10.05.2017 Views

Nalbur Teknik Dergisi Mayıs 2017 Sayısı

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Mayıs</strong>/<strong>2017</strong>


“BEKLEYELİM<br />

GÖRELİM”<br />

Türkiye yeni anayasası için<br />

kararını verdi ve anayasal<br />

değişikliğe evet dedi. <strong>2017</strong>’nin<br />

ilk çeyreğini zorlu bir dönemle geçirsek<br />

de, iş dünyası ve yatırımcılar çıkan<br />

sonuç karşısında umutlu olduklarını<br />

belirtiyorlar. Çıkan sonuçta siyasi<br />

anlamda değişiklikler dönüşümsel<br />

nitelikte olsa da ülkenin ekonomik<br />

anlamda izleyeceği yolu nasıl<br />

değiştireceği çok da açık değil aslında.<br />

Bu belirsizlikle birlikte çeşitli olası<br />

senaryolar üretildi ve üretilmeye de<br />

devam ediyor fakat herkesin hem fikir<br />

olduğu nokta; ekonominin canlanacağı<br />

ve yatırımcının rahat bir nefes<br />

alacağı yönünde. Şimdi her zamanki<br />

gibi bekleyelim görelim temelinde<br />

gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.<br />

Şimdi gelelim <strong>Nalbur</strong> <strong>Teknik</strong><br />

gündemine. <strong>Mayıs</strong> sayısını<br />

hazırladığımız dergimizin içeriğinde<br />

genel ekonomik gelişmelerin yanı<br />

sıra özel haber çalışmaları, ürün<br />

tanıtımları, sektörel haberler ve<br />

röportajlar yer alıyor. Boya sektörünü<br />

dosya konusu olarak işlediğimiz mayıs<br />

sayımızda, sektörün liderlerinden<br />

görüş ve öneriler alarak derinlemesine<br />

analiz etmeye çalıştık. Ayın Toptancısı<br />

bölümümüzde ise Doğu Karadeniz’in<br />

tamamına hakim olan Özgüneş LTD.<br />

ŞTİ. ile röportaj yaparak, Özgüneş<br />

ailesini yakından tanımaya çalıştık.<br />

<strong>Mayıs</strong> sayımız ile yer alacağımız Yapı<br />

Fuarı’nada özel standımızla katılarak<br />

sektörün nabzını tutmaya devam<br />

edeceğiz.<br />

Yeni sayımızda görüşmek dileği ile ..<br />

İmtiyaz Sahibi İSTMAG Magazin Gazetecilik<br />

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına<br />

H. Ferruh Işık<br />

Genel Müdür<br />

Mehmet Söztutan<br />

mehmet.soztutan@img.com.tr<br />

Yayın Editörü<br />

Emine Korkmaz<br />

emine.korkmaz@img.com.tr<br />

Reklam Müdürü<br />

Zülküf Karadayı<br />

zulkuf.karadayi@img.com.tr<br />

Sanat Yönetmeni<br />

İsmail Gürbüz<br />

ismail.gurbuz@img.com.tr<br />

Grafik Tasarım<br />

Berkan Kesgin<br />

berkankesgin@gmail.com<br />

Sorumlu Müdür<br />

Cüneyt Aktürk<br />

cuneyt.akturk@img.com.tr<br />

Dış İlişkiler Müdürü<br />

Yusuf Okçu<br />

yusuf.okcu@img.com.tr<br />

Kurumsal İletişim Müdürü<br />

Ebru Pekel<br />

ebru.pekel@img.com.tr<br />

Muhasebe Müdürü<br />

Mustafa Aktaş<br />

mustafa.aktas@img.com.tr<br />

Bilgi İşlem<br />

Emre Yener<br />

emre.yener@img.com.tr<br />

Sosyal Medya<br />

Songül Çek<br />

songul.cek@img.com.tr<br />

Abone<br />

İsmail Özçelik<br />

ismail.ozcelik@img.com.tr<br />

CTP-Baskı<br />

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />

No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL<br />

Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94<br />

www.ihlasmatbaacilik.com<br />

Adres<br />

Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi<br />

B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar / İstanbul<br />

Tel: +90 212 604 50 50 Faks: +90 212 604 50 51<br />

<strong>Nalbur</strong> <strong>Teknik</strong> <strong>Dergisi</strong>’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına<br />

aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. <strong>Nalbur</strong> <strong>Teknik</strong><br />

<strong>Dergisi</strong>’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış<br />

Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın<br />

süreli bir yayın olan <strong>Nalbur</strong> <strong>Teknik</strong> <strong>Dergisi</strong> ayda bir yayınlanır.


STANLEYBLACK&DECKER<br />

NEWELL TOOLS’U SATIN ALDI<br />

GF Hakan<br />

Plastik Türkiye<br />

ve Ortadoğu<br />

Bölge Başkanı<br />

Batuhan Besler<br />

GF HAKAN PLASTİK<br />

YÜZDE 20 BÜYÜME HEDEFİ İLE DAHA<br />

ÇOK ÜLKEYE ODAKLANIYOR<br />

DOĞUŞ FIRÇA KALİTESİ İLE<br />

ADINDAN SÖZ ETTİRİYOR<br />

“ÇOK YÖNLÜ ORTAKLIKLAR SEKTÖRE<br />

FARKLI BİR BOYUT KAZANDIRDI”<br />

KALE’DEN<br />

BALIKESİR’E 30 MİLYONLUK YATIRIM<br />

DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ’NİN<br />

EN BÜYÜK TOPTAN SATIŞ MAĞAZASI<br />

ÖZGÜNEŞ AİLESİ<br />

ASKAYNAK........................37-39-41<br />

ATEŞ İNŞ......................................55<br />

AYVAZ...........................................21<br />

BOSCH.........................Ö.K.Ö.K.İ.-1<br />

BURLA MAKİNA..........................4-5<br />

ÇELİK HORTUM..................112-113<br />

DERSAN.....................................105<br />

FİLLİ BOYA...................................13<br />

FOSTER...............................120-121<br />

GF HAKAN PLASTİK....................27<br />

HASSAN..................................15-17<br />

HENKEL..................................48-49<br />

KAMA PRES...............................101<br />

KANCA..........................................85<br />

KARBOSAN................................A.K<br />

KARKİM..........69-73-80-81 İNSÖRT<br />

MADE.........................................119<br />

MAGMAVELD...............................29<br />

MANO...........................................97<br />

RİTİM YAPI..............................89-93<br />

SEDA END. ................................6-7<br />

SELSİL.........................................2-3<br />

SİNERJİ FURCILIK.....................123<br />

TİGİAD........................................131<br />

TÜM PLASTİK.........................61-65<br />

TÜRK BARTER...........................125<br />

UGUR HIRDAVATÇILIK.........A.K.İ.K<br />

YAPI FUARI.................................129<br />

YILMAZ MAKİNA..........................33


İNŞAAT MALZEMELERİ İHRACATI<br />

TEKRAR CANLANDI<br />

Türkiye İMSAD tarafından her ay düzenli olarak yayınlanan Sektör Raporu’nun nisan ayı<br />

sonuçlarına göre, yapı ruhsatlarında gerileme yaşanan konut dışı faaliyetlerin zayıfladığına<br />

dikkat çekildi. İnşaat malzemeleri yıllık sanayi ihracatının 15,40 milyar dolara yükseldiği sektörde,<br />

yıllık ihracat büyüklüğünün <strong>2017</strong> genelinde artacağı vurgulandı.<br />

SEKTÖREL HABER<br />

10<br />

Türkiye İMSAD tarafından her ay düzenli olarak yayınlanan<br />

Sektör Raporu’nun nisan ayı sonuçlarına göre, yapı<br />

ruhsatlarında gerileme yaşanan konut dışı faaliyetlerin<br />

zayıfladığına dikkat çekildi. Turizmde yaşanan sıkıntıların<br />

otel yatırımlarını sınırladığı belirtilen raporda, son yıllarda<br />

sürükleyici olan ofis ve AVM yatırımlarının da yavaşladığı ifade<br />

edildi. İnşaat malzemeleri yıllık sanayi ihracatının 15,40 milyar<br />

dolara yükseldiği sektörde, yıllık ihracat büyüklüğünün <strong>2017</strong><br />

genelinde artacağı vurgulandı.<br />

Türkiye İnşaat Malzemesi<br />

Sanayicileri Derneği<br />

(Türkiye İMSAD) Nisan<br />

<strong>2017</strong> Sektör Raporu’nda, son<br />

üç yıldır ekonomide ortaya<br />

çıkan riskler ile siyaset, dış<br />

politika ve jeopolitik alanda<br />

yaşanan gelişmeler nedeniyle<br />

iktisadi faaliyetlerde yavaşlama<br />

görüldüğü, buna bağlı olarak<br />

perakende pazarı, yeni iş<br />

başlangıçları, yeni yatırımlar<br />

ve turizm faaliyetlerinin<br />

olumsuz etkilendiği belirtildi.<br />

Bu alanların aynı zamanda<br />

inşaat sektörü açısından da<br />

önemli olduğunun vurgulandığı<br />

raporda, alışveriş merkezleri,<br />

ofisler, oteller ile sanayi ve<br />

lojistik bina inşaatlarının<br />

sektörde önemli bir iş olanağı<br />

yarattığı ifade edildi.<br />

Yatırım iştahı zayıf kalmaya<br />

devam ediyor<br />

Bu veriler ışığında özellikle<br />

2016 yılında konut dışı binalar<br />

için alınan yapı ruhsatlarında<br />

önemli bir gerileme olduğuna<br />

dikkat çekilen raporda, şu<br />

tespitler yer aldı: “Turizm<br />

sektöründe yaşanan sıkıntılar<br />

otel yatırımlarını sınırladı.<br />

Sektörde son yıllarda<br />

sürükleyici olan ofis yatırımları<br />

da yavaşladı. Hâlihazırda<br />

önemli bir boş ofis stokunun<br />

da bulunduğu sektörde, AVM<br />

yatırımları da perakende<br />

sektöründeki sıkıntılar<br />

nedeniyle yavaşladı. Sanayi ve<br />

lojistik alanında ise yatırım<br />

iştahı zayıf kalmaya devam<br />

ediyor.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Konut Dışı Binalar Alınan Yapı Ruhsatları Milyon Metrekare<br />

Türkiye İnşaat Malzemesi<br />

Sanayicileri Derneği (Türkiye<br />

İMSAD) Nisan <strong>2017</strong> Sektör<br />

Raporu’nda, son üç yıldır<br />

ekonomide ortaya çıkan<br />

riskler ile siyaset, dış politika<br />

ve jeopolitik alanda yaşanan<br />

gelişmeler nedeniyle iktisadi<br />

faaliyetlerde yavaşlama<br />

görüldüğü, buna bağlı olarak<br />

perakende pazarı, yeni iş<br />

başlangıçları, yeni yatırımlar<br />

ve turizm faaliyetlerinin<br />

olumsuz etkilendiği belirtildi.<br />

Bu alanların aynı zamanda<br />

inşaat sektörü açısından da<br />

önemli olduğunun vurgulandığı<br />

raporda, alışveriş merkezleri,<br />

ofisler, oteller ile sanayi ve<br />

lojistik bina inşaatlarının<br />

sektörde önemli bir iş olanağı<br />

yarattığı ifade edildi.<br />

Yatırım iştahı zayıf kalmaya<br />

devam ediyor<br />

Bu veriler ışığında özellikle<br />

2016 yılında konut dışı binalar<br />

için alınan yapı ruhsatlarında<br />

önemli bir gerileme olduğuna<br />

dikkat çekilen raporda, şu<br />

tespitler yer aldı: “Turizm<br />

sektöründe yaşanan sıkıntılar<br />

otel yatırımlarını sınırladı.<br />

Sektörde son yıllarda<br />

sürükleyici olan ofis yatırımları<br />

da yavaşladı. Hâlihazırda<br />

önemli bir boş ofis stokunun<br />

da bulunduğu sektörde, AVM<br />

yatırımları da perakende<br />

sektöründeki sıkıntılar<br />

nedeniyle yavaşladı. Sanayi ve<br />

lojistik alanında ise yatırım<br />

iştahı zayıf kalmaya devam<br />

ediyor.<br />

Mevcut inşaat işleri seviyesi<br />

nisan ayında 10,5 puan sıçradı<br />

7 aylık gerilemenin ardından<br />

<strong>2017</strong> yılı Mart ayında önemli<br />

bir artış gösteren mevcut inşaat<br />

işleri endeksi,<br />

nisan ayında da önemli bir<br />

sıçrama gösterdi. Mevsimsellik<br />

ile birlikte hızlı bir toparlanma<br />

yaşanan inşaat sektörüne<br />

verilen destekler de olumlu<br />

etki yarattı. Mevcut inşaat işleri<br />

seviyesi nisan ayında, mart<br />

ayına göre 10,5 puan arttı.<br />

Böylece nisan ayındaki mevcut<br />

işler seviyesi geçen yılın nisan<br />

ayındaki seviyenin de 3,8 puan<br />

üzerine çıktı.<br />

İnşaat malzemesi yıllık<br />

İhracatı 15,40 milyar dolara<br />

yükseldi<br />

İhracatın 28 aylık bir gerileme<br />

içinde kaldığı ve yıllık ihracatın<br />

2016 yılında 15,24 milyar<br />

dolara kadar gerilediğine dikkat<br />

çekilen raporda, <strong>2017</strong> yılı Ocak<br />

ve Şubat aylarındaki ihracat<br />

artışı ile birlikte yıllık ihracat<br />

iki ay üst üste yeniden artış<br />

gösterdi. İnşaat malzemeleri<br />

yıllık sanayi ihracatının şubat<br />

ayı itibarıyla 15,40 milyar<br />

dolara yükseldiği sektörde,<br />

yıllık ihracat büyüklüğünün<br />

<strong>2017</strong> genelinde artmaya devam<br />

edeceği ifade edildi.<br />

İnşaat malzemesi yıllık ithalat<br />

9,0 milyar dolara geriledi<br />

<strong>2017</strong> yılı ocak ayında son 7<br />

yılın en düşük aylık ithalatı<br />

gerçekleştikten sonra gerileme,<br />

şubat ayında da oldukça yüksek<br />

gerçekleşti. Böylece <strong>2017</strong> yılı<br />

şubat ayında yıllık ihracat<br />

yeniden 9,0 milyar doların<br />

altına indi. Raporda, <strong>2017</strong><br />

yılında ithalatta beklentilerin<br />

ötesinde bir gerileme<br />

yaşanacağı belirtildi.<br />

Yurtdışı müteahhitlik<br />

işlerinde toparlanma arayışı<br />

<strong>2017</strong> yılının ilk çeyrek<br />

döneminde yurtdışında alınan<br />

müteahhitlik işleri proje sayısı<br />

28, proje tutarı ise 2,89 milyar<br />

dolar oldu. <strong>2017</strong> yılının ilk<br />

çeyrek döneminde alınan proje<br />

sayısı ve toplam tutarı 2015 ve<br />

2016 yılı ilk çeyrek döneminin<br />

üzerinde gerçekleşti. Bu<br />

verilere göre bir toparlanma<br />

arayışının görüldüğünün<br />

belirtildiği raporda, yüksek iş<br />

SEKTÖREL HABER<br />

11


Yurtdışı Müteahhitlik İşleri<br />

SEKTÖREL HABER<br />

12<br />

hacmine ulaşılan geçmiş yıllar<br />

ile karşılaştırıldığında alınan<br />

iş hacminin halen oldukça<br />

zayıf olduğu belirtildi. Ayrıca<br />

gerek öncelikli pazarlardaki<br />

koşullar, gerekse ikili ilişkilerde<br />

yaşanan sıkıntılar nedeniyle<br />

yurtdışı müteahhitlik işlerinin<br />

sınırlanmaya devam ettiği ifade<br />

edildi.<br />

İlk 20 inşaat malzemeleri<br />

pazarımızda farklı büyüme<br />

beklentileri<br />

Türkiye’nin, inşaat malzemeleri<br />

ihracatında ilk 20 pazarını<br />

oluşturan ülkelerde <strong>2017</strong> yılında<br />

farklı büyüme beklentilerinin<br />

olduğunun belirtildiği raporda;<br />

geçen yıl en büyük pazar haline<br />

gelen ABD’de büyümenin<br />

<strong>2017</strong> yılında yüzde 2,3 ile<br />

hızlanmasının beklendiği<br />

vurgulandı.<br />

fiyatlarındaki artışa rağmen<br />

Irak ekonomisinde küçülmeye<br />

yol açması bekleniyor. İngiltere<br />

ve Almanya ekonomilerinde<br />

ise Brexit’e ve seçimlere rağmen<br />

göreceli yüksek büyümeler<br />

öngörülüyor.<br />

Türkiye’nin beşinci<br />

büyük pazarı haline gelen<br />

İsrail yüzde 2,9 ile ılımlı<br />

büyümesini sürdürüyor. İki<br />

petrol ihracatçısı pazar olan<br />

BAE ve Suudi Arabistan’da<br />

ise büyümenin <strong>2017</strong>’de<br />

zayıflayacağı öngörülüyor.<br />

Siyasi ilişkiler nedeniyle<br />

sıkıntı yaşanan pazar olan<br />

Mısır’ın da <strong>2017</strong>’da yüzde 3,5<br />

büyümesi, Türkmenistan’ın ise<br />

yüzde 6,5 ile yüksek büyüme<br />

performansını koruması<br />

bekleniyor.<br />

Avrupa Birliği’nde Fransa,<br />

İtalya ve İspanya’da büyümenin<br />

<strong>2017</strong> yılında da süreceği<br />

bilgisinin paylaşıldığı raporda,<br />

Kuzey Afrika’da Fas’ın <strong>2017</strong><br />

yılında daha hızlı büyüyeceği,<br />

Cezayir’de büyümenin<br />

yavaşlayacağı öngörülüyor.<br />

Türkiye İnşaat Malzemeleri İhracatı İlk 20 Pazarında <strong>2017</strong> Yılı Büyüme Beklentileri<br />

Dünya pazarı değerlendirmesi<br />

ABD’de özellikle yeni yönetimin<br />

kamu altyapı yatırımlarını<br />

artırmayı planlamasının inşaat<br />

sektöründe de büyümeyi<br />

hızlandıracağının belirtildiği<br />

rapora göre, Türkiye’nin en<br />

büyük ikinci pazarı olan<br />

Irak’ta <strong>2017</strong> yılında yüzde 3,1<br />

küçülme bekleniyor. Siyasi<br />

ve jeopolitik risklerin petrol<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


HASsan ANA BAYİLERİ MS AMADEUS<br />

SILVER GEMİSİ’ NDE RÜYA GİBİ BİR<br />

AVRUPA TURUNDA BULUŞTU!<br />

SEKTÖREL HABER<br />

14<br />

HASsan, ana bayileri ve değerli eşleri için her yıl<br />

farklı destinasyonlara düzenlediği gezi organizasyonu<br />

kapsamında, bu yıl muhteşem bir nehir turu<br />

ile Avrupa’ daydı. 135 metre uzunluğunda, 90<br />

Kabin/180 yolcu kapasiteli, Ren, Main ve Tuna gibi<br />

Avrupa’ nın en popüler nehirlerinde seyahat imkanı<br />

sunan MS Amadeus Silver gemisi ile düzenlediği<br />

gezisini geçtiğimiz günlerde tamamlayan HASsan ve<br />

değerli iş ortakları oldukça mutlu.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


4 Nisan’17 Salı günü başlayan yolculuk, 7 gece 8 gün sürdü. Tur, UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ nde<br />

yer alan 7 şehir olmak üzere, 4 ülke; İsviçre, Fransa, Almanya ve Hollanda gezisi olarak programlanmış.<br />

Geçtiğimiz yıl, düzenlediği nehir turunun 2. kısmı olarak değerlendirilen gezi, ana bayilerin ve değerli<br />

eşlerinin memnuniyetine göre, tam not almışa benziyor.<br />

HASsan tarafından her yıl düzenlenen anket sonucunda, ana bayilerinin belirlediği rotalarda<br />

gerçekleştirilen gezi organizasyonları, diğer firmalar açısından örnek teşkil ediyor.<br />

SEKTÖREL HABER<br />

16<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


STANLEYBLACK&DECKER<br />

NEWELL TOOLS’U SATIN ALDI<br />

SEKTÖREL HABER<br />

18<br />

StanleyBlack&Decker, Newell Tools’u<br />

Ekim 2016’da 1.95 milyar $’a başarıyla<br />

satın alarak IRWIN ve Lenox’u ailesine<br />

katmıştır. Ayrıca IRWIN portföyüne<br />

diğerlerinin yanı sıra Vise-Grip®,<br />

Marathon®, Quick-Grip® ve Speedbor® ürün<br />

gruplarını da eklemiştir. IRWIN ve Lenox<br />

markaları, yüksek performanslı endüstriyel<br />

kesim, el aletleri ve elektrikli alet donanım<br />

çözümleriyle ürün portföyümüzü<br />

tamamlayarak profesyonel ve endüstriyel<br />

markalarımızın ürün yelpazesini stratejik<br />

olarak genişletmiştir. Üstelik Lenox ve<br />

IRWIN, doğrusal kesim gibi alanlardaki<br />

teknik uzmanlığını geliştirerek mekanik,<br />

elektrik ve sıhhi tesisat pazarlarındaki<br />

stratejik konumunu sağlamlaştırıp daha<br />

geniş bir son kullanıcı grubuna hitap etme<br />

fırsatı sağlamıştır.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


StanleyBlack&Decker bu sayede<br />

bugüne kadar sahip olunan en<br />

iyi alet ve depolama portföyünü<br />

genişleterek müşterilerine daha<br />

da kapsamlı ürün teklifleri<br />

sunmaya başlamaktadır.<br />

Bu güçlü birleşmeyle birlikte<br />

StanleyBlack&Decker,<br />

markalarının ve ürünlerinin,<br />

ek kanallara yayılma, çapraz<br />

satış ve perakende satış<br />

fırsatlarının ivme kazanacağını<br />

planlamaktadır.<br />

SEKTÖREL HABER<br />

19


AYVAZ ONLİNE AVANTAJLI<br />

ALIŞVERİŞİ AYAĞINIZA GETİRİYOR<br />

SEKTÖREL HABER<br />

20<br />

Ayvaz Online avantajlı alışveriş sunmaya devam ediyor. Doğal<br />

gaz hortumlarından küresel vanalara uzanan yüzlerce farklı<br />

üründe %50’ye varan indirimlere ek olarak, peşin fiyatına 4<br />

taksit ve ücretsiz kargo ile alışveriş imkanı sunuyor.<br />

Tesisat sektörünün öncü<br />

firmalarından Ayvaz,<br />

e-ticaret sitesi Ayvaz<br />

Online’da her ay belirli bir ürün<br />

grubunda yüzde elliye varan<br />

indirim sunuyor. Ocak ayında<br />

sprinkler bağlantı hortumlarında<br />

%40 indirimle başlayan, Şubat ve<br />

Mart aylarında doğal gaz bağlantı<br />

hortumlarındaki %30 indirimle<br />

devam eden kampanyalar; her ay<br />

farklı bir ürünle devam ediyor.<br />

Ayvaz Online e-ticaret sitesi,<br />

kompansatörlerden esnek metal<br />

hortumlara, kondenstoplardan<br />

yangın ürünlerine uzanan<br />

Ayvaz’ın tüm ürün gamını son<br />

tüketicilerle buluşturuyor. Site,<br />

Türkiye’nin dört bir yanından<br />

özellikle düşük miktarlarda alım<br />

yapmak isteyen kullanıcılar için<br />

hızlı, kolay, güvenli ve taksitli<br />

alışveriş imkanı sunarak sektörde<br />

uzun süredir adından söz<br />

ettiriyor. Kullanıcılara oturdukları<br />

yerden, telefon trafiği yaşamadan,<br />

internete bağlı herhangi bir<br />

cihazdan kolayca alışveriş yapma<br />

imkanı sunan Ayvaz Online,<br />

adedi ve tutarı ne olursa olsun<br />

tüm ürünlerde Türkiye’nin<br />

her tarafına ücretsiz kargo<br />

avantajı sunuyor. Müşterilerin<br />

kredi kartıyla alışveriş sürecini<br />

maksimum güvenlikte<br />

gerçekleştirmesi için 128 bit SSL<br />

güvenlik sertifikasına sahip olan<br />

e-ticaret sitesi, kredi kartına vade<br />

farksız 4 taksit avantajının yanı<br />

sıra havale ile ödeme seçeneği de<br />

sunuyor.<br />

“ Dijital mecrada da ilkleri<br />

gerçekleştirmenin gururunu<br />

yaşıyoruz”<br />

Konuyla ilgili açıklama yapan<br />

Ayvaz İcra Kurulu Başkanı<br />

Serhan Alpagut, Ayvaz Online<br />

ile sektörde yepyeni bir sayfa<br />

açtıklarını ve şirket olarak<br />

dijital mecrada da ilkleri<br />

gerçekleştirmenin gururunu<br />

yaşadıklarını dile getirdi. Ayvaz’ın<br />

kurumsal web sitesindeki<br />

ürünler ile e-ticaret sitesinin<br />

entegre olarak çalıştığını belirten<br />

Alpagut, “Ayvaz Online ile<br />

son kullanıcıları hedefliyoruz.<br />

Türkiye’nin neresinde olursa<br />

olsun, son kullanıcıların Ayvaz<br />

kalitesini uygun fiyat ve şartlarla<br />

sahip olmasını istiyoruz.<br />

Eylül ayında güneş enerjisi<br />

sistemlerinde kullanılan solar<br />

bağlantı hortumlarımızda indirim<br />

yaptık. Bu ay ise sprinkler bağlantı<br />

hortumlarımızı öne çıkarıyoruz”<br />

dedi.<br />

“Dünya hızla değişiyor ve bu<br />

hızı yakalayamayanlar geride<br />

kalıyor. Biz şirket olarak her<br />

zaman olduğu gibi bugün de<br />

geleceğin peşinden gidiyoruz.<br />

Kullanıcı odaklı, erişilebilir ve<br />

pratik çözümlerle dijital mecrayı<br />

maksimum derecede kullanmaya<br />

çalışıyoruz. Ayvaz Online ile<br />

oyunun kurallarını değiştiriyoruz.<br />

Türkiye’nin en ücra köşesindeki<br />

vatandaşlarımızın da oturdukları<br />

yerden, kolayca ve hızlıca Ayvaz<br />

kalitesine sahip olmalarını<br />

istiyoruz.” diyerek sözlerini<br />

tamamladı.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


GF HAKAN PLASTİK YÜZDE 20<br />

BÜYÜME HEDEFİ İLE DAHA ÇOK<br />

ÜLKEYE ODAKLANIYOR<br />

Türkiye genelinde 2 üretim tesisi ve 7 bölge müdürlüğü ile Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen<br />

plastik boru üreticilerinden olan GF Hakan Plastik pazardaki gücünü artırmaya devam ediyor.<br />

İsviçre merkezli Georg Fischer tarafından tüm hisseleri satın alınan Hakan Plastik, GF Hakan<br />

Plastik markası ile <strong>2017</strong> yılında 60 olan ihracat ülke sayısını 70’e çıkarmayı hedeflerken, %20<br />

büyüme hedefi ile de ihracat hedefini artırıyor.<br />

RÖPORTAJ<br />

22<br />

GEORG FISCHER GÜCÜ<br />

HAKAN PLASTİK İLE<br />

BİRLEŞTİ<br />

Kurumunuzun kuruluşu,<br />

bugünlere geliş süreci ve<br />

kurumsal yapısı hakkında<br />

bilgi verir misiniz?<br />

Hakan Plastik 1965 yılında<br />

kurulmuş Türkiye’nin<br />

önde gelen plastik boru<br />

firmalarından biridir. Ana<br />

ürün gamı plastik boru ve ek<br />

parçalarıdır. Üst yapı, alt yapı<br />

ve tarımsal alanda ürünler<br />

<strong>Nalbur</strong> <strong>Teknik</strong> dergisine özel yaptığımız röportajda<br />

sorularımızı yanıtlayan GF Hakan Plastik Türkiye ve Ortadoğu<br />

Bölge Başkanı Batuhan Besler; GF Hakan Plastik’in gelişim<br />

süreçlerinden, çalışmalarından bahsederken ekonomik ve<br />

sektörel analizlerde de bulundu.<br />

üretmektedir. Bu alanlarda<br />

üst yapı daha ön plana çıkan<br />

gruptur. En önemli ürünümüz<br />

de Türkiye’nin ilk sessiz borusu<br />

olan SİLENTA grubudur. Şu<br />

anda GF Hakan Plastik’in<br />

iki tane fabrikası var. Bir<br />

tanesi Çerkezköy’de, diğeri<br />

ise Urfa’da yer alıyor. Yedi<br />

tane bölgemiz var bir tane de<br />

içinde bulunduğumuz Eğitim<br />

ve Teknoloji merkezimiz var.<br />

Georg Fischer ise 215 yıllık<br />

bir firma, tamamen bir İsviçre<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


sanayi firması. Aslında bir<br />

holding diyebiliriz çünkü<br />

Georg Fischer’in altında da<br />

üç tane şirket var. Bunlardan<br />

bir tanesi bizim de içinde<br />

bulunduğumuz borulama<br />

sistemleri (GF Piping Systems),<br />

diğerleri ise otomotiv (GF<br />

Automotive) ve makina<br />

çözümleri (GF Machining<br />

Solutions). Dolayısıyla Georg<br />

Fischer 215 yıllık tecrübesini<br />

Hakan Plastik’in 52 yıllık<br />

tecrübesiyle üç sene öncesinde<br />

birleştirmeye karar veriyor ve<br />

2013 yılının Temmuz ayında<br />

resmi satın alma gerçekleşiyor.<br />

Böylece Türkiye pazarına<br />

adımını atmış oluyor. Bu<br />

birleşme iki buçuk sene<br />

yönetimsel ortaklık şeklinde<br />

devam ettikten sonra, geçen<br />

yılın Nisan ayından itibaren<br />

Hakan Plastik %100 Georg<br />

Fischer bünyesine geçiyor.<br />

“HEM DEĞİŞİMİ HEM DE<br />

BU BİRLEŞMEYİ DAHA<br />

İLERİYE TAŞIMIŞ OLDUK”<br />

George Fischer firması ile<br />

bir birleşme yaşadınız?<br />

Bu noktada Hakan Plastik<br />

adına neler değişti ne gibi<br />

politikalar benimsendi?<br />

Bu satınalmanın GF Hakan<br />

GF Hakan Plastik Türkiye<br />

ve Ortadoğu Bölge Başkanı<br />

Batuhan Besler<br />

Plastik üzerinde etkisi oldu.<br />

Öncelikle firmamız için çok<br />

büyük bir kurumsallık süreci<br />

başladı ve Georg Fischer’in<br />

gücünü arkamıza aldık.<br />

Diğer taraftan da bir değişim<br />

süreci başladı. Değişim süreci<br />

her zaman için zordur. Bu<br />

dönemde inşaat sektöründe<br />

yaşanan değişimlerle birlikte<br />

şirket içerisinde de dönüşüm<br />

yaşanması tüm paydaşlar için<br />

kolay bir süreç olmadı. Fakat<br />

biz bu değişimi minimum<br />

seviyede yansıtmaya çalıştık.<br />

GF Hakan Plastik bu zaman<br />

zarfında daha çok ürün<br />

kalitesini ve ürün süreçlerini<br />

değiştirme yönüne gitti. Geride<br />

bıraktığımız üç senede her yıl<br />

çift haneli rakamlarla büyüdük.<br />

Hem değişimi hem de bu<br />

birleşmeyi daha ileriye taşımış<br />

olduk.<br />

GF HAKAN PLASTİK<br />

EN BÜYÜK 500 SANAYİ<br />

KURULUŞU ARASINDA<br />

Türkiye’nin en büyük 500<br />

şirketi konumundasınız.<br />

GF Hakan Plastik olarak bu<br />

başarınızı neye borçlusunuz?<br />

GF Hakan Plastik olarak<br />

başarımızın temel sebebi; ürün<br />

segmenti içerisindeki, ürün<br />

gamımızın zenginliği. Üst yapı<br />

özellikli ürün segmentinden<br />

bahsediyorum. Üst yapıda<br />

şu anda temiz su - pis su<br />

boruları, sessiz borularla<br />

beraber, her nalbura inip<br />

de görebileceğiniz çok ufak<br />

ekleme parçalarına kadar<br />

bütünlüklü ürün grubuna<br />

sahibiz. Bu şekilde hem<br />

büyük projelere hem de nihai<br />

tüketiciye kadar ulaşabiliyoruz.<br />

En büyük başarı sebebimiz bu.<br />

Konuyu biraz daha açmamız<br />

gerekirse, özellikle büyük<br />

projelerde Türkiye’nin en<br />

nitelikli projelerinde faaliyet<br />

gösteriyoruz. Büyük projelerin<br />

tercih edilen markalarından<br />

biriyiz. Perakende kanala da<br />

hizmet verebilecek ürünlere<br />

sahibiz. Satış hacmimizin<br />

üçte ikisini üst yapı grubu<br />

ürünleri oluşturuyor. Bununla<br />

beraber alt yapı ürünlerinde<br />

etkinliğimizi artırıyoruz.<br />

Perakendeden ziyade<br />

mevcut ve büyük projeler,<br />

özellikle de devlet projelerine<br />

hizmet veriyoruz. Bunları<br />

bir araya koyduğumuzda<br />

ihracatı da eklersek bir yıllık<br />

performansımız içinde ilk beş<br />

yüz şirket içindeki yerimizi<br />

sağlamlaştırmış vaziyetteyiz.<br />

60 OLAN ÜLKE SAYIMIZI<br />

70’E ÇIKARACAĞIZ<br />

GF Hakan Plastik hangi<br />

ülkelerde?<br />

GF Hakan Plastik 60 ülkede<br />

satılıyor. Bunu doğrudan<br />

ihracat ve Georg Fischer satış<br />

kanalları üzerinden ihracat<br />

olmak üzere ikiye ayırıyoruz.<br />

Hakan Plastik 2013 yılına kadar<br />

kendi ürettiği ürünleri birebir<br />

kendi kanallarından satan bir<br />

firmaydı. 2013 yılındaki satın<br />

almadan sonra satış kanallarına<br />

Georg Fischer’in kendi satış<br />

şirketleri de dâhil oldu.<br />

RÖPORTAJ<br />

23


RÖPORTAJ<br />

24<br />

Özellikle Avrupa’da çok büyük<br />

bir güç birliği yaşandı. Zaten<br />

Georg Fischer de bir Avrupa<br />

şirketi ve Avrupa’da çok aktif.<br />

Dolayısıyla biz Avrupa’daki<br />

satış stratejimizi Georg Fischer<br />

şirketleri üzerinden kurduk.<br />

İngiltere, Almanya ve İspanya<br />

öne çıkan ülkeler arasında yer<br />

alıyor. Ortadoğu ve Afrika<br />

bölgelerinde ise GF Hakan<br />

Plastik zaten geleneksel olarak<br />

çok güçlüydü. Dolayısıyla biz<br />

bu geleneksel kanalımızı da<br />

koruduk ve Afrika’ya ağırlıklı<br />

olarak doğrudan ihracat<br />

ekibimizle hizmet veriyoruz.<br />

Yakın Asya’da ise biraz daha<br />

karışık, hibrit bir modelle<br />

gidiyoruz. Georg Fischer’in<br />

aktif satış ekiplerinin olduğu ve<br />

inşaat sektöründe faal olduğu<br />

ülkelerdeyiz. Diğer ülkelere de<br />

doğal olarak kendi vasıtamızla<br />

gidiyoruz.<br />

Üretim kapasitenizden<br />

bahseder misiniz?<br />

Üretim kapasitemiz yıllık<br />

ortalama iki yüz bin ton<br />

civarında. Bunun ağırlıklı<br />

kısmı Çerkezköy’de, geri kalanı<br />

ise Urfa’da bulunuyor. Urfa<br />

fabrikamızda ağırlıklı olarak<br />

alt yapı grubunu üretiyoruz.<br />

Çerkezköy’de ise tüm ürün<br />

gruplarımızın üretimi yapılıyor.<br />

“HAKAN PLASTİK’İN<br />

ÖNÜNE GEORG FISCHER’İ<br />

KOYARAK, KALİTEMİZ<br />

VE GÜVENİMİZ İKİYE<br />

KATLANDI”<br />

Ortadadoğu’da yaşanan<br />

siyasi belirsizlikler GF Hakan<br />

Plastik’i etkiledi mi?<br />

Geçen yıl çalışmalarımızı<br />

etkileyen birkaç tane konu<br />

vardı. Bir tanesi Ortadoğu’nun<br />

içindeki politik kriz, diğeri<br />

de Ortadoğu’nun içinde<br />

bulunduğu durumdan dolayı<br />

fiyatların düşmesi ve yaşanan<br />

ekonomik kriz. Bir diğer<br />

önemli konu ise Türkiye ve<br />

Rusya arasında yaşanan sıkıntılı<br />

süreç. Yaşanan bu üç olay<br />

sadece biz değil Türkiye’deki<br />

bütün plastik boru sektörü çok<br />

ciddi etkiledi. Şahsım adına<br />

şunları söyleyebilirim ki Urfa<br />

üretimimize ayrıca bir önem<br />

veriyorduk. Özellikle o bölgeye<br />

hizmet vermek amacıyla<br />

yaptığımız bir yatırım olduğu<br />

için tabii ki bölgesel durumdan<br />

etkilendik. Bu süreçte yeni<br />

tedbirler aldık. Bu önlemler<br />

yeterli mi değil tabii ki, çünkü<br />

Türkiye’de özellikle plastik<br />

boru ihracat pazarı son üç<br />

yıldır dolar bazında çift haneli<br />

düşüyor. Böyle bir atmosferde<br />

bizim en büyük avantajımız<br />

Georg Fischer satış kanallarını<br />

da kullanmamız oldu. Bununla<br />

beraber Georg Fischer ile<br />

Hakan Plastik’in gücüne güç<br />

kattık, kalite ve güvenimizi<br />

ikiye katladık.<br />

“ÜST YAPI GRUBU İLE ÖNE<br />

ÇIKIYORUZ”<br />

Hangi ürün grupları ile öne<br />

çıkıyorsunuz?<br />

Üst yapı grubunda öne<br />

çıktığımızı çok net ifade<br />

edebilirim. Bu noktayı; GF<br />

Hakan Plastik ayağı ve Georg<br />

Fischer ayağı olarak ikiye<br />

ayırabiliriz. GF Hakan Plastik<br />

ayağında SILENTA ürünleriyle<br />

iddialıyız. SILENTA ürünleri<br />

Türkiye’nin ilk sessiz borusu<br />

olmakla beraber bugün<br />

doğrudan üretip Almanya’ya<br />

sattığımız ürün olma özelliğini<br />

de taşıyor. Georg Fischer’e<br />

baktığımızda ise Georg Fischer<br />

aslında endüstriyel, alt yapı, ek<br />

parça ve otomasyon ürünleri<br />

oldukça iddialı ve dünya<br />

çapında da oldukça önemli<br />

bir yerde aynı zamanda da<br />

çok önemli ürünlere sahip.<br />

GF Hakan Plastik olarak o<br />

kısmını henüz istediğimiz<br />

ölçüde Türkiye’de faaliyete<br />

geçiremedik. Gelecek yıldan<br />

itibaren Georg Fischer alt<br />

yapı, ek parça ve otomasyon<br />

ürünlerini, endüstriyel grupta<br />

özellikle otomasyon ürünlerini,<br />

ölçme cihazlarını vs. daha<br />

yoğun şekilde getirmeyi<br />

planlıyoruz.<br />

GF HAKAN PLASTİK SATIŞ<br />

OLARAK TÜRKİYE’NİN<br />

BÜTÜN BÖLGELERİNDE<br />

TEMSİL EDİLİYOR<br />

Türkiye genelinde kaç bayiniz<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


var?<br />

GF Hakan Plastik olarak<br />

binden fazla bayimiz var.<br />

Net bir sayı veremiyorum<br />

çünkü dönemsel olarak,<br />

coğrafyaya bağlı olarak ve<br />

ekonomik durumlara göre<br />

değişebiliyor. Satış kanalları ile<br />

ilgili stratejimiz açıkçası kendi<br />

felsefemize uygun kişilerle<br />

çalışıp kazan kazanı yaratmak.<br />

Nedir bu; projelere gittiğimizde<br />

o projelere hizmet verecek,<br />

bizim kalitemizi oralarda temsil<br />

edip koruyup, daha sonra satış<br />

öncesi ve sonrası hizmetleri<br />

bir arada verebilecek bayilerle<br />

çalışıyoruz. İşin perakende<br />

nalbur ayağında yine bizim<br />

ürünlerimizi stoklarında<br />

taşıyabilecek, yeri geldi mi<br />

müşteriye GF Hakan Plastik<br />

ürünlerinin birebir olarak<br />

faydalarını anlatabilecek<br />

kişilerle çalışmaya özen<br />

gösteriyoruz. Fakat bizim yedi<br />

bölgede de faal olma gibi bir<br />

özelliğimiz var. Bu nedenle<br />

sayıca fazla bayii ile çalışma<br />

şansımız bulunuyor. Şuanda<br />

GF Hakan Plastik satış olarak<br />

Türkiye’nin bütün bölgelerinde<br />

temsil ediliyor.<br />

Bayilere sunduğunuz<br />

avantajlardan bahseder<br />

misiniz?<br />

Öncelikle içinde<br />

bulunduğumuz Eğitim<br />

ve Teknoloji Merkezini<br />

açmadaki birincil<br />

önceliğimiz bayilerimize yani<br />

paydaşlarımıza hem teknolojik<br />

hem de ürün eğitimi vermekti.<br />

Çünkü Georg Fischer olarak<br />

böyle bir vizyona sahibiz ve<br />

Türkiye pazarını da bu vizyon<br />

doğrultusunda geliştirmek<br />

istiyoruz. Sadece tek tek ürün<br />

olarak değil, ihtiyaca uygun<br />

sistem çözümleri sunmayı<br />

hedefliyoruz. İlerleyen<br />

dönemlerde üniversitelerle<br />

ortak çalışmalar yürütüp, ürün<br />

normlarının iyileştirilmesi<br />

üzerinde çalışmak istiyoruz.<br />

GF Hakan Plastik Eğitim<br />

ve Teknoloji Merkezi’nde<br />

bayilerimizden tesisatçılara,<br />

üniversite öğrencilerinden<br />

ihracat müşterilerine kadar<br />

farklı kitlelere eğitimler<br />

vermeyi planlıyoruz.<br />

Showroomumuzda gördüğünüz<br />

üzere ürün sergisinden<br />

ziyade çözüm sergisi odaklı<br />

ilerliyoruz. Bayilerimize<br />

verdiğimiz avantajlardan bir<br />

diğeri de onları kendimize<br />

çözüm ortağı yapıyoruz.<br />

Tabii ki listemizdeki tüm<br />

müşterilerimiz için bunu<br />

yapabilmek mümkün olmasa<br />

da ağırlıklı olarak iş ortaklığı<br />

yaptığımız müşterilerimizi<br />

kendi müşterilerinin isteklerini<br />

doğru anlayıp uygun çözümler<br />

sunabilecek noktaya taşımaya<br />

çalışıyoruz. Bunun dışında<br />

satış pazarlama desteğimiz var.<br />

Fuarlara katılıyoruz. Özellikle<br />

ihracat pazarımızı genişletmek<br />

için yurtdışı fuarlara<br />

katılıyoruz. Bu şekilde hem<br />

bilinirliğimizi hem de onlarla<br />

olan ilişkimizi sıcak tutuyoruz.<br />

İHRACATTA %20’YE YAKIN<br />

BİR BÜYÜME HEDEFİ<br />

KOYDUK<br />

Sektörde karşılaştığınız<br />

sorunlar ve bu sorunlara<br />

dair çözüm önerileri aktarır<br />

mısınız?<br />

Sektördeki en büyük sorun<br />

belirsizlik. Bu belirsizlik<br />

sadece inşaat sektörü için değil<br />

Türkiye’nin makro ortamındaki<br />

en büyük sorun. Bu sorundan<br />

yatırımlar ve kur maalesef<br />

negatif etkileniyor.<br />

Biraz daha mikro seviyeye<br />

inersek bizim sektörümüzde<br />

maalesef çok büyük bir nakit<br />

tıkanıklığı ve riskin yükselmesi<br />

söz konusu. Dönem dönem<br />

karşımıza çıkan problemlerden<br />

bir tanesi bu. Çünkü sektör<br />

bundan sonraki on senede<br />

bizim çok hızlı büyümesini<br />

beklediğimiz bir yapıda.<br />

Dolayısı ile cazip bir pazar<br />

haline gelen boru sektörüne<br />

hazır olmayan firmaların hızlı<br />

giriş yapması ve beraberinde<br />

gelen zor dönemlerle bu<br />

sıkıntılar yaşanıyor.<br />

Ortalama dört beş senede<br />

bir karşımıza çıkan sektörel<br />

krizler var maalesef. Bu yıl<br />

beklentimiz sektörün aynı<br />

kalacağı yönünde. Çok spesifik<br />

RÖPORTAJ<br />

25


RÖPORTAJ<br />

26<br />

alanlarda daralma olacaktır.<br />

Çünkü birçok proje beklemede<br />

ve bazı projelerin de özellikle<br />

önümüzdeki dönemlerde<br />

ertelendiğini görüyoruz.<br />

Bununla beraber tabii ki<br />

geçen yıldan kalma çok güzel<br />

projeler var. Baktığımızda<br />

bu sektör başka bir ülkede<br />

olsaydı belki de çok ciddi<br />

bir krize girebilecekken biz<br />

büyümeyecekti diyoruz.<br />

Aslında kötüyü büyümeyecek<br />

olarak tanımlıyoruz.<br />

O kadar alışmışız ki<br />

büyümesine. Dolayısıyla<br />

<strong>2017</strong>’nin muhtemelen cirosal<br />

anlamda tonaj bazında çok<br />

az büyüyeceğini ama global<br />

bazda baktığımızda ihracatın<br />

biraz zorlanabileceğini<br />

düşünüyorum. Bununla<br />

beraber GF Hakan<br />

Plastik olarak biz ihracata<br />

odaklanacağız. <strong>2017</strong> için<br />

ihracatta %20 civarında<br />

bir büyüme hedefi<br />

koyduk. Hem GF satış<br />

şirketleri hem de doğrudan<br />

ihracat pazarlarımızda<br />

aldığımız ve alacağımız<br />

aksiyonlarla bu büyüme<br />

oranını yakalayacağımızı<br />

düşünüyorum.<br />

Hedeflerimizden bir diğeri<br />

ise altmış olan ülke adetimizi<br />

yetmişe çıkartmak.<br />

Sorunlar çerçevesinde kamu<br />

kurum ve kuruluşlarınızdan<br />

beklentini nelerdir?<br />

Kamu kuruluşlarından<br />

ekonominin dışında tabii<br />

kalite olgusunda çok büyük<br />

beklentimiz var. Çünkü Türkiye<br />

standartlarında ki eskiye göre<br />

çok iyi yere gelmemize rağmen<br />

halen daha geleceğimiz çok yol<br />

var diye düşünüyoruz.<br />

Faal olarak da İMSAD<br />

bünyesinde temsil ediliyoruz.<br />

Daha önce de bahsettiğim gibi<br />

kurumsal firmaların en büyük<br />

dezavantajı merdiven altı<br />

üretimler ile haksız rekabete<br />

girmesi. Bu da tabi dediğim<br />

gibi çok cazip bir sektör olduğu<br />

için tedbir alsanız da yüzde<br />

yüz engelleyemeyeceğiniz<br />

bir nokta. GF Hakan Plastik<br />

olarak bizim özellikle proje<br />

bazında başarımız burada<br />

ortaya çıkıyor. Projelerde<br />

belli standartlara ve spesifik<br />

özelliklere sahip ürünler tercih<br />

ediliyor. Bununla beraber daha<br />

küçük ölçekli yapılara ya da<br />

tekil kullanımlara baktığımızda<br />

teknik özelliklerin ve ürün<br />

standartlarının daha arka<br />

planda kaldığını görüyoruz.<br />

Emtia olarak algılanabiliyor<br />

ve aslında her plastik borunun<br />

aynı olduğu düşünülebiliyor.<br />

Bu noktada biraz daha düşük<br />

maliyetli tercihler yapılabiliyor.<br />

Burada vurgulanması gereken<br />

ucuz ya da pahalı üründen<br />

ziyade fiyat-performans önemli<br />

olduğudur.<br />

Satış sonrası hizmetler<br />

konusunda neler<br />

yapıyorsunuz?<br />

GF Hakan Plastik olarak ürün<br />

kalitemizin tamamen arkasında<br />

duruyoruz. Firmamızın<br />

gelişmiş bir laboratuvarı<br />

var. Herhangi bir problem<br />

yaşanması durumunda<br />

hemen testlerimizi yapıyoruz.<br />

Bizden kaynaklı bir problem<br />

varsa çözümüne gidiyoruz.<br />

Bizden kaynaklı olmasa bile<br />

montajdan ya da uygulamadan<br />

kaynaklı sıkıntılar varsa hemen<br />

kendi ekibimizden birilerini<br />

gönderiyoruz. Kendilerine<br />

yerinde çözüm sunmaya<br />

çalışıyoruz. Ben yine bir adım<br />

öne çıkarak şunu söylemek<br />

isterim ki burada verdiğimiz<br />

eğitimlerle yanlış montajların,<br />

en aza indirilmesi için<br />

çalışıyoruz. Zaten ürün doğru<br />

şekilde uygulandığında da satış<br />

sonrasına daha az iş düşecektir.<br />

Ar-Ge ve İnovasyon<br />

alanındaki faaliyetlerinizden<br />

bahseder misiniz?<br />

Daha önce Hakan Plastik<br />

bünyesinde kendimize ait<br />

bir Ar-Ge fonksiyonumuz<br />

vardı. Fakat Georg Fischer’e<br />

katıldıktan sonra bu global<br />

hale geldi. Dolayısı ile bütün<br />

Georg Fischer ülkelerinde olan<br />

strateji gereği Ar-Ge’mizi global<br />

olarak yapıyoruz. Bu nedenle<br />

üründen ziyade malzeme<br />

geliştirme, çözüm geliştirme<br />

gibi noktalara odaklanıyoruz.<br />

Ürün geliştirme ayağını da<br />

Türkiye’den tamamlıyoruz.<br />

Yani Ar-Ge birimleri iki alana<br />

ayrılmış durumda. Orada<br />

Georg Fischer’in global gücünü<br />

burada da Hakan Plastik’in<br />

pazar gücünü kullanıyoruz.<br />

Son olarak eklemek<br />

istedikleriniz?<br />

Sektör yayınlarının çok<br />

önemli olduğuna inanıyorum.<br />

Bilinçlendirme çalışmalarına<br />

yapılacak katkılar çok önemli.<br />

<strong>Nalbur</strong> ayağında gerçekten<br />

bilgilendirme ihtiyacı çok<br />

yüksek. Dolayısıyla sizlerin<br />

hem makalelerinizde hem<br />

de yaptığınız araştırma ve<br />

haberlerde ürün kalitesini<br />

aynı zamanda ürün<br />

çözümlerini derinlemesine<br />

inceleyip aktarmanız çok<br />

yerinde olacaktır. Ek olarak,<br />

yapı malzemeleri olarak<br />

konuştuğumuzda bu sinerjiyi<br />

yaratmak sadece bizimle değil,<br />

bu sektörde benzer seviyedeki<br />

tüm firmalarla aynı çalışmaları<br />

yaptığınızda artacaktır. Bu<br />

çalışmalarınızı okudukça<br />

memnun oluyor, sektöre katkıda<br />

bulunduğunuza inanıyoruz.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


AHŞAPLARINIZ CAPAWOOD ®<br />

AHŞAP SERİSİ İLE KORUMA ALTINDA<br />

Mekânların korunarak<br />

geleceğe taşınmasında<br />

profesyonel bir bakış<br />

açısı getiren, hem laboratuvar<br />

şartlarında hem de gerçek iklim<br />

koşullarında en dayanıklı sonuçları<br />

veren “CapaWood® Ahşap Serisi”<br />

ürünleri, yaşam alanlarının önemli<br />

bir bölümünü oluşturan ahşap<br />

yüzeyler için zengin bir ürün<br />

yelpazesi sunuyor, farklı kullanım<br />

alanları yaratıyor.<br />

Filli Boya, tüm iç ve dış ahşap yüzeylerde güneşe, suya ve<br />

biyolojik zararlılara karşı maksimum koruma sağlayan<br />

“CapaWood® Ahşap Serisi” ürünlerini sektörün ve<br />

tüketicilerin beğenisine sunuyor.<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

28<br />

Ahşabın yıpranmasını hızlandıran<br />

etkiler dikkate alındığında ahşabın<br />

seçimi ve doğru konstrüksiyon<br />

kadar, uygun ürünler kullanılarak<br />

doğru uygulamayla korunması da<br />

büyük önem taşıyor. İleri teknoloji<br />

ile üretilen özel UV filtreleri, üstün<br />

nefes alma ve su itme özellikleriyle<br />

ahşap yüzeylerini güvenle koruyan<br />

“CapaWood® Ahşap Serisi” ürünleri,<br />

ahşabın uzun ömürlü kalmasına ve<br />

ilk günkü görünümünü korumasına<br />

katkı sağlıyor.<br />

Filli Boya’nın “CapaWood® Ahşap<br />

Serisi” ürünleri, ahşabı yapısal,<br />

kimyasal ve fiziksel açıdan<br />

koruma altına alıyor. “CapaWood®<br />

Ahşap Serisi” ürünleri mevsimsel<br />

yağmurlara bağlı olarak suyun<br />

ahşap üzerinde oluşabilecek<br />

olumsuz etkilerini en aza indirir.<br />

Güneş ışınlarının zararlı etkilerinin<br />

minimalize edilmesi için kullanılan<br />

özel UV filtreleri sayesinde güneşin<br />

zararlı ışınlarını ahşap yüzeyinden<br />

yansıtarak uzaklaştırırken, aynı<br />

zamanda su itme kabiliyeti<br />

sayesinde dış cephelerde<br />

oluşabilecek suyun zararlı etkilerine<br />

karşı maksimum koruma sağlanır.<br />

CAPAWOOD® AHŞAP SERİSİ ÜRÜNLERİ<br />

Ahşap yüzeylerde uzun ömürlü, güçlü koruma sağlayan<br />

“CapaWood® Ahşap Serisi” 13 üründen oluşuyor.<br />

• CapaWood® Color Proof® - Su Bazlı Dış Cephe Ahşap<br />

Boyası<br />

• CapaWood® Color Proof® Primer - Su Bazlı Dış Cephe<br />

Ahşap Boyası Astarı<br />

• CapaWood® Universallasur - Dış Cephe Ahşap Verniği<br />

• CapaWood® Aqua Universallasur – Su Bazlı Dış Cephe<br />

Ahşap Verniği<br />

• CapaWood® Teak Oil - Tik Yağı<br />

• CapaWood® Deck Stain – Su Bazlı Ahşap Zemin Verniği<br />

• CapaWood® Deck Restorer – Su Bazlı Ahşap Yüzey<br />

Temizleyici<br />

• CapaWood® Wood Color – Dekoratif Ahşap Renklendirici<br />

• CapaWood® Wood Stain – Dekoratif Ahşap Verniği<br />

• CapaWood® Ahşap Emprenye – Holzimpragniergrund<br />

• CapaWood® Yat Vernik – Yachtlack<br />

• CapaWood® Parke Verniği – Parkettlack<br />

• CapaWood® Parke Dolgu Verniği – Nc Füller Grundlasur<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


MARSHALL SİL-PAK İLE<br />

DUVARLAR İLK GÜNKÜ GİBİ TERTEMİZ<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

“Renklendir Hayatı” sloganı<br />

ile insanların hayatına<br />

renk katan Marshall,<br />

tüketicilerinin hayatına<br />

konfor, özgürlük ve güven<br />

getiriyor. Kolay silinebilir,<br />

leke tutmayan, silerken zarar<br />

görmeyen, rengini ve temiz<br />

görüntüsünü ilk günkü gibi<br />

koruyan Marshall SİL-PAK,<br />

hayatı kolaylaştırıyor.<br />

30<br />

Marshall’ın uzun<br />

soluklu Ar-<br />

Ge çalışmaları<br />

ile geliştirdiği SİL-PAK,<br />

sunduğu temiz kullanım<br />

özelliğiyle tüketicilerinin<br />

beğenisini kazanmaya devam<br />

ediyor. Marshall SİL-PAK,<br />

tüketicilerin ideal boya<br />

tanımına göre oluşturuldu.<br />

Marshall, yaptığı tüketici<br />

ihtiyaçlarına göre, kolay<br />

silinebilir, leke tutmayan,<br />

silerken zarar görmeyen ve<br />

rengini koruyan bir boyaya<br />

ihtiyaç olduğu belirlendi ve<br />

tüm bu ihtiyaçları karşılayan<br />

SİL-PAK’ı geliştirildi.<br />

Leke tutmayan tertemiz<br />

duvarlar<br />

Kolayca temizlenen Marshall<br />

SİL-PAK, yepyeni “Leke<br />

Tutmayan Teknoloji” ile<br />

geliştirildi ve özellikle<br />

çocuklu evler gibi hareketli<br />

mekanlar için çok etkili, temiz<br />

bir kullanım sunuyor. Boya<br />

üzerinde oluşan film tabakası<br />

sayesinde su bazlı lekeler<br />

duvara nüfuz etmiyor. Üstün<br />

su itme özelliği ile de sıvılar<br />

boya üzerinde boncuklanma<br />

efekti oluşturarak yayılmadan<br />

akıyor ve duvar boyası<br />

üzerinde oluşabilecek lekeler<br />

de bu sayede minimuma<br />

düşürülüyor. SİL-PAK’la<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


oyanmış duvarlara dökülen<br />

kahve, çay, kola, meyve suyu<br />

gibi lekelere ek olarak toz,<br />

kir, ketçap ve hatta pastel<br />

boya ve ruj lekeleri de kolayca<br />

temizleniyor.<br />

Ustalar için de en iyi çözüm<br />

Marshall SİL-PAK,<br />

tüketicilerimizin talepleri ile<br />

mekânlara daha fazla canlılık<br />

ve ışıltı kazandırması için<br />

“Yarı Parlak” özelliğinde<br />

geliştirildi. Beyaz ve dilenen<br />

renklerin yapılması için<br />

baz olarak pazara sunuldu.<br />

Yani tüm Marshall satış<br />

noktaları ve yapı marketlerde<br />

bulunan Marshall Anında<br />

Renk Makineleri’nden<br />

renklendirilebiliyor. Marshall<br />

SİL-PAK, yüksek örtücülüğe<br />

sahip yayılma gücü ile de<br />

ustalar için de büyük bir<br />

uygulama kolaylığı sağlıyor.<br />

Marshall Gör&Boya<br />

uygulamasıyla en iyi renge<br />

en kısa yoldan karar verin<br />

Sunduğu boya ürünlerinin<br />

yanında, Marshall’ın akıllı<br />

cihazlar için geliştirdiği<br />

Gör&Boya uygulaması,<br />

renk seçimi konusunda<br />

tüketicilerin yardımına<br />

koşuyor. Bir rengin<br />

duvarlarınızda nasıl<br />

görüneceğinden emin<br />

değilseniz, Marshall<br />

Gör&Boya uygulamasıyla<br />

seçtiğiniz rengi akıllı<br />

cihazınızın ekranında sanal<br />

olarak deneyebilirsiniz.<br />

Türkiye’de tek olan “Artırılmış<br />

Gerçeklik Teknolojisi,<br />

Artırılmış Gerçeklik<br />

teknolojiyle desteklenen<br />

ve iki milyondan fazla<br />

indirilen ‘Marshall Gör&Boya<br />

uygulaması sayesinde,<br />

mekânları boyamadan<br />

önce nasıl görüneceğini<br />

öğrenebilirsiniz.<br />

Evinizdeki tüm alanlar için en<br />

doğru rengi seçerek harikalar<br />

yaratmanızı sağlayacak gerçek<br />

zamanlı ‘Marshall Gör&Boya’<br />

uygulamasıyla, tabletinizi<br />

veya akıllı telefonunuzu oda<br />

içinde hareket ettirirken,<br />

duvar yüzeyi ile mobilya<br />

ve eşyalar ayırt ediliyor.<br />

Bunun sonucunda uygulama,<br />

duvarları seçtiğiniz renge<br />

sanal olarak boyarken,<br />

otomatik olarak algılanan<br />

diğer nesneler orijinal<br />

renkleriyle ve formlarıyla<br />

olduğu gibi kalıyor. Böylece,<br />

tek dokunuşla seçilen rengin<br />

mobilyalarla ve aksesuarlarla<br />

uyumu ekranda görülerek<br />

en doğru tercihi yapmak<br />

mümkün oluyor.<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

31


DYO SENKRON SERİSİ, BOYANIN FARKLI<br />

TONLARINI DUVARLARA YANSITIYOR<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

32<br />

DYO Senkron serisi boyalar, teknolojinin gücünü renklerin<br />

dünyasıyla birleştiriyor. Sedef veya yansıma etkisine sahip<br />

Senkron serisi boyalı yüzeylere uygulanıyor. Sedef ve yansıma<br />

etkilerine sahip Senkron, mekanlara büyüleyici tonlar katıyor.<br />

DYO’dan evlerini<br />

renklendirmek<br />

isteyenler için yeni bir<br />

ilham kaynağı! DYO Senkron<br />

serisi, sedef ve yansıma etkili<br />

iki farklı ürünle duvarlarda<br />

renk dönüşümünü başlatıyor.<br />

Modifiye akrilik emülsiyon<br />

esaslı Senkron, birçok desen<br />

seçeneği ile dekorasyonda<br />

yaratıcı fikirler getirmek<br />

isteyenler için ideal.<br />

İnci beyazı renginde üretilen<br />

‘Senkron Sedef Etkili’, DYO<br />

Renk Pınarı makinelerinde<br />

elde edilen 18 farklı rengi ile<br />

sedef etkisini duvarlara taşıyor<br />

ve insanda yüzeye dokunma<br />

hissi yaratıyor. ‘Senkron<br />

Yansıma Etkili’ ise gold rengi ile<br />

boyandığı yüzeye göre rengin<br />

tonunu değiştiriyor. Ürün, açık<br />

renkli zeminde daha yumuşak<br />

bir görünüm kazanırken, siyah<br />

gibi koyu bir zeminde duvara<br />

altın görünümü katıyor.<br />

Serideki tüm ürünler boyalı<br />

yüzeylere uygulanırken<br />

dekoratif, dayanıklı ve silinebilir<br />

özellikleriyle öne çıkıyor.<br />

Leke tutmayan boya, ışıkla<br />

kendini temizleyen boya,<br />

zor lekelerin iz bırakmadan<br />

silindiği boya gibi birçok<br />

yeniliği mekanlara taşıyor.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


“BOYA SEKTÖRÜ<br />

TÜRKİYE’DE AVANTAJLI KONUMDA”<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

34<br />

Uzertaş Genel Müdürü Lalehan Erem Tokcan, <strong>Nalbur</strong> <strong>Teknik</strong>’in<br />

sorularını yanıtladı. Uzertaş faaliyetlerinden bahsederken<br />

sektör ile ilgili de bilgiler veren Tokcan; “Türkiye’de inşaat<br />

sektörü sürekli gelişmekte ve büyümekte, boya sektörü de yeni,<br />

uzun ömürlü ve teknolojik ürünlerle inşaat sektörüne destek<br />

vermektedir. Bu sebeple ülkemizde diğerlerine göre en avantajlı<br />

konumdaki sektördür.” diyerek önemli bilgiler verdi.<br />

Uzertaş hangi alanlarda<br />

faaliyet gösteriyor?<br />

Uzertaş’ın hizmet verdiği<br />

en önemli sektör yapı<br />

sektörüdür. Avrupa’dan<br />

özel boyalar, beton ve ahşap<br />

koruyucular, ahşap ve metal<br />

vernikleri ithal eden iç pazardan<br />

da boya ve yan ürünleri, yapı<br />

kimyasalları, toz boyalar, demir<br />

oksit pigmentler ve birçok<br />

farklı ürünü tedarik edip,<br />

toptan dağıtımını yapan bir<br />

şirketiz. İnşaat ve restorasyon<br />

projelerinde kullanılacak ithal<br />

boya ve yalıtım ürünlerinin<br />

tanıtım ve tedarikini yapıyor,<br />

doğru yerde, doğru ürünün<br />

ne şekilde kullanılacağına dair<br />

ilgili personele eğitimlerimizi<br />

veriyoruz.<br />

Karaköy Perşembepazarı’nda<br />

başlayan ticari faaliyetimizi<br />

1984 yılından 2008’e<br />

kadar Gümüşsuyu’ndaki<br />

merkezimizde sürdürdük. Son<br />

9 yıldır da Tuzla Birlik OSB’de<br />

kendi şirket bina ve depomuz<br />

da çalışmaya devam ediyoruz…<br />

Uzertaş, Türk boya pazarını<br />

ilk Avrupa boya ile tanıştıran<br />

firmadır. Belçika’dan Trimetal<br />

boyalarını ithal ederek Türkiye<br />

ve K.K.T.C. de uzun yıllar<br />

haklı bir başarı elde etmiştir.<br />

Akzo Nobelin Trimetal<br />

markasını satın almasının<br />

ardından Uzertaş; yeni<br />

markaları bünyesine katarak,<br />

Almanya’dan Beeck boyalarını,<br />

Danimarka’dan PPG çatısı<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


altındaki Bondex Ahşap<br />

koruma boya ve verniklerini,<br />

İngiltere’den Incralac ve<br />

yenilikçi dış cephe anti grafiti<br />

sistemlerini Türkiye pazarına<br />

sunmaya devam etmektedir.<br />

Ayrıca iç piyasadan da 2016<br />

yılında ‘’Marshall Tüm<br />

Türkiye Proje Ana Bayiliği<br />

Sorumluluğunu’’ üstlenmiş<br />

bulunuyoruz.<br />

Uzertaş’ın en büyük özelliği<br />

bünyesinde ki markalara kendi<br />

Uzertaş Genel Müdürü<br />

Lalehan Erem Tokcan<br />

markası gibi sahip çıkması ve<br />

marka bilinirliğini sağlamak<br />

için eğitim, fuar, reklam<br />

faaliyetlerine önem vermesidir.<br />

KALİFİYE ELEMAN<br />

YETİŞTİRİLMELİ<br />

Türkiye boya sektörü<br />

hakkında bilgi verir misiniz?<br />

Türkiye’de inşaat sektörü sürekli<br />

gelişmekte ve büyümekte, boya<br />

sektörü de yeni, uzun ömürlü<br />

ve teknolojik ürünlerle inşaat<br />

sektörüne destek vermektedir.<br />

Bu sebeple ülkemizde<br />

diğerlerine göre en avantajlı<br />

konumdaki sektördür. Buna<br />

büyük boya fabrikaları kadar<br />

merdiven altı tabir ettiğimiz<br />

üretim firmaları da dahildir.<br />

İşgücünün diğer sektörlere göre<br />

ucuz oluşu da ayrıca avantajını<br />

artırmaktadır. Kalifiye eleman<br />

yetiştirilirse son teknoloji ürünü<br />

boyalar doğru yerde doğru<br />

şekilde gereği gibi kullanılmış<br />

olacaktır. Bu arada Meslek<br />

Liselerinde Yapı Teknolojisi<br />

Bölümü olan okul sayısının<br />

artırılarak sektöre kalifiye<br />

eleman sağlanması en önemli<br />

hususlardan biridir.<br />

Yatırım planlarınız nelerdir?<br />

Yurt dışına, özellikle Ortadoğu<br />

ve Türk Cumhuriyetlerine<br />

açılma projelerimiz var. Ayrıca<br />

Türkiye’de olmayan inovatif<br />

ürünleri sektöre tanıtmayı da<br />

planlıyoruz<br />

DÜNYADA UYGULANAN<br />

TEKNOLOJİLERİ<br />

YAKINDAN TAKİP<br />

EDİYORUZ<br />

İnovatif ürünleriniz nelerdir?<br />

İnovasyon sadece üretimin<br />

arttırılması için değil sağlık,<br />

konfor ve estetik için de<br />

gereklidir. Biz bu amaçla yapı<br />

sektöründe bütün dünyada<br />

uygulanan teknolojileri<br />

yakından takip ederek en uygun<br />

biçimde Türk firmalarının<br />

kullanımına sunuyoruz. Her<br />

biri inovatif ve teknik üstünlüğe<br />

sahip Beeck,<br />

PPG Architectural Coatings<br />

Bondex, İncralac, Hydron Anti<br />

Graffiti, Marshall Boya ve Aries’<br />

i inşaat firmalarımıza tavsiye<br />

ediyoruz.<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

35<br />

KÜÇÜK AYRINTILAR<br />

ÖNEMLİDİR


BOYA SEKTÖRÜ<br />

36<br />

Boya sektörünün ve<br />

firmanızın hedefleri nelerdir?<br />

Milyonlarca lira harcanarak<br />

inşa edilen projelerde yer<br />

alan en küçük ayrıntı bizler<br />

için daha doğrusu ülkemizin<br />

kaynaklarının korunması<br />

için çok önemlidir. Ortaya<br />

konulan ürünlerin sağlıklı ve<br />

uzun ömürlü olarak gelecek<br />

nesillere aktarılabilmesi üstün<br />

teknolojiyle üretilmiş doğa<br />

dostu ürünlerle mümkündür.<br />

Bunların temini, kulanım<br />

eğitimlerinin verilmesi<br />

ve yaygınlaşması başlıca<br />

hedefimizdir.<br />

HER PROJEYE FARKLI<br />

ÜRÜN<br />

Farklılık oluşturan<br />

ürünleriniz var mı?<br />

Projelerine şıklık, değer<br />

ve ömür katmak isteyen<br />

mimarlarımıza teknik<br />

üstünlüğe sahip Beeck, PPG<br />

Architectural Coatings Bondex,<br />

İncralac, Hydron Anti Graffiti,<br />

Marshall Boya, Aries’ i tavsiye<br />

ediyoruz.<br />

Beeck 120 yıllık geçmişe sahip<br />

bir firmadır ve ürünleri karbon<br />

içermez. Mineral bazlı ve su<br />

iticidir. Aktif potasyum silikat<br />

esaslıdır. Buhar geçirgenliği<br />

mükemmeldir. Aynı firmanın<br />

beton ve taş verniklerini de<br />

dış cephede emici mineral<br />

yüzeylerin korunması için<br />

tavsiye ediyoruz.<br />

Ahşap yüzeyler için de<br />

Danimarka’da üretilen dünya<br />

boya devi PPG’nin Bondex<br />

markasının ürün gamını<br />

öneriyoruz.<br />

RESTERASYONDA UZERTAŞ<br />

İMZASI<br />

Uzertaş hangi önemli dini<br />

mekânlarda çalışmalar<br />

gerçekleştirdi?<br />

Dini yapıların gelecek nesillere<br />

sağlıklı bir şekilde nakli<br />

için aktif potasyum silikat<br />

esaslı, mineral bazlı Beeck<br />

boyasını kullanıyor, SP Plus<br />

ile koruyoruz. Bu şekilde<br />

yaptığımız işlere II. Mahmut<br />

Türbesi, Ataşehir Mimar Sinan<br />

Camii, Edirne Büyük Sinagog,<br />

Panayia Rum Kilisesi, Yenikapı<br />

Mevlevihanesi ve Pargalı<br />

İbrahim Paşa Külliyesi, Tarihi<br />

Beyazıt Hamamı ve Hürrem<br />

Sultan Hamamı’nı örnek<br />

verebilirim.<br />

GRAFİTİYE UZERTAŞ’TAN<br />

ÇÖZÜM<br />

Görüntü kirliliği yaratan<br />

duvar yazılarına ve istenmeyen<br />

grafitilere karşı ne tür boyalar<br />

geliştirdiniz?<br />

Gururla tavsiye ettiğimiz<br />

ürünlerden biri de dünyanın<br />

en iyi Anti Grafiti sistemini,<br />

son kat olarak beton, taş, tuğla,<br />

ahşap, alüminyum, seramik,<br />

cam gibi yüzeylere Nu-Guard’ı<br />

tavsiye ediyoruz.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


İSTANBUL YENİ HAVALİMANI’NIN<br />

RENGİ POLİSAN KANSAI OLACAK<br />

Türkiye’nin lider boya<br />

markalarındanı Polisan<br />

Kansai Boya, 2018 yılında<br />

kapılarını açacak olan ve<br />

dünyanın en büyüğü olacak<br />

İstanbul Yeni Havalimanı’nın<br />

(İGA – İstanbul Grand<br />

Airport) su bazlı boya<br />

tedarikçisi oldu.<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

38<br />

İlk fazı 2018 yılında devreye<br />

alınacak son yılların en<br />

önemli projesi İstanbul Yeni<br />

Havalimanı’nın boya ihalesini,<br />

katılan üreticiler arasından boya<br />

sektörünün öncü markalarından<br />

Polisan Kansai Boya kazandı.<br />

Böylelikle Polisan Kansai Boya,<br />

İstanbul Yeni Havalimanı’nın su<br />

bazlı boya tedarikçisi oldu.<br />

Yolcu sayısı, kapladığı alan,<br />

terminal binası ve otoparkı<br />

başta olmak üzere birçok alanda<br />

dünyanın en büyüğü olacak<br />

İstanbul Yeni Havalimanı’nın<br />

tüm fazları tamamlandığında<br />

yıllık 200 milyon yolcu<br />

kapasitesi ile 350’den fazla<br />

destinasyona uçuş imkânı<br />

sağlayan, dünyanın en önemli<br />

havacılık merkezi haline gelmesi<br />

bekleniyor.<br />

Polisan Holding CEO’su Erol<br />

Mizrahi: “Uluslararası işlere<br />

imza atıyoruz”<br />

Polisan Holding CEO’su Erol<br />

Mizrahi, projenin tedarikçisi<br />

olacaklarından dolayı gurur<br />

duyduklarını belirterek,<br />

Polisan Holding CEO’su Erol Mizrahi<br />

“İstanbul Yeni Havalimanı,<br />

Türkiye’de hatta dünyada<br />

son yıllarda geliştirilen özel<br />

projelerden belki en önemlisi.<br />

Cumhuriyet Tarihi’nin bu en<br />

büyük ve stratejik projesinde<br />

çalışmalar tüm hızıyla sürüyor.<br />

Gerek ürün gamımız gerekse<br />

kurumsal yapımız ile bu<br />

denli büyük bir projeye katkı<br />

sağlayacağımızı ve en iyisini<br />

sunacağımızı düşünüyoruz”<br />

dedi. Mizarahi, sözlerine şöyle<br />

devam etti:<br />

“Bu özel projede ürün<br />

gamımızda yer alan astar ve son<br />

kat boyalarla hizmet vereceğiz.<br />

Portföy içerisinde sektörün lider<br />

ve en çok beğenilen iç cephe<br />

ürünü Elegans Extra Yarımat<br />

ürünümüz de bulunmaktadır.<br />

2018 yılı başında açılacak<br />

olan projenin ilk fazında ilk<br />

ön görülere göre 1 milyon<br />

metrekare ve üzeri, farklı<br />

ürün grupları ile birlikte 15<br />

bin kova üzeri bir tüketim<br />

hesaplıyoruz. Geçtiğimiz ay<br />

bir dünya devi olan Japon<br />

Kansai Paint ile gücümüze güç<br />

kattık. Polisan Kansai Boya<br />

olarak, dünya markası olma<br />

yolunda emin adımlarla ilerliyor<br />

ve uluslararası işlere imza<br />

atıyoruz.”<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


DOĞUŞ FIRÇA KALİTESİ İLE<br />

ADINDAN SÖZ ETTİRİYOR<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

40<br />

1980 yılında boya ve<br />

temizlik fırçaları<br />

sektöründe üretime<br />

başlayan Doğuş Fırça 1997<br />

yılında kurumsallaşarak üretim<br />

ağına yeni çeşitler ekledi ve<br />

sektörde önemli bir yer edindi.<br />

Doğuş fırçayı yakından tanımak<br />

amacı ile Fatih Güloğlu ile<br />

gerçekleştirdiğimiz söyleşide<br />

Güloğlu: “Ürünlerimizin<br />

bir kısmını yurt dışına ihraç<br />

etmekteyiz. Son yıllarda<br />

uluslararası piyasada da<br />

kalitemiz ile adından söz<br />

ettirmeye başlayan tanınan ve<br />

istenen bir marka olma yolunda<br />

ilerlemekteyiz.” diyerek Doğuş<br />

Fırça ile ilgili önemli bilgiler<br />

verdi.<br />

“Kalitesi ile adından söz<br />

ettiriyor”<br />

40 yıla yakın tecrübe ve<br />

birikimlerini ürünlerine<br />

yansıtarak müşterilerine en iyi<br />

kalite ve fiyatı sunduklarını<br />

aktaran Fatih Güloğlu Doğuş<br />

Fırça ile ilgili şunları aktardı:<br />

“1997 yılında kurumsallaşarak<br />

DOĞUŞ FIRÇA adını alan<br />

firmamız kendi bünyesinde<br />

imal ettiği çeşitli ürün<br />

guruplarında kalite ve<br />

markalaşmaya önem vererek<br />

geniş bir ürün yelpazesine sahip<br />

oldu. Bugün çok çeşitli faaliyet<br />

alanlarına hitap eden, ihtiyacını<br />

oluşturan ürünlerinin temelini<br />

kendisi imal eden ve her<br />

ürettiği üründe sektörde önde<br />

olan, ürünlerinin rengi modeli<br />

adı taklit edilen bir marka<br />

haline gelmiş bulunmaktadır.<br />

İnşaat sektörü içerisinde<br />

ıspatula & mala grubu ile boya<br />

kısmında boya fırçaları ve<br />

boya rulolarını üretmekteyiz.<br />

Bunun yanında temizlik<br />

sektöründe paspas, mop &<br />

yersil grubu, temizlik kovaları<br />

ve temizlik fırçalarını CLİMAX<br />

alt markamız ile temizlik<br />

malzemeleri üretmekteyiz.<br />

Yurt içinde ve yurt dışındaki<br />

resmi kurumlara hitap<br />

etmekteyiz ve amiral gemimiz<br />

olan oto yıkama fırçaları<br />

ile sektöründe lider olan<br />

ürünleri üretiyoruz. PARFIR<br />

ve FLAŞ markalı oto yıkama<br />

fırçalarımız sektörde zirvede<br />

olan en popüler ürünlerimizdir.<br />

Girdiğimiz sektörlerde üstün<br />

kalite ve hizmet politikasıyla<br />

üretimlerimiz devam<br />

etmektedir. Ürünlerimizin<br />

bir kısmını yurt dışına ihraç<br />

etmekteyiz. Son yıllarda<br />

uluslararası piyasada da<br />

kalitemiz ile adından söz<br />

ettirmeye başlayan tanınan ve<br />

istenen bir marka olma yolunda<br />

ilerlemekteyiz. “ dedi.<br />

“Direkt kullanıcılardan<br />

geribildirim alıyoruz”<br />

Ar-Ge çalışmaları hakkında<br />

bilgi veren Güloğlu: “AR-GE<br />

çalışmaları ile ürünlerimizi<br />

sürekli yenileyerek daha iyi<br />

bir hal alması için sürekli<br />

çalışmaktayız ve sonuçlarını<br />

en iyi şekilde analiz ettikten<br />

sonra imalat kısmımız<br />

ürünlerdeki varsa problem<br />

veya iyileştirmeleri en hızlı<br />

şekilde sonuca ulaştırmaktadır.<br />

Tecrübeli ve işinde profesyonel<br />

olan ekibimiz sayesinde<br />

her zaman başarılı sonuçlar<br />

alıyoruz. Bunun yanı sıra<br />

düzenli olarak ürünlerimizi<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


direkt kullanıcılara ücretsiz<br />

olarak dağıtıp, sonuçlarını<br />

kullanılmış ürünlerle<br />

birlikte rapor alıyoruz.<br />

Boyacılara, inşaat ustalarına,<br />

temizlik elemanlarına ve oto<br />

yıkamacılara dağıttığımız<br />

ürünler daha sonra kullanıcı<br />

raporları ile birlikte toplanarak<br />

inceleniyor. Aldığımız şikâyet<br />

ve talepler bizler için çok<br />

büyük önem arz etmektedir.<br />

Kullanılmış olan ürünler<br />

üzerinde de çalışmalar yaparak<br />

en iyi sonuca ulaşmaya<br />

çalışıyoruz. Bunlara ek olarak<br />

dışarıdan bağımsız test<br />

hizmetleri sağlayan firmalara<br />

yaptırdığımız testler sonucunda<br />

ürünlerin dayanıklılık sökülme<br />

ve kıl bırakma oranlarını<br />

öğrenmekteyiz.” dedi.<br />

“Bizler için önemli olan bayii<br />

sayısından ziyade bayilerimize<br />

vermiş olduğumuz hizmettir”<br />

Mevcut yatırımlarını, gelişen<br />

teknoloji ile doğru orantılı<br />

yaptıklarını yaptıklarını belirten<br />

Güloğlu: “Genellikle mevcut<br />

yatırımlarımızı gelişen teknoloji<br />

ile doğru orantılı şekilde<br />

yapıyoruz ayrıca yatırımları<br />

yenilemek, genişletmek veya<br />

sıfırdan yeni yatırımlar dikkate<br />

alındığında bizim için önemli<br />

olan ilk unsur yapılacak yatırım<br />

ne kadar sürede bize geri<br />

döneceğidir. Bunun dışında<br />

hizmet kalitemizi arttıracak<br />

müşterimizi memnun edecek<br />

her türlü yatırımları zaman<br />

kaybetmeden gerçekleştirmeye<br />

özen göstermeye çalışıyoruz.”<br />

derken bayilik yapılanması<br />

hakkında da bilgiler verdi.<br />

Fatih Güloğlu: “Türkiye<br />

genelinde firmamız ölçeğinde<br />

yeterli sayıda diyebilecek<br />

kadar bayiimiz mevcut<br />

bizler için önemli olan bayii<br />

sayısından ziyade bayilerimize<br />

vermiş olduğumuz hizmettir.<br />

Bayilerimize vermiş olduğumuz<br />

hizmette yaşayacağımız en<br />

ufak bir problem bizim için<br />

çoğu şeylerden daha önemlidir.<br />

Bayilerimizin tamamına yakını<br />

sektörde bilinen, kendini<br />

kanıtlamış, uzun yıllardır<br />

sektörün içerisinde olan<br />

firmalardır. Ağırlıklı olarak<br />

hırdavat ve boya toptancılarıyla<br />

bayilik anlaşması yapmaktayız.”<br />

dedi.<br />

<strong>2017</strong> yılı öngörü ve<br />

beklentilerini ileten Güloğlu:<br />

“İçerisinde bulunduğumuz<br />

<strong>2017</strong> yılı için en önemli etken,<br />

döviz kurları seviyesi olacaktır,<br />

çünkü ithal girdiler üretim<br />

maliyetlerimizde önemli bir<br />

yer tutmaktadır. Değişkenlik<br />

gösteren kur fiyatları da<br />

üretim maliyetlerimizi sürekli<br />

değiştirdiğinden dolayı belirsiz<br />

kur hepimiz için olumsuz<br />

sonuçlanmaktadır.” diyerek<br />

sözlerine son verdi.<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

41


BASF AHŞAP VE METAL BOYALARI<br />

İÇİN YENİ IŞIK STABİLİZATÖRLERİNİ<br />

PAZARA SUNDU<br />

oluşturuyor. Tinuvin serisi su<br />

bazlı sistemler için geliştirildi.<br />

Ürünler metilizotiazolinon<br />

(MIT) içermemesi ile dikkat<br />

çekerken, alerjik reaksiyonlara<br />

karşı uyarı amacıyla kullanılan<br />

EUH 208 etiketi gerektirmiyor.<br />

Bu nedenle Tinuvin serisi<br />

ürünler sürdürülebilir ve<br />

çevresel korumaya uygun<br />

ürünler olarak dikkat çekiyor.<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

42<br />

BASF su bazlı sistemler için Tinuvin® DW (N) serisinden beş<br />

yeni yüksek performanslı ürün sunarken, dayanıklı ve renk<br />

solmasına dirençli boyaların düşük maliyetle üretilmesini<br />

sağlayan Tinuvin® 249 ile fark oluşturuyor.<br />

BASF, ahşap ve metal<br />

boyaları için ürettiği<br />

yeni ışık stabilizatörleri<br />

Tinuvin® DW (N) serisindeki<br />

beş ürününü tanıtıyor. BASF<br />

ayrıca özel ürünü Tinuvin®<br />

249 ile dış mekanda kullanıma<br />

yönelik, dayanıklı kaplamaların<br />

formüle edilmesi için artan<br />

yüksek performanslı ışık<br />

stabilizatörü talebini de<br />

karşılayacak. BASF, 4-6 Nisan<br />

tarihleri arasında katılacağı<br />

<strong>2017</strong> Avrupa Boya Fuarı’nda<br />

Tinuvin® DW (N) serisi ve diğer<br />

yeni ürünlerini sergileyecek.<br />

Tinuvin DW (N) serisinden<br />

yeni ışık stabilizatörleri<br />

BASF, Tinuvin 123-DW (N),<br />

Tinuvin 400-DW (N), Tinuvin<br />

477-DW (N), Tinuvin 9945-<br />

DW (N) ve Tinuvin 5333-DW<br />

(N) olmak üzere beş Tinuvin<br />

ürününü satışa sundu. Tinuvin<br />

serisi, potansiyel olarak kritik<br />

hammadde içeriği alanında<br />

artan talebe cevap verecek yeni<br />

sıvı ışık stabilizatörleri neslini<br />

Tinuvin 249<br />

Tinuvin serisinin fark yaratan<br />

ürünü Tinuvin 249 ise, bazik<br />

olmayan bir ışık stabilizatörü<br />

(HALS). Tinuvin 249, çok<br />

çeşitli boya sistemleriyle<br />

uyumlu ve yüksek derecede<br />

renk haslığına ve su direncine<br />

sahip kaplamaların üretilmesini<br />

sağlıyor. Ekonomik olması ile<br />

de dikkat çeken Tinuvin 249,<br />

aynı zamanda düşük viskozitesi<br />

sayesinde boya içinde kolay<br />

karışarak zamandan tasarruf<br />

sağlıyor ve atık oranını<br />

azaltıyor. Renge etkisi olmayan<br />

Tinuvin 249 yüksek kaliteli<br />

şeffaf verniklerin üretimi için<br />

de uygun.<br />

BASF EMEA Reçine ve Katkı<br />

Maddeleri Yöneticisi Ulf<br />

Neidlein Tinuvin serisi ile ilgili<br />

olarak “Işık stabilizatörleri<br />

alanında maliyet uygunluğu,<br />

artırılmış performans ve<br />

sürdürülebilirlik gibi trendler<br />

ön planda. Yeni Tinuvin<br />

ürünleriyle müşterilerimize,<br />

bu önemli talepleri karşılayan<br />

yenilikçi çözümler sunuyoruz.”<br />

şeklinde konuştu.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


“ÇOK YÖNLÜ ORTAKLIKLAR SEKTÖRE<br />

FARKLI BİR BOYUT KAZANDIRDI”<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

44<br />

1969 yılında Sadettin<br />

Yeşilkaya ve (oğlu)<br />

Seyfettin Yeşilkaya<br />

tarafından Emek Fırça olarak<br />

kurulan firma, fırça imalatına<br />

getirdiği farklılıklarla ticarî<br />

hayatına devam ediyor. Daha<br />

önceleri (1969-1995) yıllarında<br />

(el işi badana fırçası, inşaat<br />

fırçası, ayakkabı fırçası, makine<br />

fırçası, kozmetik fırçası, oto<br />

fırçası, yer süpürme fırçaları<br />

vs.) üretirken 2008 yıllarında<br />

Yeşil Rulo ve Fırça San. kurup<br />

günümüz ve ileri teknolojisine<br />

uygun ürünler üreten firma,<br />

her geçen gün artan üretim<br />

kapasitesi ile ticari hayatına<br />

devam ediyor.<br />

Yeşil Rulo ve Fırça yetkilileri<br />

yaptığımız röportajda yetkililer;<br />

inşaat ve yapı sektörüne hizmet<br />

verdiklerini belirtirken, Yeşil<br />

markası adı altında boya rulosu<br />

ve boya fırçaları üreterek, boya<br />

sektörüne hizmet verdiklerini<br />

aktardılar.<br />

İnovasyon ve Ar-Ge<br />

alanlarında çalışmalarınızdan<br />

bahseder misiniz?<br />

YEŞİL, olarak yenilikçi ve<br />

buluşçu bir mantık üzerinden<br />

firmamızı yönetmeye<br />

çalışmakla birlikte ARGE<br />

çalışmalarına ciddi bir önem<br />

vermekteyiz, sektörümüzle<br />

ilgili tüm dünyadaki gelişmeleri<br />

dikkatle takip edip, ürettiğimiz<br />

ürünlere farkındalık katmak<br />

için tüm gücümüzle çalışıyoruz<br />

Yatırım planları<br />

oluşturulurken hangi<br />

kriterlere öncelik<br />

veriyorsunuz? Önümüzdeki<br />

dönemler için yatırım<br />

planlarınız var mı, varsa<br />

nelerdir?<br />

YEŞİL, yatırım planları<br />

oluştururken öncelikle<br />

tabii ki de üretimin artması<br />

daha gelişmiş teknolojiler<br />

ve otomasyon sistemleri<br />

önde gelen kriterlerimiz<br />

arasındadır, global dünyada<br />

rekabet edebilmek için hızlı<br />

ve farklı teknoloji planlarımız<br />

en önde gelen düşüncelerimiz<br />

arasındadır<br />

Türkiye genelinde kaç bayiiniz<br />

var? Satış ve pazarlama<br />

alanında ne gibi faaliyetler<br />

yürütüyorsunuz? Bayilere ne<br />

gibi avantajlar sunuyorsunuz?<br />

YEŞİL, Türkiye geneline<br />

çok iyi bir bayi ağına sahip<br />

olmakla birlikte dış piyasalarda<br />

da iyi bir Pazar yakalamış<br />

bir firmadır, satış alanında<br />

bayilerimize ürünlerimizin<br />

özelliklerini ve ince detaylarını<br />

anlatarak onların sahada daha<br />

iyi bir Pazar sahibi olmalarını<br />

ve ürünlerimizi daha iyi<br />

satabilmeleri açısından tüm<br />

kolaylıkları bayilerimize<br />

sunmaktayız.<br />

<strong>2017</strong> yılı için sektörünüz<br />

açısından ön görüleriniz ve<br />

beklentileriniz nelerdir?<br />

YEŞİL olarak <strong>2017</strong> yılı için<br />

öngörülerimiz daha çok<br />

üretim ve Pazar gücümüzü<br />

daha da genişleterek azimle,<br />

sabırla firmamızı daha yerlere<br />

getirmektir.<br />

Sektörün sıkıntıları hakkında<br />

neler söylemek istersiniz? Bu<br />

konuda sunacağınız çözüm<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


ekipmanları sektörünü nasıl<br />

değerlendiriyorsunuz? Küresel<br />

bazda Türkiye’nin boya<br />

ekipmanları sektöründeki<br />

konumu hakkında neler<br />

söylemek istersiniz?<br />

Türkiye’de boya ekipmanları<br />

sektörünü giderek yükseldiğini<br />

görmekteyiz, Son 10 yılda hızla<br />

büyüyen boya sektörü oldukça<br />

dikkat çekici bir konuma<br />

geldi. Sektörde uzmanlaşma,<br />

globalleşme ve çok yönlü<br />

ortaklıkların ağırlık kazanması<br />

sektöre farklı bir boyut<br />

kazandırdığını düşünmekteyiz.<br />

önerileri nelerdir?<br />

Sektörümüzdeki sıkıntılardan<br />

birkaç örnek verecek olursak,<br />

kar marjlarının aşırı düşük<br />

olması, Sektördeki hatalı<br />

rekabetin hem firma karlarını<br />

azalttığı, hem de müşterileri<br />

bölerek piyasanın işleyişini<br />

bozduğu, birde Uzakdoğu<br />

mallarının piyasa çok ekonomik<br />

fiyatlarla satılması, yetkililerin<br />

Uzakdoğu mallarının ülkemize<br />

girişi konusunda daha iyi<br />

bir çalışma yapmalarını ve<br />

kota seviyelerinin artması<br />

ülkemizdeki üretici firmaların<br />

faydalarına olacağını<br />

düşünüyoruz.<br />

Türkiye’de boya<br />

Son olarak eklemek<br />

istedikleriniz?<br />

İçinde bulunduğumuz<br />

yüzyılda, ekonomik ve<br />

sosyal alanda yaşanan hızlı<br />

gelişim ve değişimler ile<br />

rekabet şartlarının zorlaşması<br />

organizasyonlara mevcut<br />

kaynaklarını kullanmalarında<br />

hata şansı tanımamaktadır.<br />

Başarısızlıkla sonuçlanan<br />

projeler kıt kaynakları<br />

boşa harcamakta ve<br />

organizasyonların rekabet<br />

avantajını kaybetmesine hatta<br />

organizasyonun devamlılığına<br />

zarar vermektedir. İnşaat<br />

sektörü açısından da durum<br />

farklı değildir. Sektörün yapısı<br />

gereği proje bazlı çalışan<br />

firmalarda proje seçimi daha<br />

da önemli konumdadır.<br />

İnşaat sektöründe faaliyet<br />

gösteren bir çok firma hatalı<br />

proje seçimi yüzünden<br />

projeleri başarısızlıkla<br />

sonuçlandırmış ve zarar<br />

görmüşlerdir. Bu çalışmanın<br />

amacı inşaat sektöründe<br />

faaliyet gösteren firmalar için<br />

proje seçimi ve/veya portföy<br />

yönetiminde kaynakları doğru<br />

yönlendirilirse çok daha iyi<br />

bir konuma geleceğimizi<br />

düşünüyoruz.<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

45


“İNSAN YAŞAMININ<br />

STANDARTLARINI ARTIRIYORUZ”<br />

Hem ürün hem de kalite<br />

olarak en üst segmentte<br />

konumlandırılan Geberit,<br />

her geçen gün hedef kitlesini<br />

genişleterek sektörde yükselen<br />

başarı grafiği ile ilerlemeye<br />

devam ediyor. Son dönem<br />

çalışmaları ve yeni ürünleri<br />

ile ilgili bilgi almak adına<br />

röportaj yaptığımız Geberit<br />

Türkiye Genel Müdürü Cengiz<br />

Kazazoğlu sorularımızı<br />

yanıtlayarak önemli<br />

açıklamalarda bulundu.<br />

RÖPORTAJ<br />

46<br />

Firmanız hakkında bilgi verir<br />

misiniz?<br />

Geberit olarak, iki<br />

ana ürün grubumuz<br />

bulunuyor; sıhhı tesisat<br />

sistemleri ve borular. Sıhhı tesisat<br />

sistemleri, beş ürün grubundan<br />

oluşuyor; gömme rezervuarlar,<br />

rezervuar iç takımları,<br />

bataryalar ve deşarj sistemleri,<br />

süzgeçler, sifonlar, tesisat<br />

montaj ekipmanları ve Geberit<br />

Aquaclean. Borular ise temiz ve<br />

pis su boru ve fittingsleri, bakır<br />

boru ve fittingsler, paslanmaz<br />

çelik ve CuNiFe boru ve<br />

fittigslerinden oluşuyor.<br />

Hedef kitle olarak proje bazında<br />

bakarsak, ağırlıklı olarak 4-5<br />

yıldızlı projeler diyebiliriz.<br />

Çünkü Geberit ürünleri, hem<br />

kalite hem de fiyat olarak en üst<br />

segmentte konumlandırılıyor.<br />

Ancak Geberit olarak piyasada<br />

bulunan ürün portföyünü<br />

genişletip farklı segmentlere<br />

uygun ürünleri piyasaya sunarak<br />

hedef kitlemizi de genişletiyoruz.<br />

Son tüketici bazında bakarsak<br />

da evine, ev dekorasyonuna,<br />

evinde yenilikçi teknolojilere<br />

önem veren, çevreye duyarlı,<br />

su tasarrufunun çevre ve<br />

ev ekonomisi için önemini<br />

kavramış yenilikçi bir kitleye<br />

hitap ediyoruz.<br />

Firmalara sunduğunuz<br />

avantajlar konusunda bilgi<br />

verir misiniz?<br />

Ürünlerimizi seçen firmalara;<br />

tasarım özgürlüğü sağlayan<br />

ürünleri seçme imkanı, güvenilir,<br />

uzun ömürlü ürünler, gömme<br />

rezervuarlarda 10 yıl ürün<br />

garantisi ve 25 yıl yedek parça<br />

temin garantisi sunuyoruz. Bu<br />

sayede onlarda müşterilerine<br />

kaliteli ürünler kullanılmış mülk<br />

edindirmiş oluyorlar.<br />

Pazarda, diğer firmalardan sizi<br />

ayıran noktalar nelerdir?<br />

1874 yılından beri insan<br />

yaşamının standartlarını<br />

artırmak için çalışıyor ve<br />

ödünsüz kalite anlayışımızla<br />

ürünler geliştiriyoruz. Geberit,<br />

Türkiye’ye ilk girdiği yıllardan<br />

beri pazara sunduğu ürünlerle<br />

lider ve inovatif bir marka oldu.<br />

Türkiye, ilk gömme rezervuarı<br />

Geberit ile tanıdı. Aynı şekilde<br />

negatif basınç ile çalışan yağmur<br />

suyu drenaj sistemimiz Geberit<br />

Pluvia ile de bir yenilik sunduk,<br />

profesyonellere. Her iki üründe<br />

de ilk başlarda zorlandık ama<br />

sonrasında o kadar çok tercih<br />

edildik ki rakipler tarafından<br />

hep takip edildi. Bu doğrultuda,<br />

bu yılki mottomuzu da ‘Zaman<br />

geçer, Kalite kalır’ olarak<br />

belirledik. Banyolarda özellikle<br />

duvar arkasındaki ürünlerin<br />

dayanıklılığı ve uzun ömürlülüğü<br />

çok önemli. Geberit’in<br />

ürünlerini geliştirirken en çok<br />

üzerinde durduğu konuların<br />

başında gelen kalite ve hijyen<br />

tüm ürünlerin ana teması<br />

konumunda. Ürünlerimizi<br />

milyonlarca kez testten geçirerek<br />

50 yıldan fazla gömme rezervuar<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Cengiz Kazazoğlu<br />

Geberit Türkiye Genel Müdürü<br />

deneyimi ve 25 yıllık yedek<br />

parça garantisi sunarak uzun<br />

ömürlü bir kullanım garantisi<br />

sağlıyoruz. Bugüne kadar<br />

geliştirilen ürünlerin tamamı<br />

zorlu koşullarda ve kapsamlı bir<br />

şekilde teste tabi tutuluyor.<br />

Gömme rezervuarların 50<br />

yıl boyunca kullanılmasını<br />

garantilemek için simülasyon<br />

çalışmaları sırasında 200.000<br />

kez su doldurulup boşaltılıyor.<br />

Ürünlerimiz, İsviçre’de bulunan<br />

800 metrekarelik hijyen<br />

teknolojileri laboratuvarında<br />

çok sayıda testten geçiyor.<br />

Dayanıklılık, verimlilik,<br />

işlevsellik, kullanım kolaylığı ve<br />

standart uygunluğu olmak üzere<br />

her yönüyle test edildikten sonra<br />

son kullanıcısına ulaşıyor.<br />

Ürün ve malzemelerinizi<br />

belirlerken temel kriterleriniz<br />

nelerdir?<br />

Geberit olarak Ar-Ge<br />

çalışmalarına her sene Avrupa<br />

ortalamalarının üstünde<br />

bir bütçe ayrılmaktadır.<br />

Ürünleri öncelikle ihtiyaçlar<br />

doğrultusunda tasarlamaya özen<br />

göstermekteyiz. Karşılaşılan<br />

sorunların çözümünü sağlayacak<br />

ürünler üretmek ve kullanıcılara<br />

sorunsuz kullanmasını sağlamak<br />

hedefimizdir.<br />

Ürünlerimizde kullanılan<br />

malzemeler ise ürünün öncelikle<br />

kullanıma uygun, dayanıklı ve<br />

çevreci üründen seçilmektedir.<br />

Bu sayede sürdürülebilir bir<br />

ürün üretmek amacımızdır. Aynı<br />

zamanda üretim tesislerimizde<br />

de yenilenebilir enerji<br />

kullanılması ve atık enerjilerin<br />

değerlendirmesi sonucunda<br />

çevreye karşı sorumluluklarımızı<br />

da yerine getirmeye çalışmakta<br />

ve gelecek için daha temiz<br />

bir Dünya bırakmayı<br />

hedeflemekteyiz. Bu konularda<br />

da ISO 9001 Kalite Yönetim<br />

Sistemi ve ISO 14001 Çevre<br />

Yönetim Sistemi sertifikasına<br />

sahibiz.<br />

Sektörde yaşanan sıkıntılar ve<br />

çözüm önerileri konusunda<br />

neler söylemek istersiniz?<br />

İnşaat ve buna bağlı olarak<br />

banyo ve tesisat sektörlerindeki<br />

büyümelerin bazı problemleri<br />

aşılırsa daha sağlıklı olacaktır.<br />

Örneğin, proje alımlarında ana<br />

yüklenici firmalar, perakende<br />

satıcılar yerine direk üretici<br />

firmalar ile iş ilişkisine giriyor.<br />

Yüksek adetli alım yaparken<br />

çoğu zaman üretim fiyatlarını<br />

dahi zorlayan fiyatlara ürün<br />

almaya gayret ediyorlar, bazen<br />

de bunu başarıyorlar. Bu durum<br />

sektörü, hizmet veren firmayı ve<br />

çalışanlarını olumsuz etkiliyor.<br />

Büyümenin sağlıklı bir şekilde<br />

artması, özellikle tüketicinin<br />

haklarının garanti altına alınması<br />

için rekabet ortamının ve kalite<br />

standartlarının korunması<br />

gerekiyor Bu nedenle sektör<br />

büyümesinin yine ağırlıklı<br />

olarak devlet kanadından<br />

olacağını düşünüyor, özel sektör<br />

kanadından ise büyük bir<br />

atılım beklemiyoruz. Daralan<br />

piyasalarda rekabetin daha<br />

yoğun yaşandığını biliyoruz<br />

ve inşaat firmalarının da<br />

çalışmalarını rakiplerinden<br />

farklılaştırmak için kaliteyi<br />

yükseltme çabası içerisine<br />

girdiğini gözlemliyoruz. Öte<br />

yandan hepinizin bildiği<br />

gibi büyük şehirlerde kentsel<br />

dönüşüm projeleri devam ediyor.<br />

Kentsel dönüşüm projelerinin ilk<br />

yıllarında (10 yıl ve daha önce)<br />

inşa edilen yapıların da <strong>2017</strong> ve<br />

daha sonraki yıllarda tadilata<br />

girmelerini ve bu sayede de<br />

oldukça durgun olan perakende<br />

piyasasının canlanmasını<br />

bekliyoruz. Umarım bu<br />

beklentilerimiz karşılıksız<br />

çıkmaz ve Türkiye’nin en önemli<br />

lokomotif sektörlerinin başında<br />

gelen inşaat sektörü, gücünü<br />

katlayarak yoluna devam eder.<br />

2018 yılı içerisinde hedef ve<br />

beklentilerinizden söz eder<br />

misiniz?<br />

Geberit Türkiye olarak,<br />

müşterisine değer yaratmak<br />

ve ortaya çıkan katma değeri<br />

paylaşmak için çalışıyoruz.<br />

Benimsediğimiz pazar ve müşteri<br />

odaklı pazarlama anlayışımızla<br />

müşterilerimizin bizden talep<br />

ettiği ürünleri geliştiriyor,<br />

üretiyor ve pazarlıyoruz. Bu<br />

yıl, satışa sunacağımız 3 yeni<br />

ürünümüz var. Birincisi, bu<br />

yılın gözde ürünü olan en<br />

son teknoloji ile üretilerek<br />

kullanıcısına sınırsız konfor<br />

sunan AquaClean Mera. İkincisi,<br />

mineral döküm teknolojisiyle<br />

üretilen gözeneksiz, pürüzsüz<br />

ve kaymazlık özelliğine sahip<br />

Geberit Setaplano Duş Zemini.<br />

Son olarak hem ankastre hem<br />

de tezgâh üstüne hızlı ve hatasız<br />

olarak montaj yapılabilme<br />

özellikleriyle ön planda olan<br />

Piave ve Brenta fotoselli<br />

bataryalar.<br />

RÖPORTAJ<br />

47


KALE’DEN<br />

BALIKESİR’E 30 MİLYONLUK YATIRIM<br />

Türkiye’nin en köklü kurumlarından olan Kale Grubu; üretim ve satış kapasitesinde Türkiye’de<br />

birinci, Avrupa’da ise 5’inci sırada yer alıyor. 44 yıllık bilgi birikmi ve tecrübesi ile inşaat sektörüne<br />

verdiği hizmetde her geçen gün gücünü artıran Kalekim, <strong>2017</strong> yılının üçüncü çeyreğinde<br />

Balıkesir’e kuracakları yeni fabrika ile de Ege Bölgesi’nde gücünü sağlamlaştıracak.<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

50<br />

44 yıllık bilgi birikmi ve tecrübesi ile Türkiye’nin önde gelen<br />

kurumlarından olan Kale Grubu; Kale Boya ve Sıva işletmesinde<br />

yılda 100 bin ton boya ve sıva üreterek Türkiye’nin bir çok noktasına<br />

ve 70 ülkeye hizmet sunuyor. Kalekim’i yakından tanımak, özellikle<br />

boya üretimi ile ilgili bilgi almak adına sorularımızı yönelttiğimiz<br />

Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, önemli açıklamalarda<br />

bulunarak <strong>Nalbur</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinin sorularını yanıtladı.<br />

Hangi sektörlere, ne tür<br />

ürünler sağlıyorsunuz? Marka<br />

ve hizmetleriniz hakkında<br />

bilgi verir misiniz?<br />

Kale Grubu Kurucusu<br />

ve Onursal Başkanı<br />

İbrahim Bodur<br />

tarafından 1973 yılında kurulan<br />

Kalekim, seramik yapıştırıcıları<br />

ve derz dolguları üretimiyle<br />

başladığı faaliyetlerini, bugün,<br />

inşaat sektörünün her türlü<br />

yapı kimyasallarını üreterek<br />

sürdürmektedir.<br />

Yapı kimyasalları sektörünün<br />

jenerik markasını yaratan<br />

Kalekim, 44 yıllık bilgi<br />

birikimi ve tecrübesiyle yeni<br />

ürünler geliştirip, yepyeni<br />

projelere imza atarak, Türk<br />

yapı kimyasalları sektöründe<br />

ilkleri gerçekleştirmeye devam<br />

etmektedir. Bugün Kalekim,<br />

üretim ve satış kapasitesi olarak<br />

Türkiye ve bölgesinde birinci,<br />

Avrupa’da ise 5’inci sıraya yer<br />

almaktadır. Ülkemizde yüzde<br />

50’nin üzerinde pazar payına<br />

ulaşarak sektörde açık ara<br />

önde olan Kalekim, bulunduğu<br />

coğrafyada zirveye çıkmayı<br />

başarmış bir Türk şirketidir.<br />

Kalekim, İstanbul, Yozgat,<br />

Isparta, Mersin, Erzurum ve<br />

Mardin tesislerinde, üretim<br />

faaliyetlerini sürdürüyor. Yapı<br />

kimyasalları fabrikalarında<br />

yıllık toplam 700 bin ton yapı<br />

kimyasalı üretim kapasitesine<br />

sahip olan Kalekim, İstanbul’da<br />

bulunan Kale Boya ve Sıva<br />

işletmesinde yılda 100 bin<br />

ton boya ve sıva üretiyor.<br />

Kalekim, her türlü yapı<br />

kimyasalları, boya-sıva ile ısı<br />

ve su yalıtımı ürünleri üreterek<br />

yapı sektöründe öncülüğünü<br />

sürdürüyor. Bugün 70 ülkeye<br />

ürünlerini sunan Kalekim, ürün<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Kalekim Genel<br />

Müdürü Altuğ Akbaş<br />

gamını, sektördeki trendleri ve<br />

tüketici ihtiyaçlarını gözeterek<br />

yeni ürünler ile genişletiyor.<br />

yıllar öncesine dayanan ve her<br />

geçen gün güçlenen ve büyüyen<br />

bir Ar-Ge bölümümüz var.<br />

Kalekim olarak, Ar-Ge<br />

çalışmalarımızı sadece<br />

performans analizine dayalı<br />

çalışmalarla değil, fiziksel ve<br />

kimyasal çözümlemeye de<br />

dayalı hale getirme vizyonuyla<br />

“Kalekim Uygulamalı<br />

Araştırma Laboratuvarı”nı<br />

oluştuduk ve son teknolojik<br />

cihazlarla donattık. Yarattığımız<br />

bu teknoloji üssünde bir<br />

yandan devlet ve üniversitelerle<br />

projeler yürütebilmeyi<br />

sağlayan enstrümantal analiz<br />

araçları ile çalışmalarımızı<br />

sürdürürken, kalite ve müşteri<br />

memnuniyetini garanti<br />

eden Avrupa Standartlarına<br />

ait tüm testlerimizi de<br />

gerçekleştiriyoruz.<br />

İnovasyon ve Ar-Ge<br />

alanlarında çalışmalarınızdan<br />

bahseder misiniz?<br />

Kalekim’i rakiplerinden ayıran<br />

en önemli özelliklerinden biri<br />

Ar-Ge’ye yaptığı yatırımdır<br />

ve inovasyon en önemli<br />

şirket stratejilerimizdendir.<br />

Ürettiğimiz ürünlerden,<br />

sunduğumuz hizmetlere tüm<br />

süreçlerimizde inovasyonun<br />

önemine inanıyoruz. Bu<br />

anlamda kuruluşu çok uzun<br />

Bugün, Kalekim Araştırma<br />

ve Geliştirme Bölümü’nde,<br />

çimento, akrilik, epoksi,<br />

poliüretan gibi kimyaları<br />

içinde barındıran; seramik<br />

uygulamaları, su yalıtımı, ısı<br />

yalıtımı, zemin sistemleri,<br />

boya, sıva, yüzey hazırlık<br />

malzemeleri gibi oldukça geniş<br />

ürün gamı için geliştirme<br />

ve iyileştirme faaliyetleri<br />

44 yıllık bilgi birikimiyle<br />

gerçekleştiriliyor.<br />

Ar-Ge gücümüzün bir izdüşünü<br />

olan, patenti tamamen<br />

Kalekim’e ait olan ve sektörde<br />

bir ilk olma özelliği taşıyan<br />

KALEKİM ID teknolojisiyle<br />

dünyanın her yerinde bulunan<br />

hammaddelerle aynı kalitede<br />

üretim yapabiliyoruz. Ürünleri,<br />

üretildiği coğrafyadan bağımsız<br />

olarak, farklı iklim koşullarını<br />

simüle eden sıcaklık ve<br />

nem ayarlı özel kabinlerde<br />

test ediyoruz. Uygulama<br />

ve performans testleri<br />

başarıyla sonuçlandırılan<br />

ürünler tüketicilerimizle<br />

buluşturuyoruz.<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

51<br />

Ortaya koyduğumuz bilimsel<br />

çalışmalarla ulusal ve<br />

uluslararası birçok platforma<br />

katılımcı olarak davet edilip,<br />

çalışmalarımızı sunmanın, Ar-<br />

Ge gücümüzle dünya çapında<br />

tanınmanın gurunu yaşıyoruz.<br />

Ayrıca Kalekim laboratuvarında<br />

ürünler dünyada sınırlı<br />

sayıda bulunan cihazlarla test<br />

ediliyor. Uygulamalı araştırma


laboratuvarımızda yapılan<br />

temel araştırma çalışmalarıyla<br />

ürün geliştirme çalışmalarına<br />

büyük destek sağlanıyor ve<br />

daha inovatif ürünler yapma<br />

potansiyelimizle birlikte ürün<br />

geliştirme hızımız giderek<br />

artıyor. Ar-Ge yapımız<br />

sadece performans analizine<br />

dayalı değil, performans ile<br />

birlikte fiziksel ve kimyasal<br />

çözümlemeye dayalı ve bu<br />

anlamda çalışan uygulamalı<br />

araştırma laboratuvarımız en<br />

teknolojik cihazlarla donatılmış<br />

durumda.<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

52<br />

Çevre politikası ve<br />

sürdürülebilirlik yaklaşımınız<br />

ile ilgili bilgi verir misiniz?<br />

Kalekim olarak, yapı<br />

sektöründeki faaliyet<br />

alanımızda ulusal liderliğimizi<br />

sürdürürken; ülkemizin<br />

bulunduğu bölgede, bilgi<br />

ve teknoloji gücümüz ile<br />

daima en iyi çözümler<br />

üreten bölgesel lider olma<br />

vizyonuyla hareket ediyoruz.<br />

Misyonumuz ise kurumsal<br />

sorumluluğumuzun bilinci<br />

ile profesyonel yeterliliğimizi<br />

işimize yansıtarak daima kaliteli<br />

ve en iyi çözümleri yaratmak ve<br />

bizimle çalışan herkese değer<br />

katmaktır.<br />

Yapı alanında sektöre liderlik<br />

eden bir şirket olarak,<br />

toplumsal sorumluluk<br />

anlayışımız konusunda özenli<br />

olmaya gayret gösteriyoruz.<br />

Müşterilerimizin ihtiyaç ve<br />

beklentilerine en doğru cevabı<br />

verebilmek için tüm faaliyet<br />

alanlarımızda “Daima en iyi”<br />

olmayı prensip ediniyoruz.<br />

Şirket olarak, ülkemizde<br />

sürdürülebilir bir büyümeyi<br />

başarmanın yolunun sürekli<br />

iyileştirme ve geliştirmeden<br />

geçtiğinin bilincindeyiz.<br />

Kalekim olarak, “Başka<br />

bir dünya yok, dünyayı<br />

kurtarabilmek için<br />

yapılacaklar çok” prensibinden<br />

hareketle, doğal kaynak<br />

kullanımında oldukça<br />

duyarlıyız. Atıklarımızı ayırıp<br />

tekrar doğaya kazandırma<br />

çalışmaları yapıyoruz.<br />

Yasal mevzuatlara uyum<br />

çerçevesinde; çevre, eğitim, iş<br />

sağlığı ve güvenliği, müşteri<br />

memnuniyeti konularında<br />

sorumluluğumuzun farkında<br />

olmaya devam ediyoruz.<br />

Yatırım planları<br />

oluşturulurken hangi<br />

kriterlere öncelik<br />

veriyorsunuz? Önümüzdeki<br />

dönemler için yatırım<br />

planlarınız var mı, varsa<br />

nelerdir?<br />

Yapı kimyasalları alanında<br />

özellikle Türkiye’nin yakın<br />

çevresi bizim için çok önemli.<br />

Ortadoğu ve Afrika’da<br />

farklı açılımlarla büyümek<br />

istiyoruz. Bir yandan da<br />

dünyaya entegre olarak,<br />

farklı coğrafyalarda üreten, o<br />

coğrafyanın insanlarına ürün<br />

satan ve onlardan alan bir yapı<br />

oluşturuyoruz.<br />

Bugün dünyanın pek<br />

çok yerinde güçlü bir<br />

dağıtım ağına sahibiz ve<br />

ürünlerimizi tam 70 ülkede<br />

tüketici ve profesyonellerle<br />

buluşturuyoruz. İhracatımızın<br />

yüzde 6’sını Avrupa Birliği<br />

ülkelerine, yüzde 35’ini<br />

Ortadoğu’ya, geri kalanını tüm<br />

dünyaya yapıyoruz. 2016 yılı<br />

dahil önümüzdeki dönemde bu<br />

bölgelerdeki faaliyetlerimizle<br />

birlikte Afrika’da da etkinliğimiz<br />

artacak.<br />

30 milyon TL yatırımla<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Balıkesir’de yeni bir fabrika<br />

kuruyoruz<br />

Balıkesir’e 30 milyon TL<br />

yatırımla yeni bir Kalekim<br />

fabrikası kuruyoruz. İstanbul,<br />

Isparta, Mersin, Yozgat,<br />

Erzurum ve Mardin olmak<br />

üzere 5 coğrafi bölgede üretim<br />

yapan fabrikalarımıza Balıkesir<br />

ile birlikte Ege Bölgesi’ni de<br />

katıyoruz. Böylece bölgedeki<br />

konumumuzu güçlendirecek,<br />

Marmara Bölgesi’ndeki<br />

faaliyetlerimizi de desteklemiş<br />

olacağız. Balıkesir fabrikamızı<br />

<strong>2017</strong>’nin üçüncü çeyreği içinde<br />

açmayı planlıyoruz.<br />

Kalekim olarak faaliyet<br />

gösterdiğimiz tüm iş<br />

kollarında üretim yapabilecek<br />

kapasiteyle hayata geçecek<br />

yeni fabrikamızda, her türlü<br />

yapı kimyasallarını kapsayan;<br />

seramik yapıştırıcıları, derz<br />

dolguları, su ve ısı yalıtım<br />

malzemeleri, iç ve dış cephe<br />

boyaları ve dekoratif dış cephe<br />

sıvaları, en yeni teknolojiyle<br />

üreteceğiz.<br />

Boya ürünlerinin satıldığı<br />

nalbur dükkanlarında,<br />

satıcıların son kullanıcıya<br />

ürün hakkında yeterli bilgi<br />

verebilmesi oldukça önemli.<br />

Bu noktada perakendeci ve<br />

son kullanıcı arasında sağlıklı<br />

bilgi akışını sağlamak için<br />

üreticilere ne gibi görevler<br />

düşüyor? Sizin bu konudaki<br />

çalışmalarınız nelerdir?<br />

Müşterilerimiz ve bayilerimizle<br />

dayanışma, işbirliği ve<br />

uzun süreli güvene dayanan<br />

ilişkiler içinde olmak,<br />

en önemli değerlerimiz<br />

arasında yer alıyor. Gerek iş<br />

alanlarımızdaki operasyonel<br />

ve finansal sonuçlarımız,<br />

gerekse toplumsal alandaki<br />

faaliyetlerimiz için hedef<br />

koyarken, başarma inancımızın<br />

temel noktalarından biri<br />

de, bayilerimizin bu ortak<br />

hedeflerimize katkısı, inancı ve<br />

katılımı olmuştur.<br />

Kalekim olarak, sektörün<br />

kalifiye eleman ihtiyacını<br />

karşılamak ve ustalara yatırım<br />

yapmak amacıyla 2001 yılında<br />

kurduğumuz Kalekim Usta<br />

Kulübü ile sektöre önemli<br />

katkılarda bulunuyoruz.<br />

Bugün üye sayısı 55 bine<br />

yaklaşan Kalekim Usta Kulübü<br />

kapsamında Türkiye’nin<br />

çeşitli il ve ilçe merkezlerinde<br />

seminerler veriyoruz. Bu<br />

seminerlerde ustaları ürün ve<br />

uygulamalar, Kalekim Usta<br />

Kulübü hizmetleri ve yenilikler<br />

hakkında bilgilendirmenin yanı<br />

sıra sunduğumuz hediyelerle<br />

de iş yapma olanaklarını<br />

geliştirmelerine artı değer<br />

katıyoruz.<br />

Zorunlu hale gelen ‘Mesleki<br />

Yeterlilik Belgesi’uygulaması<br />

öncesinde, geçtiğimiz yıllarda,<br />

Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği<br />

ile ustalarımız için Uyum ve<br />

Geliştirme Kursları düzenledik,<br />

kurs sonunda başarılı olanlara<br />

MEB Onaylı Resmi Kurs<br />

Bitirme Belgesi sağladık. Bu<br />

kapsamda gerçekleştirdiğimiz<br />

tüm çalışmaların; seramik<br />

kaplama, boya, sıva, su ve ısı<br />

yalıtım ustalarının mesleki<br />

bilgi ve becerilerini geliştirmek<br />

ve sektöre kalifiye eleman<br />

kazandırmak açısından çok<br />

önemli olduğuna inanıyoruz.<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

53<br />

Kalekim olarak, KSV<br />

(Kaleseramik Eğitim Vakfı)<br />

çatısı altında, ‘Mesleki Yeterlilik


Belgesi’ konusunda da ustalara<br />

destek vermeye devam<br />

ediyoruz. Yapı sektörünün<br />

önemli iş kollarından olan<br />

‘Seramik Karo Kaplamacısı’,<br />

‘İnşaat Boyacısı’, ‘Isı Yalıtımcısı’<br />

ve ‘Su Yalıtımcısı’ olmak üzere<br />

4 ayrı dalda ‘Mesleki Yeterlilik<br />

Belgesi’ vermeye yetkili<br />

olan KSV İktisadi İşletmesi;<br />

Kalekim ve Kaleseramik’in<br />

eğitim desteğiyle ustaları sınav<br />

yapıyor, sınavda başarılı olanlar<br />

ise Mesleki Yeterlilik Belgesi<br />

almaya hak kazanıyor.<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

54<br />

Türkiye’de boya sektörünü<br />

nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Küresel bazda Türkiye’nin<br />

boya sektöründeki konumu<br />

hakkında neler söylemek<br />

istersiniz?<br />

Türkiye gelişen bir ekonomiye<br />

sahip ve bu inşaat sektörüne de<br />

olumlu yansıyor. Önümüzdeki<br />

yıllarda da sektörün büyümeye<br />

devam edeceğini söyleyebiliriz.<br />

Enerji verimliliği çalışmaları<br />

kapsamında binalarda<br />

zorunlu tutulan ısı yalıtımı,<br />

sektörü canlandıran başka bir<br />

önemli etmen. Boya sektörü<br />

de önümüzdeki süreçte bu<br />

paralelde büyüyecektir.<br />

Boya sektörünün gelişimini<br />

direkt olarak ilgilendiren<br />

bir başka faktör ise konut<br />

kullanıcılarının ev ve<br />

binalarını boyama sıklığıdır.<br />

Araştırmalar ülkemizde<br />

gelişmiş ülkelere kıyasla<br />

daha seyrek boya yapıldığını<br />

ve renovasyona gidildiğini<br />

gösteriyor. Boyama sıklığı alım<br />

gücü ile doğru orantılı olduğu<br />

kadar ağlışkanlık ve boyanın<br />

ulaşılabilir olması ile de ilgili.<br />

Bu konuda sektör temsilcileri<br />

olarak çalışmalarımız devam<br />

ediyor.<br />

Sizce yıllık renk trendlerinde<br />

belirleyici rol oynayan<br />

faktörler nelerdir?<br />

Yeni renk trendlerinde çevreci<br />

anlayış ve doğal renkler<br />

belirleyici rol oynuyor. Daha<br />

huzurlu ve daha ferah bir ortam<br />

yaratan doğal renklerin yanı<br />

sıra, boya seçiminde su bazlı ve<br />

çevreye zarar vermeyen ürünler<br />

tercih ediliyor. Doğadan gelen<br />

renkler daha sade tonlarda<br />

kalırken, modern renkler canlı<br />

ve koyu olarak öne çıkıyor.<br />

Türkiye genelinde kaç bayiiniz<br />

var? Satış ve pazarlama<br />

alanında ne gibi faaliyetler<br />

yürütüyorsunuz? Bayilere ne<br />

gibi avantajlar sunuyorsunuz?<br />

Kalekim olarak, ana ve tali<br />

bayilerimizle, diğer bütün<br />

satış noktalarımızla birlikte<br />

tüm Türkiye’de yaklaşık<br />

7000 noktada bulunuyoruz.<br />

Seramik yapıştırıcısından<br />

derz dolguya, ısı ve su yalıtımı<br />

ürünlerinden dekoratif sıva<br />

ve boyaya, endüstriyel zemin<br />

ürünlerinden her türlü harç<br />

ve katkı malzemelerine kadar<br />

çok geniş yelpazede bir ürün<br />

gamına sahibiz. Bu doğrultuda<br />

bayilerimiz ve bayi çalışanlarına<br />

özel olarak ürünlerimizin<br />

doğru şekilde uygulama<br />

tavsiyeleri sağlayabilmeleri için<br />

teknik eğitimler sunuyoruz.<br />

Bununla beraber düzenli olarak<br />

onlarla bir araya gelip ürün ve<br />

hizmetlerimizle ilgili görüşlerini<br />

almaya özen gösteriyoruz.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ’NİN<br />

EN BÜYÜK TOPTAN SATIŞ MAĞAZASI<br />

ÖZGÜNEŞ AİLESİ<br />

RÖPORTAJ<br />

56<br />

Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en büyük toptan satış mağazası<br />

Özgüneş LTD. ŞTİ., 300’e yakın çalışanı ile 32 yıldır Karadeniz<br />

bölgesine hizmet vermeye devam ediyor. Örnek bir başarı<br />

hikayesine sahip olan Özgüneş’i yakından tanımak adına Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Halis Güneş’e sorularımızı yönelttik. Güneş,<br />

sorularımıza içtenlikle yanıt verirken şirketini, Özgüneş ailesi olarak<br />

tanımladı ve en büyük sermayenin insan kaynağı olduğunu belirtti.<br />

Öncelikle firmanızın kurumsal<br />

yapısından ve kuruluş<br />

aşamalarından bahseder<br />

misiniz?<br />

Firmamız aile şirketidir.<br />

1985 yılında seyyar<br />

satıcılıkla başlayıp, her<br />

geçen gün yeniliklere açık,<br />

sistemli, planlı ve programlı<br />

şirketleri örnek alarak<br />

bugünlere Allah (c.c)’ ın izniyle<br />

gelmiştir. Devalüasyonları<br />

yaşamış, yaşayanları görmüş,<br />

başarılı olan firmaları görmüş<br />

başarısız olanları görmüş ve<br />

hepsini biriktirip acele etmeden<br />

istikrarlı bir karar vermiştir.<br />

İstişareye çok önem veriyoruz<br />

ve istişarelerimizin bereketini<br />

çok şükür görüyoruz. Şuan<br />

ikinci kuşak olan çocuklarımız<br />

da tam anlamıyla işin içinde<br />

ve Allah (c.c) nasip ederse<br />

üçüncü kuşakların ve ondan<br />

sonraki kuşakların da bu<br />

şirketi devam ettirmesini ve<br />

ticaretimizi daha iyi yerlere<br />

getirmesi için ailemiz, mesai<br />

arkadaşlarımız, muhasebemiz<br />

ve danışmanlarımız ile birlikte<br />

çalışmalarımıza devam<br />

ediyoruz. Şuan şirketimizde 300’<br />

e yakın kişi istihdam etmektedir.<br />

Firmamız Trabzon merkezli<br />

olup Doğu Karadeniz bölgesinin<br />

tamamına hizmet vermektedir.<br />

Bölgemize kaliteli hizmeti<br />

sunmak, ticaretimizi daha iyi<br />

yerlere gelmesi için imalatçı<br />

ve ithalatçı firmalarımızın da<br />

destekleriyle birlikte bu günlere<br />

geldik inşallah bundan sonra<br />

da ticaretimizin daha iyi yerlere<br />

gelmesi için elimizden geleni<br />

yapmaya devam edeceğiz.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Ürün gruplarınız nelerdir?<br />

Bayiliğini yaptığınız<br />

markalardan bahseder misiniz?<br />

Bu markaları tercih etme<br />

sebepleriniz nelerdir?<br />

Ürün gruplarımızı kısaca<br />

özetlemek gerekirse hırdavat,<br />

kırtasiye, züccaciye, lüks<br />

hırdavat, elektrik elektronik,<br />

plastik, oyuncak ve temizlik gibi<br />

ürünlerin bölgede toptan satış<br />

hizmetini sunmaktayız. Hırdavat<br />

sektöründe Akdemir Makine,<br />

Güzel Metal, Karakuş Hırdavat,<br />

Cansular, Uğur Hırdavat, Güney<br />

Hırdavat, Saraç <strong>Teknik</strong>, Çulha<br />

Hırdavat, Global <strong>Teknik</strong>, Baytaş,<br />

Beşel Madeni Eşya, İtal Hırdavat,<br />

Zimak El Aletleri, Selectron Vida,<br />

Bayramoğlu Hırdavat, Akyüzler<br />

İnşaat, Dima Hırdavat, As İlaç<br />

Sanayi, Fişek Hırdavat, İntratek…<br />

vb.gibi firmaların bölgede yıllarca<br />

ürününü satmaktayız ve her<br />

geçen gün satışının arttığını ve<br />

son tüketicilerin de memnun<br />

olduğunu görmekteyiz.<br />

Özgüneş’ in bölgedeki pazar payı<br />

nedir? Pazarın gelişmesi için<br />

neler yapmak gerekiyor?<br />

Özgüneş’ in bölgedeki pazar<br />

payı her geçen gün büyümekte.<br />

1985 yılında Samsun’da başlayıp<br />

1990 yılında Trabzon’ a gelerek<br />

32 yıldır kazanmış olduğumuz<br />

ticari tecrübelerimizin her<br />

geçen gün arttığını ve piyasanın<br />

büyümesinden daha fazla<br />

hizmetimizin büyüdüğünü<br />

gördük. Çünkü bölgeyi çok iyi<br />

bildiğimizden dolayı hizmetimiz<br />

her geçen gün tatlı bir çıkışla<br />

yola devam etti. Bundan sonraki<br />

dönemler içinde Trabzon<br />

merkezli olup Doğu Karadeniz’<br />

in tamamına en iyi şekilde<br />

kaliteli hizmet sunmak, fuar<br />

organizasyonlarımızla bölgeye<br />

canlılık getirmek, imalatçı ve<br />

ithalatçı firmaların desteklerini<br />

bölgeye en iyi şekilde sunarak<br />

ticaretimize Allah (c.c)’ ın izniyle<br />

devam etmeyi düşünmekteyiz.<br />

Özgüneş olarak bütün Karadeniz<br />

Bölgesine hitap ediyorsunuz. Sizi<br />

bu denli başarılı kılan noktalar<br />

neler oldu?<br />

Biz Özgüneş olarak Karadeniz’de<br />

doğduk 54 yıldır da Karadeniz’ de<br />

yaşıyoruz ve bölgenin ihtiyacını,<br />

havasını, suyunu çok iyi bildiğimiz<br />

için fabrikalara gittiğimizde<br />

fabrikanın her ürettiğini<br />

almıyoruz. Fabrikanın her ürettiği<br />

Türkiye ve dünyaya hitap ediyor<br />

fakat biz bize hitap eden noktadan<br />

yola çıkarak ürünlerimizi<br />

alıp bölgeye sunuyoruz ve<br />

bölgemizdeki müşterilerde<br />

herhangi bir stok maliyetine<br />

girmeden, hangi mevsimde<br />

hangi ürünlerin satılacağını<br />

tecrübelerimizle müşterilerimize<br />

aktarıp uygun fiyatlarda kaliteli<br />

ürünü sunarak, fabrikaların<br />

desteğiyle birlikte ürünlerini alıp<br />

hızlıca satıyor. Bu da bölgemize<br />

hareket getirip piyasayı canlı<br />

tutmasına ve bölgede kaliteli ve<br />

verimli bir ticaret yapmamızı<br />

sağlıyor.<br />

Sektöre yeni adım atan ya da<br />

büyümek isteyen firmalara<br />

tecrübeleriniz doğrultusunda<br />

neler önerirsiniz?<br />

Sektöre yeni açılacak firmalarla<br />

ilgili önce tanışmayı isteriz.<br />

RÖPORTAJ<br />

57


RÖPORTAJ<br />

58<br />

Kendilerini firmamızda ağırlarız<br />

veya biz firmayı ziyarete gideriz<br />

asla telefonda bu konuları<br />

görüşmeyiz. Birbirimizle önce<br />

tanışır ve bugüne kadar hangi<br />

sektörlerde çalıştığını, nerelerde<br />

çalıştığını, ne iş yapmak istediğiyle<br />

alakalı muhabbet eder ve ön<br />

fizibilite çalışması yaparız.<br />

Karşılıklı istişareler sonucu hangisi<br />

hayırlısı olacaksa karar vererek<br />

ticaretimizin yolunu belirleriz.<br />

Bayi seçerken nelere dikkat<br />

ediyorsunuz? Çalışma<br />

prensiplerinizden bahseder<br />

misiniz?<br />

Bizimle çalışmak isteyen firmalar<br />

için ne kravatına ne de altındaki<br />

arabasına asla bakmıyoruz.<br />

Onun hayat tecrübesine,<br />

heyecanına ve bize vermiş<br />

olduğu özgüvenine bakarak 32<br />

yıllık hayat tecrübemizden yola<br />

çıkarak kendisine ne şekilde<br />

faydalı olabiliriz, ticaretimizi<br />

hangi noktalara taşıyabilip<br />

taşımayacağımızla ilgili istişareler<br />

yaparak yol haritası çiziyoruz. Bu<br />

haritadan yola çıkarak ticaretimize<br />

her şeyi en başından konuşarak<br />

başladığımız için ilerleyen<br />

süreçlerde de herhangi bir sorun<br />

yaşamamaktayız. Bu zamana<br />

kadar çok şükür Allah (c.c)’ a<br />

ticaretimiz bu şekilde gerçekleşti<br />

ve bundan sonrada inşallah bu<br />

şekilde ilerlemeyi düşünmekteyiz.<br />

Sizi seçen bayiler ne gibi<br />

avantajlar elde ediyor?<br />

Bizi seçen bayiler bölgede 1985<br />

yılından beri aynı sektörde devam<br />

emekte olduğumuz için merkezi<br />

Trabzon olmak üzere Ordu,<br />

Giresun, Gümüşhane, Bayburt,<br />

Rize, Artvin il ve ilçelerine<br />

yaklaşık 9500 müşteriye hizmet<br />

vermekteyiz. Bu bölgelerde<br />

haftada 1 gün veya 2 gün servis<br />

ve pazarlama ağımızla birlikte<br />

bu bölgelere 90.000 barkod<br />

ürünümüz ile hizmet verdiğimiz<br />

için firmalar bizi tercih etmektedir.<br />

Bölgemizde bizimle anlaşma<br />

yapan firmaların büyüdüğünü,<br />

onlar da bizler de birlikte<br />

görmekteyiz. Çünkü 32 yıllık<br />

ticari tecrübemizin olduğunu ve<br />

bu tecrübemizi de her geçen gün<br />

arttırarak bölgeye daha kaliteli<br />

hizmet vermek müşterilerimizi<br />

memnun ediyor.<br />

Bölgenizdeki nalburiye ve<br />

hırdavat pazarını değerlendirir<br />

misiniz? Pazar yeniliğe açık mı?<br />

Sorunlarınız nelerdir, çözümü<br />

için neler yapılmalı?<br />

Hırdavat ile ilgili pazarda çok<br />

boşluk olduğunu görmekteyiz.<br />

Bu boşluğu hemen yarın<br />

doldurma şansımız yok. Önce<br />

sermaye ve iyi bir altyapı<br />

kurmamız ve firmalardan da<br />

bu konular için destek alarak<br />

fabrikaların bu bölgeye ürün<br />

satabileceğine inanmaktayız.<br />

Ben 32 yıldan beri büyümekte<br />

olduğumuzu görmekteyim yalnız<br />

bu büyümemiz yeterli değil<br />

daha da çok boşluk olduğunu<br />

düşünüyorum. Çünkü sebebi<br />

şu; bölgelerde bir ürünü bir kişi<br />

veya iki kişi sattığı zamanki satış<br />

ile aynı ürünü 20 kişi sattığı<br />

zamanki satış arasında hem<br />

tatlı bir rekabet oluyor hem de<br />

ulaşılamayan yerlere ulaşılmaya<br />

çalışılıyor herkes birbiri ile<br />

tatlı bir yarış içinde son derece<br />

güzel ve bereketli bir ticaret<br />

olacağına inanmaktayım. Aynı<br />

zamanda yeni çıkmış ürünlerin<br />

tanıtımının daha iyi yapılarak,<br />

kataloglar ve ürün numuneleriyle<br />

birlikte dolaşarak bizlerin ziyaret<br />

edilmesinin daha faydalı olacağını<br />

düşünmekteyim.<br />

Son kullanıcılarda ‘doğru<br />

ürün’ algısı oluşması için neler<br />

yapılmalı? Siz bu kapsamda<br />

hangi çalışmaları yapıyorsunuz?<br />

Üreticilere ne gibi görevler<br />

düşüyor?<br />

Bölgemizin mevsim gelmeden<br />

önce ihtiyacını tahlil yapmaktayız.<br />

Bu durumda bir önceki senemizin<br />

satışını dikkate alarak kendi ön<br />

gördüğümüz büyüme hedefine<br />

göre stok bulundurmaktayız.<br />

Bölgede satmış olduğumuz<br />

ürünlerin tüketici tarafından<br />

takdir görmesini devamlılık<br />

arzu etmesini müşterinin aynı<br />

markayı ısrarla istemesine<br />

dikkat ettik ve önem gösterdik.<br />

Firmalardan almış olduğumuz<br />

ürünlerden satışa sunduğumuz<br />

ürünlerin son tüketici tarafından<br />

şikayetleri ve memnuniyetsizlikleri<br />

duyduğumuz an harekete geçerek<br />

bu ürünü geri toplamanın ve iade<br />

etmenin fabrikalara da konuyu<br />

anlatarak bir daha böyle bir<br />

hataların olmamasını sağlamalıyız.<br />

Yapılan bir hatanın tüketiciye<br />

yansımamasına markaların bu<br />

konuda zarar görmemesine<br />

çok dikkat etmekteyiz. Üretim<br />

boyutunda da ürünün daha kaliteli<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


ve ithalatçı firmalarımızın<br />

desteğini bölgemizde kendileri<br />

buradaymış gibi hizmet vermeyi<br />

düşünmekteyiz.<br />

olması için elimizden geleni hep<br />

beraber yaparak doğru ürünü,<br />

doğru kişilere doğru zamanda<br />

tedariğini sağlamamız gerektiğini<br />

düşünmekteyim.<br />

<strong>2017</strong> yılı için yol haritanız ve<br />

hedefleriniz nelerdir?<br />

<strong>2017</strong> yılı için yol haritamızda<br />

şuan ki mevcut olduğumuz<br />

yer Trabzon ili Akçaabat ilçesi<br />

Akçakale beldesinde anayola 500<br />

mt içerde kalan 7500 m2 kapalı<br />

alan yerimizden yine Akçakale’de<br />

anayol üzeri 7 kat toplam 21.000<br />

m2 kullanım alanına sahip<br />

plazamıza Allah (c.c) nasip ederse<br />

en kısa zamanda geçiyoruz. Yeni<br />

yerimizde hem ürün çeşitliliğini<br />

arttırmak hem de daha kaliteli<br />

hizmet sunmayı hedeflemekte ve<br />

4 mevsim 4 fuar organizasyonu<br />

gerçekleştirmeyi düşünmekteyiz.<br />

100’e yakın firmaya reyon vererek<br />

ürün numunelerini koyup, 3<br />

veya 4 gün firmaların kendi<br />

elemanları reyonların başında<br />

durarak, ürününü daha iyi<br />

şekilde sunup, bu bölgede 2014<br />

yılında yaptığımız ve 3.000’in<br />

üzerinde katılımın gerçekleştiği<br />

fuar organizasyonumuzu<br />

kendi yerimizde yılda 4 fuar<br />

organizasyonu düzenleyerek bu<br />

7 ili fabrikalar ile tanıştırmayı<br />

düşünmekteyiz. 2014 yılında<br />

yaptık çok güzel meyvesini<br />

gördük ve bölgeye heyecan ve<br />

hareket getirdi inşallah bundan<br />

sonraki fuarlarımızda daha<br />

neşeli ve bereketli geçeceğini<br />

düşünmekteyim. Fuar<br />

organizasyonumuzun yanı sıra<br />

şuanda 300’e yakın çalışanımız<br />

var aynı zamanda çalışan<br />

sayımızı da artırmayı, imalatçı<br />

Sektörde karşılaştığınız<br />

sorunlar ve bu sorunlara dair<br />

çözüm önerileriniz aktarır<br />

mısınız? Sorunların çözümü<br />

konusunda varsa ilgili kamu<br />

ve kuruluşlardan talep ve<br />

beklentileriniz nelerdir?<br />

Bölgemizde sorunlarla<br />

karşılaşmıyoruz diyebiliriz. Çünkü<br />

görüşmelerimizi yüz yüze karşılıklı<br />

yaptığımız için karşımızdaki<br />

kişiyi iyi tahlil ederek hayat<br />

tecrübemizin de sayesinde çok<br />

şükür Allah (c.c)’ a hiçbir sıkıntı<br />

yaşamamaktayız.<br />

Toparlamak gerekirse son olarak<br />

eklemek istedikleriniz nelerdir?<br />

Biz Özgüneş ailesi olarak <strong>Nalbur</strong><br />

<strong>Teknik</strong> ailesine çok teşekkür<br />

ederiz. Kendileriyle fuarda tanıştık,<br />

muhabbet ettik. Derginizde<br />

bize yer vermek istediğinizi<br />

söylediğinizde 32 yıllık hayat<br />

tecrübemizden elimizden geldiği<br />

kadarıyla en içten bir şekilde<br />

anlatacağımızı söyledik. Bu dergi<br />

çalışmanızda da ayın toptancısı<br />

bölümünüzde bize yer verdiğiniz<br />

için sizlere çok teşekkür ediyor<br />

başarılarınızın devamını diliyor ve<br />

Özgüneş ailesi olarak Trabzon’ dan<br />

kucak dolusu selam ediyoruz.<br />

RÖPORTAJ<br />

59


ÖZKAN MENGENE’NİN<br />

BUNDAN SONRAKİ HEDEFİ İHRACAT<br />

RÖPORTAJ<br />

60<br />

Özkan Makine El Aletleri Genel Müdürü Özkan Ünal; <strong>2017</strong> -<br />

2018 yıllarında tesviyeci tezgah mengenelerinde yeni modeller<br />

çıkaracaklarını aktararak bundan sonraki hedeflerinin dış<br />

pazara açılmak olduğunu belirtti.<br />

43 yılı aşkın süredir sektörde<br />

varlığını sürdüren Özkan<br />

Makine El Aletleri, marka<br />

olma yolunda emin adımlarla<br />

ilerliyor. Özkan Makine<br />

El Aletleri Genel Müdürü<br />

Özkan Ünal ile yaptığımız<br />

söyleşide Ünal: “43.yılı aşkın<br />

süredir sektörün içindeyiz.<br />

Özkan Makine El Aletleri’nin<br />

temellerini bu tecrübeyle 2008<br />

yılında attık. 2008 yılından<br />

günümüze kadar yüksek kaliteli<br />

ürün, müşteri memnuniyeti<br />

ve güveni ön planda tutarak,<br />

Türkiye genelinde marka olma<br />

yolunda ilerledik.” dedi.<br />

Ağırlıklı olarak mengene<br />

üretimi yapılıyor<br />

Sabit tesviyeci mengene, döner<br />

tabla tesviyeci mengene, tesisatçı<br />

mengene, matkap mengeneleri,<br />

boru mengeneleri, büyük tip<br />

işkence ve küçük tip işkenceler<br />

alanında üretim yaptıklarından<br />

bahseden Ünal, ağırlıklı olarak<br />

mengene üretimi yaptıklarının<br />

altını çizdi.<br />

50’yi aşkın toptancı<br />

Hırdavat sektöründe 50’yi aşkın<br />

toptancı firmaya ürün tedarik<br />

ettiklerini aktaran Özkan Ünal;<br />

Türkiye genelinde ürünlerinin<br />

çok yaygın bir pazarda<br />

olduğunu, gerek toptancı<br />

bayileri gerekse son kullanıcı<br />

ile ürünlerinin Türkiye’nin<br />

her il ve ilçesine ulaştıklarını<br />

belirtti. Ünal, satış sonrasında<br />

müşterileri ile sürekli iletişim<br />

halinde kalarak her sorun ve<br />

soruya destek sağladıklarına<br />

değindi.<br />

Yeni modeller yolda<br />

<strong>2017</strong> - 2018 yıllarında tesviyeci<br />

tezgah mengenelerinde yeni<br />

modeller çıkaracaklarını ve<br />

bunun çalışmalarının devam<br />

ettiğini aktaran Ünal; henüz<br />

ihracatlarının bulunmadığını,<br />

bundan sonraki hedeflerinde,<br />

iç pazarda oluşan güven ve<br />

marka oluşumunun dış pazara<br />

aktarılması olduğunu söyledi.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


“GÜVENİLİR İŞ ORTAKLIĞI”<br />

RÖPORTAJ<br />

62<br />

Ticari işlemlerde paradan Barter’a giden süreci ulusal ve küresel<br />

boyutlara taşımayı hedefleyen Türk Barter’ın amacı; ticaret<br />

yaşamında parayı tamamen ortadan kaldırmak değil salt para<br />

olmadan da ticaret yapılabileceği bilincini yaygınlaştırmaktır.<br />

Alternatif ticaret ve<br />

finans modeli olan<br />

Barter sistemi bugün<br />

Türkiye iş dünyasına Türk<br />

Barter tarafından kazandırılmış<br />

önemli bir sektör. Türk Barter,<br />

sunduğu sistemle ekonomik<br />

yaşama artı değer katmanın<br />

yanı sıra tüm sektörlere<br />

yönelik üretimi durdurmayan,<br />

istihdamı koruyan, sermayeyi<br />

güçlendiren, parayı amaç<br />

değil araç yapabilen risksiz<br />

ekonomi çözümü sunuyor.<br />

Barter sisteminin Türkiye’de<br />

benimsenmesini ve yaygın<br />

şekilde kullanılmasını misyon<br />

edindiklerini vurgulayan<br />

Türk Barter Genel Müdürü<br />

M. Sırrı Şimşek, bu amaçla<br />

“Barter Eğitimleri” vererek<br />

gençlere de yol gösterdiklerini<br />

söyledi. Güçlü bir Türkiye’nin,<br />

ekonomik anlamda bağımsız<br />

Türkiye’den geçtiğine<br />

inandıklarını dile getiren<br />

Şimşek, çalışmaları ve sektörle<br />

ilgili sorularımızı cevaplandırdı.<br />

Türk Barter hakkında bilgi<br />

verir misiniz? Kuruluşundan<br />

bu yana geçen süreci anlatır<br />

mısınız? Sektöründeki yeri<br />

nedir?<br />

“Türk Barter, Barter sisteminin<br />

Türkiye’de uygulanmasına<br />

öncülük etmiş ve Barter<br />

deneyimlerini birleştiren bir<br />

grup girişimci profesyonel iş<br />

adamı tarafından kurulmuştur.<br />

Girişimcileri ve çalışanlarının<br />

aynı çatı altında bütünleştiği<br />

aile yapısı, teknolojik altyapı<br />

desteği ve çağdaş yönetim<br />

sistemiyle Türk Barter’ın<br />

bugünkü güçlü yapısını<br />

oluşturmaktadır. Müşterilerine<br />

süratli ve kaliteli hizmet<br />

sunmayı ilke edinen Türk<br />

Barter; gücünü büyük bir<br />

hassasiyetle bünyesine<br />

kattığı üye firmalarından ve<br />

kendisinin de üyesi olduğu<br />

Dünya Barter Birliğine<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Türk Barter Genel Müdürü<br />

M. Sırrı Şimşek<br />

(IRTA) bağlı uluslararası<br />

firmalardan oluşan Barter<br />

Ortak Pazarı’ndan almaktadır.<br />

Ticari işlemlerde paradan<br />

Barter’a giden süreci ulusal<br />

ve küresel boyutlara taşımayı<br />

hedeflemiş Türk Barter’ın<br />

amacı; ticaret yaşamında parayı<br />

tamamen ortadan kaldırmak<br />

değil salt para olmadan da<br />

ticaret yapılabileceği bilincini<br />

yaygınlaştırmaktır. Türk Barter<br />

kurulduğu yıllardan bu yana<br />

çok ciddi anlamda değişiklikler<br />

ve hep yükselen grafikler<br />

çizmiştir. Öncelikle Barter<br />

sisteminin ülke ekonomisine<br />

kazandırılmasında ve ticari bir<br />

model olarak algılanmasında<br />

çok önemli görevler almış ve<br />

yerine getirmiştir. Türkiye’de ilk<br />

Barter şirketi olarak devletin<br />

Barter modellemesindeki<br />

uğraşlarına tecrübelerini<br />

aktarmıştır. Bizler; küresel<br />

ve stratejik düşünce, çevre,<br />

toplum ve müşteri odaklılık,<br />

kaynaklara saygı ve verimlilik,<br />

bilimsellik ve bütünsel kalite,<br />

uzlaşma, değişim ve paylaşım<br />

değerlerini Türk Barter’ın temel<br />

değerleri olarak kabul ediyor<br />

ve bu değerler aracılığı ile<br />

Barter’ın Türk ekonomisine güç<br />

katmasını amaçlıyoruz.”<br />

Barter nedir?<br />

“Barter, alternatif ödeme ve<br />

finansman sistemidir. İhtiyaç<br />

duyulan mal veya hizmetin,<br />

satılan mal veya hizmet<br />

karşılığında satın alınmasına<br />

Barter denir. Barter birebir<br />

mal değiş tokuş işlemi değildir.<br />

Barter birkaç istasyonlu bir<br />

takas işlemidir. İhtiyaç duyulan<br />

mal veya hizmetin, satılan mal<br />

veya hizmet karşılığında satın<br />

alınmasına Barter denir. İlk<br />

uygulamaları takas yöntemi<br />

olan Barter Sistemi, organizatör<br />

bir şirket aracılığı ile çoklu<br />

takas yöntemini geliştirmiştir.<br />

Barter sisteminin en önemli<br />

araçları arz ve talep bilgileridir.<br />

Bu bilgiler ile Barter Ortak<br />

Pazarı’ndan bahsetmek<br />

mümkün olabilir. Barter Ortak<br />

Pazarı bir aidiyet duygusu ile<br />

hareket edebilen firmaları bir<br />

araya getiren Barter şirketi<br />

tarafından oluşturulur. Türk<br />

Barter Ortak Pazarı geniş<br />

açılımlı ve dünyada en kapsamlı<br />

sektör dağılımına sahip bir<br />

pazardır. Barter sistemi, üye<br />

firmaların arzlarının satışı<br />

ve taleplerinin karşılanması<br />

esasında çalışır ve talepler<br />

için ilgili firmaları Barter<br />

Ortak Pazarı’nda birlikte<br />

çalışmaya davet ederek büyür.<br />

Satış yaparak alacaklanan<br />

firma ihtiyaçlarını Barter<br />

Ortak Pazarı’nda bulunan üye<br />

firmaların satışa sundukları mal<br />

veya hizmetlerden karşılar.”<br />

Türk Barter’ın hedefleri<br />

nelerdir? Bu hedefler<br />

doğrultusunda yeni<br />

projeleriniz olacak mı?<br />

“Hedefimiz; en önemli<br />

kaynağımız olan insanı verimli<br />

ve başarılı hale getirecek<br />

sistemleri oluşturmaktır. Tüm<br />

dünyada fırsatları erken görüp<br />

ülke ekonomisine faydalı bir<br />

şekilde değerlendirmektir.<br />

Çağdaş yönetimin gerektirdiği<br />

kurumsal yönetim kurallarını<br />

uygulayarak Türk Barter’ı<br />

uzun yıllar varlığı güvenle<br />

anılan bir grup yapmaktır.<br />

Ana ilkelerimiz; gelir<br />

ve istihdam oluşturarak<br />

ülkemizin, müşterilerimizin ve<br />

çalışanlarımızın menfaatlerini<br />

en üst seviyeye çıkararak<br />

büyümek, yurt içi ve yurt<br />

dışında güvenilir marka<br />

olmayı sürdürmektir. Bizler<br />

Türk Barter olarak tüm<br />

ilişkilerimizde “güvenilir iş<br />

ortaklığı” ilkesini titizlikle<br />

uyguluyoruz. Hedeflerimizi<br />

bu inançtan aldığımız güçle<br />

gerçekleştiriyoruz.”<br />

Türk Barter’a kimler nasıl üye<br />

oluyor?<br />

“Bir şirket Barter sistemiyle<br />

çalışmaya karar verdiği<br />

zaman üyelik süreci, ilgili<br />

brokerler tarafından yapılacak<br />

toplantılarla başlıyor. Bu<br />

toplantılarda şirketin öncelikle<br />

bir projesi hazırlanıyor ve bu<br />

projede şirketin stok yapısı,<br />

atıl kapasitesi, nakit durumu<br />

ve kredi durumu analiz<br />

edilerek şirketin sisteme dâhil<br />

edilmesi sağlanıyor. Türk<br />

Barter, sistemden talep edilen<br />

mal veya hizmetleri veren<br />

şirketleri, talebi olan firmayla<br />

bir araya getiriyor. Firmanın<br />

üye olması için de birtakım<br />

formaliteleri tamamlaması<br />

gerekiyor: Şirketin faaliyette<br />

olması, şirketin arzlarının reel<br />

olması, fiyatlarının reel olması<br />

ve Türk Barter’ın yapmış olduğu<br />

inceleme sonucunda şirketin<br />

Barter sektöründe faaliyeti<br />

bulunacak bir firma olması.”<br />

Üyelerinize kredi veriyor<br />

RÖPORTAJ<br />

63


RÖPORTAJ<br />

64<br />

musunuz?<br />

“Evet, üyelerimize “Barter<br />

Mal ve/veya Hizmet Kredisi”<br />

veriyoruz. Barter Mal ve<br />

Hizmet Kredisi; üyenin, Barter<br />

Ortak Pazar’ında ödemeyi<br />

Barter Çeki ile yaparak mal<br />

veya hizmeti, satın alma<br />

işlemlerinde borçlanabilme<br />

limitidir. Üyelerimizden kredi<br />

talebi geldiğinde, uzmanlarımız<br />

kredi risk analizi yapıyor ve<br />

teminat alımı karşılığında 1<br />

yıl vadeli faizsiz mal ve hizmet<br />

kredisi veriliyor. Bizim kredi<br />

sistemimizin bankalardan<br />

farkı ve avantajı, faizsiz<br />

olması ve aldığınız kredinin<br />

karşılığını kendi ürettiğiniz<br />

mal veya hizmetle ödüyor<br />

olmanızdır. Bankacılık<br />

uygulamalarında krediler,<br />

faiz oranları doğrultusunda<br />

nakden geri ödemeye tabidir.<br />

Oysaki teminat kapsamı ve<br />

kredilendirme Türk Barter’ın<br />

belirlediği oranda yapılır.<br />

Kredi borcu bulunan üye, 1<br />

yıl içerisinde Barter Ortak<br />

Pazarı’nda satış yaparak<br />

borcunu faizsiz olarak Barter ile<br />

öder.”<br />

Kaç şubeniz var?<br />

“Türkiye’de İstanbul’da bulunan<br />

Genel Merkezimiz; yurt içinde<br />

Adana, Ankara, Antalya, Bursa,<br />

İzmir, Kayseri, Konya ve yurt<br />

dışında 9 şubemiz ile hizmet<br />

vermekteyiz.”<br />

Arz ve Talep oluşturmak ne<br />

demek ve nasıl oluyor?<br />

“Üye, Barter sisteminde<br />

çalışabilmesinin yegâne<br />

göstergesi olan arz bilgisini<br />

sisteme kaydetmek ile ya da<br />

bildirmek ile yükümlüdür.<br />

Arz, satıcıların çeşitli fiyat<br />

seviyesinde satmak istedikleri<br />

mal miktarlarını gösteren<br />

tablodur. Bu tablonun sistem<br />

içinde oluşturularak üyelerin<br />

hızlı bir şekilde arzdan haberdar<br />

olması sistemin sağlıklı<br />

büyüme göstermesi için önem<br />

taşımaktadır. Arz bildirim<br />

formu sistem üyelerinin<br />

pazara sunmak istedikleri mal<br />

veya hizmetlerin nitelik ve<br />

özelliklerini belirttikleri matbu<br />

formdur. Üyenin sisteme arz<br />

etmek istediği ürünün miktar,<br />

fiyat vs. özelliklerini gösterir<br />

belgedir. Üyenin, Barter sistemi<br />

ile satın almak istedikleri<br />

malların veya hizmetlerin<br />

bilgilerinden oluşturduğu<br />

listedir. Arz, Barter Online<br />

programına kaydedilerek diğer<br />

üyelere duyurulur. Arz edilen<br />

mal veya hizmet, web sitesi,<br />

e-mail, call center ve dergi gibi<br />

yayın araçları ile diğer üyelere<br />

duyurulur. Arz duyurusu<br />

yapılan mal veya hizmeti talep<br />

eden firma, broker’lar aracılığı<br />

ile ürün alımını gerçekleştirir.”<br />

Yurt dışı üyeliğiniz var mı?<br />

“IRTA ( Dünya Barter<br />

Birliği ) Yönetim Kurulu<br />

üyeliğimiz ve IRTA Avrupa<br />

Etik Komite Yönetim Kurulu<br />

Başkanlığında olmamızdan<br />

dolayı işlemlerimizi uluslararası<br />

anlamda yapmaktayız.<br />

Hedeflerimiz arasında anlaşmalı<br />

olduğumuz ülkelerin sayısını<br />

artırmak ve tüm dünya ülkeleri<br />

ile iş birliği halinde olmak<br />

var. Ayrıca 17 ülke ile iş birliği<br />

anlaşmalarımız bulunmaktadır.<br />

Amerika, İngiltere, Fransa,<br />

Dubai, Singapur, Belçika,<br />

Meksika, Polonya, Hollanda,<br />

Çek Cumhuriyeti, İzlanda,<br />

Rusya, İtalya, Azerbaycan,<br />

Bosna Hersek ve Kanada ile iş<br />

birliğimiz devam etmektedir.”<br />

Çalışanlarınız için<br />

düzenlediğiniz sosyal<br />

etkinlikleriniz var mı? Kısaca<br />

bahseder misiniz?<br />

“Her yıl geleneksel olarak<br />

“Barter Club” etkinlikleri ile<br />

üyelerimiz ve çalışanlarımızı<br />

buluşturuyor, gezi toplantı<br />

vb. sosyal etkinliklerde<br />

bulunuyoruz. Barter Club, gerek<br />

üye ve çalışan diyaloglarının<br />

sağlıklı işlemesi gerekse de üye<br />

adaylarının bilinçlendirme<br />

faaliyetlerini üstlenmiştir.”<br />

Sektöre vermek istediğiniz bir<br />

mesajınız var mı?<br />

“Son zamanlarda uluslararası<br />

literatürde bağlantıları olmayan,<br />

akreditasyonu Dünya Barter<br />

Birliği (IRTA) tarafından<br />

kabul görmemiş ve şirketlere<br />

geri dönüşlerde ciddi zararlar<br />

verebilen Barter şirketlerinin<br />

kurulmakta. Kontrolsüz olarak<br />

kurulan bu tür şirketler sektöre<br />

olan güveni de sarsmaktadır.<br />

Kurulan sözde Barter şirketleri<br />

ile Türk Barter’ın hiçbir şekilde<br />

direkt, endirekt ve stratejik<br />

iş birliği yoktur. Böyle bir<br />

bağlantı kesinlikle söz konusu<br />

olamaz. Amaçları farklı olan<br />

diğer Barter şirketleri, kredi<br />

risk yönetiminden yoksun<br />

olarak müşterilerine karşılıksız<br />

krediler vererek Barter<br />

sektörüne çok ciddi bir darbe<br />

vurmaktadır. Bu maksatla<br />

müşterilerimizi ve Barter<br />

sisteminden fayda bekleyen<br />

potansiyel firmaları uyarıyoruz.<br />

Barter sistemi modelini<br />

kapsayan bir mevzuatın<br />

olmamasından kaynaklanan<br />

yeni oluşum şirketlere zarar<br />

vermektedir. Bu nedenle<br />

sistem, bir mevzuata ihtiyaç<br />

duymaktadır. Bu maksatla<br />

bir an önce Barter Kanunu<br />

çıkarılmalıdır ki bu tarz<br />

girişimler engellensin ve Barter<br />

sistemi güvenle yoluna devam<br />

etsin.”<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


İŞ DÜNYASI REFERANDUM<br />

SONUCUNU DEĞERLENDİRDİ<br />

EKONOMİ<br />

66<br />

Türkiye’nin kaderini değiştirecek referandumda ‘evet’ kazandı.<br />

Ekonomi dünyası referandum sonuçlarını değerlendirdi.<br />

Türkiye İhracatçılar<br />

Meclisi (TİM) Başkanı<br />

Mehmet Büyükekşi,<br />

“Halkımız, güven ve istikrar<br />

ortamının devamı yönünde<br />

görüş bildirmiştir. Çift<br />

başlılığın kalkmasının<br />

önemini kavramış, koalisyon<br />

dönemlerinden kalan<br />

yaraların tekrar açılmaması<br />

için sürece son noktayı<br />

koymuştur. Bugün Türkiye<br />

için bir değişim günüdür.”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

TİM ve İstanbul Sanayi<br />

Odası (İSO) yaptıkları yazılı<br />

açıklama ile referandum<br />

sonuçlarını değerlendirdi.<br />

TİM Başkanı Büyükekşi,<br />

halkın kendisi ve geleceği<br />

için en doğru kararı verdiği<br />

yorumunda bulunarak,<br />

şunları kaydetti: “Kararın<br />

tüm halkımız için hayırlara<br />

vesile olması en büyük<br />

temennimizdir. Halkımız,<br />

güven ve istikrar ortamının<br />

devamı yönünde görüş<br />

bildirmiştir. Çift başlılığın<br />

kalkmasının önemini<br />

kavramış, koalisyon<br />

dönemlerinden kalan<br />

yaraların tekrar açılmaması<br />

için sürece son noktayı<br />

koymuştur. Bugün Türkiye<br />

için bir değişim günüdür.<br />

İnşallah, Cumhurbaşkanlığı<br />

Hükümet Sistemi ile birlikte<br />

karşılaştığımız bürokratik<br />

engeller azalacak, karar<br />

alma mekanizması hızlı bir<br />

şekilde gerçekleşecek ve<br />

uygulamada yaşanan sorunlar<br />

azalacak. Aynı zamanda<br />

bakanlıklarımız arasında<br />

koordinasyon artacak<br />

ve kamu verimliliği üst<br />

seviyelere yükselecek. Yine<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


aynı şekilde, yeni sisteminin<br />

sağladığı istikrar ve güven ile<br />

yatırımlar hızlanacak. Böylece<br />

hem üretim, hem istihdam<br />

hem de ihracatımız artacak.<br />

İhracatımızda ‘Atılım Yılı’ ilan<br />

ettiğimiz <strong>2017</strong>, aynı zamanda<br />

Türkiye’nin de atılım yılı<br />

olacak. 2023 hedeflerimize<br />

daha emin adımlarla<br />

yürüyeceğiz.”<br />

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan<br />

da sonuçların hayırlı<br />

olması temennisinde<br />

bulunarak, “Türkiye<br />

anayasa değişikliğiyle<br />

ilgili referandumu büyük<br />

bir olgunluk, huzur ve<br />

demokratik toplumlara örnek<br />

teşkil edecek yüksek bir<br />

katılımla gerçekleştirmiştir.<br />

Anayasa değişikliği milletimiz<br />

tarafından kabul görmüştür.<br />

Referandum sonucu<br />

milletimiz ve ülkemiz için<br />

hayırlı olsun. Ortaya çıkan<br />

sonucun milletimizin birlik<br />

ve beraberliği esas alınarak<br />

tüm sorumlular tarafından<br />

doğru bir şekilde analiz<br />

edilip değerlendirileceğine<br />

inanıyoruz. Önümüzdeki<br />

dönemin ekonominin<br />

ana gündem maddesi<br />

olduğu, seçim atmosferinin<br />

yaşanmayacağı, ülkemizi<br />

yarınlara taşıyacak yapısal<br />

reformların gerçekleştirileceği<br />

bir dönem olmasını<br />

diliyorum.” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

CNR Holding Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Ceyda Erem<br />

ise referandumu “refaha<br />

atılan ilk adım” olarak<br />

nitelendirerek, “Yeni ve büyük<br />

Türkiye’nin temelleri ‘evet’le<br />

bugünden atılmış oldu.<br />

Türkiye’nin ihtiyacı temel<br />

hak ve özgürlüklerin yanı<br />

sıra ekonomik özgülüklerin<br />

de önünü açacak, sosyal<br />

refahı artırmayı hedefleyen<br />

bir anayasa değişikliğinin<br />

milletimize hayırlı olmasını<br />

diliyorum. Dileğimiz,<br />

demokrasilerde millet<br />

iradesinin ifade edildiği kabul<br />

edilen sonucun olgunlukla<br />

kabul edilmesidir. Sandıktan<br />

‘evet’ çıkmış olması ülke<br />

ekonomisinde hatırı sayılır<br />

bir iyileşme sağlayacak.”<br />

değerlendirmesini yaptı.<br />

“BU KARARIN<br />

TEK KAZANANI<br />

MİLLETİMİZDİR”<br />

Müstakil Sanayici ve İş<br />

Adamları Derneği (MÜSİAD)<br />

Başkanı Nail Olpak,<br />

referandum sonuçlarına<br />

ilişkin “Bu kararın tek<br />

kazananı milletimizdir.<br />

Milletimiz geleceğine sahip<br />

çıktı ve istikrar ve güven<br />

için sistem değişikliğine<br />

‘evet’ dedi. Milletin kararına<br />

saygı duyuyor ve teşekkür<br />

ediyoruz.” ifadelerini kullandı.<br />

Olpak, yaptığı yazılı açıklama<br />

ile referandum sonuçlarını<br />

değerlendirdi. Daha güçlü bir<br />

Türkiye için milletin üzerine<br />

düşeni yaptığını ve sandıkta<br />

kararını açıkladığını belirten<br />

Olpak, şunları kaydetti:<br />

“Milletimiz vatandaşlık<br />

görevini yaparak sandığa<br />

gitti ve ülkesi için en doğru<br />

EKONOMİ<br />

67


gerçekleştirmek için bütün<br />

gücümüzle çalışmalıyız.<br />

Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin<br />

iş dünyasının bu hedefe<br />

katkısını azami seviyeye<br />

çıkaracak adımları hızlıca<br />

atacağına inanıyoruz. İş<br />

dünyası, yeni dönemin verdiği<br />

coşkuyla üretim, istihdam,<br />

yatırım ve ihracat hamlelerine<br />

daha fazla atılacaktır. Biz<br />

tekstil ihracatçıları olarak son<br />

17 ayın en yüksek seviyesine<br />

getirdiğimiz ihracatımızı,<br />

rekorlara taşımak için şevkle<br />

çalışmayı sürdüreceğiz.”<br />

EKONOMİ<br />

68<br />

olduğuna inandığı şekilde<br />

oyunu kullandı. Sandıktan<br />

hangi karar çıkarsa çıksın,<br />

bunun milletimizin kararı<br />

olacağını vurgulamıştık.<br />

Dolayısıyla, yenen veya<br />

yenilen, kazanan veya<br />

kaybeden yok. Bu kararın<br />

tek kazananı milletimizdir.<br />

Milletimiz geleceğine sahip<br />

çıktı ve istikrar ve güven için<br />

sistem değişikliğine ‘Evet’<br />

dedi. Milletin kararına saygı<br />

duyuyor ve teşekkür ediyoruz.<br />

Bu referandumda da, kayda<br />

değer herhangi bir olayın<br />

yaşanmaması, referanduma<br />

katılım oranının çok yüksek<br />

bir oranda gerçekleşmesi,<br />

ülkemiz adına, önemli<br />

kazanımlarımızdandır.<br />

Önümüzde, uyum yasaları,<br />

AB öncelikli olmak üzere<br />

uluslararası ilişkiler, kamu<br />

personel reformu, seçim ve<br />

siyasi partiler yasası gibi<br />

önemli gündem maddeleri<br />

var. Ekonomi, en önemli<br />

gündem maddelerimizden<br />

olmaya devam edecek.<br />

Bugünden sonra, işlerimize<br />

daha fazla odaklanacağız.<br />

Üretmeye ve güçlenmeye<br />

koşar adımlarla devam etmek<br />

en önemli önceliğimiz.<br />

Milletimizin kararı ülkemize<br />

hayırlı olsun.”<br />

“ARTIK KISIR<br />

TARTIŞMALARI<br />

BIRAKIP, MİLLETÇE<br />

KENETLENEREK<br />

GELECEĞE ODAKLANMA<br />

ZAMANI”<br />

İstanbul Tekstil ve<br />

Hammaddeleri İhracatçıları<br />

Birliği (İTHİB) Başkanı<br />

İsmail Gülle de açıklamasında<br />

yeni dönemde herkese<br />

büyük sorumluluk düştüğü<br />

yorumunda bulundu. Türkiye<br />

ekonomisini dünyada<br />

ilk 10’a sokma hedefinin<br />

gerçekleştirilmesi için<br />

çalışılması gerektiğini belirten<br />

Gülle, şu değerlendirmeleri<br />

yaptı:<br />

“Milletimiz kararını vererek,<br />

yeni bir dönemi başlatmıştır.<br />

Yeni dönemler, yeni<br />

heyecanlar demektir. Artık<br />

kısır tartışmaları bırakıp,<br />

milletçe kenetlenerek geleceğe<br />

odaklanma zamanıdır. Yeni<br />

dönemde hepimize büyük<br />

sorumluluk düşüyor. Ülkemiz<br />

ekonomisini dünyada<br />

ilk 10’a sokma hedefini<br />

“TÜRKİYE, GÜÇLÜ<br />

İSTİKRARA ‘EVET’ DEDİ”<br />

Türkiye Genç İş Adamları<br />

Konfederasyonu (TÜGİK)<br />

Genel Başkanı Erkan Güral<br />

ise referandumda sadece<br />

anayasa değişikliğinin değil,<br />

Türkiye’nin dünyadaki<br />

geleceğinin oylandığını<br />

kaydetti. Türkiye’nin güçlü<br />

istikrara ‘evet’ dediği<br />

ifadelerini kullanan Güral,<br />

“Ülkemiz referandum<br />

sayesinde çok önemli bir<br />

sınavı geride bırakmıştır.<br />

Zafer, ülkemizin, birlik ve<br />

beraberliğimizin zaferidir.<br />

Bugün geldiğimiz aşamada<br />

Türkiye güçlü ekonomik<br />

istikrara oy vermiştir. Gün,<br />

kutuplaşmalara son verip,<br />

el ele verme ve birlik olma<br />

günüdür. Referandum<br />

nedeniyle kritik bir<br />

dönemden geçen Türkiye,<br />

yeni dönemde ekonomik,<br />

sosyal ve siyasi atılımların<br />

yaşanacağı bir döneme<br />

girecektir. Türkiye’nin dünya<br />

ölçeğinde zirve yapacağı<br />

günlerin çok yakında<br />

olduğuna inanıyorum.”<br />

görüşünü paylaştı.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


İŞ KAZALARININ<br />

YÜZDE 34’Ü İNŞAAT SEKTÖRÜNDE<br />

SEKTÖREL HABER<br />

70<br />

İnşaat el aletlerinin jenerik markası Hilti, İş Sağlığı ve Güvenliği<br />

Haftası’nda en çok iş kazası yaşanan sektörler arasında yer<br />

alan inşaatta iş güvenliğinin önemine dikkat çekti. Kullanılan<br />

el aletlerinin iş sağlığı ve güvenliği açısından ileri teknolojiye<br />

uyumlu, ergonomik ve güvenli olması gerektiğini belirten Hilti<br />

Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Sebastian Barth, çalışanların<br />

kendi inisiyatiflerine bırakılmaksızın ürünlerin kaynağında<br />

önlem prensiplerine uygun olmasının önemini vurguladı.<br />

Dünyada olduğu gibi<br />

Türkiye’de de inşaat<br />

sektörü en tehlikeli<br />

iş kollarından biri olarak öne<br />

çıkıyor. Çalışma ve Sosyal<br />

Güvenlik Bakanlığı’nın<br />

verilerine göre; Türkiye’de<br />

bir yılda gerçekleşen iş<br />

kazalarının yüzde 10’u,<br />

sürekli iş göremezliklerin<br />

yüzde 25’i ve ölümlü iş<br />

kazalarının yüzde 34’ü inşaat<br />

işlerinde gerçekleşiyor. İnşaat<br />

sektöründeki kazaların yaklaşık<br />

yüzde 30’u ise el aletlerinin<br />

kullanımı sırasında ortaya<br />

çıkıyor. Bu durum da inşaat el<br />

aletleri sektörünün önemini<br />

gözler önüne seriyor.<br />

İnşaat el aletleri sektörünün<br />

global jenerik markası Hilti’nin<br />

Türkiye ve Orta Asya Genel<br />

Müdürü Sebastian Barth,<br />

4-10 <strong>Mayıs</strong> İş Sağlığı ve<br />

Güvenliği Haftası kapsamında<br />

şu açıklamalarda bulundu;<br />

“İnşaat el aletlerinin iş sağlığı<br />

ve güvenliği açısından ileri<br />

teknolojiye uyumlu, ergonomik<br />

ve güvenli olması gerekiyor.<br />

Ayrıca el aletlerinin çalışanların<br />

kendi inisiyatiflerine<br />

bırakılmaksızın kaynağında<br />

önlem prensiplerine uygun<br />

olması çok önemli.”<br />

İş kazalarının nedenleri<br />

Sebastian Barth, inşaat el<br />

aletlerini kullanırken yaşanan iş<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


ve toz maruziyeti olduğunu<br />

söyledi.<br />

Patentli ve ödüllü sistemler<br />

Ürünleri 1 ila 30 kilo<br />

ağırlıklarında değişen ve el<br />

aletleri sektörüne yüzlerce çeşit<br />

ürün sunan global marka Hilti,<br />

ekstra güvenlik ve kullanıcının<br />

daha uzun süre konforlu bir<br />

şekilde çalışmasını sağlayan<br />

çok sayıda patentli sistem<br />

geliştirirken, her yıl aldığı<br />

ulusal ve uluslararası ödüllerle<br />

de dikkat çekiyor.<br />

Hilti’nin Türkiye ve Orta Asya<br />

Genel Müdürü Sebastian Barth<br />

kazalarının temel nedenlerini;<br />

iş güvenliği eğitimlerinin<br />

eksikliği, kaynağında<br />

tedbirsizlik, toplu koruma<br />

önlemi eksikliği, dikkatsizlik,<br />

kontrolsüz çalışma, malzeme<br />

ve ekipman güvensizliği, kişisel<br />

koruyucu donanım eksikliği,<br />

kontrol ve denetim eksikliği<br />

olarak açıkladı. Barth ayrıca, el<br />

aletlerinden kaynaklı iş kazaları<br />

ve meslek hastalıklarının;<br />

uzuv kayıpları, el ve parmak<br />

yaralanmaları, malzeme<br />

sıçramaları, göze veya cilde<br />

cisim batması, gürültü, titreşim<br />

Delici uç sıkıştığında motoru<br />

durduran teknoloji<br />

Hilti’nin kırıcı-delici ürünleri<br />

için kullandığı Aktif Tork<br />

Kontrol teknolojisi, makinenin<br />

delici ucunun işlem sırasında<br />

demir donatıya denk gelmesi<br />

gibi nedenlerle sıkışması<br />

durumunda anında gücü<br />

keserek motoru durduruyor.<br />

Bu sayede kırıcı-delicinin<br />

gövdesinin kendi ekseni<br />

etrafında dönme riskini ortadan<br />

kaldırıyor. Saniyeler içerisinde<br />

gerçekleşen bu güç kesme<br />

teknolojisi sayesinde çalışmaya<br />

en güvenli şekilde devam<br />

edilebiliyor.<br />

Titreşimi yüzde 70 azaltıyor,<br />

tozun yüzde 99’unu emiyor<br />

Bir diğer patentli özellik<br />

olan Aktif Titreşim Azaltma<br />

özelliği, kırıcı-delicilerin<br />

çalışma sırasındaki titreşimini<br />

yüzde 70’e varan oranlarda<br />

azaltarak çalışanları yoğun<br />

titreşime maruz kalma sonucu<br />

ortaya çıkabilecek mesleki<br />

hastalıklardan koruyor. Yine<br />

kırıcı-delicilerde bulunan toz<br />

toplama sistemleri ise işlem<br />

sırasında oluşan tozun yüzde<br />

99’a varan oranda emilmesini<br />

sağlıyor.<br />

Kablosuz ürünler kaza riskini<br />

azaltıyor<br />

Hilti’nin ürün gamında<br />

önemli bir paya sahip olan<br />

kablosuz akülü ürünler kablo<br />

kopması, kabloya basma ya da<br />

takılma gibi kaza olasılıklarını<br />

minimuma indiriyor. Çelik,<br />

metal ve taş malzemelerin<br />

yüzeyini taşlamak, düzeltmek<br />

ve kesmek için kullanılan Hilti<br />

kesme ve taşlama makinaları ise<br />

zenginleştirilmiş teknolojisiyle<br />

iş sağlığı ve güvenliği<br />

konusunda artı değer yaratırken<br />

kullanışlı tasarımıyla günlük<br />

çalışma performansını artırıyor.<br />

SEKTÖREL HABER<br />

71


PANASONIC ECO SOLUTIONS ELEKTRİK SANAYİ<br />

VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ KURULDU<br />

Elektrik anahtar ve priz sektörünün lider markası VİKO’nun, dünyanın en itibarlı şirketlerinden<br />

Panasonic Corporation bünyesinde yer alan Eco Solutions Grubuna bağlanma sürecinin ikinci<br />

aşaması tamamlandı. Panasonic’in 2014 yılında gerçekleştirdiği ve son dönemlerde ülkemizdeki en<br />

önemli yabancı sermaye girişimi olan yatırımla birlikte Panasonic bünyesinde katılan VİKO, bundan<br />

böyle “Panasonic Eco Solutions Elektrik Sanayi ve Ticaret AŞ” unvanı ile faaliyet gösterecek.<br />

SEKTÖREL HABER<br />

72<br />

Doğuşu 1966 yılında uzanan<br />

ve 2014 yılı Mart ayından<br />

bu yana Dünya Teknoloji<br />

Devi Panasonic Corporation’a<br />

ait Eco Solutions grubuna bağlı<br />

olarak faaliyetlerini yürüten VİKO<br />

markası önümüzdeki süreçte<br />

resmen “Panasonic Eco Solutions<br />

Elektrik Sanayi ve Ticaret AŞ”<br />

unvanı ile faaliyet gösterecek.<br />

Türkiye pazarındaki liderliğini<br />

korurken, 70’ten fazla ülkeye<br />

yaptığı ihracat ile ülkemizi dünya<br />

pazarlarında başarıyla temsil eden<br />

şirket, kurumsal kimlik ve unvan<br />

değişikliğini kapsayan bu değişimi<br />

geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği<br />

bilgilendirme toplantısında<br />

çalışanları ile paylaştı. Toplantıya<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Takaki<br />

Oguri, Genel Müdür Nusret<br />

Kayhan Apaydın, Yönetim Kurulu<br />

üyeleri ile tüm şirket çalışanları<br />

katılım gösterdi.<br />

Türkiye’nin yüksek büyüme<br />

potansiyeline sahip olduğuna<br />

inanıyoruz<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Takaki<br />

Oguri yaptığı konuşmasında “<br />

Bugünden itibaren hepimiz için<br />

yeni bir dönem başlıyor. Elbette<br />

yaklaşık üç yıldır Panasonic<br />

grubuna bağlı olarak faaliyet<br />

göstermekteydik ancak bugün<br />

artık her anlamda bizleri daha<br />

sorumlu kılan ve daha aksiyoner<br />

olmamızı gerektiren bir sürece<br />

girdiğimizi söylemeliyim.<br />

Panasonic olarak Türkiye’nin<br />

sahip olduğu yüksek büyüme<br />

potansiyeline olan inancımız<br />

nedeniyle yatırımlarımızı ve<br />

istihdama olan katkımızı her geçen<br />

gün artırmaktayız. 2014 yılında<br />

750 olan çalışan sayımız bugün<br />

itibarı ile 950’ye ulaşmıştır. Tıpkı<br />

geçmişte olduğu gibi önümüzdeki<br />

süreçte de başarılarımızı üstelik çok<br />

daha büyük bir inançla geleceğe<br />

taşıyacağımıza ve Panasonic çatısı<br />

altında sektörümüzün lider şirketi<br />

olarak güçlü bir gelecek inşa<br />

edeceğimize inanıyorum “ dedi.<br />

Üstün değerler üreterek<br />

sürdürülebilirliğini sağlaması<br />

daima en büyük hedefimiz<br />

Yönetim Kurulu Başkanının<br />

ardından söz alan Genel Müdür<br />

Nusret Kayhan Apaydın ise<br />

“Tüm paydaşlarımızın desteği ile<br />

ortak çaba sarf ederek bugünlere<br />

getirdiğimiz şirketimizin her geçen<br />

gün daha üstün değerler üreterek<br />

sürdürülebilirliğini sağlaması<br />

daima en büyük hedefimiz<br />

olmuştur. 2014 yılında Panasonic<br />

Grubuna dâhil olmamızla başlayan<br />

süreçte ortak ArGe ve teknoloji<br />

çalışmalarımızla endüstriyel<br />

potansiyelimizi geliştirirken<br />

ekonomik, sosyal ve çevresel<br />

konulara daha stratejik ve başarı<br />

odaklı yanıt verme kabiliyetimizi<br />

artırdığımızı görmek, bu<br />

birleşmenin ne kadar doğru bir<br />

adım olduğunu bizlere kanıtlamış<br />

oldu. Bu ay itibarı ile şirketimizin<br />

yeni ticari unvanı Panasonic<br />

Eco Solutions Elektrik Sanayi ve<br />

Ticaret AŞ olarak değişecek ve<br />

kurumsal logomuz Panasonic ile<br />

temsil edilecektir. VİKO bugün<br />

olduğu gibi ait olduğu ürünlerin<br />

markası olarak var olmaya devam<br />

edecek, Thea ise bundan böyle<br />

bir ürün serisi olarak Panasonic<br />

markası altında müşterilerimizle<br />

buluşacaktır” şeklinde sözlerini<br />

tamamladı.<br />

Program, Yönetim Kurulu<br />

Üyelerinin çalışanlarla birlikte<br />

kestiği ve Kurumsal Kimlik<br />

ve Şirket Unvan Değişikliğini<br />

sembolize eden pasta seremonisi ile<br />

birlikte son buldu.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


BÜYÜK BULUŞMALARLA,<br />

GÜÇLÜ HEDEFLERE<br />

SEKTÖREL HABER<br />

74<br />

Metsan, 8 - 25 Mart tarihleri arasında, 18 gün içerisinde üç farklı<br />

fuar organizasyonunda katılımcı olarak yer aldı.<br />

Mart ayı içerisinde<br />

katıldığı fuarlarla<br />

ilgili açıklama yapan<br />

Metsan yetkilileri:<br />

“Sırasıyla katıldığımız Tüyap<br />

Avrasya Pencere Fuarı,<br />

Frankfurt ISH ve İstanbul<br />

Hırdavat Fuarları’nda çok farklı<br />

ülkelerden yeni bağlantılar<br />

edinmemizin yanı sıra, mevcut<br />

bağlantılarımız ile bir araya<br />

gelerek sektördeki yenilikleri<br />

değerlendirme imkanına eriştik.<br />

“Metsan, Avrasya Pencere<br />

Fuarı’ndaydı”<br />

8 - 11 Mart tarihleri arasında<br />

İstanbul Tüyap Fuar<br />

Merkezinde 18.si düzenlenen<br />

Avrasya Pencere Fuarında<br />

ziyaretçilerimiz ile bir araya<br />

geldik. Kimyasal dübel<br />

ürünümüzün tanıtımına yer<br />

verdiğimiz bu fuarda sektörün<br />

en önemli tedarikçileri ve proje<br />

yöneticileri ile ürünlerimizi ve<br />

hizmetlerimizi değerlendirme<br />

fırsatı bulduk. Yabancı<br />

misafirlerimizi de ağırladığımız<br />

Avrasya Pencere Fuarında<br />

Panama, Moldova, Irak, Suudi<br />

Arabistan, İran, Filistin ve<br />

İsrail’den gelen misafirlerimize<br />

ürünlerimizi tanıtmamızın<br />

yanında, ülke temsilcilikleri<br />

talebinde bulunan<br />

bağlantılarımız ile temsilcilik<br />

ön görüşmeleri yapma<br />

imkanı elde ettik. Ayrıca,<br />

ürünlerimizin halihazırda<br />

sahip olduğu sertifikalara ek<br />

olarak, çok yakında ulusal ve<br />

uluslararası sertifikalandırma<br />

kuruluşlarından temin<br />

edilmiş yeni sertifikaların<br />

ilave edileceğinin bilgisini de<br />

ziyaretçilerimizle paylaşmış<br />

olduk.” açıklamalarında<br />

bulundu.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


EMS Dubell markasını<br />

ziyaretçilerimize anlattık<br />

EMS Dubell markası<br />

ile pazara sundukları<br />

kimyasal dübelin yapı<br />

sektöründeki geleceği,<br />

sektöre kazandırdıkları<br />

ve kazandıracakları ile<br />

ilgili zişaretçilerle fikir<br />

alışverişinde bulunan Metsan<br />

şu açıklamaları yaptı:<br />

“Ziyaretçilerimize<br />

vizyonumuzu aktardık.<br />

Kimyasal dübelin yapı<br />

endüstrisi geleceğinde çok<br />

daha önemli bir yer tutacağını<br />

tahmin etmek zor değil. İlk<br />

olarak mekanik ankrajlama<br />

yöntemlerinin alternatifi<br />

olarak pazara giriş yapan<br />

kimyasal dübelin yapısal<br />

kuvvette bağlayıcılık sağlayan<br />

özelliği ile yüzey yapıştırıcısı<br />

olarak yeni kullanım<br />

alanları oluşuyor; kimyasal<br />

dübel artık klasik mermer<br />

yapıştırıcılarının yerini<br />

alıyor ve yapı sektöründe<br />

birçok ürünün yeniden<br />

tasarımının ve yeni ürünlerin<br />

üretilmesinin gerekliliğini<br />

ortaya koyan yönü ile de<br />

“anahtar teknoloji” rolünü<br />

üstleniyor. Bu yönü ile<br />

değerlendirildiğinde, yapı<br />

sektöründe estetiği önceleyen,<br />

çok daha hafif ve çok daha<br />

dayanımlı malzemeler ile<br />

üretilmiş paneller, bölmeler,<br />

çok fonksiyonlu duvarlar,<br />

taşıyıcı sistemler, küpeşte,<br />

korkuluk, cephe sistemleri ve<br />

benzeri birçok yeni ürünün<br />

montajında kullanılmaya<br />

başlanan kimyasal dübelin<br />

hızla yayılarak sektörde çok<br />

daha geniş tüketim hacmiyle<br />

yerini alacağını öngörüyoruz.<br />

Kimyasal dübel ürünümüz<br />

ile iç pazarda açık ara<br />

pazar lideri olduğumuzu<br />

ziyaretçilerimizin ifadeleri<br />

doğrultusunda bir kez daha<br />

teyit etmemize vesile olan<br />

bu fuarda, kalite ve fiyat<br />

rekabeti yönünden doğru bir<br />

çizgide olduğumuzu bildiren<br />

ziyaretçilerimiz bu durumu<br />

gelecekte de muhafaza<br />

etmemiz gerektiğini bizlere<br />

hatırlattı. “<br />

Metsan, ISH Fuarında global<br />

ziyaretçilerini ağırladı<br />

Metsan’dan gelen açıklamada<br />

şunlar yer aldı:<br />

“14 - 18 Mart tarihleri<br />

arasında Frankfurt,<br />

Almanya’da düzenlenmiş<br />

olan ISH Fuarında global<br />

ziyaretçilerimiz ile bir araya<br />

geldik. Dünyanın önde gelen<br />

Banyo, Yapı Hizmetleri,<br />

Enerji, İklimlendirme<br />

Teknolojileri ve Yenilenebilir<br />

Enerji Fuarı olan ISH, su ve<br />

enerji endüstrisinin bir arada<br />

bulunduğu dünyanın en<br />

büyük fuarı olma özelliğine<br />

sahip. Dünyanın farklı<br />

yerlerinden gelen sektöründe<br />

lider firmalar da dahil<br />

SEKTÖREL HABER<br />

75


yapılan uygulamaların çok<br />

daha ekonomik ve pratik<br />

olduğunu, işçilikten ve<br />

zamandan kazandırdığını<br />

dinleyicilerimize vurgularken,<br />

ürünlerimizin boru bağlantı<br />

yüzeylerinde korozyonu<br />

önleyen bir tabaka<br />

oluşturduğunu ve bu yönüyle<br />

korozyonu engellediğini,<br />

teflon bant, keten, macun gibi<br />

klasik ürünler ile mukayese<br />

edildiğinde yarı yarıya<br />

maliyet avantajı da sunmakta<br />

olduğunu ifade eden önemli<br />

noktalara da değindik.<br />

SEKTÖREL HABER<br />

76<br />

olmak üzere 2.500’ü aşkın<br />

firma en yeni ürünlerini,<br />

teknolojilerini ve çözümlerini<br />

ISH Fuarı aracılığıyla dünya<br />

pazarına sunma fırsatını<br />

yakalıyor.<br />

İlk kez katılımcı olarak<br />

yer aldığımız bu fuarda<br />

Almanya temsilcimiz ile<br />

birlikte faaliyet gösterdik;<br />

Almanya temsilcimiz<br />

Almanya içerisinden gelen<br />

müşterilerimizi ağırlarken<br />

biz de global ziyaretçilerimizi<br />

karşıladık. Fransa, İtalya,<br />

İngiltere, Rusya, Belarus, Çin,<br />

Brezilya, Uruguay, Kanada,<br />

Romanya, Macaristan, Çek<br />

Cumhuriyeti, Moldova,<br />

İrlanda, İzlanda, Avustralya,<br />

Hollanda, Danimarka,<br />

Finlandiya, İsveç, Yunanistan,<br />

Ürdün, Filistin, İsrail,<br />

İran, Tunus ve Gürcistan<br />

gibi ülkelerden gelen<br />

ziyaretçilerimizi standımızda<br />

ağırladık.<br />

Ürünlerimizin tanıtımını<br />

yaptığımız ve ziyaretçilerimize<br />

bilgi aktarımında bulunduğumuz<br />

standımızda demo<br />

uygulamalarımız tüm<br />

dikkatleri üzerine topladı.<br />

Klasik boru sızdırmazlık<br />

elemanları ve yöntemlerinin<br />

oluşturduğu sorunları ortadan<br />

kaldıran yeni nesil boru<br />

sızdırmazlık ürünlerimiz ile<br />

Farklı ülkelerden gelen<br />

onlarca ziyaretçi ile<br />

buluştuğumuz platformda,<br />

henüz temsilcimizin<br />

bulunmadığı 25 farklı ülkede<br />

daha bağlantılar edindik.<br />

Bağlantılarımızın bazıları<br />

ile temsilcilik ön görüşmesi<br />

yapma fırsatını elde ettiğimiz<br />

bu fuarda çokuluslu güçlü<br />

organizasyonların kendi<br />

markaları ile firmamızdan<br />

ürün tedarik etme taleplerini<br />

de değerlendirdik. Fuar<br />

sonrası çok hızlı geri dönüşler<br />

almaya başladık. Global bir<br />

marka olma yolunda hızla<br />

ilerlediğimiz bu süreçte<br />

firmamız açısından çok<br />

verimli bir fuar geçirdiğimizi<br />

düşünüyoruz.”<br />

“İstanbul Hırdavat Fuarı<br />

oldukça başarılıydı”<br />

Metsan yetkilileri katıldıkları<br />

İstanbul Hırdavat Fuarı ile<br />

ilgili şunları belirtti: “23 -<br />

25 Mart tarihleri arasında<br />

İstanbul Fuar Merkezi’nde<br />

düzenlenen İstanbul<br />

Hırdavat Fuarı’nda hırdavat<br />

sektörünün takipçileri ile<br />

buluştuk. <strong>Nalbur</strong> <strong>Teknik</strong><br />

dergisinin girişimiyle bu<br />

yıl ilki düzenlenmiş olan<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


İstanbul Hırdavat Fuarı’nın<br />

düzenlenmesi ile ilgili<br />

düşünce bizimle ilk defa<br />

paylaşıldığında sektörümüzde<br />

böyle bir açığın olduğunu<br />

ve bu fikrin arkasında yer<br />

alacağımızı bildirmiştik.<br />

Hiç tereddüt etmeden<br />

katılımcı olarak yer almak<br />

istediğimizi ve Metsan<br />

olarak bu girişimi sonuna<br />

kadar destekleyeceğimizi<br />

ifade ettiğimiz bu fuarı ilk<br />

kez düzenlenmiş olmasına<br />

rağmen oldukça başarılı<br />

bulduğumuzu öncelikle<br />

belirtelim.<br />

Sınırlı sayıda yabancı<br />

ziyaretçinin de yer aldığı<br />

İstanbul Hırdavat Fuarı’nda,<br />

Kıbrıs, Kazakistan, Filistin<br />

ve Ürdün’den gelen yabancı<br />

misafirlerimize ürünlerimizi<br />

tanıttık, kendi pazarları ile<br />

ilgili temsilcilik talepleri<br />

olan bağlantılarımız ile<br />

temsilcilik ön görüşmelerini<br />

gerçekleştirdik. EMS Dubell,<br />

EMS Force Engineering<br />

Adhesive ve EMS Force<br />

Super Glue markalarımız<br />

ile yer aldığımız fuarda<br />

ziyaretçilerimize kimyasal<br />

dübel, anaerobik boru<br />

sızdırmazlık kimyasalları ve<br />

hızlı yapıştırıcılarımız ile ilgili<br />

bilgi aktarımında bulunduk.<br />

Demo uygulamaları ve<br />

teknik bilgi paylaşımının<br />

yanı sıra misafirlerimizin<br />

ürünlerimiz ile ilgili<br />

sorularını cevaplamaya<br />

çalıştık. Ürünlerimizin<br />

sunduğu avantajları detaylı<br />

bir şekilde açıkladığımız<br />

paylaşımlarımızda<br />

ürün sertifikalandırma<br />

süreçlerimiz, marka yönetimi,<br />

Ar-Ge çalışmalarımız,<br />

kalite anlayışımız, rekabet<br />

anlayışımız, vizyonumuz ve<br />

hedeflerimize dair bilgilere de<br />

yer verdik.<br />

Fuar sonrasında katılımcı<br />

firma yetkilileri ve<br />

standımızda ağırladığımız<br />

ziyaretçilerimiz ile fuara dair<br />

memnuniyetimizi karşılıklı<br />

olarak ifade ettik. Yıllardır<br />

çalışmakta olduğumuz, ancak<br />

iş yoğunluğu nedeniyle bir<br />

türlü bir araya gelemediğimiz<br />

birçok müşterimiz ile uzun<br />

yıllar sonrasında tekrar bir<br />

araya gelebilme ve sohbet<br />

etme fırsatını yakaladığımız<br />

organizasyonu bu açıdan<br />

değerlendirdiğimizde<br />

İstanbul Hırdavat Fuarı’nın<br />

bu tür buluşmalara zemin<br />

hazırlamasını çok önemli<br />

bir katkı olarak görüyoruz.<br />

Fuarın düzenlenmesinde<br />

emeği geçen tüm ekibe ayrıca<br />

teşekkürlerimizi iletiyoruz.”<br />

SEKTÖREL HABER<br />

77


İNŞAAT MALZEMELERİNDEKİ KDV<br />

İNDİRİMİ MALİYETLERİ DÜŞÜRECEK<br />

Yeni yapılacak evlerde<br />

kombi, radyatör, küvet gibi<br />

ürünlerde yüzde 18 olan<br />

KDV’nin yüzde 1’e indirilmesi<br />

kararı, hem konut almak<br />

isteyenleri hem de inşaat<br />

sektörünü heyecanlandırdı.<br />

Sektör temsilcileri alınan<br />

kararın Türk inşaatçılığında<br />

bir devrim olduğunu<br />

ifade ederek, maliyetlerin<br />

onumuzdaki dönemde ciddi<br />

anlamda düşeceğinin altını<br />

çizdiler.<br />

SEKTÖREL HABER<br />

78<br />

Yeni yapılacak evlerde<br />

kombi, radyatör, küvet<br />

gibi ürünlerde yüzde<br />

18 olan KDV’nin yüzde 1’e<br />

indirilmesi kararı, hem konut<br />

almak isteyenleri hem de inşaat<br />

sektörünü heyecanlandırdı.<br />

Sektör temsilcileri alınan<br />

kararın Türk inşaatçılığında bir<br />

devrim olduğunu ifade ederek,<br />

maliyetlerin onumuzdaki<br />

dönemde ciddi anlamda<br />

düşeceğinin altını çizdiler.<br />

Türk Ytong Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Fethi Hinginar, ülke<br />

ekonomisine daha çok katkı<br />

sağlayabilmek amacıyla inşaat<br />

sektörünün teşvik gören<br />

sektörler arasında olmasının<br />

önemli olduğunun altını<br />

çizerek, “Konut satışlarının<br />

arttırılması ve sektöre hız<br />

kazandırması amacıyla<br />

konutta KDV indiriminin<br />

doğru şekilde düzenlenmesi<br />

ve uygulanması halinde hem<br />

konut maliyetinin düşeceği<br />

hem de kayıt dışı işlemlerin<br />

azalacağı ve kontrol altına<br />

alınacağı görüsündeyiz. Öte<br />

yandan, inşaat malzemelerinde<br />

KDV indiriminin kapsamının<br />

genişletilerek mevcut<br />

konutlardaki ‘yenileme’<br />

çalışmalarının da bu kapsama<br />

dahil edilmesi, evini yenilemek<br />

isteyecek vatandaşlarımızı<br />

teşvik edecek ve ekonomimizin<br />

canlanmasına da vesile<br />

olacaktır” dedi.<br />

Demir İnşaat Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Hamit Demir:<br />

“İndirim vatandaşa hemen<br />

yansımayacak”<br />

Demir İnşaat Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Hamit Demir de,<br />

KDV iadesinin birkaç ay<br />

Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Fethi Hinginar<br />

içerisinde vatandaşa getirisi<br />

olmadığını belirterek, “Müşteri<br />

kapıdan içeri girdiği zaman<br />

aldığı urunun KDV’sinden<br />

faydalanmak ister. Bu yeni<br />

başlayan projelerin bitiminden<br />

sonra, 20-25-30 ay KDV<br />

iadesi alma talebinde iadeleri<br />

alınacak oranlar. Bu uygulama<br />

ileriye dönük projelerde tabii<br />

ki müteahhitlere bir getiri<br />

sağlayacaktır. Vatandaşa da<br />

bir şekilde yansıması olacaktır<br />

ama bugün olmayacak” dedi.<br />

Ticari alanlarda yüzde 18,<br />

150 metrekarenin altındaki<br />

konutlarda yüzde 1 ve 150<br />

metrekarenin üzerindeki<br />

konutlarda ise yüzde 8 KDV<br />

ödendiğini anımsatan Demir,<br />

şunları kaydetti:“KDV<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


iadesi, 1-2 sene sonra bitecek<br />

binalarda yansıtılacaktır ama<br />

o gün de zamlar geleceği için<br />

konut alıcısı bundan çok<br />

faydalanamayacak. Bugün<br />

başlanılan bir inşaatı iki<br />

senede bitireceksiniz, iki sene<br />

sonra KDV iade talebinde<br />

bulunacaksınız o zaman<br />

bunları alacaksınız. İlk satışta<br />

vatandaşa fayda sağlayacak<br />

bir olay değil. Nisan, mayısa<br />

kadar bir durağanlık var<br />

diyoruz. Allah nasip ederse<br />

referandumun olumlu<br />

sonucuyla beraber nisandan<br />

sonra her şeyin daha pozitif<br />

yöne döneceğini öngörüyoruz.<br />

Bizim amacımız nisan ayının<br />

sonuna kadar durağanlığı biraz<br />

hareketlendirmek ise bugün<br />

kapıdan içeri giren vatandaş<br />

KDV’den faydalanmalı. Ne<br />

olur? 2-3 ay KDV oranları<br />

ticari alanlarda yüzde 3-5’lere<br />

düşürülüp, konutta da<br />

sıfırlanırsa inanın satışı patlatır,<br />

millet kuyruğa girer.”<br />

Yabancıya yapılan KDV<br />

muafiyetinin çok doğru bir<br />

hareket olduğuna dikkati çeken<br />

Demir, “Çünkü ihracat yapan<br />

insanlar KDV’siz ihraç ediyor,<br />

yabancı konut aldığında döviz<br />

getiriyor, ihraç eden de döviz<br />

BESA Grup Yönetim<br />

Kurulu Üyesi<br />

Efe Bezci<br />

getiriyor. Yabancıya verilen<br />

KDV muafiyeti 2-3 aylığına<br />

tüm vatandaşlara ticari alanlar<br />

ve gayrimenkullerde getirilsin<br />

müthiş iş yaparız. KDV<br />

geliri, vergi geliri devletlerin<br />

kalkınmasına sebeptir<br />

ama kısa sureli kaldırılırsa<br />

piyasa hareket kazanır,<br />

ihtiyaç sahipleri alımlarını<br />

hızlandırır” diye konuştu.<br />

Demir, 10-20 bin lira için daire<br />

almayan kişilerin olduğunu<br />

vurgulayarak, “Vatandaş, konut<br />

almaya gittiği zaman 300 bin<br />

liralık gayrimenkulde 4 bin<br />

500 lira indirim oluyormuş<br />

diyecek. Oysaki bu şu anda<br />

vatandaşı ilgilendirmiyor,<br />

vatandaş faydalanamıyor<br />

bundan. Bununla ilgili doğru<br />

bilgilendirme yapılması<br />

gerekiyor” değerlendirmesinde<br />

bulundu.<br />

BESA Grup Yönetim Kurulu<br />

Üyesi Efe Bezci:<br />

“Yapı malzemesinde KDV<br />

indirimi inşaatta devrim”<br />

Son birkaç aydan bu yana<br />

inşaat sektörünün hareketini<br />

sürdürmesi için atılan adımları<br />

dikkatle izlediklerinin altını<br />

çizen BESA Grup Yönetim<br />

Kurulu Üyesi Efe Bezci,<br />

Demir İnşaat Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Hamit Demir<br />

Maliye Bakanlığı’nın inşaat<br />

malzemeleriyle ilgili son<br />

KDV tebliğinin ise sektöre<br />

dair umutlarını daha da<br />

güçlendirdiğini belirtti. Yapı<br />

malzemelerinin konutlara<br />

yüzde 2’ye varan oranlarda ek<br />

maliyet getirdiğini anımsatan<br />

Bezci, şunları söyledi:<br />

“Tek tek bakıldığında koca bir<br />

inşaatın küçük parçaları gibi<br />

görünen kombi, cam balkon,<br />

duş teknesi, duşa kabin, küvet,<br />

mutfak dolabı, evye, batarya,<br />

duş başlığı, panel radyatör gibi<br />

yapı malzemeleri, maliyetleri<br />

çok ciddi artıran ürünler. Konut<br />

fiyatlarının yüksek olmasının<br />

nedenlerinden biri de bu.<br />

Yapı malzemelerine getirilen<br />

KDV indirimini bu yüzden<br />

çok önemsiyoruz. Bu indirim<br />

yakın gelecekte konut alıcısına<br />

kar olarak dönecek. İnşaatta<br />

yapılacak ek vergi indirimleri<br />

gayrimenkul ve inşaat piyasasını<br />

daha da hareketlendirir. Bu<br />

gibi indirimlerin uzun soluklu<br />

olması gerektiğine inanıyorum.”<br />

SEKTÖREL HABER<br />

79


“BİNASAL DEĞİL<br />

KENTSEL DÖNÜŞÜM PLANLANMALI”<br />

SEKTÖREL HABER<br />

82<br />

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye<br />

İMSAD) tarafından düzenlenen <strong>2017</strong> yılının ilk Gündem<br />

Buluşmaları’nda, hedefler, beklentiler ve sektörün büyümesi<br />

için atılması gereken adımlar ele alındı. Türkiye İMSAD Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, “Kentsel dönüşüm sürecini çok<br />

iyi yönetmemiz gerekiyor. Şu an uygulandığı haliyle ‘binasal<br />

dönüşüm’den çıkarıp, daha insan, çevre ve kentsel doku odaklı<br />

bir dönüşüm planlaması yaratmalıyız. Bunun için Türkiye<br />

İMSAD olarak, sorumluluğumuz dahilinde yapmamız gereken<br />

ne varsa yapmaya hazırız” dedi.<br />

Türkiye İMSAD’ın<br />

yılda dört kez çeyrek<br />

periyotlarda düzenlediği<br />

Gündem Buluşmaları<br />

kapsamında gerçekleştirilen<br />

<strong>2017</strong> yılının ilk toplantısı, 26<br />

Nisan Çarşamba günü Ortaköy<br />

Feriye’de yapıldı. Gündem<br />

Buluşmaları toplantısında;<br />

<strong>2017</strong> yılı itibarıyla inşaat ve<br />

inşaat malzemesi sektörlerinin<br />

beklentisi ve çözüm önerileri<br />

konuşuldu. Türkiye İMSAD<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi<br />

Erdoğan’ın açılış konuşmasını<br />

gerçekleştirdiği Gündem<br />

Buluşmaları’na, Türkiye<br />

İMSAD Ekonomi ve Strateji<br />

Danışmanlık Hizmetleri<br />

Başkanı Dr. Can Fuat Gürlesel<br />

ve Gazeteci Metehan Demir<br />

katıldı.<br />

Erdoğan: “Yapı<br />

ruhsatlarındaki artış umut<br />

veriyor”<br />

Konuşmasına, sektörle ilgili<br />

son veri ve değerlendirmeleri<br />

paylaşarak başlayan Türkiye<br />

İMSAD Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Ferdi Erdoğan, “2016<br />

zorlu bir yıl oldu ve hepimizin<br />

<strong>2017</strong>’den beklentisi yüksek.<br />

Döviz kurlarının yukarı<br />

yönlü hareketi üretimde<br />

maliyetlerin artmasına ve<br />

konut sektöründe de talebin<br />

sınırlı kalmasına neden oluyor.<br />

İnşaat Malzemeleri Sanayicileri<br />

açısından bir değerlendirme<br />

yaptığımızda, her ne kadar<br />

piyasalar beklenenden<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Ferdi Erdoğan<br />

daha canlı gözükse de, satış<br />

vadelerinin gittikçe açılması,<br />

tahsilat zorlukları, projelerde<br />

fiyata bağlı rekabetin<br />

malzeme ve uygulama<br />

kalitesini tehdit etmesi,<br />

kayıt dışılığını özendirmesi,<br />

sektörün önündeki en<br />

önemli sorunlardır. Bu da<br />

inşaat sektörünün <strong>2017</strong>’de<br />

düşük tempolu bir büyüme<br />

göstermesine yol açabilir.<br />

Ancak yine de 2016 yılında<br />

alınan yapı ruhsatlarındaki<br />

yüzde 7,3’lük artış sektör için<br />

bir umut teşkil ediyor” dedi.<br />

Sektör zor bir dönemde bile<br />

büyüme ivmesi yakaladı<br />

Ferdi Erdoğan, konuşmasına<br />

şöyle devam etti: “TÜİK’in<br />

milli gelir hesaplamalarında<br />

yaptığı revizyona göre, 2016’da<br />

inşaat sektörünün yüzde<br />

7,2 büyüdüğünü gördük.<br />

Sektörün 2016 gibi zor bir<br />

dönemde bile böyle bir büyüme<br />

ivmesi yakalanmış olması<br />

önemli. 2016 yılında inşaat<br />

harcamaları 431,9 milyar<br />

TL olarak gerçekleşti. İnşaat<br />

sektörünün milli gelir içindeki<br />

payı 2016 yılında yüzde<br />

8,5 ile en yüksek seviyesine<br />

ulaştı. Kamu yatırımlarının<br />

yanı sıra büyük gayrimenkul<br />

şirketlerinin başlattığı<br />

kampanyalar da sektörü ayakta<br />

tutuyor. Özellikle düşük faizli<br />

krediler devam ederse, konut<br />

almaya niyetli vatandaşlar<br />

da taleplerini öne çekebilir.<br />

Hükümetin geçen yıl açıkladığı<br />

destek ve teşvik paketlerinin<br />

de bu yıl sektöre olumlu<br />

yansıyacağını düşünüyorum.”<br />

Ülkemizin istikrarı için<br />

yatırım iklimi sağlanmalı<br />

Referandum sürecinin<br />

ardından ekonomide<br />

bir toparlanma süreci<br />

başlayacağına inandıklarını<br />

ifade eden Ferdi Erdoğan,<br />

“Bir an önce ülkemizi<br />

yukarı taşıyacak projelere<br />

odaklanmalıyız. Gelişmekte<br />

olan bir ülke olarak;<br />

dünya ile entegre olmuş<br />

ekonomimizin bir an evvel<br />

kalıcı sürdürülebilir kalkınma,<br />

büyüme, istihdam artışına ve<br />

milli gelirin orta gelir seviyesini<br />

artık aşmasına ihtiyaç<br />

var. Genel anlamda inşaat<br />

sektörü, özel anlamda inşaat<br />

malzemesi sanayicileri olarak,<br />

kalkınma, büyüme ve istihdam<br />

konularında lokomotif<br />

görevimizi sürdürmeye devam<br />

etmek istiyoruz. Şu anda<br />

ülkemizin istikrara kavuşması<br />

için en önemli çözüm, şüphesiz<br />

ekonomide istikrar, istihdamın<br />

artırılması, bir yatırım<br />

ikliminin tekrar sağlanmasıdır.<br />

Son yıllarda, Türkiye inşaat<br />

sektörü; müteahhitleri, inşaat<br />

malzemeleri, mühendisleri,<br />

teknik elemanları ve ustaları ile<br />

içinde bulunduğu coğrafyanın<br />

imarında ve modern yapılara<br />

ulaşmasında çok önemli<br />

roller üstleniyor. Çevremizde<br />

devam eden savaşların,<br />

terörün sona ermesiyle; bölge<br />

insanlarının yaşamlarının<br />

normalleşmesiyle, biz sektör<br />

olarak, bulunduğumuz<br />

coğrafyanın kalkınmasına,<br />

modernleşmesine katkıda<br />

bulunmaya ve liderlik yapmaya<br />

devam edeceğiz” diye konuştu.<br />

‘Binasal dönüşüm’<br />

değil ‘kentsel dönüşüm’<br />

planlanmalı<br />

Deprem kuşağı üzerinde yer<br />

alan Türkiye için en önemli<br />

gündem maddelerinden<br />

birinin ‘kentsel dönüşüm’<br />

olduğunu vurgulayan Ferdi<br />

Erdoğan, “Nüfusumuzun<br />

neredeyse yüzde 90-95’i<br />

deprem bölgeleri üzerinde<br />

yaşamaktadır. Kentleşme yüzde<br />

85’lere ulaşıncaya kadar devam<br />

edecektir. Depremler ülkemizin<br />

herhangi bir yerinde her an<br />

olabilir ve ülkemizde 7 milyona<br />

yakın konut deprem riskine<br />

karşı güvensiz durumda.<br />

‘Kentsel dönüşüm’ sürecini<br />

çok iyi yönetmemiz gerekiyor.<br />

Şu an uygulandığı haliyle<br />

‘binasal dönüşüm’den çıkarıp,<br />

daha insan, çevre ve kentsel<br />

doku odaklı bir dönüşüm<br />

planlaması yaratmalıyız.<br />

Bunun için Türkiye İMSAD<br />

olarak, sorumluluğumuz<br />

dahilinde yapmamız gereken<br />

ne varsa yapmaya hazırız.<br />

Bunu da sıklıkla kamuda<br />

ilgililerle görüştüğümüzde dile<br />

getiriyoruz” dedi.<br />

Yapı Yasası tüm ülkeyi<br />

kalkındıracak bir hamle<br />

olacak<br />

“Türkiye’de çok acil bir<br />

Yapı Yasası’na ihtiyaç var.<br />

Bu yasanın çıkarılması, bir<br />

sektörü değil, tüm ülkeyi<br />

kalkındıracak bir hamle<br />

olacaktır” diyen Ferdi Erdoğan,<br />

SEKTÖREL HABER<br />

83


SEKTÖREL HABER<br />

84<br />

şunları söyledi: “Çevre ve<br />

Şehircilik Bakanlığı Yüksek<br />

Fen Kurumu ile derneğimiz<br />

tarafından yürütülen<br />

çalışmayla yeni bir “İnşaat<br />

Genel <strong>Teknik</strong> Şartnamesi”nin<br />

hazırlaması için çalışmalara<br />

başlandı. Geçtiğimiz günlerde<br />

Bakanlık yetkilileri ile dernek<br />

üyelerimiz bir araya geldiler.<br />

Bu çalışma gerek içeriği<br />

gerekse de bakanlık-STK-Özel<br />

Sektör işbirliği bakımından<br />

oldukça kıymetli bir çalışma.<br />

Bir an önce tamamlanarak<br />

yeni şartnamenin yürürlüğe<br />

girmesini arzuluyoruz.”<br />

Hinginar: “Dünyadaki<br />

büyüme yavaşladı”<br />

Oturumun moderatörlüğünü<br />

üstlenen Türkiye İMSAD<br />

Yönetim Kurulu Önceki<br />

Dönem Başkanı F. Fethi<br />

Hinginar, dünyanın büyümenin<br />

ciddi bir yavaşlama içine<br />

girdiğini vurgulayarak, “22<br />

milyar dolar ihracatla otomotiv<br />

sektörüyle yarışırken şimdi 15<br />

milyar dolara indik. Geçtiğimiz<br />

yıllarda özellikle Çin’in<br />

katkılarıyla sağlanan büyüme<br />

hızı yüzde 2’lerin altına<br />

indi. Sıfıra doğru gideceği<br />

konuşuluyor. Bunu Türkiye’de<br />

dikkate almak zorundayız.<br />

Trump’ın başkan seçilmesinin<br />

yankıları oldu, olmaya devam<br />

edecek. AB ülkelerindeki<br />

seçimleri de dikkatle takip<br />

etmek zorundayız. Bütün<br />

bunlar Türkiye’yi ciddi şekilde<br />

etkiliyor, etkileyecek” diye<br />

konuştu.<br />

Demir: “Ciddi bir kabine<br />

revizyonu beklenebilir”<br />

Gazeteci Metehan Demir ise<br />

referandum sonrası gündeme<br />

ilişkin değerlendirmelerini<br />

ve öngörülerini paylaştı.<br />

Sözlerine, “Bazen ülke olarak<br />

büyük okyanuslar geçip<br />

küçük derelerde boğulacak<br />

gibi hissediyoruz. Bunu<br />

hak edecek bir ülke değiliz”<br />

diyerek başlayan Demir, “15<br />

Temmuz sonrası herkes büyük<br />

kafa karışıklığı içindeydi ama<br />

ekonominin ana aktörü özel<br />

sektör ilk pazartesi sabahı<br />

işinin başına gitti. Bu ülkenin<br />

geleceğine olan güvenin bir<br />

göstergesidir” diye konuştu.<br />

Demir, “Eskiden beni<br />

gördüklerinde, “Ne haber<br />

var?” derlerdi, şimdi, “Nereye<br />

gidiyoruz?” demeye başladılar.<br />

Bu soru içinde bir umutsuzluk<br />

da barındırıyor. Dünyada<br />

artık ekonomi, dış politika ve<br />

iç politika birbirinden ayrı<br />

hareket edemiyor. Türkiye<br />

de bunu iliklerine kadar<br />

hisseden bir ülke. Son birkaç<br />

yıldaki göstergeler Türkiye’de<br />

durumun çok da iyi olmadığını<br />

gösteriyor. Türkiye’de siyasi<br />

bir kamplaşmanın içine doğru<br />

gidiyoruz. Bunu önemli<br />

bir risk olarak görüyorum.<br />

İyiye iyi, kötüye kötü demeyi<br />

öğrenmemiz lazım” şeklinde<br />

konuştu. Demir, 2019 yılına<br />

kadar seçim yapılmamaya<br />

çalışılacağını ancak<br />

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın,<br />

“Partili Cumhurbaşkanı”<br />

statüsünü aldıktan sonra<br />

ciddi bir kabine revizyonu<br />

yapabileceğini kaydetti.<br />

Erdoğan’ın 15-16 <strong>Mayıs</strong>’ta<br />

yapacağı ABD ziyaretini<br />

hatırlatan Demir, “Sayın<br />

Erdoğan’ın Trump görüşmesi<br />

çok kritik ama size tavsiyem<br />

onun dışında kimlerle<br />

görüşeceğine bakın. Çok ciddi<br />

fonlarla görüşmeler yapıyor.<br />

Geçen sefer Rothschild<br />

Ailesi’yle görüşmüştü” dedi.<br />

Gürlesel: “İnşaat diğer<br />

sektörlere göre yüksek<br />

performans gösterecek”<br />

Türkiye İMSAD Ekonomi<br />

Danışmanı Dr. Can<br />

Fuat Gürlesel, küresel<br />

ve Türkiye ekonomisine<br />

ilişkin değerlendirmelerde<br />

bulundu. Gürlesel, “Dünya<br />

ekonomisindeki büyümede<br />

yavaşlama ilk 4 ayda atlatılmış<br />

görünüyor. Kalıcı olacağı ümidi<br />

veren yüzde 2 civarında bir<br />

büyüme öngörülüyor” dedi.<br />

Gürlesel özetle şunları söyledi:<br />

“Türkiye ekonomisinde yılın<br />

ilk 3-4 ayında göreceli bir<br />

canlanma var. Bu canlanmada<br />

kamunun sağladığı destekler<br />

etkili olmuş görünüyor. Bunun<br />

sürdürülebilir olduğunu<br />

düşünmüyorum. Çünkü ciddi<br />

kamu harcaması söz konusu.<br />

Türkiye’de ekonomik iklimin<br />

normalleşmesi gerekiyor.<br />

Enflasyonda artış trendi<br />

var. Faizler aynı düzeyde<br />

devam etmesi bekleniyor.<br />

Türk Lirası’nda yıl sonuna<br />

kadar bir değerlenme<br />

beklemiyoruz. <strong>2017</strong>’nin<br />

belirleyicisi yapı ruhsatları<br />

ve yapı izinleri olacak. Bu yıl<br />

umut verici görünüyor. Konut<br />

ruhsatlarında artış var. Yapı<br />

izinlerinde bütün zorluklara<br />

rağmen 2016 yılı küçük de olsa<br />

artışla tamamlandı. Yılın ilk 3<br />

ayında hükümetin destekleriyle<br />

325 bin yeni konut satışı var.<br />

Yeni konut satışı ise 145 bin.<br />

İnşaat Malzemeleri üretiminde<br />

yüzde 5.3 gerileme var. Bina<br />

inşaat maliyetleri son dönemde<br />

ciddi artış kaydetti. Fiyat<br />

artışı dışında bir dengeleme<br />

imkanı görünmüyor. İnşaat<br />

sektörü göreceli olarak diğer<br />

sektörlere göre daha yüksek bir<br />

performans gösterecek ancak<br />

bizi tatmin edecek bir düzeyde<br />

olacağını düşünmüyorum.”<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


KOBİ’LER E-TiCARETTEN<br />

YETERiNCE FAYDALANMIYOR<br />

EKONOMİ<br />

86<br />

TÜSİAD Başkanı Bilecik, yaptıkları araştırmayı paylaşarak, “Ülkemizde<br />

klasik perakende firmalarının ve KOBİ’lerin henüz e-ticaretin<br />

nimetlerinden yeterince yararlanmadığını söyleyebiliriz” dedi.<br />

Türk Sanayicileri ve<br />

İşadamları Derneği<br />

(TÜSİAD) Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Erol Bilecik<br />

KOBİ’lerin internetten<br />

yapılan ticarette yeterince<br />

pay almadığını söyledi.<br />

Bilecik, “KOBİ’lerin<br />

e-ticaret ekosistemine daha<br />

fazla dahil olmalarını çok<br />

önemsiyoruz. KOBİ’lerin<br />

gerek tedarikçileriyle ilişkileri<br />

gerekse tanıtım, pazarlama,<br />

satış olanakları bakımından<br />

e-ticaretin sağlayacağı olanaklar<br />

konusunda bilgi ve farkındalık<br />

düzeyini artıracak çalışmalar<br />

mutlaka fayda sağlayacaktır”<br />

değerlendirmesini yaptı.<br />

TÜSİAD Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Erol Bilecik’in<br />

“Dijitalleşen Dünyada<br />

Ekonominin İtici Gücü:<br />

e-Ticaret” Raporu Tanıtım<br />

Toplantısını gerçekleştirdi.<br />

Toplantıda konuşan TÜSİAD<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Erol<br />

Bilecik, rapora ilişkin detayları<br />

paylaştı. Bilecik, “Son yıllarda<br />

dijital ekonomi konusu en<br />

sıklıkla üzerinde durduğumuz<br />

ve altını çizdiğimiz konu…<br />

Bilgi, üretim süreçlerinde bir<br />

destek unsuru değil, bizzat<br />

üretimin yaratıcı ve itici gücü<br />

konumunda. Odak noktası<br />

“bilgi ve iletişim teknolojileri”<br />

olan dijital ekonomi, hem<br />

bireylerin hem de kurumların<br />

yaşamlarında müthiş<br />

değişimlere yol açıyor ve yeni<br />

fırsatları önümüze getiriyor”<br />

dedi.<br />

Rapordan dünya nüfusunun<br />

yaklaşık yarısı internet<br />

kullanıcısı sonucunun çıktığı<br />

bilgisini paylaşan Bilecik, “Bu<br />

muazzam bir oran” bilgisini<br />

paylaşan, ama bir başka bakış<br />

açısı da neredeyse 3.5 milyarın<br />

üzerindeki kişinin hala internet<br />

bağlantısı yok. 2020 yılında<br />

mobil kullanıcı sayısının 5,5<br />

milyara ulaşması ve bunun<br />

dünyada elektrik ve temiz suya<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


ulaşabilen veya araba sahibi<br />

insan sayısından daha fazla<br />

olması öngörülüyor” şeklinde<br />

konuştu.<br />

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik<br />

‘Teknolojik unsurlar baştan<br />

aşağı değiştiriyor’<br />

Bilecik’in rapordan detayları<br />

paylaştığı konuşması şöyle:<br />

“İş dünyası tarafına baktığımızda<br />

yenilikçi iş modelleri ve ticaret<br />

olanakları, günlük iş hayatımıza<br />

giren robotlar, drone’lar gibi<br />

teknolojik unsurlar hem üretimi<br />

ve hizmet sunum süreçlerini,<br />

hem de kurumların yapı<br />

ve işleyişlerini baştan aşağı<br />

dönüştürmekte.<br />

Tüketici tercihlerinin sınır<br />

tanımadığı ve beklentilerin hızla<br />

yükseldiği bir dönemdeyiz.<br />

Ve bu eğilim artarak devam<br />

edecek. Bu koşullarda verimlilik<br />

ve rekabet baskısı yenilikçi<br />

fikirlere yatırım yapmayı ürün<br />

ve hizmetlerin tasarım, üretim<br />

ve sunumunda teknolojiyi odağa<br />

almayı gerektiriyor. Kısacası,<br />

kurumların dijitalleşmesi,<br />

gelecekte hayatta kalabilmeleri<br />

için yaşamsal ve en kritik konu<br />

haline geliyor.<br />

‘Kararlıkla devam etmeliyiz’<br />

Küresel dinamiklerin hızla<br />

değiştiği günümüzde, hedefimiz<br />

dev dijital dönüşüm dalgasında<br />

ayakta kalacak ekonomiler<br />

arasında yer almak olmalıdır. Bu<br />

nedenle, hem rekabet etmekte<br />

olduğumuz ülkelerdeki hem de<br />

ulaşma hedefi güttüğümüz en<br />

ileri ekonomilerdeki gelişmeleri<br />

yakından takip etmeliyiz.<br />

Dijital dönüşümü sağlayacak<br />

tedbirleri eş zamanlı hayata<br />

geçirmeye kararlılıkla devam<br />

etmeliyiz. TÜSİAD olarak biz<br />

de bu anlayışla dijital ekonomiyi<br />

çalışmalarımızın merkezine<br />

koyduk, bu konunun üstünde<br />

ısrarla duruyoruz.<br />

Kurumlarımızın dijital devrimde<br />

ayakta kalmaları için dijital<br />

vizyona sahip liderliğe ve dijital<br />

stratejilere ihtiyaç duyulduğu<br />

konusunda farkındalık<br />

yaratmaya çalışıyoruz. Büyük<br />

ölçekli şirketlerden KOBİ’lere<br />

kadar, dijital dönüşüm için<br />

gerekli altyapı, insan kaynağı<br />

gibi temel gereksinimleri ele alan<br />

çalışmalar yürütüyoruz.<br />

Dijitalleşme süreci içerisinde,<br />

ekonominin itici gücü<br />

olabilecek, son derece güçlü<br />

potansiyele sahip “elektronik<br />

ticaret” de bu anlamda ilgi<br />

alanımızda. Sevgili Esin’in de<br />

belirttiği gibi, TÜSİAD olarak,<br />

ilk e-Ticaret raporumuzu<br />

sevgili Sina Afra’nın katkısıyla<br />

hazırlamıştık. Üç yıl içinde<br />

nereden nereye geldiğimize<br />

bir bakmak istedik. Sevgili<br />

Öget Kantarcı’nın liderliğinde<br />

GittiGidiyor ve the Boston<br />

Consulting Group ile bu yılki<br />

raporumuzu hazırladık.<br />

E-ticaretin önümüze getirdiği<br />

fırsatlarla karşı karşıyayız.<br />

Dünyada e-ticaretin güçlü bir<br />

büyüme trendi sergilediğini<br />

biliyoruz.<br />

Alınan pay dünyanın gerisinde<br />

Dünyada e-Ticaretin toplam<br />

perakendeden aldığı pay yüzde<br />

8.5’lara ulaşmış vaziyette.<br />

Ülkemizde de e-ticaret<br />

büyümesini sürdürüyor.<br />

Yakalanan ivmeye rağmen,<br />

e-ticaretin toplam perakendeden<br />

aldığı pay 2016 itibarıyla yüzde<br />

3.5 seviyesinde.<br />

e-Ticaret sektörümüzün sahip<br />

olduğu güçlü potansiyeli göz<br />

önünde bulundurduğumuzda,<br />

halen önümüzde önemli<br />

bir gelişim alanı mevcut,<br />

gidecek daha çok yolumuz<br />

var diyebiliriz. Bu gelişim<br />

alanındaki fırsatları doğru<br />

şekilde değerlendirdiğimiz<br />

takdirde e-ticaret sektörümüzün<br />

ekonomide hak ettiği payı<br />

alacağına inanıyoruz.<br />

Bunun için neler yapmak<br />

gerektiği, raporumuzda<br />

ayrıntılarıyla ele alınıyor ve<br />

birazdan sizlere sunulacak. Ben<br />

özetle birkaç noktaya temas<br />

etmek isterim.<br />

“E-ticareti bir ekosistem olarak<br />

düşünmek durumundayız.<br />

<strong>Teknik</strong> altyapı ve lojistikten,<br />

internet girişimciliğine finansal<br />

altyapıdan alternatif ödeme<br />

EKONOMİ<br />

87


EKONOMİ<br />

88<br />

sistemlerine ve sağlıklı bir<br />

mevzuat yapısına kadar her<br />

unsur bütünlük içinde ele<br />

alınmalı ve geliştirilmeli.<br />

“Bu kapsamda atılması gereken<br />

adımların, son derece etkin bir<br />

program çerçevesinde, sektörün<br />

ve kamunun katılımıyla ve hızla<br />

hayata geçirilmesini çok önemli<br />

görüyoruz. Sektör ve idari<br />

yapı arasında etkili ve yapıcı<br />

iletişimin ve kamu tarafında<br />

e-ticaret ile ilgili eşgüdümü<br />

güçlendirici bir mekanizmanın<br />

çok faydalı olacağını da<br />

düşünüyoruz.<br />

KOBİ’ler yeterinde<br />

faydalanamıyor<br />

Ülkemizde klasik perakende<br />

firmalarının ve KOBİ’lerin<br />

henüz e-ticaretin nimetlerinden<br />

yeterince yararlanmadığını<br />

söyleyebiliriz. e-ticaret<br />

ekosistemine daha fazla dahil<br />

olmalarını bu anlamda çok<br />

önemsiyoruz. KOBİ’lerin<br />

gerek tedarikçileriyle ilişkileri<br />

gerekse tanıtım, pazarlama,<br />

satış olanakları bakımından<br />

e-ticaretin sağlayacağı olanaklar<br />

konusunda bilgi ve farkındalık<br />

düzeyini artıracak çalışmalar<br />

mutlaka fayda sağlayacaktır.<br />

Ayrıca gerekli altyapı ve işgücü<br />

yatırımlarını yapmaları ve bu<br />

konuda ihtiyaç duyabilecekleri<br />

desteklerin sağlanması da<br />

gerekiyor. Alınacak aksiyonlarla<br />

firmalarımızın dünya çapında<br />

bilinirliğini, pazar payını<br />

ve e-İhracatını artırmasını<br />

sağlayabiliriz.<br />

Konunun şirketler boyutunu<br />

yanında, tüketici tarafına<br />

bakarsak, internete erişimin<br />

yaygınlığı kadar, bireylerin,<br />

internetin nasıl işlediği ve<br />

kendilerine ne gibi fayda ve<br />

hizmetler sağlayacağı hakkında<br />

bilinçli olması da büyük önem<br />

taşıyor. İnternet kullanım<br />

oranının arttığı ülkemizde, bir<br />

yandan e-ticaret ile ilgili tüketici<br />

algısının mutlaka ve mutlaka<br />

güçlendirilmesi, diğer yandan<br />

genel olarak ülkemizde dijital<br />

okuryazarlığın geliştirilmesinin<br />

önemini altını çizerek<br />

vurgulamak isterim.<br />

Elbette e-ticaret sektörümüzü<br />

büyütecek tüm bu unsurlar,<br />

ancak iletişim ve bilgiye erişim<br />

hakkının güvence altına alındığı,<br />

özgür internet ortamının<br />

güçlendirildiği bir iklimde<br />

anlamlıdır.<br />

Sözlerime son verirken,<br />

hazırlanan raporumuzu, e-ticaret<br />

sektörünün tüm paydaşları ve<br />

karar alıcı mercilerin istifadesine<br />

sunuyor olmaktan büyük<br />

memnuniyet duyduğumu ifade<br />

etmek istiyorum. Rapordaki<br />

değerli katkı, işbirliği ve<br />

destekleri için Gittigidiyor<br />

ve BCG ekiplerine, raporun<br />

hazırlık sürecinde görüşleriyle<br />

katkıda bulunan uzmanlara<br />

çok teşekkür ediyorum. Değerli<br />

moderatör ve panelistlerimize,<br />

çalışmanın ve toplantımızın<br />

gerçekleşmesinde emeği geçen<br />

Genel Sekreterlik kadromuza<br />

ve değerli katılımınızdan ötürü<br />

sizlere teşekkür ediyorum.”<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


SAHTE ÜRÜNDEN KAYBIMIZ<br />

26 MİLYAR TL<br />

EKONOMİ<br />

90<br />

Türkiye’de büyüklüğü 17,2 milyar dolara ulaşan kaçak, taklit<br />

ve sahte ürün pazarının vergi kaybıyla da ülkeye zarar verdiği<br />

görülüyor. MKG Sözcüsü Özgür bu konu ile ilgili:<br />

“Çalışmalara göre böyle bir kayıp, 90 bin kişilik istihdama ya<br />

da 6 tane İstanbul-Ankara arasındaki hızlı tren projesine denk<br />

geliyor” diyerek çarpıcı sonucun somut denklemini yaptı.<br />

Marka Koruma Grubu<br />

(MKG), Türkiye’de<br />

kaçak, sahte ve<br />

taklit ürün ticaretinin ulaştığı<br />

boyuta ilişkin raporu açıkladı.<br />

Raporda kaçak, sahte ve taklit<br />

üründe Çin’in ardından dünya<br />

2’ncisi olan Türkiye’nin yıllık<br />

vergi kaybının 7,2 milyar dolar<br />

olduğu bildirildi.<br />

Türkiye’de yatırım yapan<br />

şirketlerin oluşturduğu<br />

MKG’nin Ekonomi Gazetecileri<br />

Derneği (EGD) ile düzenlediği<br />

“Türkiye’de Marka Olmak”<br />

başlıklı çalıştayda, “21. Yüzyılın<br />

Sorunu Kaçak, Taklit ve Sahte<br />

Ürünler” isimli raporun<br />

sonuçları açıklandı.<br />

Namık Kemal Üniversitesi<br />

Uluslararası İlişkiler Bölümü<br />

Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit<br />

İzmen’in OECD endekslerini<br />

kullanarak hazırladığı raporda,<br />

Türkiye’deki kayıt dışı ticaretin<br />

boyutu gözler önüne serildi.<br />

Raporda, Türkiye’de kaçak,<br />

taklit ve sahte ürün piyasasının<br />

büyüklüğü yaklaşık 17,2<br />

milyar dolar, devletin kaçak<br />

ticaret nedeniyle uğradığı vergi<br />

kaybının ise yaklaşık 7,2 milyar<br />

dolar olduğu bildirildi.<br />

Rapora göre Türkiye, dünyada<br />

en çok sahte ürün ele geçirilen<br />

ülkeler sıralamasında Çin’in<br />

ardından ikinci sırada yer<br />

alıyor. Taklit ve sahte ürün<br />

piyasasında ilaçta Hindistan,<br />

gıdada Mısır, parfüm ve<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


İSMMMO Başkanı Yücel Akdemir<br />

kozmetikte Türkiye’nin adı öne<br />

çıkıyor. Kaçak, sahte veya taklit<br />

ürün kullananların yüzde 78’i,<br />

sahte ürün sitesinde buldukları<br />

ürünler yüzünden markayı<br />

suçluyor. G20 ülkelerinde her<br />

yıl sahte ürünler yüzünden 3<br />

bin kişi hayatını kaybediyor.<br />

- “Kaçak olmasaydı 6 tane<br />

daha hızlı tren projesi<br />

yapılırdı”<br />

MKG Sözcüsü Ali Ercan<br />

Özgür, raporun sonuçlarının<br />

tartışıldığı paneldeki<br />

konuşmasında, teknolojideki<br />

gelişmeler ve makro ekonomik<br />

politikalar gibi etkenlerin taklit<br />

ve kaçak ürün piyasasında<br />

artışa yol açtığını belirtti.<br />

Özgür, şunları kaydetti:<br />

“Ülkemizde sahte, kaçak<br />

ve taklit ürünlerin yarattığı<br />

pek çok sorun var. Yasa dışı<br />

ticaret nedeniyle devletin<br />

uğradığı vergi kaybı 7,2<br />

milyar dolar. Çalışmalara<br />

göre böyle bir kayıp, 90 bin<br />

kişilik istihdama ya da 6 tane<br />

İstanbul-Ankara arasındaki<br />

hızlı tren projesine denk<br />

geliyor. Yani kaçak olmasaydı,<br />

6 tane daha hızlı tren projesi<br />

yapılırdı. Ülkemizde taklit,<br />

kaçak ve sahte ürünlerle<br />

mücadelede etkili sonuçlar<br />

almak için yapılacak çok şey<br />

var. Raporda da altı çizildiği<br />

gibi yasal düzenlemelerin yanı<br />

sıra cezaları daha caydırıcı hale<br />

getirmek gerekiyor. Bunun<br />

yanı sıra yetkili merciler,<br />

hak sahipleri birlikleri ve<br />

diğer paydaşlar arasında<br />

etkili diyalog ortamını<br />

oluşturmamız şart. Orjinal<br />

üreticinin ve tüketicinin<br />

desteklenmesine yönelik<br />

programların artırılması,<br />

arz ve talebi şekillendiren<br />

toplumun bilinçlendirilmesi<br />

için çalışmalar yapılması büyük<br />

önem taşıyor. Kaçak, sahte ve<br />

taklide karşı kolluk kuvvetleri<br />

arasındaki iş birliğinin<br />

iyileştirilmesinin yanı sıra fikri<br />

mülkiyetle ilgili idari ve teknik<br />

kapasite oluşturma faaliyetleri<br />

de önceliğimiz olmalıdır.”<br />

- “Küresel marka taklidiyle<br />

ekonomiyi güçlendiremeyiz”<br />

Türk Girişim ve İş<br />

Dünyası Konfederasyonu<br />

(TÜRKONFED) Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Tarkan<br />

TÜRKONFED Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Tarkan Kadooğlu<br />

Kadooğlu da, Türkiye’nin<br />

OECD ülkeleri arasında kayıt<br />

dışı rekortmeni olduğunu<br />

vurgulayarak, “Bugün,<br />

dünyanın en hızlı büyüyen<br />

ekonomileri arasında bulunan,<br />

gücünü üretimden ve nitelikli<br />

genç iş gücünden alan, 350<br />

milyar dolardan fazla dış<br />

ticaret hacmi olan Türkiye’nin<br />

gücüne ve potansiyeline<br />

yürekten inanıyoruz. Ancak<br />

Türkiye’nin, dünyanın en<br />

büyük 10 ekonomisi arasına<br />

girebilmesinin tek yolu, yüksek<br />

katma değerli üretimden ve bu<br />

topraklardan küresel markalar<br />

çıkarmaktan geçmektedir.<br />

Hak ettiğimiz yere de küresel<br />

markaların taklitlerini<br />

yaparak ulaşamayacağımız<br />

ortadadır. Öncelikle zihinsel bir<br />

değişim ve dönüşüm şarttır.”<br />

değerlendirmesinde bulundu.<br />

İstanbul Serbest Muhasebeci<br />

Mali Müşavirleri Odası<br />

(İSMMMO) Başkanı Yücel<br />

Akdemir ise marka meselesinin<br />

ekonominin en ciddi<br />

sorunlarından biri olduğunu<br />

ve bu sorundan dolayı<br />

İSMMMO’nun adını bile tescil<br />

ettirmek zorunda kaldıklarını<br />

ifade etti.<br />

EKONOMİ<br />

91


KALE ENDÜSTRİ HOLDİNG’E YENİ CEO<br />

SEKTÖREL HABER<br />

92<br />

Kale Endüstri Holding CEO’su Zeki Şafak Ozan<br />

Türkiye’nin lider, dünyanın önde gelen entegre güvenlik şirketi<br />

Kale Endüstri Holding’in yeni CEO’su Zeki Şafak Ozan olarak<br />

atandı. Ozan, Kale Endüstri Holding’e ait tüm şirketlerin<br />

yönetim süreçlerine liderlik edecek.<br />

Türkiye’nin güvenlik<br />

markası Kale Endüstri<br />

Holding’de CEO<br />

görevine, 24 Nisan <strong>2017</strong><br />

itibariyle iş dünyasının<br />

deneyimli isimlerinden Zeki<br />

Şafak Ozan getirildi. Kale<br />

Endüstri Holding’e ait tüm<br />

şirketlerin yönetim süreçlerine<br />

liderlik edecek olan Ozan;<br />

globalleşme stratejisi, yeni<br />

yatırımlar ve uluslararası iş<br />

ortaklıklarından da sorumlu<br />

olacak.<br />

Zeki Şafak Ozan, 1968 yılında<br />

İstanbul’da doğdu. İstanbul<br />

Erkek Lisesi’nin ardından,<br />

İstanbul Üniversitesi İşletme<br />

Fakültesi’ni tamamladı. İş<br />

hayatına Türk Ekonomi<br />

Bankası’nda analist olarak<br />

başlayan Ozan, 1992’de<br />

Eczacıbaşı Topluluğu’na katıldı.<br />

1992-1994 yılları arasında<br />

topluluğun İngiltere’de bulunan<br />

şirketi VitrA UK’de, 1994-1997<br />

döneminde ise Almanya’daki<br />

VitrA Bad’da Ticari Müdürlük<br />

görevini üstlendi. 1997’de<br />

VitrA Bad Genel Müdürü<br />

oldu. Eczacıbaşı Yapı Ürünleri<br />

Grubu’nun uluslararası<br />

pazarlardaki büyümesinde<br />

önemli kilometre taşlarını<br />

oluşturan “Engers Keramik”,<br />

Villeroy&Boch’un karo bölümü<br />

“V&B Fliesen” ve Avrupa’nın<br />

önde gelen banyo mobilyası<br />

üreticilerinden “Burgbad”ın<br />

satın alınma ve entegrasyon<br />

süreçlerinde rol oynadı. 2004-<br />

2006 yılları arasında Avrupa<br />

Türk İş Adamları Derneği<br />

Başkanlığı görevini yürüten<br />

Ozan, aynı dönemde ‘Yurt<br />

Dışında Yaşayan Vatandaşlar<br />

Danışma Kurulu’nda da yer<br />

aldı. Ozan, 2006-2008 yılları<br />

arasında VitrA Bad Genel<br />

Müdürlüğü’ nün yanı sıra<br />

Engers Keramik’in Genel<br />

Müdürlüğü’ nü, 2009-2013<br />

yılları arasında ise VitrA Karo<br />

A.Ş.’nin Genel Müdürlüğü<br />

görevlerini yürüttü. Zeki Şafak<br />

Ozan, son olarak 2013-2016<br />

yılları arasında Eczacıbaşı<br />

Yapı Ürünleri Grubu’nda<br />

Başkan Yardımcısı olarak<br />

görev yapıyordu. Almanca ve<br />

İngilizce bilen Ozan, evli ve iki<br />

çocuk babasıdır.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


İNŞAAT YATIRIMLARI<br />

İLK ÇEYREKTE HAREKETLENDİ<br />

SEKTÖREL HABER<br />

94<br />

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay düzenli olarak<br />

hazırladığı ve sektördeki faaliyet, güven ve beklentiyi<br />

ölçümlediği “Hazır Beton Endeksi”nin <strong>2017</strong> Mart Ayı Raporu’nu<br />

açıkladı. Hazır Beton Endeksi, mart ayında 100,56 seviyesine<br />

yükselerek yüzde 0,2 oranında artış gösterdi.<br />

Türkiye Hazır Beton<br />

Birliği, Hazır Beton<br />

Endeksi’yle inşaat ve<br />

bununla bağlantılı imalat ve<br />

hizmet sektörlerindeki mevcut<br />

durum ile beklenen gelişmeleri<br />

ortaya koydu. Raporda,<br />

son 3 aydır toparlanma<br />

gösteren Hazır Beton Faaliyet<br />

Endeksi’nin eşik değerin üstüne<br />

çıkmasının önemli olduğu ve<br />

sektörün beklentisinin halen<br />

yüksek olduğu ifade edildi.<br />

Hazır Beton Güven Endeksi<br />

hariç diğer endekslerin eşik<br />

değerinin üzerine çıkması, hazır<br />

beton ve inşaat sektörlerindeki<br />

hareketlenmenin en net<br />

göstergesi oldu. Ancak Hazır<br />

Beton Faaliyet Endeksi’nin eşik<br />

değerin hemen üzerinde olması,<br />

sektördeki ivmenin yeterli<br />

olmadığını ortaya koydu.<br />

Faaliyet Endeksi<br />

hareketlenmenin yeterli<br />

düzeyde olmadığını gösterdi<br />

Faaliyet Endeksi’ndeki yüzde<br />

0,5 oranındaki artış, mart<br />

ayında inşaat faaliyetlerinde<br />

ve hazır beton üretimindeki<br />

sınırlı da olsa yukarı yönlü<br />

harekete işaret etti. Fakat,<br />

ankete katılan firmaların<br />

ancak yüzde 42’si mart ayında<br />

satışlarının artmış olduğunu<br />

belirtirken, firmaların yüzde<br />

37’si satışlarında geçen aya<br />

kıyasla bir değişme olmadığını<br />

ifade etti. Satışlarının azaldığını<br />

söyleyenlerin oranının yüzde<br />

21 ile sınırlı olması sektördeki<br />

üretimin istenilen düzeyde<br />

olmadığını ortaya koyarken<br />

üreticilerin yarısının kayıtlı<br />

siparişlerin aynı kaldığını<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Avrupa Hazır Beton Birliği<br />

(ERMCO) ve THBB Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Yavuz Işık<br />

söylemesi bu durumu teyit etti.<br />

Güven Endeksi’ndeki artış<br />

sınırlı kaldı<br />

Mart ayında yüzde 0,1<br />

artan Hazır Beton Güven<br />

Endeksi’nin değeri, hazır<br />

beton sektöründe ekonomiye<br />

olan güvenin oldukça sınırlı<br />

olduğunu gösterdi. Ankete<br />

katılanların %74’ü yeni yatırım<br />

yapmayı düşünmediğini<br />

belirtirken, yeni bir istihdamı<br />

düşünenlerin oranı ise %18’de<br />

kaldı. İstihdamda azalma<br />

yaşanacağını düşünenlerin<br />

oranı ise %11’de kaldı.<br />

olduğunu gösterdi.<br />

Hazır Beton Endeksi mart<br />

ayını artışla kapattı<br />

Bileşik endeks olan Hazır Beton<br />

Endeksi de bu gelişmelerden<br />

olumlu yönde etkilendi.<br />

Hazır Beton Endeksi 100,38<br />

seviyesinden 100,56’ya çıkarak<br />

mart ayını yüzde 0,2 artışla<br />

kapattı.<br />

Önümüzdeki 3 ayda<br />

inşaat yatırımlarında artış<br />

bekleniyor<br />

Hazır Beton Endeksi Mart<br />

Ayı Raporu sonuçları ile ilgili<br />

görüşlerini açıklayan Avrupa<br />

Hazır Beton Birliği (ERMCO)<br />

ve THBB Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Yavuz Işık, son 3 aydır<br />

toparlanma gösteren Hazır<br />

Beton Faaliyet Endeksi’nin<br />

eşik değerin üstüne çıkmasının<br />

önemli olduğunu ve sektörün<br />

beklentisinin halen yüksek<br />

olduğunu söyledi.<br />

Yavuz Işık, <strong>2017</strong> yılı mart<br />

ayı raporu ile ilgili şu<br />

değerlendirmelerde bulundu:<br />

“Hazır Beton Güven Endeksi<br />

hariç diğer endekslerin eşik<br />

değerinin üzerine çıkması, hazır<br />

beton ve inşaat sektörlerindeki<br />

hareketlenmenin en net<br />

göstergesidir. Ancak Hazır<br />

Beton Faaliyet Endeksi’nin eşik<br />

değerin hemen üzerinde olması,<br />

sektördeki ivmenin yeterli<br />

olmadığını ortaya koymaktadır.<br />

Tüm endeks değerleri, <strong>2017</strong><br />

yılının ilk çeyreğinde yükseliş<br />

göstermiştir. Mart ayında Hazır<br />

Beton Faaliyet Endeksi’nin<br />

yükselerek Hazır Beton Güven<br />

Endeksi’ni geride bıraktığı<br />

anlaşılmaktadır. Hazır Beton<br />

Beklenti Endeksi’nin halen<br />

diğer endeks türlerinden<br />

yüksek olması, sektörün<br />

önümüzdeki 3 ayda inşaat<br />

sektörü yatırımlarında<br />

bir artış beklediğinin en<br />

net göstergesidir. Diğer<br />

taraftan Hazır Beton Faaliyet<br />

Endeksi’nin yükselişe rağmen<br />

halen eşik değerinin hemen<br />

üstünde olması, sektördeki<br />

hareketlenmenin yeterli<br />

düzeyde olmadığına işarettir.<br />

Ancak hükûmetimizin<br />

uygulamaya koyduğu<br />

gayrimenkul sertifikası gibi<br />

araçlar ve kamu yatırımlarının<br />

beklendiği şekilde artması ile<br />

birlikte inşaat sektöründeki<br />

gelişme devam edecektir.<br />

Mart ayında tahsilat sürecinde<br />

bozulma yaşandığını dile<br />

getirenlerin oranı %40’dır.<br />

Son iki aydır bu oranın %50<br />

civarında gezinmesi, nakit akışı<br />

açısından sektörde kısmi bir<br />

iyileşmenin olduğunu ortaya<br />

koymaktadır.”<br />

SEKTÖREL HABER<br />

95<br />

Geleceğe yönelik beklenti aynı<br />

düzeyde kaldı<br />

Önümüzdeki dönem gidişatını<br />

göstermesi açısından büyük<br />

önem taşıyan Beklenti Endeksi<br />

bir önceki ayla aynı düzeyde<br />

kaldı. Anket katılımcılarının<br />

yüzde 58’inin önümüzdeki üç<br />

ayda satışlarının artacağını<br />

düşünmesi, yüzde 8’inin ise<br />

azalacağını belirtmesi sektörün<br />

önümüzdeki döneme ilişkin<br />

iyimser beklentilere sahip


GF HAKAN PLASTİK,<br />

BU YIL FUAR KATILIMLARI İLE<br />

İHRACATA DESTEK VERİYOR<br />

SEKTÖREL HABER<br />

96<br />

<strong>2017</strong> yılında ihracata ağırlık vermeyi planlayan GF Hakan<br />

Plastik, çalışmalarını bu doğrultuda sürdürüyor. Önce 21-23<br />

Şubat tarihleri arasında Türkmenistan’da, ardından 14-18<br />

Mart’ta Almanya’ta alt yapı ve üst yapı ürünlerini uluslararası<br />

müşterileri ile buluşturdu.<br />

GF Hakan Plastik, <strong>2017</strong><br />

planları çerçevesinde<br />

ihracata yönelik<br />

çalışmalarını yurtdışı fuar<br />

katılımları ile destekliyor. Bu<br />

doğrultuda, yılın ilk aylarında<br />

biri Türkmenistan’da diğeri<br />

Almanya’da iki fuar katılımı<br />

gerçekleştirdi. GF Hakan<br />

Plastik, Türkmenistan’da<br />

bu yıl 21-23 Şubat tarihleri<br />

arasında gerçekleştirilen<br />

Türk İhraç Ürünleri Fuarı’na<br />

katıldı. Kültürel bağın yanı<br />

sıra ekonomik iş ortaklığı ve<br />

ticaretin gelişmesi açısından<br />

önem taşıyan Türk İhraç<br />

Ürünleri Fuarı, her yıl merakla<br />

beklenen bir fuar organizasyonu<br />

olma özelliği taşıyor. Bu yıl<br />

sekizincisi düzenlenen fuara GF<br />

Hakan Plastik, alt yapı ve üst<br />

yapı ürünleri ile katılarak bu<br />

ürün gruplarını Türkmenistan<br />

pazarında tanıtma imkânı<br />

buldu.<br />

“GF Hakan Plastik de yapı<br />

teknolojisi çözümleri ile ilgi<br />

odağı oldu”<br />

GF Hakan Plastik, Almanya’ nın<br />

Frankfurt kentinde iki senede<br />

bir düzenlenen<br />

ISH <strong>2017</strong>- Uluslararası Isıtma,<br />

Soğutma, Havalandırma<br />

Sistemleri ve Teknolojileri<br />

Fuarı’nda ise GF standında yer<br />

aldı. 14-18 Mart tarihlerinde<br />

gerçekleşen fuarda Silenta<br />

Premium Ses Yalıtımlı Boru<br />

ve Aquasystem PPR Boru<br />

ürünleri müşterilerin beğenisine<br />

sunuldu. “Partner Ülke”nin bu<br />

yıl Türkiye olduğu fuarda GF<br />

Hakan Plastik de yapı teknolojisi<br />

çözümleri ile ilgi odağı oldu.<br />

Silenta Premium ürün grubu,<br />

hem Türkiye hem de yurt<br />

dışında büyük başarı sağlayan<br />

özellikleri ile en dikkat çeken<br />

ürünlerdendi. Silenta Premium,<br />

aynı zamanda GF Hakan<br />

Plastik’in sessiz boru vatanı<br />

olarak bilinen Almanya’ya ihraç<br />

ettiği ürünler içerisinde yer<br />

alıyor.<br />

İhracat pazarında satış alanını<br />

genişletmeyi hedefleyen GF<br />

Hakan Plastik, yıl sonuna kadar<br />

farklı ülkelerde gerçekleşecek<br />

fuarlarla, bu hedefi desteklemeyi<br />

sürdürecek.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


ANAEROBİK YAPIŞTIRICILARIN<br />

PERFORMANSI ARTIYOR<br />

YENİ ÜRÜN<br />

98<br />

Metsan Anarobik<br />

Yapıştırıcıların<br />

performanslarının<br />

arttığını aktaran Metsan<br />

yetkilileri : “EMS FORCE<br />

Engineering Adhesive markası<br />

ile pazara sunmakta olduğumuz<br />

anaerobik yapıştırıcılarımızın<br />

reaktivite ve stabilite<br />

özellikleri geliştiriliyor. Ar-Ge<br />

müdürümüz Şeyma Hanım’ın<br />

bir süredir yürütmekte olduğu<br />

anaerobik yapıştırıcıların<br />

performans geliştirme<br />

çalışmaları sonuçlarını vermeye<br />

başladı. Yeni nesil anaerobik<br />

yapıştırıcılarımızın düşük<br />

sıcaklıklarda bile artık çok<br />

daha hızlı kürleşeceğini ve<br />

raf ömrünün çok daha uzun<br />

olacağı-nı ifade eden Şeyma<br />

Hanım, anaerobik boru<br />

sızdırmazlık ürünlerimiz<br />

ile ilgili üretim süreci<br />

çalışmalarının birkaç ay<br />

içerisinde başlayacağının ve<br />

ürünlerin yıl sonuna kadar<br />

piyasaya sürülebilir konuma<br />

geleceğinin müjdesini verdi.”<br />

açıklamalarında bulundu.<br />

Anaerobik yapıştırıcı nedir?<br />

Birbirine yakın metal yüzeyler<br />

arasına uygulandığında<br />

oksijenle teması kesilip,<br />

polimerize olarak (kürleşerek)<br />

güçlü, plastik, sızdırmaz conta<br />

oluşturan, tek bileşenli ve uçucu<br />

solvent içermeyen yapıştırıcıdır.<br />

Nasıl kürleşir?<br />

Anaerobikc yapıştırıcılar<br />

birbirine yakın, tam oturan<br />

metal yüzeyler arasında<br />

oksijenle olan temasın<br />

kesilmesiyle kürleşmeye<br />

başlar. Oksijenin bulunmadığı<br />

‘anaerobik’ olarak adlandırılan<br />

bu koşullarda metal yüzeyler<br />

katalizör etkisi göstererek<br />

kürleşmeyi sağlar. Anaerobik<br />

yapıştırıcılar oksijenle temasın<br />

bulunduğu normal koşullarda<br />

kürleşmeden, sıvı halde kalırlar.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


YENİ ÜRÜN<br />

Anaerobik boru sızdırmazlık<br />

kimyasalının avantajları<br />

nelerdir?<br />

• Ekonomiktir.<br />

• 700 bar’a kadar basınca<br />

dayanır.<br />

• Mekanik kilitleme ve<br />

contalamaya ihtiyaç bırakmaz.<br />

• Teflon bant, keten ve macuna<br />

göre çok daha ekonomik ve<br />

pratik bir alternatiftir.<br />

• Titreşimlere dayanıklıdır.<br />

• Keten uygulaması pas<br />

oluşumunu engellemez ve pas<br />

oluşumunu hızlandırırken,<br />

yeni nesil anaerobik boru<br />

sızdırmazlık kimyasalları pas<br />

oluşumuna karşı yüzeyleri<br />

korur.<br />

• Boruların açısı ayarlanabilir.<br />

• Çok çeşitli uygulama alanları<br />

sunar.<br />

• Geniş boşlukları doldurur.<br />

• Uygulanırken yüksek kuvvet<br />

gerektirmez; bağlantının<br />

sıkıştırma işlemi sırasında hasar<br />

görme ihtimali ortadan kalkar.<br />

99<br />

Kalite Kontrol Departmanımız bünyesinde geçtiğimiz ay<br />

aramıza katılan Kimyagerimiz Kadir Bey’e ekibe hoş geldin diyor,<br />

Metsan ailesi olarak güçlü bir bağ kurma temennimizi bu vesile<br />

ile bir kez daha ifade ediyoruz.


HAYALİNİZDEKİ GÜVENLİ VE ŞIK<br />

‘KAPI’LAR KALE İLE AÇILIYOR!<br />

Güvenliği, kaliteyi ve şıklığı bir<br />

arada buluşturan Kale Çelik<br />

Kapı, huzur içinde kapısını<br />

çekip çıkmak isteyenlere birçok<br />

seçenek sunuyor. Zengin<br />

ürün yelpazesinde ahşaptan<br />

cama, maviden turuncuya,<br />

vintagedan modern tarzdaki<br />

farklı renk ve modelde<br />

ürün yelpazesi bulunan ve<br />

kişiye özel tasarım yapan<br />

Kale Çelik Kapı, düzenlediği<br />

kampanyalarla ekonomik<br />

kolaylıklar da sağlıyor.<br />

YENİ ÜRÜN<br />

100<br />

Türkiye’de güvenliğin<br />

adresi olan, tam kapsam<br />

güvenlik sağlayan Kale<br />

Çelik Kapı; güvenli, şık ve aynı<br />

zamanda da ekonomik bir kapıya<br />

sahip olmak isteyenlere, geniş<br />

ürün yelpazesiyle ve düzenlediği<br />

kampanyalarla destek oluyor.<br />

Kale Çelik Kapı, “Dekorasyon<br />

Kapıdan Başlar” mottosuyla,<br />

farklı renk ve modeldeki kapıları,<br />

indirim kampanyaları ve ödeme<br />

kolaylıkları ile tüketiciyle<br />

buluşturuyor.<br />

Çelik Kapı sektörünün jenerik<br />

markası Kale Çelik Kapı. mekana<br />

ve kişisel tercihlere uygun<br />

model seçenekleri sunuyor.<br />

Kale Çelik Kapı’nın zengin ürün<br />

yelpazesinde kapalı mekanlar<br />

için Ahşap, Cam, Laminat ve<br />

Amerikan Panel kapı seçenekleri<br />

bulunuyor. Özellikle çelik kapı<br />

ürünlerinde mavi, yeşil, turuncu<br />

renklerdeki Kale Vira, K4291<br />

ve K4230 gibi özgün modeller<br />

güvenliği şıklıkla birleştirmek<br />

isteyenler için farklı ve renkli<br />

alternatifler oluşturuyor.<br />

İsteyene modern isteyene<br />

vintage<br />

Kapıda ‘tarz’ arayanlar için de<br />

Kale’de birçok farklı çelik kapı<br />

alternatifleri bulunuyor. Kale<br />

Deco, Retro, Country Model<br />

ve Twins seçenekleri ile ev<br />

içerisindeki vintage, country<br />

ve modern tarzdaki dekoratif<br />

öğeler kapıya taşınıyor. Anadolu<br />

motiflerini sevenler ise Saray<br />

Kapısı, Antik Kapı ve Anatolia<br />

gibi modellerle Anadolu’nun<br />

zarif öğelerini modern güvenlikle<br />

birleştirebiliyor.<br />

Kale Çelik Kapı’nın ürün<br />

gamında yer alan ve özel siparişle<br />

sınırlı sayıda üretilen 6. Seviye<br />

Çelik Kapı ise hırsızlığa karşı<br />

güvenlik seviyesi en yüksek kapı<br />

olma özelliğini taşıyor. Montaj<br />

ve satış sonrası hizmetleri ile<br />

üstün kalite sunan Kale Çelik<br />

Kapı ev ve işyerleri için uygun<br />

ebat ve renklerde birçok ürün ile<br />

güvenliği ve şıklığı birleştiriyor.<br />

Ekonomik kolaylık sağlıyor<br />

Kale Çelik Kapı; güvenlik<br />

ve şıklığın yanı sıra ödeme<br />

koşullarının da uygun<br />

olmasını isteyen tüketicilere<br />

de farklı kampanyalarla ve<br />

ödeme seçenekleriyle destek<br />

oluyor. Huzur içinde kapısını<br />

çekip çıkmak isteyenler için<br />

dönem dönem kampanyalar<br />

düzenleyen Kale Çelik Kapı;<br />

<strong>Mayıs</strong> ayı boyunca tüm çelik kapı<br />

ürünlerinde, yüzde 10’a varan<br />

indirim yapıyor.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


YAPI SEKTÖRÜ<br />

23-27 MAYIS TARİHLERİNDE<br />

YAPI FUARI – TURKEYBUILD<br />

İSTANBUL’DA BULUŞUYOR<br />

SEKTÖREL HABER<br />

ITE Turkey Yönetim Kurulu Üyesi<br />

ve YEM Fuarcılık Genel Müdürü<br />

Burcu Başer<br />

102<br />

23 - 27 <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> tarihlerinde düzenlenecek ve bu yıl 40.<br />

yılını kutlayacak olan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, ürün<br />

gruplarına göre ayrılmış 100.000 m2 açık ve kapalı alanda,<br />

1.250 katılımcı firmanın en son ürün, hizmet ve teknolojisini<br />

111.000 ziyaretçiyi buluşturacak. Fuarın İş Geliştirme Platformu<br />

kapsamında bu yıl da katılımcı firmalara, sektöre ve Türkiye<br />

ekonomisine katkı sağlayacak etkinlikler gerçekleştirilecek.<br />

YEM Fuarcılık<br />

tarafından 40 yıldır<br />

düzenlenen ‘Yapı<br />

Fuarı- Turkeybuild İstanbul’;<br />

yapı sektörüne yön veren yerli<br />

ve yabancı firmaların <strong>2017</strong><br />

yılında da buluşma noktası<br />

olacak. Yapı malzemeleri<br />

sektörü temsilcilerinin ürün,<br />

hizmet ve teknolojilerinin<br />

sergilenmesinin yanı sıra;<br />

üretici ve satıcı firmalarla,<br />

sektör profesyonellerini<br />

ve yatırımcılarını bir<br />

araya getiren ‘Yapı Fuarı-<br />

Turkeybuild İstanbul’,<br />

Türkiye’nin yapı sektöründeki<br />

en büyük ve en önemli<br />

platformlarını oluşturuyor.<br />

Fuar kapsamında düzenlenen<br />

“İş Geliştirme Platformu”<br />

etkinlikleri sektöre yeni iş ve<br />

işbirliği fırsatları sağlarken;<br />

“Mimarlık ve Mimarlık<br />

Kültürü” etkinlikleri ise<br />

sektör profesyonellerine bilgi<br />

akışı sağlıyor.<br />

Yapı Fuarı – Turkeybuild<br />

İstanbul, “İş Geliştirme<br />

Platformu” etkinlikleri<br />

kapsamında, “Konuk Bölge<br />

Projesi”nde, bu yıl, hızlanan<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


ir ekonomik büyümeye sahip<br />

olan Kuzey Afrika Bölgesi<br />

ülkelerini, “Hedef Pazar<br />

Projesi”nde ise 2030 Ulusal<br />

Vizyon Programı Projeleriyle<br />

büyük potansiyel taşıyan ve<br />

2022 Dünya Kupası’na da ev<br />

sahipliği yapacak olan Katar’ı<br />

ağırlıyor.<br />

“Kuzey Afrika yeniden Türk<br />

yapı sektörünün odağında…”<br />

Arap baharının etkilerini<br />

azaltarak, ekonomik<br />

açıdan giderek hızlanan bir<br />

toparlanma içine girmeye<br />

başlayan ve yeniden Türk yapı<br />

sektörünün odağında yer alan<br />

Kuzey Afrika ülkelerinden<br />

Cezayir ve Fas, Türkiye’nin en<br />

çok inşaat malzemesi ihracatı<br />

gerçekleştirdiği ilk 20 pazar<br />

arasında yer alırken yine<br />

bölgede yer alan Tunus ise<br />

ulaştırma, lojistik, eğitim ve<br />

sağlık alanında artan kamu<br />

yatırımlarıyla ilgi çekiyor.<br />

Hedef Pazar: 2030 Ulusal<br />

Vizyon Programı ve 2022<br />

Dünya Kupası projeleriyle<br />

dikkat çeken Katar…<br />

Fuarın İş Geliştirme<br />

Platformu kapsamında<br />

düzenlenen “Hedef Pazar<br />

Projesi”nde bu yıl Türk<br />

yapı sektörü için güçlü bir<br />

potansiyel oluşturan Katar<br />

değerlendirilecek. Değeri<br />

299,7 milyar dolar olan 2030<br />

Ulusal Vizyon Programı ve<br />

2022 Dünya Kupasına yönelik<br />

spor, turizm, sağlık ve eğitim<br />

alanlarındaki birçok projeyle<br />

dikkat çeken Katar, Türk<br />

yapı sektörü için büyük bir<br />

potansiyel taşıyor.<br />

ITE Turkey Yönetim Kurulu<br />

Üyesi ve YEM Fuarcılık<br />

Genel Müdürü Burcu Başer,<br />

40. Yapı Fuarı – Turkeybuild<br />

İstanbul’da bu yıl “Konuk<br />

Bölge Projesi”nde ağırlanacak<br />

Kuzey Afrika ülkelerinin<br />

ekonomik açıdan hızla<br />

toparlanan, istikrarlı bir<br />

büyüme sergilediğini belirtti.<br />

Başer; bölgenin alt yapı,<br />

ulaştırma, lojistik, sağlık,<br />

turizm gibi alanlarda artan<br />

yatırımlarının önümüzdeki<br />

dönemde de artarak devam<br />

edeceğinin altını çizdi.<br />

“Hedef Pazar” Katar’da ise<br />

<strong>2017</strong>-18 döneminde, inşaat<br />

sektörünün yüzde 9,0 büyüme<br />

göstermesini beklediklerini,<br />

Katar’ın 2030 Ulusal Vizyon<br />

Programı ve özellikle 2022<br />

Dünya Kupası için olmak<br />

üzere spor, turizm, sağlık ve<br />

eğitim alanlarında önemli<br />

projelere sahip olduğunu<br />

belirtti. Başer, bu ülkelerde<br />

açıklanan projelerin<br />

ve olumlu ekonomik<br />

gelişmelerin, Türk yapı<br />

sektörüne yeni iş ve işbirliği<br />

fırsatları doğurduğunu<br />

sözlerine ekledi.<br />

Konuk Bölge ve Hedef Pazar<br />

Projelerinin fuar sırasında<br />

düzenlenecek etkinlikleri<br />

kapsamında; “Kuzey Afrika<br />

- Türkiye İnşaat Forumu”<br />

ve “Katar- Türkiye İnşaat<br />

Forumu”nda Türkiye,<br />

Kuzey Afrika ve Katar’dan<br />

konunun üst düzey yetkilileri<br />

konuşmacı olarak yer alacak.<br />

Türk yapı sektörünün<br />

bölgelerdeki yatırım, işbirliği<br />

ve ihracat potansiyelinin<br />

değerlendirileceği toplantının<br />

ardından düzenlenecek “İkili<br />

İş Görüşmeleri” bölümünde,<br />

katılımcı firmalar ile alım<br />

heyetleri yeni iş ve işbirliği<br />

fırsatları için bir araya<br />

gelecek.<br />

Yapı – Fuarı Turkeybuild<br />

İstanbul, 40. Yaşında!<br />

İlki 1978 yılında düzenlenen<br />

ve Türkiye’nin ilk ihtisas<br />

fuarı olan Yapı Fuarı –<br />

Turkeybuild İstanbul’un bu<br />

yıl 40. yılını kutladıklarını<br />

belirten Burcu Başer, Fuarın<br />

düzenlendiği günden itibaren<br />

sektörle birlikte büyüyüp<br />

gelişerek bugün dünyanın<br />

5 büyük yapı fuarı arasında<br />

yer aldığını belirtti. YEM<br />

Fuarcılık olarak, Yapı Fuarları<br />

– Turkeybuild kapsamında,<br />

Türk yapı sektörüne katkı<br />

sağlayan birçok etkinliğe imza<br />

attıklarını vurgulayan Başer,<br />

sözlerine şöyle devam etti: “40<br />

yıldır Türk yapı sektörünün<br />

en büyük zirvesi olan Yapı<br />

Fuarı – Turkeybuild İstanbul,<br />

sektöre yeni pazarlar ve bilgi<br />

akışı sağlamayı kendine<br />

misyon edindi. Bu bağlamda<br />

Fuar’ın “İş Geliştirme<br />

Platformu” kapsamında 7<br />

yıldır Konuk Ülke/Bölge<br />

Projeleri’ni gerçekleştiriyoruz.<br />

Son iki yıldır bu<br />

etkinliklerimize Hedef Pazar<br />

Projesi’ni de dahil ettik. Bu<br />

yıl tüm bunların yanı sıra,<br />

yine geçtiğimiz yıl fuar<br />

sırasında düzenlediğimiz,<br />

sektöre bilgi akışı sağlamasını<br />

hedeflediğimiz “Mimarlık<br />

ve Mimarlık Kültürü<br />

Etkinlikleri” ile STK’lara<br />

ve katılımcılarımıza<br />

etkinliklerini<br />

gerçekleştirmeleri için tahsis<br />

ettiğimiz “Seminer ve Demo<br />

Alanı Etkinlikleri”ni de<br />

gerçekleştiriyor olacağız.”<br />

SEKTÖREL HABER<br />

103


NEFES KREDİSİNDEN<br />

27 BİN KOBİ FAYDALANDI<br />

TOBB Başkanı<br />

Rifat Hisarcıklıoğlu<br />

EKONOMİ<br />

104<br />

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, ‘Nefes kredisi’nden 3 ay içerisinde<br />

27 bin KOBİ’nin yararlandığını bu kapsamda 2,6 milyar lira<br />

kredi kullanıldığını açıkladı.<br />

Türkiye Odalar ve<br />

Borsalar Birliği<br />

(TOBB) Başkanı Rifat<br />

Hisarcıklıoğlu, 12 Aralık<br />

2016’da başlayan ‘Nefes kredisi’<br />

projesinden bugüne kadar 27<br />

bin şirketin faydalandığını bu<br />

kapsamda 2,6 milyar liralık<br />

kredi kullandığını bildirdi.<br />

Hisarcıklıoğlu, “Birliğimizin,<br />

oda ve borsalarımızın sağladığı<br />

ucuz kaynak ve yüzde 85<br />

KGF teminatı ile TOBB üyesi<br />

KOBİ’ler piyasa şartlarının<br />

çok altında olan yüzde 9,90<br />

oranından 150 bin TL’ye kadar<br />

kredi kullanıyor. Üyelerimize<br />

hem kredi veriyor, hem kefil<br />

oluyoruz. Bugün bankalar<br />

piyasada yüzde 12’li rakamlara<br />

mevduat topluyor. Biz ise<br />

yüzde 10’un altında faizle kredi<br />

kullandırıyoruz” diye konuştu.<br />

Nefes Kredisi uygulamasının<br />

KOBİ kredi faizlerini<br />

aşağı çektiğini ifade eden<br />

Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu:<br />

“KGF’nin Portföy Garanti<br />

Sistemi sayesinde Nefes Kredisi<br />

başvuruları saatler içerisinde<br />

onaylanıyor. Eskiden olduğu<br />

gibi haftalarca beklenmiyor.<br />

Nefes Kredisi’nden sonra<br />

bankalar da devreye girdi.<br />

Hemen hemen hepsi KOBİ veya<br />

esnaf kredisi kampanyalarına<br />

başladılar. Yüzde 15-18<br />

bandında seyreden KOBİ kredi<br />

faizlerini yüzde 12’lere kadar<br />

düşürdüler. Nefes Kredisi<br />

projesi, ortaklarımızdan<br />

Denizbank ve Ziraat Bankasına<br />

da özellikle teşekkür ediyorum.”<br />

En çok kredi toptan ve<br />

perakende ticaret sektöründe<br />

kullanıldı<br />

Nefes Kredisi kullanım<br />

istatistikleri incelendiğinde<br />

toptan ve perakende ticaret,<br />

imalat, inşaat ile ulaştırma ve<br />

depolama sektörleri sırasıyla<br />

en çok kredi kullanan sektörler<br />

olarak öne çıktı.<br />

Toptan ve perakende ticaret<br />

sektörü kredinin yarıya<br />

yakınını kullanmış durumda.<br />

İmalat sektörünün alt<br />

kırılımlarına bakıldığında da<br />

gıda ürünlerinin imalatı, metal<br />

ürünleri imalatı ve makine ve<br />

ekipman imalatı sektörleri başı<br />

çekiyor.<br />

İstanbul’da kredi hacmi 400<br />

milyon lira oldu<br />

Öte yandan Türkiye’nin bütün<br />

illerinde kredi kullandırıldı.<br />

En çok kullanım da sırasıyla<br />

İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa<br />

ve Kocaeli’de gerçekleşti.<br />

İstanbul’da 400, Ankara’da 350,<br />

İzmir’de 200 milyon lira kredi<br />

hacmine ulaşıldı.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


KYK’DAN 4 ÜRETİM TESİSİ İLE<br />

600 BİN TON ÜRETİM BAŞARISI<br />

RÖPORTAJ<br />

106<br />

Bugün Türkiye geneli 4 üretim tesisi ile yıllık 600 bin ton üretim<br />

kapasitesi olan KYK, yatırım çalışmalarına hız kesmeden devam<br />

ediyor. KYK Yönetim Kurulu Başkanı C.Onur Sürmeli ile yapı<br />

kimyasalları sektörüne yönelik yaptığımız söyleşide Sürmeli; “Su<br />

yalıtımı ve zemin sistemlerinde ürün gamımızı güçlendirecek yeni<br />

ürün ve yatırım çalışmalarımız sürüyor.” diyerek yakın dönem<br />

projeleri ile ilgili bilgiler verdi ve önemli açıklamalarda bulundu.<br />

KYK hakkında bilgi verir<br />

misiniz?<br />

Şirketimiz 2001 yılında<br />

%100 yerli sermaye ile<br />

Eskişehir’ de kurulmuştur.<br />

Bugün Eskişehir, Adana,<br />

Samsun ve Diyarbakır olmak<br />

üzere 4 üretim tesisi ile sektöre<br />

hizmet vermekteyiz. 4 üretim<br />

tesisimiz yıllık toplam 600<br />

bin ton üretim kapasitesine<br />

sahiptir. Türkiye’nin<br />

önemli lokasyonlarında<br />

konumlandırılmış<br />

fabrikalarımızla ülkenin dört<br />

bir yanına hızlı ve nakliye<br />

avantajlı ürün sunabilme<br />

özelliğine sahibiz. Yeni ürün<br />

ve yatırımlarla büyürken,<br />

faaliyetlerimizin her<br />

aşamasında sürdürülebilir<br />

mükemmelliği yakalamak adına<br />

EFQM (European Foundation<br />

for Quality Management)<br />

Mükemmellik Modelini<br />

bir yönetim anlayışı olarak<br />

benimsedik. 2012 yılında<br />

“EFQM Mükemmellikte<br />

Yetkinlik 5 Yıldız” belgesini<br />

alan ilk ve tek yapı kimyasalları<br />

firması olduk.<br />

Kaliteyi yönetim felsefemiz<br />

olarak görüyor, ISO 9001 Kalite<br />

Yönetim Sistemi ile uluslar<br />

arası kabul görmüş yönetim<br />

sistemine uygun ürün ve hizmet<br />

sunuyor, bunun sürekliliğinin<br />

garantisini veriyoruz.<br />

Çevreyi geleceğe mirasımız<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


olarak görüyor, ISO 14001<br />

Çevre Yönetim Sistemi ile<br />

faaliyetlerimizi çevreye zarar<br />

vermeden sürdürmek için<br />

gereken özeni gösteriyoruz.<br />

Can güvenliğini önceliğimiz<br />

olarak görüyor, OHSAS<br />

18001 İş Sağlığı ve Güvenliği<br />

Yönetim Sistemi ile en değerli<br />

kaynağımız olan insana<br />

verdiğimiz önemi ortaya<br />

koyuyoruz<br />

Paydaş bilgilerinin güvenliği<br />

için, ISO 27001 Bilgi Güvenliği<br />

Yönetim Sistemi ile bilgi<br />

güvenliğini esas alıyor, paydaş<br />

bilgi varlıklarının korunmasını<br />

ve sürekliliğini sağlıyoruz.<br />

%100 müşteri memnuniyetini<br />

hedefliyoruz. ISO 10002<br />

Müşteri Memnuniyeti Yönetim<br />

Sistemi ile sürdürülebilir<br />

başarıyı amaçlıyor, bunun<br />

artan müşteri memnuniyeti ve<br />

sadakati ile sağlanabileceğine<br />

inanıyoruz. Tüm bu<br />

çalışmalarımız, yaptığımız işe<br />

olan bakış açımızla ve sektöre<br />

sunduğumuz hizmetlerle bizi<br />

ayrıştırıyor.<br />

Ürün gruplarınız nelerdir?<br />

Portföyümüzdeki Seramik<br />

Yapıştırıcıları, Derz Dolguları,<br />

Su Yalıtım Malzemeleri, Isı<br />

Yalıtım Sistemleri, Dış Cephe<br />

Boyaları ve Kaplamaları, Tamir<br />

Harçları, Zemin Sistemleri,<br />

C. Onur Sürmeli<br />

Kyk Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Sıvalar, Astarlar, Katkılar ve<br />

Yardımcı Malzemeler ile inşaat<br />

sektörüne hizmet veriyoruz.<br />

Sahadaki sorunlara, doğru ürün<br />

ve doğru uygulama yöntemleri<br />

ile geliştirdiğimiz sistem<br />

çözümleri sunuyoruz.<br />

Son yıllarda su yalıtımı<br />

ve zemin sistemleri ürün<br />

grubumuzu geliştirmek<br />

adına yoğun ar-ge ve ür-ge<br />

çalışmaları gerçekleştiriyoruz.<br />

Megaİzo markalı su yalıtım<br />

çözümlerimiz içerisinde yer<br />

alan çimento, akrilik, bitüm ve<br />

poliüretan esaslı ürünlerimizle<br />

yüksek performanslı su<br />

yalıtım çözümleri sunuyoruz.<br />

Yeni nesil poliüretan ürünler<br />

konusunda ürün gamımızı<br />

güçlendirme çalışmalarımız<br />

sürüyor. Bununla birlikte<br />

MegaZemin markalı zemin<br />

kaplama çözümlerimiz<br />

içerisinde yer alan epoksi esaslı<br />

zemin kaplama sistemlerimizle<br />

fabrika, üretim tesisi,<br />

depo, hangar, laboratuvar,<br />

ofis, konut, okul, avm gibi<br />

alanların güçlendirilmiş<br />

zemin ihtiyaçlarına çözümler<br />

sunuyoruz.<br />

Türkiye yapı kimyasalları<br />

pazarını global pazarda<br />

değerlendirdiğinizde neler<br />

söylemek istersiniz?<br />

Global pazarla içinde<br />

bulunduğumuz inşaat<br />

sektörünü değerlendirdiğimizde<br />

ülke olarak kendimizi<br />

geliştirmemiz gereken noktalar<br />

var.<br />

Maalesef piyasada standart dışı,<br />

yada etiket beyanına uygun<br />

olmayan malzemelerle, hiçbir<br />

kural gözetilmeyen uygulamalar<br />

yapılıyor. Bunun üzerine bir de<br />

denetimde eksiklikler eklenince<br />

sektörü olumsuz etkileyen,<br />

haksız rekabeti artıran ve daha<br />

önemlisi bina güvenliğini<br />

doğrudan etkileyen sonuçlar<br />

ortaya çıkıyor. Bu durumun<br />

önüne geçilmesi için gerek<br />

ürünün gerekse uygulamanın<br />

çok iyi denetlenmesi gerekiyor.<br />

Tabi devlet eliyle yapılacak<br />

denetimlerin yanı sıra biz<br />

üreticilerinde taşın altına elini<br />

koyması gerekiyor. En az ulusal<br />

kalite standartları çerçevesinde<br />

üretim yapmaları ve bu ürünleri<br />

tatbik edecek uygulamacıların<br />

doğru yöntemler izlemelerini<br />

sağlayacak eğitimleri vermeleri<br />

gerekiyor. Biz KYK olarak<br />

ürettiğimiz her üründe<br />

ulusal ve uluslararası kalite<br />

standartları belgelerini<br />

alıyoruz. Ürünlerimizde<br />

sahip olduğumuz TSE ve<br />

CE belgelerinin yanı sıra<br />

Mantotherm Dış Cephe Isı<br />

Yalıtım Sistemlerimiz ETAG<br />

004 standardına uygun olup<br />

uluslararası kalite belgesi ETA’ a<br />

sahiptir.<br />

Ürün performans beyanları<br />

yanısıra uygulamacı yetkinliği<br />

konusu da geliştirmemiz<br />

gereken bir diğer önemli nokta.<br />

Bu seneye kadar uygulama<br />

konusunda da bir denetim<br />

eksikliği vardı. Çalışma ve<br />

Sosyal Güvenlik Bakanlığınca<br />

yayımlanan tebliğlerde inşaat<br />

sektörünün içerisinde yer<br />

alan bir çok alt sektörde MYK<br />

Mesleki Yeterlilik Belgesi<br />

RÖPORTAJ<br />

107


RÖPORTAJ<br />

108<br />

zorunlu hale getirildi.<br />

Yıllardır ülke çapında,<br />

uygulamacı eğitimlerini her<br />

yıl düzenli olarak sürdüren tek<br />

üretici firma olarak toplamda<br />

130.000 uygulamacıya ulaştık.<br />

Milli Eğitim Müdürlüğü ve<br />

Baksan Mesleki Eğitim Merkezi<br />

ile ortaklaşa düzenlenen<br />

40 saatlik teorik ve pratik<br />

eğitimler sonucunda kursları<br />

başarı ile bitiren katılımcılara,<br />

uluslararası geçerliliği<br />

olan Seramik Uygulama<br />

ve Dış/İç Cephe Kaplama-<br />

Yalıtım Belgesi kazandırdık.<br />

Yine uygulamacılar için<br />

hazırladığımız “ustalarımız.<br />

com” portal ile uygulama<br />

videolarını izleyerek,<br />

KYK ürünlerini ve<br />

yapısal problemlere karşı<br />

sunduğumuz çözüm<br />

önerilerimizi inceleyebiliyorlar,<br />

e-eğitim portalı ile eğitim<br />

kitaplarına ulaşabiliyorlar.<br />

Bu eğitim materyallerinden<br />

yararlanmanın yanı sıra online<br />

sınav merkezinde ustalara özel<br />

sınavlara katılarak mesleki<br />

bilgilerini ölçebiliyorlar. Şimdi<br />

ise uygulamacı eğitimleri<br />

konusundaki çalışmalarımızı<br />

bir adım daha öteye<br />

taşıyarak Mesleki Yeterlilik<br />

Belgelendirmesi Yetkisini<br />

almayı bekliyoruz. Bu yıl<br />

akreditasyonu almamızla KYK<br />

Sınav ve Belgelendirme Merkezi<br />

KYK BELGEM ile MYK<br />

Belgelendirmelerine başlıyor<br />

olacağız.<br />

Ar-Ge çalışmalarınız<br />

hakkında bilgi verir misiniz?<br />

Sektördeki gelişmeleri ve<br />

ihtiyaçları yakından izleyerek<br />

hızlı bir şekilde yanıt vermek<br />

için Ar -Ge departmanımıza<br />

büyük bütçeler ayırıyoruz.<br />

Alanında uzman Ar-Ge<br />

mühendislerimiz üründe<br />

inovasyonu sağlayacak<br />

çalışmalara imza atıyorlar.<br />

Ar-Ge departmanımız toplam<br />

istihdamımızın %10’unu<br />

oluştururken, departman şirket<br />

faaliyetlerimizin merkezinde<br />

yer alıyor. Mevcut ürünlerin<br />

iyileştirilmesi, ürünlerin<br />

kalitesinin korunmasıyla<br />

maliyet avantajı sağlanması,<br />

yeni ürünler geliştirilmesi,<br />

yeni test metotları ve üretim<br />

teknolojileri bulma çalışmaları<br />

Ar-Ge departmanımızın<br />

başlıca sorumlulukları arasında<br />

yer alıyor, Üniversite ve Sanayi<br />

Destek Projeleri kapsamında<br />

üniversiteler ile proje<br />

çalışmaları yapıyorlar.<br />

KYK çevre hassasiyeti ile ilgili<br />

bilgi almak isteriz?<br />

Sanayileşmenin tüm hızıyla<br />

devam ettiği günümüzde<br />

firmaların başarısında<br />

ürettikleri ürünün kalitesinin<br />

yanında çevreye ve doğal<br />

yaşama verdiği önem de<br />

belirleyici bir unsur olmaktadır.<br />

Bu bilinçle, 2009 yılında ISO<br />

14001 Çevre yönetim sistem<br />

belgesi aldık ve devamlılığını<br />

sağlıyoruz. Çevre mevzuatına<br />

uygun şekilde faaliyetlerimizi<br />

sürdürüyor, çevre<br />

performansını iyileştiriyor ve<br />

çalışanlarımızın da bu bilinçle<br />

hareket etmelerini sağlamak<br />

için çalışmalar yapıyoruz. Her<br />

yıl yapılan denetimlerle de<br />

uygulamalarımızın uygunluğu<br />

kontrol ediliyor.<br />

Faaliyetlerimiz kaynaklı<br />

atıklarımız standartlar ve yasal<br />

mevzuatlara uygun olarak<br />

depolanmakta ve düzenli olarak<br />

ilgili bertaraf firmalarına teslim<br />

edilmektedir. Üretim kaynaklı<br />

mamul atıkların neredeyse<br />

tamamı geri dönüştürülerek,<br />

ürün içerisinde tekrar<br />

kullanılabilir hale getiriliyor.<br />

Doğal kaynak tüketimleri<br />

düzenli olarak izlenmekte<br />

olup, kaynakların doğru ve<br />

verimli kullanılması, israfın<br />

azaltılması için iyileştirme<br />

çalışmaları yapmaktayız.<br />

Örneğin, çatı kaplamalarımızı<br />

şeffaf aydınlatma panelleri<br />

ile donatarak, elektrik<br />

enerjisi tasarrufu sağladık.<br />

Sadece faaliyetlerimizde<br />

değil, çalışanlarımızın özel<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


hayatlarında da bu bilinci<br />

oluşturmak için düzenli<br />

eğitimler veriyoruz.<br />

Hammadde eldesi, enerji<br />

kullanımı ve verimliliği,<br />

malzeme ve kimyasal madde<br />

içeriği, hava, su ve toprağa<br />

verilen emisyonlar, atık<br />

oluşumu kategorilerinde yapılan<br />

tüm değerlendirmeler ardından<br />

temel ürün gruplarımızda EPD<br />

belgelendirme çalışmalarımızı<br />

tamamladık.<br />

Bu çalışma kapsamında<br />

ürünlerin yaşam döngüleri<br />

analiz edilmiş, üretimindeki<br />

süreçleri ve tedarik zincirinden<br />

kaynaklanan çevresel etkileri<br />

irdelenmiş ve bu noktalarda<br />

yapılabilecek iyileştirme<br />

fırsatları tespit edilmiştir.<br />

Yani bizim için EPD belgesini<br />

almak bir amaç değil çevresel<br />

etkilerimizi en aza indirme<br />

noktasında yol gösterici bir araç<br />

olmuştur.<br />

Bununla birlikte sahip<br />

olduğumuz EPD belgesi ile hızla<br />

gelişen yeşil bina çözümlerinde<br />

de paydaşlarımıza alternatif<br />

çözümler sunmuş olacağız.<br />

Yapı kimyasalları sektöründe<br />

birçok ürün ile piyasada olan<br />

firmamız EPD belgesi ile,<br />

LEED, BREEAM, DNGB ve<br />

ÇEDBİK gibi Sürdürülebilir<br />

Bina Sertifikalandırma sürecine<br />

girmiş projelere, ürünleri ile<br />

katkı yapacak ve ilave puan<br />

avantajları sağlayacaktır.<br />

Gelecek dönem<br />

planlamalarınızla ilgili neler<br />

söylemek istersiniz?<br />

Su yalıtımı ve zemin<br />

sistemlerinde ürün gamımızı<br />

güçlendirecek yeni ürün ve<br />

yatırım çalışmalarımız sürüyor.<br />

Yeni yatırım olarak poliüretan<br />

üretim hattı yatırımımıza<br />

başladık. Mevcut poliüretan<br />

esaslı su yalıtım ürünlerimizin<br />

yanı sıra çalışmalarını<br />

sürdürdüğümüz hibrit<br />

ve poliürea ürünler bu<br />

tesisimizde üretiliyor olacak.<br />

Ayrıca MegaZemin markalı<br />

ürün grubumuza eklenecek<br />

olan poliüretan esaslı zemin<br />

kaplamaları için ar-ge ve ür-ge<br />

çalışmalarımız sürmekte olup,<br />

kendi üretim tesislerimizde<br />

üretimlerini gerçekleştiriyor<br />

olacağız. Böylelikle epoksi esaslı<br />

zemin kaplama çözümlerimizle<br />

birlikte poliüretan esaslı<br />

malzemelerle de komple çözüm<br />

sunabiliyor olacağız.<br />

Ürün kalitesi kadar uygulama<br />

kalitesinin de müşteri<br />

memnuniyetinde büyük önem<br />

taşıdığının ve ayrıca sektördeki<br />

nitelikli işgücü ihtiyacının<br />

bilincindeyiz. “Sağlıklı ve<br />

sağlam yaşam alanları için<br />

güvenilir, çevreci, evrensel<br />

çözümler üretmek ve mesleki<br />

eğitime katkı sağlayarak<br />

sektörde öncü olmak”<br />

misyonumuzla KYK BELGEM<br />

(KYK Sınav ve Belgelendirme<br />

Merkezi ) ile Mesleki<br />

Yeterlilik Belgelendirmesi<br />

yetkisi için başvurduk<br />

ve akreditasyonumuzu<br />

bekliyoruz. KYK BELGEM<br />

olarak belgelendirme kuruluşu<br />

olmaktaki temel amacımız<br />

eğitim ile iş yaşamının nitelik<br />

talepleri arasında işlevsellik<br />

sağlamak ve bu yaklaşımla<br />

Türkiye’nin küresel ekonomide<br />

rekabet edebilmesi için ihtiyaç<br />

duyduğu nitelikli işgücünün<br />

yetiştirilmesine katkıda<br />

bulunmaktır.<br />

RÖPORTAJ<br />

109


VİKO BY PANASONIC’İN YENİ ROLLINA<br />

SERİSİ İLE EVLERDE DEĞİŞİM ZAMANI<br />

YENİ ÜRÜN<br />

110<br />

Günümüzde dekorasyon trendleri, özellikle yaşam alanlarında<br />

kendimizi güvende hissedeceğimiz ve ruhumuza iyi gelecek<br />

ortamlar oluşturmak üzere değişiyor. Uzmanlar da yuvarlak<br />

hatların evlerde çok daha rahat bir atmosfer yaratacağı<br />

konusunda birleşiyor. Elektrik anahtarı ve priz sektörünün lider<br />

ismi VİKO by Panasonic, zarif ve yuvarlak hatlara sahip yeni<br />

Rollina serisi ile evlere sıcaklık ve huzur katıyor.<br />

VİKO by Panasonic’in<br />

yeni Rollina serisi,<br />

yuvarlak hatları ve<br />

zarif görüntüsü ile özellikle<br />

yaşam alanları için en doğru<br />

tercih olduğunu ortaya<br />

koyuyor. Yeni seri, elektrik<br />

anahtarı ve prizlerde farklı<br />

tarzlara uyum sağlayabilen<br />

karakterini kullanıcıların<br />

günlük hayatına da yansıtıyor.<br />

Daha yalın ama konfor ve<br />

kaliteden ödün vermeden<br />

tasarlanan Rollina serisi,<br />

çok özel tasarımı ile sizi<br />

dekorasyonda ilham veren<br />

çizgilerle tanışmaya çağırıyor.<br />

Anahtar ve priz ürünlerinde<br />

beyaz ve krem renk seçeneğini<br />

kendi özel stili ile sunan<br />

Rollina, mobilya ve diğer ev<br />

aksesuarlarına da zarafetle<br />

eşlik ediyor.<br />

VİKO by Panasonic’in,<br />

dimmer anahtarları da geniş<br />

ürün seçeneğinde bulunduran<br />

Rollina serisi, konforu ve<br />

rahatlığı kullanıcılarının<br />

memnuniyetiyle buluşturuyor.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


TASARRUF YAPTIRAN ARMATÜRLER<br />

Artema, çevre sorunlarına<br />

dikkat çekmek amacıyla her<br />

yıl 5 Haziran’da kutlanan<br />

Dünya Çevre Günü vesilesiyle,<br />

su ve enerji tasarruflu armatür<br />

kullanımına dikkat çekiyor.<br />

Artema’nın Q-Line, Minimax S<br />

ve Axe S armatürleri, hem aile<br />

bütçesine hem de kaynakların<br />

korunmasına katkıda<br />

bulunuyor.<br />

Artema, çevre<br />

sorunlarına dikkat<br />

çekmek amacıyla her yıl<br />

5 Haziran’da kutlanan Dünya<br />

Çevre Günü vesilesiyle, su<br />

ve enerji tasarruflu armatür<br />

kullanımına dikkat çekiyor.<br />

Artema’nın Q-Line, Minimax<br />

S ve Axe S armatürleri,<br />

hem aile bütçesine hem de<br />

kaynakların korunmasına<br />

katkıda bulunuyor. Artema’nın<br />

Q-Line, Minimax S ve Axe<br />

S’te kullandığı özel BluEco<br />

kartuş, armatür orta konumda<br />

açıldığında, kombinin<br />

gereksiz yere çalışarak enerji<br />

harcamasına engel oluyor.<br />

Sıcak su tüketimini azaltarak,<br />

konutlarda yüzde 60’a varan<br />

doğalgaz ve elektrik tasarrufu<br />

sağlıyor.<br />

YENİ ÜRÜN<br />

111<br />

Her damlanın kıymetini bilen<br />

Q-Line armatür ayrıca, A sınıfı<br />

su verimliliğini temsil eden<br />

“Avrupa Su Etiketi”ne sahip.<br />

Sertifikayı alan Türkiye’den ilk<br />

marka olan Artema, Q-Line<br />

armatür serisinde kullandığı<br />

özel perlatör sayesinde,<br />

dakikada maksimum 5 litre<br />

su akışıyla, dörtkişilik bir<br />

ailenin yüzde 30* daha az su<br />

tüketmesini sağlıyor.


BTM BITUPROOF<br />

TEMEL BOHÇALAMA SISTEMİ<br />

YENİ ÜRÜN<br />

114<br />

BTM BituProof<br />

Sistemi, yapılaşmanın<br />

yoğun olduğu kent<br />

merkezlerinde bitişik nizam<br />

vaziyette yapılacak yapıların<br />

temellerinde ve kentsel<br />

dönüşüm kapsamında yıkılarak<br />

yeniden yapılacak binaların<br />

temellerinde su yalıtımını<br />

pratik, güvenli, uzun ömürlü ve<br />

ekonomik bir şekilde çözmek<br />

için tasarlanmıştır.<br />

Bitişik nizam yapıların<br />

bulunduğu kesimlerde temel<br />

çukuru dik olarak açıldığı ve<br />

su yalıtım membranlarının<br />

yapıştırılacağı uygun yüzey<br />

elde edilmesi gerektiği için<br />

dıştan bohçalama sistemlerine<br />

göre daha komplikedir. Buna<br />

ek olarak, iksa sistemine<br />

yapıştırılmış olan membranın<br />

yapının statik perde duvarına<br />

da yapışması, statik perde ile<br />

su yalıtım membranı arasında<br />

tam yapışmanın sağlanması<br />

ve böylelikle tam geçirimsiz<br />

bir sistem elde edilmesi yakın<br />

bir zamana kadar mümkün<br />

olamamaktaydı.<br />

BTM BituProof Sistemi,<br />

tüm bu zorlukları elimine<br />

ederek uygulamada sağladığı<br />

kolaylıklara ek olarak gerek<br />

temel tabanında, gerekse<br />

perde duvarda dökülen<br />

taze betona mükemmel bir<br />

yapışma sağlayarak tam bir su<br />

geçirimsizlik elde edilmesini<br />

olanaklı kılmaktadır.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


İSTMARİNA GÜNSAN ELEKTRİK İLE<br />

AYDINLANACAK<br />

YENİ ÜRÜN<br />

Dap Yapı tarafından<br />

Kartal sahil şeridinde<br />

inşa edilmekte olan<br />

ve özgün mimari yapısı ile<br />

yeni bir yaşam alanı sunan<br />

İstmarina projesi, Günsan’ın<br />

Modüler Inox serisi ile<br />

aydınlanacak.<br />

Hayata geçirdiği inovatif<br />

çözümlerle, elektrik bileşenleri<br />

sektörünün önde gelen<br />

çözüm sağlayıcılarından<br />

Günsan, inşaat sektörüne<br />

ve gayrimenkul projelerine<br />

değer katmaya devam ediyor.<br />

Günsan, karma yaşam<br />

konseptli İstmarina projesinde<br />

yer alan toplam 1502 daire ve<br />

258 ticari alanın anahtar, priz<br />

ürünlerini sağlayacak.<br />

Marina alanı, restoranları,<br />

kafeleri, otel ve ofis üniteleri,<br />

geniş sahil bandı, içinden<br />

geçen yüksek hızlı tren<br />

hattı, eşsiz deniz manzarası<br />

ile farklı bir yaşam alanı<br />

sunacak olan İstmarina’da,<br />

Günsan’ın yenilikçi ve modern<br />

tasarımıyla metal şıklık sunan<br />

Eqona Inox serisinin gümüş<br />

renkli modeli kullanılacak.<br />

Günsan Hakkında<br />

1982’de Ümraniye’de anahtar<br />

priz ve elektrik aksesuarları<br />

imalatı yapmak üzere kurulan<br />

Günsan, 1995’te halen<br />

üretiminin devam ettiği<br />

Samandıra’daki endüstriyel<br />

tesisine geçti. Anahtarpriz<br />

üretimi ile Türkiye’nin<br />

sektöründe öncü şirketlerinden<br />

biri olan Günsan, inşaat<br />

sektöründe alçak gerilim<br />

tesisatı ekipmanları olan<br />

elektrik anahtarı, priz,<br />

grup priz, şalt malzemesi,<br />

kompakt şalter, kaçak akım<br />

röleleri, sigorta kutuları ve<br />

aksesuarlarından oluşan 17.000<br />

parçalık ürün portföyünü<br />

distribütörleri ve bayileri<br />

aracılığı ile hem ülke içine hem<br />

de dünyada 50’den fazla ülkeye<br />

ulaştırıyor.<br />

115


YAZLIK EVLERİNİZİ DE<br />

LEGRAND’A EMANET EDİN<br />

YENİ ÜRÜN<br />

116<br />

Baharın gelişiyle yazlık evlerde renovasyon çalışmaları hız<br />

kazandı. Evlerin dekorasyonu kadar kış aylarında zarar gören<br />

evin dış cepheleri de yenilenme sürecinin en yakın tanıkları.<br />

Yoğun yağışla nemlenen dış cepheler, zarar gören anahtarprizler<br />

ve toza ve kire maruz kalan alanlar… Yazlık evlerde bu<br />

etkileri minimize etmek için Forix ve Soliroc’u geliştiren Legrand,<br />

dış cephelerdeki anahtar-prizleri suya, darbelere ve neme karşı<br />

koruyarak yaşam alanlarının yıllara meydan okumasını sağlıyor.<br />

Bahar aylarının gelmesiyle<br />

start alan yazlık<br />

evlerin renovasyon<br />

çalışmaları, genellikle dış<br />

cephelerde oluşan hasarların<br />

tadilatlarıyla başlıyor. Yoğun<br />

yağışla ve denize yakınlıklarıyla<br />

nemlenen dış cephelerde, toza<br />

ve kire maruz kalan alanlar<br />

için son teknolojiyle dizayn<br />

edilmiş ürünleri kullanmak<br />

şart. Yazlık evlerde bu etkileri<br />

minimize etmek için Forix ve<br />

Soliroc’u geliştiren Legrand, dış<br />

cephelerdeki anahtar-prizleri<br />

suya, darbelere ve neme karşı<br />

koruyarak yaşam alanlarının<br />

yıllara meydan okumasını<br />

sağlıyor.<br />

Sade ve dayanıklı…<br />

IK10 - IP55 koruma değerleriyle<br />

suya ve darbelere karşı yüksek<br />

dayanıklılık sağlayan Soliroc; iç<br />

ve dış mekanlara uygun sadeliği<br />

ve dayanıklılığıyla büyük<br />

beğeni topluyor. Görenleri<br />

hayran bırakan tasarımıyla<br />

duvarların vazgeçilmez bir<br />

parçası olan Soliroc; fonksiyonel<br />

kullanımıyla dış cephe<br />

dekorasyonu için metal rengi,<br />

sağlamlığı ve estetik duruşu<br />

ile ideal bir seçim oluyor.<br />

Kullanıcısının güvenliğini<br />

maksimum seviyede tutan<br />

Soliroc, yaşam alanlarına<br />

sofistike bir imaj vadediyor.<br />

Toza ve kire maruz kalan<br />

alanlar için Forix<br />

Forix sıva üstü anahtar-priz<br />

serisi IP44* koruma seviyesiyle<br />

dış ortamda veya toz, kir, nem<br />

gibi etkilerin yoğun olduğu<br />

mekanlarda maksimum kaliteyi<br />

ve güveni garanti ediyor.<br />

Ergonomik tasarımı, beyaz ve<br />

gri renk seçenekleri ve kolay<br />

kurulumuyla kullanıcılara büyük<br />

bir işlevsellik sağlayan Forix,<br />

ayrıca ikili priz haricinde tüm<br />

mekanizmalara özel LED lamba<br />

aksesuarıyla ışıklandırılabiliyor.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


VitrA,<br />

DUVARLARIN TARZINI DEĞİŞTİRİYOR<br />

VitrA’nın kullanıcı tercihlerine ve trendlere cevap veren yeni karo<br />

serileri, duvarların tarzını değiştiriyor.<br />

VitrA’nın kullanıcı<br />

tercihlerine ve trendlere<br />

cevap veren yeni karo<br />

serileri, duvarların tarzını<br />

değiştiriyor. Farklı konseptiyle<br />

dikkat çeken Black Swan, büyük<br />

boyutlu çiçek desenleri, buğulu<br />

görünümü, fantastik renkleri ve<br />

çarpıcı dekorlarıyla, mekanlara<br />

hava katıyor. VitrA’nın yeni duvar<br />

karosu serileri arasında; özgün ve<br />

modern yaşam alanları tasarlayan<br />

Metamarmo, Tundra Sky ve<br />

Nitrium, şık ve sıcak mekanlar<br />

yaratan Opaline, Handcrafted ve<br />

Trifolium ile Stix de yer alıyor.<br />

Duvarlarda <strong>2017</strong> yenilikleri;<br />

Black Swan: Romantizmin<br />

açılmamış kapıları, gizemle<br />

aralanıyor. Black Swan, büyük<br />

boyutlu çiçek desenleri, buğulu<br />

görünümü, fantastik renkleri ve<br />

çarpıcı dekorlarıyla, mekanlara hava<br />

katıyor.<br />

Metamarmo: Mermer görünümlü<br />

duvar serisi Metamarmo ile duvarlar<br />

adeta mücevherleşiyor. Akışkan<br />

mermer damarlarının çarpıcı<br />

renklerini ve gökyüzünün ışıltısını<br />

yansıtan seri, cesur ve gösterişli<br />

yaşam alanları yaratıyor.<br />

Tundra Sky: Tundra grisi mermerin<br />

doğal güzelliği, beton dokusunun<br />

modern estetiğiyle buluşuyor.<br />

Seramik serisi Tundra Sky, mat<br />

ve parlak yüzeylerin uyumunu<br />

duvarlara taşıyor.<br />

Nitrium: Traverten taşının doğal<br />

dokusunu, beton görünümlü<br />

modern bir yüzeyle birleştiren<br />

Nitrium serisi, antik çağın çizgilerini<br />

çağdaş mimarinin endüstriyel<br />

tasarım trendleriyle yeniden<br />

yorumluyor.<br />

Opaline: Agatha mermerinin<br />

doğal güzelliği, platin ve altın<br />

detayların ihtişamıyla buluşuyor.<br />

Opaline seramik serisinin mermer<br />

dokulu parlak yüzeyi, mekanları<br />

aydınlatıyor.<br />

Handcrafted: El işçiliğinin sanatsal<br />

havasını yansıtan beton dokulu<br />

Handcrafted seramik serisi, iki farklı<br />

doğal görünümlü yüzey dokusu<br />

ve dekorlarıyla, tasarım zenginliği<br />

sunuyor.<br />

Trifolium: Dünyaca ünlü Dark Olive<br />

ve Gold Calatta mermerlerinin<br />

doğal güzelliği, Trifolium’da<br />

buluşuyor. Çarpıcı renklere sahip<br />

mermer dokulu seramik serisi,<br />

mekanları zenginleştiriyor.<br />

Stix: Siyahın beyazın tonlarıyla<br />

buluştuğu doğal taş görünümlü Stix<br />

seramik serisi, tribal desenleri, üç<br />

boyutlu estetiği ve doğal güzelliğiyle,<br />

modası geçmeyecek yaşam alanları<br />

tasarlamaya olanak tanıyor.<br />

YENİ ÜRÜN<br />

117


GROHE RED, TEK DOKUNUŞLA<br />

ANINDA KAYNAR SU SAĞLIYOR<br />

YENİ ÜRÜN<br />

118<br />

Ebeveynlere gönül rahatlığı sağlayan elektronik çocuk kilidine<br />

sahip GROHE Red, mükemmel yalıtım ve ‘tatil’ modu ile enerji<br />

maliyetlerini düşürüyor, ihtiyacın üzerinde doldurulan su<br />

ısıtıcılarının yol açtığı su israfına son veriyor<br />

GROHE, tüketicilerin su ile<br />

ilgili her türlü ihtiyacını<br />

karşılamak için inovatif<br />

çözümler sunmayı sürdürüyor.<br />

Tek düğmeye dokunarak anında<br />

kaynar su sağlayan GROHE<br />

Red çay yapmak, yemek pişirme<br />

sürecini hızlandırmak, hazır<br />

içecekler, çorbalar ve diğer gıdalar<br />

için veya tencere ve tavaları<br />

çalkalamak için anında 100<br />

dereceye ısıtılmış su sağlayarak<br />

mutfakta büyük kolaylık ve<br />

tasarruf sağlıyor.<br />

Yeni GROHE Red, açıklama<br />

gerektirmeyen iki simgenin yer<br />

aldığı ve kullanımı son derece<br />

kolay yeni şık kumanda koluyla<br />

tek dokunuşla çalışıyor. Ayrıca,<br />

kumanda kolunda yer alan akıllı<br />

çocuk kilidi sayesinde çocukların<br />

kaynar sudan etkilenmesini<br />

de önlüyor. Tamamen yalıtılan<br />

ve asla rahatsızlık verici<br />

sıcaklıklara ulaşmayan çıkış<br />

ucuna kullanıcılar için de güvenli<br />

kullanım sunuyor.<br />

A Sınıfı Enerji Verimliliği için<br />

Avrupa standartlarına uygun olan<br />

GROHE Red, kendi türü içinde<br />

bir “tatil” modu içeren tek mutfak<br />

sistemi olma özelliğini de taşıyor.<br />

Kazanın içindeki maksimum<br />

su sıcaklığı 60 derece ile<br />

sınırlandırılarak enerji maliyetleri<br />

azaltılıyor. Bu özellik, GROHE’nin<br />

birinci önceliği olarak takip ettiği<br />

sürdürülebilirlik taahhüdünü de<br />

yansıtıyor.<br />

Her mutfak için doğru GROHE<br />

Red<br />

GROHE Red’in birçok çeşidi<br />

bulunuyor böylece farklı kullanıcı<br />

taleplerinin ve ihtiyaçlarının<br />

karşılanması da mümkün oluyor.<br />

Dört litrelik kapasitesi ile küçük<br />

aileler için ideal olan orta boyutlu<br />

kazan, en dar lavabo altlarına<br />

bile sığıyor. Büyük boyutlu kazan<br />

ise, ofis ve daha büyük evlerin<br />

ihtiyaçlarını karşılayabilecek<br />

kapasitede. Her iki kazan da,<br />

yüksek kaliteli titanyumdan<br />

yapılan su haznesi ile korozyona<br />

son derece dayanıklı. Her<br />

GROHE Red başlangıç setinde<br />

bulunan filtre, sistemi kirece ve<br />

kirliliğe karşı korumasının yanı<br />

sıra suyun tadını da iyileştiriyor.<br />

Bu filtrelerin, yerel su şebekesinin<br />

koşulları doğrultusunda seçilen<br />

beş farklı çeşidi bulunuyor.<br />

Yeni GROHE Red, eşsiz<br />

incelikteki tasarımı ve farklı<br />

görünüm çeşitliliği ile hemen her<br />

mutfak dekoruna mükemmel<br />

şekilde uyum sağlıyor. Geleneksel<br />

bir eviye bataryası gibi karışık<br />

soğuk ve sıcak su akıtmanıza da<br />

imkan veren Duo modellerinin<br />

yanı sıra, sadece kaynar su<br />

tedarik eden iki Mono modeli<br />

de bulunuyor. Mono modelleri,<br />

GROHE Blue Home veya eski<br />

mutfak bataryasının yanında<br />

kullanım için ideal.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


TÜRKİYE’NİN ISI VE<br />

SES YALITIMINDA YENİ<br />

DÖNEM‘‘LEGEND SİSTEMİ’’<br />

Egepen Deceuninck tarafından geliştirilen Legend Sistemi,<br />

IFT Rosenheim laboratuvarı tarafından test edildi. Sonuçlar,<br />

Legend Sistemi’nin ısı ve ses yalıtımında Türkiye’deki en iyi<br />

ürünlerden biri olduğunu ortaya koydu<br />

Türkiye’nin öncü PVC<br />

markası Egepen Deceuninck<br />

tarafından geliştirilen Legend<br />

Sistemi, uluslararası arenada da<br />

kalitesini kanıtladı. 1966 yılında<br />

yalıtım sektöründe ürün kalitesini<br />

iyileştirmek amacıyla kurulan ve<br />

ürünleri araştıran, raporlandıran ve<br />

sertifikalandıran IFT Rosenheim,<br />

Legend Sistemi’ni test etti. Sonuçlara<br />

göre, Legend Sistemi’nin ısı iletkenlik<br />

katsayısı, Uf; 0.92 W/m2K olarak<br />

belgelendi.<br />

Yapılan testte bir doğramada, U<br />

pencere değerinin çalışması da IFT<br />

Rosenheim tarafından hesaplanarak<br />

raporlandı. Buna göre, Legend<br />

Sistemi’nin bir doğrama için U<br />

pencere değeri; 0.78 W/m2K olarak<br />

tespit edildi.<br />

Kusursuz ses yalıtımı ve kullanım<br />

kolaylığı<br />

Sonuçlara göre; 76 mm genişliğe, 5<br />

odacıklı kanat yapısına sahip olan<br />

Legend Sistemi, Türkiye’deki en<br />

düşük ısı iletim katsayısına sahip ve<br />

en kullanışlı ürün. Kusursuz ses ve ısı<br />

yalıtımı sağlayan Legend Sistemleri,<br />

bu özelliklerinin yanı sıra, mekanlara<br />

yer kazandırması, kullanım kolaylığı,<br />

geniş açıklıklarda uygulanabilme<br />

özelliğiyle de öne çıkıyor. Sistem,<br />

teknik özelliklerinin yanı sıra mimari<br />

açıdan da farklı renk seçeneklerine<br />

sahip. Legend Sistemleri’nin tasarım<br />

tescil başvuruları Türk Patent<br />

Enstitüsü’ne yapıldı.


ÇİMENTO SEKTÖRÜNDEN<br />

145 MİLYON TL’LİK YATIRIM<br />

SEKTÖREL HABER<br />

122<br />

Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS), 17 bin kişiye<br />

istihdam sağlayan Türk çimento sektörünün iş sağlığı ve güvenliği<br />

dendiğinde akla ilk gelen sektör olmayı hedeflediğini açıkladı.<br />

Çimento sektöründen 145 milyon<br />

TL’lik yatırım<br />

Çimento Endüstrisi<br />

İşverenleri Sendikası<br />

(ÇEİS), 17 bin kişiye<br />

istihdam sağlayan Türk çimento<br />

sektörünün iş sağlığı ve güvenliği<br />

dendiğinde akla ilk gelen sektör<br />

olmayı hedeflediğini açıkladı. ÇEİS<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Tufan<br />

Ünal, 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve<br />

Güvenliği Günü dolayısıyla yaptığı<br />

açıklamada “ÇEİS üyesi çimento<br />

şirketleri son 10 yılda iş sağlığı ve<br />

güvenliğine 145 milyon TL yatırım<br />

yaptı. Sadece ÇEİS olarak son<br />

10 yılda yaptığımız yatırım ise 6<br />

milyon TL’yi buldu. Sektör olarak<br />

hedefimiz sıfır iş kazası” dedi.<br />

Kaza sıklığı yüzde 30, ağırlığı<br />

yüzde 60 azaldı<br />

ÇEİS olarak 32 üye şirkete ait<br />

63 fabrikayla Türk çimento<br />

sektörünün yüzde 98’ini temsil<br />

ettiklerini belirten Tufan Ünal şöyle<br />

konuştu:<br />

“Son 10 yılda Türk çimento sektörü<br />

olarak klinker üretim kapasitemiz<br />

yüzde 90, sektördeki çalışan<br />

sayımız yaklaşık yüzde 40 arttı.<br />

Bu artışa rağmen iş kazalarına<br />

ilişkin uluslararası kıyaslamalarda<br />

kullanılan kaza sıklık oranında<br />

yüzde 30, kaza ağırlık oranında<br />

ise yaklaşık yüzde 60’lık bir düşüş<br />

sağladık.”<br />

Çimentocular iş sağlığı ve<br />

güvenliğinde tüm sektörlere<br />

örnek olacak<br />

Şimdiye kadar belki de hiçbir<br />

sektörün atmadığı bir adımı<br />

attıklarını da sözlerine ekleyen<br />

Tufan Ünal şunları söyledi:<br />

“Üye şirketlerimize ait tüm<br />

fabrikalarda dünyanın lider iş<br />

sağlığı ve güvenliği kuruluşlarından<br />

British Safety Council işbirliğiyle<br />

denetim yaptırdık. Sendika<br />

tarihimizin en yüksek bütçeli<br />

projesiyle, sanırım bir ilke imza<br />

atarak, kendi kendimizi denetledik.<br />

Tüm üye fabrikalarımızdaki<br />

denetimler yeni tamamlandı.<br />

<strong>Mayıs</strong> ayında sektör raporumuzu<br />

kamuoyuyla paylaşacağız.<br />

Amacımız Türk çimento sektörü<br />

olarak tüm sektörlere örnek<br />

olmak.”<br />

“Bize bi’şey oldu abi” fabrikalarda<br />

sahne alacak<br />

Sektörün İş Sağlığı ve Güvenliği<br />

kültürünü daha da geliştirmeyi<br />

hedefleyen ÇEİS, 2013 yılından<br />

bu yana üye şirket fabrikalarında<br />

farkındalığı ve bilinci artırmaya<br />

yönelik tiyatro oyunları sahneliyor.<br />

Tiyatro serisinin yeni oyunu “Bize<br />

bi’şey oldu abi”nin ilk gösterimi 28<br />

Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği<br />

Günü’nde İstanbul’da yapılacak ve<br />

oyun tüm çimento fabrikalarını<br />

dolaşacak. ÇEİS, İş Sağlığı ve<br />

Güvenliği alanında verdiği<br />

eğitimler ve hazırladığı projelerle<br />

alt işveren ve yüklenici firmaların<br />

çalışanlarının da gelişimine destek<br />

oluyor. Sendikamız tarafından<br />

iki ayda bir çıkarılan Çimento<br />

İşveren <strong>Dergisi</strong>’nin <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong><br />

sayısını, iş sağlığı ve güvenliğine<br />

ayırdık. Dergide, iş sağlığı ve<br />

güvenliği alanındaki akademisyen<br />

ve uzmanların yazılarının yanı sıra<br />

konuyla ilgili Yargıtay kararları da<br />

yer alıyor.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


TAKLİDİN ÖNÜNE GEÇİLECEK,<br />

YABANCININ İLGİSİ ARTACAK<br />

EKONOMİ<br />

124<br />

Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yabancı yatırımcıların Türkiye’ye<br />

ilgisini artırması bekleniyor. Kanunla birlikte Türkiye’nin taklit<br />

cenneti olmasından da kurtulacağı ifade ediliyor.<br />

Dün Resmi Gazete’de<br />

uygulama esasları<br />

yayımlanan Sınai Mülkiyet<br />

Kanunu (SMK) ile birlikte, Türkiye’de<br />

üretilen taklit ürünlere darbe<br />

vurulması ve yabancı yatırımcıların<br />

daha rahat yatırım yapmasının önü<br />

açılması bekleniyor. Kanun ile birlikte<br />

tescil edilmeyen ‘Fast Fashion’ ürünler<br />

de 3 yıl boyunca koruma altına<br />

alınacak. Bunun Çin’in ardından<br />

en fazla taklit ürün üreten ülke<br />

konumunda olan Türkiye’ye güveni<br />

artırması bekleniyor. Yurtdışındaki<br />

bir markanın, patentinin alınarak<br />

markaya zarar verenlere de daha sert<br />

yaptırımlar uygulanacak.<br />

SMK’yı değerlendiren Esin Avukatlık<br />

Ortaklığı avukatlarından Mine<br />

Güner, kanunun pek çok yenilik ve<br />

gelişme getirmesi gibi eleştirildiği<br />

yönleri de olduğunu kaydederek,<br />

bu tip eleştirilerin tüm yasal<br />

düzenlemeler gibi uygulama geliştikçe<br />

açıklığa kavuşturulmuş olacağını<br />

anlattı.<br />

OECD ve EUIPO’nun Sahte ve<br />

Korsan Ürün Ticareti ve Ekonomik<br />

Etkisi isimli raporuna göre, sahte<br />

ürün imalâtının %63.2’sini Çin<br />

oluştururken, Türkiye’nin buradaki<br />

oranının %3.3 olduğunu dile getiren<br />

Güner, “Moda gibi devinimi yüksek<br />

bir sektörde bazen tasarımların<br />

tescil edilmeden kullanılması ve<br />

tescilsiz tasarımların korumadan<br />

yararlanamaması asıl sorundu.<br />

Şimdi SMK ile 3 yıl boyunca,<br />

tescilsiz tasarım sahibinin kanundan<br />

yararlanması ve daha önemlisi fikri ve<br />

sınai haklar hukuk mahkemelerinde<br />

hakkını ileri sürmesinin yolu açıldı”<br />

dedi.<br />

Tescil zırhı kalktı<br />

Türkiye’de, ünlü moda markalarının<br />

en sık karşılaştığı sorunlardan<br />

birinin kötü niyetli marka tescilleri<br />

olduğunu ifade eden Güner, şöyle<br />

devam etti: “Yurt dışında tanınmış<br />

markaların, Türkiye’ye girmesini<br />

engellemek ya da gerçek marka<br />

sahibi Türkiye’ye girerken bu<br />

markayı kendilerine yüksek devir<br />

bedelleri karşılığı satmak amaçlı<br />

marka başvuruları maalesef çok sık<br />

karşılaştığımız anlaşmazlıklardan.<br />

Daha önce bu davalarda öncelikle<br />

kötü niyetli tescilin hükümsüzlüğünü<br />

isteyebiliyorduk. Bu süreç 2 yıl<br />

sürebiliyordu. SMK artık açık olarak<br />

‘tescilli hak sahibi olmanın tecavüz<br />

savunması’ olmadığını düzenliyor.<br />

Yani her nasılsa Türkiye’de tescil<br />

almış bir kişi, o markayı aslında bir<br />

başkasının marka hakkına tecavüz<br />

edecek şekilde kullanıyorsa, artık<br />

tescil olduğuna dayanarak tecavüz<br />

davasından kurtulamayacak.”<br />

143 maddelik yönetmelik<br />

143 maddelik yönetmelik Resmi<br />

Gazete’de yayımlandı. Buna göre,<br />

gerçek ve tüzel kişiler marka tescili,<br />

coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı<br />

model ve geleneksel ürün adlarına<br />

ilişkin başvuruyu Türk Patent ve<br />

Marka Kurumu’na yapacaklar.<br />

Sözcükler, şekiller, harfl er, sayılar,<br />

malların veya ambalajlarının<br />

biçimi gibi görme duyusu ile<br />

algılanabilen işaretler veya bunların<br />

kombinasyonundan oluşan işaretlerin<br />

marka başvurusuna konu edilmesi<br />

halinde marka örneği, başvuru formu<br />

ile kuruma sunulacak. Ses markası<br />

tescili taleplerinde ise bu durum<br />

başvuru formunda açıkça belirtilecek<br />

ve işaret elektronik ortamda<br />

sağlanmaya elverişli kaydı verilecek.<br />

Şartları eksiksiz olarak yerine<br />

getirilmiş başvurular, örnekleriyle<br />

birlikte kurum tarafından bültende<br />

yayınlanacak. Bir marka başvurusu,<br />

kanunda öngörülen aşamaların<br />

2 aylık süre içinde kuruma<br />

sunulmasıyla tescil edilecek. Koruma<br />

süresi sona eren marka, marka<br />

sahibinin talep etmesi koşuluyla<br />

yenilenecek.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


‘KOBİ’LERİN GÜCÜ ARTIYOR’<br />

EKONOMİ<br />

126<br />

KOSGEB Başkanı Recep Biçer KOBİ’lerin gücünü artırmak adına<br />

açıklamalar yaptı. Biçer: “2016 yılında, KGF’nin 25 yılda ulaştığı<br />

işletme sayısı ve kefalet tutarının tam iki katına ulaşılmıştır.” dedi.<br />

İşte o açıklamalar:<br />

KOBİ’lerin en önemli<br />

problemlerinden biri,<br />

bankalardan ve finans<br />

kurumlarından kolayca kredi<br />

temin edememeleridir. Büyük<br />

işletmelerin, geniş kredi elde<br />

edebilme imkânları ve bu<br />

kredileri uygun şartlarda<br />

elde edecek pazarlık güçleri<br />

vardır. Bu gücü oluşturan<br />

temel nedenlerin başında,<br />

büyük işletmelerin kredi<br />

karşılığı verebildiği teminat<br />

garantisi avantajı gelmektedir.<br />

KOBİ’ler ise teminat sunabilme<br />

konusunda kısıtlı olanaklara<br />

sahiptir.<br />

Bu soruna çözüm bulmak<br />

ve KOBİ’lerin teminat<br />

olanaklarını genişletmek<br />

amacıyla 1991 yılında Kredi<br />

Garanti Fonu A.Ş. kurulmuştur.<br />

Bu tarihten itibaren Kredi<br />

Garanti Fonu (KGF) A.Ş.<br />

ekonominin temelini oluşturan,<br />

KOBİ’lere verdiği garanti<br />

ve üstlendiği risk ile bu<br />

işletmelerin daha çok banka<br />

kredisi kullanabilmelerini<br />

sağlamakta, uzun vadeli ve<br />

uygun maliyetli kredilerden<br />

küçük işletmelerimizin de<br />

yararlanmasını mümkün<br />

hale getirmektedir. Bu<br />

sayede girişimcilik teşvik<br />

edilmekte, küçük ve orta<br />

ölçekli işletmelerin lehine<br />

ek bir kredilendirme<br />

sağlanarak ekonomik<br />

büyümeye ve kalkınmaya katkı<br />

sağlanmaktadır.<br />

KGF’de son 1-2 yılda önemli<br />

yenilikler ve değişimler<br />

yaşanmıştır. Kredi onay<br />

komiteleri kaldırılarak,<br />

kurum içsel değerlendirme<br />

sistemi ile objektif kriterler<br />

doğrultusunda talepleri<br />

değerlendirmeye başlanmıştır.<br />

Bu değişimler işlemlerin daha<br />

hızlı ve rasyonel yürütülmesine<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Recep BİÇER<br />

KOSGEB Başkanı<br />

imkan tanımıştır. Öz kaynak<br />

kefaletinde uygulanan “Portföy<br />

Garanti Sistemi” hazine<br />

kaynaklı kefaletlerde de<br />

uygulanmaya başlanmıştır. Bu<br />

uygulama ile 35-40 günü bulan<br />

talep sonuçlandırma süreleri<br />

1 güne kadar düşmüştür. Bu<br />

çalışmalar sonucunda sadece<br />

2016 yılında, KGF’nin 25<br />

yılda ulaştığı işletme sayısı<br />

ve kefalet tutarının tam iki<br />

katına ulaşılmıştır. Bu güne<br />

kadar toplam 25 bin KOBİ’ye<br />

14 milyar TL tutarında kefalet<br />

veren KGF, 2015 sonu toplam<br />

riski 2,6 milyar TL iken, 2016<br />

sonu itibariyle yüzde 144’lük<br />

bir artış sağlayarak 6,3 milyar<br />

TL büyüklüğe erişmiştir. 2016<br />

yılı içinde bir önceki yıla<br />

göre yüzde 91’lik büyüme<br />

sağlanarak, 3.170 KOBİ’nin<br />

Bankacılık Sisteminden 1.199<br />

Milyon TL kredi kullanmalarına<br />

karşılık 1.033 Milyon TL’lik<br />

kefalet ile destek vermiştir.<br />

Bütün bu gelişmelerden sonra<br />

KGF, KOBİ’lerin finansmana<br />

erişimlerinde en öncelikli<br />

Kurum haline gelmiştir.<br />

2023 hedefleri için KOBİ’ler<br />

büyük önem arz ediyor<br />

KOBİ’lerin, istihdam yaratma,<br />

esnek üretim yapısı, teknolojik<br />

yeniliklere yatkınlık, bölgeler<br />

arası dengeli kalkınma ve gelir<br />

dağılımındaki adaleti sağlama<br />

gibi bir takım özellikler onları<br />

ekonominin hayati unsurları<br />

haline getirmektedir. Bu<br />

sebeple Türkiye ekonomisinin<br />

temel taşları olan KOBİ’lerin,<br />

büyümesi ve sağlıklı bir yapıya<br />

kavuşması için gerekli kaynağı<br />

bulmaları halinde, Türkiye<br />

ekonomisinde son yıllarda<br />

yakalanan büyümenin çok daha<br />

yüksek rakamlara çıkacağını<br />

ifade etmek yanlış olmayacaktır.<br />

Ülkemizin 2023 hedeflerine<br />

ulaşabilmesi konusunda en<br />

etkin rolü üstlenecek olan<br />

KOBİ’lerin, finansmana erişim<br />

sorunları öncelikli olmak üzere<br />

tüm sorunlarının çözülmesi<br />

büyük önem arz etmektedir.<br />

KGF, KOBİ’lere verdiği garanti<br />

ve üstlendiği risk ile bu<br />

işletmelerin daha çok banka<br />

kredisi kullanabilmelerini<br />

sağlamakta, uzun vadeli ve<br />

uygun maliyetli kredilerden bu<br />

işletmelerin de yararlanmasını<br />

mümkün hale getirmektedir.<br />

Bu sayede girişimcilik teşvik<br />

edilmekte, KOBİ’ler daha az<br />

teminatla daha çok krediye<br />

ulaşabilmekte ve aldıkları<br />

kredilerle daha çok üretim<br />

daha çok istihdam yaratarak<br />

ülke ekonomisine katkıda<br />

bulunabilmektedirler.<br />

“KGF’yi tüm imkanlarımızla<br />

destekliyoruz”<br />

Kredi garanti sisteminin,<br />

ekonominin temelini oluşturan<br />

işletmelerin ihtiyaç duyduğu<br />

uygun koşullardaki finansal<br />

kaynağın temini yönündeki<br />

kanalları açan destekleyici bir<br />

yapısı olması gerekmektedir. Bu<br />

nedenle KOSGEB, iştiraki olan<br />

KGF’yi, büyüyüp gelişmesi ve<br />

hizmetlerini yaygınlaştırması<br />

için tüm imkânları ile<br />

desteklemektedir.<br />

KOSGEB 2003 yılından<br />

itibaren Türkiye’de faaliyette<br />

bulunan kamu bankaları, özel<br />

bankalar, katılım bankaları ile<br />

yapılan Protokollerle KOBİ’lere<br />

kullandırılacak kredilerin<br />

faiz/kar payı, komisyon vb.<br />

giderlerinin program türüne<br />

göre kısmen ya da tamamen<br />

karşılanması şeklinde Kredi<br />

Faiz Destek Programları<br />

yürütmektedir. Bu destek<br />

programında KOSGEB’in en<br />

önemli paydaşlarından biri<br />

de KGF’dir. KGF, KOSGEB<br />

Kredi Faiz Destek Programları<br />

kapsamında teminat<br />

yetersizliği yaşayan KOBİ’lere<br />

bankalar nezdinde kefalet<br />

vermektedir. Bununla birlikte<br />

KOSGEB Destek Programları<br />

kapsamındaki geri ödemeli<br />

desteklere teminat yetersizliği<br />

nedeniyle erişmekte zorlanan<br />

KOBİ’lerin sorunlarını<br />

çözmek amacıyla KOSGEB<br />

ile KGF arasında “KOSGEB<br />

Geri Ödemeli Desteklerinden<br />

yararlanacak KOBİ’lere<br />

KGF’nin Doğrudan Kefaleti<br />

Protokolü” imzalanmıştır.<br />

Protokol kapsamında<br />

KOSGEB’in;<br />

- Ar-Ge, İnovasyon ve<br />

Endüstriyel Uygulama Destek<br />

Programı,<br />

- Girişimcilik Destek Programı,<br />

Çağrı Esaslı Tematik Proje<br />

Destek Programı,<br />

- İş birliği – Güç birliği Destek<br />

Programı,<br />

Kapsamındaki geri ödemeli<br />

destekleri için KGF A.Ş.<br />

tarafından KOBİ’ler lehine,<br />

KOSGEB’e karşı teminat<br />

oluşturmak üzere gayri nakdi<br />

kredi niteliğinde doğrudan<br />

kefalet sağlanmaktadır.<br />

EKONOMİ<br />

127


KARADAĞ: SERMAYE PİYASALARINA<br />

BAHAR GELECEK<br />

Önümüzdeki dönemde inanmadığımız ürünleri sermaye piyasalarına getirmeyeceğiz diyen Borsa<br />

İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Karadağ, “Sermaye piyasaları için bahar ve başarı döneminin<br />

başlayacağına inanıyorum” dedi.<br />

ölçeği yakalayan popüler projelerin<br />

de borsada işlem göreceğini ifade<br />

etti. Himmet Karadağ, “Faaliyete<br />

geçen Türkiye Varlık Fonu’nun da<br />

Borsa ve sermaye piyasalarımız<br />

için büyük bir fırsat olacağına,<br />

başta kamu yatırımları olmak<br />

üzere menkul kıymet ve sermaye<br />

piyasalarına yeni soluk getireceğine<br />

inanıyoruz. Bu anlamda bütün sektör<br />

paydaşlarımızın desteğini ve ilgisini<br />

bekliyoruz.” değerlendirmesinde<br />

bulundu.<br />

EKONOMİ<br />

128<br />

Borsa İstanbul Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Himmet Karadağ<br />

Borsa İstanbul Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Himmet Karadağ,<br />

sermaye piyasaları için bahar<br />

ve başarı döneminin başlayacağına<br />

inandığını belirterek, “İleriki süreçte<br />

finansal tüketiciye sürdürülebilir,<br />

daha nitelikli ürünler sunabilirsek,<br />

çok ciddi başarılar sermaye<br />

piyasalarını bekliyor.” dedi. Karadağ,<br />

Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği<br />

(TSPB) tarafından düzenlenen 2.<br />

Sermaye Piyasaları ödül töreninde<br />

yaptığı konuşmada, 2016’da zor bir<br />

yılı geride bıraktıklarını belirterek,<br />

16 Nisan’daki referandumun başarılı<br />

bir şekilde geçirilmesiyle birlikte,<br />

yaklaşan baharla beraber sermaye<br />

piyasalarında da baharın belirtilerini<br />

görmeye başladıklarını söyledi.<br />

Bu hafta BIST 100 Endeksi’nde<br />

Gezi olaylarından önceki rekorları<br />

yakaladıklarını aktaran Karadağ,<br />

“İleriki süreçte birlikte çalışırsak,<br />

finansal tüketiciye gerçekten<br />

sürdürülebilir, daha nitelikli ürünler<br />

sunabilirsek, çok ciddi başarılar<br />

sermaye piyasalarını bekliyor.” diye<br />

konuştu. Karadağ, <strong>2017</strong> ve sonrasının<br />

sermaye piyasaları açısından atılım<br />

yılı olacağını vurgulayarak, gelecek<br />

dönemde büyük şirketlerin yanı sıra<br />

‘Sertifika benzeri ürünlerin<br />

çoğalmasını bekliyoruz’<br />

Anadolu insanının tercihlerine uygun<br />

yeni tasarruf imkanları olmadığını<br />

gördüklerini kaydeden Karadağ,<br />

gayrimenkul sertifikaları benzeri<br />

ürünlerin daha da çoğalmasını<br />

beklediklerini dile getirdi.<br />

Karadağ, Borsa olarak film<br />

yapımcılarıyla görüştüklerini bildiren<br />

Karadağ, gelecek dönemde başarılı<br />

ve popüler dizilerin borsada işlem<br />

görebileceğini kaydetti.<br />

Borsa İstanbul Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Karadağ, şunları kaydetti:<br />

“Bu süreçte biz önümüzdeki<br />

dönemde inanmadığımız ürünleri<br />

sermaye piyasalarına getirmeyeceğiz.<br />

Mümkün olduğunca sağlam, sağlıklı<br />

ürünlerle, finansal tüketicinin<br />

karşısına çıkacağız. Zor zamanlar<br />

beraberinde fırsatları da getirir.<br />

Sermaye piyasaları için bahar ve<br />

başarı döneminin başlayacağına<br />

inanıyorum. 2000 sonrası<br />

bankacılıkta yakaladığımız doğru<br />

regülasyon ve başarıyı, önümüzdeki<br />

dönemde doğru ürünlerle hareket<br />

edersek, sermaye piyasalarımızda da<br />

yakalayacağımıza inanıyorum.”<br />

‘<strong>Mayıs</strong> ayından itibaren güzel<br />

gelişmeler yaşanacak’<br />

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)<br />

Başkanı Vahdettin Ertaş<br />

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)<br />

Başkanı Vahdettin Ertaş da Türkiye<br />

ekonomisi açısından <strong>2017</strong>’nin 2016<br />

yılından çok daha başarılı bir şekilde<br />

tamamlanacağına inandığını söyledi.<br />

Ertaş, “Rusya ile yeniden başlayan<br />

ticaret, jeopolitik risklerde azalma<br />

eğilimi, KDV ve damga vergisi<br />

indirimleri, istihdam teşvikleri,<br />

Kredi Garanti Fonu aracılığıyla reel<br />

sektöre kredi desteği gibi gelişmeler,<br />

<strong>2017</strong> yılı büyüme, istihdam ve<br />

ihracat rakamlarımıza pozitif olarak<br />

yansıyacaktır.” dedi.Q Ekonomideki<br />

bu olumlu gelişmelerin, sermaye<br />

piyasalarında da yansımasını<br />

bulduğuna dikkati çeken Ertaş,<br />

mayıs ayından itibaren sermaye<br />

piyasalarında çok güzel gelişmeler<br />

yaşanacağını bildirdi. Vahdettin Ertaş,<br />

sermaye piyasalarının büyümesi ve<br />

derinleşmesi için hukuki zeminin<br />

önemine değinerek, “Türkiye olarak<br />

2023 hedeflerimizi ve İstanbul Finans<br />

Merkezi ile çizilen amaçlarımızı hep<br />

birlikte gerçekleştireceğiz. Bundan<br />

hiç kuşku duymuyoruz. Daha fazla<br />

sayıda, daha farklı alanlarda başarılı<br />

olan kurumlarımızı önümüzdeki<br />

yıllarda da ödüllendireceğiz.”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


İZODER’İN YENİ BAŞKANI<br />

LEVENT PELESEN OLDU<br />

Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği’nin (İZODER) Olağan<br />

Genel Kurulu’nda, başkanlığa oy birliği ile Levent Pelesen seçildi.<br />

İZODER’in yeni Yönetim Kurulu Başkanı Levent Pelesen, “Yalıtım<br />

sektörü için bir başvuru merkezi olarak, yalıtım konusunda kamu<br />

ve kamuoyunu bilinçlendirmeye devam edeceğiz. Sektör adına<br />

çıkması beklenen yasa ve yönetmeliklerin takipçisi olacağız” dedi.<br />

SEKTÖREL HABER<br />

130<br />

Türkiye’de yalıtım<br />

bilincinin ve yalıtım<br />

sektörünün geliştirilmesi<br />

misyonunu başarıyla sürdüren<br />

İZODER’in Olağan Seçimli<br />

Genel Kurul Toplantısı yapıldı.<br />

Genel Kurul öncesi, Çevre ve<br />

Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı<br />

Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün<br />

de katıldığı öğle yemeğinde,<br />

yalıtım sektörünün sorunları ve<br />

çözüm yolları konuşuldu. Prof.<br />

Dr. Mustafa Öztürk, yalıtım<br />

sektörünün öneminin farkında<br />

olduklarını belirterek, enerji<br />

verimliliği ve enerji tasarrufu<br />

için doğru malzemeler ve kaliteli<br />

işçilikle yapılan ısı yalıtımının,<br />

ülke ekonomisine katkılarının<br />

altını çizdi.<br />

“Yeni yönetmelikler mutlaka<br />

çıkacak”<br />

Ayrıca yalıtım sektörünün uzun<br />

zamandır çıkmasını beklediği ses<br />

ve su yalıtımı yönetmeliklerinin<br />

de mutlaka çıkartılacağını<br />

belirten Mustafa Öztürk,<br />

sektördeki kayıt dışı uygulamalar<br />

ve haksız rekabetin önlenmesi<br />

için de sektör dernekleri ve<br />

Bakanlığın birlikte hareket<br />

etmesinin önemini vurguladı.<br />

Genel Kurul’da İZODER<br />

12. Dönem Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Tayfun Küçükoğlu,<br />

başkanlığı süresince İZODER’de<br />

yapılan çalışmaları anlatarak,<br />

yeni yönetim kuruluna başarı<br />

dileklerini iletti. Dernek<br />

üyelikleri sona eren ancak<br />

İZODER’in kuruluş aşamasında<br />

görev alan ve geçmiş yıllarda<br />

derneğin faaliyetlerine önemli<br />

katkılarda bulunan üyelere<br />

İZODER Onur Üyeliği Belgeleri<br />

de takdim edildi. Kurucu Üye<br />

ve 2. Dönem Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Korhan Işıkel, Kurucu<br />

Üye Bülent Kıraç, 7. Dönem<br />

Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Arif Nuri Bulut ve 9. Dönem<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Sedat<br />

Arıman’a Onur Üyeliği Belgeleri<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun<br />

Küçükoğlu tarafından verildi.<br />

İZODER’in yeni başkanı görevi<br />

devraldı<br />

Programın ikinci bölümünde<br />

İZODER’in yeni Yönetim Kurulu<br />

Belirlendi. Yönetim Kurulu<br />

Başkanlığına MARDAV Genel<br />

Müdürü Levent Pelesen’in<br />

seçildiği İZODER’de, Başkan<br />

Vekilliğine İZOCAM Genel<br />

Müdürü Levent Gökçe ve ERYAP<br />

Yönetim Kurulu Üyesi Emrullah<br />

Eruslu getirildi.<br />

“Beklenen yasa ve<br />

yönetmeliklerin takipçisi<br />

olacağız”<br />

Sektörün gelişimine katkıda<br />

bulunmayı hedeflediklerini<br />

vurgulayan Levent Pelesen,<br />

yaptığı konuşmada, İZODER’in<br />

yalıtım sektörü için bir başvuru<br />

merkezi olmaya ve yalıtım<br />

konusunda kamu ve kamuoyunu<br />

bilinçlendirmeye devam<br />

İZODER Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Levent Pelesen<br />

edeceğini belirtti. Sektörün<br />

büyümesi ve gelişimi için yeni<br />

yönetimin de gerekli çalışmaları<br />

aralıksız sürdüreceğini ifade eden<br />

Levent Pelesen, yeni çalışma<br />

döneminde, sektör adına çıkması<br />

beklenen yasa ve yönetmeliklerin<br />

takipçisi olacaklarını söyledi.<br />

İZODER’in yeni yönetimi uzun<br />

bir çalışma dönemine hazır<br />

İZODER Murahhas Üyesi<br />

Ertuğrul Şen’in Başkan<br />

Yardımcısı olarak görevini<br />

sürdüreceği yeni Yönetim Kurulu<br />

Üyeleri şu isimlerden oluşuyor:<br />

KALEKİM Genel Müdürü Altuğ<br />

Akbaş (Sayman), ODE Genel<br />

Müdürü Ali Türker, GÜNEY<br />

YAPI Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Ahmet Bülent Güney, SİNERJİ<br />

YALITIM Genel Müdürü Ahmet<br />

Yaşar, BASAŞ Yönetim Kurulu<br />

Üyesi Erdem Ateş, RAVABER<br />

Genel Müdürü Harun Hasyüncü,<br />

ÖZGÜR ATERMİT Yönetim<br />

Kurulu Üyesi Levent Özgür,<br />

BTM Yönetim Kurulu Üyesi<br />

Orkun Ürkmez, TRAKYA<br />

CAM Pazarlama ve Satış Başkan<br />

Yardımcısı S. Ebru Şapoğlu,<br />

BETEK Yalıtım Grb. Direktörü<br />

Taner Soner Şahin, DKM İnşaat<br />

Genel Müdürü Volkan Dikmen.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


3. HAVALİMANI’NIN<br />

SU VE MEKANİK YALITIMI ODE’DEN<br />

ODE Yalıtım Genel Müdürü Ali Türker<br />

SEKTÖREL HABER<br />

132<br />

Eskişehir’de 100 milyon TL’ye mal olacak entegre tesisinin ilk fazında<br />

üretime başlayan ODE Yalıtım, Türkiye’nin en büyük projelerinin<br />

ısı ve su yalıtımlarında tercih edilen marka olmaya devam ediyor.<br />

Tamamlandığında dünyanın en büyük havalimanlarından biri<br />

olacak 3. Havalimanı ve birçok şehir hastanesi projelerinde ODE<br />

Yalıtım ürünleri tercih edildi. 3. Havalimanı’nın su ve mekanik tesisat<br />

yalıtımında ODE ürünlerinin kullanılacağını açıklayan ODE Yalıtım<br />

Genel Müdürü Ali Türker, ayrıca başta Ankara Bilkent ve Adana şehir<br />

hastaneleri olmak üzere birçok büyük projede ODE ürünlerinin tercih<br />

edilmesinden büyük memnuniyet duyduklarını söyledi.<br />

Yalıtımda dünya<br />

markası olma vizyonu<br />

doğrultusunda her<br />

alandaki yatırımlarına ara<br />

vermeden devam eden ODE,<br />

tamamlandığında dünyanın<br />

en büyük havalimanlarından<br />

biri olacak olan 3. Havalimanı<br />

başta olmak üzere birçok büyük<br />

projenin tercihi olmaya devam<br />

ediyor. 3. Havalimanı’nın su ve<br />

mekanik ısı yalıtımında ODE<br />

ürünlerinin kullanılacağını<br />

açıklayan ODE Yalıtım Genel<br />

Müdürü Ali Türker, <strong>2017</strong> yılına<br />

Türkiye’nin en büyük projeleriyle<br />

yaptıkları anlaşmalarla<br />

girdiklerini söyledi.<br />

ODE Yalıtım’ın 2015 yılından<br />

beri büyük bir yatırım atağında<br />

olduğunu anlatan Ali Türker,<br />

“ Eskişehir’de yatırımımıza<br />

geçtiğimiz yıl yaşanan tüm<br />

olumsuzluklara rağmen<br />

ara vermeden devam ettik.<br />

Tamamlandığında 100 milyon<br />

TL’ye mal olacak bu tesisimizin<br />

ilk fazında da üretime Mart<br />

ayında başladık. <strong>2017</strong> yılı<br />

ODE açısından oldukça iyi<br />

başladı. Türkiye’nin en büyük<br />

projelerinin tercihi olmaya<br />

devam ediyoruz. Son dönemde<br />

yaptığımız anlaşmalar arasında 3.<br />

Havalimanı, Ankara Bilkent Şehir<br />

Hastanesi, Adana Şehir Hastanesi,<br />

Bursa Ali Osman Sönmez<br />

Devlet Hastanesi ve Çorum<br />

Eğitim ve Araştırma Hastanesi<br />

bulunuyor. 3. Havalimanı’nın su<br />

ve mekanik yalıtımı, Avrupa’nın<br />

en büyük şehir hastanesi olacak<br />

olan Bilkent Şehir Hastanesi’nin<br />

su ve mekanik, Adana Şehir<br />

Hastanesi’nin tüm mekanik<br />

yalıtımı, Bursa Ali Osman<br />

Sönmez Devlet Hastanesi’nin<br />

su yalıtımı, Çorum Eğitim ve<br />

Araştırma Hastanesi’nin ise su ve<br />

mekanik yalıtımı ODE ürünleri<br />

ile yapılacak” dedi.<br />

Türkiye için çok önemli olan bu<br />

dev projelerde ODE ürünlerinin<br />

kullanılmasından büyük<br />

memnuniyet duyduklarını<br />

anlatan Türker şunları söyledi:<br />

“ Yalıtım sektöründe 30 yıllık<br />

bir geçmişimiz var. Bu geçmişin<br />

verdiği güçle yolumuza daha<br />

da büyüyerek devam ediyoruz.<br />

Hem çok büyük projelerde<br />

yine öncelikli tercih olduk hem<br />

de tamamlandığında ODE’yi<br />

teknik yalıtım sektöründe Çin ve<br />

Almanya arasındaki coğrafyanın<br />

en büyük üreticisi konumuna<br />

getirecek Eskişehir fabrikamızın<br />

ilk etabında üretime başladık.<br />

Sektördeki liderliğimizi, Eskişehir<br />

fabrikamızla beraber artan<br />

yüksek üretim kapasitemizle<br />

birleştirerek, ihracatta da atılım<br />

yapmayı ve önümüzdeki 4<br />

yıl içinde ihracatımızı % 100<br />

arttırmayı hedefliyoruz.”<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


MAKİNELER, KİMSESİZ ÇOCUKLAR<br />

İÇİN ÜRETİME GEÇTİ<br />

AİMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Erol<br />

(sağ baretli) ve İzmir Büyükşehir Belediyesi<br />

Başvan vekili Sırrı Aydoğan (sol baretli)<br />

AİMSAD ve TÜYAP işbirliğinde bu yıl ilk kez İzmir’de<br />

düzenlenen ve ağaç işleme makineleri ile mobilya ve orman<br />

ürünleri endüstrilerini bir araya getiren İZWOOD <strong>2017</strong> Fuarı,<br />

Fuarizmir’de düzenlendi. Fuarda, Mobilya Üretimi Sosyal Projesi<br />

ile yaklaşık 1000 metrekarelik bir alana üretim bandı kuruldu<br />

ve makineler İzmir’de Çocuk Esirgeme Kurumlarında kalan<br />

çocuklar için dolap üretildi.<br />

Bu yıl ilk kez İzmir’de<br />

düzenlenen ve ağaç işleme<br />

makineleri ile mobilya ve<br />

orman ürünleri endüstrilerini<br />

bir araya getiren İZWOOD<br />

<strong>2017</strong> İzmir Ağaç İşleme<br />

Makineleri, Kesici Takımlar,<br />

El Aletleri Fuarı, AİMSAD<br />

(Ağaç İşleme Makine ve Yan<br />

Sanayisi İş Adamları Derneği)<br />

ve TÜYAP işbirliği ile fuarizmir<br />

Gaziemir’de düzenlendi.<br />

50’nin üzerinde şehirden ve<br />

40’a yakın ülkeden yaklaşık<br />

40 bin civarında ziyaretçinin<br />

katıldığı fuara, Türkiye’nin<br />

en büyük üretici ve ithalatçı<br />

markalarının katıldı. Fuarda,<br />

orman endüstrisi için makine,<br />

teknik donanım ve hizmetler,<br />

ağaç işleme makineleri, yüzey<br />

işlemleri makineleri, ağaç kesme<br />

makineleri, elektrikli ve mekanik<br />

el aletleri ve mobilya üretim<br />

makineleri hem yerli, hem de<br />

yabancı alıcılar için vitrine çıktı.<br />

Anadolu fuarlarının ilk durağı<br />

İzmir<br />

AİMSAD Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Mustafa Erol, İzmir’in<br />

ve çevresinin sektör için çok<br />

önemli bir potansiyele sahip<br />

olması sebebiyle, Anadolu<br />

fuarlarının ilkini İzmir’de<br />

düzenlediklerini söyledi.<br />

Bölgedeki imalat ve ihracat<br />

rakamlarının tüm firmalar için<br />

büyük bir pazar oluşturduğuna<br />

dikkat çeken Erol, “Üyelerimize<br />

anket yaptık ve nerede fuar<br />

düzenlememizi istediklerini<br />

sorduk. İzmir birinci sırada<br />

yer aldı. İzmir’in fuarcılık<br />

altyapısının olması Anadolu<br />

fuarlarının ilk durağı olarak<br />

İzmir’i daha çok ön plana<br />

çıkarttı. Aynı zamanda İzmir’in<br />

yeni fuar alanı da gerek teknik<br />

altyapısı gerekse ölçeğiyle bu<br />

fuarın İzmir’de yapılmasına<br />

vesile oldu. Bu şekilde<br />

Anadolu’daki girişimcinin,<br />

yatırımcının ayağına giderek<br />

artık zorlaşan makine<br />

satışlarının hızlanması, sektörün<br />

satış politikalarını yeniden<br />

gözden geçirmesi hedefleniyor.<br />

Bu yıl İzmir’le başlanan Anadolu<br />

fuarlarını gelecek yıllarda<br />

farklı şehirlerde düzenlemeyi<br />

planlıyoruz” dedi.<br />

SEKTÖREL HABER<br />

133


TÜRKİYE VE<br />

DÜNYADA<br />

BOYA SANAYİ<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

134<br />

Son 10 yılda hızla büyüyen<br />

boya sektörü oldukça dikkat<br />

çekici bir konuma geldi.<br />

Sektörde uzmanlaşma,<br />

globalleşme ve çok yönlü<br />

ortaklıkların ağırlık<br />

kazanması sektöre farklı<br />

bir boyut kazandırdı. Şimdi<br />

rakamlarla boya sektörünü<br />

yakından inceleyelim.<br />

2016 YILI BOYA SEKTÖR PROFİLİ<br />

Firma <strong>Sayısı</strong>......….…….20’si büyük ölçekli yaklaşık 585<br />

İstihdam ………………200.000 (uygulayıcılar ile birlikte)<br />

Üretim………………….540.000 Ton Dekoratif<br />

Tüketim………….…….545.400 Ton Dekoratif<br />

İhracat …………………350,5 Milyon USD<br />

İthalat............................547,4 Milyon USD<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Boya sanayindeki ana trendler<br />

Boya sanayisi; inşaat,<br />

ulaşım, sanayi ürünleri<br />

gibi çok geniş bir alanda<br />

kullanımı olan renkli bir ürün.<br />

Son 10 yılda ana kimya sanayi<br />

içindeki konumunu güçlendiren<br />

Türk boya sanayisi 2015 yılında<br />

gerçekleştirdiği toplam 915.000<br />

ton üretim ile Avrupa’nın<br />

5’inci büyük boya üreticisi<br />

konumunda yer alıyor.<br />

Talep kayması<br />

• Son kullanıcı sektörlerindeki<br />

coğrafi yer değiştirmeler<br />

boya pazarını doğrudan<br />

etkileyecektir.<br />

• Gelişmiş pazarlardaki inşaat<br />

ve diğer sektörlerdeki yatay<br />

gelişimi<br />

• Gelişen pazarlardaki sektörel<br />

büyüme yıllık %4-5 olup,<br />

GSYİH gelişiminin biraz<br />

üzerindedir.<br />

• Yükselen (emerging)<br />

ülkelerdeki sektörel büyüme<br />

yıllık %10’a kadar olup, GSYİH<br />

gelişiminin üzerindedir.<br />

Yeni iş modelleri<br />

• Boya sektörü daha çok<br />

(son) tüketici tarafından<br />

yönlendirilmektedir.<br />

• Ar-Ge ve ürün müşterek<br />

geliştirme çalışmaları<br />

tüketicilerin taleplerine paralel<br />

olarak yapılmaktadır.<br />

• Daha yakın işbirliği daha<br />

istikrarlı ilişkilere yön verir ve<br />

fiyat baskısını rahatlatabilir.<br />

İnovasyon<br />

• Akıllı fonksiyonlar,<br />

nanoyapılar ve çoklu fonksiyon<br />

kombinasyonları katma<br />

değerli özellikler olarak ortaya<br />

çıkmaktadır.<br />

• Endüstriyel boyalarda UV<br />

ile kürlenebilen teknolojiler<br />

geleceğin teknolojisi olarak<br />

görülmektedir.<br />

• Solvent bazlı boyalardan<br />

su bazlı boyalara geçiş<br />

hızlanmıştır.<br />

• İnovasyonun etkisi orta<br />

vadede çok güçlü, uzun vadede<br />

ise hafifleyecek gibidir.<br />

• Yönetmeliklerin tetiklediği,<br />

çevre dostu ‘yeşil boyalar’<br />

sektörün gelecekteki gelişimine<br />

daha da katkıda bulunacaktır.<br />

Türkiye Avrupa’nın en büyük<br />

5. boya üreticisi<br />

Boya sanayisi; inşaat, ulaşım,<br />

sanayi ürünleri gibi çok geniş<br />

bir alanda kullanımı olan<br />

renkli bir üründür. Son 10<br />

yılda ana kimya sanayi içindeki<br />

konumunu güçlendiren Türk<br />

boya sanayisi 2015 yılında<br />

gerçekleştirdiği toplam 915.000<br />

BOYA SEKTÖRÜ<br />

135


BOYA SEKTÖRÜ<br />

136<br />

ton üretim ile Avrupa’nın<br />

5’inci büyük boya üreticisi<br />

konumundadır. Genel olarak<br />

kurulu kapasitenin % 65’ini<br />

kullanan sektörde yıllık boya<br />

üretiminin yaklaşık % 82’sini<br />

büyük ve orta ölçekli firmalar,<br />

% 18’lik kısmını kapsayan<br />

vernik ve tiner üretimini ise<br />

küçük firmalar üretmektedir.<br />

Yurtiçi pazardaki arz fazlası<br />

nedeni ile Afrika ülkeleri<br />

başta olmak üzere yurtdışı<br />

pazarlara yönelim tren-dinin<br />

artması beklenmektedir.<br />

Boya sanayisinde üretim<br />

gerçekleştiren 585 firma<br />

bulunmaktadır. Boya sanayisi<br />

uygulayıcılar ile birlikte 200.000<br />

kişiye istihdam sağlamaktadır.<br />

İnşaat sektöründe kullanılan<br />

dekoratif boyalar, boya<br />

sektörünün lokomotifliğini<br />

sürdürmektedir. 2015 yılında<br />

545.000 ton düzeyinde dekoratif<br />

boya satışı gerçekleştirilmiştir.<br />

Boya sanayisi girdi olarak<br />

kullandığı hammaddelerin<br />

% 80’evaran bölümünü<br />

yurtdışından ithal etmekte<br />

buna karşın kalite ve ürün<br />

çeşitliliğinde Avrupa ile<br />

yarışmaktadır. Bölgesel ihracat<br />

potansiyeli yüksek ve boya<br />

talebinin artış gösterdiği<br />

gelişmekte olan pazarlara<br />

olan yakınlığı dolayısıyla<br />

Türk boya sanayisi önemli<br />

avantajlara sahiptir. Ancak bu<br />

avantajını ölçek olarak değerlen<br />

dirememektedir.<br />

Dünya boya dış ticaretinde ilk<br />

10 ülke<br />

Dünya boya satışları 2015<br />

yılında 130 milyar USD’dır.<br />

Dünyada en çok pazar<br />

payına sahip boya % 43 payı<br />

ile dekoratif boyalardır; %<br />

28’lik payı ile sanayi boyaları<br />

ikinci sırada yer almaktadır.<br />

Dünya boya ihracatı 2015<br />

yılında 2014 yılına göre %<br />

10,7 düşerek 27,2 milyar<br />

USD’ye gerilemiştir. 2015, tüm<br />

dünyada inşaat faaliyetlerinin<br />

hızının yavaşladığı bir sene<br />

olmuştur. Bu nedenle birçok<br />

inşaat malzemesinde yaşanan<br />

gerileme gibi boya ihracatında<br />

da 2010-2014 yılları arasındaki<br />

artış trendi bu sene yerini<br />

gerilemeye bırakmıştır. Dünya<br />

boya malzemeleri ihracatında<br />

Almanya ilk sırayı almaktadır.<br />

Almanya’nın boya ihracatı<br />

4,9 milyar USD’dir. ABD<br />

3,2milyar USD’lik ihracatı ile<br />

2., 1,7 milyar USD ile Japonya<br />

3. Sırada yer almaktadır.<br />

Türkiye 393 milyon USD<br />

boya malzemeleri ihracatı ile<br />

2015 yılında 18. sırada yer<br />

almaktadır. Almanya en çok<br />

ihracat yapan ülke olduğu gibi<br />

en fazla it-halat yapan ülkedir.<br />

2015 yılında 1,5 milyar USD’lik<br />

boya ithalatı yapmıştır. Çin<br />

ve Kanada 1,3 milyar USD’lik<br />

ithalatları ile Almanya’dan<br />

sonra en fazla ithalat yapan<br />

ülkelerdir. Türkiye 2015 yılında<br />

560 milyon USD’lik ithalatı ile<br />

15. sıradadır<br />

Türkiye boya (dekoratif /<br />

inşaat) ihracatı ve ithalatı<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Türkiye dekoratif boya<br />

sektöründe satışlar son beş<br />

yılda % 8<br />

büyüme göstermiştir. 2015<br />

yılında 545 bin ton dekoratif<br />

boya satışı yapılmıştır<br />

Türkiye Boya ihracat pazarı<br />

Boya ihracatımız son iki yıl üst<br />

üste gerileme yaşamıştır. 2014<br />

yılında 458,9 milyon USD’lik<br />

olan ihracat 108 milyon USD<br />

azalarak 350,5 milyon USD’ye<br />

inmiştir. 2016 yılı boya ithalatı<br />

547,4 milyon USD olmuştur.<br />

Türkiye’nin en çok boya<br />

ihracatı yaptığı ilk 4 ülkeye<br />

yapılan ihracat, toplam boya<br />

ihracatından daha fazla<br />

gerilemiştir. Lokomotif pazarlar<br />

olan komşu ve çevre ülkelerin<br />

hepsinde ekonomik, siyasi ve<br />

güvenlik sorunları yaşanmakta,<br />

bu da boya ihracatını zorlaştırmaktadır.<br />

En çok ihracat<br />

yaptığımız ilk 5 ülke; Irak, İran,<br />

Azerbaycan, Türkmenistan ve<br />

Gürcistan’dır<br />

Türkiye’de dekoratif boya<br />

satışı<br />

İnşaat sektöründe kullanılan<br />

dekoratif boya satışları 2010<br />

yılından bu yana 500 Bin<br />

ton seviyesinin üstünde<br />

gerçekleşmektedir. 2014 yılında<br />

549 Bin ton dekoratif boya<br />

satılmıştır. Tamamına yakını<br />

yerli üretimdir. Değer bazında<br />

ise 2014 yılında 893 Milyon<br />

USD’lik satış büyüklüğüne<br />

ulaşılmıştır. Dekoratif boya<br />

segmentinde iç pazarda ısı<br />

yalıtım sistemlerinin daha çok<br />

kullanılmaya başlamasıyla<br />

dış cephe boya tüketimi<br />

artmaktadır. Bina stoğuzun<br />

kentsel dönüşümle yenilenecek<br />

olması, boya bilincinin gitgide<br />

yaygınlaşması yüksek kaliteli<br />

ürün talebinin artmasına yol<br />

açmaktadır. Ahşap boya satışları<br />

da 2010 yılında 86.000 tonluk<br />

seviyesinden 2014 yılında<br />

99.000 tona yükselmiştir. Değer<br />

olarak 2014 yılı satış büyüklüğü<br />

237,5 Milyon USD’dir.<br />

Türk ve dünya boya<br />

sanayisinde alt segment<br />

miktarları<br />

2015 yılında üretilen boyaların<br />

miktar olarak dağılımına<br />

göre inşaat sektörü % 56 pay<br />

ile en çok üretilen boyadır.<br />

Mobilyalarda kullanılan<br />

boyaların payı % 14, sanayide<br />

kullanılan boyaların %<br />

10’dur.2015 yılı itibarıyla<br />

pazarın en büyük tüketim<br />

alanı olan inşa-at pazarında<br />

% 85 su bazlı, % 15 solvent<br />

bazlı ürünler tüketilmiş-tir.<br />

Tüm boya alt sektörlerinde<br />

olduğu gibi OTB sektöründe<br />

de çevreye daha duyarlı ürün<br />

kullanımı artarken, mobilya<br />

sektöründe de solvent bazlı<br />

sistemlerden su bazlı ve UV<br />

sistemlere geçiş yaşanmaktadır.<br />

Diğer taraftan dekorasyonun<br />

artan oranda önem kazanması<br />

ve çeşitlenmesine paralel olarak<br />

dekoratif, koruyucu amaçlı ve<br />

yeni teknikler içeren boyalar ön<br />

plana çıkmaktadır


MARKALAR İÇİN 5 ADIMDA<br />

SOSYAL MEDYADA BAŞARI<br />

MAKALE<br />

138<br />

Müşteri hem yasal çerçevede haklara hem de piyasa standardı<br />

çerçevesinde beklentilere sahiptir. Müşterisinin beklentisiyle ters<br />

düşen markalar artık günümüzde sosyal medyada yerden yere<br />

vuruluyor. Peki markalar sosyal medyayı nasıl yönetecekler.<br />

Geçmişte şirketler<br />

müşterilerinin duygu<br />

ve düşüncelerini çeşitli<br />

yöntemler ile öğrenmeye çalışır,<br />

hatta bunun için mağaza ya<br />

da şubelerinde dilek, istek ve<br />

şikayet kutuları koyarlardı.<br />

Bugünler artık geride kaldı.<br />

Şimdi bunun için sosyal medya<br />

var. Yapılan araştırmalar<br />

müşteri ya da tüketicilerin<br />

memnuniyetlerini en az 7,<br />

memnuniyetsizliklerini ise<br />

en az 25 kişiye anlattığını<br />

gösteriyor. Bu erişim ağızdan<br />

ağıza iletişimde. Şimdi sosyal<br />

medya sayesinde bu rakamlar<br />

on binlere hatta yüz binlere<br />

ulaşabiliyor.<br />

Artık herkes duygu ve<br />

düşüncelerini rahatlıkla sosyal<br />

medya aracılığı ile ifade ediyor<br />

ve çok daha geniş kitlelere<br />

ulaşıyor. Üstelik alınan iyi<br />

hizmetten duyulan mutluluğu<br />

ifade etme konusunda<br />

tereddütler yaşanırken, yaşanan<br />

ufak bir memnuniyetsizliği<br />

ifade etmekten neredeyse hiç<br />

çekinilmiyor.<br />

Bu nedenle kurum ve markalar<br />

için sosyal medya günümüzde<br />

ciddi bir bakış açısı ile<br />

yönetilmesi gereken bir alan.<br />

Peki bir markalar sosyal<br />

medyayı nasıl yönetmeli?<br />

İşte size beş altın anahtar:<br />

1- Olumsuz yorumlar<br />

hevesinizi kırmasın: Hiç<br />

bir marka ya da kurum<br />

mükemmel değildir. Her firma<br />

müşterilerinin memnuniyetsiz<br />

olmasına neden olacak hatalar<br />

yapabilir. Söz konusu hata kimi<br />

zaman o markanın müşteri<br />

kaybetmesine neden olurken<br />

yeni müşteri kazanmasına<br />

da engel olabilir. Markalar<br />

hatalarının farkında olmadığı<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


zamanlarda bunu sağlayan<br />

en önemli şey müşterilerden<br />

gelen olumsuz yorumlardır.<br />

Markalar için digital alemde<br />

olumsuz yorum yapmayan<br />

ama müşteri de olmayan<br />

takipçiler yerine müşteri<br />

olup memnuniyetsizliğini<br />

en acımasızca dile getiren<br />

takipçiler daha kıymetlidir. Bu<br />

nedenle olumsuz yorumlar,<br />

markaların eksiklerini,<br />

yanlışlarını ve hatalarını telafi<br />

edip, hizmetlerini ve müşteri<br />

memnuniyetini üst seviyelere<br />

çıkarma imkanı sunan fırsatlar<br />

olarak görülmelidir.<br />

2- Riski gözardı etmeyin:<br />

Her kurum aslında bir kar<br />

merkezidir ve para kazanmak<br />

için kurulurlar. Ama bu<br />

dünyada “Money talks” yani<br />

para konuşur ve parayı veren<br />

düdüğü çalar. Bu nedenle<br />

marka ve müşteri ilişkilerinde<br />

düdük müşterinin elindedir.<br />

Çünkü parayı veren müşteridir.<br />

Müşteri verdiği paraya karşılık,<br />

firmanın taahhüt ettiği bütün<br />

hizmeti eksiksiz ve kusursuz<br />

olarak almak ister. Taahhüt<br />

edilen hizmette meydana gelen<br />

her hangi bir kusurda müşteri<br />

her daim haklıdır. Dolayısıyla<br />

müşterinin sosyal medyada<br />

yaptığı olumsuz bir yorumda,<br />

marka bir engel ile karşı karşıya<br />

olduğunu unutmamalı ve<br />

mutlaka sorunun çözümüne<br />

yönelik gayreti göstermelidir.<br />

3- Çözüm sizin elinizde: Çok<br />

kaliteli, çok iyi hizmet veren,<br />

sevilen, sosyal medyada yüz<br />

binlerce kişi tarafından takip<br />

edilen markalar bile olumsuz<br />

yorumlarla karşılaşabilir. Bazen<br />

gerçekten aldığı ürün ya da<br />

hizmetten memnun olmayan<br />

bazen de rakip firmaların<br />

prestij kaybettirmek için yaptığı<br />

saldırılar olabilir bu olumsuz<br />

yorumlar. Ama yorum nereden<br />

ve hangi nedenle geliyor<br />

olursa olsun sizi sevenlere,<br />

destekleyenlere güvenip, size<br />

sahip çıkmasını, olumsuz<br />

yorum yapan kişiye karşı sizi<br />

savunmasını beklemeyin.<br />

Çünkü çoğu zaman bu<br />

beklentiniz sizi hayal kırıklığına<br />

uğratabilir. Yorumun üzerine<br />

gidin ve sorunu çözün.<br />

3- Hakaret ve alayları<br />

silin: Hakaretin tahammül<br />

ya da kabul edilebilir bir<br />

tarafı olamaz. Gerekçeli ya<br />

da gerekçesiz olarak sosyal<br />

medya hesaplarınızda yapılan<br />

hakaretlere kesinlikle cevap<br />

vermeyin. Bu tarz durumlarda<br />

yapılabilecek şey; ya yorumu<br />

silip, yorum sahibini<br />

engellemek ya da yorumu silip,<br />

yorum sahibine bu yaptığının<br />

bir yasal suç olduğunu ve<br />

tekrarlanmaması gerektiğini<br />

belirtmektir. Aynı şekilde alaycı<br />

ve aşağılayıcı yorumlarda<br />

çoğu zaman gerekçesiz,<br />

sırf küçük düşürme amacı<br />

taşıyan yorumlardır. Mantıklı<br />

gerekçelere dayanmayan,<br />

sırf küçük düşürme amacı<br />

taşıyan, her hangi bir cevabın<br />

yazılması, herhangi bir şeyi<br />

değiştirmeyecek olan yorumları<br />

silin.<br />

4- Hız önemli: İnternetle<br />

birlikte hız kavramı değiştirdi.<br />

Eskiden bir başvurusunun<br />

yanıtını günlerce sorunsuz<br />

bekleyen insanoğlu, artık<br />

internetten gönderilen bir<br />

mesaja hızlıca dönülmesini<br />

istiyor. Dolayısıyla hızlı olan<br />

kazanıyor. Aynı şekilde, bir<br />

müşterinin sosyal medyada<br />

yaptığı olumsuz bir yoruma<br />

en kısa sürede cevap veren<br />

ve çözen firma, müşterinin<br />

yaşadığı memnuniyetsizliğin<br />

giderilmesini çok daha<br />

kolaylaştırır. Tam tersi, yani<br />

müşterinin sosyal medyada<br />

yaptığı olumsuz bir yoruma<br />

ne kadar geç cevap verilip,<br />

çözüm bulunmaya çalışılırsa,<br />

müşterinin duyduğu<br />

memnuniyetsizliğin telafisi o<br />

kadar zor olur.<br />

5- Kurallar kimin umrunda:<br />

Müşteri hem yasal çerçevede<br />

haklara hem de piyasa standardı<br />

çerçevesinde beklentilere<br />

sahiptir. Yasal hak ve piyasa<br />

standardı nedeniyle oluşan<br />

beklentiye ters düşen hizmet<br />

verdiğinizde olumsuz yorum<br />

alırsınız. Özellikle piyasa<br />

standardı nedeniyle oluşan<br />

beklentilere karşılık yasal<br />

kurallardan bahsetmenizin<br />

bir anlamı yoktur. Müşteriler<br />

yasal kurallar ya da sizin kendi<br />

çapınızda koyduğunuz kurallar<br />

ile ilgilenmez. Rakiplerinizden<br />

aldıkları hizmet ile sizden<br />

aldığı hizmeti kıyaslayarak<br />

memnun ya da memnuniyetsiz<br />

olur. Bu tarz durumlarda<br />

müşterinin yaptığı olumsuz<br />

yoruma cevap olarak, hizmetin<br />

iyileştirileceğinin taahhüt<br />

edilmesi yapılabilecek tek<br />

şeydir.<br />

Sosyal medyada<br />

memnuniyetsizliklerini dile<br />

getiren kişilere, arayarak ya<br />

da mail atarak dile getiren<br />

kişilerden çok daha dikkat<br />

edilmesi gereklidir. Çünkü<br />

arayarak ve mail atarak dile<br />

getirilen memnuniyetsizlik<br />

diyaloğu sadece firma ve<br />

müşteri arasında gerçekleşirken,<br />

sosyal medyada ifade edilen<br />

memnuniyetsizlik herkes<br />

tarafından görülme imkanına<br />

sahiptir. Bu nedenle artık<br />

günümüzde markaların sosyal<br />

medya yönetimi konusunda<br />

profesyonel bir ekibe sahip<br />

olması gereklidir.<br />

MAKALE<br />

139


KIDS MARKETING<br />

ÇOCUKLU PAZARLAMA<br />

PAZAROLA<br />

140<br />

Prof. Dr. İsmail Kaya<br />

Çocukla Pazarlama veya<br />

Çocuklara Pazarlama<br />

olarak da adlandırılabilir.<br />

Çocukların oluşturduğu<br />

pazardaki pazarlama çabaları<br />

kadar, çocuklara yönelik<br />

“değer”lerin pazarlanması ve<br />

çocukla doğrudan ilgili olmayan<br />

alan ve konularda çocuk<br />

etkeninin kullanılması gibi<br />

çağrışımlar da söz konusu.<br />

Konunun bir yönü “Bugünün<br />

çocukları, yarının müşterileri”[1]<br />

başlığı altında özetlenebilir.<br />

Çocukların nasıl iknâ edildikleri<br />

ve nasıl bir müşteri oldukları,<br />

büyüklerin satın alma kararına<br />

olan etkilerinin ötesinde,<br />

çocukluk döneminde kendileriyle<br />

kurulacak marka ilişkisinin uzun<br />

vadedeki muhtemel etkileri de<br />

önem taşıyor.<br />

“Bilişsel psikolojiye göre kişiler<br />

alt beyinlerinde inanç ve<br />

değerlerini taşırlar. Bu değerler<br />

ve inançlar, ön yargıları ve<br />

alışkanlıkları besler. Önyargılar<br />

ve alışkanlıklarımız da sonuçta<br />

davranışlarımızı tetikler.<br />

Satınalma ve seçim yapma<br />

davranışlarının altında, inançlar<br />

ve değerler yatmaktadır. Bu<br />

inanç ve değerler 12 yaşına kadar<br />

şekillenir. Ağacın yaşken eğildiği<br />

gerçeği bu psikolojik temele<br />

dayanır. Çocuklara Pazarlama<br />

da bu sebeple önemlidir. Kısa<br />

vadede çocukları birer müşteri<br />

olarak değerlendirerek onlara<br />

hitâben iletişim yapmak bir<br />

yana, onları geleceğin müşterileri<br />

olarak görmek ve uzun vadeli bir<br />

strateji ile markanızı kalplerine<br />

yerleştirmek, asıl pazarlama<br />

yatırımı olacaktır.”<br />

Pek çok anne-baba için çocuğu<br />

çok özeldir. Bazı çocuklar ise<br />

herkes için özeldir. Bazı aileler<br />

çocuklarının herkes için özel<br />

olmasını ister. Her şeyin ufağı<br />

güzeldir ve insan tabiatı bu<br />

kadar câzip bir varlığı daima<br />

kullanmak istemiştir[2]. Bir<br />

ürünü, bir markayı pazarlamak,<br />

hedef kitlesine sevdirmek,<br />

beğendirmek, satın almaya teşvik<br />

etmek, oldukça zor ve uzun bir<br />

süreç olup, başarıya endekslenmiş<br />

yöneticiler hedef kitleleri<br />

etkileyen “çocuk” faktörünü göz<br />

ardı edemiyorlar.<br />

Çocuğun pazarlama<br />

stratejilerinde kullanılma<br />

şekillerinden başlıcaları arasında<br />

şu hususlar yer alıyor:<br />

1. Çocuğun İçinde Olduğu<br />

Pazarlama Stratejileri (çocukla<br />

birlikte)<br />

1.1. Direkt çocuk ürünleri<br />

(çocuk bezleri, bebe Şampuanı,<br />

krem v.s.) Bu ürünler sadece<br />

çocukların kullanımı için<br />

üretilir. Tanıtımlarında çocuk<br />

kullanılır. Çocukları konu (ve<br />

yetişkinleri hedef) alan bazı<br />

reklâmlar: i. Popolin (Hamamda<br />

çocukların Rus Halk Müziği<br />

Kalinka eşliğinde dans etmeleri),<br />

ii. Evy Baby (Erkek çocukların<br />

tuvalet macerası), iii. Molfix<br />

(Bir kız ve bir erkek bebeğin<br />

şarkı söyleyip dans etmeleri)<br />

iv. Can Bebe (Podyumda<br />

bebek manken: Filmde, bir<br />

defile gerçekleşmektedir.<br />

Podyuma, güzel bir manken<br />

çıkar, yanında ise küçük bir kız<br />

vardır. Küçük kızın üstünde<br />

sadece Can Bebe çocuk bezi<br />

vardır. Gazeteciler fotoğraf<br />

çekmeye çalışırlar. Fotoğrafını<br />

çektikleri manken değil, küçük<br />

kız ve Can Bebe çocuk bezidir.<br />

Film, psikologlar başta olmak<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


üzere, belli kesimlerden tepki<br />

almıştır. Reklâmda, çocuğun<br />

kullanılmasına karşı olan kesim,<br />

bu filmde çocuk cinselliğinin<br />

öne çıkarıldığını ve bunun bir<br />

tür istismar olduğunu iddia<br />

etmişlerdir. Yönetmen Sinan<br />

Çetin’in bu Can Bebe filminde<br />

kızı Tess Sahara Çetin’e rol<br />

vermesi de eleştirilmişti.)<br />

1.2. Çocuk için de olan ürünler<br />

(meyveli yoğurt, sakız, bonbon,<br />

çikolata) Bu ürünlerin pazardaki<br />

hedef kitlesi ağırlıklı olarak<br />

gençler ve çocuklu ailelerdir,<br />

sadece çocuklar değildir. Bu tip<br />

ürünler için farklı pazarlama<br />

stratejileri üzerinde çalışılabilir.<br />

Özellikle görsel medyada bu<br />

tip ürünleri çocukların aktif<br />

televizyon seyrettikleri saatlerde<br />

yayınlamak zaman zaman aileleri<br />

de zor durumda bırakmaktadır.<br />

1.3. Çocuğun “kullanıldığı”<br />

ürünler (ton balığı, makarna,<br />

banka reklâmları, gibi)<br />

Her anne baba için evladı çok<br />

kıymetlidir, onun mutluluğu için<br />

elinden gelen fedakârlığı yapmaya<br />

hazırdır. Bunu çok iyi bilen<br />

reklâmveren, tüketicinin evladına<br />

yönelik bu iyi niyetini kendine bir<br />

fırsat olarak görmektedir.<br />

2. Çocuğu Hedefleyen Pazarlama<br />

Stratejileri<br />

2.1. Çocuğun kullanımına<br />

sunulan ürünler (kırtasiye<br />

malzemeleri, tekstil, çeşitli gıda<br />

maddeleri, oyuncak, bilgisayar)<br />

Ürünler tamamen çocukların<br />

kullanımı için hazırlanmıştır.<br />

Üretici de tabii ki ürününü<br />

çocuk için mümkün olduğunca<br />

albenili bir şekilde pazarlamaya<br />

çalışacaktır.<br />

Çocuklu Pazarlama’da başvurulan<br />

pazarlama uygulamaları özenli<br />

kullanılmadıkları durumda<br />

ailelerin, toplumun ve yasal<br />

organların ciddî tepkilerine sebep<br />

olabilmektedir.<br />

Reklâmların etkisinde kalan<br />

bir çocuk, ailesinin bütçesine<br />

bakmadan ulaşamayacağı bir<br />

ürüne sahip olmak isteyebilir<br />

veya bir anne ailesinin belirli bir<br />

ihtiyacını göz ardı ederek sırf<br />

çocuğunu mahrum etmemek için<br />

elindeki imkânları sonuna kadar<br />

kullanabilir.<br />

Alışveriş merkezlerinde etkileme.<br />

(Özel günlerde çeşitli etkinlikler)<br />

Özel günler öncesi alışveriş<br />

merkezlerindeki çocuklar için<br />

çeşitli etkinlikler anne-babaçocuk<br />

arasında gerginliğe yol<br />

açabiliyor.<br />

Eğitim amacıyla ileriye yönelik<br />

etkileme. Bazı marka, firma ve<br />

kuruluşların belirli bir misyon<br />

için çocukları hedef aldıkları<br />

ve bu uğurda yatırım yaptıkları<br />

da görülüyor. BP’nin ilköğretim<br />

okullarında öğrencilere trafik<br />

eğitimi vermesi, “Yolum da açık<br />

farım da” kampanyası, gibi.<br />

Çocukluğunda beynine yerleşen<br />

marka algısı, çocuk büyüdüğünde<br />

hem kendisini o marka için iyi<br />

bir müşteri yapacak, hem de<br />

çevresindeki büyükleri o markaya<br />

yönlendirmede etkili olacaktır.<br />

Ünlülere özendirme. Çocuklar<br />

şarkı ve müziğe meraklıdırlar,<br />

kolay öğrenirler. Hemen her<br />

çocuk şarkı söylemeyi sever. İşte<br />

bundan faydalanmak isteyen<br />

müzik piyasasında sanatçılar<br />

(Gökhan Özen, Yonca Evcimik<br />

vbg.) çocuklara yönelik şarkılar<br />

söylerler. Bazılarının albümleri<br />

özellikle çocuklar tarafından çok<br />

tutulmaktadır. Bu sanatçılar imaj,<br />

giyim ve tarzlarını çocuklara<br />

göre ayarlarlar. Çocuklar da<br />

sanatçıların giydikleri kıyafetlere<br />

özenirler ve bir sanatçının giydiği<br />

herhangi bir kıyafet çok satar.<br />

Çocukların hayal dünyalarına<br />

girerek etkilemek. Çocuklar<br />

hayal kurmaya, düşlere, masallara<br />

meraklıdırlar. Barbie bebek, Kayıp<br />

Balık Nemo, Örümcek Adam ve<br />

benzeri örneklerde olduğu gibi,<br />

kendileri için tasarlanan marka<br />

dünyalarının çok fazla etkisinde<br />

kalırlar ve hayal ettikleri dünyada<br />

kendilerine yer ararlar. Kız<br />

çocukları yıllardır Barbie bebek<br />

almakta, kollarında Barbie bebek<br />

çantaları taşımakta ve Barbie<br />

bebek ayakkabıları giymektedirler.<br />

Çocukların çevreleriyle ve<br />

dolayısıyla pazarlama dünyasıyla<br />

ilgileri çeşitli araştırmalara konu<br />

olmuştur. Bulgulardan bazılarına<br />

değinelim:<br />

Çocuklar daha 18 aylıkken<br />

markaları tanıyorlar[3]. İki-üç<br />

yaşlarında belli marka isimleri<br />

ile kendi dünyaları arasında<br />

bağlantı kuruyor, marka<br />

çizmeye başlıyorlar. Mesela<br />

Bebeklere Barbie, bilgisayara<br />

Dell diyorlar. Beş yaşındayken<br />

parayı verenler anne babaları<br />

olmakşartıyla kendi alışverişlerini<br />

yapmaya hazır oluyorlar. Yedi<br />

yaşında ise kontrolü tamamen<br />

ele alabiliyorlar. 10 yaşına<br />

geldiklerinde 300–400 markayı<br />

hatırlayabiliyorlar.<br />

Çocuklar tüketim üzerinde<br />

önemli ölçüde etkililer. Satınalma<br />

güçlerinin ilkokuldan sonra<br />

etkili olduğu sanılırdı. Ama<br />

daha yürümeyi bile öğrenmeden<br />

alışveriş ve tüketim tercihleri<br />

üzerinde güçlü etkileri başlıyor.<br />

Ailelerin yüzde 50’si alışverişe<br />

çocuklarıyla birlikte gidiyor.<br />

Özellikle de şehirlerdeki çocuklar<br />

hemen hemen bütün satın alma<br />

kararlarına yüzde elliden daha<br />

yüksek bir oranda etki ediyorlar.<br />

Türkiye’de 0–14 yaş arası için<br />

doğrudan yapılan toplam yıllık<br />

harcama 8 milyar Dolar. 2,5<br />

milyar Dolar eğitime gidiyor,<br />

ardından sırasıyla kıyafet,<br />

gıda, diğer, sağlık ve oyuncak<br />

harcamaları geliyor.<br />

Çocuklar piyasası<br />

pazarlamacıların ilgisini<br />

oldum olası çekmiştir. Ocak<br />

2006 da düzenlenen “0–3 yaş<br />

Bebek Sağlığı Konferansı”nda,<br />

yeni anneler ve anne adayları<br />

hedeflemişti ve bu konferansta<br />

bilgilendirici konuşmaların<br />

yanı sıra pek çok firma değişik<br />

sürprizlerle katılmıştı. Bebeğin<br />

doğumundan hamilelik<br />

süreçlerine, bebek tedavisinden<br />

babanın hamileliğine kadar pek<br />

PAZAROLA<br />

141


PAZAROLA<br />

142<br />

çok konu, eğlenceli deneyimlerle<br />

sunulmuştu.<br />

Çocuklu Pazarlama’da akıllarda<br />

kalan uygulamalardan biri<br />

de Cem Yılmaz’lı Opet<br />

reklâmıdır[4]. Bu kampanya<br />

aynı zamanda, Ortak Pazarlama,<br />

Maskot Pazarlama ve Bütünleşik<br />

Pazarlama iletişimi örnekleri<br />

olarak da dikkat çekmişti.<br />

Reklâmın komikliği, Mayk<br />

rolündeki Cem Yılmaz tiplemesi<br />

ve Mayk’ın Kit’inin GİT adıyla<br />

bir Murat 124 olmasının<br />

ötesinde boyutları vardı.<br />

Reklâmlarda kullanılan Mayk<br />

tiplemesi daha sonra yapılan<br />

“devam reklâmlarında” da başka<br />

hikâyeler üzerinden sürdürüldü,<br />

Çin’le bağlantılı olanında aynı<br />

zamanda Opet kartı ile birlikte<br />

uğurcak olarak Mayk bebekleri<br />

dağıtılıyordu.<br />

Akaryakıt çocuklarla alakalı<br />

bir ürün değil. Monopolistik<br />

sağlayıcıdan ötürü fiyat farklılığı<br />

da yapamıyorsunuz. Dolayısıyla<br />

tüketicinin sizi tercih etmesi için<br />

elinizde birkaç mermi kalıyor.<br />

Bulunurluk, (istasyonunuz ne<br />

kadar işlek caddede ise o kadar<br />

çok müşteri), Kaliteli/güzel yüzlü<br />

hizmet ve promosyon.<br />

Opet promosyonunda verilen<br />

oyuncak, hedef kitle ile hiç alakalı<br />

değil. Koca koca adamlar ne<br />

yapsın oyuncağı? Onlar kontör<br />

ister, bir bedeli olan şeyler ister.<br />

Ama gerçek dünya böyle değil.<br />

Evde ağalayan ve “ben o arabayı<br />

istiyorum” diyen çocuğunuza,<br />

Toys’R Us’tan alacağınız 150<br />

TL’lik uzaktan kumandalı bir<br />

araba bile, Opet’lerde verilen ve<br />

muhtemelen maliyeti 1,5 TL’nin<br />

altındaki o uğurcağın yerini<br />

tutmaz.<br />

“Marketing to Kids” (2006)<br />

Konferansı’nın konuşmacısı<br />

Dr. Daniel S. Acuff ’ın sözlerini<br />

Murat Buyurgan kendi bloğunda<br />

konferanstan canlı yayın yaparak<br />

aktarıyordu[5]: “Çocuk ilk<br />

tanıştığı bir markayı, örneğin<br />

ruj gibi bir ürünü kolay kolay<br />

bırakamıyor. Ama teknolojik<br />

ürünlerde kimde en iyisi varsa<br />

onu alıyor. Yani ürün kategorisine<br />

göre marka sadakati değişiklik arz<br />

ediyor.<br />

Çocuklar 7–8 yaşlarına gelene<br />

kadar geçmişle ve gelecekle fazla<br />

ilgilenmiyor. Ancak dinozorlar<br />

hariç. 8 yaşından sonra gelecekle<br />

ilgilenmeye başlıyor. Ama<br />

geçmiş fazla ilgilerini çekmiyor.<br />

Erkek çocuklar her zaman erkek<br />

kahramanlar istiyor. Kadın<br />

kahramanlar istemiyorlar. Ama<br />

kız çocuklar her iki kahramanı da<br />

tutabiliyorlar.”<br />

“McNeal[6], çocukların gelişim<br />

süreçlerinde beş evreden<br />

geçtiklerini söylüyor; Gözlem,<br />

Talepte bulunma, Seçim yapma,<br />

Yardımlı Alışveriş ve Bağımsız<br />

Alışveriş. Tüm bu işlevler<br />

çocuğun geçeceği üç sosyalleşme<br />

evresi içinde gerçekleşiyor;<br />

Algısal dönem, Analitik dönem<br />

ve Düşünsel dönem[7]. Algısal<br />

dönem (3–7 yaş arası) ismini,<br />

çocuğun bu dönemde soyut ve<br />

sembolik düşünce yerine, algısal<br />

olarak davranması nedeniyle<br />

almıştır. Analitik dönem<br />

(7–11 yaş arası) ise, çocuğun bu<br />

dönemde olaylara daha detaylı<br />

ve analitik yaklaşımının artması<br />

nedeniyle bu ismi almıştır. Son<br />

olarak düşünsel dönem (11–16<br />

yaş arası) ise, çocuğun tüketimin<br />

karmaşık yapısını ve anlamını<br />

kavraması sebebiyle bu isimle<br />

anılmaktadır.<br />

İnsan, neslinin daha kaliteli<br />

biçimde devamını kimi zaman<br />

kendi hayatının kalitesine bile<br />

tercih edebiliyor. Çocuğuna<br />

kendinden daha fazla değer<br />

veriyor. O yüzden olacak,<br />

sorumlu bir ebeveyn olmak,<br />

çocuk yetiştirmek konusunda<br />

kendisine çok sayıda ve ne yazık<br />

ki, birbiriyle zıt bile olabilen çok<br />

çeşitli önerilerde bulunuluyor;<br />

bu alanda çelişen teori, iddia ve<br />

araştırma sonucuyla karşılaşılıyor.<br />

Çocuk yetiştirmeyle ilgili genel<br />

kanılar neredeyse saat başı<br />

değişiyor. Emzirmek, mamayla<br />

beslemek, yüzüstü yatırmak, ciğer<br />

yedirmek vb. konularda uzmanlar<br />

da öneriler de çeşitleniyor, hattâ<br />

bazen söz sahibi uzmanlar<br />

aniden hep beraber eski kanının<br />

yanlış olduğuna ve yeni kanının,<br />

en azından bir süreliğine,<br />

su götürmez biçimde doğru<br />

olduğuna karar verebiliyorlar.”[8]<br />

Bütün bunlar, anne-babaların<br />

kafalarını daha fazla karıştırıyor.<br />

Pazarlamacılar, anne-babalara<br />

bu konularda da gerçekleri<br />

göstermek gibi ayrı bir<br />

yükümlülük daha taşıyorlar.<br />

[1] Alper Akcan, http://<br />

marketingma.blogspot.com/-<br />

2006/10/bugnn-ocuklar-yarnnmterileri.html<br />

[2] Hülya Arıkök, “Pazarlama<br />

stratejileri ve çocuk”, Toyuncak, Yıl<br />

1, Sayı 1, Ocak 2006.<br />

[3] Nora Romi, Hürriyet,<br />

21.01.2006, http://www.-hurriyet.<br />

com.tr/yazarlar/3820801.<br />

asp?yazarid=89&gid=61<br />

[4] Alper Akcan, “Çocuklara<br />

Pazarlama,” http://-marketingma.<br />

blogspot.com/ 09.01. 2006.<br />

[5] Murat Buyurgan, http://www.<br />

muratbuyurgan.-com/2006/09/21/<br />

musteri-olarak-cocuklar-canliyayin<br />

[6] McNeal, James, Herndon, Neil<br />

C, Yeh, Chyon-Hwa, “A study of<br />

children’s consumer socialization<br />

in Hong Kong over a five-year<br />

period: Income, spending and<br />

saving”, Asia Pacific Journal of<br />

Marketing and Logistics; 1998; 10;<br />

3; s:18’den aktaran Zeynep Özata,<br />

http://zeynepozata.word-press.<br />

com/2006/10/15<br />

[7] Valkenburg, Patti M, Cantor,<br />

Joanne, “The development of a<br />

child into a consumer”, Applied<br />

Developmental Psychology; 2001;<br />

22; 61-72’den aktaran Zeynep<br />

Özata, http://zeynepozata.wordpress.com/2006/10/15<br />

[8] Seteven D. Levitt, Stephen J.<br />

Dubner, Görünmeyen Ekonomi<br />

–Dünya Gerçekte Nasıl İşliyor?<br />

(Orijinal adı, Freakonomics),<br />

Boyner Yayınları, İstanbul, 2006,<br />

s.141.<br />

• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>