Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
January-February 2018
OROPHARMACEUTICALS
Since 1969
www.oroilaclari.com
Publisher
H. Ferruh IŞIK
on behalf of
İSTMAG Magazin Gazetecilik
İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.
General Manager
Mehmet SÖZTUTAN
mehmet.soztutan@img.com.tr
Editor
Duygu GECÜ
duygu.gecu@img.com.tr
Graphic & Design
Tayfun AYDIN
tayfun.aydin@img.com.tr
Foreign Relations Manager
İsmail ÇAKIR
ismail.cakir@img.com.tr
ID Manager
Emre YENER
emre.yener@img.com.tr
Social Media
Canan PAKIR
canan.pakir@img.com.tr
Corporate Communication Manager
ebru.pekel@img.com.tr
Finance Manager
Mustafa AKTAŞ
mustafa.aktas@img.com.tr
Subscription
İsmail ÖZÇELİK
ismail.özcelik@img.com.tr
Advertising Coordinator
Recep ARSLANTAŞ
recep.arslantas@img.com.tr
Bursa Branch
Ömer FARUK GÖRÜN
fgorun@ihlas.net.tr
Buttim Plaza D Blok Kat: 4
No: 12/67 BURSA
Tel: 224 211 44 50
Head Office
Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş
Merkezi B Blok No:1 Kat:4 / Güneşli-
Bağcılar / İstanbul
Tel: +90 212 604 51 00 Faks: +90 212
604 50 51
Printing
İhlas Gazetecilik A.Ş
Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad.İhlas
Plaza NO: 11/A 41
Yenibosna / İstanbul / TURKEY
Tel: 0 212 454 30 00
İçindekiler
6
Pharmactive’in hedefi, ihracat şampiyonluğ
Pharmactive’s goal, export championship
16
Sedef Avcı, uzmanlar ile D Vitamini eksikliğini konuştu
Sedef Avcı talks about Vitamin D deficiency
22
Yapay zeka ilaç üretecek
The artificial intelligence will develop pharmaceuticals
26
Genç görünümün tüm sırları açığa çıkıyor
Secrets of youthful appearance are out
28
Saçlarınız Capicade’e emanet
Your hair entrusted to Capicade
38
Hayat boyu süren hastalık; Diyabet
Life-long illness; Diabetes
42
Onko İlaç‘ın 2018 hedefi dünya pazarları
Target of Onko Pharmaceuticals for Year 2018
is Entering the Global Markets
44
Arı Ekmeği, BEE’O ile sofralarda
Bee Bread, on the table with BEE’O
50
Yüzünüz Rosense ile gülsün
Smile with Rosense
İMG - Pharma dergisinde
yer alan makalelerdeki fikirler
yazarlarına aittir.
Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam
verene aittir. İMG - Pharma dergisinin bütün
yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik İç
Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak
gösterilmeden yayınlanamaz.
Duygu Gecü
duygu.gecu@img.com.tr
Dijital sağlık yılı / 2018
The year of digital health / 2018
Günümüzde her şey dijitalleşerek gözümüzün önünden
geçerken, biyoteknolojik gelişmelerin de hızla ilerlediğine
şahit oluyoruz.
Biliyorsunuz 2000 yılı, biyoteknolojinin dönüm noktası
olarak kayıtlara geçmişti.
Çünkü insanın genom haritası çıkarılarak gen taraması
yapılıyor.
Ve gen haritasında 40 bin yıllık geçmişiniz, genlerinizdeki
sapmalarla hastalık risklerimiz belirlenerek bu
risklere göre de yaşamımızı şekillendiriyoruz.
Dijitalleşmenin dününü, bugününü ve yarınını tartıp,
geç kalmadan bu ilacı bulmak ve hastaya ulaştırmak
sağlıktaki en önemli konudur.
Teknoloji ve yazılım firmaları, ilaç sektörü, hasta
örgütleri, üniversiteler, mobil operatörler, sağlık kurumları
gibi farklı alanlardan katılımcıların yer aldığı
“Dijital Sağlık Zirvesi” hakkındaki yazımı bu sayımızda
ele aldım.
Teknolojinin sağlık ile entegrasyonu konularının
konuşulduğu zirvede sektörün en önemli konularına
değinildi.
İnsan hayatına bir süreç olarak bakarsak; ‘sağlıklı
insan’ evresinin uzatılmasının, yalnızca sağlık endüstrilerinde
çalışan kişilerin önceliği olmaktan çıktığını
görürüz.
Bu konu artık, tüm dünyanın peşinde olduğu bir evre
haline geldi.
Dijital sağlık, buna eşlik eden ve sağlıklı yaşamı destekleyebilecek
en önemli unsur.
Dolu dolu olduğuna inandığımız dergimizin bu sayısında;
bahsettiğim konuların detaylı haber ve röportajları
ile karşılaşacaksınız.
Keyifli okumalar;
While everything is rapidly digitalizing in our
present day we are also witnessing the fast
progress of biotechnological developments.
As you know the year 2000 had gone on record
as the turning point for biotechnology because
now the genome map of people can be obtained
to scan their genes. Now we can map genes
back 40 thousand years into our history to
determine the deviations in our genes and
identify risks for diseases so we can shape our
lives accordingly.
Evaluating the past, present and future of
digitalization, finding this medication before we
are too and getting it to the patient are the most
important topics in health.
I have included in this edition my article about
the “Digital Health Summit”, which was attended
by participants from various different fields
like technology and software companies, the
pharmaceutical sector, patient organizations,
universities and mobile operators.
The important issues of the sector were touched
on during the summit in which the integration of
technology with health was discussed.
If we consider human life as a process we see
that extending the ‘healthy human’ stage is not
just the priority of people working in the health
industry.
This has become a stage that the entire world is
pursuing now.
Digital health is now the most important element
that accompanies this and can support health
living.
In this edition of our journal, which we believe is
chock full of information, you will find detailed
news and interviews related to the topics I
mentioned.
Have a pleasant read;
60 sektör temsilcisi medikal
sektörün geleceği için el ele
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB), 23-24 Aralık
2017 tarihleri arasında yaklaşık 60 sektör temsilcisinin katılımıyla düzenlediği “Medikal
Sektörü Gelecek Araştırması” organizasyonuyla sektörün problemlerine çözüm aradı.
IKMIB’S workshop on the future of the
medical industry completed successfully
Having organized a number of events so as to secure the global leadership of
the chemicals industry, Istanbul Chemicals and Chemical Products Exporters
Association (IKMIB), sought solutions to the problems of the industry at the event
titled “Workshop on the Future of the Medical Industry” attended by approximately 60
industry representatives, on 23-24 December, 2017.
4 Pharma
Having served more than 10 thousand members since
1991, for export operations, and organizing events with
a view to achieving its member firms’ leadership in the
global markets, IKMIB plays a major part in making new
markets accessible to chemicals exporters, through the
international trade shows, trading and buying delegation
events it organizes.
1991 yılından bu yana, ihracat operasyonları konusunda 10 binden
fazla üyeye hizmet veren ve üye firmaların global pazarlarda
lider olması hedefiyle çeşitli organizasyonlar düzenleyen
İKMİB, düzenlediği uluslararası fuarlar, ticaret ve alım heyetleri
organizasyonları ile kimya ihracatçılarının yeni pazarlara
ulaşmasında önemli rol oynuyor.
Sektör firmaları ve bunun yanında MASSİAD, DİŞSİAD, TÜMDEF,
OSTİM Medikal Kümelenme, İSEK, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu, T.C. Gümrük Bakanlığı ve T.C. Ekonomi Bakanlığı
temsilcilerinin katıldığı çalıştaya yoğun ilgi gösterildi.
Medikal sektöründe ABD birinci sırada
Çalıştayın açılışında konuşan İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı
Murat Akyüz, dünyadaki medikal sektörü hakkında bilgi vererek,
“Tıbbi cihaz ve medikal sektörü, genel anlamda dünyada hızlı
bir dönüşüm geçirerek eskiye oranla daha çok bilgi ve sermaye
yoğun bir sektör olma yolunda ilerliyor. Sektörde 2016 yılında
dünyada 228 milyar dolar üretim yapıldı ve bu üretim değerinin
102 milyar doları ABD’de gerçekleştirildi. Ardından gelen Çin
toplam üretimin yüzde 12,8’ini (29 milyar dolar) yaparken,
Almanya 26 milyar dolar değer üreterek toplam üretimin yüzde
11’ini gerçekleştirdi. Türkiye ise tıbbi ve cerrahi cihaz üretiminin
yüzde 0,5’ini gerçekleştirdi ve ülkemizin üretim değeri ise 1,2
milyar dolar oldu” diye konuştu.
Türkiye’de Medikal Sektörü
Türkiye’deki medikal sektörüyle ilgili bilgi veren Akyüz,
“Medikal sektörü ihracatımız 2013 yılında 484.3 milyon dolar
seviyesindeyken 2016 yılında 516.3 milyon dolar seviyelerine
çıktı. Yine 2016 yılında en çok ihracat yaptığımız ülkeler sırasıyla
Almanya (38,3 milyon dolar), Çin (35,8 milyon dolar), Irak (24,1
milyon dolar), Hollanda (20,8 milyon dolar), Fransa (19,4 milyon
dolar) ve Azerbaycan (18 milyon dolar) olarak kayıtlara geçti. 2016
ithalat verilerine baktığımızda ise ülkemiz ithalatında ön plana
çıkan ülkelerin ABD (567 milyon dolar), Almanya (461 milyon
dolar), Çin (444 milyon dolar), İtalya (173 milyon dolar), Japonya
(156 milyon dolar) ve Malezya (120 milyon dolar) olduğunu
görüyoruz” dedi.
In this context, IKMIB recently organized the “Workshop
on the Future of the Medical Industry”, with a view to
coming up with effective solutions to the problems of the
medical industry, one of chemical industry’s sub-sectors
with the highest added value levels. The event held in
Istanbul on 23-24 December, 2017 brought together
the leading actors of the industry. The workshop drew
substantial interest from the representatives of MASSİAD,
DİŞSİAD, TÜMDEF, OSTİM Medical Cluster, İSEK, Turkish
Medicine and Medical Devices Authority, Turkish Ministry
of Customs and Trade and Turkish Ministry of Economy
along with the firms from the industry.
The wide range of responses voiced for the questions
“What are the notable regional and global economic and
political developments, and what are their impact on our
industry? What are the problems faced within and outside
the country in terms of foreign trade? What kind of new
solutions within our means can be proposed to overcome
or do away with such problems, taking into account the
shared problems of the industry?”, paved the way for
important steps to benefit the medicals industry.
USA ranks top in the medical industry
Speaking at the opening of the workshop, IKMIB’s
Chairman of the Board of Directors, Murat Akyüz provided
some information about the medical industry worldwide,
and said “Generally speaking, the medical devices
industry is undergoing a rapid transformation worldwide,
and is on its way to become a knowledge- and capitalintensive
industry compared to its earlier standing. 2016
saw the industry produce products worth USD 228 billion
worldwide. Out of this figure, the volume worth USD 102
billion was produced in the USA. The second-ranking
country, China, accounted for 12.8 percent (USD 29 billion)
of the overall production; while Germany accounted for
11 percent of the overall production, generating a value of
USD 26 billion. Turkey, in turn, accounted for 0.5 percent
of medical and surgical devices production, generating a
value of USD 1.2 billion.”
The Medical Industry in Turkey
Providing information on the medical industry in Turkey,
Akyüz said “our exports in the medical industry grew from
USD 484.3 million in 2013 to USD 516.3 million in 2016.
As of 2016, the countries which received the bulk of our
exports were Germany (USD 38.3 million), China (USD
35.8 million), Iraq (USD 24.1 million), the Netherlands
(USD 20.8 million), France (USD 19.4 million), and
Azerbaijan (USD 18 million). A glance at the import figures
for 2016, on the other hand, reveals that US (USD 567
million), Germany (USD 461 million), China (USD 444
million), Italy (USD 173 million), Japan (USD 156 million,
and Malaysia (USD 120 million) took the lead.”
Pharma 5
Pharmactive Genel Müdürü İnci Ayyıldız
Pharmactive’in hedefi, ihracat şampiyonluğu
Genel Müdür İnci Ayyıldız; “-Türkiye ve ihracat pazarlarından gelen kutu
satışları ile Pharmactive; 2018 yılında Türkiye’de yılda 100 milyon üzeri
kutu üretim çıtasını aşan, az sayıdaki firmadan biri olacak. Bu üretimleri
ile Sağlık Bakanlığı’nın cari açığı azaltma hedefine katkı sağlayacak…”
Pharmactive’s goal, export championship
General Manager İnci Ayyıldız; “-with the box sales from Turkey and Export markets, Pharmactive will be
one of the few companies that have exceeded over 100 million boxes of production annually in Turkey. This
production will contribute to decreasing the current deficit of the Ministry of Health…”
Kökleri 1950’lere dayanan, ancak 2010 yılında resmen kurulan
Pharmactive’in başarı hikayesi, dudak uçuklatan cinsten.
2011 yılı sevgililer gününde, “Bizim aşkımız ilaç” sloganı ile
üretim hayatına başlayan firma, 2013 yılından itibaren farklı bir
Ar-Ge merkezine paralel olarak ürünlerini fabrikaya transfer
ediyor. 4 yıldır satış yapan Pharmacive 300 firma arasından ilk
30’un arasına girmeyi başarıyor. Şu anda fabrikada, sahada
ve merkezde olmak üzere yaklaşık 850 çalışanı ile, sektörün
öncülüğünü yapıyor.
Sektörde 27 yıl, Pharmactive’de 2 yıldır çalışan Genel Müdür
İnci Ayyıldız’la, firmanın kısa sürede yaptığı atılımı ve piyasanın
geleceğini konuştuk;
The success story of Pharmactive, a company that goes
back to the 1950s but was officially established in 2010,
is amazing.
The company that started out on St. Valentine’s Day in
2011 with the slogan “Our love is pharmaceuticals” has
been transferring products to its factory in parallel with
a different R&D center since 2013. Selling products for
4 years, Pharmactive succeeded in ranking among the
top 30 of 300 companies. Currently they are leading the
industry with nearly 850 employees in the factory, on
the field and in the headquarters.
We spoke to General Manager İnci Ayyıldız, who has
been working in the industry for 27 years and with
Pharmactive for 2 years about the company’s quick
progress and the future of the market;
6 Pharma
‘’İç pazarda hedefimiz, ilk beşte olmak’’
-Pharmactive’in sektördeki yolculuğuna nasıl başladı?
“-İlk planda Avrupa ülkeleri ile ihracata başladık. 20 ülke ile
anlaşmalarımızı yaptık. Bu sene yavaş yavaş satışlarımıza
başladık. Hedefimiz 5 yıl içerisinde ihracat şampiyonluğu
olmak, bu şekilde ilerliyoruz. Hem iç pazarda hedefimiz
ilk 5 olmak, hem dış pazarlarda ihracatta büyüme, hem de
üretim iş birliktelikleri. Fabrikamızın kapasitesi şu anda 330
milyon kutu ve biz bu sene 100 milyon kutu üretim yapıyor
olacağız. Yani ilk 5 yılında 100 milyon dolara çıkmış firma
sayısı da çok az. Türkiye’de 100 milyon kutu üretim yapan
ilaç firma sayısı 4 ya da 5 tanedir zaten. Dolayısıyla hızlı
büyüyoruz…”
-Kısa zamanda bu başarınızı neye borçlusunuz?
“-İyi odaklanmak ve doğru ekip yani insan faktörü. Baktığınız
zaman tecrübeli bir kadro var, çabuk dokunuşlarla sonuç
alınıyor. Biraz da tutkuluyuz herhalde iyi yapmak istiyoruz
işimizi…”
‘’Biyoteknoloji yatırımından çok
heyecanlıyız’’
-İşinizi başarı ile yapmanızın heyecanı yüzünüze yansıyor?
“-Ülkeye bir şey katıyor olmak güzel, yeni başlayan bir
şirkete şekil veriyor olmak keyifli…Biz biyoteknoloji
yatırımından çok umutluyuz. Türkiye’de olmayan bir bilgiyi
transfer ediyoruz. Birçok şirket biyoteknolojiye yöneliyor.
Ancak bildiğimiz gibi daha çok paketleme, dolum, çoğaltma
ama sıfırdan geliştir, onu sürdürebilir kıl. Bunu yapabilen
zaten dünyada çok az ülke var. Bu anlamda hem bizim için
hem de ülkemiz için bir fırsat bu işbirliği…”
-Biyoteknoloji neden önemli ve sizin bu konudaki
çalışmalarınız nasıl yürüyor?
“-Artık daha çok biyolojik ürünlere dönüş var. Çünkü biraz
daha az yan etkisi var, kimyasal olmağı için. Daha hedefe
yönelik, daha iyi sonuç alıyorsunuz. Özellikle kanser
tedavisinde. Dünyada daha çok kullanılıyor bu ilaçlar.
Fakat orijinalleri çok pahalı. Onun bir benzerini yapmış
oluyorsunuz. O yüzden biz de iyi bir yatırım yaptık, hem
Kore’de hem Türkiye’de. Bu bilgiye sahip olacak çok az
insan olacak. Bu da bizi heyecanlandırıyor…”
-Dünya ilaç firmaları neden tercih ediyorlar. Bu güveni
nasıl sağladınız?
“-Üretim tesisimiz yüksek kapasite ve teknolojisiyle sadece
Türkiye’nin değil Batı Avrupa’nın da sayılı ilaç üretim
tesislerinden biri. Tesisimizin ilk etabına 200 milyon dolarlık
yatırım gerçekleştirildi. İlk ürünlerimizi 2013 yılının Eylül
ayında Türkiye’de doktor ve eczacıların hizmetine sunduk.
108 bin metrekare alan üzerine kurulu Çerkezköy’de
bulunan,
‘’Our goal in the domestic market is to
rank among the top five’’
-How did Pharmactive’s journey in the industry begin?
“-Initially we started exporting to Europe. We made
agreements with 20 countries. We gradually started our
sales this year. Our goal is to be an export champion within
5 years and this is how we are moving forward. Our goal is
to rank among the top 5 in the domestic market, to grow in
exporting to foreign markets and to establish production
partnerships.
The capacity of our factory is 330 million boxes and we
will be producing 100 million boxes this year. There are
not very many companies that have achieved 100 million
dollars in the first 5 years. There are only 4 or 5 companies
in Turkey that produce 100 million boxes. So we are
growing fast…”
-To what do you owe your rising success in such a short
time?
“-focusing well and the right team, in other words the
human factor. We have a very experienced staff so we get
results very quickly. Plus we have the passion to make us
want to do our job well.
‘’We are very excited about the
biotechnology investment’’
-The excitement of doing your work successfully is
reflected on your face?
“-Being able to contribute to the country is nice, it is a nice
feeling to be shaping a new company…We are very hopeful
about the biotechnology investment. We are transferring
knowledge that is not available in Turkey. Many companies
are trending towards biotechnology. But as we know it is
more packaging, filling, reproducing and emerging from
nothing, making it sustainable. There are few countries in
the world that can do this. In this sense this cooperation is
an opportunity both for us and our country…”
-Why is biotechnology important and how is your work on
this subject progressing?
“-Now there is more of a trend towards biological products
because they have less side effects, because they are
not chemical. More target focus achieves better results,
especially in cancer treatment. These medications are
being used in the world more. You would be making similar
products to these. This is why we made a good investment
in Korea and in Turkey. There will be very people
possessing this knowledge. This is exciting to us…”
-Why do the world’s pharmaceutical companies choose
you? How did you gain this trust?
“-Our production facility with its high capacity and
technology is not just Turkey’s but one of Western Europe’s
select facilities. 200 million dollars were invested in the
first stage of our facility. We presented our first products
for the service of doctors and pharmacists in Turkey in
September of 2013. Our Europe GMP certified production
facility built on 108 square meters located in Çerkezköy
has liquid, semi solid, and solid lines with a 330 million
box capacity and the most advanced technology production
equipment…”
Pharma 7
“Our strategic
cooperation will continue”
Avrupa GMP sertifikalı üretim tesisimiz, sıvı, yarı katı ve katı hatlarda
toplam 330 milyon kutu ilaç üretim kapasitesine sahip ve en yüksek
teknoloji üretim donanımına sahip…”
“Stratejik işbirliklerimiz devam edecek”
-Firma olarak aldığınız başka bir başarı belgesi var mı?..
“-Faaliyetimizin henüz birinci yılında, Avrupa’nın en saygın otoritelerinden
biri olan BfArM tarafından dünya çapında prestiji olan Avrupa GMP
sertifikasını aldık. Mayıs 2017 tarihinde bu sertifika yenilenmeye hak
kazandı. Son teknoloji üretim tesisi ve kalite standartları ile birçok
uluslararası firmanın ilaç üretimi konusunda işbirliği yapmak istediği
bir firma olduk. Stratejik üretim işbirliklerimiz ile sektörümüzde hızla
ilerlemeyi planlıyoruz. GSK, Abbott, AstraZeneca Sandoz, Pensa ve
Reckitt Benckiser gibi çokuluslu firmalar ile yapılmış olan stratejik üretim
işbirliklerimiz artarak devam edecek…”
-Bünyenizde üretimi gerçekleştirilen kaç farklı ürün grubu yer alıyor?
“-Pharmactive İlaç Fabrikası, yılda 230 milyon kutu katı (tablet, kapsül,
toz), 57 milyon kutu yarı katı (krem, jel, merhem ve losyon) ve 43 milyon
kutu likit (şurup, süspansiyon, sprey ve damla) üretebiliyor. Bu tesisin
genişleme alanlarının da devreye alınmasıyla birlikte, yıllık 550 milyon
kutunun üzerinde üretim kapasitesiyle Avrupa’nın sayılı ilaç üretim
tesislerinden biri olacak…”
-Yerli ilaç üretimi konusunda neler söylemek istersiniz?
“-İlaç sektörü stratejik sektörlerden biridir. Sadece ekonomik anlamda
değil, toplum sağlığı açısından da önem taşıyor. Bu noktada son yıllarda
devletimizin eşdeğer ilaçların reçetelere yazılmasındaki özel hassasiyetini
ülkemiz ve toplumumuz adına olumlu buluyoruz… Türk ilaç sektörü artık
eskisi gibi değil. Kendi ilaçlarımızı üretiyoruz. Eşdeğer ilaçlar noktasında
sadece biz değil sektörümüzdeki tüm oyuncular çeşitli adımlar atıyor.
Pharmactive olarak Türkiye’de önümüzdeki 5 yıl içinde ilk 5 eşdeğer firma
arasında yer almayı hedefliyoruz. 456 kişilik tanıtım pazarlama kadrosu
ve birçok uzmanlık alanına hitap eden 156 ürünü ile sektördeki tutarlı
büyümesi…”
-Is there another achievement
certification you have earned as a
company?..
“-we achieved the Europe GMP
certificate issued BfArM one of
Europe’s most reputable authorities,
in only the first year of operations. Our
company earned the right to renew this
certificate in May 2017. We have become
a company that many international
companies want to work with due to our
state of the art production facility and
quality standards. We plan to advance
quickly in the industry with our strategic
production cooperation. Our strategic
cooperation for production with many
multinational companies like GSK,
Abbott, AstraZeneca Sandoz ,Pensa and
Reckitt Benckiser will continue to grow
-How many different product groups
are there being produced in your
company?
“-The Pharmactive Pharmaceuticals
Company can produce 230 million boxes
of solid (tablets, capsules, powder),
57 million boxes of semi solid (cream,
gel, salves and lotions) and 43 million
boxes of liquid (syrup, suspension, spray
and drops) products annually. When
the expansion areas of this facility are
commissioned our production facility
will be one of a select few in Europe
with an annual capacity of over 550
million”
-What would you like to say about
domestic pharmaceutical production?
“-The pharmaceutical industry is one of
the strategic industrys. It is significant
not just in an economic sense but also
in terms of public health. We find the
special attention of our government
to writing prescriptions for generic
pharmaceuticals in recent years to
be a positive development for our
country and our people... The Turkish
Pharmaceutical industry is not like
it used to be. We are producing our
own pharmaceuticals. In terms of
generic pharmaceuticals, it is not only
us but all the players in the industry
that are taking various measures. As
Pharmactive we aim to be among the
top 5 generics companies in Turkey in
the next 5 years. With a promotional
marketing staff of 456 people and
156 products that address a number
of different specialty fields, we are
continuing to grow consistently in the
industry...…”
8 Pharma
Lider ultrason jel ve sağlık ürünleri
üreticisi Turkuaz Sağlık’a ortak oldu!
Ak Portföy Birinci Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF) 112 ülkeye ihracat
gerçekleştiren, Türkiye’nin lider ultrason jeli, medikal ve OTC ürünleri üreticisi
Turkuaz Sağlık ile % 20 ortaklık anlaşması imzaladı. Ortaklar, şirketin ulusal
ve uluslararası pazarlarda gelişimi için birlikte çalışacak.
Venture Capital Investment Fund Ak Portfolio became
a partner of Turkey’s leading ultrasound gel and
health care products manufacturer Turkuaz Sağlık
Ak Asset Management First Venture Capital Investment Fund (AGN) signed
a 20% partnership agreement with Turkey’s leading ultrasound gel, OTC and
medical products manufacturer Turkuaz Sağlık. A company that exports to
112 countries. the partners agreed to collaborate on developing the firm’s
local and international markets.
10 Pharma
Mehmet Kayabaş ve Osman Nurhan Irmak tarafından
2000 yılında kurulan ve bugün 100’den fazla
ülkeye başta ultrason jeli olmak üzere hastanelerin
kullandığı medikal kimyasallar, reçetesiz ürünler,
dermokozmetik ve kişisel bakım alanlarında
170’den fazla ürünü ihraç eden Turkuaz Sağlık,
üretiminin %85’ini 112 ülkeye ihraç ediyor. Kurulduğu
günden bu yana katma değerli üretim ve
Ar-Ge’yi ön planda tutan, aldığı FDA ve EC onaylarıyla
müşteri memnuniyetine her zaman öncelik
veren Turkuaz Sağlık, kendi ürünlerinin yanı sıra
hem yerel hem de uluslararası birçok firmaya
da katma değerli üretim yapıyor. Turkuaz Sağlık,
yeni dönemde hem bölgesel hem de uluslararası
genişlemesini artırmaya odaklanıyor.
Turkuaz Sağlık Kurucu Ortakları Mehmet Kayabaş
ve Osman Nurhan Irmak “Bu ortaklık ile
şirketin ürün portföyünün ve faaliyet gösterdiği
coğrafyaların daha da artacağını ve hem Ar-Ge
odaklı üretim anlayışlarının hem de kurumsal
kimliklerinin gelişimi konusunda yeni ortaklarıyla
birlikte önemli adımlar atacaklarını” paylaştılar. Ak
Portföy Genel Müdür Yardımcısı Göktürk ışıkpınar
ise “Çok geniş bir coğrafyada faaliyet gösteren ve
kullanıcılarının hayatına değer katan böyle bir şirkete
ortak olmaktan mutluluk duyuyor ve şirketin
gelişimi için beraber çalışma konusunda heyecanlanıyoruz.
Ar-Ge’ye ve kurumsallaşmaya daha da
önem vererek, Turkuaz’ın büyümede ve yeni ürün
geliştirmede global rakiplerinin önüne geçmesini
hedefliyoruz” dedi.
Ak Portföy, yönettiği 24 milyar TL’lik varlık
büyüklüğü ile Türkiye’nin lider portföy yönetim
şirketi. Ak Portföy Birinci Girişim Sermayesi Yatırım
Fonu, Ak Portföy tarafından 2016 yılında kuruldu ve
kurulduğu günden bu yana, yenilenebilir enerji platformu
şirketi Günışığı Temiz Enerji; ve nesnelerin
interneti konusunda faaliyet gösteren ve bir Deloitte
Fast50 şirketi olan Trio Mobil’e yatırım yaptı. GSYF,
inovatif ve yüksek büyüme potansiyeli olan KOBİ’lere
yatırım yapmaya devam ediyor. %100 Akbank
iştiraki olan Ak Portföy’ü, dünyanın önde gelen
finans dergilerinden World Finance, “Emeklilik
Fonu Ödülleri 2017 - (Pension Fund Awards 2017)
“ kapsamında, “Türkiye’nin En İyi Emeklilik Fonu
Yöneticisi” unvanına layık buldu. Ortaklık sürecinde
Turkuaz Sağlık’ın danışmanlığını Ernst & Young
(M&A ve Hukuk); Ak Portföy’ün danışmanlığını ise
Çetinkaya Avukatlık Ortaklığı ve Deloitte üstlendi.
Founded in 2000 by Mr. Mehmet Kayabaş and Mr. Osman Nurhan
Irmak, Turkuaz Sağlık is mainly exporting ultrasound gel
to more than 100 countries as well as hospital consumables
and chemicals, OTC products and personal care products, a
wide range of products with more than 170 different items.
85% of its production is dedicated for export to 112 countries.
Since its foundation Turkuaz Sağlık always focused on
added value production and innovative R&D projects, at the
same time the company considers customer satisfaction as
high priority, this can be clearly seen in its access to market
strategies consisting of acquiring the necessary marketing
authorizations such as CE marking and FDA marketing authorization
for its medical devices.
With this new page in Turkuaz’s history the focus is on expanding
both local and international markets.
Mr. Mehmet Kayabaş and Mr. Osman Nurhan Irmak one of
the co-founders of this company state that: “With this partnertnership
an expansion in the product portfolio and the
global market is foreseen”. they added that: “ As partners
we agreed to forge the cornerstone of our corporate identity
as well as fortifying the grounds of our R&D focused manufacturing.”
For Mr. Göktürk Işıkpınar Deputy General Manager Ak Portfolio
he shared that: “We are happy to be a part of a company
with the sole aim of being an added value in costumer’s
lives, on a very wide geographical scale. We are very excited
to contribute in the advancement of the company.”
He added: “By prioritizing R&D and institutionalization we
are aiming to keep ahead of our competitors in terms of
growth and new product development.”
Ak asset management company manages a portfolio of 24
billion Turkish Lira (approximately 6.29 billion US dollar) is
considered as Turkey’s leading asset management firm. Ak
Asset Management First Venture Capital Investment Fund
(AGN for short) was founded in 2016, since then they invested
in the renewable energy platform company “Günışığı
Temiz Enerji” “Daylight Clean Energy” and the IoT (internet
of things) solutions company and at the same time a Deloitte
Fast50 company “Trio Mobil”.
AGN continues to invest in SMEs with creative visions and
high growth potential. The 100 % subsidiary of Akbank, AK
Portfolio, was awarded the title of Turkey’s best Pension
Fund Manager” worthy of found from one of the world’s
leading financial magazines, World Finance in the context
of the “2017 Pension Fund Awards.”
During this partnership process Turkuaz Sağlık was under
the advisory of EY Ernst & Young (M&A and law) for Ak portfolio,
they were under the advisory of CCAO Çetinkaya Law
Firm and Deloitte.
Pharma 11
Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut:
‘’İki farklı kültürün en iyi örneği’’
Abdi İbrahim Board of Directors Chairman Nezih Barut:
‘’The best example of two different cultures’’
12 Pharma
Türk ilaç sektörünün lideri 2012 yılında kurulan Abdi İbrahim
Otsuka, bu yıl 5. yaşını kutladı.
Abdi İbrahim ile Japonya’nın ilaç devi Otsuka’nın ortaklığında
düzenlenen 5. yıl etkinliğinin onur konuğu Otsuka
Pharmaceutical Başkanı İchiro Otsuka oldu. Abdi İbrahim
Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut, etkinlikte yaptığı
konuşmada, kendilerinin iyileştirme arzusu ile Otsuka’nın
yenilikçi yüzünün bir araya gelerek her iki şirkete de önemli
katkılar sağladığını belirtti. Barut, “Abdi İbrahim - Otsuka,
sadece iki farklı şirketin ortaklığı ile kurulmuş bir yapı değil,
aynı zamanda iki farklı kültürün uyumunun da güzel bir
örneğidir” dedi.
Otsuka, “Ortaklığımız ömürlük”
Abdi İbrahim ile süregelen başarılı işbirliğinin 5 yıldır güçlü bir
ortaklık çatısı altında devam etmesinden duyduğu mutluluğu
ifade eden Otsuka Pharmaceutical Başkanı İchiro Otsuka,
“Anlaşma imzaladığımız 2012 yılında Abdi İbrahim 100
yaşını kutlamıştı; biz de 2021 yılında 100 yaşını kutlayacağız.
Otsuka olarak, Abdi İbrahim ile birlikte Türk halkına sağlık
hizmetlerinde katkıda bulunmaya, özenle çalışmaya devam
edeceğiz” şeklinde konuştu.
Ichiro Otsuka: “Bu iyi ilişkinin sonsuza dek sürmesini
diliyorum”
Abdi İbrahim Otsuka’nın 5. yıldönümünü kutlayan Otsuka, Abdi
İbrahim ile süregelen başarılı işbirliğinin beş yıldır güçlü bir
ortaklık çatısı altında devam etmesinden duyduğu mutluluğu
ifade etti.
Abdi İbrahim Otsuka, the leader of the Turkish
pharmaceutical sector established in 2012, celebrated
its 5th anniversary this year.
The guest of honor at the 5 th year event organized
under the partnership of Abdi İbrahim and the
Japanese pharmaceutical giant Otsuka, was Otsuka
Pharmaceutical President İchiro Otsuka. In the
speech by Abdi İbrahim Board of Directors Chairman
Nezih Barut at the event, pointed out that their desire
to improve and Otsuka’s innovative face had come
together to contribute greatly to both companies. Barut
said “Abdi İbrahim – Otsuka is not just a structure that
was established with the partnership of two different
companies it is also the best example of the harmony
between two different cultures”.
Otsuka, “Our partnership is for life”
Otsuka Pharmaceutical Chairman İchiro Otsuka,
who expressed how pleased they were with the
continuation of the successful cooperation with Abdi
İbrahim that had been going on for 5 years under a
powerful partnership, said “In 2012 when we signed our
partnership agreement Abdi İbrahim was celebrating
its 100th year; in 2021 we will also be celebrating our
100th year. We will continue as Otsuka to contribute to
the Healthcare services of the Turkish people with Abdi
İbrahim and to work with devotion”.
Ichiro Otsuka: “I hope that this relationship will go on
forever”
Otsuka, who congratulated Abdi İbrahim Otsuka’s 5th
year, expressed how pleased he was that the successful
cooperation that had been going on for five years
with Abdi İbrahim was continuing under a powerful
partnership structure.
Pharma 13
Nano teknolojik diş fırçası Misoka, Türkiye’de
Nanotech toothbrush, Misoka now in Turkey
Diş hekimi Emek Külür ve İlkin Kavukcu, macunsuz diş temizleyen
ve tüm dünyada büyük yankı uyandıran Japon teknolojisi Misoka’yı
Türkiye’ye getirdi. İş hayatında birçok başarıya imza atan iki iş kadını,
Maison & Object Paris 2017’de tanıtılan nano teknolojik diş fırçası
Misoka’yı Türkiye’de 1 milyon adet satmayı hedefliyor.
Hijyenik... Pratik... Sağlıklı...
Ağız ve diş sağlığı konusunda Türkiye’nin bakım ve tedavi haritasını
çıkaran bir araştırma yapan Diş Hekimi Emek Külür, literatür
araştırması yaparken keşfettiği Misoka’yı Türkiye’ye getirmek için
uzun bir uğraş verdiklerini söyledi. Japonya’da ki merkezi ziyaret edip
yerinde bilgi alan Emek Külür, “Misoka, İlk kez, bu yıl Paris’de, Maison
& Object’de bu yeni teknoloji tanıtıldı. Türkiye’ye getirmek için, bu
büyük bir yatırım ve proje olduğu için profesyonelliğine ve başarısına
güvendiğim dostum İlkin Kavukcu ile iş ortağı olduk” dedi. Türkiye’de
ilk etapta eczanelerde satışa sunulacak olan Misoka’nın önemli bir
buluş olduğunu belirten İlkin Kavukcu ve Emek Külür, “Buluşlar
ve yenilikler, insanların hayatlarını kolaylaştırmak ve hep daha iyiyi
insanlara sunmak için var. Bu buluş da, bilinçsiz diş macunu kullanımı
nedeniyle özellikle çocukların ve elbette herkesin fazla florüre maruz
kalmasını engelleyen, ağız hijyenini daha güvenli, daha pratik ve daha
sağlıklı bir yöntemle sunan önemli bir buluş” dedi.
Misoka nasIl temin edilir?
İlk etapta, www.misoka.com.tr adresi ile E-Ticaret platformunda
ve Türkiye genelinde eczanelerde satışa sunulacak olan Misoka,
lansmanı yapıldığı andan itibaren dünya genelinde büyük ilgi görmüştü
ve Türkiye’den ulaşmak isteyenler ancak internet üzerinden sipariş
verebiliyordu. Çocukların ağız ve diş sağlığı konusunda duyarlı anneler
başta olmak üzere herkesin bilinçsiz diş macunu kullanmasının
önüne geçen nanoteknolojik diş fırçası Misoka, macunsuz diş temizliği
sağıyor.
Nasıl kullanılır, özellikleri nelerdir?
Osaka merkezli teknoloji şirketi işbirliğiyle üretilen ve Japon
tasarımcılar tarafından geliştirilen nanoteknolojik diş fırçasının en
önemli özelliği, kıllarının nano boyuttaki 1 milyar mineral iyonlarla
kaplanmış olması. (1 nanometre, metrenin milyarda biri, diğer bir
deyişle 1 milimetrenin milyonda biri kadardır) Kıllar üzerindeki
Misoka, this nanotech toothbrush cleans your teeth
without toothpaste. Dentist Emek Külür and İlkin
Kavukcu, brought nanotech toothbrush which cleans your
teeth without toothpaste, Misoka, to Turkey. With many
successes in business two business women aim to sell 1
million units of the nanotech toothbrush Misoka, which
was introduced in Maison & Object Paris 2017, in Turkey.
Toothpaste is cheap enough that you don’t really mind
buying it regularly, but if you can get rid of it, would you?
That’s the question the Misoka, a toothbrush that doesn’t
require the traditional cleaning agent, is likely to pose.
Hygienic ... Practical ... Healthy...
Researching on Turkey’s care and treatment for oral and
dental health, Dentist Emek Külür said that they had a
long struggle to bring Misoka when he discovered the
product to Turkey. Emek Kürür, who visited the center in
Japan and received on-site information, said, “Misoka,
this new technology was introduced for the first time
this year in Paris, Maison & Object. In order to bring to
Turkey, this project is a major investment and for the
professionalism and friendliness I trust the success we
had with the former partner Kavukçu.” The Misoka which
will be sold in pharmacies in the first place in Turkey,
indicating that an important discovery İlkin Kavukçu
and Emek Külür, said, “Inventions and innovations are
enable for people to make their lives easier, and always
to deliver better people. This invention is an important
invention that provides oral hygiene in a safer, more
practical and healthier way, especially for children and,
of course, everyone is prevented from exposure to excess
fluoride due to the use of unconscious toothpaste.”
How is Misoka provided?
Misoka can be provided from www.misoka.com.
tr address with e-commerce platform and Turkey,
which will be sold in public pharmacies Misoka, was
launched from the moment he had seen great interest
throughout the world and those who want to achieve
from Turkey could only be ordered via the internet.
Misoka, a nanotechnological toothbrush that prevents
children from using unconscious toothpaste, especially
14 Pharma
iyonlar, fırçalama sırasında diş yüzeyindeki birikimleri ve lekeleri
temizlerken, diş minesini kaplayarak bir tür koruma kalkanı da
oluşturuyor. Bu üründe diş macunu kullanmak yerine diş fırçasını
bir bardak su içine daldırarak kıllar üzerindeki iyonların serbest
kalmasını sağlıyor ve dişinizi fırçalıyorsunuz.
Öncelikle anneler ve çocuklar...
Misoka Türkiye Temsilcisi ve ortağı İlkin Kavukcu, “Öncelikle
annelerin sonra herkesin ağız bakımında kendini güvende
hissetmesini istiyoruz” dedi. İnsanların, birçok kimyasala maruz
kalmadan da ağız hijyeni sağlayabileceğini Misoka ile anlatmak için
Emek Külür’le bu işe başladıklarını anlatan gazeteci İlkin Kavukcu;
“Misoka, dünyada diş bakımı ve ağız hijyeni konusunda ki en son
teknoloji. Japonya’da Osaka merkezli teknoloji şirketi tarafından
uzun yıllar üzerinde çalışılarak geliştirilmiş, her şeyden önce çok
pratik, daha güvenli ve daha sağlıklı bir diş fırçası. Bir anne olarak,
çocuklarımın dişlerini fırçalarken macunu yutup yutmadığından ya
da ne kadar yutmuş olabileceğinden emin olamıyorum ve tedirgin
oluyorum. Misoka’yı öncelikle ailem ve ben kullanmaya başladık.
Bizi o kadar çok heyecanlandırdı ki, Misoka’nın Türkiye temsilciliğini
birlikte alarak Emek Külür’le dostluğumuzu iş ortaklığına taşıdık.
Nanoteknolojik diş fırçası Misoka, ağız hijyenini sağlamak
konusunda kolaylık ve pratiklik sunarak hayatımızı kolaylaştırıyor.
Adeta görünmez teknolojiyi görselleştiriyor” dedi.
Temizlik operasyonunu kendiniz yapabilirsiniz
Misoka Türkiye Temsilcisi ve Diş Hekimi Emek Külür, nano
teknolojinin günlük diş bakımı ve ağız hijyeni dışında diş hekiminin
uyguladığı temizlik operasyonu sonrasında ki kadar parlak ve temiz
sonuç alındığını açıkladı.
Nanoteknolojik diş fırçası Misoka hakkında bilgi veren Emek Külür,
“Diş macunu olmadan da dişler temizlenebiliyor. Bu fırçaları suya
tuttuğunuzda aktif hale gelen iyonlarıyla dişleriniz tertemiz oluyor.
Misoka diş fırçasının en önemli özelliği, kıllarının nano boyuttaki 1
milyar mineral iyonlarla kaplanmış olması. (1 nanometre, metrenin
milyarda biri, diğer bir deyişle 1 milimetrenin milyonda biri kadardır)
Kıllar üzerindeki iyonlar, fırçalama sırasında diş yuzeyindeki
birikimleri ve lekeleri temizlerken, diş minesini kaplayarak bir tür
koruma kalkanı da oluşturuyor. Bu üründe diş macunu kullanmak
yerine diş fırçasını bir bardak su içine daldırarak kıllar üzerindeki
iyonların serbest kalmasını sağlıyor ve dişinizi fırçalıyorsunuz. Bu
yeni diş fırçası, nano-mineral kaplamayla işlenmiş kılları sayesinde
sadece kılları nemlendirip fırçalayarak diş yüzeyinden plağın
uzaklaştırılmasını sağlıyor. Tek bir bardak su gerektirdiği için, insan
sağlığına ve küresel çevreyi korumaya da katkıda bulunuyor.
Dişler iyonlarla nasıl temizleniyor ?
Misoka nanoteknolojik diş fırçasının dişleri nasıl temizlediği hakkında
bilgi veren Diş Hekimi Emek Külür “Fırçayı suya daldırdıktan sonra,
kılların üzerindeki nano boyutlu mineral iyonları aktive olarak, dişleri
temizliyor ve diş yüzeyinin daha yüksek hidrofilik özelligi ile su
çekmesine ve pürüzsüz hale gelmesine neden oluyor.
Bu fırçalarda nano boyutlu magnezyum, kalsiyum, sodyum ve
daha fazlasıyla kaplama teknolojisi kullanılıyor. Nanoteknolojik
diş fırçasının kılları camın yüzeyi gibi parlak ve pürüzsüz oluyor.
Yüzeye hidrofilik özellik katılarak, leke ve kirlere karşı dirençli hale
getiriliyor. Ultra ince kıl tasarımı sayesinde dişlerde ve diş etlerinde
hafif fırçalama ile hassas ve etkili diş bakımı elde ediliyor” dedi.
Dişleri sadece suyla temizlemek için kullanılan nanoteknolojik diş
fırçası ilk olarak Japonya’da 2007 yılında piyasaya sürüldü. Dünyada 3
milyondan fazla kişi bu diş fırçasını kullanıyor.
for mothers who are sensitive to mouth and dental health, is
providing toothpaste without putty.
Requires only water to clean and protect your teeth
A collaboration between designer Koshoe Ueshima and
mineral nanotechnology company Yumeshokunin, it’s a
toothbrush that requires only water to clean and protect your
teeth. When used, they can remove stains and plaque, as
well as create a protective coating that make it difficult for
materials to adhere to your enamel, all without the use of
any dentrifice.
A group of Japanese techies have designed a toothbrush
that uses super skinny nylon bristles wrapped in nano-size
mineral ions to scrub teeth clean. Stains are lifted, plaque
and other unwanted materials are avoided, and the enamel
that defends your teeth from decay is protected.
It is used without toothpaste, just with water, and relies on
mineral nanotechnology. It’s named as Misoka toothbrush.
This ground-breaking new toothbrush
The MISOKA toothbrush for cleaning your teeth with only
water was first launched onto the market by its creator in
the year 2007 i-e around 8 years back. This ground-breaking
new toothbrush uses bristles treated with a nano-mineral
coating to assist with removing plaque from the tooth
exterior simply by moistening the bristles and brushing. As
it does not require toothpaste, it also contributes to people’s
health and to preserving the global environment. To date,
more than 2 million of the MISOKA toothbrushes have been
sold in Asia and around the world.
Cleans your teeth by using the action of nano-sized mineral
particles
Simply moisten the bristles and brush your teeth. The
MISOKA toothbrush cleans your teeth by using the action
of nano-sized mineral particles on the bristles to remove
plaque from the surfaces of your teeth. It also gives the
surfaces a smoother feel by making them more hydrophilic.
This ground-breaking new toothbrush gives you the
confidence of knowing you have brushed your teeth properly,
leaving the inside of your mouth feeling fresher by making
it more difficult for plaque and other material to stick to
your teeth. Each MISOKA toothbrush will last for about one
month.
Instead of toothpaste, Misoka relies on nano-sized mineral
ions that coat the specially-engineered bristles. These ions
are transferred to your teeth during brushing, carrying out
the job of cleaning and protecting your biters. Using the
toothbrush is no different than the way you brush now – you
moisten it with water, brush your teeth the same way you
always do, and rinse out your mouth afterwards (heck, you
can even insert it into your Sonic All Adapter). Do note,
the ion coating tends to wear off after some time, so each
toothbrush is only good for around a month of use.
The reaching point of the toothbrush with Misoka’s
philosophy
MISOKA . ISM is the creation of a high-quality living, that
is friendly to the global environment and infused with the
essence of Japanese craftsmanship; these philosophies
of the MISOKA brand are all embodied in this toothbrush.
Its design, likened to a waters flow, does not only have a
beautiful shape, but also, a gentle brushing, a quick dry, and
functions and roles required for a toothbrush, have all come
together as a crystal of technology.
Pharma 15
Sedef Avcı, uzmanlar ile D Vitamini eksikliğini konuştu
Zerafeti ve sağlıklı yaşam çizgisiyle topluma örnek olan ünlü oyuncu Sedef Avcı’nın
moderatörlüğünde yapılan Wellcare vitamin D3 ürün portföyünün lansmanında D
vitamini eksikliğinin görüldüğü metabolik hastalıklar ve bu vitaminin genel sağlık
için önemi konuşuldu. Toplantıda Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Serap
Semiz ile Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Rüştü Serter, çocuk ve
yetişkinlerde D Vitamini eksikliğinin nedenleri ve tedavisine ilişkin bilgiler verdi.
Sedef Avcı talks about Vitamin D deficiency
At Wellcare vitamin D3 product launch, moderated by famous actress Sedef Avcı
who is an example to the society with her elegance and healthy life style, vitamin
D deficiency induced metabolic diseases and the importance of this vitamin for
general health was discussed. Pediatric Endocrinologist Prof. Dr. Serap Semiz and
Endocrinology and Metabolism Specialist Prof. Dr. Rüştü Serter gave information
about the reasons and treatment of vitamin D deficiency.
16 Pharma
Türkiye her ne kadar güneş ışığından yararlanan bir ülke
olsa da Nisan ve Ekim ayları arasında güneş ışınlarının dik
gelmemesi nedeniyle D vitamini, tabii kaynaktan yeterli
ölçüde sağlanamıyor. Ülkemizde D vitamini eksikliği görülme
sıklığı ve ilişkili faktörlere yönelik yapılan Prevalence and
Vitamin D Deficiency and Associated Factors in Turkey
araştırmasına göre Türkiye’de 10 kişiden 9’unda D vitamini
eksikliği görülüyor. Çalışmaya göre D vitamini eksikliğinin
kadınlarda görülme sıklığı %93 olup erkeklerden daha
yüksek. İlko İlaç’ın tüketici sağlığı alanına yeni ve farklı bir
soluk getirmek üzere 2016 yılında faaliyetlerine başlayan
markası Wellcare, Vitamin D3 ürün portföyü toplantısını
aralarında doktor, eczacı ve diyetisyenlerin de olduğu geniş bir
katılımcı kitlesi ile gerçekleştirdi. Ünlü oyuncu Sedef Avcı’nın
moderatörlüğünde yapılan toplantıda; Çocuk Endokrinolojisi
Uzmanı Prof. Dr. Serap Semiz, çocuklarda D vitamini eksikliği
ve tedavisini anlattı. Fulya Acıbadem Hastanesi Endokrinoloji
ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Rüştü Serter ise yoğun şehir
temposuna maruz kalan yetişkinler için D vitamininin bağışıklık
sistemine etkisi ve D vitamini eksikliğinin gelişen metabolizma
hastalıklarıyla ilişkisi hakkında bilgiler verdi.
Wellcare Bölüm Müdürü İpek Özçırpıcı, toplantıda yaptığı
konuşmasında; Türkiye’de ilk defa sprey formunda ve
kılavuzlara uygun dozda üretilen Wellcare Vitamin D3’ün
içeriğinde etken madde olarak yüzde 100 saf D3 vitamini
(kolekalsiferol) ve çözücü olarak saf zeytinyağı ile farklılaştığını
ifade etti. Özçırpıcı, “Wellcare Vitamin D3’ün en önemli farkı
BHA, tatlandırıcı, katkı maddesi, şeker, alkol içermeyen bir
gıda takviyesi olması. Wellcare Vitamin D3, Avrupa Endokrin
Derneği Klinik Uygulama Kılavuzunda çocuk ve yetişkinler
için önerilen dozlarda D3 vitamini içeriyor. Tavsiye edilen
dozlarda kullanıldığında vücutta birikmiyor ve toksik etkilere
neden olmuyor. Sprey şeklinde püskürtülerek uygulandığı
için her püskürtmede güvenli miktarda D vitamini desteği
sağlıyor. Çocuk ve yetişkinlerde önerilen 400 IU-600 IU-1000
IU doz seçeneklerine göre bir ya da iki kez püskürtülerek
kullanım kolaylığı sağlıyor. Sprey formu sayesinde taşınması
ve saklanması da oldukça pratik bir ürün. Bilindiği gibi D
vitamini düzeyinin korunması sadece kemik, kalsiyum ve fosfor
metabolizması için değil, aynı zamanda genel sağlık ve iyilik hali
için de oldukça önemli” dedi.
“D Vitamini eksikliği çocuğun bağışıklık sistemini etkiliyor”
Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Serap Semiz, “D
vitamini vücutta kalsiyum dengesinin düzenlemek, kemik
mineral yapısının oluşmasını sağlamak, büyüme-gelişmeye
katkıda bulunmak ve bağışıklık sistemini güçlendirmek gibi son
derece önemli bir işleve sahiptir. Bu önemli işlevlerinden dolayı
D vitamini gereksinimi, hızlı büyüme dönemlerinde artar.
Although Turkey is sun drenched country,
sunrays are vertical between April and October,
therefore we cannot benefit from natural
source. According to the Prevalence and
Vitamin D Deficiency and Associated Factors
in Turkey 9 out of 10 people have vitamin D
deficiency in Turkey. According to the study
vitamin D deficiency in women is 93% more than
in men.
İlko İlaç’s brand Wellcare that went into
action in 2016 in order to make a difference in
consumer health sector organized the Vitamin
D3 portfolio meeting with a broad participation
including doctors, pharmacists, and dietitians.
The meeting was moderated by famous
actress Sedef Avcı. Pediatric Endocrinologist
Prof. Dr. Serap Semiz talked about vitamin
D deficiency in kids and its treatment. Fulya
Acıbadem Hospital Endocrinology and
Metabolism Specialist Prof. Dr. Rüştü Serter
gave information about the effect of vitamin D
on immune system for adults who are exposed
to busy city life and the connection between
vitamin D deficiency and metabolism diseases.
Wellcare Line Manager İpek Özçırpıcı stated
that Turkey’s first spray Wellcare Vitamin D3
contains 100% pure vitamin D3 (cholecalciferol)
and pure olive oil as dissolver. Özçırpıcı said:
“The most important difference of Wellcare
Vitamin D3 is that it is a food supplement that
does not contain BHA, sweetening, preservative,
sugar, and alcohol. If used in advised dosages
it does not accumulate in the body and does
not cause toxic effects. Since applied as spray,
it provides fair amount of vitamin D support.
Sprayed once or twice according to the 400IU-
600 IU- 1000IU options for kids and adults, it
is easy to apply. The spray form makes it easy
to carry. As we know, preserving vitamin D
level is not only important for one, calcium and
phosphor but also for general health and wellbeing.”
Pharma 17
Çünkü eksikliğinde, çocuklarda büyüme ve gelişme etkilenebilir,
ciddi bir metabolik kemik hastalığı olan raşitizm ortaya çıkabilir.”
dedi. D vitamini eksikliğinin pek çok nedeni olduğunu belirten
Semiz, bunları güneş ışınlarından yeteri kadar yararlanamamak,
D vitamininden zengin besinleri yetersiz tüketmek, annenin
hamilelikte ve emzirme döneminde artan D vitamini gereksinimi
karşılayamaması, bazı ilaçlar, barsak emilim sorunları ve
kronik hastalıklar olarak sıraladı. Prof. Dr. Serap Semiz ayrıca
D vitamininde doğru doz alımının önemine dikkat çekti. Semiz,
hamileler veya emziren annelerde günlük 600-2000 IU D vitamini
almalarının, çocuklara 1 yaşına gelinceye dek günde 400 IU,
1-18 yaş arasında 600 IU D vitaminini düzenli olarak verilmesinin
önemli olduğunu vurguladı. Bilinçsizce kullanılan yüksek dozdaki
D vitamininin sakıncalı olduğunu belirtti ve bu nedenle D vitamini
takviyesi hekim önerisi olmadan yapılmamalı tavsiyelerinde
bulundu.
“37.enlem ve üzerinde D Vitamini eksikliği ve kronik hastalık
riski artış gösteriyor”
Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Rüştü Serter
ise D vitamini eksikliği ve kronik hastalıkların 37. enlemin
üzerinde kalan ülkelerde artış gösterdiğini açıkladı. Türkiye’de
de 37. enlem üzerinde olduğu için D vitamini eksikliğinin yaygın
olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Serter, D Vitamininin kas iskelet
sistemi ve immün sistem başta olmak üzere vücudumuzdaki tüm
sistemleri etkilediğini, kardiyovasküler hastalıklardan diyabete,
obeziteye, kemik sağlığına ve kansere kadar birçok hastalıkla
ilişkisi olduğunu belirtti. D Vitamini eksikliğinin sıklıkla rastlanan
belirtileri arasında yorgunluk ve bitkinlik olduğunu belirten Prof.
Dr. Rüştü Serter D Vitaminin diyabete de etkisinden de söz etti.
“Vitamin D deficiency effects children’s
immune system”
Pediatric Endocrinologist Prof. Dr. Serap Semiz
said: “Vitamin D is very important in ordering
calcium balance of the body, enabling bone
mineral structure, supporting growth and
development and boosting the immune system.
Because of this its high importance vitamin
D need increases in growing up period. If it is
deficient growth and development in children
can be affected and very serious metabolic bone
disease rachitic might occur.” Semiz stated that
there are many reasons of vitamin D deficiency
result from not getting exposed to sunrays
enough, not eating enough food with vitamin
D, not getting enough vitamin D in pregnancy
and during breast feeding period, some
drugs, intestine malabsorption, and chronical
diseases. Prof. Dr. Serap Semiz also mentioned
the importance of right dosage of vitamin D.
Semiz emphasized that it is important that
pregnant or breast feeding women should get
600-2000 IU vitamin D daily; children should
get 400IU daily until they are one year old and
600IU vitamin D daily for 1 to 18 year-olds. She
stated that it is ill-advised to have high dosages
of vitamin D, therefore it should not be taken
without medical advice. “Vitamin D deficiency is
increasing on 37th latitude and above”
18 Pharma
Türkiye’de son 10 yılda diyabetli hasta sayısının yüzde 7’den yüzde
14’e ulaştığını, D vitamininin diyabet gelişiminin de önüne geçmesi
açısından oldukça önem taşıdığını sözlerine ekledi ve eksikliği
saptamak için detaylı bir kan analizi yaptırmanın öneminin altını çizdi.
Serter; ”Güneş ışınlarından D vitamini alabilmemiz için güneşlenme
zamanına dikkat etmek gerekir. Örneğin haftada en az 3 gün 10:00-
15:00 saatleri arasında 15-20 dakika kadar güneş ışınlarıyla temas
edilmesi gerekiyor. Faktör 15’in üzerindeki güneş yağları ise güneşi
bloke ediyor. Bunlara dikkat edilmezse yazın alınan güneşin D vitamini
ihtiyacını karşılamaması söz konusu olabilir. Öte yandan aşırı güneşe
maruz kalma ise cilt kanseri riskini artıyor.” dedi. Diğer taraftan
besinlerle vücuda alınan D vitamininin çoğu zaman günlük alınması
gereken miktarın altında kaldığını da vurguladı.
“Vitamin takviyeleri artık tempolu yaşamın kaçınılmaz parçası oldu”
Sağlıklı yaşam çizgisi ve bedenine gösterdiği özenle tanınan ünlü
oyuncu Sedef Avcı ise “D vitamininin kas ve kemiklerimiz, bağışıklık
sistemimiz ve diş sağlığımıza kadar uzanan çok önemli etkileri
olduğunu bugün bu toplantıya katılan değerli hekimlerimizden öğrendik
ve günlük yaşam temposu içinde D vitamini takviyesinin kaçınılmaz
olduğunu bir kez daha gördük” dedi.
Endocrinology and Metabolism
Specialist Prof. Dr. Rüştü Serter
explained that vitamin D deficiency
and chronical diseases are
increasing in the countries that
are on the 37th latitude and above.
Since Turkey is on 37th latitude,
vitamin D deficiency is common.
Prof. Dr. Serter stated that vitamin
D effects all systems in our body
especially musculoskeletal and
immune system and connected
with cardiovascular diseases,
diabetes, obesity, bone health
and cancer. Saying that vitamin
D deficiency’s most common
symptoms are fatigue and
exhaustion, he also talked about its
effect on diabetes. Prof. Dr. Serter
said that the number of diabetic
patients has risen from 7% to 14%,
vitamin D is important preventing
diabetes, and it is important to
have a detailed blood test in order
to detect the deficiency. Serter
said: “We must pay attention to
the time of sunbathing in order
to get vitamin D from sunrays.
For instance we must go out to
contact sunrays at least three
times a week between 10.00-15.00
for 15 to 20 minutes. 15+ factor
sun creams blocks sun. If not paid
attention the sun might not meet
the vitamin D need. On the other
hand being exposed to sun too
much, increases the risk of skin
cancer.” He also stated that the
amount of vitamin D we get from
food is under the daily needed
dose. “Vitamin supplements are
essential for busy lives” Sedef Avcı,
known for her healthy lifestyle and
the care she shows for her body
said: “We learned from our doctors
today that vitamin d has many
important effects on muscles,
bones, immune system, dental
health.It is inevitable to use vitamin
D supplements in our daily lives.”
Pharma 19
Mesane kanserinde yeni umut
Pierre Fabre İlaç’ın geliştirdiği Mesane kanserine yeni bir yaklaşım
getiren Vinflunin 13. Üroonkoloji Kongresi’nde tanıtıldı.
New hope in bladder cancer
Vinflunine, a drug developed by Pierre Fabre İlaç that has brought a new approach to Bladder
Cancer, was introduced at the 13th Urooncology Conference.
Pierre Fabre İlaç’ın daveti ile Türkiye’ye gelen Plymouth
Üniversitesi Onkoloji Kürsü Başkanı Prof. Dr. Syed A. Hussain,
tüm dünyada ses getiren “Mesane kanseri ikinci basamakta
gerçek yaşam verilerini içeren vinflunin” çalışmasını
katılımcılarla paylaştı.
Üroonkolojideki güncel yaklaşımların ve yeniliklerin konuşulduğu
kongreye Türk ve yabancı 750 hekim katıldı.
Mesane kanseri ikinci basamakta gerçek yaşam verilerini içeren
vinflunin çalışmasıyla tüm dünyada adından söz ettiren Plymouth
Üniversitesi Onkoloji Kürsü Başkanı Prof. Dr. Syed A. Hussain’in
Pierre Fabre ilaç’ın daveti ile konuşmacı olarak yer aldığı
kongrede, VKV Amerikan Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniğinden
Prof. Dr. Sevil Bavbek ve Acıbadem Üniversitesi Tıp fakültesi
Atakent Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Saadettin
Eskiçorapçı da gerçekleştirdikleri sunumlarla Vinflunin’i
anlattılar.
Prof. Dr. Bavbek konuşmasında ‘’Vinflunin’in mevcut tedavilerin
yanına yeni bir tedavi olarak eklenmesi mesane kanseri için
büyük bir avantaj sağlamıştır’’ derken, Prof. Dr. Eskiçorapçı da
‘’Tedaviye dirençli böyle bir hasta grubunda bu tarz tedaviler bize
umut vermektedir’’ diyerek ilacın mesane kanseri tedavisindeki
etkinliğini ve önemini vurguladı.
Mesane ikinci basamakta gerçek yaşam verilerini içeren vinflunin
çalışmasıyla alanında ses getiren bir çalışmaya imza atan Prof.
Dr. Hussain, bu çalışması ile Vinfluninin gerçek hayat kanıtı,
farklı Faz II ve III çalışmalarında bildirildiği gibi tek bir ajan olarak
etkinliği doğrulanmış ve desteklenmiştir.
Pierre Fabre İlaç tarafından Ağustos ayında ruhsatı alınarak Ara
Geri Ödeme ile Türk Tıbbının hizmetine sunulan ürün, mesane
kanserine yeni bir yaklaşım getiriyor.
Plymouth University Chair in Oncology Prof. Dr. Syed
A. Hussain, who came to Turkey in upon Pierre Fabre
İlaç’s invitation shared the studies on “vinflunine, a
drug that holds real signs of life in the second line
treatment of bladder cancer” and is being talked
about all over the world. 750 doctors from Turkey and
other countries attended the conference in which the
current approaches and innovations in urooncology
were discussed. During the conference where
Plymouth University Chair in Oncology Prof. Dr. Syed
A. Hussain, a researcher renowned for his work on
vinflunine a promising new drug in bladder cancer,
was the speaker by Pierre Fabre İlaç’s invitation, VKV
Amerikan Hospital Medical Oncology Clinic’s Prof.
Dr. Sevil Bavbek and Prof. Dr. Saadettin Eskiçorapçı
from the Acıbadem University Medical Faculty Atakent
Hospital Urology Department also described Vinflunine
through presentations. In Prof. Dr. Bavbek’s speech
she said ‘’Vinflunine being added as a new treatment in
addition to the existing treatments has provided a great
advantageous against bladder cancer’’ while Prof. Dr.
Eskiçorapçı emphasized the efficacy and significance of
the drug in bladder cancer treatment by saying ‘’These
types of remedies give us hope for patients of a disease
that is highly resistant to treatment”.
Prof. Dr. Hussain, who has achieved an important study
on vinflunine, a drug that holds real signs of life in the
second line treatment of bladder cancer, has verified
and supported the real life proof of Vinflunine being
effective as a single agent in the various Phase II and III
studies he has conducted.
The product, which was presented to the service of
Turkish Medicine through Interim Reimbursement with
a license obtained by Pierre Fabre İlaç in August, brings
a whole new approach to bladder cancer.
20 Pharma
Rad Ecza Deposu Genel Müdürü Can Sökmen
Yapay zeka ilaç üretecek
İlaç sektörü; süper bilgisayarların ve makine öğreniminin gücünden yararlanarak
ilaçları daha hızlı ve daha düşük bir maliyetle geliştirmeyi hedefliyor.
The artificial intelligence will develop
pharmaceuticals
The pharmaceutical industry seeks to capitalize on the power of modern supercomputers and
machine learning skills to develop drugs faster and at a lower cost.
22 Pharma
Tesla fırtınası, ilaç endüstrisini de etkisi altına aldı. İlaç firmaları
son birkaç yıldır yapay zekaya yüklü miktarlarda yatırım yapmaya
başladı.
Rad Ecza Deposu Genel Müdürü Can Sökmen, dünyadaki bu
heyecan verici gelişmeleri anlatırken, “Birçok büyük ilaç firması
2017’de yapay zeka start-up’ları ile ortaklık kurdu. İngiltere’de
Cambridge merkezli AstraZeneca, nörolojik hastalık için biyolojik
belirteçler ve ilaçlar bulmak için Massachusetts, Boston’da
bulunan biyo-ilaç şirketi Berg ile birlikte çalışıyor. Kaliforniya
merkezli Roche iştiraki Genentech, Cambridge platformu,
Massachusetts merkezli GNS Healthcare ile yapay zeka
platformunu onkoloji tedavilerini analiz etmek için kullanıyor.
Japon ilaç şirketi devi Takeda, Kaliforniya merkezli Numerate
şirketiyle ortaklık kurdu” dedi.
İngiltere’nin Brentford kentinde bulunan GSK’nın da bu tufana
katıldığına işaret eden, Can Sökmen, 2017 yazında Scottish AI
uzmanı Exscientia ile 10 hastalığa kadar hedefleri keşfetmek
için işbirliği yaptığını ve Zhavoronkov’un Insilico Medicine
algoritmalarını test ettiğini söyledi.
Can Sökmen, GSK’nın, kendi şirket içi yapay zeka birimini
oluşturan ilk büyük ilaç şirketlerinden biri olduğunu ifade
ederken şöyle konuştu;
Daha az yan etkiye sahip ilaçlar
“Insilico Medicine, yapay zekanın daha az yan etkiye sahip ilaçlar
tasarlayıp tasarlayamayacağını görmek için Oxford Üniversitesi
Hesaplamalı Kalp ve Damar Ekibi ile birlikte çalışıyor. Örneğin,
bazı kanser ilaçlarının kalıcı kardiyovasküler hasara neden
olduğu bilinmektedir. Farklı ilaçlarla inkübe edilen hücrelerden
gelen gen ifadesi verilerini kullanarak, Mamoshina, kardiyotoksik
ve non-kardiyotoksik ilaçları tanımak için bir yapay zeka
algoritması eğitiyor. Derin öğrenme yapay zeka yaklaşımlarıyla
keşfedilen ilk onaylanmış ilaçlar belki de iki ila üç yıl uzakta
ancak bu sektördeki birçok insan yapay zekanın, ilaç endüstrisini
kalıcı olarak değiştirmek üzere olduğuna inanıyor. Klinik
denemelere giren 10 ilaçtan yalnızca biri hastalara ulaşıyor.
Sektördeki pek çok kişi bu eğilimin sürdürülemez olduğunu ve
değişimin kaçınılmaz olduğunu hissediyor. Kaynaklar, ilaçlar
ve başarısızlıkların maliyeti için daha fazla ödeme yapmak
istemiyor, bu nedenle iş modelinde bir değişiklik olmalı ve yapay
zeka bize bir fırsat sunuyor. İlaç sektörü, yapay zekanın insandan
daha iyi performans göstereceğini de umuyor.”
The Tesla storm also affected the pharmaceutical
industry. Pharmaceutical companies have started to
invest in artificially intelligent quantities over the past
few years.
General Director of Rad Pharmaceuticals, Can
Sökmen shared the following information about this
exciting development in the world:
“Many major pharmaceutical companies partnered
with artificial intelligence start-ups in 2017.
Cambridge-based AstraZeneca in the UK is
working with Berg, a biopharmaceutical company
based in Boston, Massachusetts, to be able to find
biomarkers and medicines for neurological disease.
California-based Roche and Massachusetts-based
GNS Healthcare are cooperating with Genentech,
to analyze oncology treatments with the artificial
intelligence platform. Japanese drug company
Takeda has partnered with California-based
Numerate.
GSK in Brentford, England, was also involved in
artificial intelligence investment. In the summer of
2017, Scottish AI specialist Exscientia announced
that he was cooperating with 10 patients to discover
targets and testing Zhavoronkov’s Insilico Medicine
algorithms. Thus, GSK became one of the first major
pharmaceutical companies to form its own in-house
artificial intelligence unit.
Pharmacies with fewer side effects
Insilico Medicine works with Oxford University’s
Calculated Heart and Vascular Team to see if
artificial intelligence can design drugs with fewer
side effects. For example, some cancer drugs are
known to cause permanent cardiovascular damage.
Using gene expression data from cells incubated
with different drugs, Mamoshina trains an artificial
intelligence algorithm to recognize cardiotoxic and
non-cardiotoxic drugs.
The first approved drugs discovered with deep
learning artificial intelligence approaches are
perhaps two to three years away, but many in
pharmaceutical sector believe that artificial
intelligence is about to permanently change the
pharmaceutical industry.
Only one out of 10 drugs involving the clinical trials
is reaching to the patients. Many people in the sector
feel that this trend is unsustainable and that change
is inevitable. We do not want to pay more for the
cost of resources, drugs and failures, so there must
be a change in the business model and artificial
intelligence gives us an opportunity.
The pharmaceutical industry also hopes that artificial
intelligence will perform better than humankind.
Pharma 23
Saç Dökülmesine Karşı Yeni Alman Formulü
The New German Formula Against Hair Loss
24 Pharma
Saç dökülmesine karşı Türkiye ve Avrupa birliği eczanelerinde
en çok tercih edilen markaların başında gelen Zigavus’tan
yeni ürün. Yıllarca kokusuz sarımsaklı şampuan ile saç
dökülmelerine karşı bitkisel çözüm sunan Zigavus yeni ürünü
ile zenginleştirilmiş bir formül sunuyor. Almanya’da üretimi
tamamlanan ve raflara giren Zigavus Forte Ultra Clinical
Şampuan içerisinde sarımsağın fermente edilmiş hali olan kara
sarımsak bulunmaktadır. Saw palmetto, ginseng, biotin,
keratin, caffein bulunmaktadır. Zigavus Pharma’nın diğer tüm
ürünlerinde olduğu gibi Zigavus Forte’de de hayvansal bir ürün
bulunmamakta ve hayvanlar üzerinde test edilmemektedir.
Bitkisel ürünlere karşı ilgi gün geçtikçe tüm dünyada artıyor.
Bu ilgi kendi pazarını oluşturmuş durum ve bu pazarın büyüme
nedenleri arasında insanların doğaya dönüş özlemi büyük yer
tutuyor. Kişisel bakım malzemelerinde kimyasalların kullanımı
insanlara endişe vermektedir. Saç ve cilde temasta bulunan bir
ürünlerin içeriğinin, uzun vadede sorunlarla karşılaşmamak
için bitkisel içerikli olanların tercih edilmesi içinde yaşadığımız
modern zamanlarda bu yüzden artı bir puandır.
Kokusuz Kara Sarımsak Ektresi ile Daha Güçlü
Beş bin yıldır bilinen sarımsağın güçlendirilmiş hali kara
sarımsak normal sarımsağın yaklaşık bir ay süreyle ısı ve nemi
ayarlanmış ortamlarda kurutulmasıyla elde edilen ve fermente
sarımsak olarak bilinen türüdür. Doğal antibiyotik olması gibi
diğer birçok faydasının yanında sarımsak saç dökülmelerinin de
doğal önleyicisidir.
Saw Palmetto & Ginseng
Genetik saç dökülmesine dur diyen ve bu yüzden erkekler
tarafından gözde saç bakım ürünü haline gelen Zigavus
Forte’nin muhteviyatı içinde görülen ginseng hakkında son
yıllarda çok konuşuluyor. 5000 yıldır bilinen bu bitki başta Çin
olmak üzere Uzak Doğu ülkelerinden dünyaya yayıldı. Halk
A new product from Zigavus, the most
popular choice against hair loss in Turkish
and European Union pharmacies. As a
brand that has been providing herbal
remedies for hair loss with odorless garlic
shampoos for years, Zigavus now presents
a formula enhanced with a new product.
Zigavus Forte Ultra Clinical Shampoo,
which is produced in Germany hit the
shelves. It contains black garlic, which is
a fermented form of garlic. There is also
saw palmetto, ginseng, biotin, keratin
and caffeine in the ingredients. As in all
Zigavus Pharma’s products, Zigavus Forte
also does not contain any animal products
and is not tested on animals.
The interest in herbal products is
increasing all around the world. People’s
desire to return to nature is among
the main reasons behind the creation
and growth of this market. People are
concerned about the use of chemicals in
personal care products. This is why the
use of herbal products is preferred in
these modern times to avoid any problems
that may be encountered in the long run
due to chemicals coming into contact with
hair and skin.
Odorless Black Garlic Extract is More
Powerful
Black garlic, the enhanced form of garlic
that has been known for five thousand
years, is a type of garlic that is obtained by
drying and fermenting normal garlic for
about one month in heat and temperature
egulated settings. Garlic, which has many
benefits such as being a natural antibiotic,
is also a natural remedy for hair loss.
hekimliği olarak adlandırabileceğimiz alternatif tıp içinde
çokça kullanılıyor. Özellikle etli olan kökü kullanılsa bile bazen
yaprakları da işe yarıyor. Diyabet, stres ve yorgunluğa karşı iyi
geldiği biliniyor ve yaşlanmaya karşı doğal bir savunma sağlıyor.
Zigavus Forte Klinik Şampuanın ikinci ana bileşeni saw
palmetto’dur. Cüce palmiye ağacı olarak bilinen kısa palmiye
ağacının meyvesi olan saw palmetto çileğe benzer ve alternatif
tıbbın sık sık kullandığı bir bitkidir. Prostat sorunlarının
çözümünde çoğunlukla önerilir. Hormanal tip saç dökülmesi
olarak da tanımlanan ve erkeklerde sıklıkla görülen genetik saç
dökülmesinin nedenlerine karşı etkili olduğu kanıtlanmıştır
Saçınıza İyi Bakın
Zigavus Forte Şampuan ile saçınıza bitkisel bakım yaptıktan
sonra dahi saçınıza iyi bakmanı gereken tavsiyelerimiz var;
saçınıza Saçlarınızı çok sıkı toplamayın, kuru saçlarınızı
hırpalarcasına taramayın saç kurutma ve benzeri cihazları
doğru bir şekilde kullanın. Beslenme konusunda ise; yeşil
sebzelere, meyve tüketmeye, yemeklerde ve salatalarda
zeytinyağı kullanmaya, balık, havuç, süt, yoğurt, ceviz, yumurta,
bakliyat gibi gıdaları düzenli almaya dayanan sağlıklı beslenme
alışkanlıklarına çocukluktan itibaren başlamak gerek. Sayılan
bu gıdalar saçların normal uzamasını ve saç köklerinin
güçlenmesini sağlayan C, E, D, A gibi vitamin çeşitleri ile
çinko, demir, iyot gibi hayati önem taşıyan mineralleri kapsar.
Sağlıklı saçlar için düşük yağ içeren bir beslenme programıyla
yaşamanız gerek, zamana bağlı olarak yaşanacak dökülmeleri
de böylece yavaşlatabilirsiniz. Çocuklarınızı ve kendinizi fast
food türü gıdalardan uzak tutun öğüdü her bakımdan yararlıdır,
sadece kilo kontrolü için söylenmemiştir. Ama en önemlisi
hayatınızın tadını çıkarın, kendinizi ve saçlarınızı üzmeyin.
Saw Palmetto & Ginseng
Much is being said recently concerning
ginseng, which is also an ingredient of
the Zigavus Forte hair product that stops
genetic hair loss and it has become a
high-demanded product for men. This
plant has been known for five thousand
years and has spread from the Far East,
especially China, to the rest of the world. It
is often used in alternative medicine which
we could also call community medicine.
Although it is mostly the fleshy root that is
used the leave are also useful sometimes.
It is known to be good against diabetes,
stress and fatigue and provides natural
defense against aging.
The second ingredient of Zigavus Forte
Clinical Shampoo is saw palmetto. Saw
palmetto, fruit of the short palm tree also
known as the midget palm, resembles
strawberry and is used frequently
in alternative medicine. It is often
recommended for prostate problems.
It has also been proven to be effective
against the genetic hair loss of the men
which is also referred to as hormonal hair
loss.
Take Good Care of Your Hair
We still have recommendations for taking
care of your hair even after applying
herbal care to your hair with Zigavus Forte
Shampoo. Do not tie your hair tightly, do
not comb your hair roughly and use hair
dryers and similar devices correctly. When
it comes to nutrition, it is important to
have healthy-eating that includes green
vegetables, fruit, olive oil in foods and
salads, fish, carrots, milk, yogurt, walnuts,
eggs and legumes. These foods contain
the vitamins C, E, D and A that helps hair
to grow healthy and strengthen the roots
and vital minerals like zinc, iron and
iodine. You must follow a low fat diet for
healthy hair. This also minimizes any age
related hair loss. Keeping you and your
kids away from fast foods is beneficial not
only for weight control but also for every
other aspect. But the most important thing
to do is enjoying life and not upsetting
yourself or your hair.
Pharma 25
Türkiye ilaç pazarı ve Oro İlaçları ;
The Turkish Pharmaceuticals market and Oro pharmaceuticals;
Türkiye İlaç Pazarı son yıllarda özellikle üretim konusunda
çok büyük atılım gerçekleştirmiştir. Ülkemiz konum itibari
ile buna çok müsait bir yerleşkededir. Türkiye ilaç pazarı son
5 yılda %12 büyüme gösterdiğinden, yabancı firmaların çok
dikkatini çeken bir ülke haline gelmiş bulunmaktadır. Yaklaşık
25.000 civarında olan eczane sayısına ulaşan ülkemiz, Avrupa
ilaç pazarında da 6. sırada yer almaktadır. Türkiye’ de 80
Milyon civarında bir nüfus potansiyelinin varlığını da hesaba
katarsak beklenen bir durum olması aşikardır.
Bizde Oro İlaçları olarak 2016 yılına oranla %25 büyüme
gerçekleştirdik. Hedeflerimizi daha da büyüterek
çalışmalarımıza hızlı bir şekilde devam ediyoruz. İlaç ruhsatlı
ürünlerimiz de yatırımlarımız artarken, aynı zamanda
da OTC alanında da birçok üründe gerçekleştirdiğimiz
yatırımların sonuçlarını almayı hedefliyoruz. OTC alanındaki
mevcut ürünlerimizde liderliğimizi korumayı kendimize
misyon edinmiş durumdayız. (OTC: eczanelerde reçetesiz
satılabilecek ürünler.)
Günümüz koşullarında Yerli ve yabancı firmaların OTC
ürünlere yatırım yapmaları ile birlikte, mevcut pazarın gün
geçtikçe gelişmesi ve büyümesi sağlanıyor. Bu noktada
da tüketiciye düşen doğru firma ve doğru ürün tercihi
yapmaktır. Seçimlerini yaparlarken iyi üretim koşulları
ile üretimi yapılmış ürünlerin üreticilerini ve ürünlerini
seçmeleri gereklidir. Bu denli dikkatli ve özenli gerçekleşen
Turkish Pharmaceutical Market has made
great progress in recent years, especially in
production. Our country is in a very convenient
location for this. Turkey has become a country
that draws the attention of foreign companies
thanks to the pharmaceutical market that has
grown by 12% in the past 5 years. Our country
has almost 25.000 pharmacies and is ranked
6th in the European pharmaceutical market.
Considering the potential population of Turkey
to be around 80 million, it is obvious that this is
an expected situation.
We as Oro Pharmaceuticals grew 25% in
comparison to 2016. We are continuing our
work rapidly with even larger goals. While
our investments in pharmaceutical licensed
products increase we also aim to gain results
from the investments we made in the OTC
field for many products. We have made it
our mission to maintain our leadership for
our existing products in the OTC field. (OTC:
over the counter products sold in pharmacies
without a prescription).
In recent conditions with the investment
of domestic and foreign companies in OTC
26 Pharma
üretim koşulu ile üretilmiş ürünlerin tüketimi bu üreticilere
imkanlarını arttıracak ve gerekli yeni ürünlerin geliştirilmesi
sağlanacaktır. Tüketiciler bilinçlenmek suretiyle, güvenilir
firmalar ile güvenilir koşullarda üretilen ürünlerin tüketimine
özen göstermelidirler. Aksi durumda yanlış tercihler sadece fiyat
uygunluğu ile tüketilen ürünlerden fayda sağlamak yerine zarar
görmek mevzu bahis olabilecektir. Bu denli firmaların var olduğu
bir pazarda tercihlerin doğru yapılması önemlidir. Tüketiciye çok
iş düşmektedir. Uygun diye tercih edilenlerden görülecek fayda
tartışılabilir. Fayda ve zarar ilişkisi iyi hesaplanmalıdır.
Son yıllarda bağışıklık kuvvetlendirmeye destek olan ürünler çok
popüler hale geldi. Bunun sebeplerinin başında özellikle kalabalık
ortamlarda çalışan, vücut direnci sürekli düşmen, aktif hareket
halinde olan insanların tercihi bu ürünlerden yana oluyor. Tercih
edilen ürünlerin gerçekten de direncin arttırılmasına destek
olduğu aşikardır. Oro ilaçları olarak Samigra Plus, Hot ve Kids
formu bulunan Kara mürver içerikli ürünlerimizin aktif tanıtım ve
satışına 40 kişilik saha kadrosu ile devam ediyoruz. Ürünlerimizin
satışları her geçen gün artıyor ise doğru yolda olduğumuzu biliyor
ve iyi üretim ile doğru hizmetin sonuçlarını almaktan mutluluk
duyuyoruz.
Türk ilaç pazarında gelişen ve her geçen sene üst sıralara
çıkan bir firma olarak, Türk halkına layık bir firma haline
gelmeye gayret ediyoruz. Bu vesile ile bizlere destek olan tüm
paydaşlarımıza teşekkürlerimizi bir borç biliriz.
2018 yılında tüm değerli sektör çalışanlarının yeni yıllarını en içten
dileklerimle kutlarım…
products, the existing market is
expanding and growing. At this point
the consumer needs to select the right
company and the right product. When
making their choices, consumers
must choose the products of good
manufacturing practice environments.
Consumption of the products that
are produced under such careful and
meticulous conditions will increase the
resources of these producers and help
them develop new products. Consumers
should be more aware and careful to use
products that are produced by reliable
producers in safe conditions. Otherwise
there will be the concern of doing more
harm than good with products that are
chosen incorrectly for a cheaper price.
It is important to make the right choice
in a market where there are companies
on such a scale as this. Consumers have
the most responsibility. Benefits of the
products that are chosen just for being
affordable are questionable. Benefit and
harm must be assessed well.
In recent years immune boosting
products have become very popular. The
reason for this is that such products are
popular among the people who work in
crowded environments, have low body
resistance and are always in motion. It
is obvious that the preferred products
really increase resilience. As Oro
pharmaceuticals we continue to actively
promote the sales of our Samigra Plus,
Hot and Kids with elderberry, with a
field staff of 40. Since the sales of our
products increase every day, we know we
are on the right path and we are pleased
to get the rewards of the right service
with good manufacturing practices.
As a company that is growing in the
Turkish pharmaceuticals market and
continuing to rank at the top every year,
we are trying to become a company that
Turkish people deserve. We want to take
this opportunity to express our gratitude
to all our stakeholders.
Happy New Year to all our valuable
sector employees…
Pharma 27
Saçlarınız
Capicade’e emanet
Your hair entrusted to Capicade
28 Pharma
Saçlarınız kısa sürede yağlanıp, üstüne bir de kepekleniyor mu?
Cevabınız evet ise, size çok etkili bir ürün önerimiz var.
Capicade’in yağlı saçlar için ürettiği şampuan; saçınızdaki yağ oranını dengelerken,
içerisindeki Zinc Pyrithone (Çinko Priton) sayesinde kepeği de önlüyor.
Tek dokunuş, çok etki!
Tek bir ürün ile saç bakımınızı üstlenen Capicade Hair BB Cream ise, etkili sonucu ile yüz
güldürüyor.
Saç serumu, saç balmı, saç maskesi ve birçok daha ürünün yerini alan Capicade Hair BB
Cream; saçlarınızın bakımında 10 etkiye yardımcı oluyor;
1-Nemlendirme, 2-Bakım, 3- Hacim, 4-Parlaklık, 5-Yumuşaklık 6-Tarama kolaylığı,
7-Elektriklenmeyi önleme, 8-Kırık saçları onarma, 9-Saç kalınlığını artırma, 10-Saç uzama
artışı.
Lekelere kesin çözüm
Yüzünüzdeki lekeler canınızı sıkıyor ve teninizin rengini açmak istiyorsanız; Capicade SPF
30 Leke Giderci Etkili Krem tam size göre…
Leke giderici kremin en güzel özelliği ise; cildinizi beyazlatırken tahrişe sebep olmuyor.
Ayrıca yaşlılık lekelerini tedavi ederken bunun yanında parlatıcı etki sağlıyor.
Does your hair grease in a short time and it gets dandruff on it?
If your answer is yes, we have a very effective product offer.
Capicade’s shampoo for oily hair balances the fat in your hair, Zinc Pyrithone in it (Zinc Priton)
also prevents the head.
One touch, a lot of impact!
Capicade Hair BB Cream, which takes on your hair care with a single product, makes you
smile with effective result.
Capicade Hair BB Cream with hair serum, hair balm, hair mask and many more products; 10
help in the care of your hair helps;
1-Humidity, 2-Care, 3-Volume, 4-Brightness, 5-Softness, 6-Scanning ease, 7-Electrification
prevention, 8-Broken hair repair, 9-Hair thickness increase, 10-Hair extension.
Final solution to stains
If the stains on your face bother you and you want to turn on your skin; Capicade Stain
Remover SPF 30 Cream is for you ...
The most beautiful feature of the stain removal cream is; it does not cause irritation while
whitening your skin.
It also has a shining effect when treating age spot.
Pharma 29
İnsanın yeni hizmetkarı Dijital sağlık
“Dijital Sağlık Zirvesi” bu yıl yine yoğun ilgi gördü
Yemeği, giyimi, takıyı hatta ilacı bile internetten sipariş ettiğimiz, e - reçete, e - nabız gibi birçok uygulamanın günlük
yaşamımızda dahil olduğu dijital çağda, dijital sağlığın önemini vurgulayan Türkiye’nin ilk ve tek Dijital Sağlık Zirvesi
29 değerli konuşmacı ile Uniq İstanbul’da gerçekleşti. Büyük katılımın sağlandığı zirvede, dijital teknolojilerin, sağlık
kanallarına entegrasyonuna ilişkin bilgi ve deneyimler paylaşıldı.
Zirve; Dijital Sağlık Zirvesi Organizatörü Dr. Kıvılcım Kayabalı’nın açılış konuşması ve ardından Eczacıbaşı Holding Sağlık
Grup Başkanı Elif Çelik’in sunumu ile açıldı.
Mekansız sağlık hizmetleri çok gelişti…
Elif Çelik “Sürdürülebilir Sağlık İçin Dijital Stratejiye Değil, Dijital Çağ İçin İş Stratejisine İhtiyacımız Var” başlıklı
sunumunda “25 senedir ilaç ve sağlık sektöründe bulunduğunu, son 5 yıldır da özellikle dijital sağlık ve sağlığın
dönüşümü konularında çalıştığına değindi. Çelik, gelişen süreçte sağlık harcamalarının da arttığını belirterek, “İnsan
hayatına bir süreç olarak bakarsak, sağlıklı evresinin uzatılması sağlık endüstrilerinde çalışan herkesin önceliği. Dijital
sağlık, buna eşlik eden ve sağlıklı yaşamı destekleyebilecek en önemli unsur. Artık her hareketimizi, hatta duygularımızı
çok hızlıca ölçebiliyoruz, veriye dönüştürebiliyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Elif Çelik, dijital cihazların gelişmesiyle
“mekansız sağlık hizmetleri”nin de gelişmeye başladığını sözlerine ekledi.
İlacı hastaya canlı götürmek önemli…
Zirveye konuşmacı olarak katılan Amgen Türkiye Genel Müdürü Güldem Berkman, “Biyoteknolojide son gelişmeler”
başlıklı sunumunda; 2000 yılının biyoteknolojide dönüm noktası olduğunu aktararak, “Çünkü insanın genom haritası
çıktı. Şimdi genler taranıyor. Gen haritasında 40 bin yıllık geçmişiniz, genlerinizdeki sapmalarla hastalık riskleriniz
belirleniyor. Bu risklere göre de yaşam biçiminizi düzenleyebiliyorsunuz” şeklinde konuştu. Sağlıkta dijitalleşmenin
dününü, bugününü ve yarınını ele alan Çelik; “İlacı bulmak önemli, onu hastaya canlı olarak götürebilmek de bir o kadar
önemli” açıklamalarında bulundu.
“Amacımız insan hayatını kolaylaştırmak”
Philips Türkiye CEO’su Haluk Karabatak, “Sınır Tanımayan Sağlık Çözümleri: Sağlığın Geleceği” başlıklı konuşmasında;
Dijital teknolojilerin tıbbı desteklemesine ve akıllı telefon ve tabletlerdeki sağlık uygulamalarının da bu anlamdaki
katkılarına değindi.
Teknoloji ve yazılım firmaları, ilaç sektörü, hasta örgütleri, üniversiteler, mobil operatörler, sağlık kurumları gibi farklı
alanlardan katılımcıların yer aldığı zirvede, teknolojinin sağlık ile entegrasyonu konuları ele alındı.
Uluslararası katılımlı gerçekleşen toplantıya Healthcare Paradigm Başkanı Dr. Zakiuddin Ahmed “Yeni Sağlık Modeli
Nasıl Olmalı?” konulu konuşmasıyla çarpıcı örneklere yer verdi.Bu yıl da katılımcılar, sanatın, müziğin ve bilimin
harmanlandığı zirvede unutulmaz bir deneyim yaşadılar.
30 Pharma
Hande Demirdere Pierre Fabre Genel Müdürü
Pierre Fabre; ‘Sağlıktan Güzelliğe’
Pierre Fabre; Hasta ve tüketici merkezli yaklaşımı ile ağız bakım
ve derma kozmetik dahil tüm ürünleri sadece uzmanlar tarafından
önerilip eczanelerde satılmaktadır. Bu anlamda dünyada bu tarz faaliyet
gösteren ilk ve tek firmadır.
Pierre Fabre; ‘From Health to Beauty’
Pierre Fabre; Within the scope of patient and consumer oriented approach, all
its products including oral care and dermo cosmetics are only recommended by
specialists and sold in pharmacies. In this regard, it is the first and only company
operating in such manner.
32 Pharma
1- Bize Pierre Fabre’yi özetler misiniz?
Eczacı ve botanikçi Pierre Fabre tarafından 1962 yılında kurulan
Pierre Fabre, bugün itibarı ile 130 ülkede 13.000 çalışanı
ile İlaç, Dermo Kozmetik ve Tüketici Sağlığı başlıkları
altında birbirini tamamlayıcı, üç ana kategoride faaliyet
göstermektedir. Pierre Fabre Laboratuvarları, Avrupa’nın en
büyük ikinci bağımsız özel Farmasötik Laboratuvarı olarak
hizmet vermektedir. Grup, Türkiye’de « Pierre Fabre İlaç »
ve « Pierre Fabre Dermo Kozmetik » şirketleriyle faaliyet
göstermektedir. Pierre Fabre İlaç bünyesinde Onkoloji,
Temel Ürünler ile Ağız ve Diş sağlığı grubu olarak üç ana
grup faaliyette bulunurken, Pierre Fabre Dermo Kozmetik
bünyesinde, kozmetik ürünlerinin yanı sıra dermatolojik
ilaç tedavileri de sağlanmaktadır. Grup, her yıl ilaçtan elde
ettiği karın %20’sini Onkoloji, Dermatoloji, Nöropsikiyatri
alanlarında yürütmekte olduğu Ar&Ge çalışmalarına
aktarmaktadır.
Pierre Fabre; ‘Sağlıktan Güzelliğe’ sloganının yansıttığı üzere
her türlü güzelliğin öncelikle sağlıklı ürünlerden geçmesi
gerektiğinin bilinciyle, ürünlerini botanikçi kimliği ile en doğal
yöntemlerle geliştirmektedir. Hasta ve tüketici merkezli
yaklaşımı ile ağız bakım ve dermakozmetik dahil tüm
ürünleri sadece uzmanlar tarafından önerilip eczanelerde
satılmaktadır. Bu anlamda dünyada bu tarz faaliyet gösteren ilk
ve tek firmadır.
2- Türk pazarında kaç yıldır varsınız ve neler yaptınız?
Türkiye pazarında ürünlerimiz distribütör firmalar aracılığıyla
1996’dan itibaren tanıtılmaya başlanmıştır. 2013 yılından
itibaren ürünlerimizin tanıtımı Pierre Fabre ekibine geçmiştir.
Temel ürünler portföyü içerisindeki orijnal demir preparatı
ve demir+ folik asit kombinasyonunu 1997 yılından beri lokal
olarak Türkiye’de üretilmektedir. Ayrıca 2017 yılı itibarıyla
Pfizer ile yapılan ortak bir anlaşma ile Aşırı Aktif Mesane
kontrolünde kullanılan bir ürünün tanıtımı Pierre Fabre İlaç
Grubuna geçmiştir. Bu anlaşma sonrası Pierre Fabre Temel
Ürünler Grubu tanıtım kadrosunu büyütme şansı yakalamıştır.
Yeni kurulan Ağız ve Diş Sağlığı Grubu, Fransa başta olmak
üzere bir çok ülkede öncelikli tercih edilen Elgydium ve Eludril
markaları altında; diş ve dişeti problemlerine cevap veren
klorheksidinli içerikli özel patentli macunlar, ağız bakım suları
ve jeller, diş ipleri, diş fırçaları, çocuklara yönelik macun ve fırça
gibi geniş ve artan bir yelpaze ile bu alanda da emin adımlarla
ilerlemektedir
3- Bünyenizde üretimi gerçekleştirilen kaç farklı ürün grubu
yer alıyor?
Üç grup ürün tanıtımı yapıyoruz; Temel ürünler grubunda ;
Demir ve Demir+ folik asit preparatı ve aşırı aktif mesane
ürününü tanıtıyoruz. Bu ürünlerin hepsi Türkiye’de üretiliyor
Onkoloji grubunda; ithal olarak gelen akciğer, meme ve yeni
portföye eklenen mesane tümörüne yönelik ürünlerimiz var
Tüketim Sağlığı grubumuzda da yine ithal olarak gelen 35’in
üzerinde öncelikli ağız bakım ürünleri var. Bu yıl içerisinde yeni
ürünler ile bu portföy çok daha büyüyecek.
1 -Could you please tell us about Pierre Fabre briefly?
Founded by pharmacist and botanist Pierre Fabre
in 1962, Pierre Fabre pharmaceutical company is
currently operating in 130 countries with 13,000
employees in three main categories complementing
each other, namely drugs, dermo cosmetics and
consumer health. Pierre Fabre Laboratories is
rendering services as the second biggest independent
private Pharmaceutical Laboratory of Europe. The
Group is operating in Turkey with its « Pierre Fabre
Pharmaceuticals » and « Pierre Fabre Dermo
Cosmetics » companies. While three main groups,
Oncology, Basic Products and Oral and Dental
Health are operating within the body of Pierre Fabre
Pharmaceuticals, Pierre Fabre Dermo Cosmetics
provide dermatological drug therapies in addition to
cosmetic products. The Group transfers 20% of its
profits gained from pharmaceuticals to R&D studies
carried out in the fields of Oncology, Dermatology and
Neuropsychiatry every year.
As its slogan ‘From Health to Beauty’ reflects, Pierre
Fabre, thanks to its botanist identity, develops its
products with the most natural methods with the
awareness of the fact that every kind of beauty begins
with healthy products. Within the scope of patient and
consumer oriented approach, all its products including
oral care and dermo cosmetics are only recommended
by specialists and sold in pharmacies. In this regard, it
is the first and only company operating in such manner.
2-How long have you been in the Turkish market and
what have you done?
Our products are promoted in the Turkish market
since 1996 through distributor. As of 2013, promotion
of our products is carried out by Pierre Fabre
team. The original iron preparation and iron + folic
acid combination within basic products portfolio is
manufactured locally in Turkey since 1997. Also, as of
2017, promotion of a product used in overactive bladder
control is passed to Pierre Fabre Pharmaceuticals
Group within the scope of a joint agreement signed
with Pfizer. Following this agreement, Pierre Fabre
Basic Products Group had the chance of expanding
its promotion team. The newly established Oral and
Dental Health Group is also proceeding in this field
with firm steps through a wide and expanding range
including special patented chlorhexidine toothpastes,
mouthwashes and gels, dental flosses, toothbrushes,
kids’ toothpastes and brushes, all responding to tooth
and gum problems, under Elgydium and Eludril brands,
first choice in many countries led by France.
3- How many different product groups are produced in
your company?
We are promoting three groups of products;
Pharma 33
4- Sizin için Türkiye pazarının dünyadaki yeri neresi? Türkiye
pazarı için yatırımlarınızdan bahseder misiniz?
2013 yılına kadar aile şirketi olan Pierre Fabre, daha çok Fransa
pazarına odaklanırken, 2013 yılı sonrası vakıfa devredildikten
sonra dış pazarlara daha çok açılmıştır. Türkiye’deki birçok
ilaç firması karlılıklarının düşmesi sonrası ekip küçültmelerine
giderken, Pierre Fabre Türkiye’nin hedefinde, 2017’de
başlatılan Pfizer işbirliği gibi, farklı firmalarla işbirliği ile daha
da büyümeyi hedeflemektedir. Onkolojide yıllardır meme ve
akciğer kanserine yönelik ürünümüzün yanında bu yıl itibarı ile
üretelyal (mesane) tümörlerine yönelik ürünümüzün lansmanı
ile Onkoloji portföyümüz de genişlemiştir, önümüzdeki
yıllarda malign melanom ile ilgili yenilikçi bir ajan ile daha da
genişleyecektir. Diğer ekiplerimiz için de bir taraftan lokal
üretimli ürün iş birlikleri, diğer taraftan Pierre Fabre’nin
özellikle Tüketim Sağlığı için olan yüzlerce ürününden
portföyümüzü tamamlayan ürünleri seçerek dengeli bir portföy
ile büyümeye devam edeceğiz.
5- Onkolojinin hangi alanlarında faaliyet gösteriyorsunuz ve
kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?
Pierre Fabre Onkoloji olarak Türkiye’de 2004 yılından beri
Metastatik Meme Kanseri ve Küçük Hücreli Dışı Akciğer
Kanseri tedavisinde etkin olarak kullanılan Vinorelbine etken
maddeli ürünümüzün intravenöz ve oral formlarıyla onkoloji
pazarında yer almaktayız. Kanser tedavisinin zorlu bir
süreç olması sebebiyle hastalar hem ruhsal hem de
fiziksel olarak yıpranmaktadırlar. Ürünümüzün oral
formu sayesinde hastalara evde kullanım kolaylığı
sağlanmaktadır. Böylelikle intravenöz uygulamanın kaygıları
ortadan kalkmakta, hastaların tedavi almayı beklerken,
tedavi alırken ve yolda geçirdikleri zaman azalmakta, ve
herşeyden öte kişiler kanser hastası olmanın getirdiği yükten
kurtularak sosyal hayatlarına, sevdiklerine ve kendilerine daha
çok zaman ayırma olanağına kavuşmaktadırlar. Ayrıca
2017 yılı sonu itibarı ile Vinflunin etken maddeli ürünümüz
de ileri evre veya metastatik ürotelyal kanserli hastaların 2.
basamak tedavisine yönelik kullanıma sunulmuştur. Toulouse
Oncopole Kampüsünde yer alan Pierre Fabre Araştırma
ve Geliştirme merkezi seçkin araştırmalara ev sahipliği
yapmaktadır. Pierre Fabre Onkoloji, hastaları merkez alan
yaklaşımıyla yaklaşık 30 yıldır onkoloji alanında araştırma
ve geliştirme faaliyetlerini yürütmektedir, köklerinden
aldığı güçle; yenilikçi ve etik firma anlayışıyla pazarda yerini
almaktadır.
6- Bildiğimiz kadarı ile ürünleriniz merkeziniz olan
Fransa’dan geliyor. Türkiye’de bir üretim merkezi kurmayı
düşünüyor musunuz?
Ülkemizdeki yerli üretim merkezlerinde üretilen iki ilacımız
var. Yeni bir üretim merkezi kurmak yerine, üretimleri Avrupa
standartlarında olan yerli üretim tesisleri ile işbirliği yapıyoruz.
İleride, Türkiye’de büyümemize paralel olarak durumumuzu
tabii ki tekrar değerlendirebiliriz.
in Basic Products, we are promoting iron and iron +
folic acid preparation and overactive bladder product.
All these products are manufactured in Turkey.
In Oncology group, we have imported products for
treatment of lung, breast tumors as well as the newly
added product for bladder tumors.
In our Consumer Health group, we have over 35 import
products, mostly oral care. This year, this portfolio
will be expanded much more with the addition of new
products.
4- What is the position of the Turkish market in the
world in your opinion? Could you please tell us about
your investments for the Turkish market?
Pierre Fabre, a family company until 2013, focusing
mainly on the French market expanded more to foreign
markets following its handover to the foundation in
2013. While many pharmaceutical companies in Turkey
are downsizing due to declining profits, Pierre Fabre
Turkey’ goal is to grow more through collaboration with
different companies, like the collaboration with Pfizer
commenced in 2017. In addition to our existing products
intended for breast and lung cancer for many years,
our oncology portfolio is expanded by the launch of our
product for the treatment of ureteral (bladder) tumors;
it will further expand in the coming years with the
introduction of an innovative agent relating to malignant
melanoma. For our other teams, we will continue to
grow through collaborations for locally manufactured
products as well as a balanced portfolio by selection of
products, particularly from hundreds of Pierre Fabre
Consumer Health products.
5- In which fields of oncology you are operating and
how do you position yourself?
As Pierre Fabre Oncology, we are present in the Turkish
oncology market since 2004 with intravenous and oral
forms of our Vinorelbine agent product effectively
used in the treatment of metastatic breast cancer
and non-small cell lung cancer. Since treatment of
cancer is a difficult period, patients are wearied both
psychologically and physically. Thanks to the oral
form our product, home use convenience is provided
for patients. Thus, the concerns about intravenous
application are eliminated, the time spent by patients
for waiting, medication and transport is reduced, and
most important of all, people are relieved from the
burden of being a cancer patient and get the opportunity
to spare more time for their social life, their beloved
ones and themselves. Moreover, as of 2017 yearend,
our Vinflunine agent product intended for the 2nd phase
treatment of advanced or metastatic ureteral cancer
patients is introduced into use. Pierre Fabre R&D
Center located in Toulouse Oncopole Campus hosts
outstanding researches.
34 Pharma
7- Kadınlar çoğu zaman iş hayatında
zorluklarla karşılaşmaktadır. Bir kadın
olarak ilaç sektöründe olmanızın herhangi bir
zorluğuyla karşılaştınız mı?
Kadınlar, özellikle de anneler genellikle ailede
özveride bulunan taraf oluyor. Ben eşimin işi
nedeniyle 3 kez işimden ayrılmak durumunda
kaldım. Birincisi aynı şirkette çalıştığımız
için, birimizin ayrılması gerektiğinden benim
ayrılmama karar verdik. Gerçi burada kadın
olmamdan çok maaşı yüksek olanın kalmasına
karar vermiştik. Diğer ikisi ise Rusya’ya gidişimiz
ve dönüşümüz eşimin işi nedeniyle olmuştu.
Giderken Türkiye’deki işimden, dönerken
Rusya’daki işimden ayrılmak durumunda
kalmıştım. Diğer taraftan her problemi fırsat
olarak görürüm. Yine eşimin işi nedeniyle 6 yıl
yaşadığımız Rusya’da, Rusya içi ve uluslararası
görevlerim bana büyük tecrübe katmıştır.
8- Sizi rakiplerinizden ayıran, tercih
edilmenizdeki en büyük sebep nedir?
Kurucumuz Mösyö Pierre Fabre, dünyada,
özellikle gelişmekte olan ülkelerde kaliteli
sağlık hizmeti ve ilaç erişimini arttırmak
amacıyla firmamızı, Fransız hükümeti
tarafından tanınan ve desteklenen vakıf
şirketine dönüştürmüştür. Kaliteli sağlık
hizmeti sağlamak üzere 15 ülkede 23 program
yürütmektedir. Eczacı ve botanikçi olan
Mösyö Pierre Fabre, ürünlerimizin botanik
bahçelerimizde yetiştirilen bitkilerden
geliştirilmesine öncülük etmiştir. Örneğin
ülkemizde de bulunan kemoterapi ajanları
Cezayir menekşesinden geliştirilmiştir. Bu doğal
etken maddeleri kemoterapik ürünlerde bile
tolere edilebilir yan etki profili sağlamaktadır.
Pierre Fabre, 1200 farklı bitki türü içeren
dünyanın en geniş kapsamlı botanik bahçesine
sahiptir. Bitkisel ürünlerden üretilen ağız bakım
ürünleri aynı zamanda yenilikçi ve sürekli
geliştirilen geniş bir yelpazeye sahiptir. Örneğin
insan sağlığında çok önemli yeri olan florsuz diş
macunları ürünlerimizin yanı sıra, Pierre Fabre
patentli Fluorinol maddesi sayesinde çocuk diş
macunlarında çürüğe karşı da etkili koruma
sağlamaktayız. Başta da belirttiğim üzere hasta
ve tüketici merkezli yaklaşımı ile ağız bakım ve
dermakozmetik dahil tüm ürünlerimiz sadece
uzmanlar tarafından önerilip yalnızca
eczanelerde satılmaktadır. Bu anlamda dünyada
bu tarz faaliyet gösteren ilk ve tek firmayız.
Türkiye’ye spesifik olarak da pek çok ilaç
firmasının aksine, büyüme trendinde ve yatırım
odağında olan bir uluslararası ilaç firmasıyız.
With its patient oriented approach, Pierre Fabre Oncology is carrying
out R&D activities nearly for 30 years and is playing a significant part in
the market thanks to its innovative and ethical company understanding
gained from its strong origin.
6- As far as we know, your products are imported from France,
where your head office is located. Are you planning to establish a
production center in Turkey?
We have two drugs produced in domestic production centers in
our country. Instead of establishing a new production center, we
are collaborating with local production facilities manufacturing in
European standards. In the future, we can certainly reevaluate our
position in accordance with our growth in Turkey.
7- Women are confronting with difficulties in business life most of
the time. As a woman in the pharmaceutical industry, did you face
any difficulties?
Women, particularly mothers usually constitute the sacrificing party
in the family. I had to quit my job 3 times due to the job of my spouse.
First, we decided my quittance since we were working in the same
company and therefore one of us had to quit. Actually, the main
reason here was our decision to keep the one with higher salary in
place, rather than my being a woman . The other two were due to
our relocation to and return from Russia depending on the job of
my spouse. I had to quit from my job in Turkey when relocating and
from my job in Russia when returning. On the other hand, I see every
problem as a challenge. Also, my domestic and international duties in
Russia where we lived for 6 years due to the job of my spouse provided
great experience to me.
8- What is the main motive distinguishing you from your competitors
and making you preferred?
Our founder Monsieur Pierre Fabre has transformed our company
into a foundation company acknowledged and supported by the
French government for the purpose of increasing access to quality
health services and medicament in the world and particularly in
emerging countries. The company is conducting 23 programs in 15
countries to provide quality health services. Being a pharmacist and
botanist, Monsieur Pierre Fabre pioneered the development of our
products from the plants raised in our botanic gardens. For instance,
chemotherapy agents, also found in our country, are developed from
vinca rosea. These natural active agents provide tolerable adverse
effect profile even in chemotherapy products. Pierre Fabre owns
the widest ranging botanic garden consisting of 1200 different plant
species. Oral care products manufacture from herbal products
also have an innovative and continuously developed wide range. For
instance, besides our non-fluoride toothpastes having a very important
role in human health, we provide effective tooth cavity protection
thanks to Pierre Fabre patented Fluorenol agent used in kids’ tooth
pastes. As I already mentioned in the beginning, within the scope of
patient and consumer oriented approach, all our products including
oral care and dermo cosmetics are only recommended by specialists
and sold only in pharmacies. In this regard, we are the first and only
company in the world operating in such manner. Specific to Turkey,
we are an international pharmaceutical company showing growth
trend and focusing on investment, contrary to many pharmaceutical
companies.
Pharma 35
Doktor iyi olacak hastanın ayağına geliyor!
AbbVie Türkiye; YouTube kanalı ‘İnflamatuvar Bağırsak Hastalığı’na
güvenilir bir kaynak sunuyor.
The doctor is good if they come to the patient!
AbbVie Turkey; the YouTube channel presents a reliable source for ‘Inflammatory Bowel Syndrome’.
Kuruluşundan itibaren kendine “hasta odaklı yaklaşımı” misyon edinen
AbbVie, çalışmalarına bir yenisini ekledi. Tedavi alanları arasında yer
alan inflamatuvar bağırsak hastalıkları hakkında farkındalık oluşturmak,
toplumsal bilinci artırmak, hastalar ve ailelerine hastalık konusunda
ihtiyaç duydukları bilgilere kolaylıkla ulaşabilecekleri güvenilir bir
kaynak sunabilmek için “AbbVie Türkiye YouTube Kanalı” altında “İBH’nın
A,B,C’si” adlı bir platform açtı.
İBH alanının ileri gelen uzmanlarından 7 Gastroenteroloji hekimi
bilgilendirici sunumlarıyla kanalda yer alıyor.
-İnflamatuvar bağırsak hastalıkları nedir?
-İnflamatuvar bağırsak hastalıkları neden olur?
-İnflamatuvar bağırsak hastalıklarına nasıl tanı konulmaktadır? ve buna
benzer konu başlıklarıyla hekimlerin yılların deneyimi ile hastaların ve
ailelerin en çok merak ettikleri soruları cevapladıkları videolarla İBH
hakkında toplumu bilgilendiriyor.
AbbVie önümüzdeki dönemlerde hastaların ihtiyaçları doğrultusunda yeni
videolar hazırlamaya devam etmeyi planlıyor.
AbbVie, which has been adopting a “patient oriented
approach” as its mission since its establishment, has
added a new element to its work. Abbvie has opened
a new platform under the “AbbVie Turkey YouTube
Channel” called “The ABCs of IBS” to raise awareness
about IBS in the community and provide a reliable source
that patients and their families can access to find out
everything they need to know about IBS.
7 Gastroenterology specialists in the IBS field are on the
channel with their presentations.
-With the headings of “What is inflammatory bowel
syndrome?
–Why does inflammatory bowel syndrome occur?
–How is inflammatory bowel syndrome diagnosed?” and
similar headings the platform provides information to
the public about IBS by presenting videos that answer
the questions most asked by patients and their families
based on the long years of experience accumulated by
the platform physicians.
AbbVie plans to prepare new videos according to the
needs of patients in the near future.
36 Pharma
middle east & africa
Book
Your
Stand
3 - 5 September 2018
Abu Dhabi, United Arab Emirates
Hayat boyu süren hastalık; Diyabet
Life-long illness; Diabetes
Türk Oftalmoloji Derneği, Türkiye Diyabet Vakfı, Türk Diyabet
Cemiyeti işbirliği ve Bayer’in desteği ile hayata geçirilen ve çeşitli
etkinliklerle devam eden “Diyabeti Tanı, Gözünü Koru” farkındalık
kampanyası ile diyabete bağlı görme kayıpları konusunda halkı
bilgilendirilme amaçlanıyor.
Proje kapsamında gerçekleşen ücretsiz halk etkinliğinde oftalmolog
hekimler Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, Doç. Dr. Melda Yenerel, Doç.
Dr. Özgür Artunay ile uzman diyetisyenler Elif Temizel Eyüp, Begüm
Demircan ve Çiğdem Aksoy katılımcıların göz sağlığı ve diyabet
konularındaki sorularına cevap verdiler.
Diyabetik göz hastalığının belirtileri nelerdir?
*Görmede bulanıklık, görme keskinliğinin hem yakın hem de uzak
görmede azalması
*Görme alanında kör noktalar / görüntünün oluşmadığı karanlık
bölgeler
*Görme alanında yer yer düz çizgiler dalgalı ya da kırıkmış gibi
görünür
*Renkler solmuş, eskimiş gibi görünür
*Her gün görülen nesnelerin çizgileri ve biçimleri bozulmuş gibidir;
Mesela, eğri büğrü görünen bir kapı pervazı
Diyabete bağlı göz hastalığından korunmak mümkün mü?
*Eğer tip 1 ya da tip 2 diyabetiniz varsa en azından yılda bir kez
kapsamlı bir göz muayenesinden geçmeli, göz dibinize bakılmalı,
diyabete bağlı göz hastalığı kontrolünden geçmelisiniz.
*Eğer diyabete bağlı göz hastalığınız varsa, daha sık kontrol
edilmeniz gerekecektir.
*Kan şekeriniz mümkün olduğunca normal sınırlar içinde olmalıdır.
*Kan basıncınız mümkün olduğunca normal sınırlar içinde olmalıdır.
*Kan kolesterol (kan yağları) düzeyleriniz mümkün olduğunca
normal sınırlar içinde olmalıdır.
*Sigara/tütün kullanımını bırakmanız büyük önem taşır.
Turkish Ophthalmology Society, Turkey Diabetes
Foundation, Turkish Diabetes Association and Bayer
aim to provide awareness for the public about the
vision loss associated with diabetes by “Diabetes
Diagnosis, Protect your eyes” campaign with some
activities.
Within the scope of the project, free of charge,
ophthalmologists Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, Assoc.
Dr. Melda Yenerel, Assoc. Dr. Özgür Artunay and
expert dietitians Elif Temizel Eyüp, Begüm Demircan
and Çiğdem Aksoy answered participants’ questions
about eye health and diabetes issues.
What are the symptoms of diabetic eye disease?
* Blurred vision, decreased visual acuity both near
and far vision
* Blind spots in the field of vision / dark areas where
vision does not occur
* Plain lines in the visual field appear to be wavy or
distorted
* Colors look faded, obsolete
* The lines and shapes of the objects seen every day
are distorted;
For example, a curved door frame
Is it possible to protect from diabetic eye disease?
* If you have type 1 or type 2 diabetes, you should go
through a comprehensive eye examination at least
once a year, check your eye level, and go through
diabetes-related eye disease check.
* If you have diabetic eye disease, you will need to be
checked more often.
* Your blood sugar should be within normal limits
whenever possible.
* Your blood pressure should be within normal limits
as much as possible.
* Blood cholesterol (blood fat) levels should be within
normal limits whenever possible.
* It is of great importance to quit smoking / tobacco
use.
38 Pharma
Şişecam dünyayı cam ambalajla kaplıyor !
Şişecam covers the world with glass packaging!
Türkiye’de ecza sektörünün tek cam ambalaj üreticisi olan
Şişecam Cam Ambalaj, sektörde faaliyet gösteren birçok ulusal
ve uluslararası firmaya dünya standartlarında cam ambalaj
tedariki sağlıyor. Şişecam Cam Ambalaj, sağlık sektörüne yönelik
olarak pazara sunduğu ecza şişeleri ve flakonlar gibi ürünlerden
oluşan portföyüyle dünyanın önde gelen firmaları arasındaki
yerini koruyor.
Şişecam Cam Ambalaj sağlık için üretiyor
Şişecam Cam Ambalaj, Türkiye’de sahip olduğu üç üretim
tesisinde gıda, su, maden suyu alkollü ve alkolsüz içecekler
ile ecza ve kozmetik sektörlerine 6 cc‘ den 15.000 cc’ ye kadar
çeşitli hacim ve renklerde cam ambalaj üretimi gerçekleştirmeye
devam ediyor. Eczacılık sektörüne yönelik olarak hem bal
(kahverengi) hem de beyaz renkte cam şişe üretim kabiliyetine
sahip olan Şişecam Cam Ambalaj, Türkiye’de ecza sektörüne cam
ambalaj üreten tek üretici olarak birçok ulusal ve uluslararası
firmaya da ecza şişeleri tedarik ediyor.
“Temiz Oda” ve uluslararası ödüller
Şişecam Cam Ambalaj’ın Eskişehir fabrikasında ürettiği
ecza şişeleri “Temiz Oda” uygulaması ile üretiliyor. Bu
uygulamada şişeler, kapalı tavlama fırınlarında kademeli olarak
soğutulduktan sonra doğrudan cam ecza şişesi üretiminin
gereklerinden biri olan Temiz Oda (Clean Room) bölgesine
geçiyor. Bu bölgede çeşitli kalite kontrol aşamalarından geçen
şişeler, yine buradaki paketleme makinelerinde ambalajlanarak,
ecza şişeleri için özel olarak hazırlanmış stok sahasına alınıyor.
Böylece sağlık gibi önemli bir konuya hizmet edecek cam şişeler,
üretim sürecini gereğine uygun şekilde tamamlamış oluyor.
Şişecam Cam Ambalaj, Ar-Ge çalışmaları ile desteklediği
faaliyetleri, “Temiz Oda” sertifikalı ecza şişesi üretim hatları,
Avrupa’nın en büyükleri arasında yer alan “Baskı Tesisi” ve
uluslararası ödüllü ürünlere imza atan tasarım ekibiyle sektöre
hizmetini sürdürüyor.
Şişecam Cam Ambalaj, the only glass packaging
producer producing for Turkey’s pharmaceutical sector,
supplies glass packaging at world standards to many
national and international companies operating in the
sector. Şişecam Cam Ambalaj maintains its position
among the leading companies in the world with a
portfolio comprised of pharmaceutical bottles and vials
presented to the market for the healthcare sector.
Şişecam Cam Ambalaj produces for health
Şişecam Cam Ambalaj continues to produce glass
packaging in various volumes and colors from 6cc to
15,000 cc for food, water, mineral water, alcoholic and
nonalcoholic beverages as well as the pharmaceutical
and cosmetic industries in the three facilities it owns
in Turkey. Able to produce both clear and honey
colored (brown) glass bottles for the pharmaceutical
sector Şişecam Cam Ambalaj supplies pharmaceutical
bottles to many national and international companies
as the only producer of glass packaging for the
pharmaceutical sector in Turkey.
“Clean Room” and international awards
Şişecam Cam Ambalaj produces pharmaceutical bottles
in its Eskişehir factory according to “Clean Room”
applications. In this application the bottles are cooled
in stages inside annealing furnaces then moved directly
to the Clean Room area required in pharmaceutical
bottle production. The bottles, which pass through
various stages of inspection in this area, are packaged
in the machines here and then taken to the stock zone
prepared especially for pharmaceutical bottles. The
production process is thus completed as required
for these glass bottles, which will be used in such an
important field as health.
Şişecam Cam Ambalaj continues to serve the sector
with operations supported by R&D work, “Clean Room”
certified pharmaceutical bottle production lines,
a “Printing Facility” which is among the largest in
Europe and a design team that has their signature on
internationally awarded products.
Pharma 39
Onko İlaç‘ın 2018 hedefi
dünya pazarları
30. kuruluş yıldönümünü kutlayan Onko İlaç,
2018 yılında onkoloji ilaçları başta olmak üzere tüm ürünleriyle
global pazarlara açılmayı hedefliyor.
Target of Onko Pharmaceuticals for Year 2018 is
Entering the Global Markets
Onko Pharmaceutical Company, which gained two modern facilities to
pharmaceutical sector with their investments exceeding the amount of 120
million Euro and which celebrated their 30 th establishment anniversary in
2017, is targeting to open to global markets with all their products and mainly
with their oncological medicines in year 2018.
42 Pharma
Onko İlaç, 2017 yılında AR-GE merkezi dahil, üretim tesislerinin
tüm hatlarıyla Avrupa GMP’si alan Türk ilaç firması olarak global
pazarlara açılmak yolunda büyük bir adım attı. Onko İlaç, yapmış
olduğu yatırımla ülkenin sektör ihtiyaçlarını karşılamanın yanı
sıra 2018 yılının hedefini global pazarlar olarak belirledi.
Türkiye‘nin ihtiyacını karşılayacak kapasite
Büyük bir yatırımla ileri teknolojiye sahip iki ayrı modern üretim
tesisi kurduklarını ifade eden Onko İlaç Yönetim Kurulu Üyesi
Tuğba Koç, onkoloji steril likit, onkoloji steril olmayan solid
ve onkoloji dışında steril likit üretimi gerçekleştirdiklerini
söyledi. Koç, 2018’de üretim tesislerinde gerek ruhsat sahibi
olduğu ürünler için yerli üretim kapasitesinin ve gerekse sektör
ihtiyacının karşılanması için fason imalat sayısının arttırılmasıyla
aynı zamanda T.C. Sağlık Bakanlığı’nın “İlaçta Yerelleşme
Projesi“ne büyük ölçüde katkı sağlayacaklarını, ayrıca global
pazarlara açılarak önemli ölçekte ihracat yapma yolunda da
ilerlediklerini belirtti.
Global pazar payını artıracak
2017 yılını değerlendiren Tuğba Koç, halihazırda Avrupa
ülkeleri, Afrika ülkeleri, Kanada, Malezya ve Pakistan
pazarlarına giriş yaptıklarını belirtti. Diğer çeşitli ülkelerde
de görüşmeler yaptıklarını ve işbirlikleri oluşturmak için
çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Koç, son hedeflerinin ise
ABD pazarı olacağını ifade etti. ABD pazarına girerken zorluk
yaşamayacaklarını belirtti.Ayrıca, tesisleri ABD’li uzmanların
danışmanlığında ve FDA standartlarına uygun niteliklerde
kurduklarını dile getirdi.
Bugün Onko İlaç’ın 74 ilacın üretimini gerçekleştirdiğini, 2018
yılında ise bu sayının 200’ün üzerine çıkacağını kaydeden Koç,
üretimin %30’unu ihracata yönelik gerçekleştireceklerini,
gelecek 5 yıl içinde de Afrika ülkeleri, Avrupa, Latin Amerika,
Rusya ve bazı Ortadoğu ülkelerinin pazarlarında öne çıkacaklarını
vurguladı.
Üretimi yapılmayan ilaçların üretimi
Öncelikle Türkiye’de kısıtlı oranlarda üretilen ya da hiç
üretilmeyen, ancak hayati önem taşıyan ilaçları üreterek
Türkiye’nin hizmetine sunacaklarını belirten Koç, ardından bu
ilaçları dünya pazarlarına sunarak cari açığın kapatılmasına
da katkı sağlayacaklarını ifade etti. Türkiye’nin ihraç ürünlerin
getirisine bakıldığında katma değerin kilogram başına 1,5 dolar
olduğunu, ilaç sektöründe ise bu oranın 29 dolara çıktığını
söyleyen Koç, ilacın katma değerinin çok yüksek olduğunu
kaydetti.
Onko Pharmaceutical company, as being Turkish
pharmaceutical company obtaining European GMP in all
the lines of production facilities, including Research and
Development center in 2017, has taken an important step on
the road to opening up for the global markets. Besides meeting
the sector requirements of the country with the investment they
realized, Onko Pharmaceutical Company defined their target for
year 2018 as global markets.
Capacity which will meet the requirements of Turkey
Board Member of Onko Pharmaceutical Company, Tuğba Koç,
who stated that they have established two separate modern
production facilities having advanced technology, by realizing
a big investment, said that they are making the production of
oncology sterile liquid, oncology non-sterile solid, and sterile
liquid outside the scope of oncology. Koç, who stated that the
facilities had a big capacity that could meet the requirements
in Turkey, also said that in 2018 by increasing local production
capacity of their licensed products at the production facilities
and also by increasing outsource production quantities for
meeting the sector requirements, they would also make
significant contributions for the “Project for Localization of
Pharmaceuticals” of T.R.Ministry of Health, and that they are
making progress for realizing significant volumes of exportation
by means of opening to the global markets.
They will increase their global market share
Board Member of Onko Pharmaceutical Company Tuğba
Koç, who evaluated year 2017, stated that they have entered
the markets of European countries, African countries,
Canada, Malaysia, and Pakistan. Koç, who stated that they
are negotiating with other various countries and that they are
carrying out studies to establish collaborations, mentioned that
their final target was USA market. Koç, who stated that they
would not live through any difficulties when they would enter
USA market, stated that they established the facilities under
the consultancy of experts from USA, as complying with FDA
standards. Koç also stated that their office in Bulgaria was
active and that this office provided important opportunity for
them to enter EU markets.
Koç, who stated that currently Onko Pharmaceutical Company
realized the production of 74 medicines and that this number
would reach higher than 200 in year 2018, also told that they
will realize 30% of their production for exportation. Koç,
emphasized that in the coming 5 years time, they will come to
the forefront in the markets of African countries, Europe, Latin
America, Russia, and some Middle Eastern countries.
Production of medicines which are not produced
Koç, who stated that they will produce the medicines that
are not being produced or which are produced with limited
quantities in Turkey and that they would present them to be
used in Turkey, also mentioned that afterwards, by supplying
these medicines to global markets, they would contribute for
closing the current deficit. Koç, stated that when the revenue
obtained from exported products of Turkey were reviewed,
it was seen that value addition per kilogram was 1.5 dollars
whereas this ratio raised up to 29 dollars in pharmaceutical
sector, told that value addition of medicines was very high.
Koç, emphasized that pharmaceutical industry was the most
strategical one for closing the current deficit.
Pharma 43
Arı Ekmeği, BEE’O ile sofralarda
Ürün gamını her geçen gün zenginleştiren BEE’O, %100 doğal ve sağlıklı
içeriğiyle ‘Arı Ekmeği’ni müşterileri için paketledi.
Bee Bread, on the table with BEE’O
Enriching its product range day by day, BEE’O packed ‘Bee Bread for customers’ with its 100% natural and healthy content.
BEE’O, tıpkı insanlar gibi arıların doğadan toplayarak ürettikleri
zengin vitamin, mineral ve aminoasit bileşenlerinin bulunduğu arı
ekmeğini, uzman ekibi, uygun alt yapı, bilgi ve teknik donanım ile
paketleyip sofralara taşıyor.
Doğadaki çiçek tozunu ayaklarının arkasına alarak kovana getiren
arılar, bu polenleri kendi salgısıyla altıgenlerin içine depoluyor,
petek gözlerinde depolayıp kendi ekmeklerini yapıyorlar.
Arı ekmeği; dış zarı sebebiyle insan vücudu tarafından kolayca
sindirilemeyen polenin, arının kendi enzimleriyle fermente edip
dış zarını parçaladığı ve tüm besin içeriğini açığa çıkardığı halidir.
BEE’O Arı Ekmeği Türkiye’de ilk defa www.beeo.com.tr’de!
Nasıl temin edilir?
Doğal bir vitamin ve mineral kaynağı olan arı ekmeğinin,
mide bağırsak florasını düzenleyici, zihinsel aktiviteyi arttırıcı,
bağışıklığı destekleyici etkileri bulunuyor. Ayrıca, arı ekmeği
çocukların büyüme ve gelişmesine önemli bir destek sağlıyor.
BEE’O Arı Ekmeği, İstanbul Teknik Üniversitesi Arı Teknokent
firmasında uzman gıda ve ziraat mühendisleri kontrolünde
üretiyor. Arıların bu eşsiz şifası, BEE’O ile 90 gramlık cam
kavanozlarda www.beeo.com.tr adresinde satışa sunuluyor.
Ne kadar tüketilmeli?
BEE’O Arı Ekmeği, doğrudan çiğnenerek ya da süt, meyve suyu
veya yoğurt ile karıştırılarak tüketilebiliyor. Yetişkinlerin günde
en az 6 adet, çocukların 3 adet tüketmesi tavsiye ediliyor.
44 Pharma
BEE’O packs bee bread with the rich vitamins, minerals
and aminoacid components it produces by gathering
the bees from the nature just like humans, with expert
team, appropriate infrastructure, information and
technical equipment. The bees that bring the flower
petals to the back of their feet and bring the buckets,
store these pollen in their hexagons with their own
secretion, store honey in their eyes and make their
own bread. Bee bread; Pollen, which can not be easily
digested by the human body due to external stiffness,
is fermented by its own enzymes, splitting the outer
membrane and releasing all the nutrient content.
BEE’O Bee Bread in www.beeo.com.tr first time in
Turkey!
How to get it?
Bee’s pear, a natural vitamin and mineral source,
has gastrointestinal flora regulating, mental activity
enhancing, immunity-supporting effects. In addition,
bee farming is an important support for the growth and
development of children.
BEE’O Bee Bread is produced under control of
specialist food and agriculture engineers at Istanbul
Technical University Arı Technopolis firm. This unique
healing bee is being sold in BEE’O and 90 gram glass
jars at www.beeo.com.tr.
How much should be consumed?
BEE’O Bee Bread can be consumed directly by chewing
or mixing with milk, fruit juice or yogurt. Adults are
advised to consume at least 6 for adults per day, and 3
for children per day.
Akten Kozmetik Genel Müdürü Gökhan Kara
Avrupa onu tercih ediyor
Dünyada ülkemizin tanınmasına katkı sağlamış, Türkiye’yi sağlık, güzellik ve kozmetik alanında
temsil eden başarılı firmalarımızdan bir tanesi olan Akten Kozmetik, yapmış olduğu doğal
ürünlerin, dış ülkelerde talep görmesi üzerine, yeni kararlar aldıklarını belirterek; yurt dışında
Hollanda, Almanya, İsviçre ve Belçika gibi pek çok ülkede yeni yatırımlara başladı.
Europe’s Choice
Türk kozmetik şirketi, ürünlerinde doğallık konusunda
hassas olduğunu vurgulayarak; 30.yılında 30 milyon
TL hedeflediğini belirtti. ‘’Doğallığı yaşamak hakkınız!”
sloganı ile iki yüz yirmiden fazla ürün çeşidine sahip
olan Thalia Natural Beauty markasıyla, kozmetik
sektöründe sağlam adımlarla ilerleyen Akten
Kozmetik, yeni yıla iddialı giriyor. Kuruluşunun 30.
yılı olan 2018’de, ilk konsept mağazasını İstanbul’da
açacak ve yıl içinde Türkiye’deki mağaza sayısını
dörde çıkaracak olan firma Genel Müdürü Gökhan
Kara; Türkiye’de doğan % 100 yerli bir kozmetik
markası olmanın haklı gururunu taşıdıklarını
söyleyerek, “Global markalar arasındaki yerimizi
sağlamlaştıracaklarının’’ üzerini vurguladı. Avrupa
ülkelerine ihracatlarını Hollanda’da bulunan Thalia
Cosmetics isimli şirketleri üzerinden yürüttüklerini
ve Thalia Natural Beauty markasına Avrupa’dan ciddi
mağaza talebi geldiğini belirterek, 2018 yılı içinde
Hollanda, Almanya, İsviçre ve Belçika’da da konsept
mağazalar açacak olan firmanın genel müdürü Kara
2018 yılıyla ilgili şunları söyledi:
“2018 bizim için gerçek bir atılım yılı olacak.2018
yılında hedefimiz 30 milyon TL. İhracat yaptığımız
ülkelerin sayısını ise yirmiden yirmi yediye
çıkaracağız”
“Yeni ürün geliştirme noktasında teknolojinin ve
Ar-Ge’nin gücüne inanıyoruz. 2018 yılında Ar Ge
merkezinin açılışı olacak.Yeni Ar-Ge merkezimiz
ürünlerimize olan güveni daha da artıracaktır”
One of our successful companies, Akten Kozmetik, who
promotes Turkey to the world in the fields of health,
beauty and cosmetics stated that since its natural
products are demanded in foreign countries the company
started new investments in many countries such as
Netherlands, Germany, Switzerland and Belgium.
Turkish cosmetics company emphasized that they are
very sensitive in neutrality in their products and aims 30
million TL on its 30th year. With the slogan, “It is your
right to live natural!” Akten Kozmetik’s Thalia Natural
Beauty brand has more than 120 different products
and Akten Kozmetik takes firm steps in the sector and
welcomes the new year ambitiously. In 2018, on its 30th
year, the first concept store will be opened in İstanbul
and therefore the total number of stores in Turkey will
be four. General Manager Gökhan Kara said that they
are proud of being the first 100% local cosmetics brand
born in Turkey and added, “We will secure our position
among global brands.”He stated that they carry out their
export from Thalia Cosmetics in Netherlands and there is
a great store demand for Thalia Natural Beauty brand in
Europe, therefore the company will open concept stores
in Netherlands, Germany, Switzerland and Belgium, in
2018. General Manager Kara talked about 2018: “2018
will be a real breakthrough year for us. Our aim is 30
million TL in 2018. We will increase the number of the
countries that we export from twenty to twenty-seven.
“We believe in the power of technology and R&D for
developing new products. 2018 will be the start of our
R&D center. Our new R&D center will increase the trust
to our products.”
Pharma 45
Boehringer Ingelheim’den bilim insanlarına büyük destek!
Boehringer Ingelheim’ın geliştirmekte olduğu moleküllerin en
önemlileri, bilim camiasına www.opnMe.com ile açık hale geldi.
Great support to scientists from Boehringer Ingelheim!
Boehringer Ingelheim makes many of its best molecules openly available to the scientific community via opnMe.com
to unlock their full potential
opnME.com aracılığıyla, biyomedikal
araştırmalardaki en önemli hedeflerden bazılarına
yönelik moleküller paylaşılıyor, böylece hem daha
fazla bağımsız ve ortak çalışmaya dayalı keşifler
yapılmasına hem de hastalar için yeni tedavi
yaklaşımlarının tespit edilmesine yardımcı oluyor.
opnMe.com platformunda yer alan moleküller, farklı
koşullar altında sunulan iki gruba ayrılıyor:
· Moleküllerin çoğunluğu, fikri mülkiyet konusunu
görüşmeye gerek kalmaksızın basit bir ‘alışveriş
sepeti’ sistemi aracılığıyla sunuluyor.
· Seçilmiş moleküller için, kitle kaynaklı kullanım
seçeneği ortaklaşa araştırma projeleri başlatma
fırsatı sunuyor. İşbirliği yapmak üzere bu tip
moleküller ile ilgilenen bilim insanlarından bir
araştırma önerisi sunabiliyor. Öneri seçilirse,
Boehringer Ingelheim’daki bilim insanları ile birlikte
bilimsel geliştirme yapılıyor.
Boehringer Ingelheim’da Keşifsel Araştırmalar’dan
sorumlu Kıdemli Şirket Başkan Yardımcısı olan Clive
R. Wood, PhD, opnME.com ile ilgili şu açıklamalarda
bulundu:
“Tüm dünyadan bilim insanları ile birlikte çalışarak,
geniş bir yelpazedeki biyomedikal araştırma
alanlarında araştırmaları hızlandırabiliriz. Heyecan
verici bu yeni inisiyatif Boehringer Ingelheim’ın
global şirket dışı inovasyonda kapsadığı alanı daha
da genişletecek ve en ilginç bileşiklerimizden
bazılarının tam potansiyelinin ortaya çıkartılmasına
yardımcı olacak. Bu bileşikleri tüm dünyadan bilim
insanları ile paylaşarak bilimsel araştırmaları daha
da ileri taşıyacağız. Bu platformun hastalar için
güvenli ve etkili yeni ilaçların geliştirilmesine fırsat
tanıyacak keşifleri harekete geçirmesini bekliyoruz.”
Clive Wood son olarak: “Tüm dünyadan konuya ilgi
duyan bilim insanlarını, moleküllerimize erişmek
için opnMe. com’u ziyaret etmeye davet ediyorum.
Bu inisiyatifin başarısını yeni çalışmalar, yayınlar
ve kurulan iş ilişkileri aracılığıyla ölçeceğiz.
Açık inovasyona bu yaklaşımımız, biyomedikal
araştırmaların ilerlemesinin önündeki engelleri
yıkma ve hastalara çığır açan ilaçlar sunma
konularındaki kararlılığımızı yansıtmaktadır.“ dedi.
The molecules on the opnMe.com platform are divided into two
groups, presented under different conditions:
· opnME.com provides scientists with many best-in-class tool
molecules supported by comprehensive data packages on one
centralized platform for researchers to use
· The platform offers direct access to molecules for independent
research as well as other molecules for partnering with
Boehringer Ingelheim.
Boehringer Ingelheim today announced the launch of opnME.
com, a new platform offering free and open access to selected
pre-clinical molecules for non-clinical investigation to scientists
worldwide. Through opnME.com, molecules for some of the most
relevant targets in biomedical research are shared, thereby
creating possibilities for further independent and collaborative
discovery as well as the identification of novel treatment
approaches for patients.
“Working together with scientists across the world, we can
accelerate research in a wide range of biomedical research
areas,“ said Clive R. Wood, PhD, Senior Corporate Vice President,
Discovery Research at Boehringer Ingelheim. “This exciting new
initiative further expands Boehringer Ingelheim’s global external
innovation footprint and will help unlock the full potential of some
of our most interesting compounds. By sharing these compounds
with scientists around the world, we will advance scientific
research and expect to spark discoveries that will lead to safe and
effective new medicines for patients.”
The molecules on opnMe.com are divided in two groups, offered
under different conditions:
· The majority of molecules are offered without entering into
intellectual property discussions via a simple shopping cart
system.
· For selected molecules a crowdsourcing option offers the
opportunity to initiate joint research projects. Scientists interested
in such molecules for collaboration are invited to submit a
research proposal. If the proposal is selected, the science will be
developed together with Boehringer Ingelheim scientists.
This launch is part of Boehringer Ingelheim’s ongoing mission
to further scientific research and medical progress through
collaboration and innovation. Other initiatives include Research
Beyond Borders and the Boehringer Ingelheim Venture Fund. They
are part of the company’s long-standing and continuing work in
core therapeutic areas of Cardiometabolic Diseases, Respiratory
Diseases, Oncology, CNS Diseases and Immunology.
Clive Wood adds, “I invite interested scientists worldwide to
visit opnMe.com to access our molecules. We will measure
the success of this initiative in terms of new experiments,
publications and relationships forged. This approach to open
innovation reflects our determination to break down barriers to
the advancement of biomedical research and bring breakthrough
medicines to patients”
46 Pharma
SİSTEM 9
DİJİTAL YAYIN VE BİLGİLENDİRME EKRANLARI İLE
KURUMUNUZU GELECEĞE TAŞIYIN!
Sistem 9’un profosyonel ekran çözümleriyle
kurumunuza özel tv kanalına sahip olun, satışlarınızı artırın,
kurumsal iletişiminizi güçlendirin.
40.000+ ekran yönetimi
18 ülkede hizmet
PERAKENDE MAĞAZACILIK SEKTÖRÜNE ÖZEL ÇÖZÜMLERİMİZ
KURUMSAL TV
VIDEO WALL
İNTERAKTİF UYGULAMALAR
VİTRİN ÖNÜ DİJİTAL POSTER
LED EKRAN
Dijital Yayın ve Bilgilendirme Ekranları ile görsellerinizi tek merkezden güncelleyebilir,
afiş veya postere dayalı matbaa ile operasyonel maliyetlerinizi ortadan kaldırabilir, satışlarınızı artırabilir
ve kurumsal iletişiminizi en üst düzeye taşıyabilirsiniz.
Sistem 9; donanım, yazılım, sistem kurulumu, içerik üretim ve yönetimi, satış sonrası
7/24 teknik servis desteği ile anahtar teslim çözümlerinin arkasında, müşterilerinin yanında.
info@sistem9.com www.sistem9.com 0212 691 64 00
Dr. Sinan Göker estetikte “göz doldurmaya” başladı
Türkiye ve dünyada göz sağlığı alanındaki başarısını kanıtlamış Dr. Sinan Göker;
yıllardır yaptığı göz ameliyatlarına estetik uygulamaları da dahil ederek
“göz doldurmaya” başladı
Dr. Sinan Göker begins to make “impression” in aesthetics
Having proved his success in eye health area both in Turkey and the world,
Dr. Sinan Göker has begun to impress through aesthetic application in eye operations
Sinan Göker Göz Grubu bünyesindeki doktorlar, gelen
estetik taleplerini karşılamak için yurtdışındaki özel
eğitimlerini tamamlayarak, Dr. Sinan Göker Estetik
Grup çatısı altında yeni bir oluşuma dahil oldular.
Göz sağlığı tedavi ve ameliyatlarından sonra göz
kapağı estetiği konusunda da başarılı çalışmalar yapan
Dr. Sinan Göker ve ekibi, gelen talepleri karşılamak
adına kısa bir süre önce Dr. Sinan Göker Estetik Grup
bünyesinde, yüz estetiği konusunda da çalışmalara
başladı.
Dolgu, botox, plexr lazer uygulamaları, dermatolojik
cilt tedavilerinin yanı sıra; özel eğitimli hemşireler
tarafından kalıcı makyaj, kaş şekillendirme ve vücut
şekillendirme konularında da faaliyet gösteren Dr.
Sinan Göker Estetik Grup; tüm uygulamaları hekim
kontrolünde ve medikal hemşirelere yaptırması ile
dikkat çekiyor.
Özellikle, kalıcı makyaj, kaş, epilasyon, selülit tedavisi
gibi uygulamaların sertifikalı kişiler tarafından yapıldığı
günümüzde; Dr. Sinan Göker Estetik Grup bünyesinde,
hemşireler tarafından yapılıyor olması büyük fark
oluşturuyor. Dr. Sinan Göker Estetik Grup bünyesindeki
hekim ve medikal hemşirelerin yaptığı uygulamalar
arasında; Dolgu, botox, leke, iz, akne, damar, pigment
ve her türlü cilt tedavileri ile cilt yenileme ve rengini
açma. Kalıcı makyaj, kaş, kirpik uygulamaları,
dermapen ve dermoroller tedavileri. Selülit, sarkma,
zayıflama, epilasyon ve vücut şekillendirme konusunda
teknolojik medikal uygulamalar yer alıyor.
The doctors, who are in the structure of Sinan
Göker Eye Group, having included to a new
formation under roof of Sinan Göker Aesthetic
Group after completing their special education
abroad in order to meet ongoing aesthetic
demands.
Following eye health treatment and operations
accomplishing successful works in eye lid
aesthetic issue, Dr. Sinan Göker and his team
has begun studies in facial aesthetic issue a
short time ago at the structure of Sinan Göker
Aesthetic Group on behalf of meeting the
demands.
Especially, nowadays the applications such as
lasting makeup, eyebrow, epilation, cellulite
treatment that are carried out by certificated
persons, these applications are made by nurses
at the structure of Sinan Göker Aesthetic Group.
Among the applications which are carried out
by physicians and nurses at the structure of
Sinan Göker Aesthetic Group; there are filling,
botox, spot, trace acne, vessel, pigment and skin
reinvigoration, every kind of skin treatments
and skin bleaching. Lasting makeup, eyebrow,
eyelash applications, dermapen and dermaroller
treatments, as well as cellulite, sagging, weight
losing, epilation and body shaping technological
medical applications take place.
48 Pharma
Yüzünüz Rosense ile gülsün
Smile with Rosense
50 Pharma
Gül ürünlerinin asırlar öncesine dayanan bitkisel bir
reçete olduğunu biliyor muydunuz? Gül; yağından,
suyundan, kokusundan, tadından ve daha birçok
yapısından faydalanabileceğimiz bir bitki. Bu
haberimizde gül yağı ve gül suyunu kısaca ele aldım,
keyifli okumalar…
Gül yağı üretimi esasında yan ürün olarak elde edilir.
Gül yağının imbiklerden alınmasından sonra yağ
altı dediğimiz yağlı su ikinci kez distile edilir yani
damıtılır. İkinci distilasyondan sonra tekrar yağı
alınmış su gül suyudur. İçerisinde gül yağı dışında
hiçbir katkı maddesi bulunmamaktadır. %100 doğal
olduğu için bilhassa cilt temizliğinde ve çeşitli
tatlılarda kullanılır.
Şifa kaynağı...
Dünyanın gül kaynaklı en büyük kozmetik ürünlerin
markası olan Rosense’den gül suyu ürününün
faydaları herkesin işine yarayacak cinsten...
*Dünyada satılan en doğal toniktir.
*Gözenekleri ve cildi sıkılaştırır.
*Mikrop öldürücü özelliğiyle sivilce ve siyah
noktalardan kurtarır.
*Göz kanlanmasında göze damlatılır.
*Tatlılarda aroma olarak kullanılır.
*Mide ve bağırsak hastalıklarında içilir.
*Çocukların ateşlenmesinde kullanılır.
*Buzdolabında saklanması önerilir.
Did you know that rose products are a herbal
remedy that go back centuries? Rose is a plant
that can benefit from using its oil, water, scent,
flavor and many other elements. Let’s talk about
rose oil and water in this article, we hope you enjoy
reading…
Rose water is actually obtained as a side product.
After rose oil is extracted from distillers the second
portion of the fluid called the under oil water is
distilled a second time. The water that has oil
removed from it after the second distillation is rose
water. There is no additive in it other than rose oil.
Since it is 100% natural it is especially used in skin
cleansers and some desserts.
A source of healing...
Rosense, the largest rose based cosmetics
products brand in the world, holds the benefits of
rose water that will appeal to all...
*The most natural tonic sold in the world.
*It tightens pores and skin.
*The disinfectant properties eliminate pimples and
blackheads.
*Used as eye drops to relieve bloodshot eyes.
*Used as an aroma in desserts.
*Consumed for stomach and intestinal diseases.
*Used for children with fevers.
*Refrigeration is recommended.
Estetik operasyonlarda en sık yapılan hatalar
Most common mistakes in aesthetic operations
Estetik operasyonlar günümüzde en sık yapılan tıbbı
işlemlerden biri haline gelmiştir. Bu işlemler cerrahi
dışı ve cerrahi girişimler olarak ikiye ayrılır. Estetik
operasyonlarda yapılan hatalara bakacak olursak uzun
bir liste ile karşı karşıya gelmemiz çok normal. Bunun
nedenini bu şekilde özetleyebiliriz:
1- Estetik girişimler ve yöntemler gün geçtikçe sayısı
artıyor.
2- Estetik talepler tamamen isteğe bağlı olduğundan
dolayı birçoğu hastanın gerçek dışı isteklerinden oluşur.
3- Estetik istekleri çoğu zaman hastanın fizibilitesine
bakılmaksızın uygulanır ne yazık ki.
4- Bu uygulamalar maalesef yıllarca eğitimini alan
uzman hekimlerin kontrolünden çıkartılıp gerçek eğitim
niteliği taşımayan kısa süreli kurslarla bu işi tamamen
hekimlikten ticarete döken kişilere hibe edilmiştir.
5- Her gün yenisi ortaya çıkan tıbbı cihazlar, ilaçlar,
yöntemler her ne kadar cazip olsalar da mutlaka temkinle
bunlara yaklaşmak gerek. Bir yöntem veya ilacın her
yönden etkinliği ve uygulanabilirliği uzun süre deneysel ve
klinik araştırmalar sonucunda belirlenir.
Aesthetıc interventıons became the most
frequently used medıkal or surgıcal ınterventıons
today. These ınterventıons can be dıvıded to
surgıcal and non-surgıcal ınterventıons. Regardıng
malpractıces ın aesthetıc ınterventıons we can lıst
so many tıtels and ıt ıs not surprısıng because of
these reasons:
1- The number and tecnınques of these
ınterventıons are ıncreasıng daıly.
2- Most patıants demands are unrealıstıc.
3- Unfortunatly most of these ınterventıons done
whıtout consıderıng patıants fısıbılıty.
4- Nowaday because of wrong health mınıstery
programıng these ınterventıons are done by the
persons who are not really educated, and they only
passed a very short courses ınstade of resıdency
educatıon.
5- Every day many new methods and devıces come
out and they must be threated whıt care as any
new methodes have to be tested and ellıgıbılıty
confırmed by proved reasurches.
52 Pharma
Eczacıların sağlık hareketi
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED); halk sağlığını korumak
için “Değişim, şimdi” sloganı ile yola çıktı.
54 Pharma
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED); bu yıl, “Değişim, Şimdi!” sloganı ve “GelecekSEN Şimdi Gel”,
“EtkileyecekSEN Şimdi Etkile”, “DeğiştirecekSEN Şimdi Değiştir” alt sloganlarıyla oluşan yeni konsepti ile bir
araya geldi.
Büyük buluşmada konuşan Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Armağan
Ener, değişimi kendi içlerinde başlattıklarını söylerken, “Hem danışanlarımızı hem de iş ortaklarımızı bu
değişimin bir parçası haline getirdik. Zamanın taşıdığı yenilikçi gücü, inovatif düşünceyi, teknolojiyi, örgütlü
hareket edebilme potansiyelimizi geleceğin eczaneleriyle birlikte daha iyi bir hayat kurmak için kullanıyoruz”
dedi.
“Bizden başlayan bu değişimle yayılacak olan yeniliğin, eczaneler için bambaşka bir geleceğin kapılarını
açacağına inanıyoruz” ifadelerini kullanan Ecz. Armağan Ener, “Geleceğe atılacak olan ilk adımın cesaretini,
eczaneleri her zaman bir adım ileriye taşıyacak olmanın kararlılığını ve dokunduğumuz tüm yaşamlara hep
daha iyi gelebilmenin inancını içimizde taşıyoruz. Birlikte daha iyi bir gelecek kurabilmek için gereken tüm
gücün bizde olduğunu biliyor, kendi gücümüze yön verebildiğimiz sürece geleceği de şekillendireceğimizin
farkında olarak geleceğe yürüyoruz şeklinde konuştu.
Merdiven altı ürünlerden kaçın
Gecede fitoterapi konusunda tek eğitimli grup olan Eczacılar; “Eczane dışında satılan ve sağlığımız için riskler
taşıyan sahte ürünlerle mücadeleye” dikkat çekti ve internet üzerinden alınan zayıflama ilaçları, çaylar ve
bitkisel karışımların böbrek ve karaciğer hasarlarından, ölüme kadar varabilen sonuçlarının önüne geçmeyi,
amaçladıklarını ifade ettiler, “Bu konuda en yakın sağlık danışmanızın, eczacılar, en yakın sağlık alanının
eczaneler olduğunu vurgulamak istiyor, özellikle internetten satılan, ‘merdiven altı üretilen’ kozmetikgüzellik
ve bakım ürünlerinin de zararları konusunda farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz” dediler.
Bitkisel ürünleri eczaneden alın
Türkiye’de bitkisel ilaçların sunumunda eczanelerin yetkili ve sorumlu olduğu, 2010 yılında yürürlüğe konulan
Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürünler Yönetmeliği ile yasal bir zemine kavuştuğunu anlatan Eczacılar, “Ancak
bitkisel ilaç tanımı ve sınıflandırması açısından mevzuatta bulunan boşluklar kullanılarak, halka yapılan
sunumlar ciddi sağlık riskleri oluşturmaktadır. Yeterli donanıma sahip olmadan, geçerliliği ve güvenirliliği
oluşmamış, kontrolsüz şekilde ve halkı yanlış bilgilendirerek yapılan uygulamalar toplumsal sağlığımızı tehdit
etmektedir. Doğru üretim, doğru şartlarda saklanma, doğru tedavi ve doğru danışmanlık ancak eczacılar
eliyle yürütülebilir. Halk sağlığını korumak, ülke ekonomisine katkı sağlamak ancak bu şekilde mümkün
olabilir” dediler.
Sahte güzellik ürünlerine dikkat!
Halk sağlığını olumsuz etkileyen sahte “Kozmetik ve Güzellik” ürünlerine de değinen Eczacılar, mesleki
etik anlayışından uzak, ticari kaygılarla yapılan bu sahte ürünlerin farklı tanıtım ve anlatımlarla topluma
sunulduğunu anlatırken, “Yine mevzuatta bulunan boşluklar kullanılarak konu hakkında bilgisi olmayan
kişilerce, sağlığa uygun olmayan şartlarda üretilen ürünler pazarlanmakta, halk sağlığı hiçe sayılmaktadır.
Bu ürünlerin bilinçsizce kullanılması geri dönülmesi imkânsız problemlere yol açabilir” diyerek dikkatli
olunması gerektiğini vurguladılar.
Uluslararası geleceğin e hali başlıyor
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED) ayrıca; 8 binin üzerinde katılımcı hedefiyle, uluslararası
boyutta tasarlanan, “Uluslararası Geleceğin E Hali Kongresi”ni üçüncü kez 28-29-30 Eylül’de İstanbul Kongre
Merkezi’nde gerçekleştirmek için çalışmalarına başladı.
PGED; Büyük Eczacılık Buluşması’nda, toplum sağlığını ilgilendiren konularda, eğitim, seminer ve farkındalık
çalışmaları da yürütecek. Sosyal sorumluluk çerçevesinde toplumsal sağlığımızı ilgilendiren konularda;
“İnternette sağlık ile ilgili bilgi kirliliği, sahte ilaç ve ürünlerin tehlikesi, obezite, sigarayla mücadele,
bebek sağlığı ve beslenmesi vb.” konularda farkındalık oluşturmak amacıyla Ulusal ve uluslararası basın
kuruluşlarıyla, kongre tarihini de içine alacak şekilde uzun dönemli bir planlama yaparak bilinirliliği ve
farkındalığı artıracak.
Pharma 55
Abdi İbrahim
gücüne güç kattı
105 yıldır dokunduğu hayatları iyileştirmek için tutkuyla çalışan Türk ilaç sektörünün lideri Abdi İbrahim, yeni direktör
atamalarıyla kadrosunu güçlendirmeye devam ediyor. 4 bine yakın çalışanıyla faaliyet gösteren Abdi İbrahim, 2018 yılında
da yatırımlarına ve istihdama hız vererek büyüme hedefleri doğrultusunda emin adımlarla ilerliyor.
Abdi İbrahim becoming even stronger
Abdi İbrahim, the leader of the Turkish pharmaceutical sector which has been working to improve lives for 105 years, continues
to strengthen its staff with new director appointments. Operating with nearly 4 thousand employees, Abdi İbrahim accelerated its
investments and hiring in 2018 to move forward with confident steps towards its goals for growth.
Mustafa Güven - AbdiMED Bölüm
Direktörü
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji
Bölümü’nden 1994 yılında mezun
olduktan sonra, Orta Doğu Teknik
Üniversitesi Biyoteknoloji Bölümü’nde
kanser genetiği üzerine yüksek lisans
yapan Mustafa Güven kariyerine 1995
yılında DiaMED Diagnostic’te Ürün
Sorumlusu olarak başladı. 2003 yılı
itibariyle Pierre Fabre Medicamet’in
Türkiye ofisinin kurucusu olarak bir
sene koordinatörlük yaptıktan sonra,
2012 yılına kadar Pierre Fabre İlaç
A.Ş. Kurucu Genel Müdürü olarak çalıştı.2016
tarihine kadar Pierre Fabre
İlaç Genel Müdürü ve Merkez Destek
Fonksiyonlar Genel Direktörü olarak
görev yapan Güven, Abdi İbrahim
bünyesine 18 Temmuz 2017 tarihinde
AbdiMED Bölüm Direktörü olarak
katıldı. Güven, temel tedavi, FTR,
Ortopedi, Oftalmoloji, Diş hekimliği,
Aile hekimliği, KBB ve OTC alanında
çalışacak olan ekibi kurarak Direktörlük
görevini icra etmeye başladı.
Mustafa Guven
Mustafa Güven - AbdiMED Section
Director
After graduating from the Ankara
University Science Faculty Biology
Department in 1994, Mustafa Güven did
his master’s on cancer genetics at the
Middle Eastern Technical University
Biotechnology Department and started
his career in 1995 at DiaMED Diagnostic
as a Product Manager. As of 2003, after
working as the coordinator for one year
in Pierre Fabre Medicamet’s Turkey
office, he worked until 2012 as Pierre
Fabre İlaç A.Ş.’s Founding General
Manager. Serving as Pierre Fabre İlaç’s
General Manager and Central Support
Functions General Manager until 2016,
Güven joined Abdi İbrahim on July
18, 2017 as the AbdiMED Department
Director. Güven established the team
that will be working in the fields of basic
treatment, FTR, Orthopedics, Ophthalmology,
Dentistry, Family Medicine,
ENT and OTC and began working as the
Director.
56 Pharma
Can Polat Teker - Abdi İbrahim Remede
Pharma Tesis Direktörü
2001 yılında Fatih Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü ve
2006 yılında Marmara Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Enstitüsü Farmasötik Kimya
Anabilimdalından mezun olan Can Polat
Teker, aynı dalda doktorasına devam ediyor.
2002 yılında Pharma Vision’da Üretim
Operatörü olarak başladığı kariyerine
Abdi İbrahim’de Ar-Ge Uzmanı ve Ar-Ge
Takım Lideri olarak devam etti. Novartis’te
2006-2017 yılları arasında farklı
görevlerde olarak çalıştı. 2009 yılından
bu yana Acıbadem Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Enstitüsü’nde İlaç Endüstrisinde
Yönetim yüksek lisans programında
öğretim üyeliği yapan Teker, 16 Ekim
2017 tarihinde Abdi İbrahim bünyesine
yeniden katılarak Abdi İbrahim Remede
Pharma Cezayir Üretim Tesisi Direktörü
görevine atandı.
Can Polat Teker
Can Polat Teker - Abdi İbrahim Remede
Pharma Facility Director
Can Polat Teker, who graduated from the
Fatih University Science Literature Faculty,
Chemistry Department in 2001 and
the Marmara University Health Sciences
Institute Pharmaceutical Chemistry Specialty
Branch in 2006 is continuing to pursue
his doctorate in the same branch. Starting
out in his career in 2002 as a Production
Operator at Pharma Vision, he continued
at Abdi İbrahim as an R&D Specialist and
R&D Team Leader. He worked in various
capacities at Novartis in 2006-2017. Teker,
who has been a lecturer at the Acıbadem
University Health Sciences Institute Management
in the Pharmaceutical Industry
master’s program since 2009 rejoined
Abdi İbrahim on October 16, 2017 as the
Abdi İbrahim Remede Pharma Algeria
Production Facility Director.
Aylin Erpak Kurtcu - Üretim Planlama ve
Lojistik Direktörü
İstanbul Üniversitesi Kimya Mühendisliği
Bölümü’nden mezun olduktan sonra, aynı
üniversitede İşletme Fakültesi’nde MBA
yüksek lisans programını tamamlayan,
Kurtçu, kariyerine 2003 yılında Abdi
İbrahim’de Üretim Planlama Uzmanı
olarak başladı. 2008-2014 yılları arasında
Üretim Planlama Yöneticiliği ve 2014-
2017 yılları arasında Üretim Planlama
ve Depo Müdürü olarak görev yaptı.
Kurtcu, 01 Ocak 2018 tarihi itibariyle
AbdiBio tesislerinin sorumluluklarının
eklenmesi ile birlikte Planlama ve Lojistik
Faaliyetlerinden Sorumlu Direktör olarak
atandı.
Aylin Erpak Kurtcu
Aylin Erpak Kurtcu - Production Planning
and Logistics Director
After graduating from the Istanbul University
Chemical Engineering Department
Aylin Erpak Kurtcu completed her MBA
in the same university’s Business Faculty
and started her career at Abdi İbrahim in
2003 as a Production Planning Specialist.
In 2008-2014 she worked in Production
Planning Management and as the Production
Planning and Warehouse Manager
in 2014-2017. As of January 01, 2018, with
the addition of Global Organizations and
AbdiBio facility responsibilities to Technical
operations, Aylin Erpak Kurtcu has
been appointed as the Director in Charge
of Planning and Logistics Operations.
Hicran Demir – Dermatoloji Grubu
Bölüm Direktörü
Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden
mezun olan Hicran Demir, İstanbul
Bilgi Üniversitesi’nde MBA yüksek
lisansını tamamladı. Kariyerine 1999 yılında
Med İlaç/TEVA da Ürün Müdürü olarak
başlayan ve 2001 yılında Abdi İbrahim
bünyesine katılan Hicran Demir, birçok
farklı uzmanlık alanında Ürün Müdürü,
Kıdemli Ürün Müdürü olarak görev aldı.
Sonrasında satış ve pazarlamada farklı
kademelerde yöneticilik yapan Demir, 1
Aralık 2017’den itibaren, dermatoloji ve
soğuk algınlığı alanında bölüm direktörü
olarak atanarak görev yapmaya başladı.
Hicran Demir
Hicran Demir – Dermatology Group
Department Director
Hicran Demir, who graduated from the
Hacettepe University Pharmaceutical Faculty,
completed her MBA at the Istanbul
Bilgi University. After starting her career
in 1999 as a Product Manager in Med İlaç/
TEVA she joined Abdi İbrahim in 2001 and
worked as a Product Manager and Senior
Product Manager in many different specialty
fields. After working in management
throughout various levels of sales and
marketing, Demir was appointed as the
department director in dermatology and
common colds as of December 1, 2017.
Pharma 57
Bargu Erpi – Merkezi Sinir Sistemi I
Bölüm Direktörü
Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler
Fakültesi’nden mezun olan Bargu Erpi,
kariyerine 2001 yılında Lundbeck’te tıbbi
tanıtım temsilcisi olarak başladı. Erpi,
sırasıyla ürün müdürlüğü ve uluslararası
marka müdürlüğü görevlerinde bulundu.
2010 yılında Janssen’de ürün müdürü
olarak görev alan Erpi, 2011-2015 yılları
arasında GSK’da MSS, Solunum, Üroloji,
Aşı ve Kritik Hastalıklar gruplarında farklı
pazarlama ve satış görevlerde bulundu.
Son olarak Teva’da sırasıyla portfolyo
müdürlüğü ve ticari mükemmellik
müdürlüğü görevlerini yerine getirdi. 19
Haziran 2017 tarihi itibariyle Abdi İbrahim
bünyesine katılan Erpi, Merkezi Sinir
Sistemi I Bölüm Direktörü olarak görev
yapmaya başladı.
Bargu Erpi
Bargu Erpi – Central Nervous System
Department I Director
A graduate of the Gazi University Economics
and Administrative Sciences Department
Bargu Erpi started his career
as a medical promotion representative in
2001 at Lundbeck. Erpi then worked as
product manager and international brand
manager respectively. Erpi, who started
working as the product manager at
Janssen in 2010, worked in various marketing
and sales positions in 2011-2015
at GSK in the MSS, Respiratory, Urology,
Vaccination and Critical Illnesses groups.
Most recently he worked as the portfolio
manager and commercial excellence
manager at Teva. As of June 19, 2017,
Erpi joined Abdi İbrahim and began
working as the Central Nervous System
Department I Director.
58 Pharma
Levent Burnak – Özel Uzmanlık Bölüm
Direktörü
1995 yılında ODTÜ Biyoloji Bölümü’nden
mezun olduktan sonra, ODTÜ Fen Bilimleri
Enstitüsü’nde Ekoloji üzerine yüksek
lisans yapan Levent Burnak, kariyerine
1999 yılında Procter & Gamble’da Dış
İlişkiler Bölümü’nde başladı. 2002 yılında
ilaç sektörüne adım atan Burnak, Abdi
İbrahim’de 2 yıl tıbbi tanıtım temsilcisi
görevinin ardından, Schering-Plough İlaç
firmasında sırasıyla Ürün Uzmanı, Medikal
Danışman ve Ürün Müdürü olarak
görev yaptı. 2012 yılında Abdi İbrahim’de
Hepatoloji grubunun kuruluş aşamasında
katılan Levent Burnak, farklı kademelerde
müdür olarak çalıştıktan sonra,
1 Aralık 2017 itibariyle Bölüm Direktörü
olarak görev yapmaya başladı.
Levent Burnak
Levent Burnak – Specialty Department
Director
After graduating from the METU Biology
Department in 1995 Levent Burnak did his
master’s at METU’s Science Institute on
Ecology and started his career in 1999 at
Procter & Gamble in the Foreign Relations
Department. After entering the pharmaceutical
sector in 2002, Burnak became a
medical product promotion representative
at Abdi İbrahim for 2 years then worked at
Schering-Plough as a Product Specialist,
Medical Consultant and Product Manager
respectively. After joining Abdi İbrahim
in 2012 during the establishment of the
Hematology group Levent Burnak worked
as a manager at different levels and was
appointed as Department Director as of
December 1, 2017.
Selim Giray
Dr. Emin Fadıllıoğlu
GSK’da üst düzey görev değişikliği
Dr. Emin Fadıllıoğlu, Gelişmekte Olan Merkez Ülkelerden Sorumlu Kıdemli Başkan
Yardımcısı ve GSK Türkiye Genel Müdürlüğü görevini Selim Giray’a bıraktı
Top Level Position Change at GSK
Dr. Emin Fadıllıoğlu has handed over his position as Senior Vice President in Charge of Developing
Central Countries and GSK Turkey General Manager to Selim Giray.
60 Pharma
GSK’nın gelişmekte olan ülkeler bölgesindeki
yeni yapılanmaya göre bölge Batı, Merkez ve
Doğu ile İhracat Ülkeleri olarak ayrıldı. Dr. Emin
Fadıllıoğlu’nun yönetiminde olan Merkez bölgesi
Körfez ülkeleri, Rusya, Pakistan, Türkiye, Mısır ve
Kuzey Afrika’dan oluşuyor.
Dr. Fadıllıoğlu, bölgenin İstanbul’dan yönetilmeye
devam edeceğini açıklarken, “GSK Türkiye’deki
faaliyetlerini yaklaşık 60 yıldır sürdürüyor.
Özellikle son 5 yılda Türkiye’nin önemi giderek
daha da arttı. İstanbul’un bir yönetim üssü haline
gelmesi ve 30 ülkenin buradan yönetilmesi
GSK’nın bölgeye yatırımlarındaki kararlılığı da
ortaya koyuyor. Bunu aynı zamanda GSK’nın
Türkiye’ye olan güveninin göstergesi olarak
değerlendiriyorum” dedi.
Selim Giray bayrağı devraldı
Dr. Emin Fadıllıoğlu’ndan Türkiye Genel
Müdürlüğü ve Başkan Yardımcılığı görevini
devralan Selim Giray ise GSK’nın Türkiye’deki
rolüne değinerek, “80 milyona sağlık ve iyilik
getirmek üzere yola çıkan, Türkiye’nin En İyi
İşverenleri Listesi’nde birinci sırada yer alan bir
şirketin liderliği aynı zamanda beraberinde büyük
bir sorumluluk da getiriyor. GSK Türkiye olarak
geleceğin sağlığına liderlik ederken, inovasyon ve
güven odaklı çalışmalarımıza kararlılıkla devam
edeceğiz. Türkiye, GSK’nın faaliyet gösterdiği
ülkeler arasında da ilklere imza atmaya ve örnek
olmaya devam edecek” şeklinde konuştu.
Başarılarla dolu bir hayatı var
Lise eğitimini Robert Koleji’nde tamamlayan
Selim Giray, Bilkent Üniversitesi İşletme
bölümünü ve Bilgi Üniversitesi MBA programını
tamamladı. Kariyerine Roche’da başlayan Giray,
Roche ve MSD’de Ürün Müdürü, Merkez ve Doğu
Avrupa ülkelerinden sorumlu Bölge Pazarlama
Müdürü ve Ulusal Satış Direktörü gibi çeşitli
pozisyonlarda görev aldı. 2010 - 2012 yılları
arasında ise Cenovapharma’da Genel Müdür
olarak çalıştı.
GSK Türkiye’ye Ocak 2014’te Klasik Markalar İş
Birimi Direktörü olarak katılan Selim Giray daha
sonra Klasik Markalar, Aşı ve Kritik Hastalıklar
Direktörü olarak atandı. Ocak 2016 itibarıyla ise
CEO Geleceğin Stratejisi Grubu’na katılarak, GSK
House’da görev almaya başladı. Selim Giray,
Temmuz 2016’dan bu yana Allergan İlaçları Genel
Müdürü olarak çalışmaktaydı.
Selim Giray halen aynı zamanda, kurucusu
olduğu Bilgi Üniversitesi İlaç Sektörü Ürün
Müdürü Sertifikasyon Programı’nın eğitmenliğini
yapıyor.
According to GSK’s new structuring in the region of
developing countries, the region has been divided
into the sections of West, Central and East Export
Countries. The Central Region which had been under
the management of Dr. Emin Fadıllıoğlu is comprised
of the Gulf Countries, Russia, Pakistan, Turkey, Egypt
and Northern Africa.
While Dr. Fadıllıoğlu explained that the region will
continue to be managed from Istanbul, he said “GSK
has been operating in Turkey for around 60 years.
Especially in the last 5 years the importance of Turkey
has increased. Istanbul’s becoming a management
hub and the management of 30 countries being
executed from here indicates how decisive GSK is
about investing in the region. I also consider this as an
indication of GSK’s confidence in Turkey”.
Selim Giray will continue to carry the flag
Selim Giray, who has taken over the position of Turkey
General Manager and Vice President from Dr. Emin
Fadıllıoğlu, talked about GSK’s role in Turkey and
added “Leadership of a company with a mission to
provide health and well being to 80 million that ranks
number one on the list of Turkey’s Top Employer’s
List, brings major responsibility with it. While serving
as a leader for the healthy future of Turkey, GSK will
also continue steadfast work focused on innovation
and trust. Turkey will continue to be a country that
achieves firsts and sets an example among the
countries that GSK operates in”.
A life filled with success
Selim Giray, who completed high school at Robert
Koleji, graduated from the Bilkent University Business
Department and completed the MBA program at Bilgi
University. After starting his career at Roche, Giray
worked in various positions at Roche and MSD like
Product Manager, Regional Marketing Manager in
Charge of Central and Eastern Europe countries and
National Sales Director. In 2010 - 2012 he worked as
the General Manager at Cenovapharma.
Joining GSK Turkey in January 2014 as the Classic
Brands Business Unit Director, Selim Giray was later
appointed as the Classic Brands, Vaccinations and
Critical Diseases Director. In January 2016 he joined
the CEO Future Strategy Group and started working
at GSK House. He has been working as the Allergan
Pharmaceuticals General Manager since July 2016.
Selim Giray also continues to teach in the Bilgi
University Pharmaceutical Sector Product Manager
Certification Program that he founded.
Pharma 61
Novo Nordisk Türkiye’ye yeni
Diyabet Pazarlama Direktörü
Novo Nordisk Türkiye’nin Diyabet Pazarlama ve Ticari Mükemmellik
Direktörlüğü’ne Canan Sağlıcak getirildi.
A New Diabetes Marketing Director at Nordisk Turkey
Canan Sağlıcak has been appointed at Novo Nordisk Turkey as the new Diabetes Marketing and
Commercial Excellence Director.
Diyabet tedavisinde dünya lideri; obezite, hemofili tedavisi,
büyüme hormonu tedavisi ve hormon replasman tedavisinde
öncü global sağlık şirketi Novo Nordisk’in Türkiye Diyabet
Pazarlama ve Ticari Mükemmellik Direktörlüğü’ne Canan
Sağlıcak getirildi.
Canan Sağlıcak kimdir?
Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden 2003 yılında
mezun olan Canan Sağlıcak, kariyerine 2004 yılında
GlaxoSmithKline’da yönetici adayı olarak başladı. 2009 yılına
kadar solunum alanında Ürün Müdürü olarak çalıştı. Aynı yıl
onkoloji alanında çalışmak üzere Kıdemli Ürün Müdürü olarak
Roche İlaç’a geçti.
Canan Sağlıcak, 2011 yılında Romatoloji Birim Müdürlüğü’ne
terfi ederek, romatoloji birimi satış ve pazarlama aktivitelerini
yönetti. 2017 Kasım ayından itibaren de Novo Nordisk Türkiye
ekibine katıldı. Canan Sağlıcak, evli ve bir çocuk annesi.
Canan Sağlıcak has been appointed as the new
Diabetes Marketing and Commercial Excellence
Director in Turkey for Novo Nordisk, a world leader
in diabetes treatment and a leading global health
company in obesity and hemophilia treatment, growth
hormone treatment and growth hormone replacement.
Who is Canan Sağlıcak?
A 2003 graduate of the Boğaziçi University Business
Faculty, Canan Sağlıcak started her career in 2004
at GlaxoSmithKline as a management candidate. She
worked as a Product Manager in the respiratory field
until 2009. She moved to Roche İlaç in the same year
to work in the field of oncology as a Senior Product
Manager.
In 2011 Canan Sağlıcak was promoted to Rheumatology
Unit Manager and started managing the sales and
marketing activities of the rheumatology unit. As of
November 2017 she joined the Novo Nordisk Turkey
team. Canan Sağlıcak is married and has one child.
62 Pharma