Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ZİYARETLEŞME<br />
ADABI<br />
Yazar<br />
Ebu SÜMEYYE
بسم الله الرحمن الرحيم<br />
HUTBETU’L HACE<br />
إِنَّ الْحَمْدَ لِلَّهِ نَحْمَدُهُ وَنَسْتَعِينُهُ<br />
وَنَسْتَغْفِرُهُ وَنَعُوذُ بِاللَّهِ مِنْ شُُورِ<br />
أَنْفُسِ ناَ وَمِنْ سَ يِّئاَتِ أَعْمَ لِناَ، مَنْ يَهْدِ هِ<br />
اللَّهُ فَالَ مُضِ لَّ لَهُ وَمَنْ يُضْ لِلْ فَالَ هاَدِيَ<br />
لَهُ وَأَشْهَدُ أَنْ الَ إِلَهَ إِالَّ اللَّهُ وَحْدَهُ الَ<br />
شَ ِيكَ لَهُ، وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ<br />
وَرَسُ ولُهُ<br />
« ياَ أَيُّهاَ الَّذِ ينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ حَقَّ<br />
تُقاَتِهِ وَالَ تَ ُوتُنَّ إِالَّ وَأَنْتُمْ مُسْ لِمُونَ »
« ياَأَيُّهاَ الناَّسُ اتَّقُوا رَبَّكُمُ الَّذِ ي<br />
خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ واَحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهاَ<br />
زَوْجَهاَ وَبَثَّ مِنْهُمَ رِجاَالً كَثِرياً وَنِساَءً<br />
وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِ ي تَساَءَلُونَ بِهِ وَاألَرْحاَمَ<br />
إِنَّ اللَّهَ كاَنَ عَلَيْكُمْ رَقِيباً »<br />
« ياَأَيُّهاَ الَّذِ ينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَقُولُوا<br />
قَوْالً سَ دِ يداً يُصْلِحْ لَكُمْ أَعْمَلَكُمْ<br />
وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَمَنْ يُطِعِ اللَّهَ<br />
وَرَسُ ولَهُ فَقَدْ فاَزَ فَوْزاً عَظِ يمًً »<br />
أَمَّا بَعْدُ: فَإِنَّ أَصْدَقَ الْحَدِيثِ كِتَابُ<br />
اللَّهِ وَخَريْ َ الْهَدْيِ هَدْيُ مُحَمَّدٍ )صيل
الله عليه وسلم( وَشَ َّ األُمُورِ مُحْدَثَاتُهَا<br />
وَكُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٍ وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَ الَلَةٍ<br />
وَكُلَّ ضَ الَلَةٍ فِ النَّارٍ<br />
“Muhakkak ki bütün hamdler Allah’adır.<br />
O’na hamd eder, O’ndan yardım ister ve<br />
mağfiret taleb ederiz. Nefislerimizin ve kötü<br />
amellerimizin şerrinden de O’na sığınırız.<br />
Allah kime hidayet ederse onu hiç kimse<br />
sapıttıramaz, kimi de sapıttırırsa ona hiç<br />
kimse hidayet veremez.<br />
Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah<br />
yoktur ve onun ortağı (şeriki) da yoktur. Ve<br />
yine şehadet ederim ki, Muhammed (sallallahu<br />
aleyhi ve sellem) O’nun kulu ve Rasûlüdür.”<br />
“Ey iman edenler! Allah’tan, O’na yaraşır<br />
şekilde korkun ve ancak Müslümanlar<br />
olarak can verin.” (Âl-i İmrân 102)<br />
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve
ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler<br />
ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden<br />
sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte<br />
bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık haklarına<br />
riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah,<br />
sizin üzerinize gözetleyicidir.” (Nisâ 1)<br />
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru<br />
söz söyleyin. Ki, Allah (azze ve celle) işlerinizi<br />
düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim<br />
Allah (azze ve celle) ve Rasûlü’ne itaat ederse<br />
büyük bir kurtuluşa ermiş olur.” (Ahzâb 70,71)<br />
Bundan sonra:<br />
Muhakkak ki sözlerin en doğrusu Allah’ın<br />
kelamı,yolların en hayırlısı da Muhammedin<br />
yoludur. Amellerin en kötüsü ise sonradan<br />
uydurulanlardır. Sonradan uydurulup dine<br />
sokulan her amel bid’at.her bid’at sapıklık ve<br />
her sapıklık da ateştedir.
MUKADDİME<br />
Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a, salât<br />
ve selam Mücahitlerin komutanı efendimiz<br />
Rasûlullah’a, temiz ehline, ashabı kiramına<br />
ve onun yolundan giden her mü’mine olsun.<br />
Bu satırların hayatının her anını kullukla<br />
geçiren, her tavır ve eyleminde Allah rızası<br />
arayan Müslüman kardeşlerimize faydalı<br />
olmasını yüce Rabbimizden talep ediyorum.<br />
Ey nefislerini ve aile efradını yakıtı insanlar<br />
ve taşlar olan cehennem ateşinden korumakla<br />
mükellef olan kardeşim!<br />
Ey Allah’a iman etmiş, rızasına ve cennetine<br />
talip olmuş, Rasûlü’ne tabi olmuş;<br />
Hanne, Meryem, Asiye, Hatice, Aişe ve Fatımalar’ı<br />
(Allah hepsinden razı olsun) kendine örnek<br />
edinmiş mü’mine bacım! Bu sayılan annelerimiz<br />
tevhid nuru ile nurlanıp, Allah’ın razı<br />
olacağı şekilde yaşadılar, Allah’ın rızasına ve<br />
övgüsüne ulaştılar. Sen de Allah’ın rızasına<br />
ulaşmak istemez misin? Ulaşmak istiyorsan<br />
bu satırları oku ve anlatılanla amel et.
Biz Müslümanlar imtihan dünyasında yaşamaktayız.<br />
Yaptıklarımızdan hesaba çekileceğiz.<br />
Sürekli işlediğimiz amellerimiz arasında<br />
ziyaretleşme eylemi bulunmaktadır.<br />
Bu ziyaretlerimiz meşru ve meşru olmayan<br />
ziyaretler olarak ikiye ayrılır.<br />
Meşru ziyaretler: Sılai Rahim olan ana<br />
baba ve yakın akraba1 ziyareti, davete icabet<br />
etme, hasta ziyareti, baş sağlığı dileme,<br />
tebliğ amaçlı ve Müslüman kardeşlerimizin<br />
hal hatırını sorma ziyaretleri olabilir.<br />
Gayri meşru ziyaretler: Haramların işlendiği,<br />
ahlakın bozulduğu ve dinimize zarar<br />
getirici bidat ehlinin veya kafir facir ve fasıkların<br />
ziyaretleri gibi olabilir.<br />
<strong>Ziyaretleşme</strong>lerimiz İslam adabı üzere<br />
olursa ibadete dönüşür. Nefislerimizin arzuları<br />
dâhilinde olursa kıyamet gününde<br />
pişmanlık sebebi olacaktır. Gelin bu amelimizi<br />
pişmanlık sebebi değil de ibadete dönüştürelim.<br />
Nasıl mı? İşte Cevabı:<br />
1. Sılai Rahim akrabaları kâfir olurlarsa, onların ziyaret<br />
ahkamı ayrı bir risalede inşaallah anlatılacaktır.
EVDEN ÇIKMADAN ÖNCE<br />
1- Bu ziyaretin, dünyalık bir şeyden dolayı<br />
veya sıkıntı giderme veya vakit geçirme<br />
veya başkalarını çekiştirip onlarla ilgili yeni<br />
malûmatlar alma şeklinde değil, tamamıyla<br />
Allah (azze ve celle) rızası için olmalıdır. Bu konuda<br />
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle<br />
buyurmaktadır:<br />
“Adamın biri başka bir köyde bulunan kardeşini<br />
ziyaret etti. Allah-u Teâlâ yoluna bir<br />
melek dikti. Yanına varınca Melek dedi ki:<br />
‘Nereye gitmek istiyorsun?’ Dedi ki: ‘Şu köyde<br />
olan bir kardeşimi ziyaret etmek istiyorum.’<br />
Dedi ki: ‘Onun yanında sana ait bakman<br />
gereken bir şey (dünyalık) var mı?’ Dedi<br />
ki: ‘Hayır, ben onu Allah (azze ve celle) için severim.’<br />
Bunun üzerine melek, “Sen onu nasıl<br />
seviyorsan Allah da seni öylece seviyor. Ben,<br />
bu müjdeyi vermek için Allah Teâlâ’nın sana<br />
gönderdiği elçisiyim” dedi.” (Müslim)<br />
2- Ziyaret ettiğin kimselerin hayırlı, takva<br />
ehli ve Allah’ı hatırlatanlardan olmaları-
na özen göster. Çünkü insan, etkilenen bir<br />
varlıktır. Kişi kiminle haşir neşir olursa onun<br />
ahlakından etkilenir. Bu konuda Rasûlullah<br />
(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:<br />
“İyi arkadaş ile kötü arkadaşın misali,<br />
misk taşıyan ile körük üfleyen gibidir. Misk<br />
taşıyan ya sana hediye eder veya sana satar<br />
veya ondan güzel koku gelir. Körük üfleyen<br />
ya elbiselerini yakar ya da ondan kötü koku<br />
gelir.” (Muttefâkun aleyh)<br />
3- Kadın kocasından, çocuklar ise baba<br />
veya annelerinden izin almalıdırlar. Bu konuda<br />
İslam Şeyhi İbn-i Teymiyye (rahimehullah)<br />
der ki:<br />
“Kadının, kocasının iznini almadan evinden<br />
çıkması caiz değildir. İzinsiz çıkacak<br />
olursa Allah’a ve Rasûlü’ne isyan etmiş olur.”<br />
Kocaya itaat etmek kadın için bir düşüklük<br />
veya kocanın zorbalığı değil, Allah’a itaattir.<br />
Yani ibadettir. Allah-u Teâlâ kadını bununla<br />
mükellef kılmıştır. Kocalarının rızalarını almayan<br />
kadınlar ahirette perişan olacaklardır.<br />
10
4- Münasip bir vakit ve günün seçilmesi.<br />
Mesela sabah erken vakitte, öğle kaylule<br />
vaktinde ve akşam geç saatlerde yapılan ziyaretler<br />
pek münasip değildir. Haftanın bazı<br />
günlerinde münasip olmayan gün olabilir.<br />
Mesela temizlik ve iş günü gibi. Eşleri seferden<br />
dönmüş veya sefere çıkacak kimseleri<br />
o anlarda ziyaret etmek, yine doğru değildir.<br />
Bu hallere riayet edilmelidir.<br />
5- Ziyaret için daha öncesinden haberleşme<br />
imkânı olursa daha iyi olur. Çünkü ani<br />
ziyaretlerde bazen ev sahibi için sıkıntı olabilir.<br />
Özellikle ev dağınık olduğu zaman.<br />
6- Kadınların giyinecekleri elbiseler kibir,<br />
gösteriş ve ihtişamına yakışmayan elbiseler<br />
olmamalıdır. Mesela avreti gösterecek ince,<br />
dar ve kısa elbiselerden uzak durmalıdır. Bu<br />
tip elbiseler, küfür âleminden sirayet etmiştir.<br />
Bu tür elbiseleri giyinmek haramdır. Peygamberimiz<br />
(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:<br />
ZİYARETLEŞME ADABI<br />
11
“İki sınıf insan cehennemliktir. Onları henüz<br />
görmedim. Birincisi ellerinde inek kuyrukları<br />
gibi kırbaç olup insanlara vuranlardır.<br />
İkincisi; Hem giyinip hem çıplak, yürürken<br />
meylederek ve kendine meylettirerek<br />
yürüyen, kafalarını deve hörgücü gibi bağlamış<br />
kadınlar. Bunlar cennete girmeyecek ve<br />
cennetin kokusunu bile almayacaklar. Hâlbuki<br />
onun kokusu şu kadar mesafeden duyulur.”<br />
(Müslim)<br />
Pantolon giyinme konusu: Sahih görüşe<br />
göre, kadının özellikle dar olan pantolonu<br />
gerek kadınların yanında gerekse mahrem<br />
akrabasının yanında giyinmesi caiz değildir.<br />
Sebebi:<br />
• Erkeklere benzeme ve küfür âleminden<br />
gelme sebebidir. Batıda kâfir kadınlar bu tür<br />
pantolonları giyinirler. Peygamberimiz (sallallahu<br />
aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:<br />
“Kim bir kavme benzerse, onlardan olur”<br />
(Ahmed, Ebu Davud)<br />
12
Diğer hadisinde şöyle geçer:<br />
“Rasûlullah, (sallallahu aleyhi ve sellem) kendilerini<br />
kadınlara benzeten erkekleri ve kendilerini<br />
erkeklere benzeten kadınları lanetlemiştir.”<br />
(Taberani)<br />
• Kadının avretini şekillendirdiği için fesada<br />
yol açar. Fesada yol açan şeyler İslam’da<br />
haram kılınmıştır.<br />
Ancak bu tür pantolonu ayakları görünmesin<br />
diye etek altında giyinirse bu durum<br />
müstesnadır.<br />
Müslüman bacılar kendilerine Avrupalı kâfir<br />
kadınları ve moda altında çıkardıkları rezalet<br />
kıyafetleri değil; güzide, temiz Peygamber<br />
eşlerini ve sahabe hanımlarını örnek edinmelidirler.<br />
Bizler, müşriklere muhalefet ettikçe<br />
Allah’a yaklaşırız. Bacılar hayâ elbisesini<br />
çıkarmamalılardır. Hayâ, kadının değeri<br />
ve güzelliğidir. Peygamber Efendimiz (sallallahu<br />
aleyhi ve sellem) genç kızlardan bile daha çok<br />
hayâlı imiş. Çünkü hayâ, hayır getirir. Efendimiz<br />
(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:<br />
ZİYARETLEŞME ADABI<br />
13
“Hayâ, imanın bir şubesidir.” (Müslim)<br />
7- Kadın evden çıkarken güzel koku sürünmemelidir.<br />
Peygamberimiz (sallallahu aleyhi<br />
ve sellem) şöyle buyurur:<br />
“Herhangi bir kadın güzel koku sürünerek<br />
dışarı çıkarsa, kokusunu alacakları erkeklerin<br />
yanından geçerse o kadın zina etmiş sayılır.”<br />
(Nesâi)<br />
8- Kadın dışarı çıkarken şeriata uygun hicap<br />
giyinmelidir. Bunu giyinirken adet olsun<br />
diye değil, bu Allah’ın emridir bilinciyle giyinirse<br />
ibadet olur. Örtü, kadının değerini, iffetini<br />
ve dinini koruyan bir kalkandır. Örtünün<br />
şartları vardır:<br />
• Tepeden tırnağa kadar bütün bedeni<br />
örtmesi gerekir.<br />
• Vücudu ve altındaki elbiseyi gösterecek<br />
kadar ince değil, kalın olması gerekir.<br />
• Erkeklerin bakışlarını çekecek renkli,<br />
nakışlı ve süslü olmamalıdır.<br />
• Vücut hatlarını belli edecek şekilde dar<br />
olmamalıdır.<br />
14
Günümüzde bazı bölgelerde giyilen dar,<br />
kısa, renkli ve cezbedici pardesüler örtü sayılmaz.<br />
Âlimlerin çoğunluğuna göre ve kuvvetli<br />
görüş olması sebebiyle yüzü ve elleri örtmek<br />
farzdır. Özellikle gözünde sürme ve ellerinde<br />
kına ve altın takılar olunca, bu farzlık<br />
daha çok kesinleşir. Çünkü kadının güzelliği<br />
yüzünde toplanmıştır. Erkekler için fitne sebebidir.<br />
Ayaklar avretten sayılır; örtülmesi<br />
farzdır.<br />
Kadınların dikkat etmeleri gereken bir<br />
husus da şudur: Dışarı çıkarken renkli ve<br />
ince çorap giyinmemeleri gerekir. Maalesef<br />
bazı kadınlar siyah bol bir örtü giyinirken<br />
şeytana bir pay bırakırlar. Ya renkli, cezbedici<br />
veya ince çorap giyinirler. Ya gözlerini cazip<br />
kılacak şekilde açarlar. Ya renkli, cazip ve<br />
nakışlı çanta ve ayakkabı giyinirler. Ya da ses<br />
çıkaracak topuklu ayakkabı giyinirler.<br />
Her amelimizi sadece Allah (azze ve celle)<br />
rızası için yapmalıyız. Kadınlar kocalarına<br />
ZİYARETLEŞME ADABI<br />
15
süslenmelidirler. Kocalarının iffetlerini korurlarsa,<br />
onlar için ibadet olur. Maalesef birçok<br />
kadın kocasına süslenme konusunda<br />
ihmalkâr davranırken, misafirliğe giderken<br />
süslenmeyi haddinden fazla yaparlar.<br />
Dikkat edilmesi gereken başka bir husus<br />
da şudur: Bazı kimseler yetişkin ve cazip<br />
hale ulaşmış küçük kızlarını şeriata göre<br />
örtmemektedirler. Veya örterken renkli, cazip<br />
ve dar elbiseler giydirmektedirler. Kızları<br />
süslemek veya onların süslenmelerine izin<br />
vermek doğru değildir.<br />
Çocukların kıyafetlerinden anneler ve babalar<br />
sorumludur. Özellikle bir baba, gerek<br />
hanımının ve gerekse kızlarının dışarı çıkma<br />
kıyafetlerini kontrol etmeli ve şeriata muhalif<br />
şeylere izin vermemelidir.<br />
9- Evden çıkmadan önce sünnet olan duayı<br />
okumalıdır.<br />
بِسْ مِ اللَّهِ تَوَكَّلْتُ عَلَ اللَّهِ الَ حَوْلَ وَالَ<br />
قُوَّةَ إِالَّ بِاللَّهِ<br />
16
“Allah’ın adıyla, Allah’a tevekkül ettim. Güç<br />
ve kuvvet ancak Allah (azze ve celle) iledir.” (Ebu<br />
Davud)<br />
اَللَّهُمَّ إِنِّ أَعُوذُ بِكَ أَنْ أَضِ لَّ أَوْ أُضَ لَّ أَوْ<br />
أَزِلَّ أَوْ أُزَلَّ أَوْ أَظْلِمَ أَوْ أُظْلَمَ أَوْ أَجْهَلَ<br />
أَوْ يُجْهَلَ عَيلَ َّ<br />
“Allah’ım! Sapıklığa düşmekten veya düşürülmekten,<br />
ayağımın kaymasından veya<br />
kaydırılmasından, zulmetmekten veya zulme<br />
uğramaktan, cehalete düşmekten veya<br />
cahil bırakılmaktan sana sığınırım.” (Tirmizî)<br />
10- Kadın, kendisine yabancı sayılan erkekle<br />
tek başına arabaya binmemelidir.<br />
ZİYARETLEŞME ADABI<br />
17
ZİYARET EDECEĞİ YERE<br />
ULAŞINCA<br />
1- Gideceği eve ulaşınca kapıyı veya zili<br />
rahatsızlık vermemek için hafif bir şekilde<br />
çalmalıdır. “Kadın’ın biri, İmam Ahmed’in<br />
(rahimehullah) evine gitmiş, kapıyı sert vurunca<br />
İmam Ahmed dışarı çıkarken rahatsız olmuş<br />
ve “Bu, polislerin kapı vuruşuna benziyor!”<br />
demiş.”<br />
“Kim o?” denilirse “Benim” demek doğru<br />
değil, “Ben falan veya falanın annesi” demek<br />
gerekir. “Benim” demeyi Peygamberimiz<br />
(sallallahu aleyhi ve sellem) hoş görmemiştir.<br />
Kapının karşısında değil, sağını veya solunu<br />
kapıya çevirerek kapının yanında durmalıdır.<br />
İzin verilmeden içeri girmemek gerekir.<br />
Eğer, “müsait değiliz” denirse hiç darılmadan,<br />
gücenmeden karşı tarafın özrünü kabul<br />
ederek geri dönmeliyiz. Bu konuda Rabbimiz<br />
(azze ve celle) şöyle buyurur:<br />
18
“Size izin verilinceye kadar oraya girmeyin.Eğer<br />
size, “Geri dönün!” denilirse, hemen<br />
dönün. Çünkü bu, sizin için daha nezih bir<br />
davranıştır.” (Nur 28)<br />
Kapı deliğinden içeri bakmamalı, bakmak<br />
isteyen çocuklarımızı engellemeliyiz.<br />
2- İçeri girerken evin halkına selam vermeliyiz.<br />
Rabbimiz (azze ve celle) şöyle buyurur:<br />
“Ev halkına selâm vermedikçe girmeyin.”<br />
(Nur 27)<br />
İçeri girerken gösterilen yere oturmalıyız.<br />
3- Ev sahibi sevincini göstermeli, güler<br />
yüzle ve tatlı sözle misafirini karşılamalıdır.<br />
Peygamberimize (sallallahu aleyhi ve sellem) ziyaretçi<br />
gitti zaman onları güzel karşılar ve<br />
“Gelen kavme merhaba!” dermiş. Kızı Fatıma<br />
(radıyallahu anhuma) ziyaret edince, “Kızıma<br />
merhaba” dermiş.<br />
4- Ziyaret edilen kişi misafirine iyi davranmalı,<br />
elindeki imkânına göre ikramda<br />
bulunmalıdır. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sel-<br />
ZİYARETLEŞME ADABI<br />
19
lem) şöyle buyurur:<br />
“Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa<br />
misafirine ikramda bulunsun.” (Buharî)<br />
Misafire ikramda bulunmak ibadettir; ancak<br />
bu ibadetimizi bozacak israf ve gösteriş<br />
gibi unsurlardan uzak durmalıyız. Maalesef<br />
bazı ikramlar gayesini aşmış, değişik yemek<br />
yapma ve servis maharetlerini sergileme<br />
üzere kurulmuştur ki bu Müslümana<br />
yakışan bir durum değildir.<br />
ZİYARET EVİNDE<br />
1- Oturulan evde sadece üç kişi varsa, ikisi<br />
birbiriyle konuşup veya fısıldaşıp, biri kenarda<br />
olmamalıdır. Efendimiz (sallallahu aleyhi<br />
ve sellem) şöyle buyurur:<br />
“İnsanlara karışmadığınız sürece üç kişi<br />
olduğunuzda iki kişi, birini bırakıp gizli konuşmasınlar.<br />
Çünkü bu, onu üzer.” (Müslim)<br />
Bu konunun içine, kâğıda yazıp uzatma<br />
veya üçüncünün anlamayacağı başka bir<br />
dille konuşma da girer.<br />
20
2- Biri bir ihtiyacı için kalkınca başkası<br />
onun yerine oturmamalıdır. Geri döndüğünde<br />
hadiste geçtiği gibi, yerine oturmasında<br />
öncelik sahibidir.<br />
3- Ev sahibi ikramda bulunurken, misafir;<br />
yeme ve içmenin cinsi ne olursa olsun<br />
bu durumu güler yüzle karşılamalı, yemeği<br />
ayıplamamalı, az da olsa çok görmeli ve<br />
yemek konusunda israfa girilmemesi konusunda<br />
nasihat etmelidir.<br />
Misafirliğe giderken hediye götürülüyorsa<br />
hediyenin arasında kişiye fayda verecek<br />
kitap, CD gibi şeyler olursa çok güzel olur.<br />
Aynı şekilde ev sahibinin masa veya sehpa<br />
üzerine Kur’an, kitap, dergi gibi bir şey bırakmasında<br />
fayda vardır.<br />
Örneğin, ev sahibi kahve yapmak için<br />
mutfağa girdiğinde misafiri boş durmaktansa,<br />
eline Kur’an veya kitap alır ve okur;<br />
böylece ona faydası olur.<br />
“Hayra delalet eden, (onu) işlemiş gibi<br />
olur” (Ebu Davud) hadisince hayırlara sebep<br />
ZİYARETLEŞME ADABI<br />
21
olan kişi hayır işlendikçe ona sevap yazılır.<br />
4- Misafirlikte, müfettişlerin sağa sola<br />
baktıkları gibi değil, gözümüz önümüzde<br />
ve zaruret olan yerlere bakmalıyız. Kapı açılırken<br />
kapıdan içeri bakmak doğru değildir.<br />
Kapalı olan poşet, çekmece, buzdolabı, dolap<br />
ve bilgisayar gibi şeyleri açıp bakmak<br />
doğru olmaz; ancak ev sahibinin izniyle olabilir.<br />
Ev sahibi güvenip kapısını sana açtıysa,<br />
eşyalarında da ona güven vermelisin.<br />
5- Çocuklarımıza sahip çıkmalı, bir şeyleri<br />
kırıp dökmelerine izin vermemeliyiz. Konuşmaya<br />
dalıp çocukları ihmal etmemeliyiz.<br />
Kırıp döktükleri şeyleri toparlayıp temizlemeli,<br />
ev sahibine yük olmamalıyız. Birçok<br />
kişi, bazı kimselerin ziyaret etmelerini istemezler.<br />
Sebebi ise, çocuklara sahip çıkılmamasından<br />
veya misafirler gittikten sonra evin<br />
harp meydanına dönüşmesinden kaynaklandığı<br />
için.<br />
22
KONUŞMA ADABI<br />
1- Fazla soru sormamalı, özel hayata<br />
ve anlatmasını istemediği şeylere girilmemelidir.<br />
Kısacası, kendisine fayda vermeyen<br />
veya kendisini ilgilendirmeyen konulara<br />
girip de o konuda soru sormamalıdır. Peygamber<br />
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu<br />
konuda şöyle buyurur:<br />
“Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri<br />
terk etmesi, İslamın’ın güzelliğindendir.” (Tirmizî)<br />
2- Mecliste konuşulan sırları korumak<br />
gerekir. Bu konuda Peygamber Efendimiz<br />
(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:<br />
“Eğer kişi bir şey konuşur sonra iltifat<br />
ederse, o emanettir.” (Ebu Davud)<br />
Burada kişinin iltifat etmesindeki kasıt,<br />
birileri duymasın diye sağına ve soluna bakıyorsa<br />
karşı tarafa sır veriyor, anlamına gelir.<br />
Müslümanların sırlarını korumak, emaneti<br />
korumak gibidir. Emanete ihanet et-<br />
ZİYARETLEŞME ADABI<br />
23
mek münafıkların alametlerindendir. Bazen<br />
Müslümanların sırları çok önemli olabilir.<br />
Özellikle mücahidlerin sırlarını ifşa etmek,<br />
birçok kişinin ölümüne veya tutuklanmasına<br />
veya birçok önemli amellerin yapılmamasına<br />
sebep olabilmektedir.<br />
Ebu Lubabe, Peygamber Efendimiz’in (sallallahu<br />
aleyhi ve sellem) sırrını Yahudilere, elini boğazına<br />
işaret ederek açıklaması sebebiyle<br />
yaptığına çok pişman olmuş, kendini mescidin<br />
sütunlarına bağlamış ve “Peygamberimiz<br />
beni çözmediği müddetçe kendimi çözmeyeceğim”<br />
demiş, bu hâl üzere altı gün<br />
kalmış, sonra tevbesi kabul edilmiş ve Peygamber<br />
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) tarafından<br />
elleri çözülmüştür.<br />
3- Çok şaka yapmaktan ve güldürmekten<br />
sakınmak gerekir. Çünkü şakanın aşırısı<br />
ve ağır olanı karşı tarafın onurunu zedeler,<br />
kalbini kırar ve nefislerin kinlenmesine yol<br />
açar. Yalan karıştırılan şakadan sakınmak<br />
gerekir. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)<br />
şöyle buyurur:<br />
24
“Milleti güldürmek için yalan söyleyene<br />
yazıklar olsun. Ona yazıklar olsun, ona yazıklar<br />
olsun.” (Taberani)<br />
4- Münakaşa ve tartışmadan uzak durulmalıdır.<br />
Hele hele ilmimizin olmadığı ve<br />
boyumuzu aşan meselelerde kesinlikle konuşmamamız<br />
gerekir.<br />
Çünkü ilimsizce Allah’ın dininde konuşmanın<br />
çok büyük vebali vardır. Peygamberimiz<br />
(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:<br />
“Haklı dahi olsa tartışmayı bırakan kimseye<br />
cennetin etrafında, şaka dahi olsa yalanı<br />
terk edene cennetin ortasında, ahlakını<br />
güzelleştirene cennetin en yüksek yerinde ev<br />
verilmesine kefilim.” (Ebu Davud)<br />
5- Ziyaret ortamında yaşlı veya faziletli<br />
kimse varsa, ona fiilî ve sözlü olarak saygı<br />
göstermek gerekir. Peygamberimiz (sallallahu<br />
aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:<br />
“Büyüğümüze saygı, küçüğümüze şefkat<br />
etmeyen ve âlimimizin hakkını bilmeyen<br />
kimse bizden değildir.” (Taberani)<br />
ZİYARETLEŞME ADABI<br />
25
Peygamber Efendimize (sallallahu aleyhi ve<br />
sellem) iki kardeş geldi. Bir sorun ile karşılaşmışlardı.<br />
Küçük olan konuşmak isteyince<br />
Peygamberimiz, “Büyüğüne, büyüğüne!”<br />
dedi. (Müttefâkun aleyh) Yani sözü büyüğüne bırak,<br />
o anlatsın, buyurdu...<br />
6- Hazır olanlardan biri sana bildiğin bir<br />
şeyi anlatırsa sözünü kesme. Küçük dahi<br />
olsa onu dinlemelisin. Nasıl ki kişi kendisinin<br />
dinlenilmesini istiyorsa karşı tarafı da o<br />
şekilde dinlemelidir. Değerli tabilerden olan<br />
Ata Bin Ebi Rebah (rahimehullah) der ki:<br />
“Gençlerden biri bana bir şey anlatır, o şeyi<br />
daha önce duymamış gibi dinlerim. Hâlbuki<br />
bana söylediği şeyler, o doğmadan önce<br />
duyduğum şeylerdir.”<br />
7- Kötü dilden, sövmekten, lanet etmekten<br />
ve fuhuş sözleri içeren sözlerden sakınmalısın.<br />
Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)<br />
şöyle buyurur:<br />
“Mü’min; söven, lanet eden, müstehcen<br />
sözlü ve edepsizce konuşan kimse değildir.”<br />
(Tirmizî)<br />
26
8- Boş ve faydasız sözlerden sakınmak<br />
gerekir. Ne dünyaya ne de ahirete faydası<br />
olmayan konuşmalardan uzak durmak gerekir.<br />
Allah-u Teâlâ dil nimetini bizlere bunun<br />
için vermemiştir. Ömür kısa; yaptığımız<br />
her şeyin hesabını vereceğiz.<br />
Vakit ganimettir. Vakti Allah’a yakınlaşma<br />
uğruna harcamalıyız. Peygamberimiz (sallallahu<br />
aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:<br />
“Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa<br />
komşusuna eziyet etmesin. Kim Allah’a<br />
ve ahiret gününe iman ediyorsa misafirine<br />
ikramda bulunsun. Ve Kim Allah’a ve<br />
ahiret gününe iman ediyorsa ya hâyır söylesin<br />
ya da sussun.” (Buharî)<br />
9- Meclislerin büyük felaketi olan gıybetten<br />
sakınmalıyız. Gıybet etme hastalığı o kadar<br />
çoğaldı ki, yapılmadığı zaman, bazı insanlar<br />
sanki cenazeye katılmış gibi oluyorlar.<br />
Dillerin kötü hasadı olan gıybet.<br />
ZİYARETLEŞME ADABI<br />
27
“Gıybet; kişinin bedeninde, dininde, dünyasında,<br />
karakterinde, ailesinde ve elbiselerinde<br />
hoşuna gitmeyen şeylerin gıyabında<br />
anılmasıdır.” Allah-u Teâlâ şöyle buyurur:<br />
“Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin.<br />
Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten<br />
hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde<br />
Allah’tan korkun.” (Hucûrat 12)<br />
Aişe validemiz (radıyallahu anhuma) dedi ki:<br />
“Bırak şu Safiye’yi, o şöyle şöyledir. (Yani<br />
kısa boyludur)” Peygamberimiz (sallallahu aleyhi<br />
ve sellem) dedi ki: “Öyle bir kelime söyledin ki,<br />
eğer denize karıştırılmış olsaydı onu bozardı!”<br />
(Ebu Davud)<br />
Düşünün, bir kelime kocaman denizin kokusunu,<br />
rengini ve tadını bozuyorsa gıybet<br />
yapmak ne kadar kötü bir şeydir.<br />
Şunu da unutmamak gerekir: Gıybetin<br />
dereceleri vardır. Gıybet edilen kişi âlim, lider,<br />
fazilet sahibi kimselerden olursa günahı<br />
daha da fazla olur. Âlimlerin etleri zehirlidir.<br />
Gıybetlerinden son derece sakınmak gerekir.<br />
28
10- Oturumlarımız maceraların, filmlerin,<br />
dizilerin, maçların, yemek tariflerinin ve faydasız<br />
hikâyelerin anlatıldığı meclisler değil;<br />
Allah’ın anıldığı, Rasûlullah’a salavat getirildiği<br />
ve ahiretin hatırlatıldığı meclisler olmalıdır.<br />
Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)<br />
şöyle buyurur:<br />
“Bir kavim bir mecliste oturur, orada Allah’ı<br />
anmazlarsa, Peygamberlerine salât<br />
getirmezlerse o meclis, faydasız bir meclis<br />
olur. (Allah azze ve celle ) dilerse onlara azap<br />
eder, dilerse onları bağışlar.” (Taberani)<br />
Ne gariptir ki bir mü’min, bir mecliste saatlerce<br />
oturur, ne Allah’ı anar ne de Rasûle<br />
salavat getirir. Ne bir ayet öğrenir ne de bir<br />
hadis. Bu büyük bir gaflet ve bu meclis kötü<br />
bir meclistir.<br />
Oturumlarda Allah (azze ve celle) anılmalı,<br />
Rasûle salavat getirilmeli, günahlarımız için<br />
bağışlanma dilemeliyiz.<br />
ZİYARETLEŞME ADABI<br />
29
Abdullah Bin Ömer (radıyallahu anhum) der ki:<br />
“Bizler bir mecliste Peygamberimiz’in yüz<br />
defa,<br />
رَبِّ اغْفِرْ لِ ، وَتُبْ عَيلَ َّ، إِنَّكَ أَنْتَ<br />
التَّوَّابُ الْغَفُورُ<br />
“Rabbim! Beni bağışla, tevbemi kabul et!<br />
Sen tevbeleri kabul eden ve bağışlayansın”<br />
dediğini sayardık.”<br />
Hasan El-Basri (rahimehullah) der ki: “Evlerinizde,<br />
sofralarınızda, yollarınızda, pazarlarınızda<br />
ve oturumlarınızda bağışlanma dilemeyi<br />
çoğaltınız. Bağışlanmanın ne zaman<br />
ineceğini bilemezsiniz.”<br />
Bilelim ki, bizler Allah’ı bir topluluk arasında<br />
andıkça, Allah-u Teâlâ bizleri daha<br />
hayırlı bir topluluk arasında anar. Rasûle<br />
salât ve selam getirirsek, her bir selamımız<br />
Rasûle ulaştırılır ve kıyamette ona en yakın<br />
ve şefaatine en layık mü’minlerden oluruz.<br />
30
ZİYARET SONU<br />
1- Ziyaretimizi uzun tutmamalıyız. Çünkü<br />
uzun tutmalarda hem vakit kaybı hem kadınlar<br />
kendi ev işlerini ihmal ederler hem de<br />
karşı tarafa zorluk verme anlamına geldiği<br />
için ev sahibine sıkıntı olur. Çünkü ev sahibinin,<br />
bu ziyaretten sonra başka bir yere sözü<br />
olabilir, sağlığı iyi olmayabilir, yapacağı iş,<br />
yemek vs... olabilir. Ancak ev sahibinin isteğine<br />
bağlı olarak uzatılabilir.<br />
2- Kalkmadan önce ev sahibine teşekkür<br />
ve dua etmeliyiz. Sıkıntı verdiysek hakkını<br />
helal etmesini talep etmeliyiz. Oturum duasını<br />
okumalıyız:<br />
سُ بْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ ، أَشْ هَدُ أَنْ الَ<br />
إِلَهَ إِالَّ أَنْتَ أَسْ تَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ<br />
ZİYARETLEŞME ADABI<br />
“Allah’ım! Sana hamd ederek, seni tüm<br />
noksanlıklardan tenzih ederim. Senden<br />
başka hak ilah olmadığına şehadet ederim.<br />
31
Senden bağışlanma diler ve sana tevbe ederim.”(Tirmizî)<br />
Selam verdikten sonra ayrılmalıyız.<br />
ZİYARET SONRASI<br />
1- Bir yere olan ziyaretlerimiz sık olmamalıdır.<br />
Aksi halde sevgi saygı azalır, bıkkınlık<br />
oluşur. Ziyaretlerin özlem dâhilinde<br />
olması güzeldir. Ancak karşı taraf daha sık<br />
olmasını istiyorsa bu halde sakınca olmaz.<br />
2- Eve dönerken bu ziyaretin Allah (azze ve<br />
celle) için mi gerçekleştiğini, bu ziyaretinde<br />
İslam’a muhalefet olup olmadığını, bu ziyaretin<br />
faydalı ve zararlı yönlerini düşünmeliyiz.<br />
3- Erkekler hanımlarına erkek arkadaşlarının,<br />
kadınlar kocalarına kadın arkadaşlarının<br />
şekil, boy, renk ve elbise gibi hallerinden<br />
bahsetmemeleri gerekir. Bu caiz değildir.<br />
Maalesef özellikle bazı bacılar bu hataya<br />
düşerler, kadın arkadaşlarının elbiselerini,<br />
cisimlerini, ten ve saç modellerini kocaları-<br />
32
na bahsederler. Bu, fitneye sebebiyet verdiği<br />
için helal olmaz.<br />
“Allah tevbe edenleri ve temizlenenleri sever.”<br />
(Bakara 222)<br />
Müslümanlar maddi ve manevi temizliklerine<br />
özen göstermelidirler. Allah’ı (azze<br />
ve celle) kızdıracak her türlü söz ve fiillerden<br />
uzak durmalıdırlar. Günahlar, birçok bereket<br />
ve hayırlara manidir. Duaların icabet<br />
görmemesine sebeptir. Rabbim yapacağımız<br />
ziyaretleri kendi katında makbul etsin.<br />
Taksirat ve günahlarımızı affetsin.<br />
ZİYARETLEŞME ADABI<br />
Davamızın Sonu<br />
Âlemlerin Rabbi Olan ALLAH’a<br />
Hamdetmektir.<br />
33