You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>Mayıs</strong>/<strong>2017</strong>
“BEKLEYELİM<br />
GÖRELİM”<br />
Türkiye yeni anayasası için<br />
kararını verdi ve anayasal<br />
değişikliğe evet dedi. <strong>2017</strong>’nin<br />
ilk çeyreğini zorlu bir dönemle geçirsek<br />
de, iş dünyası ve yatırımcılar çıkan<br />
sonuç karşısında umutlu olduklarını<br />
belirtiyorlar. Çıkan sonuçta siyasi<br />
anlamda değişiklikler dönüşümsel<br />
nitelikte olsa da ülkenin ekonomik<br />
anlamda izleyeceği yolu nasıl<br />
değiştireceği çok da açık değil aslında.<br />
Bu belirsizlikle birlikte çeşitli olası<br />
senaryolar üretildi ve üretilmeye de<br />
devam ediyor fakat herkesin hem fikir<br />
olduğu nokta; ekonominin canlanacağı<br />
ve yatırımcının rahat bir nefes<br />
alacağı yönünde. Şimdi her zamanki<br />
gibi bekleyelim görelim temelinde<br />
gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.<br />
Şimdi gelelim <strong>Nalbur</strong> <strong>Teknik</strong><br />
gündemine. <strong>Mayıs</strong> sayısını<br />
hazırladığımız dergimizin içeriğinde<br />
genel ekonomik gelişmelerin yanı<br />
sıra özel haber çalışmaları, ürün<br />
tanıtımları, sektörel haberler ve<br />
röportajlar yer alıyor. Boya sektörünü<br />
dosya konusu olarak işlediğimiz mayıs<br />
sayımızda, sektörün liderlerinden<br />
görüş ve öneriler alarak derinlemesine<br />
analiz etmeye çalıştık. Ayın Toptancısı<br />
bölümümüzde ise Doğu Karadeniz’in<br />
tamamına hakim olan Özgüneş LTD.<br />
ŞTİ. ile röportaj yaparak, Özgüneş<br />
ailesini yakından tanımaya çalıştık.<br />
<strong>Mayıs</strong> sayımız ile yer alacağımız Yapı<br />
Fuarı’nada özel standımızla katılarak<br />
sektörün nabzını tutmaya devam<br />
edeceğiz.<br />
Yeni sayımızda görüşmek dileği ile ..<br />
İmtiyaz Sahibi İSTMAG Magazin Gazetecilik<br />
İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına<br />
H. Ferruh Işık<br />
Genel Müdür<br />
Mehmet Söztutan<br />
mehmet.soztutan@img.com.tr<br />
Yayın Editörü<br />
Emine Korkmaz<br />
emine.korkmaz@img.com.tr<br />
Reklam Müdürü<br />
Zülküf Karadayı<br />
zulkuf.karadayi@img.com.tr<br />
Sanat Yönetmeni<br />
İsmail Gürbüz<br />
ismail.gurbuz@img.com.tr<br />
Grafik Tasarım<br />
Berkan Kesgin<br />
berkankesgin@gmail.com<br />
Sorumlu Müdür<br />
Cüneyt Aktürk<br />
cuneyt.akturk@img.com.tr<br />
Dış İlişkiler Müdürü<br />
Yusuf Okçu<br />
yusuf.okcu@img.com.tr<br />
Kurumsal İletişim Müdürü<br />
Ebru Pekel<br />
ebru.pekel@img.com.tr<br />
Muhasebe Müdürü<br />
Mustafa Aktaş<br />
mustafa.aktas@img.com.tr<br />
Bilgi İşlem<br />
Emre Yener<br />
emre.yener@img.com.tr<br />
Sosyal Medya<br />
Songül Çek<br />
songul.cek@img.com.tr<br />
Abone<br />
İsmail Özçelik<br />
ismail.ozcelik@img.com.tr<br />
CTP-Baskı<br />
İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />
No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL<br />
Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94<br />
www.ihlasmatbaacilik.com<br />
Adres<br />
Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi<br />
B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar / İstanbul<br />
Tel: +90 212 604 50 50 Faks: +90 212 604 50 51<br />
<strong>Nalbur</strong> <strong>Teknik</strong> <strong>Dergisi</strong>’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına<br />
aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. <strong>Nalbur</strong> <strong>Teknik</strong><br />
<strong>Dergisi</strong>’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış<br />
Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın<br />
süreli bir yayın olan <strong>Nalbur</strong> <strong>Teknik</strong> <strong>Dergisi</strong> ayda bir yayınlanır.
STANLEYBLACK&DECKER<br />
NEWELL TOOLS’U SATIN ALDI<br />
GF Hakan<br />
Plastik Türkiye<br />
ve Ortadoğu<br />
Bölge Başkanı<br />
Batuhan Besler<br />
GF HAKAN PLASTİK<br />
YÜZDE 20 BÜYÜME HEDEFİ İLE DAHA<br />
ÇOK ÜLKEYE ODAKLANIYOR<br />
DOĞUŞ FIRÇA KALİTESİ İLE<br />
ADINDAN SÖZ ETTİRİYOR<br />
“ÇOK YÖNLÜ ORTAKLIKLAR SEKTÖRE<br />
FARKLI BİR BOYUT KAZANDIRDI”<br />
KALE’DEN<br />
BALIKESİR’E 30 MİLYONLUK YATIRIM<br />
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ’NİN<br />
EN BÜYÜK TOPTAN SATIŞ MAĞAZASI<br />
ÖZGÜNEŞ AİLESİ<br />
ASKAYNAK........................37-39-41<br />
ATEŞ İNŞ......................................55<br />
AYVAZ...........................................21<br />
BOSCH.........................Ö.K.Ö.K.İ.-1<br />
BURLA MAKİNA..........................4-5<br />
ÇELİK HORTUM..................112-113<br />
DERSAN.....................................105<br />
FİLLİ BOYA...................................13<br />
FOSTER...............................120-121<br />
GF HAKAN PLASTİK....................27<br />
HASSAN..................................15-17<br />
HENKEL..................................48-49<br />
KAMA PRES...............................101<br />
KANCA..........................................85<br />
KARBOSAN................................A.K<br />
KARKİM..........69-73-80-81 İNSÖRT<br />
MADE.........................................119<br />
MAGMAVELD...............................29<br />
MANO...........................................97<br />
RİTİM YAPI..............................89-93<br />
SEDA END. ................................6-7<br />
SELSİL.........................................2-3<br />
SİNERJİ FURCILIK.....................123<br />
TİGİAD........................................131<br />
TÜM PLASTİK.........................61-65<br />
TÜRK BARTER...........................125<br />
UGUR HIRDAVATÇILIK.........A.K.İ.K<br />
YAPI FUARI.................................129<br />
YILMAZ MAKİNA..........................33
İNŞAAT MALZEMELERİ İHRACATI<br />
TEKRAR CANLANDI<br />
Türkiye İMSAD tarafından her ay düzenli olarak yayınlanan Sektör Raporu’nun nisan ayı<br />
sonuçlarına göre, yapı ruhsatlarında gerileme yaşanan konut dışı faaliyetlerin zayıfladığına<br />
dikkat çekildi. İnşaat malzemeleri yıllık sanayi ihracatının 15,40 milyar dolara yükseldiği sektörde,<br />
yıllık ihracat büyüklüğünün <strong>2017</strong> genelinde artacağı vurgulandı.<br />
SEKTÖREL HABER<br />
10<br />
Türkiye İMSAD tarafından her ay düzenli olarak yayınlanan<br />
Sektör Raporu’nun nisan ayı sonuçlarına göre, yapı<br />
ruhsatlarında gerileme yaşanan konut dışı faaliyetlerin<br />
zayıfladığına dikkat çekildi. Turizmde yaşanan sıkıntıların<br />
otel yatırımlarını sınırladığı belirtilen raporda, son yıllarda<br />
sürükleyici olan ofis ve AVM yatırımlarının da yavaşladığı ifade<br />
edildi. İnşaat malzemeleri yıllık sanayi ihracatının 15,40 milyar<br />
dolara yükseldiği sektörde, yıllık ihracat büyüklüğünün <strong>2017</strong><br />
genelinde artacağı vurgulandı.<br />
Türkiye İnşaat Malzemesi<br />
Sanayicileri Derneği<br />
(Türkiye İMSAD) Nisan<br />
<strong>2017</strong> Sektör Raporu’nda, son<br />
üç yıldır ekonomide ortaya<br />
çıkan riskler ile siyaset, dış<br />
politika ve jeopolitik alanda<br />
yaşanan gelişmeler nedeniyle<br />
iktisadi faaliyetlerde yavaşlama<br />
görüldüğü, buna bağlı olarak<br />
perakende pazarı, yeni iş<br />
başlangıçları, yeni yatırımlar<br />
ve turizm faaliyetlerinin<br />
olumsuz etkilendiği belirtildi.<br />
Bu alanların aynı zamanda<br />
inşaat sektörü açısından da<br />
önemli olduğunun vurgulandığı<br />
raporda, alışveriş merkezleri,<br />
ofisler, oteller ile sanayi ve<br />
lojistik bina inşaatlarının<br />
sektörde önemli bir iş olanağı<br />
yarattığı ifade edildi.<br />
Yatırım iştahı zayıf kalmaya<br />
devam ediyor<br />
Bu veriler ışığında özellikle<br />
2016 yılında konut dışı binalar<br />
için alınan yapı ruhsatlarında<br />
önemli bir gerileme olduğuna<br />
dikkat çekilen raporda, şu<br />
tespitler yer aldı: “Turizm<br />
sektöründe yaşanan sıkıntılar<br />
otel yatırımlarını sınırladı.<br />
Sektörde son yıllarda<br />
sürükleyici olan ofis yatırımları<br />
da yavaşladı. Hâlihazırda<br />
önemli bir boş ofis stokunun<br />
da bulunduğu sektörde, AVM<br />
yatırımları da perakende<br />
sektöründeki sıkıntılar<br />
nedeniyle yavaşladı. Sanayi ve<br />
lojistik alanında ise yatırım<br />
iştahı zayıf kalmaya devam<br />
ediyor.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
Konut Dışı Binalar Alınan Yapı Ruhsatları Milyon Metrekare<br />
Türkiye İnşaat Malzemesi<br />
Sanayicileri Derneği (Türkiye<br />
İMSAD) Nisan <strong>2017</strong> Sektör<br />
Raporu’nda, son üç yıldır<br />
ekonomide ortaya çıkan<br />
riskler ile siyaset, dış politika<br />
ve jeopolitik alanda yaşanan<br />
gelişmeler nedeniyle iktisadi<br />
faaliyetlerde yavaşlama<br />
görüldüğü, buna bağlı olarak<br />
perakende pazarı, yeni iş<br />
başlangıçları, yeni yatırımlar<br />
ve turizm faaliyetlerinin<br />
olumsuz etkilendiği belirtildi.<br />
Bu alanların aynı zamanda<br />
inşaat sektörü açısından da<br />
önemli olduğunun vurgulandığı<br />
raporda, alışveriş merkezleri,<br />
ofisler, oteller ile sanayi ve<br />
lojistik bina inşaatlarının<br />
sektörde önemli bir iş olanağı<br />
yarattığı ifade edildi.<br />
Yatırım iştahı zayıf kalmaya<br />
devam ediyor<br />
Bu veriler ışığında özellikle<br />
2016 yılında konut dışı binalar<br />
için alınan yapı ruhsatlarında<br />
önemli bir gerileme olduğuna<br />
dikkat çekilen raporda, şu<br />
tespitler yer aldı: “Turizm<br />
sektöründe yaşanan sıkıntılar<br />
otel yatırımlarını sınırladı.<br />
Sektörde son yıllarda<br />
sürükleyici olan ofis yatırımları<br />
da yavaşladı. Hâlihazırda<br />
önemli bir boş ofis stokunun<br />
da bulunduğu sektörde, AVM<br />
yatırımları da perakende<br />
sektöründeki sıkıntılar<br />
nedeniyle yavaşladı. Sanayi ve<br />
lojistik alanında ise yatırım<br />
iştahı zayıf kalmaya devam<br />
ediyor.<br />
Mevcut inşaat işleri seviyesi<br />
nisan ayında 10,5 puan sıçradı<br />
7 aylık gerilemenin ardından<br />
<strong>2017</strong> yılı Mart ayında önemli<br />
bir artış gösteren mevcut inşaat<br />
işleri endeksi,<br />
nisan ayında da önemli bir<br />
sıçrama gösterdi. Mevsimsellik<br />
ile birlikte hızlı bir toparlanma<br />
yaşanan inşaat sektörüne<br />
verilen destekler de olumlu<br />
etki yarattı. Mevcut inşaat işleri<br />
seviyesi nisan ayında, mart<br />
ayına göre 10,5 puan arttı.<br />
Böylece nisan ayındaki mevcut<br />
işler seviyesi geçen yılın nisan<br />
ayındaki seviyenin de 3,8 puan<br />
üzerine çıktı.<br />
İnşaat malzemesi yıllık<br />
İhracatı 15,40 milyar dolara<br />
yükseldi<br />
İhracatın 28 aylık bir gerileme<br />
içinde kaldığı ve yıllık ihracatın<br />
2016 yılında 15,24 milyar<br />
dolara kadar gerilediğine dikkat<br />
çekilen raporda, <strong>2017</strong> yılı Ocak<br />
ve Şubat aylarındaki ihracat<br />
artışı ile birlikte yıllık ihracat<br />
iki ay üst üste yeniden artış<br />
gösterdi. İnşaat malzemeleri<br />
yıllık sanayi ihracatının şubat<br />
ayı itibarıyla 15,40 milyar<br />
dolara yükseldiği sektörde,<br />
yıllık ihracat büyüklüğünün<br />
<strong>2017</strong> genelinde artmaya devam<br />
edeceği ifade edildi.<br />
İnşaat malzemesi yıllık ithalat<br />
9,0 milyar dolara geriledi<br />
<strong>2017</strong> yılı ocak ayında son 7<br />
yılın en düşük aylık ithalatı<br />
gerçekleştikten sonra gerileme,<br />
şubat ayında da oldukça yüksek<br />
gerçekleşti. Böylece <strong>2017</strong> yılı<br />
şubat ayında yıllık ihracat<br />
yeniden 9,0 milyar doların<br />
altına indi. Raporda, <strong>2017</strong><br />
yılında ithalatta beklentilerin<br />
ötesinde bir gerileme<br />
yaşanacağı belirtildi.<br />
Yurtdışı müteahhitlik<br />
işlerinde toparlanma arayışı<br />
<strong>2017</strong> yılının ilk çeyrek<br />
döneminde yurtdışında alınan<br />
müteahhitlik işleri proje sayısı<br />
28, proje tutarı ise 2,89 milyar<br />
dolar oldu. <strong>2017</strong> yılının ilk<br />
çeyrek döneminde alınan proje<br />
sayısı ve toplam tutarı 2015 ve<br />
2016 yılı ilk çeyrek döneminin<br />
üzerinde gerçekleşti. Bu<br />
verilere göre bir toparlanma<br />
arayışının görüldüğünün<br />
belirtildiği raporda, yüksek iş<br />
SEKTÖREL HABER<br />
11
Yurtdışı Müteahhitlik İşleri<br />
SEKTÖREL HABER<br />
12<br />
hacmine ulaşılan geçmiş yıllar<br />
ile karşılaştırıldığında alınan<br />
iş hacminin halen oldukça<br />
zayıf olduğu belirtildi. Ayrıca<br />
gerek öncelikli pazarlardaki<br />
koşullar, gerekse ikili ilişkilerde<br />
yaşanan sıkıntılar nedeniyle<br />
yurtdışı müteahhitlik işlerinin<br />
sınırlanmaya devam ettiği ifade<br />
edildi.<br />
İlk 20 inşaat malzemeleri<br />
pazarımızda farklı büyüme<br />
beklentileri<br />
Türkiye’nin, inşaat malzemeleri<br />
ihracatında ilk 20 pazarını<br />
oluşturan ülkelerde <strong>2017</strong> yılında<br />
farklı büyüme beklentilerinin<br />
olduğunun belirtildiği raporda;<br />
geçen yıl en büyük pazar haline<br />
gelen ABD’de büyümenin<br />
<strong>2017</strong> yılında yüzde 2,3 ile<br />
hızlanmasının beklendiği<br />
vurgulandı.<br />
fiyatlarındaki artışa rağmen<br />
Irak ekonomisinde küçülmeye<br />
yol açması bekleniyor. İngiltere<br />
ve Almanya ekonomilerinde<br />
ise Brexit’e ve seçimlere rağmen<br />
göreceli yüksek büyümeler<br />
öngörülüyor.<br />
Türkiye’nin beşinci<br />
büyük pazarı haline gelen<br />
İsrail yüzde 2,9 ile ılımlı<br />
büyümesini sürdürüyor. İki<br />
petrol ihracatçısı pazar olan<br />
BAE ve Suudi Arabistan’da<br />
ise büyümenin <strong>2017</strong>’de<br />
zayıflayacağı öngörülüyor.<br />
Siyasi ilişkiler nedeniyle<br />
sıkıntı yaşanan pazar olan<br />
Mısır’ın da <strong>2017</strong>’da yüzde 3,5<br />
büyümesi, Türkmenistan’ın ise<br />
yüzde 6,5 ile yüksek büyüme<br />
performansını koruması<br />
bekleniyor.<br />
Avrupa Birliği’nde Fransa,<br />
İtalya ve İspanya’da büyümenin<br />
<strong>2017</strong> yılında da süreceği<br />
bilgisinin paylaşıldığı raporda,<br />
Kuzey Afrika’da Fas’ın <strong>2017</strong><br />
yılında daha hızlı büyüyeceği,<br />
Cezayir’de büyümenin<br />
yavaşlayacağı öngörülüyor.<br />
Türkiye İnşaat Malzemeleri İhracatı İlk 20 Pazarında <strong>2017</strong> Yılı Büyüme Beklentileri<br />
Dünya pazarı değerlendirmesi<br />
ABD’de özellikle yeni yönetimin<br />
kamu altyapı yatırımlarını<br />
artırmayı planlamasının inşaat<br />
sektöründe de büyümeyi<br />
hızlandıracağının belirtildiği<br />
rapora göre, Türkiye’nin en<br />
büyük ikinci pazarı olan<br />
Irak’ta <strong>2017</strong> yılında yüzde 3,1<br />
küçülme bekleniyor. Siyasi<br />
ve jeopolitik risklerin petrol<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
HASsan ANA BAYİLERİ MS AMADEUS<br />
SILVER GEMİSİ’ NDE RÜYA GİBİ BİR<br />
AVRUPA TURUNDA BULUŞTU!<br />
SEKTÖREL HABER<br />
14<br />
HASsan, ana bayileri ve değerli eşleri için her yıl<br />
farklı destinasyonlara düzenlediği gezi organizasyonu<br />
kapsamında, bu yıl muhteşem bir nehir turu<br />
ile Avrupa’ daydı. 135 metre uzunluğunda, 90<br />
Kabin/180 yolcu kapasiteli, Ren, Main ve Tuna gibi<br />
Avrupa’ nın en popüler nehirlerinde seyahat imkanı<br />
sunan MS Amadeus Silver gemisi ile düzenlediği<br />
gezisini geçtiğimiz günlerde tamamlayan HASsan ve<br />
değerli iş ortakları oldukça mutlu.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
4 Nisan’17 Salı günü başlayan yolculuk, 7 gece 8 gün sürdü. Tur, UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ nde<br />
yer alan 7 şehir olmak üzere, 4 ülke; İsviçre, Fransa, Almanya ve Hollanda gezisi olarak programlanmış.<br />
Geçtiğimiz yıl, düzenlediği nehir turunun 2. kısmı olarak değerlendirilen gezi, ana bayilerin ve değerli<br />
eşlerinin memnuniyetine göre, tam not almışa benziyor.<br />
HASsan tarafından her yıl düzenlenen anket sonucunda, ana bayilerinin belirlediği rotalarda<br />
gerçekleştirilen gezi organizasyonları, diğer firmalar açısından örnek teşkil ediyor.<br />
SEKTÖREL HABER<br />
16<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
STANLEYBLACK&DECKER<br />
NEWELL TOOLS’U SATIN ALDI<br />
SEKTÖREL HABER<br />
18<br />
StanleyBlack&Decker, Newell Tools’u<br />
Ekim 2016’da 1.95 milyar $’a başarıyla<br />
satın alarak IRWIN ve Lenox’u ailesine<br />
katmıştır. Ayrıca IRWIN portföyüne<br />
diğerlerinin yanı sıra Vise-Grip®,<br />
Marathon®, Quick-Grip® ve Speedbor® ürün<br />
gruplarını da eklemiştir. IRWIN ve Lenox<br />
markaları, yüksek performanslı endüstriyel<br />
kesim, el aletleri ve elektrikli alet donanım<br />
çözümleriyle ürün portföyümüzü<br />
tamamlayarak profesyonel ve endüstriyel<br />
markalarımızın ürün yelpazesini stratejik<br />
olarak genişletmiştir. Üstelik Lenox ve<br />
IRWIN, doğrusal kesim gibi alanlardaki<br />
teknik uzmanlığını geliştirerek mekanik,<br />
elektrik ve sıhhi tesisat pazarlarındaki<br />
stratejik konumunu sağlamlaştırıp daha<br />
geniş bir son kullanıcı grubuna hitap etme<br />
fırsatı sağlamıştır.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
StanleyBlack&Decker bu sayede<br />
bugüne kadar sahip olunan en<br />
iyi alet ve depolama portföyünü<br />
genişleterek müşterilerine daha<br />
da kapsamlı ürün teklifleri<br />
sunmaya başlamaktadır.<br />
Bu güçlü birleşmeyle birlikte<br />
StanleyBlack&Decker,<br />
markalarının ve ürünlerinin,<br />
ek kanallara yayılma, çapraz<br />
satış ve perakende satış<br />
fırsatlarının ivme kazanacağını<br />
planlamaktadır.<br />
SEKTÖREL HABER<br />
19
AYVAZ ONLİNE AVANTAJLI<br />
ALIŞVERİŞİ AYAĞINIZA GETİRİYOR<br />
SEKTÖREL HABER<br />
20<br />
Ayvaz Online avantajlı alışveriş sunmaya devam ediyor. Doğal<br />
gaz hortumlarından küresel vanalara uzanan yüzlerce farklı<br />
üründe %50’ye varan indirimlere ek olarak, peşin fiyatına 4<br />
taksit ve ücretsiz kargo ile alışveriş imkanı sunuyor.<br />
Tesisat sektörünün öncü<br />
firmalarından Ayvaz,<br />
e-ticaret sitesi Ayvaz<br />
Online’da her ay belirli bir ürün<br />
grubunda yüzde elliye varan<br />
indirim sunuyor. Ocak ayında<br />
sprinkler bağlantı hortumlarında<br />
%40 indirimle başlayan, Şubat ve<br />
Mart aylarında doğal gaz bağlantı<br />
hortumlarındaki %30 indirimle<br />
devam eden kampanyalar; her ay<br />
farklı bir ürünle devam ediyor.<br />
Ayvaz Online e-ticaret sitesi,<br />
kompansatörlerden esnek metal<br />
hortumlara, kondenstoplardan<br />
yangın ürünlerine uzanan<br />
Ayvaz’ın tüm ürün gamını son<br />
tüketicilerle buluşturuyor. Site,<br />
Türkiye’nin dört bir yanından<br />
özellikle düşük miktarlarda alım<br />
yapmak isteyen kullanıcılar için<br />
hızlı, kolay, güvenli ve taksitli<br />
alışveriş imkanı sunarak sektörde<br />
uzun süredir adından söz<br />
ettiriyor. Kullanıcılara oturdukları<br />
yerden, telefon trafiği yaşamadan,<br />
internete bağlı herhangi bir<br />
cihazdan kolayca alışveriş yapma<br />
imkanı sunan Ayvaz Online,<br />
adedi ve tutarı ne olursa olsun<br />
tüm ürünlerde Türkiye’nin<br />
her tarafına ücretsiz kargo<br />
avantajı sunuyor. Müşterilerin<br />
kredi kartıyla alışveriş sürecini<br />
maksimum güvenlikte<br />
gerçekleştirmesi için 128 bit SSL<br />
güvenlik sertifikasına sahip olan<br />
e-ticaret sitesi, kredi kartına vade<br />
farksız 4 taksit avantajının yanı<br />
sıra havale ile ödeme seçeneği de<br />
sunuyor.<br />
“ Dijital mecrada da ilkleri<br />
gerçekleştirmenin gururunu<br />
yaşıyoruz”<br />
Konuyla ilgili açıklama yapan<br />
Ayvaz İcra Kurulu Başkanı<br />
Serhan Alpagut, Ayvaz Online<br />
ile sektörde yepyeni bir sayfa<br />
açtıklarını ve şirket olarak<br />
dijital mecrada da ilkleri<br />
gerçekleştirmenin gururunu<br />
yaşadıklarını dile getirdi. Ayvaz’ın<br />
kurumsal web sitesindeki<br />
ürünler ile e-ticaret sitesinin<br />
entegre olarak çalıştığını belirten<br />
Alpagut, “Ayvaz Online ile<br />
son kullanıcıları hedefliyoruz.<br />
Türkiye’nin neresinde olursa<br />
olsun, son kullanıcıların Ayvaz<br />
kalitesini uygun fiyat ve şartlarla<br />
sahip olmasını istiyoruz.<br />
Eylül ayında güneş enerjisi<br />
sistemlerinde kullanılan solar<br />
bağlantı hortumlarımızda indirim<br />
yaptık. Bu ay ise sprinkler bağlantı<br />
hortumlarımızı öne çıkarıyoruz”<br />
dedi.<br />
“Dünya hızla değişiyor ve bu<br />
hızı yakalayamayanlar geride<br />
kalıyor. Biz şirket olarak her<br />
zaman olduğu gibi bugün de<br />
geleceğin peşinden gidiyoruz.<br />
Kullanıcı odaklı, erişilebilir ve<br />
pratik çözümlerle dijital mecrayı<br />
maksimum derecede kullanmaya<br />
çalışıyoruz. Ayvaz Online ile<br />
oyunun kurallarını değiştiriyoruz.<br />
Türkiye’nin en ücra köşesindeki<br />
vatandaşlarımızın da oturdukları<br />
yerden, kolayca ve hızlıca Ayvaz<br />
kalitesine sahip olmalarını<br />
istiyoruz.” diyerek sözlerini<br />
tamamladı.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
GF HAKAN PLASTİK YÜZDE 20<br />
BÜYÜME HEDEFİ İLE DAHA ÇOK<br />
ÜLKEYE ODAKLANIYOR<br />
Türkiye genelinde 2 üretim tesisi ve 7 bölge müdürlüğü ile Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen<br />
plastik boru üreticilerinden olan GF Hakan Plastik pazardaki gücünü artırmaya devam ediyor.<br />
İsviçre merkezli Georg Fischer tarafından tüm hisseleri satın alınan Hakan Plastik, GF Hakan<br />
Plastik markası ile <strong>2017</strong> yılında 60 olan ihracat ülke sayısını 70’e çıkarmayı hedeflerken, %20<br />
büyüme hedefi ile de ihracat hedefini artırıyor.<br />
RÖPORTAJ<br />
22<br />
GEORG FISCHER GÜCÜ<br />
HAKAN PLASTİK İLE<br />
BİRLEŞTİ<br />
Kurumunuzun kuruluşu,<br />
bugünlere geliş süreci ve<br />
kurumsal yapısı hakkında<br />
bilgi verir misiniz?<br />
Hakan Plastik 1965 yılında<br />
kurulmuş Türkiye’nin<br />
önde gelen plastik boru<br />
firmalarından biridir. Ana<br />
ürün gamı plastik boru ve ek<br />
parçalarıdır. Üst yapı, alt yapı<br />
ve tarımsal alanda ürünler<br />
<strong>Nalbur</strong> <strong>Teknik</strong> dergisine özel yaptığımız röportajda<br />
sorularımızı yanıtlayan GF Hakan Plastik Türkiye ve Ortadoğu<br />
Bölge Başkanı Batuhan Besler; GF Hakan Plastik’in gelişim<br />
süreçlerinden, çalışmalarından bahsederken ekonomik ve<br />
sektörel analizlerde de bulundu.<br />
üretmektedir. Bu alanlarda<br />
üst yapı daha ön plana çıkan<br />
gruptur. En önemli ürünümüz<br />
de Türkiye’nin ilk sessiz borusu<br />
olan SİLENTA grubudur. Şu<br />
anda GF Hakan Plastik’in<br />
iki tane fabrikası var. Bir<br />
tanesi Çerkezköy’de, diğeri<br />
ise Urfa’da yer alıyor. Yedi<br />
tane bölgemiz var bir tane de<br />
içinde bulunduğumuz Eğitim<br />
ve Teknoloji merkezimiz var.<br />
Georg Fischer ise 215 yıllık<br />
bir firma, tamamen bir İsviçre<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
sanayi firması. Aslında bir<br />
holding diyebiliriz çünkü<br />
Georg Fischer’in altında da<br />
üç tane şirket var. Bunlardan<br />
bir tanesi bizim de içinde<br />
bulunduğumuz borulama<br />
sistemleri (GF Piping Systems),<br />
diğerleri ise otomotiv (GF<br />
Automotive) ve makina<br />
çözümleri (GF Machining<br />
Solutions). Dolayısıyla Georg<br />
Fischer 215 yıllık tecrübesini<br />
Hakan Plastik’in 52 yıllık<br />
tecrübesiyle üç sene öncesinde<br />
birleştirmeye karar veriyor ve<br />
2013 yılının Temmuz ayında<br />
resmi satın alma gerçekleşiyor.<br />
Böylece Türkiye pazarına<br />
adımını atmış oluyor. Bu<br />
birleşme iki buçuk sene<br />
yönetimsel ortaklık şeklinde<br />
devam ettikten sonra, geçen<br />
yılın Nisan ayından itibaren<br />
Hakan Plastik %100 Georg<br />
Fischer bünyesine geçiyor.<br />
“HEM DEĞİŞİMİ HEM DE<br />
BU BİRLEŞMEYİ DAHA<br />
İLERİYE TAŞIMIŞ OLDUK”<br />
George Fischer firması ile<br />
bir birleşme yaşadınız?<br />
Bu noktada Hakan Plastik<br />
adına neler değişti ne gibi<br />
politikalar benimsendi?<br />
Bu satınalmanın GF Hakan<br />
GF Hakan Plastik Türkiye<br />
ve Ortadoğu Bölge Başkanı<br />
Batuhan Besler<br />
Plastik üzerinde etkisi oldu.<br />
Öncelikle firmamız için çok<br />
büyük bir kurumsallık süreci<br />
başladı ve Georg Fischer’in<br />
gücünü arkamıza aldık.<br />
Diğer taraftan da bir değişim<br />
süreci başladı. Değişim süreci<br />
her zaman için zordur. Bu<br />
dönemde inşaat sektöründe<br />
yaşanan değişimlerle birlikte<br />
şirket içerisinde de dönüşüm<br />
yaşanması tüm paydaşlar için<br />
kolay bir süreç olmadı. Fakat<br />
biz bu değişimi minimum<br />
seviyede yansıtmaya çalıştık.<br />
GF Hakan Plastik bu zaman<br />
zarfında daha çok ürün<br />
kalitesini ve ürün süreçlerini<br />
değiştirme yönüne gitti. Geride<br />
bıraktığımız üç senede her yıl<br />
çift haneli rakamlarla büyüdük.<br />
Hem değişimi hem de bu<br />
birleşmeyi daha ileriye taşımış<br />
olduk.<br />
GF HAKAN PLASTİK<br />
EN BÜYÜK 500 SANAYİ<br />
KURULUŞU ARASINDA<br />
Türkiye’nin en büyük 500<br />
şirketi konumundasınız.<br />
GF Hakan Plastik olarak bu<br />
başarınızı neye borçlusunuz?<br />
GF Hakan Plastik olarak<br />
başarımızın temel sebebi; ürün<br />
segmenti içerisindeki, ürün<br />
gamımızın zenginliği. Üst yapı<br />
özellikli ürün segmentinden<br />
bahsediyorum. Üst yapıda<br />
şu anda temiz su - pis su<br />
boruları, sessiz borularla<br />
beraber, her nalbura inip<br />
de görebileceğiniz çok ufak<br />
ekleme parçalarına kadar<br />
bütünlüklü ürün grubuna<br />
sahibiz. Bu şekilde hem<br />
büyük projelere hem de nihai<br />
tüketiciye kadar ulaşabiliyoruz.<br />
En büyük başarı sebebimiz bu.<br />
Konuyu biraz daha açmamız<br />
gerekirse, özellikle büyük<br />
projelerde Türkiye’nin en<br />
nitelikli projelerinde faaliyet<br />
gösteriyoruz. Büyük projelerin<br />
tercih edilen markalarından<br />
biriyiz. Perakende kanala da<br />
hizmet verebilecek ürünlere<br />
sahibiz. Satış hacmimizin<br />
üçte ikisini üst yapı grubu<br />
ürünleri oluşturuyor. Bununla<br />
beraber alt yapı ürünlerinde<br />
etkinliğimizi artırıyoruz.<br />
Perakendeden ziyade<br />
mevcut ve büyük projeler,<br />
özellikle de devlet projelerine<br />
hizmet veriyoruz. Bunları<br />
bir araya koyduğumuzda<br />
ihracatı da eklersek bir yıllık<br />
performansımız içinde ilk beş<br />
yüz şirket içindeki yerimizi<br />
sağlamlaştırmış vaziyetteyiz.<br />
60 OLAN ÜLKE SAYIMIZI<br />
70’E ÇIKARACAĞIZ<br />
GF Hakan Plastik hangi<br />
ülkelerde?<br />
GF Hakan Plastik 60 ülkede<br />
satılıyor. Bunu doğrudan<br />
ihracat ve Georg Fischer satış<br />
kanalları üzerinden ihracat<br />
olmak üzere ikiye ayırıyoruz.<br />
Hakan Plastik 2013 yılına kadar<br />
kendi ürettiği ürünleri birebir<br />
kendi kanallarından satan bir<br />
firmaydı. 2013 yılındaki satın<br />
almadan sonra satış kanallarına<br />
Georg Fischer’in kendi satış<br />
şirketleri de dâhil oldu.<br />
RÖPORTAJ<br />
23
RÖPORTAJ<br />
24<br />
Özellikle Avrupa’da çok büyük<br />
bir güç birliği yaşandı. Zaten<br />
Georg Fischer de bir Avrupa<br />
şirketi ve Avrupa’da çok aktif.<br />
Dolayısıyla biz Avrupa’daki<br />
satış stratejimizi Georg Fischer<br />
şirketleri üzerinden kurduk.<br />
İngiltere, Almanya ve İspanya<br />
öne çıkan ülkeler arasında yer<br />
alıyor. Ortadoğu ve Afrika<br />
bölgelerinde ise GF Hakan<br />
Plastik zaten geleneksel olarak<br />
çok güçlüydü. Dolayısıyla biz<br />
bu geleneksel kanalımızı da<br />
koruduk ve Afrika’ya ağırlıklı<br />
olarak doğrudan ihracat<br />
ekibimizle hizmet veriyoruz.<br />
Yakın Asya’da ise biraz daha<br />
karışık, hibrit bir modelle<br />
gidiyoruz. Georg Fischer’in<br />
aktif satış ekiplerinin olduğu ve<br />
inşaat sektöründe faal olduğu<br />
ülkelerdeyiz. Diğer ülkelere de<br />
doğal olarak kendi vasıtamızla<br />
gidiyoruz.<br />
Üretim kapasitenizden<br />
bahseder misiniz?<br />
Üretim kapasitemiz yıllık<br />
ortalama iki yüz bin ton<br />
civarında. Bunun ağırlıklı<br />
kısmı Çerkezköy’de, geri kalanı<br />
ise Urfa’da bulunuyor. Urfa<br />
fabrikamızda ağırlıklı olarak<br />
alt yapı grubunu üretiyoruz.<br />
Çerkezköy’de ise tüm ürün<br />
gruplarımızın üretimi yapılıyor.<br />
“HAKAN PLASTİK’İN<br />
ÖNÜNE GEORG FISCHER’İ<br />
KOYARAK, KALİTEMİZ<br />
VE GÜVENİMİZ İKİYE<br />
KATLANDI”<br />
Ortadadoğu’da yaşanan<br />
siyasi belirsizlikler GF Hakan<br />
Plastik’i etkiledi mi?<br />
Geçen yıl çalışmalarımızı<br />
etkileyen birkaç tane konu<br />
vardı. Bir tanesi Ortadoğu’nun<br />
içindeki politik kriz, diğeri<br />
de Ortadoğu’nun içinde<br />
bulunduğu durumdan dolayı<br />
fiyatların düşmesi ve yaşanan<br />
ekonomik kriz. Bir diğer<br />
önemli konu ise Türkiye ve<br />
Rusya arasında yaşanan sıkıntılı<br />
süreç. Yaşanan bu üç olay<br />
sadece biz değil Türkiye’deki<br />
bütün plastik boru sektörü çok<br />
ciddi etkiledi. Şahsım adına<br />
şunları söyleyebilirim ki Urfa<br />
üretimimize ayrıca bir önem<br />
veriyorduk. Özellikle o bölgeye<br />
hizmet vermek amacıyla<br />
yaptığımız bir yatırım olduğu<br />
için tabii ki bölgesel durumdan<br />
etkilendik. Bu süreçte yeni<br />
tedbirler aldık. Bu önlemler<br />
yeterli mi değil tabii ki, çünkü<br />
Türkiye’de özellikle plastik<br />
boru ihracat pazarı son üç<br />
yıldır dolar bazında çift haneli<br />
düşüyor. Böyle bir atmosferde<br />
bizim en büyük avantajımız<br />
Georg Fischer satış kanallarını<br />
da kullanmamız oldu. Bununla<br />
beraber Georg Fischer ile<br />
Hakan Plastik’in gücüne güç<br />
kattık, kalite ve güvenimizi<br />
ikiye katladık.<br />
“ÜST YAPI GRUBU İLE ÖNE<br />
ÇIKIYORUZ”<br />
Hangi ürün grupları ile öne<br />
çıkıyorsunuz?<br />
Üst yapı grubunda öne<br />
çıktığımızı çok net ifade<br />
edebilirim. Bu noktayı; GF<br />
Hakan Plastik ayağı ve Georg<br />
Fischer ayağı olarak ikiye<br />
ayırabiliriz. GF Hakan Plastik<br />
ayağında SILENTA ürünleriyle<br />
iddialıyız. SILENTA ürünleri<br />
Türkiye’nin ilk sessiz borusu<br />
olmakla beraber bugün<br />
doğrudan üretip Almanya’ya<br />
sattığımız ürün olma özelliğini<br />
de taşıyor. Georg Fischer’e<br />
baktığımızda ise Georg Fischer<br />
aslında endüstriyel, alt yapı, ek<br />
parça ve otomasyon ürünleri<br />
oldukça iddialı ve dünya<br />
çapında da oldukça önemli<br />
bir yerde aynı zamanda da<br />
çok önemli ürünlere sahip.<br />
GF Hakan Plastik olarak o<br />
kısmını henüz istediğimiz<br />
ölçüde Türkiye’de faaliyete<br />
geçiremedik. Gelecek yıldan<br />
itibaren Georg Fischer alt<br />
yapı, ek parça ve otomasyon<br />
ürünlerini, endüstriyel grupta<br />
özellikle otomasyon ürünlerini,<br />
ölçme cihazlarını vs. daha<br />
yoğun şekilde getirmeyi<br />
planlıyoruz.<br />
GF HAKAN PLASTİK SATIŞ<br />
OLARAK TÜRKİYE’NİN<br />
BÜTÜN BÖLGELERİNDE<br />
TEMSİL EDİLİYOR<br />
Türkiye genelinde kaç bayiniz<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
var?<br />
GF Hakan Plastik olarak<br />
binden fazla bayimiz var.<br />
Net bir sayı veremiyorum<br />
çünkü dönemsel olarak,<br />
coğrafyaya bağlı olarak ve<br />
ekonomik durumlara göre<br />
değişebiliyor. Satış kanalları ile<br />
ilgili stratejimiz açıkçası kendi<br />
felsefemize uygun kişilerle<br />
çalışıp kazan kazanı yaratmak.<br />
Nedir bu; projelere gittiğimizde<br />
o projelere hizmet verecek,<br />
bizim kalitemizi oralarda temsil<br />
edip koruyup, daha sonra satış<br />
öncesi ve sonrası hizmetleri<br />
bir arada verebilecek bayilerle<br />
çalışıyoruz. İşin perakende<br />
nalbur ayağında yine bizim<br />
ürünlerimizi stoklarında<br />
taşıyabilecek, yeri geldi mi<br />
müşteriye GF Hakan Plastik<br />
ürünlerinin birebir olarak<br />
faydalarını anlatabilecek<br />
kişilerle çalışmaya özen<br />
gösteriyoruz. Fakat bizim yedi<br />
bölgede de faal olma gibi bir<br />
özelliğimiz var. Bu nedenle<br />
sayıca fazla bayii ile çalışma<br />
şansımız bulunuyor. Şuanda<br />
GF Hakan Plastik satış olarak<br />
Türkiye’nin bütün bölgelerinde<br />
temsil ediliyor.<br />
Bayilere sunduğunuz<br />
avantajlardan bahseder<br />
misiniz?<br />
Öncelikle içinde<br />
bulunduğumuz Eğitim<br />
ve Teknoloji Merkezini<br />
açmadaki birincil<br />
önceliğimiz bayilerimize yani<br />
paydaşlarımıza hem teknolojik<br />
hem de ürün eğitimi vermekti.<br />
Çünkü Georg Fischer olarak<br />
böyle bir vizyona sahibiz ve<br />
Türkiye pazarını da bu vizyon<br />
doğrultusunda geliştirmek<br />
istiyoruz. Sadece tek tek ürün<br />
olarak değil, ihtiyaca uygun<br />
sistem çözümleri sunmayı<br />
hedefliyoruz. İlerleyen<br />
dönemlerde üniversitelerle<br />
ortak çalışmalar yürütüp, ürün<br />
normlarının iyileştirilmesi<br />
üzerinde çalışmak istiyoruz.<br />
GF Hakan Plastik Eğitim<br />
ve Teknoloji Merkezi’nde<br />
bayilerimizden tesisatçılara,<br />
üniversite öğrencilerinden<br />
ihracat müşterilerine kadar<br />
farklı kitlelere eğitimler<br />
vermeyi planlıyoruz.<br />
Showroomumuzda gördüğünüz<br />
üzere ürün sergisinden<br />
ziyade çözüm sergisi odaklı<br />
ilerliyoruz. Bayilerimize<br />
verdiğimiz avantajlardan bir<br />
diğeri de onları kendimize<br />
çözüm ortağı yapıyoruz.<br />
Tabii ki listemizdeki tüm<br />
müşterilerimiz için bunu<br />
yapabilmek mümkün olmasa<br />
da ağırlıklı olarak iş ortaklığı<br />
yaptığımız müşterilerimizi<br />
kendi müşterilerinin isteklerini<br />
doğru anlayıp uygun çözümler<br />
sunabilecek noktaya taşımaya<br />
çalışıyoruz. Bunun dışında<br />
satış pazarlama desteğimiz var.<br />
Fuarlara katılıyoruz. Özellikle<br />
ihracat pazarımızı genişletmek<br />
için yurtdışı fuarlara<br />
katılıyoruz. Bu şekilde hem<br />
bilinirliğimizi hem de onlarla<br />
olan ilişkimizi sıcak tutuyoruz.<br />
İHRACATTA %20’YE YAKIN<br />
BİR BÜYÜME HEDEFİ<br />
KOYDUK<br />
Sektörde karşılaştığınız<br />
sorunlar ve bu sorunlara<br />
dair çözüm önerileri aktarır<br />
mısınız?<br />
Sektördeki en büyük sorun<br />
belirsizlik. Bu belirsizlik<br />
sadece inşaat sektörü için değil<br />
Türkiye’nin makro ortamındaki<br />
en büyük sorun. Bu sorundan<br />
yatırımlar ve kur maalesef<br />
negatif etkileniyor.<br />
Biraz daha mikro seviyeye<br />
inersek bizim sektörümüzde<br />
maalesef çok büyük bir nakit<br />
tıkanıklığı ve riskin yükselmesi<br />
söz konusu. Dönem dönem<br />
karşımıza çıkan problemlerden<br />
bir tanesi bu. Çünkü sektör<br />
bundan sonraki on senede<br />
bizim çok hızlı büyümesini<br />
beklediğimiz bir yapıda.<br />
Dolayısı ile cazip bir pazar<br />
haline gelen boru sektörüne<br />
hazır olmayan firmaların hızlı<br />
giriş yapması ve beraberinde<br />
gelen zor dönemlerle bu<br />
sıkıntılar yaşanıyor.<br />
Ortalama dört beş senede<br />
bir karşımıza çıkan sektörel<br />
krizler var maalesef. Bu yıl<br />
beklentimiz sektörün aynı<br />
kalacağı yönünde. Çok spesifik<br />
RÖPORTAJ<br />
25
RÖPORTAJ<br />
26<br />
alanlarda daralma olacaktır.<br />
Çünkü birçok proje beklemede<br />
ve bazı projelerin de özellikle<br />
önümüzdeki dönemlerde<br />
ertelendiğini görüyoruz.<br />
Bununla beraber tabii ki<br />
geçen yıldan kalma çok güzel<br />
projeler var. Baktığımızda<br />
bu sektör başka bir ülkede<br />
olsaydı belki de çok ciddi<br />
bir krize girebilecekken biz<br />
büyümeyecekti diyoruz.<br />
Aslında kötüyü büyümeyecek<br />
olarak tanımlıyoruz.<br />
O kadar alışmışız ki<br />
büyümesine. Dolayısıyla<br />
<strong>2017</strong>’nin muhtemelen cirosal<br />
anlamda tonaj bazında çok<br />
az büyüyeceğini ama global<br />
bazda baktığımızda ihracatın<br />
biraz zorlanabileceğini<br />
düşünüyorum. Bununla<br />
beraber GF Hakan<br />
Plastik olarak biz ihracata<br />
odaklanacağız. <strong>2017</strong> için<br />
ihracatta %20 civarında<br />
bir büyüme hedefi<br />
koyduk. Hem GF satış<br />
şirketleri hem de doğrudan<br />
ihracat pazarlarımızda<br />
aldığımız ve alacağımız<br />
aksiyonlarla bu büyüme<br />
oranını yakalayacağımızı<br />
düşünüyorum.<br />
Hedeflerimizden bir diğeri<br />
ise altmış olan ülke adetimizi<br />
yetmişe çıkartmak.<br />
Sorunlar çerçevesinde kamu<br />
kurum ve kuruluşlarınızdan<br />
beklentini nelerdir?<br />
Kamu kuruluşlarından<br />
ekonominin dışında tabii<br />
kalite olgusunda çok büyük<br />
beklentimiz var. Çünkü Türkiye<br />
standartlarında ki eskiye göre<br />
çok iyi yere gelmemize rağmen<br />
halen daha geleceğimiz çok yol<br />
var diye düşünüyoruz.<br />
Faal olarak da İMSAD<br />
bünyesinde temsil ediliyoruz.<br />
Daha önce de bahsettiğim gibi<br />
kurumsal firmaların en büyük<br />
dezavantajı merdiven altı<br />
üretimler ile haksız rekabete<br />
girmesi. Bu da tabi dediğim<br />
gibi çok cazip bir sektör olduğu<br />
için tedbir alsanız da yüzde<br />
yüz engelleyemeyeceğiniz<br />
bir nokta. GF Hakan Plastik<br />
olarak bizim özellikle proje<br />
bazında başarımız burada<br />
ortaya çıkıyor. Projelerde<br />
belli standartlara ve spesifik<br />
özelliklere sahip ürünler tercih<br />
ediliyor. Bununla beraber daha<br />
küçük ölçekli yapılara ya da<br />
tekil kullanımlara baktığımızda<br />
teknik özelliklerin ve ürün<br />
standartlarının daha arka<br />
planda kaldığını görüyoruz.<br />
Emtia olarak algılanabiliyor<br />
ve aslında her plastik borunun<br />
aynı olduğu düşünülebiliyor.<br />
Bu noktada biraz daha düşük<br />
maliyetli tercihler yapılabiliyor.<br />
Burada vurgulanması gereken<br />
ucuz ya da pahalı üründen<br />
ziyade fiyat-performans önemli<br />
olduğudur.<br />
Satış sonrası hizmetler<br />
konusunda neler<br />
yapıyorsunuz?<br />
GF Hakan Plastik olarak ürün<br />
kalitemizin tamamen arkasında<br />
duruyoruz. Firmamızın<br />
gelişmiş bir laboratuvarı<br />
var. Herhangi bir problem<br />
yaşanması durumunda<br />
hemen testlerimizi yapıyoruz.<br />
Bizden kaynaklı bir problem<br />
varsa çözümüne gidiyoruz.<br />
Bizden kaynaklı olmasa bile<br />
montajdan ya da uygulamadan<br />
kaynaklı sıkıntılar varsa hemen<br />
kendi ekibimizden birilerini<br />
gönderiyoruz. Kendilerine<br />
yerinde çözüm sunmaya<br />
çalışıyoruz. Ben yine bir adım<br />
öne çıkarak şunu söylemek<br />
isterim ki burada verdiğimiz<br />
eğitimlerle yanlış montajların,<br />
en aza indirilmesi için<br />
çalışıyoruz. Zaten ürün doğru<br />
şekilde uygulandığında da satış<br />
sonrasına daha az iş düşecektir.<br />
Ar-Ge ve İnovasyon<br />
alanındaki faaliyetlerinizden<br />
bahseder misiniz?<br />
Daha önce Hakan Plastik<br />
bünyesinde kendimize ait<br />
bir Ar-Ge fonksiyonumuz<br />
vardı. Fakat Georg Fischer’e<br />
katıldıktan sonra bu global<br />
hale geldi. Dolayısı ile bütün<br />
Georg Fischer ülkelerinde olan<br />
strateji gereği Ar-Ge’mizi global<br />
olarak yapıyoruz. Bu nedenle<br />
üründen ziyade malzeme<br />
geliştirme, çözüm geliştirme<br />
gibi noktalara odaklanıyoruz.<br />
Ürün geliştirme ayağını da<br />
Türkiye’den tamamlıyoruz.<br />
Yani Ar-Ge birimleri iki alana<br />
ayrılmış durumda. Orada<br />
Georg Fischer’in global gücünü<br />
burada da Hakan Plastik’in<br />
pazar gücünü kullanıyoruz.<br />
Son olarak eklemek<br />
istedikleriniz?<br />
Sektör yayınlarının çok<br />
önemli olduğuna inanıyorum.<br />
Bilinçlendirme çalışmalarına<br />
yapılacak katkılar çok önemli.<br />
<strong>Nalbur</strong> ayağında gerçekten<br />
bilgilendirme ihtiyacı çok<br />
yüksek. Dolayısıyla sizlerin<br />
hem makalelerinizde hem<br />
de yaptığınız araştırma ve<br />
haberlerde ürün kalitesini<br />
aynı zamanda ürün<br />
çözümlerini derinlemesine<br />
inceleyip aktarmanız çok<br />
yerinde olacaktır. Ek olarak,<br />
yapı malzemeleri olarak<br />
konuştuğumuzda bu sinerjiyi<br />
yaratmak sadece bizimle değil,<br />
bu sektörde benzer seviyedeki<br />
tüm firmalarla aynı çalışmaları<br />
yaptığınızda artacaktır. Bu<br />
çalışmalarınızı okudukça<br />
memnun oluyor, sektöre katkıda<br />
bulunduğunuza inanıyoruz.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
AHŞAPLARINIZ CAPAWOOD ®<br />
AHŞAP SERİSİ İLE KORUMA ALTINDA<br />
Mekânların korunarak<br />
geleceğe taşınmasında<br />
profesyonel bir bakış<br />
açısı getiren, hem laboratuvar<br />
şartlarında hem de gerçek iklim<br />
koşullarında en dayanıklı sonuçları<br />
veren “CapaWood® Ahşap Serisi”<br />
ürünleri, yaşam alanlarının önemli<br />
bir bölümünü oluşturan ahşap<br />
yüzeyler için zengin bir ürün<br />
yelpazesi sunuyor, farklı kullanım<br />
alanları yaratıyor.<br />
Filli Boya, tüm iç ve dış ahşap yüzeylerde güneşe, suya ve<br />
biyolojik zararlılara karşı maksimum koruma sağlayan<br />
“CapaWood® Ahşap Serisi” ürünlerini sektörün ve<br />
tüketicilerin beğenisine sunuyor.<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
28<br />
Ahşabın yıpranmasını hızlandıran<br />
etkiler dikkate alındığında ahşabın<br />
seçimi ve doğru konstrüksiyon<br />
kadar, uygun ürünler kullanılarak<br />
doğru uygulamayla korunması da<br />
büyük önem taşıyor. İleri teknoloji<br />
ile üretilen özel UV filtreleri, üstün<br />
nefes alma ve su itme özellikleriyle<br />
ahşap yüzeylerini güvenle koruyan<br />
“CapaWood® Ahşap Serisi” ürünleri,<br />
ahşabın uzun ömürlü kalmasına ve<br />
ilk günkü görünümünü korumasına<br />
katkı sağlıyor.<br />
Filli Boya’nın “CapaWood® Ahşap<br />
Serisi” ürünleri, ahşabı yapısal,<br />
kimyasal ve fiziksel açıdan<br />
koruma altına alıyor. “CapaWood®<br />
Ahşap Serisi” ürünleri mevsimsel<br />
yağmurlara bağlı olarak suyun<br />
ahşap üzerinde oluşabilecek<br />
olumsuz etkilerini en aza indirir.<br />
Güneş ışınlarının zararlı etkilerinin<br />
minimalize edilmesi için kullanılan<br />
özel UV filtreleri sayesinde güneşin<br />
zararlı ışınlarını ahşap yüzeyinden<br />
yansıtarak uzaklaştırırken, aynı<br />
zamanda su itme kabiliyeti<br />
sayesinde dış cephelerde<br />
oluşabilecek suyun zararlı etkilerine<br />
karşı maksimum koruma sağlanır.<br />
CAPAWOOD® AHŞAP SERİSİ ÜRÜNLERİ<br />
Ahşap yüzeylerde uzun ömürlü, güçlü koruma sağlayan<br />
“CapaWood® Ahşap Serisi” 13 üründen oluşuyor.<br />
• CapaWood® Color Proof® - Su Bazlı Dış Cephe Ahşap<br />
Boyası<br />
• CapaWood® Color Proof® Primer - Su Bazlı Dış Cephe<br />
Ahşap Boyası Astarı<br />
• CapaWood® Universallasur - Dış Cephe Ahşap Verniği<br />
• CapaWood® Aqua Universallasur – Su Bazlı Dış Cephe<br />
Ahşap Verniği<br />
• CapaWood® Teak Oil - Tik Yağı<br />
• CapaWood® Deck Stain – Su Bazlı Ahşap Zemin Verniği<br />
• CapaWood® Deck Restorer – Su Bazlı Ahşap Yüzey<br />
Temizleyici<br />
• CapaWood® Wood Color – Dekoratif Ahşap Renklendirici<br />
• CapaWood® Wood Stain – Dekoratif Ahşap Verniği<br />
• CapaWood® Ahşap Emprenye – Holzimpragniergrund<br />
• CapaWood® Yat Vernik – Yachtlack<br />
• CapaWood® Parke Verniği – Parkettlack<br />
• CapaWood® Parke Dolgu Verniği – Nc Füller Grundlasur<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
MARSHALL SİL-PAK İLE<br />
DUVARLAR İLK GÜNKÜ GİBİ TERTEMİZ<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
“Renklendir Hayatı” sloganı<br />
ile insanların hayatına<br />
renk katan Marshall,<br />
tüketicilerinin hayatına<br />
konfor, özgürlük ve güven<br />
getiriyor. Kolay silinebilir,<br />
leke tutmayan, silerken zarar<br />
görmeyen, rengini ve temiz<br />
görüntüsünü ilk günkü gibi<br />
koruyan Marshall SİL-PAK,<br />
hayatı kolaylaştırıyor.<br />
30<br />
Marshall’ın uzun<br />
soluklu Ar-<br />
Ge çalışmaları<br />
ile geliştirdiği SİL-PAK,<br />
sunduğu temiz kullanım<br />
özelliğiyle tüketicilerinin<br />
beğenisini kazanmaya devam<br />
ediyor. Marshall SİL-PAK,<br />
tüketicilerin ideal boya<br />
tanımına göre oluşturuldu.<br />
Marshall, yaptığı tüketici<br />
ihtiyaçlarına göre, kolay<br />
silinebilir, leke tutmayan,<br />
silerken zarar görmeyen ve<br />
rengini koruyan bir boyaya<br />
ihtiyaç olduğu belirlendi ve<br />
tüm bu ihtiyaçları karşılayan<br />
SİL-PAK’ı geliştirildi.<br />
Leke tutmayan tertemiz<br />
duvarlar<br />
Kolayca temizlenen Marshall<br />
SİL-PAK, yepyeni “Leke<br />
Tutmayan Teknoloji” ile<br />
geliştirildi ve özellikle<br />
çocuklu evler gibi hareketli<br />
mekanlar için çok etkili, temiz<br />
bir kullanım sunuyor. Boya<br />
üzerinde oluşan film tabakası<br />
sayesinde su bazlı lekeler<br />
duvara nüfuz etmiyor. Üstün<br />
su itme özelliği ile de sıvılar<br />
boya üzerinde boncuklanma<br />
efekti oluşturarak yayılmadan<br />
akıyor ve duvar boyası<br />
üzerinde oluşabilecek lekeler<br />
de bu sayede minimuma<br />
düşürülüyor. SİL-PAK’la<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
oyanmış duvarlara dökülen<br />
kahve, çay, kola, meyve suyu<br />
gibi lekelere ek olarak toz,<br />
kir, ketçap ve hatta pastel<br />
boya ve ruj lekeleri de kolayca<br />
temizleniyor.<br />
Ustalar için de en iyi çözüm<br />
Marshall SİL-PAK,<br />
tüketicilerimizin talepleri ile<br />
mekânlara daha fazla canlılık<br />
ve ışıltı kazandırması için<br />
“Yarı Parlak” özelliğinde<br />
geliştirildi. Beyaz ve dilenen<br />
renklerin yapılması için<br />
baz olarak pazara sunuldu.<br />
Yani tüm Marshall satış<br />
noktaları ve yapı marketlerde<br />
bulunan Marshall Anında<br />
Renk Makineleri’nden<br />
renklendirilebiliyor. Marshall<br />
SİL-PAK, yüksek örtücülüğe<br />
sahip yayılma gücü ile de<br />
ustalar için de büyük bir<br />
uygulama kolaylığı sağlıyor.<br />
Marshall Gör&Boya<br />
uygulamasıyla en iyi renge<br />
en kısa yoldan karar verin<br />
Sunduğu boya ürünlerinin<br />
yanında, Marshall’ın akıllı<br />
cihazlar için geliştirdiği<br />
Gör&Boya uygulaması,<br />
renk seçimi konusunda<br />
tüketicilerin yardımına<br />
koşuyor. Bir rengin<br />
duvarlarınızda nasıl<br />
görüneceğinden emin<br />
değilseniz, Marshall<br />
Gör&Boya uygulamasıyla<br />
seçtiğiniz rengi akıllı<br />
cihazınızın ekranında sanal<br />
olarak deneyebilirsiniz.<br />
Türkiye’de tek olan “Artırılmış<br />
Gerçeklik Teknolojisi,<br />
Artırılmış Gerçeklik<br />
teknolojiyle desteklenen<br />
ve iki milyondan fazla<br />
indirilen ‘Marshall Gör&Boya<br />
uygulaması sayesinde,<br />
mekânları boyamadan<br />
önce nasıl görüneceğini<br />
öğrenebilirsiniz.<br />
Evinizdeki tüm alanlar için en<br />
doğru rengi seçerek harikalar<br />
yaratmanızı sağlayacak gerçek<br />
zamanlı ‘Marshall Gör&Boya’<br />
uygulamasıyla, tabletinizi<br />
veya akıllı telefonunuzu oda<br />
içinde hareket ettirirken,<br />
duvar yüzeyi ile mobilya<br />
ve eşyalar ayırt ediliyor.<br />
Bunun sonucunda uygulama,<br />
duvarları seçtiğiniz renge<br />
sanal olarak boyarken,<br />
otomatik olarak algılanan<br />
diğer nesneler orijinal<br />
renkleriyle ve formlarıyla<br />
olduğu gibi kalıyor. Böylece,<br />
tek dokunuşla seçilen rengin<br />
mobilyalarla ve aksesuarlarla<br />
uyumu ekranda görülerek<br />
en doğru tercihi yapmak<br />
mümkün oluyor.<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
31
DYO SENKRON SERİSİ, BOYANIN FARKLI<br />
TONLARINI DUVARLARA YANSITIYOR<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
32<br />
DYO Senkron serisi boyalar, teknolojinin gücünü renklerin<br />
dünyasıyla birleştiriyor. Sedef veya yansıma etkisine sahip<br />
Senkron serisi boyalı yüzeylere uygulanıyor. Sedef ve yansıma<br />
etkilerine sahip Senkron, mekanlara büyüleyici tonlar katıyor.<br />
DYO’dan evlerini<br />
renklendirmek<br />
isteyenler için yeni bir<br />
ilham kaynağı! DYO Senkron<br />
serisi, sedef ve yansıma etkili<br />
iki farklı ürünle duvarlarda<br />
renk dönüşümünü başlatıyor.<br />
Modifiye akrilik emülsiyon<br />
esaslı Senkron, birçok desen<br />
seçeneği ile dekorasyonda<br />
yaratıcı fikirler getirmek<br />
isteyenler için ideal.<br />
İnci beyazı renginde üretilen<br />
‘Senkron Sedef Etkili’, DYO<br />
Renk Pınarı makinelerinde<br />
elde edilen 18 farklı rengi ile<br />
sedef etkisini duvarlara taşıyor<br />
ve insanda yüzeye dokunma<br />
hissi yaratıyor. ‘Senkron<br />
Yansıma Etkili’ ise gold rengi ile<br />
boyandığı yüzeye göre rengin<br />
tonunu değiştiriyor. Ürün, açık<br />
renkli zeminde daha yumuşak<br />
bir görünüm kazanırken, siyah<br />
gibi koyu bir zeminde duvara<br />
altın görünümü katıyor.<br />
Serideki tüm ürünler boyalı<br />
yüzeylere uygulanırken<br />
dekoratif, dayanıklı ve silinebilir<br />
özellikleriyle öne çıkıyor.<br />
Leke tutmayan boya, ışıkla<br />
kendini temizleyen boya,<br />
zor lekelerin iz bırakmadan<br />
silindiği boya gibi birçok<br />
yeniliği mekanlara taşıyor.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
“BOYA SEKTÖRÜ<br />
TÜRKİYE’DE AVANTAJLI KONUMDA”<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
34<br />
Uzertaş Genel Müdürü Lalehan Erem Tokcan, <strong>Nalbur</strong> <strong>Teknik</strong>’in<br />
sorularını yanıtladı. Uzertaş faaliyetlerinden bahsederken<br />
sektör ile ilgili de bilgiler veren Tokcan; “Türkiye’de inşaat<br />
sektörü sürekli gelişmekte ve büyümekte, boya sektörü de yeni,<br />
uzun ömürlü ve teknolojik ürünlerle inşaat sektörüne destek<br />
vermektedir. Bu sebeple ülkemizde diğerlerine göre en avantajlı<br />
konumdaki sektördür.” diyerek önemli bilgiler verdi.<br />
Uzertaş hangi alanlarda<br />
faaliyet gösteriyor?<br />
Uzertaş’ın hizmet verdiği<br />
en önemli sektör yapı<br />
sektörüdür. Avrupa’dan<br />
özel boyalar, beton ve ahşap<br />
koruyucular, ahşap ve metal<br />
vernikleri ithal eden iç pazardan<br />
da boya ve yan ürünleri, yapı<br />
kimyasalları, toz boyalar, demir<br />
oksit pigmentler ve birçok<br />
farklı ürünü tedarik edip,<br />
toptan dağıtımını yapan bir<br />
şirketiz. İnşaat ve restorasyon<br />
projelerinde kullanılacak ithal<br />
boya ve yalıtım ürünlerinin<br />
tanıtım ve tedarikini yapıyor,<br />
doğru yerde, doğru ürünün<br />
ne şekilde kullanılacağına dair<br />
ilgili personele eğitimlerimizi<br />
veriyoruz.<br />
Karaköy Perşembepazarı’nda<br />
başlayan ticari faaliyetimizi<br />
1984 yılından 2008’e<br />
kadar Gümüşsuyu’ndaki<br />
merkezimizde sürdürdük. Son<br />
9 yıldır da Tuzla Birlik OSB’de<br />
kendi şirket bina ve depomuz<br />
da çalışmaya devam ediyoruz…<br />
Uzertaş, Türk boya pazarını<br />
ilk Avrupa boya ile tanıştıran<br />
firmadır. Belçika’dan Trimetal<br />
boyalarını ithal ederek Türkiye<br />
ve K.K.T.C. de uzun yıllar<br />
haklı bir başarı elde etmiştir.<br />
Akzo Nobelin Trimetal<br />
markasını satın almasının<br />
ardından Uzertaş; yeni<br />
markaları bünyesine katarak,<br />
Almanya’dan Beeck boyalarını,<br />
Danimarka’dan PPG çatısı<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
altındaki Bondex Ahşap<br />
koruma boya ve verniklerini,<br />
İngiltere’den Incralac ve<br />
yenilikçi dış cephe anti grafiti<br />
sistemlerini Türkiye pazarına<br />
sunmaya devam etmektedir.<br />
Ayrıca iç piyasadan da 2016<br />
yılında ‘’Marshall Tüm<br />
Türkiye Proje Ana Bayiliği<br />
Sorumluluğunu’’ üstlenmiş<br />
bulunuyoruz.<br />
Uzertaş’ın en büyük özelliği<br />
bünyesinde ki markalara kendi<br />
Uzertaş Genel Müdürü<br />
Lalehan Erem Tokcan<br />
markası gibi sahip çıkması ve<br />
marka bilinirliğini sağlamak<br />
için eğitim, fuar, reklam<br />
faaliyetlerine önem vermesidir.<br />
KALİFİYE ELEMAN<br />
YETİŞTİRİLMELİ<br />
Türkiye boya sektörü<br />
hakkında bilgi verir misiniz?<br />
Türkiye’de inşaat sektörü sürekli<br />
gelişmekte ve büyümekte, boya<br />
sektörü de yeni, uzun ömürlü<br />
ve teknolojik ürünlerle inşaat<br />
sektörüne destek vermektedir.<br />
Bu sebeple ülkemizde<br />
diğerlerine göre en avantajlı<br />
konumdaki sektördür. Buna<br />
büyük boya fabrikaları kadar<br />
merdiven altı tabir ettiğimiz<br />
üretim firmaları da dahildir.<br />
İşgücünün diğer sektörlere göre<br />
ucuz oluşu da ayrıca avantajını<br />
artırmaktadır. Kalifiye eleman<br />
yetiştirilirse son teknoloji ürünü<br />
boyalar doğru yerde doğru<br />
şekilde gereği gibi kullanılmış<br />
olacaktır. Bu arada Meslek<br />
Liselerinde Yapı Teknolojisi<br />
Bölümü olan okul sayısının<br />
artırılarak sektöre kalifiye<br />
eleman sağlanması en önemli<br />
hususlardan biridir.<br />
Yatırım planlarınız nelerdir?<br />
Yurt dışına, özellikle Ortadoğu<br />
ve Türk Cumhuriyetlerine<br />
açılma projelerimiz var. Ayrıca<br />
Türkiye’de olmayan inovatif<br />
ürünleri sektöre tanıtmayı da<br />
planlıyoruz<br />
DÜNYADA UYGULANAN<br />
TEKNOLOJİLERİ<br />
YAKINDAN TAKİP<br />
EDİYORUZ<br />
İnovatif ürünleriniz nelerdir?<br />
İnovasyon sadece üretimin<br />
arttırılması için değil sağlık,<br />
konfor ve estetik için de<br />
gereklidir. Biz bu amaçla yapı<br />
sektöründe bütün dünyada<br />
uygulanan teknolojileri<br />
yakından takip ederek en uygun<br />
biçimde Türk firmalarının<br />
kullanımına sunuyoruz. Her<br />
biri inovatif ve teknik üstünlüğe<br />
sahip Beeck,<br />
PPG Architectural Coatings<br />
Bondex, İncralac, Hydron Anti<br />
Graffiti, Marshall Boya ve Aries’<br />
i inşaat firmalarımıza tavsiye<br />
ediyoruz.<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
35<br />
KÜÇÜK AYRINTILAR<br />
ÖNEMLİDİR
BOYA SEKTÖRÜ<br />
36<br />
Boya sektörünün ve<br />
firmanızın hedefleri nelerdir?<br />
Milyonlarca lira harcanarak<br />
inşa edilen projelerde yer<br />
alan en küçük ayrıntı bizler<br />
için daha doğrusu ülkemizin<br />
kaynaklarının korunması<br />
için çok önemlidir. Ortaya<br />
konulan ürünlerin sağlıklı ve<br />
uzun ömürlü olarak gelecek<br />
nesillere aktarılabilmesi üstün<br />
teknolojiyle üretilmiş doğa<br />
dostu ürünlerle mümkündür.<br />
Bunların temini, kulanım<br />
eğitimlerinin verilmesi<br />
ve yaygınlaşması başlıca<br />
hedefimizdir.<br />
HER PROJEYE FARKLI<br />
ÜRÜN<br />
Farklılık oluşturan<br />
ürünleriniz var mı?<br />
Projelerine şıklık, değer<br />
ve ömür katmak isteyen<br />
mimarlarımıza teknik<br />
üstünlüğe sahip Beeck, PPG<br />
Architectural Coatings Bondex,<br />
İncralac, Hydron Anti Graffiti,<br />
Marshall Boya, Aries’ i tavsiye<br />
ediyoruz.<br />
Beeck 120 yıllık geçmişe sahip<br />
bir firmadır ve ürünleri karbon<br />
içermez. Mineral bazlı ve su<br />
iticidir. Aktif potasyum silikat<br />
esaslıdır. Buhar geçirgenliği<br />
mükemmeldir. Aynı firmanın<br />
beton ve taş verniklerini de<br />
dış cephede emici mineral<br />
yüzeylerin korunması için<br />
tavsiye ediyoruz.<br />
Ahşap yüzeyler için de<br />
Danimarka’da üretilen dünya<br />
boya devi PPG’nin Bondex<br />
markasının ürün gamını<br />
öneriyoruz.<br />
RESTERASYONDA UZERTAŞ<br />
İMZASI<br />
Uzertaş hangi önemli dini<br />
mekânlarda çalışmalar<br />
gerçekleştirdi?<br />
Dini yapıların gelecek nesillere<br />
sağlıklı bir şekilde nakli<br />
için aktif potasyum silikat<br />
esaslı, mineral bazlı Beeck<br />
boyasını kullanıyor, SP Plus<br />
ile koruyoruz. Bu şekilde<br />
yaptığımız işlere II. Mahmut<br />
Türbesi, Ataşehir Mimar Sinan<br />
Camii, Edirne Büyük Sinagog,<br />
Panayia Rum Kilisesi, Yenikapı<br />
Mevlevihanesi ve Pargalı<br />
İbrahim Paşa Külliyesi, Tarihi<br />
Beyazıt Hamamı ve Hürrem<br />
Sultan Hamamı’nı örnek<br />
verebilirim.<br />
GRAFİTİYE UZERTAŞ’TAN<br />
ÇÖZÜM<br />
Görüntü kirliliği yaratan<br />
duvar yazılarına ve istenmeyen<br />
grafitilere karşı ne tür boyalar<br />
geliştirdiniz?<br />
Gururla tavsiye ettiğimiz<br />
ürünlerden biri de dünyanın<br />
en iyi Anti Grafiti sistemini,<br />
son kat olarak beton, taş, tuğla,<br />
ahşap, alüminyum, seramik,<br />
cam gibi yüzeylere Nu-Guard’ı<br />
tavsiye ediyoruz.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
İSTANBUL YENİ HAVALİMANI’NIN<br />
RENGİ POLİSAN KANSAI OLACAK<br />
Türkiye’nin lider boya<br />
markalarındanı Polisan<br />
Kansai Boya, 2018 yılında<br />
kapılarını açacak olan ve<br />
dünyanın en büyüğü olacak<br />
İstanbul Yeni Havalimanı’nın<br />
(İGA – İstanbul Grand<br />
Airport) su bazlı boya<br />
tedarikçisi oldu.<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
38<br />
İlk fazı 2018 yılında devreye<br />
alınacak son yılların en<br />
önemli projesi İstanbul Yeni<br />
Havalimanı’nın boya ihalesini,<br />
katılan üreticiler arasından boya<br />
sektörünün öncü markalarından<br />
Polisan Kansai Boya kazandı.<br />
Böylelikle Polisan Kansai Boya,<br />
İstanbul Yeni Havalimanı’nın su<br />
bazlı boya tedarikçisi oldu.<br />
Yolcu sayısı, kapladığı alan,<br />
terminal binası ve otoparkı<br />
başta olmak üzere birçok alanda<br />
dünyanın en büyüğü olacak<br />
İstanbul Yeni Havalimanı’nın<br />
tüm fazları tamamlandığında<br />
yıllık 200 milyon yolcu<br />
kapasitesi ile 350’den fazla<br />
destinasyona uçuş imkânı<br />
sağlayan, dünyanın en önemli<br />
havacılık merkezi haline gelmesi<br />
bekleniyor.<br />
Polisan Holding CEO’su Erol<br />
Mizrahi: “Uluslararası işlere<br />
imza atıyoruz”<br />
Polisan Holding CEO’su Erol<br />
Mizrahi, projenin tedarikçisi<br />
olacaklarından dolayı gurur<br />
duyduklarını belirterek,<br />
Polisan Holding CEO’su Erol Mizrahi<br />
“İstanbul Yeni Havalimanı,<br />
Türkiye’de hatta dünyada<br />
son yıllarda geliştirilen özel<br />
projelerden belki en önemlisi.<br />
Cumhuriyet Tarihi’nin bu en<br />
büyük ve stratejik projesinde<br />
çalışmalar tüm hızıyla sürüyor.<br />
Gerek ürün gamımız gerekse<br />
kurumsal yapımız ile bu<br />
denli büyük bir projeye katkı<br />
sağlayacağımızı ve en iyisini<br />
sunacağımızı düşünüyoruz”<br />
dedi. Mizarahi, sözlerine şöyle<br />
devam etti:<br />
“Bu özel projede ürün<br />
gamımızda yer alan astar ve son<br />
kat boyalarla hizmet vereceğiz.<br />
Portföy içerisinde sektörün lider<br />
ve en çok beğenilen iç cephe<br />
ürünü Elegans Extra Yarımat<br />
ürünümüz de bulunmaktadır.<br />
2018 yılı başında açılacak<br />
olan projenin ilk fazında ilk<br />
ön görülere göre 1 milyon<br />
metrekare ve üzeri, farklı<br />
ürün grupları ile birlikte 15<br />
bin kova üzeri bir tüketim<br />
hesaplıyoruz. Geçtiğimiz ay<br />
bir dünya devi olan Japon<br />
Kansai Paint ile gücümüze güç<br />
kattık. Polisan Kansai Boya<br />
olarak, dünya markası olma<br />
yolunda emin adımlarla ilerliyor<br />
ve uluslararası işlere imza<br />
atıyoruz.”<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
DOĞUŞ FIRÇA KALİTESİ İLE<br />
ADINDAN SÖZ ETTİRİYOR<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
40<br />
1980 yılında boya ve<br />
temizlik fırçaları<br />
sektöründe üretime<br />
başlayan Doğuş Fırça 1997<br />
yılında kurumsallaşarak üretim<br />
ağına yeni çeşitler ekledi ve<br />
sektörde önemli bir yer edindi.<br />
Doğuş fırçayı yakından tanımak<br />
amacı ile Fatih Güloğlu ile<br />
gerçekleştirdiğimiz söyleşide<br />
Güloğlu: “Ürünlerimizin<br />
bir kısmını yurt dışına ihraç<br />
etmekteyiz. Son yıllarda<br />
uluslararası piyasada da<br />
kalitemiz ile adından söz<br />
ettirmeye başlayan tanınan ve<br />
istenen bir marka olma yolunda<br />
ilerlemekteyiz.” diyerek Doğuş<br />
Fırça ile ilgili önemli bilgiler<br />
verdi.<br />
“Kalitesi ile adından söz<br />
ettiriyor”<br />
40 yıla yakın tecrübe ve<br />
birikimlerini ürünlerine<br />
yansıtarak müşterilerine en iyi<br />
kalite ve fiyatı sunduklarını<br />
aktaran Fatih Güloğlu Doğuş<br />
Fırça ile ilgili şunları aktardı:<br />
“1997 yılında kurumsallaşarak<br />
DOĞUŞ FIRÇA adını alan<br />
firmamız kendi bünyesinde<br />
imal ettiği çeşitli ürün<br />
guruplarında kalite ve<br />
markalaşmaya önem vererek<br />
geniş bir ürün yelpazesine sahip<br />
oldu. Bugün çok çeşitli faaliyet<br />
alanlarına hitap eden, ihtiyacını<br />
oluşturan ürünlerinin temelini<br />
kendisi imal eden ve her<br />
ürettiği üründe sektörde önde<br />
olan, ürünlerinin rengi modeli<br />
adı taklit edilen bir marka<br />
haline gelmiş bulunmaktadır.<br />
İnşaat sektörü içerisinde<br />
ıspatula & mala grubu ile boya<br />
kısmında boya fırçaları ve<br />
boya rulolarını üretmekteyiz.<br />
Bunun yanında temizlik<br />
sektöründe paspas, mop &<br />
yersil grubu, temizlik kovaları<br />
ve temizlik fırçalarını CLİMAX<br />
alt markamız ile temizlik<br />
malzemeleri üretmekteyiz.<br />
Yurt içinde ve yurt dışındaki<br />
resmi kurumlara hitap<br />
etmekteyiz ve amiral gemimiz<br />
olan oto yıkama fırçaları<br />
ile sektöründe lider olan<br />
ürünleri üretiyoruz. PARFIR<br />
ve FLAŞ markalı oto yıkama<br />
fırçalarımız sektörde zirvede<br />
olan en popüler ürünlerimizdir.<br />
Girdiğimiz sektörlerde üstün<br />
kalite ve hizmet politikasıyla<br />
üretimlerimiz devam<br />
etmektedir. Ürünlerimizin<br />
bir kısmını yurt dışına ihraç<br />
etmekteyiz. Son yıllarda<br />
uluslararası piyasada da<br />
kalitemiz ile adından söz<br />
ettirmeye başlayan tanınan ve<br />
istenen bir marka olma yolunda<br />
ilerlemekteyiz. “ dedi.<br />
“Direkt kullanıcılardan<br />
geribildirim alıyoruz”<br />
Ar-Ge çalışmaları hakkında<br />
bilgi veren Güloğlu: “AR-GE<br />
çalışmaları ile ürünlerimizi<br />
sürekli yenileyerek daha iyi<br />
bir hal alması için sürekli<br />
çalışmaktayız ve sonuçlarını<br />
en iyi şekilde analiz ettikten<br />
sonra imalat kısmımız<br />
ürünlerdeki varsa problem<br />
veya iyileştirmeleri en hızlı<br />
şekilde sonuca ulaştırmaktadır.<br />
Tecrübeli ve işinde profesyonel<br />
olan ekibimiz sayesinde<br />
her zaman başarılı sonuçlar<br />
alıyoruz. Bunun yanı sıra<br />
düzenli olarak ürünlerimizi<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
direkt kullanıcılara ücretsiz<br />
olarak dağıtıp, sonuçlarını<br />
kullanılmış ürünlerle<br />
birlikte rapor alıyoruz.<br />
Boyacılara, inşaat ustalarına,<br />
temizlik elemanlarına ve oto<br />
yıkamacılara dağıttığımız<br />
ürünler daha sonra kullanıcı<br />
raporları ile birlikte toplanarak<br />
inceleniyor. Aldığımız şikâyet<br />
ve talepler bizler için çok<br />
büyük önem arz etmektedir.<br />
Kullanılmış olan ürünler<br />
üzerinde de çalışmalar yaparak<br />
en iyi sonuca ulaşmaya<br />
çalışıyoruz. Bunlara ek olarak<br />
dışarıdan bağımsız test<br />
hizmetleri sağlayan firmalara<br />
yaptırdığımız testler sonucunda<br />
ürünlerin dayanıklılık sökülme<br />
ve kıl bırakma oranlarını<br />
öğrenmekteyiz.” dedi.<br />
“Bizler için önemli olan bayii<br />
sayısından ziyade bayilerimize<br />
vermiş olduğumuz hizmettir”<br />
Mevcut yatırımlarını, gelişen<br />
teknoloji ile doğru orantılı<br />
yaptıklarını yaptıklarını belirten<br />
Güloğlu: “Genellikle mevcut<br />
yatırımlarımızı gelişen teknoloji<br />
ile doğru orantılı şekilde<br />
yapıyoruz ayrıca yatırımları<br />
yenilemek, genişletmek veya<br />
sıfırdan yeni yatırımlar dikkate<br />
alındığında bizim için önemli<br />
olan ilk unsur yapılacak yatırım<br />
ne kadar sürede bize geri<br />
döneceğidir. Bunun dışında<br />
hizmet kalitemizi arttıracak<br />
müşterimizi memnun edecek<br />
her türlü yatırımları zaman<br />
kaybetmeden gerçekleştirmeye<br />
özen göstermeye çalışıyoruz.”<br />
derken bayilik yapılanması<br />
hakkında da bilgiler verdi.<br />
Fatih Güloğlu: “Türkiye<br />
genelinde firmamız ölçeğinde<br />
yeterli sayıda diyebilecek<br />
kadar bayiimiz mevcut<br />
bizler için önemli olan bayii<br />
sayısından ziyade bayilerimize<br />
vermiş olduğumuz hizmettir.<br />
Bayilerimize vermiş olduğumuz<br />
hizmette yaşayacağımız en<br />
ufak bir problem bizim için<br />
çoğu şeylerden daha önemlidir.<br />
Bayilerimizin tamamına yakını<br />
sektörde bilinen, kendini<br />
kanıtlamış, uzun yıllardır<br />
sektörün içerisinde olan<br />
firmalardır. Ağırlıklı olarak<br />
hırdavat ve boya toptancılarıyla<br />
bayilik anlaşması yapmaktayız.”<br />
dedi.<br />
<strong>2017</strong> yılı öngörü ve<br />
beklentilerini ileten Güloğlu:<br />
“İçerisinde bulunduğumuz<br />
<strong>2017</strong> yılı için en önemli etken,<br />
döviz kurları seviyesi olacaktır,<br />
çünkü ithal girdiler üretim<br />
maliyetlerimizde önemli bir<br />
yer tutmaktadır. Değişkenlik<br />
gösteren kur fiyatları da<br />
üretim maliyetlerimizi sürekli<br />
değiştirdiğinden dolayı belirsiz<br />
kur hepimiz için olumsuz<br />
sonuçlanmaktadır.” diyerek<br />
sözlerine son verdi.<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
41
BASF AHŞAP VE METAL BOYALARI<br />
İÇİN YENİ IŞIK STABİLİZATÖRLERİNİ<br />
PAZARA SUNDU<br />
oluşturuyor. Tinuvin serisi su<br />
bazlı sistemler için geliştirildi.<br />
Ürünler metilizotiazolinon<br />
(MIT) içermemesi ile dikkat<br />
çekerken, alerjik reaksiyonlara<br />
karşı uyarı amacıyla kullanılan<br />
EUH 208 etiketi gerektirmiyor.<br />
Bu nedenle Tinuvin serisi<br />
ürünler sürdürülebilir ve<br />
çevresel korumaya uygun<br />
ürünler olarak dikkat çekiyor.<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
42<br />
BASF su bazlı sistemler için Tinuvin® DW (N) serisinden beş<br />
yeni yüksek performanslı ürün sunarken, dayanıklı ve renk<br />
solmasına dirençli boyaların düşük maliyetle üretilmesini<br />
sağlayan Tinuvin® 249 ile fark oluşturuyor.<br />
BASF, ahşap ve metal<br />
boyaları için ürettiği<br />
yeni ışık stabilizatörleri<br />
Tinuvin® DW (N) serisindeki<br />
beş ürününü tanıtıyor. BASF<br />
ayrıca özel ürünü Tinuvin®<br />
249 ile dış mekanda kullanıma<br />
yönelik, dayanıklı kaplamaların<br />
formüle edilmesi için artan<br />
yüksek performanslı ışık<br />
stabilizatörü talebini de<br />
karşılayacak. BASF, 4-6 Nisan<br />
tarihleri arasında katılacağı<br />
<strong>2017</strong> Avrupa Boya Fuarı’nda<br />
Tinuvin® DW (N) serisi ve diğer<br />
yeni ürünlerini sergileyecek.<br />
Tinuvin DW (N) serisinden<br />
yeni ışık stabilizatörleri<br />
BASF, Tinuvin 123-DW (N),<br />
Tinuvin 400-DW (N), Tinuvin<br />
477-DW (N), Tinuvin 9945-<br />
DW (N) ve Tinuvin 5333-DW<br />
(N) olmak üzere beş Tinuvin<br />
ürününü satışa sundu. Tinuvin<br />
serisi, potansiyel olarak kritik<br />
hammadde içeriği alanında<br />
artan talebe cevap verecek yeni<br />
sıvı ışık stabilizatörleri neslini<br />
Tinuvin 249<br />
Tinuvin serisinin fark yaratan<br />
ürünü Tinuvin 249 ise, bazik<br />
olmayan bir ışık stabilizatörü<br />
(HALS). Tinuvin 249, çok<br />
çeşitli boya sistemleriyle<br />
uyumlu ve yüksek derecede<br />
renk haslığına ve su direncine<br />
sahip kaplamaların üretilmesini<br />
sağlıyor. Ekonomik olması ile<br />
de dikkat çeken Tinuvin 249,<br />
aynı zamanda düşük viskozitesi<br />
sayesinde boya içinde kolay<br />
karışarak zamandan tasarruf<br />
sağlıyor ve atık oranını<br />
azaltıyor. Renge etkisi olmayan<br />
Tinuvin 249 yüksek kaliteli<br />
şeffaf verniklerin üretimi için<br />
de uygun.<br />
BASF EMEA Reçine ve Katkı<br />
Maddeleri Yöneticisi Ulf<br />
Neidlein Tinuvin serisi ile ilgili<br />
olarak “Işık stabilizatörleri<br />
alanında maliyet uygunluğu,<br />
artırılmış performans ve<br />
sürdürülebilirlik gibi trendler<br />
ön planda. Yeni Tinuvin<br />
ürünleriyle müşterilerimize,<br />
bu önemli talepleri karşılayan<br />
yenilikçi çözümler sunuyoruz.”<br />
şeklinde konuştu.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
“ÇOK YÖNLÜ ORTAKLIKLAR SEKTÖRE<br />
FARKLI BİR BOYUT KAZANDIRDI”<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
44<br />
1969 yılında Sadettin<br />
Yeşilkaya ve (oğlu)<br />
Seyfettin Yeşilkaya<br />
tarafından Emek Fırça olarak<br />
kurulan firma, fırça imalatına<br />
getirdiği farklılıklarla ticarî<br />
hayatına devam ediyor. Daha<br />
önceleri (1969-1995) yıllarında<br />
(el işi badana fırçası, inşaat<br />
fırçası, ayakkabı fırçası, makine<br />
fırçası, kozmetik fırçası, oto<br />
fırçası, yer süpürme fırçaları<br />
vs.) üretirken 2008 yıllarında<br />
Yeşil Rulo ve Fırça San. kurup<br />
günümüz ve ileri teknolojisine<br />
uygun ürünler üreten firma,<br />
her geçen gün artan üretim<br />
kapasitesi ile ticari hayatına<br />
devam ediyor.<br />
Yeşil Rulo ve Fırça yetkilileri<br />
yaptığımız röportajda yetkililer;<br />
inşaat ve yapı sektörüne hizmet<br />
verdiklerini belirtirken, Yeşil<br />
markası adı altında boya rulosu<br />
ve boya fırçaları üreterek, boya<br />
sektörüne hizmet verdiklerini<br />
aktardılar.<br />
İnovasyon ve Ar-Ge<br />
alanlarında çalışmalarınızdan<br />
bahseder misiniz?<br />
YEŞİL, olarak yenilikçi ve<br />
buluşçu bir mantık üzerinden<br />
firmamızı yönetmeye<br />
çalışmakla birlikte ARGE<br />
çalışmalarına ciddi bir önem<br />
vermekteyiz, sektörümüzle<br />
ilgili tüm dünyadaki gelişmeleri<br />
dikkatle takip edip, ürettiğimiz<br />
ürünlere farkındalık katmak<br />
için tüm gücümüzle çalışıyoruz<br />
Yatırım planları<br />
oluşturulurken hangi<br />
kriterlere öncelik<br />
veriyorsunuz? Önümüzdeki<br />
dönemler için yatırım<br />
planlarınız var mı, varsa<br />
nelerdir?<br />
YEŞİL, yatırım planları<br />
oluştururken öncelikle<br />
tabii ki de üretimin artması<br />
daha gelişmiş teknolojiler<br />
ve otomasyon sistemleri<br />
önde gelen kriterlerimiz<br />
arasındadır, global dünyada<br />
rekabet edebilmek için hızlı<br />
ve farklı teknoloji planlarımız<br />
en önde gelen düşüncelerimiz<br />
arasındadır<br />
Türkiye genelinde kaç bayiiniz<br />
var? Satış ve pazarlama<br />
alanında ne gibi faaliyetler<br />
yürütüyorsunuz? Bayilere ne<br />
gibi avantajlar sunuyorsunuz?<br />
YEŞİL, Türkiye geneline<br />
çok iyi bir bayi ağına sahip<br />
olmakla birlikte dış piyasalarda<br />
da iyi bir Pazar yakalamış<br />
bir firmadır, satış alanında<br />
bayilerimize ürünlerimizin<br />
özelliklerini ve ince detaylarını<br />
anlatarak onların sahada daha<br />
iyi bir Pazar sahibi olmalarını<br />
ve ürünlerimizi daha iyi<br />
satabilmeleri açısından tüm<br />
kolaylıkları bayilerimize<br />
sunmaktayız.<br />
<strong>2017</strong> yılı için sektörünüz<br />
açısından ön görüleriniz ve<br />
beklentileriniz nelerdir?<br />
YEŞİL olarak <strong>2017</strong> yılı için<br />
öngörülerimiz daha çok<br />
üretim ve Pazar gücümüzü<br />
daha da genişleterek azimle,<br />
sabırla firmamızı daha yerlere<br />
getirmektir.<br />
Sektörün sıkıntıları hakkında<br />
neler söylemek istersiniz? Bu<br />
konuda sunacağınız çözüm<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
ekipmanları sektörünü nasıl<br />
değerlendiriyorsunuz? Küresel<br />
bazda Türkiye’nin boya<br />
ekipmanları sektöründeki<br />
konumu hakkında neler<br />
söylemek istersiniz?<br />
Türkiye’de boya ekipmanları<br />
sektörünü giderek yükseldiğini<br />
görmekteyiz, Son 10 yılda hızla<br />
büyüyen boya sektörü oldukça<br />
dikkat çekici bir konuma<br />
geldi. Sektörde uzmanlaşma,<br />
globalleşme ve çok yönlü<br />
ortaklıkların ağırlık kazanması<br />
sektöre farklı bir boyut<br />
kazandırdığını düşünmekteyiz.<br />
önerileri nelerdir?<br />
Sektörümüzdeki sıkıntılardan<br />
birkaç örnek verecek olursak,<br />
kar marjlarının aşırı düşük<br />
olması, Sektördeki hatalı<br />
rekabetin hem firma karlarını<br />
azalttığı, hem de müşterileri<br />
bölerek piyasanın işleyişini<br />
bozduğu, birde Uzakdoğu<br />
mallarının piyasa çok ekonomik<br />
fiyatlarla satılması, yetkililerin<br />
Uzakdoğu mallarının ülkemize<br />
girişi konusunda daha iyi<br />
bir çalışma yapmalarını ve<br />
kota seviyelerinin artması<br />
ülkemizdeki üretici firmaların<br />
faydalarına olacağını<br />
düşünüyoruz.<br />
Türkiye’de boya<br />
Son olarak eklemek<br />
istedikleriniz?<br />
İçinde bulunduğumuz<br />
yüzyılda, ekonomik ve<br />
sosyal alanda yaşanan hızlı<br />
gelişim ve değişimler ile<br />
rekabet şartlarının zorlaşması<br />
organizasyonlara mevcut<br />
kaynaklarını kullanmalarında<br />
hata şansı tanımamaktadır.<br />
Başarısızlıkla sonuçlanan<br />
projeler kıt kaynakları<br />
boşa harcamakta ve<br />
organizasyonların rekabet<br />
avantajını kaybetmesine hatta<br />
organizasyonun devamlılığına<br />
zarar vermektedir. İnşaat<br />
sektörü açısından da durum<br />
farklı değildir. Sektörün yapısı<br />
gereği proje bazlı çalışan<br />
firmalarda proje seçimi daha<br />
da önemli konumdadır.<br />
İnşaat sektöründe faaliyet<br />
gösteren bir çok firma hatalı<br />
proje seçimi yüzünden<br />
projeleri başarısızlıkla<br />
sonuçlandırmış ve zarar<br />
görmüşlerdir. Bu çalışmanın<br />
amacı inşaat sektöründe<br />
faaliyet gösteren firmalar için<br />
proje seçimi ve/veya portföy<br />
yönetiminde kaynakları doğru<br />
yönlendirilirse çok daha iyi<br />
bir konuma geleceğimizi<br />
düşünüyoruz.<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
45
“İNSAN YAŞAMININ<br />
STANDARTLARINI ARTIRIYORUZ”<br />
Hem ürün hem de kalite<br />
olarak en üst segmentte<br />
konumlandırılan Geberit,<br />
her geçen gün hedef kitlesini<br />
genişleterek sektörde yükselen<br />
başarı grafiği ile ilerlemeye<br />
devam ediyor. Son dönem<br />
çalışmaları ve yeni ürünleri<br />
ile ilgili bilgi almak adına<br />
röportaj yaptığımız Geberit<br />
Türkiye Genel Müdürü Cengiz<br />
Kazazoğlu sorularımızı<br />
yanıtlayarak önemli<br />
açıklamalarda bulundu.<br />
RÖPORTAJ<br />
46<br />
Firmanız hakkında bilgi verir<br />
misiniz?<br />
Geberit olarak, iki<br />
ana ürün grubumuz<br />
bulunuyor; sıhhı tesisat<br />
sistemleri ve borular. Sıhhı tesisat<br />
sistemleri, beş ürün grubundan<br />
oluşuyor; gömme rezervuarlar,<br />
rezervuar iç takımları,<br />
bataryalar ve deşarj sistemleri,<br />
süzgeçler, sifonlar, tesisat<br />
montaj ekipmanları ve Geberit<br />
Aquaclean. Borular ise temiz ve<br />
pis su boru ve fittingsleri, bakır<br />
boru ve fittingsler, paslanmaz<br />
çelik ve CuNiFe boru ve<br />
fittigslerinden oluşuyor.<br />
Hedef kitle olarak proje bazında<br />
bakarsak, ağırlıklı olarak 4-5<br />
yıldızlı projeler diyebiliriz.<br />
Çünkü Geberit ürünleri, hem<br />
kalite hem de fiyat olarak en üst<br />
segmentte konumlandırılıyor.<br />
Ancak Geberit olarak piyasada<br />
bulunan ürün portföyünü<br />
genişletip farklı segmentlere<br />
uygun ürünleri piyasaya sunarak<br />
hedef kitlemizi de genişletiyoruz.<br />
Son tüketici bazında bakarsak<br />
da evine, ev dekorasyonuna,<br />
evinde yenilikçi teknolojilere<br />
önem veren, çevreye duyarlı,<br />
su tasarrufunun çevre ve<br />
ev ekonomisi için önemini<br />
kavramış yenilikçi bir kitleye<br />
hitap ediyoruz.<br />
Firmalara sunduğunuz<br />
avantajlar konusunda bilgi<br />
verir misiniz?<br />
Ürünlerimizi seçen firmalara;<br />
tasarım özgürlüğü sağlayan<br />
ürünleri seçme imkanı, güvenilir,<br />
uzun ömürlü ürünler, gömme<br />
rezervuarlarda 10 yıl ürün<br />
garantisi ve 25 yıl yedek parça<br />
temin garantisi sunuyoruz. Bu<br />
sayede onlarda müşterilerine<br />
kaliteli ürünler kullanılmış mülk<br />
edindirmiş oluyorlar.<br />
Pazarda, diğer firmalardan sizi<br />
ayıran noktalar nelerdir?<br />
1874 yılından beri insan<br />
yaşamının standartlarını<br />
artırmak için çalışıyor ve<br />
ödünsüz kalite anlayışımızla<br />
ürünler geliştiriyoruz. Geberit,<br />
Türkiye’ye ilk girdiği yıllardan<br />
beri pazara sunduğu ürünlerle<br />
lider ve inovatif bir marka oldu.<br />
Türkiye, ilk gömme rezervuarı<br />
Geberit ile tanıdı. Aynı şekilde<br />
negatif basınç ile çalışan yağmur<br />
suyu drenaj sistemimiz Geberit<br />
Pluvia ile de bir yenilik sunduk,<br />
profesyonellere. Her iki üründe<br />
de ilk başlarda zorlandık ama<br />
sonrasında o kadar çok tercih<br />
edildik ki rakipler tarafından<br />
hep takip edildi. Bu doğrultuda,<br />
bu yılki mottomuzu da ‘Zaman<br />
geçer, Kalite kalır’ olarak<br />
belirledik. Banyolarda özellikle<br />
duvar arkasındaki ürünlerin<br />
dayanıklılığı ve uzun ömürlülüğü<br />
çok önemli. Geberit’in<br />
ürünlerini geliştirirken en çok<br />
üzerinde durduğu konuların<br />
başında gelen kalite ve hijyen<br />
tüm ürünlerin ana teması<br />
konumunda. Ürünlerimizi<br />
milyonlarca kez testten geçirerek<br />
50 yıldan fazla gömme rezervuar<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
Cengiz Kazazoğlu<br />
Geberit Türkiye Genel Müdürü<br />
deneyimi ve 25 yıllık yedek<br />
parça garantisi sunarak uzun<br />
ömürlü bir kullanım garantisi<br />
sağlıyoruz. Bugüne kadar<br />
geliştirilen ürünlerin tamamı<br />
zorlu koşullarda ve kapsamlı bir<br />
şekilde teste tabi tutuluyor.<br />
Gömme rezervuarların 50<br />
yıl boyunca kullanılmasını<br />
garantilemek için simülasyon<br />
çalışmaları sırasında 200.000<br />
kez su doldurulup boşaltılıyor.<br />
Ürünlerimiz, İsviçre’de bulunan<br />
800 metrekarelik hijyen<br />
teknolojileri laboratuvarında<br />
çok sayıda testten geçiyor.<br />
Dayanıklılık, verimlilik,<br />
işlevsellik, kullanım kolaylığı ve<br />
standart uygunluğu olmak üzere<br />
her yönüyle test edildikten sonra<br />
son kullanıcısına ulaşıyor.<br />
Ürün ve malzemelerinizi<br />
belirlerken temel kriterleriniz<br />
nelerdir?<br />
Geberit olarak Ar-Ge<br />
çalışmalarına her sene Avrupa<br />
ortalamalarının üstünde<br />
bir bütçe ayrılmaktadır.<br />
Ürünleri öncelikle ihtiyaçlar<br />
doğrultusunda tasarlamaya özen<br />
göstermekteyiz. Karşılaşılan<br />
sorunların çözümünü sağlayacak<br />
ürünler üretmek ve kullanıcılara<br />
sorunsuz kullanmasını sağlamak<br />
hedefimizdir.<br />
Ürünlerimizde kullanılan<br />
malzemeler ise ürünün öncelikle<br />
kullanıma uygun, dayanıklı ve<br />
çevreci üründen seçilmektedir.<br />
Bu sayede sürdürülebilir bir<br />
ürün üretmek amacımızdır. Aynı<br />
zamanda üretim tesislerimizde<br />
de yenilenebilir enerji<br />
kullanılması ve atık enerjilerin<br />
değerlendirmesi sonucunda<br />
çevreye karşı sorumluluklarımızı<br />
da yerine getirmeye çalışmakta<br />
ve gelecek için daha temiz<br />
bir Dünya bırakmayı<br />
hedeflemekteyiz. Bu konularda<br />
da ISO 9001 Kalite Yönetim<br />
Sistemi ve ISO 14001 Çevre<br />
Yönetim Sistemi sertifikasına<br />
sahibiz.<br />
Sektörde yaşanan sıkıntılar ve<br />
çözüm önerileri konusunda<br />
neler söylemek istersiniz?<br />
İnşaat ve buna bağlı olarak<br />
banyo ve tesisat sektörlerindeki<br />
büyümelerin bazı problemleri<br />
aşılırsa daha sağlıklı olacaktır.<br />
Örneğin, proje alımlarında ana<br />
yüklenici firmalar, perakende<br />
satıcılar yerine direk üretici<br />
firmalar ile iş ilişkisine giriyor.<br />
Yüksek adetli alım yaparken<br />
çoğu zaman üretim fiyatlarını<br />
dahi zorlayan fiyatlara ürün<br />
almaya gayret ediyorlar, bazen<br />
de bunu başarıyorlar. Bu durum<br />
sektörü, hizmet veren firmayı ve<br />
çalışanlarını olumsuz etkiliyor.<br />
Büyümenin sağlıklı bir şekilde<br />
artması, özellikle tüketicinin<br />
haklarının garanti altına alınması<br />
için rekabet ortamının ve kalite<br />
standartlarının korunması<br />
gerekiyor Bu nedenle sektör<br />
büyümesinin yine ağırlıklı<br />
olarak devlet kanadından<br />
olacağını düşünüyor, özel sektör<br />
kanadından ise büyük bir<br />
atılım beklemiyoruz. Daralan<br />
piyasalarda rekabetin daha<br />
yoğun yaşandığını biliyoruz<br />
ve inşaat firmalarının da<br />
çalışmalarını rakiplerinden<br />
farklılaştırmak için kaliteyi<br />
yükseltme çabası içerisine<br />
girdiğini gözlemliyoruz. Öte<br />
yandan hepinizin bildiği<br />
gibi büyük şehirlerde kentsel<br />
dönüşüm projeleri devam ediyor.<br />
Kentsel dönüşüm projelerinin ilk<br />
yıllarında (10 yıl ve daha önce)<br />
inşa edilen yapıların da <strong>2017</strong> ve<br />
daha sonraki yıllarda tadilata<br />
girmelerini ve bu sayede de<br />
oldukça durgun olan perakende<br />
piyasasının canlanmasını<br />
bekliyoruz. Umarım bu<br />
beklentilerimiz karşılıksız<br />
çıkmaz ve Türkiye’nin en önemli<br />
lokomotif sektörlerinin başında<br />
gelen inşaat sektörü, gücünü<br />
katlayarak yoluna devam eder.<br />
2018 yılı içerisinde hedef ve<br />
beklentilerinizden söz eder<br />
misiniz?<br />
Geberit Türkiye olarak,<br />
müşterisine değer yaratmak<br />
ve ortaya çıkan katma değeri<br />
paylaşmak için çalışıyoruz.<br />
Benimsediğimiz pazar ve müşteri<br />
odaklı pazarlama anlayışımızla<br />
müşterilerimizin bizden talep<br />
ettiği ürünleri geliştiriyor,<br />
üretiyor ve pazarlıyoruz. Bu<br />
yıl, satışa sunacağımız 3 yeni<br />
ürünümüz var. Birincisi, bu<br />
yılın gözde ürünü olan en<br />
son teknoloji ile üretilerek<br />
kullanıcısına sınırsız konfor<br />
sunan AquaClean Mera. İkincisi,<br />
mineral döküm teknolojisiyle<br />
üretilen gözeneksiz, pürüzsüz<br />
ve kaymazlık özelliğine sahip<br />
Geberit Setaplano Duş Zemini.<br />
Son olarak hem ankastre hem<br />
de tezgâh üstüne hızlı ve hatasız<br />
olarak montaj yapılabilme<br />
özellikleriyle ön planda olan<br />
Piave ve Brenta fotoselli<br />
bataryalar.<br />
RÖPORTAJ<br />
47
KALE’DEN<br />
BALIKESİR’E 30 MİLYONLUK YATIRIM<br />
Türkiye’nin en köklü kurumlarından olan Kale Grubu; üretim ve satış kapasitesinde Türkiye’de<br />
birinci, Avrupa’da ise 5’inci sırada yer alıyor. 44 yıllık bilgi birikmi ve tecrübesi ile inşaat sektörüne<br />
verdiği hizmetde her geçen gün gücünü artıran Kalekim, <strong>2017</strong> yılının üçüncü çeyreğinde<br />
Balıkesir’e kuracakları yeni fabrika ile de Ege Bölgesi’nde gücünü sağlamlaştıracak.<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
50<br />
44 yıllık bilgi birikmi ve tecrübesi ile Türkiye’nin önde gelen<br />
kurumlarından olan Kale Grubu; Kale Boya ve Sıva işletmesinde<br />
yılda 100 bin ton boya ve sıva üreterek Türkiye’nin bir çok noktasına<br />
ve 70 ülkeye hizmet sunuyor. Kalekim’i yakından tanımak, özellikle<br />
boya üretimi ile ilgili bilgi almak adına sorularımızı yönelttiğimiz<br />
Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, önemli açıklamalarda<br />
bulunarak <strong>Nalbur</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinin sorularını yanıtladı.<br />
Hangi sektörlere, ne tür<br />
ürünler sağlıyorsunuz? Marka<br />
ve hizmetleriniz hakkında<br />
bilgi verir misiniz?<br />
Kale Grubu Kurucusu<br />
ve Onursal Başkanı<br />
İbrahim Bodur<br />
tarafından 1973 yılında kurulan<br />
Kalekim, seramik yapıştırıcıları<br />
ve derz dolguları üretimiyle<br />
başladığı faaliyetlerini, bugün,<br />
inşaat sektörünün her türlü<br />
yapı kimyasallarını üreterek<br />
sürdürmektedir.<br />
Yapı kimyasalları sektörünün<br />
jenerik markasını yaratan<br />
Kalekim, 44 yıllık bilgi<br />
birikimi ve tecrübesiyle yeni<br />
ürünler geliştirip, yepyeni<br />
projelere imza atarak, Türk<br />
yapı kimyasalları sektöründe<br />
ilkleri gerçekleştirmeye devam<br />
etmektedir. Bugün Kalekim,<br />
üretim ve satış kapasitesi olarak<br />
Türkiye ve bölgesinde birinci,<br />
Avrupa’da ise 5’inci sıraya yer<br />
almaktadır. Ülkemizde yüzde<br />
50’nin üzerinde pazar payına<br />
ulaşarak sektörde açık ara<br />
önde olan Kalekim, bulunduğu<br />
coğrafyada zirveye çıkmayı<br />
başarmış bir Türk şirketidir.<br />
Kalekim, İstanbul, Yozgat,<br />
Isparta, Mersin, Erzurum ve<br />
Mardin tesislerinde, üretim<br />
faaliyetlerini sürdürüyor. Yapı<br />
kimyasalları fabrikalarında<br />
yıllık toplam 700 bin ton yapı<br />
kimyasalı üretim kapasitesine<br />
sahip olan Kalekim, İstanbul’da<br />
bulunan Kale Boya ve Sıva<br />
işletmesinde yılda 100 bin<br />
ton boya ve sıva üretiyor.<br />
Kalekim, her türlü yapı<br />
kimyasalları, boya-sıva ile ısı<br />
ve su yalıtımı ürünleri üreterek<br />
yapı sektöründe öncülüğünü<br />
sürdürüyor. Bugün 70 ülkeye<br />
ürünlerini sunan Kalekim, ürün<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
Kalekim Genel<br />
Müdürü Altuğ Akbaş<br />
gamını, sektördeki trendleri ve<br />
tüketici ihtiyaçlarını gözeterek<br />
yeni ürünler ile genişletiyor.<br />
yıllar öncesine dayanan ve her<br />
geçen gün güçlenen ve büyüyen<br />
bir Ar-Ge bölümümüz var.<br />
Kalekim olarak, Ar-Ge<br />
çalışmalarımızı sadece<br />
performans analizine dayalı<br />
çalışmalarla değil, fiziksel ve<br />
kimyasal çözümlemeye de<br />
dayalı hale getirme vizyonuyla<br />
“Kalekim Uygulamalı<br />
Araştırma Laboratuvarı”nı<br />
oluştuduk ve son teknolojik<br />
cihazlarla donattık. Yarattığımız<br />
bu teknoloji üssünde bir<br />
yandan devlet ve üniversitelerle<br />
projeler yürütebilmeyi<br />
sağlayan enstrümantal analiz<br />
araçları ile çalışmalarımızı<br />
sürdürürken, kalite ve müşteri<br />
memnuniyetini garanti<br />
eden Avrupa Standartlarına<br />
ait tüm testlerimizi de<br />
gerçekleştiriyoruz.<br />
İnovasyon ve Ar-Ge<br />
alanlarında çalışmalarınızdan<br />
bahseder misiniz?<br />
Kalekim’i rakiplerinden ayıran<br />
en önemli özelliklerinden biri<br />
Ar-Ge’ye yaptığı yatırımdır<br />
ve inovasyon en önemli<br />
şirket stratejilerimizdendir.<br />
Ürettiğimiz ürünlerden,<br />
sunduğumuz hizmetlere tüm<br />
süreçlerimizde inovasyonun<br />
önemine inanıyoruz. Bu<br />
anlamda kuruluşu çok uzun<br />
Bugün, Kalekim Araştırma<br />
ve Geliştirme Bölümü’nde,<br />
çimento, akrilik, epoksi,<br />
poliüretan gibi kimyaları<br />
içinde barındıran; seramik<br />
uygulamaları, su yalıtımı, ısı<br />
yalıtımı, zemin sistemleri,<br />
boya, sıva, yüzey hazırlık<br />
malzemeleri gibi oldukça geniş<br />
ürün gamı için geliştirme<br />
ve iyileştirme faaliyetleri<br />
44 yıllık bilgi birikimiyle<br />
gerçekleştiriliyor.<br />
Ar-Ge gücümüzün bir izdüşünü<br />
olan, patenti tamamen<br />
Kalekim’e ait olan ve sektörde<br />
bir ilk olma özelliği taşıyan<br />
KALEKİM ID teknolojisiyle<br />
dünyanın her yerinde bulunan<br />
hammaddelerle aynı kalitede<br />
üretim yapabiliyoruz. Ürünleri,<br />
üretildiği coğrafyadan bağımsız<br />
olarak, farklı iklim koşullarını<br />
simüle eden sıcaklık ve<br />
nem ayarlı özel kabinlerde<br />
test ediyoruz. Uygulama<br />
ve performans testleri<br />
başarıyla sonuçlandırılan<br />
ürünler tüketicilerimizle<br />
buluşturuyoruz.<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
51<br />
Ortaya koyduğumuz bilimsel<br />
çalışmalarla ulusal ve<br />
uluslararası birçok platforma<br />
katılımcı olarak davet edilip,<br />
çalışmalarımızı sunmanın, Ar-<br />
Ge gücümüzle dünya çapında<br />
tanınmanın gurunu yaşıyoruz.<br />
Ayrıca Kalekim laboratuvarında<br />
ürünler dünyada sınırlı<br />
sayıda bulunan cihazlarla test<br />
ediliyor. Uygulamalı araştırma
laboratuvarımızda yapılan<br />
temel araştırma çalışmalarıyla<br />
ürün geliştirme çalışmalarına<br />
büyük destek sağlanıyor ve<br />
daha inovatif ürünler yapma<br />
potansiyelimizle birlikte ürün<br />
geliştirme hızımız giderek<br />
artıyor. Ar-Ge yapımız<br />
sadece performans analizine<br />
dayalı değil, performans ile<br />
birlikte fiziksel ve kimyasal<br />
çözümlemeye dayalı ve bu<br />
anlamda çalışan uygulamalı<br />
araştırma laboratuvarımız en<br />
teknolojik cihazlarla donatılmış<br />
durumda.<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
52<br />
Çevre politikası ve<br />
sürdürülebilirlik yaklaşımınız<br />
ile ilgili bilgi verir misiniz?<br />
Kalekim olarak, yapı<br />
sektöründeki faaliyet<br />
alanımızda ulusal liderliğimizi<br />
sürdürürken; ülkemizin<br />
bulunduğu bölgede, bilgi<br />
ve teknoloji gücümüz ile<br />
daima en iyi çözümler<br />
üreten bölgesel lider olma<br />
vizyonuyla hareket ediyoruz.<br />
Misyonumuz ise kurumsal<br />
sorumluluğumuzun bilinci<br />
ile profesyonel yeterliliğimizi<br />
işimize yansıtarak daima kaliteli<br />
ve en iyi çözümleri yaratmak ve<br />
bizimle çalışan herkese değer<br />
katmaktır.<br />
Yapı alanında sektöre liderlik<br />
eden bir şirket olarak,<br />
toplumsal sorumluluk<br />
anlayışımız konusunda özenli<br />
olmaya gayret gösteriyoruz.<br />
Müşterilerimizin ihtiyaç ve<br />
beklentilerine en doğru cevabı<br />
verebilmek için tüm faaliyet<br />
alanlarımızda “Daima en iyi”<br />
olmayı prensip ediniyoruz.<br />
Şirket olarak, ülkemizde<br />
sürdürülebilir bir büyümeyi<br />
başarmanın yolunun sürekli<br />
iyileştirme ve geliştirmeden<br />
geçtiğinin bilincindeyiz.<br />
Kalekim olarak, “Başka<br />
bir dünya yok, dünyayı<br />
kurtarabilmek için<br />
yapılacaklar çok” prensibinden<br />
hareketle, doğal kaynak<br />
kullanımında oldukça<br />
duyarlıyız. Atıklarımızı ayırıp<br />
tekrar doğaya kazandırma<br />
çalışmaları yapıyoruz.<br />
Yasal mevzuatlara uyum<br />
çerçevesinde; çevre, eğitim, iş<br />
sağlığı ve güvenliği, müşteri<br />
memnuniyeti konularında<br />
sorumluluğumuzun farkında<br />
olmaya devam ediyoruz.<br />
Yatırım planları<br />
oluşturulurken hangi<br />
kriterlere öncelik<br />
veriyorsunuz? Önümüzdeki<br />
dönemler için yatırım<br />
planlarınız var mı, varsa<br />
nelerdir?<br />
Yapı kimyasalları alanında<br />
özellikle Türkiye’nin yakın<br />
çevresi bizim için çok önemli.<br />
Ortadoğu ve Afrika’da<br />
farklı açılımlarla büyümek<br />
istiyoruz. Bir yandan da<br />
dünyaya entegre olarak,<br />
farklı coğrafyalarda üreten, o<br />
coğrafyanın insanlarına ürün<br />
satan ve onlardan alan bir yapı<br />
oluşturuyoruz.<br />
Bugün dünyanın pek<br />
çok yerinde güçlü bir<br />
dağıtım ağına sahibiz ve<br />
ürünlerimizi tam 70 ülkede<br />
tüketici ve profesyonellerle<br />
buluşturuyoruz. İhracatımızın<br />
yüzde 6’sını Avrupa Birliği<br />
ülkelerine, yüzde 35’ini<br />
Ortadoğu’ya, geri kalanını tüm<br />
dünyaya yapıyoruz. 2016 yılı<br />
dahil önümüzdeki dönemde bu<br />
bölgelerdeki faaliyetlerimizle<br />
birlikte Afrika’da da etkinliğimiz<br />
artacak.<br />
30 milyon TL yatırımla<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
Balıkesir’de yeni bir fabrika<br />
kuruyoruz<br />
Balıkesir’e 30 milyon TL<br />
yatırımla yeni bir Kalekim<br />
fabrikası kuruyoruz. İstanbul,<br />
Isparta, Mersin, Yozgat,<br />
Erzurum ve Mardin olmak<br />
üzere 5 coğrafi bölgede üretim<br />
yapan fabrikalarımıza Balıkesir<br />
ile birlikte Ege Bölgesi’ni de<br />
katıyoruz. Böylece bölgedeki<br />
konumumuzu güçlendirecek,<br />
Marmara Bölgesi’ndeki<br />
faaliyetlerimizi de desteklemiş<br />
olacağız. Balıkesir fabrikamızı<br />
<strong>2017</strong>’nin üçüncü çeyreği içinde<br />
açmayı planlıyoruz.<br />
Kalekim olarak faaliyet<br />
gösterdiğimiz tüm iş<br />
kollarında üretim yapabilecek<br />
kapasiteyle hayata geçecek<br />
yeni fabrikamızda, her türlü<br />
yapı kimyasallarını kapsayan;<br />
seramik yapıştırıcıları, derz<br />
dolguları, su ve ısı yalıtım<br />
malzemeleri, iç ve dış cephe<br />
boyaları ve dekoratif dış cephe<br />
sıvaları, en yeni teknolojiyle<br />
üreteceğiz.<br />
Boya ürünlerinin satıldığı<br />
nalbur dükkanlarında,<br />
satıcıların son kullanıcıya<br />
ürün hakkında yeterli bilgi<br />
verebilmesi oldukça önemli.<br />
Bu noktada perakendeci ve<br />
son kullanıcı arasında sağlıklı<br />
bilgi akışını sağlamak için<br />
üreticilere ne gibi görevler<br />
düşüyor? Sizin bu konudaki<br />
çalışmalarınız nelerdir?<br />
Müşterilerimiz ve bayilerimizle<br />
dayanışma, işbirliği ve<br />
uzun süreli güvene dayanan<br />
ilişkiler içinde olmak,<br />
en önemli değerlerimiz<br />
arasında yer alıyor. Gerek iş<br />
alanlarımızdaki operasyonel<br />
ve finansal sonuçlarımız,<br />
gerekse toplumsal alandaki<br />
faaliyetlerimiz için hedef<br />
koyarken, başarma inancımızın<br />
temel noktalarından biri<br />
de, bayilerimizin bu ortak<br />
hedeflerimize katkısı, inancı ve<br />
katılımı olmuştur.<br />
Kalekim olarak, sektörün<br />
kalifiye eleman ihtiyacını<br />
karşılamak ve ustalara yatırım<br />
yapmak amacıyla 2001 yılında<br />
kurduğumuz Kalekim Usta<br />
Kulübü ile sektöre önemli<br />
katkılarda bulunuyoruz.<br />
Bugün üye sayısı 55 bine<br />
yaklaşan Kalekim Usta Kulübü<br />
kapsamında Türkiye’nin<br />
çeşitli il ve ilçe merkezlerinde<br />
seminerler veriyoruz. Bu<br />
seminerlerde ustaları ürün ve<br />
uygulamalar, Kalekim Usta<br />
Kulübü hizmetleri ve yenilikler<br />
hakkında bilgilendirmenin yanı<br />
sıra sunduğumuz hediyelerle<br />
de iş yapma olanaklarını<br />
geliştirmelerine artı değer<br />
katıyoruz.<br />
Zorunlu hale gelen ‘Mesleki<br />
Yeterlilik Belgesi’uygulaması<br />
öncesinde, geçtiğimiz yıllarda,<br />
Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği<br />
ile ustalarımız için Uyum ve<br />
Geliştirme Kursları düzenledik,<br />
kurs sonunda başarılı olanlara<br />
MEB Onaylı Resmi Kurs<br />
Bitirme Belgesi sağladık. Bu<br />
kapsamda gerçekleştirdiğimiz<br />
tüm çalışmaların; seramik<br />
kaplama, boya, sıva, su ve ısı<br />
yalıtım ustalarının mesleki<br />
bilgi ve becerilerini geliştirmek<br />
ve sektöre kalifiye eleman<br />
kazandırmak açısından çok<br />
önemli olduğuna inanıyoruz.<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
53<br />
Kalekim olarak, KSV<br />
(Kaleseramik Eğitim Vakfı)<br />
çatısı altında, ‘Mesleki Yeterlilik
Belgesi’ konusunda da ustalara<br />
destek vermeye devam<br />
ediyoruz. Yapı sektörünün<br />
önemli iş kollarından olan<br />
‘Seramik Karo Kaplamacısı’,<br />
‘İnşaat Boyacısı’, ‘Isı Yalıtımcısı’<br />
ve ‘Su Yalıtımcısı’ olmak üzere<br />
4 ayrı dalda ‘Mesleki Yeterlilik<br />
Belgesi’ vermeye yetkili<br />
olan KSV İktisadi İşletmesi;<br />
Kalekim ve Kaleseramik’in<br />
eğitim desteğiyle ustaları sınav<br />
yapıyor, sınavda başarılı olanlar<br />
ise Mesleki Yeterlilik Belgesi<br />
almaya hak kazanıyor.<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
54<br />
Türkiye’de boya sektörünü<br />
nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
Küresel bazda Türkiye’nin<br />
boya sektöründeki konumu<br />
hakkında neler söylemek<br />
istersiniz?<br />
Türkiye gelişen bir ekonomiye<br />
sahip ve bu inşaat sektörüne de<br />
olumlu yansıyor. Önümüzdeki<br />
yıllarda da sektörün büyümeye<br />
devam edeceğini söyleyebiliriz.<br />
Enerji verimliliği çalışmaları<br />
kapsamında binalarda<br />
zorunlu tutulan ısı yalıtımı,<br />
sektörü canlandıran başka bir<br />
önemli etmen. Boya sektörü<br />
de önümüzdeki süreçte bu<br />
paralelde büyüyecektir.<br />
Boya sektörünün gelişimini<br />
direkt olarak ilgilendiren<br />
bir başka faktör ise konut<br />
kullanıcılarının ev ve<br />
binalarını boyama sıklığıdır.<br />
Araştırmalar ülkemizde<br />
gelişmiş ülkelere kıyasla<br />
daha seyrek boya yapıldığını<br />
ve renovasyona gidildiğini<br />
gösteriyor. Boyama sıklığı alım<br />
gücü ile doğru orantılı olduğu<br />
kadar ağlışkanlık ve boyanın<br />
ulaşılabilir olması ile de ilgili.<br />
Bu konuda sektör temsilcileri<br />
olarak çalışmalarımız devam<br />
ediyor.<br />
Sizce yıllık renk trendlerinde<br />
belirleyici rol oynayan<br />
faktörler nelerdir?<br />
Yeni renk trendlerinde çevreci<br />
anlayış ve doğal renkler<br />
belirleyici rol oynuyor. Daha<br />
huzurlu ve daha ferah bir ortam<br />
yaratan doğal renklerin yanı<br />
sıra, boya seçiminde su bazlı ve<br />
çevreye zarar vermeyen ürünler<br />
tercih ediliyor. Doğadan gelen<br />
renkler daha sade tonlarda<br />
kalırken, modern renkler canlı<br />
ve koyu olarak öne çıkıyor.<br />
Türkiye genelinde kaç bayiiniz<br />
var? Satış ve pazarlama<br />
alanında ne gibi faaliyetler<br />
yürütüyorsunuz? Bayilere ne<br />
gibi avantajlar sunuyorsunuz?<br />
Kalekim olarak, ana ve tali<br />
bayilerimizle, diğer bütün<br />
satış noktalarımızla birlikte<br />
tüm Türkiye’de yaklaşık<br />
7000 noktada bulunuyoruz.<br />
Seramik yapıştırıcısından<br />
derz dolguya, ısı ve su yalıtımı<br />
ürünlerinden dekoratif sıva<br />
ve boyaya, endüstriyel zemin<br />
ürünlerinden her türlü harç<br />
ve katkı malzemelerine kadar<br />
çok geniş yelpazede bir ürün<br />
gamına sahibiz. Bu doğrultuda<br />
bayilerimiz ve bayi çalışanlarına<br />
özel olarak ürünlerimizin<br />
doğru şekilde uygulama<br />
tavsiyeleri sağlayabilmeleri için<br />
teknik eğitimler sunuyoruz.<br />
Bununla beraber düzenli olarak<br />
onlarla bir araya gelip ürün ve<br />
hizmetlerimizle ilgili görüşlerini<br />
almaya özen gösteriyoruz.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ’NİN<br />
EN BÜYÜK TOPTAN SATIŞ MAĞAZASI<br />
ÖZGÜNEŞ AİLESİ<br />
RÖPORTAJ<br />
56<br />
Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en büyük toptan satış mağazası<br />
Özgüneş LTD. ŞTİ., 300’e yakın çalışanı ile 32 yıldır Karadeniz<br />
bölgesine hizmet vermeye devam ediyor. Örnek bir başarı<br />
hikayesine sahip olan Özgüneş’i yakından tanımak adına Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Halis Güneş’e sorularımızı yönelttik. Güneş,<br />
sorularımıza içtenlikle yanıt verirken şirketini, Özgüneş ailesi olarak<br />
tanımladı ve en büyük sermayenin insan kaynağı olduğunu belirtti.<br />
Öncelikle firmanızın kurumsal<br />
yapısından ve kuruluş<br />
aşamalarından bahseder<br />
misiniz?<br />
Firmamız aile şirketidir.<br />
1985 yılında seyyar<br />
satıcılıkla başlayıp, her<br />
geçen gün yeniliklere açık,<br />
sistemli, planlı ve programlı<br />
şirketleri örnek alarak<br />
bugünlere Allah (c.c)’ ın izniyle<br />
gelmiştir. Devalüasyonları<br />
yaşamış, yaşayanları görmüş,<br />
başarılı olan firmaları görmüş<br />
başarısız olanları görmüş ve<br />
hepsini biriktirip acele etmeden<br />
istikrarlı bir karar vermiştir.<br />
İstişareye çok önem veriyoruz<br />
ve istişarelerimizin bereketini<br />
çok şükür görüyoruz. Şuan<br />
ikinci kuşak olan çocuklarımız<br />
da tam anlamıyla işin içinde<br />
ve Allah (c.c) nasip ederse<br />
üçüncü kuşakların ve ondan<br />
sonraki kuşakların da bu<br />
şirketi devam ettirmesini ve<br />
ticaretimizi daha iyi yerlere<br />
getirmesi için ailemiz, mesai<br />
arkadaşlarımız, muhasebemiz<br />
ve danışmanlarımız ile birlikte<br />
çalışmalarımıza devam<br />
ediyoruz. Şuan şirketimizde 300’<br />
e yakın kişi istihdam etmektedir.<br />
Firmamız Trabzon merkezli<br />
olup Doğu Karadeniz bölgesinin<br />
tamamına hizmet vermektedir.<br />
Bölgemize kaliteli hizmeti<br />
sunmak, ticaretimizi daha iyi<br />
yerlere gelmesi için imalatçı<br />
ve ithalatçı firmalarımızın da<br />
destekleriyle birlikte bu günlere<br />
geldik inşallah bundan sonra<br />
da ticaretimizin daha iyi yerlere<br />
gelmesi için elimizden geleni<br />
yapmaya devam edeceğiz.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
Ürün gruplarınız nelerdir?<br />
Bayiliğini yaptığınız<br />
markalardan bahseder misiniz?<br />
Bu markaları tercih etme<br />
sebepleriniz nelerdir?<br />
Ürün gruplarımızı kısaca<br />
özetlemek gerekirse hırdavat,<br />
kırtasiye, züccaciye, lüks<br />
hırdavat, elektrik elektronik,<br />
plastik, oyuncak ve temizlik gibi<br />
ürünlerin bölgede toptan satış<br />
hizmetini sunmaktayız. Hırdavat<br />
sektöründe Akdemir Makine,<br />
Güzel Metal, Karakuş Hırdavat,<br />
Cansular, Uğur Hırdavat, Güney<br />
Hırdavat, Saraç <strong>Teknik</strong>, Çulha<br />
Hırdavat, Global <strong>Teknik</strong>, Baytaş,<br />
Beşel Madeni Eşya, İtal Hırdavat,<br />
Zimak El Aletleri, Selectron Vida,<br />
Bayramoğlu Hırdavat, Akyüzler<br />
İnşaat, Dima Hırdavat, As İlaç<br />
Sanayi, Fişek Hırdavat, İntratek…<br />
vb.gibi firmaların bölgede yıllarca<br />
ürününü satmaktayız ve her<br />
geçen gün satışının arttığını ve<br />
son tüketicilerin de memnun<br />
olduğunu görmekteyiz.<br />
Özgüneş’ in bölgedeki pazar payı<br />
nedir? Pazarın gelişmesi için<br />
neler yapmak gerekiyor?<br />
Özgüneş’ in bölgedeki pazar<br />
payı her geçen gün büyümekte.<br />
1985 yılında Samsun’da başlayıp<br />
1990 yılında Trabzon’ a gelerek<br />
32 yıldır kazanmış olduğumuz<br />
ticari tecrübelerimizin her<br />
geçen gün arttığını ve piyasanın<br />
büyümesinden daha fazla<br />
hizmetimizin büyüdüğünü<br />
gördük. Çünkü bölgeyi çok iyi<br />
bildiğimizden dolayı hizmetimiz<br />
her geçen gün tatlı bir çıkışla<br />
yola devam etti. Bundan sonraki<br />
dönemler içinde Trabzon<br />
merkezli olup Doğu Karadeniz’<br />
in tamamına en iyi şekilde<br />
kaliteli hizmet sunmak, fuar<br />
organizasyonlarımızla bölgeye<br />
canlılık getirmek, imalatçı ve<br />
ithalatçı firmaların desteklerini<br />
bölgeye en iyi şekilde sunarak<br />
ticaretimize Allah (c.c)’ ın izniyle<br />
devam etmeyi düşünmekteyiz.<br />
Özgüneş olarak bütün Karadeniz<br />
Bölgesine hitap ediyorsunuz. Sizi<br />
bu denli başarılı kılan noktalar<br />
neler oldu?<br />
Biz Özgüneş olarak Karadeniz’de<br />
doğduk 54 yıldır da Karadeniz’ de<br />
yaşıyoruz ve bölgenin ihtiyacını,<br />
havasını, suyunu çok iyi bildiğimiz<br />
için fabrikalara gittiğimizde<br />
fabrikanın her ürettiğini<br />
almıyoruz. Fabrikanın her ürettiği<br />
Türkiye ve dünyaya hitap ediyor<br />
fakat biz bize hitap eden noktadan<br />
yola çıkarak ürünlerimizi<br />
alıp bölgeye sunuyoruz ve<br />
bölgemizdeki müşterilerde<br />
herhangi bir stok maliyetine<br />
girmeden, hangi mevsimde<br />
hangi ürünlerin satılacağını<br />
tecrübelerimizle müşterilerimize<br />
aktarıp uygun fiyatlarda kaliteli<br />
ürünü sunarak, fabrikaların<br />
desteğiyle birlikte ürünlerini alıp<br />
hızlıca satıyor. Bu da bölgemize<br />
hareket getirip piyasayı canlı<br />
tutmasına ve bölgede kaliteli ve<br />
verimli bir ticaret yapmamızı<br />
sağlıyor.<br />
Sektöre yeni adım atan ya da<br />
büyümek isteyen firmalara<br />
tecrübeleriniz doğrultusunda<br />
neler önerirsiniz?<br />
Sektöre yeni açılacak firmalarla<br />
ilgili önce tanışmayı isteriz.<br />
RÖPORTAJ<br />
57
RÖPORTAJ<br />
58<br />
Kendilerini firmamızda ağırlarız<br />
veya biz firmayı ziyarete gideriz<br />
asla telefonda bu konuları<br />
görüşmeyiz. Birbirimizle önce<br />
tanışır ve bugüne kadar hangi<br />
sektörlerde çalıştığını, nerelerde<br />
çalıştığını, ne iş yapmak istediğiyle<br />
alakalı muhabbet eder ve ön<br />
fizibilite çalışması yaparız.<br />
Karşılıklı istişareler sonucu hangisi<br />
hayırlısı olacaksa karar vererek<br />
ticaretimizin yolunu belirleriz.<br />
Bayi seçerken nelere dikkat<br />
ediyorsunuz? Çalışma<br />
prensiplerinizden bahseder<br />
misiniz?<br />
Bizimle çalışmak isteyen firmalar<br />
için ne kravatına ne de altındaki<br />
arabasına asla bakmıyoruz.<br />
Onun hayat tecrübesine,<br />
heyecanına ve bize vermiş<br />
olduğu özgüvenine bakarak 32<br />
yıllık hayat tecrübemizden yola<br />
çıkarak kendisine ne şekilde<br />
faydalı olabiliriz, ticaretimizi<br />
hangi noktalara taşıyabilip<br />
taşımayacağımızla ilgili istişareler<br />
yaparak yol haritası çiziyoruz. Bu<br />
haritadan yola çıkarak ticaretimize<br />
her şeyi en başından konuşarak<br />
başladığımız için ilerleyen<br />
süreçlerde de herhangi bir sorun<br />
yaşamamaktayız. Bu zamana<br />
kadar çok şükür Allah (c.c)’ a<br />
ticaretimiz bu şekilde gerçekleşti<br />
ve bundan sonrada inşallah bu<br />
şekilde ilerlemeyi düşünmekteyiz.<br />
Sizi seçen bayiler ne gibi<br />
avantajlar elde ediyor?<br />
Bizi seçen bayiler bölgede 1985<br />
yılından beri aynı sektörde devam<br />
emekte olduğumuz için merkezi<br />
Trabzon olmak üzere Ordu,<br />
Giresun, Gümüşhane, Bayburt,<br />
Rize, Artvin il ve ilçelerine<br />
yaklaşık 9500 müşteriye hizmet<br />
vermekteyiz. Bu bölgelerde<br />
haftada 1 gün veya 2 gün servis<br />
ve pazarlama ağımızla birlikte<br />
bu bölgelere 90.000 barkod<br />
ürünümüz ile hizmet verdiğimiz<br />
için firmalar bizi tercih etmektedir.<br />
Bölgemizde bizimle anlaşma<br />
yapan firmaların büyüdüğünü,<br />
onlar da bizler de birlikte<br />
görmekteyiz. Çünkü 32 yıllık<br />
ticari tecrübemizin olduğunu ve<br />
bu tecrübemizi de her geçen gün<br />
arttırarak bölgeye daha kaliteli<br />
hizmet vermek müşterilerimizi<br />
memnun ediyor.<br />
Bölgenizdeki nalburiye ve<br />
hırdavat pazarını değerlendirir<br />
misiniz? Pazar yeniliğe açık mı?<br />
Sorunlarınız nelerdir, çözümü<br />
için neler yapılmalı?<br />
Hırdavat ile ilgili pazarda çok<br />
boşluk olduğunu görmekteyiz.<br />
Bu boşluğu hemen yarın<br />
doldurma şansımız yok. Önce<br />
sermaye ve iyi bir altyapı<br />
kurmamız ve firmalardan da<br />
bu konular için destek alarak<br />
fabrikaların bu bölgeye ürün<br />
satabileceğine inanmaktayız.<br />
Ben 32 yıldan beri büyümekte<br />
olduğumuzu görmekteyim yalnız<br />
bu büyümemiz yeterli değil<br />
daha da çok boşluk olduğunu<br />
düşünüyorum. Çünkü sebebi<br />
şu; bölgelerde bir ürünü bir kişi<br />
veya iki kişi sattığı zamanki satış<br />
ile aynı ürünü 20 kişi sattığı<br />
zamanki satış arasında hem<br />
tatlı bir rekabet oluyor hem de<br />
ulaşılamayan yerlere ulaşılmaya<br />
çalışılıyor herkes birbiri ile<br />
tatlı bir yarış içinde son derece<br />
güzel ve bereketli bir ticaret<br />
olacağına inanmaktayım. Aynı<br />
zamanda yeni çıkmış ürünlerin<br />
tanıtımının daha iyi yapılarak,<br />
kataloglar ve ürün numuneleriyle<br />
birlikte dolaşarak bizlerin ziyaret<br />
edilmesinin daha faydalı olacağını<br />
düşünmekteyim.<br />
Son kullanıcılarda ‘doğru<br />
ürün’ algısı oluşması için neler<br />
yapılmalı? Siz bu kapsamda<br />
hangi çalışmaları yapıyorsunuz?<br />
Üreticilere ne gibi görevler<br />
düşüyor?<br />
Bölgemizin mevsim gelmeden<br />
önce ihtiyacını tahlil yapmaktayız.<br />
Bu durumda bir önceki senemizin<br />
satışını dikkate alarak kendi ön<br />
gördüğümüz büyüme hedefine<br />
göre stok bulundurmaktayız.<br />
Bölgede satmış olduğumuz<br />
ürünlerin tüketici tarafından<br />
takdir görmesini devamlılık<br />
arzu etmesini müşterinin aynı<br />
markayı ısrarla istemesine<br />
dikkat ettik ve önem gösterdik.<br />
Firmalardan almış olduğumuz<br />
ürünlerden satışa sunduğumuz<br />
ürünlerin son tüketici tarafından<br />
şikayetleri ve memnuniyetsizlikleri<br />
duyduğumuz an harekete geçerek<br />
bu ürünü geri toplamanın ve iade<br />
etmenin fabrikalara da konuyu<br />
anlatarak bir daha böyle bir<br />
hataların olmamasını sağlamalıyız.<br />
Yapılan bir hatanın tüketiciye<br />
yansımamasına markaların bu<br />
konuda zarar görmemesine<br />
çok dikkat etmekteyiz. Üretim<br />
boyutunda da ürünün daha kaliteli<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
ve ithalatçı firmalarımızın<br />
desteğini bölgemizde kendileri<br />
buradaymış gibi hizmet vermeyi<br />
düşünmekteyiz.<br />
olması için elimizden geleni hep<br />
beraber yaparak doğru ürünü,<br />
doğru kişilere doğru zamanda<br />
tedariğini sağlamamız gerektiğini<br />
düşünmekteyim.<br />
<strong>2017</strong> yılı için yol haritanız ve<br />
hedefleriniz nelerdir?<br />
<strong>2017</strong> yılı için yol haritamızda<br />
şuan ki mevcut olduğumuz<br />
yer Trabzon ili Akçaabat ilçesi<br />
Akçakale beldesinde anayola 500<br />
mt içerde kalan 7500 m2 kapalı<br />
alan yerimizden yine Akçakale’de<br />
anayol üzeri 7 kat toplam 21.000<br />
m2 kullanım alanına sahip<br />
plazamıza Allah (c.c) nasip ederse<br />
en kısa zamanda geçiyoruz. Yeni<br />
yerimizde hem ürün çeşitliliğini<br />
arttırmak hem de daha kaliteli<br />
hizmet sunmayı hedeflemekte ve<br />
4 mevsim 4 fuar organizasyonu<br />
gerçekleştirmeyi düşünmekteyiz.<br />
100’e yakın firmaya reyon vererek<br />
ürün numunelerini koyup, 3<br />
veya 4 gün firmaların kendi<br />
elemanları reyonların başında<br />
durarak, ürününü daha iyi<br />
şekilde sunup, bu bölgede 2014<br />
yılında yaptığımız ve 3.000’in<br />
üzerinde katılımın gerçekleştiği<br />
fuar organizasyonumuzu<br />
kendi yerimizde yılda 4 fuar<br />
organizasyonu düzenleyerek bu<br />
7 ili fabrikalar ile tanıştırmayı<br />
düşünmekteyiz. 2014 yılında<br />
yaptık çok güzel meyvesini<br />
gördük ve bölgeye heyecan ve<br />
hareket getirdi inşallah bundan<br />
sonraki fuarlarımızda daha<br />
neşeli ve bereketli geçeceğini<br />
düşünmekteyim. Fuar<br />
organizasyonumuzun yanı sıra<br />
şuanda 300’e yakın çalışanımız<br />
var aynı zamanda çalışan<br />
sayımızı da artırmayı, imalatçı<br />
Sektörde karşılaştığınız<br />
sorunlar ve bu sorunlara dair<br />
çözüm önerileriniz aktarır<br />
mısınız? Sorunların çözümü<br />
konusunda varsa ilgili kamu<br />
ve kuruluşlardan talep ve<br />
beklentileriniz nelerdir?<br />
Bölgemizde sorunlarla<br />
karşılaşmıyoruz diyebiliriz. Çünkü<br />
görüşmelerimizi yüz yüze karşılıklı<br />
yaptığımız için karşımızdaki<br />
kişiyi iyi tahlil ederek hayat<br />
tecrübemizin de sayesinde çok<br />
şükür Allah (c.c)’ a hiçbir sıkıntı<br />
yaşamamaktayız.<br />
Toparlamak gerekirse son olarak<br />
eklemek istedikleriniz nelerdir?<br />
Biz Özgüneş ailesi olarak <strong>Nalbur</strong><br />
<strong>Teknik</strong> ailesine çok teşekkür<br />
ederiz. Kendileriyle fuarda tanıştık,<br />
muhabbet ettik. Derginizde<br />
bize yer vermek istediğinizi<br />
söylediğinizde 32 yıllık hayat<br />
tecrübemizden elimizden geldiği<br />
kadarıyla en içten bir şekilde<br />
anlatacağımızı söyledik. Bu dergi<br />
çalışmanızda da ayın toptancısı<br />
bölümünüzde bize yer verdiğiniz<br />
için sizlere çok teşekkür ediyor<br />
başarılarınızın devamını diliyor ve<br />
Özgüneş ailesi olarak Trabzon’ dan<br />
kucak dolusu selam ediyoruz.<br />
RÖPORTAJ<br />
59
ÖZKAN MENGENE’NİN<br />
BUNDAN SONRAKİ HEDEFİ İHRACAT<br />
RÖPORTAJ<br />
60<br />
Özkan Makine El Aletleri Genel Müdürü Özkan Ünal; <strong>2017</strong> -<br />
2018 yıllarında tesviyeci tezgah mengenelerinde yeni modeller<br />
çıkaracaklarını aktararak bundan sonraki hedeflerinin dış<br />
pazara açılmak olduğunu belirtti.<br />
43 yılı aşkın süredir sektörde<br />
varlığını sürdüren Özkan<br />
Makine El Aletleri, marka<br />
olma yolunda emin adımlarla<br />
ilerliyor. Özkan Makine<br />
El Aletleri Genel Müdürü<br />
Özkan Ünal ile yaptığımız<br />
söyleşide Ünal: “43.yılı aşkın<br />
süredir sektörün içindeyiz.<br />
Özkan Makine El Aletleri’nin<br />
temellerini bu tecrübeyle 2008<br />
yılında attık. 2008 yılından<br />
günümüze kadar yüksek kaliteli<br />
ürün, müşteri memnuniyeti<br />
ve güveni ön planda tutarak,<br />
Türkiye genelinde marka olma<br />
yolunda ilerledik.” dedi.<br />
Ağırlıklı olarak mengene<br />
üretimi yapılıyor<br />
Sabit tesviyeci mengene, döner<br />
tabla tesviyeci mengene, tesisatçı<br />
mengene, matkap mengeneleri,<br />
boru mengeneleri, büyük tip<br />
işkence ve küçük tip işkenceler<br />
alanında üretim yaptıklarından<br />
bahseden Ünal, ağırlıklı olarak<br />
mengene üretimi yaptıklarının<br />
altını çizdi.<br />
50’yi aşkın toptancı<br />
Hırdavat sektöründe 50’yi aşkın<br />
toptancı firmaya ürün tedarik<br />
ettiklerini aktaran Özkan Ünal;<br />
Türkiye genelinde ürünlerinin<br />
çok yaygın bir pazarda<br />
olduğunu, gerek toptancı<br />
bayileri gerekse son kullanıcı<br />
ile ürünlerinin Türkiye’nin<br />
her il ve ilçesine ulaştıklarını<br />
belirtti. Ünal, satış sonrasında<br />
müşterileri ile sürekli iletişim<br />
halinde kalarak her sorun ve<br />
soruya destek sağladıklarına<br />
değindi.<br />
Yeni modeller yolda<br />
<strong>2017</strong> - 2018 yıllarında tesviyeci<br />
tezgah mengenelerinde yeni<br />
modeller çıkaracaklarını ve<br />
bunun çalışmalarının devam<br />
ettiğini aktaran Ünal; henüz<br />
ihracatlarının bulunmadığını,<br />
bundan sonraki hedeflerinde,<br />
iç pazarda oluşan güven ve<br />
marka oluşumunun dış pazara<br />
aktarılması olduğunu söyledi.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
“GÜVENİLİR İŞ ORTAKLIĞI”<br />
RÖPORTAJ<br />
62<br />
Ticari işlemlerde paradan Barter’a giden süreci ulusal ve küresel<br />
boyutlara taşımayı hedefleyen Türk Barter’ın amacı; ticaret<br />
yaşamında parayı tamamen ortadan kaldırmak değil salt para<br />
olmadan da ticaret yapılabileceği bilincini yaygınlaştırmaktır.<br />
Alternatif ticaret ve<br />
finans modeli olan<br />
Barter sistemi bugün<br />
Türkiye iş dünyasına Türk<br />
Barter tarafından kazandırılmış<br />
önemli bir sektör. Türk Barter,<br />
sunduğu sistemle ekonomik<br />
yaşama artı değer katmanın<br />
yanı sıra tüm sektörlere<br />
yönelik üretimi durdurmayan,<br />
istihdamı koruyan, sermayeyi<br />
güçlendiren, parayı amaç<br />
değil araç yapabilen risksiz<br />
ekonomi çözümü sunuyor.<br />
Barter sisteminin Türkiye’de<br />
benimsenmesini ve yaygın<br />
şekilde kullanılmasını misyon<br />
edindiklerini vurgulayan<br />
Türk Barter Genel Müdürü<br />
M. Sırrı Şimşek, bu amaçla<br />
“Barter Eğitimleri” vererek<br />
gençlere de yol gösterdiklerini<br />
söyledi. Güçlü bir Türkiye’nin,<br />
ekonomik anlamda bağımsız<br />
Türkiye’den geçtiğine<br />
inandıklarını dile getiren<br />
Şimşek, çalışmaları ve sektörle<br />
ilgili sorularımızı cevaplandırdı.<br />
Türk Barter hakkında bilgi<br />
verir misiniz? Kuruluşundan<br />
bu yana geçen süreci anlatır<br />
mısınız? Sektöründeki yeri<br />
nedir?<br />
“Türk Barter, Barter sisteminin<br />
Türkiye’de uygulanmasına<br />
öncülük etmiş ve Barter<br />
deneyimlerini birleştiren bir<br />
grup girişimci profesyonel iş<br />
adamı tarafından kurulmuştur.<br />
Girişimcileri ve çalışanlarının<br />
aynı çatı altında bütünleştiği<br />
aile yapısı, teknolojik altyapı<br />
desteği ve çağdaş yönetim<br />
sistemiyle Türk Barter’ın<br />
bugünkü güçlü yapısını<br />
oluşturmaktadır. Müşterilerine<br />
süratli ve kaliteli hizmet<br />
sunmayı ilke edinen Türk<br />
Barter; gücünü büyük bir<br />
hassasiyetle bünyesine<br />
kattığı üye firmalarından ve<br />
kendisinin de üyesi olduğu<br />
Dünya Barter Birliğine<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
Türk Barter Genel Müdürü<br />
M. Sırrı Şimşek<br />
(IRTA) bağlı uluslararası<br />
firmalardan oluşan Barter<br />
Ortak Pazarı’ndan almaktadır.<br />
Ticari işlemlerde paradan<br />
Barter’a giden süreci ulusal<br />
ve küresel boyutlara taşımayı<br />
hedeflemiş Türk Barter’ın<br />
amacı; ticaret yaşamında parayı<br />
tamamen ortadan kaldırmak<br />
değil salt para olmadan da<br />
ticaret yapılabileceği bilincini<br />
yaygınlaştırmaktır. Türk Barter<br />
kurulduğu yıllardan bu yana<br />
çok ciddi anlamda değişiklikler<br />
ve hep yükselen grafikler<br />
çizmiştir. Öncelikle Barter<br />
sisteminin ülke ekonomisine<br />
kazandırılmasında ve ticari bir<br />
model olarak algılanmasında<br />
çok önemli görevler almış ve<br />
yerine getirmiştir. Türkiye’de ilk<br />
Barter şirketi olarak devletin<br />
Barter modellemesindeki<br />
uğraşlarına tecrübelerini<br />
aktarmıştır. Bizler; küresel<br />
ve stratejik düşünce, çevre,<br />
toplum ve müşteri odaklılık,<br />
kaynaklara saygı ve verimlilik,<br />
bilimsellik ve bütünsel kalite,<br />
uzlaşma, değişim ve paylaşım<br />
değerlerini Türk Barter’ın temel<br />
değerleri olarak kabul ediyor<br />
ve bu değerler aracılığı ile<br />
Barter’ın Türk ekonomisine güç<br />
katmasını amaçlıyoruz.”<br />
Barter nedir?<br />
“Barter, alternatif ödeme ve<br />
finansman sistemidir. İhtiyaç<br />
duyulan mal veya hizmetin,<br />
satılan mal veya hizmet<br />
karşılığında satın alınmasına<br />
Barter denir. Barter birebir<br />
mal değiş tokuş işlemi değildir.<br />
Barter birkaç istasyonlu bir<br />
takas işlemidir. İhtiyaç duyulan<br />
mal veya hizmetin, satılan mal<br />
veya hizmet karşılığında satın<br />
alınmasına Barter denir. İlk<br />
uygulamaları takas yöntemi<br />
olan Barter Sistemi, organizatör<br />
bir şirket aracılığı ile çoklu<br />
takas yöntemini geliştirmiştir.<br />
Barter sisteminin en önemli<br />
araçları arz ve talep bilgileridir.<br />
Bu bilgiler ile Barter Ortak<br />
Pazarı’ndan bahsetmek<br />
mümkün olabilir. Barter Ortak<br />
Pazarı bir aidiyet duygusu ile<br />
hareket edebilen firmaları bir<br />
araya getiren Barter şirketi<br />
tarafından oluşturulur. Türk<br />
Barter Ortak Pazarı geniş<br />
açılımlı ve dünyada en kapsamlı<br />
sektör dağılımına sahip bir<br />
pazardır. Barter sistemi, üye<br />
firmaların arzlarının satışı<br />
ve taleplerinin karşılanması<br />
esasında çalışır ve talepler<br />
için ilgili firmaları Barter<br />
Ortak Pazarı’nda birlikte<br />
çalışmaya davet ederek büyür.<br />
Satış yaparak alacaklanan<br />
firma ihtiyaçlarını Barter<br />
Ortak Pazarı’nda bulunan üye<br />
firmaların satışa sundukları mal<br />
veya hizmetlerden karşılar.”<br />
Türk Barter’ın hedefleri<br />
nelerdir? Bu hedefler<br />
doğrultusunda yeni<br />
projeleriniz olacak mı?<br />
“Hedefimiz; en önemli<br />
kaynağımız olan insanı verimli<br />
ve başarılı hale getirecek<br />
sistemleri oluşturmaktır. Tüm<br />
dünyada fırsatları erken görüp<br />
ülke ekonomisine faydalı bir<br />
şekilde değerlendirmektir.<br />
Çağdaş yönetimin gerektirdiği<br />
kurumsal yönetim kurallarını<br />
uygulayarak Türk Barter’ı<br />
uzun yıllar varlığı güvenle<br />
anılan bir grup yapmaktır.<br />
Ana ilkelerimiz; gelir<br />
ve istihdam oluşturarak<br />
ülkemizin, müşterilerimizin ve<br />
çalışanlarımızın menfaatlerini<br />
en üst seviyeye çıkararak<br />
büyümek, yurt içi ve yurt<br />
dışında güvenilir marka<br />
olmayı sürdürmektir. Bizler<br />
Türk Barter olarak tüm<br />
ilişkilerimizde “güvenilir iş<br />
ortaklığı” ilkesini titizlikle<br />
uyguluyoruz. Hedeflerimizi<br />
bu inançtan aldığımız güçle<br />
gerçekleştiriyoruz.”<br />
Türk Barter’a kimler nasıl üye<br />
oluyor?<br />
“Bir şirket Barter sistemiyle<br />
çalışmaya karar verdiği<br />
zaman üyelik süreci, ilgili<br />
brokerler tarafından yapılacak<br />
toplantılarla başlıyor. Bu<br />
toplantılarda şirketin öncelikle<br />
bir projesi hazırlanıyor ve bu<br />
projede şirketin stok yapısı,<br />
atıl kapasitesi, nakit durumu<br />
ve kredi durumu analiz<br />
edilerek şirketin sisteme dâhil<br />
edilmesi sağlanıyor. Türk<br />
Barter, sistemden talep edilen<br />
mal veya hizmetleri veren<br />
şirketleri, talebi olan firmayla<br />
bir araya getiriyor. Firmanın<br />
üye olması için de birtakım<br />
formaliteleri tamamlaması<br />
gerekiyor: Şirketin faaliyette<br />
olması, şirketin arzlarının reel<br />
olması, fiyatlarının reel olması<br />
ve Türk Barter’ın yapmış olduğu<br />
inceleme sonucunda şirketin<br />
Barter sektöründe faaliyeti<br />
bulunacak bir firma olması.”<br />
Üyelerinize kredi veriyor<br />
RÖPORTAJ<br />
63
RÖPORTAJ<br />
64<br />
musunuz?<br />
“Evet, üyelerimize “Barter<br />
Mal ve/veya Hizmet Kredisi”<br />
veriyoruz. Barter Mal ve<br />
Hizmet Kredisi; üyenin, Barter<br />
Ortak Pazar’ında ödemeyi<br />
Barter Çeki ile yaparak mal<br />
veya hizmeti, satın alma<br />
işlemlerinde borçlanabilme<br />
limitidir. Üyelerimizden kredi<br />
talebi geldiğinde, uzmanlarımız<br />
kredi risk analizi yapıyor ve<br />
teminat alımı karşılığında 1<br />
yıl vadeli faizsiz mal ve hizmet<br />
kredisi veriliyor. Bizim kredi<br />
sistemimizin bankalardan<br />
farkı ve avantajı, faizsiz<br />
olması ve aldığınız kredinin<br />
karşılığını kendi ürettiğiniz<br />
mal veya hizmetle ödüyor<br />
olmanızdır. Bankacılık<br />
uygulamalarında krediler,<br />
faiz oranları doğrultusunda<br />
nakden geri ödemeye tabidir.<br />
Oysaki teminat kapsamı ve<br />
kredilendirme Türk Barter’ın<br />
belirlediği oranda yapılır.<br />
Kredi borcu bulunan üye, 1<br />
yıl içerisinde Barter Ortak<br />
Pazarı’nda satış yaparak<br />
borcunu faizsiz olarak Barter ile<br />
öder.”<br />
Kaç şubeniz var?<br />
“Türkiye’de İstanbul’da bulunan<br />
Genel Merkezimiz; yurt içinde<br />
Adana, Ankara, Antalya, Bursa,<br />
İzmir, Kayseri, Konya ve yurt<br />
dışında 9 şubemiz ile hizmet<br />
vermekteyiz.”<br />
Arz ve Talep oluşturmak ne<br />
demek ve nasıl oluyor?<br />
“Üye, Barter sisteminde<br />
çalışabilmesinin yegâne<br />
göstergesi olan arz bilgisini<br />
sisteme kaydetmek ile ya da<br />
bildirmek ile yükümlüdür.<br />
Arz, satıcıların çeşitli fiyat<br />
seviyesinde satmak istedikleri<br />
mal miktarlarını gösteren<br />
tablodur. Bu tablonun sistem<br />
içinde oluşturularak üyelerin<br />
hızlı bir şekilde arzdan haberdar<br />
olması sistemin sağlıklı<br />
büyüme göstermesi için önem<br />
taşımaktadır. Arz bildirim<br />
formu sistem üyelerinin<br />
pazara sunmak istedikleri mal<br />
veya hizmetlerin nitelik ve<br />
özelliklerini belirttikleri matbu<br />
formdur. Üyenin sisteme arz<br />
etmek istediği ürünün miktar,<br />
fiyat vs. özelliklerini gösterir<br />
belgedir. Üyenin, Barter sistemi<br />
ile satın almak istedikleri<br />
malların veya hizmetlerin<br />
bilgilerinden oluşturduğu<br />
listedir. Arz, Barter Online<br />
programına kaydedilerek diğer<br />
üyelere duyurulur. Arz edilen<br />
mal veya hizmet, web sitesi,<br />
e-mail, call center ve dergi gibi<br />
yayın araçları ile diğer üyelere<br />
duyurulur. Arz duyurusu<br />
yapılan mal veya hizmeti talep<br />
eden firma, broker’lar aracılığı<br />
ile ürün alımını gerçekleştirir.”<br />
Yurt dışı üyeliğiniz var mı?<br />
“IRTA ( Dünya Barter<br />
Birliği ) Yönetim Kurulu<br />
üyeliğimiz ve IRTA Avrupa<br />
Etik Komite Yönetim Kurulu<br />
Başkanlığında olmamızdan<br />
dolayı işlemlerimizi uluslararası<br />
anlamda yapmaktayız.<br />
Hedeflerimiz arasında anlaşmalı<br />
olduğumuz ülkelerin sayısını<br />
artırmak ve tüm dünya ülkeleri<br />
ile iş birliği halinde olmak<br />
var. Ayrıca 17 ülke ile iş birliği<br />
anlaşmalarımız bulunmaktadır.<br />
Amerika, İngiltere, Fransa,<br />
Dubai, Singapur, Belçika,<br />
Meksika, Polonya, Hollanda,<br />
Çek Cumhuriyeti, İzlanda,<br />
Rusya, İtalya, Azerbaycan,<br />
Bosna Hersek ve Kanada ile iş<br />
birliğimiz devam etmektedir.”<br />
Çalışanlarınız için<br />
düzenlediğiniz sosyal<br />
etkinlikleriniz var mı? Kısaca<br />
bahseder misiniz?<br />
“Her yıl geleneksel olarak<br />
“Barter Club” etkinlikleri ile<br />
üyelerimiz ve çalışanlarımızı<br />
buluşturuyor, gezi toplantı<br />
vb. sosyal etkinliklerde<br />
bulunuyoruz. Barter Club, gerek<br />
üye ve çalışan diyaloglarının<br />
sağlıklı işlemesi gerekse de üye<br />
adaylarının bilinçlendirme<br />
faaliyetlerini üstlenmiştir.”<br />
Sektöre vermek istediğiniz bir<br />
mesajınız var mı?<br />
“Son zamanlarda uluslararası<br />
literatürde bağlantıları olmayan,<br />
akreditasyonu Dünya Barter<br />
Birliği (IRTA) tarafından<br />
kabul görmemiş ve şirketlere<br />
geri dönüşlerde ciddi zararlar<br />
verebilen Barter şirketlerinin<br />
kurulmakta. Kontrolsüz olarak<br />
kurulan bu tür şirketler sektöre<br />
olan güveni de sarsmaktadır.<br />
Kurulan sözde Barter şirketleri<br />
ile Türk Barter’ın hiçbir şekilde<br />
direkt, endirekt ve stratejik<br />
iş birliği yoktur. Böyle bir<br />
bağlantı kesinlikle söz konusu<br />
olamaz. Amaçları farklı olan<br />
diğer Barter şirketleri, kredi<br />
risk yönetiminden yoksun<br />
olarak müşterilerine karşılıksız<br />
krediler vererek Barter<br />
sektörüne çok ciddi bir darbe<br />
vurmaktadır. Bu maksatla<br />
müşterilerimizi ve Barter<br />
sisteminden fayda bekleyen<br />
potansiyel firmaları uyarıyoruz.<br />
Barter sistemi modelini<br />
kapsayan bir mevzuatın<br />
olmamasından kaynaklanan<br />
yeni oluşum şirketlere zarar<br />
vermektedir. Bu nedenle<br />
sistem, bir mevzuata ihtiyaç<br />
duymaktadır. Bu maksatla<br />
bir an önce Barter Kanunu<br />
çıkarılmalıdır ki bu tarz<br />
girişimler engellensin ve Barter<br />
sistemi güvenle yoluna devam<br />
etsin.”<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
İŞ DÜNYASI REFERANDUM<br />
SONUCUNU DEĞERLENDİRDİ<br />
EKONOMİ<br />
66<br />
Türkiye’nin kaderini değiştirecek referandumda ‘evet’ kazandı.<br />
Ekonomi dünyası referandum sonuçlarını değerlendirdi.<br />
Türkiye İhracatçılar<br />
Meclisi (TİM) Başkanı<br />
Mehmet Büyükekşi,<br />
“Halkımız, güven ve istikrar<br />
ortamının devamı yönünde<br />
görüş bildirmiştir. Çift<br />
başlılığın kalkmasının<br />
önemini kavramış, koalisyon<br />
dönemlerinden kalan<br />
yaraların tekrar açılmaması<br />
için sürece son noktayı<br />
koymuştur. Bugün Türkiye<br />
için bir değişim günüdür.”<br />
ifadelerini kullandı.<br />
TİM ve İstanbul Sanayi<br />
Odası (İSO) yaptıkları yazılı<br />
açıklama ile referandum<br />
sonuçlarını değerlendirdi.<br />
TİM Başkanı Büyükekşi,<br />
halkın kendisi ve geleceği<br />
için en doğru kararı verdiği<br />
yorumunda bulunarak,<br />
şunları kaydetti: “Kararın<br />
tüm halkımız için hayırlara<br />
vesile olması en büyük<br />
temennimizdir. Halkımız,<br />
güven ve istikrar ortamının<br />
devamı yönünde görüş<br />
bildirmiştir. Çift başlılığın<br />
kalkmasının önemini<br />
kavramış, koalisyon<br />
dönemlerinden kalan<br />
yaraların tekrar açılmaması<br />
için sürece son noktayı<br />
koymuştur. Bugün Türkiye<br />
için bir değişim günüdür.<br />
İnşallah, Cumhurbaşkanlığı<br />
Hükümet Sistemi ile birlikte<br />
karşılaştığımız bürokratik<br />
engeller azalacak, karar<br />
alma mekanizması hızlı bir<br />
şekilde gerçekleşecek ve<br />
uygulamada yaşanan sorunlar<br />
azalacak. Aynı zamanda<br />
bakanlıklarımız arasında<br />
koordinasyon artacak<br />
ve kamu verimliliği üst<br />
seviyelere yükselecek. Yine<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
aynı şekilde, yeni sisteminin<br />
sağladığı istikrar ve güven ile<br />
yatırımlar hızlanacak. Böylece<br />
hem üretim, hem istihdam<br />
hem de ihracatımız artacak.<br />
İhracatımızda ‘Atılım Yılı’ ilan<br />
ettiğimiz <strong>2017</strong>, aynı zamanda<br />
Türkiye’nin de atılım yılı<br />
olacak. 2023 hedeflerimize<br />
daha emin adımlarla<br />
yürüyeceğiz.”<br />
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan<br />
da sonuçların hayırlı<br />
olması temennisinde<br />
bulunarak, “Türkiye<br />
anayasa değişikliğiyle<br />
ilgili referandumu büyük<br />
bir olgunluk, huzur ve<br />
demokratik toplumlara örnek<br />
teşkil edecek yüksek bir<br />
katılımla gerçekleştirmiştir.<br />
Anayasa değişikliği milletimiz<br />
tarafından kabul görmüştür.<br />
Referandum sonucu<br />
milletimiz ve ülkemiz için<br />
hayırlı olsun. Ortaya çıkan<br />
sonucun milletimizin birlik<br />
ve beraberliği esas alınarak<br />
tüm sorumlular tarafından<br />
doğru bir şekilde analiz<br />
edilip değerlendirileceğine<br />
inanıyoruz. Önümüzdeki<br />
dönemin ekonominin<br />
ana gündem maddesi<br />
olduğu, seçim atmosferinin<br />
yaşanmayacağı, ülkemizi<br />
yarınlara taşıyacak yapısal<br />
reformların gerçekleştirileceği<br />
bir dönem olmasını<br />
diliyorum.” ifadelerini<br />
kullandı.<br />
CNR Holding Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Ceyda Erem<br />
ise referandumu “refaha<br />
atılan ilk adım” olarak<br />
nitelendirerek, “Yeni ve büyük<br />
Türkiye’nin temelleri ‘evet’le<br />
bugünden atılmış oldu.<br />
Türkiye’nin ihtiyacı temel<br />
hak ve özgürlüklerin yanı<br />
sıra ekonomik özgülüklerin<br />
de önünü açacak, sosyal<br />
refahı artırmayı hedefleyen<br />
bir anayasa değişikliğinin<br />
milletimize hayırlı olmasını<br />
diliyorum. Dileğimiz,<br />
demokrasilerde millet<br />
iradesinin ifade edildiği kabul<br />
edilen sonucun olgunlukla<br />
kabul edilmesidir. Sandıktan<br />
‘evet’ çıkmış olması ülke<br />
ekonomisinde hatırı sayılır<br />
bir iyileşme sağlayacak.”<br />
değerlendirmesini yaptı.<br />
“BU KARARIN<br />
TEK KAZANANI<br />
MİLLETİMİZDİR”<br />
Müstakil Sanayici ve İş<br />
Adamları Derneği (MÜSİAD)<br />
Başkanı Nail Olpak,<br />
referandum sonuçlarına<br />
ilişkin “Bu kararın tek<br />
kazananı milletimizdir.<br />
Milletimiz geleceğine sahip<br />
çıktı ve istikrar ve güven<br />
için sistem değişikliğine<br />
‘evet’ dedi. Milletin kararına<br />
saygı duyuyor ve teşekkür<br />
ediyoruz.” ifadelerini kullandı.<br />
Olpak, yaptığı yazılı açıklama<br />
ile referandum sonuçlarını<br />
değerlendirdi. Daha güçlü bir<br />
Türkiye için milletin üzerine<br />
düşeni yaptığını ve sandıkta<br />
kararını açıkladığını belirten<br />
Olpak, şunları kaydetti:<br />
“Milletimiz vatandaşlık<br />
görevini yaparak sandığa<br />
gitti ve ülkesi için en doğru<br />
EKONOMİ<br />
67
gerçekleştirmek için bütün<br />
gücümüzle çalışmalıyız.<br />
Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin<br />
iş dünyasının bu hedefe<br />
katkısını azami seviyeye<br />
çıkaracak adımları hızlıca<br />
atacağına inanıyoruz. İş<br />
dünyası, yeni dönemin verdiği<br />
coşkuyla üretim, istihdam,<br />
yatırım ve ihracat hamlelerine<br />
daha fazla atılacaktır. Biz<br />
tekstil ihracatçıları olarak son<br />
17 ayın en yüksek seviyesine<br />
getirdiğimiz ihracatımızı,<br />
rekorlara taşımak için şevkle<br />
çalışmayı sürdüreceğiz.”<br />
EKONOMİ<br />
68<br />
olduğuna inandığı şekilde<br />
oyunu kullandı. Sandıktan<br />
hangi karar çıkarsa çıksın,<br />
bunun milletimizin kararı<br />
olacağını vurgulamıştık.<br />
Dolayısıyla, yenen veya<br />
yenilen, kazanan veya<br />
kaybeden yok. Bu kararın<br />
tek kazananı milletimizdir.<br />
Milletimiz geleceğine sahip<br />
çıktı ve istikrar ve güven için<br />
sistem değişikliğine ‘Evet’<br />
dedi. Milletin kararına saygı<br />
duyuyor ve teşekkür ediyoruz.<br />
Bu referandumda da, kayda<br />
değer herhangi bir olayın<br />
yaşanmaması, referanduma<br />
katılım oranının çok yüksek<br />
bir oranda gerçekleşmesi,<br />
ülkemiz adına, önemli<br />
kazanımlarımızdandır.<br />
Önümüzde, uyum yasaları,<br />
AB öncelikli olmak üzere<br />
uluslararası ilişkiler, kamu<br />
personel reformu, seçim ve<br />
siyasi partiler yasası gibi<br />
önemli gündem maddeleri<br />
var. Ekonomi, en önemli<br />
gündem maddelerimizden<br />
olmaya devam edecek.<br />
Bugünden sonra, işlerimize<br />
daha fazla odaklanacağız.<br />
Üretmeye ve güçlenmeye<br />
koşar adımlarla devam etmek<br />
en önemli önceliğimiz.<br />
Milletimizin kararı ülkemize<br />
hayırlı olsun.”<br />
“ARTIK KISIR<br />
TARTIŞMALARI<br />
BIRAKIP, MİLLETÇE<br />
KENETLENEREK<br />
GELECEĞE ODAKLANMA<br />
ZAMANI”<br />
İstanbul Tekstil ve<br />
Hammaddeleri İhracatçıları<br />
Birliği (İTHİB) Başkanı<br />
İsmail Gülle de açıklamasında<br />
yeni dönemde herkese<br />
büyük sorumluluk düştüğü<br />
yorumunda bulundu. Türkiye<br />
ekonomisini dünyada<br />
ilk 10’a sokma hedefinin<br />
gerçekleştirilmesi için<br />
çalışılması gerektiğini belirten<br />
Gülle, şu değerlendirmeleri<br />
yaptı:<br />
“Milletimiz kararını vererek,<br />
yeni bir dönemi başlatmıştır.<br />
Yeni dönemler, yeni<br />
heyecanlar demektir. Artık<br />
kısır tartışmaları bırakıp,<br />
milletçe kenetlenerek geleceğe<br />
odaklanma zamanıdır. Yeni<br />
dönemde hepimize büyük<br />
sorumluluk düşüyor. Ülkemiz<br />
ekonomisini dünyada<br />
ilk 10’a sokma hedefini<br />
“TÜRKİYE, GÜÇLÜ<br />
İSTİKRARA ‘EVET’ DEDİ”<br />
Türkiye Genç İş Adamları<br />
Konfederasyonu (TÜGİK)<br />
Genel Başkanı Erkan Güral<br />
ise referandumda sadece<br />
anayasa değişikliğinin değil,<br />
Türkiye’nin dünyadaki<br />
geleceğinin oylandığını<br />
kaydetti. Türkiye’nin güçlü<br />
istikrara ‘evet’ dediği<br />
ifadelerini kullanan Güral,<br />
“Ülkemiz referandum<br />
sayesinde çok önemli bir<br />
sınavı geride bırakmıştır.<br />
Zafer, ülkemizin, birlik ve<br />
beraberliğimizin zaferidir.<br />
Bugün geldiğimiz aşamada<br />
Türkiye güçlü ekonomik<br />
istikrara oy vermiştir. Gün,<br />
kutuplaşmalara son verip,<br />
el ele verme ve birlik olma<br />
günüdür. Referandum<br />
nedeniyle kritik bir<br />
dönemden geçen Türkiye,<br />
yeni dönemde ekonomik,<br />
sosyal ve siyasi atılımların<br />
yaşanacağı bir döneme<br />
girecektir. Türkiye’nin dünya<br />
ölçeğinde zirve yapacağı<br />
günlerin çok yakında<br />
olduğuna inanıyorum.”<br />
görüşünü paylaştı.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
İŞ KAZALARININ<br />
YÜZDE 34’Ü İNŞAAT SEKTÖRÜNDE<br />
SEKTÖREL HABER<br />
70<br />
İnşaat el aletlerinin jenerik markası Hilti, İş Sağlığı ve Güvenliği<br />
Haftası’nda en çok iş kazası yaşanan sektörler arasında yer<br />
alan inşaatta iş güvenliğinin önemine dikkat çekti. Kullanılan<br />
el aletlerinin iş sağlığı ve güvenliği açısından ileri teknolojiye<br />
uyumlu, ergonomik ve güvenli olması gerektiğini belirten Hilti<br />
Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Sebastian Barth, çalışanların<br />
kendi inisiyatiflerine bırakılmaksızın ürünlerin kaynağında<br />
önlem prensiplerine uygun olmasının önemini vurguladı.<br />
Dünyada olduğu gibi<br />
Türkiye’de de inşaat<br />
sektörü en tehlikeli<br />
iş kollarından biri olarak öne<br />
çıkıyor. Çalışma ve Sosyal<br />
Güvenlik Bakanlığı’nın<br />
verilerine göre; Türkiye’de<br />
bir yılda gerçekleşen iş<br />
kazalarının yüzde 10’u,<br />
sürekli iş göremezliklerin<br />
yüzde 25’i ve ölümlü iş<br />
kazalarının yüzde 34’ü inşaat<br />
işlerinde gerçekleşiyor. İnşaat<br />
sektöründeki kazaların yaklaşık<br />
yüzde 30’u ise el aletlerinin<br />
kullanımı sırasında ortaya<br />
çıkıyor. Bu durum da inşaat el<br />
aletleri sektörünün önemini<br />
gözler önüne seriyor.<br />
İnşaat el aletleri sektörünün<br />
global jenerik markası Hilti’nin<br />
Türkiye ve Orta Asya Genel<br />
Müdürü Sebastian Barth,<br />
4-10 <strong>Mayıs</strong> İş Sağlığı ve<br />
Güvenliği Haftası kapsamında<br />
şu açıklamalarda bulundu;<br />
“İnşaat el aletlerinin iş sağlığı<br />
ve güvenliği açısından ileri<br />
teknolojiye uyumlu, ergonomik<br />
ve güvenli olması gerekiyor.<br />
Ayrıca el aletlerinin çalışanların<br />
kendi inisiyatiflerine<br />
bırakılmaksızın kaynağında<br />
önlem prensiplerine uygun<br />
olması çok önemli.”<br />
İş kazalarının nedenleri<br />
Sebastian Barth, inşaat el<br />
aletlerini kullanırken yaşanan iş<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
ve toz maruziyeti olduğunu<br />
söyledi.<br />
Patentli ve ödüllü sistemler<br />
Ürünleri 1 ila 30 kilo<br />
ağırlıklarında değişen ve el<br />
aletleri sektörüne yüzlerce çeşit<br />
ürün sunan global marka Hilti,<br />
ekstra güvenlik ve kullanıcının<br />
daha uzun süre konforlu bir<br />
şekilde çalışmasını sağlayan<br />
çok sayıda patentli sistem<br />
geliştirirken, her yıl aldığı<br />
ulusal ve uluslararası ödüllerle<br />
de dikkat çekiyor.<br />
Hilti’nin Türkiye ve Orta Asya<br />
Genel Müdürü Sebastian Barth<br />
kazalarının temel nedenlerini;<br />
iş güvenliği eğitimlerinin<br />
eksikliği, kaynağında<br />
tedbirsizlik, toplu koruma<br />
önlemi eksikliği, dikkatsizlik,<br />
kontrolsüz çalışma, malzeme<br />
ve ekipman güvensizliği, kişisel<br />
koruyucu donanım eksikliği,<br />
kontrol ve denetim eksikliği<br />
olarak açıkladı. Barth ayrıca, el<br />
aletlerinden kaynaklı iş kazaları<br />
ve meslek hastalıklarının;<br />
uzuv kayıpları, el ve parmak<br />
yaralanmaları, malzeme<br />
sıçramaları, göze veya cilde<br />
cisim batması, gürültü, titreşim<br />
Delici uç sıkıştığında motoru<br />
durduran teknoloji<br />
Hilti’nin kırıcı-delici ürünleri<br />
için kullandığı Aktif Tork<br />
Kontrol teknolojisi, makinenin<br />
delici ucunun işlem sırasında<br />
demir donatıya denk gelmesi<br />
gibi nedenlerle sıkışması<br />
durumunda anında gücü<br />
keserek motoru durduruyor.<br />
Bu sayede kırıcı-delicinin<br />
gövdesinin kendi ekseni<br />
etrafında dönme riskini ortadan<br />
kaldırıyor. Saniyeler içerisinde<br />
gerçekleşen bu güç kesme<br />
teknolojisi sayesinde çalışmaya<br />
en güvenli şekilde devam<br />
edilebiliyor.<br />
Titreşimi yüzde 70 azaltıyor,<br />
tozun yüzde 99’unu emiyor<br />
Bir diğer patentli özellik<br />
olan Aktif Titreşim Azaltma<br />
özelliği, kırıcı-delicilerin<br />
çalışma sırasındaki titreşimini<br />
yüzde 70’e varan oranlarda<br />
azaltarak çalışanları yoğun<br />
titreşime maruz kalma sonucu<br />
ortaya çıkabilecek mesleki<br />
hastalıklardan koruyor. Yine<br />
kırıcı-delicilerde bulunan toz<br />
toplama sistemleri ise işlem<br />
sırasında oluşan tozun yüzde<br />
99’a varan oranda emilmesini<br />
sağlıyor.<br />
Kablosuz ürünler kaza riskini<br />
azaltıyor<br />
Hilti’nin ürün gamında<br />
önemli bir paya sahip olan<br />
kablosuz akülü ürünler kablo<br />
kopması, kabloya basma ya da<br />
takılma gibi kaza olasılıklarını<br />
minimuma indiriyor. Çelik,<br />
metal ve taş malzemelerin<br />
yüzeyini taşlamak, düzeltmek<br />
ve kesmek için kullanılan Hilti<br />
kesme ve taşlama makinaları ise<br />
zenginleştirilmiş teknolojisiyle<br />
iş sağlığı ve güvenliği<br />
konusunda artı değer yaratırken<br />
kullanışlı tasarımıyla günlük<br />
çalışma performansını artırıyor.<br />
SEKTÖREL HABER<br />
71
PANASONIC ECO SOLUTIONS ELEKTRİK SANAYİ<br />
VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ KURULDU<br />
Elektrik anahtar ve priz sektörünün lider markası VİKO’nun, dünyanın en itibarlı şirketlerinden<br />
Panasonic Corporation bünyesinde yer alan Eco Solutions Grubuna bağlanma sürecinin ikinci<br />
aşaması tamamlandı. Panasonic’in 2014 yılında gerçekleştirdiği ve son dönemlerde ülkemizdeki en<br />
önemli yabancı sermaye girişimi olan yatırımla birlikte Panasonic bünyesinde katılan VİKO, bundan<br />
böyle “Panasonic Eco Solutions Elektrik Sanayi ve Ticaret AŞ” unvanı ile faaliyet gösterecek.<br />
SEKTÖREL HABER<br />
72<br />
Doğuşu 1966 yılında uzanan<br />
ve 2014 yılı Mart ayından<br />
bu yana Dünya Teknoloji<br />
Devi Panasonic Corporation’a<br />
ait Eco Solutions grubuna bağlı<br />
olarak faaliyetlerini yürüten VİKO<br />
markası önümüzdeki süreçte<br />
resmen “Panasonic Eco Solutions<br />
Elektrik Sanayi ve Ticaret AŞ”<br />
unvanı ile faaliyet gösterecek.<br />
Türkiye pazarındaki liderliğini<br />
korurken, 70’ten fazla ülkeye<br />
yaptığı ihracat ile ülkemizi dünya<br />
pazarlarında başarıyla temsil eden<br />
şirket, kurumsal kimlik ve unvan<br />
değişikliğini kapsayan bu değişimi<br />
geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği<br />
bilgilendirme toplantısında<br />
çalışanları ile paylaştı. Toplantıya<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Takaki<br />
Oguri, Genel Müdür Nusret<br />
Kayhan Apaydın, Yönetim Kurulu<br />
üyeleri ile tüm şirket çalışanları<br />
katılım gösterdi.<br />
Türkiye’nin yüksek büyüme<br />
potansiyeline sahip olduğuna<br />
inanıyoruz<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Takaki<br />
Oguri yaptığı konuşmasında “<br />
Bugünden itibaren hepimiz için<br />
yeni bir dönem başlıyor. Elbette<br />
yaklaşık üç yıldır Panasonic<br />
grubuna bağlı olarak faaliyet<br />
göstermekteydik ancak bugün<br />
artık her anlamda bizleri daha<br />
sorumlu kılan ve daha aksiyoner<br />
olmamızı gerektiren bir sürece<br />
girdiğimizi söylemeliyim.<br />
Panasonic olarak Türkiye’nin<br />
sahip olduğu yüksek büyüme<br />
potansiyeline olan inancımız<br />
nedeniyle yatırımlarımızı ve<br />
istihdama olan katkımızı her geçen<br />
gün artırmaktayız. 2014 yılında<br />
750 olan çalışan sayımız bugün<br />
itibarı ile 950’ye ulaşmıştır. Tıpkı<br />
geçmişte olduğu gibi önümüzdeki<br />
süreçte de başarılarımızı üstelik çok<br />
daha büyük bir inançla geleceğe<br />
taşıyacağımıza ve Panasonic çatısı<br />
altında sektörümüzün lider şirketi<br />
olarak güçlü bir gelecek inşa<br />
edeceğimize inanıyorum “ dedi.<br />
Üstün değerler üreterek<br />
sürdürülebilirliğini sağlaması<br />
daima en büyük hedefimiz<br />
Yönetim Kurulu Başkanının<br />
ardından söz alan Genel Müdür<br />
Nusret Kayhan Apaydın ise<br />
“Tüm paydaşlarımızın desteği ile<br />
ortak çaba sarf ederek bugünlere<br />
getirdiğimiz şirketimizin her geçen<br />
gün daha üstün değerler üreterek<br />
sürdürülebilirliğini sağlaması<br />
daima en büyük hedefimiz<br />
olmuştur. 2014 yılında Panasonic<br />
Grubuna dâhil olmamızla başlayan<br />
süreçte ortak ArGe ve teknoloji<br />
çalışmalarımızla endüstriyel<br />
potansiyelimizi geliştirirken<br />
ekonomik, sosyal ve çevresel<br />
konulara daha stratejik ve başarı<br />
odaklı yanıt verme kabiliyetimizi<br />
artırdığımızı görmek, bu<br />
birleşmenin ne kadar doğru bir<br />
adım olduğunu bizlere kanıtlamış<br />
oldu. Bu ay itibarı ile şirketimizin<br />
yeni ticari unvanı Panasonic<br />
Eco Solutions Elektrik Sanayi ve<br />
Ticaret AŞ olarak değişecek ve<br />
kurumsal logomuz Panasonic ile<br />
temsil edilecektir. VİKO bugün<br />
olduğu gibi ait olduğu ürünlerin<br />
markası olarak var olmaya devam<br />
edecek, Thea ise bundan böyle<br />
bir ürün serisi olarak Panasonic<br />
markası altında müşterilerimizle<br />
buluşacaktır” şeklinde sözlerini<br />
tamamladı.<br />
Program, Yönetim Kurulu<br />
Üyelerinin çalışanlarla birlikte<br />
kestiği ve Kurumsal Kimlik<br />
ve Şirket Unvan Değişikliğini<br />
sembolize eden pasta seremonisi ile<br />
birlikte son buldu.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
BÜYÜK BULUŞMALARLA,<br />
GÜÇLÜ HEDEFLERE<br />
SEKTÖREL HABER<br />
74<br />
Metsan, 8 - 25 Mart tarihleri arasında, 18 gün içerisinde üç farklı<br />
fuar organizasyonunda katılımcı olarak yer aldı.<br />
Mart ayı içerisinde<br />
katıldığı fuarlarla<br />
ilgili açıklama yapan<br />
Metsan yetkilileri:<br />
“Sırasıyla katıldığımız Tüyap<br />
Avrasya Pencere Fuarı,<br />
Frankfurt ISH ve İstanbul<br />
Hırdavat Fuarları’nda çok farklı<br />
ülkelerden yeni bağlantılar<br />
edinmemizin yanı sıra, mevcut<br />
bağlantılarımız ile bir araya<br />
gelerek sektördeki yenilikleri<br />
değerlendirme imkanına eriştik.<br />
“Metsan, Avrasya Pencere<br />
Fuarı’ndaydı”<br />
8 - 11 Mart tarihleri arasında<br />
İstanbul Tüyap Fuar<br />
Merkezinde 18.si düzenlenen<br />
Avrasya Pencere Fuarında<br />
ziyaretçilerimiz ile bir araya<br />
geldik. Kimyasal dübel<br />
ürünümüzün tanıtımına yer<br />
verdiğimiz bu fuarda sektörün<br />
en önemli tedarikçileri ve proje<br />
yöneticileri ile ürünlerimizi ve<br />
hizmetlerimizi değerlendirme<br />
fırsatı bulduk. Yabancı<br />
misafirlerimizi de ağırladığımız<br />
Avrasya Pencere Fuarında<br />
Panama, Moldova, Irak, Suudi<br />
Arabistan, İran, Filistin ve<br />
İsrail’den gelen misafirlerimize<br />
ürünlerimizi tanıtmamızın<br />
yanında, ülke temsilcilikleri<br />
talebinde bulunan<br />
bağlantılarımız ile temsilcilik<br />
ön görüşmeleri yapma<br />
imkanı elde ettik. Ayrıca,<br />
ürünlerimizin halihazırda<br />
sahip olduğu sertifikalara ek<br />
olarak, çok yakında ulusal ve<br />
uluslararası sertifikalandırma<br />
kuruluşlarından temin<br />
edilmiş yeni sertifikaların<br />
ilave edileceğinin bilgisini de<br />
ziyaretçilerimizle paylaşmış<br />
olduk.” açıklamalarında<br />
bulundu.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
EMS Dubell markasını<br />
ziyaretçilerimize anlattık<br />
EMS Dubell markası<br />
ile pazara sundukları<br />
kimyasal dübelin yapı<br />
sektöründeki geleceği,<br />
sektöre kazandırdıkları<br />
ve kazandıracakları ile<br />
ilgili zişaretçilerle fikir<br />
alışverişinde bulunan Metsan<br />
şu açıklamaları yaptı:<br />
“Ziyaretçilerimize<br />
vizyonumuzu aktardık.<br />
Kimyasal dübelin yapı<br />
endüstrisi geleceğinde çok<br />
daha önemli bir yer tutacağını<br />
tahmin etmek zor değil. İlk<br />
olarak mekanik ankrajlama<br />
yöntemlerinin alternatifi<br />
olarak pazara giriş yapan<br />
kimyasal dübelin yapısal<br />
kuvvette bağlayıcılık sağlayan<br />
özelliği ile yüzey yapıştırıcısı<br />
olarak yeni kullanım<br />
alanları oluşuyor; kimyasal<br />
dübel artık klasik mermer<br />
yapıştırıcılarının yerini<br />
alıyor ve yapı sektöründe<br />
birçok ürünün yeniden<br />
tasarımının ve yeni ürünlerin<br />
üretilmesinin gerekliliğini<br />
ortaya koyan yönü ile de<br />
“anahtar teknoloji” rolünü<br />
üstleniyor. Bu yönü ile<br />
değerlendirildiğinde, yapı<br />
sektöründe estetiği önceleyen,<br />
çok daha hafif ve çok daha<br />
dayanımlı malzemeler ile<br />
üretilmiş paneller, bölmeler,<br />
çok fonksiyonlu duvarlar,<br />
taşıyıcı sistemler, küpeşte,<br />
korkuluk, cephe sistemleri ve<br />
benzeri birçok yeni ürünün<br />
montajında kullanılmaya<br />
başlanan kimyasal dübelin<br />
hızla yayılarak sektörde çok<br />
daha geniş tüketim hacmiyle<br />
yerini alacağını öngörüyoruz.<br />
Kimyasal dübel ürünümüz<br />
ile iç pazarda açık ara<br />
pazar lideri olduğumuzu<br />
ziyaretçilerimizin ifadeleri<br />
doğrultusunda bir kez daha<br />
teyit etmemize vesile olan<br />
bu fuarda, kalite ve fiyat<br />
rekabeti yönünden doğru bir<br />
çizgide olduğumuzu bildiren<br />
ziyaretçilerimiz bu durumu<br />
gelecekte de muhafaza<br />
etmemiz gerektiğini bizlere<br />
hatırlattı. “<br />
Metsan, ISH Fuarında global<br />
ziyaretçilerini ağırladı<br />
Metsan’dan gelen açıklamada<br />
şunlar yer aldı:<br />
“14 - 18 Mart tarihleri<br />
arasında Frankfurt,<br />
Almanya’da düzenlenmiş<br />
olan ISH Fuarında global<br />
ziyaretçilerimiz ile bir araya<br />
geldik. Dünyanın önde gelen<br />
Banyo, Yapı Hizmetleri,<br />
Enerji, İklimlendirme<br />
Teknolojileri ve Yenilenebilir<br />
Enerji Fuarı olan ISH, su ve<br />
enerji endüstrisinin bir arada<br />
bulunduğu dünyanın en<br />
büyük fuarı olma özelliğine<br />
sahip. Dünyanın farklı<br />
yerlerinden gelen sektöründe<br />
lider firmalar da dahil<br />
SEKTÖREL HABER<br />
75
yapılan uygulamaların çok<br />
daha ekonomik ve pratik<br />
olduğunu, işçilikten ve<br />
zamandan kazandırdığını<br />
dinleyicilerimize vurgularken,<br />
ürünlerimizin boru bağlantı<br />
yüzeylerinde korozyonu<br />
önleyen bir tabaka<br />
oluşturduğunu ve bu yönüyle<br />
korozyonu engellediğini,<br />
teflon bant, keten, macun gibi<br />
klasik ürünler ile mukayese<br />
edildiğinde yarı yarıya<br />
maliyet avantajı da sunmakta<br />
olduğunu ifade eden önemli<br />
noktalara da değindik.<br />
SEKTÖREL HABER<br />
76<br />
olmak üzere 2.500’ü aşkın<br />
firma en yeni ürünlerini,<br />
teknolojilerini ve çözümlerini<br />
ISH Fuarı aracılığıyla dünya<br />
pazarına sunma fırsatını<br />
yakalıyor.<br />
İlk kez katılımcı olarak<br />
yer aldığımız bu fuarda<br />
Almanya temsilcimiz ile<br />
birlikte faaliyet gösterdik;<br />
Almanya temsilcimiz<br />
Almanya içerisinden gelen<br />
müşterilerimizi ağırlarken<br />
biz de global ziyaretçilerimizi<br />
karşıladık. Fransa, İtalya,<br />
İngiltere, Rusya, Belarus, Çin,<br />
Brezilya, Uruguay, Kanada,<br />
Romanya, Macaristan, Çek<br />
Cumhuriyeti, Moldova,<br />
İrlanda, İzlanda, Avustralya,<br />
Hollanda, Danimarka,<br />
Finlandiya, İsveç, Yunanistan,<br />
Ürdün, Filistin, İsrail,<br />
İran, Tunus ve Gürcistan<br />
gibi ülkelerden gelen<br />
ziyaretçilerimizi standımızda<br />
ağırladık.<br />
Ürünlerimizin tanıtımını<br />
yaptığımız ve ziyaretçilerimize<br />
bilgi aktarımında bulunduğumuz<br />
standımızda demo<br />
uygulamalarımız tüm<br />
dikkatleri üzerine topladı.<br />
Klasik boru sızdırmazlık<br />
elemanları ve yöntemlerinin<br />
oluşturduğu sorunları ortadan<br />
kaldıran yeni nesil boru<br />
sızdırmazlık ürünlerimiz ile<br />
Farklı ülkelerden gelen<br />
onlarca ziyaretçi ile<br />
buluştuğumuz platformda,<br />
henüz temsilcimizin<br />
bulunmadığı 25 farklı ülkede<br />
daha bağlantılar edindik.<br />
Bağlantılarımızın bazıları<br />
ile temsilcilik ön görüşmesi<br />
yapma fırsatını elde ettiğimiz<br />
bu fuarda çokuluslu güçlü<br />
organizasyonların kendi<br />
markaları ile firmamızdan<br />
ürün tedarik etme taleplerini<br />
de değerlendirdik. Fuar<br />
sonrası çok hızlı geri dönüşler<br />
almaya başladık. Global bir<br />
marka olma yolunda hızla<br />
ilerlediğimiz bu süreçte<br />
firmamız açısından çok<br />
verimli bir fuar geçirdiğimizi<br />
düşünüyoruz.”<br />
“İstanbul Hırdavat Fuarı<br />
oldukça başarılıydı”<br />
Metsan yetkilileri katıldıkları<br />
İstanbul Hırdavat Fuarı ile<br />
ilgili şunları belirtti: “23 -<br />
25 Mart tarihleri arasında<br />
İstanbul Fuar Merkezi’nde<br />
düzenlenen İstanbul<br />
Hırdavat Fuarı’nda hırdavat<br />
sektörünün takipçileri ile<br />
buluştuk. <strong>Nalbur</strong> <strong>Teknik</strong><br />
dergisinin girişimiyle bu<br />
yıl ilki düzenlenmiş olan<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
İstanbul Hırdavat Fuarı’nın<br />
düzenlenmesi ile ilgili<br />
düşünce bizimle ilk defa<br />
paylaşıldığında sektörümüzde<br />
böyle bir açığın olduğunu<br />
ve bu fikrin arkasında yer<br />
alacağımızı bildirmiştik.<br />
Hiç tereddüt etmeden<br />
katılımcı olarak yer almak<br />
istediğimizi ve Metsan<br />
olarak bu girişimi sonuna<br />
kadar destekleyeceğimizi<br />
ifade ettiğimiz bu fuarı ilk<br />
kez düzenlenmiş olmasına<br />
rağmen oldukça başarılı<br />
bulduğumuzu öncelikle<br />
belirtelim.<br />
Sınırlı sayıda yabancı<br />
ziyaretçinin de yer aldığı<br />
İstanbul Hırdavat Fuarı’nda,<br />
Kıbrıs, Kazakistan, Filistin<br />
ve Ürdün’den gelen yabancı<br />
misafirlerimize ürünlerimizi<br />
tanıttık, kendi pazarları ile<br />
ilgili temsilcilik talepleri<br />
olan bağlantılarımız ile<br />
temsilcilik ön görüşmelerini<br />
gerçekleştirdik. EMS Dubell,<br />
EMS Force Engineering<br />
Adhesive ve EMS Force<br />
Super Glue markalarımız<br />
ile yer aldığımız fuarda<br />
ziyaretçilerimize kimyasal<br />
dübel, anaerobik boru<br />
sızdırmazlık kimyasalları ve<br />
hızlı yapıştırıcılarımız ile ilgili<br />
bilgi aktarımında bulunduk.<br />
Demo uygulamaları ve<br />
teknik bilgi paylaşımının<br />
yanı sıra misafirlerimizin<br />
ürünlerimiz ile ilgili<br />
sorularını cevaplamaya<br />
çalıştık. Ürünlerimizin<br />
sunduğu avantajları detaylı<br />
bir şekilde açıkladığımız<br />
paylaşımlarımızda<br />
ürün sertifikalandırma<br />
süreçlerimiz, marka yönetimi,<br />
Ar-Ge çalışmalarımız,<br />
kalite anlayışımız, rekabet<br />
anlayışımız, vizyonumuz ve<br />
hedeflerimize dair bilgilere de<br />
yer verdik.<br />
Fuar sonrasında katılımcı<br />
firma yetkilileri ve<br />
standımızda ağırladığımız<br />
ziyaretçilerimiz ile fuara dair<br />
memnuniyetimizi karşılıklı<br />
olarak ifade ettik. Yıllardır<br />
çalışmakta olduğumuz, ancak<br />
iş yoğunluğu nedeniyle bir<br />
türlü bir araya gelemediğimiz<br />
birçok müşterimiz ile uzun<br />
yıllar sonrasında tekrar bir<br />
araya gelebilme ve sohbet<br />
etme fırsatını yakaladığımız<br />
organizasyonu bu açıdan<br />
değerlendirdiğimizde<br />
İstanbul Hırdavat Fuarı’nın<br />
bu tür buluşmalara zemin<br />
hazırlamasını çok önemli<br />
bir katkı olarak görüyoruz.<br />
Fuarın düzenlenmesinde<br />
emeği geçen tüm ekibe ayrıca<br />
teşekkürlerimizi iletiyoruz.”<br />
SEKTÖREL HABER<br />
77
İNŞAAT MALZEMELERİNDEKİ KDV<br />
İNDİRİMİ MALİYETLERİ DÜŞÜRECEK<br />
Yeni yapılacak evlerde<br />
kombi, radyatör, küvet gibi<br />
ürünlerde yüzde 18 olan<br />
KDV’nin yüzde 1’e indirilmesi<br />
kararı, hem konut almak<br />
isteyenleri hem de inşaat<br />
sektörünü heyecanlandırdı.<br />
Sektör temsilcileri alınan<br />
kararın Türk inşaatçılığında<br />
bir devrim olduğunu<br />
ifade ederek, maliyetlerin<br />
onumuzdaki dönemde ciddi<br />
anlamda düşeceğinin altını<br />
çizdiler.<br />
SEKTÖREL HABER<br />
78<br />
Yeni yapılacak evlerde<br />
kombi, radyatör, küvet<br />
gibi ürünlerde yüzde<br />
18 olan KDV’nin yüzde 1’e<br />
indirilmesi kararı, hem konut<br />
almak isteyenleri hem de inşaat<br />
sektörünü heyecanlandırdı.<br />
Sektör temsilcileri alınan<br />
kararın Türk inşaatçılığında bir<br />
devrim olduğunu ifade ederek,<br />
maliyetlerin onumuzdaki<br />
dönemde ciddi anlamda<br />
düşeceğinin altını çizdiler.<br />
Türk Ytong Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Fethi Hinginar, ülke<br />
ekonomisine daha çok katkı<br />
sağlayabilmek amacıyla inşaat<br />
sektörünün teşvik gören<br />
sektörler arasında olmasının<br />
önemli olduğunun altını<br />
çizerek, “Konut satışlarının<br />
arttırılması ve sektöre hız<br />
kazandırması amacıyla<br />
konutta KDV indiriminin<br />
doğru şekilde düzenlenmesi<br />
ve uygulanması halinde hem<br />
konut maliyetinin düşeceği<br />
hem de kayıt dışı işlemlerin<br />
azalacağı ve kontrol altına<br />
alınacağı görüsündeyiz. Öte<br />
yandan, inşaat malzemelerinde<br />
KDV indiriminin kapsamının<br />
genişletilerek mevcut<br />
konutlardaki ‘yenileme’<br />
çalışmalarının da bu kapsama<br />
dahil edilmesi, evini yenilemek<br />
isteyecek vatandaşlarımızı<br />
teşvik edecek ve ekonomimizin<br />
canlanmasına da vesile<br />
olacaktır” dedi.<br />
Demir İnşaat Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Hamit Demir:<br />
“İndirim vatandaşa hemen<br />
yansımayacak”<br />
Demir İnşaat Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Hamit Demir de,<br />
KDV iadesinin birkaç ay<br />
Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Fethi Hinginar<br />
içerisinde vatandaşa getirisi<br />
olmadığını belirterek, “Müşteri<br />
kapıdan içeri girdiği zaman<br />
aldığı urunun KDV’sinden<br />
faydalanmak ister. Bu yeni<br />
başlayan projelerin bitiminden<br />
sonra, 20-25-30 ay KDV<br />
iadesi alma talebinde iadeleri<br />
alınacak oranlar. Bu uygulama<br />
ileriye dönük projelerde tabii<br />
ki müteahhitlere bir getiri<br />
sağlayacaktır. Vatandaşa da<br />
bir şekilde yansıması olacaktır<br />
ama bugün olmayacak” dedi.<br />
Ticari alanlarda yüzde 18,<br />
150 metrekarenin altındaki<br />
konutlarda yüzde 1 ve 150<br />
metrekarenin üzerindeki<br />
konutlarda ise yüzde 8 KDV<br />
ödendiğini anımsatan Demir,<br />
şunları kaydetti:“KDV<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
iadesi, 1-2 sene sonra bitecek<br />
binalarda yansıtılacaktır ama<br />
o gün de zamlar geleceği için<br />
konut alıcısı bundan çok<br />
faydalanamayacak. Bugün<br />
başlanılan bir inşaatı iki<br />
senede bitireceksiniz, iki sene<br />
sonra KDV iade talebinde<br />
bulunacaksınız o zaman<br />
bunları alacaksınız. İlk satışta<br />
vatandaşa fayda sağlayacak<br />
bir olay değil. Nisan, mayısa<br />
kadar bir durağanlık var<br />
diyoruz. Allah nasip ederse<br />
referandumun olumlu<br />
sonucuyla beraber nisandan<br />
sonra her şeyin daha pozitif<br />
yöne döneceğini öngörüyoruz.<br />
Bizim amacımız nisan ayının<br />
sonuna kadar durağanlığı biraz<br />
hareketlendirmek ise bugün<br />
kapıdan içeri giren vatandaş<br />
KDV’den faydalanmalı. Ne<br />
olur? 2-3 ay KDV oranları<br />
ticari alanlarda yüzde 3-5’lere<br />
düşürülüp, konutta da<br />
sıfırlanırsa inanın satışı patlatır,<br />
millet kuyruğa girer.”<br />
Yabancıya yapılan KDV<br />
muafiyetinin çok doğru bir<br />
hareket olduğuna dikkati çeken<br />
Demir, “Çünkü ihracat yapan<br />
insanlar KDV’siz ihraç ediyor,<br />
yabancı konut aldığında döviz<br />
getiriyor, ihraç eden de döviz<br />
BESA Grup Yönetim<br />
Kurulu Üyesi<br />
Efe Bezci<br />
getiriyor. Yabancıya verilen<br />
KDV muafiyeti 2-3 aylığına<br />
tüm vatandaşlara ticari alanlar<br />
ve gayrimenkullerde getirilsin<br />
müthiş iş yaparız. KDV<br />
geliri, vergi geliri devletlerin<br />
kalkınmasına sebeptir<br />
ama kısa sureli kaldırılırsa<br />
piyasa hareket kazanır,<br />
ihtiyaç sahipleri alımlarını<br />
hızlandırır” diye konuştu.<br />
Demir, 10-20 bin lira için daire<br />
almayan kişilerin olduğunu<br />
vurgulayarak, “Vatandaş, konut<br />
almaya gittiği zaman 300 bin<br />
liralık gayrimenkulde 4 bin<br />
500 lira indirim oluyormuş<br />
diyecek. Oysaki bu şu anda<br />
vatandaşı ilgilendirmiyor,<br />
vatandaş faydalanamıyor<br />
bundan. Bununla ilgili doğru<br />
bilgilendirme yapılması<br />
gerekiyor” değerlendirmesinde<br />
bulundu.<br />
BESA Grup Yönetim Kurulu<br />
Üyesi Efe Bezci:<br />
“Yapı malzemesinde KDV<br />
indirimi inşaatta devrim”<br />
Son birkaç aydan bu yana<br />
inşaat sektörünün hareketini<br />
sürdürmesi için atılan adımları<br />
dikkatle izlediklerinin altını<br />
çizen BESA Grup Yönetim<br />
Kurulu Üyesi Efe Bezci,<br />
Demir İnşaat Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Hamit Demir<br />
Maliye Bakanlığı’nın inşaat<br />
malzemeleriyle ilgili son<br />
KDV tebliğinin ise sektöre<br />
dair umutlarını daha da<br />
güçlendirdiğini belirtti. Yapı<br />
malzemelerinin konutlara<br />
yüzde 2’ye varan oranlarda ek<br />
maliyet getirdiğini anımsatan<br />
Bezci, şunları söyledi:<br />
“Tek tek bakıldığında koca bir<br />
inşaatın küçük parçaları gibi<br />
görünen kombi, cam balkon,<br />
duş teknesi, duşa kabin, küvet,<br />
mutfak dolabı, evye, batarya,<br />
duş başlığı, panel radyatör gibi<br />
yapı malzemeleri, maliyetleri<br />
çok ciddi artıran ürünler. Konut<br />
fiyatlarının yüksek olmasının<br />
nedenlerinden biri de bu.<br />
Yapı malzemelerine getirilen<br />
KDV indirimini bu yüzden<br />
çok önemsiyoruz. Bu indirim<br />
yakın gelecekte konut alıcısına<br />
kar olarak dönecek. İnşaatta<br />
yapılacak ek vergi indirimleri<br />
gayrimenkul ve inşaat piyasasını<br />
daha da hareketlendirir. Bu<br />
gibi indirimlerin uzun soluklu<br />
olması gerektiğine inanıyorum.”<br />
SEKTÖREL HABER<br />
79
“BİNASAL DEĞİL<br />
KENTSEL DÖNÜŞÜM PLANLANMALI”<br />
SEKTÖREL HABER<br />
82<br />
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye<br />
İMSAD) tarafından düzenlenen <strong>2017</strong> yılının ilk Gündem<br />
Buluşmaları’nda, hedefler, beklentiler ve sektörün büyümesi<br />
için atılması gereken adımlar ele alındı. Türkiye İMSAD Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, “Kentsel dönüşüm sürecini çok<br />
iyi yönetmemiz gerekiyor. Şu an uygulandığı haliyle ‘binasal<br />
dönüşüm’den çıkarıp, daha insan, çevre ve kentsel doku odaklı<br />
bir dönüşüm planlaması yaratmalıyız. Bunun için Türkiye<br />
İMSAD olarak, sorumluluğumuz dahilinde yapmamız gereken<br />
ne varsa yapmaya hazırız” dedi.<br />
Türkiye İMSAD’ın<br />
yılda dört kez çeyrek<br />
periyotlarda düzenlediği<br />
Gündem Buluşmaları<br />
kapsamında gerçekleştirilen<br />
<strong>2017</strong> yılının ilk toplantısı, 26<br />
Nisan Çarşamba günü Ortaköy<br />
Feriye’de yapıldı. Gündem<br />
Buluşmaları toplantısında;<br />
<strong>2017</strong> yılı itibarıyla inşaat ve<br />
inşaat malzemesi sektörlerinin<br />
beklentisi ve çözüm önerileri<br />
konuşuldu. Türkiye İMSAD<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi<br />
Erdoğan’ın açılış konuşmasını<br />
gerçekleştirdiği Gündem<br />
Buluşmaları’na, Türkiye<br />
İMSAD Ekonomi ve Strateji<br />
Danışmanlık Hizmetleri<br />
Başkanı Dr. Can Fuat Gürlesel<br />
ve Gazeteci Metehan Demir<br />
katıldı.<br />
Erdoğan: “Yapı<br />
ruhsatlarındaki artış umut<br />
veriyor”<br />
Konuşmasına, sektörle ilgili<br />
son veri ve değerlendirmeleri<br />
paylaşarak başlayan Türkiye<br />
İMSAD Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Ferdi Erdoğan, “2016<br />
zorlu bir yıl oldu ve hepimizin<br />
<strong>2017</strong>’den beklentisi yüksek.<br />
Döviz kurlarının yukarı<br />
yönlü hareketi üretimde<br />
maliyetlerin artmasına ve<br />
konut sektöründe de talebin<br />
sınırlı kalmasına neden oluyor.<br />
İnşaat Malzemeleri Sanayicileri<br />
açısından bir değerlendirme<br />
yaptığımızda, her ne kadar<br />
piyasalar beklenenden<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Ferdi Erdoğan<br />
daha canlı gözükse de, satış<br />
vadelerinin gittikçe açılması,<br />
tahsilat zorlukları, projelerde<br />
fiyata bağlı rekabetin<br />
malzeme ve uygulama<br />
kalitesini tehdit etmesi,<br />
kayıt dışılığını özendirmesi,<br />
sektörün önündeki en<br />
önemli sorunlardır. Bu da<br />
inşaat sektörünün <strong>2017</strong>’de<br />
düşük tempolu bir büyüme<br />
göstermesine yol açabilir.<br />
Ancak yine de 2016 yılında<br />
alınan yapı ruhsatlarındaki<br />
yüzde 7,3’lük artış sektör için<br />
bir umut teşkil ediyor” dedi.<br />
Sektör zor bir dönemde bile<br />
büyüme ivmesi yakaladı<br />
Ferdi Erdoğan, konuşmasına<br />
şöyle devam etti: “TÜİK’in<br />
milli gelir hesaplamalarında<br />
yaptığı revizyona göre, 2016’da<br />
inşaat sektörünün yüzde<br />
7,2 büyüdüğünü gördük.<br />
Sektörün 2016 gibi zor bir<br />
dönemde bile böyle bir büyüme<br />
ivmesi yakalanmış olması<br />
önemli. 2016 yılında inşaat<br />
harcamaları 431,9 milyar<br />
TL olarak gerçekleşti. İnşaat<br />
sektörünün milli gelir içindeki<br />
payı 2016 yılında yüzde<br />
8,5 ile en yüksek seviyesine<br />
ulaştı. Kamu yatırımlarının<br />
yanı sıra büyük gayrimenkul<br />
şirketlerinin başlattığı<br />
kampanyalar da sektörü ayakta<br />
tutuyor. Özellikle düşük faizli<br />
krediler devam ederse, konut<br />
almaya niyetli vatandaşlar<br />
da taleplerini öne çekebilir.<br />
Hükümetin geçen yıl açıkladığı<br />
destek ve teşvik paketlerinin<br />
de bu yıl sektöre olumlu<br />
yansıyacağını düşünüyorum.”<br />
Ülkemizin istikrarı için<br />
yatırım iklimi sağlanmalı<br />
Referandum sürecinin<br />
ardından ekonomide<br />
bir toparlanma süreci<br />
başlayacağına inandıklarını<br />
ifade eden Ferdi Erdoğan,<br />
“Bir an önce ülkemizi<br />
yukarı taşıyacak projelere<br />
odaklanmalıyız. Gelişmekte<br />
olan bir ülke olarak;<br />
dünya ile entegre olmuş<br />
ekonomimizin bir an evvel<br />
kalıcı sürdürülebilir kalkınma,<br />
büyüme, istihdam artışına ve<br />
milli gelirin orta gelir seviyesini<br />
artık aşmasına ihtiyaç<br />
var. Genel anlamda inşaat<br />
sektörü, özel anlamda inşaat<br />
malzemesi sanayicileri olarak,<br />
kalkınma, büyüme ve istihdam<br />
konularında lokomotif<br />
görevimizi sürdürmeye devam<br />
etmek istiyoruz. Şu anda<br />
ülkemizin istikrara kavuşması<br />
için en önemli çözüm, şüphesiz<br />
ekonomide istikrar, istihdamın<br />
artırılması, bir yatırım<br />
ikliminin tekrar sağlanmasıdır.<br />
Son yıllarda, Türkiye inşaat<br />
sektörü; müteahhitleri, inşaat<br />
malzemeleri, mühendisleri,<br />
teknik elemanları ve ustaları ile<br />
içinde bulunduğu coğrafyanın<br />
imarında ve modern yapılara<br />
ulaşmasında çok önemli<br />
roller üstleniyor. Çevremizde<br />
devam eden savaşların,<br />
terörün sona ermesiyle; bölge<br />
insanlarının yaşamlarının<br />
normalleşmesiyle, biz sektör<br />
olarak, bulunduğumuz<br />
coğrafyanın kalkınmasına,<br />
modernleşmesine katkıda<br />
bulunmaya ve liderlik yapmaya<br />
devam edeceğiz” diye konuştu.<br />
‘Binasal dönüşüm’<br />
değil ‘kentsel dönüşüm’<br />
planlanmalı<br />
Deprem kuşağı üzerinde yer<br />
alan Türkiye için en önemli<br />
gündem maddelerinden<br />
birinin ‘kentsel dönüşüm’<br />
olduğunu vurgulayan Ferdi<br />
Erdoğan, “Nüfusumuzun<br />
neredeyse yüzde 90-95’i<br />
deprem bölgeleri üzerinde<br />
yaşamaktadır. Kentleşme yüzde<br />
85’lere ulaşıncaya kadar devam<br />
edecektir. Depremler ülkemizin<br />
herhangi bir yerinde her an<br />
olabilir ve ülkemizde 7 milyona<br />
yakın konut deprem riskine<br />
karşı güvensiz durumda.<br />
‘Kentsel dönüşüm’ sürecini<br />
çok iyi yönetmemiz gerekiyor.<br />
Şu an uygulandığı haliyle<br />
‘binasal dönüşüm’den çıkarıp,<br />
daha insan, çevre ve kentsel<br />
doku odaklı bir dönüşüm<br />
planlaması yaratmalıyız.<br />
Bunun için Türkiye İMSAD<br />
olarak, sorumluluğumuz<br />
dahilinde yapmamız gereken<br />
ne varsa yapmaya hazırız.<br />
Bunu da sıklıkla kamuda<br />
ilgililerle görüştüğümüzde dile<br />
getiriyoruz” dedi.<br />
Yapı Yasası tüm ülkeyi<br />
kalkındıracak bir hamle<br />
olacak<br />
“Türkiye’de çok acil bir<br />
Yapı Yasası’na ihtiyaç var.<br />
Bu yasanın çıkarılması, bir<br />
sektörü değil, tüm ülkeyi<br />
kalkındıracak bir hamle<br />
olacaktır” diyen Ferdi Erdoğan,<br />
SEKTÖREL HABER<br />
83
SEKTÖREL HABER<br />
84<br />
şunları söyledi: “Çevre ve<br />
Şehircilik Bakanlığı Yüksek<br />
Fen Kurumu ile derneğimiz<br />
tarafından yürütülen<br />
çalışmayla yeni bir “İnşaat<br />
Genel <strong>Teknik</strong> Şartnamesi”nin<br />
hazırlaması için çalışmalara<br />
başlandı. Geçtiğimiz günlerde<br />
Bakanlık yetkilileri ile dernek<br />
üyelerimiz bir araya geldiler.<br />
Bu çalışma gerek içeriği<br />
gerekse de bakanlık-STK-Özel<br />
Sektör işbirliği bakımından<br />
oldukça kıymetli bir çalışma.<br />
Bir an önce tamamlanarak<br />
yeni şartnamenin yürürlüğe<br />
girmesini arzuluyoruz.”<br />
Hinginar: “Dünyadaki<br />
büyüme yavaşladı”<br />
Oturumun moderatörlüğünü<br />
üstlenen Türkiye İMSAD<br />
Yönetim Kurulu Önceki<br />
Dönem Başkanı F. Fethi<br />
Hinginar, dünyanın büyümenin<br />
ciddi bir yavaşlama içine<br />
girdiğini vurgulayarak, “22<br />
milyar dolar ihracatla otomotiv<br />
sektörüyle yarışırken şimdi 15<br />
milyar dolara indik. Geçtiğimiz<br />
yıllarda özellikle Çin’in<br />
katkılarıyla sağlanan büyüme<br />
hızı yüzde 2’lerin altına<br />
indi. Sıfıra doğru gideceği<br />
konuşuluyor. Bunu Türkiye’de<br />
dikkate almak zorundayız.<br />
Trump’ın başkan seçilmesinin<br />
yankıları oldu, olmaya devam<br />
edecek. AB ülkelerindeki<br />
seçimleri de dikkatle takip<br />
etmek zorundayız. Bütün<br />
bunlar Türkiye’yi ciddi şekilde<br />
etkiliyor, etkileyecek” diye<br />
konuştu.<br />
Demir: “Ciddi bir kabine<br />
revizyonu beklenebilir”<br />
Gazeteci Metehan Demir ise<br />
referandum sonrası gündeme<br />
ilişkin değerlendirmelerini<br />
ve öngörülerini paylaştı.<br />
Sözlerine, “Bazen ülke olarak<br />
büyük okyanuslar geçip<br />
küçük derelerde boğulacak<br />
gibi hissediyoruz. Bunu<br />
hak edecek bir ülke değiliz”<br />
diyerek başlayan Demir, “15<br />
Temmuz sonrası herkes büyük<br />
kafa karışıklığı içindeydi ama<br />
ekonominin ana aktörü özel<br />
sektör ilk pazartesi sabahı<br />
işinin başına gitti. Bu ülkenin<br />
geleceğine olan güvenin bir<br />
göstergesidir” diye konuştu.<br />
Demir, “Eskiden beni<br />
gördüklerinde, “Ne haber<br />
var?” derlerdi, şimdi, “Nereye<br />
gidiyoruz?” demeye başladılar.<br />
Bu soru içinde bir umutsuzluk<br />
da barındırıyor. Dünyada<br />
artık ekonomi, dış politika ve<br />
iç politika birbirinden ayrı<br />
hareket edemiyor. Türkiye<br />
de bunu iliklerine kadar<br />
hisseden bir ülke. Son birkaç<br />
yıldaki göstergeler Türkiye’de<br />
durumun çok da iyi olmadığını<br />
gösteriyor. Türkiye’de siyasi<br />
bir kamplaşmanın içine doğru<br />
gidiyoruz. Bunu önemli<br />
bir risk olarak görüyorum.<br />
İyiye iyi, kötüye kötü demeyi<br />
öğrenmemiz lazım” şeklinde<br />
konuştu. Demir, 2019 yılına<br />
kadar seçim yapılmamaya<br />
çalışılacağını ancak<br />
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın,<br />
“Partili Cumhurbaşkanı”<br />
statüsünü aldıktan sonra<br />
ciddi bir kabine revizyonu<br />
yapabileceğini kaydetti.<br />
Erdoğan’ın 15-16 <strong>Mayıs</strong>’ta<br />
yapacağı ABD ziyaretini<br />
hatırlatan Demir, “Sayın<br />
Erdoğan’ın Trump görüşmesi<br />
çok kritik ama size tavsiyem<br />
onun dışında kimlerle<br />
görüşeceğine bakın. Çok ciddi<br />
fonlarla görüşmeler yapıyor.<br />
Geçen sefer Rothschild<br />
Ailesi’yle görüşmüştü” dedi.<br />
Gürlesel: “İnşaat diğer<br />
sektörlere göre yüksek<br />
performans gösterecek”<br />
Türkiye İMSAD Ekonomi<br />
Danışmanı Dr. Can<br />
Fuat Gürlesel, küresel<br />
ve Türkiye ekonomisine<br />
ilişkin değerlendirmelerde<br />
bulundu. Gürlesel, “Dünya<br />
ekonomisindeki büyümede<br />
yavaşlama ilk 4 ayda atlatılmış<br />
görünüyor. Kalıcı olacağı ümidi<br />
veren yüzde 2 civarında bir<br />
büyüme öngörülüyor” dedi.<br />
Gürlesel özetle şunları söyledi:<br />
“Türkiye ekonomisinde yılın<br />
ilk 3-4 ayında göreceli bir<br />
canlanma var. Bu canlanmada<br />
kamunun sağladığı destekler<br />
etkili olmuş görünüyor. Bunun<br />
sürdürülebilir olduğunu<br />
düşünmüyorum. Çünkü ciddi<br />
kamu harcaması söz konusu.<br />
Türkiye’de ekonomik iklimin<br />
normalleşmesi gerekiyor.<br />
Enflasyonda artış trendi<br />
var. Faizler aynı düzeyde<br />
devam etmesi bekleniyor.<br />
Türk Lirası’nda yıl sonuna<br />
kadar bir değerlenme<br />
beklemiyoruz. <strong>2017</strong>’nin<br />
belirleyicisi yapı ruhsatları<br />
ve yapı izinleri olacak. Bu yıl<br />
umut verici görünüyor. Konut<br />
ruhsatlarında artış var. Yapı<br />
izinlerinde bütün zorluklara<br />
rağmen 2016 yılı küçük de olsa<br />
artışla tamamlandı. Yılın ilk 3<br />
ayında hükümetin destekleriyle<br />
325 bin yeni konut satışı var.<br />
Yeni konut satışı ise 145 bin.<br />
İnşaat Malzemeleri üretiminde<br />
yüzde 5.3 gerileme var. Bina<br />
inşaat maliyetleri son dönemde<br />
ciddi artış kaydetti. Fiyat<br />
artışı dışında bir dengeleme<br />
imkanı görünmüyor. İnşaat<br />
sektörü göreceli olarak diğer<br />
sektörlere göre daha yüksek bir<br />
performans gösterecek ancak<br />
bizi tatmin edecek bir düzeyde<br />
olacağını düşünmüyorum.”<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
KOBİ’LER E-TiCARETTEN<br />
YETERiNCE FAYDALANMIYOR<br />
EKONOMİ<br />
86<br />
TÜSİAD Başkanı Bilecik, yaptıkları araştırmayı paylaşarak, “Ülkemizde<br />
klasik perakende firmalarının ve KOBİ’lerin henüz e-ticaretin<br />
nimetlerinden yeterince yararlanmadığını söyleyebiliriz” dedi.<br />
Türk Sanayicileri ve<br />
İşadamları Derneği<br />
(TÜSİAD) Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Erol Bilecik<br />
KOBİ’lerin internetten<br />
yapılan ticarette yeterince<br />
pay almadığını söyledi.<br />
Bilecik, “KOBİ’lerin<br />
e-ticaret ekosistemine daha<br />
fazla dahil olmalarını çok<br />
önemsiyoruz. KOBİ’lerin<br />
gerek tedarikçileriyle ilişkileri<br />
gerekse tanıtım, pazarlama,<br />
satış olanakları bakımından<br />
e-ticaretin sağlayacağı olanaklar<br />
konusunda bilgi ve farkındalık<br />
düzeyini artıracak çalışmalar<br />
mutlaka fayda sağlayacaktır”<br />
değerlendirmesini yaptı.<br />
TÜSİAD Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Erol Bilecik’in<br />
“Dijitalleşen Dünyada<br />
Ekonominin İtici Gücü:<br />
e-Ticaret” Raporu Tanıtım<br />
Toplantısını gerçekleştirdi.<br />
Toplantıda konuşan TÜSİAD<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Erol<br />
Bilecik, rapora ilişkin detayları<br />
paylaştı. Bilecik, “Son yıllarda<br />
dijital ekonomi konusu en<br />
sıklıkla üzerinde durduğumuz<br />
ve altını çizdiğimiz konu…<br />
Bilgi, üretim süreçlerinde bir<br />
destek unsuru değil, bizzat<br />
üretimin yaratıcı ve itici gücü<br />
konumunda. Odak noktası<br />
“bilgi ve iletişim teknolojileri”<br />
olan dijital ekonomi, hem<br />
bireylerin hem de kurumların<br />
yaşamlarında müthiş<br />
değişimlere yol açıyor ve yeni<br />
fırsatları önümüze getiriyor”<br />
dedi.<br />
Rapordan dünya nüfusunun<br />
yaklaşık yarısı internet<br />
kullanıcısı sonucunun çıktığı<br />
bilgisini paylaşan Bilecik, “Bu<br />
muazzam bir oran” bilgisini<br />
paylaşan, ama bir başka bakış<br />
açısı da neredeyse 3.5 milyarın<br />
üzerindeki kişinin hala internet<br />
bağlantısı yok. 2020 yılında<br />
mobil kullanıcı sayısının 5,5<br />
milyara ulaşması ve bunun<br />
dünyada elektrik ve temiz suya<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
ulaşabilen veya araba sahibi<br />
insan sayısından daha fazla<br />
olması öngörülüyor” şeklinde<br />
konuştu.<br />
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik<br />
‘Teknolojik unsurlar baştan<br />
aşağı değiştiriyor’<br />
Bilecik’in rapordan detayları<br />
paylaştığı konuşması şöyle:<br />
“İş dünyası tarafına baktığımızda<br />
yenilikçi iş modelleri ve ticaret<br />
olanakları, günlük iş hayatımıza<br />
giren robotlar, drone’lar gibi<br />
teknolojik unsurlar hem üretimi<br />
ve hizmet sunum süreçlerini,<br />
hem de kurumların yapı<br />
ve işleyişlerini baştan aşağı<br />
dönüştürmekte.<br />
Tüketici tercihlerinin sınır<br />
tanımadığı ve beklentilerin hızla<br />
yükseldiği bir dönemdeyiz.<br />
Ve bu eğilim artarak devam<br />
edecek. Bu koşullarda verimlilik<br />
ve rekabet baskısı yenilikçi<br />
fikirlere yatırım yapmayı ürün<br />
ve hizmetlerin tasarım, üretim<br />
ve sunumunda teknolojiyi odağa<br />
almayı gerektiriyor. Kısacası,<br />
kurumların dijitalleşmesi,<br />
gelecekte hayatta kalabilmeleri<br />
için yaşamsal ve en kritik konu<br />
haline geliyor.<br />
‘Kararlıkla devam etmeliyiz’<br />
Küresel dinamiklerin hızla<br />
değiştiği günümüzde, hedefimiz<br />
dev dijital dönüşüm dalgasında<br />
ayakta kalacak ekonomiler<br />
arasında yer almak olmalıdır. Bu<br />
nedenle, hem rekabet etmekte<br />
olduğumuz ülkelerdeki hem de<br />
ulaşma hedefi güttüğümüz en<br />
ileri ekonomilerdeki gelişmeleri<br />
yakından takip etmeliyiz.<br />
Dijital dönüşümü sağlayacak<br />
tedbirleri eş zamanlı hayata<br />
geçirmeye kararlılıkla devam<br />
etmeliyiz. TÜSİAD olarak biz<br />
de bu anlayışla dijital ekonomiyi<br />
çalışmalarımızın merkezine<br />
koyduk, bu konunun üstünde<br />
ısrarla duruyoruz.<br />
Kurumlarımızın dijital devrimde<br />
ayakta kalmaları için dijital<br />
vizyona sahip liderliğe ve dijital<br />
stratejilere ihtiyaç duyulduğu<br />
konusunda farkındalık<br />
yaratmaya çalışıyoruz. Büyük<br />
ölçekli şirketlerden KOBİ’lere<br />
kadar, dijital dönüşüm için<br />
gerekli altyapı, insan kaynağı<br />
gibi temel gereksinimleri ele alan<br />
çalışmalar yürütüyoruz.<br />
Dijitalleşme süreci içerisinde,<br />
ekonominin itici gücü<br />
olabilecek, son derece güçlü<br />
potansiyele sahip “elektronik<br />
ticaret” de bu anlamda ilgi<br />
alanımızda. Sevgili Esin’in de<br />
belirttiği gibi, TÜSİAD olarak,<br />
ilk e-Ticaret raporumuzu<br />
sevgili Sina Afra’nın katkısıyla<br />
hazırlamıştık. Üç yıl içinde<br />
nereden nereye geldiğimize<br />
bir bakmak istedik. Sevgili<br />
Öget Kantarcı’nın liderliğinde<br />
GittiGidiyor ve the Boston<br />
Consulting Group ile bu yılki<br />
raporumuzu hazırladık.<br />
E-ticaretin önümüze getirdiği<br />
fırsatlarla karşı karşıyayız.<br />
Dünyada e-ticaretin güçlü bir<br />
büyüme trendi sergilediğini<br />
biliyoruz.<br />
Alınan pay dünyanın gerisinde<br />
Dünyada e-Ticaretin toplam<br />
perakendeden aldığı pay yüzde<br />
8.5’lara ulaşmış vaziyette.<br />
Ülkemizde de e-ticaret<br />
büyümesini sürdürüyor.<br />
Yakalanan ivmeye rağmen,<br />
e-ticaretin toplam perakendeden<br />
aldığı pay 2016 itibarıyla yüzde<br />
3.5 seviyesinde.<br />
e-Ticaret sektörümüzün sahip<br />
olduğu güçlü potansiyeli göz<br />
önünde bulundurduğumuzda,<br />
halen önümüzde önemli<br />
bir gelişim alanı mevcut,<br />
gidecek daha çok yolumuz<br />
var diyebiliriz. Bu gelişim<br />
alanındaki fırsatları doğru<br />
şekilde değerlendirdiğimiz<br />
takdirde e-ticaret sektörümüzün<br />
ekonomide hak ettiği payı<br />
alacağına inanıyoruz.<br />
Bunun için neler yapmak<br />
gerektiği, raporumuzda<br />
ayrıntılarıyla ele alınıyor ve<br />
birazdan sizlere sunulacak. Ben<br />
özetle birkaç noktaya temas<br />
etmek isterim.<br />
“E-ticareti bir ekosistem olarak<br />
düşünmek durumundayız.<br />
<strong>Teknik</strong> altyapı ve lojistikten,<br />
internet girişimciliğine finansal<br />
altyapıdan alternatif ödeme<br />
EKONOMİ<br />
87
EKONOMİ<br />
88<br />
sistemlerine ve sağlıklı bir<br />
mevzuat yapısına kadar her<br />
unsur bütünlük içinde ele<br />
alınmalı ve geliştirilmeli.<br />
“Bu kapsamda atılması gereken<br />
adımların, son derece etkin bir<br />
program çerçevesinde, sektörün<br />
ve kamunun katılımıyla ve hızla<br />
hayata geçirilmesini çok önemli<br />
görüyoruz. Sektör ve idari<br />
yapı arasında etkili ve yapıcı<br />
iletişimin ve kamu tarafında<br />
e-ticaret ile ilgili eşgüdümü<br />
güçlendirici bir mekanizmanın<br />
çok faydalı olacağını da<br />
düşünüyoruz.<br />
KOBİ’ler yeterinde<br />
faydalanamıyor<br />
Ülkemizde klasik perakende<br />
firmalarının ve KOBİ’lerin<br />
henüz e-ticaretin nimetlerinden<br />
yeterince yararlanmadığını<br />
söyleyebiliriz. e-ticaret<br />
ekosistemine daha fazla dahil<br />
olmalarını bu anlamda çok<br />
önemsiyoruz. KOBİ’lerin<br />
gerek tedarikçileriyle ilişkileri<br />
gerekse tanıtım, pazarlama,<br />
satış olanakları bakımından<br />
e-ticaretin sağlayacağı olanaklar<br />
konusunda bilgi ve farkındalık<br />
düzeyini artıracak çalışmalar<br />
mutlaka fayda sağlayacaktır.<br />
Ayrıca gerekli altyapı ve işgücü<br />
yatırımlarını yapmaları ve bu<br />
konuda ihtiyaç duyabilecekleri<br />
desteklerin sağlanması da<br />
gerekiyor. Alınacak aksiyonlarla<br />
firmalarımızın dünya çapında<br />
bilinirliğini, pazar payını<br />
ve e-İhracatını artırmasını<br />
sağlayabiliriz.<br />
Konunun şirketler boyutunu<br />
yanında, tüketici tarafına<br />
bakarsak, internete erişimin<br />
yaygınlığı kadar, bireylerin,<br />
internetin nasıl işlediği ve<br />
kendilerine ne gibi fayda ve<br />
hizmetler sağlayacağı hakkında<br />
bilinçli olması da büyük önem<br />
taşıyor. İnternet kullanım<br />
oranının arttığı ülkemizde, bir<br />
yandan e-ticaret ile ilgili tüketici<br />
algısının mutlaka ve mutlaka<br />
güçlendirilmesi, diğer yandan<br />
genel olarak ülkemizde dijital<br />
okuryazarlığın geliştirilmesinin<br />
önemini altını çizerek<br />
vurgulamak isterim.<br />
Elbette e-ticaret sektörümüzü<br />
büyütecek tüm bu unsurlar,<br />
ancak iletişim ve bilgiye erişim<br />
hakkının güvence altına alındığı,<br />
özgür internet ortamının<br />
güçlendirildiği bir iklimde<br />
anlamlıdır.<br />
Sözlerime son verirken,<br />
hazırlanan raporumuzu, e-ticaret<br />
sektörünün tüm paydaşları ve<br />
karar alıcı mercilerin istifadesine<br />
sunuyor olmaktan büyük<br />
memnuniyet duyduğumu ifade<br />
etmek istiyorum. Rapordaki<br />
değerli katkı, işbirliği ve<br />
destekleri için Gittigidiyor<br />
ve BCG ekiplerine, raporun<br />
hazırlık sürecinde görüşleriyle<br />
katkıda bulunan uzmanlara<br />
çok teşekkür ediyorum. Değerli<br />
moderatör ve panelistlerimize,<br />
çalışmanın ve toplantımızın<br />
gerçekleşmesinde emeği geçen<br />
Genel Sekreterlik kadromuza<br />
ve değerli katılımınızdan ötürü<br />
sizlere teşekkür ediyorum.”<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
SAHTE ÜRÜNDEN KAYBIMIZ<br />
26 MİLYAR TL<br />
EKONOMİ<br />
90<br />
Türkiye’de büyüklüğü 17,2 milyar dolara ulaşan kaçak, taklit<br />
ve sahte ürün pazarının vergi kaybıyla da ülkeye zarar verdiği<br />
görülüyor. MKG Sözcüsü Özgür bu konu ile ilgili:<br />
“Çalışmalara göre böyle bir kayıp, 90 bin kişilik istihdama ya<br />
da 6 tane İstanbul-Ankara arasındaki hızlı tren projesine denk<br />
geliyor” diyerek çarpıcı sonucun somut denklemini yaptı.<br />
Marka Koruma Grubu<br />
(MKG), Türkiye’de<br />
kaçak, sahte ve<br />
taklit ürün ticaretinin ulaştığı<br />
boyuta ilişkin raporu açıkladı.<br />
Raporda kaçak, sahte ve taklit<br />
üründe Çin’in ardından dünya<br />
2’ncisi olan Türkiye’nin yıllık<br />
vergi kaybının 7,2 milyar dolar<br />
olduğu bildirildi.<br />
Türkiye’de yatırım yapan<br />
şirketlerin oluşturduğu<br />
MKG’nin Ekonomi Gazetecileri<br />
Derneği (EGD) ile düzenlediği<br />
“Türkiye’de Marka Olmak”<br />
başlıklı çalıştayda, “21. Yüzyılın<br />
Sorunu Kaçak, Taklit ve Sahte<br />
Ürünler” isimli raporun<br />
sonuçları açıklandı.<br />
Namık Kemal Üniversitesi<br />
Uluslararası İlişkiler Bölümü<br />
Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit<br />
İzmen’in OECD endekslerini<br />
kullanarak hazırladığı raporda,<br />
Türkiye’deki kayıt dışı ticaretin<br />
boyutu gözler önüne serildi.<br />
Raporda, Türkiye’de kaçak,<br />
taklit ve sahte ürün piyasasının<br />
büyüklüğü yaklaşık 17,2<br />
milyar dolar, devletin kaçak<br />
ticaret nedeniyle uğradığı vergi<br />
kaybının ise yaklaşık 7,2 milyar<br />
dolar olduğu bildirildi.<br />
Rapora göre Türkiye, dünyada<br />
en çok sahte ürün ele geçirilen<br />
ülkeler sıralamasında Çin’in<br />
ardından ikinci sırada yer<br />
alıyor. Taklit ve sahte ürün<br />
piyasasında ilaçta Hindistan,<br />
gıdada Mısır, parfüm ve<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
İSMMMO Başkanı Yücel Akdemir<br />
kozmetikte Türkiye’nin adı öne<br />
çıkıyor. Kaçak, sahte veya taklit<br />
ürün kullananların yüzde 78’i,<br />
sahte ürün sitesinde buldukları<br />
ürünler yüzünden markayı<br />
suçluyor. G20 ülkelerinde her<br />
yıl sahte ürünler yüzünden 3<br />
bin kişi hayatını kaybediyor.<br />
- “Kaçak olmasaydı 6 tane<br />
daha hızlı tren projesi<br />
yapılırdı”<br />
MKG Sözcüsü Ali Ercan<br />
Özgür, raporun sonuçlarının<br />
tartışıldığı paneldeki<br />
konuşmasında, teknolojideki<br />
gelişmeler ve makro ekonomik<br />
politikalar gibi etkenlerin taklit<br />
ve kaçak ürün piyasasında<br />
artışa yol açtığını belirtti.<br />
Özgür, şunları kaydetti:<br />
“Ülkemizde sahte, kaçak<br />
ve taklit ürünlerin yarattığı<br />
pek çok sorun var. Yasa dışı<br />
ticaret nedeniyle devletin<br />
uğradığı vergi kaybı 7,2<br />
milyar dolar. Çalışmalara<br />
göre böyle bir kayıp, 90 bin<br />
kişilik istihdama ya da 6 tane<br />
İstanbul-Ankara arasındaki<br />
hızlı tren projesine denk<br />
geliyor. Yani kaçak olmasaydı,<br />
6 tane daha hızlı tren projesi<br />
yapılırdı. Ülkemizde taklit,<br />
kaçak ve sahte ürünlerle<br />
mücadelede etkili sonuçlar<br />
almak için yapılacak çok şey<br />
var. Raporda da altı çizildiği<br />
gibi yasal düzenlemelerin yanı<br />
sıra cezaları daha caydırıcı hale<br />
getirmek gerekiyor. Bunun<br />
yanı sıra yetkili merciler,<br />
hak sahipleri birlikleri ve<br />
diğer paydaşlar arasında<br />
etkili diyalog ortamını<br />
oluşturmamız şart. Orjinal<br />
üreticinin ve tüketicinin<br />
desteklenmesine yönelik<br />
programların artırılması,<br />
arz ve talebi şekillendiren<br />
toplumun bilinçlendirilmesi<br />
için çalışmalar yapılması büyük<br />
önem taşıyor. Kaçak, sahte ve<br />
taklide karşı kolluk kuvvetleri<br />
arasındaki iş birliğinin<br />
iyileştirilmesinin yanı sıra fikri<br />
mülkiyetle ilgili idari ve teknik<br />
kapasite oluşturma faaliyetleri<br />
de önceliğimiz olmalıdır.”<br />
- “Küresel marka taklidiyle<br />
ekonomiyi güçlendiremeyiz”<br />
Türk Girişim ve İş<br />
Dünyası Konfederasyonu<br />
(TÜRKONFED) Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Tarkan<br />
TÜRKONFED Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Tarkan Kadooğlu<br />
Kadooğlu da, Türkiye’nin<br />
OECD ülkeleri arasında kayıt<br />
dışı rekortmeni olduğunu<br />
vurgulayarak, “Bugün,<br />
dünyanın en hızlı büyüyen<br />
ekonomileri arasında bulunan,<br />
gücünü üretimden ve nitelikli<br />
genç iş gücünden alan, 350<br />
milyar dolardan fazla dış<br />
ticaret hacmi olan Türkiye’nin<br />
gücüne ve potansiyeline<br />
yürekten inanıyoruz. Ancak<br />
Türkiye’nin, dünyanın en<br />
büyük 10 ekonomisi arasına<br />
girebilmesinin tek yolu, yüksek<br />
katma değerli üretimden ve bu<br />
topraklardan küresel markalar<br />
çıkarmaktan geçmektedir.<br />
Hak ettiğimiz yere de küresel<br />
markaların taklitlerini<br />
yaparak ulaşamayacağımız<br />
ortadadır. Öncelikle zihinsel bir<br />
değişim ve dönüşüm şarttır.”<br />
değerlendirmesinde bulundu.<br />
İstanbul Serbest Muhasebeci<br />
Mali Müşavirleri Odası<br />
(İSMMMO) Başkanı Yücel<br />
Akdemir ise marka meselesinin<br />
ekonominin en ciddi<br />
sorunlarından biri olduğunu<br />
ve bu sorundan dolayı<br />
İSMMMO’nun adını bile tescil<br />
ettirmek zorunda kaldıklarını<br />
ifade etti.<br />
EKONOMİ<br />
91
KALE ENDÜSTRİ HOLDİNG’E YENİ CEO<br />
SEKTÖREL HABER<br />
92<br />
Kale Endüstri Holding CEO’su Zeki Şafak Ozan<br />
Türkiye’nin lider, dünyanın önde gelen entegre güvenlik şirketi<br />
Kale Endüstri Holding’in yeni CEO’su Zeki Şafak Ozan olarak<br />
atandı. Ozan, Kale Endüstri Holding’e ait tüm şirketlerin<br />
yönetim süreçlerine liderlik edecek.<br />
Türkiye’nin güvenlik<br />
markası Kale Endüstri<br />
Holding’de CEO<br />
görevine, 24 Nisan <strong>2017</strong><br />
itibariyle iş dünyasının<br />
deneyimli isimlerinden Zeki<br />
Şafak Ozan getirildi. Kale<br />
Endüstri Holding’e ait tüm<br />
şirketlerin yönetim süreçlerine<br />
liderlik edecek olan Ozan;<br />
globalleşme stratejisi, yeni<br />
yatırımlar ve uluslararası iş<br />
ortaklıklarından da sorumlu<br />
olacak.<br />
Zeki Şafak Ozan, 1968 yılında<br />
İstanbul’da doğdu. İstanbul<br />
Erkek Lisesi’nin ardından,<br />
İstanbul Üniversitesi İşletme<br />
Fakültesi’ni tamamladı. İş<br />
hayatına Türk Ekonomi<br />
Bankası’nda analist olarak<br />
başlayan Ozan, 1992’de<br />
Eczacıbaşı Topluluğu’na katıldı.<br />
1992-1994 yılları arasında<br />
topluluğun İngiltere’de bulunan<br />
şirketi VitrA UK’de, 1994-1997<br />
döneminde ise Almanya’daki<br />
VitrA Bad’da Ticari Müdürlük<br />
görevini üstlendi. 1997’de<br />
VitrA Bad Genel Müdürü<br />
oldu. Eczacıbaşı Yapı Ürünleri<br />
Grubu’nun uluslararası<br />
pazarlardaki büyümesinde<br />
önemli kilometre taşlarını<br />
oluşturan “Engers Keramik”,<br />
Villeroy&Boch’un karo bölümü<br />
“V&B Fliesen” ve Avrupa’nın<br />
önde gelen banyo mobilyası<br />
üreticilerinden “Burgbad”ın<br />
satın alınma ve entegrasyon<br />
süreçlerinde rol oynadı. 2004-<br />
2006 yılları arasında Avrupa<br />
Türk İş Adamları Derneği<br />
Başkanlığı görevini yürüten<br />
Ozan, aynı dönemde ‘Yurt<br />
Dışında Yaşayan Vatandaşlar<br />
Danışma Kurulu’nda da yer<br />
aldı. Ozan, 2006-2008 yılları<br />
arasında VitrA Bad Genel<br />
Müdürlüğü’ nün yanı sıra<br />
Engers Keramik’in Genel<br />
Müdürlüğü’ nü, 2009-2013<br />
yılları arasında ise VitrA Karo<br />
A.Ş.’nin Genel Müdürlüğü<br />
görevlerini yürüttü. Zeki Şafak<br />
Ozan, son olarak 2013-2016<br />
yılları arasında Eczacıbaşı<br />
Yapı Ürünleri Grubu’nda<br />
Başkan Yardımcısı olarak<br />
görev yapıyordu. Almanca ve<br />
İngilizce bilen Ozan, evli ve iki<br />
çocuk babasıdır.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
İNŞAAT YATIRIMLARI<br />
İLK ÇEYREKTE HAREKETLENDİ<br />
SEKTÖREL HABER<br />
94<br />
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay düzenli olarak<br />
hazırladığı ve sektördeki faaliyet, güven ve beklentiyi<br />
ölçümlediği “Hazır Beton Endeksi”nin <strong>2017</strong> Mart Ayı Raporu’nu<br />
açıkladı. Hazır Beton Endeksi, mart ayında 100,56 seviyesine<br />
yükselerek yüzde 0,2 oranında artış gösterdi.<br />
Türkiye Hazır Beton<br />
Birliği, Hazır Beton<br />
Endeksi’yle inşaat ve<br />
bununla bağlantılı imalat ve<br />
hizmet sektörlerindeki mevcut<br />
durum ile beklenen gelişmeleri<br />
ortaya koydu. Raporda,<br />
son 3 aydır toparlanma<br />
gösteren Hazır Beton Faaliyet<br />
Endeksi’nin eşik değerin üstüne<br />
çıkmasının önemli olduğu ve<br />
sektörün beklentisinin halen<br />
yüksek olduğu ifade edildi.<br />
Hazır Beton Güven Endeksi<br />
hariç diğer endekslerin eşik<br />
değerinin üzerine çıkması, hazır<br />
beton ve inşaat sektörlerindeki<br />
hareketlenmenin en net<br />
göstergesi oldu. Ancak Hazır<br />
Beton Faaliyet Endeksi’nin eşik<br />
değerin hemen üzerinde olması,<br />
sektördeki ivmenin yeterli<br />
olmadığını ortaya koydu.<br />
Faaliyet Endeksi<br />
hareketlenmenin yeterli<br />
düzeyde olmadığını gösterdi<br />
Faaliyet Endeksi’ndeki yüzde<br />
0,5 oranındaki artış, mart<br />
ayında inşaat faaliyetlerinde<br />
ve hazır beton üretimindeki<br />
sınırlı da olsa yukarı yönlü<br />
harekete işaret etti. Fakat,<br />
ankete katılan firmaların<br />
ancak yüzde 42’si mart ayında<br />
satışlarının artmış olduğunu<br />
belirtirken, firmaların yüzde<br />
37’si satışlarında geçen aya<br />
kıyasla bir değişme olmadığını<br />
ifade etti. Satışlarının azaldığını<br />
söyleyenlerin oranının yüzde<br />
21 ile sınırlı olması sektördeki<br />
üretimin istenilen düzeyde<br />
olmadığını ortaya koyarken<br />
üreticilerin yarısının kayıtlı<br />
siparişlerin aynı kaldığını<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
Avrupa Hazır Beton Birliği<br />
(ERMCO) ve THBB Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Yavuz Işık<br />
söylemesi bu durumu teyit etti.<br />
Güven Endeksi’ndeki artış<br />
sınırlı kaldı<br />
Mart ayında yüzde 0,1<br />
artan Hazır Beton Güven<br />
Endeksi’nin değeri, hazır<br />
beton sektöründe ekonomiye<br />
olan güvenin oldukça sınırlı<br />
olduğunu gösterdi. Ankete<br />
katılanların %74’ü yeni yatırım<br />
yapmayı düşünmediğini<br />
belirtirken, yeni bir istihdamı<br />
düşünenlerin oranı ise %18’de<br />
kaldı. İstihdamda azalma<br />
yaşanacağını düşünenlerin<br />
oranı ise %11’de kaldı.<br />
olduğunu gösterdi.<br />
Hazır Beton Endeksi mart<br />
ayını artışla kapattı<br />
Bileşik endeks olan Hazır Beton<br />
Endeksi de bu gelişmelerden<br />
olumlu yönde etkilendi.<br />
Hazır Beton Endeksi 100,38<br />
seviyesinden 100,56’ya çıkarak<br />
mart ayını yüzde 0,2 artışla<br />
kapattı.<br />
Önümüzdeki 3 ayda<br />
inşaat yatırımlarında artış<br />
bekleniyor<br />
Hazır Beton Endeksi Mart<br />
Ayı Raporu sonuçları ile ilgili<br />
görüşlerini açıklayan Avrupa<br />
Hazır Beton Birliği (ERMCO)<br />
ve THBB Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Yavuz Işık, son 3 aydır<br />
toparlanma gösteren Hazır<br />
Beton Faaliyet Endeksi’nin<br />
eşik değerin üstüne çıkmasının<br />
önemli olduğunu ve sektörün<br />
beklentisinin halen yüksek<br />
olduğunu söyledi.<br />
Yavuz Işık, <strong>2017</strong> yılı mart<br />
ayı raporu ile ilgili şu<br />
değerlendirmelerde bulundu:<br />
“Hazır Beton Güven Endeksi<br />
hariç diğer endekslerin eşik<br />
değerinin üzerine çıkması, hazır<br />
beton ve inşaat sektörlerindeki<br />
hareketlenmenin en net<br />
göstergesidir. Ancak Hazır<br />
Beton Faaliyet Endeksi’nin eşik<br />
değerin hemen üzerinde olması,<br />
sektördeki ivmenin yeterli<br />
olmadığını ortaya koymaktadır.<br />
Tüm endeks değerleri, <strong>2017</strong><br />
yılının ilk çeyreğinde yükseliş<br />
göstermiştir. Mart ayında Hazır<br />
Beton Faaliyet Endeksi’nin<br />
yükselerek Hazır Beton Güven<br />
Endeksi’ni geride bıraktığı<br />
anlaşılmaktadır. Hazır Beton<br />
Beklenti Endeksi’nin halen<br />
diğer endeks türlerinden<br />
yüksek olması, sektörün<br />
önümüzdeki 3 ayda inşaat<br />
sektörü yatırımlarında<br />
bir artış beklediğinin en<br />
net göstergesidir. Diğer<br />
taraftan Hazır Beton Faaliyet<br />
Endeksi’nin yükselişe rağmen<br />
halen eşik değerinin hemen<br />
üstünde olması, sektördeki<br />
hareketlenmenin yeterli<br />
düzeyde olmadığına işarettir.<br />
Ancak hükûmetimizin<br />
uygulamaya koyduğu<br />
gayrimenkul sertifikası gibi<br />
araçlar ve kamu yatırımlarının<br />
beklendiği şekilde artması ile<br />
birlikte inşaat sektöründeki<br />
gelişme devam edecektir.<br />
Mart ayında tahsilat sürecinde<br />
bozulma yaşandığını dile<br />
getirenlerin oranı %40’dır.<br />
Son iki aydır bu oranın %50<br />
civarında gezinmesi, nakit akışı<br />
açısından sektörde kısmi bir<br />
iyileşmenin olduğunu ortaya<br />
koymaktadır.”<br />
SEKTÖREL HABER<br />
95<br />
Geleceğe yönelik beklenti aynı<br />
düzeyde kaldı<br />
Önümüzdeki dönem gidişatını<br />
göstermesi açısından büyük<br />
önem taşıyan Beklenti Endeksi<br />
bir önceki ayla aynı düzeyde<br />
kaldı. Anket katılımcılarının<br />
yüzde 58’inin önümüzdeki üç<br />
ayda satışlarının artacağını<br />
düşünmesi, yüzde 8’inin ise<br />
azalacağını belirtmesi sektörün<br />
önümüzdeki döneme ilişkin<br />
iyimser beklentilere sahip
GF HAKAN PLASTİK,<br />
BU YIL FUAR KATILIMLARI İLE<br />
İHRACATA DESTEK VERİYOR<br />
SEKTÖREL HABER<br />
96<br />
<strong>2017</strong> yılında ihracata ağırlık vermeyi planlayan GF Hakan<br />
Plastik, çalışmalarını bu doğrultuda sürdürüyor. Önce 21-23<br />
Şubat tarihleri arasında Türkmenistan’da, ardından 14-18<br />
Mart’ta Almanya’ta alt yapı ve üst yapı ürünlerini uluslararası<br />
müşterileri ile buluşturdu.<br />
GF Hakan Plastik, <strong>2017</strong><br />
planları çerçevesinde<br />
ihracata yönelik<br />
çalışmalarını yurtdışı fuar<br />
katılımları ile destekliyor. Bu<br />
doğrultuda, yılın ilk aylarında<br />
biri Türkmenistan’da diğeri<br />
Almanya’da iki fuar katılımı<br />
gerçekleştirdi. GF Hakan<br />
Plastik, Türkmenistan’da<br />
bu yıl 21-23 Şubat tarihleri<br />
arasında gerçekleştirilen<br />
Türk İhraç Ürünleri Fuarı’na<br />
katıldı. Kültürel bağın yanı<br />
sıra ekonomik iş ortaklığı ve<br />
ticaretin gelişmesi açısından<br />
önem taşıyan Türk İhraç<br />
Ürünleri Fuarı, her yıl merakla<br />
beklenen bir fuar organizasyonu<br />
olma özelliği taşıyor. Bu yıl<br />
sekizincisi düzenlenen fuara GF<br />
Hakan Plastik, alt yapı ve üst<br />
yapı ürünleri ile katılarak bu<br />
ürün gruplarını Türkmenistan<br />
pazarında tanıtma imkânı<br />
buldu.<br />
“GF Hakan Plastik de yapı<br />
teknolojisi çözümleri ile ilgi<br />
odağı oldu”<br />
GF Hakan Plastik, Almanya’ nın<br />
Frankfurt kentinde iki senede<br />
bir düzenlenen<br />
ISH <strong>2017</strong>- Uluslararası Isıtma,<br />
Soğutma, Havalandırma<br />
Sistemleri ve Teknolojileri<br />
Fuarı’nda ise GF standında yer<br />
aldı. 14-18 Mart tarihlerinde<br />
gerçekleşen fuarda Silenta<br />
Premium Ses Yalıtımlı Boru<br />
ve Aquasystem PPR Boru<br />
ürünleri müşterilerin beğenisine<br />
sunuldu. “Partner Ülke”nin bu<br />
yıl Türkiye olduğu fuarda GF<br />
Hakan Plastik de yapı teknolojisi<br />
çözümleri ile ilgi odağı oldu.<br />
Silenta Premium ürün grubu,<br />
hem Türkiye hem de yurt<br />
dışında büyük başarı sağlayan<br />
özellikleri ile en dikkat çeken<br />
ürünlerdendi. Silenta Premium,<br />
aynı zamanda GF Hakan<br />
Plastik’in sessiz boru vatanı<br />
olarak bilinen Almanya’ya ihraç<br />
ettiği ürünler içerisinde yer<br />
alıyor.<br />
İhracat pazarında satış alanını<br />
genişletmeyi hedefleyen GF<br />
Hakan Plastik, yıl sonuna kadar<br />
farklı ülkelerde gerçekleşecek<br />
fuarlarla, bu hedefi desteklemeyi<br />
sürdürecek.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
ANAEROBİK YAPIŞTIRICILARIN<br />
PERFORMANSI ARTIYOR<br />
YENİ ÜRÜN<br />
98<br />
Metsan Anarobik<br />
Yapıştırıcıların<br />
performanslarının<br />
arttığını aktaran Metsan<br />
yetkilileri : “EMS FORCE<br />
Engineering Adhesive markası<br />
ile pazara sunmakta olduğumuz<br />
anaerobik yapıştırıcılarımızın<br />
reaktivite ve stabilite<br />
özellikleri geliştiriliyor. Ar-Ge<br />
müdürümüz Şeyma Hanım’ın<br />
bir süredir yürütmekte olduğu<br />
anaerobik yapıştırıcıların<br />
performans geliştirme<br />
çalışmaları sonuçlarını vermeye<br />
başladı. Yeni nesil anaerobik<br />
yapıştırıcılarımızın düşük<br />
sıcaklıklarda bile artık çok<br />
daha hızlı kürleşeceğini ve<br />
raf ömrünün çok daha uzun<br />
olacağı-nı ifade eden Şeyma<br />
Hanım, anaerobik boru<br />
sızdırmazlık ürünlerimiz<br />
ile ilgili üretim süreci<br />
çalışmalarının birkaç ay<br />
içerisinde başlayacağının ve<br />
ürünlerin yıl sonuna kadar<br />
piyasaya sürülebilir konuma<br />
geleceğinin müjdesini verdi.”<br />
açıklamalarında bulundu.<br />
Anaerobik yapıştırıcı nedir?<br />
Birbirine yakın metal yüzeyler<br />
arasına uygulandığında<br />
oksijenle teması kesilip,<br />
polimerize olarak (kürleşerek)<br />
güçlü, plastik, sızdırmaz conta<br />
oluşturan, tek bileşenli ve uçucu<br />
solvent içermeyen yapıştırıcıdır.<br />
Nasıl kürleşir?<br />
Anaerobikc yapıştırıcılar<br />
birbirine yakın, tam oturan<br />
metal yüzeyler arasında<br />
oksijenle olan temasın<br />
kesilmesiyle kürleşmeye<br />
başlar. Oksijenin bulunmadığı<br />
‘anaerobik’ olarak adlandırılan<br />
bu koşullarda metal yüzeyler<br />
katalizör etkisi göstererek<br />
kürleşmeyi sağlar. Anaerobik<br />
yapıştırıcılar oksijenle temasın<br />
bulunduğu normal koşullarda<br />
kürleşmeden, sıvı halde kalırlar.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
YENİ ÜRÜN<br />
Anaerobik boru sızdırmazlık<br />
kimyasalının avantajları<br />
nelerdir?<br />
• Ekonomiktir.<br />
• 700 bar’a kadar basınca<br />
dayanır.<br />
• Mekanik kilitleme ve<br />
contalamaya ihtiyaç bırakmaz.<br />
• Teflon bant, keten ve macuna<br />
göre çok daha ekonomik ve<br />
pratik bir alternatiftir.<br />
• Titreşimlere dayanıklıdır.<br />
• Keten uygulaması pas<br />
oluşumunu engellemez ve pas<br />
oluşumunu hızlandırırken,<br />
yeni nesil anaerobik boru<br />
sızdırmazlık kimyasalları pas<br />
oluşumuna karşı yüzeyleri<br />
korur.<br />
• Boruların açısı ayarlanabilir.<br />
• Çok çeşitli uygulama alanları<br />
sunar.<br />
• Geniş boşlukları doldurur.<br />
• Uygulanırken yüksek kuvvet<br />
gerektirmez; bağlantının<br />
sıkıştırma işlemi sırasında hasar<br />
görme ihtimali ortadan kalkar.<br />
99<br />
Kalite Kontrol Departmanımız bünyesinde geçtiğimiz ay<br />
aramıza katılan Kimyagerimiz Kadir Bey’e ekibe hoş geldin diyor,<br />
Metsan ailesi olarak güçlü bir bağ kurma temennimizi bu vesile<br />
ile bir kez daha ifade ediyoruz.
HAYALİNİZDEKİ GÜVENLİ VE ŞIK<br />
‘KAPI’LAR KALE İLE AÇILIYOR!<br />
Güvenliği, kaliteyi ve şıklığı bir<br />
arada buluşturan Kale Çelik<br />
Kapı, huzur içinde kapısını<br />
çekip çıkmak isteyenlere birçok<br />
seçenek sunuyor. Zengin<br />
ürün yelpazesinde ahşaptan<br />
cama, maviden turuncuya,<br />
vintagedan modern tarzdaki<br />
farklı renk ve modelde<br />
ürün yelpazesi bulunan ve<br />
kişiye özel tasarım yapan<br />
Kale Çelik Kapı, düzenlediği<br />
kampanyalarla ekonomik<br />
kolaylıklar da sağlıyor.<br />
YENİ ÜRÜN<br />
100<br />
Türkiye’de güvenliğin<br />
adresi olan, tam kapsam<br />
güvenlik sağlayan Kale<br />
Çelik Kapı; güvenli, şık ve aynı<br />
zamanda da ekonomik bir kapıya<br />
sahip olmak isteyenlere, geniş<br />
ürün yelpazesiyle ve düzenlediği<br />
kampanyalarla destek oluyor.<br />
Kale Çelik Kapı, “Dekorasyon<br />
Kapıdan Başlar” mottosuyla,<br />
farklı renk ve modeldeki kapıları,<br />
indirim kampanyaları ve ödeme<br />
kolaylıkları ile tüketiciyle<br />
buluşturuyor.<br />
Çelik Kapı sektörünün jenerik<br />
markası Kale Çelik Kapı. mekana<br />
ve kişisel tercihlere uygun<br />
model seçenekleri sunuyor.<br />
Kale Çelik Kapı’nın zengin ürün<br />
yelpazesinde kapalı mekanlar<br />
için Ahşap, Cam, Laminat ve<br />
Amerikan Panel kapı seçenekleri<br />
bulunuyor. Özellikle çelik kapı<br />
ürünlerinde mavi, yeşil, turuncu<br />
renklerdeki Kale Vira, K4291<br />
ve K4230 gibi özgün modeller<br />
güvenliği şıklıkla birleştirmek<br />
isteyenler için farklı ve renkli<br />
alternatifler oluşturuyor.<br />
İsteyene modern isteyene<br />
vintage<br />
Kapıda ‘tarz’ arayanlar için de<br />
Kale’de birçok farklı çelik kapı<br />
alternatifleri bulunuyor. Kale<br />
Deco, Retro, Country Model<br />
ve Twins seçenekleri ile ev<br />
içerisindeki vintage, country<br />
ve modern tarzdaki dekoratif<br />
öğeler kapıya taşınıyor. Anadolu<br />
motiflerini sevenler ise Saray<br />
Kapısı, Antik Kapı ve Anatolia<br />
gibi modellerle Anadolu’nun<br />
zarif öğelerini modern güvenlikle<br />
birleştirebiliyor.<br />
Kale Çelik Kapı’nın ürün<br />
gamında yer alan ve özel siparişle<br />
sınırlı sayıda üretilen 6. Seviye<br />
Çelik Kapı ise hırsızlığa karşı<br />
güvenlik seviyesi en yüksek kapı<br />
olma özelliğini taşıyor. Montaj<br />
ve satış sonrası hizmetleri ile<br />
üstün kalite sunan Kale Çelik<br />
Kapı ev ve işyerleri için uygun<br />
ebat ve renklerde birçok ürün ile<br />
güvenliği ve şıklığı birleştiriyor.<br />
Ekonomik kolaylık sağlıyor<br />
Kale Çelik Kapı; güvenlik<br />
ve şıklığın yanı sıra ödeme<br />
koşullarının da uygun<br />
olmasını isteyen tüketicilere<br />
de farklı kampanyalarla ve<br />
ödeme seçenekleriyle destek<br />
oluyor. Huzur içinde kapısını<br />
çekip çıkmak isteyenler için<br />
dönem dönem kampanyalar<br />
düzenleyen Kale Çelik Kapı;<br />
<strong>Mayıs</strong> ayı boyunca tüm çelik kapı<br />
ürünlerinde, yüzde 10’a varan<br />
indirim yapıyor.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
YAPI SEKTÖRÜ<br />
23-27 MAYIS TARİHLERİNDE<br />
YAPI FUARI – TURKEYBUILD<br />
İSTANBUL’DA BULUŞUYOR<br />
SEKTÖREL HABER<br />
ITE Turkey Yönetim Kurulu Üyesi<br />
ve YEM Fuarcılık Genel Müdürü<br />
Burcu Başer<br />
102<br />
23 - 27 <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> tarihlerinde düzenlenecek ve bu yıl 40.<br />
yılını kutlayacak olan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, ürün<br />
gruplarına göre ayrılmış 100.000 m2 açık ve kapalı alanda,<br />
1.250 katılımcı firmanın en son ürün, hizmet ve teknolojisini<br />
111.000 ziyaretçiyi buluşturacak. Fuarın İş Geliştirme Platformu<br />
kapsamında bu yıl da katılımcı firmalara, sektöre ve Türkiye<br />
ekonomisine katkı sağlayacak etkinlikler gerçekleştirilecek.<br />
YEM Fuarcılık<br />
tarafından 40 yıldır<br />
düzenlenen ‘Yapı<br />
Fuarı- Turkeybuild İstanbul’;<br />
yapı sektörüne yön veren yerli<br />
ve yabancı firmaların <strong>2017</strong><br />
yılında da buluşma noktası<br />
olacak. Yapı malzemeleri<br />
sektörü temsilcilerinin ürün,<br />
hizmet ve teknolojilerinin<br />
sergilenmesinin yanı sıra;<br />
üretici ve satıcı firmalarla,<br />
sektör profesyonellerini<br />
ve yatırımcılarını bir<br />
araya getiren ‘Yapı Fuarı-<br />
Turkeybuild İstanbul’,<br />
Türkiye’nin yapı sektöründeki<br />
en büyük ve en önemli<br />
platformlarını oluşturuyor.<br />
Fuar kapsamında düzenlenen<br />
“İş Geliştirme Platformu”<br />
etkinlikleri sektöre yeni iş ve<br />
işbirliği fırsatları sağlarken;<br />
“Mimarlık ve Mimarlık<br />
Kültürü” etkinlikleri ise<br />
sektör profesyonellerine bilgi<br />
akışı sağlıyor.<br />
Yapı Fuarı – Turkeybuild<br />
İstanbul, “İş Geliştirme<br />
Platformu” etkinlikleri<br />
kapsamında, “Konuk Bölge<br />
Projesi”nde, bu yıl, hızlanan<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
ir ekonomik büyümeye sahip<br />
olan Kuzey Afrika Bölgesi<br />
ülkelerini, “Hedef Pazar<br />
Projesi”nde ise 2030 Ulusal<br />
Vizyon Programı Projeleriyle<br />
büyük potansiyel taşıyan ve<br />
2022 Dünya Kupası’na da ev<br />
sahipliği yapacak olan Katar’ı<br />
ağırlıyor.<br />
“Kuzey Afrika yeniden Türk<br />
yapı sektörünün odağında…”<br />
Arap baharının etkilerini<br />
azaltarak, ekonomik<br />
açıdan giderek hızlanan bir<br />
toparlanma içine girmeye<br />
başlayan ve yeniden Türk yapı<br />
sektörünün odağında yer alan<br />
Kuzey Afrika ülkelerinden<br />
Cezayir ve Fas, Türkiye’nin en<br />
çok inşaat malzemesi ihracatı<br />
gerçekleştirdiği ilk 20 pazar<br />
arasında yer alırken yine<br />
bölgede yer alan Tunus ise<br />
ulaştırma, lojistik, eğitim ve<br />
sağlık alanında artan kamu<br />
yatırımlarıyla ilgi çekiyor.<br />
Hedef Pazar: 2030 Ulusal<br />
Vizyon Programı ve 2022<br />
Dünya Kupası projeleriyle<br />
dikkat çeken Katar…<br />
Fuarın İş Geliştirme<br />
Platformu kapsamında<br />
düzenlenen “Hedef Pazar<br />
Projesi”nde bu yıl Türk<br />
yapı sektörü için güçlü bir<br />
potansiyel oluşturan Katar<br />
değerlendirilecek. Değeri<br />
299,7 milyar dolar olan 2030<br />
Ulusal Vizyon Programı ve<br />
2022 Dünya Kupasına yönelik<br />
spor, turizm, sağlık ve eğitim<br />
alanlarındaki birçok projeyle<br />
dikkat çeken Katar, Türk<br />
yapı sektörü için büyük bir<br />
potansiyel taşıyor.<br />
ITE Turkey Yönetim Kurulu<br />
Üyesi ve YEM Fuarcılık<br />
Genel Müdürü Burcu Başer,<br />
40. Yapı Fuarı – Turkeybuild<br />
İstanbul’da bu yıl “Konuk<br />
Bölge Projesi”nde ağırlanacak<br />
Kuzey Afrika ülkelerinin<br />
ekonomik açıdan hızla<br />
toparlanan, istikrarlı bir<br />
büyüme sergilediğini belirtti.<br />
Başer; bölgenin alt yapı,<br />
ulaştırma, lojistik, sağlık,<br />
turizm gibi alanlarda artan<br />
yatırımlarının önümüzdeki<br />
dönemde de artarak devam<br />
edeceğinin altını çizdi.<br />
“Hedef Pazar” Katar’da ise<br />
<strong>2017</strong>-18 döneminde, inşaat<br />
sektörünün yüzde 9,0 büyüme<br />
göstermesini beklediklerini,<br />
Katar’ın 2030 Ulusal Vizyon<br />
Programı ve özellikle 2022<br />
Dünya Kupası için olmak<br />
üzere spor, turizm, sağlık ve<br />
eğitim alanlarında önemli<br />
projelere sahip olduğunu<br />
belirtti. Başer, bu ülkelerde<br />
açıklanan projelerin<br />
ve olumlu ekonomik<br />
gelişmelerin, Türk yapı<br />
sektörüne yeni iş ve işbirliği<br />
fırsatları doğurduğunu<br />
sözlerine ekledi.<br />
Konuk Bölge ve Hedef Pazar<br />
Projelerinin fuar sırasında<br />
düzenlenecek etkinlikleri<br />
kapsamında; “Kuzey Afrika<br />
- Türkiye İnşaat Forumu”<br />
ve “Katar- Türkiye İnşaat<br />
Forumu”nda Türkiye,<br />
Kuzey Afrika ve Katar’dan<br />
konunun üst düzey yetkilileri<br />
konuşmacı olarak yer alacak.<br />
Türk yapı sektörünün<br />
bölgelerdeki yatırım, işbirliği<br />
ve ihracat potansiyelinin<br />
değerlendirileceği toplantının<br />
ardından düzenlenecek “İkili<br />
İş Görüşmeleri” bölümünde,<br />
katılımcı firmalar ile alım<br />
heyetleri yeni iş ve işbirliği<br />
fırsatları için bir araya<br />
gelecek.<br />
Yapı – Fuarı Turkeybuild<br />
İstanbul, 40. Yaşında!<br />
İlki 1978 yılında düzenlenen<br />
ve Türkiye’nin ilk ihtisas<br />
fuarı olan Yapı Fuarı –<br />
Turkeybuild İstanbul’un bu<br />
yıl 40. yılını kutladıklarını<br />
belirten Burcu Başer, Fuarın<br />
düzenlendiği günden itibaren<br />
sektörle birlikte büyüyüp<br />
gelişerek bugün dünyanın<br />
5 büyük yapı fuarı arasında<br />
yer aldığını belirtti. YEM<br />
Fuarcılık olarak, Yapı Fuarları<br />
– Turkeybuild kapsamında,<br />
Türk yapı sektörüne katkı<br />
sağlayan birçok etkinliğe imza<br />
attıklarını vurgulayan Başer,<br />
sözlerine şöyle devam etti: “40<br />
yıldır Türk yapı sektörünün<br />
en büyük zirvesi olan Yapı<br />
Fuarı – Turkeybuild İstanbul,<br />
sektöre yeni pazarlar ve bilgi<br />
akışı sağlamayı kendine<br />
misyon edindi. Bu bağlamda<br />
Fuar’ın “İş Geliştirme<br />
Platformu” kapsamında 7<br />
yıldır Konuk Ülke/Bölge<br />
Projeleri’ni gerçekleştiriyoruz.<br />
Son iki yıldır bu<br />
etkinliklerimize Hedef Pazar<br />
Projesi’ni de dahil ettik. Bu<br />
yıl tüm bunların yanı sıra,<br />
yine geçtiğimiz yıl fuar<br />
sırasında düzenlediğimiz,<br />
sektöre bilgi akışı sağlamasını<br />
hedeflediğimiz “Mimarlık<br />
ve Mimarlık Kültürü<br />
Etkinlikleri” ile STK’lara<br />
ve katılımcılarımıza<br />
etkinliklerini<br />
gerçekleştirmeleri için tahsis<br />
ettiğimiz “Seminer ve Demo<br />
Alanı Etkinlikleri”ni de<br />
gerçekleştiriyor olacağız.”<br />
SEKTÖREL HABER<br />
103
NEFES KREDİSİNDEN<br />
27 BİN KOBİ FAYDALANDI<br />
TOBB Başkanı<br />
Rifat Hisarcıklıoğlu<br />
EKONOMİ<br />
104<br />
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, ‘Nefes kredisi’nden 3 ay içerisinde<br />
27 bin KOBİ’nin yararlandığını bu kapsamda 2,6 milyar lira<br />
kredi kullanıldığını açıkladı.<br />
Türkiye Odalar ve<br />
Borsalar Birliği<br />
(TOBB) Başkanı Rifat<br />
Hisarcıklıoğlu, 12 Aralık<br />
2016’da başlayan ‘Nefes kredisi’<br />
projesinden bugüne kadar 27<br />
bin şirketin faydalandığını bu<br />
kapsamda 2,6 milyar liralık<br />
kredi kullandığını bildirdi.<br />
Hisarcıklıoğlu, “Birliğimizin,<br />
oda ve borsalarımızın sağladığı<br />
ucuz kaynak ve yüzde 85<br />
KGF teminatı ile TOBB üyesi<br />
KOBİ’ler piyasa şartlarının<br />
çok altında olan yüzde 9,90<br />
oranından 150 bin TL’ye kadar<br />
kredi kullanıyor. Üyelerimize<br />
hem kredi veriyor, hem kefil<br />
oluyoruz. Bugün bankalar<br />
piyasada yüzde 12’li rakamlara<br />
mevduat topluyor. Biz ise<br />
yüzde 10’un altında faizle kredi<br />
kullandırıyoruz” diye konuştu.<br />
Nefes Kredisi uygulamasının<br />
KOBİ kredi faizlerini<br />
aşağı çektiğini ifade eden<br />
Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu:<br />
“KGF’nin Portföy Garanti<br />
Sistemi sayesinde Nefes Kredisi<br />
başvuruları saatler içerisinde<br />
onaylanıyor. Eskiden olduğu<br />
gibi haftalarca beklenmiyor.<br />
Nefes Kredisi’nden sonra<br />
bankalar da devreye girdi.<br />
Hemen hemen hepsi KOBİ veya<br />
esnaf kredisi kampanyalarına<br />
başladılar. Yüzde 15-18<br />
bandında seyreden KOBİ kredi<br />
faizlerini yüzde 12’lere kadar<br />
düşürdüler. Nefes Kredisi<br />
projesi, ortaklarımızdan<br />
Denizbank ve Ziraat Bankasına<br />
da özellikle teşekkür ediyorum.”<br />
En çok kredi toptan ve<br />
perakende ticaret sektöründe<br />
kullanıldı<br />
Nefes Kredisi kullanım<br />
istatistikleri incelendiğinde<br />
toptan ve perakende ticaret,<br />
imalat, inşaat ile ulaştırma ve<br />
depolama sektörleri sırasıyla<br />
en çok kredi kullanan sektörler<br />
olarak öne çıktı.<br />
Toptan ve perakende ticaret<br />
sektörü kredinin yarıya<br />
yakınını kullanmış durumda.<br />
İmalat sektörünün alt<br />
kırılımlarına bakıldığında da<br />
gıda ürünlerinin imalatı, metal<br />
ürünleri imalatı ve makine ve<br />
ekipman imalatı sektörleri başı<br />
çekiyor.<br />
İstanbul’da kredi hacmi 400<br />
milyon lira oldu<br />
Öte yandan Türkiye’nin bütün<br />
illerinde kredi kullandırıldı.<br />
En çok kullanım da sırasıyla<br />
İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa<br />
ve Kocaeli’de gerçekleşti.<br />
İstanbul’da 400, Ankara’da 350,<br />
İzmir’de 200 milyon lira kredi<br />
hacmine ulaşıldı.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
KYK’DAN 4 ÜRETİM TESİSİ İLE<br />
600 BİN TON ÜRETİM BAŞARISI<br />
RÖPORTAJ<br />
106<br />
Bugün Türkiye geneli 4 üretim tesisi ile yıllık 600 bin ton üretim<br />
kapasitesi olan KYK, yatırım çalışmalarına hız kesmeden devam<br />
ediyor. KYK Yönetim Kurulu Başkanı C.Onur Sürmeli ile yapı<br />
kimyasalları sektörüne yönelik yaptığımız söyleşide Sürmeli; “Su<br />
yalıtımı ve zemin sistemlerinde ürün gamımızı güçlendirecek yeni<br />
ürün ve yatırım çalışmalarımız sürüyor.” diyerek yakın dönem<br />
projeleri ile ilgili bilgiler verdi ve önemli açıklamalarda bulundu.<br />
KYK hakkında bilgi verir<br />
misiniz?<br />
Şirketimiz 2001 yılında<br />
%100 yerli sermaye ile<br />
Eskişehir’ de kurulmuştur.<br />
Bugün Eskişehir, Adana,<br />
Samsun ve Diyarbakır olmak<br />
üzere 4 üretim tesisi ile sektöre<br />
hizmet vermekteyiz. 4 üretim<br />
tesisimiz yıllık toplam 600<br />
bin ton üretim kapasitesine<br />
sahiptir. Türkiye’nin<br />
önemli lokasyonlarında<br />
konumlandırılmış<br />
fabrikalarımızla ülkenin dört<br />
bir yanına hızlı ve nakliye<br />
avantajlı ürün sunabilme<br />
özelliğine sahibiz. Yeni ürün<br />
ve yatırımlarla büyürken,<br />
faaliyetlerimizin her<br />
aşamasında sürdürülebilir<br />
mükemmelliği yakalamak adına<br />
EFQM (European Foundation<br />
for Quality Management)<br />
Mükemmellik Modelini<br />
bir yönetim anlayışı olarak<br />
benimsedik. 2012 yılında<br />
“EFQM Mükemmellikte<br />
Yetkinlik 5 Yıldız” belgesini<br />
alan ilk ve tek yapı kimyasalları<br />
firması olduk.<br />
Kaliteyi yönetim felsefemiz<br />
olarak görüyor, ISO 9001 Kalite<br />
Yönetim Sistemi ile uluslar<br />
arası kabul görmüş yönetim<br />
sistemine uygun ürün ve hizmet<br />
sunuyor, bunun sürekliliğinin<br />
garantisini veriyoruz.<br />
Çevreyi geleceğe mirasımız<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
olarak görüyor, ISO 14001<br />
Çevre Yönetim Sistemi ile<br />
faaliyetlerimizi çevreye zarar<br />
vermeden sürdürmek için<br />
gereken özeni gösteriyoruz.<br />
Can güvenliğini önceliğimiz<br />
olarak görüyor, OHSAS<br />
18001 İş Sağlığı ve Güvenliği<br />
Yönetim Sistemi ile en değerli<br />
kaynağımız olan insana<br />
verdiğimiz önemi ortaya<br />
koyuyoruz<br />
Paydaş bilgilerinin güvenliği<br />
için, ISO 27001 Bilgi Güvenliği<br />
Yönetim Sistemi ile bilgi<br />
güvenliğini esas alıyor, paydaş<br />
bilgi varlıklarının korunmasını<br />
ve sürekliliğini sağlıyoruz.<br />
%100 müşteri memnuniyetini<br />
hedefliyoruz. ISO 10002<br />
Müşteri Memnuniyeti Yönetim<br />
Sistemi ile sürdürülebilir<br />
başarıyı amaçlıyor, bunun<br />
artan müşteri memnuniyeti ve<br />
sadakati ile sağlanabileceğine<br />
inanıyoruz. Tüm bu<br />
çalışmalarımız, yaptığımız işe<br />
olan bakış açımızla ve sektöre<br />
sunduğumuz hizmetlerle bizi<br />
ayrıştırıyor.<br />
Ürün gruplarınız nelerdir?<br />
Portföyümüzdeki Seramik<br />
Yapıştırıcıları, Derz Dolguları,<br />
Su Yalıtım Malzemeleri, Isı<br />
Yalıtım Sistemleri, Dış Cephe<br />
Boyaları ve Kaplamaları, Tamir<br />
Harçları, Zemin Sistemleri,<br />
C. Onur Sürmeli<br />
Kyk Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Sıvalar, Astarlar, Katkılar ve<br />
Yardımcı Malzemeler ile inşaat<br />
sektörüne hizmet veriyoruz.<br />
Sahadaki sorunlara, doğru ürün<br />
ve doğru uygulama yöntemleri<br />
ile geliştirdiğimiz sistem<br />
çözümleri sunuyoruz.<br />
Son yıllarda su yalıtımı<br />
ve zemin sistemleri ürün<br />
grubumuzu geliştirmek<br />
adına yoğun ar-ge ve ür-ge<br />
çalışmaları gerçekleştiriyoruz.<br />
Megaİzo markalı su yalıtım<br />
çözümlerimiz içerisinde yer<br />
alan çimento, akrilik, bitüm ve<br />
poliüretan esaslı ürünlerimizle<br />
yüksek performanslı su<br />
yalıtım çözümleri sunuyoruz.<br />
Yeni nesil poliüretan ürünler<br />
konusunda ürün gamımızı<br />
güçlendirme çalışmalarımız<br />
sürüyor. Bununla birlikte<br />
MegaZemin markalı zemin<br />
kaplama çözümlerimiz<br />
içerisinde yer alan epoksi esaslı<br />
zemin kaplama sistemlerimizle<br />
fabrika, üretim tesisi,<br />
depo, hangar, laboratuvar,<br />
ofis, konut, okul, avm gibi<br />
alanların güçlendirilmiş<br />
zemin ihtiyaçlarına çözümler<br />
sunuyoruz.<br />
Türkiye yapı kimyasalları<br />
pazarını global pazarda<br />
değerlendirdiğinizde neler<br />
söylemek istersiniz?<br />
Global pazarla içinde<br />
bulunduğumuz inşaat<br />
sektörünü değerlendirdiğimizde<br />
ülke olarak kendimizi<br />
geliştirmemiz gereken noktalar<br />
var.<br />
Maalesef piyasada standart dışı,<br />
yada etiket beyanına uygun<br />
olmayan malzemelerle, hiçbir<br />
kural gözetilmeyen uygulamalar<br />
yapılıyor. Bunun üzerine bir de<br />
denetimde eksiklikler eklenince<br />
sektörü olumsuz etkileyen,<br />
haksız rekabeti artıran ve daha<br />
önemlisi bina güvenliğini<br />
doğrudan etkileyen sonuçlar<br />
ortaya çıkıyor. Bu durumun<br />
önüne geçilmesi için gerek<br />
ürünün gerekse uygulamanın<br />
çok iyi denetlenmesi gerekiyor.<br />
Tabi devlet eliyle yapılacak<br />
denetimlerin yanı sıra biz<br />
üreticilerinde taşın altına elini<br />
koyması gerekiyor. En az ulusal<br />
kalite standartları çerçevesinde<br />
üretim yapmaları ve bu ürünleri<br />
tatbik edecek uygulamacıların<br />
doğru yöntemler izlemelerini<br />
sağlayacak eğitimleri vermeleri<br />
gerekiyor. Biz KYK olarak<br />
ürettiğimiz her üründe<br />
ulusal ve uluslararası kalite<br />
standartları belgelerini<br />
alıyoruz. Ürünlerimizde<br />
sahip olduğumuz TSE ve<br />
CE belgelerinin yanı sıra<br />
Mantotherm Dış Cephe Isı<br />
Yalıtım Sistemlerimiz ETAG<br />
004 standardına uygun olup<br />
uluslararası kalite belgesi ETA’ a<br />
sahiptir.<br />
Ürün performans beyanları<br />
yanısıra uygulamacı yetkinliği<br />
konusu da geliştirmemiz<br />
gereken bir diğer önemli nokta.<br />
Bu seneye kadar uygulama<br />
konusunda da bir denetim<br />
eksikliği vardı. Çalışma ve<br />
Sosyal Güvenlik Bakanlığınca<br />
yayımlanan tebliğlerde inşaat<br />
sektörünün içerisinde yer<br />
alan bir çok alt sektörde MYK<br />
Mesleki Yeterlilik Belgesi<br />
RÖPORTAJ<br />
107
RÖPORTAJ<br />
108<br />
zorunlu hale getirildi.<br />
Yıllardır ülke çapında,<br />
uygulamacı eğitimlerini her<br />
yıl düzenli olarak sürdüren tek<br />
üretici firma olarak toplamda<br />
130.000 uygulamacıya ulaştık.<br />
Milli Eğitim Müdürlüğü ve<br />
Baksan Mesleki Eğitim Merkezi<br />
ile ortaklaşa düzenlenen<br />
40 saatlik teorik ve pratik<br />
eğitimler sonucunda kursları<br />
başarı ile bitiren katılımcılara,<br />
uluslararası geçerliliği<br />
olan Seramik Uygulama<br />
ve Dış/İç Cephe Kaplama-<br />
Yalıtım Belgesi kazandırdık.<br />
Yine uygulamacılar için<br />
hazırladığımız “ustalarımız.<br />
com” portal ile uygulama<br />
videolarını izleyerek,<br />
KYK ürünlerini ve<br />
yapısal problemlere karşı<br />
sunduğumuz çözüm<br />
önerilerimizi inceleyebiliyorlar,<br />
e-eğitim portalı ile eğitim<br />
kitaplarına ulaşabiliyorlar.<br />
Bu eğitim materyallerinden<br />
yararlanmanın yanı sıra online<br />
sınav merkezinde ustalara özel<br />
sınavlara katılarak mesleki<br />
bilgilerini ölçebiliyorlar. Şimdi<br />
ise uygulamacı eğitimleri<br />
konusundaki çalışmalarımızı<br />
bir adım daha öteye<br />
taşıyarak Mesleki Yeterlilik<br />
Belgelendirmesi Yetkisini<br />
almayı bekliyoruz. Bu yıl<br />
akreditasyonu almamızla KYK<br />
Sınav ve Belgelendirme Merkezi<br />
KYK BELGEM ile MYK<br />
Belgelendirmelerine başlıyor<br />
olacağız.<br />
Ar-Ge çalışmalarınız<br />
hakkında bilgi verir misiniz?<br />
Sektördeki gelişmeleri ve<br />
ihtiyaçları yakından izleyerek<br />
hızlı bir şekilde yanıt vermek<br />
için Ar -Ge departmanımıza<br />
büyük bütçeler ayırıyoruz.<br />
Alanında uzman Ar-Ge<br />
mühendislerimiz üründe<br />
inovasyonu sağlayacak<br />
çalışmalara imza atıyorlar.<br />
Ar-Ge departmanımız toplam<br />
istihdamımızın %10’unu<br />
oluştururken, departman şirket<br />
faaliyetlerimizin merkezinde<br />
yer alıyor. Mevcut ürünlerin<br />
iyileştirilmesi, ürünlerin<br />
kalitesinin korunmasıyla<br />
maliyet avantajı sağlanması,<br />
yeni ürünler geliştirilmesi,<br />
yeni test metotları ve üretim<br />
teknolojileri bulma çalışmaları<br />
Ar-Ge departmanımızın<br />
başlıca sorumlulukları arasında<br />
yer alıyor, Üniversite ve Sanayi<br />
Destek Projeleri kapsamında<br />
üniversiteler ile proje<br />
çalışmaları yapıyorlar.<br />
KYK çevre hassasiyeti ile ilgili<br />
bilgi almak isteriz?<br />
Sanayileşmenin tüm hızıyla<br />
devam ettiği günümüzde<br />
firmaların başarısında<br />
ürettikleri ürünün kalitesinin<br />
yanında çevreye ve doğal<br />
yaşama verdiği önem de<br />
belirleyici bir unsur olmaktadır.<br />
Bu bilinçle, 2009 yılında ISO<br />
14001 Çevre yönetim sistem<br />
belgesi aldık ve devamlılığını<br />
sağlıyoruz. Çevre mevzuatına<br />
uygun şekilde faaliyetlerimizi<br />
sürdürüyor, çevre<br />
performansını iyileştiriyor ve<br />
çalışanlarımızın da bu bilinçle<br />
hareket etmelerini sağlamak<br />
için çalışmalar yapıyoruz. Her<br />
yıl yapılan denetimlerle de<br />
uygulamalarımızın uygunluğu<br />
kontrol ediliyor.<br />
Faaliyetlerimiz kaynaklı<br />
atıklarımız standartlar ve yasal<br />
mevzuatlara uygun olarak<br />
depolanmakta ve düzenli olarak<br />
ilgili bertaraf firmalarına teslim<br />
edilmektedir. Üretim kaynaklı<br />
mamul atıkların neredeyse<br />
tamamı geri dönüştürülerek,<br />
ürün içerisinde tekrar<br />
kullanılabilir hale getiriliyor.<br />
Doğal kaynak tüketimleri<br />
düzenli olarak izlenmekte<br />
olup, kaynakların doğru ve<br />
verimli kullanılması, israfın<br />
azaltılması için iyileştirme<br />
çalışmaları yapmaktayız.<br />
Örneğin, çatı kaplamalarımızı<br />
şeffaf aydınlatma panelleri<br />
ile donatarak, elektrik<br />
enerjisi tasarrufu sağladık.<br />
Sadece faaliyetlerimizde<br />
değil, çalışanlarımızın özel<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
hayatlarında da bu bilinci<br />
oluşturmak için düzenli<br />
eğitimler veriyoruz.<br />
Hammadde eldesi, enerji<br />
kullanımı ve verimliliği,<br />
malzeme ve kimyasal madde<br />
içeriği, hava, su ve toprağa<br />
verilen emisyonlar, atık<br />
oluşumu kategorilerinde yapılan<br />
tüm değerlendirmeler ardından<br />
temel ürün gruplarımızda EPD<br />
belgelendirme çalışmalarımızı<br />
tamamladık.<br />
Bu çalışma kapsamında<br />
ürünlerin yaşam döngüleri<br />
analiz edilmiş, üretimindeki<br />
süreçleri ve tedarik zincirinden<br />
kaynaklanan çevresel etkileri<br />
irdelenmiş ve bu noktalarda<br />
yapılabilecek iyileştirme<br />
fırsatları tespit edilmiştir.<br />
Yani bizim için EPD belgesini<br />
almak bir amaç değil çevresel<br />
etkilerimizi en aza indirme<br />
noktasında yol gösterici bir araç<br />
olmuştur.<br />
Bununla birlikte sahip<br />
olduğumuz EPD belgesi ile hızla<br />
gelişen yeşil bina çözümlerinde<br />
de paydaşlarımıza alternatif<br />
çözümler sunmuş olacağız.<br />
Yapı kimyasalları sektöründe<br />
birçok ürün ile piyasada olan<br />
firmamız EPD belgesi ile,<br />
LEED, BREEAM, DNGB ve<br />
ÇEDBİK gibi Sürdürülebilir<br />
Bina Sertifikalandırma sürecine<br />
girmiş projelere, ürünleri ile<br />
katkı yapacak ve ilave puan<br />
avantajları sağlayacaktır.<br />
Gelecek dönem<br />
planlamalarınızla ilgili neler<br />
söylemek istersiniz?<br />
Su yalıtımı ve zemin<br />
sistemlerinde ürün gamımızı<br />
güçlendirecek yeni ürün ve<br />
yatırım çalışmalarımız sürüyor.<br />
Yeni yatırım olarak poliüretan<br />
üretim hattı yatırımımıza<br />
başladık. Mevcut poliüretan<br />
esaslı su yalıtım ürünlerimizin<br />
yanı sıra çalışmalarını<br />
sürdürdüğümüz hibrit<br />
ve poliürea ürünler bu<br />
tesisimizde üretiliyor olacak.<br />
Ayrıca MegaZemin markalı<br />
ürün grubumuza eklenecek<br />
olan poliüretan esaslı zemin<br />
kaplamaları için ar-ge ve ür-ge<br />
çalışmalarımız sürmekte olup,<br />
kendi üretim tesislerimizde<br />
üretimlerini gerçekleştiriyor<br />
olacağız. Böylelikle epoksi esaslı<br />
zemin kaplama çözümlerimizle<br />
birlikte poliüretan esaslı<br />
malzemelerle de komple çözüm<br />
sunabiliyor olacağız.<br />
Ürün kalitesi kadar uygulama<br />
kalitesinin de müşteri<br />
memnuniyetinde büyük önem<br />
taşıdığının ve ayrıca sektördeki<br />
nitelikli işgücü ihtiyacının<br />
bilincindeyiz. “Sağlıklı ve<br />
sağlam yaşam alanları için<br />
güvenilir, çevreci, evrensel<br />
çözümler üretmek ve mesleki<br />
eğitime katkı sağlayarak<br />
sektörde öncü olmak”<br />
misyonumuzla KYK BELGEM<br />
(KYK Sınav ve Belgelendirme<br />
Merkezi ) ile Mesleki<br />
Yeterlilik Belgelendirmesi<br />
yetkisi için başvurduk<br />
ve akreditasyonumuzu<br />
bekliyoruz. KYK BELGEM<br />
olarak belgelendirme kuruluşu<br />
olmaktaki temel amacımız<br />
eğitim ile iş yaşamının nitelik<br />
talepleri arasında işlevsellik<br />
sağlamak ve bu yaklaşımla<br />
Türkiye’nin küresel ekonomide<br />
rekabet edebilmesi için ihtiyaç<br />
duyduğu nitelikli işgücünün<br />
yetiştirilmesine katkıda<br />
bulunmaktır.<br />
RÖPORTAJ<br />
109
VİKO BY PANASONIC’İN YENİ ROLLINA<br />
SERİSİ İLE EVLERDE DEĞİŞİM ZAMANI<br />
YENİ ÜRÜN<br />
110<br />
Günümüzde dekorasyon trendleri, özellikle yaşam alanlarında<br />
kendimizi güvende hissedeceğimiz ve ruhumuza iyi gelecek<br />
ortamlar oluşturmak üzere değişiyor. Uzmanlar da yuvarlak<br />
hatların evlerde çok daha rahat bir atmosfer yaratacağı<br />
konusunda birleşiyor. Elektrik anahtarı ve priz sektörünün lider<br />
ismi VİKO by Panasonic, zarif ve yuvarlak hatlara sahip yeni<br />
Rollina serisi ile evlere sıcaklık ve huzur katıyor.<br />
VİKO by Panasonic’in<br />
yeni Rollina serisi,<br />
yuvarlak hatları ve<br />
zarif görüntüsü ile özellikle<br />
yaşam alanları için en doğru<br />
tercih olduğunu ortaya<br />
koyuyor. Yeni seri, elektrik<br />
anahtarı ve prizlerde farklı<br />
tarzlara uyum sağlayabilen<br />
karakterini kullanıcıların<br />
günlük hayatına da yansıtıyor.<br />
Daha yalın ama konfor ve<br />
kaliteden ödün vermeden<br />
tasarlanan Rollina serisi,<br />
çok özel tasarımı ile sizi<br />
dekorasyonda ilham veren<br />
çizgilerle tanışmaya çağırıyor.<br />
Anahtar ve priz ürünlerinde<br />
beyaz ve krem renk seçeneğini<br />
kendi özel stili ile sunan<br />
Rollina, mobilya ve diğer ev<br />
aksesuarlarına da zarafetle<br />
eşlik ediyor.<br />
VİKO by Panasonic’in,<br />
dimmer anahtarları da geniş<br />
ürün seçeneğinde bulunduran<br />
Rollina serisi, konforu ve<br />
rahatlığı kullanıcılarının<br />
memnuniyetiyle buluşturuyor.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
TASARRUF YAPTIRAN ARMATÜRLER<br />
Artema, çevre sorunlarına<br />
dikkat çekmek amacıyla her<br />
yıl 5 Haziran’da kutlanan<br />
Dünya Çevre Günü vesilesiyle,<br />
su ve enerji tasarruflu armatür<br />
kullanımına dikkat çekiyor.<br />
Artema’nın Q-Line, Minimax S<br />
ve Axe S armatürleri, hem aile<br />
bütçesine hem de kaynakların<br />
korunmasına katkıda<br />
bulunuyor.<br />
Artema, çevre<br />
sorunlarına dikkat<br />
çekmek amacıyla her yıl<br />
5 Haziran’da kutlanan Dünya<br />
Çevre Günü vesilesiyle, su<br />
ve enerji tasarruflu armatür<br />
kullanımına dikkat çekiyor.<br />
Artema’nın Q-Line, Minimax<br />
S ve Axe S armatürleri,<br />
hem aile bütçesine hem de<br />
kaynakların korunmasına<br />
katkıda bulunuyor. Artema’nın<br />
Q-Line, Minimax S ve Axe<br />
S’te kullandığı özel BluEco<br />
kartuş, armatür orta konumda<br />
açıldığında, kombinin<br />
gereksiz yere çalışarak enerji<br />
harcamasına engel oluyor.<br />
Sıcak su tüketimini azaltarak,<br />
konutlarda yüzde 60’a varan<br />
doğalgaz ve elektrik tasarrufu<br />
sağlıyor.<br />
YENİ ÜRÜN<br />
111<br />
Her damlanın kıymetini bilen<br />
Q-Line armatür ayrıca, A sınıfı<br />
su verimliliğini temsil eden<br />
“Avrupa Su Etiketi”ne sahip.<br />
Sertifikayı alan Türkiye’den ilk<br />
marka olan Artema, Q-Line<br />
armatür serisinde kullandığı<br />
özel perlatör sayesinde,<br />
dakikada maksimum 5 litre<br />
su akışıyla, dörtkişilik bir<br />
ailenin yüzde 30* daha az su<br />
tüketmesini sağlıyor.
BTM BITUPROOF<br />
TEMEL BOHÇALAMA SISTEMİ<br />
YENİ ÜRÜN<br />
114<br />
BTM BituProof<br />
Sistemi, yapılaşmanın<br />
yoğun olduğu kent<br />
merkezlerinde bitişik nizam<br />
vaziyette yapılacak yapıların<br />
temellerinde ve kentsel<br />
dönüşüm kapsamında yıkılarak<br />
yeniden yapılacak binaların<br />
temellerinde su yalıtımını<br />
pratik, güvenli, uzun ömürlü ve<br />
ekonomik bir şekilde çözmek<br />
için tasarlanmıştır.<br />
Bitişik nizam yapıların<br />
bulunduğu kesimlerde temel<br />
çukuru dik olarak açıldığı ve<br />
su yalıtım membranlarının<br />
yapıştırılacağı uygun yüzey<br />
elde edilmesi gerektiği için<br />
dıştan bohçalama sistemlerine<br />
göre daha komplikedir. Buna<br />
ek olarak, iksa sistemine<br />
yapıştırılmış olan membranın<br />
yapının statik perde duvarına<br />
da yapışması, statik perde ile<br />
su yalıtım membranı arasında<br />
tam yapışmanın sağlanması<br />
ve böylelikle tam geçirimsiz<br />
bir sistem elde edilmesi yakın<br />
bir zamana kadar mümkün<br />
olamamaktaydı.<br />
BTM BituProof Sistemi,<br />
tüm bu zorlukları elimine<br />
ederek uygulamada sağladığı<br />
kolaylıklara ek olarak gerek<br />
temel tabanında, gerekse<br />
perde duvarda dökülen<br />
taze betona mükemmel bir<br />
yapışma sağlayarak tam bir su<br />
geçirimsizlik elde edilmesini<br />
olanaklı kılmaktadır.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
İSTMARİNA GÜNSAN ELEKTRİK İLE<br />
AYDINLANACAK<br />
YENİ ÜRÜN<br />
Dap Yapı tarafından<br />
Kartal sahil şeridinde<br />
inşa edilmekte olan<br />
ve özgün mimari yapısı ile<br />
yeni bir yaşam alanı sunan<br />
İstmarina projesi, Günsan’ın<br />
Modüler Inox serisi ile<br />
aydınlanacak.<br />
Hayata geçirdiği inovatif<br />
çözümlerle, elektrik bileşenleri<br />
sektörünün önde gelen<br />
çözüm sağlayıcılarından<br />
Günsan, inşaat sektörüne<br />
ve gayrimenkul projelerine<br />
değer katmaya devam ediyor.<br />
Günsan, karma yaşam<br />
konseptli İstmarina projesinde<br />
yer alan toplam 1502 daire ve<br />
258 ticari alanın anahtar, priz<br />
ürünlerini sağlayacak.<br />
Marina alanı, restoranları,<br />
kafeleri, otel ve ofis üniteleri,<br />
geniş sahil bandı, içinden<br />
geçen yüksek hızlı tren<br />
hattı, eşsiz deniz manzarası<br />
ile farklı bir yaşam alanı<br />
sunacak olan İstmarina’da,<br />
Günsan’ın yenilikçi ve modern<br />
tasarımıyla metal şıklık sunan<br />
Eqona Inox serisinin gümüş<br />
renkli modeli kullanılacak.<br />
Günsan Hakkında<br />
1982’de Ümraniye’de anahtar<br />
priz ve elektrik aksesuarları<br />
imalatı yapmak üzere kurulan<br />
Günsan, 1995’te halen<br />
üretiminin devam ettiği<br />
Samandıra’daki endüstriyel<br />
tesisine geçti. Anahtarpriz<br />
üretimi ile Türkiye’nin<br />
sektöründe öncü şirketlerinden<br />
biri olan Günsan, inşaat<br />
sektöründe alçak gerilim<br />
tesisatı ekipmanları olan<br />
elektrik anahtarı, priz,<br />
grup priz, şalt malzemesi,<br />
kompakt şalter, kaçak akım<br />
röleleri, sigorta kutuları ve<br />
aksesuarlarından oluşan 17.000<br />
parçalık ürün portföyünü<br />
distribütörleri ve bayileri<br />
aracılığı ile hem ülke içine hem<br />
de dünyada 50’den fazla ülkeye<br />
ulaştırıyor.<br />
115
YAZLIK EVLERİNİZİ DE<br />
LEGRAND’A EMANET EDİN<br />
YENİ ÜRÜN<br />
116<br />
Baharın gelişiyle yazlık evlerde renovasyon çalışmaları hız<br />
kazandı. Evlerin dekorasyonu kadar kış aylarında zarar gören<br />
evin dış cepheleri de yenilenme sürecinin en yakın tanıkları.<br />
Yoğun yağışla nemlenen dış cepheler, zarar gören anahtarprizler<br />
ve toza ve kire maruz kalan alanlar… Yazlık evlerde bu<br />
etkileri minimize etmek için Forix ve Soliroc’u geliştiren Legrand,<br />
dış cephelerdeki anahtar-prizleri suya, darbelere ve neme karşı<br />
koruyarak yaşam alanlarının yıllara meydan okumasını sağlıyor.<br />
Bahar aylarının gelmesiyle<br />
start alan yazlık<br />
evlerin renovasyon<br />
çalışmaları, genellikle dış<br />
cephelerde oluşan hasarların<br />
tadilatlarıyla başlıyor. Yoğun<br />
yağışla ve denize yakınlıklarıyla<br />
nemlenen dış cephelerde, toza<br />
ve kire maruz kalan alanlar<br />
için son teknolojiyle dizayn<br />
edilmiş ürünleri kullanmak<br />
şart. Yazlık evlerde bu etkileri<br />
minimize etmek için Forix ve<br />
Soliroc’u geliştiren Legrand, dış<br />
cephelerdeki anahtar-prizleri<br />
suya, darbelere ve neme karşı<br />
koruyarak yaşam alanlarının<br />
yıllara meydan okumasını<br />
sağlıyor.<br />
Sade ve dayanıklı…<br />
IK10 - IP55 koruma değerleriyle<br />
suya ve darbelere karşı yüksek<br />
dayanıklılık sağlayan Soliroc; iç<br />
ve dış mekanlara uygun sadeliği<br />
ve dayanıklılığıyla büyük<br />
beğeni topluyor. Görenleri<br />
hayran bırakan tasarımıyla<br />
duvarların vazgeçilmez bir<br />
parçası olan Soliroc; fonksiyonel<br />
kullanımıyla dış cephe<br />
dekorasyonu için metal rengi,<br />
sağlamlığı ve estetik duruşu<br />
ile ideal bir seçim oluyor.<br />
Kullanıcısının güvenliğini<br />
maksimum seviyede tutan<br />
Soliroc, yaşam alanlarına<br />
sofistike bir imaj vadediyor.<br />
Toza ve kire maruz kalan<br />
alanlar için Forix<br />
Forix sıva üstü anahtar-priz<br />
serisi IP44* koruma seviyesiyle<br />
dış ortamda veya toz, kir, nem<br />
gibi etkilerin yoğun olduğu<br />
mekanlarda maksimum kaliteyi<br />
ve güveni garanti ediyor.<br />
Ergonomik tasarımı, beyaz ve<br />
gri renk seçenekleri ve kolay<br />
kurulumuyla kullanıcılara büyük<br />
bir işlevsellik sağlayan Forix,<br />
ayrıca ikili priz haricinde tüm<br />
mekanizmalara özel LED lamba<br />
aksesuarıyla ışıklandırılabiliyor.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
VitrA,<br />
DUVARLARIN TARZINI DEĞİŞTİRİYOR<br />
VitrA’nın kullanıcı tercihlerine ve trendlere cevap veren yeni karo<br />
serileri, duvarların tarzını değiştiriyor.<br />
VitrA’nın kullanıcı<br />
tercihlerine ve trendlere<br />
cevap veren yeni karo<br />
serileri, duvarların tarzını<br />
değiştiriyor. Farklı konseptiyle<br />
dikkat çeken Black Swan, büyük<br />
boyutlu çiçek desenleri, buğulu<br />
görünümü, fantastik renkleri ve<br />
çarpıcı dekorlarıyla, mekanlara<br />
hava katıyor. VitrA’nın yeni duvar<br />
karosu serileri arasında; özgün ve<br />
modern yaşam alanları tasarlayan<br />
Metamarmo, Tundra Sky ve<br />
Nitrium, şık ve sıcak mekanlar<br />
yaratan Opaline, Handcrafted ve<br />
Trifolium ile Stix de yer alıyor.<br />
Duvarlarda <strong>2017</strong> yenilikleri;<br />
Black Swan: Romantizmin<br />
açılmamış kapıları, gizemle<br />
aralanıyor. Black Swan, büyük<br />
boyutlu çiçek desenleri, buğulu<br />
görünümü, fantastik renkleri ve<br />
çarpıcı dekorlarıyla, mekanlara hava<br />
katıyor.<br />
Metamarmo: Mermer görünümlü<br />
duvar serisi Metamarmo ile duvarlar<br />
adeta mücevherleşiyor. Akışkan<br />
mermer damarlarının çarpıcı<br />
renklerini ve gökyüzünün ışıltısını<br />
yansıtan seri, cesur ve gösterişli<br />
yaşam alanları yaratıyor.<br />
Tundra Sky: Tundra grisi mermerin<br />
doğal güzelliği, beton dokusunun<br />
modern estetiğiyle buluşuyor.<br />
Seramik serisi Tundra Sky, mat<br />
ve parlak yüzeylerin uyumunu<br />
duvarlara taşıyor.<br />
Nitrium: Traverten taşının doğal<br />
dokusunu, beton görünümlü<br />
modern bir yüzeyle birleştiren<br />
Nitrium serisi, antik çağın çizgilerini<br />
çağdaş mimarinin endüstriyel<br />
tasarım trendleriyle yeniden<br />
yorumluyor.<br />
Opaline: Agatha mermerinin<br />
doğal güzelliği, platin ve altın<br />
detayların ihtişamıyla buluşuyor.<br />
Opaline seramik serisinin mermer<br />
dokulu parlak yüzeyi, mekanları<br />
aydınlatıyor.<br />
Handcrafted: El işçiliğinin sanatsal<br />
havasını yansıtan beton dokulu<br />
Handcrafted seramik serisi, iki farklı<br />
doğal görünümlü yüzey dokusu<br />
ve dekorlarıyla, tasarım zenginliği<br />
sunuyor.<br />
Trifolium: Dünyaca ünlü Dark Olive<br />
ve Gold Calatta mermerlerinin<br />
doğal güzelliği, Trifolium’da<br />
buluşuyor. Çarpıcı renklere sahip<br />
mermer dokulu seramik serisi,<br />
mekanları zenginleştiriyor.<br />
Stix: Siyahın beyazın tonlarıyla<br />
buluştuğu doğal taş görünümlü Stix<br />
seramik serisi, tribal desenleri, üç<br />
boyutlu estetiği ve doğal güzelliğiyle,<br />
modası geçmeyecek yaşam alanları<br />
tasarlamaya olanak tanıyor.<br />
YENİ ÜRÜN<br />
117
GROHE RED, TEK DOKUNUŞLA<br />
ANINDA KAYNAR SU SAĞLIYOR<br />
YENİ ÜRÜN<br />
118<br />
Ebeveynlere gönül rahatlığı sağlayan elektronik çocuk kilidine<br />
sahip GROHE Red, mükemmel yalıtım ve ‘tatil’ modu ile enerji<br />
maliyetlerini düşürüyor, ihtiyacın üzerinde doldurulan su<br />
ısıtıcılarının yol açtığı su israfına son veriyor<br />
GROHE, tüketicilerin su ile<br />
ilgili her türlü ihtiyacını<br />
karşılamak için inovatif<br />
çözümler sunmayı sürdürüyor.<br />
Tek düğmeye dokunarak anında<br />
kaynar su sağlayan GROHE<br />
Red çay yapmak, yemek pişirme<br />
sürecini hızlandırmak, hazır<br />
içecekler, çorbalar ve diğer gıdalar<br />
için veya tencere ve tavaları<br />
çalkalamak için anında 100<br />
dereceye ısıtılmış su sağlayarak<br />
mutfakta büyük kolaylık ve<br />
tasarruf sağlıyor.<br />
Yeni GROHE Red, açıklama<br />
gerektirmeyen iki simgenin yer<br />
aldığı ve kullanımı son derece<br />
kolay yeni şık kumanda koluyla<br />
tek dokunuşla çalışıyor. Ayrıca,<br />
kumanda kolunda yer alan akıllı<br />
çocuk kilidi sayesinde çocukların<br />
kaynar sudan etkilenmesini<br />
de önlüyor. Tamamen yalıtılan<br />
ve asla rahatsızlık verici<br />
sıcaklıklara ulaşmayan çıkış<br />
ucuna kullanıcılar için de güvenli<br />
kullanım sunuyor.<br />
A Sınıfı Enerji Verimliliği için<br />
Avrupa standartlarına uygun olan<br />
GROHE Red, kendi türü içinde<br />
bir “tatil” modu içeren tek mutfak<br />
sistemi olma özelliğini de taşıyor.<br />
Kazanın içindeki maksimum<br />
su sıcaklığı 60 derece ile<br />
sınırlandırılarak enerji maliyetleri<br />
azaltılıyor. Bu özellik, GROHE’nin<br />
birinci önceliği olarak takip ettiği<br />
sürdürülebilirlik taahhüdünü de<br />
yansıtıyor.<br />
Her mutfak için doğru GROHE<br />
Red<br />
GROHE Red’in birçok çeşidi<br />
bulunuyor böylece farklı kullanıcı<br />
taleplerinin ve ihtiyaçlarının<br />
karşılanması da mümkün oluyor.<br />
Dört litrelik kapasitesi ile küçük<br />
aileler için ideal olan orta boyutlu<br />
kazan, en dar lavabo altlarına<br />
bile sığıyor. Büyük boyutlu kazan<br />
ise, ofis ve daha büyük evlerin<br />
ihtiyaçlarını karşılayabilecek<br />
kapasitede. Her iki kazan da,<br />
yüksek kaliteli titanyumdan<br />
yapılan su haznesi ile korozyona<br />
son derece dayanıklı. Her<br />
GROHE Red başlangıç setinde<br />
bulunan filtre, sistemi kirece ve<br />
kirliliğe karşı korumasının yanı<br />
sıra suyun tadını da iyileştiriyor.<br />
Bu filtrelerin, yerel su şebekesinin<br />
koşulları doğrultusunda seçilen<br />
beş farklı çeşidi bulunuyor.<br />
Yeni GROHE Red, eşsiz<br />
incelikteki tasarımı ve farklı<br />
görünüm çeşitliliği ile hemen her<br />
mutfak dekoruna mükemmel<br />
şekilde uyum sağlıyor. Geleneksel<br />
bir eviye bataryası gibi karışık<br />
soğuk ve sıcak su akıtmanıza da<br />
imkan veren Duo modellerinin<br />
yanı sıra, sadece kaynar su<br />
tedarik eden iki Mono modeli<br />
de bulunuyor. Mono modelleri,<br />
GROHE Blue Home veya eski<br />
mutfak bataryasının yanında<br />
kullanım için ideal.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
TÜRKİYE’NİN ISI VE<br />
SES YALITIMINDA YENİ<br />
DÖNEM‘‘LEGEND SİSTEMİ’’<br />
Egepen Deceuninck tarafından geliştirilen Legend Sistemi,<br />
IFT Rosenheim laboratuvarı tarafından test edildi. Sonuçlar,<br />
Legend Sistemi’nin ısı ve ses yalıtımında Türkiye’deki en iyi<br />
ürünlerden biri olduğunu ortaya koydu<br />
Türkiye’nin öncü PVC<br />
markası Egepen Deceuninck<br />
tarafından geliştirilen Legend<br />
Sistemi, uluslararası arenada da<br />
kalitesini kanıtladı. 1966 yılında<br />
yalıtım sektöründe ürün kalitesini<br />
iyileştirmek amacıyla kurulan ve<br />
ürünleri araştıran, raporlandıran ve<br />
sertifikalandıran IFT Rosenheim,<br />
Legend Sistemi’ni test etti. Sonuçlara<br />
göre, Legend Sistemi’nin ısı iletkenlik<br />
katsayısı, Uf; 0.92 W/m2K olarak<br />
belgelendi.<br />
Yapılan testte bir doğramada, U<br />
pencere değerinin çalışması da IFT<br />
Rosenheim tarafından hesaplanarak<br />
raporlandı. Buna göre, Legend<br />
Sistemi’nin bir doğrama için U<br />
pencere değeri; 0.78 W/m2K olarak<br />
tespit edildi.<br />
Kusursuz ses yalıtımı ve kullanım<br />
kolaylığı<br />
Sonuçlara göre; 76 mm genişliğe, 5<br />
odacıklı kanat yapısına sahip olan<br />
Legend Sistemi, Türkiye’deki en<br />
düşük ısı iletim katsayısına sahip ve<br />
en kullanışlı ürün. Kusursuz ses ve ısı<br />
yalıtımı sağlayan Legend Sistemleri,<br />
bu özelliklerinin yanı sıra, mekanlara<br />
yer kazandırması, kullanım kolaylığı,<br />
geniş açıklıklarda uygulanabilme<br />
özelliğiyle de öne çıkıyor. Sistem,<br />
teknik özelliklerinin yanı sıra mimari<br />
açıdan da farklı renk seçeneklerine<br />
sahip. Legend Sistemleri’nin tasarım<br />
tescil başvuruları Türk Patent<br />
Enstitüsü’ne yapıldı.
ÇİMENTO SEKTÖRÜNDEN<br />
145 MİLYON TL’LİK YATIRIM<br />
SEKTÖREL HABER<br />
122<br />
Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS), 17 bin kişiye<br />
istihdam sağlayan Türk çimento sektörünün iş sağlığı ve güvenliği<br />
dendiğinde akla ilk gelen sektör olmayı hedeflediğini açıkladı.<br />
Çimento sektöründen 145 milyon<br />
TL’lik yatırım<br />
Çimento Endüstrisi<br />
İşverenleri Sendikası<br />
(ÇEİS), 17 bin kişiye<br />
istihdam sağlayan Türk çimento<br />
sektörünün iş sağlığı ve güvenliği<br />
dendiğinde akla ilk gelen sektör<br />
olmayı hedeflediğini açıkladı. ÇEİS<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Tufan<br />
Ünal, 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve<br />
Güvenliği Günü dolayısıyla yaptığı<br />
açıklamada “ÇEİS üyesi çimento<br />
şirketleri son 10 yılda iş sağlığı ve<br />
güvenliğine 145 milyon TL yatırım<br />
yaptı. Sadece ÇEİS olarak son<br />
10 yılda yaptığımız yatırım ise 6<br />
milyon TL’yi buldu. Sektör olarak<br />
hedefimiz sıfır iş kazası” dedi.<br />
Kaza sıklığı yüzde 30, ağırlığı<br />
yüzde 60 azaldı<br />
ÇEİS olarak 32 üye şirkete ait<br />
63 fabrikayla Türk çimento<br />
sektörünün yüzde 98’ini temsil<br />
ettiklerini belirten Tufan Ünal şöyle<br />
konuştu:<br />
“Son 10 yılda Türk çimento sektörü<br />
olarak klinker üretim kapasitemiz<br />
yüzde 90, sektördeki çalışan<br />
sayımız yaklaşık yüzde 40 arttı.<br />
Bu artışa rağmen iş kazalarına<br />
ilişkin uluslararası kıyaslamalarda<br />
kullanılan kaza sıklık oranında<br />
yüzde 30, kaza ağırlık oranında<br />
ise yaklaşık yüzde 60’lık bir düşüş<br />
sağladık.”<br />
Çimentocular iş sağlığı ve<br />
güvenliğinde tüm sektörlere<br />
örnek olacak<br />
Şimdiye kadar belki de hiçbir<br />
sektörün atmadığı bir adımı<br />
attıklarını da sözlerine ekleyen<br />
Tufan Ünal şunları söyledi:<br />
“Üye şirketlerimize ait tüm<br />
fabrikalarda dünyanın lider iş<br />
sağlığı ve güvenliği kuruluşlarından<br />
British Safety Council işbirliğiyle<br />
denetim yaptırdık. Sendika<br />
tarihimizin en yüksek bütçeli<br />
projesiyle, sanırım bir ilke imza<br />
atarak, kendi kendimizi denetledik.<br />
Tüm üye fabrikalarımızdaki<br />
denetimler yeni tamamlandı.<br />
<strong>Mayıs</strong> ayında sektör raporumuzu<br />
kamuoyuyla paylaşacağız.<br />
Amacımız Türk çimento sektörü<br />
olarak tüm sektörlere örnek<br />
olmak.”<br />
“Bize bi’şey oldu abi” fabrikalarda<br />
sahne alacak<br />
Sektörün İş Sağlığı ve Güvenliği<br />
kültürünü daha da geliştirmeyi<br />
hedefleyen ÇEİS, 2013 yılından<br />
bu yana üye şirket fabrikalarında<br />
farkındalığı ve bilinci artırmaya<br />
yönelik tiyatro oyunları sahneliyor.<br />
Tiyatro serisinin yeni oyunu “Bize<br />
bi’şey oldu abi”nin ilk gösterimi 28<br />
Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği<br />
Günü’nde İstanbul’da yapılacak ve<br />
oyun tüm çimento fabrikalarını<br />
dolaşacak. ÇEİS, İş Sağlığı ve<br />
Güvenliği alanında verdiği<br />
eğitimler ve hazırladığı projelerle<br />
alt işveren ve yüklenici firmaların<br />
çalışanlarının da gelişimine destek<br />
oluyor. Sendikamız tarafından<br />
iki ayda bir çıkarılan Çimento<br />
İşveren <strong>Dergisi</strong>’nin <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong><br />
sayısını, iş sağlığı ve güvenliğine<br />
ayırdık. Dergide, iş sağlığı ve<br />
güvenliği alanındaki akademisyen<br />
ve uzmanların yazılarının yanı sıra<br />
konuyla ilgili Yargıtay kararları da<br />
yer alıyor.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
TAKLİDİN ÖNÜNE GEÇİLECEK,<br />
YABANCININ İLGİSİ ARTACAK<br />
EKONOMİ<br />
124<br />
Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yabancı yatırımcıların Türkiye’ye<br />
ilgisini artırması bekleniyor. Kanunla birlikte Türkiye’nin taklit<br />
cenneti olmasından da kurtulacağı ifade ediliyor.<br />
Dün Resmi Gazete’de<br />
uygulama esasları<br />
yayımlanan Sınai Mülkiyet<br />
Kanunu (SMK) ile birlikte, Türkiye’de<br />
üretilen taklit ürünlere darbe<br />
vurulması ve yabancı yatırımcıların<br />
daha rahat yatırım yapmasının önü<br />
açılması bekleniyor. Kanun ile birlikte<br />
tescil edilmeyen ‘Fast Fashion’ ürünler<br />
de 3 yıl boyunca koruma altına<br />
alınacak. Bunun Çin’in ardından<br />
en fazla taklit ürün üreten ülke<br />
konumunda olan Türkiye’ye güveni<br />
artırması bekleniyor. Yurtdışındaki<br />
bir markanın, patentinin alınarak<br />
markaya zarar verenlere de daha sert<br />
yaptırımlar uygulanacak.<br />
SMK’yı değerlendiren Esin Avukatlık<br />
Ortaklığı avukatlarından Mine<br />
Güner, kanunun pek çok yenilik ve<br />
gelişme getirmesi gibi eleştirildiği<br />
yönleri de olduğunu kaydederek,<br />
bu tip eleştirilerin tüm yasal<br />
düzenlemeler gibi uygulama geliştikçe<br />
açıklığa kavuşturulmuş olacağını<br />
anlattı.<br />
OECD ve EUIPO’nun Sahte ve<br />
Korsan Ürün Ticareti ve Ekonomik<br />
Etkisi isimli raporuna göre, sahte<br />
ürün imalâtının %63.2’sini Çin<br />
oluştururken, Türkiye’nin buradaki<br />
oranının %3.3 olduğunu dile getiren<br />
Güner, “Moda gibi devinimi yüksek<br />
bir sektörde bazen tasarımların<br />
tescil edilmeden kullanılması ve<br />
tescilsiz tasarımların korumadan<br />
yararlanamaması asıl sorundu.<br />
Şimdi SMK ile 3 yıl boyunca,<br />
tescilsiz tasarım sahibinin kanundan<br />
yararlanması ve daha önemlisi fikri ve<br />
sınai haklar hukuk mahkemelerinde<br />
hakkını ileri sürmesinin yolu açıldı”<br />
dedi.<br />
Tescil zırhı kalktı<br />
Türkiye’de, ünlü moda markalarının<br />
en sık karşılaştığı sorunlardan<br />
birinin kötü niyetli marka tescilleri<br />
olduğunu ifade eden Güner, şöyle<br />
devam etti: “Yurt dışında tanınmış<br />
markaların, Türkiye’ye girmesini<br />
engellemek ya da gerçek marka<br />
sahibi Türkiye’ye girerken bu<br />
markayı kendilerine yüksek devir<br />
bedelleri karşılığı satmak amaçlı<br />
marka başvuruları maalesef çok sık<br />
karşılaştığımız anlaşmazlıklardan.<br />
Daha önce bu davalarda öncelikle<br />
kötü niyetli tescilin hükümsüzlüğünü<br />
isteyebiliyorduk. Bu süreç 2 yıl<br />
sürebiliyordu. SMK artık açık olarak<br />
‘tescilli hak sahibi olmanın tecavüz<br />
savunması’ olmadığını düzenliyor.<br />
Yani her nasılsa Türkiye’de tescil<br />
almış bir kişi, o markayı aslında bir<br />
başkasının marka hakkına tecavüz<br />
edecek şekilde kullanıyorsa, artık<br />
tescil olduğuna dayanarak tecavüz<br />
davasından kurtulamayacak.”<br />
143 maddelik yönetmelik<br />
143 maddelik yönetmelik Resmi<br />
Gazete’de yayımlandı. Buna göre,<br />
gerçek ve tüzel kişiler marka tescili,<br />
coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı<br />
model ve geleneksel ürün adlarına<br />
ilişkin başvuruyu Türk Patent ve<br />
Marka Kurumu’na yapacaklar.<br />
Sözcükler, şekiller, harfl er, sayılar,<br />
malların veya ambalajlarının<br />
biçimi gibi görme duyusu ile<br />
algılanabilen işaretler veya bunların<br />
kombinasyonundan oluşan işaretlerin<br />
marka başvurusuna konu edilmesi<br />
halinde marka örneği, başvuru formu<br />
ile kuruma sunulacak. Ses markası<br />
tescili taleplerinde ise bu durum<br />
başvuru formunda açıkça belirtilecek<br />
ve işaret elektronik ortamda<br />
sağlanmaya elverişli kaydı verilecek.<br />
Şartları eksiksiz olarak yerine<br />
getirilmiş başvurular, örnekleriyle<br />
birlikte kurum tarafından bültende<br />
yayınlanacak. Bir marka başvurusu,<br />
kanunda öngörülen aşamaların<br />
2 aylık süre içinde kuruma<br />
sunulmasıyla tescil edilecek. Koruma<br />
süresi sona eren marka, marka<br />
sahibinin talep etmesi koşuluyla<br />
yenilenecek.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
‘KOBİ’LERİN GÜCÜ ARTIYOR’<br />
EKONOMİ<br />
126<br />
KOSGEB Başkanı Recep Biçer KOBİ’lerin gücünü artırmak adına<br />
açıklamalar yaptı. Biçer: “2016 yılında, KGF’nin 25 yılda ulaştığı<br />
işletme sayısı ve kefalet tutarının tam iki katına ulaşılmıştır.” dedi.<br />
İşte o açıklamalar:<br />
KOBİ’lerin en önemli<br />
problemlerinden biri,<br />
bankalardan ve finans<br />
kurumlarından kolayca kredi<br />
temin edememeleridir. Büyük<br />
işletmelerin, geniş kredi elde<br />
edebilme imkânları ve bu<br />
kredileri uygun şartlarda<br />
elde edecek pazarlık güçleri<br />
vardır. Bu gücü oluşturan<br />
temel nedenlerin başında,<br />
büyük işletmelerin kredi<br />
karşılığı verebildiği teminat<br />
garantisi avantajı gelmektedir.<br />
KOBİ’ler ise teminat sunabilme<br />
konusunda kısıtlı olanaklara<br />
sahiptir.<br />
Bu soruna çözüm bulmak<br />
ve KOBİ’lerin teminat<br />
olanaklarını genişletmek<br />
amacıyla 1991 yılında Kredi<br />
Garanti Fonu A.Ş. kurulmuştur.<br />
Bu tarihten itibaren Kredi<br />
Garanti Fonu (KGF) A.Ş.<br />
ekonominin temelini oluşturan,<br />
KOBİ’lere verdiği garanti<br />
ve üstlendiği risk ile bu<br />
işletmelerin daha çok banka<br />
kredisi kullanabilmelerini<br />
sağlamakta, uzun vadeli ve<br />
uygun maliyetli kredilerden<br />
küçük işletmelerimizin de<br />
yararlanmasını mümkün<br />
hale getirmektedir. Bu<br />
sayede girişimcilik teşvik<br />
edilmekte, küçük ve orta<br />
ölçekli işletmelerin lehine<br />
ek bir kredilendirme<br />
sağlanarak ekonomik<br />
büyümeye ve kalkınmaya katkı<br />
sağlanmaktadır.<br />
KGF’de son 1-2 yılda önemli<br />
yenilikler ve değişimler<br />
yaşanmıştır. Kredi onay<br />
komiteleri kaldırılarak,<br />
kurum içsel değerlendirme<br />
sistemi ile objektif kriterler<br />
doğrultusunda talepleri<br />
değerlendirmeye başlanmıştır.<br />
Bu değişimler işlemlerin daha<br />
hızlı ve rasyonel yürütülmesine<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
Recep BİÇER<br />
KOSGEB Başkanı<br />
imkan tanımıştır. Öz kaynak<br />
kefaletinde uygulanan “Portföy<br />
Garanti Sistemi” hazine<br />
kaynaklı kefaletlerde de<br />
uygulanmaya başlanmıştır. Bu<br />
uygulama ile 35-40 günü bulan<br />
talep sonuçlandırma süreleri<br />
1 güne kadar düşmüştür. Bu<br />
çalışmalar sonucunda sadece<br />
2016 yılında, KGF’nin 25<br />
yılda ulaştığı işletme sayısı<br />
ve kefalet tutarının tam iki<br />
katına ulaşılmıştır. Bu güne<br />
kadar toplam 25 bin KOBİ’ye<br />
14 milyar TL tutarında kefalet<br />
veren KGF, 2015 sonu toplam<br />
riski 2,6 milyar TL iken, 2016<br />
sonu itibariyle yüzde 144’lük<br />
bir artış sağlayarak 6,3 milyar<br />
TL büyüklüğe erişmiştir. 2016<br />
yılı içinde bir önceki yıla<br />
göre yüzde 91’lik büyüme<br />
sağlanarak, 3.170 KOBİ’nin<br />
Bankacılık Sisteminden 1.199<br />
Milyon TL kredi kullanmalarına<br />
karşılık 1.033 Milyon TL’lik<br />
kefalet ile destek vermiştir.<br />
Bütün bu gelişmelerden sonra<br />
KGF, KOBİ’lerin finansmana<br />
erişimlerinde en öncelikli<br />
Kurum haline gelmiştir.<br />
2023 hedefleri için KOBİ’ler<br />
büyük önem arz ediyor<br />
KOBİ’lerin, istihdam yaratma,<br />
esnek üretim yapısı, teknolojik<br />
yeniliklere yatkınlık, bölgeler<br />
arası dengeli kalkınma ve gelir<br />
dağılımındaki adaleti sağlama<br />
gibi bir takım özellikler onları<br />
ekonominin hayati unsurları<br />
haline getirmektedir. Bu<br />
sebeple Türkiye ekonomisinin<br />
temel taşları olan KOBİ’lerin,<br />
büyümesi ve sağlıklı bir yapıya<br />
kavuşması için gerekli kaynağı<br />
bulmaları halinde, Türkiye<br />
ekonomisinde son yıllarda<br />
yakalanan büyümenin çok daha<br />
yüksek rakamlara çıkacağını<br />
ifade etmek yanlış olmayacaktır.<br />
Ülkemizin 2023 hedeflerine<br />
ulaşabilmesi konusunda en<br />
etkin rolü üstlenecek olan<br />
KOBİ’lerin, finansmana erişim<br />
sorunları öncelikli olmak üzere<br />
tüm sorunlarının çözülmesi<br />
büyük önem arz etmektedir.<br />
KGF, KOBİ’lere verdiği garanti<br />
ve üstlendiği risk ile bu<br />
işletmelerin daha çok banka<br />
kredisi kullanabilmelerini<br />
sağlamakta, uzun vadeli ve<br />
uygun maliyetli kredilerden bu<br />
işletmelerin de yararlanmasını<br />
mümkün hale getirmektedir.<br />
Bu sayede girişimcilik teşvik<br />
edilmekte, KOBİ’ler daha az<br />
teminatla daha çok krediye<br />
ulaşabilmekte ve aldıkları<br />
kredilerle daha çok üretim<br />
daha çok istihdam yaratarak<br />
ülke ekonomisine katkıda<br />
bulunabilmektedirler.<br />
“KGF’yi tüm imkanlarımızla<br />
destekliyoruz”<br />
Kredi garanti sisteminin,<br />
ekonominin temelini oluşturan<br />
işletmelerin ihtiyaç duyduğu<br />
uygun koşullardaki finansal<br />
kaynağın temini yönündeki<br />
kanalları açan destekleyici bir<br />
yapısı olması gerekmektedir. Bu<br />
nedenle KOSGEB, iştiraki olan<br />
KGF’yi, büyüyüp gelişmesi ve<br />
hizmetlerini yaygınlaştırması<br />
için tüm imkânları ile<br />
desteklemektedir.<br />
KOSGEB 2003 yılından<br />
itibaren Türkiye’de faaliyette<br />
bulunan kamu bankaları, özel<br />
bankalar, katılım bankaları ile<br />
yapılan Protokollerle KOBİ’lere<br />
kullandırılacak kredilerin<br />
faiz/kar payı, komisyon vb.<br />
giderlerinin program türüne<br />
göre kısmen ya da tamamen<br />
karşılanması şeklinde Kredi<br />
Faiz Destek Programları<br />
yürütmektedir. Bu destek<br />
programında KOSGEB’in en<br />
önemli paydaşlarından biri<br />
de KGF’dir. KGF, KOSGEB<br />
Kredi Faiz Destek Programları<br />
kapsamında teminat<br />
yetersizliği yaşayan KOBİ’lere<br />
bankalar nezdinde kefalet<br />
vermektedir. Bununla birlikte<br />
KOSGEB Destek Programları<br />
kapsamındaki geri ödemeli<br />
desteklere teminat yetersizliği<br />
nedeniyle erişmekte zorlanan<br />
KOBİ’lerin sorunlarını<br />
çözmek amacıyla KOSGEB<br />
ile KGF arasında “KOSGEB<br />
Geri Ödemeli Desteklerinden<br />
yararlanacak KOBİ’lere<br />
KGF’nin Doğrudan Kefaleti<br />
Protokolü” imzalanmıştır.<br />
Protokol kapsamında<br />
KOSGEB’in;<br />
- Ar-Ge, İnovasyon ve<br />
Endüstriyel Uygulama Destek<br />
Programı,<br />
- Girişimcilik Destek Programı,<br />
Çağrı Esaslı Tematik Proje<br />
Destek Programı,<br />
- İş birliği – Güç birliği Destek<br />
Programı,<br />
Kapsamındaki geri ödemeli<br />
destekleri için KGF A.Ş.<br />
tarafından KOBİ’ler lehine,<br />
KOSGEB’e karşı teminat<br />
oluşturmak üzere gayri nakdi<br />
kredi niteliğinde doğrudan<br />
kefalet sağlanmaktadır.<br />
EKONOMİ<br />
127
KARADAĞ: SERMAYE PİYASALARINA<br />
BAHAR GELECEK<br />
Önümüzdeki dönemde inanmadığımız ürünleri sermaye piyasalarına getirmeyeceğiz diyen Borsa<br />
İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Karadağ, “Sermaye piyasaları için bahar ve başarı döneminin<br />
başlayacağına inanıyorum” dedi.<br />
ölçeği yakalayan popüler projelerin<br />
de borsada işlem göreceğini ifade<br />
etti. Himmet Karadağ, “Faaliyete<br />
geçen Türkiye Varlık Fonu’nun da<br />
Borsa ve sermaye piyasalarımız<br />
için büyük bir fırsat olacağına,<br />
başta kamu yatırımları olmak<br />
üzere menkul kıymet ve sermaye<br />
piyasalarına yeni soluk getireceğine<br />
inanıyoruz. Bu anlamda bütün sektör<br />
paydaşlarımızın desteğini ve ilgisini<br />
bekliyoruz.” değerlendirmesinde<br />
bulundu.<br />
EKONOMİ<br />
128<br />
Borsa İstanbul Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Himmet Karadağ<br />
Borsa İstanbul Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Himmet Karadağ,<br />
sermaye piyasaları için bahar<br />
ve başarı döneminin başlayacağına<br />
inandığını belirterek, “İleriki süreçte<br />
finansal tüketiciye sürdürülebilir,<br />
daha nitelikli ürünler sunabilirsek,<br />
çok ciddi başarılar sermaye<br />
piyasalarını bekliyor.” dedi. Karadağ,<br />
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği<br />
(TSPB) tarafından düzenlenen 2.<br />
Sermaye Piyasaları ödül töreninde<br />
yaptığı konuşmada, 2016’da zor bir<br />
yılı geride bıraktıklarını belirterek,<br />
16 Nisan’daki referandumun başarılı<br />
bir şekilde geçirilmesiyle birlikte,<br />
yaklaşan baharla beraber sermaye<br />
piyasalarında da baharın belirtilerini<br />
görmeye başladıklarını söyledi.<br />
Bu hafta BIST 100 Endeksi’nde<br />
Gezi olaylarından önceki rekorları<br />
yakaladıklarını aktaran Karadağ,<br />
“İleriki süreçte birlikte çalışırsak,<br />
finansal tüketiciye gerçekten<br />
sürdürülebilir, daha nitelikli ürünler<br />
sunabilirsek, çok ciddi başarılar<br />
sermaye piyasalarını bekliyor.” diye<br />
konuştu. Karadağ, <strong>2017</strong> ve sonrasının<br />
sermaye piyasaları açısından atılım<br />
yılı olacağını vurgulayarak, gelecek<br />
dönemde büyük şirketlerin yanı sıra<br />
‘Sertifika benzeri ürünlerin<br />
çoğalmasını bekliyoruz’<br />
Anadolu insanının tercihlerine uygun<br />
yeni tasarruf imkanları olmadığını<br />
gördüklerini kaydeden Karadağ,<br />
gayrimenkul sertifikaları benzeri<br />
ürünlerin daha da çoğalmasını<br />
beklediklerini dile getirdi.<br />
Karadağ, Borsa olarak film<br />
yapımcılarıyla görüştüklerini bildiren<br />
Karadağ, gelecek dönemde başarılı<br />
ve popüler dizilerin borsada işlem<br />
görebileceğini kaydetti.<br />
Borsa İstanbul Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Karadağ, şunları kaydetti:<br />
“Bu süreçte biz önümüzdeki<br />
dönemde inanmadığımız ürünleri<br />
sermaye piyasalarına getirmeyeceğiz.<br />
Mümkün olduğunca sağlam, sağlıklı<br />
ürünlerle, finansal tüketicinin<br />
karşısına çıkacağız. Zor zamanlar<br />
beraberinde fırsatları da getirir.<br />
Sermaye piyasaları için bahar ve<br />
başarı döneminin başlayacağına<br />
inanıyorum. 2000 sonrası<br />
bankacılıkta yakaladığımız doğru<br />
regülasyon ve başarıyı, önümüzdeki<br />
dönemde doğru ürünlerle hareket<br />
edersek, sermaye piyasalarımızda da<br />
yakalayacağımıza inanıyorum.”<br />
‘<strong>Mayıs</strong> ayından itibaren güzel<br />
gelişmeler yaşanacak’<br />
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)<br />
Başkanı Vahdettin Ertaş<br />
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)<br />
Başkanı Vahdettin Ertaş da Türkiye<br />
ekonomisi açısından <strong>2017</strong>’nin 2016<br />
yılından çok daha başarılı bir şekilde<br />
tamamlanacağına inandığını söyledi.<br />
Ertaş, “Rusya ile yeniden başlayan<br />
ticaret, jeopolitik risklerde azalma<br />
eğilimi, KDV ve damga vergisi<br />
indirimleri, istihdam teşvikleri,<br />
Kredi Garanti Fonu aracılığıyla reel<br />
sektöre kredi desteği gibi gelişmeler,<br />
<strong>2017</strong> yılı büyüme, istihdam ve<br />
ihracat rakamlarımıza pozitif olarak<br />
yansıyacaktır.” dedi.Q Ekonomideki<br />
bu olumlu gelişmelerin, sermaye<br />
piyasalarında da yansımasını<br />
bulduğuna dikkati çeken Ertaş,<br />
mayıs ayından itibaren sermaye<br />
piyasalarında çok güzel gelişmeler<br />
yaşanacağını bildirdi. Vahdettin Ertaş,<br />
sermaye piyasalarının büyümesi ve<br />
derinleşmesi için hukuki zeminin<br />
önemine değinerek, “Türkiye olarak<br />
2023 hedeflerimizi ve İstanbul Finans<br />
Merkezi ile çizilen amaçlarımızı hep<br />
birlikte gerçekleştireceğiz. Bundan<br />
hiç kuşku duymuyoruz. Daha fazla<br />
sayıda, daha farklı alanlarda başarılı<br />
olan kurumlarımızı önümüzdeki<br />
yıllarda da ödüllendireceğiz.”<br />
ifadelerini kullandı.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
İZODER’İN YENİ BAŞKANI<br />
LEVENT PELESEN OLDU<br />
Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği’nin (İZODER) Olağan<br />
Genel Kurulu’nda, başkanlığa oy birliği ile Levent Pelesen seçildi.<br />
İZODER’in yeni Yönetim Kurulu Başkanı Levent Pelesen, “Yalıtım<br />
sektörü için bir başvuru merkezi olarak, yalıtım konusunda kamu<br />
ve kamuoyunu bilinçlendirmeye devam edeceğiz. Sektör adına<br />
çıkması beklenen yasa ve yönetmeliklerin takipçisi olacağız” dedi.<br />
SEKTÖREL HABER<br />
130<br />
Türkiye’de yalıtım<br />
bilincinin ve yalıtım<br />
sektörünün geliştirilmesi<br />
misyonunu başarıyla sürdüren<br />
İZODER’in Olağan Seçimli<br />
Genel Kurul Toplantısı yapıldı.<br />
Genel Kurul öncesi, Çevre ve<br />
Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı<br />
Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün<br />
de katıldığı öğle yemeğinde,<br />
yalıtım sektörünün sorunları ve<br />
çözüm yolları konuşuldu. Prof.<br />
Dr. Mustafa Öztürk, yalıtım<br />
sektörünün öneminin farkında<br />
olduklarını belirterek, enerji<br />
verimliliği ve enerji tasarrufu<br />
için doğru malzemeler ve kaliteli<br />
işçilikle yapılan ısı yalıtımının,<br />
ülke ekonomisine katkılarının<br />
altını çizdi.<br />
“Yeni yönetmelikler mutlaka<br />
çıkacak”<br />
Ayrıca yalıtım sektörünün uzun<br />
zamandır çıkmasını beklediği ses<br />
ve su yalıtımı yönetmeliklerinin<br />
de mutlaka çıkartılacağını<br />
belirten Mustafa Öztürk,<br />
sektördeki kayıt dışı uygulamalar<br />
ve haksız rekabetin önlenmesi<br />
için de sektör dernekleri ve<br />
Bakanlığın birlikte hareket<br />
etmesinin önemini vurguladı.<br />
Genel Kurul’da İZODER<br />
12. Dönem Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Tayfun Küçükoğlu,<br />
başkanlığı süresince İZODER’de<br />
yapılan çalışmaları anlatarak,<br />
yeni yönetim kuruluna başarı<br />
dileklerini iletti. Dernek<br />
üyelikleri sona eren ancak<br />
İZODER’in kuruluş aşamasında<br />
görev alan ve geçmiş yıllarda<br />
derneğin faaliyetlerine önemli<br />
katkılarda bulunan üyelere<br />
İZODER Onur Üyeliği Belgeleri<br />
de takdim edildi. Kurucu Üye<br />
ve 2. Dönem Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Korhan Işıkel, Kurucu<br />
Üye Bülent Kıraç, 7. Dönem<br />
Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Arif Nuri Bulut ve 9. Dönem<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Sedat<br />
Arıman’a Onur Üyeliği Belgeleri<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun<br />
Küçükoğlu tarafından verildi.<br />
İZODER’in yeni başkanı görevi<br />
devraldı<br />
Programın ikinci bölümünde<br />
İZODER’in yeni Yönetim Kurulu<br />
Belirlendi. Yönetim Kurulu<br />
Başkanlığına MARDAV Genel<br />
Müdürü Levent Pelesen’in<br />
seçildiği İZODER’de, Başkan<br />
Vekilliğine İZOCAM Genel<br />
Müdürü Levent Gökçe ve ERYAP<br />
Yönetim Kurulu Üyesi Emrullah<br />
Eruslu getirildi.<br />
“Beklenen yasa ve<br />
yönetmeliklerin takipçisi<br />
olacağız”<br />
Sektörün gelişimine katkıda<br />
bulunmayı hedeflediklerini<br />
vurgulayan Levent Pelesen,<br />
yaptığı konuşmada, İZODER’in<br />
yalıtım sektörü için bir başvuru<br />
merkezi olmaya ve yalıtım<br />
konusunda kamu ve kamuoyunu<br />
bilinçlendirmeye devam<br />
İZODER Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Levent Pelesen<br />
edeceğini belirtti. Sektörün<br />
büyümesi ve gelişimi için yeni<br />
yönetimin de gerekli çalışmaları<br />
aralıksız sürdüreceğini ifade eden<br />
Levent Pelesen, yeni çalışma<br />
döneminde, sektör adına çıkması<br />
beklenen yasa ve yönetmeliklerin<br />
takipçisi olacaklarını söyledi.<br />
İZODER’in yeni yönetimi uzun<br />
bir çalışma dönemine hazır<br />
İZODER Murahhas Üyesi<br />
Ertuğrul Şen’in Başkan<br />
Yardımcısı olarak görevini<br />
sürdüreceği yeni Yönetim Kurulu<br />
Üyeleri şu isimlerden oluşuyor:<br />
KALEKİM Genel Müdürü Altuğ<br />
Akbaş (Sayman), ODE Genel<br />
Müdürü Ali Türker, GÜNEY<br />
YAPI Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Ahmet Bülent Güney, SİNERJİ<br />
YALITIM Genel Müdürü Ahmet<br />
Yaşar, BASAŞ Yönetim Kurulu<br />
Üyesi Erdem Ateş, RAVABER<br />
Genel Müdürü Harun Hasyüncü,<br />
ÖZGÜR ATERMİT Yönetim<br />
Kurulu Üyesi Levent Özgür,<br />
BTM Yönetim Kurulu Üyesi<br />
Orkun Ürkmez, TRAKYA<br />
CAM Pazarlama ve Satış Başkan<br />
Yardımcısı S. Ebru Şapoğlu,<br />
BETEK Yalıtım Grb. Direktörü<br />
Taner Soner Şahin, DKM İnşaat<br />
Genel Müdürü Volkan Dikmen.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
3. HAVALİMANI’NIN<br />
SU VE MEKANİK YALITIMI ODE’DEN<br />
ODE Yalıtım Genel Müdürü Ali Türker<br />
SEKTÖREL HABER<br />
132<br />
Eskişehir’de 100 milyon TL’ye mal olacak entegre tesisinin ilk fazında<br />
üretime başlayan ODE Yalıtım, Türkiye’nin en büyük projelerinin<br />
ısı ve su yalıtımlarında tercih edilen marka olmaya devam ediyor.<br />
Tamamlandığında dünyanın en büyük havalimanlarından biri<br />
olacak 3. Havalimanı ve birçok şehir hastanesi projelerinde ODE<br />
Yalıtım ürünleri tercih edildi. 3. Havalimanı’nın su ve mekanik tesisat<br />
yalıtımında ODE ürünlerinin kullanılacağını açıklayan ODE Yalıtım<br />
Genel Müdürü Ali Türker, ayrıca başta Ankara Bilkent ve Adana şehir<br />
hastaneleri olmak üzere birçok büyük projede ODE ürünlerinin tercih<br />
edilmesinden büyük memnuniyet duyduklarını söyledi.<br />
Yalıtımda dünya<br />
markası olma vizyonu<br />
doğrultusunda her<br />
alandaki yatırımlarına ara<br />
vermeden devam eden ODE,<br />
tamamlandığında dünyanın<br />
en büyük havalimanlarından<br />
biri olacak olan 3. Havalimanı<br />
başta olmak üzere birçok büyük<br />
projenin tercihi olmaya devam<br />
ediyor. 3. Havalimanı’nın su ve<br />
mekanik ısı yalıtımında ODE<br />
ürünlerinin kullanılacağını<br />
açıklayan ODE Yalıtım Genel<br />
Müdürü Ali Türker, <strong>2017</strong> yılına<br />
Türkiye’nin en büyük projeleriyle<br />
yaptıkları anlaşmalarla<br />
girdiklerini söyledi.<br />
ODE Yalıtım’ın 2015 yılından<br />
beri büyük bir yatırım atağında<br />
olduğunu anlatan Ali Türker,<br />
“ Eskişehir’de yatırımımıza<br />
geçtiğimiz yıl yaşanan tüm<br />
olumsuzluklara rağmen<br />
ara vermeden devam ettik.<br />
Tamamlandığında 100 milyon<br />
TL’ye mal olacak bu tesisimizin<br />
ilk fazında da üretime Mart<br />
ayında başladık. <strong>2017</strong> yılı<br />
ODE açısından oldukça iyi<br />
başladı. Türkiye’nin en büyük<br />
projelerinin tercihi olmaya<br />
devam ediyoruz. Son dönemde<br />
yaptığımız anlaşmalar arasında 3.<br />
Havalimanı, Ankara Bilkent Şehir<br />
Hastanesi, Adana Şehir Hastanesi,<br />
Bursa Ali Osman Sönmez<br />
Devlet Hastanesi ve Çorum<br />
Eğitim ve Araştırma Hastanesi<br />
bulunuyor. 3. Havalimanı’nın su<br />
ve mekanik yalıtımı, Avrupa’nın<br />
en büyük şehir hastanesi olacak<br />
olan Bilkent Şehir Hastanesi’nin<br />
su ve mekanik, Adana Şehir<br />
Hastanesi’nin tüm mekanik<br />
yalıtımı, Bursa Ali Osman<br />
Sönmez Devlet Hastanesi’nin<br />
su yalıtımı, Çorum Eğitim ve<br />
Araştırma Hastanesi’nin ise su ve<br />
mekanik yalıtımı ODE ürünleri<br />
ile yapılacak” dedi.<br />
Türkiye için çok önemli olan bu<br />
dev projelerde ODE ürünlerinin<br />
kullanılmasından büyük<br />
memnuniyet duyduklarını<br />
anlatan Türker şunları söyledi:<br />
“ Yalıtım sektöründe 30 yıllık<br />
bir geçmişimiz var. Bu geçmişin<br />
verdiği güçle yolumuza daha<br />
da büyüyerek devam ediyoruz.<br />
Hem çok büyük projelerde<br />
yine öncelikli tercih olduk hem<br />
de tamamlandığında ODE’yi<br />
teknik yalıtım sektöründe Çin ve<br />
Almanya arasındaki coğrafyanın<br />
en büyük üreticisi konumuna<br />
getirecek Eskişehir fabrikamızın<br />
ilk etabında üretime başladık.<br />
Sektördeki liderliğimizi, Eskişehir<br />
fabrikamızla beraber artan<br />
yüksek üretim kapasitemizle<br />
birleştirerek, ihracatta da atılım<br />
yapmayı ve önümüzdeki 4<br />
yıl içinde ihracatımızı % 100<br />
arttırmayı hedefliyoruz.”<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
MAKİNELER, KİMSESİZ ÇOCUKLAR<br />
İÇİN ÜRETİME GEÇTİ<br />
AİMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Erol<br />
(sağ baretli) ve İzmir Büyükşehir Belediyesi<br />
Başvan vekili Sırrı Aydoğan (sol baretli)<br />
AİMSAD ve TÜYAP işbirliğinde bu yıl ilk kez İzmir’de<br />
düzenlenen ve ağaç işleme makineleri ile mobilya ve orman<br />
ürünleri endüstrilerini bir araya getiren İZWOOD <strong>2017</strong> Fuarı,<br />
Fuarizmir’de düzenlendi. Fuarda, Mobilya Üretimi Sosyal Projesi<br />
ile yaklaşık 1000 metrekarelik bir alana üretim bandı kuruldu<br />
ve makineler İzmir’de Çocuk Esirgeme Kurumlarında kalan<br />
çocuklar için dolap üretildi.<br />
Bu yıl ilk kez İzmir’de<br />
düzenlenen ve ağaç işleme<br />
makineleri ile mobilya ve<br />
orman ürünleri endüstrilerini<br />
bir araya getiren İZWOOD<br />
<strong>2017</strong> İzmir Ağaç İşleme<br />
Makineleri, Kesici Takımlar,<br />
El Aletleri Fuarı, AİMSAD<br />
(Ağaç İşleme Makine ve Yan<br />
Sanayisi İş Adamları Derneği)<br />
ve TÜYAP işbirliği ile fuarizmir<br />
Gaziemir’de düzenlendi.<br />
50’nin üzerinde şehirden ve<br />
40’a yakın ülkeden yaklaşık<br />
40 bin civarında ziyaretçinin<br />
katıldığı fuara, Türkiye’nin<br />
en büyük üretici ve ithalatçı<br />
markalarının katıldı. Fuarda,<br />
orman endüstrisi için makine,<br />
teknik donanım ve hizmetler,<br />
ağaç işleme makineleri, yüzey<br />
işlemleri makineleri, ağaç kesme<br />
makineleri, elektrikli ve mekanik<br />
el aletleri ve mobilya üretim<br />
makineleri hem yerli, hem de<br />
yabancı alıcılar için vitrine çıktı.<br />
Anadolu fuarlarının ilk durağı<br />
İzmir<br />
AİMSAD Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Mustafa Erol, İzmir’in<br />
ve çevresinin sektör için çok<br />
önemli bir potansiyele sahip<br />
olması sebebiyle, Anadolu<br />
fuarlarının ilkini İzmir’de<br />
düzenlediklerini söyledi.<br />
Bölgedeki imalat ve ihracat<br />
rakamlarının tüm firmalar için<br />
büyük bir pazar oluşturduğuna<br />
dikkat çeken Erol, “Üyelerimize<br />
anket yaptık ve nerede fuar<br />
düzenlememizi istediklerini<br />
sorduk. İzmir birinci sırada<br />
yer aldı. İzmir’in fuarcılık<br />
altyapısının olması Anadolu<br />
fuarlarının ilk durağı olarak<br />
İzmir’i daha çok ön plana<br />
çıkarttı. Aynı zamanda İzmir’in<br />
yeni fuar alanı da gerek teknik<br />
altyapısı gerekse ölçeğiyle bu<br />
fuarın İzmir’de yapılmasına<br />
vesile oldu. Bu şekilde<br />
Anadolu’daki girişimcinin,<br />
yatırımcının ayağına giderek<br />
artık zorlaşan makine<br />
satışlarının hızlanması, sektörün<br />
satış politikalarını yeniden<br />
gözden geçirmesi hedefleniyor.<br />
Bu yıl İzmir’le başlanan Anadolu<br />
fuarlarını gelecek yıllarda<br />
farklı şehirlerde düzenlemeyi<br />
planlıyoruz” dedi.<br />
SEKTÖREL HABER<br />
133
TÜRKİYE VE<br />
DÜNYADA<br />
BOYA SANAYİ<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
134<br />
Son 10 yılda hızla büyüyen<br />
boya sektörü oldukça dikkat<br />
çekici bir konuma geldi.<br />
Sektörde uzmanlaşma,<br />
globalleşme ve çok yönlü<br />
ortaklıkların ağırlık<br />
kazanması sektöre farklı<br />
bir boyut kazandırdı. Şimdi<br />
rakamlarla boya sektörünü<br />
yakından inceleyelim.<br />
2016 YILI BOYA SEKTÖR PROFİLİ<br />
Firma <strong>Sayısı</strong>......….…….20’si büyük ölçekli yaklaşık 585<br />
İstihdam ………………200.000 (uygulayıcılar ile birlikte)<br />
Üretim………………….540.000 Ton Dekoratif<br />
Tüketim………….…….545.400 Ton Dekoratif<br />
İhracat …………………350,5 Milyon USD<br />
İthalat............................547,4 Milyon USD<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
Boya sanayindeki ana trendler<br />
Boya sanayisi; inşaat,<br />
ulaşım, sanayi ürünleri<br />
gibi çok geniş bir alanda<br />
kullanımı olan renkli bir ürün.<br />
Son 10 yılda ana kimya sanayi<br />
içindeki konumunu güçlendiren<br />
Türk boya sanayisi 2015 yılında<br />
gerçekleştirdiği toplam 915.000<br />
ton üretim ile Avrupa’nın<br />
5’inci büyük boya üreticisi<br />
konumunda yer alıyor.<br />
Talep kayması<br />
• Son kullanıcı sektörlerindeki<br />
coğrafi yer değiştirmeler<br />
boya pazarını doğrudan<br />
etkileyecektir.<br />
• Gelişmiş pazarlardaki inşaat<br />
ve diğer sektörlerdeki yatay<br />
gelişimi<br />
• Gelişen pazarlardaki sektörel<br />
büyüme yıllık %4-5 olup,<br />
GSYİH gelişiminin biraz<br />
üzerindedir.<br />
• Yükselen (emerging)<br />
ülkelerdeki sektörel büyüme<br />
yıllık %10’a kadar olup, GSYİH<br />
gelişiminin üzerindedir.<br />
Yeni iş modelleri<br />
• Boya sektörü daha çok<br />
(son) tüketici tarafından<br />
yönlendirilmektedir.<br />
• Ar-Ge ve ürün müşterek<br />
geliştirme çalışmaları<br />
tüketicilerin taleplerine paralel<br />
olarak yapılmaktadır.<br />
• Daha yakın işbirliği daha<br />
istikrarlı ilişkilere yön verir ve<br />
fiyat baskısını rahatlatabilir.<br />
İnovasyon<br />
• Akıllı fonksiyonlar,<br />
nanoyapılar ve çoklu fonksiyon<br />
kombinasyonları katma<br />
değerli özellikler olarak ortaya<br />
çıkmaktadır.<br />
• Endüstriyel boyalarda UV<br />
ile kürlenebilen teknolojiler<br />
geleceğin teknolojisi olarak<br />
görülmektedir.<br />
• Solvent bazlı boyalardan<br />
su bazlı boyalara geçiş<br />
hızlanmıştır.<br />
• İnovasyonun etkisi orta<br />
vadede çok güçlü, uzun vadede<br />
ise hafifleyecek gibidir.<br />
• Yönetmeliklerin tetiklediği,<br />
çevre dostu ‘yeşil boyalar’<br />
sektörün gelecekteki gelişimine<br />
daha da katkıda bulunacaktır.<br />
Türkiye Avrupa’nın en büyük<br />
5. boya üreticisi<br />
Boya sanayisi; inşaat, ulaşım,<br />
sanayi ürünleri gibi çok geniş<br />
bir alanda kullanımı olan<br />
renkli bir üründür. Son 10<br />
yılda ana kimya sanayi içindeki<br />
konumunu güçlendiren Türk<br />
boya sanayisi 2015 yılında<br />
gerçekleştirdiği toplam 915.000<br />
BOYA SEKTÖRÜ<br />
135
BOYA SEKTÖRÜ<br />
136<br />
ton üretim ile Avrupa’nın<br />
5’inci büyük boya üreticisi<br />
konumundadır. Genel olarak<br />
kurulu kapasitenin % 65’ini<br />
kullanan sektörde yıllık boya<br />
üretiminin yaklaşık % 82’sini<br />
büyük ve orta ölçekli firmalar,<br />
% 18’lik kısmını kapsayan<br />
vernik ve tiner üretimini ise<br />
küçük firmalar üretmektedir.<br />
Yurtiçi pazardaki arz fazlası<br />
nedeni ile Afrika ülkeleri<br />
başta olmak üzere yurtdışı<br />
pazarlara yönelim tren-dinin<br />
artması beklenmektedir.<br />
Boya sanayisinde üretim<br />
gerçekleştiren 585 firma<br />
bulunmaktadır. Boya sanayisi<br />
uygulayıcılar ile birlikte 200.000<br />
kişiye istihdam sağlamaktadır.<br />
İnşaat sektöründe kullanılan<br />
dekoratif boyalar, boya<br />
sektörünün lokomotifliğini<br />
sürdürmektedir. 2015 yılında<br />
545.000 ton düzeyinde dekoratif<br />
boya satışı gerçekleştirilmiştir.<br />
Boya sanayisi girdi olarak<br />
kullandığı hammaddelerin<br />
% 80’evaran bölümünü<br />
yurtdışından ithal etmekte<br />
buna karşın kalite ve ürün<br />
çeşitliliğinde Avrupa ile<br />
yarışmaktadır. Bölgesel ihracat<br />
potansiyeli yüksek ve boya<br />
talebinin artış gösterdiği<br />
gelişmekte olan pazarlara<br />
olan yakınlığı dolayısıyla<br />
Türk boya sanayisi önemli<br />
avantajlara sahiptir. Ancak bu<br />
avantajını ölçek olarak değerlen<br />
dirememektedir.<br />
Dünya boya dış ticaretinde ilk<br />
10 ülke<br />
Dünya boya satışları 2015<br />
yılında 130 milyar USD’dır.<br />
Dünyada en çok pazar<br />
payına sahip boya % 43 payı<br />
ile dekoratif boyalardır; %<br />
28’lik payı ile sanayi boyaları<br />
ikinci sırada yer almaktadır.<br />
Dünya boya ihracatı 2015<br />
yılında 2014 yılına göre %<br />
10,7 düşerek 27,2 milyar<br />
USD’ye gerilemiştir. 2015, tüm<br />
dünyada inşaat faaliyetlerinin<br />
hızının yavaşladığı bir sene<br />
olmuştur. Bu nedenle birçok<br />
inşaat malzemesinde yaşanan<br />
gerileme gibi boya ihracatında<br />
da 2010-2014 yılları arasındaki<br />
artış trendi bu sene yerini<br />
gerilemeye bırakmıştır. Dünya<br />
boya malzemeleri ihracatında<br />
Almanya ilk sırayı almaktadır.<br />
Almanya’nın boya ihracatı<br />
4,9 milyar USD’dir. ABD<br />
3,2milyar USD’lik ihracatı ile<br />
2., 1,7 milyar USD ile Japonya<br />
3. Sırada yer almaktadır.<br />
Türkiye 393 milyon USD<br />
boya malzemeleri ihracatı ile<br />
2015 yılında 18. sırada yer<br />
almaktadır. Almanya en çok<br />
ihracat yapan ülke olduğu gibi<br />
en fazla it-halat yapan ülkedir.<br />
2015 yılında 1,5 milyar USD’lik<br />
boya ithalatı yapmıştır. Çin<br />
ve Kanada 1,3 milyar USD’lik<br />
ithalatları ile Almanya’dan<br />
sonra en fazla ithalat yapan<br />
ülkelerdir. Türkiye 2015 yılında<br />
560 milyon USD’lik ithalatı ile<br />
15. sıradadır<br />
Türkiye boya (dekoratif /<br />
inşaat) ihracatı ve ithalatı<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
Türkiye dekoratif boya<br />
sektöründe satışlar son beş<br />
yılda % 8<br />
büyüme göstermiştir. 2015<br />
yılında 545 bin ton dekoratif<br />
boya satışı yapılmıştır<br />
Türkiye Boya ihracat pazarı<br />
Boya ihracatımız son iki yıl üst<br />
üste gerileme yaşamıştır. 2014<br />
yılında 458,9 milyon USD’lik<br />
olan ihracat 108 milyon USD<br />
azalarak 350,5 milyon USD’ye<br />
inmiştir. 2016 yılı boya ithalatı<br />
547,4 milyon USD olmuştur.<br />
Türkiye’nin en çok boya<br />
ihracatı yaptığı ilk 4 ülkeye<br />
yapılan ihracat, toplam boya<br />
ihracatından daha fazla<br />
gerilemiştir. Lokomotif pazarlar<br />
olan komşu ve çevre ülkelerin<br />
hepsinde ekonomik, siyasi ve<br />
güvenlik sorunları yaşanmakta,<br />
bu da boya ihracatını zorlaştırmaktadır.<br />
En çok ihracat<br />
yaptığımız ilk 5 ülke; Irak, İran,<br />
Azerbaycan, Türkmenistan ve<br />
Gürcistan’dır<br />
Türkiye’de dekoratif boya<br />
satışı<br />
İnşaat sektöründe kullanılan<br />
dekoratif boya satışları 2010<br />
yılından bu yana 500 Bin<br />
ton seviyesinin üstünde<br />
gerçekleşmektedir. 2014 yılında<br />
549 Bin ton dekoratif boya<br />
satılmıştır. Tamamına yakını<br />
yerli üretimdir. Değer bazında<br />
ise 2014 yılında 893 Milyon<br />
USD’lik satış büyüklüğüne<br />
ulaşılmıştır. Dekoratif boya<br />
segmentinde iç pazarda ısı<br />
yalıtım sistemlerinin daha çok<br />
kullanılmaya başlamasıyla<br />
dış cephe boya tüketimi<br />
artmaktadır. Bina stoğuzun<br />
kentsel dönüşümle yenilenecek<br />
olması, boya bilincinin gitgide<br />
yaygınlaşması yüksek kaliteli<br />
ürün talebinin artmasına yol<br />
açmaktadır. Ahşap boya satışları<br />
da 2010 yılında 86.000 tonluk<br />
seviyesinden 2014 yılında<br />
99.000 tona yükselmiştir. Değer<br />
olarak 2014 yılı satış büyüklüğü<br />
237,5 Milyon USD’dir.<br />
Türk ve dünya boya<br />
sanayisinde alt segment<br />
miktarları<br />
2015 yılında üretilen boyaların<br />
miktar olarak dağılımına<br />
göre inşaat sektörü % 56 pay<br />
ile en çok üretilen boyadır.<br />
Mobilyalarda kullanılan<br />
boyaların payı % 14, sanayide<br />
kullanılan boyaların %<br />
10’dur.2015 yılı itibarıyla<br />
pazarın en büyük tüketim<br />
alanı olan inşa-at pazarında<br />
% 85 su bazlı, % 15 solvent<br />
bazlı ürünler tüketilmiş-tir.<br />
Tüm boya alt sektörlerinde<br />
olduğu gibi OTB sektöründe<br />
de çevreye daha duyarlı ürün<br />
kullanımı artarken, mobilya<br />
sektöründe de solvent bazlı<br />
sistemlerden su bazlı ve UV<br />
sistemlere geçiş yaşanmaktadır.<br />
Diğer taraftan dekorasyonun<br />
artan oranda önem kazanması<br />
ve çeşitlenmesine paralel olarak<br />
dekoratif, koruyucu amaçlı ve<br />
yeni teknikler içeren boyalar ön<br />
plana çıkmaktadır
MARKALAR İÇİN 5 ADIMDA<br />
SOSYAL MEDYADA BAŞARI<br />
MAKALE<br />
138<br />
Müşteri hem yasal çerçevede haklara hem de piyasa standardı<br />
çerçevesinde beklentilere sahiptir. Müşterisinin beklentisiyle ters<br />
düşen markalar artık günümüzde sosyal medyada yerden yere<br />
vuruluyor. Peki markalar sosyal medyayı nasıl yönetecekler.<br />
Geçmişte şirketler<br />
müşterilerinin duygu<br />
ve düşüncelerini çeşitli<br />
yöntemler ile öğrenmeye çalışır,<br />
hatta bunun için mağaza ya<br />
da şubelerinde dilek, istek ve<br />
şikayet kutuları koyarlardı.<br />
Bugünler artık geride kaldı.<br />
Şimdi bunun için sosyal medya<br />
var. Yapılan araştırmalar<br />
müşteri ya da tüketicilerin<br />
memnuniyetlerini en az 7,<br />
memnuniyetsizliklerini ise<br />
en az 25 kişiye anlattığını<br />
gösteriyor. Bu erişim ağızdan<br />
ağıza iletişimde. Şimdi sosyal<br />
medya sayesinde bu rakamlar<br />
on binlere hatta yüz binlere<br />
ulaşabiliyor.<br />
Artık herkes duygu ve<br />
düşüncelerini rahatlıkla sosyal<br />
medya aracılığı ile ifade ediyor<br />
ve çok daha geniş kitlelere<br />
ulaşıyor. Üstelik alınan iyi<br />
hizmetten duyulan mutluluğu<br />
ifade etme konusunda<br />
tereddütler yaşanırken, yaşanan<br />
ufak bir memnuniyetsizliği<br />
ifade etmekten neredeyse hiç<br />
çekinilmiyor.<br />
Bu nedenle kurum ve markalar<br />
için sosyal medya günümüzde<br />
ciddi bir bakış açısı ile<br />
yönetilmesi gereken bir alan.<br />
Peki bir markalar sosyal<br />
medyayı nasıl yönetmeli?<br />
İşte size beş altın anahtar:<br />
1- Olumsuz yorumlar<br />
hevesinizi kırmasın: Hiç<br />
bir marka ya da kurum<br />
mükemmel değildir. Her firma<br />
müşterilerinin memnuniyetsiz<br />
olmasına neden olacak hatalar<br />
yapabilir. Söz konusu hata kimi<br />
zaman o markanın müşteri<br />
kaybetmesine neden olurken<br />
yeni müşteri kazanmasına<br />
da engel olabilir. Markalar<br />
hatalarının farkında olmadığı<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
zamanlarda bunu sağlayan<br />
en önemli şey müşterilerden<br />
gelen olumsuz yorumlardır.<br />
Markalar için digital alemde<br />
olumsuz yorum yapmayan<br />
ama müşteri de olmayan<br />
takipçiler yerine müşteri<br />
olup memnuniyetsizliğini<br />
en acımasızca dile getiren<br />
takipçiler daha kıymetlidir. Bu<br />
nedenle olumsuz yorumlar,<br />
markaların eksiklerini,<br />
yanlışlarını ve hatalarını telafi<br />
edip, hizmetlerini ve müşteri<br />
memnuniyetini üst seviyelere<br />
çıkarma imkanı sunan fırsatlar<br />
olarak görülmelidir.<br />
2- Riski gözardı etmeyin:<br />
Her kurum aslında bir kar<br />
merkezidir ve para kazanmak<br />
için kurulurlar. Ama bu<br />
dünyada “Money talks” yani<br />
para konuşur ve parayı veren<br />
düdüğü çalar. Bu nedenle<br />
marka ve müşteri ilişkilerinde<br />
düdük müşterinin elindedir.<br />
Çünkü parayı veren müşteridir.<br />
Müşteri verdiği paraya karşılık,<br />
firmanın taahhüt ettiği bütün<br />
hizmeti eksiksiz ve kusursuz<br />
olarak almak ister. Taahhüt<br />
edilen hizmette meydana gelen<br />
her hangi bir kusurda müşteri<br />
her daim haklıdır. Dolayısıyla<br />
müşterinin sosyal medyada<br />
yaptığı olumsuz bir yorumda,<br />
marka bir engel ile karşı karşıya<br />
olduğunu unutmamalı ve<br />
mutlaka sorunun çözümüne<br />
yönelik gayreti göstermelidir.<br />
3- Çözüm sizin elinizde: Çok<br />
kaliteli, çok iyi hizmet veren,<br />
sevilen, sosyal medyada yüz<br />
binlerce kişi tarafından takip<br />
edilen markalar bile olumsuz<br />
yorumlarla karşılaşabilir. Bazen<br />
gerçekten aldığı ürün ya da<br />
hizmetten memnun olmayan<br />
bazen de rakip firmaların<br />
prestij kaybettirmek için yaptığı<br />
saldırılar olabilir bu olumsuz<br />
yorumlar. Ama yorum nereden<br />
ve hangi nedenle geliyor<br />
olursa olsun sizi sevenlere,<br />
destekleyenlere güvenip, size<br />
sahip çıkmasını, olumsuz<br />
yorum yapan kişiye karşı sizi<br />
savunmasını beklemeyin.<br />
Çünkü çoğu zaman bu<br />
beklentiniz sizi hayal kırıklığına<br />
uğratabilir. Yorumun üzerine<br />
gidin ve sorunu çözün.<br />
3- Hakaret ve alayları<br />
silin: Hakaretin tahammül<br />
ya da kabul edilebilir bir<br />
tarafı olamaz. Gerekçeli ya<br />
da gerekçesiz olarak sosyal<br />
medya hesaplarınızda yapılan<br />
hakaretlere kesinlikle cevap<br />
vermeyin. Bu tarz durumlarda<br />
yapılabilecek şey; ya yorumu<br />
silip, yorum sahibini<br />
engellemek ya da yorumu silip,<br />
yorum sahibine bu yaptığının<br />
bir yasal suç olduğunu ve<br />
tekrarlanmaması gerektiğini<br />
belirtmektir. Aynı şekilde alaycı<br />
ve aşağılayıcı yorumlarda<br />
çoğu zaman gerekçesiz,<br />
sırf küçük düşürme amacı<br />
taşıyan yorumlardır. Mantıklı<br />
gerekçelere dayanmayan,<br />
sırf küçük düşürme amacı<br />
taşıyan, her hangi bir cevabın<br />
yazılması, herhangi bir şeyi<br />
değiştirmeyecek olan yorumları<br />
silin.<br />
4- Hız önemli: İnternetle<br />
birlikte hız kavramı değiştirdi.<br />
Eskiden bir başvurusunun<br />
yanıtını günlerce sorunsuz<br />
bekleyen insanoğlu, artık<br />
internetten gönderilen bir<br />
mesaja hızlıca dönülmesini<br />
istiyor. Dolayısıyla hızlı olan<br />
kazanıyor. Aynı şekilde, bir<br />
müşterinin sosyal medyada<br />
yaptığı olumsuz bir yoruma<br />
en kısa sürede cevap veren<br />
ve çözen firma, müşterinin<br />
yaşadığı memnuniyetsizliğin<br />
giderilmesini çok daha<br />
kolaylaştırır. Tam tersi, yani<br />
müşterinin sosyal medyada<br />
yaptığı olumsuz bir yoruma<br />
ne kadar geç cevap verilip,<br />
çözüm bulunmaya çalışılırsa,<br />
müşterinin duyduğu<br />
memnuniyetsizliğin telafisi o<br />
kadar zor olur.<br />
5- Kurallar kimin umrunda:<br />
Müşteri hem yasal çerçevede<br />
haklara hem de piyasa standardı<br />
çerçevesinde beklentilere<br />
sahiptir. Yasal hak ve piyasa<br />
standardı nedeniyle oluşan<br />
beklentiye ters düşen hizmet<br />
verdiğinizde olumsuz yorum<br />
alırsınız. Özellikle piyasa<br />
standardı nedeniyle oluşan<br />
beklentilere karşılık yasal<br />
kurallardan bahsetmenizin<br />
bir anlamı yoktur. Müşteriler<br />
yasal kurallar ya da sizin kendi<br />
çapınızda koyduğunuz kurallar<br />
ile ilgilenmez. Rakiplerinizden<br />
aldıkları hizmet ile sizden<br />
aldığı hizmeti kıyaslayarak<br />
memnun ya da memnuniyetsiz<br />
olur. Bu tarz durumlarda<br />
müşterinin yaptığı olumsuz<br />
yoruma cevap olarak, hizmetin<br />
iyileştirileceğinin taahhüt<br />
edilmesi yapılabilecek tek<br />
şeydir.<br />
Sosyal medyada<br />
memnuniyetsizliklerini dile<br />
getiren kişilere, arayarak ya<br />
da mail atarak dile getiren<br />
kişilerden çok daha dikkat<br />
edilmesi gereklidir. Çünkü<br />
arayarak ve mail atarak dile<br />
getirilen memnuniyetsizlik<br />
diyaloğu sadece firma ve<br />
müşteri arasında gerçekleşirken,<br />
sosyal medyada ifade edilen<br />
memnuniyetsizlik herkes<br />
tarafından görülme imkanına<br />
sahiptir. Bu nedenle artık<br />
günümüzde markaların sosyal<br />
medya yönetimi konusunda<br />
profesyonel bir ekibe sahip<br />
olması gereklidir.<br />
MAKALE<br />
139
KIDS MARKETING<br />
ÇOCUKLU PAZARLAMA<br />
PAZAROLA<br />
140<br />
Prof. Dr. İsmail Kaya<br />
Çocukla Pazarlama veya<br />
Çocuklara Pazarlama<br />
olarak da adlandırılabilir.<br />
Çocukların oluşturduğu<br />
pazardaki pazarlama çabaları<br />
kadar, çocuklara yönelik<br />
“değer”lerin pazarlanması ve<br />
çocukla doğrudan ilgili olmayan<br />
alan ve konularda çocuk<br />
etkeninin kullanılması gibi<br />
çağrışımlar da söz konusu.<br />
Konunun bir yönü “Bugünün<br />
çocukları, yarının müşterileri”[1]<br />
başlığı altında özetlenebilir.<br />
Çocukların nasıl iknâ edildikleri<br />
ve nasıl bir müşteri oldukları,<br />
büyüklerin satın alma kararına<br />
olan etkilerinin ötesinde,<br />
çocukluk döneminde kendileriyle<br />
kurulacak marka ilişkisinin uzun<br />
vadedeki muhtemel etkileri de<br />
önem taşıyor.<br />
“Bilişsel psikolojiye göre kişiler<br />
alt beyinlerinde inanç ve<br />
değerlerini taşırlar. Bu değerler<br />
ve inançlar, ön yargıları ve<br />
alışkanlıkları besler. Önyargılar<br />
ve alışkanlıklarımız da sonuçta<br />
davranışlarımızı tetikler.<br />
Satınalma ve seçim yapma<br />
davranışlarının altında, inançlar<br />
ve değerler yatmaktadır. Bu<br />
inanç ve değerler 12 yaşına kadar<br />
şekillenir. Ağacın yaşken eğildiği<br />
gerçeği bu psikolojik temele<br />
dayanır. Çocuklara Pazarlama<br />
da bu sebeple önemlidir. Kısa<br />
vadede çocukları birer müşteri<br />
olarak değerlendirerek onlara<br />
hitâben iletişim yapmak bir<br />
yana, onları geleceğin müşterileri<br />
olarak görmek ve uzun vadeli bir<br />
strateji ile markanızı kalplerine<br />
yerleştirmek, asıl pazarlama<br />
yatırımı olacaktır.”<br />
Pek çok anne-baba için çocuğu<br />
çok özeldir. Bazı çocuklar ise<br />
herkes için özeldir. Bazı aileler<br />
çocuklarının herkes için özel<br />
olmasını ister. Her şeyin ufağı<br />
güzeldir ve insan tabiatı bu<br />
kadar câzip bir varlığı daima<br />
kullanmak istemiştir[2]. Bir<br />
ürünü, bir markayı pazarlamak,<br />
hedef kitlesine sevdirmek,<br />
beğendirmek, satın almaya teşvik<br />
etmek, oldukça zor ve uzun bir<br />
süreç olup, başarıya endekslenmiş<br />
yöneticiler hedef kitleleri<br />
etkileyen “çocuk” faktörünü göz<br />
ardı edemiyorlar.<br />
Çocuğun pazarlama<br />
stratejilerinde kullanılma<br />
şekillerinden başlıcaları arasında<br />
şu hususlar yer alıyor:<br />
1. Çocuğun İçinde Olduğu<br />
Pazarlama Stratejileri (çocukla<br />
birlikte)<br />
1.1. Direkt çocuk ürünleri<br />
(çocuk bezleri, bebe Şampuanı,<br />
krem v.s.) Bu ürünler sadece<br />
çocukların kullanımı için<br />
üretilir. Tanıtımlarında çocuk<br />
kullanılır. Çocukları konu (ve<br />
yetişkinleri hedef) alan bazı<br />
reklâmlar: i. Popolin (Hamamda<br />
çocukların Rus Halk Müziği<br />
Kalinka eşliğinde dans etmeleri),<br />
ii. Evy Baby (Erkek çocukların<br />
tuvalet macerası), iii. Molfix<br />
(Bir kız ve bir erkek bebeğin<br />
şarkı söyleyip dans etmeleri)<br />
iv. Can Bebe (Podyumda<br />
bebek manken: Filmde, bir<br />
defile gerçekleşmektedir.<br />
Podyuma, güzel bir manken<br />
çıkar, yanında ise küçük bir kız<br />
vardır. Küçük kızın üstünde<br />
sadece Can Bebe çocuk bezi<br />
vardır. Gazeteciler fotoğraf<br />
çekmeye çalışırlar. Fotoğrafını<br />
çektikleri manken değil, küçük<br />
kız ve Can Bebe çocuk bezidir.<br />
Film, psikologlar başta olmak<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>
üzere, belli kesimlerden tepki<br />
almıştır. Reklâmda, çocuğun<br />
kullanılmasına karşı olan kesim,<br />
bu filmde çocuk cinselliğinin<br />
öne çıkarıldığını ve bunun bir<br />
tür istismar olduğunu iddia<br />
etmişlerdir. Yönetmen Sinan<br />
Çetin’in bu Can Bebe filminde<br />
kızı Tess Sahara Çetin’e rol<br />
vermesi de eleştirilmişti.)<br />
1.2. Çocuk için de olan ürünler<br />
(meyveli yoğurt, sakız, bonbon,<br />
çikolata) Bu ürünlerin pazardaki<br />
hedef kitlesi ağırlıklı olarak<br />
gençler ve çocuklu ailelerdir,<br />
sadece çocuklar değildir. Bu tip<br />
ürünler için farklı pazarlama<br />
stratejileri üzerinde çalışılabilir.<br />
Özellikle görsel medyada bu<br />
tip ürünleri çocukların aktif<br />
televizyon seyrettikleri saatlerde<br />
yayınlamak zaman zaman aileleri<br />
de zor durumda bırakmaktadır.<br />
1.3. Çocuğun “kullanıldığı”<br />
ürünler (ton balığı, makarna,<br />
banka reklâmları, gibi)<br />
Her anne baba için evladı çok<br />
kıymetlidir, onun mutluluğu için<br />
elinden gelen fedakârlığı yapmaya<br />
hazırdır. Bunu çok iyi bilen<br />
reklâmveren, tüketicinin evladına<br />
yönelik bu iyi niyetini kendine bir<br />
fırsat olarak görmektedir.<br />
2. Çocuğu Hedefleyen Pazarlama<br />
Stratejileri<br />
2.1. Çocuğun kullanımına<br />
sunulan ürünler (kırtasiye<br />
malzemeleri, tekstil, çeşitli gıda<br />
maddeleri, oyuncak, bilgisayar)<br />
Ürünler tamamen çocukların<br />
kullanımı için hazırlanmıştır.<br />
Üretici de tabii ki ürününü<br />
çocuk için mümkün olduğunca<br />
albenili bir şekilde pazarlamaya<br />
çalışacaktır.<br />
Çocuklu Pazarlama’da başvurulan<br />
pazarlama uygulamaları özenli<br />
kullanılmadıkları durumda<br />
ailelerin, toplumun ve yasal<br />
organların ciddî tepkilerine sebep<br />
olabilmektedir.<br />
Reklâmların etkisinde kalan<br />
bir çocuk, ailesinin bütçesine<br />
bakmadan ulaşamayacağı bir<br />
ürüne sahip olmak isteyebilir<br />
veya bir anne ailesinin belirli bir<br />
ihtiyacını göz ardı ederek sırf<br />
çocuğunu mahrum etmemek için<br />
elindeki imkânları sonuna kadar<br />
kullanabilir.<br />
Alışveriş merkezlerinde etkileme.<br />
(Özel günlerde çeşitli etkinlikler)<br />
Özel günler öncesi alışveriş<br />
merkezlerindeki çocuklar için<br />
çeşitli etkinlikler anne-babaçocuk<br />
arasında gerginliğe yol<br />
açabiliyor.<br />
Eğitim amacıyla ileriye yönelik<br />
etkileme. Bazı marka, firma ve<br />
kuruluşların belirli bir misyon<br />
için çocukları hedef aldıkları<br />
ve bu uğurda yatırım yaptıkları<br />
da görülüyor. BP’nin ilköğretim<br />
okullarında öğrencilere trafik<br />
eğitimi vermesi, “Yolum da açık<br />
farım da” kampanyası, gibi.<br />
Çocukluğunda beynine yerleşen<br />
marka algısı, çocuk büyüdüğünde<br />
hem kendisini o marka için iyi<br />
bir müşteri yapacak, hem de<br />
çevresindeki büyükleri o markaya<br />
yönlendirmede etkili olacaktır.<br />
Ünlülere özendirme. Çocuklar<br />
şarkı ve müziğe meraklıdırlar,<br />
kolay öğrenirler. Hemen her<br />
çocuk şarkı söylemeyi sever. İşte<br />
bundan faydalanmak isteyen<br />
müzik piyasasında sanatçılar<br />
(Gökhan Özen, Yonca Evcimik<br />
vbg.) çocuklara yönelik şarkılar<br />
söylerler. Bazılarının albümleri<br />
özellikle çocuklar tarafından çok<br />
tutulmaktadır. Bu sanatçılar imaj,<br />
giyim ve tarzlarını çocuklara<br />
göre ayarlarlar. Çocuklar da<br />
sanatçıların giydikleri kıyafetlere<br />
özenirler ve bir sanatçının giydiği<br />
herhangi bir kıyafet çok satar.<br />
Çocukların hayal dünyalarına<br />
girerek etkilemek. Çocuklar<br />
hayal kurmaya, düşlere, masallara<br />
meraklıdırlar. Barbie bebek, Kayıp<br />
Balık Nemo, Örümcek Adam ve<br />
benzeri örneklerde olduğu gibi,<br />
kendileri için tasarlanan marka<br />
dünyalarının çok fazla etkisinde<br />
kalırlar ve hayal ettikleri dünyada<br />
kendilerine yer ararlar. Kız<br />
çocukları yıllardır Barbie bebek<br />
almakta, kollarında Barbie bebek<br />
çantaları taşımakta ve Barbie<br />
bebek ayakkabıları giymektedirler.<br />
Çocukların çevreleriyle ve<br />
dolayısıyla pazarlama dünyasıyla<br />
ilgileri çeşitli araştırmalara konu<br />
olmuştur. Bulgulardan bazılarına<br />
değinelim:<br />
Çocuklar daha 18 aylıkken<br />
markaları tanıyorlar[3]. İki-üç<br />
yaşlarında belli marka isimleri<br />
ile kendi dünyaları arasında<br />
bağlantı kuruyor, marka<br />
çizmeye başlıyorlar. Mesela<br />
Bebeklere Barbie, bilgisayara<br />
Dell diyorlar. Beş yaşındayken<br />
parayı verenler anne babaları<br />
olmakşartıyla kendi alışverişlerini<br />
yapmaya hazır oluyorlar. Yedi<br />
yaşında ise kontrolü tamamen<br />
ele alabiliyorlar. 10 yaşına<br />
geldiklerinde 300–400 markayı<br />
hatırlayabiliyorlar.<br />
Çocuklar tüketim üzerinde<br />
önemli ölçüde etkililer. Satınalma<br />
güçlerinin ilkokuldan sonra<br />
etkili olduğu sanılırdı. Ama<br />
daha yürümeyi bile öğrenmeden<br />
alışveriş ve tüketim tercihleri<br />
üzerinde güçlü etkileri başlıyor.<br />
Ailelerin yüzde 50’si alışverişe<br />
çocuklarıyla birlikte gidiyor.<br />
Özellikle de şehirlerdeki çocuklar<br />
hemen hemen bütün satın alma<br />
kararlarına yüzde elliden daha<br />
yüksek bir oranda etki ediyorlar.<br />
Türkiye’de 0–14 yaş arası için<br />
doğrudan yapılan toplam yıllık<br />
harcama 8 milyar Dolar. 2,5<br />
milyar Dolar eğitime gidiyor,<br />
ardından sırasıyla kıyafet,<br />
gıda, diğer, sağlık ve oyuncak<br />
harcamaları geliyor.<br />
Çocuklar piyasası<br />
pazarlamacıların ilgisini<br />
oldum olası çekmiştir. Ocak<br />
2006 da düzenlenen “0–3 yaş<br />
Bebek Sağlığı Konferansı”nda,<br />
yeni anneler ve anne adayları<br />
hedeflemişti ve bu konferansta<br />
bilgilendirici konuşmaların<br />
yanı sıra pek çok firma değişik<br />
sürprizlerle katılmıştı. Bebeğin<br />
doğumundan hamilelik<br />
süreçlerine, bebek tedavisinden<br />
babanın hamileliğine kadar pek<br />
PAZAROLA<br />
141
PAZAROLA<br />
142<br />
çok konu, eğlenceli deneyimlerle<br />
sunulmuştu.<br />
Çocuklu Pazarlama’da akıllarda<br />
kalan uygulamalardan biri<br />
de Cem Yılmaz’lı Opet<br />
reklâmıdır[4]. Bu kampanya<br />
aynı zamanda, Ortak Pazarlama,<br />
Maskot Pazarlama ve Bütünleşik<br />
Pazarlama iletişimi örnekleri<br />
olarak da dikkat çekmişti.<br />
Reklâmın komikliği, Mayk<br />
rolündeki Cem Yılmaz tiplemesi<br />
ve Mayk’ın Kit’inin GİT adıyla<br />
bir Murat 124 olmasının<br />
ötesinde boyutları vardı.<br />
Reklâmlarda kullanılan Mayk<br />
tiplemesi daha sonra yapılan<br />
“devam reklâmlarında” da başka<br />
hikâyeler üzerinden sürdürüldü,<br />
Çin’le bağlantılı olanında aynı<br />
zamanda Opet kartı ile birlikte<br />
uğurcak olarak Mayk bebekleri<br />
dağıtılıyordu.<br />
Akaryakıt çocuklarla alakalı<br />
bir ürün değil. Monopolistik<br />
sağlayıcıdan ötürü fiyat farklılığı<br />
da yapamıyorsunuz. Dolayısıyla<br />
tüketicinin sizi tercih etmesi için<br />
elinizde birkaç mermi kalıyor.<br />
Bulunurluk, (istasyonunuz ne<br />
kadar işlek caddede ise o kadar<br />
çok müşteri), Kaliteli/güzel yüzlü<br />
hizmet ve promosyon.<br />
Opet promosyonunda verilen<br />
oyuncak, hedef kitle ile hiç alakalı<br />
değil. Koca koca adamlar ne<br />
yapsın oyuncağı? Onlar kontör<br />
ister, bir bedeli olan şeyler ister.<br />
Ama gerçek dünya böyle değil.<br />
Evde ağalayan ve “ben o arabayı<br />
istiyorum” diyen çocuğunuza,<br />
Toys’R Us’tan alacağınız 150<br />
TL’lik uzaktan kumandalı bir<br />
araba bile, Opet’lerde verilen ve<br />
muhtemelen maliyeti 1,5 TL’nin<br />
altındaki o uğurcağın yerini<br />
tutmaz.<br />
“Marketing to Kids” (2006)<br />
Konferansı’nın konuşmacısı<br />
Dr. Daniel S. Acuff ’ın sözlerini<br />
Murat Buyurgan kendi bloğunda<br />
konferanstan canlı yayın yaparak<br />
aktarıyordu[5]: “Çocuk ilk<br />
tanıştığı bir markayı, örneğin<br />
ruj gibi bir ürünü kolay kolay<br />
bırakamıyor. Ama teknolojik<br />
ürünlerde kimde en iyisi varsa<br />
onu alıyor. Yani ürün kategorisine<br />
göre marka sadakati değişiklik arz<br />
ediyor.<br />
Çocuklar 7–8 yaşlarına gelene<br />
kadar geçmişle ve gelecekle fazla<br />
ilgilenmiyor. Ancak dinozorlar<br />
hariç. 8 yaşından sonra gelecekle<br />
ilgilenmeye başlıyor. Ama<br />
geçmiş fazla ilgilerini çekmiyor.<br />
Erkek çocuklar her zaman erkek<br />
kahramanlar istiyor. Kadın<br />
kahramanlar istemiyorlar. Ama<br />
kız çocuklar her iki kahramanı da<br />
tutabiliyorlar.”<br />
“McNeal[6], çocukların gelişim<br />
süreçlerinde beş evreden<br />
geçtiklerini söylüyor; Gözlem,<br />
Talepte bulunma, Seçim yapma,<br />
Yardımlı Alışveriş ve Bağımsız<br />
Alışveriş. Tüm bu işlevler<br />
çocuğun geçeceği üç sosyalleşme<br />
evresi içinde gerçekleşiyor;<br />
Algısal dönem, Analitik dönem<br />
ve Düşünsel dönem[7]. Algısal<br />
dönem (3–7 yaş arası) ismini,<br />
çocuğun bu dönemde soyut ve<br />
sembolik düşünce yerine, algısal<br />
olarak davranması nedeniyle<br />
almıştır. Analitik dönem<br />
(7–11 yaş arası) ise, çocuğun bu<br />
dönemde olaylara daha detaylı<br />
ve analitik yaklaşımının artması<br />
nedeniyle bu ismi almıştır. Son<br />
olarak düşünsel dönem (11–16<br />
yaş arası) ise, çocuğun tüketimin<br />
karmaşık yapısını ve anlamını<br />
kavraması sebebiyle bu isimle<br />
anılmaktadır.<br />
İnsan, neslinin daha kaliteli<br />
biçimde devamını kimi zaman<br />
kendi hayatının kalitesine bile<br />
tercih edebiliyor. Çocuğuna<br />
kendinden daha fazla değer<br />
veriyor. O yüzden olacak,<br />
sorumlu bir ebeveyn olmak,<br />
çocuk yetiştirmek konusunda<br />
kendisine çok sayıda ve ne yazık<br />
ki, birbiriyle zıt bile olabilen çok<br />
çeşitli önerilerde bulunuluyor;<br />
bu alanda çelişen teori, iddia ve<br />
araştırma sonucuyla karşılaşılıyor.<br />
Çocuk yetiştirmeyle ilgili genel<br />
kanılar neredeyse saat başı<br />
değişiyor. Emzirmek, mamayla<br />
beslemek, yüzüstü yatırmak, ciğer<br />
yedirmek vb. konularda uzmanlar<br />
da öneriler de çeşitleniyor, hattâ<br />
bazen söz sahibi uzmanlar<br />
aniden hep beraber eski kanının<br />
yanlış olduğuna ve yeni kanının,<br />
en azından bir süreliğine,<br />
su götürmez biçimde doğru<br />
olduğuna karar verebiliyorlar.”[8]<br />
Bütün bunlar, anne-babaların<br />
kafalarını daha fazla karıştırıyor.<br />
Pazarlamacılar, anne-babalara<br />
bu konularda da gerçekleri<br />
göstermek gibi ayrı bir<br />
yükümlülük daha taşıyorlar.<br />
[1] Alper Akcan, http://<br />
marketingma.blogspot.com/-<br />
2006/10/bugnn-ocuklar-yarnnmterileri.html<br />
[2] Hülya Arıkök, “Pazarlama<br />
stratejileri ve çocuk”, Toyuncak, Yıl<br />
1, Sayı 1, Ocak 2006.<br />
[3] Nora Romi, Hürriyet,<br />
21.01.2006, http://www.-hurriyet.<br />
com.tr/yazarlar/3820801.<br />
asp?yazarid=89&gid=61<br />
[4] Alper Akcan, “Çocuklara<br />
Pazarlama,” http://-marketingma.<br />
blogspot.com/ 09.01. 2006.<br />
[5] Murat Buyurgan, http://www.<br />
muratbuyurgan.-com/2006/09/21/<br />
musteri-olarak-cocuklar-canliyayin<br />
[6] McNeal, James, Herndon, Neil<br />
C, Yeh, Chyon-Hwa, “A study of<br />
children’s consumer socialization<br />
in Hong Kong over a five-year<br />
period: Income, spending and<br />
saving”, Asia Pacific Journal of<br />
Marketing and Logistics; 1998; 10;<br />
3; s:18’den aktaran Zeynep Özata,<br />
http://zeynepozata.word-press.<br />
com/2006/10/15<br />
[7] Valkenburg, Patti M, Cantor,<br />
Joanne, “The development of a<br />
child into a consumer”, Applied<br />
Developmental Psychology; 2001;<br />
22; 61-72’den aktaran Zeynep<br />
Özata, http://zeynepozata.wordpress.com/2006/10/15<br />
[8] Seteven D. Levitt, Stephen J.<br />
Dubner, Görünmeyen Ekonomi<br />
–Dünya Gerçekte Nasıl İşliyor?<br />
(Orijinal adı, Freakonomics),<br />
Boyner Yayınları, İstanbul, 2006,<br />
s.141.<br />
• <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>