Solarex Magazine Eylül-Ekim 2017 Sayısı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
14
Smart Energy ilk ayında güneş paneli
teslimatına başladı
16
ABB endüstriyel dijitalleşmenin
geleceğini yazıyor
26
Mutlu şehir Osmaniye’nin
güneş ile gülen yüzleri
34
Enerjisa’nın güneşi hızla büyüyor
40
8. Türkiye Enerji Zirvesi’nde
Sosyal Sorumluluk alanında
Altın Voltaj ödülünü Bordo Enerji
A.Ş. aldı
46
Yerli enerji projeleri
Türkiye’nin ilacı olacak
İMTİYAZ SAHİBİ
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK
İÇ VE DIŞ TİC.LTD.ŞTİ.
HÜSEYİN FERRUH IŞIK
GENEL MÜDÜR / GENERAL MANAGER
MEHMET SÖZTUTAN
mehmet.soztutan@img.com
SORUMLU MÜDÜR
CÜNEYT AKTÜRK
cuneyt.akturk@img.com.tr
REKLAM MÜDÜRÜ
YASEMİN ALBAYRAK
yasemin.albayrak@ img.com.tr
EDİTÖR
GİZEM YILDIZ
gizem.yildiz@img.com.tr
ART DİREKTÖR
İSMAİL GÜRBÜZ
ismail.gurbuz@img.com.tr
CONSEPT TASARIM
SAMİ AKTAŞ
sami.aktas@img.com.tr
FOREIGN RELATIONS
MUSTAFA ATİK
mustafa.atik@voli.com.tr
KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ
EBRU PEKEL
ebru.pekel@ img.com.tr
MUHASEBE VE FİNANS MÜDÜRÜ
MUSTAFA AKTAŞ
mustafa.aktas@img.com.tr
ABONE
İSMAİL ÖZÇELİK
ismail.ozcelik@img.com.tr
BİLGİ İŞLEM
EMRE YENER
emre.yener@img.com.tr
CTP-Baskı
İhlas Gazetecilik A.Ş.
Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad.
İhlas Plaza No:11 A / 41
Yenibosna - Bahçelievler / İstanbul
Tel: 0 212 454 30 00
ADRES
Polat İş Merkezi | Evren Mah. Bahar Cad. No: 3 K: 1
34197 Güneşli- Bağcılar | Istanbul | Turkey
Tel: +90 212 604 50 50 | Fax: +90 212 604 50 51
www.solarexmagazine.com.
e-mail: yasemin.albayrak@img.com.tr
Solarex Magazine yer alan
makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir.
Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir.
Solarex Magazine’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin
San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. İki ayda bir yayınlanır. Yazılar
kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Güneş hep bizimle!
Güneş enerjisi ve teknoloji her geçen gün ilerliyor. Depolama, güneş
takip sistemleri ve hücre verimliliği gibi teknolojilerle güçlenen sektör
enerjide dışa bağımsızlığı sağlamaktan da öte, hızla ilerleyen iklim değişikliği
ve hava kirliliği gibi maruz kaldığımız olumsuzlukları aşmakta da
çok önemli bir araç. Dolayısıyla toplumsal fayda da düşünüldüğünde aslında
sektörün biraz daha halka indirgenmesini ve her üç çatıdan birinde
güneş panelleri görmeyi umut ediyoruz. Üniversitelerin bu anlamda
düzenlediği panelleri gençlerin bilinçlenmesi ve duyarlılık kazanması
adına çok faydalı buluyor ve fakat bu bilincin çok daha erken yaşlarda
geliştirilmesi gerektiğine de inanıyorum. Temiz enerji bilgisi ve doğa
sevgisi daha küçük yaşlardan aşılanmalı ki geleceğimizi kurtaralım.
Öztüketim amacıyla tavuk çiftlikleri, benzin istasyonları gibi pek çok
yerde rastladığımız güneş enerjisi, giysiler, sokak aydınlatmaları ve trafik
ışıkları gibi uygulamalarla daha çok rutinimize girmekte. Bu gibi geç
kalmış uygulamaların hızla artmasını temenni etmekle birlikte yeni sayımızı
keyifle okumanızı dilerim.
Güneşli günlerimiz daim olsun…
Sevgiler,
Editör
Gizem Yıldız
REKLAM İNDEKSİ
ABB…………………………. 17
Alka Group………………. 27
BİA…………………………… 35
Fronius…………………….. 41
Huawei…………………….. A.K.
Phoenix Contact………. 21
SMA…………………………. Ö.K.
Solarex İstanbul……….. Ö.K.İ.
Tekno Ray Solar……….. 1
Eylül - Ekim 2017
Dünya Markaları, Solarex İstanbul’da
11. buluşmaya hazırlanıyor…
4
Solarex İstanbul
İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek
olan SOLAREX İSTANBUL
Fuarı kapılarını açmaya hazırlanıyor.
Yerli ve yabancı güneş enerjisi
dünyasının profesyonellerini ağırlayacak
olan fuar, 5 – 7 Nisan tarihleri
arasında güneş enerjisi sektörünün
buluşma noktası olacak. Fuar, sergilenen
ürünlerin yanı sıra, Özel
Alım Heyetleri ile de geniş iş bağlantılarına
imkan tanıyor. Onbirinci
kez düzenlenen Solarex İstanbul
Fuarı yerli ve yabancı güneş enerjisi
sanayiinin liderlerini ağırlıyor.
Sergilenen ürün ve gerçekleşen etkinliklerle
sektörün nabzını tutan
SOLAREX İSTANBUL; Avrupa ve
Asya bölgelerini birleştiren noktada
sektörün en önemli buluşması
olarak öne çıkıyor. Yerli ve uluslararası
katılımcılar yeniliklerini SOLA-
REX İSTANBUL fuarında sergiliyor.
Yerli ve yabancı katılımcı firmaların,
yeni pazarlara ulaşması için,
önemli olanaklar sunan SOLAREX
İSTANBUL’da; Alım Heyeti programı
kapsamında Afganistan, Almanya,
Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan,
Fransa, Gürcistan, Irak, İran,
İspanya, İtalya, Kazakistan, Mısır,
Suudi Arabistan ve Yunanistan’dan
firma yetkililerinin getirilmesi planlanıyor.
Solarex İstanbul, seminerleriyle
ve panelleriyle de oldukça yoğun
geçen bir organizasyon. Ortadoğu
ve Asya pazarları için de oldukça
dikkat çekici olan fuarda planlanan
seminerler ile hem katılımcı firmalara
hem de ziyaretçilere temiz
enerjinin öneminin anlatılması hedefleniyor.
Fuara İlgi Yüksek, Stand
Satışları Tamamladı!
Solarex istanbul Fuarı yetkilileri,
Türkiye’de güneş enerjisi yatırımlarındaki
hızlanma ve buna ilişkin
beklentilerin Fuar’ın önemini artırdığını
belirtiyor. Yetkililer, iç pazarın
yanı sıra, çevre ülkelerdeki gelişmelerin
de Solarex İstanbul’u küresel
solar oyuncuları için önemli hale
getirdiğinin altını çiziyor. Solarex
2018 çalışmalarının erken başladığını
kaydeden yetkililer, ilginin yüksek
olduğunu ve stand satışlarının
tamamlandığını vurguladı.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının
önemi konusunda gerek kamuda
gerekse özel sektördeki hassasiyet
son yıllarda hızla arttı. Yenilenebilir
enerji yatırımlarının hem sayısı
hem büyüklükleri giderek artarken,
5
Eylül - Ekim 2017
sektöre yönelik etkinlikler de giderek
daha çok öne çıkıyor.
Yerli ve yabancı katılım
“Yenilenebilir bir dünya için” sloganıyla
gerçekleştirilen Solarex İstanbul
Fuarı, kamu, özel sektör, akademik
isimler ve finans dünyasının
profesyonellerini yeniden bir araya
getirecek. İstanbul Fuar Merkezi’nin
9 – 10 – 11. Salonlarda ve Çadır
salonlarda gerçekleşecek fuar,
üç gün boyunca yerli ve yabancı
ziyaretçilerini ağırlayacak. Solarex
İstanbul, güneş enerjisi sektörüne
yönelik seminer ve panellere de ev
sahipliği yapacak. Seminerler, tüm
ziyaretçilere açık ve ücretsiz olacak.
Türkiye’de, Güneş Enerjisi
Konusuna Yoğunlaşan Tek
Fuar, Solarex İstanbul
Avrupa’daki ve dünyadaki gelişmeleri
yakından takip ettiklerini söyleyen
Güneş Enerjisi ve Teknolojileri
Fuarı katılımcısı pek çok firma, fuar
sayesinde bir araya geldiklerini ve
“Solarex İstanbul”’da yeni yatırım-
6
Solarex İstanbul
lar konusunda görüşebildiklerini, bu
görüşmeler sonrasında da gelecek
yıllarda sektör için olumlu bir takım
gelişmeler yaşanacağını belirtiyorlar.
Avrupa’nın en güneşli ülkelerinden
biri olarak kabul edilen Türkiye’de,
güneş enerjisi konusuna yoğunlaşan
tek bir fuarın olması, Dünya çapında
tanınmış ve Türkiye’de yatırım
yapmaya gönüllü çok sayıda dünya
markası tarafından da yoğun bir ilgi
ile karşılaşıyor. Solarex İstanbul, güneş
enerjisi sektörünü ve özellikle
güneş alma bakımından zengin olan
ülkemizi de, dünya çapında ön plana
çıkararak, hak ettiği ilgiyi görmesine
sebep oluyor. Güneşlenme alanı
oldukça yüksek olan ülkemiz, bu
coğrafi özelliği avantaja dönüştürme
konusunda en büyük desteği Solarex
İstanbul ile alıyor.
7
Eylül - Ekim 2017
Sektör Haber
Tekno Ray Solar Altınekin
GES ile verimlilik sınırlarını zorluyor
Kurmuş olduğu ileri teknoloji santrallerle, Fotovoltaik
Güneş Enerjisi Sektörünün en önemli oyuncularından
biri olarak adından söz ettiren Tekno Ray Solar,
toplamda 8,4 MW kapasiteli Konya Altınekin Güneş
Enerjisi Santralini devreye aldı. Konya Altınekin GES,
kurulumu esnasında yapılan ileri teknoloji testler
sayesinde, hesaplanan verimlilik değerlerinin
%5 üzerine çıkmayı başardı.
Kurulduğu günden bu yana 185
MW gücünde anahtar teslimi güneş
enerjisi santrali proje referansına
imza atarak sektöre liderlik eden
Tekno Ray Solar, Konya’da bulunan
ve yılda toplam 14.200.000 kWh
elektrik üretmesi ön görülen Altınekin
GES’ in kurulumunu tamamladı.
Kurulduğu günden bu yana
ön görülen üretim değerlerinin %5
üzerine çıkmayı başaran Altınekin
GES, bu verimlilik değerleri çerçevesinde,
yatırım karlılığını Türkiye
standartlarının üzerine taşıyacak.
Tekno Ray Solar mühendislik standartları
ile hayata geçirilen Altınekin
santralinde, özellikle gölgelenme
konusuna dikkat edilerek,
sıra aralıkları standart değerlerin
üzerinde tasarlanarak, gerek arızaya
müdahale kolaylığı gerekse gölgelenmeden
kaynaklı oluşabilecek
üretim kayıplarının önüne geçilmiş
oldu. Santral bileşenlerini oluşturan
Dağıtım Merkezi ve Toplama
Merkezlerinin optimum noktalarda
yer alması da, kablolama konusunda
avantaj sağladı.
İleri teknoloji testlerin yanı sıra, Altınekin
GES’te uygulamaya alınan
özel numaralandırma sistemi, olası
arızaların yer tespitini kolaylaştırarak,
anında müdahale çalışmalarını
maksimum verimliliğe çıkardı.
Teknolojik donanımı ve kusursuz
yerleşim düzeni sebebiyle Tekno
Ray Solar tarafından bir eğitim
üssü olarak da kullanılan Altınekin
GES, gerek Türkiye’deki dernekler
gerekse yurt dışından gelen ziyaretçilerin
de büyük ilgisini görüyor.
Türkiye standartları üzerinde ve
özel olarak tasarlanan, tüm santrallerde
verimliliği artıran Scada ve
Uzaktan izleme sistemi ile, üretim
değerlerine anlık ulaşabilme imkânı
sağlayan Altınekin Güneş Enerjisi
Santrali, yıllık ortalama 21 bin
üzerinde ağacın kurtarılmasını ve
ortalama 9 bin ton CO2 salınımının
engellenmesini sağlayacak.
En kaliteli santraller, en iyi ürünler
ve en verimli tasarım stratejisiyle
Tekno Ray Solar tarafından yapılandırılan
ve direkt şebekeye bağlı
olarak kurulan santral, ürettiği tamamen
yerli ve yeşil enerji ile ülke
ekonomisine katkı sağlamaya uzun
yıllar devam edecek.
8
Sektör Haber
Eylül - Ekim 2017
Akiş Enerji dağ yamacına GES kurdu
ELAZIĞ
Akiş Enerji yeni yatırımlarıyla sektördeki etkinliğini artırıyor.
NİĞDE
Güneş ve rüzgar enerjisinde sektörün lider oyuncularından
Akiş Enerji, Türkiye’nin bir çok bölgesinde güneş
enerji santrallerini devreye almaya devam ediyor. Yakın
zamanda Bor’da bir GES teslim eden Akiş Enerji, santralin
yatırımcısı As İnşaat ile beraber %20’lik eğim ile tamamen
kayalardan oluşan zorlu arazi koşullarında enerji
santralini iki aylık süre içerisinde tamamladı. Santral
kurulumunda beton bloklara çakma konstrüksiyon kullanarak
çözüme giden Akiş Enerji, uzman ve deneyimli
ekibiyle beraber kurulumun üstesinden geldi. Santralin
yıllık olarak yaklaşık 2.000.000 kWh üretim yapması beklenmektedir.
Zorlu kayalık arazide adeta bir çatı projesi
kurulumu yapar gibi hareket eden Akiş Enerji, böylelikle
sektördeki etkinliğini tescillemiş oldu.
Fabrika çatıları fatura dostu
Arazilerde anahtar teslim güneş enerji santrali projeleriyle
öne çıkan Akiş Enerji, yatırımcılarına çatı uygulamaları
da sunmaya devam ediyor. Bu yıl Kayseri’de
Silteks Tekstil ve Kaydöksan fabrikasının çatısına 2,3
MW’lık kurulum gerçekleştiren Akiş Enerji, bu kurulumun
yıllık üretiminin yıllık olarak yaklaşık 3.700.000
kWh olduğunu duyurdu. Bu üretimin Kayseri’de 5000 kişilik
bir bölgeyi bir yıl boyunca besleyebileceğini belirten
Akiş Enerji Genel Müdürü Berk Eyilik, fabrikalar için bu
üretimin ne denli büyük bir tasarruf olabileceğini sözlerine
ekledi.
9
Eylül - Ekim 2017
“Ekonomik büyümeye paralel enerji talebi
artık çok daha yoğun bir şekilde
Batı’dan Doğu’ya kayıyor”
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından
her yıl düzenlenen IICEC Uluslararası Enerji ve İklim Forumu’nun 8’incisi bu yıl
“Global enerji yatırımları? Sırada ne var?” temasıyla yapılıyor.
Forumun açılışında konuşan Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat
Albayrak, küresel enerji ihtiyacının
2050 yılına gelindiğinde günümüzün
yaklaşık 2 katı olmasının beklendiğini
belirterek, bu ihtiyacın
karşılanması için son dönemde
atılan adımların, özellikle enerjide
dengelerin büyük oranda değişmesine
zemin hazırladığını söyledi.
Bakan Albayrak, şöyle konuştu:
“Yeni teknolojilerin ortaya çıkışı ve
sürekli inovasyon ile birlikte daha
önce ulaşılamayan alanlarda üretimin
artık mümkün olması ve yeni
enerji kaynaklarının doğuşu, daha
önce net ithalatçı olan benzer ülkelerin
enerji ihracatçısı durumuna
gelmelerinin önünü açtı.
Ekonomik büyümeye paralel enerji
talebi artık çok daha yoğun bir
şekilde Batı’dan Doğu’ya kayıyor.
Çin, Hindistan, Afrika, Ortadoğu ve
Güneydoğu Asya ekonomilerinin
belirledikleri ve ortaya koydukları
büyüme, kalkınma hedeflerine ulaşabilmeleri
ve gelişen sanayilerin
gereksinimlerini karşılayabilmeleri
için enerji kaynaklarını çeşitlendirmeleri,
büyük bir önem arz etmeye
10
Sektör Haber
başladı.” Türkiye gibi enerjide yüksek
oranda dışa bağımlı ülkeler için
enerji ihtiyacının uygun bir şekilde
karşılanmasının sürdürülebilir bir
büyüme için kritik bir değer taşıdığını
belirten Bakan Albayrak, şöyle
konuştu:
“2002 yılından bu yana Türk ekonomisi
yılda yaklaşık %6’lık bir büyüme
gösterdi. Peki, bu ekonomik büyüme
beraberinde bir enerji talebi
doğurmadı mı? Türkiye olarak orta
ve uzun vadeli enerji projeksiyonumuzda,
arz güvenliğimizi sağlarken
ülke olarak karbon izimizi de anlamlı
bir şekilde azaltıyoruz. 2016
yılında kurulu gücümüze eklenen
kapasitenin %55’ini yenilenebilir
enerji kaynakları oluşturdu. Bu yılın
ilk 8 ayında devreye aldığımız
enerji üretim tesislerimizin de %
64’ü yine yenilenebilir enerji kaynaklarına
dayalı tesisler oldu. Türkiye
olarak devreye alınan rüzgar
enerjisi kapasitesi büyüklüğüne
göre 2016 yılında Dünyada 7., Avrupa’da
üçüncü olduk.
Türkiye’nin 2017 Ağustos sonu itibariyle
81.355 megavatlık kurulu
gücünün, kapasitesinin %45’ini yenilenebilir
enerji kaynakları oluşturuyor.
Bu oran, Avrupa Birliği ülkelerinde
ortalama %42. İşte 2016 yılı
rakamlarına göre Avrupa Birliği’nde
üretilen toplam elektriğin %29’u yenilenebilir
enerji kaynaklarından.
Türkiye bu alanda da Avrupa Birliği’nin
üzerinde bir performansla
%33’ü yakalamış durumda ve büyümeye
devam ediyor.”
“Yenilenebilir enerji kapasitesiyle
ilgili hedeflerimiz ve YEKA modelimiz,
Türkiye’nin temiz çevreci ve
enerji yatırımları da bu bağlamdaki
hedeflere ulaşmak için ne kadar
ciddi bir hedef ortaya koyduğunu
ifade ediyor” diyen Bakan Albayrak,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Gelecek 10 yılda hükümetimizin
önemli hedeflerinden biri olan,
10 yılda 10 bin megavat güneş, 10
bin megavat rüzgar enerjisi başta
olmak üzere yenilenebilir enerji
kaynaklarının azami oranda enerji
sepetine katkıda bulunmasını sağlayacağız.
YEKA modeliyle sadece
yenilenebilir kaynağın kapasite
olarak portföy olarak artışını değil,
aynı zamanda teknolojilerinin de
Türkiye’de üretilmesi sağlanacak.
Bu yıl içinde gerçekleştirdiğimiz
rüzgar ve güneş ihalelerine dünyanın
önde gelen şirketlerinin tamamının
başvurması ve ortaya çıkan
rekabetçi fiyatlar, ne kadar doğru
adımlar attığımızı teyit ederken,
Türk ekonomisine duyulan güvenin
de en net resmi oldu.”
Türkiye’de kurulu eski nesil termik
santralleri de çevreci teknolojilerle
dönüştürme sürecini başlattıklarını
belirten Bakan Albayrak, şunları
söyledi:
“2019 yılına kadar hedefimiz eski
nesil termik santrallerin tamamını,
tüm çevre yatırımları, filtre yatırımları,
kalibrasyon yatırımları, hepsini
tamamlamak. Bu santralleri insan
sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisi
olmayan ve en son uyumlu teknolojik
anlamda santral haline getireceğiz.
Gelişmekte olan bir ülke olarak
elbette tüm yerli kaynaklarımızı,
enerji ihtiyacımızı karşılamak için
azami ölçüde kullanacağız.”
“Paris İklim Zirvesi ile istenilen sonuçlara
ulaşılabilmesi için, uygulamada
hakkaniyet ilkesi kesinlikle
göz önünde bulundurulmalıdır”
diyen Bakan Albayrak, şöyle devam
etti: “2015 Paris İklim Zirvesi’nde
ortaya çıkan, Türkiye’nin daha
önce atıf yapılan özel statüsünün
ortadan kalkması, gelişmekte olan
bir ülke olmasına rağmen, gelişmiş
ülkeler arasında sayılması konusu
kabul edilebilir değildir. Türkiye
dünyanın en az kirleten ülkeleri
arasında yer alırken, en fazla kirletenlerle
aynı kategoride aynı külfete
tabi tutulması kabul edilebilir
bir şey değildir. 2017 verilerine göre
Türkiye’nin kişi başına düşen sera
gazı salımı 5,90 ton civarında. Kişi
başı sera gazı salınımında aynı sınıfta
görüldüğümüz ABD 16,2 ton,
Almanya yaklaşık 9 ton, Rusya 11,2
ton. Türkiye hem iç ekonomik dinamikler
açısından büyüme potansiyeliyle
hem bölge ve pazar altyapısı
noktasındaki büyüme ihracat ve
iş birliği potansiyeliyle dünyadaki
sayılı ülkelerden biri. Bu anlamda
enerji piyasaları üzerinde de Türkiye
bu noktada dünyadaki en güvenilir,
yatırım yapılabilirlik noktasında
en cazip ülkelerden biri olmaya
bundan sonra da devam edecek.”
11
Eylül - Ekim 2017
Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük güneş
paneli fabrikası üretime başladı
Smart Energy’nin, Türkiye ve Avrupa’nın en büyüğü
olarak kurduğu güneş paneli fabrikası üretime
geçerken, stratejik ortak SUMEC de yeni yatırım
planlarını açıkladı. İlk üretim gününde Gebze’deki
fabrikayı ziyaret eden ve Cumhurbaşkanlığı
Başdanışmanı Davut Kavranoğlu ile görüşen SUMEC
yöneticileri, Türkiye’de büyüme kararı aldı. Çinli
yöneticiler, Smart Energy ile birlikte güneş panelinin
ardından güneş hücresi üretimini gündeme
aldıklarını da açıkladı.
Yenilenebilir enerji sektörünün
önde gelen şirketlerinden Smart
Energy, stratejik ortağı SUMEC ile
beraber, Gebze Organize Sanayi
Bölgesi (GOSB) Tembelova’daki
fabrikasında yerli güneş paneli üretimine
başladı. Yıllık üretim kapasitesi
1.2 GWp olacak şekilde planlanan
fabrika, Türkiye’nin yanı sıra
Avrupa ve ABD’ye ihracat yapmak
üzere faaliyete geçti.
Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük
panel üreticisi unvanına sahip
olacak fabrika, ilk üretim gününde
önemli konuklara ve önemli kararlara
ev sahipliği yaptı. Dünyanın
en büyük 500 şirketinden biri olan
SUMEC’in en üst düzey yöneticilerinin
yanı sıra SINOSURE yöneticisi
Difan Wang da Türkiye’ye
12
Sektör Haber
gelerek ilk üretim gününde Smart
Energy’nin yanında yer aldı. Cumhurbaşkanlığı
Başdanışmanı Davut
Kavranoğlu da, 19 Ağustos, Cumartesi
günü fabrikayı ziyaret ederek
Çinli yöneticiler ile bir araya geldi.
Kavranoğlu, devletin yerli ve yeşil
enerjiye verdiği desteği vurguladı.
Bu ziyaret sırasında Türkiye’ye ilişkin
yatırım planlarını da açıklayan
SUMEC CEO’su Jibo Cai, Çin’in iki
bin yıl boyunca iki kıtayı birbirine
bağlayan Doğu ile Batı arasında
medeniyet köprüsü olan ‘İpek Yolu’nu
yeniden canlandırmak istediğine
dikkat çekerek, “Yeni İpek
Yolu projesinde Türkiye’yi en büyük
ortağımız olarak görüyoruz” dedi.
Jibo Cai, Smart Energy ile birlikte
Gebze’de hayata geçirdikleri güneş
paneli fabrikasının bu açıdan büyük
önem taşıdığını vurguladı.
“Bu ilk adım, hedefte hücre
üretimi var”
SUMEC iştiraklerinden Phono Solar’ın
CEO’su RongKun Li de, bu
fabrikada üretilen güneş panellerinin
bir alıcısının da Avrupa ülkeleri
olacağına dikkat çekerek, “Türkiye
bizim için Avrupa’ya açılan bir
kapı” dedi. Yenilenebilir enerjinin
Türkiye’de gelişimine katkıda bulunacak
bu fabrikanın ihracat konusunda
da önemli bir rolü olacağına
dikkat çeken RongKun Li, sözlerine
şöyle devam etti: “Smart Energy ile
birlikte gerçekleştirdiğimiz bu yatırımın
devamı gelecek. Bu fabrikayı
yatırımlarımızın ilk adımı olarak
görüyoruz. Önümüzdeki dönemde
ikinci, üçüncü hatta dördüncü fabrikayı
da açmak istiyoruz. Amacımız
güneş enerjisi alanında önemli
çalışmalara imza atmak. Smart
Energy ile ilk etapta 400 MW’lık
hattı devreye alıyoruz. Ancak hedefimiz
kısa sürede üretim kapasitesini
1.200 MW’a çıkarmak. Attığımız
bu ilk adımın devamı gelecek; en
büyük hedefimiz güneş hücrelerini
Türkiye’de üretmek.”
İlk yerli güneş panelleri
Smart Energy Yönetim Kurulu Başkanı
Halil Demirdağ ise, Gebze’de 23
bin 500 metrekarelik alanda üretime
geçen Smart Solar fabrikası ile
ilk yerli üretim panel konusunda
önemli bir iş birliğine imza attıklarını
belirterek, “Güneş enerjisi alanında
Smart Energy ve SUMEC gibi
deneyimli iki şirketin güçlerini birleştirmiş
olması, sadece bizlere değil
ülkemize de katmadeğer sağlayacak
bir işbirliği” dedi. Gebze’deki üretim
tesislerinde daha başlangıçtan itibaren
tüm dünyada kabul görmüş
kalite standartlarında PERC, bifacial,
çift-cam gibi yeni nesil modüller,
yeni jenerasyon çift yönlü güneş
panellerinin üretimini yapacaklarını
belirten Demirdağ, şu bilgileri verdi:
“Bu durum bize ihracatta da büyük
avantajlar sağlayacak. İlk üretim
panellerimizin alıcıları Türkiye’den,
ancak hedefimiz ilk yılın sonunda
Avrupa’ya hatta ABD’ye ihracat yapmak.
Gebze’de ürettiğimiz panelleri
dünyanın birçok ülkesine satarak,
ülkemize yeni bir ihracat kapısı
açmış olacağız. Phono Solar markasının
üretim haklarını devraldık
ve Avrupa’ya yönelik tüm satışlarını
buradan yapacağız. Bu yatırım
stratejik ortaklarımıza hem lojistik
hem de maliyet açısından büyük
bir avantaj sağlarken, ülkemiz açısından
da önemli bir katma değer
sağlayacak. Hedeflediğimiz kapasite
artırımı için gerekli izin ve yatırım
teşvik belgemizi aldık. Fabrikamızı
kurarken tüm yatırımlarımızı geleceği
düşünerek yaptık. Bugüne
kadar olduğu gibi bundan sonra da
hem kendi güneş enerjisi santrallerimizi
(GES) kurarak hem de bu
alana girmek isteyen yatırımcılara
hizmet vererek yenilebilir enerji sektörünün
Türkiye’de gelişimi için çalışmaya
devam edeceğiz. Bunlardan
biri de hücre üretimi olacak.”
13
Eylül - Ekim 2017
Smart Energy ilk ayında güneş paneli
teslimatına başladı
Yenilenebilir enerji
sektörünün önemli
yatırımcılarından biri
olan Smart Energy,
üretime başladığı
ilk ay ilk teslimatını
da gerçekleştirdi.
Gebze’deki güneş
paneli fabrikasından
ilk tırlarını yolcu eden
Smart Energy, ilk yılın
içinde ilk ihracatını
gerçekleştirmeye de
hazırlanıyor. Smart
Energy Yönetim Kurulu
Başkanı Halil Demirdağ,
“İlk teslimatımızı
yurtiçine yaptık,
hedefimizde Avrupa ve
Amerika var” dedi.
Kurduğu güneş enerji santralleri ile
yenilebilir enerji sektörünün önde
gelen şirketlerinden biri olan Smart
Energy, üretici kimliği ile de sektördeki
yerini aldı. Çinli ortağı SUMEC
ile birlikte Türkiye’deki fabrikasında
yerli güneş paneli üretimine başlayan
Smart Energy, daha ilk ayında
ilk teslimatını yapmayı başardı.
Smart Energy Yönetim Kurulu Başkanı
Halil Demirdağ, Gebze’de 23
bin 500 metrekarelik alanda üretime
geçen Smart Solar fabrikasının
14
Sektör Haber
önemli bir ihtiyacı karşılayacağını
belirtti ve şu bilgileri verdi: “Daha
üretime başlamadan ön siparişleri
almaya başlamıştık. 21 Ağustos’ta
üretime başladığımız günden bu
yana da yoğun bir şekilde çalışıyoruz.
İlk sevkiyatımızı Osmaniye
Organize Sanayi Bölgesi’ne gerçekleştirdik.
Sırada anlaşmasını yaptığımız
diğer müşterilerimiz var,
onların ürünleri de üretim aşamasında.”
Smart Energy’nin ürettiği panellerin
büyük ilgi görmesinin en önemli
nedeninin ürün kalitesi olduğuna
dikkat çeken Demirdağ, şunları söyledi:
“Türk malı olan panellerimiz,
dünyanın en büyük 500 şirketinden
biri olan ortağımız SUMEC’e ait ve
Bloomberg Tier 1 listesinde yer alan
Phono Solar markasını taşıyor. Üretim
haklarını devraldığımız Phono
Solar markası tüm dünyada kalitesi
ile bilinen bir marka. Ürünlerimizin
arkasında hem SUMEC’in, hem de
Smart Energy’nin gücü ve tecrübesi
var. Bu nedenle büyük ilgi görüyor.”
İlk üretim yılında ilk ihracatı yapmayı
da hedeflediklerini açıklayan
Halil Demirdağ, bu konudaki gelişmeleri
şöyle aktardı: “Gebze’deki
üretim tesislerinde daha başlangıçtan
itibaren tüm dünyada kabul
görmüş kalite standartlarında
PERC, bifacial, çift-cam gibi yeni
nesil panellerin üretimini yapabilmemiz
bize yurtiçinde olduğu
gibi, yurtdışı pazarlarda da büyük
avantajlar sağlıyor. İlk üretim panellerimizin
alıcıları Türkiye’den,
ancak hedefimiz ilk yılın sonunda
Avrupa ve ABD’ye ihracat yapmak.
Türkiye’de ürettiğimiz panelleri
dünyanın birçok ülkesine satarak,
ülkemize yeni bir ihracat kapısı açmış
olacağız. Hedef pazarlarımız
Avrupa ve Amerika ile de sınırlı
değil. Afrika ve Arap ülkelerindeki
pek çok müşteri ile de görüşüyoruz.
Türkiye’de ürettiğimiz panelleri
dünyanın birçok ülkesine satarak,
ülkemize yeni bir ihracat kapısı
açmış olacağız. Her pazarın kendine
göre dinamikleri var. Hepsi için
ayrı ürün gamımız mevcut. Üretici
olmanın ve güçlü ortaklığımızın
avantajlarından ihracatçı olarak
yararlanacağız.” Demirdağ, bu gelişmeler
doğrultusunda 400 MW olan
yıllık üretim kapasitesini ilk etapta
800 MW, ardından da 1.200 MW seviyesine
çıkaracaklarını belirtirken,
“Böylece Türkiye ve Avrupa’nın en
büyük güneş paneli üreticisi olarak
ülkemize değer katmaya devam
edeceğiz” dedi.
15
Eylül - Ekim 2017
Sektör Haber
ABB endüstriyel dijitalleşmenin
geleceğini yazıyor
ABB Elektrifikasyon Ürünleri Bölümü, ABB AbilityTM
Electrical Distribution Control System platformunun
tanıtımını iki farklı organizasyonla Kozyatağı Hilton ve
Gebze Ramada otellerinde gerçekleştirdi.
ABB Elektrifikasyon Ürünleri Global
Devre Kesici Ürün Müdürü Nicola
Scarpelli ve ABB Türkiye Devre
Kesici Ürün Pazarlama Uzmanı
Aslı Yağlı tarafından gerçekleştirilen
lansmanda proje firmaları, endüstri
alanındaki son kullanıcı firmalar
ve ana müteahhit firmaları
yer aldı.
ABB AbilityTM dijital ürün ve çözümlerinin
bir parçası olan Electrical
Distribution Control System,
genel özellikleri, sistem mimarisi,
kullanıcılara sağladığı avantajları
ile tanıtıldı. Sistem mimarisi örnek
lansman panosu üzerinde incelendikten
sonra ilgili web sitesi üzerinden
mevcut tesislere erişilerek
platform tüm detayları ile katılımcılara
aktardı.
ABB AbilityTM EDCS bir elektrik
sistemini izlemek, optimize etmek
ve kontrol etmek için tasarlanmış
yenilikçi bulut-bilgi işlem tabanlı
bir platformdur. ABB AbilityTM
EDCS, bir tesisteki alçak gerilim
elektrik ekipmanlarını Nesnelerin
İnternetine bağlar ve müşterilere
sistem performansını bütünüyle
geliştirmek için gerçek zamanlı
bilgi ve geçmiş trendleri sunar. Bu
platform ayrıca raporlama fonksiyonları,
dokümanlara anında erişim
ile varlıkların uzaktan teşhis
edilmesi gibi özelliklerle bakımın
daha basit ve daha etkili olmasını
sağlar.
İlk kez 2016 yılında Hannover’de
Ekip SmartVision olarak piyasaya
sürülmüştür ve ABB AbilityTM
platformu altında elektrik dağıtım
çözümünün daha geniş bir potansiyelini
karşılayacak şekilde yeniden
isimlendirilmiştir.
ABB elektrifikasyon ürünleri, robotik
ve hareket, endüstriyel otomasyon
ve güç şebekeleri alanlarında
kamu hizmetleri, sanayi, ulaşım ve
altyapı sektörlerindeki müşterilerine
global çapta hizmet veren öncü
bir teknoloji lideridir. 125 yılı aşan
inovasyon tarihine sahip olan ABB,
bugün endüstriyel dijitalleşmenin
geleceğini yazıyor ve Enerji ve Dördüncü
Endüstri Devrimini harekete
geçiriyor. ABB, yaklaşık 132,000
çalışanı ile 100’den fazla ülkede faaliyet
göstermektedir.
16
Eylül - Ekim 2017
Güneş ülkesinde zeytine
yakışır çevreci üretim
Sağlıklı ve kaliteli
zeytinleri sofralarımıza
taşıyan Fora Zeytin,
sürdürülebilir bir dünya
için en büyük yatırımını
doğaya yaptı. Doğadan
aldığı lezzetin karşılığını
yine doğaya yaptığı
yatırımı ile veren Fora
Zeytin, dünyanın en
büyük zeytin işleme
fabrikasında üretim
artık güneş enerjisi ile
gerçekleşecek.
Fora Zeytin Genel Müdürü Efe Yazıcı
ile üretim sonrası da çevreci olan
Fora Zeytin, doğaya hak ettiği saygıyı
gösteriyor.
Dünyanın en büyük zeytin işleme
tesisi Balıkesir’in Havran ilçesindeki
fabrikasında yer alan arıtma
tesisi ile çevrenin temiz kalmasına
destek olan Fora Zeytin, yine en
büyük yatırımını doğaya yapıyor.
Fora Zeytin’in yüksek kaliteli zeytin
ve zeytinyağı ürünlerini ürettiği
fabrikasında kullandığı elektrik
enerjisini, çatısına yerleştirilen güneş
panelleri ile kendisi üretecek.
Türkiye’nin ve dünyanın tercihi
Fora Zeytin; tüketiciyi kaliteli, sağlıklı
ve lezzetli ürünleri ile buluştururken,
çevre politikaları ile de doğaya
uygun üretim gerçekleştiriyor.
Çevreci ambalajlar ve cam ürünleri
Yılda 400 otomobilin karbon
salınımını önlemiş olacak
Ekim ayı itibari ile çalışmaya başlayan
sistem ile Fora Zeytin, sınırsız
enerji kaynağı olan güneşten faydalanarak
ihtiyacı olan elektrik enerjisini
kendi üretiyor. Toplam 4500
18
Sektör Haber
m² bir alan üzerine 2.400 adet panelden
oluşan enerji üretim tesisi
sayesinde, temiz enerjiye geçerek,
bir yılda atmosfere 540.000 kg/yıl
CO₂ emisyonu salınımını engellemiş
oluyor. Bu miktar 400 otomobilin
yıllık karbon salınımına denk
geliyor.
%75 tasarruf sağlanacak
Projelendirme aşaması 1 yıl, kurulumu
ise 2 ay süren panel sisteminin
yatırım maliyeti 600.000 Euro
olmasına karşın, yıllık 900.000,00
Kw/h elektrik enerjisi tasarrufu
sağlanacak. Yenilenebilir enerji
kaynakları içerisinde kurulumu,
bakımı ve işletmesi en kolay sistem
olduğundan, minimum yatırımla
işletme maliyetleri de azaltılacak.
Ortalama saatlik 600Kw/h enerji
üretilecek, bunun 460 Kw/h’ni fabrika
tarafından kullanılırken, kalanı
ise dağıtım şebekesine verilecek.
Elektrik faturalarında yıllık %75
oranında tasarruf sağlanmış olacak.
“Güneş ülkesinde” zeytine
yakışır üretim
Sürdürülebilir bir dünya için verimliliğin
sürekli gündemlerinde
olduğunu söyleyen Fora Zeytin Genel
Müdürü Efe Yazıcı; “Verimlilik
bugün tüm firmaların bir numaralı
gündeminde bulunuyor. Fabrikamızda
devraldığımızdan beri üretim
verimliliğini artırmak amacıyla
altyapı yatırımlarına önem veriyoruz.
Yılda 10 -15 bin ton zeytin işliyoruz,
üretim sürecinde elbette
yüksek miktarda elektrik enerjisine
ihtiyacımız var. Enerji ihtiyacımızı
temiz ve ekonomik bir kaynaktan
sağlama fikri önümüze geldiğinde
heyecanla işe koyulduk. Ekim
ayı itibari ile fabrikanın çatısında
kurulan güneş panelleri sayesinde
ihtiyacımız olan elektrik enerjinin
büyük bir kısmını güneş enerjisi ile
sağlamış olacağız. Böylece bizim
gibi bir “güneş ülkesinde” en temiz
enerji kaynaklarından birine geçiş
yapmış oluyoruz” diye konuştu.
19
Eylül - Ekim 2017
Röportaj
Zahit Alüminyum yeni
pazarlar keşfediyor
Yönetim Kurulu Üyesi
Elif Balbay Öz: “Avrupa ve Güney
Afrika hedef pazarımız”
Türkiye’nin sektöründe lider kuruluşları
arasında yer alan ve yaklaşık
35 yılı bulan deneyimi ile yurt içinin
yanı sıra yurt dışı pazarlarda da
rekabet avantajlarını en iyi şekilde
kullanan Zahit Alüminyum, yeni
pazarlara yelken açtı.
Adana OSB’de, 65 bin metrekaresi
kapalı, toplam 100 bin metrekare
alanda yer alan iki ayrı tesiste;
alüminyum profil, kompozit panel
ve güneş ışığını elektrik enerjisine
dönüştüren fotovoltaik güneş paneli
üreten Zahit Alüminyum’un
yönetim kurulu üyesi Elif Balbay
Öz, kaliteli üretim kozunu dünya
pazarlarında en iyi şekilde değerlendirdiklerini
bildirdi.
Hedef pazarlar
Elif Balbay Öz, Almanya, Romanya,
Avusturya, İsviçre, Bulgaristan,
İtalya, Polonya, Kıbrıs, Gana, Suriye,
Etiyopya, Gürcistan, Kosova,
Togo, Cezayir, Filistin, Tunus, Türkmenistan,
İsrail, Mısır, Irak, İran,
Azerbaycan ve Suudi Arabistan
ağırlıklı olarak yaptıkları ihracatla
yetinmediklerini, yeni pazarlara
yelken açtıklarını belirtti.
Avrupa pazarı için Berlin’e ofis
Yüksek alım gücü nedeniyle Türk
sanayicisi için her zaman en büyük
ihracat kapısı olan Avrupa pazarını
çok önemsediklerini belirten Elif
Balbay Öz, “Bu pazarda yenilikçi
ürünlerimizle etkinliğimizi artırmak
istiyoruz. Onun için Almanya
Berlin’i merkez seçtik. Avrupa pazarına
yönelik tüm operasyonlarımızı,
2016 yılında Berlin’de açtığımız
bu ofisimizden yürütüyoruz.
Buradan Avrupa’da bizim sektörümüzde
faaliyet gösteren firmaların
büyük bölümüne ulaşmayı hedefliyoruz.
Yoğun gayretimiz ve yüksek
kaliteye sahip ürünlerimizle, diğer
pazarlarda elde ettiğimiz başarıyı
Avrupa’da da tekrarlayacağımıza
inanıyoruz” dedi. Elif Balbay Öz,
Avrupa’nın yanı sıra Güney Afrika’nın
da hedef pazarları arasında
yer aldığını, ayrıca Amerika pazarı
için fizibilite çalışmalarının devam
ettiğini vurguladı.
Üretimin yüzde 20’si ihraç
ediliyor
Balbay Öz, pazarlarda en büyük
kozlarının kaliteli ve inovatif
ürünler olduğuna dikkati çekerek,
geçtiğimiz aylarda kurdukları AR-
GE Merkezi ile bu kozlarını daha
da güçlendirdiklerine dikkati çekti.
Hammaddede dışa bağımlılık
ve yüksek enerji maliyetlerine
rağmen dünya pazarlarında boy
gösterdiklerini belirten Elif Balbay
Öz, şunları kaydetti:
“Hali hazırda üretimimizin % 20’lik
kısmını ihraç ediyoruz. Geriye kalan
kısım yurtiçi pazarında satışa
sunuluyor. Önümüzde kısa, orta ve
uzun vadeli hedeflerimiz var. İhracattaki
hedefimiz ise bunu kademeli
olarak her yıl artırmak. Çünkü
yapılan her ihracatı, ülkemizin dış
ticaret açığına sunduğumuz bir
katkı olarak değerlendiriyoruz.”
20
Eylül - Ekim 2017
Temel İhtiyaç Derneği’nin yolu
güneş enerjisiyle de kesişebilir…
TİDER Müdürü Ezgi Özkök
Gıda bankacılığı ile israfı önleme, yoksullukla
mücadele ve meslek edindirmeye kadar çok yönlü
bir profil çizen Temel İhtiyaç Derneği
(TİDER) Yönetim Kurulu Başkanı Serhan Süzer, ilkleri
hayata geçirerek sunduğu etkili çözümlerle farklı
sektörlere dokunuyor.
TİDER’i anlatmak kolay değil. Zira
birçok koldan temel ihtiyaçları gidermek
hususunda anlamlı çalışmaları
var. Temel ihtiyaç alanında oluşturduğu
farkındalık ile herkesin takdirini
kazanan TİDER, bu çalışmalarına
yenilerini de eklemeye ve gıda bankacılığını
tanıtmaya devam ediyor. Merak
ettiğimiz TİDER’i daha yakından
tanımak için sorularımızı yönelttiğimiz
TİDER Kurucusu Serhan Süzer
ve Genel Müdürü Ezgi Özkök anlattıkları
ile bizleri aydınlattı.
TİDER birçok koldan ihtiyaç
sahiplerine ulaşıyor. Mesela
uluslararası ödül alan
Destek İK, örnek teşkil eden
projelerinizden. Bu noktada
sizi besleyen ne oluyor?
Serhan Süzer: Derneğimizin ana misyonu
logoda da yansıttığımız gibi,
kendi ayakları üzerinde durabilen
insanları ortaya çıkarmak. Gıda bankacılığı
ve bu tip yardımlar insanların
TİDER Kurucusu Serhan Süzer
ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir.
Ama biz diyoruz ki, “Kendi ayaklarınızın
üzerinde durun. İş bulma konusunda
destek olduktan sonra bize
ihtiyacınız olmayacak.” Yani aslında
insanların bize ihtiyacı olmamasını
sağlamak istiyoruz. Ana modelimiz
bu, tabi bu model ile israfı da önlüyoruz.
Bu şirketleri teşvik eden bir modeldir.
Gıda bankacılığı kanunu 2004
yılında çıktı ve şirketler yaptıkları
bağışı vergi matrahlarından düşebiliyorlar.
Bu anlamda özel sektörü de
teşvik ediyoruz. İnsanların süreli bir
şekilde temel ihtiyaçlarını karşılıyor
ve meslek edindirerek kendi ayaklarının
üzerinde durmalarını sağlıyoruz.
Bir anlamda balık verirken balık
tutmasını öğretiyoruz. Bunu Türkiye
geneline yaymak istiyoruz. Bu anlamda
uluslararası bir ödül de kazandık,
yaptığımız iş uluslararası olarak da
taçlandırılmış oldu. Global FoodBan-
22
Sektör Haber
king Network tarafından inovasyon
ödülü aldık. Sağlıklı bir şey çıktı ortaya,
bunu daha fazla yayabilmek ve
daha fazla insana yardımcı olabilmek
temennisi ile devam ediyoruz.
Aslında bu sistemi 2015 yılından beri
Maltepe’de çok güzel ilerletiyoruz ve
bu sistemin çok net bir şekilde oturduğunu
görüyoruz.
Ezgi Özkök: 20 Eylül’de Destek Market
Bağcılar’ı açtık. Kaymakamlıklarda
ihtiyaç sahiplerini belirleyen,
onların evlerine ziyaretler gerçekleştiren
ve onları daha yakından tanıyan
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakıfları var. Destek Marketlerimizden
yararlanmak isteyen kişiler ve
aileleri için oluşturduğumuz başvuru
formu ve gerekli evraklar listemizi
onlara bıraktık. Başvuran kişileri bize
yönlendirebiliyorlar. Sadece Kaymakamlıklar
değil, Belediyeler, Muhtarlıklar
ya da bölgede bulunan STK’lar
ve farklı kurumlar bizi bu konuda
destekliyorlar.
Bölge bazlı mı çalışıyorsunuz?
Bağcılar dışından da katılım
olabiliyor mu?
Ezgi Özkök: Bölgesel çalışıyoruz evet.
Bunun şöyle bir sebebi var; biz yerelin
bir parçası olmak istiyoruz. Yani
insanların o ilçede “bizim Destek
Market”, “bizim TİDER” dedikleri bir
yapı olmak istiyoruz çünkü marketlerimizde
sadece temel ihtiyaç ürünleri
yok, orada çocukların oynayabileceği
bir çocuk bölümü var, kişilerin
danışıp görüşebileceği Sosyal Hizmet
Uzmanımız var, kütüphane var.
Dolayısıyla orası insanların zaman
geçirebileceği bir toplum merkezi.
İlçe bazlı çalışıyoruz ki insanlar orayı
benimsesin. Sayılar çok fazla, Bağcılar
Kaymakamlığı’nın verilerine göre
Bağcılar’da yoksulluk sınırı altında
yaşayan kişi sayısı 100 bin. Maltepe’de
bu sayı 5 bindi. Dolayısıyla tek
bir Destek Market’le o 100 bin aileye
ulaştığımız noktada zaten çok güzel
bir iş başarmış olacağız.
Bölgeyi neye göre atadınız?
Ezgi Özkök: Burada en önemli kriter
yoksulluk sınırının altında yaşayan
ailelerin sayısı. Maltepe pilot bir uygulamaydı.
Sayı 5 bindi ve biz 5 bin
ailenin neredeyse tamamına temel
ihtiyaç ürünlerini ulaştırdık. Pilot uygulamayı
başarıyla tamamladıktan
sonra ihtiyacın daha yoğun olduğu
bir bölge seçelim ve orada modelimizi
uygulayalım istedik. Dolayısıyla
bu noktada da aklımıza gelen ilk yer
Bağcılar oldu.
Sponsorlardan bahseder
misiniz?
Ezgi Özkök: Destek Market’in raflarında
görülen bütün ürünler bağış
olarak alınıyor. Hiçbir şekilde
satın alma yapmıyoruz. Çünkü
gıda bankacılığı temelinde iki kollu
bir iş, bir yanda israfı önlemek bir
yanda yoksulluğu aşmak var. Dolayısıyla
israfa gidecek, imha edilecek
ama kullanılabilir durumda
olan ürünleri biz marketlerimizde
sergiliyoruz. Bu alanda bize destek
olan çok firma var; Unilever,
Carrefour, Evyap, Barilla, Mondelez,
Komşu Fırın, Jacobs, Peyman
önemli ürün bağışçılarımız. Onun
dışında sadece ürün olarak değil,
örneğin çocuk köşesini kurmak
gibi durumlarda da bize destek
olan farklı lojistik firmaları var.
Cargill, Chep, Green Chemicals
da ürün bağışı dışında bize destek
olan diğer firmalar. Daha çoğuna
da ulaşmayı hedefliyoruz. Temel
ihtiyaç ürünleri dediğimiz bütün
ürünleri üretebilen ya da bunun
satışını marketlerde yapan perakendeci
ve üretici firmaların bize
ulaşmasını çok istiyoruz. Çünkü
ne kadar bağış alırsak o kadar fazla
insana ulaşabiliyoruz.
23
Eylül - Ekim 2017
Derneğin daha farklı
noktalarda Destek Market
açma hedefi var mı?
Ezgi Özkök: Modelimizi Türkiye’ye
yaymak istiyoruz. Hatta önce Türkiye
sonrasında dünyaya örnek olmasını
istiyoruz ki aldığımız inovasyon ödülü
de bunun bir göstergesi ve dünyada
da uygulanabileceği anlamına
geliyor. Modeli Türkiye’ye iki yolla
yaymak istiyoruz, bir yanda destek
marketler açmaya devam edeceğiz ve
bundan sonrakini de İstanbul dışında
Anadolu’da bir yerde açacağız. Fakat
Destek Marketlerimizi çok fazla sayıya
ulaştırmayacağız. Hali hazırda
Türkiye’de zaten birçok gıda bankası
var. Yani bu işi yapan dernek ve vakıflar
var. Onların oluşturduğumuz ulusal
gıda bankaları ağına üye olmaları
için çalışıyoruz. Bu gıda bankalarına
edindiğimiz deneyim ve bilgileri aktararak,
eğitim ve danışmanlıklarla
destekleyerek bizim modelimizi uygulamalarını
sağlamaya çalışıyoruz.
24
Sektör Haber
Teknoloji kullanımından raporlamaya
kadar, ailelerin belirlenmesi sürecinden
depo yönetimi ve konum seçimine
kadar birçok konuda destek
veriyor ve bunu sürdürüyoruz. Kurulduğumuzdan
beri bizden mevzuatlar
gibi çeşitli konularda danışmanlık ve
bilgi isteyenler oldu. Gıda bankalarının
en çok zorlandıkları kısım ürün
bağışı. Ürün bağışı alamayıp satın almaya
geçen birçok gıda bankası var.
Bunun için yazılımını bizim yaptığımız
Destek Bulutu platformumuzda
bir yanda ürün bağışı yapan üreticiler
ve perakendeciler ile diğer yanda bizim
Destek Marketlerimiz ve destek
olduğumuz gıda bankalarını buluşturuyoruz.
Platform üzerinden ürün
bağışı yapıldığında yakın konumdaki
gıda bankaları bu bağışı görebiliyorlar
ve rezerve ediyorlar. Destek Bulutu
platformuyla yaygınlaşmayı ve
diğer gıda bankalarına ulaşmayı hedefliyoruz.
Dernek ve yaptığı çalışmalar
Türkiye’de yeterince biliniyor
mu?
Ezgi Özkök: Bilinirliğimizi artırmak
için iletişim çalışmalarımız devam
ediyor. Tabi ki daha çok bilinmek her
derneğin, her STK’nın olduğu gibi bizim
de ihtiyacımız. Ne kadar bilinirsek
o kadar destekçiye ulaşabilir ve o
kadar fazla aile ve bireyi temel ihtiyaç
ürününe ulaştırabiliriz. Gıda bankacılığının
yaygınlaşması alanında da
çalışmalarımız sürüyor. Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanlığı ile görüşmelerimiz
devam ediyor. Gıda bağışı
konusunda devlet teşviklerinin artması
gerekiyor. Vergi teşviki mevcut,
bunun arttırılması ya da daha farklı
teşvikler olabilir. İsrafa yönelik farkındalık
artırılmalı. Dünyada üretilen
bütün gıdaların 3’te biri israf ediliyor.
Bugün yoksulluk ve açlık çeken 868
milyon insan var ve israf edilen gıdalar
bu kişilerin ihtiyacının 4 katıdır.
Yani biz şuan israf edilen ürünlerin
4’te birini bile kurtarabilsek dünyada
yoksulluk ve açlık diye bir problem
kalmayacak. Dolayısıyla bu farkındalığın
artması gerekiyor ki bağış daha
fazla olsun.
TBMM’de Gıda Bankacılığının araştırılmasıyla
ilgili bir dilekçe komisyonu
kuruldu. Onlarla ilişkilerimiz çok iyi
çünkü araştırma yaparken karşılarına
çıkan ilk dernek biz oluyoruz.
Hem bizim modelimizi hem de sahada
yaşanılan problemleri aktarıyoruz
ki gıda bankacılığını yaygınlaştırmaya
yönelik daha genel çalışmalar ve
değişiklikler yapılabilsin.
Son olarak size destek olmak
isteyecek kişilere vermek
istediğiniz bir mesaj var mı?
Ezgi Özkök: Temel ihtiyaç anlamında
destek olacak veya destek olabilecek
kurumlarla bizi tanıştırabilecek kişilerin
bizimle iletişime geçmesi büyük
bir destek olur. Her STK gibi biz de
bireysel bağışlarla ayakta duran bir
derneğiz. Web sitemizde bununla ilgili
çok kolay ulaşılabilir bir sayfamız
var. Ayrıca gönüllü destek de alabiliriz.
Belli alanlarda uzman kişiler ya
da kurulumlar o uzmanlık alanında
bize gönüllü destek olabilir. Hukuki
işler, kaynak geliştirme veya iletişim
desteği olabilir. Ya da bilgisi tecrübesi
varsa bize aktarabilir. Onun dışında
gönüllülerimizle her ayın son cumartesi
günü gönüllü günü düzenliyoruz.
Bu şekilde gönüllümüz olabilirler.
Her türlü desteğe açığız.
Serhan Süzer: Öncelikle güneş enerjisi
benim profesyonel alanım olduğu
için şunu eklemek istiyorum. Aslında
elektrik de bir temel ihtiyaçtır. Bizim
konsepte çok uyuyor. Elektrikle ısınma
ve birçok ihtiyacı da beraberinde
sağlamış oluyorsunuz. Zamanında
Amerika’da bir etkinliğe katılmıştım.
Bir yardım kuruluşunun etkinliğinde
fakir bir aile tespit ediyorlar ve biz
sana yardım edeceğiz diyorlar. Birçok
güneş enerjisi firması da destekliyor.
Ben bizzat kendim bir ailenin çatı
kurulumunu yaptım ve onun faturalarını
sıfıra indirdik. Bir anlamda
benim yaptığım güneş enerjisi Tİ-
DER’in kesişimi gibi bir şey... İlerde
böyle bir program başlatabiliriz.
Çünkü gıda, temizlik ürünü ve kıyafet
temel ihtiyaçtır ama elektriğin de ihtiyaç
olduğu yerde böyle bir program
başlatabiliriz. Aslında bizim iki tane
platformumuz var. Biri Destek Bulutu
yazılımıyken diğer yazılımımız Kariyer.net’in
mavi yaka versiyonu. Bu
yazılımla insan kaynakları yöneticileri
gidip bir kariyer.net veya eleman.
net’e, bir de TİDER’e bakayım diyecekler.
Bütün illerde ilçelerdeki kuruluşlar
bizim veritabanımızdan profilleri
görüp mülakata çağırabilecekler,
aynı zamanda oradaki ihtiyaç sahibi
kişiler de açık pozisyonları bulup
başvurabilecekler. O sebeple firmaların
bizim Destek İK platformuna entegre
olmalarını rica ediyoruz.
25
Eylül - Ekim 2017
Sektör Haber
Mutlu şehir Osmaniye’nin
güneş ile gülen yüzleri
Ekore’nin Osmaniye’deki 1.2 MW kurulu kapasiteli GES’i devreye girdi
Osmaniye Belediyesi 2015-2019
Stratejik Planı’nda hedefini “Mutlu
Şehir Osmaniye” olarak belirlemiş
ve çıkılan bu yolda çağdaş, modern
ve bölgesel yaşam merkezi olan bir
Osmaniye inşa etmek için çalışmalarını
yürütmekte. EkoRE olarak biz
de Osmaniye’nin “Mutlu Şehir” hedefine
katkıda bulunmak istedik.
Doğanın cömert davrandığı ve
medeniyetlerin beşiği bu bereketli
topraklarda “Mutluluk”; yine şehrin
ekonomik gelişmesine katkıda
bulunacak teknolojide temiz enerji
ile üretilmiş elektriği “Mutlu Kentin
Mutlu İnsanları”’na sunabilmektir.
Doğanın bize armağanı olan güneş
enerjisi ile santrallerimizden birini
Osmaniye’ye kurarken “Mutlu Şehir
Osmaniye’nin Güneşle Gülen Yüzleri”’ne
vesile olmak istedik. Eko-
RE’nin Osmaniye Düziçi’ndeki 1.2
MW kurulu kapasiteye sahip güneş
enerjisi santrali devreye girdi. 1,980
MWh/yıl elektrik üretirken 1,346.4
ton/yıllık Karbondiyoksit (CO2)
salımını önleyen Osmaniye GES’de
EkoRE hem EPC (Mühendislik, Tedarik
ve Kurulum) firması hem de
yatırımcı konumundadır. Daha yaşanılabilir
bir gelecek için çalışan
EkoRE hem Türkiye’de hem de diğer
ülkelerde yenilenebilir enerji projeleri
geliştirmeye devam etmektedir.
26
Eylül - Ekim 2017
TGDF’den İklim Değişikliği
konusunda çarpıcı rapor!
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri
Federasyonu (TGDF), “Türkiye’de İklim Değişikliği
ve Tarımda Sürdürülebilirlik” Raporu ile tarım ve
gıda üretiminin iklim değişikliği ile karşı karşıya
kalacağı tehdidin boyutlarını ortaya koydu, çözüm
önerilerinde bulundu. Raporda, sürdürülebilir tarım
ve gıda güvencesi için “günübirlik politikalarla
değil, uzun vadeli ve bilimsel bir yaklaşımla hemen
harekete geçilmesi” gerektiğinin altı çizildi.
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri
Federasyonu (TGDF) Çevre
ve Tarım Komisyonu adına; İTÜ
Meteoroloji Mühendisliği Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat
Kadıoğlu başkanlığındaki bir ekip
tarafından hazırlanan “Türkiye’de
İklim Değişikliği ve Tarımda Sürdürülebilirlik”
Raporu, TGDF Çevre ve
Tarım Komisyonu Başkanı Ayhan
Sümerli, FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı
Dr. Ayşegül Selışık ile Prof.
Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun katılımıyla
düzenlenen basın toplantısında
kamuoyuna açıklandı.
“İklim değişikliği göçü
tetikliyor”
Konuşmasında, BM Gıda ve Tarım
Örgütü’nün (FAO) bu yıl için 16
Ekim Dünya Gıda Günü temasını
“Göçün geleceğini değiştirin, gıda
güvenliği ve kırsal kalkınmaya yatırım
yapın” olarak belirlediğine
dikkat çeken Dr. Ayşegül Selışık,
söz konusu tema ile göçün engellenmesinde
gıda güvenliği ve kırsal
kalkınmaya yapılan yatırımların
öneminin vurgulandığını söyledi.
Dünyadaki göç hareketlerine ilişkin
verileri paylaşan Selışık, “İklim
değişikliği, tarım ve gıda üretimine
olumsuz etkileri ile göçü tetikleyen
unsurların başında geliyor. Savaş ve
çatışmalardan, iklim değişikliğinin
yol açtığı tarım ve gıda üretimindeki
azalmalardan en fazla kırsal
kesimdeki insanlar etkileniyor. Bu
nedenle iklim değişikliği ile mücadele
kapsamında atılacak adımlar,
hem ulusal sınırlar içerisinde hem
de uluslararası göçün önlenmesi
bakımından büyük önem taşıyor”
ifadelerini kullandı.
“Şimdi harekete geçmeliyiz”
“Türkiye’de İklim Değişikliği ve
28
Sektör Haber
Tarımda Sürdürülebilirlik” Raporu’nun
sunumunu yapan Prof. Dr.
Mikdat Kadıoğlu da, “İş işten geçmeden
sürdürülebilir bir tarım ve
gıda güvencesi için günübirlik politikalara
göre değil, uzun vadeli ve
bilimsel bir yaklaşımla şimdi harekete
geçmeliyiz” dedi. Kadıoğlu,
rapordan bazı önemli başlıkları da
şöyle açıkladı:
“Türkiye’de hava sıcaklıkları en kötü
iklim senaryosuna göre 2100 yılına
kadar yaz aylarında 4-7 °C aralığında
artacak. En yüksek sıcaklık artışları;
Güneydoğu, Ege ve Akdeniz
bölgelerinde meydana gelecek.
Toplam yağış miktarlarında, Karadeniz
Bölgesindeki 150 mm civarındaki
küçük artış hariç, 2050’den
itibaren özellikle kış aylarında 250-
300 mm’ye varacak olan azalmalar
yüzünden, Ege ve Akdeniz kıyılarında,
Güneydoğu ve Doğu bölgelerinde
yağış eksikliği/kuraklık yaşanacak.
Karla kaplı alanlarda, kar yağışlı
gün sayısı ve kar yağışı miktarlarında
azalmalar olacak, kıyılarımızda
deniz su seviyesi yükselecek.
Meteorolojik afetler, Türkiye’nin
güneyinden kuzeyine doğru sayı ve
şiddet bakımından artış̧ gösterecek.
Artan nüfus, iklim değişikliği ve
azalan su kaynakları nedeniyle kişi
başına kullanılabilir yıllık su miktarının
~1.000 m3’ün altına inmesi ile
Türkiye’nin ‘su fakiri’ olması bekleniyor.”
“Tarım ve gıda üretimi
sınırlanacak, fiyatlar artacak”
Tarım ve gıdanın, Türkiye’de iklim
değişikliğinden en çok etkilenecek
ve en savunmasız sektörler olduğunun
altını çizen Prof. Dr. Kadıoğlu,
olası sonuçları da şöyle özetledi:
“Yağış yetersizliği, su sıkıntısı ve
aşırı hava olaylarındaki artış; bitkisel
üretime uygun alanların azalması
ve kuzeye doğru kaymasına
yol açarak, tarım ve gıda üretimimizi
sınırlayacağı için fiyatlar yükselecek,
ithalat artıp ihracat düşecektir.
Sıcaklıktaki artış,̧ insan, bitki ve
hayvan sağlığı üzerinde olumsuz
etkiler yapacak, haşere, hastalık
ve ölüm oranları artacak, yarı kurak
bölgeler daha kurak hale gelecek,
sulama suyu talebi bugüne
göre yaklaşık iki katına çıkacaktır.
Türkiye’nin mevcut su kaynakları
ve gıda sorunlarına yeni sorunlar
eklenecek, sulama, içme ve kullanma
suyunda sıkıntılar yaşanacak,
sektörler ile birlikte iller/ bölgeler
arasında su için büyük bir rekabet
ortaya çıkacak. Ayrıca, artan hava
sıcaklığından büyükbaş hayvancılık
olumsuz bir şekilde etkilenecek.
Şiddetli sağanaklar ile hortum, dolu
ve ani yağışlardaki artışlar da, Türkiye’de
güvenli gıdaya ulaşma imkanlarını
azaltacaktır.
Türkiye’nin tarımsal üretimindeki
mavi su ayak izi oranının pamuk ve
şeker pancarı gibi bazı ürünlerde
çok yüksek olması, sulama gerektiren
ve sadece yağmur suyu ile yetiştirilemeyen
ürünlerinin doğru yerlere
ekilmediğini göstermektedir.”
“TGDF üzerine düşeni yapmaya
hazır”
Toplantıda konuşan TGDF Çevre
ve Tarım Komisyonu Başkanı Ayhan
Sümerli ise BM’nin Eylül ayında
açıkladığı “Gıda Güvenliği ve
Beslenme” Raporunun, dünyada
10 yıldan uzun bir süredir gerileyen
açlığın, 2016 yılında yükselişe
geçtiğini ve 815 milyon insanın aç
olduğunu ortaya koyduğunu hatırlattı.
Sümerli, “Bu kadar aç insanın
varlığı bir yana, 2050 yılında 10 milyara
ulaşacak dünya nüfusunu beslemek
için tarım ve gıda üretiminin
en az yüzde 50 oranında artırılması
gerekiyor.” dedi.
Buna karşılık iklim değişikliğinin
tarım ve gıda üretimi için büyük
tehdit oluşturduğunun altını çizen
Sümerli, “Türkiye’de İklim Değişikliği
ve Tarımda Sürdürülebilirlik
Raporu”nun, ülkemiz tarım ve gıda
üretimini bekleyen tehlikeyi ortaya
koyduğunu bildirdi.
Başta Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu
olmak üzere raporu hazırlayan
isimlere teşekkür eden Sümerli,
“Türkiye gıda sektörü olarak gıda
güvenliğinden taviz vermeden, gelecek
nesillerin en ekonomik ve en
sağlıklı nasıl beslenecekleri sorusuna
yanıt arayışımız kapsamındaki
çalışmalarımızın bir ürünü olan
raporun, bu alandaki çalışmalarda
yol gösterici olacağına inanıyoruz.
Ülkemiz için bir İklim Değişikliği
Acil Eylem Planı vakit yitirilmeden
hazırlanmalı ve uygulamaya konulmalıdır.
Aksi halde yarın çok geç
olacak. TGDF olarak biz üzerimize
düşeni yapmaya hazırız” diye konuştu.
29
Eylül - Ekim 2017
Kesintisiz enerji kahramanları UPS’lerin
Türkiye’de pazar lideri İNFORM, Ar-Ge ile büyüyor
Legrand Ülke Müdürü Levent Ilgın
Günlük hayatta, üretimde ve toplu yaşam
alanlarında kısacası yaşamın sürdürülebilirliğinde
en önemli öğe, ‘kesintisiz güce sahip olmak’ ve
bu güce sahip olabilmenin yolu ise UPS’lerden
(Uninterruptible Power Supply: Kesintisiz Güç
Kaynağından) geçiyor.
Bu noktada elektrik yükünün bağlı
bulunduğu şebekede meydana gelen
veya gelebilecek olası gerilim
dalgalanmalarının yanı sıra kısa
veya uzun süreli kesintiler gibi durumlarda
yükü bu değişimlerden
koruyan ve yükün sağlıklı ve kesintisiz
çalışmasını sağlayan UPS’lerin
önemi ortaya çıkıyor. Bu bilinçle
yüzde 40 pazar payıyla Türkiye’de
tartışmasız sektör lideri İnform,
Ar-Ge destekli inovatif bakış açısını
benimseyerek beş yıl içinde dünyanın
ilk 5 UPS firmasından biri olmak
için çalışmalarını sürdürüyor.
Elektrik ile çalışan hassas cihazların
kesintisiz ve sağlıklı çalışmasını
sağlamak için kullanılan UPS’ler
(Uninterruptible Power Supply:
Kesintisiz Güç Kaynağı) farkına
varmasak da yaşamımızda büyük
öneme sahip. Gelişen ve değişen
dünya şartlarında elektriğin yaygın
kullanımı, hayati önem taşıyan ya
da sürekli çalışması gereken cihaz
ve sistemlerde uygulanması, bu
enerjiyi üreten kaynakların da güvenilirlik
sorununu gündeme getiriyor.
Bu nedenle kritik yük olarak
nitelendirilen elektronik cihaz ve
sistemlerin Kesintisiz Güç Kaynakları
(UPS) üzerinden beslenmesi
zorunlu. Gerek hayati önem taşıyan
kuruluşlarda, gerekse endüstriyel
uygulamalarda gittikçe yaygın kullanım
alanı bulan UPS’lerin kullanım
alanları arasında; bilgisayarlar
ve bilgisayar destekli otomasyon
sistemleri, tıbbi elektronik cihazlar,
hastaneler, havaalanı aydınlatması,
hava trafik kontrol merkezleri, askeri
radar sistemleri, haberleşme ve
yayın kuruluşları, asansörler, yazar
kasalar, acil durum aydınlatma sistemleri,
ısıtma ve soğutma cihazları
vb. geliyor.
Sürdürülebilirlik ilkesini tüm iş
süreçlerine entegre eden İnform,
enerjinin, insana ve çevreye zarar
vermeden, en verimli şekilde ve
kesintisiz olarak kullanımına olanak
sağlayan ürünleriyle sektördeki
duruşunu net bir şekilde ortaya
30
Sektör Haber
koyuyor ve 37 yıllık deneyimini
ülke lideri konumuyla taçlandıran
İnform, geliştirdiği ürünlerle sektöründe
takip eden değil, takip edilen
bir firma...
“Ar-Ge destekli büyüme
stratejisini benimsiyoruz…”
İnform’un yüzde 40 pazar payıyla
Türkiye’de tartışmasız sektör lideri
olduğunu söyleyen Legrand Ülke
Müdürü Levent Ilgın, İnform’un
beş yıl içinde dünyanın ilk beş UPS
firmasından biri olması için strateji
geliştirdiklerini söylüyor ve ekliyor,
“İnform, tesislerinde ve özellikle de
Ar-Ge Departmanı’nda büyümeyi
sürdürmüş, dış pazarlardaki varlığını
çok daha güçlü biçimde vurgulamış
bir markadır. Bu sene Nisan
ayında Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı’ndan onaylı, sertifikalı
bir Ar-Ge Merkezi olduk. Bu kapsamda
TÜBİTAK Teydeb projelerimiz
var. 27.500 m2’lik kapalı alana
kurulu tesislerinde, kesintisiz güç
kaynakları başta olmak üzere, GSM
ve telekomünikasyon sektöründe
kullanılan özel enerji sistemleri,
doğrultucular, 19’’ Rack kabinleri,
otomatik ve statik voltaj regülatörleri,
alçak gerilim panoları, IT Hastane
sistemleri, aktif harmonik
filtre, transformatörler, elektronik
kartlar, enerji tasarruf sistemleri,
yenilenebilir enerji sistemleri vb.
ürünleri üreterek satışa sunmakta
ve her türlü özel projeye cevap
verebilmektedir. Her anı Kalite
Müdürlüğü tarafından denetlenen
İnform, ISO-9001: 2008, ISO 14001:
2004, ISO 27001: 2013, OHSAS
18001: 2007 ROHS, , EAC, Soncap,
CE ve TSE kalite belgelerine sahiptir.
İnform’ un Toplam Kalite Yönetimi
ilkeleri ve koşulsuz müşteri
memnuniyeti beklentisi, üretimin
her anında kusursuzluğun temelini
oluşturmaktadır”.
Levent Ilgın: İnform
Türkiye’nin en büyük ve
güvenilir çözüm ortağı
İnform’un Türkiye çapında 81 ili de
kapsayacak şekilde yapılanması olduğunun
altını çizen Ilgın, “Yüzde
100 müşteri memnuniyeti çerçevesinde
çalışan İnform, satış ve satış
sonrası hizmetlerde uzman kadroları
bünyesinde barındırmaktadır.
Dünya ölçeğinde ise 85’i aşkın ülkeye
yapılan ihracat ile genişlemesini,
ürün kalitesine hizmet kalitesini de
ekleyerek sürdürmektedir. İnform,
kesintisiz ve temiz enerji ihtiyacında,
Türkiye’nin en büyük ve güvenilir
çözüm ortağı olmak, bu güvenilirliği
tüm dünyada yaygınlaştırmak
için, dünya standartlarında kaliteden
ödün vermeden ilerlemeyi
kendine ilke edinmiştir.
31
Eylül - Ekim 2017
Yenilenebilir enerjinin merkezi Türkiye:
Saniyede şarj, hayal olmaktan çıkıyor
Dünyada en büyük sorun enerjiyi depolamak ve doğal
enerjiler için depolama çözümleri bulmak. Diğer yandan
uzun şarj süreleri ve kısa sürede tüketim özellikle
elektrikli araç teknolojisinin hızlı gelişmesinin önünde
en büyük engel. Tüm dünya pil ve şarj teknolojileri
üzerine yoğunlaşırken, yakın gelecekte saniyeler
içinde şarj olmaları ve daha uzun süre dayanabilmeleri
mümkün görünüyor. Ülkemiz de bu gelişmelere katkı
sunan ülkeler arasında…
Türkiye’nin lider ülke olmak için yoğunlaştığı
yenilenebilir enerji, yeşil
dostu bir teknoloji. Yenilenebilir
enerji ile iklim değişikliğinin önüne
geçilerek, dünyayı daha yaşanabilir
halde tutma amaçlanıyor.
Türkiye’nin yerli yeniliğini temsil
eden MMG Ar Ge İnovasyon
Zirvesi ve Sergisi’nde “Enerjinin
Depolanması ve Yeni Nesil Batarya
Teknolojileri” sektörünün liderleri
konuşacak.Türkiye’nin en çok
ihtiyaç duyduğu ve yatırımların
artmaya başladığı “Enerjinin Depolanması
ve Yeni Nesil Batarya
Teknolojileri” hakkında, aynı konu
başlığında düzenlenecek panel, Mimar
ve Mühendisler Grubu Genel
Başkan Yardımcısı Bülent Şen’in
32
Sektör Haber
oturum başkanlığında Yenilenebilir
Enerji Genel Müdürü Dr. Oğuz Can,
EPDK Elektrik Dairesi’nden Afşin
Burak Bostancı, GE İnovasyon Lideri
Ussal Şahbaz, GER Partners
Strateji ve Araştırma Direktörü
Emin Emrah Danış’ın katılımıyla
yapılacak.Bütün dünyanın enerji
altyapısını değiştirmeyi hedefleyen
yeni nesil bataryalar, rüzgar ve güneş
santrallerinde enerji depolama
sistemleri ve Türkiye’nin yenilenebilir
enerji ihaleleriyle yapmak istedikleri
üzerinde durulacak.
Yenilenebilir enerjinin merkezi
Türkiye
Özellikle son günlerde yenilenebilir
enerjinin depolanması ve ihtiyaç
halinde kullanılması konusunda
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,
Türkiye’yi yenilebilir enerjinin
merkezi yapmak için çeşitli çalışmalar
yürütüyor. Hedef, milyarlarca
dolarlık ekonomi oluşturularak
geleceğin en büyük güçlerinden biri
olacak yenilebilir enerjinin merkezinde
yer almak. Yenilenebilir enerjinin
depolanabilmesi çevre doğru
yeşil teknolojilerinin kullanımının
önünü açacak. Yeşil teknolojilerin
kullanımının arttırılmasıyla ile iklim
değişikliğinin durdurularak,
özellikle son yıllardaki iklim değişikliğine
bağlı doğal afetlerin azalması
öngörülüyor.
Dünya otomobillerin daha çok
gidebilmesi üzerinde çalışıyor
Dünyada birçok otomotiv
üreticisi, elektrikli ve hibrit araçlar
konusunda yoğun bir şekilde
Ar-Ge çalışmaları yaparken
Türkiye’de de elektrikli ve hibrit
araçlar üzerinde benzer çalışmalar
yürütülüyor. Bu çalışmaların
odağında ise elektrikli araçlar için
“enerji verimliliği yüksek, maliyeti
düşük” batarya ve enerji yönetim
sistemlerinin geliştirilmesi geliyor.
Batarya Yönetim Sistemleri
(BYS), hem bataryanın verimli
ve güvenli kullanımını sağlaması
hem de araçların güvenliğini riske
atmayacak şekilde tasarlanmasını
gerektiriyor. Son yıllarda ulusal
destekler başta olmak üzere
ülkemizde de bu konuda
girişimler olmaya başladı. Zirve
bu girişimlerin nasıl ticarileşip,
ülkemizde katma değerli sektör
haline gelmesi ile ilgili alt yapılar
ve yol haritası tartışılacak.
Ayrıca uluslararası pazarlarda bu
ürünlerin kabul görebilmesi için
uluslararası arenada ülke olarak
sertifikasyonda öz yeterliliği nasıl
kazanacağız o da konuşulacak.
33
Eylül - Ekim 2017
Sektör Haber
Enerjisa’nın güneşi hızla büyüyor
Enerjisa Üretim, Bandırma’daki ilk güneş enerjisi
santralinin ardından 3 ayda inşaatını tamamladığı
ikinci güneş enerjisi santralini Karabük’te işletmeye
aldı. Yerli ve yenilenebilir enerji portföyüyle milli
kaynakların kullanımını önceliklendiren Enerjisa
Üretim, Karabük’te devreye aldığı 7 megavatlık güneş
enerjisi santraliyle yılda 5.000 hanenin elektrik
ihtiyacını karşılayabilecek enerji üretecek
Toplam 3.600 MW’lık kurulu gücüyle
Türkiye’nin en büyük özel
sektör elektrik üretim portföyüne
sahip olan Enerjisa Üretim, güneş
enerjisi yatırımlarını sürdürüyor.
Geçtiğimiz ay ilk güneş enerjisi
santralini (GES) Bandırma’da işletmeye
alan Enerjisa Üretim, ikinci
güneş enerjisi santralini Karabük’te
devreye aldı. Milli ve yenilenebilir
enerji yatırımlarına öncelik veren
Enerjisa Üretim, yaklaşık 6,5 milyon
dolarlık yatırımla 3 ayda tamamladığı
Karabük GES ile güneş
enerjisine dayalı üretim gücünü 9
megavata çıkarmış oldu.
7 megavat kurulu güce sahip Karabük
GES, yılda toplam 11,4 GWh
elektrik üreterek 5.000 hanenin
tüm enerji ihtiyacını karşılayacak.
Karabük’teki en büyük GES
yatırımı
Bandırma’da devreye aldıkları ilk
güneş enerjisi santralinden kısa
bir süre sonra ikinci güneş enerjisi
santralini işletmeye alan Enerjisa
Üretim, yatırımlarına hız kesmeden
devam edecek. Bölgeye yapılan
en büyük GES yatırımı olan
Karabük GES, Türkiye’nin elektrik
üretiminde milli kaynakların kullanımı
hedefine katkıda bulunmaya
devam edecek. Enerjisa Üretim,
güneş enerjisine yatırım yapmaya
devam edecek.
Avrupa ve diğer dünya devletlerine
göre ülkemizin güneş enerjisi potansiyeli
ve yıllık güneşlenme süresi
oldukça yüksek. Güneş Enerjisi Potansiyeli
Atlası’na (GEPA) göre ülkemizde,
yıllık toplam güneşlenme
süresi 2737 saat ve ortalama toplam
gelen güneş enerjisi miktarı ise
1527 kWh/m²yıl. Türkiye, konumu
itibariyle güneş enerjisi için Avrupa’da
İspanya’dan sonra en verimli
ülkelerden bir tanesi. Dünyada ve
Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynakları
arasında oldukça önemli
bir yere sahip olan güneş enerjisinin
elektrik üretimindeki payı gün
geçtikçe artmaya devam ediyor ve
Enerjisa Üretim’in de bu alanda
yaptığı yatırımlar devam ediyor.
34
Eylül - Ekim 2017
Enerji Depolama: İşletmeleri güç
verimliliğiyle şekillendirmek
Enerji piyasası elektriğin hangi kaynaktan sağlandığının ve nasıl kullanıldığının
kolaylaştırılması ve izlenmesiyle son yıllarda on misli büyümüştür. İklim
değişiklikleri, yenilenebilir kaynaklara yönelik enerji seçimlerimiz konusunda bizi
daha duyarlı hale getirirken, teknoloji; akıllı izleme sistemleri ve mobil batarya
paketleriyle kamu hizmetleri pazarına da girmiştir. Bu durum, bizim tüketiciler
olarak değişen enerji zeminini kucakladığımızı gösterirken, işletmelerin neden
bunu benimsemediği sorusunu da akıllara getirmektedir.
36
Sektör Haber
Taleplerden dolayı gereğinden fazla
çalıştırılan güç şebekeleriyle, işletmeler
özellikle talebin arzdan fazla
olabileceği durumlarda kendi güç
kaynaklarını kontrol edecek gerekli
adımları atarak bu baskının hafifletilmesinde
rol oynamalıdır. Akü
depolamanın azalan maliyeti, hem
ticari kullanıcıların hem de tüketicilerin
enerji kullanımları ve faturalarını
kontrol etmelerine daha
fazla vererek, yenilenebilir enerji
kaynaklarının kullanımı ve şebeke
denkliğini arttırmak için uygun zamanlı
bir fırsat oluşturmaktadır. Bu
durum da, şu halde Birleşik Krallık’taki
eskimekte olan güç şebekesini
güçlendirme ve güvenli hale
getirme potansiyeline sahiptir.
Ticaret sahnesinde yatırım yapmak
çevreyi kurtarmaya yardım etme
çağrısının ötesindedir - akü depolama
sistemlerini işletme içinde depolama
ve enerji kapasitesini izlemede
geçerli ve uygun bir yaklaşım
haline getiren gerçek iş faydaları
mevcuttur, bu da bir bütün dahilinde
hem işletme hem de toplum için
dönüşümsel değişikliğin kapılarını
açacaktır.
İşletmeleri Güçlendirmek
Yerinde enerji depolama sistemleri
iş yerinin sorunsuz bir şekilde çalıştırılmasını
sağlamaktadır.
Faturaları ve tedarik risklerini yedek
güç olarak kontrol ederek ticari
ve endüstriyel işletmelerin daha
sürdürülebilir hale getirme yeteneği
enerji verimliliğinin en üst noktasıdır.
Buna rağmen akü depolamanın en
bariz avantajı esnekliğidir, bu da
akü depolamayı pompalanan hidroelektrik
veya doğal gaz rezervleri
gibi daha yavaş fakat daha yüksek
kapasiteli enerji depoları için ideal
bir tamamlayıcı haline getirmektedir.
Bununla birlikte, akü depolamanın
çoklu faydaları bulunmaktadır,
bunlar; güç şebekesinin
stabilitesinin arttırılması ve yenilenebilir
enerjiyi emecek arttırılmış
kapasite, güç jeneratörleri için geliri
azami masrafları asgari seviyeye
çekme fırsatı, doğal afetler veya ana
şebekenin kaybolması halinde bile
daha dirençli yerel şebekeler ve tabii
ki şirketler için ayak izlerini karbonize
etme fırsatıdır.
Enerji depolamaya yatırım yapmak
şirketlerin işletimsel masraflardan
tasarruf etmelerini, ek gelirler yaratabilmelerini
ve ciddi anlamda
direnci temin etmelerini sağlamaktadır.
Şebekelerin yenilenebilir
enerji kaynaklarını desteklemeye
başlamasıyla, pek çok işletme şebeke
elektriğinin kesilmesinden kaynaklanan
finansal kayıpları veya
üretkenlikteki aksaklıkları karşılayamamaktadır.
Depolamayla birlikte,
toplayıcılarla birlikte çalışan
işletmeler sadece kendilerini korumakla
ve elektrik faturalarını azaltmakla
kalmamakta, aynı zamanda
yatırımı da karlı hale getirmektedir
çünkü bu işletmeler şebeke yan hizmetlerini
de satabilmekte ve yeni
bir gelir alanı sağlayabilmektedir.
Önümüzdeki engel nedir?
Britanya’da bulunan pek çok işletmenin
farkına varmadığı şey (ister
güneş paneli, ister klima ister
dondurucu olsun) tesiste bulunan
enerjiyi depolamanın sahip olunan
ve enerjiyi hem üreten hem de
kullanan varlıkların değerini hızla
arttırmada kullanılabilecek bir yöntem
olduğudur. Bu yüzden, daha
fazla yöneticinin enerji yatırımına
daha fazla yatırım yapma şansını
neden değerlendirmediği sorusu
akılla gelmektedir. Özetle, bu teknoloji
ticari perspektiften bakıldığında
pek anlaşılmamaktadır.
Bu teknolojinin çok sayıda faydası
olmasına rağmen, verimli enerji
depolamasının meyvelerini uygun
bir şekilde toplamak için işletmeler
yatırım yapmalı ve akülerin organizasyonların
alt yapısına entegrasyonuna
dahil olan karmaşık yapıları
anlamak için çalışmalıdır. Bununla
birlikte, kapsayıcı bir stratejiye entegre
olduğunda, depolama organizasyon
içinde öz yeterliliği bir üst
seviyeye taşıyacaktır.
Toplumumuz gitgide elektrik enerjisine
bağımlı hale gelirken, akıllı teknolojilerinin
en yoğun zamanlarda
arzı dengeleyebilmesini sağlamak
için daha fazla çaba harcanmalıdır.
İşletmeler işte tam bu noktada
devreye girmektedir. Enerji depolama,
şirketleri masraflarını optimize
etme konusunda desteklemekte ve
gelecek için onlara esneklik sağlamaktadır.
Daha akıllı ve çevre dostu
bir enerji şebekesine geçişi desteklerken
işletmeleri elde edilecek
ekstra gelirler konusunda eğitmek
ve bilgilendirmek için işletmelerle
birlikte çalışan gelişmiş toplayıcıları
halihazırda görmekteyiz.
Değişimin istikameti evrilmeye devam
ederken, fosil yakıtların rekabet
gücü azaldıkça depolama daha
da uygulanabilir hale gelecektir.
37
Eylül - Ekim 2017
Eray reklamın güneş yatırımları
devam edecek
Eray Reklam sektöründe Türkiye
çapında tanınan köklü bir firma.
Röportaj gerçekleştirdiğimiz Eray
Reklam Firma Sahibi Erkut Çakır’ın
asıl mesleği ise Ziraat Mühendisliği.
Ankara merkezli bir firma olan
Eray Reklamın İstanbul’da da bir
şubesi bulunuyor. Reklam sektöründen
sonra Muğla’da Elif Hanım
Hotel & SPA ile konaklama sektörüne
girdiklerini belirten Çakır,
aldığı ödül ve yorumlarla Elif Hanım’ı
Ege’nin en iyi otellerinden biri
olarak tanımlıyor. Birçok sektörde
yatırım yapan Erkut Çakır’ın güneş
enerjisi sektörüyle tanışması da bir
vesileyle gerçekleşmiş. Hem bu vesileyi
öğrenmek hem de yatırımın
detaylarını dinlemek üzere Erkut
Çakır’ın İstanbul ofisine konuk olduk.
Eray Reklam Firma Sahibi Erkut Çakır
Eray Reklam, Halk Enerji’nin Polatlı tesisini
1 milyon 320 bin dolara satın aldı.
Reklam ardından otel
sektörüne girdiniz. Güneş
enerjisi sektörüyle yolunuz
nasıl kesişti?
Bu işin içinde olan kuzenim Elektrik
Mühendisi Birgi Çakır yönlendirdi.
Bilgi sahibi oldukça yatırım
yapılabilir bir iş olduğunu anladım.
Fakat bunu hemen gerçekleştiremeyeceğimizi
de kavradım. Sektörle
ilgili ciddi bir kota sıkıntısı olduğu
ortaya çıktı. Ancak yeni bir talep
açılırsa sıfırdan bir tesis kurabileceğimi
öğrendim ve bu konuda yapılmış
tesislerden en iyisini bulup, alıp
en azından bu hevesimi gidermek
istedim.
Yatırım için Halk Enerji Polatlı tesisini
tercih etme sebebiniz nedir?
Halk Enerji Sahibi Mustafa Bey çok
samimi, bilgili ve donanımlı biri.
Birçok tesis gezdim ve hakikaten
kataloğa konulacak güzellikte ve
kullanılan malzemelerin de kaliteli
olduğuna kanaat getirdim. Bu
kriterler beni çok etkiledi. Ankara
merkezli bir firmayız, bu yüzden
konumu itibariyle daha sempatik
geldi. Aslında otelimizin konumu
ve bölgeyi tanımamız sebebiyle
Muğla’ya yatırım yapmayı düşün-
38
Röportaj
müştük. Ama Ankara’da sempatik
geldi ve Halk Enerji’ye yöneldik.
Yatırımın rakamsal değeri ne
oldu? Tesis hakkında bilgi verir
misiniz?
Yatırımımızın rakamsal değeri 1
milyon 320 bin dolardır.
Satın aldığımız 1 MW’lık bir tesis.
Bu tesisin 3 aylık getirisi KDV hariç
yaklaşık 259 bin TL, üç ay fatura
kesilmiş. Yatırımımız karşılığını
kesinlikle veriyor. Bu anlamda yatırımcıların
bu sektöre yönelmesini,
sektörün daha da gelişmesini ve
ülkemizin dışa bağımlı olan enerji
ihtiyacını doğal kaynaklardan karşılayabiliyor
olduğunu görmek istiyorum.
Üretim arttıkça sürümden
kaynaklanan maliyetler düşecektir.
Teknoloji, maliyet düşüşü ve yeni
sahaların açılmasıyla birlikte hızlı
bir şekilde enerji üretiminde istenilen
hedeflere ulaşılmasını umut
ediyorum. Yeter ki bu konuda benim
gibi yatırımcıların önü açılsın.
Önümüzdeki günlerde açılacak
böyle bir imkan için bu günden hazırlıklarımı
yapmaya başladım. Bununla
ilgili yine Muğla ilinde yeni
bir arazi satın aldım. İlk kota ilavesi
söz konusu olduğunda müracaat
edip oraya bir güneş enerji santrali
kurmak istiyorum.
Bundan sonraki yatırımlarınız
nasıl şekillenecek hedefleriniz
tam olarak neler?
Sıfırdan kendi tesisimizi kurmak
üzere Muğla bölgesinde arazi satın
aldık. Bununla ilgili önümüzdeki
günlerde açılacak talepleri
bekleyeceğiz. Ama bunun dışında
yine aynı bölgede öz tüketimle bir
tesis daha kurma projemiz var. Bu
bir hayvancılık tesisi üzerine çatı
kurulumu olacak. Yatırım adıyla
başladığımız proje duygusal anlamda
memleketimizin enerjiye
olan ihtiyacının karşılanmasına
yönelik olarak da motivasyon
sağladı. Hayvancılık tesisi de yine
memleketimizin bir ihtiyacı olan
ithal ettiğimiz hayvan ihtiyacına
fayda sağlayacak bir proje olması
açısından yine manevi bir haz
verdi. Sırf maddi yönünü değerlendirdiğimizde
yatırıma uygun
tesisler ama işin bir de manevi
boyutu var.
Artık güneş enerjisi her alanda
karşımıza çıkıyor. Sizin güneş
enerjisini görmeyi hayal
ettiğiniz bir alan var mı?
Güneş gerçekten çok temiz bir
enerji kaynağı. Ben çevreci bir insanım,
Ankara’da Elif Hanım isimli
küçük bir ormanımız var. Dolayısıyla
bu bizden sonraki nesile
güzel bir dünya bırakmak için ihtiyacımız
olan enerjinin en temizi.
Her alanda kullanılmasını arzu
ederim. Otomobillerimiz elektrikle
çalışacak, makinalarımız zaten
elektrikle çalışıyor.
Eklemek istedikleriniz?
Enerji ihtiyacı olan ülkeme, enerjisini
karşılamada bir nebze olsun
fayda sağladığımı düşünüyorum.
Bu beni çok mutlu ediyor.
39
Eylül - Ekim 2017
Sektör Haber
8. Türkiye Enerji Zirvesi’nde
Sosyal Sorumluluk alanında Altın Voltaj
ödülünü Bordo Enerji A.Ş. aldı
Türkiye Enerji Zirvesi’nin Sekizincisi bu yıl 10 -11 Ekim
2017 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirildi.
Başta elektrik ve doğal gaz sektörleri olmak üzere
yenilenebilir enerji ve nükleer enerji alanlarında
birbirinden önemli konuların yer aldığı zirve
kapsamında verilen Başarı Ödülleri’nde Bordo Enerji
A.Ş., sektöre olan katkılarından dolayı “Altın Voltaj”
ödülüne layık görüldü.
Düzenlenen törende Altın Voltaj
ödülü TBMM Enerji Komisyonu
Başkanı Sn. Ziya Altunyaldız
tarafından Bordo Enerji A.Ş.
Yönetim Kurulu üyesi ve Genel
Müdürü Sn. Alper Aydınalp’e verildi.
GÜRİŞ Holding bünyesinde
hizmet veren Bordo Enerji A.Ş.,
tamamı yenilenebilir enerji kaynağı
kullanılan enerji santrallerinde
üretilen elektrik enerjisinin
toptan satışını gerçekleştiriyor.
Tüm Türkiye’de üretimden son
kullanıcıya kadar yüksek kalitede
hizmet verme anlayışıyla
faaliyet gösteren Bordo Enerji
A.Ş., aynı zamanda Türkiye’nin
ilk ISO 9001 Belgeli Toptan Satış
Şirketi unvanına sahip. İndirimli
elektrik satışıyla ülkemizi hem
ucuz hem de kaliteli elektrik ile
tanıştıran Bordo Enerji, aynı
zamanda çok sayıda kamu kurumuna
da hizmet vermekte.
Çağrı merkezi hizmeti, maliyet
bazlı fiyatlandırması, kredi kartı
kullanabilme, taksitli ödeme,
on-line tüketim analizi ve fatura
ödeme e-arşiv, e-fatura, faturam
cepte ve mobil ödeme imkanlarının
yanı sıra, Tüketim itirazında
bulunan müşterilerinin
itirazları sonuçlanıncaya kadar
tahsilat erteleme, hizmetleriyle
de kolaylık sağlıyor.
40
Eylül - Ekim 2017
Boğaziçi Üniversitesi sanayi işbirliği ile
düşük ısıda yenilenebilir enerji üretti
Boğaziçi Üniversitesi’nin Kilyos’da bulunan Sarıtepe Kampüsü’nde yer alan
Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Araştırma Laboratuvarı’nda (BURET) düşük
sıcaklıklardaki ısı kaynaklarını kullanan Organik Rankine Çevrimi teknolojisi ile düşük
maliyetli enerji üretimini gerçekleştirdi. Güneş, jeotermal, atık ısı gibi yenilenebilir enerji
kaynaklarının kullanımı ile güç üreten ısıl çevirim teknolojisi hem otomotiv hem de
enerji sektörünün organik rankine çevriminin sanayide kullanılması için uygulamaya
yönelik araştırmalar ve tasarruflu enerji için çok önemli bir proje olacak.
Boğaziçi Üniversitesi sürdürülebilir
ve yeşil kampüs olma yolundaki
vizyonu ve uygulamalarıyla Kilyos’ta
bulunan Sarıtepe Kampüsü’nü
bir araştırma merkezine dönüştüren
Boğaziçi Üniversitesi’nin
Yenilenebilir Enerji Teknolojileri
Araştırma Laboratuvarı’nda (BU-
RET) enerji teknolojileri üzerine
öncü araştırmalar yürütülüyor.
Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Günay
Anlaş, ve Kilyos Sarıtepe Kampüsü
Koordinatörü Doç. Dr. Hasan Bedir,
BURET’de süren “Güneş, jeotermal,
atık ısı gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını
kullanarak güç üreten
ısıl çevirim teknolojileri’’ Projesi’ni
tamamladı. Çalışma çerçevesinde,
teknolojisi sanayi işbirliği ile düşük
sıcaklıklardaki ısı kaynaklarının
kullanıldığı Organik Rankine Çevrimi
enerji teknolojileri geliştirildi.
Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Günay
Anlaş, Boğaziçi Üniversitesi Kilyos
Sarıtepe Kampüsü’nün Yeşil Kampüs
olarak tasarlandığını ve burada
yenilenebilir enerji teknolojileri
alanında araştırma ve uygulamalar
42
Sektör Haber
geliştirildiğini belirtti. Boğaziçi Üniversitesi
Yenilenebilir Enerji Teknolojileri
Araştırma Grubu bünyesinde
2015 yılında hayata geçirilen
Yenilenebilir Enerji Teknolojileri
Araştırma Laboratuvarı’nda Makine
Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği’nden
bir proje ekibinin çalışmalar
yürüttüğünü aktaran Anlaş ve
Bedir şu bilgileri verdiler: “BURE T
Laboratuvarı güneş, jeotermal, atık
ısı gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını
güce dönüştüren teknolojileri
araştırmak amacıyla kuruldu.
Bu enerji kaynaklarının nasıl ve ne
yönde kullanılacağı konusunda endüstriye
hizmet eden araştırmalar
yapmak hedefiyle yola çıkıldı.
BURET Laboratuvarı’nda Anlaş ve
Bedir yürütücülüğünde İSTKA destekli
‘Güneş, jeotermal, atık ısı gibi
yenilenebilir enerji kaynaklarını
kullanarak güç üreten ısıl çevirim
teknolojileri’ projesi tamamlandı.
Bu doğrultuda, düşük sıcaklıklardaki
ısı kaynaklarını kullanabilen
Organik Rankine Çevrimi teknolojisi
üzerine çalışmalar yapılıyor. Su
ve yüksek basınçlı buhar yerine, organik
akışkan kullanıldığı için Organik
Rankine Çevrimi olarak adlandırılan
bu sistemde sudan daha
düşük sıcaklıkta kaynayan, organik
akışkanlar kullanılıyor. Elektrik üretimi
için geleneksel olarak çok düşük
kabul edilen ısı kaynaklarının
başında jeotermal kaynaklar, atık
ısı ve güneş geliyor.
Avustralya’daki Queensland Üniversitesi,
ABD’de ise Arizona State
ve Washing Universitesi (St. Louis)
ile yenilenebilir enerjiler kapsamında
akademik işbirliği içinde olan
Boğaziçi Üniversitesi Yenilenebilir
Enerji Teknolojileri Araştırma Grubu,
hali hazırda Türkiye’de hem otomotiv
hem de enerji sektörünün organik
rankine çevriminin sanayide
kullanılması için uygulamaya yönelik
araştırmalar gerçekleştiriyor.
Avrupa’da bir benzerine nadir rastlanabilecek
laboratuvar ortamında
üretilen veri sanayi ile paylaşılıyor.
Laboratuvarda Organik Rankine
Çevrimi’nin yanı sıra Rüzgâr Tüneli,
Genleştirici Test Sistemi ve Yoğunlaştırıcı
Güneş Sistemi gibi ekipmanlarla
çalışmalar yürütülüyor.”
43
Eylül - Ekim 2017
Güneş enerjisi her zaman revaçta olacak”
EkoRE CEO’su Serhan Süzer
Proje geliştirme ve EPC hizmetlerinin yanında yatırımcı
kimliğiyle de güneş enerjisi sektöründe bulunan
EkoRE, panel, hücre ve wafer üretimine de yeşil
ışık yaktı.
EkoRE CEO’su Serhan Süzer girişimci
ve sosyal girişimci. Aile şirketi
Süzer Holding’de 2001-2011 yılları
arasında 10 yıl çalıştıktan sonra
kendi girişimleriyle yoluna devam
eden ve ilk olarak ‘gönlümdeki iş’
olarak tanımladığı güneş enerjisi
sektörüne yatırım yapan Serhan
Süzer, EkoRE’nin kuruluşunu 2013
yılında gerçekleştirdi. 2013 yılından
beri EkoRE’yi yöneten ve akabinde
finansal teknolojiler (FinTech)
alanında faaliyet gösteren Moka ve
Wi-Fi bazlı analiz firması olan Bonbon
Tech firmalarına yatırım yapan
ve yöneten Süzer, devraldığı çağrı
merkeziyle 125 markaya da hizmet
sunuyor. Sosyal girişimci kimliğiyle
de Yönetim Kurulu Başkanı olduğu
Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) ve
buna paralel olarak hizmet veren
Destek Market ve Destek İK platformlarını
yöneten Süzer, temel
ihtiyaç kavramının aslında enerjiyi
de içerdiğini ve güneş enerjisi
sektörünün de ihtiyaç sahiplerine
yardım amaçlı çok büyük bir kapı
açabileceğini belirtti.
İlk olarak güneş enerjisine
yatırım yaptığınızı söylediniz.
Bu alana ilginizin sebebi
neydi?
Benim her zaman kalbimde olan bir
işti, dolayısıyla kendi girişimlerimi
başlattığım noktada da ilk olarak
güneş enerjisine yatırım yaptım.
Her zaman bu alanın çok iyi yerlere
geleceğini biliyordum. Başladık,
iyi işler yaptık ve yolumuza devam
ediyoruz. Güneş enerjisinin her zaman
kalbimde olmasının sebebi de
her şeyin kaynağının güneş olması.
44
Röportaj
Yaşamın kaynağı olarak gördüğüm
için her zaman güneşe karşı bir hassasiyetim
var. Güneş enerjisinin var
olan teknolojilerle iyi bir yerlere geleceğini
düşünüyordum ve şu anda
da o döneme geldik. Dolayısıyla güneş
enerjisi her zaman revaçta olacak.
Yapacak daha çok iş var, yolun
başındayız. Rakamları söylemeye
gerek yok ama biz belki 2 GW’lara
ulaşacakken Almanya rahat bir şekilde
40 GW’ı devirmiş durumda.
Bunu bütün sektör biliyor. Hele ki
Almanya’nın güneş ışıma oranları
bizim Karadeniz bölgesinden bile
daha düşük durumda iken. Ona
rağmen daha çatı üstü piyasalar
var. Lisanssızlar belki önümüzdeki
sene itibariyle artık son bulmaya
başlayacak. Ama YEKA’yı saymazsak
çatı üstlerinin ivme kazanacağını
düşünüyor ve umuyoruz.
Türkiye’de mevzuatlar ve
yeni yayınlanan taslakları
değerlendirdiğinizde güneş
enerjisi sektörünün önü açık mı?
Bence Türkiye’de güneş hak ettiği
değeri almıyor. Güneş doğası gereği
yeryüzündeki bütün canlıları
beslediği ve enerjinin ana kaynağı
olduğu için, doğasında dağıtık sistem
var. Aslında lisanssız projeler
de bir anlamda dağıtıktı çünkü
1’er MW’ı geçmeyeceğiniz şekilde
santraller yapabiliyordunuz. Şimdi
dağıtık sistem modelinden YEKA
gibi çok büyük 1000 MW’lık ihalelere
döndük. Bu ihalenin çıkması ve
bunun bir firmaya veriliyor olması
çok sağlıklı bir şey değil. Güneşi dağıtık
sisteme uygun bir şekilde konumlandırmak
lazım. Lisanssızlar
hepimiz için kapıdan içeri girmek
için bir adımdı ve çarpıklıklar olsa
da bir anlamda sektöre iyi geldi.
Dağıtık sistem olmayacaksa da çatı
üstü piyasaların önünün hemen
açılması gerekiyor. Bunun dışında
yatırımcıların ve bu işe gönül veren
firmaların önünün açılması için
bir firmaya lisans vermek yerine
lisanslar makul bir şekilde dağıtılmalı.
İlla 13.3 dolar cent olmasına
gerek yok ama uygun bir fiyat belirlenerek
devam edilmesi gerekiyor.
Burada Almanya’dan örnek
vereceğim; Alman firmaları kendi
ülkelerinde bütün bu işleri yaptılar,
hepsi bir yerlere geldiler, daha sonra
uluslararası projeler yapmaya
başladılar. Biz nereye gitsek Alman
firması var. Çünkü kendi ülkende
bu işleri ne kadar çok yaparsan o
kadar deneyimlersin, ekibin deneyimlenir
ve verimli hale gelirsin. Biz
şimdi hep mehter marşı gibi gidiyoruz.
Yani tam gideceğimiz noktada
durmaya başladık. Türk firmaları
olarak önce kendi ülkemizde iş yapabilelim
ki bunu uluslararası ölçeğe
dönüştürebilelim. Ama sektörün
olması gerektiği gibi desteklendiğini
düşünmüyorum.
Yerli üretim için anti-dumping
uygulaması yapıldı. Sizin
buna bakış açınız nedir?
Bu karar kendi içerisinde
ölçeklendirilmeli midir?
Anti-dumping uygulaması düşünce
olarak doğru, yerli firmaları korumak
için düşünülmesi gereken bir
olay ama nasıl icra edildiği önemli.
Zamanlaması çok erken oldu. Daha
üretim Türkiye’de tam oturmadan
bu işi başlattılar ve biranda biz ülkede
panelsiz kaldık. Bunu üretim
yapmak isteyen bir firma olarak
size söylüyorum. Hatta hücre ve
wafer üretimi yapmak gibi düşünce
ve planlarımız vardı. Fakat dedik ki
bu çok erken, önce kendi projelerimizi
tamamlayalım. Türkiye’de üretim
otursun, sonrasında anti-dumping
koyulsun. Şu anda karaborsa
gibi bir pazar oluştu. Böyle olunca
işin icrası çok yanlış oldu bence.
Anti-dumping olayını anlıyorum,
saygı da duyuyorum ama zamanlama
çok yanlış ve model olarak da
doğru kurgulanmadığını düşünüyorum.
Kısaca Bonbon Tech’ten
bahseder misiniz?
Bonbon bir Wi-Fi bazlı analiz firması.
Aslında Wi-Fi ile başladı fakat
bluetooth entegrasyonu üzerinde
de çalışıyoruz. İnsanların kullanmakta
olduğu cep telefonlarından
bir takım anlamlı bilgiler elde edip
onu faydalı bilgi haline dönüştürüyor.
Örneğin bir alışveriş merkezine
girdiniz, tüketici tarafındaysanız
anında ihtiyacınız olan indirim
promosyon gibi şeyleri görebiliyorsunuz.
Perakende tarafındaysa en
çok nereye talep gösterilmiş bunun
analizini çıkarıyoruz. Bu veriler
üzerine firma o reyonunu sürekli
güncelleyerek satışlarını artırabiliyor
veya hastanelerde mesela operasyonda
çok fazla yığılma var. Biz
ilgili amire mesaj yollayıp yönlendirebiliyoruz.
O katta dışarı çıkmaması
gereken bir ekipman varsa
hareket ettiği an biz bunu tespit
edip bildirebiliyoruz. Şu an bunu
kullanan 15 firmamız mevcut. Anlaşmak
üzere olduğumuz da çok
firma var.
Dış mekan sensörlerimiz üzerinde
de çalışıyoruz. Isı, nem, trafikteki
yoğunluk ya da otoparka girdiniz,
kapalı alan ve arabanızı bulamıyorsunuz.
Harita yardımıyla bu sorunu
çözüyoruz. Herhangi bir uygulama
yüklemeye gerek kalmıyor, Wi-Fi
aktifliği bağlantı için yeterli oluyor.
Güvenlik anlamında da yaptığımız
bir çalışma var. Kamerayla entegre
ediyoruz. Son zamanlarda sayısı
artan aile içi şiddet gibi sorunlarda
uzaklaştırma alan kişi eve yaklaştığında
kamera olsun ya da olmasın
sensörlerimizle tespit edip, polise
ve madura mesaj atıp güvenliği sağlamak
gibi bir projemiz var.
Perakende firmalarının ilgisi
ne düzeyde?
Çok ciddi anlamda. Hem cirolarına
katkı sağlıyoruz hem de optimizasyon
yapabiliyorlar. Mesela bazı
şubelerinde çok talep olmadığını
görebiliyorlar. Bazı bankalar hangi
şubelerinin iyi çalıştığını göremiyorlar.
Bizim sistemle daha net bir
şekilde ortaya çıkıyor.
Çalışma daha sonrasında bir
iletişim ağına dönecek mi?
Öyle bir iletişim ağı kurmadık ama
rahatlıkla o noktaya evrilebilir.
Hatta kendi aramızda bunun
istişaresini yaptık. Yapılacak o
kadar çok şey var ki! Bir anlamda
sosyal medyanın fiziksel ortamı
gibiyiz. İnsanların güvenliği
ve verilerin doğru kullanılması
çok önemli, bu anlamda iletişim
ağına evrilmesi gerekiyorsa bir
organizasyon için bunu yapabiliriz.
Amacımız Türkiye’den dünya
çapında markalar çıkarabilmek.
İnsanlığa faydalı olacak projeler
ortaya çıkarmak amacındayım.
TİDER de bu anlamda çok
önemli bir model. Wi-Fi bazlı
analiz ve güneş enerjisi de keza
insanlık adına önemli işler.
45
Eylül - Ekim 2017
Sektör Haber
Yerli enerji projeleri
Türkiye’nin ilacı olacak
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre
Sanayi Üretim Endeksi Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde
2,3; bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14,5 arttı.
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış
sanayinin alt sektörleri
incelendiğinde, en büyük artışın
enerji sektöründe gerçekleştiği gözlemlendi.
Konuyla ilgili açıklama
yapan Tüm Sanayici ve İş Adamları
Derneği (TÜMSİAD) Genel Başkanı
Yaşar Doğan “HES’lerin ve barajların
kapasitesinin aktif olarak kullanılmasıyla
enerji kapasitesinin artırılması
sonuç verdi. Bu da sanayi
üretimimize katkı sağladı” açıklamasında
bulundu.
Enerji kapasitesi artışının sağladığı
Sanayi Üretim Endeksinin olumlu
verilerini değerlendiren Doğan,
“Açıklanan veriler; Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanımız Sayın Berat
Albayrak’ın özellikle üzerinde durduğu
rüzgâr enerjisi projelerinin ülkemizin
gelişmesi ve büyümesi için
ne kadar önemli, hayati olduğunu
göstermektedir” dedi.
Yerli enerji projeleri ile cari
açığın önüne geçilebilir
Ekonominin büyümesi için enerjinin
en önemli kalem olduğunu
belirten Yaşar Doğan; “Bizim dış ticaret
açığımız enerji sıkıntısından
dolayı istediğimiz seviyelere gerilemiyor.
Yerli enerji projeleri ile enerjimizin
büyük kısmını kendimiz
elde ettiğimizde ekonomimizin cari
açığı da azalacaktır. Temmuz verileri
enerjinin önemini gözler önüne
sermektedir. 13 Eylül tarihinde de
Sanayi Ciro Endeksi açıklanacak.
Diğer endekslerin gösterdiği olumlu
gidişatla ve ticarette artan hareketliliğin
ışığında Sanayi Ciro Endeksi
verilerinin daha da artmasını
bekliyorum” şeklinde konuştu.
46
Sektör Haber
Eylül - Ekim 2017
Aksa Enerji’nin
2016 Faaliyet Raporu’na uluslararası iki ödül!
Türkiye’nin halka açık en büyük serbest
elektrik üreticisi Aksa Enerji,
faaliyet raporlarıyla kazandığı başarılarına
bir yenisini daha ekledi.
Aksa Enerji, “Afrika’ya Açılan Pencere” temalı 2016
Faaliyet Raporu ile Uluslararası ARC Ödülleri’nde iki
ödülün birden sahibi oldu. 33 ülkeden 1.987 başvurunun
yapıldığı ARC Ödülleri’nde Aksa Enerji, faaliyet
raporuyla “Kapak Fotoğrafı/Tasarımı” kategorisinde
Gümüş Ödül’e, “Geleneksel Faaliyet Raporu”
kategorisinde de Onur Ödülü’ne layık görüldü.
Aksa Enerji’nin “Afrika’ya Açılan
Pencere” temalı 2016 Faaliyet Raporu,
dünyanın tek bağımsız ödül şirketi
MerComm tarafından düzenlenen
Uluslararası Faaliyet Raporu
Yarışması ARC Ödülleri’nde iki ödül
birden aldı.
“Geleneksel Faaliyet Raporu” kategorisinde
Onur Ödülü kazanan
Aksa Enerji, “Enerji-Kapak Fotoğrafı/Tasarım”
kategorisinde de
Gümüş Ödül’ün sahibi oldu. Aksa
Enerji, 2015 yılında da “Doğanın
Gücünü Enerjiye Dönüştürme
Sanatı” temalı faaliyet raporuyla,
yine MerComm tarafından
düzenlenen Galaxy Awards’da
“Avrupa- Geleneksel Olmayan
Faaliyet Raporu” kategorisinde
Gümüş, “Enerji” kategorisinde
ise Bronz olmak üzere iki ödüle
layık görülmüştü.
Faaliyet Raporlarının Oscar’ı
Her yıl farklı sektörlerde faaliyet
gösteren şirketlerin, kamu kurumlarının,
kâr amacı gütmeyen
kuruluşlar ve derneklerin katıldığı
ve faaliyet raporlarının Oscar’ı
olarak kabul edilen ARC Ödülleri’ne
bu yıl tam 33 ülkeden 1.987
başvuru yapıldı. ARC ödülleri, 30
yıldır en iyi Faaliyet Raporlarını
ödüllendirerek bu alanda en yüksek
standartları belirliyor.
47
Eylül - Ekim 2017
Sektör Haber
Turkcell ve DMA - OveO’dan kesintisiz enerji çözümü
Turkcell’in elektrik tedariki ve enerji çözümleri sağlamayı
hedeflediği şirketi Turkcell Enerji Çözümleri ile
“Enerji Depolama Sistemleri” (EDS) konusunda faaliyet
gösteren DMA - OveO, tüketiciye kesintisiz ve kaliteli
enerji sunmak üzere bir araya geldi. Tamamen yerli ve
milli olan bu işbirliğinde, kesintisiz elektrik tedarikinin
yanı sıra şebeke dalgalanmalarının cihazlara verdiği zararın
da önüne geçilerek tüketicilerin kaliteli ve sürekli
elektrikle tanıştırılması planlanıyor. Turkcell, Ar-Ge ve
Ür-Ge süreçlerinde ürünlerin birlikte geliştirilmesi için
Turkcell Enerji Çözümleri ve DMA - OveO’ ya uzun yıllara
dayanan müşteri ve perakende tecrübesiyle destek
oluyor.
Cihazlar zarar görmeyecek
Turkcell Enerji Çözümleri ve DMA - OveO, lityum iyon
pil tabanlı Enerji Depolama Sistemleri’ni, tüm teknolojisi
milli olan “Batarya Yönetim Sistemi” yazılım ve
donanımlarını kullanarak, elektrik kesintisinin hissedilmeyeceği
şekilde geliştirmeyi planlıyor. Tüketicilerin
ihtiyaçları göz önünde bulundurularak tasarlanacak
EDS’lerin farklı kapasitelerde ürün çeşitliliği olacak.
Tüketiciler elektrik kesintilerinin hiçbir şekilde hissedilmeyeceği
EDS’ler sayesinde kesintisiz ve voltaj/frekans
dalgalanmalarından etkilenmeyen kaliteli elektrik kullanacaklar
ve bu sayede elektrikli cihazların kullanım
ömürleri de uzayacak.
Nihai tüketiciye kesintisiz enerji
çözümleri sunmak amacıyla Turkcell
Enerji Çözümleri ve DMA - OveO
yeni nesil batarya sistemlerinin
geliştirilmesine yönelik Ar-Ge ve
Ür-Ge süreçleri için ortak çalışmalara
başladı. Cihazların elektrik
dalgalanmalarından etkilenmeyeceği
kaliteli elektrik enerjisi kapıda.
“Türkiye’yi kesintisiz, kaliteli elektrikle
tanıştıracak ilk adımımızı atıyoruz”
Turkcell’in yerli üretimi destekleme vizyonu doğrultusunda,
konusunda uzman DMA - OveO ile çalışmayı
tercih ettiklerini ve DMA - OveO Yönetim Kurulu Başkanı
Önder Yol ile yapılan görüşmeler sonucunda birlikte
Ar-Ge ve Ür-Ge süreçlerine girdiklerini belirten Turkcell
Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, “Entegre iletişim ve teknoloji
sunma vizyonumuz çerçevesinde, enerji yönetimi
teknolojilerini hizmet olarak götürebilmek amacıyla
Turkcell Enerji Çözümleri şirketimizi bu yıl içerisinde
hayata geçirdik. Şimdi de tüketiciler için vadettiğimiz
kesintisiz elektriği sunmak amacıyla ilk adımımızı DMA
– OveO ile birlikte atıyoruz. Bu ortak çalışmayla tüm
Türkiye’deki nihai tüketicilere şebeke kaynaklı problemlerden
etkilenmeksizin, kaliteli elektrik enerjisi sağlamış
olacağız. Ayrıca Turkcell Enerji Çözümleri’nin vizyonu
doğrultusunda geliştirilecek Enerji Depolama Sistemleri,
dijital sistemlere entegre edilecek” dedi.
Lisansı kapsamında mesken dahil tüm serbest tüketicilere
elektrik tedarik edecek Turkcell Enerji Çözümleri’nin
sunacağı hizmetlerin bununla sınırlı kalmayacağını
söyleyen Terzioğlu, evde enerjinin daha verimli
kullanılmasını sağlayacak sistemleri de tüketicilere sunacaklarını
ifade etti: “Elektrikte verimliliği ön plana çıkarıp
bunu hizmete dönüştüreceğiz. Diğer hizmet alanlarımızda
olduğu gibi elektrik hizmetimizi de yepyeni
bir değer modeli içinde sunmak istiyoruz. Yapmak istediğimiz,
müşterilerimize sadece elektrik tedarik etmek
değil, bugüne kadar hiç tanışmadıkları yenilikçi ürün
ve hizmetleri hayatlarının bir parçası haline getirmek.
Enerji Depolama Sistemleri, yakın gelecekte yaygınlaşması
öngörülen elektrikli araçların şarjı ve şarj altyapısı
konusunda da bir çözüm olacaktır.”
48
Sektör Haber
Eylül - Ekim 2017
Zahit Alüminyum TÜBİTAK’la
ortak proje hazırlığında
Bilimsel üretim
Zahit Alüminyum’un 35 yıla yaklaşan
köklü bir geçmişe sahip olduğunu
ifade eden Akbulut, kuruluşundan
itibaren gelişime açık,
sektördeki yenilikleri ve teknolojik
gelişmeleri yakından takip eden bir
firma olduklarını söyledi.
Zahit Alüminyum’un sektördeki
varlığını hissettirmesindeki en büyük
faktörün ise inovasyona verdiği
önem olduğuna dikkat çeken
Zeki Akbulut, yenilikçi çalışmaların
yolunun ise Ar-Ge’ye yatırımdan
geçtiğine işaret etti. Akbulut, üretim
safhasında sürdürülen test ve
simülasyon çalışmalarını da Türkiye’nin
önde gelen üniversiteleri ile
iş birliği içerisinde yürüttüklerini
kaydetti.
Türk alüminyum ve enerji sektörünün saygın
kuruluşları arasında yer alan Zahit Alüminyum,
TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar
Kurumu) ile ortak proje geliştirmeye hazırlanıyor.
Zahit Alüminyum Genel Müdürü
Zeki Akbulut, geçmişe dayalı
dostlukları bulunan TÜBİTAK
Başkanı Prof. Dr. Arif Ergin’i ziyaret
etti. TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi’nde
gerçekleşen ziyarette, Genel
Müdür Zeki Akbulut, TÜBİTAK
Başkanı Prof. Dr. Arif Ergin ile
sektörel konuları görüşerek, Zahit
Alüminyum’un bilime ve ARGE
çalışmalarına verdiği önemden
söz etti.Akbulut, Zahit Alüminyum
olarak geçtiğimiz aylarda
Adana’nın 3’üncü, Türkiye’nin
512’nci AR-GE (Araştırma Geliştirme)
Merkezini kurarak, yenilikçi
farklarını bir kez daha gösterdiklerini
vurguladı.
Projeler konuşuldu
Akbulut, TÜBİTAK ile ortaklaşa
gerçekleştirmeyi planladıkları projelerden
de söz etti. TÜBİTAK Başkanı
Prof. Dr. Arif Ergin ise, en kısa
zamanda Adana’ya ziyaret gerçekleştirebileceğini
vurguladı. Ergin,
daha sonra Marmara Teknokent
(MARTEK) Genel Müdürü Dr. Orhan
Çömlek ile konunun detaylarının
görüşülebileceğini bildirdi.
Genel Müdür Akbulut, Başkan Ergin
ile görüşmesinin ardından ziyaret
ettiği MARTEK Genel Müdürü
Dr. Orhan Çömlek ile Zahit Alüminyum
ve TÜBİTAK tarafından
yürütülecek ortak projelerle ilgili
görüş alışverişinde bulundu.
49
Eylül - Ekim 2017
Kayseri OSB Müdürlüğü
MAZAKA’yı tercih Etti
Kayseri Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü’ne ait Türkiye’nin en
büyük kurulu lisanssız GES santralinin (50 MW) panel temizliği için
MAZAKA MP40 panel yıkama makinesi tercih edildi.
50
Sektör Haber
MAZAKA, Kayseri Organize Sanayi
Bölge Müdürlüğü’ne ait Türkiye’nin
en büyük kurulu GES santrali olan
50 MW lisanssız GES santralinin
panel temizliği için Mazaka MP40
panel yıkama makinesini teslim
etti. Kullanılan komponentlerin
yüksek kalitede olması ve panele
direkt nüfus eden fırçanın Avrupa
standartlarında olup, panele hiçbir
şekilde zarar vermemesi önemli
tercih sebeplerinden biriydi. Makine,
mesafe yaklaşım sensörleri sayesinde
her ne sebep olursa olsun,
fırça kısmının kullanan operatörün
kontrolünde olmayıp, panele fırça
yaklaştığında otomatik olarak mesafesine
kalkmasını sağlamaktadır.
Fırçanın testi Avrupa’da yapılmış
olup Sulu – Kuru – Kumlu olarak
yıkama testleri mevcut.
51
Eylül - Ekim 2017
Sektör Haber
Pekintaş Marmara Bölgesi’nde kurulan en büyü
çatı santralinin kabulünü yaparak devreye aldı
Pekintaş Grup
bünyesinde bulunan
Aluform Pekintaş
fabrikasının çatısına 1
MW’lık GES kurulumu
gerçekleştiren firma, bu
uygulama referansıyla
Marmara Bölgesi’nde
kurulan en büyük çatı
santralinin kabulünü
TEDAŞ bünyesinde
yaparak devreye aldı.
Çatıların sunduğu potansiyeli değerlendirmek
adına Pekintaş Grup
bünyesinde bulunan Aluform Pekintaş
fabrikasının çatısında 1
MW’lık güneş enerji santrali kurulumunu
gerçekleştiren firma,
bu uygulama sayesinde Marmara
Bölgesi’nde kurulan en büyük çatı
santralinin kabulünü TEDAŞ bünyesinde
yaparak devreye aldı. Bu
uygulama ile sanayici ve yatırımcılara
bu sistemlerin getirilerini
örnekleyerek anlatmayı ve yerinde
gösterebilmeyi hedefliyor.
Aluform GES, 2016 yılının Eylül
ayında tamamlandı. Burası yıllık 1
milyon 280 bin kWh elektrik üretecek.
Üretilen elektriğin bir bölümü
öz tüketimde kullanılacak. Sistem
sayesinde ayrıca yıllık 666 ton karbon
salınımı ve 202 tona eşdeğer
fosil yakıt kullanımını engelleyen
firma, çevreye olan duyarlılığını da
ortaya koyuyor. Aynı zamanda Türkiye’nin
ilk yeşil ve çevreci sandwich
panel fabrikası konumunda.
52
Sektör Haber
Eylül - Ekim 2017
Güneş enerjili araçlar, Bridgestone
desteğiyle Avustralya kıtasını kuzeyden
güneye kat edecek
Bridgestone’un temiz enerji ve sürdürülebilirlik alanındaki vizyonunun bir yansıması olarak 2013
yılından bu yana desteklediği Bridgestone World Solar Challenge, bu yıl 8-15 Ekim tarihlerinde 6 ülkeden
11 takımın katılımıyla gerçekleşiyor. 30 yıldır gerçekleştirilen uluslararası yarışlarda, 2. ve 3. sınıf
mühendislik öğrencilerinin geliştirdiği ve sadece güneş enerjisi ile çalışan araçlar mücadele ediyor.
Takımların Bridgestone’un çevreci lastiği ECOPIA Ologic ile katılacağı yarışlarda, Brisa da İTÜ GAE
takımını destekleyerek Türkiye’nin yarışlardaki gücüne güç katıyor.
Dünya lastik devi Bridgestone, 30
yıldır gerçekleştirilen ve mühendislik
öğrencileri tarafından geliştirilen
güneş enerjili araçların yarıştığı
World Solar Challenge’ı isim sponsoru
olarak destekliyor. İki yılda bir
Avustralya’da düzenlenen yarışlara
her yıl farklı ülkelerden takımlar
katılıyor. Bridgestone ECOPIA
Ologic lastiklerinin kullanıldığı bu
yılki yarışlarda, Brisa da İstanbul
Teknik Üniversitesi öğrencilerinin
oluşturduğu ve Türkiye’den katılan
tek takım olan İTÜ GAE takımının
destekçisi oldu.
Bridgestone World Solar
Challenge, 30. yılını kutluyor
Bridgestone World Solar Challenge,
dünyanın en ünlü güneş enerjili
araç etkinliklerinden biri ve 2017’de
30. yıl dönümünü kutluyor. Yarışlar,
Avustralya kıtasında 3.000 kilometreyi
kapsayacak ve 8-15 Ekim 2017
tarihlerinde, ‘Challenger’, Gezi ve
Macera sınıflarında gerçekleştirilecek.
Avustralya’nın en kuzey noktası
olan Darwin’den başlayan yarışta
takımlar, 3021 km’yi aşarak Adelaide’e
ilk varan olmak için mücadele
edecek. 3 kategoride yapılacak
yarışlarda takımlar; hız için tasarlanmış
araçlarla ‘Challenger’, enerji
verimliliği ve pratikliğini test etmek
için tasarlanmış araçlarla “Gezi”
ve önceki müsabakalar için geliştirilmiş
araçların yarış-dışı parkuru
deneyimlemeleri için oluşturulan
“Macera” Sınıflarında mücadele
edecek.
Türkiye’den tek takım
Bridgestone’un destekleriyle bu
yılki yarışlara Avustralya, Amerika
Birleşik Devletleri, Japonya, Kanada,
Türkiye ve Tayvan’dan 11 takım
katılacak. Yarışlara Türkiye’den tek
katılacak takım İstanbul Teknik
Üniversitesi Güneş Araçları Ekibi,
Brisa desteği ile mücadele edecek.
İTÜ Elektrik Mühendisliği bölümü
öğrencileri tarafından 2004 yılında
kurulan İTÜ Güneş Arabası Ekibi
(İTÜ-GAE), kurulduğu yıldan itibaren
7 güneş enerjili araç tasarladı
ve üretti. Türkiye’de düzenlenen
TÜBİTAK Formula-G Güneş Arabaları
Yarışlarında 6’sı birincilik olmak
üzere 19 ödül alan İTÜ-GAE,
WSC’de 2009 yılında “en iyi yeni
katılımcı” ödülünü alırken, 2016
yılında gerçekleştirilen European
Solar Challenge yarışlarında en
hızlı tur rekorunu kırdı. 18 Eylül’de
Avustralya’ya giden ekip, 8 Ekim’deki
yarışlara dek, saatte 140 km hıza
ulaşabilen aracını test ederek yarışa
hazır hale getirecek ve 3.000
km’lik bu parkurda Türkiye’yi temsil
edecek.
Bridgestone ECOPIA Ologic:
Enerji verimli lastik teknolojisi
Bridgestone’un enerji verimli lastik
teknolojisi “Ologic” ile tasarlanan
ECOPIA Ologic, güneş enerjili
araçlar gibi temiz enerji ile çalışan
araçlara özel geliştirildi. “Ologic”
teknolojisi, ıslak koşullarda optimal
yol tutuş sağlıyor. Aynı zamanda
sunduğu ideal aerodinamik ile
de yuvarlanma direncini azaltarak
enerji ve yakıt tüketiminden tasarruf
sağlıyor.
Bridgestone ECOPIA Ologic lastikleri,
güneş enerjili araçların yanı
sıra lüks segmentte üretilen elektrikli
otomobillerde de orijinal
ekipman olarak kullanılıyor.
53
Eylül - Ekim 2017
IQ Teknolojisi ile Quint Güç Kaynakları
Akıllı Akü Yönetimi Sistem Kullanılabilirliğini Artırır
Kerem KÖKEL, Endüstriyel Elektronik Ürün Grubu Yönetmeni, Phoenix Contact Türkiye
Şekil 1
İlk akıllı kesintisiz güç kaynağı olarak, Quint UPS-IQ sizin için düşünür.
Phoenix Contact tarafından geliştirilen IQ Teknolojisi,
kesintisiz güç kaynaklarını (UPS) akıllı hale getirdi. Şebeke
hatlarında problem çıkması durumunda, akü kendisine
bağlı yüklerin tamamını besleyeceğinden, kullanıcılar
sistem yeni iken aküye %100 güvenebilirler.
Şebeke düşüşleri veya besleme gerilimi kesintileri işlemlerde
kesintilere hatta duruşlara sebep olabilir. Bu tip bir
sorunu gidermek ve kesintileri en aza indirmek amacıyla,
kesintisiz güç kaynakları (UPS) kullanılabilir. Böyle
bir çözümde üç işlev birimi olur, güç kaynağı, elektronik
geçiş ünitesi ve enerji depolama aygıtıdır (Şekil 1).
Güç kaynağı, primer gerilim mevcut olduğu sürece yüklere
güç sağlar. Şebeke geriliminde bir kesinti olursa,
elektronik geçiş birimi müdahale eder ve bağlı yüklerin
sürekli olarak beslenmesi için enerji depolama aygıtı sorunsuzca
devreye alır.
Hesap Edilemez Bir Komponent Olarak Akü
Bu örnek bir kesintisiz güç kaynağının nasıl çalıştığını
gösterecektir. Bir şişeleme tesisinde kullanılan endüstriyel
PC’nin gerilim dalgalanmaları sırasında bile sürekli
olarak 24 V DC ile beslenmesi gerekmektedir. Şebeke
hattı uzun bir süre için kesilirse şişeleme tesisi mevcut
şekilde çalışmaya devam eder ya da kontrollü bir şekilde
yavaş yavaş çalışmayı durdurur. Kullanıcı gerekli yük
akımı ve belirtilen tampon süresine bağlı olarak uygun
aküyü seçer. Bu özel uygulama örneğinde, 3,4 Ah akü
modülü 20 dakika için 5A’ilk bir yük akımını tamponlayabilecektir.
Kısa kesintiler bile işletmeciye para kaybettirebileceği
için güvenilir bir güç kaynağı ile ilgili olarak
tesisinin tam olarak korunması için her iki yılda bir yeni
akü yatırımı yapılmaktadır.
Ne yazık ki, deneyimler her zaman akü değişiminin sorunların
oluşumunu önlemediğini göstermiştir. Bunun
sebebi piyasada şu anda bulunan tüm çözümlerde bilinmeyen
bir unsurun yani akünün varlığıdır. Çünkü
aşağıdaki sorular geleneksel UPS çözümleri kullanılarak
cevaplanamaz:
•Akü tamamen şarj edilmiş durumda mı?
•Eğer değilse; Giriş gerilimi kesildiğinde akü bağlı yükleri
ne kadar uzun süre destekleyebilecektir?
• Akü halihazırda oldukça eski mi ya da yüksek ortam sıcaklıklarının
bir sonucu olarak önemli ölçüde eskidi mi?
Hala yeterli enerji sağlayabilir mi?
Eskime sürecinin bir sonucu olarak, akünün 20 dakika
yerine beş dakika boyunca 5 A yük akımı besleyebilir
hale gelmesi mümkündür. Güvenilmez bir güç kaynağının
yaratacağı en kötü durumda, şişeleme tesisinde ilgili
proses verilerini yedeklemek mümkün olmadan sistem
durma noktasına gelecektir.
IQ Teknolojisi Şarj Durumu ve Beklenen Ömür
Hakkında Bilgi Sağlar
Akıllı Quint UPS-IQ güç kaynağı ilgili akü durumlarının
hepsini belirler. Böylece her zaman için kararlı besleme
ve optimal akü kullanımı için gerekli ortam sağlanır.
Akıllı batarya yönetimi, bağlı akünün gerçek şarj durumunu
bilir ve bu verilere dayanarak kalan tampon zamanını
hesaplar. Böylece yük besleme kesintileri ve endüstriyel
PC’lerin zamansız çalışması tamamen önlenir.
Şişeleme tesisi örneğinde operasyon şirketi arabellek
süresini gerçekten 20 dakika veya, belirli koşullar altında,
sadece 15 dakika olup olmadığını Quint UPS-IQ kesintisiz
güç kaynağından öğrenir. Ayarlanabilir bir limit
değere ulaşıldığında, bir röle kontağı veya yazılım kullanarak
kullanıcıya eyleme geçmek için bol vakit bırakan
bir şekilde alarm mesajı verilebilir.
Akünün kalan ömrü bilinip, servis dönemleri planlanabilir.
Akü optimum zamanda değiştirilirse, erken akü
değişimi veya akü yetmezliğinden kaynaklanan maliyetler
önlenebilir. Özellikle geniş bir alana dağılmış olan
uygulamalarda, bir akünün güvenilir bir şekilde 2 yıl - ya
da sadece 2 ay için çalışmaya devam edip etmeyeceğini
bilmek önemlidir. Örneğin, rüzgar türbini sistemlerinde,
kule içindeki acil aydınlatma sistemleri için sağlanan
elektrik, akü ile beslenir. Bir sorun oluşursa, teknisyen
güvenle motorun bulunduğu yere erişebilir. Enerji depolama
aygıtlarının değiştirilmesi yüksek maliyetlere
sebep olur. Burada, akünün gerçek beklenen ömrünün
54
Makale
iletilmesi sayesinde gereksiz servis ve malzeme maliyetleri
önlenebilir.
Daimi İletişim Şarj Sürecini Hızlandırıyor
Quint UPS-IQ ve akü arasındaki sürekli iletişim kesintisiz
izleme ve akıllı yönetim için ön koşuldur. Akü ile akü
kontrol modülünün arasında haberleşmenin sağlanması
için Artı ve eksi kablolara ek olarak, ek bir haberleşme
kablosu mevcuttur. Quint UPS-IQ güç kaynağı bağlanan
aküyü hemen tanımlar. Akü daha sonra seri numarasını
ve kapasitesini gönderir. Özellikle akü türü ve çevresel
koşullara bağlı olarak, UPS artık otomatik olarak akü
ömrünü önemli ölçüde uzatacak şarj özelliklerini seçer.
Şarj durumunu belirlemek amacıyla, akü gerçek akım ve
gerilim değerlerinin yanı sıra sıcaklığı da iletir. Şarj akımını
hesaplamak için, Quint UPS-IQ akü ve güç kaynağı
girişi ile iletişim kurar. Bunun bir sonucu olarak, akü
konvansiyonel UPS sistemleri için gerekli sürenin yarısında
hazır duruma gelir.
Güç ünitesinin çıkış akımı, yükler için her zaman yeterli
gücün mevcut olacağı ve akünün en kısa sürede şarj olacağı
şekilde kontrol edilir.
Kesintisiz Quint UPS-IQ, ideal olarak 5, 10, 20 ve 40 A çıkış
akımlarıyla 24 V uygulamalarda kullanılır. 400 W/500
VA ve 85 ila 264 V AC çıkış gücüne sahip modül AC uygulamalar
için de kullanılan bir model mevcuttur
(Şekil 2).
Şekil 3
UPS-CONF konfigürasyon ve yönetim yazılımı ile
kullanıcılar PC’de UPS çözümünü izleyebilir ve yapılandırabilirler.
Daha Çok Esneklik İçin Parametrelendirilebilir
İşletmeci şirketler UPS-CONF yazılımını kullanarak
UPS çözümünü izleyebilirler. Örneğin, yazılım akülerin
gerçek durumlarını firmalara bildirir (Şekil 3).
Operasyon süreçlerinin iyileştirilmesi için, ilgili işletim
parametrelerinin hepsi grafiksel olarak görüntülenir ve
önemli mesajlar öne çıkarılır. Quint UPS-IQ tak ve çalıştır
çözümü destekler dahası kullanıcılar, Quint UPS-IQ’
yu yapılandırabilirler. Alarm mesajları için eşik değerleri
ya da tampon zaman değerleri tek tek PC üzerinden
değiştirilebilir. Bu sayede bunlar en iyi şekilde belirli bir
sisteme adapte edilebilir hale gelir. Maksimum şarj akımı
ve bir akünün şarj gerilim sonu da ayarlanabilir parametrelerdir.
Quint UPS-IQ, şebeke arızalarını, ne zaman
ve ne kadar tamponladığı gibi olay ve bilgileri bir günlük
dosyasında arşivler. Ücretsiz olarak kullanılabilen bu yazılım
Phoenix Contact E-Shop indirme alanında internetten
indirilebilir.
Sonuç
En kötü durumda, kısa süreli bile olsa şebeke düşüşleri
ve arızaları sonucu üretim durma noktasına gelir. Eğer,
üreticiler, uluslararası rekabet içinde olumsuz çevresel
koşullar altında bile makina ve sistemlerini güvenli bir
şekilde işletebilirlerse, önemli bir avantaja sahip olurlar.
Bu sebeple Phoenix Contact, IQ Teknolojisi ile tesis veya
sistem kullanılabilirliğini önemli ölçüde artıran yeni nesil
kesintisiz güç kaynaklarını geliştirmiştir.
Şekil 2
500 VA çıkış gücü ile Quint UPS-IQ güç kaynağı yazılımı
ile iletişim kurmak için veri portunu kullanır.
Tüm üniteler VRLA teknolojili 1,3 ila 38 Ah arasında
enerji depolama cihazlarıyla veya yüksek ortam sıcaklıkları
için güçlü LI-ION akülerle kombine edilebilir.
Tampon süresi 5 A yük için 8 saat veya 40 A yük için 30
dakikadır.
Efektif Maliyet ve Seçici Koruma İçin
SFB Teknolojisi
Kullanıcılar Quint-Power güç kaynağı üniteleri ile Quint
UPS-IQ kesintisiz güç kaynağını birleştirirlerse, bağlı
yükler için Quint-Power güç kaynağının ayırt edici özelliklerinden
faydalanabilirler. Bunun sebebi Quint güç
kaynaklarının nominal akımdan önemli ölçüde daha
fazlasını sağlamasıdır. Bu, zorlu yükler statik Power-Boost
işlevi kullanarak nominal akımın yüzde 150’si ile başlatılabilmesi
demektir. Ayrıca güç kaynakları, standart
devre kesicileri manyetik olarak ve çabuk bir biçimde açtırabilmek
amacıyla nominal akımlarının katlarını kısa
süre boyunca verebilmelidir. 12 milisaniye için nominal
akımın yüzde 600’üne kadar sağlayabilmekte olan Seçici
Sigorta Attırma Teknolojisi (SFB) ile Quint Power dinamik
bir güç rezervi sunmaktadır. Örneğin güç kaynağına
bağlı yüklerden birinde kısa devre olması durumunda, o
kolda bulunan ilgili sigorta, güç kaynağı tarafından attırılır.
Böylece arızalı kısım devreden çıkartılmış olur ve
diğer yükler herhangi bir kesintiye uğramadan güvenli
bir şekilde beslenmeye devam eder.
55