11.12.2017 Views

Eyüpsultan Miras

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

42<br />

EYÜPSULTAN TARİHİ VE KÜLTÜREL MİRAS GAZETESİ<br />

Fotoğraf: İhsan İlze<br />

“Bir rüyada<br />

gördüğümüz<br />

Eyüb” yüz<br />

yıllardan beri<br />

İstanbullulara<br />

derin nefes<br />

aldırıyor. Bu enfes<br />

manzarayı doya<br />

doya yaşayan<br />

İstanbullular,<br />

manevi hazların<br />

en ulvisini<br />

tadıyorlar<br />

yerli ziyaretçileri değil, yabancı seyyahları da<br />

tesiri altına alıyor. Onları da manevi atmosferiyle<br />

sarıp sarmalıyor. Yıllar önce İstanbul’u<br />

görmeye gelen şair Henri de Regnier, Eyüp<br />

mezarlıklarının bir yokuşunda duruyor, Türk<br />

ölümünün derin bir vecdiyle, Türk ırkından<br />

doğup, bizimle beraber yaşayıp öldükten<br />

sonra, mezarına sarıklı bir taşın dikilemeyeceğine<br />

acıyor ve “İstanbul! Müminlerin o kadar<br />

sevdiği Eyüp servilerinin altında kendimi<br />

senin ölülerinle kardeş hissettim!” diyor. Bir<br />

Katolik şairine bunları söyleten Eyüp, Yahya<br />

Kemal’e göre, bizi de içine aldığı zaman fazla<br />

düşündürmüyor, orada ahiret havasını teneffüs<br />

ederken müsterih oluyoruz; zihnimizi<br />

yormuyoruz.<br />

Yahya Kemal doğru söylüyor. Eyüp haziresini<br />

gezerken, asırlık servilerin gölgesinde<br />

dinlenirken, kabir taşlarındaki yazıları okurken<br />

tarif edilmez, bir ferahlık duyuyoruz. Bu<br />

ölüm şehrinde ölüp ölüp diriliyoruz. Kabirlerin<br />

arkasındaki dar yollardan yürürken kendinizi<br />

cennet bahçesinde hissediyorsunuz.<br />

<strong>Eyüpsultan</strong> gezisini sürdüren şairimiz bir ara<br />

öyle duygulanıyor ki burada yatan o büyük<br />

zatı hatırlayarak Medine nerede, Bizans sarayının<br />

burçları nerede diye sormaktan kendini<br />

alamıyor ve “Bu toprağa İslam’ın yeşil nuru<br />

niçin böyle bol yağmış?” dedikten sonra sorusunu<br />

yine kendisi cevaplandırıp şunları<br />

söylüyor:<br />

“Fetih’ten sonra sahabi Halid’in kabrinin etrafına<br />

ilk şehitler gömüldüler. Akşemseddin<br />

ile fetih askerlerinin, muhasara günlerinde<br />

gözlerine görünen sahabe Halid, bir timsal<br />

iken toprakta bir makam oldu. O makam<br />

bir şehitlik oldu. O şehitlik bir ölüm şehri<br />

oldu. Ölüm şehri Avrupa toprağında, İslam<br />

cennetinin yeşil ve ruhani bir bahçesi oldu.<br />

Fetihten beri, yumuşak bir Türk söyleyişiyle<br />

‘Eyüp’ dediğimiz bu cennet bahçesine en<br />

büyük sadrazamlardan en fakir müminlere<br />

kadar kafile kafile ruhlar girdiler.”<br />

Büyük şairimiz Yahya Kemal’in, “İslam Cennetinin<br />

Yeşil Bahçesi” diye nitelendirdiği<br />

uhrevi belde Eyüp’ün diğer özelliklerini ve<br />

güzelliklerini yakından temaşa etmek istiyorsanız<br />

Aziz İstanbul’u okumanız gerekiyor.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!