Solarex Magazine Kasım-Aralık 2017 Sayısı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
4
Uluslararası Solarex İstanbul Fuarı,
11. kez kapılarını açıyor
12
Solarbaba’nın 100 Güneş enerjili
çatı projesi kapsamında
2 kurulum gerçekleşti
16
Prysmian solar kontakt
çözümleriyle enerji tedarikini
kolaylaştırıyor
31
EkoRE, Ukrayna’da GES kurulumu için
anlaşma imzaladı
32
“Dünyanın elektrik ihtiyacını
güneş karşılayacak”
46
Zorlu Enerji Pakistan’ın ilk hibrit enerji santrali
için ön lisans aldı
İMTİYAZ SAHİBİ
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK
İÇ VE DIŞ TİC.LTD.ŞTİ.
HÜSEYİN FERRUH IŞIK
GENEL MÜDÜR / GENERAL MANAGER
MEHMET SÖZTUTAN
mehmet.soztutan@img.com
SORUMLU MÜDÜR
CÜNEYT AKTÜRK
cuneyt.akturk@img.com.tr
REKLAM MÜDÜRÜ
YASEMİN ALBAYRAK
yasemin.albayrak@ img.com.tr
EDİTÖR
GİZEM YILDIZ
gizem.yildiz@img.com.tr
ART DİREKTÖR
İSMAİL GÜRBÜZ
ismail.gurbuz@img.com.tr
CONSEPT TASARIM
SAMİ AKTAŞ
sami.aktas@img.com.tr
FOREIGN RELATIONS
MUSTAFA ATİK
mustafa.atik@voli.com.tr
KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ
EBRU PEKEL
ebru.pekel@ img.com.tr
MUHASEBE VE FİNANS MÜDÜRÜ
MUSTAFA AKTAŞ
mustafa.aktas@img.com.tr
ABONE
İSMAİL ÖZÇELİK
ismail.ozcelik@img.com.tr
BİLGİ İŞLEM
EMRE YENER
emre.yener@img.com.tr
CTP-Baskı
İhlas Gazetecilik A.Ş.
Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad.
İhlas Plaza No:11 A / 41
Yenibosna - Bahçelievler / İstanbul
Tel: 0 212 454 30 00
ADRES
Polat İş Merkezi | Evren Mah. Bahar Cad. No: 3 K: 1
34197 Güneşli- Bağcılar | Istanbul | Turkey
Tel: +90 212 604 50 50 | Fax: +90 212 604 50 51
www.solarexmagazine.com.
e-mail: yasemin.albayrak@img.com.tr
Solarex Magazine yer alan
makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir.
Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir.
Solarex Magazine’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin
San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. İki ayda bir yayınlanır. Yazılar
kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Güneş ayna ayna, güneş pul pul
“Ne çabuk geçti koca yıl” dediğimiz şu günlerde enerji piyasasının
da yeniliklerde hız kesmediğini gözlemliyoruz. Sektörün ve sektör
temsilcilerinin bir araya geldikleri EEMKON 2017, Küresel Isınma
Kurultayı, Boğaziçi zirvesi ve İstanbul Danimarka Başkonsolosluğunun
düzenlediği Bölgesel Enerji Sistemleri Konferansı gibi etkinliklerde
yenilenebilir enerjinin temel enerji kaynağı olma yolundaki hızlı
adımlarını konuştuk.
Birçok devlet kurumu gibi özel şirketlerde de kesintisiz enerji için güneşe
yönelim devam etmekte ve tabi en önemli husus güneş enerjisinden
elektrik üretimi fiyatları hızla düşmekte. Meksika’da kurulacak iki GES
için İtalyan şirketi Enel tarafından güneş tarihinin en düşük rakamı
teklif edildi. İlk kez kilovatsaat başına 1.77 dolar/cent ile en düşük
elektrik fiyatı rekoru kırıldı. Fiyatın 2019 yılına kalmadan 1 dolar/cente
düşmesi bekleniyor.
2018’in insanlık ve ülkemiz adına güzel geçen ve bol güneşli bir yıl
olmasını diliyorum.
Güneşli günlerimiz daim olsun,
Sevgiler,
Editör
Gizem Yıldız
REKLAM İNDEKSİ
ABB….. 13
ALKA…..39
HUAWEI….. A.K
PHOENİX CONTACT….. 35
SMA….. Ö.K
SOLAREX İSTANBUL….. Ö.K.İ / A.K.İ
STAUBLI….. 27
TEKNO RAY SOLAR….. 1
TESA….. 19
Kasım - Aralık 2017
Uluslararası Solarex İstanbul Fuarı,
11. Kez kapılarını açıyor
11. Uluslararası Güneş Enerjisi ve Teknolojileri Fuarı “Solarex İstanbul”, Dünya’da
ve Türkiye’de güneş enerjisi üretimine ilişkin çok çeşitli ürünlerin sergileneceği bir
fuar olarak, dünya devlerini ağırlamaya hazırlanıyor.
Güneş enerjisi sektörünün dünya markaları
Solarex İstanbul’da uluslararası yatırımcılarla
buluşmaya hazırlanıyor
5 – 7 Nisan 2018 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan fuara,
yerli ve yabancı pek çok güneş enerjisi firma yetkililerinin yanı sıra,
akademisyenler, bürokratlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de iştirak edecek.
4
Solarex İstanbul
Çeşitli güneş enerjisi kaynaklarının
ve güneş enerjisi piyasalarının
tüm boyutları ile değerlendirilip,
son gelişmelerin sergileneceği bir
ortama ev sahipliği yapacak fuarda
sergilenecek başlıca ürün grupları,
fotovoltaikler, hücreler, modüller,
inverterler, ölçme ve kontrol teknolojileri,
şarj cihazları, piller, kablolar,
konnektörler, bağlantı kutuları,
güneş takip sistemleri, montaj sistemleri,
kurulum aparatları, bina
entegre çözümleri, “stand alone”
sistemler, güneş enerji santralleri,
enerji depolama sistemleri, güneşle
çalışan tüketici ürünleri, waferlar,
malzeme ve üretim ekipmanları,
güneş ısı teknolojileri, soğurucular,
kaplamalar, kolektörler, bağlantı
parçaları, genleşme tankları, degazörler,
ısı transferi akışkanları,
ölçme ve kontrol teknolojisi, montaj
sistemleri, depolama tankları,
üretim teknolojileri ve ekipmanları,
havalandırma, soğutma, bina
entegre çözümler, ısıl işlem, güneş
termal enerji santralleri, araştırma
ve geliştirme departmanları, test
enstitüleri, sektörel basın ve diğer
yayıncılar, eğitimciler, finansçılar,
organizasyonlar, dernekler ve danışmanlardır.
5 – 7 Nisan 2018 tarihlerinde düzenlenecek
Solarex İstanbul Fuarı,
dünyada ve Türkiye’de güneş enerjisi
üretimine ilişkin çok çeşitli konuların
tartışılacağı bir platform.
Nisan 2017’de onuncusu düzenlenen
fuar, büyük başarı ile gerçekleşmiş
ve beklenenin çok üstünde
bir katılımla konusunda sektörün
lideri olma özelliğini devam ettirmektedir.
Türkiye başta olmak üzere İngiltere,
Almanya, İtalya, Avusturya gibi
Avrupa ülkeleri ile Rusya, Türki
Cumhuriyetler, Orta Doğu, Uzak
Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden
ziyaretçilerin geldiği Solarex İstanbul’u
bu yıl MENA ( Orta Doğu ve
Kuzey Afrika ) ülkelerinden çok sayıda
profesyonelin ziyaret etmesi
beklenmektedir.
SOLAREX 2017’DEN NOTLAR…
Katılımcı firmaların kalitelerini artırma,
marka olma, yeni pazarlarla
tanışma yönündeki istekleri, Voli
Fuar’ın fuar düzenleme konusunda
gösterdiği başarılar ile birleşmiştir.
•10. Uluslararası Güneş Enerjisi ve
Teknolojileri Fuarı, 27.000 metrekarelik
kapalı alanda gerçekleştirildi.
• Fuar hazırlık süresince, sektörle ilgili
pek çok araştırma yapıldı ve 300
bin adet davetiye basılarak ilgililere
ulaştırıldı.
•Fuar, etkin tanıtım sayesinde, çok
geniş bir ziyaretçi profili oluşturmayı
başarmıştır ve birbirinden
farklı çok sayıda sektörün mensuplarını
ağırlamıştır.
• 10. Uluslararası Güneş Enerjisi ve
Teknolojileri Fuarı Solarex İstanbul,
toplam 202 katılımcının iştirak
ettiği bir fuar olmuştur.
• Ulusal ve yerel tüm TV, radyo, gazete,
dergi ve sektörel yayınlar, fuar
öncesinde ve fuar süresince fuarı
yakından takip ettiler.
• 2008 yılından itibaren her yıl düzenlenen
en istikrarlı ve en güvenilir
etkinlik olan Solarex İstanbul
önümüzdeki yıl, 11. kez güneş ener-
5
Kasım - Aralık 2017
jisi sektörünün devlerini ağırlamaya
hazırlanıyor.
Dünyanın takip ettiği fuar…
İlk olarak 2008 yılının Mart ayında
düzenlenen fuar, Türkiye’nin güneş
enerjisi sistemlerinin geldiği son
noktayı gözler önüne seren, bilgi
akışını sağlayan ilk ve tek etkinlik…
Enerji sektörüne yepyeni açılımlar
sunmayı hedefleyen Güneş Enerjisi
Fuarı, organizasyonlarıyla sektörü
canlandırmak ve Türkiye’nin
zengin güneş enerjisinden faydalanmak
üzere sektörün liderlerini
İstanbul’da buluşturuyor.
Her yönüyle yeni yatırımlara hazır
olan Türkiye, yeni enerji projeleri
6
Solarex İstanbul
ile çok hızlı yol alıyor ve sektörün
önemi her geçen gün artmaya devam
ediyor.
Avrupa’daki ve dünyadaki gelişmeleri
yakından takip ettiklerini söyleyen
Güneş Enerjisi ve Teknolojileri
Fuarı katılımcısı pek çok firma, fuar
sayesinde bir araya geldiklerini ve
“Solarex İstanbul”’da yeni yatırımlar
konusunda görüşebildiklerini,
bu görüşmeler sonrasında da gelecek
yıllarda sektör için olumlu bir
takım gelişmeler yaşanacağını belirtiyorlar.
Avrupa’nın en güneşli ülkelerinden
biri olarak kabul edilen Türkiye’de,
güneş enerjisi konusuna yoğunlaşan
tek bir fuarın olması, Dünya
çapında tanınmış ve Türkiye’de yatırım
yapmaya gönüllü çok sayıda
dünya markası tarafından da yoğun
bir ilgi ile karşılaşıyor. Solarex
İstanbul, güneş enerjisi sektörünü
ve özellikle güneş alma bakımından
zengin olan ülkemizi de, dünya
çapında ön plana çıkararak, hak
ettiği ilgiyi görmesine sebep oluyor.
Güneşlenme alanı oldukça yüksek
olan ülkemiz, bu coğrafi özelliği
avantaja dönüştürme konusunda
en büyük desteği bu fuar ile alıyor.
7
Kasım - Aralık 2017
“Milli Enerji Ve Maden Politikası”
Tanıtım Programı
Bakan Albayrak, “Milli Enerji ve Maden Politikası”
tanıtım toplantısındaki sunumuna, Türkiye’nin son 15
yılda çeşitli alanlarda yaşadığı dönüşümü anlatarak
başladı. Gelecek dönemde de Türkiye’yi bir üst
lige taşımak üzere yeni bir strateji için düğmeye
bastıklarını belirten Albayrak, Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın koyduğu vizyon çerçevesinde
Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olması
için bu vizyon çerçevesinde hareket edecek bir
stratejileri olduğunu aktardı.
Albayrak, geçen 15 yıllık yolculuğu,
‘sessiz bir devrim’ olarak niteleyerek,
“Yaşayarak bir dönüşüm ortaya
koyduk. Kamunun payı azaldı ama
azaltırken, hem ülkenizi büyütüyorsunuz
hem de özel sektörün önünü
açıyorsunuz. Böyle bir süreç yaşadık.
Özelleştirmeler, yatırımlar, ihaleler,
iptaller gibi birçok şey yaşadık
ama bunlara rağmen mücadele
ettik. Bu 15 yıllık sessiz devrimde
Enerji Bakanlığı neler yaptı. Elektrikte
kurulu kapasite 3 katına çıktı,
elektrik üretimi 2 katından fazla
bir noktaya geldi. Doğalgaz tüketimi
neredeyse 3 katı arttı, doğalgaz
konforunun ulaşmadığı Türkiye’de
sadece 3 ilimiz kaldı. İnşallah, seneye
bunu da bitiriyoruz. 81 vilayete
doğalgaz altyapısını ulaştırıyoruz.
Bu süreçte abone sayısını 4 katına
çıkarmışız” değerlendirmesinde
bulundu.
”Birlikte güçlü olmaya
kararlılıkla devam edeceğiz”
Katılımcılara, “Büyük Türkiye’den
bahsediyorsak, bunun altını enerjide
nasıl dolduracağız?” sorusunu
yönelten Albayrak, 15 Temmuz’un
Türkiye’ye “dünyada ne olursa olsun
ne yaşarsak yaşayalım birlikte
ve güçlü olduğumuzda, bu ülkenin
altından kalkamayacağı hiçbir şey
yok” anlayışını öğrettiğini vurguladı.
“Bu hikaye bize çok büyük bir güç
verdi” diyen Berat Albayrak, son 10
yılın ortalama enerji ithalatı maliyetinin
44 milyar dolar, maden ithalatının
da 10,6 milyar dolar olduğunu
anımsattı. Albayrak, yaklaşık
55 milyar dolarlık bir enerji ithalatı
yapıldığına ve bunun cari açık
açısından çok önemli bir noktada
bulunduğuna işaret ederek, şöyle
devam etti:
“Bu resmi sadece enerji politikaları
ölçüsünde değil, büyüyen
Türkiye’nin ekonomik altyapısı,
özel sektörü ve bölgesel ve küresel
bir oyuncu olması noktasında da
stratejik vizyona ihtiyacımız var.
Toplam elektrik tüketimimizin kırılımdaki
payı çeşitlendirilmesi
ve dengeli portföy oluşturulması
noktasında kat edecek mesafemiz
var. Kaynak çeşitliliği noktasında
2015’te yaşananlardan sonra almamız
gereken mesafeler var. Son bir
yılda gayri resmi olarak başlattığımız
bu sürecin altyapısını nakış gibi
örmeye başladık. İthalata bağımlı
olduğumuz çeşitlilik anlamında
yerli kaynakların payının artırılması
noktasındaki yerli kaynaklardan
elektrik üretimini 2016’da yüzde
49,3’le en yüksek seviyeye çıkardık.
Bu durum, elektrik üretimindeki
dışa bağımlılığımızı belli bir noktaya
taşıdı. Bundan sonra hedef en az
3’te iki. Yerli kömürden elektrik üretimini
de yüzde 23’le en yüksek seviyede
arttırdık. Koskoca Türkiye’de
8
Sektör Haber
darbe olmuş, Türkiye yüzde 3 büyüyor.
Kamusuyla özeliyle tüm paydaşlarıyla
yoluna devam ediyor.
Buna kararlılıkla devam edeceğiz.”
Rüzgar türbini teknolojisinde
muazzam bir yerlileştirmenin
önünü açacağız”
Bakan Albayrak sunumunda, yerli
kaynaklardan kömürün çok yoğun
bir yatırım stratejisiyle ve dünyadaki
en üst çevre kriterlerinin de
ilerisinde bir çevreci yaklaşımla
değerlendirileceğini dile getirdi.
Özellikle verimlilik altyapısını da
kurarak yerli kömürle ilgili altyapının
hazırlandığını ifade eden
Albayrak, “Yerli kaynağımız varsa
bunu sonuna kadar kullanmak
zorundayız. Yenilenebilir kaynaklar
noktasında hidroelektrik santralleriyle
birlikte oluşturduğumuz
kapasitemizin yanına güneş ve
rüzgarı önümüzdeki 10 yılda 10’ar
bin megavatı da devreye alarak, bu
oranı arttıracağız. Stratejilerimizin
en önemlilerinden bir tanesi,
60 yıllık rüya dediğimiz, iktidarımız
döneminde sağlam temellerle
adımlarını Akkuyu ile atmaya başladığımız
nükleeri hızlı bir şekilde
devreye alıp portföy içindeki payını
en az yüzde 10’luk kapasiteye
ulaştıracağız” diye konuştu.
Albayrak, geçen ay güneş enerjisinde
yapılan ihalenin benzerinin
rüzgarda da gerçekleştirileceğini
belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yerlileştirme, yerli üretim ve Ar-
Ge başta olmak üzere rekabetçi,
özel sektörü de oyuna dahil ederek
Türkiye’nin bir oyuncu olması için
önünü açmamız lazım. İki kritik
adım attık biri güneşte diğeri rüzgarda.
En büyük hayallerimden birisiydi
güneş ihalesi. Çıkan netice
çok ümit ve mutluluk verici. İthal
panellerden üretilen elektriği 19,5
cente alan Türkiye, bu ihaleyle birlikte
6,99 cente düşürerek maliyeti
3’te birine indirdi. O sahada panellerle
ilk yıl yüzde 60, takip eden
yılda yüzde 70 yerlilik oranıyla
olacak şekilde yatırım yapılacak.
Ar-Ge ile yüzde 80 yerli mühendis
zorunluluk şartı var. Burada kritik
olan husus yan sektörlerle birlikte
Türkiye’deki önemli bir pazar gelişecek.
Rüzgar YEKA’sı için şartname
inşallah bir iki hafta içinde
açıklanacak. Dünyadaki birçok
büyük rüzgar üreticisi firmalarla
görüştük, hepsinin de ilgili olduğu
görüşmeler neticesinde şartnameyi
açıklayacağız inşallah. Bu
yaz bitmeden YEKA uygulamasını
rüzgarda da hayata geçireceğiz.
Yaklaşık 8 bin kalem kırılımı olan
rüzgar türbini teknolojisinde muazzam
bir yerlileştirmenin önünü
açacağız. Bu şekilde sadece maliyet
düşmeyecek iç talep karşılanmayacak,
aynı zamanda bölgedeki
rüzgar ve güneş potansiyelini de
harekete geçirecek bir stratejinin
önünü açacağız. Nükleer teknolojide
de Türkiye, bölgesel ve küresel
olarak bir üst lige çıkarak bu altyapıya
kavuşacak.”
”Elektrikte 2020’ye kadar 30
milyar lira yatırım”
Bu strateji içinde en önemli unsurlardan
birinin de elektrik iletim ve
dağıtımına yapılacak yatırımlar olduğunu
ve bundan sonraki süreçte
elektrik üretim yatırımları değerlendirilirken
bölgedeki arz-talep
dengesine bakılacağını anlatan
Albayrak, “Bir enerji projesini önceliklendirirken,
o sahanın verimlilik
noktasında makul olup olmadığı,
bölgenin o yatırımı talep edip etmediği
gibi kriterler değerlendirilecek.
Tüm bu çerçevede, iletim ve dağıtım
altyapısıyla uyumlu bir üretim
altyapısını oluşturacağız” ifadesini
kullandı. Bakan Albayrak, elektrik
iletim ve dağıtımları için 5 yıllık
süreçte 30 milyar liralık bir bütçe
ortaya konulduğunu ve bu rakamın
18 milyar lirasının dağıtımda özel
sektör tarafından, 12 milyar lirasının
da Türkiye Elektrik İletim AŞ
(TEİAŞ) bünyesinde yapılacağını
anımsattı.
Bu alanda yapılacak yatırımların
sıkı bir takip ve koordinasyon ile
değerlendirileceğini aktaran Albayrak,
“Ayrıca, ilk olarak ulusal SCA-
DA sistemi ikinci olarak da siber
atakları önleme merkezimizi kuracağız.
Tüm enerji altyapımızın yazılım
süreçleri için ulusal bir SCADA
sistemi için süreci başlattık. Siber
atak altyapısını da dünya standartlarının
üzerine çıkarmak zorundayız.
Bu noktada da önemli bir yatırım
sürecine yürüyoruz” dedi.
“Bağımsız enerjiye, güçlü
ve büyük Türkiye’ye ‘Evet’
diyoruz”
MİGEM’in sadece izin veren değil,
aynı zamanda denetleyen bir kurum
olarak iç içe geçen yapısını ikiye
ayırdıklarını vurgulayan Albayrak,
özellikle madencilik alanındaki eksiklerinin
farkında olduklarını vurguladı.
Son olarak Karot Bilgi Bankası’na
ilişkin değerlendirmelerde
bulunan Albayrak, “Kafamıza estiği
gibi madencilikte sondaj yapıyoruz.
Bunun arşivi, nerede ne bulunmuş,
yok mu? Türkiye haritasındaki tüm
sondaj faaliyetlerinin ‘veri tabanı’
diyebileceğimiz haritayı çıkartarak,
herkese açık bir merkezde Türkiye’deki
bütün altyapıyı arşivliyoruz.
İnşallah bu yıl bunu hayata geçiriyoruz.
Madencilikteki altyapı açısından
çok önemli bir yere sahip olacak olan
raporlama sistemini hayata geçiriyoruz.
Çünkü bizim sermaye olarak bir
kuruşu dahi sokağa atma lüksümüz
yok” diye konuştu. Albayrak, kaliteli
ve kesintisiz enerjiyle daha rekabetçi
bir iklimin oluşturulmasından dolayı
düşen maliyetlerle halkın daha ucuz
enerjiye ulaşmasının önünün açılmasına
hizmet edeceklerini kaydetti.
Türkiye’nin, bölgesel enerji ve arz
güvenliğine katkıda bulunan ve bölgesel
refah ve barışa katkı sağlayan
bütün projelerin yanında olduğunu
vurgulayan Albayrak, “Bu felsefeyle
tüm oyuncu ve paydaşlarla bundan
sonra da iş birliklerini güçlendirerek
yola devam edeceğiz. Türkiye’nin bir
üst lige çıkması, en büyük on ekonomiden
biri olması ve birçok alanda
olduğu gibi enerji alanında da rekabetçi
bir Türkiye oluşturulması için
tüm stratejik vizyonların hayata geçirilmesi
gerekli. Bunun için bağımsız
enerjiye, güçlü ve büyük Türkiye’ye
‘Evet’ diyoruz. Biz yeni başladık. İstanbul’un
enerjisiyle birlikte, yeni,
büyük ve güçlü Türkiye vizyonuna
sizlerden alacağımız enerjiyle de inşallah
adım atalım istedik. Bu anlamda
tüm paydaşlardan katkı, destek ve
paylaşım açısından her türlü yoruma
açığız. İnşallah her şey Türkiye’miz
için hayırlı ve güzel olur” ifadelerini
kullandı.
T.C Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı
9
Kasım - Aralık 2017
Schletter; hızlı kurulum için doğru partner
Schletter 2017 yılında global olarak
1.5GW, Türkiye pazarında ise 150MW’lık
konstrüksiyon üretimi gerçekleştirdi.
Almanya Münih merkezli bir konstrüksiyon
şirketi olan Schletter,
modern solar montaj sistemleri ile
alüminyum ve paslanmaz çelikten
ileri teknoloji ürünler dizayn ediyor
ve üretiyor. Yıl sonu değerlendirmesi
ve konstrüksiyon dosyası
kapsamında Schletter Solar Montaj
Sistemleri Türkiye Şirket Müdürü
Taner Öztürk ile bir araya geldik.
Yoğun bir yıl geçirdiklerini söyleyen
Öztürk, 2018 yılında çatı pazarının
açılmasını heyecanla beklediklerini
ifade etti.
2017 yılı firmanız adına nasıl
geçti? Sektöre sunduğunuz yeni
ürünler oldu mu?
2017 yılı Schletter olarak çok yoğun
ve tempolu bir şekilde geçti. Sert geçen
kışın ardından bahar ile birlikte
gelen proje yoğunluğu, Kasım ayı
sonlarına kadar sürdü. Türkiye´nin
çeşitli bölgelerinde kurulan GES
santrallerine kaliteli ve uzun ömürlü
ürün vermekten çok mutluyuz.
Sektöre yeni sunduğumuz ürün FS
Duo Alu sistemidir. Sistemin kolon
ve kirisleri çelik, panel taşıyıcı rayları
alüminyum profilden oluşmaktadır.
Bu ürünlerle partnerlerimize
hızlı ve pratik bir kurulum sunuyoruz,
böylece kurulum yapan şirketler
sahada montajı hızlı bir şekilde
tamamlayabiliyor.
Yıllık üretim kapasiteniz ve istihdamınız
hakkında bilgi verir misiniz?
Schletter olarak 2017 yılında global
anlamda 1.5GW’lik konstrüksiyon
10
Dosya
üretimimiz olmuştur ve projelerde
önde gelen ülkeler Japonya, Avustralya,
ABD oldu.
Türkiye pazarında 2017 yılı içerisinde
150MW’lik konstrüksiyon üretimi
gerçekleştirdik.
Tesisin ömrü açısından
konstrüksiyon yapısının önemi
nedir?
Bir GES santralinin min. 20-25 yıl
enerji ürettiğini baz alırsak konstrüksiyonun
buna göre seçilip
dizayn edilmesi çok önemlidir.
Kullanılan malzeme, kalite standartları
ve aynı zamanda kolay
kurulum konstrüksiyon seçiminde
önemli bir rol teşkil etmektedir. Bir
tesisin 20 yıl boyunca bir çok yüklere
(rüzgar, kar, deprem) maruz
kalacağının bilinmesi ve bu parametrelere
göre dizayn edilmesi gerekiyor.
2018 hedeflerinizden bahseder
misiniz?
2018 yılında yine partnerlerimize
konstrüksiyon çözümlerimiz ile
hizmet vermeye devam edeceğiz.
Çatı pazarının da bir an önce açılması
ve çatı sistemlerinin kurulumuna
başlanılması ülkemiz adına
faydalı olacaktır.
Hızla gelişen solar sektörünü
global anlamda nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Schletter olarak global anlamda
dünyanın her yerinde projelere
konstrüksiyon tedarikinde bulunuyoruz
ve solar sektörün nasıl
geliştiğini çok iyi biliyoruz. Global
anlamda güneş enerjisi ciddi bir
sektör haline gelmiştir ve gün geçtikçe
yeni çıkan sistemler (depolama
vs.) ile gelişmektedir. Birçok
alanda istihdam sağlayan bu sektör
ülkemizde de gereken değeri görür
diye ümit ediyoruz.
Eklemek istedikleriniz?
2018 yılı Türkiye´deki solar sektörü
için umarım verimli bir yıl olur, tüm
zorluklara rağmen bu kadar şirket
ve çalışanların hala bu sektör için
bir şeyler yapmaları umut vericidir.
11
Kasım - Aralık 2017
Sektör Haber
Solarbaba’nın 100 Güneş enerjili çatı projesi
kapsamında 2 kurulum gerçekleşti
“100 Güneş Enerjili Çatı” projesinin ilk uygulamasını TEMA Vakfı’nın
çatısına gerçekleştiren Solarbaba, ikinci uygulaması için
SEPEV (Sıfır Enerjili Pasif Evler Derneği) çatısını seçti.
TEMA Şişli İstanbul merkez binasının
çatısına kurulan 2,24 kW
gücündeki mikro güneş enerjisi
santrali yılda yaklaşık 2.800 kWh
elektrik üreterek, vakfın elektrik
ihtiyacının %15’ini karşılayacak.
Sistem tamamen öztüketim modeli
ile kuruldu. Projenin inverter
sponsoru SolarEdge, güneş paneli
sponsoru Csun, EPC sponsoru ise
IBC Solar oldu.
+++Projenin ikinci kurulumu SE-
PEV çatısında gerçekleştirildi
SEPEV Ankara örnek binasının
çatısına kurulan 2,16 kW gücündeki
mikro güneş enerjisi santrali
yılda yaklaşık 3.000 kWh elektrik
üreterek, evin elektrik ihtiyacının
%50’sini karşılayacak. Projenin inverter
sponsoru Goodwe olurken,
güneş paneli sponsoru Axitec, EPC
sponsoru ise Else Enerji oldu.
Sistem tamamen öztüketim modeli
ile kuruldu; dolayısı ile şebekeye
elektrik basılmıyor ve üretilen
elektriğin tamamı bina içinde tüketiliyor.
12
Kasım - Aralık 2017
ABB, Hollanda’daki Serverius veri merkezi
için kritik altyapı çözümleri sunacak
Veri merkezi ve altyapı sağlayıcısı Serverius
ABB’yi, Meppel’deki operasyonunun elektrik
altyapısının yenilenmesi ve genişletilmesi için
stratejik bir ortak olarak seçiyor.
ABB; en büyük veri merkezi sağlayıcılarından Serverius
tarafından, veri merkezinin modernizasyonu ile daha
fazla verimlilik, güvenilirlik ve kalite
sağlamak için tercih edildi.
Kendi IP ağı ve global müşteri tabanı ile
Serverius, Amsterdam ve Frankfurt’un
en büyük internet omurgalarından birinde
bulunan iki veri merkezi işletiyor.
Son yıllarda hızlı bir büyüme yaşayan
Serverius, Meppel’deki veri merkezini
modernize etmeye ve böylece daha
da genişletme ve müşterilerinin giderek
artan taleplerini karşılamaya karar
verdi. Yenileme projesi, mevcut müşteriler için kesintileri
en aza indirmeyi ve daha yüksek bir kalite düzeyi elde
etmeyi amaçlıyor. Bu amaçla veri merkezi, dağıtım şebekesinden
gelen enerji beslemesinden veri alanındaki
14
Sektör Haber
sunuculara kadar tamamen yedeklemeli
olarak tasarlanmıştır.
Serverius’daki Teknik Altyapı Yöneticisi
Alfred van den Berg, “Veri
merkezleri alanında ABB’nin kapsamlı
bilgi ve tecrübesi, seçimde
önemli bir rol oynamıştır:” Yüksek
kaliteli ürünlerin yanı sıra, uluslararası
bilgi birikiminden de faydanalabiliyoruz.
Proje yönetiminden
nihai teslimata kadar tüm projenin
uygulanması ABB Benelüks Veri
Merkezi ekibine verildi. “
Yeni güç altyapısının merkezi, güvenilirliği
ve kaliteyi emniyetle birleştiren
kanıtlanmış bir çözüm olan
ABB System Pro E power pano sistemidir.
Sistem, çok sayıda yedekli
DPA 500 UPS sistemi ile birleşecek
ve böylece güç kaynağının kullanılabilirliğini
optimize edecektir. Bu
2N + 1 çözümünün toplam kurulu
UPS kapasitesi 1 MW’a eşit olurken,
bir modül ek bir ‘güvenlik sistemi’
olarak kullanılacaktır.
ABB Global Veri Merkezi İşkolu
Yöneticisi Ciaran Flanagan, “Önde
gelen bir veri merkezi sağlayıcısı
ile çalışmaktan gurur duyuyoruz.
Akıllı verilerin akıllı bir güce ihtiyaç
duyduğunu ve ABB’de, müşterilerimiz
için en esnek, güvenilir ve akıllı
veri merkezi çözümlerini sunmaya
odaklanarak, işletmelerinin günde
24 saat verimli ve emniyetli çalışmasını
sağlıyoruz” dedi.
ABB’nin SMISSLINE TP sistemi:
Dünyadaki ilk temas korumalı bara
sistemi Severius modernizasyonunun
diğer bir önemli unsurudur.
Bu, elektrikten kaynaklanan tehlikelere
karşı koruma sağlamak için
yüksüz modüllerin ve bileşenlerin
Kişisel Koruma Ekipmanı (Personal
Protection Equipment - PPE)
kullanılmadan canlı ve taşınabilir
olmasını sağlar. Tak-çalıştır modüller
kurulum zamanından tasarruf
ettirirken, kontrol kabinine dikey
montaj yapılması yer kazandırıyor.
Son olarak ABB, enerji tüketiminin
izlenmesi için Devre İzleme
Sistemi (CMS) çözümünü de tedarik
etmektedir. Bu kompakt CMS
çözümü, güç izleme ve analizi ile
enerji verimliliği optimizasyonu
için idealdir.
Serverius Genel Müdürü Gijs van
Gemert, “2009 yılında küçük bir
alanda başladık, şu anda uluslararası
görünürlük ve itibara sahip
büyük bir veri merkezi oyuncusu
haline geldik. Beklentileri giderek
artan müşterilerimizin, günümüzde
ve gelecekteki bu talebini karşılamaya
devam etmek istiyoruz.
ABB ile ortaklık kurarak, başarılı
olacağımızdan eminiz” açıklamasında
bulundu.
15
Kasım - Aralık 2017
Dosya
Prysmian solar kontakt çözümleriyle enerji
tedarikini kolaylaştırıyor
NISUN PV1-F FV kablosunun sabit
veya serbestçe asılı şekilde veya
serbest hareketli yerlerde ve bunların
yanı sıra, patlama tehlikesi bulunan
yerlerde kurulumu gerçekleştirilebiliyor.
Maksimum iletken
sıcaklığı 90ºC olacak şekilde çalışmak
için tasarlanan kablo, maksimum
20.000 saate kadar çalışma
durumunda, iletken sıcaklığında
max. 120ºC, ortam sıcaklığında ise
max. 90ºC’ye kadar kullanılabiliyor.
Prysmian Group solar kontakt ürünleriyle
hem güvenli enerji tedariki hem de kolay
kurulum imkanı sunuyor.
Güneş enerjisi santralinin toplam
maliyetinin %2’den azını oluştursa
da doğru kablolarla elle tutulur
farklar oluşturmak mümkün. Prysmian
Group, solar kablolar için
geliştirdiği Prysmian Performans
Testi (PPT) ile kabloları, güvenlik,
yüksek performans ve toplam proje
maliyetinde sağladığı avantajlarla
test ediyor.
Enerji ve telekom kablolarının yanı
sıra, farklı ve zorlu uygulama alanları
için tasarlanmış, en son teknoloji
ile üretilen özel kablo ve sistem
çözümlerini kapsayan geniş bir
ürün yelpazesi bulunuyor.
Prysmian Group’un dünya çapında
hizmet veren 82 tesisi arasında,
Mudanya’da yer alan fabrika da dahil
olmak üzere, sadece 10 tesiste
aynı anda enerji ve telekom kabloları
üretimi yapabiliyor.
Maksimum iletken kablolar
Koruma izolasyonlu uygulamalara
uygun olarak üretilen Prysmian LY-
Kolay kurulum imkanı…
Fotovoltaik modüllerin bağlantısı
için kullanılan PST40i1 FV konnektörler;
güvenilirliği, kolay kurulum
imkanı tanıması, çevresel koşullar
için koruma altına alınmış olması
ve bir aparat yardımıyla kontakttan
ayrılması özelliği ile dikkat çekiyor.
16
Sektör Haber
Kasım - Aralık 2017
Prysmian Group Türkiye, Türkiye’nin yerli enerji
hedefleri için güneş enerjisine dikkat çekti
Güneş enerjisinin yenilikleri
görücüye çıktı
Enerji ve telekomünikasyon kabloları
sektörünün dünya çapında
lideri Prysmian Group’un Türkiye
operasyonu Prysmian Group Türkiye,
kongre ve fuar kapsamında
yeni ürün ve teknolojilerini tanıttı.
Fuar kapsamında oluşturulan Solar
Cadde üzerindeki standında, hedef
kitlesiyle birebir görüşme fırsatı
yakalayan Prysmian Group Türkiye’den
Endüstriyel Kablolar Satış
Direktörü Mert Erden, Pazarlama
ve İş Geliştirme Direktörü Tamer
Yavuztürk, Endüstriyel Kablolar
Satış Yetkilisi Canberk Belibağlı,
Ürün Müdürü Ender Eraslan fuarda
hazır bulundu. Güneş enerjisi
sektöründe lider konumda olan 40
firma, burada yeniliklerini Türkiye
ve Dünya ile paylaştı. Ayrıca 5.
Solarbaba Güneş Enerjisi Konferansı’nda
sektörün sıcak gündem
maddeleri tartışıldı.
Prysmian Group Türkiye, enerji sektörünün farklı
alanlarından temsilcilerini bir araya getiren 10.
Enerji Kongresi ve Fuarı’na Türkiye’nin yerli enerji
politikalarında güneş enerjisinin önemine
dikkat çekti.
Enerji sektörünün farklı alanlarından
temsilcilerini bir araya getiren
10. Enerji Kongresi ve Fuarı 8-10
Kasım 2017 tarihleri arasında Ankara’da
Bilim Sanayi ve Teknoloji
Bakanı Faruk Özlü’nün katılımı
ile gerçekleştirildi. Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı’nın desteğiyle
gerçekleşen ve enerji sektörünün
temsilcilerinin yoğun ilgi gösterdiği
organizasyonda Prysmian Group
Türkiye, uzmanlığı ile öncü bir rol
üstlendi. 250’ye yakın firmayı aynı
platformda buluşturan kongrede
enerji sektörünün üst düzey şirket
yöneticileri, karar alıcıları, enerji
sektörü kanaat önderleri, sivil
toplum kuruluşlarının yöneticileri,
akademisyenler ve düzenleyici kuruluşlar
bir araya geldi.
Türkiye’nin yerli enerji
politikalarında aktif rol
alabiliriz
Türkiye’nin yerli enerji politikalarında
aktif bir rol alabileceklerine
inandıklarını belirten Prysmian
Group Türkiye Endüstriyel Kablolar
Satış Direktörü Mert Erden,
“Türkiye’yi Yarınlara Bağlıyoruz”
misyonumuz çerçevesinde, Prysmian
Group Türkiye olarak, önemli
projelere verdiğimiz destek ile ülkemizin
geleceğine yatırım yapmayı
sürdürüyoruz. Yine aynı çerçevede
yenilenebilir enerjinin, Türkiye’de
çok daha iyi bir noktaya gelmesi
amacıyla, sektörü ileri seviyelere
taşıyan adımlarımızı sürdürüyoruz.
Prysmian olarak bu fuarda, 2015
yılında sektöre duyurduğumuz
“Dikkat! Her Solar (PV) Kablo Aynı
Değildir...” girişimini bir kez daha
sektör ile paylaşma fırsatı bulduk.
Kaliteli ürün seçiminin öneminin
güneş enerjisi sektörünün geleceği
için ne kadar kritik olduğunu;
Prysmian Group’un kablo sektöründe
130 yıla dayanan tecrübesi
ve Ar-Ge çalışmalarının bir sonucu
olarak, özel olarak tasarladığı solar
kabloların yatırımcılara ve EPC’lere
sunduğu avantajları, katılımcılar
ile paylaşmış olmaktan mutluyuz”
dedi.
17
Kasım - Aralık 2017
Röportaj
Zahit Alüminyum’un yeni yatırımı
yeni yılda üretime başlayacak
Zahit Alüminyum’un, bir yapı sistem markası olan Aluminance, kompozit panelde
B1 ve B2 normlarında yaptığı üretimin yanı sıra, dünya standartlarında A2
yanmazlık sınıfı alüminyum kompozit panel üretimine de başlıyor. Teknolojiye
sürekli yatırım yapan firma, dünya standartlarında üretim yapacağı yeni
yatırımını 2018’in ilk aylarında hizmete açacak.
Zahit Alüminyum Yönetim Kurulu Başkanı Zahit Balbay
Sektöründeki 35 yıllık tecrübesiyle
Adana Hacı Sabancı Organize
Sanayi Bölgesi’ndeki tesislerinde,
Aluminance, Vetrina ve Zahit
markaları ile alüminyum profil,
Aluminance ve Vetrina markaları
ile kompozit panel, Solarfield
markası ile de gün ışığını elektrik
enerjisine dönüştüren fotovoltaik
güneş paneli üretimi gerçekleştiren
Zahit Alüminyum, teknolojiye
yatırım yapmayı sürdürüyor.
Zahit Alüminyum Yönetim Kurulu
Başkanı Zahit Balbay, alüminyum
profil ve kompozit panelde
prestij markaları olan Aluminance
için yaptıkları yeni bir teknolojik
yatırımla, dünya standartlarında
A2 yanmazlık sınıfı
alüminyum kompozit panel üretimine
başlayarak, müşteri beklentilerine
maksimum seviyede yanıt
vereceklerini bildirdi.
Hem dış hem iç mekanlarda
kullanılıyor
Balbay, kompozit panelin, daha çok
yapı sektöründe kullanılan bir ürün
olmasına karşın, kolay uygulama
özelliği, modern görünümü, ekonomik
fiyatları, modern tasarımları ve
ucuz işçiliği gibi çeşitli avantajları
nedeniyle dekorasyon ve reklam
başta olmak üzere birçok alanda
tercih edildiğini belirtti.
Balbay, iki alüminyum levha arasına
polietilen dolgu yerleştirmek
sureti ile elde edilen kompozit panellerin
hafif yapısı ile taşıyıcı sistem
ve kolonlara ekstra yük bindirmeden
yüksek standartlı binaların
yapılmasına zemin hazırladığını
vurguladı.
Yapılara tarz katıyor
Kompozit panel kullanımının geniş
yelpazedeki renk seçenekleriyle de
mekanlara tarz kattığını ifade eden
Zahit Balbay, yeni yılın ilk aylarında
üretime başlayacak yeni tesislerinde
B1 ve B2 normlarındaki üretimlerine
ek olarak A2 normlarında da
dünya standartlarında üretim yapacaklarını
ifade etti.
Yangınlara karşı yüksek
performans
Balbay, A2 sınıfı alüminyum kompozit
panellerin en büyük özelliğinin
yangına karşı en üstün performans
sağlayan yanmaz malzeme
özelliği taşıması olduğunu belirterek,
“Günümüzde artık yanmaz
sınıfı malzemelerin kullanılması
olası bir yangında binayı korumaktadır.
Ayrıca, binaların yangından
korunması yönetmeliğine göre de
bina yüksekliği 21.5 metreden fazla
olan yapılarda A2 sınıfı yanmaz
malzeme kullanılması yasal bir zorunluluktur”
hatırlatmasında bulundu.
Yeni trend yapı malzemesi
Balbay, yeni trend bir yapı malzemesi
olan kompozit panellerin,
yapıların dış yüzeyleri için taş, tuğla,
ytong gibi ağır ve mali külfetli
malzemelerin yerine kullanılarak
hem daha modern, hem dayanıklı,
hem de düşük maliyetli projelerin
ortaya çıkarılmasının sağlandığını
belirterek, “Dış cephenin yanı sıra
iç mimaride de yine aynı kullanım
avantajları nedeniyle tercih edilen
kompozit paneller, geniş renk kartelasıyla
da kullanıcıları cezbediyor”
dedi.
Geniş kullanım alanı var
Kompozit paneller, yapıların iç ve
dış cephe uygulamalarında, ticaret,
iş ve alışveriş merkezlerinde, dükkânlarda,
banka ve otel cephe uygulamalarında,
havaalanları, tren
garları, otobüs terminallerinde,
tünel - metro istasyonları iç yüzey
kaplamalarında, stadyum ve spor
kompleksi uygulamalarında, eski
binaların yenileme uygulamalarında,
her türlü balkon dekorasyon uygulamalarında,
kolon ve kiriş kaplamalarında,
saçak, tavan kaplama
uygulamalarında, ofis uygulamalarında,
reklam, ilan pano tasarım
ve uygulamalarında, akaryakıt istasyonlarında,
metro duraklarında,
sergi ve fuar merkezlerinde, her türlü
işaret yönlendirme levhalarında,
yürüyen merdiven ve asansör gibi
çok geniş bir yelpazede rahatlıkla
kullanılıyor.
18
Kasım - Aralık 2017
“Şansımızı kullanmalı ve 5 trilyonluk
pazardan payımızı almalıyız”
GES yatırımlarının yanı sıra bu yıl yerli panel üretimine başlayan Smart Energy Yönetim
Kurulu Başkanı Halil Demirdağ, Türkiye’nin yerli ve yenilenebilir enerji konusundaki
şansını kullanması gerektiğini vurguladı. Gelecek 20 yılda güneş ekonomisinin
büyüklüğünün 5 trilyon dolara ulaşmasının beklendiğine dikkat çeken Demirdağ,
“Bu pazardan payımızı almalıyız, alabiliriz” dedi.
Bu yıl 10’uncusu düzenlenen Uluslararası
Enerji Kongresi ve Fuarı’nda
(EIF 2017) konuşan Smart Energy
Yönetim Kurulu Başkanı Halil
Demirdağ, yatırım maliyetleri düşerken
giderek büyüyen güneş ekonomisinden
Türkiye’nin pay alması
gerektiğini vurguladı. EIF 2017’nin
Altın Sponsoru olan Smart Energy’nin
Avrupa’da edindiği tecrübeyi
Türkiye’de yatırıma dönüştürdüğünü
anlatan Demirdağ, “Çalışmalarımızı
yaparken gördük ki, Türkiye
sahip olduğu güneş, su ve rüzgar
potansiyeli ile yeşil enerji açısından
çok şanslı bir ülke ve bu şansını kullanmalı.
20 yılda 5 trilyon dolarlık
bir güneş ekonomisinden bahsediliyor.
Türkiye bu ekonomiden payını
almalı” dedi.
Milyarlık yatırımlar milyona
dönüştü
EIF 2017’de “Enerji Piyasalarının
Değerlendirilmesi” ve “Güneş Enerjisi
ve Yerli Üretim” başlıklı oturumlarda
birer konuşma yapan Halil
Demirdağ, son gelişmeler hakkında
bilgi verirken, Türkiye’nin güneş
enerjisi konusundaki potansiyeline
ve yapılması gerekenlere dikkat
çekti. Ar-Ge çalışmaları sayesinde
kurulum ve işletim maliyetlerinin
düştüğüne dikkat çeken Demirdağ,
“Güneş enerjisinde teknolojinin
ucuzlamasıyla birlikte milyar
dolarlık tesisler, milyon dolarlık
tesislere dönüşmeye başladı” dedi.
Aynı gelişmenin hücre ve panel
üretiminde de yaşandığına, gelinen
noktada güneş enerjisi santrali kurulumlarında
yerlilik oranlarının
yüzde 70’lere çıktığına dikkat çeken
Demirdağ, “Kaynağımız da yüzde
100 yerli güneş” dedi. Smart Energy’nin
üç ay önce başladığı panel
20
Sektör Haber
üretiminde dünya fiyatlarını yakaladığı
bilgisini paylaşan Demirdağ,
“Artık teknolojinin kilidi kırıldı ve
ulaşılabilir hale geldi. Bu sayede yeşil
enerji pahalı olmaktan çıktı. İnanıyoruz
ki Türkiye kendi enerjisini
üretebilir” diye konuştu.
Şansımızı kullanmak
zorundayız
Smart Energy’nin 2009 yılından bu
yana güneş enerjisi sektöründe faaliyet
gösterdiğini, Avrupa’da edindiği
tecrübenin ardından Türkiye’de
yatırımlara başladığını anlatan
Demirdağ, sözlerine şöyle devam
etti: “Bu süreçte çalışmalarımızı
yaparken gördük ki, Türkiye sahip
olduğu güneş, su ve rüzgar potansiyeli
ile yeşil enerji açısından çok
şanslı bir ülke. Bu şansımızı kullanmak
zorundayız. Türkiye’de güneş
enerjisi alanında 42 üretici faaliyet
gösteriyor. Hepsini toplasak Çin’deki
bir firmanın üretim kapasitesine
ulaşamıyoruz. Oysa gelecek 20
yılda, 5 trilyon dolarlık bir güneş
ekonomisinden bahsediliyor. Bu
ekonomiden payımızı almalıyız,
alabiliriz. Türkiye güneş enerjisi
sektörü bundan pay almayı muhakkak
öğrenecektir. Dünyanın en
büyük müteahhit ülkelerinden biri
olan Türkiye, maalesef güneş santrali
kurmada yetersiz. İnanıyorum
ki ilerleyen günlerde Türk firmaları
güneş enerjisi müteahhitliğinde de
önemli roller üstlenerek, milyonlarca
dolarlık yatırımlarla ülkemize
ciddi gelir getirecektir. Bu işe yatırım
yapan, güneş paneli fabrikası
kuran bir şirket olarak; ülkemizin
milli enerji politikalarını destekliyor
ve bu alanda dünyadaki söz
sahibi üretici ülkelerden biri olacağımızı
ümit ediyoruz.”
Hedef; ‘Türk malı’ panel
ihracatı
Smart Energy’nin bu doğrultuda
büyük hedeflerle yola çıktığını vurgulayan
Demirdağ, şirketine ilişkin
şu bilgileri verdi: “2017 yılı itibari
ile güneş enerjisi yatırımlarımız
yurtiçi ve yurtdışında toplam 100
milyon doları geçmiş durumda.
GES yatırımlarımıza devam ederken,
bu yıl Ağustos ayında Gebze’de
faaliyete geçirdiğimiz 23 bin
500 metrekarelik alanda yer alan
tesislerimizde yerli güneş paneli
üretmeye de başladık. Bu yatırımı
yaparken çok önemli bir iş birliğine
de imza attık; dünyanın en büyük
500 firmasından biri olan Çin merkezli
SUMEC’i stratejik ortak olarak
ülkemize getirmeyi başardık.
Phono Solar markası ile bu alanda
söz sahibi olan böyle bir dev kuruluş
ile güçlerimizi birleştirdik. Fabrikamızın
ilk etapta 400 MWp’lik
kısmını devreye aldık. Çok yakın
gelecekte de 1.200MWp’lik tam kapasite
ile üretime geçeceğiz. Bu da
Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük
panel üreticisi olacağımız anlamına
geliyor. Hedefimiz, ‘Türk malı’
güneş panellerini dünyaya ihraç
etmek. Attığımız bu ilk adımın devamı
gelecek. Güneş hücrelerini de
Türkiye’de üretmeyi hedefliyoruz.
Yatırımcı olarak bundan sonra da
GES kurulumlarımız ile yeşil enerjiden
elektrik üretimi yaparken,
panel tarafında da hücreden aşağı
inerek wafer, ingot üretimine gidip,
dikey entegrasyonunu tamamlamış
bir firma olmayı hedefliyoruz.”
Demirdağ, Smart Energy olarak
Türkiye’nin dünya piyasasında hak
ettiği payı alabilmesi için çalışmalarını
sürdüreceklerinin altını çizerek,
önümüzdeki dönemde yeni
yatırımları ve uluslararası ofisleriyle
ülkemizi güneş enerjisi sektöründe
daha da güçlü bir şekilde temsil
edeceklerini belirtti.
21
Kasım - Aralık 2017
“Güneş çatıda parlayacak”
üretmek isteyen 1400’ü aşkın kişi
ve kurum bir araya geldi. Yoğun ilgi
gösterilen etkinlikte çatı üstü GES
pazarının Türkiye’nin ekonomisi ve
istihdamına katkısı ön plana çıkarken,
pazarın regülasyon, amortisman
süreleri, dağıtım ve depolama
ile ilgili merak edilenlerini GÜYAD
Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Erden,
Ege Hukuk ortağı Özlem Ege,
RKT Enerji CEO’su Utku Korkmaz
ve Zorlu Solar Direktörü Evren
Evcit yanıtladı. “Çatı Üstü GES ve
Teknoloji” oturumunda ise sırası
ile SolarEdge Ülke Müdürü Cemil
Tolun, IBC SOLAR Genel Müdür
ve Kurucu Ortak Hakan Daltaban,
DMA Ar-Ge ve Üretim Direktörü
Alper Baykut ve Zorlu Solar Teknik
Müdür Halil Oral katılımcıların sorularını
yanıtladı. “Çatı Üstü GES
ve Finans” başlıklı dördüncü oturum
Frost & Sullivan Enerji Analisti
Özge Özeke moderasyonunda
Altensis Kurucu Ortağı Emre Ilıcalı,
Botudio Kurucu Ortağı Ali Erhan
Tamer ve Yapı Kredi Leasing Genel
Müdür Yardımcısı Burcu Şirin konuşmalarıyla
sonlandı.
Türkiye’nin en büyük güneş enerjisi platformu
Solarbaba 9 Kasım 2017 tarihinde Zorlu Enerji ana
sponsorluğunda “Güneş Enerjili Çatılar” çalıştayını
gerçekleştirdi. Çalıştayda bireysel elektrik üretimi yani
Türkiye’nin çatı üstü GES pazarına dair merak edilen
başlıklar masaya yatırılırken; pazarın ülke ekonomisi ve
istihdamına katkısı örnek projelerle incelendi.
150’yi aşkın kurumsal üyesi ile 1996
yılından beri başta güneş enerjisi
olmak üzere temiz enerji kaynaklarının
yaygınlaşması için çaba
harcayan Solarbaba, her sene düzenlediği
geleneksel etkinliğini bu
sene “Güneş Enerjili Çatılar” başlığı
ile 9 Kasım 2017 tarihinde, Uluslararası
Enerji Kongresi ve Fuarı
bünyesinde gerçekleştirdi. Zorlu
Enerji ana sponsorluğunda düzenlenen
çalıştayda, Türkiye’nin çeşitli
bölgelerinden çatısına güneş enerjisi
sistemi kurarak bireysel elektrik
“10 GW gücünde potansiyele
sahibiz”
Solarbaba kurucusu Ateş Uğurel:
“Çatıda Üret, Aşağıda Tüket” sloganı
ile bireysel üretime dikkat çekerken
sözlerini şöyle sürdürdü: “Son
yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde
güneş enerjisi yatırımlarının hızla
artışına şahitlik ediyoruz. Türkiye’de
arazilere kurulan büyük ölçekli
güneş enerjisi santralleri bugün 2
GW sınırına gelmemizde büyük bir
rol oynadı. Ancak dünyada birçok
ülkede benzer ve çok daha büyük
kapasitelerin çatı üzerinde oluştuğu
da bir gerçek. Solarbaba olarak,
diğer tüm sivil toplum kuruluşları,
kamu kurumları ve konunun uzmanı
kişi ve şirketlerle birlikte ülkemizde
çatı üstü GES pazarının
açılması için büyük çaba harcıyoruz.
Minimum 10 GW gücünde bir
potansiyele sahibiz. Yerli ve milli
enerji politikası güneş enerjisi po-
22
Sektör Haber
litikasına nasıl dönüştürülür konusuna
odaklanmalıyız. Bu sektördeki
yatırım aynı zamanda istihdama
da olumlu yansıyacak. Çatıdaki sistemleri
mahallenin elektrikçisi kurabilecek,
yine başka bir mağazadan
ürünler satılabilecek. Enerji sektörü
ve elektrik üretimi ilk defa tabana
yayılacak” diyerek bireysel çatı pazarının
öneminin altını çizdi.
“Türk halkının dinamizmi çatı
pazarını ortaya çıkaracak”
“Çatı Üstü GES ve Mevzuat” başlıklı
panelde konuşan Zorlu Solar
Direktörü Evren Evcit, çatı solar
uygulamalarını bireysel ve endüstriyel
olmak üzere iki segmentte değerlendirmek
gerektiğini belirterek,
“Endüstriyel segmentte 350 milyon
metrekarelik bir pazar var. Bu, 25
GW kurulum potansiyeli anlamına
geliyor. 1 milyon metrekareye 80
MW’lık bir kurulum yapılabiliyor ve
mevzuat konusunda herhangi bir
pürüz bulunmuyor. Bireysel pazar
ise 3,5 milyar metrekare ve 250 GW
kurulum imkanı ile bunun 10 katı
potansiyel sunuyor, ancak mevzuat
anlamında aşılması gereken bir
takım pürüzler taşıyor. Bugün Türkiye
solar termal alanında dünyanın
en büyük üçüncü pazarı. Bunu
sağlayan Türk halkının dinamizmi.
Mevzuatların basitleştirilmesiyle
bireysel çatı uygulamalarında da
bu düzeye gelebiliriz. Türk halkının
dinamizmi çatı pazarını ortaya çıkaracak”
açıklamasında bulundu.
“Çatı Üstü GES ve Teknoloji” başlıklı
paneline konuşmacı olarak
katılan Zorlu Solar Teknik Müdürü
Halil Oral ise, elektrik üretebilen
membran, kiremit gibi inovatif çözümlerin
pazara sunulmaya başladığını
belirterek, yeni teknolojilerle
Türkiye’de solar çatı uygulamalarına
çok hızlı geçiş yapılabileceğine
dikkat çekti.
GÜYAD Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim
Erden bireysel çatı pazarının
geleceği ve izlenecek yollar için
önerilerde bulundu. Türkiye’deki
kombi satın alma sürecine benzer
bir yol izlenerek çatı pazarı GES
sisteminin kurulabileceğinin altını
çizdi. “Kombi modeline baktığımızda
kombi bayiine gidip kombimizi
seçmek ve yetkili servislerine vekalet
vermek dışında tüketiciler olarak
bir aksiyon almıyoruz. Bu anlamda
bu konuda kombi modelinin izlenebileceğini
düşünüyorum” sözleri ile
kombiyi devreye almakla elektriği
devreye almak arasındaki fark dışında
sürecin benzerliğini vurguladı.
Yapı Kredi Leasing Genel Müdür
Yardımcısı Burcu Şirin konu hakkında
“yenilenebilir enerji alanındaki
tecrübelerimize dayanarak çatı pazarına
özel planlarımız mevcut. Bu
anlamda güneşte 260 MW’lık portföyümüz
mevcut ve Türkiye’deki bu
konuda en büyük finansörüz. Çünkü
Türkiye pazarının geleceğine ve
potansiyeline inanıyoruz. 2018 yılı
itibari ile de çatı üstü GES pazarına
odaklanıyoruz. Şirketlerin yapacakları
yatırımlar bizim yöneleceğimiz
yatırımlar olacak” diyerek konuşmasını
sonlandırdı.
23
Kasım - Aralık 2017
Sektör Haber
Sulama kanallarındaki su kaybı
güneş enerjisiyle önlenecek
Şanlıurfa’da, GAPTAEM tarafından geliştirilen proje kapsamında sulama kanalının
üstü güneş panelleriyle kaplandı. Projeyle hem daha kaliteli elektrik üretimi hem
de sudaki buharlaşmayı önlemek hedefleniyor.
Şanlıurfa’da, sulama kanalları üzerine
güneş enerji panellerin yerleştirilmesi
tamamlandı. Bölgede
10 yıldır güneş enerjisi konusunda
projeler üreten GAP Tarımsal Araştırma
Enstitüsü (GAPTAEM) tarafından
Güneydoğu Anadolu Projesi
Bölge Kalkınma İdaresinin (GAP
BKİ) desteğiyle “Güneş Pilli Sulama
Kanalı Pilot Projesi” geliştirildi.
Bu kapsamda sulama kanallarının
üzerini kaplayacak güneş enerjisi
panellerinin kurulumu tamamlandı.
Yakın zamanda test çalışmalarının
yapılacağı projeyle hem sulama
kanallarındaki boğulmalar ile
buharlaşmaya bağlı su kayıplarının
önüne geçilebilecek hem de ihtiyaç
fazlası enerji sisteme aktarılarak
gelir sağlanabilecek.
GAPTAEM Müdürü İbrahim Halil
Çetiner, yaptığı açıklamada, projeleriyle
sulama kanallarının üzerini
değerlendirerek güneş enerjisi üreteceklerini
söyledi. Projenin birden çok
amacı olduğunu vurgulayan Çetiner,
“Proje sayesinde hem daha kaliteli
elektrik üretimi olacak hem sudaki
buharlaşmanın önüne geçmiş olacağız.
Bölgemizde sulama kanallarında
boğulma önemli bir problem, böylece
bu olayların da son bulmasını
sağlamış olacağız” dedi. Enstitülerine
bağlı Talat Demirören Araştırma
İstasyonunun yan tarafında bulunan
sulama kanalının üstünün panellerle
kapattıklarını belirten Çetiner, burada
Ar-Ge faaliyeti yaptıkları 500 dekar
arazinin kapalı devre basınçlı ve
damla sulama sistemlerini projeden
elde edecekleri elektrikle sulamaya
çalışacaklarını anlattı.
İstasyonun elektriği
karşılanacak
Projenin yürütücüsü olan GAP-
TAEM Coğrafi Bilgi Sistemleri Bölüm
Başkanı Ümran Atay da kanalın
üstüne her biri 11 panelden
oluşan 56 ünite yerleştirdiklerini
aktardı. Hareketli olan ünitelerin
tamamının çalışmasıyla elektrik
üretiminin başlayacağını vurgulayan
Atay, “Bölgede elektrik kesintileri
büyük sorun, bu sorunları
ortadan kaldırmak için güneş
enerjisinden elektrik üreteceğiz.
Üreteceğimiz elektriği hem şebekeye
satacağız hem araştırma
istasyonumuzda yaşanabilecek
kesintiler sırasında istasyonun
elektriğini karşılamış olacağız”
açıklamasında bulundu.
24
Sektör Haber
Kasım - Aralık 2017
Zorlu Enerji Grubu’nun iki şirketine birden
CDP Türkiye İklim Liderliği Ödülü
Zorlu Enerji ve Zorlu Doğal şirketleri, iklim değişikliğiyle mücadelede üstlendikleri
öncü rolle CDP İklim Değişikliği Programı kapsamında Türkiye Liderleri sınıfına
girerek CDP Türkiye 2017 İklim Liderliği Ödülü aldı.
Sürdürülebilirlik alanında sektöründe birçok ilke imza
atan Zorlu Enerji Grubu, iklim değişikliğinin etkilerini
azaltmak ve doğal kaynakları korumak amacıyla iş dünyasının
işleyiş şeklini değiştirmek üzere hayata geçen
CDP İklim Değişikliği Programı kapsamında iki şirketi
ile birlikte Liderler sınıfında yer aldı. CDP Türkiye tarafından
yürütülen program kapsamında CDP Türkiye
ekibi tarafından hazırlanan 2017 raporunda “A-” derecelendirme
notu alan Zorlu Enerji ve Zorlu Doğal Elektrik
Üretim Şirketleri, Liderler sınıfında gösterilerek CDP
Türkiye 2017 İklim Liderliği Ödülü’ne layık görüldü. 28
Kasım Salı günü “Reimagining Disclosure: CDP Türkiye
2017 İklim Konferansı” kapsamında düzenlenen ödül töreninde
Zorlu Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Selen Zorlu
Melik’e, Zorlu Enerji ve Zorlu Doğal şirketleri için ödülü
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik takdim etti.
“Şeffaf raporlamaya önem veriyoruz”
Konuyla ilgili açıklamada bulunan Zorlu Enerji Grubu
Başkanı Sinan Ak, “Zorlu Enerji olarak CDP Türkiye’nin
kurulduğu 2010 yılından bu yana düzenli olarak CDP’ye
yanıt veriyoruz. 2011 yılında CDP kapsamında Karbon
Saydamlık Lideri Ödülü alan ilk şirketlerden biriydik. Bu
yıl iki şirketimizle birden İklim Liderleri arasında gösterilmekten
ve dördüncü kez CDP Türkiye ödülü almaktan
büyük bir mutluluk duyuyoruz. Yerli, yenilenebilir ve
temiz enerjilere yatırım yaparak sürdürülebilirliği tüm
yönleriyle karşılamayı amaçlayan bir şirket olarak şeffaflığa
büyük önem veriyoruz. Sürdürülebilirlik Raporu
yayınlıyor olmamız ve geçtiğimiz yıldan bu yana Borsa
İstanbul’un Sürdürülebilirlik Endeksi’nde gönüllü olarak
yer alıyor olmamız bunun bir yansıması” dedi. CDP Türkiye
ödülünün kendileri için son derece yüreklendirici
olduğunu belirten Sinan Ak, “Karbon salımını mümkün
olan en alt seviyeye indirmenin önemine ilişkin farkındalığı
artırmaya ve yatırım kararlarımızda bu sorunu
başlıca belirleyicilerden biri olarak görmeye devam edeceğiz.
İklim değişikliği ile mücadeleyi ekonomik, sosyal
ve çevresel tüm yönleriyle en önemli kurumsal sorumluluklarımızdan
biri olarak görüyoruz. Bu değerli ödül için
CDP Türkiye’ye kurum olarak teşekkür ederiz” açıklamasında
bulundu.
TÜSİAD Başkanı
Erol Bilecik
Zorlu Enerji Yönetim Kurulu Üyesi
Selen Zorlu Melik
Portföyünün yüzde 76’sı yerli ve yenilenebilir
enerjiden
Sürdürülebilir bir geleceği iş süreçlerinin ayrılmaz bir
parçası olarak değerlendiren Zorlu Enerji’nin portföyünün
yüzde 76’sı yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına
dayanıyor. Zorlu Enerji, Borsa İstanbul’un Kasım 2017-
Ekim 2018 dönemi için açıkladığı Sürdürülebilirlik Endeksi’nde
gönüllü olarak yer alan sayılı şirketlerden biri
olarak da dikkat çekiyor. 2000 yılında Londra’da başlatılan
CDP, özel sektör oyuncularını iklim değişikliği ve su
kaynakları yönetimine yönelik çözümler geliştirme yönünde
teşvik etmeyi amaçlıyor.
25
Kasım - Aralık 2017
Sektör Haber
Zorlu Enerji Pakistan’ın ilk hibrit enerji
santrali için ön lisans aldı
Pakistan’daki ilk rüzgâr enerjisi santralini kuran Zorlu
Enerji, bu yıl açıkladığı 300 MW kapasiteli iki güneş
enerjisi projesinin ardından, bu kez aynı sahada
rüzgâr ve güneş enerjisini birlikte kullanacak hibrit
santral için yaptığı ön lisans başvurusuna onay aldı.
Zorlu Enerji Pakistan’da büyümesini
sürdürüyor. Bu yıl toplam 300
MW’lık güneş enerjisi projesi için
Pakistan’la anlaşma imzalayan
Zorlu Enerji, yeni bir atılımda bulunarak
Jhimpir Rüzgâr Sahası’nda
kurulacak 30 MW’lık hibrit stantral
için yaptığı ön lisans başvurusuna
olumlu yanıt aldı.
Pakistan’daki yenilenebilir enerjiye
dayalı yatırımlarını büyütmeye
devam ettiklerini ifade eden Zorlu
Enerji Grubu Başkanı Sinan Ak,
“Pakistan, bizim için dost ülke olmasının
yanı sıra yenilenebilir enerji
yatırımlarımızda önemli bir merkez.
Pakistan’da ilk rüzgar enerjisi
projesini hayata geçirmiş bir şirket
olarak, güneş enerjisinde de kurulu
gücü 300 MW’a ulaşan bir yatırım
için geçtiğimiz aylarda harekete
geçmiştik. Hibrit özelliği ile Jhimpir
Rüzgâr Sahası’ndaki mevcut kurulu
rüzgâr enerjisi üretim tesisini
güneş enerjisi ile destekleyecek bu
yeni yatırım ise Zorlu Enerji’nin
tüm projelerinde inovasyon odaklı
olduğunu gösteren iyi bir örnek
olacak” dedi.
Sinan Ak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Toplam 56,4 MW kapasiteli Jhimpir
Rüzgâr Sahası’nda 30 MW hibrit
santral projemizle, aynı anda iki
yenilenebilir enerji kaynağından
yararlanmış olacağız. Sürdürülebilir
bir dünya için yenilenebilir enerji
kaynaklarına dayalı yatırımlara
odaklanan bir grup olarak Pakistan’da
bu alanda cesaretli adımlar
atıyor olmaktan büyük mutluluk
duyuyoruz.” Hibrit santral için Pakistan’ın
Alternatif Enerji Geliştirme
İdaresi’nden ön lisans alan
Zorlu Enerji, bu yıl Pakistan’da ilki
200 MW’, ikincisi ise 100 MW olmak
üzere toplam 300 MW kapasiteli
iki güneş enerjisi kurulumu için
anlaşma imzalamıştı. Yeni Hibrit
santral girişimi, Zorlu Enerji’nin
Pakistan’daki yenilenebilir enerji
projelerinde yeni bir adımı ifade
ediyor. Zorlu Enerji, Pakistan’daki
rüzgar santralinde ülkenin ilk Gold
Standard sertifikasına sahip.
26
Kasım - Aralık 2017
125 yıllık bir itici güç olarak kalite ve yenilik
1892’de küçük bir atölye ile kurulan firma gelişerek Konnektörler, Robotik ve
Tekstil olmak üzere üç temel faaliyet alanında yüksek kaliteli mekatronik çözümler
ve teknolojiler için önde gelen endüstriyel partner haline geldi. 2017 yılında Stäubli
Grubu 125. kuruluş yıldönümünü kutluyor. Bu özel etkinliği vurgulamak için Stäubli
İstanbul, “125 yıllık yenilik tutkusu” sloganıyla kutlamalar düzenledi.
Stäubli Türkiye’nin Tuzla’daki
tesisinde düzenlenen 125. yıldönümü
kutlama etkinliğinde
Stäubli Türkiye Genel Müdürü A.
Muzaffer Sinangil 125 yıllık mükemmellik
yolculuğunu anlattı.
Muzaffer Sinangil konuşmasında,
“Stäubli Sanayi Makina’nın
Türkiye’de 21 yıldır satış ve servis
organizasyonuyla hizmet
vermektedir. 2018 yılının başında
firmamız Tuzla’daki yeni
tesislerinde güneş panelleri için
Junction Box (bağlantı kutusu)
üretimine başlayacaktır” dedi.
Sabancı Üniversitesi Finans kürsüsü
başkanı Prof. Dr. Özgür DEMİR-
TAŞ da kutlama etkinliğine katılım
sağlayarak “Bilim, Ekonomi, Gelecek
ve Siz!” başlıklı ilgi çekici konuşmasını
dinleyicilere sundu.
Stäubli’nin mükemmellik
yolculuğu
19. yüzyılın sonlarında İsviçreli,
tekstil endüstrisinin en üst noktasında
iki aile işbirliği içindeydi: Rudolph
Schelling ve Hermann Stäubli,
1892’de Zürih Gölü kıyılarında,
Horgen’de “Schelling & Stäubli” şir-
28
Sektör Haber
ketini kurduklarında ticari içgüdü
ve teknik beceri gösterdiler. O günden
bu yana, şirket “mekanik atölye”
den, dünya genelinde endüstri
müşterilerinin en ileri teknolojileri
ile takdir gören uluslararası mekatronik
grubuna dönüşmüştür.
Zamanının ötesinde düşünmek
Geçtiğimiz 125 yıl içerisindeki gelişmeler,
şirketin temeli olan yeniliğe
olan tutku ve devamlılığı kanıtlıyor.
Uygun bir şekilde, “yenilik için
125 yıllık tutku”, 2017 yılı yıldönümü
için slogan haline geldi. Modern
teknolojik gelişmeler ve vizyon sahibi
fikirler, 19. yüzyılın sonunda
olduğu gibi yeni milenyumda da
başarıyla çalışabilecek bir şirketi
şekillendirdi.
Tutkuyla icat etme ve kaliteye verilen
önem ile iç içe geçmiş güvenilirlik,
müşteri odaklılık ve uzun
vadeli taahhütlere dayalı bir strateji;
Stäubli ailesinde nesiller boyu
aktarılan değerlerdir ve modern,
sağlıklı bir şirketi başarı ile sonraki
kuşaklara da aktarmayı hedefliyor”
diyor Stäubli Group’un CEO’su Rolf
Strebel ve ekliyor, “Bu, çevresel ve
ekonomik olarak sürdürülebilir bir
şekilde hareket etmenin yanı sıra,
her zaman teknolojik olarak önde
düşünme ve müşterilere katma
değerli çözümler sunabilmek için
teknolojiyi ön plana çıkarmayı da
içeriyor.”
Önce konnektörler, daha sonra
robotlar
Stäubli, dokuma endüstrisinin teknolojik
öncüsü ve güvenilir ortağı
olarak onlarca yıl sonra uzmanlığını
1956’da hızlı bağlantı çözümlerine
genişletti.
“Stäubli ailesi konnektörlerin üretimine
başlama konusunda ileri
görüşlü bir karar alarak hem becerilerini
yeni bir faaliyet alanına
aktarmış, hem de bugünkü şirketin
temel taşı olan aktiviteyi belirlemiştir”
diyor Strebel.
O zamandan beri Stäubli, müşterilerin
endüstriyel süreçlerini daha
da basitleştirmek ve güvenliğini
artırmak için gelecek odaklı teknolojiler
geliştirme olanakları arıyor.
Bu nedenle, 2002’de elektrikli
konnektörlerle Stäubli portföyünü
geliştirmek süreklilik sağlayan bir
adımdı. Stäubli1982’de ABD robotik
öncüsü Unimation ile işbirliğine
başlayarak başka bir önemli
çeşitlendirme adımı atmıştır. 1989
yılında Unimation’ın satın alınması,
bugün endüstriyel robotik
ve otomasyon alanında dünyanın
önde gelen oyunculardan biri olan
Stäubli’nin Robotik Bölümü’nün
temelini oluşturdu.
Her alanda sürekli iyileştirme
ve geliştirme
“Yenilikçilik ruhu başlangıcından
beri şirketimizi tanımlamıştır;
Stäubli’nin doğasında derin bir
kök salmış” diyor Strebel. “Sürekli
müşterilerimize değer katan yeni
çözümler geliştirmemizin nedeni
budur. Aynı zamanda, dünya genelindeki
personelimiz arasındaki
uyumlu ruh, merak ve sürekli gelişim
felsefesiyle ilgili farkındalık,
uzun vadeli başarımız için belirleyici
niteliktedir. Gelecek 125 yılda
da kişisel, mesleki ve teknik alanlarda
sürekli gelişmek motivasyonumuzdur.”
Coğrafi yayılım ve portföy
genişlemesi
Stäubli Grubu, 1892 yılından bu
yana hem teknolojik hem de coğrafi
olarak büyük ölçüde büyüdü.
1909’da Stäubli ilk üretim birimini
Fransa’ya, ardından diğer Avrupa
ülkelerinde olduğu gibi Amerika
ve Çin’de de üretim tesisleri kurdu.
Bugün Grubun 29 ülkede, 12
üretim birimi ve iş birimleri bulunmaktadır.
Dijital dönüşüm ve
Endüstri 4.0 çağında, sanayinin en
gelişmiş ve en yenilikçi dallarından
birinde Stäubli, insan ve makina işbirliği
için teknolojik bir öncü olarak
dinamik yoluna devam ediyor.
29
Kasım - Aralık 2017
Sektör Haber
EkoRE, Bonn COP23’de iyi uygulama
sunumu yaptı
EkoRE, B.M. İklim Değişikliği Konferansı’nda Urfa
Güneş Enerjili Tarımsal Sulama Projesini anlattı.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği
Çerçeve Sözleşmesi 23. Taraflar
Konferansı (COP 23), 6-17 Kasım
2017 tarihlerinde Almanya’nın
Bonn şehrinde gerçekleşti. Konferans
boyunca taraf olan ülkeler ve
paydaşlar tarafından Bonn Zone’da
birçok aktivite ve sergi düzenlendi.
Bonn Zone, iklim değişikliği için
harekete geçme uygulamalarının
ve bilgi birikiminin paylaşıldığı,
kapasite geliştirme ve iletişim ağı
oluşturma için global bir merkeze
dönüştü.
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın
da Bonn Zone’da bir standı
vardı ve konferans boyunca Türkiye’nin
konu ile ilgili yaptığı çalışmalar
özel sektörün de katılımı ile
çeşitli seminer ve etkinlikler üzerinden
tüm dünyadan katılımcılara
sunuldu. Bu yan etkinlikler kapsamında,
EkoRE 15 Kasım’da; Tüpraş,
Çimsa, İçtaş, İga ve REC’den konuşmacılar
ile birlikte Türkiye’nin
rafineri, çimento, enerji ve ulaşım
sektörlerindeki iyi uygulama örneklerinin
anlatıldığı panelde “Güneş
Enerjisi ile Tarımsal Sulamayı” anlattı.
Urfa’da 2015 yılında 850 m2’lik
bir alana 65 kW kapasite ile EkoRE
tarafından kurulan GES sayesinde
üretilen elektrikle 30 kW’lık pompa
çalıştırılarak yerin 80 metre altından
günde 1,200 ton su çekme
kapasitesine sahip entegre bir sistem
hayata geçirilmiş ve Urfalı çiftçilerin
hizmetine sunulmuştu. Bu
entegre sistem sayesinde artık 450
dönüm arazi yalnızca güneş enerjisi
kullanılarak sulanabilmekte. Türkiye
ve dünyada da özellikle şebeke
bağlantısının olmadığı araziler için
gaz motorları ile üretilecek pahalı
ve çevre dostu olmayan elektriğe
bir alternatif olması açısından güneş
enerjili sulama sistemleri önem
taşımaktadır.
30
Sektör Haber
Kasım - Aralık 2017
EkoRE, Ukrayna’da GES kurulumu
için anlaşma imzaladı
EkoRE ile Ochakov Şehir Konseyi arasında 15 MW’lık
güneş enerjisi santrali anlaşması imzalandı.
23 Kasım 2017 tarihinde, Ukrayna’nın Nikolaev
bölgesinde yer alan Ochakov’un Şehir
Konseyi ile EkoRE arasında 15 MW’lık güneş
enerjisi santrali kurulumu için iyi niyet anlaşması
imzalandı. Aynı gün EkoRE, Ochakov
Belediye Başkanı Sergey Bychkova ile bir araya
gelerek, güneş enerjisi geliştirme alanındaki
işbirliğinin detaylarını konuştu. Toplantıda
sosyal bir proje olarak Ochakov’da anaokulu
ve okul çatısında güneş paneli kurulumu yapılması
konusu da tartışıldı.
2015 yılında Ukrayna’daki “Yeşil Tarife” kanununda
yapılan değişiklik ile tarife Avro’ya
bağlanarak yabancı yatırımcının önü açılmıştı.
2017-2019 yılları arasında yapılan güneş
enerjisi yatırımları için 2030 yılına kadar
0.15 Avro/kWh’lık tarife uygulanmaktadır. 24
Ekim 2017’de Kiev’de Ukrayna Devlet Enerji
Etkinliği ve Enerji Tasarrufu Ajansı Başkanı
Sergey Savçuk’un açıklamasına göre; “Son üç
yıl içinde, Ukrayna yenilenebilir enerji projelerine
700 milyon Avro yatırım çekti.”
31
Kasım - Aralık 2017
“Dünyanın elektrik ihtiyacını
güneş karşılayacak”
CW Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Sarvan,
dünyanın elektrik ihtiyacının güneş enerji sistemleri
ile karşılanabileceğini söyledi.
CW Enerji Yönetim Kurulu Başkanı
Tarık Sarvan, güneş enerjisi ile 2050
yılına kadar küresel elektrik arzını
karşılamaya yetecek güvenli enerji
üretiminin mümkün olduğunu
belirtti. Dünyada 120 bin TeraWatt
(TWh) kullanılabilir güneş enerjisi
bulunduğunu aktaran Sarvan, yüzde
100 yenilenebilir enerjiye geçişin
küresel çapta mümkün olduğunu
ve yenilenebilir enerjiye geçiş ile
enerji üretiminde yaşanan toplam
kaybın çok büyük oranda azalacağını
ifade etti. Tarık Sarvan, yüzde
100 yenilenebilir enerjiye dayalı bir
küresel elektrik sisteminin tüm yıl
boyunca ve her saatte uygulanabilirliğinin
mümkün ve büyük oranda
fosil yakıtlar ve nükleer enerjiye dayalı
mevcut sistemden daha uygun
maliyetli olduğunun altını çizdi.
Güneş enerjisi kullanımının öneminin
her geçen yıl biraz daha arttığını
vurgulayan Tarık Sarvan, “Yirminci
yüzyılda, dünya nüfusu 4 kat artarken
enerji talebi 16 kat arttı. Günümüzde
7,5 milyar insanın şu anki
yaşam tarzını sürdürebilmesi için
gerekli olan enerji miktarı, yaklaşık
olarak 13 TWh. Yapılan ileriye dönük
projeksiyonlara göre 2050 yılına
gelindiğinde, insanoğlunun enerji
talebi günümüze nazaran 10 TWh
ANKARA
32
Sektör Haber
daha fazla olacak. Eğer küresel ısınmaya sebep olmaksızın
enerji elde edilmek istenirse, 2050’ye kadar
her gün 1 gigawatt(GWh)’lık nükleer enerji santrali
kurmak gerekecek. Buda her yerin atom santrali dolması
ve dünyanın yaşanılmaz bir yer haline gelmesi
demek. Aynı zamanda sağlığımızı tehdit edecek.
Dünya üzerindeki toplam rüzgar enerjisi potansiyeli
2-4 TWh civarında, hidroelektrik enerji kaynağı
0,5TW, jeotermal enerji kaynağı 12TWh, gelgit ve
okyanus akıntılarından üretilebilecek enerji miktarı
2TWh ve dünya üzerinde kullanılabilecek güneş
enerjisi miktarı ise 120.000 TWh’dir. Bu veriler, güneş
enerjisi kullanımının önemini somut bir şekilde ortaya
koymaktadır. Bu da insanoğlunun tüketemeyeceği
kadar güneş enerjisini zaten dünyamızda mevcut
demek” dedi.
“Güneş zengini olur”
Dünyanın güneş enerjisi kullanımına dönmesi gerektiğinin
altını çizen Sarvan, “İnsanoğlunun, önümüzdeki
yıllarda daha da bilinçlenip güneş enerjisine yatırım
yapacağına eminiz. Kim bugün güneş enerjisi
teknolojilerine daha çok yatırım yapar, sahiplenir,
kendi ülkesindeki insanları güneş enerjisi ile ilgili
eğitir, gerekli Ar-Ge çalışmaları yapar ve dünya genelinde
sistemler kurmaya başlarsa, petrolün zengini
olduğu gibi güneşin zengini de o ülke olur” diye
konuştu. Güneşe yatırımı misyon edindiklerini ifade
eden Tarık Sarvan, “Ar-Ge ekibimizle yeni projeler
üretiyoruz. Türkiye’de üretimi yapılmayan 5 W’dan
tutun 330 kWh’ye kadar olan kristalin panellerin üretimini
yapmaya başladık. Milli teknoloji olan güneşimizden
daha az alanda daha çok enerji üretmek,
güneşten gelen radyasyon oranını arttırarak daha
verimli hücrelerle dünyanın 2 metrekareden aldığı
enerjiyi 1 metrekareden alabilmek için çalışmalarımızı
sürdürüyoruz. Cephelerle hibrit, off-gridd sistemlerle
ilgili AR-Ge’lerimiz sürüyor. Meslek lisesi
öğrencilerimize staj eğitimi vererek sektöre hazırlıyoruz”
şeklinde konuştu.
GAZİANTEP ŞEHİTKAMİL 1,3 MW.
NEVŞEHİR 4 MW
Ankara
MANİSA 4,5 MW
33
Kasım - Aralık 2017
Sektör Haber
Zorlu Enerji, BIST Sürdürülebilirlik
Endeksi’nde ikinci kez gönüllü olarak yer aldı
nasıl yaklaştıkları ve yaklaşımlarını
kurumsal yönetim politika ve uygulamalarına
hangi düzeyde yansıttıklarını
değerlendiriyor.
Enerjide sürdürülebilir bir gelecek için akıllı enerji
teknolojilerine odaklanan Zorlu Enerji, Borsa İstanbul’un
Kasım 2017-Ekim 2018 dönemi için açıkladığı
Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alan sayılı şirketten
biri oldu. Zorlu Enerji Grubu Başkanı Sinan Ak, Zorlu
Enerji’nin geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Sürdürülebilirlik
Endeksi’nde gönüllü olarak yer almasının,
sürdürülebilirlik odaklı iş modellerinin bir yansıması
olduğunu söyledi.
Yerli ve yenilenebilir enerji alanında
Türkiye’nin öncü şirketlerinden
Zorlu Enerji, Borsa İstanbul’un Kasım
2017-Ekim 2018 dönemi için
açıkladığı Sürdürülebilirlik Endeksi’nde
gönüllü olarak yer alan sayılı
şirketten biri oldu.
Geçen yıldan itibaren BIST 100
şirketlerinden gönüllü olanları da
kapsayacak şekilde genişletilen
BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde
bu yıl ikinci kez gönüllü olarak yer
alan Zorlu Enerji, Kasım 2017 tarihinden
itibaren bu endeksteki 44
şirketten biri olarak yer alacak.
2014 yılından bu yana belirlenen
BIST Sürdürülebilirlik Endeksi;
şirketlerin, doğal kaynakların tükenmesi,
küresel ısınma, sağlık,
güvenlik, istihdam gibi konulara
Zorlu Enerji Grubu Başkanı
Sinan Ak: “Türkiye’deki
santrallerimizin yüzde 76’sı
yerli ve yenilenebilir enerji
kaynaklarına dayanıyor”
Enerjide sürdürülebilir bir gelecek
için akıllı enerji teknolojilerine
odaklandıklarını dile getiren Zorlu
Enerji Grubu Başkanı Sinan Ak,
“Sürdürülebilir enerjiyi, sürdürülebilir
kalkınmanın önemli bir unsuru
olarak değerlendiriyoruz. Bu
doğrultuda, sürdürülebilirliğe toplum
için ekonomik, sosyal ve çevresel
değer oluşturma vizyonuyla
yaklaşıyoruz. Sürdürülebilirlik, iş
modelimizin merkezinde yer alıyor
ve Sürdürülebilirlik Kurulumuz tarafından
bütünsel ve kapsayıcı bir
bakış açısıyla yönetiliyor. Geçen yıl
olduğu gibi bu yıl da Sürdürülebilirlik
Endeksi’nde gönüllü olarak yer
almamız; sürdürülebilirliği merkeze
alan iş modelimizi ve bu konuda ortaya
koyduğumuz vizyonu açık bir
şekilde yansıtıyor” dedi. Türkiye’deki
santrallerinin yüzde 76’sının yerli ve
yenilenebilir enerji kaynaklarına dayandığını
ifade eden Sinan Ak; “Türkiye’de
hem yaptığımız işler, hem
de hayata geçirdiğimiz projelerle,
sürdürülebilirlik konusunda enerji
sektöründe birçok ilke imza attık.
Türkiye’de sürdürülebilirlik raporunu
yayınlayan ve karbon ayak izini
hesaplayan ilk enerji şirketi olarak,
BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde
ikinci kez gönüllü yer almaktan
büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
Sürdürülebilir bir gelecek için akıllı
enerji teknolojilerine odaklanmayı
ve hem enerji alanında hem de farklı
sektörlerdeki şirketlere örnek olacak
sürdürülebilir işleri ve projeleri
hayata geçirmeyi sürdüreceğiz” diyerek
sürdürülebilirliğin toplumsal
olarak odaklanılması gereken, hayati
bir konu olduğunun altını çizdi.
34
Kasım - Aralık 2017
ABB dijital çözüm platformu
ABB AbilityTM ‘yi tanıttı
ABB, düzenlediği çeşitli etkinliklerle,
ABB AbilityTM teknoloji platformu
üstüne kurulu olan ve dijital
olarak birbirine bağlı ürün, sistem
ve çözümlerini tanıtarak yazılım,
mekanik ve elektrik mühendisliği
alanındaki liderliğini vurguladı.
Çırağan Sarayı-İstanbul, Swissotel
Büyük Efes-İzmir, JW Marriott
Otel-Ankara ‘da düzenlenen etkinliklere
gazeteci – programcı Serdar
Kuzuloğlu ve Altınbaş Üniversitesi
Rektör Yardımcısı Prof. Dr.Emre
Alkin Endüstri 4.0’ın hayatımızda
ve iş yapma şeklimizde sağladığı etkilerini
anlattıkları konuşmalarıyla
katıldılar.
Misafirler aynı zamanda ABB Türkiye
Yönetim Kurulu Başkanı ve
Türkiye
genelindeki
müşteriler, dijital
ve bağlantılı çözüm
portföyüyle
tanıştırıldı.
Murahhas Azası Sami Sevinç’ten
dijitalleşen dünyada ABB’nin atmış
olduğu adımları; Elektrifikasyon
Ürünleri Divizyonu Satış ve Pazarlama
Müdürü Erhan Savaş’tan ise
Elektrifikasyon ürünleri kapsamında
bulunan ABB AbilityTM ürün ve
çözümlerini dinleme fırsatı buldular.
Etkinliklerin başarısını değerlendiren
Sevinç: “Bu etkinlikler, birçok
sektörde hızlı ve büyük değişikliklerin
lokomotifi olan dijitalizasyon
konusuna değinebildiğimiz etkileyici
bir fırsat oldu. Bugüne kadarki
endüstriyel alandaki eşsiz dijital
tecrübemizle, 4. Endüstri Devriminden
faydalanmanın fiziksel ve
dijital dünyayı birleştirmeyi gerek-
36
Sektör Haber
tirdiğini anlıyoruz. ABB AbilityTM,
müşterilerimizin her geçen gün
ilerleme sağlaması için bunların
hepsini bir araya getirme şeklimizdir
ve bu yenilikleri birçok değerli
misafirimizle paylaşmak çok keyifliydi”
dedi.
ABB; kamu hizmetleri, endüstri,
taşıma ve altyapı alanlarında kullanılmak
üzere, dijital olarak birbiriyle
bağlantılı, bugün kullanıma hazır
180’den fazla ABB AbilityTM ürün,
sistem, çözüm ve hizmetine sahiptir.
Tanıtımı yapılan çözümlerden
ABB AbilityTM Electrical Distrubition
Control System (EDCS) elektrik
dağıtım sistemlerinde izleme,
optimizasyon ve kontrol imkanı
sağlar. Bu, enerji yönetimi yapabilen,
devre kesicilerin bağlanabildiği
yenilikçi, bulut tabanlı bir platformdur.
Enerji yönetimi çok daha
basit bir mimari ile gerçekleştirilir
ve tesiste %30’a kadar optimizasyon
sağlanabilir.
Bir diğer tanıtılan ürün Ekip UP
dijital ünite ise halihazırda kurulumu
gerçekleşmiş olan alçak gerilim
sistemlerini en kolay ve ekonomik
şekilde, izleme, kontrol ve koruma
alanında güncelleyerek yeni nesil
tesislere dönüştürür ve kullanıcılara
dijital devrimin avantajlarını
yakalama fırsatı sunar.
Bunlara ek olarak Terra serisi elektrikli
araç şarj cihazları müşterilerinin
zorlu kurulum ve güvenilirlik
hedeflerini karşılar ve yüzlerce istasyonu
müşterisinin operasyon
ağıyla bütünleştirir. Microsoft Azure
bulut tabanlı servis hizmetleri
ile müşterilerine gelişmiş yönetim
özellikleri sunarken, müşterilerinin
tüm ağına uzaktan erişimini ve kestirimci
bakım yapmasını sağlar.
ABB, elektikli araçların şarjıyla sınırlı
kalmayarak birbiriyle bağlantılı,
çeşitli eBus elektrikli otobüs
şarj cihazları da geliştirmiştir. Araç
üstü şarj bağlantısı ile hızlı şarj;
depo şarj konfigürasyonları ile de
gece boyu şarj özelliği tüm elektrikli
otobüs altyapısını desteklemektedir.
150kW’lık modüler yapısı filo
artış talepleri karşısında esneklik
sağlarken, 450kW’a kadar yüksek
ve geniş bir güç aralığına sahiptir.
Bu gelişmelerle toplu taşıma hizmetleri
7/24 elektrikli otobüsler ile
mümkün hale gelmiştir.
ABB AbilityTM ayrıca güneş enerjisi
sistemlerinde de mevcuttur ve
yüksek teknoloji solar invertörleri,
dijitalleşme altyapısını kullanarak
tüm bilgilerin bulut üzerinden toplanmasını,
analiz edilmesini, izlenmesini
ve kontrol edilebilmesini
mümkün hale getirir.
Son olarak anlatılan ABB’nin akıllı
bina çözümleri, insanların yaşama,
çalışma ve boş zamanlarının tadını
çıkarma şeklini, yenilikçi i-bus®
KNX sistemini kullanarak dönüştürüyor.
i-bus® KNX sistemi bina verimliliği
çözümlerinin kurulumunu
ve kontrolünü sağlamak için, dünya
genelinde kullanılan açık bina otomasyonu
standardıdır. Sistemlerin
etkileşimli kontrolü sayesinde enerji
yönetimi, binanın enerji talebine
göre kendini optimize etmek üzere
programlanabilir. Buluta aktarılan
veriler, internet erişiminin olduğu
herhangi bir yerden sistemi izlemeye
ve kontrol etmeye imkan sunar.
37
Kasım - Aralık 2017
Sektör Haber
Astor’dan başkente 200 milyonluk yatırım
Türkiye’nin dünya devleri ile mücadele eden firması Astor Transformatör yeni
fabrikasının açılışına hazırlanıyor. 200 milyon liralık yatırım planı ile yola çıkan
ASTOR 100 bin metrekare alan üzerine kurulan ve devreye alınmak üzere olan yeni
fabrikası ile 800 Kv 1000 MVA kapasiteli transformatör üretimine sahip olacak.
Astor A.Ş Genel Müdürü Enver Geçgel
60 ülkeye transformatör ihraç eden
firma yeni fabrikasının devreye girmesiyle
daha geniş bir ürün satış
gamına ulaşacak. Bu sayede ihracat
miktarını çok daha ileri götürmeyi
hedefleyen ASTOR, yeni yatırımı
ile kademeli olarak 700 kişiye istihdam
sağlayacak. Ayrıca yeni fabrika
yatırımı ile kendi markası altında
elektrik dağıtım sektörüne yönelik
olarak beton köşk, orta gerilim kesici
ve ayırıcı imalat ve satışına başlayacak…
Türkiye’de, transformatör üretiminde
robot teknolojisini ilk kullanan
firma olan Astor Transformatör şu
anda 2 bin adet dağıtım transformatörü
üretim kapasitesi ile Türkiye’de
ilk, dünyada ise ilk 5 üretici
arasında yerini alıyor. 200 milyon
TL’lik bir yatırım ile devreye girecek
olan fabrika sayesinde mevcut
fabrika koşullarında imalat ve satışı
yapılamayan 400 kV ve üstü gerilim
seviyesinde transformatör üretimi
ve satışı yapılabilecek. Bu sayede
ASTOR markası dünyada daha fazla
bilinir hale gelecek. Tam kapasite
ile yıllık 24 bin adet dağıtım transformatörü
üretebilen Astor, Türkiye
için rekor bir üretime sahip.
GES, RES, JES yatırımlarında
kullanılan trafolara Astor
imzası
Astor Transformatör, son yıllarda
önemini arttıran Güneş Enerjisi
Santralleri(GES), Rüzgar Enerjisi
Santralleri (RES), Jeotermal Enerji
Santralleri (JES) gibi yenilenebilir
enerji kaynakları yatırımlarında
kullanılan trafo satışlarında yurt içi
ve yurt dışında etkin rol oynamak
hedefinde. Devletin enerji bağımlılığını
azaltma amaçlı politikalarının
da etkisiyle yenilenebilir enerji
kaynaklarından elektrik üretme
çalışmalarına girdiklerini belirten
Astor A.Ş Genel Müdürü Enver
Geçgel: “2015 yılında çalışmalarına
başladığımız ilk GES kurulumunu,
2016 Nisan ayında tamamlayarak
elektrik üretimine başladık. 10,23
MWp kurulu güce sahip GES Urfa,
bölgenin işletmedeki en büyük GES
olarak elektrik üretimine devam
ediyor. Bahsettiğimiz kendi yatırımımız
GES’ler de Ar-Ge çalışmaları
sonucu imalatını yaptığımız
ultra düşük kayıplı trafoları kullanıyoruz.
Kendimizin saha performansını
takip ettiğimiz bu ürünleri
müşterilerimize de sunuyoruz”
açıklamasında bulundu.
Astor orta gerilim şalt
malzeme üretiminde
Astor, yeni fabrika yatırımı ile
elektromekanik imalat sektöründe
önemli bir açık haline gelen beton
köşk, orta gerilim kesici ve ayırıcı
imalatını yapmayı hedefliyor. Prototip
imalatlarını Ar-Ge çalışmaları
ile tamamlandığını belirten
Astor A.Ş Genel Müdürü Enver
Geçgel: “Elektromekanik imalat
sektörü ülkemizde ve dünyada çok
hızlı büyüyor. Bizde transformatör
üretiminde yakaladığımız marka
kalitesini beton köşk, orta gerilim
ayırıcı ve kesici imalatına da aktarmaya
karar verdik. Yeni fabrikamızı
planlarken bu ihtiyacı göz önüne
aldık. Aldığımız kararın ne kadar
doğru olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz.
Bugün ancak 4 ay sonraya
sipariş alabiliyoruz” dedi.
38
Kasım - Aralık 2017
Sektör Haber
Türkiye, EY Yenilenebilir Enerji Ülke
Çekiciliği Endeksi’nde 16. sıraya yükseldi
Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY’nin
Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi’nde Türkiye,
geçtiğimiz yıla göre 3 basamak birden yükselerek
16. sırada yer aldı. Endekste Türkiye’nin yenilebilir
enerjide daha fazla yabancı yatırımcı ilgisi çektiği ifade
edilirken, güneş enerjisi kapasitesinin de bir yılda üç
kat artarak 1.5 GW’ye ulaştığı belirtiliyor. Endekste en
çekici ülkelerde ilk 5, Çin, Hindistan, Amerika, Almanya
ve Avustralya olarak sıralanırken, Fransa geçen yıla
göre 2 basamak yükselerek 6. sırada yer aldı.
EY Türkiye Enerji Sektör Lideri Erkan Baykuş
Dünyanın lider danışmanlık ve denetim
şirketlerinden EY, Yenilenebilir
Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi
(RECAI) sonuçlarını açıkladı. 40 ülkenin
yenilenebilir enerji yatırımları
bakımından sıralandığı endekste
Türkiye, 2017’de bir önceki yıla göre
3 basamak birden yükselerek 16. sırada
yer aldı. Raporda; Türkiye’nin
güneş enerjisi kapasitesinin bir yılda
üç kat artarak 1.5 GW’ye ulaştığı
belirtilirken, yabancı yatırımcıların
rüzgâr enerjisi başta olmak üzere
Türkiye’deki yenilenebilir enerji fırsatlarına
daha fazla ilgi gösterdiği
vurgulanıyor.
Türkiye’nin endeksteki yükselişi ile
ilgili değerlendirmede bulunan EY
Türkiye Enerji Sektör Lideri Erkan
Baykuş, “Ülkemiz, yerli ve yabancı
yatırımcılar için özellikle rüzgâr
ve güneş enerjisi alanlarında cazip
yatırım fırsatları sunuyor. İhalelere
yüksek miktarlarda talep gelmesi,
Türkiye’de yenilenebilir enerji alanında
yatırım ve uygulamalar için
güçlü bir iştah olduğunu gösteriyor.
Bununla birlikte hem ülkemizde
hem de dünyada akıllı ölçüm
sistemleri ve şebekelerin gelişimi,
dijitalleşme, müşteri çözümleri
alanlarında pek çok yeni gelişme
yaşanıyor ve bunun sonucu olarak
Türkiye’nin enerji verimliliği olgunluğu
giderek yükseliyor. Güneş
enerjisi özelinde bakıldığında, yüz
ölçümü büyüklüğü ve güneşlenme
süresi uzunluğu dolayısıyla Türkiye
yüksek potansiyel taşıyan ülkeler
arasında yer alıyor. Yatırım ortamının
iyileşmesini sağlayan gelişmeler
ve enerji reformları alanında gösterilen
kararlı duruşun, önümüzdeki
dönemde Türkiye’yi yatırımcılar
için giderek daha cazip bir pazar
haline getireceğini öngörüyoruz”
dedi.
Çin, ‘en çekici yenilebilir enerji
pazarı’ özelliğini koruyor; Orta
Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri
yükselişte
Yenilebilir enerji yatırımlarında
Çin, Hindistan ve ABD’yi geride bırakarak
EY’nin Yenilenebilir Enerji
Ülke Çekiciliği Endeksi’nde birinci
sıradaki yerini korudu. Endekste
ikinci sırada yer alan Hindistan’ın
ise önümüzdeki dönemde yenilebilir
enerji yatırımlarında düşüş
gösterebileceğine işaret ediliyor.
Endekste; Hindistan’da gerçekleşmesi
planlanan bazı rüzgâr enerjisi
anlaşmalarının iptal edilmesinin,
ülkenin güneş enerjisi kapasitesini
2022 yılında 100 GW’ye yükseltme
hedefine gölge düşürdüğü ifade
ediliyor. Öte yandan ABD’nin iklim
değişikliğiyle mücadeleye ilişkin
politikalarında değişikliğe gitmesi
ve ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu’nun
Eylül ayında ithal edilen
güneş panellerde yaşanan artışa
ilişkin olarak yurtiçi piyasaya zarar
verebileceği açıklamasında bulunması,
ülkenin yenilenebilir enerji
yatırımlarındaki çekiciliği üzerinde
olumlu bir etki sağlamıyor.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika
ülkeleri yükselişte
Son dönemde yenilebilir enerji faaliyetlerini
hızlandıran ve çeşitli politika
düzenlemelerine giden Orta
Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri EY
endeksinde yükselişe geçti. Mısır’da
IFC tarafından 500 MW kapasiteli
güneş enerji projelerine 635 milyon
dolarlık finansman onayı verilirken,
Suudi Arabistan 400 MW kapasiteli
ilk rüzgâr santrali için yatırımcılardan
teklif almaya başladı. Cezayir
ise güneş enerji alanında attığı
adımlar ile endekse 38’inci sıradan
giriş yaptı.
40
Sektör Haber
Kasım - Aralık 2017
Kıbrıs’ta Fronius inverterleri artıyor
Kuzey Kıbrıs’ta faaliyet gösteren Airkam Solar Systems ile
Fronius satışve servis partnerliği imzaları atıldı.
Yıllardır ülkemizde hizmet veren
Airkam Trading Ltd solar birimi;
Airkam Solar Systems, çevreci
elektrik üretimi olan güneş enerjisini
elektrik enerjisine dönüştüren
sistemi ile gelişen teknolojinin tüm
imkanlarını kullanarak, Kıbrıs’ta
solar sistemi yaygınlaştırarak, sektörün
önde gelen isimlerinden biri
olmuştur.
Ekonomi tasarrufu ve çevreye gösterilen
özenle son yıllarda büyük
önem kazanan solar enerjiyi Kuzey
Kıbrıs’a getiren Airkam Solar, her
geçen gün yeniliklerle gelişmeye,
hizmet anlayışını geliştirmeye devam
etmektedir.
Dünyanın daimi ve en büyük enerji
kaynağı olan güneş enerjisini,
elektrik enerjisine dönüştüren solar
sistemler, dünyada olduğu gibi Kıbrıs’ta
da oldukça ilgi gören ve tercih
edilen bir enerji sistemi olmuştur.
Fronius International GmbH 1945
te Avusturya’da kurulmuş, günümüzde
24 ayrı ülkede kendi şirketleri
ile 60’dan fazla ülkede de satış
partnerleri ile temsil edilerek dünya
üzerinde çok geniş bir coğrafyada
akü şarj sistemleri, kaynak teknolojileri
ve solar enerji sektörlerinde
3600 den fazla çalışanı ile faaliyet
göstermektedir. Bu doğrultuda
dünyanın birçok ülkesinde hizmet
veren bir marka olan Fronius, ülkemizde
ve dünyada hızla büyüyen solar
enerji sektöründe önümüzdeki
dönemlerde ihtiyacı fazlaca duyulacak
olan yerel servis hizmetlerinin
sağlanmasına yönelik 2001 yılından
beri dünyada uyguladığı Fronius
Servis Partner programına Kuzey
Kıbrıs’ta Airkam solar systems ile
başlama kararı aldı. 2010 yılından
itibaren İstanbul’da, Kuzey Kıbrıs’ta
da 4 yıldır hizmet veren bir marka
olarak bilenmekte, her geçen gün
gelişen ve büyüyen bir isim olmaktadır.
Solar enerji alanında oldukça
fazla sayıda projenin içinde yer alan
Fronius, enerji sektöründe oldukça
fazla ihtiyaç duyulan yerel servis ihtiyacının
da sağlanabilmesi amacı
ile Airkam Solar ile satış ve servis
partnerliği anlaşması imzalayarak,
Fronius işbirliği ile Kuzey Kıbrıs’ta
hizmet vermeye devam ediyor. Kaliteli
ve hızlı hizmet vermek önceliği
prensibi ile hareket eden Airkam
Solar, yine en iyisini sunmak amacı
ile dünyanın isim yapmış önde gelen
markası olan Fronius ile satış
ve servis partnerliğine imza atarak,
Kuzey Kıbrıs’ta Solar enerji sektöründe
öncü olmaya devam etmekte,
dünya genelindeki en kaliteli
hizmetleri getirmekte aracı olarak,
en avantajlı hali ile sunmaya devam
etmektedir.
41
Kasım - Aralık 2017
Güneş enerjisi kullanılarak dünyaya yetecek
enerjinin 4 bin katı elde edilebilir
Günümüzde sürdürülebilirlik bakış açısıyla
çalışan firmalar, fosil yakıtların azalmasıyla talep
görmeye başlayan güneş enerjisini kullanarak,
enerji kullanımını optimum hale getiriyor. Bu bakış
açısıyla çalışan İnform, 2009 yılında başladığı
çatı uygulamalı güneş enerjisi santrali (GES)
kurulumlarına her geçen gün artan bir ivmeyle
devam ediyor.
Fosil yakıtlar son iki yüzyıl içerisinde,
üretim teknolojilerinin gelişmiş
ve ucuz olması nedeniyle yaygın
olarak kullanılmaktaydı. Ancak
1973 yılında gerçekleşen petrol
kriziyle birlikte tarihte de ilk kez,
enerji kaynaklarında alternatif yol
arayışları gündemi uzun süre meşgul
etti. Yenilenebilir enerji kaynaklarının
gelişimini destekleyen bir
başka önemli gelişme, 90’lı yıllarda
çevre bilincinin ortaya çıkmasıyla
oldu. Bu farkındalığın sonucu olarak
ise geleneksel enerji üretim ve
tüketiminin çevre ve doğal kaynaklar
üzerinde yerel, bölgesel ve küresel
seviyede doğrudan olumsuz
etkilere neden olduğu anlaşıldı ve
sürdürülebilir bakış açısıyla çalışan
firmalar ‘temiz enerji’ kullanmaya
başladı.
Sınırsız enerji kaynağı güneşten
faydalanması sebebiyle tükenmeyen
bir enerji türü olan güneş
enerjisi, yenilenebilir ve temiz
enerji kaynağıdır. Çevreye zararlı
duman, gaz, karbonmonoksit,
kükürt ve radyasyon gibi etkileri
içeriğinde barındırmamakta olan
42
Sektör Haber
güneş enerjisinin atmosferin dışında
şiddetinin 1370 W/m² değerinde
olduğu ve yeryüzüne ulaşana
kadar 0-1100 W/m2 değerine düştüğü
biliniyor. Böylelikle de güneş
ışınlarının dünyaya gelen küçük bir
bölümünün dahi insanlığın mevcut
enerji tüketiminden kat kat
fazla olduğu gerçeği gün yüzüne
çıkıyor.
“Bugün ki çerçeveden
bakıldığında gelecekte, güneş
enerjisini ve teknolojilerini
gündelik hayatımızda daha
fazla göreceğiz”
İnform Yenilenebilir Enerji Satış
Müdürü Hakan Hızarcıoğlu,
toplam 35MW gücünde GES kurmuş
olduklarını ve bunu 2018’de
50MW’ye çıkarmayı amaçladıklarını
ekleyerek, güneş enerjisiyle
paralel ve birlikte çalışan ürünlerin
geliştirilmesi noktasında Ar-Ge çalışmalarına
daha fazla destek verilmesi
gerektiğini vurguladı. Güneş
enerjisinin en önemli avantajının
tükenmez bir kaynak olduğunun
altını tekrar çizen H. Hızarcıoğlu,
“Etrafımızda bulunan ve sürekli
tüketmekte olduğumuz, petrol, kömür,
doğalgaz gibi fosil yakıtlardan
çok daha fazlasını, güneş enerjisiyle
elde edebiliriz. Dünya’ya güneşten
gelen enerji, Dünya’da bir yılda
kullanılan enerjinin 20 bin katıdır.
Güneş enerjisini kullanarak dünyaya
yetecek enerjinin 4 bin katını
elde edebiliriz” dedi.
Proje sahası ayrıntılı bir
şekilde incelenmeli
İnform olarak, 1500’den fazla çatı
uygulamalı GES projesi kurulumu
gerçekleştirdiklerini belirten H.
Hızarcıoğlu, projede en önemli parametrenin
güvenlik, verim, sürdürülebilirlik
ve doğru mühendislik
olduğunu söyledi. Çatı üzeri GES
kurulumlarında proje sahasının
ayrıntılı bir şekilde incelenmesi
gerektiğini vurgulayan H. Hızarcıoğlu,
“Doğu - Batı eğimli çatılar,
Kuzeye yönelik açılı çatılar, gölgelenmeye
müsait alanlar, bakım ve
servis ihtiyaçları için gerekli alanlar,
güvenlik için belirlenen alanlar
gibi sadece kurulum alanının
belirlemesinde bile birçok kriterin
gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Sadece kurulum alanı için bile bu
kadar çok kriter varken, ürün verimlilikleri,
doğru projelendirme,
satış sonrası destek gibi diğer konuların
kendi içindeki kriterleri de
düşünüldüğünde, en küçük hatalar
bile büyük sorunlara neden olabilmektedir.
GES kurulum sürecinin
ilk adımı doğru bir EPC firmasının
seçimiyle başlanmalıdır.”
43
Kasım - Aralık 2017
Kayseri Entegre Sağlık Kampüsü,
sıcak su ihtiyacını DemirDöküm ile
güneşten karşılayacak
İklimlendirme sektörünün öncü markalarından DemirDöküm, çevreye saygılı,
sürdürülebilir ekonomiye uygun, yenilikçi ürünleri ile kurumları tasarruf ettirmeye
devam ediyor. Dünyanın sürdürülebilir geleceği için tüm iş yapış şekillerinde ve
ürünlerinde enerji verimliliğine büyük önem veren DemirDöküm, Kayseri Entegre
Sağlık Kampüsü’nde gerçekleştirdiği solar kolektör uygulaması ile güneş panelindeki
uzmanlığını bir kez daha gösterdi. Kayseri Entegre Sağlık Kampüsü’nde kullanılan
DemirDöküm LYKIA 2,25 solar kolektörleri, sıcak su üretiminde, doğal gaz kullanımında
büyük tasarruf sağlarken, yıllık karbon emisyonunu 182 bin kilo azaltacak.
Enerji verimliliği odaklı çalışmalarıyla
dikkat çeken DemirDöküm,
Bozüyük fabrikasında ürettiği termal
güneş kollektörleri ile yenilenebilir
enerji kullanımını desteklemeye
devam ediyor. Üstün teknolojiye
sahip ürünleriyle Türkiye’de ve dünyanın
50 ülkesindeki yüzbinlerce
aileye ve kuruma ısıl konforu sunan
DemirDöküm, Kayseri Entegre Sağlık
Kampüsü Termal Solar Sistem
projesini tamamladı.
Doğalgaz tüketiminde yıllık
71 bin metreküp tasarruf
sağlayacak
YDA Group tarafından Kamu Özel
İşbirliği (PPP-Public Private Partnership)
modeliyle hayata geçiri-
44
Sektör Haber
len, Türkiye’nin ilk Entegre Sağlık
Kampüs Projesi olan Kayseri Entegre
Sağlık Kampüsü’nde kullanılan
DemirDöküm’ün LYKIA 2,25
Termal Solar Kollektörleri ile sıcak
suyun üretilmesi için harcanacak
enerjinin yüzde 69,4’ü güneşten
alınan enerji ile karşılanacak. Kampüse,
doğalgazdan yıllık 71 bin 532
metreküp oranında tasarruf sağlatacak
proje, aynı zamanda karbon
emisyonunu da 182 bin 914 kilogram
azaltılacak.
Sıcak su ihtiyacının karşılanması
için güneş ışığını yüzde 95 oranında
absorbe ederek hava sıcaklığı ne
olursa olsun maksimum seviyede
güneş ışığını enerjiye dönüştürmek
üzere tasarlanarak hizmet vermek
için kurulan sistem, merkezi kazan
sistemi ile entegre edilerek hastane
konforunun en üst seviyede olacak
şekilde hibrit çalışması sağlandı.
DemirDöküm Yönetim Kurulu
Üyesi Erdem Ertuna hayata geçirilen
projeyle ilgili olarak şunları
kaydetti;
“Sonsuz, sınırsız, yenilenebilir, temiz
ve aynı zaman ücretsiz bir
enerji kaynağı olan güneşten, hedeflenen
ısıl konforu şartlarının
oluşturulması için DemirDöküm
olarak 6 yıl önce 1 milyon 390 bin
Euro yatırım ile Termal Solar Kollektör
üretimine başladık. Demir-
Döküm Ar-Ge mühendislerince
geliştirilen solar kollektörlerimiz
sıcak suyun dışında; biyogaz tesislerinde,
şişe, yün, iplik yıkama
prosesleri için sıcak suya ihtiyaç
duyan fabrikalarda da kullanılabiliyor.
Şirket olarak bu alana yatırım
yapmaya devam ediyoruz. Sistemlerimiz
ile 2023 yılında ortaya çıkacak
enerji ihtiyacının en az yüzde
30’unu solar enerji projeleri ile yenilenebilir
enerji kaynaklarından
elde etmeyi amaçlayan ülkemizin
hedeflerine katkı sağlamayı istiyoruz.
En yeni teknolojiyle donatılan
ve Türkiye’nin ilk Entegre Sağlık
Kampüsü Projesi’nde yer almaktan
gurur duyuyoruz. Projede emeği geçen
tüm iş ortaklarımıza teşekkür
ederiz. Kampüsün başta Kayseri
olmak üzere çevre illere hayırlı olmasını
dileriz.”
45
Kasım - Aralık 2017
Sektör Haber
Kömürsüz bir geleceğe doğru
WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli
WWF, Bonn’da kurulan Kömür Sonrası Enerji Küresel
İttifakı’nı (Global Alliance to Power Past Coal)
kömürsüz bir geleceğe atılan önemli bir adım
olarak değerlendirdi.
100’den fazla ülkede 5 milyondan
fazla destekçisi ile dünyanın en
büyük sivil toplum kuruluşlarından
biri olan WWF, Bonn’da devam
eden 23. İklim Değişikliği Konferansı’nda
Kömür Sonrası Enerji
Küresel İttifakı’nın kurulmasına
ilişkin değerlendirmelerini kamuoyu
ile paylaştı. Dört yıllık bir
duraklamanın ardından, karbon
emisyonlarının kömür tüketimi sebebiyle
yeniden artmaya başladığı
bu dönemde, 20 ülke ve bölgenin
birlik olarak kömürden enerji üretiminin
sona ermesi için harekete
geçtiklerini vurgulayan WWF, ittifakın
kömür bağımlılığını azaltmak
için ihtiyaç duyulan ortak iradeye
iyi bir örnek oluşturduğunu ifade
etti.WWF’in Küresel İklim ve Enerji
Programı Lideri Manuel Pulgar
Vidal “Bilim açıkça ortaya koyuyor
ki, Dünya’nın 1,5 derece ısındığı senaryoda
kömüre yer yok. Toplumlar
ve ekonomi, gezegenimiz için
faydalı temiz enerji kaynaklarından
güç almalı. Bu ülkelerin attığı
adımları mutlulukla karşılıyoruz.
İttifak sayesinde ortak bir gelecek
vizyonu hayata geçirilebilir fakat
henüz yolun başındayız” dedi. Düşük
karbonlu ve iklim değişikliğine
dirençli bir ekonomiye geçiş, kömürden
uzaklaşmayı destekleyen
ve toplumsal etkiyi azaltmayı hedefleyen
iklim finansmanı ve temiz
enerji planlamaları gibi örnek uygulamalarla
elele yürümek zorunda.
Araştırmalar gösteriyor ki dünyada
her yıl kömürün yakılmasından
kaynaklanan kirlilik sebebiyle 800
bin kişi ölüyor. Kömürü terk etmek
çevresel ve ekonomik getirilerinin
yanı sıra, insan sağlığını tehdit eden
koşulları da ortadan kaldıracak.
Pulgar Vidal sözlerine şu şekilde
devam etti: “Kömürden uzaklaşmak
daha güçlü bir iklim hareketi
oluşturmanın yanında, halk sağlığını
iyileştirmek ve toplumlarımızın
sosyal refah seviyesini yükseltmek
için çok önemli. Enerji pazarı, bizi
her gün yenilenebilir kaynakların
hakim olduğu dünyaya biraz daha
yaklaştırıyor. Yine de, dönüşümün
adil olması için hepimizi hızlandıracak
bir kıvılcıma ihtiyaç var. Görünen
köy kılavuz istemez; herkes
için sürdürülebilir bir gelecek sağlamak
ancak kömürü terk etmek
ile mümkün.”
WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı
Pasinli de “İklim değişikliğiyle mücadele
hedeflerinin başarıya ulaşması
için enerji altyapısında bir
dönüşüm gerekiyor. Ülke olarak sahip
olduğumuz yenilenebilir enerji
kaynakları ve enerji verimliliği potansiyeli,
Türkiye’nin de bu dönüşümün
parçası olması için büyük
bir fırsat sunuyor. Küresel ölçekte
enerji sektöründeki dönüşüm sonucunda
kömürden her geçen gün
uzaklaşılıyor. Enerji politikamızı
bu fırsat ve dönüşüm çerçevesinde
yeniden tasarlamamız gerek” dedi.
Kömür Sonrası Enerji Küresel İttifakı,
temiz büyümeyi hızlandırma
ve iklim değişikliğinin etkilerinden
korunma hedefiyle kömürden hızla
uzaklaşmak için hükümetleri, iş
dünyasını ve ilgili diğer kurumları
bir araya getiriyor.
46
Sektör Haber
Kasım - Aralık 2017
Güneş enerjisi küresel enerji
pazarlarında öne geçiyor
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Dünya Enerji
Görünümü (WEO) 2017 raporunu yayınladı.
Rapora göre, önümüzdeki 25 yılda
dünyanın artan enerji ihtiyacı
öncelikle yenilenebilir enerji ve
doğalgaz ile karşılanacak. Azalan
maliyetler güneş enerjisini en ucuz
yeni elektrik üretim kaynağına dönüştürecek.
Raporda, ABD’de petrol
ve doğalgazda üretimin yeniden
canlanması, yenilenebilir enerjide
maliyetin keskin şekilde düşmesi ve
elektrifikasyonun büyümesinin, küresel
enerji sisteminin yüzünü değiştirdiği
ve enerji talebini karşılama
yollarını alt üst ettiği belirtiliyor.
IEA, bu değişimde Çin’deki temiz
ve daha çeşitli enerji karışımının
önemli rol oynadığını vurgularken,
üretimde güneş enerjisinin maliyetinin
düşmesinin de rol oynayacağını
kaydediyor.
“Petrolün ölüm ilanını yazmak
için çok erken”
IEA Dünya Enerji Görünümü raporu
dün yayınlandı. WEO 2017’ye göre
önümüzdeki 20 yılda küresel enerji
sistemini etkileyecek noktalara dikkat
çekti. ABD tartışılmaz küresel
petrol ve gaz lideri haline geliyor
ve düşen maliyetler sayesinde yenilenebilir
kaynaklar hızlı bir şekilde
devreye giriyor. Enerji karışımında
elektriğin payı artıyor ve Çin’in yeni
stratejisi onu daha temiz bir büyüme
moduna sokuyor, bunun etkileri
olacak. Diğer yandan Avrupa Birliği’nde
rüzgar, 2030’dan hemen sonra
başlıca elektrik kaynağı haline gelecek.
IEA Başkanı Fatih Birol, “Çin ve
Hindistan dahil olmak üzere birçok
yerde en düşük maliyetli elektrik
üretim kaynağı haline geldiğinden,
güneş enerjisi küresel enerji pazarlarında
öne geçiyor” diyor. Hükümetlerin
desteği ve düşen batarya
maliyetleri ile elektrikli araçların
hızlı şeritte bulunduğunu da söyleyen
Birol, “Ancak petrolün ölüm ilanını
yazmak için çok erken. Çünkü
kamyonlar, petrokimya, nakliye ve
havacılıkta büyüme petrol talebini
artırmaya devam ediyor” diyor.
IEA’nın “Yeni Politikalar Senaryosu”
uyarınca, petrol fiyatı 2020’lerin ortalarına
kadar 83 dolara yükselmeye
devam edecek. IEA, 2025’e kadar
yolda 50 milyon ve 2040’a kadar 300
milyon elektrikli araç olacağını tahmin
ediyor. Bunun küresel petrol
talebini günde yalnızca 2.5 milyon
varil azaltması bekleniyor.
47
Kasım - Aralık 2017
Sektör Haber
“Ortadoğu Bölgesi’nde Yılın Enerji Projesi”
GAP Bölgesi’nde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımının ve Enerji Verimliliğinin
Arttırılması Projesi, Association of Energy Engineers (Enerji Mühendisleri Derneği)
tarafından Atlanta’da düzenlenen 40. Dünya Enerji Mühendisliği Kongresi’nde,
“Ortadoğu Bölgesi’nde Yılın Enerji Projesi” ödülünü aldı.
Konu hakkında konuşan GAP İdaresi
Başkanı Sadrettin Karahocagil
şunları söyledi: ”Yenilenebilir enerji
ve enerji verimliliği sektörlerinin
bölgemizde gelişmesini sağlamak
amacıyla yürüttüğümüz projemizin
enerji yönetimi konusunda dünyanın
saygın kurumlarının birisinden
ödül almasından ve uluslararası
alanda takdir görmesinden dolayı
mutluluk duyuyoruz. Yenilenebilir
enerji ve enerji verimliliği alanındaki
çalışmalarımız, konunun iklim
değişikliği, çevrenin korunması,
endüstriyel kaynak verimliliği ve
kentleşme boyutları da dâhil olacak
biçimde, önümüzdeki dönemde de
devam edecektir.”
GAP Bölgesi’nde Yenilenebilir Enerji
Kaynaklarının Kullanımının ve
Enerji Verimliliğinin Arttırılması
Projesi GAP Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı (GAP BKİ) tarafından,
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı
(UNDP) işbirliği içinde yürütüldü.
Proje ile GAP Bölgesi’nde
ilklere imza atıldı
Proje ile yenilenebilir enerji kaynaklarının
hem bölgenin ihtiyaçları
doğrultusunda elektrik ve ısı üretimindeki
kullanımının yaygınlaştırılması,
hem enerji verimliliğinin
iyileştirilmesine yönelik faaliyet ve
eylemlerin gerçekleştirilmesi, hem
de bölge için öngörülen sürdürülebilir
büyüme yaklaşımının desteklenmesi
hedeflendi.
Proje kapsamında bölgesel ölçekte
ilk yenilenebilir enerji ve enerji
verimliliği eylem planı hazırlandı.
Sanayide enerji verimliliğinin iyileştirilmesine
yönelik bölgedeki kalkınma
ajansları ile ortak mali destek
programı oluşturuldu. Böylece,
bölgedeki sanayi işletmelerinde
enerji verimliliği konusunda farkındalığın
artırılması, bölgede üretim
yapan sanayi işletmelerinde enerji
verimliliğine yönelik tedbirlerin belirlenmesi
ve uygulanması sağlandı.
GAP Bölgesi için bir ilk olan Enerji
Verimliliği Danışmanlık Kuluçka
Merkezi kuruldu. Merkez, sanayide
ve binalarda enerji verimliliğinin
artırılması için enerji denetimlerinin
yapılmasında ve danışmanlık
hizmetlerinin sağlanmasında
önemli bir rol oynuyor. Alman Pasif
Ev Enstitüsü’nün EnerPHit kriterine
göre tasarlanan ve tadilatı yapılan
GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık
ve Kuluçka Merkezi binası,
Türkiye’de tadilat görmüş bina kategorisinde
EnerPHit sertifikasına
sahip ilk ve tek enerji etkin bina
olma özelliği taşıyor. Ayrıca bölgenin
enerji denkleminde çok önemli
bir yer tutan sulama pompalarının
sahadaki çalışma koşul ve karakteristiklerinin
ortaya çıkarılması için
sulama pompalarında enerji verimliliği
ölçüm ve analizi yapıldı. Buna
ek olarak güneş enerjili sulama sistemlerinin
yaygınlaştırılması için
pilot uygulamalar gerçekleştirildi.
Tarımsal atıklardan katı yakıt elde
edilmesi amacıyla Bitkisel Pelet
Üretim ve Pazarlama Kooperatifi
kuruldu ve kooperatife üretimi destekleyecek
teknik ekipman alındı.
Günde 25 ton, yılda 5.000 ton bitkisel
pelet üretim kapasitesi bulunan
tesis, hem kooperatif yapısı hem
de bitkisel atıkların değerlendirilmesi
itibarı ile GAP Bölgesi’nde
ilk olma özelliği taşıyor. Projenin
uluslararası ağ geliştirme stratejisi
kapsamında, 2016 yılında Association
of Energy Engineers’in Türkiye
temsilciliği kurulmuştu. Harran
Üniversitesi GAP Yenilenebilir
Enerji ve Enerji Verimliliği Merkezi
(GAP-YENEV), Enerji Mühendisleri
Derneği’nin (Association of Energy
Engineers-AEE) Türkiye temsilciliği
görevini yürütüyor.
48
Sektör Haber
Kasım - Aralık 2017
İklim Zirvesi’nde bugünü ve geleceği
etkileyen kararlar alınacak
Dünya liderlerini bir araya getiren Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi, Almanya’nın Bonn
kentinde başladı. Bugünü ve geleceği etkileyen kararların alınacağı zirve öncesinde
sivil toplum kuruluşlarının (STK) iklim adaletine dikkat çekmek için
düzenlediği iklim eylemi, birbirinden renkli gösterilere sahne oldu.
karbon salımına neden olan kömürlü enerji politikalarından
vazgeçilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. İklim
değişikliğinin çevre hakkı boyutu da sivil toplum temsilcilerinin
dikkat çektiği bir diğer nokta olarak öne çıkıyor.
Çevre hakkı açısından bakıldığında iklim değişikliği,
insanların sağlıklı çevrede yaşama haklarını ellerinden
alıyor ve iklim adaletsizliğine neden oluyor. Dünya genelinde
iklim değişikliğine en az katkısı olan toplumlar, bu
durumdan en fazla etkilenen kesimi oluşturuyor.
İklim Zirvesi olarak bilinen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği
Çerçeve Sözleşmesi’nin 23. Taraflar Konferansı,
6-17 Kasım tarihleri arasında Almanya’nın Bonn kentinde
düzenleniyor. Toplantıya katılmak üzere Bonn’da bulunan
TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler
Bölüm Başkanı Özgül Erdemli Mutlu, “İklim Zirvesi
öncesi, 4 Kasım’da geniş katılımlı bir iklim eylemi gerçekleştirildi.
Dünyanın farklı yerlerinden gelen binlerce kişi
farklı dillerde hep bir ağızdan “fosil yakıtlara hayır” mesajı
verdi. 6 Kasım’da başlayan İklim Zirvesi ise tüm dünyanın
gündeminde önemli bir yer tutuyor. Sivil toplum
ile kamu diyaloğu açısından fırsatlar sunan zirve sırasında
Türkiye’den gelen sivil toplum temsilcileri bir taraftan
müzakereleri izlerken diğer taraftan yan etkinlikler düzenleyecek
ve Türkiye heyetine yönelik temaslarda bulunacaklar.
Bu kapsamda TEMA Vakfı’nın da sekretaryasını
yürüttüğü ve 12 STK’nın oluşturduğu İklim Ağı olarak
8 Kasım ve 16 Kasım’da gerçekleştireceğimiz panellerde,
karar alıcıları fosil yakıtlardan vazgeçerek iklim değişikliğine
karşı harekete geçmeye çağıracağız” dedi.
İklim değişikliğinin çevre hakkı boyutu var
İklim Zirvesi boyunca devletler, tüm canlıların bugününü
ve geleceğini etkileyen kararlar alacaklar. Bu nedenle
zirveye katılan sivil toplum temsilcileri, iklim değişikliği
ile ilgili acil atılması gereken adımlara, özellikle en büyük
Kentlerin iklim değişikliğine uyumdaki önemi
tartışıldı
İklim Zirvesi kapsamında İklim Ağı tarafından 8 Kasım’da
“Devlet Dışı Aktörlerin Paris Sonrası Dönemdeki
Artan Rolü: İklim Değişikliğinin Sebebi ve Çözümü Olarak
Kentler” başlıklı bir panel gerçekleştirildi. Panelde
kentlerin iklim değişikliğine uyum ve azaltım konusundaki
rolleri irdelendi. Ayrıca panelde iklim değişikliği
etki ve risklerinin yoğunlaştığı kentsel alanların uyum
konusundaki önemi tartışıldı. İklim Zirvesi 17 Kasım’a
kadar devam edecek.
49
Kasım - Aralık 2017
‘Enerjimi Koruyorum’ projesi Enerjisa’ya
yeni bir ödül getirdi!
Enerjisa, ‘Dünyanın Enerjisini Ben Koruyorum!’
projesi ile Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Derneği (TKSSD) tarafından bu yıl dokuzuncusu
düzenlenen Kurumsal Sosyal Sorumluluk Pazaryeri
Etkinliği kapsamında ‘Sorumlu Tüketim ve Üretim’
kategorisinde ödüle layık görüldü.
Türkiye enerji sektörünün öncü
şirketi Enerjisa, enerji verimliliği
alanında yürüttüğü sosyal sorumluluk
projesi ‘Enerjimi Koruyorum’
ile toplumda farkındalık yaratırken,
alanındaki önemli ödülleri de
toplamaya devam ediyor.
Enerjisa’nın yedi yıldır aralıksız
sürdürdüğü ‘Enerjimi Koruyorum’
projesi, Türkiye Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Derneği’nin
düzenlediği Sürdürülebilir Kalkınma
Akademi Ödülleri’nde bu
yıl ‘Sorumlu Tüketim ve Üretim’
kategorisi ödülünün sahibi oldu.
‘Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’
teması altında 9. Kez düzenlenen
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Pazaryeri etkinliği, Türkiye Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Derneği
ve Cenevre merkezli Sürdürülebilir
Kalkınma Akademisi iş
birliğinde gerçekleştirildi. Birleşmiş
Milletler tarafından belirlenen
17 Sürdürülebilir Kalkınma
Hedefi (SKH) ile paralel dallarda
gerçekleştirilen Sürdürülebilir
Kalkınma Akademi Ödülleri ülkemizde
ilk defa düzenlendi.
250 binden fazla çocuğa
eğlenceli enerji tasarrufu
eğitimi
Enerjisa’nın çocuklarda enerji
verimliliği konusunda farkındalık
oluşturarak bilinçlendirmeyi
amaçladığı ‘Enerjimi Koruyorum’
projesi Enerjisa’nın AYEDAŞ, Başkent
ve Toroslar elektrik dağıtım
bölgelerinde, 14 ilde gerçekleştiriliyor.
Alışkanlıkların, çevre ve
tasarruf konusunda farkındalığın
oluşmaya başladığı 7-10 yaş aralığındaki
çocuklara düzenlenen
enerji verimliliği eğitimleri onların
dikkatini çekebilecek, ilgi çekici ve
eğlenceli içeriklerle hazırlanıyor.
Aynı zamanda, Enerjisa’nın gönüllü
çalışanlarından oluşan “Enerjik
Gönüller” tarafından gerçekleştirilen
eğitimler ile sosyal sorumluluk
bilinci kurum içi kültürde de destekleniyor.
Bugüne kadar 14 ilde,
550 okulda, 330 gönüllü çalışanı ile
250 binden fazla öğrenciyle buluşulan
projede eğitimlere ek olarak,
çocukların öğrendikleri bilgileri
50
Sektör Haber
pekiştirebilecekleri “Bremen Mızıkacıları”
isimli bir tiyatro oyunu da
sergileniyor. Bu yıl 80 eğitmen ile
2000’den fazla öğrenciye ulaşarak
projeyi ödülle taçlandıran Enerjisa,
gelecek eğitim-öğretim yılında
Enerjimi Koruyorum projesini sürdürmeye
devam edecek.
Projeye Avrupa’dan da ödül…
‘Enerjimi Koruyorum’ projesi ile
geçen yıl Stevie Ödülleri’nde ‘Avrupa
Yılın Sosyal Sorumluluk Programı’
kategorisinde Gümüş Stevie
Ödülü’ne layık görüldüklerini belirten
Enerjisa Dağıtım Şirketleri
Genel Müdürü Murat Pınar “İnsan
için çalışıp yatırımlarımıza devam
ederken, geleceğe katkı sağlayacağına
inandığımız sosyal sorumluluk
projelerine önem veriyoruz. Bu
yüzden Türkiye’de en önemli konulardan
biri olan enerji verimliliği
hakkında kamuoyunda ve özellikle
ilkokul öğrencilerinde bilinçlendirme
çalışmalarımıza ağırlık verdik.
Birleşmiş Milletlerin, uluslararası
standartlarda değerlendirdiği 17
Sürdürülebilir kalkınma hedefinden
“Sorumlu Tüketim ve Üretim”
kategorisinde ödül almak bizler
için çok gurur verici. Aldığımız bu
değerli ödül de doğru yolda olduğumuzu
gösterdiği gibi, önümüzdeki
dönemde de çalışmalarımızı
yaygınlaştırmaya devam edeceğiz”
dedi.
Daha fazla öğrenciye ulaşmak
için dijital kanallar da
kullanılıyor
Projeye ülke genelinde daha fazla
öğrenciye ulaşmak için dijital
kanalların kullanımını da entegre
edildi. Proje web sitesi üzerinden ve
“Enerjimi Koruyorum” Mobil uygulaması
ile çocuklar enerji verimliliği
oyununu oynayabiliyor, dünyanın
enerji kaynaklarıyla ilgili bilgi ediniyor
ve oyunlar yardımıyla keyifli bir
şekilde kısıtlı kaynakları nasıl koruyabileceklerini
öğreniyorlar.
51
Kasım - Aralık 2017
Sektör Haber
Büyükşehirden enerjide bir ilk daha
‘Akıllı Şehir Gaziantep’te elektrikli
otobüsler yola çıktı
Gaziantep Büyükşehir
Belediyesi ve Toroslar
EDAŞ iş birliğiyle 2016
yılında hayata geçirilen
‘Akıllı Şehir’ örnek
uygulamalarında yeni
bir adım atıldı. Proje
kapsamında Temsa
tarafından sağlanan MD9
ElectriCITYmodel elektrikli
otobüsler, Türkiye’nin ilk
akıllı parkı Masal Parkı’nda
seferlerine başladı.
Toroslar EDAŞ,Gaziantep’te 2016
yılında başlattığı ‘Akıllı Şehir’ örnek
uygulama çalışmalarına devam
ediyor. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi
Fen İşleri Daire Başkanlığı
ile koordineli olarak yürütülen ve
‘Akıllı Şehir’ uygulamaları arasında
öncü niteliği taşıyan ‘KRİTA’ (Akıllı
Şehirlerde Kritik Altyapıların Yönetimi
Projesi) projesinde, güneş
enerjisinin sürekli takibine dayalı
yapısıyla güneşten elektrik üreten
akıllı çiçek sistemlerinin ardından
elektrikli otobüsler de Gaziantepliler
ile buluştu.
Sessiz ve çevreci otobüsler
Proje kapsamında hızlı şarj altyapısının
tamamlanmasıyla Temsa
tarafından temin edilen MD9 ElectriCITY
model elektrikli otobüsler
Gaziantep Masal Parkı’nda hizmete
başladı. Otobüsün güzergâhı Otogar-Çarşı
olarak belirlendi. Elektrikli
otobüs ile birlikte Gaziulaş
Otobüs İşletme Garajına şarz istasyonu
kurulmuştur. Sefere çıkan
MD9 ElectriCITY otobüsün araç
tam doluluğunu sağlanması ile
günlük 472 yolcu taşıması planlanırken;
tamamen yerli teknolojilerle
üretilen otobüs aynı hatta çalışan
bir dizel araç ile karşılaştırıldığı zaman
akaryakıt kullanımında ortalama
km başına 0.26 litrelik tasarruf
edilecektir. Egzoz gazından kaynaklanan
hava kirliliğini ortadan
kaldıran otobüslerle karbon salımının
önüne geçilecektir. Elektrikli
otobüsler, günde 240 kilometre yol
alabiliyor ve elektrik dışında hiçbir
enerji kaynağı kullanmamaktadır.
Proje tamamlandığında Türkiye’nin
ilk akıllı park uygulamasının gerçekleşmesi
planlanmaktadır.
Masal Park Genelinde Uygulanacak
Projenin 6 odak noktası bulunuyor.
• Akıllı aydınlatma: Proje bölgesinde
tesis edilecek akıllı aydınlatma
sistemi ile birlikte kamusal aydınlatmada
enerji verimliliğine yönelik
çalışmalar yürütülecek, park alanında
halka açık 4G internet hizmeti
sağlanacaktır.
• Elektrikli ulaşım: Elektrikli toplu
ulaşım çözümlerini destekleyen
hızlı şarj altyapısı kurularak şehirlerimizde
temiz ulaşım sistemlerinin
tanıtılması ve test edilmesi
sağlanacaktır.
• Altyapı çözümleri: Proje bölgesindeki
elektrik tedariki kalitesinin
artırılması ve şebekenin
modernize edilmesi amacıyla çalışmalar
yürütülecek, ‘Enerji Depolama’
ünitesi ile şebeke yapısı
güçlendirilecektir.
• Yenilenebilir çözümler: Park
alanında kurulacak güneş takip
mekanizmasına sahip ‘Smartflower’
ürünleriyle kentsel alanda
yenilenebilir enerji üretimi yapan
yüksek verimliliğe sahip sistemler
kurulacaktır.
• Belediyecilik çözümleri: Kentsel
alanlarda Belediye ve altyapı işletmecilerinin
faaliyetlerinin koordinasyonunu
amaçlayan yazılım
platformu geliştirilecektir.
• Nesnelerin interneti: Geliştirilen
yazılım platformu, proje bölgesinde
kurulan sistemlerin anlık
olarak izlenebileceği, sistemlerin
entegre yönetimini sağlayacaktır.
52
Makale
Kasım - Aralık 2017
Solar sahanız sizi özlüyor
Kerem ÇİLLİ
Technicall Yenilenebilir Enerji
Teknik Destek Mühendisi (EEE)
Solar sahaları yabancı dil gibidir,
ilgilenmezseniz zamanla kelime
hazneniz(üretiminiz) azalacaktır. Sadece
panel temizliği bile üretiminizi yukarı yönde
etkileyen bir unsurdur ancak yeterli değildir,
şöyle düşünün lütfen; “Arabanızı yıllar
içerisinde, sadece yıkıyor musunuz?”
Büyük veya küçük ölçekli bir yatırım
yaptığınızı düşünelim; finansmanı
buldunuz sonrasında
fotovoltaik panel, inverter, kablo,
konstrüksiyon vb. bileşenleri seçtiniz,
detaylara dikkat eden güvenilir
bir anahtar teslim firması buldunuz
ve sahanız üretmeye başladı,
peki ya sonra?
Basit rakamlarla sonrası hakkında
olabilecekleri belirtelim; 1MW’lık
bir sistem kurduğunuzda ortalama
olarak 240 bin adet küçük güç kaynağı(solar
hücre) kendi içinde bir
şekilde birbiriyle bağlantılı olarak,
içerisinde binlerce küçük komponent
olan (direnç, diyot, entegre,
mosfet) inverterlere ve oradan da,
sürekli değişkenlik gösterebilen şehir
şebekesine bağlanıyor.
Bu kadar basit görünen ama karmaşık
bir sistemi, kendi haline
bırakmak hiçte mantıklı bir yaklaşım
olmayacaktır, oluşabilecek
en küçük noktadaki(solar hücre)
problemleri erken tespit etmek büyük
problemlerin önüne geçmenizi
ve kazancınızın sekteye uğramamasını
sağlayacaktır. Panelleriniz
dışarıdan normal görünüyor olsa
bile kendi içerisinde problemlerle
boğuşuyor olabilir. Maalesef (genel
olarak) izleme sistemlerinde hücre
bazlı hata analizi ve uyarısı bulunmamaktadır,
sadece hücre olarak
da bakmamak gerekir; panellerin
toprak izolasyon değerleri, dizilerin
seri direnç değerleri, bypass diyod
sağlamlık kontrolleri, dizilerin güç
eğrileri ve empedans eğrileri vb…
oldukça kontrol edilmesi gereken
fazlaca nokta vardır. Solar sahaları
yabancı dil gibidir, ilgilenmezseniz
zamanla kelime hazneniz(üretiminiz)
azalacaktır. Sadece panel
temizliği bile üretiminizi yukarı
yönde etkileyen bir unsurdur ancak
yeterli değildir, şöyle düşünün
lütfen; “Arabanızı yıllar içerisinde,
sadece yıkıyor musunuz?”
Kurulan sahalarda, inverterlerin
ekranları olduğundan veya uzaktan
izleme sistemleri ile üretim değerlerinin
takip edilebilmesinden
dolayı, problemi sadece inverter
de aramakta çoğu zaman doğru
bir yaklaşım olmayacaktır. Sistem
bir bütün olarak değerlendirilmelidir.
Yıllardır edindiğimiz saha
tecrübeleri; birçok problemin, aslında
küçük detaylarda saklı olduğunu
göstermiştir.
Güneş tarlaları dışarıdan bakıldığında
kurulumu ve işletmesi kolay,
basit yapılar olarak görülebilir
ancak ne kadar karmaşık bir yapısının
olduğu ancak saha içerisinden
anlaşılabilir. Bu konuyla ilgili
yönetmelikler uyulması gerekenleri
belirtmiş olsa da ne kadarı
sahaya yansıtılabiliyor, tartışılır?
Kontrol edilmesi zor bir durum
ve tek başına bir makale konusu
olacak kadar uzundur. Özetlemek
gerekirse; Fotovoltaik sisteminizin
işletme bakımlarını periyodik
olarak yaptırmanız, uzun vadede
size çok yarar sağlayacaktır. Siz
sahanıza nasıl bakarsanız o da
size öyle bakacaktır.
53
Kasım - Aralık 2017
Fotovoltaik konusunda tüm ihtiyaçları
karşılayan otomasyon sistemi
Alpay Samen
Phoenix Contact Elektronik Tic. Ltd. Şti. Kontrol & Endüstri Çözümleri ürün grubu
Pazarlama ve Teknik Servis sorumlusu asamen@phoenixcontact.com
www.phoenix contact.com.tr
Geçtiğimiz yıllarda Güney Avrupa ülkeleri İspanya ve
Portekiz’de yenilenebilir enerjiye büyük yatırımlar yapıldı.
Özellikle fotovoltaik sistemler, çevreyi koruyup enerji
kaynaklarına artan talebi karşılama açısından oldukça
önem kazanmıştır. Phoenix Contact ILC 150 ETH kompakt
kontrolörleri solar panellerin işletme verilerinin
ekonomik şartlar altında kaydedilip işlenmesini sağlar(Ana
resim).
İspanya’nın başkenti Madrid’de yer alan Acciona S.A. ülkenin
en önemli şirketlerinden biri olmasının yanında
altyapı, yenilenebilir enerji kaynakları, su ve şebekelerde
küresel pazar lideridir. 30,000’den fazla çalışanı olan
şirketin her kıtada toplam 30 ülkede değişik ortaklıkları
bulunmaktadır. Firmanın hedefi CO2 emsiyonlarını düşürmek
ve düşük karbon ekonomisine geçişi sağlamaktır.
2010’da birçok zorlu çalışmanın sonucunda Acciona
CO2 emisyonlarını 11.30 milyon ton azaltmayı başararak
bir önceki yıla göre %49 iyileşme sağlamıştır.
İspanyol şirket fotovoltaik sistemlerin (PV) geliştirilmesi,
yapımı ve işletiminde kazandığı deneyimlerle ismini
duyurdu. Sadece İspanya ve Portekiz’de 69 MW’ın üzerinde
güneş enerjisi üretilmektedir. Acciona’nın yönettiği
PV sistemlerin büyük çoğunluğu birçok sistemin bağlı
olduğu solar tarla adı verilen yerlerde bulunmaktadır.
Yaklaşık 3,500 kişi 60 MW’ın üzerinde fotovoltaik kapasiteye
sahip bu tip solar tarlalarına 456 milyon € yatırmıştır.
2008 kışında Güney Portekiz’de yer alan Amaraleja’da
dünyanın en büyük santrallerinden birini kurdu.
Sistem yaklaşık 250 hektarlık alana yayılmış 262,080 fotovoltaik
modülü olan 2,520 solar izleyiciye sahiptir. Bu
PV santralinin pik gücü 45.8 MW’tır.
Yüksek performansın anahtarı test sürekliliğidir
Geniş bir alana yayılmış büyük bir PV santralindeki
en büyük zorluk operasyonel veya proses değişkenleri
ve akıllı hata yönetim sisteminin sürekli izlenmesidir.
Amaraleja santralinde bu görevler Phoenix Contact ILC
150 ETH kompakt tarafından yürütülmektedir (Şekil 1).
Şekil 1:
ILC 150 ETH Inline kontrolör bağlı I/O modülleriyle tüm işletme
bilgilerinin merkezi toplama ünitesidir.
Herbir solar panel stringlerinin işletme verilerini kaydetmek
ve sunmak için Phoenix Contact Inline modular
formunda IP20 koruma sınıfında esnek ve genişleyebilir
I/O sistemi sunmaktadır. Dahası kompakt kontrolör ağ
entegrasyonunu kolaylaştıran Ethernet arayüzüne sahipttir.
Bir PV sisteminin işletiminde kaliteli çıkış ve düşük maliyet
çok önemlidir çünkü güneş enerjisinden direk elde
edilen güç göreceli olarak etkin değildir. İşte tam olarak
bu nedenden ötürü opearatör sistemdeki potansiyel zayıflıkları
ve modüllerin yıpranmalarını doğru zamada
tespit etmeye ilgi duymaktadır. Böylece arıza tehditleri
uzun süreli kesintilere ve finansal kayıplara neden olmadan
giderilebilmektedir. Kaliteli çıkış tabiki birçok
54
Makale
faktöre bağlıdır, örneğin kurulu güç, genel izolasyon, ortam
sıcaklığı veya kullanılan invertörlerin etkinliği. Tüm
değişkenler gerektiği şekilde izlenebilmektedir, elde edilen
verilerin en hassas şekilde okunabilir olması esastır.
Amaraleja’daki büyük santralin sorumluları DC taraftaki
herbir stringin, AC taraftaki invertörlerin izlenmesini ve
çevresel etkileri dikkate almak için direkt veri toplanmasını
istemişlerdi.
String izlenmesiyle DC enerjinin ekonomik
ölçümü
Modüllerin izlenmesi ölçümlerin hassasiyeti ve maliyeti
arasındaki dengedir. Teoride modüllerin verimliliği her
bir rotor için tek bir ölçümle
belirlenebilmektedir. Alternatif
olarak her modül oransal
olarak daha fazla ölçüm ünitesiyle
izlenebilmektedir. İlk
yöntem ekonomik olmakla
birlikte hassas değildir, ikinci
yöntem ise yüksek hassasiyet
sunarken oldukça pahalıdır
(Şekil 2). String izleme orta
yolu bulmanın akılcı bir yoludur
çünkü modüller her rotor
için hatlar halinde seri olarak
anahtarlanmaktadır ve her
string için üretilen toplam
akım test edilebilmektedir.
Şekil 2:
Analog giriş sinyallerinin
koşullamasını sağlayan
sinyal çevirici
Akım ya şönt dirençle ya da
hall sensör ve Rogowski bobiniyle
kaydedilmektedir. Her iki
ölçüm transdüseri de Phoenix
Contact’ın kapsamlı ürün grubu
içinde yer almaktadır. İkinci yöntem personelin ve
ölçüm ünitesinin optimum korumasını sağlayan elektriksel
izolasyonu sayesinde avantajlıdır (Şekil 3)
Entegre arayüzler üzerinden AC bilgilerin kolaylıkla
aktarılması
Besleme tarafında invertörler kullanılmaktadır, bunların
işletme parametreleri de izlenmek durumundadır.
Bunlar arasında tüketilen güç, aktif / görünür güç ve işletme
sıcaklığı yer alır. İnvertör tipine bağlı olarak veri
Modbus/RTU seri arayüz ile doğrudan cihazdan veya
modern bileşenler söz konusuysa Ethernet üzerinden
Modbus/TCP ile okunur. Phoenix Contact’ın 100 serisi
Inline kontrolörleri gibi entegre Ethernet arayüzüne
standart olarak sahiptir, Modbus/TCP cihazları da
PLC’ye kolayca bağlanabilir. PC WORX mühendislik
yazılımı kullanıma hazır haberleşme kütüphaneleri sayesinde
programlamayı basitleştirir.
Kütüphaneler ileri proses ve haberleşme desteği
sağlamaktadır
AC ve DC tarafında kaydedilen bilgiler daha sonraki
prosesler için kontrolörde hazırlanmalıdır. Bu amaçla
analog sinyaller Analog Teknoloji kütüphanesiyle uygun
fortmatlara dönüştürülür. Kullanıcı programında bu
değerler, örneğin fotovoltaik sistemin verimliliğini hesaplayan
algoritmaların bütünleyici bir parçasını oluşturmaktadır.
Ayrıca belirlenen veriler analiz için SQL
veri tabanında saklanmakta, sonrasında operatöre diyagnostik
bilgi olarak sunulmaktadır. İhtiyaca göre hazırlanan
bilgiler ileri proses için birçok haberleşme kanalı
yardımıyla aktarılabilmektedir. Ölçülen değerler csv
metin dosyası olarak saklanabilmekte, IT kütüphanesini
kullanarak e-posta olarak yollanabilmekte veya FTP ile
başka bir sunucuya depolanabilmektedir. Bu yolla PV
santralinde ölçülen değerler operatörün online olarak
izleyebileceği şekilde hazırlanmaktadır (Şekil 4). Web
Şekil 4:
Rotor ünitesi için işletme verilerinin görüntülenmesi
tarayıcıda sunulan bilgiler ekstra bir yazılıma gerek duyulmadığı
için avantajlıdır. Bakım personeli SMS yoluyla
kritik sistem arızalarından haberdar olabilmektedir. IT
kütüphanesi gerekli fonksiyon bloklarını içermektedir.
Şekil 3:
Rotor ünitesi başına dört stringe bağlı 8 x 13 modüllü rotor ünitesi
Sonuç
Bir fotovoltaik sistemin izlenmesi ve diyagnostiği için tanımlanan
seçenekler, birçok işlemin aynı anda yürütülmesi
gereken durumlarda Phoenix Contact otomasyon
sisteminin ne kadar çok yönlü ve esnek olduğunu göstermektedir.
Sensör sinyallerinin kaydedilmesi, belirlenen değerlerin
tutulması, sistem bilgilerinin görüntülenmesi gibi
birçok ihtiyaç karşılanabilmektedir. Aslında Acciona ekibinin
ILC 150 ETH kompakt kontrolörleri tercih etmesindeki
en önemli unsur da bunlar olmuştur.
55