17.02.2017 Views

okul dergisi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dev bir gözün hassasiyetini andırmaktadır. Bilinen örneğiyle, sinemadaki<br />

sessizlik bile çoğu zaman yönetmenin sessizlikten koparmayı başarabileceği<br />

bir ses, hatta çığlık olmalıdır. Her halükarda seyircinin tüm duyuları<br />

açıktır. Belli bir süre sonra o, filmdeki karakterlerle kurduğu ilişkiyle<br />

mutlak özdeşleşme halini yaşayacaktır. Oyuncular konuştuğunda seyirci<br />

de konuşur, onlarla birlikte sevinir ya da öfkelenir, ahlaki ve vicdani bir<br />

tutum geliştirir ki, tüm bu etkileşimler bir filmin başarı öyküsüdür aslında.<br />

Sinemanın kendine özgü bir gerçeklik yaratması, bir düşünce tarzı olması<br />

ve yeri geldiğinde çoğu edebi, felsefi ve psikolojik içerikli yazı dilinin<br />

önüne geçmesinde, hareketi ve imajı tıpkı bir yazar ve düşünür gibi<br />

sunan yönetmenlerin büyük payı vardır. Belirtmek gerekir ki, sinema ile<br />

isimleri özdeş kılınan usta yönetmenler sanatlarını birtakım kavramlar<br />

üzerinden açıklamaktan sakınmışlar, yaptıkları şeylerin imaj/görüntüde<br />

yazılı olduğuna işaret etmişlerdir.<br />

Sinema üzerinde düşünen/sinema ile düşünen ve düşündüklerini yazan<br />

yönetmenler, öncelikle sinemayı varoluşsal bir sorun haline getiren kimselerdir.<br />

Sinema tarihinde öne çıkan yönetmenler güçlü iddialan ve eleştirileri<br />

olan kişilerdi. Ve elbette son aşamada tüm itirazlarını, eleştirilerini<br />

dile getirirlerken bunu bir renk, ses, görüntü, imaj, dekor çerçevesinde sinemanın<br />

teknik ve estetik kurallarına sadık kalarak ve neredeyse kendilerine<br />

özgü bir bilim seviyesinde sunmuşlardı.<br />

Türk sinemasına birkaç cümle ile değinecek olursak, Türk modernleşmesinin<br />

ikilemlerini en belirgin şekilde takip edebileceğimiz saha Türk<br />

sinemasıdır. Sinema gerçekliğinin yapısal bir bütünlük içinde kavranamaması,<br />

bu farkındalığın bir avuç dahi yönetmenimizle sınırlı olması, toplumsal<br />

meselelere değinen filmlerde iktidar eleştirisinin slogan düzeyinde<br />

kalması, psikolojik/felsefi/estetik kaygıların taşınmaması Türk sinemasının<br />

belli başlı sorunları arasındadır. Ayrıca dünya sinemasında öne çıkan<br />

örneklere bir hayranlık düzeyinde yaklaşılırken, birbirinin kopyası Türk<br />

filmlerinin yetersizliklerinin araştırılmaması, hatta böyle bir gündemin<br />

hiç olmaması Türkiye'deki entelektüel ortamın tarihsel ve toplumsal gerçekliklerden<br />

ne denli uzak olduğunu gösterir.<br />

Doğu Batı'nın dört ciltte tasarlanan sinema özel dosyasında kuşatıcı<br />

bir bakış açısı geliştirilmeye çalışıldı. Sinemaya tek tek film eleştirilerinden<br />

ziyade daha geniş düzeyde kurulabilecek metinlerle yaklaşma imkanımız<br />

olabilir ancak. Bu sebeple tarihsel veya kronolojik bir tasnife gidilmedi,<br />

daha çok bir sentezden hareketle yazıların niteliği öne çıkarıldı ve<br />

önceki sayılarımıza uygun bir şekilde derginin yaklaşımı, üslubu korundu.<br />

Taşkın Takış

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!