BEYİNLERİMİZİ TESLİM ALAMADILAR!ÖğrettiklerinleKavgayı Büyütüyoruz!Sayı: 324<strong>Yürüyüş</strong>5 Ağustos2012Beyinlerimizi teslim alamadılar.Hasan Selim Gönen bunun en somutörneğidir. 46 yaşında silahı kuşanıpHalk Kurtuluş savaşımızda şehitdüşen Erdal Dalgıç bunun en somutörneğidir. AKP’nin polisleri karşısındatereddütsüz silahına davranansavaşçılarımız bunun en somut örnekleridir.Büyük direnişin dördüncü yılındaemperyalizmin tecrit saldırısınıdeğerlendirirken şöyle demiştik: “Emperyalizm,teslim almak istediği, politikalarınınönünde engel olmaktan çıkarmakistediği güçleri önce tecrit etmekte,yalnızlaştırmakta, kuşatıp,sonra “terörizm” demagojisini dekullanarak imhaya yönelmektedir.Gözden kaçırılmaması gereken nokta,bu politikanın temelinde fiziki imhanınötesinde beyinlerin imha edilmesi,teslim alınması ön plandadır.Fiziki imha, buna hizmet eden biraraçtır. Zira, direniş yolunu seçenleryenilseler de, yok olmazlar ve yenidenayağa kalkarlar. Bu nedenle düşüncelerinteslim alınması, yani düzeniçine çekilmesi, egemen sınıflar açısındançok daha belirleyicidir.” (Dev-Sol Sayı 19, Temmuz 2004) Yrimciedi yıl boyunca Büyük Direnişimizleemperyalizmin bu saldırısınınkarşısında dünya çapındaöneme sahip güçlü, yıkılmaz barikatlarördük. Emperyalizmin dayattığıyaşam ve düşünce biçiminikabul etmeyeceğimizi gösterdik.Halkların emperyalizme ve oligarşilerekarşı her türlü araç ve yöntemledirenebileceğini gösterdik.İktidar perspektifini yitirmiş soldasavunulan AB’nin, ABD’nin demokrasicilikoyununun maskelerinidüşürdük. Emperyalizmin on yıllardırpropagandasını yaptığı “sosyalizmöldü... hiçbir düşünce uğrundaölümü göze almaya değmez...yaşam kutsaldır” pespaye düşünceleriniyerle bir ettik. Kapitalizminyoz, bencil, asalak kültürüne veahlaki çöküntüsüne karşı yeni birahlakı, yeni bir insan tipini, sosyalistinsanın nasıl yaratılacağını gösterdik.Emperyalizmin siyasi, ideolojik dayatmalarınıreddettik, bedenlerimizletüm dünyaya alternatifin sosyalizmolduğunu gösterdik.Önderimiz, Öğretmenimiz, Komutanımız,Dayı’mız... Geleceğişekillendirecek olan Büyük Direnişsürecinin mimarıdır Dayı. Enginler,Erdallar, Hasanlar Büyük Direnişimizinyarattığı sonuçlardır.Dayı’nın şehitliğinin üzerindendört yıl geçti. “Düşmanımızı sevindirmeyeceğiz,dostlarımızı üzmeyeceğiz”demiştik. Geçen dört yıl içindedüşmanımızı sevindirmedik. Düşmanınher türlü saldırıları karşısında direnişimizleyine barikatlar kurduk.Direnişimizde 122 kezBüyük ölmüştük. Burjuvaziden beslenenküçük-burjuva aydınlar, reformistsol, burjuvazinin sivil toplumcu insanhakları savunucuları “sosyalizmöldü... hiçbir düşünce uğrunda ölümügöze almaya değmez... yaşamkutsaldır” diyorlardı. Onların bupespaye düşüncesi karşısında herölen devrimci, halkımız için ölüyoruz,sosyalizm için ölüyoruz, ör-Dayı’nın şehitliğininüzerinden dört yılgeçti. “Düşmanımızısevindirmeyeceğiz, dostlarımızıüzmeyeceğiz” demiştik. Geçendört yıl içinde düşmanımızısevindirmedik. Düşmanın hertürlü saldırıları karşısındadirenişimizle yine barikatlarkurduk.gütlülüğümüzü korumak için ölüyoruzdiyorlardı. Ve tek kişilik hücrelerde,hastane hücrelerinde tek başlarınagün gün, hücre hücre halkı için,vatanı için, yoldaşları için, örgütü içinşehit düştü insanlarımız.Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiziçin dedik. AKP iktidarıhasta tutsakların tedavilerini yapmayarakhastalıklarımızı tutsakları teslimalmanın aracı olarak kullanmak istiyordu.Kanser hastası Güler Zere’ninözgürlüğü için hepimiz birimiziçin dedik. Güler Zere’yi aylarca sürenbir kampanya sonucunda faşizminhücrelerinden aldık.Düşmanın beyinleri teslim almayayönelik saldırıları hiç durmadı.Neredeyse hareketimize yönelikoperasyonların, gözaltıların, tutuklamalarınolmadığı ay olmadı.Sürekli bir kuşatma altında olduk. Örgütlüolduğumuz mahalleleri sabahakarşı yüzlerce, binlerce polis kuşatmaaltına alıp helikopterler eşliğindebastı. Dergi bürolarımızı, derneklerimizi,kültür merkezlerimizi bastılar.Her baskında onlarca insanımızı gözaltınaalıp tutukladılar. Ama saldırılarkarşısında geri adım atmadık,teslim olmadık. Önderimizin, öğretmenimizin,komutanımızın öğrettikleriyledirendik.ama seninle olacağız”“Sensizdemiştik. Dayı hep yanı başımızdaoldu. Hücrelerde, işkencehanelerde,kuşatmalarda Dayı hepbizimle oldu.12 Eylül cuntasının devrimcileriteslim alma saldırılarına karşıMetris’te Dayılar direniş destanıyazmışlardı. 25 yıl sonra Engin ÇeberMetris’te destana yeni sayfalarekledi. Burjuvazinin “hiçbir düşünceuğrunda ölümü göze almayadeğmez” diyen pespaye anlayışınateslim olunsaydı Engin Çeber4
işkencecilere direnebilir miydi? Metris’inhücrelerinde 25 yıl sonra EnginÇeberler’le direniyor Dayı.12 Eylül cuntasına karşı direnemeyenbaşta DY olmak üzere birçokörgüt 12 Eylül sonrasında ideolojik vefiziki olarak tasfiye oldular. Soldakiikinci büyük tasfiye oligarşinin FTipi tecrit saldırısı karşısında oldu. Sürecinbaşında tüm sol F Tipi tecrit saldırısınındevrimcileri tasfiye amacıylayapıldığını söylüyordu. Fakat bu boyuttakibir saldırı karşısında gereğininyapılması konusunda tüm solaynı tavrı göstermedi. Direnmeyençürür demiştik. Bu çürüme BüyükDireniş sonrasında bugün kendiniçok daha açık hissettirmektedir. F Tiplerininaçılışına kadar şu ya da bu şekildeideolojik, fiziki örgütsel varlığınıkoruyan bir çok devrimci-sosyalisthareket, F Tiplerinden sonra varlığı-yokluğutartışılır hale geldi. Bugünfiziki olarak varlığını sürdüren örgütlerise ideolojik olarak hala Marksizmi-Leninizmisavunduklarını iddiaetseler de, pratikte ya reformizminkulvarında hızla ilerlemekte ya da yasalpartilerini kurup düzen içine yerleşmeyeçalışmaktadır.Bütün bu süreçler boyunca biz devrimiddiamızı en üst seviyede tuttuk.Devrim iddiamızdan, sosyalizmdenvazgeçmeyeceğimizi 122 şehidimizlegösterdik. Dayı’nın şehitliğindensonra da düşmanın her türlü saldırılarınakarşı bu iddiamıza sahip çıktık.Bizi “yola” getiremediler. Devrimiddiamızdan, Marksist-Leninistdevrim anlayışımızdan vazgeçiremediler.Onun için “bir siz değişmediniz”diyor Amerikan uşakları.Değişmedik çünkü; beyinlerimiziemperyalizme teslim etmedik.Beyinlerimizi teslim alamadılar. Beyinlerimizemperyalizmin her türlüsaldırısına kapalıdır. Beyinlerimizgıdasını emperyalizmin pespaye ideolojilerindendeğil, Marksizm-Leninizm’inbilimselliğinden alıyor. Emperyalizminve oligarşinin her türlüsaldırısının karşısında direniyoruz.Solda emperyalizm gerçeği, emperyalizmlehalklar arasındakiuzlaşmaz çelişki adeta yok oldu. Tunus’tanMısır’a, Libya’dan Suriye’yeemperyalizmin Ortadoğu’yu yenidenşekillendirmek için açıkça kullandığıhalkların diktatörlüklere karşıolan memnuniyetsizlikleri reformistve oportünist sol tarafından da “devrim”olarak değerlendirildi ve desteklendi.ÖDP, EMEP gibi reformistpartiler emperyalistlerin “Arap Baharı”adını koyduğu bu gelişmelerleadeta devrimi yeniden keşfettiler.Oysa Marksist-Leninistlerin devrimanlayışı açıktır. Emperyalizmin desteğinialan hiçbir hareket halklar içindevrim olmaz.ve oportünist sol, ‘90’la-Reformist rın başında emperyalizmin bizzatyönlendirdiği karşı-devrimlerihalk hareketi diye desteklediği gibi,emperyalizmin “Arap baharı”nı da“devrim” diye destekledi.Biz yine tek başımıza kaldık. Amaemperyalizme karşı tavır almaktaasla tereddüt etmedik. Çünkü,Önderimiz, Öğretmenimiz, Komutanımız,hep yanımızdaydı.Dayı bize yolumuzu şaşırmamamıziçin “yüzünüzü ustalaraçevrin, ustalara bakın” demiştir.“Her sorunun doğru cevabını ustalardanbulursunuz” demiştir. Yüzümüzüemperyalizme değil hep ustalarımızadöndük. Baş çelişki emperyalizmile ezilen dünya halklarıarasındaki çelişkidir. Emperyalizmlehalklar arası çatışmada tereddütsüzsaflarımız emperyalizme karşı direnenlerinsavaşanların yanıdır. Emperyalistlerve işbirlikçileri Libya’dansonra Suriye’yi de yıkıp, parçalayıpdize getirmek istiyor. Tüm emperyalistlerve işbirlikçiler Suriye halkınınkarşısında birlikteler. Biz, direnenSuriye’nin yanındayız.Emperyalizme karşı olan tüm antiemperyalistgüçleri emperyalizmekarşı birleştirme iddiasını taşıyoruz.Ülkemizde de emperyalizmekarşı mücadeleyi mücadelemizin hepbaşına koyduk. Sol’un emperyalizmiağzına almadığı şu günlerde biz“Kahrolsun Emperyalizm YaşasınBağımsız Türkiye” diye anti-emperyalizminbayraktarlığını yapıyoruz.Biz değişmedik! Onun için Emperyalizminhedefindeki “en tehlikeli”yok edilmesi gereken örgütlerdenbirisi hala biziz. Ve değişmeyeceğiz.Bunun için ne F Tipi tecrithücreleri, ne işkencehaneleri, ne dekatliamları bizi yolumuzdan çeviremeyecek.Erdal Dalgıçlar’ımız, HasanSelim Gönenler’imiz bunun en somutgöstergesidir. Oligarşinin örgütümüzübitirmek, bizi teslim almakiçin yaptırdığı F Tipi hücrelerden çıkanHasan Selim Gönen adımını dışarıatar atmaz “Tekrar dışarıda mücadelenin,savaşın bir parçası olacakolmanın heyecanını yaşıyorum” diyor.Çıkıyor dışarıya; “İnsanlarımızaç, yoksul, evsiz, adaletsiz bırakılmış,vatanımızın her karış toprağı emperyalizminişgali altında. Parti-Cephemiz bu tabloyu değiştirebilecektek güç, açların, yoksulların kurtuluşumududur. Tepeden tırnağaadaletsiz bir düzende adaletin temsilcisidir.Bu nedenle hareketimizekopmayacak biçimde bağladım kaderimi.Çünkü bu tabloya gözümükapatarak yaşayamam ben. Parti-Cephemiz bana bu tabloyu değiştirmekiçin doğru yolu gösteren kılavuzumdur”diyor ve halkı için, vatanıiçin savaşa koşuyor.Bırakın düşmanın beyinlerimiziteslim almasını, beyinlerimizteslim alınamaz bir bilinçle, zafereolan inançla donanıyor. Yine Hasan’ınanlatımından aktaralım buinancı: “F Tipi tecrit politikasınıkesin olarak yendiğimizi de net birşekilde gördüm. Düşmanın yaratmakistediği psikolojinin tam tersi biretkiyi yaratmayı başarıyoruz... Özetlegüçlenerek çıktım diyorum. Kafamdamücadeleye dair en küçük birsoru işareti yok.”Daha da güçleneceğiz. Devrimiddiamız daha da büyüyor. Beynimizemperyalizmin pespaye düşünceleriyledeğil, devrim iddiasıyladolu. Komutanımız hep yanımızdaolacak. Oligarşiye daha güçlü darbelervuracağız. Önderimizden öğrendiklerimizlemilyonları örgütleyecekkavgayı büyüteceğiz. Halkımıza, şehitlerimize,zaferi armağan edeceğiz...Sayı: 324<strong>Yürüyüş</strong>5 Ağustos20125