13.07.2015 Views

Gençlik Cinayetleri Blânçosu Dört Yılda Ondokuz Kişi

Gençlik Cinayetleri Blânçosu Dört Yılda Ondokuz Kişi

Gençlik Cinayetleri Blânçosu Dört Yılda Ondokuz Kişi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Gençlik <strong>Cinayetleri</strong> BlânçosuDört Yılda <strong>Ondokuz</strong> Kişiİlk Kurşun Soldan - İlk Şdtid Milliyetçi Ruhi KılıçkıraniirtSOUCÜ*ı Iyej>Kr fen^Rjdo^mSotCü &R.UHİXltlLKlRANlıı»>rııi>ıı,>>»otWam««B> n.Hm».«i>wo— M ı «uKi J, ıS4m* m u ı n ımıw. ı mı< m"!»;< mim ,•*«»« w


DEVLET * 28 ARALIK 1970 * SAYFA: XMilliyetçiliğin Sorumluluğu- II -Milliyetçi hareketin ilk safhasında«Cemaat hayatı» yaşamanın zarureıuıebundan önceki sayımızda kısaca temas etmistik. Bu mesele sadece Türk Milliyetçiliğinemahsus bir zaruret değildir. Cemiyetemüessir, îçtimaî düzene hâkim halegelen her mefkure, geniş kitleye mal olmadan evvel, mutlaka bu kademeyi tahakkuk ettirmiştir. İdeolojilerin maddî vemanevî birikim devreleri olan bu safhanınhakkı verilmeden müteakip adımlardabasan sağlanamaz.tçtimaî çehrede köklü değişiklik yapanbüyük inanç hareketlerinin en tipikörneklerini dinlerin doğuş ve ya'vnlış lıâdisesinde görüyoruz. Yeni bir cemiyet düzenine istinat ederek kurulan devletlerin kuruluş safhalarının tetkiki de bu konununilgi çekici bir başka örneğini verir. Çağdaşiçtimai hareketlerin en tesirlisini meydanagetiren marksiz Rusya'da bir düzen olarakgerçekleşmeden evvel taraftarları arasında komünist sosvete halinde yaşanmış -tır. Almanya'da Hitler Başbakan olmadanönce Nasyonal Sosyalist cemaat teşekkületmiştir.Türk Milliyetçiliği fikri mücerret birvatan ve millet sevgisinin adı olmadığı gibrî, sadece iktidara gelme, hedefini güdensiya 5 ! çalışma manasına da gelmez TürkMilliyetçileri moral yapısı, düşünce tarzı,hareket ve hüküm ölçüleri alt-üst edilen,mizaç ve karakteri millî özden gittikçe u-zaklaşan, millî' değerlere karşı yabancılaşanTürk insanını tamamen değiştirmek,bugünkünden çok farklı bir İçtimaî düzenigerçekleştirmek mecburiyetindedirler.Bunun adı, insan ve cemiyet hayatındakelimenin tam anlamıyla «Millî inkılap»yapmaktır diyebiliriz. Bu ifade milliyetçininönemli vasıflarından birinin «İnkılâpçılık»olduğunu ortaya koymaktadır.Türk Milliyetçiler» materyalist «Devrimcilerin»asla ulaşamıyacaklan içtimaîderinliği hedef olarak alan gerçek anlam •da inkılâpçılardır. Millî inkılâpın başarılmasıhalinde Türk Cemiyeti büyük bir medeniyet sıçramasını gerçekleştirecektir. Ancak bu safhadan çok önce temel şartlarıneksiksiz olarak hazırlanması gerekir.En mükemmel görünüşe sahip mefkurelerbile nazari plânda kaldıkları süreceiçtimaî hayata müessir olamazlar. Fikirleri tatbikata intikal ettirecek olan insandır.Şu halde insan meselesinde kifayetsizkalan mefkurenin cidd t ir içtimaîtesir kudretine sahip olması mümkün değildir.NuriGİİRGÜRTürk MiUiyetçileri,, bir yandan cemiyetinbugünkü değer hükümlerine, hareketölçülerine karşı çıkarlarken, diğer taraftanbütün içtima! ve idarî düzeni ve budüzen içerisinde kurulu müesseseleri temelindençatısına kada ryeniden kurmakzorundadırlar. Bu ikili mücadele cephesi,şartların ağırlığım artırıyor. Cemiyet İçinde dayanılabılecek, güvenilebilecek müt -tefik güçlerden mahrum olmak ortayamüşkül problemler çıkarıyor.Milliyetçi, bu topraklar üzerinde yaşayan ve mevcut şartlardan tesir gören insandır.Ekseriya ayrı dünyalara sahip olmakmeseleyi bitirmiyor. Hayatın her a-nında ve bütün safhalarında kendisini hissettirengayn-millî te 8 ırler, tazyikler nihayetbir noktada milliyetçilere de müessirolabiliyor. Milliyetçinin, mefkuresineuymayan zaaflar çoğalıp, büyüdükçe fikirve inançtan uzaklaşmak ve zamanlakopmak neticesi doğuyor. Cemaat kaimdeyaşamaya yönelen milliyetçi düşüncesahipleri, müşterek tehditlere birlikte karşı koymanın güçlerini ve şevklerini artır •ılığını göreceklerdir.Cemaat hayatı yaşamanın, milliyet -çi sosyete teşekkülünün temel şartlarınınbaşında mutlak bir sevgi unsuru gelir. Birlikte saf kurduğu insanlara karşı olağanüstü yakınlık dırymak, aynı çileleri pavlaşankimseler için tabiî bile, bu halin herzamanmevcut olduğunu söyleyemeyiz. Sevmekçeşitli vazife ve mükel'efiyctleri de peşinenkabullenmek demektir. Gönül bağındandaha güçlü bir bağ yoktur, tç dünyasımefkure arkadaşına duyduğu sevgininpırıl pırıl aydınlığıyla bezenmiş kişininyüreğinde, başka sevdalara maddî ihtiraslara yer kalmaz. Materyalizmin elinden bu"en büyük silâhı alınınca, milliyetçinin maddî kaygularla yolundan saptırılması elbette mümkün değildir. Sevgmin mevcudiyetionu her zaman korumayı, ihtimamla bakmayı gerektirir. Sevgi güçlü olduğu kadarhassas ve naziktir, çabuk zedelenir.Haksız isnat ve dedikodular, çekiştirmeler,kıskançlıklar yani insanî zaaflarınbu türlü basit tezahürleri gönül bağınıparçalayan sebeplerdir. Şu halde bu tarzçirkin belirtilerin intişar ettiği ağızları milliyetçi saParın düşmanı olarak teşhis etmek,milliyetçi hareketin sinsi düşmanlarıolarak tanımak mecburiyetindeyiz, tnsanlar bazen şuurlu olarak istemeseler bilekendilerini şer kuvvetlerin safına iten davranışlar yapabilirler.îşte cemaat hayatının yaşanmaya başfanılması «în s an» meselesinin geniş çaptahalledildiği manâsını taşır. Bu hayat maddîve manevî çeşitli mükellefiyetlerin yermegetirilmesini, dava disiplinine tam olarakuyulmayı gerekli kılar. Nefsin bu tarz baski karşısında tahammmül gösterip gös •teremfcveceği konusu her insana göre değişir.Ve işte bu noktada muhterem GalipErdem ağabeyimin malûm ve meşhur «İnhfraflar teorisi» konuşmaya başlar.Bu konuya gelecek yazımızda devamedeceğiz.Mlıa'sa şu am fld yıldan beri, cGerçeicten DeteokratikTürkiys — Kahrolsun Emperyalistler —Kahirimin F'sistier ~ İşçi KöylS fc.ele — FfaşistOrdu» ye buna benzer, İpe tapa gelmez, samimiyenen uzak, fakat her şeye rağmen son derece detehlikeli sloganlarla, ve komünist propaganda!»n 9e bir avuç setrimi? ve sorumsuz kişiler, vatanıttftzı paramparça etmek gayreti içerisindedirler.Bu menfi propagandaları, şuursuz bir basınınyt TRT'nin körüklediği bir hakikattir. Vatansevatlcrin ve aklıselim sahibi kimselerin anlamaktagüçlük çektikleri bir husus da, bütün mesuliyerferlomurlarında taşıyan bir iktidar ve bir ana muhalefetin bu çeşit yıkıcı faaliyetler ce propagandalarkarsısında ya seyirci ya da teşvik edici bir tutumiçinde bulunmalarıdır.Üniversite olayları ve İşçi yürüyüşleri sırasında,«Boykot ne İse işgal odur — toprak işleyenin, sukutlananın» tâbirleri hangi mânaya almirsa alınsınR*».kketimızin İyıüğ, v* sıikbâlı için faydan sayılmaz.Ve ne gariptir ki, rejime ve vatana kasdedidbu «eylemler» mesul şahıslarca, «demokratik refi» Icaplatfndandır» denilerek, kanunlar hareketegeçiriımemektedir.Bu ahval ve şerait altında, Türk'ün vaJanı,Türk düşmanlığı bulutlarıyla kaplanmış olup Türklye Cumhuriyeti, Osmanlı imparatorluğunun fcata günlerine doğru süratle ve şuursuzca itilmekte,tiif.«Bölgecilik eşittir devrimcilik» sloganı, ağızdanağıza tempo tutulmakta. Türk Milliyetçiliği ye»Sinekte, Ve faşistlikle bir tutulan* suçlandırılmakte, köylüleri kendi taraflarına çekebilmek İçin Atatörk ün çarşaf devrimi halka karşı yapıldığı propaganda edilmekte ve Atatürk. Mac gibi Wr halkc«mhuriy*tl kurmad lfc , ç , n ^ ^ ^ ^ ^ET22J5* 5 ,WTtecfl «'. »»eşeyde olduğu gibi,bu ölçülerinde de yanmaktadırlar.Gerçekten M*o. bütün Çinlileri tek bir Dfl,tek bir Kültür altında birleşdrmeyî gaye edinmiştir.Bu bakımdan Bizlerin ve batılıların Milliyetçilikanlayış.arini çoktan aşarak, bütün Çin irfanı kapsayan ve onun dismda kalantor! İmha eden dahaHeri bir mniiyetçlTlk görüşü içerisindedir. Türk un»urlarının yok edilişi. Çin Türkistan'ına «Sinkîe^g»İsmi verilmesi bu anlayışın acık tezahürüdür.L , Şn tek misal dahi bize gösteriyor M, «Çin talkTürkGençliğinelan» deyimi. Devrimci gençlik teşkilattnmm veyiDDKO'nun iddia ettikleri gibi, bölgecilik, yaniÇin'i parçalamak anlamına gelmektedir, tam tersine, tek dil, tek kültür altında birleştirme anlamınıtaşımaktadır. Şu halde, Türk Maoculan samimi frseler. bölgeciliği, kürtçülüğü bir yana bırakmalarıgerekir.tik bakışta tek smıf kavramı ile tezat teşkileden, halklar» kelimesi, aslında komünist, emperyalistdevletlerin, Dünya sınıf çatışmasını kendi leh»-, - -Porf. Dr. Cengiz UÜJÇAYterine gerçekleştirmek için bîr komünist taktiğinden başka birçey değildir. «Parçala ve idare et»taktiğidir.Birçok defa yazdık, ve .dedik ki, komünizmkendisine yani menfaatlerine zıt düşen MlIUvcteiHge karşıdır. Smrf çatışmalarından gaye de, milliyetçiliği, yani bir milletin benliğini ortadan kaldırmaktır. Yoksa komünistliğin, ne sosyal adalet İle. neİnsan haklarıyla, ne de toplumların kalkınmalarıiçin bir iktisadi doktrin ile alakası vardır.Fakat şunu da belirtmek isteriz kf, TürkiyeCumhuriyetinin bu taktiğin kurbanı olmaya niyeti yoktwr. Türkiye Cumhuriyeti bir bü»ündür Bu bütünlük Türk İstiklal harbinin tabi? bir neticesidir.Türk kani De kazanılmıştır. Bu bakımdan kutsaldırve dokunulamaz. Bu bükünün her bîr unsuru Tü>k'tBr. Her memlekette olduğu gibi hainler bulıın»M-Mr. Bu hainleri yola getirecek kanunlar vardır tdareciler, bu kanunları yerine getirmekle vazifelidirler. Nihavot bu vatenin göz bebeği, şanlı Türk ofduşu vardır, her fedakarlığı göze almış, damarlarındaki asil kandan kuvvet alan bir Türk aydını \&dır.Bu ginde kuvvetler, vatani bölmek amacını göden kızıl kürtçülüğü yakından İzlemektedirler. Birşanssızlık eseri, üniversite muhtariyeti ve idarecilerin gevşek ve şuursuz tutumu kızıl kürtçülüğe ze*min olmuştur.jNitekim, üniversite muhtariyetine sığınarak!*Dev — Genç ve DDKO gibi Türklüğe aykırı örgütler üniversiteleri silah deposu haline getirmişlerdir.Fakülte kurullarını baskı altında tutmaktadırlar.Vatanın pek muhtaç olduğu Türk milliyetçilerini, yâni vatanseverleri devamh surette tehdit ve huzıırsuz etmektedirler. Bu gençlerin ellerinde, meslekveya ders kitapları yerine Mao'nun kitapları, kalemyerine tabanca var. Bu halde olan bir müesseseyeüniversite denilebilirini ki muhtariyetten söz edilebilsin. *Üniversite faaliyetleri olarak forumlar tertiplemekte, talebeler bu forumlara zorla iştirak ettirilmekte. bovkot ilân edilmekte, duvarlara ve panolfira devletin itibarını düşürücü ve vatanı parçalayici afişler asılmakta, bütün bu hareketler suç teşkiletmelerine rağmen ve üniversite kanunlarına göre,faillerin üniversitelerden uzaklaşırımı alan gerekirken hiçbir İşlem yapılmamakta, hatta mâhım kişilertarafından bu hareketler kışkırtılmakta, devrimci, "vSerlci, Atatürk'çü hareketler şeklînde gösterilmekte,bövle bir ortamda, bîr üniversite, gerek araştırma gerekse tedrteat bakımından görevlerini verine getirmeimkânını bulabilir mi? Bir üniversite vaktini hariiııvlarle geçirirse, o üniversitenin memlekete bir f&ydası olabilir mi?Kaldı ki, ilimden yoksun, teknikten uzak, Utçok çeyâen bihaber bir ülke İstikbâlinden emm ol*MJrr mi?tste. kendilerine devrimci. İlerici, Atatürkçü 1ftüsü verenler vatani bu hale sokmuşlardır. Halbtski onlar, ne Atatürkçü ne de İlericidirler. Türklükİçin delHl. kızıl kürtefflük İçin devrimcîdirler, ihti*lâledirler. tedhişçidirlerNedir bu uvdurma küıtçüKik. Anadolu'da birkflrt devleti vardı da vok mu edildi Bir kurt kültürü vardı da pörmemezlîkten mî gelindi DaMa dolaşan iki bucuk adamın. DoSıı Anadolu Türklüğünetdh'm çıkabilmesi olacak şev midir? Kargolarda gÜler bu İse. Ama böyle bir idareden daha çok şeyler»aya? edilebilir.


DEVLET * 28 ARALIK 1970 * SAYFA: 4ErgenekonMEKTUPLARIİŞTE GERÇEK SUÇLULARÜniversite olaylarında hep iki taraftan bahsedilir. Biri solfcumilitanlar, diğeri milliyetçi Türk Gençliği. Birçok fakülteve yüksek okulun solcu militanlarca işleyemez, normal fonksiyonunuifa edemez hale getirliişini solcuların Üniversite içindektmiyet bakımından fazla oluşuna veren kişi ve grupların sayısıda az değildir. Halbuki gerçek bambaşkadır. Solcular üniversiteiçinde çok azdırlar. Fakat her «Eylemlerini Fakülte veyaüniversite yöneticileri ile müştereken yapmaktadırlar. Bununbirçok misâlleri görülmüştür. En son ve en tipik misâlinide Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi yöneticileri vermişlerdir.Bu Fakülte, iki devredir en seviyesiz ve en şahsiyetsiz yö -neticileri seçmekle ün salmıştır. Fakültenin eski Dekanı Rıza Çetik Milliyetçilerin vurulmasını, hattâ öldürülmesini sadistçe birzevkle seyretmiş, milliyetçi profesör ve asistanlara karşı girişilen saldırılan himaye etmiş, kendisini talebeleri dövmüş olduğuhalde, polisin dövdüğünü söyleyebilmiş, bu büvük yala»mnı «Kara Cübbe» sinin altından çıkararak «Bilimsel» bir hüviye -te büründürmüştür.Şimdiki Dekanı Prof. Nihat Şişli TÎP üyesidir ve aynı zamandadevlet parası ile İtalyan Komünist Partisi KongresindeTÎP'nl temsilen katılan Doç. Cahit Ünal'ın en yakım dır. îştemahiyetini ortaya koyduğumuz Bay Şişli Dekan seçildikten sonra ilk iş olarak Ankara Valiliğine bir yazı yazarak, İktisadi veTicarî ÎHmler Akademisinde milliyetçi gençlerin komünistlere,öğretimi aksatmak ve anarşi çıkarmak için fırsat vermed


DEVLET * 28 ARALIK 1970 * SAYFA 18MilliyetçiAÇIDANBir «Silâhı bırak» kampanyası açıldı, Sosyal DemokrasiDernekleri Federasyonu tarafından... Bildiriler, demeçler...inönü bile konuşlu. «Silâh taşıyan öğrenciyi tanımıyorum» diyor.İlâhi Paşa! Hani adama sormuşlar, «Adın ne?» cevap vermiş,«Mülayim.» «Ee... birader, sert olsan ne yaparsın?» demişler.Bunun gibi, tnönü, silâhlı öğrenciyi tamsa ne olacak, taojmasane olacak. Atı alan Üsküdarı çoktan geçti. Zaten, si*lâhlı, zorba «Eylem eylem» diye, her gün saldırılar difrenHyenanarşist gençler, yani devrimkeş'ler de, înönü'yü tanımıyor, onudevrim çizgisinden sapmakla, burjuva demokrasisini kurmaklaitham edip duruyorlar.İnönü'nün bir teşhisi doğrudur: «Ben Harbiyeye girdiğimde16 yaşındaydım. Oraya çok yaşlı, çok azgın insanlar gelirdi.,öğrenmekle İlgisi olmayan, dersine çalışanları yumruk ve silâhlatehdit eden bu babayiğitlerden hiç birini muharebe meydanındatemayüz etmiş görmedim» diyor. Psikolojik tetkikler,kaybedecek bir şeyi olmayan sefil tiplerin, halkın ar ve hayadaman çatlamış dediği dejenerelerin kabadayılık, külhanbeylikgibi zorba davranışlarda, etrafın sinmesf nisbetinde geçici başarısağiıyan histerik, korkaklar olduğunu ortaya koyuyor. Ohalde, bu sefil korkakların histerisini azdıran tutumlarındandolayı çevredekileri ve yetkilileri mesul tutmak lâzımdır.Hiç şüphe yok ki, bu mes'ullerin başında bizzat İnönü veonun Ecevit tayfası gelir. Anarşist, ihtilâlci, Maocu gençlerinsa'dırganlıklrvına hep tflönü ve Ecevit taifesi sahip çıkmışlardır.İşgal mişgal, bo>kot, moykot aynı şeydir deyip, bunları olağangençlik hareketten imiş gibi göstererek anarşiye kendi iktidarümitleri hesabına sahip çıkan İnönü, sözlerinden maksad&ıbu eylemleri kınamak olduğunu belirtmekte çok geç kalmıştır.O kadar geç kalmıştır ki, artık kendi partisine bÜe hâkimdeği'dir. Ecevit, İzmir CHP İl Merkezini işgal edip, parti yetkilileriniiçeri sokmayan gençlerine sahip çıkarak, yetkilileri C.H.P.den ihraç etmedi mi? Ancak şimdi, körü körüne bir Amerikadüşmanlığının karşısına dikilen İnönü, İzmir CHP Parti İlMerkezini ziyaret etmek isteyen ABD izmir Konsolosuna, kabaca,gelme diyen ve Ecevitin tâyin ettiği işgalci yeni idarecilerinbu tutumundan haberdar değil midir?Aslında, Sosyal Demokrasi Dernekleri, kızıl devrimci anarşist militanların yetiştirilmesinde fidelik etmiştir ve etmektedirde... Üniversiteler, Fakülteler ve Yüksek Okullardaki sillâhlıoevrimkeş hâkimiyetinin temellerini, bu komünistleri hepdestekliyen CHPlı gençler atmışlardır. Komünistler kuvvet-'lenip onlara da dayak atmaya başlayınca, feryada koyulmuşlardır. İstanbul Robert Koleji'de bir binaya «Nene Hatun» adınınverilmesini teklif eden CHP'li gençleri dövüp, «Kuseyrî» adınızorla verdirmek isteyenler hep bu kızıl devrimcilerdir NeneHatun gibi bir millî kahramanın adına, kendi kızıl arkadaşlarıtarafından katledilen Arap asıllı bir solcunun adınm tercih edil»~C^JJL1A»»V«JKaba Oyunlarmeşindeki soysuzlaşma çok ibret vericidir.Gençler bilmezler, inönü'nün iktidar devri, tam bir Polis Devletiidi. Faşist usullerle yönetilen ülkede kimseye ağız açtınlmazdı.İnönü, irtica diye sağı, komünizm diye solu ezer, birdış tehlike ve harp mevhumesi ile dikkatleri dağıtıp, iktidarı -nın keyfine bakar, keman dersleri alırdı. Gerçekte tnönü, BeniceBoran gibi anca kkendi kontrolünde gençlik hareketlerineve her türlü anarşiye razıdır; yeter ki yıpratıcı muhalefeti içinbunları bir maşa olarak kullanabilsin. Artık şimdi gençlik anarşişini kınaması, kontrolü kaybedişindendir.tnönü, eski kaba oyununu tekrarlayıp, sağı da solu da ezdirip,kendi maşası gençlere meydanı boş bırakmak istiyor.Devlete, Millete ve Vatanın bütünlüğüne sahip çıkarak, sırf savunmamaksadı ile kızıl ihtilâlcilere direnen Ülkü Ocaklı gençlerin ezilmesi baş hesabıdır. Eğer, Sosyal Demokrat namındakiCHP'li gençlerin hareketi samimî olsa, Toplum PoHsinin de silâhlanmasınıtalep etmezlerdi. Ne kadar gülünç! Taşlan bağlayıpköpekleri serbest bırakmak... Pekiy..., Devlet otoritesinikim koruyacak? Amma inönü, devleti de, milleti de iktidanndansonra düşünür, eski huyudur bu...Ülkü Ocaklı gençler, silâhsızlanmaya haaır olduklarını açıkça beyan ediyorlar. Fakat Dev-Genç denen ihtilâlci örgüt, reddediyorbunu; kanunlarla, savcılarla alay edercesine, bu anarşistlerin kışkırtıcılarından Doç. Çetin özek: «...Silâhları bırakkampanyası, devrimcilerin eylemlerini etkisiz hale getirmek içinburjuva demokrasisi taraftarlarının giriştikler plânların Wrparçasıdır.» diyebiliyor açıkça.Ey hukukçular, ey savcılar ve hâkimler! Hukukta, suça azmettirmediye bir müessesenin bulunduğunu ne zaman hatırlı»yacaksınız?I Okuyuculara î"Yazılarımı daktilo ile gayet açık seçik yazdığım hakls,korkunç tertip hataları ile basılıyor. Bu yüzden, bir ara yazılarıkesmiştim. Bu yanlışlardan derginin hazırlayıcıları mes'uldeğildir. Mürettip baş mesuldür. Hangi tertiple bu kasdî zarınımveren yanlışları bu mürettiplerin yaptığını tahminleriniz»bırakıyorum. Dergi, hazinenin malı ve devlet tarafından idareedilen bir matbaada basılmaktadır. Acaba devletleştirmenin vssosyalist tatbikatın işleri nasıl laçka ettiğine bir misâl olsun diyemi' mürettip arkadaşlar böylesine lâubalî davranmaktadırlar?Geçen haftaki yazımda, «Olanak imkân demektir» diye yazdığım halde, «Olanak ihtimal demektir» şeklinde çıktı o cümle.Her ne kadar müteakip satırlar hatanın bana aid olmadığınıgösteriyorsa da, o kritiğimin ruhunu teşkil eden bir kelimede,böylesine açık bir tertip hatası, yazıyı çok bozmuştur.Mes'ul olmadığım bu hatalardan dolayı, tekerrür etmemesidileğiyle, özür dileriz. R.D.Doç. Dr. Jtecep DOKSATolaylar • düşünceler • yorumlar • olaylar • düşünceler•fl.ü Tıp FakültesiSüresiz KapatıldıSolcular son zamanlarda Üniversitelerdeyeni bir taktiğe başvurmuş bulunmaktadırlar: Eylemlertae Fakültelerin personelini de İştirak ettirerek bunları iyice çalışamaz bir duruma getirmek! Bununtipik bir örneği geçen hafta içindeAnkara Üniversitesi Tıp Kaküleesi içinde cereyan etmiştir. Denyılı başından beri çeşidi vesilelerte Fakülte yöneticilerine karşı çufcan ve Fakülte İçinde anarşi hareketlerine girişmeğe yeltenen komsomollar,bundan başarıya ulaşamayınca, «eylemlerine fakülteninöğretim kadrosu dışında kalan personelini de katmaya teşebbüs etmisler ve bundan da başarıya ulaşmıstardır.Yeni Personel Kanununun uySulamasından doğan bazı ödetmeaksaklıkları yüzünden memnuniyetsizlik içinde bulunan personelin bugeçici ve sıkıntılı durumundan y&rarUınrnasım bilen sol militanlar,bunu bir eylem haline sokmayı


" — Enflâsyon sebebiyle hükümete, sorumlularabaskı yapmak, halk hareketleri düzenlemek hem sosyal politikanın hem de demokrasinin bir gereğidir. ,— Enflâsyon endişesiyle hükümeti tenkitin asitpayesi onu yıpratıp yıkmak değil, meseleye el konulabilmesi için yetkililere kuvvet kazandırmaktır. (— Demokratik rejimin, gelir dağılımının insani,halkçı bir veçhe kazanması için halkın fiyat yükselişlerine karşı tepkisi şarttır.fc— Memleketimizde, fiyat meselelerinin nazik tarafları, enflâsyonun içyüzü yazık ki halâ anlaşılamamış ve bu yüzden de iktisadi ve sosyal politika aydınlığa, istikrara kavuşmamıştır.iBilindiği gibi fiyatlar arttığı nisbette para değerinden (satmalmagücünden) kaybeder, geçimde o nisbette zorlaşmış olur.Fert basma isabet eden milli gelirin çok düşük olduğu Türkiye gibi ülkelerde, fiyatlardaki aşın gidiş ortaya trajik tablolar çıkarır. Hele,hayvansal besinlerden (proteinden) oldukça yoksun ve beslenmesi daha ziyâde bitkisel gıdalara dayanan toplulukların beslenmesinde yetersizlik daha da vahamet kazanır.EnflâsyonEnflâsyon —bir yılda— fiyatlar genel seviyesindeki aşırı yükselmelerdir. Genellikle %2 üstündeki artışlar enflâsyon olarak nitelenir.Oysaki, memleketimizde — halk arasında — enflâsyon altın karşılığıolmayan para basmak diye tarif edilmektedir. Türkiye'de de altın stoklarının yetersiz oluşu bilindiğinden enflâsyon olayı normal karşılanmaktave siyasetçilere de vebal yüklenmemektedir. İşin esef verici tarafı hurdadır ki, siyasiler halkın bu yanlış kanaatinden istifâde yolunagitmektedirler. Bunun bir tezahürü olarak fiyat istikrarı politikası divebir titizlik göstermemektedirler.Halbuki, sebebi ne olursa olsun enflâsyon, bir yılda fiyatların genciseviyesinde meydana gelen aşın yükselmedir. Nitekim, memleketparası tamamen altın ve herkesin cebi de onunla dolu olsa dahi yukardabelirttiğimiz gibi fiyatlarda artış husule geldi mi enflâsyon ortayaçıkmış demektir. \Biz konuyu uzatmamak için enflâsyonun sebeplerine inmeyeceğiz.Sadece iktisadî ve sosyal sonuçlarına değineceğiz. Enflâsyon:*- PARA DA TAHRİBAT YAPAR* Paranın değerini düşürür, satm alma gücünü azaltır. Meselâ % 10nisbetinde bir artış 100 lirayı 90 liraya, 1000 lirayı 900 liraya indirir.Nitekim 1963 ten bu yana fiyatlarda %45 bir artış vardır. Bununla da1963 te bankaya konulan 1000 liralık bir tasarruf veya sabit gelir değerinden%45 (450) TL kaybetmiş, yani 550 TL ye düşmüş demektir.Bunun işçiler ve memurlar için önemi açıktır.*; — TASARRUFLARI BALTALARFiyat artışları paranın satm alma gücünü zayıflattığından tasarrufyapmayı manasız kılar. Bu da paradan kaçışa yol açmaktadır.Yatınm da nihayet tasarrufla olduğundan ve enflâsyon tasar •rufları baltaladığından dolayısiyle yatrımlan da baltalar.* YATIRIMLAR GERÇEKLEŞMEZ.Fiyatlardaki artış sebebiyle yatırım malzemelerin fiyatlarının toplamıproje bedelini aşar, o takdirde mevcut tasarruflar ve alman borçler ihtiyacı karşılayamaz ve yatırım gayretleri yüzüstü kalmış olur.* SEYMAYELER ERİRFiyatlardaki aşın artış sebebiyle satılan bir malın yerine eski fiyatla yenisi konamaz. Yani, 90 liraya alınıp 100 liraya satılan bir mal tekrar alınırken 110 liraya alınacaktır. O zaman sermayede azalma olacaktır. Bu duruma düşmemek için ticari firmalar muhtekirliğe, stokeuluğa önem vereceklerdir. Bu da iktisadi—sosyal huzuru kundaklayacaktır.B jnun içindir ki, enflâsyonda dürüst çalışan firmalar iflasa gider. İflâsetmemek içinde ticari ahlakı değiştirip karaborsacılığa kaymak gerekecektir.*1 BÜTÇE YETERSİZLİK GÖSTERİRParanın değerinden kaybetmesi aile bütçelerini sarsacağı gibi piyasadaen büyük alıcı olan devletin bütçesini de altüst eder. Bütçe açıkverir, maaşlar ödenemez, yatırımlar sonuçlanamaz olur.*l ALACAKLILAR ZARAR EDER•Paranın değerden düşmesi sebebiyle alacaklıların yüksek değerleVerdikleri para ölü değerde bir para ile geri döner. Borçluların da lehine bir durum ortaya çıkmış olur. Bu da ahlakî yapıyı, inançları tahripeder.*ı PARA DIŞARDA DA DEĞERİNDEN KAYBEDERK Fiyatlardaki yükseliş nisbetinde yabancı paralar karşısındaki deFIAT ARTIŞLARI veSENDİKACILIĞIN GÖREVİ|cr o nisbette düşmüş olur. Meselâ Fransada fiyatlar %15 Türkiye'dede %15 artarsa değer aynıdır. Ama, Türkiye'de %15 değilde %35 birartış olursa paramız yabancı paralar karşısında değerinden %20 kas.betnıiş olacaktır. Bunun da Türkiye için önemi acıktır.*|DIŞ TİCARET AÇIĞI ARTARBunun da sebepleri muhteliftir.— Fiyatlardaki yükselme sebebiyle ihracat azalır. Dısandan ma-'Jımız daha az talep edilir. Bununla ihracat gelirimiz azalır.— Turizm akımı fiyatlardaki yükseliş sebebiyle azalır Turistik ge-Vur de düşer.— Paranın dışarda da değerinden kaybetmesi sebebiyle ithalat panalılaşmış olur.— Hükümet fiyatlardaki artışı önlemek sebebiyle, —pirinç itha^luıde olduğu gibi— mal ithal eder. Bununla da ithalat ve dıs ticaret a~ıgı artmış olur.*ı SANAYİLEŞME YAVAŞLARGeri kalmış ülkeler kuracaklan fabrikalan dahilde imal edemezler.Dışarıdan ithal etmek zorundadırlar. Bunun içinde altına yahut dövize ihtiyaçları vardır.Enflasyon sebebiyle paranın değeri düşünce yabancı paralar kıymetleneceğindenithalat pahahlamr. Dövize ihtiyaç daha çok artar*Bu durumda, kalkınma için gerekli sanayi yatinmlan ve yatırım kaynaklanzayıflamış olur. ** ENFLASYON HAKSIZ BİR VERGİDİR% 10 luk bir fiyat artışı, 1000 liranın 100 lirasını gizlice alır. Buaun ıgndır ki, enflâsyon bir nevi görünmeyen hırsızlıktır, haksız vergidir.Onu alanlar muhtekirlik, stokçuluk yapanlardır. Devlette buna fırsat(mikan) hazırlamakla suçludur.* YATIRIMLARIN YÖNÜ DEĞİŞİREnflâsyon sırasında paranın değeri, tasarrufların değeri süratle a-zaiacagından zarar etmemek için değeri süratle artan arsa ve inşaat altın gibi nesnelere yatırım yapılır.Sanayi yatırından tehlikelerle dolu olduğundan bu alanlarda tasarruflarve alman krediler değerlendiremez olur. Onun için sanayi yatırımlarınınyerini ölü [yatırımlar alır.* İKTİSADÎ — SOSYAL — SİYASİ HUZUR KAYBOLURDemokratik rejim halkm huzurunu, güvenliğini ve refahını{.özettiği sürece ayakta durur, teminatını bulmuş olur.Fiyat istikrarsızlığı ve enflâsyon halinde halk geçim cenderesinegirer. Haksız kazanç çeşitli yolsuzluklar, iffetsizlikler, ahlaksızlık, anarşist kıpırdanışlar ortaya çıkar.Enflâsyon her şeyden önce iktisadı ve siyasî basiretsizliği,başarısızlığı ifade eder.Bu kadar zararlı olan enflâsyon olayına yol olmamak kınfiyat istikrarına önem vermenin gerektiği açıktır,BİR UYARMA:Bir takım yazarlar, Enflâsyonla kalkınmadan bahsederler.Onların katsettiğı husus, arz-talep dengesini talep lehine bozacakşekilde yatırım yapmaktır. Yani piyasaya maldan çok para(müşteri) çıkarmaktır. Bununla fiyatlar yükselmiş enflâsyonmeydana gelmiş olur. Fakat, bu arada gerekli bir takım projelerde gerçekleşmiş olur. Bazı yazarlar «Faydasından çok zararlarıolan bu yol herhalde benimsenmemelidlr» derler,Türkiye GerçeğiBu görüş mutlaka doğru değildir. Nitekim normal tasanıuhacminin üstünde yatırım yapmak, piyasaya bol miktarda parasürmek mutlaka enflâsyona yol açmaz. Zira, piyasaya para(müşteri) çıkışı yan tedbirlerle korunduğu yani bir takım tedbirlerleberaber mal üretiminin de dengede kalmasına önemverildiği takdirde enflâsyon ve tahribatı ortaya çıkmayacaktır.O halde, koruyucu yan tedbirleri de ön görmek suretiyleemisyon yoluyla da yatinmlan (kalkınmayı) kısa ve zararsızbir yoldan gerçekleştirmek mümkün olabilecektir.Türkiye az gelişmiş bir ülkedir. Fert başına 3100 TL. olanmillî geliri ortak pazar ülkeleri seviyesine yani 3 katma çıkar-Alptekin ERDOĞANmak ve tarım alanında % 70 i teşkü eden memleket nüfusununen az yansını (% 35 ini) tarım alanından sanayiye kaydırmakve endüstri yatinmlan için iç ve dış kaynaklarımızı bütün potansiyelimiziseferber etmek zorundayız.Türkiye'nin önünde büyük kalkınma mesafelerinin olduğuaçıktır. O halde »kalkınma gayretlerinin basiretsizlik sonucu ortaya çıkan enflâsyon sebebiyle heder olması, gelişmemizin sağlambir mekanizmaya kavuşturulmaması herhalde sorumlulariçin affedilmez bir suç olarak kabul edilmelidir. Türkiye'vi idâre edenler şimdiye kadar fiyat İstikrarına önem vermemişlerdir.Bunun gerçek yüzü aşağıdaki tablolarda rahatça ygörülcbileçektir.tikeler 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969TÜRKİYEAMERİKA100100102101107103115106132109140 145113 116BATI ALMANYA 100 102 106 110 111 112 115BELÇİKA 100 104 108 112 116 119 121FRANSA 100 103 106 109 112 116 321İTALYA 100 106 111 113 118 119 120İNGİLTERE 100 103 108 112 115 20 124fTürkiye dışındaki devletlerin ortalaması 120 din Türkiye'­nin 145 olduğuna göre fazlalık % 25 tir. O halde Türk parasıserbest piyasada değerinden % 25 kadar kaybetmiş demektir.Bu devalüasyon nisbetidir. Bu da ithalâtın % 25 pahahlanmasıveya dışardan % 25 faizle yardım alıyoruz demektir. Bunundane manaya geldiği açıktır. Kimlerin yol açtığı da aynca düşünülineğe değer. Bundan açıkça anlaşılacağı gibi fiyat hareketlerindetitizlik göstermeyen hükümetler paranın değerindeki düşüklükoranın da ithal edilecek fabrikalan pahalılandırmakta, sanayileşmeğeve millî ekonomiye zarar vennektedirler.Enflâsyonun GelirlerAçısından Telâfisi^ Fiyat artışlanndaki nisbetin üstünde gelirlerde artma olmuşsaenflâsyonun ferdi bütçelerde meydana getirdiği tahribatgicerilmiş olur.O halde, gelirlerin arttırılması yanında fiyat hareketleri karİsısında bu artışların korunması da söz konusudur. Bunun içindirki, ücretlerde (gelirlerde) reel artışlar önemlidir. Yani tiyathareketlerine, rağmen gelirler artış göstermelidirler. Türkiye'de -maalesef- bu durum yürekler acısıdır.REEL ÜCRET ARTIŞLARI (1960—100)(ıda Sanayiinde)1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966TÜRKİYE 100 94 83 89 104 107 111Ortak pazarortalaması100 108 111 120 129 138 144ff Burdanda görüleceği gibi Türkiye'de 1964 e kadar gerilemevarken ancak bu tarihten sonra çok cüzi bir refah artışı olmuştur. Oysa, ortak Pazar ülkeleri Türkiyeden % 33 daha fazla birrefah artışına sahiptirler.>f 274 ve 275 sayılı kanunların kabulünden (1963 ten) bu yana,ücret artışlannın ferahlık doğurmadığı ortadadır. Zira ücretlerdeki"artışlan fiyatlardaki istikrarsızlık alıp götürmüştür.Bu hal Türkiye'de gerçek bir sosyal politika ve iktisadi kalma şuurunun olmadığını gösteriyor, öte yandan seviyemizinolduğu, dünya ülkeleri arasında yerimiz henüz bilinmiyor.Ortak pazar ülkeleriyle memleketimiz ücretleri arasında ö-nemli derecede fark vardır. Türkiye'deki ücretler ortalama 1/3seviyededir.GIDA SANAYİİNDE NOMİNAL İŞÇİ ÜCRETLERİ (TL)TÜRKİYEAETortalaması196012,1335,68196112,1539,12196212.0441,20196313,2445,761964 1965 196615,40 16,54 17.1950,80 55,44 58,96Gerek fert basma millî gelir ve gerekse hayat standardı bakımından Avrupa işçisi Türkiye'dekinden 3 kat daha iyi yasamaktadırSendikacıları Bekleyen GörevFiyat mekanizmasının köylü, kabzımal ve bir miktar müteçebbls lehine işletilmesinin bir sebebi de sanayüeşmemiş oluşumuzdur. Çünkü, nüfusunun % 35 mden fazlası sanavileşmişehirleşmiş toplumlar kalkınmış toplumlardır. İşçi memur kileşi kalkınmış ülkelerde çoğunluğu teşkil ettiğinden fivat harkellerindeki artış bu çoğunluğu müteessir etmektedir. Çoğunluğayaranmak gayreti de bu ülkelerde siyasileri işçi —memur -lehine olarak fiyat istikran titizllğne zorlamaktadır.Oysa Türkye gibi az gelişmiş ülkelerde çoğunluğu teşkil e>iden köylü gıda maddelerindeki artıştan ziyadesiyle istifâde e-der. Bunun içindir ki, çoğunluk olan köylüye yaranmak siyasilerin tutumun temelini teşkil etmektedir. Bu sebeplerdirkir. fivatmekanizması çoğunluk (% 70) olan köylü efendimizin yarannabaşıboş bırakılmıştır.Ancak, fiyat artışlanndaki aşırılık sebebiyle hasıl olai devalüasyonnispeti kadar, ithalatın pahalılaşması, döviz ihtiyacınınartması dış ticaret açığının günden güne artarak milletin sırtınagizliden gizliye ağır yükler vüklemesi, sanayileşmenin yavaşseyretmesi iktisadi kalkınma meselesinin ikinci - üçüncü derecedebir sorun olarak görüldüğünü ortaya çıkarmaktadır.O halde, sendikalann gerek memleket, gerekse sınıf vararınaolarak bu umursamaz gidişe tepki göstermeleri, halk hareketleridüzenlemeleri veya dikkatleri bu noktava teksif ederekkonuya ağırlık ve meseleye de el koymak isteyen hükümete kuvvet kazandırmalan gerekmektedir.Bilinçli, kültürlü, aklı selim sahibi dinamiksendikacılartoplum bünyesile ilgili temel mesele ve davalara katkıda bulunacak,fayda sağlıyacak kimselerdir. Yeterkı insani ve halkçı hedefleribilsinler, temel meselelere vakıf olsunlarSiMitÜkalar Neler Yapmalıdır— Her şehir ve kasabada sendika yöneııcilen arasında birdayanışma kurulu veya birliği kurulmalı ve mahalli' iktisadi sosyalmeseleler, fiyat hareketleri ele alınmalıdır.— Sendikalar arası kurul, belediyeyi ve belediye encümeninisıkı denetim altına almalıdır.— Şehir İman, temizlik işleri aydınlatma, taşıma, sağlık,gıda sorunlan titizlikle ele alınmalıdır.— Esnaf teşekkülleriyle daima istişare ve ilişkiler kurulmalıdır.— Çevrede kooperatif çiftlikler kurulmalıdır. İşçilerin hissedarolmalan temin edilmelidir.— İşçi sayısı çok olan işyerlerinde veya şehirde tüketimkooperatifleri açılmalıdır.— Mahalli iktisadi sosyal meseleleri konu eden konferanslardüzenlenmelidir.— Yakın kasaba ve şehirlerle de sendikalar arası genelgemübadelesi, İş birliği sağlanmalıdır.— Sendikalar bilhassa millî gelirin ve her çeşit gelirin esasınıteşkil eden ücret, faiz. kâr, irat gibi unsurlarda adil ölçülerinyerleşmesi için gelir dağılımının bu açıdan ele alınarak (işlenerek)hal çarelerinin ortaya konmasını temin etmelidirler.— Siyasî gidişi halkçı yönde seyrettirmek için gerektiğindehalk hareketleri düzenlenmelidir.— Sermaye piyasasına güven sağlayıcı çeşitli tedbirlerinalınmasında, Sendikalar baskı unsuru olmalıdırlar.— Sendikalar yurt çapında bir sosyal politika izlemek içinmütehassıs elamanlann istihdamını öngören bir SOSYAL PO­LİTİKA ARAŞTIRMA enstitüsü kurup bunun finansmanına katılmalıdırlar.Bu enstitü sendikacılığın olumlu ve hızlı gelişmeye girmesiiçin gerekli her türlü neşriyatı yapmalıdır.Ancak, sosyal politikaya ışık tutacak, bu müesseseye demokratikrejim düşmanı teknik elemanların girmeleri, faaliyetİçin katılmalan kesinlikle önlenmelidir. ı ûKısaca DemokrasiTürkiye'de demokratik rejim sembolik olarak vardır. Zihniyetve ahlâk telâkkisi olarak değerlendirilmesi yapılmamaktadır.Dersleri anayasa olan kürsü profesörleri bile demokrasiyidemokrasi adına kundaklıyan beyanatlar vermekteler Türkiyede yeni yeni oturmaya başlayan bu rejimi yıkmak, ve halkıkaranlık badirelere sürüklemek çabasındadırlar.Demokrasi her ne kadar şekli olarak halkın kendi kendisiniidaresi, idarenin halk tarafından denetlenmesi isede bunun insanşerefinin, refahının, mutluluğunun da düşünülerek tamamlanması gerekmektedir. Bunun içindir ki, iktisadi - siyasî politikayıhalkın refahı, onuru mutluluğu İstikâmetinde degıstirmiyen,denetlemeyn sendikacılık kendi bilincine ermemiş savılır.


DEVLET * 28 ARALIK 1970 * SAYFA: 8{olaylar • düşünceler • yorumlar • olaylar • düşüncelerdemısıinn ^>^ v^ah." gençlerin işgalinde bulunduğu iddia edilen bubildiride, Fen Fakültesi yöneticilennm bundan rahatsız oldukları bildinliyordu Ülkü Ocakları Birliği,bu garip bildiride ileri sürülen id(Palan cevaplandıran bir bildiri yayınlamış bulunmaktadır.Ülkü Ocakları bildirisinde şöyle denilmektedir* Ankara Üniversitesi Fen FakültesiYünetlm Kurulu bugün (23 Ara«lık 1970) bir bildiri yayınlayarak lktisadi ve Ticari İlimler Akademisi»in Ülkü Ocaklarına mensup gençlerinfşgaljnde bulunduğunu ve bu duromdan rahatsz olduklarını iddia etmislerdirAynı Yönetim Kurulu bir müddetevvel solcular Prof. Dr. CengizUluçay'in odasını kur?unlayıp,tahrip ettiğinde. MMliyeiçı öğrencilerdenMustafa Dikici okuluna giderkenk-jjvın!3nd'{*ında, Ali PosaAydn dersten çıkarken tabanca ilevurulduğunda susmuştu.İki nafıa önce TRT'nin de itirafettiği gibi solcuiat Fen Fakültesinden250 metre mesafedeki Akademiye «-tes açmış, ren odas.nm cam ve avi«elerini parçalamışlardı. Aynı genlerdeFen Fakültesinde bir solcu ögfenci gece yarısı arkadaşları tarafındanelinden vurulmuştu. Bugün aslanlargibi kükreyen yönetim kurulubu olaylar süresince susmuştu, «ilâhare yapılan aramada yönetim kurulunun kanatları alt.ndaki okulda tüfek ve tabancalar bulunmuştuAynı yönetim kurulu bugün dekomünist gençlerin İşgalinde bulu-»an okula 260 milliyetçi genç sokulmazkensusmaktadır Yönetim kutulununelinde bu 260 öğrenenin İmEasint taşıyan ve okuma haklarınınkorunmasını isteyen dilekçe v»rd.r.Bu dilekçe hiçbir resmî muameleyesokulmamış, fakat solcu öğrencilereverilerek imzası bulunanalara karşıterör»» »frismeleH sağlanmıştır.Nihayet bugün, yönetim kurulununbildirisinin kurulun bir üyesi tarafından okunduğu forumda Dev •Genç Başkanı Fakülteye bir Profesörve iki asistanın sokulamayacağım {.lân e'mi». kural üyeleri de bunu sükûnetiçinde dinlemişlerdir.Ankara İktisadî ve Ticari ilimlerAkademisi Fen Fakültesinin bulunduJu semtte işgal altnda olmayan, derslerin, imtihanların teı örsüz, silâhsızyap'loığı tek okuldur. Fen Fakültesiiso gerek 260 imzalı dilekçenin gereKse her kıpırdayan gölgeye ateş a-çan işgalcilerin gcceyansi 01.00 devurdukları tolcu gencin Hukuk Fakülteli olmasının isbat ettiği gibi işgalaltındadırFen Fakültesi yönetim kurulu üyeleriarkadaşlarımızla konuştuklarındakomünist teröristlerden kortuklan »•fin böyle davrandıklarını ifade etmekte«Ne yapalım çotuğumuz çocuğumuzvar» demektedirler. Solcu miUtanlardan kortuklan için şereflerini,Bîm ve idarecilik haysiyetlerini «*tin. Türk Devletini tehdit eden komünlst ve kürtçfl tehlikeleri karşism4a bunlara yardim eden beyanlar velerefc Türkîyeye İhanet halinde %*H».Hanlara karşı Milliyetçi gençliğin mfl.oadcesi muhakkak ki ikazdan ibarjtkalmıyacaktır. Son üç yılda verdiğimizon ve bu vatanı vatanımız ya*pan tarihimizin milyonlarca şehidininkahrası bu alçaklığa seyirci kalma-•Uza manidir.»• Ankara'da DemirPerde Seçimleri24 Aralık Perşembe günü de A»karadulu Başkent İktisadi ve TicMrSilimler Akademisinde Talebe Cemiye* seçimi vardı. Siyasal Bilgilet ?*kültesindeki gerilla karargâhından 50ttşWk tabancalı bir kuvvet terör yaNe Yapsın Ezberlemiş.ratmak ve baskı ile «.çimi aşırı aoiculara teslim etmek üzere Başkent Akadimisine sevkcdildi. Bu sefer idareciter uyanık davrandılar. Tedhişçiler okulu basınca Mudü p polis çağırdı ve«Mülkiyeli» militanlar silâhlan ile birlikte karakolu boyladılar.YENÎ İŞBIRnKÇİLERHangi akla hizmet ettiği ve neyintemsilcisi olduğu bilinmeyen iktidaragelmişti ki, birinin kafasına aniden bir sandalya iniverdi.. 15-20 kişibu dört gence saldırmışlar, veriştir!yorlardı. Biri de mukabele edemesinler diye silâhını çekmiş tehdit ed*yordu. Derken silâh patladı. Tabiiderhal kaçışmalar ve panik ba«gösterdi.Milliyetçi gençlerden biri giderekDekana durumu arzetti. Dekanda cevaben «Evet, duydum, komandoAllahlık Ulus'ta kasaplık Koç yazıyor,İnönü bir demeç vermiş ve Türkeşin oyuncağını elindenalmış.— A be kuzum, înönünün kendisi bir-kaç solcuya oyuncakolmuş, kime dahledecek hali var?— İnönü için Türkeş demiş ki «ya doğru söylemeli veyasusmalıdır» ne var bu söze kızacak?«Ya yalan söylemeli ya susmalı» mı demeliydi, bunu zatenCHP'nin solcuları yapıyor. Yetmez mı?— Bu CHP lilerln kafası oldumolası bir acayip işler Geçende Allahlık Ulus'ta SDDF'li bir gencin bir beyantı çıktı. Diyorki; «aşırı solcular benden savunma parası istediler, veremedim,ast kata götürüp dövdüler. Kahrolsun faşizm» Faşizm de kütükötü amma dayak atan komünist. Bari can acısı İle doğru söylemübarek!Ezbercilik kötüdür; maymuna soba yakmayı öğretmişler,yazın da yakmış. ***no, solcu gerillaları himaye eden tutumu bıkkınlık verecek kadar gözl*re batmaktadır. Bundan daha C!*Mverisi olan, son zamanlarda Pxs.lar, Dekanlar, Rektörlerle «ujcm.»oin da adim adim soı tedhişe tesl'mtyeltavrı takinmasıdır. Geçen hafıalariçinde bunun örneklerini bol be/gördük.Istanbulda Fen, Edebiyat, Kirayave Eczacılık Fakültelerinde işgal vardır. Fen ve Kimya FakültelerindeKasım başlarından beri öğretim yaptlamamişUr. Derslere başlanacak gibiolduğunda komsomollar kapılara «beykot» yazıyorlar; halbuki yaptıkları fiiliişgaldir. Fen Fa' tikesinde çoğunluk «gizil işgal» taktiği yürürlüktedir. Derse gelen Öğrenciler, bilhassaÇapa Yüksek öğretmen Okuluna mensup olanlar, hatta kızlar, tabancalımilitanlar tarafından açıkça tehditedilir, içeri bırakılmaz. Bu arada korkurma daha firaklı olsun diye silâhlar da patlatılır... Ama kimseden se*çıkmaz. Kurulların, Dekanların, Rektörîcrı'n kıtı kıpırdamaz; hiçbir tedbiralınmaz. Yalnız mert yürekli, ilmihaysiyetini yitirmemiş bir muhteremhoca. Prof, Dr. Saffet Rıza Apar.öç gün mehil verip komsomollar hizaya gelmezse polis çağırab'îır.Bu dağbaşina bile yaraşmayan kargaşabğtn canma tak dediği öğrencilerÜlkücü gençler birkaç defa. meselSPen, Edebiyat, Kimya Fakültelerindenorma) öğretim hayatını yeniden saglama teşebbüsünde bulundular. Hattabir an için basardılar 4». İşte o zaman,sesi. soluŞu duyulmayan Rektörhemîn celallenerek üç gün kapatmakaran verdi ve polr* çağırdı fmanvoğlu vurulduŞu zaman birbuçuk saatte tor gelebilen polis de «milliyetçiavi» nı duyunca hemen aeSirtrî tabii.İST. İKTİSAT FAKÜLTESİNDESECİM SFNLIGT21 Aralık Pazartesi günü iktisatFakültesinde Talebe Cemiyeti seçimleri (cin hazırlık vardı. Son yıllardaadet olduğu üzere bu seçimin de demirperdeseçimler? gibî yrpilması I»tenîyordu. Yarıl solcular seçime yalmagîrecek, kazanacak... Dev-Genç veSDDP afişleri ve aday isimleri duvarfer* asriydi Ülkücü gençler de «MilliyetçiKarıncalar» adıyla afl$ ve a>daylarini ortaya koymak istediler. Entabii haklan olan bu iş için Dekanlagörüşüp İzin de aldılar Dört ülkücügenç bunların asilmasiyîa u5»-asıyordu, üçüncü, dördüncü afişlere a-laf Fakülteyi basmış» deöil Ülkücügenç durumun tam tersine olduğunu,Devrimcilerin bastığını {zah edinceDekan savunmaya girişerek «HemenDevrimciler yaptı diyemezsin! Dahakimin yaptığı belli değil...» deyiverdi.Ülkücü genç, saldırıcıların başını a>dıyla tanıdığını, Dev-Gençln kayıtlıüyesi olduğunu gayet iyi bildirimsövlcjmce Dekan d.


DEVLET * 28 ARALIK 1970 * SAYFA: 9aylar • düşünceler • yçnımlaf • olaylar. • düşünceler#Tf tthZÛIl dilMalazgirt yürüyüşür Malazgirt Muharebesinin 900.yıldönümü münasebetiyle 19 Aralık1970 Cumartesi günü Trabzon'daÜlkü Ocakları Birliği tarafından biryürüyüş yapıldı. Bu yürüyüşe civarİl ve ilçelerden gelen genç Ülkücü|er Teşkilatı üyesi gençler de katılA.Sayılan binleri aşan bir topluluk halinde ve düzenli kollarla yürüyüşe geçen Bozkurtlar yollarınkenarlarında halkın coşkun sevgitezahüratıyla karşılandı. Yürüyüşteen önde Türk bayrağı ve vaktiyleTürklerin kurmuş olduğu împaratorlukların bayrakları ve özel kıyafetli bozkurtlar büyük ilgi jrördü.Yürüyüş sırasında «Millî Devlet,Güçlü İktidar» «Millivetci Türkive»«Kahrolsun komünistler» gibi pankartlar taşınarak bu sloganlar sıksık tekrarlandı.Saat 1330 da başlayan yürüyüşdeniz kıyısındaki geniş meydanda«on buldu. Caddelerin iki tarafınıdolduran Trabzonlular gençlerinsloganlarına iştirak ettiler. Yürüyüşten sonra Ülkü Ocaklı gençlerbüyük bir halk topluluğuna hitapederek Malazgirt zaferinin tarihiinizdeki önemi üzerinde durdular,aynca binlerce şehidin kanıvla suJanan bu vatanın bugün de bir avuç komüniste terkedilmeveıeginibelirttiler. Son hadiseler üzerindede duran gençler, polisin Türkocagıin işgalini iktidarın tutumunu. Dur©un Ozkuzunun vahşice katlini, t-çişleri Bakam ile polis şeflerinin tutumunu kınadılar Yürüyüş büvükbir olgunluk içerisinde son buldu.•«Üniversite<strong>Cinayetleri</strong>çalışma değildirf MiUiyetÇi Hareket Partisi GenelBaşkanı Alparslan Türkeş, CHPGenel aBşkanı İsmet İnönününGençlik Olayları ile ilgili son demeCİnl cevaplandırmıştır.Türkeç bu konuda şöyle deiniştir:«Milliyetçi Hareket Partisi, hersaman şiddet hareketlerini uygungörmeyen ve daima meşruiyeti, huİnik düşenini milletimiz İçin biriesik selamet yolu gören partidir. Sayın CHP Genel Başkam İnönü'nüneon demecinde komünizm tedhişçiligi ve bölücülük hareketlerini ki«nayan görüşlerini ve diş politikaİle ilgili sözlerini memnunlukla karşılamamak mümkün değildir. Ancak memleketi yıkıcı ve parçalayıeı fesat hareketlerine değinirken,Türkiye'nin yükselişini ve birliğini,bütünlüğünü istemekten başka suçlan olmayan milliyetçi gençlere «Komandolar» deyimi altında iftiralarda bulunması, birliğe beraberliğemuhtaç olduğumuz şu sıralardaçok çirkin düşmüştür.Bugün, Türkiyede gençlik hareketleri devletin temellerini sarsanbir mahiyet almıştır, üniversitelerde cereyan eden olayları gençlerintaşkınlığı veya lokal bir çekişmeHin neticesi saymak, meseleyi bu«arzda ele almak ve tedbirini buyolda aramak, hainlerin açtığı biryolda idraksizlerin yürümesinden İbarettir. Neticesi elemden ve hüsrandanbaşka birşey olamaz.Türkiye'yi bölmek, parçalamakve peyk devletler araşma katmakİçin 50 yıldır gayret «arfeden komünistler yetişme çağındaki insanlarınbeyinleri üzerinde etkiü olmausulünü seçmişlerdir.Yarın'n aydınlarım hıyanetlerine alet olacak vasıfta yetiştirmeyihedef tutan bu insanlar, kesin neticeli bir savaşın ilk çarpışmalarınıyapmaktadırlar..Üniversitelerde meydana gelencinayetler çatışmaların sonucu değil*ür. Komünistlerin metodlu. hesaplı, ölçülü bir tarzda düzenledikleri tedhiş ve yıldırma tatbikatıdır.Bu metodun teorileri kurulmuşdenemeleri yapılmış, neticeleri görülmüştür. Bütün dünyadaki komünizmhareketleri ay m yolda yürümektedirOdasında oturup, ilmi çalışmahır yapan öğretim üyeleri solculartn tecavüzüne uğramaktadır, komünist olmayan herkese faşist diyenbu sapıklar, yahu/ bu gerekçe ileprofesör dövmekte ve öğrenci kur^unlamaktadırlar.tktidar tnönü korkusundan yılgııı hale gelip tarafsızlık diye birsafsataya sığınmıştır. Bu iddiayı uygularken de Milliyetçilere karşı zuKim ve baskıda bulunmayı esas alıştır.Sayın inönü, yaşı, kişiliği vemevki' dolayısıyla hiçbir olayı bizzat müşahadeye muktedir değildir.Ancak yatan söyfemeyen mtisav'rler seçmek iktidarını haiz olmalı.dır. Ya susmalı yahut doğru konuşmalıdırSayın Süleyman Demire! iktldan ürkek bir iktidardır 27 Mayıskorkusundan kurtulamamrptır. üstelik hükümet etmekten de hoşlanmaktadır. Yegâne carevi Inönü'veyaltaklanmakla bulmaktadır. «Oııun dediğini yanmakla kurtulurum» gibi Wr kamva güvenmekgaflet indedir Hükümetin k^nrmdolan veva Millivetci tTlkiiciilerl hlmave etti&lnl iddia etmek köre gördü demek gibi abes bir iddiadırünlver«*«te meselelerini bir öğrenci cemiyeti seçimi ile halletmeyidüşünmek Sayı n İnönü için akıl almaz bir sathiliktir. Simitçiyi vuruphalklar için kan döküyorum diyebeyanat veren sol tedhişçilerin varlığını. Üniversite reformu veya bu«a benzer başka şeylerle izah etmek Sayın İnönü'ye yaraşır birdavranış değildir.Bugüne kadar Milliyetçi gençler tarafından vurulmuş tek kişiyokturSolcular ya birbirini öldürmekte (Mustafa Kuseyri ve Aslantaşolayında olduğu gibi) veya polisleçatışırken vurulmaktadırlar.Bu gerçeklere rağmen EnverPaşa macerasına telmihler yaparakşunu bunu suçlamak, g.fıî ciddibir davranıştır. Enver Paşanın günahı varsa bunun mirasçısı onunkarargahında kurmay olarak çal!şan. emri altında kolordu komutanhfcı yapan Savm tnönü olmak gerekir Y*>ksa Enver Pasa devrinde henüz ıkınmamış olanlar. degiMir,«Sorsalar mağdurunu gaddar kendin gösterir» durumuna düşmeyi tnönü kendine yakıştırsa bile biz yakistıramıvoruzlurk ıvuMivercıirr •* rt.tl T ?venizi) g'bi görmek ve göstermekiftirasında ısrar ciddi devlet adaml'ğı ile başdaşmazj»POLİGONYaratfuna DilekçcmdirTepegözler temel atıp kurulmuşSabır ver SEN, RABBİM. bize sabır ver.TÜRK'ün bahtı prangaya vurulmuş.Sabır ver SEN RABBİM. bize sabır ver.Yasasızlık posta koydu yasaya,Çok anahtar uydurdular kasayaDevlet hazinesi akar keseyeSabır ver SEN. RABBİM. bize sabır ver.Bir «ahte Jokey var, beygir koşturur;îbiş'e varanır. halkı küstürür.Yoldaşlar var... yurtta küfür estirirSabır ver SEN. RABBİM. bize sabır ver.ölüler var, ensemize oturmuşDiriler var, sabrımızı bitirmiş,triler var, halkım gına getirmiş,Sabır ver SEN. RABBİM. bize sabır ver.Kirli bulutlardan kan, irin damlarArkada olgunlar, ön safta hamlarHalka gölge eder çamur adamlarSabır ver SEN. RABBİM, bize sabır ver.Fırsat verde sana lâyık kul olak,Bu vatanda yana yana kül olak,TÜRK—İSLAM motifli zarfta pul olak,Sabır ver SEN. RABBİM bize sabır ver.Abdurrohim KARAKOÇ• ÜlkücülerBerimi Elti24.XI.1970 tarimnde Türkocağı'napolis tarafından yapılan baskın «ırasında yakalanarak nezarete alınan 71ülkücü, yapılan sorgulan neticesindehaklarında hiçbir suç isnadı olmadığıiçin serbest bırakılırken, aralarındanbeş tanesinin tşgüzaı polislerin nar*fetiylc kendilerine mukavemet suçı ylatutuklanmalarına karat verilmişti Sövcn. döven. Türkocagıyla 7. Şube araaindaki en fazla bir kilometrelik yolu — bütün Ankara'yı dolaşarak polis arabalarındaki gençleri ve b'haS*a tevkiff edilen bu beş genci döv*bilmek için be« — on kilometre*» elkaran hep polis olmuşta Davae* dagene polis olmuş ve arkadaşlarımızıtevkif edilerek cezaevine gönder*mistiOtoritenin Katmadığı, iktidarın olmadiği Türkiye'de ülküdaşlartnuzınPerşembe günü yapılan mahkemeleri.nin beraat karan ile neticelenme* eayet hoş bir teselli olarak zihinlerdekatacaktır• işbirlikçilerinSen»» sDev — Genç mensubu komünistmilitanların kontrolünde bulunan fâdirim Beyazıt Yurdunda komünis almayanlara karşı korkunç bir tcröı avgubunaktadır. Terörün son hedefi simdiye kadar aşırı solcularla işbirliğiyapan Sosyal Demokrasi Dernekleri üVyelerid'rAşın — solcu komünist militanlar,yurtta kalanlardan «Savunma Veresi»adıyla haraç toplamakta, vermiyemer!tabanca tehdidi ve komsomol taktikleriyle öğrenci birliğine götürüp dövmekredirlerlü Aralık gecesi D.T.C. Fakültesi öğrencisi ve S.D.D.F üyesi EyüpYaşar \n yatağından kaldırılıp edsekide dövülmüş ve yurttan kovulmuştur. Eşyalarına komünistler tarafında»el koımlan Eyüp Yaşar Ari'ye


•DEVLET * 28 ARALIK 1970 * SAYFA: İtBEY OLAN AĞABEYLER IIAziz okuyucu, gçen yazımda bu raevua de.vam edeceğimi ve size diğer Bey olan sabıkAGABEY'leri takdim edeceğimi va'detmiştim.Sözümden dönmüş değilim. Lâkin, onbeş seneevvel tanıdığım b*r gerçek AĞABEY, tahtındanhiç inmeyeceğine inandığımız bir AĞABEY.«Buluş güzel ve doğru, ama devam etmesin!»diye haber yolladığı için şimdilik bu defteri kapatıyorum. Bir işe başlayıp geri dönmek hemzor, hem de ayıptır. Erkekliğe sığmaz Fakatbizde itaat ve disiplin de esastır. Nefsimi zoryendim doğrusu. Bir ay düşündükten sonra bukarara vardım. Yoksa ne manzaralar serecektimgözlerinizin önüne... Hoş görüle.Efendim, bu mevzu oldukça geniş; hanibir gayret edilse birkaç formalık kitap eder. Vebunların İçinde öyle tipler vardır ki nünunelikUr mübarekler, enteresan BEY tipleridir. Düşündümki hiç olmazsa bir tek yazı ü e kısa kisa. fakat mücerrette kalarak bun1ar a dokun •makta fayda vardır.Kanaatim odur ki TARIK veya YAVUZ ol.madıkça bu badireyi atlatmanın imkân; yok.TARIK gemileri yakmasa idi Endülüs alınmazdı,ispanya ondan evvel de bugünkü gibi karanlıktakalırdı. Avrupa hâlâ vahşette devam ederdi Papalık ulûhiyyet iddialarını rahatça sürdüdür, cennetinin anahtarını pervasız ve kcıku .suzca satmakta bir beis görmez, bir mukavemetlekarşılaşmazdı. Daha uzun asırlar cehaletve zulüm hüküm ferma olurdu. Rönesaosîar,dinî reformlar, Lüterler, bilmemneler daha yüzyıllar boyu ancak bir hayal olurdu. Gemileriniyakmasa idi, b*zzat TARIK olmazdı bir kere.YAVUZ: «Avrat tabiatlı olanlar, karılarınınkoynunda yatmak isteyenler geri dönsün, bentek başıma da giderimi» deyin atını sünntse idi, muhtemelen şu anda hepimizin istikbali ka.ranlık olurduEvvelâ şunda anlaşmak lâzım: Biz ham haÜnde miyiz, değil miyiz? Harbde kalleşlere, korkaklara, ikiyüzlülere, avrat tabiatlılara tatlısumücahitlerine yer var mı. yok mu? Gölgesindenkorkanlar, Rebakanuı namusu gittikten vemütecaviz dcfokluktan sonra ayağa kalkan veerkeklik taslayan Mişon gibi» tehlike geçtiktensular durulduktan sonra arziendam eden, hindigibi kabaran tiplerin cephede bulunmaları mümkün mü. değil mi? Bunların zorla tutulmasınınfaydası mı var, zararı mı? Onlar zaten kritikanlarda ortada yoklar, ya bizim var sayma.mız ve bunda ısrar etmemiz gerekil mi. değilmi?Diyorlar ki, canım bir müminin yüzde doksar.beş kusuru, yüzde beş meziyeti olsa. o beşmeziyetin hatırı için doksanbeş kusuru görmemek lâzım. Sevsinler... Şu ölçüyü neden bütünmü'minlere tatbik etmezler de işlerine geldiğiarzularına uyduğu zaman istediklerine tatbik •der ve bizim de öyle yapmamızı isterler? Nefsiazizlerine hoş gelmeyenlere de tam tersini uygun görürler? Öyle yağma yok. Benim Peygamberim Allahın emrini açık ve seçik bir tarzda tebliğ ve tatbik etmiş: «Kısasta hikmet vardır.»Harb zamanı kısasın e" fazla ve en titiz bir şekildetatbik edildiği zamandır.Tıpkı «ölülerinizi hayırlı anınız!» Mukaddesemri gibi bu ölçü de çok istismar edildi. Hemküfür ehli ve hem de müslim görünüşlü nifakehli tarafından. Efendim, her şeyden evvel şuyüzde beş meziyeti, doksanbeş kusuru olanınhakikaten mü'min olup olmadığ.na; ölünün cîdden bizim mi, başkalaunı n mı olduğuna dikkatgerekir.tşte ben bu yazı serisinde bu noktadan hareket etmek gerektiğini anlatmak istemiştim.Fakat olmadı, bir AĞABEY engel oldu. Bana öyle geliyor ki pişman olacağız. Bunlar bizden değil ki. bizim değil ki. Biz elmayız onlar armut.Ve siz bu ikisini toplamak istiyorsunuz. Olmazki... Bunların hepsi, gemi de değil, birer taka.Yatalım şu takaları diyorum, anlatamıyorum.Yaldızlarına, boyalarına, unvanlarına aldırmayalım;kâzip şöhrettirler, aklanmayalım- içleriçürüktür, koftur, fesat doludur adamı yol ortasındabırakırlar diyorum. Kaç kere de bıraktılar Daha kaç kere fırsat verip tecrübe edeceğiz? Hadistir be ağabey: «Denenmişi denemekahmaklıktır.» Daha ne kadar enayilikte devamedeceğiz?Birini tanıdık, asistanken gizli idi, sedef gibikabuklar arasında idi- Aman doktora yap .madan bir işe yaramam, tutup ativerirter, derdi. Peki dedi büyükler; ona tenhalarda selâm verilsin,aman deşifre olmasın, dendi. Doktorasım yaptı. Olmadı daha, dedi. yetmez. Doktora neki, söz sahibi olmak için doçentliği elde etmeklâzım. Ona da eyvallah dendi. Gün geld\ do>çent de oldu. Vah yazık ki, anlamamışını, do.çentlîk de para etmiyor, ille profesör olmak lâzimmış. Ancak o zaman söylediğinin k'ymetivardır ve ancak o zaman bir şey yapamazlar,dedi. Buna da razı otundu ve nihayet adam profesör oldu. Allah Allah, gördük ki profesör okmalda karakter değişmiyormuş, aslan her zaman aslan, ceylân da her zaman ceylflnmiş. Ziya Paşanın meşhur beyti geliyor dilimin ucunaama yazılmaz ki... Meğer unvan da üniforma gtbiymiş; ne eksik, ne fazla. Selâm veriyorsunuzBeyefendiye tenhalarda... Fırıldak gibi süratte360 derece etrafını taradıktan, in ve cin bulun,madığma iyice kanaat getirdikten sonra fısıltıile «Aleykümselam» diyor.Haydi canim siz de, bunun neresi bizden?tnsan cesurdur. Her olaya ancak vukuunda müVdahale edilir. 20 sene sonra, 20 sene evvelki bir,dâva halledilmeye kalkılırsa sadece gülünç olunur.Bizzat şahit olmuşum: Askerliğim esnası»da yüksek askerî mekteplerden birine hoca o* Iması için, yüksek rütbeli subaylar tarafından]ricada bulunuldu bu zata. Evi, barkı, altındaarabası, cebinde dünyalığı yerinde olduğu hal,de O, özel okulu tercih etti. Sırf para 4 Ç>n- Halbuki kendisine çeyrek porsiyon ve istemeye i*meye baş vurulan bir Selanik Dönmesi hemenkoştu geldi, de mevzuat icabı para alması şüpheli olduğu halde. Bu dönmeyi nizamiyeden alıpöğretim Amirinin odasına götürmek bit bahtsızfakire düştü. Türkün, Türkten başka hiçbir' azmlığın giremediği harimi ismetine ayak basmak,tan doğan sevincini görmeliydiniz Dönmenin,Duyabiliyor musunuz benim çektiğim ızdırfcbı,yüreğimin sızısını? Bağrında yara olmayan nasırlılara sözüm yok benim, kalbi ağlayabüene ses*leniyorum.Bir başkasını tanıdık. Bir yerde beraber buIunuyorduk. Bir aralık bütün yükü üzerine almaya başladı ve aldı. Bu aptallık, biz emre ve hizmete hazırız, aptal mı ne? diye düşünüyorduk,Meğer biz aptalmışız. Adam öyle bir şeye hazırUk yapıyormuş ki neticede şaşırdık kaldık, parmağmıız ağzımızda kaldı. Bir başka hüner? deşu: bir yerde mutlak söz sahibi idi. Ne kadarçingen-çerit, dönme veya dönme tabiatlı, dön.mc uyruklu varsa hepsini aldı oraya. Sıra bizimkilere gelince de her biri için bir kulp bufcu. Vene gariptir hep de iyiliğimizi (1) düşürerek *tttyordu kazığı. Ben ona filân işini yapsın diyeş vermiyorum diyordu evvelce, sonra da helefalan meselesini halletsin, bu işlere girerse meştaass^j^MssssaKsmsEss^ m^mK^m^smmsm. •***£&.olaylar • düşünceler «yorumlar • olaylar • düşünceler• TRT SıkıştıOlayları, hiçbir ilgileri olmayanzamanlarda dahi evirip, çevirip miiiıyetçllerin aleyhine aksettiren TRI»ta son sahtekârlığı ayağına dolaşm, Türkiye Kamu Sendikaları Konfederasyonu (Türk—Persen) Kurultayına katılan MHP temsilcisinin konuşmasıve bunun toplantıdakitesiri hakkmda tamamen tahrif edilmiş haberleri keyifle öttür«tö yerli «Bizim radyo». Ancak budefa foyasını «resmen» de ortayaçıkaracak b*r durum oldu: Kurultaydan Genel Sekreter mührü veİmzasıyla verilen bir belge, TRTİe yayınlanan bir haberin tamamenuydurma olduğunu ortaya koJuyordu. TRT sorumluları şimdi a»sılan taraflarım brakmış, MHPtemsilcisinin gönlünü kazanmayaçalışıyorlar..» dlkâcnlerin Tepkisi1 Dursun (tokuzunun komünistler•»rafından şehit edilmesi ve Demi.İN iktidarı tarafından Türk O ca 8*% teali yurdun her tarafında milliyetçilerin tepkisine sebep olmuştur.Mahiyet itibariyle ayni ola n biklirileri yayınlayan teşekküller şunlardır:GÜT Afyon Şubesi, GÜT BucakŞubesi, GÜT Tarsus Şube*. GÜTKırıkkale Şubesi, GÜT Zile Şubesi,GÜT Ceyhan Şubesi, GÜT Ma*aş Şubesi. GÜT Yozgat Şubesi, GÜT DinarŞubesi, GÜT Tokat Şubesi, GÜT Isparta Şubesi, GÜT Akyazı Şubesi,GÜT Mersin Şubesi, Adıyaman Lise*si öğrencileri, Türkçüler Derneği Niksarocağı, Atatürk Üniversitesi Ülkü Ocakları Birliği, Kırıkkale Komünizmle Mücadele Derneği Kır.kkaleYüksek Öğrenim ve Yardımlaşmaderneği. Kırıkkale Türk Ocağı. GÜTKastamonu Şubesi.TELGRAFLARöte yandan Cumhurbaşkanına veBaşbakan'a aşağıdaki telgraflar çekümiştir:«Sayın Cevdet Sunay,Cumhurbaşkanı — ANKARAMilliyetçi yavrularımızın komünistkurşunlarından ve polis zulmünMalazgirt Gecesiİktidarın Genç Ülkücüler Teşkilâtı Genel Merkezini işgal etmesi üzerineertelenenMALAZGİRT GECESİ7 Ocak 1970 Perşembe günü saat 19.00 da Atatürk Kapalı Spor SalonundayapılacaktırDAVETİYELER : Atatürk (Site), Trabzon, Çorum Öğrenci Yurtlarındantemin edilebilir.Genç Ülkücüler Teşkilâtıden kurtu'masım temm edm. Aksihalde tarih ve millet sizi affetmiyeçektir.Leyla EROĞLU — Köse Mah.19 YOZGAT»«Süleyman DemirelBaşbakan Türkiye Büyük MUletMeclisi, ANKARAMilliyetçi evlâtlarımız komünist *ler tarafından şehit edilmekte ve sizin polisleriniz çocuklarımıza işkence yapmaktadırlar Bu zulme ne zaman dur diyeceksiniz.Ümmihan ŞENOLTaşköprü MahallesiDedik Camii Sok. No: 15 Yozgat*ÖĞRETMENLERİN TEPKİSİöte yandan Ülkü-Sen Erzurum ŞUbesi ve Mersin Şubesi de b'rer bildiriyle milliyetçi gençlere karşı yapılan saldırıları kınamışlardır Ülkü -sen Erzurum Şubesi bildirisinde o*zetle şöyle denilmektedir.«Komünizm âfetini, «Çağın ileribir hümanızma çağın» sayan modadüşkünü gafillerin; bu kudurmuş sokak militarizmini «Demokratik birhareket» olarak gören ve Türkiyeytyabancı ortaklığının pazarı yapmakla bütün meseleleri halledeceğini sa


1 DEVLET * 2* ARALIK 1*70 * SAYFA: 11xmjw£m&wm?&MsMim!mmM&$guliyet sahası genişler, enerjisi dağılır demeyebaşladı. Merak ediyorum» acaba o kimse îa anmeselesini hallettiği zaman o pek sayın BKY onun gibi iyiliğini düşünecek erkekçe, olmaz dese,canımı vereyim. Ne gezer? Adamı oyalıyorlar,başka tarara müracaatına engel oluyoriar. va'dediyorlar; am a imkân da vermiyorlar, tüketiyor,lar, bıktırıyorlar... Bıktım bunların bıktırma politikalarmdan.Bir .gün bir arkada?, Cuma namazına giderken, Ağabey demişti, bizim sağcı mücahitlerinazıcık komünist olması icap ediyor, başka çarekalmadı bu vurdumduymazlar için... Adam. meselâ Ahmet gibi, demez mü... Eee insanın şurasına kadar geliyor, ve, ya Rab göster şunlarakomünistin ne demek olduğunu! devesi geli,yor.. Ama deyemeyiz ki, şakacıktan da olsa,kızgınlık ânında da olsa. B*r yedek vatan olsa,rahatça deyeceğim. Ama yok...Bu mevzuda defter kabarık dedik, bir başka prototipi takdim edeyim: Şeker diye anlaşır,şap diye karsınıza çıkar. Ahde vefa, sözünde'durmanınsemtine uğramaz. Haa, bakın hemen kaydedeyim: bütün oyunları ancak bizekarşıdır. Komüniste, masona, devrimbaza karşı ise son derece toleranslıdır, liberaldir, demokrattır,yumuşaktır. Söylediklerine göre komünistleri hemen geçiriverirmiş imtihanlarda.Ahmet RİFATMilliyetçilerin de analarından emdiklerini burunlarındangetirdikten, komünist işgali yüzündenderse gelemeyip yoklamada bulunmadıklarınada bakmaksızın çakünrmış. Sevsinler..Kesin zekâ, ince kulis eseri esbabı mucibesine bakınız lütfen: Ben onları hiçbir şey öğrenmedengeçiriveriyorum ki yarın hayatta şaşırıp kalsınlar. Siz ise iyice dolmadan mezun olmanialısınız. Ne denir?.. Ey Allahım! Sabır,şu zayıf kuluna sabır.' Bir Milliyetçiler Dferneği vardır, adınakısaca Dernek derler. Zenginler pek sevmez veuğramazlar. Bir Yunus dergâhıdır, eğri odungiremez. Bu sebepten olsa gerek, kimler ve nes;^^^^3^lerle başı hoş değil bir bilesiniz. Mihenk taşıdırmübarek yer. Birini ölçmek mi istiyorsunuz,hemen sonra: Derneğe gelir mi, onlarakarşı tutumu nedir? Alacağınız cevaba görevereceğiniz hükümde tam isabet kaydedersinizitimat buyurun. Ramazanda bu Dernekte herakşam iftar sofrası kurulur. Hacı ve zengin sofrasına benzemez, kapı ardına kadar açık tutuhır. Kaç kişi olursa olsun hepsi doyar. Berekete inanmayan bunu idrâk edemez. İşte bu adam bu Derneğin çalışmasına, bu iftar sofrasına engel olmak istemez mi.. Bana bu Beyleriyazmamam hususunda haber yollayan ağabeyim,bilginize arzederim: Bu B£Y sonundaDemeğin elektriklerini kesti.Bir Bey var. milletin derdi duvarlarını a-şamaz, kulakları tıkalıdır. Apartmanlar dikmiştir,ev sahibi olmak isteyen ve kooperatif,banka gibi kapılara başvuranları tenkit eder,aslolan soğuktan, sıcaktan korunmak üzerebir meskendir, şer'î olan budur, şu kadar odalı, banyolu vesaireli daire veya ev değil, der.Lâkin kendisi sık sık otomobilinin modelinideğiştirir. Evlerinde konforun biri gider öbürügelir. Bilmem kaçma kere hacca gitmiştir,ama nasıl? Tehiri bile caiz olmayan vazifesiniçok kere nâehil ellere bırakarak, tslâmköylüSüleymanın da eşi benzeri bulunmaz bir müdafiidir. Mason olmasa hiç müsaade ederler mibaşımıza geçmeye diye masonluğunu büe mü -dafaa eder. Ama Öbür taraftan, komünistlerlekavga ederken içi yana yana namazını kaçıranmücahit çocuğu en zindan istihfafla karşılar.Türkiye bir tarafının üstüne yıkılmak üzeredir.Umurunda mı onun. Daha yazacağım amamücerreten uzaklaşırım diye çekmiyorum. Kısacabelirteyim: Adına Ahmet deyelim, bizdenolmayan veya onun hattı hareketini görüp dedayanamayanlar ona «müslüman Ahmet» derler ve bövlcce onun şahsında dinimle de alayederler, ^akat bunlara aldırış bile etmez. Dedimya gam kasavet semtine bile uğramaz. Direksiyonunbaşında ilâhile rokuyarak, meselâdokuzda bulunması şart olan yere, vazifesi basına saat onbirde gider. Helva sohbetlerininmutlak müdavimidir. Neyse kutuyu fazla açmayalım.Bu BEY örnekleri arasında bir yenisivar ki hemen hepsini fersah fersah geçti. Mi!Hyetçi bilirdik. Anadolu çocuğunun saflığımkullanmakta pek mahirmiş, geç anladık Neresikahramandır bir türlü akıl erdiremediğim Şıpka Kahramanı Süleyman Paşadan «SüiümanPaşa» diye söz eder ve milliyetçiliğimizi onakadar dayar. Tıpkı devrim yazarları ve kitaplan gibi. İhtilâlin kapışım açan Bayezid hadîselerini Halk Partisi Balkonundan Sıddık Saminin dürbünü ile seyretmiş olmalı ki o zamanDernekte onbir gencin kurşunlandığından bahsetmişui. Tıpkı Sıddık Sami gibi.. Oldukça hızlı yükseldi. Irkının hususiyeti olsa gerek. Birzaman elinden «kitab» düşmezmiş, her hususta Kitaba bakalım dermiş. Somadan bir başkatürlü oldu, bilimselleşti. Böyle, aslında şapolup da şeker görünebilen ve bu tarzda bu mülete kazık atmakta yekta olanları bulup seçmekteemsalsiz olan tslâmköylü onu aldı, çokmühim bir yere getirdi. Bir kilit makama. Bizimki oraya bol bol komünist aldı. Çok sıkışırve pek fazla yüzü kızarırsa üç onlardan bir bizden. Sevsinler, aklınca onları (kullanıyormuş).Bizim taraftan hiç bir oıüracatı (olmaz) diyekarşılamadı. Hay hay, ne demek, vazifemiz,bu arkadaşımızı, kardeşimizi alamayıp da kimialacağız?., diyerek. Ama hiç bir zaman da alm adı. Mecbur olduğunu da kerhen aldı. Ekseriya altı ay süründürdü. Bugün-yarın diye diyeSonunda komünistlere suallerini kaptırdığı(haydi verdi demeyelim) imtihana çağırdı. Tabii bu tuzağa düşen ve kazanamıyan milliyetçiler için de ne yapayım iki gözüm, kazanamadm! demekten de sıkılmadı. Adam yemenin,bitirmenin bir yenisini de böylece icat etmişoldu. Bunca günahlardan soma lâşey kabilinden bir iş yapıp yüzümüze bakmaya hazırlanıyormuş. Yağma yok öyle.. Yuf olsun sana bufırsatı verecek olana. Yetişmende babandanda ileri âmil olan ağabeyleri defalarca atlat,hem de hürmetlerini sunarak, emirlerine muntazır olduğunu ifade ederek.. Ve ondan sonrada yüzümüze bakacaksın ha? Yahu sen bizikör, âlemi sersem mi sanırsm? Bir daha yufolsun sana bu fırsatı verecek n»»*>*Aziz okuyucu, dedim ya bu defter kabarıkve çok renkli. Mesele anlaşıldı sanırım. Resmigeçidi burada ke*elim. Defteri kanava!»m.Bizim tarikat, serbest tarikat böyledir,serbesttir. Yerine göre tabii.. Hakikata iki kaşınınortasından bakmayanlar mürit olamazlar.Zehirle pişmiş aşı yemeye haz» olmayanlar bizim yanımıza gelemezler, bizden olamazlar Her şeyimiz açıktır bizim. İkiyüzlüler, ka!leşler, ashnda pek ahmakça ince kulis yaptığımzannedenler, kısaca bizden olmayanlar bizimlecemedemezler. Boşuna gayret etmeyelim. Atahm bu safraları, yakalım şu takalan. Bilmemanlatabildim mi pek muhterem ve gerçektenağabeyim. Hürmetierimle..npa•an iktidarsız iktidarın; Komünizmıdmdaki bu hortlamış kabataş devrîzihniyetini «İstikbâle matuf bir alternatif» kabul ederek küçük çıkartanİçin ona baş eğip sırıtan epor.rünîstlerin bu olaydan atacaklarıders büyüktür. «Komünizm gelmez,gelse de tutunmaz> diyenleı tehlikenin sandıklarından da çok büyük olduğunu artık kavramalıdırlar. Bu -gün Komünizm kafesini kınp s-okağauğramış terbiyesiz bir sirk kaplar»gibi etrafına ölüm saçmakta dr. Vurulmalıdır, vurulacaktır.Komünizme karşı İslâm ahlâk vefazileti ile Türklük gurur ve şuurunu bayraklaştırarak cihat açan MÜMyetci harekete milletçe katılmadıkça, bu dâvaya milletçe destek olmadıkça Komünizm, şirretliğine devamedecektir.İşte! Bir taraftan Komünizmce mücadde ettiği intibaını uyandırmağaçalışan; öte taraftan dün KomünistJer tarafından öldürülen ülkücünün71 arkadaşını polis mârifetivle toplatan iktidar! Suçlular ortadadır fakatiktidar tarafından milliyetçilertoplanmaktadır.Şurası da iyice bilinmelidir ki, aramızda kendilerini Komünist düşmanı gibi gösterip Komünizmi birsermaye olarak kullanan ikbal nvc}lan da vardır. Bunlar hayattan nm idamesi için Komünizmin yaşamasıgerektiğine inanır; bizleri oyalar,kandırır, temiz vicdanlanmiz, usta.ca istismar ederler Bunlar seviyesizmücadeleleri fle yurdumuzda Komünizmin palazlanmasına sebep olur -lanBizler; iktidar ve buradaki yar.dakçilan üzerimize saldirsa da asilhedefimiz olan Komünizm mücade.lede muhakkak zafere ulaşacağımızainanıyoruz. Bu mücadelede kararlıyızve Yüce Allahtan; komünizmikovmuş, milliyetçilik mihrakma oturmuş, Türkiyeyi bizim şehaoetimizpahasma da ols a bu asil millete bira» önce göstermesini n*yaz ediyo •ruz.»t)lkü.Sen Mersin Şubesi ise kuıulu.şu ile ilgili olarak yayınladığı bildiride memleketimizin içkide bulunduğu durumu izah etmekte ve nedenmücadele meydanına çıkmavs lü •zum hissettiklerini açıklamaktadır ılar.F-Bozkurt (ağrısı 'msmtımtmm&mmz^mmmmmzzMilliyetçi Türkiye Ülküsü uğ- Hançer pasın bin can silmezruna şehid olan kardaflitan. ödlek ofcu sine dehnean»n arijs ruhlarına... Uten kngÛM fayda gelmezûtiti:Bir ülküye gönül verenOlur mü Bookurt ötür mttOğua soyu cenk ten ırakKalır na BOZKURT kalır mı?Kara kâfir dünden çetinPusat çekip dünden yetin.Şu çaşıtlar (1) yurt kıymetinBiVr mi BOZKURT hlil r mi?Geil r mi BOZKURT gelir mi?& # frDevV moskof kal»asmıDağıt T l RANfin ya»ı.ı.Sen vurtnassan belâsınıBulunna BOZKURT bntur mu.fzleytpte Basfeufu'nu;Satılmışın yırı ağım.Tanndağ*a dik tuğunuOhır mu BOZKURT «tor mu?.Uilaver CEBECİ*t


onÖğrenciler arasında meydana gelen çatışmaları kınamak,çatışmaya karşı olduğunu söylemek, rahatını bozmadan melekâneedalarla bedava öğütler vermek modadır. Şüphesiz öğrencilerarasındaki bu zorlamalı çekişme güzel de değildir ammabunaarı daha çirkin olan, tedbir almakla mükellef yetkililerinboş oeyanlarla yetinmeleri, sorumluluktan kaçınmaları, hattâböyle bir histen mahrum oluşlarıdır.Türkiye'yi idare eden nesil ki yaşları (35-50) arasındadırve hepsi de cumhuriyet devrinde yeni harfle Avrupai eğitim sistemivleyetişmiştir. Vali, Bakan, Milletvekili, Başbakan, elçi, u-mum müdür, rektör, emniyet müdürü, kumandan, defterdar,müfettiş, Öğretmen, hakim, savcı, muhalefet erkânı, iktidarmensubu hep aynı kuşaktır. Neden bu kadar ilgisiz, tedbirsiz,4 kaygısızdır.p"»BALARIMIZ• zden önceki nesil ki, Mehmet Akif onlara Asımın neslidivordu. Bazıları meşrutiyet nesil, kimi de Atatürk nesil der. Sıfatlanne olursa olsun büyük fedakârlıklar, çileler, eziyetler, ba*hastna bir imparatorluğu yaşatmıya çalışmış idiler. Balkan dağlarmda Rum, Bulgar, Sırp çetelerine karşı savaşan, RumeJiyfelde tutmak İçin ölen, öldüren onlardı.Libya'ya çıkan İtalyan ordusunu geri atmak için giden. Enver bey, Ali Fethi bey, Mustafa Kemal bey, Yakup Cemil bey,şimdi ismini de unuttuğumuz bir çok subav resmen tâyin edilmişdeğillerdi. Yemende, Kafkasta, Çanakkalede, Kanalda Irakta kanını sebil edenler, muhafazası imkânsız görülen bir imparatorluğusavunmak için cepheden cepheye koşmayı tabii saymışlardı.Kaybedilmiş ülkeler ortasından Anadoluyu kurtarmakiçin çaba gösterenler de onlardı. Silâhsız, cephesiz parasızidiler. Fakat madem ki yaşıyorlardı o halde mes'ulivetlerivardı. Savaşmah idiler ve savaştılar. Mutlakivctten meşrutiyete,saltanattan cumhuriyete geçmenin mes uliyetini de sırtladılarÇok parti, çok meclis denemesinin de yükünü omuzlavanyino onlardı. O nesilden kalan bir-kaç kişi halâ sorumluluV taşıyorhatalı veya sevaplı, yanlış veya doğru, halâ memleket kaderiylealâkaMdırlar.O neslin felsefesini Yrb. Mustafa Kemal «zabit ve kumandanlahasbıhal» adındaki kitabında şöyle açıklar:«Hiç şüphesiz bizim milletimizde, diğer milletler gibi, tealiyemüstaittir, ancak bmefsihi olmak şartiyle.»tMilletimizde önce bir emel, bir seciye, bir ruh yaratmakAllahtan ve medine-i münevverede yatan cenab-ı Peygamberdensonra bize teveccüh ediyor.» O neslin felsefesi budur: Milletehürmet, vazifeye istek Devletten MESULİYETBİZ:Bizim neslimiz, bir reaksiyon neslidir. Yılan, aciz, rahatçi,GENÇLİKürkek, çekingen, nemelazımcı ve renksizdir. Dedelerimizin hermeseleyi halledip bitirmediğine müteessir, Fatihin asfalt yolyapmadığına kızgındır, uslu uslu oturur akıllı akıllı konuşurlar.Ne işimiz vardı Yemende, niye gittik Viyanaya, bu Kıbrıs meselesinerden çıktı başımıza? Dedikleri bu, düşündükleri fiahada beterdir. Tek gayeleri vardır. Sorumlu olmamak. Millî ve tarihisorumluluk bir yana resmi, vazifeden doğan'a bile razı değildir.Tarafsızdır. Milliyetçi ile Komünist, haklı ile suçlu, hainlevatansever arasında tarafsızdır. Yetkililerini bile kullanmaz,ne olur ne olmaz der, ya yarın bundan bir sorgu sual olursa.İfratlardan kaçınır, hiç bir şeyde aşırı yanı yoktur. Ruhundafırtına esmez, kalbinde çarpıntı değişmez, hayalî gözü kördür.Niçin, çünkü biz böyle eğitildik, cumhuriyeti sevdirelim diyeondan önceki herşeyi, herkesi, her hareketi, her tutkuyu kınadılar,zaten cemiyet yorgundu bir de eğitimciler intikam yerinememnunluk, ihtiras yerine durgunluk ideal yerine uyuşukluk,telkini ile tepemize çullandı ve böyie olduk. Bizim neslimizden lek-tük bu vasıflar dışında kimseler varsa onlar da İMA­LAT HATALARFdır. Bu nesil davasızdır, kavgasızdır, amelsizdirve sorumsuzdur. Bu nesil Musa'nın Mısır'dan çıkarıp Kudüs'esokmadığı bir nesildir.ÇOCUKLARIMIZ:Bizim reaksiyonumuzdur ve aslında aksiyondurlar, kendilerinicemiyetlerinden sorumlu sayıyorlar. Vazife duygulan vardır. Canları, başlan, istikballeri, emelleri için vakıftır tutkularıvardır, davaları vardır, kavgaları vardır. Yan yana karşı karşıyaher şey hiçe sayarak vuruşuyorlar, faydalı mı? gerekli mı?O başka amma büyük ve azametli fırtınalar yaratıyor ve kasırgagibi yaşıyorlar; büyük sayılan gereksizleri kücümsüyorlarsahaklıdırlar. Rahatça, üzülmeden ve eğilmeden ölüyorlar, rahatçılara, makarnalara, çıkarcılara tepeden bakıyorlarsa haklıdırlar.Her iki kampta toplananı da cephede yaşayan kaçak neslesaygıları yoksa haklıdırlar.30 yıldır, Türkiyeyi yönetenler ve bu gün bütün kadrolarıdolduranlar ne verdiniz de, ne istiyorsunuz? Zaten isteseniz deveremezdiniz, sizin ne ülkünüz, ne amacınız, ne emelinin vardıkil Kârlı çıkmaktan gayri!Milliyetçi gençlerin birçoğunu tanırım; ifratlan ile tefrikleriile, hataları ile sevapları ile Türkiye'yi bütün meseleleriyleyüklenmeye gönüllü ve güçlüdürler.Solcu gençlerin sapmaları büyüklerin günâhıdır. Kimi siyasîmanevra için, kimi siyasî denge için, kimi de siyasî çıkarlarıiçin gençleri bu yola ittiler, halâda itiyorlar. Milliyetçilik •solculuktur diye gençlerin tabii ve irsi hasletlerini istismar e-den hainler de bu gençleri daha da sola çekmektedirler. İmparatorlukdevrinde çarlığa hizmet eden Rum ve Ermeni azınlığınınrolünü cumhuriyet devrinde, Sovyetler için bu gençlere verdiler.Amma asıl suçlu idealsiz, heyecansız yüreksiz, SORUM-SUZ'lardır.îyetçi Günlük Bir Gazeteye Donravagnruzın en lebiriı yayma ve tanıtma vasıtası basındır, özellikle günlük gazetedir. Büyük ve soylu mücadeleler çağın şartlarına uymavıemrederler. Türk milliyetçiliği mücadelesının de bir günlük gazeteye ihtiyaç duyduğubir gerçektir. Zaten zamanımızın şartları daTürk milliyetçiliğine bir günlük yayın organınıkaçınılmaz bir mecburiyet haline getirmiştir.Türk milliyetçiliği fikrini daima canlı tutmak ve onu daha çok insana ulaştırmak, benimsetmekmilliveteilik mefkuresine gönül verenlerin ilk hedeflerindendir.Türk milletinin sosyal, iktisadi ve siyasihavatmda cerevan eden olayları yayın organıyokluğundan dolayı milliyetçi açıdan değer-Icndirememek ne hazin bir tecellidir. Hele sonzamanlarda vukubulan hadiselerde basınınTürk milliyetçiliğine karşı bir tavır takınmasıve olayları milliyetçiler aleyhine tahrif etmesimillivetçi günlük gazeteye olan ihtiyaç daha daarttırmıştır.Aslında Türk Milliyetçileri; devamı sağlambir teminata bağlı, sahiplerinden murettibine kadar bütün çalışanlarıyla milliyetçi birgünlük gazeteyi kuracak, geliştirecek ve yürütecekbir kadroya sahiptir.Ne varki bu bir maddi imkân meselesidirBa imkânın temin adilmcsi ise gayretleriniesirgemeyecek olan ülkücülerin çalışmalarınabağlıdır.tşte bugün bütün imkansızlıklara göğüsgerecek ve Türk MUliyetçiliğini bir günlükgazeteye kavuşturacak ülkücü bir çalışma yapılmaktadırve hazırlıkları hakkında ülkücülerin kısmen de olsa haberdar oldukları «Matbaave Gazetecilik Şirketi» teşebbüsü son safhasınakadar gelmiş bulunmaktadır. Şirket,hazırlık çalışmaları sonucu bugün, iki milyonliralık esas sermayeli bir Ananom Şirketi hemenfaaliyete geçirmek imkanına da sahip bulunuyor.Ancak matbaa tesislerine sahip olmayanmilliyetçi bir gazeteyi yaşatmak imkansızdır.Kurulacak şirketin, dolayısıyle gazetenin hertürlü baskı ve engelleri aşacak maddi imkanlara sahip olması gerekmektedir. Bunun için dekuruluş asgari ikibuçuk milyon lira esas sermaye ile yapılacaktır.Hukuku statüsü gerçekleştirildikten sonra,ikinci merhalede şirketin sermayesi beşmilyon liraya çıkarılacaktır.Şirketin kuruluşu üe ilgili olarak bir «Matbaa ve Gazetecilik İşletmesi Hazırlık Komitesi» kurulmuş ve çalışmalarına hızla devam etmektedir.Bu komite geniş bilgi almak isteyenlere arzu ettikleri takdirde bir broşür de göndermektedir.Şimdi Türk milliyetçilerine büyük görevler düşmekte ve kendi gazetelerinden hiç olmazsabir hisse sahibi olmaları gerekmektedir.Onun için de şirkete ortak olma sarflarınıaşağıya alıyoruz.Büyük ve tarihi bir mes'uliyeti yüklendiğimizisanıyor, ülkücü arkadaşlarımızın samimiyet ve alakalarından emin bulunduğumuzu dabelirtiyoruzŞİRKETE ORTAK OLMANIN USUL veŞARTLARI:1— Şirketin her bir hissesi 500 TL. (beşyüz)dır. Bir hisseye ortak olmak isteyen iştirakçibunun dötte birini yani 125 Urayı «Matbaa veGazetecilik işletmesi» adına açılan Ziraat BankasıKızılay — Ankara şubesindeki 21240 vyine Ziraat Bankası Eminönü — İstanbul Şubesindeki8073 numaralı hesaplardan birine vatınr.2— Para yatıran iştirakçilere, gönderdikteri para karşılığı olarak bir makbuzla birliktetaahhütname gönderilecek ve imza edildiktensonra tekrar «M. G. t. Hazırlık Komitesi» ne ladesi istenecektir. Şirkete ortak olanlar taahhütnameyi gönderirken açık ve devamlı adreslerinide bildireceklerdir.3— Hissenin ödenmemiş olan dörtte üç kısmı, şirketin kurulmasından sonra, İdare Heyet!nlıı kararlaştıracağı münasip bir zaman içindeödenmesi istenecektir. Bu husus iştirakçilere taahhütlü mektula haber verilir.Matbaa ve Gazetecilik İşletmesi,Hazırlık Komitesinin her türlü yazışma veHaberleşme Adresi ÎM. G. î. Yüksel Sokak No: 8 Kızılay • AnkaraDEVLET Pazartesi Günleri Çıkara İKİNCİ YIL ^ Fiatl 150 kuruş

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!