Yapı Malzeme Dergisi Aralık 2017 Sayısı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İmtiyaz Sahibi
İstmag Magazin Gazetecilik
İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına
H. Ferruh Işık
Genel Müdür
Mehmet Söztutan
mehmet.soztutan@img.com
Reklam Müdürü
Hakan Girgin
hakan.girgin@img.com.tr
Yayın Editörü
Tarık Oral
tarik.oral@img.com.tr
Art Direktör
İsmail Gürbüz
ismail.gurbuz@img.com.tr
Sorumlu Müdür
Cüneyt Aktürk
cuneyt.akturk@img.com.tr
Dış İlişkiler Müdürü
Yusuf Okçu
yusuf.okcu@img.com.tr
Kurumsal İletişim Müdürü
Ebru Pekel
ebru.pekel@img.com.tr
Muhasebe ve Finans Müdürü
Mustafa Aktaş
mustafa.aktas@img.com
Bilgi İşlem
Emre YENER
emre.yener@img.com.tr
Abone
İsmail Özçelik
ismail.ozcelik@img.com.tr
CTP - Baskı
Vizyon Basımevi
Deposite İş Merk.A6 Blok, Kat:3
No:309 Başakşehir
Tel: 0212 671 61 51
info@vizyonbasimevi.com.tr
Adres
Evren Mahallesi Bahar Caddesi
Polat İş Merkezi B Blok No:3 Kat:1
Güneşli - Bağcılar
İSTANBUL / TURKEY
Tel : +90 212 604 51 00
Fax : +90 212 604 51 35
editör
Sektör yine çok dinamik
Bu ay içerisinde Türkiye Seramik Federasyonu, Türkiye’de ilk kez ihracat katkı endeksi hazırlayarak, kamuoyuna
sundu. Ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel tarafından hazırlanan endekste 17 sanayi sektörü değerlendirildi.
Bu değerlendirmede inşaat seramikleri 18,27’lik oranla üçüncü çeyrekte katkı oranı en yüksek sektör oldu.
Uluslararası Yol Federasyonu (IRF), İBB Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanlığı ile birlikte “Kışla
Mücadele Çalıştayı” düzenledi. İki gün süren çalıştayda, kış bakımı ile ilgili dünyada uygulanan yöntemler ve
stratejiler ele alındı. Bu kış olumlu sonuçlarını görmeyi umut ediyoruz...
Bu yıl 5.cisi düzenlenen ‘Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu’nda Danfoss Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölge
Başkanı Levent Taşkın’da bir konuşma yaptı. Kendisiyle sürdürülebilir şehirlerin olmazsa olmazı ‘binalarda
enerji verimliliği’ kapsamında gerçekleştirdiğimiz röportaj çalışmamızı okumanızı tavsiye ederim.
Gayrimenkul projeleri yine son sürat. Toplumun bir kısmının projelerin satış hızı noktasında tam olarak tatmin
edici cevapları olmasa da, işler kendi yolunda ilerlemeye devam ediyor.
Mimarlık ve yapı sektörünün profesyonelleri, 3. Yeşil Binalar ve Ötesi Konferansı’nda buluştu. Ünlü İngiliz
mimarlar Bob Allies ve Peter Barber’ın yanısıra, Türk mimarlığının ve yapı sektörünün önde giden isimleri
kentlerin geleceğini tartıştılar.
Yine geçtiğimiz ay içerisinde gerçekleşen “Geleceğe Dünden Bakmak: Mimarlıkta Yeni Nedir?” adlı bir başka
konferansda İstanbul’da yaşanan yapılaşmanın yoğunluğu ve kalitesi masaya yatırıldı. “Modernleşmek adına
hızla büyüyen şehirde yapılar kimliğini kaybediyor mu?”, “Yeni yapı malzemesi ürünleri çevresel faktörlere
uygun mu?”, “Değişen iklim koşulları mimariyi nasıl etkileyecek?” gibi sorulara yanıt arandı.
Dosya konularımız ve zengin içeriğimiz ile yılın bu son sayısında sizlerin karşısına çıkıyoruz.
Faydalı bir sayı olması dileğiyle…
Tarık Oral
İçindekiler
22 - Seramik Federasyonu Türkiye’de bir ilke
imza atarak, “Türkiye İhracat Katkı
Endeksi”ni hazırladı
46 - İklimlendirme devi Daikin
200 bayisiyle Türkiye’yi ısıtacak
50 - “Binalarda ısıtma, soğutma ve akıllı enerji
akışının kontrolüne yönelik ekipmanlar ve sistemler
üretiyoruz.”
56 - Hilti,Türkiye’de yatırımlarını artırıyor
120 - Serdar Oran: “Mimarlıkta biz yeni ne
yapabiliriz?’ diye düşündük. Yalıtım 4.0 devrimini
DYOTHERM markamızla başlattık.”
114 - Kentlerin geleceği, ‘3. Yeşil binalar ve
ötesi’ konferansı’nda konuşuldu
REKLAM İNDEKSİ
ABS YAPI ELEMANLARI.............................25
AGT.........................................................53
ASSAN ALÜMİNYUM.................................77
BOSCH INDUSTRIAL...............................103
CANON....................................................11
CANON & ADVERTORIAL...........................10
ÇİMSA...................................................111
DAIKIN........................160 – ARKA KAPAKİÇİ
DOKA KALIP ve İSKELELERİ... ÖN KAPAKİÇİ - 1
ECA.......................................................127
ERYAP.....................................................45
ESEREKLAM................................ 136 – 137
GN YAPI&MANTOLAMA KONFERANSI’2018.145
HP........................................... ARKA KAPAK
HUZURLU İNŞAAT...................................149
İKLİMSA..................................................97
INTEK KALIP ve İSKELE......................... 2 – 3
İSTANBUL HIRDAVAT FUARI’2018............147
KARGROUP...................................... 60 – 61
KİLSAN....................................................85
KÖLN HIRDAVAT FUARI.............................95
KUZULUK TERMAL OTEL.........................151
LAYHER...................................................41
ME-SA İMALAT...................................... 6 – 7
ÖZLER KALIP ve İSKELE.................... 12 – 13
PERİ DUO.........................................28 - 29
PERİ KALIP ve İSKELELERİ.............ÖN KAPAK
R+T ASIA’2018......................................139
SARAY ALÜMİNYUM.......................... 66 – 67
SODEX’2018.........................................143
TAYF ÇATI................................................87
TMS TÜFEKÇİOĞLU MÜHENDİSLİK......... 4 – 5
TÜM PLASTİK............................... 116 – 117
TÜRKİYE HASTANESİ..............................153
UNICERA’2018........................................21
URTİM KALIP VE İSKELE........................ 8 – 9
YAPI KATALOĞU.....................................123
“Her
anlamda
yalıtım
bilincini
artırmalıyız”
Levent Pelesen / İZODER Yönetim Kurulu Başkanı
Depreme karşı binaların dayanıklı hale getirilmesi için; ‘Su Yalıtımı’. Kontrolsüz ses ve gürültüye
karşı; ‘Ses Yalıtımı’. Yangına karşı ‘Yangın Yalıtımı’. Enerjinin verimli kullanımı için ‘Isı
Yalıtım’ konularında yaklaşık 30 yıldır faaliyet gösteren İZODER (Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları
Derneği); Türkiye ekonomisi için kritik bir role sahip.
Enerji verimliliği ve iklim değişikliği gibi herkesi
ilgilendiren temel konular çerçevesinde
kendi sektörü içerisinde çözümler geliştiren
İZODER, bu misyon ışığında doğru yapıların
ve daha sağlıklı yaşam alanlarının oluşumu
için önemli çalışmalar ortaya koyuyor.
İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Levent Pelesen
ile biraraya gelerek gündemdeki çalışmaları
ve yeni oluşumları üzerine sohbet
ettik. Bize vakit ayırdıkları için kendilerine
teşekkür ediyor, sektöre sunmuş oldukları
hizmetlerde kendilerine başarılar diliyoruz.
Dernek çalışmalırınız hakkında bizleri
biraz bilgilendirir misiniz?
Sektörel derneklerde yönetim kurulunda olmak
demek zamanınızın %10 civarında bir
bölümünü oraya ayırmanız demek. Eğer yönetim
kurulu başkanlığı yapıyorsanız bu sefer
zamanınızın %40’ını bu işlere ayırmanız
gerektiği anlamına gelir. Bizim derneğimizde
de işler hemen hemen bu şekilde ilerlemekte.
Ancak özellikle belirtmek isterim ki
İZODER’in Yönetim Kurulu’nun yanısıra çok
güçlü profesyonel bir kadrosu bulunmakta.
Ben bunu derneğimizin sahip olduğu en büyük
avantajlardan biri olarak değerlendiriyorum.
Böylesi değerli üyelere sahip olmak,
biz yöneticilerin işlerini gerçekten çok kolaylaştırıyor.
Üye yapınızdan ve çalışmalarınızdan
biraz bahseder misiniz?
İZODER üye profili içinde sanayicilerin yanısıra
satıcı, ithalatçı, uygulayıcı ve ustalar da
bulunmakta. Sektörün hemen hemen tüm
oyuncularının kendilerini ait hissedecekleri
geniş ve iletişimi güçlü kapsayıcı bir çatı
misyonu yüklenmiş durumdayız. Bu bağlamda,
aynı sektörde bulunsalarda farklı ihtiyaç
ve hedefleri bulunan tüm bu üyelerimize
karşı adil olabilmek bizim birinci kriterimiz.
Faaliyet alanlarınız hakkında neler
söylemek istersiniz?
Faaliyet alanlarımız herkesin malumu olduğu
gibi; Isı Yalıtımı, Su Yalıtımı, Ses Yalıtımı,
Yangın Yalıtımı, Tesisat Yalıtımı ayrıca
çok fazla deklare etmesek de Sızdırmazlık
alanlarında gerçekleşmekte. İZODER olarak
bizler bu alanların hepsine eşit ve adil olarak
hizmet vermeye çalışıyoruz. Ve tüm yaklaşımlarımız
bu yönde gerçekleşmekte. Gerek
Yönetim Kurulu Üyelerimizi seçerken,
gerekse temsilciliklerimizi oluştururken bu
konuda çok fazla titizlik gösterdik, göstermekteyiz.
Bu anlamda başarılı olduğumuzu
20
Yapı Malzeme Aralık 2017
Aktüel
da düşünüyorum. Bu dönem başladığımız
önemli bir sorumluluk olarak, önceden bölge
temsilcilerini bölgelerdeki üyelerimizden
seçerdik. Şimdi artık Yönetim Kurulu yapımız
tüm bölgeleri temsil ettiği için dolayısıyla
o yönetim kurulu üyelerimiz kendi bölgelerinin
temsilcileri de olmuş oluyor.
Örneğin Yönetim Kurulumuz’da yukarda
bahsetmiş olduğum hizmet alanlarımızın tamamını
temsil noktasında her alandan 3’er
üyemiz bulunmakta. Temsilcilik noktasında
ise Anadolunun tamamına yayılmış durumdayız.
Elazığ’dan Adana’ya, Kayseri’den
İzmir’e kadar yurdumuzun tüm bölgelerini
temsil edebilmek amacıyla faaliyetlerimizi
sürdürmekteyiz. Yalnız Karadeniz bölgesinde
biraz zayıfız. Bu biraz da bölgedeki
sanayi kuruluşlarının azlığından ve mevcut
orta ve küçük girşimcinin de derneklere karşı
mesafeli olmalarından kaynaklanmakta.
Dernekleşmeye karşı sıcak bakan bölgedeki
kuruluşların çoğunluğunun da maalesef
bizim standartlarımızı karşılayamıyor olmaları
bu konuda etkili bir faktör. O bölgelerde
mevcut sanayi kuruluşları adına belli standartları
oluşturabilmek için dernek olarak
bizlerde katkıda bulunmaya çalışıyoruz.
Son dönemde gerçekleştirdiğiniz
projelerinizden biraz bahseder
misiziniz?
Bizler yönetim olarak bünyemizde, usta eğitiminden
denetime, standartizasyon uygulamalarından
belgelendirmeye kadar sektörün
ihtiyaç duyduğu tüm adımlarda hizmet
üretmekteyiz.
Önümüzdeki günlerde Anadolu illerinde
‘Tüm Yönleriyle Yalıtım’ konulu programlar
gerçekleştirme hedefimiz var. İlk programı
İzmir’de başlatacağız. Sonrasında
Adana’da, Elazığ’da ve Kayseri’de gerçekleştireceğiz.
Ve zaman
içerisinde programı gerçekleştireceğimiz
şehir
sayısı artacak. Anadolu’nun
hemen hemen
tüm illerinde bu tür faaliyetlerimiz
olacak.
13’ncü dönemde
odak noktanız neler
olacak?
Öncelikle geçtiğimiz
dönemlerde başarıyla
gerçekleştirdiğimiz ve
takip ettiğimiz çalışmalara
kısca değinmek
isteri. Şöyleti genel manada; Binalarda ısı
yalıtım kullanım standartlarının dünya ve
ülke gerçeğine göre revize edilmesi. Isı Yalıtım
Yönetmeliği’nin çıkarılması. Ayrıca Bina
Enerji Performansı Yönetmeliği, Enerji Kimlik
Belgesi kullanımı çalışmaları bulunmakta.
Bunların muhakka takipçisi olup sürdürülebilirliğini
yönetmemiz gerekmekte.
13’ncü dönem hedeflerimiz ise;
Öncelik verdiklerimizden bazları hatta en
önemlisi; Derneğimizi Anadoluya daha çok
açmak ve ülke geneline yaymak. Biz bunu
gerçekleştirmekteyiz. Şu an ülkemizin hemen
hemen tüm bölgesi derneğimizin hem
yönetim kurulunda bulunmakta, hem de
üye olarak temsil edilmektedir. Bu adil ve
geniş temsil durumu bizler için hayati önem
arz ediyor. Biz bu işlere çok önem veriyoruz.
Derneğimizin gücünün adil ve güçlü bir temsil
ile yükseleceğine inanmaktayız.
Bunların yanısıra; Standardı ve yönetmeliği
olmayan branş kalmasın istiyoruz. Maalesef
ülkemizde hala bir Ses Yalıtım Yönetmeliği
bulunmamakta. Biz bunun çalışmalarını
geniş katılımlar ve uzun çalışmalarla
gerçekleştirdik. Çok şükür bizim dönemimizde
yönetmelyiği çıkardık ve bu elzem işi
de başarmış olduk. Maalesef Su Yalıtımı
Yönetmeliğimiz hala yok. Biz bu konudaki
çalışmalarıda tamamladık ve bakanlığın
onayına sunduk. Bakanlıkda gerekli çalışmaları
ve değerlendirmelirini yaptıktan sonra
umuyoruz ki bizlere en kısa sürede bir
yanıt verecektir. Şu an yönetmeliğin yayınlanmasını
beklemekteyiz.
Dernek olarak sektörde çalışan
işçilerin mesleki eğitimleri için ne tür
projeler geliştiriyorsunuz?
Mesleki yeterlilik kavramı çerçevesinde
ülke şartlarına ve insanımıza uygun bir şekilde
eğitim çalışmaları gerçekleştirmekteyiz.
Yalıtım Ustaları, Su Yalıtımcısı, Ses Yalıtımcısı
ve Isı Yalıtımcısı daha önceleri meslek
kategorisinde değildi. Şuan bunlar artık
tanımlı meslekler grubunda yer alıyor. Bu
alandaki ustalarımızın yeterliliklerini belirlemek
için sınavlar yaparak belgelendirme
çalışmaları yapıyoruz.
TEBAR, yalıtım sektöründe çalışan ustalar için belgelendirme merkezi haline geldi
Yalıtım sektörünün belirli standartlarda ürün üretmesi, kalitenin artırılması ve haksız rekabetin ortadan kaldırılmasına katkı sağlamak
amacıyla faaliyet gösteren TEBAR (Test Belgelendirme Araştırma ve Geliştirme Ticaret A.Ş.), aynı zamanda yalıtım sektöründeki
mesleki yeterlilik belgelerini veriyor.
İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği) bünyesinde faaliyet gösteren TEBAR, yalıtım sektöründeki meslek standartlarının
belgelerini verebilen Türkiye’deki sayılı kurumlardan biri olarak, sektör için önemli bir adres haline geldi. Yalıtım sektöründe
çalışan ustalara ‘Isı Yalıtımcısı’, ‘Su Yalıtımcısı’, ‘Ses Yalıtımcısı’ ve ‘Yangın Yalıtımcısı’ olmak üzere 4 ayrı meslekte ‘Mesleki
Yeterlilik Belgesi’ vermeye yetkili olan TEBAR; 25 Mayıs 2015’te yayımlanan tebliğe göre zorunlu hale getirilen belgeye, her ustanın
sahip olması için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.
‘Mesleki Yeterlilik Belgesi’nin zorunlu hale getirildiği 81 meslek içinde, yalıtım sektörünün 4 ana başlığı olan ‘Isı Yalıtımcısı’,
‘Su Yalıtımcısı’, ‘Ses Yalıtımcısı’ ve ‘Yangın Yalıtımcısı’ mesleklerinin de bulunduğunu belirten TEBAR Genel Müdürü Timur Diz,
“Son 10 yılda 10 kat büyüyen yalıtım sektöründeki 4 mesleğin standart ve yeterliliklerinin hazırlanmasınnda aktif görev almış ve
2011’den itibaren de personel belgelendirme kuruluşu oluşturma çalışmalarına başlamıştık. Bugün, CE belgelendirmesi sürecinde
hizmet veren laboratuvar altyapısıyla TEBAR olarak, ikinci akreditasyonu da personel belgelendirme alanında için aldık. Yani
kaliteli, standartlara uygun ürünler için sunulan hizmetlerin dışında, doğru ürünü uygulayacak kişiyi de belgelendirme yetkisine
sahibiz” dedi.
Yalıtım sektöründe belge zorunluluğu ile ilgili 1 senelik süre doldu ve artık 26 Mayıs 2016 tarihinden itibaren belgesiz usta çalışamayacağını
hatırlatan Timur Diz, “TEBAR olarak ustalarımıza her türlü kolaylığı sunmaya çalışıyor, onlara yol gösteriyoruz. ‘Mesleki
Yeterlilik Belgesi’ almak isteyen ustalarımız, www.tebar.com.tr adresinden ‘Persolen Belgelendirme Hizmetleri’ bölümüne girip,
‘Sınav Başvuru Formunu İndirmek İçin Tıklayın’ butonuna tıkladıklarında açılan ‘TEBAR Personel Belgelendirme Başvuru Formu’nu
kolaylıkla doldurup, başvuruda bulunabiliyor” diye konuştu.
Yapı Malzeme Aralık 2017 21
İZODER
‘Tüm yönleriyle yalıtım seminerleri’nin
ilkini İzmir‘de gerçekleştirdi
Yalıtım sektörünün çatı örgütü İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği), İzmir Çevre
ve Şehircilik İl Müdürlüğü işbirliği ile İzmir’de ‘Tüm Yönleriyle Yalıtım Semineri’ düzenledi.
Yalıtım sektörünün çatı örgütü olarak bu yıl Anadolu’ya yöneldiklerini belirten İZODER Başkanı
Levent Pelesen, “Amacımız, sektörün tüm bileşenlerini bir araya getirerek, ısı, su, ses ve yangın
yalıtımını hep birlikte masaya yatırmak; Türkiye’nin geleceği için stratejik öneme sahip bir
konuda tarafların görüşlerini ortaya koymak ve sorunlara çözüm önerileri getirmektir” dedi.
Aktüel
BASF, BETEK, BTM, WEBER ve İZOCAM’ın
sponsorluğunda, İzmir MMO Tepekule
Kongre-Sergi Merkezi Akdeniz Salonu’nda
16 Kasım Perşembe günü düzenlenen
‘Tüm Yönleriyle Yalıtım Semineri’, İZODER
Başkanı Levent Pelesen, İzmir Çevre ve
Şehircilik İl Müdürü Selahattin Varan, öğretim
üyeleri, mimar, mühendis, kamu ve
sektör temsilcilerinin yanı sıra STK temsilcilerinin
katılımıyla gerçekleştirildi.
Yalıtım seferberliğinde hamle sırası
bizde
Konuşmasına ısı, su, ses ve yangın yalıtımı
branşlarından ısı yalıtımı ile başlayan
Levent Pelesen, “Isı yalıtımı, her şeyden
önce Türkiye’nin geleceği için stratejik
öneme sahip bir konudur. Bugün Türkiye,
ısı yalıtımı sektöründe Avrupa’nın en büyüğü
konumunda. Bunun bir nedeni de gelişmiş
ülkelerin, uzun yıllar önce başlayan
seferberlikte epey yol almalarıdır. Şimdi
hamle sırası bizde. Bu farkı kapatmalıyız.
İZODER Başkanı Levent Pelesen:
“Yalıtım, Türkiye’nin geleceği için stratejik öneme sahip”
Avrupa standartlarına uygun, enerji tasarruflu
binalara sahip olabilmek için önümüzde
kentsel dönüşüm gibi çok önemli
bir fırsat var. Eğer elimizdeki bu fırsatı
iyi değerlendirerek yeniden inşa edilecek
tüm binalara, doğru malzeme ve Mesleki
Yeterlilik Belgesi’ne sahip ustalarla doğru
uygulama yaptırırsak, ülke ekonomimize
her yıl milyarlarca dolarlık katkıda bulunabiliriz”
diye konuştu.
Su yalıtımı yoksa, yapı kullanma izni
belgesi verilmeyecek
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı
ve 27 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlanan
‘Binalarda Su Yalıtım Yönetmeliği’
ile binaların kaderinin değişeceğini vurgulayan
Levent Pelesen, konuşmasını şöyle
sürdürdü: “Bu yönetmelik, ülkemizde büyük
bir eksikliği giderecek. Yeni yapılan
binalarda, yönetmelikte öngörülen esaslara
uyulmadığının tespit edilmesi halinde,
bu eksiklikler giderilinceye kadar binaya
yapı kullanma izin belgesi verilmeyecek.
Artık su yalıtımı uygulamalarının doğru ve
standartlara uygun yapılması sayesinde,
binalarımızın ömrü uzayacak. Asgaride
80–100 yıl gibi süre için tasarlanması ve
ömrünü bu sürede tamamlaması gereken
yapılarımızın, bu süre içinde güvenli şekilde
fonksiyonunu sürdürmesi için öncelikte
suyun yaratacağı korozyon etkisine karşı
korunmuş olmalı. Bugün ülke genelindeki
15 milyon konutta halen su yalıtımı yok.
6.5 milyon konut ise deprem açısından
riskli bina statüsünde. Yönetmeliğin amacına
ulaşması; tasarım aşamasında doğru
ürün ve sistem seçiminden başlayıp, standarda
uygun ürünlerin doğru şekilde uygulanması
etkin denetim ile sağlanabilir.”
İzmir’de 45 milyon metrekarelik
alanda dönüşüm yapılacak
Bugün yalıtım ile enerji verimliliği sağlanan
binalarda %50’ye yakın bir tasarruf
sağlandığını belirten Selahattin Varan,
İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü
Selahattin Varan: “Sürdürülebilir binalar için
İzmir’de 45 milyon metrekarelik alanda dönüşüm
yapılacak”
şöyle konuştu: “Anadolu’da ciddi bir gelişim,
değişim ve dönüşüm yaşandığını ifade
eden Varan, “Afetlere dayanıklı binalar
yaparken, daha konforlu, sürdürülebilir ve
enerji verimliliğini artıracak binalara ihtiyacımız
var. Artık geri dönüş yok. İzmir’de
yaklaşık 4 bin 500 hektar, yani 45 milyon
metrekarelik alanda dönüşüm yapılacak.
Yapı stokunun yaklaşık 2 milyon 500 bin
olduğu İzmir’de, yaklaşık 1 milyon 500
bininin dönüşümü olacak. Bu süreçte aç
gözlülüğe gerek yok. Dönüşüm, sabırla,
metanetle, teknik konuların ilkesine uyarak
gerçekleşmeli. Bu ülkeye hizmetin çeşitli
yolları var. Bunların en önemlisi de,
yapılan işin en doğrusunu, en güzelini yapmaktır.
Bunu bizim insanımız hak ediyor.”
‘Tüm Yönleriyle Yalıtım Semineri’, güncel
bilgilerin paylaşıldığı oturum ve sunumlarla
devam etti.
22
Yapı Malzeme Aralık 2017
Seramik Federasyonu Türkiye’de bir ilke imza atarak,
“Türkiye İhracat Katkı Endeksi”ni hazırladı
Türkiye Seramik Federasyonu, Türkiye’de ilk kez ihracat katkı endeksi hazırlayarak, kamuoyuna
sundu. Ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel tarafından hazırlanan endekste 17 sanayi
sektörü değerlendirildi. İnşaat seramikleri 18,27’lik oranla üçüncü çeyrekte katkı oranı en
yüksek sektör oldu. Seramiği; giyim eşyası, mobilya ve gıda ürünleri takip ediyor.
“Türkiye Seramik Sektörü”nü; üreticileri,
satış kanalları, bilim adamları ve seramik
sanatçıları dahil bütün kolları ile dünyada
temsil eden Türkiye Seramik Federasyonu
(TSF) “Türkiye İhracat Katkı Endeksi”ni
Raffles Otel’de yapılan basın toplantısıyla
kamuoyuna duyurdu. Federasyon Başkanı
Erdem ÇENESİZ’in ev sahipliğinde gerçekleşen
toplantıya; Kale Grubu Başkanı ve
CEO’su Zeynep BODUR OKYAY, Sersa Başkanı
Mehmet MERCAN, Serkap Yönetim Kurulu
Üyesi Göksen YEDİGÜLLER, Federasyon
Genel Sekreteri Germiyan SAATÇİOĞLU
ve Federasyon üyeleri katıldı. Türkiye’nin
sürdürülebilir büyüme ve gelişimi adına
sektörlerin sunduğu katkıyı net bir şekilde
gözler önüne seren “Türkiye İhracat Katkı
Endeksi” Ekonomist Dr. Can Fuat GÜRLE-
SEL tarafından sunuldu.
Taşı Toprağı Dövize Çeviren Sektör
Sektörlerin Türkiye dış ticaretine katkı değerlerinin
ölçümlenmesi amacıyla bu çalışmayı
hayata geçirdiklerini açıklayan TSF
Başkanı Erdem ÇENESİZ, “Seramik sektörünün
ihracata katkısını analiz edebilmek
için ortaya net bir tablo koymak istedik.
Ekonomistlerce 2012 yılından itibaren 5
yıllık verilerin tarafsızca incelenerek hazırlandığı
bu endekste, seramik sektörü en
üst sırada yer alarak, Türkiye için ne kadar
önemli bir sektör olduğunu ortaya koyuyor”
dedi.
Türkiye ekonomisinde sürdürülebilir bir büyüme
ve gelişme için yüksek katma değerli
ürün üretimi ve bu ürünlerin net ihracatını
artırmak gerektiği ile sözlerine devam eden
ÇENESİZ; “Seramik sektörü, milli katma
değer yaratmakta yani yerel kaynaklarla
üretim yapmakta ve bunu ihraç etmekte
en başta gelen sektörlerden biri. Çok az
ithal girdi ile çok yüklü ihracat yapabilme
kabiliyetine sahibiz. Basit tabirle taşı toprağı
dövize çeviren bir sektör. Son yıllarda
artan yatırımlar sayesinde daha üst seg-
24
Yapı Malzeme Aralık 2017
Aktüel
ment ürünlerin üretimini takiben katma değeri
daha yüksek ürünlerin ihracatında artış
sağlayacağız” açıklamasında bulundu. “İhracat
hedeflemeden yapılan yatırımlar milli
servet kaybına sebep olabiliyor. Seramik ve
benzeri kapasite fazlası olan sektörlerde
yatırım teşvikleri mutlaka ihracat taahhüdüne
bağlanmalıdır. Bu endeks ile de ortaya
konmuştur ki; seramik sektörü desteklenirse
10 yıl sonra şu anki durumundan çok
daha fazla mutlak katkı sağlar hale gelecektir.”
Endekse Göre İlk 3 Sektör; Seramik,
Giyim Eşyası ve Mobilya
“Türkiye İhracat Katkı Endeksi”ne göre;
18,27 puanlık katkı oranı ile inşaat seramikleri
birinci sırada yer aldı. İnşaat seramiklerini
5,77 katkı oranı ile giyim eşyası
ve 3,81 katkı oranı ile mobilya sektörü
takip etti. İnşaat seramikleri 2016 yılı son
çeyreğinden bu yana sürekli artan değerlere
sahip tek sektör oldu.
Hem Üretiyor, Hem İhraç Ediyoruz
“Türkiye seramik sanayisi Dünya’da kaplama
malzemelerinde 8’inci, sağlık gereçlerinde
4’üncü en büyük üretici ülke
konumunda” diyen TSF Başkanı Erdem ÇE-
NESİZ, “Seramik karolarda ve sağlık gereçlerinde
Dünya’nın 4’üncü büyük ihracatçısı
olurken, karolarda Avrupa üçüncüsü, sağlık
gereçlerinde ise Avrupa’nın en büyük üreticisi
ve ihracatçısı konumundayız. Vitrifiye
üretimindeki Avrupa liderliğimiz sağlamlaşarak
devam ediyor. Özetle hem üretiyor,
hem de ihraç ediyoruz. Önümüzdeki 10
yıllık dönemde de bu başarılı yükselişimizi
devam ettireceğiz. 2016 yılı verilerine göre;
seramik kaplama malzemelerinde 330
milyon m2 üretim gerçekleşirken, seramik
sağlık gereçlerinde bu miktar 310 bin ton
olarak gerçekleşti. Seramik kaplamada
üretim içinde ihracatın payı %24,5, seramik
sağlık gereçlerinde ise %40,5 oldu” dedi.
Erdem Çenesiz / Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı
Seramik Sektöründe 2017 Yılı
Büyüme Beklentisi % 8-9
“Seramik ihracatı yılın ilk dokuz ayında geçen
yılın aynı dönemine göre seramik kaplama
malzemelerinde %4,2, seramik sağlık
gereçlerinde ise %6,3 oranında değer bazında
büyüme gerçekleştirdi. Sanayi üretiminde
ise yine yılın ilk 9 ayında geçen yılın
aynı dönemine göre seramik kaplamada
%0,6, seramik sağlık gereçlerinde %10,1
oranında büyüme kaydedildi. 2017 yılının
tamamında ise büyümelerin son çeyrekteki
performansının olumlu katkısı ile ilk 9 aylık
oranların her birinin, 1,2’şer puan daha artarak
gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Böylece
yıl genelinde ihracatın desteğiyle sektör
genelinde %8-9 arasında bir büyüme olacağını
beklemekteyiz. Sektördeki bu büyüme
beklentimiz 2017 yılındaki %6-7’lik inşaat
sektörü büyümesi ile de uyumludur.”
Sektörün Sorunları ve Çözüm
Önerileri
Başkan Erdem ÇENESİZ, sektöre ilişkin
önemli sorunlara, çözüm önerilerine değindi.
“Seramik sektörü yerli hammaddeler
kullanarak ülkemiz ekonomisine önemli
ölçüde katma değer kazandıran bir iş
koludur. Sektörün devamlılığı adına üretim
yapma şartlarını ağırlaştıran bazı yönetmelikler
var. AB hazırlıkları kapsamında
ILO gibi uluslararası kuruluşlardan edinilen
referansların bazen maksadını aşacak
şekilde yorumlanması milli sanayimizin
önünde engel haline geliyor. Gerek insan
kaynakları yönetiminde gerekse hammadde
temininde yaşadığımız bürokratik ve
sistemsel sorunları çözmemiz ihracat katkımızı
artıracaktır. Biz Federasyon olarak
bu konularda raporlar hazırlayarak çözüm
önerilerimizle kamuya gidiyor ve üretimin
önündeki engellerin kaldırılması için var
gücümüzle çalışıyoruz.”
Seramik Federasyonu’ndaki yeni dönemi
de değerlendiren ÇENESİZ, “87 büyük sanayi
işletmesi, 900 KOBİ, 140 akademisyen
ve sanatçıdan oluşan çatı organizasyon
olarak, 31.000 kişiye direkt, 250 bin
kişiye endirekt istihdam sağlayarak, 1 milyona
yakın kişiye geçim kapısı olan bir sektör
olduğumuzun bilinciyle hareket ediyoruz.
Öncelikle kamu yönetimi ile sektörün
sorunlarını çözmek üzere iletişim çalışmalarına
ağırlık verdik. Akademik bir çalışmanın
hazırlıkları içindeyiz. Bu çalışma da 6 ay
içinde sonuçlanacak. Federasyon olarak,
uluslararası alanda pazara giriş konusunda
sektör olarak karşılaştığımız tarife dışı
engelleri de bir raporla ortaya koyacak ve
çözümlerini arayacağız” dedi.
Yapı Malzeme Aralık 2017 25
Aktüel
Türkiye İmsad, Kasım 2017 Sektör Raporu’nu açıkladı
Sektörde canlılık sürerken
finansman sorunları risk oluşturuyor
Türkiye İMSAD, yapı sektörü ve ekonomi çevreleri tarafından dikkatle izlenen aylık sektör
raporunu açıkladı. Türkiye İMSAD Kasım 2017 Sektör Raporu’nda; inşaat sektöründe, talep
tarafında canlılığın devam ettiği vurgulandı. Buna karşın finansman sorunlarının faaliyetleri
kısıtlayan önemli bir engel haline geldiğine de dikkat çekildi.
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri
Derneği (Türkiye İMSAD)’nin, sektörün en
önemli çatı kuruluşu olarak hazırladığı ‘Kasım
2017 Sektör Raporu’nda; inşaat işlerinde
talep seviyesinin bu yılın en yüksek
seviyelerinde gerçekleşmeye devam ettiği,
bunun da inşaat malzemeleri sanayisi
için olumlu bir gelişme olduğu ifade edildi.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun inşaat sektörü
güven endeksi verilerinin bu önemli
gelişmeleri yansıttığı belirtilen raporda,
olumlu talep koşullarına karşın finansman
sorunlarının, faaliyetleri kısıtlayan en
önemli engel haline geldiği ve 2017’nin
başında yaşanan sıkıntılı dönemlerdeki
seviyelere ulaştığı belirtildi.
Finansman sorunları inşaat
malzemesi sanayisi için risk haline
geldi
Yaz aylarında görece hafifleyen finansman
sorunlarının son üç ayda arttığına dikkat
çekilen raporda, şu tespitlere yer verildi:
İnşaat sektöründe faaliyetleri kısıtlayan
finansman sorunları birkaç nedenden
kaynaklanıyor. Öncelikle yılın ilk yarısında
hızla genişleyen banka kredisi olanakları
son aylarda önemli ölçüde sıkılaştı. Bu
gelişmeden inşaat sektörü de olumsuz etkilendi.
Bir diğer neden faiz oranlarında ve
döviz kurlarında görülen artışların yarattığı
maliyet baskısı iken üçüncü neden üretici
firmaların uyguladıkları kampanyaların yarattığı
nakit sıkışıklığı oldu. Konut üretimi
tarafında yüzde 5 peşinatlı, peşinatsız
ve hatta 2019’a kadar ötelenen ödeme
kampanyalı satışlar yoğun bir rekabet yaratırken
nakit akışlarını da bozdu. Ayrıca
yoğun kampanyalar nedeniyle konut fiyat
artışları çok sınırlı kaldı. İnşaat sektöründeki
finansman sorunları, tüm iş ortaklarını
etkileyebileceği gibi inşaat malzemesi
sanayisi için de yakından izlenmesi gereken
bir risk haline geldi.
İnşaat malzemesi sanayi üretimi
Eylül’de sıçrama gösterdi: Yüzde
13,8
2017 yılı Eylül ayında inşaat malzemesi
ortalama sanayi üretimi 2016 yılı Eylül
ayına göre yüzde 13,8 arttı. Böylece Eylül
ayında yılın en yüksek ikinci aylık üretim
artışı gerçekleşti. Eylül ayı üretim artışı, iç
ve dış talebin de istikrarlı şekilde arttığını
gösterdi. Üretim artışında mevsimsellik
ve baz etkisinden çok sektörün kendi iç
dinamikleri belirleyici oldu. Eylül ayındaki
üretim artışı ile birlikte Ocak-Eylül dönemi
üretimi de geçen yılın yüzde 4,8 üzerinde
gerçekleşti.
2017 yılı Eylül ayında inşaat malzemeleri
alt sektörlerindeki sanayi üretiminde artış
eğilimi ağırlık kazandı. 26 alt sektörden
22’sinde üretim geçen yıla göre artarken,
4 alt sektörde üretim geçen yıla göre geriledi.
Ocak-Eylül döneminde ise 21 alt
sektörde üretim geçen yılın üzerinde gerçekleşti.
İnşaat malzemeleri sanayisinde ağırlıklı
yeri olan sektörlerden düz cam, soğutma
ve ısıtma donanımları, merkezi ısıtma
radyatörleri, kilit ve menteşeler, seramik
sıhhi ürünleri, inşaat amaçlı beton ürünleri
ile kablo üretimleri, yılın ilk dokuz ayında
önemli ölçüde arttı. Buna karşın mermerler,
hazır beton ile seramik karolarda üretim
artışı çok zayıf kaldı. İlk dokuz ayda
üretimi gerileme gösteren 5 alt sektör
içinde ise diğer camlar ile metalden kapı
ve pencere gibi önemli alt sektörler yer almaya
devam ediyor.
Konut yapı ruhsatlarında da sıçrama
yaşandı
2017 yılının ilk çeyreğindeki gerilemenin
ardından, ikinci ve üçüncü çeyrek dönemlerde
alınan konut yapı ruhsatları sayısında
sıçrama yaşandı. İlk 9 ayda alınan yapı
ruhsatı sayısı 1,1 milyon daireyi geçti. Tamamlanarak
yapı izni alınan daire sayısı
ise bu sayının neredeyse yarısında kaldı.
1 Ekim tarihinde değişen İmar Yasası nedeniyle
önceki koşulları içeren ruhsatların
alınması için gösterilen talep, sıçramanın
ana nedeni oldu. Bu çerçevede alınan yapı
ruhsatı ile yapı izni, daire sayısı arasındaki
fark stokların şişmesi riskini taşıyor.
26
Yapı Malzeme Aralık 2017
İstanbul kışa hazır
Uluslararası Yol Federasyonu (IRF), İBB Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanlığı
ile birlikte “Kışla Mücadele Çalıştayı” düzenledi. Alanında uzman yerli ve yabancı katılımcıların
yer adlığı çalıştaya İSFALT ev sahipliği yaptı. İki gün süren çalıştayda, kış bakımı ile ilgili
dünyada uygulanan yöntemler ve stratejiler konuşuldu.
Uluslararası Yol Federasyonu (IRF), 26-27
Eylül 2017 tarihleri arasında İstanbul’da
“Kışla Mücadele Çalıştayı” düzenledi.
Dünya çapında yol politikaları ve gelişimi
ile ilgili çeşitli organizasyonlar düzenleyen
IRF, Kışla Mücadele Çalıştayı’nı İstanbul
Büyükşehir Belediyesi Yol Bakım ve Altyapı
Koordinasyon Daire Başkanlığı ile ortaklaşa
gerçekleştirdi.
Kışla Mücadele Çalıştayı’nda alanında deneyimli
uzman konuşmacılar, kışla mücadele
yönetimi, kentlerde uygulanan en yeni
metotlar, yollardaki buzlanmayla mücadele
gibi konularda katılımcıları bilgilendirdi. İBB
Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire
Başkanlığı ekiplerinin yıllardır başarıyla yürüttüğü
kışla mücadele çalışmalarından da
örneklerin aktarıldığı çalıştayda, kışla mücadelede
kullanılan teknolojiler ve ekipmanlar
konusunda bilgi alışverişi yapıldı. İstanbul
Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden biri
olan ve yıllardır kışla mücadele çalışmalarında
İBB’nin yanında yer alan İSFALT’ın ev
sahipliğinde gerçekleşen çalıştayda, Kışla
Mücadele Yönetimi ve Planlaması, Yol Kaplaması
ve Hava Koşullarının Değerlendirilmesi,
Kışla Mücadele Operasyonlarında En
Yeni Teknolojilerin Kullanımı, Kentlerde Kışla
Mücadele Hizmetleri, Tünel ve Köprüler,
Kışla Mücadelede Çevresel Etkilerin En Aza
İndirilmesi konuları ele alındı.
Stratejik hareket planı
Kışla mücadele sürecinde ihtiyaçların belirlenmesinin
hayati bir öneme sahip olduğuna
dikkat çeken Helsinki Yol Bakım
Müdürü Ville Alatyppö, “Peki, İstanbul’un
neye ihtiyacı var? Bunun için öncelikleri belirlemek
çok önemli. Yayalar, araç trafiği,
kamyon trafiği, şehir merkezleri ve benzeri
önceliklerle stratejik bir hareket planı oluşturmak,
kışla mücadelede son derece etkili
bir yöntemdir” dedi. Bir şehrin kışla mücadelesi
ile sadece yolların kışla mücadelesi
arasında ciddi bir fark olduğunu hatırlatan
Alatyppö, “Bir şehrin bakımı ile yolun bakımı
birbirinden çok farklı. Şehirde son derece
karmaşık durumlarla mücadele etmeniz
gerekebiliyor. Ancak yol, tamamıyla farklı
bir alan. Birbirinin stratejisi de çok farklı”
dedi. Helsinki’de kışın kar ve buzla mücadelede
farklı yöntemler kullandıklarını dile
getiren Alatyppö, yaygın olarak tuzlama, kar
küreme, kumlama ve ısıtmalı kaldırım uygulamalarının
yaygın olduğuna dikkat çekti.
Karla mücadele sürecinde buzun çözünmesi
için çeşitli solüsyonların kullanıldığını
ifade eden Alatyppö, bu kimyasalların çok
dengeli ve ihtiyaç kadar kullanılmasının son
derece önemli olduğunu ifade etti. Kimyasalların
çok kullanılıyor olmasının asfalta
zarar vereceğini ifade eden Alatyppö, “Helsinki’de
yaşadığımız en büyük sorun, yola
dökülen kumun, kar eridikten sonra toza
dönüşmesiydi. Yıllardır bu konuda ciddi
araştırmalarımız oldu ve artık tozla mücadele
etmenin yollarını geliştirdik. Son yıllarda
şehirde oluşan olumsuz toz etkilerini son
derece aşağılara indirdik” dedi.
28
Yapı Malzeme Aralık 2017
Aktüel
Kışla mücadelede uluslararası standartlar
Çalıştayda bir diğer önemli konuşmacı
olarak yer alan Uluslarası Varlık Yönetimi
Danışmanı Pekka Pakkala, kışla mücadelede
uluslararası standartlar hakkında açıklamalarda
bulundu. Kış mücadelelerinde
ülkelerin ağırlıklı olarak iki farklı yöntem
uyguladıklarını ifade eden Pakkala, “Bazı
ülkeler, kışla mücadelede kendi makine ve
ekipmanlarını ve personelini kullanmayı tercih
ederken bazı ülkeler ise bu işi tamamıyla
taşeron firmalara yaptırıyor. Taşeronların
iş yapma becerileri ise çoğunlukla performansa
dayalı bir yöntemle denetleniyor”
dedi. Performansa dayalı olan sistemlerde
denetimin çok önemli olduğunu ve gerekli
cezaların caydırıcı nitelikte olması gerektiğine
dikkat çeken Pakkala, şöyle devam
etti: “Mesela biz Finlandiya’da uzun yıllardır
kışla olan mücadelede tamamıyla taşeron
firmalarla çalışıyoruz ve onları performansa
dayalı olarak denetliyoruz. Bundan dolayı
işini iyi yapmayan ve standartları yakalayamayan
firmalara ağır ceza yaptırımlarımız
bulunuyor.” Küresel çapta bütün ülkelerin
tek bir amacının olduğunu ve bunu sağlamak
için yöntemlerin sürekli değiştiğini hatırlatan
Pakkala, “Sonuçta herkesin tek bir
amacı var; kış şartlarında güvenli bir ulaşım
sağlamak. Bunu gerçekleştirmek için çok
farklı yöntemler olsa da hepsinin amacı
aynı” şeklinde konuştu.
İstanbul’da neler yapılıyor?
Çalıştayda konuşma yapan isimler arasında
yer alan İSFALT Genel Müdür Yardımcısı
Dr. İbrahim Sönmez, İstanbul’da gerçekleştirdikleri
çalışmalar hakkında katılımcıları
bilgilendirdi. İstanbul’un 14.8 milyon kişilik
bir nüfusa sahip olduğunu belirten Sönmez,
“7.373 km yol ağımız var ve İstanbul’un
günlük yolculuk hareketi de yaklaşık 32 milyon
yolcu. Ayrıca her gün trafiğe ortalama
500’ün üzerinde yeni araç katılıyor.” dedi.
İstanbul’un kış mevsiminde farklı ve hızlı
değişen hava koşullarınsa sahip olduğuna
dikkat çeken Sönmez, “Genel olarak değerlendirdiğimizde,
ağırlıklı olarak Aralık ayının
son haftası ve Ocak – Şubat ayları, İstanbul’da
kar yağışlarının yaşandığı dönemler
olarak öne çıkıyor. Kar yağışının şiddeti yıllara
göre değişmekle birlikte yılda ortalama
15 günlük bir karla mücadele süreci yaşıyoruz”
dedi.
“En büyük öncelik yolların açık
olması”
İstanbul’da en büyük önceliklerinin yolların
ulaşıma açık olması olduğuna değinen Sönmez,
“İstanbul’da kar yağmaya başladığında,
biz daha kar yere değmeden müdahale
etmeye başlıyoruz. Bütün önceliğimiz de
yolların açık kalmasını sağlamak ve karın,
İstanbul’da yaşayanların günlük hayatını
olumsuz etkilemesini engellemek” dedi.
Kışla mücadelede doğru ekipman ve ekiple
doğru yöntemi uygulamanın son derece
önemli olduğunu hatırlatan Sönmez, “Bunu
belirlemek için de her şeyden önce en düşük
sıcaklığa, kar yağışı miktarına, don ve
buz oluşumu gibi özelliklere bakarak ve tecrübelerimizden
yola çıkarak karar veriyoruz.
Sonuçta İstanbul çok büyük bir şehir ve her
bölge aynı anda aynı miktarda yağış almıyor.
Bölgeler arası yağış farklılıkları, bizim
de müdahale planlamamızı etkiliyor. Çok
detaylı planlar yapıyoruz ancak İstanbul
çok büyük ve kalabalık bir şehir. Biz plana
uygun hareket ederken ana arter yolların
birinde bir tırın devrilmesi, planların da değişmesine
neden olur. Bu nedenle plansız
“Değerli bilgiler
aktarıldı”
İBB Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon
Daire Başkanı Muhammed
Şahin, çalıştay ile ilgili görüşlerini
paylaştı. Belediye’nin her yıl Kasım
ayından başlayıp Mart sonuna
kadar kışla mücadele çalışması
yaptıklarını kaydeden Şahin, “Bu
yıl üye olduğumuz IRF ile birlikte bir
çalıştay düzenlemeye karar verdik
ve uluslararası alanda yapılan çalışmalar
hakkında var olan bilgilerimizi
geliştirmek istedik” dedi. Çalıştayda
yer alan konuşmacıların IRF ile
ortaklaşa belirlendiğini dile getiren
Şahin, çalıştayda katılımcılara
değerli bilgiler aktarıldığını söyledi.
Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon
Daire Başkanlığının İSFALT ekipleri
ile beraber kış boyunca yolları açık
halde tutmak için karla mücadele
çalışmaları gerçekleştirdiklerini
belirten Şahin, “AKOM ve meteorolojiden
gelen veriler doğrultusunda
tüm ekiplerimizle kar başlamadan
bekleme noktalarına araçlarımızı
yerleştiriyoruz ve ekiplerimizle de
müdahaleye başlıyoruz” dedi.
gelişebilecek bütün olaylara açık olmak ve
sürekli yeniden plan yapmaya hazır olmamız
gerekiyor” dedi.
1347 araçla müdahale
İstanbul’da kışla mücadelede toplam 1347
adet araç bulunduğunu ifade eden ve aralarında
617 adet stratejik araç bulunduğunu
hatırlatan Dr. İbrahim Sönmez, “Stratejik
araçlarımız özellikle buz serpme, kar küreme
ve benzeri olan araçlardan oluşuyor.
Bunların dışında vinçler, kazıcı yükleyiciler,
traktörler ve benzeri araçlarımızın sayısı da
toplam 527 adet. Ayrıca itfaiyeye ait olan
ön çekicilerinin bulunduğu araçlarımız var”
dedi. Araçların İstanbul’un hangi bölgesinde
bulunduğu, ne iş yaptığı, hızı ve geri
kalan bütün sistemlerin anlık olarak takip
edildiğini belirten Sönmez, araç sürücüleri
ile de anlık olarak iletişim halinde bulunduklarını
ve gerekli yönlendirmelerin anlık
olarak yapıldığını kaydetti. İstanbul’un belirli
bölgelerinde buzlanma erken uyarı sistemi
olduğunu ve 43 farklı noktada bulunan
sensörlerin, buzlanmaya karı erken uyarı
sinyali gönderdiğini hatırlatan Sönmez,
“Teknik olanaklarımızın ve uygulamalarımızın
yanı sıra sosyal bir belediye olarak
hizmet vermeye çalışıyoruz. Çok yoğun kar
yağışlarında yolda kalmış vatandaşlara sıcak
çorba, çay ve kumanya ikramında bulunuyoruz
ve olası bir tehlikenin yaşanma
riskini azaltmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Maliyetlerin yıllara göre değişkenlik
gösterdiğini ve iklimsel olayların bu maliyeti
belirlemede önemli olduğunu kaydeden
Sönmez, kar yağışının daha fazla olması ve
kışın sert geçmesinin, maliyetleri arttırdığını
söyledi. Çalıştayda ayrıca Helsinki Finavia
Havaalanı Bakım Şefi Jani Elasmaa, WRI
Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Yol Güvenliği
Projeleri Yöneticisi Celal Tolga İmamoğlu,
İSBAK Bakım Onarım Müdürü Mahmut Yılmaz
ve International Road Federation – IRF
Müdür Yardımcısı Magid Elabyad konuşma
yaparak kendi ilgili oldukları alanlarda katılımcıları
bilgilendirdi.
Yapı Malzeme Aralık 2017 29
PERI DUO
Tek bir sistem ile
perde, kolon ve döşeme imalatı
DUO kalıp sistemi çok kolay taşınabildiği ve düşük bir ağırlığa
sahip olduğu için yenilikçi bir sİstemdir. Sadece malzeme
yapısından dolayı değil, tüm tasarım konsepti ile yenilikçi bir
sistemdir. Sistem, çok az sayıda malzeme çeşitliliği ile kolon,
perde ve döşeme imalatlarının gerçekleşmesini sağlar.
Panel ve betonla temas eden yüzey elemanına ek olarak, çoğu
DUO elemanı politek malzemeden üretilmiştir. Bu yeni geliştirilen
ürün, oldukça hafif olmasının yanı sıra, yüksek taşıma
kapasitesine sahiptir.
Malzeme yapısının dışında, kalıp elemanlarının kolay bir şekilde
tutulması ve taşınabilmesine de oldukça önem verilmiştir.
DUO sistemine ait neredeyse tüm uygulamalar herhangi bir harici
alete ihtiyaç duyulmadan yapılır ve çalışma adımları oldukça
kolaydır. Kalıp uygulamaları hakkında çok az bir tecrübeye
sahip kişiler bile DUO sistemi ile çok hızlı ve verimli bir şekilde
çalışabilir. Perde, kolon ve döşeme imalatında kullanılan sistem
elemanlarının çoğu, çalışanların performans ve verimliliği
arttırır.
DUO paneller yatay ve dikey uygulamalar için kullanılabilir.
Yatırım ve lojistik maliyetinin yanısıra, çalışanların eğitim ücretini
de en aza indirir.
Bu sistemin en büyük avantajı birden fazla alanda kullanılabilir
olmasıdır. Paneller kolon, perde ve döşeme imalatı için
kullanılabilir. Buna ek olarak, köşe ve bağlantı elemanı gibi
malzemeler birden çok uygulamada kullanılabilecek şekilde
tasarlanmıştır. Bu sayede sahadaki malzeme çeşitliliği ihtiyacı
azalır ve daha sade ve rahat uygulama alanları oluşturulur.
DUO’nun tüm kullanım süreci gözlemlenirse avantajları belirgin
bir şekilde görülebilir. Kullanıcılar bu çok yönlü kalıp sistemi
ile daha verimli kullanım elde eder, daha az istifleme
alanına ihtiyaç duyulur ve sahaya transfer ücretleride önemli
derecede azalır.
Her görev için ergonomik kullanım Hafif, el ile taşınabilen, vinçsiz kullanım
Sistem elemanlarının kullanım kolaylığı ve düşük ağırlığı
iş sahasında üretim verimliliğini arttırır.
DUO sisteme ait elemanların hiç biri 25 kg’dan fazla değildir.
Bu sayede vince gerek duyulmaz, el ile taşınabilir. Personeller
için, düşük ağırlıklarla çalışmak daha az yorucu olduğu için,
günlük çalışma konsantrasyonunu yükseltir ve sahadaki iş
kazası riskini azaltır. Bunun yanı sıra, elemanların hiç birinde
keskin kenar olmadığı için yaralanma olasılığını da minimuma
indirir.
Yine de vinç kullanılması zorunlu ise, düşük kaldırma kapasiteli
vinçler yeterli olacaktır. Bu sayede ekstra vinç masrafı da
azaltılabilir.
DUO bağlantı elemanı, sistem elemanlarının kullanımının
çok kolay olduğunun en iyi örneğidir.
DUO bağlantı elemanı doğrudan çerçeve boşluğuna geçirilip,
hiçbir alete ihtiyaç duyulmadan el ile 90 derece döndürülerek
monte edilir. Bu bağlantı tam anlamıyla panelleri aynı hizaya
getirir. Monte edildikten sonra bu kilitlerin dışa doğru çıkıntılı
ir yapıda olmaması, panellerin üst üste konularak çok kolay
istiflenebilmelerine olanak tanır.
Bağlantı elemanları;
, Panelleri birbirine bağlamak için,
, Köşe elemanlarının panellerle bağlantısı için,
, Dolgu elemanlarının duvar kalınlığı belirleme elemanı ile bağlantısında,
kullanılır.
DUO paneller üzerindeki kiriş boşlukları kolay tutabilme
imkanı sağlarken aynı zamanda bağlantı elemanının
monte edildiği yer olarak görev yapar.
DUO sistem elemanlarının karakteristik özellikleri,
kolay kullanımı ve düşük ölçülerde olmalarıdır.
Bağlantı elemanları pürüzsüz bir şekilde panelleri birbirine
bağlarken, monte halde panel üzerinde dışa
doğru çıkıntılı bir yapıda değildir ve düz bir görünüm
sunar.
Betonla temas eden yüzey elemanının kolay değişimi Sadece bir kaç vida ile kolay bir bakım olanağı
DUO’nun önemli bir özelliği de betonla temas eden yüzey
elemanının herhangi bir özel alete ihtiyaç duyulmadan kolay
bir şekilde değiştirilmesidir.
DUO sistem elemanları ve betonla temas eden yüzey elemanı politekden
yapıldığı için oldukça uzun ömürlüdür. Düzgün kullanım
ve düzenli bakım ile DUO elemanları yıllar boyunca kullanılabilir.
Betonla temas eden yüzey üzerindeki küçük sıyrıklar kolaylıkla tamir
edilebilir. Gerekli ise bu eleman değiştirilebilir.
Kolon Kalıbı Standart Uygulamaları 5 cmlik artışlarla kare ve dikdörtgen kolonlar
DUO ile kenar uzunları 15 cmden 55 cm’ye kadar ve 5 cmlik artışlarla tie-roda
gerek duyulmadan dikdörtgen ve kare kolon imalatları yapılabilir.
Çok Amaçlı Panel DMP 45 ya da DMP 75, Köşe bağlantı elemanı ve DUO Chamfer
Strip Kolon imalatı için kullanılır.
2 çok amaçlı panel birbirine, DUO köşe bağlantı elemanı ve DUO köşe saplamasıyla doğru açıda bağlanır.
Kolon ölçülerine göre 5’er cmlik artış veya azaltma uygulanabilir.
Köşe bağlayıcısı kolayca panele
takılır ve sonra çok amaçlı
panele DUO köşe saplaması ile
bağlanır ve güvenli hale gelir.
DUO’nun döşeme kalıbı olarak kullanılması Güvenli şekilde sistematik kurulum
DUO oldukça hafiftir ve 30 cm beton kalınlığına kadar kirişsiz döşemeler için döşeme kalıbı
olarak kullanılabilir. Kurulumu oldukça pratik elemanları, döşeme kenarı veya dolgu gerektiren
diğer boşluklar gibi çeşitli uygulamalara olanak tanır. DUO ile döşeme kalıbı kurulumu
bir alt döşeme kotundan rahatlıkla yapılabilir. DUO ızgaralı yapısı sayesinde yandaki resimde
görüldüğü gibi bir yardımcı ekipman ile kolayca kaldırılarak yatay konumuna getirilebilir. Kurulumu
oldukça basit olan bu kalıp sistemi ile daha önce bu kalıp hakkında eğitimi olmayan
bir personel bile kolayca kurulumunu gerçekletirebilir.
Su Yapıları Projelerinde
‘PERİ’ işbirliği
İşin Adı
Yeri
İşveren
Yüklenici
Proje Müdürü
Şantiye Şefi
: MELEN BARAJI İNŞAATI
: ORTAKÖY KOCAALİ SAKARYA
: DSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ/ ANKARA
: ECE TUR ECE TURIZM İNŞ. TIC. VE MAĞ. İŞLT. A.Ş.
: YUSUF YAŞAR ÇEMBER
: KÖKSAL VEREP
32
Yapı Malzeme Aralık 2017
Çözüm Ortağı
PROJEDE KULLANILAN PERI KALIP SİSTEMİ:
KONSOL ASKI SİSTEM
İSKELE SİSTEMLERİ
: SB + SKS TEK TARAFLI PAYANDA SİSTEMİ
: PERIUP ROSETT FLEKS İSKELE+ SLS AĞIR YÜK PAYANDALARI
Yapı Malzeme Aralık 2017 33
PROJE İLE İLGİLİ BİLGİLER:
Günümüz ve geleceğin en önemli ihtiyaçlarından
birisi olan su temini için yapılan
bu proje DSİ Genel Müdürlüğü tarafından
hayata geçirilmektedir. Bu önemli projede
daha önceden olduğu üzere bir çok baraj,
gölet, sulama kanalı, endüstriyel tesis,
havalimanı, karayolu demiryolu vb projelerde
köklü tecrübelere sahip olan Ece Tur
Ece Turizm İnş. Tic. ve Mağ. İşlt. A.Ş. tarafından
inşaa edilmektedir.
Proje İstanbul’un yaklaşık 200 km doğusunda
ve Sakarya iline bağlı Kocaali ilçesinin
Ortaköy beldesine 5 km mesafede Cumayeri
ilçesi – Uğurlu köyü arasında Büyük
Melen Çayı üzerindedir. Baraj yerine ulaşımı
sağlayan yolların çoğu asfalt kaplıdır yer
yer stabilize yollar da mevcuttur.
Melen Barajı İnşaatı Trakya yakasındaki
Çerkezköy ve Silivri yerleşimleri ile Anadolu
yakasındaki Gebze yerleşimi arasında uzanan
İstanbul metropolitan alanının içme,
kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının
34
Yapı Malzeme Aralık 2017
Çözüm Ortağı
karşılanması amacıyla geliştirilen “Büyük
İstanbul Su Temin Projesi” kapsamında yer
almaktadır. Projenin amacı, Batı Karadeniz
Havzası’nın önemli akarsularından Büyük
Melen Çayı su potansiyelinden istifade ederek
İstanbul metropolitan alanı dahilinde
2071 yılına kadar olan içme, kullanma ve
endüstri suyu ihtiyaçlarının öncelikle karşılanmasını
hedefleyen su teminine ilaveten
hidroelektrik enerji üretimi yapılmasıdır. Ayrıca
yörenin su ve toprak kaynaklarının geliştirilerek
bu yörede yaşayan halkın ekonomik
ve sosyal kalkınmasına katkı sağlamaktır.
Melen Barajına ait karakteristikler aşağıda
verilmiştir.
• Yeri: Sakarya
• Maksadı: İçmesuyu, Enerji
• Toplam Rezervuar Hacmi: 693,5 hm 3
• Baraj Tipi: SSB (Silindirle Sıkıştırılmış
Beton)
• Baraj Gövde Hacmi: 2.100.000 m3
• Temelden Yükseklik: 124 m
• Kurulu Güç: 45 MW
Ece Tur Ece Turizm İnş. Tic. ve Mağ. İşlt.
A.Ş. tecrübeli ekibi ve profesyonelliği ile birçok
başarılı projeye imza atmış bulunmaktadır,
bu projelerin içerisinde birlikte çalışmaktan
gurur duyar, Sayın İbrahim TAŞBAŞI,
Sayın Yunus Emre ULUKÜTÜK, Sayın Yusuf
Yaşar ÇEMBER, Sayın Köksal VEREP ve ekibine
bizi tercih ettikleri için teşekkür ederiz.
PERI KALIP SİSTEMİ İLE İLGİLİ
BİLGİLER:
SB tek taraflı payanda sistemi tek taraflı beton
dökümleri için geliştirilmiş A0, A, B, C ile
SB1 ve SB2 kuvvet payandaların kombinasyonundan
oluşan bir sistemdir. Sistem farklı
payandaların farklı yükseklikler için uygun
kombinasyonlarından teşkil edilir. Bu kombinasyonlar
ile 8.75 m. yüksekliğe kadar
SB sistem kullanılarak döküm yapılabilir.
Bu çerçeveler üzerlerinde yer alan bağlayıcı
elamanlar vasıtası ile son derece pratik bir
şekilde birbirlerine kolayca bağlanıp demonte
edilebilirler. Her bir çerçeve boyutları ve
hacimleri itibari ile, kamyonlara kolaylıkla
yüklenebilecek şekil ve ebattadır.
Aynı sistem payandaları gerekli ekipmanlar
ile desteklenerek köprü başlık kirişi, yüksekte
yer alan geniş konsollu döşemelerde de
güvenli bir şekilde kullanılmaktadır.
SB payanda sistemi üzeründe bulunana
beton yüküne, beton döküm hızına ve beton
döküm yüksekliğine uygun ankraj takımları
Proje Müdürü Yusuf Yaşar Çember’in yorumu:
ile birlikte kullanılır. DW15, DW20 ve DW26
sistemleri ile yüksek değerli yükleri karşılayabilmektedir.
Bu hesaplara ait DIN ve EURO
norm normlarına uygun abakları mevcuttur.
Proje kapsamında +113 kotunda yer alan
döşeme ve bu konsol döşemeyi taşıyacak
olan konsol kirişlerin altına SB ve SKS
sistem payandaları ile taşıyıcı platform yapılmıştır.
Döşeme kalınlığı 60 cm-100cm
arasında, kriş derinlikleri ise 100cm den
300cm civarında dır. Konsollar betonarme
perdeden 670cm çıkmaktadır.
Bu taşıyıcı platform üzerine kiriş derinlik ve
kotlarına bağlı olarak PERIUP rosett fleks iskele
ve SLS ağır yük payandalarının desteklediği
döşeme/kiriş altı platformları monte
edilmiştir.
Melen Barajı İnşaatı proje kapsamında, 113 kotunda yer alan
döşeme ve bu konsol döşemeyi taşıyacak olan konsol kirişlerin
kalıp ve kalıp iskelesi işlerimizde partnerimiz olan PERI ile başarılı
bir performans ile çalıştık. Betonarme perdeden 670cm
konsollar üzerine oturan, kriş derinlikleri ise 100cm den 300cm
civarında olan döşeme kalınlığı 60cm-100cm arasında değişen
ve zeminden 92m yükseklikte olan su alma yapısı platformumuzu
kısa zamanda tamamladık. İş emniyeti ve sağlığı kuralları
açısından da bizi çok rahatlatan, SB + SKS Tek taraflı payanda
sistemi ve PERIUP rosett fleks iskele ve SLS ağır yük payandaları
ile 1 adet kule vinç ve 2 adet mobil vinç kullanarak bu
başarıyı yakaladık. PERI deneyimi sayesinde, ekiplerimizin de
sistemleri kolay ve güvenli montaj-demontaj yapabilmesi bize
rahat ve süratli çalışma imkanı yarattı. Bu nedenle başarılı bir
projeyi daha gerçekleştirirken bizlere destek olan, proje – süpervizör
desteği ile hizmet sunumunda her zaman öz verili olan partnerimiz PERI ve tüm ekibine
teşekkürlerimizi iletiriz.
Yapı Malzeme Aralık 2017 35
36
Yapı Malzeme Aralık 2017
Çözüm Ortağı
Dev medya grubu yeni lokasyonuna
Doka sistemleri ile kavuşuyor
Dev medya grubu, Tem’deki yeni lokasyonuna kavuşuyor. 58.000 m² alana sahip Medya
Merkezi projesinde; ofisler, matbaa, TV stüdyoları ve otopark alanları bulunuyor. Tüm bu yapıların
hızla tamamlanabilmesi için Doka’nın hız ve güvenliği ile fark yaratan kalıp ve iskele
sistemleri kullanılıyor.
Sayısız projedeki kanıtlanmış mühendislik
tecrübesi ve tedarik hızı ile Doka, Medya
Merkezi projesinde de tercih sebebi haline
geliyor. 270.000 m² döşeme alanına
sahip projenin tüm kalıp ve iskele ihtiyacına
çözüm sunan ve projenin tek tedarikçisi
unvanına sahip olan Doka, projeye
toplamda 105 tır malzeme gönderiyor.
Son zamanların en çok gelişen semtinde
Tem’in hemen yanında hızla inşa edilen
bu büyük projenin 2019 yılında tamamlanması
bekleniyor.
Farklı yükseklilere en ideal çözüm
Farklı boyut ve şekildeki yapılardan oluşan
projenin kalıp ihtiyaçları da farklılık gösteriyor.
Kolon ve perde boyutlarının değişiklik
göstermesine Doka’nın her şekle ve
boyuta adapte edilebilen sistemleri ile çözüm
sağlanıyor. 3-12 metre arası kolonlar
için 400 m² Framax Xlife Kolon Kalıbı ve
1.100 m² Top 50 Kolon Kalıbı temin ediliyor.
Farklı ölçülerle ideal çözümü sunan
Framax Xlife aynı zamanda sahip olduğu
özel Xlife yüzeyi sayesinde plywood değişimi
gerektirmeden 300 döküm yapılabilmesine
olanak sağlıyor. Geniş yüzeyli kalıp
Top 50 ile boyutlandırma işlemi her taze
beton basıncına göre kolayca yapılabildiği
için betonlama hızı istenildiği şekilde
düzenlenebiliyor. Ayrıca yeri değiştirilecek
üniteler, büyük ve optimum boyutlarda olduğundan
vinç ihtiyacını minimum seviyeye
indiriyor.
Projenin perde kalıbı ihtiyacını da karşılayan
Doka, yine farklı ihtiyaçlara ideal çözümü
sunmayı başarıyor. 4-6 metre boylarında
perde dökümleri için 3.200 m² Framax
Xlife Perde Kalıbı tercih edilirken, 6 metreden
yüksek perdelere kurulumu ve montajı
oldukça kolay olan MF240 Tırmanır Kalıp
Sistemi ile çözüm sunuluyor. Tırmanır
Kalıp MF240, entegre yürütme üniteleri
sayesinde vinç kullanımı gerektirmeden
hızlı ve güvenli şekilde kalıp kurulumu ve
sökülümü sağlar. Bu sistemde kalıp ve
tırmanır iskele birbirine bağlıdır ve bütün
ünite olarak vinçle kaldırılıp tek seferde
yeri değiştirilebilir. Her tarafı kapalı, 2,40
m genişliğindeki çalışma platformu sayesinde
de güvenli çalışma ortamı yaratılır.
Yapı Malzeme Aralık 2017 37
Alışveriş Merkezi Projelerinde
TMS Kalıp ve İskele Sistemleri
TMS olarak Dünya’nın dört bir yanında çalışmalarımızı hızla sürdürmeye devam ediyoruz. Körfez
bölgesinde devam etmekte olan alışveriş merkezi projesi de bunlardan bir tanesi. Kalıp ve
iskele sistemleri olarak bütün ihtiyaçlarını karşıladığımız projede; Simpex Kolon ve Perde Kalıbı,
Vinci 70 Kolon Kalıbı, MK-H Masa Kalıbı, temellerde ise Combi kalıbı kullanılmaktadır.
Tuncay Arar / Tms Kalıp ve İskele
Projeden bahsetmek gerekirse , 136,000
m2 arazi üzerine kurulacak ve 3 katlı olacak
alışveriş merkezi toplamda 400 farklı
mağazaya ev sahipliği yapacaktır. Özellikle
Körfez bölgesinin en çok ziyaret edilen
alışveriş merkezi projesinde yer almaktan
gurur ve mutluluk duyuyoruz.
KULLANILAN SİSTEMLER VE
ÖZELLİKLERİ
SIMPEX PERDE VE KOLON KALIPLARI
SIMPEX İLE HIZLI VE ÇOK YÖNLÜ
KALIPLAMA KOLAYLIĞI
TMS SIMPEX Perde ve Kolon Kalıplarının
farklı yükseklik ve kesitlere kolay adapte
edilebilir olması, vinç ile kullanılan sistemler
arasında ayrıcalıklı bir konuma sahip
olmasını sağlamıştır. Sistemi oluşturan
düşey KAUFMANN HT20 plus Ahşap Kirişlerin
ve YK çelik kuşaklarının ara mesafeleri
değiştirilerek yüksek beton basınçlarına
ve beton döküm hızlarına göre sistemi
dizayn etmek mümkündür. Villalar, Konut
Projeleri, Yüksek Yapılar, Endüstriyel İnşaatlar,
Yol Projeleri, Arıtma Tesisleri, Enerji
Projeleri gibi birbirinden çok farklı karak-
38
Yapı Malzeme Aralık 2017
Çözüm Ortağı
terdeki yapı ve inşaatlar SIMPEX sisteminin
esnekliği sayesinde kolayca kalıplanabilir.
Sistem TMS TRK tırmanma iskeleleri
ve şaft platformları ile tırmandırılabildiği
gibi TMS CLIMBEX ® hidrolik tırmanır sisteme
de adapte edilebilmektedir. SIMPEX
sisteminin getireceği kolaylıklar; büyük panoların
deplase edilebilmesi,
• Kamalarla sabitlenen panoların arasından
beton sızmasının önlenir olması,
• Ahşap kiriş, çelik kuşak ve saplama mesafeleri
değiştirilerek istenen dayanımların
elde edilebilmesi.
• Eğri yüzlü perdelerin bile sistemle kalıplanabilir
olması.
VINC’I 70 KOLON KALIBI
VINC’I 70 Kolon Sistemi panoları özel
şekillendirilmiş, burulmaya mukavim yüksek
dayanımlı yassı çelik çerçevelerden
oluşmuş olup enlemeler kutu profillerden
yapılmıştır. VINC’I panolar plastik yüzeyli
plywood WISA® – Form UPM plywood kaplıdır.
Çelik çerçeve profili elemanın istenilen
her çerçeve noktasında bir diğeri ile bağlantısını
temin edecek şekilde tasarlanmıştır.
Pano genişlikleri 75, 90, 105 cm
ve yükseklikleri ise 300, 270, 180, 150,
120 cm olarak seçilmiştir. Bütün panoların
köşeleri massif olup bir yandan çerçeveyi
sağlamlaştırmakta ve diğer yandan
da panonun, bir levye veya inşaat demiri
ile yer değiştirmesini sağlamaktadır.
Kalıp kavraması TAMON panoların düşeyde
bağlantısını sağlar ve çerçevenin
herhangi bir noktasına yerleştirilebilir ve
bir çekiç darbesiyle açılır veya kapatılabilir.
Panolarda açılmış ankraj delikleri
DW15’lik tie‐rod kullanımı için uygun olup
70KN/m2’ye kadar beton basıncını karşılamaktadır.
COMBI HAFİF PANO SİSTEMİ
ÇELİK ÇERÇEVELİ PLYWOOD YÜZEYLİ
PANO SİSTEMİ
COMBI Hafif Pano Sistemi elle kullanılabilir
bir system olmasına rağmen, panolar
bir araya getirilerek vinç kullanımına uygun
büyük panolar halinde deplase edilebilir.
Panolar kolay kullanılabilir, pano kilitleri
ile bir araya getirilmektedir.
Pano kenarlarında her 5 cm’ de bir sırasıyla
yuvarlak ve uzun delikler yer almaktadır.
Böylece panolar olası zemin bozukluklarından
etkilenmeden kolayca bir araya gelir.
COMBI, vinç kullanımının düşünülmediği
villa ve konut projeleri, temel ve istinat
duvarı işlerinde verimliliği artırır.
Sistem TMS Tırmanma Konsolları ve Şaft
Platformları ile uyum içinde tırmandırılabilmektedir.
MKH SİSTEMİ
MKH ELEMANLARI İLE MASA KALIBI, AĞIR
YÜK İSKELESİ ve MERDİVEN KULESİ
OLUŞTURULABİLMEKTEDİR.
MKH Sistemi, Masa Kalıbı olarak kurulduğunda
hızlı devir periyotları sağlarken, müstakil
taşıyıcı kule veya mütemadi döşeme
iskelesi kurumlarında yüksek taşıma kapasitesi
ile yüksek ve ağır döşeme kalıbı ihtiyaçlarına
cevap vermektedir. MKH Sistemi,
ayrıca son derece emniyetli Merdiven Kulesi
sisteminin de ana elemanlarını oluşturmaktadır.
MKH sistem elemanları ile çok farklı
boyutlarda Masa Kalıbı oluşturmak, değişken
döşeme alanlarına ve taşıma kapasitelerine
uygun dizaynlar yapmak mümkündür.
İskele kurumu dilli pimlerle son derece basit
ve hızlı olarak yapılabilmektedir. Değişken
döşeme yüksekliklerine adaptasyonmodül
ilave ve eksiltmeleri ile kolayca yapılabilirken,
işin hızını artırmak için MKH Masa ve
Kuleleri vinç ile deplase edilebilmektedir.
Yapı Malzeme Aralık 2017 39
3S Kale Firuze Konakları
Özler Safetyscaff Güvenlikli İskele Sistemleri
ile güvenle inşaa ediliyor
3S Kale hâlihazırda Avcılar’ da devam eden Firuze Konakları projesi dış cephe işlerinde daha
önce Fenerbahçe’de tamamlanan kentsel dönüşüm projeleri AND Apartmanı, Poyraz Apartmanı
ve Huzur Apartmanı projelerinde olduğu gibi yine ÖZLER markalı Safetyscaff Güvenlikli
Dış Cephe iskelelerini tercih etmiştir.
40
Yapı Malzeme Aralık 2017
Çözüm Ortağı
Cengiz Türe / Proje Müdürü
Sami Server / Şantiye Şefi
Proje Müdürü Sayın Cengiz Türe ile yapılan
görüşmede 3S Kale’nin Firuze Konakları
projesini tanıtırken Projenin 28.050
m2 alan üzerinde inşa edildiği ve farklı
seçeneklerde 523 konut ve 45 adet mağazanın
bulunduğu bir konsepti içerdiğini
belirtmiştir.
Projenin özellikle balkon mimarisi ve 3,50
metre brüt kat yüksekliği ve yere kadar
uzanan pencereleri, ortak kat bahçeleri
ve muhteşem göl manzarası ile bölgede
önemli bir proje olduğunu belirten Sayın
Türe diğer projelerinde olduğu gibi bu proje
de de Tuna Yapı Cephe Sistemleri’ni çözüm
ortağı olarak seçtiklerini belirtmiştir.
Projede Bloklardaki balkonların her iki
katta bir değişkenlik göstermesinden dolayı
tüm cephelerde konsol uygulaması
yapılmış ve her balkonda kombi yerleşimi
yapılacağından özel panolar kullanılarak,
balkon döşemelerine pano ayakları bastırılmamıştır.
Projede tamamlandığında Özler Safetyscaff
markalı 50.000 m2 iskele kullanılması
hedeflenirken projenin kendine özgü
mimarisinden dolayı Özler Kalıp ve İskele
Sistemleri A.Ş. proje çözümlenmesi ve
saha uygulamaları konusunda projeye
önemli bir mühendislik desteği katmıştır.
A Blok kurulumu esnasında montajı gerçekleştiren
İKS İskele Sistemleri A.Ş.
saha ve teknik personelinin de bu projenin
İskele Sistemlerinin oluşturulmasındaki
katkısı Proje Yönetimi tarafından takdir
edilmiştir.
Özler Kalıp ve İskele Sistemleri Safetyscaff
markalı dış cephe güvenlikli iskelesi
ve yaptığı mühendislik desteği, projelendirme,
montaj ve de montaj hizmetleri ile
Firuze Konakları projesinde de diğer tüm
özel kurulum gerektiren projelerdeki gibi
öncelikle sıfır iş kazası hedefine uygun
sağlıklı çalışma ortamları hazırlamış ve
dolayısıyla müşteri memnuniyetini bir kez
daha kazanmıştır.
Yapı Malzeme Aralık 2017 41
Çözüm Ortağı
Kayseri Entegre Sağlık Kampüsü,
sıcak su ihtiyacını DemirDöküm
ile güneşten karşılayacak
Kayseri Entegre Sağlık Kampüsü’nde kullanılan DemirDöküm LYKIA 2,25 solar kolektörleri,
sıcak su üretiminde, doğal gaz kullanımında büyük tasarruf sağlarken, yıllık karbon emisyonunu
182 bin kilo azaltacak.
Enerji verimliliği odaklı çalışmalarıyla dikkat
çeken DemirDöküm, Bozüyük fabrikasında
ürettiği termal güneş kollektörleri
ile yenilenebilir enerji kullanımını desteklemeye
devam ediyor. Üstün teknolojiye
sahip ürünleriyle Türkiye’de ve dünyanın
50 ülkesindeki yüzbinlerce aileye ve kuruma
ısıl konforu sunan DemirDöküm, Kayseri
Entegre Sağlık Kampüsü Termal Solar
Sistem projesini tamamladı.
DOĞALGAZ TÜKETİMİNDE YILLIK
71 BİN METREKÜP TASARRUF
SAĞLAYACAK
YDA Group tarafından Kamu Özel İşbirliği
(PPP-Public Private Partnership) modeliyle
hayata geçirilen, Türkiye’nin ilk Entegre
Sağlık Kampüs Projesi olan Kayseri Entegre
Sağlık Kampüsü’nde kullanılan DemirDöküm’ün
LYKIA 2,25 Termal Solar
Kollektörleri ile sıcak suyun üretilmesi için
harcanacak enerjinin %69,4’ü güneşten
alınan enerji ile karşılanacak. Kampüse,
doğalgazdan yıllık 71 bin 532 metreküp
oranında tasarruf sağlatacak proje, aynı
zamanda karbon emisyonunu da 182 bin
914 kilogram azaltılacak.
Sıcak su ihtiyacının karşılanması için güneş
ışığını %95 oranında absorbe ederek
hava sıcaklığı ne olursa olsun maksimum
seviyede güneş ışığını enerjiye dönüştürmek
üzere tasarlanarak hizmet vermek
için kurulan sistem, merkezi kazan sistemi
ile entegre edilerek hastane konforunun
en üst seviyede olacak şekilde hibrit
çalışması sağlandı.
DemirDöküm Yönetim Kurulu Üyesi Erdem
Ertuna hayata geçirilen projeyle ilgili olarak
şunları kaydetti;
“Sonsuz, sınırsız, yenilenebilir, temiz ve
aynı zaman ücretsiz bir enerji kaynağı olan
güneşten, hedeflenen ısıl konforu şartlarının
oluşturulması için DemirDöküm olarak
6 yıl önce 1 milyon 390 bin Euro yatırım ile
Termal Solar Kollektör üretimine başladık.
DemirDöküm Ar-Ge mühendislerince geliştirilen
solar kollektörlerimiz sıcak suyun
dışında; biyogaz tesislerinde, şişe, yün,
iplik yıkama prosesleri için sıcak suya ihtiyaç
duyan fabrikalarda da kullanılabiliyor.
Şirket olarak bu alana yatırım yapmaya
devam ediyoruz. Sistemlerimiz ile 2023
yılında ortaya çıkacak enerji ihtiyacının en
az %30’unu solar enerji projeleri ile yenilenebilir
enerji kaynaklarından elde etmeyi
amaçlayan ülkemizin hedeflerine katkı
sağlamayı istiyoruz.
En yeni teknolojiyle donatılan ve Türkiye’nin
ilk Entegre Sağlık Kampüsü Projesi’nde
yer almaktan gurur duyuyoruz.
Projede emeği geçen tüm iş ortaklarımıza
teşekkür ederiz. Kampüsün başta Kayseri
olmak üzere çevre illere hayırlı olmasını
dileriz.”
42
Yapı Malzeme Aralık 2017
Rönesans
Küçükyalı Hilltown Avm Projesinde
Layher’i tercih etti
Gayrimenkul sektörünün en büyük
yatırımcılardan Rönesans Gayrimenkul
Yatırım’ın, 250 milyon dolar
yatırım değeriyle Küçükyalı’da
hayata geçirdiği Rönesans Teknik
‘in yüklenicisi olduğu
HILLTOWN AVM 27 Ekim
‘de kapılarını misafirlerine
açarak bölgeye yeni bir
soluk kazandırdı.
Modern mimari anlayışıyla tasarlanmış
projenin zorlu ve kompleks betonarme
ve çelik yapılara sahip olması ve yüklenici
firmanın iş güvenliği konusunda tavize
yer vermemesi, nitelikli çalışma iskelesi
ve geniş aksesuar ihtiyacını beraberinde
getirdi.
Projenin iskele servis sağlayıcısı Layher’in
partneri MOD İskele ‘nin şantiye şefi Samet
Çelik ile yaptığımız röportajın detaylarını
onun ağzından sizinle paylaşmak
istiyoruz. Öncelikle sizin huzurunuzda Layher’in
tüm çalışanlarına MOD İskele olarak
teşekkür etmek istiyoruz. Satış, teknik
ve lojistik ekibine kadar her projede olduğu
gibi bu projede de bize sonsuz destek
sağlayarak istediğimiz her an şantiyemizde
olup bizimle bir takım gibi çalıştılar.
Mühendisinden, süpervizörüne kadar
cumartesi pazar fark etmeksizin çalışan
ekibiyle, müşterimizin anlık taleplerine
hem malzeme anlamında hem de iskele
mühendisliği anlamında çok iyi cevap verdiğimizi
düşünüyorum.
44
Yapı Malzeme Aralık 2017
Çözüm Ortağı
Aynı şekilde, Hilltown AVM cephelerin oldukça
hareketli olması nedeniyle birçok
özellikli iskele kurulumu yaptık, tabi burada
da Layher’in aksesuar zenginliğinin
ciddi avantajını gördük.
Layher’in partner tipi çalışma modelinin
tüm faydasını bu projede fazlasıyla tecrübe
ettiğimizi düşünüyorum. Bildiğiniz
üzere, normalde müşterilerimiz malzemeyi
üreticiden, işçiliği ise ayrıca dışarıdan
başlangıcında yönetim tarafından öngörülmüştü.
Bu anlamda, Küçükyalı projesi, tek
bir firma üzerinden (projelendirme, malzeme
kiralama, kurma & sökme işlerini aynı
anda) anahtar teslim iskele çözümü anlamında
örnek bir yere sahip oldu. Burada
Mod İskele, Layher’in malzeme zenginliği,
süpervizörlük ve eğitim desteğini direkt
olarak sahada Rönesans’a sunmuş oldu.
Mod İskele olarak, bizler bu projede Rönesans
Teknik saha ekibiyle çok yakın
çalıştık. Her cephe alanını yapısı ve sahanın
talebine göre ayrı ayrı tasarladık. İşin
planlaması anlamında sayısız toplantılar
görüşmeler gerçekleştirdik.
Mod İskele olarak bizler bu projede bulundurduğumuz
~25bin metrekare malzeme
ile (295 ton) geçtiğimiz 15 aylık süreçte
toplamda yaklaşık 85bin metrekare alana
iskele kurulum ve söküm hizmetinde bulunduk.
Proje kapsamında sadece şantiyede
toplam yaklaşık 37bin saat mesai harcadık.
Sadece cephe müteahhidi olarak
girdiğimiz bu projede ilave olarak, galeri
boşlukları, merdiven boşlukları, asansör
ve şaft boşluklarına (toplamda 20bin metreküp)
iskeleler kurarak, diğer firma çalışanların
güvenlikli erişim alanları sunduk.
Yüksek güvenlikli Layher Şimşek® (cephe)
İskele, cephe çalışmaları yaparken
karşılaştığımız zorluklara bir çok tamamlayıcı
aksesuarı ile farklı çözümler sundu.
Cephe giydirmelerinin geniş olduğu durumlarda
farklı ebatlarda konsol uygulamaları
yaptık. 12-13 m ye varan açıklıkları
farklı ebatlardaki alüminyum kafes uygulamaları
ile geçtik. Çalışanların iskeleden
kaynaklı giriş çıkış yapamama durumlarına
ve inşaat malzemelerinin taşınmasındaki
problemli durumlara bu makaslar ile
çözüm ürettik.
Layher Şimşek ®(cephe) iskele , Layher
Allround® (flanşlı) İskele ve aksesuarlarının
kusursuz uyumu, iç kısımlarda bulunan
asansör, merdiven ve galeri boşluklarında
kurduğumuz çalışma iskelelerinin
kurulum sürelerini, montaj kolaylığı ve
ürünlerinin hafifliği ile minimuma indirerek
projeye hem hız hem de işçilik maliyeti anlamında
büyük katkı sağladı. Tabi bu aynı
şekilde müşterimiz olan Rönesans Teknik
‘in maliyetlerine de yansımış oldu. Kapsamımızda
yer alan tüm iskele işlerinin
projelendirme, kiralama, kurma & sökme
işlerini anahtar teslim yaparak inşaat endüstrisinde
de profesyonel iskele servisi
anlayışının olabileceğini bir önceki Rönesans
İzmir Optimum AVM projesinde olduğu
gibi, bu projede de bir kez daha göstermiş
olmamızın haklı gururunu yaşıyoruz.
farklı bir taşerona vererek operasyonlarını
sürdürüyorlar. Bu gibi hareketli ve özellikli
kurulumların, ve bir çok farklı noktada
anlık çözümlerin istendiği bir şantiye sahasında,
malzeme ve işçiliğin ayrı firmalar
tarafından sağlanmasının ciddi verimsizlik
yaratacağı ve iş kaybı yaratacağı proje
Yapı Malzeme Aralık 2017 45
Çözüm Ortağı
Sağlık Üssü’nün yalıtımı
Bonus Membran’dan
1 milyon 400 bin metrekarelik alana inşa edilen Dünyanın en büyük hastane projelerinden
Ankara Etlik Entegre Sağlık Kampüsü’nün su yalıtımı ihtiyacı Bonus|Focus Membran
ile karşılandı. ‘Sağlık Üssü’ olarak nitelendirilen dev projenin çatı ve teras gibi kritik
detaylarının su yalıtımı, Türkiye’nin prestijli projelerinin tercihi Bonus|Focus Membran
tarafından sağlandı.
Sektörde 10. Yılını dolduran ve bu süre içerisinde
çok sayıda prestijli projenin tercihi
olan Bonus Membran, Dünyanın en büyük
hastane projelerinden biri olarak nitelendirilen
Ankara Etlik Entegre Sağlık Kampüsü’nün
de tercihi oldu. Sağlık Bakanlığı
Kamu Özel Ortaklığı Daire Başkanlığı önderliğinde
Astaldi SPA ve Türkerler Holding iş
ortaklığı tarafından - yapılan Etlik Entegre
Sağlık Kampüsü projesinin çatı ve teras
gibi kritik detaylarının su yalıtımı ihtiyacı için
50.000 m2’yi aşan miktarda Bonus Membran
Premium serisi kullanıldı. Bünyesinde
yer alacak kalp damar hastalıkları, ortopedi
ve nörolojik bilimler, onkoloji, kadın doğum,
çocuk, rehabilitasyon, psikiyatri ve yüksek
güvenlikli adli psikiyatri gibi 9 dal hastanesi
ve 3.566 yatak kapasitesi ile dünyanın
en büyük hastane projelerinden olan Etlik
Entegre Sağlık Kampüsü içerisinde aynı zamanda
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, kongre
merkezleri ve ticari alanlar, Yüksek Teknoloji
Merkezi ve Ar-Ge Merkezi de yer alacak.
Prestijli Projelerin Çözüm Ortağı : Bonus
Membran
Yalıtım sektöründe lider markaların üreticisi
Eryap Grup’un su yalıtımındaki iddialı
markası Bonus Membran yapıları 10 yıldır
suyun zararlı etkilerinden koruyor. Bonus
Membran yapıların dayanıklılığını azaltıp
ömrünü kısaltan su tehdidini ortadan kaldırırken
daha sağlıklı, güvenli ve konforlu
alanlar sağlayarak yapıların ömrünü uzatıyor.
Plus, Platin ve Premium ve Pro olmak
üzere 4 ayrı seride üretilen Bonus Membran,
içerisinde yapısını güçlendirici çok farklı
polimerler içeriyor. Etlik Entegre Sağlık
Kampüsü’nde tercih edilen, -20˚C’a dayanımı
ile öne çıkan Bonus Membran Premium
serisi, SBS (stiren bütadien stiren) polimer
katkılı modifiye bitümden yüksek teknoloji
ile üretilmekte olup, formülündeki özel polimer
karışımı ve polyester/cam tülü taşıyıcılar
sayesinde çok düşük sıcaklıklarda dahi
esnek kalabiliyor ve bükülme değerlerinin
avantajlarını yapı ömrü boyunca koruyor.
Bonus Membran Premium serisi yapısı itibari
ile yüksek esneme yapan, titreşen ve
genleşen çatılar için ideal yalıtım sağlıyor.
46
Yapı Malzeme Aralık 2017
Hasan Önder / Daikin Türkiye CEO’su
İklimlendirme devi Daikin
200 bayisiyle Türkiye’yi ısıtacak
Tüm dünyada kaliteli ve yüksek teknolojiye sahip iklimlendirme çözümleriyle tanınan
Daikin, soğutmadaki iddiasını ısıtma alanında da sürdürüyor. Bu yıl kendi markasını
taşıyan ilk yoğuşmalı kombiyi ‘segmentinin en küçük hacimli cihazı’ olarak piyasaya sunan
Daikin, geniş ısıtma ürün gamını yıl sonuna kadar 200 bayisi ile kullanıcılarına ulaştırmayı
İklimlendirme sektörünün öncü firması
Daikin, soğutma grubu ürünlerindeki iddiasını
ısıtma alanında da pekiştiriyor. Geçtiğimiz
Eylül ayında Daikin markasını taşıyan
ilk kombisini piyasaya sunan Japonya
merkezli şirket, bayilerini de yeniden yapılandırıyor.
Bir yandan ısıtma alanında
faaliyet gösteren yeni bayileri bünyesine
katarken, mevcut soğutma bayilerinin
40’ında ısıtma ürünlerini tüketiciyle buluşturmaya
başlayan Daikin, ısıtmada yıl
sonuna kadar ısıtma ürünlerinde uzman
200 bayiden oluşan bir dağıtım kanalına
ulaşmayı hedefliyor.
Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, ısıtma
alanında uzun süredir devam eden
çalışmaların 2017 yılı itibariyle hayata geçirildiğini
belirtirken, “Daikin, 2008 yılında
Almanya’da Rotex’i, 2011 yılında Türkiye’de
Airfel’i bünyesine katarak çok güçlü
bir ısıtma know-how’ının da sahibi oldu.
Şimdi bu bilgi ve deneyimi kullanarak
kendimizi ısıtmanın da en büyük markası
olacak şekilde konumladık. Hedefimiz, üç
yıl içinde bu alanda da liderlik bayrağını
almak” diye konuştu. Bu hedef doğrultusunda
Daikin Türkiye’nin büyük bir görev
üstlendiğini vurgulayan Önder, şunları söyledi:
“Kısa bir süre önce tanıttığımız Daikin
Kombi ile bunun ilk somut adımını attık.
Daikin Avrupa Tasarım Merkezi EDC ve
Türkiye’deki Ar-Ge mühendislerinin 3 yıllık
çalışması sonucunda tüketicilerle buluşturduğumuz
Daikin Premix Tam Yoğuşmalı
Kombi’yi Türkiye pazarı ile eş zamanlı olarak
Avrupa pazarında da piyasaya sunduk.
Daikin Kombi, halen Türkiye’nin yanı sıra
Almanya, İtalya ve İngiltere pazarlarında
tüketicilerle buluşuyor. 2018 yılı içerisinde
diğer Avrupa ülkelerinde de satışa sunmayı
planlıyoruz.”
ISITMANIN PAYI ARTIYOR
Isıtma alanında yaptıkları yatırımların
sonuçlarını şimdiden almaya başladıklarını
da açıklayan Önder, sözlerine şöyle
devam etti: “Daikin’in geçen yıl 1 milyar
lira olan cirosunun 200 milyonu ısıtma
ürünlerinden oluşuyordu. Bu yüzde 20’lik
oranın 2020 yılına kadar yüzde 30’a çıkmasını
öngörüyoruz. 2017 yılına yüzde 20
büyüme hedefi ile başlamıştık. Daha ilk
8 ayda bu hedefi geçerek yüzde 25 büyümeyi
yakaladık. Buradaki yüzde 5‘lik fark
da ısıtma ürünlerinden geldi. Soğutmada
olduğu gibi ısıtmada da çok iddialıyız. Daikin
Kombi ile inovasyon ve teknolojisi ile
48
Yapı Malzeme Aralık 2017
Sektörel
tanınan bir markaya yakışacak bir cihaz
geliştirdik ve tam da bu nedenle ‘Isıtmayı
yeniden tasarladık’ diyebiliyoruz. Bu ilk
adımdı, devamı gelecek. Daikin’in ısıtmadaki
Ar-Ge üssü Türkiye olacak.”
PAZARDA DÖNÜŞÜM BAŞLAYACAK
Bu arada Türkiye’de ısıtma sektöründe
önemli bir değişim yaşanacağına da dikkat
çeken Önder, halen yüzde 64’ü yoğuşmasız
kombilerden oluşan kombi pazarında,
Nisan 2018 itibariyle yoğuşmalı
kombi zorunluluğunun devreye gireceğini
hatırlattı. Böylece pazarın yüksek verimliliğe
sahip yoğuşmalı kombiler ile yeniden
şekilleneceğini dile getiren Önder, şöyle
konuştu: “Türkiye’de 13 milyon doğalgaz
abonesi var. Sayıları giderek artan bilinçli
tüketici, tercihini artık teknoloji, güvenlik
ve yüksek verim sunan cihazlardan yana
yapıyor. Yasal mevzuatın da değişmesi
ile birlikte kombi pazarında büyük bir dönüşüm
başlayacak. Biz de bu talebi karşılayacak
şekilde yapılanarak, hem kombi
pazarının gelişimine öncülük etmeyi hem
de liderliği hedefliyoruz. Bunun yanı sıra
odaklandığımız alanlardan biri de duvar
tipi kazanlar. Ayrıca pazar lideri olduğumuz
ısı pompasında da hibrit ve multi
hibrit cihazlarla sektörün öncüsü olmaya
devam edeceğiz.”
BAYİLER YENİ DÖNEME HAZIR
Daikin Türkiye Isıtma Departman Müdürü
Umut Ertür ise, devam eden yeniden yapılanma
çalışmalarına ilişkin şu bilgileri
verdi: “Bayilerimize yönelik yeniden yapılanma
çalışmamız 3 aşamadan oluşuyor.
İlk aşama; ana işi ısıtma sistemleri olan
firmaların bünyemize katılması. Hedefimiz,
2017 yılı sonuna kadar 100 ısıtma
bayisini Daikin bünyesine katmak. Şu ana
kadar bu bayilerin 75’inin showroom çalışmasını
bitirdik. Bölgesel olarak çok güçlü
bir dağıtım kanalımız var. Türkiye’nin 7
bölgesinde 10 distribütör ile çalışmalarımızı
sürdürüyoruz. İkinci aşamada Daikin
Ailesi’nde yer alan 187 adet soğutma
bayimizi bu yeniden yapılanmaya adapte
edeceğiz. Şu anda bu bayilerin 40’ı ısıtma
ürünlerimizle tüketiciye hizmet verebilir
durumda. Üçüncü aşamada ise; Kadın Girişimci
Programımız ile bünyemize katılan
Sakura bayilerimizin de ısıtma ağımıza katılımı
gerçekleşecek. Hedefimiz yıl sonuna
kadar Türkiye genelinde Daikin ısıtma
ürünlerinin satışını yapan 200 Daikin ısıtma
bayi sayısına ulaşmak. Çalışmalarımız
2018 yılında da devam edecek.”
Eylül ayında lansmanı yapılan Daikin Premix
Tam Yoğuşmalı Kombi, segmentinin
“en küçük hacimli yoğuşmalı kombisi”
olma özelliğini taşıyor. Eni 40 cm, boyu 59
cm, derinliği 25,5 cm, ağırlığı ise sadece
27 kg. olan Daikin Kombi, aynı zamanda
39 desibellik çalışma sesiyle, piyasadaki
en sessiz kombiler arasında yer alıyor.
Daikin, Türkiye’de kendi markasını taşıyan
kombisinin yanı sıra Airfel markalı kombi,
kazan, şofben ve radyatörler ile Daikin Altherma
grubu ısı pompalarını, Hoval marka
kazanları ve Daylux markalı kazan ve kombileri
de tüketicilerle buluşturuyor.
Yapı Malzeme Aralık 2017 49
GROHE’nin, evlerdeki su
içme ihtiyacı en iyi şekilde
karşılayan ödüllü su sistemi
Blue Home, düzenlenen su
tadım etkinliği ileTürkiye’de
profesyonellere ve tüketicilere
tanıtıldı.
Su dağıtıcılarına telefon etmek, su getirmelerini
beklemek, beklerken susuz kalmak, gelen
ağır su damacanalarını taşımak, plastik şişeler
çevreyi kirletmesin diye boş şişeleri geri
dönüşüme atmak artık sona eriyor. İsteğinize
göre filtrelenmiş ve soğutulmuş su ile beraber
orta sodalı veya sodalı suyu doğrudan
mutfak bataryasından almayı sağlayan, mutfakta
bir devrim yaratan GROHE’nin modern
filtrelenmiş su sistemi GROHE Blue Home,
Türkiye’de de tüketicilere ve profesyonellere
tanıtıldı. Şişelenmiş içme suyu tüketen ailelerin
içme suyu faturalarından yüzde 60 oranında
tasarruf etmelerine ve tüketicilerin karbon
ayak izine de katkı yapan sistem,Göttingen
Üniversitesi tarafından yürütülen araştırmaya
göre ayak izinin şişe suyuna oranla yaklaşık
yüzde 61 oranında azaltılmasını sağlıyor.
GROHE Blue Home’un Türkiye’de piyasaya
sürülmesi dolayısıyla düzenlenen su tadım
etkinliğinde konuşan GROHE Türkiye Başkan
Yardımcısı Serhat Sabaz, GROHE Blue Home
filtrelenmiş su sağlayan sisteminin içme
suyu harcamalarını çok azaltacağına dikkat
çekerek,” Kendi adıma söylersem, soğuk
bir bardak su içmek için mutfak musluğunu
kullanmayalı çok oldu, eminim sizler için de
öyledir. Bunun verdiği rahatlığı ve konforu
unutmuşuz. GROHE Blue Home sayesinde bu
keyfi yeniden hatırlayacağız.Biz GROHE Türkiye
olarak, GROHE Blue Home su sisteminin
hem yeni projelerde hem de genel olarak
tüketiciler açısından Türkiye’de tercih edileceğine
ve unuttuğumuz çeşmeden su içme
keyfini geri getireceğine inanıyoruz.”.dedi.
Şebeke suyunu filtrelenmiş
içme suyuna çeviren,
“GROHE Blue Home”
Türkiye’de
Hem su hem soda
Şişelenmemiş suyun doğrudan mutfak bataryasından
elde edilmesine olanak veren
GROHE Blue Home filtrlenmiş su sistemi, bir
mutfak bataryası, entegre filtre ve CO2tüpü
entegre edilen bir soğutucudan oluşuyor. Tek
bir düğmeye dokunularak, mükemmel içme
sıcaklığına kadar soğutulmuş, lezzetli filtrelenmiş
su, orta sodalı su ve sodalı su olmak
üzere üç farklı tipte su tedarik ediyor.
Her mutfakta yeri hazır
Evin içme suyu harcamalarından tasarruf sağlayan,
büyük damacanalara ve yedeklerine
mutfakta ya da balkonda yer bulma derdine
son veren GROHE Blue Home içme suyu sistemi,
çok kısa bir sürede en küçük mutfaklara
bile kolayca yerleştirilebiliyor. Kompakt
bir tasarıma sahip olan GROHE Blue Home’
yerleştirmek için 30 cm genişliğinde bir mut-
50
Yapı Malzeme Aralık 2017
Sektörel
fak dolabı yeterli. Dakikalar içinde kolayca
monte edilebilen sistem, zarif tasarımı,
krom ve çelik seçenekleri ile her mutfağa
uyum sağlayabiliyor.
Faturaları yüzde 60 oranında karbon
salınımlarını ise yüzde 61 oranında
azaltıyor
Gezegenimizin yavaşça plastik içinde
boğulduğu göz önünde bulundurulduğunda,
GROHE Blue Home, çevre korumaya
çok önemli bir katkıda bulunuyor. Ayrıca
tek bir litre şişelenmiş maden suyu üretmek
için toplamda yedi litre su gerektiği,
üretim sırasındaki enerji maliyetleri ve
salınan CO2dikkate alındığında çevreye
katkısı katlanarak artıyor. Evdeki içme
suyu kaynağı GROHE Blue Home, en sürdürülebilir
ve en yüksek kaynak tasarrufu
ile öne çıkıyor. Her bir litre GROHE Blue
suyu için ihtiyaç duyduğunuz tek şey sadece
yine bir litre su. GROHE su sistemi
Göttingen Üniversitesi tarafından yürütülen
araştırmaya göre CO2salımlarını da
%60’ın üzerinde düşürüyor. Bu çerçevede
bakıldığında GROHE Blue Home, sağladığı
pek çok faydanın sonucunda gelecekteki
içme suyumuzu da güvence altına alıyor.
Mutfakta yılın inovasyonu ödülü
GROHE Blue Home bütün bu özellikleriyle
pek çok ödülün de sahibi. 2017 yılında
Green Good Design Ödülünü, yenilikçi ve
son derece fonksiyonel özellikleriyle “mutfak
lavabo ve bataryaları” kategorisinde
en iyi skorları elde ederek. İconic Ödüllerde
“En İyinin İyisi Altın Ödülü”nü elde etti.
Ayrıca LifeCare girişimi tarafından 11’incisi
düzenlenen Mutfakta Yılın İnovasyonu
(KitchenInnovation of the Year) ödülünün
de sahibi oldu.
Yapı Malzeme Aralık 2017 51
“Binalarda ısıtma, soğutma ve akıllı
enerji akışının kontrolüne yönelik
ekipmanlar ve sistemler üretiyoruz.”
Şehirlerde sürdürülebilir kaliteli bir yaşam için hem mevcut olan her potansiyeli enerjiye
çevirmeli, hem de dekarbonize yakıtlar ile karbondioksit salınımını minimize etmeliyiz. Bu iki
faydayı bir arada sunan tek çözüm; ‘bölgesel ısıtmadır.’
Yapmış oldukları işi bir tutku haline dönüştürmüş
ve bu duyguyu “Geleceği tasarlıyoruz.
İtibar ve sonuçlar üzerine sınırlarımızı
tutkuyla zorluyoruz.” sözleriyle ilan etmiş
olan Danfoss, faaliyet alanlarını tamamen
sürdürülebilir sonuçlar üzerine kurgulamış
durumda. Danfoss Türkiye, Ortadoğu Ve Afrika
(TMA) Bölge Başkanı Levent Taşkın ile
genel bir ifadeyle ‘Sürdürülebilirlik’ ve ‘Akıllı
Şehirler’ üzerine konuştuk. Sayın Taşkın’ın
konuya olan hakimiyeti ve popüleriteden
uzak tamamen bilimsel ve gerçekçi yaklaşımları
bizleri geleceğe dair umutlandırdı.
Kendilerine bizlere vakit ayırdıkları için teşekkür
ediyor, ülkemiz için elzem olan bu konulardaki
çalışmalarında başarılar diliyoruz.
Enerjiye olan bağımlılığın her
geçen gün katlanarak artması,
çarpık yapılaşma, göç ve benzeri
toplumsal hareketlilikleri de hesaba
kattığımızda yakın dönemde bizleri
nasıl bir tablo bekliyor?
Düşük karbonlu bir geleceğin enerji verimliliğine
ve yenilenebilir enerji kaynaklarına
bağlı olduğu günümüz dünyası artık akıllı
enerji teknolojisini ve akıllı enerji sistemlerini
gerekli kılıyor. Ama sadece akıllı bir
şebekeye değil birleşik, esnek ve geleceğin
akıllı enerji sistemlerine ihtiyaç duyuyoruz.
Düşük karbonlu geleceğe giden yol, yalnızca
ne kadar rüzgâr veya güneş enerjisi üretebileceğimizle
değil, ne kadar rüzgâr veya
güneş enerjisi kullanabileceğimizle ilgilidir.
Bu nedenle, merkezi enerji gibi ısı depolamasına
izin veren ve binaları depolama kapasitesi
olarak entegre eden enerji sistemleri
kilit öneme sahip. Yenilenebilir enerji
oranı yüksek olduğunda, enerji sisteminin
esnek olması çok önemlidir, aksi takdirde
daha fazla yenilenebilir enerji eklemenin
önemi azalacak ve çözüm muhtemelen etkisini
yitirecek. Bu durumda “bölgesel enerji”,
gereken esnekliği sağlayabilir.
Elektriği, ısıtmayı ve soğutmayı, talep ve
arzı birleştirerek sistem piklerini öngörmek
ve dengelemek amacıyla büyük veriden yararlanmak
ve tüketicileri üreten tüketici haline
getirmek, verimliliği çarpıcı biçimde artıracak.
Bunun için daha önce görülmemiş
bir boyutta iş birliğine ihtiyaç duyulacak.
Bütün bu teknolojiler hali hazırda mevcut
ancak genellikle silo tarzında kullanılmaktadır.
Bu konuda iş birliğinin getirdiği muazzam
sinerji, geleceğin akıllı enerji sistemin
ortaya çıkaracak. Artan nüfus ve enerji ihtiyacı,
daha çok enerji üretmekten ziyade,
akıllı sistemler ile nasıl daha fazla enerji
tasarrufu yapılacağını ön plana çıkaracak.
Bunun için bölgesel ısıtma ve soğutma
sistemleri, yenilenebilir enerjilerin mevcut
sistemlerle daha fazla entegrasyonu ve
tüm bu enerji sistemindeki akışın verimli
yönetim sistemleri, gelecekteki en önemli
konular olacaktır.
Sempozyumlarda ortaya konulan
çözümler, ülkemiz özelinde plansız
hızlı kentleşme göz önüne alındığında
sizce uygulanabilir çözümler mi? Bu
birbirini derinden etkileyen sorunların
tamamını ele alırsak ilk olarak
nereden başlamalıyız?
İlk olarak, yenilenebilir enerji kaynaklarının
kullanımının teşvik edilmesi Türkiye’de geç
kalınmış ama doğru bir karar. Doğalgaz kullanımından
önce bu yapılsaydı bugün %20
-30 daha az doğalgaz ithal eder durumda
52
Yapı Malzeme Aralık 2017
Sektörel
olacaktık. Teşvik ve özendirme bu şekilde
devam ederse ülke ekonomisine büyük
tasarruf olarak katkıda bulunulacak. Diğer
taraftan jeotermali enerji kullanımı ve atık
ısı konuları çok önemli hale geldi. Enerji Bakanlığı’nın
strateji belgesinde önümüzdeki
birkaç yıl içerisinde bölgesel ısıtma ve bölgesel
soğutma sistemlerine dönük doğru
alınmış kararlar olması bu anlamda güzel
bir gelişme.
Ülkemizde 40 ila 50 milyon kadar eski bina
var. Maalesef bu binaların çoğu, enerji verimliliği
ve bina enerji performans yönetmeliğine
uymayan koşullara sahip. Bugünkü
teknolojilerle, ürünlerle ve kontrol sistemleriyle
bu binalarda %40 enerji tasarrufu
elde etmek mümkün. Endüstriyel tesislerde
yapılacak iyileştirmelerle %30 ila %50 arasında
enerji tasarrufu elde etmek bugünkü
ürünlerle mümkün. Bunun için teşvik, özendirici
yönetmelikler, bilgi, eğitimli denetimciler
ve istikrarlı bir politika gereklidir.
Biz de uzmanlığımızı ve tecrübemizi kullanarak
bu alandaki uygulamaların artmasını
sağlamaya çalışacağız. Danfoss enerji
verimli ürünler ve sistemler üreten, daha
önemlisi; binalarda ve endüstride enerjinin
akışını kontrol eden ekipmanlar üreten bir
firma. Dolayısıyla enerjinin yenilenebilir kaynaklardan
veya karbon temelli yakıtlardan
elde edilmesi bizim için çok fark etmiyor.
Çünkü biz enerjiyi yönetiyoruz. Ama yenilenebilir
kaynaktan gelen enerjiyi kullanacaksak
içerideki bütün sistemlerin de ona
uygun sistemler olması gerekiyor. O zaman
verimlilik daha fazla artıyor. Yenilenebilir
enerjiyi düşük verimli bir cihaza bağlayamazsınız.
Ya yoğuşmalı cihaza ya da otomatik
kontrol sistemi olan bir mekanizmaya
bağlayacaksınız. Dolayısıyla sistem verimliliği,
bina enerji verimliliği ve ülkeye iletilen
kazanç artıyor. Bu da temelde bizim işimiz.
Yaşanabilir Şehirler ve Enerji
Verimliliği konusunda net
hedeflerinizden biraz bahseder
misiniz?
İlk olarak Soma Kömür Santrali’ni bölgesel
ısıtma anlamında kullandık ve Soma’da 10
bin konutu atık ısıyı kullanarak %60 daha
ucuza ısıttık. Teknopark İstanbul’un birinci
etabının bölgesel ısıtma projesinde bina
altı DSE enerji istasyonu yaptık. Bazı belediyelerle
görüştük. Arkadaşlarımızla şehirleri
analiz ettik. Jeotermal olan, ağır sanayi
olan, atık ısının şehri ısıtabilme potansiyeli
olan yerlerde doğalgazın şehrin ısıtmasındaki
payının azalacağını görüyoruz. Bazı belediye
başkanları buna sıcak baktı. Onları
Danimarka’ya götürdük, bu tip uygulamaları
gösterdik. Dolayısıyla bir yandan yerel
yönetimleri diğer yandan bakanlığı düşündürüyoruz.
Birkaç şehirde örnek projeler
geliştirerek ve verimliliğini göstererek ülke
ekonomisine büyük kazanımlar katabileceğimizi
düşünüyoruz.
Daha önce de belirttiğim gibi, sadece ülkemizdeki
eski binaların radyatörlü sistemlerinde
termostatik radyatör vanası
kullanılırsa yaklaşık 2 milyar dolar tasarruf
edilebilir, ki bu sadece bir ürün ile mümkün.
Bu tasarrufla eğitimden alt yapıya,
sağlıktan üretime birçok alanda yeni yatırımlar
ülkemize her yıl kazandırılabilir. Ayrıca
binalarda enerji santrallerinin, üretim
tesislerinin ve hatta süpermarketlerin atık
enerjilerinin bölgesel ısıtma sistemleriyle
şehirlerde kullanılmasıyla milyarlarca dolar
ilave tasarruf imkanı bulunuyor. Yani %30
ila 50 arasında enerji tasarruf edilebilir. Şehirlerde
sürdürülebilir kaliteli bir yaşam için
hem mevcut olan her potansiyeli enerjiye
çevirmeli, hem de dekarbonize yakıtlar ile
karbondioksit salınımını minimize etmeliyiz.
Bu iki faydayı bir arada sunan tek çözüm
bölgesel ısıtmadır. Bölgesel ısıtma ile şehirlerde
var olan sanayiden veya enerji üretim
tesisinden, ya da jeotermal kaynaktan
boşuna havaya atılan atık ısıları kullanarak,
o şehri ısıtmanız ve o şehrin sıcak su ihtiyacını
karşılamanız mümkündür. Böylece bedava
atık ısının enerjisi kullanılırken, daha
önce orada binaları ısıtmak için kullanılan
doğalgazı veya kömürü kullanmayarak hem
tasarruf edilir hem de karbondioksit salınımının
azaltılması sağlanır.
Levent Taşkın
Danfoss Türkiye, Ortadoğu ve
Afrika (TMA) Bölge Başkanı
“Düşük karbonlu geleceğe giden yol, yalnızca ne kadar
rüzgâr veya güneş enerjisi üretebileceğimizle değil,
ne kadar rüzgâr veya güneş enerjisi
kullanabileceğimizle ilgilidir.”
Bu tür makro ölçekteki çalışmalar
ve çözümler karşısında ilgili
kurumlardan istediğiniz tepkiyi
alabiliyor musunuz?
Türkiye bir inşaat ülkesi… Gelecek için
yapılan yapılarda şu anda boşa sarf edilen
enerjilerin şimdiden düşünülüp ülkeye
kazandırılması önemli. Çünkü enerjinin
%70’ini ithal ediyoruz. Bu %70’in %40’ı binalarda
kullanılıyor ve bu %40’ın %30’unu
da tasarruf edebilme olanağımız bulunuyor.
Ülkede büyük bir potansiyel var. Enerji
kaynaklarını üretip satabilen bir ülke konumunda
değilken neden bu kadar bol enerji
harcayalım?
Ülke olarak bu konuları daha fazla dikkate
alıyor olmamız, bunun için de ilgili bazı
bakanlıkların birlikte çalışması gerekiyor.
Enerji Bakanlığı enerji verimliliği konusuyla
ilgileniyor; temennimiz, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’nın da bu çalışmalara dahil olması
ve teşvik sistemi konusunda da Maliye
Bakanlığı’nın bu sistemde yer almasıdır.
Enerji Bakanlığı bölgesel ısıtma çözümleri,
ısı pompaları ve yenilenebilir enerjiler üzerinde
daha kalıcı ve uygulanabilir çözümler
üzerinde çalışıyor. Umuyoruz bugün tüm
Dünya’da uygulanan ve ülke ekonomisine
büyük kazanç sağlayan bu çözümler en
Yapı Malzeme Aralık 2017 53
kısa sürede yeni yönetmeliklerle ülkemize
kazandırılacaktır.
Şehir yaşamını bir bütün olarak ele
alırsak örneğin ‘ulaşım çözümleri’
konusunda bir planınız var mı?
Danfoss, araçların enerji verimli çalışmasını
sağlayan, daha az yakıt ile daha fazla
güce ulaştıran güç çözüm ekipmanları
ile dünyada bu kapsamda en büyük ve en
güçlü üreticilerden biri. Araç verimliliği ve
hız kontrol sistemleri için özel yazılımlar
geliştiren ve bunları uluslararası ve yüksek
imaj sahibi üretici markalarla paylaşan bir
yapımız var. Bizim ekipmanlarımız bugün inşaat
ve tarım sektöründe faaliyet gösteren
önemli araç üreticilerinin makina ve araçlarında
ilk tercihleri olarak kullanılmaktadır.
Yapmış olduğunuz faaliyetlerde şehrin
resmi idarecileri ile ortak çalışmalar
yürütüyor musunuz?
9 Haziran’da Birleşmiş Milletler girişimi alt
platformu Bina Verimliliği Çalışmalarının İvmelendirilmesi
Projesi (BEA) kapsamında
Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) ile eğitim
semineri düzenledik. Birleşmiş Milletler
tarafından 2011 yılında oluşturulan Herkes
için Sürdürülebilir Enerji (Sustainable
Energy for All - SE4ALL) girişiminin alt platformu
“Bina Verimliliği Çalışmalarının İvmelendirilmesi
Projesi (BEA)”, binalarda enerji
verimliliğini artırarak daha sağlıklı ve yaşanabilir
şehirler oluşturmayı hedefleyen çalışmalar
yürütmeye başladı. Bu kapsamda
Eskişehir, kapsamlı teknik destek alacak
şehir olarak seçilerek 2016 yılının Haziran
ayında uluslararası BEA ağına dahil oldu ve
şehrin ihtiyaçlarına göre binalarda enerji
verimliliği planını ve hedeflerini geliştirme
çalışmalarına başladı. Her eğitimin içeriği
birbirinden farklıydı ve yine farklı kuruluşlar
tarafından işlenen serinin ilk eğitimiydi ve
ilki Danfoss ile başlamıştı. Etkinliğe belediye
ve özel sektör temsilcileri, İller Bankası,
Mimarlar-Mühendisler Odası yetkilileri
ile çeşitli üniversitelerden çok sayıda kişi
katılım göstermişti. Bu çalışmalara devam
etmeyi arzuluyoruz.
Kentsel tasarım çözümleri ve
bina verimliliği arasında nasıl bir
ilişki kuruyorsunuz? Bu konuda
Danfoss olarak ne gibi çözümler
üretmektesiniz?
Kentsel tasarım yapılırken şehirde atık
ısı üreten tesisler veya kaynaklar dikkate
alınarak binaların ısıtma ve soğutma çözümleri
tasarlanmalı. Yakınındaki atık ısıyı
kullanarak ve başka hiçbir enerji kaynağı
kullanmadan bu binaların ısıtılmasına özen
gösterilmeli. Bununla birlikte, tüm binalarda
fotovoltaik güneş panelleri ve ısı pompaları
ile binaların kendi elektriğini sağlaması
ve ısıtmaya destek verecek kaynakları beslemesine
yönelik sistemler bina tasarımında
yer almalıdır. Günümüzde yeni dizayn
edilen her binanın olmazsa olmazı bir enerji
yönetim ve kontrol sistemi olmalıdır. Binadaki
enerji akışı akıllı otomatik kontrol sistemleri
ile kontrol edilebilir olmalıdır ve yeni
yapılan tüm binalar mevcut yönetmeliklere
göre sıkı bir şekilde denetlenmelidir, bu konuda
taviz verilmemelidir.
Biz Danfoss olarak binalarda ısıtma, soğutma
ve akıllı enerji akışının kontrolüne
yönelik ekipmanlar ve sistemler üretiyoruz.
Dünyada binalarda enerji verimliliği sağlayan
cihaz ve ekipman üreten en büyük
firmalardan biriyiz. Sadece enerji verimliliğine
yönelik yeni ürün geliştirmek için her
yıl ciromuzun %4,3 gibi çok büyük kısmını
araştırma ve geliştirmeye ayıran en büyük
üreticiyiz diyebilirim. Şehirlerde bölgesel
ısıtma ve soğutma çözümleri; endüstride
motor kontrol çözümleri, konut ve villalarda
bireysel enerji verimli ısıtma ve sıcak
su çözümleri, sanayide ve binalarda enerji
verimli soğutma çözümleri, araçlarda enerji
verimli hidrostaik ve güç çözümleri üreten
bir firma olarak, her sektöre fayda sunacak
geniş bir ürün çeşitliliğine sahibiz.
Türkiye’nin de müdahil olduğu
uluslararası anlaşmalar, sizce
Türkiye’nin Yaşanabilir Şehirler
noktasındaki hedeflerine hizmet
ediyor mu?
Daha önce de belirttiğim gibi Türkiye bir
inşaat ülkesi ve gelecek için yapılan yapılarda
şu anda boşa sarf edilen enerjilerin
bugünden düşünülüp ülkeye kazandırılması
önemli. Ülkede büyük bir potansiyel var.
Enerji kaynaklarını üretip satabilen bir ülke
konumunda değilken bu kadar bol enerji
harcanmamalı.
Ülke olarak bu konuları daha fazla dikkate
alıyor olmamız, bunun için de bazı bakanlıkların
birlikte çalışması, Türkiye’nin Yaşanabilir
Şehirler noktasındaki hedeflerine
hizmet etmesi için önemlidir. Yine daha
önceki soruda belirttiğim gibi, Enerji Bakanlığı
enerji verimliliği konusuyla ilgileniyor,
ancak temennimiz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın
da bu çalışmalara dahil olması,
teşvik sitemi konusunda da Maliye Bakanlığı’nın
da bu sistemde yer almasıdır.
Teşvik sistemi konusunda Avrupa’da uygulanmış
ve başarılı olmuş modeller bulunuyor.
Teşviki birkaç alanda gerçekleştirebilmeniz
mümkün. Birincisi yenilenebilir enerji
kaynakları kullanımı. Türkiye’de de devreye
yeni girmiş, elektrik enerjisini üretip ihtiyaç
fazlası olan elektriği dağıtım şirketleri aracılığıyla
satışının gerçekleştirilebilmesini sağlamış
bir yapı mevcut. Konutlarda üretilen
elektriğin daha iyi fiyata satın alınıp ihtiyaç
olan elektriğin ise üreticiye daha düşük fiyatlarla
satılıp, yapılan yatırımın 3 yıl içerisinde
geri dönüşümünün sağlanabileceği
sitemlerinin daha fazla olması gerekiyor.
Böylece sözü geçen hedeflere hizmet edilecektir.
Dünyanın herhangi bir yerinde bu
konular üzerinde başarılı örnekler var
mı?
Danimarka’da Kopenhag şehri sırf atık ısı
ile ısınabiliyor. Çin’de birçok şehirde de bizim
atık ısı çözümlerimiz kullanılıyor. Birçok
Avrupa ülkesinde ve özellikle Almanya’da
atık ısı ile bölgesel ısıtma ve soğutma çözümlerimiz
oldukça yaygın.
Danfoss olarak Türkiye’de de bir kömür
santralinden çıkan atık ısıyla bir kasabanın
ısıtılmasını sağlıyoruz halihazırda. İstanbul’da
Teknopark’ta, 200 dairelik bir binanın
ısıtılmasını sağlıyoruz bu şekilde. Bu
yapıların akıllı sistemlerle ve yönetimlerle
kontrol edilmesi gerekiyor. Yani dijitalleşen
ortamdan uzaktan kumanda ile istediğiniz
gibi yönetebiliyorsunuz yapıları. Bu ikisini
birleştirdiğiniz ve bu durumu bir devlet politikası
haline getirdiğiniz zaman; yeni yapılan
tüm binalarda öncelikle yapılan yerde
mevcut bir ısı kaynağı var mı, ben bunu nasıl
kullanabilirim, bunu kullanarak mevcut
binaya nasıl daha az doğalgaz ya da başka
bir yakıtı sokabilirim ve bunu nasıl kontrol
edebilirim konusunu düşünüyorsunuz, böylece
şehirlerde hem enerji tasarrufu hem
de sürdürülebilir konfor ile çevreye yönelik
yeşil bir yaşam sağlayabiliyorsunuz.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Türkiye hızlı büyüyor, dolayısıyla biz bölgemiz
içerisinde Türkiye’ye oldukça önem
veriyoruz. Danfoss Türkiye’de DAF ve Sondex
satın alımlarını gerçekleştirdi ki bunlar
önemli yatırımlar olarak nitelendiriliyor. Aynı
zamanda ekip çok hızlı büyüyor. Müşteri
memnuniyetimiz gittikçe artıyor. Bizim şu
anda yapmak istediğimiz, Türkiye’deki bütün
başarıyı çevre ülkelere nasıl taşıyabiliriz
sorusunu yanıtlamak ve bunu faaliyete dökmektir.
Eğitimler, satış sonrası hizmetler ve
seminerler dahil olmak üzere tüm hizmetlerimizden
sektörün mümkün olduğu kadar
yararlanmasını hedefliyoruz. Katılım ne kadar
artıyorsa biz insanlara ne kadar ulaşabiliyorsak
o kadar faydalı oluyoruz, Danfoss
olarak bu stratejimiz devam edecek.
54
Yapı Malzeme Aralık 2017
İlham veren ahşap çözümleri...
MDF
MDF-Lam
Panel
Profil
Parke
agt.com.tr
/agtthinkwithus
444 8 248
AGT’den
yeni yılda
yeni ürünler
Dünyanın modasını sizlerle
buluşturan, Türkiye’nin önde
gelen mobilya bileşenleri
markası AGT, yeni yılda yeni
ürünleriyle yaşam alanlarınıza
büyüleyici bir güzellik katacak.
Doğadan ilham alan renklerin
ve dokuların kullanıldığı
AGT’nin yeni parke serileri;
Bella, Natura Slim & Large ve
Legno Lamine ahşabın doğallığını
mekanlarınıza taşıyacak.
Yepyeni Panel renkleriyle ise
farklı zevklere hitap edecek.
56
Yapı Malzeme Aralık 2017
Sektörel
Türkiye’nin önde gelen mobilya bileşenleri markası AGT, 2018’e
yepyeni ürünleriyle merhaba diyecek. AGT, doğadan ilham aldığı
renkleriyle, leke tutmayan, kolay temizlenen parkeleriyle ve yeni
panel renk seçenekleriyle önümüzdeki yıla damgasını vuracak.
Özgün tasarımlarıyla modanın öncüsü AGT’nin yeni parke serilerinden
Bella; 8 mm kalınlığı, doğadan ilham alan renkleriyle yaşam
alanlarınızdaki mutluluğa eşlik ediyor. Dar ve geniş ölçüleri
bulunan Natura Slim & Large Serisi, gerçek ağaç hissi veren,
senkronize yüzey dokusu, 8 mm kalınlığı ile yaşam alanlarına doğanın
huzurunu getiriyor. Natura Slim & Large Serilerinin parke
tasarımlarının aynı olması sebebiyle birlikte de kullanılabiliyor. 14
mm kalınlığı ile fark yaratan Legno Lamine Serisi ise dünya ormanlarından
izler taşıyor. AGT parkeler, patentli klik sistemi sayesinde
çok kolay uygulanıyor, zamanla açılma yapmıyor ve zamandan
tasarruf sağlıyor. Aynı zamanda ısıya ve aşınmaya dayanıklı,
üstün sızdırmazlık özelliği olan AGT Parkeler, uzun yıllar boyunca
kullanım kolaylığı sağlıyor.
Ahşabı teknoloji ve tasarımla buluşturan AGT yeni parkelerinin
yanı sıra, panel kartelasına yeni eklediği; metalik renk ve dokular
taş hissini veren uygulamalar ile yaşam alanlarınızın atmosferini
değiştiriyor. Yüksek leke dayanımı sayesinde kolay temizlenebilen,
üstün yüzey kalitesine sahip AGT Panel ile mekanlar artık
daha ferah.
AGT’nin yeni parke serileri ve panel renkleri 2018’in ilk haftalarında
satış noktalarında yerlerini alacak.
AGT ödüle doymuyor
Türkiye’nin önde gelen mobilya
bileşenleri markası
AGT, ödüle doymuyor. AGT
bu yıl İSO 500 listesindeki
yükselişiyle bölgede birincilik,
İhracat Döviz Geliri
dalında üçüncülük, “Pazarlama
İnovasyonu” kategorisinde
birincilik ödüllerine layık
görüldü. AGT, Türkiye’nin
saygın teknoloji etkinliği SAP
Forum’da da Success Factors
projesiyle Silver Winner
ödülünün sahibi oldu.
Ahşabı teknoloji ve tasarımla buluşturan
AGT, teknolojiyi yakından takip ederek,
dijitalleşmede, ürün inovasyonunda sektöre
getirdiği yeniliklerle başarı dolu bir yıl
geçirmeye devam ediyor. Bu yıl kazandığı
çok önemli ödüllerle başarısını perçinleyen
AGT, dijital dönüşüm kapsamında gerçekleştirmekte
olduğu çalışmalarını da hız
kesmeden sürdürüyor.
AGT, İSO 500 listesindeki bu yıl
30 sıra birden yükselişiyle bölgede
birincilik ödülünü, “Döviz
Kazandırıcı Hizmetler” kategorisinde
İhracat Döviz Geliri dalında
ise üçüncülük ödülünü aldı. Aynı
zamanda, dünyaya daha kolay
hizmet vermek ve sınırları ortadan
kaldırmak amacıyla hayata
geçirdiği “Dijital Platform Projesi”yle
de bu sene ilk kez verilen
İnovasyon Ödülü’nün sahibi oldu.
Böylelikle AGT, kendi sektöründe
pazarlama inovasyonu alanında
ödül alan ilk marka oldu.
AGT, Türkiye’nin en büyük teknoloji
etkinliği olan SAP Forum’dan
bu sene de ödülle
döndü. Geçtiğimiz yılın “Yılın
İnovasyon Şampiyonu” marka;
SAP 2017 Kalite Ödülleri kapsamında
İnsan Kaynakları süreçlerinde
başarılı sonuçlar elde
etmeyi amaçlayan Success
Factors projesiyle bu yıl “Hızlı
İmplementasyon” kategorisinde
Silver Winner ödülünün sahibi
oldu. Avrupa’nın en büyük iş uygulamaları
şirketi olan SAP’nin insan kaynakları yazılımı
Success Factors’u kullanan
tek ulusal marka olan
AGT aynı zamanda, SAP’nin
bu proje ile ödül verdiği ilk ve
tek marka oldu. Firma ayrıca
Business Life Dergisi tarafından
gerçekleştirilen Türkiye’nin
En Sosyal 500 Şirketi
Araştırması’na göre sektörünün
en beğenilen ve en sosyal
şirketi olmayı başardı.
AGT’nin başarılarında inovasyona
verdikleri önemin yattığının
altını çizen AGT Genel
Müdürü Şirzat Subaşı şunları
söyledi: “Sürekli gelişen ve
değişen dünya pazarına uyum
sağlamak için teknolojiyi yakından
takip ediyoruz ve inovasyona
çok önem veriyoruz.
Dijital Dönüşüm Projemiz kapsamında
sürdürülebilir büyüme
stratejisi ve operasyonel
verimlilik üzerine dijitalleşme
çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Bu çalışmaların sonucunda
kazandığımız ödüller bizim
için gurur verici.”
Yapı Malzeme Aralık 2017 57
Hilti,Türkiye’de yatırımlarını artırıyor
Üç çeyrek asrı geride bırakarak, sürekli inovasyon, ileri teknoloji ve uzman ekiplerle çalışma
ilkeleri doğrultusunda küçük ve yerel bir şirketten uluslararası bir gruba dönüşen Hilti, Türkiye’deki
20. yılı olan 2017 yılında ve 2018’de yüzde 25 ve üzeri büyüme hedefliyor.
İnşaat sektörünün yaklaşık yüzde 5, el aletleri
sektörünün ise yüzde 15 büyümesinin
öngörüldüğü 2017 yılı ve sonrasındaki iddialı
büyüme rakamları ile dikkat çeken Hilti,
10 ülkeden sorumlu bölgesel üs konumunda
olan Türkiye’ye güveniyor ve yatırımlarını
artırıyor. Bu yılı Türkiye genelinde 13 mağaza
ve 332 çalışanla kapatacak olan Hilti,
Türkiye’deki büyüme hedeflerine paralel
olarak 2018’de mağaza sayısını 16’ya ve
çalışan sayısını 380’in üzerine çıkarmayı
planlıyor. 2017’de 30 yeni ürün piyasaya
sunan marka, gelecek yıl da yine 30 ürün
lansmanı gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Hilti’nin
Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde
yaklaşık 5 milyon TL’lik yatırımla hayata
geçirdiği, 3 bin 500 metrekare kapalı alana
sahip yeni Teknik Servis ve Eğitim Merkezi’nin
yıllık 120 bin makine tamir kapasitesi
bulunuyor. 2018’de sadık müşterilerine VIP
hizmetler sunacak olan Hilti, “3 gün veya
ücretsiz” hizmeti ile de sektörde bir ilke
imza atmaya hazırlanıyor.
Dünyanın en küçük ülkelerinden Lihtenştayn
Prensliği’nde bundan 76 sene önce
küçük bir torna tezgahında çivi çakma sistemleri
imalatıyla yola çıkan ve bugün 6
kıtada 120’den fazla ülkede 24 bini aşkın
çalışanıyla faaliyet gösteren Hilti, bu yıl Türkiye’deki
20. yaşını kutluyor. 10 ülkenin
bağlı olduğu bölgesel bir üs konumunda
olan Hilti Türkiye’nin 20. yılı kapsamında
Hilti Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Sebastian
Barth ve Hilti Türkiye ve Orta Asya
Pazarlama Direktörü Talat Özkan, markanın
gündemindeki yenilikler ve hedefleri ile ilgili
açıklamalarda bulundu.
Hilti’nin yaklaşık 10 bin ürünü ile global
inşaat endüstrisine ileri teknoloji inovatif
çözümler sunduğunu ifade eden Hilti Türkiye
ve Orta Asya Genel Müdürü Sebastian
Barth, şu bilgileri aktardı; “Hilti olarak kalite,
güvenlik, inovasyon ve müşterilerimizin
çözüm ortağı olmak bizim olmazsa olmazlarımızı
oluşturuyor. Ar-Ge’ye çok fazla yatırım
yapıyor, yatırımlarımızı her yıl ortalama
yüzde 5 arttırıyoruz. 2016 yılında Ar-Ge yatırımlarımızı
bir önceki yıla göre yüzde 17
oranında artırdık. 2017’nin ilk 8 ayında ise
net karlılığımızın yüzde 60’ını Ar-Ge’ye ayırdık.
Bugüne kadar ekstra güvenlik ve kullanıcının
daha uzun süre konforlu bir şekilde
çalışmasını sağlayan birçok patentli sistem
geliştirdik. 120 milyon İsviçre Frangı (yaklaşık
413,45 milyon TL*) yatırım tutarıyla
Hilti tarihinin en büyük yatırımı olan Hilti
İnovasyon Merkezi, şirketimizin inovasyon
kabiliyetini ve ilerleme hızını güçlendiriyor.”
2018’de 16 mağazaya ve 380
çalışana ulaşacak
Hilti’nin Türkiye pazarına ilk kez 1982 yılında
girdiğini ve 15 yıl boyunca distribütörlükle
temsil edildiğini ifade eden Sebastian
Barth, 1997 yılından itibaren ise yüzde 100
yabancı sermayeli bir firma olarak faaliyet
göstermeye başladıklarının altını çizdi.
Barth, bu yıl Hilti Türkiye’nin 20. yılını kutladıklarını
belirterek sözlerine şöyle devam
etti; “Hilti Türkiye olarak göstermiş olduğumuz
hızlı gelişimle 2011 yılından bu yana;
Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan,
Moğolistan, Kırgızistan, Ermenistan, Gür-
58
Yapı Malzeme Aralık 2017
Sektörel
cistan, Tacikistan, Moldova ve Kuzey Irak
olmak üzere 10 ülkenin bağlı olduğu bölgesel
bir üs konumundayız. Her yıl ortalama
yüzde 20 oranında sürdürülebilir büyüme
hedefiyle yola çıkıyor ve çoğunlukla da hedefimizin
üzerinde bir büyümeyle yılı kapatıyoruz.
20. yılımızı kutladığımız 2017 yılında
ve 2018’de yüzde 25 ve üzeri büyüme
hedefliyoruz. 2017 yılını Türkiye genelinde
13 mağaza ve 332 çalışanla kapatacağız.
Türkiye’deki büyüme hedeflerimiz paralelinde,
2018 yılında mağaza sayımızı 16’ya ve
çalışan sayımızı 380’in üzerine çıkarmayı
planlıyoruz.”
Bölgesel üs Türkiye’deki yatırımlarını
artıracak
Türkiye’de inşaat sektöründe istikrarlı şekilde
gelişme yaşandığını belirten Barth,
sektörü değerlendirdiği açıklamalarında
şunları ifade etti; “Türkiye İstatistik Kurumu
(TUİK) verilerine göre; inşaat sektörü 2017
yılının ilk yarısında yüzde 6,4 büyüdü. 2017
yılında GSYİH büyümesi yüzde 5 olarak tahmin
ediliyor ve inşaat sektörünün de buna
paralel büyümesi öngörülüyor. Hilti Türkiye
olarak inşaat sektöründe yaşanan gelişmeleri
ve büyümeyi hem Türkiye ekonomisi ve
konut üreticilerine hem de el aletleri sektörüne
etkisi açısından değerli buluyoruz.
Türkiye’de el aletleri sektörünün gittikçe
daha da büyüyeceğini ve gelişeceğini düşünüyoruz.
Bizim öngörümüz, önümüzdeki
dönemde elektrikli el aletleri pazarının yıllık
büyümesinin yaklaşık yüzde 15 olacağı
yönünde.
Türkiye’nin stratejik konumu, genç ve dinamik
nüfusu, inşaat sektörünün lokomotif
konumunda olması, büyük çaplı markalı
projeler, kentsel dönüşüm ve alt yapı yatırımlarının
giderek daha hızlı artıyor olması
sonucu inşaat sektörünün gelecek yıllar
için de büyük bir potansiyel taşıması nedeniyle
Türkiye Hilti için çok değerli bir ülke.
Hilti olarak, bölgesel bir üs konumunda
olan Türkiye’ye olan yatırımlarımızı artırmaya
devam edeceğiz. Sürdürülebilir, kaliteli
bina üretimine katkı sağlamak için özellikle
deprem ve kentsel dönüşüm konusunda
üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve
devlet kurumları ile ortak çalışmalarımızı da
sürdüreceğiz.”
Hilti Türkiye, Hilti Global için yetenek
havuzu olmaya hazırlanıyor
“Başarımızın arkasında, yüksek teknoloji
ile donatılmış inovatif ürün ve hizmetlerimizden
aldığı güçle markamızın gerçek birer elçisi
olarak büyük bir adanmışlık duygusuyla
çalışan ekibimiz var” diyen Barth, sözlerini
şöyle sürdürdü; “Geliştirdiğimiz her stratejide
öncelikle çalışanlarımızın mutluluğunu
ve onları başarıya götürecek faktörleri dikkate
alıyoruz. Hilti Türkiye olarak, geçtiğimiz
yıl Great Place to Work Enstitüsü tarafından
belirlenen “Türkiye’nin En İyi İşverenleri”
listesinde 4. sırada yer aldık. Sıradışı konsepti
ile Hilti Corporation ofisleri içerisinde
bir ilk olan İstanbul’daki merkez ofisimizde,
çalışanlarımızın dinlenme, eğlenme ve sosyalleşmelerine
olanak sağlayan geniş bir
mutfak, oyun alanı ve rekreasyon alanının
yanı sıra anne bakım ve siesta odası bulunuyor.
Mevcut çalışanlarımızı geliştirmek
ve bünyemize yeni yetenekler katmak üzere
gerçekleştirdiğimiz çalışmaların bir sonucu
olarak, Hilti Türkiye’deki yetenekli çalışanların
META Bölgesi (Middle East, Turkey
and Africa / Ortadoğu, Türkiye ve Afrika)
içindeki diğer Hilti organizasyonlarına atamaları
yapılıyor. Bu sayede Hilti Türkiye’nin
Hilti Global için bir yetenek havuzu haline
gelmesini hedefliyoruz.”
Talat Özkan / Hilti Türkiye ve Orta Asya Pazarlama Direktörü
Tasarım dünyasının en prestijli
ödüllerini alıyor
Ağırlıklı olarak inşaat sektörüne hizmet
veren Hilti’nin ürün gamı hakkında bilgi
veren Hilti Türkiye ve Orta Asya Pazarlama
Direktörü Talat Özkan; “Ürünlerimizi; akülü
sistemler, direkt tespit sistemleri, delici-kırıcılar,
dübel sistemleri, elmaslı delme-kesme
sistemleri, barutlu ve gazlı çivi çakma
sistemleri, kesme ve taşlama sistemleri ve
lazerli ölçme sistemleri ile yapılarda yangın
güvenliği amacıyla kullanılan pasif yangın
durdurucu ürünler olarak sıralayabiliriz. Ar-
Ge’ye büyük yatırım yapan bir marka olarak
sürekli patentli sistemler geliştiriyor, ileri
teknolojiye sahip inovatif ürünlerimizle Red
Dot, iF Product Design gibi tasarım dünyasının
en prestijli ödüllerini alıyoruz. Ürünlerimizi
tasarlarken insan sağlığı ve güvenliği
ile kullanım kolaylığını en üst seviyede tutuyoruz.
Hilti olarak iş kazalarını önlemeye
büyük katkı sağlayan ürünlerimizi inşaat
profesyonellerine en doğru şekilde anlatarak
olası iş kazalarını azaltmayı hedefliyoruz”
dedi.
Yapı Malzeme Aralık 2017 59
Kordsa,
açık inovasyon yaklaşımı
ve dünya çapında iş
birlikleriyle büyümesini
sürdürüyor
Lastik, kompozit ve inşaat güçlendirme pazarının teknoloji
lideri Kordsa, 2017 yılının ilk dokuz ayında finansal
başarısının yanı sıra Continental ile birlikte geliştirdiği
sürdürülebilir formül ile lastik sektörüne damgasını vuran bir
yeniliğe imza atması ile dikkat çekiyor.
Ali Çalışkan / Kordsa CEO’su
Sabancı Holding iştiraklerinden Kordsa,
2017 üçüncü çeyrek finansal sonuçlarını
açıkladı. Açık inovasyon anlayışıyla ve teknolojik
yetkinlikleriyle endüstriyi yeniden
şekillendiren Kordsa, dokuz aylık cirosunu
2016 yılının aynı dönemine göre %31
artırarak 1.838 milyon TL’ye ulaştı. Güçlü
sermaye yapısı ile istikrarlı büyümesini
sürdüren şirketin, geçen yılın aynı dönemine
göre operasyonel kârı %28 artarak
219 milyon TL’ye ulaştı. Kordsa’nın dokuz
aylık net kârı ise %25 artarak 160 milyon
TL oldu. Sonuçları değerlendiren Kordsa
CEO’su Ali Çalışkan, şirketin aynı dönemde
imza attığı başarılara da değindi. Çalışkan
şunları söyledi: “Yaşamı Güçlendiriyoruz’
vizyonumuzla, 2017 yılı üçüncü çeyreğini
istikrarlı bir büyüme trendi ile tamamladık.
Bu dönem içerisinde Küresel Raporlama
İnisiyatifi’nin (GRI) 2016 yılında yayınladığı
yeni standartlara uygun olarak hazırladığımız
üçüncü sürdürülebilirlik raporumuzu
yayımladık. Şirketimizin dünya genelinde
bu standartlara uygun rapor hazırlayan
ilk 100 şirket arasında yer alması ayrıca
gurur verici. Olumlu finansal göstergelerimizin
yanı sıra; katma değerli ve yenilikçi
güçlendirme teknolojilerimizle müşterilerimize,
çalışanlarımıza, hissedarlarımıza ve
içinde yaşadığımız topluma sürdürülebilir
biçimde değer yaratmaya devam ettik. Bunun
en güçlü yansıması olarak 2008’den
beri üzerinde çalıştığımız resorsinol ve formaldehit
kullanılmayan yapıştırıcı formülü
neticelendirdik. Bizim kimyasal yapısını
geliştirdiğimiz, Continental’in de uygulamayla
ilgili teknolojileri geliştirdiği bu formül,
80 yıldır lastik kord bezi banyosunda
kullanılan resorsinol ve formaldehit esaslı
formüle alternatif olabilecek, çevre dostu
ve devrim niteliğinde bir formül. Açık inovasyon
anlayışının güçlü bir takipçisi ve
uygulayıcısı olarak, bu teknolojiyi ücretsiz
kullanıma açacağız.
Yine açık inovasyon anlayışımızın bir yansıması
olarak, Kompozit Teknolojileri
Mükemmeliyet Merkezi’miz bünyesinde,
Sabancı Üniversitesi ile birlikte Avrupa Birliği
destekli bir projeye dahil olduk. Directional
Composites Through Manufacturing
Innovation (DiCoMi) projesi kapsamında
kompozit malzemelerin 3 boyutlu yazıcı
teknolojisiyle üretilmesine yönelik olarak
sistem, yazılım ve malzeme geliştirilmesi
konularında Sabancı Üniversitesi ile birlikte
çalışacağız. 2 yıl sürecek olan ve Avrupa
Birliği’nde 3 milyon avro destek alan proje,
yerli ve yabancı nitelikli insan gücünün
AB’ye üye ve asosiye ülkeler içerisinde
değişimine olanak sağlayacak. DiCoMi
projesi, Horizon 2020 programı kapsamında
11 ülkeden toplam 16 proje ortağının
katılımıyla gerçekleştirilecek. Bu heyecan
verici projenin çıktılarının da sektöre yeni
bir soluk getireceğini düşünüyoruz.
Sektörel
Textile 4.0
Konferansı’nda
dijital dönüşüm
konuşuldu
Lastik, inşaat güçlendirme ve kompozit
teknolojileri lideri Kordsa, Amsterdam’da
WTIN tarafından düzenlenen Textile 4.0
Konferansı’na katıldı. Konferansta konuşmacı
ve panelist olarak yer alan Global
IT ve Kurumsal Planlama Direktörü
Tekin Gülşen, katılımcılara Kordsa’dan
ve Kordsa’daki Sanayi 4.0 dijital dönüşümünden
bahsetti.
Sabancı Holding iştiraklerinden Kordsa,
lastik, inşaat güçlendirme ve kompozit
teknolojileri alanlarındaki çalışmalarını
paylaşmak üzere 25-26 Ekim’de Amsterdam’da
gerçekleşen Textile 4.0 Konferansı’na
katıldı.
WTIN (World Textile Information Network)
tarafından, tekstil sektöründeki yeni
uygulamaların paylaşılması ve Sanayi
4.0’ın etkilerinin tartışılması amacıyla
düzenlenen konferansa 31 ülkeden 150
delege katıldı.
İki gün boyunca konusunda uzman birçok
konuşmacı, sektördeki ilham verici
uygulamalar, fırsatlar ve akıllı teknolojiler
konusunda bilgi verdi. İlk gün konuşma
yapan ve bunun yanı sıra tekstilde dijitalleşme
konulu bir panele katılan Kordsa,
Global IT ve Kurumsal Planlama Direktörü
Tekin Gülşen, katılımcılara Kordsa’nın 44
yıllık tecrübesiyle “hayatı güçlendirme”
misyonundan bahsetti, açık inovasyon ve
sürdürülebilirlik vizyonuyla geliştirdiği teknolojiler
ve dijital dönüşüm uygulamaları
hakkında bilgi verdi.
60
Yapı Malzeme Aralık 2017
Sektörel
Şenol Üçüncü / Kar Group Yönetim Kurulu Üyesi
Kar Group, 2018 yılında
180 milyon TL’lik yatırım planlıyor
Türkiye’nin en büyük müteahhitlik firmalarının tedarikçisi konumunda bulunan Kar Group;
yeni yatırımlar için kolları sıvadı. Kar Group, 2018 yılında madencilik, yapı kimyasalları ve
inşaat alanında 180 milyon TL’lik yatırım yapmayı planlıyor.
Yarım asır önce Pendik’te madencilik faaliyetleriyle
iş hayatına adım atan ve bugün
Marmara Bölgesi’nin en büyük entegre tesisinin
de sahibi olan Kar Group, atılım yılı
ilan ettiği 2018’de180 milyon TL’nin üzerinde
yatırım yapmayı planladıklarını açıkladı.
Agregadan hazır betona, kireçten, asfalta
prefabrik beton elemanlarından yapı kimyasallarına
kadar geniş üretim faaliyetlerinin
yanı sırayol müteahhitliği ve hafriyatçılık
faaliyetlerini de yürüten Kar Group, inşaat
sektöründe de büyüme kararı aldı.
Çalışmaları ve yatırım planlarıyla ilgili bilgi
veren Kar Group Yönetim Kurulu Üyesi
Şenol Üçüncü,Türkiye’nin en büyük müteahhitlik
firmalarının tedarikçisi konumunda
bulunduklarını söyledi.
Üçüncü “Karadeniz İnşaat ve Beton Sanayi
Anonim Şirketi(KİBSAŞ) olarak İstanbul
Sanayi Odası’nın düzenlediği İSO 500’ün
içerisinde yer almaktayız. Çalışmalarımızı
İstanbul, Kocaeli, Bursa ve Yalova’da hazır
beton, agrega, asfalt, kireç, yapı kimyasalları
ve prefabrik beton elemanları fabrikalarımızda
ve 15 farklı bölgede faaliyetlerimizi
yürütüyoruz. Şimdi bunlara ek olarak yeni
yatırımlarımız da olacak. Üretimi seven bir
firma olduğumuzdan sanayi yatırımlarımıza
durmadan devam ediyoruz.
İnşaatta da büyüyecek
2018 yılında Elazığ’da yapı kimyasalları
üretecek bir fabrikayı Elazığ Organize Sanayi
Bölgesi’nin içerisine açacağız, ürettiğimiz
malzemeler ile Doğu bölgelere hizmet vermeyi
hedeflediğimiz teknolojik bir fabrika
olacak. Oradaki yatırımımızın tutarı20milyon
TL’yi bulacak.
Bursa’nın Kayapa bölgesinde çevreye duyarlı
olarak hayata geçireceğimiz agrega
ve beton Tesislerinin yatırım tutarının ise
40milyon TL’yi bulacağını tahmin ediyoruz.
Bunun yanı bir yandan da fabrikalarımızda
revizyon çalışmalarımız devam ediyor.
Öte yandan; ön talep toplama aşamasında
olduğumuz ve 120milyon TL’lik bir yatırım
değeriyle Pendik’te hayata geçireceğimiz
‘KarYapı Edonia Garden’ projemiz var. Bu
projelerin devamı gelecek, inşaatta da büyüyeceğiz.
Tüm bu yatırımların tutarının180milyon
TL’yi bulacağını tahmin ediyoruz. Bunların
dışında iş alanlarımızdan biri olan yol müteahhitliğinde
devam eden 10’a yakın şantiyemiz
ile asfalt ve beton yollar yapmaya
devam ediyoruz. Kocaeli Kandıra’dan İstanbul
Beykoz ilçesine kadar olan tüm ilçe ve
Büyükşehir ihalelerine iştirak sağlamaya
çalışıyoruz. Kendi hinterlandımız içinde hareket
etmeyi seviyoruz” diye konuştu.
2017 yılını 500 milyon TL ciroyla kapatmayı
planladıklarını belirten Şenol Üçüncü,
2018’de de bu rakamların yüzde 5’in üzerinde
tamamlamayı hedeflediklerini söyledi.
Üçüncü, yaklaşık bin kişiye istihdam sağladıklarını
da sözlerine ekledi.
61
Yapı Malzeme Aralık 2017
DOSYA
KONULARIMIZ
Alüminyum ve Cephe Sistemleri & Ekipmanları …
Pencere Sistemleri ve Kapı Sistemleri & Ekipmanları …
Çelik Konstrüksiyon ve Prefabrik Yapılar & Ekipmanları …
64
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
Yapı Malzeme Aralık 2017 65
Talin Saraylı Dikici / Saray Yönetim Kurulu Üyesi
“Vizyonumuz;
Herkesin
kullanmak
isteyeceği ve
son trendlere
uygun ürünler
üretmek”
“Saray Alüminyum olarak temel prensibimiz
kaliteden asla ödün vermemektir. En iyi ve en
doğru ürünlerle tüketicilerimizi buluşturmaya
çalışıyoruz. Bugün insanlara Saray Alüminyum
dediğinizde zihinlerinde oluşan algı “kalite”
oluyor. Saray Alüminyum ürünlerinin var olduğu
her ülkede bu böyle...”
Saray Alüminyum, 30 seneyi aşkın deneyimiyle
giydirme cephe ve kapı pencere
sistemleri, alüminyum kompozit panel,
kış bahçeleri, güneş kırıcılar ve solar
sistemler gibi mimari uygulamalarla ilgili
üretim yapan; boya, kaplama, eloksal,
ekstrüzyon, biyet döküm, levha boyama
ve kompoze levha üretim tesislerini de
bünyesinde bulunduran tam entegre bir
kuruluş. Saray Yönetim Kurulu Üyesi Talin
Saraylı Dikici ile Türk Alüminyum Sektörü
ve Saray Grup özelinde bir röportaj çalışması
gerçekleştirdik.
Firmanızın kısa tarihçesi ile
birlikte çalışma sahalarından ve
hizmetlerinden bahseder misiniz?
İstanbul Güneşli ve Tekirdağ Çerkezköy’
de, toplam 89.000 m² kapalı alanda, 30
bin ton alüminyum profil, 20 bin ton PVC
profil ve 3,5 milyon metrekare alüminyum
kompozit panel üretim kapasitesiyle faaliyet
gösteren Saray Alüminyum olarak,
geliştirdiğimiz yenilikçi ve öncü iç ve dış
cephe çözümleri ile 1980 yılından bugüne
inşaat sektörüne hizmet veriyor, geleceğin
mimari yapılarının inşa edilmesinde büyük
rol oynuyoruz. Giydirme cephe ve kapı pencere
sistemlerinden güneş kırıcılar ve solar
sistemlere 13 bin çeşit alüminyum profil,
PVC kapı pencere sistemleri ve A2, B1
ve B2 alüminyum kompozit paneller üretiyor,
tüm üretim süreçlerimizde kaliteden
ödün vermeden ve çevreci uygulamalarla
doğaya ve insana katkı sağlamak misyonu
ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2001
yılından bu yana İSO’nun ilk 500 büyük
firması arasında yer alıyor ve üretimimizin
%35’ini farklı ülkelere ihraç ediyor.
Türk Alüminyum Sektörü hakkında
düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Rakamsal olarak mevcut durumu
nasıl buluyorsunuz?
Alüminyum sektörü inşaat sektörü ile
yüksek korelasyon göstermektedir. 2016
yılında yaşanan konut talebi, kentsel dönüşüm
ve Üçüncü Havaalanı gibi mega
yatırımların alüminyum sektörünü de canlı
tutmaktadır. Söz konusu yatırımların piyasaya
etkisi 2017’de de kendini göstermeye
devam ediyor. Gelecek dönemlerde de
devam edecek.
Alüminyum 1820’ler gibi geç bir tarihte
keşfedildi. Madeni cevherinden ayırmak
çok zor ve masraflı olduğu için uzun yıllar
boyunca alüminyum altından çok daha pahalı
bir malzeme olarak kaldı. Günümüzde
66
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
ise alüminyum demirden sonra dünyanın
en fazla tükettiği ikinci metal. Hafif olması
sayesinde sanayide çok geniş bir kullanım
alanı bulmakta ve kullanıldığı alanlar yeni
teknolojilerin de etkisiyle gün geçtikçe artmaktadır.
Günümüzde uçak, uzay araçları
ve otomobil de dâhil olmak üzere bütün
hava ve kara taşıtlarında, ambalaj, inşaat
ve iletkenlik özelliği sebebiyle de elektrik-elektronik
sektöründe yaygın şekilde
kullanılmaktadır. Bunların yanı sıra alüminyum,
demir-çelik, kimya ve tarım ürünleri
sanayilerinde ve ayrıca parlak ve şık
görüntüsü sebebiyle dekoratif amaçlı süs
ve ev eşyaları yapımında da kullanılmaktadır.
Özetle, hem bugünün hem de geleceğin
malzemesi olan alüminyum, 5 milyar
dolarlık iş hacmi ile Türkiye’nin lokomotif
sektörlerinden biri ve bir süre daha da
böyle olacak gibi görünüyor.
Rekabet noktasında firmanızı diğer
markalardan ayıran özellikler ve
öncelikler nelerdir?
Saray Alüminyum olarak temel prensibimiz
kaliteden asla ödün vermemektir;
neredeyse 40 yıldır en iyi ve en doğru
ürünlerle tüketicilerimizi buluşturmaya çalışıyoruz.
Bugün insanlara Saray Alüminyum
dediğinizde zihinlerinde oluşan algı “kalite”
oluyor. Saray Alüminyum ürünlerinin var olduğu
her ülkede bu böyle. Girdiğimiz her
pazarda şirketimize duyulan bu güvenin
karşılığını eksiksiz olarak müşterilerimize
vermek için azimle çalışıyoruz. Farklı coğrafyalardaki
tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarına
odaklanıp, yenilikçi ürünler geliştiriyoruz.
Dünyanın dört bir yanında Saray Alüminyum
ürünleri ile yükselmiş yapıların sayısını
her geçen gün artırmak amacıyla herkesin
kullanmak isteyeceği ve son trendlere uygun
ürünler üzerinde çalışıyoruz. Bu vizyonla
geliştirdiğimiz ürünlerle rakiplerimizden
ayrıldığımızı söyleyebilirim. İstanbul gibi
deniz kenarı, egzoz ve hava kirliliğinin yüksek
olduğu asit yağmurlarına maruz kalan
şehirlerde yapıların dış cephelerinde kullanılacak
olan alüminyum kompozit panelin
imalatında Polivinilden Florür (Pvdf) boya
kullanılması gerekir. Pvdf boya nem dayanımı,
asit dayanımı, UV dayanımı renk ve
parlaklık stabilitesi açısından alüminyum
kompozit panel imalatında kullanılabilecek
en dayanıklı boyadır. Saray Alüminyum
olarak biz alüminyum kompozit imalatında
sadece Pvdf boya kullanıyor, binaların dış
cephe dayanımını ve kalitesini maksimum
seviyeye ulaştırıyoruz. Görünüşte Pvdf boya
gibi gözüken ikame boya ile boyanmış alüminyum
kompozit panellerin boya dayanımı
Pvdf boya ile boyanmış alüminyum kompozit
panellere göre daha düşüktür.
Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir
misiniz? Marka bilinirliği en yüksek
ürün grubunuz hangisi?
Neredeyse 40 senedir giydirme cephe ve
kapı pencere sistemleri, alüminyum kompozit
panel, kış bahçeleri, güneş kırıcılar
ve solar sistemler gibi mimari uygulamalarla
ilgili üretim yapıyor; alüminyum biyet
döküm, ekstrüzyon, boya eloksal, pvc ve
kompozit panel üretim tesislerini de bünyemizde
bulunduran tam entegre global
bir kuruluş olarak yurt içi ve yurt dışına
hizmet veriyoruz.
Yurt içinde pek çok konut projesi Saray
Alüminyum’un ısı verimliliği yüksek ürünleri
ile giydiriliyor. Projeye özel olarak
geliştirdiğimiz giydirme cephe, bondingli
cephe, panel cephe, kapı ve pencere sistemleri
ve alüminyum kompozit panelleri
ile mimar ve tasarımcılara estetik, güvenlik
ve ısı yalıtımının ön planda tutulduğu
yaratıcı ve özgün binalar yapmak için sınırsız
fırsatlar sunuyoruz.
2008 yılının ilk çeyreğinde en son teknolojiden
faydalanarak ayda 240 bin metrekare
kapasite ile dünyada halen bilinen en
dayanıklı boya olan PVDF esaslı boya ile
kaplanmış alüminyum kompozit panel üretimine
başladık. A2,B1 Yangın Sınıfı alüminyum
kompozit panelleri ile NANO (kendiliğinden
temizlenen / antigraffiti) yüzey
kalitesine sahip alüminyum kompozit panellerin
üretimi Türkiye’de ilk olarak bizim
tarafımızdan gerçekleştirildi. 3D efektli
ahşap desenli kompozit paneller ve beton
efektli, paslanmaz çelik efektli kompozit
panellerimizi de kısa bir süre önce satışa
sunmaya başladık.
Ses ve ısı yalıtımını sağlayan ve çevre
dostu geri dönüşümü olan, bakım gerektirmeyen
alüminyum kompozit paneller
hem Türkiye’de hem de dünyada mimarlar
tarafından en çok tercih edilen yapı malzemesi
arasında yer alıyor. Yeni yapılan
binalarda özellikle dekoratif olarak kullanılan
paneller binaların daha şık, estetik ve
modern görünmesini sağlıyor. Darbe ve kırılmaya
karşı dayanıklı ve uzun ömürlüdür,
diğer malzemelere göre daha hafiftir cepheye
ek yük getirmez, imalat aşamasında
işlenmesi kolaydır, kullanım esnasında
bakımı gerektirmez ve temizliği kolaydır.
Önümüzdeki dönem için üretim ve
yatırım planlarınızdan biraz bahseder
misiniz?
Bu sene alımını gerçekleştirdiğimiz panjur
üretim hattımızı 2018 yılının ilk çeyreğinde
devreye almayı planlıyoruz. Ayrıca bu yılın
son çeyreğinde devreye alacağımız yalıtımlı
alüminyum profil imalatında kullanılacak
olan poliüretan dolgu makinası ithalatımız
oldu. Artan talebi hızla karşılayabilmek
için yeni bir kompozit hattı alımı yönünde
görüşmelerimiz ve kapasite artırımına yönelik
yeni yatırımlarımızın görüşmeleri de
devam ediyor. Tüm bunların yanı sıra, Saray
Ar-Ge’si yeni ürün geliştirmek için aralıksız
olarak çalışıyor, yeniliklerin takipçisi
ve üreticisi olarak sektörümüze hizmet
vermeye devam edeceğiz.
Yapı Malzeme Aralık 2017 67
“Ar-Ge yatırımlarımızı
aralıksız sürdüreceğiz”
Ürün standardizasyonundan termine, güvenli lojistikten, satış sonrası hizmetlere ve garantiye
kadar iş akışımızı daha akıcı hale getirecek süreç takibi otomasyonları yapıyor ve geliştiriyoruz.
Erdoğan Yılmaz
Mimari Sistemler
Satış Müdürü
1994 yılından bugüne cephe
mimari sistemleri ve endüstriyel
kullanım için alüminyum profil
ve kompozit sandviç panel
üretimi yapan Sistem Alüminyum,
günümüzde halen 70.000
m2’si kapalı olmak üzere Çorlu
OSB’de 300 dönümlük alanda
kurulu fabrikasında üretim faaliyetlerini
sürdürmekte. Mimari
Sistemler Satış Müdürü Erdoğan
Yılmaz ile bu ayki dosya
konumuz çerçevesinde Sistem
Alüminyum’daki yenilikleri, üretim
süreçlerini, yeni ürünlerini
ve gelecek döneme dair planlarını
ele almaya çalıştık.
Firmanızın kısa tarihçesi
ile birlikte çalışma
sahalarından ve
hizmetlerinden bahseder
misiniz?
Halen faaliyette olan 6 ekstrüzyon presimize
ilave olarak 2 yeni pres hattı ile Alutech
System Series profil üretim kapasitemizi
2018’de yıllık 43.000 tonun üzerine çıkarmayı
hedefliyoruz.
Yıllık 4.2 milyon m2 kapasite ile üretimini
sürdüren Alutechbond kompozit panel bölümümüzde
ise B2, geç alev alan B1 ve
yanmaz nitelikteki A2 sınıfı kompozit panelleri,
çeşitli renk ve dokularda üretilerek yapı
sektörüne sunuyoruz.
Her iki ürün grubumuzda da yoğun ihracat
çalışmalarımız bulunuyor. Şu anda 40 ülkeye
yaptığımız ihracat ile Orta doğudan Avrupa’ya,
Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar
geniş bir pazarda hizmet veriyoruz.
Türk Alüminyum Sektörü hakkında
düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Rakamsal olarak mevcut durumu
nasıl buluyorsunuz?
Ülkemiz hammadde alüminyum ithalatında
ABD, Japonya, Almanya, Hollanda,G.Kore
70
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
ve İtalya’nın ardından 7. sırada gelmektedir.
2014 rakamlarıyla ülke olarak 1.1 milyon
ton alüminyum ithal etmişiz. İhracatta
kat etmemiz gereken daha çok mesafe
bulunuyor. Türkiye %2’lik satış payıyla 21.
sırada yer almakla birlikte ara-mamul ve
son mamul seviyelerinde dünyada önemli
ihracatçı ülkeler arasındadır. Alüminyum
Ekstrüzyon ürünlerde ise toplam satışın
%4’ünü gerçekleştiren ülkemiz 7. sıradadır.
İhracatımızın yoğunlaştığı ülkeler ise Almanya,
Irak ve Türkmenistan gibi ülkelerdir.
2008 küresel krizinden güçlenerek çıkmış
bir sektörüz. Bununla beraber; ithal ettiğimiz
alüminyum hammaddenin ancak %60
kadarını mamul olarak ihraç edebiliyoruz.
Tabii ki iç pazar talebinin büyüklüğü de
bunda bir etken. Alüminyum hammaddede
ithal bağımlılığımız son yıllarda dünya çapındaki
büyüme etkisiyle maalesef hızla artan
alüminyum ton fiyatlarıyla kötü bir senaryo
çizmektedir.
Sistem Alüminyum olarak ara-mamulün
yanı sıra son mamul gruplarına yapacağımız
araştırma ve geliştirme yatırımlarıyla,
katma değeri yüksek ürünler üretmenin
ve bunu başarabilmek için de tasarım ve
personel yatırımlarını aralıksız sürdürmemiz
gerektiğinin bilincindeyiz.
Rekabet noktasında firmanızı diğer
markalardan ayıran özellikler ve
öncelikler nelerdir?
Ar-Ge laboratuarımız için yaptığımız yatırımlarla
metal alaşım kalitemizde hep yüksek
standartları sağlayacak tedbirlerimizi aldık.
Alutech System Series profil
üretim kapasitemizi ve
hızımızı artıracak makine
parkı ve personel yatırımlarımızı
aralıksız sürdürüyoruz.
Alutechbond Kompozit panel
ürünlerimizde geç alev
alan ve A2 yanmaz sınıfı
için yaptığımız ürün geliştirme
çalışmaları başarılı bir
seri oluşturmamızı sağladı.
Ürün standardizasyonundan
termine, güvenli lojistikten,
satış sonrası hizmetlere
ve garantiye kadar
iş akışımızı daha akıcı hale
getirecek süreç takibi otomasyonları yapıyor
ve geliştiriyoruz.
Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir
misiniz? Marka bilinirliği en yüksek
ürün grubunuz hangisi?
İçinde bulunduğumuz yıl itibariyle pazarlama
çalışmalarımız kapsamında markalarımızda
bir sadeleştirmeye gittik. Alüminyum
profil mimari sistemler ve endüstriyel ürün
gruplarımızı Alutech System Series markası
ile piyasaya sunmaya devam ediyoruz.
Alüminyum kompozit panel markamız Alutechbond
adı altında B2, B1 (Flame Retardant-Geç
alev alan) ve A2 (Non-combustable
– Alev almaz) nitelikte ürünlerimizi ulusal
ve uluslar arası piyasalara sunuyoruz.
İlk 500 büyük İhracatçı Şirket listesinde
bulunan Sistem Alüminyum olarak her iki
mimari cephe uygulama sistemi pazarında
da yaygın bilinirliğe ve güvenilirliğe sahip
olduğumuzun bilincinde olarak “yüksek kalite”
standartlarımızı muhafaza ederek üretimimizi
sürdürüyoruz.
Önümüzdeki dönem için üretim ve
yatırım planlarınızdan biraz bahseder
misiniz?
Ar-Ge yatırımlarımızı aralıksız sürdüreceğiz.
Özellikle 7.xxx serisi alüminyum alaşımları
kullanarak yapı dışındaki sektörlerde de faaliyetlerde
bulunmak üzere çalışmalarımız
aralıksız devam ediyor.2018 yılının ilk aylarında
yıllık 7 ve 8 inçlik iki yeni pres hattımızın
kurulumunu tamamlamış ve devreye
almış olacağız.Yanmaz ve geç alev alan A2
ve B1 sınıfı Alutechbond kompozit panellere
yaptığımız ar-ge ve üretim yatırımlarının
olumlu sonuçlarını satışlarımızda almaya
başladık, bu ürünlerde pazarlama faaliyetlerimizi
artırarak sürdüreceğiz.
Yurtdışı ve yurtiçinde inşaat sektörünü bir
araya getiren fuar organizasyonlarına katılımımız
devam edecek. Şubat ayı sonunda
Stuttgart R+T fuarında bulunacağız.
Yapı Malzeme Aralık 2017 71
“Her yıl bir önceki üretim miktarımızın
üstüne çıkmayı hedefliyoruz”
“Kuruluşumuzdan beri müşteri odaklı oluşumuz, en önemlisi kendimizi müşterilerimizin yerine
koyup, müşterilerimize en hızlı, en kaliteli ve en uygun çözümleri sunuyor olmamız pazarlama
stratejimizin temelini oluşturmaktadır.”
Kalite’ye şirket misyonu olarak gören Pekintaş
Şirketler Grubu bu felsefe ile ürünlerini,
en iyi biçimde, en sağlıklı ortamda
üretebilmek için tüm tedbirleri büyük bir
hassasiyetle almakta. Pekintaş Şirketler
Grubu bünyesinde faaliyetlerini gerçekleştiren
Aluform Satış ve Pazarlama Yöneticisi
Gürsel Türkoğlu ile dosya konumuz
çerçevesinde bir röportaj çalışması gerçekleştirdik.
Firmanızın kısa tarihçesi ile
birlikte çalışma sahalarından ve
hizmetlerinden bahseder misiniz?
Pekintaş Şirketler Grubu olarak, bünyemizde
sekiz farklı firma bulundurmaktayız.
Bu firmalardan; Pekintaş A.Ş, endüstriyel
sanayi yapılarına anahtar teslimi hizmet
veren müteahhitlik firmamızdır. Pekintaş
Dış Ticaret, ülkemizde bulunan serbest
bölgelerde antrepo inşaatlarına devam
etmektedir. Pekin İnşaat Limited Şirketi,
Devlet Su İşleri (DSİ) ve Karayolları
(TCK) projelerinde, otoyol, köprü, baraj
ve sulama gibi konularda taahhüt hizmeti
vermektedir. Pekinsan, lojistik olarak inşaat
firmalarımıza destek vererek ekip ve
ekipman sağlamaktadır. 2013 senesinde
kurulan Schmid-Pekintaş Enerji Sistemleri
A.Ş ise yüksek teknoloji kullanılan yeni
fabrikamızda fotovoltaik paneller üretmekte
ve gerekli ekipman tedarikini yapmakta,
güneş enerjisiyle elektrik üretecek olan
tüm sistemlere yönelik proje ve kurulum
hizmetlerine katkı vermektedir.
ALUFORM, Pekintaş grubunun bir üyesi
olarak 1996 yılında Alman Sanayi devi
VIAG Group, Türk ve Alman ortaklığı şeklinde
kuruldu. 1999 yılında hisselerin tümünü
satın alarak %100 Türk sermayeli olacak
şekilde yoluna devam eden Aluform,
2017 yılı itibari ile 40.000 m2 kapalı ve
140.000 m2 açık alana sahip tam entegre
bir sanayi tesisi şeklini aldı.
Aluform, Taş Yünü izolasyonlu, PIR (Polyisocyanurate)
izolasyonlu ve Poliüretan
izolasyonlu, çatı ve cephe panelleri üretip,
bu ürünleri yurt içinde ve yurt dışında yüzden
fazla noktaya pazarlayan, bayileri ve
çözüm ortakları vasıtası ile bu ürünlerin
montajını yapan müteahhitlik firmamızdır.
Özellikle çatı ve cephe kaplama sektöründe
Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek tek
lokasyonda dört farklı (çeşit) üretim hattı
ile (soğuk depo panel hattı, tek kat trapez
ve sinüs hatları, PU ve PIR panel hattı ve
taşyünü panel hattı) üretim yapan firma
konumundayız.
Türk çatı ve cephe kaplamaları
hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir
miyiz? Rakamsal olarak mevcut
durumu nasıl buluyorsunuz?
Türkiye’de çatı ve cephe sektörü çok güçlü
ve büyük bir sektör haline geldi. 2017
yılı içerisinde yaklaşık 30 milyon m2 çatı
72
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
ve cephe paneli üretimi gerçekleşti. Son
yıllarda yapılan yasal değişiklikler ve enerji
verimliliğine verilen önemin artmasıyla
birlikte izolasyonlu çatı ve cephe kaplama
malzemeleri önemli bir potansiyele ulaştı.
Fakat sektörde çok fazla ürün ve farklı
fiyat seviyesinin bulunması karışıklık ve
algılama zorluğu yaratıyor. Bu konuda sektörün
ortak bir noktada buluşması ve bir
standart oluşması için kurucu üyesi olduğumuz
Panelder kuruldu.
Avrupa’da olduğu gibi üretim kriterleri
herhangi bir yoruma açık olmadan okunduğunda
ve kanun koyucu tarafından denetlendiğinde,
problemlerin önemli bir kısmının
ortadan kalkacağını düşünüyoruz.
Rekabet noktasında firmanızı diğer
markalardan ayıran özellikler ve öncelikler
nelerdir?
Aluform, hammaddelerin tedariğinden,
üretimine ve nihai ürünün paketlenmesine
kadar ciddi bir kalite kontrol mekanizmasına
sahiptir. Ürünlerin tamamlayıcı
malzemeleri (aksesuarlar) için makine
parkımızda sahip olduğumuz Abkant Preslerimizle
6 (altı) metre tek parça aksesuar
bükebilen tek firma konumundayız. Bu
özellik cephelerde kullanılan tamamlayıcı
malzemelerin (aksesuarların) daha az ek
yapılarak kullanılabilmesine ve estetik
görünüm sağlamasına imkan vermektedir.
Kuruluşumuzdan beri müşteri odaklı oluşumuz,
en önemlisi kendimizi müşterilerimizin
yerine koyup, müşterilerimize en
hızlı, en kaliteli ve en uygun çözümleri
sunuyor olmamız pazarlama stratejimizin
temelini oluşturmaktadır.
Schmid-Pekintaş Enerji Sistemleri A.Ş.
(Alusolar) fotovoltaik panellerimizin, Aluform
sandviç panelleriyle uyumlu olması
yatırımcı firmalara kendi elektriğini üretme
imkanı verip, ısı, ses ve su izolasyonu
sağlayan güçlü ve modern yapılar inşa
edebilme avantajı sunmaktadır.
Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir
misiniz? Marka bilinirliği en yüksek
ürün grubunuz hangisi?
Çatı ve cephe kaplama sektöründe Türkiye’de
bir ilki gerçekleştirerek Düzce de tek
lokasyonda dört farklı specific üretim hattı
ile (soğuk depo panel hattı, tek kat trapez
ve sinüs hatları, PU ve PIR (Polyisocyanurate)
panel hattı ve taşyünü panel hattı)
üretim yapan firma konumunda yer almaktayız.
Üretimlerimizi izolasyon türüne
göre 5 ana grupta toplayabiliriz
Her ürün kendi içerisinde
üstün detaylara ve üretim
proseslerine sahiptir. Bu
üstün detay özellikleri sayesinde
dikey ya da yatay
monte edilebilen ürünlerimizle
mimarlarımıza alternatif
çözümler sağlıyoruz.
Dolayısıyla kıymetli tasarımcılarımız
ürünlerimizle,
her türlü rengi birbiriyle
kombine edebilme, yatay
uygulamalarla cepheye istediği
hareketi kazandırabilme
özgürlüğüne sahip
oluyor
Önümüzdeki dönem
için üretim ve yatırım
planlarınızdan biraz
bahseder misiniz?
Aluform her yıl hedeflerini
belirleyerek ve arttırarak
yoluna devam etmektedir.İhracat
oranlarımızı
%30’ların üzerine çıkardık.
Komşu ülkelerdeki
ekonomik ve siyasi çalkantılar
ülke ihracatımızın tamamını etkilemese
de hatırı sayılır oranda zarar vermiştir.
Döviz kurundaki belirsizlik yerli ve
yabancı yatırımcının daha dikkatli ve yavaş
hareket etmesine neden olmuştur. Bu sürecin
2018 yılında etkisini kaybetmesini
temenni ederek her yıl bir önceki üretim
miktarımızın üstüne çıkmayı hedefliyoruz.
Geçtiğimiz ay düzenlenen ‘AluExpo 2017
Fuarı’ hakkında neler söylemek istersiniz?
Alüminyum sektöründe Ülkemiz’in tek ve
Avrasya’nın en büyük fuarı olan Aluexpo
Alüminyum sektörünün üreticilerini, sektörün
global oyuncularını ve tüm tedarikçi
firmalarını bir araya getirmektedir.
Katılımcı firmaların profilleri, fuara ilgi gösteren
kitlenin profil ve ilgi alanları, sektördeki
firmaların konumunu ve önümüzdeki
Gürsel Türkoğlu / Aluform Satış ve Pazarlama Yöneticisi
süreçte izlemesi gereken yol hakkında
daha net bilgi ve fikir sahibi olmasına yardımcı
olmaktadır. Bu sebeple sektöre yön
veren bu fuar organizasyonunun ülkemiz
için çok önemli olduğunu düşünüyorum
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Ürettiğimiz tüm ürünlerin yaklaşık %35 ini,
dünyanın 5 kıtasındaki, 32 farklı ülkeye
ihraç etmekteyiz. Bu ihracat rakamlarını
%elli seviyesine getirebilmeyi hedefliyoruz.
Ülke olarak bir üst segmente ulaşabilmemiz
için yapılan ihracat miktarlarının
artması gerektiğinin farkında ve sorumluluğumuzun
bilincindeyiz. Yurt içi ve yurt
dışı distribütörlerimiz vasıtası ile ürünlerimizi
yeni pazarlara sunarak bu hedeflerimize
ulaşmayı planlamaktayız.
1. Poliüretan izolasyonlu çatı, cephe ve
soğuk depo panelleri
2. Pır izolasyonlu çatı, cephe ve soğuk
depo panelleri
3. Taş yünü izolasyonlu çatı, cephe ve soğuk
depo panelleri,
4. Yalıtımsız tek kat trapezler ve sinüsler
5. Aksesuarlar ve bağlantı elemanları
Yapı Malzeme Aralık 2017 73
Teknik Alüminyum Mükemmellik Kültürü;
‘TAM’
“Firmamızı rakiplerinden ayran en önemli özelliğinin kültüründen geldiğini söyleyebiliriz. Her
bir çalışanımızın işine maksimum değeri katma potansiyelini ortaya çıkarmak, tabana yayılmış
liderlik anlayışı ile çözümü problemin kaynağında sunmak işimize hız kattığı gibi müşteri
memnuniyetini en üst seviyelere taşıyor.”
1960 yılında kurulmuş Türkiye’nin ilk alüminyum
yassı mamul üreticisi olan Teknik
Alüminyum insan odaklı bir çalışma anlayışına
sahip. İnsanı merkeze alan yaklaşımlarıyla,
sektöre yeni bir heyecan ve anlayış
getiren Teknik Alüminyum’un üretim faaliyetlerinde
de aynı heyecanı ve yenilikleri
görmekteyiz. Teknik Alüminyum Satış Pazarlama
Direktörü Mert Demirci ile tamda
bu konulara değindik. Keyifli okumalar.
Firmanızın kısa tarihçesi ile
birlikte çalışma sahalarından ve
hizmetlerinden bahseder misiniz?
Teknik Alüminyum, Tekirdağ Çorlu’da bulunan
ve son teknoloji hatları ile Avrupa’nın
en modern yassı alüminyum tesislerinden
birine sahiptir. 50 bini kapalı olmak üzere
toplam 140 bin m2’lik Çorlu tesislerinde
otomotiv, inşaat, dayanıklı tüketim, ambalaj,
elektrik elektronik alanından mühendislik
uygulamalarına kadar birçok sektör
için katma değerli yassı alüminyum ürünleri
üretimini gerçekleştirmektedir. Yıllık
60.000 ton bitmiş ürün 100 bin ton haddeleme
kapasitesine sahip olan Teknik
Alüminyum, satışlarının %70’ini, aralarında
ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerinin olduğu
48 farklı ülkeye ihracat olarak gerçekleştirmektedir.
Bu alanda 2015 ve 2016 yıllarında
kendi sektöründe İstanbul Demir
ve Demir Dışı Metal İhracatçıları Birliği’nin
vermiş olduğu ihracatın yıldızları ödül törenlerinde
birincilik ödülünü almıştır. Göstermiş
olduğu kurumsal yönetim anlayışı
ve global marka olma potansiyeli ile 2017
yılında devlet destekli markalaşma programı
olan Turquality programına dahil olmaya
hak kazanmıştır. Teknik Alüminyum, yine
2017 yılında Ar-Ge ve inovasyona verdiği
önem neticesinde Çorlu tesisleri içerisinde
Ar- Ge Merkezini kurmuş ve ilgili bakanlık
onayını almıştır.
Türk Alüminyum sektörü hakkında
düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Rakamsal olarak mevcut durumu
nasıl buluyorsunuz?
Türkiye, alüminyum sektöründe yarı mamul
alüminyum ürünlerinin üretiminde ve
ihracatında önemli ve güçlü bir pozisyona
sahip. Diğer yandan yarı mamul alüminyum
ürünlerinin hammaddesi olan birincil
alüminyumda bir dışa bağımlılık da söz konusu.
Dışa bağımlılığın en önemli nedenlerinin
başında birincil alüminyum üretiminde
harcanan yüksek enerji ve enerji maliyetlerinin
ülkemizde yüksek olması geliyor.
Bu değerlendirme sonrasında konunun
kapsamını biraz daraltıp Teknik Alüminyum’un
faaliyet gösterdiği yassı mamul
alüminyum ürünlerinde dış ticarette istatistiksel
olarak ne durumda olduğumuzu
değerlendirecek olursak konuyu iki temel
başlıkta değerlendirmek faydalı olacaktır.
Öncelikli olarak dünya ithalatını, hedef
pazar potansiyeli açısından, ardından da
dünya ihracatını, rekabet açısından değerlendirmek
gerekiyor.
Dünya ithalatı ile başlayacak olursak; Dünya
yarı mamul alüminyum ticaretinin en
yüksek payına sahip olan yassı mamuller
dünya ithalatı 2016 yılında toplam 7,73
milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Toplam
ithalatın %12’sini gerçekleştiren Almanya
931.405 ton ile ilk sırada yer almaktadır.
Amerika ise yine aynı oran ile ikinci sırada
yer alırken, Türkiye 17. sırada yer alarak
dünya yassı alüminyum ithalatından %2’lik
bir pay almıştır.
2016 yılı dünya yassı alüminyum ithalatı
toplamda 23 milyar dolar seviyesine inerken
bu tutar son beş yılın en düşük seviyesidir.
Türkiye’nin ise 2016 yılı yassı
alüminyum ithalat tutarı 419 Milyon Dolar
olmuştur. 2015 - 2016 yılları arasında Türkiye
yassı alüminyum ithalatında %10’luk
bir artış göstermiştir. Bu oran ilk 20 ithalatçı
ülke arasında oransal artış açısından
Türkiye’nin 5. sırada yer almasını sağlamıştır.
Dünya yassı alüminyum ithalatında ülkelerin
tedarik mesafeleri ve tedarikçi konsantrasyonları
analizini yaptığımızda en yüksek
seviyede konsantrasyonun, dolayısı ile en
büyük tedarikçi bağımlılığının Kanada’da
olduğunu görmekteyiz. En düşük seviye
tedarikçi bağımlılığı Almanya’da iken en
uzun mesafe ithalatı Avustralya, en yakın
mesafe ithalatı ise Avrupa ülkeleri gerçekleştirmiştir.
Türkiye ise dünya ortalaması
olan 3.372 km ile aynı seviyede bir tedarik
mesafesinden ithalatını yapmaktadır. Aynı
zamanda orta seviyede bir tedarikçi ülke
konsantrasyonuna sahiptir.
Dünya yassı alüminyum ithalatı açısından
hızlı büyüme gerçekleştiren ve ithalat pazar
payı yüksek olan ülkeler, Amerika, Almanya
ve Birleşik Krallık’tır. Bu ülkeler hedeflenecek
en öncelikli pazarlar olma özelliği
taşırken Kanada, Fransa ve Meksika yüksek
pazar payına sahip olmalarına rağmen
düşük büyüme hızları sebebiyle tedarikçilerinin
kar maksimizasyonu hedefleyeceği
pazarlar konumundadır. Türkiye ise yassı
alüminyum ithalatında yüksek büyüme
hızına rağmen düşük pazar payı ile belirsizler
bölümünde yer almaktadır. Özellikle
Türkiye’deki kurulu yassı alüminyum kapasitesinin
kendi ihtiyacının üzerinde olması,
tedarikçileri açısından Türkiye’yi istenildi-
74
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
ği kadar cazip kılmamaktadır. Türkiye’nin
daha çok ithal ettiği yassı mamul ürünleri,
ülkemizde bulunmayan sıcak hadde teknolojisi
ürünleridir.
Almanya’nın 2016 yılında gerçekleştirmiş
olduğu 931.405 ton yassı alüminyum ithalatı,
düşük tedarikçi konsantrasyonu
seviyesinde olması sebebiyle idealdir. En
yüksek ithalat yaptığı ülkenin payı %24’ü
geçmemiştir. Almanya, Türkiye’den de
33.411 ton yassı alüminyum ithal etmiştir.
Bu oran kendi toplam tedariğinin %4’ü seviyesindedir.
Türkiye’nin yassı alüminyum
ihracatında Almanya’nın payı ise %20 ile ilk
sırada gelmektedir. Bu durum Almanya’ya,
Türkiye için stratejik pazar kimliği kazandırmaktadır.
Rakip ülkelere baktığımızda
2016 yılı toplam dünya yassı alüminyum
ihracatının %19’unu oluşturan 1,64 milyon
ton ile Çin lider olarak görülmektedir. İkinci
sırada ise dünyanın en büyük yassı alüminyum
ithalatçısı konumunda olan Almanya’yı
yine görmekteyiz. Almanya, 1,5 milyon tonun
üstündeki ihracatı ile 1 milyon tonluk
ihracat barajını aşan iki ülkeden biri olmuştur.
Türkiye ise 2016 yılında 200.241 ton
ihracatı ile dünya yassı alüminyum ihracat
pazarından %2’lik pay alarak 10. sırada yer
almıştır. Türkiye, yassı alüminyum ihracatında
son 5 yıl içerisinde ortalama yıllık %6
oranında büyüme göstermiştir.
Dünya yassı alüminyum ihracatında Çin
ve Almanya en büyük ihracatçı olmalarının
yanı sıra ihracat pazarlarını çeşitlendirme
başarısı da göstermiştir. Her iki ülke arasında
Çin’in Almanya’ya göre dezavantajı
uzak mesafelere ihracat yapıyor olmasıdır.
Türkiye de yassı alüminyum ihracatında düşük
müşteri konsantrasyon ve yakın mesafe
avantajlarını yakalamış konumdadır. Bu
da Türkiye’yi yassı alüminyum ihracatçısı
olarak güçlü bir konumda tutmaktadır.
Yassı alüminyum ithalatındaki yüksek pazar
payları ve hızlı büyüme oranları ile Çin
ve Almanya en ciddi rakip pazarlar olarak
görünmektedir. Bahreyn, İspanya ve İsviçre
düşük ihracat pazar payına rağmen hızla
artan ihracat oranları ile gelecek dönemde
rekabetçi alternatifler olma yolunda tehdit
oluşturmaktadır. Türkiye ise dünya ortalamasında
büyüme hızına rağmen ortalamanın
altındaki pazar payı ile rekabette yol
kat etme potansiyeline sahip ülkeler arasında
yer almaktadır.
Rekabet noktasında firmanızı diğer
markalardan ayıran özellikler ve
öncelikler nelerdir?
Bilginin kolaylıkla temin edildiği çağımızda
fark yaratmak artık teknolojiye, makinaya
bağlı olmaktan hızla çıkıyor. Birçok firma
elinde yüksek teknoloji olmasına rağmen
bu potansiyeli iyi değerlendirememenin sıkıntısını
yaşıyor. Teknik Alüminyum olarak
bizler en son teknolojiye sahip makine parkının
yanı sıra insanın bir şirketin en önemli
değeri olduğuna inanıyoruz. İşte bu anlayış
ile firmamızı rakiplerinden ayran en önemli
özelliğinin kültüründen geldiğini söyleyebiliriz.
Her bir çalışanımızın işine maksimum
değeri katma potansiyelini ortaya çıkarmak,
tabana yayılmış liderlik anlayışı ile çözümü
problemin kaynağında sunmak işimize
hız kattığı gibi müşteri memnuniyetini en
üst seviyelere taşıyor. Biz bu iş mükemmelliğini
hedefleyen kültüre Teknik Alüminyum
Mükemmellik Kültürü, kısaca TAM diyoruz.
Bu model 4 ana unsurda birleşiyor. Bunlar:
TAM Performanslı, TAM Sürdürülebilir, TAM
Rekabetçi ve TAM Güvenilir. Diğer bir deyişle
rakiplerimizden daha performanslı, daha
sürdürülebilir, daha rekabetçi ve güvenilir
olmayı iş yapış biçimimizin bir parçası haline
getirmeyi hedefliyoruz.
Mert Demirci / Satış Pazarlama Direktörü
Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir
misiniz? Marka bilinirliği en yüksek
ürün grubunuz hangisi?
Teknik Alüminyum Çorlu yassı mamul üretim
tesisi, Düz Rulo ve Şerit, Gofrajlı Rulo
ve Şerit, Düz ve Gofrajlı Rulo alanlarında
1000, 3000, 5000 ve 8000 serisi alaşımları,
müşteri ihtiyacına göre 0,10 mm ile 4
mm arası kalınlık ve 12,5 ile 2300 mm enlerde
ürünler üretmektedir. Bu ürünler yarı
mamul olduğundan dolayı müşterilerimize
Teknik Alüminyum markası adı altında sunulmaktadır.
En fazla satış yaptığımız ürünlerimiz
1000, 3000 ve 5000 alaşımlarla
farklı sektörlere hizmet etmektedirler.
1 yıl kadar süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda
otomotiv sektöründe Alman dünya
devi bir marka ile ortak geliştirdiğimiz PA
3754 ürünü bu alanda standartları ve şartnamelerin
yeniden yazıldığı bir ürün olma
özelliğini taşıyor.
PA 3754, günümüzün yaygın kullanılan
5754 sıcak hadde levha ürünlerinin yerini
tutabilecek özellikte bir ürün. Performans
beklentilerinden ödün vermeyerek geliştirilen
PA 3754 yurt içindeki kullanıcısı için
yerli üretim, dayanıklı ve esnek bir çözüm.
Bu ürün ile Türkiye’nin 5754 ithalat mecburiyetine
de son vermiş oluyoruz.
Geçtiğimiz ay düzenlenen ‘AluExpo
2017 Fuarı’ hakkında neler söylemek
istersiniz?
Aluexpo 2017 Fuarı’nda ağırlıklı olarak
yurt içindeki paydaşlarımızla, mevcut yılın
değerlendirmesini yapma fırsatını bulduk.
Aynı zamanda 2018 yılı için yeni iş fırsatlarını
geliştirecek aksiyonları planlayarak
fuarı verimli bir şekilde değerlendirdik.
Bunun dışında orta doğu pazarından yeni
potansiyel müşteriler ile tanışma fırsatını
yakaladık.
Aluexpo 2017 Fuarı’nın bizim için ayrı bir
önemi daha vardı. Sektörümüzde bir ilki
gerçekleştirerek sürekli döküm teknolojimiz
ile Türkiye’de daha önce üretilmeyen,
Ar-Ge departmanımızın 1 yıldır üzerinde
çalışarak geliştirdiği ithal ikamesi, katma
değerli ve inovatif ürünü olan PA 3754
ürününün paydaşlarımıza sunumunu gerçekleştirdik.
Fuarda çok büyük ilgi gören ve
otomotiv sektöründe ağırlıklı olarak kullanılan
5754 alaşımının birçok alanda birebir
ikamesi olan 3754, Teknik Alüminyum’un
alüminyum yassı mamuller sektöründe
farklılaşma stratejisinin bir ürünüdür.
Yapı Malzeme Aralık 2017 75
“Doğru bir
ürün, ancak
doğru
uygulama
ile bir bütün
olabilir”
“Doğru ürünü laboratuvarda
üretebiliriz. Bu üretimle
tasarım, faydalı ürün ödülleri
de alabiliriz. Ancak bu
ürünün kullanım ve uygulama
inceliklerini anlatmadan,
yazmadan, uygulamadan
geliştirdiklerimiz sadece
kağıt üzerinde kalır.”
Amaçlarını, “Edindiğimiz bilgi ve birikimi
uzman kadromuzun desteği ile kaliteli
ve yenilikçi ürünler üreterek mekanlara
taşımak ve yaşam konforunu artırmak”
şeklinde belirlemiş ve tüm faaliyetlerini bu
doğrultuda gerçekleştiren IQ Alüminyum,
yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürmekte.
IQ Alüminyum Pazarlama ve Satış Müdürü
Hakan Nurhan’a merak ettiklerimizi
sorduk.
Firmanızın kısa tarihçesi ile
birlikte çalışma sahalarından ve
hizmetlerinden bahseder misiniz?
Ege Profil Tic. ve San. A.Ş., olarak
36 yıldır Türkiye’nin pencere ve kapı
sektörüne yön veriyoruz. Bundan 17 yıl
önce 2000 yılında dünyanın en büyük
profil üreticisi Deceuninck Grubu ile
güçlerimizi birleştirdik. Profesyonel teknik
ekip ve uzman çalışanlarla birlikte yoğun
Ar-Ge çalışmaları neticesinde sürekli
yenilikçi ürünler geliştiren Deceuninck,
inovatif ürünlerini 4 binden fazla
müşteriyle buluşturuyor. Deceuninck
bugün, dünya çapında 35 iştiraki ve 3
bin 500’den fazla çalışanıyla 91 ülkede
faaliyet gösteriyor.
Deceuninck Grubu’nun Türkiye temsilcisi
olan Ege Profil, 2014 yılında alüminyum
sektörüne de adım attı ve Deceuninck Alüminyum
Sistemleri ve Winsa Alüminyum
Sistemleri ile sektöre yenilikler getirerek
2016’da IQ Alüminyum Sistemleri’ni yarattı.
IQ Alüminyum Sistemleri çok kısa
zamanda tüm ihtiyaçlara cevap veren 10
değişik açılır sistem, tüm kullanım kolaylıklarını
içerisinde barındıran 7 değişik sürme
sistem, hem katlanır cam hem katlanır
kapı hem de nostaljik kepenk uygulamalarına
izin veren 1 katlanır sistem, bunun
yanında; vitrin sistemleri, menfez sistemleri,
güneş kırıcılar, sineklik sistemleri,
denizlik, pervaz, panjur profilleri, skylight
sistemleri, ahşap kapı kasaları, basit ofis
bölmeler ile silikon cephe, kapaklı cephe
ve entegre cephe sistemlerini satış portföyüne
alarak geniş bir alüminyum sistem
ağına sahip oldu. Ege Profil böylece hem
PVC hem de alüminyum sektöründe birbirinden
değerli markaları ile yüzde yüz
müşteri memnuniyeti hedefi doğrultusunda
hizmet ağını daha da güçlendirdi.
Türk Alüminyum Sektörü hakkında
düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Rakamsal olarak mevcut durumu
nasıl buluyorsunuz?
Alüminyum otomotiv, yapı, beyaz eşya,
paketleme, savunma, enerji, havacılık ve
76
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
ulaştırma gibi çok farklı alanlarda kullanıldığı
için kritik bir hammadde ve dolayısıyla
önemli bir sektör. Son 5 yılda Avrupa’da
ortalama 4,4 büyüyen alüminyum sektörünün
Türkiye’de yüzde 7’nin üzerine çıkmasını
bekliyoruz. Türkiye’de ortalama 1
milyon 300 bin ton iş hacmi olan sektörün
ithalatı 2,5 milyar dolar, ihracatı ise 2
milyar dolar düzeyinde. Avrupa ile kıyasladığımızda
Türkiye’de kişi başı alüminyum
tüketiminin yüksek olduğunu baz alırsak,
sektörün Türkiye’de büyüme potansiyeli
taşıdığını söyleyebiliriz.
Rekabet noktasında firmanızı diğer
markalardan ayıran özellikler ve
öncelikler nelerdir?
Yakın zamana kadar, doğru ürün denince
Avrupa, Amerika ya da Uzakdoğu akla gelirdi.
Ancak Türkiye’nin şartları ve iklimine
bağlı olarak doğru ürünü üretmek kaçınılmaz
hale geldi. Artık kendimize güvenmeli
ve doğru ürünü kendimiz üretmeliyiz. Bu
amaçla sektördeki ilklerden birini gerçekleştiren
Ege Profil, geçtiğimiz aylarda kendi
alanında Türkiye’de kurulu Ar-Ge merkezi
unvanını aldı. Yani bu demek oluyor
ki artık kapı pencere sektöründe Türkiye
şartlarında en iyisini tasarlayıp üretebilen
bir Ar-Ge merkezi var. Biz tüm sistemlerimizle
zaten hedefimiz olan doğru ürün
ve başarılı uygulama için çalışmalarımıza
ara vermeden devam ediyoruz. Ancak
bir püf nokta var; ortaya çıkan her doğru
ürün ancak doğru ellerle ve doğru uygulama
ile bir bütün olabiliyor. Bu sebeple
tüm bayilerimize ürün imalat ve montaj
eğitimleri veriyoruz. Doğru ürünü laboratuvarda
üretebiliriz. Bu üretimle tasarım,
faydalı ürün ödülleri de alabiliriz. Ancak bu
ürünün kullanım ve uygulama inceliklerini
anlatmadan, yazmadan, uygulamadan geliştirdiklerimiz
sadece kağıt üzerinde kalır.
Böylelikle şunu söyleyebiliriz ki Ar-Ge merkezimiz
ve bayi eğitimlerimizle fark oluşturuyoruz.
Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir
misiniz? Marka bilinirliği en yüksek
ürün grubunuz hangisi?
Öncelikle tam performans sağlayan ve
marka bilinirliği en yüksek sürme sistemimiz
olan Renovatio’dan örnek vermek
istiyorum. Düşünün ki Ankara’da oturuyor
ve İzmirli arkadaşlarınızın evlerinde kullandığı
sürme kapı ve pencereleri görüyorsunuz.
Hiçbir yer kaybı yaratmadan açılıp
kapanabilen ve geniş alanlar yaratabilen
bu sürme sistemlerinin bugüne kadar
tek olumsuz tarafı yalıtım yönünden sağlayamadığı
yüksek performanstı. Ancak
Ar-Ge’miz tarafından tasarlanan Renovatio
ile artık yüksek performansa ulaşmak
mümkün. Çünkü Renovatio sürme sistemleri,
kullanım kolaylığının yanı sıra aynı zamanda
açılır sistemlerin sağladığı yüksek
performans değerlerine de sahip. Böylece,
örneğin soğuk kış iklimiyle bilinen
Ankara’da sürme sistemlerini kullanmak
verimli olmaya başladı. Bir diğer örneğimiz
de her türlü katlanır ve açılır sistemlerini
yapabildiğiniz Vival serimiz ki; bu ürünümüzde
unutulmaya yüz tutmuş geleneksel
kepenk uygulamalarını modern aksesuarlarla
birleştirerek evlerimize, işyerlerimize,
yaşam alanlarımıza getiriyoruz. Pratik
açılıp kapanabilme imkanı ile katlanır cam
sistemlerinin kullanımı gün geçtikçe artıyor.
Restoran ve teras kullanımları için
mükemmel uyumluluk sağlayan Vival katlanır
cam sistemlerimiz ile sınırsız renk
seçenekleri, kapama profilleri ve işlevsel
conta yapısı sayesinde yalıtımın en güvenilir
halini sunuyoruz.
Önümüzdeki dönem için üretim ve
yatırım planlarınızdan biraz bahseder
misiniz?
Ege Profil Tic. ve San. A.Ş. olarak 36 yıllık
tecrübemizin gücüyle yurt içi ve yurt
dışında önemli yatırımlar yapıyoruz. Son
yıllarda alüminyuma olan talep neticesinde,
Deceuninck Grubu PVC sektöründeki
başarısını alüminyumda da göstermek için
farklı yatırımlar yapmaya karar verdi. Bunun
neticesinde, grubun da büyük desteği
ve yatırımları ile IQ Alüminyum Sistemleri’ni
Türkiye’de daha da büyük ve önemli
projelerde görüyor olacağız. Teknolojiye
yaptığımız yatırımlar, AR-GE çalışmalarımız,
kalite anlayışımız ve sürdürülebilirlik
politikalarımız ile Türkiye’de sektörün nabzını
değiştirmeye devam edeceğiz.
Geçtiğimiz ay düzenlenen ‘AluExpo
2017 Fuarı’ hakkında neler söylemek
istersiniz?
AluExpo 2017, Türk alüminyum sanayisinin
önde gelen temsilcilerinin ve yan sanayi
firmalarının katıldığı, çok sayıda ülkeden
gelen ziyaretçilerin olduğu önemli bir fuar.
Sektör temsilcileri arasında sürdürülebilir
bilgi alışverişinin sağlandığı ve yeni iş birliklerinin
geliştirildiği bu fuarları önemsiyoruz.
Diğer yandan, çok sayıda ülkenin katılımıyla
uluslararası bir statüye bürünen
fuarın, Türkiye alüminyum sektörünü de
dünyaya açacağı fikri biz sektör temsilcilerini
heyecanlandırıyor. Türkiye’nin alüminyum
sektöründeki büyümesini ve sektöre
yönelen uluslararası ilgiyi takip ediyoruz.
Yapı Malzeme Aralık 2017 77
Dosya
Assan Alüminyum
yeni yatırımlarıyla zirveyi hedefliyor
Kibar Holding şirketlerinden Assan Alüminyum’un Antalya’da gerçekleştirdiği İş Ortakları Toplantısı’nda
şirketin bugünü ve yarını adına önemli mesajlar verildi. Toplantıda ayrıca Assan
Alüminyum’un yeni logo ve mottosunu da ilk defa tanıttı.
Türkiye’nin önde gelen sanayi gruplarından
Kibar Holding bünyesinde faaliyet
gösteren yassı alüminyum sektörünün
lider kuruluşu Assan Alüminyum, İş Ortakları
Toplantısı’nı 24-27 Ekim tarihleri
arasında Antalya’da Rixos Premium Belek
Hotel’de gerçekleştirdi. Geniş katılım
ile gerçekleşen etkinliğin ev sahipliğini ve
açılış konuşmasını Kibar Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Ali Kibar yaptı. Kibar Holding
CEO’su Dr. Tamer Saka’nın Hoşgeldiniz
Konuşması’nı yaptığı toplantıda Assan
Alüminyum Genel Müdürü Göksal Güngör
ise pazarın ve şirketin geleceği konusunda
bir sunum gerçekleştirdi. Toplantıda
Assan Alüminyum’un yeni logosunun lansmanı
yapıldı ve ilk olarak iş ortaklarına
tanıtıldı.
Dijitalleşme Çağının Getirilerini Hızlı
Bir Şekilde İş Alanlarımıza Entegre
Etmemiz Gerekiyor
İlk iki gün yetkili satıcılarla yapılan toplantıların
ardından, üçüncü gün programı tüm
iş ortaklarının katılımıyla Ali Kibar’ın açılış
konuşması ile başladı. Kibar Grubu’nun
amiral gemisi olan Assan Alüminyum’un
dünden bugüne geldiği noktayı ve bunda iş
ortakları ile olan uzun süreli ilişkilerin önemine
değinen Kibar Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Ali Kibar, “45 yıl öncesinde
“Güven” üzerine kurduğumuz ilişkilerimiz
bugün “Büyük Bir Aile” olmamıza vesile
oldu. Bu uzun yolculuğumuzda, siz değerli
paydaşlarımızla bugüne kadar yakaladığımız
başarılarımızı sürdürülebilir kılmamız,
karlı bir büyüme için tüm kaynaklarımızı etkin
kullanmamız ve
dijitalleşme çağının
getirilerini hızlı bir
şekilde iş alanlarımıza
entegre etmemiz
gereken bir döneme
girmiş bulunmaktayız.
Stratejilerimizi
ve iddialarımızı, hedeflerimizden
ödün
vermeksizin hayata
geçirebilmemiz ve iş
sonuçlarına yansıtabilmemiz
“Güvene
Dayalı Birlikteliğimizin”
bir sonucu olacaktır”
dedi.
Yatırımlarla Pazardaki Rekabet
Gücümüzü Korumaktayız
Ali Kibar ayrıca, “Ulaşımdan gıda ürünlerine
kadar geniş bir yelpazede ürün geliştirdiğimiz,
Assan Alüminyum’da hem
yeni hem de mevcut üretim içerisinde
yaptığımız yatırımlarla pazardaki rekabet
gücümüzü korumaktayız. Değişen piyasa
koşullarına göre bizlerde hedeflerimiz doğrultusunda
çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Şirketlerimizde yaptığımız çalışmalarda
ve yatırımlarda Endüstri 4.0 trendlerine
uyum sağlayacak yönlendirmeleri öncelikli
yol haritamız içinde görüyoruz.” dedi.
“Rekabetin Her geçen Gün Arttığı
Bir Dönem Yaşıyoruz”
Etkinlikte iş ortaklarına konuşan Kibar
Holding CEO’su Dr. Tamer Saka ise iş hayatının
hem gerekli, hem de kaçınılamaz
bir parçası olan değişime vurgu yaptı. Çalışanlarının
yaratıcı yenilikçi fikirlerini ortaya
çıkarmak, ödüllendirmek ve başarı hikâyelerini
grup şirketleriyle paylaşmak üzere
Mavi Damla Ödülleri projesini hayata geçirdiklerini
anlatan Tamer Saka, “Rekabetin
her geçen gün arttığı bir dönem yaşıyoruz.
Grubumuzu hedeflerine taşıyabilmek
için stratejik önceliklerimiz doğrultusunda
şirketlerimizi ileriye taşıyacak atılımları belirli
bir plan çerçevesinde gerçekleştiriyoruz.
Bu kapsamda çalışanlarımızın yaratıcı
yenilikçi yaklaşımlardaki başarılarının grup
genelinde tanınması ve ödüllendirilmesi
en önemli önceliklerimizdendir” dedi.
78
Yapı Malzeme Aralık 2017
Serdar Süsoy / Proje Müdürü
“Bilinçli yapılaşma
ancak bilinçli yapılarla olur”
“İyi bir ekip olmanın her şeyden önemli olduğuna inanıyorum. İyi bir ekibin başında olabilmek
en önemli kriterlerin başında gelmektedir. İlgili ekibin altyapısı, teknik bilgi ve becerisi,
sorumluluklarının farkında olması ve çalışkanlığı yapmakta olduğunuzu projeye ve o projeyi
yapan markaya çok ciddi katkılar sağlayacaktır.”
Kentsel dönüşüm alanı ilan edilmesi ile
hızla değişen ve yenilenen Acıbadem’de
modern bir konut projesi daha yükseliyor.
1.2 milyar TL yatırımla Avrasya Tüneli’nin
Anadolu yakası çıkış noktasında iki etap
olarak inşa edilen The Mandarins Acıbadem
projesinde bin 115 daire yer alacak.
Alışılmışın dışında bir cephe tasarım modeliyle
ön plana çıkan projede, kullanılan
ürünleri ve niteliklerini Proje Müdürü Serdar
Süsoy’dan hep birlikte öğrenelim.
Kısaca kendinizden ve
projelerinizden bahsedebilir misiniz?
Yüksek Mimar Mühendisim. Eğitimimi
Almanya ve Avusturya’da tamamladım.
Yaklaşık 22 yıldır bu sektördeyim ve birçok
farklı projede de görev aldım. Bunların
arasında ilaç fabrikaları (toplam 14 ilaç
fabrikası projesinde bulundum ve 2 tanesini
de sıfırdan inşa ederek teslim ettim),
otel – restaurant projeleri, fabrikalar ve
konut projeleri bulunuyor. Toplamda 1,5
milyon m2 üzerinde kapalı alan inşaatına
katkılarım söz konusudur.
Gerçekleştirdiğiniz projelerinizde
öncelikleriniz nelerdir? Kaliteli
bir proje ortaya çıkartırken
referanslarımız neler olmalı?
İyi bir ekip olmanın her şeyden önemli olduğuna
inanıyorum. İyi bir ekibin başında
olabilmek en önemli kriterlerin başında
gelmektedir. İlgili ekibin altyapısı, teknik
bilgi ve becerisi, sorumluluklarının farkın-
80
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
da olması ve çalışkanlığı yapmakta olduğunuzu
projeye ve o projeyi yapan markaya
çok ciddi katkılar sağlayacaktır. Kaliteli
bir projeyi ortaya çıkartırken öncesinde
yapacağınız çalışmalar ve buna harcanacak
süre de büyük önem taşımaktadır.
Profesyonel ve bilinçli bir ön hazırlık kaliteli
projeyi de beraberinde getirecektir. Bu
hazırlık sonrasında da projeniz start aldığı
an itibariyle sektörde ki gelişmeleri çok
iyi takip ediyor olmanız gerekiyor. Günümüzde
teknik çok hızlı ilerlemekte olduğu
için güncel projeler, güncel malzemeler ve
uygulamalar hakkında sürekli olarak kendimizi
güncellemek ve bu gidişatı iyi takip
ederek ayak uydurmak zorundayız. Aksi
takdirde bu rekabet içerisinde var olmamız
mümkün olmayacaktır.
Bulunduğunuz bölgede ‘Solar dış
cephe kontrol sistemi’ni ilk defa siz
kullanıyorsunuz. Sistem hakkında
ve sistemin bina sakinlerine dönük
avantajlarından biraz bahseder
misiniz?
Bildiğiniz üzere günümüzde en önemli
konu enerji . Enerjiyi elde etmek veya bu
enerjiyi bilinçli kullanmak ve bu enerjiden
en uygun şekilde faydalanmak için çok
ciddi yatırımlar yapılıyor. Artık yenilenebilir
enerji projelerinin ardı arkası kesilmiyor
ve yatırımlar dünya çapında trilyonları
buluyor. İşte bu mantık çerçevesinde projemizde
üretilecek olan enerjiyi (örneğin
ısıtma ve soğutma için harcanacak elektrik)
bilinçli bir şekilde kullanmak ve bu
enerjiyi de tasarruflu bir şekilde tüketebilmek
adına “Solar camlı stick cephe”
sistemini seçtik. İlgili cam-cephe sistemimiz
özellikle yaz aylarında daire cephelerinden
girecek olan güneş UV ışınlarını %
91 mertebelerinde kırabilmektedir, bu da
içeride soğutma ve ısıtma için harcanacak
giderlere yönelik olarak %40 tasarruf sağlamaktadır.
Birçok avantajı olmasına rağmen,
bu sistemin kullanım oranının çok
düşük seviyelerde olmasını hangi
sebeplere bağlıyorsunuz?
Kullanım oranının düşük olmasının maliyetlerden
dolayı olduğunu düşünüyorum.
Türkiye de bu tarz yatırımları yapan firmalar
teknik ve kalite anlamında uzun soluklu,
dayanıklı yapılara yüksek maliyetler
sebebiyle girmek istemiyorlar. Kanunlar
çerçevesinde olması gerekeni yerine getirerek
asgari müşterekte bir an önce ilgili
yatırımı paraya çevirmeye çalışıyorlar, eğer
proje sonunda fiyatlarda uygunsa açıkçası
ilgili projeden daire alacak vatandaşta kalkıp
“sizde solar cam varmı” diye sormuyor.
Bizler daha Türkiye de “akıllı ev” in
ne demek olduğunu bilmiyoruz. Dairenin
panjuru ev otomasyon sistemi üzerinden
açılıp kapandığı zaman o ev akıllı olmuyor.
Akıllı ev; kendi enerjisini ürettiği zaman
akıllı oluyor, kendi suyunu kendi toplayıp
filtreledikten sonra tekrar kullanım suyuna
kattığında akıllı oluyor, solar cam kullanarak
maliyetleri %40 mertebelerinde aşağıya
çektiğinde akıllı oluyor.
Sürdürülebilirlik ve inovasyon
anlamında da bu tarz sistemler
genel kabül görmüş cephe
sistemlerinin bir parçası haline
gelemez mi?
Kesinlikle gelebilir, ama bunu önümüzde
ki süreç gösterecektir.
Burada bu sistemin sürdürüleblirliğinin
oluşabilmesi için sistemin yapıya verdiği
katkı analitik bir şekilde takip edilmelidir
diye düşünüyorum.
Hızla artan ve birbirine benzeyen
projeler hakkında neler
düşünüyorsunuz?
Temelinde bir ticaret mantığı söz konusu
olduğu için işin estetik yönü maliyetlere
bağlı olarak monotonlaştırılıyor diye düşünüyorum.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
İnşaat sektörü şu anda Türkiye ekonomisinin
çarkını döndürmekte olan en büyük
sektörlerin başında geliyor.
Ancak bilinçli yapılaşma, bilinçli yapılarla
oluyor, bu yüzden bu işlerin bu işi bilen
uzmanlara yaptırılması ve bu uzmanlara
kulak verilmesi bahsi geçen “bilinç” in artmasına
ve bilinçli tüketicilerin oluşmasına
sebebiyet verecektir.
Tabii bu bilinç çerçevesinde işler yapılırken
de devletin kanunlar ile bu çalışmalara
ciddi anlamda destek vermesi gerekiyor.
Yapı Malzeme Aralık 2017 81
“Bizi farklı kılan;
müşterilerimiz ile kurduğumuz birebir
sıcak ilişkiler”
Katma değeri yüksek ürünler üretmek amacıyla bu yıl Ar&Ge Merkezimizi faaliyete geçirdik.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından onaylı Ar&Ge Merkezimizde bundan böyle inovatif ve
katma değeri yüksek ürünlerle iç ve dış pazarda yer almaya devam edeceğiz.
Türkiye’nin en büyük entegre tesisleri
arasında yer alan Zahit Alüminyum, ‘İstikrar-Güven-Kalite’
politikası ile pazardaki
yerini her geçen gün sağlamlaştırarak ilerlemektedir.
Zahit Alüminyum Genel Müdürü
Zeki Akbulut ile şirketteki son yenilikleri ele
almaya çalıştık.
Türk Alüminyum Sektörü hakkında
düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Rakamsal olarak mevcut durumu
nasıl buluyorsunuz?
Alüminyum günümüzde kullanım alanları
gittikçe artan bir metal. Estetik görünüm ve
dayanıklılık alüminyum pazarını her geçen
gün daha cazip hale getiriyor. Otomotiv,
inşaat, enerji, reklamcılık, beyaz eşya, mobilya,
elektrik-elektronik, makine imalatı,
havacılık ve savunma sanayi gibi alanlarda
en önemli ürünler arasında yer alıyor.
Bu olumlu gelişmelere rağmen her sektörde
olduğu gibi alüminyum sektöründe de
bir daralma söz konusu. Bunun en önemli
nedeni 2016 yılında yaşanan menfur darbe
girişimidir. Bunun yanında sınırlarımızda yaşanan
olaylar da etken tabiki…
PAZARDAKİ DARALMA
Rakamlara baktığımızda 2016 yılında pazarda
daralma yaşandı. 2015’te 5,5 milyar
USD olan ihracat hacmi geçen yıl daralma
gösterdi. 2016’da ihracat 2,2 milyar USD,
ithalat 2,9 milyar USD olarak gerçekleşti.
Toplam ihracat hacmi 5,1 milyar dolara geriledi.
Bu yıl sonuna kadar ise 2015 rakamlarını
yeniden yakalayacağımızı umuyoruz.
Ülkemizde alüminyum sektörünü dünya ile
kıyasladığımızda daha iyi bir tablo görüyoruz.
Geçen yıl hariç Dünya’da Alüminyum
pazarı ortalama %6 büyürken ülkemizde
%10 büyüme gösteriyor.
HAMMADDEDE DIŞA BAĞIMLILIK
Bu olumlu büyümeye karşın hammaddede
dışa bağımlılığımız sürüyor. Ülkemizin cari
açığının geçen sene 700 milyon USD kısmı
Alüminyum sektöründen kaynaklı. Bu rakamın
toplam ticaret hacmi ile doğru orantılı
olarak artışı dikkate alınırsa 5 sene sonra
1 milyar dolar civarında olur. Bunun nedeni
ise Alüminyum hammaddesinde halen
%90’ın üzerinde bir oranla dışa bağımlılığımızın
söz konusu olmasıdır.
KİŞİ BAŞI TÜKETİMDE GERİDEYİZ
Bu yüzyılın metali Alüminyumun, gelişmiş
ülkelerde kişi başına kullanım miktarı 30 kilolarda,
Türkiye’de ise 15 kilo civarında. Bu
durumda, bırakın ihracatı ülkemizde alüminyum
kullanımının gelişmiş ülkeleri yakalaması
için bile yani iç piyasa ihtiyacı için
biz milyar dolarları Alüminyum hammaddesi
için vermeye devam edeceğiz. Bu nedenle
hammadde arz güvenliği önem kazanıyor.
FİYATLAR BİR YILDA YÜZDE 45-50
ARTTI
Geçen yıldan bu yana alüminyum fiyatı yüzde
45-50 oranında arttı. Bir ton alüminyumun
fiyatı yuvarlak hesapla 2.500 USD
yükseldi ve alüminyum hammaddesi USD
üzerinden peşin alınıp çoğunlukla TL vadeli
satılıyor Üstelik döviz fiyatındaki son 7-8
ayda yaşanan gelişmeler de rekabet şansımızı
düşürüyor. Bu da işletme sermayesi
ihtiyacını ciddi anlamda tavan yaptırıyor.
Bizim sektör olarak artık bazı şeyleri sorguluyor
olmamız gerekiyor. Birim zamanda
üretilen malzeme miktarları, fire oranlarını
ve karlılıkları, başa baş noktalarını, verimliliklerini
tekrar gözden geçirmemiz lazım.
Kendi sektörümüz ile ilgili örnek vermek
gerekirse; Avrupa’da ekstrüzyon işletmeleri
%11-13 fire ile üretim yaparken, Türkiye’de
ekstrüzyon işletmeleri %18-23 fire ile üretim
yapıyor; Avrupa’da ekstrüzyon işletmeleri
zımba ucu hızı 15-30 mm/s ile üretim yaparken
,Türkiye’de ekstrüzyon işletmeleri zımba
ucu hızı 3-13 mm/s ile üretim yapıyor.
MARKALAŞMA VE ARGE
Diğer bir konu; ülkemiz ara mamul ihracatında
iyi bir konumda ancak markalaşma
ve içinde daha fazla bilgi ve teknoloji barındıran
katma değeri yüksek ürünlere yönelmemiz
gerekiyor. En azından kendimize
hedef olarak cari açığın Alüminyum kısmını
kapatmak zorundayız. Günümüzde rekabetin
hızla artmasıyla birlikte markaların bu
yarışta kendilerini öne çıkartacak ve fark
oluşturacak en önemli unsuru inovasyondur
ve bunun yolu ise AR&GE’den geçmektedir.
Biz de Zahit Alüminyum olarak, katma
değeri yüksek ürünler üretmek amacıyla bu
yıl AR&GE Merkezimizi faaliyete geçirdik.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından
onaylı AR&GE Merkezimizde bundan böyle
inovatif ve katma değeri yüksek ürünlerle iç
ve dış pazarda yer almaya devam edeceğiz.
AR&GE kültürü, nitelikli personel altyapısı
ve laboratuvar imkanları ile ülkemiz için
katma değeri yüksek, özellikli alüminyum
malzeme üretimi için çok sayıda test ve
simülasyon kabiliyetlerini kullanarak çalışmalarımızı
sürdürüyoruz. Bunları yaparken
ülkemizin bir birinden değerli üniversiteleriyle
işbirliği halindeyiz.
İNSANSIZ FABRİKALAR
Yani bir noktadan sonra maliyetleri yeterince
düşük dahi olsa Endüstri 2.0 ve Endüstri
3.0 olan klasik bir firma ile Endüstri 4.0 a
geçmiş, nesnelerin iletişimi ile işleyen bir
firma bir biri ile çalışamaz hale gelecek.
Endüstri 4.0 ile no man, no touch, no light
sloganı kullanılıyor. Yani insansız fabrikalar
devreye girecek, ürünler el değmeden üretilecek
ve hiç bir insanın çalışmadığı fabrikalarda
ışık yakmaya bile gerek olmadığı için
‘no light’ özellikle vurgulanıyor.
Endüstri 4.0 ile bilgi ve iletişim teknolojilerinin
yardımıyla üretim maliyetlerinin düşürülmesi
önem kazanmıştır. Bazı hesaplamalara
göre, yeni ürünleri pazara sunma
süresi %25 ile % 50 arasında azalabilecekken,
mühendislik giderleri %30’a kadar düşebilecek
ve % 70’e kadar enerji tasarrufu
sağlanabilecek. Endüstri 4.0 ile 2018 Sanayide
kullanılacak robot sayısının yaklaşık
3 milyona, birbirine bağlı cihaz sayısının 13
milyardan 29 milyara çıkması bekleniyor.
Rekabet noktasında firmanızı diğer
markalardan ayıran özellikler ve
öncelikler nelerdir?
Türkiye’de alüminyum profil ile ilgili stan-
82
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
dart bilinci ve kültürü hem biz imalatçılar,
hem de müşteri tarafında oturdu. Profil kalitesi
çok farklılık göstermiyor. Satış fiyatını
ele alırsak %75 sadece hammadde maliyeti
söz konusu. Bu hammaddeyi Dolar ve Borsa
üzerinden peşin alıp vadeli satış yaptırıyorsunuz.
Artık sadece fiyat ve kalite ile
müşteriyi ikna edemiyorsunuz. Bu durum
neredeyse diğer sektörlerde de böyle. Bu
nedenle müşteriye çok farklı iş modelleri,
yeni enstrümanlar kullanmanız gerek. Bizim
farklı tarafımız müşteri ile kurduğumuz birebir
sıcak ilişkilerdir. Proje detay, finans çözümleri
ve sunduğumuz farklı iş modelleri
ile müşterilerimize hizmet veriyoruz. Maalesef
şimdilik detayını veremeyeceğim ancak
şunu söyleyebilirim özellikle son 1 senedir
girdiğimiz projelerle bunun semeresini almaya
başladık.
Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir
misiniz? Marka bilinirliği en yüksek
ürün grubunuz hangisi?
Aluminance, Zahit ve Vetrina markaları ile
alüminyum profil; Aluminance ve Vetrina
markaları ile kompozit panel ve ZahitSolarfield
ve Solarfield markaları ile fotovoltaik
panel üretimi yapıyoruz.
Uzun ömürlü, kullanışlı, çevreci ve ekonomik
özellikleri nedeniyle modern mimaride
kullanımı hızla artan prestij markamız ‘Aluminance’dır.
Birinci kaliteyi temsil eden A
ve İngilizce’de parlaklık anlamına gelen Luminancenin
birleşiminden doğan Aluminance
markası artık Zahit markası gibi güvenle
ve kalite ile eşdeğer anılıyor.
“Aluminance”, çevresel koşullar, boyutsal
talebi karşılayabilen dayanım, mimari estetik,
kullanım kolaylığı ve optimum fayda
faktörleri dikkate alınarak tasarlanan sistemleri
ile kullanıcıyı cezbediyor. Aluminance
ile tüm sektörel gelişmeleri, teknolojik
yenilikleri ve müşteri taleplerini dikkate alarak
proje bazlı yenilikçi çözümler sunuyoruz.
Siparişin başından teslimatına kadar geçen
süreçte müşteri memnuniyetini en üst seviyede
tutuyoruz.
İnovatif bakış açısıyla yürütülen Ar&Ge ve
Ür&Ge çalışmaları ile marka değerini geliştirmeye
yönelik yatırımlar yapıyor ve yenilikçi
ürünleri piyasaya sunuyoruz. Bu kapsamda
ürün portföyümüzü sürekli geliştiriyoruz.
Bu kapsamda prestijli sistem markamız
Aluminance ürün portföyünden bahsetmek
isterim. 2015 yılında mimari sistem kategorisinde
Aluminance LS55, S32 +, S32
sürme ve Aluminance W55 + yalıtımlı, W55
yalıtımsız kapı pencere sistemlerini lanse
ettik. Bu çalışmaların devamı niteliğinde
ise 2016 yılında Aluminance F50 klasik
kapaklı cephe ve F60 silikon cephe sistemlerini
ürettik. Aluminance F50 klasik kapaklı
cephe sistemi, sektörel taleplere cevap
verebilecek ölçüde içeriden ve dışarıdan 50
mm genişliğe sahip profillerle oluşturuldu.
Sektörel bazda birçok benzer sistemden
farklı şekilde dizayn edilen Aluminance F60
silikon cephe sistemi ise optimum verimlilik,
kolay imalat ve montaj faktörleri dikkate
alınarak 60 mm profiller ile tasarlandı.
2017 yılında yüksek su ve hava geçirimsizlik
değeri ile sektörün en iyi performanslı
sürme sistemi olan Aluminance Eco Slide
serisini geliştirdik ve tüm ral renkleri, eloksal
renkleri veya ahşap görünümlü yüzey
işlemi seçenekleri ile müşterilerimizin beğenisine
sunduk.
Kompozit panel
Yapı sistem markamız olan “Aluminance”
adı altında alüminyum profilin yanı sıra
Aluminance Plus” ve “Aluminance Class”
markaları ile kompozit panel üretimi de yapıyoruz.
Zeki Akbulut
Zahit Alüminyum Genel Müdürü
Önümüzdeki dönem için üretim ve
yatırım planlarınızdan biraz bahseder
misiniz?
Alüminyum Kompozit panel, daha çok yapı
sektöründe kullanılan bir ürün olmasına
karşın, kolay uygulama özelliği, modern
görünümü, ekonomik fiyatları, geniş renk
seçenekleri, modern tasarımları, ucuz işçiliği
ve hafif yapısı gibi çeşitli avantajları
nedeniyle dekorasyon ve reklam başta olmak
üzere birçok alanda tercih ediliyor. Bu
yoğun kullanım olanakları bize kompozit panelde
yeni yatırımların yolunu açtı.
Hafif yapısı ile taşıyıcı sistem ve kolonlara
ekstra yük bindirmeden yüksek standartlı
binaların yapılmasına olanak sağlayan alüminyum
kompozit panelde, şu anda B1 ve
B2 normlarında üretim yapıyoruz. Buna ek
olarak, yeni yılın ilk aylarında tamamlanacak
yeni yatırımımızla birlikte A2 normlarında
üretime de geçeceğiz.
Yeni trend bir yapı malzemesi olan kompozit
paneller, yapıların dış yüzeyleri için taş,
tuğla, ytong gibi ağır ve mali külfetli malzemelerin
yerine kullanılarak hem daha modern
hem dayanıklı hem de düşük maliyetli
projelerin ortaya çıkarılmasını sağlıyor.
Dış cephenin yanı sıra iç mimaride de yine
aynı kullanım avantajları nedeniyle tercih
edilen kompozit paneller, geniş renk kartelasıyla
da kullanıcıları cezbediyor.
Kompozit paneller;
Yapıların iç ve dış cephe uygulamalarında,
Ticaret, iş ve alışveriş merkezlerinde,
Dükkânlarda, banka ve otel cephe uygulamalarında,
Havaalanları, tren garları, otobüs terminallerinde,
Tünel - Metro istasyonları iç yüzey kaplamalarında,
Stadyum ve spor kompleksi uygulamalarında,
Eski binaların yenileme uygulamalarında,
Her türlü balkon dekorasyon uygulamalarında,
Kolon - kiriş kaplamalarında, saçak, tavan
kaplama uygulamalarında,
Ofis uygulamalarında, reklam ve ilan pano
tasarım ve uygulamalarında,
Akaryakıt istasyonlarında, otobüs, metro
duraklarında, sergi ve fuar merkezlerinde,
Her türlü işaret yönlendirme levhalarında,
yürüyen merdiven ve asansörlerde rahatlıkla
kullanılıyor.
2018 yılı için planladığımız yatırımların ikincisi
ise Dikey Boyahane Hattıdır. Mevcuttaki
yatay boyama tesisimizi, dikey boyama
tesisi ile değiştiriyoruz. Bu yenilenme ile
ürünlerimizin boya kalitesinde iyileşmenin
yanı sıra, yüksek kapasitesi sebebiyle de
çok kısa terminlerle müşteri memnuniyetini
artıracağız. Dikey Boyahane Hattındaki üretimle,
250 gramın altındaki ince profillerin
orta kısmında meydana gelen askı izleri de
ortadan kalkmış olacak. Bu da doğal olarak
Zahit Alüminyum’un ürünlerini tercih eden
firmaların firesini azaltacaktır.
Yapı Malzeme Aralık 2017 83
“A+ projelerde
belirgin şekilde
tercih ediliyoruz”
İlhan Bilici / Satış ve Pazarlama Müdürü
“Seçilmiş ve yoğun eğitimlerden geçirilmiş belirli
sayıda uygulayıcı bayi ile çalışıyoruz Fazla tabana
yayıldığınızda kaliteyi kontrol edememe riskini göze
almanız gerekmekte. Bu bizim arzu ettiğimiz bir
çalışma şekli değil.”
ARYA Alüminyum Mimari Sistemler Paz. Ve
Tic. A.Ş. 200 yıllık bir Alman markası olan
HUECK firması ile işbirliğine girerek, HUE-
CK firmasının markası altında alüminyum
giydirme cephe ve doğrama profil üretim
ve pazarlama faaliyetlerinde bulunmakta.
Satış ve Pazarlama Müdürü İlhan Bilici ile
dsoya konumuz çerçevesinde firmalarının
faaliyetleri, ürünleri ve önümüzdeki döneme
dair planları hakkında konuştuk.
HUECK Hakkında bilgi alabilir miyiz?
1814 yılında kurulmuş olan Hueck 200 yılı
aşan geçmişiyle Avrupa’nın köklü işletmelerinden
birisidir. Bir Alman firması olan
Hueck, bugün dünyanın birçok coğrafyasında
faaliyette bulunan büyük alüminyum
üreticilerinden birisi konumundadır. 2014
yılında, Hueck mimari sistem bölümü
ayrı bir şirket olarak yeniden yapılanmış
ve yapılan bu büyük yatırımla müşterilerine
pencere, kapı ve cephe sistemlerinde
daha esnek, daha ekonomik ve daha
başarılı ürünlere ulaşmasını sağlamıştır.
Türkiye’de distribütörlük yapısı ile inşaat
sektörü için “mimari alüminyum sistemler”
alanında çözüm sağlamaktadır.
Türkiye’deki çalışmalarınızı
özetleyebilir misiniz?
2016 yılında Türkiye’de mimari alüminyum
sistemleri alanında Hueck ile birlikte
çıktığımız yolda 2017 yılında da arzu
ettiğimiz hedefleri tutturmuş olmamızın
mutluluğunu yaşıyoruz. Türkiye Hueck Ofisi
olarak daha çok işin mühendisliği ve
pazarlamasıyla uğraşıyoruz. Seçilmiş ve
yoğun eğitimlerden geçirilmiş belirli sayıda
uygulayıcı bayi ile çalışıyoruz Fazla tabana
yayıldığınızda kaliteyi kontrol edememe
riskini göze almanız gerekmekte. Bu bizim
arzu ettiğimiz bir çalışma şekli değil.
Hueck tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de
de A+ projelerde belirgin şekilde tercih
ediliyor. 2016-2017 yıllarında Seba Ofis
Projesi, Tarlabaşı 360 kentsel dönüşüm
projesi, Bulvar G Blok kule projesi, Göztepe
İskele 9 projesi, Forum AVM projesi
gibi çok özel projelerde Hueck sistemleri
tercih edildi.
Sektörünüzün mevcut konumu ve
geleceği hakkında görüş bildirmek
ister misiniz?
Rakiplerimiz içerisinde yer alan yerli firmalar
da ürünlerini teknik açıdan geliştirerek
pazardan daha fazla pay almayı hedeflemektedirler.
İnşaat sektörü Türkiye için
her zaman dinamik bir sektör olmuştur.
Bunun sebebi kendi ile birlikte 35 iş alanını
daha besleyerek ekonomiyi yönlendiren
bir yapısı olmasıdır. Türkiye Hueck olarak
geleceğe ve alüminyum sektörüne pozitif
olarak bakıyoruz. Ülke içerisinde zaman
zaman durağanlıklar olsa da, biz Türkiye’nin
genç nüfus potansiyelinin inşaat
sektörünün büyümesini destekleyeceğine
inanıyoruz.
Rekabet noktasında firmanızı diğer
markalardan ayıran özellikler ve
84
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
öncelikler nelerdir?
Bildiğiniz gibi ülke olarak enerji konusunda
dışa bağımlı bir ülkeyiz. Bu nedenle
önümüzdeki dönemde enerji zengini olan
ülkeler bile enerji verimliliği üzerine yoğunlaşırken,
Türkiye’nin kendini bu trendin
dışında bırakması söz konusu olamaz.
Yalıtım değerlerinin iyileştirilmesi, enerji
tüketimini azaltan sistemlerin geliştirilmesi
Hueck Ar-Ge departmanının önceliğidir.
Bugün tüketici çok daha bilinçli. Hem teknik
olarak hem de estetik olarak ne istediğini
daha iyi bilen ve bunu sizden talep
eden bir müşteri portföyü bulunmakta ve
Hueck Alüminyum Sistemleri ihtiyaçlar kolaylıkla
karşılanabilmekte.
Örneğin Lambda sisteminin başarısı, uygulayıcıların
taleplerini, müşterilerin talepleri
ile birlikte karşılayabilmesindedir. Modüler
pencere ve kapı sistemi, yalıtım için yüksek
talepleri karşılarken zarif estetiği ile
ikna edicidir. Çeşitli profil derinlikleri ve
yalıtım özellikleri ile planlama için gerekli
olan esnekliği sağlar. Uygulama firmaları
için Lambda sisteminin gerçek anlamı
özellikle iyi düşünülmüş basit işleme
ve modüler yapısından gelir. Tamamen
simetrik profil yapısı ile özdeş bağlantı
elemanlarının kullanımına olanak sağlar.
Geçtiğimiz ay düzenlenen
‘AluExpo 2017 Fuarı’ hakkında
neler söylemek istersiniz?
AluExpo Fuarı alüminyum sektörü için
her zaman önemli olmuştur, organizasyonda
gerek müşterilerimizden gerekse
ziyaretçilerden çok olumlu tepkiler
aldık. İnşaat sektörüne ve Türkiye’nin
büyüme potansiyeline inan bir firma
olarak AluExpo Fuarının bizim için son
derece verimli geçtiğini belirtebilirim.
Son olarak eklemek
istedikleriniz?
Yapı Malzeme derginizin yayın hayatındaki
başarılarının devamını diliyor ve
ilginiz için teşekkür ediyoruz.
Yapı Malzeme Aralık 2017 85
Dosya
Kale Kilit’e
Design Turkey’den
Tasarım Ödülü
Türkiye’de güvenliğin lider markası
Kale Kilit, bu yıl altıncısı düzenlenen
Design Turkey Endüstriyel Tasarım
Ödülleri’nde Yapı Bileşenleri
kategorisinde ‘İyi Tasarım’ ödülüne
layık görüldü. Kale Alarmlı Silindir,
art niyetli girişimlerde aktivasyon
çubuğunun kırılmasıyla silindir içindeki
alarm devresini tetikliyor. Patent
koruması altına alınmış olan Kale
Alarmlı Silindir’de kullanılan teknoloji,
dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor.
Güvenlikle ilgili her alanda entegre ürünler ve hizmetler
sunan Kale Kilit, Ekonomi Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar
Meclisi (TİM) işbirliği ile düzenlenen Türkiye Tasarım Haftası
kapsamında yapılan Design Turkey 2017 Endüstriyel
Tasarım Ödülleri’nde Alarmlı Silindir ürünü ile Yapı Bileşenleri
kategorisinde ‘İyi Tasarım’ ödülünü almaya hak
kazandı.
Bu yıl altıncısı düzenlenen yarışmada ödülü Ekonomi
Bakanı Nihat Zeybekçi, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi
ve ETMK Başkanı Sertaç Ersayın’dan alan Kale Endüstri
Holding Pazarlama Direktörü Billur Kaymak Burkutoğlu:
“Dijitalleşme ile dönüşen yenidünya düzeninden tasarım
ve estetik anlayışı da payını aldı. Bu dönüşümün etkilerinin
en fazla yansıdığı alanlardan biri de şüphesiz endüstriyel
tasarım, özellikle de hayatı her alanda kolaylaştırmaya
yönelik ürün ve çözümler. Kale Kilit olarak biz de
bu yaklaşımla yeni nesil teknolojileri güvenlik sistemlerimize
entegre ederken, ürünün temel işlevini en doğru
biçimde yerine getirecek tasarımlarla müşterilerimizin
hayat kalitesini artırıyoruz. Kullandığımız teknoloji açısından
kilit ve silindirde dünyada bir ilk olan Alarmlı Silindir
ürünümüz, içerisindeki elektronik sistem ile devreye giren
alarm özelliği ile kapıda silindir kırılarak yapılan art
niyetli girişimlerde büyük oranda caydırıcılık sağlıyor. Ürünümüzün
başarısının böyle önemli bir ödülle taçlandırılmasının
gururunu yaşıyoruz. Yenilikçi ürün yaklaşımımız
ile üretimdeki deneyim ve uzmanlığımızı harmanlayarak
sunduğumuz katma değerli ürünler ile Türkiye’de güvenlik
sektörünü geleceğe taşımaya devam edeceğiz” dedi.
Teknolojisi ile kilit ve silindir sektöründe
dünyada bir ilk
Kale Tuzaklı Silindir’in geliştirilmiş bir versiyonu olan
Kale Alarmlı Silindir, silindirin kırılmasıyla kilide ulaşılmasının
engellenmesinin yanı sıra içindeki alarm sisteminin
devreye girmesiyle iki aşamalı koruma sağlıyor. Tuzaklı
kısmı kırıldığında mekanik olarak da kilide kolayca
ulaşılmasını engelliyor. Devreye giren alarm ile art niyetli
kişilerin başka açma yöntemlerini denemesini engelliyor,
çevreyi de ikaz ediyor. 80 dBA şiddetindeki ses, yaklaşık
olarak 30 dakika boyunca çevreyi uyarıyor. Kale Alarmlı
Silindir herhangi bir ek aparata, kablo ya da vidalamaya
ihtiyaç duyulmadan standart bir silindiri değiştirir gibi kolayca
değiştirilebiliyor. TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek
Programları (TEYDEB) çerçevesinde desteklenmiş ve
patent koruması altına alınmış olan Kale Alarmlı Silindir
’in teknolojisi, silindirde dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor.
86
Yapı Malzeme Aralık 2017
“Üretime yönelik yatırımlarımızı büyük
ölçüde tamamladık”
Dosya
“AR-GE konusuna önem veren bir firmayız. Hem tasarım hem de işlevsellik konusunda
sürekli en iyiyi yakalama çabasındayız. Ürünlerimizin ve tasarımlarımızın tamamı patentlidir.”
İsmail Aktolga / Formet Grup Şirketleri Koordinatörü
ve Dış Ticaret Yöneticisi
Formet Çelik Kapı, sektörde 20 yıllık deneyime
sahip, sektörünün öncü ve köklü
firmalarından. Formet’te Grup Şirketleri
Koordinatörü ve Dış Ticaret Yöneticisi olarak
görev yapmakta olan İsmail Aktolga ile
şirket faaliyetleri ve Kapı/Pencere Sistemleri
üzerine konuştuk.
Firmanızın kısa tarihçesi ile
birlikte çalışma sahalarından ve
hizmetlerinden bahseder misiniz?
Firmamız başlangıçta bir Çelik Kapı firması
iken yıllar içinde sektör içinde hatırı sayılır
bir konuma gelmiştir. Önceki yıl bir iç kapı
fabrikasını satın alarak iç kapı sektöründe
de üretime başlamıştır. 2016 yılında Star
Çelik Kapı da grubumuza katılmıştır. Hem
finansal çeşitlilik hem de üretimde çeşitlilik
sağlamak üzere 2015 de ısıtıcı-pişirici
ürün gruplarında üretim yapan bir fabrikayı
da satın alarak elektrikli-gazlı ev aletleri
konusunda da üretime başladık. Ayrıca
Avrupa, Afrika ve Amerikada da şirket
yapılanmalarımız oldu. Mevcut durum itibariyle,
farklı sektörlerde farklı ülkelerde
de ticari faaliyetleri olan grup şirketi haline
geldik Çelik Kapı konusunda en yaygın
markayız. Sadece İstanbulda yüzün üzerinde
showroom mevcuttur ve direk fabrikamız
tarafından yönetilmektedir. Amacımız
Türkiye’deki bilinen marka imajımızı yurt
dışında da pekiştirmek. Yine yangın çıkış
kapılarıyla ilgili olarak dünyada en son
nokta olan 240 dakika uluslararası yangın
sertifikamız mevcuttur.
Pencere ve Kapı Sektörü hakkında
düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Rakamsal olarak mevcut durumu
nasıl buluyorsunuz?
Türkiye genelinde, yeni tamamlanmış
binalar nedeniyle verilen yapı kullanma
izin belgelerinin sayısı 2016 yılı itibariyle
750.000 adedi geçmiştir. Yeni konut satışı,
600.000 adetlerin üzerindedir. Bu
resmi rakamlar üzerinden değerlendirdiğimiz
zaman, gelecek yıllarda da konut üretiminin
düşmesi beklenmemelidir. Türkiye
de hane halkı sayısı 3,8 olarak hesaplanmaktadır.
Avrupa ortalamalarının 2,9 civarında
olduğu dikkate alındığında, konut talebinin
gelecek yıllarda da en azından bu
gerekçe ile artmaya devam edebileceğini
söyleyebiliriz. Konut talebinin artış göstermesi
elbette kapı ve pencere satış rakamlarını
da artıracaktır doğal olarak.
Çelik kapı, iç oda kapıları, ve diğer kapı
çeşitleri de dahil edildiğinde toplam kapı
sektörünün büyüklüğü, sektör temsilcileri
tarafından 2,5 milyar dolar olarak tahmin
edilmektedir. Konut arzı devam ettiği
sürece bu rakamın önümüzdeki yılda da
azalmayacağını en azından korunacağını
düşünmekteyim.
Yeni ürün projelendirme ve
üretim aşamasında öncelikleriniz
neler oluyor? Bu anlamında sizi
rakiplerinizden farklı kılan en önemli
faktör nedir?
AR-GE konusuna önem veren bir firmayız.
Hem tasarım hem de işlevsellik konusunda
sürekli en iyiyi yakalama çabasındayız.
Ürünlerimizin ve tasarımlarımızın tamamı
patentlidir. Hatta geçtiğimiz yılarda Türk
Patent Enstitüsü tarafından en çok patent
ve tasarım tescili alan firma olarak ödüllendirildik.
Ayrıca Fransa’da Kalite Liderliği
Yıldızı ödülü aldık. Firmamız için kalite
standartları vazgeçilmez önceliklerden
olup ISO:9001 dışında, ISO:1401 Çevre
Yönetimi sertfikasıyla çevreye duyarlı
üretim anlayışını benimseyen bir üretim
anlayışımız vardır. Formet OHSAS 18001
iş sağlığı ve iş Güvenliği sertifkasına da
sahiptir. Bunlar bizi rakiplerimizden ayıran
belirgin özelliklerdir.
Kapı sistemleri konusundaki tüm yenilikleri
sürekli takip etmekteyiz. Kilit konusunda
da birçok yeniliği yakından izlemekteyiz.
Ürünlerimizde klasik kilitlerin yanısıra,
parmak izli sistemler, digital kilitler, uzaktan
kontrol edilen kapılar gibi birçok farklı
sistemi de kullanmaktayız.
Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir
misiniz? Marka bilinirliği en yüksek
ürün grubunuz hangisi?
Çelik kapı da Formet marka bilinirliği yüksek,
sağlamlık ve estetik açısından tercih
edilen bir üründür. Beyaz eşya sektöründe
de yeni konumlandırdığımız markamız FLA-
TELLİ dir. Çelik kapı konusunda uluslararası
sertifikasyonlarımızla yurt dışında da tanınan
ve tercih edilen bir markayız. Batı Afrika’da
ve Orta Doğuda birçok devlet ve özel
sektör projelerini başarıyla tamamladık.
Üretim ve yatırım planlarınız
hakkında neler söylemek istersiniz?
Üretime yönelik yatırımlarımızı büyük ölçüde
tamamladık. Formet’in 2018 de sektördeki
büyük süprizi halka arz olacaktır.
Şu anda bağımsız denetim aşamasını tamamladık
SPK ya başvurduk. İnşallah SPK
tarafından da onaylandığında 2018’in ilk
aylarında Formet’in bir bölümü halka arz
edilecek, böylece sahip olduğumuz değerleri
daha geniş bir kitleyle paylaşmış
olacağız.
Satış ve pazarlama çalışmalarnızdan
biraz bahseder misiniz? Hangi
ülkelere ulaşıyorsunuz? Yeni pazar
arayışlarınız var mı?
Formet Türkiye’nin hemen hemen tamamına
satış kanalı olarak ulaşmaktadır. İstanbul’da
Avrupa ve Anadolu Bölge müdürlüklerinin
yönetiminde yüzü aşkın shoroom
bulunmakta. Tüm Türkiye’de bölge müdürlüklerine
bağlı olarak çalışan kurumsal pazarlama
ekiplerimiz bulunmaktadır.
Yurt dışında 50 nin üzerinde ülke ile çalışmaktayız.
Avrupa satış ve pazarlama faaliyetlerimiz
Formet France tarafından Paris
merkezden yürütülmektedir.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Formet olarak kapıda bir dünya markası
olma gayretimiz sürüyor. Ayrıca yurtdışında
oluşan distribütörlükler dışında kendi
şirketlerimizi de oluşturmaktayız. Şu anda
4 kıtada Formet temsilciliklerimiz var.
Markamızı ve ülkemiz sanayini en iyi şekilde
temsil etme gayretimiz artarak devam
edecek…
88
Yapı Malzeme Aralık 2017
u yana Türkiye’nin PVC sektöründeki
öncü kuruluşu Ege Profil’in bünyesi altında
hizmet veriyoruz. 2000 yılında dünyanın
en büyük PVC profil üreticisi Deceuninck
Grubu’nun şirketimizin en büyük hissedarı
olmasıyla birlikte Türkiye’deki PVC sektörünün
seyrini değiştirdik. Türkiye’de yaşanan
dört mevsimde PVC kullanımının ısı
yalıtımındaki önemini vurguladık ve “Türkiye’nin
Penceresi” söylemini bugünlere taşıdık.
Egepen Deceuninck olarak, yüksek
teknoloji ve kalite ile ürettiğimiz ürünlerle
bugün Türkiye’de PVC üreticileri arasında
ilklerin öncüsü konumunda yer alıyoruz.
Pencere ve Kapı Sektörü hakkında
düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Rakamsal
olarak mevcut durumu nasıl
buluyorsunuz?
Tamer Özen
Egepen Deceuninck
Pazarlama ve Satış Grup Müdürü
“Yeni projelerimiz ile
sektöre dinamizm
katacağız”
“Yeni ürün projelendirme ve üretim aşamasında en önemli
önceliğimiz teknolojik üstünlük ve tasarım. Nitelikli ekibimiz
ve yenilikçi yaklaşımlara verdiğimiz önemle kurduğumuz Ar-
Ge Merkezimiz ile bu ihtiyaca cevap vermeyi hedefledik.”
Profesyonel teknik ekip ve uzman çalışanlarla
birlikte yoğun Ar-Ge çalışmaları neticesinde
sürekli yenilikçi ürünler geliştiren
Deceuninck, inovatif ürünlerini 4 binden
fazla müşteriyle buluşturmakta. Dünya
çapında 35 iştiraki ve 3 bin 500’den fazla
çalışanıyla 91 ülkede faaliyet gösteren
firma, ülkemizde de fabrika ve ofisleri il faaliyetlerini
gerçekleştirmekte. Egepen Deceuninck
Grup Pazarlama ve Satış Müdürü
Tamer Özen ile şirket faaliyetleri, ürünleri
ve yeni dönem planlarını konuştuk.
Firmanızın kısa tarihçesi ile
birlikte çalışma sahalarından ve
hizmetlerinden bahseder misiniz?
Ege Profil Tic. Ve San. A.Ş. olarak, bu yıl
36’ıncı yaşımızı kutluyoruz. 1981 yılından
Türkiye, pencere ve kapı sektörü konusunda
dünyanın en büyük ihracatçılarından
biri. Buna ek olarak, son 10 yılda yapımı
artan konutlar ve hızlı kentsel dönüşüm
çalışmaları PVC ve kapı sektörüne de yansıdı.
2017 rakamları henüz belli olmadı
fakat, 2016 yılında 1,760 milyon mekan
için 31,7 milyon metrekare PVC pencere
üretildi. Ege Profil, ciro itibariyle İSO’nun
yayınladığı listede, 2016’nın verileriyle
birlikte Türkiye’nin 192’inci sırasındaydı.
Plastik sektörünün önümüzdeki yıl daha
da iyi olacağını düşünüyor, 192’nin üzerine
çıkmayı hedeflediğimizi de belirtmek
istiyorum. Son yıllara baktığımızda sektörümüzün
en önemli problemlerinden biri
olan merdiven altı üretimin azaldığını görüyoruz.
Bu da kaliteden ve teknolojiden
ödün vermeyen bizim gibi markalar için
çok büyük bir avantaj. Sektörümüzün büyümesini
sürdürdüğünü gözlemliyor, buna
paralel olarak gelecekte yatırımların da artacağını
tahmin ediyoruz.
Yeni ürün projelendirme ve
üretim aşamasında öncelikleriniz
neler oluyor? Bu anlamda sizi
rakiplerinizden farklı kılan en önemli
faktör nedir?
Yeni ürün projelendirme ve üretim aşamasında
en önemli önceliğimiz teknolojik
üstünlük ve tasarım. Nitelikli ekibimiz ve
yenilikçi yaklaşımlara verdiğimiz önemle
kurduğumuz Ar-Ge Merkezimiz ile bu ihtiyaca
cevap vermeyi hedefledik. Umuyoruz
ki Ar-Ge Merkezimiz, PVC sektöründe Türkiye
ve dünya pazarını belirleyen trendler
oluşturmaya devam ederek ilklerin öncülüğünü
taşıyan konumumuzu daha da ileriye
götürecek. Ege Profil olarak kurmuş olduğumuz
Ar-Ge Merkezi ile PVC sektörünün
ihtiyacı olan teknolojileri üretmeyi amaçlıyoruz.
Böylece sektöre dinamizm katacağımız
inancındayız.
Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir
90
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
misiniz? Marka bilinirliği en yüksek
ürün grubunuz hangisi?
Egepen Deceuninck olarak Legend, Legend
Sürme, Zendow, Everest Max, Fusion,
pencere ve kapılarımızda kullanılan
başlıca serilerimiz arasında bulunuyor.
Ayrıca evlerin hem dekoratif hem de farklı
ihtiyaçlarını gideren Storbox (panjur), kepenk,
sineklik ve de dekor lambri de ürün
gamımız içinde bulunuyor. Legend ve Legend
Sürme Sistemlerimiz marka bilinirliği
en yüksek ürün grubumuz. Sürme sistemlerde
Türkiye’nin en geniş ürün yelpazesine
sahip Egepen Deceuninck olarak,
doğadan esinlendiğimiz 13 farklı renk seçeneği
ile tüm mekanlara alternatif dekor
imkanı sunuyoruz.
Üretim ve yatırım planlarınız hakkında
neler söylemek istersiniz?
Menemen Organize Sanayi Bölgesi’nde
200 milyon TL’lik yatırımla faaliyete açtığımız
yeni fabrikamız, PVC kapı ve pencere
profil üretimi yapan Avrupa ve Amerika’nın
en büyük fabrikası olma özelliğini taşıyor.
Yeni fabrikamızın lojistik merkezi 30 bin
metrekare arsa üzerine 22 bin 300 metrekare
kapalı alan, üretim fabrikası ve idari
alanı ise 80 bin metrekare arsa üzerine
56 bin metrekare kapalı alana kuruldu. Bu
fabrika ile İzmir’de 50 – 55 ton aralığında
olan üretimimizi 100 bin tona, yani iki katına
çıkaracağız. Yeni fabrikamız ile aynı
zamanda birçok kişiye istihdam da sağlamış
oluyoruz. İlk ihracatımızı Amerika Birleşik
Devletleri’ne yaptık, yılsonuna kadar
33 milyon TL’lik bir ihracat hedefliyoruz.
Şili, Hindistan, Tayland, Avustralya’da ve
Güney Amerika’nın belli bölgelerinde yatırımlarımız
var. Yatırım planlamalarımız
çerçevesinde çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Satış ve pazarlama çalışmalarınızdan
biraz bahseder misiniz? Hangi ülkelere
ulaşıyorsunuz? Yeni pazar arayışlarınız
var mı?
Egepen Deceuninck olarak dünya standartlarında
üretim gerçekleştiriyoruz. Üretim
konusundaki bu standardımızı satış ve
pazarlama faaliyetlerinde de uyguluyoruz.
Türkiye’nin önde gelen PVC markalarından
biri olarak işimiz üretimden teslimata kadar
ciddi bir süreç gerektiriyor. Bu yönde
hız, kalite ve müşteri memnuniyetini her
zaman ön planda tutuyoruz. Egepen Deceuninck
kullanıcılarının ürün hakkındaki
memnuniyetleri bizler için son derece
önemli. Güçlü bir müşteri ilişkileri yönetimimiz
bulunuyor. Bu nedenle hem yerel
hem de global pazarda tercih sebebiyiz.
Bu kapsamda sektörde bir ilk olan “Egepen
Deceuninck Assist” projemiz ile tüm
PVC profil kapı ve pencerelerin sorunlarını
çözüyoruz. Başlattığımız Assist projesiyle
birlikte tüm Türkiye’ye yayılan teknik servis
bayileri ile kullanıcıların yaşadığı sorunlara
kısa sürede çözüm buluyoruz. Türkiye’nin
55 ilinde, 150 bayide başlatılan
ve PVC sektöründe ilk kez gerçekleştirilen
Assist projesiyle birlikte kullanıcıların PVC
ürünlerinde yaşadığı tüm sorunları gidermeyi
hedefliyoruz. Yatırımlarımızla Güney
Asya, Avustralya ve Güney Amerika’ya ulaşıyoruz.
Önümüzdeki yıl pazarımızı daha
da genişletmeyi planlıyoruz.
Yapı Malzeme Aralık 2017 91
“REHAU, gücünü
Ar-Ge’ye verdiği değerden alıyor”
“Kendimizi öncelikle müşterilerimize, iş ortaklarımıza ve çalışanlarımıza yönelik
sorumluluğumuz ile tanımlıyoruz. Attığımız her adımda gelecek kuşaklar açısından düşünüyor
ve sürdürülebilirliğe odaklanıyoruz.”
Olağandışı yenilikler ve yüksek güvenirlik
sayesinde müşterilerine uzun süreli rekabet
avantajları sağlayan Rehau, yaklaşık
70 yıldır bu ilke doğrultusunda çalışmalarını
sürdürmekte. REHAU Pencere Çözümleri
Bölümü Satış Yöneticisi Mevlüt Topbaşlı
ile Kapı ve Pencere Sistemleri üzerine bir
röportaj çalışması gerçekleştirdik.
Firmanızın kısa tarihçesi ile
birlikte çalışma sahalarından ve
hizmetlerinden bahseder misiniz?
REHAU olarak sürdürülebilir inşaat ve modernizasyon
için ileriye yönelik ve bütünsel
çözümler sunuyoruz. Yaklaşık 70 senelik
geçmişi olan Almanya menşeili şirketimiz
enerji tasarruflu inşaat, yenilenebilir enerjilerin
kullanılması ve su yönetimine odaklanmaktadır.
Pencere, yapı teknolojisi ve
inşaat mühendisliği alanlarında sistem
çözümlerimiz ve kapsamlı hizmetlerimiz
ile müşterilerimizin güçlü bir iş ortağıyız.
Dünyada 170’i aşkın lokasyonda yaklaşık
20.000 çalışanı ile bağımsız bir aile şirketi
olan REHAU, Türkiye’deki operasyonunu
da 1990 senesinde başlattı.
Pencere ve Kapı Sektörü hakkında
düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Rakamsal olarak mevcut durumu
nasıl buluyorsunuz?
Sektörü global olarak değerlendirdiğimizde
bugün en çok ısı yalıtımı, ses yalıtımı,
hırsızlığa karşı koruma, enerji verimliliği
ve geniş görüş açısı özellikleri öne çıkıyor.
Sektör oyuncuları, talep sahipleri ve son
kullanıcılar bu özellikler açısından eski
dönemlere göre çok daha bilinçli hale
geldiler ve ürünleri bu özelliklere göre sınıflandırıyorlar.
Müşteriler bir pencereyi
değerlendirirken öncelikle uzun vadedeki
faydalarının ne olduğunu sorgulamaya
başladılar. Bu eğilimin bir çıktısı olarak
sektör “nitelikli ürün” üretmeye odaklanıyor
ve bu ortak bilinç sayesinde enerji
tasarrufu sağlayan kayma değerli ürünler
rağbet görüyor.
Ancak ülkemizde durum maalesef biraz
farklı. Ülkemizdeki plastik profil sektörü
hacim açısından her ne kadar Avrupa’nın
en büyük pazarlarında biri olsa da arz edilen
ürünler açısından kalite sorunu olduğu
çok açık. Az önce bahsettiğim “bilinç düzeyi”
ile ilgili çalışmalar yapmamız ve son
kullanıcıyı nitelikli ürün talep etmeye yönlendirmemiz
gerektiğini düşünüyorum. RE-
HAU olarak mesaimizin büyük bölümünü
sektör paydaşlarına pencerenin yapıdaki
en önemli unsurlardan biri olduğunu anlatmak
için ayırıyoruz ve bu noktada ciddi
bir başarı yakaladık. Buna çok önem veriyoruz.
Yeni ürün projelendirme ve
üretim aşamasında öncelikleriniz
neler oluyor? Bu anlamında sizi
rakiplerinizden farklı kılan en önemli
faktör nedir?
Bugüne kadar en çok söylediğimiz konulardan
biri; Ar-Ge. REHAU gücünü Ar-Ge’ye
verdiği değerden alıyor. Bu vizyonla RE-
HAU, sürekli araştıran ve süzgecinden geçen
fikirlerden geliştiren bir işletmedir ve
92
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
var olan ürünlerimizin ortak özelliği enerji
verimliliğine odaklanmış olmalarıdır. Çünkü
pencere, yapıdaki bir boşluğu herhangi
bir şekilde kapatan bir ürün değildir.
Pencere, bir yapıdaki toplam enerji kayıplarının
yaklaşık %35’ini kapsar. Yani bir
başka değişle, doğru ürün ile binanızdaki
toplam enerji kayıplardan yaklaşık %35
kadar enerji tasarrufu sağlarsınız. REHAU
dünyasında bu yaklaşım hem son kullanıcı
açısından, hem doğal kaynakların korunması
bakımından hem de ülke ekonomisi
açısından hayati öneme sahiptir. Dolayısıyla
üzerinde çalıştığımız aday ürünlerimizde
de önceliğimiz yine enerji verimliliği
ve doğal kaynakların korunması olacaktır.
İster ısı yalıtımı, ister hırsızlığa karşı koruma,
ister ses yalıtımı olsun; pencerelerimiz
müşterilerimizin ihtiyaçlarınıza tam
uyum sağlar. Synego, Geneo, Euro-Design,
Brillant gibi yaşam alanlarına değer
katan, her biri farklı özellikleriyle öne çıkan
ürün gamına sahibiz. Örneğin Geneo
Inovent aslında REHAU’nun bakış açısını
birebir karşılayan bir ürün. Dünyada bir
muadili olmayan, gelişmiş Ar-Ge süreçlerinin
sonucu ortaya çıkan bu ürün standart
plastik pencerelerden farklı olarak
içinde cam elyaf muhteva ediyor ve kendiliğinden
havalandırma sistemine sahip.
Pencere profiline entegre havalandırma
sistemi ufak bir motorla çalışıyor ve bu
sistem partikülleri ve pis havayı temizleyip
evin içine o şekilde alıyor. Havayı içeri
alırken de ev ısısı seviyesine getiriyor. Bu
nedenle evin içindeki havanın ısısında bir
değişiklik yaşanmıyor. Sistem bir ampul
kadar bir enerji harcadığından ek bir maliyet
getirmiyor.
Satış ve pazarlama çalışmalarınızdan
biraz bahseder misiniz? Hangi
ülkelere ulaşıyorsunuz? Yeni pazar
arayışlarınız var mı?
Kendimizi öncelikle müşterilerimize, iş
Mevlüt Topbaşlı / REHAU Pencere Çözümleri Bölümü Satış Yöneticisi
ortaklarımıza ve çalışanlarımıza yönelik
sorumluluğumuz ile tanımlıyoruz. Attığımız
her adımda gelecek kuşaklar açısından
düşünüyor ve sürdürülebilirliğe odaklanıyoruz.
Satış ve pazarlama faaliyetlerimizde
özellikle üstünde durduğumuz en önemli
konu bu. Dünyanın hemen hemen tüm
ülkelerinde satışımız var. 170’in üstünde
ülkede ya üretim tesisi ya da Türkiye’de
olduğu gibi hem üretim tesisi hem de idari
ofis şeklinde yer alıyoruz. Bazı ülkelerde
ise sadece idari ofislerimiz bulunuyor.
REHAU Türkiye’de 1990 senesinden beri
faaliyet gösteriyor; pencere, yapı tekniği,
mobilya, beyaz eşya, otomotiv gibi birçok
alanda piyasaya ürün sunuyoruz.
Ürün gruplarınız
hakkında bilgi verir
misiniz? Marka
bilinirliği en yüksek
ürün grubunuz
hangisi?
İster ısı yalıtımı, ister
hırsızlığa karşı koruma,
ister ses yalıtımı olsun;
pencerelerimiz müşterilerimizin
ihtiyaçlarınıza
tam uyum sağlar. Synego,
Geneo, Euro-Design,
Brillant gibi yaşam
alanlarına değer katan,
her biri farklı özellikleriyle
öne çıkan ürün gamına
sahibiz. Örneğin
Geneo Inovent aslında
REHAU’nun bakış açısını
birebir karşılayan
bir ürün. Dünyada bir muadili olmayan,
gelişmiş Ar-Ge süreçlerinin sonucu ortaya
çıkan bu ürün standart plastik pencerelerden
farklı olarak içinde cam elyaf muhteva
ediyor ve kendiliğinden havalandırma sistemine
sahip. Pencere profiline entegre
havalandırma sistemi ufak bir motorla çalışıyor
ve bu sistem partikülleri ve pis havayı
temizleyip evin içine o şekilde alıyor.
Havayı içeri alırken de ev ısısı seviyesine
getiriyor. Bu nedenle evin içindeki havanın
ısısında bir değişiklik yaşanmıyor. Sistem
bir ampul kadar bir enerji harcadığından
ek bir maliyet getirmiyor.
Yapı Malzeme Aralık 2017 93
“Sektörde kendi şirketiyle
Türkiye’de bulunan tek markayız”
“Sunduğumuz hizmet yanında doğru ürün portföyü ile pazarda olmanın önemini kısaca
açıklamak isterim. Ülkemiz, ısıdan korunmanın, özellikle çatıdan gün ışığı alınıyorsa,
önemli olduğu bir iklim kuşağında. Bu sebeple tüm çatı pencerelerimizde
standart olarak ısıdan koruyan camları pazara sunuyoruz.”
Çatıdan gün ışığı ve doğal havalandırma sağlayan ürünler konusunda uzman olan VELUX; 1942 yılından bu yana
sektörde faaliyet göstermekte VELUX Pazarlama Sorumlusu Hasan Kamiş ile bu spesifik alandaki ürünleri ve
teknik özelliklerini ele almaya çalıştık.
Firmanızın kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahalarından ve hizmetlerinden bahseder
misiniz?
Havalandırma (VEntilation) ve latince aydınlık anlamına gelen LUX’ün birleşiminden doğan VELUX
ismi yaptığımız işi iyi bir şekilde tanımlıyor. Uzmanlaşmanın getirdiği bilgi birikimi, pazarın ihtiyaçlarını
iyi anlama ve buna uygun inovatif ürün geliştirme sonucunda bugün 40 ülkede şatış şirketi,
9 ülkede üretim tesisi ve 10.000’e yakın çalışanımızla global pazar lideri konumundayız.
Ürün gamımızda en büyük pay eğimli veya düz çatılar için özel üretilen çatı pencereleri.
Bunun yanında çatı pencelerimizle uyumlu perde, panjur, kumanda gibi tamamlayıcı
aksesuarlar, ticari binalara uygun çözümler olan VMS (VELUX Modular Skylight) ürün
yelpazemiz içinde.
Çatı pencere sektöründe kendi şirketiyle Türkiye’de bulunan tek markayız ve
bu yıl 18. yılımızı doldurduk. Bunun altını çizmek isteyişimin nedeni çatıda
açılacak bir boşluktan ışık ve hava alma konusunda ülkemizin önceden
gelen tecrübesinin iyi olmayışı. Uygun olmayan ürünler, yanlış uygulamalar
sebebiyle çatıdan gün ışığı ve doğal havalandırma sağlamak
isteyen kullanıcılar anlaşılır bir şekilde tereddüt yaşıyorlar.
94
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
Konusunda dünya pazar lideri markanın ülkede
bulunması hem mimarlar hem müteahhitler
hem de son kullanıcılar için önemli
konularda (satış öncesi hizmet, doğru ürün
gamı, satış sonra hizmet) cevap bulmalarını
kolaylaştırıyor.
Sunduğumuz hizmet yanında doğru ürün
portföyü ile pazarda olmanın önemini kısaca
açıklamak isterim. Ülkemiz, ısıdan
korunmanın, özellikle çatıdan gün ışığı alınıyorsa,
önemli olduğu bir iklim kuşağında.
Bu sebeple tüm çatı pencerelerimizde standart
olarak ısıdan koruyan camları pazara
sunuyoruz. Ek olarak ısıdan koruyan aksesuarlarımız
(panjur, gölgelik) tam konfor
sağlıyor. Buna ek olarak ürünlerimizin çatıda
maruz kalacağı dış etkenler göz önüne
alındığında kışın da ısı kaybı olmamasını
sağlayan hem cam, hem doğrama, hem de
montaj aksesuarları standart olarak ürün
gamımızda mevcut.
Türk Çatı Penceresi Sektörü
hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir
miyiz? Rakamsal olarak mevcut
durumu nasıl buluyorsunuz?
Sektörün büyüme trendi içerisinde olduğunu
söyleyebilirim. Bunun en önemli sebepleri;
- Çatı penceresine uygun artan inşaat (konut)
faaliyeti
- Yaptığımız yatırımlar sonucu bilinirliğin artması
Sektörün büyüyor olmasına rağmen henüz
çok küçük olduğunu söyleyebilirim. Bunun
en önemli sebebi çatı katlarının kullanımını
sınırlayan yönetmelikler. Neredeyse
80-90 yıl öncesinden gelen ve geçerliliği
kalmamış yönetmelikler çatı katlarının atıl,
en iyi ihtimalle kısmi kullanılmasına sebep
oluyor. Binalarımızı (özellikle çatı katlarını)
azami şekilde kullanmanın ülke ekonomisine
değer katacağını görüyoruz.
Rekabet noktasında firmanızı diğer
markalardan ayıran özellikler ve
öncelikler nelerdir?
Türkiye özelinde konuşacak olursak, başta
da söylediğim gibi, kendi şirketi ile pazarda
olan tek markayız ve pazar lideriyiz. Diğer
birkaç marka, ürünlerini burada oluşturdukları
bayiler aracılıyla satıyorlar. Bu
da satış öncesi, doğru ürün ve
satış sonrası gibi hizmetler için
buraya yatırım yapmak istemediklerinden
kaynaklanıyor. Satın
alan veya tasarlayan kişiler için
bizi ayıran özellikler;
- Özellikle mimar ve müteahhitlere
binalarını tasarlar ve inşa ederken
en iyi etkiyi almaları için hem
mimari tasarım desteği hem de
şantiyede süpervizörlük hizmeti.
- VELUX Türkiye garantisi. Başka
markaların bayilerinin “fabrika
garantisi” adı altında garanti söylemleri
oluyor ancak fabrika başka
ülkelerde olduğundan kullanıcı için pek
bir anlam ifade etmiyor.
- Türkiye iklim koşullarına uygun (özel cam/
doğrama/montaj aksesuarları) ürün gamı
- Kullanıcı ihtiyacına göre çatı pencerleri için
çabuk ulaşılır aksesuarımızın olması (perde,
panjur, kumanda, v.b.)
- Türkiye’nin önde gelen çatı markaları ile
yaptığımız iş ortaklıkları çatının tek bir elden
sistem olarak kullanıcıya sunulması.
Hakan Yantir / Genel Müdür
Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir
misiniz? Marka bilinirliği en yüksek
ürün grubunuz hangisi?
Daha önce de belirttiğim ürün grupları arasında
en fazla bilinirlik “çatı pencereleri”
ürünlerimizde. Bu sebepten dolayı bu ürün
grubumuzda müşteri ihtiyaçlarına göre 3
“aile” tanımladık.
- Standart: Ahşap doğrama, alüminyum dış
yüzey ve low-e çift cam özellikleri olan bu
ürün en küçük ayrıntısına kadar VELUX kalite
ve standartlarını barındıryor.
- Comfort: Ahşap doğrama üzerine dayanıklı
beyaz boya (tavan rengi ile uyumlu),
alüminyum dış yüzey ve solar lamine low-e
çift cam özellikleri olan bu ürün estetik ve
güvenliği ön plana çıkarıyor.
- Premium: Ahşap doğrama üzerine dayanıklı
beyaz boya (tavan rengi ile uyumlu),
alüminyum dış yüzey ve solar lamine low-e
çift cam ve en önemlisi kumanda ile kontrol
edilebilen ve yağmur sensörlü bu ürün konforlu
kullanım için ideal.
Genelde ürün grubu çok bilinmediğinden,
özelliklere bakarak ürünün olduğundan çok
pahalı olduğunu tahmin edenler çoğunlukta.
Fiyat ile ilgili örnek vermem gerekirse
orta büyüklükte bir çatı odasını aydınatacak
“standart” bir ürün maliyeti yaklaşık 1.500
TL civarında.
Önümüzdeki yıllar için büyüme
hedefinizden bahsedebilir misiniz?
Önümüzdeki dört yılda ürün adet satışımızı
2 katına çıkarma planımız var. Geçmiş iki
yıla baktığımızda doğru adımlarla ulaşılabilir
bir hedef olduğunu görüyoruz.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Çatıdan gün ışığı ve doğal hava alma istek
ve bilincinin her geçen gün arttığını görüyoruz.
Çatı katlarını köhne ve kullanılmayan
mekanlardan yaşanabilir cazip mekanlara
dönüştürmede etkimizin olması bizi mutlu
ediyor. Dileğimiz önümüzdeki zamanlarda
yönetmeliklerdeki değişiklikler ile çatı katlarının
daha fazla kullanılması.
Yapı Malzeme Aralık 2017 95
Dosya
“2018 yeni yatırımlarımızın
olduğu bir yıl olacak”
“Alüminyum rüzgar dayanımı daha iyi bir malzeme. Yüksek katlı yerler için ısı bariyerli
alüminyumlar üretiliyor. Alüminyumun girmediği sektör yok. Görselliği iyi, sağlıklı bir ürün.
Üretimi çok zor. Ancak satış pazarlaması daha kolay bir ürün...”
1995 yılında kurulan Karpen,bir süre sonra
kendi üretimini yapmaya başladı. Üretim
süreçleri ve bu alanda kat ettikleri mesafeyi
Karpen Genel Müdürü Fahrettin Cankar’dan
dinledik.
Firmanızı tekrar bir hatırlayalım?
2004 yılında üretime başladık. Pvc’de 17
hattımız var. İki hat da contada var. İnşaat
sektöründe alüminyum ve pvc birbirini tamamlayan
ürünler olduğu için alüminyum
işine girmeye karar verdik. Şu an aylık 500
ton üretimimiz var. Yeni gelecek bir makineyle
beraber alüminyumda üretim kapasitemizi
900 tona çıkarmayı hedefliyoruz.
Pvc’de ise aylık 1500 ton üretimimiz var.
Satış politikanız hakkında bilgi verir
misiniz?
Türkiye genelinde 7 tane depomuz, iki tane
de distribütör bayimiz bulunmaktadır.güneydoğuanadolu
bölgesi Çukurova bölgesi
iç Anadolu bölgesi karadeniz bölgesi ege
bölge akdeniz bölgesi batı Marmara bölgesi
doğu Marmara bölgesi güney maramara
bölgesi olmak üzere satış depolarımız bulunmaktadır.
Ne tür profiller üretiyorsunuz?
Sandalye ayağından otomotive, makineye,
doğramaya ve inşaata dek pek çok çeşit
mevcut. Şu an profilini çektiğimiz 1500
farklı ürün var.
Firmalara fason üretim yapıyor
musunuz?
Hayır, biz fason çekmiyoruz. Kendimiz çekiyoruz,
pazarlamasını yapıyoruz. Bizden alan
toptancı var. Kapasiteyi sürekli artırmak
istiyoruz.
İhracat yapınızdan biraz bahseder
misiniz?
Pvc alanında ihracatımız fena değil, %50-
50, yarı yarıya. Alüminyumda o noktaya ulaşamadık
henüz ancak Türkiye’ye yetiyoruz,
üretimimizi yetiştiremiyoruz.
Sektöre büyük bir destek var,
verilen krediler var bu konuda neler
söylersiniz?
Onun etkisi var tabii ki. KGF adı altında hükümet
bankalara kefil oldu, bankalar ciddi
bir para dağıttı piyasaya. Bu rahatlık sürekli
böyle devam etmez. Bu para tekrar bankaya
dönecek, döndüğünde tekrar bir daralma
başlayacak. Her şey güllük gülistanlık değil
ki. İniş çıkışlar olacak, iş hayatı böyle.
Sektörün kendisini düzeltmesi gerekiyor.
2016’ya nazaran 2017 yılı daha iyi. Türkiye’de
her sene kriz var, burada sanayici
olmak zor.
2018 yılından beklentileriniz nelerdir?
Biz yatırım yapıyoruz. Yeni makine geliyor,
Urfa’ya yeni bir tesis kuruyoruz, kompozitli
iç kapı ve oda kapıları üreteceğiz. Hem
cnc, hem de pvc şeklinde kapılar yapacağız.
Günlük 500 kapı gibi bir kapasiteyi hedefliyoruz.
İyi olacak diye bekliyoruz, sonuç
ne olur bilmiyoruz. Türkiye’de sanayicilerin
sıkıntısı öz kaynaklarının %50’nin altında olmasıdır.
Öz kaynak %60 ve üzeri olmalıdır.
Öz kaynağı %50’nin altında olan bir firma,
krediyle dönmeye çalışıyor bir müddet sonra
da sıkışmaya başlıyor.
Fuarları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fuarın her zaman faydası var, burada çok
fazla satış yapamıyoruz ama, uzun soluklu
dönüşler oluyor. Hemen anında iş olmuyor.
Adam kartviziti alıp gidiyor, çalıştığı yerle ilgili
bir sıkıntı yaşarsa seni arıyor. Veya fiyatlardan
dolayı seni tercih ediyorsa dönüyor,
göz aşinalığı oluyor. Fuarlar aynı zamanda
buluşma yeri. Hammaddecisi geliyor, makinecisi
geliyor, burada buluşuyoruz.
Yurtdışı fuarlarına katılıyor musunuz?
Tabii. Şu an Şili’de bir ekibimiz de mevcut.
Pvc sektörü hakkında neler söylemek
istersiniz?
Pvc iyiye gitmiyor. Türkiye’de önceden ahşap
değişimi vardı. Pencerelerdeki ahşaplar
değişiyordu. Yeni inşaatlar olunca, büyük
bir kapasitede üretim başladı. Şu an
Türkiye’nin tüketiminin üç katı kapasite
var. Şimdi değişim tamamlandı, ihracatta
zorlanmaya başladık. Sebebi de şu; bizim
pazarımız Arap ülkeleri ve Türki Cumhuriyetlerdi.
Türki Cumhuriyetler ekonomik sıkıntıya
girdi. Arap ülkelerinin yarısı savaşta.
Doğal olarak dış pazarı yavaş, yavaş kaybediyoruz.
İran, Azerbaycan gibi ülkelerde
Fahrettin Cankar / Karpen Genel Müdürü
fabrikalaşma başladı. Pvc’nin geleceği çok
parlak değil. Geçmişte Avrupa’da da bunun
bir benzeri yaşanmış, 100 firma düşmüş 5
firmaya. Belki Türkiye de firmalar birbirini
satın alacak, piyasa toparlanacak. Bazı firmalar
çok iyi gidiyor. Biz de ağımızdan dolayı
iyi gidiyoruz.
Yüksek katlı binaların çoğalmasından
dolayı alüminyuma yönelim artışı
bulunmakta. Bu konuda neler
söylemek istersiniz?
Mutlaka, alüminyum rüzgar dayanımı daha
iyi bir malzeme. Yüksek katlı yerler için ısı
bariyerli alüminyumlar üretiliyor. Alüminyumun
girmediği sektör yok. Görselliği iyi,
sağlıklı bir ürün. Üretimi çok zor. Ancak satış
pazarlaması daha kolay bir ürün. Çünkü
ürün yelpazesi çok geniş.
Ürün gruplarınızdan bahseder misiniz?
İnşaat büyük bir kalem. Dış cephe var, ısı
yalıtımlı profiller var, sistemsel ısı var, cam
balkon var, küpeşte var, sineklik var, tente
profilleri var, kepenk profilleri var…
Önümüzdeki döneme dair hedefleriniz
neler?
Alüminyum kapasitesini büyütüyoruz ve ihracatını
hedefliyoruz. Pvc’den daha iyi olacağını
tahmin ediyoruz.
96
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
Leono Architect@Work
fuarı’nda boy gösterdi!
Kapı kilitleri, kapı menteşeleri, kapı kolları gibi kapı ve pencere sektöründe
hizmet veren LEONO, 3-4 Kasım 2017 tarihlerinde Yeşilköy
İstanbul Fuar Merkezi’nde, bu yıl 2.si düzenlenen Avrupa’nın en
saygın tasarım fuarı Architect@Work Istanbul’un sponsoru oldu.
Mimarlar, iç mimarlar, tasarımcılar ve alanının uzmanları için Belçika,
Hollanda, Lüksemburg, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya,
İsviçre, İtalya ve Danimarka gibi 65 ülkede düzenlenen Architect@
Work, Türkiye’de de 2. defa gerçekleşti. Yeşilköy İstanbul Fuar Merkezi’nde
3-4 Kasım 2017 tarihleri arasında düzenlenen fuara, Architect@Work’ün
seçici kurulu tarafından seçilen kaba yapı, dış cephe,
yapı sistemleri, bitirme işleri, aydınlatma gibi alanlardaki firmalar
katıldı. Fuarın sponsoru ve yaklaşık 30 yıldır kapı sektörüne getirdiği
yeniliklerle adından söz ettiren Aslandağ Grubu’nun markalarından
biri olan LEONO da, 10. Hall’de 51 Numaralı stantta yerini aldı.
Kurulduğu 2012 yılından bu yana kapı kilitleri, kapı menteşeleri,
kapı kolları, kapı yalıtım sistemleri, kapı kontrol ve kaçış sistemleri,
sürme kapı sistemleri, kapı stopperları, banyo aksesuarları ve özel
üretim çözümlerinde satış, ithalat ve ihracat konularında faaliyet
gösteren, LEONO’nun Genel Müdürü Hakan Lonca, fuar hakkında
“Mimari ve tasarım alanında Avrupa’nın en saygın fuarlarından biri
olan Architect@Work’e AGB by LEONO markamızla sponsor olduk.
Biliyorsunuz Emaar Square,
Batum Hilton, Eroğlu Skyland,
Türkerler Çiftçi Towers, Nuvo
Dragos gibi birçok projede yer
alıyoruz. Aynı zamanda Ortadoğu,
Türki Cumhuriyetler ve Afrika
ülkelerine ihracat gerçekleştiriyoruz.
Sektörümüzdeki lider
pozisyonumuzla fuarda yerimizi
almak istedik. Fuarda, kapı sektörüne
inovatif bir yaklaşım getirdiğimiz
İtalyan AGB firmasına ait Hakan Lonca / LEONO’nun Genel Müdürü
kapı kapatıcı özellikli gizli menteşe
ECLIPSE SELF modelimizle yer aldık. Fuar boyunca yaklaşık
1000’e yakın firmayla iletişim kurarak sektördeki yerimizi daha da
güçlendirdik.” açıklamalarında bulundu.
WWW.EISENWARENMESSE.COM
WORK HARD!
ROCK HARD!
EISENWARENMESSE – Köln
Uluslararası Hırdavat Fuarı
4 – 7 MART 2018
Koelnmesse GmbH Türkiye Temsilciliği, tezulaş fuar danışmanlık hizmetleri ltd. şti., Bağdat Cad. No: 181/6,
34730 Çiftehavuzlar – Kadıköy / İSTANBUL, Tel: 0216-385 66 33, Fax: 0216-385 74 00, info@tezulas-fuar.com
Proje
Nef’in Çekmeköy’deki yeni projesi
Nef Çamlıtepe rekor kırdı
Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, rekor satışın Nef olarak gurur verici olduğunu ancak
ülke için daha büyük anlamı olduğunu belirtti. Timur, “Bu satış hem Nef’e hem de ülke ekonomisine
duyulan güvenin bir göstergesi. Halkın ihtiyacına cevap verecek projeler ürettiğinizde
bunun karşılığını görüyorsunuz” dedi.
Erden Timur / Nef İcra Kurulu Başkanı
Gayrimenkul sektörü, hafta sonunda 474
konutluk projenin 2 günde satılmasıyla son
yılların rekorunu kırdı. Son 3 yıldır konut satış
adedi ve ciro bazında sektör lideri olan
Nef tarafından, İstanbul’un yeni yaşam ve
eğitim vadisi Çekmeköy’de yapılacak üç ayrı
projenin ilk ayağı olan Nef Çamlıtepe’deki
474 konutun tamamı bir hafta sonunda satıldı.
Talep bırakan Nef müşterilerine öncelikli
olarak sunulan proje, noterin de hazır
bulunduğu ve yerinde tespit yaptığı iki gün
boyunca oldukça fazla talep gördü. 2 günde
yapılan 260 milyon liralık satışın sektörün
geleceği için ümit verdiğini anlatan Nef İcra
Kurulu Başkanı Erden Timur, “Bu başarı
hem Türkiye ekonomisine, hem de Nef’e
duyulan güvenin en somut göstergelerinden
biridir.Nef ve Fiba Grubu gibi iki önemli
markanın bu projede bir araya gelmesi, projeye
duyulan güvenin ve heyecanın artmasında
da önemli rol oynadı. İhtiyaca cevap
veren projelere imza attığınızda karşılığını
görüyorsunuz” dedi.
Toplam proje değeri 1.2 milyar TL olan, 230
bin metrekarelik arazi üzerinde yükselecek
Nef Çekmeköy’ün ilk projesi Nef Çamlıtepe’de
1+1’den 4+1’e kadar farklı tiplerde,
bahçeli, teraslı ve balkonlu 474 adet konut
yer alıyor. Anadolu Yakası’nın Göktürk’ü olmaya
aday projede yer alan biyolojik göletler
ve yeşil omurga ile proje çevresinde yer
alan Alemdağ Ormanı, Nef Çamlıtepe sakinlerine
rahat bir nefes alma imkanı sunacak.
Yeni proje de çok yakında
Nef Çamlıtepe’de 279 bin TL’den başlayan
ödeme planları, 36 ay vadeli şirket
finansmanı veya 120 ay vadeli kredide
%0.99 oran avantajı, sadece talep bırakan
Nef müşterilerine öncelikli olarak sunuldu.
Çok yakında Nef’in Çekmeköy’deki ikinci
projesi Nef Ormantepe ve sonradan karar
değiştiren Nef Çamlıtepe müşterilerinin yeniden
satışa açılacak konutları; ön talep
bırakıp hızlı satış nedeniyle istediği konutu
alamayan Nef müşterilerine öncelikli olarak
satışa açılacak.
Türkiye’nin en çok ve en hızlı satış yapan
gayrimenkul markası olarak, İş GYO ile
ortak gerçekleştirilen İnistanbul projesinin
bir günlük rekor satışını tazelediklerini
belirten Timur, “Sektörümüzde, bugünkü
piyasa ve ekonomide böyle bir satış rekoruna
imza atmamız bizim için büyük moral
oldu.
Böylece emlak piyasasını canlandırdığımız
ve sektörümüzün hala çok güçlü olduğunu
bir kez daha gösterdiğimiz için ayrıca mutluluk
duyuyoruz.” açıklamasını yaptı.
98
Yapı Malzeme Aralık 2017
Türkiye’nin iklimlendirme merkezi İklimSA,
tüzel kişiliklere “klima kiralama” seçeneği sunarak sektörde yine bir ilke imza atıyor.
15 aydan 60 aya kadar sabit ücret ve taksitlendirme imkânıyla
noter, sigorta vb. gibi ek masraf gerektirmeyen ve vergi avantajı sunan yeni uygulama,
sektöre yepyeni bir bakış açısı getiriyor.
Ayrıntılı bilgi iklimsa.com’da.
“Ar-Ge ve inovasyonun,ilerlemenin en
önemli parçası olduğunu düşünüyoruz”
“İnovasyonun her aşamada sürdürülebilirliğin anahtarı olduğunu, aynı zamanda kurumları
sarsabilecek ani değişimlere ve etkilere karşı koruyucu bir kalkan görevi üstlendiğini kabul
eden Vefa Holding, kurulduğu ilk günden beri inovasyonu kurum kültürünün en önemli
parçası yapmıştır.”
Yaklaşık 30 yıl önce yola çıkarken benimsedikleri
prensipten taviz vermeden sürekli
çağın gereklerine uygun yeni fonksiyonel
ürünler geliştiren ve sektörüne öncülük
eden Vefa Holding; sergilediği başarılı
performansında, müşteri memnuniyetini
esas alan kalite anlayışı ve beklentilere
dünya standartlarında çözümler üretme
gayreti yatmakta. Vefa Holding’in başarı
dolu hikayesini Vefa Holding İcra Kurulu
Başkanı Turan Koçyiğit’den dinledik.
Firmanızın kısa tarihçesi ile
birlikte çalışma sahalarından ve
hizmetlerinden bahseder misiniz?
Vefa, iki girişimcinin üniversite yıllarından
güçlü bir iş ortaklığına uzanan bir başarı
hikayesi. Orhan Güner ve Turan Koçyiğit’in
1990 yılında “Estetik, uzun ömürlü, depreme
dayanıklı, kısa sürede kurulan prefabrike
yapılar” prensibi ile başlattığı süreç;
zorlu rekabet koşulları, ekonomik krizler
ve sektöre yönelik yargılara karşın prefabrike
yapılar, yaşam konteynerleri, pratik
hazır konutlar, hafif çelik yapılar üretimi
ile gelişerek devam ediyor. İşçi kampları,
petrol kampları, askeri kamplar, mülteci
kampları ve afetzedeler için yaşam alanları,
okullar hastaneler sosyal tesis binaları
üretimini kapsayan geniş bir ürün yelpazesi
ile çalışmalarını sürdürüyor.
Bugün ön üretimli yapılar ve yapı malzemeleri
sektöründe faaliyet gösteren Vefa,
üretimlerini son teknolojiler ile yapıyor ve
90’nın üzerinde ülkeye ürün ve çözümleri-
100
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
ni ulaştırarak ihracat gerçekleştirip birçok
ülkede kurduğu çözüm ortaklıkları ile uluslararası
düzeyde projeler yürütüyor.
27 yıl önce yola çıkarken benimsenen
prensipten taviz vermeden sürekli çağın
gereklerine uygun yeni fonksiyonel ürünler
geliştiren ve sektörüne öncülük eden
Vefa’nın gelişiminde, başarısında müşteri
memnuniyetini esas alan kalite anlayışı ve
müşterilerinden gelen talep ve beklentilere
dünya standartlarında çözümler üretme
gayretinin büyük payı var. Bu anlayış ve
gayrete, optimum malzeme ve insan kaynağı
ile maksimum verimliliğe ulaşmak için
yapılan yatırımlar, titizlikle seçilen tedarikçiler,
tecrübe ile uzmanlığa verilen öncelik,
üretim ve uygulama hızı da eklenince ortaya
aynı zamanda ekonomik ve pratik çözümler
de çıkmış oluyor.
Vefa, yaptığı her işte zirve olma gayreti ve
öncü olma hedefi ile çıktığı yolda 27 yılı geride
bıraktı. Kurulduğu günden bu yana yaşanan
pek çok ekonomik, siyasi ve uluslararası
krizlerin üstesinden gelmeyi başardı,
büyümesini sürdürdü ve pek çok yeniliğe
imza atarak sektöründe Türkiye’nin öncü
şirketleri arasında yerini aldı.
Sürdürülebilir inovasyon, teknoloji
ve yatırım konularını kurum
kültürü olarak belirledi. Sadece
Türkiye’de değil dünyanın pek
çok yerinde de birçok başarılı
projeye imza attı. Dünya çapında
gerçekleştirilen yeni uygulamalar
ve geliştirilen son teknolojileri yakından
takip etti.
Hafif çelik yapı sistemini Türkiye
ile tanıştırdı1999 yılında meydana
gelen Marmara Depremi’nin
ardından Türkiye’de doğan alternatif
yapı sistemi ihtiyacı ile
birlikte Vefa, Avrupa merkezli
yeni bir teknoloji arayışına girdi.
Yapıyı endüstrileştiren şirket,
alışılagelmiş yapı sistemini önceden
planlanabilir ve kontrol
edilebilir hale getirdi. Teknolojiyi
maksimum düzeyde kullanarak
doğru malzeme ile doğru iş gücünü
entegre eden bir yapı sistemi
ortaya koydu.
Vefa, işçinin hata yapma olasılığını
minimuma indirme adına da
çeşitli yöntemler geliştirdi. Örneğin;
Profacto profilleri ile kaynaksız
yapı teknolojisine geçti. Akabinde
de dünyada ilk tasarım ve
patenti Vefa’ya ait olan Neopan
panel teknolojisi ile kompozit
panel üretmeye başladı. Kendi
enerjisini kendisi üreten ve ısı
pompalarıyla ısıtılıp soğutulabilen
Ekolojik Ev’i yaptı. Katlanabilir olma
özelliğiile lojistik maliyetlerinde avantaj
sağlayan katlanabilir Vekonas ve Vekonant
konteynerlerinin tasarımını, patentini ve
üretimini gerçekleştirdi. Taklit edilemeyen
pratik hazır konut Nestavilla ile Türkiye için
dönüm noktalarından birine imza attı ve bu
sektörde kritik öneme sahip Fibercement
levhaların üretimine Ekobord markası ile
başladı. Vefa’nın bu ürünleri ve geliştirdiği
teknolojiler sektörün büyümesi noktasında
önemli adımlar oldu.
Kısaca Vefa, sektörü dünya çapında bir
noktaya ulaştırdı. Sektörün okulu oldu, eğitimler
verdi, mimarlar, mühendisler, teknik
elemanlar yetiştirdi. Kendi alanıyla ilgili
teknik detay kitapları hazırladı. Geliştirdiği
ürünler yüksek lisans ve doktora tezlerine
konu oldu. Her zaman en basit afet barınağından
en konforlu kalıcı yapılara kadar
insan doğasına uygun yaşam alanları üretmeyi
hedefledi. Bugün itibariyle de dünyadaki
her kıtada her türlü iklim koşulunda
başarıyla test ettiği malzemeleri ve yapıları
üretmektedir. Know-how ihracatı alanına
da girerek değer üretim merkezi haline gelmiştir.
Ön üretimli yapılar sektörünün bileşenleri
olan prefabrike panel, modüler konteyner,
hafif çelik ve yapısal çeliği tek çatı altında
uluslararası arenada gerçekleştirebilen nadir
kuruluşlardan biridir.
Turan Koçyiğit / Vefa Holding İcra Kurulu Başkanı
Vefa, gelişen ve değişen sektörün ihtiyaçlarını
optimum şekilde karşılayabilmek adına
organizasyonel ve yönetimsel yapılanmasını
da geliştirmeye devam etmektedir.
Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz
projelerinizden biraz bahseder
misiniz?
ENR’ın yayınladığı “Dünyanın En Büyük
250 Uluslararası Müteahhidi” listesinde
40 Türk müteahhit firması yer almaktadır.
Bunların yüzde 90’ı ile çalışıyoruz. Summa
ile Venezuela’da, Rönesans ile Gabon’da
toplu konut projelerini hayata geçirdik.
Bechtel, Bouygues ve Astaldi gibi yabancı
firmalar ile de dünyanın değişik yerlerindeki
projelerinde çözüm ortağı olarak yer
alıyoruz.
Vefa Holding’in ön üretimli yapı çözümleri
sunan markası Vekon, Fildişi Sahili’nin
en büyük şehri olan Abidjan’da projesini
tamamladı. 21-30 Temmuz’daki 8’inci
Fransızca Konuşan Ülkeler Oyunları 2017
(Francophone) dolasıyla ülkeye gelen
4000 sporcunun konaklayabileceği her
biri üç katlı toplam 33 ayrı bloktan oluşan
olimpiyat köyü projesini gerçekleştirdik.
Projenin değeri 12 milyon dolardı. Projede
binaların cephelerinde kırmızı, mavi,
sarı, gri ve bej olmak üzere beş farklı renk
kullanıldı. Tüm binaların prefabrik sistemle
projelendirildi, iç ve dış duvarlarda taş
yünü sandwich panel uygulaması yapıldı.
Yapı Malzeme Aralık 2017 101
Ayrıca, projede dikkat çeken bir ayrıntı ise
tamamen kendi tasarımımız olan ve İngiliz
Warrington’dan A1 yanmazlık sertifikalı Neopan
panel duvarlar kullanıldı.
Ayrıca; Asya’nın en büyük projesine imza
atacak olan Petronas için Malezya’da da
1.800 adet modüler yaşam ünitesi ve 80
bin metrekarelik hafif çelik yapılardan oluşan
lüks bir işçi kampının yapımı bu yıl içerisinde
tamamlandı.
Öte yandan Vefa, know how da ihraç ediyor.
Vefa olarak Afganistan ile ülke genelinde
prefabrike binalar inşa edebilecek bir fabrika
kurmak üzere sözleşme imzaladık. Afgan
Devleti’ne son teknolojilerle donatılmış
prefabrik binalar inşa edebilecek bir fabrika
kuracağız. Yaklaşık 3 yıl bu fabrikanın yönetiminde
bulunacağız, sonra Afganistan
Devleti’ne devredeceğiz. Bu anlaşma ile biz
know how da ihraç etmiş oluyoruz.
Afganistan dışında Cezayir’de de bir projemiz
var. Geçen yıl Özgün İnşaat ve Cezayir
Kamu Kesimi Endüstri Yerleşimleri (Divindus)
ile kamuya ait altı iştirakin üretim
süreçlerini iyileştirme, modernize etme ve
birlikte üretim yapmaya yönelik bir anlaşma
imzaladık. Ortaya koyduğumuz değerleri,
altyapımızı ve birikimimizi paylaşmak ve
Cezayir’in teknolojik gelişimine ve ihracat
potansiyelini arttırmasına katkıda bulunabilmek
bizim için büyük önem taşıyor. Bununla
ilgili çalışmalarımız devam ediyor.
Uygulama teknikleriniz ve kullanmış
olduğunuz ürünler açısından inşaat
firmalarına ve son kullanıcıya
ne gibi farklılıklar ve avantajlar
sunuyorsunuz?
Şirket olarak AR-GE ve inovasyonun, büyüme
ve ilerlemenin en önemli parçası olduğunu
düşünüyoruz. Günümüzde rekabetçi
piyasa koşullarında, büyük organizasyonların
ayakta kalabilmesinin en önemli unsuru
kendi know how’ını üretiyor olmaları. Katma
değerli ürün üretmede ar-ge çalışmaları olmazsa
olmaz durumda. Vefa’nın geliştirdiği
teknolojilerden biri Profacto teknolojisi.
Vefa, Profacto teknolojisi ile mühendislik
metotlarını en verimli şekilde kullanarak
yüzde 40’a varan maliyet avantajı sağladı.
Kaynaksız yapı teknolojisi ile üretim imkanı
sunan İtalya, Amerika ve Avustralya menşeli
profil hatlarında, ÜR-GE çalışmaları
sonucunda geliştirilen 250’ye yakın profil
tasarımı sayesinde daha az malzeme ile
hiç kaynak kullanılmayan, boya gerektirmeyen,
cıvata bağlantıları ile birleştirilen daha
estetik ve sağlam çözümler üretiliyor. Böylece
yapılarda kullanılan çelik sarfiyatında
eski teknolojilere oranla yüzde 40’a varan
tasarruflar sağlanıyor. Vefa’nın, sektörünü
çok iyi analiz ederek yürüttüğü AR-GE ve
ÜR-GE çalışmaları sonucunda ortaya çıkan
ve 2009 yılının ortalarında devreye alınan
kompozit panel hattı ise prefabrike yapılar
ve yaşam konteynerlerinde duvar olarak kullanılabilecek
uygun formlara sahip olan panellerin
seri şekilde üretilmesi hedefinin bir
sonucu. Türkiye’de ilk olan ve tam otomatik
duvar üretim makinası dediğimiz panel hattı,
sandviç panel hatlarının özelliklerine ek
olarak kompozit panel form ve açılımlarını
da sağlıyor. Dakikada 5 metre duvar üretebilme
kapasitesine sahip panel hattından
çıkan duvarlar, yüksek izolasyon değerleri,
montaj aşamasında sağladığı işgücü tasarrufu
ve getirdiği yüzde 30’a yakın maliyet
avantajı ile dikkat çekiyor. Vefa, 2000 yılının
Mayıs ayında düzenlenen Yapı Fuarı’nda,
dünyanın deprem kuşaklarında yer alan
gelişmiş ülkelerinde sıklıkla tercih edilen
hafif çelik yapı sistemi ile üretilmiş binayı
Türkiye’de ilk defa kurarak, çelik yapı sisteminin
kullanımı konusunda bir ilke imza
attı. 2004 yılında ise en son prefabrike teknolojisinin
kullanıldığı bir konut sistemi geliştirdi.
Pratik hazır konut teknolojisi, ortaya
koyduğu detaylar ve çözümler, uyguladığı
uluslararası standartlar ve sunduğu konforla
bir konutta olması gereken tüm şartları
yerine getiriyor. Ekolojik ev ise kendi enerjisini
kendisi üreterek ve enerjiyi en verimli
şekilde kullanarak enerji verimliliği esaslarını
en üst düzeyde karşılıyor. Ekolojik Ev,
düşük enerji tüketimi ve dolayısıyla düşük
karbon salımı olan bir bina üretimi gerçekleştirilmesi
hedefiyle geliştirildi. Binanın
tasarım ve üretimine ışık tutan enerji verimliliği
kavramını, ısıtma, soğutma ve aydınlatmada
enerji ihtiyaçlarını azaltmak, enerjiyi
verimli kullanmak, enerjiyi verimli ve temiz
kaynaklar ile üretmek başlıkları altında değerlendirdi
ve uygulandı. Güneş enerjisinden
maksimum seviyede yararlanan binanın
karbon salımı minimum seviyede. Yapı,
doğalgaz ya da başka herhangi bir enerjiye
ihtiyaç duymadan kendi kendine yetebiliyor.
Vefa’nın geliştirdiği bir diğer ürün ise katlanır
sistem Vekonas ve Vekonant konteynerler.
Afet sonrası barınma başta olmak
üzere kamp, şantiye ve benzeri durumlardaki
konaklama ihtiyacının kolay ve hızlı
bir şekilde giderilmesi amacıyla geliştirilen
katlanır konteynerler piyasada hemen karşılık
buldukları görüldü. Vekonas, tek odalı
katlanabilir yaşam konteynerleridir. Benzer
ebatlara sahip mevcut demonte konteynerlere
göre 10 kat daha hızlı kurulur. Uluslararası
nakliye standartlarına uygundur.
Katlanabilir olması sayesinde, 1 tırda aynı
anda 10 adet taşınabilir. 2 kişilik bir ekiple
çok hızlı bir şekilde kurulur. Vekonant ise
ıslak hacimli çekirdeğe sahip, uluslararası
nakliye standartlarına uygun olarak geliştirilmiş
yaşam konteyneridir. Uluslararası
nakliye standartlarına uygundur. Katlanabilir
olması sayesinde, 1 tırda aynı anda 5
adet taşınabilir. 4 kişilik bir ekiple çok hızlı
bir şekilde kurulur. Gerektiğinde birleşimli
ve çok katlı olarak da üretilebilir. Vefa uzun
AR-GE ve tasarım faaliyetleri sonrasında ortaya
çıkmış olan sayısız ürün ile yenilikçi
ve inovatif bir marka algısını oluşturmayı
başarabilmiş bir firmadır. İnovasyon merkezi
ile inovasyon ve Ar-Ge’yi sadece belirli
ekiplerin çalıştığı bir konu olmaktan çıkarıp,
tüm şirket çalışanlarının aktif olarak dahil
olduğu, şirketin genetik kodlarına işlenmiş
bir unsur haline getirmekteyiz.
Rekabet noktasında firmanızı diğer
markalardan ayıran özellikler ve
öncelikler nelerdir?
Vefa Holding, inovatif düşünce sistemi
102
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
ışığında pazardan gelen talepleri, var olan
ürünlere maliyet, kalite ve uygulama avantajı
sağlayıcı optimizasyon çalışmaları olarak
ele almaktadır. Böylece sektöre yeni
ürünler kazandırarak rekabet avantajı sağlayabilmektedir.
Vefa, inovasyonu sürdürülebilirliğin anahtarı
olarak görmektedir. İnovasyon kavramının
AR-GE ve ÜR-GE departmanlarına sığdırılamayacak
kadar önemli ve anahtar bir
kavram olduğuna inanan Vefa, inovasyonu
kurum kültürünün bir parçası olarak ele almaktadır.
İnovatif yaklaşımların böylece kurumun
tüm süreçlerine ve birimlerine nüfuz
etmesini sağlayan Vefa, standartların yükselmesi
ile birlikte çok hızlı değişen müşteri
ihtiyaçları ve beklentilerine aynı hızla
cevap verebilmek için bunun şart olduğunu
bilmektedir.
İnovasyonun her aşamada sürdürülebilirliğin
anahtarı olduğunu, aynı zamanda
kurumları sarsabilecek ani değişimlere ve
etkilere karşı koruyucu bir kalkan görevi
üstlendiğini kabul eden Vefa Holding, kurulduğu
ilk günden beri inovasyonu kurum
kültürünün en önemli parçası yapmıştır.
27 yıldır sektöre kazandırdığı yeni ürün ve
teknolojiler ile kurumsal olarak sağladığı
başarıyı inovatif düşünce sistemine bağlayan
Vefa, böylece büyüdükçe hantallaşan
bir yapıya dönüşmekten kurtulmaktadır. Çoğunlukla
müşterilerin beklentileri ve ihtiyaçlarının
tespiti ile başlayan inovasyon süreci
Vefa’da doğası gereği bir keşif maratonuna
dönüşmektedir. Tüm iş süreçleri, sunulan
ürün ve hizmetler öncelikle müşterilerin
perspektifinden bakarak ele alınmaktadır.
Vefa’nın merkezine konumlanan İnovasyon
ve Teknoloji Geliştirme birimi, en üst
düzeyde desteklenmektedir. Görevi kurum
içindeki tüm birimler ile etkileşimi sağlayarak
inovasyon çalışmalarını yürütmek olan
birimde akademik düzeyde çalışmalara da
imza atmış mühendis, mimar ve endüstriyel
tasarımcılardan oluşan geniş bir ekip
çalışmaktadır. Bunun yanında danışmanlar
ve akademisyenler ile işbirlikleri yapılarak
inovasyon sürecine katılmaları sağlanmaktadır.
Üretim ve yatırım planlarınız hakkında
neler söylemek istersiniz?
2016 yılının sonunda tüm şirketlerimizde
yeniden yapılanma sürecini tamamladık.
Verimliliğe odaklanarak müşteri bazlı yapılanmaya
gittik. Müşterilerimizin taleplerine
ve ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretmeye
devam ediyoruz 2017 yılına daha da güçlenerek
girdik. AR-GE ve ÜR-GE ekiplerimizle
daha hızlı daha güvenli ve daha kaliteli
ürünler üreterek müşterilerimizin işlerini
kolaylaştırıyoruz. Dünyadaki yenilikçi teknolojileri
yakından takip ediyor, fonksiyonel
ürünler geliştiriyoruz. Bunu da sektörel bir
sorumluluk olarak görüyoruz.
Yolumuza sağlam ve emin adımlarla devam
ediyoruz. Bu yılı da geçen yıllarda olduğu
gibi büyüyerek kapatmayı hedefliyoruz.
Küresel pazarlarda ve farklı kültürlerdeki
potansiyel müşterilerimize sürdürülebilir iş
modelleriyle yenilikçi ürünler sunarak 2023
yılında sektörün en çok tercih edilen lider
oyuncusu olmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda
da yurtiçi ve yurtdışında yatırımlarımıza
devam ediyoruz.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
İnovasyon kurum kültürümüzün önemli bir
parçasıdır. İnovatif ürünlerimiz, sürekli yenilediğimiz
üretim teknolojilerimiz ve AR-GE
yatırımlarımızla birçok ödülün de sahibi olduk.
Yaptığımız inovatif çalışmalarımızla
Türkiye’nin AR-GE Şampiyonları listesinde
yer aldık. Turkishtime tarafından gerçekleştirilen
Türkiye’nin İnovasyon Raporu AR-GE
250 Araştırması’nda listeye giren Türkiye’nin
ilk 250 firmasından biri olduk. Ayrıca
geliştirdiğimiz iki farklı ürünümüz olan
Vekonar ve Modüler Ev ile Design Turkey
Endüstriyel Tasarım Ödülleri’nde Kurumsal
ve Ticari Ürünler kategorisinde İyi Tasarım
Ödülünün sahibi olduk. Türkiye’nin ihracat
liderleri arasında yer aldık. Türkiye İhracatçılar
Meclisi (TİM) tarafından açıklanan ilk
1000 ihracatçı firması arasına Vefa Prefabrike
Yapılar şirketimiz olarak 610.sıradan
girdik. 2016 yılı İSO verilerine göre ikinci
500 sanayi kuruluşu içerisinde 28.sırada
yer aldık. Sürdürülebilir bir büyüme ile Türkiye’nin
en hızlı büyüyen 100 şirketi arasında
yer aldık. Öte yandan İstanbul Ticaret Odası
tarafından açıklanan 2014 verilerine göre
en çok vergi ödeyen İTO üyesi firmalar arasında
Vefa Holding’in şirketi Vefa Prefabrike
Yapılar San. Tic. A.Ş, Bronz madalyaya
hak kazandı.
Yapı Malzeme Aralık 2017 103
Proje
Sinpaş’dan
Sancaktepe’ye
pırlanta değerinde
bir proje:
‘Metrolife’
Gayrimenkul sektöründeki 44
yıllık uzmanlığı ve deneyimi ile
yenilikçi projelere imza atan
Sinpaş, gelişmesine öncülük
ettiği, İstanbul’un değeri ve
prestiji hızla yükselen bölgesi
Sancaktepe’de, yine çok
konuşulacak bir projeye imza
atıyor.
Sancaktepe’nin kent merkezinde yer alacak
Metrolife, hem konfor ve ayrıcalıklı bir
yaşam, hem de kazançlı bir yatırım fırsatı
sunacak. Metronun hemen yanında konumlanan
Metrolife, kapılarını yepyeni bir yaşama
açacak.
Sinpaş GYO Genel Müdürü Seba Gacemer,
Sinpaş’ın yenilikçi ve cesur vizyonu ile bugüne
kadar birçok bölgeyi cazibe merkezi
haline getirdiğini belirterek, “Sancaktepe,
Sinpaş’ın öncülüğünde hızla yükselen bir
bölgemiz. Lagün, Kelebekia, Köyceğiz, Egeboyu
projelerimizle bölgeye değer kattık.
Şimdi metrosuyla, şehir Hastanesi ile Sancaktepe,
İstanbul’un en gözde yaşam merkezlerinden
biri haline geliyor. Metrolife’da
yaşayan bir kişi Üsküdar’daki işine 27 dakikada,
Zincirlikuyu’ya ise sadece 45 dakikada
ulaşacak. Hem şehrin merkezinde hem
de şehrin dışında hissedeceğiniz size özel
peyzajı, çarşı alanı ve meydanıyla doğayı ve
kentli hayatı birlikte yaşayacaksınız’ dedi.
“Yılın her günü, günün her saati
keyifle geçecek”
Gacemer, Metrolife projesinde, hem yetişkinler,
hem de çocuklar için her türlü detayın
titizlikle planlandığını belirterek, şöyle
konuştu:
“Geniş teraslı ve bahçeli evleri, sağlık ve
sporla iç içe bir yaşama imkan tanıyan bisiklet
parkuru ve yürüyüş yolları, yemyeşil
park alanı, her türlü ihtiyacın karşılanabileceği
ve sevdiklerinizle sosyalleşeceğiniz
14000 m2lik çarşı alanı ve meydanıyla,
Sancaktepe’de ayrıcalıklı bir yaşamın kapılarını
açıyor. Çocukların nitelikli ve eğlenceli
zaman geçirmesini sağlayacak meydan parkı
ve korupark; hem yeşilin hem de kentli
modern yaşamın bir arada özenle işlendiği
özel peyzaja sahip.
Metrolife’da yılın her günü, günün her saati
keyifle geçecek. Bu özel yaşamda yerini almak
isteyenlere sunacağımız indirimler ve
ödeme kolaylığı ile yepyeni bir hayata adım
atmayı çok kolaylaştırdık. Trafik stresinden
uzak, zamanın size kalacağı bir hayatın ve
yatırım merkezinde olacaksınız.”
VIP Havuzunuzda güneşin batışını
izleyecek, rooftop konforunu
yaşayacaksınız.
Büyük şehirlerde yaşayanların hayali, Metrolife
ile gerçek olacak. Metrolife sakinleri,
aileleri ve sevdikleri ile rooftoplarda yer
alan VIP özel havuz, Spa ve dinlenme alanı
gibi sosyal alanlarda sosyalleşirken, keyifli
ve zinde bir yaşamın kapılarını aralayacak.
Sancaktepe’nin merkezinde kentli
ayrıcalıklar
Metrolife, benzersiz sosyal imkanları ile
yaşamınızı özel kılacak. Yansıma havuzları,
çim amfi ve seyir terası, ateş kuyusu,
çocuk oyun alanı, açık spor alanı, fitness
merkezi, bisiklet ve yürüyüş parkuru ile kendinizi
özel hissederek yaşayacaksınız.
Doğanın pozitif enerjisini
hissedeceksiniz
Metrolife projesinin peyzajında, doğanın insana
pozitif enerji veren gücü, her detayda
kendini gösteriyor. Huş ağaçları, kokulu lavantalar,
sazlı bitkiler, mor salkımlı, güllü
ve yaseminli pergolalar, renk ve koku bahçeleri
ile doğanın güzelliğini her an yanınızda
hissedeceksiniz. Mis kokular eşliğinde
yürüyüş yaparken şehrin merkezinde yaşadığınızı
unutacaksınız.
Saygın eğitim kurumları çok
yakınınızda
Metrolife sakinleri, çocuklarının okul tercihini
de güvenle yapabilecek. Bölgede,
Bahçeşehir, Bilfen, Doğa, Anabilim, Küçük
Prens gibi köklü ve saygın eğitim kurumları
yer alıyor.
104 Yapı Malzeme Aralık 2017
“Müşterilerimizle birlikte büyüyor,
birlikte gelişiyoruz”
“Artık büyük balığın küçük balığı yediği devir değil; hızlı balığın yavaş balığı yediği
dönemdeyiz. Biz çok hızlı çözümler üretiyoruz. Dolayısıyla yapı en kısa sürede kullanıcısının
hizmetinde oluyor. Bu da inşaat firmalarına zaman kazandırıyor.”
Hekim Holding’in amiral gemisi Prefabrik
Yapı A.Ş., Türkiye’de ve dünyada yüksek
kalite standartlarında prefabrike yapılar,
konteynerler ve çelik konstrüksiyon yapılar
üretmektedir. Hazır yapıların üretiminde
kullanılan ana hammaddelerin tamamına
yakınını kendi bünyesinde üreten Prefabrik
Yapı A.Ş.’nin Genel Müdürü Mustafa
Tolunay ile dosya konumuz çerçevesinde
röportaj çalışması gerçekleştirdik.
Firmanızın kısa tarihçesi ile
birlikte çalışma sahalarından ve
hizmetlerinden bahseder misiniz?
Prefabrik Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret
A.Ş., 1989 yılında kurulmuştur. Hazır yapı
sektörüne kazandırdığı ilkleri, yüksek kalite
standartları ve inovasyonu ile dünyanın sayılı
kuruluşları arasındadır.
Prefabrik Yapı A.Ş. ön üretimli hazır yapı
üretiminde, geliştirdiği teknoloji, kapasite,
makine ekipmanları, profesyonel kadrosu,
25.000 m2 alanda kurulmuş olan üretim
tesisleri ve 6.000 m2 alanda kurulu bulunan
hazır yapı tanıtım alanı ile 6 kıtada 110
ülkeye ihracat yapmaktadır. 28 yıldır süre
gelen başarı grafiğinde ilkelerinden vazgeçmeyen,
kalite ve sürdürülebilir iş modeli
hedefleri ile yüksek kalite standartlarında
prefabrike yapılar, konteynerler ve çelik
konstrüksiyon yapılar üretmektedir.
106
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
Merkezinde insan odaklı yaklaşımı, satış,
pazarlama, üretim, AR-GE ve ÜR-GE yatırımları
ile alanında üstün faaliyetler göstermektedir.
Prefabrik Yapı A.Ş. yüksek teknolojili
üretimin yanı sıra; planlama, tasarım,
yükleme, lojistik, montaj, demontaj, bina içi
tesisat, boya ve satış sonrası hizmetleri ve
müşteri odaklı yaklaşımıyla Türkiye’de ve
uluslararası platformlarda hizmet sunmaya
devam etmektedir. Prefabrik Yapı A.Ş. olarak
sektörde öncü olmanın vermiş olduğu
sorumluluk ve bilinç ile her zaman daha iyiyi
hedefliyor, bu yaklaşım ve anlayış doğrultusunda
hareket ediyoruz. Müşterilerimizin
ve iş ortaklarımızın beklentilerinin ötesinde
ürün ve hizmet sunarak, kalitemizden ödün
vermiyoruz. Birlikte büyüyerek, birlikte gelişiyoruz.
Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz
projelerinizden biraz bahseder
misiniz?
Bugün itibarıyla 6 kıtada 110 farklı ülkede
ürünlerimiz bulunmaktadır. -30 C _ +55 C
arası iklim bölgelerinde yapılarımız konforlu
bir şekilde kullanılmaktadır.
Şantiye yapıları – kamp yapıları – askeri
yapılar – eğitim yapıları – sağlık yapıları –
kamu ve idari yapılar – acil yerleşim yapıları
– çok katlı yapılar – toplu konut yapıları –
ekolojik yapılar adı altında petrol kampları
– okul – hastane – üniversite yapıları – itfaiye
binaları – askeri kamplar –- Türkiye
ve Avrupa ülkeleri mülteci binaları gibi her
alanda birçok projeyi başarıyla bitirdik.
Mustafa Tolunay
Prefabrik Yapı A.Ş. Genel Müdürü
Uygulama teknikleriniz ve kullanmış
olduğunuz ürünler açısından inşaat
firmalarına ve son kullanıcıya
ne gibi farklılıklar ve avantajlar
sunuyorsunuz?
Firma olarak sürdürülebilir yapı malzemeleri
kullanıyoruz. Hekim Holding bünyesinde
üretilen Türkiye’nin ilk otoklavlı fibercement
doğal çimento levhası olan HekimBoard
kullanıyoruz. A1 sınıfı yanmazlığın yanında
her türlü iklim bölgelerinde konforlu
ve estetik çözümler üretebiliyoruz. Kaynaksız
yapı teknolojisi ile yapılarımız daha uzun
ömürlü oluyor. Zamanı geri getirme şansı
maalesef yok. Artık büyük balığın küçük
balığı yediği devir değil; hızlı balığın yavaş
balığı yediği dönemdeyiz. Biz çok hızlı çözümler
üretiyoruz. Dolayısıyla yapı en kısa
sürede kullanıcısının hizmetinde oluyor. Bu
da inşaat firmalarına zaman kazandırıyor.
Tek bir ürün grubumuz yok. Steelin – Preform
– Lifecase – Hekim Profil gibi markalarımızın
her biri kendi içinde de segmentlere
sahiptirler. Böylelikle; her iklim bölgesine
ve ekonomik duruma göre uygun çözümler
ve çok fazla alternatif sunabiliyoruz.
Rekabet noktasında firmanızı diğer
markalardan ayıran özellikler ve
öncelikler nelerdir?
Kurulduğu ilk yıldan itibaren takip eden değil;
örnek olan- ülkeye teknoloji getiren ve
son zamanlarda ise kendi çıtasını bir üste
taşıyarak teknoloji üreten bir şirket haline
geldik. Kaynaksız yapı teknolojisi – poliüretan,
eps ve taşyünü dolgulu sandviç paneller-
Mars konteynerleri ile 0 karbon yapılar
– Steelin ile çok katlı hafif çelik yapı sistemleri
– Hekim Profil ile ezber bozan yapı
profilleri ile sektöre örnek olmaya çalışıyoruz
ve klasik yapı sistemlerine alternatifler
üretiyoruz. Bunları yapmak için pazar araştırmaları
ve pazarın beklentilerini çok iyi
irdeliyoruz. Sürdürülebilirlik denince maalesef
sadece çevre performansı akla geliyor.
Çevresel performans, ekonomik kalkınma,
toplumsal katılım aynı anda gerçekleşirse
o zaman sürdürülebilir kalkınma gerçekleşebilir.
Bunun neticesinde de Arge - Ürge
çalışmaları yön kazanıyor. Endüstri 4.0’ın
sadece şirketimiz için değil; ülkemiz için de
fırsat olduğunu düşünüyoruz. Ancak Türkiye’deki
sektör çalışanlarının özellikle kalfa-ustaların
eğitilmesi gerektiğinin de bilincindeyiz.
Bu noktada gerçekçi olmak lazım.
Önce durumun fotoğrafını iyi çekip; yetişmiş
insan gücüne ihtiyacımız olduğunu bilmeliyiz.
İnsanları sadece çalışanlar olarak
değil; gerçekten kaynak olarak görmeliyiz.
Sadece Arge - Ürge odaklı bir inovasyona
odaklı bir firma değiliz. Aynı zamanda ürün,
süreç ve pazarlama inovasyonun da bütünleyici
parçalar olduğunu biliyor ve ona göre
yol haritamızı belirliyoruz. Faktör analizleri
ile de inovasyon süreçlerinin etkilerini ölçüyoruz.
Entegre tesislerimizle hammaddemizin
neredeyse %90 ını kendi tesislerimizde
üretiyoruz. Böylelikle malzeme temini
– kalite bizim güvencemizde oluyor, sürekli
pazarın nabzını tutuyoruz. Hem ihtiyaçlara
göre yeni ürün / hizmet sistemlerini geliştiriyoruz,
hem de pazara yön verecek çevre
dostu yapıları pazarın hizmetine sunuyoruz.
Kısacası hem pazarı dinliyor / takip ediyor
hem de gerekli olduğu yerde yönlendirmemizi
de yapıyoruz.
Üretim ve yatırım planlarınız
hakkında neler söylemek istersiniz?
Çevre bilinci yüksek, sürdürülebilir üretime
ulaşma hedefimiz doğrultusunda farklı
platformlarda farklı ihtiyaçlara çözümler
üretiyoruz ve üretmeye devam edeceğiz.
Eskiden maalesef makine gücü önemli olarak
düşünülürdü. Birbiriyle konuşan akıllı
sistemler, veri farkındalığıyla karar verme
devrini yaşadığımız bu dönemde, Endüstri
4.0’ın bizden beklediği teknolojiyi her alanda
tasarlayacak, geliştirecek, üretecek ve
üretilen teknolojiyi kullanabilecek insan
gücünün eğitimi kaçınılmaz bir gerçektir.
Bizler de çalışanlarımızın kapasitelerini ve
bakış açılarını geliştirebilecekleri eğitimlerle
üretim sürecinde yer almalarını destekliyoruz.
Ayrıca teknolojik yenilikleri yakından takip
ederek üretim ve montaj süreçlerimizin
hızlılık ve verimliliğinde sürekli geliştirme
yapıyoruz.
AR-GE & ÜR-GE faaliyetlerine büyük önem
veren Prefabrik Yapı A.Ş.’nin temel ilkeleri
arasında; sürdürülebilirlik ve teknolojik yenilik
yer almaktadır. Sıfır karbon salınımlı
modüller ve kendi enerjisini üretebilen
doğa dostu ekolojik yapılar konularında çalışmalarımıza
devam etmekteyiz.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Ülkemiz için her zaman daha iyisine ulaşmayı
hedefleyen bir şirket olarak ülkemizi
en iyi şekilde dünyada temsil etmeye, ülkemiz
insanına yatırım yapmaya, 4. Sanayi
devrimi çağına hem kendimizi adapte etmeye,
hem de paydaşlarımızı geliştirmeye,
böylelikle yine sektörümüze ve Türkiye’ye
hizmet etmeye devam edeceğiz.
Yapı Malzeme Aralık 2017 107
“Bir firmanın sürdürülebilir rekabet üstünlüğünün önemli bir kaynağı;
sahip olduğu temel yeteneğidir”
“Çelik yapılar her tür amaçlı yapılarda uygulanabilir. Konut, okul, hastane, depo, yurt,
otel v.b. kullanım amacı çok farklı olup çelikle yapılan ve şu anda kullanılmakta olan çok
fazla yapı örneği bulunmaktadır. Bir yapının sağlaması gereken minimum ekonomik ömrü
rahatlıkla sağlar ve çok daha uzun süre kullanılabilir.”
Aksay Çelik Yapı, stratejik planı doğrultusunda
yapısal çelik(hafif çelik) sektörüne
ilk adımını 2008 yılında Egem Çelik olarak
atmış. O tarihden bugüne pek çok nitelikli
projeyi hayata geçiren Aksay Çelik Yapı,
tüm personel, tesis, araç ve sertifikasyon
donanımlarını da yapısal çelik sektörüne
hizmet verme üzerine kurgulamış durumda.
Aksay Çelik Yapı Genel Müdürü Fatma
Altun ile şirket faaliyetleri üzerine pekçok
konuyu ele alma şansımız oldu. Bizlere
vakit ayırdıkları için kendilerine teşekkür
ediyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz.
Firmanızın kısa tarihçesi ile
birlikte çalışma sahalarından ve
hizmetlerinden bahseder misiniz?
Ulusal ve uluslararası birçok projede yer
aldık ve almaya da devam ediyoruz Müşterilerimiz
genellikle yapısal çelik evlerin
avantajlarının farkında olan ve çoğu şehir
hayatından yorulan insanlardır... Bu durum
bize tüm süreçlerimizde yüksek standardizasyon
sorumluluğu getirmektedir.
Aksi durumların kabulü de mümkün değildir.
Özellikle ne istediğini bilen müşterilerimizin
gerçek anlamda süreçlerimize ciddi
pozitif katkıları söz konusudur.
Aksay Çelik olarak sektörde tam olarak
yerimizi almış durumdayız. Gerek Türkiyede
gerekse Avrupada ve körfez ülkelerinde
iyi ve olumlu yapı sistemleri üzerine
sonuçlar aldığımızı düşünüyoruz.Gelen talepler
ve müşterilerimizin görüşleri bizim
şirket politikası ve ARGE olarak aldığımız
veriler doğrultusunda haklılığımızı 0rtaya
koymaktadır.Yıllardır çelik sektöründe,
özellikle hafif çelik sektöründe yaşanan
gelişmeleri halen yakından takip etmekteyiz.
Gelişmiş ülkelere yapmış olduğumuz
ziyaretlerde, özellikle ABD, Kanada ve
Avustralya’da bu sistemin ciddi anlamda
bir kullanımı olduğunu ve büyük bir Pazar
payı olduğunu gördük. Sistemin Türkiye’ye
entegrasyonunu sağlamak bakımından
birçok teknik çalışmalarımız oldu. Üretim
teknolojisinin ülkemize taşınması, yazılım
alt tabanı ile üretim konusunda teknik
eleman yetiştirilmesi, bina teknik detaylarının
çözümlenmesi vb. çalışmalar uzun
bir zamanımızı aldı. Fakat buna değdiğini,
hatta az bile çalıştığımızı şimdi daha iyi
görebiliyoruz. Aksay Çelik’in, hafif çelik
konstrüksiyon binalar konusunda uzman
hale gelmesi, yurt içi ve yurt dışı pazarda
karşılığını hemen buldu aslında bunu daha
önceki röportajımızda da belirtmiştim,Türkiye’nin
dört bir tarafından, her iklim bölgesinden,
çeşitli adetlerde ve metrajlarda
projelerimiz devam ediyor.
Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz
projelerinizden biraz bahseder
misiniz?
Hatay’ın Defne ilçesinde sayın Dr. İlker Zen
ve sayın Mimar Nebil Çekmece ile müşterek
başlayacağımız 20 adet villa projemiz..
Hali hazırda devam eden projelerimizin dışında
asıl beni ve tüm ekibimi çok heyecanlandıran
ülkemiz adına uluslararası böylesi
özel bir projede yer aldığımız için çok mutluyuz
projenin tanımı kısaca 39 adet villadan
oluşan herbiri 1000m 2 alan üzerine oturumu
olan sosyal alan ve tesisleri daha önceki
uygulamalarımız çok dışında ve farklı bir
konsepte olan çok özel bir proje projemizin
uygulama ülkesi fransa paristir.
Uygulama teknikleriniz ve kullanmış
olduğunuz ürünler açısından inşaat
firmalarına ve son kullanıcıya
ne gibi farklılıklar ve avantajlar
sunuyorsunuz?
Çelik yapı sistemi, yapı elemanlarının taşıyıcı
nitelikte olduğu (duvar, döşeme) ve
galvanize çelikten soğuk şekillendirme yöntemi
ile üretildiği bir yapı türüdür. Fabrikada
CNC tezgahlarda modern makinelerle kontrol
ve denetim altında üretilen yapı elemanları,
korunaklı bir şekilde inşaat sahasına
108
Yapı Malzeme Aralık 2017
Dosya
getirilip monte edilir. Geleneksel yapım sistemlerine
göre hassasiyet avantajı vardır.
Kendi de ön üretimli bir sistem olduğundan,
üretimi esnasında projelerin kapı, pencere
ve diğer ekipmanlarının siparişlerinin verilmesi
mümkündür.Çelik yapıların tasarımları
tıpkı betonarme binalarda olduğu gibi
kalıcı yapı şartnamelerine göre tasarlanır.
Taşıma gereken yüke göre hesaplamalar
yapılır. Ayrıca betonarmeye göre çok önemli
oranda hafif oldukları için deprem yüklerine
çok daha az maruz kalırlar. Bu da deprem
dayanımlarını betonarme yapıya göre çok
önemli ölçüde arttırır. Çelik yapılar her tür
amaçlı yapılarda uygulanabilir. Konut, okul,
hastane, depo, yurt, otel v.b. kullanım amacı
çok farklı olup çelikle yapılan ve şu anda
kullanılmakta olan çok fazla yapı örneği bulunmaktadır.
Bir yapının sağlaması gereken
minimum ekonomik ömrü rahatlıkla sağlar
ve çok daha uzun süre kullanılabilir. Sadece
kullanılan çelik için yapılan bazı yaşlandırma
testlerinde 180 yıl gibi bir süre dayanımını
koruduğu ortaya konmuştur. Ayrıca
tüm kesitler kapalı olduğu için ömrü daha
da uzamaktadır. Çelik Yapı elemanlarının
kalitesi sürekli denetim altındadır. Fabrika
koşullarında standartlara uygun ölçü
ve degerlerle üretilir Homojen ve izotrop
bir malzeme olduğundan kendinden beklenilen
davranışı gösterir ve statik hesaplamalardaki
hata payı çok düşüktür.
Daha küçük kesitlerle çalışıldığından yapının
kullanım alanı artar. Geniş açıklıkları,
daha küçük kesitlerle kolonsuz geçme imkanı
olduğundan, büyük mekan ve istenilen
dizaynı düşük maliyetle oluşturmada
alternatifler sağlar.Çok daha hafif yapılar
inşa edilebilir. Bu temel maliyeti düşürdüğü
gibi deprem yüklerine karşı da önemli
avantaj sağlar.Her türlü hava koşullarında
ve çok hızlı şekilde inşa edilebilir. Bu da
işçilik maliyetlerinin düşük olmasını ve
ihtiyaçlara kısa sürede cevap verebilme
olanağını sağlar.Kalifiye işçilik gerekir.
Bu da uygunlama hatalarını en aza indirir.
Malzeme her zaman kolayca denetlenebilir.Herhangi
bir nedenle hasar gören yapı
elemanı rahatlıkla değiştirilebilir. Bu işlem
hızlı,kolay ve düşük maliyetlidir.Çelik yapı
Fatma Altun / Aksay Çelik Yapı Genel Müdürü
istenildiğinde kolayca takviye edilebilir;
demontajı ve istenildiğinde başka bir alana
tekrar montajı mümkündür.Çelik yapı
elemanları, montajı tamalandığı anda tam
yük kapasiteyle çalışabilir.
Rekabet noktasında firmanızı diğer
markalardan ayıran özellikler ve
öncelikler nelerdir?
Artan globalleşme ve yoğun rekabet uzun
sürelerden beri firmaları rekabet üstünlüklerini
artırmak için temel yeteneklerini
geliştirecek gerekli araçları araştırmaya
yöneltmektedir. Çünkü bir firmanın sürdürülebilir
rekabet üstünlüğünün önemli bir
kaynağı sahip olduğu temel yeteneğidir.
Temel yetenek rekabet edebilirliğin temelidir.
Bireysel firmanın mal ve hizmetleri firma
temel yeteneğinin ürünüdür. Temel yeteneğin
önemli kaynakları etkin teknoloji
yönetimi, insan, organizasyonel öğrenme
ve stratejik esnekliktir. Bu çalışma temel
yeteneğe ilişkin literatürü incelemekte,
dünya ve Türkiye’den temel yetenekle ilgili
örnek olayları içermektedir.
Üretim ve yatırım planlarınız
hakkında neler söylemek istersiniz?
Kısa vadede işimize hakimiyetimiz ile pazar
ihtiyaçlarına en hızlı bir biçimde karşılamak,
müşteri memnuniyetini nasıl en
üst düzeye çıkarabiliriz hayata geçirebilmektir.
Uzun vadede imalat alışkanlıklarının
değişimine ayak uydurabilecek yeni
teknolojileri müşterilerimiz ile buluşturabilmek...
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Son olarak sayın Tarık Oral bey ve ekibine
ikinci defa bana bu kadar kitleye hitaben
eden bir dergide röportaj şansı verdikleri
için sonsuz teşekkürler.
Yapı Malzeme Aralık 2017 109
Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projesi
‘Ahes Misal İstanbul’ hayata geçiyor
Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projesi, Ahes Misal İstanbul adıyla Gaziosmanpaşa’da
yükseliyor. Süleyman Ekşi İnşaat tarafından 2 milyar TL yatırım değeriyle inşa edilen
projede konut fiyatları 340 bin TL’den başlıyor
2000 yılından bu yana başta İstanbul, Sakarya,
Kocaeli, Erzurum, Bilecik ve Rize
olmak üzere toplamda 4 milyar TL değerinde
üst ve alt yapı projelerine imza atan
Süleyman Ekşi İnşaat Ahes Misal İstanbul
projesi ile kapalı inşaat alanı bazında bu
güne kadar gerçekleşen en büyük kentsel
dönüşüme imza atıyor.
Alper Aksoy Mimarlık imzalı Ahes Misal
İstanbul, Gaziosmanpaşa Bağlarbaşı Bölgesi’nde
100 dönüm arsa alanı üzerinde
520 bin metrekare inşaat alanına sahip.
Projede 2 bin 400 konut, 359 odalı otel,
cadde dükkanları ve 20 bin metrekare ofis
bloğu yer alıyor.
2019 yılının sonunda 1600 dairelik 1.
etabı teslim edilecek olan Ahes Misal
İstanbul’da toplamda 13 blok yer alıyor.
Projenin ilk etabında inşa edilecek 8 bloğun
3 tanesi 18, 2 tanesi 19 ve 3 tanesi
20 katlı olacak. 22 bin metrekare alan
üzerinde toplam 60 adet dükkanın da yer
aldığı Ahes Misal İstanbul’da mağaza büyüklükleri
70 ila 800 metrekare arasında
değişiyor. TEM ve çevreyollarının yanı başında
Haliç’e komşu olan Ahes Misal İstanbul
Vialand’in yanıbaşında, Giyimkent
ve Tekstilkent gibi bölgenin önemli finans
noktalarına yakın mesafede yer alıyor.
Metrekaresi 5 bin 230 TL’den
başlayan konutlar
12 bin metrekare sosyal tesis alanına sahip
projede cep sineması, kütüphane, çocuk
oyun alanları, spor salonları, hamam,
yüzme havuzu, kafeler, cami, restoranlar,
2500 araç kapasiteli otopark ve iş dünyasına
yönelik toplantı salonları bulunuyor.
Metrekaresi 5 bin 230 TL’den başlayan
fiyatlarla satışa sunulan Ahes Misal İstanbul’un
1. etabında alanları 65 ila 90 metrekare
arasında değişen 343 adet 1+1,
alanları 93 ila 149 metrekare arasında
değişen 950 adet 2+1 ve alanları 131
ila 171 metrekare arasında değişen 327
adet 3+1 konut tipi mevcut. Ayrıca konut
alıcıları daha büyük yaşam alanlarını natamam
ya da tamam daire olarak teslim
alabilecekler.
İstanbul’un en büyük riskli alanını
biz dönüştürüyoruz
Gaziosmanpaşa Bölgesi’nin ölçek olarak
İstanbul’un ilan edilen en büyük riskli alanı
olma özelliğini taşıdığına dikkat çeken
Süleyman Ekşi İnşaat Yönetim Kurulu
Başkanı Süleyman Ekşi, ‘’Bu nedenle İs-
110
Yapı Malzeme Aralık 2017
Proje
tanbul’a örnek olacak bir model üzerinde
çalışıyoruz. Tüm kentsel dönüşüm alanlarını
kendi özel alanı içinde ele alan kapalı
sistemler oluşturma anlayışını değiştirerek
kent bütünü ve çevresi ile birlikte
düşünülmüş planlar uyguluyoruz. Mevcut
alanı ekonomik, sosyal ve kültürel değerleri
ile birlikte ele alıyor sadece bir zümreye
ait olmayan tüm halkı kucaklayan bir
dönüşüm gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz.
Gaziosmanpaşa 2. derece deprem bölgesinde
olmasına karşın, tüm hesapları
Gaziosmanpaşa Belediyesi plan notları
doğrultusunda 1. derece deprem bölgesine
göre hazırladık. Proje bütünlüğünü
sağlamak açısından proje çevresindeki
yollar, caddeler ile 1000 kişilik ilkokul,
1000 kişilik kültür merkezi ve 1000 kişilik
camiyi, sosyal sorumluluk kapsamında
bedelsiz Gaziosmanpaşa ilçemize hibe
ediyoruz” dedi. Projenin tamamlanmasıyla
%40 oranında prim yapacağını ifade eden
Ekşi ‘’Gaziosmanpaşa, sahip olduğu dönüşüm
potansiyeli ve kentin ana ulaşım
odaklarına çok yakın mesafede bulunması
sebebiyle metropol ölçeğinde önemli
bir ilçedir. Bu sebeple projenin teslim zamanında
%40 prim yapmasını bekliyoruz’’
şeklinde konuştu.
5 bin kişi istihdam ediyoruz
Sadece konut değil sağlık, eğitim, kültür,
altyapı, fabrika ve üretim tesisleri de inşa
ettiklerinin altını çizen Ekşi, “Ülkemize
katma değer sağlıyor, inşaatın devam ettiği
şantiyelerimizde 5 bin kişiye iş imkanı
sağlıyoruz” dedi.
Süleyman Ekşi / Süleyman Ekşi İnşaat
Yönetim Kurulu Başkanı
Aidatlar düşük olacak
Ahes Misal İstanbul projesinde çatılara
kurulacak güneş panelleri ile kendi elektriğini
üreten bir sistem uygulayacaklarını
belirten Ekşi “Asansör, havuz ve ortak
alanların elektriğini bu sistemden temin
etmeyi hedefliyoruz. Konutlarda ısınma
radyatörlerle yapılacak ve radyatörler merkezi
sistemden beslenecektir. Her daire
için kat istasyonu (substation) sistemi projelendirilecektir.
Bu sistem sayesinde, ısı
kayıplarını ve ısıtma masrafları azalacak,
%40 oranına enerji ekonomisi sağlanacak
ve binaların enerji tüketimi azalacaktır.
İşletme maliyeti geleneksel sistemlere
göre %10 daha avantajlı olacaktır. Pis su
sistemi gri su siyah su ve mutfak pis su
olarak ayrı toplanacaktır. Dairelerin ıslak
hacimlerinden toplanan gri sular, gri su
arıtma sisteminden geçilerek arıtılacak ve
yeşil alanların sulamasında kullanılacaktır.
Ayrıca yağmur suyunu toplayarak bahçe
sulamasında kullanacağız. Tüm bu uygulamalar
ile proje aidatlarını minimum seviyede
tutmayı planlıyoruz. Projede sürdürülebilirliğe
de önem vererek dış cepheleri
mekanik sistemle giydirme cephe, komposit
panel, prekast ve porselen seramik
türü bir malzeme ile kaplayacağız.
Bu malzemeler kar, dolu gibi olumsuz
hava koşullarına normal dış cephe kaplamalarına
göre 6 kat daha dayanıklı bir
ürün.
Binalarda dış cephe yenileme problemi yaşanmayacak”
şeklinde konuştu.
Yapı Malzeme Aralık 2017 111
Proje
Emlak konut,
Saraçoğlu Mahallesini yeniden canlandıracak
Türkiye’nin başkenti Ankara’nın merkez semti Kızılay’ın kalbinde yer alan Saraçoğlu Mahallesi,
Emlak Konut’un geliştireceği proje ile özgün dokusu korunarak yeniden hayat buluyor.
Türkiye’nin en büyük gayrimenkul yatırım ortaklığı
Emlak Konut 03 Temmuz 2017 tarih
ve 2017/10562 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi
ile Ankara’da Maliye Bakanlığı’yla
beraber yeni bir dönüşüm projesine daha
imza atmaya hazırlanıyor. Ankara’nın yoğun
gündemi ve karmaşası içerisinde 121.000
metrekarelik alanda çınar ve kestane ağaçlarıyla
çevrelenmiş doğal klima etkisiyle
yemyeşil dokusuyla ön plana çıkan Saraçoğlu
Mahallesi tüm bu özelliklerine rağmen,
günümüzde kullanılamayan atıl alanlar
olarak varlığını sürdürüyor. Geleneksel
Türk Evi kurgusuyla 1940’lı yıllarda Emlak
Bankası tarafından kamu çalışanları için
hayata geçirilen ve cumhuriyetin ilk toplu
konut uygulamalarından biri olarak ön plana
çıkan Saraçoğlu Mahallesi, Emlak Konut
ile yeniden eski görkemine kavuşuyor.
Saraçoğlu Mahallesi, geçmişine
uygun olarak projelendiriliyor
Saraçoğlu Mahallesi ile ilgili açıklamada
bulunan Emlak Konut GYO Genel Müdürü
Murat Kurum: “Türkiye’nin en büyük gayrimenkul
yatırım ortaklığı olarak geliştirdiğimiz
projelerimizde öncelikli misyonlarımızdan
biri kültürel mirasımızın devamlılığını
sağlamak. Cumhuriyetimizin ilk dönemleri
olan 1940’lı yıllarda kamu çalışanlarına ev
sahipliği yapmak için tasarlanan ve milli
mimarlık anlayışının örneklerinden olan
Saraçoğlu mahallesini geçmişine uygun
olarak Türk Evi temasının yansımalarını göreceğimiz
şekilde yeniden projelendiriyoruz.
Süreci çok yakından titizlikle takip eden
Sayın Maliye Bakanımız Naci Ağbal’ın da
açıklamalarında belirttiği gibi bütün yapılar
korunarak bugünden daha yeşil ve tüm Ankara
halkının daha aktif bir halde kullanacağı
bir mahalle olarak yapılmasını planlıyoruz.
Baktığımız zaman Saraçoğlu mahallesi
günümüzde Ankara gibi büyük bir şehrin
ortasında gürültüden ve yoğunluktan uzak
olması sayesinde huzur veren bir mekan
olarak nitelendirilse de, aynı zamanda bölgenin
atıl kalmasına ve zamanla yenilenme
ihtiyacı duymasına sebep olmuştur. Bu bağlamda
Saraçoğlu mahallesine; geçmişin
izleri, mevcut yapılar ve ağaçlar korunarak
ekolojik, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik
çerçevesinde makro ölçekte ülkemizin
başkentine yakışır kentin tarihini yaşatan,
dinamizmine ayak uyduran ve başkent halkının
ihtiyaçlarına yönelik, nefes alacağı
yeşil alanlarıyla 7/24 yaşayan nitelikli bir
yaşam alanı kazandırmış olacağız. Geleneksel
Türk evlerinin örneklerinden olan proje
alanındaki yapılar ve ağaçlar tescilli durumda
olduğundan, Tabiat Varlıkları Koruma
Bölge Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma
Bölge Kurulu’ndan alınacak onaylar
doğrultusunda özgün Türk mimarisi ve örnek
bir şehircilik yaklaşımıyla uygun olarak
yapacağız.” dedi.
İnsan odaklı cazibe merkezi
Saraçoğlu mahallesinin, yapılacak çalışmalar
ile doğayla birlikte yaşama imkanı
sunan, insan odaklı ve bölge esnafıyla
bütünleşen bir cazibe merkezi haline dönüştürülmesi
planlanmaktadır. Proje alanı
Kızılay’da yer aldığı için oldukça kuvvetli bir
toplu taşıma ağına yakın bir noktada yer
alıyor. Güçlü metro bağlantıları ve otobüs
hatları ile beraber çevresindeki geniş karayolu
bağlantıları sayesinde alana erişim de
kolaylıkla sağlanmaktadır.
112
Yapı Malzeme Aralık 2017
Proje
50 yılı aşkın Makyol tecrübesiyle yeni yaşam projesi:
Makyol Santral
Makyol, 50 yılı aşan sektör deneyimini Makyol Santral’e taşıdı. İstanbul’un değerli yatırım
bölgelerinden Bahçeşehir – Esenyurt’un yeni merkezinde 5 bloktan ve 407 daireden oluşan
Makyol Santral, 7.500 metrekarelik peyzaj alanının yanı sıra yeni nesil sosyal kulüp konseptiyle
de dikkat çekiyor.
Türkiye’nin taahhüt sektöründe uluslararası
markası Makyol, 50 yılı aşkın deneyimiyle
geliştirdiği yeni yaşam projesi Makyol
Santral’i yatırımcıların ilgisine sundu. Bahçeşehir-Esenyurt
bölgesinin en avantajlı
lokasyonunda bulunan Makyol Santral, 16
bin 906 metrekare arsa üzerinde 5 bloktan
ve 407 daireden oluşuyor. Makyol Santral,
7.500 metrekare alana sahip peyzajı ve
sosyal kulüp deneyimini yeraltından yer üstüne
taşıyan yeni nesil sosyal kulüp-yaşam
alanı, merkezi lokasyonu, özgün tasarımı
ve getiri potansiyeli ile yatırımcıların yeni
gözdesi olacak. Kaba inşaatı tamamlanan
Makyol Santral, 2019 başında, yani bir yıla
yakın bir zaman içerisinde daire sahiplerine
anahtar teslimi yapmayı hedefliyor.
Mahmutbey-Esenyurt metrosu
kapısına gelecek
D-100, TEM Otoyolu bağlantısının yanı sıra,
yapımı 2019 yılında Makyol tarafından tamamlanacak
olan Mahmutbey-Esenyurt
metrosunun kapısına kadar geleceği Makyol
Santral, Esenkent metro çıkışı ile, sakinlerine
İstanbul’un her yerine kolay ve
konforlu bir ulaşım imkanı sunacak. Bölgenin
tek ve en büyük sağlık merkezi İstinye
Üniversite Hastanesi’ne iki dakikalık mesafede
bulunan Makyol Santral, TED, MEF,
FMV Işık, Bilfen ve Bahçeşehir Okulları gibi
birçok eğitim kurumuna yakınlığı ile de değerli
bir konumda yer alıyor. Çevresinde pek
çok restoran, cafe gibi sosyal ve ticari alanlar
bulunan Makyol Santral, Türkiye’nin en
önemli tenis organizasyonu olan İstanbul
Cup’a ev sahipliği yapan spor ve tenis arenasının
da yanı başında yeralıyor.
Yeni nesil sosyal kulüp: Connect
Makyol Santral, sosyal kulübü “Connect”
ile bölgede yeni nesil bir yaşam alanını
hayata geçirecek. Londra merkezli I AM
firması tarafından tasarlanan Connect,
bünyesindeki çok sayıda farklı fonksiyonu
ile daire sahiplerine konforlu bir yaşam
merkezi sunacak. Sosyal kulüp deneyimini
çok fonksiyonlu bir hale getirmenin yanında
yerüstüne taşıyacak olan Connect, kullanıcılarına
barbekü alanlarından, cep sinemasına,
özel tasarlanmış etkinlik ve kutlama
alanlarından, sakin çalışma alanlarına kadar
farklı imkanlar sunacak.
Merkezi lokasyonda butik yaşam
Projenin lansman toplantısında konuşan
Makyol Gayrimenkul Yatırım ve Geliştirme
Genel Müdürü Gürler Ünlü, 50 yılı aşkın
Makyol deneyimi, merkezi lokasyon, özgün
tasarım ve bahçe düzenlemesi ve yeni nesil
yaşam alanıyla Makyol Santral’in bölgede
bulunan diğer projelerden ayrıştığını söyledi.
Projenin bulunduğu bölge ve ulaşım
olanakları sebebiyle yatırım değeri yüksek
olduğuna dikkat çeken Ünlü, “Makyol Santral;
Bahçeşehir-Esenyurt bölgesinin yeni
merkezinde bulunuyor. Merkezi konumu itibariyle
Metro, TEM, 3. Havalimanı gibi ulaşım
ağlarına yakın olan Makyol Santral, özgün,
butik bir yaşam merkezi olacak” dedi.
Yatırımcılara iyi bir getiri fırsatı
Makyol’un tüm projelerini zamanında, yüksek
kalite standartlarında tamamlayıp teslim
ettiğine dikkat çeken Ünlü, Makyol Santral’in
de 2019 yılı başında ev sahiplerine teslim
edileceğini vurguladı. Finansal olarak Türkiye’nin
en güçlü taahhüt şirketlerinden biri
olan Makyol’un yatırımcılarına uygun fiyat ve
ödeme seçenekleri sunduğunu belirtti.
114
Yapı Malzeme Aralık 2017
Proje
ÜNLÜ & Co
iştiraki ÜNLÜ
Portföy Birinci
Gayrimenkul
Yatırım Fonu,
gayrimenkul
sektörünün
öncülerinden olan
Tahincioğlu’nun
Emlak Konut
GYO’nun
güvencesiyle
hayata geçirdiği
Nidapark
Küçükyalı
projesine toplam
değeri 45 milyon
TL’lik yatırım
yaptı.
Özcan Tahincioğlu / Tahincioğlu Yönetim Kurulu Başkanı
Mahmut L. Ünlü / ÜNLÜ & Co Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su
ÜNLÜ Portföy’den,
Nidapark Küçükyalı’ya
45 milyon TL’lik yatırım
Türkiye’nin lider yatırım bankacılığı hizmetleri
ve varlık yönetimi grubu ÜNLÜ & Co iştiraki
ÜNLÜ Portföy’ün kurucu ve yöneticisi
olduğu Ünlü Portföy Yönetimi A.Ş. Birinci
Gayrimenkul Yatırım Fonu, Türkiye’nin
önde gelen gayrimenkul şirketi Tahincioğlu’nun
Emlak Konut GYO’nun güvencesiyle
hayata geçirdiği Nidapark Küçükyalı
projesine 45 milyon TL’lik yatırım yaptı.
Yapılan yatırıma ilişkin değerlendirmede
bulunan ÜNLÜ & Co Yönetim Kurulu Başkanı
ve CEO’su Mahmut L. Ünlü, gayrimenkul
sektöründeki yatırım fırsatlarına işaret
ederek, “İştirakimiz ÜNLÜ Portföy’ün çıkardığı
Birinci Gayrimenkul Yatırım Fonu’nda
yerli ve yabancı yatırımcıların birikimlerine
değer katacak projelere yatırım yapmaya
özen gösteriyoruz. Yatırımlarımızda her
zaman getiri ve fiyat potansiyeli birinci
önceliğimiz olmuştur. Bu anlamda gayrimenkul
sektöründe nitelikli projeleri ile
adından söz ettiren Tahincioğlu’nun Nidapark
Küçükyalı projesi, bizim için doğru bir
adresti. Gerçekleştirdiğimiz bu yatırım ile
portföy yatırımcılarına cazip getiri imkanları
sunmayı öngörüyoruz” dedi.
Tahincioğlu Yönetim Kurulu Başkanı Özcan
Tahincioğlu ise portföy yönetim şirketlerinin
Tahincioğlu projelerine yoğun ilgi
gösterdiklerine dikkat çekerek şu bilgileri
verdi: “Nidapark Küçükyalı, Emlak Konut
GYO’nun kampanyasında rekor satış gerçekleştiren
projemizdi. Portföy yönetim
şirketleri de bu projelerimize yoğun ilgi
gösteriyor. İkinci fazını yeni satışa çıkardığımız
projemizin, Ünlü Portföy fon yatırımcılarına
cazip getiri imkanı sunacağına
inanıyoruz.”
Nidapark Küçükyalı: Çevre dostu,
ayrıcalıklı ve nitelikli bir proje
İstanbul Anadolu yakasının en prestijli
bölgelerinden biri olan Küçükyalı’da yer
alan Nidapark Küçükyalı projesi; ofis ticaret-konut
alanları ile birlikte okul, meydan,
belediye hizmet ve park alanlarından
oluşuyor. Projede; Kınalı, Sedef, Burgaz
ve Heybeli’den oluşan konut etaplarının
yanı sıra 4 adet ofis kulesi bulunuyor.
Nidapark Küçükyalı Kınalı etabında 2+1,
3+1 ve 4+1 seçenekleri ile toplam 296
daire yer alıyor. Nidapark Küçükyalı Burgaz
2+1, 3+1 ve 4+1 seçenekleriyle 328
daireden, Nidapark Küçükyalı Heybeli etabı,
2+1 ve 1+1 seçenekleriyle toplam 207
daireden, Nidapark Küçükyalı Sedef ise
1+1 ve 2+1 seçenekleri ile toplam 329
daireden oluşmaktadır. Proje içerisinde
350 m uzunluğunda yer alacak alışveriş
caddesi üzerinde mağaza, restoran ve kafelerin
yer alması planlanıyor. Projedeki
etapların içinde bulunan sosyal tesislerde;
açık yüzme havuzu, fitness salonu,
spor sahası, kafeterya, yürüyüş ve bisiklet
yolları, çocuk oyun kompleksi bulunuyor.
Ayrıca proje içerisinde kent meydanı, zaman
meydanı, yeşil alanların yer aldığı geniş
alanlar yer alıyor. Projede “Şimdi Al
Ocak 2019’da öde” avantajı ile ev sahibi
olunabiliyor. Nidapark Küçükyalı’dan daire
sahibi olmak isteyenler, satış fiyatının
%5’ini peşin, %15’ini satış tarihinden itibaren
12. ayda yaparak kalan %80’lik kısmı
için ise banka kredisi kullanabilecek,
516.000 TL’den başlayan fiyatlarla satın
alacakları evin kredi taksit ödemelerine
Ocak 2019’da başlayabilecekler.
Yapı Malzeme Aralık 2017 115
Kentlerin geleceği,
‘3. Yeşil binalar ve ötesi’
konferansı’nda konuşuldu
Mimarlık ve yapı sektörünün profesyonelleri Dünya Şehircilik Günü olarak kutlanan 8 Kasım
2017 tarihinde “Future & Cities - Geleceğin Kentleri, Kentlerin Geleceği” temasıyla gerçekleştirilen
3. Yeşil Binalar ve Ötesi Konferansı’nda buluştu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi, Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda gerçekleşen etkinlikte, ünlü İngiliz mimarlar
Bob Allies ve Peter Barber’ın yanısıra, Türk mimarlığının ve yapı sektörünün önde giden
isimleri kentlerin geleceğini tartıştı.
Mimarlık ve yapı sektörünün profesyonelleri
tüm dünyada Şehircilik Günü olarak
kutlanan 8 Kasım 2017 tarihinde,
sürdürülebilir mimari ve kentsel tasarımı
konuşmak üzere “3. Yeşil Binalar ve Ötesi
Konferansı”nda bir araya geldi. Ekoyapı
Dergisi tarafından Mimar Sinan Güzel
Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Mimarlık
Fakültesi iş birliği ve Schindler sratejik ortaklığı,
Ytong, BoardeX, Şişecam Düzcam,
Işıklar Tuğla, E.C.A. Serel, Alligator, Saray
Alüminyum, Kasso, Koleksiyon Mobilya ve
Bummerang firmalarının sponsorluğu ile
gerçekleştirilen etkinlik, MSGSÜ Fındıklı
Yerleşkesi, Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda
düzenlendi.
Hızlı nüfus artışı nedeniyle daha fazla insanı
barındırabilmek için genişleyen kentlerde
refahın adil bir şekilde dağılması ve
sosyal adalet gün geçtikçe daha da önem
kazanıyor.
Şehirlerimiz bir yandan günümüz sorunlarına
çözüm ararken, bir yandan da geleceği
şekillendirmeye çalışıyor. Bu nedenle,
bu yılki üçüncü ayağında “Future & Cities
- Geleceğin Kentleri, Kentleri Geleceği”
temasını ele alan ve kentlerin sürdürülebilirliğine
dikkat çekmek amacıyla Dünya
Şehircilik Günü’nde gerçekleştirilen “Yeşil
Rapido, 3. Yeşil Binalar ve Ötesi Konferansı”,
bir kez daha sürdürülebilirlik ve
daha yaşanabilir yapılı çevre kavramlarının
altı çizildiği, sonuç odaklı paylaşımlara
sahne oldu.
Ünlü İngiliz Mimarlar, Bob Allies ve
Peter Barber’ın Konuşmaları Büyük
İlgi Gördü...
Ülkemizin önde gelen STK’larının, proje
geliştiricilerinin, mimarların, akademisyenlerin,
yapı sektörünün profesyonellerinin
ve karar verici kamu kurumlarının
yetkililerinin, geleceğin şehirlerini yapı,
enerji ve yönetimi, toplu taşıma, çevre,
atık yönetimi gibi konular üzerinden ele aldığı
konferans, MSGSÜ Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. Deniz İncedayı, MSGSÜ Mimarlık
Fakültesi Dekanı Prof Dr. Sema Ergönül ve
Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun
açılış konuşmalarıyla başladı.
Ardından “Geleceğin kentlerini öyle tasarlamalıyız
ki, uzay yolculuğu ‘kurtuluş’
116
Yapı Malzeme Aralık 2017
Mimari
anlamına gelmesin” diyen Prof Dr. Emre
Alkin’in ilham verici konuşmasıyla devam
eden etkinliğin “Geleceğin Şehirleri Nasıl
Gözükecek?” konulu ilk oturumu AYD. E.
Genel Sekreteri Nihat Sandıkçıoğlu’nun
başkanlığında CRE Consultancy Kurucu
Ortağı Gülcemal Alhanlıoğlu, Aydemirler
A.Ş. İş Geliştirme Yöneticisi ve Yazar Rahmi
Aydemir, Mental Design Works Kurucusu
Salih Çıkman ve WRI Yol Güvenliği
Projeleri Yöneticisi Tolga İmamoğlu’nun
katılımıyla gerçekleşti.
Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi
Hinginar’ın oturum başkanlığını yürüttüğü
ikinci oturumda ise ERKE Sürdürülebilir
Bina Tasarım Kurucusu Cemil Yaman,
META Gayrimenkul Genel Müdürü Önal
Yılmaz, iki design group Kurucu Ortağı
Mimar Murat Kader ve Schindler Türkiye
Genel Müdürü Zafer Kabadayı “Yapı Sektörü,
Malzeme Üreticileri ve Tedarikçileri
Geleceğe Nasıl Hazırlanmalı?” konusunu
tartıştı.
Konferansın bu yılki yıldız konuşmacıları
ise iki ünlü İngiliz Mimar Bob Allies ve
Peter Barber oldu. İngiltere’nin en büyük
mimarlık ve kentsel planlama ofislerinden
biri olarak 1984 yılında kurulan ve bugüne
kadar 41 kez RIBA ödülüne layık görülen
Allies and Morrison Mimarlık ve Kentsel
Tasarım Ofisi’nin kurucu ortağı olan Bob
Allies, konferansta yaptığı “Bir Süreklilik
Olarak Şehir: Allies and Morrison’dan Mimarlık
ve Şehircilik” (City as Continuum:
The Architecture and Urbanism of Allies
and Morrison) başlıklı konuşmasında gelecekteki
yapıların ‘yüksek performanslı’
binalar olması gerektiğinin altını çizdi.
Konuşmasında, mimarların en önemli görevinin
uzun ömürlü, kuşaklar boyunca koşullara
adapte olabilen yapılar tasarlamak
olduğunu söyleyen Allies, bu binaların gelecekteki
küresel iklim değişikliklerine ve
beklenmedik koşullara karşı esnek olmalarının
yanı sıra iklimle birlikte çalışabilmeleri
gerektiğini de savundu.
Yüksek yoğunluklu alanlarda düşük katlı
kentsel konut planları geliştiren, uluslararası
birçok ödüle layık görülen bu tasarımları
İngiliz konutlarının geleceği için birer
model olarak lanse edilen dünyaca ünlü
İngiliz Mimar Peter Barber, 3. Yeşil Binalar
ve Ötesi Konferansı’nın bir diğer yıldız
ismiydi. Mimarlığı bir yandan tasarım, zanaatkârlık
ve malzemelerin birleşimi iken;
bir yandan da ekonomik, sosyal ve politik
boyutları olan bir meslek olarak tanımlayan
Peter Barber, konuşmasında kentlerin
geleceği temasını yapıların ve kentlerin
sürdürülebilirliği üzerinden ele aldı.
“Future & Cities - Geleceğin Kentleri,
Kentleri Geleceği” ana konusu çerçevesinde
gerçekleşen konferansta, geleceğin
şehirlerinin nasıl evrileceğinin tartışıldığı
“Geleceğin Şehirleri Nasıl Evrilecek?”
oturumunun başkanlığı ise Avcı Architects
Kurucusu Mimar Selçuk Avcı yaptı. Peter
Barber’ın da yeniden konuşmacı olarak
katıldığı panelin diğer konukları ise Akyürek
Elmas Mimarlık Ortağı Mimar Can Elmas,
Kolektif House Kurucu Ortağı Civan
Orhan, Mimar Emir Drahşan ve Mimar Nilüfer
Kozikoğlu oldu.
Yapı Malzeme Aralık 2017 117
The Ritz-Carlton Istanbul’un
tasarım hikayesi yeniden yazılıyor
Mimari
Nefis Boğaz manzarasına sahip İstanbul’un en lüks otellerinden biri olan The Ritz-Carlton, İstanbul’un
yeni oda ve suitlerinin tasarım hikayesi İstanbul’un şehrin içinde barındırdığı renk
skalası ve şekillerden aldığı ilham ile yeniden başlıyor.
projesine destek verdi. Bugüne kadar Bin
850 çalışanı istihdam eden Ritz- Carlton,
Türkiye’nin turizm potansiyeline inanarak
yatırımlarını artırmaya da devam ediyor.
Özlem Öktem / The Ritz-Carlton İstabul
Satış ve Pazarlama Direktörü
Türkiye’de faaliyete başladığı günden bugüne
kusursuz servis kalitesi ve yemekleri
ile fark yaratan, turizm sektörüne ve insan
unsuruna güvenini kesintisiz sürdüren The
Ritz-Carlton, İstanbul, 10 milyon dolarlık
yatırımla yeniden oluşturuldu.
The Ritz-Carlton, İstabul Satış ve Pazarlama
Direktörü Özlem Öktem’in verdiği bilgilere
göre;
Misafirperverlik ve sofistike anlayışın
kusursuz birleşimin temsil eden The
Ritz-Carlton İstanbul’un tüm oda, suit ve
balo salonları, İstanbul şehrinin ve tarihinin
yansıtıldığı, değerli mimar ve sanatçıların
dokunuşları ile yeniden tasarlandı.
Dünyanın en köklü otelcilik geleneğine sahip
The Ritz-Carlton, İstanbul’un iç dizaynı
özellikle ülkemizin ve tarihimizin dokusuna
atıfta bulunuyor.
30 ülkede dünya genelinde 91 oteli bulunan
The Ritz-Carlton, İstanbul; açıldığı tarihten
bugüne kadar 2 milyonun üzerinde
yerli ve yabancı misafiri ağırladı. Avrupa
otelleri arasında “misafir memnuniyeti
en yüksek otel” olma başarısını gösterdi
ve çok sayıda ulusal ve uluslararası ödülün
sahibi oldu. Misafirleri kadar çalışan
memnuniyetine verdiği değerle turizm sektöründe
öncü oldu. 360 sosyal sorumluluk
The Ritz-Carlton, Istanbul’un
tasarım hikayesi İstanbul’dan ilham
aldı.
The Ritz-Carlton, İstanbul’un tasarımına
Şehirle ve İstanbul’un tarihiyle örtüşen,
farklı renk katmanlarından feyz alınmış
altın, bakır materyaller, güneşin doğuşu
ve batışı sırasındaki renkler can verdi.
Oda Yatak başları tasarlanırken ise kobalt
mavisi çini ve Osmanlı İmparatorluğu’nun
görkemli kumaşları kadife ve ipekler kullanıldı.
Portekizli ünlü Mimar ve Marriott otellerinin
de daha önce iç dekorasyonunu yapan
Patricia Pina, oda ve suitlerin iç tasarımını
yaparken Balo salonunun tasarımı da değerli
mimar Hakan Yürüoğlu imzasını taşıyor.
Oda ve suitlerde; sanatçı Süleyman
Sait Tekcan’ın “At Nağme” serisi eserleri
ve Endüstri Tasarımı sanatçısı Doç. Dr.
Gülname Turan’ın Anadolu çiniciliğinde
kullanılan gökyüzü ve toprak rengini temsil
eden panolar bulunuyor. Yeni tasarlanan
oda ve suitlerde ayrıca III. Selim dönemi
parasının büyültülerek yapıldığı üzeri
antik sırlı replikalar göze çarpıyor.
The Ritz-Carlton, İstanbul’un dizaynı özellikle
ülkemizin ve tarihimizin dokusuna
atıfta bulunuyor. Enfez boğaz manzarasına
karşı olan oda ve suitler Türk tarihinden
gelen ve hayranlık uyandıran motifler
ile süsleniyor. Otelin konaklayacak konukları
da hem tarihimizi daha iyi anlarken
hem de geliştirilmiş konforu birlikte yaşamaya
devam ediyorlar.
120 Yapı Malzeme Aralık 2017
Mimari
Şişecam Düzcam
Dünya Mimarlık Haftası’nı kutladı
Türkiye düzcam pazarının lideri ve Avrupa’nın en büyük üreticisi Şişecam Düzcam, Dünya
Mimarlık Haftası’nı kutladı. Şişecam Düzcam Yapı Endüstri Merkezi tarafından düzenlenen
“Bence Mimarlık” etkinliğindeki standıyla ziyaretçilerden büyük ilgi gördü.
Cam sektörünün global oyuncusu Şişecam
Topluluğu bünyesinde faaliyet gösteren,
Türkiye düzcam pazarının lideri ve
Avrupa’nın en büyük üreticisi konumunda
olan Şişecam Düzcam, bu yıl “İklim Değişikliği
İçin Harekete Geç” temasıyla düzenlenen
Dünya Mimarlık Haftası’nı enerji
tasarrufu sağlayan ürünleriyle kutladı.
Dünya Mimarlık Haftası kapsamında Yapı
Endüstri Merkezi tarafından düzenlenen
“Bence Mimarlık” etkinliğindeki standında
cephe camlarından dekorasyon camlarına
kadar uzanan geniş ürün yelpazesiyle ısı
ve güneş kontrolü, emniyet, güvenlik ve
gürültü kontrolü sağlayan mimari ürünlerine
de yer veren Şişecam Düzcam ziyaretçilere,
doğru cam seçiminin en hızlı ve
kolay biçimde yapılmasını sağlayan “Cam
Danışmanı, Performans Hesaplayıcı, Cam
Akustik ve Isıcam Seçim Sihirbazı” gibi
mobil aplikasyonları ile ilgili bilgiler de
aktardı. “Malzeme Üreticileriyle Mimarlık”
paneli kapsamında da mimarlarla buluşarak,
enerji tasarrufu, emniyet, güvenlik,
gürültü kontrolü, konfor ve estetik gibi çok
farklı ihtiyaçları karşılayacak doğru cam
seçiminin önemini paylaştı.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Şişecam
Düzcam Kaplamalı Camlar ve Franchise
Ürün Müdürü Esra Aydınoğlu “Mevcut
durumda Türkiye’deki 19 milyon konut
stokunun % 45’inin tek cam, % 50’sinin
çift cam ve yalnızca %5’inin Low-E kaplamalı
yalıtım camından oluştuğu gerçeği ile
karşı karşıyayız. Bugün, tek ve çift camlı
konutların camlarını, ısı ve güneş kontrolü
sağlayan camlarla değiştirdiğimiz takdirde,
sadece ısıtma giderlerinden yılda 5
milyar TL tasarruf şansı elde ediyoruz. Bu
sayede sağlanan enerji tasarrufu ile ayrıca
8,2 milyon ton CO2 emisyonunun azaltılması
da mümkün olabiliyor” dedi.
Mimaride camda, şeffaflıktan ödün vermeden
en etkin ısı ve güneş kontrolü
arayışının devam ettiğine dikkat çeken
Esra Aydınoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Konut sektörünün yanı sıra ticaret, eğitim,
havacılık, kamu ve turizm sektörüne
yönelik projelerin enerji tasarrufu, emniyet,
güvenlik, gürültü kontrolü, konfor ve
estetik gibi çok farklı ihtiyaçları için doğru
çözümler sunan ürünler geliştirmeye devam
ediyoruz.
Şişecam Düzcam olarak, “cam danışmanlığı”
ile cama hayat veren değerli mimarların,
cephe danışmanlarının projenin tasarım
aşamasından, binanın kullanılır hale
gelmesine kadar ve hatta kullanım sonrasındaki
süreçte dahil cam ile ilgili her
konuda ve ihtiyaç duydukları her zaman,
yanlarında yer alıyoruz”.
Bu yıl ikincisi düzenlenen Mimarlık Haftası
etkinliklerinin sekizinci oturumunda, “Malzeme
Üreticileriyle Mimarlık” paneline katılan
Şişecam Düzcam Mimari Cam Projeleri
Ürün Yönetim Şefi Yudum Demirkol,
camın mimarlıkta alternatifi olmayan bir
malzeme olduğunu hatırlatarak konuşmasına
başladı. “Mimarlar camın sınırlarını
zorlamayı seviyor. Camdan beklentilerimiz
giderek artıyor. Mimarlar, cephe danışmanları,
yatırımcılar mümkün olduğunca
şeffaf, büyük ebatlı, etkin enerji tasarrufu,
gürültü kontrolü, emniyet ve güvenlik
sağlayan camlar talep ediyorlar. Şişecam
Düzcam bu taleplerin hepsini birden geniş
ve nitelikli ürün gamı ile karşılayabiliyor”
dedi.
“Araştırmalara göre doğal ışık alan ve doğru
cam kullanılan bir ofiste çalışanların
konsantrasyonu artıyor, hastalar daha çabuk
iyileşiyor, öğrenciler daha başarılı oluyor”
sözleriyle doğru cam seçiminin insan
sağlığına etkisine değinen Demirkol, proje
özelinde verdikleri cam danışmanlığının
kapsamını şöyle anlattı: “Şişecam olarak
Avrupa’nın en büyük firmasıyız, dünyanın
en büyük beş firması arasındayız. Cam
statiği, performans ve ısıl kırılma hesapları
yaparak, projenin ihtiyaçları doğrultusunda
en uygun ve doğru cam çözümleri sunuyoruz.
Geleceğin mimarlarına ürünlerimiz
ve üretimimiz ilgili bilgi aktarmak amacıyla
fabrikalarımıza teknik geziler düzenliyor,
ayrıca mimarlara yönelik pek çok etkinliği
hayata geçiriyoruz. Cam çözüm önerilerimizi
anlatmak için İTÜ Cephe Tasarımı ve
Teknolojisi Tezsiz Yüksek Lisans Programı
sektörel danışma kurulunda yer alıyor,
derslere katılarak bilgi ve tecrübelerimizi
paylaşıyoruz. Üniversitelerin mimarlık ve
inşaat mühendisliği fakültelerinde camla
şeffaf çözümlere değindiğimiz seminerler
veriyoruz.
Ayrıca Cam Danışmanı, Performans Hesaplayıcı,
Cam Akustiği ve Isıcam Seçim
Sihirbazı’ndan oluşan dört yeni mobil uygulamayla
hayatı kolaylaştırıyoruz.”
Yapı Malzeme Aralık 2017 121
İstanbul’daki yapıların geleceği bu konferansta tartışıldı
“Geleceğe dünden bakmak: Mimarlıkta yeni nedir?”
Yapı-Endüstri Merkezi (YEM)’de 7 Kasım 2017 tarihinde gerçekleşen “Geleceğe Dünden
Bakmak: Mimarlıkta Yeni Nedir?” adlı konferansta dünyanın en büyük metropollerinden
İstanbul’da yaşanan yapılaşmanın yoğunluğu ve kalitesi masaya yatırıldı. “Modernleşmek
adına hızla büyüyen şehirde yapılar kimliğini kaybediyor mu?”, “Yeni yapı malzemesi ürünleri
çevresel faktörlere uygun mu?”, “Değişen iklim koşulları mimariyi nasıl etkileyecek?” gibi
sorulara yanıt aranan konferansta binaların ömrünü uzatan çevre dostu ürünler hakkında
görüşler de paylaşıldı.
Moderatörlüğünü CNN TÜRK Program Yapımcısı-Gazeteci
Ahu Özyurt’un üstlendiği
oturuma Mimar Alpaslan Ataman, GAD
Mimarlık Kurucusu Gökhan Avcıoğlu, Tasarımcı,
Tarihçi ve Kuramcı Gökhan Karakuş,
KPM-Kerem Piker Mimarlık Kurucusu
Kerem Piker, Tabanlıoğlu Mimarlık Kurucu
Ortağı Melkan Gürsel ve Kadir Has
Üniversitesi İstanbul Çalışmaları Merkezi
Müdürü, Şehir Plancısı Prof. Dr. Murat H.
Güvenç konuşmacı olarak katıldı.
Alpaslan Ataman: “Mimaride yeni
referansa göre şekilleniyor”
Mimaride icat yok keşif vardır. Ne yaparsanız
yapın 15 bin yıldır muhakkak yapılmıştır.
Yeniyi kabul edelim ama takıntı haline
getirmeyelim. Bir Roma atasözü der ki
‘Güneşin altında yeni bir şey yok’. Doğan
Kuban da ‘Rönesans’tan sonra yeni bir
şehir yapılmadı’ diyor. İlave şeyler yapılıyor.
Yeninin tabiatı bir şeyin üstüne gelmesidir.
İçinde eskiyi ihtiva etmezse yeni
olmuyor. Yeni eskinin yanında şahsiyetini
koruyor. Bir referansa göre şekilleniyor.
Eskiden bir ayda yapılan, bugün bir dakikada
yapılıyor. Bizim meslek sıkıştı kaldı.
Yeni yapmak adeta bir mecburiyet ve bir
misyon olmaya başladı. Önümüze gelen
binanın adı ‘fırsat’ oldu. Bu fırsat kelimesini
açtığınız zaman korkunç bir skala açılıyor.
Bir kaosun içinde yaşadığımız ayan
beyan ortada. Geçmişi, tarihi olmayan bir
yerleşime şehir denmez. Mimar rahat davranabiliyordu
kendisine yardımcı bir eski
şehir vardı. O referans ortadan kalktı.
Gökhan Avcıoğlu: “Bizi bir araya
getirecek unsur, yeni bir şehir
kurgusunda anlaşmak”
Mimarlıkta ‘yeni konusu’ yeni bir konu
değil. İlk mağaradan beri tartışılan bir
konu. Mimarlıkta ileriye dönük düşünüyoruz
ama geçmişte yakaladığımız ve tekrar
kullanılması gereken formüller var. İlerisi
için düşünüyoruz, geçmişten ders alıyoruz,
bugün için inşa ediyoruz. Sanattan
farklı olarak hızlı gelişmiyor. Ağır hareket
122
Yapı Malzeme Aralık 2017
Mimari
ediyor. Kitleleri ilgilendiriyor. İçine insan
giriyor. Modasının hiç geçmemesi esas
olan. İnşa ederken yenide aradığımız şu:
daha iyi nasıl yapabiliriz? Onun için yeni
kavramı aslında yeni bir şey bulmak değil.
İnsan davranışı değişmediği için çok şeyin
değişmesi zor. Şehir plancıları bağımsız
çalışıyorlar. Oysa iş birliği yapmamız gerekiyor.
Deprem geçirmiş bir Van’ı yeniden
inşa etmenin anlamı yok. Şehir kurgusu
olarak yeni bir Van lazım. Ataşehir’de finans
merkezi var ama mimarların hiçbiri
birbirinden haberdar değil. Fikirtepe de
öyle. Şehir içindeki hıza ayak uydurmak
kolay değil. Belki bizi bir araya getirecek
unsur, yeni bir şehir kurgusunda anlaşmak.
Gökhan Karakuş: “Herkesin söz
sahibi olması lazım.”
Mimarlık eleştirmeni ve kuramcısı olarak
bizim işimiz değerlendirme. Bitmiş bir
binayı değerlendiriyoruz. Batı’dan gelen
300 yıllık yeni bir meslek bu. Üç ana kavram
üzerinde; görsellik, bilim ve kullanıcı
gözüyle eleştiririz. Biz eleştiri olarak, kuram
olarak, akademik olarak, mimarlara
geri bildirim veremiyoruz. Onlara yardım
etmemiz, yön göstermemiz lazım. Bu iş
herkese hitap ediyor. Doktor gibi insanların
günlük hayatını iyileştirmeye çalışıyoruz.
Herkes bu mekanların içinde yaşıyor.
Herkesin söz sahibi olması lazım. “New
York’ta Carnegie Hall çatısında neden
değişiklik yapmıyorsunuz?” diye sorduğumda,
orada oturanlardan oluşan kamu
kurulunun istemediğini söylediler. Halk
karar mekanizmasının içinde. Bizde bu
kararlar nasıl alınıyor? Bu konunun daha
çok popüler kültürün içine girmesi lazım.
1960’larda modern mimarlığın Türkiye’deki
rolü kafalarında netti. Yine bu netliğin
oluşması lazım.
Kerem Piker: “Kazmayı hızlı
vurmaktan değil, kazmaktan
vazgeçmeliyiz.”
Mimarlıkta yeninin ne olduğunu bilmiyorum.
Olsa olsa mimarlar arasında yeni
vardır. Mimarlıkta yeni zihinlerdedir ancak.
Yapıldığı an eskiyor. Mimarlık hızlı bir
şey değil. Yeninin olma ihtimalini seviyorum.
Yeninin arayışını, pratiğinin merkezine
koymak mümkün olmayabilir ama var
olduğunu düşünmeyi seviyorum. 19’ncu
yüzyılda pasajlar yeniydi. Kent hayatının
dönüştüğünü gösteriyordu. Reasürans
Çarşısı yapıldığı zaman yeni bir şey oldu,
yeni bir kamusallık yaratıldı. Bu bildiğiniz
araçlarla yapılabilir. Bizim peşine düştüğümüz
yeni, aslında böyle bir yeni. Tekniği
çok da küçümsememek lazım. Bugünün
yeni araçları var. O araçlar yeni örgütlenme,
toplumsal uzlaşma biçimleri kuruyor.
Bizim ihtiyacımız olan akıl ve o aklın yeni
araçları. Dünün aklıyla bu araçları kullanamayız.
Bugünün kentini dünün kavramla-
Serdar Oran: “Mimarlıkta
biz yeni ne yapabiliriz?’
diye düşündük. Yalıtım
4.0 devrimini DYOTHERM
markamızla başlattık.”
“Mimarlıkta Yeni Nedir?” konsepti çerçevesinde
çevre dostu ürünlerin kullanımına
dikkat çekilen konferansta, örnek ürün
olarak etkinliğin destekçisi DYO Boya yeni
yalıtım markası DYOTHERM’in lansmanını
gerçekleştirdi. DYOTHERM markasının; A
sınıfı yangın direnci, ses yalıtımına katkılı,
yüksek termal koruması ile hibrit teknoloji
ile üretilen çevre dostu yenilikçi ısı yalıtım
ürünü DYOTHERM ISOLTECO 110 tanıtıldı.
DYO olarak yeni teknolojilerle mimarların
tasarımlarına destek olmak istediklerini
belirten DYO Boya Fabrikaları Başkan
Yardımcısı ve Genel Müdürü Serdar Oran
“Çevreye yararlı ürünler üretmek için çok
çalışıyoruz. Ciromuzun %2.2’sini AR-GE
için ayırıyoruz. Dünya ölçeğine baktığımızda
sektördeki devlerin harcadığı bir miktar bu.
Bunu insanların hayatına katkıda bulunmak
Serdar Oran / DYO Boya Fabrikaları
Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü
için
yapıyoruz,” diye konuştu. Boyanın tüm alt sektörüne hizmet veren Türkiye’deki tek
şirket olduklarını belirten Oran, sözlerine şöyle devam etti: “Size dokunduğumuz
alanlar çok fazla. Bugün ısı yalıtımla ilgili geleceğe değer katacak bir ürün tanıtmak
istiyoruz. ‘Mimarlıkta biz yeni ne yapabiliriz?’ diye düşündük. Değişen pazar ihtiyaçlarına
yönelik yenilik yapmaya çalıştık ve 4.0 devrimini DYOTHERM markası ile
başlattık. DYOTHERM ile daha iyi, daha temiz bir gelecek için yeni nesil çözümler
üretiyoruz. Bu ürünün en büyük özelliği çevreci olması. Yenilikçi yalıtım geleceğe
yatırım diyerek ürünlerimizi geliştirmeye devam edeceğiz.
Isı yalıtımını sağlarken binaya ekstra ağırlık vermeyen DYOTHERM ISOLTECO 110,
binanın ömrünü uzatıyor. İklim koşullarının içeriye nüfus etmesini en aza indiren
DYOTHERM ISOLTECO 110, enerji tasarrufu sağlayan, çevreci bir ürün. Kışın binayı
soğuktan koruyarak doğalgaz faturalarının artmasını engellerken, yazın güneş ışınlarından
koruyarak elektrik tasarrufu yapılmasını sağlıyor. Her yüzeye uygulanabilen
DYOTHERM ISOLTECO 110, yangın dayanımını A sınıfı yapıyor ve ses yalıtımına
katkıda bulunuyor.
Yapı Malzeme Aralık 2017 123
ıyla konuşamayız. Kazmayı hızlı vurmaktan
değil, kazmaktan vazgeçmeliyiz.
Melkan Gürsel: “Mimari yeni bir
duygu üretiyor.”
Teknoloji insanlara ne imkân sunarsa
sunsun biz onun belli bir oranını algılıyor
ve kullanıyoruz. İnsana dair şeyler çok da
değişmiyor. Mimari, insanları mutlu etmek
için vardır. Mimari eserler, sosyal heykellerdir.
İçinde yaşam vardır. Her yerde yeni
aynı olmak zorunda değildir. İstanbul’da
bir bina yenilik katarken, dünyanın başka
bir yerinde başka anlamlandırılabilir. Hayatlara
nasıl dokunduğunuz ve ne gibi nitelikler
getirdiğiniz önemli olan. Bir şehirde
35 bin kişi yan yana gelmemiştir. Siz bir
stadyum yaparsınız ve bunu onlara yaşatırsınız.
Bu yeni bir duygudur. Gelişen dünyada
malzemeler farklılaşıyor fakat mimari
yeni bir duygu üretiyor, hayatınıza yenilik
getiriyor. Mimari, insanların mutluluğu ve
rahatı içindir. Hayatlarına ne kattığınız ne
gibi kolaylık getirdiğinizdir yeni olan. Yeni,
insana dokunana dairdir. Hayatı güzelleştirendir.
Kullanıcıya yeni duygu yaşatan
binadır.
Prof. Dr. Murat H. Güvenç: “Yeni
teknolojiyle eskiden yapmadığım
neyi yapabilirim diye bakmalıyız.”
‘Modern’, ‘çağdaş’, ‘güncel’ gibi kelimeler
tarih boyunca kullanıldı. Her zaman ‘yeni’
var ve var olacak. 18’nci yüzyılda da modernden
bahsediliyordu. Bizim ‘an’ dediğimiz
zamana, İngilizce ‘moment’ deniyor.
Moment hem bir zaman dilimi hem de
fizikte gerilim anlamına geliyor. Neyle ne
arasında gerilim? Belli bir anda doğru bildiğimiz
ideoloji. O anda kullandığımız araçlar
ve teknoloji. Üçüncü olarak da hayatımızı
idame ettiğimiz toplumsal pratikler. Anlar;
bu fikir, teknoloji ve gündelik ihtiyaçlar
arasında kurulan gerilimli bir şey. Bunlar
birbirleriyle ilişkili ama bağımsız şeyler.
Bunlardan biri değişebiliyor. Fikirler ve toplumsal
pratikler orada duruyorken teknoloji
gelişiyor. Biz de teknolojiye ayak uydurmaya
çalışıyoruz. Bilgisayar öncesine geri
dönemeyeceğiz, onunla yaşayacağız. Yeniyle
karşılaştığımızda ilk tepkimiz eskiden
yapmaya çalıştığımız işleri daha kolay ve
daha hızlı yapmak. Bu teknolojinin kullanımında
bir çocukluk hastalığı. Teknolojinin
potansiyeli bu değildir. “Eskiden yapmadığım
neyi yapabilirim?” diye bakmalıyız.
Dünyanın en iyi bilgisayarını getirin, bizim
algılayabildiğimizdir önemli olan. Mimaride
değişmeyen sınırlar var. Yeniyi bu sınırlarla
nasıl örtüştüreceğiz, mesele bu.
124
Yapı Malzeme Aralık 2017
Yenilenen yapısıyla
yapı dünyasında
aradığınız herşey
yepyeni Yapı Kataloğu’nda
Daha detaylı bilgi
Daha fazla görsel
Tek sayfada tek ürün
Yenilenen firma ve ürün sayfaları
Güncellenen arama motoru
Teklif ve numune talebi
www.yapikatalogu.com
Sektörün
İKLİMLENDİRME
SİSTEMLERİ
Baymak
Buderus
Daikin
SERAMİK & MERMER
Geberit / Bien
Duravit / Decovita
Graniser / Seramiksan
BOYA
Dyo
Kale
AHŞAP
Peli Parquet
AYDINLATMA
ELEMANLARI
Viko
’ leri
KİMYASALLAR
Rigips
VİTRİFİYE
Ege Vitrifiye
ARMATÜR
E.C.A
ELEKTRİKLİ
EL ALETLERİ
Panasonic
Ürün
E.C.A.’nın iki yeni serisi
Avrupa’dan ödüllerle döndü
Geliştirdiği teknoloji ve yeniliklerle insan sağlığını ve çevresel
duyarlılığı ön planda tutan E.C.A, armatür ürün ailesine ezber
bozan 2 yeni seri ekledi. Dünya’da ilk kez E.C.A. tarafından
geliştirilen Hygiene Plus teknolojisine de sahip Icon ve Purity
armatürler A Design Awards, Iconic Awards ve German
Design tasarım yarışmalarından ödülle döndü.
SEREL
EasyWash’tan
%100 yıkama
teknolojisi ile
360 derece temizlik
Uluslar arası tasarım yarışmalarının en
prestijlilerinden İtalyan A Design Award
ve Alman Iconic Awards tasarım yarışmalarında
E.C.A. Icon ve Purity serilerindeki
ürünlerine ödül aldı. A Design Awards’ta
Icon serisi lavabo, banyo, eviye armatürleri
Gold seviyesinde; Purity serisi, lavabo,
banyo, eviye armatürleri Silver seviyesinde
ödüle layık görülürken; Iconic Award tasarım
yarışması ürün kategorisinde Purity
Lavabo Bataryası ve Icon Banyo bataryası
ödül aldı.
German Design Awards’tan
Özel Davet
Avrupa’nın en prestijli
tasarım yarışmalarından
biri olarak
görülen German
Design Awards’a
özel olarak davet
edilen markalar
arasında yer alan E.
C.A.; Purity lavabo
bataryası ve Icon
banyo bataryasına
“Special Mention”
ödülü alırken; Icon
lavabo bataryasıyla
da “Winner” ödülüne
layık görüldü.
E.C.A. armatürlerinin
yurt içi satış ve
pazarlamasından
sorumlu Elmor’un Genel Müdürü Enver
Öz, temsilcisi oldukları markanın ödüllendirilmesinden
duydukları mutluluğu
şu şekilde ifade etti;
“Sektöründe daima ilkleri gerçekleştiren
ve trendlerin belirleyicisi olan E.C.A.’nın
estetik ve fonksiyon çözümlerinin uluslararası
arena tarafından da takdir edilmesi
memnuniyet verici. Bu ödüller bizim
sektördeki motivasyonumuzu arttıran
ve adımlarımızın doğruluğunu kanıtlayan
göstergeler bizce. E.C.A. her şeyden
önce “yıllarca beraber” lik ilkesi gereği
kullanıcılarına sağlamlık ve dayanıklılık
vaad ediyor. Bununla beraber tasarımın
ve uygulamadaki kolaylığın öneminin farkında
ürünler geliştiriyor. Sanırım bu çok
yönlü düşüncenin ürünü olan bu armatürlerin
tasarım ödülüne layık görülmelerinin
bir sebebi de bu. Sürdürülebilirlik ilkesi
kapsamından üretimden son kullanıcıya
doğaya ve insana saygılı ürünler geliştiren
E.C.A. mimar ve iç mimarların ihtiyaçlarının
da farkında ürünler geliştiriyor. Bu
sebepledir ki E.C.A.; farklı renk ve boyut
çeşitlerindeki armatürleriyle, her banyo
ve mutfak tipine uygun, her segmente
ve ihtiyaca çözüm üreten yüzde yüz yerli
marka olarak sektör liderliğini sürdürmeye
devam ediyor.”
SEREL EasyWash lavabolar kullanıcı
dostu yeni fonksiyonuyla, temizlik anlayışını
değiştiriyor. Türkiye’de bir ilki
teşkil eden kendi kendini temizleyen
yeni nesil yıkama teknolojisi ile EasyWash
lavabolar, otomatik olarak devreye
girerek hijyen sağlıyor.
Maksimum temizlik konsepti ile yola
çıkılarak tasarlanan SEREL EasyWash
lavabo serisi, su sıçratmadan %100
yıkama teknolojisi sunuyor. Kendi kendini
temizleme özelliği uzaklaştıktan
sonra devreye girerek 360 0 ’lik hijyen
sağlıyor.
Helios Serisi, multifonksiyonel
tasarımı banyolara taşınıyor
SEREL Helios lavabo serisi, tasarımı
ile banyolarda multifonksiyonel kullanım
sağlıyor. Farklı kullanım alanlarına
yönelik tasarlanan, daire ve kare formlu
çanak lavaboları bulunan seri, her
zevke ve beğeniye göre alternatif seçenekler
sunuyor. Çocuk lavabosu seçeneğiyle
evde ve ev dışındaki alanlarda
da çocuklara özel mekânlar yaratıyor.
128
Yapı Malzeme Aralık 2017
Ürün
Baymak, “Lectus Plus 160”
yoğuşmalı kazan
ile yüksek verimlilik ve tasarruf
Baymak’ın, BDR Thermea tarafından geliştirilen ve Türkiye için özel olarak
uyumlandırdığı Lectus Plus 160 duvar tipi yoğuşmalı kazanlar, %109‘a varan
verimliliği ile yakıt tasarrufunu en üst noktaya taşıyor.
Lectus kazanlar özellikleri sayesinde, Binaların Enerji Performansı (BEP)
yönetmeliği ile toplam kullanım alanı 2.000 m²’den büyük olan binalarda
merkezi ısıtma sistemlerinin zorunlu hale gelmesiyle, kullanıcılara avantaj
sunuyor. Premix teknolojisine sahip Baymak Lectus Plus, verimliliği belirleyen
teknoloji sayesinde ideal yanmada, doğru hava-gaz dengesini sağlıyor.
Premix teknolojili Lectus Plus bir birim gaz için eşit düzeyde havayı alıp
önceden karıştırıyor ve ideal yanma sağlıyor. Dolayısıyla Lectus Plus kazanlar,
eski kazanlarla karşılaştırıldığında ilk yatırım maliyetini, düşük işletme
maliyeti ile kısa sürede bu farkı amorti ediyor. Yüksek güç ve performansın
bir arada olduğu Lectus Plus 160 yoğuşmalı kazan, geniş renkli LCD ekranı
sayesinde kullanım kolaylığı sunuyor. Tek kazanda yüksek kapasite .
Baymak için özel üretilen RVS serisi kaskad kontrol paneliyle 15 adet yoğuşmalı
Lectus kazan tam otomasyona bağlı olarak kontrol edilebiliyor ve
her kazan da kendi içinde modüle edilebiliyor. Hem bina yöneticileri hem de
görevlileri için de idare kolaylığı sunan RVS kaskad kontrol paneli ısıtma,
kullanım sıcak suyu veya farklı zonların ayrı ayrı kontrol edilip, günlük ve
haftalık olarak programlanmasını da sağlıyor.
Buderus enerji
tasarrufu için
‘oda kumandası’
öneriyor
Buderus, kombi sahiplerine, mekanın sıcaklığını kullanıcının
ayarladığı derecede sabit tutmak için kombiyi optimum
sürede çalıştıran, bu sayede doğalgaz ve enerji tasarrufu
sağlayan oda kumandası kullanımı öneriyor.
Oda kumandası kullanılmayan kombilerde, ısıtılacak mekanda
ortam sıcaklığını ölçebilecek bir cihaz olmadığı için,
tesisat, gidiş-dönüş suyu sıcaklığını referans alarak çalışır.
Kombi, oda sıcaklığını takip edemediği için mekânı sürekli
olarak ısıtmaya devam eder. Bu da cihazların gereğinden
fazla çalışarak daha çabuk yıpranmasına, yakıt sarfiyatının
ve elektrik tüketiminin artmasına sebep olur.
Oda kumandası ile odanızın sıcaklığını takip edin!
Oysa özellikle bahar aylarında, güneş ışığının mekânı
ısıtması sonucu ciddi miktarda ısı kazanımı olur. Oda kumandası
olan mekânlarda bu sıcaklık artışı anında tespit
edilerek ısıtma cihazının durdurulup ortamın gereğinden
fazla ısınması önlenir. Bu şekilde tasarruf ve konfor
sağlanır. Kullanıcılar, haftalık program saatli oda kumandası
sayesinde ısıtma cihazını gün içerisinde farklı zaman
dilimlerinde farklı derecelere ayarlayabilirler..
Kablosuz oda kumandası ile kolay montaj imkanı..
130 Yapı Malzeme Aralık 2017
Ürün
Decovita’dan kırmızı dokunuş!
Trendleri belirleyen tasarımlarını mükemmel baskı ve renk kalitesiyle
sunan Decovita, kırmızının güçlü ve pozitif enerjisini yaşam
alanlarına taşıyor.
Decovita’nın doğal taş grubunda yer alan Rosso Royal, zengin
damarlı yapısı ve sıcak renk geçişleriyle üç boyutlu bir görünüm
oluşturuyor. Ürünün en önemli özelliklerinden biri de, duvar panosu
olarak kullanılabilmesi. Soft tonlardaki bir duvar üzerinde
zıt renklerin eşsiz uyumunu yansıtan Rosso Royal, küçük bir dokunuşla
yaşam alanlarının tüm havasını değiştirmek isteyenler
için ideal bir seçenek sunuyor.
Decovita’nın tüm ürün gruplarında olduğu gibi hem yer hem de
duvarda kullanılabilen Rosso Royal, iç mekanların yanı sıra binaların
dış cephelerinde de uzun yıllar boyunca ilk günkü canlılığını
ve kalitesini koruyor. Özel bir sır tekniği uygulanan parlak
ve pürüzsüz yapıdaki ürün, bahar yağmurlarından, dondurucu
soğuklardan ya da yakıcı güneşten etkilenmiyor.
DYO’nun Mavi-Turkuaz renk damlası kartelası ile
huzurlu ve dingin mekanlar
Renkler kullanıldıkları alanları estetik ve
anlam olarak değiştirme gücüne sahip.
Her rengin kendine ait özel bir enerjisi
var. DYO’nun doğadan ilham alarak hazırladığı
Renk Yağmuru kartelasında yer alan
Mavi-Turkuaz Renk Damlası kartelasında
mavinin 24 değişik tonunu bulabilir, dilerseniz
kendi mavinizi yaratabilir ve renginizi
kişiselleştirebilirsiniz.
Özgürlüğün rengi olarak tanınan mavi-turkuaz,
insana evrenin bir parçası olduğunu
en çok hissettiren renk olarak tanınıyor.
Mavi, kendi sınırlarını aşarak kitaplara,
filmlere, şiirlere de konu olan bir renk. Denizin
ve gökyüzünün rengi olan mavi-turkuaz
yaşamın geçtiği her alanda sakin, dinlendirici
aynı zamanda temiz ve aydınlık,
hislerini beraberinde getiriyor.
DYO’nun, doğayı referans alarak hazırladığı
Mavi-Turkuaz Renk Damlası, tercih
edildiği mekana sağlık ve temizlik hissini
de getiriyor. İnsanın yaratıcılık duygularını açığa çıkartırken yeteneklerin gelişmesine de olumlu katkı sağlıyor. Bu yılın trend renkleri
arasında yer alan mavi-turkuaz, özellikle turuncu rengi ile birlikte kullanıldığında mekanlarınızda etkin bir kontrastlık elde etme imkanı
da sunacak.
Yapı Malzeme Aralık 2017 131
Ürün
Bien’in koleksiyonları 2018’in habercisi niteliğinde
Doğallığın ön planda olduğu 2018 dekorasyon trendlerinde, mermerin
asaleti, ahşabın sıcaklığı, doğal taşın sahiciliği yaşam alanlarında
seçenekler olarak karışımıza çıkıyor. Özellikle, son dönemlerde cazibesini
artıran mermer, yaşam alanlarına doğal ve asil bir görünüm kazandırırken,
ahşabın sıcaklığı ve doğal taşın sahiciliği mekanlarınızı sahici
bir kimliğe büründürüyor. Bien Seramik’in tasarladığı yeşil, krem, mavi
ve gri tondaki tasarımlar yılın gözde renklerini vurgularken, bordürlerde
kullanılan altın ve gümüş yaldızlar mekana hem şıklık hem de ışıltı
kazandırıyor. Doğal konseptin parıltılarla kombine edildiği Bien Koleksiyonları’ndan
Amazon, Anabell, Antique Carrara, Arch, Pietra Venata,
Zebra Wood Serileri yılın iddialı koleksiyonları arasında yer alıyor.
Danimarkalıların Mutluluk Felsefesi “Hygge”
Duravit ile Banyolara Yansıyor
Hygge, Danca bir kavram olup, samimi ortamlar yaratma, ruhun
huzurlu hissetmesi, tüm dert, sıkıntı ve sinir bozucu şeylerden
uzak olma durumu, rahatlatıcı ve mutluluk veren şeylerden keyif
alma ve en sevdiklerinizle birlikte olma durumu anlamlarına
geliyor. Bu felsefeyi uygulayan Danimarkalılar
dünyanın en mutlu 2. ülkesi olmayı başarmışlar.
Yaşam alanlarının Hygge felsefesi ile daha
samimi ve cazip hale gelmesi için birkaç küçük
düzenleme yapmak yeterli oluyor. Duravit,
bu düzenlemeleri banyolar için Luv serisi
ile yorumlamış. Yormayan ve sakinleştirici
etkili tipik İskandinav renkleri olan bej ve gri
tonlarından oluşan Luv serisinin Hygge mottosu
ise “dinlen, yarışa girme, rahatla ve stres
yapma”.
İskandinav iç mekan tasarımında önemli rol
oynayan sadelik prensibi, Danimarkalı tasarımcı
Cecilie Manz imzalı Duravit Luv banyo
serisinde de güçlü bir şekilde hissediliyor.
Bu serinin tasarımının çıkış noktasını ise su
ile doldurulmuş bir çanak hayali oluşturuyor.
Seri, sade ve elegan tasarımıyla konforlu, sıcak
ve samimi bir ortam vadediyor.
Yeni renkler: mat açık mavi ve gri
Luv serisinin DuraCeram lavabolarının dış yüzeylerinde
Duravit ilk kez açık tonlarda mat sır kullandı. Mat açık
mavi veya mat gri gibi açık tonlardaki yeni renkler Luv’un mobilya
seçeneklerinde de bulunuyor. Bu renkler havlu, battaniye ve banyo
aksesuarı gibi objelerle de rahatlıkla kombine edilebiliyor.
132 Yapı Malzeme Aralık 2017
Ürün
Kale Boya’dan mekanlara metalik efektler
İç cephede birçok yüzeyde kullanılabilen İs7anbul Aura, kadife
dokusu ile mekanlara son derece zarif bir görünüm kazandırıyor.
Kale Boya, İS7ANBUL Efekt serisinin yenilikçi ürünlerinden ‘Orion’
ile ışıltılı mekanlar yaratıyor. Binlerce renk alternatifini farklı
dokularla buluşturan Kale Boya, İs7anbul Aura ile parıltılı ve
degrade görünümlü mekanlar yaratırken, kumlu, metalik dokuya
sahip ‘İS7ANBUL Orion’ ile tüketicileri alışılmışın dışında dekorasyon
alternatifleri ile buluşturuyor.
Akrilik emülsiyon esaslı, sedef efekti ve kadife
dokusuna sahip son kat iç cephe dekorasyon
boyası İs7anbul Aura; iç cephede, uygun
bir şekilde hazırlanmış kara sıva, beton,
çimento levha, alçı panel gibi mineral yeni
yüzeylere, eski boyalı yüzeylere, cam tekstili,
macun ve duvar kâğıdı üzerine dekoratif etki
yaratmak amacıyla uygulanıyor. İlhamını yıldızlardan
alan ‘İS7ANBUL Orion’ ise ışıltılı ve
grenli dokusu ile farklı desenler oluşturulmasına
imkan sağlıyor. Yaşam alanlarını farklılaştırmak
isteyenlerin özellikle tercih ettiği
‘Orion’, binlerce renkte ve fırçayla kolaylıkla
uygulanabiliyor. Kale Boya’nın her iki ürünü
İs7anbul Aura ve Orion mekan içerisinde oluşan
nemi dışarıya atma kabiliyetiyle binaların
nefes almasını sağlıyor.
Solvent içermediği ve su ile seyreltildiği için kokmayan, insan
ve çevre sağlığına zarar vermeyen İs7anbul Aura; 1, 2,5 ve 5
kg’lık plastik kovalarda satışa sunuluyor. Dekoratif etki yaratmak
amacıyla uygulanan ‘İS7ANBUL Orion’, modern evlerden kafelere,
özel mekanlardan otellere kadar estetiğin ön planda olduğu her
noktada karşımıza çıkıyor.
Hayatınıza yeni
bir boyut katın
Belçika’nın dünyaca ünlü dayanıklılığı,
kalitesi ve görünümüyle fark yaratan
doğal taşlarından esinlenen Seramiksan,
yepyeni bir ürün ile klasik mekanların
dışına çıkıyor. Antrasit rengi ve taş
efektiyle kullanıldığı alana şıklık ve asalet
katan Belgium Stone, sahip olduğu
özellikleriyle de dikkat çekiyor.
Kırılma ve çatlamaya karşı dayanıklılığı
ve kaymaz dokusuyla ön plana çıkan
Belgium Stone özellikle garaj, otopark,
bahçe, teras, iş yerleri gibi mekanlarda
rahatlıkla kullanılıyor. İç mekanlarda da
dekor etkisi yaratan seri, taşın hem sadeliğine
hem de şıklığına vurgu yapıyor.
60 x 60, 60 x 120 ve 120x 120 cm ebatında
üretilen Belgium Stone, 20 mm
gövde kalınlığına sahip full body ürün
olma özelliğiyle de iç ve dış mekanlarda
farklı bir ambiyans yaratmak isteyenlerin
ilgisini çekiyor.
Yapı Malzeme Aralık 2017 133
Ürün
Zevkinize göre,
Elektrik anahtarınıza farklı çerçeve…
Evinizin dekorasyonunu son trendlere göre yeniden düzenlemek
ya da birkaç detayı değiştirerek yaşam alanınıza yepyeni bir soluk
getirmek isteyebilirsiniz. Üstelik şimdi elektrik anahtarlarınızı ve
prizlerinizi de kolayca zevkinize ve yeni dekorasyon tarzınıza uygun
hale getirebilirsiniz. Elektrik anahtarı ve priz sektörünün lideri Panasonic
Eco Solutions Türkiye, VİKO marka
NOVELLA serisi ile size çok özel bir olanak
sunuyor. NOVELLA serisi elektrik anahtarları,
farklı çerçeve seçenekleri ile kolayca
bambaşka bir tarza bürünebiliyor.
Panasonic Eco Solutions Türkiye’nin, yalın
tasarımı ile dikkat çeken VİKO marka NO-
VELLA serisi, yaşam alanını ufak dokunuşlarla
değiştirmek isteyenlere özel… Seride
cam, eloxal, corian ve masif ahşap olmak
üzere 4 farklı çerçeve malzemesi çeşidi
göze çarpıyor. Cam malzemede; beyaz,
açık yeşil, dore, bordo ve siyah renk seçenekleri
sunuluyor. Eloxal malzemede ise
gümüş, bronz ve siyah renk seçebilmeniz
mümkün. Corian malzeme tercih edenler
aurora, black quartz, dusk ve sandstone
renklerinden dilediğini seçebiliyor. Masif
ahşap malzemede ise akçaağaç, ceviz,
kiraz ve meşe alternatifleri yaşam alanlarında
sıcak bir atmosfer için yeterli oluyor.
NOVELLA, tüm çerçeve seçeneklerini anahtarda farklı renkler ile
değerlendirerek zevkinize özel kombinasyonlar oluşturmanıza imkan
tanıyor. Böylece evinizin ve odanızın dekorasyonuna uygun
alternatifler oluşturmak da size kalıyor. Yaşam alanınız, sizin dünyanız…
Yeni yıl için
en kullanışlı hediye;
Kombo El Aletleri Seti
Panasonic’te…
Beyler evlerdeki ufak tefek tamirat işlerini üstleniyor. Ancak
tüm bu işleri olabildiğince kolaylaştıracak el aletlerine de
mutlaka ihtiyaç duyuyor. Dünyanın önde gelen markalarından
PANASONIC, yeni yıla girerken beylere özel bir hediye
düşünenlere, Panasonic Kombo Set ile son derece kullanışlı
bir alternatif sunuyor.
İçinde matkap vidalama (EY 75A1 X model), darbeli somun
sıkma / vidalama (EY 75A2 X model), şarj aleti iki adet
akü seti ve adaptör) bulunan taşıma çantası ile satışa
sunulan PANASONIC Kombo Set, beyler için en uygun yeni
yıl hediyesi… Pratik tasarımlarıyla evdeki birçok tamirat ve
tadilat işinde kullanılabilen ürünler, üstün performansı ile
de dikkat çekiyor. Öte yandan 55 dakika kullanılabilirlik ve
70 dakikalık tam şarj edilebilirlik özelliği ile kablosuz ve
akülü çalışan aletler, dayanıklılığı ile de rakipleri arasından
sıyrılıyor. Sağanak yağmur altında bile sorunsuzca çalışabilen
ürünler, aynı zamanda tozdan da etkilenmiyor. Yüksek
seviye toz ve su koruması, zorlu saha koşullarında çalışırken
artırılmış sağlamlığı da beraberinde getiriyor. PANASO-
NIC, profesyonel el aletlerine 3 yıl garanti verirken, Türkiye
genelinde oluşturulmuş 21 yaygın servis noktası ağı ile de
satış sonrası destek sağlıyor.
134 Yapı Malzeme Aralık 2017
Ürün
Daikin Altherma Hibrit Isı Pompası faturalar %25 düşürüyor
İklimlendirme sektörünün öncü firması Daikin, ısıtmadaki iddiasını
hibrit sistemler ile sürdürüyor. Premix tam yoğuşmalı kombi
ile entegre bir şekilde çalışan Daikin Altherma Hibrit Isı Pompası,
enerji maliyetlerini yüzde 25’e kadar düşürüyor. Eski kombinizin
yerine kolayca kurulan sistem, istenirse ısıtmanın yanı sıra soğutma
da gerçekleştirebiliyor.
Havadan suya ısı pompalarının mucidi Daikin, Avrupa ve Türkiye’de
en çok tercih edilen ısı pompası olan Altherma’dan sonra
şimdi de hibrit sistemlerle ısıtmada yeni bir dönem başlatıyor.
Yüksek verimliliği ile öne çıkan ısı pompası sistemleri ile premix
tam yoğuşmalı kombi bir araya geldi ve Daikin Altherma Hibrit
Isı Pompası ortaya çıktı. Yenilikçi ürünleri ile soğutmada olduğu
gibi ısıtmadaki iddiasını da artıran Daikin, iki üstün teknolojinin
kombinasyonu ile kullanıcılarına daha yüksek verim ve tasarruf
olanağı sunuyor.
Daikin Altherma Hibrit Isı Pompası, bir yandan geniş alanların ısıtılması
ve sıcak su talebinin karşılanması için esnek bir çözüm sunarken,
iç ünite seçimine bağlı olarak soğutma da gerçekleştirebiliyor.
Böylelikle ev ve iş yerlerinin hem ısıtma, hem soğutma, hem de
sıcak su ihtiyacı aynı sistemle karşılanabiliyor. Sistemde kullanılan
hydrobox ve kombi, toplamda klasik duvar tipi kombiler kadar
yer kaplıyor ve bina içinde eski kombinin yerine, hızlı ve kolay bir
şekilde monte edilebiliyor. Bu sayede 25 dereceden 80 dereceye
kadar sıcaklıkta kalorifer suyu elde edilebilmesini sağlayan Daikin
Altherma Hibrit Isı Pompası ile binalarını yenilemeyi tercih eden kullanıcılar,
boru ve radyatörlerini değiştirmeye gerek duymuyor.
Ege Vitrifiye’den,
9 farklı
alternatiften
oluşan renkli
lavabolar
Renklerin insanlar üzerindeki fiziksel ve psikolojik
etkileri biliniyor. Örneğin yeşil rengin dinlendirdiği
veya mavinin özgürlük hissini uyandırırken,
huzur verdiği bilinen örnekler arasında…
Ege Vitrifiye geliştirdiği mat renk skalasıyla kişilerin
kullanırken mutlu ve huzurlu hissettiği
alanlar yaratmayı hedefliyor. Kullanıcıların kendi
tarzlarında banyolar tasarlaması amacıyla geliştirilen
lavabolar, fonksiyonel yapıları ve estetik
duruşlarıyla bulundukları atmosferi kişiye özel
hale getiriyor. Mobilya üzerinde kullanılan ürünler
minimal çizgileriyle dikkat çekiyor.
Ege Vitrifiye’ nin lavabo ve klozetlerde sunduğu
mat sırlı banyo çözümlerini deneyimlemenin şimdi
tam zamanı!
Yapı Malzeme Aralık 2017 135
Ürün
İstediğiniz yerden
kolay kullanım
Ar-Ge destekli inovatif bakış açısını ürünlerine
yansıtan Geberit, yaşam alanlarında kullanıcılarının
hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor.
Son teknolojiyi kullanarak geliştirdiği uzaktan
deşarj kumandalarıyla Geberit, kullanıcısına
istediği yerden uzaktan deşarj kumandasını
kullanım imkanı tanıyor. Geberit Type 01 ve
Type 10 kumanda kapakları pnömatik teknolojiyle
sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağlarken
Geberit Type 70, bir akıllı telefon kadar küçük
tasarımının yanı sıra servo hidrolik kaldırma
sistemi sayesinde de deşarj sistemini harekete
geçiriyor.
Rezervuardan iki metre çapına kadar konumlandırılabilen
Geberit Type 01 ve Geberit Type
10 kumanda kapağı, mobilya üzerine montaj
için 88 mm çapında veya tuğla ya da alçıpan
duvar için 94 mm çapındaki iki seçeneğiyle
büyük beğeni topluyor. Pnömatik teknoloji ile
küçük bir dokunuşla aktive edilebilen Type 01,
sade ve yuvarlak tasarımının yanı sıra çeşitli
renk seçenekleri ve materyal tasarımıyla da
görenleri kendine hayran bırakıyor.
Graniser Seramik Ella Serisi ile
mutfaklarda retro rüzgarı
Dekorasyonda ve mimaride tarihi dokuların öne çıkmasıyla
birlikte iç mekan tasarımlarının odak noktası
olan seramiklerde de nostaljik detaylar popülerlik kazanıyor.
Graniser Seramik, hayatımıza girişi 19. yüzyıla
dayanan ve uygulandığı alanlarda samimi bir atmosfer
oluşturan desenli karolar ile dekorasyonda nostaljiye
vurgu yapıyor. Gri, mavi ve kum bejinin birlikteliği ile
tasarlanan desenli karo Ella Serisi, mutfaklarda retro
rüzgarı estiriyor.
Türkiye’nin lider seramik karo üreticileri arasında bulunan
Graniser Seramik, özgün tasarım çizgisine sahip
ürün yelpazesini el emeğinin bir yansıması olarak tasarlanan
‘Ella Serisi’ ile genişletiyor. Ürün gamına yeni
eklenen Ella Serisi, geleneksel ve nostaljik desenlerin
fırça efektiyle modernize edilmesiyle hayat buluyor. 30
x 60 ebatlarında karolar şeklinde üretilen Ella, uygulandığı
her mekana uyum sağlıyor.
İlk olarak 19. yüzyılda Levanten yapılarda kullanılan
desenli karolar, 19. yüzyılın son çeyreğinde ‘karosiman
sanatı’ adıyla Rum zanaatkarlar tarafından İstanbul ve
İzmir’de üretilmeye başlanmış. O zamanlarda bitmiş karoları
preslemek için makine kullanılsa dahi kol gücü gerektirdiğinden dolayı oldukça zahmetli bir üretim sürecinden geçen desenli
karolar, yıllar geçtikçe daha da değerlenmiş ve şehirlerle özdeşleşen desenler ortaya çıkarmışlardır. Başlangıçta basit geometrik şekillerle
üretilen karolar, zamanla daha özgün, şehrin tarzını yansıtan stil ve renklere doğru evrilmişlerdir. Geçmişi yıllara dayanan bu
değerli sanatı tasarım gücü ve üretim altyapısı ile yeniden şekillendirerek gün yüzüne çıkaran Graniser Seramik, Ella serisi ile yaşam
alanlarında retro tarzını yansıtıyor.
136 Yapı Malzeme Aralık 2017
Ürün
Rigips Türkiye yeni ürünü Glasroc X ile fark yaratıyor
Dış cephe sistemleri için özel olarak üretilen Glasroc X; uygulama
yüzeyine ekstra bir işlem yapılmadan 12 ay boyunca açıkta bırakılabiliyor.
Glasroc X’in suya ve neme karşı güçlendirilmiş çekirdek
yapısı ve levhayı koruyan özel üretim cam elyaf yüzeyi bulunmakta.
Ayrıca UV dayanımlı yüzeyi, levhaların güneş ışınlarından zarar görmesini
de engelliyor. Rigips Türkiye kalitesini yansıtan ürün, aynı zamanda
A1 sınıfı yangın dayanımına sahip. Yüzey su emilimi %5’ten
küçük olan Glasroc X, küf ve mantar oluşumuna karşı maksimum
direnç sağlarken hava koşullarına karşı dayanıklılığıyla öne çıkıyor.
Glasroc X, yalıtımlı dış cephe sistemlerinde, dış cephe duvar ve tavan
uygulamalarında, saçak altı kapatma işlemlerinde ve dış cephe
kaplama uygulamalarında kullanılabiliyor.
Yüksek dayanım, bütünlük ve sağlamlığın yanı sıra hızlı ve kolay
uygulama sunan Rigips Türkiye, ileri üretim teknolojileriyle müşterilerine
daha konforlu yaşam alanları yaratmak için ilham vermeye
devam edecek.
Peli parquet kış konsepti ile içiniz ısınacak!
Son yıllarda ürün ve hizmetleri ile ön planda olan Peli Parquet,
özlediğimiz sıcak ortamları yaratmaya yardımcı olacak zengin parke
alternatifleriyle yaşam alanlarına benzersiz bir hava katacak.
Farklı ebat ve renklerdeki inovatif ürünleriyle pazara yön veren
Peli Parquet’nin özellikle Wood Koleksiyonu ile doğal ahşabın sıcaklığını
hissedebilirsiniz. 15 adet farklı dekoru ve üç ayrı ahşap
karakteri bulunan Wood Koleksiyonu’nun kilit sistemi ve kolay
döşenebilmesi bunların yanı sıra ürünü lamine parkeye yaklaştıran
kalınlığı, genişliği ve yüzey dokusu ürünü seçkin ve ayrıcalıklı
kılar. Wood Koleksiyonu 14 cm genişlik ve 10 mm kalınlığı ile
zeminde ısı izolasyonuna da yardımcı olma özelliğini barındırır.
Türkiye’de zemin sektöründe hiçbir firmada bulunmayan UNIFIT
Contalı Kilit Sistemi sayesinde herkesin kolayca uygulayabileceği
koleksiyon yapı marketlerinde DO IT YOURSELF sloganıyla öne
çıkan bir üründür.
Birçok konuda öncü olan Peli Parquet yaşam alanları için ideal
zemin oluştururken, kullanım ve temizlik kolaylığını da beraberinde
getiriyor.
Peli Parquet koleksiyonlarında yer alan Comfort, Elegance, Wood
Collection serileri birçok renk ve desen alternatifler ile yaşam
alanlarınızdan ofislere, otellerden restoranlara mekanlarınıza değer
katacak.
Yapı Malzeme Aralık 2017 137
Fuar
URTİM yeni ürünlerini İngiltere’de
görücüye çıkardı
İngiltere’de düzenlenen UK Construction Week fuarına katılan URTİM, AR-GE departmanı
tarafından hazırlanan yeni ürünlerini görücüye çıkardı.
Aralarında Haydar Aliyev Kültür Merkezi,
Tüpraş Rafinerisi, Çamlıca Camii ve Star
Rafinerisi gibi dev projelere hizmet veren
URTİM Kalıp ve İskele Sistemleri İhracat
Müdürü Umut Söylemez, “Katılımcı olarak
bulunduğumuz Britanya’nın en önemli iş
platformlarından biri olan UK Construction
Week bizim açımızdan çok verimli geçti.
Ar-Ge çalışmalarımızın meyvesini aldığımız
yeni ürünlerimizle yoğun ilgi gördük’’ dedi.
Brexit kararı sonrası İngiltere’de alt yapı
yatırımlarının yüzde 70’e yakın artırılacağını
belirten Umut Söylemez, “İngiltere
çıkan Brexit kararı ile yeni bir yapılanma
içerisine giriyor. 2020 yılına kadar 70
milyar dolara yakın bir yatırım yapılması
söz konusu. Biz de kalitemiz ve inovatif
ürünlerimiz ile bu pazardaki yerimizi almayı
hedefliyoruz. 10-12 Ekim 2017 tarihleri
arasında İngiltere’nin Birmingham şehrinde
gerçekleşen UK Construction Week
fuarına AR-GE departmanı tarafından hazırlanan
yeni ürünlerimiz ile güçlü bir katılım
gerçekleştirdik. İngiltere’nin, inşaat
sektöründeki en önemli fuarında hali hazırdaki
müşterilerimiz ve potansiyel alıcılarla
buluşma fırsatı bulduk. URTİM, Türk
sermayesi ve Türk mühendisleri ile uluslararası
pazarlarda gelişen iş hacmi ile yer
almaya devam edecek’’ diye konuştu.
52 ülkeye ihracat
52 ülkeye ihracat yaptıklarını kaydeden
Umut Söylemez, “İnşaatın yanı sıra endüstriyel
tesisler, tersaneler, rafineriler
ve çevrim santralleriyle de çalışıyoruz.
Farklı sektörlere ve farklı ülkelere odaklanmış
olmanın avantajlarını her zaman
yaşıyoruz. Yurtdışında; Azerbaycan Socar
Polymer HDPE Projesi, Rusya’daki Sibur
Zapsib Projesi ve yine Rusya’da Yamal
LNG Projeleri, İsrail’deki Ashalim Projesi,
Irak Besmaya Enerji Santrali, Türkmenistan
Aşgabat Gas to Gasoline gibi büyük
projelere ürün tedarik ediyoruz” dedi.
“CM-EXPO’da iş ortaklarımız ve
potansiyel alıcılarımız ile buluştuk”
Antalya’da 04-08 Ekim 2017 tarihleri arasında
gerçekleşen ve birçok iş ortağıyla
buluşma fırsatı sağlayan CM-EXPO İş, İnşaat
Makinaları ve Ekipmanları Fuarı’na da
katıldıklarını belirten Umut Söylemez, “Cibuti,
Nijer, Benin, Cezayir, Mısır, Zambia,
Umman, Irak, Etiyopya, Afganistan, İran,
Kazakistan, Özbekistan, Gürcistan ülkelerinden
iş ortaklarımız ve potansiyel alıcılar
ile buluşma fırsatı elde ettik. URTİM olarak
bahsi geçen ülkelerde hali hazır varlığımızı
koruyarak, ürünlerimizi rekabetin çok yoğun
yaşandığı bu bölgelerde alıcılarla buluşturmaya
devam edeceğiz” diye konuştu.
Umut Söylemez
URTİM Kalıp ve İskele Sistemleri
İhracat Müdürü
140
Yapı Malzeme Aralık 2017
WHERE THE ENTIRE
INDUSTRY COMES TOGETHER
R+T ASIA MAXIMIZES YOUR SUCCESS
■ Best purchasing platform in the Asia – Pacific Region
■ Exclusively B2B format
■ Matchmaking initiatives
■ Easy access to effective information
■ Excellent service and business support
■ Educational and international
■ Outstanding exhibitors and professional visitors
50,000 square meters
31,149 visitors from 92 countries
9,291 international visitors
524 exhibitors from 20 countries
Don’t miss this opportunity! Join an unparalleled
combination of exhibition and educational events.
Pre-registration system
available from October 2017.
Get your FREE entrance ticket
and win a trip to R+T Asia 2018!
R + T Asia 2018’de Akıllı Yenilikler
20-22 Mart 2018 tarihleri arasında R + T Asia, Şangay’daki Yeni Uluslararası Fuar Merkezi’nde
(SNIEC) panjur, kapı / pencere kapıları ve güneş koruma sistemleri için dünyanın en
yeni vitrinini piyasaya sürmeye hazırlanıyor.
İnternet dönemi “akıllı” güneş koruma
sistemleri için muazzam bir pazarı ve sınırsız
iş fırsatlarını teşvik etmeye yardımcı
oldu. Geleneksel pencereler ve kapılar da
hızla “akıllı” teknolojiler geliştiriyor. Akıllı
sistem tedarikçileri şimdi modern ve daha
basit bir yaşam tarzı sunarak büyük bir pazar
meydana getiriyorlar. Günümüzde evin
tamamı enerji tasarrufu için otomatik hale
getirilebilir!
Mart ayında R + T Asia, Dooya, Wistar ve
Zigbee gibi tüketicilerin konforunu, güvenliğini
ve rahatlığını artırabilen standartlara
dayalı kablosuz çözüm olan büyük markalara
sahip en yeni teknolojiyi piyasaya
sürdü. 2018 fuarı, Doğu Çin pazarında tek
olan bir tedarik platformu kurarak yenilikçiliğe
vurgu yapmaya devam edecek.
Büyük bir network ağı oluşturmanın yanı
sıra, R + T Asia tasarımcıları iki yıl önce
cezbetmeye başlamıştı. Bu çaba, pencere
dekorasyonunun ve iç mekan tasarımının
entegrasyonunu tartışmak için 1.000’den
fazla yumuşak dekorasyon tasarımcısı
toplayan “Yumuşak Kıyafet” kavramlarını
geliştirmeyi amaçlıyor. Yuanzhicheng
Home Textile (Oteller için en yüksek kalitede
ürün sunan büyük dekorasyon tedarikçisi),
Midtex Textile (kaliteli pencere
kumaşı ihracatçısı), DOMA Pencere Kapağı,
Zhongyang Pencere Malzemeleri,
Zhengzhou Mingyang Perde Aksesuarları
Malzemeleri ve inşaat ve perakende pazarın
önde gelen markaları Itelisi, Juyada
ve diğerleri gibi önde gelen şirketler 2018
yılında fuarda yer alacak.
Kapı ve kapı sektöründeki katılımcılar hızla
artıyor ve geleneksel endüstriyel ve otomatik
kapak markalarını ve yeni mekanik
ve elektrik donanım ürünlerini cezbediyor.
2018 fuarı depo, hastane ve otel pazarları
üzerine yoğunlaşacak. Hastane inşaat
tasarımı ve hastane kapısı uygulamalarını
kapsayan hastane forumu, 200’den fazla
hastane sahibi ve katılımcısı için interaktif
bir tartışma platformu olacak.
R + T Asia 2018’de mevcut eğilimleri, en
son yenilikleri ve en yeni ürün lansmanlarına
tanık olacaksınız. Bize www.rtasia.org
adresinden ulaşabilirsiniz veya Facebook
ve LinkedIn’deki yeni yayınlarımızı takip
edebilirsiniz.
Ön Kayıt!
Ön kayıt, yalnızca paradan tasarruf
sağlamakla kalmaz, fuarın ilk
gününde kuyruktan uzak durmanızı
sağlar ve e-uyarılarla en son şov
haberleri, teklifleri ve avantajları
için siz ilk sıraya
yerleştirir. Ön kayıt
yaptıranlar, tam show
önizlemelerini, ayrıca
networking imkanını
ve özel gösteri
promosyonlarına
davetiye alacaklar.
Buna ek olarak, şanslı bir ön kayıt
yapan kişi R + T Asia 2018'e bir gezi
kazanıyor. Aşağıdaki QR kodunu tara
ve çevrimiçi ön kayıt yaptırmak için iki
dakikanızı ayırın.
142
Yapı Malzeme Aralık 2017
Advertorial
Trends and innovation at R+T Asia 2018
The forthcoming 2018 edition of the show will be the most comprehensive show in its
history. With continued attention to new materials, new technologies and new applications,
the show is committed to generating new value for the industry.
The rise of China and the Asia Pacific region
has attracted worldwide attention for
the last several decades, as the area has
become a prominent and major international
market through One Belt/One Road Initiative
and BRICS countries. From March 20-22,
2018, R+T Asia brings its impressive global
showcase for roller shutters, doors/gates,
windows, and sun protection systems to
Shanghai, one of the most dynamic and
strategic cities in the world.The 2018 show
will be the most comprehensive show in
its history. With continued attention to new
materials, new technologies, and new applications,
the show is committed to creating
new value for the industry. With the region’s
rich high-quality trade resources, exhibitor
satisfaction increases every year. Many of
the most-desired booth locations have been
already booked; 70% of the 2018 exhibiting
space was booked onsite at the 2017 show.
The exhibition area of R+T Asia 2018 is expected
to reach 50,000 square meters, attracting
more than 520 exhibitors and more
than 30,000 professional visitors.
Highlights of the sun-protection
sector
The dynamic “Soft Outfit” summit will gather
more than 1,000 soft decoration designers
to discuss the integration of window
decoration and interior design. Leading
companies will be involved in 2018, such
as Yuanzhicheng Home Textile (a top soft
decoration supplier for high-end hotels), Midtex
Textile (a leading exporter of high-end
window fabric), DOMA Window Covering,
Zhongyang Window Blinds Article, Zhengzhou
Mingyang Curtain Accessory Materials
(the leading brands in the construction and
retail market) Itelisi, Juyada, and others.
The market for Smart Home products is
estimated to reach 122 billion dollars by
2022. In March, R+T Asia will bring the
latest technology to the Smart Home,featuring
big brands like Dooya, Wistar, and
Zigbee—the only global, standards-based
wireless solution that can improve comfort,
security, and convenience for consumers.
Furthermore, China made significant progress
in energy saving in the past twenty years.
Other Asian countries also put a high
priority on energy efficiency, and they have
set ambitious efficiency targets.The energy
efficiency policy brings tremendous benefits
to the exterior sun protection sector as the
Chinese government seeks to achieve its
ambitious energy conservation and emission
reduction targets. This is helping companies
such as Zhongheng Building Material,
WuYue Building Energy Saving Technology,
Hewei Technology, Lucheng Industrial and
Trading, Dulun Metal Products, YongFeng
Aluminium, Shuangcheng Awning Products,
and many others. Once again, the traditional
sector featured a varied range of products.
Several companies have announced their
participation, such as Yuma, Mingcheng, Xidamen
(window decoration products), A-OK,
NOVO (drive and operator products), and Jie
Shu, Zhen Fei, De Shenglong (accessories
and machinery). Many international brands,
such as Shadelab (Italy), Phifer (USA), Para
(Italy), Gale (Australia), and Wintec, Dongwon,
Industry, Sambo, Xera, Daekyeong
(as part of the Korean Pavilion), will be able
to meet with thousands of buyers as well as
potential global partners.
More door & gate companies
A great year is coming for the doors & gates sector. Exhibiting at the 2018
show will be traditional brands (such as Baisheng, Sookow, Paddor, Deper,
Weidawaite, etc.) and new brands (such as Nabco, Jinkaixuan, Heng Jie,
Hongfa, Moteck, etc.). Their participation is bringing more attention to the
show, along with companies such as Russian Doorhan, Aland, and Marsdekor.
The show is expected to feature new industrial and automatic doors as well as new
mechanical and electrical hardware products. R+T Asia 2018 will benefit from new medical
reform policy, which should bring long-term growth opportunities and the development of
the warehousing, hospital, and hotel markets. The hospital forum, which covers hospital
construction design and hospital door applications, will be an interactive discussion platform
for over 200 hospital owners and exhibitors. For the first time, the show’s "industrial
building" will showcase the latest technology and materials for industrial construction.
It is expected to attract over 500 businesses that specialize in several sectors such as
hazardous chemicals, medical, and finance, boosting business opportunities. Helping to
expand the hardware and mechanical sector is the China Hardware and Electromechanical
Chamber of Commerce. The global meeting place for all these developments is R+T Asia,
in March 20-22, 2018, at Shanghai New International Expo Center. To know more, visit
http://rtasia.org.
Yapı Malzeme Aralık 2017 143
Sektörün tüm paydaşları
ISK-SODEX 2018’de bir araya geliyor
Avrasya’nın en önemli ve en büyük iklimlendirme fuarı ISK-SODEX, 1997 yılından bu yana
sektörün gelişimine rehberlik etmeye ve HVAC-R sektöründeki yeniliklere ışık tutmaya devam
ediyor. 7-10 Şubat 2018 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek
olan ISK-SODEX 2018, yeni yer ve yeni tarihinde, her zamankinden çok daha farklı ve
güçlü bir deneyim vaad ediyor.
Fuar
Fuarın eş organizatörleri ve destekleyen
dernekleri -ISKAV, DOSİDER, İSKİD, İZO-
DER, TTMD, POMSAD, SOSİAD, ESSİAD,
MTMD ve KBSB- ISK-SODEX fuarının sektör
adına önemini ve 2018 yılında ziyaretçileri
bekleyen yenilikleri değerlendirdi.
EROĞLU: “Yalnızca ulusal değil, uluslararası
aktörler de ISK-SODEX’i tercih ediyor”
İklimlendirme sektörünün kurumsallaşması,
yurtdışına açılması ve yurtdışındaki rekabet
ortamında etkin bir pozisyon alması
açısından ISK-SODEX’in ciddi bir katma
değer oluşturduğunu belirten ISKAV Yönetim
Kurulu Başkanı Vural Eroğlu, “ISK-SO-
DEX fuarında ziyaretçiler sektörün önde
gelen tüm firmalarını aynı çatı altında
bulabilmektedirler. Yalıtım, pompa, vana
ve bağlantı parçaları, su arıtma ve güneş
sistemleri de dâhil olmak üzere ısıtma,
soğutma, havalandırma ve klima teknolojilerindeki
son gelişmeler yerli ve yabancı
katılımcıların ilgisine sunuluyor. Sektörün
yalnızca ulusal değil aynı zamanda uluslararası
aktörleri de yeni ürün tanıtımları
için ISK-SODEX’i tercih ediyorlar,” diye
belirtti.
Pazarda oldukça yoğun bir rekabet yaşandığını
ve bu nedenle firmaların yürüttükleri
pazarlama aktivitelerinin büyük önem
taşıdığına dikkat çeken Eroğlu, ISK-SO-
DEX fuarının bu noktadaki önemini şu
sözlerle ifade etti: “ISK-SODEX Fuarı yapılmaya
başladığı ilk günden beri sektör
firmalarımızın mal ve hizmet üreticilerinin
ve tüketicilerinin buluştukları bir pazar niteliğindedir.
Katılımcı firmalara ilgili talebi
doğrudan, kısa sürede ve en etkili biçimde
yakalama imkânı vermekte; bu sayede de
hem satış hem tanıtım açısından önemli
kazanımlar elde edilmesini sağlamaktadır.
Bu açıdan ISK-SODEX, tanıtım kapsamlı
olması sebebiyle katılımcıların satış
grafiğinin bire bir pazarlama ilişkileri ile
artmasına aracılık etmektedir.”
VARDAN: “ISK SODEX, üretici kimliğimizin
daha da güçlenmesine katkı sağlıyor”
Türkiye’de iklimlendirme sektörünün; dernekleri,
vakıfları, meclisi ve ihracatçılar
birliği ile en organize sektörlerden biri
olduğunu ifade eden DOSİDER Yönetim
Kurulu Başkanı Ömer Cihad VARDAN, sektörün
bu şekilde bir arada olmasında, ISK
SODEX fuarının önemli katkıları olduğunu
vurguladı ve fuarın önemine şu sözlerle
dikkat çekti: “Türkiye şu anda ısıtma konusunda
Avrupa’nın üretim merkezi konumuna
gelmiş durumda. 2 milyon adetten
fazla kombi üretimi ile Avrupa’nın en büyük
üretici ülkesi olma yolunda hızla ilerliyoruz.
Aynı şekilde anel radyatörde Avrupa
pazarının yaklaşık %50’lik ihtiyacını karşılıyoruz.
Üye firmalarımızın toplam ihracatı
yaklaşık 1 milyar Euro seviyesini bulmaktadır.
Bu açıdan bakıldığı zaman, ülkemizde
düzenlenen bu önemli organizasyonun
değeri daha da artıyor. ISK SODEX fuarının
üretici kimliğimizin daha da güçlenmesine
ve bu konuda daha da gelişmemize önemli
katkısı olduğunu düşünüyorum.” ISK-SO-
DEX fuarının sektördeki yenilikleri öne
çıkardığını söyleyen VARDAN, “2018 yılı
Türkiye ısıtma sektöründe yüksek verimli
cihazlara geçiş yılı olacak; bu çerçevede
Türkiye’de ısıtma alanında ErP uygulamasına
geçilmesi ve paralelinde dijital dönüşüm
sürecinin başlaması gibi konuların
ışığında yeniliklerin fazlaca sergileneceği
dinamik bir fuar olmasını bekliyoruz. Üyelerimiz
de fuarda özellikle yüksek verimli
yeni nesil ürünlerini ve yeni projelerini sergileme
fırsatı bulacaklar,” diye ekledi.
YÖNET: “ISK-SODEX, geniş bir coğrafyaya
tanıtım imkanı sağlıyor”
ISK-SODEX’in HVAC&R sektörünün ortak
çabasıyla ortaya çıkmış ve sahiplenilmiş
yegâne fuarı olduğunu belirten İSKİD Yönetim
Kurulu Başkanı Taner YÖNET, “gelişen
sektörle birlikte ISK-SODEX fuarı da
hızla büyüdü ve konusunda Avrupa’nın
üçüncü büyük fuarı haline geldi,” diye vurguladı.
ISK-SODEX fuarının en büyük başarılarından
biri de hem katılımcı hem de ziyaretçileri
açısından uluslararası bir platform
sağlaması. Sektörü bir bütünlük içerisinde
iki yılda bir buluşturan ISK-SODEX fuarının,
komşu ülkelerin, Kuzey Afrika’nın,
Körfez ülkelerinin ve Avrupa’nın ilgi gösterdiği
geniş bir coğrafyaya tanıtım imkânı
sağladığını belirten YÖNET, “İSKİD olarak
bu yıl Rusya’dan alım heyeti getirilmesi
için çalışmalarımızı başarıyla devam ettiriyoruz,”
dedi.
İZODER Yönetim Kurulu Başkası Levent
PELESEN de ISK-SODEX’in ihracattaki rolüne
dikkat çekti: “Yurtdışından katılımcıların
da ilgiyle takip ettiği fuarın, yeni iş
birliklerinin geliştirilmesine katkı sağlayacağı
gibi ihracatın artırılmasında da önemli
bir rolü olduğunu düşünüyorum,” diye
belirten PELESEN, “Yalıtım sektörünün
çatı örgütü İZODER olarak sektörümüzü
profesyoneller ve tüketicilerle layıkıyla
buluşturan bu fuara destek vermekten
ve içinde yer almaktan mutluluk duyuyoruz.
Özellikle enerji verimliliği konusu ile
birlikte yalıtım sektörü, ısıtma ve soğutma
sektörünün ayrılmaz bir parçası haline geldi”
diye belirtti. Yeni ürün ve hizmetlerin
sergilendiği fuarda bu yıl Enerji Verimliliği
ve Bina Otomasyon konuları da öne çıkarılıyor.
Her iki konu dahilinde ürün gruplar
da özel sergi alanları çerçevesinde bu yıl
fuara dahil ediliyor.
TTMD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Birol
KILKIŞ, “Dünyamız, küreselleşme sürecinin
sıkıntıları yanında yararlarını da fark
etmektedir. Bu bağlamda karbondioksit
salınımlarının küreselleşme sonunda arttığını
görmekte buna karşın gene küreselleşme
kapsamında çözümler bulmaktadır.
Bu ikilem arasında yenilenebilir enerji kaynaklarının
harmanlamasında bütüncül ve
melez yaklaşımların önemini görmektedir.
Bu çerçevede bu yılki fuarda güneş, rüzgâr,
jeotermal, atık ısı ve benzeri kaynak
ve sistemlerin enerjinin niteliği tabanında
olmak üzere en uygun ve akılcı kullanımında
da önemli bir katalizör görevi üstlenmesi
beklenmelidir,” diye belirtti. KILKIŞ,
fuarın katılımcılar için önemini ise “Fuara
katılan sektör firmaları ürün ve tasarımlarının,
yenilikçi fikirlerinin açıklıkla paylaşılmasında
iş birliği ortamının, güç birliğinin
ne denli yararlı olduğunu somut biçimde
fark ederek gelişimlerinde aşama sağlamaktadırlar,”
söyleriyle ifade etti.
POMSAD Başkanı Kutlu KARAVELİOĞLU
fuarın pompa ve vana sektörü için önemini
ise şu sözlerle belirtti: “Domestik uygulamalar
ve tesisat, iklimlendirme sistemleri
pompa ve vana imalatçıları için oldukça
önemli bir segmenttir. Küresel pazarımızın
%10’a yakını bu segmentte oluşuyor.
ISK-SODEX de, ülkemizde, bu segmentin
en önemli fuarı durumunda.”
144 Yapı Malzeme Aralık 2017
ISK-SODEX ISTANBUL 2018
Sürdürülebilir İklimlendirme Çözümleri
Uluslararası Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma,
Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma ve Güneş
Enerjisi Sistemleri Fuarı
7-10 Şubat 2018
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi
Beylikdüzü İstanbul
sodex.com.tr
Yeni Yer
Yeni Tarih!
Hannover-Messe
Sodeks Fuarcılık A.Ş.
Destekleyenler
Eş Organizatörler / Destekleyen Dernekler
Resmi
Havayolu
Resmi Seyahat
Acentesi
Bizi Takip Edin!
Tel. +90 212 334 69 00
Fax +90 212 347 10 96
info@sodex.com.tr
BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.
Fuar
Kastamonu Entegre, Ecomondo Fuarı’ndaydı
Kastamonu Entegre, İtalya’nın Rimini şehrinde Kasım ayında
düzenlenen Ecomondo Fuarı’na katılım gösterdi. Pazarda lider
konumda olan firmaları aynı çatı altında buluşturan fuarda, son
trendler, yenilikler ve teknolojik gelişmeler ile ilgili deneyim ve
projelerini aktaran Kastamonu Entegre’nin standı, uluslararası
katılımcı ve ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Bu sene odak noktası
“Malzeme ve Enerji Geri Kazanımı ile Sürdürülebilir Kalkınma”
olarak belirlenen fuar, Yeşil Ekonomi alanında Akdeniz Bölgesi’nde
düzenlenen en büyük uluslararası fuar olma özelliği ile öne
çıkıyor.
Bu yıl 22.’si düzenlenen Ecomondo Fuarı’nı, uluslararası normlara
sahip, sektörün buluşma noktası olarak tanımlayan Kastamonu
Entegre CEO’su Haluk Yıldız, “İtalya, yeşil ekonomi sektöründe
bilhassa enerji verimliliği, atıkların geri dönüştürülmesi ve kaynakların
verimli kullanılması konusunda Avrupa’da ilk sıralarda
yer alıyor. Kastamonu Entegre olarak biz de üretim süreçlerinde
sarf etiğimiz ham madde ve enerji gibi kaynakları minimize etmek,
atıkların geri dönüşümünü etkinleştirmek, üretim süreçleri
neticesinde ortaya çıkan salınımları ve çevresel etkileri sıfıra
yaklaştırmak adına pek çok proje gerçekleştiriyoruz. Bu önemli
fuarda projelerimizi aktarmanın heyecanını yaşadık.” dedi.
BTM Architect@Work Fuarı’nda
BTM, bu yıl “Mimari & Işık” temasıyla düzenlenen
ve her ürünün sergilenemediği,
jürinin onayladığı inovatif, yenilikçi, çağdaş
ve çevreci özellikleri ile öne çıkan
ürünlerin sergilendiği Architect@work
Fuarı’na Optigreen Yeşil Çatı Sistemi,
Bituproof ve Alfahibrit Şeffaf ürünlerini
mimarların beğenisine sundu. İstanbul
Fuar Merkezi’nde 3-4 Kasım tarihlerinde
düzenlenen Architect@work Fuarı iki gün
boyunca dünyanın her yerinden profesyonel
ziyaretçilere ev sahipliği yaptı.
Architect@work İstanbul farklı konsepti
ile ilgi odağı oldu. 3 Kasım Cuma 778
ve 4 Kasım Cumartesi 918 olmak üzere
toplamda 1696 mimar ve iç mimar
fuar alanını ziyaret etti. Özenle seçilen
200’den fazla yeniliğin 2 gün boyunca
seçkin bir kitleye tanıtıldığı bu etkinliğin
sunum ve sergileri de ilgi odağı oldu.
Tema bazlı ilham verici seminerlerin yanı
sıra malzeme ve fotoğraf sergilerinin her
ziyaretçi için eşsiz bir deneyim oldu.
BTM standı ise 2 gün boyunca oldukça
yoğun geçti. BTM Yeşil Çatı Ürün Yöneticisi
Gül Şenel fuarın BTM’nin inovatif
ürünlerini tanıtmak için çok uygun bir
platform oluşturduğunu, birebir mimar
ve içmimarlar ile iletişim kurulabildiği
için etkileşimi yüksek bir 2 gün geçirdiklerini
belirtti.
146 Yapı Malzeme Aralık 2017
MANTOLAMA BEDELİNDE
1 BİNAYA %50
3 BİNAYA %25
İNDİRİM
1 KİŞİYE
I PHONE 7
1 KİŞİYE
I PAD AIR 2
1 KİŞİYE
HYUNDAI İ10
,
yeni evinizin adresi
Fuar
Akçansa Port, 2018’de hedef büyüttü
Akçansa, İstanbul Fuar
Merkezi’nde düzenlenen
11. Logitrans Uluslararası
Lojistik Fuarı’na Akçansa
Port markasıyla katıldı.
Mmodern limancılık anlayışıyla
hareket eden Akçansa
Port markası ile genel kargo,
dökme yük, proje yükü,
uluslararası ve dahili Ro-
Ro, depolama, ardiye, konteyner
operasyonları, CFS,
dökme sıvı yük hizmetleri
veriyor.
Kabotaj deniz taşımacılığı
ve lojistik taşımacılık ağıyla
da uluslararası standartlara
sahip olan Akçansa’nın,
uluslararası standartlarda
‘butik hizmet’ anlayışına
sahip limanlarından üçüncü
şahıslar da hizmet alabiliyor.
Akçansa Genel Müdürü Şahap Sarıer, limancılık iş kolunu 2018
yılında büyütmeyi hedeflediklerini belirterek, “Akçansa Port ile
müşterilerimizin talep ve beklentilerini her zaman göz önünde bulunduruyor,
tüm taleplere cevap vermek için çalışıyoruz. En kaliteli
ve hızlı şekilde hizmet vermek için alt yapı yatırımlarımız devam
ediyor.” dedi.
Bosch Termoteknik, INGAS 2017’de ilgi odağı oldu
Isıtma soğutma sektörünün
önde gelen şirketlerinden
ve yoğuşmalı
kombinin Pazar lideri*
olan Bosch Termoteknik,
sektörü destekleyici aktivitelerine
devam ediyor.
Bu kapsamda 2-3 Kasım
tarihinde Haliç Kongre
Merkezi’nde düzenlenen
İGDAŞ’ın ev sahipliğini
yaptığı “Doğalgazın Geleceğine
Köprü” temasıyla
yola çıktığı 7. Uluslararası
Doğalgaz Kongre ve Fuarı
olan INGAS 2017’ye
sponsor oldu.
Doğalgazın küresel liderlerini
bir araya getiren,
Türkiye’nin enerjide merkez
ülke olma stratejisine
katkıda bulunan ve
sektörün geleceğine ışık
tutan organizasyona T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Berat
Albayrak, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı
Fatih Dönmez, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Sayın Mevlüt Uysal, EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz
ve protokol üyeleri katıldı.
Doğalgaz sektörünün önemli
paydaşlarından gaz şirketi yetkilileri
ve dernek başkanlarının
da konuşmacı olarak yer aldığı
organizasyona uluslararası
platformlardan da önemli konuşmacılar
katıldı. Bosch Termoteknik
Pazarlama Direktörü
Ali Aktaş’ın “Sürdürülebilir İç
Tesisat” panelinde sektörün
değerli oyuncularından yetkili
servisler ve tesisat ustalarının
önemine dikkat çeken sunumu
katılımcılar tarafından ilgi
ile dinlendi.
Bosch Termoteknik organizasyonda
en yeni ürünü olan
Condens 7000i W yoğuşmalı
kombisi ile CT100 Akıllı oda
kumanda cihazlarını ilk kez bu
fuarda ziyaretçiyle buluşturdu.
Ziyaretçiler tarafından yoğun
ilgi gören ürün titanyum cam ön panele sahip şık tasarımı ve üstün
teknolojisiyle yeni Condens 7000i W mekanlara estetik katıyor.
Kombiye uzaktan erişim sağlayan CT100 Akıllı oda kumandası
da tek tuşla kontrol ve tasarruf imkânı tanıyor.
148 Yapı Malzeme Aralık 2017
15-18 MART
2018
9.-10. HALL
Dünya Markaları İstanbul’da buluşuyor!
İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy / İstanbul
Platinum Sponsor
Ana Sponsor
Gold Sponsorlar
+90 212 604 50 50
www.voli.com.tr
BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB
(TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ)
DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR
Sitelerde toplanan milyarlarca lira nereye gidiyor?
Kısa Kısa
Şehirler büyüdükçe yaşamın ve yaşama alanlarının şekli değişiyor. Özellikle büyükşehirlerde
yeni yapılan konutların büyük bölümü yüksek katlı ve çok haneli yapılardan oluşuyor. Bu yapıların
bazılarında ısınma, otopark, temizlik, güvenlik gibi hizmetlerin yanı sıra spor salonu, havuz, hamam,
sauna gibi ayrıcalıklar da kat maliklerine imkan olarak sunuluyor. Tabi bu hizmetlerin bir
karşılığı var, aidat. Sitelerde toplanan aidat miktarları kat maliklerinin oluşturduğu genel kurullar
tarafından, Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre belirleniyor. Ancak sorun tam olarak bu noktada başlıyor.
Avukat Cevat Kazma ilgili kanunun en fazla 6-7 katlı, 15-20 haneli yapılara uygun olduğunu
birkaç düzenleme yapılmış olsa da hala günümüz yapılarına uygun halde olmadığını söyledi.
Günümüzde yapıların 300-400 haneli şehirlere dönüştüğünü ifade eden Cevat Kazma, bu yapılarda
toplanan aidat bedelleri toplamının inanılmaz rakamlara, milyarlarca liraya ulaştığını
belirtiyor. “Siteler büyüdükçe giderleri de artıyor olarak düşünülebilir ama yapılan incelemeler
durumun öyle olmadığını gösteriyor.
Kanundaki boşluklar nedeniyle birçok site yönetimi bunu kötüye kullanıyor. 1 lira harcanan
yerden 50 liralık fatura alınıyor. Aradaki 49 liranın nereye gittiği belirlenemiyor. Kat malikleri bir
açık bulup yönetimi şikayet etse de kanundaki boşluklar nedeniyle yönetime ceza verilemiyor.”
diyen Cevat Kazma, Türkiye’de neredeyse hiç kimsenin verdiği aidat rakamından dolayı mutlu
olmadığının da altını çizdi.
En Başarılı Temalı Konut
Projesi Ödüllendiriliyor
Baymak’tan “Enerji Eğitimi
Projesi” ne Destek
Santralistanbul Enerji Müzesi’nde 2007 yılından bu yana, enerji
konusunda farkındalık ve bilinç oluşturulmasına destek sağlamak
amacıyla düzenlenen “Enerji Eğitimi Programı”, bu yıl Baymak’ın
katkılarıyla tüm devlet okullarında okuyan öğrencilere
ücretsiz olarak sunulacak.
Sektöründe 48 yıllık tecrübesiyle öncü isimler arsında yer alan
Baymak, ürün ve üretim politikasıyla sürdürdüğü temiz enerji ve
enerji tasarrufu anlayışını gelecek nesillere de aktarmak için
çocukların bilinçlenmesine katkıda bulunuyor. Proje kapsamında
Baymak ve İnformel Eğitim-Çocuk iş birliği ile santralistanbul
kampüsü- Enerji Müzesi’nde enerji temalı eğitim veriliyor. Eğitim
dönemi süresince devlet okullarında okuyan öğrencilerin ücretsiz
katılım sağlayabileceği program, farkındalık ve bilinç oluşturulmasını
hedefliyor. Yaş grubu özelliklerine göre (3-6, 7-12 ve 13-15
yaş grubu) interaktif yöntemler ve grup çalışmaları ile tasarlanan
programda, eğitimler hafta içi 2 saat süreyle gerçekleştiriliyor.
Enerji eğitim programının içeriği çocukları enerji tasarrufu, enerji
verimliliği, alternatif enerji kaynakları, sürdürülebilirlik ve erişilebilirlik
kavramları ile tanıştırmayı kapsıyor.
İnşaat Projelerinin sosyal alanlar, peyzaj düzenlemeleri, çocuk
oyun alanları, parklar, tematik alanları için gereken tüm ekipman
ve hizmetleri içeren ATRAX ile bu alanlarda gerçekleştirilen etkinlikleri
farklılaştıran ve etkinliğe dair tüm ürün-hizmetleri sunan EVENT
PRO kapsamında organize edilen “Shining Star Awards’ 18- Eğlence,
Etkinlik ve Rekreasyon Ödülleri” bu yıl 5. kez gerçekleşecek.
Türkiye eğlence ve rekreasyon sektöründe ilk ve tek olan yarışma;
eğlence temalı tesisler, parklar, belediye parkları, otel ve
AVM eğlence alanları, müze ve ören yerleri, hayvanat bahçeleri, su
parkları, lunapark, paintball, sinema, go-kart, bowling, akvaryum
tesislerini, etkinlik firmalarını-mekanlarını-organizatörlerini, kurumsal
firmaları, üniversiteleri, sektör firmalarının ürünlerini ve yatırımcılarını,
aynı zamanda belediye, otel, AVM, toplu konut ve diğer
kapalı/açık eğlence alanı için tasarlanmış uygulanmaya başlanmış
ya da henüz uygulanmamış; bünyesinde eğlence, aktivite ve spor
alanları, bilim-kültür parkları, özel aktivite ve dinlenme alanları, rekreasyon
alanları vb. bulunduran yeni projeleri ve ATRAX ile EVENT
PRO Fuarları katılımcılarını kapsamaktadır. Tüm başvurular www.
eglenceodulleri.com adresinden online olarak yapılmaktadır.
150 Yapı Malzeme Aralık 2017
Kısa Kısa
Bostik, Amerikalı XL Brands’ı satın aldı
XL Brands, Amerika Birleşik Devletleri’nde
esnek ve yumuşak döşeme yapıştırıcıları
konusunda lider bir marka. Dalton’da
(Georgia eyaleti) son derece rekabetçi ve
yepyeni bir üretim tesisi olan XL Brands,
Bostik’in Amerika’daki ürün yelpazesini
tamamlayan yenilikçi ve çevre dostu çözümler
sunmaktadır. Bunların başında,
parke döşeme yapıştırıcıları, zemin hazırlama,
sızdırmazlık ve benzeri ürünler
geliyor.
Geçen Mayıs ayında CMP markasının devralınmasını
tamamlayıcı nitelikte olan bu
ek satın alma, Bostik’in Amerika‘daki zemin kaplama yapıştırıcıları liderlerinden biri olmasına yardımcı olacak. Bu önerilen satın alımın
2017 yılının sonunda tamamlanması beklenirken, anti tröst makamlarının mevzuata uygun onayına da tabi olacak. Bu işlemle Arkema,
2023 yılına kadar yapıştırıcıların grup satışlarının üçte birini aşması konusundaki kalkınma stratejisini aktif olarak sürdürmüş oluyor.
Graniser Seramik
başarısını artırıyor
Geliştirdiği kaliteli, tasarım odaklı, çevreci ve fonksiyonel ürünleriyle
Türk seramik sektörünün güçlü markası olan Graniser Seramik,
gerçekleştirdiği insan kaynakları yatırımlarıyla ekip ruhuna verdiği
önemin altını çiziyor. Bayiler ve seramik ustaları dahil tüm personelin
eğitim etkinliklerini düzenleyen Graniser Akademi projesinden,
geleceğin yöneticilerini yetiştiren Stars Grubu programına kadar
birçok çalışmaya imza atan Graniser Seramik, kadın inisiyatifi çalışmaları
kapsamında Birleşmiş Milletler kadının güçlenmesi prensiplerini
destekleyen WEP’sin imzacısı oldu.
Birleşmiş Milletler’in İş Dünyasına Yönelik Küresel İlkeleri (Global
Compact) ve UN Women ortaklığında oluşturulan Kadının Güçlenmesi
Prensipleri (WEP’s)’ne Türkiye’den üye şirket bulunuyor. Graniser
Seramik, kadının iş yaşamında tüm sektörlerde ve her düzeyde
güçlenmesini ve cinsiyet eşitliğini ön plana çıkaran söz konusu
maddeleri her koşulda sağlayacağını taahhüt etti.
Üyelik dahilinde Graniser Seramik; iş yaşamında cinsiyet eşitliği
için üst düzeyde liderlik oraya koymak, kadın ve erkek tüm çalışanlara
adil ve eşit davranmak, insan hakları ve ayrımcılık yasağı ilkelerine
itibar etmek ve destek vermek, kadın erkek tüm bireylerin
sağlık, güvenlik ve refahlarını garantilemek, eğitim ve mesleki gelişim
konusunda teşvik etmek, firmadaki tüm süreçlerin kadınların
güçlenmesine yarayacak şekilde yürütülmesini sağlamak, eşitliği
ve savunuculuk haklarını teşvik etmek, cinsiyet eşitliliğine ilişkin
ilerlemeyi ölçmek ve kamuoyu ile paylaşmak konularında prensiplere
uymaya devam edecek.
Gizem Dolu Anadolu:
81 İl Türkiye Sergisi’nin
Yeni Durağı Cenevre
Gayrimenkul sektörünün öncü ve yenilikçi firmalarından Ege Yapı,
kültür – sanat faaliyetlerine desteğini sürdürüyor. Bu kapsamda
Ege Yapı’nın ana sponsorluğunda hazırlanan 81 İl Türkiye: Gizem
Dolu Anadolu Fotoğraf Kitabı’nın sergisi, 9 Kasım’da yurt dışında
Cenevre’de sergilenecek. Kitap, fotoğraf sanatçısı Resul Çelik’in
21 yıllık meslek hayatındaki, tam 11 yıl süren fotoğraf çekimleri
sonucunda ortaya çıkardığı binlerce fotoğraf arasından seçilerek
meydana getirildi.
H. İnanç Kabadayı: “Çok özel bir çalışmaya destek olduk”
Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı H. İnanç Kabadayı;
“Kültür ve sanata duyduğumuz hassasiyet çerçevesinde sponsor
olduğumuz 81 İl Türkiye: Gizem Dolu Anadolu kitabı, şehirlerimizin
kendine has tarihi, doğal, kültürel güzelliklerin yaşam
öyküleri ile görselleştirdiği eşsiz bir eser oldu. Kitabı hazırlayan
Resul Çelik’in 11 yıl boyunca büyük emek verdiği çalışmalarıyla
bir araya getirilen bu kitap, gezip görülmesi, bilinmesi ve değer
verilmesi gereken ülkemizin her şehrinden farklı güzellikler sunuyor.
Her fotoğrafta farklı bir öykü ve güzellik yer alıyor. Kültür
ve sanat faaliyetlerinin ülke tanıtımına ne denli katkı sağladığını
biliyor, ülkemize katma değer sağlayacak her projeyi gönülden
destekliyoruz” dedi.
Fotoğraf Sanatçısı Resul Çelik ise;
Türkiye’nin kültür ve sanatıyla ön plana çıkarılması ve dünyaya
Türkiye’nin tarihi ve turistik yerlerin güzelliklerini tanıtmak amacıyla
böyle bir hedef oluşturduklarını belirterek; “21 yıllık meslek
hayatımda edindiğim bilgi ve tecrübeyle, tarihe ve kültüre ışık tutan
böylesi bir çalışmayı öncelikle bir kitapta topladık. Ardından
11 yıl süren bu çalışmayı sergi haline getirip Türkiye’nin önemli
merkezlerinde ve yurt dışında sergiledikten sonra şimdi de Cenevre’ye
taşıyoruz. Ülkemizdeki geleceğe miras kalacak anıları
fotoğraflamak, benim için büyük bir tutku ve onur. Gittiğim tüm
ülkelerde yaşam hikâyelerini fotoğraflamaya devam ediyorum.
Yine ses getirecek farklı bir kitabın ve serginin hazırlıklarını yapıyorum.
Cenevre’nin ardından dünyanın farklı noktalarında sergilerimiz
olacak” şeklinde konuştu.
152 Yapı Malzeme Aralık 2017
Kısa Kısa
Ayvaz “Globally Local” sempozyumunu gerçekleştirdi
Adını tesisat sektörü tarihine kazandırdığı “ilk”lerle kazıyan firma
Ayvaz, büyüklüğü ve geniş katılımcı kitlesiyle alanında “ilk
ve tek” olma özelliğini taşıyan “Globally Local” sempozyumunu
bu sene 16-19 Kasım tarihleri arasında Rixos Downtown Hotel
Antalya’da düzenledi. Özel sektörün ve kamu sektörünün
dev projelerinde ve endüstriyel tesislerde söz sahibi üst düzey
temsilcilerin yer aldığı bu büyük organizasyon kapsamında farklı
disiplinlerde uzman yöneticiler ve akademisyenler mesleki ve
teknik bilgiler paylaştı. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Antalya’da
düzenlenen sempozyumun açılış programında İTÜ Makina Fakültesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, Akdeniz Üniversitesi
Mak. Müh. Fak. Termodinamik Anabilim Başkanı ve aynı
zamanda MMO Antalya Şubesi Başkan Vekili Doç. Dr. İbrahim
Atmaca’nın yanı sıra Ayvaz İcra Kurulu Başkanı Serhan Alpagut
yer aldı. İlk konuşmayı yapan Serhan Alpagut, öncelikle organizasyonun
bu sene de gördüğü yoğun ilgiden çok memnun olduklarını
söyledi ve emeği geçen herkese teşekkürlerini sundu.
Yüksek binalara, Kone
Highrise Minispace
ile yüksek konfor
Bugün ilerleyen inşaat teknolojisi, çok yüksek binaların şehirlerde
boy göstermesine olanak tanıyor. Bu binaların doğal olarak en
önemli ihtiyacı ise bina içi erişim ve ulaşım şeklinde ortaya çıkıyor.
1910 yılında Finlandiya’da kurulan ve dünyada olduğu gibi
ülkemizde de asansör pazarının önde gelen isimlerinden biri olan
KONE, ufak makine daireli yüksek hızlı asansör modeli Highrise
MiniSpace ile yüksek binalar için de en ideal asansör çözümünü
sunuyor. Asansör sektöründe yüksek kaliteye sahip teknolojik çözümleri
ile adından söz ettiren KONE, çok katlı yüksek binalar için
geliştirdiği Highrise MiniSpace asansör modeli ile de fark yaratıyor.
Highrise MiniSpace saniyede 10 metre mesafe kat ediyor,
400 metreye kadar aynı anda 26 yolcu ve 2 tona kadar yük taşıyabiliyor.
Model, enerji tüketimi açısından etkin çalışmaya yönelik
kaldırma teknolojisi, aydınlatma ve hazırda bekleme çözümleri ile
üstün eko-verimlilik sağlıyor. En yeni asansör teknolojisi ve her
montaj sonrasında gerçekleştirilen kalite testleri sayesinde sarsıntısız
ve sessiz çalışma özelliği mükemmel seyir konforunu beraberinde
getiriyor. Ayrıca asansörünüz için mükemmel bir iç dizayn
yaratılmasını sağlayan geniş bir göz alıcı malzeme ve aksesuar
yelpazesi de bulunuyor.
Hayat Kimya Nijerya’da
pazar lideri oldu
Hayat Kimya Nijerya Genel Müdürü Hakan Mısri, şirketin 180 milyonluk
genç nüfusu ve ortalama 6 çocuklu aile yapısı ile Nijerya
pazarındaki başarılarını şöyle anlattı: “Nijerya’da 13 milyon bebek
var ve günde 3 bez kullanılıyor, bu da 8 saatte 1 bez değiştiriliyor
demek. Oysa Türkiye’de günde 4-5 bez kullanılıyor, hatta
yeni doğanda bu rakam günde 8’e kadar çıkıyor. Nijerya’da hijyen
alışkanlıklarını geliştirmek için çok yoğun farkındalık programları
ile 450 bini aşkın anneye ulaştık. 9 eyalette 2.200 hastanede
350 bine yakın anneye bebek bakımı bilgilendirmesi yaptık. Nijerya’nın
alışılagelmiş açık pazarlarında 100 bin anneye hijyen
eğitimi ve bebeklerinin bez değişimini yerinde gerçekleştirdik. Nijerya’da
hijyenik ve mutlu bir bebeklik yaşayabilmeleri için, ülke
çapında 2 milyon adete yakın bebek bezi dağıttık.”
Hayat Kimya’nın girdiği her pazarda markalarını ilk iki oyuncudan
biri haline getirdiğini belirten Mısri, “Nijerya’da 100 milyon dolarlık
yatırımla bebek bezi ve kağıt konverting tesisi açılışı sırasında
100 kişiye istihdam sağlamıştık, bugün istihdam sayımızı 500
kişiye yükselttik. 200 bin dönüm üzerine kurulu tesisimiz 1,3
milyar adet çocuk bezi ve 13 bin ton temizlik kağıdı üretim kapasitesine
sahip.” dedi.
154 Yapı Malzeme Aralık 2017
Komatsu’nun hibrit iş makinaları
Temsa İş Makinaları güvencesiyle satışta
Temsa İş makinaları, 44 yıldır distribütörlük hizmeti verdiği
Komatsu’nun HB sınıfı, 20-38 ton arası makina ağırlıklarındaki
hibrit ekskavatörlerinin hem satışını hem de eğitimli
teknisyenleri ile satış sonrası hizmetlerini Türkiye’de başarıyla
yürütüyor.
%100 hibrit olarak tasarlanan ekskavatörler, üzerindeki dizel
motor ve bağlı olduğu jeneratör sayesinde ihtiyaç duyduğu
600-700 Amperlik elektrik gücünü kendisi üreterek, kapasitörlerde
depoluyor ve makinenin hareketleri için bu elektrik
gücünü kullanıyor. Araç ihtiyaç duyduğu elektriği kendisi üretirken,
tasarruf amaçlı frenleme hareketleriyle de kapasitörleri
besleyebiliyor. Bu özellikleriyle Komatsu hibrit ekskavatörler,
aynı sınıf Komatsu standart makinadan tonajına göre yaklaşık
%30-35 oranında dizel yakıtta tasarruf ve verimlilik sağlıyor.
Vaillant ısı pompası
çalıştayında
deneyimlerini paylaştı
Isıtma-soğutma ve havalandırma sektörünün öncü kuruluşu Vaillant’ın
da sponsor olduğu, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Genel
Müdürlüğü tarafından Ankara’da düzenlenen “Isı pompası Teknolojileri
ve Kullanım Alanları Çalıştayı”nda ülke genelinde enerji
verimliliği konularına ısı pompasını da dahil ederek ulusal eylem
planları oluşturulması için çalışmalar başlatıldı. Çalıştayda
Vaillant Group Türkiye Ürün Yönetimi Müdürü Ahmet Bozgeyik,
Vaillant’ın ısı pompaları ve yenilenebilir enerji kaynaklarına verdiği
önemi anlattı ve ısı pompası teknolojileri ve ilgili standartlar
konusunda bilgiler paylaştı.
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Genel Müdürlüğü tarafından, Türkiye’de
enerji verimliliği alanında yapılan çalışmalara ısı pompasının
da dahil edilmesi ve bu konuda eylem planlarının oluşturulması
amacıyla, Ankara’da “Isı pompası Teknolojileri ve Kullanım
Alanları Çalıştayı” düzenlendi. Yenilenebilir enerji alanında yenilikçi
çözümler sunan Vaillant’ın da sponsor olduğu çalıştayda, ısı