bir adam ortayaçıkar; vahşete ve kanunsuzluğa karşı savaş açar. TELEVİZYON SERVİSİSON SAVAŞYÖNETMEN:LUC BESSONOYUNCULAR: PI-ERRE JOLIVET,JEAN BOUISE,FRITZ WEPPER,JEAN RENOSİNEMA TV 20.00Türkü ile pişen kuzu-Turgay Başyayla’nın sunumu ile ekranagelen gezi-eğlence programıDavetsiz Misafir, bu hafta Afyon’un keşfedilmemişdiyarlarını dağ tepe geziyor.Bu hafta Afyon’a konuk olan Başyayla,Sandıklı’nın meşhur sac kavurmasını vebirbirinden leziz yöresel yemeklerini ekranagetiriyor. Türküler eşliğinde yenilenyemeklerin ardından, Afyon’un ünlü lezzetiolan sucuk yapımını da ekrana getiriyor.Bir kültür mozaiği olan Afyon’unen güzel türküleri, lezzetleri ve keyifliyöre insanıyla eğlenceli sohbetleri programdaekrana geliyor. SAMANYOLU TV 21.30SAMANYOLU MEHTAP TV SAMANYOLU HABER TV09.30 Gün Işığı12.00 Yeşeren Düşler13.30 Yeşil Elma15.45 Sektör Günlüğü16.50 Beşinci Boyut18.25 Avrupa Haber19.00 Ana Haber Bülteni20.00 Ayna21.30 Davetsiz Misafir23.45 Kader ÇizgisiEBRU TV09.45 Café am Morgen12.20 Ayna15.00 Green Valley16.00 The Wisdom Tree16.30 Footnote17.30 Wonderful World18.30 Helping Hands19.00 Junk’d19.30 Nachrichten20.15 RedemptionTRT - TÜRK TRT - HABER NTV11.10 Bugün13.00 Dünyamız Detay14.30 Ünsal Ünlü İle Masa16.00 Dünyanın Haberi18.00 Gazeteci Gözüyle19.30 Hey Taksi20.00 Türkiye’nin Haberi21.00 Geniş Zaman22.30 Modern Zamanlar23.00 Türkiye’de GeceyarısıKANAL D SHOW TV HABERTÜRK08.00 Doktorum10.10 Eylem Akşin Zamanı11.50 Bana Her Şey Yakışır13.30 Evim Şahane16.30 Arka Sokaklar17.50 Koca Kafalar18.00 Ana Haber19.00 Euro D Haber19.10 Kuzey Güney00.00 Evim ŞahaneKANAL A ATV RTL08.00 Basın ve Gündem11.50 Uygarlığa Giden Yol11.30 Haber Merkezi12.45 Hadi Konuşalım14.00 Yemekte Sohbet Var16.45 Her Şey Hakkında19.30 Ana Haber20.30 Siyaset Meydanı22.30 Son 24 SaatKANAL 24 EUROSTAR SAT 108.15 Sağlık Merkezi09.50 1. Moderatör11.30 2. Moderatör15.00 3. Moderatör19.10 Nerede Kalmıştık?19.00 Tak Sepeti Koluna19.45 Siyaset 2422.10 Tıkırtı Gazetesi22.00 Gece ModeratörüKANAL AVRUPA07.30 Klip Saati08.00 Ates Çemberi10.00 Gurbet Türküleri13.00 Temizeller14.00 Sivas Elleri17.00 Kurtlar Vadisi19.00 Anadolu Diyarı21.00 Temizeller22.00 Bir Türkü Söyle00.00 Ateş ÇemberiDÜNYA TVHİLAL TVTV 5KANAL 7 - INT TRT 1 CNN TÜRK05.30 Kanal 7’de Sabah07.00 Kalp Gözü08.50 Dr. Feridun Kunak Show11.00 Hayatın İçinden14.30 Güzel Günler17.00 Kanal 7 Ana Haber18.00 Türk Filmi ‘Sevimli Hırsız’20.00 Kanal 7 Haber21.00 Tv Filmi ‘Şakir Efendi’22.00 Yaşam Rehberi09.30 Sorular ve Çıkış Yolları11.00 Kırık Testi12.30 Aile Rehberi15.05 Mukabele16.00 Kur’an Öğreniyorum18.00 M.Fethullah GülenHocaefendi Vaazları19.00 Sözün Erdemi20.30 Diyaloğun Meyvesi08.30 Marsupilami11.30 Denge Gel12.00 Ke Çi Got13.00 Rengen Jiyane15.15 Kaniya Stranan17.30 Denge Gel19.00 Ru Bi Ru20.00 Zımane Şirin22.30 Ke Çi Got09.00 Haber11.00 Haber14.00 Haber16.00 Haber19.55 Kuklagiller20.40 Hava Durumu19.45 Büyüteç22.00 Belgesel08.45 Show Kulüp11.00 Saba Tümer ile Bugün14.00 Bugün Ne Giysem17.45 Ana Haber19.50 Spor Sayfası19.00 Dizi ‘Türk’ünUzayla İmtihanı’22.15 Hayata Gülümse23.30 Show Kulüp07.30 Dizi ‘Zerda’09.00 Tatlı Sert12.00 Yeniden Başlayalım14.45 Evlen Benimle18.00 Eskişehirspor-Bursaspor19.00 Dizi ‘Çocuklar Duymasın’22.15 Dizi ‘Flash Forward’05.40 Celal Pir’le Bugün09.00 Melek12.00 Soframız13.10 Küçük Şeyler14.10 Doktok Tavsiyesi15.40 İki Aile16.40 Beni Affet18.00 Ana Haber Bülteni19.00 Muhteşem Yüzyıl22.20 Şehir Mimarisi08.00 Çizgi Film10.50 Mozaik11.30 Gün Ortası15.10 Çizgi Film16.15 Arkasında Durduklarımız18.00 Ana Haber20.20 Algı ve Gerçek21.40 Kahve Bahane09.30 Gülben12.00 Haber12.30 Sarayın İncisi13.45 Hayata Dair16.40 Dizi ‘Avrupa Avrupa’18.00 Ana Haber Bülteni19.50 Dizi ‘Sakarya Fırat’21.30 Dizi ‘Kurt Kanunu’TV TEL. SAMANYOLU +49 (0) 69 300 34 310 - 405 - 40007.30 Hayatın Nabzı12.50 TV Filmi ‘SanaDönmeyeceğim’14.50 Yeşil Elma16.40 Gereği Düşünüldü17.00 Ana Haber Bülteni18.30 Dizi ‘Şefkat Tepe’20.30 TV Filmi ‘Petrol Kralları’22.00 Davetsiz MisafirYUMURCAK08.45 Uzun Kuyruk10.00 Tom12.35 Üçüzler15.10 Caillou15.45 Corneil ve Bernie17.55 Loopdido19.05 Arka Bahçede Bilim21.20 Arthur21.45 Anne Shirley08.30 Ekonomi Notları11.00 Haber Merkezi13.30 Günün İçinden16.00 Akşam Haberleri17.30 Gece Gündüz19.00 Ana Haber Bülteni20.00 Bugün Yarın22.00 Gece Bülteni09.00 Haber Bülteni12.00 Gün Ortası14.50 Spor Bülteni15.00 Haber Bülteni17.15 Söz Sende18.00 Akşam Raporu20.20 Memleketin Hali22.00 1 Gün12.00 Punkt 1214.00 Mitten im Leben!15.00 Verdachtsfälle16.00 Familien im Brennpunkt17.00 Betrugsfälle17.30 Unter uns18.45 Nachrichten19.05 Alles was zählt19.40 GZSZ20.15 Let’s Dance10.00 Lenßen & Partner12.00 Richter Alexander Hold13.00 Britt14.00 Zwei bei Kallwass15.00 Richterin Barbara Salesch16.00 Richter Alexander Hold17.00 Niedrig und Kuhnt19.00 K 11 - Kommissare im Einsatz20.15 Real Madrid - FC Bayern München23.45 Die Harald Schmidt Show09.50 Tefsir Günlüğü10.30 TV Çarşı12.30 Süleymaniye Dersleri14.00 Haber 1516.15 TV Çarşı17.30 Ana Haber Bülteni19.15 Gurbet Ekspresi21.00 Medya ve Toplum08.00 Bugün Bayram10.00 Medya Mahallesi13.00 Bugün15.15 Spor Masası15.45 Afiş18.30 Beş N Bir K20.30 Tarafsız Bölge22.45 Burada Laf ÇokVergİ Danışmanlığıİşyerİ DanışmanlığıDipl.-Kfm. (FH)Abdullatif CANIMANAInnere Kanalstr. 95(Ecke Venloer Str.)50823 KölnSteuerberatungUnternehmensberatungTel: + 49 221 47681810Fax: + 49 221 47681812Mobil: + 49 177 4634283info@latif-steuerberatung.dewww.latif-steuerberatung.deYeni adresimiz; Yeni DİTİB Merkez Camii´sinin tam karşısı!


1925BULMACAHazýrlayan: YALÇIN SABRÝOÐLUNİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMANy.sab rioglu@za man.com.trİmla, yazımBir deniz zaferiPlatoSeçkinEn çokKraliçeİsviçre’nin trafikremziBorazan kuşu4Adet, sayıMineralDökme demirYılanBir tür kumaşCanlı, hayattaYoksulElçiKötü, fenaBir bağlaçRutubetÇin’in başkentiDestanBilgiçlik taslamaBirdenĞüvenAvuçiçi ilebaştırmakEski bir aktör6Bayi hecesiKarışık renkliİmkanZorbaGelecekTembih sözüTarihte birİslam devletiDevam ettirmeKadın emirYabancı bir filmDakikanın60’da biriKadınMağara8Bir işte başıçekenHititÖldürmeKatışıksızTümörABD başkanı(Barack ...)SerüvenResimdeki yerİlletABD’nin4. başkanı(James ...)5Bir soruSonsuza değinAğaç budağıÖzenGerekKöpekHacda bir yerAsya’da sıradağHoş kokulu684SUDOKU BULMACA3592 188974537985 613MektupBir et yemeğiEl sıkışmaKırmızKendi kendineçalışanİstanbul’dabir semtSonsuzİstenilenvasıfta olanKısacaaktinyumUyarıİngilizce yolYok olma1Bıkıp usanma376683144Satrançta bir taşBir çocukoyuncağıUmma953491 876Bir şehirBir gün adıBastonHavada bir gazKalayın sembolüBeyoğlu’nuneski adıAvusturyabaşkentiKan aldırmaFiili, pratik10Tablodaki tramlý kalýn çizgilerle belirlenmiþ3’e 3’lük ka re le re, 1’den 9’a ka darrakamlarý birer kez kullanarak yerleþtirin.Öy le yer leþ tir me yap ma lý sý nýz ki,bütün 3 lükleri doldurduðunuzda tablonunbütün kutularý yukarýdan aþaðýya vesol dan sa ða 1’den 9’a ka dar ra kam lardanbirer kez kullanýlmýþ olsun.DÜNKÜ SUDOKUÇÖZÜMÜ5 2 71 9 34 8 66 1 82 4 57 3 93 7 49 5 28 6 18 3 65 7 49 1 22 4 37 9 16 5 81 6 94 8 73 2 59 4 12 8 67 3 55 7 93 6 81 2 48 5 26 1 34 9 7Bir tür cetvelSeslenme2Bir tür otelİsteklendirmenidası3Bayan adıDuman kiriYabancıbir ajansÜnBir Afrika ülkesiBir yemektadlandırıcısıKısaca sodyumTicari bir kağıtÖrnekLityumun remziLantanınsembolüİlgiBir kış hastalığıSıtmaya yolaçan sinek9Kısaca baryumToprağıdinlendirmeBüyüklenme,gurur7K E L İ M E A V IÞÝF RE KE LÝ ME:1 2 3 4 5 6 7 8 9 10K M S Ö O Ý G T Ü V G N I YN A V S R Þ T G K Ý Y E V ÜR H M T E Ý R Z Y Y E S O NR A J E G Ü M E R M A M E TN A N Y S Ð N A Ş A V G Ü MÞ E Ü A I Ý E E L A Z L A İT Z C N M E Þ Ç Þ Ö M R E ÜR R L İ Ğ A N İ Ü I O A R ÐU A R C R T Z L F L K J N ÐĞ Ü H E F İ R A D Y A H O Þ12345678Bulmaca Refik Aydýn r.ay din@za man.com.tr1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12SOLDAN SAĞA 1) Bir işi kazanç sağlamakamacıyla yapan (kimse). 2) Biraz bozuk, iyiolmayan (insan ilişkileri).– Çok eskizamanlara ait, eski, atik. 3) İlave.–Hükümdarların veya devlet başkanlarınınoturduğu büyük yapı.– Fasıla. 4) Eski dildekapı.– Bir şeyi anlamak veya öğrenmekiçin duyulan istek.– Argon elementininsimgesi. 5) Horoz, hindi vb.nin tepesindebulunan kırmızı deri uzantısı.– Başparmağıburna değdirip öteki parmakları açarak vesallayarak yapılan alay işareti. 6)Karaciğerin büyümesi veya körelmesi ileortaya çıkan bir hastalık.– Özenilmiş,özenle yapılmış. 7) Karşılık beklenilmedenyapılan yardım, kayra, ihsan, inayet.– Sıksık küçük, önemsiz kazalar yapan (kimse).8) Gerçek olmadığı halde kişinin kendinihasta ya da güçsüz göstermeyeuğraşması.– Tellere vurarak titreştirmekyoluyla gitarı çalmaya yarayan; kemik,plastik ve boynuz benzeri malzemelerdenyapılan küçük gereç. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1)Devletler hukukunda bir ulusun hangidevlete bağlanacağıyla ilgili oylama. 2)Yüksek dereceli devlet erkânı tarafındanpadişaha sunulan hediyeler. 3) Kemiklerintoparlak ucu.– Bir kümenin her elemanı. 4)Çürük, boş, kof.– Gömlek, örtü vb. şeylerikolalamakta kullanılan özel nişasta. 5)Kur’an’da bir sure.– Alt, aşağı. 6) İtfaiye,cankurtaran ve polis araçlarında bulunan,tiz ses çıkaran uyarıcı alet.–Kurçatovyumun sembolü. 7) Dinlenme,durma, konaklama. 8) Kıtaları birbirindenayıran deniz, umman. 9) Sodyumunsembolü.– Yazılmış veya basılmış sayfalarınbir araya getirilmesiyle oluşantoplam. 10) Tavır, davranış.– Kekeme. 11)Para birimimiz.– Ekmek. 12) Bir denizimiz.123456781 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12M Ü E Y Y İ D E O K AE V R E Ş A T A F A TL E K S A K İ L M İE Y M U R A K A B EK K A D E R V E R AO T O M A T D E L İ LT O R U N M A R İ Y EU S U L B E R E K E TO G N K A E J R Þ Z Ý Y B NY D L H İ A E K V G H F E IE E I J Ş T R T E K N İ K E İ İ L K H İ S L E S C Ü İ E T ÜU V Y T I H M N B E A L A İ H A A K L K O R O E M Y Ş L N T Ý E A R Ü Z R F E L İ Ü İ Ü O M N E D U D D L İ Y V K G R U A N Y R A S A A N A S İ İ Z U G M S B R A M Z A S K Ü Ş L İ F A G Ý A S Ç Z V E Y P N Y L Z A R İ Þ T İ M Ý L U İ Aþaðýdaki kelimeleri tablonun içine serpiþtirdik. Bunlarý bulabilir misiniz?AŞİYAN, BEKTAŞİ, CÝNAYET, ÇARDAK, DÜRBÜN, EKVATOR, FONETİK, GAFİL, HAYDARİ, ÝSMAÝL,KRALİÇE, LMİT, MERHAMET, NAMAZ, OSMAN, ÖZGEN, PÜSKÜL, RENDE, SÜRGÜ, ÞAMAN, TEKNİK,UYSAL, ÜVEYÝK, YOÐURT, ZAMANE. İ İİİİ


21SPOR25NİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMANUEFA’YI ORMANİKNA EDECEKBeşiktaş Başkanı Fikret Orman, UEFA’nın Beşiktaş’ı Disiplin Kurulu’na sevk ettiğini doğruladı.Orman, geçmiş yıllarda Beşiktaş’ın UEFA kriterlerine uymadığı ve UEFA’yı yanlış yönlendirdiğigerekçesiyle 1 Mayıs’ta duruşmaya davet edildiğini açıkladı. Savunmayı bizzat kendisiyapacak olan Orman, kulübün Avrupa’dan men edilmesini engellemeye çalışacak.TEMEL YİRMİBEŞOĞLU İSTANBUL-UEFA, disiplin müfettişi Jean SamuelLeuba’nın hazırladığı rapor doğrultusundaBeşiktaş yetkililerini 1 Mayıs’ta UEFA’nınmerkezi Nyon’a çağırdı. Siyah-Beyazlı kulüp,UEFA kriterlerine uymadığı ve UEFA’yı yanlışyönlendirdiği iddialarına cevap verecek.Durumun vahametini gören Beşiktaş BaşkanıFikret Orman ise yapılacak görüşmeye bizzatkendisi gidecek. Dün Ümraniye Tesisleri’ndeUEFA’nın gönderdiği yazıya açıklık getiren Orman,“Daha önce bir UEFA yetkilisi Beşiktaş’ımali konularla alakalı olarak incelemişti. İncelemelersonucunda UEFA, Beşiktaş’ı disiplinkuruluna sevk etti. 1 Mayıs’ta da duruşmamızvar. Duruşmanın içeriği Beşiktaş’ın bundanönce UEFA disiplin yönetmeliğine uymadığışeklinde iddiaları var.” açıklamasını yaptı.Beşiktaş başkanı olarak bizzat konuylailgileneceğini vurgulayan Orman, sözlerinişöyle sürdürdü: “Kendim duruşmaya katılacağım.Beşiktaş’ın haklılığını orada savunacağız.Bu, UEFA’nın başlatmış olduğu yasalbir süreç. Biz de gerekli olan savunmamızıyapacağız. Kulübümüze yapılan suçlamabundan önceki dönemlerde UEFA kriterlerineuyulmadığı ve UEFA’nın yanlış yönlendirildiğikonusudur. Ayrıca bize gönderilen yazıdaBeşiktaş’ın UEFA kupalarına katılmamasıgerektiği belirtiliyor. Biz bu durumundoğru olmadığını ve Beşiktaş’ın kurumsal yapısınıonlara izah edeceğiz.” Orman, söz konusudurumun UEFA’nın yanlış yönlendirilmesiyleilgili bir konu olduğuna da değinerek,“Böyle bir durum Beşiktaş tarihinde ilkkez yaşandı.” ifadelerini kullandı.Beşiktaş hukuk sorumlusu Levent Erdoğanda UEFA’nın gönderdiği rapora açıklıkgetirdi. Erdoğan, “Savunmamızı yapacağız.İnşallah ceza vermekten vazgeçerler.” dedi.Levent Erdoğan, daha önceki yönetimler dönemindefutbolculara zamanında ödeme yapılmamasıve bunların alışkanlık haline getirilmesinedeniyle rapor hazırlandığını kaydederek,“UEFA ‘Bize gelin, savunmanızı yapın.Aksi takdirde 300 bin Euro para cezası ve 1 yılda UEFA müsabakalarına katılmama cezasıalabilirsiniz’ uyarısını yaptı. Biz de savunmamızıyapacağız.” diyerek süreci aktardı.Erdoğan, UEFA’nın savunmalarını iyiniyetle değerlendireceğine ve ceza vermektenvazgeçeceğine inandığını kaydedereksözlerini şöyle noktaladı: “Şayetceza verirlerse UEFA Tahkim Kurulu’na,buradan da bir netice çıkmazsa UluslararasıSpor Tahkim Mahkemesi’ne (CAS)itiraz etme haklarımız var.”UEFA yetkilileri yaptıkları incelemeler sonrasında Beşiktaş’ın gösterdiği itilafl ıborçların gerçeği yansıtmadığını tespit ederek geçtiğimiz hafta bir yazı gönderdi.Beşiktaş bizi yanlışbilgilendirdi,ceza almalıMEHMET TUFAN İSTANBUL-Beşiktaş’ın başı UEFA iledertte. UEFA müfettişi JeanSamuel Leuba’nın hazırladığı raporsonarsında Siyah-Beyazlı kulüp1 Mayıs’ta savunma yapmasıiçin İsviçre’nin Nyon şehrineçağrıldı. Beşiktaş’a gönderilen raporunana unsuru “UEFA mevzuatıtarafından kulüplere lisansverilmesi ve Mali Fair Play kapsamındagetirilen zorunluluklarauymamak” olarak gösteriliyor.PWC tarafından hazırlananraporda “Tomas Zapotocnytransferi kapsamında 1.5 MilyonEuro’nun transfer tablosundadoğru olarak gösterilmediği tespitedilmiş. Ayrıca FİFA’YA gidenQuaresma, Ferrari, Fatih Tekkeve Almeida için tazminatlar bulunmaktadır.Beşiktaş bunlara itirazetmemiştir. UEFA Mevzuatınagöre de bunlar anlaşmazlıkolarak kabul edilemez. DolayısıylaBeşiktaş tarafından verilenrakamlar yanlıştır.” ifadeleriyer aldı.Ayrıca Beşiktaş’ın bu durumlarıvarken lisans alıpAvrupa’da 8. finale kadar geldiğinevurgu yapılarak “Udinesekulübüne 1. 850 bin Euro borcubulunuyor. Borca itiraz edilmedi.Lisans haksız yere alındı. RubinKazan kulübüne de tazminatborcu var.” tespiti yer aldı.30 Eylül 2011’de ödenmesigereken borç olarak 13 Milyon148 bin Euro’ya dikkat çekilerekbu rakamın Beşiktaş tarafındanyanlış gösterildiği rapordayer aldı. Denetimde ortaya çıkanunsurların endişe verici vecezalandırılması gerektiğine dikkatçekilerek “ Beşiktaş’ın tazminatlarıvadesinde ödemeyerekbir tür kredi elde etme pratiğioluşturdu. Haksız avantaj sağladı.Bu pratiğin sistematik halegeldi. Disiplin cezası uygulanmalı”şeklinde dile getirildi.Normal şartlarda Beşiktaş’ınAvrupa kupalarına katılması gerektiğineişaret edilerek “Beşiktaşyarışmaya katılarak 8. finalekadar ulaştı. 6 Milyon Euro’nunyanı sıra marketing gelirlerielde etti. Beşiktaş transfer yaparaktransfer tutarlarını vadesindeödemeyerek güçlendi. Bu tutumsporda eşitlik açısından tahrifatolarak kabul edilir.” denildi.Karar aşamasına gelindiğindeise verilen cezaların yumuşakolamayacağı ifade edilerekşöyle sıralandı: “En azbir sezon Avrupa karşılaşmalarındanmen edilmesi söz konusudur.Men cezasının yanısıra para cezası da verilmelidir.Ceza 300 bin Euro olmalıdır.”RESSAM ÇOCUKLAR ÜMRANİYE’DE. ’Toyota Hayalimdeki Araba’ resim yarışmasında dereceye giren çocuklar, Beşiktaş’ı ziyaret etti. Nevzat Demir Tesisleri’ndedüzenlenen etkinlikte Başkan Fikret Orman ile Siyah-Beyazlı kulübün göğüs sponsoru Toyota’nın Genel Müdürü Ali Haydar Bozkurt bir araya gelirken, yarışmada değişik kategorilerdedereceye giren 15 çocuk, futbol takımının antrenmanını izledi. İdmanın ardından futbolcularla sohbet etme imkanı bulan çocuklar, bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi.Bu arada Beşiktaş, pazar günü Kadıköy’de oynayacağı F.Bahçe derbisinin hazırlıklarını sürdürdü. Antrenmanda kuvvet, kondisyon ve taktik çalışması yapıldı.İsviçre’de 4 büyük kulübünlisansı iptal edildi-İsviçre Futbol Federasyonu, Birinci Lig’de oynayan 4 profesyonelkulübün lisanlarını iptal ettiğini açıkladı. Young Boys, Sion, Servetteve Zürich takımlarının lisanslarını 2012/2013 yılı için iptal edildiğiniduyuran İsviçre Federasyonu, kulüplere itiraz için 5 gün süre verdi. Ayrıca2. Lig takımları FC Biel, AC Bellinzona, FC Chiasso, Etoile Carouge,SC Kriens, FC Lugano ve FC Winterthur takımlarının da önümüzdekisezon lisans hakları ellerinden alındı. İsviçre Federasyonu, kesin kararınıise 25 Mayıs’ta vereceğini duyururken, lisansların iptal etmesinin nedeniniise altyapı ve finansal nedenler olarak açıkladı. ZEKAİ ALTUN İSTANBULKazanan edebiyle sevinmeliERSUN YANALEge’de Türkiye Kupası gecesiERTUĞRUL SAĞLAM-Ziraat Türkiye Kupası'nda bugünyarı final heyecanı yaşanacak. Bursasporile Eskişehirspor finale kalmak içinmücadele edecek. Tek maçlı eleminasyonsistemine göre yapılacak karşılaşma saat19.00'da İzmir Atatürk Stadı'nda oynanacak.Mücadeleyi İlker Meral yönetecek.Bursaspor, çeyrek finalde Sivasspor'u 4-1devirerek adını son 4'e yazdırırken; Eskişehirsporise Medical Park Antalyaspor'u3-0'lık skorla yenerek Yeşil-Beyazlılarınyarı finaldeki rakibi olmuştu.Rakipleriyle üst üste 3 maça çıkacaklarınısöyleyen Eskişehirspor Teknik DirektörüErsun Yanal, uzun yıllar unutulmayacakdostane bir karşılaşma oynamakistediklerini belirtti. Yanal, "Futboluncoşkusunu, keyfini çıkaracağımız,mücadeleyi, hırsı rakibe saygı içinde sonunakadar yaşayacağımız bu derbilerinuzun yıllar unutulamayacak güzel sahnelersergileyeceğimizden eminim." dedi.Avrupa kupaları da dahil olmaküzere 40'tan fazla maç oynadıklarınıdile getiren Bursaspor çalıştırıcısı EtuğrulSağlam ise oyuncularının hem fizikselhem de zihinsel anlamda yorulduğunuvurguladı. Genç çalıştırıcı,"Spor Toto Süper Final Avrupa LigiGrubu'nda İstanbul Büyükşehir Belediyespormaçında bazı oyuncularımızıEskişehir karşılaşmasına düşünerekdinlendirmiştik. Şimdi hazırız. Kupayıkaldırmak istiyoruz." şeklinde konuştu.Geçen sezonkiperformansıylakendine olan güvenininarttığınıifade eden BurakYılmaz bukadar gol atmayıbeklemediğinibelirtti.FOTOĞRAF: CİHANAHMET TEKİNAHMET TEKİN İSTANBUL-Trabzonspor'un golcü futbolcusu BurakYılmaz, G.Saray derbisinden sonra‘Kangal' taklidi yaparak sevinen F.BahçeliMehmet Topuz'a isim vermeden göndermedebulundu. Nike firmasının “MercurialVapor 8” model kramponunun tanıtımınakatılan milli futbolcu, burada basın mensuplarının<strong>gündem</strong>e ilişkin sorularını cevaplandırdı.Burak, futbolcuların gol sevinçleriyleilgili soruya, “Her şeyin bir düzeni veadabı olmak zorunda. Hiç kimseyi tahrik etmeden,canını yakmadan, damarına basmadanolmak zorunda diye düşünüyorum.Benim kendime aldığım prensip, kişiliğimve öğrendiğim böyle.” diye cevap verdi.Geçen sezonki performansıyla kendineolan güveninin arttığını ifade edenyıldız futbolcu, performansı için şunlarısöyledi: “Bu sezonun başlangıcıyla golatacağımı biliyordum ama bu kadar fazlasınıbeklemiyordum. Takım arkadaşlarımada çok teşekkür ediyorum. Attığımher golde ayrı ayrı emekleri var. Güzelişler yaptığımı düşünüyorum, o yüzdenkendimle gurur duyuyorum.”Burak Yılmaz, Süper Lig'de bir sezondaen fazla gol atan futbolcu rekorunu kırıp,kırmayacağına yönelik soruya ise “Rekor birazzor görünüyor. Önümüzde 4 maç varyine de belli olmaz. Ama Trabzonspor'ungol rekorunu kırdım. Önemli olan takımımıngalip gelmesi. Ancak kendi bireysel hedeflerimede ulaştım.” diye konuştu. Transferiile ilgili ancak 4 hafta sonra bir değerlendirmeyapabileceğini belirten Burak, krampontanıtımının ardından, sosyal paylaşımsitesi Facebook üzerinden seçilen gençlerleantrenman yaptı.Bu arada Trabzonspor, şike soruşturmasısürecinde atılan adımları kente anlatmakiçin bugün geniş katılımlı bir toplantı düzenliyor.Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'ndegerçekleştirilecek olan toplantıya BaşkanSadri Şener'in yanı sıra, Trabzonspor yönetimkurulu üyeleri, eski başkanlar, DivanKurulu üyeleri, belediye başkanları, siviltoplum örgütü temsilcileri katılacak. Şener,3 Temmuz'dan bu yana izledikleri yol haritasıylave bundan sonra atacakları adımlarlailgili bilgi verecek. Şener'in, katılımcıların dagörüşlerini dinleyeceği vurgulandı.


f22 SPOR25 NİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMANVOLKAN, ZAFERİN TEMELİNİARENA YOLUNDA ATTIF.Bahçe’nin deplasmanda G.Saray’ı 2-1 yendiğiderbide başarılı kurtarışlarıyla takımınıngalibiyetinde büyük payı olan kaleci VolkanDemirel, bu sezon çifte kupa kazanacaklarınainanıyor. Dev maç öncesi takımarkadaşlarını otobüste motive eden tecrübelifile bekçisinin, “Kendi adıma söz veriyorum.Süper Final serisinin yıldızı benolacağım.” dediği öğrenildi.ERHAN GÜVEN İSTANBUL-Fenerbahçe’nin milli kalecisi Volkan Demirel, Sarı-Lacivertlilerin önceki gün deplasmanda Galatasaray’ı2-1 yendiği maçta müthiş bir performans sergiledi. Başarılıkurtarışlarıyla derbiye damgasını vuran ve karşılaşmanında yıldızı seçilen tecrübeli file bekçisi, lig ve kupada kalan 6maçı kazanarak çifte kupa kaldıracaklarını söyledi. Dev mücadeleöncesi takım otobüsünde arkadaşlarını motive edenVolkan Demirel’in, “Herkes elinden gelenin en iyisini yapsın.Kendi adıma söz veriyorum. G.Saray maçının ve SüperFinal serisinin yıldızı ben olacağım.” dediği öğrenildi.Derbi sonrası kaptan Alex’in ‘İnanılmaz Volkan...’sözleriyle övdüğü Fenerbahçeli milli kaleci,Arena’daki galibiyetin ardından ilginç ifadeler kullandı.Derbiyi dualarla ve Allah’ın yardımıyla kazandıklarınıbelirten Demirel, şöyle konuştu: “Bu sezonişin Süper Final’de biteceğini bildiğimiz için onagöre düşünüyoruz. 3 Temmuz’dan beri yaşadıklarımızınardından her şeyin cevabını Galatasaraymaçında vereceğimizi kafamıza koymuştuk.”BUNLAR DAHA ISINMA SEVİNÇLERİArena’da G.Saray’ı deviren F.Bahçe’yi, Can BartuTesisleri’nde taraftarları coşkuyla karşıladı. Sarı-Lacivertlileri taşıyan otobüs 3 saatte tesislere girebilirkenbazı futbolcuların çok acıktığı, bazılarının da yanan meşalelerdendolayı zehirlenme tehlikesi atlattığı bildirildi.Bu esnada FB TV, otobüs içerisinden sürekli canlı yayınyaparak galibiyetin sevincini tüm Fenerbahçelilere naklenyaşattı. Futbolcular derbi hakkındaki düşüncelerini tek tekpaylaşırken Gökhan Gönül, kaleci Volkan sayesinde maçatutunduklarını dile getirdi. Şampiyonluk yarışında artıkavantajın Fenerbahçe’ye geçtiğine vurgu yapılırken SelçukŞahin, oyuncuların otobüsteki sevincini ‘ısınma’ olarak tanımladıve asıl eğlencenin lig sonunda olduğunu kaydetti.Otobüste espriler havada uçuşurken futbolcular,marşlar söyleyip tezahüratlarda bulundu. Bu aradatakım arkadaşları Mehmet Topuz’a ‘Kangal KangalTopuz’ diyerek takıldı. Mehmet Topuz’un kangaltaklidi yapması da gülüşmelere yol açtı. Topuz,‘Pitbull mu, Kangal mı?’ şeklinde sorulara da, ‘Herzaman kangal’ cevabını verdi. Takım arkadaşları,‘Pitbull yokken Kangal vardı’ diyerek GalatasaraylıMelo’ya göndermede bulundu.Kayserispor’la oynanan Türkiye Kupası çeyrek finalmaçında Kujovic’in penaltı kaçıracağını arkadaşlarınasöyleyen Bekir, bu kez de derbinin sonucunuönceden bildi. Caner Erkin, ‘Bekir, Barcelona’nınsahasında Real Madrid’e 2-1 yenildiği maçtan sonra‘Bizim maç da böyle biter’ demişti’ şeklinde konuştu.Fenerbahçe’de Galatasaraymaçının yıldızıkaleci VolkanDemirel seçildi. Takımarkadaşları damilli kaleciden övgüylebahsetti.FOTOĞRAF: ZAMAN,SELMAN EŞTÜRKLERKangal sevgisini abartanMehmet Topuz’a tepki var-Derbi bitiminde saha ortasında yaptığı sevinçleG.Saray’ın ‘Pitbull’ lakaplı Brezilyalı oyuncusuFelipe Melo’ya göndermede bulunduğu iddia edilenMehmet Topuz, hem Fatih Terim hem de hocasıAykut Kocaman’ın tepkisini çekti. Takım arkadaşıVolkan Demirel ise Topuz’un ‘Pitbull’ değil, Kangalgibi gösteri yaptığını savundu. İlginç gol sevinciyleadından söz ettiren başarılı futbolcu, gerçektede Kangal hayranı. Daha Kayserispor’da iken Kangallaraolan merakı ile tanınan Topuz, Zaman’a verdiğiröportajda, “Samandıra’da hocalarımızın izniyleköpeklerim için özel bölüm yaptırdık. Kangallarım,arkadaşlarımın da neşe kaynağı.” demişti.Fatih Terim’den Semih’e imalı övgüDerbide Fenerbahçe’ye karşı büyük üstünlük kurmasınarağmen rakibine 2-1 yenilen Galatasaray’da Teknik DirektörFatih Terim en çok, kaçan gollere üzüldü. Özelliklesonradan oyuna giren Aydın Yılmaz’ın üst üste ikinet fırsattan yararlanamaması üzerine Terim’in A MilliTakım’dan eski öğrencisi Semih Şentürk’e takıldığıöğrenildi. Tecrübeli teknik adamın, Semih’le “Sen olsanbunları atardın.” diye şakalaştığı bildirildi. Bu arada,Fenerbahçe’de genelde yedek kalan Semih’in ismibir süre önce Galatasaray’la birlikte anılıyordu.Yönetim zafer için keseninağzını açacakGalatasaray derbisi için herhangi bir prim belirlemeyenFenerbahçe yönetimi, galibiyetin ardından keseninağzını açma kararı aldı. Futbol takımından sorumluyönetici Ali Yıldırım’ın derbi sonrası oyuncularla görüştüğüve ‘gerekenin yapılacağı’ konusunda söz verdiğibelirtildi. Bu arada, Sarı-Lacivertliler perşembe günüAnkara’da Karabükspor ile oynayacağı Türkiye Kupasıyarı final maçının hazırlıklarına başladı. Sow’un dışındaAlex, Mehmet Topuz ile Volkan Demirel’in sakatlıklarıteknik heyetin keyfini kaçırdı.Kanarya, şampiyon gibi karşılandıSüper Final Şampiyonluk Gru-bu’nda deplasmandaG.Saray’ı deviren Fenerbahçe, Sarı-Kırmızılı ekiple arasındakipuan farkını da 2’ye indirdi. Süper Final serisininson maçında Şükrü Saracoğlu’nda G.Saray’ı ağırlayacakolan Sarı-Lacivertlilerde bu galibiyet, şampiyonlukumutlarını da epey artırdı. F.Bahçeli taraftarlar Arena’dan3 puanla dönen takımlarını Kavacık’ta karşılarken, konvoyhalinde gelinen Samandıra’daki Can Bartu Tesisleriönünde ise adeta şampiyonluk provası yapıldı.Böyle oynarsak zaten şampiyouzHACI HASDEMİR İSTANBUL-Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Türk TelekomArena’da Fenerbahçe’ye 2-1 yenildikleri derbideortaya koydukları futbolu beğendi. Karşılaşma boyuncaetkili oyun sergileyen ve istatistiklerde rakibinekarşı büyük üstünlük kuran Sarı-Kırmızılılar, son vuruşlardaetkili olamayınca zirve yolunda önemli bir avantajıkaybetti. Fenerbahçe ile aralarındaki puan farkının 2’yeinmesine rağmen Terim, şampiyon olacaklarını belirtti.Derbinin ardından soyunma odasında oyuncularınınperformansa övgüler yağdıran tecrübeli teknik adam, hatayapan bazı talebelerini de uyardı. Dev randevunun ardındanüzgün olan futbolculara karşı bir konuşma yapan deneyimlitaktisyen, “Yenildik diye çok fazla üzülmeyin.Maç boyunca istediğim gibi oynadınız. Böyle güzel futboloynarsak zaten şampiyon oluruz. Onlar bizi nasıl TürkTelekom Arena’da yendiyse biz de onları Kadıköy’de yeneriz.”dediği öğrenildi. Başarılı çalıştırıcının, F.Bahçe gibigüçlü bir takım karşısında bundan daha iyi oynamalarınınzor olduğunu belirterek, “Futbolun içinde yapılması gerekenher şeyi yaptınız. Ben kaç yıldır derbilerde bir tarafınbu kadar üstün olduğunu hiç görmedim. Girdiğimiz pozisyonlarınbazılarını değerlendirseydik sahadan farklı galibiyetleayrılırdık. Ancak biz her zaman bu kadar şanssızrakibimiz de bu kadar şanslı olmaz. Siz böyle onamaya devamedin, goller de gelecek.” diye konuştuğu dile getirildi.Fenerbahçe yenilgisini bir an önce unutmalarınıisteyen ünlü hocanın sözlerini şöyle sürdürdüğü ifadeedildi: “Sadece bir maç kaybettik, şampiyonluğu değil.Bu sezon oynadığımız futbol ortada. Biz her takımıher yerde yenecek güçteyiz. Sadece Fenerbahçeile oynamıyoruz. Trabzonspor ve Beşiktaş maçlarıda çok önemli. Bu yüzden bu yenilgiyi unutun veTrabzonspor maçını şimdiden düşünmeye başlayın.”Fatih Terim’in övgü dolu sözlerinin ardından bukez derbide hatalı gördüğü bazı isimleri de uyardığıkaydedildi. Sarı-Kırmızılıların teknik patronu, özellikleSemih Kaya ile forvet hattında görev yapan NecatiAteş ve Aydın’dan daha dikkatli olmalarını istedi.İyi futbolun yaptıkları hataların üstünü örtmeyeceğinianlatan Terim’in, “Futbolda şansa inanmam. Yenildiyseko zaman bazı şeyleri de yanlış yapmışız demektir.Bu kadar pozisyona giriyorsak o zaman golüatmalıyız. Aynı zamanda bu kadar hücum oynarkensavunmada daha dikkatli olmalıydık. Yediğimizgollerde orta sahadan başlayan hatalar yaptık. Ancakdaha iyi yardımlaşmayla bu pozisyonları geçiştirebilirdik.Bir daha takımda böyle yanlış hareketleristemiyorum.” uyarısında bulunduğu bilgisi verildi.GALATASARAY, SPORTOTO SÜPER Fİ-NAL ŞAMPİYONLUKGRUBU’NUN üçüncühaftasında Trabzonsporile oynayacağımaçın hazırlıklarınadün sabahyaptığı antrenmanlabaşladı. Basınakapalı gerçekleştirilenidmandaFatih Terim’in, yardımcılarıÜmit Davalave Hasan Şaşile durum değerlendirmesiyaptığıbelirtildi.FOTOĞRAF: ZAMAN,SELMAN EŞTÜRKLERTribünler sınıfı geçti-Galatasaray’ın Fenerbahçe’ye 2-1 yenildiği Türk TelekomArena’daki zorlu derbide Sarı-Kırmızılı taraftarlar,bir kez daha sınıfı geçti. Bu sezon tribünleri hermaçta dolduran ve fair-play davranışları ile takımlarınadestek veren futbolseverler, spor otoritelerinden tam notaldı. Her karşılaşmada sadece takımlarına destek verenSarı-Kırmızılılar, rakip oyunculara karşı ne sahaya yabancımadde attı ne de küfürlü tezahüratta bulundu. Bu sezonsahası hiç kapanmayan Galatasaray, şampiyonluk yolundakien önemli karşılaşmada Fenerbahçe’ye yenilmelerinerağmen tribünlerde en küçük taşkınlığa yol açmadı.Bir taraftar hayatını kaybetti-G.Saray-F.Bahçe derbisinde bir Sarı-Kırmızılı taraftar,Türk Telekom Arena’da geçirdiği kalp krizi sonrasıhayatını kaybetti. Konuyla ilgili Galatasaray taraftargrubu Ultraslan’ın internet sitesinden yapılan açıklamada,Fatih Çalışkan (25) isimli gencin, maçın devre arasındarahatsızlandığı, ancak yaşanan aksaklıklar sebebiyleancak maç sonunda hastaneye ulaştırılabildiği kaydedildi.Hayatını kaybeden Çalışkan için başsağlığı dileklerindebulunulan açıklamada, “Bu müessif olayda maalesefbazı eksikler ortaya çıkmıştır. Maçın devre arası rahatsızlanankardeşimiz ancak maç sonrası hastaneye ulaşmış vebu sürede hayatını kaybetmiştir.” denildi.SAYFA TASARIM: MUHARREM ÇELEBİ


f23 SPOR25 NİSAN 2012 ÇARŞAMBA ZAMANŞampiyon Dortmund büyükkutlamaya hazırlanıyorBundesliga’da sezonun bitimine 2 hafta kala şampiyonluğunu ilan eden Borussia Dortmund’da kutlama programıbelli oldu. Sarı-Siyahlılar, 12 Mayıs’ta Almanya Kupası’nın finalinde karşılaşacakları Bayern Münih’iyenerek çifte kutlama yapmak istiyor. Kutlamalara yaklaşık 200 bin taraftarın katılması bekleniyor.Frankfurt geridöndü, Fürthmerhaba dediKEMAL KURT BERLİNAlmanya 2. Futbol Ligi'nde mücadeleeden Greuther Fürth ve Eintracht-Frankfurt takımları, Almanya Birinci FutbolLigi'ne (Bundesliga) yükseldi. Geçenyıl küme düşen Ümit Korkmaz’ın formasınıgiydiği Eintracht Frankfurt AlemanniaAachen'i deplasmanda 3-0 yenerek, bitimeiki hafta kala bir üst lige çıkmayı garantiledi.OSMAN AYDIN, EKREM YILDIRIM DORTMUND-Almanya Birinci Futbol LigiBundesliga’da bitime iki haftakala üst üste ikinci şampiyonluğunuilan eden Borussia Dortmund’da resmikutlamalar Almanya Kupası maçındansonra yapılacak. Şehir yönetimive Dortmund yöneticileri yaptığıtoplantı ile kutlama programını açıkladı.Dortmund Belediyesi’nde yapılantoplantıya ana kent belediyebaşkanı Ullrich Sierau,Sarı-Siyahlıların organizasyondirektörüDr. ChristianHockenjosile şehiridarecileri katıldı. Resmi kutlamalar13 Mayıs Pazar günü 18.09’dabaşlayacak. Dortmund’da hedef 12Mayıs’ta Berlin Olimpiyat Stadı’ndaAlmanya Kupası final maçında karşılaşacaklarıBayern Münih’i yenerekçifte kutlama yapmak. Dortmund’un8. şampiyonluğunun kutlama programınınaçıklandığı basın toplantısınakatılan şehir yönetimi, iki kutlamayıbir arada yapmayı istediklerini belirttiler.Belediye başkanı Sireau, “Şehirdebu konuda hem fikir. Çok az rastlananbir olay. Almanya Kupası’nı daalarak çifte kutlama yapmak istiyor.Böyle bir fırsatı kimse kaçırmak istemez.”dedi. Eleştirileri yanıtlayan belediyebaşkanı, bütün seçim sandıklarınagörevli bulunduğunu belirtti.Dortmund polisinden Michael Steinise, halktan kurallara uyarak taşkınlıkyapmamalarını istedi. Stein, “Herkesingüvenli bir şekilde seçimi yapabilmelerive kutlamaların sağlık bir şekildeyapabilmesi için bize çok iş düşüyor.Bunu büyük bir zevkle yapıyoruz.Sorunsuz bir kutlama ve seçim olmasıiçin, vatandaşlarımızdan kurallara uymalarınıistiyoruz.” diye konuştu.13 Mayıs günü yapılacak olaneyalet seçim sandıklarının kapanmasındansonra başlayacak olanşampiyonluk turu 4 saat sürecek.Westfalenhütte’den başlayacak olanGreuther Fürth takımı ise hafta sonu oynanankarşılaşmadan sonra Bundesliga'ya ilkdefa yükselmenin sevincini yaşamıştı.Eintracht Frankfurt 68 puanla 2. Lig'dezirvede bulunurken, aynı puana sahip olanGreuther Fürth de 2'nci sırada yer alıyor. Geçensezon 2. Lig'e düşen Eintrachft Frankfurtyeniden Bundesliga'ya yükselirken, GreutherFürth takımı ise ilk kez Bundesliga'dakutlama konvoyu, U-Turm’da sonaerecek. Kutlamalara 200 binden fazlakişinin katılması bekleniyor. Belirlenengüzergahta şampiyonlukturu atacak olan BVB otobüsü halkıselamlayacak. Öte yandan BorussiaDortmund’u simgeleyen eşyalarınsatıldığı yerler büyük ilgi görmeyebaşladı. Sezonun son maçıolan Freiburg karşılaşmasındansonrada 18 bin kişilikWestfalenhalle’de debir kutlama yapılacak.Burada ki kutlamalarınbiletleriise satışasunuldu.mücadele edecek. Bundesliga'ya yükselecekolan 3'üncü takım ise Bundesliga'yı 16'ncısırada tamamlayan takım ile 2. Lig'i 3'üncüsırada bitiren takımlar arasında oynanacak2 play-off karşılaşmasıyla belirlenecek.Bundesliga'ya yükselecek son takım olabilmekiçin 60 puanı bulunan Fortuna Düsseldorf,59 puana sahip olan St. Pauli ve 58 puanlıSC Paderborn takımları mücadele ediyor.Mike Tyson, Avrupatemsilciliğini Ceylan’a verdi-Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük boks efsanelerindenbiri olan Mike Tyson, Avrupa temsilciliğini bir Türk’eemanet etti. Avrupa ve Türkiye’den Mike Tyson’a ulaşmaketkinliklerinde göreve vermek isteyenlerin Erol Ceylan üzerindenTyson ile irtibata geçmeleri gerektiğini belirten Tyson,“Erol çok güvendiğim başarılı bir menajer ve aynı zamanda dabaşarılı iş adamıdır. Beni ondan daha iyi temsil edecek birisinitanımıyorum ve bu yüzden bu görevi kendisine teslim ediyorum.”dedi. Tyson’un Avrupa ve Türkiye temsilciliğini alanEC Boks Şirketi’nin Menajeri Erol Ceylan da, Mike Tyson ile işilişkisinin dışında iyi bir dostluğunun da olduğunu ifade ederek,“Mike Tyson, güvenilir, sözünün eri ve yiğit bir insandır.Tyson bana güvendiği için Avrupa ve Türkiye diyaloglarınıbenim yürütmemi istedi.” şeklinde konuştu. ZAMAN BERLİNDidin’li Düsseldorf fi nalşansını zora soktuRÜSTEM YILMAZ DÜSSELDORF-Alman BEKO Basketbol Ligi'ne yükselme grubu yarıfinalinde mücadele eden Murat Didin'in çalıştırdığıGloria Giants Düsseldorf, ikinci maçında konuk ettiğiKirchheim Knights'e 75-61 yenildi. Seride 2-0 geriye düşenDüsseldorf birinci lige çıkma şansını bir hayli zora soktu.Maça kötü başlayan Didin'in talebeleri, ilk çeyreği 23-13,devreyi de 42-34 geride kapattı. İkinci yarıda da istediği oyunusahaya yansıtamayan Giants, 3. çeyreği 60-45 ve son bölümüde 61-75 mağlup tamamlayarak yarı final elemelerindeki2. yenilgisini aldı. Karşılaşma sonrası bir açıklama yapanMurat Didin, deplasmanda oynayacakları 3. maçı kazanarakfinal için yollarına devam etmek istediklerini söyledi.Almanya 1. Ligi'nin32. haftasında sahasındaMönchengladbach'ı2-0'lıkskorla mağlupeden BorussiaDortmund, sezonunbitimine 2hafta kala şampiyonluğunuilanetti. Futbolcularmaç sonu sahadakalarak büyük sevinçyaşadı.FOTOĞRAF:REUTERS, INA FASS-BENDERDünyanın gelmişgeçmiş en büyükboks efsanelerindenbiri olanMike Tyson, AvrupatemsilciliğinimenajerErol Ceylan’aemanet etti.Süper Lig’e yeni bir heyecan katmak amacıyla bu sezon ilk kez uygulanan‘play-off’ sistemi büyük tartışmaları da beraberinde getirmişti. Süper Finalmaçları öncesi sergilenen görsel şölen de seyircinin beğenisini kazanmadı.Play-Off’u istemeyenkulüpler Digitürk’ledevam kararı aldıERHAN GÜVEN, İSTANBUL-Süper Lig Kulüpler Birliği Vakfı toplantısından Türkfutbolunun geleceği adına çok önemli kararlar çıktı.Dün Başkan Vekili Recep Mamur başkanlığında Ankara’dagerçekleştirilen toplantıya Sivasspor ve Gaziantepspor kulüplerinintemsilcileri katılmazken, Galatasaray’dan BaşkanÜnal Aysal, Fenerbahçe’den Başkan Vekili Nihat Özdemir,Beşiktaş’tan futbol komitesi üyesi Deniz Atalay,Trabzonspor’dan da Başkan Sadri Şener yer aldı.Futbol Federasyonu (TFF) ve yayıncı kuruluşun isteğiüzerine yapılan görüşmenin ardından bu sezon uygulamayakonulan play-off (Süper Final) sisteminin kaldırılmasıkonusunda anlaşma sağlandığı öğrenildi. Geçmişyıllardaki düzenin yeniden uygulanması istenirken Playoff’atüm kulüplerin mesafeli yaklaştığı bildirildi. Naklenyayın gelirlerini 34 karşılaşma üzerinden alan kulüplerin40 maç oynadıklarını ve bu durumun hiçbir getirisinigörememekten yakındıkları vurgulandı. Futbolcularıniki üç günde bir maça oynamaktan yorgun düştüğü, teknikadamların lig takvimine adeta isyan ettikleri kaydedildi.Devre arası transfer döneminde liglerin devam etmesininçeşitli dedikodulara sebebiyet vermesinin rahatsızlıkoluşturduğu da dile getirildi.Kulüpler Birliği’nde Süper Lig’in yine ağustos ayının ikincihaftasında başlaması, devre arası tatilinin bir ay olmasınınkararlaştırıldığı ifade edildi. TFF’nin kulüpler ne derse onauyacağını açıklamasıyla da gelecek yıl bu uygulamaya kesinson verileceği anlaşıldı. Kulüpler Birliği’nde Süper Lig’in yayıncısıDigitürk’le olan sözleşmesinin 3 yıl daha uzatılmasıda tartışıldı. Digitürk’le anlaşmanın her yıl yüzde 12 artışıöngördüğü, konunun da Rekabet Kurulu’na taşınacağı belirtildi.Kulüpler, bu iki meseleyi TFF’ye iletirken, yakın zamandaresmi açıklamanın yapılacağı gelen bilgiler arasında.Real ve Bayern finaliçin Bernabeu’da-Şampiyonlar Ligi’nde ikinci finalist bugün belli oluyor.Real Madrid ile Bayern Münih saat 20.45’te SantiagoBernabeu’da tur için kapışacak. D Smart’tan naklen yayınlacakdev randevuyu Macaristan Futbol Federasyonu’ndanViktor Kassai yönetecek. Kassai’nin yardımcılıklarını ise GaborErös ile György Ring yapacak. Yarı finalin ilk maçındaAlman Panzeri, İspanyol Boğası’nı Allianz Arena’da ağırlamışve sahadan 2-1 galip ayrılmıştı. Müsabakanın 53. dakikasındatek gol kaydetmeyi başaran Mesut Özil, Real’i turiçin rövanş öncesi umutlandıran isim olmuştu. Gol yemediğitakdirde avantajın kendisinde olduğunu düşünen Real Madrid,bugünkü müsabakada defans kurgusunu sağlam oluşturmayıplanlıyor. Her zaman gol atmaya çalışan Bayern karşısındaişlerinin çok kolay olmadığını bilen Teknik DirektörJose Mourinho, bireysel becerileriyle ön plana çıkan oyuncularınınfazlalığına güveniyor. İlk karşılaşmadaki skoru iyikullanmak isteyen Bayern Münih de sahasında agrasif futbolsergileyeceğini tahmin ettiği rakibi karşısında savunmasınaağırlık vererek ilk maçta elde ettiği avantajı 90 dakika boyuncakorumanın hesaplarını yapıyor. Alman temsilcisinin engüvendiği isimler ise Robben ve Ribery. SPOR SERVİSİArda, futboluylabüyük alkış aldı-Atletico Madrid’de forma giyen Arda Turan, La Liga’daönceki gün oynanan Espanyol maçındaki performansıylagöz kamaştırdı. Takımının 3-1 kazandığı mücadelede ikigüzel gol kaydeden milli futbolcu, skor 1-1 iken sahneye çıktıve Juanfran’ın sağ taraftan yaptığıortaya vurduğu röveşata ile takımınıöne geçirdi. Arda, iki dakikasonra da durumu 3-1’e taşıdı. Yıldızoyuncu, atılan uzun topa hareketlendiktensonra, ceza sahasıiçinde harika bir çalımla karşısındakirakip oyuncuyu ekarte etti.Bir başka savunma elemanını daçaresiz bırakan yetenekli oyuncu,yakın direğe doğru şutunu çekti.Meşin yuvarlak direğe çarparakfilelerle buluştu. Maç sonrasıİspanyol basınına açıklamalardabulunan başarılı oyuncu, “Gollerinasıl attığımız önemli değil. Nihayetinde gol, goldür. İlk goldaha güzeldi. Gol atmak her zaman güzeldir ve iyi bir his verirama beni mutlu eden, kazanmaktır. Her zaman kazanalım,ben gol atmasam da olur.” dedi. SPOR SERVİSİSAYFA TASARIM: DURMUŞ ÖZELÇİ


BEATLES FOTOĞRAFLARI AÇIK ARTIRMADA. Efsane grup Beatles’ındaha önce hiç yayımlanmamış siyah-beyaz 20 fotoğrafı, açık artırmadasatılacak. 1964’te Pinewood Stüdyoları Sahne Müdürü Peter Allchornetarafından çekilen fotoğraflar, 19 Mayıs’ta Stockport’taki Omega MüzayedeEvi’nde satışa çıkarılacak. Allchorne’un yıllarca bir aile albümündesakladığı fotoğrafların yaklaşık 16 bin dolara alıcı bulması bekleniyor.25 NİSAN 2012 ÇARŞAMBAMETEOROLOJİ UZMANLARINDAN MÜJDE:Almanya’yı güneşlibir yaz bekliyor-Almanya'da güneşli geçen birkaç gün dışındagenel olarak kapalı ve yağmurlu seyreden ilkbaharaylarını sıcak bir yaz döneminin takip edeceği bildirildi.Yaklaşan yaz aylarına ilişkin ilk tahminleri yapanmeteoroloji uzmanları bu yıl yaz döneminin güneşlive açık geçeceği müjdesini verdi. Wetter.net'inuzmanlarından Dominik Jung, Bild Online'a yaptığıaçıklamada 2011'in yaz döneminde yüzde 40 yağışartışı görüldüğünü ancak gelecek yazın daha kurugeçmesinin beklendiğini belirtti. Jung'un yaptığı tahminleregöre Avrupa Futbol Şampiyonası'nın başlayacağıhaziran ayında taraftarlar açık havada maçizleme keyfinden mahrum kalmayacak. Sıcak havadalgalarının ciddi şekilde etkili olacağı temmuz ayındaise 35 dereceye varan sıcaklar görülecek ancak genelortalama 25 ila 30 derece arasında seyredecek.Ağustos ayının ilk yarısında yağmurlu ve değişkenhava şartları görülmesi beklenirken, ikinci yarısındaise sıcaklar geri dönecek. Bu arada tadımlık kıvamındakiilk sıcakların cuma gününden itibaren başlayacağınıbelirten meteorolog Dominik Jung, sonrasındada ülke genelindeki sıcaklık ortalamasının 20 dereceninüzerinde seyredeceğini ifade etti. BERLİN ZAMANBu kez sahaya Afrikalıçocuklar için çıktılar-Jean-Marie Pfaff, Christian Karembeu ve AlessandroAltobelli gibi eski futbolcular, Afrikalı çocuklarayardım toplanması amacıyla dün Cezayir'de yapılangösteri maçında forma giydi. Başkent Cezayir'deki5 Temmuz Stadı'nda oynanan maçta, eski futbol yıldızlarındanoluşan takım, Cezayirli eski futbolculardan oluşantakımı 4-2 yendi. Maçta, yaklaşık 150 bin Euro yardımtoplandı. Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve KültürTeşkilatı'nın (UNESCO) iyi niyet elçisi Rabah Madjer,toplanan hasılatın, UNESCO'nun Afrikalı çocuklariçin yapacağı projelere aktarılacağını söyledi. CEZAYİR AAAmerikan savunmadoktrininde hayatikonuma sahip olanB-52 uzun menzillibombardımanuçakları Mart1961 ile Ekim1962 tarihleri arasındaüretildi.FOTOĞRAF: AP,JOCKEL FİNCKABD, ‘müzelik’ B-52’den vazgeçemiyorABD artık neredeyse müzelik hale gelen B-52 tipi bombardıman uçaklarından bir türlü vazgeçemiyor. US Airforce’tanyapılan açıklamaya göre altmış yıllık B-52’lerin en az 2040 yılına kadar kullanılması hedefleniyor. Çünkü ABD’nin enönemli silahları arasında yer alan bu modelin en az bu kadar düşük maliyetli bir alternatifi hâlâ geliştirilemedi.-ABD'li mühendislerin ilk denemeuçuşunu bundan altmış yıl öncegerçekleştirdiği uzun menzilli bombardımanuçağı B-52'nin yirmi birinciyüzyılda da kullanılmaya devam edileceğio dönemde söylense buna belkikimse inanmazdı. Ancak Amerikan HavaKuvvetleri kimsenin beklemediği bukararı almış görünüyor. US Airforce tarafındaninternet portalı CNET'e yapılanson açıklamada, Amerikan hava savunmasınınen önemli araçları arasındayer alan B-52'lerin 2040 yılına kadarkullanılmasının önünde bir engel bulunmadığıbelirtildi. Amerikan savunmadoktrininde hayati konuma sahip olanbu uzun menzilli bombardıman uçaklarıMart 1961 ile Ekim 1962 tarihleriarasında üretildi. Yanihalen kullanılan B-52'lerin en yeni modeli50 yaşından daha genç değil. Bunarağmen Amerikan Kongresi 2006 yılındaen az 44 adet B-52'nin daimi olarakgöreve hazır tutulmasına karar vermişti.Artık neredeyse “tarihi” olarak nitelendirilebilecekyaşa gelen “B-52Stratofortress” modelini Amerikan ordusuiçin hâlâ cazip kılan husus isebu bombardıman uçaklarının diğersavunma teknolojilerine kıyasla çokdaha düşük maliyetli olması. Savunmauzmanı David Axe'nin popülerinternet dergisi Wired'da yayınlananmakalesinde yaptığı hesaba göre biradet B-52'nin maliyeti 80'li yıllardageliştirilen enyakın rakibiB-1'in üçte birinigeçmezken, nükleer ve konvansiyonelsilah taşıma kapasitesi bulunan ve radarayakalanmayan hayalet bombardımanuçağı Northrop B-2'nin ise ancak kırktabirini buluyor. Ancak maliyetlerin bu kadardüşük olması uzmanlar tarafındanşaşırtıcı bulunmuyor, çünkü Boeing'inprestij projeleri arasında yer almayanB-52 modeli süreç içerisinde iyileştirilenbir tür olarak bugüne geldi.Havacılık sektöründe en yaygınkabul gören dedikodulardan birinegöre Boeing'in B-52'yi tasarlamasıplanlı bir başarıdan kaynaklanmıyor.Şirketin mühendisleri 1949’da başarısızbir sunum daha yaptıktan sonraArizona'dakiotellerine döndüklerindebukez daha önceki bütün eskizleri kombineeden bir tasarım geliştirdi. Fakatçizilen bu son model ordu yetkililerinio kadar etkiledi ki bugün B-52 olarakbilinen modelin geleceğinin ne olacağıda belirlenmiş oldu. B-52 uçaklarınındış görünümü son elli yıl içindeçok fazla değişikliğe uğramadı. FakatB-52'lerin içinde önemli iyileştirmeleryapıldı. 1989’da bu uçaklar ilk kezküresel konumlandırma sistemleriyle(GPS) donatılırken, 90'lı yıllarda da önkısımlarında yer alan makineli tüfeklerkaldırıldı. B-52'ler için US Airforce'untalep ettiği son iyileştirmeler arasındaise yeni dijital görüş sistemleri entegreedilmesi ve silah depolama kapasitesininmodernize edilmesi yer alıyor.WASHINGTON ZAMANSAYFA TASARIM: DURMUŞ ÖZELÇİ

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!