marketing europe & anatolia Sayı: 073
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Gezi<br />
Gelelim gezi kısmına; Perperikon’a,<br />
çam ormanlarının arasından, virajlı dağ<br />
yollarından geçerek varıyorum. Antik<br />
kentin girişinde kocaman bir otopark<br />
var. Arabayı oraya park edip, kenti gezebiliyorsunuz.<br />
Park ücretini öderken,<br />
oradaki görevli bana harita satmaya<br />
çalışıyor çünkü içeride hiç bir yönlendirme<br />
tabelasının olmadığını söylüyor.<br />
Ben haritasız yola devam ediyorum.<br />
Giriş biletini aldıktan sonra (rehberli 30<br />
leva, sadece bilet 12 leva) başlıyorum<br />
Perperikon’u keşfe.<br />
Antik kentin kayalıkları kireç taşından<br />
oluşuyor o yüzden zamanla aşınmalar<br />
oluşmuş. 2000 yılında başlayan kazı<br />
çalışmaları sırasında bazı yerlere beton<br />
dökülerek sabitleme yapılmış. Kentin<br />
en yüksek noktası yaklaşık 500 metre<br />
yükseklikte. Yani demek oluyor ki epey<br />
bir tırmanış yapmak lazım:)<br />
Bir süre yürüdükten sonra karşıma merdivenler<br />
çıkıyor. Sonrada yapılan ahşap<br />
merdivenleri tırmanarak kaya kente<br />
varıyorum. Sonra da etrafı incelemeye<br />
başlıyorum. O sırada yaşlı bir amca yanıma<br />
gelip konuşmaya çalışıyor benimle.<br />
Türk olduğumu söyleyince başlıyor<br />
Türkçe konuşmaya. Amca orada rehberlik<br />
yapıyormuş ama kaçak olarak.<br />
Yani bilet sırasında gördüğüm rehberli<br />
turun, rehberi değil. Yakalayabildiği turistlere<br />
rehberlik yapıyor. Ayrıca da fosil<br />
satıyor. Eskiden orası denizmiş, sonra<br />
yanardağ patlamış orası kayalık olmuş.<br />
O dönemden kalan deniz kabukları da<br />
o kayalıkların içinde fosil olarak kalmış.<br />
Sürekli etrafta dolaşan amca, onların<br />
bir kısmını bulmuş ve şimdi satıyor.<br />
Amcayla sohbet ettikten sonra başlıyoruz<br />
birlikte dolaşmaya. Bana mezarları<br />
gösteriyor önce. Kayalıkların arasında<br />
15 adet mezar var. Mezarlar öğretmen<br />
ve üst düzey askerlere ait. Ama hangi<br />
dönem olduğunu bilmiyorum.<br />
Sonra da Büyük İskender’in tahtı olduğunu<br />
söylediği kayaya götürüyor beni.<br />
Gerçekten kaya taht şeklinde oyulmuş<br />
İlk edindiğim bilgiye göre;<br />
Perperikon, antik bir<br />
Trak kentiymiş.<br />
ve oturacak yer var. Ben de çıkıp tahta<br />
oturdum bir kez. Bence ancak sığabildim,<br />
Büyük İskender nasıl sığıyormuş<br />
hayret ettim.<br />
Alt kısmı gezdikten sonra tırmanmaya<br />
devam ediyorum. Kent’ in üst kısmı<br />
teras gibi düzlük. Aslında şöyle düşünülebilir.<br />
Dikdörtgen bir yapının çatısı<br />
kaldırılmış ve siz üst taraftan binanın<br />
içerisine bakıyorsunuz. Zaten yapılan<br />
teraslar ve yürüme yolları buna olanak<br />
tanıyor. İşte orada yürürken bu kentin<br />
ne kadar gizemli olduğunu düşünüyorsunuz.<br />
Sonradan, Radio Bulgar’dan edindiğim<br />
bilgilerden bahsedeyim biraz da; Perperikon,<br />
beş veya altı tarihi devri temsil<br />
ediyor ve her birinin kendine özgü<br />
anıtlarını görmek mümkün. Eskiden Hiperperakion<br />
(son derece ateşli) adıyla<br />
bilinen şehir, Trakların, dini ritüellerini<br />
yerine getirdikleri kutsal bir şehir olarak<br />
biliniyormuş. Bizans’ta 1082 yılında<br />
basılan büyük ayarlı altın sikkeye<br />
de Hiperperikon adı verilmiş. Traklar<br />
ve daha sonraları Bizanslıların elde<br />
ettikleri altın madenleri kaya şehrin iki<br />
kilometre uzaklığında bulunuyor. Para<br />
reformu ardından bu zor kelime değimiş.<br />
Sadece Perperikon olarak kalmış<br />
ve günümüze dek bu antik kent böyle<br />
bilinmiş.<br />
Bu tarihi yerleşim alanda, ilk yaşam<br />
belirtileri MÖ.5000 yıl öncesine dayanır.<br />
Tunç devrinin sonlarına doğru<br />
tepe, yüzyıllar sürecek bir toplu yaşam<br />
alanına dönüşmüştür. 6. yy. da tepeye<br />
kiliseler ve bir de saray inşa edilmiştir.<br />
Günümüzde sarayın yalnızca kalıntıları<br />
söz konusudur. İlk tapınak Tanrı-Güneş<br />
için inşaa edilmiş.Perperikon’da,<br />
onlarca sunak, iki mezar ve ritüellerin<br />
gerçekleştirildiği yaklaşık 150 tane oda<br />
mevcut. Yalnız bir, iki kişinin geçebileceği<br />
dar geçişli ve kayalık bir yamaca<br />
oyulduğu için tapınağa zor ulaşılıyor.<br />
Arkeoljik komplekste adeta her adımda<br />
ihtişamlı bir tarih karşımıza çıkıyor. Trak<br />
döneminden yapılar nispeten iyi korunmuş.<br />
Dionisiyos’a adanan üç katlı yapı<br />
dikkati çekiyor. Bu Seremoni Salonunda<br />
taş koltuklar ve merdivenler hala korunuyor.<br />
Kayaların yükseklerinde oyulmuş<br />
taştan tahtı da görmek mümkün.<br />
Bulgaristan’daki en değerli arkeolojik<br />
yerlerden biri olan Perperikon, ülkenin<br />
tarihi mirasının ününü duyurma mevzu-<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /43