PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!
SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.
MESA<br />
NAL Tünel<br />
Kalıbı<br />
TEMEL ÖZELLİKLER<br />
• Yüksek yük taşıma kapasitesi ve beton basıncına dayanıklılık<br />
• Hızlı ve kolay montaj sağlayan modüler tasarım<br />
• Esneklik<br />
• Hızlı ve güvenli uygulama<br />
• Hidro-mekanik güç sistemleri ile zaman ve işçilikten tasarruf<br />
• Beton döküm kolaylığı ve vibrasyon sistemleri
Kalıp ve İskele Sistemleri<br />
MESA<br />
TBM Segment<br />
Kalıpları<br />
TEMEL ÖZELLİKLER<br />
• Projeye özel, teknoloji odaklı kalıp tasarımı<br />
• Dayanıklı ve uzun ömürlü kalıplar ile sağlanan maliyet avantajı<br />
• <strong>Malzeme</strong> kalitesi ve üretim teknolojisi ile yüksek beton kalitesi ve<br />
ölçüsel hassasiyete sahip kalıplar.<br />
• Hızlı ve güvenli uygulama
İSTMAG Magazin Gazetecilik<br />
İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına<br />
İmtiyaz Sahibi<br />
H. Ferruh Işık<br />
Genel Müdür<br />
Mehmet Söztutan<br />
mehmet.soztutan@img.com<br />
Reklam Müdürü<br />
Hakan Girgin<br />
hakan.girgin@img.com.tr<br />
Yayın Editörü<br />
Tarık Oral<br />
tarik.oral@img.com.tr<br />
Grafik Tasarım<br />
Sami Aktaş<br />
sami.aktas@img.com.tr<br />
Sorumlu Müdür<br />
Cüneyt Aktürk<br />
cuneyt.akturk@img.com.tr<br />
Dış İlişkiler Müdürü<br />
Yusuf Okçu<br />
yusuf.okcu@img.com.tr<br />
Kurumsal İletişim Müdürü<br />
Ebru Pekel<br />
ebru.pekel@img.com.tr<br />
Muhasebe Müdürü<br />
Zekai Turasan<br />
zturasan@img.com.tr<br />
Muhasebe ve Finans Müdürü<br />
Mustafa Aktaş<br />
mustafa.aktas@img.com<br />
Bilgi İşlem<br />
Emre YENER<br />
emre.yener@img.com.tr<br />
Abone<br />
İsmail Özçelik<br />
ismail.ozcelik@img.com.tr<br />
CTP - Baskı<br />
İhlas Gazetecilik A.Ş.<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad.<br />
İhlas Plaza No:11 A / 41<br />
Yenibosna - Bahçelievler / İstanbul<br />
Tel: 0 212 454 30 00<br />
Adres<br />
Evren Mahallesi Bahar Caddesi<br />
Polat İş Merkezi B Blok No:3 Kat:1<br />
Güneşli - Bağcılar<br />
İSTANBUL / TURKEY<br />
Tel : +90 212 604 51 00<br />
Fax : +90 212 604 51 35
editör<br />
“Bizimdir yerlere tükürülmeyen yerler”<br />
Geçtiğimiz ay, 17 Ağustos 1999 yılında gerçekleşen büyük depremin yıl dönümü olması hasebiyle sektördeki<br />
pek çok özel şirket ve sivil toplum kuruluşlarından konuyla ilgili açıklamalar yapıldı. Açıklamalardaki ortak nokta;<br />
deprem kuşağında yer alan ülkemizin bu tür afetlerle tekrar tekrar karşılaşabilecek olmasıydı. Bu gerçeği öncelikle<br />
kabullenip bu tür olası afetlere karşı daha duyarlı ve daha bilinçli olmamızın da icap ettiğini bildirdiler. Tabi<br />
her kurum kendi uzmanlık alanına göre, ülkemizin genel yapılaşması içerisinde fark ettikleri yanlış ve eksiklikleri<br />
belirtirken doğru olanı ve olması gerekeni de ilan ettiler...<br />
Genelde bu tür organizasyonlarda maalesef ortaya atılan ifadeler dinleyiciler için anlık bir umut ışığı şekline<br />
bürünerek zihinleri aydınlatıyor olsa da, konuşulanların etkisi sadece konuşmanın gerçekleştiği alanla sınırlı<br />
kalıyor. Dışarıya çıkıp rutin işlerimize döndüğümüzde, yine o malum bize deden miras alışkanlıklarımızla başbaşayız...<br />
‘İnsanı insan yapan ahlaki örüntüler kişinin icra ettiği meslek ile şekillenmekte. Felsefi öğretiler, sekülerize edilmiş<br />
dünya görüşleri ya da seçkin kürsülerden dinleme ayrıcalığı yakaladığımız beylik laflarla ilgili değil.’ Bence<br />
kabul edeceğimiz ilk gerçek bu olsa gerek.<br />
‘Sektörün hangi köşesinde bulunursak bulunalım ortaya koyduğumuz ürün, emek, hizmet ya da sermaye her<br />
ne ise, bizim (genelde diğerlerinden bir gömlek üstte olan) benliğimizle sıkı sıkıya bağlı olduğunu bilelim.’ Bu<br />
konuda biraz daha bilinç...<br />
‘Para kazanma yolunda zamanla kıyasıya yarışarak hızla ilerlerken sarfedilen eforu, amaca giden yolda katlanılması<br />
gereken bir zul olarak değil, sektördeki diğer paydaşlarımız ya da herhangi bir tüketici için ürün ve<br />
hizmet anlamına geldiğini eğer aklımızda tutamayacaksak bir yere not edelim.’ Biraz daha duyarlılık...<br />
Belki böylelikle büyük afetlerin her yıl dönümünde değerli vakitlerini ayırarak bizlere telkinlerde bulunan büyüklerimizin<br />
gösterdiği yolda bir mesafe kat eder, olanları kabullenip daha duyarlı ve daha bilinçli oluruz.<br />
Faydalı bir sayı olması dileğiyle...<br />
Tarık Oral
İçindekiler<br />
18 - İZODER: “Depreme karşı<br />
güvenli binalar için su yalıtımı şart”<br />
82 - Hareket Sensörü ile Enerji Tasarrufu<br />
94 - Borusan Cat’in<br />
34’üncü Revizyon Merkezi Ankara’da<br />
98 - “Gücümüzü ülkemize<br />
olan sorumluluğumuzdan alıyoruz”<br />
106 - Mitsubishi Electric’ten Segmentinin En<br />
Kompakt Ödüllü ve Çevreci Kliması<br />
110 - Baymak ilk 6 ayda % 55 büyüdü<br />
Emre KARABEK – Gömülü Yazılım Mühendisi<br />
REKLAM İNDEKSİ<br />
BAUMIT........................................................................ 57<br />
BIG CLUB.................................................................... 37<br />
BİEN SERAMİK......................................................... 101<br />
BOSCH TERMOTEKNİK........................................... 119<br />
BUDERUS.................................................................. 117<br />
ÇİMSA...................................................... ARKA KAPAK<br />
DAIKIN.......................................160 – ARKA KAPAKİÇİ<br />
DOKA KALIP ve İSKELE SİST...........ÖN KAPAKİÇİ – 1<br />
E.C.A.......................................................................... 105<br />
EGE YAPI ZİRVESİ’<strong>2018</strong>........................................... 153<br />
ERYAP.......................................................................... 49<br />
GF HAKAN PALSTİK.................................................. 65<br />
İNTEK KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ................. 2 – 3<br />
KEYHAN TERCÜME.................................................. 155<br />
KİLSAN........................................................................ 87<br />
KORDSA/KRATOS...................................................... 23<br />
LAYHER İSKELE SİSTEMLERİ.......................... 10 – 11<br />
MESA İMALAT......................................................... 6 – 7
Mehmet Göçmen / Sabancı Holding CEO’su<br />
NİMEÇATI.................................................................. 109<br />
ÖZLER KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ................ 8 – 9<br />
PANASONIC................................................................ 81<br />
PERİ DUO............................................................ 28 – 29<br />
PERİ KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ.......... ÖNKAPAK<br />
SARAY ALÜMİNYUM................................................ 131<br />
SARAY ALÜMİNYUM................................................ 133<br />
SERAMİKSAN............................................................. 95<br />
SİSTEM ALÜMİNYUM..................................... 122 – 123<br />
SODEX’2019.............................................................. 151<br />
TAYF ÇATI.................................................................... 89<br />
TMS KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ..................... 4 – 5<br />
TÜRKİYE HASTANESİ.............................................. 156<br />
UNIFAB........................................................................ 73<br />
UZMAN KİREMİT....................................................... 113<br />
VOLİ TURİZM............................................................. 157<br />
YAPIMALZEME.COM.TR.......................................... 159
Türkiye İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan:<br />
“Konutlarımızı dayanıksız tüketim<br />
malı olmaktan çıkarmalıyız”<br />
Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, 17 Ağustos 1999 Marmara<br />
Depremi’nin 19’uncu yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Depreme dayanıklı uzun<br />
ömürlü yapılar inşa edilmesi için kullanılan malzemeden uygulama sürecine kadar her<br />
aşamada kalite büyük önem taşıyor. Dayanıklı tüketim malları için yapılan sorgulamayı<br />
binalar ve konutlar için yapmadığımız müddetçe, konutlar birer dayanıksız tüketim malı gibi<br />
olmaya devam edecek ve en az 100 yıl dayanması beklenen binaların ömrü bir otomobil<br />
ömrü kadar olacaktır” dedi.<br />
Marmara Bölgesi’ni etkileyen ‘17 Ağustos<br />
1999 Depremi’nin üzerinden 19 yıl geçmesine<br />
rağmen, Türkiye’nin depreme hazır<br />
olma konusunda birçok eksiği olduğunu<br />
belirten Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Ferdi Erdoğan, “Ülkemizde 7 milyondan<br />
fazla riskli konumda yapı bulunuyor.<br />
Bu yüzden en başta kentsel dönüşüm<br />
sürecindeki eksikliklerin bir an önce giderilmesi<br />
gerekiyor. Deprem kuşağında yer<br />
alan Türkiye’de yapısal problemleri çözüp,<br />
daha güvenli yapılara ulaşmalıyız ve depremi<br />
bir risk olmaktan çıkarmalıyız” dedi.<br />
“Sorgulamadığımız müddetçe<br />
binalar dayanıksız tüketim malı<br />
olmaya devam edecek”<br />
Türkiye’de 100 yıllık yapılar inşa edilmesi<br />
için kullanılan malzemeden uygulama sürecine<br />
kadar her aşamada kalitenin önemli<br />
olduğunu vurgulayan Ferdi Erdoğan, şöyle<br />
konuştu: “Buzdolabımızdaki sebze ve<br />
meyvelerin konforu kadar kendi konforumuzu<br />
sorgulamadığımız müddetçe; çamaşırlarımızı<br />
yıkarken tüketeceğimiz enerji ve<br />
suyun tasarrufu kadar konutlardaki tasarrufu<br />
sorgulamadığımız müddetçe; saçımızı<br />
kesen berberin sertifikası kadar evimizi<br />
yapan müteahhit ve ustaların sertifikalarını<br />
sorgulamadığımız müddetçe; dayanıklı tüketim<br />
için yapılan sorgulamayı binalar ve<br />
konutlar için yapmadığımız müddetçe, başımızı<br />
soktuğumuz konutlar birer dayanıksız<br />
tüketim malı gibi olmaya devam edecektir.<br />
En az 100 yıl dayanması beklenen<br />
binalar; 25-30 yıl yani bir otomobil ömrü<br />
kadar dayanacaktır. Artık depreme dayanıklı<br />
binalar yapıp içinde güvenle oturmak<br />
yerine, deprem sırasında evdeki dayanıklı<br />
tüketim malları olan beyaz eşyaların yanına<br />
saklanma tavsiyelerinden insanlarımızı<br />
kurtarmalıyız.”<br />
Yenileme pazarı ile sektöre ivme<br />
kazandırmak mümkün<br />
Günümüzde, depremle ilişkilendirilmiş konut<br />
yapısının tam olarak yerine oturmadığına<br />
dikkat çeken Ferdi Erdoğan kentsel<br />
dönüşüm pazarı ile yenileme pazarının<br />
birbirinden ayrıştırılması gerektiğini vurguladı<br />
ve şunları söyledi “Kentsel dönüşüm<br />
sürecini çok iyi yönetmemiz gerekiyor.<br />
Şu an uygulandığı haliyle, kolay satılabilir<br />
lokasyonlardaki ‘binasal dönüşüm’den<br />
çıkarıp esas ihtiyaç olan alt yapı ve alan<br />
düzenlemesi yaparak daha fazla insan,<br />
çevre ve kentsel doku odaklı bir dönüşüm<br />
planlaması yaratmalıyız. Kentsel dönüşümde<br />
performansa dayalı inşaat modellemesi<br />
hedeflenirken her derde deva olduğu<br />
iddia edilen fırsatçı ürünlerin performansı<br />
bozmasına izin vermemeliyiz. Ayrıca kentsel<br />
dönüşüme girmeyecek binaların belirlenmesi<br />
neticesinde konutlarda yapılacak<br />
güçlendirme ve yenileme çalışmaları ile<br />
daha hızlı ve sağlıklı bir dönüşüm gerçekleşebilir.<br />
Yenileme pazarına yönelik yapılacak<br />
işbirlikleri ve kampanyalar ile birçok<br />
sektör ve iş kolu hareket kazanırken, genç<br />
ve dinamik nüfusa sahip inşaat sektöründe<br />
istihdam alanında da önemli fırsatlar doğacaktır.”<br />
Türkiye Müteahhitler Birliği depremin yıldönümünde bir açıklama yayınladı:<br />
“Depreme süratle akılcı ilgi gösterilmeli”<br />
Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB), 17<br />
Ağustos Depremi’nin 19. yıldönümünde yayınladığı<br />
açıklamada, “Deprem riskinin çok yüksek<br />
olduğu ülkemiz açısından bütünsel bazda<br />
sürdürülebilirlik hedefiyle bilimsel olarak planlanarak<br />
uygulanacak kentsel dönüşüm hayati<br />
önem taşımaktadır. İmar mevzuatı yeniden ele<br />
alınmalı, dikey yapılaşma tercihleri tarihi ve<br />
çevresel doku gözetilerek değerlendirilmelidir”<br />
denildi.<br />
Depremde hayatını kaybeden vatandaşları<br />
saygı ve rahmetle anarak başlayan açıklamada,<br />
“Türkiye Müteahhitler Birliği Yönetim<br />
Kurulu olarak, böyle bir acının ülkemizde ve<br />
dünyada bir daha yaşanmamasını diliyor;<br />
deprem felaketlerinde kaybettiğimiz binlerce<br />
vatandaşımızın acılarını yüreklerimizde taşımayı<br />
sürdürüyoruz. Deprem konusunda çok<br />
daha hassas bir sürece giriyor; akılcı bir ilgi,<br />
toplumsal farkındalık ve eğitimler ile uygulamada<br />
sabırlı bir sürekliliğin sağlanmasına ihtiyaç<br />
duyuyoruz” ifadesi yer aldı.<br />
Açıklamada şu noktalara yer verildi:<br />
İKLİME BAĞLI AFETLER ARTIYOR: Küresel<br />
ısınmanın en önemli sonuçlarından biri dünya<br />
genelinde iklime bağlı doğal afetlerin sayı ve<br />
ölçeğinde meydana gelen artıştır. Dünyada 31<br />
çeşit doğal afetin 28’inin meteorolojik afetlerden<br />
oluştuğu gözlenmektedir. Türkiye için ise<br />
başlıca afetler deprem, kuraklık, sel, taşkın,<br />
heyelan ve yangın olarak sıralanmaktadır.<br />
TOPLUMSAL BELLEĞİMİZE ACILAR YÜK-<br />
LEDİ: Topraklarımızın çok büyük kısmının<br />
deprem kuşağında bulunduğu dikkate alındığında;<br />
deprem, toplumsal belleğimizi büyük<br />
kayıplar ve derin acılarla yüklemiş bir numaralı<br />
doğal afettir. Sadece düne ait bir deneyim<br />
değil, aynı zamanda içinde bulunduğumuz<br />
andan yarınlarımıza uzanan çok ciddi bir tehdittir.<br />
Afetlerin ardından yapılan sorgulamalar<br />
ve çözüm arayışları, ne yazık ki bir süre sonra<br />
giderek hafiflemekte ve yerini bir sonraki depreme<br />
kadar süren bir rehavete bırakmaktadır.<br />
18<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Aktüel<br />
GYODER Başkanı Doç. Dr. Feyzullah Yetgin:<br />
“İmar barışı ile depreme dayanıksız<br />
binaların dönüşümü hız kazanacak”<br />
Topraklarının büyük çoğunluğu deprem kuşağında yer alan Türkiye’de depreme hazırlıklı<br />
olmak için kentsel dönüşümün büyük önem taşıdığını vurgulayan GYODER Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Doç. Dr. Feyzullah Yetgin, “Bugün Türkiye genelinde 7.5 milyon riskli konutun<br />
dönüşmesi gerekiyor. Bunun için zaman kaybetmeden, prosedürlere kısa yollar oluşturarak<br />
sorunları çözmemiz gerekiyor. İmar barışı bu anlamda Türkiye için kangren olmuş sorunları<br />
ortadan kaldırırken, yarattığı gelir ile kentsel dönüşüme ivme kazandıracak” dedi.<br />
Doç. Dr. Feyzullah Yetgin / GYODER Başkanı<br />
Türkiye’de büyük yıkıma yol açan 17 Ağustos<br />
1999 Marmara Depremi’nin 19’uncu<br />
yıldönümü nedeniyle açıklamada bulunan<br />
GYODER Başkanı Doç. Dr. Feyzullah Yetgin,<br />
hayata geçirilen tüm düzenleme ve<br />
yapılanmalara rağmen Türkiye’nin hala<br />
depreme tam anlamıyla hazırlıklı olmadığını<br />
belirtti.<br />
Doç. Dr. Feyzullah Yetgin, “Bugün Türkiye<br />
genelinde milyonlarca konutta halen<br />
binaların gücünü zayıflatan en önemli<br />
faktörlerden biri olan korozyonun önüne<br />
geçen su yalıtımı yok. 7.5 milyon konut<br />
ise dönüştürülmesi gereken konut statüsünde<br />
bulunuyor. Topraklarının büyük<br />
çoğunluğunun deprem kuşağında yer alan<br />
ülkemizde depreme hazırlıklı olmak için<br />
güvenli ve kaliteli yapılaşma anlayışıyla<br />
hereket etmeliyiz ve kentsel dönüşüm fırsatını<br />
iyi değerlendirmeliyiz” dedi.<br />
Kentsel dönüşümün hız kazanması konusunda<br />
imar barışının büyük önem taşığını<br />
vurgulayan Doç. Dr. Feyzullah Yetgin,<br />
“Yılda 500 bin adet konutu dönüştürürsek,<br />
dönüşümü 15 yıl gibi bir sürede tamamlayabiliyoruz.<br />
Bunun için zaman kaybetmeden,<br />
prosedürlere kısa yollar oluşturarak<br />
sorunları çözüp, önümüzdeki 15 yılda bu<br />
problemi el birliğiyle atlatmamız gerekiyor.<br />
Türkiye’de sayısı 13 milyona yaklaşan<br />
ruhsatsız yapının imar ve ruhsat sorununa<br />
çözüm getirecek olan imar barışı, hem<br />
Türkiye için kangren olmuş bir sorunu<br />
ortadan kaldıracak hem de yarattığı gelir<br />
ile kentsel dönüşüme ivme kazandıracak”<br />
diye konuştu.<br />
Kentsel dönüşüm sürecinin başta büyükşehirler<br />
olmak üzere kapsamlı bir imar<br />
reformu ile planlanması gerektiğine dikkat<br />
çeken Doç. Dr. Feyzullah Yetgin, şöyle devam<br />
etti: “Şehirlerimizi, talep ve ihtiyaçlara<br />
göre planlayıp geliştirmeli, değiştirmeli ve<br />
dönüştürmeliyiz. İlgili yönetmeliklerin ihtiyaçlara<br />
ne ölçüde yanıt verdiğini sorgulanması<br />
ve denetlenmesini sağlamalıyız”<br />
GYODER olarak, kentsel dönüşüm çalışmalarına<br />
katkıda bulunmaya devam<br />
edeceklerini kaydeden Doç. Dr. Feyzullah<br />
Yetgin, “Olası büyük bir depremde minimum<br />
kayıp verilmesi için riskli binaların<br />
yeniden, yönetmeliklere uygun şekilde<br />
inşa edilmesi ve tüm Türkiye’nin yeniden<br />
yapılanması için çalışacağız. Deprem bilincinin<br />
toplumun tüm kesimleri tarafından<br />
benimsenmesi de yeniden yapılanma sürecine<br />
büyük bir ivme kazandıracaktır”<br />
dedi.<br />
ÖNEMLİ ADIMLAR ATILIYOR: Ülkemizde deprem riski ile mücadele<br />
konusunda önemli adımlar da atılmaktadır. Son olarak ülkemizin deprem<br />
haritası, 22 yıl sonra geçtiğimiz aylarda yenilenmiş; Yeni Deprem<br />
Bina Yönetmeliği <strong>2018</strong> yılı Mart ayı içerisinde yürürlüğe girmiştir. Çevre<br />
ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlıkları yapılan Deprem Yasası<br />
Tasarısının ivedilikle hayata geçirilmesi beklenmektedir.<br />
STRATEJİK AFET PLANI HAZIRLANMALI: Türkiye depremin yanı<br />
sıra, iklim değişikliğinin etkisiyle diğer doğal afetlerde de ciddi hasarlar<br />
almaktadır. Bu çerçevede bir stratejik afet planı hazırlanması büyük<br />
önem taşımaktadır. Son olarak Ordu’da yaşanan sel felaketinden sonra<br />
hükümetin doğal afetler için genel bir eylem planı hazırlanacağına ilişkin<br />
açıklamasını son derece gerekli ve doğru bulmaktayız.<br />
AFETLER BAKIŞ AÇISIYLA PLANLAMA: İçinde bulunduğumuz çağda,<br />
yaşadığımız mekanların bilim ve tekniğe uygun olarak inşa edilmiş<br />
olması lüks değil mecburiyettir. Afetler bakış açısıyla bu çerçevede gerekli<br />
planlamaların yapılması ve tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bu<br />
önlemlerin teknik çatısı ilgili devlet kurumlar ile araştırma ve planlama<br />
konusundaki deneyimli uzmanların ortaklaşa gayretiyle oluşturulabilir.<br />
İmar mevzuatı yeniden ele alınmalı, dikey yapılaşma tercihleri tarihi<br />
ve çevresel doku gözetilerek değerlendirilmeli, imar değişikliği uygulamaları<br />
kamu vicdanını zedeleyen, kişilere özel değerlendirmelerden<br />
arındırılmalıdır.<br />
KENTSEL DÖNÜŞÜM HAYATİ ÖNEMDE: Şehirleşme oranının giderek<br />
arttığı ve deprem riskinin yüksek olduğu ülkemiz açısından kentsel<br />
dönüşüm hayati önem taşımaktadır. Kentsel dönüşüm, “yaşanabilir şehirler”<br />
hedefiyle, sürdürülebilir biçimde bilimsel olarak uygulanmalıdır.<br />
Bina bazlı ve rant odaklı ele alınmamalı; kentsel altyapı, yeşil alan ihtiyacı<br />
ile başta mülkiyet hakkı olmak üzere sosyo-kültürel doku ve bölge<br />
sakinlerinin tüm hakları gözetilerek planlanmalı ve hayata geçirilmelidir.<br />
Gündemdeki İmar Barışı sürecinde fen kurallarına ve teknik standartlara<br />
aykırı yapılar için ayrı bir çalışma yürütülmeli ve öncelikle teknik<br />
şartlara uygun hale getirilmesi sağlanmalıdır.<br />
ETKİN DENETİM MEKANİZMASI OLUŞTURULMALI: Yap-Sat sektörü<br />
mevcut denetimsiz işleyişinden kurtarılmalıdır. Sektörün tanımı yapılmalı,<br />
yetki ve sorumlulukları belirlenmelidir. Ayıplı iş yapan firmaların<br />
sektörden ayıklanmasına olanak sağlayan yasal zemin hazırlanmalıdır.<br />
İnşaat sektöründe topluma ve çevreye duyarlı, şeffaf, hesap verebilir ve<br />
sürdürülebilir bir yatırım ortamının oluşması en önemli hedef olmalıdır.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 19
İZODER: “Depreme karşı güvenli<br />
binalar için su yalıtımı şart”<br />
Deprem gerçeği ve yalıtım konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek için faaliyetlerini aralıksız<br />
olarak sürdüren İZODER’in Yönetim Kurulu Başkanı Levent Pelesen, halen depreme<br />
hazırlıklı olmayan Türkiye’de, güvenli ve nitelikli binaların sayısının hızla artırılması<br />
gerektiğine dikkat çekerek, “ Topraklarının büyük bir kısmı deprem kuşağında yer alan bir<br />
ülkede, can ve mal güvenliğini sağlayabilmek için alınması gereken en temel önlemlerin<br />
başında uzun ömürlü ve depreme dayanıklı binalar inşa etmek geliyor. Bunun için de,<br />
yapıların, öncelikle su yalıtımı ile donatılarak korozyona karşı korunması gerekiyor” dedi.<br />
Yalıtım konusunda kamuoyunu ve sektörü<br />
bilinçlendirmeyi amaç edinen İZO-<br />
DER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları<br />
Derneği) Başkanı Levent Pelesen, yapıyı<br />
oluşturan ana elemanları (demir ve beton),<br />
ömrü boyunca koruyacak olan su<br />
yalıtımının hayati önem taşıdığını söyledi.<br />
Tüm Marmara Bölgesi’ni etkileyen ‘17<br />
Ağustos 1999 Depremi’nin üzerinden 19<br />
yıl geçmesine rağmen, Türkiye’nin depreme<br />
hala hazır olmadığını açıklayan<br />
Levent Pelesen, “Ülke olarak depremle<br />
yaşamayı öğrenmeli,<br />
güvenli ve kaliteli yapılaşma<br />
bilinciyle hareket<br />
etmeliyiz. Deprem kuşağında<br />
yer alan Türkiye’de<br />
can ve mal güvenliğini<br />
sağlayabilmek<br />
için alınması gereken<br />
en temel önlemlerin<br />
başında uzun ömürlü<br />
ve depreme dayanıklı<br />
binalar inşa etmek geliyor”<br />
dedi.<br />
Betonarme yapı sistemlerinin<br />
en hassas<br />
oldukları noktalardan birinin suya karşı<br />
hassasiyetleri olduğunu vurgulayan Pelesen,<br />
“<strong>Yapı</strong>larımıza suyun nüfuz etmesi<br />
durumunda taşıyıcı elemanlarda bulunan<br />
demir donatılar korozyona maruz kalarak<br />
paslanmakta ve binalarımızın ömrünü ve<br />
dayanıklılığını azaltmaktadır. 17 Ağustos<br />
depremi sonrasında yapılan İstanbul<br />
Büyükşehir Belediyesi Hasar Tespit Komisyonu<br />
tarafından yapılan incelemeler<br />
sonucu, yüzde 79’u hasarlı bulunan 55<br />
bin 651 konut ve işyerinin yüzde 64’ünde<br />
korozyon tespit edilmesi de su yalıtımının<br />
önemini ortaya çıkarıyor” diye konuştu.<br />
Ülke genelinde milyonlarca konutta halen<br />
su yalıtımı olmadığına, 6.5 milyon konutun<br />
ise deprem açısından riskli bina statüsünde<br />
olduğuna dikkat çeken Pelesen,<br />
“Toplumda çok bilinmese de depremlerin<br />
yol açtığı büyük yıkımların en önemli nedenlerinden<br />
biri korozyondur. Herhangi<br />
bir yoldan binaya sızan su, oksijen ve<br />
beton içerisinde farklı kimyasal içeriğe<br />
sahip maddeler ile kimyasal tepkimeye<br />
girerek paslanmaya, yani korozyona neden<br />
oluyor. Korozyon sonucunda binanın<br />
taşıyıcı sistemi öyle zayıflıyor ki, su yalıtımına<br />
sahip olmayan bir bina, yapımından<br />
sonraki 20 yıl içinde taşıma kapasitesinin<br />
yarısından fazlasını kaybediyor. Binanın<br />
taşıyıcı sistemini zayıflatan korozyonu<br />
engellemenin tek yolu ise su yalıtımıdır”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Yeni yönetmelikle su yalıtımı<br />
zorunlu hale geldi<br />
Pelesen, özetle şunları söyledi: “Türkiye’de<br />
inşaat sektöründe büyük bir eksikliği<br />
gidererek, binalara dayanıklılık, kalite<br />
ve konfor kazandıracak ‘Binalarda Su Yalıtımı<br />
Yönetmeliği’ 1 Haziran <strong>2018</strong> tarihi<br />
itibarıyla yürürlüğe girdi. Çevre ve Şehircilik<br />
Bakanlığı tarafından, destek ve girişimlerimizle<br />
mevzuattaki eksikleri gidermek<br />
üzere hazırlanan yeni yönetmelikle<br />
yalıtımın yeni binalarda uygulanması zorunlu<br />
hale getirildi. Türkiye inşaat sektörü<br />
ve bina sakinleri açısından çok önemli bir<br />
adım olan bu yönetmelik, su yalıtımı ile ilgili<br />
çok büyük bir eksikliği giderecek. Yeni<br />
yapılan binalarda bu yönetmelikte öngörülen<br />
esaslara uyulmadığının tespit edilmesi<br />
hâlinde, bu eksiklikler giderilinceye<br />
kadar binaya yapı kullanma izin belgesi<br />
verilmeyecek”<br />
Kentsel dönüşüm fırsatı iyi<br />
değerlendirilmeli<br />
“Kentsel dönüşüm süreci su yalıtımı uygulamaları<br />
için büyük bir fırsat. Bina da-<br />
20<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Aktüel<br />
‘Tüm Yönleriyle Yalıtım<br />
Seminerleri’nin 5’incisi<br />
Elazığ’da gerçekleştirildi<br />
İZODER Başkanı Levent Pelesen, “Amacımız,<br />
yurt genelinde yalıtım bilincini artırmak ve ülkemiz<br />
için stratejik öneme sahip bir konuda farkındalık<br />
yaratmaktır” dedi.<br />
Levent Pelesen / İZODER’in Yönetim Kurulu Başkanı<br />
yanımı için gerekli olan su yalıtımı, şimdiye<br />
kadar çoğunlukla ihmal edildiği için, ülkemizde<br />
30 yıllık binalar ömrünü tamamlamış olarak görülüyor.<br />
Oysa asgaride 80-100 yıl gibi bir süre<br />
için inşa edilmesi gereken binalarımız, bu süre<br />
içinde korozyon etkisine karşı korunmuş olmalı.<br />
Bunun için de mevzuatların öngördüğü gibi<br />
su yalıtımı yapılmalı. Önümüzdeki kentsel dönüşüm<br />
sürecini iyi değerlendirip, su yalıtımını<br />
kaliteli malzeme ve uzman uygulamalar ile gerçekleştirirsek,<br />
her deprem sonrasında yaşadığımız<br />
düşündürücü tabloları engelleyebiliriz”<br />
Avrupa’da su yalıtımlı bina oranı daha<br />
yüksek<br />
“Türkiye topraklarının yüzde 92’si ve nüfus yoğunluğunun<br />
yüzde 95’inin deprem kuşağında<br />
bulunuyor. Deprem tehlikesi altında olmayan<br />
Avrupa’da bile su yalıtımına yönelik yaptırımlar<br />
var ve tüm yalıtım uygulamaları, denetim ve<br />
sigorta şirketleri tarafından çok ciddi bir şekilde<br />
denetleniyor. Çünkü korozyon nedeniyle binaların<br />
depreme karşı dayanıksız hale geldiğinin<br />
bilincindeler. Biz de, hem canımızı korumak,<br />
hem de sağlıklı, yaşanabilir yapılar inşa etmek<br />
istiyorsak, su yalıtımının olmazsa olmaz bir unsur<br />
olduğunu anlamalıyız”<br />
İZODER, üretici firmalara İKOS belgesi<br />
veriyor<br />
“Su yalıtımının kaliteli malzeme ve uzman uygulamalar<br />
ile gerçekleştirmek çok büyük önem<br />
taşıyor. İZODER üyelerini mevcut kanun ve<br />
yönetmeliklerde yer alan standartlara uygun<br />
olarak piyasaya ürün arz ettiklerini belgelemek<br />
ve haksız rekabeti önlemek amacı ile yeni bir<br />
uygulama başlattık. İZODER Kalite Onay Sertifikası<br />
(İKOS) adını verdiğimiz bu belge için<br />
üyelerimizin ürünlerini piyasadan rastgele alıyor<br />
ve İZODER bünyesinde kurulan TEBAR<br />
AŞ’de deneye tabi tutuyoruz. Firmanın beyan<br />
ettiği değerlerle test sonuçlarını karşılaştırarak<br />
İKOS Sertifikası veriyoruz”<br />
‘Tüm Yönleriyle Yalıtım Seminerleri’nin<br />
beşincisi Megaboard partnerliğinde,<br />
Bonus, Mardav, Ode, Ravaber,<br />
Terrawool ve Saint-Gobain<br />
Weber sponsorluğunda Windy Hill<br />
Hotel Elazığ’da düzenlendi.<br />
‘Tüm Yönleriyle Yalıtım Semineri-Elazığ’,<br />
Elazığ Çevre ve Şehircilik<br />
İl Müdürü Mustafa Pirinççi, Elazığ<br />
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı<br />
Asilhan Arslan, İZODER Başkanı<br />
Levent Pelesen, öğretim üyeleri,<br />
mimar ve mühendislerin yanı sıra,<br />
kamu, STK ve sektör temsilcilerinin<br />
katılımıyla gerçekleşti.<br />
Elazığ Çevre ve Şehircilik İl Müdürü<br />
Mustafa Pirinççi yaptığı açılış konuşmasında,<br />
yalıtımın insan sağlığı ve<br />
konforu için vazgeçilmez bir unsur<br />
olduğunu vurgulayarak, bu konuda<br />
yapılan yasal düzenlemelerin takipçisi<br />
olduklarını belirtti. Elazığ Ticaret<br />
ve Sanayi Odası Başkanı Asilhan<br />
Arslan ise yalıtımın önemine değinerek,<br />
Türkiye’de yalıtımın yaygınlaşması<br />
ve yalıtım bilincinin artırılması<br />
için gerçekleşen çalışmaların destekçisi<br />
olmaya devam edeceklerini<br />
ifade etti.<br />
Ülke genelinde yalıtım bilincini artırmak,<br />
kamu ile sektör temsilcilerini<br />
buluşturmak, vatandaşlara çözüm<br />
önerileri sunmak amacıyla Anadolu’ya<br />
yöneldiklerini belirten İZODER<br />
Başkanı Levent Pelesen, “ Son yasal<br />
düzenlemelerle birlikte yalıtım<br />
sektörünün gelişimi ivme kazandı.<br />
Sektörümüzün yıllardır beklediği<br />
‘Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği<br />
ve Binaların Gürültüye Karşı Korunması<br />
Hakkında Yönetmelik’ İZODER<br />
çalışanlarının yıllar süren emek ve<br />
katkıları ile ülkemize kazandırıldı.<br />
Isı, su, ses ve yangın yalıtımı, her<br />
şeyden önce Türkiye’nin geleceği<br />
için stratejik öneme sahip bir konu.<br />
Vatandaşların yalıtım konusunda<br />
doğru bilgilere sahip olması çok<br />
önemli çünkü tüm yalıtım uygulamalarıyla,<br />
güvenli, sağlıklı ve konforlu<br />
yaşam alanlarına sahip oluyoruz.<br />
Elbette eksiklikler, düzeltmeler olacaktır<br />
ancak önemli olan, sektörün<br />
bir nirengi noktası kazanmasıdır.<br />
Ayrıca Bakanlığımızın bize verdiği<br />
görev ve yetkiyle Su ve Ses Yalıtımı<br />
Yönetmelik Kılavuzlarının yazılması<br />
için de çalışmaları başlattık. Kılavuzların<br />
da doğru yalıtım uygulamaları<br />
için sektöre katkısı büyük olacaktır”<br />
diye konuştu.<br />
Bir sonraki durak Antalya<br />
Levent Pelesen konuşmasını şöyle<br />
tamamladı: “İZODER olarak, Çevre<br />
ve Şehircilik Bakanlığı işbirliği ile<br />
Ekim 2017’de İzmir’de yüksek bir<br />
katılımla başlayan seminer dizimize,<br />
Ocak <strong>2018</strong>’de Ankara’da, Mart<br />
<strong>2018</strong>’de Adana’da, 19 Nisan’da<br />
Kayseri’de devam ettik. Bugün, yüzyıllardır<br />
birçok uygarlığa ev sahipliği<br />
yapan Elazığ’dayız. Elazığ’ı, Antalya<br />
ve Trabzon illerimiz takip edecek.<br />
Finali ise İstanbul’da yapacağız. Bugüne<br />
kadar gerçekleştirdiğimiz seminerlerin<br />
gördüğü yoğun ilgi, Anadolu’ya<br />
açılma stratejisinin ne kadar<br />
önemli olduğunu bizlere bir kez daha<br />
gösterdi. Hedefimiz bu seminerler<br />
dizisini 2019 yılında da sürdürmek”<br />
Alanında uzman konuşmacılar<br />
yalıtımı masaya yatırdı<br />
‘Tüm Yönleriyle Yalıtım Semineri-Elazığ’da,<br />
‘Su Yalıtımı Yönetmeliği<br />
Neler Getiriyor’, ‘Su Yalıtımı Uygulamaları’,<br />
‘Yangın Yalıtımı ve Yangın<br />
Güvenliği Tedbirleri’, ‘Ses Yalıtımı<br />
Yönetmeliği Neler Getiriyor’, ‘Ses<br />
Yalıtımı Uygulamaları’, ‘Enerji Verimliliği<br />
Mevzuatları’, ‘Enerji Verimliliği<br />
İçin Isı Yalıtım Uygulamaları’,<br />
‘<strong>Yapı</strong> Sektöründe Denetim’ başlıklı<br />
oturum ve sunumlar gerçekleştirildi.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 21
Türkiye İhracat Katkı Endeksi <strong>2018</strong> yılı ikinci çeyrek sonuçları:<br />
İnşaat Seramikleri, 27,88’lik katkı<br />
oranı ile ihracat katkısını artırdı<br />
Türkiye Seramik Federasyonu desteği ile ekonomistler tarafından hazırlanan Türkiye<br />
İhracat Katkı Endeksi’nin <strong>2018</strong> yılı ikinci çeyrek verileri açıklandı. Endekse göre, 17 sanayi<br />
sektörü arasında inşaat seramikleri 27,88’lik oranla ihracata katkı oranı en yüksek sektör<br />
oldu. İnşaat seramikleri, son beş çeyrek dönemdeki istikrarlı artışıyla ihracata olan net<br />
katkısını sürdüren sektör olmayı başardı. İnşaat seramiklerini sırasıyla giyim eşyaları ve<br />
mobilya sektörü takip etti.<br />
Sanayi sektörlerinin, Türkiye dış ticaretine<br />
katkı değerlerinin ölçümlenmesi amacıyla<br />
Türkiye Seramik Federasyonu desteği ile<br />
ekonomistler tarafından hazırlanan “Türkiye<br />
İhracat Katkı Endeksi”nin <strong>2018</strong> yılı<br />
ikinci çeyrek verileri açıklandı. Endekse<br />
göre; seramik sektörü Türk ekonomisine<br />
sağladığı katma değer ile 17 sektör arasında<br />
yine ipi göğüsleyen sektör oldu.<br />
Dördüncüsü kamuoyuna açıklanan endekse<br />
göre; Türkiye sanayinin ihracata<br />
olan genel katkı oranı 0,78 puan ile hemen<br />
aynı kalırken, 12 sanayi kolunun katkı<br />
oranları bir önceki çeyrek döneme göre<br />
iyileşme gösterdi. 5 sanayi kolunun katkı<br />
oranında ise düşüş yaşandı.<br />
İnşaat Seramikleri ihracat net katkısı artışını<br />
istikrarla sürdürüyor<br />
<strong>2018</strong> yılı ikinci çeyrek dönemi, gerek yurt<br />
içinde gerekse yurt dışında oldukça zorlu<br />
koşulların yaşandığı bir süreci kapsıyor.<br />
İnşaat seramikleri ise bu dönemdeki zorlu<br />
koşullara rağmen ihracat katkı oranını en<br />
çok artıran sektör olmayı başardı. <strong>2018</strong><br />
yılı ikinci çeyrek katkı endeksi verileri<br />
itibariyle en yüksek ihracat katkı oranını<br />
27,88 ile yine inşaat seramikleri gerçekleştirdi.<br />
İnşaat seramikleri bir önceki<br />
çeyrek döneme göre 1,38 puan artışı da<br />
sağladı. İnşaat seramikleri katkı oranı son<br />
beş çeyrek dönemdeki istikrarlı artışıyla<br />
da ihracata olan net katkısını sürdüren<br />
sektör oldu.<br />
Giyim eşyaları sektörü ikinci,<br />
mobilya sektörü üçüncü oldu<br />
Birinci çeyrek itibariyle 17 sanayi kolu<br />
içerisinde ihracata katkı oranı pozitif olan<br />
10 sektör bulunuyor. İnşaat seramikleri<br />
sonrası en yüksek katkı oranına sahip iki<br />
sektör 8,44 ile giyim eşyaları ve 4,04 ile<br />
mobilya sektörü oldu. Bu iki sektörün bir<br />
önceki çeyrek dönemle kıyaslandığında<br />
yerini koruduğu görülüyor.<br />
Motorlu kara taşıtlarında düşüş<br />
var<br />
En yüksek ihracat gerçekleştiren motorlu<br />
Erdem Çenesiz / Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı<br />
kara taşıtları sanayinin katkı oranı ikinci<br />
çeyrekte 1,37’ye inerken, tekstil sanayi<br />
1,64’e geriledi. Metal eşya sanayi ise<br />
1,94’e yükseldi. Bununla birlikte 7 sanayi<br />
kolunun ihracat katkı oranları ikinci çeyrekte<br />
negatif oldu. En yüksek negatif oran<br />
0,15 ile elektronik ve bilgisayar sanayinde<br />
gerçekleşti.<br />
<strong>2018</strong>’in ikinci çeyreği durağan<br />
geçti<br />
Türkiye sanayinin genel katkı oranı geçen<br />
yıl üçüncü çeyrekte de 0,71’e geriledikten<br />
sonra dördüncü çeyrekte yeniden 0,74’e<br />
çıkmış, <strong>2018</strong> yılı ilk çeyrekte ise 0,79’a<br />
yükselmişti. <strong>2018</strong> yılının ikinci çeyreğinde<br />
ise katkı oranı 0,78. Bu oran ile sektörün<br />
durağan bir süreçten geçtiğini söyleyebiliriz.<br />
Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı<br />
Erdem ÇENESİZ: “İnşaat Seramikleri,<br />
<strong>2018</strong>’in ikinci çeyreğindeki zorlu koşullarda<br />
gerek yurt içi gerekse yurt dışındaki<br />
rekabet gücünü artırdı”<br />
Türkiye İhracat Katkı Endeksi <strong>2018</strong> yılı<br />
ikinci çeyrek verilerini yorumlayan Türkiye<br />
Seramik Federasyonu Başkanı<br />
ÇENESİZ; “<strong>2018</strong> yılı ikinci çeyrek döneminde<br />
içeride ve dışarıda oldukça zorlu<br />
koşullar ortaya çıktı. Türkiye’de bu süreçte<br />
seçimler belirleyici unsur oldu. Bu dönem<br />
içerisinde belirsizlikler artmış, mali<br />
göstergelerde değer kayıpları hızlanmış<br />
ve ekonomik istikrar zayıflamıştır. Bu koşullar<br />
tüm sektörleri etkiledi. Yurt dışında<br />
ise küresel ticarette karşılıklı korumacılık<br />
önlemleri başlamış ve ihracatı zorlaştıran<br />
bu süreç ile ticaret savaşları endişesi artmıştır.<br />
Emtia ve mal fiyatlamalarında ise<br />
dalgalanmalar yaşanmıştır.<br />
İnşaat Seramikleri sektörü bu zorlu koşulların<br />
yaşandığı <strong>2018</strong> yılı ikinci çeyrek<br />
döneminde net ihracat katkısını en çok<br />
artıran sektör oldu. Sektörün ihracat katkı<br />
oranı bir önceki çeyrek döneme göre 1,38<br />
puan artarak 27,88’e yükseldi ve ihracata<br />
en çok katkı sağlayan sektör olarak liderliğini<br />
sürdürdü. Bu artış sektörün yurt<br />
içi ve yurt dışı rekabet gücünün her türlü<br />
olumsuz koşulda dahi artmakta olduğunu<br />
gösteriyor.”<br />
Ekonomide net ihracatı<br />
sağlayacak olanlar sanayi<br />
sektörleridir<br />
Türkiye ekonomisinde sürdürülebilir bir<br />
büyüme ve gelişme için iki temel ihtiyaç<br />
bulunduğunun altığını çizen Çenesiz sözlerine<br />
şu şekilde devam ediyor: “Bu iki<br />
temel ihtiyaç daha yüksek katma değer<br />
sağlanması ile daha yüksek ihracat yapılarak<br />
net ihracat fazlası elde edilmesidir.<br />
Ekonomide üretim ve ihracatta daha yüksek<br />
katma değer ile net ihracatı sağlayacak<br />
olanlar ise sanayi sektörleridir.<br />
Net ihracat aynı zamanda yüksek katma<br />
değerli üretim yapıldığını da göstermektedir,<br />
nitekim ihracatın ithalattan yüksek<br />
olması sektörlerin rekabet gücünü ve<br />
bunu sağlayan katma değeri yansıtmaktadır.<br />
Sanayi sektörleri katma değer ve<br />
net ihracat yaratma güçleri ve potansiyellerine<br />
göre ölçülmeli ve desteklenmelidir.”<br />
22<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Aktüel<br />
Türkiye İmsad Ağustos <strong>2018</strong> Sektör Raporu açıklandı:<br />
İnşaat malzemesi sanayi üretimi<br />
Haziran ayında %2,5 geriledi, ithalat<br />
ise % 12,4 düşüş gösterdi<br />
Türkiye İMSAD, yapı sektörü ve ekonomi<br />
çevreleri tarafından dikkatle izlenen aylık<br />
sektör raporunu açıkladı. ‘Türkiye İM-<br />
SAD Ağustos <strong>2018</strong> Sektör Raporu’nda;<br />
geleneksel olarak yılın ikinci ve üçüncü<br />
çeyreğinde önemli artış gösteren ancak<br />
Temmuz ayında 1,1 puan yükselebilen<br />
mevcut inşaat işlerinin, Ağustos ayında<br />
8,4 puan birden düşüş gösterdiği vurgulandı.<br />
<strong>2018</strong> yılı Haziran ayında inşaat<br />
malzemesi ortalama sanayi üretiminin<br />
2017 yılı Haziran ayına göre yüzde 2,5<br />
gerilediğine yer verilen raporda, ithalatın<br />
ise geçen yılın Haziran ayına göre yüzde<br />
12,4 düşüş gösterdiğine dikkat çekildi.<br />
Raporda ayrıca, <strong>2018</strong> yılının ilk yarısında<br />
ihracatın yüzde 17,8 artarak 9,93 milyar<br />
dolara ulaştığı, ihracatta devam eden<br />
kuvvetli artış ile birlikte 2017 yılı Haziran<br />
ayından bu yana yıllık ihracatın da 18,78<br />
milyar dolar olarak gerçekleştiği belirtildi.<br />
Türkiye İnşaat <strong>Malzeme</strong>si Sanayicileri<br />
Derneği (Türkiye İMSAD)’nin, sektörün<br />
çatı kuruluşu olarak hazırladığı ‘Ağustos<br />
<strong>2018</strong> Sektör Raporu’nda şu tespitler yer<br />
aldı: Seçim kararının alındığı ve yapıldığı<br />
yılın ikinci çeyreğinde durağanlaşan inşaat<br />
faaliyetleri, Temmuz ayında zayıf bir<br />
toparlanma gösterdi ancak Ağustos ayında<br />
önemli ölçüde geriledi. Gerilemede<br />
uzun bayram tatilinin de etkisiyle birlikte<br />
ekonomi politikalarındaki belirsizlik, döviz<br />
kurları ve faiz oranlarındaki artış ile dış<br />
politik gerginlikler belirleyici oldu. İnşaat<br />
işlerindeki yavaşlama, inşaat malzemeleri<br />
sanayi üretimini ve iç satışlarını ise<br />
olumsuz etkilemeye başladı. İnşaat sanayisinde<br />
işlerin normalleşmesi için öncelikle<br />
piyasalarda güvenin ve istikrarın<br />
yeniden sağlanması bekleniyor.<br />
Güven endeksi Ağustos ayında<br />
10,5 puan geriledi<br />
İnşaat sektörü güven endeksi Nisan ayında<br />
alınan erken seçim kararı ile birlikte<br />
gerilemeye başlamış, seçimler sonrasında<br />
ise Temmuz ayında 0,2 puan daha düşerek<br />
durağanlaşmıştı. Ağustos ayında<br />
ise inşaat sektörü güven endeksi en yüksek<br />
aylık düşüşünü gerçekleştirdi ve 10,5<br />
puan birden düştü. Ekonomide yaşanan<br />
belirsizlikler ile başta döviz kurları olmak<br />
üzere mali göstergelerdeki kayıplar inşaat<br />
sektörünü de olumsuz etkiledi.<br />
Mevcut inşaat işleri seviyesinde önemli<br />
düşüş<br />
Mevcut inşaat işleri seviyesi, geleneksel<br />
olarak yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde<br />
mevsimsellik etkisi ile önemli artış gösteriyor.<br />
İkinci çeyrekte mevcut işler seviyesi<br />
seçimlerin yarattığı belirsizlikler ile gerilemiş,<br />
Temmuz ayında ise mevcut işler<br />
seviyesi ancak 1,1 puan yükselebilmişti.<br />
Ağustos ayında ise mevcut işler seviyesi<br />
bir önceki aya göre 8,4 puan birden düşüş<br />
gösterdi. İşlerdeki gerilemede güven<br />
kaybı ile birlikte finansman olanaklarındaki<br />
sıkılaşma ve faiz oranlarındaki artışın<br />
büyük etkisi bulunuyor. Mevcut işlerdeki<br />
hareketlenmenin politika uygulamalarına<br />
bağlı olacağı öngörülüyor.<br />
Yeni alınan inşaat işleri seviyesi<br />
Ağustos ayında 9,3 puan düştü<br />
Alınan yeni iş siparişleri seçim kararı ardından<br />
gerilemiş, Temmuz ayında ise sadece<br />
1,7 puan artış göstermişti. Ağustos<br />
ayında ise yeni alınan inşaat işleri seviyesi<br />
bir önceki aya göre 9,3 puan düşüş<br />
gösterdi. Bayram tatili ile birlikte ekonomide,<br />
piyasalarda ve mali göstergelerde<br />
yaşanan belirsizlikler yeni inşaat işlerini<br />
de önemli ölçüde sınırladı.<br />
İpotekli konut satışları Temmuz<br />
ayında geriledi<br />
Türkiye genelinde konut satışlarında<br />
banka kredileri ile yapılan ipotekli satışlar<br />
önemli rol oynuyor. İpotekli konut satışlarında<br />
uygulanan düşük faiz kampanyalarının<br />
sona ermesi ile birlikte Temmuz<br />
ayında ipotekli satışlar bir önceki aya<br />
göre önemli ölçüde düştü. Temmuz ayında<br />
ipotekli konut satışları geçen yılın aynı<br />
ayna göre ise yüzde 21,2 düşerek 30 bin<br />
405 adet oldu. Konut kredi faizlerinin aylık<br />
ortalama yüzde 1,6’ları aşması ile birlikte<br />
kredili-ipotekli konut alım talebi düştü.<br />
Yüksek faizler nedeniyle konut<br />
sektöründe yeni kampanya<br />
Mayıs ve Haziran aylarında bankaların<br />
uyguladıkları düşük faiz kampanyaları<br />
nedeniyle diğer faiz oranlarındaki artışa<br />
rağmen konut kredisi faiz oranları düşük<br />
kalmıştı. Kampanyaların sona ermesinin<br />
ardından Temmuz ve Ağustos aylarında<br />
konut kredisi aylık ortalama faiz oranları<br />
önemli ölçüde artış gösterdi. Bankaların<br />
mevcut maliyet yapıları içinde konut<br />
kredisi faiz oranlarını düşürme olanağı<br />
bulunmuyor. Bu nedenle konut sektörü,<br />
kendi içinde yeni bir kampanya başlattı.<br />
Yeni kampanyada konut faizleri yüzde<br />
0,98’e çekildi.<br />
İnşaat malzemesi sanayi üretimi<br />
Haziran ayında geriledi<br />
<strong>2018</strong> yılı Haziran ayında inşaat malzemesi<br />
ortalama sanayi üretimi 2017 yılı<br />
Haziran ayına göre yüzde 2,5 geriledi.<br />
Böylece ilk kez Haziran ayında üretimin<br />
aylık olarak gerilediği görüldü. Haziran<br />
ayında iç talepteki yavaşlamanın yanı<br />
sıra bayram nedeniyle çalışma gün sayısının<br />
azalması da üretimi olumsuz etkiledi.<br />
İhracat ise üretim artışını zayıf da olsa<br />
desteklemeye devam etti.<br />
İnşaat malzemesi ihracatı yılın ilk<br />
yarısında yüzde 17,8 arttı<br />
<strong>2018</strong> yılının ilk yarısında ihracat yüzde<br />
17,8 artarak 9,93 milyar dolara ulaştı.<br />
İhracatta devam eden kuvvetli artış ile<br />
birlikte yıllık ihracat ise 18,78 milyar dolar<br />
olarak gerçekleşti. <strong>2018</strong> yılında ihracat<br />
yüksek performans göstermeye devam<br />
ediyor. Yakın ve komşu pazarlarda göreceli<br />
iyileşme ile AB pazarı, ihracat artışına<br />
katkı sağlıyor. Döviz kurlarındaki artışın<br />
da ihracata destek verdiği görülüyor.<br />
İnşaat malzemesi ithalatı Haziran<br />
ayında geriledi<br />
Yeni yılın ilk yarısında inşaat malzemesi<br />
ithalatı yüzde 7,2 artarak 4,58 milyar dolara<br />
ulaştı. Bununla birlikte ithalat <strong>2018</strong><br />
yılında ilk kez Haziran ayında geriledi.<br />
Böylece <strong>2018</strong> yılı Mayıs ayına kadar yükselen<br />
ithalat, Haziran ayında geçen yılın<br />
Haziran ayına göre yüzde 12,4 düşüş<br />
gösterdi. Döviz kurlarındaki önemli artış<br />
ve inşaat işlerindeki yavaşlama, yıllık artış<br />
hızını da sınırlamaya başladı.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 23
Sektörel<br />
Şişecam Ailesi<br />
Kırklareli’nde ‘Cam Yeniden Cam’<br />
ile geri dönüşüme renk kattı<br />
Şişecam Topluluğu tarafından camın en sürdürülebilir ambalaj malzemesi olmasından<br />
hareketle hayata geçirilen “Cam Yeniden Cam” projesi kapsamında, şehirleri renklendirmek<br />
için başlatılan etkinliklerin ilk durağı Kırklareli oldu.<br />
Şişecam Topluluğu tarafından camın en<br />
sürdürülebilir ambalaj malzemesi olmasından<br />
hareketle 2011 yılında hayata<br />
geçirilen ve Türkiye’nin en kapsamlı sürdürülebilirlik<br />
ve sosyal sorumluluk projelerinden<br />
biri olan “Cam Yeniden Cam” şehirleri<br />
renklendirmek için yola çıktı. Proje<br />
kapsamındaki planlanan etkinliklerin ilk ilk<br />
durağı ise Kırklareli oldu. Şişecam Topluluğu<br />
cam ev eşyası, düzcam ve otomotiv<br />
camları üretim tesislerinin çalışanları aileleriyle<br />
birlikte geri dönüşümde farkındalığı<br />
artırmayı amaçlayan Cam Yeniden<br />
Cam projesine destek için bir araya geldi.<br />
Paşabahçe Cam, Şişecam Düzcam ve<br />
Şişecam Otomotiv fabrikalarında gerçekleştirilen<br />
cam kumbara boyama etkinlikleri<br />
kapsamında, Topluluk çalışanları ve<br />
ailelerinden oluşan 175 katılımcı tarafından<br />
rengarenk boyanan cam kumbaraları<br />
adeta yeniden tasarlandı. Keyifli ve<br />
yaratıcı bir atmosferde gerçekleştirilen<br />
etkinliklerde katılımcılar keyifli bir gün<br />
geçirirken, Cam Yeniden Cam projesi<br />
kapsamında gerçekleştirilen çalışmalar<br />
hakkında da bilgilendirildiler. Şişecam<br />
Topluluğu çalışanları ve aileleri tarafından<br />
yeniden tasarlanan cam kumbaraları ise<br />
Kırklareli’nin ihtiyaç duyulan noktalarında<br />
kullanılarak, cam geri dönüşümüne katkıda<br />
bulunacak.<br />
Cam Yeniden Cam Projesi<br />
Şişecam Topluluğu’nun camın en sürdürülebilir<br />
ambalaj malzemesi olmasından<br />
hareketle 2011 yılında hayata geçirdiği<br />
Cam Yeniden Cam projesi kapsamında<br />
bugüne kadar toplanan cam atık miktarı<br />
976 bin tona ulaştı. İlçe belediyeleriyle iş<br />
birliği içinde yürütülen proje kapsamında<br />
bugüne kadar:<br />
• 20 binin üzerinde cam kumbarasını belediyelerin<br />
kullanımına sunuldu.<br />
• 250 binin üzerinde ilköğretim öğrencisine<br />
farkındalık eğitimi verildi.<br />
• Farkındalık etkinlikleriyle üç milyon kişiye<br />
camın geri dönüşümünün önemini<br />
anlatıldı.<br />
Bir cam şişe, bir bilgisayarı 25<br />
dakika çalıştırıyor<br />
Cam üretiminde yüzde 10 oranında cam<br />
kırığının girdi olarak kullanılması, hammaddenin<br />
yüzde 12, enerjinin yüzde 2,5<br />
ve karbon emisyonlarının ise yüzde 5<br />
oranında azaltılmasını sağlıyor. Hiçbir<br />
kalite kaybına uğramadan yüzde 100 geri<br />
dönüştürülebilen bir ambalaj malzeme<br />
olan cam ile bir adet cam şişe üretmek<br />
için girdi olarak bir adet cam şişe atığı kullanmak<br />
yeterli oluyor.<br />
Bir adet cam şişeyi geri dönüştürerek bir<br />
bilgisayarı 25 dakika, bir televizyonu 20<br />
dakika çalıştırmaya yetecek kadar da<br />
elektrik tasarrufu sağlanabiliyor.<br />
24<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
İzmir - Göztepe Stadyumunda<br />
PERI imzası<br />
İzmir - Göztepe futbol takımının 20.000 taraftar kapasiteli yeni<br />
stadyumunun inşaatı PERI kalitesi ile devam ediyor.<br />
26<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Çözüm Ortağı<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 27
1925 yılında İzmir’ de kurulan Göztepe<br />
futbol takımının, 1949 yılında yapılan ilk<br />
stadyumundan sonra günümüz mimarisine,<br />
UEFA ve Türkiye Futbol Federasyonu<br />
kriterlerine uygun, 20.000 taraftar kapasiteli<br />
yeni stadyumunun inşaatına başlandı.<br />
TOKİ tarafından ihalesi yapılan ve İzmir’<br />
in düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümünde,<br />
9 Eylül 2017 tarihinde temeli<br />
atılan inşaatta; Ana yüklenici olarak REC<br />
ULUSLARARASI İNŞ. YAT.SAN.ve TİC.<br />
A.Ş. firması olup, alt yüklenici olarak da<br />
EN GAYRIMENKUL İNŞ. SAN. VE TİC.<br />
LTD. ŞTİ. görev almaktadır.<br />
Konak ilçesinde bulunan stadyum projesinin<br />
etrafında, yoğun konut yerleşiminin<br />
olmasından dolayı yapının; sadece maç<br />
günlerinde kullanılan bir yapı olarak değil,<br />
yılın her günü, günlük sosyal yaşama uygun<br />
olarak kullanılması düşünülmüştür. Bu<br />
yüzden stad çevresinde yaşayan sakinlerin,<br />
günlük stresten uzaklaşmaları amacı<br />
ile stadın çatısı yeşillendirilerek yürüyüş ve<br />
koşu parkuru haline getirilmiştir.<br />
Statta; kapalı otopark, halka açık spor<br />
alanları, müze, idari alanlar, fitness merkezleri,<br />
alışveriş, yeme - içme ve çocuk eğlence<br />
yerleri ile birlikte, 26.500m²’ si kapalı<br />
olmak üzere toplamda yaklaşık 36.000m²<br />
alana sahip 6 bloktan oluşmaktadır.<br />
24 saat yaşayan ve İzmir’ in en geniş kapsamlı<br />
projesi olan yeni karma stadyuma,<br />
takımın efsane futbolcusunun anısına<br />
‘GÜRSEL AKSEL SPOR VE SAĞLIKLI<br />
YAŞAM MERKEZİ’ adı verildi.<br />
Projede kullanılan<br />
PERI SİSTEMLERİ<br />
PERI PD8 DÖŞEME KALIBI<br />
TAŞIYICI İSKELE SİSTEMİ<br />
Yeni Göztepe Stadyumu inşaatının döşeme<br />
ve kiriş kalıplarında PERI PLYWOOD,<br />
ayrıca bu kalıpları taşıyıcı olarak ta ‘PERI<br />
PD8 İSKELE SİSTEMİ’ kullanılmıştır.<br />
PERI UP İSKELE SİSTEMİ<br />
Tribün sisteminde, taşıyıcı olarak imal<br />
edilecek olan ‘TESTERE TİP KİRİŞ’ kalıplarında<br />
‘PERI UP FLANŞLI İSKELE<br />
SİSTEMİ’ kullanılmıştır.<br />
PERI VARIO GT24 PERDE VE<br />
KOLON KALIBI SİSTEMİ<br />
H= 10,50m, 80x150cm ve 150x150cm<br />
kesit ölçüleri olan tribün altı kolonların kalıplarında<br />
‘VARIO GT24 PERDE VE KO-<br />
LON KALIP SİSTEMİ’ kullanılmıştır.<br />
PERI UP İSKELE SİSTEMİ<br />
Şantiyede Merdiven kulelerinde ve çalışma<br />
iskelelerinde de ‘PERI UP FLANŞLI<br />
İSKELE SİSTEMİ’ kullanılmıştır.<br />
28<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Çözüm Ortağı<br />
İzmir Yeni Göztepe Stadyum Projesi ve Kullanılan PERI Kalıp & İskele Sistemleri<br />
Bulut Bozkurt / İnşaat Mühendisi / Yeni Göztepe Stadyum Projesi<br />
EN GAYRİMENKUL İNŞ. SAN. Ve TİC. LTD. ŞTİ.<br />
Süper Lig’de 14 yıl aradan sonra mücadele etmenin gururunu<br />
yaşayan Göztepe’yi şimdi de stat heyecanı sardı. Uzun süredir<br />
hayali kurulan, TOKİ tarafından İzmir’de inşaatı devam eden<br />
Yeni Göztepe Stadyumu için geri sayıma geçildi. Projenin içeriği<br />
sadece bir stadyum olmayıp, müze, alışveriş merkezi, kafe ve<br />
ofislerin olacağı yeşil alana sahip sosyokültürel kompleks olacağı<br />
şekilde planlanmıştır.<br />
Hali hazırda hızlı bir çalışma yapılmakta olan şantiyede kaba<br />
inşaat kısmı EN GAYRİMENKUL İNŞ. SAN. Ve TİC. LTD. ŞTİ.<br />
tarafından yapılmaktadır. 74670 m2 kapalı alana sahip olan projede<br />
167336 m2 toplam kırık ölçü kalıp metrajımız vardır. Bu projede<br />
kolon kalıplarında VARIO GT 24 kolon kalıbı, çekirdek perde<br />
kalıplarında TRIO perde kalıbı, döşeme ve kiriş kalıpları için<br />
PERI Birch 18mm -21mm plywood ve PERI PD8 iskele sistemi,<br />
testere kiriş altı kalıplarında, çalışma ve tırmanma merdivenlerinde<br />
de PERI UP iskele sistemleri kullanılmaktadır.<br />
Kullanmış olduğumuz PERI ürünleri gerek saha içinde taşıma ve<br />
yükleme sırasındaki deformasyonlara, gerekse saha dışında çevresel<br />
etkilere karşı dayanımı yüksek ve kullanışlıdır. Kurulum ve<br />
söküm kolaylığı, imalat sırasındaki süreyi kısaltmaktadır. Sahada<br />
kolayca istiflenmesi ve vinçlerle basit bir şekilde taşınması da ayrıca<br />
işçilik ve zaman yönünden çalışmanın verimini arttırmamıza<br />
yardımcı olmaktadır. Şantiyemizde kullandığımız VARIO GT24<br />
kalıplarının yüksekliği 10,50 m ebatları 80*150 ve 150*150 olup<br />
yapılan statik ve dizayn çalışmaları ile kolon dökümünde ve imalat<br />
aşamasındaki risk oranını ortadan kaldırmaktadır.<br />
Şantiyemizde altı farklı blokta birçok ayrı katta yapılan imalatlarda<br />
kullanılan iskele sistemleri için ortak statik ve dizayn çözümlemeleri<br />
yapılması, sahadaki malzemelerin maksimum düzeyde<br />
kullanımını ve firmamızın ekstra maliyetten kurtulmasını<br />
sağlamaktadır. PERI Kalıp ve İskele Sistemleri’ne, firmamıza<br />
sağlamış olduğu sağlam ve güvenilir malzemelerinden, statik ve<br />
dizayn çalışmalarından, destek ve göstermiş olduğu ilgiden dolayı<br />
teşekkür ederiz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 29
PERI DUO<br />
Tek bir sistem ile<br />
perde, kolon ve döşeme imalatı<br />
DUO kalıp sistemi çok kolay taşınabildiği ve düşük bir ağırlığa<br />
sahip olduğu için yenilikçi bir sİstemdir. Sadece malzeme<br />
yapısından dolayı değil, tüm tasarım konsepti ile yenilikçi bir<br />
sistemdir. Sistem, çok az sayıda malzeme çeşitliliği ile kolon,<br />
perde ve döşeme imalatlarının gerçekleşmesini sağlar.<br />
Panel ve betonla temas eden yüzey elemanına ek olarak, çoğu<br />
DUO elemanı politek malzemeden üretilmiştir. Bu yeni geliştirilen<br />
ürün, oldukça hafif olmasının yanı sıra, yüksek taşıma<br />
kapasitesine sahiptir.<br />
<strong>Malzeme</strong> yapısının dışında, kalıp elemanlarının kolay bir şekilde<br />
tutulması ve taşınabilmesine de oldukça önem verilmiştir.<br />
DUO sistemine ait neredeyse tüm uygulamalar herhangi bir harici<br />
alete ihtiyaç duyulmadan yapılır ve çalışma adımları oldukça<br />
kolaydır. Kalıp uygulamaları hakkında çok az bir tecrübeye<br />
sahip kişiler bile DUO sistemi ile çok hızlı ve verimli bir şekilde<br />
çalışabilir. Perde, kolon ve döşeme imalatında kullanılan sistem<br />
elemanlarının çoğu, çalışanların performans ve verimliliği<br />
arttırır.<br />
DUO paneller yatay ve dikey uygulamalar için kullanılabilir.<br />
Yatırım ve lojistik maliyetinin yanısıra, çalışanların eğitim ücretini<br />
de en aza indirir.<br />
Bu sistemin en büyük avantajı birden fazla alanda kullanılabilir<br />
olmasıdır. Paneller kolon, perde ve döşeme imalatı için<br />
kullanılabilir. Buna ek olarak, köşe ve bağlantı elemanı gibi<br />
malzemeler birden çok uygulamada kullanılabilecek şekilde<br />
tasarlanmıştır. Bu sayede sahadaki malzeme çeşitliliği ihtiyacı<br />
azalır ve daha sade ve rahat uygulama alanları oluşturulur.<br />
DUO’nun tüm kullanım süreci gözlemlenirse avantajları belirgin<br />
bir şekilde görülebilir. Kullanıcılar bu çok yönlü kalıp sistemi<br />
ile daha verimli kullanım elde eder, daha az istifleme<br />
alanına ihtiyaç duyulur ve sahaya transfer ücretleride önemli<br />
derecede azalır.<br />
Her görev için ergonomik kullanım Hafif, el ile taşınabilen, vinçsiz kullanım<br />
Sistem elemanlarının kullanım kolaylığı ve düşük ağırlığı<br />
iş sahasında üretim verimliliğini arttırır.<br />
DUO sisteme ait elemanların hiç biri 25 kg’dan fazla değildir.<br />
Bu sayede vince gerek duyulmaz, el ile taşınabilir. Personeller<br />
için, düşük ağırlıklarla çalışmak daha az yorucu olduğu için,<br />
günlük çalışma konsantrasyonunu yükseltir ve sahadaki iş<br />
kazası riskini azaltır. Bunun yanı sıra, elemanların hiç birinde<br />
keskin kenar olmadığı için yaralanma olasılığını da minimuma<br />
indirir.<br />
Yine de vinç kullanılması zorunlu ise, düşük kaldırma kapasiteli<br />
vinçler yeterli olacaktır. Bu sayede ekstra vinç masrafı da<br />
azaltılabilir.<br />
DUO bağlantı elemanı, sistem elemanlarının kullanımının<br />
çok kolay olduğunun en iyi örneğidir.<br />
DUO bağlantı elemanı doğrudan çerçeve boşluğuna geçirilip,<br />
hiçbir alete ihtiyaç duyulmadan el ile 90 derece döndürülerek<br />
monte edilir. Bu bağlantı tam anlamıyla panelleri aynı hizaya<br />
getirir. Monte edildikten sonra bu kilitlerin dışa doğru çıkıntılı
ir yapıda olmaması, panellerin üst üste konularak çok kolay<br />
istiflenebilmelerine olanak tanır.<br />
Bağlantı elemanları;<br />
, Panelleri birbirine bağlamak için,<br />
, Köşe elemanlarının panellerle bağlantısı için,<br />
, Dolgu elemanlarının duvar kalınlığı belirleme elemanı ile bağlantısında,<br />
kullanılır.<br />
DUO paneller üzerindeki kiriş boşlukları kolay tutabilme<br />
imkanı sağlarken aynı zamanda bağlantı elemanının<br />
monte edildiği yer olarak görev yapar.<br />
DUO sistem elemanlarının karakteristik özellikleri,<br />
kolay kullanımı ve düşük ölçülerde olmalarıdır.<br />
Bağlantı elemanları pürüzsüz bir şekilde panelleri birbirine<br />
bağlarken, monte halde panel üzerinde dışa<br />
doğru çıkıntılı bir yapıda değildir ve düz bir görünüm<br />
sunar.<br />
Betonla temas eden yüzey elemanının kolay değişimi Sadece bir kaç vida ile kolay bir bakım olanağı<br />
DUO’nun önemli bir özelliği de betonla temas eden yüzey<br />
elemanının herhangi bir özel alete ihtiyaç duyulmadan kolay<br />
bir şekilde değiştirilmesidir.<br />
DUO sistem elemanları ve betonla temas eden yüzey elemanı politekden<br />
yapıldığı için oldukça uzun ömürlüdür. Düzgün kullanım<br />
ve düzenli bakım ile DUO elemanları yıllar boyunca kullanılabilir.<br />
Betonla temas eden yüzey üzerindeki küçük sıyrıklar kolaylıkla tamir<br />
edilebilir. Gerekli ise bu eleman değiştirilebilir.<br />
Kolon Kalıbı Standart Uygulamaları 5 cmlik artışlarla kare ve dikdörtgen kolonlar<br />
DUO ile kenar uzunları 15 cmden 55 cm’ye kadar ve 5 cmlik artışlarla tie-roda<br />
gerek duyulmadan dikdörtgen ve kare kolon imalatları yapılabilir.<br />
Çok Amaçlı Panel DMP 45 ya da DMP 75, Köşe bağlantı elemanı ve DUO Chamfer<br />
Strip Kolon imalatı için kullanılır.<br />
2 çok amaçlı panel birbirine, DUO köşe bağlantı elemanı ve DUO köşe saplamasıyla doğru açıda bağlanır.<br />
Kolon ölçülerine göre 5’er cmlik artış veya azaltma uygulanabilir.<br />
Köşe bağlayıcısı kolayca panele<br />
takılır ve sonra çok amaçlı<br />
panele DUO köşe saplaması ile<br />
bağlanır ve güvenli hale gelir.<br />
DUO’nun döşeme kalıbı olarak kullanılması Güvenli şekilde sistematik kurulum<br />
DUO oldukça hafiftir ve 30 cm beton kalınlığına kadar kirişsiz döşemeler için döşeme kalıbı<br />
olarak kullanılabilir. Kurulumu oldukça pratik elemanları, döşeme kenarı veya dolgu gerektiren<br />
diğer boşluklar gibi çeşitli uygulamalara olanak tanır. DUO ile döşeme kalıbı kurulumu<br />
bir alt döşeme kotundan rahatlıkla yapılabilir. DUO ızgaralı yapısı sayesinde yandaki resimde<br />
görüldüğü gibi bir yardımcı ekipman ile kolayca kaldırılarak yatay konumuna getirilebilir. Kurulumu<br />
oldukça basit olan bu kalıp sistemi ile daha önce bu kalıp hakkında eğitimi olmayan<br />
bir personel bile kolayca kurulumunu gerçekletirebilir.
Kırşehir Biyogaz Tesisi Projesinde<br />
İNTEK Kalıp ve İskele Sistemleri<br />
Proje Adı:<br />
KIRŞEHİR BİYOGAZ TESİSİ<br />
Yüklenici:<br />
KÖRPINAR BİYOGAZ ENERJİ ÜRETİM<br />
SAN. VE TİC. A.Ş.<br />
Alt Yüklenici:<br />
YÜKDAR İNŞAAT TAAHHÜT TURİZM<br />
MADENCİLİK SANAYİ VE TİC.LTD. ŞTİ.<br />
Yer:<br />
KIRŞEHİR<br />
Kırşehir ili Merkez İlçesi Körpınar<br />
Köyü mevkiinde bulunan organize<br />
hayvancılık bölgesinin en büyük<br />
beklentisi olan Kırşehir Biyogaz<br />
Tesisinde inşaat çalışmaları yoğun<br />
bir şekilde devam ediyor. Bölgedeki<br />
hayvansal (büyükbaş ve kanatlı)<br />
atıkların çevreye etkilerinin azaltılması,<br />
değerlendirilmesi, atıklardan<br />
elde edilen metan gazının elektrik<br />
enerjisine çevrilmesi amacıyla işletilmesi<br />
planlanan Biyogaz Tesisi<br />
toplam 18.949,25 m 2 ’lik alanda<br />
kurulacaktır. Tesisin iki aşamada<br />
tamamlanması planlanmaktadır. İlk<br />
aşamada tesisin 3,12 MWe gücünde<br />
olan kısmı kurulup işletmeye<br />
alınacaktır. İlerleyen süreçte, atık<br />
miktarında öngörülen artışın gerçekleşmesi<br />
ile birlikte, başlangıçta<br />
projede belirlenen şekilde kapasite<br />
6,0 MWe kurulu güce çıkarılacaktır.<br />
Tesiste toplam 460 ton/gün atık<br />
işlenecek, işlenen atıktan elde<br />
edilen biyogaz ise elektrik enerjisine<br />
çevrilecektir. Üretilen elektrik,<br />
orta gerilim hattına verilerek en-<br />
32<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Çözüm Ortağı<br />
terkonnekte ağa ulaştırılacaktır. Ayrıca<br />
söz konusu tesisin kurulması ile bölgede<br />
bulunan hayvancılık tesislerinden çıkan<br />
atıkların ve özellikle organik maddelerin<br />
de tesise alınarak bertaraf edilmesi sağlanabilecektir.<br />
Projede, iç çapı 27 m, yüksekliği 9 m olan<br />
5 adet ‘Fermenter Tankı’’ ve iç çapı 14 m,<br />
yüksekliği 5 m olan 2 adet ön depolama<br />
tankı bulunmaktadır. Tesiste bu dairesel<br />
tanklar dışında 2 adet Teknik bina ve 1<br />
adet Trafo binası yer almaktadır.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 33
Projede Kullanılan İntek Kalıp ve<br />
İskele Sistemleri:<br />
İç çapı 27 m olan dairesel Fermenter<br />
Tankları için, h=9 m kalıp yüksekliği ve<br />
plandan baktığımızda bir tankın iki dökümde<br />
tamamlanması esas alınarak, 780<br />
m² ‘’PANEMAX’’ vinçle taşınan panel kalıp<br />
sistemi kiralık olarak verilmiştir. Aynı<br />
kalıp stoğu ile iç çapı 14 m, yüksekliği<br />
h=5 m olan dairesel ön depolama tankları<br />
ve diğer binalardaki düz perde imalatları<br />
da başarılı bir şekilde yapılmıştır.<br />
Panemax sisteminde, “ayarlı kilit VD”<br />
ile iki panel arasına en fazla 20 cm kalınlığında,<br />
ahşap “ara parça” koymak<br />
mümkündür. Ahşap ara parçalar, sıfırdan<br />
başlamak üzere 20 cm’ye kadar istenen<br />
ölçüde yapılabilir. Sistemin bu özelliği<br />
sayesinde, standart panel ölçüleri ile değişken<br />
ölçülere sahip perdeler kolaylıkla<br />
çözülebilmekte, ayrıca iç köşelerde panellerin<br />
sıkışmadan sökülmesi sağlanmaktadır.<br />
Bu ara parçalar aşağıdaki şekilde görüldüğü<br />
ve bu projede uygulandığı gibi “yamuk”<br />
şeklinde üretilirse, sistem bir “kırık<br />
çizgi” halini alarak, “dairesel perde kalıbı”<br />
olarak da kullanılabilmektedir.<br />
Yüksekliğin üç metreye kadar olduğu<br />
perdelerde sadece kalıbın en üst kotunda,<br />
işçilerin beton dökerken kullanmaları<br />
için oluşturulan çalışma platformları, bu<br />
projede perde yüksekliğinin fazla olması<br />
nedeni ile her üç metrede bir oluşturulmuştur.<br />
Bu platformlar sayesinde işçiler<br />
kalıbın her noktasına emniyetli bir şekilde<br />
ulaşarak, ankrajların ve diğer kalıp aksesuarlarının<br />
monte edilmesi ve sökülmesi<br />
sırasında, iş güvenliği açısından uygun<br />
bir ortamda çalışabilmektedirler. Panemax<br />
sisteminde, çalışma konsolunun panelle<br />
birleşmesini sağlayan parça mafsallıdır<br />
ve 360° dönebilmektedir. Bu özellik<br />
sayesinde panellerin dikey ya da yatay<br />
olarak kullanıldığı her durumda, çalışma<br />
konsollarının panele montajı mümkün olmaktadır.<br />
“PANEMAX’’ vinçle taşınan çelik çerçeveli<br />
panel kalıp sistemi:<br />
Farklı formlara çok kolayca adapte edilebilmesi<br />
PANEMAX sisteminin en önemli<br />
34<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Çözüm Ortağı<br />
özelliklerinden biridir. PANEMAX panel<br />
kalıp sistemi, 80 kN/m² (düzgün yayılı<br />
yük) gibi yüksek bir beton basıncı dayanımı,<br />
ön montaj gerektirmeden şantiyeye<br />
geldiği ilk günden itibaren kullanıma hazır<br />
olması, özel forma sahip çelik kenar<br />
profilleri ve buna uygun bağlantı kilitleri<br />
vasıtası ile panellerin yan yana ve üst<br />
üste çok pratik bir şekilde birleştirilip sökülmesi,<br />
yine çelik kenar profillerin formu<br />
ve plywood ile birleşiminde uygulanan silikon<br />
detayı sayesinde plywoodun değiştirilmeden<br />
çok tekrar kullanılabilmesi gibi<br />
özellikleri ile mükemmel bir perde-kolon<br />
kalıbı sistemidir. Panemax panellerde,<br />
pazarda yer alan diğer Avrupalı ve yerli<br />
birçok markadan farklı olarak 18 mm değil<br />
21 mm kalınlığında plywood kullanılmaktadır.<br />
Bu özellik, eşit beton basınçlarında daha<br />
düşük sehim anlamına gelmektedir.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 35
TMS GRUP<br />
1915 Çanakkale Köprüsünde<br />
TFK Kalıp ve İskele Kiralama Sistemleri<br />
BTMS Donatı Manşonları<br />
İnşaat Mühendisi Fazlı ŞİŞİK<br />
45 yıllık tecrübesi ile TMS Grup; ülkemizde ve uluslararası arenada ses getiren<br />
büyük projelerde bulunduğu gibi, şimdi de:<br />
“1915 ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ” Projesinde<br />
Daima müşteri memnuniyetini ön planda tutan TMS GRUP<br />
şirketleri, kaliteli ürünlerinin yanında, sağladığı teknik destekle<br />
de, yurt içi ve yurt dışında, güvenle tercih edilmeye<br />
devam etmektedir.<br />
1915 ÇANAKKALE Köprüsü: 2023 m orta açıklığı ile dünyanın<br />
“en uzun” asma köprüsü̈ olacaktır.<br />
Köprünün her iki yanında bakım amaçlı kullanılacak olan<br />
yürüme yolları bulunacaktır. Köprü platformu 44,8m genişliğe<br />
ve 3,5m yüksekliğe sahiptir. 1915 Çanakkale Köprüsünün<br />
tasarım ömrü 100 yıl olacaktır.<br />
Projede, TMS Grup şirketlerinin yurt içi kiralama yüzü olan<br />
TFK-Kiralama, Asya kesonunun kalıp ihtiyacını karşılamaktadır.<br />
TEKYOL Plus <strong>Yapı</strong> Endüstrisi A.Ş. tarafından yapımı üstlenilen<br />
Asya kesonu imalatında kullanılmak üzere kiralanan sistemler<br />
özetle şöyledir:<br />
* Ahşap kirişli ve çelik kuşaklı perde kalıbı: TMS-SIMPEX,<br />
* Ayarlanabilir dairesel perde kalıbı: TMS-ROUNDEX,<br />
* Modern ve yenilikçi panel kalıp: TMS-VINC’I 80,<br />
* Vinçle tırmanır konsol sistemi: TRK 160 ve TRK 240.<br />
36<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Çözüm Ortağı<br />
KESONLAR<br />
TMS SIMPEX:<br />
Keson imalatının büyük kısmında SIMPEX ve VINC’I 80 serisi perde kalıp<br />
sistemleri kullanılmaktadır.<br />
318 m’lik kule yüksekliği, köprüyü dünyanın “en<br />
yüksek” köprülerinden biri yapmaktadır.<br />
Asya ve Avrupa olmak üzere iki adet “Keson” söz<br />
konusu kulelerin deniz içerisindeki tabanını oluşturacaktır.<br />
83mx74m boyutlarında ve 1m yüksekliğe sahip<br />
olan bir temel üzerine kurulan ayak kesonları kademeli<br />
ve odalı beton perde duvarlardan oluşmaktadır.<br />
SIMPEX Perde Kalıpları, düşeyde HT20 Ahşap Kirişler ve yatayda çelik<br />
kuşaklardan oluşan, geniş yüzeyli, ayarlanabilir perde kalıbı sistemidir.<br />
SIMPEX’in farklı yükseklik ve kesitlere kolay adapte edilebilir özelliği, vinç<br />
ile kullanılan sistemler arasında ayrıcalıklı bir konuma sahip olmasını sağlamıştır.<br />
Sistemi, yüksek beton basınçlarına ve beton döküm hızlarına göre,<br />
düşey Ahşap Kirişlerin ve YK çelik kuşakların ara mesafelerini değiştirilerek<br />
tasarımlamak mümkündür. Şekli, boyutu, tie-rod düzeni ve yüzeyi herhangi<br />
bir gereksinime göre esnek olarak uyarlanabilmektedir.<br />
Yüzeyde kullanılacak plywood ’un proje ihtiyacına göre seçilebilmesi projeye<br />
ekonomi ve esneklik sağlamaktadır.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 37
Çözüm Ortağı<br />
TMS ROUNDEX:<br />
Dairesel bölümde SIMPEX ve ROUNDEX sistemler<br />
birbirlerine bütünleşmiş şekilde çalışarak imalatın<br />
hızlanmasına ve güvenli bir şekilde tamamlanmasına<br />
yardımcı olmaktadır.<br />
BTMS Donatı Manşonları:<br />
TMS Grup olarak projeye BTMS firması ile de donatı birleştirme manşonları<br />
sağlanmaktadır.<br />
TMS ROUNDEX ayarlanabilir eğrisel perde kalıbı<br />
sistemidir.<br />
Küçük yarıçaplardan başlayarak sınırsız ayarlanabilir<br />
eğri yüzeyler elde etmek mümkündür. Kalıp<br />
panolarını değiştirmeden çap değiştirme kolaylığı<br />
sağlar. Aynı proje içinde farklı çaplara uyarlamayı<br />
kolaylaştırdığı gibi, kalıpların daha sonraki projelere<br />
de kolayca uyum sağlayabilir olması büyük<br />
avantajlar sağlamaktadır.<br />
BTMS/BMS Manşonları; çelik donatının gerilme ve basınç dayanım verilerini<br />
muhafaza ederek, birleştirilmesini sağlayacak teknik kapasitede ve standartlarda<br />
üretilmektedirler.<br />
Kesonlarda 200 bin âdetin üzerinde manşonlu birleşim kullanılması planlanmıştır.<br />
Dünya çapında rekorları elinde bulunduran böyle dev bir projede yer almak<br />
TMS Grup için bir övünç kaynağıdır.<br />
Dairesel kesitte daralan perdelere uyum sağlayabilmesi<br />
itibari ile projeye ekonomik ve güvenle kullanım<br />
avantajı sağlamaktadır.<br />
38<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Sultanahmet Camii Koruma ve<br />
Restorasyon Çalışmaları;<br />
Özler Uniscaff Çalışma İskele Sistemleri<br />
ile güvenle devam etmektedir<br />
Sultanahmet Camii Koruma ve Restorasyon Çalışmaları, Vakıflar İstanbul 1. Bölge<br />
Müdürlüğü kontrolünde, IM Mimarlık tarafından yapılan ve İstanbul 4 numaralı Anıtlar Bölge<br />
Kurulu tarafından onaylanan Rölöve, Restitüsyon ve Restorasyon Projeleri doğrultusunda,<br />
Starwood Orman Ürünleri A.Ş. firmasının sponsorluğunda, Taşyapı İnşaat-Kara İnşaat<br />
Ortaklığı ile yürütülmektedir. Anıtlar kurulunun onaylı restorasyon projeleri doğrultusunda<br />
koruma ve restorasyon çalışmaları devam etmektedir.<br />
Çalışmalarda en temel prensip<br />
Başlatılan çalışmalarda en temel prensip,<br />
Sultanahmet Camii’nin ibadete ve turist<br />
ziyaretine tamamen kapatılmaması olarak<br />
belirlenmiştir.<br />
İç mekan iskele sistemleri tasarımı<br />
60x60 ebatlarında, altı metrelik aks aralıklarına<br />
yerleştirilen kırkbeş adet çelik<br />
örgü kolon, üzerindeki makas ve aşıkları<br />
taşıyarak, sekiz metre kotunda izole<br />
edilmiş çalışma alanı oluşturulmuştur. Bu<br />
çalışma platformu üzerine kurulan flanşlı<br />
iskele sistemi, söküm ve yer değiştirme<br />
işlemlerine uygun olarak Özler Kalıp ve<br />
İskele Sistemleri A.Ş. tarafından projelendirilmiş<br />
ve imal edilmiştir.<br />
Tüm çalışma yüzeylerine ulaşım<br />
Çalışma platformu üzerinde platform<br />
ayaklarının aks aralıklarına sâdık kalınarak<br />
düzenlenen Özler Uniscaff iskele sistemi,<br />
birçok yerinde konsol ve alüminyum<br />
makaslarla genişletilerek, tüm çalışma<br />
yüzeylerine ulaşımı sağlar.<br />
M3 minaresi çelik çalışma<br />
platformu ve iskele sistemi<br />
tasarımı<br />
Restorasyon projesinde öngörülen müdahale<br />
kararları doğrultusunda, düşey<br />
ekseninde kayma tespit edilen M3 minaresi,<br />
yukarıdan aşağı doğru şerefe kotuna<br />
kadar sökülerek, özgün taşlarının konservasyonu<br />
sonrasında tekrar örülecektir.<br />
<strong>Yapı</strong>lacak çalışma, iş güvenliği önlemlerinin<br />
gereklilikleri neticesinde çelik çalışma<br />
platformu üzerine kurulan Özler Uniscaff<br />
iskele sistemi üzerinden yapılmaktadır.<br />
Minarenin kaide seviyesinde oluşturulan<br />
çalışma platformu, zemin kotundaki<br />
çalışma ile minare kotundaki çalışmayı<br />
ayırmasının yanı sıra, minare iskelesinin<br />
nizami kurulması için de düzgün bir yüzey<br />
oluşturmuştur.<br />
İç mekan iskele sistemleri tasarımı<br />
60x60 ebatlarında, altı metrelik aks aralıklarına<br />
yerleştirilen kırkbeş adet çelik<br />
örgü kolon, üzerindeki makas ve aşıkları<br />
taşıyarak, sekiz metre kotunda izole<br />
edilmiş çalışma alanı oluşturulmuştur. Bu<br />
çalışma platformu üzerine kurulan flanşlı<br />
40<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Çözüm Ortağı<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 41
42<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Çözüm Ortağı<br />
iskele sistemi, söküm ve yer değiştirme<br />
işlemlerine uygun olarak<br />
Özler Kalıp ve İskele Sistemleri<br />
A.Ş. tarafından projelendirilmiş ve<br />
imal edilmiştir.<br />
Tüm çalışma yüzeylerine<br />
ulaşım<br />
Çalışma platformu üzerinde platform<br />
ayaklarının aks aralıklarına<br />
sâdık kalınarak düzenlenen Özler<br />
Uniscaff iskele sistemi, birçok yerinde<br />
konsol ve alüminyum makaslarla<br />
genişletilerek, tüm çalışma<br />
yüzeylerine ulaşımı sağlar.<br />
M3 minaresi çelik çalışma<br />
platformu ve iskele sistemi<br />
tasarımı<br />
Restorasyon projesinde öngörülen<br />
müdahale kararları doğrultusunda,<br />
düşey ekseninde kayma<br />
tespit edilen M3 minaresi, yukarıdan<br />
aşağı doğru şerefe kotuna<br />
kadar sökülerek, özgün taşlarının<br />
konservasyonu sonrasında tekrar<br />
örülecektir. <strong>Yapı</strong>lacak çalışma, iş<br />
güvenliği önlemlerinin gereklilikleri<br />
neticesinde çelik çalışma platformu<br />
üzerine kurulan Özler Uniscaff<br />
iskele sistemi üzerinden yapılmaktadır.<br />
Minarenin kaide seviyesinde oluşturulan<br />
çalışma platformu, zemin<br />
kotundaki çalışma ile minare kotundaki<br />
çalışmayı ayırmasının<br />
yanı sıra, minare iskelesinin nizami<br />
kurulması için de düzgün bir<br />
yüzey oluşturmuştur.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 43
DOSYA<br />
DOSYA KONULARI:<br />
Yalıtım & İzolasyon <strong>Malzeme</strong>leri ve Teknolojileri …<br />
<strong>Yapı</strong> Kimyasalları & Katkı Maddeleri ve Teknolojileri …<br />
Aydınlatma & LED sistemleri ve Otomasyon<br />
Elektrik <strong>Malzeme</strong>leri Teknolojileri ...
“‘Isı Yaltımı = Ülke Kazanımı’<br />
ifadesini akıllara kazımak için faaliyetlerimizi sürdürüyoruz”<br />
“Standartlar içerisinde kaliteden ödün vermeden en uygun fiyatlarla tüketiciye en hızlı<br />
şekilde ürün sunmak tek amacımız. Ancak burada her sektörde olduğu gibi standartlar<br />
altında, kalite denetlemesi yapılmayan ürünlerin tüketiciler tarafından tercih edilmemesi<br />
gerekiyor.”<br />
22 ülkede 90’nın üzerinde şirkete sahip<br />
olan Schmid Industrie Holding’in bir kuruluşu<br />
olan Austrotherm, Türkiye’de EPS<br />
üretimine 2008 yılında Dilovası – Kocaeli<br />
fabrikası ile başladı. Austrotherm Türkiye,<br />
kısa sürede ısı yalıtım pazarında sağladığı<br />
başarı ile yeni Fabrika ve Üretim Tesisleri<br />
açarak, Türkiye’de hali hazırda 3 EPS<br />
Fabrikası ve 3 Üretim Tesisi ile Isı Yalıtım<br />
Sektörüne hizmet veren firma, temelden<br />
çatıya kadar binaların Isı Yalıtım ihtiyaçlarına<br />
yönelik EPS ürünlerini TS EN 13163<br />
standartına uygun olarak üretmekte.<br />
Austrotherm Türkiye Genel Müdür Yardımcısı<br />
Tolga Celayer ile gerçekleştirdiğimiz<br />
röportaj çalışmamızda pazardaki faaliyetlerini<br />
ve projelerini ele almaya çalıştık.<br />
Austrotherm hakkında ve<br />
firmanızın pazardaki faaliyetleri<br />
hakkında kısaca bilgi verir misiniz?<br />
Austrotherm, Avrupa’nın en önemli inşaat<br />
malzemesi üretici gruplarından biri. Isı<br />
yalıtım ürünleri alanında 65 yıldırfaaliyetgöstermekte.<br />
Bina dış cephemantolama<br />
sistemlerinde kullanılan EPS ısıyalıtımlevhaları<br />
ve inşaat mühendisliği uygulamalarında<br />
kullanılan “AustrothermgeoBLOCK<br />
®” ürünlerini üretiyoruz.<br />
Avrupa genelinde toplam 11 ülkede 22 üretim<br />
tesisimiz var. 2017 yılında grup olarak<br />
%15,5 büyüyerek 351 milyon Euro ile ciro<br />
rekoru kırdık. 1.000’in üzerinde çalışanımız<br />
bulunmakta. Bağlı olduğu Schmid<br />
IndustrieHolding, 5000 çalışanıyla Avrupa’nın<br />
sayılı inşaat malzemesi üretici gruplarından<br />
biridir. Kocaeli, Manisa, Trabzon,<br />
Diyarbakır veKayseri’deki üretim tesislerimize<br />
ek olarak <strong>2018</strong> yılının Nisan ayında<br />
hizmete aldığımız Türkiye’deki 6.tesisimiz<br />
Ankara fabrikamız ile 10 yıldır da Türkiye’deyiz.<br />
İnşaat piyasasındaki<br />
dalgalanmalardan ne ölçüde<br />
etkileniyorsunuz? Satışların<br />
sürekliliği konusunda neler<br />
söylemek istersiniz?<br />
İthal girdilerin yoğun olduğu her sektörde<br />
olduğu gibi son zamanlarda yaşanan döviz<br />
kuru artışları ve dalgalanmalarından<br />
inşaat sektörü de haliyle etkilenmekte.<br />
Türkiye’nin son yıllardaki lokomotif sektörü<br />
haline gelen 2,5 milyon kişinin istihdam<br />
edildiği sektörde inşaat malzemeleri de<br />
aynı paralelde bu etkiden nasibini almaktadır.<br />
Önemli olan anlık veya dönemsel verileri<br />
irdelemek yerine daha büyük resme<br />
bakarak ülkemizin dış kaynaklara ihtiyacını<br />
minimuma indirmek için çalışmalara en<br />
hızlı şekilde başlamak ve bunları bir devlet<br />
politikası ve standart haline getirmek<br />
olmalıdır. Austrotherm Türkiye olarak her<br />
zaman bardağın dolu tarafına bakarak aksiyonlarımızı<br />
planlıyoruz. Kriz zamanlarında<br />
firmalar kendilerini , ürün ve hizmetlerini<br />
gözden geçirmeleri gereklidir. Churchill’in<br />
bir sözü bahsettiğim konuya çok uyuyor;<br />
“İyi bir krizin boşa gitmesine asla izin vermeyin”<br />
der.<br />
Bayi ve Satış ağında bu yıl<br />
nasıl bir mesafe kat ettiniz? Bu<br />
minvalde önümüzdeki dönem için<br />
hedefleriniz neler?<br />
<strong>2018</strong> yılında yatırımını tamamlayıp hizmete<br />
açtığımız yeni Ankara fabrikamız ile<br />
Türkiye’de 6 lokasyondan en doğudan en<br />
batıya her noktaya en hızlı ve ekonomik<br />
şekilde ürün gönderebiliyoruz. Isı yalıtım<br />
levhasında Austrotherm bayisi olmayı bir<br />
ayrıcalık haline getirdik. Zira ısı yalıtımında<br />
ürün kalitesi ve sürekliliği , bulunurluk ve<br />
hızlı sevkiyat çok aranan özellikler. Tüketicinin<br />
ve satış ağımızın bu isteklerini artık<br />
tam anlamıyla karşılıyor olmak ve bunun<br />
sonuçlarını görmek mutluluk verici.<br />
Tolga Celayer / Austrotherm Türkiye Genel Müdür Yardımcısı<br />
46<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya<br />
Rekabet noktasında ürün ve fiyatta<br />
farklılaşma stratejinizi nasıl belirliyorsunuz?<br />
Dediğim gibi kaliteye güven, standartlar içerisinde kaliteden<br />
ödün vermeden en uygun fiyatlarla tüketiciye en<br />
hızlı şekilde ürün sunmak tek amacımız. Ancak burada<br />
her sektörde olduğu gibi standartlar altında, kalite<br />
denetlemesi yapılmayan ürünlerin tüketiciler tarafından<br />
tercih edilmemesi gerekiyor. Mantolamada ucuza iş<br />
yaptırmak hiçbir zaman amaç olmamalı, bu bilinçlendirmeyi<br />
yapmak için özellikle son 2 senedir çok fazla<br />
emek harcıyoruz. AUSTROtalk ücretsiz online seminerlerimiz,<br />
Isı Yalıtımlı Kedi Evi , Müdür yollarda ve change.org<br />
kampanyalarımız ile gerek sosyal medyadan<br />
gerek basılı yayınlardan sürekli olarak doğru mantolamanın<br />
önemini vurgulamaya çalışıyoruz. ‘Isı Yaltımı =<br />
Ülke Kazanımı’ ifadesini akıllara kazımak için faaliyetlerimizi<br />
sürdürüyoruz. Mantolamanın kalbi EPS yalıtım<br />
levhasıdır ve bu levha ne kadar kalın olursa, o kadar<br />
kazanç sağlanır ve yaptığınız yatırımın geri dönüşü o<br />
kadar kısa olur.<br />
Markalaşmanın rekabetteki yeri nedir? Bu<br />
konudaki çalışmalarınızdan biraz bahseder<br />
misiniz?<br />
Austrotherm, Avrupa’nın en büyük EPS ve XPS ısı yalıtım<br />
levhası üreticisi, Türkiye’de ise en güvenilen ve<br />
bilinen EPS ısı yalıtım levhası üreticisi olarak değer<br />
görüyor. Tüketicilerin marka ürünlere yönelmesi bizlerin<br />
daha iyisini yapmamızı teşvik ettiğini hissediyoruz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 47
“4 hayati yalıtımda üretim yapan<br />
%100 Türk sermayeli tek üreticiyiz”<br />
“Biz biliriz ki iyi çalışanlar, iyi iş sonuçları üretir ve iyi çalışanları getirir, iyi bayilerde<br />
başarıları ile iyi satış noktalarını getirir. Bu sebeple <strong>2018</strong> yılı başında kadro yapılanmamızı<br />
tamamlayarak sürekli eğitimler ile geliştirerek nitelikli ve sürdürülebilir bir ağ ile yolumuza<br />
ve hedeflerimizi gerçekleştirmeye devam ediyoruz.”<br />
Eryap Grup, 2001 yılından<br />
bu yana, 150.000 m²’yi aşan<br />
3 üretim tesisinde; dış cephe<br />
kaplama sistemleri, ısı, su,<br />
ses ve yangın yalıtım malzemeleri<br />
ve polimer kapı ve<br />
pencere sistemleri üretimi<br />
gerçekleştirmekte. Türkiye’nin<br />
81 ilinde yaygın bayi ağı ile<br />
hizmet sunan firma, 25’ten<br />
fazla ülkede kurmuş olduğu<br />
güçlü işbirlikleri ile yurt dışında<br />
da ürünlerini müşterileri ile<br />
buluşturmakta.<br />
Eryap Grup Türkiye Satış Müdürü<br />
Tolga Ceylan ile yapmış<br />
olduğumuz röportajda pazarlama<br />
faaliyetlerinden - sektördeki<br />
son duruma, yeni yatırımlarından<br />
- ürün gruplarına<br />
kadar pek çok konuya değinmeye<br />
çalıştık.<br />
Tolga Ceylan / Eryap Grup Türkiye Satış Müdürü<br />
Firmanızın pazardaki faaliyetleri<br />
hakkında kısaca<br />
bilgi verir misiniz?<br />
Eruslu ailesi olarak, ülkemizin<br />
sürdürülebilir büyümesine<br />
katkıda bulunma gayesiyle<br />
ülke için üretim yapma hikâyemiz<br />
1960 yılında başlıyor.<br />
“En değerli yatırım, tasarruftur”<br />
inancımız bugünün yatırımlarını<br />
köklerinden besleyerek<br />
büyütmeye devam ediyor.<br />
Eryap Grup olarak 2001 yılında<br />
başladığımız yalıtım seferberliği<br />
yolculuğumuza, <strong>2018</strong><br />
yılında daha da güçlü adımlar<br />
atarak devam ediyoruz. Doğru<br />
zamanda yapılan doğru<br />
yatırımlar ile büyümemizi sürdürülebilir<br />
kılarak, yeni iş, yeni<br />
ürün, yeni teknolojik yatırımların<br />
yanı sıra insan kaynağına<br />
da yatırımlar yaparak tüm<br />
departmanlarımızda daha iyi<br />
hizmet verebilmek için ciddi<br />
çalışmalar yapıyoruz.<br />
Son 3 yılda yeni kurumsal<br />
kimlik, yeni marka yapılanması,<br />
CRM ve bayi sipariş<br />
yönetimi portalı, ek kapasite<br />
48<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya<br />
ve yeni yatırımlar, yeni ürün ve AR-GE<br />
çalışmalarımızın yanı sıra tüm bayi örgütümüz<br />
ile birlikte stratejik iş birlikleri kurarak<br />
büyümeye devam ediyoruz. Gaziantep,<br />
İstanbul Silivri ve Sakarya Hendek üretim<br />
tesislerimizde toplam 150.000 m2 alanda<br />
XPS, membran, taş yünü, polimer cephe<br />
kaplama sistemleri ve PVC kapı ve pencere<br />
sistemleri üretiyoruz. Her biri alanında<br />
öncü olan Bonus, American Siding, Winer<br />
markalarımız ve 3 farklı bayi örgütümüz<br />
ile ülkemizin 81 ilinde ulaşılabilir olmanın<br />
gururunu yaşarken, 62 ülkeye ihracat yaparak<br />
ürünlerimizin ve üretim alanlarımızın<br />
dünya pazarında da varlığını arttırmaya<br />
devam ediyor, ülkemize döviz kaynaklı<br />
sermaye fonu sağlıyoruz.<br />
İnşaat piyasasındaki<br />
dalgalanmalardan ne ölçüde<br />
etkileniyorsunuz? Satışların<br />
sürekliliği konusunda neler<br />
söylemek istersiniz?<br />
Dalgalanmanın dünya ticaret savaşı ile<br />
başlaması ülkelerin karşılıklı vergi uygulamaları<br />
ile sürmesi tüm dünyada benzer kayıpları<br />
beraberinde getirmiştir. Biz ülkemizin<br />
potansiyeline ve gücüne inanıyoruz ve<br />
bu noktada; İstanbul’un büyük bir metropol<br />
olarak marka şehir gücünün tüm dünya yatırımcılarının<br />
ilgisini çekmeye devam etmesi,<br />
genç nüfusumuzun ülkemizin en güçlü<br />
yanı olmayı sürdürmesi, inşaat sektörünün<br />
insan kaynağının ve inşaat alanındaki şirketlerin<br />
kurumsallaşma hızlarının giderek<br />
artması ve bu durumun şirketleri yönetim<br />
ve finans anlamında güçlü bir noktaya taşıması<br />
ile sektörümüzün güçlü yönlerinin<br />
büyümeyi tetiklemesini beklemekteyiz.<br />
Çünkü bu durumda bazı fırsatları beraberinde<br />
getirecektir.<br />
Ülkemizin inşaat alanında kabul edilmiş<br />
itibarının yüksek olması ve yurt dışı pazarda<br />
inşaat alanının en önemli ikinci ülkesi<br />
olarak kabul görmesi, tüm sektörün önünü<br />
açan bir güven ortamı oluşturacaktır. Ülkemizin<br />
coğrafi konumu, halen pazar ve sektör<br />
oyuncularının değerlendirdiği fırsatlar<br />
oluşturmakta. Genç ve dinamik nüfus ortamı<br />
inşaat sektörü için önemli bir fırsat ve<br />
doğal talep kendi kendine devam etmekte.<br />
Konut alımını ve tasarrufu teşvik amacıyla<br />
alınan önlemler (konut hesabı açarak<br />
birikim yapan kişilere yönelik yüzde 15<br />
devlet desteği) ve bunun ekonomi üzerindeki<br />
etkisi olumlu. İşsizlik fonu ve bireysel<br />
emeklilik fonlarının kullanımı konusunda<br />
ortak hesap oluşturulması vb. girişimlerin<br />
inşaat sektörünün gelişmesine yönelik olarak<br />
sürekli güncel tutulduğunu görüyoruz.<br />
Ülkemizin konut sektöründe orta ve orta alt<br />
gruba ait konut ihtiyacı yoğun bir şekilde<br />
devam ediyor. Ekonomi, olumsuz etkilere<br />
karşı çeyreklerde büyüme eğilimi göstermeyi<br />
sürdürüyor. Yabancı yatırımcının ilgisi<br />
devam ediyor, döviz kurundaki artış yabancı<br />
yatırımcılar için göreceli bir avantaj<br />
sunuyor. Yabancılara yönelik yatırımlarda,<br />
vize, vatandaşlık, oturma izni ve bürokratik<br />
işlemlerin azaltılması bir fırsat ortamı oluşturuyor.<br />
Özellikle son dönemde Rusya ile<br />
vizelerin kaldırılması turizm yanında inşaat<br />
sektörü içinde olumlu sonuçlar doğurdu.<br />
Yatırımcıların değer kazanan bölgelerde<br />
konut alma eğilimleri devam ediyor. Yüksek<br />
kentsel dönüşüm ihtiyacı, sektörün<br />
orta ve uzun vadede geleceğini güvence<br />
altına alıyor. Satış sürekliliği açısından değerlendirmek<br />
gerekirse; plan ve program iş<br />
sürekliliği için bütçeler kadar hassastır ve<br />
nelerle karşılaşabileceğinizi öngörerek bir<br />
yol haritası çizebilmek üstün bir pazar ve<br />
piyasa bilginiz var ise çözümleyebileceğiniz<br />
çok bilinmeyenli bir denklemdir.<br />
<strong>2018</strong> yılına başlarken tüm projeksiyonlarımızı<br />
kritik seçim süreci ile başlayarak,<br />
para piyasalarında yaşanabilecek dalgalanmalara<br />
karşı sermaye yönetimi, olası<br />
senaryolar için risk yönetimi politikalarımızın<br />
yeniden değerlendirilmesi ile bazı önlemler<br />
alarak işimizi sürdürülebilir kılmak<br />
için adımlarımızı planlayarak başladık.<br />
Üretici kimliğimiz her daim satan olmaktan<br />
ziyade üretebilme potansiyelimizi ve gücümüzü<br />
geliştirebilme ve yenileme isteği<br />
yanında pazarın gereksinimlerini önceden<br />
görerek aksiyon alabilme kabiliyetimizi pekiştirmektedir.<br />
Bu deneyimde pazarı daha<br />
iyi okuyarak çözüm üretebilme gücümüzü<br />
arttırmaktadır.<br />
İnşaat sektörü alt toplamda 200 farklı sektörü<br />
tetikleyen, 900.000 doğrudan ve dolaylı<br />
istihdamı oluşturan büyük bir sektör.<br />
Girdilerinin ve değerlemelerinin büyük bir<br />
kısmı da döviz ile fiyatlandığından olumsuz<br />
her hareket sektörü bir miktar daha<br />
yavaşlatmaktadır.<br />
Bizde sektör için katma değerli ve özellikli<br />
yalıtım malzemeleri üretimi yapıyoruz.<br />
Dolayısı ile özellikle bu tarz ekonomik dalgalanmalar<br />
tasarruf etme bilincinin tekrar<br />
uyandığı, daha fazla dikkate alındığı ve aksiyon<br />
alındığı zamanlardır. Bizde bu süreci<br />
her platformda yalıtım bilincini arttırmak ve<br />
önemini vurgulamak, tasarruf bilincini yaymak,<br />
doğru malzeme, doğru uygulama ile<br />
doğru projeleri buluşturmak için çaba sarf<br />
ederek geçiriyoruz.<br />
Bu yıl İzoder ile birlikte sponsorlarından<br />
biri olarak tüm yılı kapsayacak şekilde 7<br />
ilde seminer düzenleyerek, yapı denetimi<br />
firmaları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl<br />
Müdürlüğü personelleri, müteahhitler, müşavirler<br />
ve mimarlar ile bir araya gelerek<br />
değişen yönetmelikler, uygulamalar, sektörün<br />
gelişimi ve yalıtımın önemini aktarmaktayız.<br />
Bayi ve satış ağında bu yıl nasıl bir<br />
mesafe kat ettiniz? Bu minvalde<br />
önümüzdeki dönem için hedefleriniz<br />
neler?<br />
<strong>2018</strong> yılı American Siding ve Bonus markalarımız<br />
ile bayi ağında niceliksel büyüme<br />
yerine niteliksel büyümeye odaklandık.<br />
Uzun süreli iş birlikleri kurarak günü değil<br />
geleceği şekillendirecek bir yaklaşımla ilerlemekteyiz.<br />
Bayi ve satış ağındaki kaliteli<br />
büyüme; aslen kadrolarınız ve alt yapınız<br />
ile destekleyebildiğiniz sürece gerçekleşebilir.<br />
Bu noktada sisteminiz, üretim<br />
kabiliyetiniz, kapasiteniz, satış kadronuz,<br />
yapılanmanız ve kaliteniz bir bütünü temsil<br />
eder. Biz biliriz ki iyi çalışanlar, iyi iş sonuçları<br />
üretir ve iyi çalışanları getirir, iyi bayilerde<br />
başarıları ile iyi satış noktalarını getirir.<br />
Bu sebeple <strong>2018</strong> yılı başında kadro yapılanmamızı<br />
tamamlayarak sürekli eğitimler<br />
ile geliştirerek nitelikli ve sürdürülebilir bir<br />
ağ ile yolumuza ve hedeflerimizi gerçekleştirmeye<br />
devam ediyoruz.<br />
Rekabet noktasında ürün ve<br />
fiyatta farklılaşma stratejinizi nasıl<br />
belirliyorsunuz?<br />
Biz üretici kimliğimizle zor olan yolu seçerek,<br />
tüm standartlara uygun, nitelikli ve kaliteli<br />
ürünler üreterek iyi bir yalıtım çözümcüsü<br />
olarak büyümemize devam ediyoruz.<br />
Sürdürülebilir büyüme için aslında rekabetinde<br />
doğru ve dürüst şekilde yönetilmesinin<br />
önemini biliyor ve bu düsturumuza<br />
uygun şekilde yürümeye devam ediyoruz.<br />
Ne yazık ki rekabetin korunmadığı ülkelerde<br />
haksız rekabet konuşuluyor, oysa<br />
rekabeti doğru anlayarak koruyabilseydik,<br />
ülkemizde bu konu başlığı hiç açılmamış<br />
olacaktı, salt ürün satışı, günü kurtarma<br />
telaşı, inovasyon yerine taklit etme, hiçbir<br />
değer üretmeden skor peşinde koşmak<br />
gibi yanına onlarca örneği koyabileceğimiz<br />
yaklaşımlar yüzünden değer üretmekten<br />
ziyade değer devşirerek ancak ayakta kalınabileceğine<br />
olan kolaycı inanç, her sektörde<br />
işleri ileride daha da içinden çıkılmaz<br />
bir sarmala döndürüyor. Eğer görünmez<br />
şeyleri görme beceriniz yoksa yani; aslında<br />
bir vizyonunuz yoksa var olmaya çalışmak<br />
sadece bugüne yetişmek için rekabet<br />
anlayışınızı taklide çevirecektir. Ama nihai<br />
sonuç değişmeyecektir, bugüne hazır olmayanın<br />
yarına hazır olması daha güç olacaktır.<br />
Rekabet aslında geleceğe bir hazırlık<br />
kapısıdır, tabi doğru çözümleyenler için.<br />
Haksız rekabet dediğimizde her sektörde<br />
onlarca birbirine benzer örnek olaya rastlayabiliriz,<br />
oysa yapı malzemeleri sektör<br />
olarak bu durumu herkesten daha önce<br />
sahiplenerek hem insanlığı hem de geleceğimizin<br />
inşasını kurmak ile sorumludur.<br />
Deprem kuşağında olan ve her geçen<br />
gün riske bir adım daha yaklaştığımız ülkemizde;<br />
işin temelinde geleceğimiz için<br />
daha nitelikli yapılara sahip olmamız, yapı<br />
malzemeleri sektörünün bu konuda rekabeti<br />
doğru tanımlayarak ülke politikalarına<br />
uyumlu ve bilinçlendirici olmamız en<br />
önemli çıkış noktası olarak görülmeli ve<br />
enerjide dışa bağımlı bir ekonomi olmamız<br />
sebebi ile özellikle enerji tasarrufunda<br />
daha dikkatli davranmamız gerekmektedir.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 49
Dosya<br />
Markalaşmanın rekabetteki<br />
yeri nedir? Bu konudaki<br />
çalışmalarınızdan biraz bahseder<br />
misiniz?<br />
4 hayati yalıtımda da üretici olan tek %100<br />
Türk sermayeli şirket olarak, 2016 yılında<br />
başlayan ve bundan sonrada devam edecek<br />
olan birçok planlı yenilik hayatımıza<br />
girmeye devam edecek.<br />
Geçtiğimiz bu süreçte Eryap Grup kurumsal<br />
kimliğimizi yeniledik, salt olarak logomuz,<br />
söylemlerimiz değil değişen, asıl yenilediğimiz;<br />
bakış açımız, yaklaşımlarımız,<br />
çağa ve teknolojiye ayak uydurabilme yeteneğimiz,<br />
dinamizm, kurum kültürümüz.<br />
Yine bu süreçte Bonus markamız için kurumsal<br />
kimliğimiz oluşturuldu ve tüm yalıtım<br />
markalarımızı Bonus markamız altında<br />
birleştirerek birlikten doğan güce olan<br />
inancımızı markalarımıza da yansıttık.<br />
Teknolojik alt yapı yatırımları yaptık, CRM<br />
ve online bayi sipariş sistemimizi kurduk<br />
ve başarı ile geliştirmeye devam ediyoruz.<br />
Eryap Grup, Bonus, American Siding ve<br />
Winer web sitelerimizi yeniledik, sektörünün<br />
üzerinde sonuçlara ulaştık.<br />
Tüm pazarın ve nihai tüketicilerin bildiği,<br />
ürüne ve kategorisine ismini vererek jenerikleşmiş<br />
olan American Siding, bizim markamız.<br />
Yalıtım tarafında ise Bonus Yalıtım<br />
markamız ile pazarda yüksek bir bilinirliğe<br />
sahibiz ve pekiştirmek için <strong>2018</strong> yılını yeni<br />
atılımlar ile geçiriyoruz. Bu yıl yalıtım için<br />
hazırlamış olduğumuz ilan çalışmamız ile<br />
alanında en prestijli ödüllerden biri olan<br />
Hürriyet gazetesi ‘’Kırmızı’’ ödülünü aldık.<br />
Bunun yanı sıra yine reklamcılık sektörünün<br />
en prestijli ödüllerinden olan ‘’Kristal<br />
Elma’’ ödülüne layık görüldük. İnteraktif tarafta<br />
da önem arz eden ödüller aldık, grup<br />
web sitemiz ile Amerika’da düzenlenen<br />
Web Awards yapı /inşaat kategorisinde<br />
aldığımız ’’Mükemmellik Ödülü’’ de bunlardan<br />
birisi. İşimizi her geçen gün daha iyi ve<br />
doğru şekilde yaparak geliştirmeye devam<br />
ediyoruz.<br />
Tüketici beklentileri sürekli<br />
değişiklik gösteriyor. Bu değişim<br />
sektörü nasıl etkiliyor? Bu<br />
değişim sürecinde siz kendinizi<br />
nerede görüyorsunuz?<br />
Bu noktada tüketicileri barınma ihtiyacı<br />
sebebi ile konut edinecek olan ve yatırım<br />
aracı olarak alım yapacak olan şeklinde<br />
ikiye ayırmak doğru olacaktır. Barınma gibi<br />
temel bir ihtiyacı karşılamak adına alım yapacak<br />
olan tüketiciler için; değişen teknoloji<br />
ile birlikte güvenlik beklentisinin artması,<br />
bunun akabinde site yaşamına olan talebin<br />
artarak devam etmesi, aile bütünlüğü<br />
düşünüldüğünde; 1+1 olarak nitelendirilen<br />
konutlar hariç büyüme olacağını, yatırım<br />
açısından alım yapacak tüketiciler için ise;<br />
yatırımın gelecek değeri ve genç nüfusun<br />
oluşturacağı daha ekonomik konutlara<br />
talebin artacağı konusunda bir yaklaşım<br />
oluşmuş durumda. Tüketici beklentileri<br />
konut alım ihtiyacını değil, konut statüleri<br />
arasında seçimi değiştirmektedir.<br />
Ülkemizde konut sektöründe orta ve orta<br />
alt gruba ait konut ihtiyacı yoğun bir şekilde<br />
devam ediyor. <strong>Yapı</strong> malzemelerinde tasarrufa<br />
dönük bir yatırım kalemi olarak yalıtım<br />
malzemeleri üretiminin daha fazla dikkate<br />
değer bulunacağını, iyi ve kaliteli malzeme<br />
ile projelerin buluşacağını, tasarrufun öneminin<br />
artması ile birlikte enerjinin cari açığa<br />
olan olumsuz etkisinin azaltılması için<br />
önemi ile bu olumsuz etkinin ekonomide<br />
dışa daha az bağımlı olarak ülkemizin sürdürülebilir<br />
kalkınmasına destek olacağına<br />
inancımız tamdır.<br />
Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />
İnşaat sektörü tüm dünyada büyümesini<br />
devam ettirmektedir. Bu büyümenin sadece<br />
sermaye ya da öz kaynak ile değil,<br />
öncelikli bir yönetim sistemi ile desteklenmesinin<br />
önemli olduğunu düşünmekteyim.<br />
Sektörde büyümenin sürdürülebilir olması<br />
için etkin bir yönetim sistemi gelişimi gereklidir.<br />
Öz kaynak, yönetim sistemi ve<br />
doğru planlamanın uyumu büyümede 3<br />
temel unsurdur. Bu değişkenlerin uyumu<br />
büyümenin anahtarı olacaktır.<br />
Değişen teknoloji ile özellikle yapı malzemelerinde<br />
üretim konusunda endüstri 4.0<br />
konuşulmakta lakin aslında teknolojinin<br />
kullanımının konut üretiminde arttırılmasını<br />
sağlamakta, bir çok değişkende maliyet<br />
avantajı oluşturacaktır. Dolayısı ile teknolojik<br />
yenilenme ve kurumların hızla evrimlerini<br />
tamamlamaları ve dijitalleşmeleri ile<br />
ülkemizin dünyada kabul görmüş olan inşaat<br />
sektörünün büyümesi ve gelişimi için<br />
dikkate alınması gereken iki konu başlığıdır.<br />
50<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
“Teknoloji, Ar-Ge<br />
çalışmalarımızın temelini oluşturuyor”<br />
“Şirket vizyonumu çerçevesinde önem verdiğimiz unsurların başında çevreci ve<br />
sürdürülebilir çalışmalarla yüksek performanslı, yasal mevzuata uygun koşullarda<br />
üretilmiş, insan sağlığına zarar vermeyen ürünler geliyor. Ar-Ge faaliyetlerimizin odağına<br />
bu yaklaşımla baktığımızda sürdürülebilir, çoklu konforlu ve insanların refah seviyesini<br />
yükselten yaşam alanları yaratma hedefiyle yola çıktığımızı ifade edebilirim.”<br />
Türkiye yalıtım sektörünün öncüsü İzocam,<br />
sektördeki hemen hemen tüm ihtiyaçlara<br />
cevap vererek Türkiye´nin 500<br />
Büyük Sanayi Kuruluşu arasında daima<br />
yerini almakta. Yüksek teknolojisiyle imal<br />
ettiği uluslararası standartlardaki tüm<br />
ürünlerini ihraç eden ve ülkemize önemli<br />
döviz girdisi sağlayan firma; başta Balkanlar,<br />
Birleşik Devletler Topluluğu, Türki<br />
Cumhuriyetler, Ortadoğu, Afrika´da bulunan<br />
46 ülkeye ihracat yapmakta.<br />
İzocam Genel Direktörü Levent Gökçe ile<br />
gerçekleştirdiğimiz röportajımızda İzocam<br />
ile ilgili merak ettiklerimizi ele almaya çalıştık.<br />
Firmanızın faaliyetleri hakkında<br />
kısaca bilgi verir misiniz?<br />
Yalıtımın farklı uygulama modellerine (ısı<br />
yalıtımı, gürültü kontrolü, akustik ve yangın<br />
güvenliği) ve alanlarına yönelik (konut,<br />
sanayi, tesisat, dayanıklı tüketim malları<br />
vb.) yalıtım ürünleri tasarlayan, üreten<br />
ve pazara sunan, 53 yıllık tecrübemiz ile<br />
sektörümüzün lider firmasıyız.<br />
Geniş ürün yelpazesine sahip ve her ihtiyaca<br />
uygun yalıtm çözümleri sunabilen<br />
öncü bir markayız. Zeminden, cephe ve<br />
çatıya, duvar ve döşemeden tesisata kadar<br />
her uygulama alanı için nitelikli yalıtım<br />
malzemeleri üretiyoruz. İzocam ürünleri,<br />
bir konuta içeriden uygulanabilecek yalıtımdan<br />
sanayi yapılarına, okul ve hastanelere<br />
kadar her binanın ve tesisatın<br />
yalıtım ihtiyacına etkin bir şekilde çözüm<br />
sunuyor. Ürün gamımız içinde lojistikten,<br />
soğuk hava depolarına özel ürettiğimiz<br />
yalıtım malzemeleri bile bulunuyor… Bu<br />
açıdan bakıldığında ülkemizde ve dünyada<br />
yalıtım sektöründe 7 farklı ürünü aynı<br />
çatı altında üretebilen tek şirket konumundayız.<br />
Ürün portföyümüzde Camyünü,<br />
Taşyünü, Ekstrüde Polistiren (Foamboard),<br />
Ekspande Polistiren (İzopor ve İzopor<br />
Plus), Kauçuk Köpük (İzocam Flex),<br />
Polietilen Köpük (İzocam PEflex), PU/<br />
PIR/Taşyünü yalıtımlı sandviç panel (İzocam<br />
Tekiz) ile Trapez levha bulunuyor.<br />
Yakın zamanda piyasaya<br />
sunduğunuz yeni bir ürün/yenilik<br />
bulunuyor mu?<br />
Dünyanın ve sektörün değişim hızına<br />
bakıldığında, liderliğini devam ettirme<br />
misyonu ile hareket eden bir şirket olarak<br />
inovasyonu oldukça önemsiyoruz ve her<br />
yıl yeni ürünler geliştirerek pazara sunuyoruz.<br />
Son dönemde geliştirdiğimiz ürünlerden<br />
özellikle “İzocam Ara Bölme Levhası”<br />
(ABL) prefabrik yapılarda kullanıma çok<br />
uygun bir ürün. Hafif ara bölmelerde kullanılmak<br />
üzere geri dönüşümlü malzemeleri<br />
kullanarak geliştirdiğimiz ABL, doğal içeriği<br />
ile toz yapmayan yapısı ve kolay kesimiyle<br />
rahat ve sağlıklı çalışma ortamları<br />
52<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya<br />
yaratıyor ve hızlı uygulama ile zamandan<br />
tasarruf sağlıyor.<br />
Kendi başına ayakta durabilen İzocam<br />
Ara Bölme Levhası, güvenli uygulama<br />
imkânının yanında sahip olduğu taşıma<br />
saplı ambalajı ve hafifliği sayesinde de<br />
kolay taşınabiliyor. Farklı kalınlıklarda<br />
üretilebilen ürün, ara bölme duvarlarda,<br />
ısı ve A sınıfı ses yalıtımı sağlıyor. Ayrıca,<br />
düşük ısı iletim katsayısı ile İzocam Ara<br />
Bölme Levhası, farklı sıcaklık ve zamanlarda<br />
iklimlendirilen hacimler arasında da<br />
enerji verimli ara duvarların teşkil edilmesini<br />
sağlıyor, enerji tasarrufu ve konforu<br />
artırıyor.<br />
Bu sene geliştirdiğimiz diğer bir ürünümüz<br />
ise İzocam Yeni Cephe Levhası oldu.<br />
Daha fazla ısıl konfor, sürdürülebilirlik ve<br />
kalite için geliştirdiğimiz İzocam Yeni Cephe<br />
Levhası, bir yüzeyi siyah camtülü kaplı<br />
bir ürün ve giydirme cephe sistemlerde,<br />
cam, granit, mermer, alüminyum, ahşap<br />
vb. cephe kaplamalarının arkasında ısı,<br />
ses yalıtımı ve yangın güvenliği amacıyla<br />
kullanılan bir ürünümüz. 35 mW/mK<br />
iletkenliğe sahip olarak tasarladığımız bu<br />
ürünle enerji verimliği konusunda oldukça<br />
iddialıyız.<br />
Ürünümüz, hafifliği sayesinde rahatça<br />
taşınıyor ve esnek yapısıyla kolay uygulanabiliyor.<br />
Ayrıca sıkıştırılabilme özelliğiyle,<br />
nakliye ve depolamada da tasarruf<br />
sağlıyor. İzocam Yeni Cephe Levhası’nın<br />
öne çıkan diğer özellikleri ise camtülü<br />
kaplı olması ve su iticiliği… Bu sayede,<br />
yağmur suyunun ürüne zarar verme riski<br />
azalıyor, zamandan ve iş gücünden tasarruf<br />
sağlamaya yardımcı oluyoruz. Yüksek<br />
yapılara ısıl konfor getirmeyi hedefleyen<br />
Yeni Cephe Levhası aynı zamanda çevre<br />
dostu bir ürün.<br />
<strong>2018</strong>’de, endüstriyel binalarda kullanılmak<br />
üzere iki yeni ürün daha geliştirdik.<br />
Bunlar; yerinde uygulama yapılan metal<br />
binaların çatı ve cephelerinde iki metal<br />
levha arasında kullanılan İzocam Endüstriyel<br />
Bina Levhası (EBL) ve İzocam Endüstriyel<br />
Bina Levhası R+ (EBL R+). Her<br />
iki ürün de ısı ve ses yalıtımı ile yangın<br />
güvenliği sağlarken hafifliği sayesinde<br />
kolayca taşınıyor ve esnek yapısıyla kolay<br />
uygulanabiliyor. Bu ürünlerin bir diğer<br />
özelliği ise bünyesine su almaması. Bu<br />
sayede, yağmur suyunun ürüne zarar<br />
verme riski ortadan kalkıyor, zamandan<br />
ve iş gücünden tasarruf sağlanıyor. Endüstriyel<br />
yapılara ısıl konfor getirmeyi<br />
hedefleyen bu ürünlerimiz aynı zamanda<br />
çevre dostu ürünler. Ürünlerimizin kalitesi<br />
CE ve EUCEB belgeleriyle de kanıtlanmış<br />
durumda.<br />
Yeni ürünlerimizden EBL 37 mW/mK ısı<br />
iletkenlik değerine sahip. EBL R+ ise 35<br />
mW/mK iletkenliğe sahip olacak şekilde<br />
tasarlandı. Bu özellikleriyle etkin ısı yalıtımı<br />
yapan malzemelerimizle enerji verimliği<br />
konusunda da oldukça iddialıyız.<br />
Ürünlerimiz, yanmaz özellikleri sayesinde<br />
Levent Gökçe / İzocam Genel Direktörü<br />
olası yangınlarda zaman kazandırıyor ve<br />
yangın güvenliği konusunda da etkili çözümler<br />
sunuyor.<br />
Firmanızın gelecek dönem<br />
hedefleri ve yatırım planlarını iletir<br />
misiniz?<br />
Önümüzdeki dönemde yeni kapasite artırımları<br />
ve geliştirme yatırımlarımızla paydaşlarımız<br />
ve sektörümüz için katma değer<br />
yaratmaya devam edeceğiz. Yıllardır süre<br />
gelen modernizasyon ve kapasite yatırımlarımızla<br />
hem ürün çeştliliğimiz hem de<br />
üretim yetkinliğimiz sürekli gelişim gösterdi.<br />
Çalışmalarımız bu şekilde hız kesmeden<br />
devam ediyor. Bugün Mineral Yün ve<br />
XPS’de bölgedeki en büyük kurulu kapasiteye<br />
sahibiz. Tesisat, ısı ve ses yalıtımında<br />
kullanılan A1 sınıfı yanmaz Camyünü Prefabrik<br />
Boru ürünümüzün üretim kapasitesini<br />
% 30 üzerinde artırarak 3. boru hattımızı<br />
bu sene devreye aldık.<br />
Gelecek dönemde ise sadece mevcut ürün<br />
gamımızı kullanarak değil, yeni teknolojileri<br />
de hayatımıza alarak yol kat edeceğiz.<br />
Ar-Ge yeni dönemde İzocam’ın hayatında<br />
daha çok yer alacak. Yeni ve gelişmiş bir<br />
Ar-Ge laboratuvarı oluşturma planımızın<br />
olduğunu da eklemek isterim.<br />
İç pazar ve ihracat<br />
faaliyetlerinizden bahsedebilir<br />
misiniz? Yeni hedef pazarlar var<br />
mı?<br />
Türkiye, Ortadoğu ve Balkanlarda yalıtım<br />
sektörünün öncü firmaları arasında<br />
yer alıyoruz. Toplam 130.000 tona ulaşan<br />
mineral yün kapasitemizin yanı sıra artan<br />
üretim kapasitelerimizle esnek üretim ve<br />
zamanında teslim imkânları sunuyoruz.<br />
Böylece inşaat ve sanayide her türlü yalıtım<br />
talebine hızlı ve güvenilir bir şekilde<br />
yanıt verebiliyoruz.<br />
Bugüne kadar 100’ü aşkın ülkede çözüm<br />
sunduk ve 20 yerleşik bayimiz ile ihracat<br />
faaliyetlerimize devam ediyoruz. Türki<br />
Cumhuriyetler, Afrika, Balkanlar, Asya ve<br />
Ortadoğu ihracat yaptığımız önde gelen<br />
pazarlar. Ağırlıklı olarak bina ve sanayide<br />
kullanılan yalıtım ürünlerinin ihracatını gerçekleştiriyoruz.<br />
Bu ürünlerin dışında ayrıca<br />
HVAC (ısıtma, soğutma ve iklimlendirme)<br />
pazarına yönelik ürünlerin de ihracatını<br />
yapıyoruz. İhracatı 700.000 m³’ü aşan<br />
İzocam, Orta Doğu HVAC pazarının en<br />
önemli üreticisi konumunda. 2017 yılında<br />
22,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik.<br />
Son 5 yılda ihracattan elde ettiğimiz satış<br />
geliri 160 milyon doları buldu. Önümüzdeki<br />
5 yıl toplamda 150 milyon doların üzerinde<br />
ihracat yapmayı hedefliyoruz.<br />
İhracat pazarında yeni pazar arayışlarımız<br />
bu yıl da sürecek. Özellikle son iki yılda<br />
odaklandığımız Orta Afrika’daki pazar arayışlarımız<br />
önümüzdeki dönemde de devam<br />
edecek. Kuzey Afrika ülkelerine yeni<br />
bayilikler vermeye devam ediyoruz. Diğer<br />
taraftan BDT ülkelerinde tanıtım faaliyetlerimiz<br />
artarak devam ediyor.<br />
İnovasyon ve Ar-Ge alanlarındaki<br />
çalışmalarınız nedir?<br />
İzocam olarak yalıtımın tüm segmentlerinde<br />
faaliyet gösterdiğimiz için fikir havuzumuz<br />
da çok geniş... Ayrıca bu kadar farklı<br />
ürün gamını tek çatı altında toplamak, bize<br />
yeni deneyim alanlarını hayata geçirme<br />
kolaylığı da tanıyor. Ürün gamına Ar-Ge<br />
çalışmalarımız doğrultusunda yeni ürünler<br />
ekliyor, yalıtım ile ilgili tüm ihtiyaçların karşılanabileceği<br />
güçlü bir marka olma özelliğimizi<br />
koruyoruz. Her yıl yeni ürünler geliştirerek<br />
pazara sunuyoruz. Bu anlamda<br />
bizim uzun yıllardır takip ettiğimiz bir başarı<br />
göstergemiz var; yeni ürünlerin ciromuz<br />
içindeki payı, yani “inovasyon katsayısı”.<br />
İnovasyon katsayısına göre yeni ürünlerin<br />
ciromuz içindeki payı şu an 15. Bu rakamı<br />
artırma hedefimizi koruyoruz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 53
“Çalışan ve müşteri mutluluğunu<br />
önemseyen<br />
marka değerine yatırım yapan<br />
bir firmayız”<br />
“12 temel değer kavramıyla iç müşteri, çalışan mutluluğuna önem verme,<br />
müşterileri ile sadece iş için değil, değerli zaman geçirerek dostluklar kurmak<br />
adına etkinlikler düzenleyen bir firmadır. Bu bağlamda Canpa, her yıl düzenlenen<br />
‘Great Place to Work’ yani ‘Türkiye’nin En İyi İşverenleri’ değerlendirmesinde<br />
kendi kategorisinde 2016 yılında ikinci, 2017’de ise birinci olmuştur.”<br />
İnsanın bulunduğu ve çalıştığı her<br />
mekanda konforlu yaşam alanlarının<br />
oluşturulması hedefiyle faaliyetlerini<br />
sürdüren Canpa Yalıtım, üretim<br />
ve uygulama süreçlerinde daima<br />
çevre bilinciyle ahreket etmekte.<br />
Canpa Holding <strong>Yapı</strong> Grubu Genel<br />
Müdürü Celal Kocaoğlu ile gerçekleştirdiğimiz<br />
röportaj çalışmamızda,<br />
ürüngrupları,gündemdeki projeleri<br />
ve önümüzdeki döneme dair planlarını<br />
ele almaya çalıştık.<br />
Firmanızın pazardaki<br />
faaliyetleri hakkında kısaca<br />
bilgi verir misiniz?<br />
Canpa Holding, başkent Ankara’da<br />
1985 yılında kurucu yönetim kurulu<br />
başkanımız Mehmet Özcan tarafından<br />
kurulmuş, ikinci nesil Yönetim<br />
kurulu üyemiz Murat Özcan tarafından<br />
icrası yönetilmektedir. Şu anda<br />
Ankara, Anadolu ve Avrupa olmak<br />
üzere İstanbul ve Kocaeli ofislerinde<br />
hizmet veren bir firmadır.<br />
Ben de bu yapıda, yapı grubu Genel<br />
Müdürlüğü görevini yürütmekteyim.<br />
Sika markasının distribütörlüğünü<br />
yine Ankara, İstanbul, Kocaeli<br />
ve Adapazarı’nda YMD ve ERKEL<br />
isimli iki şirketimiz ile yürütüyoruz.<br />
Bu şirketler, bayileri aracılığıyla Sika<br />
ürünlerinin satış ve pazarlama faaliyetlerini<br />
distribütör kimliği ile üstlenmektedirler.<br />
Türkiye’nin tamamına hizmet veren,<br />
Canpa İnşaat ve Canpa <strong>Yapı</strong> firmaları<br />
ile genelde su yalıtımı ve ısı yalıtımı<br />
üzerine yoğunlaşmış ancak alçı,<br />
alçı levha, betopan levha, yeraltı ve<br />
yerüstü boruları, cephe örtü ürünlerinin<br />
satışının da yürütüldüğü, toplam<br />
20 fabrikanın ürünlerinin müşterilerimizle<br />
buluşturulduğu iki pazarlama<br />
şirketimiz vardır.<br />
Ayrıca İstanbul ve Ankara’da yapılanmış,<br />
Elazığ’dan Bodrum’a, Samsun’dan<br />
Tekirdağ’a kadar su yalıtımı<br />
konusunda 40’ı aşkın şantiyede<br />
toplamda beyaz yakada 25, mavi<br />
yakada sayısı 250’yi geçen teknik<br />
personel ile hizmet veren iki taahhüt<br />
firmamız mevcuttur.<br />
İnşaat piyasasındaki dalgalanmalardan<br />
ne ölçüde etkileniyorsunuz?<br />
Satışların sürekliliği<br />
konusunda neler söylemek<br />
istersiniz?<br />
Biz inşaat sektöründe kamu ve özel<br />
sektöre iş yapan inşaat firmalarına,<br />
bu firmalara hizmet veren taşeronlara<br />
ve bu taşeronlara malzeme temini<br />
sağlayan tedarikçilere hizmet vermekteyiz.<br />
Ülkemizin büyümesinde en etkili lokomotif<br />
sektör olan inşaat sektörünün<br />
içerisindeyiz. Böyle bir misyonu<br />
yüklenen sektör haliyle, ekonomideki<br />
aksiliklerden daha hızlı etkilenmektedir.<br />
Son dönemde oluşan gelişmelerin<br />
başta inşaat sektörünün tüm paydaşlarında<br />
bir resesyon oluşturacağını<br />
beklemekteyiz. Ancak geçmiş<br />
dönemde de tecrübe ettiğimiz üzere<br />
bu dur kalklar sonrası büyüme tekrar<br />
sağlanmıştır.<br />
Biz de bu geminin bir yolcusu ve<br />
sektörün köklü firmalarından biri olarak<br />
yeni normal düzene göre hareket<br />
edeceğiz.<br />
Bayi ve Satış ağında bu yıl nasıl<br />
bir mesafe kat ettiniz? Bu<br />
minvalde önümüzdeki dönem<br />
için hedefleriniz neler?<br />
Girişte bahsettiğim gibi Sika Distribütör<br />
kanalında bayi yapılanmamız<br />
mevcut. Bu kanalda yılın ilk yarısında<br />
%15 ilk bir büyüme sağladık.<br />
Satış kanalında yılın ilk 6 ayında<br />
yeni bayilikler ile birlikte %20 büyüme<br />
sağladık.<br />
Yılın ikinci yarısında yeni normal piyasa<br />
düzenine göre hareket edip büyümeyi<br />
makul seviyelerde tutacağız.<br />
Rekabet noktasında ürün ve fiyatta<br />
farklılaşma stratejinizi nasıl belirliyorsunuz?<br />
Kurucu yönetim kurulu başkanımızın,<br />
İzoder Kurucu başkanlarından<br />
olması, bize firma olarak yalıtım konusunda<br />
bir ürünü satmanın ve ya<br />
uygulamanın dışında ek sorumluluklar<br />
yüklemektedir.<br />
Sektörde istenilen değil, doğru ürünle<br />
müşterinin buluşturulması, sektöre<br />
değer katan yenilikçi ürünlerin<br />
yurtiçi, benzeri yurt içinde yok ise<br />
54<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya<br />
yurt dışından temini ile sektörün<br />
inovatif ürünlerle tanışması adına<br />
yoğun çalışmalar yürütmekteyiz.<br />
<strong>2018</strong> yılında aynı zamanda üniversitelerle<br />
işbirliği içinde eğitim ve<br />
stajyer çalışma arkadaşları edinme<br />
programları başlattık.<br />
Bu bağlamda ODTÜ ile <strong>2018</strong> yılı<br />
içinde 2 kez eğitim programı düzenleyerek<br />
öğrencileri Ankara İncek<br />
kampüsümüzde ağırladık.<br />
Canpa teknik biriminde staj yapan<br />
bir arkadaşımızı, staj sonrasında<br />
işe başlatarak IK süreçlerimize örnek<br />
olabilecek bir ek katkı sağladık.<br />
Markalaşmanın rekabetteki<br />
yeri nedir? Bu konudaki çalışmalarınızdan<br />
biraz bahsederek<br />
misiniz?<br />
Markalaşma bana göre şirketleri bir<br />
ya da bir kaç sebeple benzerlerinizden<br />
ayıran çalışmaları yaparak sağlanabilir.<br />
Biz bu konuda müşteri ve çalışan<br />
başlıklı çalışmalar yapıyor, tüm paydaşlarımız<br />
gündelik işleri ile uğraşırken<br />
‘’mutluluk bulaşıcıdır’’ mottosu<br />
ile yaptığımız işi daha eğlenceli hale<br />
getirmeye çalışıyoruz.<br />
Sektörümüz bu anlamda kısır bir<br />
sektör olmakla birlikte Canpa çalışan<br />
ve müşteri mutluluğunu önemseyen<br />
ve böylece marka değerine<br />
yatırım yapan bir firmadır.<br />
12 temel değer kavramıyla iç müşteri,<br />
çalışan mutluluğuna önem<br />
verme, müşterileri ile sadece iş için<br />
değil, değerli zaman geçirerek dostluklar<br />
kurmak adına etkinlikler düzenleyen<br />
bir firmadır.<br />
Bu bağlamda Canpa, her yıl düzenlenen<br />
‘Great Place to Work’ yani<br />
‘Türkiye’nin En İyi İşverenleri’ değerlendirmesinde<br />
kendi kategorisinde<br />
2016 yılında ikinci, 2017’de ise<br />
birinci olmuştur.<br />
Tüketici beklentileri sürekli<br />
değişiklik gösteriyor. Bu<br />
değişim sektörü nasıl<br />
etkiliyor? Bu değişim<br />
sürecinde siz kendinizi<br />
nerede görüyorsunuz?<br />
Değişime uyum hem insanlar hem<br />
de şirketler için zorlu bir süreç.<br />
Canpa’nın değişime ayak uydurabilen<br />
hatta öncülük eden bir firma<br />
olması adına çalışmalar yapıyoruz.<br />
En büyük şansımız şirket hissedarlarımızın<br />
vizyonu ve ekip arkadaşlarımızın<br />
yüksek katkısı.<br />
Çalışan eğitimlerimizde, bize büyük<br />
katkıları olan İzgören Akademi, Dail<br />
Carnigie gibi eğitim partnerlerimiz<br />
var.<br />
Bu eğitimler ile ekip arkadaşlarımızın<br />
yenilikçi bakış açıları edinmelerini<br />
ve kişisel gelişimine katkı<br />
sağlamalarını ve bu böylece şirket<br />
kültürümüzü sürdürülebilir olması<br />
için çalışıyoruz.<br />
Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />
Ne gündelik hayatımızda yaşadıklarımız<br />
ne de sektör ve ülke olarak<br />
Celal Kocaoğlu / Canpa Holding <strong>Yapı</strong> Grubu Genel Müdürü<br />
yaşadıklarımız doğal mutluluğu tek<br />
başına sağlayamayacaktır.<br />
Hepimiz yaptığımız işe, sektör ve<br />
ülke gelişimine değer katarak, her<br />
gün ufak ilerlemelerle katkı sağlamalıyız.<br />
Zor günlerin yaşanması her<br />
zaman güzel günlerin habercisidir,<br />
bu anlamda daha çok çalışmak ve<br />
mutlu ve umutlu kalarak çevremize<br />
mutluluğu bulaştırmaya devam edeceğiz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> dergisi olarak da sizlere<br />
bu kısımda bize yer ayırdığınız<br />
ve sektöre sağladığınız katkı adına<br />
şirketim ve şahsım adına teşekkür<br />
ederim.<br />
Sevgi ve Saygılarımla...<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 55
“Ürünlerimizi 5 kıtada<br />
50’den fazla ülkeye ihraç ediyoruz”<br />
“ISIDEM Yalıtım olarak hedefimiz teknik yalıtım sektöründe kendi coğrafyamızda yenilikçi<br />
ve tercih edilen bir marka olmak. Bu hedefimiz doğrultusunda gerek yurt içi gerekse yurt<br />
dışı çalışmalarımız hızla devam ediyor.”<br />
1998 yılında faaliyetlerine başlayan ISI-<br />
DEM, kurulduğu günden bu yana sürekli<br />
kendini yenileyerek kalitesini, üretim<br />
teknolojisini ve kapasitesini geliştirmekte.<br />
Türkiye’nin en önemli markalarından<br />
biri konumunda olan firma, kendi sektör<br />
ve bölgesinde en modern ve en yüksek<br />
üretim kapasitesine de sahip bulunmakta.<br />
ISIDEM Yönetim Kurulu Başkanı Murat<br />
Erenoğlu ile şirket faaliyetlerini, yeni projelerini<br />
ve sektördeki yenilikleri ele almaya<br />
çalıştık.<br />
Sektöründe gerçekleştirmiş<br />
olduğunuz faaliyet ve<br />
hizmetlerinizi kısaca bizlerle<br />
paylaşır mısınız?<br />
ISIDEM, Isıtma, soğutma ve havalandırma<br />
sektöründe hizmet vermek üzere<br />
1998 yılında Tuzla’da faaliyete geçerek<br />
yuvarlak, kare ve dikdörtgen formlu sac<br />
hava kanalları üretimine başladık. 2001<br />
yılında Duct Connect markasıyla kanal<br />
bağlantı parçaları ve 2010 yılında Flexiduct<br />
markasıyla esnek hava kanalı ürünleriyle<br />
ürün gamımızı genişlettik.<br />
Havalandırma kanalları üretiminde edindiğimiz<br />
bilgi ve tecrübeyle, 2013 yılında<br />
ısıtma, soğutma ve havalandırma sektöründe<br />
yalıtım amaçlı kullanılan elastomerik<br />
kauçuk köpüğü üretimine başlama<br />
kararı aldık. Coolflex<br />
markasıyla farklı tiplerde<br />
ve fonksiyonlarda<br />
ürünün türevlerini<br />
pazara sunduk.<br />
Ürün gruplarınız<br />
hakkında bilgi<br />
verir misiniz?<br />
Bu yıl için satış<br />
anlamında öne<br />
çıkardığınız ürün<br />
ve sistemler<br />
hangileri olacak?<br />
Üç ana ürün grubumuz<br />
var; Duct Connect<br />
markasıyla kanal bağlantı parçaları,<br />
Flexiduct markasıyla esnek hava kanalı<br />
ve Coolflex markasıyla elastomerik kauçuk<br />
köpüğü alanlarında hizmet vermekteyiz.<br />
Yeni nesil ürün bağlamında, ISIDEM Yalıtım’ın<br />
<strong>2018</strong> yılında piyasaya sunduğu<br />
56<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya<br />
Coolflex PCS (Pre Cutting Sheet) elastomerik<br />
kauçuk köpüğü ürünleri, büyük<br />
çaplı boru yalıtımı için ölçülendirilerek,<br />
45 derecelik açıyla özel olarak kesilmiş<br />
Murat Erenoğlu / ISIDEM Yönetim Kurulu Başkanı<br />
ve paketlenmiş elastomerik kauçuk köpüğü<br />
levhalarıdır. Ayrıca μ (Mu) ≥ 10.000<br />
değeri ile üretilen Coolflex PCS ürünleri<br />
TSE tarafından tescillenmiş ürünler arasında<br />
sektörün en yüksek su buharı difüzyon<br />
direnç katsayısına sahip ürün<br />
olma özelliği de taşıyor.<br />
Sektörde bir ilk olarak değerlendirilen<br />
Coolflex PCS ürünü tamamen uygulayıcı<br />
dostu olma özelliği ile ön plana çıkıyor.<br />
Ürün tesisat yalıtımlarında fireleri ve işçilik<br />
maliyetlerini azaltarak, hızlı ve kolay<br />
uygulanıyor. “Ambalajından çıkar ve uygula”<br />
sloganı ile piyasaya arz edilen ürün,<br />
ustalara büyük kolaylık sağlıyor.<br />
Bu yılki hedefleriniz hakkında<br />
biraz bilgi verir misiniz?<br />
ISIDEM Yalıtım olarak hedefimiz teknik<br />
yalıtım sektöründe kendi coğrafyamızda<br />
yenilikçi ve tercih edilen bir marka olmak.<br />
Bu hedefimiz doğrultusunda gerek yurt içi<br />
gerekse yurt dışı çalışmalarımız hızla devam<br />
ediyor. Bu süreçte Avrupa’daki pazar<br />
payımızı güçlendirmek, paydaşlarımıza<br />
daha hızlı ve kusursuz hizmet verebilmek<br />
adına ISIDEM İtalya ofisini ve deposunu<br />
faaliyete aldık.<br />
5 Kıtada 50’den fazla ülkeye ihraç ettiğimiz<br />
Coolflex, Flexiduct ve Duct Connect<br />
markalı ürünlerimizle 2017 yılında bir<br />
önceki yıla oranla yüzde 50 büyüme yakaladık<br />
ve 15’ten fazla yeni ülkeye giriş<br />
yaparak dağıtım kanallarımızı güçlendirdik.<br />
Özellikle elastomerik kauçuk köpüğü<br />
üretimimizi 2 kat arttırdık. 2017 yılında<br />
toplam gelirimizin yüzde 45’ini ihracattan<br />
elde ettik. Önümüzdeki dönemde hedeflerimizden<br />
biri de, Amerika kıtasında<br />
daha etkin olarak hedef ülkelerde dağıtım<br />
kanallarımızı artırmak ve toplam gelirimizin<br />
yüzde 55 ’ini yurtdışına ihraç ederek<br />
kazanmak.<br />
Türkiye dışında hangi sistemlerle<br />
hangi pazarlarda daha güçlü<br />
konumdasınız?<br />
Avrupa pazarı diyebiliriz, ürünlerini 5 kıtada<br />
50’den fazla ülkeye ihraç eden bir Türk<br />
firması olarak, Avrupa’daki pazar payını<br />
güçlendirmek, paydaşlarımıza daha hızlı<br />
ve kusursuz hizmet verebilmek adına<br />
2017 yılı ilk çeyreğinde ilk yurtdışı iştirakimiz<br />
olan İtalya ofisini ve deposunu hizmete<br />
açtık. Önümüzdeki dönemde Amerika<br />
kıtasındaki pazar payımızı artırarak<br />
bu bölgede de daha güçlü hale gelmek<br />
için çalışmalarımızı yapıyoruz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 57
<strong>Yapı</strong> sektörüne yön veren fikirleriyle<br />
Baumit 30 yaşında<br />
Kuruluşunun 30 .yılını kutlayan Baumit, Avrupa’nın en büyük kuru harç üreticisi olmanın<br />
yanı sıra “İleriye yönelik fikirler” sloganı doğrultusunda yeni çözümler geliştirerek sektörde<br />
öncü bir marka olmanın gururunu yaşıyor.<br />
Dosya<br />
1 w, bu yıl kuruluşunun 30 yılını kutluyor.<br />
1988 yılında “Wietersdorfer” ve “Wopfinger”<br />
firmalarının güçlerini birleştirerek<br />
yarattıkları Baumit markası, 30 yılın ardından<br />
bugün Schmid Industry Holding’in<br />
en güçlü markalarından biri olarak öne çıkıyor.<br />
Avrupa, Türkiye ve Çin’e kadar 27<br />
ülkede faaliyet gösteren Baumit, 5.900<br />
çalışanı ve 2017 yılında 1,7 milyar Avroluk<br />
satışı ile Holding’in lokomotifi konumunda<br />
bulunuyor.<br />
30 Yılın Satır Başları<br />
Kuruluşunun ilk 10 yılında kuru harç üretimine<br />
ağırlık veren Baumit, özellikle silolu<br />
ürün sevkiyatları ile hayatı kolaylaştırırken,<br />
şantiyelerin imajını da şekillendiriyor.<br />
Baumit markasının ikinci on yılı, yenilikçi<br />
cephelerin geliştirilmesi ve tasarımına<br />
odaklanıyor. Yalıtım malzemesinin binalar<br />
için önemi ve değeri üzerinde çalışmalar<br />
yürütülürken kompozit ısı yalıtımı sistemi,<br />
enerji verimliliği ve ekoloji gibi konular ön<br />
planda tutuluyor. Kurulduğu günden bu<br />
yana “İleriye yönelik fikirler” mottosunu<br />
benimseyen Baumit, bu felsefeyi tüm yapılarda<br />
gerçeğe dönüştürüyor.<br />
Baumit tarihinin üçüncü on yılını sağlıklı<br />
ev yaşamı sunan ürünlerin devri olarak<br />
değerlendirmek mümkün. Avusturya’daki<br />
İnovasyon Merkezi ve 2015 yılında kurulan<br />
Viva Araştırma Parkı’nda sadece dış<br />
cepheler için değil, günümüz ve önümüzdeki<br />
yıllara ait iç ortam ikliminin iyileştirilmesine<br />
yönelik bilimsel çalışmalar da yürütülüyor.<br />
Baumit’in uzun araştırmalarda<br />
elde ettiği verileri kullanarak ürettiği Healthy<br />
Living ürünleri, iç mekan iklimini doğal<br />
bir şekilde düzenleyerek doğru nem<br />
ve temiz hava yaratılmasına odaklanıyor.<br />
Ürünlerin havayı da temizleyebilmesi ve<br />
sağlık açısından değerli olan iyonlarla<br />
zenginleştirilmesi gibi özellikler üzerinde<br />
çalışmalar yapılıyor. Dolayısıyla Baumit,<br />
gönül rahatlığıyla “Sağlıklı konut ve ev<br />
yaşamı işte böyle sağlanır” diyebiliyor.<br />
Viva Araştırma Parkı<br />
Baumit’in merkezi Wopfing’de, yapı malzemeleri<br />
konusunda Avrupa’nın en büyük<br />
araştırma parkını faaliyete geçiren Baumit,<br />
ünlü araştırma enstitüleri ile konutların<br />
gerçek yaşam durumlarını simüle<br />
ederek, yapı malzemeleri ile bunların<br />
sağlığa olan etkilerini araştırıyor.<br />
“İnovasyon, önümüzdeki on<br />
yılların motivasyonu”<br />
Baumit Yönetici Direktörü Robert Schmid,<br />
inovasyonun gelecek için önemli olduğunu<br />
ancak yıllar içinde değişime uğradığına<br />
dikkat çekerek “İnovasyon büyümenin<br />
anahtarıdır. Çok sayıda yenilikçi ürün ve<br />
devrim niteliğinde gelişmeyi, dünyaya<br />
Wopfing’deki merkezimizden sunduk ve<br />
bize her zaman rekabette üstünlük sağladı.<br />
İnovasyon, aynı zamanda gelişimi de<br />
destekliyor. Örneğin 20 yıl önce sadece<br />
ürün odaklı çalışıyorken artık günümüzde<br />
bir sistem paketleri olarak geliştiriyor ve<br />
satışa sunuyoruz. Geleceğe yön verecek<br />
fikirler daha şimdiden konumlandırılmaya<br />
başlanıyor. Bunun en iyi örneği olarak<br />
BauMinator - 3D yazıcıyı gösterebiliriz.<br />
Know-how ve kapsamlı makine teknolojisi,<br />
Baumit’in başından beri başarısında<br />
kilit faktörlerdir. BauMinator - 3D yazıcı<br />
da beton baskısı için eşsiz bir paket olarak<br />
karşımızda”.<br />
2006 yılında Türkiye pazarına giren Baumit,<br />
bugün Orta ve Doğu Avrupa’da, yılda<br />
40 milyon metrekare ile ısı yalıtım sistemlerinde<br />
ve cephe kaplamalarında pazar<br />
lideri olarak bulunuyor.<br />
30. yıl nedeniyle açıklamada bulunan<br />
Robert Schmid, “Her şeye rağmen, her<br />
zaman tüm değerleriyle bir aile şirketi olmayı<br />
sürdürmek istiyoruz. Gelecekte de,<br />
en iyi yaptığımız şeyi yapacağız: Araştırmak,<br />
geliştirmek, en iyi kaliteyi üretmek<br />
ve vizyonumuzun parça parça gerçeğe<br />
dönüşmesini sağlamak: Herkesin sağlıklı,<br />
enerjiyi etkili kullanan ve güzel bir yaşam<br />
sürmesini istiyoruz.”<br />
58<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dolgu duvarlar sayesinde<br />
depremde can kayıplarının önüne<br />
geçmek mümkün<br />
Türkiye’nin en büyük yerli gazbeton üreticilerinden AKG Gazbeton, Marmara Depremi’nin<br />
19’uncu yıl dönümü sebebiyle korkutan senaryolarla başa çıkmak için güvenli yapıların<br />
inşasının gerekliliğine dikkat çekti. AKG Gazbeton Genel Müdür Vekili Sırrı Güvenç<br />
yaptığı açıklamada; konutta ve yapı malzemesinde kalite vurgusunun altını çizerek yeni<br />
deprem yönetmeliği ile dolgu duvarların önem kazanmasının duvar devrilmesi sonucu can<br />
kayıplarının önüne geçeceğini vurguladı.<br />
Sırrı Güvenç / AKG Gazbeton Genel Müdür Vekili<br />
17 Ağustos 1999’da yaşanan depremin<br />
yıldönümü yaklaşırken kaçınılmaz gerçek<br />
olan depremin risk faktörlerini ortadan<br />
kaldıracak yapısal çözümler gündeme<br />
geldi. 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe<br />
girecek olan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği<br />
ile başta yeni yapılacak binaların<br />
depreme karşı tasarımı ve mevcut<br />
binaların değerlendirilmesi olmak üzere,<br />
depreme karşı alınacak önlemlerin ve<br />
standartlara uygun yapıların inşa edilmesiyle<br />
can kayıplarının önüne geçilmesi<br />
hedefleniyor.<br />
Güvenç: “Yeni Deprem<br />
Yönetmeliği’nde dolgu duvarlar<br />
önem kazandı”<br />
17 Ağustos’ta yaşanan can kayıplarının<br />
bir kısmının duvar devrilmelerinden, Van<br />
Depremi’nde yaşanan can kayıplarının<br />
bir kısmının ise sandviç duvarlardan kaynaklandığını<br />
belirten Sırrı Güvenç, “Depreme<br />
hazır olmak için sağlam binalar inşa<br />
ederek, depremin risk faktörü olmaktan<br />
çıkarılması gerekiyor. Yürürlüğe girecek<br />
olan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nde<br />
uygulama yöntemleriyle can ve mal<br />
kayıplarının en aza indirilmesi için dolgu<br />
duvarlar önem kazanacak. Yönetmelik<br />
sayesinde yeni binaların daha kalıcı ve<br />
sürdürülebilir bir yaklaşımla inşa edilmesini<br />
umut ediyorum. Depremle başa<br />
çıkmanın yolu, depremi kabullenip konut<br />
standartlarını geliştirmek ve nitelikli<br />
yapılar inşa etmekten geçiyor” şeklinde<br />
konuştu.<br />
Nitelikli ve güvenli yapı ihtiyacı bir<br />
üst seviyeye taşınıyor<br />
Geçmiş hatalardan ders alarak sağlam<br />
bina inşa edilmesi için sistematik, teknolojik<br />
adımlar atılması gerektiğini vurgulayan<br />
Sırrı Güvenç, “AR-GE ’ye yaptığı<br />
yatırımlar ile ısı yalıtım plağı Minepor,<br />
elektromanyetik dalga soğuran Emiblok<br />
gibi inovatif ürünleriyle öne çıkan AKG<br />
Gazbeton olarak, nitelikli ve güvenli yapı<br />
ihtiyacını bir üst seviyeye taşıdık.<br />
Servis Depremlerini hasar almadan, yıkılmadan<br />
atlatabilen yeni gazbeton duvar<br />
teknolojisi ile ülkemizin en önemli sorunlarından<br />
birine cevap verebilmek için<br />
kapsamlı bir AR-GE çalışması gerçekleştirdik.<br />
Gazbeton dışındaki yapı malzemeleri ile<br />
de uyum içerisinde çalışan sistem çözümümüz<br />
sayesinde duvar deprem anında<br />
ağır hasar almayacak ve devrilme veya<br />
yıkılma sorununu da ortadan kaldıracak”<br />
diye konuştu.<br />
60<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya<br />
Su yalıtımında liderlik hedefleyen<br />
ODE’den Ar-Ge ile iki yeni ürün<br />
Su yalıtımında liderlik hedefiyle ilerleyen ODE Yalıtım, membran ürün ailesine<br />
Ar-Ge çalışmaları sayesinde yeni ürünler kazandırmaya devam ediyor. Bitümlü<br />
membran pazarında farklı talep ve ihtiyaçlara yanıt verebilmek amacıyla<br />
ürün geliştirme çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini kaydeden Pazarlama<br />
Direktörü Ceylin Akdemir, “ODE Alüminyum Folyolu Membran ve ODE Granat<br />
Viyadük Membran isimli iki yeni ürün geliştirdik” dedi.<br />
Yalıtım sektöründe faaliyetlerini<br />
Türkiye’den çıkan global bir marka<br />
olma hedefiyle sürdüren ODE<br />
Yalıtım’ın Pazarlama Direktörü<br />
Ceylin Akdemir, su yalıtımında liderlik<br />
hedeflerine Ar-Ge çalışmaları<br />
sayesinde imza atacakları yeni<br />
ürünleriyle ulaşacaklarını söyledi.<br />
Bitümlü membran pazarında farklı<br />
talep ve ihtiyaçlara yanıt verebilmek<br />
amacıyla aralıksız çalıştıklarını<br />
kaydeden Akdemir, son olarak<br />
ODE Alüminyum Folyolu Membran<br />
ve ODE Granat Viyadük Membran<br />
ismiyle iki yeni ürün geliştirdiklerini,<br />
bu sayede bu alandaki iddialarını<br />
bir adım daha öteye taşıdıklarını<br />
ifade etti.<br />
Çatılar daha serin, yollar<br />
daha uzun ömürlü<br />
Bitümlü membranda pazarın nabzını<br />
iyi tuttuklarını ve hızlı hareket<br />
ettiklerini vurgulayan Ceylin Akdemir,<br />
“Ürün geliştirme çalışmalarımızı<br />
pazarın talep ve ihtiyaçları<br />
paralelinde yapıyoruz. Öncelikli<br />
hedefimiz, yakın gelecekte bitümlü<br />
membranda her segmentte ürün<br />
üretmek” diye konuştu. Yeni ürünleri<br />
hakkında bilgi de veren Akdemir,<br />
şunları söyledi: “ODE Alüminyum<br />
Folyolu Membran, çatı su yalıtımlarında,<br />
baca diplerinde, çatı derelerinde<br />
ikinci kat membran olarak<br />
kullanılıyor. Üst yüzeyi alüminyum<br />
folyo ile kaplanmış olan bu ürün,<br />
Ceylin Akdemir<br />
ODE Yalıtım’ın Pazarlama Direktörü<br />
esnekliği ile tüm detaylara uyum<br />
sağlarken, güneş ışınlarını yansıtarak<br />
daha serin çatılar ortaya<br />
çıkarıyor. ODE Granat Viyadük<br />
Membran ise, viyadükler, köprüler,<br />
tüneller ve karayolları inşaatlarında<br />
asfalt altında su yalıtım uygulamasında<br />
kullanılıyor. Üstüne serilecek<br />
asfaltın 140-150 °C’deki sıcaklığına<br />
dayanıklı, yüksek sıcaklıklarda<br />
akmaya karşı yüksek mukavemete<br />
sahip bir ürün.”<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 61
“Güvenli ve çevre dostu<br />
yapılaşma konusunda<br />
öncü çalışmalar<br />
yapıyoruz”<br />
“Başarımızı güçlü Ar-Ge altyapımız<br />
ve inovasyon kapasitemiz kadar,<br />
bilgiye ve sektörel gelişime yaptığımız<br />
yatırımlara da borçluyuz. 55 yıl boyunca<br />
kendimizi geliştirirken, etkileşim içinde<br />
olduğumuz tüm alanlarda nitelikli gelişimi<br />
destekledik.”<br />
Gökhan Erel / Türk Ytong Genel Müdürü<br />
Alman Ytong ortaklığı ile faaliyet gösteren<br />
Türk Ytong; İstanbul, Tekirdağ, Antalya<br />
ve Bilecik’te bulunan fabrikaları ve Gaziantep’deki<br />
iştiraki ile yılda 2,5 milyon m³<br />
üretim kapasitesine sahip durumda. Dünyanın<br />
sayılı üreticileri arasında yer alan<br />
firma üstün ürün kalitesi, sürdürülebilir ve<br />
yenilikçi ürünler, hizmet anlayışı, çalışanlarının<br />
profesyonel katkısı, kendisine güvenen<br />
müşterileri ve Türkiye’nin dört bir<br />
yanında hizmet veren yetkili satıcılarıyla<br />
pazarda başarılı bir grafik çizmekte. Türk<br />
Ytong Genel Müdürü Gökhan Erel ile<br />
dosya konumuz çerçevesinde bir röportaj<br />
gerçekleştirdik.<br />
Firmanızın pazardaki faaliyetleri<br />
hakkında kısaca bilgi verir<br />
misiniz?<br />
Türk Ytong olarak 55 yıldır inşaat sektörüne<br />
üstün kaliteli malzemeler ve hizmetler<br />
sunuyoruz. Enerji tasarrufu, deprem<br />
ve yangın güvenliği gibi alanlardaki inovatif<br />
özellikleri sayesinde Ytong ürünleri,<br />
yapılardaki konforlu, güvenli ve ekonomik<br />
bir yaşamın temel taşı haline geldi. Türk<br />
Ytong, girişimci, yenilikçi ve inovatif anlayışını<br />
ürünlerine de yansıtan bir şirkettir.<br />
Isı yalıtımı, yangın güvenliği, hafiflik ve<br />
kolay işlenme özelliklerine sahip Ytong<br />
ürünleri, güvenli ve çevreci yapılaşma<br />
denince akla ilk gelen yapı malzemesidir.<br />
Ar-Ge yatırımlarımızın işletme stratejilerimizde<br />
önemli bir yeri mevcut. Araştırma<br />
geliştirme süreçlerini sürdürülebilir büyümenin<br />
vazgeçilemez bir parçası olarak<br />
görüyoruz. Bütün adımlarımızı müşterilerimize<br />
ve kullanıcılarımıza fayda sağlamak,<br />
sektörümüzü ileriye taşımak adına<br />
atıyoruz. Bu stratejimiz doğrultusunda<br />
duvar blokları ve duvar panellerini, çatı-döşeme<br />
plağı ve sıva malzemelerini,<br />
Multipor markası altında ise ısı yalıtım<br />
ürünlerimizi tüketicilerle buluşturuyoruz.<br />
İnşaat piyasasındaki<br />
dalgalanmalardan ne ölçüde<br />
etkileniyorsunuz? Satışların<br />
sürekliliği konusunda neler<br />
söylemek istersiniz?<br />
Ekonomik gelişmeler bütün dünyada değişimlere<br />
neden oluyor. İnşaat sektörü de<br />
genel olarak ekonomiye duyarlılığı fazla<br />
olan bir sektör. Aynı zamanda da Türkiye<br />
için stratejik önemi olan sektörler içerisinde<br />
yer alıyor, birçok farklı sektörü de<br />
ilgilendirmesi nedeniyle istihdam ve üretim<br />
sürecini de önemli ölçüde etkiliyor.<br />
Oldukça geleneksel bir yapıya sahip olsa<br />
da inşaat sektörünün de dinamikleri değişebilir<br />
fakat etkinliği değişmez. Türkiye;<br />
bir cazibe merkezi olması, genç nüfusu,<br />
kentleşme hızı ve deprem gerçeği nedeniyle<br />
uzun yıllar yapılaşmaya açık, üst<br />
ve alt yapı projelerinin devam edeceği<br />
bir ülke. Bu ihtiyacın geniş bir çerçevede<br />
analiz edilerek, uzun dönemli değerlendirmeler<br />
ve planlamalar yapılmasına<br />
ihtiyaç bulunuyor. Biz, Türk Ytong olarak<br />
düzenli bir şekilde sektördeki gelişmeleri<br />
ve konjonktürü takip ve analiz ediyoruz.<br />
Kaynakların hızla tükenmesi karşısında,<br />
dünyada yapılarda enerji verimliliğine ilişkin<br />
gelişmeleri ve çalışmaları izliyor, yeni<br />
ürünler geliştiriyoruz. <strong>Yapı</strong> sektöründe de<br />
kendini gösteren dijital dönüşümün etkilerini<br />
analiz ederek, yeni iş modellerine,<br />
çalışma ortamlarına adapte olmak üzere<br />
çalışmalar yapıyoruz. Sektöre yön veren<br />
ve her zaman öncülük etmiş bir marka<br />
olarak adımlarımızı atıyor ve bunun bilinciyle<br />
hareket ediyoruz. Her sektörde olduğu<br />
gibi inşaat sektörünün de kendi içinde<br />
bir dinamiği var. Uzun soluklu planlamalar<br />
içerisinde, kurumsal bakış açımız ile gelişmeleri<br />
yakından izliyoruz. Pazar kendi<br />
içerisinde yine kendi çizgisini ve ivmesini<br />
sağlayacaktır. Sektörün bu dalgalanmayı,<br />
sağduyu ve karşılıklı güven ile aşacağına<br />
inanıyoruz.<br />
Bayi ve satış ağında bu yıl<br />
nasıl bir mesafe kat ettiniz? Bu<br />
minvalde önümüzdeki dönem için<br />
hedefleriniz neler?<br />
Yetkin ve güvenilir firmalardan oluşan geniş<br />
bir bayi ağımız var. Çoğu ile çok uzun<br />
yıllardır iş birliği içindeyiz. Bayilerimizle<br />
karşılıklı güvene dayalı ve iyi iletişim için-<br />
62<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya<br />
de yürütülen güzel bir çalışma sistemimiz<br />
var. Ytong’un Türkiye’de ulaştığı büyük<br />
başarılarda bayilerimizin önemli katkısı<br />
olduğunu söylemeliyim.<br />
Rekabet noktasında ürün ve<br />
fiyatta farklılaşma stratejinizi nasıl<br />
belirliyorsunuz?<br />
Türk Ytong olarak ülkemizde sektörün lideri,<br />
uluslararası arenada ise “dünyanın<br />
en büyük Ytong üreticisi” konumundayız.<br />
Duvar denince akla ilk gelen yapı malzemesi<br />
olarak önemli bir başarı elde ettik.<br />
Bu elbette gurur verici ve bir o kadar büyük<br />
bir sorumluluk.<br />
Başarımızı güçlü Ar-Ge altyapımız ve<br />
inovasyon kapasitemiz kadar, bilgiye ve<br />
sektörel gelişime yaptığımız yatırımlara<br />
da borçluyuz. 55 yıl boyunca kendimizi<br />
geliştirirken, etkileşim içinde olduğumuz<br />
tüm alanlarda nitelikli gelişimi destekledik.<br />
Güvenli ve çevre dostu yapılaşma<br />
konusunda öncü çalışmalar yaptık. Sektörel<br />
bilginin artması yönünde sosyal<br />
sorumluluk projeleri, mimarlık ve kent<br />
kültürüne katkı koyan Mimarlık Yarışmaları,<br />
akademik eğitim programları, STK<br />
ve meslek örgütleriyle sosyal projeler gibi<br />
birçok farklı alanda sektöre, kent ve mimarlık<br />
kültürüne katkı sağlamaya özen<br />
gösterdik.<br />
Markalaşmanın rekabetteki<br />
yeri nedir? Bu konudaki<br />
çalışmalarınızdan biraz bahseder<br />
misiniz?<br />
Günümüz iş dünyası ve rekabet ortamında<br />
bir işletmenin yurtiçi ve yurtdışında<br />
başarılı olması ve dolayısıyla bilinirliğini<br />
artırması o firmanın markalaşmasına<br />
bağlıdır. Marka sadece bir logo, kimlik ya<br />
da bir işaretten ibaret değildir. Günümüz<br />
koşullarında rekabet markalar arasında<br />
sürdüğünden, markalaşma bir işletmenin<br />
en stratejik yatırımlarından biri konumundadır.<br />
Markalaşma bir işletme için kısa<br />
vadeli bir girişim olmaktan çok, stratejik<br />
bir konu niteliğinde ele alınmak durumundadır.<br />
Bizim de Türk Ytong olarak işletme<br />
stratejimiz sektörümüze fayda sağlamak<br />
üzerine kurulu. Çünkü her daim ekolojik<br />
düşünen ve çevre ile dost hareket eden<br />
bir markayız. Bütün adımlarımızı bu yönde<br />
atıyoruz. Tamamen doğal hammaddeler<br />
ile çevre dostu üretim gerçekleştiriyoruz.<br />
Ana hammadde olarak kullandığımız<br />
kuvarsiti, çıkartırken de işlerken de çevreye<br />
zarar vermiyoruz. Enerji tasarrufunun<br />
sürdürülebilir gelecek için taşıdığı<br />
önemin bilinciyle son yıllarda blok ürünlerimizin<br />
ısı yalıtım performansını önemli<br />
ölçülerde artırmayı başardık. Son yılların<br />
yapı sektöründeki en dikkat çekici teknolojik<br />
gelişmesi olarak öne çıkan Ytong<br />
<strong>Yapı</strong> Bilgi Modellemesi (BIM) için de ilk<br />
adımı attık ve ürünlerimizin BIM objelerini<br />
müşterilerimizin kullanımına sunmaya<br />
başladık. Bu sayede Ytong markası hem<br />
sektöre hem de Türkiye’ye değer üretiyor.<br />
Tüketici beklentileri sürekli<br />
değişiklik gösteriyor. Bu değişim<br />
sektörü nasıl etkiliyor? Bu<br />
değişim sürecinde siz kendinizi<br />
nerede görüyorsunuz?<br />
Şehirlerde her geçen gün nüfus oranı<br />
artmakta ve buna bağlı olarak doğal kaynakların<br />
paylaşımında kişi başına düşen<br />
miktar azalmaktadır. Yaşanabilir bir çevre<br />
ve yapılar bu nedenle büyük önem arz<br />
etmektedir. Geldiğimiz noktada da Türkiye’nin<br />
kaliteli, güvenli, çevreye duyarlı,<br />
enerji verimli ve ileri teknoloji kullanılan<br />
yapılara ihtiyacı var. Tüketicilerin de bu<br />
konuda büyük talepleri oluşmuş durumdadır.<br />
Sektörümüzde bu yönde bir eğilim<br />
sergilemeye başlamıştır. Biz Türkiye’nin<br />
ilk Çevre Etiketi’ne (EPD) sahip firması<br />
olarak, Türk inşaat sektöründe sürdürülebilir<br />
yapı malzemelerinin yaygınlaşmasına<br />
öncülük etmekteyiz. Bununla birlikte<br />
düşük enerji tüketimi ve düşük emisyon<br />
düzeyine sahip Yeşil Binaların oluşturulmasında<br />
güvenilir bir çözüm ortağı durumundayız.<br />
Üretim süreçlerimizi tamamen<br />
kapalı döngüde hem düşük enerjiyle hem<br />
sıfır atıkla yürütüyoruz. Fabrikalarımızı<br />
hammadde kaynağının yanına inşa ediyor<br />
olmamız sebebiyle, nakliye sırasında<br />
yaratılan çevre kirliliğinin de önüne geçmiş<br />
oluyoruz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 63
Mustafa Batuhan Besler / GF Hakan Plastik Türkiye ve Ortadoğu Bölge Başkanı<br />
“Verdiğimiz hizmetler ile<br />
ayrıştığımızı düşünüyoruz”<br />
“Hedefimiz karşılıklı güven ve bağlılığımızı her yıl daha da güçlendirerek yolumuza devam<br />
etmektir. Bunun için de öncelikle satış kanalımıza hizmet veren satış ve satış destek<br />
ekiplerimize hem de kanalımıza yatırım yapıyoruz.”<br />
Türkiye’de sessiz boruyu ilk üreten firma<br />
olarak büyük başarılara imza atan, kurulduğu<br />
1965 yılından bu yana gelişime ve<br />
değişime verdiği önemi ürün ve hizmetlerine<br />
yansıtan Hakan Plastik, 2013 yılında<br />
İsviçre merkezli global bir şirket olan<br />
GFPS ile yollarını birleştirmişti. O tarihten<br />
itibaren GF Hakan Plastik markasıyla faaliyetlerini<br />
sürdüren firma, Türkiye’nin en<br />
büyük 500 sanayi kuruluşundan biri olmayı<br />
da başarmış durumda.<br />
GF Hakan Plastik Türkiye ve Ortadoğu<br />
Bölge Başkanı Mustafa Batuhan Besler ile<br />
dosya konumuz çerçevesinde bir röportaj<br />
gerçekleştirdik. Bizlere vakit ayırdıkları<br />
için sayın Besler’e teşekkür ediyoruz.<br />
Firmanızın pazardaki faaliyetleri<br />
hakkında kısaca bilgi verir misiniz?<br />
GF Hakan Plastik olarak plastik boru sektöründe<br />
üst yapı, alt yapı ve tarımsal ürün<br />
gruplarında faaliyet gösteriyoruz. GF Hakan<br />
Plastik özellikle üst yapı boru ve ek<br />
parçaları ile tanınmış bir marka. Bununla<br />
beraber son yıllarda alt yapı boru ve ek<br />
parçalarımız ile de önemli projelerde yer<br />
alıyoruz. Georg Fischer satın almasından<br />
sonra özellikle endüstriyel pazar segmentinde<br />
profesyonel sistem çözümleri sunmaya<br />
başladık.<br />
İnşaat piyasasındaki<br />
dalgalanmalardan ne ölçüde<br />
etkileniyorsunuz? Satışların<br />
sürekliliği konusunda neler<br />
söylemek istersiniz?<br />
İnşaat piyasasındaki dalgalanmalar bizleri<br />
doğrudan etkiliyor. Müşterilerimize hep<br />
çok yakın olmak, ihtiyaç duyduklarında<br />
yanlarında olmak bu zamanlarda karşılıklı<br />
olarak dalgalanmaları hafifletmemize destek<br />
veriyor. Bununla beraber iç Pazar ve<br />
ihracat dengesini buna göre yönetiyoruz.<br />
İhracatta güçlenmemiz yurt içinde yaşanan<br />
iniş ve çıkışları dengelememizi sağlıyor.<br />
Bayi ve Satış ağında bu yıl<br />
nasıl bir mesafe kat ettiniz? Bu<br />
minvalde önümüzdeki dönem için<br />
hedefleriniz neler?<br />
Türkiye’nin her noktasına yayılmış çok<br />
köklü, sağlam ve bulundukları illerin en ileri<br />
gelen esnafları ile çalışıyoruz. Bayi teşkilatımız<br />
bizim için çok kıymetli ve pazar erişimimizi<br />
en üst noktaya taşıyor. Bayilerimiz<br />
aracılığıyla ürünlerimizin dağıtım ve satışını<br />
gerçekleştiriyoruz. Hem perakende kanalda<br />
hem de proje kanalında bu şekilde<br />
çalışıyoruz. Hedefimiz karşılıklı güven ve<br />
bağlılığımızı her yıl daha da güçlendirerek<br />
yolumuza devam etmektir. Bunun için de<br />
öncelikle satış kanalımıza hizmet veren<br />
satış ve satış destek ekiplerimize hem de<br />
kanalımıza yatırım yapıyoruz.<br />
64<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya<br />
Rekabet noktasında ürün ve<br />
fiyatta farklılaşma stratejinizi nasıl<br />
belirliyorsunuz?<br />
GF Hakan Plastik kurulduğu günden itibaren<br />
projelerin çözüm ortağı olan ve sektörde<br />
özellikle profesyonel hedef kitleye<br />
hizmet veren bir firma. En belirgin ayrışım<br />
noktamız Türkiye’nin ilk sessiz borusu<br />
üreticisi olmamız. Silenta Premium, sektöre<br />
farklılık getiren en önemli ürünümüz.<br />
Artık bu ürün grubunun katma değeri<br />
daha da iyi anlaşılıyor. Bu yenilikler yıllar<br />
içinde de devam etti. Silenta FR, yangın<br />
dayanımı olan sessiz boru olarak pazara<br />
sunuldu. Bu konuda çalışmalarımız hız<br />
kesmeden devam ediyor. Yeni ve katma<br />
değerli ürünler dışında ürün kalitemiz de<br />
en önemli değerimiz.<br />
Verdiğimiz hizmetler ile ayrıştığımızı düşünüyoruz.<br />
Satış departmanımız içinde proje<br />
ve büyük müşterilere hizmet veren Önemli<br />
Müşteriler departmanımız var. Bu bölüm<br />
projeler ile birebir iletişim ile her zaman iş<br />
ortaklarımızın yanında oluyor. Pazarlama<br />
departmanımız içinde de Teknik Hizmetler<br />
birimimiz var. Bu bölümü oluşturma amacımız,<br />
özel ve kamu yatırımları ile devam<br />
eden büyük projelere teknik danışmanlık,<br />
teknik hizmet verebilmek, buralardaki profesyonellere<br />
plastik boru alanında destek<br />
verebilmek. Ana hedeflerimizi ise projelerde<br />
plastik boru tesisatı ile ilgili gelebilecek<br />
sorulara cevap verebilmek, ihtiyaçlara<br />
göre sistem çözümleri sunabilmek ve projelerde<br />
doğru ürünlerin kullanımına katkı<br />
sağlamak şeklinde açıklayabiliriz. Bununla<br />
beraber yine projelere, satış öncesinde<br />
olduğu gibi satış sonrasında da hizmet<br />
vermek de departmanın ana görevlerinden<br />
biri. Öncelikli amaç satış değil, danışmanlık<br />
hizmeti verebilmek ve doğru alanda<br />
doğru sistemleri sağlamak. Pazarlama,<br />
şirket için “geliştirici” bir departman. Teknik<br />
Hizmetler birimi de bu “geliştirici”lik işlevine<br />
katkı sağlayan araçlardan biri. Sahaya<br />
olduğu kadar kaliteye, satışa, üretime ve<br />
Ür-Ge’ye de gelişim için katkı sağlıyor.<br />
Markalaşmanın rekabetteki<br />
yeri nedir? Bu konudaki<br />
çalışmalarınızdan biraz bahseder<br />
misiniz?<br />
Markalaşma, rekabette ayrışmamıza katkı<br />
sağlıyor. GF Hakan Plastik markalaşma<br />
yoluna 2006’da Türkiye’nin ilk sessiz borusunu<br />
pazara sunarak girdi. O dönemde<br />
yaptığı reklam kampanyaları ile akıllarda<br />
yeni aldı. Devamında da büyük projelerin<br />
en önemli tedarikçisi ve çözüm ortağı<br />
olarak yerini pekiştirdi. Şu anda markamız<br />
pazarlama departmanımızın yönetiminde.<br />
Hedef kitlemize göre farklı kanallarda iletişim<br />
çalışmalarımız var. Hem sizler gibi<br />
kıymetli sektör yayınları aracılığı ile hem<br />
sosyal medya kanalından hem de radyoda<br />
farklı konseptlerde ama benzeri mesaj<br />
içerikleri ile hedef kitlemize ulaşıyoruz. Bizim<br />
ana mesajımız plastik boruda kalitenin<br />
değişmeyen, bu pazarın da öncü, yenilikçi<br />
markası olduğumuzdur. Bunu pekiştirmek<br />
için de bu yönde aktiviteler yapıyoruz.<br />
Ürünün kalitesi, ancak doğru ve uygun uygulama<br />
ve teknik bilgi ile birleştiğinde çok<br />
daha fazla ortaya çıkar. Bu sebeple hem<br />
teknik hem de uygulama eğitimleri sektörde<br />
bilgi ve farkındalık düzeyinin artırılması<br />
için çok önemlidir. GF Hakan Plastik olarak<br />
biz de bu konuda önemli bir adım atarak<br />
2016 yılında Eğitim ve Teknoloji Merkezimizi<br />
açtık. Bu merkez ile GF Hakan<br />
Plastik müşterileri, sektöre hizmet veren<br />
profesyoneller, üniversite öğrencileri ve<br />
tesisatçılar gibi birçok farklı hedef kitleye<br />
ulaşmak mümkün olacak. Her paydaş için<br />
farklı eğitim ve seminer programları ile<br />
hem GF Hakan Plastik ürünleri hem de<br />
ürünlerin doğru uygulama teknikleri hakkında<br />
bilgiler veriliyor. Bu merkez 3 ana<br />
bölümden oluşuyor; showroom, teorik ve<br />
uygulamalı eğitim alanı ve ofis bölümü.<br />
Showroom alanında hem ürün hem de<br />
sistem çözümlerimizi sergiliyoruz. Ana hedefimiz<br />
üstyapı ve altyapı işlerinde komple<br />
sistem olarak çözümler üretebilmek. Bu<br />
alanda ürünlerimizi dijital olarak da deneyimlemeye<br />
imkân veren ekranlarımız bulunuyor.<br />
Dijital dönüşüm anlamında ürün<br />
sunumunu teknoloji ile desteklemek için<br />
bu ekranlarımızda geliştirme çalışmalarımıza<br />
devam ediyoruz.<br />
Tüketici beklentileri sürekli<br />
değişiklik gösteriyor. Bu değişim<br />
sektörü nasıl etkiliyor? Bu değişim<br />
sürecinde siz kendinizi nerede<br />
görüyorsunuz?<br />
Sizin de belirttiğiniz gibi çok hızlı bir değişim<br />
çağında yaşıyoruz ve tüketicilerin<br />
talep ve beklentileri de değişiyor. Bizim<br />
sektörümüzde genel beklentiler artık daha<br />
güvenli ve yaşam konforunu artıracak<br />
ürünlere yönelik oluyor. Sessiz boru, yangına<br />
dayanıklı boru, temiz su tesisatında<br />
daha yüksek sıcaklık ve basınçlara dayanıklı<br />
ve hijyeni sağlayan boruların tercih<br />
ve kullanımı artıyor. Biz tüm bu konularda<br />
ürün portföyümüzü şekillendirip, geliştiriyoruz.<br />
Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />
Sektörümüz büyüyen ve gelişen bir sektör.<br />
Çok önemli üreticilerimiz var. Her<br />
geçen gün hem ürün çeşitliliği hem de<br />
ürün kalitesi iyiye doğru gidiyor. Özellikle<br />
hammaddede dışa bağımlılık sektörün en<br />
büyük yaşadığı zorluklardan biri. Bununla<br />
beraber uygun hammadde kullanmayan<br />
ya da belli standartların altında üretim<br />
yapan firmalar sektörümüzde önemli bir<br />
sorundur. Gerek altyapı ihalelerinde gerek<br />
yeni proje inşaatlarında gerekse mevcut<br />
binaların tesisat yenileme çalışmalarında<br />
doğru ürünün seçilmesi için belli standartların<br />
aranması ve üreticilerden bu standartların<br />
sorulması bu sıkıntıları aşmak<br />
için ilk adım olacaktır. Sizlerin yaptığı yayınlar<br />
ile bu kalite algısına ve doğru ürün<br />
seçimi için bilinç oluşturmaya katkınız büyük.<br />
Bu çalışmalarınız bizim de yapmak<br />
istediklerimizi daha doğru aktarmamıza<br />
katkı sağlıyor.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 65
Dosya<br />
Yüksek UV Dayanımı ile<br />
Dış Cephelerin yıldızı:<br />
weber.tex UV star!<br />
Dünyanın ilk 100 şirketi arasında yer alan Saint-Gobain Grubu’nun endüstriyel<br />
harçlar alanında faaliyet gösteren şirketi Saint-Gobain Weber, 62 ülkede 200’e<br />
yakın üretim tesisi ile yüksek teknik ihtiyaçları<br />
karşılayan gelişmiş formülasyon teknolojilerini<br />
kullanarak eksiksiz çözümler sunuyor.<br />
Sürdürülebilir yaşam alanları yaratma<br />
hedefiyle, inşaat malzemeleri<br />
üretiminde ihtiyaçlara yönelik inovatif<br />
çözümler sunan Weber, saf akrilik<br />
esaslı boya ve kaplamaları ile pek<br />
çok avantajı bir arada sunuyor.<br />
Saf akrilik esaslı, yarı parlak dış cephe<br />
boyası weber.tex UV star, yüksek<br />
örtücülük ve aderans, suya ve neme<br />
karşı yüksek dayanım, düşük CO2<br />
difüzyon direnci gibi avantajları ile<br />
standart dış cephe boyalarına göre<br />
üstün performans sağlıyor. Parlak<br />
ve canlı renkler sunan weber.tex UV<br />
star, yüksek UV direnci sayesinde<br />
güneş ışınlarının yaratacağı renk<br />
solmalarına karşı üstün performans<br />
göstererek, standart dış cephe<br />
boyalarına göre rengini ve parlaklığını<br />
daha uzun süre koruyor.<br />
Yeni projeler ve renovasyon için<br />
farklı kullanıcı ihtiyaçlarına yönelik<br />
yenilikçi çözümler üreten Weber,<br />
Türkiye’de 1998 yılından beri faaliyet<br />
gösteriyor. Seramik yapıştırıcıları<br />
ve derz dolguları, dış cephe ve<br />
ısı yalıtımı, teknik ürünler, zemin<br />
sistemleri ve iç cephe boyaları ile<br />
geniş bir ürün portföyüne sahip<br />
olan Weber’in Türkiye’de 6 fabrikası,<br />
8 bölge müdürlüğü ve yaygın bir<br />
satış ağı bulunuyor.<br />
66<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Ülkü Yurtsever / Fixa <strong>Yapı</strong> Kimyasalları Pazarlama İletişimi Yöneticisi<br />
“Bilginin üretimi ve paylaşımı<br />
konusunda büyük çaba gösteriyoruz”<br />
“Çünkü bir Türk markası olarak, Türk insanının yaşam kalitesini ve sosyal mutluluğunu<br />
artıracak yaşam alanları örnekleri, konfor sağlayacak ürün ve mimari çözümleri<br />
sektörümüze kazandırmak konusunda kendimizi sorumlu hissediyoruz.”<br />
Kurulduğu 2001 yılından beri yenilikçi<br />
yapı kimyasalları üretmekte olan Fixa<br />
<strong>Yapı</strong> Kimyasalları, 11 ürün grubunda,<br />
Türk ve bölge inşaat sektörüne yüksek<br />
kaliteli ürünler sunmakta. Gücünü teknolojiden<br />
alan firma, araştırma ve ürün<br />
geliştirme faaliyetlerini aralıksız sürdürmekte.<br />
Fixa <strong>Yapı</strong> Kimyasalları Pazarlama<br />
İletişimi Yöneticisi Ülkü Yurtsever ile şirket<br />
faaliyetlerinin yanı sıra özellikle ismiyle<br />
merak uyandıran ‘Aderans’ adlı kurum<br />
dergisi özelinde konuştuk...<br />
Yakın zamanda ilk kurum derginizi<br />
çıkarttınız ve paydaşlarınıza<br />
ulaştırdınız. Öncelikle hayırlı<br />
olsun. Bir kurum dergisi çıkarma<br />
fikri nasıl ortaya çıktı, biraz<br />
bahseder misiniz?<br />
Fixa bünyesinde bir kurum dergisi yayınlamak<br />
aslında yıllardır düşündüğümüz bir<br />
projeydi. Fakat aklımızdaki konsepti hayata<br />
geçirmek kolay olmadı. Kurum dergimiz<br />
Aderans, ağırlıklı olarak Fixa’dan<br />
bahseden, kurum haberleri ve ürün reklamları<br />
ile doldurulmuş bir dergi değil, incelediğinizde<br />
farklı bir konumlandırması<br />
olduğunu hemen anlarsınız. Bu dergiyi<br />
çıkartırken hedefimiz bilgiyi paylaşmak,<br />
edindiğimiz tecrübeyi ve inşaat sektörü<br />
adına araştırdığımız her yeni teknolojiyi<br />
paydaşlarımızın bilgisine sunmaktır. Çünkü<br />
bir Türk markası olarak, Türk insanının<br />
yaşam kalitesini ve sosyal mutluluğunu<br />
arttıracak yaşam alanları örnekleri, konfor<br />
sağlayacak ürün ve mimari çözümleri<br />
sektörümüze kazandırmak konusunda<br />
kendimizi sorumlu hissediyoruz. Dolayısıyla<br />
hedeflediğimiz dergi içeriğinin kalitesini<br />
yakalamak hiç kolay değil. Bizimle<br />
aynı dili konuşan ve hedeflerimizi benimseyen<br />
bir iletişim ajansı araştırmamız<br />
dahi neredeyse bir yılımızı aldı. Daha<br />
sonra anlaşmaya vardığımız bir iş ortağımız<br />
ile çalışmaya başladık ve temmuz<br />
ayında ilk sayımızı çıkardık.<br />
Aderans Dergisi’nin amacının<br />
yalnızca kurum iletişimi yapmak<br />
olmadığını vurguladınız. Derginin<br />
yayınlanmasındaki amacın ne<br />
olduğunu biraz daha açıklayabilir<br />
misiniz?<br />
Elbette. Tüm bu bilgileri toplayıp detaylarını<br />
sektörle paylaşmamızdaki asıl amaç,<br />
içinde mutlulukla yaşayabileceğimiz, akıllıca<br />
tasarlanmış ve inşa edilmiş yapılardan<br />
örnekleri kamuoyu bilgisine sunmak<br />
ve sektöre ilham vermektir. Dünya’nın<br />
farklı yerlerinde yapılmış binalar incelendiğinde<br />
fark ediliyor ki aslında toplumun<br />
kültürel yapısı, mimarisini direkt olarak<br />
etkiliyor.<br />
68<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya<br />
Bir örnek üzerinden gidersek, Almanya’daki<br />
konutlar, Alman kültürünün bir<br />
yansıması olarak karşımıza çıkmakta,<br />
bu kültür ile yetişen insanların içerisinde<br />
mutlu olabileceği bir şekilde dizayn edilmiş<br />
olmaktadır. İncelendiğinde kolaylıkla<br />
fark edilecektir ki genellikle evler yoğun<br />
bir çalışma temposuna sahip olan bir<br />
Alman vatandaşı için tasarlanmıştır. Gereksiz<br />
mobilya ve ayrıntıdan arındırılmış,<br />
basit bir plana sahip olan bu evler hava<br />
şartlarının özellikle kış aylarında sert geçmesi<br />
nedeniyle detaylı bir ısı yalıtımına<br />
sahiptir. Özetle kültürlerin, yaşayış biçimlerini<br />
ve yapıların malzeme seçiminden<br />
tasarım stillerine kadar pek çok detayı<br />
yeniden yorumladığı bir gerçek.<br />
Peki, o halde bizim kültürümüze uygun,<br />
Türk insanını rahat ve mutlu hissettirecek<br />
yapıların özellikleri ne olmalı? Farklı kültürlerde<br />
yaşayan insanlar için tasarlanmış<br />
konutlarda gerçekten konforlu yaşamamız<br />
mümkün mü? Bizler için tasarlanmış<br />
binalarda kullanılması gereken yapı<br />
kimyasalları ne olmalı ve nasıl seçilmeli?<br />
Bizim ihtiyaçlarımıza cevap verebilecek<br />
ve yaşam kalitemizi yükseltecek, coğrafyamızın<br />
iklim koşullarına göre yalıtılmış,<br />
aile hayatımız ve yaşayış biçimimize göre<br />
planlanmış konutların özellikleri nelerdir?<br />
İşte her üç ayda bir çıkaracağımız Aderans<br />
Dergisi ile tüm bu soruların cevaplarını<br />
araştıracak ve bu sektöre emek<br />
verenler için faydalı bilgileri derleyeceğiz.<br />
Derginizin içeriğinden biraz<br />
bahsedebilir misiniz?<br />
Aderans Dergisi’nin içeriğini bazı disiplin<br />
başlıkları altında hazırlıyoruz. Sektörden<br />
haberler ve kültür sanat köşemiz var. Ardından<br />
mimari bölümde, ağırlıklı olarak<br />
Türkiye’den farklı ve fonksiyonel mimari<br />
yapılara yer veriyoruz. Her sayıda mutlaka<br />
bir araştırma konumuz oluyor. Örneğin<br />
ilk sayımızda oyun parklarını mercek<br />
altına aldık. Dünyada oyun parkları standartları<br />
nelerdir, hangi malzeme hangi<br />
yükseklikte kullanılmalıdır, nasıl denetlenir<br />
gibi soruların cevaplarını araştırdık.<br />
Teknoloji köşemiz, inşaat sektörünün<br />
gelişen yüzünü işliyor. Bu bölümde robot<br />
teknolojiden BİM’e, gelecekte bizi nelerin<br />
beklediğini inceliyoruz. Şantiye bölümümüzde<br />
her sayıda bir projeyi ele alıyoruz<br />
fakat bu projeler elbette belli filtrelerden<br />
geçerek seçiliyor. Buradaki şantiyeleri<br />
seçerken genellikle ülkemizde uygulandığında<br />
fayda sağlayabilecek, yaşam standartlarımızı<br />
yükseltebilecek, akılcı mimari<br />
çözümler içeren ve topluma fayda sağlayabilen<br />
projeleri ele alıyoruz. Dergimizin<br />
en önemli bölümlerinden biri de standartlar<br />
bölümüdür. Biliyorsunuz ki inşaat sektöründe<br />
birçok uygulama standardı mevcut.<br />
Isı yalıtımından tutun su yalıtımına<br />
kadar yapılan uygulamaların bazı teknik<br />
özellikleri barındırması gerekiyor. Fakat<br />
yönetmelikte yazılan metinler bazen doğru<br />
anlaşılamayabiliyor veya yeni çıkan<br />
yönetmeliklerden yüklenici / usta haberdar<br />
olmayabiliyor. Bu nedenle dergimizin<br />
standartlar bölümünde inşaat sektörünün<br />
uygulama standartlarını olabildiğinde<br />
yalın bir dille anlatıyoruz. Yönetmeliğin<br />
işaret ettiği noktaları vurguluyoruz. Örneğin<br />
bu sayımızda şirketimizin Teknik<br />
Ürün Müdürü Mimar Semagül Köprülü,<br />
su yalıtımı yönetmeliğini genel hatları ile<br />
açıkladı. Bundan sonraki dört sayımızda<br />
da yönetmeliğin ışık tuttuğu uygulamaları<br />
tek tek işleyeceğiz.<br />
Bilgi ve araştırma konularının bu<br />
kadar ağırlıklı olduğu bir dergi için<br />
nasıl içerik üretiyorsunuz?<br />
Bizim kendi bünyemizde çalışan teknik<br />
ekibimiz oldukça yetkin. Ar- ge müdürümüz,<br />
teknik ürün müdürümüz bize içerik<br />
desteği sağlıyor. Ayrıca akademisyen<br />
danışmanlarımız da var. Birlikte çalıştığımız<br />
iletişim ajansımız da sektörümüze<br />
oldukça yakın. Her ne kadar bir sayı için<br />
içerik üretmek ve dergiyi ortaya çıkarmak<br />
yaklaşık üç ayımızı alıyor olsa da, yayın<br />
kurulumuz genellikle mimar veya mühendis<br />
kökenli olduklarından bilgiye ulaşmak<br />
bizim için daha kolay olmaktadır.<br />
Derginizin adı nasıl seçildi?<br />
Aderans’ın hikâyesini biraz<br />
anlatabilir misiniz?<br />
Aderans, kelime anlamı olarak iki maddenin<br />
birbirine güçlü bir şekilde yapışması,<br />
birleşmesi anlamına gelir. Biz de teori ile<br />
pratiği, akademi ile reel sektörü, proje ile<br />
uygulayıcıyı buluşturma misyonu edinen<br />
dergimiz için Aderans ismini çok anlamlı<br />
bulduk. Umuyorum ki arkasında böyle bir<br />
hikâyesi olan Aderans, okuyucularının da<br />
beğenisini kazanır.<br />
Son olarak eklemek istediğiniz bir<br />
şey var mıdır?<br />
Teknolojik gelişmeler yalnızca telekomünikasyon,<br />
tıp, bilişim gibi sektörlerde ivme<br />
kazanmadı. İnşaat malzemeleri, yapı<br />
kimyasalları alanında da pek çok yenilik<br />
karşımıza çıkıyor. Özellikle geleceğin en<br />
büyük sorunu olarak gösterilen çevre kirliliğini<br />
önlemek amacıyla artık sıfır karbon<br />
salınımı yapabilen şehirler tasarlanıyor.<br />
Dünyada tüm bu gelişmeler yaşanırken,<br />
ülkemizde büyümeye devam eden inşaat<br />
sektörünün sağlam temeller üzerinde<br />
yükselmesi için bizlere düşen bilgiye kıymet<br />
vermek, çok okumak, çok araştırmak<br />
ve ülkemiz için en uygun malzemeleri en<br />
doğru mimari tasarımlarla inşa etmektir.<br />
FİXA olarak bizler de bilginin üretimi ve<br />
paylaşımı konusunda büyük çaba gösteriyor,<br />
bu çerçevede hazırladığımız dergimiz<br />
Aderans’ın sektörümüze ve ülkemize<br />
fayda sağlayacağını umut ediyoruz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 69
“Gelişmeyi sürdürülebilir kılmaya<br />
önem veriyoruz”<br />
“Kalitenin sürekliliğinin korunmasına katkıda bulunmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz tüm<br />
çalışmalarda ve üretim süreçlerinde çevre ile ilgili yasalara, normlara uymayı ve tüm<br />
faaliyetlerde etkin bir ‘Kalite Yönetim Sistemi’ oluşturmayı taahhüt etmekteyiz.”<br />
Türkiye inşaat sektöründe, yapı kimyasalları<br />
alanında yeni ürünlerin geliştirilmesi<br />
ve üretilmesine öncü olmak, alanındaki<br />
ürünlerde kalitenin sürekliliğinin<br />
korunmasına katkıda bulunmak amacıyla<br />
kurulan Koramic <strong>Yapı</strong> Kimyasalları, aynı<br />
zamanda bu ürünlerin doğru kullanılması<br />
konusunda da sistematik çözümler üretmekte.<br />
1998 yılında merkezi Belçika’da bulunan<br />
Koramic Building Products S.A. ile<br />
Türkiye’nin en büyük gruplarından biri<br />
olan Eczacıbaşı Grubu’n %50-50 ortaklık<br />
anlaşması sonucunda kurulan firmanın,<br />
2011 Haziran ayında yapılan anlaşma ile<br />
%100 hissesi Koramic Grubu’na devredilerek<br />
o tarihten itibaren yeni ticari unvanı<br />
olan ‘Koramic <strong>Yapı</strong> Kimyasalları Sanayi<br />
ve Ticaret Anonim Şirketi’ adı altında faaliyetlerini<br />
sürdürmektedir.<br />
Koramic <strong>Yapı</strong> Kimyasalları Pazarlama,<br />
Ürün ve Teknik Hizmetler Müdürü Bahadır<br />
Arıkan ile gerçekleştirdiğimiz röportaj<br />
çalışmamızda sayın Arıkan, sektörün<br />
içerisindeki son durumu değerlendirirken<br />
aynı zamanda, önümüzdeki döneme dair<br />
projeleri ve yeni ürün çalışmalarından da<br />
bahsetti.<br />
Firmanızın pazardaki<br />
faaliyetlerinden kısaca bahseder<br />
misiniz?<br />
Türkiye’deki faaliyetlerini 20 yıldır büyük<br />
bir özenle sürdüren Koramic <strong>Yapı</strong> Kimyasalları<br />
olarak, 4 üretim tesisinde, %20’si<br />
ihracata yönelik olmak üzere yıllık 100 bin<br />
tondan fazla yapı kimyasalının üretim ve<br />
satışını gerçekleştirmekteyiz.<br />
Üretim tesislerimizde, yapıştırma harçları,<br />
derz dolgu malzemeleri, su yalıtım<br />
malzemeleri, kendinden yayılan şaplar,<br />
astar ve harç katkıları, uygulama sonrası<br />
70<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya<br />
Bahadır Arıkan / Pazarlama, Ürün ve Teknik Hizmetler Müdürü<br />
temizlik ve bakım ürünleri, tamir ve yüzey<br />
düzeltme sıvaları, poliüretan ve epoksi<br />
esaslı zemin kaplama, su yalıtım malzemeleri<br />
ve dış cephe ısı yalıtım sistemleri<br />
üretilmektedir.<br />
Eczacıbaşı Grubu ile birlikte hayata geçirdiğimiz<br />
ve iş ortaklığımızın devam ettiği<br />
VitrA Fix ve VitrA Therm markalı ürünlerimizin<br />
üretiminin yanı sıra 2011 yılı itibariyle<br />
tanıtımına ve üretimine başladığımız,<br />
Avrupa’da yaklaşık 55 yıldır bilinirliği<br />
ve tüketimi oldukça yüksek olan CERMIX<br />
markamız ile faaliyetlerimize her geçen<br />
gün artan bir ivme ile devam ediyoruz.<br />
Yakın dönemde yeni ürünleriniz<br />
olacak mı?<br />
Günümüzde inşaat sektöründe yaşanan<br />
hızlı gelişim ve değişimler sektörün tüm<br />
alt uygulama sistemlerinin, dolayısı ile<br />
birçok farklı ve gelişmiş ürün grubunun<br />
pazarda yerini almasını sağlamaktadır.<br />
İnşaat sektöründeki tüm bu gelişmeler,<br />
hiç şüphesiz <strong>Yapı</strong> Kimyasalları sektöründe<br />
de sürekli inovasyonu tetikliyor.<br />
Özellikle; yapıların ömrünü ve sağlamlığını<br />
artıracak su yalıtım ürünleri ile enerji<br />
verimliliği konusunda oldukça doğru sonuçlar<br />
alınmasını sağlayan Poliüretan<br />
Sistemler gün geçtikçe önem kazanıyor.<br />
Bizler de Koramic olarak; yalıtım sistemlerini<br />
oldukça önemsiyor ve konuda sektöre<br />
kaliteli ve teknik ürünler sunmaya<br />
devam ediyoruz.<br />
Ayrıca, Bilecik’e bağlı Bozüyük’de 22 bin<br />
metrekare arsa üzerinde 11 bin metrekare<br />
inşaat alanına sahip olan ve 8 bin<br />
metrekarelik kapalı alanda yıllık 190 bin<br />
ton üretim kapasitesiyle dikkatleri üzerine<br />
toplayan ve bir teknoloji üssü olarak<br />
tasarlanan fabrikamızda yer alan AR-GE<br />
ekibimiz her zaman yenilikler üzerinde<br />
çalışmaktadır. Gelişimin en büyük parçası<br />
olan AR-GE çalışmalarımızın çoğunu<br />
yurtdışı ile koordineli olarak yapıyoruz.<br />
Yeni fabrikamızda kurduğumuz modern<br />
laboratuvarlarda Belçika’daki genel merkezimiz<br />
ve Fransa’da bulunan kardeş<br />
şirketlerimiz ile ortak çalışmalara devam<br />
ediyoruz. Çalışmalarımızın neticesinde<br />
gelecek sene içerisinde yeni teknik ürünleri<br />
piyasaya sürmeyi amaçlıyoruz.<br />
Bu yıl için satış anlamında öne<br />
çıkan ürün grupları hangileri<br />
oldu?<br />
Geçtiğimiz son 15 senede, Türkiye’de ısı<br />
yalıtımın önemi artmış ve yasal zorunluluk<br />
haline getirilmiştir. Bunun yanında sektör<br />
ısı yalıtım ile birlikte diğer yalıtım alanlarının<br />
da önemini anlamaya başladı. Özellikle<br />
su, yangın ve ses yalıtımı alanında<br />
bilinç oluşmaya başladı. Son yıllarda su<br />
yalıtımı, ürün grubu hem firmamızda hem<br />
de sektörde pazarını genişletmiştir. İleriki<br />
dönemlerde de bu büyümenin artarak<br />
devam edeceğini ön görmekteyiz. Ayrıca<br />
ince yapıda kullanılan ürünlerin dışında<br />
kaba yapı aşamasında kullanılan ürünlerle<br />
ilgili de çalışmaktayız.<br />
Sektörün içerisinde bulunduğu<br />
süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
Hepimizin bildiği gibi inşaat sektörü Türkiye’<br />
de son 10-15 yıldır altın çağını yaşıyor.<br />
Ülkemizde de bu sektörün gelişmesinden<br />
kaynaklı insanlar, daha modern, konforlu<br />
yaşam alanlarına, daha uygun ve kolay<br />
ulaşıyorlar. Son 6 aya kadar olan süreçte<br />
ekonomideki istikrar, uygun faiz oranları<br />
tüketicilerin emlağa olan güvenini arttırmaktaydı.<br />
Ancak yaşanan son olumsuz<br />
ekonomik süreçlerde sektörün bir dönem<br />
olumsuz etkileneceğiniz düşünmekteyiz.<br />
Önümüzdeki dönem için yeni<br />
yatırım ve projeleriniz var mı?<br />
Koramic’in kurumsal hedeflerinin başında<br />
sürekli büyümek, gelişim ve hiç durmadan<br />
yola devam etmek yer alıyor. Biz bu amaçlar<br />
doğrultusunda ve tabi sektörün içinde<br />
bulunduğu süreci göz önüne alarak olabilecek<br />
tüm fırsatları değerlendirme çabası<br />
içerisindeyiz.<br />
Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />
Koramic <strong>Yapı</strong> Kimyasalları olarak, kurumun<br />
tüm birimleri ile, sürdürülebilir rekabet gücüne<br />
ulaşabilmek için üretim odaklılıktan,<br />
entegre pazarlama ve teknoloji odaklılığına<br />
geçiş yapmanın önemine inanıyoruz.<br />
Bilginin ekonomik ve toplumsal faydaya<br />
dönüştürülmesi ilkesini benimserken, çalışmalarımızı<br />
daha müşteri odaklı olarak sürdürmekteyiz.<br />
Üretkenliğin devamlılığının<br />
sağlanması ilkesi ile gelişmeyi sürdürülebilir<br />
kılmaya önem veriyoruz. Genel misyonumuzu<br />
tekrar edersek biz Koramic ailesi;<br />
kalitenin sürekliliğinin korunmasına katkıda<br />
bulunmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz tüm<br />
çalışmalarda ve üretim süreçlerinde çevre<br />
ile ilgili yasalara, normlara uymayı ve tüm<br />
faaliyetlerde etkin bir ‘Kalite Yönetim Sistemi’<br />
oluşturmayı taahhüt etmekteyiz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 71
C. Onur Sürmeli / KYK <strong>Yapı</strong> Kimyasalları Yönetim Kurulu Başkanı<br />
“Uygulamacıların mesleki<br />
gelişimlerine yatırım da<br />
öncelikli sorumluluklarımızdan”<br />
“Sahadaki sorunlara, doğru ürün ve doğru uygulama yöntemleri ile geliştirdiğimiz sistem<br />
çözümleri sunmak ana ilkelerimizden biri. Ürün yelpazemizi sektördeki teknolojilere ve<br />
ihtiyaçlara göre sürekli geliştirme yönünde adımlar atıyoruz.”<br />
2001 yılında Eskişehir’de kurulan KYK<br />
<strong>Yapı</strong> Kimyasalları, yapıştırıcılar, derz dolguları,<br />
su yalıtım malzemeleri, ısı yalıtım<br />
malzemeleri, tamir harçları, zemin malzemeleri,<br />
sıvalar, astarlar, dış cephe boyaları,<br />
katkılar ve yardımcı malzemeleri ile<br />
tüm Türkiye’ye ve yurtdışında 20 farklı<br />
noktaya satış gerçekleştirmekte.<br />
%100 yerli sermaye ile faaliyetlerine devam<br />
eden firma, şu an 116 farklı ürün ve<br />
400 ürün çeşidi ile TSE, CE ve ISO belgeleri<br />
ile yönetim sistemleri çalışmalarını<br />
yürütmekte.<br />
KYK <strong>Yapı</strong> Kimyasalları Yönetim Kurulu<br />
Başkanı C. Onur Sürmeli ile dosya konumuz<br />
çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz röportajımızda,<br />
şirket olarak eğitime vermiş<br />
oldukları önemi de görme şansımız oldu.<br />
Bizlere vakit ayırarak projelerini aktaran<br />
sayın Sürmeli’ye teşekkür ediyoruz.<br />
Firmanızın pazardaki<br />
faaliyetlerinden kısaca bahseder<br />
misiniz?<br />
2001 yılında Eskişehir’de başladığımız<br />
üretim faaliyetlerimize bugün Eskişehir<br />
Merkez olmak üzere Samsun, Adana ve<br />
Diyarbakır fabrikalarımızla devam etmekteyiz.<br />
4 üretim tesisimizde toplam 600 bin<br />
ton üretim kapasitesine sahibiz. Türkiye’nin<br />
stratejik noktalarına kurulmuş olan<br />
fabrikalarımızla yurdun tüm noktalarına<br />
hem hızlı hem de nakliye avantajlı ürün<br />
ve hizmet sunmaktayız.<br />
İnşaat sektörünün alt sektörleri arasında<br />
yer alan yapı kimyasallarında faaliyetlerimizi<br />
sürdürürken, bir yapının temelden<br />
çatıya ihtiyaç duyabileceği tüm yapı kimyasallarını<br />
sunmayı hedeflemekte, yeni<br />
ürün çalışmalarımızı da bu hedefe ve<br />
pazar gelişimine göre yönlendirmekteyiz.<br />
Portföyümüzde bulunan; yapıştırıcılar,<br />
derz dolguları, su yalıtım malzemeleri, ısı<br />
yalıtım malzemeleri, tamir harçları, zemin<br />
güçlendirme malzemeleri, sıvalar, astarlar,<br />
dış cephe boyaları, katkılar ve yardımcı<br />
malzemeler ile sahadaki sorunlara,<br />
doğru ürün ve doğru uygulama yöntemleri<br />
ile geliştirdiğimiz sistem çözümlerini<br />
sunmaktayız.<br />
Türkiye genelinde Adana, Ankara, Antalya,<br />
Diyarbakır, Eskişehir, İstanbul, İzmir<br />
ve Samsun Bölge Müdürlüklerimiz ile hizmet<br />
vererek dağıtım, perakende satış ve<br />
uygulama yapan 270 ana bayi, 1.000 tali<br />
bayi ile ürünlerimizin yurt genelinde penetrasyonunu<br />
sağlamaktayız.<br />
İhracat Bölümümüzün çalışmalarıyla<br />
Almanya, Belçika, İsviçre, Hollanda,<br />
Fransa, Polonya gibi Avrupa Ülkeleri;<br />
Irak, İran, Ürdün gibi Ortadoğu Ülkeleri;<br />
Türkmenistan, Özbekistan gibi Türki<br />
72<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya<br />
Cumhuriyetler; Afrika ve Uzak Doğu Ülkeleri,<br />
ABD, Kanada ve Rusya olmak<br />
üzere 20’nin üzerinde ülkeye yaptığımız<br />
ihracatla da uluslararası faaliyetlerimizi<br />
yürütmekteyiz.<br />
Yüzde 100 yerli sermaye ile üretim faaliyetlerini<br />
sürdüren firmamız, kurulduğu<br />
günden bugüne kadar ki kısa süre içerisinde<br />
hızlı ve istikrarlı büyüme performansı<br />
ile 500’ün üzerinde firmayı barındıran<br />
yapı kimyasalları sektöründe satış<br />
hacminde 3. sıradaki yerini almıştır.<br />
Yakın dönemde yeni ürünleriniz<br />
olacak mı?<br />
Sahadaki sorunlara, doğru ürün ve doğru<br />
uygulama yöntemleri ile geliştirdiğimiz<br />
sistem çözümleri sunmak ana ilkelerimizden<br />
biri. Ürün yelpazemizi sektördeki<br />
teknolojilere ve ihtiyaçlara göre sürekli<br />
geliştirme yönünde adımlar atıyoruz. Son<br />
yıllarda su yalıtımı ve zemin sistemleri<br />
ürün grubumuzu geliştirmek adına yoğun<br />
Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmaları gerçekleştiriyoruz.<br />
Megaİzo markalı su yalıtım çözümlerimiz<br />
içerisinde yer alan çimento,<br />
akrilik, bitüm ve poliüretan esaslı ürünlerimizle<br />
yüksek performanslı su yalıtım<br />
çözümleri sunuyoruz. Poliüretan üretim<br />
hattı yatırımımızı gerçekleştirdik. Mevcut<br />
poliüretan esaslı su yalıtım ürünlerimizin<br />
yanı sıra çalışmalarını sürdürdüğümüz<br />
hibrit ve poliürea ürünler bu tesisimizde<br />
üretiliyor olacak. MegaZemin markalı zemin<br />
kaplama çözümlerimiz içerisinde yer<br />
alan epoksi esaslı zemin kaplama sistemlerimizle<br />
fabrika, üretim tesisi, depo,<br />
hangar, laboratuvar, ofis, konut, okul,<br />
avm gibi alanların güçlendirilmiş zemin<br />
ihtiyaçlarına çözümler sunuyoruz. Ayrıca<br />
MegaZemin markalı ürün grubumuza<br />
eklenecek olan poliüretan esaslı zemin<br />
kaplamaları için çalışmalarımız sürmekte<br />
olup, yatırımını yaptığımız poliüretan üretim<br />
tesisimizde bu ürünlerinde üretimlerini<br />
gerçekleştiriyor olacağız. Böylelikle epoksi<br />
esaslı zemin kaplama çözümlerimizle<br />
birlikte poliüretan esaslı zemin kaplama<br />
malzemelerle de komple çözüm sunabiliyor<br />
olacağız.<br />
Bu yıl için satış anlamında öne<br />
çıkan ürün grupları hangileri<br />
oldu?<br />
Stratejik büyüme hedeflerimiz arasında<br />
yer alan su yalıtımı ve zemin güçlendirme<br />
ürünleri satışlarımızda da öne çıkan ürün<br />
gruplarımız arasında yer aldı.<br />
Binaların toprakla temas eden temel,<br />
döşeme ve bodrum duvarlarında, çatılarında,<br />
balkon ve ıslak hacimlerinde su<br />
yalıtımı yapılması zorunlu kılan ve bu yıl<br />
yürürlüğe giren yeni su yalıtım yönetmeliğiyle<br />
birlikte su yalıtımı sektöründe hızlı<br />
bir büyüme öngörüyoruz. Sektör ihtiyaçlarına<br />
yanıt verecek ürünleri ürün gamımıza<br />
dahil ederek satış ve pazarlama<br />
faaliyetlerimizi bu ürün grupları üzerine<br />
odaklıyoruz.<br />
Bununla birlikte başlıca faaliyet alanlarımızdan<br />
biri olan seramik uygulamaları<br />
pazarında gelişen büyük ebatlı seramiklerin<br />
uygulanmasına dair ihtiyaç duyulan<br />
yüksek performanslı yapıştırıcılar ve diğer<br />
tamamlayıcı ürünler yine satışlarımızdan<br />
önemli pay aldı.<br />
Önümüzdeki dönem için yeni yatırım<br />
ve projeleriniz var mı?<br />
Önümüzdeki süreçte yatırımını tamamladığımız<br />
epoksi ve poliüretan üretim hattımızda<br />
su yalıtımı ve zemin güçlendirme<br />
ürün grubumuzu güçlendirecek yeni<br />
ürünlerin lansmanını yapıyor olacağız.<br />
Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />
Sadece üretim yatırımı değil, sektör gelişimine<br />
ve uygulamacıların mesleki gelişimlerine<br />
yatırım da üretici olarak öncelikli<br />
sorumluluklarımızdan biri.<br />
Sürekli olarak düzenlediğimiz eğitimler ile<br />
bilinçlendirme faaliyetlerinde bulunuyoruz.<br />
Eğitim Tırımız Kâşif ve Eğitim Otobüsümüz<br />
Gezgin ile Türkiye’nin dört bir<br />
tarafında en kılcal noktalara kadar eğitim<br />
hizmetini sunuyoruz. “Usta Buluşmaları”<br />
adı altında gerçekleştirdiğimiz bu eğitimlere<br />
2005 yılından itibaren hiç ara vermeden<br />
devam ederek şu ana kadar toplamda<br />
150.000 uygulamacıya bulundukları<br />
yerde eğitim hizmeti ulaştırdık.<br />
Mesleki eğitime katkı sağlamak amacıyla<br />
geçtiğimiz yıllarda yürüttüğümüz bir diğer<br />
önemli uygulamacı geliştirme faaliyetimiz<br />
ise ulusal ve uluslararası alanda geçerli<br />
olan Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifika<br />
program oldu.<br />
Uygulama kalitesi ve iş güvenliği için ülkemiz<br />
adına çok önemli bir adım olarak<br />
gördüğümüz MYK Belgelendirmesini,<br />
KYK BELGEM adı altında Sosyal Sorumluluk<br />
Projemiz olarak yürütüyoruz. KYK<br />
BELGEM ile Mesleki Yeterlilik Belgelendirmesi<br />
konusunda akredite bir kurum<br />
olarak sektördeki uygulamacıların sınav<br />
ve belgelendirilmesi konusunda hizmet<br />
vermekteyiz.<br />
Eğitim faaliyetlerimizin odağındaki diğer<br />
grup ise karar verici konumundaki profesyonellerdir.<br />
İnşaat Mühendisleri, Mimarlar<br />
ve Makine Mühendisleri Odaları ile ortaklaşa<br />
düzenlediğimiz seminerleri, şantiye<br />
ve ofis ziyaretleri vasıtasıyla gerçekleştirdiğimiz<br />
teknik bilgilendirme toplantılarını<br />
büyük bir disiplin ile sürdürmekteyiz.<br />
Ayrıca sektörde geleceğin profesyonelleri<br />
olan üniversitelerin mühendislik, mimarlık<br />
ve yapı bölümlerinde eğitim - öğretimlerine<br />
devam eden öğrencileri kendi okullarında<br />
ziyaret ederek sektör ve sistem çözümlerimiz<br />
hakkında bilgilendirmekteyiz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 73
Dosya<br />
BTM’nin yeni nesil ürünleri<br />
Antalya Doğu Garajı Kültür ve<br />
Ticaret Merkezi Projesinin tercihi oldu<br />
Uygulaması Prizma İzolasyon tarafından gerçekleştirilen Antalya Doğu Garajı Kültür<br />
ve Ticaret Merkezi projesinin teras çatı su yalıtımında BTMSEAL Yeni Nesil Su Yalıtım<br />
Ürünleri tercih edildi.<br />
BTMSEAL PUrea H2 sprey Hibrit Polyürea<br />
uygulaması öncesi zemin temizliği ve<br />
silimi, gider etraflarına grout uygulaması<br />
ve beton birleşim noktalarına tamir harcı<br />
ile pah yapıldı. Akabinde BTMSEAL<br />
AA0106 Epoksi Esaslı Solventsiz Şeffaf<br />
Emprenye Astarı rulo ve çek pas yardımı<br />
ile yüzeye uygulanarak silis kumu serpildi.<br />
Bir gün sonra astara tutunmayan silis<br />
kumları süpürülerek BTM Purea H2 Hibrit<br />
Polyürea uygulamasına geçildi. Daha<br />
sonra keçe ve XPS üzerine konularak<br />
çakıl serme işlemi yapılıp işlem sonlandırıldı.<br />
UV’ye maruz kalan yüzeylere ( parapet<br />
vs. ) alifatik UV dayanımlı poliüretan<br />
boya uygulandı.<br />
BTMSEAL PUrea H2: Çift<br />
Komponentli, Sıcak Kürlenen,<br />
Hibrit Poliürea Esaslı Su Yalıtım<br />
<strong>Malzeme</strong>si<br />
BTMSEAL PUrea H2, çift komponentli<br />
solventsiz,sıcak uygulamalı, yüksek mekanik<br />
ve kimyasal dayanım performanslı,<br />
çok hızlı kürlenen, hibrit poliürea esaslı<br />
bir su yalıtım kaplamasıdır.<br />
Uygulama sonrası<br />
aşınma ve basma dayanımı<br />
yüksek eksiz, sağlam<br />
ve çatlak köprüleme<br />
özellikli bir yapı oluşturur.<br />
BTMSEAL AA0106:<br />
Epoksi Esaslı<br />
Solventsiz Şeffaf<br />
Emprenye Astarı<br />
BTMSEAL AA 0106 solventsiz,<br />
düşük viskoziteli,<br />
iki komponentli, şeffaf,<br />
reçine ve sertleştiriciden<br />
oluşan epoksi esaslı emprenye<br />
astarıdır. Özellikle<br />
Poliüretan ve Poliürea<br />
bazlı BTMSEAL ürünlerinin<br />
astar malzemesi<br />
olarak kullanılır. A ve B<br />
bileşenleri ölçümlü olarak<br />
ambalajlandığından kullanım<br />
alanında birbirine<br />
karıştırılarak kullanılırlar.<br />
74<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
“Müşteriler aslında marka altında<br />
güveni satın almaktadırlar”<br />
“Sadece düşük fiyattan ürün satmak endişesiyle, tüketici beklentilerini karşılamak son<br />
derece riskli ve yanlış bir uygulama. Bu durum hem sektör hem de firmanın marka algısını<br />
olumsuz olarak değiştirir. Amaç kaliteli ürünü optimum fiyatta pazara sunmak olmalıdır.<br />
Emülzer de, daha fazla karlılık elde etmek için, maliyetleri düşürmek (cost cutting) yoluna<br />
asla başvurmamıştır.”<br />
Türkiye’de yalıtım sektörünün ilk firması<br />
olan Emülzer, 1935 yılından beri su yalıtımı<br />
için en kaliteli ve güvenilir likit yalıtım ürünlerini<br />
sağlamaktadır. Firma, geleneksel kalite<br />
ve istikrarlı çalışma anlayışı yanında,<br />
yıllar içinde sürekli geliştirdiği ürünleriyle<br />
de Türkiye’de likit yalıtım teknolojisinin öncüsü<br />
olmuş. Emülzer Proje ve Teknik Satış<br />
Müdürü Cem Ercan ile firma faaliyetlerini,<br />
ürün gruplarını ve projelerini konuştuk.<br />
Firmanızın pazardaki faaliyetleri<br />
hakkında kısaca bilgi verir misiniz?<br />
Emülzer, 1935 yılından beri sadece ‘Su<br />
yalıtımı’ ürünleri üreten %100 yerli bir firmadır.<br />
Ürün portföyümüzü sıralarsak;<br />
Su yalıtım malzemeleri ürün grupları:<br />
1- Bitüm esaslı, likit sürme su yalıtım malzemeleri<br />
2- Derz dolgu malzemeleri (Bitüm, poliüretan,epoksi,polysülfit)<br />
3- Su tutucu bantlar (bentonit, bitüm ve akrilik<br />
polimer esaslı)<br />
4- Harç Katkıları (Süper-hiper akışkanlaştırıcılar,latex,<br />
antifriz katkıları)<br />
5- Çimento esaslı yalıtım malzemeleri (yarı,tam<br />
ve süper elastik yalıtım harçları, kristalize<br />
harçlar, grout ve tamir harçları)<br />
6- Bitümlü Membranlar (app ve sbs, fiber-polyester<br />
takviyeli, 2-5mm kalınlık<br />
aralığında)<br />
7- Poliüretan likit membranlar ( saf, bitümlü<br />
ve hibrit)<br />
8- Akrilik esaslı likit membranlar<br />
9- Silan siloxan esaslı şeffaf izolasyon malzemeleri<br />
10- Epoksi zemin kaplamaları<br />
11- Drenaj levhaları<br />
12- Nefes alan çatı örtüleri<br />
13- Geotekstiller<br />
İnşaat piyasasındaki<br />
dalgalanmalardan ne ölçüde<br />
etkileniyorsunuz? Satışların<br />
sürekliliği konusunda neler<br />
söylemek istersiniz?<br />
Özellikle üstyapı diye adlandırdığımız, konut,<br />
işyeri satışında daralma olmuştur. An-<br />
Cem ERCAN<br />
İnşaat Yüksek Mühendisi<br />
Proje ve Teknik Satış Müdürü<br />
cak havalimanı, yüksek hızlı tren, yap-işlet-devret<br />
modeli işler, altyapı projeleri<br />
devam etmektedir. Hem üstyapıya, hemde<br />
altyapıya yönelik ürünlerin olması nedeniyle,<br />
piyasadaki dalgalanmalardan etkilenmedik.<br />
<strong>Yapı</strong>lan üretim özel bilgi, tecrübe,<br />
arge ve marka bilinirliği gerektirmektedir.<br />
Bu da işin bir başka boyutudur. <strong>2018</strong>’in<br />
ikinci yarısı da dahil olmak üzere, satış<br />
hedeflerimize ulaştık. İhracattaki satış oranımız<br />
yüzde 25’in de üzerine çıktı. Bitüm<br />
esaslı ürünleri Türkiye’de ilk üreten firma<br />
olmamız nedeniyle yine tonaj açısından,<br />
ağırlıklı olarak bu ürünlerin satışını yaptık.<br />
Su ile şişen bantlar, ms hibrid ve poliüretan<br />
esaslı ürünlerin satışı ciro açısından daha<br />
fazla katkıda bulundu.<br />
İstikrar, fiyat/kalite avantajı ile birlikte satışlarda<br />
sürekliliği devam eden, ve hala ürün<br />
verdiğimiz bazı büyük ölçekli projeler bulunmakta.<br />
Bayi ve Satış ağında bu yıl<br />
nasıl bir mesafe kat ettiniz? Bu<br />
minvalde önümüzdeki dönem için<br />
hedefleriniz neler?<br />
Emülzer, satış stratejisini değiştirmiştir.<br />
Fabrikadan, doğrudan satış ve uygulama<br />
yapılmamaktadır. Satış ve uygulamalar,<br />
bayiler tarafından gerçekleştirilmektedir.<br />
Sonuçta, sevkiyat takibi, irsaliye düzenlemek,<br />
faturalandırmak, tahsil etmek vb.<br />
ciddi bir iş yükü ve zaman. Diğer taraftan<br />
da, “Ürün rafta olduğu zaman’’, satılmaktadır.<br />
Bayiler de stok tutmaya başlamışlardır.<br />
İnşaat firmalarına daha fazla zaman<br />
ayırıp, hizmet sunmak için, bayi satış kanalı<br />
geliştirilmektedir. Bayi ve satış ağında<br />
yarattığımız strateji ile cirolarımız daha da<br />
artmaktadır.<br />
Şantiye taramaları sırasında veya onlardan<br />
gelen talepler halinde, inşaat firmaları<br />
ziyaret edilmektedir. Şantiyenin, üründen<br />
istediği özellikler ve detaylar birebir görüşülmektedir.<br />
Sunumlar yapılmaktadır.<br />
Gerekirse numune vererek uygulama yapılmaktadır.<br />
Karar verildikten sonra da<br />
uygulama metodu ve kontrol listeleri hazırlanmasına<br />
yardımcı olunmaktadır. Böylece<br />
gerek teoride, gerek ise pratikte bir hata<br />
yapılması önlenmektedir. Sonuçta su yalıtım<br />
ürünleri, işin sonunda el ile tutulup, göz<br />
ile görülen ürünler olmayıp, alt yapı malzemeleridir.<br />
Etkinliği yapıda yaşam başlandıktan<br />
veya işletmeye açıldıktan sonra<br />
görülmektedir.<br />
Rekabet noktasında ürün ve<br />
fiyatta farklılaşma stratejinizi nasıl<br />
belirliyorsunuz?<br />
Özellikle dövizdeki değişkenlikler, hammadde<br />
ve genel giderlere gelen zamlar,<br />
yatırımcıyı tedirgin etmektedir. Yatırımlar<br />
azalsa bile inşaata olan talep vardır. Yerli<br />
76<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
firma olmamız dolayısıyla mümkün olduğunca<br />
satış fiyatlarını Türk Lirası cinsinden<br />
yapmaktayız. Ancak hammaddesi yurtdışından<br />
gelen ve döviz bazlı olan ürünleri,<br />
döviz cinsinden pazara sunmaktayız. Türk<br />
Lirası cinsinden piyasaya sunmamız, tercih<br />
sebeplerinden olmuştur.<br />
Mimari ve mühendislik proje firmaları genelde<br />
yurtdışı menşeili firmaların ürünlerini<br />
tercih ederek, şartnameyi hazırlamaktadır.<br />
İş uygulama safhasına geçtiği zaman yükleniciler;<br />
mümkün olduğunca ve muadili de<br />
var ise, daha çok yerli üreticiden ürünleri<br />
tedarik etmektedirler. Bu durum kaliteli,<br />
istikrarlı üretim yapan yerli firmalar için bir<br />
avantajdır.<br />
Piyasada talep gören, ancak muadili portföyünde<br />
olmayan ürün için, yerli firmalar<br />
girişimcilikte bulunmalıdır. Firmalarındaki,<br />
ARGE (araştırma-geliştirme) ve ÜRGE<br />
(üretim-geliştirme) çalışmalarının yapılmasının<br />
önünü açmaktadırlar. Bu durum<br />
yatırımcıyı teşvik etmektedir. Ayrıca birçok<br />
proje geliştirme için desteklerde (KOS-<br />
GEB, TÜBİTAK.. ) sunulmaktadır.<br />
Kanuni düzenlemelerin de gelmesiyle, “Su<br />
yalıtımı yapılması zorunlu’’ hale geldi. Kişilerin<br />
öngörüsünden çıktı, sistemsel bir<br />
zorunluluk oluştu. Bu durumda, sektörün<br />
önünün açık olduğunu ve yapılacak daha<br />
bir çok işlerin olduğunu göstermektedir.<br />
Markalaşmanın rekabetteki<br />
yeri nedir? Bu konudaki<br />
çalışmalarınızdan biraz bahseder<br />
misiniz?<br />
Su yalıtımı sektörü; çarşaf çarşaf gazete<br />
ilanları, televizyon kanallarında sürekli<br />
dönen reklamlar ile marka bilinirliğinin artırıldığı<br />
bir sektör değildir. Çünkü bir içecek<br />
veya gıda gibi nihai tüketicinin doğrudan<br />
alıp kullanacağı ürünler değildir. Birçok<br />
üründe nitelikli uygulamacılara, sistem detayına<br />
ihtiyaç duyulmaktadır. Su yalıtımı<br />
ürünü altyapı ürünü olduğu için, çıktısında<br />
göz ile görülebilen bir ürün değildir.<br />
Su yalıtımının en iyi reklamı şantiyede kullanılan<br />
ambalajdır, kovadır, tenekedir, torbadır.<br />
Siz ürünü ne kadar iyi tanıtsanız da<br />
şayet uygulamada iyi bir performans göstermez<br />
ve istenen özellikleri sağlayamaz<br />
ise bütün çalışmalar boşa gidecektir. Ürünün<br />
neden, nerede, nasıl ve kim tarafından<br />
kullanılacağı çok önemlidir. Bu nedenlerle<br />
bayi ve şantiye ziyaretlerini yapmaktayız.<br />
Bayi çalışanlarına ürün eğitim seminerleri<br />
vermekteyiz. Ardından “Katılımcı sertifikası’’<br />
ile eğitimin karnesini düzenliyoruz.<br />
Tüketici beklentileri sürekli<br />
değişiklik gösteriyor. Bu değişim<br />
sektörü nasıl etkiliyor? Bu değişim<br />
sürecinde siz kendinizi nerede<br />
görüyorsunuz?<br />
Müşteriler aslında marka altında güveni<br />
satın almaktadırlar. Aldıkları ürünün geri<br />
dönüşüm yaşatmamasını, firmaya verdiği<br />
ücretin hak edilerek kazanıldığını görmek<br />
istemektedirler. Bir ürün, hizmet veya sektörde<br />
gerçekten rüştünüzü ispat edebilirseniz,<br />
yaptığınız diğer işlere de olumlu kaynak<br />
oluşturmaktadır. Emülzer, halk dili ile<br />
ziftçi olarak bilinir. Bitüm likit su yalıtımında<br />
çok önemli başarılara imza atmıştır. Müşteri<br />
memnuniyeti ile birlikte, talep edilen diğer<br />
ürünlerin üretiminde de, aynı iş disiplini<br />
ve bilgisini göstermektedir. Böylece su ile<br />
şişen bantlar, poliüretan ve ms hibrid gibi<br />
su yalıtımının tamamlayıcı ürünlerinin de<br />
üretimi gerçekleşmiştir.<br />
Sadece düşük fiyattan ürün satmak endişesiyle,<br />
tüketici beklentilerini karşılamak<br />
son derece riskli ve yanlış bir uygulamadır.<br />
Bu durum hem sektör hem de firmanın<br />
marka algısını olumsuz olarak değiştirir.<br />
Amaç kaliteli ürünü optimum fiyatta pazara<br />
sunmak olmalıdır. Daha fazla karlılık elde<br />
etmek için, maliyetleri düşürmek (cost cutting)<br />
yoluna asla başvurmamıştır.<br />
Emülzer’de, tüketici beklentileri çıtayı<br />
yükselterek, pazara, farklı, kaliteli ürünler<br />
sunmak olarak algılanmaktadır. Farklı<br />
Dosya<br />
ürünleri sunmak için de üretim prosesi yenilenmektedir.<br />
Yeni ekipmanlar, reaktörler<br />
ilave edilmektedir. Tüketicinin değişik taleplerini,<br />
pazarda gerçekten yeri olan ve<br />
arzulanan ürünleri üretmek maksadıyla<br />
algılamaktayız.<br />
Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />
Su yalıtımı yapılmayan bir betonarme<br />
yapı, 10 yıl sonra taşıma kapasitesinin<br />
%66 ‘sını kaybetmektedir. Örneğin: 70 x<br />
80 cm. ebadında 100 ton taşıyan bir kolon,<br />
sürekli su yalıtımı sorunları içerisinde<br />
ise kesit de kaybederek, 36 ton yük taşır.<br />
Üretim yaptığımız ürünler su yalıtımı ürünleridir.<br />
Ürünlerin pazarda yer bulması ve<br />
şantiyelerde, yapı marketlerde, nalburiye<br />
sektöründe talep ediliyor olması; doğrudan<br />
şartnamelere, yönetmeliklere bağlıdır.<br />
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hazırladığı<br />
‘’Su Yalıtım Yönetmeliği’’ 27.10.2017<br />
tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı. 1<br />
Haziran <strong>2018</strong>’den itibaren Binalarda Su<br />
Yalıtımı Yönetmeliği yürürlüğe girecektir.<br />
Pazara olumlu yönde katkı sağlayacaktır.<br />
Yönetmelik; su yalıtımı üreticilerini, uygulamacılarını,<br />
ürünü satan bayilerin işini<br />
olumlu yönde arttıracaktır.<br />
“Su yalıtımı yapılması zorunluluğu’’ resmen<br />
kamu ve özel sektör ihale sözleşmesinde<br />
yazılmalıdır. Ürün türü belirtilmelidir.<br />
Şartnamede, yazılmaz ise sahada uygulamaya<br />
geçmesi çok mümkün görünmemektedir.<br />
Türkiye’nin hazır beton kullanımına<br />
geçmesi de yönetmelik ve teknik<br />
şartnamelerde zorunlu hale getirildi de<br />
şantiyelerde uygulamaya geçildi.<br />
Su yalıtımı ürünleri üreten birçok firmanın,<br />
sektörün uzun zamandan beri beklediği bir<br />
haber idi. Yönetmeliğin uygulamaya geçişi<br />
süresince;Bakanlığa, mimari ofislere, mühendislik<br />
firmalarına, müşavirlik firmalarına,<br />
belediyelere, yapı denetim kuruluşlarına,<br />
müteahhitlere, üniversitelere pek çok<br />
işler düşmektedir.<br />
Bunun bir sonraki aşamasında ise mimari<br />
ofislerden “Su Yalıtım Projesi’’ istenmesi<br />
olmalıdır. Aksi taktirde, belediyeler tarafından<br />
yapı ruhsatı verilmemelidir. Şantiyede;<br />
su ve ısı yalıtımı beraber kullanılacak<br />
ise uygulama aşamaları mutlaka denetlenmeli<br />
ve sistem detayı için ufak bir numune<br />
de yapılmalıdır.<br />
Gelişmiş ülkelerde bir mimari ofis, yılda<br />
8-10 proje çizdiği zaman, o yılın çok yoğun<br />
çalışılarak geçirildiğini iletmektedir.<br />
Ülkemizdeki bazı mimari proje firmalarında,<br />
proje adedi üç haneli rakamlarla ifade<br />
edilmektedir. Gelişmiş ülkelerin yurt<br />
dışında çizilen projeye göre pafta sayısı,<br />
ülkemizdekine göre 10 kattan daha fazla<br />
olabiliyor. Temelden-çatıya kadar su yalıtımı<br />
detayları gibi ayrıntılara girildikçe<br />
projelerdeki pafta sayısı da artış gösterecektir.<br />
<strong>Yapı</strong>lan işe, emeğe göre de alınan<br />
bedelin tatminkar olması gerekmektedir.<br />
Proje bazında düşünüldükten sonra uygulama<br />
aşamasına geçilmesi daha az<br />
masraflıdır.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 77
“2020 yılına kadar<br />
her ilde en az bir bayimiz olacak”<br />
“Bayilerimiz ve müşterilerimizden gelen taleplere istinaden firma olarak sürekli<br />
AR-GE gerçekleştirmekteyiz. Firma olarak sektörümüzdeki gelişmeleri yakınen takip edip<br />
her zaman ‘Daha iyisi nasıl olabilir’ sorusunu kendimize sorarak faaliyetlerimizi devam<br />
ettirmekteyiz.”<br />
Bihruz Dağdaş / DKS <strong>Yapı</strong> ve İzolasyon Kimyasalları Genel Müdürü<br />
2012 yılında İzmir’de kurulan DKS <strong>Yapı</strong><br />
ve İzolasyon Kimyasalları, Su Yalıtım<br />
Ürünlerinin yanı sıra, Beton Katkıları,<br />
Sıva Harç Katkıları, Nem ve Rutubet Yalıtım<br />
Ürünleri, <strong>Yapı</strong>ştırıcılar, Tamir-Tadilat<br />
Grubu Ürünleri ile pazarda akla gelen<br />
ilk firmalardan. Sürekli gelişime açık bir<br />
prensip ile faaliyetlerini sürdüren firma,<br />
sahip olduğu geniş ürün portföyü ve etkin<br />
uygulama kabiliyeti ile müşteri memnuniyetini<br />
her zaman en üst seviyede tutmayı<br />
başarmakta.<br />
DKS <strong>Yapı</strong> ve İzolasyon Kimyasalları Genel<br />
Müdürü Bihruz Dağdaş ile bir röportaj<br />
çalışması gerçekleştirdik.<br />
Firmanızın pazardaki faaliyetleri<br />
hakkında kısaca bilgi verir misiniz?<br />
DKS Kimya, 2012 yılında İzmir Merkezli<br />
olarak ticaret hayatına başlamıştır.Su<br />
Yalıtım ürünleri ile başlayan üretimini kısa<br />
sürede ısı yalıtım boyaları, poliüretan zemin<br />
kaplamaları, beton Katkıları, Sıva Harç<br />
Katkıları, Nem ve Rutubet Yalıtım ürünleri,<br />
yapıştırıcılar ve tamir-tadilat grubu ürünleri<br />
ile ürün yelpazesini genişletmiştir.<br />
DKS Kimya olarak; bünyemizde yer alan<br />
izolasyon uygulama şirketi ve uygulama<br />
bayilerimiz aracılığı ile; Türkiye Genelinde<br />
müşterilerimize; kalite ve müşteri memnuniyetinin<br />
her zaman en üst düzeyde olmasını<br />
sağlayan bir sistem içerisinde dürüst,<br />
saygılı ve sürekli gelişime açık bir prensip<br />
ile su yalıtım uygulama hizmeti vermekteyiz.<br />
İnşaat piyasasındaki<br />
dalgalanmalardan ne ölçüde<br />
etkileniyorsunuz? Satışların<br />
sürekliliği konusunda neler<br />
söylemek istersiniz?<br />
2002 yılından bu yana Türkiye’nin lokomotifi<br />
konumunda olan inşaat sektörü; 2017<br />
yılı Eylül ayından bu yana kredi faiz oranlarında<br />
meydana gelen kademeli artışın,<br />
inşaat maliyetlerinin artması ve dolayısıyla<br />
daire fiyatlarının yükselmesi, konut stoğunda<br />
meydana gelen artışın etkisiyle diğer yıllara<br />
göre büyümede nispeten hız kesmiştir.<br />
Firmamızın yalıtım ve zemin kaplamalarıyla<br />
ilgili temelden terasa kadar çözüm üreten<br />
ürünlerin üreticisi konumunda olması<br />
dolayısıyla ürün çeşitliliğiyle, ülkemiz genelinde<br />
yeni inşaatlar için yalıtım ihtiyacı<br />
olduğu kadar; mevcut binalarda meydana<br />
gelen sorunlar için çözüm üretici bir firma<br />
konumunda olması dolayısıyla sektörde<br />
meydana gelen dalgalanmalardan inşaat<br />
sektörüne göre nispeten daha az etkilenmektedir.<br />
Satışlarımızı değerlendirdiğimiz<br />
zaman ise Aralık – Şubat döneminin hava<br />
şartlarına bağlı olarak diğer aylara göre<br />
daha sakin geçtiğini ifade edebiliriz.<br />
Bayi ve Satış ağında bu yıl<br />
nasıl bir mesafe kat ettiniz? Bu<br />
minvalde önümüzdeki dönem için<br />
hedefleriniz neler?<br />
Bayileşme sürecinde 2016 yılından bu<br />
yana hızlı mesafe kat edilmiştir. Nüfus yoğunluğu<br />
yüksek olan başta Marmara Bölgesi<br />
olmak üzere, Ege, Akdeniz, Karadeniz<br />
bölgelerinde konusunda uzman firmalara<br />
bayilikler verilmiştir. Özellikle uygulama<br />
bayiliği verirken firmanın sektörde geçmişinin<br />
olmasına dikkat etmekteyiz. Neticede<br />
bir marka yaratıyorsunuz ve markanızın<br />
ürünleri ile milyonlarca liralık projelerin;<br />
belki de en önemli aşaması olan su yalıtımı,<br />
ısı yalıtımı veya zemin kaplamasının<br />
yüklenicisi oluyorsunuz. Bayinizin yapacağı<br />
bir hata sizin yıllarca emek verip oluşturduğunuz<br />
imajınızın yok olmasına; piyasada<br />
ürünleriniz ile ilgili olumsuz bir algı<br />
oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle bayi<br />
seçimlerimizi yaparken; yaptığı işlerde garanti<br />
verebilecek potansiyelde iş bilgisi ve<br />
ekibe sahip olan, sektörde deneyimli firma-<br />
78<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
ları tercih etmekteyiz.<br />
Satış kısmında ise bayilerimize müşterilerimizin<br />
ihtiyaçlarını iyi anlamasını ve ona<br />
göre ürün önerilmesini önemle rica ediyoruz.<br />
Bu amaçla ürün kataloglarımızı sürekli<br />
güncelliyor. <strong>Yapı</strong>lan farklı uygulamalara ait<br />
tanıtım ve eğitim materyallerini üçer aylık<br />
dönemlerde bayilerimize ulaştırarak farklı<br />
müşteri ihtiyaçları için hazırlıklı olmalarını<br />
sağlıyoruz. Hali hazırda firmamızın belirtmiş<br />
olduğumuz bölgelerde 20’yi aşkın<br />
bayisi bulunmakta olup 2020 yılına kadar<br />
Türkiye’nin her ilinde en az bir bayimiz olacak<br />
şekilde bayilik ağı oluşturmayı hedeflemekteyiz.<br />
Rekabet noktasında ürün ve<br />
fiyatta farklılaşma stratejinizi nasıl<br />
belirliyorsunuz?<br />
Rekabet noktasında firma olarak hiçbir zaman<br />
çok fazla mal satalım, her bayilik isteyene<br />
bayilik verelim prensibinde olmadık.<br />
DKS Kimya olarak; fiyattan ziyade ürünlerinin<br />
kalitesi ile tercih nedeni olmayı hedeflemekteyiz.<br />
Sektördeki potansiyel müşterilerimiz<br />
genel itibariyle fiyat ve ambalaja<br />
göre ürün seçimi gerçekleştirmektedir. Örneklemek<br />
gerekirse; siz 18 kg’lık bir ürünü<br />
225 TL’ye satıyorsunuz ve müşteriniz size<br />
farklı bir markaya ait olan emsal ağırlıkta<br />
bir ürünün 180 TL olduğunu belirtiyor ve<br />
sizi pahalı olarak nitelendirebiliyor . Oysa<br />
ki metrekare tüketim miktarlarını baz aldığımızda<br />
ise bizim ürünümüz kullanıldığı<br />
takdirde 15 metrekare alanın yalıtımı yapılıp<br />
metrekare birim maliyeti 15 TL’ye mal<br />
olurken; diğer markada ise aynı ambalaj<br />
ile 9 metrekare alan yalıtım yapılabilmekte<br />
ve metrekare birim maliyet ise 20 TL’ye<br />
ulaşmaktadır. Bu kıyaslama bilincini müşterilerinizde<br />
oluşturabildiğini takdirde ürün<br />
ve fiyat noktasında rekabette farklılaşmayı<br />
zaten sağlamış oluyorsunuz.<br />
Markalaşmanın rekabetteki<br />
yeri nedir? Bu konudaki<br />
çalışmalarınızdan biraz bahseder<br />
misiniz?<br />
Günümüz rekabet koşullarında tercih nedeni<br />
olmanızın en önemli etkenlerinden<br />
Dosya<br />
biri markanızdır. Güvenilen ve inanılan<br />
bir ürün, hizmet ideali veya istenen tatmin<br />
düzeyini temsil eden değer, müşterinin kalbinde<br />
ve zihninde oluşturduğu bir yaşam<br />
biçimi, ekonomik bir varlık vs... Kısacası,<br />
marka, satın alınacak olan ürünlerin güvenilir<br />
olması, kalitesinin güvence altına alınması<br />
anlamında bir vaattir, salt rekabetten<br />
daha iyi bir şekilde tüketicileri hedefleyen<br />
bir tekliftir. Pek çoğumuz marka dediğimiz<br />
kavramın sadece bir ürün logosu ya da bir<br />
kutunun üzerindeki amblemden çok daha<br />
fazlası olduğunu çok iyi biliyoruz. Markayı<br />
yaratan fikir ve uygulamaların, bir firmanın<br />
kişiliğini, gelecek projelerini, sektördeki<br />
konumunu tümden belirleyecek konumda<br />
olması markalaşa anlayışını daha da ön<br />
plana çıkaracağı artık kesinleşmiş durumda.<br />
Markalaşmanın önemini artıran şeyler<br />
sadece bir firmanın kendi ürününü tutundurma<br />
çabalarının bir sonucu olarak görülmemelidir.<br />
Yurtiçinde ya da yurtdışında marka olabilmiş,<br />
ürünü tanınmış ve güvenilir bir marka<br />
haline getirebilmiş irili ufaklı tüm firmalar,<br />
kendilerinden kat kat fazla üretim hacmi<br />
ve istihdamı olan ama markalaşmamış<br />
firmalardan çok daha yüksek kar marjları<br />
elde edip, sadece markaları üzerinden<br />
büyük bir artı değer yaratmaktadırlar. Bu<br />
farkı yaratan şey ise, kalite ve güvenilirlik<br />
konularında kendini ispatlamış bir marka<br />
yaratabilmekte yatmaktadır. İş sadece kalite<br />
ve güvenilirlikle bitmemektedir elbette.<br />
Kimileri kaliteyi ön plana çıkarıp bunun<br />
markalaşma için yeterli olacağı hatasına<br />
düşmekte ve bu da markalaşmadan beklenen<br />
yararın hüsranla sonuçlanmasına<br />
neden olmaktadır. Markalaşma kültürünü<br />
yaratan şey, tüm kurumsal stratejilerinin<br />
bir bütün olarak ürüne odaklanması sonucu<br />
oluşmaktadır. Bu anlamda markalaşma<br />
kültürü markalaşma stratejilerinin toplamından<br />
ibarettir. Kalite, yönetim, pazarlama,<br />
finans, müşteri ilişkileri stratejileri bir<br />
bütün olarak bir markayı yaratmaktadır.<br />
İşletmeler açısından, güçlü bir marka yaratabilmek,<br />
yüksek pazar payı ile birlikte<br />
yüksek satış ve kar anlamına gelmektedir,<br />
yani marka satılabilir bir değer olma<br />
özelliği kazanmıştır. Bir diğer önemli durum<br />
ise markanın tüketiciler üstünde bıraktığı<br />
sadakat duygusudur. Dağınık hale<br />
gelen medya ortamında, ağırlaşan rekabet<br />
koşulları içinde bu duyguyu yaratmak<br />
zorlaşmış ve markanın bu görevi büyük<br />
önem kazanmıştır. Bütün bu sebeplerden<br />
ötürü güçlü bir marka yaratmak işletmeler<br />
açısından olmazsa olmaz bir durum halini<br />
almıştır. Firma olarak markalaşma sürecimizde;<br />
gerek çalışanlarımız gerek bayi seçimlerimizi<br />
yaparken şirket prensiplerimize<br />
bağlı kalacak arkadaşlar ile çalışmaya<br />
özen gösteriyoruz.<br />
Ayrıca marka imajımızı güçlendirmek amacıyla<br />
tüm sosyal medya kanallarını,google<br />
reklam kanallarını, zincir mağazaların<br />
e-ticaret platformlarını ve sektörümüzle<br />
alakalı olarak düzenlenen fuarlara katılım<br />
sağlayarak marka bilinirliğimizi arttırmaya<br />
çalışmaktayız.<br />
Tüketici beklentileri sürekli<br />
değişiklik gösteriyor. Bu değişim<br />
sektörü nasıl etkiliyor? Bu değişim<br />
sürecinde siz kendinizi nerede<br />
görüyorsunuz?<br />
Tüketicilerimiz genel itibariyle; basit uygulama<br />
özellikleri olan, ekonomik, hızlı<br />
ve etkili sonuç alabilecekleri ürünleri talep<br />
ediyorlar.Biz dahil sektörümüzdeki tüm<br />
üreticilerimiz; tüketici beklentilerine uygun<br />
olarak AR-GE faaliyetlerine önem vermek<br />
durumundayız. Bu bağlamda gerek hammadde<br />
ve yardımcı maddelerde meydana<br />
gelen değişimleri, iyileştirmeleri yakınen<br />
takip etmemiz gerekiyor. Bayilerimiz ve<br />
müşterilerimizden gelen taleplere istinaden<br />
firma olarak sürekli AR-GE gerçekleştirmekteyiz.<br />
Bu işlemlere önem vermediğiniz<br />
takdirde belirli bir süre sonra sektörde<br />
rekabet gücünüzü kaybedersiniz. Firma<br />
olarak bizde sektörümüzdeki gelişmeleri<br />
yakınen takip edip her zaman ‘Daha iyisi<br />
nasıl olabilir’ sorusunu kendimize sorarak<br />
faaliyetlerimizi devam ettirmekteyiz.<br />
Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />
İnşaat sektörümüzde; toplam bina maliyetinin<br />
neredeyse %3’lük kısmı olan su yalıtım<br />
malzemeleri; sektördeki çoğu kuruluş<br />
tarafından maalesef gereksiz masraf olarak<br />
görülmektedir.<br />
Bu nedenle firmalar eğer uygulama işlerini<br />
kendileri yapıyorlar ise çoğu zaman metrekare<br />
birim sarfiyatlarına sadık kalmamakta,<br />
ileride sorun oluşabilecek bölgelerde<br />
sadece fiyatı nedeniyle uygun olmayan<br />
ürün kullanmakta ve hatta bazen kullanılan<br />
beton kalitesini örnek göstererek su yalıtımına<br />
gerek olmadığını düşünmektedir.<br />
Firmalarımızın üretimini gerçekleştirdiği binalarda<br />
5 yıl sorumlulukları olduklarını; ileride<br />
kaçındıkları masrafların kendilerinden<br />
avukatlık ücreti ve tazminat olarak talep<br />
edildiğini hatırlatmak isteriz.Bu nedenle<br />
yapım aşamasında bu tarz maliyetlerde<br />
kaçınmamalarını ve işin ehli olan kişilere,-<br />
firmalara iş yaptırmalarını tavsiye ederiz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 79
“Bilgi ve tecrübe birikimini<br />
ülke genelinde yaygınlaştırmaya çalışıyoruz”<br />
“YAPSUDER, <strong>Yapı</strong>sal Su Yalıtımının inşaat sektörüne sunduğu avantajlara inanan,<br />
yenilikçi ürünlerin, dünya çapında yaşanan gelişimlerin takipçisi olan sektör temsilcilerinin<br />
katkılarıyla, üye sayısını artırıyor ve her geçen gün büyümeye devam ediyor.”<br />
Uzun yıllardır sektörde doğru su yalıtımının<br />
önemini yaygınlaştırmayı misyon<br />
edinmiş üç büyük “<strong>Yapı</strong>sal Su Yalıtımı”<br />
üreticisi tarafından kurulan <strong>Yapı</strong>sal Su<br />
Yalıtımcılar Derneği (YAPSUDER) Başkanı<br />
Yasin Alakuş ile dosya konumuz<br />
çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz röportaj<br />
çalışmasında dernek faaliyetleri, hedefleri<br />
ve sektöre dair konuştuk...<br />
YAPSUDER’le ilgili bilgileri bizimle<br />
paylaşır mısınız?<br />
Geçtiğimiz kasım ayında kurulan derneğimizin<br />
öncelikli amacını, yapı stoğunun<br />
önemli bir çoğunluğunda su yalıtım problemiyle<br />
karşı karşıya olan ülkemizde, doğru<br />
su yalıtımı uygulamalarıyla ilgili bilincin<br />
artmasını sağlamak, “<strong>Yapı</strong>sal Su Yalıtımı”<br />
sistemlerinin önemini, içeriğini, özelliklerini<br />
ve kaliteli yaşam alanları oluşturmak<br />
adına kullanımını yaygınlaştırmak olarak<br />
özetleyebiliriz.<br />
Sektörümüzün çok önemli bir eksiği olan<br />
“Binalarda Su Yalıtım Yönetmeliğinin”<br />
geçtiğimiz aylarda Çevre ve Şehircilik<br />
Bakanlığınca imar mevzuatı kapsamında,<br />
projelendirme ve yapılaşmaya ilişkin<br />
usül, esas ve standartlara ilişkin düzenlemelere<br />
göre yenilenmiş olmasını memnuniyetle<br />
karşılıyoruz. Ancak, sektörde<br />
hala ciddi bir boşluk olduğunu düşünüyor<br />
ve bu konuda dünya standartlarına ulaşabilmemiz<br />
açısından bizler gibi derneklerin<br />
de Bakanlığımıza destek vermesi gerektiğine<br />
inanıyoruz. Bu bilinçle hareket<br />
eden Derneğimiz, sektörü ve kamuoyunu<br />
bilinçlendirme, eğitim ve doğru su yalıtım<br />
sistemlerinin uygulanması, yaygınlaştırılması<br />
konularında gerçekleştireceği çalışmalarla<br />
ülkemizde kaliteli yaşam alanlarının<br />
artması için üzerine düşen görevleri<br />
yerine getirme misyonuyla kurulmuştur.<br />
Derneğin kurucuları hakkında kısa<br />
bir bilgi alabilir miyiz?<br />
Derneğimiz, ülkemizde yaşam kalitesinin<br />
daha üst düzeylere taşınmasını, doğru<br />
ve insan odaklı mimari yaklaşımlar ile<br />
çevreye, doğaya saygılı bina sayısının<br />
artmasını ve sürdürülebilir dayanıklılığı<br />
sağlamayı misyon edinmiş ve <strong>Yapı</strong>sal Yalıtım<br />
sektörüne yıllarını vermiş dört öncü<br />
şirketin liderliğinde kuruldu. <strong>Yapı</strong>sal Yalıtım<br />
konusunda uzun yıllardır ülkemizin<br />
önemli üreticileri olarak sektöre hizmet<br />
veren ve ülke ekonomisine önemli katkılar<br />
sağlamış olan Interfiks, Xypex ve Kryton’un<br />
bilgi ve tecrübe birikimi ile kurulan<br />
derneğimiz, kurucu firmalarımızın dünya<br />
çapında edindikleri bilgileri paylaşmak ve<br />
ülke genelinde yaygınlaştırmak ilkesiyle<br />
çalışmalarını sürdürmeyi planlıyor.<br />
YAPSUDER, <strong>Yapı</strong>sal Su Yalıtımının inşaat<br />
sektörüne sunduğu avantajlara inanan,<br />
yenilikçi ürünlerin, dünya çapında<br />
yaşanan gelişimlerin takipçisi olan sektör<br />
temsilcilerinin katkılarıyla, üye sayısını<br />
artırıyor ve her geçen gün büyümeye devam<br />
ediyor.<br />
80<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya<br />
<strong>Yapı</strong>sal Su Yalıtımı tam olarak ne<br />
anlama geliyor?<br />
<strong>Yapı</strong>sal Su Yalıtımı, betonun üzerini<br />
başka bir malzeme ile kaplamak yerine<br />
betonun kendisini suya karşı geçirimsiz<br />
hale getirme ve yapısal detaylarda uygun<br />
çözümleri uygulayarak yapının bütününü<br />
geçirimsiz hale getirme prensibine dayalı<br />
bir yalıtım sistemidir. <strong>Yapı</strong>sal Su Yalıtım<br />
Sistemleri beton içinde derinlemesine<br />
işleyerek, betonu ömrü boyunca su geçirimsiz<br />
hale getiren, gösterdikleri performans<br />
açısından örtü tipi sistemlere kıyasla,<br />
yırtılmazlık özellikleriyle su yalıtımında<br />
en garantili ve çevreci yaklaşımı sunan<br />
sistemlerdir. Klasik yöntemlere kıyasla<br />
sağladığı uygulama kolaylığı, özellikle işçiliğe<br />
bağlı maliyet ve zamandan tasarruf<br />
avantajlarının yanı sıra çevreci yapısıyla<br />
da tüm dünya ülkelerinin yıllardır benimsediği<br />
ve kullandığı bir yalıtım sistemidir.<br />
Dernek üyelerinizden kısaca<br />
bahseder misiniz?<br />
Üyelerimiz <strong>Yapı</strong>sal Yalıtımın en önemli<br />
enstrümanlarından biri olan betonun<br />
geçirimsiz hale getirilmesini sağlayan<br />
Kristal Üreten Katkıları ve bu sistemlerin<br />
diğer bileşenlerini üreten ve uygulayan<br />
firmalardır.<br />
American Concrete Institute (ACI) tarafından<br />
PRAH olarak adlandırılan basınçlı<br />
suya dayanıklı bu beton katkıları betonla<br />
reaksiyona girerek kristal oluşturan sistemlerdir.Amerika<br />
Kıtası ve Uzak doğuda<br />
yaygın bir şekilde kullanılan bu sistemler,<br />
Avrupa’da da önemli bir pazar payına sahiptir.<br />
<strong>Yapı</strong>sal Su Yalıtımının avantajları<br />
nelerdir?<br />
Binalarda Su Yalıtımı konusunda tüm<br />
dünyada halihazırda yürürlükte bulunan<br />
en kapsamlı standartlardan biri hiç kuşkusuz<br />
İngiliz Standardı “British Standard<br />
BS8102:2009” dır. Binalarda su yalıtımı,<br />
özellikle de toprak altında su yalıtımı ile ilgili<br />
düzenlemelerde bu standarttan yararlanılması<br />
kaçınılmaz ve oldukça doğaldır.<br />
Halihazırda hazırlık çalışmaları süren ve<br />
yönetmeliğin açıklayıcı eki niteliğindeki<br />
su yalıtım kılavuzunda da bu standarttan<br />
sıklıkla yararlanılmaktadır. Söz konusu<br />
standartta diğer tüm yalıtım sistemleri<br />
derinlemesine tariflendiği gibi “<strong>Yapı</strong>sal Su<br />
Yalıtım Sistemlerinin” önemi ve avantajları<br />
da defalarca vurgulanıyor.<br />
Özellikle küresel ısınma konusundaki<br />
duyarlılığın arttığı , çevre dostu Yeşil<br />
Ürünler ile yapı üretmeminin gündemde<br />
olduğu bir dönemdeyiz. Çevreyle ilgili konuların<br />
başında da karbon salımını azaltmak<br />
ve petrol türevi malzeme kullanımını<br />
da en aza indirmek geliyor. Bu konu ile<br />
ilgili yapılmış en önemli açıklamalardan<br />
biri de 2009 senesinde Obamanın beyaz<br />
sarayda yaptığı bir basın açıklamasıdır.<br />
Bu açıklamada betonu kütlesel olarak<br />
yalıtan teknoloji ile köprülerin,<br />
yolların ve binaların ömrünün uzamasının<br />
ekonomiye olan katkısı belirtmiştir.<br />
Bu söylemler gerek inşaat<br />
sektörü gerekse yalıtım sistemleri<br />
üreticileri için büyük bir mesajı ve<br />
gelecek için atılması gereken doğru<br />
adımları içermektedir.<br />
<strong>Yapı</strong>sal Su Yalıtımının çok sayıda<br />
avantajlarından birisi de, betonun<br />
dökülebildiği her türlü hava şartında<br />
yalıtımın da yapılıyor olması. Betonla<br />
beraber döküldüğü için ayrıca bir<br />
zamana ihtiyaç duyulmuyor. Zamandan<br />
ve işçilikten büyük bir tasarruf<br />
sağlanıyor. Performans olarak da<br />
<strong>Yapı</strong>sal Yalıtım ürünleri betonun bir<br />
parçası oldukları için betonun ömrü<br />
kadar ömre sahip oluyorlar. Halbuki<br />
bazı örtü türü malzemeler toprak altına<br />
yok oluyorlar.<br />
<strong>Yapı</strong>sal Su Yalıtımında kullanılan,<br />
PRAH (Hidrostatik basınç altında<br />
yalıtım özelliğini kaybetmeyen Hazır<br />
Beton katkısı) tipi kristal oluşturan<br />
katkıların diğer bir büyük avantajı<br />
da beton çatladığında su ve nem<br />
ile reaksiyona girerek o çatlakların<br />
kapanmasıdır. Suyun bir iğne deliğinden<br />
bile kolayca geçebileceğini<br />
düşünürsek, su yalıtımında detaylar ve<br />
çözümler ne kadar basit ve uygulaması<br />
kolay olursa başarılı olma ihtimali de o<br />
kadar yüksektir. Örtü yalıtım sistemlerinde<br />
birleşim noktaları, dönüşler vs. üzerinde<br />
durulması gereken detaylar oldukça<br />
fazlayken, <strong>Yapı</strong>sal Su Yalıtımı betonun<br />
bir parçası olduğu için uygulaması çok<br />
kolaydır. <strong>Yapı</strong>sal Su Yalıtımı’nda tek bir<br />
yöntemle bu detaylar kendiliğinden çözülebilmektedir.<br />
Önümzdeki dönemde öncelikli<br />
olarak ne tür faaliyetleriniz<br />
olacak?<br />
“Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği” ile<br />
sektörün en büyük eksiği olan su yalıtımının<br />
önemi bir kez daha vurgulandı.<br />
Bu konunun ülkemizde tam anlamıyla<br />
benimsenmesi ve su yalıtımın doğru uygulanması<br />
adına Bakanlığımıza destek<br />
olmak, bilinçlendirici çalışmaları ülke geneline<br />
yaymak konusunda bizlere de büyük<br />
görevler düşüyor. YAPSUDER, doğru<br />
su yalıtımı ürünleri ve uygulamaları ile<br />
ilgili bilincin yayılması, konunun ehli ustaların<br />
yetişmesi amaçlı eğitim programları<br />
ve seminerler kanalıyla ülkemiz genelinde<br />
binalarda “<strong>Yapı</strong>sal Su Yalıtımı” anlayışının<br />
benimsenmesi adına çalışmalar<br />
gerçekleştirmeyi hedefliyor.<br />
Su Yalıtım Yönetmeliği’nde sizce<br />
ne tür eksiklikler var?<br />
Hem sektör hem Dernek olarak ülkemizde<br />
Su Yalıtım Yönetmeliğinin çıkarılmış<br />
Yasin Alakuş / <strong>Yapı</strong>sal Su Yalıtımcılar Derneği (YAPSUDER) Başkanı<br />
olmasından son derece memnunuz. Su<br />
Yalıtım Yönetmeliği, bütün yalıtım kalemleriyle<br />
beraber yapısal su yalıtımı tarafını<br />
da düzenlemeyi amaçlıyor. Fakat bu düzenleme<br />
sırasında kamuda yeteri kadar<br />
bilgi olmaması bazı sorunlar yaratıyor.<br />
Yönetmeliğin hayata geçişi sırasında,<br />
sürece dahil olmayı ve sektörümüz ve<br />
çözümlerimizle doğru, sağlıklı bilgileri<br />
Bakanlığa sunmaya çalışıyoruz. Fakat<br />
Yönetmelikte bazı sorunlar olduğunu da<br />
dile getirmek gerekiyor.<br />
Binalarda Su Yalıtım Yönetmeliği, Bakanlığın<br />
çıkardığı “Yangın Yönetmeliği”,<br />
“Enerji verimliliği” ve “Isı Yönetmeliğinden”<br />
farklı olarak su yalıtımında kullanılması<br />
ön görülen ürünlerin cins ve özellikleri<br />
tarif ediliyor.<br />
Mesela ısı yalıtım yönetmeliğinde yalıtım<br />
malzemesi belli U değerini sağlıyorsa<br />
kullanılmasında bir engel bulunmamakta,<br />
yalıtım malzemesi eps, xps veya taş<br />
yünü olacak diye belirtilmemekte, ürünün<br />
ısı yalıtım katsayısı önem arz etmektedir..<br />
Bahsettiğim diğer tüm yönetmeliklerde de<br />
benzer şekilde ürün performansı ön plana<br />
çıkmışken su yalıtım yönetmeliğinde<br />
maalesef ürünün hammaddesi, ne cins<br />
bir ürün olduğu ön plana çıkıyor. Öyle ki<br />
yönetmeliğin ilk taslağında yapısal su yalıtım<br />
tek başına yapılamaz denilmekte, bitüm<br />
ve pvc esaslı ürünlerden başka hiçbir<br />
ürüne izin verilmemekteydi.<br />
Yaptığımız itiraz sonucu Bakanlık isteklerimizi<br />
mantıklı buldu ve <strong>Yapı</strong>sal Su Yalıtımını<br />
yönetmeliğin bir parçası haline<br />
getirdi.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 81
Dosya<br />
IstanbulLight <strong>2018</strong>,<br />
Gençlere ve Geleceğe ışık oluyor<br />
IstanbulLight Uluslararası Aydınlatma ve Elektrik <strong>Malzeme</strong>leri Fuarı, ‘Aydınlık Gelecek,<br />
Gençlerle Gelecek’ projesinin destekçileri arasında yerini aldı. 2017 yılında IstanbulLight<br />
Fuarı’nda temelleri atılan sosyal sorumluluk projesi, Balıkesir’de Güzel Sanatlar Lisesi<br />
Resim öğrencileri ile Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Elektronik Bölümü öğrencilerini bir<br />
araya getiriyor. Böylece estetik ve teknik alanların sinerjisi ile geleceğin LED tasarımlarını<br />
ve sistemlerini yaratacak nitelikli profesyoneller yetiştirmeyi amaçlıyor. Projenin ilk yılında<br />
yaratılan başarı ve gelecek dönem hedefleri fuar kapsamında sektöre sunulacak.<br />
UBM Turkey tarafından organize edilen<br />
11. IstanbulLight Uluslararası Aydınlatma<br />
ve Elektrik <strong>Malzeme</strong>leri Fuarı ve Kongresi<br />
‘Aydınlık Gelecek, Gençlerle Gelecek’<br />
projesini destekleme kararı aldı. 19-22<br />
Eylül <strong>2018</strong> tarihlerinde, İstanbul Fuar<br />
Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan IstanbulLight<br />
<strong>2018</strong>, projenin gelişiminde öncü<br />
bir rol üstlenecek. İstikrarlı bir büyüme ile<br />
Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri<br />
olan aydınlatma sektörüne yetkin profesyoneller<br />
kazandırma hedefiyle başlatılan<br />
‘Aydınlık Gelecek, Gençlerle Gelecek’<br />
projesi, ilk bir yılda kritik bir başarı yakaladı.<br />
Proje kapsamında, Balıkesir’deki<br />
T.C. Ziraat Bankası Güzel Sanatlar Lisesi<br />
Resim öğrencileri ve İMKB Mesleki ve<br />
Teknik Anadolu Lisesi Elektronik Bölümü<br />
öğrencileri çapraz eğitimlerle aydınlatma<br />
alanında teknik ve estetik konularda<br />
gelişim fırsatı yakalıyor. Öğretmenlerinin<br />
destekleriyle projeler geliştiren öğrenciler,<br />
geleceğin aydınlatma fikirlerini hayata<br />
geçirmek üzere teşvik ediliyor.<br />
‘Aydınlık Gelecek, Gençlerle Gelecek’<br />
projesi sayesinde sektörde çok hayati<br />
bir ihtiyaç olan donanımlı profesyonel<br />
ihtiyacına somut bir çözüm sunulduğuna<br />
değinen UBM EMEA IstanbulLight Marka<br />
Direktörü Mehmet Dükkancı, “Dünya<br />
yeni nesil teknolojiler ile hızla değişirken<br />
en büyük ihtiyacın bu teknolojiyle yenilikleri<br />
icat edecek profesyoneller olduğunu<br />
biliyoruz. Bu durum aydınlatma sektörü<br />
için de geçerli. Özellikle LED aydınlatma<br />
sistemleri ile birlikte estetik ve teknik bilgi<br />
birikimine sahip profesyonellere olan<br />
ihtiyaç hızla artıyor. Balıkesir’de ülkemiz<br />
için bir ilk olarak hayata geçirilen ‘Aydınlık<br />
Gelecek, Gençlerle Gelecek’ projesi bu<br />
anlamda sektörümüz için bir umut ışığı<br />
oluyor. Gençlerimize daha güçlü bir kariyer<br />
yaratma imkanı tanırken, aydınlatma<br />
şirketlerinin iş gücü ihtiyaçlarına da cevap<br />
sunuyor. İlk yılda öğrencilerin hayata<br />
geçirdikleri fikir ve projeler ise gelecek<br />
vaat ediyor. İnanıyoruz ki UBM EMEA’nın<br />
desteğiyle proje güçlenerek büyüyecek.<br />
Hem gençlerimize hem de sektörümüze<br />
bu şekilde hizmet etmekten gurur duyuyoruz”<br />
dedi.<br />
ATMK, 24 Kasım – 22 Aralık <strong>2018</strong> tarihlerinde<br />
9. kez Aydınlatma Eğitim Semineri gerçekleştirek<br />
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte hızla büyüme gösteren aydınlatma<br />
sektöründeki kişileri ve sektör ile ilgilenenleri bilgilendirmek<br />
amacı ile ATMK tarafından birincisi 2014 yılında<br />
düzenlenen seminerlerin dokuzuncusu, 24 Kasım – 22 Aralık<br />
<strong>2018</strong> tarihleri arasında gerçekleştirilecektir.<br />
“ATMK AYDINLATMA SEMİNERİ <strong>2018</strong>-2” için aydınlatmanın<br />
temel ilkeleri ve kavramlarının yanı sıra, ışık kaynakları,<br />
doğal ışık, iç ve dış aydınlatma kurgularını içeren detaylı bir<br />
ders programı hazırlanmıştır.<br />
Konusunda uzman akademisyenler ve sektör uzmanları tarafından<br />
verilen dersler, aydınlatma konusuna ilgi duyanlar<br />
için kılavuz niteliği taşımaktadır.<br />
82<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Hareket Sensörü ile<br />
Enerji Tasarrufu<br />
Enerji ihtiyacının %62’sini<br />
ithal etmek zorunda olan<br />
ve fosil yakıt kullanarak<br />
elektrik enerjisine<br />
dönüşüm sağlayan<br />
santrallerin toplam<br />
veriminin %30 olduğu<br />
ülkemizde, enerjinin<br />
etkin kullanımının önemi<br />
açıkça görülmektedir.<br />
Aydınlatma alanında da,<br />
toplam elektrik enerjisi<br />
tüketiminin %25 – %30’u<br />
kullanıldığına göre,<br />
bizlere de çok önemli bir<br />
sorumluluk yüklemektedir.<br />
Her geçen gün enerji<br />
tüketimi artmakta iken<br />
yeni enerji kaynaklarının<br />
kurulumu yıllar almakta,<br />
dünya bir enerji krizine<br />
doğru sürüklenmektedir.<br />
Bu şartlar altında en<br />
önemli enerji kaynağı<br />
konumuna ise “Enerji<br />
Tasarrufu” gelmiştir. Enerji<br />
tasarrufu yapılabilecek en<br />
kolay kalem ise hiç şüphe<br />
yok ki enerji tüketimindeki<br />
payı %30’lar mertebesini<br />
zorlayan aydınlatma<br />
elektriğidir.<br />
Emre KARABEK – Gömülü Yazılım Mühendisi<br />
Panasonic ECO Solutions A.Ş. / İstanbul - emre.karabek@tr.panasonic.com<br />
Kentleşme ve nüfus artış hızının getirmiş<br />
olduğu yüksek enerji talebinin karşılanmasında<br />
doğal kaynakların yetersiz<br />
kalmaya başlamasıyla önem kazanan<br />
“enerji tasarrufu” konusu sadece enerji<br />
harcamalarını azaltmak noktasında değil,<br />
hava kirliliğini azaltmak noktasında da<br />
ciddi katkı sağlayacaktır. Binalardaki yapay<br />
aydınlatma dünyadaki karbon emisyonunun<br />
%20’si ile %40’ı arasında bir<br />
kısmının sorumlusu konumundadır.<br />
1 kWh’lik aydınlatma enerjisi tasarrufunun<br />
karbon gazı emisyonunu yıllık bazda<br />
yaklaşık 2,33kg azaltacağı düşünüldüğünde,<br />
özellikle kamu binalarında gündüz<br />
saatlerindeki aydınlatma enerjisi tüketiminin<br />
makul seviyelere çekilmesi gerekliliği<br />
ortaya çıkmaktadır.<br />
Bazı çalışmalarda yaz aylarında gün<br />
boyu 10 saat kesintisiz olarak devrede<br />
bulunan gün ışığına bağlı bir aydınlatma<br />
sisteminin %50’ler üzerinde enerji tasarrufu<br />
yapabildiği ve sadece hareket sensörlü<br />
kontrol sistemi içermeyen sistemin<br />
de aydınlatma enerjisi tasarrufunu %20<br />
’ler seviyesinde gerçekleştirebildiği gösterilmiştir.<br />
Bu oranda bile tasarrufun sağlanmasıyla,<br />
ülke düzeyinde elektrik enerjisi tüketiminde<br />
%5 ile %6’lık bir azalma görülebilir<br />
ki bu da diğer birçok alanda olduğu gibi<br />
enerji alanında da dışa bağımlılığımızı<br />
belirli bir ölçüde azaltması açısından<br />
önemli bir yarar olabilecektir.<br />
Dünya enerji krizini izleyen yıllarda,<br />
CIE (Commission Internationale de L’Eclairage<br />
–Uluslararası Aydınlatma Komisyonu),<br />
IES (The Illuminating Engineering Society<br />
of America –ABD Aydınlatma Mühendisleri<br />
Birliği),<br />
IES (The Illuminating Engineering Society<br />
–İngiltere Aydınlatma Mühendisleri<br />
Birliği),<br />
IEI (The Illuminating Eng. Institute of<br />
Japan –Japon Aydınlatma Mühendisleri<br />
Enstitüsü) ve diğer kuruluşlar, aydınlatma<br />
enerjisinin etkin kullanılarak tasarruf<br />
edilmesine yönelik tasarım ve uygulama<br />
kılavuzları yayınladılar [1,4]. Bunlar incelendiğinde<br />
hemen hepsinde birbirine yakın<br />
sonuçlar çıkartmak mümkündür.<br />
Bu nedenle, söz konusu amaca yönelik<br />
önerilerden, yapay aydınlatma sisteminin<br />
kullanım süresi minimize edilmeli konusu-<br />
84<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya / Makale<br />
nu ele alalım,<br />
Bunu gerçekleştirmek için;<br />
a) Gün ışığını maksimum kullanmak,<br />
b) Otomatik kontrol sistemlerini kullanmak.<br />
Burada görülen ama yıllardır göz ardı edilen<br />
en önemli uyarı, gün ışığından maksimum<br />
yararlanmadır. Özellikle bütünleşik<br />
aydınlatma sistemlerinde, gün ışığına duyarlı<br />
kontrol sistemleri ile %35’lere varan<br />
enerji tasarrufu sağlanabilmektedir. Ayrıca,<br />
zaman anahtarları ve hareket sensörleri<br />
ile lambalar kullanılmadığı zaman otomatik<br />
olarak söndürülmesiyle de %30’lara<br />
varan tasarruf sağlanabilmektedir.<br />
Birçok ortamda aydınlık seviyesi yeterli<br />
olmasına karşın el alışkanlığı nedeniyle<br />
aydınlatma gereksiz yere devreye alınmaktadır.<br />
Sabah karanlık saatlerde devreye<br />
alınan aydınlatma gün ışıması ile<br />
birlikte kapatılmamaktadır. Koridor gibi<br />
geçiş alanlarında geçiş esnasında aydınlatma<br />
devreye sokulmakta ancak geri dönülmezse<br />
açık kalmaktadır. Bu ve bunun<br />
gibi birçok nedenden dolayı aydınlatma<br />
gerçekten %100 ihtiyaç doğrultusunda<br />
kullanılmamaktadır. Bu girdiden hareketle,<br />
hareket ve varlık sensörleri tasarlanmış,<br />
günlük hayattaki yerlerini almaya<br />
başlamıştır.<br />
Özellikle ortamda insan varsa ve aydınlık<br />
seviyesi yeterli değilse aydınlatmanın<br />
devreye alınması ve bunun dışında kapalı<br />
tutulması için Panasonic Eco Solutions<br />
A.Ş. Türkiye’nin ilk sıva altı duvar tipi PIR<br />
hareket sensörünü tasarlamıştır. Ürünün<br />
avantajı, var olan tesisatlarda kullanıma<br />
elverişli yerler için duvardaki mekanik<br />
anahtarı çıkartıp yerine hareket sensörünün<br />
takılması ile kullanıcıya çok pratik<br />
bir çözüm sağlamıştır. Ayrıca Sensör tüm<br />
standart testlerden geçecek düzeyde ve<br />
CE sertifikalıdır.<br />
Çalışma Prensibi; İnsan vücudu ortamda<br />
farklı bir sıcaklık (35°C) oluşturur. Bu farklı<br />
sıcaklık PIR hareket sensörü tarafından<br />
kızılötesi olarak algılanarak ortamda insan<br />
var bilgisi mikroişlemci tarafından<br />
belirlenmiş olur. Aynı zamanda sensör<br />
ortamın aydınlık seviyesini de ölçer. Ayarlanan<br />
aydınlık seviyesinin altında karanlık<br />
bir ortam ve ortamda da insan varsa sensör<br />
aydınlatmayı devreye alır, belirlenen<br />
süre boyunca açık kalmasını sağlar.<br />
Panasonic PIR hareket sensörleri tesisatta<br />
herhangi bir değişikliğe gidilmeden mekanik<br />
anahtarın çıkartılıp yerine sensörün<br />
takılması ile hem kullanıcıya konfor hem<br />
de ciddi enerji tasarrufu sağlar.<br />
Panasonic PIR Hareket Sensörleri EMC<br />
uyumludur ve geleneksel PIR hareket<br />
sensörlerine göre önemli avantajlar sunar;<br />
• Eşsiz tasarım konsepti ve dahili sinyal<br />
işleme özelliği ile yüksek güvenlik garantili<br />
optimal algılama yeteneğine sahiptir.<br />
• TO-5 metalinin içindeki yükseltici ve<br />
karşılaştırıcı devresi(Dijital)(Şekil 2) ile<br />
cep telefonları ve kablosuz cihazlar tarafından<br />
üretilen elektromanyetik alanların<br />
neden olduğu parazitleri önler.<br />
• Kullanılan özel I/V devresi sayesinde<br />
Pyroelectric elemandan gelen akım sinyalini<br />
voltaja dönüştürmek için daha iyi<br />
SNR(Sinyal/Gürültü Oranı) değerine sahiptir(Şekil<br />
3).<br />
• Panasonic PIR Hareket sensörleri geleneksel<br />
PIR hareket sensörlerinde kullanılan<br />
ve kurşun içeren seramik taban<br />
malzemelerinin(örneğin PZT) tersine Pyroelectric<br />
Elemanlarda LiTaO3 Kurşunsuz<br />
tek kristal kullanır. Bu sebeple çevre<br />
dostudur.<br />
• Benzersiz Pyroelectric Elemanların yarık<br />
tasarımı(Şekil 4) sayesinde hassasiyet<br />
önemli ölçüde geliştirilmiştir. Ayrılmış<br />
algılama alanları, tek algılama elemanları<br />
arasındaki termal karışmayı önler. Ayrıca<br />
havaların ısınmasıyla insan vucüt sıcaklığı<br />
ve ortam sıcaklığı arasındaki farkın<br />
azalmasından dolayı yaşanan algılama<br />
kaybı bu sensörde giderilmiştir.<br />
Ürün Özellikleri :<br />
• Standart anahtar kasasına uyumlu.<br />
• Gece/Gündüz (Lux ayarı) yapılabilir.<br />
• Süre ayarı yapılabilir.<br />
• 160° algılama açısına sahiptir.<br />
• Algılama açısı ayarlanabilir.<br />
• 10 metre algılama mesafesine sahiptir.<br />
• Açık / Kapalı / Otomatik olarak kullanılabilir.<br />
• Led lambalar ile kullanılabilir. In-Rush<br />
dayanımlı.<br />
• Güvenlik standartlarına sahip, CE sertifikalı.<br />
KAYNAKÇA<br />
1) CIE, “Statement on Energy Coservation<br />
and Lighting”, Publication CIE, No.29,<br />
1975.<br />
2) KAUFMAN, J.E. (Ed.), “Optimizing<br />
the Uses of Energy for Lighting”, Lighting<br />
Design and Application, Vol.3, No.10, 1973.<br />
3) IES, “IES Code-for Interior Lighting”,<br />
IES –London, 1977.<br />
4) TANABLE, R., “Report of the<br />
Illumination Rationalization Committ<br />
5) ONAYGİL, S., “Aydınlatmada Verimlilik<br />
veEnerji Tasarrufu”, İzmir Aydınlatma<br />
Sempozyumu, Bildiriler Kitabı, Kasım<br />
2001,İzmir, s.6-12.<br />
6) KÜÇÜKDOĞU, M.,”Aydınlatmada<br />
Etkin Enerji Kullanımı”<br />
7) KÜÇÜKDOĞU M.g., Aydınlatmada<br />
Etkin Enerji Kullanımı, EMO Ulusal<br />
Aydınlatma Kongresi, 2003<br />
8) MILLS E., The $230 - Billion Global<br />
Lighting Energy Bill, International<br />
Association for Energy Efficient Lighting<br />
and Lawrence Berkeley National<br />
Laboratory, ABD, 2002<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 85
“Yenilikçi projeler ile sektöre değer<br />
katmaya devam etmeyi hedefliyoruz”<br />
“Signify olarak gezegenimiz için sağlıklı aydınlatma ekipmanları kullanmak ve<br />
vatandaşların konforunu, güvenliğini ve emniyetini artırarak şehirlerin de yaşanabilirliğini<br />
geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bunun yanı sıra şehirlerin kimliklerini, imajlarını ve cazibelerini<br />
artırmaya yardımcı olmak da hedeflerimiz arasında.”<br />
1891’de Hollanda’nın Eindhoven şehrinde<br />
Frederik ve Gerard Philips’in kurduğu<br />
Philips Aydınlatma, tarih boyunca aydınlatma<br />
endüstrisindeki en önemli gelişmelerin<br />
birçoğunun altına imzasını attı.<br />
LED ve bağlantılı aydınlatmada dünya<br />
çapında bir endüstri lideri olan şirket, bu<br />
liderliğini ve şirket dinamikliğini yeni vizyon<br />
doğrultusunda ‘Signify’ adı ile taçlandırdı.<br />
Signify Türkiye Profesyonel Kanal Satış<br />
Direktörü Saner Kırık ile gerçekleştirdiğimiz<br />
röportaj çalışmamızda,<br />
Türkiye pazarındaki faaliyetleri,<br />
yeni yatırım/projelerini<br />
ve sekötürün içerisindeki son<br />
durumu ele almaya çalıştık.<br />
Sektörün içerisinde<br />
bulunduğu süreci nasıl<br />
değerlendiriyorsunuz?<br />
Kapasite, kalite ve ürün çeşitliliği<br />
açısından hızla gelişen<br />
aydınlatma sektörü, yeni<br />
ve gelişmiş bir teknoloji olan<br />
LED’e yönelerek büyüme sürecini<br />
hızlandırdı. Aydınlatma<br />
alanında önümüzdeki dönemde LED’in<br />
ciddi bir paradigma değişikliğine yol açması<br />
beklenirken, 2020’de piyasanın en<br />
az yüzde 75′inin LED’e geçmesi öngörülüyor.<br />
Türkiye’deki aydınlatma sektörü özelinde<br />
bakıldığında yurtdışındaki teknolojik<br />
gelişmelere paralel olarak son 10-15 yıldan<br />
beri bir büyüme trendi söz konusu.<br />
Sektör, şehirlerdeki nüfus artışı ve artan<br />
enerji ihtiyacı gibi global trendlere paralel<br />
olarak, etkin bir büyüme gerçekleştiriyor.<br />
Uzun ömrü ve sağladığı enerji verimliliği<br />
ile LED teknolojisi, tüm dünyada olduğu<br />
gibi Türkiye’de de sektöre damgasını<br />
vurmuş durumda. Bu büyümeyi etkileyen<br />
pek çok faktör söz konusu: İnşaat sektörünün<br />
AVM, lüks ofis, konut, akıllı bina ve<br />
kentsel dönüşüme yönelmesi, kişi başına<br />
düşen milli gelir artışı ve kişilerin daha<br />
konforlu hayat tercih etmeleri gibi eğilimler<br />
son teknolojik çözüm olan LED aydınlatmaya<br />
olan talebi arttırıyor. Bu talep<br />
artışı LED aydınlatma ürünlerinin daha<br />
86<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya<br />
ulaşılabilir fiyatlarla sunulmasını mümkün<br />
kılıyor. Özellikle tüketici pazarında<br />
Türkiye’de LED’e geçiş oranı %50’lerde<br />
bulunuyor.<br />
LED dönüşümü konusunda, globalde olduğu<br />
gibi Türkiye’de de pazar lideri olarak;<br />
özellikle bağlantılı LED sistemleri,<br />
anahtar teslim aydınlatma çözümleri gibi<br />
birçok konuda Türkiye’de öncü ve destekçi<br />
olmaya devam edeceğiz. Yalnızca<br />
son teknoloji ürün ve çözümlerin Türkiye’ye<br />
getirilmesinin yeterli olmadığının<br />
farkındayız. Aynı zamanda bu ürünlerin<br />
güncel yönetmelikler ve teknik şartnamelerle<br />
uyumlu olması da bizim için çok hassas<br />
bir konudur. A+ ve A++ enerji sınıfı<br />
etiketlerine sahip çevreye duyarlı Philips<br />
lambalar ve aydınlatma armatürleri ile<br />
enerji verimliliğine katkıda bulunarak sürdürülebilir<br />
teknolojileri destekliyoruz.<br />
Bağlantılı LED sistemleri de, önümüzdeki<br />
dönemde aydınlatmanın olmazsa olmazı<br />
haline gelecek. Tam manasıyla, her<br />
yönüyle dijital bir dünyaya dönüşen bir<br />
aydınlatmadan bahsediyoruz. Geleceğe<br />
baktığımızda bir gün tüm ampullerimizin<br />
ve armatürlerimizin dijital ve yerel ağa<br />
bağlanmaya hazır olacağını görebiliyoruz.<br />
Dijital aydınlatma olarak üç farklı uygulama<br />
alanından bahsedebiliriz: Akıllı Evler,<br />
Akıllı Ofisler ve Akıllı Şehirler.<br />
Rekabet noktasında ürün ve<br />
fiyatta farklılaşma stratejinizi nasıl<br />
belirliyorsunuz?<br />
Markamız, aydınlatmanın üzerimizdeki<br />
olumlu etkilerine yönelik anlayışı ve derin<br />
teknolojik bilgisi sayesinde, ticari değer<br />
yaratan, zengin kullanıcı deneyimi<br />
sunan ve hayat kalitesini yükselten dijital<br />
aydınlatma yenilikleri sunuyor. Profesyonel<br />
ve tüketiciye yönelik tüm pazarlarda<br />
hizmet veriyor; LED satışları ve bağlantılı<br />
aydınlatma sistemlerinde sektör lideri konumunda<br />
bulunuyor. Pazar payımızı arttırmak<br />
için güçlü olduğumuz alanları<br />
daha da geliştirmeye<br />
odaklanıyoruz.<br />
Özellikle LED<br />
dönüşümüne<br />
liderlik ediyor<br />
ve tüm<br />
dünya-<br />
da olduğu gibi akıllı şehirler, akıllı evler<br />
konularında da farklı çözümlerimizi piyasaya<br />
tanıtıyoruz ve şehirlerin önemli<br />
noktalarını güzelleştiren projelere odaklanıyoruz.<br />
Signify’ın LED teknolojisi elektrik<br />
tüketiminde %80’e varan bir tasarruf<br />
sağlıyor. Bu açıdan enerji tasarrufu ve<br />
verimliliği konusunda farkındalığı artırıcı<br />
çalışmalar da yine Pazar payımızı geliştirici<br />
konular arasında gündemimizde yer<br />
alıyor.<br />
Şu anda devam eden projeleriniz<br />
hangileri?<br />
Signify olarak gezegenimiz için sağlıklı<br />
aydınlatma ekipmanları kullanmak ve<br />
vatandaşların konforunu, güvenliğini ve<br />
emniyetini artırarak şehirlerin de yaşanabilirliğini<br />
geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bunun<br />
yanı sıra şehirlerin kimliklerini, imajlarını<br />
ve cazibelerini artırmaya yardımcı olmak<br />
da hedeflerimiz arasında. Dış mekân<br />
aydınlatması, yaşanabilir şehirler yaratmada<br />
önemli bir rol oynuyor. Signify<br />
Türkiye olarak hayata geçirdiğimiz projelerle<br />
şehirleri güzelleştirmeye ve yaşam<br />
kalitesini artırmaya devam ederek, son 7<br />
yılda Adana, Ankara, Bursa, Çanakkale,<br />
Edirne, Gaziantep, İzmir, İstanbul, Kahramanmaraş,<br />
Konya, Kırklareli ve Lüleburgaz<br />
da dâhil olmak üzere Türkiye’nin<br />
dört bir yanında 50’den fazla ikonik şehir<br />
projesine imza attık.<br />
Saner Kırık / Signify Türkiye Profesyonel Kanal Satış Direktörü<br />
Önümüzdeki dönem için yeni<br />
yatırım ve projeleriniz var mı?<br />
Philips Aydınlatma’nın kökleri 125 yıldan<br />
daha da öncesine, 1891’de Hollanda’nın<br />
Eindhoven şehrinde Frederik ve Gerard<br />
Philips’in kurduğu şirkete dayanıyor. Tarih<br />
boyunca bu şirket, aydınlatma endüstrisindeki<br />
en önemli gelişmelerin birçoğunun<br />
altına imzasını attı. Günümüzde ise dünyadaki<br />
en geniş bağlantılı aydınlatma ağına<br />
sahip olan şirket; geleneksel, LED ve<br />
bağlantılı aydınlatmada dünya çapında bir<br />
endüstri lideri. Bu liderliğini ve şirket dinamikliğini<br />
yeni vizyon doğrultusunda ışığın<br />
oluşturduğu akıllı dilin anlamlı bir amaca<br />
bağlanmasından yola çıkarak ‘Signify’ adı<br />
ile taçlandırılmasına karar verildi.<br />
Yeni ismimiz ile birlikte daha aydınlık yaşamlar<br />
ve daha iyi bir dünya için ışığın<br />
olağanüstü potansiyelini ortaya çıkarmayı<br />
amaçlayan stratejik vizyonumuzun açık bir<br />
ifadesi olduğunu söyleyebiliriz. Bu vizyon<br />
ile birlikte kurumsal imajımızı baştan yaratmak<br />
için vazgeçilmez bir fırsat yakaladık.<br />
Bu yeni ve eşsiz imajımız sayesinde de<br />
32.000 Signify çalışanı olarak birbirimize<br />
daha iyi kenetleneceğimize inanıyor çok<br />
daha başarılı işlere hep birlikte imza atacağımıza<br />
inanıyoruz. Ve 1930 yılından beri<br />
Türkiye’de aktif olan bir firma olarak bugüne<br />
kadar yaptığımız gibi geliştirdiğimiz<br />
en ileri teknoloji çözümlerimizi ve global<br />
tecrübemizi ülkemize ve yenilikçi projeler<br />
ile sektöre değer katmaya devam etmeyi<br />
hedefliyoruz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 87
“En uygun çözümü en<br />
az ürünle sunuyoruz”<br />
“Önümüzdeki dönemde ürün ailelerimize mikrodalga sensörler dahil edeceğiz. Hem<br />
otomasyona bağlı hem standalone tarafta çözüm sağlayacak olan bu sensörlerle yine<br />
birçok projede bulunma fırsatı yakalamayı hedefliyoruz.”<br />
Dosya<br />
Müslüm Aydoğdu / Bticino ve Sistemleri Ürün Müdürü<br />
1990 yılında Bufer Elektrik’ i satın alarak<br />
Türkiye elektrik pazarına giriş yapan Legrand<br />
Grubu, sektöre tam kapsamlı çözümler<br />
sunmakta. Firma sürdürülebilir bir büyüme<br />
hedefi için, elektrik ve dijital altyapı<br />
sistemlerindeki lider konumunu güçlendirip,<br />
yenilikçi çözümler sunarak pazarda<br />
öncü olmayı hedeflemekte. Bticino ve<br />
Sistemleri Ürün Müdürü Müslüm Aydoğdu<br />
yapmış olduğumuz röportajda Legrand<br />
Grubu ve markaları hakkında merak ettiklerimizi<br />
ele aldık.<br />
Firmanızın pazardaki faaliyetleri<br />
hakkında kısaca bilgi verir misiniz?<br />
Legrand genel anlamda elektrik malzemeleri<br />
ve dijital altyapılar ile ilgili çözümler<br />
üreten bir marka.<br />
Şalt malzemeler dediğimiz alçak gerilim,<br />
dağıtım ekipmanları içerisinde modüler yapıda<br />
ürünler olan otomatik sigortalar, kaçak<br />
akım koruma anahtarları, parafudrlar, kontaktörler,<br />
dijital ve analog zaman saatleri,<br />
bunların dışında trafolar, sarf malzemeler,<br />
endüstriyel fiş ve prizler, konut ve ticari pazarlara<br />
yönelik anahtar, priz serilerimiz var.<br />
Ayrıca My Home dediğimiz ev otomasyonu<br />
ve bunun dışında intercom sistemlerimizle<br />
son kullanıcılara yönelik akıllı bina çözümleri<br />
geliştirmekteyiz.<br />
Bunların dışında kablo yönetim sistemleri<br />
adı altında tel örgü metal kablo taşıma<br />
tavaları, PVC kablo kanalları, çalışma ortamı<br />
çözümleri içerisinde döşeme altı buatlar,<br />
masa altı, masa üstü priz blokları,<br />
kablo dağıtımında ve çeşitli fonksiyonlarda<br />
anahtar, prizlerin sonlandığı sütunlar.<br />
Gebze Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikamızda<br />
şalt malzeme, anahtar,prizler ve<br />
PVC kablo kanallarının üretimini gerçekleştirmekteyiz.<br />
Bununla beraber Sancaktepe’deki<br />
İnform fabrikamızda ise UPS(kesintisiz<br />
güç kaynakları) ve 19” Rack kabin/<br />
kabinetleri üretmekteyiz.<br />
Benim sorumlu olduğum ürün grupları ise<br />
yapısal kablolama sistemleri olan bakır ve<br />
fiber optik ürün grupları ve bunların hem<br />
LAN(Local Area Network) hem de Data<br />
Center pazarına yönelik çözümleri ve Estap<br />
markamız altında 19” Rack kabinleri<br />
ve aksesuarları, Data Center Kabinleri ve<br />
Özelleştirilmiş Telekom Kabinleri. Ağırlıklı<br />
olarak ana üretim kalemlerimiz yapısal<br />
kablolama sistemleri pasif taraf ürünleri<br />
olan kabin/kabinetler, bakır ve fiber optik<br />
data kabloları, patch paneller, patch cordlar,<br />
RJ45 data prizleri, konnektörleri ve<br />
fiber optik bloklar. Bunların dışında aktif cihaz<br />
olarak PoE enjektör modüller, access<br />
point, switch ve fiber/bakır dönüştürücüler<br />
üretmekteyiz.<br />
Sektörün içerisinde bulunduğu<br />
süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
Aydınlatma sistemlerinin amacı tamamen<br />
enerji tasarrufuna yöneliktir. Enerji tasarrufu<br />
sağlarken aynı zamanda çevreye duyarlı<br />
ürünlerinde kullanılması son derece<br />
önemli. Bunula birlikte ışık kaynaklarının<br />
ve lux değerlerinin insanları rahatsız etmeyecek<br />
tasarımda konumlandırılması ve<br />
ayarlanmasıda ayrı bir önem taşımaktadır.<br />
Bunlar bir bütün olarak sektörde çeşitli iş<br />
alanlarının oluşmasına ve ürün tasarımlarının<br />
gelişmesine yardımcı olmaktadır. Led<br />
teknolojinin iyice gelişmesi ve kabul görmesinden<br />
itibaren büyük ölçülerde tasarruf<br />
sağlandı.<br />
Bununla birlikte aydınlatma sistemlerinden<br />
kullanıma bağımlı veya otomasyona bağlı<br />
sensörlerle ortamdaki doğal ışık şiddeti en<br />
verimli şekilde kullılmaktadır. Yeşil binaların<br />
yaygınlaşması yine sektöre hız katan<br />
diğer bir unsur. Bu gibi gelişimler sektörün<br />
gelişmesini her geçen gün arttırmaktadır.<br />
Rekabet noktasında ürün ve<br />
fiyatta farklılaşma stratejinizi nasıl<br />
belirliyorsunuz?<br />
Legrand ailesi olarak birçok alanda faaliyet<br />
göstermekteyiz. Aydınlatma yönetimi<br />
tarafında hem standalone sensörlerimiz<br />
hemde otomasyona bağlı sensör çözümlerimizle<br />
fark oluşturmaktayız. Bu sene<br />
başında sunduğumuz standalone DALI<br />
sensörümüzde birçok alanda aydınlatma<br />
yönetim çözümleri sunmaktadır. En büyük<br />
avantajımız bir projenin başından itibaren<br />
içinde bulunarak en uygun çözümü en az<br />
ürünle sunmamızdır. Böylece hem mimari<br />
açıdan hemde maliyetler açısından büyük<br />
avantajlar sağlamaktayız.<br />
Önümüzdeki dönem için yeni yatırım<br />
ve projeleriniz var mı?<br />
Aydınlatma yönetimi tarafında KNX çözümlerimize<br />
bu sene ağırlık verdik. Önümüzdeki<br />
dönemde ürün ailelerimize mikrodalga<br />
sensörler dahil edeceğiz. Hem<br />
otomasyona bağlı hem standalone tarafta<br />
çözüm sağlayacak olan bu sensörlerle<br />
yine birçok projede bulunma fırsatı yakalamayı<br />
hedefliyoruz.<br />
88<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya<br />
“Standartlar konusunda acil<br />
çalışmalar yapılması gerekmekte”<br />
“Dünya üzerindeki rekabet ve piyasadaki ciddi daralma ile zor günler geçiriyoruz. Çin<br />
menşeili ürünlerin piyasamıza girmesi ve buna orantılı olarak ucuz ve kalitesiz ürünlerin<br />
piyasada daha fazla yer bulmasıyla üretim kapasiteleri gün geçtikçe azalmakta ve zora<br />
giren firma sayısı gün geçtikçe artmakta.”<br />
Innova Aydınlatma, Mimarlık ofisleri, inşaat<br />
şirketleri ve son tüketicilere sunduğu<br />
hizmet kalitesi, üstün üretim gücü ve<br />
yenilikçi çözümleriyle kurulduğu günden<br />
bugüne, Türk Aydınlatma Sektörü’nün referans<br />
firmalarından biri oldu. Türkiye’nin<br />
adını dünyanın önde gelen aydınlatma<br />
üreticileri arasına taşımak isteyen firma,<br />
mükemmelliği bir standart olarak sunma<br />
hedefiyle faaliyetlerini sürdürmekte. Innova<br />
Aydınlatma Genel Müdürü Uğur Işık ile<br />
kısa bir röportaj çalışması gerçekleştirdik.<br />
Firmanızın pazardaki faaliyetleri<br />
hakkında kısaca bilgi verir<br />
misiniz?<br />
Innova Aydınlatma Türkiye ve Dünya Aydınlatma<br />
Piyasasında İç ve Dış Mekan<br />
Aydınlatma Ürünleri Üretimi Konusunda<br />
Uzmanlaşmıştır. Dekoratif ve profesyonel<br />
ürün segmentlerinden klasik ve modern<br />
tarzda istenilen ürünlerin üretimi ve<br />
gerektiğinde montajı konusunda 44 yıllık<br />
bilgi birikimimiz ile çalışmaktayız.<br />
Uğur Işık / Innova Aydınlatma Genel Müdürü<br />
Sektörün içerisinde<br />
bulunduğu süreci nasıl<br />
değerlendiriyorsunuz?<br />
Dünya üzerindeki rekabet ve piyasadaki<br />
ciddi daralma ile zor günler geçiriyoruz.<br />
Çin menşeili ürünlerin piyasamıza<br />
girmesi ve buna orantılı olarak ucuz ve<br />
kalitesiz ürünlerin piyasada daha fazla<br />
yer bulmasıyla üretim kapasiteleri gün<br />
geçtikçe azalmakta ve zora giren firma<br />
sayısı gün geçtikçe artmakta. Aydınlatma<br />
maalesef piyasamızda bir yapıda genelde<br />
ihtiyaç olduğu son anda akla gelen bir<br />
ürün gamı. Bu sebeple de üretim yapmak<br />
gerçekten çok zorlaştı.<br />
Rekabet noktasında ürün ve<br />
fiyatta farklılaşma stratejinizi nasıl<br />
belirliyorsunuz?<br />
Kalite/fiyat performans oranımızı her zaman<br />
yüksek tutuyoruz.<br />
Kullandığımız komponentleri uzun yıllar<br />
boyunca kullanılabilecek şekilde seçiyoruz.<br />
Şu anda devam eden projeleriniz<br />
hangileri?<br />
Yurtdışında 2 otel projemiz ve yurtiçinde<br />
merkez ofis binaları ile belli başlı bir çok<br />
projemiz devam etmekte.<br />
Önümüzdeki dönem için yeni<br />
yatırım ve projeleriniz var mı?<br />
Şu anda piyasaların geleceği noktaları<br />
görmek önemli. Yatırım yapmak için henüz<br />
doğru bir zaman olduğunu düşünmüyoruz.<br />
Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />
Aydınlatma çok ciddi bir konu fakat henüz<br />
bu konu ile ilgili ülkemizde doğru bir noktaya<br />
gelindiğini söylemek güç.<br />
Standardlar konusunda acil çalışmalar<br />
yapılması gerekmekte.<br />
90<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
“Işığın mekana özel<br />
mühendisliğini yapıyoruz”<br />
“Aydınlatma sektöründe, LED’le birlikte yaşanan değişim sürecine Türkiye çok çabuk<br />
adapte oldu. Türkiye’de enerji verimliliği açısından çok cazip olan LED’e karşı ilgi ve<br />
LED’den beklenen performans Avrupa’nın ilerisinde. Avrupa’dan aldığımız geri dönüşlere<br />
dikkat ettiğimizde Türkiye’nin, LED’e Avrupa’nın birçok ülkesinden daha hızlı geçiş yaptığını<br />
fark ediyoruz.”<br />
Kurumsal faaliyetlerine 1963 yılında temel<br />
aydınlatma gereçlerinin imalatı ile başlayan<br />
LAMP 83, zaman içerisinde evrilerek<br />
günümüzde globalleşen bir markaya dönüştü.<br />
“Doğru Aydınlatma“ motivasyonu ve<br />
tescilli sloganı ile 50 yılı aşkın süredir pazarda<br />
önemli bir oyuncu olarak varlık gösteren<br />
firma, kurumsal ve bireysel paydaşlarının<br />
desteği ile gelişimini, büyümesini ve<br />
globalleşmesini sürdürmekte.<br />
LAMP 83 Satış Grup Müdürü Serhan Acar<br />
gerçekleştirdiğimiz röportajda kendilerine<br />
firma hakkında merak ettiklerimizi ve önümüzdeki<br />
döneme dair planlarını sorduk.<br />
Firmanızın pazardaki faaliyetleri<br />
hakkında kısaca bilgi verir misiniz?<br />
1963 yılında temel aydınlatma gereçlerinin<br />
imalatı ile faaliyete başlayan, yarım yüzyılı<br />
aşan tecrübesine sahip olduğu teknolojik<br />
üstünlüklerle tasarımcı kimliğini de ekleyen,<br />
nitelikli ve uzman ekibi ile aydınlatma<br />
sektörüne birçok yeniliği, öncü hizmeti ve<br />
teknolojiyi sunan LAMP 83; Türk aydınlatma<br />
sektörünün öncü markalarından biridir.<br />
LAMP 83, mağazalar, alışveriş merkezleri,<br />
ofisler, oteller, hastaneler, rezidanslar,<br />
kamu binaları ve diğer yapılar için standart<br />
veya ihtiyaca uygun olarak LED çözümlerini<br />
tasarlar, geliştirir, projelendirir ve üretir.<br />
Enerji tasarrufu, verimlilik, kalite, kullanım<br />
ömrü ve dayanıklılık hususlarında müşterilerine<br />
en uygun çözümleri sunmak için çalışan<br />
ve ışığın kontrol edilmesi konusunda<br />
uzmanlaşan LAMP 83, toplam 22.000 m2<br />
toplam alana sahip olan fabrikasında her<br />
sene 1.000.000’den fazla aydınlatma aygıtı<br />
üretme kapasitesine sahiptir.<br />
En büyük ihracat pazarımız Almanya ve<br />
İsveç başta olmak üzere AB ülkeleri. Almanya<br />
gibi Kalite standartlarıyla birlikte<br />
beklentilerin de yüksek seviyede olduğu bir<br />
pazarda yakaladığımız başarıyı bütün AB<br />
ülkelerinde yakalamak istiyoruz.<br />
Bunun dışında Fransa, Belçika, Hollanda,<br />
BAE, İran, Ukrayna, Suudi Arabistan,<br />
Ürdün, Karadağ, Makedonya ve Gürcistan’ın<br />
da aralarında olduğu 14 farklı ülkede<br />
distribütörlüğümüz bulunuyor ve 50’ye<br />
yakın ülkeye, kendi markamız ile ihracat<br />
yapıyoruz.<br />
Sektörün içerisinde bulunduğu<br />
süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
Aydınlatma sektöründe, LED’le birlikte yaşanan<br />
değişim sürecine Türkiye çok çabuk<br />
adapte oldu. Türkiye’de enerji verimliliği<br />
açısından çok cazip olan LED’e karşı ilgi<br />
ve LED’den beklenen performans Avrupa’nın<br />
ilerisinde. Avrupa’dan aldığımız geri<br />
Serhan Acar / LAMP 83 Satış Grup Müdürü<br />
92<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya<br />
dönüşlere dikkat ettiğimizde Türkiye’nin,<br />
LED’e Avrupa’nın birçok ülkesinden daha<br />
hızlı geçiş yaptığını fark ediyoruz.<br />
Ancak, tüketicilerin genellikle ürünün fiyatına<br />
bakarak ‘tekil anlamda en ucuz olan<br />
ürüne’ yöneldiklerini gözlemliyoruz. Dolayısıyla<br />
enerji verimliliğine yönelim ve bu konudaki<br />
farkındalık, henüz istenen seviyede<br />
değil. Önemli olan, uygun görülen ürünün<br />
birim fiyatı değil, talebe bağlı olarak ulaşılmak<br />
istenen aydınlık seviyesini sağlayabilecek<br />
aydınlatma sistemlerinin maliyeti<br />
ve sağlayacağı enerji tasarrufudur. Enerji<br />
verimli ürünler konusunda tüketici bilgisi ve<br />
talebi arttıkça, katma değeri yüksek ürünlere<br />
olacak talep artışı ile pazar daha da<br />
büyüyecektir.<br />
Rekabet noktasında ürün ve<br />
fiyatta farklılaşma stratejinizi nasıl<br />
belirliyorsunuz?<br />
LAMP 83’ün ürün gamı, zaman içerisinde<br />
her türlü iç aydınlatma projesine uyum<br />
sağlayacak ve doğru çözümü önerebilecek<br />
şekilde geliştirildi. Ürünlerimizin neredeyse<br />
tamamı, LED ışık kaynakları ile beraber A+<br />
veya A++ enerji sınıfı verimliliğe sahip.<br />
LAMP 83’ün ticarette faal olduğu yarım<br />
yüzyılın üstündeki süre boyunca, ürünlerimizin<br />
kaliteli, verimli, uzun ömürlü, zamanın<br />
teknolojisine uygun ve dayanıklı<br />
olması, her zaman bizim için birinci öncelik<br />
oldu. Bu bağlamda, ürettiğimiz tüm<br />
ürünler ilgili Avrupa Birliği mevzuatı ve<br />
standartlarına göre üretiliyor; bu da bizim<br />
dünyanın her yerine ihracat yapabilmemize<br />
olanak sağlıyor.<br />
Daha da detaya inmek gerekirse bir aydınlatma<br />
aygıtının toplam kalitesi ve başarısını<br />
oluşturan LED ışık kaynağı, sürücü,<br />
optik (lens veya reflektör), soğutma kapasitesi,<br />
mekanik tasarım, boya kalitesi,<br />
kullanılan malzemelerin kalitesi, işçilik vb.<br />
tüm konuların her birini tek tek ele alarak,<br />
her bir alanda daha iyiyi hedefleyerek üretim<br />
yapıyoruz. Bu da ürünlerimizin kaliteli,<br />
verimli, uzun ömürlü ve dayanıklı olmasını<br />
sağlıyor. Örneğin İstanbul Atatürk Havalimanı<br />
Dış Hatlar Terminali ATÜ Duty<br />
Free mağazasında, 2012 ilkbaharından<br />
bu yana, hiç kapanmadan 7 gün 24 saat<br />
yanan ve hala sorunsuz şekilde çalışmaya<br />
devam eden ürünlerimiz mevcut.<br />
Satış sonrasında da ürünlerimizin performansını,<br />
projenin başarısını müşterilerimizle<br />
beraber objektif bir şekilde değerlendiriyoruz.<br />
Ürünlerimizin nitelikleri kadar<br />
önemli olan bir diğer husus, aydınlatma<br />
uzmanlarımızın aydınlatmasını yapacağımız<br />
mekanlar için özel olarak çalıştıkları<br />
aydınlatma projeleridir. Ortaya çıkan hesaplamalar,<br />
görseller ve yakalanan değerlerin<br />
ardından, teknik anlamda, estetik, verimlilik,<br />
enerji tüketimi ve bütçe anlamında<br />
projenin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayan<br />
ürünleri seçerek, üretim aşamasına geçiyoruz.<br />
Bir bakıma, ezberden ürün önermek<br />
yerine ışığın mekana özel mühendisliğini<br />
yapıyoruz. Tüm bu bileşenler ve toplam<br />
kalite anlayışımız, LAMP 83’ün rakiplerinin<br />
önünde ve müşteri nezdinde farklı bir noktada<br />
konumlanmasını sağlıyor.<br />
Şu anda devam eden projeleriniz<br />
hangileri?<br />
Aydınlatma çözüm ortağı olarak hizmet<br />
verdiğimiz belli başlı markaları alfabetik<br />
sırayla kısaca sayarsak, Adidas, Altınbaş,<br />
ATÜ Duty Free, Bellona, Bosch, Cacharel,<br />
Camper, Colin’s, Damat&Tween, D’S Damat,<br />
Dedeman, Defacto, Flormar, Hilton,<br />
Hyundai, Kahve Dünyası, Kiğılı, Koleksiyon<br />
Mobilya, Komşu Fırın, Koton, Loft,<br />
Little Big, Mondi, Lacoste, Loft, New Balance,<br />
Nike, Nine West, Pierre Cardin, Profilo,<br />
Renault, Sarar, Sephora, Simit Sarayı,<br />
Starbucks, Turkcell, U.S. Polo ASSN, Vodafone,<br />
Yatsan aklımıza ilk gelen markalar.<br />
Yakın bir dönemde, Yemek Sepeti’nin Levent’teki<br />
yeni ofisi “Yemek Sepeti Park,<br />
Ferko Signature Ofis Bloğu, Vakıfbank<br />
Genel Merkezi, Küçükyalı’daki Hilltown<br />
AVM ve Acıbadem Altunizade Hastanesi’ne<br />
LAMP 83’ün ışığını taşıdık. Şu anda<br />
devam eden önemli projelerimiz arasındaysa,<br />
Vadi İstanbul içerisinde yer alacak<br />
Galeries Lafayette, Acıbadem Maslak<br />
Hastanesi ve Robert Koleji’ni sayabiliriz.<br />
Önümüzdeki dönem için yeni<br />
yatırım ve projeleriniz var mı?<br />
Şu sıralarda bizi en çok heyecanlandıran<br />
projemiz, LAMP 83 tarafından geliştirilen,<br />
birçok yenilik ve ilki de beraberinde getiren,<br />
yeni e-ticaret platformumuz: “İş Ortağım<br />
LAMP 83”. Platformu yakın bir zaman<br />
önce aydınlatma sektöründe faaliyet<br />
gösteren ticari sektör profesyonellerinin<br />
hizmetine sunduk. Platformun en büyük<br />
özelliği, stok tutma zorunluluğu, yıllık ciro<br />
taahhüdü ve teminat mektubu gibi sorunlulukları<br />
yaşamadan, LAMP 83’ün alışılmış<br />
ürün ve hizmet kalitesini, kendi ilindeki tüketicilere<br />
sunabilen sınırlı sayıda firmadan<br />
biri olma şansını sunması. İşleyiş yapısını<br />
kısaca özetlemek gerekirse, Türkiye’deki<br />
81 ilin demografik yapısına göre, sınırlı<br />
sayıda seçilecek olan “LAMP 83 İş Ortakları”,<br />
7 gün 24 saat boyunca online hizmet<br />
verecek e-ticaret sitesi aracılığıyla, temin<br />
edecekleri LAMP 83 ürünleri ile ilgili, siparişten<br />
sevkiyata kadar tüm iş ve işlemlerini<br />
telefon etmeye dahi gerek kalmadan, tek<br />
bir tuş yardımıyla bu platform üzerinden<br />
gerçekleştirebilecek.<br />
Platforma üye olan, “LAMP 83 İş Ortakları”,<br />
platform üzerinden ürün ve güncel stok<br />
bilgisi görüp, ürün siparişlerini geçebilmenin<br />
yanı sıra, kredi kartı ile tek seferde<br />
veya taksitli ödeme yapabilecek ve kargo<br />
takip bilgilerini de alabilecekler.<br />
Platformun üyeleri, ayrıca hem kendilerine<br />
ayrılan özel sayfalarda firmalarını, projelerini,<br />
referanslarını ve hizmetlerini tanıtabiliyor;<br />
hem de LAMP 83 tarafından platformla<br />
ilgili olarak yapılacak tüm reklam, tanıtım<br />
ve pazarlama çalışmalarından yararlanabilme<br />
şansını elde edecekler.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 93
İTÜ Arıoğlu Yolu - iGuzzini iPro Spot Armatür<br />
“Her dönemde karşılaşılan ekonomik<br />
koşullara uyum sağlamış bir firmayız”<br />
Kalitenin uzun vadeli bir yatırım olduğunu müşterilerimize aktarmak öncelikli görevimiz.<br />
Ürünlerimiz sahip oldukları tasarım, malzeme, teknoloji gibi özelliklerle zaten farklılaşıyor.<br />
Diğer önemli bir özelliğimiz ise esneklik. Benzer ürün kategorileri için farklı ekonomik<br />
seviyelerde ürün sunabildiğimiz zengin bir ürün koleksiyonumuz var bu da bizi her türdeki<br />
ekonomik koşullar karşısında esnek kılıyor.<br />
TEPTA Aydınlatma 1991’den beri mimarlara,<br />
tasarımcılara, elektrik mühendislerine<br />
ve son kullanıcılara ışık alanında hizmet<br />
sunan bir çözüm ortağı.<br />
Firma, küçük veya geniş ölçekli projelendirme<br />
ve “doğru” aydınlatma danışmanlığından,<br />
önde gelen aydınlatma markalarının<br />
ürünlerinin satışına, süpervizyon<br />
ve denetim hizmetlerine, satış sonrası<br />
montaj ve bakım servislerine kadar pek<br />
çok alanda yaygın bir faaliyet ve hizmet<br />
ağına sahip. TEPTA Aydınlatma Stratejik<br />
Marka Direktörü Özlem Yalım ile yapmış<br />
olduğumuz röportaj çalışmasında aydınlatma<br />
sektöründeki faaliyetlerini, devam<br />
eden projelerini ve önümüzdeki döneme<br />
dair planlarını ele almaya çalıştık.<br />
Firmanızın pazardaki faaliyetleri<br />
hakkında kısaca bilgi verir<br />
misiniz?<br />
TEPTA olarak, çalışmalarımızda başarıyı,<br />
mimarlardan, pazarlama uzmanlarından<br />
ve teknik ekipten oluşan deneyimli kadromuz<br />
ile sağlamaktayız.<br />
Aydınlatma alanındaki hizmet ve ürün<br />
kapsamımız, gerek dekoratif gerekse<br />
mimari aydınlatmada, iç mekanlardan<br />
dış mekanlara ve bina cephe aydınlatmasına<br />
kadar uzanıyor. Sergilenen tek<br />
bir mücevherin aydınlatılmasından, büyük<br />
kapsamlı projelere; tüm bir konutun<br />
hedeflenen estetik kavram çerçevesinde<br />
aydınlatılmasından, ofislere ve ticari yapılara,<br />
demo aydınlatmalarından tarihi<br />
eserlere ve müzelere kadar her aydınlatma<br />
çözümü için en uygun ürünlerle en iyi<br />
hizmeti sağlıyoruz.<br />
Böylesine geniş bir ürün ve hizmet yelpazesini<br />
25 yılı aşkın süredir temsilcisi olduğumuz<br />
iGuzzini’nin yanı sıra alanında<br />
önde gelen 30’dan fazla Avrupa merkezli<br />
şirketin Türkiye temsilcisi olarak gerçekleştirmekteyiz.<br />
Tasarım ve kaliteleriyle<br />
öne çıkan bu markalardan bazıları, Simes,<br />
Linea Light Group, Lasvit, Brand van Egmond,<br />
Aqua Creations, Leucos, Catellani<br />
& Smith, Studio Italia Design, Delightfull,<br />
Roger Pradier, Cini and Nils, Kundalini,<br />
Il Fanale, Torremato, Terzani ve Masiero<br />
olarak sıralanabilir. Exclusive markaları-<br />
94<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Dosya<br />
Özlem Yalım / TEPTA Stratejik Marka Direktörü<br />
mızın yanında herhangi bir projede specify<br />
edilmiş diğer markalarla da işbirliklerimiz<br />
dahilinde çalışabilmekteyiz. 30.000’den<br />
fazla ürün çeşidimiz var bunların sadece<br />
bir kısımını 1.Levent’teki 4 katlı mağazamızda<br />
sergileyerek sunuyoruz.<br />
Bütün bunların yanında sunduğumuz<br />
hizmetler arasında özel üretim ürünler<br />
de zaman zaman öne çıkabiliyor. Projelerin<br />
bütünlüğünün öncelikli olduğu<br />
durumlarda, mimar – elektrik mühendisi<br />
– kullanıcı üçgeninin istekleri<br />
doğrultusunda teknik, estetik<br />
ve ekonominin birleştikleri en<br />
uygun noktayı üst kalitedeki<br />
üretimlerde sağlayabiliyoruz.<br />
Bu özelliği ile gerek yurt içinde<br />
gerekse yurt dışında iyi, hızlı<br />
ve güvenilir bir çözüm ortağı<br />
konumundayız.<br />
Sektörün içerisinde<br />
bulunduğu süreci nasıl<br />
değerlendiriyorsunuz?<br />
TEPTA olarak her dönemde<br />
karşılaşılan ekonomik koşullara<br />
uyum sağlamış bir firmayız.<br />
Sektörel anlamda, merdiven<br />
altı üretimler, kalitesi düşük<br />
uzak doğu ürünleri, rekabet<br />
dezavantajı yaratan kopyacılık<br />
gibi alanlarda çeşitli vakalarla<br />
karşılaşıyoruz. Bunları sektörü<br />
etkileyen olumsuz faktörler<br />
İTÜ Arıoğlu Yolu İnşaat Fakültesi Çıkışı - iGuzzini Twilight Direk Aydınlatma<br />
iGuzzini / Twilight Bilbao<br />
olarak üzüntü ile izliyoruz. Sektördeki aydınlatma<br />
tasarımcılarının günden güne<br />
artması sektörel anlamda bilincin artması<br />
bakımından bize umut veriyor.<br />
Rekabet noktasında ürün ve fiyatta<br />
farklılaşma stratejinizi nasıl belirliyorsunuz?<br />
Müşterilerimizin bilinçsiz olmaları ve kısa<br />
vadeli düşünmeleri bizleri zaman zaman<br />
aydınlatma alanında daha çok bilgi paylaşımı<br />
yapmamız gerektiği sonucuna<br />
getiriyor. Hizmetlerimizi,<br />
markalarımızı, ürünlerimizi ve<br />
onların hikayelerini anlatmak<br />
için çok farklı kanallardan iletişim<br />
ve pazarlama stratejileri yürütüyoruz.<br />
Ayrıca kendini global<br />
pazarda kanıtlamış, yenilikçi ve<br />
uzman markalarla çalışıyoruz.<br />
Kalitenin uzun vadeli bir yatırım<br />
olduğunu müşterilerimize<br />
aktarmak öncelikli görevimiz.<br />
Ürünlerimiz sahip oldukları tasarım,<br />
malzeme, teknoloji gibi<br />
özelliklerle zaten farklılaşıyor.<br />
Diğer önemli bir özelliğimiz ise<br />
esneklik. Benzer ürün kategorileri<br />
için farklı ekonomik seviyelerde<br />
ürün sunabildiğimiz zengin<br />
bir ürün koleksiyonumuz var<br />
bu da bizi her türdeki ekonomik<br />
koşullar karşısında esnek kılıyor.<br />
Mimarların özel tasarımlarını<br />
da en üst kalitede üretebilme yetimiz<br />
var. Proje denklemleri için doğru adımları<br />
atmak isteyen herkesle tüm bu noktalarda<br />
buluşabiliyoruz.<br />
Şu anda devam eden projeleriniz<br />
hangileri?<br />
Çok farklı alanlarda çok farklı projelere<br />
imza atmakla birlikte son dönemde öne<br />
çıkan bazı projelerimizden örnek vermem<br />
gerekirse; Bodrum’daki Maçakızı otelin iskele<br />
ve bar kısımlarındaki aydınlatmaları<br />
TEPTA imzası taşıyor. Bu proje iGuzzini<br />
ve Linea Light markalarımız ile aydınlatıldı.<br />
Yine bu sene gerçekleşen İTÜ Ayazağa<br />
yerleşkesinin önemli bir kısmı iGuzzini Twilight<br />
ve iPro ürünleri ile TEPTA tarafında<br />
aydınlatıldı. Emaar Square projesinin bir<br />
kısmının aydınlatılması da TEPTA tarafından<br />
üstlenildi. Bu projede iGuzzini ürünleri<br />
kullanıldı. Diğer bir yandan devam etmekte<br />
olan projelerimizden Abu Dhabi Havalimanı’nın<br />
önemli ve büyük bir kısmı iGuzzini<br />
ürünlerimiz ile aydınlatılıyor.<br />
Önümüzdeki dönem için yeni<br />
yatırım ve projeleriniz var mı?<br />
Son dönemde en önemli yatırımımız iş<br />
süreçlerimizi dijitalleştirmek üzere. Satış<br />
süreçlerimizden ithalata, marka yönetiminden<br />
proje takibine kadar tüm ekibimizin<br />
kullanacağı bir XRM sistemini hayata<br />
geçirmek üzere son 1 yıldır çalışmalarımız<br />
devam ediyor. Kısa bir süre sonra tüm işleyişimiz<br />
dijital platforma geçecek. Bu sayede<br />
müşterilerimize verdiğimiz hizmetin<br />
hızında ve kalitesinde artış hedefliyoruz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 95
Sektörel<br />
Borusan Cat’in<br />
34’üncü Revizyon Merkezi Ankara’da<br />
Borusan Cat iş makinalarının komple bakım ve servislerinin yanı sıra komponent<br />
yenilemesi yapılan Revizyon Merkezleri’nin üçüncüsünü Ankara’da hizmete sundu.<br />
Ankara. İş makinaları sektörünün lider<br />
kuruluşu Borusan Cat yatırımlarına devam<br />
ediyor. Borusan Cat hizmet ve servis<br />
kalitesini, müşteri memnuniyetini yepyeni<br />
boyutlara taşıyan Revizyon Merkezleri’nin<br />
üçüncüsünü Ankara’da hizmete<br />
soktu. 8 Ağustos <strong>2018</strong>’de açılan tesis<br />
4000 m² toplam kapalı servis alanı, 2000<br />
m² kapalı depo alanı ve 3500 m² servis<br />
açık alanına sahip. Servis ve depo alanında<br />
100 çalışan görev yapıyor.<br />
İş makinaları ikinci ömürlerini<br />
kazanıyor<br />
Borusan Cat’in daha önce Kazakistan’ın<br />
Karaganda bölgesinde ve Gebze’de hizmete<br />
aldığı Revizyon Merkezleri’nde<br />
müşterilere hızlı, kaliteli ve uygun alternatif<br />
çözümler sunuluyor. Komple bir çözüm<br />
tesisi olan merkezlerde motordan şanzımana,<br />
hidrolik komponent revizyonları ve<br />
makina onarımlarına kadar birçok hizmet<br />
gerçekleştiriliyor ve revizyon maliyeti ile<br />
zamanı asgari düzeye indiriliyor. Caterpillar’in<br />
sertifikalı makine yenileme programı<br />
kapsamında müşterilerin makinaları<br />
orijinaline uygun şekilde yenileniyor. Bu<br />
tesislerde ikinci bir ömür kazanan komponentler<br />
ve makinalar ile çevreye ve ülke<br />
ekonomisine katkı sağlanıyor, değer katılıyor.<br />
Tesislerin ileri teknolojisi, kapsamlı<br />
ve geniş teknik kapasitesi sayesinde<br />
müşteri beklentileri karşılanıyor.<br />
Revizyon Merkezi’nde uygulanan yenileştirme<br />
işlemleri sayesinde yedek parça<br />
sarfiyatı asgari düzeye inerken oluşabilecek<br />
hurda miktarı da azalıyor. İş makinaları<br />
üretildikten sonra<br />
Caterpillar sürekli olarak<br />
onların performansını iyileştiren<br />
modifikasyonlar geliştiriyor.<br />
Bu modifikasyonların<br />
bazıları iş makinası satıldıktan<br />
sonra yayınlanabiliyor.<br />
Revizyon Merkezi’nde yenilenen<br />
her komponent ve<br />
makina için öncelikle yayınlanmış<br />
üretici modifikasyonları<br />
kontrol edilerek uygulanıyor.<br />
Böylece Merkez’de<br />
yenilenen ürün yenisinden<br />
daha güncel ve iyi performans<br />
sergileyebiliyor.<br />
“Müşterilerimizin uzun vadeli iş<br />
ortağı olmayı hedefliyoruz”<br />
Yeni Revizyon Merkezi’nin açılışında bir<br />
konuşma yapan Borusan Cat Türkiye Genel<br />
Müdürü Fuat Murat şunları söyledi:<br />
“Borusan Cat bugün Türkiye’de ve faaliyette<br />
bulunduğu diğer pazarlardaki güçlü<br />
konumunu sadece iş makinası satarak<br />
değil, satış sırasında ve sonrasında sunduğu<br />
komple servis ve hizmet anlayışı ile<br />
kazanmıştır. Biz müşterilerimiz için değer<br />
yaratan uzun vadeli iş ortağı olmayı hedefliyoruz.<br />
Revizyon Merkezlerimiz de bu<br />
yaklaşımımızın temelini oluşturuyor. Kazakistan’da<br />
kurmuş olduğumuz Revizyon<br />
Merkezimiz Caterpillar bünyesindeki benzer<br />
tesisler içinde dünya çapında ikinci<br />
sırada yer alıyor. Bu merkezde geliştirilen<br />
uygulamalar Cat ile paylaşılıyor ve yapılan<br />
değerlendirmeden sonra diğer ülkelerdeki<br />
Fuat Murat / Borusan Cat Türkiye Genel Müdürü<br />
Cat temsilcilerinin de uygulaması için özel<br />
bir platformda yayınlanıyor. Bu başarıyı<br />
Ankara’daki merkezimizde de tekrarlamayı<br />
amaçlıyoruz. Tesislerimize <strong>2018</strong> yılından<br />
başlayarak gelecek 3 yıl içinde yaklaşık<br />
2,5 milyon Euro yatırım yapacağız.”<br />
Fuat Murat Revizyon Merkezi’nin<br />
yarattığı değerle ilgili olarak şöyle<br />
konuştu:<br />
“Bu yenileştirme süreci şirketimize ve<br />
ülkemize maliyet tasarrufu ve yurtdışına<br />
daha az dövizin çıkmasını sağlamakta<br />
hem de ürün döngüsünü arttırdığı için<br />
çevreye katkı yapmaktadır. Konunun parasal<br />
boyutuna bakıldığında iş makinalarının<br />
orijinal parçalarının yurt dışından<br />
geldiği gerçeğinden hareket edersek,<br />
buraya ödenen dövizin yaklaşık % 40’nın<br />
ülke olarak tasarruf edileceği gerçeği ortaya<br />
çıkmaktadır.”<br />
96<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
“İnovatif ürünlerden oluşan yeni koleksiyonumuzu<br />
profesyonellere ve ziyaretçilere<br />
sunacağız”<br />
“Cersaie’de ilk kez sergileyeceğimiz yenilikçi ürünlerimizle, son tüketici ve mimarların<br />
değişen ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacağımıza inanıyoruz. Cersaie için, tasarımı<br />
ve birbirinden farklı yüzey çeşitleri ile zenginleştirilen yeni ürünlerimizin olduğu özel bir<br />
koleksiyon hazırladık.”<br />
1994 yılında üretime başlayan, gelişen<br />
teknoloji ve büyüme anlayışı ile yoluna<br />
devam eden Seramiksan, bugün yıllık<br />
33 milyon m2 üretime sahip. Yüksek<br />
üretim kapasitesiyle Türkiye ve dünyada<br />
sayılı üreticiler arasında yerini alan firma,<br />
yer karosu, duvar karosu, sırlı granit,<br />
teknik granit, dış cephe kaplaması ve yapı<br />
kimyasalları ürünleri ile bir dünya markası<br />
olma yolunda hızla ilerliyor. Seramiksan<br />
Türkiye Satış Müdürü M. Süreyya<br />
Çağlar ile Cersaie Fuarı öncesinde<br />
gerçekleştirdiğimiz röportaj çalışmamızda<br />
kendilerine fuar hazırlıkları, yeni ürünleri<br />
ve önümüzdeki döneme dair beklentilerini<br />
sorduk. Yoğun gündeminde bizlere vakit<br />
ayıran sayın Çağlar’a teşekkür ediyoruz.<br />
Dönem itibariyle öncelikli gündem<br />
konularınızdan biraz bahseder<br />
misiniz?<br />
Tabii ki öncelikli konumuz Eylül ayında<br />
gerçekleştirilecek olan Cersaie Fuarı. Her<br />
yıl İtalya’nın Bologno kentinde düzenlenen<br />
Cersaie, seramik sektörünün önde gelen<br />
temsilcilerinin yer aldığı ve Avrupa seramik<br />
sektörünü bir araya getiren, dünyanın en<br />
büyük fuarı olarak kabul ediliyor. Biz de<br />
sektör profesyonellerinin büyük ilgi gösterdiği<br />
ve 2019 yılının trendlerinin belirlendiği<br />
bu büyük ve önemli organizasyona bu yıl<br />
11. kez katılacak<br />
olmanın gururunu<br />
yaşıyoruz.<br />
Dünyadaki güncel<br />
trendlere uygun<br />
oluşturduğumuz<br />
farklı ebat, renk ve<br />
desen seçeneğine<br />
sahip, yer ve duvar<br />
karolarımızın,<br />
çevre dostu yeni<br />
nesil vitrifiye ürünlerimizin<br />
yer aldığı<br />
koleksiyonumuzu<br />
sektör profesyonelleri<br />
ve ziyaretçilerimiz<br />
ile buluşturacağız.<br />
İlk defa Cersaie’de görücüye<br />
çıkaracağımız yeni fuar koleksiyonumuzu<br />
hazırladık. Tüm yaşam alanları ve kamusal<br />
alanlar için hazırladığımız yeni koleksiyonumuzu<br />
sektör profesyonellerine sunacağımız<br />
için heyecanlıyız.<br />
Aynı zamanda güçlü AR GE çalışmaları-<br />
98<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Sektörel<br />
M. Süreyya Çağlar / Seramiksan Türkiye Satış Müdürü<br />
mız devam ediyor. 2019 yılı için yenilikçi<br />
kimliğimizle yeni bir koleksiyon hazırlıyoruz.<br />
<strong>2018</strong> hedeflerimizden biri olan bayi<br />
ağımızı genişletmek için de çalışmalarımız<br />
devam ediyor.<br />
İtalya’da gerçekleşecek olan<br />
Cersaie Fuarı’na olan katılımınız;<br />
orada ilk kez sergileyeceğiniz<br />
ürünler, katılımcı profili ve fuar<br />
beklentileriniz hakkında neler<br />
söylemek istersiniz?<br />
Cersaie Fuarı her yıl düzenlenen ve Avrupa<br />
seramik sektörünün kalbinin attığı bir<br />
organizasyon. Dünya seramik pazarında<br />
yeni ürün geliştirme ve bu ürünlerin pazara<br />
sunumu açısından önemli bir rol oynuyor.<br />
Bu nedenle bu fuarda olmak bizim için<br />
büyük önem taşıyor. Özgün, yenilikçi tasarımlar<br />
ile mimari çözümler sunan ürünlerimizle,<br />
önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da<br />
iddialıyız. Fuara katılımımız, Türk seramik<br />
sektörünün uluslararası alanda tanıtımına<br />
destek olmamız açısından bizi onurlandırıyor.<br />
Cersaie’de ilk kez sergileyeceğimiz yenilikçi<br />
ürünlerimizle, son tüketici ve mimarların<br />
değişen ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacağımıza<br />
inanıyoruz. Cersaie için, tasarımı<br />
ve birbirinden farklı yüzey çeşitleri ile<br />
zenginleştirilen yeni ürünlerimizin olduğu<br />
özel bir koleksiyon hazırladık.<br />
Koleksiyonumuzda; özellikle son dönemlerin<br />
trendi, en eski zemin kaplama ürünü<br />
Terazzo taşından esinlenerek tasarlanan<br />
‘’Terazzo’’, endüstriyel beton görünümüne<br />
yeni bir soluk getiren ‘’Urban’’, dokunma<br />
hissi yaratan rölyefli yüzeyi ile tasarım ve<br />
dayanıklılığı birleştiren ‘’Rock’’, Loft dekorasyon<br />
tarzın vazgeçilmezi paslı görünüme<br />
sahip ’’Rusty’’, kuzey ülkelerinden ilham<br />
alınarak tasarlanan, eskitme beyaz ahşap<br />
görünümü ile ‘’North’’, kendine özgü nostaljik<br />
çini tarzı desenleri ile ‘’History’’, sahip<br />
olduğu renk paletiyle mekanlara sınırsız<br />
özgürlük getiren ‘’Ral’’ gibi birbirinden farklı,<br />
tüketici beğenilerine hitap eden serilerimizi<br />
ziyaretçilerimiz ile buluşturacağız.<br />
Bildiğiniz gibi dünyanın en modern vitrifiye<br />
üretim tesisine sahibiz. Bildiğiniz gibi dünyanın<br />
en modern vitrifiye üretim tesisine<br />
sahibiz. Güçlü ARGE çalışmalarımız sonucunda<br />
yeni vitrifiye ürünlerimizi de fuarda<br />
sunacağız. Dünyadaki son trendleri her<br />
zaman yakından takip eden bir markayız.<br />
Yenilikçi ve modern tasarım anlayışıyla<br />
tasarlanan, sıradışı çizgileri ve ince kenar<br />
tasarımıyla yeni tezgah üstü lavabo serimiz<br />
Aura’yı da ilk defa Cersaie’de sergileyeceğiz.<br />
Tasarım, işlevsellik, kalite ve<br />
fiyat noktasında hangi ürün<br />
gruplarını ön plana sürmeyi<br />
düşünüyorsunuz?<br />
İnovasyonun hayata katacağı değerin<br />
bilincindeyiz. Bu anlamda son teknoloji<br />
üretim tesislerimizde özel tasarım ürünler<br />
üretiyoruz. Cersaie Fuarı’nda da inovatif<br />
ürünlerden oluşan yeni koleksiyonumuzu<br />
profesyonellere ve ziyaretçilere sunacağız.<br />
Türkiye’de ilk kez dış mekanlarda kullanım<br />
için özel olarak ürettiğimiz yeni 20 mm Outdoor<br />
koleksiyonumuzda fuarda yerini alacak.<br />
Uzun ömürlü ve yüksek performans<br />
özelliğiyle dikkat çeken bu ürünler de ziyaretçilerin<br />
ilgi odağı olacaktır.<br />
Kısaca ‘yeşil ürün’ olarak ifade<br />
edilen, enerji tasarrufu ve<br />
sürdürülebilirlik noktasında en<br />
iddialı olduğunuz ürünleriniz<br />
hangileri?<br />
Enerji tasarrufu ve sürdürülebilirlik ile ilgili<br />
AR GE çalışmalarına çok önem veriyoruz.<br />
Sürdürülebilir çevre ile ilgili hassasiyetimizle<br />
üretimlerimizi gerçekleştiriyoruz. Bunun<br />
için de ham madde girişinden mamül çıkışına<br />
kadar, geri dönüşümle ilgili en üst<br />
teknolojiyi kullanıyoruz. Ürünlerimizin ambalajlarında<br />
da geri dönüşümlü malzemeler<br />
kullanıyoruz. Atık su konusunda özel<br />
çalışmalar yapıyoruz. Üretim yaptığımız<br />
tesislerimizden çevreye 1 litre dahi atık su<br />
çıkmıyor. Vitrifiye koleksiyonumuzda yer<br />
alan, çevre dostu yeni nesil 2.5 litre ile sıvı<br />
atıkları, 4 litre ile katı atıkları temizleyebilen<br />
‘’kanalsız’’ vitrifiye klozetlerimiz ön plana<br />
çıkıyor. 4 kişilik bir çekirdek aileye yıllık 20<br />
ila 30 tona kadar su tasarruf etme imkanı<br />
sağlıyor.<br />
Fuar bitiminde nasıl bir sonuçla<br />
ülkenize dönmeyi planlıyorsunuz?<br />
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Türk seramiğinin<br />
geldiği noktayı seramiğin başkenti<br />
Bologna’da sergileme fırsatımız olacak.<br />
Seramiksan için çok önemli bir fuar olan<br />
Cersaie’ye her yıl güçlü AR GE çalışmalarımızla<br />
hazırlanıyoruz. Cersaie Fuarı’nda<br />
sektör profesyonellerine sunacağımız<br />
inovatif kimliğimizin öne çıktığı yeni ürün<br />
koleksiyonumuzun büyük beğeni alacağını<br />
düşünüyoruz. Gelecek yılların trendlerinin<br />
belirlendiği bu fuarla birlikte biz de yeni<br />
ürün koleksiyonlarımız için çalışmalarımıza<br />
başlıyoruz. Hem iç hem de dış pazarda<br />
yeni müşterilerle tanışmaya katkı sağlayan<br />
Cersaie, yeni pazarlara ulaşma imkanı da<br />
tanıyor.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 99
Sabancı Holding Ceo’su<br />
Mehmet Göçmen:<br />
“Gücümüzü<br />
ülkemize olan<br />
sorumluluğumuzdan<br />
alıyoruz”<br />
Sabancı Holding, <strong>2018</strong><br />
yılının ilk çeyreğinde<br />
gösterdiği finansal başarıyı,<br />
yılın ikinci çeyreğine de<br />
taşıdı. <strong>2018</strong> yılının ilk 6<br />
ayında Sabancı Holding’in<br />
kombine satışları 2017<br />
yılının aynı dönemine<br />
oranla yüzde 32 yükselerek<br />
40 milyar TL’ye yaklaştı.<br />
Ana ortaklığa ait özkaynak<br />
seviyesi ise daha da<br />
güçlenerek konsolide olarak<br />
27 milyar 825 milyon TL’ye<br />
ulaştı.<br />
Sabancı Holding’in kombine satışları,<br />
<strong>2018</strong> yılının ilk altı ayında bir önceki yılın<br />
aynı dönemine göre % 32 artarak 40<br />
milyar TL’ye yaklaştı. Sabancı Holding<br />
konsolide ana ortaklık net karı ise, <strong>2018</strong><br />
yılının ilk altı ayında bir önceki yılın aynı<br />
dönemine göre % 52 artarak 2 milyar 222<br />
milyon TL olarak gerçekleşti.<br />
Sabancı Holding ilk altı aydaki operasyonel<br />
karlılığını ise % 14 artırarak 4 milyar<br />
920 milyon TL’ye çıkardı. Sabancı Holding’in<br />
toplam varlıkları <strong>2018</strong> yılının ilk<br />
altı ayı itibari ile 383 milyar 952 milyon<br />
TL’ye ulaşırken; toplam konsolide ana ortaklığa<br />
ait özkaynakları ise, 27 milyar 825<br />
milyon TL oldu.<br />
Mehmet Göçmen / Sabancı Holding CEO’su<br />
Sabancı Holding CEO’su Mehmet<br />
Göçmen konuya ilişkin yaptığı<br />
açıklamada:<br />
“Ülkemize olan güvenimiz ve sahip olduğumuz<br />
değer yaratma kültürümüzle,<br />
daha çok çalışmaya ve üretmeye olan<br />
inancımızı, her türlü koşula rağmen, hiç<br />
kaybetmiyoruz. İçinden geçtiğimiz zor<br />
dönemi aşarak, geleceğe güvenle bakabilmemizin<br />
de ancak tüm ekonomi paydaşlarının<br />
ve halkımızın yapıcı ve samimi<br />
yaklaşımları ile destekleyici çabaları<br />
sayesinde mümkün olabileceğine inanıyoruz.<br />
Sabancı Topluluğu olarak, esnek<br />
ve çevik yönetim anlayışımız ve mevcut<br />
koşullara adaptasyon yeteneğimizle yılın<br />
ilk çeyreğinde yakaladığımız başarılı performansı,<br />
<strong>2018</strong> yılının ikinci çeyreğinde<br />
de sürdürdük. Güçlü özkaynağımız, etkin<br />
risk yönetimimiz ve güçlü nakit yaratma<br />
yeteneğimiz sayesinde Topluluk olarak,<br />
Türkiye’ye ve yatırımcılarımıza daha fazla<br />
katkı yapabilmenin mutluluğunu yaşıyoruz.<br />
Gücümüzü de her zaman ülkemize<br />
olan sorumluluğumuzdan alıyoruz” dedi.<br />
100<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Sektörel<br />
Çimsa’nın 6 aylık cirosu,<br />
bir önceki yıla kıyasla %35 artı<br />
Türkiye çimento sektörünün global oyuncusu Çimsa, <strong>2018</strong> yılının ilk<br />
6 aylık dönemine ait net karını 117.436.245 milyon TL, cirosunu ise<br />
853.343.771 olarak açıkladı.<br />
Türkiye’nin Sabancısı’ndan aldığı<br />
güç ve 46 yıllık tecrübesi<br />
ile Çimsa, yılın ilk 6 ayında karlı<br />
büyüme yolculuğunu sürdürdü.<br />
Kamu Aydınlatma Platformu<br />
(KAP) ile paylaşılan finansal<br />
verilere göre Çimsa’nın 6 aylık<br />
cirosu 853.343.771 milyon TL;<br />
net karı ise 117.436.245 milyon<br />
TL olarak gerçekleşti.<br />
Ülke ekonomisine ve<br />
topluma değer katmaya<br />
devam ediyoruz<br />
Çimsa Genel Müdürü Nevra<br />
Özhatay, “Yurt içi ve yurt dışı<br />
piyasalarda yürüttüğümüz yoğun<br />
çalışmalar neticesinde,<br />
geride bıraktığımız ilk 6 ay güçlü<br />
ekonomik performansımızı<br />
taçlandırdığımız, emeklerimizin<br />
meyvesini topladığımız bir dönem<br />
oldu. 2017 yılında yaklaşık<br />
103,8 milyon ABD Doları tutarında<br />
gerçekleştirdiğimiz ihracat<br />
ile Türkiye İhracatçılar Birliği’nin<br />
(TİM) 25. Olağan Genel Kurulu<br />
kapsamında düzenlenen Türkiye<br />
İhracat Şampiyonları Ödülleri’nde,<br />
çimento, cam, seramik ve<br />
toprak ürünleri sektörünün ilk üç<br />
firması arasında yer aldık. Ayrıca,<br />
Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi<br />
Kuruluşu sıralamasında ilk<br />
100 şirket arasında yer alarak,<br />
ekonomik gelişmeye sağladığımız<br />
katkıyı gözler önüne serdik”<br />
dedi.<br />
Özhatay “Türkiye çimento ve<br />
yapı malzemeleri sektörünün<br />
global oyuncusu olarak attığımız<br />
adımlarla şirketimizi geliştirmenin<br />
yanı sıra, faaliyette<br />
olduğumuz iller başta olmak<br />
üzere insan hayatına ve çevreye<br />
yatırım yaparak, kalıcı<br />
değer yaratma misyonuyla hareket<br />
ediyoruz. Niğde’de 8 yıldır<br />
devam eden ve bu yıl ilk kez<br />
Kayseri’de gerçekleştirilen ‘Yaz<br />
Çocukları’ projemiz ile fabrika<br />
çalışanlarının çocukları ve civar<br />
köylerde ikamet eden toplam<br />
863 çocuğun fiziksel, zihinsel<br />
Nevra Özhatay / Çimsa Genel Müdürü<br />
ve ruhsal gelişimine katkı sağlanmasına<br />
destek olduk.<br />
Ayrıca, fabrika çalışanlarımızın<br />
işbirliğiyle, Çimsa Niğde Geri<br />
Dönüşüm Parkı’nda atıkların<br />
ekolojik dengeyi bozmayacak<br />
şekilde geri kazanımını sağladık.<br />
Bütün bu çalışmalarla<br />
hedefimiz, yaşadığımız toplum<br />
için değer üretmektir” şeklinde<br />
konuştu.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 101
Sektörel<br />
AGATHA<br />
EVA<br />
GOLDIE MAYORA PARISIAN<br />
Bien Seramik’le banyolarda<br />
büyük ebat kolaylığı<br />
Büyük mekânlarda daha şık bir atmosfer yaratmak için incelikle tasarlanan Bien Seramik’in<br />
<strong>2018</strong> yeni koleksiyonlarından olan 40x120 cm duvar karosu koleksiyonları yenilikçi<br />
mekânlar yaratmanıza yardımcı oluyor. Koleksiyonlar kendi dekofon ve dekoruyla birlikte<br />
kullanıldığında mekâna hareket kazandırıyor.<br />
Bien Seramik’in en son teknolojiyle ürettiği<br />
mimar ve iç mimarlara ilham veren<br />
40x120 cm ebatlı koleksiyonları banyolar<br />
için bütünsel çözümler sunuyor.<br />
Bien Seramik’in <strong>2018</strong> koleksiyonlarında<br />
yer alan 40x120 cm duvar karosu koleksiyonları<br />
Agatha, Eva, Goldie, Mayora,<br />
Parisian modern tasarımları, estetik çizgileriyle<br />
dikkat çekiyor. Bien Seramik’in yaşam<br />
alanlarında ve banyolarda kullanım<br />
kolaylığı sağlayan büyük ebatlı karoları<br />
ferah, konforlu atmosferler yaratmanıza<br />
imkân sağlıyor. Renk, dekor ve fon alternatifleri<br />
bulunan bu özel koleksiyonlar<br />
derz görünümünü de minimuma indiriyor.<br />
Aynı zamanda standart konut içinde seçilen<br />
koleksiyondan iki parça kullanılarak<br />
240 cm ile tavan yüksekliğine erişilebiliyor.<br />
Estetik ve tasarımı ön planda tutan,<br />
aynı zamanda kaliteden ödün vermeyen<br />
markanın büyük ebatlı bu özel koleksiyonları,<br />
kişisel zevk ve ihtiyaçlara uygun<br />
mekanlar tasarlamaya olanak sağlıyor.<br />
AGATHA: Siyah ve beyazdan oluşan iki<br />
renk alternatifi birlikte tercih edildiğinde<br />
çarpıcı mekânlara imza atmanıza olanak<br />
sağlıyor. Koleksiyonun dekorlarında gerçek<br />
altın kullanılması ve üç boyutlu görüntüsü<br />
mekânları zengin gösteriyor.<br />
EVA: Yaşam alanlarında da alternatif<br />
oluşturan koleksiyon mekânlara sadeliği<br />
ve modernliği bir arada taşıyor.<br />
GOLDIE: Beyaz ve bej renklerinden oluşan<br />
koleksiyon, özel banyoların yanı sıra<br />
sosyal alanlar ve yaşam alanlarında da<br />
kullanılıyor. Mekânlara temizlik ve sadelik<br />
kazandıran Goldie Koleksiyonu’nun,<br />
40x120 cm ölçülerinde duvar karosu ve<br />
60x60 cm ölçülerde porselen yer karoları<br />
mevcut.<br />
MAYORA: Bien Seramik’in <strong>2018</strong> koleksiyonlarından<br />
olan seri, canlı renkleri ve<br />
görünümü ile ultra modern banyolara ilham<br />
kaynağı oluyor.<br />
PARISIAN: Banyolarda temiz, çağdaş ve<br />
hareketli atmosferler yaratmanıza imkân<br />
sağlayan koleksiyonun sıra dışı dekor ve<br />
fonları mevcut.<br />
102<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Daikin ailesinin<br />
yeni göz bebeği Vrv-i<br />
ile mimari dokulara özel koruma<br />
İlklere imza atarak iklimlendirme sektörüne öncülük eden Daikin, inovatif yeni ürünü<br />
VRV-i invisible ısı pompası ile kullanıcılara benzersiz bir çözüm sunuyor. VRV serisinin bu<br />
yenilikçi ürünü, özellikle dış ünitenin monte edilmesinde sorun yaşanan yapılar ve mimari<br />
dokunun titizlikle korunması gereken binalarda eşsiz bir çözüm olarak öne çıkıyor. Kolayca<br />
gizlenebilen küçük dış ünitesi ile özellikle tarihi binaların kurtarıcısı olan ürün, hafif ve<br />
kompakt iç üniteleri ile de montaj ve iç ortama yerleşimde büyük avantajlar sağlıyor.<br />
Geniş ürün gamı ve yüksek standartlardaki<br />
kalitesiyle iklimlendirme sektörüne<br />
yön veren Daikin, yenilikçi ürünleriyle her<br />
geçen gün çıtayı yukarı taşımaya devam<br />
ediyor. Yeni ürünü VRV-i ısı pompası ile<br />
fark yaratan Daikin, yeni bir ilke daha<br />
imza atarak iklimlendirme sektöründeki<br />
önemli bir boşluğu yine Daikin kalitesi ve<br />
zekasıyla doldurmayı başarıyor. Daikin’in<br />
mucidi olduğu VRV serisinin 5 patente<br />
sahip yeni ürünü VRV-i invisible ısı pompası,<br />
sahip olduğu birçok üstün özellikle<br />
dikkat çekiyor. Ürün, kompresör ve ısı<br />
eşanjörü olmak üzere iki parça halinde<br />
üretildiğinden her türlü mağaza ve bina<br />
uygulamasında son derece esnek montaj<br />
avantajı sağlıyor.<br />
Ürün en zor konumlara bile çok kolay ve<br />
güvenli bir şekilde monte edilebiliyor. 5<br />
patentli bu eşsiz konseptin monte işlemi<br />
bittiğinde dışardan görünen kısmı sadece<br />
üfleme menfezleri oluyor. Mimariye<br />
kusursuz entegre olan VRV-i dış ünitenin<br />
dışarıdan görünmesi ya da monte edilememesi<br />
sorununa kesin çözüm getiriyor.<br />
Son derece verimli ve güvenli bir ürün<br />
olan VRV-i, 5HP (14 kW) ve 8HP (21,4<br />
kW) kapasite seçenekleri ile 17 iç üniteye<br />
kadar bağlanabilme özelliği taşıyor.<br />
KOMPAKT VE VERİMLİ<br />
VRV-i; havalandırma üniteleri, ‘Biddle’<br />
hava perdeleri ve kontrollerle birlikte<br />
104<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Sektörel<br />
kapsamlı çözüm sunarak büyük bir<br />
konfor yaratıyor. Ürün, bütün bunları<br />
yaparken; değişken soğutucu akışkan<br />
sıcaklığı (VRT), VRV configurator<br />
ve inverter kompresörler gibi VRV<br />
IV standartlarını ve teknolojilerini kullanıyor.<br />
Ürünün 24,5 cm genişliğe ve<br />
20 cm derinliğe sahip seri teknik alanı<br />
şaft boşluğu, bodrum kat, depo ve<br />
mutfak gibi alanlara kolayca monte<br />
edilebiliyor. Tasarımı ve boyutlarından<br />
dolayı VRV pazarının en zarif ve<br />
en kompakt ürünü olarak öne çıkan<br />
VRV-i, neredeyse tamamen gizlenebilme<br />
özelliğine sahip olması nedeniyle<br />
özellikle korunması gereken<br />
tarihi binaların iklimlendirilme sorununa<br />
nihayet bir çözüm getiriyor. Olağanüstü<br />
düşük çalışma sesi ve sadece<br />
menfezinin görünmesi ile ortam<br />
mimarisine kusursuz entegrasyon<br />
sağlayabilen cihaz, yoğun insan sirkülasyonu<br />
yaşanan alanlar için ideal<br />
bir ürün olarak kabul ediliyor. Küçük<br />
ofisler, kütüphaneler, bankalar, tarihi<br />
binalar ve müzeler için mutlak bir çözüm<br />
olan VRV-i invisible ısı pompası,<br />
konforun yanı sıra görüntü kirliliğine<br />
son vererek estetik konforu da beraberinde<br />
getiriyor.<br />
BÜYÜK ALAN TASARRUFU<br />
SAĞLIYOR<br />
Kompresörün hafif ve kompakt olması,<br />
ürünün iç ortama yerleşimini kolaylaştırırken,<br />
mekanda kullanılabilir<br />
zemin alanını artıran bir unsur haline<br />
dönüşüyor. 397mm yüksekliğindeki<br />
benzersiz V şekilli ısı eşanjörü,<br />
kompakt yapısı sayesinde bir iç ünite<br />
gibi tavan boşluğuna monte ediliyor.<br />
Ürünün, süper verimli inverter santrifüj<br />
fanları ‘sirocco’ tip fanlara kıyasla<br />
yüzde 50’den fazla verimlilik artışı<br />
sağlıyor. Ayrı ayrı gelen ve maksimum<br />
105 kg ağırlığa sahip olan hafif<br />
üniteler ise vinç yardımı olmadan, sadece<br />
2 kişi tarafından kolayca monte<br />
edilebiliyor. Tüm bileşenlere kolayca<br />
ulaşılması, servis ve bakım açısından<br />
büyük kolaylık sağlıyor. Bu sayede<br />
montaj ya da arıza sırasında günlük<br />
ticari faaliyetlerin kesintiye uğraması<br />
gibi bir handikap ortadan kalkıyor.<br />
Daikin, kullandığı bulut teknolojisiyle<br />
enerji yönetimine yardımcı olabiliyor<br />
ve gerektiğinde merkezden birçok<br />
bölgenin kontrolünü yapabiliyor.<br />
VRV-i invisible ısı pompası ile sektörde<br />
önemli bir soruna kökten çözüm<br />
getiren Daikin, ürün gamını geliştirmeye<br />
yenilikçi ürünleriyle devam<br />
edecek.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 105
Ürün<br />
Minimalist<br />
ve kübist<br />
tasarımları<br />
sevenler<br />
için<br />
E.C.A.’dan<br />
Tiera serisi<br />
E.C.A.’nın Tiera armatür serisi, kübik tasarımı ve zengin seçenekleriyle<br />
tüm banyolara uyum sağlıyor. Boyut, çıkış ucu ve su<br />
akışına göre farklılaştırılmış alternatifler sunan serideki lavabo<br />
ve banyo bataryaları, E.C.A.’nın dayanıklı ve uzun ömürlü krom<br />
kaplama teknolojisi ve bicolor renk alternatifleriyle üretiliyor. Yerli<br />
üretimde ilk defa standart, orta ve yüksek tip batarya seçenekleri<br />
sunan Tiera farklı türlerdeki lavabo seçeneklerine de uyum<br />
sağlıyor.Özel su tasarruflu ve kireç kırıcılı gizli perlatör sayesinde<br />
kullanımı ekonomiktir. E.C.A. kalitesi ve güvencesiyle uzun<br />
ömürlü ve dayanıklı, üstelik çevreye duyarlıdır.<br />
106<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Mitsubishi<br />
Electric’ten<br />
Segmentinin<br />
En Kompakt<br />
Ödüllü<br />
ve Çevreci<br />
Kliması<br />
Türkiye ve Avrupa pazarına<br />
sunulan A+++ enerji<br />
sınıfındaki çevreye dost<br />
yeni klima serisi EnviroME,<br />
Red Dot ve Good Design<br />
<strong>2018</strong> tasarım ödüllerinin<br />
sahibi oldu<br />
Mitsubishi Electric’in Manisa’da kurduğu<br />
ev tipi klima fabrikasında üretilerek Türkiye<br />
ve Avrupa pazarına sunulan yeni klima<br />
serisi EnviroME, çevreye dost özellikleri<br />
ve tasarımı ile öne çıkıyor. A+++ enerji sınıfında<br />
yer alan EnviroME klimalar, A++<br />
enerji sınıfındaki klimalardan yüzde 40’a<br />
varan oranda daha verimli. Daha küçük<br />
ve daha az elektrik tüketen klimalar üretilmesine<br />
imkan sağlayarak küresel ısınma<br />
ile mücadeleye katkıda bulunan yeni nesil<br />
R32 soğutucu akışkan sayesinde Enviro-<br />
ME klimalar, Türkiye’de segmentindeki<br />
en kompakt hacme sahip iç üniteleri ile<br />
farklılaşıyor. Klimanın mekanın dekorasyonuyla<br />
bütünleşerek adeta görünmez<br />
olduğu minimal tasarımı ile dikkat çeken<br />
yeni seri, Red Dot ve Good Design <strong>2018</strong><br />
tasarım ödüllerinin sahibi oldu.<br />
Gerçekleştirdiği yatırımlar ve geliştirdiği<br />
ürünlerde sürdürülebilir çevre misyonu<br />
doğrultusunda yol alarak inovatif iklimlendirme<br />
teknolojilerine imza atan Mitsubishi<br />
Electric, 2017 yılı sonunda Manisa’da<br />
hayata geçirdiği ev tipi klima fabrikasında<br />
ürettiği çevreye dost yeni klima serisi<br />
EnviroME ile yüksek verimlilik, konfor ve<br />
kompakt yapıyı bir arada sunuyor. Mitsubishi<br />
Electric’in IoT temelli e-F@ctory<br />
konseptinin uygulandığı ve ileri robot teknolojilerinin<br />
hakim olduğu dijital tabanlı<br />
fabrikasında Sanayi 4.0 dönüşümünün<br />
öncüsü olarak üretilen EnviroME klimalar,<br />
Türkiye ve Avrupa pazarına sunuluyor. İhracatta<br />
rekabet sağlayacak katma değeri<br />
yüksek teknolojik ürünler üreterek yerli<br />
ekonomiye ve istihdama katkıda bulunan<br />
Mitsubishi Electric, yeni klima serisi EnviroME<br />
ile çok sayıda inovasyonu bir arada<br />
sunuyor.<br />
Yüzde 40’a varan oranda daha<br />
verimli, çevreci ve ödüllü<br />
Mitsubishi Electric’in iklimlendirme sektöründeki<br />
köklü deneyimini tüketici beklentileriyle<br />
bir araya getirerek tasarladığı<br />
A+++ enerji sınıfında yer alan EnviroME<br />
serisi klimalar, A++ enerji sınıfındaki klimalardan<br />
yüzde 40’a varan oranda daha<br />
verimli. Daha küçük ve daha az elektrik<br />
tüketen klimalar üretilmesine imkan sağlayarak<br />
küresel ısınma ile mücadeleye<br />
katkıda bulunan yeni nesil R32 soğutucu<br />
akışkan kullanılarak üretilen Enviro-<br />
ME klimalar, segmentindeki en kompakt<br />
hacme sahip iç ünitesiyle de farklılaşıyor.<br />
İç ünitesinin inceliği ve küçüklüğü sayesinde<br />
klimanın mekanın dekorasyonuyla<br />
bütünleştiği minimal tasarımı ile dikkat<br />
çeken yeni seri, Red Dot ve Good Design<br />
<strong>2018</strong> tasarım ödüllerinin sahibi oldu. Yeni<br />
seri, kompakt iç ünitenin temelini oluşturan<br />
ısı değiştirici ve hava üfleme elemanlarında<br />
uygulanan teknolojik yenilikler sayesinde<br />
yüksek performans, verimlilik ve<br />
konfor sağlıyor.<br />
Guinness rekoru kıran fan<br />
İlk kez 1967 yılında ürettiği ve sektörde<br />
halen kullanılmakta olan iç ünite fanının<br />
50 yılı aşkın süredir Kirigamine isimli<br />
klimalarında kullanımını sağlayarak Guinness<br />
rekoru kıran Mitsubishi Electric,<br />
bu tecrübesini EnviroME serisine de taşıyor.<br />
Yeni boyutlarında üretilen bu fan<br />
sayesinde ses seviyesi değişmeden hava<br />
debisinde yüzde 53’e varan artış sağlanıyor.<br />
Bu yapı 19db(A)’lık akustik konfor<br />
bozulmadan daha fazla ortam havasının<br />
iklimlendirilmesine yardımcı olarak sistemden<br />
hızlı tepki alınmasına imkan tanıyor.<br />
Artan bu hava debisinin kullanıcıların<br />
konforları doğrultusunda daha uzun mesafeye<br />
ve bölgeye ulaşmasını sağlayan<br />
yeni yatay ve dikey kanatlar, dört yöne<br />
otomatik olarak kumanda üzerinden kontrol<br />
edilebiliyor. Çift katmanlı kanat yapısı<br />
önceki seriye göre yüzde 104 oranında<br />
daha büyük olarak tasarlanan yeni seride<br />
yer alan iki ayrı yatay kanat, havanın tavana<br />
paralel yönlendirilmesinde kolaylık<br />
sunuyor, hava çarpması gibi konforsuz<br />
koşulları engelliyor ve montaj yeri seçiminde<br />
avantaj sağlıyor.<br />
Geniş kapasite seçeneği<br />
Geçmişe göre artık daha küçük odalara<br />
sahip olan yeni konutlardaki düşük kapasite<br />
klima ihtiyacı, yoğun olarak multi<br />
sistem cihazlarla karşılanıyor. Mitsubishi<br />
Electric’in yeni EnviroME serisi, 1,5kw ve<br />
2kw kapasiteli multi sistem iç ünitelerle<br />
bu ihtiyaçları çözüme kavuşturuyor. EnviroME<br />
serisinin kapasite yelpazesinde<br />
1,5kw ile 5kw aralığında değişen 6 farklı<br />
iç ünite alternatifi bulunuyor. Günümüzün<br />
küçülen ve yalıtım oranı artan yapılarında,<br />
ısıtma ve soğutma ihtiyaçları eskiye<br />
göre azalıyor. Oluşan bu yeni durum karşısında<br />
EnviroME serisinin 4,2kw kapasiteli<br />
cihazı, mekana en uygun kapasitede<br />
ürünün seçilebilmesi için alternatif sağlıyor.<br />
Bu sayede ilk yatırım ve işletme maliyetleri<br />
önemli ölçüde düşürülebiliyor.<br />
İnternet üzerinden uzaktan kontrol<br />
edilebilen klima<br />
Mitsubishi Electric, EnviroME serisin-<br />
108<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Sektörel<br />
de de yer alan MELCloud teknolojisiyle<br />
uzaktan bir bilgisayar, tablet veya akıllı<br />
telefon kullanarak klimanın internet<br />
üzerinden kontrolünü sağlayarak hayatı<br />
kolaylaştırıyor. Opsiyonel olarak ya<br />
da EnviroME cihazı içerisine fabrikada<br />
monte edilmiş şekilde temin edilebilen<br />
MELCloud sistemi sayesinde kullanıcılar,<br />
klimalarının tüm fonksiyonlarını klimayı<br />
kullanması mümkün olmayan veya kısıtlı<br />
olanaklara sahip çocuklar, yaşlılar ya da<br />
hastalar adına da uzaktan yönetebiliyor.<br />
Bu teknoloji ile evlerine ya da ofislerine<br />
ulaşmadan önce klimalarını açabilen ve<br />
mekandan uzaklaştıktan sonra “klimayı<br />
kapattım mı” endişesi yaşamayan kullanıcılar,<br />
aynı zamanda elektrik tüketimi ile<br />
mekan ve dış ortam hava sıcaklıklarına<br />
ait raporları da alabiliyor.<br />
Mitsubishi Electric<br />
<strong>2018</strong> Çevre Raporu’nu Açıkladı<br />
Üretimde verimliliğin artırılmasıyla enerjiden kaynaklanan CO2 emisyonu 24 bin ton<br />
azaltılırken, ürünlerden kaynaklanan CO2 emisyon oranı yüzde 35 düşürüldü.<br />
Global ölçekte öncü bir yeşil şirket<br />
olan Mitsubishi Electric; düşük karbon<br />
ve geri dönüşüme dayalı bir toplum<br />
yaratılmasına katkıda bulunmayı,<br />
doğayla uyum içerisinde faaliyet<br />
göstermeyi ve grubun çevre yönetimi<br />
çerçevesini güçlendirmeyi hedefliyor.<br />
Bu noktada markanın <strong>2018</strong> Çevre<br />
Raporu, hedeflere ulaşmak<br />
konusunda önemli adımlar atıldığını<br />
ortaya koyuyor. Toplam yıllık sera<br />
gazı emisyonlarının 1,37 milyon ton<br />
hedefinin de altına inerek 1,27 milyon<br />
tona düşürüldüğünün açıklandığı<br />
rapora göre; CO2 harici emisyonlar<br />
190 bin tona düşürülerek 220 bin ton<br />
olarak belirlenen hedefin altında bir<br />
sayıya ulaşıldı. Tesislerin yenilenmesi ve<br />
Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojilerinin<br />
benimsenmesiyle üretimde verimliliğin<br />
arttırılması sonucunda enerjiden<br />
kaynaklanan CO2 emisyonu 24 bin ton<br />
azaltıldı. 102 Mitsubishi Electric ekoürününün<br />
neden olduğu CO2 emisyonları<br />
ise ortalama yüzde 35 oranında<br />
azaltılarak belirlenen hedefe ulaşılması<br />
sağlandı. Üretimden geri dönüşüme<br />
kadar ürün döngüsünün her aşamasında<br />
çevreci olan teknolojik ürünleriyle dikkat<br />
çeken Mitsubishi Electric, Türkiye’de de<br />
çevre dostu binalar, tesisler ve alt yapı<br />
projelerinin iklimlendirme, otomasyon,<br />
asansör, yürüyen merdiven ve görsel veri<br />
sistemleri için iddialı bir çözüm ortağı.<br />
İleri teknolojisini dünya genelinde<br />
toplumların yaşam kalitesini artırmak<br />
ve gelecek nesillere sürdürülebilir bir<br />
dünya sağlamak için kullanan Mitsubishi<br />
Electric, tüm faaliyetlerini “küresel ve önde<br />
gelen çevre dostu” bir şirket olma hedefi<br />
Şevket Saraçoğlu<br />
doğrultusunda şekillendiriyor. Çevre<br />
yönetimi konusundaki tutumunu ifade<br />
eden “Eco Changes” (Eko Değişim) ilkesi<br />
çerçevesinde, hem kendi çalışanlarının<br />
hem de toplumun eko-bilinç düzeyini<br />
artırmak için çalışan Mitsubishi Electric,<br />
100. yıldönümü olan 2021 yılına kadar<br />
çevreyle ilgili önemli hedefler belirlemiş<br />
durumda. Markanın bu kapsamda; düşük<br />
karbon ve geri dönüşüme dayalı bir toplum<br />
yaratılmasına katkıda bulunmayı, doğayla<br />
uyum içerisinde faaliyet göstermeyi<br />
ve grubun çevre yönetimi çerçevesini<br />
güçlendirmeyi amaçladığını belirten<br />
Mitsubishi Electric Türkiye Başkanı Şevket<br />
Saraçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü;<br />
“Mitsubishi Electric olarak, 2021<br />
hedeflerimiz paralelinde ürün<br />
kullanımından kaynaklanan CO2<br />
emisyonunu 2001 mali yılına kıyasla,<br />
üretimden kaynaklanan CO2 emisyonunu<br />
ise 1991 mali yılına göre yüzde 30 oranında<br />
azaltmayı amaçlıyoruz. Bu noktada <strong>2018</strong><br />
Çevre Raporumuz, hedeflerimize ulaşma<br />
yolunda önemli adımlar atıldığını<br />
ortaya koyuyor.”<br />
Ürünlerden ve üretimden<br />
kaynaklanan karbon emisyonu<br />
düşürüldü<br />
Şevket Saraçoğlu, Mitsubishi<br />
Electric’in <strong>2018</strong> Japon mali yılına (1<br />
Nisan 2017 - 31 Mart <strong>2018</strong> dönemi)<br />
ilişkin çevre planı kapsamında<br />
belirlenen hedeflere ulaşılması ve<br />
politikaların uygulanması yönünde<br />
çalışmalara yer verilen Çevre<br />
Raporu’nun sonuçlarına ilişkin<br />
şu bilgileri aktardı; “Raporlama<br />
yılında, Mitsubishi Electric üretim<br />
tesislerinin yenilenmesi ve operasyonel<br />
süreçlerin geliştirilmesi gibi bir dizi faaliyet<br />
sonucunda, toplam yıllık sera gazı<br />
emisyonları 1,37 milyon ton hedefinin de<br />
altına inerek 1,27 milyon tona düşürüldü.<br />
CO2 harici emisyonlar ise büyük ölçüde<br />
Japonya dışındaki fabrikalarda küresel<br />
ısınma potansiyeli düşük soğutucular<br />
ve geliştirilmiş gaz toplama metotlarının<br />
kullanılmasına bağlı olarak CO2 eşdeğeri<br />
bazında 190 bin tona düşürülerek,<br />
220 bin ton olarak belirlenen hedefin<br />
altında bir sayıya ulaşıldı. Tesislerin<br />
yenilenmesi ve Nesnelerin İnterneti (IoT)<br />
teknolojilerinin benimsenmesiyle üretimde<br />
verimliliğin arttırılması sonucunda<br />
enerjiden kaynaklanan CO2 24 bin ton<br />
azaltıldı. Başta bilişim teknolojisi ürünleri<br />
ve elektronik cihazlar olmak üzere 102<br />
Mitsubishi Electric eko-ürününün neden<br />
olduğu CO2 emisyonları ise ortalama<br />
yüzde 35 oranında azaltılarak belirlenen<br />
hedefe ulaşılması sağlandı.”<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 109
Sektörel<br />
Ege<br />
Vitrifiye’ye<br />
bir tasarım<br />
ödülü<br />
daha!<br />
Son yıllarda yurt içi ve<br />
yurtdışında kalite ve<br />
tasarıma verdiği değerle<br />
büyüyen önemli seramik<br />
sağlık gereçleri markası Ege<br />
Vitrifiye, Catamaran serisiyle<br />
banyo kategorisinde <strong>2018</strong><br />
Avrupa Ürün Tasarım<br />
Ödülü’ne (European Product<br />
Design Award) layık<br />
görüldü.<br />
Merter Savaş / Ege Vitrifiye Genel Müdürü<br />
İtalyan tasarımcı Claudio Papa tarafından<br />
Ege Vitrifiye’ye özel tasarlanan ve Ege Vitrifiye<br />
tasarım ekibince hayata geçirilen bu<br />
özel seri, iki klozet, iki lavabo ve bir pisuar<br />
olmak üzere, toplamda 5 parça üründen<br />
oluşuyor. Denizden ilham<br />
alınarak yorumlanan her bir<br />
ürün sahip olduğu konsepti<br />
banyolara taşıyor.<br />
Ege Vitrifiye Genel Müdürü<br />
Merter Savaş “Ege Vitrifiye<br />
olarak bir defa daha Avrupa<br />
Ürün Tasarım Ödülü’nü almanın<br />
gururunu yaşıyoruz.<br />
Geçtiğimiz sene Avrupa Ürün<br />
Tasarım Ödülünü Finikia serimiz<br />
ile almış, firma olarak<br />
dünya standartlarında tasarım<br />
kabiliyetimizi göstermiştik.<br />
Bu sene de başvurumuzu<br />
yaptığımız Catamaran serimiz<br />
ile ikinci defa aynı ödüle<br />
layık görüldük” diye belirtti.<br />
“Üründe farklılaşmanın temel<br />
enstrümanının tasarım olduğunu<br />
çok iyi biliyor, kaliteden<br />
ödün vermeden, çalışmalarımızı<br />
bu doğrultuda sürdürüyoruz.<br />
Müşteriler artık<br />
kendileriyle özdeşleştirdikleri<br />
ürünlere odaklanıyor, banyonun<br />
bir yaşam alanı olduğunu<br />
gözeterek seçimlerini gerçekleştiriyorlar.<br />
Catamaran serisi benzeri olmayan,<br />
özel bir çalışma, ödüllü serimizin hem yurt<br />
içinde hem de ihracatta fark yaratacağı<br />
inancındayız” diye ekledi.<br />
110<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Baymak ilk 6 ayda % 55 büyüdü<br />
İklimlendirme sektörünün öncüsü Baymak, <strong>2018</strong> yılının ilk 6 ayında toplam ciroda yüzde<br />
55 büyüme kaydetti. Aynı dönemde 101 yeni bayiyi bünyesine katan Baymak’ın yıl sonu<br />
büyüme hedefi ise yüzde 50’nin üzerinde.<br />
Ender Çolak / Baymak CEO’su<br />
Isıtma soğutma sektörünün öncüsü<br />
Baymak, <strong>2018</strong> yılının ilk 6 ayında cirosunu<br />
geçen senenin aynı dönemine<br />
göre yüzde 55 arttırdı. Baymak’ın<br />
2013 yılından bu yana her dönemde<br />
sektörün oldukça üzerinde büyüme<br />
kaydettiğinin altını çizen Baymak<br />
CEO’su Ender Çolak, hızlı ve sürdürülebilir<br />
büyümenin en önemli kaynağı<br />
olarak yüksek müşteri memnuniyeti<br />
ve her mevsim kullanılabilen geniş<br />
ürün gamını gösterdi. Çolak, <strong>2018</strong><br />
yılını, yüzde 50’nin üzerinde büyüme<br />
ile tamamlamayı hedeflediklerini dile<br />
getirdi.<br />
Ender Çolak, “Gelişen bayi ve servis<br />
altyapısı ile Türkiye’nin her yerinde<br />
ulaşılabilir konumdayız. İlk 6 ayda<br />
Baymak ailesine eklenen 101 yeni<br />
bayi ile gücümüzü arttırmaya devam<br />
ediyoruz. Bu büyüme dört mevsim<br />
kullanılabilen ürün gamı ile birleştiğinde<br />
elde edilen başarı Baymak’ı<br />
lider konumda sürdürülebilir kılıyor”<br />
şeklinde konuştu. Yılın ilk 6 ayında<br />
geçen yılın aynı dönemine göre<br />
yoğuşmalı kombide adetsel bazda<br />
yüzde 15 büyüdüklerini dile getiren<br />
Çolak, yoğuşmalı kazanda ise pazar<br />
liderliğini sürdürdüklerinin altını çizdi.<br />
Son dönemin gözde ürünü olan ısı<br />
pompalarında yüzde 87 gibi çarpıcı<br />
bir büyüme yakaladıklarını belirten<br />
Çolak, “Klimada ise sektörde yaşanan<br />
küçülmeye karşın ilk yarıyılda %4 büyüyerek<br />
pazar payımızı artırdık” diye<br />
konuştu.<br />
İhracatta bu yıl Rusya pazarına girdiklerini<br />
belirten Ender Çolak, ihracat<br />
cirosunu önümüzdeki dönemde daha<br />
da artıracaklarını ifade etti. Global<br />
bir marka olma yolunda ciddi katkı<br />
sağlayacak Turquality programına<br />
dikkat çeken Çolak, “Turquality kapsamında<br />
alınacak marka desteği ile<br />
Batı Avrupa, Avrasya ve Kuzey Afrika<br />
pazarında hızla büyüyeceğiz” şeklinde<br />
konuştu. Ayrıca bu yıl Milano’da<br />
112<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Sektörel<br />
gerçekleştirilen Mostra Convegno Expocomfort<br />
<strong>2018</strong>’e katılarak Türkiye’yi ve<br />
Baymak’ı en iyi şekilde temsil ettiklerini<br />
de vurguladı.<br />
‘Gizli Müşteri Araştırması’ ile<br />
hizmet kalitesi arttırılıyor<br />
Müşteri memnuniyetini her zaman ön<br />
planda tutan Baymak, düzenli olarak uyguladığı<br />
Gizli Müşteri Araştırmasıyla hem<br />
bayilerin hizmet performansını yükseltiyor<br />
hem de tüketicilerin memnuniyetini<br />
arttırıyor.<br />
Bilinirliği en yüksek marka<br />
Bağımsız araştırma kuruluşu GFK tarafından<br />
yapılan Türkiye iklimlendirme pazarı<br />
araştırmasında Baymak’ın kombide<br />
bilinirliği ve tercih etme oranı en yüksek<br />
marka olduğunu ifade eden Çolak, sözlerine<br />
şu şekilde devam etti: “Baymak kombi<br />
markaları arasında değeri en yüksek<br />
marka olmayı başardı. Tüketicilerimizin<br />
gözünde güvenilir, kaliteli, dayanıklı ve<br />
teknolojik ürünlere sahip marka olarak<br />
öne çıkıyoruz.”<br />
Sektördeki eğitim ihtiyacı için<br />
Baymak Akademi<br />
Baymak’ın son dönemdeki hızlı büyümesinde<br />
satış sonrası hizmete verdikleri<br />
önemin de payının büyük olduğunu kaydeden<br />
Çolak, şöyle devam etti: “Sahada<br />
ihtiyaç duyulan eğitim eksikliklerinin giderilmesi<br />
için kurulan Baymak Akademi,<br />
ücretsiz olarak Türkiye genelinde eğitime<br />
ihtiyaç duyan herkese açık. Akademi ile<br />
hedefimiz sadece Baymak Ailesinin değil,<br />
tüm sektör çalışanlarının ve gelecek nesillerin,<br />
insana değer veren, konusunda<br />
en üst donanıma sahip şekilde ülkemizi<br />
ileri taşımasına katkı sağlamak. Bu kapsamda<br />
kurduğumuz güçlü altyapının yanı<br />
sıra eğitimlerimizi Akademi’nin de dışına<br />
taşırdık. Türkiye genelinde bu yıl 27 ilde<br />
1.500 katılımcıyla 200 saate yakın eğitim<br />
verdik. Önümüzdeki dönemde de bu eğitimler<br />
yoğun bir şekilde devam edecek.”<br />
Baymak İdee<br />
ile kışa meydan okuyun<br />
Baymak’ın yoğuşma teknolojisiyle kombide fark yarattığı idee, bu kış da sizinle.<br />
Küçük, zarif tasarımı, yüksek performansı ve sessiz çalışma özelliğiyle kış aylarında<br />
evinizi ısıtan idee kombiler, oda termostatıyla hassas ısı ayarlarına olanak tanırken<br />
enerji tasarrufuyla da cebinizi koruyor.<br />
Ev ve iş yerlerinizde aradığınız teknoloji<br />
ve estetik, küçük tasarımı, yüksek<br />
performansı ve ultra sessiz çalışma<br />
özelliği ile Baymak idee’de bir araya<br />
geldi. Pazarda bulunan kombilere<br />
göre standardın dışında olan idee premix<br />
yoğuşmalı kombi, 26 kg ve 54 cm<br />
yüksekliğe sahip ultra kompakt yapısıyla<br />
dikkat çekiyor. Yüksek enerji tasarrufuyla<br />
kış aylarında tüketiciyi kabarık<br />
doğalgaz faturasından kurtaran<br />
idee kombiler tasarımının yanı sıra<br />
sessizliğiyle kendini unuttururken, 24-<br />
28 kW modellerinde maksimum güçte<br />
dahi 38 desibelle fısıltı düzeyinde çalışıyor.<br />
Montaj ve nakliyede kolaylık<br />
sağlıyor<br />
Opsiyonel olarak oda termostatlarıyla<br />
kullanılabilen idee, çok sayıda gelişmiş<br />
fonksiyona sahip Opentherm<br />
kontrol cihazları ile hassas kontrole<br />
de olanak veriyor. Bakım periyotlarınızı<br />
gösterecek şekilde programlayabileceğiniz<br />
idee kombinin ön kapağı<br />
sayesinde parçalarına ve iç teknik<br />
yapısına da kolaylıkla ulaşabilirsiniz.<br />
Ayrıca doğalgaz veya propan ile çalışma<br />
olanağı da sunan idee, standart<br />
dâhili emniyet ventiline sahiptir. Teknik<br />
özellikleriyle ön plana çıkan idee kombi,<br />
nakliyesinden montajına kadar da<br />
tüketiciye kolaylık sağlıyor.<br />
Ödüllü Kombi<br />
Şık tasarımı, sessizliği ve kolay kurulumuyla<br />
öne çıkan Baymak<br />
idee, 2017 yılında Hollanda’da<br />
bağımsız Tüketiciler<br />
Birliği’nin 6 bin kişinin<br />
katılımıyla gerçekleştirdiği<br />
değerlendirme sonucunda<br />
birincilikle ödüllendirildi.<br />
Değerlendirme sonucunda<br />
yüksek enerji tasarrufu,<br />
yüksek güvenilirlik, ultra<br />
hafif ve kompakt ölçüleriyle<br />
en yüksek derecelendirme<br />
notunu aldı.<br />
Konut projelerinde<br />
Baymak imzası<br />
Baymak, Toki Nevşehir Ürgüp<br />
Konutları’nda 50 adet,<br />
Toki Bitlis Rahva Sosyal<br />
Konutları’nda 112 adet ve<br />
Van Evzan Evleri’nde 65<br />
adet olmak üzere büyük<br />
konut projelerinde de tercih<br />
edilen marka olarak ön plana çıkıyor.<br />
Avrupa teknolojisini yenilikçi ürünleri<br />
ile Türkiye’ye taşıyan Baymak idee<br />
kombiler, 3 yıl garantiyle tüm Baymak<br />
bayileri ve Orange Store mağazalarında<br />
satışa sunuluyor.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 113
Sektörel<br />
Güçlü bayilik sistemi,<br />
güçlü müşteri memnuniyeti<br />
Cephe sistemleri, açılır sistemler, menfezler, güneş kırıcılar, skylight sistemleriyle tüm<br />
çözüm alternatiflerini tüketiciye ulaştıran IQ Alüminyum Sistemleri, güçlü bayilik sistemi ile<br />
müşteri memnuniyetinde fark yaratıyor.<br />
Deceuninck güvencesiyle alüminyum<br />
sektöründe ön plana çıkan ve müşteri<br />
memnuniyeti vizyonu doğrultusunda<br />
bayilik sistemi ile çalışan IQ Alüminyum<br />
Sistemleri, alüminyum sektöründe yetkili<br />
kişi bulamama sıkıntısını da ortadan kaldırıyor.<br />
IQ Alüminyum Sistemleri’nde<br />
kapsamlı bayi eğitimleri<br />
IQ Alüminyum, bayilik sistemi ile çalışırken<br />
önce teknik ekipler aracılığıyla<br />
bayilerine kapsamlı bir eğitim veriyor.<br />
Müşterilerden ve bayilerinden olumlu geri<br />
dönüşler alan IQ Alüminyum Sistemleri,<br />
rakiplerinden sıyrılarak sektöre yön veriyor.<br />
Fiyat ve ömür bileşiminde rakipsiz<br />
Sektördeki çalışmaları ile adından söz ettiren<br />
IQ Alüminyum Sistemleri, Deceuninck<br />
kalitesi ile fiyat performansı ve ömür<br />
bileşiminde rakipsiz olma yolunda ilerliyor.<br />
Kurumsal yapısı ile üretim aşamasından<br />
tüketiciye ulaştırma sürecine kadar<br />
büyük bir sorumlulukla ilerleyen IQ Alüminyum<br />
Sistemleri, mükemmelleştirme<br />
politikası ile her zaman tercih edilen bir<br />
kuruluş olmayı temel ilkesi olarak sayıyor.<br />
Sürme sistemleri, açılır sistemler, menfez,<br />
güneş kırıcı, skylight ve cephe sistemlerinde<br />
21 serisi bulunan IQ Alüminyum<br />
Sistemleri; yüksek yalıtımlı, uzun ömürlü,<br />
kaliteli, dayanıklı, geri dönüştürülebilir<br />
tasarımları ve çevreci olması sebebiyle<br />
yaşam alanlarında öncelikli olarak tercih<br />
ediliyor. Ayrıca, çok geniş renk yelpazesi<br />
ile de müşterilerine sınırsız seçenek sunuyor.<br />
114<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
PROJE<br />
&<br />
MİMARİ
Proje<br />
‘Antwell Life Care Residence’<br />
için start verildi<br />
Ant <strong>Yapı</strong>’nın Türkiye’nin sağlık hizmetleri alanındaki ilk konsepti olan ve Çamlıca<br />
eteklerinde konumlanan Antwell Life Care Residence’ın inşaatı düzenlenen temel atma<br />
töreni ile başladı.<br />
Çeyrek asırlık deneyimi ile yurt içi ve yurt<br />
dışında birçok projeye imza atan Ant <strong>Yapı</strong>’nın<br />
Çamlıca eteklerinde yer alan yeni<br />
projesi Antwell Life Care Residence’ın<br />
temeli atıldı. Antwell Life Care Residence<br />
için düzenlenen temel atma törenine;<br />
Ant <strong>Yapı</strong> Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet<br />
Okay ile Hasan Yılmaz, şirket yöneticileri<br />
ve proje çalışanları katıldı.<br />
Yüksek hizmet kalitesine sahip, güvenli,<br />
konforlu, teknolojik alt yapısı güçlü rezidansları<br />
arasına Antwell Life Care Residence’ı<br />
da eklemeye hazırlanan Ant <strong>Yapı</strong>,<br />
yeni projesinde Türkiye’nin alanında tanınmış,<br />
güçlü ve güvenilir sağlık kuruluşu<br />
Acıbadem Sağlık Grubu ile işbirliği yapıyor.<br />
Antwell içinde oluşturulan sağlık birimi,<br />
gün boyunca Antwell sakinlerinin tüm<br />
sağlık ihtiyaçlarına cevap verebilecek.<br />
Ant <strong>Yapı</strong> Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet<br />
Okay, projeyi insan hayatının farklı<br />
dönemlerindeki ihtiyaçlarına cevap verebilmek<br />
amacıyla hayata geçirdiklerini<br />
belirterek, “Türkiye’de sağlık hizmetleri<br />
alanında ilk kez uygulanacak olan bu proje<br />
sakinlerine kapsamlı bir sağlık hizmeti<br />
de sunacak. Türkiye’nin önde gelen sağlık<br />
kuruluşu Acıbadem Sağlık Grubu ile iş<br />
birliği sayesinde Antwell sakinlerinin tüm<br />
sağlık ihtiyaçlarına da cevap verebileceğiz.<br />
Bunun yanında esneklik ve eşitlik<br />
ilkeleriyle her ihtiyaca hizmet verecek şekilde<br />
dönüştürülebilen bir mimari tasarım<br />
hayal ettik. Üzerinde titizlikle çalışarak<br />
tüm sosyal beklentilere karşılık verecek<br />
150 Milyon TL yatırım değerindeki projemizi<br />
2019 yılının Haziran ayında tamamlamayı<br />
hedefliyoruz” dedi.<br />
Çamlıca İş Merkezi’nin karşısında yer<br />
alacak Antwell; ihtiyaç duyulan sosyal<br />
yaşama erişilebilirliği sağlamak amacıyla<br />
çevre yollarının kesiştiği, farklı toplu<br />
taşıma seçeneklerinden faydalanılabilecek<br />
bir lokasyonda konumlanıyor. Aynı<br />
zamanda sunulacak shuttle hizmeti ile<br />
Antwell sakinlerinin merkezi toplu taşıma<br />
araçlarına kolaylıkla ulaşabilmeleri planlanıyor.<br />
118<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
www.buderus.com/tr 444 5 474
Bosch Termoteknik büyümeye devam ediyor<br />
Bu yılın ilk yarısında ciroda %6 artış<br />
Sektörel<br />
Bosch Termoteknik CEO’su Uwe Glock: “Dekarbonizasyon, dijitalleşme ve desentralizasyona<br />
yönelik geliştirdiğimiz yenilikçi ürünlerimiz ile sektörümüzde iyi bir pozisyondayız.”<br />
Wetzlar – Bosch Termoteknik nominal olarak<br />
yüzde dört oranında, döviz kuru ayarlanmış<br />
olarak ise yüzde altı oranla büyüyerek<br />
2017 yılında 3,4 milyar Euro’luk bir<br />
rekor satışa ulaştı. <strong>2018</strong> yılının ilk yarısında<br />
da önemli ölçüde büyümeye devam etti.<br />
Bu yılın ilk altı ayında satışlar nominal olarak<br />
yüzde üç ve geçen yılın aynı dönemine<br />
göre döviz kuru oranı ayarlanmış olarak<br />
yüzde altı oranında arttı. Bosch Termoteknik<br />
CEO’su Uwe Glock, “Zorlu koşullara<br />
rağmen son 18 ayda Bosch Termoteknik<br />
olarak mükemmel bir performans gösterdik.<br />
Ham madde ve taşıma maliyetleri büyük<br />
ölçüde arttı ve olumsuz döviz kuru etkileri<br />
ile başa çıkmak zorunda kaldık. Tüm<br />
bu zorluklara rağmen, 2017 yılında şirket<br />
tarihinin bugüne kadarki en yüksek gelirini<br />
elde ettik.”<br />
Ürün bazında bu büyümeye ısı pompaları<br />
ve duvar tipi cihazlar büyük katkı sağlarken,<br />
piyasa bazında ise Avrupa’nın katkısı<br />
büyük oldu. Bosch Termoteknik, ana satış<br />
bölgesi Almanya’nın yanı sıra, Türkiye’de,<br />
Orta ve Doğu Avrupa’nın ise hemen hemen<br />
tüm bölgelerinde satışlarda güçlü bir<br />
büyüme elde etti. Brexit’e ve buna bağlı<br />
gerçekleşen negatif döviz etkilerine rağmen,<br />
Bosch Termoteknik, İngiltere’de de<br />
büyüme göstererek, <strong>2018</strong> yılının ilk yarısında<br />
lokal para biriminde satışlarda yüzde<br />
sekizlik bir artış elde etti. Glock, satışlardaki<br />
artışla iligli görüşlerini “Yıllardır geleceğin<br />
yenilikçi teknolojilerinin geliştirilmesine<br />
yaptığımız sürekli olarak yatırımların karşılığını<br />
alıyoruz. 2017 yılında, 172 milyon<br />
Euro olan araştırma ve geliştirme bütçemiz<br />
on yıl öncesine göre iki kat daha fazla” şeklinde<br />
ifade etti. Bosch Termoteknik, satılan<br />
415.000’den fazla bağlanabilir cihaz ile<br />
konforu, enerji verimliliğini, operasyonel<br />
emniyeti ve hizmet kalitesini önemli ölçüde<br />
artıran akıllı ısıtma çözümlerinin lider<br />
tedarikçilerinden biri konumundadır. 2015<br />
yılında “DNA” adıyla piyasaya sürülen yeni<br />
cihaz ailesi; bağlanabilirlik, modüler yapı<br />
konsepti, kullanıcı dostu ve ayırt edici benzersiz<br />
tasarımıyla fark yarattı ve bu yenilikçi<br />
ürünlerimiz dünya çapında 30 ülkede<br />
son tüketiciyle buluşmaktadır. Glock “Konutlara<br />
sağladığımız hizmetlerle dünyada<br />
pazar lideri olarak konumumuzu daha da<br />
güçlendirdik ve ısıtma sektörü için yeni<br />
standartlar belirledik” dedi.<br />
Enerji aktarımında üç mega trend<br />
Son on yılda Bosch Termoteknik bir ürün<br />
tedarikçisi olmaktan çıkarak, uluslararası<br />
HVAC (ısıtma, havalandırma, klima) sistemleri<br />
tedarikçisi haline gelmiştir. Bosch<br />
Termoteknik üç iş kolu olan “Konutlar için<br />
ısıtma sistemleri ve enerji yönetimi”, “Sıcak<br />
su üretimi” ve “Ticari ve endüstriyel ısıtma<br />
ve iklimlendirme sistemleri” üzerine odaklanmaya<br />
devam ediyor. Uwe Glock, Bosch<br />
Termoteknik’in geleceğe yönelik hedeflerini:<br />
“Amacımız bir dijital iklim ve enerji şirketi<br />
olmak ve aynı zamanda satışlarda yılda en<br />
az yüzde beş büyüme elde etmek” şeklinde<br />
açıkladı. Bosch Termoteknik’i geleceğe<br />
uyarlarken, ısıtma teknolojisi sektöründeki<br />
üç büyük mega trend olan dekarbonizasyon,<br />
dijitalleşme ve desantralizasyon odak<br />
noktaları olmaya devam edecek. Diğer<br />
gelecek planları hakkında ise Glock, “Konutlar<br />
için komple sistem çözümleri, ticari<br />
ve endüstriyel segmentteki projelerin genişletilmesi<br />
ve hava temizleme gibi yeni<br />
iş alanlarına adım atılması, önümüzdeki<br />
yıllarda da gündemimizde olan konulardır”<br />
açıklamasını yaptı. Bosch Termoteknik,<br />
daha şimdiden bu üç mega trende uygun<br />
bir çok yenilikçi ürün geliştirmiştir.<br />
Bosch’un yeni entegre enerji yönetim<br />
sistemi sayesinde akıllı ağ bağlantısı<br />
Mart ayında SHK Essen ticaret fuarında<br />
tanıtılan Bosch’un yeni enerji yönetim sistemi,<br />
akıllı konut sakinlerini enerji bağımsızlığına<br />
giden yolda destekliyor. Ev sahipleri,<br />
her geçen gün daha çok ısı pompası<br />
ve fotovoltaik sistemleri tercih ediyor. Bosch<br />
Akıllı Ev uygulamasına entegre edilen<br />
enerji yönetim sistemi sayesinde kullanıcılar,<br />
mobil uygulama yardımıyla tüm verileri<br />
görüntüleyebilecek ve diğer ev aletlerini<br />
kolayca sisteme entegre edebilecek. Akıllı<br />
ev kullanıcıları, dijital kontrol ve yenilenebilir<br />
güneş enerjisi sistemi sayesinde elektrik<br />
maliyetlerinden yüzde 80’e kadar tasarruf<br />
edebiliyor.<br />
Dijital çözümler gelecekte başarının<br />
anahtarı olacak<br />
Uwe Glock, “Dijital çözümler, ısıtma endüstrisinin<br />
geleceğini şekillendirmede<br />
başarının anahtarıdır. Öngörülebilir gelecekte,<br />
gelirimizin büyük bir kısmını bağlanabilirlikten<br />
elde edeceğiz. Hedefimiz, ağ<br />
bağlantılı dünyaya giden yolda uzman şirketlere<br />
güçlü iş ortakları olarak destek vermek.<br />
Böylece iş ortaklarımız temel işlerine<br />
odaklanarak son tüketiciye mümkün olan<br />
en iyi hizmeti sunabilecekler” dedi.<br />
Buderus ortaklarını Dijital Dönüşüme dahil ediyor<br />
Buderus, sadakat kulübünde yer alan premium kategorisindeki* iş ortakları için kendi<br />
kurumsal tasarımı ile website oluşturarak online dünyada yer almalarına katkı sağlıyor.<br />
İklimlendirme sektörünün en iddialı sadakat<br />
kulüplerinden biri olan Buderus<br />
Star Club, üyelerine birbirinden farklı<br />
avantajlar sunmaya devam ediyor.<br />
Son olarak premium partnerlerinin dijital<br />
dünyada da yer almalarına katkıda<br />
bulunmak adına geliştirdiği website<br />
projesi, Buderus tarafından hayata<br />
geçirilmeye başladı. Proje kapsamında<br />
premium partnerlerinin websiteleri,<br />
Buderus kurumsal kimliğine uygun<br />
olarak hazırlanıyor ve partnerlerin<br />
yönetimine sunuluyor. Bu sayede iş<br />
ortaklarını da dijital dönüşüme dahil<br />
edecek olan Buderus, hazırlayacağı<br />
websiteler ile online dünyadaki yetkinliğini<br />
bir kez daha kanıtlayacak.<br />
İş ortakları için hazırlanan websiteleri<br />
sayesinde premium partnerler son<br />
kullanıcı fiyatlarını buradan duyurabilecek<br />
ve her türlü hizmet alanını gösterebilecek;<br />
son kullanıcılar ise ürünler<br />
hakkında detaylı bilgilere erişebilecek<br />
ve iş ortağının bulunduğu bölgeye hizmet<br />
veren Buderus Yetkili Servislerine<br />
ulaşabilecek. Kullanıcı dostu olarak tasarlanan<br />
sitede firma ile kolayca irtibata<br />
geçebilmek için tek tuşla arama ve<br />
mail atma fonksiyonları da bulunuyor.<br />
*Premium kategori: Bu kategori, Buderus<br />
sadakat portalı olan Buderus Star<br />
Club’da en üst segmentte yer alan bayileri<br />
temsil eder.<br />
120<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Başkentin ilk ve tek marinası<br />
Marina Towers<br />
1974’ten bugüne, ürettiği her projede tecrübenin, güvenin ve ilklerin öncüsü olan Sinpaş,<br />
bir projesini daha hayata geçirmenin gururunu yaşıyor. Sinpaş’ın sıra dışı fikirlerle<br />
donatılmış, Türkiye’nin en iddialı karma yaşam projelerinden Marina Ankara hızla<br />
yükselmeye devam ediyor.<br />
Sinpaş, Marina Ankara ile Başkentlilere<br />
özlemini duyduğu marina yaşamını ve<br />
zengin sosyal donatıları sunarken, “kazanırken<br />
kazandırma” hedefiyle, şehrin<br />
merkezinde her gün değerlenen güzel<br />
bir yaşama sahip olma fırsatı oluşturuyor.<br />
Marina Ankara deniz şehirlerinin havasını<br />
projenin her detayına taşıyarak ismiyle<br />
müsemma bir yaşam tarzının müjdesini<br />
veriyor. Sinpaş’ın yaşam başlayan birbirinden<br />
özgün projeler zincirine Marina<br />
Towers yepyeni bir halka olarak ekleniyor.<br />
Mahmut Sefa Çelik: İşlerimiz 30 yıl<br />
sonra bile değerlidir<br />
Sinpaş Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut<br />
Sefa Çelik, Marina Towers da hayatın<br />
başlamasından mutluluk duyduklarını<br />
belirterek, “Ankara’nın ilk ve tek marinasının<br />
yer aldığı projemiz, sunduğu yaşamıyla<br />
başkentin yeni simgelerinden ve<br />
buluşma noktalarından biri olacak. Çelik,<br />
müşterilerinin gözünde güven algısı<br />
daima yüksek olan Sinpaş’ın yarım asra<br />
yakın tecrübesi, ilkleri başlatma geleneği,<br />
araştırmaya, bilgiye verdiği önem ve insan<br />
kaynağına verdiği değerle ayrıştığını<br />
söyledi. Sinpaş’ın 44 yıldır her koşulda<br />
başarılı projeler ürettiğine dikkat çeken<br />
Çelik, “Marina Towers da, diğer devam<br />
eden tüm projelerimizi de yaparken her<br />
şeyden önce işimize odaklanmaya dikkat<br />
ettik. Projelerimizin 30 yıl sonra bile<br />
değerli olması bizim için çok kıymetli. Bu<br />
artılarımız müşteri memnuniyetini sağlayarak<br />
Sinpaş markasını güçlendirdi.” diye<br />
konuştu.<br />
Marina Ankara neler sunuyor?<br />
Marina Ankara’da tüm etaplar tamamlandığında<br />
birbirinden eşsiz donatılarla dikkat<br />
çekecek. Başkente yeni bir vizyon katan ve<br />
Ankaralıları marina yaşamı ile tanıştıracak<br />
olan Marina Ankara projesi tamamlandığında,<br />
Çankaya Oran’ı yepyeni bir konsept<br />
ile tanıştıracak. Ankara’nın ve Türkiye’nin<br />
en iddialı karma yaşam projelerinden Marina<br />
Ankara’nın sakinleri, Marina Ankara’nın<br />
ismini aldığı marinasında, iskelelerden<br />
küçük yelkenlilerle açılabilecek, kanolarla<br />
kürek çekebilecek, kıyı teraslarında oturup<br />
dinlenebilecek. Şelaleleri, kumsalları,<br />
Tropik Adası, deniz feneri, çocuklar için<br />
su kaydırağı, sis koyu, suyun üzerinden<br />
uzanan ahşap köprü ve gölüyle öne çıkan<br />
Kanyon bölgesi de projenin su alanlarıyla<br />
iç içe sunduğu diğer ayrıcalıklı yaşam<br />
alanları olarak öne çıkıyor. Marina Ankara’nın<br />
Eymir Gölü’ne bakan cephesinde<br />
Ankaralılara Eymir Gölü’nün yamacında<br />
yaşama ayrıcalığı sunacak.<br />
122<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Proje<br />
Her ihtiyaca uygun farklı konut<br />
seçenekleri<br />
Toplamda 2590 konutun yer aldığı Çankaya<br />
Oran’da yükselen Marina Ankara’da<br />
yer almak için hala fırsat var. Marina<br />
Ankara’da Marina yaşamını sunmak<br />
için hemen teslim konut alternatiflerinin<br />
yanı sıra ileri dönemde teslim edilecek<br />
1+1’den 4+1’e kadar farklı konut tipleri de<br />
yer alıyor.<br />
Projede son dönemde çok tercih edilen<br />
Marina Ankara Proje Künyesi:<br />
Firma:<br />
Sinpaş<br />
Konum:<br />
Çankaya - Oran / Ankara<br />
Toplam Arazi: 125 bin m²<br />
Toplam Konut: 2.590<br />
Metrekare Aralığı: 69 - 450 m²<br />
1+1’lerin yerine çok amaçlı kullanımlarıyla<br />
fark yaratan buçuk odalı ekstra daireler<br />
yer alıyor. Sinpaş’ın 1+1’den daha fazlasını<br />
isteyenleri düşünerek tasarladığı<br />
1,5+1 daireler beklentisi yüksek olanlar<br />
için bir alternatif niteliğinde. “1+1+ çalışma<br />
odası” veya bebek odası, giysi odası,<br />
hobi odası, kütüphane, atölye, müzik,<br />
spor odası gibi birçok farklı amaç için<br />
düşünülmüş ekstra daireler kişiye özel<br />
“mola alanı” sunarak rahatlık sağlıyor.<br />
Büyük Kanyon ve Alplerin<br />
ilhamıyla Ankara<br />
Marina Ankara projesinin tüm etapları tamamlanınca,<br />
Başkentlilere kentin merkezinde<br />
nitelikli bir ev sunmanın yanı sıra,<br />
onları ABD Büyük Kanyon, Kanada Toronto,<br />
İskoçya Edinburgh ya da İsviçre Alpleri<br />
gibi dünyanın en ünlü turizm merkezlerinde<br />
benzerleri bulunan Snowland, Extreme-<br />
Land, Skywalk gibi donatılarla tanıştıracak.<br />
Projenin hemen yanında bulunan ve Türkiye’de<br />
“ilk” olma özelliği taşıyan Skywalk<br />
250 metre yüksekliğindeki cam platformu<br />
ile ayakları yerden kesiyor ve gökyüzünde<br />
benzersiz bir yürüme deneyimi yaşatıyor.<br />
Marina Ankaralılar evlerinden tek şehir içi<br />
kayak merkezi olan Snowland’e teleferikle<br />
inebiliyor, yaz kış yılın 12 ayı kayak<br />
yapabilme olanağı yakalayabiliyor. Marina<br />
Ankaralılar dışında Başkentlilerin de<br />
gözdesi olan Snowland’de her seviye için<br />
güvenli kayak ve snowboard keyfi sürebilmek<br />
mümkün. Metrelerce yükseklikteki ip<br />
parkuruyla ekstrem spor meraklılarını cezbeden<br />
ExtremeLand Türkiye’nin ilk ve tek<br />
şeffaf tırmanma duvarının bulunduğu yer.<br />
Her sabah eşsiz bir göl manzarasına uyanarak<br />
güne başlamak ve her akşam güneşin<br />
batışının huzuruna dalmak…<br />
Başkentin oksijen deposu Eymir Gölü’nün<br />
yanı başındaki Marina Ankara ile doğanın<br />
da tadını çıkarmak mümkün. Marina<br />
Ankaralılar her mevsim doğal güzellikleri<br />
ve kartpostalları aratmayan muhteşem<br />
manzarasıyla Başkent’e eşlik eden Eymir<br />
Gölü’nün huzurunu yaşarken, yelkenden<br />
kayağa, kumsal keyfinden teleferikle<br />
gezintiye kadar projenin tüm benzersiz<br />
özelliklerinden faydalanabilecek. Ayrıca<br />
İmrahor Vadisi’ndeki yaklaşık 4 kilometrelik<br />
parkurda bisiklet turları yapmak; koşu<br />
ve yürüyüşlerle sağlık bulmak aktiviteler<br />
dahilinde…<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 123
Curio Collection by Hilton,<br />
BESA Grup güvencesi ile Bodruma geliyor<br />
Hilton, Türkiye’deki ilk Curio Collection resort otelini açmak üzere inşaat sektöründe<br />
gerçekleştirdiği öncü projeleri ile yaklaşık yarım asırdır Başkent Ankara’ya ve Türkiye’ye<br />
damgasını vuran BESA Grup ile anlaştı. Toplam 85 odalı otel, Bodrum’un Ege sahilindeki<br />
en özel koylarından Küçükbük’te bulunan BESA Gruba ait The BO Viera yatırımının bir<br />
parçası olacak.<br />
Curio Collection by Hilton, Amerika ve<br />
Avrupa başta olmak üzere dünyanın en<br />
seçkin 18 destinasyonunda, her biri özenle<br />
tasarlanmış 67 otelin yer aldığı özel bir<br />
koleksiyondur. Bulunduğu lokasyonun<br />
yerel dokularını benzersiz bir konfor ile<br />
buluşturan Curio Collection by Hilton<br />
markası Türkiye’de ilk kez “The BO Vue”<br />
ile Bodrum’da yaşam bulacak. Özgün<br />
yapısı içerisinde yaşattığı ince detaylarla<br />
tasarlanmış mimarisi, yerel ve dünya<br />
mutfağından sunduğu özel lezzetleri ve<br />
üst düzey misafirperverliği ile “The BO<br />
Vue”, Bodrum’un “en”lerine aday olmaya<br />
hazırlanıyor.<br />
The BO Vue’in tamamıyla entegre olacağı<br />
The BO Viera, villa ve rezidanslardan<br />
oluşan 330 yaşam ünitesi ile misafirlerine<br />
özel plaj, spor merkezi, spa ve diğer<br />
tesislerden yararlanma olanağı sunuyor.<br />
Otelin 2021 yılında ilk misafirlerini ağırlaması<br />
bekleniyor.<br />
İstanbul’da düzenlenen imza töreninde<br />
BESA Grup Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Salih Bezci, BESA Grup Yönetim Kurulu<br />
Üyesi Efe Bezci, Hilton MENA (Orta<br />
Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye) İş Geliştirme<br />
Başkan Yardımcısı Carlos Khneisser<br />
ve Hilton Türkiye İş Geliştirme Direktörü<br />
Nida Sözügeçer ve Hilton Orta Doğu,<br />
Kuzey Afrika ve Türkiye Başkanı Rudi Jagersbacher<br />
“The BO Vue” ile ilgili bilgi<br />
verdiler. BESA Grup Turizm Koordinatörü<br />
Yunus Gürkan da imza törenine katıldı.<br />
Hilton MENA bölgesi (Orta Doğu, Kuzey<br />
Afrika ve Türkiye) İş Geliştirme Başkan<br />
Yardımcısı Carlos Khneisser, İstanbul’daki<br />
imza töreni sırasında şunları söyledi:<br />
“Curio Collection, yatırımcıların lüks oteller<br />
için özgün konseptler geliştirmesine<br />
ve Hilton sistemimize entegre etmesine<br />
imkan veriyor. Türkiye’nin St. Tropez’i<br />
diye anılan Bodrum, seçkin otellere, restoranlara<br />
ve beach club’lara ev sahipliği<br />
yapıyor. Farklı bir konaklama deneyimi<br />
tasarlamayı ve geliştirmeyi taahhüt eden<br />
yatırımcıyla birlikte çalışıyor, misafirlerin<br />
sürekli gelişen bu gözde destinasyonda<br />
en iyi deneyimi yaşamasını amaçlıyoruz.”<br />
BESA Grup Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Salih Bezci, “Türkiye’deki ilk Curio Collection<br />
Oteli’nin açılışı bizim için çok heyecan<br />
verici bir dönüm noktası” derken<br />
şöyle devam etti: “The BO Viera projesi<br />
126<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Proje<br />
ile büyük bir hayalimizi gerçekleştirmiştik.<br />
Şimdi, dünyanın da en önemli tatil destinasyonları<br />
arasında yer alan Bodrum’un<br />
değerine değer katacak “The BO Vue”,<br />
Türkiye’de ilk kez hayata geçiriyor. “The<br />
BO Vue”, gerçek bir unutulmaz konaklama<br />
deneyimi arayan meraklı gezginlerin<br />
Bodrum’daki vazgeçilmez adresi olacağından<br />
eminim. Değerli Hilton yöneticilerine,<br />
bu lüks markayı Türkiye’ye getirmek<br />
için BESA Grup’u tercih ettiklerinden<br />
dolayı teşekkür ederim. Alanlarında uzmanlaşmış<br />
iki grubun, Bodrum’un daha<br />
da gelişmesi için güçlerini birleştirecek<br />
olmasından mutluluk duyuyorum.”<br />
BESA Grup Yönetim Kurulu Üyesi<br />
Efe Bezci,” Hilton marka ve<br />
standartlarının korunacağı<br />
“The BO Vue” otelimiz ile Curio Collection<br />
by Hilton’un, sahip olduğu elit konseptle<br />
gerek Bodrum’a gerek turizm sektörümüze<br />
çok değerli katkılarda bulunacağına<br />
inanıyorum. Hilton’un Türkiye’ye ilk kez<br />
verdiği markası Curio Collection by Hilton<br />
için BESA Grup yatırımını ve güvencesini<br />
seçmesinden onur duyuyoruz. “The<br />
BO Vue”, Bodrum’un seçkin ve elegant<br />
bir adresi olarak vazgeçilmez bir deneyim<br />
olacak. Geleceğe atılan temellerin<br />
sağlamlığını gösteren bu iş birliğinin ülkemiz<br />
için hayırlı olmasını diliyorum.”<br />
CURIO Collection by Hilton,<br />
Bodrum ve Türkiye’de yeni<br />
keşiflere imza atıyor<br />
Yeni yatırım, halen faaliyette veya yapım<br />
veya proje aşamasında olan 100’den<br />
fazla tesise sahip Curio<br />
markasının büyüyen küresel<br />
portföyüne eklenecek.<br />
Markanın Türkiye’ye<br />
yatırım planlarında İstanbul’daki<br />
Rumeli Han ve<br />
Armand olmak üzere iki<br />
tesis daha yer alıyor.<br />
Her biri özenle seçilmiş,<br />
taklit edilemeyecek farklı<br />
özelliklerde olan ve meraklı<br />
olanlara ödül niteliğindeki<br />
simge haline<br />
gelmiş otellerin yer aldığı<br />
CURIO Collection by<br />
Hilton markası, dünyada<br />
belirli lokasyonlarda bulunuyor.<br />
Bulundukları lokasyondaki<br />
dokunun birer<br />
parçası olan CURIO Collection<br />
by Hilton otelleri,<br />
şehirlerin ruhunu yansıtan,<br />
tam anlamıyla yerel<br />
mekânlar olarak göze çarpıyor.<br />
Otel, Ege Denizi kıyısındaki<br />
Küçükbük’te 1,2<br />
kilometre uzunluğunda<br />
kesintisiz bir sahilde konumlanacak.<br />
Bodrum havaalanından<br />
arabayla bir saatten daha kısa sürede<br />
ulaşılabilecek olan otel, bu eşsiz koyu<br />
şehir merkezine bağlayan ana yollara da<br />
kolay erişim avantajına sahip.<br />
85 odalı ve 180 yatak kapasiteli olarak<br />
planlanan The BO Vue’da, odaların çoğunun<br />
önünde havuz bulunurken, tümü<br />
deniz manzaralı olacak.<br />
150 metrelik büyüleyici bir sahile sahip<br />
olan “The BO Vue”, benzersiz mutfak<br />
deneyimi ile de elit ve sofistike bir tatili<br />
tercih edenlerin gözdesi olmaya aday.<br />
Ana restoranın yanı sıra, ala carte restoran<br />
da konukların en taze malzemelerle<br />
hazırlanmış, Ege mutfağından çıkan yemeklerin<br />
tadını çıkarmaları için planlandı.<br />
Ayrıca, Café BO ‘Bar, besleyici yemek<br />
seçeneklerinin yanı sıra en kaliteli şarap<br />
ve kokteyl seçenekleriyle konuklarını gerçekten<br />
sakin bir ortama davet edecek.<br />
“The BO Vue”, büyük led ekranları kablosuz<br />
video projektörü ve Wi-Fi dahil olmak<br />
üzere en son teknolojiye sahip toplantı<br />
salonu ile küçük toplantılar için ideal bir<br />
ortam sunacak.<br />
Otelde, egzersiz yapmak isteyenler için<br />
yüksek teknoloji ile donatılmış bir spor<br />
salonu da yer alacak.<br />
Dünya standartlarında spa hizmeti ile de<br />
The BO Vue, Bodrum’un en gözde otelleri<br />
arasında olmaya aday.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 127
“Yaşama ekstra<br />
konfor,<br />
kolaylık ve keyif katan<br />
pek çok unsuru bir<br />
arada sağlıyoruz”<br />
“Şiltaş <strong>Yapı</strong> olarak<br />
Türkiye ekonomisinin<br />
lokomotifi inşaat sektörüne<br />
katkı sağlamak için<br />
yatırımlarımıza devam<br />
ediyoruz. Siltaş Marina dahil<br />
olmak üzere 2020’ye kadar<br />
3 yeni proje daha hayata<br />
geçirmeyi planlıyoruz.”<br />
‘Kente değer katan yapılar’ misyonuyla<br />
yaklaşık 20 yıldır faaliyetlerini sürdüren<br />
Siltaş <strong>Yapı</strong>, insan odaklı yaşam alanlarını<br />
gerçekleştirmeye devam ediyor. Siltaş<br />
<strong>Yapı</strong> Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı<br />
Murat Özdemir ile gerçekleştirdiğimiz röportaj<br />
çalışmamızda ‘Siltaş Marine Projesi’ni<br />
ve kendi geliştirdikleri ‘LifeX Konsepti’<br />
üzerine konuşmaya çalıştık.<br />
Öncelikle kısa tarihçenizle birlikte<br />
faaliyetlerinizden bahseder<br />
misiniz?<br />
Tekstil sektöründe hem üretim hem de mağazacılık<br />
tarafında 40 yıllık geçmişin üzerine<br />
2011 yılından itibaren inşaat sektörüne<br />
yoğunlaşmaya başladık. Bugüne kadar<br />
ağırlıklı olarak Pendik, Kartal, Maltepe aksında<br />
iş merkezleri ve Siltaş Nova Park,<br />
Siltaş Mavi Park, Siltaş Teras Park, Siltaş<br />
Safir Park ve Siltaş Flora Park gibi yeni nesil<br />
konut projeleri inşa ettik. Arsa geliştirmeden<br />
projelendirmeye, üretimden teslime<br />
ve satış sonrası hizmetlere kadar her alanda<br />
çok hızlı aksiyon alan bir şirketiz. Projelerimiz<br />
kapsamında beyan ettiğimiz her<br />
unsuru en ince ayrıntısına kadar eksiksiz<br />
olarak zamanında yerine getiriyoruz. Proje<br />
geliştirdiğimiz bölgeleri derinlemesine<br />
analiz ederek bölgenin ve hedef kitlemizin<br />
ihtiyaç ve taleplerine uygun nitelikte, ileri<br />
inşaat teknolojisi ile yüksek kalitede yenilikçi<br />
projeler üretiyoruz. İnşaat sektöründe<br />
güvene dayalı ilişkiler geliştirmiş bir şirket<br />
olarak satışı kısa sürede tamamlanan ve<br />
prim potansiyeli yüksek projelere imza atıyoruz.<br />
Siltaş Marina projeniz ve diğer<br />
projelerden ayrışan özellikleri<br />
hakkında bilgi verir misiniz?<br />
İstanbul’un en hızlı büyüyen ve gelişen<br />
merkezlerinden biri olan Pendik’in sahil<br />
şeridinde marinanın tam karşısında yükselen<br />
“Adalara karşı, bulutlara komşu” Siltaş<br />
Marina projemiz, toplam 8 bin metrekare<br />
üzerinde 20 katlı iki bloktan oluşuyor.<br />
Projemizde 2+1’den 4+1’e kadar çeşitli<br />
büyüklük ve özellikte 200 konut, 4 ticari<br />
ünite ve sosyal yaşam alanları bulunuyor.<br />
52 adet açık ve kapalı mutfak alternatifleri<br />
bulunan 2+1 dairenin yer aldığı projemizde<br />
140 adet 3+1 ve 8 adet 4+1 daire mevcut.<br />
Bir kentsel dönüşüm projesi olarak hayata<br />
geçirdiğimiz Siltaş Marina’da, yıktığımız 7<br />
blok yerine sadece 2 blok inşa ediyoruz ve<br />
projemizin yüzde 70’ini sosyal donatı ve<br />
peyzaj alanlarına ayırıyoruz. Ayrıca Siltaş<br />
Marina’da ilk kez hayata geçireceğimiz<br />
“LifeX Konsepti’’ ile farklılaşıyoruz. Bu konsept<br />
ile standart sosyal donatılardan farklı<br />
olarak yaşama ekstra konfor, kolaylık ve<br />
keyif katan pek çok unsuru bir arada sağlıyoruz.<br />
Siltaş Marina’yı farklı kılan bir diğer<br />
nokta ise özel mimarisi sayesinde projede<br />
yer alan konutların tamamının deniz manzaralı<br />
olması.<br />
LifeX Konsepti hakkında detaylı<br />
bilgi verebilir misiniz?<br />
Siltaş <strong>Yapı</strong> olarak Siltaş Marina’da ilk kez<br />
hayata geçireceğimiz LifeX Konsepti ile<br />
sadece bir ev değil, komple bir yaşam<br />
alanı vadediyoruz. Bu konseptimizi gelecek<br />
tüm projelerde bölgenin ihtiyaçları<br />
ve beklentiler doğrultusunda daha da<br />
zenginleştirerek uygulamayı planlıyoruz.<br />
LifeX Konsepti içinde; proje sakinlerinin<br />
evlerine gelen misafirlerini beş yıldızlı otel<br />
konforunda ağırlayabilecekleri misafir süiti,<br />
ebeveynlerin çocuklarını güvenle emanet<br />
edebileceği kreş, yüksek ses yalıtımı<br />
sayesinde çevreye rahatsızlık vermeden<br />
istenilen enstrümanın çalınabileceği ve<br />
eğitim alınabilecek müzik odası, proje sakinlerinin<br />
aileleri ve arkadaşlarıyla geniş<br />
ekranda film ve maç izleyebilecekleri ya<br />
da konsolda oyun oynayabilecekleri cep<br />
sineması bulunuyor. Akıllı ev sistemi altyapısının<br />
da bulunacağı projemizde; yeşil<br />
128<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Proje<br />
enerjiyle çalışan elektrikli araçlar için e-şarj<br />
istasyonu, kitap ve kahve keyfini bir arada<br />
sunan cafe kütüphane, dört mevsim yüzme<br />
imkanı bulunan yüzme havuzu, fitness<br />
salonu ve sauna da yer alıyor. Yürüyüş ve<br />
bisiklet parkuru, çocuk parkı ve basketbol<br />
sahasının yanı sıra proje sakinlerinin temel<br />
ihtiyaçlarına cevap vermesi hedeflenen ticari<br />
üniteler de mevcut.<br />
Projenizin konut sahibi olacaklar<br />
açısından başlıca tercih sebepleri<br />
nelerdir?<br />
Tüm ulaşım alternatiflerinin kesişim noktasında<br />
bulunan Siltaş Marina, konumu<br />
açısından konut sahibi olmak isteyenlerin<br />
başlıca tercihleri arasında yer alıyor. Projemiz<br />
Pendik sahile 1,5 dakika, Pendik Marina’ya<br />
2 dakika, metroya 3 dakika, yüksek<br />
hızlı trene ve İDO Pendik Terminali’ne 5<br />
dakika, Sabiha Gökçen Havalimanı’na 13<br />
dakika ve üçüncü köprü bağlantı yoluna<br />
17 dakika mesafede konumlanıyor. Deniz<br />
taksi ve deniz otobüsüyle ulaşım imkanı<br />
sayesinde zamandan tasarruf sağlayan<br />
projemiz, teknesi ve yatı olanlar için de<br />
eşine az rastlanır bir konfor sunuyor. Yakın<br />
zamanda teknoloji ve inovasyon konusunda<br />
Türkiye’nin Silikon Vadisi olmaya hazırlanan<br />
Teknopark’a 15 dakika mesafede<br />
bulunan Siltaş Marina; birçok AVM, eğitim<br />
kurumu, kamu kurumu ve hastanenin yanı<br />
başında yer alıyor.<br />
Yüksek ağaçlarla ferahlık hissi oluşturan<br />
peyzaj düzenlemesi ile insana ve doğaya<br />
dost bir proje olarak tasarlanan Siltaş Marina’da<br />
başta çocuklar olmak üzere proje<br />
sakinlerinin rahatı ve güvenliği için site içi<br />
araç trafiğine izin vermeyen kapalı otopark<br />
yer alıyor. Ambulansın girebildiği otoparka<br />
ek olarak bloklarda sedye taşınabilen<br />
asansörler de mevcut. Adalar manzaralı<br />
balkonları ve terasları ile doyulmaz seyir<br />
keyfi sunan Siltaş Marina, 7/24 güvenlik<br />
hizmeti ve kapalı devre kamera sistemiyle<br />
korunacak. Projemiz yüksek deprem standartları<br />
ve deprem yönetmeliğine uygun<br />
olarak radye temel ve betonarme karkas<br />
sistemi ile inşa ediliyor.<br />
Pendik bölgesinin avantajları<br />
konusunda bilgi verebilir misiniz?<br />
Son yıllarda İstanbul’un en hızlı büyüyen<br />
ve gelişen merkezlerinden biri olan Pendik,<br />
hem yerli hem de yabancı gayrimenkul<br />
yatırımcılarının yeni gözdesi haline geldi.<br />
Kentsel dönüşüm çalışmalarıyla hızla yenilenen<br />
Pendik, nüfusu ve yüzölçümü ile<br />
Murat Özdemir / Siltaş <strong>Yapı</strong> Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı<br />
İstanbul’un en büyük ilçeleri arasında yer<br />
alıyor. Endeksa verilerine baktığımızda ise<br />
Pendik’te son 5 yılda fiyat artışının yaklaşık<br />
yüzde 77 seviyesinde olduğunu görüyoruz.<br />
Zengin ulaşım ağı ile Pendik, sahil<br />
şeridine sahip oluşu ve sunduğu yüksek<br />
standartlarda yaşam kalitesi ile İstanbul<br />
gibi kalabalık ve trafik sıkıntısının yoğun<br />
olduğu bir şehirde yaşamı kolaylaştırıyor.<br />
Elit ve kaliteli bir yaşam merkezi olan Pendik<br />
geniş yeşil alanların yanı sıra İstanbul’un<br />
en büyük su kaynaklarından biri olarak<br />
bilinen Ömerli Barajı’nı da bünyesinde<br />
barındırıyor.<br />
Gelecek dönem hedeflerinizden<br />
bahsedebilir misiniz?<br />
Şiltaş <strong>Yapı</strong> olarak Türkiye ekonomisinin<br />
lokomotifi inşaat sektörüne katkı sağlamak<br />
için yatırımlarımıza devam ediyoruz.<br />
Siltaş Marina dahil olmak üzere 2020’ye<br />
kadar 3 yeni proje daha hayata geçirmeyi<br />
planlıyoruz. Siltaş Marina’nın ardından<br />
Sancaktepe ve Kartal’da başlayacağımız<br />
projelerimiz bulunuyor. Bu projelerle birlikte<br />
bugüne kadar inşaat sektöründe 7 yılda<br />
gerçekleştirdiğimiz yatırım tutarı kadar<br />
yeni yatırımı, şimdi 2 yıl içinde gerçekleştirmeyi<br />
hedefliyoruz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 129
“Sadece yerli yatırımcıların değil<br />
yabancı yatırımcıların da dikkatini çekiyoruz”<br />
“Başkent’in kaliteli, huzurlu ve aile yaşantısının huzurla devam edeceği bir alana ihtiyacı<br />
vardı biz onu hayata geçirdik. Merkezine insanı koyduğumuz bir projeyi hayata geçirmeyi<br />
hedefleyerek; bu doğrultuda ilerlemek bizlere ayrıcalık sağladı. Duru Beytepe’nin<br />
lokasyonu da bu noktada ön plana çıkan bir diğer husus oldu.”<br />
2009 kurulan Safe Grup, finansal güç ve<br />
sahip olduğu geniş vizyon ile ulusal ve<br />
uluslararası pazarda çok sayıda projeye<br />
imza atmış durumda. Son dönemde Duru<br />
Beytepe Projesi ile tekrar kendinden söz<br />
ettiren Safe Grup, faaliyetlerini vizyoner<br />
anlayışı ile sürdürmekte. Duru Beytepe<br />
/ Tona <strong>Yapı</strong> ve Safe İnşaat Ortaklığı İcra<br />
Kurulu Başkanı İlhan Erdal ile genel faaliyetler<br />
ve yeni projeleri üzerine konuştuk.<br />
Öncelikle kendinizden ve<br />
ofisinizin kısa tarihçesiyle birlikte<br />
faaliyetlerinizden bahseder<br />
misiniz?<br />
1969 yılı Ankara Kahramankazan doğumluyum.<br />
Genç yaşta girdiğim ticaret<br />
hayatına Rüzgârlı sokakta tesisat malzemeleri<br />
satan arkadaşımın yanında pazarlamacı<br />
olarak başladım. 1996 yılında Erel<br />
Concept’i kurdum. Bugün inşaat, enerji<br />
ve AVM yatırımları ile ticari hayatımıza<br />
devam etmekteyiz. MÜSİAD (Müstakil<br />
Sanayi ve İşadamları Derneği) Ankara<br />
Yönetim Kurulu üyeliği ve Başkan Yardımcılığından<br />
sonra halen MÜSİAD Ankara<br />
başkanlığı görevini yürütmekteyim.<br />
Aynı zamanda, da DEİK (Dış Ekonomik<br />
İlişkiler Kurulu) Türkiye – Endonezya İş<br />
Konseyi Başkanıyım. Tona <strong>Yapı</strong> A.Ş. ve<br />
Safe İnşaat A.Ş. Ortaklığı İcra Kurulu<br />
Başkanlığını yürütüyorum. Duru Beytepe<br />
de, inşaat sektörünün tecrübeli firmalarındanTona<br />
<strong>Yapı</strong> A.Ş. ve Safe İnşaat A.Ş.<br />
Ortaklığı ile hayata geçirilen bir proje. Ankara<br />
merkezli olarak 2016 yılında kurulan<br />
Tona <strong>Yapı</strong>, Türkiye’de ve Dünya’da yenilikçi,<br />
özgün, çevreci ve akıllı yapı uygulamalarını<br />
projelerine taşımayı amaçlıyor.<br />
Güçlü ortaklık yapısı ve finansal gücüyle<br />
yaşanabilir sosyal alanlar inşa etmeyi hedefleyen<br />
Tona <strong>Yapı</strong>, tecrübeli ekibi, inşaat<br />
sektöründe dünyadaki en yeni ve güncel<br />
gelişmeleri yakından takip eden bakış<br />
açısıyla paydaşlarının geleceğini şekillendirmeyi<br />
hedefliyor. Türkiye’nin güçlü<br />
markalarıyla çözüm ortaklığı ve işbirliği<br />
yaparak projelerine değer katan Tona<br />
<strong>Yapı</strong>, Duru Beytepe Projesi ile Ankara’ya<br />
merhaba diyor. Ankara’da faaliyet gösteren<br />
ve 19 etkin iş adamının, 2009 yılında<br />
kurduğu SAFE GRUP İNŞ.TAAH.SAN ve<br />
TİC.A.Ş ise; Çankaya’da hayata geçen<br />
Safe Park Konutları ve Podium Alışveriş<br />
Merkezi projelerindeki deneyimini Tona<br />
<strong>Yapı</strong> ile girdiği ortaklık ile Ankara Duru<br />
130<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Proje<br />
İlhan Erdal<br />
Duru Beytepe / Tona <strong>Yapı</strong> ve Safe İnşaat Ortaklığı İcra Kurulu Başkanı<br />
Beytepe projesinde harmanlıyor. Modern<br />
yaşamın doğa ile birleştiği ve “Bizim Mahallenin<br />
Çocukları” mottosuyla yola çıkılan<br />
projemizde özlenilen duyguları yeniden<br />
yaşatmayı amaçlıyoruz.<br />
‘Duru Beytepe Projesi’ hakkında<br />
biraz bilgi verir misiniz?<br />
Projenizin diğer projelerden<br />
ayrışan özellikleri neler? Biraz<br />
bahseder misiniz?<br />
Başkent’in gözde yerleşim yerlerinden<br />
Beytepe’de hayata geçirilen Duru Beytepe,<br />
kaliteli yaşamın anahtarını sunuyor.<br />
Toplamda 47.276 m2’lik arazi üzerine kurulan<br />
ve 484 daireden oluşan proje, bünyesinde<br />
barındırdığı çocuk oyun alanları,<br />
sosyal yaşam alanları ve sağlıklı yaşam<br />
alanları ile fark yaratıyor. 484 konuttan<br />
oluşan Duru Beytepe, arazi büyüklüğünün<br />
yüzde 84’lük kısmının yeşil alan ve<br />
peyzaj alanlarına ayrılıyor. 2+1’den 5+1’e<br />
kadar sunmuş olduğumuz konut seçeneklerimiz<br />
ile vatandaşlarımıza kaliteli bir<br />
yaşam sunuyoruz. Projede yer alan Çocuk<br />
Oyun Alanları, Ağaç Ev, Güneş Meydanı,<br />
Satranç Meydanı, Çocuk Plajı, Evcil<br />
Hayvan Bahçesi ve Kuş Evleri, Meyve<br />
Bahçeleri, Su Parkuru, Adrenalin ve Denge<br />
Parkuru ile çocuklarımıza doğal oyun<br />
alanları sunuyoruz. Siesta Köşesi ile ise;<br />
hem çocuklara hem de ailelere doğanın<br />
içinde dinlenebilecekleri alanlar oluşturuyoruz.<br />
Projede yer alan sosyal donatı<br />
alanlarının dışında planlanan kütüphane<br />
ve etüt merkezi çocukların bireysel<br />
yeteneklerini geliştirebilmesine imkân<br />
sağlamayı hedefliyoruz. Yazlık Sinema<br />
ile nostalji rüzgarını yakalarken, Organik<br />
Hobi Bahçesi, Terapi Bahçeleri, Aromatik<br />
Bahçeler, Çim Amfi, Hobi Bahçesi alanlarında<br />
ise keyifle vakit geçirebileceğiniz<br />
alanlar oluşturduk. Bu alanları planlarken<br />
aynı zamanda evinize gelecek olan<br />
misafirlerinizi keyifle ağırlayabileceğiniz,<br />
toplantı odalarını ve davet salonlarını<br />
da unutmadık. Yüzme havuzu, masa tenisi<br />
salonu, fitness center, spa merkezi<br />
ve açık hava spor alanları kalabalıktan<br />
uzakta kendisine zaman ayırmak isteyenleri<br />
keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Beytepe,<br />
aynı zamanda Ankara’nın gelişen<br />
lokasyonlarından olduğu için de yatırım<br />
değerini katlıyor. Yukarıda sunmuş olduğumuz<br />
imkanlar doğrultusunda sadece<br />
yerli yatırımcıların değil aynı zamanda da<br />
yabancı yatırımcılarında dikkatini çekiyoruz.<br />
Özellikle yurt dışından gelerek satış<br />
ofisimizi ziyaret eden ve Duru Beytepe<br />
ile yakından ilgilenen birçok kişi oluyor.<br />
Geride bıraktığımız yılı bu etkenler dâhilinde<br />
değerlendirdiğimizde çok başarılı<br />
bir satış grafiği yakaladığımızı söylemek<br />
yanlış olmaz. Peyzaj alanının büyüklüğü<br />
ve fonksiyonları ile Ankara’da eşine<br />
zor rastlanan bir yaşam alanı sunuyor<br />
olmamız Duru Beytepe’nin farklı yanıdır.<br />
Başkent’in kaliteli, huzurlu ve aile yaşantısının<br />
huzurla devam edeceği bir alana<br />
ihtiyacı vardı biz onu hayata geçirdik.<br />
Merkezine insanı koyduğumuz bir projeyi<br />
hayata geçirmeyi hedefleyerek; bu doğrultuda<br />
ilerlemek bizlere ayrıcalık sağladı.<br />
Duru Beytepe’nin lokasyonu da bu noktada<br />
ön plana çıkan bir diğer husus oldu.<br />
Projenizin konut sahibi olacaklar<br />
açısından başlıca tercih sebepleri<br />
nelerdir?<br />
Duru Beytepe projesi, sunacağı sosyal<br />
alanlar ile kaliteli yaşamın kapılarını aralayacak.<br />
Sağlıklı yaşama önem verenler<br />
için özel olarak tasarlanan doğa alanları<br />
ile spor yapmak yaşamınıza huzur katacak.<br />
Projede hayata geçecek olan; saha<br />
spor alanları ile dilediğiniz sporu yaparken,<br />
yürüyüş, koşu ve bisiklet yolları ile<br />
yeşile ve oksijene doyacaksınız. Projede<br />
sunulan yetişkin açık hava spor alanları,<br />
yüzme havuzu, masa tenisi salonu, Fitness<br />
center, spa merkezi alanlarıyla ise;<br />
evinizden uzaklaşmadan spor yapma imkânı<br />
bulacaksınız. Siesta Köşesi ile ise;<br />
hem çocuklara hem de ailelere doğanın<br />
içinde dinlenebilecekleri alanlar oluşturuyoruz.<br />
Projede yer alan sosyal donatı<br />
alanlarının dışında planlanan kütüphane<br />
ve etüt merkezi çocukların bireysel yeteneklerini<br />
geliştirebilmesine imkân sağlamayı<br />
hedefliyoruz. Projemizde film tutkunlarını<br />
da unutmadık. Yazlık Sinema<br />
ile nostalji rüzgarını yakalarken, Organik<br />
Hobi Bahçesi, Terapi Bahçeleri, Aromatik<br />
Bahçeler, Çim Amfi, Hobi Bahçesi alanlarında<br />
ise keyifle vakit geçirebileceğiniz<br />
alanlar oluşturduk. Bu alanları planlarken<br />
aynı zamanda evinize gelecek olan<br />
misafirlerinizi keyifle ağırlayabileceğiniz,<br />
toplantı odalarını ve davet salonlarını da<br />
ekledik.<br />
Bu projenin çevresine ve şehir<br />
yaşamına etkileri sizce nasıl<br />
olacak?<br />
Duru Beytepe’nin ekonomik olarak ve<br />
Ankara’ya olan katkısından bahsedecek<br />
olursak; bölge olarak kavşak noktasında<br />
yer alıyoruz. Bulunduğumuz bölgede<br />
kentsel dönüşüm çerçevesinde bu noktalarda<br />
düzenlemeye gidildi. Artık günümüz<br />
koşuluna batığımızda herkes Duru Beytepe’nin<br />
önü, Duru Beytepe’nin yanı diye<br />
adres tarif etmeye başladı. Bu noktada<br />
da mihenk taşı olduğumuzu düşünüyoruz.<br />
Hem bölgeye hem de hayata geçirmiş<br />
olduğumuz konsept anlamında sektöre<br />
yeni bir soluk getirmiş olduğumuzun<br />
kanaatindeyiz.<br />
Şehir planlamacılığı hakkındaki<br />
görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?<br />
Ülkemizde böyle bir şey niçin<br />
mümkün olmuyor?<br />
Geçmiş zamanlarda yapılan ve planlamacılık<br />
anlamında ne yazık ki eksikliklerin<br />
yaşandığı durumlar günümüze kadar<br />
sirayet etti. Son zamanlarda Çevre<br />
ve Şehircilik Bakanlığı’nın atmış olduğu<br />
adımlar ve belediyeler tarafından hayata<br />
geçirilen düzenlemeler ile kısmi olarak<br />
kentsel anlamda düzenlemelerin hayata<br />
geçtiğini görüyoruz. Özellikle Ankara’nın<br />
yeni yeni yapılaşmaya başlayan Beytepe<br />
gibi lokasyonlarında düzenli bir planalama<br />
yürütülüyor. Önemli olan yapılan bazı<br />
yanlışlardan ders çıkarmaktır. Çukurambar<br />
bölgesinde yapılan düzensiz planlama<br />
diğer lokasyonlara örnek olmalıdır.<br />
Şehrin merkezindeki kentsel dönüşüm<br />
çalışmaları şehrin gelişmesi için bir an<br />
önce yapılmalıdır.<br />
<strong>Yapı</strong>lacak olan çalışmalar sayesinde şehir<br />
merkezi yeni bir çehreye kavuşurken<br />
aynı zamanda da dar gelirlinin de konut<br />
ihtiyacı kolay bir şekilde karşılanabilecek<br />
duruma gelecektir. Bu da iki taraflı kazanç<br />
olacaktır.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 131
Tabanlioglu Mimarlık<br />
Londra Tasarım Bienali’nde Türkiye’yi temsil ediyor<br />
Mimari<br />
Türkiye’nin uluslararası mimarlık ofisi<br />
Tabanlıoğlu Mimarlık, ‘housEmotion’ ile<br />
yeniden Londra’da sanatseverlerle buluşacak.<br />
Tabanlıoğlu, T.C. Kültür ve Turizm<br />
Bakanlığı ve T.C. Londra Büyükelçiliği<br />
ve’nce desteklenen “housEmotion” enstalasyonu<br />
ile 4-23 Eylül tarihleri arasında<br />
düzenlenecek <strong>2018</strong> Londra Tasarım Bienali’nde<br />
Türkiye’yi temsil edecek.<br />
Tabanlıoğlu, enstalasyonları<br />
ile son dört yılda üçüncü kez<br />
Londra’da<br />
Tabanlıoğlu, kültür sanat dünyasının en<br />
önemli küresel merkezlerinden Londra’da<br />
son üç yılda iki kez daha enstelasyonlarını<br />
sergilemişti. Londra Tasarım Festivali<br />
kapsamında; 2015 yılında Tabanlıoğlu-Arik<br />
Levy işbirliğinde, farklı disiplinleri, farklı<br />
yaratıcılıkları, farklı malzemeleri biraraya<br />
getiren “Geçiş, Sıcak/Islak” başlıklı enstalasyonla<br />
Somerset House’da yer alan<br />
Tabanlıoğlu, 2016 yılında ise Sabahattin<br />
Ali’nin ‘Kürk Mantolu Madonna’ romanına<br />
atıfla “Beloved” isimli enstalasyonunu<br />
Victoria & Albert Müzesi’nde sergilemişti.<br />
Mimarlık ve tasarım yaklaşımını son yıllarda<br />
düzenli olarak katıldığı tasarım,<br />
kültür sanat etkinlikleriyle de uluslararası<br />
platformlara taşıyan Tabanlıoğlu, bu yılın<br />
Bienal teması olan “Duygusal Durumlar”<br />
başlığına mimari aracılığıyla bir karşılık<br />
veriyor.<br />
İkincisi düzenlenen Londra<br />
TasarımBienali’ne 40’dan fazla<br />
ülke katılıyor<br />
İlki 2016’da gerçekleşen Londra Tasarım<br />
Bienali’nin büyük başarısının ardından bu<br />
yıl 4-23 Eylül tarihleri arasında ikincisi düzenlenen<br />
bu prestijli küresel buluşmada;<br />
Fransa, Almanya, Hong Kong, Hindistan,<br />
İngiltere, ABD ve Türkiye dahil olmak<br />
üzere 40’tan fazla ülke ve bölgeden tasarımcının<br />
eserleri sergileniyor.<br />
Küresel kültür ajandasında dikkat çekici<br />
bir konum kazanan Londra Tasarım Bienali;<br />
tasarımın evrensel gücünü kutlamak,<br />
kolektif geleceğimizde tasarımın rolünü<br />
irdelemek üzere, yenilikçi ve kültürel<br />
yapılanmaları ile dünyanın en heyecan<br />
verici, iddialı tasarımcılarını Somerset<br />
House’da izleyicilerle bir araya getiriyor.<br />
İnsan yaşamları, deneyimleri, varlık ve<br />
duygu durumlarına dair meseleleri dile<br />
getirilecek<br />
Bienalin bu yılkı “Duygusal Durumlar” temasına<br />
karşılık veren, inovasyon, yaratıcılık<br />
ve araştırma odaklı, dünyanın çeşitli<br />
ülkelerini temsil eden çağdaş tasarım çalışmaları,<br />
Eylül ayında 20 gün boyunca<br />
Somerset House’un iç ve dış mekanlarının<br />
tamamında sergileniyor.<br />
Tasarım disiplinleri arasında zihin açıcı<br />
tartışmaları teşvik etmek amacıyla<br />
seçilen “Duygusal Durumlar” temasıyla<br />
kurgulanan enstelasyonların, insan yaşamlarına,<br />
deneyimlere, varlık ve duygu<br />
durumlarına dair meseleleri dile getirlmesi<br />
amaçlanıyor.<br />
‘Zamanın Ötesinde Tasarım Kâşifleri #6’ etkinliğinde<br />
Geberit’in bu yılki konuğu Edoardo Tresoldi<br />
Uzay zaman boyutunu aşmak ve sanatla<br />
dünya arasında görsel bir diyalog oluşturmak<br />
için transparan tel örgü yüzeyler<br />
ve endüstriyel malzemeler kullandığı<br />
tasarımlarını hayata geçiren Edoardo<br />
Tresoldi, Geberit’in davetlisi olarak<br />
İstanbul’a geliyor. Sanatında alan ve<br />
alan boyutunu aşmak için şeffaflıkla<br />
oynayan ve sanat ile yeryüzü arasında<br />
fiziksel sınırlamaları ortadan kaldıran<br />
Tresoldi, 9 Ekim Salı İTÜ Maçka<br />
Kampüsünde, mimarlar, mimarlık öğrencileri,<br />
mühendisler ve tasarımcılarla<br />
bir araya gelmeye hazırlanıyor.<br />
İsviçreli sıhhi tesisat devi Geberit, bu<br />
yıl Arkitera Mimarlık Merkezi iş birliğiyle<br />
gerçekleştirdiği ‘Zamanın Ötesinde<br />
Tasarım Kâşifleri’ etkinliğine kaldığı<br />
yerden devam ediyor. 9 Ekim Salı günü<br />
Edoardo Tresoldi<br />
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maçka<br />
kampüsünde 6’ıncısı düzenlenecek<br />
etkinliğin bu yılki konuğu ise çağdaş<br />
sanatın dünya çapındaki en önemli<br />
temsilcilerinden biri olan Edoardo<br />
Tresoldi.<br />
9 Ekim Salı günü İstanbul Teknik<br />
Üniversitesi (İTÜ) Maçka kampüsünde<br />
tasarımcı ve mimarlar ile bir<br />
araya gelecek olan Edoardo Tresoldi,<br />
konferansta; “Yokluk Maddesinden<br />
Metafizik Harabeye” konulu bir<br />
konuşma yapacak.<br />
Konuşmasının ardından Tresoldi,<br />
merak edilen sorulara da yanıt verecek.<br />
132<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Mimari<br />
Ferko Line<br />
German Design Award<br />
2019’a aday<br />
VİVA Architects, modern çağın koşulları ile gelişen lüks<br />
kavramını iş dünyasıyla buluşturan Ferko’nun Kağıthane’de<br />
yükselen projesi Ferko Line ile ‘Architecture Excellent<br />
Design’ kategorisinde German Design Award’a aday<br />
gösterildi.<br />
VİVA Architects, tasarladığı Ferko Line<br />
projesi ile 8 Şubat 2019’da Frankfurt’ta<br />
gerçekleştirilecek German Design<br />
Award’a ‘Architecture Excellent Design’<br />
kategorisinde aday olarak davet edildi.<br />
1953 yılında Alman Parlamentosu tarafından<br />
kurulan ve tasarımda iletişim ve<br />
bilgi transferi alanlarında dünyanın önde<br />
gelen uzmanlık merkezlerinden biri olan<br />
Alman Tasarım Konseyi’nin, benzersiz<br />
tasarımları ödüllendirdiği German Design<br />
Award, tasarım dünyasının en prestijli<br />
ödülleri arasında yer alıyor.<br />
German Design Award’un en büyük<br />
özelliklerinden biri de değerlendirmeye<br />
alınan ürünlerin başvuru sistemiyle değil,<br />
uluslararası bağımsız jüri tarafından<br />
belirleniyor olması. VİVA Architects,<br />
geçtiğimiz yıl da<br />
Ferko Line projesi<br />
ile Office Development<br />
ve Mixed<br />
Use Architecture<br />
kategorilerinde<br />
ödüle layık görülmüştü.<br />
Kağıthane’nin<br />
en prestijli projesi olarak iş hayatının<br />
profesyonellerini ağırlamaya hazırlanan<br />
Ferko Line, 105 bin metrekare toplam<br />
inşaat alanında 4 bloktan oluşuyor.<br />
Bünyesinde 192 ofis, 38 adet ticari alan<br />
ve 173 oda kapasiteli Four Points by<br />
Sheraton Oteli’ni bulunduran Ferko Line,<br />
ortak teras ve yeşil alanları, restoran ve<br />
dünyaca ünlü markaların yer aldığı ticari<br />
bölümleri, fitness center ve hobi alanları<br />
ile iş yaşamının yoğun temposunda<br />
çalışanlara nefes aldırarak bölgede ‘yeni<br />
nesil ofis’ dönemini başlatacak.<br />
134<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
PDG Mimarlar’dan Tarihi ve Kültürel<br />
Kimliğe Vurgu Yapan Tasarım:<br />
Hatay Dinler ve Medeniyetler Projesi<br />
İstanbul ve Houston (ABD) kentlerindeki ofislerinde yer alan profesyonel kadrolarıyla ulusal<br />
ve uluslararası ölçekte nitelikli projelere imza atan PDG Mimarlar tarafından tasarlanan<br />
Hatay Dinler ve Medeniyetler Projesi’nde, kentin sahip olduğu potansiyellere vurgu<br />
yapılarak, Hatay’ın farklı dinlere mekan olmuş kültürel kimliğini ön plana çıkaran bir kentsel<br />
imge oluşturulması amaçlanmış.<br />
Projelerini sahip olduğu tüm potansiyelleri<br />
sorgulayarak yenilikçi bir bakış açısıyla ele<br />
alan Mimar Cengiz Gültek ve Mimar Murat<br />
Şahin liderliğindeki PDG Mimarlar, Hatay’da<br />
10.7 hektar alanın kentsel dönüşümünü<br />
içeren, bölgenin sosyoekonomik ve<br />
fiziksel olarak gelişmesi hedefine hizmet<br />
edecek ve aynı zamanda da Hatay’ın çok<br />
katmanlı kültürel zenginliğini kullanıcılarına<br />
daha etkin bir şekilde yansıtacak olan<br />
Hatay Dinler ve Medeniyetler Projesi’ni hayata<br />
geçiriyor.<br />
PDG Mimarlar Kurucu Ortağı Y. Mimar<br />
Murat Şahin’e göre ülkemizde 2000’lerle<br />
birlikte yoğun olarak yer bulmaya başlayan<br />
kentsel dönüşümün ortaya çıkışının<br />
temel nedenleri; göç, yasa dışı yapılaşma,<br />
özellikle deprem olmak üzere doğal afetler,<br />
kent merkezlerinin ve eski kent parçalarının<br />
sorunlarının süzülme süreci temel başlıkları<br />
etrafında şekilleniyor. Hatay’ın da 1.<br />
derece deprem kuşağında yer alıyor olması,<br />
küçük sanayi – hal – eski otogarı kapsayan<br />
10.7 hektar alanın kentsel dönüşüm<br />
alanı olarak belirlenmesinde etkili olmuş.<br />
Mimar Murat Şahin: “Projede sahip olunan<br />
potansiyeller birbirini tetikledi...”<br />
Projeyi ele alırken kentsel sürdürülebilirlik<br />
sağlamak adına, Hatay’ın farklı dinlere mekan<br />
olmuş kültürel kimliğini öne çıkaracak<br />
kentsel bir imge oluşturulması amaçlanmış.<br />
Mevcut geleneksel kent dokusuna uygun<br />
bir şekilde kurgulanan projede; insan<br />
odaklı fiziksel kurgu, kente entegrasyon,<br />
iklimlendirme ve avlu oluşumları tasarımın<br />
ana çizgisini oluşturmuş.<br />
Murat Şahin, otel, müze ve konut bölgelerinden<br />
oluşan, Haraparası ve Saint Pierre<br />
Parkı alanlarını da kapsayan Hatay Dinler<br />
ve Medeniyetler Projesi’ni şehrin potansiyelini<br />
de değerlendirerek kurguladıklarını<br />
belirterek, genel tasarım kararlarını şu<br />
cümlelerle özetliyor: “Haraparası bölgesi<br />
için çalışırken, kentsel ölçekteki dinamikleri<br />
ve bunların bütünlüğünü sorguladık.<br />
Ara sokaklar, çıkmazlar, teras kullanımları,<br />
revaklar, avlular yani yerele ait ne varsa<br />
bizim modern hayat için tasarladığımız<br />
projeye ‘öz’ olarak girmeye başladı. O<br />
alışagelmiş imar/parsel ilişkisini hibrid bir<br />
yerleşim şeması haline dönüştürdük. Bu<br />
sırada yaptığımız projenin kente nasıl entegre<br />
olacağı konusunda da kafa yormaya<br />
başladık. Hatay’ın sahip olduğu potansiyel<br />
de bizim işimizi kolaylaştırdı. Proje alanımızın<br />
yanındaki potansiyel arkeopark alanı<br />
ve bunu müze ile bütünleşme imkanı der-<br />
136<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Mimari<br />
ken bir anda Saint Pierre Kilisesi’ne kadar<br />
ulaştığımızı gördük. Belki de projenin en<br />
çekici yanlarından biri de orasıydı. Saint<br />
Pierre Kilisesi’nin etrafına bir tema parkı<br />
önerdik. Ama asıl mesele, tasarım yapmadan<br />
tasarım yapmak oldu. Tamamen yalın<br />
yollar ve yürüyüş parkurları olacak şekilde<br />
tasarlanmadan şekillendirilecek bir alan<br />
olarak düşündük. Tüm süreci düşündüğümüzde<br />
sahip olunan potansiyeller birbirini<br />
tetikledi diyebiliriz.”<br />
Hatay geleneksel kent dokusuna sınırı<br />
olan, mevcut durumda küçük sanayi ve<br />
meyve sebze halinin bulunduğu fiziksel<br />
açıdan bir çöküntü bölgesinin yenilenme<br />
projesi olarak betimlenen Haraparası Projesi,<br />
Hatay’ın girift sokaklarını, damak tadını,<br />
sanat tarihini ve 3 semavi dinin ‘bir’liğini<br />
işaret eden alanın, ekonomik – sosyal – fiziksel<br />
bakımdan sağlıklı bir şekilde gelişmesini<br />
amaçlıyor.<br />
PDG Mimarlar, medeniyetler beşiği Hatay’da<br />
öne çıkan ve Hatay’ın özgün kimliğine<br />
vurgu yapacak 3 konu olan organik<br />
doku, sanat tarihi ve gastronomiyi, bu<br />
alanlarda uzmanlaşmış üç sokak tasarımı<br />
ile projeye entegre etmiş. Projenin, turistik,<br />
ticaret, müze, kültür merkezi ve üniversite<br />
fonksiyonlarını barındıran Medeniyetler<br />
Sokağı, atölyeler, sanat galerileri, eğitim<br />
birimleri, performans ve gösteri mekanları<br />
içeren Sanat Sokağı, yörenin geleneksel<br />
tatlarını restoranları ile deneyime sunan<br />
Gurme Sokağı bileşenleriyle kent tarihine<br />
ışık tutması sağlanmış.<br />
Hatay gibi tarihi çok eskilere dayanan ve<br />
özgünlüğü tescillenmiş bir kentin, yeni bir<br />
kent parçasına adapte olması için simgesel<br />
bir yaklaşım benimseyen PDG Mimarlar,<br />
mekanda, 3 semavi dine ev sahipliği<br />
yapması dolayısıyla iç içe geçmiş, eşitliği<br />
temsil eden 3 adet kare doku temellendirmiş.<br />
Bu 3 kare simgenin yani 3 semavi<br />
dinin kesiştiği alan, meydan alanı olarak<br />
işlevlendiren mimarlar, tasarladıkları kanal<br />
örüntüsüyle Hatay’ın kent dokusuna<br />
uyumlu sürpriz ve gölge mekanlar üretmiş<br />
ve bu yeni dokuyu sağlıklı bir şekilde kente<br />
entegre etmiş.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 137
Öncelikli<br />
hedefimiz;<br />
müşteri<br />
memnuniyeti<br />
ve kullanıcı<br />
kitlenin<br />
yaşam<br />
konforunu<br />
sağlamaktır”<br />
Alparslan Özarpat / Yoo Mimarlık Kurucu Ortağı<br />
“Başarılı mimarlar kesinlikle<br />
tasarımları ile çağının<br />
düşünce ve yaşam tarzına<br />
ışık tutarlar. Projelerindeki<br />
özgünlük, modern<br />
çizgiler içerisinde, kendi<br />
dinamikleriyle de yapı<br />
fonksiyonunda ve formunda<br />
farklılık yaratırlar.”<br />
Birbirinden değerli pekçok projeyi hayata<br />
geçirmiş olan Yoo Mimarlık, gerçekleştirdiği<br />
çalışmalarda ortaya koyduğu pratik<br />
konforun yanı sıra çevrenin sosyal ve kültürel<br />
dokusuyla bütünleşik tasarımlarıyla<br />
kendinden söz ettiriyor.<br />
Yoo Mimarlık Kurucu Ortağı Alparslar<br />
Özarpat ile mimari, şehir planlamacılığı ve<br />
Türkiye’de mimarinin serüvenini ele aldığmız<br />
çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.<br />
Öncelikle kendinizden ve<br />
ofisinizin kısa tarihçesiyle birlikte<br />
faaliyetlerinizden bahseder<br />
misiniz?<br />
Yoo Mimarlık’ın kurucu ortaklarından biriyim.<br />
Mimarlık lisans eğitimimi 1999 Orta<br />
Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde<br />
tamamladıktan sonra Ankara ve<br />
İstanbul’da farklı mimarlık firmalarında çalıştım.<br />
Kariyerime bir süre kendi kurduğum<br />
mimarlık firmasında devam ettikten sonra<br />
kurucu ortaklarından biri olarak 2007 yılında<br />
kurduğumuz Yoo Mimarlık’ta çalışmalarımı<br />
sürdürmekteyim.<br />
Yoo Mimarlık’ı, çeşitli mimarlık ofislerinde<br />
çalıştıktan sonra üç kurucu ortak olarak Mimar<br />
Orçun Özkan ve Mimar Alptekin Yıldız<br />
ile birlikte 2007 yılında İstanbul’da kurduk.<br />
Ortaklığımıza Mete Buyurgan’ın da katılımıyla<br />
daha da güçlendik. Yaklaşık olarak<br />
mimar, iç mimar ve teknik kadrodan oluşan<br />
50 kişilik bir ekibimiz ile çalışmalarımızı<br />
Maçka’da ki ofisimizde sürdürüyoruz.<br />
İstanbul başta olmak üzere dünyanın pek<br />
çok noktasında mimari tasarım, iç mimari<br />
ve lüks mağaza uygulama projelerimizi<br />
gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Her<br />
projeyi yoğun ve geniş çaplı bir araştırma<br />
ve koordinasyon süreci ile beraber hem<br />
inovatif çözümlerle hemde projeleri yüksek<br />
bir farkındalıkla, tasarı olmaktan çıkarıp,<br />
kolayca gerçekleşecek biçimde formülize<br />
ederek geleceğe ilham verecek şekilde ileriye<br />
götürmeyi amaçlıyoruz.<br />
Projelerinizde en çok neye dikkat<br />
edersiniz, nelere öncelik verirsiniz?<br />
Tasarım kriterlerimizin başında çağdaşlık<br />
ve fonksiyonellik anlayışı gelmektedir.<br />
Aslında her proje kendi içerisinde farklı bileşenleri<br />
barındırır. Her yeni tasarımımızda,<br />
işverenin en önemli kriter olmasının<br />
yanında tasarımın konusu, kullanıcı kitle<br />
gibi veriler tasarımımıza yön verir ve her<br />
yapının bu veriler ışığında kendine özgü<br />
bir konsepti oluşur. Bu konseptin, malzeme<br />
seçimine kadar her konuda uyumlu ve<br />
birbirini destekler nitelikte olmasına özen<br />
gösteriyoruz.<br />
Ayrıca kullanıcı kitlenin isteğini, yaşam<br />
konforunu en iyi şekilde yansıtan, geleceğe<br />
ve çevreye faydalı tasarımları ilke ediniyorum.<br />
Bunu yaparken de doğaya saygılı,<br />
topluma ve kente adapte olan ve insanların<br />
yaşamlarını sürdürülebilir kılan mekanlar<br />
üretmeye çalışıyoruz.<br />
Bunlara ek olarak tasarım sürecimizde çalıştığımız<br />
firmayı çok iyi tanımak ve müşterinin<br />
kim olduğu ve müşterinin ne istediğini<br />
de biliyor olması bizim için projenin başarılı<br />
şekilde sonuçlanmasında diğer önemli<br />
kriterlerdendir. İşverenin isteklerini doğru<br />
anlayıp, tasarıma yansıtabilirsek, tasarımda<br />
istenilen sonucun elde edileceğini düşünüyoruz.<br />
Sizce başarılı bir mimar nasıl<br />
olmalıdır? Kendi başarınızı ne tür<br />
kriterlerle temellendiriyorsunuz?<br />
Başarılı mimarlar kesinlikle tasarımları ile<br />
çağının düşünce ve yaşam tarzına ışık<br />
tutarlar. Projelerindeki özgünlük, modern<br />
çizgiler içerisinde, kendi dinamikleriyle de<br />
yapı fonksiyonunda ve formunda farklılık<br />
yaratırlar.<br />
Bizim öncelikli hedefimiz müşteri memnuniyeti<br />
ve kullanıcı kitlenin yaşam konforunun<br />
sağlanmasıdır.<br />
Bu amacı destekler şekilde çalışmalarımızı<br />
gerçekleştiririz. Her yeni tasarım için<br />
yoğun ve geniş çaplı bir araştırma süreci<br />
başlar. Bu araştırmalar sonucunda birden<br />
138<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
fazla konsept ve avan projeler ortaya çıkar.<br />
Avanların kabulü ile uygulama süreci<br />
başlar. Uygulama süreci birçok disiplinler<br />
arası koordinasyonu içinde barındırır. Biz<br />
tüm koordinasyon sürecini üstlenerek işveren<br />
içinde kolaylaştırırız. Hem tasarım<br />
hem yapım aşamasında güçlü network’ümüz<br />
ve küresel tedarik zincirimiz sayesinde<br />
zamanı en etkin şekilde kullanarak<br />
çalışmaları sonlandırırız. Bunun yanı sıra,<br />
birlikte çalıştığımız şirketi ve ihtiyaçlarını<br />
merkeze koyarak onlara fiyat-performans<br />
dengesi açısından en akılcı teklifi sunarız.<br />
Uluslararası premium müşterilerle çalıştığımız<br />
için etkin malzemeyi belirleme gibi<br />
konularda da onlara çok geniş seçenekler<br />
sunarız. Öncede belirttiğim gibi tasarım ve<br />
uygulama sürecinde işvereni çok iyi tanımak,<br />
ne istediğini bilmek ve işvereninde<br />
ne istediğini bilmesi bizim proje süreçlerimizin<br />
başarılı şekilde sonuçlanmasında en<br />
önemli faktörlerdendir.<br />
Şehir planlamacılığı hakkındaki<br />
görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?<br />
Ülkemizde böyle bir şey niçin<br />
mümkün olmuyor?<br />
Dünyada varolan küreşelleşme ve yeniden<br />
yapılanma döneminde, ülkemizde de<br />
hızlı bir kentleşme süreci yaşanmaktadır.<br />
Bu bağlamda yaşadığım şehir olan İstanbul’u<br />
ele alacak olursak, yapılaşmanın<br />
birçok iyi ve kötü potansiyellerine sahiptir.<br />
İstanbul’a ülkenin hemen hemen her yerinden<br />
yapılan göçlerle beraber, şehirde<br />
nüfus hızla artmaktadır ve bundan dolayı<br />
yaşanabilir alanların varlığı da giderek<br />
azalmaktadır. Nüfus artışı ile beraber kentte<br />
çarpık yapılaşma, altyapı ve ulaşım ihtiyaçlarının<br />
karşılanmasında sorun yaşanmaktadır.<br />
Bu sorunlardan ötürü İstanbul’un<br />
yoğunluğunu düşürücü önlemler alınması<br />
gerekirken, bizde yapılan planlama çalışmaları<br />
daha çok nüfusu arttırmaya yönelik<br />
olmaktadır.<br />
<strong>Yapı</strong>lan şehir planlamalarında bazı değerlerin<br />
göz ardı edilmesi ve yakın tarihte<br />
yapılan birçok yapının da bu kentleşme sürecine<br />
olumsuz katkıları olmaktadır. Kent<br />
meydanlarına dahi bina yapılma gayreti<br />
içerisinde her yer yapılarla doldurulmaktadır.<br />
Böyle durumda planlamanın da çok<br />
mümkün olmadığı görülüyor.<br />
‘Kent’ ve ‘Şehir’ kavramlarını<br />
ayrıştıran olgu mimari olarak nerde<br />
başlar nerde biter?<br />
Bu iki kavramın aslında birbirleriyle iç içe<br />
geçmişlikleri vardır. Şehir kavramı kent<br />
kavramını içine alan, çok daha geniş fiziki<br />
bir mekandır. Kent bir yerleşme ve topluluk<br />
biçimidir. Kent diye tanımladığımız bu<br />
olgunun içerisinde sosyo-ekonomik ve kültürel<br />
açıdan farklılık taşıyan bireyler vardır.<br />
Etkileşimin yüksek olduğu, insanların birbirlerini<br />
anlayıp, dinlediği, birlikte birşeyler<br />
ürettiği ve yaşadığı Eski dönemlerden<br />
günümüze kadar gelişim ve değişim göstererek<br />
günümüz<br />
şeklini almıştır.<br />
Her kentin ve<br />
toplumun kendine<br />
özgü değerleri<br />
vardır. Doku içerisinde<br />
yer alan,<br />
mimari ölçekte ele<br />
alınmış her yapı,<br />
kentten etkilenir<br />
ve buna göre biçimlenir.<br />
Bu anlamda,<br />
mimari<br />
ölçekte ele alınan<br />
bütün yapılar,<br />
aslında kentsel<br />
çevrenin birer parçasıdır.<br />
Bu süreç<br />
aslında mimaride tasarımın<br />
başlamasından bitişine kadar<br />
devam eder.<br />
Türkiye’de mimarinin<br />
gelişimini ve özellikle<br />
son dönemde birbirinin<br />
kopyası niteliğinde ortaya<br />
çıkan projeleri nasıl<br />
değerlendiriyorsunuz?<br />
Aslında bu duruma bazen mimarın<br />
yorumlarının göz ardı<br />
edilmesinden dolayı maruz<br />
kalındığını düşünüyorum. Dolayısı<br />
ile karamsar olmamak<br />
gerek; tasarım sürecinde ki<br />
denge sağlandığında kendine<br />
özgü yapılarda ortaya çıkmaktadır.<br />
Her geçen gün yeni teknolojilerin<br />
gelişimi ile bu teknolojilere<br />
Türkiye’de ki yapı teknolojisi<br />
olarak ta ulaşabiliyor oluşumuz<br />
ve bunun yanı sıra üzerine birşeyler<br />
koyarak ilerlediğimiz bir<br />
süreçte çok daha farklı yapılarında<br />
ortaya çıktığını görüyoruz.<br />
Gelecekte mimari<br />
üzerindeki en önemli<br />
etken sizce ne olacak?<br />
Dünyada mimarlık çok hızlı şekilde<br />
ilerliyor. Gelişmekte olan<br />
ülkelerde çok daha ekonomik<br />
binalar yapılmaya çalışılıyor.<br />
Teknolojik gelişmelere paralel<br />
olarak sizlerinde yapı bilginizi<br />
değiştirerek yeni malzemelerin<br />
koordinasyonunu çözmeniz<br />
gerekiyor. Bu gelişen teknoloji<br />
ile beraber insanlar da farklılık yaratan<br />
yapı arayışları içerisinde oluyorlar.Gelişen<br />
teknoloji ile birlikte değişen isteklere yanıt<br />
vermek adına mimarlık ofisleri ve yapı<br />
firmaları da çalışmalarını sürdürmektedir.<br />
Teknolojinin gelişmesi mimari yaratıcılığıda<br />
etkilemektedir.<br />
Son yıllarda gelişen teknoloji sonucunda<br />
bilgisayarların ve bilgisayar programlarının<br />
Galeries Lafayatte<br />
La Guerite<br />
Mimari<br />
Dream Ofis<br />
Zuma<br />
hayatımıza girmesi ile beraber mimarlık<br />
ve iç mimarlıkta büyük gelişim ve değişim<br />
göstermektedir. Günümüzde teknolojik<br />
gelişmeler hayatımızın bir parçası olduç<br />
Mobil teknolojiler, kablosuz iletişim vb..<br />
yaygınlaşması ile beraber dünyayı kavrayışımız,<br />
düşünce üretme ve yorumlama<br />
yöntemlerimiz değişmeye başladı. Bu gelişim<br />
ve değişimin gelecekte mimari üzerinde<br />
etkileri yadsınamaz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 139
YENİ ÜRÜNLER<br />
İKLİMLENDİRME<br />
DemirDöküm<br />
BOYA<br />
Alligator<br />
DYO<br />
Düfa<br />
EKİPMAN / TEÇHİZAT<br />
Karcher<br />
ELEKTRİK<br />
Panasonic<br />
ZEMİN KAPLAMA<br />
Ateco
BANYO<br />
Creavit<br />
Kale<br />
SERAMİK<br />
Çanakkale Seramik<br />
Decovita<br />
Ege Seramik<br />
YAPI KİMYASALLARI<br />
Kalekim<br />
Clariant<br />
SIHHİ TESİSAT<br />
Geberit<br />
EL ALETLERİ<br />
Dewalt<br />
VİTRİFİYE<br />
Vitra<br />
İsvea<br />
KAPI<br />
Okey Porte<br />
OTOMASYON<br />
Somfy
Çanakkale Seramik, yeni serisi Metropol ile<br />
mekanları kır evine dönüştürüyor<br />
Yenilikçi ve trend ürünleriyle tüketicilerin<br />
beğenisine hitap eden Çanakkale Seramik,<br />
ferahlık hissini tasarımla buluşturan<br />
Metropol serisi ile mekanlara yeni bir soluk<br />
getiriyor.<br />
Seramik karoda geliştirdiği özel tasarımlarla<br />
trendleri belirleyen ve tüketici tercihlerinde<br />
ilk sırada olan Çanakkale Seramik’in<br />
yeni serisi Metropol ilk görüşte<br />
hayranlık hissi uyandırıyor. Gri ve açık gri<br />
renk seçenekleri ile sunulan seri, ortama<br />
hareket katan dekor alternatifleriyle mekanları<br />
modern bir kır evine dönüştürüyor.<br />
Doğaltaş görüntüsünde, mat yüzeyli rölyef<br />
dekoru ile modern bir yaklaşım diline<br />
sahip olan Metropol serisinde, 30x60 cm<br />
rektifiyeli/rektifiyesiz mat duvar karoları<br />
ve dekorları; 45x45 cm, 60x60 cm mat,<br />
sırlı porselen yer karoları bulunuyor. Gri<br />
ve açık gri renk seçenekleri olan Metropol;<br />
3 boyutlu geometrik dekor ile derinlik<br />
sağlarken, soft renkli fonları mekanlarda<br />
yalın bir ifade sunuyor. Hem evlerin hem<br />
de otel, ofis, restoran gibi sosyal alanların<br />
dekarosyonunda tercih edilen Metropol<br />
serisi, modern, özgün ve farklılık arayanların<br />
ilk tercihi oluyor.<br />
Kısa sürede banyolarını yenilemek isteyenler için;<br />
Geberit Monolith Rezervuar Modülü<br />
Geberit, geliştirdiği teknolojik ürünleriyle banyolarda konforu<br />
hedeflemenin ötesinde kısa sürede takipçilerini yepyeni bir banyoyla<br />
buluşturacak akıllı çözümler sunuyor. Minimalist tasarımını<br />
inovatif bakış açısıyla harmanlayan Geberit Monolith Rezervuar<br />
Modülü, modern banyoların vazgeçilmez bir parçası oluyor.<br />
Birbirinden şık ve inovatif tasarımların altına<br />
imza atan Geberit, her tarza uygun<br />
akıllı çözümleriyle yaşam kalitenizi yükseltmeye<br />
devam ediyor. Kısa sürede, çok<br />
fazla tadilat gerektirmeden banyolarını yenilemek<br />
isteyenlere çözümler sunan Geberit<br />
Monolith serisi, banyolarınızı ferah<br />
ve şık bir görünüme kavuşturuyor.<br />
Ön cam paneli temperli (ESG) cam malzemeden üretilen modül,<br />
banyonuza kolaylıkla monte edilebiliyor. Monolith’in AquaClean<br />
akıllı klozetlerle de uyumlu olan ve siyah, beyaz, bej ya da toprak<br />
rengi seçenekleriyle banyolara uyum sağlayan Monolith ailesi,<br />
yaşam alanlarınızı kişiselleştirmenize eşlik ediyor.<br />
Modern banyoların vazgeçilmez<br />
parçası<br />
Teknolojiyi tasarım ile birleştiren Geberit,<br />
Monolith rezervuar modülüyle hem yeni<br />
inşaatlarda hem de renovasyonlarda kullanıcısına<br />
büyük avantaj sağlıyor. Montajı<br />
esnasında banyoda yapısal bir değişiklik<br />
gerektirmeden monte edilen modüllerin<br />
aynı zamanda birden çok fonksiyonu bulunuyor.<br />
Geberit Monolith rezervuar; fonksiyonelliği<br />
ve güçlü bir tasarımı yan yana<br />
getiriyor.<br />
142<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Ürün<br />
Kendi kendini temizleyen lavaboyla<br />
banyoda zahmetsiz hijyen<br />
VitrA AutoClean<br />
lavabo, kendi kendini<br />
temizleme özelliği<br />
sayesinde, kolay<br />
ve konforlu temizlik<br />
olanağı sunarken,<br />
daha sağlıklı evler<br />
için banyo hijyenine<br />
destek oluyor. Lavabonun<br />
altında yer<br />
alan 1 litrelik hazneye<br />
eklenen deterjan,<br />
istendiğinde ya da her<br />
kullanımdan sonra<br />
suya karışarak temizlik<br />
yapıyor. Manuel ya<br />
da sensörle kontrol<br />
edilebilen seçenekleri<br />
bulunan VitrA AutoClean<br />
lavabo, her kullanımda<br />
yaklaşık 1 litre<br />
suya 5 ml deterjan<br />
karıştırıyor. Banyoya<br />
temizliğin ferahlatan<br />
kokusunu yayan<br />
lavabonun gizli su<br />
çıkışı, kirin birikmesini<br />
engelleyerek ekstra<br />
hijyen sağlıyor.<br />
Dar banyolar için akılcı çözüm: Mio<br />
Şehir hayatına kolay uyum sağlamanın altın kuralı, dar mekanları<br />
konfordan ödün vermeden, efektif kullanabilmektir. Creavit Mio<br />
banyo mobilyasını, modern şehir yaşamının hayatımıza olan yansımasını,<br />
banyolara taşımak için tasarladı. Mio, dar banyolarda<br />
kullanışlı ölçüleri ile yerden tasarruf sağlarken, sunduğu saklama<br />
çözümleriyle banyolara düzen getiriyor. Sade ve kullanışlı tasarımı<br />
ile dar banyolarda ferah alanlar yaratırken, 45 cm’lik alt modülüne<br />
ek olarak, boy dolabı ve etajerli aynası ile sunduğu saklama alanı<br />
yerden tasarruf etmenizi sağlıyor. Yavaş kapanır çekmece ve<br />
kapakları, gizli kulpları ile fonksiyonel ve şık bir kullanım sunuyor.<br />
Ahşabın modern yorumu arkadya rengi mdflam kaplaması ile Mio,<br />
dar mekanlara pratik ve şık bir çözüm getiriyor.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 143
Lavabolarda “monoblok” dönemi<br />
Günümüz banyolarının tanımı tümden değişti. Artık banyo tasarımlarında<br />
kendimizle baş başa kalmanın, arınmanın ve rahatlamanın<br />
altı çiziliyor. Bu değişimi en çok yeni nesil lavabolarda<br />
görüyoruz. Özellikle “monoblok lavabolar” banyolar için vazgeçilmez<br />
tasarımlar arasında yerini almaya aday. İtalyan ISVEA’nın<br />
birbirinden özgün tasarımlara sahip monoblok lavaboları, kusursuz<br />
bir banyo dekorasyonuna ev sahipliği yapmanız için birbirinden<br />
özel alternatifler sunuyor.<br />
Banyoların kişisel birer yaşam alanına dönüşmesiyle<br />
birlikte bu mekanlardaki karakteristik tasarımlar<br />
da ön planda yerini alıyor. Lavabo seçiminde<br />
ise artık klasik çizgiler yerine mekana ferahlık<br />
katan, tasarımındaki detaylarıyla sınırları zorlayan<br />
monoblok lavabolar oldukça revaçta.<br />
Yalın bir forma, etkileyici ve karizmatik bir duruşa sahip Allegro<br />
monoblok lavabolar ise derin tasarımıyla rahat bir kullanım sunarken<br />
tasarımındaki iddialı çizgiler ile beklentilerin çok ötesindeki<br />
hayallere hitap eden Lunna, tüm detayların yuvarlak formda<br />
çalışıldığı, görsellikte sınırları zorlayan, sıra dışı ve ikonik bir seri<br />
olarak karşımıza çıkıyor.<br />
Monoblok lavabolarda ilham veren<br />
tasarımlar<br />
Banyolarda monoblok bir lavabo seçimi görkemli<br />
bir atmosfer anlamına geliyor. İtalyan ISVEA’nın<br />
Sott’Aqua, Allegro ve Lunna serilerinde yer alan<br />
monoblok lavaboları modern ve<br />
inovatif tasarım anlayışının en özel örneklerini<br />
sergiliyor. Dünyaca ünlü tasarım ofisi Nativita<br />
Design House tarafından tasarlanan Sott’Aqua<br />
serisinin monoblok ve asma monoblok lavaboları,<br />
serinin en fark yaratan tasarımları arasında yerini<br />
alıyor. Sott’Aqua monoblok lavabolar, fildişi,<br />
vizon, antrasit, parlak siyah ve beyaz renk seçenekleriyle<br />
büyük beğeni topluyor.<br />
Kale Banyo Artdeco: Zamansız zarafet sunuyor<br />
Kale Banyo’nun kullanıcı odaklı tasarımları,<br />
şıklığı ve işlevselliği ön plana<br />
taşıyan ürünleri banyoları yaşanılası<br />
mekanlara dönüştürmeye devam<br />
ediyor. Doğal formu ve stilize edilmiş<br />
klasik tarzıyla zamansız bir zarafet<br />
sunan Artdeco serisi lavabo ve armatürler<br />
banyolara kattığı ruhla göz alıcı<br />
bir atmosfer yaratıyor.<br />
Klasik tarzın zarafeti ile modern tarzın<br />
şıklığını bir araya getiren Artdeco<br />
lavabo ailesi 65x50 cm, 80x50 cm ve<br />
100x50 cm’lik seçenekleriyle satışa<br />
sunuluyor. Kıvrımlı yapısıyla yumuşak<br />
ve elit bir görünüm kazandıran<br />
seri, aynı zamanda banyolara estetik<br />
bir dokunuş da katıyor.<br />
Tek kumanda kollu tasarımı ile<br />
kullanım kolaylığı sağlayan Artdeco<br />
armatür ailesi ise 35 milimetre<br />
seramik kartuşla kolay açma-kapama<br />
sağlarken, yumuşak formuyla serinin<br />
elit ve zarif duruşunu tamamlıyor.<br />
Krom, altın, rose gold renk seçenekleriyle<br />
sunulan Artdeco armatürler,<br />
Honeycomb akış düzenleyicisi sayesinde<br />
yüzde 40 su tasarrufu sağlıyor.<br />
Artdeco, bu özelliğiyle hem sizi hem<br />
de doğayı düşünüyor.<br />
144<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Ürün<br />
Decovita, doğanın en güzel renklerini yaşam alanlarına taşıyor<br />
İlhamını doğadan alan tasarımlarını sırlı porselen seramik<br />
kalitesiyle buluşturan Decovita Seramik, ağaçlardan, ormanlardan<br />
esinlenerek doğanın bu muhteşem güzelliklerini<br />
ürünlerine taşıyor. Eylül ayının gelmesi yazdan sonbahara<br />
geçişin de başlamasıyla doğanın en güzel dönüşümü ve<br />
renklerin dansı iç mekanlarda kendine yer buluyor.<br />
Duvarlarınızı yapraklarla süsleyin<br />
Doğanın olmazsa olmaz renkleri olan yeşil ve kahve tonlarını<br />
evlere getiren Decovita Seramik yaprakların, ağaçların<br />
dinginliğini yaşam alanlarına taşıyor. İnce çizgilerin derin<br />
bir damarla birleştiği görüntüsüyle yaprağı andıran Onyx<br />
Leaf serisinde beyaz üzerine açıklı koyulu yayılan çizgiler<br />
ürünü hareketlendirirken, full lappato yüzey ise ışıltı katıyor.<br />
Seri, başta banyo ve mutfak olmak üzere ev ve ticari<br />
mekanların iç kısımlarında, hem yer hem de duvar uygulamalarında<br />
kullanılabiliyor.<br />
Doğayı hissedin<br />
Ağaçların huzur veren görüntüsünü seramik karolara aktaran<br />
Windsor, naturel renkleri ve minimal dokusuyla yaşam<br />
alanlarına modern bir görünüm kazandırıyor. Ahşap karo<br />
dokusuyla Lurid Wood, bir çınarın 4 mevsim yaşanmışlığına<br />
tanıklık ediyor. Tekstürlü dokusu, doğal renk paletiyle,<br />
dokunduğunuzda doğanın tüm samimiyetini size hissettiriyor.<br />
Artprint serisinde, doğal renk tonlarının üzerinde geometrik<br />
desenler, yazı - rakam ve hoş bir görünüm sunan<br />
objelerin sanatsal baskıları yer alıyor. Fildişi, cappuccino,<br />
boz kahverengi, kum ve moka gibi seçeneklerin olduğu seri<br />
evinize doğanın en güzel kesitlerini sunuyor.<br />
Ege Seramik’ten Hi-Tile Technology malzemeler<br />
Tasarım çizgisi ile rakiplerinden ayrılan Ege Seramik, Hi-Tile Technology<br />
yeni malzemeleri ile üretim teknolojisini de farklılaştırmış<br />
oldu. Crystal shine effect, glossy effect ink, deep effect ink<br />
ve granillia application olmak üzere 4 yeni malzemeyi kapsayan<br />
Hi-Tile Technology sınıfı malzemelerin her biri farklı bir yüzey<br />
etkisine sahip. Ekstra parlaklık, kısmi parlaklık, rölyef etkisi ve<br />
doku kazandıran bu yeni malzemeler ile desenler çok daha etkili<br />
ve gerçekçi bir görünüm kazanıyor.<br />
Seramiklerin önemli dekorasyon malzemelerinden biri haline<br />
gelip, tüm yaşam alanlarında tercih edilir olduğu günümüzde,<br />
farklılık yaratabilmek her zamankinden çok daha gerekli. Bu<br />
noktadan yola çıkarak Hi-Tile Technology malzemeler kullanarak<br />
yeni serileri ile büyük fark yaratan Ege Seramik, trendleri yaratan<br />
firma olma iddiasını koruyor.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 145
Kalekim’den<br />
‘Technofull’ ile hızlı çözümler<br />
Kalekim’in çimento esaslı yapıştırma harcı<br />
1066 Technofull, büyük ebatlı seramik, granit<br />
seramik, porselen seramik, cotto, klinker,<br />
mermer gibi kaplama malzemelerinin iç ve<br />
dış mekan zemin uygulamalarında beton,<br />
sıva, şap gibi yüzeyler üzerine kombine<br />
yönteme gerek kalmadan yapıştırılmasında<br />
hızlı ve etkili sonuçlar veriyor. Eski seramik<br />
ve granit üzerine seramik kaplama uygulamalarında,<br />
yoğun yaya ve yük trafiğinin olduğu<br />
alışveriş-iş merkezleri, hastane, okul<br />
gibi mekanların zemin uygulamalarında da<br />
kullanım imkanı sunan Technofull, bir gün<br />
içerisinde kullanıma açılması istenen devlet<br />
binaları, kafeler, süpermarketler, havaalanları<br />
gibi mekanlarda seramik kaplamak için<br />
de ideal çözümler sunuyor.<br />
Tüketim, zaman ve işçilikten tasarruf sağlayan<br />
1066 Technofull, akıcı kıvamı sayesinde<br />
seramik arkasını kombine yapıştırma yöntemine<br />
ve seramiklerin üzerine kuvvet uygulanmasına<br />
gerek kalmadan yüzde 100 kaplar.<br />
Hızlı priz özelliği sayesinde 6 saat sonra<br />
mukavemet alan Technofull, yüksek yapışma<br />
gücüne sahip ve ani ısı değişimleri sebebiyle<br />
oluşan yüzey gerilimlerine dayanıklıdır.<br />
Dewalt 2kg Pnömatik matkap yüksek performansı ile<br />
profesyonellerin yeni gözdesi<br />
Dünyanın lider el aleti ve aksesuar üreticisi StanleyBlack&Decker,<br />
üstün kalite, sürekli yenilik ve mükemmellik<br />
tutkusu ile birçok farklı sektörde yer alan, alanında lider<br />
ve öncü ürünleriyle fark yaratmaya devam ediyor. StanleyBlack&Decker’ın<br />
DEWALT markasına ait profesyonel<br />
kullanıma uygun olan D25133K Pnömatik Matkap,<br />
daha kısa sürede daha çok iş yapmayı sağlıyor.<br />
Mükemmel dönme ve darbe hızı sayesinde farklı yüzeylerde<br />
yüksek verimlilik sağlarken, kullanım kolaylığını<br />
ve fonksiyonelliği bir arada sunuyor. Sürekli çalıştırma<br />
için hız sabitleme düğmesine sahip olan DEWALT<br />
D25133K Profesyonel Kırıcı ve Delici Matkap, geniş<br />
elektronik şalter ile işleri kolaylaştırırken çok daha hızlı,<br />
verimli ve güvenli çalışma imkânı sunuyor.<br />
DEWALT D25133K teknik özellikleriyle öne<br />
çıkıyor<br />
Kullanım kolaylığı sayesinde geniş veya dar alan fark<br />
etmeksizin erişim kolaylığı sunan DEWALT kırıcı ve<br />
delici matkap, profesyonellerin vazgeçilmezleri arasında<br />
yer alıyor. Pnömatik mekanizması sayesinde daha<br />
yüksek darbe gücüyle sert malzemede yüksek performans<br />
sağlarken, yalıtımlı mekanizması ile tozun darbe<br />
mekanizmasına girmesini önleyerek uzun süreli çalışılabiliyor.<br />
Emniyet debriyajı ile uç sıkışmasında ortaya<br />
çıkabilecek yüksek torklu sekmeyi önleyerek daha çok<br />
iş yapma imkânı sağlıyor.<br />
146<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Ürün<br />
Bayram Temizliği İçin<br />
Kärcher’den Pratik Çözümler<br />
Kurban Bayramı’na sayılı günler kala<br />
evlerde büyük bayram temizliği için kimyasal<br />
temizlik malzemelerinden yararlananlar<br />
sağlıklarına zarar veriyor. Alman<br />
temizlik devi Kärcher, çevre dostu teknolojiye<br />
sahip buharlı temizlik makineleri,<br />
güçlü süpürgeleri ve fonksiyonel ürünleriyle<br />
kimyasal kullanmaya gerek kalmadan<br />
derinlemesine temizlik ve hijyen<br />
sağlıyor.<br />
Özellikle bayram gibi özel günlerde pek<br />
çoğumuz evimizin her köşesini temizliyor,<br />
bunun için hem çok fazla efor hem<br />
de zaman harcıyoruz. Üstelik etkili temizlik<br />
ve hijyen için kullanıldığımız kimyasal<br />
temizlik maddeleri yüzünden sağlığımıza<br />
da zarar veriyoruz. Alman temizlik devi<br />
Kärcher, sunduğu pratik, çevre dostu ve<br />
profesyonel ürünlerle bayram temizliğini<br />
kolaylaştırıyor.<br />
Cam temizliği artık çok daha<br />
kolay<br />
Cam ve ayna gibi yüzeyleri lekesiz ve iz<br />
bırakmadan, kolayca temizlemek Kärcher<br />
WV 1 Plus şarjlı cam temizleyiciyle mümkün. Elle yapılan<br />
temizliğe göre üç kat daha hızlı olan Kärcher WV 1 Plus, temizlik<br />
esnasında vakumlama yaparak kirli<br />
suyu damlatmıyor. Bu sayede iz bırakmayan<br />
Kärcher WV 1 Plus, son derece<br />
hafif olduğu için çok fazla güç harcamanıza<br />
da gerek kalmıyor. Şarj edildikten<br />
sonra ortalama 20 dakika kullanılabilen<br />
Kärcher WV 1 Plus, deterjanlı püskürtme<br />
ve ön silme yapma imkanı sağlayan<br />
sprey püskürtme şişesiyle birlikte sunuluyor.<br />
Ayrıca ayna, duşakabin, fayans<br />
gibi tüm pürüzsüz yüzeylerde de kolaylıkla<br />
kullanılabiliyor.<br />
Tozlara geçit yok<br />
Kärcher VC 3 toz torbasız elektrikli<br />
süpürgesi, multisiklon teknolojisi sayesinde<br />
emiş gücü kaybı olmadan üstün<br />
süpürme performansı sunuyor. HEPA<br />
filtresi sayesinde alerjiyi tetikleyen toz<br />
ve partikülleri yüzde 99,95 oranında<br />
hapseden Kärcher VC 3, toz torbası olmadığı<br />
için hem torbadan kaynaklı kötü<br />
kokuları önlüyor hem de torba masrafını<br />
ortadan kaldırarak tasarruf sağlıyor. Filtre<br />
ve toz haznesi suyla kolayca temizlenebiliyor.<br />
Son derece sessiz çalışan Kärcher VC 3, kompakt<br />
tasarımı sayesinde yer tasarrufu da sağlıyor.<br />
DemirDöküm dört 4’lük yoğuşmalı kazan ailesini satışa sundu<br />
Türkiye’de ve dünyanın 50 ülkesinde on<br />
binlerce ailenin ilk tercihi olan Demir-<br />
Döküm, yoğuşmalı ürünleriyle yenilikte<br />
hız kesmiyor. 21 Nisan’da ülkemizde de<br />
uygulanmaya başlanan ErP Yönetmeliği<br />
ile birlikte yoğuşmalı kombisi Atromix’i,<br />
geçtiğimiz günlerde ısı pompasını tüketicileri<br />
ile buluşturan DemirDöküm, şimdi<br />
de kaskad ürün kategorisinde MaxiCondense<br />
yoğuşmalı kazan ailesinin yeni<br />
üyelerini satışa sundu.<br />
Türkiye’nin ilk kombi ve ilk yoğuşmalı<br />
kombi üreticisi DemirDöküm, MaxiCondense<br />
ile kaliteli ve yüksek tasarruflu<br />
ürünlerini tüketiciyle buluşturmaya devam<br />
ediyor. DemirDöküm’ün kaskad<br />
ürün kategorisindeki yeni ürünü duvar<br />
tipi yoğuşmalı kazan MaxiCondense, 4<br />
farklı kapasite seçeneği ile satışa sunuldu.<br />
Yoğuşma teknolojisi sayesinde yüzde<br />
109’a varan verimliliği ve yüksek tasarruf<br />
imkânı ile MaxiCondense, her cihaza<br />
entegre kontrol panosu sayesinde<br />
kullanıcılara kolay, düşük maliyetli kurulum<br />
ve uzun ömürlü kullanım imkânı<br />
sunuyor. Düşük emisyon ve elektrik değerleri ile ön plana çıkan<br />
MaxiCondense yeni yoğuşmalı kazan ailesi, yüksek metrekareli<br />
evlerin ısıtma ihtiyacını 48 - 65 ile apartman,<br />
rezidans, alışveriş merkezleri ve hastane<br />
gibi toplu kullanım alanlarının ihtiyacını ise<br />
110 – 150 ile karşılayacak.<br />
64 CİHAZA KADAR KASKAD<br />
YAPILABİLİYOR<br />
Premix eşanşör sayesinde merkezi ısıtmada<br />
kullanıcısına yüksek verim sunan MaxiCondense,<br />
kolay ve düşük maliyetli kuruluma,<br />
uzun ömürlü kullanıma sahip. Yüksek verimli<br />
pompası (HEP) ile enerji tasarrufunda yeni<br />
bir dönem başlatacak olan MaxiCondense,<br />
64 cihaza kadar (*110 & 150 modelleri) kaskad<br />
yapabilme imkanıyla yüksek kapasite ihtiyaçlarına<br />
en uygun çözümü sunuyor.<br />
Hem hermetik hem de standart bacaya montaja<br />
uygun olarak geliştirilen DemirDöküm’ün<br />
yeni duvar tipi yoğuşmalı kazan ailesi, kaskad<br />
sisteminde her ünite değişebilir ısı yükünde<br />
çalışıyor. İlk ünite belli bir verime ulaştığında<br />
bir sonraki modül kaskad sisteminde çalışıyor.<br />
Müstakil dairelerden yüksek metrekareli<br />
çoklu kullanım alanlarının ihtiyacı için geliştirilen<br />
MaxiCondense’de yer alan elektronik<br />
sistem, tüm cihazları otomatik olarak kontrol<br />
ederek, sıralı çalışma veya gerekli kapasiteyi tüm cihazlara paylaştırarak<br />
eşit yükte çalışmaya olanak tanıyor.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 147
Alligator Boya ‘İlham veren renkler’<br />
koleksiyonu ile yaşam alanlarını renklendiriyor<br />
Filli Boya Alligator, her biri ayrı karaktere hitap eden birbirinden<br />
seçkin 440 renk, hem iç cephelere hem dış cephelere hayat veriyor.<br />
Renk seçimini kolaylaştırmak, renklerin geniş alanda nasıl<br />
durduğunu daha kolay hayal edebilmek için renk çipleri standart<br />
ebatların ötesinde hazırlanıyor.<br />
Yıllardır özel fonksiyonlu boya çeşitleriyle<br />
tüketicisiyle buluşan Filli Boya<br />
Alligator, “İlham Veren Renkler” Koleksiyonunda<br />
yaza ilham veren renkleri harmanlayarak<br />
en göz alıcı tonları beğeniye<br />
sunuyor.<br />
Ayraç sayfalarında güneşin en can alıcı<br />
sarısı A-1005, fark yaratan turuncu<br />
A-1061, kırmızı tonlarında A-1087, toprak<br />
tonlarında A-1163, A-1224 gibi daha<br />
büyük ölçekli ayraçlarla ayrılan kartela,<br />
sektörde renk kartelalarına farklı bir soluk<br />
getiriyor.<br />
İç cephelerde Türkiye’de Greenguard<br />
belgeli, sağlıklı boya ELF serisi ürünlerinin<br />
dışında, Alligator Leona İpeksi Mat<br />
İç Cephe Boyası, Alligator Moss Mat İç<br />
Cephe Boyası, Aliza Plastik İç Cephe<br />
Boyası ürünlerine ait renkleri de bu karteladan<br />
seçmek mümkün.<br />
Bunun yanı sıra dış cephelerde de %100<br />
saf akrilik yapıda Alligator Neon Saf Akrilik,<br />
Alligator Neon Silk, dış cephelerde çatlak köprüleme özelliğine<br />
sahip Alligator Neon Elastic Texture ürünleri ile silikon esaslı<br />
yapıda Alligator Aquatic, Alligator Aquatic Grenli, Alligator Orbis<br />
ürünleri için de ‘İlham Veren Renkler’ kartelasından seçim yapılabiliyor.<br />
Yaşam kaynağı güneşin ışığı sonbaharda da<br />
mekânlarınıza sıcaklık ve neşe katıyor<br />
DYO’nun doğadan ilham alarak hazırladığı Renk Yağmuru Kartelası’nda<br />
yer alan Sarı&Hardal Renk Damlası, mekânlarınızı<br />
sonbaharda da yaşam kaynağı güneşin ışığı ile dolduruyor.<br />
Renkler arasında en fazla yansıtıcı özelliğe sahip olan sarı ve<br />
hardal tonları, uygulandığı alanlara mutluluk ve neşe taşıyor.<br />
Boya sektörünün öncü markası DYO, güz mevsiminde mekânlarında<br />
değişiklik yapmak isteyenlere Sarı&Hardal<br />
Renk Damlası kartelasındaki tonları öneriyor.<br />
Uygulandığı alanları sarıp sarmalayan, güneşin<br />
sıcaklığını hissettiren sarı ve tonları, mutluluğun<br />
rengi olarak ifade ediliyor. Renk uzmanlarına<br />
göre, yaşam enerjisini yükselten, egoyu güçlendiren<br />
sarı, kişilerin içindeki ışığı da dışarı yansıtmaya<br />
yardımcı oluyor. Her ne kadar doğa sonbaharda<br />
yeşilden sarıya dönerken melankolik<br />
bir hava oluştursa da yetenekleri ortaya çıkaran,<br />
seçme özgürlüğünüzü hissettiren sarı ve hardal<br />
tonları psikolojik olarak mutluluk veren bir özellik<br />
taşıyor.<br />
odaları, çocuk odaları ve uzun toplantıların yapıldığı alanlar için<br />
sarı ve tonları ideal olarak kabul ediliyor.<br />
Mutluluğun güçlü etkisini yaşam alanlarınıza taşımak için<br />
Dyo’nun Renk Yağmuru Kartelası’nda 8 farklı renk grubu arasında<br />
yer alan, “Sarı&Hardal Renk Damlası” Kartelası’nın 24 değişik<br />
tonuyla duvarlarınızın rengini değiştirin, hayatınız değişsin.<br />
EN FAZLA IŞIĞI İÇEREN RENK<br />
Tüm renklerin dalga boylarıyla en iyi uyumu<br />
sağlayan sarı, renk yelpazesinde en fazla ışığı<br />
içerdiği için de aydınlık mekânlar yaratmak için<br />
tercih ediliyor. Bu nedenle az ışık alan, kapalı<br />
ortamların ideal rengi olan sarı, mekanlara ışığı<br />
ile birlikte neşe’yi de getiriyor. Özellikle çalışma<br />
148<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Ürün<br />
Ateco Zemin’den yaşam alanlarına<br />
kolaylık katan Yükseltilmiş Döşeme Sistemleri<br />
Ateco Zemin <strong>Malzeme</strong>leri, yeni nesil ürünleriyle yapı sektöründe<br />
öncü olmaya tüm hızıyla devam ediyor. Ateco Zemin, yükseltilmiş<br />
döşeme sistemleriyle enkapsüle çelik ve etial 150’den oluşan<br />
yapılarıyla zemini 10 cm ile 130 cm arasında yükseltebiliyor.<br />
İnovatif tasarımlarıyla yaşam alanlarındaki verimi artıran Ateco<br />
Zemin, yükseltilmiş döşeme sistemleri sayesinde havalandırma<br />
kanallarını, elektrik kablolarını ve başka alanlardaki teknik elemanları<br />
yükseltilmiş döşemenin altına hapsederek, mekanı daha<br />
estetik bir hale getirerek dekorasyon<br />
konusunda esneklik sağlıyor.<br />
Genel mekanlar için ideal çözüm<br />
Yaygın olarak bilgi işlem merkezlerinde,<br />
UPS odalarında, hastanelerde,<br />
laboratuvarlarda, sistem odalarında,<br />
santrallerde, plazalarda, iş merkezlerinde<br />
ve ofislerde kullanılan yükseltilmiş<br />
döşeme sistemleri, galvaniz çelik ve<br />
etial 150’den oluşan yapılarıyla zemini<br />
10 cm ile 130 cm arasında yükseltebiliyor.<br />
Klima ve iklimlendirme sistemleri<br />
için yeterli hava yastığı oluşturan ve<br />
TS-EN 12825 standartlarına uygun bu<br />
sistemler, bilgisayar destekli hassas dijital<br />
testlerden aldığı iyi sonuçlarla uluslararası<br />
projelerde kullanılıyor. Yükseltilen<br />
döşemelerin üzerine ihtiyaca göre halı, Vinil (PVC), laminat<br />
(HPL), linolyum (linoleum), seramik, doğal taş, granit veya cam<br />
uygulanabilmesi, bu döşemelerin daha çok tercih edilmesini sağlıyor.<br />
Statik elektriğin çok olduğu yerlerde topraklama sağlayarak<br />
elektriklenmeyi azaltan yükseltilmiş döşeme sistemlerine ve bu<br />
sistemlerin üzerinde kullanabileceğiniz kaplama çeşitlerine Ateco<br />
Zemin aracılığıyla ulaşabilirsiniz.<br />
Türkiye’nin yangına 60 dakika dayanıklı tek çelik kapısı<br />
Markalı konut ve kentsel dönüşüm projelerine sunduğu kapı,<br />
mutfak ve banyo çözümleriyle adından söz ettiren Aslandağ<br />
Grubu, inovatif ürünleriyle sektöre yön vermeye devam ediyor.<br />
Yangın gibi hayati önem taşıyan<br />
olaylarda can güvenliğini<br />
sağlamak için Aslandağ<br />
Grubu, İtalya’nın ünlü çelik<br />
kapı markası Okey Porte’nin<br />
yangına dayanıklı kapılarını<br />
Türkiye pazarında sunuyor.<br />
Aslandağ Grubu güvencesiyle<br />
Türkiye’deki tüketicilerin<br />
taleplerini karşılayan<br />
Okey Porte, son teknolojiyi<br />
kullanarak ürettiği yeni nesil<br />
güvenlik kapısı “Safe Entry”<br />
modeliyle sizlere güvenli bir<br />
yaşam sunuyor. Estetiğin<br />
ön planda tutulduğu bu çelik<br />
kapı, endüstriyel görüntüden<br />
ve çeliğin soğukluğundan<br />
uzak, yalın tasarımı, özel<br />
gizli menteşe ve kilit sistemleriyle<br />
dikkat çekiyor. Kapının<br />
en önemli özelliği ise tüm<br />
güvenlik sertifikalarına sahip<br />
olduğu gibi EI60 yangına dayanıklılık<br />
sertifikasıyla Türkiye’de<br />
satışı yapılan tek çelik daire giriş kapısı olması. Böylece bir<br />
yangın durumunda 60 dakika boyunca yanmayarak, yangında<br />
içeride kalanlar için kaçma fırsatı sunuyor.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 149
Clariant, Türkiye’nin boya sektörüne<br />
‘süper saydam’ pigment preparatlarıyla hizmet veriyor<br />
Özel kimyasallarda bir dünya lideri olan Clariant, Türkiye’nin büyüyen<br />
boya sektörünü desteklemek amacıyla Hostatint A 100-ST<br />
ürününü piyasaya sürdü.<br />
Son 10 yılda önemli bir konuma gelen Türkiye<br />
boya sektörü, kimya endüstrisi içindeki<br />
yerini sağlamlaştırmaya devam ediyor. Boya<br />
Sanayicileri Derneği BOSAD’a göre Avrupa’nın<br />
5. büyük boya üreticisi olan Türkiye,<br />
büyüme potansiyeliyle önemli bir oyuncu konumunda.<br />
Türkiye boya sektörünün iç pazar<br />
ve ihracat toplamı 3 milyar dolara yaklaşırken,<br />
2016’daki yıllık üretimi 900 bin ton düzeyinde<br />
gerçekleşti. 1 Boya sektöründe üretimin<br />
%60’ını dekoratif boyalar, %40’ını ise<br />
endüstriyel boyalar oluşturuyor. Üretiminin<br />
%90’ı iç pazarda tüketilen sektör, kalan üretimi<br />
yaklaşık 50 ülkeye ihraç ediyor. Göz alıcı<br />
metalik ve mineral efektler; yüzey boyaları ve<br />
bordürler için yeni renkler<br />
Halojenleşmemiş pigment bazlı süper saydam<br />
preparat serisi Hostatint A 100-ST, gündelik<br />
hayatta kullanılan ürünlere yakışan göz<br />
alıcı metalik ve mineral efektler ile yüzey boyaları<br />
ve bordürler için yeni renkler sunuyor.<br />
Hostatint A 100-ST serisi, kullanıma hazır ve<br />
saydamlığı yüksek dokuz pigment preparatıyla<br />
solvent bazlı boya sistemlerinde tüm<br />
renklerin elde edilebilmesini sağlıyor. Çok ince pigment tanecikleri,<br />
mükemmel dispersiyon ve uzun vadede stabilizasyon, güçlü renk<br />
yoğunluğuna sahip, aynı zamanda da ışığa<br />
ve dış ortam koşullarına son derece dayanıklı,<br />
akmayan ve bulaşmayan bir boya elde<br />
etmek için vazgeçilmez şartlar.<br />
Hostatint A 100-ST performans yararlarının<br />
yanı sıra, kaplama sektöründe yaratıcılığı da<br />
teşvik ediyor. Halojensiz pigment molekülleri,<br />
elektronik üreticileri için, sektörün halojen<br />
içeriğine dair kısıtlamalarına uygun bir parlak<br />
yeşil renk elde edilmesini mümkün kılıyor.<br />
Hostatint A 100-ST’nin süper saydamlığıyla<br />
üretilen endüstriyel kaplamalar, yüzeyi oluşturan<br />
cam, ahşap, metal gibi malzemelerin<br />
cazibesini arttırarak kaliteyi yükseltiyor. Siyah<br />
yüzey üzerinde neredeyse görünmez olan<br />
süper saydam renkli kaplamalar, siyah/renk<br />
karşıtlığını vurgulamakta da çok etkili.<br />
Hostatint A 100-ST pigment preparatlarının<br />
kullanımı son derece kolay ve güvenli. Düşük<br />
viskozite, solvent bazlı boya sistemlerine geniş<br />
uyum ve yüksek parlama noktası sayesinde<br />
depolama, taşıma ve elleçleme işlemleri<br />
daha güvenli hale geliyor. Renklendiricilerin<br />
kararlılığı ise raf ömrünün uzun olmasını sağlıyor.<br />
Viko by Panasonic’ten her mekana özel çözümler;<br />
Multi-Let Grup Prizler<br />
Evlerdeki elektronik cihazların sayısı her geçen gün artıyor. Dolayısıyla<br />
grup prizlere de daha fazla ihtiyaç duyuluyor. Elektrik<br />
anahtarı ve priz sektörünün lider ismi Panasonic Eco Solutions<br />
Türkiye, çok fonksiyonlu tasarım özelliğine sahip VİKO Multi-let<br />
Grup Prizler ile bu alanda ideal bir çözüm sunuyor.<br />
Grup Prizde Çoklu Fonksiyon…<br />
Multi-let Grup Prizlerin en önemli özelliklerinden biri,<br />
isteğe göre yüzeye sabitlenerek ya da asılarak kullanılabilmesi…<br />
Ürün bu sayede evlerde olduğu kadar<br />
ofis, atölye ve şantiyelerde de güvenle kullanılabiliyor.<br />
Farklı uzunluklarda sunulan kablo boyları sayesinde<br />
mekanlara uygun seçimle kablo karmaşasının önüne<br />
geçiyor. Anahtar kısmı içinde yer alan turuncu ışık ise<br />
ürünün fonksiyonel tasarımda ortaya koyduğu şıklığı<br />
tamamlıyor.<br />
Cihazlarınızı ani gerilim artışlarından koruyor<br />
Multi-let Şok Korumalı Grup Prizler ise şebeke gerilimindeki dalgalanmalara<br />
karşı koruyucu elektronik devreye sahip bulunuyor.<br />
Bu sayede elektronik cihazlarınız şebeke üzerinde elektrik üretim<br />
tesisinden ya da yıldırım düşmesi gibi doğal etkenlerden kaynaklı<br />
ani gerilim artışlarından etkilenmiyor. Koruma durumunun<br />
aktif olup olmadığı ise göstergeden kontrol edilebiliyor.<br />
Gelişmiş tasarım özellikleri<br />
Multi-let Grup Prizler; 2’li, 3’lü, 4’lü, 5’li ve 6’lı ürün seçenekleriyle<br />
sunuluyor. Dileyenler beyaz dileyenlerse<br />
siyah renk seçeneğini tercih edebiliyor. Çocuk koruması<br />
ise tüm ürünlerde standart… Böylece ebeveynler<br />
çocuklarının bulunduğu ortamlarda ürünü gönül<br />
rahatlığı ile kullanabiliyor. 45 derecelik açıya sahip<br />
giriş yuvaları da ürünün rahatça ve pratik şekilde kullanılmasına<br />
olanak sağlıyor.<br />
150<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Ürün<br />
Düfa Zeolit Banyo&Spa Boyası ile sağlığınız küflenmesin!<br />
Özel saf akrilik esaslı, mat görünümlü dekoratif iç cephe su bazlı<br />
son kat duvar boyası Düfa Zeolit Banyo&SPA boyası nemin yüksek<br />
olduğu yaşam alanlarını koruma altına alıyor.<br />
Banyo, mutfak ve spa gibi rutubetli ortamlarda boya filmi üzerindeki<br />
yüksek nemin neden olduğu yoğuşma (terleme) probleminin<br />
önlenmesi amacıyla geliştirilmiş iç cephe boyası Düfa Zeolit<br />
Banyo&SPA boyası, içerdiği mikro kapsüller sayesinde zemin ile<br />
boya yüzeyi arasında ısı yalıtımı sağlar. Sıcaklık farkı ile oluşan<br />
yoğuşmayı ve duvar küfünün oluşumunu engeller.<br />
Her türlü yüzeye mükemmel yapışan Düfa Zeolit Banyo&Spa<br />
Boyası çatlama, dökülme ve sararma yapmaz. Kokusuz, insan<br />
sağlığına ve çevreye dosttur.<br />
Her türlü sıva, brüt- gaz beton, eternit, betopan, tugla, alçıpan<br />
vb. yüzeye kolayca uygulanabilen Düfa Zeolit Banyo&SPA boyası,<br />
24 saat içerisinde tam kuruma sağlar.<br />
Somfy’den akıllı termostat teknolojisi;<br />
Evlerde enerji verimliliği<br />
Akıllı ev ve otomasyon sistemlerinin öncü markası Somfy’nin<br />
geliştirdiği Akıllı Termostat da bunlar arasında. Somfy Akıllı Termostat<br />
ile kullanıcılar şimdi ev ya da iş yerlerindeki kombilerini<br />
uzaktan kontrol edebiliyor. Ürünün akıllı telefon uygulaması sayesinde,<br />
ekstra bir kontrol ünitesine gerek kalmadan ısı seviyesini<br />
istedikleri senaryoya göre kendileri ayarlayabiliyor. Böylece<br />
kendi konfor alanlarını yarattıkları gibi ısınma giderlerinde de<br />
tasarruf sağlıyor.<br />
Eviniz istediğiniz sıcaklıkta…<br />
Somfy akıllı termostatlar, birçok yerden ısıtma ve kombi markası<br />
ile uyumlu şekilde çalışıyor. Kullanıcılar, sıcaklık ve nem kombinasyonu<br />
sayesinde yeni bir konfor seviyesi keşfediyor. Sıcaklık<br />
sensörü ve nem sensörü içeren ürün, hissedilen sıcaklığı; evinizdeki<br />
sıcaklık ve nem seviyesini hesaba katarak isteğinize en<br />
yakın seviyeye getiriyor.<br />
Kışın yaklaşmasıyla ısınma, ev ve iş yerlerinde en önemli ihtiyaçlardan<br />
biri olarak öne çıkmaya başladı. Öte yandan teknolojinin<br />
gelişmesi ile birlikte soğuk günlerde hem ortamın ısısını hem<br />
de hayat konforunu yükseltecek çözümler bugün hayatımızda…<br />
Enerji tasarrufu sağlayın…<br />
Somfy tarafından geliştirilen Akıllı Termostat; evinizin enerji performansını,<br />
yaşadığınız bölgenin iklim koşullarını ve alışkanlıklarınızı<br />
analiz ediyor. Öte yandan akıllı telefon uygulamasından<br />
güncel enerji kullanımı da takip edilebiliyor. Kullanıcılar, kişiye<br />
özel sunulan öneriler ile enerji tüketimini kontrol ederek tasarruf<br />
sağlayabiliyor. Hatta evde açık bir pencere tespit edildiğinde termostat,<br />
ısıtma sistemini geçici olarak kapatarak boş yere yakıt<br />
harcanmasını da önleyebiliyor.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong> 151
Kısa Kısa<br />
BTM Bayilerini<br />
Minsk’te ağırladı<br />
BTM, yurtiçi bayilerini Avrupa’nın önemli başkentleri arasında<br />
bulunan Minsk şehrinde ağırladı. Belarus ülkesinin başkenti<br />
olan Minsk, geniş ve temiz caddeleri, korunmuş tarihi yapıları,<br />
gölleri ve yoğun yeşili ile mutlaka gezilmesi gereken şehirler<br />
arasında yer alıyor.<br />
BTM bayileri bu güzel şehirdeki panoramik şehir turunda Bağımsızlık<br />
Caddesi’ni, Kırmızı Katedral’i, Bağımsızlık Meydanı’nı,<br />
Yer Altı Çarşısı’nı, 2.Dünya Savaşı Özgürlük Anıtı’nı, Milli<br />
Kütüphane’yi, Lenin’nin Bolşevik ihtilalinin yapılmasına karar<br />
verdiği konutu ve son olarak Afganistan savaşı gazileri anısına<br />
yapılan anıt ile Gözyaşı Adası’nı gezme fırsatını yakaladılar.<br />
9-12 Ağustos tarihleri arasında, 3 gece 4 gün süren ve 109 kişinin<br />
katıldığı tur sonrasında BTM bayileri güzel anılarla dolu,<br />
keyifli bir tatil ve güzel Minsk anılarıyla evlerine döndü.<br />
DemirDöküm<br />
Kombi keşfini parmak<br />
ucuna taşıdı<br />
Üstün teknolojiye sahip ürünleriyle doğayı ve aile bütçesini koruyan<br />
DemirDöküm, tüketici dostu hizmetlerine bir yenisini daha<br />
ekledi. “DemirClub Keşif” projesini hayata geçiren şirket, kombi<br />
keşiflerini internetten toplayacak. Türkiye’nin her bölgesinde ücretsiz<br />
olarak kullanıma sunulan hizmet sayesinde tüketiciler ev<br />
ve ofisleri için en ideal yoğuşmalı kombiye DemirDöküm mühendislerinin<br />
yönlendirmesiyle ulaşma şansı bulacak.<br />
Türkiye’nin ısıtma sektöründe en iyi müşteri deneyimini yaşatan<br />
firması DemirDöküm, müşterilerinin hayatlarını kolaylaştırmaya<br />
devam ediyor. Tamamı Türk mühendisler tarafından<br />
tasarlanıp üretilen ürünleriyle dünyanın 50 ülkesine ısı konforu<br />
sunan DemirDöküm,<br />
kombisini değiştirmek<br />
veya yeni bir yoğuşmalı<br />
kombi almak isteyen<br />
müşterileri için<br />
ücretsiz danışmanlık<br />
hizmeti verecek.<br />
Gezegenin sürdürülebilirliği,<br />
çevrenin korunması,<br />
aile bütçesine<br />
katkıda bulunmak<br />
için ürünlerinle en yeni<br />
teknolojiye yer veren<br />
DemirDöküm, “DemirClub<br />
Keşif” projesi<br />
ile hem tüketicilerin hem de yetkili satıcıların hayatını kolaylaştıracak.<br />
Dijital dönüşüm çalışmaları kapsamında 2014 yılından<br />
itibaren tüketici beklentilerine en hızlı ve kusursuz şekilde yanıt<br />
verebilmek için www.demirdokum.com.tr web sitesini geliştiren<br />
DemirDöküm, keşif hizmetini DemirClub portalı ile entegre etti.<br />
Proje sayesinde Türkiye’nin dört bir yanından tüketiciler ister<br />
bilgisayarları başından ister akıllı telefonları üzerinden kombi<br />
keşfi için ücretsiz talep oluşturabilecek. DemirDöküm yetkili satıcıları,<br />
24 saat içerisinde gelen taleplere yanıt verip, evin büyüklüğü,<br />
konumu, yalıtımı doğrultusunda danışmanlık hizmeti<br />
vererek, en geç 48 saat içinde müşteri talebi ve mekana uygun<br />
seçimleri sunacak.<br />
Kone, 8. kez üst üste<br />
dünyanın en yenilikçi şirketleri<br />
listesinde<br />
KONE, uluslararası ekonomi dergisi FORBES tarafından belirlenen<br />
<strong>2018</strong> listesinde de dünyanın en yenilikçi firmaları arasında<br />
gösterildi. FORBES dergisinin “Dünyanın En Yenilikçi Şirketleri”<br />
listesi, yatırımcıların büyük yenilikler sunma potansiyelini göz<br />
önünde bulundurdukları şirketlerden oluşuyor. KONE, dünyanın<br />
en yenilikçi 100 şirketi listesinde üst üste 8 yıldır yer alıyor. Bu<br />
yıl listeye 59. sıradan giren KONE, aynı zamanda listedeki tek<br />
asansör ve yürüyen merdiven şirketi olma özelliğini ise devam<br />
ettiriyor. KONE Türkiye Genel Müdürü Haldun Ulusoy, “FOR-<br />
BES dergisinin her sene düzenlediği dünyanın en inovatif 100<br />
şirketi sıralamasında 8 senedir yer alan tek asansör ve yürüyen<br />
merdiven şirketi konumunda olmak bizler için gurur verici. Erişim<br />
çözümlerimize akıl katan yapay zeka çalışmalarımızla sektöre<br />
yenilikler katmaya devam edeceğiz.” diyor.<br />
KONE yakın zamanda geliştirdiği, konuşan asansörler olarak da<br />
ifade edilen 7/24 Bağlı Hizmetler teknolojisi ve bina içi kolay erişim,<br />
ziyaretçi yönetimi ile bilgi iletimi alanında teknolojinin gücünü<br />
ortaya koyan Residential Flow çözümüyle adından söz ettirmişti.<br />
152<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
TİCARET BAKANLIĞI<br />
ISK-SODEX ISTANBUL 2019<br />
Uluslararası Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma,<br />
Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma ve Güneş<br />
Enerjisi Sistemleri Fuarı<br />
2-5 Ekim 2019<br />
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi<br />
Büyükçekmece • İstanbul<br />
sodex.com.tr<br />
Yeni Tarih!<br />
Online Kayıt İçin<br />
sodex.com.tr<br />
Hannover-Messe<br />
Sodeks Fuarcılık A.Ş.<br />
Tel. +90 212 334 69 00<br />
Fax +90 212 347 10 96<br />
info@sodex.com.tr<br />
Destekleyenler<br />
TÜRKİYE CUMHURİYETİ<br />
TİCARET BAKANLIĞI<br />
<br />
Eş Organizatörler / Destekleyen Dernekler<br />
Resmi<br />
Havayolu<br />
Resmi Seyahat<br />
Acentesi<br />
BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.
Kısa Kısa<br />
REHAU, Sürdürülebilir Bina Ödülü kazandı<br />
Avrupa’nın en önemli sürdürülebilir bina organizasyonlarından biri olan Build<br />
<strong>2018</strong>, yeşil binalarda yapılan çalışmaları ödüllendirdi. “Sürdürülebilir Bina Ödülleri”<br />
başlığında “En İyi Polimer Esaslı <strong>Yapı</strong> Ürünleri Üreticisi” ödülüne layık görülen<br />
REHAU, karbon ayak izini azaltma çalışmaları ve geri dönüşüm konusundaki<br />
çalışmalarıyla takdir kazandı. Avrupa’nın en önemli ödül organizasyonlarından<br />
birinde yer alan REHAU, geri dönüşüm konusundaki taahhütleriyle ön plana<br />
çıktı. 2020 yılına kadar geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen ürünlerinin<br />
yarısından fazlasını, Blaenau’daki fabrikalarında ihtiyaç duyulan yeni teknoloji<br />
yatırımına katkı olarak desteklemeyi planlayan REHAU, Manchester’daki PVCR<br />
geri dönüşüm tesisinin satın alınmasını da planları arasına ekledi.<br />
REHAU’nun kazandığı ödül, şu anda Ross-on-Wye resepsiyonunda sergilenen<br />
bir sertifikanın sunumuyla tanınıyor. Ödül kabinine gitmek için de bir kupa alması<br />
beklenen REHAU, yakın zamanda duyurusu yapılacak ek bir ödülün de sahibi<br />
olacak.<br />
SezaÇimento,<br />
25 kilogramlık torba çimento<br />
üretimine başladı<br />
Türkiye’nin çevreci fabrikası misyonuyla faaliyet gösteren Seza<br />
Çimento, Doğu Anadolu Bölgesi’nde 25 kilogramlık torba çimento<br />
üretimi yapan ilk fabrika oldu. 2016 yılında Elazığ’da üretime<br />
başlayan Seza Çimento’nun Fabrika Müdürü Mehmet Ali<br />
Baysal, Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde,<br />
elle taşımada ağırlık sınırının 25 kilogram olduğunu hatırlattı.<br />
Baysal, “Biz de 25 kilogramlık torba çimento üretimine başlayarak<br />
hem bölgemizde bu alanda var olan talebe karşılık vereceğiz<br />
hem de inşaatlarda iş sağlığı ve güvenliğinin gereklerinin<br />
yerine getirilmesine<br />
katkı sağlayacağız”<br />
dedi.<br />
“İşçi sağlığı için 25<br />
kilogramlık torba<br />
çimento üretimi<br />
önemli”<br />
Bölgesel kalkınma<br />
ve bölgelerarası<br />
gelişmişlik seviyesinin<br />
azaltılmasına<br />
katkı sağlamak<br />
misyonuyla kurulan<br />
Seza’nın, 250<br />
milyon dolarlık yatırımla<br />
hayata geçirildiğini<br />
anlatan<br />
Baysal, “Tesisimizde,<br />
üretime 2016<br />
yılında başladık. O<br />
tarihten bugüne de<br />
bölgemizin ihtiyaçlarına<br />
uygun ürün<br />
geliştirmek hedefiyle, sürekli Ar-Ge çalışmaları yapıyor, ürün<br />
gamımızı çeşitlendiriyoruz. Toplam 500 çalışanı bulunan Seza<br />
Çimento ile bölgede çalışanlarımızın aileleriyle birlikte, yaklaşık<br />
10 bin kişiye dokunuyoruz. Kendi tesisimizde en önemli<br />
önceliğimiz iş sağlığı ve güvenliği. Ancak bölgeye ilişkin misyonumuzun<br />
da gereği olarak sadece kendi tesisimizdeki işçilerin<br />
sağılığını güvence altına almakla yetinemezdik. Bu nedenle<br />
üretimine başladığımız 25 kilogramlık torba çimentoda öncelikli<br />
çıkış noktamız, inşaatlarda çalışan işçiler oldu” dedi.<br />
Deprem korkusuna çelik yapı<br />
ile son<br />
‘Çelik ev’ kullanımı artmalı<br />
Marmara Depremi’nin yıldönümünde Türkiye’de çelik yapı kullanımının<br />
yaygınlaşması ve sistemin teşvik edilmesi gerektiği<br />
kaydedildi.<br />
Depreme karşı güvenli bir yapı sistemi olan çelik yapının deprem<br />
kuşağında yer alan Türkiye’de kullanımının artması gerektiği<br />
vurgulandı.<br />
Türkiye’nin hafif çelik sistemle üretilen ilk binasını kuran Vefa’nın<br />
İcra Kurulu Başkanı Turan Koçyiğit de çelik yapının Türkiye’de<br />
yaygınlaşması gerektiğini belirtti. Hafif çelik yapının esnekliği ve<br />
hafifliği sayesinde depreme karşı güvenli bir yapı sistemi olduğunu<br />
ifade eden Koçyiğit, çelik yapıda oturanlara deprem anında<br />
dışarı çıkmamalarını önerdiklerini söyledi. Koçyiğit, “Avrupa<br />
ve Amerika’da yoğun bir kullanıma sahip olan çelik Türkiye’de<br />
1999 Marmara Depremi’nden sonra daha fazla kullanılmaya<br />
başlandı. Ancak hala kullanımı son derece düşük” dedi.<br />
Avrupa ve Amerika’da çelik yapıların kullanım oranının yüzde<br />
40’larda iken Türkiye’de yüzde 0,5 gibi çok küçük bir oranda<br />
kaldığını belirten Koçyiğit, bu oranın artması gerektiğinin altını<br />
çizdi. Koçyiğit, şöyle devam etti:<br />
“Çelik binaları inşa eden ve tasarlayan teknik kadrolar arttıkça<br />
çelik yapılara talep de artacaktır. O nedenle üniversitelerde çelik<br />
yapı tasarım ve üretim yöntemlerinin daha fazla işlenmesi gerekiyor.<br />
Bizlere de iyi bir yapı inşa edebilmek için tasarım, estetik<br />
ve ekonomiklik açısından çeliğin doğru bir yapı malzemesi olduğunu<br />
her platformda kullanıcılara anlatmak kalıyor.”<br />
154<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>
Kısa Kısa<br />
Artemis, Türkiye<br />
genelindeki yetkili<br />
servislerini güçlendiriyor<br />
Banyo yıkanma alanı ürünlerinin 20 yıllık öncü<br />
markası Artemis, son teknoloji malzemeleri ürünlerinde<br />
kullanarak sektörde yarattığı farkı servis<br />
ağının kalitesiyle güçlendirmeye devam ediyor.<br />
Artemis, Ağustos ayı boyunca Türkiye çapındaki<br />
70 yetkili servisini Gebze’deki fabrikasında ağırlayarak,<br />
Ar-Ge ve Ür-Ge süreçlerini paylaştı. İlk<br />
etapta; Mardin, Adana, Gaziantep, Erzurum, Aksaray,<br />
Nevşehir, Konya, Hatay ve Urfa illerinden<br />
gelen yetkili servis elemanları, böylece üretimdeki<br />
tüm süreçleri yakından görerek, ürünlerin daha<br />
yakından tanıma fırsatı buldu.<br />
Buderus’tan öneri:<br />
‘Kombinizi oda kumandası ile<br />
kullanın!”<br />
Ayvaz, Kazakistan’daki<br />
yatırımlarını artırıyor<br />
Başarılı ihracat çalışmalarıyla adından sıkça söz ettiren Ayvaz,<br />
yurt dışındaki yatırımlarına hız kazandırmaya devam ediyor.<br />
Kazakistan, Rusya ve Türki cumhuriyetler başta olmak üzere<br />
Asya pazarından gelen taleplere daha hızlı geri dönüş sağlamak<br />
isteyen şirket, Kazakistan’da açtığı deposuyla bölgede lojistik<br />
avantaj yakaladı.<br />
Konuyla ilgili açıklama yapan Ayvaz İcra Kurulu Üyesi ve Dış<br />
Satış Müdürü Yeşim Saraç, Kazakistan’ın ticari anlamda stratejik<br />
bir noktada bulunduğunu ve Asya pazarındaki hedeflerine<br />
erişebilmek için bu bölgeye yatırım yaptıklarını söyledi. Konuyla<br />
ilgili detaylı bilgi veren Saraç “Ayvaz Kazakistan’daki şirketinin<br />
faaliyet alanını genişletti. Hem yeni ekibiyle hem de deposuyla<br />
sadece Kazakistan’a değil Rusya, Özbekistan ve Türkmenistan<br />
gibi bölge ülkelere de hizmet verebilecek duruma geldi . Ayrıca<br />
kendine ait bir deposu olduğu için sektörden gelen taleplere hızlı<br />
yanıt verebilecek. Bu depoda özellikle vana, kondenstop ve<br />
kompansatör ürünlerimizin stoğunu tutacağız” dedi.<br />
İhracatın Ayvaz için her zamankinden daha çok önem taşıdığını<br />
dile getiren Saraç, “Markamızı uluslararası arenada ön planda<br />
tutuyoruz ve 95 ülkeye başarıyla ihracat yapıyoruz. Ülkemizi<br />
dünyaya tanıtma ve firma olarak sürekli büyüme hedeflerimize<br />
emin adımlarla yürüyoruz” diyerek sözlerini bitirdi.<br />
Buderus, kombi sahiplerine, mekanın sıcaklığını kullanıcının<br />
ayarladığı derecede sabit tutmak için kombiyi optimum sürede<br />
çalıştıran, bu sayede konforun yanı sıra hem gaz hem de elektrik<br />
tasarrufu sağlayan oda kumandasını öneriyor.<br />
Oda kumandası kullanılmayan kombilerde, ısıtılacak mekanda<br />
ortam sıcaklığını ölçebilecek bir cihaz olmadığı için, tesisat,<br />
gidiş-dönüş suyu sıcaklığını referans alarak çalışır. Kombi, oda<br />
sıcaklığını takip edemediği için mekânı sürekli olarak ısıtmaya<br />
devam eder. Bu da cihazların gereğinden fazla çalışarak daha<br />
çabuk yıpranmasına, yakıt sarfiyatının ve elektrik tüketiminin artmasına<br />
sebep olur.<br />
Oda<br />
kumandası<br />
ile odanın<br />
sıcaklığını<br />
takip edin!<br />
Oysa özellikle<br />
bahar aylarında,<br />
güneş ışığının<br />
mekânı<br />
ısıtması sonucu<br />
ciddi miktarda<br />
ısı kazanımı<br />
olur. Oda<br />
kumandası<br />
olan mekânlarda bu sıcaklık artışı anında tespit edilerek ısıtma<br />
cihazının durdurulup ortamın gereğinden fazla ısınması önlenir.<br />
Bu şekilde tasarruf ve konfor sağlanır. Kullanıcılar, haftalık program<br />
saatli oda kumandası sayesinde ısıtma cihazını gün içerisinde<br />
farklı zaman dilimlerinde farklı derecelere ayarlayabilirler. Örneğin;<br />
06.45 – 07.45 saatleri arasında oda sıcaklığı 21°C; 07.45<br />
– 17.45 saatleri arasında 17°C; 17.45 – 22.45 saatleri arasında<br />
21°C ve 22.45 – 06.45 saatleri arasında 18°C olsun şeklinde bir<br />
ayarlama yapılabilir. Haftalık program saatli oda kumandası, haftanın<br />
her günü ayrı olarak programlanabilir.<br />
156<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> Eylül <strong>2018</strong>