04.12.2017 Views

Yapı Malzeme Dergisi Aralık 2017 Sayısı

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İmtiyaz Sahibi

İstmag Magazin Gazetecilik

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına

H. Ferruh Işık

Genel Müdür

Mehmet Söztutan

mehmet.soztutan@img.com

Reklam Müdürü

Hakan Girgin

hakan.girgin@img.com.tr

Yayın Editörü

Tarık Oral

tarik.oral@img.com.tr

Art Direktör

İsmail Gürbüz

ismail.gurbuz@img.com.tr

Sorumlu Müdür

Cüneyt Aktürk

cuneyt.akturk@img.com.tr

Dış İlişkiler Müdürü

Yusuf Okçu

yusuf.okcu@img.com.tr

Kurumsal İletişim Müdürü

Ebru Pekel

ebru.pekel@img.com.tr

Muhasebe ve Finans Müdürü

Mustafa Aktaş

mustafa.aktas@img.com

Bilgi İşlem

Emre YENER

emre.yener@img.com.tr

Abone

İsmail Özçelik

ismail.ozcelik@img.com.tr

CTP - Baskı

Vizyon Basımevi

Deposite İş Merk.A6 Blok, Kat:3

No:309 Başakşehir

Tel: 0212 671 61 51

info@vizyonbasimevi.com.tr

Adres

Evren Mahallesi Bahar Caddesi

Polat İş Merkezi B Blok No:3 Kat:1

Güneşli - Bağcılar

İSTANBUL / TURKEY

Tel : +90 212 604 51 00

Fax : +90 212 604 51 35


editör

Sektör yine çok dinamik

Bu ay içerisinde Türkiye Seramik Federasyonu, Türkiye’de ilk kez ihracat katkı endeksi hazırlayarak, kamuoyuna

sundu. Ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel tarafından hazırlanan endekste 17 sanayi sektörü değerlendirildi.

Bu değerlendirmede inşaat seramikleri 18,27’lik oranla üçüncü çeyrekte katkı oranı en yüksek sektör oldu.

Uluslararası Yol Federasyonu (IRF), İBB Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanlığı ile birlikte “Kışla

Mücadele Çalıştayı” düzenledi. İki gün süren çalıştayda, kış bakımı ile ilgili dünyada uygulanan yöntemler ve

stratejiler ele alındı. Bu kış olumlu sonuçlarını görmeyi umut ediyoruz...

Bu yıl 5.cisi düzenlenen ‘Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu’nda Danfoss Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölge

Başkanı Levent Taşkın’da bir konuşma yaptı. Kendisiyle sürdürülebilir şehirlerin olmazsa olmazı ‘binalarda

enerji verimliliği’ kapsamında gerçekleştirdiğimiz röportaj çalışmamızı okumanızı tavsiye ederim.

Gayrimenkul projeleri yine son sürat. Toplumun bir kısmının projelerin satış hızı noktasında tam olarak tatmin

edici cevapları olmasa da, işler kendi yolunda ilerlemeye devam ediyor.

Mimarlık ve yapı sektörünün profesyonelleri, 3. Yeşil Binalar ve Ötesi Konferansı’nda buluştu. Ünlü İngiliz

mimarlar Bob Allies ve Peter Barber’ın yanısıra, Türk mimarlığının ve yapı sektörünün önde giden isimleri

kentlerin geleceğini tartıştılar.

Yine geçtiğimiz ay içerisinde gerçekleşen “Geleceğe Dünden Bakmak: Mimarlıkta Yeni Nedir?” adlı bir başka

konferansda İstanbul’da yaşanan yapılaşmanın yoğunluğu ve kalitesi masaya yatırıldı. “Modernleşmek adına

hızla büyüyen şehirde yapılar kimliğini kaybediyor mu?”, “Yeni yapı malzemesi ürünleri çevresel faktörlere

uygun mu?”, “Değişen iklim koşulları mimariyi nasıl etkileyecek?” gibi sorulara yanıt arandı.

Dosya konularımız ve zengin içeriğimiz ile yılın bu son sayısında sizlerin karşısına çıkıyoruz.

Faydalı bir sayı olması dileğiyle…

Tarık Oral


İçindekiler

22 - Seramik Federasyonu Türkiye’de bir ilke

imza atarak, “Türkiye İhracat Katkı

Endeksi”ni hazırladı

46 - İklimlendirme devi Daikin

200 bayisiyle Türkiye’yi ısıtacak

50 - “Binalarda ısıtma, soğutma ve akıllı enerji

akışının kontrolüne yönelik ekipmanlar ve sistemler

üretiyoruz.”

56 - Hilti,Türkiye’de yatırımlarını artırıyor

120 - Serdar Oran: “Mimarlıkta biz yeni ne

yapabiliriz?’ diye düşündük. Yalıtım 4.0 devrimini

DYOTHERM markamızla başlattık.”

114 - Kentlerin geleceği, ‘3. Yeşil binalar ve

ötesi’ konferansı’nda konuşuldu

REKLAM İNDEKSİ

ABS YAPI ELEMANLARI.............................25

AGT.........................................................53

ASSAN ALÜMİNYUM.................................77

BOSCH INDUSTRIAL...............................103

CANON....................................................11

CANON & ADVERTORIAL...........................10

ÇİMSA...................................................111

DAIKIN........................160 – ARKA KAPAKİÇİ

DOKA KALIP ve İSKELELERİ... ÖN KAPAKİÇİ - 1

ECA.......................................................127

ERYAP.....................................................45

ESEREKLAM................................ 136 – 137

GN YAPI&MANTOLAMA KONFERANSI’2018.145

HP........................................... ARKA KAPAK

HUZURLU İNŞAAT...................................149

İKLİMSA..................................................97

INTEK KALIP ve İSKELE......................... 2 – 3

İSTANBUL HIRDAVAT FUARI’2018............147

KARGROUP...................................... 60 – 61

KİLSAN....................................................85


KÖLN HIRDAVAT FUARI.............................95

KUZULUK TERMAL OTEL.........................151

LAYHER...................................................41

ME-SA İMALAT...................................... 6 – 7

ÖZLER KALIP ve İSKELE.................... 12 – 13

PERİ DUO.........................................28 - 29

PERİ KALIP ve İSKELELERİ.............ÖN KAPAK

R+T ASIA’2018......................................139

SARAY ALÜMİNYUM.......................... 66 – 67

SODEX’2018.........................................143

TAYF ÇATI................................................87

TMS TÜFEKÇİOĞLU MÜHENDİSLİK......... 4 – 5

TÜM PLASTİK............................... 116 – 117

TÜRKİYE HASTANESİ..............................153

UNICERA’2018........................................21

URTİM KALIP VE İSKELE........................ 8 – 9

YAPI KATALOĞU.....................................123


“Her

anlamda

yalıtım

bilincini

artırmalıyız”

Levent Pelesen / İZODER Yönetim Kurulu Başkanı

Depreme karşı binaların dayanıklı hale getirilmesi için; ‘Su Yalıtımı’. Kontrolsüz ses ve gürültüye

karşı; ‘Ses Yalıtımı’. Yangına karşı ‘Yangın Yalıtımı’. Enerjinin verimli kullanımı için ‘Isı

Yalıtım’ konularında yaklaşık 30 yıldır faaliyet gösteren İZODER (Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları

Derneği); Türkiye ekonomisi için kritik bir role sahip.

Enerji verimliliği ve iklim değişikliği gibi herkesi

ilgilendiren temel konular çerçevesinde

kendi sektörü içerisinde çözümler geliştiren

İZODER, bu misyon ışığında doğru yapıların

ve daha sağlıklı yaşam alanlarının oluşumu

için önemli çalışmalar ortaya koyuyor.

İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Levent Pelesen

ile biraraya gelerek gündemdeki çalışmaları

ve yeni oluşumları üzerine sohbet

ettik. Bize vakit ayırdıkları için kendilerine

teşekkür ediyor, sektöre sunmuş oldukları

hizmetlerde kendilerine başarılar diliyoruz.

Dernek çalışmalırınız hakkında bizleri

biraz bilgilendirir misiniz?

Sektörel derneklerde yönetim kurulunda olmak

demek zamanınızın %10 civarında bir

bölümünü oraya ayırmanız demek. Eğer yönetim

kurulu başkanlığı yapıyorsanız bu sefer

zamanınızın %40’ını bu işlere ayırmanız

gerektiği anlamına gelir. Bizim derneğimizde

de işler hemen hemen bu şekilde ilerlemekte.

Ancak özellikle belirtmek isterim ki

İZODER’in Yönetim Kurulu’nun yanısıra çok

güçlü profesyonel bir kadrosu bulunmakta.

Ben bunu derneğimizin sahip olduğu en büyük

avantajlardan biri olarak değerlendiriyorum.

Böylesi değerli üyelere sahip olmak,

biz yöneticilerin işlerini gerçekten çok kolaylaştırıyor.

Üye yapınızdan ve çalışmalarınızdan

biraz bahseder misiniz?

İZODER üye profili içinde sanayicilerin yanısıra

satıcı, ithalatçı, uygulayıcı ve ustalar da

bulunmakta. Sektörün hemen hemen tüm

oyuncularının kendilerini ait hissedecekleri

geniş ve iletişimi güçlü kapsayıcı bir çatı

misyonu yüklenmiş durumdayız. Bu bağlamda,

aynı sektörde bulunsalarda farklı ihtiyaç

ve hedefleri bulunan tüm bu üyelerimize

karşı adil olabilmek bizim birinci kriterimiz.

Faaliyet alanlarınız hakkında neler

söylemek istersiniz?

Faaliyet alanlarımız herkesin malumu olduğu

gibi; Isı Yalıtımı, Su Yalıtımı, Ses Yalıtımı,

Yangın Yalıtımı, Tesisat Yalıtımı ayrıca

çok fazla deklare etmesek de Sızdırmazlık

alanlarında gerçekleşmekte. İZODER olarak

bizler bu alanların hepsine eşit ve adil olarak

hizmet vermeye çalışıyoruz. Ve tüm yaklaşımlarımız

bu yönde gerçekleşmekte. Gerek

Yönetim Kurulu Üyelerimizi seçerken,

gerekse temsilciliklerimizi oluştururken bu

konuda çok fazla titizlik gösterdik, göstermekteyiz.

Bu anlamda başarılı olduğumuzu

20

Yapı Malzeme Aralık 2017


Aktüel

da düşünüyorum. Bu dönem başladığımız

önemli bir sorumluluk olarak, önceden bölge

temsilcilerini bölgelerdeki üyelerimizden

seçerdik. Şimdi artık Yönetim Kurulu yapımız

tüm bölgeleri temsil ettiği için dolayısıyla

o yönetim kurulu üyelerimiz kendi bölgelerinin

temsilcileri de olmuş oluyor.

Örneğin Yönetim Kurulumuz’da yukarda

bahsetmiş olduğum hizmet alanlarımızın tamamını

temsil noktasında her alandan 3’er

üyemiz bulunmakta. Temsilcilik noktasında

ise Anadolunun tamamına yayılmış durumdayız.

Elazığ’dan Adana’ya, Kayseri’den

İzmir’e kadar yurdumuzun tüm bölgelerini

temsil edebilmek amacıyla faaliyetlerimizi

sürdürmekteyiz. Yalnız Karadeniz bölgesinde

biraz zayıfız. Bu biraz da bölgedeki

sanayi kuruluşlarının azlığından ve mevcut

orta ve küçük girşimcinin de derneklere karşı

mesafeli olmalarından kaynaklanmakta.

Dernekleşmeye karşı sıcak bakan bölgedeki

kuruluşların çoğunluğunun da maalesef

bizim standartlarımızı karşılayamıyor olmaları

bu konuda etkili bir faktör. O bölgelerde

mevcut sanayi kuruluşları adına belli standartları

oluşturabilmek için dernek olarak

bizlerde katkıda bulunmaya çalışıyoruz.

Son dönemde gerçekleştirdiğiniz

projelerinizden biraz bahseder

misiziniz?

Bizler yönetim olarak bünyemizde, usta eğitiminden

denetime, standartizasyon uygulamalarından

belgelendirmeye kadar sektörün

ihtiyaç duyduğu tüm adımlarda hizmet

üretmekteyiz.

Önümüzdeki günlerde Anadolu illerinde

‘Tüm Yönleriyle Yalıtım’ konulu programlar

gerçekleştirme hedefimiz var. İlk programı

İzmir’de başlatacağız. Sonrasında

Adana’da, Elazığ’da ve Kayseri’de gerçekleştireceğiz.

Ve zaman

içerisinde programı gerçekleştireceğimiz

şehir

sayısı artacak. Anadolu’nun

hemen hemen

tüm illerinde bu tür faaliyetlerimiz

olacak.

13’ncü dönemde

odak noktanız neler

olacak?

Öncelikle geçtiğimiz

dönemlerde başarıyla

gerçekleştirdiğimiz ve

takip ettiğimiz çalışmalara

kısca değinmek

isteri. Şöyleti genel manada; Binalarda ısı

yalıtım kullanım standartlarının dünya ve

ülke gerçeğine göre revize edilmesi. Isı Yalıtım

Yönetmeliği’nin çıkarılması. Ayrıca Bina

Enerji Performansı Yönetmeliği, Enerji Kimlik

Belgesi kullanımı çalışmaları bulunmakta.

Bunların muhakka takipçisi olup sürdürülebilirliğini

yönetmemiz gerekmekte.

13’ncü dönem hedeflerimiz ise;

Öncelik verdiklerimizden bazları hatta en

önemlisi; Derneğimizi Anadoluya daha çok

açmak ve ülke geneline yaymak. Biz bunu

gerçekleştirmekteyiz. Şu an ülkemizin hemen

hemen tüm bölgesi derneğimizin hem

yönetim kurulunda bulunmakta, hem de

üye olarak temsil edilmektedir. Bu adil ve

geniş temsil durumu bizler için hayati önem

arz ediyor. Biz bu işlere çok önem veriyoruz.

Derneğimizin gücünün adil ve güçlü bir temsil

ile yükseleceğine inanmaktayız.

Bunların yanısıra; Standardı ve yönetmeliği

olmayan branş kalmasın istiyoruz. Maalesef

ülkemizde hala bir Ses Yalıtım Yönetmeliği

bulunmamakta. Biz bunun çalışmalarını

geniş katılımlar ve uzun çalışmalarla

gerçekleştirdik. Çok şükür bizim dönemimizde

yönetmelyiği çıkardık ve bu elzem işi

de başarmış olduk. Maalesef Su Yalıtımı

Yönetmeliğimiz hala yok. Biz bu konudaki

çalışmalarıda tamamladık ve bakanlığın

onayına sunduk. Bakanlıkda gerekli çalışmaları

ve değerlendirmelirini yaptıktan sonra

umuyoruz ki bizlere en kısa sürede bir

yanıt verecektir. Şu an yönetmeliğin yayınlanmasını

beklemekteyiz.

Dernek olarak sektörde çalışan

işçilerin mesleki eğitimleri için ne tür

projeler geliştiriyorsunuz?

Mesleki yeterlilik kavramı çerçevesinde

ülke şartlarına ve insanımıza uygun bir şekilde

eğitim çalışmaları gerçekleştirmekteyiz.

Yalıtım Ustaları, Su Yalıtımcısı, Ses Yalıtımcısı

ve Isı Yalıtımcısı daha önceleri meslek

kategorisinde değildi. Şuan bunlar artık

tanımlı meslekler grubunda yer alıyor. Bu

alandaki ustalarımızın yeterliliklerini belirlemek

için sınavlar yaparak belgelendirme

çalışmaları yapıyoruz.

TEBAR, yalıtım sektöründe çalışan ustalar için belgelendirme merkezi haline geldi

Yalıtım sektörünün belirli standartlarda ürün üretmesi, kalitenin artırılması ve haksız rekabetin ortadan kaldırılmasına katkı sağlamak

amacıyla faaliyet gösteren TEBAR (Test Belgelendirme Araştırma ve Geliştirme Ticaret A.Ş.), aynı zamanda yalıtım sektöründeki

mesleki yeterlilik belgelerini veriyor.

İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği) bünyesinde faaliyet gösteren TEBAR, yalıtım sektöründeki meslek standartlarının

belgelerini verebilen Türkiye’deki sayılı kurumlardan biri olarak, sektör için önemli bir adres haline geldi. Yalıtım sektöründe

çalışan ustalara ‘Isı Yalıtımcısı’, ‘Su Yalıtımcısı’, ‘Ses Yalıtımcısı’ ve ‘Yangın Yalıtımcısı’ olmak üzere 4 ayrı meslekte ‘Mesleki

Yeterlilik Belgesi’ vermeye yetkili olan TEBAR; 25 Mayıs 2015’te yayımlanan tebliğe göre zorunlu hale getirilen belgeye, her ustanın

sahip olması için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

‘Mesleki Yeterlilik Belgesi’nin zorunlu hale getirildiği 81 meslek içinde, yalıtım sektörünün 4 ana başlığı olan ‘Isı Yalıtımcısı’,

‘Su Yalıtımcısı’, ‘Ses Yalıtımcısı’ ve ‘Yangın Yalıtımcısı’ mesleklerinin de bulunduğunu belirten TEBAR Genel Müdürü Timur Diz,

“Son 10 yılda 10 kat büyüyen yalıtım sektöründeki 4 mesleğin standart ve yeterliliklerinin hazırlanmasınnda aktif görev almış ve

2011’den itibaren de personel belgelendirme kuruluşu oluşturma çalışmalarına başlamıştık. Bugün, CE belgelendirmesi sürecinde

hizmet veren laboratuvar altyapısıyla TEBAR olarak, ikinci akreditasyonu da personel belgelendirme alanında için aldık. Yani

kaliteli, standartlara uygun ürünler için sunulan hizmetlerin dışında, doğru ürünü uygulayacak kişiyi de belgelendirme yetkisine

sahibiz” dedi.

Yalıtım sektöründe belge zorunluluğu ile ilgili 1 senelik süre doldu ve artık 26 Mayıs 2016 tarihinden itibaren belgesiz usta çalışamayacağını

hatırlatan Timur Diz, “TEBAR olarak ustalarımıza her türlü kolaylığı sunmaya çalışıyor, onlara yol gösteriyoruz. ‘Mesleki

Yeterlilik Belgesi’ almak isteyen ustalarımız, www.tebar.com.tr adresinden ‘Persolen Belgelendirme Hizmetleri’ bölümüne girip,

‘Sınav Başvuru Formunu İndirmek İçin Tıklayın’ butonuna tıkladıklarında açılan ‘TEBAR Personel Belgelendirme Başvuru Formu’nu

kolaylıkla doldurup, başvuruda bulunabiliyor” diye konuştu.

Yapı Malzeme Aralık 2017 21


İZODER

‘Tüm yönleriyle yalıtım seminerleri’nin

ilkini İzmir‘de gerçekleştirdi

Yalıtım sektörünün çatı örgütü İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği), İzmir Çevre

ve Şehircilik İl Müdürlüğü işbirliği ile İzmir’de ‘Tüm Yönleriyle Yalıtım Semineri’ düzenledi.

Yalıtım sektörünün çatı örgütü olarak bu yıl Anadolu’ya yöneldiklerini belirten İZODER Başkanı

Levent Pelesen, “Amacımız, sektörün tüm bileşenlerini bir araya getirerek, ısı, su, ses ve yangın

yalıtımını hep birlikte masaya yatırmak; Türkiye’nin geleceği için stratejik öneme sahip bir

konuda tarafların görüşlerini ortaya koymak ve sorunlara çözüm önerileri getirmektir” dedi.

Aktüel

BASF, BETEK, BTM, WEBER ve İZOCAM’ın

sponsorluğunda, İzmir MMO Tepekule

Kongre-Sergi Merkezi Akdeniz Salonu’nda

16 Kasım Perşembe günü düzenlenen

‘Tüm Yönleriyle Yalıtım Semineri’, İZODER

Başkanı Levent Pelesen, İzmir Çevre ve

Şehircilik İl Müdürü Selahattin Varan, öğretim

üyeleri, mimar, mühendis, kamu ve

sektör temsilcilerinin yanı sıra STK temsilcilerinin

katılımıyla gerçekleştirildi.

Yalıtım seferberliğinde hamle sırası

bizde

Konuşmasına ısı, su, ses ve yangın yalıtımı

branşlarından ısı yalıtımı ile başlayan

Levent Pelesen, “Isı yalıtımı, her şeyden

önce Türkiye’nin geleceği için stratejik

öneme sahip bir konudur. Bugün Türkiye,

ısı yalıtımı sektöründe Avrupa’nın en büyüğü

konumunda. Bunun bir nedeni de gelişmiş

ülkelerin, uzun yıllar önce başlayan

seferberlikte epey yol almalarıdır. Şimdi

hamle sırası bizde. Bu farkı kapatmalıyız.

İZODER Başkanı Levent Pelesen:

“Yalıtım, Türkiye’nin geleceği için stratejik öneme sahip”

Avrupa standartlarına uygun, enerji tasarruflu

binalara sahip olabilmek için önümüzde

kentsel dönüşüm gibi çok önemli

bir fırsat var. Eğer elimizdeki bu fırsatı

iyi değerlendirerek yeniden inşa edilecek

tüm binalara, doğru malzeme ve Mesleki

Yeterlilik Belgesi’ne sahip ustalarla doğru

uygulama yaptırırsak, ülke ekonomimize

her yıl milyarlarca dolarlık katkıda bulunabiliriz”

diye konuştu.

Su yalıtımı yoksa, yapı kullanma izni

belgesi verilmeyecek

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı

ve 27 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlanan

‘Binalarda Su Yalıtım Yönetmeliği’

ile binaların kaderinin değişeceğini vurgulayan

Levent Pelesen, konuşmasını şöyle

sürdürdü: “Bu yönetmelik, ülkemizde büyük

bir eksikliği giderecek. Yeni yapılan

binalarda, yönetmelikte öngörülen esaslara

uyulmadığının tespit edilmesi halinde,

bu eksiklikler giderilinceye kadar binaya

yapı kullanma izin belgesi verilmeyecek.

Artık su yalıtımı uygulamalarının doğru ve

standartlara uygun yapılması sayesinde,

binalarımızın ömrü uzayacak. Asgaride

80–100 yıl gibi süre için tasarlanması ve

ömrünü bu sürede tamamlaması gereken

yapılarımızın, bu süre içinde güvenli şekilde

fonksiyonunu sürdürmesi için öncelikte

suyun yaratacağı korozyon etkisine karşı

korunmuş olmalı. Bugün ülke genelindeki

15 milyon konutta halen su yalıtımı yok.

6.5 milyon konut ise deprem açısından

riskli bina statüsünde. Yönetmeliğin amacına

ulaşması; tasarım aşamasında doğru

ürün ve sistem seçiminden başlayıp, standarda

uygun ürünlerin doğru şekilde uygulanması

etkin denetim ile sağlanabilir.”

İzmir’de 45 milyon metrekarelik

alanda dönüşüm yapılacak

Bugün yalıtım ile enerji verimliliği sağlanan

binalarda %50’ye yakın bir tasarruf

sağlandığını belirten Selahattin Varan,

İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü

Selahattin Varan: “Sürdürülebilir binalar için

İzmir’de 45 milyon metrekarelik alanda dönüşüm

yapılacak”

şöyle konuştu: “Anadolu’da ciddi bir gelişim,

değişim ve dönüşüm yaşandığını ifade

eden Varan, “Afetlere dayanıklı binalar

yaparken, daha konforlu, sürdürülebilir ve

enerji verimliliğini artıracak binalara ihtiyacımız

var. Artık geri dönüş yok. İzmir’de

yaklaşık 4 bin 500 hektar, yani 45 milyon

metrekarelik alanda dönüşüm yapılacak.

Yapı stokunun yaklaşık 2 milyon 500 bin

olduğu İzmir’de, yaklaşık 1 milyon 500

bininin dönüşümü olacak. Bu süreçte aç

gözlülüğe gerek yok. Dönüşüm, sabırla,

metanetle, teknik konuların ilkesine uyarak

gerçekleşmeli. Bu ülkeye hizmetin çeşitli

yolları var. Bunların en önemlisi de,

yapılan işin en doğrusunu, en güzelini yapmaktır.

Bunu bizim insanımız hak ediyor.”

‘Tüm Yönleriyle Yalıtım Semineri’, güncel

bilgilerin paylaşıldığı oturum ve sunumlarla

devam etti.

22

Yapı Malzeme Aralık 2017


Seramik Federasyonu Türkiye’de bir ilke imza atarak,

“Türkiye İhracat Katkı Endeksi”ni hazırladı

Türkiye Seramik Federasyonu, Türkiye’de ilk kez ihracat katkı endeksi hazırlayarak, kamuoyuna

sundu. Ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel tarafından hazırlanan endekste 17 sanayi

sektörü değerlendirildi. İnşaat seramikleri 18,27’lik oranla üçüncü çeyrekte katkı oranı en

yüksek sektör oldu. Seramiği; giyim eşyası, mobilya ve gıda ürünleri takip ediyor.

“Türkiye Seramik Sektörü”nü; üreticileri,

satış kanalları, bilim adamları ve seramik

sanatçıları dahil bütün kolları ile dünyada

temsil eden Türkiye Seramik Federasyonu

(TSF) “Türkiye İhracat Katkı Endeksi”ni

Raffles Otel’de yapılan basın toplantısıyla

kamuoyuna duyurdu. Federasyon Başkanı

Erdem ÇENESİZ’in ev sahipliğinde gerçekleşen

toplantıya; Kale Grubu Başkanı ve

CEO’su Zeynep BODUR OKYAY, Sersa Başkanı

Mehmet MERCAN, Serkap Yönetim Kurulu

Üyesi Göksen YEDİGÜLLER, Federasyon

Genel Sekreteri Germiyan SAATÇİOĞLU

ve Federasyon üyeleri katıldı. Türkiye’nin

sürdürülebilir büyüme ve gelişimi adına

sektörlerin sunduğu katkıyı net bir şekilde

gözler önüne seren “Türkiye İhracat Katkı

Endeksi” Ekonomist Dr. Can Fuat GÜRLE-

SEL tarafından sunuldu.

Taşı Toprağı Dövize Çeviren Sektör

Sektörlerin Türkiye dış ticaretine katkı değerlerinin

ölçümlenmesi amacıyla bu çalışmayı

hayata geçirdiklerini açıklayan TSF

Başkanı Erdem ÇENESİZ, “Seramik sektörünün

ihracata katkısını analiz edebilmek

için ortaya net bir tablo koymak istedik.

Ekonomistlerce 2012 yılından itibaren 5

yıllık verilerin tarafsızca incelenerek hazırlandığı

bu endekste, seramik sektörü en

üst sırada yer alarak, Türkiye için ne kadar

önemli bir sektör olduğunu ortaya koyuyor”

dedi.

Türkiye ekonomisinde sürdürülebilir bir büyüme

ve gelişme için yüksek katma değerli

ürün üretimi ve bu ürünlerin net ihracatını

artırmak gerektiği ile sözlerine devam eden

ÇENESİZ; “Seramik sektörü, milli katma

değer yaratmakta yani yerel kaynaklarla

üretim yapmakta ve bunu ihraç etmekte

en başta gelen sektörlerden biri. Çok az

ithal girdi ile çok yüklü ihracat yapabilme

kabiliyetine sahibiz. Basit tabirle taşı toprağı

dövize çeviren bir sektör. Son yıllarda

artan yatırımlar sayesinde daha üst seg-

24

Yapı Malzeme Aralık 2017


Aktüel

ment ürünlerin üretimini takiben katma değeri

daha yüksek ürünlerin ihracatında artış

sağlayacağız” açıklamasında bulundu. “İhracat

hedeflemeden yapılan yatırımlar milli

servet kaybına sebep olabiliyor. Seramik ve

benzeri kapasite fazlası olan sektörlerde

yatırım teşvikleri mutlaka ihracat taahhüdüne

bağlanmalıdır. Bu endeks ile de ortaya

konmuştur ki; seramik sektörü desteklenirse

10 yıl sonra şu anki durumundan çok

daha fazla mutlak katkı sağlar hale gelecektir.”

Endekse Göre İlk 3 Sektör; Seramik,

Giyim Eşyası ve Mobilya

“Türkiye İhracat Katkı Endeksi”ne göre;

18,27 puanlık katkı oranı ile inşaat seramikleri

birinci sırada yer aldı. İnşaat seramiklerini

5,77 katkı oranı ile giyim eşyası

ve 3,81 katkı oranı ile mobilya sektörü

takip etti. İnşaat seramikleri 2016 yılı son

çeyreğinden bu yana sürekli artan değerlere

sahip tek sektör oldu.

Hem Üretiyor, Hem İhraç Ediyoruz

“Türkiye seramik sanayisi Dünya’da kaplama

malzemelerinde 8’inci, sağlık gereçlerinde

4’üncü en büyük üretici ülke

konumunda” diyen TSF Başkanı Erdem ÇE-

NESİZ, “Seramik karolarda ve sağlık gereçlerinde

Dünya’nın 4’üncü büyük ihracatçısı

olurken, karolarda Avrupa üçüncüsü, sağlık

gereçlerinde ise Avrupa’nın en büyük üreticisi

ve ihracatçısı konumundayız. Vitrifiye

üretimindeki Avrupa liderliğimiz sağlamlaşarak

devam ediyor. Özetle hem üretiyor,

hem de ihraç ediyoruz. Önümüzdeki 10

yıllık dönemde de bu başarılı yükselişimizi

devam ettireceğiz. 2016 yılı verilerine göre;

seramik kaplama malzemelerinde 330

milyon m2 üretim gerçekleşirken, seramik

sağlık gereçlerinde bu miktar 310 bin ton

olarak gerçekleşti. Seramik kaplamada

üretim içinde ihracatın payı %24,5, seramik

sağlık gereçlerinde ise %40,5 oldu” dedi.

Erdem Çenesiz / Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı

Seramik Sektöründe 2017 Yılı

Büyüme Beklentisi % 8-9

“Seramik ihracatı yılın ilk dokuz ayında geçen

yılın aynı dönemine göre seramik kaplama

malzemelerinde %4,2, seramik sağlık

gereçlerinde ise %6,3 oranında değer bazında

büyüme gerçekleştirdi. Sanayi üretiminde

ise yine yılın ilk 9 ayında geçen yılın

aynı dönemine göre seramik kaplamada

%0,6, seramik sağlık gereçlerinde %10,1

oranında büyüme kaydedildi. 2017 yılının

tamamında ise büyümelerin son çeyrekteki

performansının olumlu katkısı ile ilk 9 aylık

oranların her birinin, 1,2’şer puan daha artarak

gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Böylece

yıl genelinde ihracatın desteğiyle sektör

genelinde %8-9 arasında bir büyüme olacağını

beklemekteyiz. Sektördeki bu büyüme

beklentimiz 2017 yılındaki %6-7’lik inşaat

sektörü büyümesi ile de uyumludur.”

Sektörün Sorunları ve Çözüm

Önerileri

Başkan Erdem ÇENESİZ, sektöre ilişkin

önemli sorunlara, çözüm önerilerine değindi.

“Seramik sektörü yerli hammaddeler

kullanarak ülkemiz ekonomisine önemli

ölçüde katma değer kazandıran bir iş

koludur. Sektörün devamlılığı adına üretim

yapma şartlarını ağırlaştıran bazı yönetmelikler

var. AB hazırlıkları kapsamında

ILO gibi uluslararası kuruluşlardan edinilen

referansların bazen maksadını aşacak

şekilde yorumlanması milli sanayimizin

önünde engel haline geliyor. Gerek insan

kaynakları yönetiminde gerekse hammadde

temininde yaşadığımız bürokratik ve

sistemsel sorunları çözmemiz ihracat katkımızı

artıracaktır. Biz Federasyon olarak

bu konularda raporlar hazırlayarak çözüm

önerilerimizle kamuya gidiyor ve üretimin

önündeki engellerin kaldırılması için var

gücümüzle çalışıyoruz.”

Seramik Federasyonu’ndaki yeni dönemi

de değerlendiren ÇENESİZ, “87 büyük sanayi

işletmesi, 900 KOBİ, 140 akademisyen

ve sanatçıdan oluşan çatı organizasyon

olarak, 31.000 kişiye direkt, 250 bin

kişiye endirekt istihdam sağlayarak, 1 milyona

yakın kişiye geçim kapısı olan bir sektör

olduğumuzun bilinciyle hareket ediyoruz.

Öncelikle kamu yönetimi ile sektörün

sorunlarını çözmek üzere iletişim çalışmalarına

ağırlık verdik. Akademik bir çalışmanın

hazırlıkları içindeyiz. Bu çalışma da 6 ay

içinde sonuçlanacak. Federasyon olarak,

uluslararası alanda pazara giriş konusunda

sektör olarak karşılaştığımız tarife dışı

engelleri de bir raporla ortaya koyacak ve

çözümlerini arayacağız” dedi.

Yapı Malzeme Aralık 2017 25


Aktüel

Türkiye İmsad, Kasım 2017 Sektör Raporu’nu açıkladı

Sektörde canlılık sürerken

finansman sorunları risk oluşturuyor

Türkiye İMSAD, yapı sektörü ve ekonomi çevreleri tarafından dikkatle izlenen aylık sektör

raporunu açıkladı. Türkiye İMSAD Kasım 2017 Sektör Raporu’nda; inşaat sektöründe, talep

tarafında canlılığın devam ettiği vurgulandı. Buna karşın finansman sorunlarının faaliyetleri

kısıtlayan önemli bir engel haline geldiğine de dikkat çekildi.

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri

Derneği (Türkiye İMSAD)’nin, sektörün en

önemli çatı kuruluşu olarak hazırladığı ‘Kasım

2017 Sektör Raporu’nda; inşaat işlerinde

talep seviyesinin bu yılın en yüksek

seviyelerinde gerçekleşmeye devam ettiği,

bunun da inşaat malzemeleri sanayisi

için olumlu bir gelişme olduğu ifade edildi.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun inşaat sektörü

güven endeksi verilerinin bu önemli

gelişmeleri yansıttığı belirtilen raporda,

olumlu talep koşullarına karşın finansman

sorunlarının, faaliyetleri kısıtlayan en

önemli engel haline geldiği ve 2017’nin

başında yaşanan sıkıntılı dönemlerdeki

seviyelere ulaştığı belirtildi.

Finansman sorunları inşaat

malzemesi sanayisi için risk haline

geldi

Yaz aylarında görece hafifleyen finansman

sorunlarının son üç ayda arttığına dikkat

çekilen raporda, şu tespitlere yer verildi:

İnşaat sektöründe faaliyetleri kısıtlayan

finansman sorunları birkaç nedenden

kaynaklanıyor. Öncelikle yılın ilk yarısında

hızla genişleyen banka kredisi olanakları

son aylarda önemli ölçüde sıkılaştı. Bu

gelişmeden inşaat sektörü de olumsuz etkilendi.

Bir diğer neden faiz oranlarında ve

döviz kurlarında görülen artışların yarattığı

maliyet baskısı iken üçüncü neden üretici

firmaların uyguladıkları kampanyaların yarattığı

nakit sıkışıklığı oldu. Konut üretimi

tarafında yüzde 5 peşinatlı, peşinatsız

ve hatta 2019’a kadar ötelenen ödeme

kampanyalı satışlar yoğun bir rekabet yaratırken

nakit akışlarını da bozdu. Ayrıca

yoğun kampanyalar nedeniyle konut fiyat

artışları çok sınırlı kaldı. İnşaat sektöründeki

finansman sorunları, tüm iş ortaklarını

etkileyebileceği gibi inşaat malzemesi

sanayisi için de yakından izlenmesi gereken

bir risk haline geldi.

İnşaat malzemesi sanayi üretimi

Eylül’de sıçrama gösterdi: Yüzde

13,8

2017 yılı Eylül ayında inşaat malzemesi

ortalama sanayi üretimi 2016 yılı Eylül

ayına göre yüzde 13,8 arttı. Böylece Eylül

ayında yılın en yüksek ikinci aylık üretim

artışı gerçekleşti. Eylül ayı üretim artışı, iç

ve dış talebin de istikrarlı şekilde arttığını

gösterdi. Üretim artışında mevsimsellik

ve baz etkisinden çok sektörün kendi iç

dinamikleri belirleyici oldu. Eylül ayındaki

üretim artışı ile birlikte Ocak-Eylül dönemi

üretimi de geçen yılın yüzde 4,8 üzerinde

gerçekleşti.

2017 yılı Eylül ayında inşaat malzemeleri

alt sektörlerindeki sanayi üretiminde artış

eğilimi ağırlık kazandı. 26 alt sektörden

22’sinde üretim geçen yıla göre artarken,

4 alt sektörde üretim geçen yıla göre geriledi.

Ocak-Eylül döneminde ise 21 alt

sektörde üretim geçen yılın üzerinde gerçekleşti.

İnşaat malzemeleri sanayisinde ağırlıklı

yeri olan sektörlerden düz cam, soğutma

ve ısıtma donanımları, merkezi ısıtma

radyatörleri, kilit ve menteşeler, seramik

sıhhi ürünleri, inşaat amaçlı beton ürünleri

ile kablo üretimleri, yılın ilk dokuz ayında

önemli ölçüde arttı. Buna karşın mermerler,

hazır beton ile seramik karolarda üretim

artışı çok zayıf kaldı. İlk dokuz ayda

üretimi gerileme gösteren 5 alt sektör

içinde ise diğer camlar ile metalden kapı

ve pencere gibi önemli alt sektörler yer almaya

devam ediyor.

Konut yapı ruhsatlarında da sıçrama

yaşandı

2017 yılının ilk çeyreğindeki gerilemenin

ardından, ikinci ve üçüncü çeyrek dönemlerde

alınan konut yapı ruhsatları sayısında

sıçrama yaşandı. İlk 9 ayda alınan yapı

ruhsatı sayısı 1,1 milyon daireyi geçti. Tamamlanarak

yapı izni alınan daire sayısı

ise bu sayının neredeyse yarısında kaldı.

1 Ekim tarihinde değişen İmar Yasası nedeniyle

önceki koşulları içeren ruhsatların

alınması için gösterilen talep, sıçramanın

ana nedeni oldu. Bu çerçevede alınan yapı

ruhsatı ile yapı izni, daire sayısı arasındaki

fark stokların şişmesi riskini taşıyor.

26

Yapı Malzeme Aralık 2017


İstanbul kışa hazır

Uluslararası Yol Federasyonu (IRF), İBB Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanlığı

ile birlikte “Kışla Mücadele Çalıştayı” düzenledi. Alanında uzman yerli ve yabancı katılımcıların

yer adlığı çalıştaya İSFALT ev sahipliği yaptı. İki gün süren çalıştayda, kış bakımı ile ilgili

dünyada uygulanan yöntemler ve stratejiler konuşuldu.

Uluslararası Yol Federasyonu (IRF), 26-27

Eylül 2017 tarihleri arasında İstanbul’da

“Kışla Mücadele Çalıştayı” düzenledi.

Dünya çapında yol politikaları ve gelişimi

ile ilgili çeşitli organizasyonlar düzenleyen

IRF, Kışla Mücadele Çalıştayı’nı İstanbul

Büyükşehir Belediyesi Yol Bakım ve Altyapı

Koordinasyon Daire Başkanlığı ile ortaklaşa

gerçekleştirdi.

Kışla Mücadele Çalıştayı’nda alanında deneyimli

uzman konuşmacılar, kışla mücadele

yönetimi, kentlerde uygulanan en yeni

metotlar, yollardaki buzlanmayla mücadele

gibi konularda katılımcıları bilgilendirdi. İBB

Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire

Başkanlığı ekiplerinin yıllardır başarıyla yürüttüğü

kışla mücadele çalışmalarından da

örneklerin aktarıldığı çalıştayda, kışla mücadelede

kullanılan teknolojiler ve ekipmanlar

konusunda bilgi alışverişi yapıldı. İstanbul

Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden biri

olan ve yıllardır kışla mücadele çalışmalarında

İBB’nin yanında yer alan İSFALT’ın ev

sahipliğinde gerçekleşen çalıştayda, Kışla

Mücadele Yönetimi ve Planlaması, Yol Kaplaması

ve Hava Koşullarının Değerlendirilmesi,

Kışla Mücadele Operasyonlarında En

Yeni Teknolojilerin Kullanımı, Kentlerde Kışla

Mücadele Hizmetleri, Tünel ve Köprüler,

Kışla Mücadelede Çevresel Etkilerin En Aza

İndirilmesi konuları ele alındı.

Stratejik hareket planı

Kışla mücadele sürecinde ihtiyaçların belirlenmesinin

hayati bir öneme sahip olduğuna

dikkat çeken Helsinki Yol Bakım

Müdürü Ville Alatyppö, “Peki, İstanbul’un

neye ihtiyacı var? Bunun için öncelikleri belirlemek

çok önemli. Yayalar, araç trafiği,

kamyon trafiği, şehir merkezleri ve benzeri

önceliklerle stratejik bir hareket planı oluşturmak,

kışla mücadelede son derece etkili

bir yöntemdir” dedi. Bir şehrin kışla mücadelesi

ile sadece yolların kışla mücadelesi

arasında ciddi bir fark olduğunu hatırlatan

Alatyppö, “Bir şehrin bakımı ile yolun bakımı

birbirinden çok farklı. Şehirde son derece

karmaşık durumlarla mücadele etmeniz

gerekebiliyor. Ancak yol, tamamıyla farklı

bir alan. Birbirinin stratejisi de çok farklı”

dedi. Helsinki’de kışın kar ve buzla mücadelede

farklı yöntemler kullandıklarını dile

getiren Alatyppö, yaygın olarak tuzlama, kar

küreme, kumlama ve ısıtmalı kaldırım uygulamalarının

yaygın olduğuna dikkat çekti.

Karla mücadele sürecinde buzun çözünmesi

için çeşitli solüsyonların kullanıldığını

ifade eden Alatyppö, bu kimyasalların çok

dengeli ve ihtiyaç kadar kullanılmasının son

derece önemli olduğunu ifade etti. Kimyasalların

çok kullanılıyor olmasının asfalta

zarar vereceğini ifade eden Alatyppö, “Helsinki’de

yaşadığımız en büyük sorun, yola

dökülen kumun, kar eridikten sonra toza

dönüşmesiydi. Yıllardır bu konuda ciddi

araştırmalarımız oldu ve artık tozla mücadele

etmenin yollarını geliştirdik. Son yıllarda

şehirde oluşan olumsuz toz etkilerini son

derece aşağılara indirdik” dedi.

28

Yapı Malzeme Aralık 2017


Aktüel

Kışla mücadelede uluslararası standartlar

Çalıştayda bir diğer önemli konuşmacı

olarak yer alan Uluslarası Varlık Yönetimi

Danışmanı Pekka Pakkala, kışla mücadelede

uluslararası standartlar hakkında açıklamalarda

bulundu. Kış mücadelelerinde

ülkelerin ağırlıklı olarak iki farklı yöntem

uyguladıklarını ifade eden Pakkala, “Bazı

ülkeler, kışla mücadelede kendi makine ve

ekipmanlarını ve personelini kullanmayı tercih

ederken bazı ülkeler ise bu işi tamamıyla

taşeron firmalara yaptırıyor. Taşeronların

iş yapma becerileri ise çoğunlukla performansa

dayalı bir yöntemle denetleniyor”

dedi. Performansa dayalı olan sistemlerde

denetimin çok önemli olduğunu ve gerekli

cezaların caydırıcı nitelikte olması gerektiğine

dikkat çeken Pakkala, şöyle devam

etti: “Mesela biz Finlandiya’da uzun yıllardır

kışla olan mücadelede tamamıyla taşeron

firmalarla çalışıyoruz ve onları performansa

dayalı olarak denetliyoruz. Bundan dolayı

işini iyi yapmayan ve standartları yakalayamayan

firmalara ağır ceza yaptırımlarımız

bulunuyor.” Küresel çapta bütün ülkelerin

tek bir amacının olduğunu ve bunu sağlamak

için yöntemlerin sürekli değiştiğini hatırlatan

Pakkala, “Sonuçta herkesin tek bir

amacı var; kış şartlarında güvenli bir ulaşım

sağlamak. Bunu gerçekleştirmek için çok

farklı yöntemler olsa da hepsinin amacı

aynı” şeklinde konuştu.

İstanbul’da neler yapılıyor?

Çalıştayda konuşma yapan isimler arasında

yer alan İSFALT Genel Müdür Yardımcısı

Dr. İbrahim Sönmez, İstanbul’da gerçekleştirdikleri

çalışmalar hakkında katılımcıları

bilgilendirdi. İstanbul’un 14.8 milyon kişilik

bir nüfusa sahip olduğunu belirten Sönmez,

“7.373 km yol ağımız var ve İstanbul’un

günlük yolculuk hareketi de yaklaşık 32 milyon

yolcu. Ayrıca her gün trafiğe ortalama

500’ün üzerinde yeni araç katılıyor.” dedi.

İstanbul’un kış mevsiminde farklı ve hızlı

değişen hava koşullarınsa sahip olduğuna

dikkat çeken Sönmez, “Genel olarak değerlendirdiğimizde,

ağırlıklı olarak Aralık ayının

son haftası ve Ocak – Şubat ayları, İstanbul’da

kar yağışlarının yaşandığı dönemler

olarak öne çıkıyor. Kar yağışının şiddeti yıllara

göre değişmekle birlikte yılda ortalama

15 günlük bir karla mücadele süreci yaşıyoruz”

dedi.

“En büyük öncelik yolların açık

olması”

İstanbul’da en büyük önceliklerinin yolların

ulaşıma açık olması olduğuna değinen Sönmez,

“İstanbul’da kar yağmaya başladığında,

biz daha kar yere değmeden müdahale

etmeye başlıyoruz. Bütün önceliğimiz de

yolların açık kalmasını sağlamak ve karın,

İstanbul’da yaşayanların günlük hayatını

olumsuz etkilemesini engellemek” dedi.

Kışla mücadelede doğru ekipman ve ekiple

doğru yöntemi uygulamanın son derece

önemli olduğunu hatırlatan Sönmez, “Bunu

belirlemek için de her şeyden önce en düşük

sıcaklığa, kar yağışı miktarına, don ve

buz oluşumu gibi özelliklere bakarak ve tecrübelerimizden

yola çıkarak karar veriyoruz.

Sonuçta İstanbul çok büyük bir şehir ve her

bölge aynı anda aynı miktarda yağış almıyor.

Bölgeler arası yağış farklılıkları, bizim

de müdahale planlamamızı etkiliyor. Çok

detaylı planlar yapıyoruz ancak İstanbul

çok büyük ve kalabalık bir şehir. Biz plana

uygun hareket ederken ana arter yolların

birinde bir tırın devrilmesi, planların da değişmesine

neden olur. Bu nedenle plansız

“Değerli bilgiler

aktarıldı”

İBB Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon

Daire Başkanı Muhammed

Şahin, çalıştay ile ilgili görüşlerini

paylaştı. Belediye’nin her yıl Kasım

ayından başlayıp Mart sonuna

kadar kışla mücadele çalışması

yaptıklarını kaydeden Şahin, “Bu

yıl üye olduğumuz IRF ile birlikte bir

çalıştay düzenlemeye karar verdik

ve uluslararası alanda yapılan çalışmalar

hakkında var olan bilgilerimizi

geliştirmek istedik” dedi. Çalıştayda

yer alan konuşmacıların IRF ile

ortaklaşa belirlendiğini dile getiren

Şahin, çalıştayda katılımcılara

değerli bilgiler aktarıldığını söyledi.

Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon

Daire Başkanlığının İSFALT ekipleri

ile beraber kış boyunca yolları açık

halde tutmak için karla mücadele

çalışmaları gerçekleştirdiklerini

belirten Şahin, “AKOM ve meteorolojiden

gelen veriler doğrultusunda

tüm ekiplerimizle kar başlamadan

bekleme noktalarına araçlarımızı

yerleştiriyoruz ve ekiplerimizle de

müdahaleye başlıyoruz” dedi.

gelişebilecek bütün olaylara açık olmak ve

sürekli yeniden plan yapmaya hazır olmamız

gerekiyor” dedi.

1347 araçla müdahale

İstanbul’da kışla mücadelede toplam 1347

adet araç bulunduğunu ifade eden ve aralarında

617 adet stratejik araç bulunduğunu

hatırlatan Dr. İbrahim Sönmez, “Stratejik

araçlarımız özellikle buz serpme, kar küreme

ve benzeri olan araçlardan oluşuyor.

Bunların dışında vinçler, kazıcı yükleyiciler,

traktörler ve benzeri araçlarımızın sayısı da

toplam 527 adet. Ayrıca itfaiyeye ait olan

ön çekicilerinin bulunduğu araçlarımız var”

dedi. Araçların İstanbul’un hangi bölgesinde

bulunduğu, ne iş yaptığı, hızı ve geri

kalan bütün sistemlerin anlık olarak takip

edildiğini belirten Sönmez, araç sürücüleri

ile de anlık olarak iletişim halinde bulunduklarını

ve gerekli yönlendirmelerin anlık

olarak yapıldığını kaydetti. İstanbul’un belirli

bölgelerinde buzlanma erken uyarı sistemi

olduğunu ve 43 farklı noktada bulunan

sensörlerin, buzlanmaya karı erken uyarı

sinyali gönderdiğini hatırlatan Sönmez,

“Teknik olanaklarımızın ve uygulamalarımızın

yanı sıra sosyal bir belediye olarak

hizmet vermeye çalışıyoruz. Çok yoğun kar

yağışlarında yolda kalmış vatandaşlara sıcak

çorba, çay ve kumanya ikramında bulunuyoruz

ve olası bir tehlikenin yaşanma

riskini azaltmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Maliyetlerin yıllara göre değişkenlik

gösterdiğini ve iklimsel olayların bu maliyeti

belirlemede önemli olduğunu kaydeden

Sönmez, kar yağışının daha fazla olması ve

kışın sert geçmesinin, maliyetleri arttırdığını

söyledi. Çalıştayda ayrıca Helsinki Finavia

Havaalanı Bakım Şefi Jani Elasmaa, WRI

Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Yol Güvenliği

Projeleri Yöneticisi Celal Tolga İmamoğlu,

İSBAK Bakım Onarım Müdürü Mahmut Yılmaz

ve International Road Federation – IRF

Müdür Yardımcısı Magid Elabyad konuşma

yaparak kendi ilgili oldukları alanlarda katılımcıları

bilgilendirdi.

Yapı Malzeme Aralık 2017 29


PERI DUO

Tek bir sistem ile

perde, kolon ve döşeme imalatı

DUO kalıp sistemi çok kolay taşınabildiği ve düşük bir ağırlığa

sahip olduğu için yenilikçi bir sİstemdir. Sadece malzeme

yapısından dolayı değil, tüm tasarım konsepti ile yenilikçi bir

sistemdir. Sistem, çok az sayıda malzeme çeşitliliği ile kolon,

perde ve döşeme imalatlarının gerçekleşmesini sağlar.

Panel ve betonla temas eden yüzey elemanına ek olarak, çoğu

DUO elemanı politek malzemeden üretilmiştir. Bu yeni geliştirilen

ürün, oldukça hafif olmasının yanı sıra, yüksek taşıma

kapasitesine sahiptir.

Malzeme yapısının dışında, kalıp elemanlarının kolay bir şekilde

tutulması ve taşınabilmesine de oldukça önem verilmiştir.

DUO sistemine ait neredeyse tüm uygulamalar herhangi bir harici

alete ihtiyaç duyulmadan yapılır ve çalışma adımları oldukça

kolaydır. Kalıp uygulamaları hakkında çok az bir tecrübeye

sahip kişiler bile DUO sistemi ile çok hızlı ve verimli bir şekilde

çalışabilir. Perde, kolon ve döşeme imalatında kullanılan sistem

elemanlarının çoğu, çalışanların performans ve verimliliği

arttırır.

DUO paneller yatay ve dikey uygulamalar için kullanılabilir.

Yatırım ve lojistik maliyetinin yanısıra, çalışanların eğitim ücretini

de en aza indirir.

Bu sistemin en büyük avantajı birden fazla alanda kullanılabilir

olmasıdır. Paneller kolon, perde ve döşeme imalatı için

kullanılabilir. Buna ek olarak, köşe ve bağlantı elemanı gibi

malzemeler birden çok uygulamada kullanılabilecek şekilde

tasarlanmıştır. Bu sayede sahadaki malzeme çeşitliliği ihtiyacı

azalır ve daha sade ve rahat uygulama alanları oluşturulur.

DUO’nun tüm kullanım süreci gözlemlenirse avantajları belirgin

bir şekilde görülebilir. Kullanıcılar bu çok yönlü kalıp sistemi

ile daha verimli kullanım elde eder, daha az istifleme

alanına ihtiyaç duyulur ve sahaya transfer ücretleride önemli

derecede azalır.

Her görev için ergonomik kullanım Hafif, el ile taşınabilen, vinçsiz kullanım

Sistem elemanlarının kullanım kolaylığı ve düşük ağırlığı

iş sahasında üretim verimliliğini arttırır.

DUO sisteme ait elemanların hiç biri 25 kg’dan fazla değildir.

Bu sayede vince gerek duyulmaz, el ile taşınabilir. Personeller

için, düşük ağırlıklarla çalışmak daha az yorucu olduğu için,

günlük çalışma konsantrasyonunu yükseltir ve sahadaki iş

kazası riskini azaltır. Bunun yanı sıra, elemanların hiç birinde

keskin kenar olmadığı için yaralanma olasılığını da minimuma

indirir.

Yine de vinç kullanılması zorunlu ise, düşük kaldırma kapasiteli

vinçler yeterli olacaktır. Bu sayede ekstra vinç masrafı da

azaltılabilir.

DUO bağlantı elemanı, sistem elemanlarının kullanımının

çok kolay olduğunun en iyi örneğidir.

DUO bağlantı elemanı doğrudan çerçeve boşluğuna geçirilip,

hiçbir alete ihtiyaç duyulmadan el ile 90 derece döndürülerek

monte edilir. Bu bağlantı tam anlamıyla panelleri aynı hizaya

getirir. Monte edildikten sonra bu kilitlerin dışa doğru çıkıntılı


ir yapıda olmaması, panellerin üst üste konularak çok kolay

istiflenebilmelerine olanak tanır.

Bağlantı elemanları;

, Panelleri birbirine bağlamak için,

, Köşe elemanlarının panellerle bağlantısı için,

, Dolgu elemanlarının duvar kalınlığı belirleme elemanı ile bağlantısında,

kullanılır.

DUO paneller üzerindeki kiriş boşlukları kolay tutabilme

imkanı sağlarken aynı zamanda bağlantı elemanının

monte edildiği yer olarak görev yapar.

DUO sistem elemanlarının karakteristik özellikleri,

kolay kullanımı ve düşük ölçülerde olmalarıdır.

Bağlantı elemanları pürüzsüz bir şekilde panelleri birbirine

bağlarken, monte halde panel üzerinde dışa

doğru çıkıntılı bir yapıda değildir ve düz bir görünüm

sunar.

Betonla temas eden yüzey elemanının kolay değişimi Sadece bir kaç vida ile kolay bir bakım olanağı

DUO’nun önemli bir özelliği de betonla temas eden yüzey

elemanının herhangi bir özel alete ihtiyaç duyulmadan kolay

bir şekilde değiştirilmesidir.

DUO sistem elemanları ve betonla temas eden yüzey elemanı politekden

yapıldığı için oldukça uzun ömürlüdür. Düzgün kullanım

ve düzenli bakım ile DUO elemanları yıllar boyunca kullanılabilir.

Betonla temas eden yüzey üzerindeki küçük sıyrıklar kolaylıkla tamir

edilebilir. Gerekli ise bu eleman değiştirilebilir.

Kolon Kalıbı Standart Uygulamaları 5 cmlik artışlarla kare ve dikdörtgen kolonlar

DUO ile kenar uzunları 15 cmden 55 cm’ye kadar ve 5 cmlik artışlarla tie-roda

gerek duyulmadan dikdörtgen ve kare kolon imalatları yapılabilir.

Çok Amaçlı Panel DMP 45 ya da DMP 75, Köşe bağlantı elemanı ve DUO Chamfer

Strip Kolon imalatı için kullanılır.

2 çok amaçlı panel birbirine, DUO köşe bağlantı elemanı ve DUO köşe saplamasıyla doğru açıda bağlanır.

Kolon ölçülerine göre 5’er cmlik artış veya azaltma uygulanabilir.

Köşe bağlayıcısı kolayca panele

takılır ve sonra çok amaçlı

panele DUO köşe saplaması ile

bağlanır ve güvenli hale gelir.

DUO’nun döşeme kalıbı olarak kullanılması Güvenli şekilde sistematik kurulum

DUO oldukça hafiftir ve 30 cm beton kalınlığına kadar kirişsiz döşemeler için döşeme kalıbı

olarak kullanılabilir. Kurulumu oldukça pratik elemanları, döşeme kenarı veya dolgu gerektiren

diğer boşluklar gibi çeşitli uygulamalara olanak tanır. DUO ile döşeme kalıbı kurulumu

bir alt döşeme kotundan rahatlıkla yapılabilir. DUO ızgaralı yapısı sayesinde yandaki resimde

görüldüğü gibi bir yardımcı ekipman ile kolayca kaldırılarak yatay konumuna getirilebilir. Kurulumu

oldukça basit olan bu kalıp sistemi ile daha önce bu kalıp hakkında eğitimi olmayan

bir personel bile kolayca kurulumunu gerçekletirebilir.


Su Yapıları Projelerinde

‘PERİ’ işbirliği

İşin Adı

Yeri

İşveren

Yüklenici

Proje Müdürü

Şantiye Şefi

: MELEN BARAJI İNŞAATI

: ORTAKÖY KOCAALİ SAKARYA

: DSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ/ ANKARA

: ECE TUR ECE TURIZM İNŞ. TIC. VE MAĞ. İŞLT. A.Ş.

: YUSUF YAŞAR ÇEMBER

: KÖKSAL VEREP

32

Yapı Malzeme Aralık 2017


Çözüm Ortağı

PROJEDE KULLANILAN PERI KALIP SİSTEMİ:

KONSOL ASKI SİSTEM

İSKELE SİSTEMLERİ

: SB + SKS TEK TARAFLI PAYANDA SİSTEMİ

: PERIUP ROSETT FLEKS İSKELE+ SLS AĞIR YÜK PAYANDALARI

Yapı Malzeme Aralık 2017 33


PROJE İLE İLGİLİ BİLGİLER:

Günümüz ve geleceğin en önemli ihtiyaçlarından

birisi olan su temini için yapılan

bu proje DSİ Genel Müdürlüğü tarafından

hayata geçirilmektedir. Bu önemli projede

daha önceden olduğu üzere bir çok baraj,

gölet, sulama kanalı, endüstriyel tesis,

havalimanı, karayolu demiryolu vb projelerde

köklü tecrübelere sahip olan Ece Tur

Ece Turizm İnş. Tic. ve Mağ. İşlt. A.Ş. tarafından

inşaa edilmektedir.

Proje İstanbul’un yaklaşık 200 km doğusunda

ve Sakarya iline bağlı Kocaali ilçesinin

Ortaköy beldesine 5 km mesafede Cumayeri

ilçesi – Uğurlu köyü arasında Büyük

Melen Çayı üzerindedir. Baraj yerine ulaşımı

sağlayan yolların çoğu asfalt kaplıdır yer

yer stabilize yollar da mevcuttur.

Melen Barajı İnşaatı Trakya yakasındaki

Çerkezköy ve Silivri yerleşimleri ile Anadolu

yakasındaki Gebze yerleşimi arasında uzanan

İstanbul metropolitan alanının içme,

kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının

34

Yapı Malzeme Aralık 2017


Çözüm Ortağı

karşılanması amacıyla geliştirilen “Büyük

İstanbul Su Temin Projesi” kapsamında yer

almaktadır. Projenin amacı, Batı Karadeniz

Havzası’nın önemli akarsularından Büyük

Melen Çayı su potansiyelinden istifade ederek

İstanbul metropolitan alanı dahilinde

2071 yılına kadar olan içme, kullanma ve

endüstri suyu ihtiyaçlarının öncelikle karşılanmasını

hedefleyen su teminine ilaveten

hidroelektrik enerji üretimi yapılmasıdır. Ayrıca

yörenin su ve toprak kaynaklarının geliştirilerek

bu yörede yaşayan halkın ekonomik

ve sosyal kalkınmasına katkı sağlamaktır.

Melen Barajına ait karakteristikler aşağıda

verilmiştir.

• Yeri: Sakarya

• Maksadı: İçmesuyu, Enerji

• Toplam Rezervuar Hacmi: 693,5 hm 3

• Baraj Tipi: SSB (Silindirle Sıkıştırılmış

Beton)

• Baraj Gövde Hacmi: 2.100.000 m3

• Temelden Yükseklik: 124 m

• Kurulu Güç: 45 MW

Ece Tur Ece Turizm İnş. Tic. ve Mağ. İşlt.

A.Ş. tecrübeli ekibi ve profesyonelliği ile birçok

başarılı projeye imza atmış bulunmaktadır,

bu projelerin içerisinde birlikte çalışmaktan

gurur duyar, Sayın İbrahim TAŞBAŞI,

Sayın Yunus Emre ULUKÜTÜK, Sayın Yusuf

Yaşar ÇEMBER, Sayın Köksal VEREP ve ekibine

bizi tercih ettikleri için teşekkür ederiz.

PERI KALIP SİSTEMİ İLE İLGİLİ

BİLGİLER:

SB tek taraflı payanda sistemi tek taraflı beton

dökümleri için geliştirilmiş A0, A, B, C ile

SB1 ve SB2 kuvvet payandaların kombinasyonundan

oluşan bir sistemdir. Sistem farklı

payandaların farklı yükseklikler için uygun

kombinasyonlarından teşkil edilir. Bu kombinasyonlar

ile 8.75 m. yüksekliğe kadar

SB sistem kullanılarak döküm yapılabilir.

Bu çerçeveler üzerlerinde yer alan bağlayıcı

elamanlar vasıtası ile son derece pratik bir

şekilde birbirlerine kolayca bağlanıp demonte

edilebilirler. Her bir çerçeve boyutları ve

hacimleri itibari ile, kamyonlara kolaylıkla

yüklenebilecek şekil ve ebattadır.

Aynı sistem payandaları gerekli ekipmanlar

ile desteklenerek köprü başlık kirişi, yüksekte

yer alan geniş konsollu döşemelerde de

güvenli bir şekilde kullanılmaktadır.

SB payanda sistemi üzeründe bulunana

beton yüküne, beton döküm hızına ve beton

döküm yüksekliğine uygun ankraj takımları

Proje Müdürü Yusuf Yaşar Çember’in yorumu:

ile birlikte kullanılır. DW15, DW20 ve DW26

sistemleri ile yüksek değerli yükleri karşılayabilmektedir.

Bu hesaplara ait DIN ve EURO

norm normlarına uygun abakları mevcuttur.

Proje kapsamında +113 kotunda yer alan

döşeme ve bu konsol döşemeyi taşıyacak

olan konsol kirişlerin altına SB ve SKS

sistem payandaları ile taşıyıcı platform yapılmıştır.

Döşeme kalınlığı 60 cm-100cm

arasında, kriş derinlikleri ise 100cm den

300cm civarında dır. Konsollar betonarme

perdeden 670cm çıkmaktadır.

Bu taşıyıcı platform üzerine kiriş derinlik ve

kotlarına bağlı olarak PERIUP rosett fleks iskele

ve SLS ağır yük payandalarının desteklediği

döşeme/kiriş altı platformları monte

edilmiştir.

Melen Barajı İnşaatı proje kapsamında, 113 kotunda yer alan

döşeme ve bu konsol döşemeyi taşıyacak olan konsol kirişlerin

kalıp ve kalıp iskelesi işlerimizde partnerimiz olan PERI ile başarılı

bir performans ile çalıştık. Betonarme perdeden 670cm

konsollar üzerine oturan, kriş derinlikleri ise 100cm den 300cm

civarında olan döşeme kalınlığı 60cm-100cm arasında değişen

ve zeminden 92m yükseklikte olan su alma yapısı platformumuzu

kısa zamanda tamamladık. İş emniyeti ve sağlığı kuralları

açısından da bizi çok rahatlatan, SB + SKS Tek taraflı payanda

sistemi ve PERIUP rosett fleks iskele ve SLS ağır yük payandaları

ile 1 adet kule vinç ve 2 adet mobil vinç kullanarak bu

başarıyı yakaladık. PERI deneyimi sayesinde, ekiplerimizin de

sistemleri kolay ve güvenli montaj-demontaj yapabilmesi bize

rahat ve süratli çalışma imkanı yarattı. Bu nedenle başarılı bir

projeyi daha gerçekleştirirken bizlere destek olan, proje – süpervizör

desteği ile hizmet sunumunda her zaman öz verili olan partnerimiz PERI ve tüm ekibine

teşekkürlerimizi iletiriz.

Yapı Malzeme Aralık 2017 35


36

Yapı Malzeme Aralık 2017


Çözüm Ortağı

Dev medya grubu yeni lokasyonuna

Doka sistemleri ile kavuşuyor

Dev medya grubu, Tem’deki yeni lokasyonuna kavuşuyor. 58.000 m² alana sahip Medya

Merkezi projesinde; ofisler, matbaa, TV stüdyoları ve otopark alanları bulunuyor. Tüm bu yapıların

hızla tamamlanabilmesi için Doka’nın hız ve güvenliği ile fark yaratan kalıp ve iskele

sistemleri kullanılıyor.

Sayısız projedeki kanıtlanmış mühendislik

tecrübesi ve tedarik hızı ile Doka, Medya

Merkezi projesinde de tercih sebebi haline

geliyor. 270.000 m² döşeme alanına

sahip projenin tüm kalıp ve iskele ihtiyacına

çözüm sunan ve projenin tek tedarikçisi

unvanına sahip olan Doka, projeye

toplamda 105 tır malzeme gönderiyor.

Son zamanların en çok gelişen semtinde

Tem’in hemen yanında hızla inşa edilen

bu büyük projenin 2019 yılında tamamlanması

bekleniyor.

Farklı yükseklilere en ideal çözüm

Farklı boyut ve şekildeki yapılardan oluşan

projenin kalıp ihtiyaçları da farklılık gösteriyor.

Kolon ve perde boyutlarının değişiklik

göstermesine Doka’nın her şekle ve

boyuta adapte edilebilen sistemleri ile çözüm

sağlanıyor. 3-12 metre arası kolonlar

için 400 m² Framax Xlife Kolon Kalıbı ve

1.100 m² Top 50 Kolon Kalıbı temin ediliyor.

Farklı ölçülerle ideal çözümü sunan

Framax Xlife aynı zamanda sahip olduğu

özel Xlife yüzeyi sayesinde plywood değişimi

gerektirmeden 300 döküm yapılabilmesine

olanak sağlıyor. Geniş yüzeyli kalıp

Top 50 ile boyutlandırma işlemi her taze

beton basıncına göre kolayca yapılabildiği

için betonlama hızı istenildiği şekilde

düzenlenebiliyor. Ayrıca yeri değiştirilecek

üniteler, büyük ve optimum boyutlarda olduğundan

vinç ihtiyacını minimum seviyeye

indiriyor.

Projenin perde kalıbı ihtiyacını da karşılayan

Doka, yine farklı ihtiyaçlara ideal çözümü

sunmayı başarıyor. 4-6 metre boylarında

perde dökümleri için 3.200 m² Framax

Xlife Perde Kalıbı tercih edilirken, 6 metreden

yüksek perdelere kurulumu ve montajı

oldukça kolay olan MF240 Tırmanır Kalıp

Sistemi ile çözüm sunuluyor. Tırmanır

Kalıp MF240, entegre yürütme üniteleri

sayesinde vinç kullanımı gerektirmeden

hızlı ve güvenli şekilde kalıp kurulumu ve

sökülümü sağlar. Bu sistemde kalıp ve

tırmanır iskele birbirine bağlıdır ve bütün

ünite olarak vinçle kaldırılıp tek seferde

yeri değiştirilebilir. Her tarafı kapalı, 2,40

m genişliğindeki çalışma platformu sayesinde

de güvenli çalışma ortamı yaratılır.

Yapı Malzeme Aralık 2017 37


Alışveriş Merkezi Projelerinde

TMS Kalıp ve İskele Sistemleri

TMS olarak Dünya’nın dört bir yanında çalışmalarımızı hızla sürdürmeye devam ediyoruz. Körfez

bölgesinde devam etmekte olan alışveriş merkezi projesi de bunlardan bir tanesi. Kalıp ve

iskele sistemleri olarak bütün ihtiyaçlarını karşıladığımız projede; Simpex Kolon ve Perde Kalıbı,

Vinci 70 Kolon Kalıbı, MK-H Masa Kalıbı, temellerde ise Combi kalıbı kullanılmaktadır.

Tuncay Arar / Tms Kalıp ve İskele

Projeden bahsetmek gerekirse , 136,000

m2 arazi üzerine kurulacak ve 3 katlı olacak

alışveriş merkezi toplamda 400 farklı

mağazaya ev sahipliği yapacaktır. Özellikle

Körfez bölgesinin en çok ziyaret edilen

alışveriş merkezi projesinde yer almaktan

gurur ve mutluluk duyuyoruz.

KULLANILAN SİSTEMLER VE

ÖZELLİKLERİ

SIMPEX PERDE VE KOLON KALIPLARI

SIMPEX İLE HIZLI VE ÇOK YÖNLÜ

KALIPLAMA KOLAYLIĞI

TMS SIMPEX Perde ve Kolon Kalıplarının

farklı yükseklik ve kesitlere kolay adapte

edilebilir olması, vinç ile kullanılan sistemler

arasında ayrıcalıklı bir konuma sahip

olmasını sağlamıştır. Sistemi oluşturan

düşey KAUFMANN HT20 plus Ahşap Kirişlerin

ve YK çelik kuşaklarının ara mesafeleri

değiştirilerek yüksek beton basınçlarına

ve beton döküm hızlarına göre sistemi

dizayn etmek mümkündür. Villalar, Konut

Projeleri, Yüksek Yapılar, Endüstriyel İnşaatlar,

Yol Projeleri, Arıtma Tesisleri, Enerji

Projeleri gibi birbirinden çok farklı karak-

38

Yapı Malzeme Aralık 2017


Çözüm Ortağı

terdeki yapı ve inşaatlar SIMPEX sisteminin

esnekliği sayesinde kolayca kalıplanabilir.

Sistem TMS TRK tırmanma iskeleleri

ve şaft platformları ile tırmandırılabildiği

gibi TMS CLIMBEX ® hidrolik tırmanır sisteme

de adapte edilebilmektedir. SIMPEX

sisteminin getireceği kolaylıklar; büyük panoların

deplase edilebilmesi,

• Kamalarla sabitlenen panoların arasından

beton sızmasının önlenir olması,

• Ahşap kiriş, çelik kuşak ve saplama mesafeleri

değiştirilerek istenen dayanımların

elde edilebilmesi.

• Eğri yüzlü perdelerin bile sistemle kalıplanabilir

olması.

VINC’I 70 KOLON KALIBI

VINC’I 70 Kolon Sistemi panoları özel

şekillendirilmiş, burulmaya mukavim yüksek

dayanımlı yassı çelik çerçevelerden

oluşmuş olup enlemeler kutu profillerden

yapılmıştır. VINC’I panolar plastik yüzeyli

plywood WISA® – Form UPM plywood kaplıdır.

Çelik çerçeve profili elemanın istenilen

her çerçeve noktasında bir diğeri ile bağlantısını

temin edecek şekilde tasarlanmıştır.

Pano genişlikleri 75, 90, 105 cm

ve yükseklikleri ise 300, 270, 180, 150,

120 cm olarak seçilmiştir. Bütün panoların

köşeleri massif olup bir yandan çerçeveyi

sağlamlaştırmakta ve diğer yandan

da panonun, bir levye veya inşaat demiri

ile yer değiştirmesini sağlamaktadır.

Kalıp kavraması TAMON panoların düşeyde

bağlantısını sağlar ve çerçevenin

herhangi bir noktasına yerleştirilebilir ve

bir çekiç darbesiyle açılır veya kapatılabilir.

Panolarda açılmış ankraj delikleri

DW15’lik tie‐rod kullanımı için uygun olup

70KN/m2’ye kadar beton basıncını karşılamaktadır.

COMBI HAFİF PANO SİSTEMİ

ÇELİK ÇERÇEVELİ PLYWOOD YÜZEYLİ

PANO SİSTEMİ

COMBI Hafif Pano Sistemi elle kullanılabilir

bir system olmasına rağmen, panolar

bir araya getirilerek vinç kullanımına uygun

büyük panolar halinde deplase edilebilir.

Panolar kolay kullanılabilir, pano kilitleri

ile bir araya getirilmektedir.

Pano kenarlarında her 5 cm’ de bir sırasıyla

yuvarlak ve uzun delikler yer almaktadır.

Böylece panolar olası zemin bozukluklarından

etkilenmeden kolayca bir araya gelir.

COMBI, vinç kullanımının düşünülmediği

villa ve konut projeleri, temel ve istinat

duvarı işlerinde verimliliği artırır.

Sistem TMS Tırmanma Konsolları ve Şaft

Platformları ile uyum içinde tırmandırılabilmektedir.

MKH SİSTEMİ

MKH ELEMANLARI İLE MASA KALIBI, AĞIR

YÜK İSKELESİ ve MERDİVEN KULESİ

OLUŞTURULABİLMEKTEDİR.

MKH Sistemi, Masa Kalıbı olarak kurulduğunda

hızlı devir periyotları sağlarken, müstakil

taşıyıcı kule veya mütemadi döşeme

iskelesi kurumlarında yüksek taşıma kapasitesi

ile yüksek ve ağır döşeme kalıbı ihtiyaçlarına

cevap vermektedir. MKH Sistemi,

ayrıca son derece emniyetli Merdiven Kulesi

sisteminin de ana elemanlarını oluşturmaktadır.

MKH sistem elemanları ile çok farklı

boyutlarda Masa Kalıbı oluşturmak, değişken

döşeme alanlarına ve taşıma kapasitelerine

uygun dizaynlar yapmak mümkündür.

İskele kurumu dilli pimlerle son derece basit

ve hızlı olarak yapılabilmektedir. Değişken

döşeme yüksekliklerine adaptasyonmodül

ilave ve eksiltmeleri ile kolayca yapılabilirken,

işin hızını artırmak için MKH Masa ve

Kuleleri vinç ile deplase edilebilmektedir.

Yapı Malzeme Aralık 2017 39


3S Kale Firuze Konakları

Özler Safetyscaff Güvenlikli İskele Sistemleri

ile güvenle inşaa ediliyor

3S Kale hâlihazırda Avcılar’ da devam eden Firuze Konakları projesi dış cephe işlerinde daha

önce Fenerbahçe’de tamamlanan kentsel dönüşüm projeleri AND Apartmanı, Poyraz Apartmanı

ve Huzur Apartmanı projelerinde olduğu gibi yine ÖZLER markalı Safetyscaff Güvenlikli

Dış Cephe iskelelerini tercih etmiştir.

40

Yapı Malzeme Aralık 2017


Çözüm Ortağı

Cengiz Türe / Proje Müdürü

Sami Server / Şantiye Şefi

Proje Müdürü Sayın Cengiz Türe ile yapılan

görüşmede 3S Kale’nin Firuze Konakları

projesini tanıtırken Projenin 28.050

m2 alan üzerinde inşa edildiği ve farklı

seçeneklerde 523 konut ve 45 adet mağazanın

bulunduğu bir konsepti içerdiğini

belirtmiştir.

Projenin özellikle balkon mimarisi ve 3,50

metre brüt kat yüksekliği ve yere kadar

uzanan pencereleri, ortak kat bahçeleri

ve muhteşem göl manzarası ile bölgede

önemli bir proje olduğunu belirten Sayın

Türe diğer projelerinde olduğu gibi bu proje

de de Tuna Yapı Cephe Sistemleri’ni çözüm

ortağı olarak seçtiklerini belirtmiştir.

Projede Bloklardaki balkonların her iki

katta bir değişkenlik göstermesinden dolayı

tüm cephelerde konsol uygulaması

yapılmış ve her balkonda kombi yerleşimi

yapılacağından özel panolar kullanılarak,

balkon döşemelerine pano ayakları bastırılmamıştır.

Projede tamamlandığında Özler Safetyscaff

markalı 50.000 m2 iskele kullanılması

hedeflenirken projenin kendine özgü

mimarisinden dolayı Özler Kalıp ve İskele

Sistemleri A.Ş. proje çözümlenmesi ve

saha uygulamaları konusunda projeye

önemli bir mühendislik desteği katmıştır.

A Blok kurulumu esnasında montajı gerçekleştiren

İKS İskele Sistemleri A.Ş.

saha ve teknik personelinin de bu projenin

İskele Sistemlerinin oluşturulmasındaki

katkısı Proje Yönetimi tarafından takdir

edilmiştir.

Özler Kalıp ve İskele Sistemleri Safetyscaff

markalı dış cephe güvenlikli iskelesi

ve yaptığı mühendislik desteği, projelendirme,

montaj ve de montaj hizmetleri ile

Firuze Konakları projesinde de diğer tüm

özel kurulum gerektiren projelerdeki gibi

öncelikle sıfır iş kazası hedefine uygun

sağlıklı çalışma ortamları hazırlamış ve

dolayısıyla müşteri memnuniyetini bir kez

daha kazanmıştır.

Yapı Malzeme Aralık 2017 41


Çözüm Ortağı

Kayseri Entegre Sağlık Kampüsü,

sıcak su ihtiyacını DemirDöküm

ile güneşten karşılayacak

Kayseri Entegre Sağlık Kampüsü’nde kullanılan DemirDöküm LYKIA 2,25 solar kolektörleri,

sıcak su üretiminde, doğal gaz kullanımında büyük tasarruf sağlarken, yıllık karbon emisyonunu

182 bin kilo azaltacak.

Enerji verimliliği odaklı çalışmalarıyla dikkat

çeken DemirDöküm, Bozüyük fabrikasında

ürettiği termal güneş kollektörleri

ile yenilenebilir enerji kullanımını desteklemeye

devam ediyor. Üstün teknolojiye

sahip ürünleriyle Türkiye’de ve dünyanın

50 ülkesindeki yüzbinlerce aileye ve kuruma

ısıl konforu sunan DemirDöküm, Kayseri

Entegre Sağlık Kampüsü Termal Solar

Sistem projesini tamamladı.

DOĞALGAZ TÜKETİMİNDE YILLIK

71 BİN METREKÜP TASARRUF

SAĞLAYACAK

YDA Group tarafından Kamu Özel İşbirliği

(PPP-Public Private Partnership) modeliyle

hayata geçirilen, Türkiye’nin ilk Entegre

Sağlık Kampüs Projesi olan Kayseri Entegre

Sağlık Kampüsü’nde kullanılan DemirDöküm’ün

LYKIA 2,25 Termal Solar

Kollektörleri ile sıcak suyun üretilmesi için

harcanacak enerjinin %69,4’ü güneşten

alınan enerji ile karşılanacak. Kampüse,

doğalgazdan yıllık 71 bin 532 metreküp

oranında tasarruf sağlatacak proje, aynı

zamanda karbon emisyonunu da 182 bin

914 kilogram azaltılacak.

Sıcak su ihtiyacının karşılanması için güneş

ışığını %95 oranında absorbe ederek

hava sıcaklığı ne olursa olsun maksimum

seviyede güneş ışığını enerjiye dönüştürmek

üzere tasarlanarak hizmet vermek

için kurulan sistem, merkezi kazan sistemi

ile entegre edilerek hastane konforunun

en üst seviyede olacak şekilde hibrit

çalışması sağlandı.

DemirDöküm Yönetim Kurulu Üyesi Erdem

Ertuna hayata geçirilen projeyle ilgili olarak

şunları kaydetti;

“Sonsuz, sınırsız, yenilenebilir, temiz ve

aynı zaman ücretsiz bir enerji kaynağı olan

güneşten, hedeflenen ısıl konforu şartlarının

oluşturulması için DemirDöküm olarak

6 yıl önce 1 milyon 390 bin Euro yatırım ile

Termal Solar Kollektör üretimine başladık.

DemirDöküm Ar-Ge mühendislerince geliştirilen

solar kollektörlerimiz sıcak suyun

dışında; biyogaz tesislerinde, şişe, yün,

iplik yıkama prosesleri için sıcak suya ihtiyaç

duyan fabrikalarda da kullanılabiliyor.

Şirket olarak bu alana yatırım yapmaya

devam ediyoruz. Sistemlerimiz ile 2023

yılında ortaya çıkacak enerji ihtiyacının en

az %30’unu solar enerji projeleri ile yenilenebilir

enerji kaynaklarından elde etmeyi

amaçlayan ülkemizin hedeflerine katkı

sağlamayı istiyoruz.

En yeni teknolojiyle donatılan ve Türkiye’nin

ilk Entegre Sağlık Kampüsü Projesi’nde

yer almaktan gurur duyuyoruz.

Projede emeği geçen tüm iş ortaklarımıza

teşekkür ederiz. Kampüsün başta Kayseri

olmak üzere çevre illere hayırlı olmasını

dileriz.”

42

Yapı Malzeme Aralık 2017


Rönesans

Küçükyalı Hilltown Avm Projesinde

Layher’i tercih etti

Gayrimenkul sektörünün en büyük

yatırımcılardan Rönesans Gayrimenkul

Yatırım’ın, 250 milyon dolar

yatırım değeriyle Küçükyalı’da

hayata geçirdiği Rönesans Teknik

‘in yüklenicisi olduğu

HILLTOWN AVM 27 Ekim

‘de kapılarını misafirlerine

açarak bölgeye yeni bir

soluk kazandırdı.

Modern mimari anlayışıyla tasarlanmış

projenin zorlu ve kompleks betonarme

ve çelik yapılara sahip olması ve yüklenici

firmanın iş güvenliği konusunda tavize

yer vermemesi, nitelikli çalışma iskelesi

ve geniş aksesuar ihtiyacını beraberinde

getirdi.

Projenin iskele servis sağlayıcısı Layher’in

partneri MOD İskele ‘nin şantiye şefi Samet

Çelik ile yaptığımız röportajın detaylarını

onun ağzından sizinle paylaşmak

istiyoruz. Öncelikle sizin huzurunuzda Layher’in

tüm çalışanlarına MOD İskele olarak

teşekkür etmek istiyoruz. Satış, teknik

ve lojistik ekibine kadar her projede olduğu

gibi bu projede de bize sonsuz destek

sağlayarak istediğimiz her an şantiyemizde

olup bizimle bir takım gibi çalıştılar.

Mühendisinden, süpervizörüne kadar

cumartesi pazar fark etmeksizin çalışan

ekibiyle, müşterimizin anlık taleplerine

hem malzeme anlamında hem de iskele

mühendisliği anlamında çok iyi cevap verdiğimizi

düşünüyorum.

44

Yapı Malzeme Aralık 2017


Çözüm Ortağı

Aynı şekilde, Hilltown AVM cephelerin oldukça

hareketli olması nedeniyle birçok

özellikli iskele kurulumu yaptık, tabi burada

da Layher’in aksesuar zenginliğinin

ciddi avantajını gördük.

Layher’in partner tipi çalışma modelinin

tüm faydasını bu projede fazlasıyla tecrübe

ettiğimizi düşünüyorum. Bildiğiniz

üzere, normalde müşterilerimiz malzemeyi

üreticiden, işçiliği ise ayrıca dışarıdan

başlangıcında yönetim tarafından öngörülmüştü.

Bu anlamda, Küçükyalı projesi, tek

bir firma üzerinden (projelendirme, malzeme

kiralama, kurma & sökme işlerini aynı

anda) anahtar teslim iskele çözümü anlamında

örnek bir yere sahip oldu. Burada

Mod İskele, Layher’in malzeme zenginliği,

süpervizörlük ve eğitim desteğini direkt

olarak sahada Rönesans’a sunmuş oldu.

Mod İskele olarak, bizler bu projede Rönesans

Teknik saha ekibiyle çok yakın

çalıştık. Her cephe alanını yapısı ve sahanın

talebine göre ayrı ayrı tasarladık. İşin

planlaması anlamında sayısız toplantılar

görüşmeler gerçekleştirdik.

Mod İskele olarak bizler bu projede bulundurduğumuz

~25bin metrekare malzeme

ile (295 ton) geçtiğimiz 15 aylık süreçte

toplamda yaklaşık 85bin metrekare alana

iskele kurulum ve söküm hizmetinde bulunduk.

Proje kapsamında sadece şantiyede

toplam yaklaşık 37bin saat mesai harcadık.

Sadece cephe müteahhidi olarak

girdiğimiz bu projede ilave olarak, galeri

boşlukları, merdiven boşlukları, asansör

ve şaft boşluklarına (toplamda 20bin metreküp)

iskeleler kurarak, diğer firma çalışanların

güvenlikli erişim alanları sunduk.

Yüksek güvenlikli Layher Şimşek® (cephe)

İskele, cephe çalışmaları yaparken

karşılaştığımız zorluklara bir çok tamamlayıcı

aksesuarı ile farklı çözümler sundu.

Cephe giydirmelerinin geniş olduğu durumlarda

farklı ebatlarda konsol uygulamaları

yaptık. 12-13 m ye varan açıklıkları

farklı ebatlardaki alüminyum kafes uygulamaları

ile geçtik. Çalışanların iskeleden

kaynaklı giriş çıkış yapamama durumlarına

ve inşaat malzemelerinin taşınmasındaki

problemli durumlara bu makaslar ile

çözüm ürettik.

Layher Şimşek ®(cephe) iskele , Layher

Allround® (flanşlı) İskele ve aksesuarlarının

kusursuz uyumu, iç kısımlarda bulunan

asansör, merdiven ve galeri boşluklarında

kurduğumuz çalışma iskelelerinin

kurulum sürelerini, montaj kolaylığı ve

ürünlerinin hafifliği ile minimuma indirerek

projeye hem hız hem de işçilik maliyeti anlamında

büyük katkı sağladı. Tabi bu aynı

şekilde müşterimiz olan Rönesans Teknik

‘in maliyetlerine de yansımış oldu. Kapsamımızda

yer alan tüm iskele işlerinin

projelendirme, kiralama, kurma & sökme

işlerini anahtar teslim yaparak inşaat endüstrisinde

de profesyonel iskele servisi

anlayışının olabileceğini bir önceki Rönesans

İzmir Optimum AVM projesinde olduğu

gibi, bu projede de bir kez daha göstermiş

olmamızın haklı gururunu yaşıyoruz.

farklı bir taşerona vererek operasyonlarını

sürdürüyorlar. Bu gibi hareketli ve özellikli

kurulumların, ve bir çok farklı noktada

anlık çözümlerin istendiği bir şantiye sahasında,

malzeme ve işçiliğin ayrı firmalar

tarafından sağlanmasının ciddi verimsizlik

yaratacağı ve iş kaybı yaratacağı proje

Yapı Malzeme Aralık 2017 45


Çözüm Ortağı

Sağlık Üssü’nün yalıtımı

Bonus Membran’dan

1 milyon 400 bin metrekarelik alana inşa edilen Dünyanın en büyük hastane projelerinden

Ankara Etlik Entegre Sağlık Kampüsü’nün su yalıtımı ihtiyacı Bonus|Focus Membran

ile karşılandı. ‘Sağlık Üssü’ olarak nitelendirilen dev projenin çatı ve teras gibi kritik

detaylarının su yalıtımı, Türkiye’nin prestijli projelerinin tercihi Bonus|Focus Membran

tarafından sağlandı.

Sektörde 10. Yılını dolduran ve bu süre içerisinde

çok sayıda prestijli projenin tercihi

olan Bonus Membran, Dünyanın en büyük

hastane projelerinden biri olarak nitelendirilen

Ankara Etlik Entegre Sağlık Kampüsü’nün

de tercihi oldu. Sağlık Bakanlığı

Kamu Özel Ortaklığı Daire Başkanlığı önderliğinde

Astaldi SPA ve Türkerler Holding iş

ortaklığı tarafından - yapılan Etlik Entegre

Sağlık Kampüsü projesinin çatı ve teras

gibi kritik detaylarının su yalıtımı ihtiyacı için

50.000 m2’yi aşan miktarda Bonus Membran

Premium serisi kullanıldı. Bünyesinde

yer alacak kalp damar hastalıkları, ortopedi

ve nörolojik bilimler, onkoloji, kadın doğum,

çocuk, rehabilitasyon, psikiyatri ve yüksek

güvenlikli adli psikiyatri gibi 9 dal hastanesi

ve 3.566 yatak kapasitesi ile dünyanın

en büyük hastane projelerinden olan Etlik

Entegre Sağlık Kampüsü içerisinde aynı zamanda

Sağlık Bilimleri Üniversitesi, kongre

merkezleri ve ticari alanlar, Yüksek Teknoloji

Merkezi ve Ar-Ge Merkezi de yer alacak.

Prestijli Projelerin Çözüm Ortağı : Bonus

Membran

Yalıtım sektöründe lider markaların üreticisi

Eryap Grup’un su yalıtımındaki iddialı

markası Bonus Membran yapıları 10 yıldır

suyun zararlı etkilerinden koruyor. Bonus

Membran yapıların dayanıklılığını azaltıp

ömrünü kısaltan su tehdidini ortadan kaldırırken

daha sağlıklı, güvenli ve konforlu

alanlar sağlayarak yapıların ömrünü uzatıyor.

Plus, Platin ve Premium ve Pro olmak

üzere 4 ayrı seride üretilen Bonus Membran,

içerisinde yapısını güçlendirici çok farklı

polimerler içeriyor. Etlik Entegre Sağlık

Kampüsü’nde tercih edilen, -20˚C’a dayanımı

ile öne çıkan Bonus Membran Premium

serisi, SBS (stiren bütadien stiren) polimer

katkılı modifiye bitümden yüksek teknoloji

ile üretilmekte olup, formülündeki özel polimer

karışımı ve polyester/cam tülü taşıyıcılar

sayesinde çok düşük sıcaklıklarda dahi

esnek kalabiliyor ve bükülme değerlerinin

avantajlarını yapı ömrü boyunca koruyor.

Bonus Membran Premium serisi yapısı itibari

ile yüksek esneme yapan, titreşen ve

genleşen çatılar için ideal yalıtım sağlıyor.

46

Yapı Malzeme Aralık 2017


Hasan Önder / Daikin Türkiye CEO’su

İklimlendirme devi Daikin

200 bayisiyle Türkiye’yi ısıtacak

Tüm dünyada kaliteli ve yüksek teknolojiye sahip iklimlendirme çözümleriyle tanınan

Daikin, soğutmadaki iddiasını ısıtma alanında da sürdürüyor. Bu yıl kendi markasını

taşıyan ilk yoğuşmalı kombiyi ‘segmentinin en küçük hacimli cihazı’ olarak piyasaya sunan

Daikin, geniş ısıtma ürün gamını yıl sonuna kadar 200 bayisi ile kullanıcılarına ulaştırmayı

İklimlendirme sektörünün öncü firması

Daikin, soğutma grubu ürünlerindeki iddiasını

ısıtma alanında da pekiştiriyor. Geçtiğimiz

Eylül ayında Daikin markasını taşıyan

ilk kombisini piyasaya sunan Japonya

merkezli şirket, bayilerini de yeniden yapılandırıyor.

Bir yandan ısıtma alanında

faaliyet gösteren yeni bayileri bünyesine

katarken, mevcut soğutma bayilerinin

40’ında ısıtma ürünlerini tüketiciyle buluşturmaya

başlayan Daikin, ısıtmada yıl

sonuna kadar ısıtma ürünlerinde uzman

200 bayiden oluşan bir dağıtım kanalına

ulaşmayı hedefliyor.

Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, ısıtma

alanında uzun süredir devam eden

çalışmaların 2017 yılı itibariyle hayata geçirildiğini

belirtirken, “Daikin, 2008 yılında

Almanya’da Rotex’i, 2011 yılında Türkiye’de

Airfel’i bünyesine katarak çok güçlü

bir ısıtma know-how’ının da sahibi oldu.

Şimdi bu bilgi ve deneyimi kullanarak

kendimizi ısıtmanın da en büyük markası

olacak şekilde konumladık. Hedefimiz, üç

yıl içinde bu alanda da liderlik bayrağını

almak” diye konuştu. Bu hedef doğrultusunda

Daikin Türkiye’nin büyük bir görev

üstlendiğini vurgulayan Önder, şunları söyledi:

“Kısa bir süre önce tanıttığımız Daikin

Kombi ile bunun ilk somut adımını attık.

Daikin Avrupa Tasarım Merkezi EDC ve

Türkiye’deki Ar-Ge mühendislerinin 3 yıllık

çalışması sonucunda tüketicilerle buluşturduğumuz

Daikin Premix Tam Yoğuşmalı

Kombi’yi Türkiye pazarı ile eş zamanlı olarak

Avrupa pazarında da piyasaya sunduk.

Daikin Kombi, halen Türkiye’nin yanı sıra

Almanya, İtalya ve İngiltere pazarlarında

tüketicilerle buluşuyor. 2018 yılı içerisinde

diğer Avrupa ülkelerinde de satışa sunmayı

planlıyoruz.”

ISITMANIN PAYI ARTIYOR

Isıtma alanında yaptıkları yatırımların

sonuçlarını şimdiden almaya başladıklarını

da açıklayan Önder, sözlerine şöyle

devam etti: “Daikin’in geçen yıl 1 milyar

lira olan cirosunun 200 milyonu ısıtma

ürünlerinden oluşuyordu. Bu yüzde 20’lik

oranın 2020 yılına kadar yüzde 30’a çıkmasını

öngörüyoruz. 2017 yılına yüzde 20

büyüme hedefi ile başlamıştık. Daha ilk

8 ayda bu hedefi geçerek yüzde 25 büyümeyi

yakaladık. Buradaki yüzde 5‘lik fark

da ısıtma ürünlerinden geldi. Soğutmada

olduğu gibi ısıtmada da çok iddialıyız. Daikin

Kombi ile inovasyon ve teknolojisi ile

48

Yapı Malzeme Aralık 2017


Sektörel

tanınan bir markaya yakışacak bir cihaz

geliştirdik ve tam da bu nedenle ‘Isıtmayı

yeniden tasarladık’ diyebiliyoruz. Bu ilk

adımdı, devamı gelecek. Daikin’in ısıtmadaki

Ar-Ge üssü Türkiye olacak.”

PAZARDA DÖNÜŞÜM BAŞLAYACAK

Bu arada Türkiye’de ısıtma sektöründe

önemli bir değişim yaşanacağına da dikkat

çeken Önder, halen yüzde 64’ü yoğuşmasız

kombilerden oluşan kombi pazarında,

Nisan 2018 itibariyle yoğuşmalı

kombi zorunluluğunun devreye gireceğini

hatırlattı. Böylece pazarın yüksek verimliliğe

sahip yoğuşmalı kombiler ile yeniden

şekilleneceğini dile getiren Önder, şöyle

konuştu: “Türkiye’de 13 milyon doğalgaz

abonesi var. Sayıları giderek artan bilinçli

tüketici, tercihini artık teknoloji, güvenlik

ve yüksek verim sunan cihazlardan yana

yapıyor. Yasal mevzuatın da değişmesi

ile birlikte kombi pazarında büyük bir dönüşüm

başlayacak. Biz de bu talebi karşılayacak

şekilde yapılanarak, hem kombi

pazarının gelişimine öncülük etmeyi hem

de liderliği hedefliyoruz. Bunun yanı sıra

odaklandığımız alanlardan biri de duvar

tipi kazanlar. Ayrıca pazar lideri olduğumuz

ısı pompasında da hibrit ve multi

hibrit cihazlarla sektörün öncüsü olmaya

devam edeceğiz.”

BAYİLER YENİ DÖNEME HAZIR

Daikin Türkiye Isıtma Departman Müdürü

Umut Ertür ise, devam eden yeniden yapılanma

çalışmalarına ilişkin şu bilgileri

verdi: “Bayilerimize yönelik yeniden yapılanma

çalışmamız 3 aşamadan oluşuyor.

İlk aşama; ana işi ısıtma sistemleri olan

firmaların bünyemize katılması. Hedefimiz,

2017 yılı sonuna kadar 100 ısıtma

bayisini Daikin bünyesine katmak. Şu ana

kadar bu bayilerin 75’inin showroom çalışmasını

bitirdik. Bölgesel olarak çok güçlü

bir dağıtım kanalımız var. Türkiye’nin 7

bölgesinde 10 distribütör ile çalışmalarımızı

sürdürüyoruz. İkinci aşamada Daikin

Ailesi’nde yer alan 187 adet soğutma

bayimizi bu yeniden yapılanmaya adapte

edeceğiz. Şu anda bu bayilerin 40’ı ısıtma

ürünlerimizle tüketiciye hizmet verebilir

durumda. Üçüncü aşamada ise; Kadın Girişimci

Programımız ile bünyemize katılan

Sakura bayilerimizin de ısıtma ağımıza katılımı

gerçekleşecek. Hedefimiz yıl sonuna

kadar Türkiye genelinde Daikin ısıtma

ürünlerinin satışını yapan 200 Daikin ısıtma

bayi sayısına ulaşmak. Çalışmalarımız

2018 yılında da devam edecek.”

Eylül ayında lansmanı yapılan Daikin Premix

Tam Yoğuşmalı Kombi, segmentinin

“en küçük hacimli yoğuşmalı kombisi”

olma özelliğini taşıyor. Eni 40 cm, boyu 59

cm, derinliği 25,5 cm, ağırlığı ise sadece

27 kg. olan Daikin Kombi, aynı zamanda

39 desibellik çalışma sesiyle, piyasadaki

en sessiz kombiler arasında yer alıyor.

Daikin, Türkiye’de kendi markasını taşıyan

kombisinin yanı sıra Airfel markalı kombi,

kazan, şofben ve radyatörler ile Daikin Altherma

grubu ısı pompalarını, Hoval marka

kazanları ve Daylux markalı kazan ve kombileri

de tüketicilerle buluşturuyor.

Yapı Malzeme Aralık 2017 49


GROHE’nin, evlerdeki su

içme ihtiyacı en iyi şekilde

karşılayan ödüllü su sistemi

Blue Home, düzenlenen su

tadım etkinliği ileTürkiye’de

profesyonellere ve tüketicilere

tanıtıldı.

Su dağıtıcılarına telefon etmek, su getirmelerini

beklemek, beklerken susuz kalmak, gelen

ağır su damacanalarını taşımak, plastik şişeler

çevreyi kirletmesin diye boş şişeleri geri

dönüşüme atmak artık sona eriyor. İsteğinize

göre filtrelenmiş ve soğutulmuş su ile beraber

orta sodalı veya sodalı suyu doğrudan

mutfak bataryasından almayı sağlayan, mutfakta

bir devrim yaratan GROHE’nin modern

filtrelenmiş su sistemi GROHE Blue Home,

Türkiye’de de tüketicilere ve profesyonellere

tanıtıldı. Şişelenmiş içme suyu tüketen ailelerin

içme suyu faturalarından yüzde 60 oranında

tasarruf etmelerine ve tüketicilerin karbon

ayak izine de katkı yapan sistem,Göttingen

Üniversitesi tarafından yürütülen araştırmaya

göre ayak izinin şişe suyuna oranla yaklaşık

yüzde 61 oranında azaltılmasını sağlıyor.

GROHE Blue Home’un Türkiye’de piyasaya

sürülmesi dolayısıyla düzenlenen su tadım

etkinliğinde konuşan GROHE Türkiye Başkan

Yardımcısı Serhat Sabaz, GROHE Blue Home

filtrelenmiş su sağlayan sisteminin içme

suyu harcamalarını çok azaltacağına dikkat

çekerek,” Kendi adıma söylersem, soğuk

bir bardak su içmek için mutfak musluğunu

kullanmayalı çok oldu, eminim sizler için de

öyledir. Bunun verdiği rahatlığı ve konforu

unutmuşuz. GROHE Blue Home sayesinde bu

keyfi yeniden hatırlayacağız.Biz GROHE Türkiye

olarak, GROHE Blue Home su sisteminin

hem yeni projelerde hem de genel olarak

tüketiciler açısından Türkiye’de tercih edileceğine

ve unuttuğumuz çeşmeden su içme

keyfini geri getireceğine inanıyoruz.”.dedi.

Şebeke suyunu filtrelenmiş

içme suyuna çeviren,

“GROHE Blue Home”

Türkiye’de

Hem su hem soda

Şişelenmemiş suyun doğrudan mutfak bataryasından

elde edilmesine olanak veren

GROHE Blue Home filtrlenmiş su sistemi, bir

mutfak bataryası, entegre filtre ve CO2tüpü

entegre edilen bir soğutucudan oluşuyor. Tek

bir düğmeye dokunularak, mükemmel içme

sıcaklığına kadar soğutulmuş, lezzetli filtrelenmiş

su, orta sodalı su ve sodalı su olmak

üzere üç farklı tipte su tedarik ediyor.

Her mutfakta yeri hazır

Evin içme suyu harcamalarından tasarruf sağlayan,

büyük damacanalara ve yedeklerine

mutfakta ya da balkonda yer bulma derdine

son veren GROHE Blue Home içme suyu sistemi,

çok kısa bir sürede en küçük mutfaklara

bile kolayca yerleştirilebiliyor. Kompakt

bir tasarıma sahip olan GROHE Blue Home’

yerleştirmek için 30 cm genişliğinde bir mut-

50

Yapı Malzeme Aralık 2017


Sektörel

fak dolabı yeterli. Dakikalar içinde kolayca

monte edilebilen sistem, zarif tasarımı,

krom ve çelik seçenekleri ile her mutfağa

uyum sağlayabiliyor.

Faturaları yüzde 60 oranında karbon

salınımlarını ise yüzde 61 oranında

azaltıyor

Gezegenimizin yavaşça plastik içinde

boğulduğu göz önünde bulundurulduğunda,

GROHE Blue Home, çevre korumaya

çok önemli bir katkıda bulunuyor. Ayrıca

tek bir litre şişelenmiş maden suyu üretmek

için toplamda yedi litre su gerektiği,

üretim sırasındaki enerji maliyetleri ve

salınan CO2dikkate alındığında çevreye

katkısı katlanarak artıyor. Evdeki içme

suyu kaynağı GROHE Blue Home, en sürdürülebilir

ve en yüksek kaynak tasarrufu

ile öne çıkıyor. Her bir litre GROHE Blue

suyu için ihtiyaç duyduğunuz tek şey sadece

yine bir litre su. GROHE su sistemi

Göttingen Üniversitesi tarafından yürütülen

araştırmaya göre CO2salımlarını da

%60’ın üzerinde düşürüyor. Bu çerçevede

bakıldığında GROHE Blue Home, sağladığı

pek çok faydanın sonucunda gelecekteki

içme suyumuzu da güvence altına alıyor.

Mutfakta yılın inovasyonu ödülü

GROHE Blue Home bütün bu özellikleriyle

pek çok ödülün de sahibi. 2017 yılında

Green Good Design Ödülünü, yenilikçi ve

son derece fonksiyonel özellikleriyle “mutfak

lavabo ve bataryaları” kategorisinde

en iyi skorları elde ederek. İconic Ödüllerde

“En İyinin İyisi Altın Ödülü”nü elde etti.

Ayrıca LifeCare girişimi tarafından 11’incisi

düzenlenen Mutfakta Yılın İnovasyonu

(KitchenInnovation of the Year) ödülünün

de sahibi oldu.

Yapı Malzeme Aralık 2017 51


“Binalarda ısıtma, soğutma ve akıllı

enerji akışının kontrolüne yönelik

ekipmanlar ve sistemler üretiyoruz.”

Şehirlerde sürdürülebilir kaliteli bir yaşam için hem mevcut olan her potansiyeli enerjiye

çevirmeli, hem de dekarbonize yakıtlar ile karbondioksit salınımını minimize etmeliyiz. Bu iki

faydayı bir arada sunan tek çözüm; ‘bölgesel ısıtmadır.’

Yapmış oldukları işi bir tutku haline dönüştürmüş

ve bu duyguyu “Geleceği tasarlıyoruz.

İtibar ve sonuçlar üzerine sınırlarımızı

tutkuyla zorluyoruz.” sözleriyle ilan etmiş

olan Danfoss, faaliyet alanlarını tamamen

sürdürülebilir sonuçlar üzerine kurgulamış

durumda. Danfoss Türkiye, Ortadoğu Ve Afrika

(TMA) Bölge Başkanı Levent Taşkın ile

genel bir ifadeyle ‘Sürdürülebilirlik’ ve ‘Akıllı

Şehirler’ üzerine konuştuk. Sayın Taşkın’ın

konuya olan hakimiyeti ve popüleriteden

uzak tamamen bilimsel ve gerçekçi yaklaşımları

bizleri geleceğe dair umutlandırdı.

Kendilerine bizlere vakit ayırdıkları için teşekkür

ediyor, ülkemiz için elzem olan bu konulardaki

çalışmalarında başarılar diliyoruz.

Enerjiye olan bağımlılığın her

geçen gün katlanarak artması,

çarpık yapılaşma, göç ve benzeri

toplumsal hareketlilikleri de hesaba

kattığımızda yakın dönemde bizleri

nasıl bir tablo bekliyor?

Düşük karbonlu bir geleceğin enerji verimliliğine

ve yenilenebilir enerji kaynaklarına

bağlı olduğu günümüz dünyası artık akıllı

enerji teknolojisini ve akıllı enerji sistemlerini

gerekli kılıyor. Ama sadece akıllı bir

şebekeye değil birleşik, esnek ve geleceğin

akıllı enerji sistemlerine ihtiyaç duyuyoruz.

Düşük karbonlu geleceğe giden yol, yalnızca

ne kadar rüzgâr veya güneş enerjisi üretebileceğimizle

değil, ne kadar rüzgâr veya

güneş enerjisi kullanabileceğimizle ilgilidir.

Bu nedenle, merkezi enerji gibi ısı depolamasına

izin veren ve binaları depolama kapasitesi

olarak entegre eden enerji sistemleri

kilit öneme sahip. Yenilenebilir enerji

oranı yüksek olduğunda, enerji sisteminin

esnek olması çok önemlidir, aksi takdirde

daha fazla yenilenebilir enerji eklemenin

önemi azalacak ve çözüm muhtemelen etkisini

yitirecek. Bu durumda “bölgesel enerji”,

gereken esnekliği sağlayabilir.

Elektriği, ısıtmayı ve soğutmayı, talep ve

arzı birleştirerek sistem piklerini öngörmek

ve dengelemek amacıyla büyük veriden yararlanmak

ve tüketicileri üreten tüketici haline

getirmek, verimliliği çarpıcı biçimde artıracak.

Bunun için daha önce görülmemiş

bir boyutta iş birliğine ihtiyaç duyulacak.

Bütün bu teknolojiler hali hazırda mevcut

ancak genellikle silo tarzında kullanılmaktadır.

Bu konuda iş birliğinin getirdiği muazzam

sinerji, geleceğin akıllı enerji sistemin

ortaya çıkaracak. Artan nüfus ve enerji ihtiyacı,

daha çok enerji üretmekten ziyade,

akıllı sistemler ile nasıl daha fazla enerji

tasarrufu yapılacağını ön plana çıkaracak.

Bunun için bölgesel ısıtma ve soğutma

sistemleri, yenilenebilir enerjilerin mevcut

sistemlerle daha fazla entegrasyonu ve

tüm bu enerji sistemindeki akışın verimli

yönetim sistemleri, gelecekteki en önemli

konular olacaktır.

Sempozyumlarda ortaya konulan

çözümler, ülkemiz özelinde plansız

hızlı kentleşme göz önüne alındığında

sizce uygulanabilir çözümler mi? Bu

birbirini derinden etkileyen sorunların

tamamını ele alırsak ilk olarak

nereden başlamalıyız?

İlk olarak, yenilenebilir enerji kaynaklarının

kullanımının teşvik edilmesi Türkiye’de geç

kalınmış ama doğru bir karar. Doğalgaz kullanımından

önce bu yapılsaydı bugün %20

-30 daha az doğalgaz ithal eder durumda

52

Yapı Malzeme Aralık 2017


Sektörel

olacaktık. Teşvik ve özendirme bu şekilde

devam ederse ülke ekonomisine büyük

tasarruf olarak katkıda bulunulacak. Diğer

taraftan jeotermali enerji kullanımı ve atık

ısı konuları çok önemli hale geldi. Enerji Bakanlığı’nın

strateji belgesinde önümüzdeki

birkaç yıl içerisinde bölgesel ısıtma ve bölgesel

soğutma sistemlerine dönük doğru

alınmış kararlar olması bu anlamda güzel

bir gelişme.

Ülkemizde 40 ila 50 milyon kadar eski bina

var. Maalesef bu binaların çoğu, enerji verimliliği

ve bina enerji performans yönetmeliğine

uymayan koşullara sahip. Bugünkü

teknolojilerle, ürünlerle ve kontrol sistemleriyle

bu binalarda %40 enerji tasarrufu

elde etmek mümkün. Endüstriyel tesislerde

yapılacak iyileştirmelerle %30 ila %50 arasında

enerji tasarrufu elde etmek bugünkü

ürünlerle mümkün. Bunun için teşvik, özendirici

yönetmelikler, bilgi, eğitimli denetimciler

ve istikrarlı bir politika gereklidir.

Biz de uzmanlığımızı ve tecrübemizi kullanarak

bu alandaki uygulamaların artmasını

sağlamaya çalışacağız. Danfoss enerji

verimli ürünler ve sistemler üreten, daha

önemlisi; binalarda ve endüstride enerjinin

akışını kontrol eden ekipmanlar üreten bir

firma. Dolayısıyla enerjinin yenilenebilir kaynaklardan

veya karbon temelli yakıtlardan

elde edilmesi bizim için çok fark etmiyor.

Çünkü biz enerjiyi yönetiyoruz. Ama yenilenebilir

kaynaktan gelen enerjiyi kullanacaksak

içerideki bütün sistemlerin de ona

uygun sistemler olması gerekiyor. O zaman

verimlilik daha fazla artıyor. Yenilenebilir

enerjiyi düşük verimli bir cihaza bağlayamazsınız.

Ya yoğuşmalı cihaza ya da otomatik

kontrol sistemi olan bir mekanizmaya

bağlayacaksınız. Dolayısıyla sistem verimliliği,

bina enerji verimliliği ve ülkeye iletilen

kazanç artıyor. Bu da temelde bizim işimiz.

Yaşanabilir Şehirler ve Enerji

Verimliliği konusunda net

hedeflerinizden biraz bahseder

misiniz?

İlk olarak Soma Kömür Santrali’ni bölgesel

ısıtma anlamında kullandık ve Soma’da 10

bin konutu atık ısıyı kullanarak %60 daha

ucuza ısıttık. Teknopark İstanbul’un birinci

etabının bölgesel ısıtma projesinde bina

altı DSE enerji istasyonu yaptık. Bazı belediyelerle

görüştük. Arkadaşlarımızla şehirleri

analiz ettik. Jeotermal olan, ağır sanayi

olan, atık ısının şehri ısıtabilme potansiyeli

olan yerlerde doğalgazın şehrin ısıtmasındaki

payının azalacağını görüyoruz. Bazı belediye

başkanları buna sıcak baktı. Onları

Danimarka’ya götürdük, bu tip uygulamaları

gösterdik. Dolayısıyla bir yandan yerel

yönetimleri diğer yandan bakanlığı düşündürüyoruz.

Birkaç şehirde örnek projeler

geliştirerek ve verimliliğini göstererek ülke

ekonomisine büyük kazanımlar katabileceğimizi

düşünüyoruz.

Daha önce de belirttiğim gibi, sadece ülkemizdeki

eski binaların radyatörlü sistemlerinde

termostatik radyatör vanası

kullanılırsa yaklaşık 2 milyar dolar tasarruf

edilebilir, ki bu sadece bir ürün ile mümkün.

Bu tasarrufla eğitimden alt yapıya,

sağlıktan üretime birçok alanda yeni yatırımlar

ülkemize her yıl kazandırılabilir. Ayrıca

binalarda enerji santrallerinin, üretim

tesislerinin ve hatta süpermarketlerin atık

enerjilerinin bölgesel ısıtma sistemleriyle

şehirlerde kullanılmasıyla milyarlarca dolar

ilave tasarruf imkanı bulunuyor. Yani %30

ila 50 arasında enerji tasarruf edilebilir. Şehirlerde

sürdürülebilir kaliteli bir yaşam için

hem mevcut olan her potansiyeli enerjiye

çevirmeli, hem de dekarbonize yakıtlar ile

karbondioksit salınımını minimize etmeliyiz.

Bu iki faydayı bir arada sunan tek çözüm

bölgesel ısıtmadır. Bölgesel ısıtma ile şehirlerde

var olan sanayiden veya enerji üretim

tesisinden, ya da jeotermal kaynaktan

boşuna havaya atılan atık ısıları kullanarak,

o şehri ısıtmanız ve o şehrin sıcak su ihtiyacını

karşılamanız mümkündür. Böylece bedava

atık ısının enerjisi kullanılırken, daha

önce orada binaları ısıtmak için kullanılan

doğalgazı veya kömürü kullanmayarak hem

tasarruf edilir hem de karbondioksit salınımının

azaltılması sağlanır.

Levent Taşkın

Danfoss Türkiye, Ortadoğu ve

Afrika (TMA) Bölge Başkanı

“Düşük karbonlu geleceğe giden yol, yalnızca ne kadar

rüzgâr veya güneş enerjisi üretebileceğimizle değil,

ne kadar rüzgâr veya güneş enerjisi

kullanabileceğimizle ilgilidir.”

Bu tür makro ölçekteki çalışmalar

ve çözümler karşısında ilgili

kurumlardan istediğiniz tepkiyi

alabiliyor musunuz?

Türkiye bir inşaat ülkesi… Gelecek için

yapılan yapılarda şu anda boşa sarf edilen

enerjilerin şimdiden düşünülüp ülkeye

kazandırılması önemli. Çünkü enerjinin

%70’ini ithal ediyoruz. Bu %70’in %40’ı binalarda

kullanılıyor ve bu %40’ın %30’unu

da tasarruf edebilme olanağımız bulunuyor.

Ülkede büyük bir potansiyel var. Enerji

kaynaklarını üretip satabilen bir ülke konumunda

değilken neden bu kadar bol enerji

harcayalım?

Ülke olarak bu konuları daha fazla dikkate

alıyor olmamız, bunun için de ilgili bazı

bakanlıkların birlikte çalışması gerekiyor.

Enerji Bakanlığı enerji verimliliği konusuyla

ilgileniyor; temennimiz, Çevre ve Şehircilik

Bakanlığı’nın da bu çalışmalara dahil olması

ve teşvik sistemi konusunda da Maliye

Bakanlığı’nın bu sistemde yer almasıdır.

Enerji Bakanlığı bölgesel ısıtma çözümleri,

ısı pompaları ve yenilenebilir enerjiler üzerinde

daha kalıcı ve uygulanabilir çözümler

üzerinde çalışıyor. Umuyoruz bugün tüm

Dünya’da uygulanan ve ülke ekonomisine

büyük kazanç sağlayan bu çözümler en

Yapı Malzeme Aralık 2017 53


kısa sürede yeni yönetmeliklerle ülkemize

kazandırılacaktır.

Şehir yaşamını bir bütün olarak ele

alırsak örneğin ‘ulaşım çözümleri’

konusunda bir planınız var mı?

Danfoss, araçların enerji verimli çalışmasını

sağlayan, daha az yakıt ile daha fazla

güce ulaştıran güç çözüm ekipmanları

ile dünyada bu kapsamda en büyük ve en

güçlü üreticilerden biri. Araç verimliliği ve

hız kontrol sistemleri için özel yazılımlar

geliştiren ve bunları uluslararası ve yüksek

imaj sahibi üretici markalarla paylaşan bir

yapımız var. Bizim ekipmanlarımız bugün inşaat

ve tarım sektöründe faaliyet gösteren

önemli araç üreticilerinin makina ve araçlarında

ilk tercihleri olarak kullanılmaktadır.

Yapmış olduğunuz faaliyetlerde şehrin

resmi idarecileri ile ortak çalışmalar

yürütüyor musunuz?

9 Haziran’da Birleşmiş Milletler girişimi alt

platformu Bina Verimliliği Çalışmalarının İvmelendirilmesi

Projesi (BEA) kapsamında

Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) ile eğitim

semineri düzenledik. Birleşmiş Milletler

tarafından 2011 yılında oluşturulan Herkes

için Sürdürülebilir Enerji (Sustainable

Energy for All - SE4ALL) girişiminin alt platformu

“Bina Verimliliği Çalışmalarının İvmelendirilmesi

Projesi (BEA)”, binalarda enerji

verimliliğini artırarak daha sağlıklı ve yaşanabilir

şehirler oluşturmayı hedefleyen çalışmalar

yürütmeye başladı. Bu kapsamda

Eskişehir, kapsamlı teknik destek alacak

şehir olarak seçilerek 2016 yılının Haziran

ayında uluslararası BEA ağına dahil oldu ve

şehrin ihtiyaçlarına göre binalarda enerji

verimliliği planını ve hedeflerini geliştirme

çalışmalarına başladı. Her eğitimin içeriği

birbirinden farklıydı ve yine farklı kuruluşlar

tarafından işlenen serinin ilk eğitimiydi ve

ilki Danfoss ile başlamıştı. Etkinliğe belediye

ve özel sektör temsilcileri, İller Bankası,

Mimarlar-Mühendisler Odası yetkilileri

ile çeşitli üniversitelerden çok sayıda kişi

katılım göstermişti. Bu çalışmalara devam

etmeyi arzuluyoruz.

Kentsel tasarım çözümleri ve

bina verimliliği arasında nasıl bir

ilişki kuruyorsunuz? Bu konuda

Danfoss olarak ne gibi çözümler

üretmektesiniz?

Kentsel tasarım yapılırken şehirde atık

ısı üreten tesisler veya kaynaklar dikkate

alınarak binaların ısıtma ve soğutma çözümleri

tasarlanmalı. Yakınındaki atık ısıyı

kullanarak ve başka hiçbir enerji kaynağı

kullanmadan bu binaların ısıtılmasına özen

gösterilmeli. Bununla birlikte, tüm binalarda

fotovoltaik güneş panelleri ve ısı pompaları

ile binaların kendi elektriğini sağlaması

ve ısıtmaya destek verecek kaynakları beslemesine

yönelik sistemler bina tasarımında

yer almalıdır. Günümüzde yeni dizayn

edilen her binanın olmazsa olmazı bir enerji

yönetim ve kontrol sistemi olmalıdır. Binadaki

enerji akışı akıllı otomatik kontrol sistemleri

ile kontrol edilebilir olmalıdır ve yeni

yapılan tüm binalar mevcut yönetmeliklere

göre sıkı bir şekilde denetlenmelidir, bu konuda

taviz verilmemelidir.

Biz Danfoss olarak binalarda ısıtma, soğutma

ve akıllı enerji akışının kontrolüne

yönelik ekipmanlar ve sistemler üretiyoruz.

Dünyada binalarda enerji verimliliği sağlayan

cihaz ve ekipman üreten en büyük

firmalardan biriyiz. Sadece enerji verimliliğine

yönelik yeni ürün geliştirmek için her

yıl ciromuzun %4,3 gibi çok büyük kısmını

araştırma ve geliştirmeye ayıran en büyük

üreticiyiz diyebilirim. Şehirlerde bölgesel

ısıtma ve soğutma çözümleri; endüstride

motor kontrol çözümleri, konut ve villalarda

bireysel enerji verimli ısıtma ve sıcak

su çözümleri, sanayide ve binalarda enerji

verimli soğutma çözümleri, araçlarda enerji

verimli hidrostaik ve güç çözümleri üreten

bir firma olarak, her sektöre fayda sunacak

geniş bir ürün çeşitliliğine sahibiz.

Türkiye’nin de müdahil olduğu

uluslararası anlaşmalar, sizce

Türkiye’nin Yaşanabilir Şehirler

noktasındaki hedeflerine hizmet

ediyor mu?

Daha önce de belirttiğim gibi Türkiye bir

inşaat ülkesi ve gelecek için yapılan yapılarda

şu anda boşa sarf edilen enerjilerin

bugünden düşünülüp ülkeye kazandırılması

önemli. Ülkede büyük bir potansiyel var.

Enerji kaynaklarını üretip satabilen bir ülke

konumunda değilken bu kadar bol enerji

harcanmamalı.

Ülke olarak bu konuları daha fazla dikkate

alıyor olmamız, bunun için de bazı bakanlıkların

birlikte çalışması, Türkiye’nin Yaşanabilir

Şehirler noktasındaki hedeflerine

hizmet etmesi için önemlidir. Yine daha

önceki soruda belirttiğim gibi, Enerji Bakanlığı

enerji verimliliği konusuyla ilgileniyor,

ancak temennimiz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın

da bu çalışmalara dahil olması,

teşvik sitemi konusunda da Maliye Bakanlığı’nın

da bu sistemde yer almasıdır.

Teşvik sistemi konusunda Avrupa’da uygulanmış

ve başarılı olmuş modeller bulunuyor.

Teşviki birkaç alanda gerçekleştirebilmeniz

mümkün. Birincisi yenilenebilir enerji

kaynakları kullanımı. Türkiye’de de devreye

yeni girmiş, elektrik enerjisini üretip ihtiyaç

fazlası olan elektriği dağıtım şirketleri aracılığıyla

satışının gerçekleştirilebilmesini sağlamış

bir yapı mevcut. Konutlarda üretilen

elektriğin daha iyi fiyata satın alınıp ihtiyaç

olan elektriğin ise üreticiye daha düşük fiyatlarla

satılıp, yapılan yatırımın 3 yıl içerisinde

geri dönüşümünün sağlanabileceği

sitemlerinin daha fazla olması gerekiyor.

Böylece sözü geçen hedeflere hizmet edilecektir.

Dünyanın herhangi bir yerinde bu

konular üzerinde başarılı örnekler var

mı?

Danimarka’da Kopenhag şehri sırf atık ısı

ile ısınabiliyor. Çin’de birçok şehirde de bizim

atık ısı çözümlerimiz kullanılıyor. Birçok

Avrupa ülkesinde ve özellikle Almanya’da

atık ısı ile bölgesel ısıtma ve soğutma çözümlerimiz

oldukça yaygın.

Danfoss olarak Türkiye’de de bir kömür

santralinden çıkan atık ısıyla bir kasabanın

ısıtılmasını sağlıyoruz halihazırda. İstanbul’da

Teknopark’ta, 200 dairelik bir binanın

ısıtılmasını sağlıyoruz bu şekilde. Bu

yapıların akıllı sistemlerle ve yönetimlerle

kontrol edilmesi gerekiyor. Yani dijitalleşen

ortamdan uzaktan kumanda ile istediğiniz

gibi yönetebiliyorsunuz yapıları. Bu ikisini

birleştirdiğiniz ve bu durumu bir devlet politikası

haline getirdiğiniz zaman; yeni yapılan

tüm binalarda öncelikle yapılan yerde

mevcut bir ısı kaynağı var mı, ben bunu nasıl

kullanabilirim, bunu kullanarak mevcut

binaya nasıl daha az doğalgaz ya da başka

bir yakıtı sokabilirim ve bunu nasıl kontrol

edebilirim konusunu düşünüyorsunuz, böylece

şehirlerde hem enerji tasarrufu hem

de sürdürülebilir konfor ile çevreye yönelik

yeşil bir yaşam sağlayabiliyorsunuz.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Türkiye hızlı büyüyor, dolayısıyla biz bölgemiz

içerisinde Türkiye’ye oldukça önem

veriyoruz. Danfoss Türkiye’de DAF ve Sondex

satın alımlarını gerçekleştirdi ki bunlar

önemli yatırımlar olarak nitelendiriliyor. Aynı

zamanda ekip çok hızlı büyüyor. Müşteri

memnuniyetimiz gittikçe artıyor. Bizim şu

anda yapmak istediğimiz, Türkiye’deki bütün

başarıyı çevre ülkelere nasıl taşıyabiliriz

sorusunu yanıtlamak ve bunu faaliyete dökmektir.

Eğitimler, satış sonrası hizmetler ve

seminerler dahil olmak üzere tüm hizmetlerimizden

sektörün mümkün olduğu kadar

yararlanmasını hedefliyoruz. Katılım ne kadar

artıyorsa biz insanlara ne kadar ulaşabiliyorsak

o kadar faydalı oluyoruz, Danfoss

olarak bu stratejimiz devam edecek.

54

Yapı Malzeme Aralık 2017


İlham veren ahşap çözümleri...

MDF

MDF-Lam

Panel

Profil

Parke

agt.com.tr

/agtthinkwithus

444 8 248


AGT’den

yeni yılda

yeni ürünler

Dünyanın modasını sizlerle

buluşturan, Türkiye’nin önde

gelen mobilya bileşenleri

markası AGT, yeni yılda yeni

ürünleriyle yaşam alanlarınıza

büyüleyici bir güzellik katacak.

Doğadan ilham alan renklerin

ve dokuların kullanıldığı

AGT’nin yeni parke serileri;

Bella, Natura Slim & Large ve

Legno Lamine ahşabın doğallığını

mekanlarınıza taşıyacak.

Yepyeni Panel renkleriyle ise

farklı zevklere hitap edecek.

56

Yapı Malzeme Aralık 2017


Sektörel

Türkiye’nin önde gelen mobilya bileşenleri markası AGT, 2018’e

yepyeni ürünleriyle merhaba diyecek. AGT, doğadan ilham aldığı

renkleriyle, leke tutmayan, kolay temizlenen parkeleriyle ve yeni

panel renk seçenekleriyle önümüzdeki yıla damgasını vuracak.

Özgün tasarımlarıyla modanın öncüsü AGT’nin yeni parke serilerinden

Bella; 8 mm kalınlığı, doğadan ilham alan renkleriyle yaşam

alanlarınızdaki mutluluğa eşlik ediyor. Dar ve geniş ölçüleri

bulunan Natura Slim & Large Serisi, gerçek ağaç hissi veren,

senkronize yüzey dokusu, 8 mm kalınlığı ile yaşam alanlarına doğanın

huzurunu getiriyor. Natura Slim & Large Serilerinin parke

tasarımlarının aynı olması sebebiyle birlikte de kullanılabiliyor. 14

mm kalınlığı ile fark yaratan Legno Lamine Serisi ise dünya ormanlarından

izler taşıyor. AGT parkeler, patentli klik sistemi sayesinde

çok kolay uygulanıyor, zamanla açılma yapmıyor ve zamandan

tasarruf sağlıyor. Aynı zamanda ısıya ve aşınmaya dayanıklı,

üstün sızdırmazlık özelliği olan AGT Parkeler, uzun yıllar boyunca

kullanım kolaylığı sağlıyor.

Ahşabı teknoloji ve tasarımla buluşturan AGT yeni parkelerinin

yanı sıra, panel kartelasına yeni eklediği; metalik renk ve dokular

taş hissini veren uygulamalar ile yaşam alanlarınızın atmosferini

değiştiriyor. Yüksek leke dayanımı sayesinde kolay temizlenebilen,

üstün yüzey kalitesine sahip AGT Panel ile mekanlar artık

daha ferah.

AGT’nin yeni parke serileri ve panel renkleri 2018’in ilk haftalarında

satış noktalarında yerlerini alacak.

AGT ödüle doymuyor

Türkiye’nin önde gelen mobilya

bileşenleri markası

AGT, ödüle doymuyor. AGT

bu yıl İSO 500 listesindeki

yükselişiyle bölgede birincilik,

İhracat Döviz Geliri

dalında üçüncülük, “Pazarlama

İnovasyonu” kategorisinde

birincilik ödüllerine layık

görüldü. AGT, Türkiye’nin

saygın teknoloji etkinliği SAP

Forum’da da Success Factors

projesiyle Silver Winner

ödülünün sahibi oldu.

Ahşabı teknoloji ve tasarımla buluşturan

AGT, teknolojiyi yakından takip ederek,

dijitalleşmede, ürün inovasyonunda sektöre

getirdiği yeniliklerle başarı dolu bir yıl

geçirmeye devam ediyor. Bu yıl kazandığı

çok önemli ödüllerle başarısını perçinleyen

AGT, dijital dönüşüm kapsamında gerçekleştirmekte

olduğu çalışmalarını da hız

kesmeden sürdürüyor.

AGT, İSO 500 listesindeki bu yıl

30 sıra birden yükselişiyle bölgede

birincilik ödülünü, “Döviz

Kazandırıcı Hizmetler” kategorisinde

İhracat Döviz Geliri dalında

ise üçüncülük ödülünü aldı. Aynı

zamanda, dünyaya daha kolay

hizmet vermek ve sınırları ortadan

kaldırmak amacıyla hayata

geçirdiği “Dijital Platform Projesi”yle

de bu sene ilk kez verilen

İnovasyon Ödülü’nün sahibi oldu.

Böylelikle AGT, kendi sektöründe

pazarlama inovasyonu alanında

ödül alan ilk marka oldu.

AGT, Türkiye’nin en büyük teknoloji

etkinliği olan SAP Forum’dan

bu sene de ödülle

döndü. Geçtiğimiz yılın “Yılın

İnovasyon Şampiyonu” marka;

SAP 2017 Kalite Ödülleri kapsamında

İnsan Kaynakları süreçlerinde

başarılı sonuçlar elde

etmeyi amaçlayan Success

Factors projesiyle bu yıl “Hızlı

İmplementasyon” kategorisinde

Silver Winner ödülünün sahibi

oldu. Avrupa’nın en büyük iş uygulamaları

şirketi olan SAP’nin insan kaynakları yazılımı

Success Factors’u kullanan

tek ulusal marka olan

AGT aynı zamanda, SAP’nin

bu proje ile ödül verdiği ilk ve

tek marka oldu. Firma ayrıca

Business Life Dergisi tarafından

gerçekleştirilen Türkiye’nin

En Sosyal 500 Şirketi

Araştırması’na göre sektörünün

en beğenilen ve en sosyal

şirketi olmayı başardı.

AGT’nin başarılarında inovasyona

verdikleri önemin yattığının

altını çizen AGT Genel

Müdürü Şirzat Subaşı şunları

söyledi: “Sürekli gelişen ve

değişen dünya pazarına uyum

sağlamak için teknolojiyi yakından

takip ediyoruz ve inovasyona

çok önem veriyoruz.

Dijital Dönüşüm Projemiz kapsamında

sürdürülebilir büyüme

stratejisi ve operasyonel

verimlilik üzerine dijitalleşme

çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Bu çalışmaların sonucunda

kazandığımız ödüller bizim

için gurur verici.”

Yapı Malzeme Aralık 2017 57


Hilti,Türkiye’de yatırımlarını artırıyor

Üç çeyrek asrı geride bırakarak, sürekli inovasyon, ileri teknoloji ve uzman ekiplerle çalışma

ilkeleri doğrultusunda küçük ve yerel bir şirketten uluslararası bir gruba dönüşen Hilti, Türkiye’deki

20. yılı olan 2017 yılında ve 2018’de yüzde 25 ve üzeri büyüme hedefliyor.

İnşaat sektörünün yaklaşık yüzde 5, el aletleri

sektörünün ise yüzde 15 büyümesinin

öngörüldüğü 2017 yılı ve sonrasındaki iddialı

büyüme rakamları ile dikkat çeken Hilti,

10 ülkeden sorumlu bölgesel üs konumunda

olan Türkiye’ye güveniyor ve yatırımlarını

artırıyor. Bu yılı Türkiye genelinde 13 mağaza

ve 332 çalışanla kapatacak olan Hilti,

Türkiye’deki büyüme hedeflerine paralel

olarak 2018’de mağaza sayısını 16’ya ve

çalışan sayısını 380’in üzerine çıkarmayı

planlıyor. 2017’de 30 yeni ürün piyasaya

sunan marka, gelecek yıl da yine 30 ürün

lansmanı gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Hilti’nin

Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde

yaklaşık 5 milyon TL’lik yatırımla hayata

geçirdiği, 3 bin 500 metrekare kapalı alana

sahip yeni Teknik Servis ve Eğitim Merkezi’nin

yıllık 120 bin makine tamir kapasitesi

bulunuyor. 2018’de sadık müşterilerine VIP

hizmetler sunacak olan Hilti, “3 gün veya

ücretsiz” hizmeti ile de sektörde bir ilke

imza atmaya hazırlanıyor.

Dünyanın en küçük ülkelerinden Lihtenştayn

Prensliği’nde bundan 76 sene önce

küçük bir torna tezgahında çivi çakma sistemleri

imalatıyla yola çıkan ve bugün 6

kıtada 120’den fazla ülkede 24 bini aşkın

çalışanıyla faaliyet gösteren Hilti, bu yıl Türkiye’deki

20. yaşını kutluyor. 10 ülkenin

bağlı olduğu bölgesel bir üs konumunda

olan Hilti Türkiye’nin 20. yılı kapsamında

Hilti Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Sebastian

Barth ve Hilti Türkiye ve Orta Asya

Pazarlama Direktörü Talat Özkan, markanın

gündemindeki yenilikler ve hedefleri ile ilgili

açıklamalarda bulundu.

Hilti’nin yaklaşık 10 bin ürünü ile global

inşaat endüstrisine ileri teknoloji inovatif

çözümler sunduğunu ifade eden Hilti Türkiye

ve Orta Asya Genel Müdürü Sebastian

Barth, şu bilgileri aktardı; “Hilti olarak kalite,

güvenlik, inovasyon ve müşterilerimizin

çözüm ortağı olmak bizim olmazsa olmazlarımızı

oluşturuyor. Ar-Ge’ye çok fazla yatırım

yapıyor, yatırımlarımızı her yıl ortalama

yüzde 5 arttırıyoruz. 2016 yılında Ar-Ge yatırımlarımızı

bir önceki yıla göre yüzde 17

oranında artırdık. 2017’nin ilk 8 ayında ise

net karlılığımızın yüzde 60’ını Ar-Ge’ye ayırdık.

Bugüne kadar ekstra güvenlik ve kullanıcının

daha uzun süre konforlu bir şekilde

çalışmasını sağlayan birçok patentli sistem

geliştirdik. 120 milyon İsviçre Frangı (yaklaşık

413,45 milyon TL*) yatırım tutarıyla

Hilti tarihinin en büyük yatırımı olan Hilti

İnovasyon Merkezi, şirketimizin inovasyon

kabiliyetini ve ilerleme hızını güçlendiriyor.”

2018’de 16 mağazaya ve 380

çalışana ulaşacak

Hilti’nin Türkiye pazarına ilk kez 1982 yılında

girdiğini ve 15 yıl boyunca distribütörlükle

temsil edildiğini ifade eden Sebastian

Barth, 1997 yılından itibaren ise yüzde 100

yabancı sermayeli bir firma olarak faaliyet

göstermeye başladıklarının altını çizdi.

Barth, bu yıl Hilti Türkiye’nin 20. yılını kutladıklarını

belirterek sözlerine şöyle devam

etti; “Hilti Türkiye olarak göstermiş olduğumuz

hızlı gelişimle 2011 yılından bu yana;

Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan,

Moğolistan, Kırgızistan, Ermenistan, Gür-

58

Yapı Malzeme Aralık 2017


Sektörel

cistan, Tacikistan, Moldova ve Kuzey Irak

olmak üzere 10 ülkenin bağlı olduğu bölgesel

bir üs konumundayız. Her yıl ortalama

yüzde 20 oranında sürdürülebilir büyüme

hedefiyle yola çıkıyor ve çoğunlukla da hedefimizin

üzerinde bir büyümeyle yılı kapatıyoruz.

20. yılımızı kutladığımız 2017 yılında

ve 2018’de yüzde 25 ve üzeri büyüme

hedefliyoruz. 2017 yılını Türkiye genelinde

13 mağaza ve 332 çalışanla kapatacağız.

Türkiye’deki büyüme hedeflerimiz paralelinde,

2018 yılında mağaza sayımızı 16’ya ve

çalışan sayımızı 380’in üzerine çıkarmayı

planlıyoruz.”

Bölgesel üs Türkiye’deki yatırımlarını

artıracak

Türkiye’de inşaat sektöründe istikrarlı şekilde

gelişme yaşandığını belirten Barth,

sektörü değerlendirdiği açıklamalarında

şunları ifade etti; “Türkiye İstatistik Kurumu

(TUİK) verilerine göre; inşaat sektörü 2017

yılının ilk yarısında yüzde 6,4 büyüdü. 2017

yılında GSYİH büyümesi yüzde 5 olarak tahmin

ediliyor ve inşaat sektörünün de buna

paralel büyümesi öngörülüyor. Hilti Türkiye

olarak inşaat sektöründe yaşanan gelişmeleri

ve büyümeyi hem Türkiye ekonomisi ve

konut üreticilerine hem de el aletleri sektörüne

etkisi açısından değerli buluyoruz.

Türkiye’de el aletleri sektörünün gittikçe

daha da büyüyeceğini ve gelişeceğini düşünüyoruz.

Bizim öngörümüz, önümüzdeki

dönemde elektrikli el aletleri pazarının yıllık

büyümesinin yaklaşık yüzde 15 olacağı

yönünde.

Türkiye’nin stratejik konumu, genç ve dinamik

nüfusu, inşaat sektörünün lokomotif

konumunda olması, büyük çaplı markalı

projeler, kentsel dönüşüm ve alt yapı yatırımlarının

giderek daha hızlı artıyor olması

sonucu inşaat sektörünün gelecek yıllar

için de büyük bir potansiyel taşıması nedeniyle

Türkiye Hilti için çok değerli bir ülke.

Hilti olarak, bölgesel bir üs konumunda

olan Türkiye’ye olan yatırımlarımızı artırmaya

devam edeceğiz. Sürdürülebilir, kaliteli

bina üretimine katkı sağlamak için özellikle

deprem ve kentsel dönüşüm konusunda

üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve

devlet kurumları ile ortak çalışmalarımızı da

sürdüreceğiz.”

Hilti Türkiye, Hilti Global için yetenek

havuzu olmaya hazırlanıyor

“Başarımızın arkasında, yüksek teknoloji

ile donatılmış inovatif ürün ve hizmetlerimizden

aldığı güçle markamızın gerçek birer elçisi

olarak büyük bir adanmışlık duygusuyla

çalışan ekibimiz var” diyen Barth, sözlerini

şöyle sürdürdü; “Geliştirdiğimiz her stratejide

öncelikle çalışanlarımızın mutluluğunu

ve onları başarıya götürecek faktörleri dikkate

alıyoruz. Hilti Türkiye olarak, geçtiğimiz

yıl Great Place to Work Enstitüsü tarafından

belirlenen “Türkiye’nin En İyi İşverenleri”

listesinde 4. sırada yer aldık. Sıradışı konsepti

ile Hilti Corporation ofisleri içerisinde

bir ilk olan İstanbul’daki merkez ofisimizde,

çalışanlarımızın dinlenme, eğlenme ve sosyalleşmelerine

olanak sağlayan geniş bir

mutfak, oyun alanı ve rekreasyon alanının

yanı sıra anne bakım ve siesta odası bulunuyor.

Mevcut çalışanlarımızı geliştirmek

ve bünyemize yeni yetenekler katmak üzere

gerçekleştirdiğimiz çalışmaların bir sonucu

olarak, Hilti Türkiye’deki yetenekli çalışanların

META Bölgesi (Middle East, Turkey

and Africa / Ortadoğu, Türkiye ve Afrika)

içindeki diğer Hilti organizasyonlarına atamaları

yapılıyor. Bu sayede Hilti Türkiye’nin

Hilti Global için bir yetenek havuzu haline

gelmesini hedefliyoruz.”

Talat Özkan / Hilti Türkiye ve Orta Asya Pazarlama Direktörü

Tasarım dünyasının en prestijli

ödüllerini alıyor

Ağırlıklı olarak inşaat sektörüne hizmet

veren Hilti’nin ürün gamı hakkında bilgi

veren Hilti Türkiye ve Orta Asya Pazarlama

Direktörü Talat Özkan; “Ürünlerimizi; akülü

sistemler, direkt tespit sistemleri, delici-kırıcılar,

dübel sistemleri, elmaslı delme-kesme

sistemleri, barutlu ve gazlı çivi çakma

sistemleri, kesme ve taşlama sistemleri ve

lazerli ölçme sistemleri ile yapılarda yangın

güvenliği amacıyla kullanılan pasif yangın

durdurucu ürünler olarak sıralayabiliriz. Ar-

Ge’ye büyük yatırım yapan bir marka olarak

sürekli patentli sistemler geliştiriyor, ileri

teknolojiye sahip inovatif ürünlerimizle Red

Dot, iF Product Design gibi tasarım dünyasının

en prestijli ödüllerini alıyoruz. Ürünlerimizi

tasarlarken insan sağlığı ve güvenliği

ile kullanım kolaylığını en üst seviyede tutuyoruz.

Hilti olarak iş kazalarını önlemeye

büyük katkı sağlayan ürünlerimizi inşaat

profesyonellerine en doğru şekilde anlatarak

olası iş kazalarını azaltmayı hedefliyoruz”

dedi.

Yapı Malzeme Aralık 2017 59


Kordsa,

açık inovasyon yaklaşımı

ve dünya çapında iş

birlikleriyle büyümesini

sürdürüyor

Lastik, kompozit ve inşaat güçlendirme pazarının teknoloji

lideri Kordsa, 2017 yılının ilk dokuz ayında finansal

başarısının yanı sıra Continental ile birlikte geliştirdiği

sürdürülebilir formül ile lastik sektörüne damgasını vuran bir

yeniliğe imza atması ile dikkat çekiyor.

Ali Çalışkan / Kordsa CEO’su

Sabancı Holding iştiraklerinden Kordsa,

2017 üçüncü çeyrek finansal sonuçlarını

açıkladı. Açık inovasyon anlayışıyla ve teknolojik

yetkinlikleriyle endüstriyi yeniden

şekillendiren Kordsa, dokuz aylık cirosunu

2016 yılının aynı dönemine göre %31

artırarak 1.838 milyon TL’ye ulaştı. Güçlü

sermaye yapısı ile istikrarlı büyümesini

sürdüren şirketin, geçen yılın aynı dönemine

göre operasyonel kârı %28 artarak

219 milyon TL’ye ulaştı. Kordsa’nın dokuz

aylık net kârı ise %25 artarak 160 milyon

TL oldu. Sonuçları değerlendiren Kordsa

CEO’su Ali Çalışkan, şirketin aynı dönemde

imza attığı başarılara da değindi. Çalışkan

şunları söyledi: “Yaşamı Güçlendiriyoruz’

vizyonumuzla, 2017 yılı üçüncü çeyreğini

istikrarlı bir büyüme trendi ile tamamladık.

Bu dönem içerisinde Küresel Raporlama

İnisiyatifi’nin (GRI) 2016 yılında yayınladığı

yeni standartlara uygun olarak hazırladığımız

üçüncü sürdürülebilirlik raporumuzu

yayımladık. Şirketimizin dünya genelinde

bu standartlara uygun rapor hazırlayan

ilk 100 şirket arasında yer alması ayrıca

gurur verici. Olumlu finansal göstergelerimizin

yanı sıra; katma değerli ve yenilikçi

güçlendirme teknolojilerimizle müşterilerimize,

çalışanlarımıza, hissedarlarımıza ve

içinde yaşadığımız topluma sürdürülebilir

biçimde değer yaratmaya devam ettik. Bunun

en güçlü yansıması olarak 2008’den

beri üzerinde çalıştığımız resorsinol ve formaldehit

kullanılmayan yapıştırıcı formülü

neticelendirdik. Bizim kimyasal yapısını

geliştirdiğimiz, Continental’in de uygulamayla

ilgili teknolojileri geliştirdiği bu formül,

80 yıldır lastik kord bezi banyosunda

kullanılan resorsinol ve formaldehit esaslı

formüle alternatif olabilecek, çevre dostu

ve devrim niteliğinde bir formül. Açık inovasyon

anlayışının güçlü bir takipçisi ve

uygulayıcısı olarak, bu teknolojiyi ücretsiz

kullanıma açacağız.

Yine açık inovasyon anlayışımızın bir yansıması

olarak, Kompozit Teknolojileri

Mükemmeliyet Merkezi’miz bünyesinde,

Sabancı Üniversitesi ile birlikte Avrupa Birliği

destekli bir projeye dahil olduk. Directional

Composites Through Manufacturing

Innovation (DiCoMi) projesi kapsamında

kompozit malzemelerin 3 boyutlu yazıcı

teknolojisiyle üretilmesine yönelik olarak

sistem, yazılım ve malzeme geliştirilmesi

konularında Sabancı Üniversitesi ile birlikte

çalışacağız. 2 yıl sürecek olan ve Avrupa

Birliği’nde 3 milyon avro destek alan proje,

yerli ve yabancı nitelikli insan gücünün

AB’ye üye ve asosiye ülkeler içerisinde

değişimine olanak sağlayacak. DiCoMi

projesi, Horizon 2020 programı kapsamında

11 ülkeden toplam 16 proje ortağının

katılımıyla gerçekleştirilecek. Bu heyecan

verici projenin çıktılarının da sektöre yeni

bir soluk getireceğini düşünüyoruz.

Sektörel

Textile 4.0

Konferansı’nda

dijital dönüşüm

konuşuldu

Lastik, inşaat güçlendirme ve kompozit

teknolojileri lideri Kordsa, Amsterdam’da

WTIN tarafından düzenlenen Textile 4.0

Konferansı’na katıldı. Konferansta konuşmacı

ve panelist olarak yer alan Global

IT ve Kurumsal Planlama Direktörü

Tekin Gülşen, katılımcılara Kordsa’dan

ve Kordsa’daki Sanayi 4.0 dijital dönüşümünden

bahsetti.

Sabancı Holding iştiraklerinden Kordsa,

lastik, inşaat güçlendirme ve kompozit

teknolojileri alanlarındaki çalışmalarını

paylaşmak üzere 25-26 Ekim’de Amsterdam’da

gerçekleşen Textile 4.0 Konferansı’na

katıldı.

WTIN (World Textile Information Network)

tarafından, tekstil sektöründeki yeni

uygulamaların paylaşılması ve Sanayi

4.0’ın etkilerinin tartışılması amacıyla

düzenlenen konferansa 31 ülkeden 150

delege katıldı.

İki gün boyunca konusunda uzman birçok

konuşmacı, sektördeki ilham verici

uygulamalar, fırsatlar ve akıllı teknolojiler

konusunda bilgi verdi. İlk gün konuşma

yapan ve bunun yanı sıra tekstilde dijitalleşme

konulu bir panele katılan Kordsa,

Global IT ve Kurumsal Planlama Direktörü

Tekin Gülşen, katılımcılara Kordsa’nın 44

yıllık tecrübesiyle “hayatı güçlendirme”

misyonundan bahsetti, açık inovasyon ve

sürdürülebilirlik vizyonuyla geliştirdiği teknolojiler

ve dijital dönüşüm uygulamaları

hakkında bilgi verdi.

60

Yapı Malzeme Aralık 2017


Sektörel

Şenol Üçüncü / Kar Group Yönetim Kurulu Üyesi

Kar Group, 2018 yılında

180 milyon TL’lik yatırım planlıyor

Türkiye’nin en büyük müteahhitlik firmalarının tedarikçisi konumunda bulunan Kar Group;

yeni yatırımlar için kolları sıvadı. Kar Group, 2018 yılında madencilik, yapı kimyasalları ve

inşaat alanında 180 milyon TL’lik yatırım yapmayı planlıyor.

Yarım asır önce Pendik’te madencilik faaliyetleriyle

iş hayatına adım atan ve bugün

Marmara Bölgesi’nin en büyük entegre tesisinin

de sahibi olan Kar Group, atılım yılı

ilan ettiği 2018’de180 milyon TL’nin üzerinde

yatırım yapmayı planladıklarını açıkladı.

Agregadan hazır betona, kireçten, asfalta

prefabrik beton elemanlarından yapı kimyasallarına

kadar geniş üretim faaliyetlerinin

yanı sırayol müteahhitliği ve hafriyatçılık

faaliyetlerini de yürüten Kar Group, inşaat

sektöründe de büyüme kararı aldı.

Çalışmaları ve yatırım planlarıyla ilgili bilgi

veren Kar Group Yönetim Kurulu Üyesi

Şenol Üçüncü,Türkiye’nin en büyük müteahhitlik

firmalarının tedarikçisi konumunda

bulunduklarını söyledi.

Üçüncü “Karadeniz İnşaat ve Beton Sanayi

Anonim Şirketi(KİBSAŞ) olarak İstanbul

Sanayi Odası’nın düzenlediği İSO 500’ün

içerisinde yer almaktayız. Çalışmalarımızı

İstanbul, Kocaeli, Bursa ve Yalova’da hazır

beton, agrega, asfalt, kireç, yapı kimyasalları

ve prefabrik beton elemanları fabrikalarımızda

ve 15 farklı bölgede faaliyetlerimizi

yürütüyoruz. Şimdi bunlara ek olarak yeni

yatırımlarımız da olacak. Üretimi seven bir

firma olduğumuzdan sanayi yatırımlarımıza

durmadan devam ediyoruz.

İnşaatta da büyüyecek

2018 yılında Elazığ’da yapı kimyasalları

üretecek bir fabrikayı Elazığ Organize Sanayi

Bölgesi’nin içerisine açacağız, ürettiğimiz

malzemeler ile Doğu bölgelere hizmet vermeyi

hedeflediğimiz teknolojik bir fabrika

olacak. Oradaki yatırımımızın tutarı20milyon

TL’yi bulacak.

Bursa’nın Kayapa bölgesinde çevreye duyarlı

olarak hayata geçireceğimiz agrega

ve beton Tesislerinin yatırım tutarının ise

40milyon TL’yi bulacağını tahmin ediyoruz.

Bunun yanı bir yandan da fabrikalarımızda

revizyon çalışmalarımız devam ediyor.

Öte yandan; ön talep toplama aşamasında

olduğumuz ve 120milyon TL’lik bir yatırım

değeriyle Pendik’te hayata geçireceğimiz

‘KarYapı Edonia Garden’ projemiz var. Bu

projelerin devamı gelecek, inşaatta da büyüyeceğiz.

Tüm bu yatırımların tutarının180milyon

TL’yi bulacağını tahmin ediyoruz. Bunların

dışında iş alanlarımızdan biri olan yol müteahhitliğinde

devam eden 10’a yakın şantiyemiz

ile asfalt ve beton yollar yapmaya

devam ediyoruz. Kocaeli Kandıra’dan İstanbul

Beykoz ilçesine kadar olan tüm ilçe ve

Büyükşehir ihalelerine iştirak sağlamaya

çalışıyoruz. Kendi hinterlandımız içinde hareket

etmeyi seviyoruz” diye konuştu.

2017 yılını 500 milyon TL ciroyla kapatmayı

planladıklarını belirten Şenol Üçüncü,

2018’de de bu rakamların yüzde 5’in üzerinde

tamamlamayı hedeflediklerini söyledi.

Üçüncü, yaklaşık bin kişiye istihdam sağladıklarını

da sözlerine ekledi.

61

Yapı Malzeme Aralık 2017


DOSYA

KONULARIMIZ

Alüminyum ve Cephe Sistemleri & Ekipmanları …

Pencere Sistemleri ve Kapı Sistemleri & Ekipmanları …

Çelik Konstrüksiyon ve Prefabrik Yapılar & Ekipmanları …

64

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

Yapı Malzeme Aralık 2017 65


Talin Saraylı Dikici / Saray Yönetim Kurulu Üyesi

“Vizyonumuz;

Herkesin

kullanmak

isteyeceği ve

son trendlere

uygun ürünler

üretmek”

“Saray Alüminyum olarak temel prensibimiz

kaliteden asla ödün vermemektir. En iyi ve en

doğru ürünlerle tüketicilerimizi buluşturmaya

çalışıyoruz. Bugün insanlara Saray Alüminyum

dediğinizde zihinlerinde oluşan algı “kalite”

oluyor. Saray Alüminyum ürünlerinin var olduğu

her ülkede bu böyle...”

Saray Alüminyum, 30 seneyi aşkın deneyimiyle

giydirme cephe ve kapı pencere

sistemleri, alüminyum kompozit panel,

kış bahçeleri, güneş kırıcılar ve solar

sistemler gibi mimari uygulamalarla ilgili

üretim yapan; boya, kaplama, eloksal,

ekstrüzyon, biyet döküm, levha boyama

ve kompoze levha üretim tesislerini de

bünyesinde bulunduran tam entegre bir

kuruluş. Saray Yönetim Kurulu Üyesi Talin

Saraylı Dikici ile Türk Alüminyum Sektörü

ve Saray Grup özelinde bir röportaj çalışması

gerçekleştirdik.

Firmanızın kısa tarihçesi ile

birlikte çalışma sahalarından ve

hizmetlerinden bahseder misiniz?

İstanbul Güneşli ve Tekirdağ Çerkezköy’

de, toplam 89.000 m² kapalı alanda, 30

bin ton alüminyum profil, 20 bin ton PVC

profil ve 3,5 milyon metrekare alüminyum

kompozit panel üretim kapasitesiyle faaliyet

gösteren Saray Alüminyum olarak,

geliştirdiğimiz yenilikçi ve öncü iç ve dış

cephe çözümleri ile 1980 yılından bugüne

inşaat sektörüne hizmet veriyor, geleceğin

mimari yapılarının inşa edilmesinde büyük

rol oynuyoruz. Giydirme cephe ve kapı pencere

sistemlerinden güneş kırıcılar ve solar

sistemlere 13 bin çeşit alüminyum profil,

PVC kapı pencere sistemleri ve A2, B1

ve B2 alüminyum kompozit paneller üretiyor,

tüm üretim süreçlerimizde kaliteden

ödün vermeden ve çevreci uygulamalarla

doğaya ve insana katkı sağlamak misyonu

ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2001

yılından bu yana İSO’nun ilk 500 büyük

firması arasında yer alıyor ve üretimimizin

%35’ini farklı ülkelere ihraç ediyor.

Türk Alüminyum Sektörü hakkında

düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Rakamsal olarak mevcut durumu

nasıl buluyorsunuz?

Alüminyum sektörü inşaat sektörü ile

yüksek korelasyon göstermektedir. 2016

yılında yaşanan konut talebi, kentsel dönüşüm

ve Üçüncü Havaalanı gibi mega

yatırımların alüminyum sektörünü de canlı

tutmaktadır. Söz konusu yatırımların piyasaya

etkisi 2017’de de kendini göstermeye

devam ediyor. Gelecek dönemlerde de

devam edecek.

Alüminyum 1820’ler gibi geç bir tarihte

keşfedildi. Madeni cevherinden ayırmak

çok zor ve masraflı olduğu için uzun yıllar

boyunca alüminyum altından çok daha pahalı

bir malzeme olarak kaldı. Günümüzde

66

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

ise alüminyum demirden sonra dünyanın

en fazla tükettiği ikinci metal. Hafif olması

sayesinde sanayide çok geniş bir kullanım

alanı bulmakta ve kullanıldığı alanlar yeni

teknolojilerin de etkisiyle gün geçtikçe artmaktadır.

Günümüzde uçak, uzay araçları

ve otomobil de dâhil olmak üzere bütün

hava ve kara taşıtlarında, ambalaj, inşaat

ve iletkenlik özelliği sebebiyle de elektrik-elektronik

sektöründe yaygın şekilde

kullanılmaktadır. Bunların yanı sıra alüminyum,

demir-çelik, kimya ve tarım ürünleri

sanayilerinde ve ayrıca parlak ve şık

görüntüsü sebebiyle dekoratif amaçlı süs

ve ev eşyaları yapımında da kullanılmaktadır.

Özetle, hem bugünün hem de geleceğin

malzemesi olan alüminyum, 5 milyar

dolarlık iş hacmi ile Türkiye’nin lokomotif

sektörlerinden biri ve bir süre daha da

böyle olacak gibi görünüyor.

Rekabet noktasında firmanızı diğer

markalardan ayıran özellikler ve

öncelikler nelerdir?

Saray Alüminyum olarak temel prensibimiz

kaliteden asla ödün vermemektir;

neredeyse 40 yıldır en iyi ve en doğru

ürünlerle tüketicilerimizi buluşturmaya çalışıyoruz.

Bugün insanlara Saray Alüminyum

dediğinizde zihinlerinde oluşan algı “kalite”

oluyor. Saray Alüminyum ürünlerinin var olduğu

her ülkede bu böyle. Girdiğimiz her

pazarda şirketimize duyulan bu güvenin

karşılığını eksiksiz olarak müşterilerimize

vermek için azimle çalışıyoruz. Farklı coğrafyalardaki

tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarına

odaklanıp, yenilikçi ürünler geliştiriyoruz.

Dünyanın dört bir yanında Saray Alüminyum

ürünleri ile yükselmiş yapıların sayısını

her geçen gün artırmak amacıyla herkesin

kullanmak isteyeceği ve son trendlere uygun

ürünler üzerinde çalışıyoruz. Bu vizyonla

geliştirdiğimiz ürünlerle rakiplerimizden

ayrıldığımızı söyleyebilirim. İstanbul gibi

deniz kenarı, egzoz ve hava kirliliğinin yüksek

olduğu asit yağmurlarına maruz kalan

şehirlerde yapıların dış cephelerinde kullanılacak

olan alüminyum kompozit panelin

imalatında Polivinilden Florür (Pvdf) boya

kullanılması gerekir. Pvdf boya nem dayanımı,

asit dayanımı, UV dayanımı renk ve

parlaklık stabilitesi açısından alüminyum

kompozit panel imalatında kullanılabilecek

en dayanıklı boyadır. Saray Alüminyum

olarak biz alüminyum kompozit imalatında

sadece Pvdf boya kullanıyor, binaların dış

cephe dayanımını ve kalitesini maksimum

seviyeye ulaştırıyoruz. Görünüşte Pvdf boya

gibi gözüken ikame boya ile boyanmış alüminyum

kompozit panellerin boya dayanımı

Pvdf boya ile boyanmış alüminyum kompozit

panellere göre daha düşüktür.

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek

ürün grubunuz hangisi?

Neredeyse 40 senedir giydirme cephe ve

kapı pencere sistemleri, alüminyum kompozit

panel, kış bahçeleri, güneş kırıcılar

ve solar sistemler gibi mimari uygulamalarla

ilgili üretim yapıyor; alüminyum biyet

döküm, ekstrüzyon, boya eloksal, pvc ve

kompozit panel üretim tesislerini de bünyemizde

bulunduran tam entegre global

bir kuruluş olarak yurt içi ve yurt dışına

hizmet veriyoruz.

Yurt içinde pek çok konut projesi Saray

Alüminyum’un ısı verimliliği yüksek ürünleri

ile giydiriliyor. Projeye özel olarak

geliştirdiğimiz giydirme cephe, bondingli

cephe, panel cephe, kapı ve pencere sistemleri

ve alüminyum kompozit panelleri

ile mimar ve tasarımcılara estetik, güvenlik

ve ısı yalıtımının ön planda tutulduğu

yaratıcı ve özgün binalar yapmak için sınırsız

fırsatlar sunuyoruz.

2008 yılının ilk çeyreğinde en son teknolojiden

faydalanarak ayda 240 bin metrekare

kapasite ile dünyada halen bilinen en

dayanıklı boya olan PVDF esaslı boya ile

kaplanmış alüminyum kompozit panel üretimine

başladık. A2,B1 Yangın Sınıfı alüminyum

kompozit panelleri ile NANO (kendiliğinden

temizlenen / antigraffiti) yüzey

kalitesine sahip alüminyum kompozit panellerin

üretimi Türkiye’de ilk olarak bizim

tarafımızdan gerçekleştirildi. 3D efektli

ahşap desenli kompozit paneller ve beton

efektli, paslanmaz çelik efektli kompozit

panellerimizi de kısa bir süre önce satışa

sunmaya başladık.

Ses ve ısı yalıtımını sağlayan ve çevre

dostu geri dönüşümü olan, bakım gerektirmeyen

alüminyum kompozit paneller

hem Türkiye’de hem de dünyada mimarlar

tarafından en çok tercih edilen yapı malzemesi

arasında yer alıyor. Yeni yapılan

binalarda özellikle dekoratif olarak kullanılan

paneller binaların daha şık, estetik ve

modern görünmesini sağlıyor. Darbe ve kırılmaya

karşı dayanıklı ve uzun ömürlüdür,

diğer malzemelere göre daha hafiftir cepheye

ek yük getirmez, imalat aşamasında

işlenmesi kolaydır, kullanım esnasında

bakımı gerektirmez ve temizliği kolaydır.

Önümüzdeki dönem için üretim ve

yatırım planlarınızdan biraz bahseder

misiniz?

Bu sene alımını gerçekleştirdiğimiz panjur

üretim hattımızı 2018 yılının ilk çeyreğinde

devreye almayı planlıyoruz. Ayrıca bu yılın

son çeyreğinde devreye alacağımız yalıtımlı

alüminyum profil imalatında kullanılacak

olan poliüretan dolgu makinası ithalatımız

oldu. Artan talebi hızla karşılayabilmek

için yeni bir kompozit hattı alımı yönünde

görüşmelerimiz ve kapasite artırımına yönelik

yeni yatırımlarımızın görüşmeleri de

devam ediyor. Tüm bunların yanı sıra, Saray

Ar-Ge’si yeni ürün geliştirmek için aralıksız

olarak çalışıyor, yeniliklerin takipçisi

ve üreticisi olarak sektörümüze hizmet

vermeye devam edeceğiz.

Yapı Malzeme Aralık 2017 67


“Ar-Ge yatırımlarımızı

aralıksız sürdüreceğiz”

Ürün standardizasyonundan termine, güvenli lojistikten, satış sonrası hizmetlere ve garantiye

kadar iş akışımızı daha akıcı hale getirecek süreç takibi otomasyonları yapıyor ve geliştiriyoruz.

Erdoğan Yılmaz

Mimari Sistemler

Satış Müdürü

1994 yılından bugüne cephe

mimari sistemleri ve endüstriyel

kullanım için alüminyum profil

ve kompozit sandviç panel

üretimi yapan Sistem Alüminyum,

günümüzde halen 70.000

m2’si kapalı olmak üzere Çorlu

OSB’de 300 dönümlük alanda

kurulu fabrikasında üretim faaliyetlerini

sürdürmekte. Mimari

Sistemler Satış Müdürü Erdoğan

Yılmaz ile bu ayki dosya

konumuz çerçevesinde Sistem

Alüminyum’daki yenilikleri, üretim

süreçlerini, yeni ürünlerini

ve gelecek döneme dair planlarını

ele almaya çalıştık.

Firmanızın kısa tarihçesi

ile birlikte çalışma

sahalarından ve

hizmetlerinden bahseder

misiniz?

Halen faaliyette olan 6 ekstrüzyon presimize

ilave olarak 2 yeni pres hattı ile Alutech

System Series profil üretim kapasitemizi

2018’de yıllık 43.000 tonun üzerine çıkarmayı

hedefliyoruz.

Yıllık 4.2 milyon m2 kapasite ile üretimini

sürdüren Alutechbond kompozit panel bölümümüzde

ise B2, geç alev alan B1 ve

yanmaz nitelikteki A2 sınıfı kompozit panelleri,

çeşitli renk ve dokularda üretilerek yapı

sektörüne sunuyoruz.

Her iki ürün grubumuzda da yoğun ihracat

çalışmalarımız bulunuyor. Şu anda 40 ülkeye

yaptığımız ihracat ile Orta doğudan Avrupa’ya,

Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar

geniş bir pazarda hizmet veriyoruz.

Türk Alüminyum Sektörü hakkında

düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Rakamsal olarak mevcut durumu

nasıl buluyorsunuz?

Ülkemiz hammadde alüminyum ithalatında

ABD, Japonya, Almanya, Hollanda,G.Kore

70

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

ve İtalya’nın ardından 7. sırada gelmektedir.

2014 rakamlarıyla ülke olarak 1.1 milyon

ton alüminyum ithal etmişiz. İhracatta

kat etmemiz gereken daha çok mesafe

bulunuyor. Türkiye %2’lik satış payıyla 21.

sırada yer almakla birlikte ara-mamul ve

son mamul seviyelerinde dünyada önemli

ihracatçı ülkeler arasındadır. Alüminyum

Ekstrüzyon ürünlerde ise toplam satışın

%4’ünü gerçekleştiren ülkemiz 7. sıradadır.

İhracatımızın yoğunlaştığı ülkeler ise Almanya,

Irak ve Türkmenistan gibi ülkelerdir.

2008 küresel krizinden güçlenerek çıkmış

bir sektörüz. Bununla beraber; ithal ettiğimiz

alüminyum hammaddenin ancak %60

kadarını mamul olarak ihraç edebiliyoruz.

Tabii ki iç pazar talebinin büyüklüğü de

bunda bir etken. Alüminyum hammaddede

ithal bağımlılığımız son yıllarda dünya çapındaki

büyüme etkisiyle maalesef hızla artan

alüminyum ton fiyatlarıyla kötü bir senaryo

çizmektedir.

Sistem Alüminyum olarak ara-mamulün

yanı sıra son mamul gruplarına yapacağımız

araştırma ve geliştirme yatırımlarıyla,

katma değeri yüksek ürünler üretmenin

ve bunu başarabilmek için de tasarım ve

personel yatırımlarını aralıksız sürdürmemiz

gerektiğinin bilincindeyiz.

Rekabet noktasında firmanızı diğer

markalardan ayıran özellikler ve

öncelikler nelerdir?

Ar-Ge laboratuarımız için yaptığımız yatırımlarla

metal alaşım kalitemizde hep yüksek

standartları sağlayacak tedbirlerimizi aldık.

Alutech System Series profil

üretim kapasitemizi ve

hızımızı artıracak makine

parkı ve personel yatırımlarımızı

aralıksız sürdürüyoruz.

Alutechbond Kompozit panel

ürünlerimizde geç alev

alan ve A2 yanmaz sınıfı

için yaptığımız ürün geliştirme

çalışmaları başarılı bir

seri oluşturmamızı sağladı.

Ürün standardizasyonundan

termine, güvenli lojistikten,

satış sonrası hizmetlere

ve garantiye kadar

iş akışımızı daha akıcı hale

getirecek süreç takibi otomasyonları yapıyor

ve geliştiriyoruz.

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek

ürün grubunuz hangisi?

İçinde bulunduğumuz yıl itibariyle pazarlama

çalışmalarımız kapsamında markalarımızda

bir sadeleştirmeye gittik. Alüminyum

profil mimari sistemler ve endüstriyel ürün

gruplarımızı Alutech System Series markası

ile piyasaya sunmaya devam ediyoruz.

Alüminyum kompozit panel markamız Alutechbond

adı altında B2, B1 (Flame Retardant-Geç

alev alan) ve A2 (Non-combustable

– Alev almaz) nitelikte ürünlerimizi ulusal

ve uluslar arası piyasalara sunuyoruz.

İlk 500 büyük İhracatçı Şirket listesinde

bulunan Sistem Alüminyum olarak her iki

mimari cephe uygulama sistemi pazarında

da yaygın bilinirliğe ve güvenilirliğe sahip

olduğumuzun bilincinde olarak “yüksek kalite”

standartlarımızı muhafaza ederek üretimimizi

sürdürüyoruz.

Önümüzdeki dönem için üretim ve

yatırım planlarınızdan biraz bahseder

misiniz?

Ar-Ge yatırımlarımızı aralıksız sürdüreceğiz.

Özellikle 7.xxx serisi alüminyum alaşımları

kullanarak yapı dışındaki sektörlerde de faaliyetlerde

bulunmak üzere çalışmalarımız

aralıksız devam ediyor.2018 yılının ilk aylarında

yıllık 7 ve 8 inçlik iki yeni pres hattımızın

kurulumunu tamamlamış ve devreye

almış olacağız.Yanmaz ve geç alev alan A2

ve B1 sınıfı Alutechbond kompozit panellere

yaptığımız ar-ge ve üretim yatırımlarının

olumlu sonuçlarını satışlarımızda almaya

başladık, bu ürünlerde pazarlama faaliyetlerimizi

artırarak sürdüreceğiz.

Yurtdışı ve yurtiçinde inşaat sektörünü bir

araya getiren fuar organizasyonlarına katılımımız

devam edecek. Şubat ayı sonunda

Stuttgart R+T fuarında bulunacağız.

Yapı Malzeme Aralık 2017 71


“Her yıl bir önceki üretim miktarımızın

üstüne çıkmayı hedefliyoruz”

“Kuruluşumuzdan beri müşteri odaklı oluşumuz, en önemlisi kendimizi müşterilerimizin yerine

koyup, müşterilerimize en hızlı, en kaliteli ve en uygun çözümleri sunuyor olmamız pazarlama

stratejimizin temelini oluşturmaktadır.”

Kalite’ye şirket misyonu olarak gören Pekintaş

Şirketler Grubu bu felsefe ile ürünlerini,

en iyi biçimde, en sağlıklı ortamda

üretebilmek için tüm tedbirleri büyük bir

hassasiyetle almakta. Pekintaş Şirketler

Grubu bünyesinde faaliyetlerini gerçekleştiren

Aluform Satış ve Pazarlama Yöneticisi

Gürsel Türkoğlu ile dosya konumuz

çerçevesinde bir röportaj çalışması gerçekleştirdik.

Firmanızın kısa tarihçesi ile

birlikte çalışma sahalarından ve

hizmetlerinden bahseder misiniz?

Pekintaş Şirketler Grubu olarak, bünyemizde

sekiz farklı firma bulundurmaktayız.

Bu firmalardan; Pekintaş A.Ş, endüstriyel

sanayi yapılarına anahtar teslimi hizmet

veren müteahhitlik firmamızdır. Pekintaş

Dış Ticaret, ülkemizde bulunan serbest

bölgelerde antrepo inşaatlarına devam

etmektedir. Pekin İnşaat Limited Şirketi,

Devlet Su İşleri (DSİ) ve Karayolları

(TCK) projelerinde, otoyol, köprü, baraj

ve sulama gibi konularda taahhüt hizmeti

vermektedir. Pekinsan, lojistik olarak inşaat

firmalarımıza destek vererek ekip ve

ekipman sağlamaktadır. 2013 senesinde

kurulan Schmid-Pekintaş Enerji Sistemleri

A.Ş ise yüksek teknoloji kullanılan yeni

fabrikamızda fotovoltaik paneller üretmekte

ve gerekli ekipman tedarikini yapmakta,

güneş enerjisiyle elektrik üretecek olan

tüm sistemlere yönelik proje ve kurulum

hizmetlerine katkı vermektedir.

ALUFORM, Pekintaş grubunun bir üyesi

olarak 1996 yılında Alman Sanayi devi

VIAG Group, Türk ve Alman ortaklığı şeklinde

kuruldu. 1999 yılında hisselerin tümünü

satın alarak %100 Türk sermayeli olacak

şekilde yoluna devam eden Aluform,

2017 yılı itibari ile 40.000 m2 kapalı ve

140.000 m2 açık alana sahip tam entegre

bir sanayi tesisi şeklini aldı.

Aluform, Taş Yünü izolasyonlu, PIR (Polyisocyanurate)

izolasyonlu ve Poliüretan

izolasyonlu, çatı ve cephe panelleri üretip,

bu ürünleri yurt içinde ve yurt dışında yüzden

fazla noktaya pazarlayan, bayileri ve

çözüm ortakları vasıtası ile bu ürünlerin

montajını yapan müteahhitlik firmamızdır.

Özellikle çatı ve cephe kaplama sektöründe

Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek tek

lokasyonda dört farklı (çeşit) üretim hattı

ile (soğuk depo panel hattı, tek kat trapez

ve sinüs hatları, PU ve PIR panel hattı ve

taşyünü panel hattı) üretim yapan firma

konumundayız.

Türk çatı ve cephe kaplamaları

hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir

miyiz? Rakamsal olarak mevcut

durumu nasıl buluyorsunuz?

Türkiye’de çatı ve cephe sektörü çok güçlü

ve büyük bir sektör haline geldi. 2017

yılı içerisinde yaklaşık 30 milyon m2 çatı

72

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

ve cephe paneli üretimi gerçekleşti. Son

yıllarda yapılan yasal değişiklikler ve enerji

verimliliğine verilen önemin artmasıyla

birlikte izolasyonlu çatı ve cephe kaplama

malzemeleri önemli bir potansiyele ulaştı.

Fakat sektörde çok fazla ürün ve farklı

fiyat seviyesinin bulunması karışıklık ve

algılama zorluğu yaratıyor. Bu konuda sektörün

ortak bir noktada buluşması ve bir

standart oluşması için kurucu üyesi olduğumuz

Panelder kuruldu.

Avrupa’da olduğu gibi üretim kriterleri

herhangi bir yoruma açık olmadan okunduğunda

ve kanun koyucu tarafından denetlendiğinde,

problemlerin önemli bir kısmının

ortadan kalkacağını düşünüyoruz.

Rekabet noktasında firmanızı diğer

markalardan ayıran özellikler ve öncelikler

nelerdir?

Aluform, hammaddelerin tedariğinden,

üretimine ve nihai ürünün paketlenmesine

kadar ciddi bir kalite kontrol mekanizmasına

sahiptir. Ürünlerin tamamlayıcı

malzemeleri (aksesuarlar) için makine

parkımızda sahip olduğumuz Abkant Preslerimizle

6 (altı) metre tek parça aksesuar

bükebilen tek firma konumundayız. Bu

özellik cephelerde kullanılan tamamlayıcı

malzemelerin (aksesuarların) daha az ek

yapılarak kullanılabilmesine ve estetik

görünüm sağlamasına imkan vermektedir.

Kuruluşumuzdan beri müşteri odaklı oluşumuz,

en önemlisi kendimizi müşterilerimizin

yerine koyup, müşterilerimize en

hızlı, en kaliteli ve en uygun çözümleri

sunuyor olmamız pazarlama stratejimizin

temelini oluşturmaktadır.

Schmid-Pekintaş Enerji Sistemleri A.Ş.

(Alusolar) fotovoltaik panellerimizin, Aluform

sandviç panelleriyle uyumlu olması

yatırımcı firmalara kendi elektriğini üretme

imkanı verip, ısı, ses ve su izolasyonu

sağlayan güçlü ve modern yapılar inşa

edebilme avantajı sunmaktadır.

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek

ürün grubunuz hangisi?

Çatı ve cephe kaplama sektöründe Türkiye’de

bir ilki gerçekleştirerek Düzce de tek

lokasyonda dört farklı specific üretim hattı

ile (soğuk depo panel hattı, tek kat trapez

ve sinüs hatları, PU ve PIR (Polyisocyanurate)

panel hattı ve taşyünü panel hattı)

üretim yapan firma konumunda yer almaktayız.

Üretimlerimizi izolasyon türüne

göre 5 ana grupta toplayabiliriz

Her ürün kendi içerisinde

üstün detaylara ve üretim

proseslerine sahiptir. Bu

üstün detay özellikleri sayesinde

dikey ya da yatay

monte edilebilen ürünlerimizle

mimarlarımıza alternatif

çözümler sağlıyoruz.

Dolayısıyla kıymetli tasarımcılarımız

ürünlerimizle,

her türlü rengi birbiriyle

kombine edebilme, yatay

uygulamalarla cepheye istediği

hareketi kazandırabilme

özgürlüğüne sahip

oluyor

Önümüzdeki dönem

için üretim ve yatırım

planlarınızdan biraz

bahseder misiniz?

Aluform her yıl hedeflerini

belirleyerek ve arttırarak

yoluna devam etmektedir.İhracat

oranlarımızı

%30’ların üzerine çıkardık.

Komşu ülkelerdeki

ekonomik ve siyasi çalkantılar

ülke ihracatımızın tamamını etkilemese

de hatırı sayılır oranda zarar vermiştir.

Döviz kurundaki belirsizlik yerli ve

yabancı yatırımcının daha dikkatli ve yavaş

hareket etmesine neden olmuştur. Bu sürecin

2018 yılında etkisini kaybetmesini

temenni ederek her yıl bir önceki üretim

miktarımızın üstüne çıkmayı hedefliyoruz.

Geçtiğimiz ay düzenlenen ‘AluExpo 2017

Fuarı’ hakkında neler söylemek istersiniz?

Alüminyum sektöründe Ülkemiz’in tek ve

Avrasya’nın en büyük fuarı olan Aluexpo

Alüminyum sektörünün üreticilerini, sektörün

global oyuncularını ve tüm tedarikçi

firmalarını bir araya getirmektedir.

Katılımcı firmaların profilleri, fuara ilgi gösteren

kitlenin profil ve ilgi alanları, sektördeki

firmaların konumunu ve önümüzdeki

Gürsel Türkoğlu / Aluform Satış ve Pazarlama Yöneticisi

süreçte izlemesi gereken yol hakkında

daha net bilgi ve fikir sahibi olmasına yardımcı

olmaktadır. Bu sebeple sektöre yön

veren bu fuar organizasyonunun ülkemiz

için çok önemli olduğunu düşünüyorum

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Ürettiğimiz tüm ürünlerin yaklaşık %35 ini,

dünyanın 5 kıtasındaki, 32 farklı ülkeye

ihraç etmekteyiz. Bu ihracat rakamlarını

%elli seviyesine getirebilmeyi hedefliyoruz.

Ülke olarak bir üst segmente ulaşabilmemiz

için yapılan ihracat miktarlarının

artması gerektiğinin farkında ve sorumluluğumuzun

bilincindeyiz. Yurt içi ve yurt

dışı distribütörlerimiz vasıtası ile ürünlerimizi

yeni pazarlara sunarak bu hedeflerimize

ulaşmayı planlamaktayız.

1. Poliüretan izolasyonlu çatı, cephe ve

soğuk depo panelleri

2. Pır izolasyonlu çatı, cephe ve soğuk

depo panelleri

3. Taş yünü izolasyonlu çatı, cephe ve soğuk

depo panelleri,

4. Yalıtımsız tek kat trapezler ve sinüsler

5. Aksesuarlar ve bağlantı elemanları

Yapı Malzeme Aralık 2017 73


Teknik Alüminyum Mükemmellik Kültürü;

‘TAM’

“Firmamızı rakiplerinden ayran en önemli özelliğinin kültüründen geldiğini söyleyebiliriz. Her

bir çalışanımızın işine maksimum değeri katma potansiyelini ortaya çıkarmak, tabana yayılmış

liderlik anlayışı ile çözümü problemin kaynağında sunmak işimize hız kattığı gibi müşteri

memnuniyetini en üst seviyelere taşıyor.”

1960 yılında kurulmuş Türkiye’nin ilk alüminyum

yassı mamul üreticisi olan Teknik

Alüminyum insan odaklı bir çalışma anlayışına

sahip. İnsanı merkeze alan yaklaşımlarıyla,

sektöre yeni bir heyecan ve anlayış

getiren Teknik Alüminyum’un üretim faaliyetlerinde

de aynı heyecanı ve yenilikleri

görmekteyiz. Teknik Alüminyum Satış Pazarlama

Direktörü Mert Demirci ile tamda

bu konulara değindik. Keyifli okumalar.

Firmanızın kısa tarihçesi ile

birlikte çalışma sahalarından ve

hizmetlerinden bahseder misiniz?

Teknik Alüminyum, Tekirdağ Çorlu’da bulunan

ve son teknoloji hatları ile Avrupa’nın

en modern yassı alüminyum tesislerinden

birine sahiptir. 50 bini kapalı olmak üzere

toplam 140 bin m2’lik Çorlu tesislerinde

otomotiv, inşaat, dayanıklı tüketim, ambalaj,

elektrik elektronik alanından mühendislik

uygulamalarına kadar birçok sektör

için katma değerli yassı alüminyum ürünleri

üretimini gerçekleştirmektedir. Yıllık

60.000 ton bitmiş ürün 100 bin ton haddeleme

kapasitesine sahip olan Teknik

Alüminyum, satışlarının %70’ini, aralarında

ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerinin olduğu

48 farklı ülkeye ihracat olarak gerçekleştirmektedir.

Bu alanda 2015 ve 2016 yıllarında

kendi sektöründe İstanbul Demir

ve Demir Dışı Metal İhracatçıları Birliği’nin

vermiş olduğu ihracatın yıldızları ödül törenlerinde

birincilik ödülünü almıştır. Göstermiş

olduğu kurumsal yönetim anlayışı

ve global marka olma potansiyeli ile 2017

yılında devlet destekli markalaşma programı

olan Turquality programına dahil olmaya

hak kazanmıştır. Teknik Alüminyum, yine

2017 yılında Ar-Ge ve inovasyona verdiği

önem neticesinde Çorlu tesisleri içerisinde

Ar- Ge Merkezini kurmuş ve ilgili bakanlık

onayını almıştır.

Türk Alüminyum sektörü hakkında

düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Rakamsal olarak mevcut durumu

nasıl buluyorsunuz?

Türkiye, alüminyum sektöründe yarı mamul

alüminyum ürünlerinin üretiminde ve

ihracatında önemli ve güçlü bir pozisyona

sahip. Diğer yandan yarı mamul alüminyum

ürünlerinin hammaddesi olan birincil

alüminyumda bir dışa bağımlılık da söz konusu.

Dışa bağımlılığın en önemli nedenlerinin

başında birincil alüminyum üretiminde

harcanan yüksek enerji ve enerji maliyetlerinin

ülkemizde yüksek olması geliyor.

Bu değerlendirme sonrasında konunun

kapsamını biraz daraltıp Teknik Alüminyum’un

faaliyet gösterdiği yassı mamul

alüminyum ürünlerinde dış ticarette istatistiksel

olarak ne durumda olduğumuzu

değerlendirecek olursak konuyu iki temel

başlıkta değerlendirmek faydalı olacaktır.

Öncelikli olarak dünya ithalatını, hedef

pazar potansiyeli açısından, ardından da

dünya ihracatını, rekabet açısından değerlendirmek

gerekiyor.

Dünya ithalatı ile başlayacak olursak; Dünya

yarı mamul alüminyum ticaretinin en

yüksek payına sahip olan yassı mamuller

dünya ithalatı 2016 yılında toplam 7,73

milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Toplam

ithalatın %12’sini gerçekleştiren Almanya

931.405 ton ile ilk sırada yer almaktadır.

Amerika ise yine aynı oran ile ikinci sırada

yer alırken, Türkiye 17. sırada yer alarak

dünya yassı alüminyum ithalatından %2’lik

bir pay almıştır.

2016 yılı dünya yassı alüminyum ithalatı

toplamda 23 milyar dolar seviyesine inerken

bu tutar son beş yılın en düşük seviyesidir.

Türkiye’nin ise 2016 yılı yassı

alüminyum ithalat tutarı 419 Milyon Dolar

olmuştur. 2015 - 2016 yılları arasında Türkiye

yassı alüminyum ithalatında %10’luk

bir artış göstermiştir. Bu oran ilk 20 ithalatçı

ülke arasında oransal artış açısından

Türkiye’nin 5. sırada yer almasını sağlamıştır.

Dünya yassı alüminyum ithalatında ülkelerin

tedarik mesafeleri ve tedarikçi konsantrasyonları

analizini yaptığımızda en yüksek

seviyede konsantrasyonun, dolayısı ile en

büyük tedarikçi bağımlılığının Kanada’da

olduğunu görmekteyiz. En düşük seviye

tedarikçi bağımlılığı Almanya’da iken en

uzun mesafe ithalatı Avustralya, en yakın

mesafe ithalatı ise Avrupa ülkeleri gerçekleştirmiştir.

Türkiye ise dünya ortalaması

olan 3.372 km ile aynı seviyede bir tedarik

mesafesinden ithalatını yapmaktadır. Aynı

zamanda orta seviyede bir tedarikçi ülke

konsantrasyonuna sahiptir.

Dünya yassı alüminyum ithalatı açısından

hızlı büyüme gerçekleştiren ve ithalat pazar

payı yüksek olan ülkeler, Amerika, Almanya

ve Birleşik Krallık’tır. Bu ülkeler hedeflenecek

en öncelikli pazarlar olma özelliği

taşırken Kanada, Fransa ve Meksika yüksek

pazar payına sahip olmalarına rağmen

düşük büyüme hızları sebebiyle tedarikçilerinin

kar maksimizasyonu hedefleyeceği

pazarlar konumundadır. Türkiye ise yassı

alüminyum ithalatında yüksek büyüme

hızına rağmen düşük pazar payı ile belirsizler

bölümünde yer almaktadır. Özellikle

Türkiye’deki kurulu yassı alüminyum kapasitesinin

kendi ihtiyacının üzerinde olması,

tedarikçileri açısından Türkiye’yi istenildi-

74

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

ği kadar cazip kılmamaktadır. Türkiye’nin

daha çok ithal ettiği yassı mamul ürünleri,

ülkemizde bulunmayan sıcak hadde teknolojisi

ürünleridir.

Almanya’nın 2016 yılında gerçekleştirmiş

olduğu 931.405 ton yassı alüminyum ithalatı,

düşük tedarikçi konsantrasyonu

seviyesinde olması sebebiyle idealdir. En

yüksek ithalat yaptığı ülkenin payı %24’ü

geçmemiştir. Almanya, Türkiye’den de

33.411 ton yassı alüminyum ithal etmiştir.

Bu oran kendi toplam tedariğinin %4’ü seviyesindedir.

Türkiye’nin yassı alüminyum

ihracatında Almanya’nın payı ise %20 ile ilk

sırada gelmektedir. Bu durum Almanya’ya,

Türkiye için stratejik pazar kimliği kazandırmaktadır.

Rakip ülkelere baktığımızda

2016 yılı toplam dünya yassı alüminyum

ihracatının %19’unu oluşturan 1,64 milyon

ton ile Çin lider olarak görülmektedir. İkinci

sırada ise dünyanın en büyük yassı alüminyum

ithalatçısı konumunda olan Almanya’yı

yine görmekteyiz. Almanya, 1,5 milyon tonun

üstündeki ihracatı ile 1 milyon tonluk

ihracat barajını aşan iki ülkeden biri olmuştur.

Türkiye ise 2016 yılında 200.241 ton

ihracatı ile dünya yassı alüminyum ihracat

pazarından %2’lik pay alarak 10. sırada yer

almıştır. Türkiye, yassı alüminyum ihracatında

son 5 yıl içerisinde ortalama yıllık %6

oranında büyüme göstermiştir.

Dünya yassı alüminyum ihracatında Çin

ve Almanya en büyük ihracatçı olmalarının

yanı sıra ihracat pazarlarını çeşitlendirme

başarısı da göstermiştir. Her iki ülke arasında

Çin’in Almanya’ya göre dezavantajı

uzak mesafelere ihracat yapıyor olmasıdır.

Türkiye de yassı alüminyum ihracatında düşük

müşteri konsantrasyon ve yakın mesafe

avantajlarını yakalamış konumdadır. Bu

da Türkiye’yi yassı alüminyum ihracatçısı

olarak güçlü bir konumda tutmaktadır.

Yassı alüminyum ithalatındaki yüksek pazar

payları ve hızlı büyüme oranları ile Çin

ve Almanya en ciddi rakip pazarlar olarak

görünmektedir. Bahreyn, İspanya ve İsviçre

düşük ihracat pazar payına rağmen hızla

artan ihracat oranları ile gelecek dönemde

rekabetçi alternatifler olma yolunda tehdit

oluşturmaktadır. Türkiye ise dünya ortalamasında

büyüme hızına rağmen ortalamanın

altındaki pazar payı ile rekabette yol

kat etme potansiyeline sahip ülkeler arasında

yer almaktadır.

Rekabet noktasında firmanızı diğer

markalardan ayıran özellikler ve

öncelikler nelerdir?

Bilginin kolaylıkla temin edildiği çağımızda

fark yaratmak artık teknolojiye, makinaya

bağlı olmaktan hızla çıkıyor. Birçok firma

elinde yüksek teknoloji olmasına rağmen

bu potansiyeli iyi değerlendirememenin sıkıntısını

yaşıyor. Teknik Alüminyum olarak

bizler en son teknolojiye sahip makine parkının

yanı sıra insanın bir şirketin en önemli

değeri olduğuna inanıyoruz. İşte bu anlayış

ile firmamızı rakiplerinden ayran en önemli

özelliğinin kültüründen geldiğini söyleyebiliriz.

Her bir çalışanımızın işine maksimum

değeri katma potansiyelini ortaya çıkarmak,

tabana yayılmış liderlik anlayışı ile çözümü

problemin kaynağında sunmak işimize

hız kattığı gibi müşteri memnuniyetini en

üst seviyelere taşıyor. Biz bu iş mükemmelliğini

hedefleyen kültüre Teknik Alüminyum

Mükemmellik Kültürü, kısaca TAM diyoruz.

Bu model 4 ana unsurda birleşiyor. Bunlar:

TAM Performanslı, TAM Sürdürülebilir, TAM

Rekabetçi ve TAM Güvenilir. Diğer bir deyişle

rakiplerimizden daha performanslı, daha

sürdürülebilir, daha rekabetçi ve güvenilir

olmayı iş yapış biçimimizin bir parçası haline

getirmeyi hedefliyoruz.

Mert Demirci / Satış Pazarlama Direktörü

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek

ürün grubunuz hangisi?

Teknik Alüminyum Çorlu yassı mamul üretim

tesisi, Düz Rulo ve Şerit, Gofrajlı Rulo

ve Şerit, Düz ve Gofrajlı Rulo alanlarında

1000, 3000, 5000 ve 8000 serisi alaşımları,

müşteri ihtiyacına göre 0,10 mm ile 4

mm arası kalınlık ve 12,5 ile 2300 mm enlerde

ürünler üretmektedir. Bu ürünler yarı

mamul olduğundan dolayı müşterilerimize

Teknik Alüminyum markası adı altında sunulmaktadır.

En fazla satış yaptığımız ürünlerimiz

1000, 3000 ve 5000 alaşımlarla

farklı sektörlere hizmet etmektedirler.

1 yıl kadar süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda

otomotiv sektöründe Alman dünya

devi bir marka ile ortak geliştirdiğimiz PA

3754 ürünü bu alanda standartları ve şartnamelerin

yeniden yazıldığı bir ürün olma

özelliğini taşıyor.

PA 3754, günümüzün yaygın kullanılan

5754 sıcak hadde levha ürünlerinin yerini

tutabilecek özellikte bir ürün. Performans

beklentilerinden ödün vermeyerek geliştirilen

PA 3754 yurt içindeki kullanıcısı için

yerli üretim, dayanıklı ve esnek bir çözüm.

Bu ürün ile Türkiye’nin 5754 ithalat mecburiyetine

de son vermiş oluyoruz.

Geçtiğimiz ay düzenlenen ‘AluExpo

2017 Fuarı’ hakkında neler söylemek

istersiniz?

Aluexpo 2017 Fuarı’nda ağırlıklı olarak

yurt içindeki paydaşlarımızla, mevcut yılın

değerlendirmesini yapma fırsatını bulduk.

Aynı zamanda 2018 yılı için yeni iş fırsatlarını

geliştirecek aksiyonları planlayarak

fuarı verimli bir şekilde değerlendirdik.

Bunun dışında orta doğu pazarından yeni

potansiyel müşteriler ile tanışma fırsatını

yakaladık.

Aluexpo 2017 Fuarı’nın bizim için ayrı bir

önemi daha vardı. Sektörümüzde bir ilki

gerçekleştirerek sürekli döküm teknolojimiz

ile Türkiye’de daha önce üretilmeyen,

Ar-Ge departmanımızın 1 yıldır üzerinde

çalışarak geliştirdiği ithal ikamesi, katma

değerli ve inovatif ürünü olan PA 3754

ürününün paydaşlarımıza sunumunu gerçekleştirdik.

Fuarda çok büyük ilgi gören ve

otomotiv sektöründe ağırlıklı olarak kullanılan

5754 alaşımının birçok alanda birebir

ikamesi olan 3754, Teknik Alüminyum’un

alüminyum yassı mamuller sektöründe

farklılaşma stratejisinin bir ürünüdür.

Yapı Malzeme Aralık 2017 75


“Doğru bir

ürün, ancak

doğru

uygulama

ile bir bütün

olabilir”

“Doğru ürünü laboratuvarda

üretebiliriz. Bu üretimle

tasarım, faydalı ürün ödülleri

de alabiliriz. Ancak bu

ürünün kullanım ve uygulama

inceliklerini anlatmadan,

yazmadan, uygulamadan

geliştirdiklerimiz sadece

kağıt üzerinde kalır.”

Amaçlarını, “Edindiğimiz bilgi ve birikimi

uzman kadromuzun desteği ile kaliteli

ve yenilikçi ürünler üreterek mekanlara

taşımak ve yaşam konforunu artırmak”

şeklinde belirlemiş ve tüm faaliyetlerini bu

doğrultuda gerçekleştiren IQ Alüminyum,

yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürmekte.

IQ Alüminyum Pazarlama ve Satış Müdürü

Hakan Nurhan’a merak ettiklerimizi

sorduk.

Firmanızın kısa tarihçesi ile

birlikte çalışma sahalarından ve

hizmetlerinden bahseder misiniz?

Ege Profil Tic. ve San. A.Ş., olarak

36 yıldır Türkiye’nin pencere ve kapı

sektörüne yön veriyoruz. Bundan 17 yıl

önce 2000 yılında dünyanın en büyük

profil üreticisi Deceuninck Grubu ile

güçlerimizi birleştirdik. Profesyonel teknik

ekip ve uzman çalışanlarla birlikte yoğun

Ar-Ge çalışmaları neticesinde sürekli

yenilikçi ürünler geliştiren Deceuninck,

inovatif ürünlerini 4 binden fazla

müşteriyle buluşturuyor. Deceuninck

bugün, dünya çapında 35 iştiraki ve 3

bin 500’den fazla çalışanıyla 91 ülkede

faaliyet gösteriyor.

Deceuninck Grubu’nun Türkiye temsilcisi

olan Ege Profil, 2014 yılında alüminyum

sektörüne de adım attı ve Deceuninck Alüminyum

Sistemleri ve Winsa Alüminyum

Sistemleri ile sektöre yenilikler getirerek

2016’da IQ Alüminyum Sistemleri’ni yarattı.

IQ Alüminyum Sistemleri çok kısa

zamanda tüm ihtiyaçlara cevap veren 10

değişik açılır sistem, tüm kullanım kolaylıklarını

içerisinde barındıran 7 değişik sürme

sistem, hem katlanır cam hem katlanır

kapı hem de nostaljik kepenk uygulamalarına

izin veren 1 katlanır sistem, bunun

yanında; vitrin sistemleri, menfez sistemleri,

güneş kırıcılar, sineklik sistemleri,

denizlik, pervaz, panjur profilleri, skylight

sistemleri, ahşap kapı kasaları, basit ofis

bölmeler ile silikon cephe, kapaklı cephe

ve entegre cephe sistemlerini satış portföyüne

alarak geniş bir alüminyum sistem

ağına sahip oldu. Ege Profil böylece hem

PVC hem de alüminyum sektöründe birbirinden

değerli markaları ile yüzde yüz

müşteri memnuniyeti hedefi doğrultusunda

hizmet ağını daha da güçlendirdi.

Türk Alüminyum Sektörü hakkında

düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Rakamsal olarak mevcut durumu

nasıl buluyorsunuz?

Alüminyum otomotiv, yapı, beyaz eşya,

paketleme, savunma, enerji, havacılık ve

76

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

ulaştırma gibi çok farklı alanlarda kullanıldığı

için kritik bir hammadde ve dolayısıyla

önemli bir sektör. Son 5 yılda Avrupa’da

ortalama 4,4 büyüyen alüminyum sektörünün

Türkiye’de yüzde 7’nin üzerine çıkmasını

bekliyoruz. Türkiye’de ortalama 1

milyon 300 bin ton iş hacmi olan sektörün

ithalatı 2,5 milyar dolar, ihracatı ise 2

milyar dolar düzeyinde. Avrupa ile kıyasladığımızda

Türkiye’de kişi başı alüminyum

tüketiminin yüksek olduğunu baz alırsak,

sektörün Türkiye’de büyüme potansiyeli

taşıdığını söyleyebiliriz.

Rekabet noktasında firmanızı diğer

markalardan ayıran özellikler ve

öncelikler nelerdir?

Yakın zamana kadar, doğru ürün denince

Avrupa, Amerika ya da Uzakdoğu akla gelirdi.

Ancak Türkiye’nin şartları ve iklimine

bağlı olarak doğru ürünü üretmek kaçınılmaz

hale geldi. Artık kendimize güvenmeli

ve doğru ürünü kendimiz üretmeliyiz. Bu

amaçla sektördeki ilklerden birini gerçekleştiren

Ege Profil, geçtiğimiz aylarda kendi

alanında Türkiye’de kurulu Ar-Ge merkezi

unvanını aldı. Yani bu demek oluyor

ki artık kapı pencere sektöründe Türkiye

şartlarında en iyisini tasarlayıp üretebilen

bir Ar-Ge merkezi var. Biz tüm sistemlerimizle

zaten hedefimiz olan doğru ürün

ve başarılı uygulama için çalışmalarımıza

ara vermeden devam ediyoruz. Ancak

bir püf nokta var; ortaya çıkan her doğru

ürün ancak doğru ellerle ve doğru uygulama

ile bir bütün olabiliyor. Bu sebeple

tüm bayilerimize ürün imalat ve montaj

eğitimleri veriyoruz. Doğru ürünü laboratuvarda

üretebiliriz. Bu üretimle tasarım,

faydalı ürün ödülleri de alabiliriz. Ancak bu

ürünün kullanım ve uygulama inceliklerini

anlatmadan, yazmadan, uygulamadan geliştirdiklerimiz

sadece kağıt üzerinde kalır.

Böylelikle şunu söyleyebiliriz ki Ar-Ge merkezimiz

ve bayi eğitimlerimizle fark oluşturuyoruz.

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek

ürün grubunuz hangisi?

Öncelikle tam performans sağlayan ve

marka bilinirliği en yüksek sürme sistemimiz

olan Renovatio’dan örnek vermek

istiyorum. Düşünün ki Ankara’da oturuyor

ve İzmirli arkadaşlarınızın evlerinde kullandığı

sürme kapı ve pencereleri görüyorsunuz.

Hiçbir yer kaybı yaratmadan açılıp

kapanabilen ve geniş alanlar yaratabilen

bu sürme sistemlerinin bugüne kadar

tek olumsuz tarafı yalıtım yönünden sağlayamadığı

yüksek performanstı. Ancak

Ar-Ge’miz tarafından tasarlanan Renovatio

ile artık yüksek performansa ulaşmak

mümkün. Çünkü Renovatio sürme sistemleri,

kullanım kolaylığının yanı sıra aynı zamanda

açılır sistemlerin sağladığı yüksek

performans değerlerine de sahip. Böylece,

örneğin soğuk kış iklimiyle bilinen

Ankara’da sürme sistemlerini kullanmak

verimli olmaya başladı. Bir diğer örneğimiz

de her türlü katlanır ve açılır sistemlerini

yapabildiğiniz Vival serimiz ki; bu ürünümüzde

unutulmaya yüz tutmuş geleneksel

kepenk uygulamalarını modern aksesuarlarla

birleştirerek evlerimize, işyerlerimize,

yaşam alanlarımıza getiriyoruz. Pratik

açılıp kapanabilme imkanı ile katlanır cam

sistemlerinin kullanımı gün geçtikçe artıyor.

Restoran ve teras kullanımları için

mükemmel uyumluluk sağlayan Vival katlanır

cam sistemlerimiz ile sınırsız renk

seçenekleri, kapama profilleri ve işlevsel

conta yapısı sayesinde yalıtımın en güvenilir

halini sunuyoruz.

Önümüzdeki dönem için üretim ve

yatırım planlarınızdan biraz bahseder

misiniz?

Ege Profil Tic. ve San. A.Ş. olarak 36 yıllık

tecrübemizin gücüyle yurt içi ve yurt

dışında önemli yatırımlar yapıyoruz. Son

yıllarda alüminyuma olan talep neticesinde,

Deceuninck Grubu PVC sektöründeki

başarısını alüminyumda da göstermek için

farklı yatırımlar yapmaya karar verdi. Bunun

neticesinde, grubun da büyük desteği

ve yatırımları ile IQ Alüminyum Sistemleri’ni

Türkiye’de daha da büyük ve önemli

projelerde görüyor olacağız. Teknolojiye

yaptığımız yatırımlar, AR-GE çalışmalarımız,

kalite anlayışımız ve sürdürülebilirlik

politikalarımız ile Türkiye’de sektörün nabzını

değiştirmeye devam edeceğiz.

Geçtiğimiz ay düzenlenen ‘AluExpo

2017 Fuarı’ hakkında neler söylemek

istersiniz?

AluExpo 2017, Türk alüminyum sanayisinin

önde gelen temsilcilerinin ve yan sanayi

firmalarının katıldığı, çok sayıda ülkeden

gelen ziyaretçilerin olduğu önemli bir fuar.

Sektör temsilcileri arasında sürdürülebilir

bilgi alışverişinin sağlandığı ve yeni iş birliklerinin

geliştirildiği bu fuarları önemsiyoruz.

Diğer yandan, çok sayıda ülkenin katılımıyla

uluslararası bir statüye bürünen

fuarın, Türkiye alüminyum sektörünü de

dünyaya açacağı fikri biz sektör temsilcilerini

heyecanlandırıyor. Türkiye’nin alüminyum

sektöründeki büyümesini ve sektöre

yönelen uluslararası ilgiyi takip ediyoruz.

Yapı Malzeme Aralık 2017 77


Dosya

Assan Alüminyum

yeni yatırımlarıyla zirveyi hedefliyor

Kibar Holding şirketlerinden Assan Alüminyum’un Antalya’da gerçekleştirdiği İş Ortakları Toplantısı’nda

şirketin bugünü ve yarını adına önemli mesajlar verildi. Toplantıda ayrıca Assan

Alüminyum’un yeni logo ve mottosunu da ilk defa tanıttı.

Türkiye’nin önde gelen sanayi gruplarından

Kibar Holding bünyesinde faaliyet

gösteren yassı alüminyum sektörünün

lider kuruluşu Assan Alüminyum, İş Ortakları

Toplantısı’nı 24-27 Ekim tarihleri

arasında Antalya’da Rixos Premium Belek

Hotel’de gerçekleştirdi. Geniş katılım

ile gerçekleşen etkinliğin ev sahipliğini ve

açılış konuşmasını Kibar Holding Yönetim

Kurulu Başkanı Ali Kibar yaptı. Kibar Holding

CEO’su Dr. Tamer Saka’nın Hoşgeldiniz

Konuşması’nı yaptığı toplantıda Assan

Alüminyum Genel Müdürü Göksal Güngör

ise pazarın ve şirketin geleceği konusunda

bir sunum gerçekleştirdi. Toplantıda

Assan Alüminyum’un yeni logosunun lansmanı

yapıldı ve ilk olarak iş ortaklarına

tanıtıldı.

Dijitalleşme Çağının Getirilerini Hızlı

Bir Şekilde İş Alanlarımıza Entegre

Etmemiz Gerekiyor

İlk iki gün yetkili satıcılarla yapılan toplantıların

ardından, üçüncü gün programı tüm

iş ortaklarının katılımıyla Ali Kibar’ın açılış

konuşması ile başladı. Kibar Grubu’nun

amiral gemisi olan Assan Alüminyum’un

dünden bugüne geldiği noktayı ve bunda iş

ortakları ile olan uzun süreli ilişkilerin önemine

değinen Kibar Holding Yönetim Kurulu

Başkanı Ali Kibar, “45 yıl öncesinde

“Güven” üzerine kurduğumuz ilişkilerimiz

bugün “Büyük Bir Aile” olmamıza vesile

oldu. Bu uzun yolculuğumuzda, siz değerli

paydaşlarımızla bugüne kadar yakaladığımız

başarılarımızı sürdürülebilir kılmamız,

karlı bir büyüme için tüm kaynaklarımızı etkin

kullanmamız ve

dijitalleşme çağının

getirilerini hızlı bir

şekilde iş alanlarımıza

entegre etmemiz

gereken bir döneme

girmiş bulunmaktayız.

Stratejilerimizi

ve iddialarımızı, hedeflerimizden

ödün

vermeksizin hayata

geçirebilmemiz ve iş

sonuçlarına yansıtabilmemiz

“Güvene

Dayalı Birlikteliğimizin”

bir sonucu olacaktır”

dedi.

Yatırımlarla Pazardaki Rekabet

Gücümüzü Korumaktayız

Ali Kibar ayrıca, “Ulaşımdan gıda ürünlerine

kadar geniş bir yelpazede ürün geliştirdiğimiz,

Assan Alüminyum’da hem

yeni hem de mevcut üretim içerisinde

yaptığımız yatırımlarla pazardaki rekabet

gücümüzü korumaktayız. Değişen piyasa

koşullarına göre bizlerde hedeflerimiz doğrultusunda

çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Şirketlerimizde yaptığımız çalışmalarda

ve yatırımlarda Endüstri 4.0 trendlerine

uyum sağlayacak yönlendirmeleri öncelikli

yol haritamız içinde görüyoruz.” dedi.

“Rekabetin Her geçen Gün Arttığı

Bir Dönem Yaşıyoruz”

Etkinlikte iş ortaklarına konuşan Kibar

Holding CEO’su Dr. Tamer Saka ise iş hayatının

hem gerekli, hem de kaçınılamaz

bir parçası olan değişime vurgu yaptı. Çalışanlarının

yaratıcı yenilikçi fikirlerini ortaya

çıkarmak, ödüllendirmek ve başarı hikâyelerini

grup şirketleriyle paylaşmak üzere

Mavi Damla Ödülleri projesini hayata geçirdiklerini

anlatan Tamer Saka, “Rekabetin

her geçen gün arttığı bir dönem yaşıyoruz.

Grubumuzu hedeflerine taşıyabilmek

için stratejik önceliklerimiz doğrultusunda

şirketlerimizi ileriye taşıyacak atılımları belirli

bir plan çerçevesinde gerçekleştiriyoruz.

Bu kapsamda çalışanlarımızın yaratıcı

yenilikçi yaklaşımlardaki başarılarının grup

genelinde tanınması ve ödüllendirilmesi

en önemli önceliklerimizdendir” dedi.

78

Yapı Malzeme Aralık 2017


Serdar Süsoy / Proje Müdürü

“Bilinçli yapılaşma

ancak bilinçli yapılarla olur”

“İyi bir ekip olmanın her şeyden önemli olduğuna inanıyorum. İyi bir ekibin başında olabilmek

en önemli kriterlerin başında gelmektedir. İlgili ekibin altyapısı, teknik bilgi ve becerisi,

sorumluluklarının farkında olması ve çalışkanlığı yapmakta olduğunuzu projeye ve o projeyi

yapan markaya çok ciddi katkılar sağlayacaktır.”

Kentsel dönüşüm alanı ilan edilmesi ile

hızla değişen ve yenilenen Acıbadem’de

modern bir konut projesi daha yükseliyor.

1.2 milyar TL yatırımla Avrasya Tüneli’nin

Anadolu yakası çıkış noktasında iki etap

olarak inşa edilen The Mandarins Acıbadem

projesinde bin 115 daire yer alacak.

Alışılmışın dışında bir cephe tasarım modeliyle

ön plana çıkan projede, kullanılan

ürünleri ve niteliklerini Proje Müdürü Serdar

Süsoy’dan hep birlikte öğrenelim.

Kısaca kendinizden ve

projelerinizden bahsedebilir misiniz?

Yüksek Mimar Mühendisim. Eğitimimi

Almanya ve Avusturya’da tamamladım.

Yaklaşık 22 yıldır bu sektördeyim ve birçok

farklı projede de görev aldım. Bunların

arasında ilaç fabrikaları (toplam 14 ilaç

fabrikası projesinde bulundum ve 2 tanesini

de sıfırdan inşa ederek teslim ettim),

otel – restaurant projeleri, fabrikalar ve

konut projeleri bulunuyor. Toplamda 1,5

milyon m2 üzerinde kapalı alan inşaatına

katkılarım söz konusudur.

Gerçekleştirdiğiniz projelerinizde

öncelikleriniz nelerdir? Kaliteli

bir proje ortaya çıkartırken

referanslarımız neler olmalı?

İyi bir ekip olmanın her şeyden önemli olduğuna

inanıyorum. İyi bir ekibin başında

olabilmek en önemli kriterlerin başında

gelmektedir. İlgili ekibin altyapısı, teknik

bilgi ve becerisi, sorumluluklarının farkın-

80

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

da olması ve çalışkanlığı yapmakta olduğunuzu

projeye ve o projeyi yapan markaya

çok ciddi katkılar sağlayacaktır. Kaliteli

bir projeyi ortaya çıkartırken öncesinde

yapacağınız çalışmalar ve buna harcanacak

süre de büyük önem taşımaktadır.

Profesyonel ve bilinçli bir ön hazırlık kaliteli

projeyi de beraberinde getirecektir. Bu

hazırlık sonrasında da projeniz start aldığı

an itibariyle sektörde ki gelişmeleri çok

iyi takip ediyor olmanız gerekiyor. Günümüzde

teknik çok hızlı ilerlemekte olduğu

için güncel projeler, güncel malzemeler ve

uygulamalar hakkında sürekli olarak kendimizi

güncellemek ve bu gidişatı iyi takip

ederek ayak uydurmak zorundayız. Aksi

takdirde bu rekabet içerisinde var olmamız

mümkün olmayacaktır.

Bulunduğunuz bölgede ‘Solar dış

cephe kontrol sistemi’ni ilk defa siz

kullanıyorsunuz. Sistem hakkında

ve sistemin bina sakinlerine dönük

avantajlarından biraz bahseder

misiniz?

Bildiğiniz üzere günümüzde en önemli

konu enerji . Enerjiyi elde etmek veya bu

enerjiyi bilinçli kullanmak ve bu enerjiden

en uygun şekilde faydalanmak için çok

ciddi yatırımlar yapılıyor. Artık yenilenebilir

enerji projelerinin ardı arkası kesilmiyor

ve yatırımlar dünya çapında trilyonları

buluyor. İşte bu mantık çerçevesinde projemizde

üretilecek olan enerjiyi (örneğin

ısıtma ve soğutma için harcanacak elektrik)

bilinçli bir şekilde kullanmak ve bu

enerjiyi de tasarruflu bir şekilde tüketebilmek

adına “Solar camlı stick cephe”

sistemini seçtik. İlgili cam-cephe sistemimiz

özellikle yaz aylarında daire cephelerinden

girecek olan güneş UV ışınlarını %

91 mertebelerinde kırabilmektedir, bu da

içeride soğutma ve ısıtma için harcanacak

giderlere yönelik olarak %40 tasarruf sağlamaktadır.

Birçok avantajı olmasına rağmen,

bu sistemin kullanım oranının çok

düşük seviyelerde olmasını hangi

sebeplere bağlıyorsunuz?

Kullanım oranının düşük olmasının maliyetlerden

dolayı olduğunu düşünüyorum.

Türkiye de bu tarz yatırımları yapan firmalar

teknik ve kalite anlamında uzun soluklu,

dayanıklı yapılara yüksek maliyetler

sebebiyle girmek istemiyorlar. Kanunlar

çerçevesinde olması gerekeni yerine getirerek

asgari müşterekte bir an önce ilgili

yatırımı paraya çevirmeye çalışıyorlar, eğer

proje sonunda fiyatlarda uygunsa açıkçası

ilgili projeden daire alacak vatandaşta kalkıp

“sizde solar cam varmı” diye sormuyor.

Bizler daha Türkiye de “akıllı ev” in

ne demek olduğunu bilmiyoruz. Dairenin

panjuru ev otomasyon sistemi üzerinden

açılıp kapandığı zaman o ev akıllı olmuyor.

Akıllı ev; kendi enerjisini ürettiği zaman

akıllı oluyor, kendi suyunu kendi toplayıp

filtreledikten sonra tekrar kullanım suyuna

kattığında akıllı oluyor, solar cam kullanarak

maliyetleri %40 mertebelerinde aşağıya

çektiğinde akıllı oluyor.

Sürdürülebilirlik ve inovasyon

anlamında da bu tarz sistemler

genel kabül görmüş cephe

sistemlerinin bir parçası haline

gelemez mi?

Kesinlikle gelebilir, ama bunu önümüzde

ki süreç gösterecektir.

Burada bu sistemin sürdürüleblirliğinin

oluşabilmesi için sistemin yapıya verdiği

katkı analitik bir şekilde takip edilmelidir

diye düşünüyorum.

Hızla artan ve birbirine benzeyen

projeler hakkında neler

düşünüyorsunuz?

Temelinde bir ticaret mantığı söz konusu

olduğu için işin estetik yönü maliyetlere

bağlı olarak monotonlaştırılıyor diye düşünüyorum.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

İnşaat sektörü şu anda Türkiye ekonomisinin

çarkını döndürmekte olan en büyük

sektörlerin başında geliyor.

Ancak bilinçli yapılaşma, bilinçli yapılarla

oluyor, bu yüzden bu işlerin bu işi bilen

uzmanlara yaptırılması ve bu uzmanlara

kulak verilmesi bahsi geçen “bilinç” in artmasına

ve bilinçli tüketicilerin oluşmasına

sebebiyet verecektir.

Tabii bu bilinç çerçevesinde işler yapılırken

de devletin kanunlar ile bu çalışmalara

ciddi anlamda destek vermesi gerekiyor.

Yapı Malzeme Aralık 2017 81


“Bizi farklı kılan;

müşterilerimiz ile kurduğumuz birebir

sıcak ilişkiler”

Katma değeri yüksek ürünler üretmek amacıyla bu yıl Ar&Ge Merkezimizi faaliyete geçirdik.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından onaylı Ar&Ge Merkezimizde bundan böyle inovatif ve

katma değeri yüksek ürünlerle iç ve dış pazarda yer almaya devam edeceğiz.

Türkiye’nin en büyük entegre tesisleri

arasında yer alan Zahit Alüminyum, ‘İstikrar-Güven-Kalite’

politikası ile pazardaki

yerini her geçen gün sağlamlaştırarak ilerlemektedir.

Zahit Alüminyum Genel Müdürü

Zeki Akbulut ile şirketteki son yenilikleri ele

almaya çalıştık.

Türk Alüminyum Sektörü hakkında

düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Rakamsal olarak mevcut durumu

nasıl buluyorsunuz?

Alüminyum günümüzde kullanım alanları

gittikçe artan bir metal. Estetik görünüm ve

dayanıklılık alüminyum pazarını her geçen

gün daha cazip hale getiriyor. Otomotiv,

inşaat, enerji, reklamcılık, beyaz eşya, mobilya,

elektrik-elektronik, makine imalatı,

havacılık ve savunma sanayi gibi alanlarda

en önemli ürünler arasında yer alıyor.

Bu olumlu gelişmelere rağmen her sektörde

olduğu gibi alüminyum sektöründe de

bir daralma söz konusu. Bunun en önemli

nedeni 2016 yılında yaşanan menfur darbe

girişimidir. Bunun yanında sınırlarımızda yaşanan

olaylar da etken tabiki…

PAZARDAKİ DARALMA

Rakamlara baktığımızda 2016 yılında pazarda

daralma yaşandı. 2015’te 5,5 milyar

USD olan ihracat hacmi geçen yıl daralma

gösterdi. 2016’da ihracat 2,2 milyar USD,

ithalat 2,9 milyar USD olarak gerçekleşti.

Toplam ihracat hacmi 5,1 milyar dolara geriledi.

Bu yıl sonuna kadar ise 2015 rakamlarını

yeniden yakalayacağımızı umuyoruz.

Ülkemizde alüminyum sektörünü dünya ile

kıyasladığımızda daha iyi bir tablo görüyoruz.

Geçen yıl hariç Dünya’da Alüminyum

pazarı ortalama %6 büyürken ülkemizde

%10 büyüme gösteriyor.

HAMMADDEDE DIŞA BAĞIMLILIK

Bu olumlu büyümeye karşın hammaddede

dışa bağımlılığımız sürüyor. Ülkemizin cari

açığının geçen sene 700 milyon USD kısmı

Alüminyum sektöründen kaynaklı. Bu rakamın

toplam ticaret hacmi ile doğru orantılı

olarak artışı dikkate alınırsa 5 sene sonra

1 milyar dolar civarında olur. Bunun nedeni

ise Alüminyum hammaddesinde halen

%90’ın üzerinde bir oranla dışa bağımlılığımızın

söz konusu olmasıdır.

KİŞİ BAŞI TÜKETİMDE GERİDEYİZ

Bu yüzyılın metali Alüminyumun, gelişmiş

ülkelerde kişi başına kullanım miktarı 30 kilolarda,

Türkiye’de ise 15 kilo civarında. Bu

durumda, bırakın ihracatı ülkemizde alüminyum

kullanımının gelişmiş ülkeleri yakalaması

için bile yani iç piyasa ihtiyacı için

biz milyar dolarları Alüminyum hammaddesi

için vermeye devam edeceğiz. Bu nedenle

hammadde arz güvenliği önem kazanıyor.

FİYATLAR BİR YILDA YÜZDE 45-50

ARTTI

Geçen yıldan bu yana alüminyum fiyatı yüzde

45-50 oranında arttı. Bir ton alüminyumun

fiyatı yuvarlak hesapla 2.500 USD

yükseldi ve alüminyum hammaddesi USD

üzerinden peşin alınıp çoğunlukla TL vadeli

satılıyor Üstelik döviz fiyatındaki son 7-8

ayda yaşanan gelişmeler de rekabet şansımızı

düşürüyor. Bu da işletme sermayesi

ihtiyacını ciddi anlamda tavan yaptırıyor.

Bizim sektör olarak artık bazı şeyleri sorguluyor

olmamız gerekiyor. Birim zamanda

üretilen malzeme miktarları, fire oranlarını

ve karlılıkları, başa baş noktalarını, verimliliklerini

tekrar gözden geçirmemiz lazım.

Kendi sektörümüz ile ilgili örnek vermek

gerekirse; Avrupa’da ekstrüzyon işletmeleri

%11-13 fire ile üretim yaparken, Türkiye’de

ekstrüzyon işletmeleri %18-23 fire ile üretim

yapıyor; Avrupa’da ekstrüzyon işletmeleri

zımba ucu hızı 15-30 mm/s ile üretim yaparken

,Türkiye’de ekstrüzyon işletmeleri zımba

ucu hızı 3-13 mm/s ile üretim yapıyor.

MARKALAŞMA VE ARGE

Diğer bir konu; ülkemiz ara mamul ihracatında

iyi bir konumda ancak markalaşma

ve içinde daha fazla bilgi ve teknoloji barındıran

katma değeri yüksek ürünlere yönelmemiz

gerekiyor. En azından kendimize

hedef olarak cari açığın Alüminyum kısmını

kapatmak zorundayız. Günümüzde rekabetin

hızla artmasıyla birlikte markaların bu

yarışta kendilerini öne çıkartacak ve fark

oluşturacak en önemli unsuru inovasyondur

ve bunun yolu ise AR&GE’den geçmektedir.

Biz de Zahit Alüminyum olarak, katma

değeri yüksek ürünler üretmek amacıyla bu

yıl AR&GE Merkezimizi faaliyete geçirdik.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından

onaylı AR&GE Merkezimizde bundan böyle

inovatif ve katma değeri yüksek ürünlerle iç

ve dış pazarda yer almaya devam edeceğiz.

AR&GE kültürü, nitelikli personel altyapısı

ve laboratuvar imkanları ile ülkemiz için

katma değeri yüksek, özellikli alüminyum

malzeme üretimi için çok sayıda test ve

simülasyon kabiliyetlerini kullanarak çalışmalarımızı

sürdürüyoruz. Bunları yaparken

ülkemizin bir birinden değerli üniversiteleriyle

işbirliği halindeyiz.

İNSANSIZ FABRİKALAR

Yani bir noktadan sonra maliyetleri yeterince

düşük dahi olsa Endüstri 2.0 ve Endüstri

3.0 olan klasik bir firma ile Endüstri 4.0 a

geçmiş, nesnelerin iletişimi ile işleyen bir

firma bir biri ile çalışamaz hale gelecek.

Endüstri 4.0 ile no man, no touch, no light

sloganı kullanılıyor. Yani insansız fabrikalar

devreye girecek, ürünler el değmeden üretilecek

ve hiç bir insanın çalışmadığı fabrikalarda

ışık yakmaya bile gerek olmadığı için

‘no light’ özellikle vurgulanıyor.

Endüstri 4.0 ile bilgi ve iletişim teknolojilerinin

yardımıyla üretim maliyetlerinin düşürülmesi

önem kazanmıştır. Bazı hesaplamalara

göre, yeni ürünleri pazara sunma

süresi %25 ile % 50 arasında azalabilecekken,

mühendislik giderleri %30’a kadar düşebilecek

ve % 70’e kadar enerji tasarrufu

sağlanabilecek. Endüstri 4.0 ile 2018 Sanayide

kullanılacak robot sayısının yaklaşık

3 milyona, birbirine bağlı cihaz sayısının 13

milyardan 29 milyara çıkması bekleniyor.

Rekabet noktasında firmanızı diğer

markalardan ayıran özellikler ve

öncelikler nelerdir?

Türkiye’de alüminyum profil ile ilgili stan-

82

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

dart bilinci ve kültürü hem biz imalatçılar,

hem de müşteri tarafında oturdu. Profil kalitesi

çok farklılık göstermiyor. Satış fiyatını

ele alırsak %75 sadece hammadde maliyeti

söz konusu. Bu hammaddeyi Dolar ve Borsa

üzerinden peşin alıp vadeli satış yaptırıyorsunuz.

Artık sadece fiyat ve kalite ile

müşteriyi ikna edemiyorsunuz. Bu durum

neredeyse diğer sektörlerde de böyle. Bu

nedenle müşteriye çok farklı iş modelleri,

yeni enstrümanlar kullanmanız gerek. Bizim

farklı tarafımız müşteri ile kurduğumuz birebir

sıcak ilişkilerdir. Proje detay, finans çözümleri

ve sunduğumuz farklı iş modelleri

ile müşterilerimize hizmet veriyoruz. Maalesef

şimdilik detayını veremeyeceğim ancak

şunu söyleyebilirim özellikle son 1 senedir

girdiğimiz projelerle bunun semeresini almaya

başladık.

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek

ürün grubunuz hangisi?

Aluminance, Zahit ve Vetrina markaları ile

alüminyum profil; Aluminance ve Vetrina

markaları ile kompozit panel ve ZahitSolarfield

ve Solarfield markaları ile fotovoltaik

panel üretimi yapıyoruz.

Uzun ömürlü, kullanışlı, çevreci ve ekonomik

özellikleri nedeniyle modern mimaride

kullanımı hızla artan prestij markamız ‘Aluminance’dır.

Birinci kaliteyi temsil eden A

ve İngilizce’de parlaklık anlamına gelen Luminancenin

birleşiminden doğan Aluminance

markası artık Zahit markası gibi güvenle

ve kalite ile eşdeğer anılıyor.

“Aluminance”, çevresel koşullar, boyutsal

talebi karşılayabilen dayanım, mimari estetik,

kullanım kolaylığı ve optimum fayda

faktörleri dikkate alınarak tasarlanan sistemleri

ile kullanıcıyı cezbediyor. Aluminance

ile tüm sektörel gelişmeleri, teknolojik

yenilikleri ve müşteri taleplerini dikkate alarak

proje bazlı yenilikçi çözümler sunuyoruz.

Siparişin başından teslimatına kadar geçen

süreçte müşteri memnuniyetini en üst seviyede

tutuyoruz.

İnovatif bakış açısıyla yürütülen Ar&Ge ve

Ür&Ge çalışmaları ile marka değerini geliştirmeye

yönelik yatırımlar yapıyor ve yenilikçi

ürünleri piyasaya sunuyoruz. Bu kapsamda

ürün portföyümüzü sürekli geliştiriyoruz.

Bu kapsamda prestijli sistem markamız

Aluminance ürün portföyünden bahsetmek

isterim. 2015 yılında mimari sistem kategorisinde

Aluminance LS55, S32 +, S32

sürme ve Aluminance W55 + yalıtımlı, W55

yalıtımsız kapı pencere sistemlerini lanse

ettik. Bu çalışmaların devamı niteliğinde

ise 2016 yılında Aluminance F50 klasik

kapaklı cephe ve F60 silikon cephe sistemlerini

ürettik. Aluminance F50 klasik kapaklı

cephe sistemi, sektörel taleplere cevap

verebilecek ölçüde içeriden ve dışarıdan 50

mm genişliğe sahip profillerle oluşturuldu.

Sektörel bazda birçok benzer sistemden

farklı şekilde dizayn edilen Aluminance F60

silikon cephe sistemi ise optimum verimlilik,

kolay imalat ve montaj faktörleri dikkate

alınarak 60 mm profiller ile tasarlandı.

2017 yılında yüksek su ve hava geçirimsizlik

değeri ile sektörün en iyi performanslı

sürme sistemi olan Aluminance Eco Slide

serisini geliştirdik ve tüm ral renkleri, eloksal

renkleri veya ahşap görünümlü yüzey

işlemi seçenekleri ile müşterilerimizin beğenisine

sunduk.

Kompozit panel

Yapı sistem markamız olan “Aluminance”

adı altında alüminyum profilin yanı sıra

Aluminance Plus” ve “Aluminance Class”

markaları ile kompozit panel üretimi de yapıyoruz.

Zeki Akbulut

Zahit Alüminyum Genel Müdürü

Önümüzdeki dönem için üretim ve

yatırım planlarınızdan biraz bahseder

misiniz?

Alüminyum Kompozit panel, daha çok yapı

sektöründe kullanılan bir ürün olmasına

karşın, kolay uygulama özelliği, modern

görünümü, ekonomik fiyatları, geniş renk

seçenekleri, modern tasarımları, ucuz işçiliği

ve hafif yapısı gibi çeşitli avantajları

nedeniyle dekorasyon ve reklam başta olmak

üzere birçok alanda tercih ediliyor. Bu

yoğun kullanım olanakları bize kompozit panelde

yeni yatırımların yolunu açtı.

Hafif yapısı ile taşıyıcı sistem ve kolonlara

ekstra yük bindirmeden yüksek standartlı

binaların yapılmasına olanak sağlayan alüminyum

kompozit panelde, şu anda B1 ve

B2 normlarında üretim yapıyoruz. Buna ek

olarak, yeni yılın ilk aylarında tamamlanacak

yeni yatırımımızla birlikte A2 normlarında

üretime de geçeceğiz.

Yeni trend bir yapı malzemesi olan kompozit

paneller, yapıların dış yüzeyleri için taş,

tuğla, ytong gibi ağır ve mali külfetli malzemelerin

yerine kullanılarak hem daha modern

hem dayanıklı hem de düşük maliyetli

projelerin ortaya çıkarılmasını sağlıyor.

Dış cephenin yanı sıra iç mimaride de yine

aynı kullanım avantajları nedeniyle tercih

edilen kompozit paneller, geniş renk kartelasıyla

da kullanıcıları cezbediyor.

Kompozit paneller;

Yapıların iç ve dış cephe uygulamalarında,

Ticaret, iş ve alışveriş merkezlerinde,

Dükkânlarda, banka ve otel cephe uygulamalarında,

Havaalanları, tren garları, otobüs terminallerinde,

Tünel - Metro istasyonları iç yüzey kaplamalarında,

Stadyum ve spor kompleksi uygulamalarında,

Eski binaların yenileme uygulamalarında,

Her türlü balkon dekorasyon uygulamalarında,

Kolon - kiriş kaplamalarında, saçak, tavan

kaplama uygulamalarında,

Ofis uygulamalarında, reklam ve ilan pano

tasarım ve uygulamalarında,

Akaryakıt istasyonlarında, otobüs, metro

duraklarında, sergi ve fuar merkezlerinde,

Her türlü işaret yönlendirme levhalarında,

yürüyen merdiven ve asansörlerde rahatlıkla

kullanılıyor.

2018 yılı için planladığımız yatırımların ikincisi

ise Dikey Boyahane Hattıdır. Mevcuttaki

yatay boyama tesisimizi, dikey boyama

tesisi ile değiştiriyoruz. Bu yenilenme ile

ürünlerimizin boya kalitesinde iyileşmenin

yanı sıra, yüksek kapasitesi sebebiyle de

çok kısa terminlerle müşteri memnuniyetini

artıracağız. Dikey Boyahane Hattındaki üretimle,

250 gramın altındaki ince profillerin

orta kısmında meydana gelen askı izleri de

ortadan kalkmış olacak. Bu da doğal olarak

Zahit Alüminyum’un ürünlerini tercih eden

firmaların firesini azaltacaktır.

Yapı Malzeme Aralık 2017 83


“A+ projelerde

belirgin şekilde

tercih ediliyoruz”

İlhan Bilici / Satış ve Pazarlama Müdürü

“Seçilmiş ve yoğun eğitimlerden geçirilmiş belirli

sayıda uygulayıcı bayi ile çalışıyoruz Fazla tabana

yayıldığınızda kaliteyi kontrol edememe riskini göze

almanız gerekmekte. Bu bizim arzu ettiğimiz bir

çalışma şekli değil.”

ARYA Alüminyum Mimari Sistemler Paz. Ve

Tic. A.Ş. 200 yıllık bir Alman markası olan

HUECK firması ile işbirliğine girerek, HUE-

CK firmasının markası altında alüminyum

giydirme cephe ve doğrama profil üretim

ve pazarlama faaliyetlerinde bulunmakta.

Satış ve Pazarlama Müdürü İlhan Bilici ile

dsoya konumuz çerçevesinde firmalarının

faaliyetleri, ürünleri ve önümüzdeki döneme

dair planları hakkında konuştuk.

HUECK Hakkında bilgi alabilir miyiz?

1814 yılında kurulmuş olan Hueck 200 yılı

aşan geçmişiyle Avrupa’nın köklü işletmelerinden

birisidir. Bir Alman firması olan

Hueck, bugün dünyanın birçok coğrafyasında

faaliyette bulunan büyük alüminyum

üreticilerinden birisi konumundadır. 2014

yılında, Hueck mimari sistem bölümü

ayrı bir şirket olarak yeniden yapılanmış

ve yapılan bu büyük yatırımla müşterilerine

pencere, kapı ve cephe sistemlerinde

daha esnek, daha ekonomik ve daha

başarılı ürünlere ulaşmasını sağlamıştır.

Türkiye’de distribütörlük yapısı ile inşaat

sektörü için “mimari alüminyum sistemler”

alanında çözüm sağlamaktadır.

Türkiye’deki çalışmalarınızı

özetleyebilir misiniz?

2016 yılında Türkiye’de mimari alüminyum

sistemleri alanında Hueck ile birlikte

çıktığımız yolda 2017 yılında da arzu

ettiğimiz hedefleri tutturmuş olmamızın

mutluluğunu yaşıyoruz. Türkiye Hueck Ofisi

olarak daha çok işin mühendisliği ve

pazarlamasıyla uğraşıyoruz. Seçilmiş ve

yoğun eğitimlerden geçirilmiş belirli sayıda

uygulayıcı bayi ile çalışıyoruz Fazla tabana

yayıldığınızda kaliteyi kontrol edememe

riskini göze almanız gerekmekte. Bu bizim

arzu ettiğimiz bir çalışma şekli değil.

Hueck tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de

de A+ projelerde belirgin şekilde tercih

ediliyor. 2016-2017 yıllarında Seba Ofis

Projesi, Tarlabaşı 360 kentsel dönüşüm

projesi, Bulvar G Blok kule projesi, Göztepe

İskele 9 projesi, Forum AVM projesi

gibi çok özel projelerde Hueck sistemleri

tercih edildi.

Sektörünüzün mevcut konumu ve

geleceği hakkında görüş bildirmek

ister misiniz?

Rakiplerimiz içerisinde yer alan yerli firmalar

da ürünlerini teknik açıdan geliştirerek

pazardan daha fazla pay almayı hedeflemektedirler.

İnşaat sektörü Türkiye için

her zaman dinamik bir sektör olmuştur.

Bunun sebebi kendi ile birlikte 35 iş alanını

daha besleyerek ekonomiyi yönlendiren

bir yapısı olmasıdır. Türkiye Hueck olarak

geleceğe ve alüminyum sektörüne pozitif

olarak bakıyoruz. Ülke içerisinde zaman

zaman durağanlıklar olsa da, biz Türkiye’nin

genç nüfus potansiyelinin inşaat

sektörünün büyümesini destekleyeceğine

inanıyoruz.

Rekabet noktasında firmanızı diğer

markalardan ayıran özellikler ve

84

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

öncelikler nelerdir?

Bildiğiniz gibi ülke olarak enerji konusunda

dışa bağımlı bir ülkeyiz. Bu nedenle

önümüzdeki dönemde enerji zengini olan

ülkeler bile enerji verimliliği üzerine yoğunlaşırken,

Türkiye’nin kendini bu trendin

dışında bırakması söz konusu olamaz.

Yalıtım değerlerinin iyileştirilmesi, enerji

tüketimini azaltan sistemlerin geliştirilmesi

Hueck Ar-Ge departmanının önceliğidir.

Bugün tüketici çok daha bilinçli. Hem teknik

olarak hem de estetik olarak ne istediğini

daha iyi bilen ve bunu sizden talep

eden bir müşteri portföyü bulunmakta ve

Hueck Alüminyum Sistemleri ihtiyaçlar kolaylıkla

karşılanabilmekte.

Örneğin Lambda sisteminin başarısı, uygulayıcıların

taleplerini, müşterilerin talepleri

ile birlikte karşılayabilmesindedir. Modüler

pencere ve kapı sistemi, yalıtım için yüksek

talepleri karşılarken zarif estetiği ile

ikna edicidir. Çeşitli profil derinlikleri ve

yalıtım özellikleri ile planlama için gerekli

olan esnekliği sağlar. Uygulama firmaları

için Lambda sisteminin gerçek anlamı

özellikle iyi düşünülmüş basit işleme

ve modüler yapısından gelir. Tamamen

simetrik profil yapısı ile özdeş bağlantı

elemanlarının kullanımına olanak sağlar.

Geçtiğimiz ay düzenlenen

‘AluExpo 2017 Fuarı’ hakkında

neler söylemek istersiniz?

AluExpo Fuarı alüminyum sektörü için

her zaman önemli olmuştur, organizasyonda

gerek müşterilerimizden gerekse

ziyaretçilerden çok olumlu tepkiler

aldık. İnşaat sektörüne ve Türkiye’nin

büyüme potansiyeline inan bir firma

olarak AluExpo Fuarının bizim için son

derece verimli geçtiğini belirtebilirim.

Son olarak eklemek

istedikleriniz?

Yapı Malzeme derginizin yayın hayatındaki

başarılarının devamını diliyor ve

ilginiz için teşekkür ediyoruz.

Yapı Malzeme Aralık 2017 85


Dosya

Kale Kilit’e

Design Turkey’den

Tasarım Ödülü

Türkiye’de güvenliğin lider markası

Kale Kilit, bu yıl altıncısı düzenlenen

Design Turkey Endüstriyel Tasarım

Ödülleri’nde Yapı Bileşenleri

kategorisinde ‘İyi Tasarım’ ödülüne

layık görüldü. Kale Alarmlı Silindir,

art niyetli girişimlerde aktivasyon

çubuğunun kırılmasıyla silindir içindeki

alarm devresini tetikliyor. Patent

koruması altına alınmış olan Kale

Alarmlı Silindir’de kullanılan teknoloji,

dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor.

Güvenlikle ilgili her alanda entegre ürünler ve hizmetler

sunan Kale Kilit, Ekonomi Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar

Meclisi (TİM) işbirliği ile düzenlenen Türkiye Tasarım Haftası

kapsamında yapılan Design Turkey 2017 Endüstriyel

Tasarım Ödülleri’nde Alarmlı Silindir ürünü ile Yapı Bileşenleri

kategorisinde ‘İyi Tasarım’ ödülünü almaya hak

kazandı.

Bu yıl altıncısı düzenlenen yarışmada ödülü Ekonomi

Bakanı Nihat Zeybekçi, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi

ve ETMK Başkanı Sertaç Ersayın’dan alan Kale Endüstri

Holding Pazarlama Direktörü Billur Kaymak Burkutoğlu:

“Dijitalleşme ile dönüşen yenidünya düzeninden tasarım

ve estetik anlayışı da payını aldı. Bu dönüşümün etkilerinin

en fazla yansıdığı alanlardan biri de şüphesiz endüstriyel

tasarım, özellikle de hayatı her alanda kolaylaştırmaya

yönelik ürün ve çözümler. Kale Kilit olarak biz de

bu yaklaşımla yeni nesil teknolojileri güvenlik sistemlerimize

entegre ederken, ürünün temel işlevini en doğru

biçimde yerine getirecek tasarımlarla müşterilerimizin

hayat kalitesini artırıyoruz. Kullandığımız teknoloji açısından

kilit ve silindirde dünyada bir ilk olan Alarmlı Silindir

ürünümüz, içerisindeki elektronik sistem ile devreye giren

alarm özelliği ile kapıda silindir kırılarak yapılan art

niyetli girişimlerde büyük oranda caydırıcılık sağlıyor. Ürünümüzün

başarısının böyle önemli bir ödülle taçlandırılmasının

gururunu yaşıyoruz. Yenilikçi ürün yaklaşımımız

ile üretimdeki deneyim ve uzmanlığımızı harmanlayarak

sunduğumuz katma değerli ürünler ile Türkiye’de güvenlik

sektörünü geleceğe taşımaya devam edeceğiz” dedi.

Teknolojisi ile kilit ve silindir sektöründe

dünyada bir ilk

Kale Tuzaklı Silindir’in geliştirilmiş bir versiyonu olan

Kale Alarmlı Silindir, silindirin kırılmasıyla kilide ulaşılmasının

engellenmesinin yanı sıra içindeki alarm sisteminin

devreye girmesiyle iki aşamalı koruma sağlıyor. Tuzaklı

kısmı kırıldığında mekanik olarak da kilide kolayca

ulaşılmasını engelliyor. Devreye giren alarm ile art niyetli

kişilerin başka açma yöntemlerini denemesini engelliyor,

çevreyi de ikaz ediyor. 80 dBA şiddetindeki ses, yaklaşık

olarak 30 dakika boyunca çevreyi uyarıyor. Kale Alarmlı

Silindir herhangi bir ek aparata, kablo ya da vidalamaya

ihtiyaç duyulmadan standart bir silindiri değiştirir gibi kolayca

değiştirilebiliyor. TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek

Programları (TEYDEB) çerçevesinde desteklenmiş ve

patent koruması altına alınmış olan Kale Alarmlı Silindir

’in teknolojisi, silindirde dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor.

86

Yapı Malzeme Aralık 2017


“Üretime yönelik yatırımlarımızı büyük

ölçüde tamamladık”

Dosya

“AR-GE konusuna önem veren bir firmayız. Hem tasarım hem de işlevsellik konusunda

sürekli en iyiyi yakalama çabasındayız. Ürünlerimizin ve tasarımlarımızın tamamı patentlidir.”

İsmail Aktolga / Formet Grup Şirketleri Koordinatörü

ve Dış Ticaret Yöneticisi

Formet Çelik Kapı, sektörde 20 yıllık deneyime

sahip, sektörünün öncü ve köklü

firmalarından. Formet’te Grup Şirketleri

Koordinatörü ve Dış Ticaret Yöneticisi olarak

görev yapmakta olan İsmail Aktolga ile

şirket faaliyetleri ve Kapı/Pencere Sistemleri

üzerine konuştuk.

Firmanızın kısa tarihçesi ile

birlikte çalışma sahalarından ve

hizmetlerinden bahseder misiniz?

Firmamız başlangıçta bir Çelik Kapı firması

iken yıllar içinde sektör içinde hatırı sayılır

bir konuma gelmiştir. Önceki yıl bir iç kapı

fabrikasını satın alarak iç kapı sektöründe

de üretime başlamıştır. 2016 yılında Star

Çelik Kapı da grubumuza katılmıştır. Hem

finansal çeşitlilik hem de üretimde çeşitlilik

sağlamak üzere 2015 de ısıtıcı-pişirici

ürün gruplarında üretim yapan bir fabrikayı

da satın alarak elektrikli-gazlı ev aletleri

konusunda da üretime başladık. Ayrıca

Avrupa, Afrika ve Amerikada da şirket

yapılanmalarımız oldu. Mevcut durum itibariyle,

farklı sektörlerde farklı ülkelerde

de ticari faaliyetleri olan grup şirketi haline

geldik Çelik Kapı konusunda en yaygın

markayız. Sadece İstanbulda yüzün üzerinde

showroom mevcuttur ve direk fabrikamız

tarafından yönetilmektedir. Amacımız

Türkiye’deki bilinen marka imajımızı yurt

dışında da pekiştirmek. Yine yangın çıkış

kapılarıyla ilgili olarak dünyada en son

nokta olan 240 dakika uluslararası yangın

sertifikamız mevcuttur.

Pencere ve Kapı Sektörü hakkında

düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Rakamsal olarak mevcut durumu

nasıl buluyorsunuz?

Türkiye genelinde, yeni tamamlanmış

binalar nedeniyle verilen yapı kullanma

izin belgelerinin sayısı 2016 yılı itibariyle

750.000 adedi geçmiştir. Yeni konut satışı,

600.000 adetlerin üzerindedir. Bu

resmi rakamlar üzerinden değerlendirdiğimiz

zaman, gelecek yıllarda da konut üretiminin

düşmesi beklenmemelidir. Türkiye

de hane halkı sayısı 3,8 olarak hesaplanmaktadır.

Avrupa ortalamalarının 2,9 civarında

olduğu dikkate alındığında, konut talebinin

gelecek yıllarda da en azından bu

gerekçe ile artmaya devam edebileceğini

söyleyebiliriz. Konut talebinin artış göstermesi

elbette kapı ve pencere satış rakamlarını

da artıracaktır doğal olarak.

Çelik kapı, iç oda kapıları, ve diğer kapı

çeşitleri de dahil edildiğinde toplam kapı

sektörünün büyüklüğü, sektör temsilcileri

tarafından 2,5 milyar dolar olarak tahmin

edilmektedir. Konut arzı devam ettiği

sürece bu rakamın önümüzdeki yılda da

azalmayacağını en azından korunacağını

düşünmekteyim.

Yeni ürün projelendirme ve

üretim aşamasında öncelikleriniz

neler oluyor? Bu anlamında sizi

rakiplerinizden farklı kılan en önemli

faktör nedir?

AR-GE konusuna önem veren bir firmayız.

Hem tasarım hem de işlevsellik konusunda

sürekli en iyiyi yakalama çabasındayız.

Ürünlerimizin ve tasarımlarımızın tamamı

patentlidir. Hatta geçtiğimiz yılarda Türk

Patent Enstitüsü tarafından en çok patent

ve tasarım tescili alan firma olarak ödüllendirildik.

Ayrıca Fransa’da Kalite Liderliği

Yıldızı ödülü aldık. Firmamız için kalite

standartları vazgeçilmez önceliklerden

olup ISO:9001 dışında, ISO:1401 Çevre

Yönetimi sertfikasıyla çevreye duyarlı

üretim anlayışını benimseyen bir üretim

anlayışımız vardır. Formet OHSAS 18001

iş sağlığı ve iş Güvenliği sertifkasına da

sahiptir. Bunlar bizi rakiplerimizden ayıran

belirgin özelliklerdir.

Kapı sistemleri konusundaki tüm yenilikleri

sürekli takip etmekteyiz. Kilit konusunda

da birçok yeniliği yakından izlemekteyiz.

Ürünlerimizde klasik kilitlerin yanısıra,

parmak izli sistemler, digital kilitler, uzaktan

kontrol edilen kapılar gibi birçok farklı

sistemi de kullanmaktayız.

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek

ürün grubunuz hangisi?

Çelik kapı da Formet marka bilinirliği yüksek,

sağlamlık ve estetik açısından tercih

edilen bir üründür. Beyaz eşya sektöründe

de yeni konumlandırdığımız markamız FLA-

TELLİ dir. Çelik kapı konusunda uluslararası

sertifikasyonlarımızla yurt dışında da tanınan

ve tercih edilen bir markayız. Batı Afrika’da

ve Orta Doğuda birçok devlet ve özel

sektör projelerini başarıyla tamamladık.

Üretim ve yatırım planlarınız

hakkında neler söylemek istersiniz?

Üretime yönelik yatırımlarımızı büyük ölçüde

tamamladık. Formet’in 2018 de sektördeki

büyük süprizi halka arz olacaktır.

Şu anda bağımsız denetim aşamasını tamamladık

SPK ya başvurduk. İnşallah SPK

tarafından da onaylandığında 2018’in ilk

aylarında Formet’in bir bölümü halka arz

edilecek, böylece sahip olduğumuz değerleri

daha geniş bir kitleyle paylaşmış

olacağız.

Satış ve pazarlama çalışmalarnızdan

biraz bahseder misiniz? Hangi

ülkelere ulaşıyorsunuz? Yeni pazar

arayışlarınız var mı?

Formet Türkiye’nin hemen hemen tamamına

satış kanalı olarak ulaşmaktadır. İstanbul’da

Avrupa ve Anadolu Bölge müdürlüklerinin

yönetiminde yüzü aşkın shoroom

bulunmakta. Tüm Türkiye’de bölge müdürlüklerine

bağlı olarak çalışan kurumsal pazarlama

ekiplerimiz bulunmaktadır.

Yurt dışında 50 nin üzerinde ülke ile çalışmaktayız.

Avrupa satış ve pazarlama faaliyetlerimiz

Formet France tarafından Paris

merkezden yürütülmektedir.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Formet olarak kapıda bir dünya markası

olma gayretimiz sürüyor. Ayrıca yurtdışında

oluşan distribütörlükler dışında kendi

şirketlerimizi de oluşturmaktayız. Şu anda

4 kıtada Formet temsilciliklerimiz var.

Markamızı ve ülkemiz sanayini en iyi şekilde

temsil etme gayretimiz artarak devam

edecek…

88

Yapı Malzeme Aralık 2017


u yana Türkiye’nin PVC sektöründeki

öncü kuruluşu Ege Profil’in bünyesi altında

hizmet veriyoruz. 2000 yılında dünyanın

en büyük PVC profil üreticisi Deceuninck

Grubu’nun şirketimizin en büyük hissedarı

olmasıyla birlikte Türkiye’deki PVC sektörünün

seyrini değiştirdik. Türkiye’de yaşanan

dört mevsimde PVC kullanımının ısı

yalıtımındaki önemini vurguladık ve “Türkiye’nin

Penceresi” söylemini bugünlere taşıdık.

Egepen Deceuninck olarak, yüksek

teknoloji ve kalite ile ürettiğimiz ürünlerle

bugün Türkiye’de PVC üreticileri arasında

ilklerin öncüsü konumunda yer alıyoruz.

Pencere ve Kapı Sektörü hakkında

düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Rakamsal

olarak mevcut durumu nasıl

buluyorsunuz?

Tamer Özen

Egepen Deceuninck

Pazarlama ve Satış Grup Müdürü

“Yeni projelerimiz ile

sektöre dinamizm

katacağız”

“Yeni ürün projelendirme ve üretim aşamasında en önemli

önceliğimiz teknolojik üstünlük ve tasarım. Nitelikli ekibimiz

ve yenilikçi yaklaşımlara verdiğimiz önemle kurduğumuz Ar-

Ge Merkezimiz ile bu ihtiyaca cevap vermeyi hedefledik.”

Profesyonel teknik ekip ve uzman çalışanlarla

birlikte yoğun Ar-Ge çalışmaları neticesinde

sürekli yenilikçi ürünler geliştiren

Deceuninck, inovatif ürünlerini 4 binden

fazla müşteriyle buluşturmakta. Dünya

çapında 35 iştiraki ve 3 bin 500’den fazla

çalışanıyla 91 ülkede faaliyet gösteren

firma, ülkemizde de fabrika ve ofisleri il faaliyetlerini

gerçekleştirmekte. Egepen Deceuninck

Grup Pazarlama ve Satış Müdürü

Tamer Özen ile şirket faaliyetleri, ürünleri

ve yeni dönem planlarını konuştuk.

Firmanızın kısa tarihçesi ile

birlikte çalışma sahalarından ve

hizmetlerinden bahseder misiniz?

Ege Profil Tic. Ve San. A.Ş. olarak, bu yıl

36’ıncı yaşımızı kutluyoruz. 1981 yılından

Türkiye, pencere ve kapı sektörü konusunda

dünyanın en büyük ihracatçılarından

biri. Buna ek olarak, son 10 yılda yapımı

artan konutlar ve hızlı kentsel dönüşüm

çalışmaları PVC ve kapı sektörüne de yansıdı.

2017 rakamları henüz belli olmadı

fakat, 2016 yılında 1,760 milyon mekan

için 31,7 milyon metrekare PVC pencere

üretildi. Ege Profil, ciro itibariyle İSO’nun

yayınladığı listede, 2016’nın verileriyle

birlikte Türkiye’nin 192’inci sırasındaydı.

Plastik sektörünün önümüzdeki yıl daha

da iyi olacağını düşünüyor, 192’nin üzerine

çıkmayı hedeflediğimizi de belirtmek

istiyorum. Son yıllara baktığımızda sektörümüzün

en önemli problemlerinden biri

olan merdiven altı üretimin azaldığını görüyoruz.

Bu da kaliteden ve teknolojiden

ödün vermeyen bizim gibi markalar için

çok büyük bir avantaj. Sektörümüzün büyümesini

sürdürdüğünü gözlemliyor, buna

paralel olarak gelecekte yatırımların da artacağını

tahmin ediyoruz.

Yeni ürün projelendirme ve

üretim aşamasında öncelikleriniz

neler oluyor? Bu anlamda sizi

rakiplerinizden farklı kılan en önemli

faktör nedir?

Yeni ürün projelendirme ve üretim aşamasında

en önemli önceliğimiz teknolojik

üstünlük ve tasarım. Nitelikli ekibimiz ve

yenilikçi yaklaşımlara verdiğimiz önemle

kurduğumuz Ar-Ge Merkezimiz ile bu ihtiyaca

cevap vermeyi hedefledik. Umuyoruz

ki Ar-Ge Merkezimiz, PVC sektöründe Türkiye

ve dünya pazarını belirleyen trendler

oluşturmaya devam ederek ilklerin öncülüğünü

taşıyan konumumuzu daha da ileriye

götürecek. Ege Profil olarak kurmuş olduğumuz

Ar-Ge Merkezi ile PVC sektörünün

ihtiyacı olan teknolojileri üretmeyi amaçlıyoruz.

Böylece sektöre dinamizm katacağımız

inancındayız.

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir

90

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek

ürün grubunuz hangisi?

Egepen Deceuninck olarak Legend, Legend

Sürme, Zendow, Everest Max, Fusion,

pencere ve kapılarımızda kullanılan

başlıca serilerimiz arasında bulunuyor.

Ayrıca evlerin hem dekoratif hem de farklı

ihtiyaçlarını gideren Storbox (panjur), kepenk,

sineklik ve de dekor lambri de ürün

gamımız içinde bulunuyor. Legend ve Legend

Sürme Sistemlerimiz marka bilinirliği

en yüksek ürün grubumuz. Sürme sistemlerde

Türkiye’nin en geniş ürün yelpazesine

sahip Egepen Deceuninck olarak,

doğadan esinlendiğimiz 13 farklı renk seçeneği

ile tüm mekanlara alternatif dekor

imkanı sunuyoruz.

Üretim ve yatırım planlarınız hakkında

neler söylemek istersiniz?

Menemen Organize Sanayi Bölgesi’nde

200 milyon TL’lik yatırımla faaliyete açtığımız

yeni fabrikamız, PVC kapı ve pencere

profil üretimi yapan Avrupa ve Amerika’nın

en büyük fabrikası olma özelliğini taşıyor.

Yeni fabrikamızın lojistik merkezi 30 bin

metrekare arsa üzerine 22 bin 300 metrekare

kapalı alan, üretim fabrikası ve idari

alanı ise 80 bin metrekare arsa üzerine

56 bin metrekare kapalı alana kuruldu. Bu

fabrika ile İzmir’de 50 – 55 ton aralığında

olan üretimimizi 100 bin tona, yani iki katına

çıkaracağız. Yeni fabrikamız ile aynı

zamanda birçok kişiye istihdam da sağlamış

oluyoruz. İlk ihracatımızı Amerika Birleşik

Devletleri’ne yaptık, yılsonuna kadar

33 milyon TL’lik bir ihracat hedefliyoruz.

Şili, Hindistan, Tayland, Avustralya’da ve

Güney Amerika’nın belli bölgelerinde yatırımlarımız

var. Yatırım planlamalarımız

çerçevesinde çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Satış ve pazarlama çalışmalarınızdan

biraz bahseder misiniz? Hangi ülkelere

ulaşıyorsunuz? Yeni pazar arayışlarınız

var mı?

Egepen Deceuninck olarak dünya standartlarında

üretim gerçekleştiriyoruz. Üretim

konusundaki bu standardımızı satış ve

pazarlama faaliyetlerinde de uyguluyoruz.

Türkiye’nin önde gelen PVC markalarından

biri olarak işimiz üretimden teslimata kadar

ciddi bir süreç gerektiriyor. Bu yönde

hız, kalite ve müşteri memnuniyetini her

zaman ön planda tutuyoruz. Egepen Deceuninck

kullanıcılarının ürün hakkındaki

memnuniyetleri bizler için son derece

önemli. Güçlü bir müşteri ilişkileri yönetimimiz

bulunuyor. Bu nedenle hem yerel

hem de global pazarda tercih sebebiyiz.

Bu kapsamda sektörde bir ilk olan “Egepen

Deceuninck Assist” projemiz ile tüm

PVC profil kapı ve pencerelerin sorunlarını

çözüyoruz. Başlattığımız Assist projesiyle

birlikte tüm Türkiye’ye yayılan teknik servis

bayileri ile kullanıcıların yaşadığı sorunlara

kısa sürede çözüm buluyoruz. Türkiye’nin

55 ilinde, 150 bayide başlatılan

ve PVC sektöründe ilk kez gerçekleştirilen

Assist projesiyle birlikte kullanıcıların PVC

ürünlerinde yaşadığı tüm sorunları gidermeyi

hedefliyoruz. Yatırımlarımızla Güney

Asya, Avustralya ve Güney Amerika’ya ulaşıyoruz.

Önümüzdeki yıl pazarımızı daha

da genişletmeyi planlıyoruz.

Yapı Malzeme Aralık 2017 91


“REHAU, gücünü

Ar-Ge’ye verdiği değerden alıyor”

“Kendimizi öncelikle müşterilerimize, iş ortaklarımıza ve çalışanlarımıza yönelik

sorumluluğumuz ile tanımlıyoruz. Attığımız her adımda gelecek kuşaklar açısından düşünüyor

ve sürdürülebilirliğe odaklanıyoruz.”

Olağandışı yenilikler ve yüksek güvenirlik

sayesinde müşterilerine uzun süreli rekabet

avantajları sağlayan Rehau, yaklaşık

70 yıldır bu ilke doğrultusunda çalışmalarını

sürdürmekte. REHAU Pencere Çözümleri

Bölümü Satış Yöneticisi Mevlüt Topbaşlı

ile Kapı ve Pencere Sistemleri üzerine bir

röportaj çalışması gerçekleştirdik.

Firmanızın kısa tarihçesi ile

birlikte çalışma sahalarından ve

hizmetlerinden bahseder misiniz?

REHAU olarak sürdürülebilir inşaat ve modernizasyon

için ileriye yönelik ve bütünsel

çözümler sunuyoruz. Yaklaşık 70 senelik

geçmişi olan Almanya menşeili şirketimiz

enerji tasarruflu inşaat, yenilenebilir enerjilerin

kullanılması ve su yönetimine odaklanmaktadır.

Pencere, yapı teknolojisi ve

inşaat mühendisliği alanlarında sistem

çözümlerimiz ve kapsamlı hizmetlerimiz

ile müşterilerimizin güçlü bir iş ortağıyız.

Dünyada 170’i aşkın lokasyonda yaklaşık

20.000 çalışanı ile bağımsız bir aile şirketi

olan REHAU, Türkiye’deki operasyonunu

da 1990 senesinde başlattı.

Pencere ve Kapı Sektörü hakkında

düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Rakamsal olarak mevcut durumu

nasıl buluyorsunuz?

Sektörü global olarak değerlendirdiğimizde

bugün en çok ısı yalıtımı, ses yalıtımı,

hırsızlığa karşı koruma, enerji verimliliği

ve geniş görüş açısı özellikleri öne çıkıyor.

Sektör oyuncuları, talep sahipleri ve son

kullanıcılar bu özellikler açısından eski

dönemlere göre çok daha bilinçli hale

geldiler ve ürünleri bu özelliklere göre sınıflandırıyorlar.

Müşteriler bir pencereyi

değerlendirirken öncelikle uzun vadedeki

faydalarının ne olduğunu sorgulamaya

başladılar. Bu eğilimin bir çıktısı olarak

sektör “nitelikli ürün” üretmeye odaklanıyor

ve bu ortak bilinç sayesinde enerji

tasarrufu sağlayan kayma değerli ürünler

rağbet görüyor.

Ancak ülkemizde durum maalesef biraz

farklı. Ülkemizdeki plastik profil sektörü

hacim açısından her ne kadar Avrupa’nın

en büyük pazarlarında biri olsa da arz edilen

ürünler açısından kalite sorunu olduğu

çok açık. Az önce bahsettiğim “bilinç düzeyi”

ile ilgili çalışmalar yapmamız ve son

kullanıcıyı nitelikli ürün talep etmeye yönlendirmemiz

gerektiğini düşünüyorum. RE-

HAU olarak mesaimizin büyük bölümünü

sektör paydaşlarına pencerenin yapıdaki

en önemli unsurlardan biri olduğunu anlatmak

için ayırıyoruz ve bu noktada ciddi

bir başarı yakaladık. Buna çok önem veriyoruz.

Yeni ürün projelendirme ve

üretim aşamasında öncelikleriniz

neler oluyor? Bu anlamında sizi

rakiplerinizden farklı kılan en önemli

faktör nedir?

Bugüne kadar en çok söylediğimiz konulardan

biri; Ar-Ge. REHAU gücünü Ar-Ge’ye

verdiği değerden alıyor. Bu vizyonla RE-

HAU, sürekli araştıran ve süzgecinden geçen

fikirlerden geliştiren bir işletmedir ve

92

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

var olan ürünlerimizin ortak özelliği enerji

verimliliğine odaklanmış olmalarıdır. Çünkü

pencere, yapıdaki bir boşluğu herhangi

bir şekilde kapatan bir ürün değildir.

Pencere, bir yapıdaki toplam enerji kayıplarının

yaklaşık %35’ini kapsar. Yani bir

başka değişle, doğru ürün ile binanızdaki

toplam enerji kayıplardan yaklaşık %35

kadar enerji tasarrufu sağlarsınız. REHAU

dünyasında bu yaklaşım hem son kullanıcı

açısından, hem doğal kaynakların korunması

bakımından hem de ülke ekonomisi

açısından hayati öneme sahiptir. Dolayısıyla

üzerinde çalıştığımız aday ürünlerimizde

de önceliğimiz yine enerji verimliliği

ve doğal kaynakların korunması olacaktır.

İster ısı yalıtımı, ister hırsızlığa karşı koruma,

ister ses yalıtımı olsun; pencerelerimiz

müşterilerimizin ihtiyaçlarınıza tam

uyum sağlar. Synego, Geneo, Euro-Design,

Brillant gibi yaşam alanlarına değer

katan, her biri farklı özellikleriyle öne çıkan

ürün gamına sahibiz. Örneğin Geneo

Inovent aslında REHAU’nun bakış açısını

birebir karşılayan bir ürün. Dünyada bir

muadili olmayan, gelişmiş Ar-Ge süreçlerinin

sonucu ortaya çıkan bu ürün standart

plastik pencerelerden farklı olarak

içinde cam elyaf muhteva ediyor ve kendiliğinden

havalandırma sistemine sahip.

Pencere profiline entegre havalandırma

sistemi ufak bir motorla çalışıyor ve bu

sistem partikülleri ve pis havayı temizleyip

evin içine o şekilde alıyor. Havayı içeri

alırken de ev ısısı seviyesine getiriyor. Bu

nedenle evin içindeki havanın ısısında bir

değişiklik yaşanmıyor. Sistem bir ampul

kadar bir enerji harcadığından ek bir maliyet

getirmiyor.

Satış ve pazarlama çalışmalarınızdan

biraz bahseder misiniz? Hangi

ülkelere ulaşıyorsunuz? Yeni pazar

arayışlarınız var mı?

Kendimizi öncelikle müşterilerimize, iş

Mevlüt Topbaşlı / REHAU Pencere Çözümleri Bölümü Satış Yöneticisi

ortaklarımıza ve çalışanlarımıza yönelik

sorumluluğumuz ile tanımlıyoruz. Attığımız

her adımda gelecek kuşaklar açısından

düşünüyor ve sürdürülebilirliğe odaklanıyoruz.

Satış ve pazarlama faaliyetlerimizde

özellikle üstünde durduğumuz en önemli

konu bu. Dünyanın hemen hemen tüm

ülkelerinde satışımız var. 170’in üstünde

ülkede ya üretim tesisi ya da Türkiye’de

olduğu gibi hem üretim tesisi hem de idari

ofis şeklinde yer alıyoruz. Bazı ülkelerde

ise sadece idari ofislerimiz bulunuyor.

REHAU Türkiye’de 1990 senesinden beri

faaliyet gösteriyor; pencere, yapı tekniği,

mobilya, beyaz eşya, otomotiv gibi birçok

alanda piyasaya ürün sunuyoruz.

Ürün gruplarınız

hakkında bilgi verir

misiniz? Marka

bilinirliği en yüksek

ürün grubunuz

hangisi?

İster ısı yalıtımı, ister

hırsızlığa karşı koruma,

ister ses yalıtımı olsun;

pencerelerimiz müşterilerimizin

ihtiyaçlarınıza

tam uyum sağlar. Synego,

Geneo, Euro-Design,

Brillant gibi yaşam

alanlarına değer katan,

her biri farklı özellikleriyle

öne çıkan ürün gamına

sahibiz. Örneğin

Geneo Inovent aslında

REHAU’nun bakış açısını

birebir karşılayan

bir ürün. Dünyada bir muadili olmayan,

gelişmiş Ar-Ge süreçlerinin sonucu ortaya

çıkan bu ürün standart plastik pencerelerden

farklı olarak içinde cam elyaf muhteva

ediyor ve kendiliğinden havalandırma sistemine

sahip. Pencere profiline entegre

havalandırma sistemi ufak bir motorla çalışıyor

ve bu sistem partikülleri ve pis havayı

temizleyip evin içine o şekilde alıyor.

Havayı içeri alırken de ev ısısı seviyesine

getiriyor. Bu nedenle evin içindeki havanın

ısısında bir değişiklik yaşanmıyor. Sistem

bir ampul kadar bir enerji harcadığından

ek bir maliyet getirmiyor.

Yapı Malzeme Aralık 2017 93


“Sektörde kendi şirketiyle

Türkiye’de bulunan tek markayız”

“Sunduğumuz hizmet yanında doğru ürün portföyü ile pazarda olmanın önemini kısaca

açıklamak isterim. Ülkemiz, ısıdan korunmanın, özellikle çatıdan gün ışığı alınıyorsa,

önemli olduğu bir iklim kuşağında. Bu sebeple tüm çatı pencerelerimizde

standart olarak ısıdan koruyan camları pazara sunuyoruz.”

Çatıdan gün ışığı ve doğal havalandırma sağlayan ürünler konusunda uzman olan VELUX; 1942 yılından bu yana

sektörde faaliyet göstermekte VELUX Pazarlama Sorumlusu Hasan Kamiş ile bu spesifik alandaki ürünleri ve

teknik özelliklerini ele almaya çalıştık.

Firmanızın kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahalarından ve hizmetlerinden bahseder

misiniz?

Havalandırma (VEntilation) ve latince aydınlık anlamına gelen LUX’ün birleşiminden doğan VELUX

ismi yaptığımız işi iyi bir şekilde tanımlıyor. Uzmanlaşmanın getirdiği bilgi birikimi, pazarın ihtiyaçlarını

iyi anlama ve buna uygun inovatif ürün geliştirme sonucunda bugün 40 ülkede şatış şirketi,

9 ülkede üretim tesisi ve 10.000’e yakın çalışanımızla global pazar lideri konumundayız.

Ürün gamımızda en büyük pay eğimli veya düz çatılar için özel üretilen çatı pencereleri.

Bunun yanında çatı pencelerimizle uyumlu perde, panjur, kumanda gibi tamamlayıcı

aksesuarlar, ticari binalara uygun çözümler olan VMS (VELUX Modular Skylight) ürün

yelpazemiz içinde.

Çatı pencere sektöründe kendi şirketiyle Türkiye’de bulunan tek markayız ve

bu yıl 18. yılımızı doldurduk. Bunun altını çizmek isteyişimin nedeni çatıda

açılacak bir boşluktan ışık ve hava alma konusunda ülkemizin önceden

gelen tecrübesinin iyi olmayışı. Uygun olmayan ürünler, yanlış uygulamalar

sebebiyle çatıdan gün ışığı ve doğal havalandırma sağlamak

isteyen kullanıcılar anlaşılır bir şekilde tereddüt yaşıyorlar.

94

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

Konusunda dünya pazar lideri markanın ülkede

bulunması hem mimarlar hem müteahhitler

hem de son kullanıcılar için önemli

konularda (satış öncesi hizmet, doğru ürün

gamı, satış sonra hizmet) cevap bulmalarını

kolaylaştırıyor.

Sunduğumuz hizmet yanında doğru ürün

portföyü ile pazarda olmanın önemini kısaca

açıklamak isterim. Ülkemiz, ısıdan

korunmanın, özellikle çatıdan gün ışığı alınıyorsa,

önemli olduğu bir iklim kuşağında.

Bu sebeple tüm çatı pencerelerimizde standart

olarak ısıdan koruyan camları pazara

sunuyoruz. Ek olarak ısıdan koruyan aksesuarlarımız

(panjur, gölgelik) tam konfor

sağlıyor. Buna ek olarak ürünlerimizin çatıda

maruz kalacağı dış etkenler göz önüne

alındığında kışın da ısı kaybı olmamasını

sağlayan hem cam, hem doğrama, hem de

montaj aksesuarları standart olarak ürün

gamımızda mevcut.

Türk Çatı Penceresi Sektörü

hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir

miyiz? Rakamsal olarak mevcut

durumu nasıl buluyorsunuz?

Sektörün büyüme trendi içerisinde olduğunu

söyleyebilirim. Bunun en önemli sebepleri;

- Çatı penceresine uygun artan inşaat (konut)

faaliyeti

- Yaptığımız yatırımlar sonucu bilinirliğin artması

Sektörün büyüyor olmasına rağmen henüz

çok küçük olduğunu söyleyebilirim. Bunun

en önemli sebebi çatı katlarının kullanımını

sınırlayan yönetmelikler. Neredeyse

80-90 yıl öncesinden gelen ve geçerliliği

kalmamış yönetmelikler çatı katlarının atıl,

en iyi ihtimalle kısmi kullanılmasına sebep

oluyor. Binalarımızı (özellikle çatı katlarını)

azami şekilde kullanmanın ülke ekonomisine

değer katacağını görüyoruz.

Rekabet noktasında firmanızı diğer

markalardan ayıran özellikler ve

öncelikler nelerdir?

Türkiye özelinde konuşacak olursak, başta

da söylediğim gibi, kendi şirketi ile pazarda

olan tek markayız ve pazar lideriyiz. Diğer

birkaç marka, ürünlerini burada oluşturdukları

bayiler aracılıyla satıyorlar. Bu

da satış öncesi, doğru ürün ve

satış sonrası gibi hizmetler için

buraya yatırım yapmak istemediklerinden

kaynaklanıyor. Satın

alan veya tasarlayan kişiler için

bizi ayıran özellikler;

- Özellikle mimar ve müteahhitlere

binalarını tasarlar ve inşa ederken

en iyi etkiyi almaları için hem

mimari tasarım desteği hem de

şantiyede süpervizörlük hizmeti.

- VELUX Türkiye garantisi. Başka

markaların bayilerinin “fabrika

garantisi” adı altında garanti söylemleri

oluyor ancak fabrika başka

ülkelerde olduğundan kullanıcı için pek

bir anlam ifade etmiyor.

- Türkiye iklim koşullarına uygun (özel cam/

doğrama/montaj aksesuarları) ürün gamı

- Kullanıcı ihtiyacına göre çatı pencerleri için

çabuk ulaşılır aksesuarımızın olması (perde,

panjur, kumanda, v.b.)

- Türkiye’nin önde gelen çatı markaları ile

yaptığımız iş ortaklıkları çatının tek bir elden

sistem olarak kullanıcıya sunulması.

Hakan Yantir / Genel Müdür

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek

ürün grubunuz hangisi?

Daha önce de belirttiğim ürün grupları arasında

en fazla bilinirlik “çatı pencereleri”

ürünlerimizde. Bu sebepten dolayı bu ürün

grubumuzda müşteri ihtiyaçlarına göre 3

“aile” tanımladık.

- Standart: Ahşap doğrama, alüminyum dış

yüzey ve low-e çift cam özellikleri olan bu

ürün en küçük ayrıntısına kadar VELUX kalite

ve standartlarını barındıryor.

- Comfort: Ahşap doğrama üzerine dayanıklı

beyaz boya (tavan rengi ile uyumlu),

alüminyum dış yüzey ve solar lamine low-e

çift cam özellikleri olan bu ürün estetik ve

güvenliği ön plana çıkarıyor.

- Premium: Ahşap doğrama üzerine dayanıklı

beyaz boya (tavan rengi ile uyumlu),

alüminyum dış yüzey ve solar lamine low-e

çift cam ve en önemlisi kumanda ile kontrol

edilebilen ve yağmur sensörlü bu ürün konforlu

kullanım için ideal.

Genelde ürün grubu çok bilinmediğinden,

özelliklere bakarak ürünün olduğundan çok

pahalı olduğunu tahmin edenler çoğunlukta.

Fiyat ile ilgili örnek vermem gerekirse

orta büyüklükte bir çatı odasını aydınatacak

“standart” bir ürün maliyeti yaklaşık 1.500

TL civarında.

Önümüzdeki yıllar için büyüme

hedefinizden bahsedebilir misiniz?

Önümüzdeki dört yılda ürün adet satışımızı

2 katına çıkarma planımız var. Geçmiş iki

yıla baktığımızda doğru adımlarla ulaşılabilir

bir hedef olduğunu görüyoruz.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Çatıdan gün ışığı ve doğal hava alma istek

ve bilincinin her geçen gün arttığını görüyoruz.

Çatı katlarını köhne ve kullanılmayan

mekanlardan yaşanabilir cazip mekanlara

dönüştürmede etkimizin olması bizi mutlu

ediyor. Dileğimiz önümüzdeki zamanlarda

yönetmeliklerdeki değişiklikler ile çatı katlarının

daha fazla kullanılması.

Yapı Malzeme Aralık 2017 95


Dosya

“2018 yeni yatırımlarımızın

olduğu bir yıl olacak”

“Alüminyum rüzgar dayanımı daha iyi bir malzeme. Yüksek katlı yerler için ısı bariyerli

alüminyumlar üretiliyor. Alüminyumun girmediği sektör yok. Görselliği iyi, sağlıklı bir ürün.

Üretimi çok zor. Ancak satış pazarlaması daha kolay bir ürün...”

1995 yılında kurulan Karpen,bir süre sonra

kendi üretimini yapmaya başladı. Üretim

süreçleri ve bu alanda kat ettikleri mesafeyi

Karpen Genel Müdürü Fahrettin Cankar’dan

dinledik.

Firmanızı tekrar bir hatırlayalım?

2004 yılında üretime başladık. Pvc’de 17

hattımız var. İki hat da contada var. İnşaat

sektöründe alüminyum ve pvc birbirini tamamlayan

ürünler olduğu için alüminyum

işine girmeye karar verdik. Şu an aylık 500

ton üretimimiz var. Yeni gelecek bir makineyle

beraber alüminyumda üretim kapasitemizi

900 tona çıkarmayı hedefliyoruz.

Pvc’de ise aylık 1500 ton üretimimiz var.

Satış politikanız hakkında bilgi verir

misiniz?

Türkiye genelinde 7 tane depomuz, iki tane

de distribütör bayimiz bulunmaktadır.güneydoğuanadolu

bölgesi Çukurova bölgesi

iç Anadolu bölgesi karadeniz bölgesi ege

bölge akdeniz bölgesi batı Marmara bölgesi

doğu Marmara bölgesi güney maramara

bölgesi olmak üzere satış depolarımız bulunmaktadır.

Ne tür profiller üretiyorsunuz?

Sandalye ayağından otomotive, makineye,

doğramaya ve inşaata dek pek çok çeşit

mevcut. Şu an profilini çektiğimiz 1500

farklı ürün var.

Firmalara fason üretim yapıyor

musunuz?

Hayır, biz fason çekmiyoruz. Kendimiz çekiyoruz,

pazarlamasını yapıyoruz. Bizden alan

toptancı var. Kapasiteyi sürekli artırmak

istiyoruz.

İhracat yapınızdan biraz bahseder

misiniz?

Pvc alanında ihracatımız fena değil, %50-

50, yarı yarıya. Alüminyumda o noktaya ulaşamadık

henüz ancak Türkiye’ye yetiyoruz,

üretimimizi yetiştiremiyoruz.

Sektöre büyük bir destek var,

verilen krediler var bu konuda neler

söylersiniz?

Onun etkisi var tabii ki. KGF adı altında hükümet

bankalara kefil oldu, bankalar ciddi

bir para dağıttı piyasaya. Bu rahatlık sürekli

böyle devam etmez. Bu para tekrar bankaya

dönecek, döndüğünde tekrar bir daralma

başlayacak. Her şey güllük gülistanlık değil

ki. İniş çıkışlar olacak, iş hayatı böyle.

Sektörün kendisini düzeltmesi gerekiyor.

2016’ya nazaran 2017 yılı daha iyi. Türkiye’de

her sene kriz var, burada sanayici

olmak zor.

2018 yılından beklentileriniz nelerdir?

Biz yatırım yapıyoruz. Yeni makine geliyor,

Urfa’ya yeni bir tesis kuruyoruz, kompozitli

iç kapı ve oda kapıları üreteceğiz. Hem

cnc, hem de pvc şeklinde kapılar yapacağız.

Günlük 500 kapı gibi bir kapasiteyi hedefliyoruz.

İyi olacak diye bekliyoruz, sonuç

ne olur bilmiyoruz. Türkiye’de sanayicilerin

sıkıntısı öz kaynaklarının %50’nin altında olmasıdır.

Öz kaynak %60 ve üzeri olmalıdır.

Öz kaynağı %50’nin altında olan bir firma,

krediyle dönmeye çalışıyor bir müddet sonra

da sıkışmaya başlıyor.

Fuarları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Fuarın her zaman faydası var, burada çok

fazla satış yapamıyoruz ama, uzun soluklu

dönüşler oluyor. Hemen anında iş olmuyor.

Adam kartviziti alıp gidiyor, çalıştığı yerle ilgili

bir sıkıntı yaşarsa seni arıyor. Veya fiyatlardan

dolayı seni tercih ediyorsa dönüyor,

göz aşinalığı oluyor. Fuarlar aynı zamanda

buluşma yeri. Hammaddecisi geliyor, makinecisi

geliyor, burada buluşuyoruz.

Yurtdışı fuarlarına katılıyor musunuz?

Tabii. Şu an Şili’de bir ekibimiz de mevcut.

Pvc sektörü hakkında neler söylemek

istersiniz?

Pvc iyiye gitmiyor. Türkiye’de önceden ahşap

değişimi vardı. Pencerelerdeki ahşaplar

değişiyordu. Yeni inşaatlar olunca, büyük

bir kapasitede üretim başladı. Şu an

Türkiye’nin tüketiminin üç katı kapasite

var. Şimdi değişim tamamlandı, ihracatta

zorlanmaya başladık. Sebebi de şu; bizim

pazarımız Arap ülkeleri ve Türki Cumhuriyetlerdi.

Türki Cumhuriyetler ekonomik sıkıntıya

girdi. Arap ülkelerinin yarısı savaşta.

Doğal olarak dış pazarı yavaş, yavaş kaybediyoruz.

İran, Azerbaycan gibi ülkelerde

Fahrettin Cankar / Karpen Genel Müdürü

fabrikalaşma başladı. Pvc’nin geleceği çok

parlak değil. Geçmişte Avrupa’da da bunun

bir benzeri yaşanmış, 100 firma düşmüş 5

firmaya. Belki Türkiye de firmalar birbirini

satın alacak, piyasa toparlanacak. Bazı firmalar

çok iyi gidiyor. Biz de ağımızdan dolayı

iyi gidiyoruz.

Yüksek katlı binaların çoğalmasından

dolayı alüminyuma yönelim artışı

bulunmakta. Bu konuda neler

söylemek istersiniz?

Mutlaka, alüminyum rüzgar dayanımı daha

iyi bir malzeme. Yüksek katlı yerler için ısı

bariyerli alüminyumlar üretiliyor. Alüminyumun

girmediği sektör yok. Görselliği iyi,

sağlıklı bir ürün. Üretimi çok zor. Ancak satış

pazarlaması daha kolay bir ürün. Çünkü

ürün yelpazesi çok geniş.

Ürün gruplarınızdan bahseder misiniz?

İnşaat büyük bir kalem. Dış cephe var, ısı

yalıtımlı profiller var, sistemsel ısı var, cam

balkon var, küpeşte var, sineklik var, tente

profilleri var, kepenk profilleri var…

Önümüzdeki döneme dair hedefleriniz

neler?

Alüminyum kapasitesini büyütüyoruz ve ihracatını

hedefliyoruz. Pvc’den daha iyi olacağını

tahmin ediyoruz.

96

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

Leono Architect@Work

fuarı’nda boy gösterdi!

Kapı kilitleri, kapı menteşeleri, kapı kolları gibi kapı ve pencere sektöründe

hizmet veren LEONO, 3-4 Kasım 2017 tarihlerinde Yeşilköy

İstanbul Fuar Merkezi’nde, bu yıl 2.si düzenlenen Avrupa’nın en

saygın tasarım fuarı Architect@Work Istanbul’un sponsoru oldu.

Mimarlar, iç mimarlar, tasarımcılar ve alanının uzmanları için Belçika,

Hollanda, Lüksemburg, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya,

İsviçre, İtalya ve Danimarka gibi 65 ülkede düzenlenen Architect@

Work, Türkiye’de de 2. defa gerçekleşti. Yeşilköy İstanbul Fuar Merkezi’nde

3-4 Kasım 2017 tarihleri arasında düzenlenen fuara, Architect@Work’ün

seçici kurulu tarafından seçilen kaba yapı, dış cephe,

yapı sistemleri, bitirme işleri, aydınlatma gibi alanlardaki firmalar

katıldı. Fuarın sponsoru ve yaklaşık 30 yıldır kapı sektörüne getirdiği

yeniliklerle adından söz ettiren Aslandağ Grubu’nun markalarından

biri olan LEONO da, 10. Hall’de 51 Numaralı stantta yerini aldı.

Kurulduğu 2012 yılından bu yana kapı kilitleri, kapı menteşeleri,

kapı kolları, kapı yalıtım sistemleri, kapı kontrol ve kaçış sistemleri,

sürme kapı sistemleri, kapı stopperları, banyo aksesuarları ve özel

üretim çözümlerinde satış, ithalat ve ihracat konularında faaliyet

gösteren, LEONO’nun Genel Müdürü Hakan Lonca, fuar hakkında

“Mimari ve tasarım alanında Avrupa’nın en saygın fuarlarından biri

olan Architect@Work’e AGB by LEONO markamızla sponsor olduk.

Biliyorsunuz Emaar Square,

Batum Hilton, Eroğlu Skyland,

Türkerler Çiftçi Towers, Nuvo

Dragos gibi birçok projede yer

alıyoruz. Aynı zamanda Ortadoğu,

Türki Cumhuriyetler ve Afrika

ülkelerine ihracat gerçekleştiriyoruz.

Sektörümüzdeki lider

pozisyonumuzla fuarda yerimizi

almak istedik. Fuarda, kapı sektörüne

inovatif bir yaklaşım getirdiğimiz

İtalyan AGB firmasına ait Hakan Lonca / LEONO’nun Genel Müdürü

kapı kapatıcı özellikli gizli menteşe

ECLIPSE SELF modelimizle yer aldık. Fuar boyunca yaklaşık

1000’e yakın firmayla iletişim kurarak sektördeki yerimizi daha da

güçlendirdik.” açıklamalarında bulundu.

WWW.EISENWARENMESSE.COM

WORK HARD!

ROCK HARD!

EISENWARENMESSE – Köln

Uluslararası Hırdavat Fuarı

4 – 7 MART 2018

Koelnmesse GmbH Türkiye Temsilciliği, tezulaş fuar danışmanlık hizmetleri ltd. şti., Bağdat Cad. No: 181/6,

34730 Çiftehavuzlar – Kadıköy / İSTANBUL, Tel: 0216-385 66 33, Fax: 0216-385 74 00, info@tezulas-fuar.com


Proje

Nef’in Çekmeköy’deki yeni projesi

Nef Çamlıtepe rekor kırdı

Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, rekor satışın Nef olarak gurur verici olduğunu ancak

ülke için daha büyük anlamı olduğunu belirtti. Timur, “Bu satış hem Nef’e hem de ülke ekonomisine

duyulan güvenin bir göstergesi. Halkın ihtiyacına cevap verecek projeler ürettiğinizde

bunun karşılığını görüyorsunuz” dedi.

Erden Timur / Nef İcra Kurulu Başkanı

Gayrimenkul sektörü, hafta sonunda 474

konutluk projenin 2 günde satılmasıyla son

yılların rekorunu kırdı. Son 3 yıldır konut satış

adedi ve ciro bazında sektör lideri olan

Nef tarafından, İstanbul’un yeni yaşam ve

eğitim vadisi Çekmeköy’de yapılacak üç ayrı

projenin ilk ayağı olan Nef Çamlıtepe’deki

474 konutun tamamı bir hafta sonunda satıldı.

Talep bırakan Nef müşterilerine öncelikli

olarak sunulan proje, noterin de hazır

bulunduğu ve yerinde tespit yaptığı iki gün

boyunca oldukça fazla talep gördü. 2 günde

yapılan 260 milyon liralık satışın sektörün

geleceği için ümit verdiğini anlatan Nef İcra

Kurulu Başkanı Erden Timur, “Bu başarı

hem Türkiye ekonomisine, hem de Nef’e

duyulan güvenin en somut göstergelerinden

biridir.Nef ve Fiba Grubu gibi iki önemli

markanın bu projede bir araya gelmesi, projeye

duyulan güvenin ve heyecanın artmasında

da önemli rol oynadı. İhtiyaca cevap

veren projelere imza attığınızda karşılığını

görüyorsunuz” dedi.

Toplam proje değeri 1.2 milyar TL olan, 230

bin metrekarelik arazi üzerinde yükselecek

Nef Çekmeköy’ün ilk projesi Nef Çamlıtepe’de

1+1’den 4+1’e kadar farklı tiplerde,

bahçeli, teraslı ve balkonlu 474 adet konut

yer alıyor. Anadolu Yakası’nın Göktürk’ü olmaya

aday projede yer alan biyolojik göletler

ve yeşil omurga ile proje çevresinde yer

alan Alemdağ Ormanı, Nef Çamlıtepe sakinlerine

rahat bir nefes alma imkanı sunacak.

Yeni proje de çok yakında

Nef Çamlıtepe’de 279 bin TL’den başlayan

ödeme planları, 36 ay vadeli şirket

finansmanı veya 120 ay vadeli kredide

%0.99 oran avantajı, sadece talep bırakan

Nef müşterilerine öncelikli olarak sunuldu.

Çok yakında Nef’in Çekmeköy’deki ikinci

projesi Nef Ormantepe ve sonradan karar

değiştiren Nef Çamlıtepe müşterilerinin yeniden

satışa açılacak konutları; ön talep

bırakıp hızlı satış nedeniyle istediği konutu

alamayan Nef müşterilerine öncelikli olarak

satışa açılacak.

Türkiye’nin en çok ve en hızlı satış yapan

gayrimenkul markası olarak, İş GYO ile

ortak gerçekleştirilen İnistanbul projesinin

bir günlük rekor satışını tazelediklerini

belirten Timur, “Sektörümüzde, bugünkü

piyasa ve ekonomide böyle bir satış rekoruna

imza atmamız bizim için büyük moral

oldu.

Böylece emlak piyasasını canlandırdığımız

ve sektörümüzün hala çok güçlü olduğunu

bir kez daha gösterdiğimiz için ayrıca mutluluk

duyuyoruz.” açıklamasını yaptı.

98

Yapı Malzeme Aralık 2017


Türkiye’nin iklimlendirme merkezi İklimSA,

tüzel kişiliklere “klima kiralama” seçeneği sunarak sektörde yine bir ilke imza atıyor.

15 aydan 60 aya kadar sabit ücret ve taksitlendirme imkânıyla

noter, sigorta vb. gibi ek masraf gerektirmeyen ve vergi avantajı sunan yeni uygulama,

sektöre yepyeni bir bakış açısı getiriyor.

Ayrıntılı bilgi iklimsa.com’da.


“Ar-Ge ve inovasyonun,ilerlemenin en

önemli parçası olduğunu düşünüyoruz”

“İnovasyonun her aşamada sürdürülebilirliğin anahtarı olduğunu, aynı zamanda kurumları

sarsabilecek ani değişimlere ve etkilere karşı koruyucu bir kalkan görevi üstlendiğini kabul

eden Vefa Holding, kurulduğu ilk günden beri inovasyonu kurum kültürünün en önemli

parçası yapmıştır.”

Yaklaşık 30 yıl önce yola çıkarken benimsedikleri

prensipten taviz vermeden sürekli

çağın gereklerine uygun yeni fonksiyonel

ürünler geliştiren ve sektörüne öncülük

eden Vefa Holding; sergilediği başarılı

performansında, müşteri memnuniyetini

esas alan kalite anlayışı ve beklentilere

dünya standartlarında çözümler üretme

gayreti yatmakta. Vefa Holding’in başarı

dolu hikayesini Vefa Holding İcra Kurulu

Başkanı Turan Koçyiğit’den dinledik.

Firmanızın kısa tarihçesi ile

birlikte çalışma sahalarından ve

hizmetlerinden bahseder misiniz?

Vefa, iki girişimcinin üniversite yıllarından

güçlü bir iş ortaklığına uzanan bir başarı

hikayesi. Orhan Güner ve Turan Koçyiğit’in

1990 yılında “Estetik, uzun ömürlü, depreme

dayanıklı, kısa sürede kurulan prefabrike

yapılar” prensibi ile başlattığı süreç;

zorlu rekabet koşulları, ekonomik krizler

ve sektöre yönelik yargılara karşın prefabrike

yapılar, yaşam konteynerleri, pratik

hazır konutlar, hafif çelik yapılar üretimi

ile gelişerek devam ediyor. İşçi kampları,

petrol kampları, askeri kamplar, mülteci

kampları ve afetzedeler için yaşam alanları,

okullar hastaneler sosyal tesis binaları

üretimini kapsayan geniş bir ürün yelpazesi

ile çalışmalarını sürdürüyor.

Bugün ön üretimli yapılar ve yapı malzemeleri

sektöründe faaliyet gösteren Vefa,

üretimlerini son teknolojiler ile yapıyor ve

90’nın üzerinde ülkeye ürün ve çözümleri-

100

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

ni ulaştırarak ihracat gerçekleştirip birçok

ülkede kurduğu çözüm ortaklıkları ile uluslararası

düzeyde projeler yürütüyor.

27 yıl önce yola çıkarken benimsenen

prensipten taviz vermeden sürekli çağın

gereklerine uygun yeni fonksiyonel ürünler

geliştiren ve sektörüne öncülük eden

Vefa’nın gelişiminde, başarısında müşteri

memnuniyetini esas alan kalite anlayışı ve

müşterilerinden gelen talep ve beklentilere

dünya standartlarında çözümler üretme

gayretinin büyük payı var. Bu anlayış ve

gayrete, optimum malzeme ve insan kaynağı

ile maksimum verimliliğe ulaşmak için

yapılan yatırımlar, titizlikle seçilen tedarikçiler,

tecrübe ile uzmanlığa verilen öncelik,

üretim ve uygulama hızı da eklenince ortaya

aynı zamanda ekonomik ve pratik çözümler

de çıkmış oluyor.

Vefa, yaptığı her işte zirve olma gayreti ve

öncü olma hedefi ile çıktığı yolda 27 yılı geride

bıraktı. Kurulduğu günden bu yana yaşanan

pek çok ekonomik, siyasi ve uluslararası

krizlerin üstesinden gelmeyi başardı,

büyümesini sürdürdü ve pek çok yeniliğe

imza atarak sektöründe Türkiye’nin öncü

şirketleri arasında yerini aldı.

Sürdürülebilir inovasyon, teknoloji

ve yatırım konularını kurum

kültürü olarak belirledi. Sadece

Türkiye’de değil dünyanın pek

çok yerinde de birçok başarılı

projeye imza attı. Dünya çapında

gerçekleştirilen yeni uygulamalar

ve geliştirilen son teknolojileri yakından

takip etti.

Hafif çelik yapı sistemini Türkiye

ile tanıştırdı1999 yılında meydana

gelen Marmara Depremi’nin

ardından Türkiye’de doğan alternatif

yapı sistemi ihtiyacı ile

birlikte Vefa, Avrupa merkezli

yeni bir teknoloji arayışına girdi.

Yapıyı endüstrileştiren şirket,

alışılagelmiş yapı sistemini önceden

planlanabilir ve kontrol

edilebilir hale getirdi. Teknolojiyi

maksimum düzeyde kullanarak

doğru malzeme ile doğru iş gücünü

entegre eden bir yapı sistemi

ortaya koydu.

Vefa, işçinin hata yapma olasılığını

minimuma indirme adına da

çeşitli yöntemler geliştirdi. Örneğin;

Profacto profilleri ile kaynaksız

yapı teknolojisine geçti. Akabinde

de dünyada ilk tasarım ve

patenti Vefa’ya ait olan Neopan

panel teknolojisi ile kompozit

panel üretmeye başladı. Kendi

enerjisini kendisi üreten ve ısı

pompalarıyla ısıtılıp soğutulabilen

Ekolojik Ev’i yaptı. Katlanabilir olma

özelliğiile lojistik maliyetlerinde avantaj

sağlayan katlanabilir Vekonas ve Vekonant

konteynerlerinin tasarımını, patentini ve

üretimini gerçekleştirdi. Taklit edilemeyen

pratik hazır konut Nestavilla ile Türkiye için

dönüm noktalarından birine imza attı ve bu

sektörde kritik öneme sahip Fibercement

levhaların üretimine Ekobord markası ile

başladı. Vefa’nın bu ürünleri ve geliştirdiği

teknolojiler sektörün büyümesi noktasında

önemli adımlar oldu.

Kısaca Vefa, sektörü dünya çapında bir

noktaya ulaştırdı. Sektörün okulu oldu, eğitimler

verdi, mimarlar, mühendisler, teknik

elemanlar yetiştirdi. Kendi alanıyla ilgili

teknik detay kitapları hazırladı. Geliştirdiği

ürünler yüksek lisans ve doktora tezlerine

konu oldu. Her zaman en basit afet barınağından

en konforlu kalıcı yapılara kadar

insan doğasına uygun yaşam alanları üretmeyi

hedefledi. Bugün itibariyle de dünyadaki

her kıtada her türlü iklim koşulunda

başarıyla test ettiği malzemeleri ve yapıları

üretmektedir. Know-how ihracatı alanına

da girerek değer üretim merkezi haline gelmiştir.

Ön üretimli yapılar sektörünün bileşenleri

olan prefabrike panel, modüler konteyner,

hafif çelik ve yapısal çeliği tek çatı altında

uluslararası arenada gerçekleştirebilen nadir

kuruluşlardan biridir.

Turan Koçyiğit / Vefa Holding İcra Kurulu Başkanı

Vefa, gelişen ve değişen sektörün ihtiyaçlarını

optimum şekilde karşılayabilmek adına

organizasyonel ve yönetimsel yapılanmasını

da geliştirmeye devam etmektedir.

Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz

projelerinizden biraz bahseder

misiniz?

ENR’ın yayınladığı “Dünyanın En Büyük

250 Uluslararası Müteahhidi” listesinde

40 Türk müteahhit firması yer almaktadır.

Bunların yüzde 90’ı ile çalışıyoruz. Summa

ile Venezuela’da, Rönesans ile Gabon’da

toplu konut projelerini hayata geçirdik.

Bechtel, Bouygues ve Astaldi gibi yabancı

firmalar ile de dünyanın değişik yerlerindeki

projelerinde çözüm ortağı olarak yer

alıyoruz.

Vefa Holding’in ön üretimli yapı çözümleri

sunan markası Vekon, Fildişi Sahili’nin

en büyük şehri olan Abidjan’da projesini

tamamladı. 21-30 Temmuz’daki 8’inci

Fransızca Konuşan Ülkeler Oyunları 2017

(Francophone) dolasıyla ülkeye gelen

4000 sporcunun konaklayabileceği her

biri üç katlı toplam 33 ayrı bloktan oluşan

olimpiyat köyü projesini gerçekleştirdik.

Projenin değeri 12 milyon dolardı. Projede

binaların cephelerinde kırmızı, mavi,

sarı, gri ve bej olmak üzere beş farklı renk

kullanıldı. Tüm binaların prefabrik sistemle

projelendirildi, iç ve dış duvarlarda taş

yünü sandwich panel uygulaması yapıldı.

Yapı Malzeme Aralık 2017 101


Ayrıca, projede dikkat çeken bir ayrıntı ise

tamamen kendi tasarımımız olan ve İngiliz

Warrington’dan A1 yanmazlık sertifikalı Neopan

panel duvarlar kullanıldı.

Ayrıca; Asya’nın en büyük projesine imza

atacak olan Petronas için Malezya’da da

1.800 adet modüler yaşam ünitesi ve 80

bin metrekarelik hafif çelik yapılardan oluşan

lüks bir işçi kampının yapımı bu yıl içerisinde

tamamlandı.

Öte yandan Vefa, know how da ihraç ediyor.

Vefa olarak Afganistan ile ülke genelinde

prefabrike binalar inşa edebilecek bir fabrika

kurmak üzere sözleşme imzaladık. Afgan

Devleti’ne son teknolojilerle donatılmış

prefabrik binalar inşa edebilecek bir fabrika

kuracağız. Yaklaşık 3 yıl bu fabrikanın yönetiminde

bulunacağız, sonra Afganistan

Devleti’ne devredeceğiz. Bu anlaşma ile biz

know how da ihraç etmiş oluyoruz.

Afganistan dışında Cezayir’de de bir projemiz

var. Geçen yıl Özgün İnşaat ve Cezayir

Kamu Kesimi Endüstri Yerleşimleri (Divindus)

ile kamuya ait altı iştirakin üretim

süreçlerini iyileştirme, modernize etme ve

birlikte üretim yapmaya yönelik bir anlaşma

imzaladık. Ortaya koyduğumuz değerleri,

altyapımızı ve birikimimizi paylaşmak ve

Cezayir’in teknolojik gelişimine ve ihracat

potansiyelini arttırmasına katkıda bulunabilmek

bizim için büyük önem taşıyor. Bununla

ilgili çalışmalarımız devam ediyor.

Uygulama teknikleriniz ve kullanmış

olduğunuz ürünler açısından inşaat

firmalarına ve son kullanıcıya

ne gibi farklılıklar ve avantajlar

sunuyorsunuz?

Şirket olarak AR-GE ve inovasyonun, büyüme

ve ilerlemenin en önemli parçası olduğunu

düşünüyoruz. Günümüzde rekabetçi

piyasa koşullarında, büyük organizasyonların

ayakta kalabilmesinin en önemli unsuru

kendi know how’ını üretiyor olmaları. Katma

değerli ürün üretmede ar-ge çalışmaları olmazsa

olmaz durumda. Vefa’nın geliştirdiği

teknolojilerden biri Profacto teknolojisi.

Vefa, Profacto teknolojisi ile mühendislik

metotlarını en verimli şekilde kullanarak

yüzde 40’a varan maliyet avantajı sağladı.

Kaynaksız yapı teknolojisi ile üretim imkanı

sunan İtalya, Amerika ve Avustralya menşeli

profil hatlarında, ÜR-GE çalışmaları

sonucunda geliştirilen 250’ye yakın profil

tasarımı sayesinde daha az malzeme ile

hiç kaynak kullanılmayan, boya gerektirmeyen,

cıvata bağlantıları ile birleştirilen daha

estetik ve sağlam çözümler üretiliyor. Böylece

yapılarda kullanılan çelik sarfiyatında

eski teknolojilere oranla yüzde 40’a varan

tasarruflar sağlanıyor. Vefa’nın, sektörünü

çok iyi analiz ederek yürüttüğü AR-GE ve

ÜR-GE çalışmaları sonucunda ortaya çıkan

ve 2009 yılının ortalarında devreye alınan

kompozit panel hattı ise prefabrike yapılar

ve yaşam konteynerlerinde duvar olarak kullanılabilecek

uygun formlara sahip olan panellerin

seri şekilde üretilmesi hedefinin bir

sonucu. Türkiye’de ilk olan ve tam otomatik

duvar üretim makinası dediğimiz panel hattı,

sandviç panel hatlarının özelliklerine ek

olarak kompozit panel form ve açılımlarını

da sağlıyor. Dakikada 5 metre duvar üretebilme

kapasitesine sahip panel hattından

çıkan duvarlar, yüksek izolasyon değerleri,

montaj aşamasında sağladığı işgücü tasarrufu

ve getirdiği yüzde 30’a yakın maliyet

avantajı ile dikkat çekiyor. Vefa, 2000 yılının

Mayıs ayında düzenlenen Yapı Fuarı’nda,

dünyanın deprem kuşaklarında yer alan

gelişmiş ülkelerinde sıklıkla tercih edilen

hafif çelik yapı sistemi ile üretilmiş binayı

Türkiye’de ilk defa kurarak, çelik yapı sisteminin

kullanımı konusunda bir ilke imza

attı. 2004 yılında ise en son prefabrike teknolojisinin

kullanıldığı bir konut sistemi geliştirdi.

Pratik hazır konut teknolojisi, ortaya

koyduğu detaylar ve çözümler, uyguladığı

uluslararası standartlar ve sunduğu konforla

bir konutta olması gereken tüm şartları

yerine getiriyor. Ekolojik ev ise kendi enerjisini

kendisi üreterek ve enerjiyi en verimli

şekilde kullanarak enerji verimliliği esaslarını

en üst düzeyde karşılıyor. Ekolojik Ev,

düşük enerji tüketimi ve dolayısıyla düşük

karbon salımı olan bir bina üretimi gerçekleştirilmesi

hedefiyle geliştirildi. Binanın

tasarım ve üretimine ışık tutan enerji verimliliği

kavramını, ısıtma, soğutma ve aydınlatmada

enerji ihtiyaçlarını azaltmak, enerjiyi

verimli kullanmak, enerjiyi verimli ve temiz

kaynaklar ile üretmek başlıkları altında değerlendirdi

ve uygulandı. Güneş enerjisinden

maksimum seviyede yararlanan binanın

karbon salımı minimum seviyede. Yapı,

doğalgaz ya da başka herhangi bir enerjiye

ihtiyaç duymadan kendi kendine yetebiliyor.

Vefa’nın geliştirdiği bir diğer ürün ise katlanır

sistem Vekonas ve Vekonant konteynerler.

Afet sonrası barınma başta olmak

üzere kamp, şantiye ve benzeri durumlardaki

konaklama ihtiyacının kolay ve hızlı

bir şekilde giderilmesi amacıyla geliştirilen

katlanır konteynerler piyasada hemen karşılık

buldukları görüldü. Vekonas, tek odalı

katlanabilir yaşam konteynerleridir. Benzer

ebatlara sahip mevcut demonte konteynerlere

göre 10 kat daha hızlı kurulur. Uluslararası

nakliye standartlarına uygundur.

Katlanabilir olması sayesinde, 1 tırda aynı

anda 10 adet taşınabilir. 2 kişilik bir ekiple

çok hızlı bir şekilde kurulur. Vekonant ise

ıslak hacimli çekirdeğe sahip, uluslararası

nakliye standartlarına uygun olarak geliştirilmiş

yaşam konteyneridir. Uluslararası

nakliye standartlarına uygundur. Katlanabilir

olması sayesinde, 1 tırda aynı anda 5

adet taşınabilir. 4 kişilik bir ekiple çok hızlı

bir şekilde kurulur. Gerektiğinde birleşimli

ve çok katlı olarak da üretilebilir. Vefa uzun

AR-GE ve tasarım faaliyetleri sonrasında ortaya

çıkmış olan sayısız ürün ile yenilikçi

ve inovatif bir marka algısını oluşturmayı

başarabilmiş bir firmadır. İnovasyon merkezi

ile inovasyon ve Ar-Ge’yi sadece belirli

ekiplerin çalıştığı bir konu olmaktan çıkarıp,

tüm şirket çalışanlarının aktif olarak dahil

olduğu, şirketin genetik kodlarına işlenmiş

bir unsur haline getirmekteyiz.

Rekabet noktasında firmanızı diğer

markalardan ayıran özellikler ve

öncelikler nelerdir?

Vefa Holding, inovatif düşünce sistemi

102

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

ışığında pazardan gelen talepleri, var olan

ürünlere maliyet, kalite ve uygulama avantajı

sağlayıcı optimizasyon çalışmaları olarak

ele almaktadır. Böylece sektöre yeni

ürünler kazandırarak rekabet avantajı sağlayabilmektedir.

Vefa, inovasyonu sürdürülebilirliğin anahtarı

olarak görmektedir. İnovasyon kavramının

AR-GE ve ÜR-GE departmanlarına sığdırılamayacak

kadar önemli ve anahtar bir

kavram olduğuna inanan Vefa, inovasyonu

kurum kültürünün bir parçası olarak ele almaktadır.

İnovatif yaklaşımların böylece kurumun

tüm süreçlerine ve birimlerine nüfuz

etmesini sağlayan Vefa, standartların yükselmesi

ile birlikte çok hızlı değişen müşteri

ihtiyaçları ve beklentilerine aynı hızla

cevap verebilmek için bunun şart olduğunu

bilmektedir.

İnovasyonun her aşamada sürdürülebilirliğin

anahtarı olduğunu, aynı zamanda

kurumları sarsabilecek ani değişimlere ve

etkilere karşı koruyucu bir kalkan görevi

üstlendiğini kabul eden Vefa Holding, kurulduğu

ilk günden beri inovasyonu kurum

kültürünün en önemli parçası yapmıştır.

27 yıldır sektöre kazandırdığı yeni ürün ve

teknolojiler ile kurumsal olarak sağladığı

başarıyı inovatif düşünce sistemine bağlayan

Vefa, böylece büyüdükçe hantallaşan

bir yapıya dönüşmekten kurtulmaktadır. Çoğunlukla

müşterilerin beklentileri ve ihtiyaçlarının

tespiti ile başlayan inovasyon süreci

Vefa’da doğası gereği bir keşif maratonuna

dönüşmektedir. Tüm iş süreçleri, sunulan

ürün ve hizmetler öncelikle müşterilerin

perspektifinden bakarak ele alınmaktadır.

Vefa’nın merkezine konumlanan İnovasyon

ve Teknoloji Geliştirme birimi, en üst

düzeyde desteklenmektedir. Görevi kurum

içindeki tüm birimler ile etkileşimi sağlayarak

inovasyon çalışmalarını yürütmek olan

birimde akademik düzeyde çalışmalara da

imza atmış mühendis, mimar ve endüstriyel

tasarımcılardan oluşan geniş bir ekip

çalışmaktadır. Bunun yanında danışmanlar

ve akademisyenler ile işbirlikleri yapılarak

inovasyon sürecine katılmaları sağlanmaktadır.

Üretim ve yatırım planlarınız hakkında

neler söylemek istersiniz?

2016 yılının sonunda tüm şirketlerimizde

yeniden yapılanma sürecini tamamladık.

Verimliliğe odaklanarak müşteri bazlı yapılanmaya

gittik. Müşterilerimizin taleplerine

ve ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretmeye

devam ediyoruz 2017 yılına daha da güçlenerek

girdik. AR-GE ve ÜR-GE ekiplerimizle

daha hızlı daha güvenli ve daha kaliteli

ürünler üreterek müşterilerimizin işlerini

kolaylaştırıyoruz. Dünyadaki yenilikçi teknolojileri

yakından takip ediyor, fonksiyonel

ürünler geliştiriyoruz. Bunu da sektörel bir

sorumluluk olarak görüyoruz.

Yolumuza sağlam ve emin adımlarla devam

ediyoruz. Bu yılı da geçen yıllarda olduğu

gibi büyüyerek kapatmayı hedefliyoruz.

Küresel pazarlarda ve farklı kültürlerdeki

potansiyel müşterilerimize sürdürülebilir iş

modelleriyle yenilikçi ürünler sunarak 2023

yılında sektörün en çok tercih edilen lider

oyuncusu olmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda

da yurtiçi ve yurtdışında yatırımlarımıza

devam ediyoruz.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

İnovasyon kurum kültürümüzün önemli bir

parçasıdır. İnovatif ürünlerimiz, sürekli yenilediğimiz

üretim teknolojilerimiz ve AR-GE

yatırımlarımızla birçok ödülün de sahibi olduk.

Yaptığımız inovatif çalışmalarımızla

Türkiye’nin AR-GE Şampiyonları listesinde

yer aldık. Turkishtime tarafından gerçekleştirilen

Türkiye’nin İnovasyon Raporu AR-GE

250 Araştırması’nda listeye giren Türkiye’nin

ilk 250 firmasından biri olduk. Ayrıca

geliştirdiğimiz iki farklı ürünümüz olan

Vekonar ve Modüler Ev ile Design Turkey

Endüstriyel Tasarım Ödülleri’nde Kurumsal

ve Ticari Ürünler kategorisinde İyi Tasarım

Ödülünün sahibi olduk. Türkiye’nin ihracat

liderleri arasında yer aldık. Türkiye İhracatçılar

Meclisi (TİM) tarafından açıklanan ilk

1000 ihracatçı firması arasına Vefa Prefabrike

Yapılar şirketimiz olarak 610.sıradan

girdik. 2016 yılı İSO verilerine göre ikinci

500 sanayi kuruluşu içerisinde 28.sırada

yer aldık. Sürdürülebilir bir büyüme ile Türkiye’nin

en hızlı büyüyen 100 şirketi arasında

yer aldık. Öte yandan İstanbul Ticaret Odası

tarafından açıklanan 2014 verilerine göre

en çok vergi ödeyen İTO üyesi firmalar arasında

Vefa Holding’in şirketi Vefa Prefabrike

Yapılar San. Tic. A.Ş, Bronz madalyaya

hak kazandı.

Yapı Malzeme Aralık 2017 103


Proje

Sinpaş’dan

Sancaktepe’ye

pırlanta değerinde

bir proje:

‘Metrolife’

Gayrimenkul sektöründeki 44

yıllık uzmanlığı ve deneyimi ile

yenilikçi projelere imza atan

Sinpaş, gelişmesine öncülük

ettiği, İstanbul’un değeri ve

prestiji hızla yükselen bölgesi

Sancaktepe’de, yine çok

konuşulacak bir projeye imza

atıyor.

Sancaktepe’nin kent merkezinde yer alacak

Metrolife, hem konfor ve ayrıcalıklı bir

yaşam, hem de kazançlı bir yatırım fırsatı

sunacak. Metronun hemen yanında konumlanan

Metrolife, kapılarını yepyeni bir yaşama

açacak.

Sinpaş GYO Genel Müdürü Seba Gacemer,

Sinpaş’ın yenilikçi ve cesur vizyonu ile bugüne

kadar birçok bölgeyi cazibe merkezi

haline getirdiğini belirterek, “Sancaktepe,

Sinpaş’ın öncülüğünde hızla yükselen bir

bölgemiz. Lagün, Kelebekia, Köyceğiz, Egeboyu

projelerimizle bölgeye değer kattık.

Şimdi metrosuyla, şehir Hastanesi ile Sancaktepe,

İstanbul’un en gözde yaşam merkezlerinden

biri haline geliyor. Metrolife’da

yaşayan bir kişi Üsküdar’daki işine 27 dakikada,

Zincirlikuyu’ya ise sadece 45 dakikada

ulaşacak. Hem şehrin merkezinde hem

de şehrin dışında hissedeceğiniz size özel

peyzajı, çarşı alanı ve meydanıyla doğayı ve

kentli hayatı birlikte yaşayacaksınız’ dedi.

“Yılın her günü, günün her saati

keyifle geçecek”

Gacemer, Metrolife projesinde, hem yetişkinler,

hem de çocuklar için her türlü detayın

titizlikle planlandığını belirterek, şöyle

konuştu:

“Geniş teraslı ve bahçeli evleri, sağlık ve

sporla iç içe bir yaşama imkan tanıyan bisiklet

parkuru ve yürüyüş yolları, yemyeşil

park alanı, her türlü ihtiyacın karşılanabileceği

ve sevdiklerinizle sosyalleşeceğiniz

14000 m2lik çarşı alanı ve meydanıyla,

Sancaktepe’de ayrıcalıklı bir yaşamın kapılarını

açıyor. Çocukların nitelikli ve eğlenceli

zaman geçirmesini sağlayacak meydan parkı

ve korupark; hem yeşilin hem de kentli

modern yaşamın bir arada özenle işlendiği

özel peyzaja sahip.

Metrolife’da yılın her günü, günün her saati

keyifle geçecek. Bu özel yaşamda yerini almak

isteyenlere sunacağımız indirimler ve

ödeme kolaylığı ile yepyeni bir hayata adım

atmayı çok kolaylaştırdık. Trafik stresinden

uzak, zamanın size kalacağı bir hayatın ve

yatırım merkezinde olacaksınız.”

VIP Havuzunuzda güneşin batışını

izleyecek, rooftop konforunu

yaşayacaksınız.

Büyük şehirlerde yaşayanların hayali, Metrolife

ile gerçek olacak. Metrolife sakinleri,

aileleri ve sevdikleri ile rooftoplarda yer

alan VIP özel havuz, Spa ve dinlenme alanı

gibi sosyal alanlarda sosyalleşirken, keyifli

ve zinde bir yaşamın kapılarını aralayacak.

Sancaktepe’nin merkezinde kentli

ayrıcalıklar

Metrolife, benzersiz sosyal imkanları ile

yaşamınızı özel kılacak. Yansıma havuzları,

çim amfi ve seyir terası, ateş kuyusu,

çocuk oyun alanı, açık spor alanı, fitness

merkezi, bisiklet ve yürüyüş parkuru ile kendinizi

özel hissederek yaşayacaksınız.

Doğanın pozitif enerjisini

hissedeceksiniz

Metrolife projesinin peyzajında, doğanın insana

pozitif enerji veren gücü, her detayda

kendini gösteriyor. Huş ağaçları, kokulu lavantalar,

sazlı bitkiler, mor salkımlı, güllü

ve yaseminli pergolalar, renk ve koku bahçeleri

ile doğanın güzelliğini her an yanınızda

hissedeceksiniz. Mis kokular eşliğinde

yürüyüş yaparken şehrin merkezinde yaşadığınızı

unutacaksınız.

Saygın eğitim kurumları çok

yakınınızda

Metrolife sakinleri, çocuklarının okul tercihini

de güvenle yapabilecek. Bölgede,

Bahçeşehir, Bilfen, Doğa, Anabilim, Küçük

Prens gibi köklü ve saygın eğitim kurumları

yer alıyor.

104 Yapı Malzeme Aralık 2017


“Müşterilerimizle birlikte büyüyor,

birlikte gelişiyoruz”

“Artık büyük balığın küçük balığı yediği devir değil; hızlı balığın yavaş balığı yediği

dönemdeyiz. Biz çok hızlı çözümler üretiyoruz. Dolayısıyla yapı en kısa sürede kullanıcısının

hizmetinde oluyor. Bu da inşaat firmalarına zaman kazandırıyor.”

Hekim Holding’in amiral gemisi Prefabrik

Yapı A.Ş., Türkiye’de ve dünyada yüksek

kalite standartlarında prefabrike yapılar,

konteynerler ve çelik konstrüksiyon yapılar

üretmektedir. Hazır yapıların üretiminde

kullanılan ana hammaddelerin tamamına

yakınını kendi bünyesinde üreten Prefabrik

Yapı A.Ş.’nin Genel Müdürü Mustafa

Tolunay ile dosya konumuz çerçevesinde

röportaj çalışması gerçekleştirdik.

Firmanızın kısa tarihçesi ile

birlikte çalışma sahalarından ve

hizmetlerinden bahseder misiniz?

Prefabrik Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret

A.Ş., 1989 yılında kurulmuştur. Hazır yapı

sektörüne kazandırdığı ilkleri, yüksek kalite

standartları ve inovasyonu ile dünyanın sayılı

kuruluşları arasındadır.

Prefabrik Yapı A.Ş. ön üretimli hazır yapı

üretiminde, geliştirdiği teknoloji, kapasite,

makine ekipmanları, profesyonel kadrosu,

25.000 m2 alanda kurulmuş olan üretim

tesisleri ve 6.000 m2 alanda kurulu bulunan

hazır yapı tanıtım alanı ile 6 kıtada 110

ülkeye ihracat yapmaktadır. 28 yıldır süre

gelen başarı grafiğinde ilkelerinden vazgeçmeyen,

kalite ve sürdürülebilir iş modeli

hedefleri ile yüksek kalite standartlarında

prefabrike yapılar, konteynerler ve çelik

konstrüksiyon yapılar üretmektedir.

106

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

Merkezinde insan odaklı yaklaşımı, satış,

pazarlama, üretim, AR-GE ve ÜR-GE yatırımları

ile alanında üstün faaliyetler göstermektedir.

Prefabrik Yapı A.Ş. yüksek teknolojili

üretimin yanı sıra; planlama, tasarım,

yükleme, lojistik, montaj, demontaj, bina içi

tesisat, boya ve satış sonrası hizmetleri ve

müşteri odaklı yaklaşımıyla Türkiye’de ve

uluslararası platformlarda hizmet sunmaya

devam etmektedir. Prefabrik Yapı A.Ş. olarak

sektörde öncü olmanın vermiş olduğu

sorumluluk ve bilinç ile her zaman daha iyiyi

hedefliyor, bu yaklaşım ve anlayış doğrultusunda

hareket ediyoruz. Müşterilerimizin

ve iş ortaklarımızın beklentilerinin ötesinde

ürün ve hizmet sunarak, kalitemizden ödün

vermiyoruz. Birlikte büyüyerek, birlikte gelişiyoruz.

Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz

projelerinizden biraz bahseder

misiniz?

Bugün itibarıyla 6 kıtada 110 farklı ülkede

ürünlerimiz bulunmaktadır. -30 C _ +55 C

arası iklim bölgelerinde yapılarımız konforlu

bir şekilde kullanılmaktadır.

Şantiye yapıları – kamp yapıları – askeri

yapılar – eğitim yapıları – sağlık yapıları –

kamu ve idari yapılar – acil yerleşim yapıları

– çok katlı yapılar – toplu konut yapıları –

ekolojik yapılar adı altında petrol kampları

– okul – hastane – üniversite yapıları – itfaiye

binaları – askeri kamplar –- Türkiye

ve Avrupa ülkeleri mülteci binaları gibi her

alanda birçok projeyi başarıyla bitirdik.

Mustafa Tolunay

Prefabrik Yapı A.Ş. Genel Müdürü

Uygulama teknikleriniz ve kullanmış

olduğunuz ürünler açısından inşaat

firmalarına ve son kullanıcıya

ne gibi farklılıklar ve avantajlar

sunuyorsunuz?

Firma olarak sürdürülebilir yapı malzemeleri

kullanıyoruz. Hekim Holding bünyesinde

üretilen Türkiye’nin ilk otoklavlı fibercement

doğal çimento levhası olan HekimBoard

kullanıyoruz. A1 sınıfı yanmazlığın yanında

her türlü iklim bölgelerinde konforlu

ve estetik çözümler üretebiliyoruz. Kaynaksız

yapı teknolojisi ile yapılarımız daha uzun

ömürlü oluyor. Zamanı geri getirme şansı

maalesef yok. Artık büyük balığın küçük

balığı yediği devir değil; hızlı balığın yavaş

balığı yediği dönemdeyiz. Biz çok hızlı çözümler

üretiyoruz. Dolayısıyla yapı en kısa

sürede kullanıcısının hizmetinde oluyor. Bu

da inşaat firmalarına zaman kazandırıyor.

Tek bir ürün grubumuz yok. Steelin – Preform

– Lifecase – Hekim Profil gibi markalarımızın

her biri kendi içinde de segmentlere

sahiptirler. Böylelikle; her iklim bölgesine

ve ekonomik duruma göre uygun çözümler

ve çok fazla alternatif sunabiliyoruz.

Rekabet noktasında firmanızı diğer

markalardan ayıran özellikler ve

öncelikler nelerdir?

Kurulduğu ilk yıldan itibaren takip eden değil;

örnek olan- ülkeye teknoloji getiren ve

son zamanlarda ise kendi çıtasını bir üste

taşıyarak teknoloji üreten bir şirket haline

geldik. Kaynaksız yapı teknolojisi – poliüretan,

eps ve taşyünü dolgulu sandviç paneller-

Mars konteynerleri ile 0 karbon yapılar

– Steelin ile çok katlı hafif çelik yapı sistemleri

– Hekim Profil ile ezber bozan yapı

profilleri ile sektöre örnek olmaya çalışıyoruz

ve klasik yapı sistemlerine alternatifler

üretiyoruz. Bunları yapmak için pazar araştırmaları

ve pazarın beklentilerini çok iyi

irdeliyoruz. Sürdürülebilirlik denince maalesef

sadece çevre performansı akla geliyor.

Çevresel performans, ekonomik kalkınma,

toplumsal katılım aynı anda gerçekleşirse

o zaman sürdürülebilir kalkınma gerçekleşebilir.

Bunun neticesinde de Arge - Ürge

çalışmaları yön kazanıyor. Endüstri 4.0’ın

sadece şirketimiz için değil; ülkemiz için de

fırsat olduğunu düşünüyoruz. Ancak Türkiye’deki

sektör çalışanlarının özellikle kalfa-ustaların

eğitilmesi gerektiğinin de bilincindeyiz.

Bu noktada gerçekçi olmak lazım.

Önce durumun fotoğrafını iyi çekip; yetişmiş

insan gücüne ihtiyacımız olduğunu bilmeliyiz.

İnsanları sadece çalışanlar olarak

değil; gerçekten kaynak olarak görmeliyiz.

Sadece Arge - Ürge odaklı bir inovasyona

odaklı bir firma değiliz. Aynı zamanda ürün,

süreç ve pazarlama inovasyonun da bütünleyici

parçalar olduğunu biliyor ve ona göre

yol haritamızı belirliyoruz. Faktör analizleri

ile de inovasyon süreçlerinin etkilerini ölçüyoruz.

Entegre tesislerimizle hammaddemizin

neredeyse %90 ını kendi tesislerimizde

üretiyoruz. Böylelikle malzeme temini

– kalite bizim güvencemizde oluyor, sürekli

pazarın nabzını tutuyoruz. Hem ihtiyaçlara

göre yeni ürün / hizmet sistemlerini geliştiriyoruz,

hem de pazara yön verecek çevre

dostu yapıları pazarın hizmetine sunuyoruz.

Kısacası hem pazarı dinliyor / takip ediyor

hem de gerekli olduğu yerde yönlendirmemizi

de yapıyoruz.

Üretim ve yatırım planlarınız

hakkında neler söylemek istersiniz?

Çevre bilinci yüksek, sürdürülebilir üretime

ulaşma hedefimiz doğrultusunda farklı

platformlarda farklı ihtiyaçlara çözümler

üretiyoruz ve üretmeye devam edeceğiz.

Eskiden maalesef makine gücü önemli olarak

düşünülürdü. Birbiriyle konuşan akıllı

sistemler, veri farkındalığıyla karar verme

devrini yaşadığımız bu dönemde, Endüstri

4.0’ın bizden beklediği teknolojiyi her alanda

tasarlayacak, geliştirecek, üretecek ve

üretilen teknolojiyi kullanabilecek insan

gücünün eğitimi kaçınılmaz bir gerçektir.

Bizler de çalışanlarımızın kapasitelerini ve

bakış açılarını geliştirebilecekleri eğitimlerle

üretim sürecinde yer almalarını destekliyoruz.

Ayrıca teknolojik yenilikleri yakından takip

ederek üretim ve montaj süreçlerimizin

hızlılık ve verimliliğinde sürekli geliştirme

yapıyoruz.

AR-GE & ÜR-GE faaliyetlerine büyük önem

veren Prefabrik Yapı A.Ş.’nin temel ilkeleri

arasında; sürdürülebilirlik ve teknolojik yenilik

yer almaktadır. Sıfır karbon salınımlı

modüller ve kendi enerjisini üretebilen

doğa dostu ekolojik yapılar konularında çalışmalarımıza

devam etmekteyiz.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Ülkemiz için her zaman daha iyisine ulaşmayı

hedefleyen bir şirket olarak ülkemizi

en iyi şekilde dünyada temsil etmeye, ülkemiz

insanına yatırım yapmaya, 4. Sanayi

devrimi çağına hem kendimizi adapte etmeye,

hem de paydaşlarımızı geliştirmeye,

böylelikle yine sektörümüze ve Türkiye’ye

hizmet etmeye devam edeceğiz.

Yapı Malzeme Aralık 2017 107


“Bir firmanın sürdürülebilir rekabet üstünlüğünün önemli bir kaynağı;

sahip olduğu temel yeteneğidir”

“Çelik yapılar her tür amaçlı yapılarda uygulanabilir. Konut, okul, hastane, depo, yurt,

otel v.b. kullanım amacı çok farklı olup çelikle yapılan ve şu anda kullanılmakta olan çok

fazla yapı örneği bulunmaktadır. Bir yapının sağlaması gereken minimum ekonomik ömrü

rahatlıkla sağlar ve çok daha uzun süre kullanılabilir.”

Aksay Çelik Yapı, stratejik planı doğrultusunda

yapısal çelik(hafif çelik) sektörüne

ilk adımını 2008 yılında Egem Çelik olarak

atmış. O tarihden bugüne pek çok nitelikli

projeyi hayata geçiren Aksay Çelik Yapı,

tüm personel, tesis, araç ve sertifikasyon

donanımlarını da yapısal çelik sektörüne

hizmet verme üzerine kurgulamış durumda.

Aksay Çelik Yapı Genel Müdürü Fatma

Altun ile şirket faaliyetleri üzerine pekçok

konuyu ele alma şansımız oldu. Bizlere

vakit ayırdıkları için kendilerine teşekkür

ediyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz.

Firmanızın kısa tarihçesi ile

birlikte çalışma sahalarından ve

hizmetlerinden bahseder misiniz?

Ulusal ve uluslararası birçok projede yer

aldık ve almaya da devam ediyoruz Müşterilerimiz

genellikle yapısal çelik evlerin

avantajlarının farkında olan ve çoğu şehir

hayatından yorulan insanlardır... Bu durum

bize tüm süreçlerimizde yüksek standardizasyon

sorumluluğu getirmektedir.

Aksi durumların kabulü de mümkün değildir.

Özellikle ne istediğini bilen müşterilerimizin

gerçek anlamda süreçlerimize ciddi

pozitif katkıları söz konusudur.

Aksay Çelik olarak sektörde tam olarak

yerimizi almış durumdayız. Gerek Türkiyede

gerekse Avrupada ve körfez ülkelerinde

iyi ve olumlu yapı sistemleri üzerine

sonuçlar aldığımızı düşünüyoruz.Gelen talepler

ve müşterilerimizin görüşleri bizim

şirket politikası ve ARGE olarak aldığımız

veriler doğrultusunda haklılığımızı 0rtaya

koymaktadır.Yıllardır çelik sektöründe,

özellikle hafif çelik sektöründe yaşanan

gelişmeleri halen yakından takip etmekteyiz.

Gelişmiş ülkelere yapmış olduğumuz

ziyaretlerde, özellikle ABD, Kanada ve

Avustralya’da bu sistemin ciddi anlamda

bir kullanımı olduğunu ve büyük bir Pazar

payı olduğunu gördük. Sistemin Türkiye’ye

entegrasyonunu sağlamak bakımından

birçok teknik çalışmalarımız oldu. Üretim

teknolojisinin ülkemize taşınması, yazılım

alt tabanı ile üretim konusunda teknik

eleman yetiştirilmesi, bina teknik detaylarının

çözümlenmesi vb. çalışmalar uzun

bir zamanımızı aldı. Fakat buna değdiğini,

hatta az bile çalıştığımızı şimdi daha iyi

görebiliyoruz. Aksay Çelik’in, hafif çelik

konstrüksiyon binalar konusunda uzman

hale gelmesi, yurt içi ve yurt dışı pazarda

karşılığını hemen buldu aslında bunu daha

önceki röportajımızda da belirtmiştim,Türkiye’nin

dört bir tarafından, her iklim bölgesinden,

çeşitli adetlerde ve metrajlarda

projelerimiz devam ediyor.

Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz

projelerinizden biraz bahseder

misiniz?

Hatay’ın Defne ilçesinde sayın Dr. İlker Zen

ve sayın Mimar Nebil Çekmece ile müşterek

başlayacağımız 20 adet villa projemiz..

Hali hazırda devam eden projelerimizin dışında

asıl beni ve tüm ekibimi çok heyecanlandıran

ülkemiz adına uluslararası böylesi

özel bir projede yer aldığımız için çok mutluyuz

projenin tanımı kısaca 39 adet villadan

oluşan herbiri 1000m 2 alan üzerine oturumu

olan sosyal alan ve tesisleri daha önceki

uygulamalarımız çok dışında ve farklı bir

konsepte olan çok özel bir proje projemizin

uygulama ülkesi fransa paristir.

Uygulama teknikleriniz ve kullanmış

olduğunuz ürünler açısından inşaat

firmalarına ve son kullanıcıya

ne gibi farklılıklar ve avantajlar

sunuyorsunuz?

Çelik yapı sistemi, yapı elemanlarının taşıyıcı

nitelikte olduğu (duvar, döşeme) ve

galvanize çelikten soğuk şekillendirme yöntemi

ile üretildiği bir yapı türüdür. Fabrikada

CNC tezgahlarda modern makinelerle kontrol

ve denetim altında üretilen yapı elemanları,

korunaklı bir şekilde inşaat sahasına

108

Yapı Malzeme Aralık 2017


Dosya

getirilip monte edilir. Geleneksel yapım sistemlerine

göre hassasiyet avantajı vardır.

Kendi de ön üretimli bir sistem olduğundan,

üretimi esnasında projelerin kapı, pencere

ve diğer ekipmanlarının siparişlerinin verilmesi

mümkündür.Çelik yapıların tasarımları

tıpkı betonarme binalarda olduğu gibi

kalıcı yapı şartnamelerine göre tasarlanır.

Taşıma gereken yüke göre hesaplamalar

yapılır. Ayrıca betonarmeye göre çok önemli

oranda hafif oldukları için deprem yüklerine

çok daha az maruz kalırlar. Bu da deprem

dayanımlarını betonarme yapıya göre çok

önemli ölçüde arttırır. Çelik yapılar her tür

amaçlı yapılarda uygulanabilir. Konut, okul,

hastane, depo, yurt, otel v.b. kullanım amacı

çok farklı olup çelikle yapılan ve şu anda

kullanılmakta olan çok fazla yapı örneği bulunmaktadır.

Bir yapının sağlaması gereken

minimum ekonomik ömrü rahatlıkla sağlar

ve çok daha uzun süre kullanılabilir. Sadece

kullanılan çelik için yapılan bazı yaşlandırma

testlerinde 180 yıl gibi bir süre dayanımını

koruduğu ortaya konmuştur. Ayrıca

tüm kesitler kapalı olduğu için ömrü daha

da uzamaktadır. Çelik Yapı elemanlarının

kalitesi sürekli denetim altındadır. Fabrika

koşullarında standartlara uygun ölçü

ve degerlerle üretilir Homojen ve izotrop

bir malzeme olduğundan kendinden beklenilen

davranışı gösterir ve statik hesaplamalardaki

hata payı çok düşüktür.

Daha küçük kesitlerle çalışıldığından yapının

kullanım alanı artar. Geniş açıklıkları,

daha küçük kesitlerle kolonsuz geçme imkanı

olduğundan, büyük mekan ve istenilen

dizaynı düşük maliyetle oluşturmada

alternatifler sağlar.Çok daha hafif yapılar

inşa edilebilir. Bu temel maliyeti düşürdüğü

gibi deprem yüklerine karşı da önemli

avantaj sağlar.Her türlü hava koşullarında

ve çok hızlı şekilde inşa edilebilir. Bu da

işçilik maliyetlerinin düşük olmasını ve

ihtiyaçlara kısa sürede cevap verebilme

olanağını sağlar.Kalifiye işçilik gerekir.

Bu da uygunlama hatalarını en aza indirir.

Malzeme her zaman kolayca denetlenebilir.Herhangi

bir nedenle hasar gören yapı

elemanı rahatlıkla değiştirilebilir. Bu işlem

hızlı,kolay ve düşük maliyetlidir.Çelik yapı

Fatma Altun / Aksay Çelik Yapı Genel Müdürü

istenildiğinde kolayca takviye edilebilir;

demontajı ve istenildiğinde başka bir alana

tekrar montajı mümkündür.Çelik yapı

elemanları, montajı tamalandığı anda tam

yük kapasiteyle çalışabilir.

Rekabet noktasında firmanızı diğer

markalardan ayıran özellikler ve

öncelikler nelerdir?

Artan globalleşme ve yoğun rekabet uzun

sürelerden beri firmaları rekabet üstünlüklerini

artırmak için temel yeteneklerini

geliştirecek gerekli araçları araştırmaya

yöneltmektedir. Çünkü bir firmanın sürdürülebilir

rekabet üstünlüğünün önemli bir

kaynağı sahip olduğu temel yeteneğidir.

Temel yetenek rekabet edebilirliğin temelidir.

Bireysel firmanın mal ve hizmetleri firma

temel yeteneğinin ürünüdür. Temel yeteneğin

önemli kaynakları etkin teknoloji

yönetimi, insan, organizasyonel öğrenme

ve stratejik esnekliktir. Bu çalışma temel

yeteneğe ilişkin literatürü incelemekte,

dünya ve Türkiye’den temel yetenekle ilgili

örnek olayları içermektedir.

Üretim ve yatırım planlarınız

hakkında neler söylemek istersiniz?

Kısa vadede işimize hakimiyetimiz ile pazar

ihtiyaçlarına en hızlı bir biçimde karşılamak,

müşteri memnuniyetini nasıl en

üst düzeye çıkarabiliriz hayata geçirebilmektir.

Uzun vadede imalat alışkanlıklarının

değişimine ayak uydurabilecek yeni

teknolojileri müşterilerimiz ile buluşturabilmek...

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Son olarak sayın Tarık Oral bey ve ekibine

ikinci defa bana bu kadar kitleye hitaben

eden bir dergide röportaj şansı verdikleri

için sonsuz teşekkürler.

Yapı Malzeme Aralık 2017 109


Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projesi

‘Ahes Misal İstanbul’ hayata geçiyor

Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projesi, Ahes Misal İstanbul adıyla Gaziosmanpaşa’da

yükseliyor. Süleyman Ekşi İnşaat tarafından 2 milyar TL yatırım değeriyle inşa edilen

projede konut fiyatları 340 bin TL’den başlıyor

2000 yılından bu yana başta İstanbul, Sakarya,

Kocaeli, Erzurum, Bilecik ve Rize

olmak üzere toplamda 4 milyar TL değerinde

üst ve alt yapı projelerine imza atan

Süleyman Ekşi İnşaat Ahes Misal İstanbul

projesi ile kapalı inşaat alanı bazında bu

güne kadar gerçekleşen en büyük kentsel

dönüşüme imza atıyor.

Alper Aksoy Mimarlık imzalı Ahes Misal

İstanbul, Gaziosmanpaşa Bağlarbaşı Bölgesi’nde

100 dönüm arsa alanı üzerinde

520 bin metrekare inşaat alanına sahip.

Projede 2 bin 400 konut, 359 odalı otel,

cadde dükkanları ve 20 bin metrekare ofis

bloğu yer alıyor.

2019 yılının sonunda 1600 dairelik 1.

etabı teslim edilecek olan Ahes Misal

İstanbul’da toplamda 13 blok yer alıyor.

Projenin ilk etabında inşa edilecek 8 bloğun

3 tanesi 18, 2 tanesi 19 ve 3 tanesi

20 katlı olacak. 22 bin metrekare alan

üzerinde toplam 60 adet dükkanın da yer

aldığı Ahes Misal İstanbul’da mağaza büyüklükleri

70 ila 800 metrekare arasında

değişiyor. TEM ve çevreyollarının yanı başında

Haliç’e komşu olan Ahes Misal İstanbul

Vialand’in yanıbaşında, Giyimkent

ve Tekstilkent gibi bölgenin önemli finans

noktalarına yakın mesafede yer alıyor.

Metrekaresi 5 bin 230 TL’den

başlayan konutlar

12 bin metrekare sosyal tesis alanına sahip

projede cep sineması, kütüphane, çocuk

oyun alanları, spor salonları, hamam,

yüzme havuzu, kafeler, cami, restoranlar,

2500 araç kapasiteli otopark ve iş dünyasına

yönelik toplantı salonları bulunuyor.

Metrekaresi 5 bin 230 TL’den başlayan

fiyatlarla satışa sunulan Ahes Misal İstanbul’un

1. etabında alanları 65 ila 90 metrekare

arasında değişen 343 adet 1+1,

alanları 93 ila 149 metrekare arasında

değişen 950 adet 2+1 ve alanları 131

ila 171 metrekare arasında değişen 327

adet 3+1 konut tipi mevcut. Ayrıca konut

alıcıları daha büyük yaşam alanlarını natamam

ya da tamam daire olarak teslim

alabilecekler.

İstanbul’un en büyük riskli alanını

biz dönüştürüyoruz

Gaziosmanpaşa Bölgesi’nin ölçek olarak

İstanbul’un ilan edilen en büyük riskli alanı

olma özelliğini taşıdığına dikkat çeken

Süleyman Ekşi İnşaat Yönetim Kurulu

Başkanı Süleyman Ekşi, ‘’Bu nedenle İs-

110

Yapı Malzeme Aralık 2017


Proje

tanbul’a örnek olacak bir model üzerinde

çalışıyoruz. Tüm kentsel dönüşüm alanlarını

kendi özel alanı içinde ele alan kapalı

sistemler oluşturma anlayışını değiştirerek

kent bütünü ve çevresi ile birlikte

düşünülmüş planlar uyguluyoruz. Mevcut

alanı ekonomik, sosyal ve kültürel değerleri

ile birlikte ele alıyor sadece bir zümreye

ait olmayan tüm halkı kucaklayan bir

dönüşüm gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz.

Gaziosmanpaşa 2. derece deprem bölgesinde

olmasına karşın, tüm hesapları

Gaziosmanpaşa Belediyesi plan notları

doğrultusunda 1. derece deprem bölgesine

göre hazırladık. Proje bütünlüğünü

sağlamak açısından proje çevresindeki

yollar, caddeler ile 1000 kişilik ilkokul,

1000 kişilik kültür merkezi ve 1000 kişilik

camiyi, sosyal sorumluluk kapsamında

bedelsiz Gaziosmanpaşa ilçemize hibe

ediyoruz” dedi. Projenin tamamlanmasıyla

%40 oranında prim yapacağını ifade eden

Ekşi ‘’Gaziosmanpaşa, sahip olduğu dönüşüm

potansiyeli ve kentin ana ulaşım

odaklarına çok yakın mesafede bulunması

sebebiyle metropol ölçeğinde önemli

bir ilçedir. Bu sebeple projenin teslim zamanında

%40 prim yapmasını bekliyoruz’’

şeklinde konuştu.

5 bin kişi istihdam ediyoruz

Sadece konut değil sağlık, eğitim, kültür,

altyapı, fabrika ve üretim tesisleri de inşa

ettiklerinin altını çizen Ekşi, “Ülkemize

katma değer sağlıyor, inşaatın devam ettiği

şantiyelerimizde 5 bin kişiye iş imkanı

sağlıyoruz” dedi.

Süleyman Ekşi / Süleyman Ekşi İnşaat

Yönetim Kurulu Başkanı

Aidatlar düşük olacak

Ahes Misal İstanbul projesinde çatılara

kurulacak güneş panelleri ile kendi elektriğini

üreten bir sistem uygulayacaklarını

belirten Ekşi “Asansör, havuz ve ortak

alanların elektriğini bu sistemden temin

etmeyi hedefliyoruz. Konutlarda ısınma

radyatörlerle yapılacak ve radyatörler merkezi

sistemden beslenecektir. Her daire

için kat istasyonu (substation) sistemi projelendirilecektir.

Bu sistem sayesinde, ısı

kayıplarını ve ısıtma masrafları azalacak,

%40 oranına enerji ekonomisi sağlanacak

ve binaların enerji tüketimi azalacaktır.

İşletme maliyeti geleneksel sistemlere

göre %10 daha avantajlı olacaktır. Pis su

sistemi gri su siyah su ve mutfak pis su

olarak ayrı toplanacaktır. Dairelerin ıslak

hacimlerinden toplanan gri sular, gri su

arıtma sisteminden geçilerek arıtılacak ve

yeşil alanların sulamasında kullanılacaktır.

Ayrıca yağmur suyunu toplayarak bahçe

sulamasında kullanacağız. Tüm bu uygulamalar

ile proje aidatlarını minimum seviyede

tutmayı planlıyoruz. Projede sürdürülebilirliğe

de önem vererek dış cepheleri

mekanik sistemle giydirme cephe, komposit

panel, prekast ve porselen seramik

türü bir malzeme ile kaplayacağız.

Bu malzemeler kar, dolu gibi olumsuz

hava koşullarına normal dış cephe kaplamalarına

göre 6 kat daha dayanıklı bir

ürün.

Binalarda dış cephe yenileme problemi yaşanmayacak”

şeklinde konuştu.

Yapı Malzeme Aralık 2017 111


Proje

Emlak konut,

Saraçoğlu Mahallesini yeniden canlandıracak

Türkiye’nin başkenti Ankara’nın merkez semti Kızılay’ın kalbinde yer alan Saraçoğlu Mahallesi,

Emlak Konut’un geliştireceği proje ile özgün dokusu korunarak yeniden hayat buluyor.

Türkiye’nin en büyük gayrimenkul yatırım ortaklığı

Emlak Konut 03 Temmuz 2017 tarih

ve 2017/10562 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi

ile Ankara’da Maliye Bakanlığı’yla

beraber yeni bir dönüşüm projesine daha

imza atmaya hazırlanıyor. Ankara’nın yoğun

gündemi ve karmaşası içerisinde 121.000

metrekarelik alanda çınar ve kestane ağaçlarıyla

çevrelenmiş doğal klima etkisiyle

yemyeşil dokusuyla ön plana çıkan Saraçoğlu

Mahallesi tüm bu özelliklerine rağmen,

günümüzde kullanılamayan atıl alanlar

olarak varlığını sürdürüyor. Geleneksel

Türk Evi kurgusuyla 1940’lı yıllarda Emlak

Bankası tarafından kamu çalışanları için

hayata geçirilen ve cumhuriyetin ilk toplu

konut uygulamalarından biri olarak ön plana

çıkan Saraçoğlu Mahallesi, Emlak Konut

ile yeniden eski görkemine kavuşuyor.

Saraçoğlu Mahallesi, geçmişine

uygun olarak projelendiriliyor

Saraçoğlu Mahallesi ile ilgili açıklamada

bulunan Emlak Konut GYO Genel Müdürü

Murat Kurum: “Türkiye’nin en büyük gayrimenkul

yatırım ortaklığı olarak geliştirdiğimiz

projelerimizde öncelikli misyonlarımızdan

biri kültürel mirasımızın devamlılığını

sağlamak. Cumhuriyetimizin ilk dönemleri

olan 1940’lı yıllarda kamu çalışanlarına ev

sahipliği yapmak için tasarlanan ve milli

mimarlık anlayışının örneklerinden olan

Saraçoğlu mahallesini geçmişine uygun

olarak Türk Evi temasının yansımalarını göreceğimiz

şekilde yeniden projelendiriyoruz.

Süreci çok yakından titizlikle takip eden

Sayın Maliye Bakanımız Naci Ağbal’ın da

açıklamalarında belirttiği gibi bütün yapılar

korunarak bugünden daha yeşil ve tüm Ankara

halkının daha aktif bir halde kullanacağı

bir mahalle olarak yapılmasını planlıyoruz.

Baktığımız zaman Saraçoğlu mahallesi

günümüzde Ankara gibi büyük bir şehrin

ortasında gürültüden ve yoğunluktan uzak

olması sayesinde huzur veren bir mekan

olarak nitelendirilse de, aynı zamanda bölgenin

atıl kalmasına ve zamanla yenilenme

ihtiyacı duymasına sebep olmuştur. Bu bağlamda

Saraçoğlu mahallesine; geçmişin

izleri, mevcut yapılar ve ağaçlar korunarak

ekolojik, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik

çerçevesinde makro ölçekte ülkemizin

başkentine yakışır kentin tarihini yaşatan,

dinamizmine ayak uyduran ve başkent halkının

ihtiyaçlarına yönelik, nefes alacağı

yeşil alanlarıyla 7/24 yaşayan nitelikli bir

yaşam alanı kazandırmış olacağız. Geleneksel

Türk evlerinin örneklerinden olan proje

alanındaki yapılar ve ağaçlar tescilli durumda

olduğundan, Tabiat Varlıkları Koruma

Bölge Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma

Bölge Kurulu’ndan alınacak onaylar

doğrultusunda özgün Türk mimarisi ve örnek

bir şehircilik yaklaşımıyla uygun olarak

yapacağız.” dedi.

İnsan odaklı cazibe merkezi

Saraçoğlu mahallesinin, yapılacak çalışmalar

ile doğayla birlikte yaşama imkanı

sunan, insan odaklı ve bölge esnafıyla

bütünleşen bir cazibe merkezi haline dönüştürülmesi

planlanmaktadır. Proje alanı

Kızılay’da yer aldığı için oldukça kuvvetli bir

toplu taşıma ağına yakın bir noktada yer

alıyor. Güçlü metro bağlantıları ve otobüs

hatları ile beraber çevresindeki geniş karayolu

bağlantıları sayesinde alana erişim de

kolaylıkla sağlanmaktadır.

112

Yapı Malzeme Aralık 2017


Proje

50 yılı aşkın Makyol tecrübesiyle yeni yaşam projesi:

Makyol Santral

Makyol, 50 yılı aşan sektör deneyimini Makyol Santral’e taşıdı. İstanbul’un değerli yatırım

bölgelerinden Bahçeşehir – Esenyurt’un yeni merkezinde 5 bloktan ve 407 daireden oluşan

Makyol Santral, 7.500 metrekarelik peyzaj alanının yanı sıra yeni nesil sosyal kulüp konseptiyle

de dikkat çekiyor.

Türkiye’nin taahhüt sektöründe uluslararası

markası Makyol, 50 yılı aşkın deneyimiyle

geliştirdiği yeni yaşam projesi Makyol

Santral’i yatırımcıların ilgisine sundu. Bahçeşehir-Esenyurt

bölgesinin en avantajlı

lokasyonunda bulunan Makyol Santral, 16

bin 906 metrekare arsa üzerinde 5 bloktan

ve 407 daireden oluşuyor. Makyol Santral,

7.500 metrekare alana sahip peyzajı ve

sosyal kulüp deneyimini yeraltından yer üstüne

taşıyan yeni nesil sosyal kulüp-yaşam

alanı, merkezi lokasyonu, özgün tasarımı

ve getiri potansiyeli ile yatırımcıların yeni

gözdesi olacak. Kaba inşaatı tamamlanan

Makyol Santral, 2019 başında, yani bir yıla

yakın bir zaman içerisinde daire sahiplerine

anahtar teslimi yapmayı hedefliyor.

Mahmutbey-Esenyurt metrosu

kapısına gelecek

D-100, TEM Otoyolu bağlantısının yanı sıra,

yapımı 2019 yılında Makyol tarafından tamamlanacak

olan Mahmutbey-Esenyurt

metrosunun kapısına kadar geleceği Makyol

Santral, Esenkent metro çıkışı ile, sakinlerine

İstanbul’un her yerine kolay ve

konforlu bir ulaşım imkanı sunacak. Bölgenin

tek ve en büyük sağlık merkezi İstinye

Üniversite Hastanesi’ne iki dakikalık mesafede

bulunan Makyol Santral, TED, MEF,

FMV Işık, Bilfen ve Bahçeşehir Okulları gibi

birçok eğitim kurumuna yakınlığı ile de değerli

bir konumda yer alıyor. Çevresinde pek

çok restoran, cafe gibi sosyal ve ticari alanlar

bulunan Makyol Santral, Türkiye’nin en

önemli tenis organizasyonu olan İstanbul

Cup’a ev sahipliği yapan spor ve tenis arenasının

da yanı başında yeralıyor.

Yeni nesil sosyal kulüp: Connect

Makyol Santral, sosyal kulübü “Connect”

ile bölgede yeni nesil bir yaşam alanını

hayata geçirecek. Londra merkezli I AM

firması tarafından tasarlanan Connect,

bünyesindeki çok sayıda farklı fonksiyonu

ile daire sahiplerine konforlu bir yaşam

merkezi sunacak. Sosyal kulüp deneyimini

çok fonksiyonlu bir hale getirmenin yanında

yerüstüne taşıyacak olan Connect, kullanıcılarına

barbekü alanlarından, cep sinemasına,

özel tasarlanmış etkinlik ve kutlama

alanlarından, sakin çalışma alanlarına kadar

farklı imkanlar sunacak.

Merkezi lokasyonda butik yaşam

Projenin lansman toplantısında konuşan

Makyol Gayrimenkul Yatırım ve Geliştirme

Genel Müdürü Gürler Ünlü, 50 yılı aşkın

Makyol deneyimi, merkezi lokasyon, özgün

tasarım ve bahçe düzenlemesi ve yeni nesil

yaşam alanıyla Makyol Santral’in bölgede

bulunan diğer projelerden ayrıştığını söyledi.

Projenin bulunduğu bölge ve ulaşım

olanakları sebebiyle yatırım değeri yüksek

olduğuna dikkat çeken Ünlü, “Makyol Santral;

Bahçeşehir-Esenyurt bölgesinin yeni

merkezinde bulunuyor. Merkezi konumu itibariyle

Metro, TEM, 3. Havalimanı gibi ulaşım

ağlarına yakın olan Makyol Santral, özgün,

butik bir yaşam merkezi olacak” dedi.

Yatırımcılara iyi bir getiri fırsatı

Makyol’un tüm projelerini zamanında, yüksek

kalite standartlarında tamamlayıp teslim

ettiğine dikkat çeken Ünlü, Makyol Santral’in

de 2019 yılı başında ev sahiplerine teslim

edileceğini vurguladı. Finansal olarak Türkiye’nin

en güçlü taahhüt şirketlerinden biri

olan Makyol’un yatırımcılarına uygun fiyat ve

ödeme seçenekleri sunduğunu belirtti.

114

Yapı Malzeme Aralık 2017


Proje

ÜNLÜ & Co

iştiraki ÜNLÜ

Portföy Birinci

Gayrimenkul

Yatırım Fonu,

gayrimenkul

sektörünün

öncülerinden olan

Tahincioğlu’nun

Emlak Konut

GYO’nun

güvencesiyle

hayata geçirdiği

Nidapark

Küçükyalı

projesine toplam

değeri 45 milyon

TL’lik yatırım

yaptı.

Özcan Tahincioğlu / Tahincioğlu Yönetim Kurulu Başkanı

Mahmut L. Ünlü / ÜNLÜ & Co Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su

ÜNLÜ Portföy’den,

Nidapark Küçükyalı’ya

45 milyon TL’lik yatırım

Türkiye’nin lider yatırım bankacılığı hizmetleri

ve varlık yönetimi grubu ÜNLÜ & Co iştiraki

ÜNLÜ Portföy’ün kurucu ve yöneticisi

olduğu Ünlü Portföy Yönetimi A.Ş. Birinci

Gayrimenkul Yatırım Fonu, Türkiye’nin

önde gelen gayrimenkul şirketi Tahincioğlu’nun

Emlak Konut GYO’nun güvencesiyle

hayata geçirdiği Nidapark Küçükyalı

projesine 45 milyon TL’lik yatırım yaptı.

Yapılan yatırıma ilişkin değerlendirmede

bulunan ÜNLÜ & Co Yönetim Kurulu Başkanı

ve CEO’su Mahmut L. Ünlü, gayrimenkul

sektöründeki yatırım fırsatlarına işaret

ederek, “İştirakimiz ÜNLÜ Portföy’ün çıkardığı

Birinci Gayrimenkul Yatırım Fonu’nda

yerli ve yabancı yatırımcıların birikimlerine

değer katacak projelere yatırım yapmaya

özen gösteriyoruz. Yatırımlarımızda her

zaman getiri ve fiyat potansiyeli birinci

önceliğimiz olmuştur. Bu anlamda gayrimenkul

sektöründe nitelikli projeleri ile

adından söz ettiren Tahincioğlu’nun Nidapark

Küçükyalı projesi, bizim için doğru bir

adresti. Gerçekleştirdiğimiz bu yatırım ile

portföy yatırımcılarına cazip getiri imkanları

sunmayı öngörüyoruz” dedi.

Tahincioğlu Yönetim Kurulu Başkanı Özcan

Tahincioğlu ise portföy yönetim şirketlerinin

Tahincioğlu projelerine yoğun ilgi

gösterdiklerine dikkat çekerek şu bilgileri

verdi: “Nidapark Küçükyalı, Emlak Konut

GYO’nun kampanyasında rekor satış gerçekleştiren

projemizdi. Portföy yönetim

şirketleri de bu projelerimize yoğun ilgi

gösteriyor. İkinci fazını yeni satışa çıkardığımız

projemizin, Ünlü Portföy fon yatırımcılarına

cazip getiri imkanı sunacağına

inanıyoruz.”

Nidapark Küçükyalı: Çevre dostu,

ayrıcalıklı ve nitelikli bir proje

İstanbul Anadolu yakasının en prestijli

bölgelerinden biri olan Küçükyalı’da yer

alan Nidapark Küçükyalı projesi; ofis ticaret-konut

alanları ile birlikte okul, meydan,

belediye hizmet ve park alanlarından

oluşuyor. Projede; Kınalı, Sedef, Burgaz

ve Heybeli’den oluşan konut etaplarının

yanı sıra 4 adet ofis kulesi bulunuyor.

Nidapark Küçükyalı Kınalı etabında 2+1,

3+1 ve 4+1 seçenekleri ile toplam 296

daire yer alıyor. Nidapark Küçükyalı Burgaz

2+1, 3+1 ve 4+1 seçenekleriyle 328

daireden, Nidapark Küçükyalı Heybeli etabı,

2+1 ve 1+1 seçenekleriyle toplam 207

daireden, Nidapark Küçükyalı Sedef ise

1+1 ve 2+1 seçenekleri ile toplam 329

daireden oluşmaktadır. Proje içerisinde

350 m uzunluğunda yer alacak alışveriş

caddesi üzerinde mağaza, restoran ve kafelerin

yer alması planlanıyor. Projedeki

etapların içinde bulunan sosyal tesislerde;

açık yüzme havuzu, fitness salonu,

spor sahası, kafeterya, yürüyüş ve bisiklet

yolları, çocuk oyun kompleksi bulunuyor.

Ayrıca proje içerisinde kent meydanı, zaman

meydanı, yeşil alanların yer aldığı geniş

alanlar yer alıyor. Projede “Şimdi Al

Ocak 2019’da öde” avantajı ile ev sahibi

olunabiliyor. Nidapark Küçükyalı’dan daire

sahibi olmak isteyenler, satış fiyatının

%5’ini peşin, %15’ini satış tarihinden itibaren

12. ayda yaparak kalan %80’lik kısmı

için ise banka kredisi kullanabilecek,

516.000 TL’den başlayan fiyatlarla satın

alacakları evin kredi taksit ödemelerine

Ocak 2019’da başlayabilecekler.

Yapı Malzeme Aralık 2017 115


Kentlerin geleceği,

‘3. Yeşil binalar ve ötesi’

konferansı’nda konuşuldu

Mimarlık ve yapı sektörünün profesyonelleri Dünya Şehircilik Günü olarak kutlanan 8 Kasım

2017 tarihinde “Future & Cities - Geleceğin Kentleri, Kentlerin Geleceği” temasıyla gerçekleştirilen

3. Yeşil Binalar ve Ötesi Konferansı’nda buluştu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar

Üniversitesi, Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda gerçekleşen etkinlikte, ünlü İngiliz mimarlar

Bob Allies ve Peter Barber’ın yanısıra, Türk mimarlığının ve yapı sektörünün önde giden

isimleri kentlerin geleceğini tartıştı.

Mimarlık ve yapı sektörünün profesyonelleri

tüm dünyada Şehircilik Günü olarak

kutlanan 8 Kasım 2017 tarihinde,

sürdürülebilir mimari ve kentsel tasarımı

konuşmak üzere “3. Yeşil Binalar ve Ötesi

Konferansı”nda bir araya geldi. Ekoyapı

Dergisi tarafından Mimar Sinan Güzel

Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Mimarlık

Fakültesi iş birliği ve Schindler sratejik ortaklığı,

Ytong, BoardeX, Şişecam Düzcam,

Işıklar Tuğla, E.C.A. Serel, Alligator, Saray

Alüminyum, Kasso, Koleksiyon Mobilya ve

Bummerang firmalarının sponsorluğu ile

gerçekleştirilen etkinlik, MSGSÜ Fındıklı

Yerleşkesi, Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda

düzenlendi.

Hızlı nüfus artışı nedeniyle daha fazla insanı

barındırabilmek için genişleyen kentlerde

refahın adil bir şekilde dağılması ve

sosyal adalet gün geçtikçe daha da önem

kazanıyor.

Şehirlerimiz bir yandan günümüz sorunlarına

çözüm ararken, bir yandan da geleceği

şekillendirmeye çalışıyor. Bu nedenle,

bu yılki üçüncü ayağında “Future & Cities

- Geleceğin Kentleri, Kentleri Geleceği”

temasını ele alan ve kentlerin sürdürülebilirliğine

dikkat çekmek amacıyla Dünya

Şehircilik Günü’nde gerçekleştirilen “Yeşil

Rapido, 3. Yeşil Binalar ve Ötesi Konferansı”,

bir kez daha sürdürülebilirlik ve

daha yaşanabilir yapılı çevre kavramlarının

altı çizildiği, sonuç odaklı paylaşımlara

sahne oldu.

Ünlü İngiliz Mimarlar, Bob Allies ve

Peter Barber’ın Konuşmaları Büyük

İlgi Gördü...

Ülkemizin önde gelen STK’larının, proje

geliştiricilerinin, mimarların, akademisyenlerin,

yapı sektörünün profesyonellerinin

ve karar verici kamu kurumlarının

yetkililerinin, geleceğin şehirlerini yapı,

enerji ve yönetimi, toplu taşıma, çevre,

atık yönetimi gibi konular üzerinden ele aldığı

konferans, MSGSÜ Rektör Yardımcısı

Prof. Dr. Deniz İncedayı, MSGSÜ Mimarlık

Fakültesi Dekanı Prof Dr. Sema Ergönül ve

Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun

açılış konuşmalarıyla başladı.

Ardından “Geleceğin kentlerini öyle tasarlamalıyız

ki, uzay yolculuğu ‘kurtuluş’

116

Yapı Malzeme Aralık 2017


Mimari

anlamına gelmesin” diyen Prof Dr. Emre

Alkin’in ilham verici konuşmasıyla devam

eden etkinliğin “Geleceğin Şehirleri Nasıl

Gözükecek?” konulu ilk oturumu AYD. E.

Genel Sekreteri Nihat Sandıkçıoğlu’nun

başkanlığında CRE Consultancy Kurucu

Ortağı Gülcemal Alhanlıoğlu, Aydemirler

A.Ş. İş Geliştirme Yöneticisi ve Yazar Rahmi

Aydemir, Mental Design Works Kurucusu

Salih Çıkman ve WRI Yol Güvenliği

Projeleri Yöneticisi Tolga İmamoğlu’nun

katılımıyla gerçekleşti.

Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi

Hinginar’ın oturum başkanlığını yürüttüğü

ikinci oturumda ise ERKE Sürdürülebilir

Bina Tasarım Kurucusu Cemil Yaman,

META Gayrimenkul Genel Müdürü Önal

Yılmaz, iki design group Kurucu Ortağı

Mimar Murat Kader ve Schindler Türkiye

Genel Müdürü Zafer Kabadayı “Yapı Sektörü,

Malzeme Üreticileri ve Tedarikçileri

Geleceğe Nasıl Hazırlanmalı?” konusunu

tartıştı.

Konferansın bu yılki yıldız konuşmacıları

ise iki ünlü İngiliz Mimar Bob Allies ve

Peter Barber oldu. İngiltere’nin en büyük

mimarlık ve kentsel planlama ofislerinden

biri olarak 1984 yılında kurulan ve bugüne

kadar 41 kez RIBA ödülüne layık görülen

Allies and Morrison Mimarlık ve Kentsel

Tasarım Ofisi’nin kurucu ortağı olan Bob

Allies, konferansta yaptığı “Bir Süreklilik

Olarak Şehir: Allies and Morrison’dan Mimarlık

ve Şehircilik” (City as Continuum:

The Architecture and Urbanism of Allies

and Morrison) başlıklı konuşmasında gelecekteki

yapıların ‘yüksek performanslı’

binalar olması gerektiğinin altını çizdi.

Konuşmasında, mimarların en önemli görevinin

uzun ömürlü, kuşaklar boyunca koşullara

adapte olabilen yapılar tasarlamak

olduğunu söyleyen Allies, bu binaların gelecekteki

küresel iklim değişikliklerine ve

beklenmedik koşullara karşı esnek olmalarının

yanı sıra iklimle birlikte çalışabilmeleri

gerektiğini de savundu.

Yüksek yoğunluklu alanlarda düşük katlı

kentsel konut planları geliştiren, uluslararası

birçok ödüle layık görülen bu tasarımları

İngiliz konutlarının geleceği için birer

model olarak lanse edilen dünyaca ünlü

İngiliz Mimar Peter Barber, 3. Yeşil Binalar

ve Ötesi Konferansı’nın bir diğer yıldız

ismiydi. Mimarlığı bir yandan tasarım, zanaatkârlık

ve malzemelerin birleşimi iken;

bir yandan da ekonomik, sosyal ve politik

boyutları olan bir meslek olarak tanımlayan

Peter Barber, konuşmasında kentlerin

geleceği temasını yapıların ve kentlerin

sürdürülebilirliği üzerinden ele aldı.

“Future & Cities - Geleceğin Kentleri,

Kentleri Geleceği” ana konusu çerçevesinde

gerçekleşen konferansta, geleceğin

şehirlerinin nasıl evrileceğinin tartışıldığı

“Geleceğin Şehirleri Nasıl Evrilecek?”

oturumunun başkanlığı ise Avcı Architects

Kurucusu Mimar Selçuk Avcı yaptı. Peter

Barber’ın da yeniden konuşmacı olarak

katıldığı panelin diğer konukları ise Akyürek

Elmas Mimarlık Ortağı Mimar Can Elmas,

Kolektif House Kurucu Ortağı Civan

Orhan, Mimar Emir Drahşan ve Mimar Nilüfer

Kozikoğlu oldu.

Yapı Malzeme Aralık 2017 117


The Ritz-Carlton Istanbul’un

tasarım hikayesi yeniden yazılıyor

Mimari

Nefis Boğaz manzarasına sahip İstanbul’un en lüks otellerinden biri olan The Ritz-Carlton, İstanbul’un

yeni oda ve suitlerinin tasarım hikayesi İstanbul’un şehrin içinde barındırdığı renk

skalası ve şekillerden aldığı ilham ile yeniden başlıyor.

projesine destek verdi. Bugüne kadar Bin

850 çalışanı istihdam eden Ritz- Carlton,

Türkiye’nin turizm potansiyeline inanarak

yatırımlarını artırmaya da devam ediyor.

Özlem Öktem / The Ritz-Carlton İstabul

Satış ve Pazarlama Direktörü

Türkiye’de faaliyete başladığı günden bugüne

kusursuz servis kalitesi ve yemekleri

ile fark yaratan, turizm sektörüne ve insan

unsuruna güvenini kesintisiz sürdüren The

Ritz-Carlton, İstanbul, 10 milyon dolarlık

yatırımla yeniden oluşturuldu.

The Ritz-Carlton, İstabul Satış ve Pazarlama

Direktörü Özlem Öktem’in verdiği bilgilere

göre;

Misafirperverlik ve sofistike anlayışın

kusursuz birleşimin temsil eden The

Ritz-Carlton İstanbul’un tüm oda, suit ve

balo salonları, İstanbul şehrinin ve tarihinin

yansıtıldığı, değerli mimar ve sanatçıların

dokunuşları ile yeniden tasarlandı.

Dünyanın en köklü otelcilik geleneğine sahip

The Ritz-Carlton, İstanbul’un iç dizaynı

özellikle ülkemizin ve tarihimizin dokusuna

atıfta bulunuyor.

30 ülkede dünya genelinde 91 oteli bulunan

The Ritz-Carlton, İstanbul; açıldığı tarihten

bugüne kadar 2 milyonun üzerinde

yerli ve yabancı misafiri ağırladı. Avrupa

otelleri arasında “misafir memnuniyeti

en yüksek otel” olma başarısını gösterdi

ve çok sayıda ulusal ve uluslararası ödülün

sahibi oldu. Misafirleri kadar çalışan

memnuniyetine verdiği değerle turizm sektöründe

öncü oldu. 360 sosyal sorumluluk

The Ritz-Carlton, Istanbul’un

tasarım hikayesi İstanbul’dan ilham

aldı.

The Ritz-Carlton, İstanbul’un tasarımına

Şehirle ve İstanbul’un tarihiyle örtüşen,

farklı renk katmanlarından feyz alınmış

altın, bakır materyaller, güneşin doğuşu

ve batışı sırasındaki renkler can verdi.

Oda Yatak başları tasarlanırken ise kobalt

mavisi çini ve Osmanlı İmparatorluğu’nun

görkemli kumaşları kadife ve ipekler kullanıldı.

Portekizli ünlü Mimar ve Marriott otellerinin

de daha önce iç dekorasyonunu yapan

Patricia Pina, oda ve suitlerin iç tasarımını

yaparken Balo salonunun tasarımı da değerli

mimar Hakan Yürüoğlu imzasını taşıyor.

Oda ve suitlerde; sanatçı Süleyman

Sait Tekcan’ın “At Nağme” serisi eserleri

ve Endüstri Tasarımı sanatçısı Doç. Dr.

Gülname Turan’ın Anadolu çiniciliğinde

kullanılan gökyüzü ve toprak rengini temsil

eden panolar bulunuyor. Yeni tasarlanan

oda ve suitlerde ayrıca III. Selim dönemi

parasının büyültülerek yapıldığı üzeri

antik sırlı replikalar göze çarpıyor.

The Ritz-Carlton, İstanbul’un dizaynı özellikle

ülkemizin ve tarihimizin dokusuna

atıfta bulunuyor. Enfez boğaz manzarasına

karşı olan oda ve suitler Türk tarihinden

gelen ve hayranlık uyandıran motifler

ile süsleniyor. Otelin konaklayacak konukları

da hem tarihimizi daha iyi anlarken

hem de geliştirilmiş konforu birlikte yaşamaya

devam ediyorlar.

120 Yapı Malzeme Aralık 2017


Mimari

Şişecam Düzcam

Dünya Mimarlık Haftası’nı kutladı

Türkiye düzcam pazarının lideri ve Avrupa’nın en büyük üreticisi Şişecam Düzcam, Dünya

Mimarlık Haftası’nı kutladı. Şişecam Düzcam Yapı Endüstri Merkezi tarafından düzenlenen

“Bence Mimarlık” etkinliğindeki standıyla ziyaretçilerden büyük ilgi gördü.

Cam sektörünün global oyuncusu Şişecam

Topluluğu bünyesinde faaliyet gösteren,

Türkiye düzcam pazarının lideri ve

Avrupa’nın en büyük üreticisi konumunda

olan Şişecam Düzcam, bu yıl “İklim Değişikliği

İçin Harekete Geç” temasıyla düzenlenen

Dünya Mimarlık Haftası’nı enerji

tasarrufu sağlayan ürünleriyle kutladı.

Dünya Mimarlık Haftası kapsamında Yapı

Endüstri Merkezi tarafından düzenlenen

“Bence Mimarlık” etkinliğindeki standında

cephe camlarından dekorasyon camlarına

kadar uzanan geniş ürün yelpazesiyle ısı

ve güneş kontrolü, emniyet, güvenlik ve

gürültü kontrolü sağlayan mimari ürünlerine

de yer veren Şişecam Düzcam ziyaretçilere,

doğru cam seçiminin en hızlı ve

kolay biçimde yapılmasını sağlayan “Cam

Danışmanı, Performans Hesaplayıcı, Cam

Akustik ve Isıcam Seçim Sihirbazı” gibi

mobil aplikasyonları ile ilgili bilgiler de

aktardı. “Malzeme Üreticileriyle Mimarlık”

paneli kapsamında da mimarlarla buluşarak,

enerji tasarrufu, emniyet, güvenlik,

gürültü kontrolü, konfor ve estetik gibi çok

farklı ihtiyaçları karşılayacak doğru cam

seçiminin önemini paylaştı.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Şişecam

Düzcam Kaplamalı Camlar ve Franchise

Ürün Müdürü Esra Aydınoğlu “Mevcut

durumda Türkiye’deki 19 milyon konut

stokunun % 45’inin tek cam, % 50’sinin

çift cam ve yalnızca %5’inin Low-E kaplamalı

yalıtım camından oluştuğu gerçeği ile

karşı karşıyayız. Bugün, tek ve çift camlı

konutların camlarını, ısı ve güneş kontrolü

sağlayan camlarla değiştirdiğimiz takdirde,

sadece ısıtma giderlerinden yılda 5

milyar TL tasarruf şansı elde ediyoruz. Bu

sayede sağlanan enerji tasarrufu ile ayrıca

8,2 milyon ton CO2 emisyonunun azaltılması

da mümkün olabiliyor” dedi.

Mimaride camda, şeffaflıktan ödün vermeden

en etkin ısı ve güneş kontrolü

arayışının devam ettiğine dikkat çeken

Esra Aydınoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Konut sektörünün yanı sıra ticaret, eğitim,

havacılık, kamu ve turizm sektörüne

yönelik projelerin enerji tasarrufu, emniyet,

güvenlik, gürültü kontrolü, konfor ve

estetik gibi çok farklı ihtiyaçları için doğru

çözümler sunan ürünler geliştirmeye devam

ediyoruz.

Şişecam Düzcam olarak, “cam danışmanlığı”

ile cama hayat veren değerli mimarların,

cephe danışmanlarının projenin tasarım

aşamasından, binanın kullanılır hale

gelmesine kadar ve hatta kullanım sonrasındaki

süreçte dahil cam ile ilgili her

konuda ve ihtiyaç duydukları her zaman,

yanlarında yer alıyoruz”.

Bu yıl ikincisi düzenlenen Mimarlık Haftası

etkinliklerinin sekizinci oturumunda, “Malzeme

Üreticileriyle Mimarlık” paneline katılan

Şişecam Düzcam Mimari Cam Projeleri

Ürün Yönetim Şefi Yudum Demirkol,

camın mimarlıkta alternatifi olmayan bir

malzeme olduğunu hatırlatarak konuşmasına

başladı. “Mimarlar camın sınırlarını

zorlamayı seviyor. Camdan beklentilerimiz

giderek artıyor. Mimarlar, cephe danışmanları,

yatırımcılar mümkün olduğunca

şeffaf, büyük ebatlı, etkin enerji tasarrufu,

gürültü kontrolü, emniyet ve güvenlik

sağlayan camlar talep ediyorlar. Şişecam

Düzcam bu taleplerin hepsini birden geniş

ve nitelikli ürün gamı ile karşılayabiliyor”

dedi.

“Araştırmalara göre doğal ışık alan ve doğru

cam kullanılan bir ofiste çalışanların

konsantrasyonu artıyor, hastalar daha çabuk

iyileşiyor, öğrenciler daha başarılı oluyor”

sözleriyle doğru cam seçiminin insan

sağlığına etkisine değinen Demirkol, proje

özelinde verdikleri cam danışmanlığının

kapsamını şöyle anlattı: “Şişecam olarak

Avrupa’nın en büyük firmasıyız, dünyanın

en büyük beş firması arasındayız. Cam

statiği, performans ve ısıl kırılma hesapları

yaparak, projenin ihtiyaçları doğrultusunda

en uygun ve doğru cam çözümleri sunuyoruz.

Geleceğin mimarlarına ürünlerimiz

ve üretimimiz ilgili bilgi aktarmak amacıyla

fabrikalarımıza teknik geziler düzenliyor,

ayrıca mimarlara yönelik pek çok etkinliği

hayata geçiriyoruz. Cam çözüm önerilerimizi

anlatmak için İTÜ Cephe Tasarımı ve

Teknolojisi Tezsiz Yüksek Lisans Programı

sektörel danışma kurulunda yer alıyor,

derslere katılarak bilgi ve tecrübelerimizi

paylaşıyoruz. Üniversitelerin mimarlık ve

inşaat mühendisliği fakültelerinde camla

şeffaf çözümlere değindiğimiz seminerler

veriyoruz.

Ayrıca Cam Danışmanı, Performans Hesaplayıcı,

Cam Akustiği ve Isıcam Seçim

Sihirbazı’ndan oluşan dört yeni mobil uygulamayla

hayatı kolaylaştırıyoruz.”

Yapı Malzeme Aralık 2017 121


İstanbul’daki yapıların geleceği bu konferansta tartışıldı

“Geleceğe dünden bakmak: Mimarlıkta yeni nedir?”

Yapı-Endüstri Merkezi (YEM)’de 7 Kasım 2017 tarihinde gerçekleşen “Geleceğe Dünden

Bakmak: Mimarlıkta Yeni Nedir?” adlı konferansta dünyanın en büyük metropollerinden

İstanbul’da yaşanan yapılaşmanın yoğunluğu ve kalitesi masaya yatırıldı. “Modernleşmek

adına hızla büyüyen şehirde yapılar kimliğini kaybediyor mu?”, “Yeni yapı malzemesi ürünleri

çevresel faktörlere uygun mu?”, “Değişen iklim koşulları mimariyi nasıl etkileyecek?” gibi

sorulara yanıt aranan konferansta binaların ömrünü uzatan çevre dostu ürünler hakkında

görüşler de paylaşıldı.

Moderatörlüğünü CNN TÜRK Program Yapımcısı-Gazeteci

Ahu Özyurt’un üstlendiği

oturuma Mimar Alpaslan Ataman, GAD

Mimarlık Kurucusu Gökhan Avcıoğlu, Tasarımcı,

Tarihçi ve Kuramcı Gökhan Karakuş,

KPM-Kerem Piker Mimarlık Kurucusu

Kerem Piker, Tabanlıoğlu Mimarlık Kurucu

Ortağı Melkan Gürsel ve Kadir Has

Üniversitesi İstanbul Çalışmaları Merkezi

Müdürü, Şehir Plancısı Prof. Dr. Murat H.

Güvenç konuşmacı olarak katıldı.

Alpaslan Ataman: “Mimaride yeni

referansa göre şekilleniyor”

Mimaride icat yok keşif vardır. Ne yaparsanız

yapın 15 bin yıldır muhakkak yapılmıştır.

Yeniyi kabul edelim ama takıntı haline

getirmeyelim. Bir Roma atasözü der ki

‘Güneşin altında yeni bir şey yok’. Doğan

Kuban da ‘Rönesans’tan sonra yeni bir

şehir yapılmadı’ diyor. İlave şeyler yapılıyor.

Yeninin tabiatı bir şeyin üstüne gelmesidir.

İçinde eskiyi ihtiva etmezse yeni

olmuyor. Yeni eskinin yanında şahsiyetini

koruyor. Bir referansa göre şekilleniyor.

Eskiden bir ayda yapılan, bugün bir dakikada

yapılıyor. Bizim meslek sıkıştı kaldı.

Yeni yapmak adeta bir mecburiyet ve bir

misyon olmaya başladı. Önümüze gelen

binanın adı ‘fırsat’ oldu. Bu fırsat kelimesini

açtığınız zaman korkunç bir skala açılıyor.

Bir kaosun içinde yaşadığımız ayan

beyan ortada. Geçmişi, tarihi olmayan bir

yerleşime şehir denmez. Mimar rahat davranabiliyordu

kendisine yardımcı bir eski

şehir vardı. O referans ortadan kalktı.

Gökhan Avcıoğlu: “Bizi bir araya

getirecek unsur, yeni bir şehir

kurgusunda anlaşmak”

Mimarlıkta ‘yeni konusu’ yeni bir konu

değil. İlk mağaradan beri tartışılan bir

konu. Mimarlıkta ileriye dönük düşünüyoruz

ama geçmişte yakaladığımız ve tekrar

kullanılması gereken formüller var. İlerisi

için düşünüyoruz, geçmişten ders alıyoruz,

bugün için inşa ediyoruz. Sanattan

farklı olarak hızlı gelişmiyor. Ağır hareket

122

Yapı Malzeme Aralık 2017


Mimari

ediyor. Kitleleri ilgilendiriyor. İçine insan

giriyor. Modasının hiç geçmemesi esas

olan. İnşa ederken yenide aradığımız şu:

daha iyi nasıl yapabiliriz? Onun için yeni

kavramı aslında yeni bir şey bulmak değil.

İnsan davranışı değişmediği için çok şeyin

değişmesi zor. Şehir plancıları bağımsız

çalışıyorlar. Oysa iş birliği yapmamız gerekiyor.

Deprem geçirmiş bir Van’ı yeniden

inşa etmenin anlamı yok. Şehir kurgusu

olarak yeni bir Van lazım. Ataşehir’de finans

merkezi var ama mimarların hiçbiri

birbirinden haberdar değil. Fikirtepe de

öyle. Şehir içindeki hıza ayak uydurmak

kolay değil. Belki bizi bir araya getirecek

unsur, yeni bir şehir kurgusunda anlaşmak.

Gökhan Karakuş: “Herkesin söz

sahibi olması lazım.”

Mimarlık eleştirmeni ve kuramcısı olarak

bizim işimiz değerlendirme. Bitmiş bir

binayı değerlendiriyoruz. Batı’dan gelen

300 yıllık yeni bir meslek bu. Üç ana kavram

üzerinde; görsellik, bilim ve kullanıcı

gözüyle eleştiririz. Biz eleştiri olarak, kuram

olarak, akademik olarak, mimarlara

geri bildirim veremiyoruz. Onlara yardım

etmemiz, yön göstermemiz lazım. Bu iş

herkese hitap ediyor. Doktor gibi insanların

günlük hayatını iyileştirmeye çalışıyoruz.

Herkes bu mekanların içinde yaşıyor.

Herkesin söz sahibi olması lazım. “New

York’ta Carnegie Hall çatısında neden

değişiklik yapmıyorsunuz?” diye sorduğumda,

orada oturanlardan oluşan kamu

kurulunun istemediğini söylediler. Halk

karar mekanizmasının içinde. Bizde bu

kararlar nasıl alınıyor? Bu konunun daha

çok popüler kültürün içine girmesi lazım.

1960’larda modern mimarlığın Türkiye’deki

rolü kafalarında netti. Yine bu netliğin

oluşması lazım.

Kerem Piker: “Kazmayı hızlı

vurmaktan değil, kazmaktan

vazgeçmeliyiz.”

Mimarlıkta yeninin ne olduğunu bilmiyorum.

Olsa olsa mimarlar arasında yeni

vardır. Mimarlıkta yeni zihinlerdedir ancak.

Yapıldığı an eskiyor. Mimarlık hızlı bir

şey değil. Yeninin olma ihtimalini seviyorum.

Yeninin arayışını, pratiğinin merkezine

koymak mümkün olmayabilir ama var

olduğunu düşünmeyi seviyorum. 19’ncu

yüzyılda pasajlar yeniydi. Kent hayatının

dönüştüğünü gösteriyordu. Reasürans

Çarşısı yapıldığı zaman yeni bir şey oldu,

yeni bir kamusallık yaratıldı. Bu bildiğiniz

araçlarla yapılabilir. Bizim peşine düştüğümüz

yeni, aslında böyle bir yeni. Tekniği

çok da küçümsememek lazım. Bugünün

yeni araçları var. O araçlar yeni örgütlenme,

toplumsal uzlaşma biçimleri kuruyor.

Bizim ihtiyacımız olan akıl ve o aklın yeni

araçları. Dünün aklıyla bu araçları kullanamayız.

Bugünün kentini dünün kavramla-

Serdar Oran: “Mimarlıkta

biz yeni ne yapabiliriz?’

diye düşündük. Yalıtım

4.0 devrimini DYOTHERM

markamızla başlattık.”

“Mimarlıkta Yeni Nedir?” konsepti çerçevesinde

çevre dostu ürünlerin kullanımına

dikkat çekilen konferansta, örnek ürün

olarak etkinliğin destekçisi DYO Boya yeni

yalıtım markası DYOTHERM’in lansmanını

gerçekleştirdi. DYOTHERM markasının; A

sınıfı yangın direnci, ses yalıtımına katkılı,

yüksek termal koruması ile hibrit teknoloji

ile üretilen çevre dostu yenilikçi ısı yalıtım

ürünü DYOTHERM ISOLTECO 110 tanıtıldı.

DYO olarak yeni teknolojilerle mimarların

tasarımlarına destek olmak istediklerini

belirten DYO Boya Fabrikaları Başkan

Yardımcısı ve Genel Müdürü Serdar Oran

“Çevreye yararlı ürünler üretmek için çok

çalışıyoruz. Ciromuzun %2.2’sini AR-GE

için ayırıyoruz. Dünya ölçeğine baktığımızda

sektördeki devlerin harcadığı bir miktar bu.

Bunu insanların hayatına katkıda bulunmak

Serdar Oran / DYO Boya Fabrikaları

Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü

için

yapıyoruz,” diye konuştu. Boyanın tüm alt sektörüne hizmet veren Türkiye’deki tek

şirket olduklarını belirten Oran, sözlerine şöyle devam etti: “Size dokunduğumuz

alanlar çok fazla. Bugün ısı yalıtımla ilgili geleceğe değer katacak bir ürün tanıtmak

istiyoruz. ‘Mimarlıkta biz yeni ne yapabiliriz?’ diye düşündük. Değişen pazar ihtiyaçlarına

yönelik yenilik yapmaya çalıştık ve 4.0 devrimini DYOTHERM markası ile

başlattık. DYOTHERM ile daha iyi, daha temiz bir gelecek için yeni nesil çözümler

üretiyoruz. Bu ürünün en büyük özelliği çevreci olması. Yenilikçi yalıtım geleceğe

yatırım diyerek ürünlerimizi geliştirmeye devam edeceğiz.

Isı yalıtımını sağlarken binaya ekstra ağırlık vermeyen DYOTHERM ISOLTECO 110,

binanın ömrünü uzatıyor. İklim koşullarının içeriye nüfus etmesini en aza indiren

DYOTHERM ISOLTECO 110, enerji tasarrufu sağlayan, çevreci bir ürün. Kışın binayı

soğuktan koruyarak doğalgaz faturalarının artmasını engellerken, yazın güneş ışınlarından

koruyarak elektrik tasarrufu yapılmasını sağlıyor. Her yüzeye uygulanabilen

DYOTHERM ISOLTECO 110, yangın dayanımını A sınıfı yapıyor ve ses yalıtımına

katkıda bulunuyor.

Yapı Malzeme Aralık 2017 123


ıyla konuşamayız. Kazmayı hızlı vurmaktan

değil, kazmaktan vazgeçmeliyiz.

Melkan Gürsel: “Mimari yeni bir

duygu üretiyor.”

Teknoloji insanlara ne imkân sunarsa

sunsun biz onun belli bir oranını algılıyor

ve kullanıyoruz. İnsana dair şeyler çok da

değişmiyor. Mimari, insanları mutlu etmek

için vardır. Mimari eserler, sosyal heykellerdir.

İçinde yaşam vardır. Her yerde yeni

aynı olmak zorunda değildir. İstanbul’da

bir bina yenilik katarken, dünyanın başka

bir yerinde başka anlamlandırılabilir. Hayatlara

nasıl dokunduğunuz ve ne gibi nitelikler

getirdiğiniz önemli olan. Bir şehirde

35 bin kişi yan yana gelmemiştir. Siz bir

stadyum yaparsınız ve bunu onlara yaşatırsınız.

Bu yeni bir duygudur. Gelişen dünyada

malzemeler farklılaşıyor fakat mimari

yeni bir duygu üretiyor, hayatınıza yenilik

getiriyor. Mimari, insanların mutluluğu ve

rahatı içindir. Hayatlarına ne kattığınız ne

gibi kolaylık getirdiğinizdir yeni olan. Yeni,

insana dokunana dairdir. Hayatı güzelleştirendir.

Kullanıcıya yeni duygu yaşatan

binadır.

Prof. Dr. Murat H. Güvenç: “Yeni

teknolojiyle eskiden yapmadığım

neyi yapabilirim diye bakmalıyız.”

‘Modern’, ‘çağdaş’, ‘güncel’ gibi kelimeler

tarih boyunca kullanıldı. Her zaman ‘yeni’

var ve var olacak. 18’nci yüzyılda da modernden

bahsediliyordu. Bizim ‘an’ dediğimiz

zamana, İngilizce ‘moment’ deniyor.

Moment hem bir zaman dilimi hem de

fizikte gerilim anlamına geliyor. Neyle ne

arasında gerilim? Belli bir anda doğru bildiğimiz

ideoloji. O anda kullandığımız araçlar

ve teknoloji. Üçüncü olarak da hayatımızı

idame ettiğimiz toplumsal pratikler. Anlar;

bu fikir, teknoloji ve gündelik ihtiyaçlar

arasında kurulan gerilimli bir şey. Bunlar

birbirleriyle ilişkili ama bağımsız şeyler.

Bunlardan biri değişebiliyor. Fikirler ve toplumsal

pratikler orada duruyorken teknoloji

gelişiyor. Biz de teknolojiye ayak uydurmaya

çalışıyoruz. Bilgisayar öncesine geri

dönemeyeceğiz, onunla yaşayacağız. Yeniyle

karşılaştığımızda ilk tepkimiz eskiden

yapmaya çalıştığımız işleri daha kolay ve

daha hızlı yapmak. Bu teknolojinin kullanımında

bir çocukluk hastalığı. Teknolojinin

potansiyeli bu değildir. “Eskiden yapmadığım

neyi yapabilirim?” diye bakmalıyız.

Dünyanın en iyi bilgisayarını getirin, bizim

algılayabildiğimizdir önemli olan. Mimaride

değişmeyen sınırlar var. Yeniyi bu sınırlarla

nasıl örtüştüreceğiz, mesele bu.

124

Yapı Malzeme Aralık 2017


Yenilenen yapısıyla

yapı dünyasında

aradığınız herşey

yepyeni Yapı Kataloğu’nda

Daha detaylı bilgi

Daha fazla görsel

Tek sayfada tek ürün

Yenilenen firma ve ürün sayfaları

Güncellenen arama motoru

Teklif ve numune talebi

www.yapikatalogu.com


Sektörün

İKLİMLENDİRME

SİSTEMLERİ

Baymak

Buderus

Daikin

SERAMİK & MERMER

Geberit / Bien

Duravit / Decovita

Graniser / Seramiksan

BOYA

Dyo

Kale

AHŞAP

Peli Parquet

AYDINLATMA

ELEMANLARI

Viko


’ leri

KİMYASALLAR

Rigips

VİTRİFİYE

Ege Vitrifiye

ARMATÜR

E.C.A

ELEKTRİKLİ

EL ALETLERİ

Panasonic


Ürün

E.C.A.’nın iki yeni serisi

Avrupa’dan ödüllerle döndü

Geliştirdiği teknoloji ve yeniliklerle insan sağlığını ve çevresel

duyarlılığı ön planda tutan E.C.A, armatür ürün ailesine ezber

bozan 2 yeni seri ekledi. Dünya’da ilk kez E.C.A. tarafından

geliştirilen Hygiene Plus teknolojisine de sahip Icon ve Purity

armatürler A Design Awards, Iconic Awards ve German

Design tasarım yarışmalarından ödülle döndü.

SEREL

EasyWash’tan

%100 yıkama

teknolojisi ile

360 derece temizlik

Uluslar arası tasarım yarışmalarının en

prestijlilerinden İtalyan A Design Award

ve Alman Iconic Awards tasarım yarışmalarında

E.C.A. Icon ve Purity serilerindeki

ürünlerine ödül aldı. A Design Awards’ta

Icon serisi lavabo, banyo, eviye armatürleri

Gold seviyesinde; Purity serisi, lavabo,

banyo, eviye armatürleri Silver seviyesinde

ödüle layık görülürken; Iconic Award tasarım

yarışması ürün kategorisinde Purity

Lavabo Bataryası ve Icon Banyo bataryası

ödül aldı.

German Design Awards’tan

Özel Davet

Avrupa’nın en prestijli

tasarım yarışmalarından

biri olarak

görülen German

Design Awards’a

özel olarak davet

edilen markalar

arasında yer alan E.

C.A.; Purity lavabo

bataryası ve Icon

banyo bataryasına

“Special Mention”

ödülü alırken; Icon

lavabo bataryasıyla

da “Winner” ödülüne

layık görüldü.

E.C.A. armatürlerinin

yurt içi satış ve

pazarlamasından

sorumlu Elmor’un Genel Müdürü Enver

Öz, temsilcisi oldukları markanın ödüllendirilmesinden

duydukları mutluluğu

şu şekilde ifade etti;

“Sektöründe daima ilkleri gerçekleştiren

ve trendlerin belirleyicisi olan E.C.A.’nın

estetik ve fonksiyon çözümlerinin uluslararası

arena tarafından da takdir edilmesi

memnuniyet verici. Bu ödüller bizim

sektördeki motivasyonumuzu arttıran

ve adımlarımızın doğruluğunu kanıtlayan

göstergeler bizce. E.C.A. her şeyden

önce “yıllarca beraber” lik ilkesi gereği

kullanıcılarına sağlamlık ve dayanıklılık

vaad ediyor. Bununla beraber tasarımın

ve uygulamadaki kolaylığın öneminin farkında

ürünler geliştiriyor. Sanırım bu çok

yönlü düşüncenin ürünü olan bu armatürlerin

tasarım ödülüne layık görülmelerinin

bir sebebi de bu. Sürdürülebilirlik ilkesi

kapsamından üretimden son kullanıcıya

doğaya ve insana saygılı ürünler geliştiren

E.C.A. mimar ve iç mimarların ihtiyaçlarının

da farkında ürünler geliştiriyor. Bu

sebepledir ki E.C.A.; farklı renk ve boyut

çeşitlerindeki armatürleriyle, her banyo

ve mutfak tipine uygun, her segmente

ve ihtiyaca çözüm üreten yüzde yüz yerli

marka olarak sektör liderliğini sürdürmeye

devam ediyor.”

SEREL EasyWash lavabolar kullanıcı

dostu yeni fonksiyonuyla, temizlik anlayışını

değiştiriyor. Türkiye’de bir ilki

teşkil eden kendi kendini temizleyen

yeni nesil yıkama teknolojisi ile EasyWash

lavabolar, otomatik olarak devreye

girerek hijyen sağlıyor.

Maksimum temizlik konsepti ile yola

çıkılarak tasarlanan SEREL EasyWash

lavabo serisi, su sıçratmadan %100

yıkama teknolojisi sunuyor. Kendi kendini

temizleme özelliği uzaklaştıktan

sonra devreye girerek 360 0 ’lik hijyen

sağlıyor.

Helios Serisi, multifonksiyonel

tasarımı banyolara taşınıyor

SEREL Helios lavabo serisi, tasarımı

ile banyolarda multifonksiyonel kullanım

sağlıyor. Farklı kullanım alanlarına

yönelik tasarlanan, daire ve kare formlu

çanak lavaboları bulunan seri, her

zevke ve beğeniye göre alternatif seçenekler

sunuyor. Çocuk lavabosu seçeneğiyle

evde ve ev dışındaki alanlarda

da çocuklara özel mekânlar yaratıyor.

128

Yapı Malzeme Aralık 2017


Ürün

Baymak, “Lectus Plus 160”

yoğuşmalı kazan

ile yüksek verimlilik ve tasarruf

Baymak’ın, BDR Thermea tarafından geliştirilen ve Türkiye için özel olarak

uyumlandırdığı Lectus Plus 160 duvar tipi yoğuşmalı kazanlar, %109‘a varan

verimliliği ile yakıt tasarrufunu en üst noktaya taşıyor.

Lectus kazanlar özellikleri sayesinde, Binaların Enerji Performansı (BEP)

yönetmeliği ile toplam kullanım alanı 2.000 m²’den büyük olan binalarda

merkezi ısıtma sistemlerinin zorunlu hale gelmesiyle, kullanıcılara avantaj

sunuyor. Premix teknolojisine sahip Baymak Lectus Plus, verimliliği belirleyen

teknoloji sayesinde ideal yanmada, doğru hava-gaz dengesini sağlıyor.

Premix teknolojili Lectus Plus bir birim gaz için eşit düzeyde havayı alıp

önceden karıştırıyor ve ideal yanma sağlıyor. Dolayısıyla Lectus Plus kazanlar,

eski kazanlarla karşılaştırıldığında ilk yatırım maliyetini, düşük işletme

maliyeti ile kısa sürede bu farkı amorti ediyor. Yüksek güç ve performansın

bir arada olduğu Lectus Plus 160 yoğuşmalı kazan, geniş renkli LCD ekranı

sayesinde kullanım kolaylığı sunuyor. Tek kazanda yüksek kapasite .

Baymak için özel üretilen RVS serisi kaskad kontrol paneliyle 15 adet yoğuşmalı

Lectus kazan tam otomasyona bağlı olarak kontrol edilebiliyor ve

her kazan da kendi içinde modüle edilebiliyor. Hem bina yöneticileri hem de

görevlileri için de idare kolaylığı sunan RVS kaskad kontrol paneli ısıtma,

kullanım sıcak suyu veya farklı zonların ayrı ayrı kontrol edilip, günlük ve

haftalık olarak programlanmasını da sağlıyor.

Buderus enerji

tasarrufu için

‘oda kumandası’

öneriyor

Buderus, kombi sahiplerine, mekanın sıcaklığını kullanıcının

ayarladığı derecede sabit tutmak için kombiyi optimum

sürede çalıştıran, bu sayede doğalgaz ve enerji tasarrufu

sağlayan oda kumandası kullanımı öneriyor.

Oda kumandası kullanılmayan kombilerde, ısıtılacak mekanda

ortam sıcaklığını ölçebilecek bir cihaz olmadığı için,

tesisat, gidiş-dönüş suyu sıcaklığını referans alarak çalışır.

Kombi, oda sıcaklığını takip edemediği için mekânı sürekli

olarak ısıtmaya devam eder. Bu da cihazların gereğinden

fazla çalışarak daha çabuk yıpranmasına, yakıt sarfiyatının

ve elektrik tüketiminin artmasına sebep olur.

Oda kumandası ile odanızın sıcaklığını takip edin!

Oysa özellikle bahar aylarında, güneş ışığının mekânı

ısıtması sonucu ciddi miktarda ısı kazanımı olur. Oda kumandası

olan mekânlarda bu sıcaklık artışı anında tespit

edilerek ısıtma cihazının durdurulup ortamın gereğinden

fazla ısınması önlenir. Bu şekilde tasarruf ve konfor

sağlanır. Kullanıcılar, haftalık program saatli oda kumandası

sayesinde ısıtma cihazını gün içerisinde farklı zaman

dilimlerinde farklı derecelere ayarlayabilirler..

Kablosuz oda kumandası ile kolay montaj imkanı..

130 Yapı Malzeme Aralık 2017


Ürün

Decovita’dan kırmızı dokunuş!

Trendleri belirleyen tasarımlarını mükemmel baskı ve renk kalitesiyle

sunan Decovita, kırmızının güçlü ve pozitif enerjisini yaşam

alanlarına taşıyor.

Decovita’nın doğal taş grubunda yer alan Rosso Royal, zengin

damarlı yapısı ve sıcak renk geçişleriyle üç boyutlu bir görünüm

oluşturuyor. Ürünün en önemli özelliklerinden biri de, duvar panosu

olarak kullanılabilmesi. Soft tonlardaki bir duvar üzerinde

zıt renklerin eşsiz uyumunu yansıtan Rosso Royal, küçük bir dokunuşla

yaşam alanlarının tüm havasını değiştirmek isteyenler

için ideal bir seçenek sunuyor.

Decovita’nın tüm ürün gruplarında olduğu gibi hem yer hem de

duvarda kullanılabilen Rosso Royal, iç mekanların yanı sıra binaların

dış cephelerinde de uzun yıllar boyunca ilk günkü canlılığını

ve kalitesini koruyor. Özel bir sır tekniği uygulanan parlak

ve pürüzsüz yapıdaki ürün, bahar yağmurlarından, dondurucu

soğuklardan ya da yakıcı güneşten etkilenmiyor.

DYO’nun Mavi-Turkuaz renk damlası kartelası ile

huzurlu ve dingin mekanlar

Renkler kullanıldıkları alanları estetik ve

anlam olarak değiştirme gücüne sahip.

Her rengin kendine ait özel bir enerjisi

var. DYO’nun doğadan ilham alarak hazırladığı

Renk Yağmuru kartelasında yer alan

Mavi-Turkuaz Renk Damlası kartelasında

mavinin 24 değişik tonunu bulabilir, dilerseniz

kendi mavinizi yaratabilir ve renginizi

kişiselleştirebilirsiniz.

Özgürlüğün rengi olarak tanınan mavi-turkuaz,

insana evrenin bir parçası olduğunu

en çok hissettiren renk olarak tanınıyor.

Mavi, kendi sınırlarını aşarak kitaplara,

filmlere, şiirlere de konu olan bir renk. Denizin

ve gökyüzünün rengi olan mavi-turkuaz

yaşamın geçtiği her alanda sakin, dinlendirici

aynı zamanda temiz ve aydınlık,

hislerini beraberinde getiriyor.

DYO’nun, doğayı referans alarak hazırladığı

Mavi-Turkuaz Renk Damlası, tercih

edildiği mekana sağlık ve temizlik hissini

de getiriyor. İnsanın yaratıcılık duygularını açığa çıkartırken yeteneklerin gelişmesine de olumlu katkı sağlıyor. Bu yılın trend renkleri

arasında yer alan mavi-turkuaz, özellikle turuncu rengi ile birlikte kullanıldığında mekanlarınızda etkin bir kontrastlık elde etme imkanı

da sunacak.

Yapı Malzeme Aralık 2017 131


Ürün

Bien’in koleksiyonları 2018’in habercisi niteliğinde

Doğallığın ön planda olduğu 2018 dekorasyon trendlerinde, mermerin

asaleti, ahşabın sıcaklığı, doğal taşın sahiciliği yaşam alanlarında

seçenekler olarak karışımıza çıkıyor. Özellikle, son dönemlerde cazibesini

artıran mermer, yaşam alanlarına doğal ve asil bir görünüm kazandırırken,

ahşabın sıcaklığı ve doğal taşın sahiciliği mekanlarınızı sahici

bir kimliğe büründürüyor. Bien Seramik’in tasarladığı yeşil, krem, mavi

ve gri tondaki tasarımlar yılın gözde renklerini vurgularken, bordürlerde

kullanılan altın ve gümüş yaldızlar mekana hem şıklık hem de ışıltı

kazandırıyor. Doğal konseptin parıltılarla kombine edildiği Bien Koleksiyonları’ndan

Amazon, Anabell, Antique Carrara, Arch, Pietra Venata,

Zebra Wood Serileri yılın iddialı koleksiyonları arasında yer alıyor.

Danimarkalıların Mutluluk Felsefesi “Hygge”

Duravit ile Banyolara Yansıyor

Hygge, Danca bir kavram olup, samimi ortamlar yaratma, ruhun

huzurlu hissetmesi, tüm dert, sıkıntı ve sinir bozucu şeylerden

uzak olma durumu, rahatlatıcı ve mutluluk veren şeylerden keyif

alma ve en sevdiklerinizle birlikte olma durumu anlamlarına

geliyor. Bu felsefeyi uygulayan Danimarkalılar

dünyanın en mutlu 2. ülkesi olmayı başarmışlar.

Yaşam alanlarının Hygge felsefesi ile daha

samimi ve cazip hale gelmesi için birkaç küçük

düzenleme yapmak yeterli oluyor. Duravit,

bu düzenlemeleri banyolar için Luv serisi

ile yorumlamış. Yormayan ve sakinleştirici

etkili tipik İskandinav renkleri olan bej ve gri

tonlarından oluşan Luv serisinin Hygge mottosu

ise “dinlen, yarışa girme, rahatla ve stres

yapma”.

İskandinav iç mekan tasarımında önemli rol

oynayan sadelik prensibi, Danimarkalı tasarımcı

Cecilie Manz imzalı Duravit Luv banyo

serisinde de güçlü bir şekilde hissediliyor.

Bu serinin tasarımının çıkış noktasını ise su

ile doldurulmuş bir çanak hayali oluşturuyor.

Seri, sade ve elegan tasarımıyla konforlu, sıcak

ve samimi bir ortam vadediyor.

Yeni renkler: mat açık mavi ve gri

Luv serisinin DuraCeram lavabolarının dış yüzeylerinde

Duravit ilk kez açık tonlarda mat sır kullandı. Mat açık

mavi veya mat gri gibi açık tonlardaki yeni renkler Luv’un mobilya

seçeneklerinde de bulunuyor. Bu renkler havlu, battaniye ve banyo

aksesuarı gibi objelerle de rahatlıkla kombine edilebiliyor.

132 Yapı Malzeme Aralık 2017


Ürün

Kale Boya’dan mekanlara metalik efektler

İç cephede birçok yüzeyde kullanılabilen İs7anbul Aura, kadife

dokusu ile mekanlara son derece zarif bir görünüm kazandırıyor.

Kale Boya, İS7ANBUL Efekt serisinin yenilikçi ürünlerinden ‘Orion’

ile ışıltılı mekanlar yaratıyor. Binlerce renk alternatifini farklı

dokularla buluşturan Kale Boya, İs7anbul Aura ile parıltılı ve

degrade görünümlü mekanlar yaratırken, kumlu, metalik dokuya

sahip ‘İS7ANBUL Orion’ ile tüketicileri alışılmışın dışında dekorasyon

alternatifleri ile buluşturuyor.

Akrilik emülsiyon esaslı, sedef efekti ve kadife

dokusuna sahip son kat iç cephe dekorasyon

boyası İs7anbul Aura; iç cephede, uygun

bir şekilde hazırlanmış kara sıva, beton,

çimento levha, alçı panel gibi mineral yeni

yüzeylere, eski boyalı yüzeylere, cam tekstili,

macun ve duvar kâğıdı üzerine dekoratif etki

yaratmak amacıyla uygulanıyor. İlhamını yıldızlardan

alan ‘İS7ANBUL Orion’ ise ışıltılı ve

grenli dokusu ile farklı desenler oluşturulmasına

imkan sağlıyor. Yaşam alanlarını farklılaştırmak

isteyenlerin özellikle tercih ettiği

‘Orion’, binlerce renkte ve fırçayla kolaylıkla

uygulanabiliyor. Kale Boya’nın her iki ürünü

İs7anbul Aura ve Orion mekan içerisinde oluşan

nemi dışarıya atma kabiliyetiyle binaların

nefes almasını sağlıyor.

Solvent içermediği ve su ile seyreltildiği için kokmayan, insan

ve çevre sağlığına zarar vermeyen İs7anbul Aura; 1, 2,5 ve 5

kg’lık plastik kovalarda satışa sunuluyor. Dekoratif etki yaratmak

amacıyla uygulanan ‘İS7ANBUL Orion’, modern evlerden kafelere,

özel mekanlardan otellere kadar estetiğin ön planda olduğu her

noktada karşımıza çıkıyor.

Hayatınıza yeni

bir boyut katın

Belçika’nın dünyaca ünlü dayanıklılığı,

kalitesi ve görünümüyle fark yaratan

doğal taşlarından esinlenen Seramiksan,

yepyeni bir ürün ile klasik mekanların

dışına çıkıyor. Antrasit rengi ve taş

efektiyle kullanıldığı alana şıklık ve asalet

katan Belgium Stone, sahip olduğu

özellikleriyle de dikkat çekiyor.

Kırılma ve çatlamaya karşı dayanıklılığı

ve kaymaz dokusuyla ön plana çıkan

Belgium Stone özellikle garaj, otopark,

bahçe, teras, iş yerleri gibi mekanlarda

rahatlıkla kullanılıyor. İç mekanlarda da

dekor etkisi yaratan seri, taşın hem sadeliğine

hem de şıklığına vurgu yapıyor.

60 x 60, 60 x 120 ve 120x 120 cm ebatında

üretilen Belgium Stone, 20 mm

gövde kalınlığına sahip full body ürün

olma özelliğiyle de iç ve dış mekanlarda

farklı bir ambiyans yaratmak isteyenlerin

ilgisini çekiyor.

Yapı Malzeme Aralık 2017 133


Ürün

Zevkinize göre,

Elektrik anahtarınıza farklı çerçeve…

Evinizin dekorasyonunu son trendlere göre yeniden düzenlemek

ya da birkaç detayı değiştirerek yaşam alanınıza yepyeni bir soluk

getirmek isteyebilirsiniz. Üstelik şimdi elektrik anahtarlarınızı ve

prizlerinizi de kolayca zevkinize ve yeni dekorasyon tarzınıza uygun

hale getirebilirsiniz. Elektrik anahtarı ve priz sektörünün lideri Panasonic

Eco Solutions Türkiye, VİKO marka

NOVELLA serisi ile size çok özel bir olanak

sunuyor. NOVELLA serisi elektrik anahtarları,

farklı çerçeve seçenekleri ile kolayca

bambaşka bir tarza bürünebiliyor.

Panasonic Eco Solutions Türkiye’nin, yalın

tasarımı ile dikkat çeken VİKO marka NO-

VELLA serisi, yaşam alanını ufak dokunuşlarla

değiştirmek isteyenlere özel… Seride

cam, eloxal, corian ve masif ahşap olmak

üzere 4 farklı çerçeve malzemesi çeşidi

göze çarpıyor. Cam malzemede; beyaz,

açık yeşil, dore, bordo ve siyah renk seçenekleri

sunuluyor. Eloxal malzemede ise

gümüş, bronz ve siyah renk seçebilmeniz

mümkün. Corian malzeme tercih edenler

aurora, black quartz, dusk ve sandstone

renklerinden dilediğini seçebiliyor. Masif

ahşap malzemede ise akçaağaç, ceviz,

kiraz ve meşe alternatifleri yaşam alanlarında

sıcak bir atmosfer için yeterli oluyor.

NOVELLA, tüm çerçeve seçeneklerini anahtarda farklı renkler ile

değerlendirerek zevkinize özel kombinasyonlar oluşturmanıza imkan

tanıyor. Böylece evinizin ve odanızın dekorasyonuna uygun

alternatifler oluşturmak da size kalıyor. Yaşam alanınız, sizin dünyanız…

Yeni yıl için

en kullanışlı hediye;

Kombo El Aletleri Seti

Panasonic’te…

Beyler evlerdeki ufak tefek tamirat işlerini üstleniyor. Ancak

tüm bu işleri olabildiğince kolaylaştıracak el aletlerine de

mutlaka ihtiyaç duyuyor. Dünyanın önde gelen markalarından

PANASONIC, yeni yıla girerken beylere özel bir hediye

düşünenlere, Panasonic Kombo Set ile son derece kullanışlı

bir alternatif sunuyor.

İçinde matkap vidalama (EY 75A1 X model), darbeli somun

sıkma / vidalama (EY 75A2 X model), şarj aleti iki adet

akü seti ve adaptör) bulunan taşıma çantası ile satışa

sunulan PANASONIC Kombo Set, beyler için en uygun yeni

yıl hediyesi… Pratik tasarımlarıyla evdeki birçok tamirat ve

tadilat işinde kullanılabilen ürünler, üstün performansı ile

de dikkat çekiyor. Öte yandan 55 dakika kullanılabilirlik ve

70 dakikalık tam şarj edilebilirlik özelliği ile kablosuz ve

akülü çalışan aletler, dayanıklılığı ile de rakipleri arasından

sıyrılıyor. Sağanak yağmur altında bile sorunsuzca çalışabilen

ürünler, aynı zamanda tozdan da etkilenmiyor. Yüksek

seviye toz ve su koruması, zorlu saha koşullarında çalışırken

artırılmış sağlamlığı da beraberinde getiriyor. PANASO-

NIC, profesyonel el aletlerine 3 yıl garanti verirken, Türkiye

genelinde oluşturulmuş 21 yaygın servis noktası ağı ile de

satış sonrası destek sağlıyor.

134 Yapı Malzeme Aralık 2017


Ürün

Daikin Altherma Hibrit Isı Pompası faturalar %25 düşürüyor

İklimlendirme sektörünün öncü firması Daikin, ısıtmadaki iddiasını

hibrit sistemler ile sürdürüyor. Premix tam yoğuşmalı kombi

ile entegre bir şekilde çalışan Daikin Altherma Hibrit Isı Pompası,

enerji maliyetlerini yüzde 25’e kadar düşürüyor. Eski kombinizin

yerine kolayca kurulan sistem, istenirse ısıtmanın yanı sıra soğutma

da gerçekleştirebiliyor.

Havadan suya ısı pompalarının mucidi Daikin, Avrupa ve Türkiye’de

en çok tercih edilen ısı pompası olan Altherma’dan sonra

şimdi de hibrit sistemlerle ısıtmada yeni bir dönem başlatıyor.

Yüksek verimliliği ile öne çıkan ısı pompası sistemleri ile premix

tam yoğuşmalı kombi bir araya geldi ve Daikin Altherma Hibrit

Isı Pompası ortaya çıktı. Yenilikçi ürünleri ile soğutmada olduğu

gibi ısıtmadaki iddiasını da artıran Daikin, iki üstün teknolojinin

kombinasyonu ile kullanıcılarına daha yüksek verim ve tasarruf

olanağı sunuyor.

Daikin Altherma Hibrit Isı Pompası, bir yandan geniş alanların ısıtılması

ve sıcak su talebinin karşılanması için esnek bir çözüm sunarken,

iç ünite seçimine bağlı olarak soğutma da gerçekleştirebiliyor.

Böylelikle ev ve iş yerlerinin hem ısıtma, hem soğutma, hem de

sıcak su ihtiyacı aynı sistemle karşılanabiliyor. Sistemde kullanılan

hydrobox ve kombi, toplamda klasik duvar tipi kombiler kadar

yer kaplıyor ve bina içinde eski kombinin yerine, hızlı ve kolay bir

şekilde monte edilebiliyor. Bu sayede 25 dereceden 80 dereceye

kadar sıcaklıkta kalorifer suyu elde edilebilmesini sağlayan Daikin

Altherma Hibrit Isı Pompası ile binalarını yenilemeyi tercih eden kullanıcılar,

boru ve radyatörlerini değiştirmeye gerek duymuyor.

Ege Vitrifiye’den,

9 farklı

alternatiften

oluşan renkli

lavabolar

Renklerin insanlar üzerindeki fiziksel ve psikolojik

etkileri biliniyor. Örneğin yeşil rengin dinlendirdiği

veya mavinin özgürlük hissini uyandırırken,

huzur verdiği bilinen örnekler arasında…

Ege Vitrifiye geliştirdiği mat renk skalasıyla kişilerin

kullanırken mutlu ve huzurlu hissettiği

alanlar yaratmayı hedefliyor. Kullanıcıların kendi

tarzlarında banyolar tasarlaması amacıyla geliştirilen

lavabolar, fonksiyonel yapıları ve estetik

duruşlarıyla bulundukları atmosferi kişiye özel

hale getiriyor. Mobilya üzerinde kullanılan ürünler

minimal çizgileriyle dikkat çekiyor.

Ege Vitrifiye’ nin lavabo ve klozetlerde sunduğu

mat sırlı banyo çözümlerini deneyimlemenin şimdi

tam zamanı!

Yapı Malzeme Aralık 2017 135


Ürün

İstediğiniz yerden

kolay kullanım

Ar-Ge destekli inovatif bakış açısını ürünlerine

yansıtan Geberit, yaşam alanlarında kullanıcılarının

hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor.

Son teknolojiyi kullanarak geliştirdiği uzaktan

deşarj kumandalarıyla Geberit, kullanıcısına

istediği yerden uzaktan deşarj kumandasını

kullanım imkanı tanıyor. Geberit Type 01 ve

Type 10 kumanda kapakları pnömatik teknolojiyle

sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağlarken

Geberit Type 70, bir akıllı telefon kadar küçük

tasarımının yanı sıra servo hidrolik kaldırma

sistemi sayesinde de deşarj sistemini harekete

geçiriyor.

Rezervuardan iki metre çapına kadar konumlandırılabilen

Geberit Type 01 ve Geberit Type

10 kumanda kapağı, mobilya üzerine montaj

için 88 mm çapında veya tuğla ya da alçıpan

duvar için 94 mm çapındaki iki seçeneğiyle

büyük beğeni topluyor. Pnömatik teknoloji ile

küçük bir dokunuşla aktive edilebilen Type 01,

sade ve yuvarlak tasarımının yanı sıra çeşitli

renk seçenekleri ve materyal tasarımıyla da

görenleri kendine hayran bırakıyor.

Graniser Seramik Ella Serisi ile

mutfaklarda retro rüzgarı

Dekorasyonda ve mimaride tarihi dokuların öne çıkmasıyla

birlikte iç mekan tasarımlarının odak noktası

olan seramiklerde de nostaljik detaylar popülerlik kazanıyor.

Graniser Seramik, hayatımıza girişi 19. yüzyıla

dayanan ve uygulandığı alanlarda samimi bir atmosfer

oluşturan desenli karolar ile dekorasyonda nostaljiye

vurgu yapıyor. Gri, mavi ve kum bejinin birlikteliği ile

tasarlanan desenli karo Ella Serisi, mutfaklarda retro

rüzgarı estiriyor.

Türkiye’nin lider seramik karo üreticileri arasında bulunan

Graniser Seramik, özgün tasarım çizgisine sahip

ürün yelpazesini el emeğinin bir yansıması olarak tasarlanan

‘Ella Serisi’ ile genişletiyor. Ürün gamına yeni

eklenen Ella Serisi, geleneksel ve nostaljik desenlerin

fırça efektiyle modernize edilmesiyle hayat buluyor. 30

x 60 ebatlarında karolar şeklinde üretilen Ella, uygulandığı

her mekana uyum sağlıyor.

İlk olarak 19. yüzyılda Levanten yapılarda kullanılan

desenli karolar, 19. yüzyılın son çeyreğinde ‘karosiman

sanatı’ adıyla Rum zanaatkarlar tarafından İstanbul ve

İzmir’de üretilmeye başlanmış. O zamanlarda bitmiş karoları

preslemek için makine kullanılsa dahi kol gücü gerektirdiğinden dolayı oldukça zahmetli bir üretim sürecinden geçen desenli

karolar, yıllar geçtikçe daha da değerlenmiş ve şehirlerle özdeşleşen desenler ortaya çıkarmışlardır. Başlangıçta basit geometrik şekillerle

üretilen karolar, zamanla daha özgün, şehrin tarzını yansıtan stil ve renklere doğru evrilmişlerdir. Geçmişi yıllara dayanan bu

değerli sanatı tasarım gücü ve üretim altyapısı ile yeniden şekillendirerek gün yüzüne çıkaran Graniser Seramik, Ella serisi ile yaşam

alanlarında retro tarzını yansıtıyor.

136 Yapı Malzeme Aralık 2017


Ürün

Rigips Türkiye yeni ürünü Glasroc X ile fark yaratıyor

Dış cephe sistemleri için özel olarak üretilen Glasroc X; uygulama

yüzeyine ekstra bir işlem yapılmadan 12 ay boyunca açıkta bırakılabiliyor.

Glasroc X’in suya ve neme karşı güçlendirilmiş çekirdek

yapısı ve levhayı koruyan özel üretim cam elyaf yüzeyi bulunmakta.

Ayrıca UV dayanımlı yüzeyi, levhaların güneş ışınlarından zarar görmesini

de engelliyor. Rigips Türkiye kalitesini yansıtan ürün, aynı zamanda

A1 sınıfı yangın dayanımına sahip. Yüzey su emilimi %5’ten

küçük olan Glasroc X, küf ve mantar oluşumuna karşı maksimum

direnç sağlarken hava koşullarına karşı dayanıklılığıyla öne çıkıyor.

Glasroc X, yalıtımlı dış cephe sistemlerinde, dış cephe duvar ve tavan

uygulamalarında, saçak altı kapatma işlemlerinde ve dış cephe

kaplama uygulamalarında kullanılabiliyor.

Yüksek dayanım, bütünlük ve sağlamlığın yanı sıra hızlı ve kolay

uygulama sunan Rigips Türkiye, ileri üretim teknolojileriyle müşterilerine

daha konforlu yaşam alanları yaratmak için ilham vermeye

devam edecek.

Peli parquet kış konsepti ile içiniz ısınacak!

Son yıllarda ürün ve hizmetleri ile ön planda olan Peli Parquet,

özlediğimiz sıcak ortamları yaratmaya yardımcı olacak zengin parke

alternatifleriyle yaşam alanlarına benzersiz bir hava katacak.

Farklı ebat ve renklerdeki inovatif ürünleriyle pazara yön veren

Peli Parquet’nin özellikle Wood Koleksiyonu ile doğal ahşabın sıcaklığını

hissedebilirsiniz. 15 adet farklı dekoru ve üç ayrı ahşap

karakteri bulunan Wood Koleksiyonu’nun kilit sistemi ve kolay

döşenebilmesi bunların yanı sıra ürünü lamine parkeye yaklaştıran

kalınlığı, genişliği ve yüzey dokusu ürünü seçkin ve ayrıcalıklı

kılar. Wood Koleksiyonu 14 cm genişlik ve 10 mm kalınlığı ile

zeminde ısı izolasyonuna da yardımcı olma özelliğini barındırır.

Türkiye’de zemin sektöründe hiçbir firmada bulunmayan UNIFIT

Contalı Kilit Sistemi sayesinde herkesin kolayca uygulayabileceği

koleksiyon yapı marketlerinde DO IT YOURSELF sloganıyla öne

çıkan bir üründür.

Birçok konuda öncü olan Peli Parquet yaşam alanları için ideal

zemin oluştururken, kullanım ve temizlik kolaylığını da beraberinde

getiriyor.

Peli Parquet koleksiyonlarında yer alan Comfort, Elegance, Wood

Collection serileri birçok renk ve desen alternatifler ile yaşam

alanlarınızdan ofislere, otellerden restoranlara mekanlarınıza değer

katacak.

Yapı Malzeme Aralık 2017 137


Fuar

URTİM yeni ürünlerini İngiltere’de

görücüye çıkardı

İngiltere’de düzenlenen UK Construction Week fuarına katılan URTİM, AR-GE departmanı

tarafından hazırlanan yeni ürünlerini görücüye çıkardı.

Aralarında Haydar Aliyev Kültür Merkezi,

Tüpraş Rafinerisi, Çamlıca Camii ve Star

Rafinerisi gibi dev projelere hizmet veren

URTİM Kalıp ve İskele Sistemleri İhracat

Müdürü Umut Söylemez, “Katılımcı olarak

bulunduğumuz Britanya’nın en önemli iş

platformlarından biri olan UK Construction

Week bizim açımızdan çok verimli geçti.

Ar-Ge çalışmalarımızın meyvesini aldığımız

yeni ürünlerimizle yoğun ilgi gördük’’ dedi.

Brexit kararı sonrası İngiltere’de alt yapı

yatırımlarının yüzde 70’e yakın artırılacağını

belirten Umut Söylemez, “İngiltere

çıkan Brexit kararı ile yeni bir yapılanma

içerisine giriyor. 2020 yılına kadar 70

milyar dolara yakın bir yatırım yapılması

söz konusu. Biz de kalitemiz ve inovatif

ürünlerimiz ile bu pazardaki yerimizi almayı

hedefliyoruz. 10-12 Ekim 2017 tarihleri

arasında İngiltere’nin Birmingham şehrinde

gerçekleşen UK Construction Week

fuarına AR-GE departmanı tarafından hazırlanan

yeni ürünlerimiz ile güçlü bir katılım

gerçekleştirdik. İngiltere’nin, inşaat

sektöründeki en önemli fuarında hali hazırdaki

müşterilerimiz ve potansiyel alıcılarla

buluşma fırsatı bulduk. URTİM, Türk

sermayesi ve Türk mühendisleri ile uluslararası

pazarlarda gelişen iş hacmi ile yer

almaya devam edecek’’ diye konuştu.

52 ülkeye ihracat

52 ülkeye ihracat yaptıklarını kaydeden

Umut Söylemez, “İnşaatın yanı sıra endüstriyel

tesisler, tersaneler, rafineriler

ve çevrim santralleriyle de çalışıyoruz.

Farklı sektörlere ve farklı ülkelere odaklanmış

olmanın avantajlarını her zaman

yaşıyoruz. Yurtdışında; Azerbaycan Socar

Polymer HDPE Projesi, Rusya’daki Sibur

Zapsib Projesi ve yine Rusya’da Yamal

LNG Projeleri, İsrail’deki Ashalim Projesi,

Irak Besmaya Enerji Santrali, Türkmenistan

Aşgabat Gas to Gasoline gibi büyük

projelere ürün tedarik ediyoruz” dedi.

“CM-EXPO’da iş ortaklarımız ve

potansiyel alıcılarımız ile buluştuk”

Antalya’da 04-08 Ekim 2017 tarihleri arasında

gerçekleşen ve birçok iş ortağıyla

buluşma fırsatı sağlayan CM-EXPO İş, İnşaat

Makinaları ve Ekipmanları Fuarı’na da

katıldıklarını belirten Umut Söylemez, “Cibuti,

Nijer, Benin, Cezayir, Mısır, Zambia,

Umman, Irak, Etiyopya, Afganistan, İran,

Kazakistan, Özbekistan, Gürcistan ülkelerinden

iş ortaklarımız ve potansiyel alıcılar

ile buluşma fırsatı elde ettik. URTİM olarak

bahsi geçen ülkelerde hali hazır varlığımızı

koruyarak, ürünlerimizi rekabetin çok yoğun

yaşandığı bu bölgelerde alıcılarla buluşturmaya

devam edeceğiz” diye konuştu.

Umut Söylemez

URTİM Kalıp ve İskele Sistemleri

İhracat Müdürü

140

Yapı Malzeme Aralık 2017


WHERE THE ENTIRE

INDUSTRY COMES TOGETHER

R+T ASIA MAXIMIZES YOUR SUCCESS

■ Best purchasing platform in the Asia – Pacific Region

■ Exclusively B2B format

■ Matchmaking initiatives

■ Easy access to effective information

■ Excellent service and business support

■ Educational and international

■ Outstanding exhibitors and professional visitors

50,000 square meters

31,149 visitors from 92 countries

9,291 international visitors

524 exhibitors from 20 countries

Don’t miss this opportunity! Join an unparalleled

combination of exhibition and educational events.

Pre-registration system

available from October 2017.

Get your FREE entrance ticket

and win a trip to R+T Asia 2018!


R + T Asia 2018’de Akıllı Yenilikler

20-22 Mart 2018 tarihleri arasında R + T Asia, Şangay’daki Yeni Uluslararası Fuar Merkezi’nde

(SNIEC) panjur, kapı / pencere kapıları ve güneş koruma sistemleri için dünyanın en

yeni vitrinini piyasaya sürmeye hazırlanıyor.

İnternet dönemi “akıllı” güneş koruma

sistemleri için muazzam bir pazarı ve sınırsız

iş fırsatlarını teşvik etmeye yardımcı

oldu. Geleneksel pencereler ve kapılar da

hızla “akıllı” teknolojiler geliştiriyor. Akıllı

sistem tedarikçileri şimdi modern ve daha

basit bir yaşam tarzı sunarak büyük bir pazar

meydana getiriyorlar. Günümüzde evin

tamamı enerji tasarrufu için otomatik hale

getirilebilir!

Mart ayında R + T Asia, Dooya, Wistar ve

Zigbee gibi tüketicilerin konforunu, güvenliğini

ve rahatlığını artırabilen standartlara

dayalı kablosuz çözüm olan büyük markalara

sahip en yeni teknolojiyi piyasaya

sürdü. 2018 fuarı, Doğu Çin pazarında tek

olan bir tedarik platformu kurarak yenilikçiliğe

vurgu yapmaya devam edecek.

Büyük bir network ağı oluşturmanın yanı

sıra, R + T Asia tasarımcıları iki yıl önce

cezbetmeye başlamıştı. Bu çaba, pencere

dekorasyonunun ve iç mekan tasarımının

entegrasyonunu tartışmak için 1.000’den

fazla yumuşak dekorasyon tasarımcısı

toplayan “Yumuşak Kıyafet” kavramlarını

geliştirmeyi amaçlıyor. Yuanzhicheng

Home Textile (Oteller için en yüksek kalitede

ürün sunan büyük dekorasyon tedarikçisi),

Midtex Textile (kaliteli pencere

kumaşı ihracatçısı), DOMA Pencere Kapağı,

Zhongyang Pencere Malzemeleri,

Zhengzhou Mingyang Perde Aksesuarları

Malzemeleri ve inşaat ve perakende pazarın

önde gelen markaları Itelisi, Juyada

ve diğerleri gibi önde gelen şirketler 2018

yılında fuarda yer alacak.

Kapı ve kapı sektöründeki katılımcılar hızla

artıyor ve geleneksel endüstriyel ve otomatik

kapak markalarını ve yeni mekanik

ve elektrik donanım ürünlerini cezbediyor.

2018 fuarı depo, hastane ve otel pazarları

üzerine yoğunlaşacak. Hastane inşaat

tasarımı ve hastane kapısı uygulamalarını

kapsayan hastane forumu, 200’den fazla

hastane sahibi ve katılımcısı için interaktif

bir tartışma platformu olacak.

R + T Asia 2018’de mevcut eğilimleri, en

son yenilikleri ve en yeni ürün lansmanlarına

tanık olacaksınız. Bize www.rtasia.org

adresinden ulaşabilirsiniz veya Facebook

ve LinkedIn’deki yeni yayınlarımızı takip

edebilirsiniz.

Ön Kayıt!

Ön kayıt, yalnızca paradan tasarruf

sağlamakla kalmaz, fuarın ilk

gününde kuyruktan uzak durmanızı

sağlar ve e-uyarılarla en son şov

haberleri, teklifleri ve avantajları

için siz ilk sıraya

yerleştirir. Ön kayıt

yaptıranlar, tam show

önizlemelerini, ayrıca

networking imkanını

ve özel gösteri

promosyonlarına

davetiye alacaklar.

Buna ek olarak, şanslı bir ön kayıt

yapan kişi R + T Asia 2018'e bir gezi

kazanıyor. Aşağıdaki QR kodunu tara

ve çevrimiçi ön kayıt yaptırmak için iki

dakikanızı ayırın.

142

Yapı Malzeme Aralık 2017


Advertorial

Trends and innovation at R+T Asia 2018

The forthcoming 2018 edition of the show will be the most comprehensive show in its

history. With continued attention to new materials, new technologies and new applications,

the show is committed to generating new value for the industry.

The rise of China and the Asia Pacific region

has attracted worldwide attention for

the last several decades, as the area has

become a prominent and major international

market through One Belt/One Road Initiative

and BRICS countries. From March 20-22,

2018, R+T Asia brings its impressive global

showcase for roller shutters, doors/gates,

windows, and sun protection systems to

Shanghai, one of the most dynamic and

strategic cities in the world.The 2018 show

will be the most comprehensive show in

its history. With continued attention to new

materials, new technologies, and new applications,

the show is committed to creating

new value for the industry. With the region’s

rich high-quality trade resources, exhibitor

satisfaction increases every year. Many of

the most-desired booth locations have been

already booked; 70% of the 2018 exhibiting

space was booked onsite at the 2017 show.

The exhibition area of R+T Asia 2018 is expected

to reach 50,000 square meters, attracting

more than 520 exhibitors and more

than 30,000 professional visitors.

Highlights of the sun-protection

sector

The dynamic “Soft Outfit” summit will gather

more than 1,000 soft decoration designers

to discuss the integration of window

decoration and interior design. Leading

companies will be involved in 2018, such

as Yuanzhicheng Home Textile (a top soft

decoration supplier for high-end hotels), Midtex

Textile (a leading exporter of high-end

window fabric), DOMA Window Covering,

Zhongyang Window Blinds Article, Zhengzhou

Mingyang Curtain Accessory Materials

(the leading brands in the construction and

retail market) Itelisi, Juyada, and others.

The market for Smart Home products is

estimated to reach 122 billion dollars by

2022. In March, R+T Asia will bring the

latest technology to the Smart Home,featuring

big brands like Dooya, Wistar, and

Zigbee—the only global, standards-based

wireless solution that can improve comfort,

security, and convenience for consumers.

Furthermore, China made significant progress

in energy saving in the past twenty years.

Other Asian countries also put a high

priority on energy efficiency, and they have

set ambitious efficiency targets.The energy

efficiency policy brings tremendous benefits

to the exterior sun protection sector as the

Chinese government seeks to achieve its

ambitious energy conservation and emission

reduction targets. This is helping companies

such as Zhongheng Building Material,

WuYue Building Energy Saving Technology,

Hewei Technology, Lucheng Industrial and

Trading, Dulun Metal Products, YongFeng

Aluminium, Shuangcheng Awning Products,

and many others. Once again, the traditional

sector featured a varied range of products.

Several companies have announced their

participation, such as Yuma, Mingcheng, Xidamen

(window decoration products), A-OK,

NOVO (drive and operator products), and Jie

Shu, Zhen Fei, De Shenglong (accessories

and machinery). Many international brands,

such as Shadelab (Italy), Phifer (USA), Para

(Italy), Gale (Australia), and Wintec, Dongwon,

Industry, Sambo, Xera, Daekyeong

(as part of the Korean Pavilion), will be able

to meet with thousands of buyers as well as

potential global partners.

More door & gate companies

A great year is coming for the doors & gates sector. Exhibiting at the 2018

show will be traditional brands (such as Baisheng, Sookow, Paddor, Deper,

Weidawaite, etc.) and new brands (such as Nabco, Jinkaixuan, Heng Jie,

Hongfa, Moteck, etc.). Their participation is bringing more attention to the

show, along with companies such as Russian Doorhan, Aland, and Marsdekor.

The show is expected to feature new industrial and automatic doors as well as new

mechanical and electrical hardware products. R+T Asia 2018 will benefit from new medical

reform policy, which should bring long-term growth opportunities and the development of

the warehousing, hospital, and hotel markets. The hospital forum, which covers hospital

construction design and hospital door applications, will be an interactive discussion platform

for over 200 hospital owners and exhibitors. For the first time, the show’s "industrial

building" will showcase the latest technology and materials for industrial construction.

It is expected to attract over 500 businesses that specialize in several sectors such as

hazardous chemicals, medical, and finance, boosting business opportunities. Helping to

expand the hardware and mechanical sector is the China Hardware and Electromechanical

Chamber of Commerce. The global meeting place for all these developments is R+T Asia,

in March 20-22, 2018, at Shanghai New International Expo Center. To know more, visit

http://rtasia.org.

Yapı Malzeme Aralık 2017 143


Sektörün tüm paydaşları

ISK-SODEX 2018’de bir araya geliyor

Avrasya’nın en önemli ve en büyük iklimlendirme fuarı ISK-SODEX, 1997 yılından bu yana

sektörün gelişimine rehberlik etmeye ve HVAC-R sektöründeki yeniliklere ışık tutmaya devam

ediyor. 7-10 Şubat 2018 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek

olan ISK-SODEX 2018, yeni yer ve yeni tarihinde, her zamankinden çok daha farklı ve

güçlü bir deneyim vaad ediyor.

Fuar

Fuarın eş organizatörleri ve destekleyen

dernekleri -ISKAV, DOSİDER, İSKİD, İZO-

DER, TTMD, POMSAD, SOSİAD, ESSİAD,

MTMD ve KBSB- ISK-SODEX fuarının sektör

adına önemini ve 2018 yılında ziyaretçileri

bekleyen yenilikleri değerlendirdi.

EROĞLU: “Yalnızca ulusal değil, uluslararası

aktörler de ISK-SODEX’i tercih ediyor”

İklimlendirme sektörünün kurumsallaşması,

yurtdışına açılması ve yurtdışındaki rekabet

ortamında etkin bir pozisyon alması

açısından ISK-SODEX’in ciddi bir katma

değer oluşturduğunu belirten ISKAV Yönetim

Kurulu Başkanı Vural Eroğlu, “ISK-SO-

DEX fuarında ziyaretçiler sektörün önde

gelen tüm firmalarını aynı çatı altında

bulabilmektedirler. Yalıtım, pompa, vana

ve bağlantı parçaları, su arıtma ve güneş

sistemleri de dâhil olmak üzere ısıtma,

soğutma, havalandırma ve klima teknolojilerindeki

son gelişmeler yerli ve yabancı

katılımcıların ilgisine sunuluyor. Sektörün

yalnızca ulusal değil aynı zamanda uluslararası

aktörleri de yeni ürün tanıtımları

için ISK-SODEX’i tercih ediyorlar,” diye

belirtti.

Pazarda oldukça yoğun bir rekabet yaşandığını

ve bu nedenle firmaların yürüttükleri

pazarlama aktivitelerinin büyük önem

taşıdığına dikkat çeken Eroğlu, ISK-SO-

DEX fuarının bu noktadaki önemini şu

sözlerle ifade etti: “ISK-SODEX Fuarı yapılmaya

başladığı ilk günden beri sektör

firmalarımızın mal ve hizmet üreticilerinin

ve tüketicilerinin buluştukları bir pazar niteliğindedir.

Katılımcı firmalara ilgili talebi

doğrudan, kısa sürede ve en etkili biçimde

yakalama imkânı vermekte; bu sayede de

hem satış hem tanıtım açısından önemli

kazanımlar elde edilmesini sağlamaktadır.

Bu açıdan ISK-SODEX, tanıtım kapsamlı

olması sebebiyle katılımcıların satış

grafiğinin bire bir pazarlama ilişkileri ile

artmasına aracılık etmektedir.”

VARDAN: “ISK SODEX, üretici kimliğimizin

daha da güçlenmesine katkı sağlıyor”

Türkiye’de iklimlendirme sektörünün; dernekleri,

vakıfları, meclisi ve ihracatçılar

birliği ile en organize sektörlerden biri

olduğunu ifade eden DOSİDER Yönetim

Kurulu Başkanı Ömer Cihad VARDAN, sektörün

bu şekilde bir arada olmasında, ISK

SODEX fuarının önemli katkıları olduğunu

vurguladı ve fuarın önemine şu sözlerle

dikkat çekti: “Türkiye şu anda ısıtma konusunda

Avrupa’nın üretim merkezi konumuna

gelmiş durumda. 2 milyon adetten

fazla kombi üretimi ile Avrupa’nın en büyük

üretici ülkesi olma yolunda hızla ilerliyoruz.

Aynı şekilde anel radyatörde Avrupa

pazarının yaklaşık %50’lik ihtiyacını karşılıyoruz.

Üye firmalarımızın toplam ihracatı

yaklaşık 1 milyar Euro seviyesini bulmaktadır.

Bu açıdan bakıldığı zaman, ülkemizde

düzenlenen bu önemli organizasyonun

değeri daha da artıyor. ISK SODEX fuarının

üretici kimliğimizin daha da güçlenmesine

ve bu konuda daha da gelişmemize önemli

katkısı olduğunu düşünüyorum.” ISK-SO-

DEX fuarının sektördeki yenilikleri öne

çıkardığını söyleyen VARDAN, “2018 yılı

Türkiye ısıtma sektöründe yüksek verimli

cihazlara geçiş yılı olacak; bu çerçevede

Türkiye’de ısıtma alanında ErP uygulamasına

geçilmesi ve paralelinde dijital dönüşüm

sürecinin başlaması gibi konuların

ışığında yeniliklerin fazlaca sergileneceği

dinamik bir fuar olmasını bekliyoruz. Üyelerimiz

de fuarda özellikle yüksek verimli

yeni nesil ürünlerini ve yeni projelerini sergileme

fırsatı bulacaklar,” diye ekledi.

YÖNET: “ISK-SODEX, geniş bir coğrafyaya

tanıtım imkanı sağlıyor”

ISK-SODEX’in HVAC&R sektörünün ortak

çabasıyla ortaya çıkmış ve sahiplenilmiş

yegâne fuarı olduğunu belirten İSKİD Yönetim

Kurulu Başkanı Taner YÖNET, “gelişen

sektörle birlikte ISK-SODEX fuarı da

hızla büyüdü ve konusunda Avrupa’nın

üçüncü büyük fuarı haline geldi,” diye vurguladı.

ISK-SODEX fuarının en büyük başarılarından

biri de hem katılımcı hem de ziyaretçileri

açısından uluslararası bir platform

sağlaması. Sektörü bir bütünlük içerisinde

iki yılda bir buluşturan ISK-SODEX fuarının,

komşu ülkelerin, Kuzey Afrika’nın,

Körfez ülkelerinin ve Avrupa’nın ilgi gösterdiği

geniş bir coğrafyaya tanıtım imkânı

sağladığını belirten YÖNET, “İSKİD olarak

bu yıl Rusya’dan alım heyeti getirilmesi

için çalışmalarımızı başarıyla devam ettiriyoruz,”

dedi.

İZODER Yönetim Kurulu Başkası Levent

PELESEN de ISK-SODEX’in ihracattaki rolüne

dikkat çekti: “Yurtdışından katılımcıların

da ilgiyle takip ettiği fuarın, yeni iş

birliklerinin geliştirilmesine katkı sağlayacağı

gibi ihracatın artırılmasında da önemli

bir rolü olduğunu düşünüyorum,” diye

belirten PELESEN, “Yalıtım sektörünün

çatı örgütü İZODER olarak sektörümüzü

profesyoneller ve tüketicilerle layıkıyla

buluşturan bu fuara destek vermekten

ve içinde yer almaktan mutluluk duyuyoruz.

Özellikle enerji verimliliği konusu ile

birlikte yalıtım sektörü, ısıtma ve soğutma

sektörünün ayrılmaz bir parçası haline geldi”

diye belirtti. Yeni ürün ve hizmetlerin

sergilendiği fuarda bu yıl Enerji Verimliliği

ve Bina Otomasyon konuları da öne çıkarılıyor.

Her iki konu dahilinde ürün gruplar

da özel sergi alanları çerçevesinde bu yıl

fuara dahil ediliyor.

TTMD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Birol

KILKIŞ, “Dünyamız, küreselleşme sürecinin

sıkıntıları yanında yararlarını da fark

etmektedir. Bu bağlamda karbondioksit

salınımlarının küreselleşme sonunda arttığını

görmekte buna karşın gene küreselleşme

kapsamında çözümler bulmaktadır.

Bu ikilem arasında yenilenebilir enerji kaynaklarının

harmanlamasında bütüncül ve

melez yaklaşımların önemini görmektedir.

Bu çerçevede bu yılki fuarda güneş, rüzgâr,

jeotermal, atık ısı ve benzeri kaynak

ve sistemlerin enerjinin niteliği tabanında

olmak üzere en uygun ve akılcı kullanımında

da önemli bir katalizör görevi üstlenmesi

beklenmelidir,” diye belirtti. KILKIŞ,

fuarın katılımcılar için önemini ise “Fuara

katılan sektör firmaları ürün ve tasarımlarının,

yenilikçi fikirlerinin açıklıkla paylaşılmasında

iş birliği ortamının, güç birliğinin

ne denli yararlı olduğunu somut biçimde

fark ederek gelişimlerinde aşama sağlamaktadırlar,”

söyleriyle ifade etti.

POMSAD Başkanı Kutlu KARAVELİOĞLU

fuarın pompa ve vana sektörü için önemini

ise şu sözlerle belirtti: “Domestik uygulamalar

ve tesisat, iklimlendirme sistemleri

pompa ve vana imalatçıları için oldukça

önemli bir segmenttir. Küresel pazarımızın

%10’a yakını bu segmentte oluşuyor.

ISK-SODEX de, ülkemizde, bu segmentin

en önemli fuarı durumunda.”

144 Yapı Malzeme Aralık 2017


ISK-SODEX ISTANBUL 2018

Sürdürülebilir İklimlendirme Çözümleri

Uluslararası Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma,

Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma ve Güneş

Enerjisi Sistemleri Fuarı

7-10 Şubat 2018

Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi

Beylikdüzü İstanbul

sodex.com.tr

Yeni Yer

Yeni Tarih!


Hannover-Messe

Sodeks Fuarcılık A.Ş.

Destekleyenler

Eş Organizatörler / Destekleyen Dernekler

Resmi

Havayolu

Resmi Seyahat

Acentesi

Bizi Takip Edin!

Tel. +90 212 334 69 00

Fax +90 212 347 10 96

info@sodex.com.tr

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.


Fuar

Kastamonu Entegre, Ecomondo Fuarı’ndaydı

Kastamonu Entegre, İtalya’nın Rimini şehrinde Kasım ayında

düzenlenen Ecomondo Fuarı’na katılım gösterdi. Pazarda lider

konumda olan firmaları aynı çatı altında buluşturan fuarda, son

trendler, yenilikler ve teknolojik gelişmeler ile ilgili deneyim ve

projelerini aktaran Kastamonu Entegre’nin standı, uluslararası

katılımcı ve ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Bu sene odak noktası

Malzeme ve Enerji Geri Kazanımı ile Sürdürülebilir Kalkınma”

olarak belirlenen fuar, Yeşil Ekonomi alanında Akdeniz Bölgesi’nde

düzenlenen en büyük uluslararası fuar olma özelliği ile öne

çıkıyor.

Bu yıl 22.’si düzenlenen Ecomondo Fuarı’nı, uluslararası normlara

sahip, sektörün buluşma noktası olarak tanımlayan Kastamonu

Entegre CEO’su Haluk Yıldız, “İtalya, yeşil ekonomi sektöründe

bilhassa enerji verimliliği, atıkların geri dönüştürülmesi ve kaynakların

verimli kullanılması konusunda Avrupa’da ilk sıralarda

yer alıyor. Kastamonu Entegre olarak biz de üretim süreçlerinde

sarf etiğimiz ham madde ve enerji gibi kaynakları minimize etmek,

atıkların geri dönüşümünü etkinleştirmek, üretim süreçleri

neticesinde ortaya çıkan salınımları ve çevresel etkileri sıfıra

yaklaştırmak adına pek çok proje gerçekleştiriyoruz. Bu önemli

fuarda projelerimizi aktarmanın heyecanını yaşadık.” dedi.

BTM Architect@Work Fuarı’nda

BTM, bu yıl “Mimari & Işık” temasıyla düzenlenen

ve her ürünün sergilenemediği,

jürinin onayladığı inovatif, yenilikçi, çağdaş

ve çevreci özellikleri ile öne çıkan

ürünlerin sergilendiği Architect@work

Fuarı’na Optigreen Yeşil Çatı Sistemi,

Bituproof ve Alfahibrit Şeffaf ürünlerini

mimarların beğenisine sundu. İstanbul

Fuar Merkezi’nde 3-4 Kasım tarihlerinde

düzenlenen Architect@work Fuarı iki gün

boyunca dünyanın her yerinden profesyonel

ziyaretçilere ev sahipliği yaptı.

Architect@work İstanbul farklı konsepti

ile ilgi odağı oldu. 3 Kasım Cuma 778

ve 4 Kasım Cumartesi 918 olmak üzere

toplamda 1696 mimar ve iç mimar

fuar alanını ziyaret etti. Özenle seçilen

200’den fazla yeniliğin 2 gün boyunca

seçkin bir kitleye tanıtıldığı bu etkinliğin

sunum ve sergileri de ilgi odağı oldu.

Tema bazlı ilham verici seminerlerin yanı

sıra malzeme ve fotoğraf sergilerinin her

ziyaretçi için eşsiz bir deneyim oldu.

BTM standı ise 2 gün boyunca oldukça

yoğun geçti. BTM Yeşil Çatı Ürün Yöneticisi

Gül Şenel fuarın BTM’nin inovatif

ürünlerini tanıtmak için çok uygun bir

platform oluşturduğunu, birebir mimar

ve içmimarlar ile iletişim kurulabildiği

için etkileşimi yüksek bir 2 gün geçirdiklerini

belirtti.

146 Yapı Malzeme Aralık 2017


MANTOLAMA BEDELİNDE

1 BİNAYA %50

3 BİNAYA %25

İNDİRİM

1 KİŞİYE

I PHONE 7

1 KİŞİYE

I PAD AIR 2

1 KİŞİYE

HYUNDAI İ10

,

yeni evinizin adresi


Fuar

Akçansa Port, 2018’de hedef büyüttü

Akçansa, İstanbul Fuar

Merkezi’nde düzenlenen

11. Logitrans Uluslararası

Lojistik Fuarı’na Akçansa

Port markasıyla katıldı.

Mmodern limancılık anlayışıyla

hareket eden Akçansa

Port markası ile genel kargo,

dökme yük, proje yükü,

uluslararası ve dahili Ro-

Ro, depolama, ardiye, konteyner

operasyonları, CFS,

dökme sıvı yük hizmetleri

veriyor.

Kabotaj deniz taşımacılığı

ve lojistik taşımacılık ağıyla

da uluslararası standartlara

sahip olan Akçansa’nın,

uluslararası standartlarda

‘butik hizmet’ anlayışına

sahip limanlarından üçüncü

şahıslar da hizmet alabiliyor.

Akçansa Genel Müdürü Şahap Sarıer, limancılık iş kolunu 2018

yılında büyütmeyi hedeflediklerini belirterek, “Akçansa Port ile

müşterilerimizin talep ve beklentilerini her zaman göz önünde bulunduruyor,

tüm taleplere cevap vermek için çalışıyoruz. En kaliteli

ve hızlı şekilde hizmet vermek için alt yapı yatırımlarımız devam

ediyor.” dedi.

Bosch Termoteknik, INGAS 2017’de ilgi odağı oldu

Isıtma soğutma sektörünün

önde gelen şirketlerinden

ve yoğuşmalı

kombinin Pazar lideri*

olan Bosch Termoteknik,

sektörü destekleyici aktivitelerine

devam ediyor.

Bu kapsamda 2-3 Kasım

tarihinde Haliç Kongre

Merkezi’nde düzenlenen

İGDAŞ’ın ev sahipliğini

yaptığı “Doğalgazın Geleceğine

Köprü” temasıyla

yola çıktığı 7. Uluslararası

Doğalgaz Kongre ve Fuarı

olan INGAS 2017’ye

sponsor oldu.

Doğalgazın küresel liderlerini

bir araya getiren,

Türkiye’nin enerjide merkez

ülke olma stratejisine

katkıda bulunan ve

sektörün geleceğine ışık

tutan organizasyona T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Berat

Albayrak, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı

Fatih Dönmez, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir

Belediye Başkanı Sayın Mevlüt Uysal, EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz

ve protokol üyeleri katıldı.

Doğalgaz sektörünün önemli

paydaşlarından gaz şirketi yetkilileri

ve dernek başkanlarının

da konuşmacı olarak yer aldığı

organizasyona uluslararası

platformlardan da önemli konuşmacılar

katıldı. Bosch Termoteknik

Pazarlama Direktörü

Ali Aktaş’ın “Sürdürülebilir İç

Tesisat” panelinde sektörün

değerli oyuncularından yetkili

servisler ve tesisat ustalarının

önemine dikkat çeken sunumu

katılımcılar tarafından ilgi

ile dinlendi.

Bosch Termoteknik organizasyonda

en yeni ürünü olan

Condens 7000i W yoğuşmalı

kombisi ile CT100 Akıllı oda

kumanda cihazlarını ilk kez bu

fuarda ziyaretçiyle buluşturdu.

Ziyaretçiler tarafından yoğun

ilgi gören ürün titanyum cam ön panele sahip şık tasarımı ve üstün

teknolojisiyle yeni Condens 7000i W mekanlara estetik katıyor.

Kombiye uzaktan erişim sağlayan CT100 Akıllı oda kumandası

da tek tuşla kontrol ve tasarruf imkânı tanıyor.

148 Yapı Malzeme Aralık 2017


15-18 MART

2018

9.-10. HALL

Dünya Markaları İstanbul’da buluşuyor!

İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy / İstanbul

Platinum Sponsor

Ana Sponsor

Gold Sponsorlar

+90 212 604 50 50

www.voli.com.tr

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB

(TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ)

DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR


Sitelerde toplanan milyarlarca lira nereye gidiyor?

Kısa Kısa

Şehirler büyüdükçe yaşamın ve yaşama alanlarının şekli değişiyor. Özellikle büyükşehirlerde

yeni yapılan konutların büyük bölümü yüksek katlı ve çok haneli yapılardan oluşuyor. Bu yapıların

bazılarında ısınma, otopark, temizlik, güvenlik gibi hizmetlerin yanı sıra spor salonu, havuz, hamam,

sauna gibi ayrıcalıklar da kat maliklerine imkan olarak sunuluyor. Tabi bu hizmetlerin bir

karşılığı var, aidat. Sitelerde toplanan aidat miktarları kat maliklerinin oluşturduğu genel kurullar

tarafından, Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre belirleniyor. Ancak sorun tam olarak bu noktada başlıyor.

Avukat Cevat Kazma ilgili kanunun en fazla 6-7 katlı, 15-20 haneli yapılara uygun olduğunu

birkaç düzenleme yapılmış olsa da hala günümüz yapılarına uygun halde olmadığını söyledi.

Günümüzde yapıların 300-400 haneli şehirlere dönüştüğünü ifade eden Cevat Kazma, bu yapılarda

toplanan aidat bedelleri toplamının inanılmaz rakamlara, milyarlarca liraya ulaştığını

belirtiyor. “Siteler büyüdükçe giderleri de artıyor olarak düşünülebilir ama yapılan incelemeler

durumun öyle olmadığını gösteriyor.

Kanundaki boşluklar nedeniyle birçok site yönetimi bunu kötüye kullanıyor. 1 lira harcanan

yerden 50 liralık fatura alınıyor. Aradaki 49 liranın nereye gittiği belirlenemiyor. Kat malikleri bir

açık bulup yönetimi şikayet etse de kanundaki boşluklar nedeniyle yönetime ceza verilemiyor.”

diyen Cevat Kazma, Türkiye’de neredeyse hiç kimsenin verdiği aidat rakamından dolayı mutlu

olmadığının da altını çizdi.

En Başarılı Temalı Konut

Projesi Ödüllendiriliyor

Baymak’tan “Enerji Eğitimi

Projesi” ne Destek

Santralistanbul Enerji Müzesi’nde 2007 yılından bu yana, enerji

konusunda farkındalık ve bilinç oluşturulmasına destek sağlamak

amacıyla düzenlenen “Enerji Eğitimi Programı”, bu yıl Baymak’ın

katkılarıyla tüm devlet okullarında okuyan öğrencilere

ücretsiz olarak sunulacak.

Sektöründe 48 yıllık tecrübesiyle öncü isimler arsında yer alan

Baymak, ürün ve üretim politikasıyla sürdürdüğü temiz enerji ve

enerji tasarrufu anlayışını gelecek nesillere de aktarmak için

çocukların bilinçlenmesine katkıda bulunuyor. Proje kapsamında

Baymak ve İnformel Eğitim-Çocuk iş birliği ile santralistanbul

kampüsü- Enerji Müzesi’nde enerji temalı eğitim veriliyor. Eğitim

dönemi süresince devlet okullarında okuyan öğrencilerin ücretsiz

katılım sağlayabileceği program, farkındalık ve bilinç oluşturulmasını

hedefliyor. Yaş grubu özelliklerine göre (3-6, 7-12 ve 13-15

yaş grubu) interaktif yöntemler ve grup çalışmaları ile tasarlanan

programda, eğitimler hafta içi 2 saat süreyle gerçekleştiriliyor.

Enerji eğitim programının içeriği çocukları enerji tasarrufu, enerji

verimliliği, alternatif enerji kaynakları, sürdürülebilirlik ve erişilebilirlik

kavramları ile tanıştırmayı kapsıyor.

İnşaat Projelerinin sosyal alanlar, peyzaj düzenlemeleri, çocuk

oyun alanları, parklar, tematik alanları için gereken tüm ekipman

ve hizmetleri içeren ATRAX ile bu alanlarda gerçekleştirilen etkinlikleri

farklılaştıran ve etkinliğe dair tüm ürün-hizmetleri sunan EVENT

PRO kapsamında organize edilen “Shining Star Awards’ 18- Eğlence,

Etkinlik ve Rekreasyon Ödülleri” bu yıl 5. kez gerçekleşecek.

Türkiye eğlence ve rekreasyon sektöründe ilk ve tek olan yarışma;

eğlence temalı tesisler, parklar, belediye parkları, otel ve

AVM eğlence alanları, müze ve ören yerleri, hayvanat bahçeleri, su

parkları, lunapark, paintball, sinema, go-kart, bowling, akvaryum

tesislerini, etkinlik firmalarını-mekanlarını-organizatörlerini, kurumsal

firmaları, üniversiteleri, sektör firmalarının ürünlerini ve yatırımcılarını,

aynı zamanda belediye, otel, AVM, toplu konut ve diğer

kapalı/açık eğlence alanı için tasarlanmış uygulanmaya başlanmış

ya da henüz uygulanmamış; bünyesinde eğlence, aktivite ve spor

alanları, bilim-kültür parkları, özel aktivite ve dinlenme alanları, rekreasyon

alanları vb. bulunduran yeni projeleri ve ATRAX ile EVENT

PRO Fuarları katılımcılarını kapsamaktadır. Tüm başvurular www.

eglenceodulleri.com adresinden online olarak yapılmaktadır.

150 Yapı Malzeme Aralık 2017


Kısa Kısa

Bostik, Amerikalı XL Brands’ı satın aldı

XL Brands, Amerika Birleşik Devletleri’nde

esnek ve yumuşak döşeme yapıştırıcıları

konusunda lider bir marka. Dalton’da

(Georgia eyaleti) son derece rekabetçi ve

yepyeni bir üretim tesisi olan XL Brands,

Bostik’in Amerika’daki ürün yelpazesini

tamamlayan yenilikçi ve çevre dostu çözümler

sunmaktadır. Bunların başında,

parke döşeme yapıştırıcıları, zemin hazırlama,

sızdırmazlık ve benzeri ürünler

geliyor.

Geçen Mayıs ayında CMP markasının devralınmasını

tamamlayıcı nitelikte olan bu

ek satın alma, Bostik’in Amerika‘daki zemin kaplama yapıştırıcıları liderlerinden biri olmasına yardımcı olacak. Bu önerilen satın alımın

2017 yılının sonunda tamamlanması beklenirken, anti tröst makamlarının mevzuata uygun onayına da tabi olacak. Bu işlemle Arkema,

2023 yılına kadar yapıştırıcıların grup satışlarının üçte birini aşması konusundaki kalkınma stratejisini aktif olarak sürdürmüş oluyor.

Graniser Seramik

başarısını artırıyor

Geliştirdiği kaliteli, tasarım odaklı, çevreci ve fonksiyonel ürünleriyle

Türk seramik sektörünün güçlü markası olan Graniser Seramik,

gerçekleştirdiği insan kaynakları yatırımlarıyla ekip ruhuna verdiği

önemin altını çiziyor. Bayiler ve seramik ustaları dahil tüm personelin

eğitim etkinliklerini düzenleyen Graniser Akademi projesinden,

geleceğin yöneticilerini yetiştiren Stars Grubu programına kadar

birçok çalışmaya imza atan Graniser Seramik, kadın inisiyatifi çalışmaları

kapsamında Birleşmiş Milletler kadının güçlenmesi prensiplerini

destekleyen WEP’sin imzacısı oldu.

Birleşmiş Milletler’in İş Dünyasına Yönelik Küresel İlkeleri (Global

Compact) ve UN Women ortaklığında oluşturulan Kadının Güçlenmesi

Prensipleri (WEP’s)’ne Türkiye’den üye şirket bulunuyor. Graniser

Seramik, kadının iş yaşamında tüm sektörlerde ve her düzeyde

güçlenmesini ve cinsiyet eşitliğini ön plana çıkaran söz konusu

maddeleri her koşulda sağlayacağını taahhüt etti.

Üyelik dahilinde Graniser Seramik; iş yaşamında cinsiyet eşitliği

için üst düzeyde liderlik oraya koymak, kadın ve erkek tüm çalışanlara

adil ve eşit davranmak, insan hakları ve ayrımcılık yasağı ilkelerine

itibar etmek ve destek vermek, kadın erkek tüm bireylerin

sağlık, güvenlik ve refahlarını garantilemek, eğitim ve mesleki gelişim

konusunda teşvik etmek, firmadaki tüm süreçlerin kadınların

güçlenmesine yarayacak şekilde yürütülmesini sağlamak, eşitliği

ve savunuculuk haklarını teşvik etmek, cinsiyet eşitliliğine ilişkin

ilerlemeyi ölçmek ve kamuoyu ile paylaşmak konularında prensiplere

uymaya devam edecek.

Gizem Dolu Anadolu:

81 İl Türkiye Sergisi’nin

Yeni Durağı Cenevre

Gayrimenkul sektörünün öncü ve yenilikçi firmalarından Ege Yapı,

kültür – sanat faaliyetlerine desteğini sürdürüyor. Bu kapsamda

Ege Yapı’nın ana sponsorluğunda hazırlanan 81 İl Türkiye: Gizem

Dolu Anadolu Fotoğraf Kitabı’nın sergisi, 9 Kasım’da yurt dışında

Cenevre’de sergilenecek. Kitap, fotoğraf sanatçısı Resul Çelik’in

21 yıllık meslek hayatındaki, tam 11 yıl süren fotoğraf çekimleri

sonucunda ortaya çıkardığı binlerce fotoğraf arasından seçilerek

meydana getirildi.

H. İnanç Kabadayı: “Çok özel bir çalışmaya destek olduk”

Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı H. İnanç Kabadayı;

“Kültür ve sanata duyduğumuz hassasiyet çerçevesinde sponsor

olduğumuz 81 İl Türkiye: Gizem Dolu Anadolu kitabı, şehirlerimizin

kendine has tarihi, doğal, kültürel güzelliklerin yaşam

öyküleri ile görselleştirdiği eşsiz bir eser oldu. Kitabı hazırlayan

Resul Çelik’in 11 yıl boyunca büyük emek verdiği çalışmalarıyla

bir araya getirilen bu kitap, gezip görülmesi, bilinmesi ve değer

verilmesi gereken ülkemizin her şehrinden farklı güzellikler sunuyor.

Her fotoğrafta farklı bir öykü ve güzellik yer alıyor. Kültür

ve sanat faaliyetlerinin ülke tanıtımına ne denli katkı sağladığını

biliyor, ülkemize katma değer sağlayacak her projeyi gönülden

destekliyoruz” dedi.

Fotoğraf Sanatçısı Resul Çelik ise;

Türkiye’nin kültür ve sanatıyla ön plana çıkarılması ve dünyaya

Türkiye’nin tarihi ve turistik yerlerin güzelliklerini tanıtmak amacıyla

böyle bir hedef oluşturduklarını belirterek; “21 yıllık meslek

hayatımda edindiğim bilgi ve tecrübeyle, tarihe ve kültüre ışık tutan

böylesi bir çalışmayı öncelikle bir kitapta topladık. Ardından

11 yıl süren bu çalışmayı sergi haline getirip Türkiye’nin önemli

merkezlerinde ve yurt dışında sergiledikten sonra şimdi de Cenevre’ye

taşıyoruz. Ülkemizdeki geleceğe miras kalacak anıları

fotoğraflamak, benim için büyük bir tutku ve onur. Gittiğim tüm

ülkelerde yaşam hikâyelerini fotoğraflamaya devam ediyorum.

Yine ses getirecek farklı bir kitabın ve serginin hazırlıklarını yapıyorum.

Cenevre’nin ardından dünyanın farklı noktalarında sergilerimiz

olacak” şeklinde konuştu.

152 Yapı Malzeme Aralık 2017


Kısa Kısa

Ayvaz “Globally Local” sempozyumunu gerçekleştirdi

Adını tesisat sektörü tarihine kazandırdığı “ilk”lerle kazıyan firma

Ayvaz, büyüklüğü ve geniş katılımcı kitlesiyle alanında “ilk

ve tek” olma özelliğini taşıyan “Globally Local” sempozyumunu

bu sene 16-19 Kasım tarihleri arasında Rixos Downtown Hotel

Antalya’da düzenledi. Özel sektörün ve kamu sektörünün

dev projelerinde ve endüstriyel tesislerde söz sahibi üst düzey

temsilcilerin yer aldığı bu büyük organizasyon kapsamında farklı

disiplinlerde uzman yöneticiler ve akademisyenler mesleki ve

teknik bilgiler paylaştı. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Antalya’da

düzenlenen sempozyumun açılış programında İTÜ Makina Fakültesi

Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, Akdeniz Üniversitesi

Mak. Müh. Fak. Termodinamik Anabilim Başkanı ve aynı

zamanda MMO Antalya Şubesi Başkan Vekili Doç. Dr. İbrahim

Atmaca’nın yanı sıra Ayvaz İcra Kurulu Başkanı Serhan Alpagut

yer aldı. İlk konuşmayı yapan Serhan Alpagut, öncelikle organizasyonun

bu sene de gördüğü yoğun ilgiden çok memnun olduklarını

söyledi ve emeği geçen herkese teşekkürlerini sundu.

Yüksek binalara, Kone

Highrise Minispace

ile yüksek konfor

Bugün ilerleyen inşaat teknolojisi, çok yüksek binaların şehirlerde

boy göstermesine olanak tanıyor. Bu binaların doğal olarak en

önemli ihtiyacı ise bina içi erişim ve ulaşım şeklinde ortaya çıkıyor.

1910 yılında Finlandiya’da kurulan ve dünyada olduğu gibi

ülkemizde de asansör pazarının önde gelen isimlerinden biri olan

KONE, ufak makine daireli yüksek hızlı asansör modeli Highrise

MiniSpace ile yüksek binalar için de en ideal asansör çözümünü

sunuyor. Asansör sektöründe yüksek kaliteye sahip teknolojik çözümleri

ile adından söz ettiren KONE, çok katlı yüksek binalar için

geliştirdiği Highrise MiniSpace asansör modeli ile de fark yaratıyor.

Highrise MiniSpace saniyede 10 metre mesafe kat ediyor,

400 metreye kadar aynı anda 26 yolcu ve 2 tona kadar yük taşıyabiliyor.

Model, enerji tüketimi açısından etkin çalışmaya yönelik

kaldırma teknolojisi, aydınlatma ve hazırda bekleme çözümleri ile

üstün eko-verimlilik sağlıyor. En yeni asansör teknolojisi ve her

montaj sonrasında gerçekleştirilen kalite testleri sayesinde sarsıntısız

ve sessiz çalışma özelliği mükemmel seyir konforunu beraberinde

getiriyor. Ayrıca asansörünüz için mükemmel bir iç dizayn

yaratılmasını sağlayan geniş bir göz alıcı malzeme ve aksesuar

yelpazesi de bulunuyor.

Hayat Kimya Nijerya’da

pazar lideri oldu

Hayat Kimya Nijerya Genel Müdürü Hakan Mısri, şirketin 180 milyonluk

genç nüfusu ve ortalama 6 çocuklu aile yapısı ile Nijerya

pazarındaki başarılarını şöyle anlattı: “Nijerya’da 13 milyon bebek

var ve günde 3 bez kullanılıyor, bu da 8 saatte 1 bez değiştiriliyor

demek. Oysa Türkiye’de günde 4-5 bez kullanılıyor, hatta

yeni doğanda bu rakam günde 8’e kadar çıkıyor. Nijerya’da hijyen

alışkanlıklarını geliştirmek için çok yoğun farkındalık programları

ile 450 bini aşkın anneye ulaştık. 9 eyalette 2.200 hastanede

350 bine yakın anneye bebek bakımı bilgilendirmesi yaptık. Nijerya’nın

alışılagelmiş açık pazarlarında 100 bin anneye hijyen

eğitimi ve bebeklerinin bez değişimini yerinde gerçekleştirdik. Nijerya’da

hijyenik ve mutlu bir bebeklik yaşayabilmeleri için, ülke

çapında 2 milyon adete yakın bebek bezi dağıttık.”

Hayat Kimya’nın girdiği her pazarda markalarını ilk iki oyuncudan

biri haline getirdiğini belirten Mısri, “Nijerya’da 100 milyon dolarlık

yatırımla bebek bezi ve kağıt konverting tesisi açılışı sırasında

100 kişiye istihdam sağlamıştık, bugün istihdam sayımızı 500

kişiye yükselttik. 200 bin dönüm üzerine kurulu tesisimiz 1,3

milyar adet çocuk bezi ve 13 bin ton temizlik kağıdı üretim kapasitesine

sahip.” dedi.

154 Yapı Malzeme Aralık 2017


Komatsu’nun hibrit iş makinaları

Temsa İş Makinaları güvencesiyle satışta

Temsa İş makinaları, 44 yıldır distribütörlük hizmeti verdiği

Komatsu’nun HB sınıfı, 20-38 ton arası makina ağırlıklarındaki

hibrit ekskavatörlerinin hem satışını hem de eğitimli

teknisyenleri ile satış sonrası hizmetlerini Türkiye’de başarıyla

yürütüyor.

%100 hibrit olarak tasarlanan ekskavatörler, üzerindeki dizel

motor ve bağlı olduğu jeneratör sayesinde ihtiyaç duyduğu

600-700 Amperlik elektrik gücünü kendisi üreterek, kapasitörlerde

depoluyor ve makinenin hareketleri için bu elektrik

gücünü kullanıyor. Araç ihtiyaç duyduğu elektriği kendisi üretirken,

tasarruf amaçlı frenleme hareketleriyle de kapasitörleri

besleyebiliyor. Bu özellikleriyle Komatsu hibrit ekskavatörler,

aynı sınıf Komatsu standart makinadan tonajına göre yaklaşık

%30-35 oranında dizel yakıtta tasarruf ve verimlilik sağlıyor.

Vaillant ısı pompası

çalıştayında

deneyimlerini paylaştı

Isıtma-soğutma ve havalandırma sektörünün öncü kuruluşu Vaillant’ın

da sponsor olduğu, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Genel

Müdürlüğü tarafından Ankara’da düzenlenen “Isı pompası Teknolojileri

ve Kullanım Alanları Çalıştayı”nda ülke genelinde enerji

verimliliği konularına ısı pompasını da dahil ederek ulusal eylem

planları oluşturulması için çalışmalar başlatıldı. Çalıştayda

Vaillant Group Türkiye Ürün Yönetimi Müdürü Ahmet Bozgeyik,

Vaillant’ın ısı pompaları ve yenilenebilir enerji kaynaklarına verdiği

önemi anlattı ve ısı pompası teknolojileri ve ilgili standartlar

konusunda bilgiler paylaştı.

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Genel Müdürlüğü tarafından, Türkiye’de

enerji verimliliği alanında yapılan çalışmalara ısı pompasının

da dahil edilmesi ve bu konuda eylem planlarının oluşturulması

amacıyla, Ankara’da “Isı pompası Teknolojileri ve Kullanım

Alanları Çalıştayı” düzenlendi. Yenilenebilir enerji alanında yenilikçi

çözümler sunan Vaillant’ın da sponsor olduğu çalıştayda, ısı