30.01.2018 Views

Pharma Turkey Ocak Şubat 2018

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

January-February 2018


OROPHARMACEUTICALS

Since 1969

www.oroilaclari.com


Publisher

H. Ferruh IŞIK

on behalf of

İSTMAG Magazin Gazetecilik

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.

General Manager

Mehmet SÖZTUTAN

mehmet.soztutan@img.com.tr

Editor

Duygu GECÜ

duygu.gecu@img.com.tr

Graphic & Design

Tayfun AYDIN

tayfun.aydin@img.com.tr

Foreign Relations Manager

İsmail ÇAKIR

ismail.cakir@img.com.tr

ID Manager

Emre YENER

emre.yener@img.com.tr

Social Media

Canan PAKIR

canan.pakir@img.com.tr

Corporate Communication Manager

ebru.pekel@img.com.tr

Finance Manager

Mustafa AKTAŞ

mustafa.aktas@img.com.tr

Subscription

İsmail ÖZÇELİK

ismail.özcelik@img.com.tr

Advertising Coordinator

Recep ARSLANTAŞ

recep.arslantas@img.com.tr

Bursa Branch

Ömer FARUK GÖRÜN

fgorun@ihlas.net.tr

Buttim Plaza D Blok Kat: 4

No: 12/67 BURSA

Tel: 224 211 44 50

Head Office

Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş

Merkezi B Blok No:1 Kat:4 / Güneşli-

Bağcılar / İstanbul

Tel: +90 212 604 51 00 Faks: +90 212

604 50 51

Printing

İhlas Gazetecilik A.Ş

Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad.İhlas

Plaza NO: 11/A 41

Yenibosna / İstanbul / TURKEY

Tel: 0 212 454 30 00

İçindekiler

6

Pharmactive’in hedefi, ihracat şampiyonluğ

Pharmactive’s goal, export championship

16

Sedef Avcı, uzmanlar ile D Vitamini eksikliğini konuştu

Sedef Avcı talks about Vitamin D deficiency

22

Yapay zeka ilaç üretecek

The artificial intelligence will develop pharmaceuticals

26

Genç görünümün tüm sırları açığa çıkıyor

Secrets of youthful appearance are out

28

Saçlarınız Capicade’e emanet

Your hair entrusted to Capicade

38

Hayat boyu süren hastalık; Diyabet

Life-long illness; Diabetes

42

Onko İlaç‘ın 2018 hedefi dünya pazarları

Target of Onko Pharmaceuticals for Year 2018

is Entering the Global Markets

44

Arı Ekmeği, BEE’O ile sofralarda

Bee Bread, on the table with BEE’O

50

Yüzünüz Rosense ile gülsün

Smile with Rosense

İMG - Pharma dergisinde

yer alan makalelerdeki fikirler

yazarlarına aittir.

Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam

verene aittir. İMG - Pharma dergisinin bütün

yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik İç

Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak

gösterilmeden yayınlanamaz.


Duygu Gecü

duygu.gecu@img.com.tr

Dijital sağlık yılı / 2018

The year of digital health / 2018

Günümüzde her şey dijitalleşerek gözümüzün önünden

geçerken, biyoteknolojik gelişmelerin de hızla ilerlediğine

şahit oluyoruz.

Biliyorsunuz 2000 yılı, biyoteknolojinin dönüm noktası

olarak kayıtlara geçmişti.

Çünkü insanın genom haritası çıkarılarak gen taraması

yapılıyor.

Ve gen haritasında 40 bin yıllık geçmişiniz, genlerinizdeki

sapmalarla hastalık risklerimiz belirlenerek bu

risklere göre de yaşamımızı şekillendiriyoruz.

Dijitalleşmenin dününü, bugününü ve yarınını tartıp,

geç kalmadan bu ilacı bulmak ve hastaya ulaştırmak

sağlıktaki en önemli konudur.

Teknoloji ve yazılım firmaları, ilaç sektörü, hasta

örgütleri, üniversiteler, mobil operatörler, sağlık kurumları

gibi farklı alanlardan katılımcıların yer aldığı

“Dijital Sağlık Zirvesi” hakkındaki yazımı bu sayımızda

ele aldım.

Teknolojinin sağlık ile entegrasyonu konularının

konuşulduğu zirvede sektörün en önemli konularına

değinildi.

İnsan hayatına bir süreç olarak bakarsak; ‘sağlıklı

insan’ evresinin uzatılmasının, yalnızca sağlık endüstrilerinde

çalışan kişilerin önceliği olmaktan çıktığını

görürüz.

Bu konu artık, tüm dünyanın peşinde olduğu bir evre

haline geldi.

Dijital sağlık, buna eşlik eden ve sağlıklı yaşamı destekleyebilecek

en önemli unsur.

Dolu dolu olduğuna inandığımız dergimizin bu sayısında;

bahsettiğim konuların detaylı haber ve röportajları

ile karşılaşacaksınız.

Keyifli okumalar;

While everything is rapidly digitalizing in our

present day we are also witnessing the fast

progress of biotechnological developments.

As you know the year 2000 had gone on record

as the turning point for biotechnology because

now the genome map of people can be obtained

to scan their genes. Now we can map genes

back 40 thousand years into our history to

determine the deviations in our genes and

identify risks for diseases so we can shape our

lives accordingly.

Evaluating the past, present and future of

digitalization, finding this medication before we

are too and getting it to the patient are the most

important topics in health.

I have included in this edition my article about

the “Digital Health Summit”, which was attended

by participants from various different fields

like technology and software companies, the

pharmaceutical sector, patient organizations,

universities and mobile operators.

The important issues of the sector were touched

on during the summit in which the integration of

technology with health was discussed.

If we consider human life as a process we see

that extending the ‘healthy human’ stage is not

just the priority of people working in the health

industry.

This has become a stage that the entire world is

pursuing now.

Digital health is now the most important element

that accompanies this and can support health

living.

In this edition of our journal, which we believe is

chock full of information, you will find detailed

news and interviews related to the topics I

mentioned.

Have a pleasant read;


60 sektör temsilcisi medikal

sektörün geleceği için el ele

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB), 23-24 Aralık

2017 tarihleri arasında yaklaşık 60 sektör temsilcisinin katılımıyla düzenlediği “Medikal

Sektörü Gelecek Araştırması” organizasyonuyla sektörün problemlerine çözüm aradı.

IKMIB’S workshop on the future of the

medical industry completed successfully

Having organized a number of events so as to secure the global leadership of

the chemicals industry, Istanbul Chemicals and Chemical Products Exporters

Association (IKMIB), sought solutions to the problems of the industry at the event

titled “Workshop on the Future of the Medical Industry” attended by approximately 60

industry representatives, on 23-24 December, 2017.

4 Pharma


Having served more than 10 thousand members since

1991, for export operations, and organizing events with

a view to achieving its member firms’ leadership in the

global markets, IKMIB plays a major part in making new

markets accessible to chemicals exporters, through the

international trade shows, trading and buying delegation

events it organizes.

1991 yılından bu yana, ihracat operasyonları konusunda 10 binden

fazla üyeye hizmet veren ve üye firmaların global pazarlarda

lider olması hedefiyle çeşitli organizasyonlar düzenleyen

İKMİB, düzenlediği uluslararası fuarlar, ticaret ve alım heyetleri

organizasyonları ile kimya ihracatçılarının yeni pazarlara

ulaşmasında önemli rol oynuyor.

Sektör firmaları ve bunun yanında MASSİAD, DİŞSİAD, TÜMDEF,

OSTİM Medikal Kümelenme, İSEK, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz

Kurumu, T.C. Gümrük Bakanlığı ve T.C. Ekonomi Bakanlığı

temsilcilerinin katıldığı çalıştaya yoğun ilgi gösterildi.

Medikal sektöründe ABD birinci sırada

Çalıştayın açılışında konuşan İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı

Murat Akyüz, dünyadaki medikal sektörü hakkında bilgi vererek,

“Tıbbi cihaz ve medikal sektörü, genel anlamda dünyada hızlı

bir dönüşüm geçirerek eskiye oranla daha çok bilgi ve sermaye

yoğun bir sektör olma yolunda ilerliyor. Sektörde 2016 yılında

dünyada 228 milyar dolar üretim yapıldı ve bu üretim değerinin

102 milyar doları ABD’de gerçekleştirildi. Ardından gelen Çin

toplam üretimin yüzde 12,8’ini (29 milyar dolar) yaparken,

Almanya 26 milyar dolar değer üreterek toplam üretimin yüzde

11’ini gerçekleştirdi. Türkiye ise tıbbi ve cerrahi cihaz üretiminin

yüzde 0,5’ini gerçekleştirdi ve ülkemizin üretim değeri ise 1,2

milyar dolar oldu” diye konuştu.

Türkiye’de Medikal Sektörü

Türkiye’deki medikal sektörüyle ilgili bilgi veren Akyüz,

“Medikal sektörü ihracatımız 2013 yılında 484.3 milyon dolar

seviyesindeyken 2016 yılında 516.3 milyon dolar seviyelerine

çıktı. Yine 2016 yılında en çok ihracat yaptığımız ülkeler sırasıyla

Almanya (38,3 milyon dolar), Çin (35,8 milyon dolar), Irak (24,1

milyon dolar), Hollanda (20,8 milyon dolar), Fransa (19,4 milyon

dolar) ve Azerbaycan (18 milyon dolar) olarak kayıtlara geçti. 2016

ithalat verilerine baktığımızda ise ülkemiz ithalatında ön plana

çıkan ülkelerin ABD (567 milyon dolar), Almanya (461 milyon

dolar), Çin (444 milyon dolar), İtalya (173 milyon dolar), Japonya

(156 milyon dolar) ve Malezya (120 milyon dolar) olduğunu

görüyoruz” dedi.

In this context, IKMIB recently organized the “Workshop

on the Future of the Medical Industry”, with a view to

coming up with effective solutions to the problems of the

medical industry, one of chemical industry’s sub-sectors

with the highest added value levels. The event held in

Istanbul on 23-24 December, 2017 brought together

the leading actors of the industry. The workshop drew

substantial interest from the representatives of MASSİAD,

DİŞSİAD, TÜMDEF, OSTİM Medical Cluster, İSEK, Turkish

Medicine and Medical Devices Authority, Turkish Ministry

of Customs and Trade and Turkish Ministry of Economy

along with the firms from the industry.

The wide range of responses voiced for the questions

“What are the notable regional and global economic and

political developments, and what are their impact on our

industry? What are the problems faced within and outside

the country in terms of foreign trade? What kind of new

solutions within our means can be proposed to overcome

or do away with such problems, taking into account the

shared problems of the industry?”, paved the way for

important steps to benefit the medicals industry.

USA ranks top in the medical industry

Speaking at the opening of the workshop, IKMIB’s

Chairman of the Board of Directors, Murat Akyüz provided

some information about the medical industry worldwide,

and said “Generally speaking, the medical devices

industry is undergoing a rapid transformation worldwide,

and is on its way to become a knowledge- and capitalintensive

industry compared to its earlier standing. 2016

saw the industry produce products worth USD 228 billion

worldwide. Out of this figure, the volume worth USD 102

billion was produced in the USA. The second-ranking

country, China, accounted for 12.8 percent (USD 29 billion)

of the overall production; while Germany accounted for

11 percent of the overall production, generating a value of

USD 26 billion. Turkey, in turn, accounted for 0.5 percent

of medical and surgical devices production, generating a

value of USD 1.2 billion.”

The Medical Industry in Turkey

Providing information on the medical industry in Turkey,

Akyüz said “our exports in the medical industry grew from

USD 484.3 million in 2013 to USD 516.3 million in 2016.

As of 2016, the countries which received the bulk of our

exports were Germany (USD 38.3 million), China (USD

35.8 million), Iraq (USD 24.1 million), the Netherlands

(USD 20.8 million), France (USD 19.4 million), and

Azerbaijan (USD 18 million). A glance at the import figures

for 2016, on the other hand, reveals that US (USD 567

million), Germany (USD 461 million), China (USD 444

million), Italy (USD 173 million), Japan (USD 156 million,

and Malaysia (USD 120 million) took the lead.”

Pharma 5


Pharmactive Genel Müdürü İnci Ayyıldız

Pharmactive’in hedefi, ihracat şampiyonluğu

Genel Müdür İnci Ayyıldız; “-Türkiye ve ihracat pazarlarından gelen kutu

satışları ile Pharmactive; 2018 yılında Türkiye’de yılda 100 milyon üzeri

kutu üretim çıtasını aşan, az sayıdaki firmadan biri olacak. Bu üretimleri

ile Sağlık Bakanlığı’nın cari açığı azaltma hedefine katkı sağlayacak…”

Pharmactive’s goal, export championship

General Manager İnci Ayyıldız; “-with the box sales from Turkey and Export markets, Pharmactive will be

one of the few companies that have exceeded over 100 million boxes of production annually in Turkey. This

production will contribute to decreasing the current deficit of the Ministry of Health…”

Kökleri 1950’lere dayanan, ancak 2010 yılında resmen kurulan

Pharmactive’in başarı hikayesi, dudak uçuklatan cinsten.

2011 yılı sevgililer gününde, “Bizim aşkımız ilaç” sloganı ile

üretim hayatına başlayan firma, 2013 yılından itibaren farklı bir

Ar-Ge merkezine paralel olarak ürünlerini fabrikaya transfer

ediyor. 4 yıldır satış yapan Pharmacive 300 firma arasından ilk

30’un arasına girmeyi başarıyor. Şu anda fabrikada, sahada

ve merkezde olmak üzere yaklaşık 850 çalışanı ile, sektörün

öncülüğünü yapıyor.

Sektörde 27 yıl, Pharmactive’de 2 yıldır çalışan Genel Müdür

İnci Ayyıldız’la, firmanın kısa sürede yaptığı atılımı ve piyasanın

geleceğini konuştuk;

The success story of Pharmactive, a company that goes

back to the 1950s but was officially established in 2010,

is amazing.

The company that started out on St. Valentine’s Day in

2011 with the slogan “Our love is pharmaceuticals” has

been transferring products to its factory in parallel with

a different R&D center since 2013. Selling products for

4 years, Pharmactive succeeded in ranking among the

top 30 of 300 companies. Currently they are leading the

industry with nearly 850 employees in the factory, on

the field and in the headquarters.

We spoke to General Manager İnci Ayyıldız, who has

been working in the industry for 27 years and with

Pharmactive for 2 years about the company’s quick

progress and the future of the market;

6 Pharma


‘’İç pazarda hedefimiz, ilk beşte olmak’’

-Pharmactive’in sektördeki yolculuğuna nasıl başladı?

“-İlk planda Avrupa ülkeleri ile ihracata başladık. 20 ülke ile

anlaşmalarımızı yaptık. Bu sene yavaş yavaş satışlarımıza

başladık. Hedefimiz 5 yıl içerisinde ihracat şampiyonluğu

olmak, bu şekilde ilerliyoruz. Hem iç pazarda hedefimiz

ilk 5 olmak, hem dış pazarlarda ihracatta büyüme, hem de

üretim iş birliktelikleri. Fabrikamızın kapasitesi şu anda 330

milyon kutu ve biz bu sene 100 milyon kutu üretim yapıyor

olacağız. Yani ilk 5 yılında 100 milyon dolara çıkmış firma

sayısı da çok az. Türkiye’de 100 milyon kutu üretim yapan

ilaç firma sayısı 4 ya da 5 tanedir zaten. Dolayısıyla hızlı

büyüyoruz…”

-Kısa zamanda bu başarınızı neye borçlusunuz?

“-İyi odaklanmak ve doğru ekip yani insan faktörü. Baktığınız

zaman tecrübeli bir kadro var, çabuk dokunuşlarla sonuç

alınıyor. Biraz da tutkuluyuz herhalde iyi yapmak istiyoruz

işimizi…”

‘’Biyoteknoloji yatırımından çok

heyecanlıyız’’

-İşinizi başarı ile yapmanızın heyecanı yüzünüze yansıyor?

“-Ülkeye bir şey katıyor olmak güzel, yeni başlayan bir

şirkete şekil veriyor olmak keyifli…Biz biyoteknoloji

yatırımından çok umutluyuz. Türkiye’de olmayan bir bilgiyi

transfer ediyoruz. Birçok şirket biyoteknolojiye yöneliyor.

Ancak bildiğimiz gibi daha çok paketleme, dolum, çoğaltma

ama sıfırdan geliştir, onu sürdürebilir kıl. Bunu yapabilen

zaten dünyada çok az ülke var. Bu anlamda hem bizim için

hem de ülkemiz için bir fırsat bu işbirliği…”

-Biyoteknoloji neden önemli ve sizin bu konudaki

çalışmalarınız nasıl yürüyor?

“-Artık daha çok biyolojik ürünlere dönüş var. Çünkü biraz

daha az yan etkisi var, kimyasal olmağı için. Daha hedefe

yönelik, daha iyi sonuç alıyorsunuz. Özellikle kanser

tedavisinde. Dünyada daha çok kullanılıyor bu ilaçlar.

Fakat orijinalleri çok pahalı. Onun bir benzerini yapmış

oluyorsunuz. O yüzden biz de iyi bir yatırım yaptık, hem

Kore’de hem Türkiye’de. Bu bilgiye sahip olacak çok az

insan olacak. Bu da bizi heyecanlandırıyor…”

-Dünya ilaç firmaları neden tercih ediyorlar. Bu güveni

nasıl sağladınız?

“-Üretim tesisimiz yüksek kapasite ve teknolojisiyle sadece

Türkiye’nin değil Batı Avrupa’nın da sayılı ilaç üretim

tesislerinden biri. Tesisimizin ilk etabına 200 milyon dolarlık

yatırım gerçekleştirildi. İlk ürünlerimizi 2013 yılının Eylül

ayında Türkiye’de doktor ve eczacıların hizmetine sunduk.

108 bin metrekare alan üzerine kurulu Çerkezköy’de

bulunan,

‘’Our goal in the domestic market is to

rank among the top five’’

-How did Pharmactive’s journey in the industry begin?

“-Initially we started exporting to Europe. We made

agreements with 20 countries. We gradually started our

sales this year. Our goal is to be an export champion within

5 years and this is how we are moving forward. Our goal is

to rank among the top 5 in the domestic market, to grow in

exporting to foreign markets and to establish production

partnerships.

The capacity of our factory is 330 million boxes and we

will be producing 100 million boxes this year. There are

not very many companies that have achieved 100 million

dollars in the first 5 years. There are only 4 or 5 companies

in Turkey that produce 100 million boxes. So we are

growing fast…”

-To what do you owe your rising success in such a short

time?

“-focusing well and the right team, in other words the

human factor. We have a very experienced staff so we get

results very quickly. Plus we have the passion to make us

want to do our job well.

‘’We are very excited about the

biotechnology investment’’

-The excitement of doing your work successfully is

reflected on your face?

“-Being able to contribute to the country is nice, it is a nice

feeling to be shaping a new company…We are very hopeful

about the biotechnology investment. We are transferring

knowledge that is not available in Turkey. Many companies

are trending towards biotechnology. But as we know it is

more packaging, filling, reproducing and emerging from

nothing, making it sustainable. There are few countries in

the world that can do this. In this sense this cooperation is

an opportunity both for us and our country…”

-Why is biotechnology important and how is your work on

this subject progressing?

“-Now there is more of a trend towards biological products

because they have less side effects, because they are

not chemical. More target focus achieves better results,

especially in cancer treatment. These medications are

being used in the world more. You would be making similar

products to these. This is why we made a good investment

in Korea and in Turkey. There will be very people

possessing this knowledge. This is exciting to us…”

-Why do the world’s pharmaceutical companies choose

you? How did you gain this trust?

“-Our production facility with its high capacity and

technology is not just Turkey’s but one of Western Europe’s

select facilities. 200 million dollars were invested in the

first stage of our facility. We presented our first products

for the service of doctors and pharmacists in Turkey in

September of 2013. Our Europe GMP certified production

facility built on 108 square meters located in Çerkezköy

has liquid, semi solid, and solid lines with a 330 million

box capacity and the most advanced technology production

equipment…”

Pharma 7


“Our strategic

cooperation will continue”

Avrupa GMP sertifikalı üretim tesisimiz, sıvı, yarı katı ve katı hatlarda

toplam 330 milyon kutu ilaç üretim kapasitesine sahip ve en yüksek

teknoloji üretim donanımına sahip…”

“Stratejik işbirliklerimiz devam edecek”

-Firma olarak aldığınız başka bir başarı belgesi var mı?..

“-Faaliyetimizin henüz birinci yılında, Avrupa’nın en saygın otoritelerinden

biri olan BfArM tarafından dünya çapında prestiji olan Avrupa GMP

sertifikasını aldık. Mayıs 2017 tarihinde bu sertifika yenilenmeye hak

kazandı. Son teknoloji üretim tesisi ve kalite standartları ile birçok

uluslararası firmanın ilaç üretimi konusunda işbirliği yapmak istediği

bir firma olduk. Stratejik üretim işbirliklerimiz ile sektörümüzde hızla

ilerlemeyi planlıyoruz. GSK, Abbott, AstraZeneca Sandoz, Pensa ve

Reckitt Benckiser gibi çokuluslu firmalar ile yapılmış olan stratejik üretim

işbirliklerimiz artarak devam edecek…”

-Bünyenizde üretimi gerçekleştirilen kaç farklı ürün grubu yer alıyor?

“-Pharmactive İlaç Fabrikası, yılda 230 milyon kutu katı (tablet, kapsül,

toz), 57 milyon kutu yarı katı (krem, jel, merhem ve losyon) ve 43 milyon

kutu likit (şurup, süspansiyon, sprey ve damla) üretebiliyor. Bu tesisin

genişleme alanlarının da devreye alınmasıyla birlikte, yıllık 550 milyon

kutunun üzerinde üretim kapasitesiyle Avrupa’nın sayılı ilaç üretim

tesislerinden biri olacak…”

-Yerli ilaç üretimi konusunda neler söylemek istersiniz?

“-İlaç sektörü stratejik sektörlerden biridir. Sadece ekonomik anlamda

değil, toplum sağlığı açısından da önem taşıyor. Bu noktada son yıllarda

devletimizin eşdeğer ilaçların reçetelere yazılmasındaki özel hassasiyetini

ülkemiz ve toplumumuz adına olumlu buluyoruz… Türk ilaç sektörü artık

eskisi gibi değil. Kendi ilaçlarımızı üretiyoruz. Eşdeğer ilaçlar noktasında

sadece biz değil sektörümüzdeki tüm oyuncular çeşitli adımlar atıyor.

Pharmactive olarak Türkiye’de önümüzdeki 5 yıl içinde ilk 5 eşdeğer firma

arasında yer almayı hedefliyoruz. 456 kişilik tanıtım pazarlama kadrosu

ve birçok uzmanlık alanına hitap eden 156 ürünü ile sektördeki tutarlı

büyümesi…”

-Is there another achievement

certification you have earned as a

company?..

“-we achieved the Europe GMP

certificate issued BfArM one of

Europe’s most reputable authorities,

in only the first year of operations. Our

company earned the right to renew this

certificate in May 2017. We have become

a company that many international

companies want to work with due to our

state of the art production facility and

quality standards. We plan to advance

quickly in the industry with our strategic

production cooperation. Our strategic

cooperation for production with many

multinational companies like GSK,

Abbott, AstraZeneca Sandoz ,Pensa and

Reckitt Benckiser will continue to grow

-How many different product groups

are there being produced in your

company?

“-The Pharmactive Pharmaceuticals

Company can produce 230 million boxes

of solid (tablets, capsules, powder),

57 million boxes of semi solid (cream,

gel, salves and lotions) and 43 million

boxes of liquid (syrup, suspension, spray

and drops) products annually. When

the expansion areas of this facility are

commissioned our production facility

will be one of a select few in Europe

with an annual capacity of over 550

million”

-What would you like to say about

domestic pharmaceutical production?

“-The pharmaceutical industry is one of

the strategic industrys. It is significant

not just in an economic sense but also

in terms of public health. We find the

special attention of our government

to writing prescriptions for generic

pharmaceuticals in recent years to

be a positive development for our

country and our people... The Turkish

Pharmaceutical industry is not like

it used to be. We are producing our

own pharmaceuticals. In terms of

generic pharmaceuticals, it is not only

us but all the players in the industry

that are taking various measures. As

Pharmactive we aim to be among the

top 5 generics companies in Turkey in

the next 5 years. With a promotional

marketing staff of 456 people and

156 products that address a number

of different specialty fields, we are

continuing to grow consistently in the

industry...…”

8 Pharma


Lider ultrason jel ve sağlık ürünleri

üreticisi Turkuaz Sağlık’a ortak oldu!

Ak Portföy Birinci Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF) 112 ülkeye ihracat

gerçekleştiren, Türkiye’nin lider ultrason jeli, medikal ve OTC ürünleri üreticisi

Turkuaz Sağlık ile % 20 ortaklık anlaşması imzaladı. Ortaklar, şirketin ulusal

ve uluslararası pazarlarda gelişimi için birlikte çalışacak.

Venture Capital Investment Fund Ak Portfolio became

a partner of Turkey’s leading ultrasound gel and

health care products manufacturer Turkuaz Sağlık

Ak Asset Management First Venture Capital Investment Fund (AGN) signed

a 20% partnership agreement with Turkey’s leading ultrasound gel, OTC and

medical products manufacturer Turkuaz Sağlık. A company that exports to

112 countries. the partners agreed to collaborate on developing the firm’s

local and international markets.

10 Pharma


Mehmet Kayabaş ve Osman Nurhan Irmak tarafından

2000 yılında kurulan ve bugün 100’den fazla

ülkeye başta ultrason jeli olmak üzere hastanelerin

kullandığı medikal kimyasallar, reçetesiz ürünler,

dermokozmetik ve kişisel bakım alanlarında

170’den fazla ürünü ihraç eden Turkuaz Sağlık,

üretiminin %85’ini 112 ülkeye ihraç ediyor. Kurulduğu

günden bu yana katma değerli üretim ve

Ar-Ge’yi ön planda tutan, aldığı FDA ve EC onaylarıyla

müşteri memnuniyetine her zaman öncelik

veren Turkuaz Sağlık, kendi ürünlerinin yanı sıra

hem yerel hem de uluslararası birçok firmaya

da katma değerli üretim yapıyor. Turkuaz Sağlık,

yeni dönemde hem bölgesel hem de uluslararası

genişlemesini artırmaya odaklanıyor.

Turkuaz Sağlık Kurucu Ortakları Mehmet Kayabaş

ve Osman Nurhan Irmak “Bu ortaklık ile

şirketin ürün portföyünün ve faaliyet gösterdiği

coğrafyaların daha da artacağını ve hem Ar-Ge

odaklı üretim anlayışlarının hem de kurumsal

kimliklerinin gelişimi konusunda yeni ortaklarıyla

birlikte önemli adımlar atacaklarını” paylaştılar. Ak

Portföy Genel Müdür Yardımcısı Göktürk ışıkpınar

ise “Çok geniş bir coğrafyada faaliyet gösteren ve

kullanıcılarının hayatına değer katan böyle bir şirkete

ortak olmaktan mutluluk duyuyor ve şirketin

gelişimi için beraber çalışma konusunda heyecanlanıyoruz.

Ar-Ge’ye ve kurumsallaşmaya daha da

önem vererek, Turkuaz’ın büyümede ve yeni ürün

geliştirmede global rakiplerinin önüne geçmesini

hedefliyoruz” dedi.

Ak Portföy, yönettiği 24 milyar TL’lik varlık

büyüklüğü ile Türkiye’nin lider portföy yönetim

şirketi. Ak Portföy Birinci Girişim Sermayesi Yatırım

Fonu, Ak Portföy tarafından 2016 yılında kuruldu ve

kurulduğu günden bu yana, yenilenebilir enerji platformu

şirketi Günışığı Temiz Enerji; ve nesnelerin

interneti konusunda faaliyet gösteren ve bir Deloitte

Fast50 şirketi olan Trio Mobil’e yatırım yaptı. GSYF,

inovatif ve yüksek büyüme potansiyeli olan KOBİ’lere

yatırım yapmaya devam ediyor. %100 Akbank

iştiraki olan Ak Portföy’ü, dünyanın önde gelen

finans dergilerinden World Finance, “Emeklilik

Fonu Ödülleri 2017 - (Pension Fund Awards 2017)

“ kapsamında, “Türkiye’nin En İyi Emeklilik Fonu

Yöneticisi” unvanına layık buldu. Ortaklık sürecinde

Turkuaz Sağlık’ın danışmanlığını Ernst & Young

(M&A ve Hukuk); Ak Portföy’ün danışmanlığını ise

Çetinkaya Avukatlık Ortaklığı ve Deloitte üstlendi.

Founded in 2000 by Mr. Mehmet Kayabaş and Mr. Osman Nurhan

Irmak, Turkuaz Sağlık is mainly exporting ultrasound gel

to more than 100 countries as well as hospital consumables

and chemicals, OTC products and personal care products, a

wide range of products with more than 170 different items.

85% of its production is dedicated for export to 112 countries.

Since its foundation Turkuaz Sağlık always focused on

added value production and innovative R&D projects, at the

same time the company considers customer satisfaction as

high priority, this can be clearly seen in its access to market

strategies consisting of acquiring the necessary marketing

authorizations such as CE marking and FDA marketing authorization

for its medical devices.

With this new page in Turkuaz’s history the focus is on expanding

both local and international markets.

Mr. Mehmet Kayabaş and Mr. Osman Nurhan Irmak one of

the co-founders of this company state that: “With this partnertnership

an expansion in the product portfolio and the

global market is foreseen”. they added that: “ As partners

we agreed to forge the cornerstone of our corporate identity

as well as fortifying the grounds of our R&D focused manufacturing.”

For Mr. Göktürk Işıkpınar Deputy General Manager Ak Portfolio

he shared that: “We are happy to be a part of a company

with the sole aim of being an added value in costumer’s

lives, on a very wide geographical scale. We are very excited

to contribute in the advancement of the company.”

He added: “By prioritizing R&D and institutionalization we

are aiming to keep ahead of our competitors in terms of

growth and new product development.”

Ak asset management company manages a portfolio of 24

billion Turkish Lira (approximately 6.29 billion US dollar) is

considered as Turkey’s leading asset management firm. Ak

Asset Management First Venture Capital Investment Fund

(AGN for short) was founded in 2016, since then they invested

in the renewable energy platform company “Günışığı

Temiz Enerji” “Daylight Clean Energy” and the IoT (internet

of things) solutions company and at the same time a Deloitte

Fast50 company “Trio Mobil”.

AGN continues to invest in SMEs with creative visions and

high growth potential. The 100 % subsidiary of Akbank, AK

Portfolio, was awarded the title of Turkey’s best Pension

Fund Manager” worthy of found from one of the world’s

leading financial magazines, World Finance in the context

of the “2017 Pension Fund Awards.”

During this partnership process Turkuaz Sağlık was under

the advisory of EY Ernst & Young (M&A and law) for Ak portfolio,

they were under the advisory of CCAO Çetinkaya Law

Firm and Deloitte.

Pharma 11


Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut:

‘’İki farklı kültürün en iyi örneği’’

Abdi İbrahim Board of Directors Chairman Nezih Barut:

‘’The best example of two different cultures’’

12 Pharma


Türk ilaç sektörünün lideri 2012 yılında kurulan Abdi İbrahim

Otsuka, bu yıl 5. yaşını kutladı.

Abdi İbrahim ile Japonya’nın ilaç devi Otsuka’nın ortaklığında

düzenlenen 5. yıl etkinliğinin onur konuğu Otsuka

Pharmaceutical Başkanı İchiro Otsuka oldu. Abdi İbrahim

Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut, etkinlikte yaptığı

konuşmada, kendilerinin iyileştirme arzusu ile Otsuka’nın

yenilikçi yüzünün bir araya gelerek her iki şirkete de önemli

katkılar sağladığını belirtti. Barut, “Abdi İbrahim - Otsuka,

sadece iki farklı şirketin ortaklığı ile kurulmuş bir yapı değil,

aynı zamanda iki farklı kültürün uyumunun da güzel bir

örneğidir” dedi.

Otsuka, “Ortaklığımız ömürlük”

Abdi İbrahim ile süregelen başarılı işbirliğinin 5 yıldır güçlü bir

ortaklık çatısı altında devam etmesinden duyduğu mutluluğu

ifade eden Otsuka Pharmaceutical Başkanı İchiro Otsuka,

“Anlaşma imzaladığımız 2012 yılında Abdi İbrahim 100

yaşını kutlamıştı; biz de 2021 yılında 100 yaşını kutlayacağız.

Otsuka olarak, Abdi İbrahim ile birlikte Türk halkına sağlık

hizmetlerinde katkıda bulunmaya, özenle çalışmaya devam

edeceğiz” şeklinde konuştu.

Ichiro Otsuka: “Bu iyi ilişkinin sonsuza dek sürmesini

diliyorum”

Abdi İbrahim Otsuka’nın 5. yıldönümünü kutlayan Otsuka, Abdi

İbrahim ile süregelen başarılı işbirliğinin beş yıldır güçlü bir

ortaklık çatısı altında devam etmesinden duyduğu mutluluğu

ifade etti.

Abdi İbrahim Otsuka, the leader of the Turkish

pharmaceutical sector established in 2012, celebrated

its 5th anniversary this year.

The guest of honor at the 5 th year event organized

under the partnership of Abdi İbrahim and the

Japanese pharmaceutical giant Otsuka, was Otsuka

Pharmaceutical President İchiro Otsuka. In the

speech by Abdi İbrahim Board of Directors Chairman

Nezih Barut at the event, pointed out that their desire

to improve and Otsuka’s innovative face had come

together to contribute greatly to both companies. Barut

said “Abdi İbrahim – Otsuka is not just a structure that

was established with the partnership of two different

companies it is also the best example of the harmony

between two different cultures”.

Otsuka, “Our partnership is for life”

Otsuka Pharmaceutical Chairman İchiro Otsuka,

who expressed how pleased they were with the

continuation of the successful cooperation with Abdi

İbrahim that had been going on for 5 years under a

powerful partnership, said “In 2012 when we signed our

partnership agreement Abdi İbrahim was celebrating

its 100th year; in 2021 we will also be celebrating our

100th year. We will continue as Otsuka to contribute to

the Healthcare services of the Turkish people with Abdi

İbrahim and to work with devotion”.

Ichiro Otsuka: “I hope that this relationship will go on

forever”

Otsuka, who congratulated Abdi İbrahim Otsuka’s 5th

year, expressed how pleased he was that the successful

cooperation that had been going on for five years

with Abdi İbrahim was continuing under a powerful

partnership structure.

Pharma 13


Nano teknolojik diş fırçası Misoka, Türkiye’de

Nanotech toothbrush, Misoka now in Turkey

Diş hekimi Emek Külür ve İlkin Kavukcu, macunsuz diş temizleyen

ve tüm dünyada büyük yankı uyandıran Japon teknolojisi Misoka’yı

Türkiye’ye getirdi. İş hayatında birçok başarıya imza atan iki iş kadını,

Maison & Object Paris 2017’de tanıtılan nano teknolojik diş fırçası

Misoka’yı Türkiye’de 1 milyon adet satmayı hedefliyor.

Hijyenik... Pratik... Sağlıklı...

Ağız ve diş sağlığı konusunda Türkiye’nin bakım ve tedavi haritasını

çıkaran bir araştırma yapan Diş Hekimi Emek Külür, literatür

araştırması yaparken keşfettiği Misoka’yı Türkiye’ye getirmek için

uzun bir uğraş verdiklerini söyledi. Japonya’da ki merkezi ziyaret edip

yerinde bilgi alan Emek Külür, “Misoka, İlk kez, bu yıl Paris’de, Maison

& Object’de bu yeni teknoloji tanıtıldı. Türkiye’ye getirmek için, bu

büyük bir yatırım ve proje olduğu için profesyonelliğine ve başarısına

güvendiğim dostum İlkin Kavukcu ile iş ortağı olduk” dedi. Türkiye’de

ilk etapta eczanelerde satışa sunulacak olan Misoka’nın önemli bir

buluş olduğunu belirten İlkin Kavukcu ve Emek Külür, “Buluşlar

ve yenilikler, insanların hayatlarını kolaylaştırmak ve hep daha iyiyi

insanlara sunmak için var. Bu buluş da, bilinçsiz diş macunu kullanımı

nedeniyle özellikle çocukların ve elbette herkesin fazla florüre maruz

kalmasını engelleyen, ağız hijyenini daha güvenli, daha pratik ve daha

sağlıklı bir yöntemle sunan önemli bir buluş” dedi.

Misoka nasIl temin edilir?

İlk etapta, www.misoka.com.tr adresi ile E-Ticaret platformunda

ve Türkiye genelinde eczanelerde satışa sunulacak olan Misoka,

lansmanı yapıldığı andan itibaren dünya genelinde büyük ilgi görmüştü

ve Türkiye’den ulaşmak isteyenler ancak internet üzerinden sipariş

verebiliyordu. Çocukların ağız ve diş sağlığı konusunda duyarlı anneler

başta olmak üzere herkesin bilinçsiz diş macunu kullanmasının

önüne geçen nanoteknolojik diş fırçası Misoka, macunsuz diş temizliği

sağıyor.

Nasıl kullanılır, özellikleri nelerdir?

Osaka merkezli teknoloji şirketi işbirliğiyle üretilen ve Japon

tasarımcılar tarafından geliştirilen nanoteknolojik diş fırçasının en

önemli özelliği, kıllarının nano boyuttaki 1 milyar mineral iyonlarla

kaplanmış olması. (1 nanometre, metrenin milyarda biri, diğer bir

deyişle 1 milimetrenin milyonda biri kadardır) Kıllar üzerindeki

Misoka, this nanotech toothbrush cleans your teeth

without toothpaste. Dentist Emek Külür and İlkin

Kavukcu, brought nanotech toothbrush which cleans your

teeth without toothpaste, Misoka, to Turkey. With many

successes in business two business women aim to sell 1

million units of the nanotech toothbrush Misoka, which

was introduced in Maison & Object Paris 2017, in Turkey.

Toothpaste is cheap enough that you don’t really mind

buying it regularly, but if you can get rid of it, would you?

That’s the question the Misoka, a toothbrush that doesn’t

require the traditional cleaning agent, is likely to pose.

Hygienic ... Practical ... Healthy...

Researching on Turkey’s care and treatment for oral and

dental health, Dentist Emek Külür said that they had a

long struggle to bring Misoka when he discovered the

product to Turkey. Emek Kürür, who visited the center in

Japan and received on-site information, said, “Misoka,

this new technology was introduced for the first time

this year in Paris, Maison & Object. In order to bring to

Turkey, this project is a major investment and for the

professionalism and friendliness I trust the success we

had with the former partner Kavukçu.” The Misoka which

will be sold in pharmacies in the first place in Turkey,

indicating that an important discovery İlkin Kavukçu

and Emek Külür, said, “Inventions and innovations are

enable for people to make their lives easier, and always

to deliver better people. This invention is an important

invention that provides oral hygiene in a safer, more

practical and healthier way, especially for children and,

of course, everyone is prevented from exposure to excess

fluoride due to the use of unconscious toothpaste.”

How is Misoka provided?

Misoka can be provided from www.misoka.com.

tr address with e-commerce platform and Turkey,

which will be sold in public pharmacies Misoka, was

launched from the moment he had seen great interest

throughout the world and those who want to achieve

from Turkey could only be ordered via the internet.

Misoka, a nanotechnological toothbrush that prevents

children from using unconscious toothpaste, especially

14 Pharma


iyonlar, fırçalama sırasında diş yüzeyindeki birikimleri ve lekeleri

temizlerken, diş minesini kaplayarak bir tür koruma kalkanı da

oluşturuyor. Bu üründe diş macunu kullanmak yerine diş fırçasını

bir bardak su içine daldırarak kıllar üzerindeki iyonların serbest

kalmasını sağlıyor ve dişinizi fırçalıyorsunuz.

Öncelikle anneler ve çocuklar...

Misoka Türkiye Temsilcisi ve ortağı İlkin Kavukcu, “Öncelikle

annelerin sonra herkesin ağız bakımında kendini güvende

hissetmesini istiyoruz” dedi. İnsanların, birçok kimyasala maruz

kalmadan da ağız hijyeni sağlayabileceğini Misoka ile anlatmak için

Emek Külür’le bu işe başladıklarını anlatan gazeteci İlkin Kavukcu;

“Misoka, dünyada diş bakımı ve ağız hijyeni konusunda ki en son

teknoloji. Japonya’da Osaka merkezli teknoloji şirketi tarafından

uzun yıllar üzerinde çalışılarak geliştirilmiş, her şeyden önce çok

pratik, daha güvenli ve daha sağlıklı bir diş fırçası. Bir anne olarak,

çocuklarımın dişlerini fırçalarken macunu yutup yutmadığından ya

da ne kadar yutmuş olabileceğinden emin olamıyorum ve tedirgin

oluyorum. Misoka’yı öncelikle ailem ve ben kullanmaya başladık.

Bizi o kadar çok heyecanlandırdı ki, Misoka’nın Türkiye temsilciliğini

birlikte alarak Emek Külür’le dostluğumuzu iş ortaklığına taşıdık.

Nanoteknolojik diş fırçası Misoka, ağız hijyenini sağlamak

konusunda kolaylık ve pratiklik sunarak hayatımızı kolaylaştırıyor.

Adeta görünmez teknolojiyi görselleştiriyor” dedi.

Temizlik operasyonunu kendiniz yapabilirsiniz

Misoka Türkiye Temsilcisi ve Diş Hekimi Emek Külür, nano

teknolojinin günlük diş bakımı ve ağız hijyeni dışında diş hekiminin

uyguladığı temizlik operasyonu sonrasında ki kadar parlak ve temiz

sonuç alındığını açıkladı.

Nanoteknolojik diş fırçası Misoka hakkında bilgi veren Emek Külür,

“Diş macunu olmadan da dişler temizlenebiliyor. Bu fırçaları suya

tuttuğunuzda aktif hale gelen iyonlarıyla dişleriniz tertemiz oluyor.

Misoka diş fırçasının en önemli özelliği, kıllarının nano boyuttaki 1

milyar mineral iyonlarla kaplanmış olması. (1 nanometre, metrenin

milyarda biri, diğer bir deyişle 1 milimetrenin milyonda biri kadardır)

Kıllar üzerindeki iyonlar, fırçalama sırasında diş yuzeyindeki

birikimleri ve lekeleri temizlerken, diş minesini kaplayarak bir tür

koruma kalkanı da oluşturuyor. Bu üründe diş macunu kullanmak

yerine diş fırçasını bir bardak su içine daldırarak kıllar üzerindeki

iyonların serbest kalmasını sağlıyor ve dişinizi fırçalıyorsunuz. Bu

yeni diş fırçası, nano-mineral kaplamayla işlenmiş kılları sayesinde

sadece kılları nemlendirip fırçalayarak diş yüzeyinden plağın

uzaklaştırılmasını sağlıyor. Tek bir bardak su gerektirdiği için, insan

sağlığına ve küresel çevreyi korumaya da katkıda bulunuyor.

Dişler iyonlarla nasıl temizleniyor ?

Misoka nanoteknolojik diş fırçasının dişleri nasıl temizlediği hakkında

bilgi veren Diş Hekimi Emek Külür “Fırçayı suya daldırdıktan sonra,

kılların üzerindeki nano boyutlu mineral iyonları aktive olarak, dişleri

temizliyor ve diş yüzeyinin daha yüksek hidrofilik özelligi ile su

çekmesine ve pürüzsüz hale gelmesine neden oluyor.

Bu fırçalarda nano boyutlu magnezyum, kalsiyum, sodyum ve

daha fazlasıyla kaplama teknolojisi kullanılıyor. Nanoteknolojik

diş fırçasının kılları camın yüzeyi gibi parlak ve pürüzsüz oluyor.

Yüzeye hidrofilik özellik katılarak, leke ve kirlere karşı dirençli hale

getiriliyor. Ultra ince kıl tasarımı sayesinde dişlerde ve diş etlerinde

hafif fırçalama ile hassas ve etkili diş bakımı elde ediliyor” dedi.

Dişleri sadece suyla temizlemek için kullanılan nanoteknolojik diş

fırçası ilk olarak Japonya’da 2007 yılında piyasaya sürüldü. Dünyada 3

milyondan fazla kişi bu diş fırçasını kullanıyor.

for mothers who are sensitive to mouth and dental health, is

providing toothpaste without putty.

Requires only water to clean and protect your teeth

A collaboration between designer Koshoe Ueshima and

mineral nanotechnology company Yumeshokunin, it’s a

toothbrush that requires only water to clean and protect your

teeth. When used, they can remove stains and plaque, as

well as create a protective coating that make it difficult for

materials to adhere to your enamel, all without the use of

any dentrifice.

A group of Japanese techies have designed a toothbrush

that uses super skinny nylon bristles wrapped in nano-size

mineral ions to scrub teeth clean. Stains are lifted, plaque

and other unwanted materials are avoided, and the enamel

that defends your teeth from decay is protected.

It is used without toothpaste, just with water, and relies on

mineral nanotechnology. It’s named as Misoka toothbrush.

This ground-breaking new toothbrush

The MISOKA toothbrush for cleaning your teeth with only

water was first launched onto the market by its creator in

the year 2007 i-e around 8 years back. This ground-breaking

new toothbrush uses bristles treated with a nano-mineral

coating to assist with removing plaque from the tooth

exterior simply by moistening the bristles and brushing. As

it does not require toothpaste, it also contributes to people’s

health and to preserving the global environment. To date,

more than 2 million of the MISOKA toothbrushes have been

sold in Asia and around the world.

Cleans your teeth by using the action of nano-sized mineral

particles

Simply moisten the bristles and brush your teeth. The

MISOKA toothbrush cleans your teeth by using the action

of nano-sized mineral particles on the bristles to remove

plaque from the surfaces of your teeth. It also gives the

surfaces a smoother feel by making them more hydrophilic.

This ground-breaking new toothbrush gives you the

confidence of knowing you have brushed your teeth properly,

leaving the inside of your mouth feeling fresher by making

it more difficult for plaque and other material to stick to

your teeth. Each MISOKA toothbrush will last for about one

month.

Instead of toothpaste, Misoka relies on nano-sized mineral

ions that coat the specially-engineered bristles. These ions

are transferred to your teeth during brushing, carrying out

the job of cleaning and protecting your biters. Using the

toothbrush is no different than the way you brush now – you

moisten it with water, brush your teeth the same way you

always do, and rinse out your mouth afterwards (heck, you

can even insert it into your Sonic All Adapter). Do note,

the ion coating tends to wear off after some time, so each

toothbrush is only good for around a month of use.

The reaching point of the toothbrush with Misoka’s

philosophy

MISOKA . ISM is the creation of a high-quality living, that

is friendly to the global environment and infused with the

essence of Japanese craftsmanship; these philosophies

of the MISOKA brand are all embodied in this toothbrush.

Its design, likened to a waters flow, does not only have a

beautiful shape, but also, a gentle brushing, a quick dry, and

functions and roles required for a toothbrush, have all come

together as a crystal of technology.

Pharma 15


Sedef Avcı, uzmanlar ile D Vitamini eksikliğini konuştu

Zerafeti ve sağlıklı yaşam çizgisiyle topluma örnek olan ünlü oyuncu Sedef Avcı’nın

moderatörlüğünde yapılan Wellcare vitamin D3 ürün portföyünün lansmanında D

vitamini eksikliğinin görüldüğü metabolik hastalıklar ve bu vitaminin genel sağlık

için önemi konuşuldu. Toplantıda Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Serap

Semiz ile Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Rüştü Serter, çocuk ve

yetişkinlerde D Vitamini eksikliğinin nedenleri ve tedavisine ilişkin bilgiler verdi.

Sedef Avcı talks about Vitamin D deficiency

At Wellcare vitamin D3 product launch, moderated by famous actress Sedef Avcı

who is an example to the society with her elegance and healthy life style, vitamin

D deficiency induced metabolic diseases and the importance of this vitamin for

general health was discussed. Pediatric Endocrinologist Prof. Dr. Serap Semiz and

Endocrinology and Metabolism Specialist Prof. Dr. Rüştü Serter gave information

about the reasons and treatment of vitamin D deficiency.

16 Pharma


Türkiye her ne kadar güneş ışığından yararlanan bir ülke

olsa da Nisan ve Ekim ayları arasında güneş ışınlarının dik

gelmemesi nedeniyle D vitamini, tabii kaynaktan yeterli

ölçüde sağlanamıyor. Ülkemizde D vitamini eksikliği görülme

sıklığı ve ilişkili faktörlere yönelik yapılan Prevalence and

Vitamin D Deficiency and Associated Factors in Turkey

araştırmasına göre Türkiye’de 10 kişiden 9’unda D vitamini

eksikliği görülüyor. Çalışmaya göre D vitamini eksikliğinin

kadınlarda görülme sıklığı %93 olup erkeklerden daha

yüksek. İlko İlaç’ın tüketici sağlığı alanına yeni ve farklı bir

soluk getirmek üzere 2016 yılında faaliyetlerine başlayan

markası Wellcare, Vitamin D3 ürün portföyü toplantısını

aralarında doktor, eczacı ve diyetisyenlerin de olduğu geniş bir

katılımcı kitlesi ile gerçekleştirdi. Ünlü oyuncu Sedef Avcı’nın

moderatörlüğünde yapılan toplantıda; Çocuk Endokrinolojisi

Uzmanı Prof. Dr. Serap Semiz, çocuklarda D vitamini eksikliği

ve tedavisini anlattı. Fulya Acıbadem Hastanesi Endokrinoloji

ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Rüştü Serter ise yoğun şehir

temposuna maruz kalan yetişkinler için D vitamininin bağışıklık

sistemine etkisi ve D vitamini eksikliğinin gelişen metabolizma

hastalıklarıyla ilişkisi hakkında bilgiler verdi.

Wellcare Bölüm Müdürü İpek Özçırpıcı, toplantıda yaptığı

konuşmasında; Türkiye’de ilk defa sprey formunda ve

kılavuzlara uygun dozda üretilen Wellcare Vitamin D3’ün

içeriğinde etken madde olarak yüzde 100 saf D3 vitamini

(kolekalsiferol) ve çözücü olarak saf zeytinyağı ile farklılaştığını

ifade etti. Özçırpıcı, “Wellcare Vitamin D3’ün en önemli farkı

BHA, tatlandırıcı, katkı maddesi, şeker, alkol içermeyen bir

gıda takviyesi olması. Wellcare Vitamin D3, Avrupa Endokrin

Derneği Klinik Uygulama Kılavuzunda çocuk ve yetişkinler

için önerilen dozlarda D3 vitamini içeriyor. Tavsiye edilen

dozlarda kullanıldığında vücutta birikmiyor ve toksik etkilere

neden olmuyor. Sprey şeklinde püskürtülerek uygulandığı

için her püskürtmede güvenli miktarda D vitamini desteği

sağlıyor. Çocuk ve yetişkinlerde önerilen 400 IU-600 IU-1000

IU doz seçeneklerine göre bir ya da iki kez püskürtülerek

kullanım kolaylığı sağlıyor. Sprey formu sayesinde taşınması

ve saklanması da oldukça pratik bir ürün. Bilindiği gibi D

vitamini düzeyinin korunması sadece kemik, kalsiyum ve fosfor

metabolizması için değil, aynı zamanda genel sağlık ve iyilik hali

için de oldukça önemli” dedi.

“D Vitamini eksikliği çocuğun bağışıklık sistemini etkiliyor”

Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Serap Semiz, “D

vitamini vücutta kalsiyum dengesinin düzenlemek, kemik

mineral yapısının oluşmasını sağlamak, büyüme-gelişmeye

katkıda bulunmak ve bağışıklık sistemini güçlendirmek gibi son

derece önemli bir işleve sahiptir. Bu önemli işlevlerinden dolayı

D vitamini gereksinimi, hızlı büyüme dönemlerinde artar.

Although Turkey is sun drenched country,

sunrays are vertical between April and October,

therefore we cannot benefit from natural

source. According to the Prevalence and

Vitamin D Deficiency and Associated Factors

in Turkey 9 out of 10 people have vitamin D

deficiency in Turkey. According to the study

vitamin D deficiency in women is 93% more than

in men.

İlko İlaç’s brand Wellcare that went into

action in 2016 in order to make a difference in

consumer health sector organized the Vitamin

D3 portfolio meeting with a broad participation

including doctors, pharmacists, and dietitians.

The meeting was moderated by famous

actress Sedef Avcı. Pediatric Endocrinologist

Prof. Dr. Serap Semiz talked about vitamin

D deficiency in kids and its treatment. Fulya

Acıbadem Hospital Endocrinology and

Metabolism Specialist Prof. Dr. Rüştü Serter

gave information about the effect of vitamin D

on immune system for adults who are exposed

to busy city life and the connection between

vitamin D deficiency and metabolism diseases.

Wellcare Line Manager İpek Özçırpıcı stated

that Turkey’s first spray Wellcare Vitamin D3

contains 100% pure vitamin D3 (cholecalciferol)

and pure olive oil as dissolver. Özçırpıcı said:

“The most important difference of Wellcare

Vitamin D3 is that it is a food supplement that

does not contain BHA, sweetening, preservative,

sugar, and alcohol. If used in advised dosages

it does not accumulate in the body and does

not cause toxic effects. Since applied as spray,

it provides fair amount of vitamin D support.

Sprayed once or twice according to the 400IU-

600 IU- 1000IU options for kids and adults, it

is easy to apply. The spray form makes it easy

to carry. As we know, preserving vitamin D

level is not only important for one, calcium and

phosphor but also for general health and wellbeing.”

Pharma 17


Çünkü eksikliğinde, çocuklarda büyüme ve gelişme etkilenebilir,

ciddi bir metabolik kemik hastalığı olan raşitizm ortaya çıkabilir.”

dedi. D vitamini eksikliğinin pek çok nedeni olduğunu belirten

Semiz, bunları güneş ışınlarından yeteri kadar yararlanamamak,

D vitamininden zengin besinleri yetersiz tüketmek, annenin

hamilelikte ve emzirme döneminde artan D vitamini gereksinimi

karşılayamaması, bazı ilaçlar, barsak emilim sorunları ve

kronik hastalıklar olarak sıraladı. Prof. Dr. Serap Semiz ayrıca

D vitamininde doğru doz alımının önemine dikkat çekti. Semiz,

hamileler veya emziren annelerde günlük 600-2000 IU D vitamini

almalarının, çocuklara 1 yaşına gelinceye dek günde 400 IU,

1-18 yaş arasında 600 IU D vitaminini düzenli olarak verilmesinin

önemli olduğunu vurguladı. Bilinçsizce kullanılan yüksek dozdaki

D vitamininin sakıncalı olduğunu belirtti ve bu nedenle D vitamini

takviyesi hekim önerisi olmadan yapılmamalı tavsiyelerinde

bulundu.

“37.enlem ve üzerinde D Vitamini eksikliği ve kronik hastalık

riski artış gösteriyor”

Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Rüştü Serter

ise D vitamini eksikliği ve kronik hastalıkların 37. enlemin

üzerinde kalan ülkelerde artış gösterdiğini açıkladı. Türkiye’de

de 37. enlem üzerinde olduğu için D vitamini eksikliğinin yaygın

olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Serter, D Vitamininin kas iskelet

sistemi ve immün sistem başta olmak üzere vücudumuzdaki tüm

sistemleri etkilediğini, kardiyovasküler hastalıklardan diyabete,

obeziteye, kemik sağlığına ve kansere kadar birçok hastalıkla

ilişkisi olduğunu belirtti. D Vitamini eksikliğinin sıklıkla rastlanan

belirtileri arasında yorgunluk ve bitkinlik olduğunu belirten Prof.

Dr. Rüştü Serter D Vitaminin diyabete de etkisinden de söz etti.

“Vitamin D deficiency effects children’s

immune system”

Pediatric Endocrinologist Prof. Dr. Serap Semiz

said: “Vitamin D is very important in ordering

calcium balance of the body, enabling bone

mineral structure, supporting growth and

development and boosting the immune system.

Because of this its high importance vitamin

D need increases in growing up period. If it is

deficient growth and development in children

can be affected and very serious metabolic bone

disease rachitic might occur.” Semiz stated that

there are many reasons of vitamin D deficiency

result from not getting exposed to sunrays

enough, not eating enough food with vitamin

D, not getting enough vitamin D in pregnancy

and during breast feeding period, some

drugs, intestine malabsorption, and chronical

diseases. Prof. Dr. Serap Semiz also mentioned

the importance of right dosage of vitamin D.

Semiz emphasized that it is important that

pregnant or breast feeding women should get

600-2000 IU vitamin D daily; children should

get 400IU daily until they are one year old and

600IU vitamin D daily for 1 to 18 year-olds. She

stated that it is ill-advised to have high dosages

of vitamin D, therefore it should not be taken

without medical advice. “Vitamin D deficiency is

increasing on 37th latitude and above”

18 Pharma


Türkiye’de son 10 yılda diyabetli hasta sayısının yüzde 7’den yüzde

14’e ulaştığını, D vitamininin diyabet gelişiminin de önüne geçmesi

açısından oldukça önem taşıdığını sözlerine ekledi ve eksikliği

saptamak için detaylı bir kan analizi yaptırmanın öneminin altını çizdi.

Serter; ”Güneş ışınlarından D vitamini alabilmemiz için güneşlenme

zamanına dikkat etmek gerekir. Örneğin haftada en az 3 gün 10:00-

15:00 saatleri arasında 15-20 dakika kadar güneş ışınlarıyla temas

edilmesi gerekiyor. Faktör 15’in üzerindeki güneş yağları ise güneşi

bloke ediyor. Bunlara dikkat edilmezse yazın alınan güneşin D vitamini

ihtiyacını karşılamaması söz konusu olabilir. Öte yandan aşırı güneşe

maruz kalma ise cilt kanseri riskini artıyor.” dedi. Diğer taraftan

besinlerle vücuda alınan D vitamininin çoğu zaman günlük alınması

gereken miktarın altında kaldığını da vurguladı.

“Vitamin takviyeleri artık tempolu yaşamın kaçınılmaz parçası oldu”

Sağlıklı yaşam çizgisi ve bedenine gösterdiği özenle tanınan ünlü

oyuncu Sedef Avcı ise “D vitamininin kas ve kemiklerimiz, bağışıklık

sistemimiz ve diş sağlığımıza kadar uzanan çok önemli etkileri

olduğunu bugün bu toplantıya katılan değerli hekimlerimizden öğrendik

ve günlük yaşam temposu içinde D vitamini takviyesinin kaçınılmaz

olduğunu bir kez daha gördük” dedi.

Endocrinology and Metabolism

Specialist Prof. Dr. Rüştü Serter

explained that vitamin D deficiency

and chronical diseases are

increasing in the countries that

are on the 37th latitude and above.

Since Turkey is on 37th latitude,

vitamin D deficiency is common.

Prof. Dr. Serter stated that vitamin

D effects all systems in our body

especially musculoskeletal and

immune system and connected

with cardiovascular diseases,

diabetes, obesity, bone health

and cancer. Saying that vitamin

D deficiency’s most common

symptoms are fatigue and

exhaustion, he also talked about its

effect on diabetes. Prof. Dr. Serter

said that the number of diabetic

patients has risen from 7% to 14%,

vitamin D is important preventing

diabetes, and it is important to

have a detailed blood test in order

to detect the deficiency. Serter

said: “We must pay attention to

the time of sunbathing in order

to get vitamin D from sunrays.

For instance we must go out to

contact sunrays at least three

times a week between 10.00-15.00

for 15 to 20 minutes. 15+ factor

sun creams blocks sun. If not paid

attention the sun might not meet

the vitamin D need. On the other

hand being exposed to sun too

much, increases the risk of skin

cancer.” He also stated that the

amount of vitamin D we get from

food is under the daily needed

dose. “Vitamin supplements are

essential for busy lives” Sedef Avcı,

known for her healthy lifestyle and

the care she shows for her body

said: “We learned from our doctors

today that vitamin d has many

important effects on muscles,

bones, immune system, dental

health.It is inevitable to use vitamin

D supplements in our daily lives.”

Pharma 19


Mesane kanserinde yeni umut

Pierre Fabre İlaç’ın geliştirdiği Mesane kanserine yeni bir yaklaşım

getiren Vinflunin 13. Üroonkoloji Kongresi’nde tanıtıldı.

New hope in bladder cancer

Vinflunine, a drug developed by Pierre Fabre İlaç that has brought a new approach to Bladder

Cancer, was introduced at the 13th Urooncology Conference.

Pierre Fabre İlaç’ın daveti ile Türkiye’ye gelen Plymouth

Üniversitesi Onkoloji Kürsü Başkanı Prof. Dr. Syed A. Hussain,

tüm dünyada ses getiren “Mesane kanseri ikinci basamakta

gerçek yaşam verilerini içeren vinflunin” çalışmasını

katılımcılarla paylaştı.

Üroonkolojideki güncel yaklaşımların ve yeniliklerin konuşulduğu

kongreye Türk ve yabancı 750 hekim katıldı.

Mesane kanseri ikinci basamakta gerçek yaşam verilerini içeren

vinflunin çalışmasıyla tüm dünyada adından söz ettiren Plymouth

Üniversitesi Onkoloji Kürsü Başkanı Prof. Dr. Syed A. Hussain’in

Pierre Fabre ilaç’ın daveti ile konuşmacı olarak yer aldığı

kongrede, VKV Amerikan Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniğinden

Prof. Dr. Sevil Bavbek ve Acıbadem Üniversitesi Tıp fakültesi

Atakent Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Saadettin

Eskiçorapçı da gerçekleştirdikleri sunumlarla Vinflunin’i

anlattılar.

Prof. Dr. Bavbek konuşmasında ‘’Vinflunin’in mevcut tedavilerin

yanına yeni bir tedavi olarak eklenmesi mesane kanseri için

büyük bir avantaj sağlamıştır’’ derken, Prof. Dr. Eskiçorapçı da

‘’Tedaviye dirençli böyle bir hasta grubunda bu tarz tedaviler bize

umut vermektedir’’ diyerek ilacın mesane kanseri tedavisindeki

etkinliğini ve önemini vurguladı.

Mesane ikinci basamakta gerçek yaşam verilerini içeren vinflunin

çalışmasıyla alanında ses getiren bir çalışmaya imza atan Prof.

Dr. Hussain, bu çalışması ile Vinfluninin gerçek hayat kanıtı,

farklı Faz II ve III çalışmalarında bildirildiği gibi tek bir ajan olarak

etkinliği doğrulanmış ve desteklenmiştir.

Pierre Fabre İlaç tarafından Ağustos ayında ruhsatı alınarak Ara

Geri Ödeme ile Türk Tıbbının hizmetine sunulan ürün, mesane

kanserine yeni bir yaklaşım getiriyor.

Plymouth University Chair in Oncology Prof. Dr. Syed

A. Hussain, who came to Turkey in upon Pierre Fabre

İlaç’s invitation shared the studies on “vinflunine, a

drug that holds real signs of life in the second line

treatment of bladder cancer” and is being talked

about all over the world. 750 doctors from Turkey and

other countries attended the conference in which the

current approaches and innovations in urooncology

were discussed. During the conference where

Plymouth University Chair in Oncology Prof. Dr. Syed

A. Hussain, a researcher renowned for his work on

vinflunine a promising new drug in bladder cancer,

was the speaker by Pierre Fabre İlaç’s invitation, VKV

Amerikan Hospital Medical Oncology Clinic’s Prof.

Dr. Sevil Bavbek and Prof. Dr. Saadettin Eskiçorapçı

from the Acıbadem University Medical Faculty Atakent

Hospital Urology Department also described Vinflunine

through presentations. In Prof. Dr. Bavbek’s speech

she said ‘’Vinflunine being added as a new treatment in

addition to the existing treatments has provided a great

advantageous against bladder cancer’’ while Prof. Dr.

Eskiçorapçı emphasized the efficacy and significance of

the drug in bladder cancer treatment by saying ‘’These

types of remedies give us hope for patients of a disease

that is highly resistant to treatment”.

Prof. Dr. Hussain, who has achieved an important study

on vinflunine, a drug that holds real signs of life in the

second line treatment of bladder cancer, has verified

and supported the real life proof of Vinflunine being

effective as a single agent in the various Phase II and III

studies he has conducted.

The product, which was presented to the service of

Turkish Medicine through Interim Reimbursement with

a license obtained by Pierre Fabre İlaç in August, brings

a whole new approach to bladder cancer.

20 Pharma


Rad Ecza Deposu Genel Müdürü Can Sökmen

Yapay zeka ilaç üretecek

İlaç sektörü; süper bilgisayarların ve makine öğreniminin gücünden yararlanarak

ilaçları daha hızlı ve daha düşük bir maliyetle geliştirmeyi hedefliyor.

The artificial intelligence will develop

pharmaceuticals

The pharmaceutical industry seeks to capitalize on the power of modern supercomputers and

machine learning skills to develop drugs faster and at a lower cost.

22 Pharma


Tesla fırtınası, ilaç endüstrisini de etkisi altına aldı. İlaç firmaları

son birkaç yıldır yapay zekaya yüklü miktarlarda yatırım yapmaya

başladı.

Rad Ecza Deposu Genel Müdürü Can Sökmen, dünyadaki bu

heyecan verici gelişmeleri anlatırken, “Birçok büyük ilaç firması

2017’de yapay zeka start-up’ları ile ortaklık kurdu. İngiltere’de

Cambridge merkezli AstraZeneca, nörolojik hastalık için biyolojik

belirteçler ve ilaçlar bulmak için Massachusetts, Boston’da

bulunan biyo-ilaç şirketi Berg ile birlikte çalışıyor. Kaliforniya

merkezli Roche iştiraki Genentech, Cambridge platformu,

Massachusetts merkezli GNS Healthcare ile yapay zeka

platformunu onkoloji tedavilerini analiz etmek için kullanıyor.

Japon ilaç şirketi devi Takeda, Kaliforniya merkezli Numerate

şirketiyle ortaklık kurdu” dedi.

İngiltere’nin Brentford kentinde bulunan GSK’nın da bu tufana

katıldığına işaret eden, Can Sökmen, 2017 yazında Scottish AI

uzmanı Exscientia ile 10 hastalığa kadar hedefleri keşfetmek

için işbirliği yaptığını ve Zhavoronkov’un Insilico Medicine

algoritmalarını test ettiğini söyledi.

Can Sökmen, GSK’nın, kendi şirket içi yapay zeka birimini

oluşturan ilk büyük ilaç şirketlerinden biri olduğunu ifade

ederken şöyle konuştu;

Daha az yan etkiye sahip ilaçlar

“Insilico Medicine, yapay zekanın daha az yan etkiye sahip ilaçlar

tasarlayıp tasarlayamayacağını görmek için Oxford Üniversitesi

Hesaplamalı Kalp ve Damar Ekibi ile birlikte çalışıyor. Örneğin,

bazı kanser ilaçlarının kalıcı kardiyovasküler hasara neden

olduğu bilinmektedir. Farklı ilaçlarla inkübe edilen hücrelerden

gelen gen ifadesi verilerini kullanarak, Mamoshina, kardiyotoksik

ve non-kardiyotoksik ilaçları tanımak için bir yapay zeka

algoritması eğitiyor. Derin öğrenme yapay zeka yaklaşımlarıyla

keşfedilen ilk onaylanmış ilaçlar belki de iki ila üç yıl uzakta

ancak bu sektördeki birçok insan yapay zekanın, ilaç endüstrisini

kalıcı olarak değiştirmek üzere olduğuna inanıyor. Klinik

denemelere giren 10 ilaçtan yalnızca biri hastalara ulaşıyor.

Sektördeki pek çok kişi bu eğilimin sürdürülemez olduğunu ve

değişimin kaçınılmaz olduğunu hissediyor. Kaynaklar, ilaçlar

ve başarısızlıkların maliyeti için daha fazla ödeme yapmak

istemiyor, bu nedenle iş modelinde bir değişiklik olmalı ve yapay

zeka bize bir fırsat sunuyor. İlaç sektörü, yapay zekanın insandan

daha iyi performans göstereceğini de umuyor.”

The Tesla storm also affected the pharmaceutical

industry. Pharmaceutical companies have started to

invest in artificially intelligent quantities over the past

few years.

General Director of Rad Pharmaceuticals, Can

Sökmen shared the following information about this

exciting development in the world:

“Many major pharmaceutical companies partnered

with artificial intelligence start-ups in 2017.

Cambridge-based AstraZeneca in the UK is

working with Berg, a biopharmaceutical company

based in Boston, Massachusetts, to be able to find

biomarkers and medicines for neurological disease.

California-based Roche and Massachusetts-based

GNS Healthcare are cooperating with Genentech,

to analyze oncology treatments with the artificial

intelligence platform. Japanese drug company

Takeda has partnered with California-based

Numerate.

GSK in Brentford, England, was also involved in

artificial intelligence investment. In the summer of

2017, Scottish AI specialist Exscientia announced

that he was cooperating with 10 patients to discover

targets and testing Zhavoronkov’s Insilico Medicine

algorithms. Thus, GSK became one of the first major

pharmaceutical companies to form its own in-house

artificial intelligence unit.

Pharmacies with fewer side effects

Insilico Medicine works with Oxford University’s

Calculated Heart and Vascular Team to see if

artificial intelligence can design drugs with fewer

side effects. For example, some cancer drugs are

known to cause permanent cardiovascular damage.

Using gene expression data from cells incubated

with different drugs, Mamoshina trains an artificial

intelligence algorithm to recognize cardiotoxic and

non-cardiotoxic drugs.

The first approved drugs discovered with deep

learning artificial intelligence approaches are

perhaps two to three years away, but many in

pharmaceutical sector believe that artificial

intelligence is about to permanently change the

pharmaceutical industry.

Only one out of 10 drugs involving the clinical trials

is reaching to the patients. Many people in the sector

feel that this trend is unsustainable and that change

is inevitable. We do not want to pay more for the

cost of resources, drugs and failures, so there must

be a change in the business model and artificial

intelligence gives us an opportunity.

The pharmaceutical industry also hopes that artificial

intelligence will perform better than humankind.

Pharma 23


Saç Dökülmesine Karşı Yeni Alman Formulü

The New German Formula Against Hair Loss

24 Pharma

Saç dökülmesine karşı Türkiye ve Avrupa birliği eczanelerinde

en çok tercih edilen markaların başında gelen Zigavus’tan

yeni ürün. Yıllarca kokusuz sarımsaklı şampuan ile saç

dökülmelerine karşı bitkisel çözüm sunan Zigavus yeni ürünü

ile zenginleştirilmiş bir formül sunuyor. Almanya’da üretimi

tamamlanan ve raflara giren Zigavus Forte Ultra Clinical

Şampuan içerisinde sarımsağın fermente edilmiş hali olan kara

sarımsak bulunmaktadır. Saw palmetto, ginseng, biotin,

keratin, caffein bulunmaktadır. Zigavus Pharma’nın diğer tüm

ürünlerinde olduğu gibi Zigavus Forte’de de hayvansal bir ürün

bulunmamakta ve hayvanlar üzerinde test edilmemektedir.

Bitkisel ürünlere karşı ilgi gün geçtikçe tüm dünyada artıyor.

Bu ilgi kendi pazarını oluşturmuş durum ve bu pazarın büyüme

nedenleri arasında insanların doğaya dönüş özlemi büyük yer

tutuyor. Kişisel bakım malzemelerinde kimyasalların kullanımı

insanlara endişe vermektedir. Saç ve cilde temasta bulunan bir

ürünlerin içeriğinin, uzun vadede sorunlarla karşılaşmamak

için bitkisel içerikli olanların tercih edilmesi içinde yaşadığımız

modern zamanlarda bu yüzden artı bir puandır.

Kokusuz Kara Sarımsak Ektresi ile Daha Güçlü

Beş bin yıldır bilinen sarımsağın güçlendirilmiş hali kara

sarımsak normal sarımsağın yaklaşık bir ay süreyle ısı ve nemi

ayarlanmış ortamlarda kurutulmasıyla elde edilen ve fermente

sarımsak olarak bilinen türüdür. Doğal antibiyotik olması gibi

diğer birçok faydasının yanında sarımsak saç dökülmelerinin de

doğal önleyicisidir.

Saw Palmetto & Ginseng

Genetik saç dökülmesine dur diyen ve bu yüzden erkekler

tarafından gözde saç bakım ürünü haline gelen Zigavus

Forte’nin muhteviyatı içinde görülen ginseng hakkında son

yıllarda çok konuşuluyor. 5000 yıldır bilinen bu bitki başta Çin

olmak üzere Uzak Doğu ülkelerinden dünyaya yayıldı. Halk

A new product from Zigavus, the most

popular choice against hair loss in Turkish

and European Union pharmacies. As a

brand that has been providing herbal

remedies for hair loss with odorless garlic

shampoos for years, Zigavus now presents

a formula enhanced with a new product.

Zigavus Forte Ultra Clinical Shampoo,

which is produced in Germany hit the

shelves. It contains black garlic, which is

a fermented form of garlic. There is also

saw palmetto, ginseng, biotin, keratin

and caffeine in the ingredients. As in all

Zigavus Pharma’s products, Zigavus Forte

also does not contain any animal products

and is not tested on animals.

The interest in herbal products is

increasing all around the world. People’s

desire to return to nature is among

the main reasons behind the creation

and growth of this market. People are

concerned about the use of chemicals in

personal care products. This is why the

use of herbal products is preferred in

these modern times to avoid any problems

that may be encountered in the long run

due to chemicals coming into contact with

hair and skin.

Odorless Black Garlic Extract is More

Powerful

Black garlic, the enhanced form of garlic

that has been known for five thousand

years, is a type of garlic that is obtained by

drying and fermenting normal garlic for

about one month in heat and temperature


egulated settings. Garlic, which has many

benefits such as being a natural antibiotic,

is also a natural remedy for hair loss.

hekimliği olarak adlandırabileceğimiz alternatif tıp içinde

çokça kullanılıyor. Özellikle etli olan kökü kullanılsa bile bazen

yaprakları da işe yarıyor. Diyabet, stres ve yorgunluğa karşı iyi

geldiği biliniyor ve yaşlanmaya karşı doğal bir savunma sağlıyor.

Zigavus Forte Klinik Şampuanın ikinci ana bileşeni saw

palmetto’dur. Cüce palmiye ağacı olarak bilinen kısa palmiye

ağacının meyvesi olan saw palmetto çileğe benzer ve alternatif

tıbbın sık sık kullandığı bir bitkidir. Prostat sorunlarının

çözümünde çoğunlukla önerilir. Hormanal tip saç dökülmesi

olarak da tanımlanan ve erkeklerde sıklıkla görülen genetik saç

dökülmesinin nedenlerine karşı etkili olduğu kanıtlanmıştır

Saçınıza İyi Bakın

Zigavus Forte Şampuan ile saçınıza bitkisel bakım yaptıktan

sonra dahi saçınıza iyi bakmanı gereken tavsiyelerimiz var;

saçınıza Saçlarınızı çok sıkı toplamayın, kuru saçlarınızı

hırpalarcasına taramayın saç kurutma ve benzeri cihazları

doğru bir şekilde kullanın. Beslenme konusunda ise; yeşil

sebzelere, meyve tüketmeye, yemeklerde ve salatalarda

zeytinyağı kullanmaya, balık, havuç, süt, yoğurt, ceviz, yumurta,

bakliyat gibi gıdaları düzenli almaya dayanan sağlıklı beslenme

alışkanlıklarına çocukluktan itibaren başlamak gerek. Sayılan

bu gıdalar saçların normal uzamasını ve saç köklerinin

güçlenmesini sağlayan C, E, D, A gibi vitamin çeşitleri ile

çinko, demir, iyot gibi hayati önem taşıyan mineralleri kapsar.

Sağlıklı saçlar için düşük yağ içeren bir beslenme programıyla

yaşamanız gerek, zamana bağlı olarak yaşanacak dökülmeleri

de böylece yavaşlatabilirsiniz. Çocuklarınızı ve kendinizi fast

food türü gıdalardan uzak tutun öğüdü her bakımdan yararlıdır,

sadece kilo kontrolü için söylenmemiştir. Ama en önemlisi

hayatınızın tadını çıkarın, kendinizi ve saçlarınızı üzmeyin.

Saw Palmetto & Ginseng

Much is being said recently concerning

ginseng, which is also an ingredient of

the Zigavus Forte hair product that stops

genetic hair loss and it has become a

high-demanded product for men. This

plant has been known for five thousand

years and has spread from the Far East,

especially China, to the rest of the world. It

is often used in alternative medicine which

we could also call community medicine.

Although it is mostly the fleshy root that is

used the leave are also useful sometimes.

It is known to be good against diabetes,

stress and fatigue and provides natural

defense against aging.

The second ingredient of Zigavus Forte

Clinical Shampoo is saw palmetto. Saw

palmetto, fruit of the short palm tree also

known as the midget palm, resembles

strawberry and is used frequently

in alternative medicine. It is often

recommended for prostate problems.

It has also been proven to be effective

against the genetic hair loss of the men

which is also referred to as hormonal hair

loss.

Take Good Care of Your Hair

We still have recommendations for taking

care of your hair even after applying

herbal care to your hair with Zigavus Forte

Shampoo. Do not tie your hair tightly, do

not comb your hair roughly and use hair

dryers and similar devices correctly. When

it comes to nutrition, it is important to

have healthy-eating that includes green

vegetables, fruit, olive oil in foods and

salads, fish, carrots, milk, yogurt, walnuts,

eggs and legumes. These foods contain

the vitamins C, E, D and A that helps hair

to grow healthy and strengthen the roots

and vital minerals like zinc, iron and

iodine. You must follow a low fat diet for

healthy hair. This also minimizes any age

related hair loss. Keeping you and your

kids away from fast foods is beneficial not

only for weight control but also for every

other aspect. But the most important thing

to do is enjoying life and not upsetting

yourself or your hair.

Pharma 25


Türkiye ilaç pazarı ve Oro İlaçları ;

The Turkish Pharmaceuticals market and Oro pharmaceuticals;

Türkiye İlaç Pazarı son yıllarda özellikle üretim konusunda

çok büyük atılım gerçekleştirmiştir. Ülkemiz konum itibari

ile buna çok müsait bir yerleşkededir. Türkiye ilaç pazarı son

5 yılda %12 büyüme gösterdiğinden, yabancı firmaların çok

dikkatini çeken bir ülke haline gelmiş bulunmaktadır. Yaklaşık

25.000 civarında olan eczane sayısına ulaşan ülkemiz, Avrupa

ilaç pazarında da 6. sırada yer almaktadır. Türkiye’ de 80

Milyon civarında bir nüfus potansiyelinin varlığını da hesaba

katarsak beklenen bir durum olması aşikardır.

Bizde Oro İlaçları olarak 2016 yılına oranla %25 büyüme

gerçekleştirdik. Hedeflerimizi daha da büyüterek

çalışmalarımıza hızlı bir şekilde devam ediyoruz. İlaç ruhsatlı

ürünlerimiz de yatırımlarımız artarken, aynı zamanda

da OTC alanında da birçok üründe gerçekleştirdiğimiz

yatırımların sonuçlarını almayı hedefliyoruz. OTC alanındaki

mevcut ürünlerimizde liderliğimizi korumayı kendimize

misyon edinmiş durumdayız. (OTC: eczanelerde reçetesiz

satılabilecek ürünler.)

Günümüz koşullarında Yerli ve yabancı firmaların OTC

ürünlere yatırım yapmaları ile birlikte, mevcut pazarın gün

geçtikçe gelişmesi ve büyümesi sağlanıyor. Bu noktada

da tüketiciye düşen doğru firma ve doğru ürün tercihi

yapmaktır. Seçimlerini yaparlarken iyi üretim koşulları

ile üretimi yapılmış ürünlerin üreticilerini ve ürünlerini

seçmeleri gereklidir. Bu denli dikkatli ve özenli gerçekleşen

Turkish Pharmaceutical Market has made

great progress in recent years, especially in

production. Our country is in a very convenient

location for this. Turkey has become a country

that draws the attention of foreign companies

thanks to the pharmaceutical market that has

grown by 12% in the past 5 years. Our country

has almost 25.000 pharmacies and is ranked

6th in the European pharmaceutical market.

Considering the potential population of Turkey

to be around 80 million, it is obvious that this is

an expected situation.

We as Oro Pharmaceuticals grew 25% in

comparison to 2016. We are continuing our

work rapidly with even larger goals. While

our investments in pharmaceutical licensed

products increase we also aim to gain results

from the investments we made in the OTC

field for many products. We have made it

our mission to maintain our leadership for

our existing products in the OTC field. (OTC:

over the counter products sold in pharmacies

without a prescription).

In recent conditions with the investment

of domestic and foreign companies in OTC

26 Pharma


üretim koşulu ile üretilmiş ürünlerin tüketimi bu üreticilere

imkanlarını arttıracak ve gerekli yeni ürünlerin geliştirilmesi

sağlanacaktır. Tüketiciler bilinçlenmek suretiyle, güvenilir

firmalar ile güvenilir koşullarda üretilen ürünlerin tüketimine

özen göstermelidirler. Aksi durumda yanlış tercihler sadece fiyat

uygunluğu ile tüketilen ürünlerden fayda sağlamak yerine zarar

görmek mevzu bahis olabilecektir. Bu denli firmaların var olduğu

bir pazarda tercihlerin doğru yapılması önemlidir. Tüketiciye çok

iş düşmektedir. Uygun diye tercih edilenlerden görülecek fayda

tartışılabilir. Fayda ve zarar ilişkisi iyi hesaplanmalıdır.

Son yıllarda bağışıklık kuvvetlendirmeye destek olan ürünler çok

popüler hale geldi. Bunun sebeplerinin başında özellikle kalabalık

ortamlarda çalışan, vücut direnci sürekli düşmen, aktif hareket

halinde olan insanların tercihi bu ürünlerden yana oluyor. Tercih

edilen ürünlerin gerçekten de direncin arttırılmasına destek

olduğu aşikardır. Oro ilaçları olarak Samigra Plus, Hot ve Kids

formu bulunan Kara mürver içerikli ürünlerimizin aktif tanıtım ve

satışına 40 kişilik saha kadrosu ile devam ediyoruz. Ürünlerimizin

satışları her geçen gün artıyor ise doğru yolda olduğumuzu biliyor

ve iyi üretim ile doğru hizmetin sonuçlarını almaktan mutluluk

duyuyoruz.

Türk ilaç pazarında gelişen ve her geçen sene üst sıralara

çıkan bir firma olarak, Türk halkına layık bir firma haline

gelmeye gayret ediyoruz. Bu vesile ile bizlere destek olan tüm

paydaşlarımıza teşekkürlerimizi bir borç biliriz.

2018 yılında tüm değerli sektör çalışanlarının yeni yıllarını en içten

dileklerimle kutlarım…

products, the existing market is

expanding and growing. At this point

the consumer needs to select the right

company and the right product. When

making their choices, consumers

must choose the products of good

manufacturing practice environments.

Consumption of the products that

are produced under such careful and

meticulous conditions will increase the

resources of these producers and help

them develop new products. Consumers

should be more aware and careful to use

products that are produced by reliable

producers in safe conditions. Otherwise

there will be the concern of doing more

harm than good with products that are

chosen incorrectly for a cheaper price.

It is important to make the right choice

in a market where there are companies

on such a scale as this. Consumers have

the most responsibility. Benefits of the

products that are chosen just for being

affordable are questionable. Benefit and

harm must be assessed well.

In recent years immune boosting

products have become very popular. The

reason for this is that such products are

popular among the people who work in

crowded environments, have low body

resistance and are always in motion. It

is obvious that the preferred products

really increase resilience. As Oro

pharmaceuticals we continue to actively

promote the sales of our Samigra Plus,

Hot and Kids with elderberry, with a

field staff of 40. Since the sales of our

products increase every day, we know we

are on the right path and we are pleased

to get the rewards of the right service

with good manufacturing practices.

As a company that is growing in the

Turkish pharmaceuticals market and

continuing to rank at the top every year,

we are trying to become a company that

Turkish people deserve. We want to take

this opportunity to express our gratitude

to all our stakeholders.

Happy New Year to all our valuable

sector employees…

Pharma 27


Saçlarınız

Capicade’e emanet

Your hair entrusted to Capicade

28 Pharma


Saçlarınız kısa sürede yağlanıp, üstüne bir de kepekleniyor mu?

Cevabınız evet ise, size çok etkili bir ürün önerimiz var.

Capicade’in yağlı saçlar için ürettiği şampuan; saçınızdaki yağ oranını dengelerken,

içerisindeki Zinc Pyrithone (Çinko Priton) sayesinde kepeği de önlüyor.

Tek dokunuş, çok etki!

Tek bir ürün ile saç bakımınızı üstlenen Capicade Hair BB Cream ise, etkili sonucu ile yüz

güldürüyor.

Saç serumu, saç balmı, saç maskesi ve birçok daha ürünün yerini alan Capicade Hair BB

Cream; saçlarınızın bakımında 10 etkiye yardımcı oluyor;

1-Nemlendirme, 2-Bakım, 3- Hacim, 4-Parlaklık, 5-Yumuşaklık 6-Tarama kolaylığı,

7-Elektriklenmeyi önleme, 8-Kırık saçları onarma, 9-Saç kalınlığını artırma, 10-Saç uzama

artışı.

Lekelere kesin çözüm

Yüzünüzdeki lekeler canınızı sıkıyor ve teninizin rengini açmak istiyorsanız; Capicade SPF

30 Leke Giderci Etkili Krem tam size göre…

Leke giderici kremin en güzel özelliği ise; cildinizi beyazlatırken tahrişe sebep olmuyor.

Ayrıca yaşlılık lekelerini tedavi ederken bunun yanında parlatıcı etki sağlıyor.

Does your hair grease in a short time and it gets dandruff on it?

If your answer is yes, we have a very effective product offer.

Capicade’s shampoo for oily hair balances the fat in your hair, Zinc Pyrithone in it (Zinc Priton)

also prevents the head.

One touch, a lot of impact!

Capicade Hair BB Cream, which takes on your hair care with a single product, makes you

smile with effective result.

Capicade Hair BB Cream with hair serum, hair balm, hair mask and many more products; 10

help in the care of your hair helps;

1-Humidity, 2-Care, 3-Volume, 4-Brightness, 5-Softness, 6-Scanning ease, 7-Electrification

prevention, 8-Broken hair repair, 9-Hair thickness increase, 10-Hair extension.

Final solution to stains

If the stains on your face bother you and you want to turn on your skin; Capicade Stain

Remover SPF 30 Cream is for you ...

The most beautiful feature of the stain removal cream is; it does not cause irritation while

whitening your skin.

It also has a shining effect when treating age spot.

Pharma 29


İnsanın yeni hizmetkarı Dijital sağlık

“Dijital Sağlık Zirvesi” bu yıl yine yoğun ilgi gördü

Yemeği, giyimi, takıyı hatta ilacı bile internetten sipariş ettiğimiz, e - reçete, e - nabız gibi birçok uygulamanın günlük

yaşamımızda dahil olduğu dijital çağda, dijital sağlığın önemini vurgulayan Türkiye’nin ilk ve tek Dijital Sağlık Zirvesi

29 değerli konuşmacı ile Uniq İstanbul’da gerçekleşti. Büyük katılımın sağlandığı zirvede, dijital teknolojilerin, sağlık

kanallarına entegrasyonuna ilişkin bilgi ve deneyimler paylaşıldı.

Zirve; Dijital Sağlık Zirvesi Organizatörü Dr. Kıvılcım Kayabalı’nın açılış konuşması ve ardından Eczacıbaşı Holding Sağlık

Grup Başkanı Elif Çelik’in sunumu ile açıldı.

Mekansız sağlık hizmetleri çok gelişti…

Elif Çelik “Sürdürülebilir Sağlık İçin Dijital Stratejiye Değil, Dijital Çağ İçin İş Stratejisine İhtiyacımız Var” başlıklı

sunumunda “25 senedir ilaç ve sağlık sektöründe bulunduğunu, son 5 yıldır da özellikle dijital sağlık ve sağlığın

dönüşümü konularında çalıştığına değindi. Çelik, gelişen süreçte sağlık harcamalarının da arttığını belirterek, “İnsan

hayatına bir süreç olarak bakarsak, sağlıklı evresinin uzatılması sağlık endüstrilerinde çalışan herkesin önceliği. Dijital

sağlık, buna eşlik eden ve sağlıklı yaşamı destekleyebilecek en önemli unsur. Artık her hareketimizi, hatta duygularımızı

çok hızlıca ölçebiliyoruz, veriye dönüştürebiliyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Elif Çelik, dijital cihazların gelişmesiyle

“mekansız sağlık hizmetleri”nin de gelişmeye başladığını sözlerine ekledi.

İlacı hastaya canlı götürmek önemli…

Zirveye konuşmacı olarak katılan Amgen Türkiye Genel Müdürü Güldem Berkman, “Biyoteknolojide son gelişmeler”

başlıklı sunumunda; 2000 yılının biyoteknolojide dönüm noktası olduğunu aktararak, “Çünkü insanın genom haritası

çıktı. Şimdi genler taranıyor. Gen haritasında 40 bin yıllık geçmişiniz, genlerinizdeki sapmalarla hastalık riskleriniz

belirleniyor. Bu risklere göre de yaşam biçiminizi düzenleyebiliyorsunuz” şeklinde konuştu. Sağlıkta dijitalleşmenin

dününü, bugününü ve yarınını ele alan Çelik; “İlacı bulmak önemli, onu hastaya canlı olarak götürebilmek de bir o kadar

önemli” açıklamalarında bulundu.

“Amacımız insan hayatını kolaylaştırmak”

Philips Türkiye CEO’su Haluk Karabatak, “Sınır Tanımayan Sağlık Çözümleri: Sağlığın Geleceği” başlıklı konuşmasında;

Dijital teknolojilerin tıbbı desteklemesine ve akıllı telefon ve tabletlerdeki sağlık uygulamalarının da bu anlamdaki

katkılarına değindi.

Teknoloji ve yazılım firmaları, ilaç sektörü, hasta örgütleri, üniversiteler, mobil operatörler, sağlık kurumları gibi farklı

alanlardan katılımcıların yer aldığı zirvede, teknolojinin sağlık ile entegrasyonu konuları ele alındı.

Uluslararası katılımlı gerçekleşen toplantıya Healthcare Paradigm Başkanı Dr. Zakiuddin Ahmed “Yeni Sağlık Modeli

Nasıl Olmalı?” konulu konuşmasıyla çarpıcı örneklere yer verdi.Bu yıl da katılımcılar, sanatın, müziğin ve bilimin

harmanlandığı zirvede unutulmaz bir deneyim yaşadılar.

30 Pharma


Hande Demirdere Pierre Fabre Genel Müdürü

Pierre Fabre; ‘Sağlıktan Güzelliğe’

Pierre Fabre; Hasta ve tüketici merkezli yaklaşımı ile ağız bakım

ve derma kozmetik dahil tüm ürünleri sadece uzmanlar tarafından

önerilip eczanelerde satılmaktadır. Bu anlamda dünyada bu tarz faaliyet

gösteren ilk ve tek firmadır.

Pierre Fabre; ‘From Health to Beauty’

Pierre Fabre; Within the scope of patient and consumer oriented approach, all

its products including oral care and dermo cosmetics are only recommended by

specialists and sold in pharmacies. In this regard, it is the first and only company

operating in such manner.

32 Pharma


1- Bize Pierre Fabre’yi özetler misiniz?

Eczacı ve botanikçi Pierre Fabre tarafından 1962 yılında kurulan

Pierre Fabre, bugün itibarı ile 130 ülkede 13.000 çalışanı

ile İlaç, Dermo Kozmetik ve Tüketici Sağlığı başlıkları

altında birbirini tamamlayıcı, üç ana kategoride faaliyet

göstermektedir. Pierre Fabre Laboratuvarları, Avrupa’nın en

büyük ikinci bağımsız özel Farmasötik Laboratuvarı olarak

hizmet vermektedir. Grup, Türkiye’de « Pierre Fabre İlaç »

ve « Pierre Fabre Dermo Kozmetik » şirketleriyle faaliyet

göstermektedir. Pierre Fabre İlaç bünyesinde Onkoloji,

Temel Ürünler ile Ağız ve Diş sağlığı grubu olarak üç ana

grup faaliyette bulunurken, Pierre Fabre Dermo Kozmetik

bünyesinde, kozmetik ürünlerinin yanı sıra dermatolojik

ilaç tedavileri de sağlanmaktadır. Grup, her yıl ilaçtan elde

ettiği karın %20’sini Onkoloji, Dermatoloji, Nöropsikiyatri

alanlarında yürütmekte olduğu Ar&Ge çalışmalarına

aktarmaktadır.

Pierre Fabre; ‘Sağlıktan Güzelliğe’ sloganının yansıttığı üzere

her türlü güzelliğin öncelikle sağlıklı ürünlerden geçmesi

gerektiğinin bilinciyle, ürünlerini botanikçi kimliği ile en doğal

yöntemlerle geliştirmektedir. Hasta ve tüketici merkezli

yaklaşımı ile ağız bakım ve dermakozmetik dahil tüm

ürünleri sadece uzmanlar tarafından önerilip eczanelerde

satılmaktadır. Bu anlamda dünyada bu tarz faaliyet gösteren ilk

ve tek firmadır.

2- Türk pazarında kaç yıldır varsınız ve neler yaptınız?

Türkiye pazarında ürünlerimiz distribütör firmalar aracılığıyla

1996’dan itibaren tanıtılmaya başlanmıştır. 2013 yılından

itibaren ürünlerimizin tanıtımı Pierre Fabre ekibine geçmiştir.

Temel ürünler portföyü içerisindeki orijnal demir preparatı

ve demir+ folik asit kombinasyonunu 1997 yılından beri lokal

olarak Türkiye’de üretilmektedir. Ayrıca 2017 yılı itibarıyla

Pfizer ile yapılan ortak bir anlaşma ile Aşırı Aktif Mesane

kontrolünde kullanılan bir ürünün tanıtımı Pierre Fabre İlaç

Grubuna geçmiştir. Bu anlaşma sonrası Pierre Fabre Temel

Ürünler Grubu tanıtım kadrosunu büyütme şansı yakalamıştır.

Yeni kurulan Ağız ve Diş Sağlığı Grubu, Fransa başta olmak

üzere bir çok ülkede öncelikli tercih edilen Elgydium ve Eludril

markaları altında; diş ve dişeti problemlerine cevap veren

klorheksidinli içerikli özel patentli macunlar, ağız bakım suları

ve jeller, diş ipleri, diş fırçaları, çocuklara yönelik macun ve fırça

gibi geniş ve artan bir yelpaze ile bu alanda da emin adımlarla

ilerlemektedir

3- Bünyenizde üretimi gerçekleştirilen kaç farklı ürün grubu

yer alıyor?

Üç grup ürün tanıtımı yapıyoruz; Temel ürünler grubunda ;

Demir ve Demir+ folik asit preparatı ve aşırı aktif mesane

ürününü tanıtıyoruz. Bu ürünlerin hepsi Türkiye’de üretiliyor

Onkoloji grubunda; ithal olarak gelen akciğer, meme ve yeni

portföye eklenen mesane tümörüne yönelik ürünlerimiz var

Tüketim Sağlığı grubumuzda da yine ithal olarak gelen 35’in

üzerinde öncelikli ağız bakım ürünleri var. Bu yıl içerisinde yeni

ürünler ile bu portföy çok daha büyüyecek.

1 -Could you please tell us about Pierre Fabre briefly?

Founded by pharmacist and botanist Pierre Fabre

in 1962, Pierre Fabre pharmaceutical company is

currently operating in 130 countries with 13,000

employees in three main categories complementing

each other, namely drugs, dermo cosmetics and

consumer health. Pierre Fabre Laboratories is

rendering services as the second biggest independent

private Pharmaceutical Laboratory of Europe. The

Group is operating in Turkey with its « Pierre Fabre

Pharmaceuticals » and « Pierre Fabre Dermo

Cosmetics » companies. While three main groups,

Oncology, Basic Products and Oral and Dental

Health are operating within the body of Pierre Fabre

Pharmaceuticals, Pierre Fabre Dermo Cosmetics

provide dermatological drug therapies in addition to

cosmetic products. The Group transfers 20% of its

profits gained from pharmaceuticals to R&D studies

carried out in the fields of Oncology, Dermatology and

Neuropsychiatry every year.

As its slogan ‘From Health to Beauty’ reflects, Pierre

Fabre, thanks to its botanist identity, develops its

products with the most natural methods with the

awareness of the fact that every kind of beauty begins

with healthy products. Within the scope of patient and

consumer oriented approach, all its products including

oral care and dermo cosmetics are only recommended

by specialists and sold in pharmacies. In this regard, it

is the first and only company operating in such manner.

2-How long have you been in the Turkish market and

what have you done?

Our products are promoted in the Turkish market

since 1996 through distributor. As of 2013, promotion

of our products is carried out by Pierre Fabre

team. The original iron preparation and iron + folic

acid combination within basic products portfolio is

manufactured locally in Turkey since 1997. Also, as of

2017, promotion of a product used in overactive bladder

control is passed to Pierre Fabre Pharmaceuticals

Group within the scope of a joint agreement signed

with Pfizer. Following this agreement, Pierre Fabre

Basic Products Group had the chance of expanding

its promotion team. The newly established Oral and

Dental Health Group is also proceeding in this field

with firm steps through a wide and expanding range

including special patented chlorhexidine toothpastes,

mouthwashes and gels, dental flosses, toothbrushes,

kids’ toothpastes and brushes, all responding to tooth

and gum problems, under Elgydium and Eludril brands,

first choice in many countries led by France.

3- How many different product groups are produced in

your company?

We are promoting three groups of products;

Pharma 33


4- Sizin için Türkiye pazarının dünyadaki yeri neresi? Türkiye

pazarı için yatırımlarınızdan bahseder misiniz?

2013 yılına kadar aile şirketi olan Pierre Fabre, daha çok Fransa

pazarına odaklanırken, 2013 yılı sonrası vakıfa devredildikten

sonra dış pazarlara daha çok açılmıştır. Türkiye’deki birçok

ilaç firması karlılıklarının düşmesi sonrası ekip küçültmelerine

giderken, Pierre Fabre Türkiye’nin hedefinde, 2017’de

başlatılan Pfizer işbirliği gibi, farklı firmalarla işbirliği ile daha

da büyümeyi hedeflemektedir. Onkolojide yıllardır meme ve

akciğer kanserine yönelik ürünümüzün yanında bu yıl itibarı ile

üretelyal (mesane) tümörlerine yönelik ürünümüzün lansmanı

ile Onkoloji portföyümüz de genişlemiştir, önümüzdeki

yıllarda malign melanom ile ilgili yenilikçi bir ajan ile daha da

genişleyecektir. Diğer ekiplerimiz için de bir taraftan lokal

üretimli ürün iş birlikleri, diğer taraftan Pierre Fabre’nin

özellikle Tüketim Sağlığı için olan yüzlerce ürününden

portföyümüzü tamamlayan ürünleri seçerek dengeli bir portföy

ile büyümeye devam edeceğiz.

5- Onkolojinin hangi alanlarında faaliyet gösteriyorsunuz ve

kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?

Pierre Fabre Onkoloji olarak Türkiye’de 2004 yılından beri

Metastatik Meme Kanseri ve Küçük Hücreli Dışı Akciğer

Kanseri tedavisinde etkin olarak kullanılan Vinorelbine etken

maddeli ürünümüzün intravenöz ve oral formlarıyla onkoloji

pazarında yer almaktayız. Kanser tedavisinin zorlu bir

süreç olması sebebiyle hastalar hem ruhsal hem de

fiziksel olarak yıpranmaktadırlar. Ürünümüzün oral

formu sayesinde hastalara evde kullanım kolaylığı

sağlanmaktadır. Böylelikle intravenöz uygulamanın kaygıları

ortadan kalkmakta, hastaların tedavi almayı beklerken,

tedavi alırken ve yolda geçirdikleri zaman azalmakta, ve

herşeyden öte kişiler kanser hastası olmanın getirdiği yükten

kurtularak sosyal hayatlarına, sevdiklerine ve kendilerine daha

çok zaman ayırma olanağına kavuşmaktadırlar. Ayrıca

2017 yılı sonu itibarı ile Vinflunin etken maddeli ürünümüz

de ileri evre veya metastatik ürotelyal kanserli hastaların 2.

basamak tedavisine yönelik kullanıma sunulmuştur. Toulouse

Oncopole Kampüsünde yer alan Pierre Fabre Araştırma

ve Geliştirme merkezi seçkin araştırmalara ev sahipliği

yapmaktadır. Pierre Fabre Onkoloji, hastaları merkez alan

yaklaşımıyla yaklaşık 30 yıldır onkoloji alanında araştırma

ve geliştirme faaliyetlerini yürütmektedir, köklerinden

aldığı güçle; yenilikçi ve etik firma anlayışıyla pazarda yerini

almaktadır.

6- Bildiğimiz kadarı ile ürünleriniz merkeziniz olan

Fransa’dan geliyor. Türkiye’de bir üretim merkezi kurmayı

düşünüyor musunuz?

Ülkemizdeki yerli üretim merkezlerinde üretilen iki ilacımız

var. Yeni bir üretim merkezi kurmak yerine, üretimleri Avrupa

standartlarında olan yerli üretim tesisleri ile işbirliği yapıyoruz.

İleride, Türkiye’de büyümemize paralel olarak durumumuzu

tabii ki tekrar değerlendirebiliriz.

in Basic Products, we are promoting iron and iron +

folic acid preparation and overactive bladder product.

All these products are manufactured in Turkey.

In Oncology group, we have imported products for

treatment of lung, breast tumors as well as the newly

added product for bladder tumors.

In our Consumer Health group, we have over 35 import

products, mostly oral care. This year, this portfolio

will be expanded much more with the addition of new

products.

4- What is the position of the Turkish market in the

world in your opinion? Could you please tell us about

your investments for the Turkish market?

Pierre Fabre, a family company until 2013, focusing

mainly on the French market expanded more to foreign

markets following its handover to the foundation in

2013. While many pharmaceutical companies in Turkey

are downsizing due to declining profits, Pierre Fabre

Turkey’ goal is to grow more through collaboration with

different companies, like the collaboration with Pfizer

commenced in 2017. In addition to our existing products

intended for breast and lung cancer for many years,

our oncology portfolio is expanded by the launch of our

product for the treatment of ureteral (bladder) tumors;

it will further expand in the coming years with the

introduction of an innovative agent relating to malignant

melanoma. For our other teams, we will continue to

grow through collaborations for locally manufactured

products as well as a balanced portfolio by selection of

products, particularly from hundreds of Pierre Fabre

Consumer Health products.

5- In which fields of oncology you are operating and

how do you position yourself?

As Pierre Fabre Oncology, we are present in the Turkish

oncology market since 2004 with intravenous and oral

forms of our Vinorelbine agent product effectively

used in the treatment of metastatic breast cancer

and non-small cell lung cancer. Since treatment of

cancer is a difficult period, patients are wearied both

psychologically and physically. Thanks to the oral

form our product, home use convenience is provided

for patients. Thus, the concerns about intravenous

application are eliminated, the time spent by patients

for waiting, medication and transport is reduced, and

most important of all, people are relieved from the

burden of being a cancer patient and get the opportunity

to spare more time for their social life, their beloved

ones and themselves. Moreover, as of 2017 yearend,

our Vinflunine agent product intended for the 2nd phase

treatment of advanced or metastatic ureteral cancer

patients is introduced into use. Pierre Fabre R&D

Center located in Toulouse Oncopole Campus hosts

outstanding researches.

34 Pharma


7- Kadınlar çoğu zaman iş hayatında

zorluklarla karşılaşmaktadır. Bir kadın

olarak ilaç sektöründe olmanızın herhangi bir

zorluğuyla karşılaştınız mı?

Kadınlar, özellikle de anneler genellikle ailede

özveride bulunan taraf oluyor. Ben eşimin işi

nedeniyle 3 kez işimden ayrılmak durumunda

kaldım. Birincisi aynı şirkette çalıştığımız

için, birimizin ayrılması gerektiğinden benim

ayrılmama karar verdik. Gerçi burada kadın

olmamdan çok maaşı yüksek olanın kalmasına

karar vermiştik. Diğer ikisi ise Rusya’ya gidişimiz

ve dönüşümüz eşimin işi nedeniyle olmuştu.

Giderken Türkiye’deki işimden, dönerken

Rusya’daki işimden ayrılmak durumunda

kalmıştım. Diğer taraftan her problemi fırsat

olarak görürüm. Yine eşimin işi nedeniyle 6 yıl

yaşadığımız Rusya’da, Rusya içi ve uluslararası

görevlerim bana büyük tecrübe katmıştır.

8- Sizi rakiplerinizden ayıran, tercih

edilmenizdeki en büyük sebep nedir?

Kurucumuz Mösyö Pierre Fabre, dünyada,

özellikle gelişmekte olan ülkelerde kaliteli

sağlık hizmeti ve ilaç erişimini arttırmak

amacıyla firmamızı, Fransız hükümeti

tarafından tanınan ve desteklenen vakıf

şirketine dönüştürmüştür. Kaliteli sağlık

hizmeti sağlamak üzere 15 ülkede 23 program

yürütmektedir. Eczacı ve botanikçi olan

Mösyö Pierre Fabre, ürünlerimizin botanik

bahçelerimizde yetiştirilen bitkilerden

geliştirilmesine öncülük etmiştir. Örneğin

ülkemizde de bulunan kemoterapi ajanları

Cezayir menekşesinden geliştirilmiştir. Bu doğal

etken maddeleri kemoterapik ürünlerde bile

tolere edilebilir yan etki profili sağlamaktadır.

Pierre Fabre, 1200 farklı bitki türü içeren

dünyanın en geniş kapsamlı botanik bahçesine

sahiptir. Bitkisel ürünlerden üretilen ağız bakım

ürünleri aynı zamanda yenilikçi ve sürekli

geliştirilen geniş bir yelpazeye sahiptir. Örneğin

insan sağlığında çok önemli yeri olan florsuz diş

macunları ürünlerimizin yanı sıra, Pierre Fabre

patentli Fluorinol maddesi sayesinde çocuk diş

macunlarında çürüğe karşı da etkili koruma

sağlamaktayız. Başta da belirttiğim üzere hasta

ve tüketici merkezli yaklaşımı ile ağız bakım ve

dermakozmetik dahil tüm ürünlerimiz sadece

uzmanlar tarafından önerilip yalnızca

eczanelerde satılmaktadır. Bu anlamda dünyada

bu tarz faaliyet gösteren ilk ve tek firmayız.

Türkiye’ye spesifik olarak da pek çok ilaç

firmasının aksine, büyüme trendinde ve yatırım

odağında olan bir uluslararası ilaç firmasıyız.

With its patient oriented approach, Pierre Fabre Oncology is carrying

out R&D activities nearly for 30 years and is playing a significant part in

the market thanks to its innovative and ethical company understanding

gained from its strong origin.

6- As far as we know, your products are imported from France,

where your head office is located. Are you planning to establish a

production center in Turkey?

We have two drugs produced in domestic production centers in

our country. Instead of establishing a new production center, we

are collaborating with local production facilities manufacturing in

European standards. In the future, we can certainly reevaluate our

position in accordance with our growth in Turkey.

7- Women are confronting with difficulties in business life most of

the time. As a woman in the pharmaceutical industry, did you face

any difficulties?

Women, particularly mothers usually constitute the sacrificing party

in the family. I had to quit my job 3 times due to the job of my spouse.

First, we decided my quittance since we were working in the same

company and therefore one of us had to quit. Actually, the main

reason here was our decision to keep the one with higher salary in

place, rather than my being a woman . The other two were due to

our relocation to and return from Russia depending on the job of

my spouse. I had to quit from my job in Turkey when relocating and

from my job in Russia when returning. On the other hand, I see every

problem as a challenge. Also, my domestic and international duties in

Russia where we lived for 6 years due to the job of my spouse provided

great experience to me.

8- What is the main motive distinguishing you from your competitors

and making you preferred?

Our founder Monsieur Pierre Fabre has transformed our company

into a foundation company acknowledged and supported by the

French government for the purpose of increasing access to quality

health services and medicament in the world and particularly in

emerging countries. The company is conducting 23 programs in 15

countries to provide quality health services. Being a pharmacist and

botanist, Monsieur Pierre Fabre pioneered the development of our

products from the plants raised in our botanic gardens. For instance,

chemotherapy agents, also found in our country, are developed from

vinca rosea. These natural active agents provide tolerable adverse

effect profile even in chemotherapy products. Pierre Fabre owns

the widest ranging botanic garden consisting of 1200 different plant

species. Oral care products manufacture from herbal products

also have an innovative and continuously developed wide range. For

instance, besides our non-fluoride toothpastes having a very important

role in human health, we provide effective tooth cavity protection

thanks to Pierre Fabre patented Fluorenol agent used in kids’ tooth

pastes. As I already mentioned in the beginning, within the scope of

patient and consumer oriented approach, all our products including

oral care and dermo cosmetics are only recommended by specialists

and sold only in pharmacies. In this regard, we are the first and only

company in the world operating in such manner. Specific to Turkey,

we are an international pharmaceutical company showing growth

trend and focusing on investment, contrary to many pharmaceutical

companies.

Pharma 35


Doktor iyi olacak hastanın ayağına geliyor!

AbbVie Türkiye; YouTube kanalı ‘İnflamatuvar Bağırsak Hastalığı’na

güvenilir bir kaynak sunuyor.

The doctor is good if they come to the patient!

AbbVie Turkey; the YouTube channel presents a reliable source for ‘Inflammatory Bowel Syndrome’.

Kuruluşundan itibaren kendine “hasta odaklı yaklaşımı” misyon edinen

AbbVie, çalışmalarına bir yenisini ekledi. Tedavi alanları arasında yer

alan inflamatuvar bağırsak hastalıkları hakkında farkındalık oluşturmak,

toplumsal bilinci artırmak, hastalar ve ailelerine hastalık konusunda

ihtiyaç duydukları bilgilere kolaylıkla ulaşabilecekleri güvenilir bir

kaynak sunabilmek için “AbbVie Türkiye YouTube Kanalı” altında “İBH’nın

A,B,C’si” adlı bir platform açtı.

İBH alanının ileri gelen uzmanlarından 7 Gastroenteroloji hekimi

bilgilendirici sunumlarıyla kanalda yer alıyor.

-İnflamatuvar bağırsak hastalıkları nedir?

-İnflamatuvar bağırsak hastalıkları neden olur?

-İnflamatuvar bağırsak hastalıklarına nasıl tanı konulmaktadır? ve buna

benzer konu başlıklarıyla hekimlerin yılların deneyimi ile hastaların ve

ailelerin en çok merak ettikleri soruları cevapladıkları videolarla İBH

hakkında toplumu bilgilendiriyor.

AbbVie önümüzdeki dönemlerde hastaların ihtiyaçları doğrultusunda yeni

videolar hazırlamaya devam etmeyi planlıyor.

AbbVie, which has been adopting a “patient oriented

approach” as its mission since its establishment, has

added a new element to its work. Abbvie has opened

a new platform under the “AbbVie Turkey YouTube

Channel” called “The ABCs of IBS” to raise awareness

about IBS in the community and provide a reliable source

that patients and their families can access to find out

everything they need to know about IBS.

7 Gastroenterology specialists in the IBS field are on the

channel with their presentations.

-With the headings of “What is inflammatory bowel

syndrome?

–Why does inflammatory bowel syndrome occur?

–How is inflammatory bowel syndrome diagnosed?” and

similar headings the platform provides information to

the public about IBS by presenting videos that answer

the questions most asked by patients and their families

based on the long years of experience accumulated by

the platform physicians.

AbbVie plans to prepare new videos according to the

needs of patients in the near future.

36 Pharma


middle east & africa


Book

Your

Stand

3 - 5 September 2018

Abu Dhabi, United Arab Emirates


Hayat boyu süren hastalık; Diyabet

Life-long illness; Diabetes

Türk Oftalmoloji Derneği, Türkiye Diyabet Vakfı, Türk Diyabet

Cemiyeti işbirliği ve Bayer’in desteği ile hayata geçirilen ve çeşitli

etkinliklerle devam eden “Diyabeti Tanı, Gözünü Koru” farkındalık

kampanyası ile diyabete bağlı görme kayıpları konusunda halkı

bilgilendirilme amaçlanıyor.

Proje kapsamında gerçekleşen ücretsiz halk etkinliğinde oftalmolog

hekimler Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, Doç. Dr. Melda Yenerel, Doç.

Dr. Özgür Artunay ile uzman diyetisyenler Elif Temizel Eyüp, Begüm

Demircan ve Çiğdem Aksoy katılımcıların göz sağlığı ve diyabet

konularındaki sorularına cevap verdiler.

Diyabetik göz hastalığının belirtileri nelerdir?

*Görmede bulanıklık, görme keskinliğinin hem yakın hem de uzak

görmede azalması

*Görme alanında kör noktalar / görüntünün oluşmadığı karanlık

bölgeler

*Görme alanında yer yer düz çizgiler dalgalı ya da kırıkmış gibi

görünür

*Renkler solmuş, eskimiş gibi görünür

*Her gün görülen nesnelerin çizgileri ve biçimleri bozulmuş gibidir;

Mesela, eğri büğrü görünen bir kapı pervazı

Diyabete bağlı göz hastalığından korunmak mümkün mü?

*Eğer tip 1 ya da tip 2 diyabetiniz varsa en azından yılda bir kez

kapsamlı bir göz muayenesinden geçmeli, göz dibinize bakılmalı,

diyabete bağlı göz hastalığı kontrolünden geçmelisiniz.

*Eğer diyabete bağlı göz hastalığınız varsa, daha sık kontrol

edilmeniz gerekecektir.

*Kan şekeriniz mümkün olduğunca normal sınırlar içinde olmalıdır.

*Kan basıncınız mümkün olduğunca normal sınırlar içinde olmalıdır.

*Kan kolesterol (kan yağları) düzeyleriniz mümkün olduğunca

normal sınırlar içinde olmalıdır.

*Sigara/tütün kullanımını bırakmanız büyük önem taşır.

Turkish Ophthalmology Society, Turkey Diabetes

Foundation, Turkish Diabetes Association and Bayer

aim to provide awareness for the public about the

vision loss associated with diabetes by “Diabetes

Diagnosis, Protect your eyes” campaign with some

activities.

Within the scope of the project, free of charge,

ophthalmologists Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, Assoc.

Dr. Melda Yenerel, Assoc. Dr. Özgür Artunay and

expert dietitians Elif Temizel Eyüp, Begüm Demircan

and Çiğdem Aksoy answered participants’ questions

about eye health and diabetes issues.

What are the symptoms of diabetic eye disease?

* Blurred vision, decreased visual acuity both near

and far vision

* Blind spots in the field of vision / dark areas where

vision does not occur

* Plain lines in the visual field appear to be wavy or

distorted

* Colors look faded, obsolete

* The lines and shapes of the objects seen every day

are distorted;

For example, a curved door frame

Is it possible to protect from diabetic eye disease?

* If you have type 1 or type 2 diabetes, you should go

through a comprehensive eye examination at least

once a year, check your eye level, and go through

diabetes-related eye disease check.

* If you have diabetic eye disease, you will need to be

checked more often.

* Your blood sugar should be within normal limits

whenever possible.

* Your blood pressure should be within normal limits

as much as possible.

* Blood cholesterol (blood fat) levels should be within

normal limits whenever possible.

* It is of great importance to quit smoking / tobacco

use.

38 Pharma


Şişecam dünyayı cam ambalajla kaplıyor !

Şişecam covers the world with glass packaging!

Türkiye’de ecza sektörünün tek cam ambalaj üreticisi olan

Şişecam Cam Ambalaj, sektörde faaliyet gösteren birçok ulusal

ve uluslararası firmaya dünya standartlarında cam ambalaj

tedariki sağlıyor. Şişecam Cam Ambalaj, sağlık sektörüne yönelik

olarak pazara sunduğu ecza şişeleri ve flakonlar gibi ürünlerden

oluşan portföyüyle dünyanın önde gelen firmaları arasındaki

yerini koruyor.

Şişecam Cam Ambalaj sağlık için üretiyor

Şişecam Cam Ambalaj, Türkiye’de sahip olduğu üç üretim

tesisinde gıda, su, maden suyu alkollü ve alkolsüz içecekler

ile ecza ve kozmetik sektörlerine 6 cc‘ den 15.000 cc’ ye kadar

çeşitli hacim ve renklerde cam ambalaj üretimi gerçekleştirmeye

devam ediyor. Eczacılık sektörüne yönelik olarak hem bal

(kahverengi) hem de beyaz renkte cam şişe üretim kabiliyetine

sahip olan Şişecam Cam Ambalaj, Türkiye’de ecza sektörüne cam

ambalaj üreten tek üretici olarak birçok ulusal ve uluslararası

firmaya da ecza şişeleri tedarik ediyor.

“Temiz Oda” ve uluslararası ödüller

Şişecam Cam Ambalaj’ın Eskişehir fabrikasında ürettiği

ecza şişeleri “Temiz Oda” uygulaması ile üretiliyor. Bu

uygulamada şişeler, kapalı tavlama fırınlarında kademeli olarak

soğutulduktan sonra doğrudan cam ecza şişesi üretiminin

gereklerinden biri olan Temiz Oda (Clean Room) bölgesine

geçiyor. Bu bölgede çeşitli kalite kontrol aşamalarından geçen

şişeler, yine buradaki paketleme makinelerinde ambalajlanarak,

ecza şişeleri için özel olarak hazırlanmış stok sahasına alınıyor.

Böylece sağlık gibi önemli bir konuya hizmet edecek cam şişeler,

üretim sürecini gereğine uygun şekilde tamamlamış oluyor.

Şişecam Cam Ambalaj, Ar-Ge çalışmaları ile desteklediği

faaliyetleri, “Temiz Oda” sertifikalı ecza şişesi üretim hatları,

Avrupa’nın en büyükleri arasında yer alan “Baskı Tesisi” ve

uluslararası ödüllü ürünlere imza atan tasarım ekibiyle sektöre

hizmetini sürdürüyor.

Şişecam Cam Ambalaj, the only glass packaging

producer producing for Turkey’s pharmaceutical sector,

supplies glass packaging at world standards to many

national and international companies operating in the

sector. Şişecam Cam Ambalaj maintains its position

among the leading companies in the world with a

portfolio comprised of pharmaceutical bottles and vials

presented to the market for the healthcare sector.

Şişecam Cam Ambalaj produces for health

Şişecam Cam Ambalaj continues to produce glass

packaging in various volumes and colors from 6cc to

15,000 cc for food, water, mineral water, alcoholic and

nonalcoholic beverages as well as the pharmaceutical

and cosmetic industries in the three facilities it owns

in Turkey. Able to produce both clear and honey

colored (brown) glass bottles for the pharmaceutical

sector Şişecam Cam Ambalaj supplies pharmaceutical

bottles to many national and international companies

as the only producer of glass packaging for the

pharmaceutical sector in Turkey.

“Clean Room” and international awards

Şişecam Cam Ambalaj produces pharmaceutical bottles

in its Eskişehir factory according to “Clean Room”

applications. In this application the bottles are cooled

in stages inside annealing furnaces then moved directly

to the Clean Room area required in pharmaceutical

bottle production. The bottles, which pass through

various stages of inspection in this area, are packaged

in the machines here and then taken to the stock zone

prepared especially for pharmaceutical bottles. The

production process is thus completed as required

for these glass bottles, which will be used in such an

important field as health.

Şişecam Cam Ambalaj continues to serve the sector

with operations supported by R&D work, “Clean Room”

certified pharmaceutical bottle production lines,

a “Printing Facility” which is among the largest in

Europe and a design team that has their signature on

internationally awarded products.

Pharma 39


Onko İlaç‘ın 2018 hedefi

dünya pazarları

30. kuruluş yıldönümünü kutlayan Onko İlaç,

2018 yılında onkoloji ilaçları başta olmak üzere tüm ürünleriyle

global pazarlara açılmayı hedefliyor.

Target of Onko Pharmaceuticals for Year 2018 is

Entering the Global Markets

Onko Pharmaceutical Company, which gained two modern facilities to

pharmaceutical sector with their investments exceeding the amount of 120

million Euro and which celebrated their 30 th establishment anniversary in

2017, is targeting to open to global markets with all their products and mainly

with their oncological medicines in year 2018.

42 Pharma


Onko İlaç, 2017 yılında AR-GE merkezi dahil, üretim tesislerinin

tüm hatlarıyla Avrupa GMP’si alan Türk ilaç firması olarak global

pazarlara açılmak yolunda büyük bir adım attı. Onko İlaç, yapmış

olduğu yatırımla ülkenin sektör ihtiyaçlarını karşılamanın yanı

sıra 2018 yılının hedefini global pazarlar olarak belirledi.

Türkiye‘nin ihtiyacını karşılayacak kapasite

Büyük bir yatırımla ileri teknolojiye sahip iki ayrı modern üretim

tesisi kurduklarını ifade eden Onko İlaç Yönetim Kurulu Üyesi

Tuğba Koç, onkoloji steril likit, onkoloji steril olmayan solid

ve onkoloji dışında steril likit üretimi gerçekleştirdiklerini

söyledi. Koç, 2018’de üretim tesislerinde gerek ruhsat sahibi

olduğu ürünler için yerli üretim kapasitesinin ve gerekse sektör

ihtiyacının karşılanması için fason imalat sayısının arttırılmasıyla

aynı zamanda T.C. Sağlık Bakanlığı’nın “İlaçta Yerelleşme

Projesi“ne büyük ölçüde katkı sağlayacaklarını, ayrıca global

pazarlara açılarak önemli ölçekte ihracat yapma yolunda da

ilerlediklerini belirtti.

Global pazar payını artıracak

2017 yılını değerlendiren Tuğba Koç, halihazırda Avrupa

ülkeleri, Afrika ülkeleri, Kanada, Malezya ve Pakistan

pazarlarına giriş yaptıklarını belirtti. Diğer çeşitli ülkelerde

de görüşmeler yaptıklarını ve işbirlikleri oluşturmak için

çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Koç, son hedeflerinin ise

ABD pazarı olacağını ifade etti. ABD pazarına girerken zorluk

yaşamayacaklarını belirtti.Ayrıca, tesisleri ABD’li uzmanların

danışmanlığında ve FDA standartlarına uygun niteliklerde

kurduklarını dile getirdi.

Bugün Onko İlaç’ın 74 ilacın üretimini gerçekleştirdiğini, 2018

yılında ise bu sayının 200’ün üzerine çıkacağını kaydeden Koç,

üretimin %30’unu ihracata yönelik gerçekleştireceklerini,

gelecek 5 yıl içinde de Afrika ülkeleri, Avrupa, Latin Amerika,

Rusya ve bazı Ortadoğu ülkelerinin pazarlarında öne çıkacaklarını

vurguladı.

Üretimi yapılmayan ilaçların üretimi

Öncelikle Türkiye’de kısıtlı oranlarda üretilen ya da hiç

üretilmeyen, ancak hayati önem taşıyan ilaçları üreterek

Türkiye’nin hizmetine sunacaklarını belirten Koç, ardından bu

ilaçları dünya pazarlarına sunarak cari açığın kapatılmasına

da katkı sağlayacaklarını ifade etti. Türkiye’nin ihraç ürünlerin

getirisine bakıldığında katma değerin kilogram başına 1,5 dolar

olduğunu, ilaç sektöründe ise bu oranın 29 dolara çıktığını

söyleyen Koç, ilacın katma değerinin çok yüksek olduğunu

kaydetti.

Onko Pharmaceutical company, as being Turkish

pharmaceutical company obtaining European GMP in all

the lines of production facilities, including Research and

Development center in 2017, has taken an important step on

the road to opening up for the global markets. Besides meeting

the sector requirements of the country with the investment they

realized, Onko Pharmaceutical Company defined their target for

year 2018 as global markets.

Capacity which will meet the requirements of Turkey

Board Member of Onko Pharmaceutical Company, Tuğba Koç,

who stated that they have established two separate modern

production facilities having advanced technology, by realizing

a big investment, said that they are making the production of

oncology sterile liquid, oncology non-sterile solid, and sterile

liquid outside the scope of oncology. Koç, who stated that the

facilities had a big capacity that could meet the requirements

in Turkey, also said that in 2018 by increasing local production

capacity of their licensed products at the production facilities

and also by increasing outsource production quantities for

meeting the sector requirements, they would also make

significant contributions for the “Project for Localization of

Pharmaceuticals” of T.R.Ministry of Health, and that they are

making progress for realizing significant volumes of exportation

by means of opening to the global markets.

They will increase their global market share

Board Member of Onko Pharmaceutical Company Tuğba

Koç, who evaluated year 2017, stated that they have entered

the markets of European countries, African countries,

Canada, Malaysia, and Pakistan. Koç, who stated that they

are negotiating with other various countries and that they are

carrying out studies to establish collaborations, mentioned that

their final target was USA market. Koç, who stated that they

would not live through any difficulties when they would enter

USA market, stated that they established the facilities under

the consultancy of experts from USA, as complying with FDA

standards. Koç also stated that their office in Bulgaria was

active and that this office provided important opportunity for

them to enter EU markets.

Koç, who stated that currently Onko Pharmaceutical Company

realized the production of 74 medicines and that this number

would reach higher than 200 in year 2018, also told that they

will realize 30% of their production for exportation. Koç,

emphasized that in the coming 5 years time, they will come to

the forefront in the markets of African countries, Europe, Latin

America, Russia, and some Middle Eastern countries.

Production of medicines which are not produced

Koç, who stated that they will produce the medicines that

are not being produced or which are produced with limited

quantities in Turkey and that they would present them to be

used in Turkey, also mentioned that afterwards, by supplying

these medicines to global markets, they would contribute for

closing the current deficit. Koç, stated that when the revenue

obtained from exported products of Turkey were reviewed,

it was seen that value addition per kilogram was 1.5 dollars

whereas this ratio raised up to 29 dollars in pharmaceutical

sector, told that value addition of medicines was very high.

Koç, emphasized that pharmaceutical industry was the most

strategical one for closing the current deficit.

Pharma 43


Arı Ekmeği, BEE’O ile sofralarda

Ürün gamını her geçen gün zenginleştiren BEE’O, %100 doğal ve sağlıklı

içeriğiyle ‘Arı Ekmeği’ni müşterileri için paketledi.

Bee Bread, on the table with BEE’O

Enriching its product range day by day, BEE’O packed ‘Bee Bread for customers’ with its 100% natural and healthy content.

BEE’O, tıpkı insanlar gibi arıların doğadan toplayarak ürettikleri

zengin vitamin, mineral ve aminoasit bileşenlerinin bulunduğu arı

ekmeğini, uzman ekibi, uygun alt yapı, bilgi ve teknik donanım ile

paketleyip sofralara taşıyor.

Doğadaki çiçek tozunu ayaklarının arkasına alarak kovana getiren

arılar, bu polenleri kendi salgısıyla altıgenlerin içine depoluyor,

petek gözlerinde depolayıp kendi ekmeklerini yapıyorlar.

Arı ekmeği; dış zarı sebebiyle insan vücudu tarafından kolayca

sindirilemeyen polenin, arının kendi enzimleriyle fermente edip

dış zarını parçaladığı ve tüm besin içeriğini açığa çıkardığı halidir.

BEE’O Arı Ekmeği Türkiye’de ilk defa www.beeo.com.tr’de!

Nasıl temin edilir?

Doğal bir vitamin ve mineral kaynağı olan arı ekmeğinin,

mide bağırsak florasını düzenleyici, zihinsel aktiviteyi arttırıcı,

bağışıklığı destekleyici etkileri bulunuyor. Ayrıca, arı ekmeği

çocukların büyüme ve gelişmesine önemli bir destek sağlıyor.

BEE’O Arı Ekmeği, İstanbul Teknik Üniversitesi Arı Teknokent

firmasında uzman gıda ve ziraat mühendisleri kontrolünde

üretiyor. Arıların bu eşsiz şifası, BEE’O ile 90 gramlık cam

kavanozlarda www.beeo.com.tr adresinde satışa sunuluyor.

Ne kadar tüketilmeli?

BEE’O Arı Ekmeği, doğrudan çiğnenerek ya da süt, meyve suyu

veya yoğurt ile karıştırılarak tüketilebiliyor. Yetişkinlerin günde

en az 6 adet, çocukların 3 adet tüketmesi tavsiye ediliyor.

44 Pharma

BEE’O packs bee bread with the rich vitamins, minerals

and aminoacid components it produces by gathering

the bees from the nature just like humans, with expert

team, appropriate infrastructure, information and

technical equipment. The bees that bring the flower

petals to the back of their feet and bring the buckets,

store these pollen in their hexagons with their own

secretion, store honey in their eyes and make their

own bread. Bee bread; Pollen, which can not be easily

digested by the human body due to external stiffness,

is fermented by its own enzymes, splitting the outer

membrane and releasing all the nutrient content.

BEE’O Bee Bread in www.beeo.com.tr first time in

Turkey!

How to get it?

Bee’s pear, a natural vitamin and mineral source,

has gastrointestinal flora regulating, mental activity

enhancing, immunity-supporting effects. In addition,

bee farming is an important support for the growth and

development of children.

BEE’O Bee Bread is produced under control of

specialist food and agriculture engineers at Istanbul

Technical University Arı Technopolis firm. This unique

healing bee is being sold in BEE’O and 90 gram glass

jars at www.beeo.com.tr.

How much should be consumed?

BEE’O Bee Bread can be consumed directly by chewing

or mixing with milk, fruit juice or yogurt. Adults are

advised to consume at least 6 for adults per day, and 3

for children per day.


Akten Kozmetik Genel Müdürü Gökhan Kara

Avrupa onu tercih ediyor

Dünyada ülkemizin tanınmasına katkı sağlamış, Türkiye’yi sağlık, güzellik ve kozmetik alanında

temsil eden başarılı firmalarımızdan bir tanesi olan Akten Kozmetik, yapmış olduğu doğal

ürünlerin, dış ülkelerde talep görmesi üzerine, yeni kararlar aldıklarını belirterek; yurt dışında

Hollanda, Almanya, İsviçre ve Belçika gibi pek çok ülkede yeni yatırımlara başladı.

Europe’s Choice

Türk kozmetik şirketi, ürünlerinde doğallık konusunda

hassas olduğunu vurgulayarak; 30.yılında 30 milyon

TL hedeflediğini belirtti. ‘’Doğallığı yaşamak hakkınız!”

sloganı ile iki yüz yirmiden fazla ürün çeşidine sahip

olan Thalia Natural Beauty markasıyla, kozmetik

sektöründe sağlam adımlarla ilerleyen Akten

Kozmetik, yeni yıla iddialı giriyor. Kuruluşunun 30.

yılı olan 2018’de, ilk konsept mağazasını İstanbul’da

açacak ve yıl içinde Türkiye’deki mağaza sayısını

dörde çıkaracak olan firma Genel Müdürü Gökhan

Kara; Türkiye’de doğan % 100 yerli bir kozmetik

markası olmanın haklı gururunu taşıdıklarını

söyleyerek, “Global markalar arasındaki yerimizi

sağlamlaştıracaklarının’’ üzerini vurguladı. Avrupa

ülkelerine ihracatlarını Hollanda’da bulunan Thalia

Cosmetics isimli şirketleri üzerinden yürüttüklerini

ve Thalia Natural Beauty markasına Avrupa’dan ciddi

mağaza talebi geldiğini belirterek, 2018 yılı içinde

Hollanda, Almanya, İsviçre ve Belçika’da da konsept

mağazalar açacak olan firmanın genel müdürü Kara

2018 yılıyla ilgili şunları söyledi:

2018 bizim için gerçek bir atılım yılı olacak.2018

yılında hedefimiz 30 milyon TL. İhracat yaptığımız

ülkelerin sayısını ise yirmiden yirmi yediye

çıkaracağız”

“Yeni ürün geliştirme noktasında teknolojinin ve

Ar-Ge’nin gücüne inanıyoruz. 2018 yılında Ar Ge

merkezinin açılışı olacak.Yeni Ar-Ge merkezimiz

ürünlerimize olan güveni daha da artıracaktır”

One of our successful companies, Akten Kozmetik, who

promotes Turkey to the world in the fields of health,

beauty and cosmetics stated that since its natural

products are demanded in foreign countries the company

started new investments in many countries such as

Netherlands, Germany, Switzerland and Belgium.

Turkish cosmetics company emphasized that they are

very sensitive in neutrality in their products and aims 30

million TL on its 30th year. With the slogan, “It is your

right to live natural!” Akten Kozmetik’s Thalia Natural

Beauty brand has more than 120 different products

and Akten Kozmetik takes firm steps in the sector and

welcomes the new year ambitiously. In 2018, on its 30th

year, the first concept store will be opened in İstanbul

and therefore the total number of stores in Turkey will

be four. General Manager Gökhan Kara said that they

are proud of being the first 100% local cosmetics brand

born in Turkey and added, “We will secure our position

among global brands.”He stated that they carry out their

export from Thalia Cosmetics in Netherlands and there is

a great store demand for Thalia Natural Beauty brand in

Europe, therefore the company will open concept stores

in Netherlands, Germany, Switzerland and Belgium, in

2018. General Manager Kara talked about 2018: “2018

will be a real breakthrough year for us. Our aim is 30

million TL in 2018. We will increase the number of the

countries that we export from twenty to twenty-seven.

“We believe in the power of technology and R&D for

developing new products. 2018 will be the start of our

R&D center. Our new R&D center will increase the trust

to our products.”

Pharma 45


Boehringer Ingelheim’den bilim insanlarına büyük destek!

Boehringer Ingelheim’ın geliştirmekte olduğu moleküllerin en

önemlileri, bilim camiasına www.opnMe.com ile açık hale geldi.

Great support to scientists from Boehringer Ingelheim!

Boehringer Ingelheim makes many of its best molecules openly available to the scientific community via opnMe.com

to unlock their full potential

opnME.com aracılığıyla, biyomedikal

araştırmalardaki en önemli hedeflerden bazılarına

yönelik moleküller paylaşılıyor, böylece hem daha

fazla bağımsız ve ortak çalışmaya dayalı keşifler

yapılmasına hem de hastalar için yeni tedavi

yaklaşımlarının tespit edilmesine yardımcı oluyor.

opnMe.com platformunda yer alan moleküller, farklı

koşullar altında sunulan iki gruba ayrılıyor:

· Moleküllerin çoğunluğu, fikri mülkiyet konusunu

görüşmeye gerek kalmaksızın basit bir ‘alışveriş

sepeti’ sistemi aracılığıyla sunuluyor.

· Seçilmiş moleküller için, kitle kaynaklı kullanım

seçeneği ortaklaşa araştırma projeleri başlatma

fırsatı sunuyor. İşbirliği yapmak üzere bu tip

moleküller ile ilgilenen bilim insanlarından bir

araştırma önerisi sunabiliyor. Öneri seçilirse,

Boehringer Ingelheim’daki bilim insanları ile birlikte

bilimsel geliştirme yapılıyor.

Boehringer Ingelheim’da Keşifsel Araştırmalar’dan

sorumlu Kıdemli Şirket Başkan Yardımcısı olan Clive

R. Wood, PhD, opnME.com ile ilgili şu açıklamalarda

bulundu:

“Tüm dünyadan bilim insanları ile birlikte çalışarak,

geniş bir yelpazedeki biyomedikal araştırma

alanlarında araştırmaları hızlandırabiliriz. Heyecan

verici bu yeni inisiyatif Boehringer Ingelheim’ın

global şirket dışı inovasyonda kapsadığı alanı daha

da genişletecek ve en ilginç bileşiklerimizden

bazılarının tam potansiyelinin ortaya çıkartılmasına

yardımcı olacak. Bu bileşikleri tüm dünyadan bilim

insanları ile paylaşarak bilimsel araştırmaları daha

da ileri taşıyacağız. Bu platformun hastalar için

güvenli ve etkili yeni ilaçların geliştirilmesine fırsat

tanıyacak keşifleri harekete geçirmesini bekliyoruz.”

Clive Wood son olarak: “Tüm dünyadan konuya ilgi

duyan bilim insanlarını, moleküllerimize erişmek

için opnMe. com’u ziyaret etmeye davet ediyorum.

Bu inisiyatifin başarısını yeni çalışmalar, yayınlar

ve kurulan iş ilişkileri aracılığıyla ölçeceğiz.

Açık inovasyona bu yaklaşımımız, biyomedikal

araştırmaların ilerlemesinin önündeki engelleri

yıkma ve hastalara çığır açan ilaçlar sunma

konularındaki kararlılığımızı yansıtmaktadır.“ dedi.

The molecules on the opnMe.com platform are divided into two

groups, presented under different conditions:

· opnME.com provides scientists with many best-in-class tool

molecules supported by comprehensive data packages on one

centralized platform for researchers to use

· The platform offers direct access to molecules for independent

research as well as other molecules for partnering with

Boehringer Ingelheim.

Boehringer Ingelheim today announced the launch of opnME.

com, a new platform offering free and open access to selected

pre-clinical molecules for non-clinical investigation to scientists

worldwide. Through opnME.com, molecules for some of the most

relevant targets in biomedical research are shared, thereby

creating possibilities for further independent and collaborative

discovery as well as the identification of novel treatment

approaches for patients.

“Working together with scientists across the world, we can

accelerate research in a wide range of biomedical research

areas,“ said Clive R. Wood, PhD, Senior Corporate Vice President,

Discovery Research at Boehringer Ingelheim. “This exciting new

initiative further expands Boehringer Ingelheim’s global external

innovation footprint and will help unlock the full potential of some

of our most interesting compounds. By sharing these compounds

with scientists around the world, we will advance scientific

research and expect to spark discoveries that will lead to safe and

effective new medicines for patients.”

The molecules on opnMe.com are divided in two groups, offered

under different conditions:

· The majority of molecules are offered without entering into

intellectual property discussions via a simple shopping cart

system.

· For selected molecules a crowdsourcing option offers the

opportunity to initiate joint research projects. Scientists interested

in such molecules for collaboration are invited to submit a

research proposal. If the proposal is selected, the science will be

developed together with Boehringer Ingelheim scientists.

This launch is part of Boehringer Ingelheim’s ongoing mission

to further scientific research and medical progress through

collaboration and innovation. Other initiatives include Research

Beyond Borders and the Boehringer Ingelheim Venture Fund. They

are part of the company’s long-standing and continuing work in

core therapeutic areas of Cardiometabolic Diseases, Respiratory

Diseases, Oncology, CNS Diseases and Immunology.

Clive Wood adds, “I invite interested scientists worldwide to

visit opnMe.com to access our molecules. We will measure

the success of this initiative in terms of new experiments,

publications and relationships forged. This approach to open

innovation reflects our determination to break down barriers to

the advancement of biomedical research and bring breakthrough

medicines to patients”

46 Pharma


SİSTEM 9

DİJİTAL YAYIN VE BİLGİLENDİRME EKRANLARI İLE

KURUMUNUZU GELECEĞE TAŞIYIN!

Sistem 9’un profosyonel ekran çözümleriyle

kurumunuza özel tv kanalına sahip olun, satışlarınızı artırın,

kurumsal iletişiminizi güçlendirin.

40.000+ ekran yönetimi

18 ülkede hizmet

PERAKENDE MAĞAZACILIK SEKTÖRÜNE ÖZEL ÇÖZÜMLERİMİZ

KURUMSAL TV

VIDEO WALL

İNTERAKTİF UYGULAMALAR

VİTRİN ÖNÜ DİJİTAL POSTER

LED EKRAN

Dijital Yayın ve Bilgilendirme Ekranları ile görsellerinizi tek merkezden güncelleyebilir,

afiş veya postere dayalı matbaa ile operasyonel maliyetlerinizi ortadan kaldırabilir, satışlarınızı artırabilir

ve kurumsal iletişiminizi en üst düzeye taşıyabilirsiniz.

Sistem 9; donanım, yazılım, sistem kurulumu, içerik üretim ve yönetimi, satış sonrası

7/24 teknik servis desteği ile anahtar teslim çözümlerinin arkasında, müşterilerinin yanında.

info@sistem9.com www.sistem9.com 0212 691 64 00


Dr. Sinan Göker estetikte “göz doldurmaya” başladı

Türkiye ve dünyada göz sağlığı alanındaki başarısını kanıtlamış Dr. Sinan Göker;

yıllardır yaptığı göz ameliyatlarına estetik uygulamaları da dahil ederek

“göz doldurmaya” başladı

Dr. Sinan Göker begins to make “impression” in aesthetics

Having proved his success in eye health area both in Turkey and the world,

Dr. Sinan Göker has begun to impress through aesthetic application in eye operations

Sinan Göker Göz Grubu bünyesindeki doktorlar, gelen

estetik taleplerini karşılamak için yurtdışındaki özel

eğitimlerini tamamlayarak, Dr. Sinan Göker Estetik

Grup çatısı altında yeni bir oluşuma dahil oldular.

Göz sağlığı tedavi ve ameliyatlarından sonra göz

kapağı estetiği konusunda da başarılı çalışmalar yapan

Dr. Sinan Göker ve ekibi, gelen talepleri karşılamak

adına kısa bir süre önce Dr. Sinan Göker Estetik Grup

bünyesinde, yüz estetiği konusunda da çalışmalara

başladı.

Dolgu, botox, plexr lazer uygulamaları, dermatolojik

cilt tedavilerinin yanı sıra; özel eğitimli hemşireler

tarafından kalıcı makyaj, kaş şekillendirme ve vücut

şekillendirme konularında da faaliyet gösteren Dr.

Sinan Göker Estetik Grup; tüm uygulamaları hekim

kontrolünde ve medikal hemşirelere yaptırması ile

dikkat çekiyor.

Özellikle, kalıcı makyaj, kaş, epilasyon, selülit tedavisi

gibi uygulamaların sertifikalı kişiler tarafından yapıldığı

günümüzde; Dr. Sinan Göker Estetik Grup bünyesinde,

hemşireler tarafından yapılıyor olması büyük fark

oluşturuyor. Dr. Sinan Göker Estetik Grup bünyesindeki

hekim ve medikal hemşirelerin yaptığı uygulamalar

arasında; Dolgu, botox, leke, iz, akne, damar, pigment

ve her türlü cilt tedavileri ile cilt yenileme ve rengini

açma. Kalıcı makyaj, kaş, kirpik uygulamaları,

dermapen ve dermoroller tedavileri. Selülit, sarkma,

zayıflama, epilasyon ve vücut şekillendirme konusunda

teknolojik medikal uygulamalar yer alıyor.

The doctors, who are in the structure of Sinan

Göker Eye Group, having included to a new

formation under roof of Sinan Göker Aesthetic

Group after completing their special education

abroad in order to meet ongoing aesthetic

demands.

Following eye health treatment and operations

accomplishing successful works in eye lid

aesthetic issue, Dr. Sinan Göker and his team

has begun studies in facial aesthetic issue a

short time ago at the structure of Sinan Göker

Aesthetic Group on behalf of meeting the

demands.

Especially, nowadays the applications such as

lasting makeup, eyebrow, epilation, cellulite

treatment that are carried out by certificated

persons, these applications are made by nurses

at the structure of Sinan Göker Aesthetic Group.

Among the applications which are carried out

by physicians and nurses at the structure of

Sinan Göker Aesthetic Group; there are filling,

botox, spot, trace acne, vessel, pigment and skin

reinvigoration, every kind of skin treatments

and skin bleaching. Lasting makeup, eyebrow,

eyelash applications, dermapen and dermaroller

treatments, as well as cellulite, sagging, weight

losing, epilation and body shaping technological

medical applications take place.

48 Pharma


Yüzünüz Rosense ile gülsün

Smile with Rosense

50 Pharma

Gül ürünlerinin asırlar öncesine dayanan bitkisel bir

reçete olduğunu biliyor muydunuz? Gül; yağından,

suyundan, kokusundan, tadından ve daha birçok

yapısından faydalanabileceğimiz bir bitki. Bu

haberimizde gül yağı ve gül suyunu kısaca ele aldım,

keyifli okumalar…

Gül yağı üretimi esasında yan ürün olarak elde edilir.

Gül yağının imbiklerden alınmasından sonra yağ

altı dediğimiz yağlı su ikinci kez distile edilir yani

damıtılır. İkinci distilasyondan sonra tekrar yağı

alınmış su gül suyudur. İçerisinde gül yağı dışında

hiçbir katkı maddesi bulunmamaktadır. %100 doğal

olduğu için bilhassa cilt temizliğinde ve çeşitli

tatlılarda kullanılır.

Şifa kaynağı...

Dünyanın gül kaynaklı en büyük kozmetik ürünlerin

markası olan Rosense’den gül suyu ürününün

faydaları herkesin işine yarayacak cinsten...

*Dünyada satılan en doğal toniktir.

*Gözenekleri ve cildi sıkılaştırır.

*Mikrop öldürücü özelliğiyle sivilce ve siyah

noktalardan kurtarır.

*Göz kanlanmasında göze damlatılır.

*Tatlılarda aroma olarak kullanılır.

*Mide ve bağırsak hastalıklarında içilir.

*Çocukların ateşlenmesinde kullanılır.

*Buzdolabında saklanması önerilir.

Did you know that rose products are a herbal

remedy that go back centuries? Rose is a plant

that can benefit from using its oil, water, scent,

flavor and many other elements. Let’s talk about

rose oil and water in this article, we hope you enjoy

reading…

Rose water is actually obtained as a side product.

After rose oil is extracted from distillers the second

portion of the fluid called the under oil water is

distilled a second time. The water that has oil

removed from it after the second distillation is rose

water. There is no additive in it other than rose oil.

Since it is 100% natural it is especially used in skin

cleansers and some desserts.

A source of healing...

Rosense, the largest rose based cosmetics

products brand in the world, holds the benefits of

rose water that will appeal to all...

*The most natural tonic sold in the world.

*It tightens pores and skin.

*The disinfectant properties eliminate pimples and

blackheads.

*Used as eye drops to relieve bloodshot eyes.

*Used as an aroma in desserts.

*Consumed for stomach and intestinal diseases.

*Used for children with fevers.

*Refrigeration is recommended.


Estetik operasyonlarda en sık yapılan hatalar

Most common mistakes in aesthetic operations

Estetik operasyonlar günümüzde en sık yapılan tıbbı

işlemlerden biri haline gelmiştir. Bu işlemler cerrahi

dışı ve cerrahi girişimler olarak ikiye ayrılır. Estetik

operasyonlarda yapılan hatalara bakacak olursak uzun

bir liste ile karşı karşıya gelmemiz çok normal. Bunun

nedenini bu şekilde özetleyebiliriz:

1- Estetik girişimler ve yöntemler gün geçtikçe sayısı

artıyor.

2- Estetik talepler tamamen isteğe bağlı olduğundan

dolayı birçoğu hastanın gerçek dışı isteklerinden oluşur.

3- Estetik istekleri çoğu zaman hastanın fizibilitesine

bakılmaksızın uygulanır ne yazık ki.

4- Bu uygulamalar maalesef yıllarca eğitimini alan

uzman hekimlerin kontrolünden çıkartılıp gerçek eğitim

niteliği taşımayan kısa süreli kurslarla bu işi tamamen

hekimlikten ticarete döken kişilere hibe edilmiştir.

5- Her gün yenisi ortaya çıkan tıbbı cihazlar, ilaçlar,

yöntemler her ne kadar cazip olsalar da mutlaka temkinle

bunlara yaklaşmak gerek. Bir yöntem veya ilacın her

yönden etkinliği ve uygulanabilirliği uzun süre deneysel ve

klinik araştırmalar sonucunda belirlenir.

Aesthetıc interventıons became the most

frequently used medıkal or surgıcal ınterventıons

today. These ınterventıons can be dıvıded to

surgıcal and non-surgıcal ınterventıons. Regardıng

malpractıces ın aesthetıc ınterventıons we can lıst

so many tıtels and ıt ıs not surprısıng because of

these reasons:

1- The number and tecnınques of these

ınterventıons are ıncreasıng daıly.

2- Most patıants demands are unrealıstıc.

3- Unfortunatly most of these ınterventıons done

whıtout consıderıng patıants fısıbılıty.

4- Nowaday because of wrong health mınıstery

programıng these ınterventıons are done by the

persons who are not really educated, and they only

passed a very short courses ınstade of resıdency

educatıon.

5- Every day many new methods and devıces come

out and they must be threated whıt care as any

new methodes have to be tested and ellıgıbılıty

confırmed by proved reasurches.

52 Pharma


Eczacıların sağlık hareketi

Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED); halk sağlığını korumak

için “Değişim, şimdi” sloganı ile yola çıktı.

54 Pharma


Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED); bu yıl, “Değişim, Şimdi!” sloganı ve “GelecekSEN Şimdi Gel”,

“EtkileyecekSEN Şimdi Etkile”, “DeğiştirecekSEN Şimdi Değiştir” alt sloganlarıyla oluşan yeni konsepti ile bir

araya geldi.

Büyük buluşmada konuşan Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Armağan

Ener, değişimi kendi içlerinde başlattıklarını söylerken, “Hem danışanlarımızı hem de iş ortaklarımızı bu

değişimin bir parçası haline getirdik. Zamanın taşıdığı yenilikçi gücü, inovatif düşünceyi, teknolojiyi, örgütlü

hareket edebilme potansiyelimizi geleceğin eczaneleriyle birlikte daha iyi bir hayat kurmak için kullanıyoruz”

dedi.

“Bizden başlayan bu değişimle yayılacak olan yeniliğin, eczaneler için bambaşka bir geleceğin kapılarını

açacağına inanıyoruz” ifadelerini kullanan Ecz. Armağan Ener, “Geleceğe atılacak olan ilk adımın cesaretini,

eczaneleri her zaman bir adım ileriye taşıyacak olmanın kararlılığını ve dokunduğumuz tüm yaşamlara hep

daha iyi gelebilmenin inancını içimizde taşıyoruz. Birlikte daha iyi bir gelecek kurabilmek için gereken tüm

gücün bizde olduğunu biliyor, kendi gücümüze yön verebildiğimiz sürece geleceği de şekillendireceğimizin

farkında olarak geleceğe yürüyoruz şeklinde konuştu.

Merdiven altı ürünlerden kaçın

Gecede fitoterapi konusunda tek eğitimli grup olan Eczacılar; “Eczane dışında satılan ve sağlığımız için riskler

taşıyan sahte ürünlerle mücadeleye” dikkat çekti ve internet üzerinden alınan zayıflama ilaçları, çaylar ve

bitkisel karışımların böbrek ve karaciğer hasarlarından, ölüme kadar varabilen sonuçlarının önüne geçmeyi,

amaçladıklarını ifade ettiler, “Bu konuda en yakın sağlık danışmanızın, eczacılar, en yakın sağlık alanının

eczaneler olduğunu vurgulamak istiyor, özellikle internetten satılan, ‘merdiven altı üretilen’ kozmetikgüzellik

ve bakım ürünlerinin de zararları konusunda farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz” dediler.

Bitkisel ürünleri eczaneden alın

Türkiye’de bitkisel ilaçların sunumunda eczanelerin yetkili ve sorumlu olduğu, 2010 yılında yürürlüğe konulan

Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürünler Yönetmeliği ile yasal bir zemine kavuştuğunu anlatan Eczacılar, “Ancak

bitkisel ilaç tanımı ve sınıflandırması açısından mevzuatta bulunan boşluklar kullanılarak, halka yapılan

sunumlar ciddi sağlık riskleri oluşturmaktadır. Yeterli donanıma sahip olmadan, geçerliliği ve güvenirliliği

oluşmamış, kontrolsüz şekilde ve halkı yanlış bilgilendirerek yapılan uygulamalar toplumsal sağlığımızı tehdit

etmektedir. Doğru üretim, doğru şartlarda saklanma, doğru tedavi ve doğru danışmanlık ancak eczacılar

eliyle yürütülebilir. Halk sağlığını korumak, ülke ekonomisine katkı sağlamak ancak bu şekilde mümkün

olabilir” dediler.

Sahte güzellik ürünlerine dikkat!

Halk sağlığını olumsuz etkileyen sahte “Kozmetik ve Güzellik” ürünlerine de değinen Eczacılar, mesleki

etik anlayışından uzak, ticari kaygılarla yapılan bu sahte ürünlerin farklı tanıtım ve anlatımlarla topluma

sunulduğunu anlatırken, “Yine mevzuatta bulunan boşluklar kullanılarak konu hakkında bilgisi olmayan

kişilerce, sağlığa uygun olmayan şartlarda üretilen ürünler pazarlanmakta, halk sağlığı hiçe sayılmaktadır.

Bu ürünlerin bilinçsizce kullanılması geri dönülmesi imkânsız problemlere yol açabilir” diyerek dikkatli

olunması gerektiğini vurguladılar.

Uluslararası geleceğin e hali başlıyor

Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED) ayrıca; 8 binin üzerinde katılımcı hedefiyle, uluslararası

boyutta tasarlanan, “Uluslararası Geleceğin E Hali Kongresi”ni üçüncü kez 28-29-30 Eylül’de İstanbul Kongre

Merkezi’nde gerçekleştirmek için çalışmalarına başladı.

PGED; Büyük Eczacılık Buluşması’nda, toplum sağlığını ilgilendiren konularda, eğitim, seminer ve farkındalık

çalışmaları da yürütecek. Sosyal sorumluluk çerçevesinde toplumsal sağlığımızı ilgilendiren konularda;

“İnternette sağlık ile ilgili bilgi kirliliği, sahte ilaç ve ürünlerin tehlikesi, obezite, sigarayla mücadele,

bebek sağlığı ve beslenmesi vb.” konularda farkındalık oluşturmak amacıyla Ulusal ve uluslararası basın

kuruluşlarıyla, kongre tarihini de içine alacak şekilde uzun dönemli bir planlama yaparak bilinirliliği ve

farkındalığı artıracak.

Pharma 55


Abdi İbrahim

gücüne güç kattı

105 yıldır dokunduğu hayatları iyileştirmek için tutkuyla çalışan Türk ilaç sektörünün lideri Abdi İbrahim, yeni direktör

atamalarıyla kadrosunu güçlendirmeye devam ediyor. 4 bine yakın çalışanıyla faaliyet gösteren Abdi İbrahim, 2018 yılında

da yatırımlarına ve istihdama hız vererek büyüme hedefleri doğrultusunda emin adımlarla ilerliyor.

Abdi İbrahim becoming even stronger

Abdi İbrahim, the leader of the Turkish pharmaceutical sector which has been working to improve lives for 105 years, continues

to strengthen its staff with new director appointments. Operating with nearly 4 thousand employees, Abdi İbrahim accelerated its

investments and hiring in 2018 to move forward with confident steps towards its goals for growth.

Mustafa Güven - AbdiMED Bölüm

Direktörü

Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji

Bölümü’nden 1994 yılında mezun

olduktan sonra, Orta Doğu Teknik

Üniversitesi Biyoteknoloji Bölümü’nde

kanser genetiği üzerine yüksek lisans

yapan Mustafa Güven kariyerine 1995

yılında DiaMED Diagnostic’te Ürün

Sorumlusu olarak başladı. 2003 yılı

itibariyle Pierre Fabre Medicamet’in

Türkiye ofisinin kurucusu olarak bir

sene koordinatörlük yaptıktan sonra,

2012 yılına kadar Pierre Fabre İlaç

A.Ş. Kurucu Genel Müdürü olarak çalıştı.2016

tarihine kadar Pierre Fabre

İlaç Genel Müdürü ve Merkez Destek

Fonksiyonlar Genel Direktörü olarak

görev yapan Güven, Abdi İbrahim

bünyesine 18 Temmuz 2017 tarihinde

AbdiMED Bölüm Direktörü olarak

katıldı. Güven, temel tedavi, FTR,

Ortopedi, Oftalmoloji, Diş hekimliği,

Aile hekimliği, KBB ve OTC alanında

çalışacak olan ekibi kurarak Direktörlük

görevini icra etmeye başladı.

Mustafa Guven

Mustafa Güven - AbdiMED Section

Director

After graduating from the Ankara

University Science Faculty Biology

Department in 1994, Mustafa Güven did

his master’s on cancer genetics at the

Middle Eastern Technical University

Biotechnology Department and started

his career in 1995 at DiaMED Diagnostic

as a Product Manager. As of 2003, after

working as the coordinator for one year

in Pierre Fabre Medicamet’s Turkey

office, he worked until 2012 as Pierre

Fabre İlaç A.Ş.’s Founding General

Manager. Serving as Pierre Fabre İlaç’s

General Manager and Central Support

Functions General Manager until 2016,

Güven joined Abdi İbrahim on July

18, 2017 as the AbdiMED Department

Director. Güven established the team

that will be working in the fields of basic

treatment, FTR, Orthopedics, Ophthalmology,

Dentistry, Family Medicine,

ENT and OTC and began working as the

Director.

56 Pharma


Can Polat Teker - Abdi İbrahim Remede

Pharma Tesis Direktörü

2001 yılında Fatih Üniversitesi Fen

Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü ve

2006 yılında Marmara Üniversitesi Sağlık

Bilimleri Enstitüsü Farmasötik Kimya

Anabilimdalından mezun olan Can Polat

Teker, aynı dalda doktorasına devam ediyor.

2002 yılında Pharma Vision’da Üretim

Operatörü olarak başladığı kariyerine

Abdi İbrahim’de Ar-Ge Uzmanı ve Ar-Ge

Takım Lideri olarak devam etti. Novartis’te

2006-2017 yılları arasında farklı

görevlerde olarak çalıştı. 2009 yılından

bu yana Acıbadem Üniversitesi Sağlık

Bilimleri Enstitüsü’nde İlaç Endüstrisinde

Yönetim yüksek lisans programında

öğretim üyeliği yapan Teker, 16 Ekim

2017 tarihinde Abdi İbrahim bünyesine

yeniden katılarak Abdi İbrahim Remede

Pharma Cezayir Üretim Tesisi Direktörü

görevine atandı.

Can Polat Teker

Can Polat Teker - Abdi İbrahim Remede

Pharma Facility Director

Can Polat Teker, who graduated from the

Fatih University Science Literature Faculty,

Chemistry Department in 2001 and

the Marmara University Health Sciences

Institute Pharmaceutical Chemistry Specialty

Branch in 2006 is continuing to pursue

his doctorate in the same branch. Starting

out in his career in 2002 as a Production

Operator at Pharma Vision, he continued

at Abdi İbrahim as an R&D Specialist and

R&D Team Leader. He worked in various

capacities at Novartis in 2006-2017. Teker,

who has been a lecturer at the Acıbadem

University Health Sciences Institute Management

in the Pharmaceutical Industry

master’s program since 2009 rejoined

Abdi İbrahim on October 16, 2017 as the

Abdi İbrahim Remede Pharma Algeria

Production Facility Director.

Aylin Erpak Kurtcu - Üretim Planlama ve

Lojistik Direktörü

İstanbul Üniversitesi Kimya Mühendisliği

Bölümü’nden mezun olduktan sonra, aynı

üniversitede İşletme Fakültesi’nde MBA

yüksek lisans programını tamamlayan,

Kurtçu, kariyerine 2003 yılında Abdi

İbrahim’de Üretim Planlama Uzmanı

olarak başladı. 2008-2014 yılları arasında

Üretim Planlama Yöneticiliği ve 2014-

2017 yılları arasında Üretim Planlama

ve Depo Müdürü olarak görev yaptı.

Kurtcu, 01 Ocak 2018 tarihi itibariyle

AbdiBio tesislerinin sorumluluklarının

eklenmesi ile birlikte Planlama ve Lojistik

Faaliyetlerinden Sorumlu Direktör olarak

atandı.

Aylin Erpak Kurtcu

Aylin Erpak Kurtcu - Production Planning

and Logistics Director

After graduating from the Istanbul University

Chemical Engineering Department

Aylin Erpak Kurtcu completed her MBA

in the same university’s Business Faculty

and started her career at Abdi İbrahim in

2003 as a Production Planning Specialist.

In 2008-2014 she worked in Production

Planning Management and as the Production

Planning and Warehouse Manager

in 2014-2017. As of January 01, 2018, with

the addition of Global Organizations and

AbdiBio facility responsibilities to Technical

operations, Aylin Erpak Kurtcu has

been appointed as the Director in Charge

of Planning and Logistics Operations.

Hicran Demir – Dermatoloji Grubu

Bölüm Direktörü

Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden

mezun olan Hicran Demir, İstanbul

Bilgi Üniversitesi’nde MBA yüksek

lisansını tamamladı. Kariyerine 1999 yılında

Med İlaç/TEVA da Ürün Müdürü olarak

başlayan ve 2001 yılında Abdi İbrahim

bünyesine katılan Hicran Demir, birçok

farklı uzmanlık alanında Ürün Müdürü,

Kıdemli Ürün Müdürü olarak görev aldı.

Sonrasında satış ve pazarlamada farklı

kademelerde yöneticilik yapan Demir, 1

Aralık 2017’den itibaren, dermatoloji ve

soğuk algınlığı alanında bölüm direktörü

olarak atanarak görev yapmaya başladı.

Hicran Demir

Hicran Demir – Dermatology Group

Department Director

Hicran Demir, who graduated from the

Hacettepe University Pharmaceutical Faculty,

completed her MBA at the Istanbul

Bilgi University. After starting her career

in 1999 as a Product Manager in Med İlaç/

TEVA she joined Abdi İbrahim in 2001 and

worked as a Product Manager and Senior

Product Manager in many different specialty

fields. After working in management

throughout various levels of sales and

marketing, Demir was appointed as the

department director in dermatology and

common colds as of December 1, 2017.

Pharma 57


Bargu Erpi – Merkezi Sinir Sistemi I

Bölüm Direktörü

Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler

Fakültesi’nden mezun olan Bargu Erpi,

kariyerine 2001 yılında Lundbeck’te tıbbi

tanıtım temsilcisi olarak başladı. Erpi,

sırasıyla ürün müdürlüğü ve uluslararası

marka müdürlüğü görevlerinde bulundu.

2010 yılında Janssen’de ürün müdürü

olarak görev alan Erpi, 2011-2015 yılları

arasında GSK’da MSS, Solunum, Üroloji,

Aşı ve Kritik Hastalıklar gruplarında farklı

pazarlama ve satış görevlerde bulundu.

Son olarak Teva’da sırasıyla portfolyo

müdürlüğü ve ticari mükemmellik

müdürlüğü görevlerini yerine getirdi. 19

Haziran 2017 tarihi itibariyle Abdi İbrahim

bünyesine katılan Erpi, Merkezi Sinir

Sistemi I Bölüm Direktörü olarak görev

yapmaya başladı.

Bargu Erpi

Bargu Erpi – Central Nervous System

Department I Director

A graduate of the Gazi University Economics

and Administrative Sciences Department

Bargu Erpi started his career

as a medical promotion representative in

2001 at Lundbeck. Erpi then worked as

product manager and international brand

manager respectively. Erpi, who started

working as the product manager at

Janssen in 2010, worked in various marketing

and sales positions in 2011-2015

at GSK in the MSS, Respiratory, Urology,

Vaccination and Critical Illnesses groups.

Most recently he worked as the portfolio

manager and commercial excellence

manager at Teva. As of June 19, 2017,

Erpi joined Abdi İbrahim and began

working as the Central Nervous System

Department I Director.

58 Pharma

Levent Burnak – Özel Uzmanlık Bölüm

Direktörü

1995 yılında ODTÜ Biyoloji Bölümü’nden

mezun olduktan sonra, ODTÜ Fen Bilimleri

Enstitüsü’nde Ekoloji üzerine yüksek

lisans yapan Levent Burnak, kariyerine

1999 yılında Procter & Gamble’da Dış

İlişkiler Bölümü’nde başladı. 2002 yılında

ilaç sektörüne adım atan Burnak, Abdi

İbrahim’de 2 yıl tıbbi tanıtım temsilcisi

görevinin ardından, Schering-Plough İlaç

firmasında sırasıyla Ürün Uzmanı, Medikal

Danışman ve Ürün Müdürü olarak

görev yaptı. 2012 yılında Abdi İbrahim’de

Hepatoloji grubunun kuruluş aşamasında

katılan Levent Burnak, farklı kademelerde

müdür olarak çalıştıktan sonra,

1 Aralık 2017 itibariyle Bölüm Direktörü

olarak görev yapmaya başladı.

Levent Burnak

Levent Burnak – Specialty Department

Director

After graduating from the METU Biology

Department in 1995 Levent Burnak did his

master’s at METU’s Science Institute on

Ecology and started his career in 1999 at

Procter & Gamble in the Foreign Relations

Department. After entering the pharmaceutical

sector in 2002, Burnak became a

medical product promotion representative

at Abdi İbrahim for 2 years then worked at

Schering-Plough as a Product Specialist,

Medical Consultant and Product Manager

respectively. After joining Abdi İbrahim

in 2012 during the establishment of the

Hematology group Levent Burnak worked

as a manager at different levels and was

appointed as Department Director as of

December 1, 2017.


Selim Giray

Dr. Emin Fadıllıoğlu

GSK’da üst düzey görev değişikliği

Dr. Emin Fadıllıoğlu, Gelişmekte Olan Merkez Ülkelerden Sorumlu Kıdemli Başkan

Yardımcısı ve GSK Türkiye Genel Müdürlüğü görevini Selim Giray’a bıraktı

Top Level Position Change at GSK

Dr. Emin Fadıllıoğlu has handed over his position as Senior Vice President in Charge of Developing

Central Countries and GSK Turkey General Manager to Selim Giray.

60 Pharma


GSK’nın gelişmekte olan ülkeler bölgesindeki

yeni yapılanmaya göre bölge Batı, Merkez ve

Doğu ile İhracat Ülkeleri olarak ayrıldı. Dr. Emin

Fadıllıoğlu’nun yönetiminde olan Merkez bölgesi

Körfez ülkeleri, Rusya, Pakistan, Türkiye, Mısır ve

Kuzey Afrika’dan oluşuyor.

Dr. Fadıllıoğlu, bölgenin İstanbul’dan yönetilmeye

devam edeceğini açıklarken, “GSK Türkiye’deki

faaliyetlerini yaklaşık 60 yıldır sürdürüyor.

Özellikle son 5 yılda Türkiye’nin önemi giderek

daha da arttı. İstanbul’un bir yönetim üssü haline

gelmesi ve 30 ülkenin buradan yönetilmesi

GSK’nın bölgeye yatırımlarındaki kararlılığı da

ortaya koyuyor. Bunu aynı zamanda GSK’nın

Türkiye’ye olan güveninin göstergesi olarak

değerlendiriyorum” dedi.

Selim Giray bayrağı devraldı

Dr. Emin Fadıllıoğlu’ndan Türkiye Genel

Müdürlüğü ve Başkan Yardımcılığı görevini

devralan Selim Giray ise GSK’nın Türkiye’deki

rolüne değinerek, “80 milyona sağlık ve iyilik

getirmek üzere yola çıkan, Türkiye’nin En İyi

İşverenleri Listesi’nde birinci sırada yer alan bir

şirketin liderliği aynı zamanda beraberinde büyük

bir sorumluluk da getiriyor. GSK Türkiye olarak

geleceğin sağlığına liderlik ederken, inovasyon ve

güven odaklı çalışmalarımıza kararlılıkla devam

edeceğiz. Türkiye, GSK’nın faaliyet gösterdiği

ülkeler arasında da ilklere imza atmaya ve örnek

olmaya devam edecek” şeklinde konuştu.

Başarılarla dolu bir hayatı var

Lise eğitimini Robert Koleji’nde tamamlayan

Selim Giray, Bilkent Üniversitesi İşletme

bölümünü ve Bilgi Üniversitesi MBA programını

tamamladı. Kariyerine Roche’da başlayan Giray,

Roche ve MSD’de Ürün Müdürü, Merkez ve Doğu

Avrupa ülkelerinden sorumlu Bölge Pazarlama

Müdürü ve Ulusal Satış Direktörü gibi çeşitli

pozisyonlarda görev aldı. 2010 - 2012 yılları

arasında ise Cenovapharma’da Genel Müdür

olarak çalıştı.

GSK Türkiye’ye Ocak 2014’te Klasik Markalar İş

Birimi Direktörü olarak katılan Selim Giray daha

sonra Klasik Markalar, Aşı ve Kritik Hastalıklar

Direktörü olarak atandı. Ocak 2016 itibarıyla ise

CEO Geleceğin Stratejisi Grubu’na katılarak, GSK

House’da görev almaya başladı. Selim Giray,

Temmuz 2016’dan bu yana Allergan İlaçları Genel

Müdürü olarak çalışmaktaydı.

Selim Giray halen aynı zamanda, kurucusu

olduğu Bilgi Üniversitesi İlaç Sektörü Ürün

Müdürü Sertifikasyon Programı’nın eğitmenliğini

yapıyor.

According to GSK’s new structuring in the region of

developing countries, the region has been divided

into the sections of West, Central and East Export

Countries. The Central Region which had been under

the management of Dr. Emin Fadıllıoğlu is comprised

of the Gulf Countries, Russia, Pakistan, Turkey, Egypt

and Northern Africa.

While Dr. Fadıllıoğlu explained that the region will

continue to be managed from Istanbul, he said “GSK

has been operating in Turkey for around 60 years.

Especially in the last 5 years the importance of Turkey

has increased. Istanbul’s becoming a management

hub and the management of 30 countries being

executed from here indicates how decisive GSK is

about investing in the region. I also consider this as an

indication of GSK’s confidence in Turkey”.

Selim Giray will continue to carry the flag

Selim Giray, who has taken over the position of Turkey

General Manager and Vice President from Dr. Emin

Fadıllıoğlu, talked about GSK’s role in Turkey and

added “Leadership of a company with a mission to

provide health and well being to 80 million that ranks

number one on the list of Turkey’s Top Employer’s

List, brings major responsibility with it. While serving

as a leader for the healthy future of Turkey, GSK will

also continue steadfast work focused on innovation

and trust. Turkey will continue to be a country that

achieves firsts and sets an example among the

countries that GSK operates in”.

A life filled with success

Selim Giray, who completed high school at Robert

Koleji, graduated from the Bilkent University Business

Department and completed the MBA program at Bilgi

University. After starting his career at Roche, Giray

worked in various positions at Roche and MSD like

Product Manager, Regional Marketing Manager in

Charge of Central and Eastern Europe countries and

National Sales Director. In 2010 - 2012 he worked as

the General Manager at Cenovapharma.

Joining GSK Turkey in January 2014 as the Classic

Brands Business Unit Director, Selim Giray was later

appointed as the Classic Brands, Vaccinations and

Critical Diseases Director. In January 2016 he joined

the CEO Future Strategy Group and started working

at GSK House. He has been working as the Allergan

Pharmaceuticals General Manager since July 2016.

Selim Giray also continues to teach in the Bilgi

University Pharmaceutical Sector Product Manager

Certification Program that he founded.

Pharma 61


Novo Nordisk Türkiye’ye yeni

Diyabet Pazarlama Direktörü

Novo Nordisk Türkiye’nin Diyabet Pazarlama ve Ticari Mükemmellik

Direktörlüğü’ne Canan Sağlıcak getirildi.

A New Diabetes Marketing Director at Nordisk Turkey

Canan Sağlıcak has been appointed at Novo Nordisk Turkey as the new Diabetes Marketing and

Commercial Excellence Director.

Diyabet tedavisinde dünya lideri; obezite, hemofili tedavisi,

büyüme hormonu tedavisi ve hormon replasman tedavisinde

öncü global sağlık şirketi Novo Nordisk’in Türkiye Diyabet

Pazarlama ve Ticari Mükemmellik Direktörlüğü’ne Canan

Sağlıcak getirildi.

Canan Sağlıcak kimdir?

Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden 2003 yılında

mezun olan Canan Sağlıcak, kariyerine 2004 yılında

GlaxoSmithKline’da yönetici adayı olarak başladı. 2009 yılına

kadar solunum alanında Ürün Müdürü olarak çalıştı. Aynı yıl

onkoloji alanında çalışmak üzere Kıdemli Ürün Müdürü olarak

Roche İlaç’a geçti.

Canan Sağlıcak, 2011 yılında Romatoloji Birim Müdürlüğü’ne

terfi ederek, romatoloji birimi satış ve pazarlama aktivitelerini

yönetti. 2017 Kasım ayından itibaren de Novo Nordisk Türkiye

ekibine katıldı. Canan Sağlıcak, evli ve bir çocuk annesi.

Canan Sağlıcak has been appointed as the new

Diabetes Marketing and Commercial Excellence

Director in Turkey for Novo Nordisk, a world leader

in diabetes treatment and a leading global health

company in obesity and hemophilia treatment, growth

hormone treatment and growth hormone replacement.

Who is Canan Sağlıcak?

A 2003 graduate of the Boğaziçi University Business

Faculty, Canan Sağlıcak started her career in 2004

at GlaxoSmithKline as a management candidate. She

worked as a Product Manager in the respiratory field

until 2009. She moved to Roche İlaç in the same year

to work in the field of oncology as a Senior Product

Manager.

In 2011 Canan Sağlıcak was promoted to Rheumatology

Unit Manager and started managing the sales and

marketing activities of the rheumatology unit. As of

November 2017 she joined the Novo Nordisk Turkey

team. Canan Sağlıcak is married and has one child.

62 Pharma

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!